Professional Documents
Culture Documents
Sinif
Sinif
Sinif
7. SINIF NOTLARI
HAZIRLAYAN :
ADNAN BARAN ÖNER
1
FİİLLER
2
2. Durum Fiilleri
Öznenin sürekliliğini anlatan fiillerdir. Bu fiiller nesne alma. Bu yüzden durum
fiillerinde, fiillere sorduğumuz‘’ne, neyi, kimi?’’ sorularından birine cevap
alamayız.
Durum Fiillerinin Özellikleri
1. Öznenin içinde bulunduğu durumu anlatan fillerdir.
Ardauyuyor.
3.Oluş Fiilleri
Öznenin kendi iradesi dışında geçirdiği değişimi anlatan fiillerdir. Oluş
fiillerinde ‘’zaman içerisinde kendiliğinden olma’’ söz konusudur.
NOT: Oluş fiili ile durum fiili nesne almama bakımından benzese de iki fiilin
temel farkı şudur.
* Oluş fiilinde kendiliğinden olma anlamı vardır. Durum fiilinde öznenin isteği
ile gerçekleşme vardır.
* Oluş fiilinde özne değişim içindedir. Durum fiilinde öznede değişim olmaz.
FİİL KİPLERİ
A. HABER (BİLDİEME) KİPLERİ B. DİLEK (TASARLAMA) KİPLERİ
Çekimli Fiil
Bir fiilin kip ve kişi eki almış haline çekimli fiil denir.
Fiil Kök /Gövde +Kişi eki= Çekimli Fiil
b. Görülen (Bilinen) Geçmiş Zaman (-dı, -di, -du, dü; -tı, -ti, -tu, -
tü)
* Kişinin yaşadığı ya da gördüğü bir eylemi anlatır.
* Fiilim gerçekleştiği kesindir.
* Fiilin gerçekleşme zamanı söylenme zamanından öncedir.
* Fiili söyleyen kişi, gerçekleşen eylemi kendisi görmüştür.
ÖRNEK: Güneş doğudan doğup batıdan batar. Cümlesinde‘’ batma’’ eyleminin belli
zamanda değil, sürekli tekrarlandığı anlatılmaktadır.
** Kahvaltıda yumurta ve peynir yerim. ** Ya z tatillerinde Adana’ya gideriz.
** Bu mahallenin birçok işini ben yaparım.** Dedem her sabah kahvaltıdan sonra
gazete okur.
NOT: Koşul kipi diğer kiplerden farklı olarak cümlenin sonunda daha az görülür.
O yüzden kip ekleri aranırken gözden kaçabilir.
NOT:İsme gelen ‘’-sa, -se’’ ekleri koşul kipi değil, ek fiildir. Bu konu ek fiilde
tekrar anlatılacaktır.
Bu senin kaleminsebenimki nerede.
Bu cümlede ‘’kalem’’ sözcüğü isimdir ve ‘’-se’’ eki kip eki değildir.
NOT: Emir kipi bazı kullanımlarda cümleye istek veya rica anlamı katabilir.
Ancak yine de bu çekime emir kipi demek zorundayız.
Allah’ım bana yardım et. (Dilek anlamı)
Parayı kasaya veriniz. (Rica anlamı)
FİİLDE KİŞİ
Kişi (Şahıs) Ekleri
Eylemin hangi kişi tarafından yapıldığını belirten eklerdir. Türkçemizde üç
tekil, üç çoğul olmak üzere toplam altı kişi vardır.
NOT: Fiillere gelen kişi ekleri, isimlere gelen iyelik ekleriyle karıştırılmamalıdır.
Oku-du-m (Fiile gelen kişi eki) çanta-m (İsime gelen iyelik eki)
11
Fiilleri olumsuz yapmak için fiilden sonra ‘’-ma / -me’’ eki getirilir.
SÖZCÜKTE
ANLAM
14
SÖZCÜKTE ANLAM
NOT: Yan anlam sözcüğün gerçek anlamından biraz uzaklaşarak cümle içinde
kazandığı yeni anlamdır. Ancak yeni ‘’Türkçe Müfredatı’’nda yan anlam diye bir
konu yoktur. Bu yüzden yan anlama sahip sözcükleri de gerçek anlam kapsamında
değerlendiriyoruz.
* Bu soğukta dağ başında piknik mi yapılır?
*Kapının koluyla çok oynayınca bozuldu. *Irmağın ağzı çöplerle dolmuştu.
* Kardeşim masanın ayağını kırmış.*Dolabın üst gözüne koyduğum kitabım yok.
2. Mecaz Anlam
Bir sözcüğün gerçek anlamından tamamen uzaklaşarak kazandığı yeni anlama
mecaz anlam denir.
* Koskoca adam olmuş ama babasının gölgesinde yaşıyor.
* Som günlerde oldukça durgun bir hali var.
* Film beni sarmayınca yarıda bırakmak zorunda kaldım.
* Geç kalırsak uçak biletimiz yanar.
3. Terim Anlam
Bir sözcüğün bir bilim, sanat, spor, meslek vb. anlamda bir kavramın karşılığı olarak
kullanılmasıdır.
*Meridyenler arasında 4 dakikalık zaman farkı vardır. (Coğrafya)
* Oyuncu elle oynayınca penaltıya sebep oldu. (Futbol)
*Atom maddenin en küçük yapı birimidir. (Fen Bilimleri)
* Son günlerde Entübe hasta sayısında artış var.(Tıp)
* İsmi niteleyen ve belirten sözcüklere sıfat denir. ( Türkçe)
* Bugün en küçük asal sayının 1 olduğunu öğrendik. (Matematik)
* Yönetmen dekor konusunda kararsız kaldı. (Tiyatro)
15
4. Somut Anlam
Varlığını beş duyu organımızın herhangi biriyle algılayabildiğimiz veya
kavrayabildiğimiz sözcükler denir.
* Rüzgârda çok kalınca epeyce üşümüş. (Dokunma duyusu)
*Şöyle acılı bir çorba olsa da içsek ne iyi olurdu. (Tatma duyusu)
*Bu mevsimde Isparta’da gül kokusundan geçilmez. (Koku alma duyusu)
*Uykuya dalmışken aracın sesiyle uyandık. (İşitme duyusu9
* Kırmızı sana ne kadar çok yakışıyor. (Görme duyusu)
NOT: Somut bir sözcük anlam genişlemesi yoluyla (mecaz anlam) soyut anlam
kazanabilir.
* Toplantıda çok sert konuştun. (Bu cümlede ‘’sert’’ sözcüğü bir maddenin özelliği
iken mecaz anlam yoluyla soyut özellik kazanmıştır.)
5. Soyut Anlam
Beş duyu organımızın hiçbiri ile algılayamadığımız veya kavrayamadığımız
sözcüklere denir.
* O kadar hizmetten sonra biraz saygıyı hak ettik galiba.
*Akıl sorunları çözmedeki en büyük yardımcımızdır.
*Kıskançlık, insanı bir kurt gibi kemirir.
* Ne zaman umudumu kaybetsem biri yardımıma koşar.
* Şefkat, insanları birbirine yakınlaştırır.
*İnsanlara iyilik yaparak da cömert olabilirsin.
* Çocukların olumsuz davranışları görmezden gelinip sabırlı olunmalı.
* Bu saate kadar arayıp sormayınca kaygılandım doğrusu.
6. Çok Anlamlılık
Türkçede sözcükler cümle içinde farklı anlamlara gelecek şekilde kullanılabilir. Bir
sözcüğün birden çok anlamı ifade edecek şekilde kullanılmasınaçok anlamlılık denir.
ATMAK YATMAK
Suya taş atınca suda dalgalar oluştu. Kanepeye dinlenmek için birazcık
yattım.
Yemeklere fazla tuz atmayın. Rüzgardan ekinler yatmış.
Karşıya geçmemiz için merdiven attılar. Depoda bir sürü mal yatıyor.
16
SÖZCÜKLER
ARASI ANLAM
İLİŞKİLERİ
17
NOT: Sözcüklerin zıt anlamlı olabilmesi için her ikisinin de gerçek ya da mecaz
anlamlı olması gerekir.
* Bu karanlık günler bir gün bitecek. * Aydınlık günler bizi bekliyor.
‘’Aydınlık ve karanlık’’ kelimeleri mecaz anlamlıdır ve birbirinin zıddı anlamlar
içerir.
* Arkadaşım bugün bize gelecek. *Sana bu renk hiç gitmedi.
‘’gel- sözcüğü gerçek anlamda, ‘git-‘’ sözcüğü ise mecaz anlamda kullanılmıştır. Bu
yüzden zıt anlamlı değillerdir.
18
Yün
* Annem kıyafetim için yüz lira ödedi.
* Bu tatilde yüzme kursuna yazılacağım
At
* Çocukluğumdan beri bir atım olsun istedim.
* Yemeklere tuz atmayı unutmuşsun.
Yaz
* Bu yıl yaz çok çabuk geçti.
* Öğretmenim bunu deftere yazmamı söyledi.
NOT: Bir sözcük cümlede kullanımına göre özel veya genel anlamlı olabilir.
Kitap okumak insanın zihnini geliştirir. (Tüm kitaplar kastettiği için genel
anlamlıdır.)
Bugün yüz sayfa kitap okudum. ( Bir tane kitaptan bahsedildiği için özel
anlamlıdır.)
19
5. Nitel ve NicelAnlamlıSözcükler
Sayılabilen, ölçülebilen bir özelliği ifade eden sözcüklere nicel anlamlı;
sayılamayan, ölçülemeyen bir özelliği anlatan sözcüklere ise nitel anlamlı sözcükler
denir.
NİCEL NİTEL
*Geniş bir balkonu olan ev arıyoruz.*Son günlerde yediğim en lezzetli tatlıydı.
* Sırtında ağır bir çuvaltaşıyordu.*Büyük işiler başarmak için çok çalışmalısın.
* O kadar ince kıyafetle üşütürsün.*Kırık camdan içeri yağmur giriyordu.
NOT: Bir sözcük cümle içinde kullanılışına göre ‘’nicel’’ veya ‘’nitel’’ olabilir.
* Bugün hava düne gör daha soğuk. (Ölçülebilir – Nicel)
* Bize neden soğuk davrandığını anlayamadım. (Ölçülemez – Nitel)
20
CÜMLEDE
ANLAM
21
‘’-diğinde, -ınca; için, diye, nedeniyle, sebebiyle, ile’’ gibi kullanımlarla sebep
anlamı sağlanabilir.
* Dersi dinlemeyince öğretmen uyardı.
Neden (Sebep) Sonuç
ÖNEMLİ: Cümle içinde yer alan ‘’ diye, için, üzere’’ edatları yerine
‘’amacıyla’’ sözcüğü getirilebiliyorsa amaç-sonuç, getirilemiyorsa neden-sonuç
cümlesidir.
4. Öznel Cümleler
Kişinin kendine özgü cümlelerini, duygularını, beğenilerini ifade eden;
doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanamayan cümlelerdir.
* Bu mevsim Salördek ormanlarını seyrine doyum olmaz.
* yaşlı insanlara yardım etmek hepimizin görevi olmalıdır.
* Yalnız kalmak, insanları biraz olsun rahatlatıyor.
23
5. Nesnel Cümleler
Doğruluğu ya da yanlışlığı ispatlanabilen, kişisel görüş ifade etmeyen
cümlelerdir. Nesnel yargılarda duygu ve izlenimlere yer verilmez. Nesnel anlamda
‘’bence’’ ve ‘’bana göre’’ ye yer yoktur.
8. Duygu Cümleleri
Hislerimizin ifade edildiği cümlelerdir.
b. Varsayım
Gerçekleşmemiş bir olayın gerçekleşmiş gibi ya da gerçekleşmiş bir olayın hiç
gerçekleşmemiş gibi kabul edildiği cümlelerdir. Varsayım anlamı taşıyan yargılarda
genellikle “tutalım ki, diyelim ki, farz edelim, düşün ki” gibi ifadelere yer verilir.
* Tut ki şimdi İstanbul’ dasın.
* Bir an için senin müdür olduğunu kabul edelim.
* İşi bir saatte bitirdiğini farz edelim.
* Diyelim ki her şey senin istediğin gibi gitti.
C. Şaşırma
Beklenilmeyen bir durumla karşılaşıldığında hayret duygusunu ifade eden
cümlelere şaşırma cümleleri denir.
* Bir ayda bu kadar kiloyu nasıl verdin?
* Birden onu karşımda görmeyeyim mi?
* Ansızın geleceğini hiç hesap etmemiştik.
*Hayret! Sen basketbol oynamayı biliyor muydun?
d. Beklenti
Gerçekleşmesi beklenen davranış ve işleri ifade eden cümlelerdir.
Beklentiler, bazen gerçekleşir bazen de gerçekleşmez.
* Biriktirdiğim paralarla bana bisiklet aldılar. (Gerçekleşmiş beklenti)
* Buradan ayrılınca bizi arar sanmıştım. (Gerçekleşmemiş beklenti)
* İşi bana vereceğini ummuştum (Gerçekleşmemiş beklenti)
* Doğum gününe tahmin ettiğim gibi beni de çağırdı. (Gerçekleşmiş beklenti)
e. İkilem (Kararsızlık)
İki durum arasında kararsız kalmaya ikilem denir.
*Davete gitsem mi gitmesem mi?
* Aklımdakileri söylesem mi söylemesem mi bilemedim.
*Dondurmayı sade mi yesem yoksa tatlıyla mı?
* Acaba biraz daha mı beklesem?
f. Yadsıma (İnkar)
Bir şeyi inkar etme, kabul etmeme anlamı taşıyan cümleler.
* Ben böyle bir şey söylemedim.
* Söylenenin aksine buraya daha önce hiç gelmedim.
* Bu sözler benim ağzımdan mı çıkmış.
25
g. Özlem (Hasret)
Geçmişte yaşanan günlerin tekrar yaşanma isteğini ya da yeri veya kişiyi
görme isteğini dile getiren cümlelere özlem cümlesi denir.
*Ah, nerede o eski bayramlardaki samimiyet.
* Akşamları ailecek oturup film izlediğimiz günler burnumda tütüyor.
* Fırsatım olsa çocukluk günlerine tekrar dönmek isterim.
h. Kaygı (Endişe)
Bir olay ya da durumun kötü sonuçlanacağı düşüncesini ifade eden
cümlelerdir.
* Saat geç oldu, nerede kaldı bu çocuk.
* Sınavda ya çalışmadığım yerlerden soru olursa!
* Bu olaydan sonra bana güvenmez herhalde.
ı. Tasarı
Kişinin bir konuyla ilgili, ileriye yönelik yapmayı düşündüğü planlamaları
ifade eden cümlelerdir.
* Bu yaz, tatili Kuşadası’nda yapmayı düşünüyorum.
* Mahallemize yeni bir okul yapılması planlanıyormuş.
* Sıkı bir diyetle bir ayda beş kilo verme niyetindeyim.
* yarından sonra günlük elli soru daha çözeceğim.
j. istek (Dilek)
Gerçekleşmesi mümkün olan veya olmayan bir dileği, isteği bildiren cümlelere
istek cümlesi denir.
* Bari doğru cevap verseydi.* umarım hayallerine bir an önce ulaşırsın.
* Anlamadığımız konuları öğretmene soralım. * Haydi, biraz yürüyüş yapalım.
k. Aşamalı Durum
Bir şeyin kademeli bir şekilde ilerlemesi ya da kötüye gitmesini ifade eden
cümlelerdir.
* Ülkemiz her geçen gün savunma sanayiinde iyi işler başarıyor.
* Hastanın durumu son günlerde kötüleşiyor.
* Baharla birlikte havalar da yavaş yavaş ısınmaya başladı.
26
l. Eleştiri
Bir eserin, insanın veya durumun doğru ya da yanlış yönlerini olumlu ve
olumsuz görüş olarak belirten cümlelerdir.
* Edebiyatımıza yeni bir soluk getirmiş bir yazarımızdır. (Olumlu eleştiri)
*Eserinde çok fazla yabancı sözcüğe yer vermişsin. (Olumsuz eleştiri)*
Eserinde içeriği zengin tutmasına karşılık anlatımda tekdüzelikten kurtulamıyor.
(Hem olumlu hem olumsuz eleştiri)
UYARI: Bazı cümleler anlam bakımından çok benzedikleri için birbirleriyle sıklıkla
karıştırılmaktadır.
Azımsama Küçümseme Olasılık Tahmin
Pişmanlık Hayıflanma
Üslup İçerik
Küçümseme
Azımsama
Herhangi bir kişiye veya duruma değer
Bir şeyi miktarca az bulma, yetersiz görmek vermeme, önemsememe ve onu küçük görme
anlamını ifade eden cümlelerdir. anlamlarını ifade eden cümlelerdir.
*Bu parayla bir ayı çıkaramayız? * Sen asla benim dengim olamazsın.
*Bir yıl boyunca sadece bir kitap mı okudun? * Ben senin gibileri cebimden çıkarırım.
*Bu işin karşılığı sadece 100 lira mı? * İki tane resim yaptın diye kendini ressam
sandın herhalde!
Sitem ve yakınma cümlesi arasındaki temel fark şudur: Sitem, bir kimsenin
hatasını yüzüne karşı söylemek yakınma, o kişi veya kişilerin hatalarını olmadığı
ortamda konuşmaktır.
27
Pişmanlık Hayıflanma
Yapılan bir şeyden duyulan üzüntüdür. Bir kişinin herhangi bir olaydan veya
* Keşke senin uyarılarını dikkate alsaydım. yapamadığı bir işten dolayı duyduğu
* ona arabayı vermekle hata ettim.
üzüntüyü anlatan cümlelerdir.
* Bu kadar bağırmasaydım şimdi sesim
* Nasıl da farkına varmadan geçti zaman.
kısılmayacaktı.
* Bu işe ortak olmakla büyük hata ettim. * Gençlikte bir güzel gezip tozmak varmış.
* Elime fırsat geçmişken o evi almalıydım.
Uyarı cümlelerinde sonucu önceden kestiren bir durumu önlemek için daha
kesin bir dille talimat verme söz konusudur. Öneri cümleleri ise daha çok nasihat
cümlelerine yakındır. Yani önerideki dil daha yumuşaktır. Ayrıca öneride işi yapıp
yapmama tamamen karşı tarafa bırakılır.
28
Üslup İçerik
Bir yazar ya da bir eserin dil ve anlatım Yazarın eserinde ele aldığı konu başka bir
özelliklerine üslup denir. ifade ile ne anlattığıdır.
* Yazar, romanda bolca betimleme yapmış.
*Aşık Veysel, Anadolu’yu ve bu yörenin
* Yöresel söyleyişler esere ayrı bir tat
insanını çok güzel dile getirmiştir.
vermiş.
* şiirde edebi sanatların çokluğu hemen göze * Roman, Çukurova insanının yaşadığı
çarpıyor. sıkıntıları işlemiş.
* Çalıkuşu’nda Reşat Nuri, genç bir
öğretmenin yaşadığı zorlukları anlatmış.
9. Cümle Oluşturma
Karışık olarak verilen cümlelerden anlamlı ve kurallı bir cümle oluşturma işidir.
başına- olsa- merhemi- sürer- kelin Kelin merhemi olsa başına sürer.
YAPILARINA
GÖRE FİİLLER
30
A. Basit Fiiller
* Yapım eki almayan, kök durumundaki fiillerdir.
* Bu fiiller çekim eki alabilir çünkü çekim ekleri sözcüğün anlamını, yapısını
değiştirmez.
* Fiillere gelen tüm kip ve kişi ekleri çekim ekidir. Bu ekleri alan fiiller yapısı
bakımından basittir.
Anla- malı- sın Basit fiil Gel- ecek- ler Basit fiil
Fiilkip kişi Fiilkip kişi
*Her iki sözcükte de fiile gelen ekler fiilin anlamında bir değişikliğe sebep
olmadığı için bu fiiller basit yapılıdır.
B. Türemiş Fiiller
* İsim ya da fiil köklerine, fiil yapım ekleri getirilerek yapılır.
* Yapım eki almış fiillere ‘’fiil gövdesi’’ denir.
* Türemiş fiiller iki şekilde yapılır.
NOT:Fiilin, bir veya birden fazla çekim eki olmasıonu türemiş fiil yapmaz.
Önemli olan onun yapım eki almasıdır.
Anla – mış – lar Basit fiildir çünkü yapım eki almamıştır.
Anla –t – mış – larTüremiş fiildir çünkü ‘’t’’sesiyapım ekidir.
C. Birleşik Fiiller
* En az iki sözcüğün birleşmesiyle oluşan fiillerdir.
* Birleşik fiili oluşturan sözcüklerden en az biri fiil olmak zorundadır.
* İki fiilin birleşmesi şeklinde de olabilir.
Sabretti (sabır= isim + etti= fiil) Bakakaldık (bak = fiil + kal = fiil)
NOT: Birleşik fiillerin bir kısmı bitişik yazılsa da bazı birleşik fiiller ayrı
yazılabilir.
Ayrı yazılanlar: ikna etmek – gözden düşmek – göz atmak – kulak kabartmak – burun
kıvırmak – göz gezdirmek – ayak diremek…
Bitişik yazılanlar: bakakalmak – gidedurmak – şükretmek - kaynana ( kayın ana)
kaynata ( kayın ata) - nasıl ( ne asıl) - niçin ( ne için) -
pazartesi (pazarertesi) - sütlaç ( sütlü aş)
a. Yeterlilik Fiili
Fiil kök ya da gövdelerine ‘’-bil (mek)’’ getirilerek yapılı. Cümleye ‘’ gücü
yetme, olasılık’’ gibi anlamlar katar. Bazen soru durumlarında ‘’rica’’ anlamı katar.
* Bu soruyu ben çözebilirim. (Gücü yetme)
* Bu yıl kar çok yağabilir. (Olasılık)
* Pencereyi kapatabilir misin? (Rica)
32
NOT: Tezlik fiilinin olumsuzu iki şekilde yapılabilir. Birinde olumsuzluk eki
tezlik ekinden önce, diğerinde ise tezlik ekinin sonunda yer alır.
* Gülüverdi Gülüvermedi Gülmeyiverdi
Olumlu 1. Olumsuz 2. Olumsuz
Önemsememe Tezlik
c. Süreklilik Fiili
Fiil kök ya da gövdelerine ‘’-egel (mek), -ekal(mak), edur(mak)’’ getirilerek
yapılır. Eylemin devam ettiği anlamına gelir.
NOT: Yardımcı fiil olarak kullanılan sözcükler asıl fiil olarak kullanılabilir.
*Ağaçtaki elmalarolmuş. Asıl fiil, olgunlaşmak anlamında kullanılmış.
*Tanıştığımıza memnun oldum. Yardımcı fiil görevinde kullanılmıştır.
NOT: Yardımcı eylemlerle birleşik fiil oluşturulurken ‘’türeme, düşme’’ gibi ses
olayları olursa yardımcı fiil, isme bitişik yazılır.
* sabır et sabret Ünlü düşmesi olmuştur.
* af et affet Ünsüz türemesi olmuştur.
* kayıt ol kaydol Hem ünsüz yumuşaması hem de ünlü düşmesi
olmuştur.
DİKKAT:Yardımcı fiillerin yazımına dikkat edilmezse yazım yanlışına sebep olur.
* Adam haline süreklişükür ediyordu. Yanlış
*Adam haline sürekli şükrediyordu. Doğru
DEYİMLER
VE
ATASÖZLERİ
35
1. Deyimler
Genellikle gerçek anlamından ayrı, kendine özgü bir anlam taşıyan kalıplaşmış söz
öbeğidir.
Deyimlerin Özellikleri
-----Deyimler anonimdir, yani söyleyeni belli olmayan sözlerdir.
* Bindiği dalı kesmek.
* Ekmeğini taştan çıkarmaksözlerini ilk olarak kimin söylediği belli değildir.
----- Deyimler en az iki sözcükten oluşan söz gruplarıdır. Bir sözcük tek başına
deyim oluşturamaz.
*Ağzını aramak *Bozuntuya vermemek
*Fikir yürütmek *Ekmeğini taştan çıkarmak
-----Deyimler genellikle söz öbeği şeklindendir ancak az da olsa cümle şeklinde olan
deyimlerde vardır.
Söz Öbeği Şekline Olanlar Cümle Şekline Olanlar
*Çam devirmek *Bahtı açık *Dostlar alışverişte görsün.
*Naza çekmek *Ödün vermek *Ayıkla pirincin taşını.
* ismi var, cismi yok.
36
ATASÖZLERİ
Atasözü: Deneyimlere, gözlemlere dayanılarak söylenmiş ve halka mal olmuş öğüt
verici nitelikteki sözlerdir.
Atasözlerinin Özellikleri
-----Atasözleri, anonimdir yani söyleyeni belli olmayan sözlerdir.
*“Yolcu yolunda gerek.” Bu sözü ilk kimin söylediği belli değildir. Dilden dile
dolaşıp bugüne kadar gelmiş ve halkın ortak malı olmuştur.)
c. Hem Gerçek hem Mecaz Anlamlı Atasözleri: İki anlama da gelebilecek şekilde
kullanılan sözlerdir.
*Hamama giren terler. *Mal canın yongasıdır. *Ağaç yaş iken eğilir.
* Çivi çıkar ama yeri kalır. Ateş düştüğü yeri yakar.
-----Atasözleri öğüt verirken deyimlerin böyle bir özelliği yoktur. Deyimler öğüt
vermez.
* İyilik eden iyilik verir. (Ders verdiği için atasözüdür)
*Tepesi atmak (Öğüt verme amacı taşımadığı için deyimdir)
39
3. Özdeyişler (Vecizeler)
Bir düşünceyi, bir duyguyu özlü bir şekilde anlatan, deneyim ve tecrübeler sonucu
ortaya çıkmış olan, genellikle toplumları, insanlığı ilgilendiren, evrensel değerler
içeren söyleyeni belli olan sözlerdir.
Özdeyişlerin Özellikleri
-----Söyleyeni belli olan sözlerdir.
-----Tıpkı atasözleri gibi yaşanan olaylardan, gözlemlerden ve deneyimlerden
ortaya çıkan özlü sözlerdir.
-----İnsanların büyük bölümünü ilgilendiren sözlerdir.
-----Bir alanda tanınmış kişiler (lider, sanatçı, düşünür vb.) ait sözlerdir.
-----Sözcüklerin yerlerine eş anlamlıları getirilemez.
* Benim naçiz vücudum elbet bir gün toprak olacaktır, ancak Türkiye Cumhuriyeti
ilelebet payidar kalacaktır. ( M. Kemal Atatürk)
* Aldığımız nefesi bile geri veriyorsak, hiçbir şey bizim değildir. (Necip Fazıl
Kısakürek)
ZARFLAR
(BELİRTEÇLER)
41
* Dün çokuyuyunca ilk derse yetişemedim. (Zarf, fiile benzer bir sözcüğü
Zarf Fiilimsi
etkilemiştir.)
* Aylin’in pek sevimliköpeği vardı. (Zarf sıfatı derecelendirmiştir.)
Zarf Sıfat isim
Zarfların Özellikleri
-----Zarflar, genelde isim çekim eki almaz. Aldıklarında çoğunlukla isim olurlar.
* Anne, aşağı inmem gerekiyor. (zarf) * Çocuklar beni aşağıda bekliyor.
(İsim)
NOT: Durum zarfları cümleye ‘’kesinlik, dilek, olasılık, tekrarlama vb.’’ anlamları
katar.
* Babambelki de bize kızmayacaktır. (İhtimal)
*Keşke bir fırsatımız daha olsaydı. (İstek)
*Bugünden sonraaslaseni üzmeyeceğim. (Kesinlik)
*Fırsatım olsayine söylerdim. (Tekrarlama)
2.Zaman Zarfları
-----Fiillerin ve fiile benzeyen sözcüklerin anlamlarını zaman yönünden etkileyen
zarflardır.
-----Zaman zarfları fiilin hemen önünde yer almayabilir.
-----Fiillere ve fiile benzeyen sözcüklere sorulan ‘’Ne zaman?’’ sorusunun cevabı,
bize zaman zarfını verir.
* * Önümüzdeki hafta İç Anadolu’da kar bekleniyor.
**Yarın çok önemli bir toplantımız var.
** Beklediğimiz kişiler birazdan gelecek.
** Memlekete haziranda gitmeyi planlıyoruz.
43
NOT: Zarflar, fiilleri etkileyen sözcükler olsa da yüklemi ek fiil almış isimlere
de ‘’Ne zaman’’ sorusunu sorduğumuzda zaman zarfını buluruz.
* Yazın buralar adeta cennettir. (Yüklemi ek fiil almış isimdir)
NOT:Miktar belirten sözcük bir ismi niteliyorsa sıfat, bir fiili niteliyorsa zarf,
ismin yerini tutuyorsa zamir, bir adı karşılıyorsa da isim görevindedir.
4. Yer-Yön Zarfları
-----Fiillerin ve fiile benzeyen sözcüklerin yerini ve yönünü belirtmek için
kullanılan zarflardır.
-----‘’yukarı, aşağı, ileri, geri, öte, beri, içeri, dışarı’’ sözcükleri en çok kullanılan
yer-yön zarflarıdır.
-----Fiillere ve fiile benzeyen sözcüklere sorulan ‘’Nereye’’ sorusunun cevabı, bize
yer-yön zarfını verir.
* Birazdan aşağı inmemiz gerekiyor. * Çocuklar uyuyor, sakın yukarı
çıkmayın.
* Araç geri gidince duvara çarptı. * Az beri gel de sana olanları anlatayım.
5. Soru Zarfları
-----Fiillerin ve fiile benzeyen sözcüklerin anlamlarını soru yoluyla etkileyen
zarflardır.
-----‘’Ne?’’, ‘’Nasıl?’’, ‘’Niçin?’’, ‘’Neden?’’, ‘’Ne zaman?’’, ‘’Ne kadar?’’, ‘’Niye?’’
soruları, en çok kullanılan soru zarflarıdır.
* Sen küçücük çocukla nasıl konuşuyorsun. * Bugün niçin bu kadar sinirlisin?
* Akşam saat kaçta gelmeyi düşünüyorsun? * Yeni kitabı ne zaman çıkacak?
* Bir saattir ne konuşup duruyorsun? * Şarkıyı ne biçim okumuş böyle?
GEÇİŞ
VE
BAĞLANTI
İFADELERİ
46
-----Aynı doğrultuda olan iki cümleyi daha anlaşılır kılmak ve söyleneni desteklemek
için kullandığımız ifadelerdir.
* Tüm ödevi tek başına yapmış üstelik bir de fazladan soru çözmüş.
* Bazı eserleri tekrar tekrar okumak gerekir mesela ‘’Nutuk’’ bunlardan biridir.
* Bu kıyafet biraz dar olmuş, yani sana yakışmamış.
*Açıkçası bunu senden beklemezdim.
EK FİİLLER
(EK EYLEM)
49
YÜKLEM:İş, kılış, oluş, hareket, durum bildiren; haber veren; cümleyi bir yargıya
bağlayan ögedir.
NOT:İsim veya isim soylu sözcüklerin yüklem olduğu cümlelerin olumsuzu Değil
edatı ile yapılır.
*Anlattıklarım pekumurunda değildi. Olumlusu(umurundaydı)
*O zamanlar olayınfarkında değildim. Olumlusu (farkındayım)
*Dışarı çıkmak için vakitgeç değildi. Olumlusu (geçti)
NOT:İsim ve isim soylu sözcüklerin yüklem olduğu cümlelerin sorusu ‘’mi’’ edatı
ile yapılır.
NOT: Ek fiilin şart çekimi yüklem olmadığı için cümlenin sonunda değil de
gizlenmiş olabilir. Bu yüzden çoğunlukla gözden kaçar.
PARÇADA
ANLAM
56
PARAGRAF
Bir duyguyu, düşünceyi, olayı daha iyi anlatmak amacıyla birden çok cümlenin bir
araya getirilmesiyle oluşan metinlerdir. Cümleler arasında anlamca ve yapıca uyum
bulunması gerekir.
1. Paragrafta Başlık
Paragrafta anlatılanları en iyi özetleyen sözcük ya da sözcük grubudur. Şiir
için de aynı durum söz konusudur. Başlık, paragrafın konusunun bir ya da birkaç
sözcükle ifade edilmiş halidir.
Paragrafta Başlığın Temel Özellikleri Şunlardır:
-----Paragrafın tamamını kapsar
-----Paragrafın konusu ve ana fikri ile bağlantılıdır.
-----İlgi çekici ve düşündürücüdür.
…………………………………………………….
Dostluk dediğin güzel bir kitap,
Hava gibi,
Su gibi,
Ekmek gibi,
Vazgeçilmez bir tat.
Sonuna kadar dayanmak şart
Dostluk dediğin eşsiz bir kitap,
Sevmediğin sayfaları varsa atla,
Sayfayı kökünden yırtman şart mı?
(Bedri Rahmi Eyüpoğlu)
Bu şiire ‘’Dostluk’’ başlığını koyabiliriz. Çünkü Şiirde dostun
özellikleri anlatılmıştır.
2.Paragrafta Konu
Yazarın hakkında yazı yazma gereği durduğu olay, durum ya da düşünce
paragrafın konusunu oluşturur. Yazarlar, okuyucuya bir mesaj vermek isterler.
Konu da bu mesajı verirken bir araç görevi görür.
DİKKAT
-----Önce konuyu bulup yazarın konuyu ele alış biçiminden ana fikre
ulaşabiliriz.
-----Bazen ise ana fikir metnin tamamına yayılmıştır.
-----Ana fikri bulurken kendi fikrimiz değil, yazarın fikri önemlidir.
-----‘’Kısacası, açıkça, yani, özetlemek gerekirse, bu nedenle, bana göre, bence,
böylece’’ gibi özetleyici söz gruplarından sonra genelde yazar ana fikrini söyler.
-----Bazen öznel yargı taşıyan giriş cümleleri de ana fikir cümlesi olabilir.
Ana Duygu
Şiir deyince akla ilk olarak duygular gelir. Şiirde birçok duygu yer alabilir.
Ama şiirde asıl olan bir duygu vardır. İşte bu duyguya ana duygu denir.
NOT: Bu tip sorular daha çok konuyla ilgili olduğundan önce soruyu okuyup
ardından ilk cümleyi okuduğumuzda arada bir uyum olması gerekir.
9. Paragrafta Yapı
Paragraf, bir duyguyu, düşünceyi, isteği, durumu, öneriyi, olayın bir yönünü
anlatım teknikleri ve düşünceyi geliştirme yollarıyla anlatan yazılardır.
A. Paragrafın Bölümleri
Aynı anlam etrafında toplanmış, biçimce birbirine bağlanan cümleler topluluğu
paragrafı oluşturur. İyi bir paragrafta bir cümle kendinden önceki cümlenin
devamı, kendinden sonraki cümlenin de habercisidir. Bu da cümleler arasında dil ve
anlatım birliğini ortaya koyar.
62
1. Giriş Bölümü
Genellikle tek cümleden oluşur ve konunun verildiği bölümdür. Ana düşünceyi
taşıyacak niteliktedir.
Giriş cümlesinde
----- Genel bir yargı taşıdığı için açıklamaya ihtiyacı olan cümledir.
----- Kendinden sonra gelen cümlelere biçim ve içerik bakımından bağlıdır.
----- Giriş cümlesi ‘’bu
yüzden, çünkü, bundan
dolayı, açıkçası; bu, şu, o’’
gibi bağlayıcı ifadelere yer
verilmez.
2.Gelişme Bölümü
Giriş bölümünde verilen konunun açıklandığı ve aydınlatıldığı bölümdür. Bu
bölümde örnekler verilir, kanıtlar gösterilir, benzerlikler, çelişkiler, karşıtlıklar
sergilenir, karşılaştırmalar yapılır. Bu bölümü oluşturan cümleler, anlam, dil ve
anlatım bakımından hem kendinden önceki hem de kendinden sonraki cümlelerle
ilgilidir.
3. Sonuç Bölümü
Gelişme bölümünde anlatılan duygu, düşünce ve olayların, yapılan
açıklamaların toparlanıp sonuca bağlandığı bölümdür.
B. Paragraf Oluşturma
Bir paragraf oluştururken cümleler arasındaki anlamsal bütünlüğe dikkat
edilmesi gerekir.
Nasıl Çözülür
----- Yapılacak ilk iş giriş cümlesini bulmak olmalıdır.
----- Cümleler arası geçiş ve bağlantı ifadelerine dikkat edilmelidir.
----- Olayların kronolojik olarak sıralanmasına dikkat edilmelidir.
----- Metindeki anahtar sözcükler de cümlelerin art arda getirilmesinde yardımcı
olur.
Önce giriş cümlesini bul. Ardından giriş cümlesine anlamca bağlı cümleyi
belirle. Geçiş ve bağlantı ifadelerine dikkat et.
65
C. Paragraf Tamamlama
Paragraf tamamlama ile ilgili sorularda paragrafın giriş, gelişme ya da sonuç
bölümlerinin herhangi bir yerinde boşluk bırakılır ve bu boşluğun tamamlanması
istenir. Paragraf tamamlamada dikkat etmemiz gereken şeylerin başında, konu ve
ana fikri belirlemek gelir. Çünkü paragrafın başına, ortasına ve sonuna
getireceğimiz cümlelerin konu ve ana fikir ile uyumlu olması gerekir.
İPUCU:
----- İlk Cümleyi Tamamlama: Cümle paragrafın başına getirilecekse giriş cümlesi
özelliği taşımalıdır. Bağlaçla ve örneklerle başlamalıdır. Ayrıca kendinden sonraki
cümlelerle dil ve anlatım bakımından uyumlu olmalıdır. Konu girişte olduğu için konu
cümlesi özelliği taşımalıdır.
----- Ortadaki Cümleyi Tamamlama:Anlam akışının bozulmaması için eklenecek
cümlenin üstteki ve alttaki cümleler ile uyumlu olması gerekir.
----- Sonuç Cümlesini tamamlama:Sonuç cümlesi özelliği taşımalıdır. Daha önceki
anlatılanları destekleyen ve özetleyen cümle özelliği taşımalıdır. Paragrafın
bütünlüğünü özetlemesi gerekir. Ardından yeni bir konuya geçilmez, örnek
verilmez.
(….)Bu dünyada istediğiniz kapıyı kendiniz açabiliyorsunuz. Dünyanın
anahtarı sizin elinize verilmiş gibidir. Bu anahtar ile hangi kapıyı
açacağınıza ise kendiniz karar vereceksiniz. Faydalı kapılardan giriş
yapabileceğiniz gibi kötü ve faydasız kapılardan da giriş
yapabilirsiniz. Gerekli kararları almak tamamen sizin elinizde.
II. Kişi (Şahıs): Olayın olmasında etkisi olan ya da olayı yaşayan kişi ya da
kişilerdir. Kurgusal metinlerde ‘’kahraman’’ olarak adlandırılır. Masal ve fabl gibi
olağanüstü metinlerde kişiler insan dışındaki varlıklardan oluşur. Roman ve hikâye
gibi gerçek ve gerçeğe yakın metinlerde kahramanlar insanlardır.
68
III. Yer (Mekân): Olayın yaşandığı çevre ya da mekândır. Metindeki olaylar birden
fazla yerde yaşanabilir. Masal ve fabllarda yer gerçek dışıdır.
IV. Zaman: Olayın yaşandığı an, saat, gün, mevsim, yıldır. Metinlerde bazen zaman
kavramı takvimsel olarak belirtilirken bazen de okuyucunun yorumuyla bulunur.
Güneş tam tepemizdeydi. Artık yürüyecek halimiz kalmamıştı. Neyse kibir minibüs
şoförü bize acıyıp durdu.
(Metinde olay bir öğle vakti yaşanmaktadır. Ancak yazar bunu ‘’ Güneş tam
tepemizdeydi.’’ Diyerek okuyucunun bulmasını beklemiştir.)
---- Hikaye unsurlarına ait sorular ‘’hangisi yoktur, altı çizili söz grubu hangi
hikaye unsuruna aittir.’’ Şeklindedir.
**İki gün önce öğleden sonraydı. Pencerenin önünde oturmuş yavaş yavaş
yağan yağmuru seyrediyordum. Karşıdaki parktan üç çocuk sokağa doğru koşmaya
başladılar. Erkek olanın elinde bir şey vardı. Sanki elinde taşıdığı şeyi bir yerlere
yetiştirmeye çalışıyormuş gibi telaşlıydı. Çocuklar benim eve doğru koşuyorlardı.
Derken kapı çalındı. Yağmurdan sırılsıklam olmuş üç kardeş Beyza, Keremcan ve
Küçük Zeynep yalvarırcasına gözlerime bakıyorlardı. Bunlar komşum Adnan Bey’in
çocuklarıydı. Erkek olanın avucunda bir serçe vardı. İsmail amca siz
veterinersiniz lütfen yardım edin. Galiba bir kedinin saldırısına uğramış, dedi.
Çocukları içeri alıp serçeyi muayene ettim. Kanadı kırılmış biraz da acıkmıştı. Önce
kanadını sardım. Sonra da karnını doyurdum. Çocuklarla serçeye çoraplardan ve
pamuktan güzel bir yuva hazırladık. Çocuklar bir canlının hayatını kurtarmış
olmanın huzuruyla kendilerine ikram ettiğim ıhlamurlarını yudumlarken minik serçe
bulduğu sıcak yuvanın huzuruyla uykuya daldı.
8. Anlatıcı Türleri
Olay yazılarında olayı, kişileri, yer ve zamanı okura anlatan kişiye anlatıcı
denir. İki tür anlatıcı ağzı vardır.
a. Birinci Kişi Ağzıyla Anlatım
---- Yazarın kendi başından geçen ya da içinde bulunduğu bir olayı anlatmasıdır.
---- Ben ve biz ifadeleri ile bu ifadelere uygun ekler kullanılır.
**Bir kış olmalıydı. O kadar çık kar yağmıştı ki nerdeyse pencereler dahi kapalıydı.
O sırada birden kapımız vuruldu. Babam kim bu saatte acaba, dedi. Gelen Ahmet
amcaydı. Eşinin çok hasta olduğunu söyleyip bizden yardım istedi.
---- Bu metinde yazar, olayı yaşayanlardan biridir. Aynı zamanda metinde geçen
‘’kapımız, babamız, bizden’’ sözcüklerinden de bunu anlayabiliyoruz.
**Birdenbire hava karardı ve şakır şakır yağmur yağmaya başladı. İyi ki Talha
Annesinin sözünü dinleyip tedbirli davranmış ve yanına şemsiye almıştı.; bu sayede
ıslanmaktan kurtulmuştu. Eve döndüğünde annesine, anneciğim iyi ki şemsiye
almamı söylemişsin, dedi.
---- Bu metinde yazar anlattığı olayların içinde yer almamıştır.
9. Anlatım Biçimleri
Metinlerde kullanılan yazım tekniğine anlatım denir. Hewr metin aynı anlatım
tekniği ile yazılmaz. Anlatacağımız konu, olay, durum, düşünce bizim anlatım
tekniğimizi belirler.
---- Anlatım teknikleri dört tanedir. Öyküleyici, betimleyici, açıklayıcı. Tartışmacı
---- Olay yazılarında öyküleyici ve betimleyici anlatım daha çok kullanılır.
---- Düşünce yazılarında açıklayıcı ve tartışmacı anlatım tekniği kullanılır.
70
I.Öyküleyici Anlatım
Kurgusal ya da gerçek bir olayın okuyucuya ya da dinleyiciye sözlü ya da
yazılı olarak aktarıldığı anlatım biçimidir.
---- Temel amaç; yaşanmış ya da yaşanabilir bir olayı okuyucunun zihninde
canlandırmaya çalışmaktır.
---- Gözlen esastır ve olaylar bir akış halindedir.
---- Öyküleyici metinlerde hep hareket vardır.
---- Olay yazılarında (hikâye, roman, masal, fabl, anı, günlük vb.) sıklıkla kullanılır.
---- Öyküleyici anlatım, olay merkezli olduğundan kişi, yer ve zaman unsurları
bulunur.
**Arkadaşları koşarak Gökçen’in yanına geldiler. Hepsi merakla ne olduğunu
anlamaya çalışıyordu. Gökçen nefes nefese arkadaşlarına olayı anlatmaya başladı.
Mahalledeki Ayşe teyzenin evine hırsız girmiş. Gökçen de hırsızı görünce çok
korkmuş.
SAKIN UNUTMA
Olay içinde yaşatmak Öyküleyici anlatım
Okurda izlenim oluşturmak Betimleyici anlatım
Bilgi vermek Açıklayıcı anlatım
Fikri değiştirmek Tartışmacı anlatım
A. Tanımlama
Bir kavram ya da olayın belirgin özellikleriyle tanıtılmasına tanımlama denir.
---- Metinde, ‘’Bu nedir?’’, ‘’Bu kimdir?’’ sorularına cevap veren cümlelerdir.
---- Genellikle açıklama metinlerinde kullanılır.
---- Tanımlama sayesinde verilen bilgi okurun zihninde daha iyi yer eder.
B. Karşılaştırma
Birden fazla varlık ya da kavram arasındaki benzerliklerin ve karşıtlıkların
kıyaslanmasıdır.
---- Genellikle açıklama ve tartışma metinlerinde ortaya çıkar.
---- Karşılaştırma, sadece farklılıkları anlatmaz. İki şeyin benzer taraflarını
anlatmak da karşılaştırmadır.
**Arı, on binlerce yıldır aynı işi en kusursuz
biçimde yapar: Düzgün, geometrik ölçülerle peteğini
örer ve topladığı bin bir çiçek tozundan, bir kimya
laboratuvarının imbiklerinden daha üstün biçimde
balını süzer. Oysa insanoğlu uğraştığı on binlerce
işi binlerce yıldır giderek geliştirmekte ve hâlâ en
kusursuza ulaşmaya çalışmaktadır, işte insan budur.
C. Örneklendirme
Bir düşünceyi somutlaştırmak için örneklerden yararlanmaya denir.
---- Temel amaç düşüncenin anlaşılmasını sağlamaktır.
---- Genelde açıklama ve tartışma metinlerinde karşımıza çıkar.
**Genç Kalemler hareketi, edebiyatımıza özellikle dil
konusunda yepyeni bir anlayışı getirmiştir. Türkçe kendi
benliğine yavaş yavaş dönmeye başlamış; halk, aydınların
yazdıklarını anlar duruma gelmiştir. 1911’li yıllarda yazan
Ömer Seyfettin’i, Ziya Gökalp’i açıp okuyun, severek,
anlayarak okursunuz yazdıklarını. Sözcükler, tamlamalar… hep anlayacağınız
biçimdedir.
D. Tanık Gösterme
Bir düşüncenin doğruluğuna okuyucuyu inandırabilmek için tanınan, bilinen,
itibar gösterilen kişilerin sözlerinden alıntı yapılmasıdır.
**Çocuğunuz bilim insanı mı olsun istiyorsunuz; o halde
ona önce edebiyatı sevdirin. Bilim insanının amacı
insanların yaşamını kolaylaştırmak; dünyayı daha güzel,
daha yaşanası hal aldırmaktır. Bu amaca ulaşmak için
insanları sevmek; onların acılarını ve sevinçlerini
yüreğimizde duyumsamak gerekir. Balzac: “Bilim insanı
olmak için, insanları sevmek, dolayısıyla edebiyatsever
olmak gerekir.” diyor.
74
F. Benzetme
Aralarında ilgi bulunan iki kavramdan birinin diğerine benzetilmesidir.
**Gençlik bir daha getirilemeyecek güzel
günlerdir. Nasıl gelip geçtiğini anlamadan bir
anda yaşlanıverirsin. O dönemlerde, insan coşkun
akan dereye benzer. Önüne ne gelirse
düşünmeden alır götürür. Bir de bakmışsın ki
önünde bir deniz. Döküldüğün yer senden büyük.
B. Bir sözcüğün Anlamının Cümlede başka Bir Sözcükte Bulunması: Bir sözcüğün
anlamının aynı cümlede başka bir sözcük içinde bulunması anlatım bozukluğuna yol
açar.
*Onunla uzun süredir karşılıklı mektuplaşıyoruz.(Mektuplaşmak karşılıklı olur)
*Çocuk annesinin kulağına alçak sesle fısıldadı.
*Pazara annemle birlikte gittik.
*Bu gece hava sıfırın altında eksi 10 derece olacakmış
76
6. Anlam Belirsizliği
Anlam belirsizliği iki şekilde karşımıza çıkar.
1. Kişi Bakımından Belirsizlik: Bazı cümlelerde kişi zamirlerinin kullanılması
anlam belirsizliğine sebep olabilir.
Senin mi?
Senin mi?
Kitabını masanın üzerinde bulamadım.
Bir süredir eve uğramadığını söyledi.
Söylediklerini asla unutamıyorum. Dün yanlışlıkla
topunu patlattık.
Onun mu?
YAZIM
KURALLARI
80
Yazım kuralları, bir dili kullanırken yazıda ve söyleyişte kişiden kişiye farklı
anlamlar oluşmaması için belirlenen ve herkes tarafından benimsenen kurallardır.
---- Kişi adlarından önce ve sonra gelen saygı sözleri, unvanlar, lakaplar, meslek ve
rütbe adları büyük harfle başlar.
* Bugün Gülçin Hanım işe gelmedi.
*Doktor Murat Gündoğdu hastanemizde göreve başladı.
* Mehmet Efendi bu bölgede çok değerli bir kişidir.
* Kurtuluş Savaşı’nda Mareşal Fevzi Çakmak önemli görevler üstlenmiştir.
* Selimiye Camisi Mimar Sinan’ın ustalık eseridir.
* Tören Kaymakam Murat’ın konuşmasıyla başladı.
---- Akrabalık adı olup lakap veya unvan olarak kullanılan sözcükler büyük harfle
başlar.
* Somuncu Baba *Baba Hakkı *Nene Hatun *Susuz Dede vb.
---- Cümle içinde özel adın yerine kullanılan makam veya unvan sözleri büyük
harfle başlar.
* Yarın gelecek Bakan için yoğun hazırlık yapılıyor.
* Canlı yayına katılan Vali, panik yapacak bir şey olmadığını söyledi.
---- Sayı bildiren sözlerden sonra gelen ve makam, mevki, unvan bildiren
sözcükler büyük harfle başlar.
* Sayın Başkan sizleri aramızda görmek ne güzel.
* Sayın Rektör, birazdan aramıza katılacak.
---- Din ve mezhep adları ile bunların mensuplarını bildiren sözler büyük harfle
başlar.
*Müslümanlık Müslüman *Hristiyanlık Hristiyan
* Hanefilik Hanefi *Katoliklik Katolik
---- Din ve mitoloji ile ilgili özel adlar büyük harfle başlar.
*Tanrı *Allah *Cebrail * İlah
---- Düşünce, hayat tarzı, politika vb. anlamlar bildirdiğinde doğu ve batı sözlerinin
ilk harfleri büyük yazılır.
*Batı medeniyeti *Doğu kültürü
NOT:Bu sözler özel bir ismin arkasında yön bildirdiğinde küçük yazılır.
*Sivas’ın doğusu, *Eskişehir’in batısı
----Yer adları (kıta, bölge, il, ilçe, köy, semt vb) büyük harfle
başlar
*Asya *İç Anadolu *Konya *Selçuklu
---- Yer, millet ve kişi adlarıyla kurulan birleşik kelimelerde sadece özel adlar
büyük harfle başlar.
NOT:Özel ada dahil olmayıp tamlama kuran şehir, il, ilçe, belde, köy vb. sözler
küçük harfle başlar.
Konya ili Selçuklu ilçesi Çiftliközü beldesi Ardıçlı köyü
---- Mahalle, meydan, bulvar, cadde, sokak adlarında geçen mahalle, meydan, bulvar,
cadde, sokak kelimeleri büyük harfle başlar.
---- Saray, köşk, han, kale, köprü, kule, anıt vb. yapı adlarının bütün kelimeleri büyük
harfle yazılır.
* Dolmabahçe Sarayı * Çankaya Köşkü
* Lala Mustafa Paşa Hanı * Ankara Kalesi *
Galata Köprüsü
---- Yer bildiren özel isimlerde kısaltmalı söyleyiş söz konusu olduğunda, yer adının
ilk harfi büyük yazılır.
*Hisar’dan, *Boğaz’dan *Köşk’e
---- Kurum, kuruluş ve kurul adlarının her kelimesi büyük harfle başlar.
* Türkiye Büyük Millet Meclisi * Türk Dil Kurumu
*Devlet Malzeme Ofisi *Çocuk Esirgeme Kurumu
*Yeşilay Derneği *Talim ve Terbiye Kurulu
---- Kanun, tüzük, yönetmelik, yönerge, genelge adlarının her kelimesi büyük harfle
başlar.
* Medeni Kanun * Türk Bayrağı Tüzüğü * Telif Hakkı Yayın ve Satış Yönetmeliği
84
---- Kurum, Kuruluş, merkez, bakanlık, üniversite, fakülte, bölüm, kanun, tüzük,
yönetmelik ve makam sözleri asılları kastedildiğinde büyük harfle başlar.
* Türkiye Büyük Millet Meclisi her yıl 1 Ekim’de toplanır.
Bu yıl ise Meclis, yeni döneme erken başlayacak.
* Telif Hakkı yayın ve Satış Yönetmeliği’ne göre düzenlenmektedir.
İlgili Yönetmelik’in 4’üncü maddesi değişmiştir.
---- Kitap, dergi, gazete ve sanat eserlerinin (tablo, heykel, beste vb.) her kelimesi
büyük harfle başlar.
* Sinekli Bakkal *Resmi Gazete * Onuncu Yıl Marşı vb.
---- Özel ada dahil olmayan gazete, dergi, tablo vb. sözler büyük harfle başlamaz.
* Milliyet gazetesi * Türk Dili dergisi * Halı Dokuyan Kızlar
tablosu
---- Özel adlarda yer alan kelimelerin ilk harfleri büyük yazıldığında ve, ile, ya,
veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı, mi, mu, mü, soru eki küçük harfle yazılır. Ancak
özel adın tamamı büyük yazıldığında ve, ile, ya, veya, yahut, ki, da, de sözleriyle mı,
mi, mu, mü soru eki büyük harfle başlar.
*Leyla ile Mecnun (Doğru) *Turfanda mı, Turfa mı? (Doğru)
LEYLA İLE MECNUN (Doğru) * Ya Sev ya Terk Et (Doğru)
* Leyle İle Mecnun (Yanlış) * Vatan Yahut Silistre (Yanlış)
---- Kurultay, bilgi şöleni, çalıştay, açık oturum vb. toplantıların adlarında her
kelimenin ilk harfi büyük yazılır.
* VI. Uluslararası Türk Dili Kurultayı
* Türkçe Bilgi Şöleni * Türkçe Çalıştayı
NOT:Para birimleri büyük harfle başlamaz. Avro, dinar, dolar, lira, kuruş…
*Bana 100 lira borç verir misin?
---- Özel adlar yerine kullanılan ‘’o’’ zamiri cümle içinde büyük harfle yazılmaz.
* Her 10 Kasım’da O’nu anarız. (Yanlış)
* Her 10 Kasım’da onu anarız. (Doğru)
---- Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adları büyük harfle başlar.
* Fatih İstanbul’u 29 Ekim 1453 Salı günü fethetti.
* Cumhuriyet 29 Ekim 1923’te ilan edildi.
---- Belirli bir tarihi belirtmeyen ay ve gün adları küçük harfle başlar.
* Okullar genellikle eylülün ikinci haftası eğitime başlar.
* Önümüzdeki Cuma günü Türkçe dersinden sınavımız var
---- Tabela, levha ve levha niteliğindeki yazılarda geçen kelimeler büyük harfle
başlar.
* Vezne * Giriş *Otobüs Durağı * Çıkış
3.KISALTMALARIN YAZIMI
Kuruluş, ülke, kitap, dergi ve yön adlarının kısaltmaları her kelimenin ilk
harfinin büyük olarak yazılmasıyla yapılır.
* TBMM (Türkiye Büyük Millet Meclisi) * TDK (Türk Dil Kurumu)
* AB (Avrupa Birliği) * GB (güneybatı) * TD (Türk Dili)
NOT:Bazı kısaltmalarda akılda kalabilmesi için yeni bir kelime amacı vardır.
*BOTAŞ (BoruHatlarıilePetrolTaşımaAnonimŞirketi)
* TÖMER(TürkçeÖğretimMerkezi)
* g (gram) * kg (kilogram)
---- Kuruluş, kitap, dergi ve yön adlarıyla ölçülerin dışında kalan kelime veya
kelime gruplarının kısaltılmasında, ilk harfle birlikte kelimeyi, oluşturan temel
harfler dikkate alınır. Kısaltılan kelime veya kelime grubu; özel ad, unvan veya
rütbe ise ilk harf büyük; cins isim ise ilk harfi küçük olur.
---- Küçük harflerle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde kelimenin okunuşu esas
alınır.
* cm’yi (santimetreyi)* kg’dan (kilogramdan)
* mm’den (milimetreden)*Dr’ dan (doktordan)
87
---- Büyük harfle yapılan kısaltmalara getirilen eklerde ise kısaltmanın son
harfinin okunuşu esas alınır.
* Son günlerde TRT’nin yeni dizisi herkesi ekrana kilitledi.
NOT: Kısaltması büyük harfle yapıldığı halde bir kelime gibi okunan kısaltmalara
getirilen eklerde kısaltmanın okunuşu esas alınır.
* ASELSAN’da * BOTAŞ’ın * NATO’dan * ONESCO’ ya
4. SAYILARIN YAZIMI
---- Sayılar harflerle de yazıyla da yazılabilir.
* Dayımlar, on dört gün sonra tatil için bize gelecek.
*İki hafta sonra görüşmek üzere hoşça kal.
* Türkler bin yıldır bu coğrafyada yaşıyor.
* Bu haftadan itibaren günde yüz soru çözeceğiz.
---- Saat, para tutarı, ölçü, istatistik verilere ilişkin sayılarda rakam kullanılır.
* Bugün saat 14.00’te dişçide randevum var.
* Geçen yıl aldığımız evin değeri 450.000 lira olmuş.
* Pazardan 3 kilo elma, 2 kilo da muz aldım.
* Evimizin 500 metre ilerisine yeni bir mağaza açıldı.
* Bu aracı %20 kâr etmeden satmayacağım.
NOT: Sıra sayıları ekle gösterildiğinde rakamdan sonra derece kesme işareti ve
ek yazılır, ayrıca nokta konmaz.
* 2’inci (yanlış *2.’inci (yanlış) *2’nci (doğru)
* 6’ıncı (yanlış) *6.’ıncı (yanlış) *6’ncı (doğru)
* 7’inci (yanlış * 7.’inci (yanlış) *7’nci (doğru)
---- Dört veya daha çok basamaklı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara
ayrılarak yazılır ve aralarına nokta konur.
* 4.657 *10.000 * 246.512 * 25.045.000 vb.
---- Bayağı kesirlere getirilecek ekler alttaki sayı esas alınarak yazılır.
* ½’si (bir bölü ikisi) vb.
89
---- Rakamlardan sonra getirilen ekler kesme işareti (‘) ile ayrılır.
* Saat 10.30’da * 1972’de * 2000’den * 12’nci …vb.
NOT:‘’ki’’ nin bitişik mi ayrı mı yazıldığını anlamanın yolu şudur. 22ki’’ den sonra
sözcüğe ‘’-ler’’ eki getiririz. Sözcük anlamlı oluyorsa ektir ve bitişik yazılır,
anlamsız oluyorsa bağlaçtır ve ayrı yazılır.
SİMBOHÇaM
8. BİRLEŞİK KELİMELERİN YAZIMI
Birleşik kelimeler belli kurallar çerçevesinde bitişik veya ayrı olarak yazılır.
A.Bitişik Yazılan Birleşik Kelimeler
---- Ses düşmesine uğrayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
* ne için (niçin) * Pazar ertesi (pazartesi) * kayın ana (kaynana)
* Kayın ata (kaynata) * birbiri (biri biri)
---- ‘’et-, ol-!! Yardımcı fiiller birleşme esnasında ses değişikliği olmuşsa bitişik
yazılır.
* hal olmak (hallolmak) * zan etmek(zannetmek) * şükür etmek (şükretmek)
* kayıp olmak (kaybolmak) * emir etmek (emretmek)
---- Sözlerden her ikisi veya ikincisi, birleşme sırasında benzetme yoluyla anlam
değişimine uğradığında bitişik yazılır.
b. Hayvan adları: danaburnu (böcek), akbaş (kuş), alabacak (at), bağrıkara (kuş),
beşparmak (deniz hayvanı), beşpençe (deniz hayvanı), çakırkanat (ördek), elmabaş
(tepeli dalgıç), kababurun (balık), kamçıkuyruk (koyun), kamışkulak (at), karabaş,
karagöz (balık), karafatma (böcek), kızılkanat (balık), sarıkuyruk (balık), yeşilbaş
(ördek), sazkayası (balık), sırtıkara (balık), şeytaniğnesi, yalıçapkını (kuş),
bozbakkal (kuş), bozyürük (yılan), karadul (örümcek), sarısabır (bitki).
d. Biçim adları: ayıbacağı (yelken biçimi), balıksırtı (desen), civankaşı (nakış), eşek-
sırtı (çatı biçimi), kazkanadı (oyun), kırlangıçkuyruğu (işaret), koçboynuzu
(işaret), köpekkuyruğu (spor), sıçandişi (dikiş), balgümeci (dikiş), beşikörtüsü
(çatı biçimi), turnageçidi (fırtına).
---- -a, -e, -ı, -i, -u, -ü zarf- fiil ekleriyle bilmek, vermek, kalmak, durmak, gelmek,
ve yazmak fiilleriyle yapılan tasviri fiiller bitişik yazılır.
---- Bir veya iki ögesi emir kipiyle kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik
yazılır.
* albeni * ateşkes * çalçene * dönbaba * gelberi
* sallabaş * unutmabeni * çekyat * kaçgöç * kapkaç
* örtbas * seçal * tutkal * veryansın * yapboz vb.
---- -an/-en, -r/-ar/ -er/ -ır/ -ir, maz/mez ve –mış/-miş sıfat fiil ekleriyle
kurulan kalıplaşmış birleşik kelimeler bitişik yazılır.
* ağaçkakan *dalgakıran *gökdelen * hacıyatmaz
* çokbilmiş * yurtsever * külyutmaz * hayırsever…
93
---- Her iki kelimesi de –dı (di/ -du/ -dü, -tı/ti –tu/-tü) belirli geçmiş zaman veya
–r/-ar/er geniş zaman eklerini almış ve kalıplaşmış bulunan birleşik kelimeler
bitişik yazılır.
*dedkodu * kaptıkaçtı * oldubitti * uçtuuçtu * biçerbağlar
* biçerdöver * konargöçer * göçerkonar * okuryazar * uyurgezer
---- Somut olarak yer bildirmeyen alt, üst ve üzeri sözlerinin sona
getirilmesiyle kurulan birleşik kelimeler bitişik yazılır.
* ayakaltı * bilinçaltı * gözaltı (gözetim) * şuuraltı *
akşamüstü
* öğleüstü * öğleüzeri * suçüstü * yüzüstü *
akşamüzeri
---- İki veya daha çok kelimenin birleşmesinden oluşan kişi adları ve lakaplar
bitişik yazılır.
* Alper * Birol * Gülseren *Şenol * Varol * Abasıyanık
* Adıvar * Atatürk * Gökalp * Güntekin * Tanpınar * Yurdakul
---- Şehir, köy, mahalle, dağ, tepe, deniz, göl, ırmak, su, çay vb. kelimelerle kurulmuş
sıfat tamlaması ve belirtisiz isim tamlaması kalınındaki yer adları bitişik yazılır.
* Akşehir * Eskişehir * Suşehri * Atakent * Batıkent
* Korukent * Çengelköy * Yenimahalle * Karadağ *Uludağ
* Kocatepe * Akdeniz * Kızıldeniz * Acıgöl * Kızılırmak
* Yeşilırmak * İncesu * Karasu * Akçay vb.
---- Kişi adları ve unvanlarından oluşmuş mahalle, köy vb. yer ve kuruluş adlarında,
unvan kelimesi sonda ise gelenekselleşmiş olarak bitişik yazılır.
* Abidinpaşa * Bayrampaşa * Gazi Osmanpaşa (mahalle)
* Ertuğrulgazi (ilçe) * Kemalpaşa (ilçe) * Mustafabey (cadde) vb.
94
---- Dilimizde her iki ögesi de asıl anlamını koruduğu halde yaygın bir biçimde
gelenekselleşmiş olarak bitişik yazılan kelimeler de vardır.
a. ‘’Baş’’ sözüyle oluşturulan sıfat tamlamaları:
* başbakan * başçavuş * başeser * başhekim * başhemşire
* başkahraman * başkent * başkomutan * başparmak * başrol
b. Bir topluluğun yöneticisi anlamındaki baş sözüyle oluşturulan belirtisiz isim
tamlamaları.
* aşçıbaşı * binbaşı * çeribaşı * mehterbaşı
* onbaşı* ustabaşı * yüzbaşı
c. Ağa, baba, bey, efendi, hanım, nine vb. sözlerle kurulan birleşik kelimeler:
* ağababa * ağabey * beyefendi * efendibaba
* hanımanne * hanımefendi * hacıağa * kadınnine vb.
ç. Bazı belirsizlik sıfat ve zamirleri gelenekselleşmiş olarak bitişik yazılır.
* biraz * birçok * birçoğu *birkaçı
* birtakım * herhangi *biçbir * hiçbiri
---- Renk adlarıyla kurulan bitki, hayvan veya hastalık adları bitişik yazılır.
* akağaç * alacamenekşe *karadut * sarıçiçek * alabalık
* beyazsinek * bozayı* aksu * akbasma * maviküf
---- Birleşme sırasında kelimelerden hiçbiri veya ikinci kelimesi anlam değişikliğine
uğramayan birleşik kelimeler ayrı yazılır.
a. Hayvan Türlerinden Birinin Adıyla Kurulanlar:
* ada balığı * ateş balığı * kedi balığı * kılıç balığı * köpek balığı
vb.
* ardıç kuşu * çalı kuşu * deve kuşu * muhabbet kuşu vb.
* ağustos böceği * ateş böceği * cırcır böceği * hamam böceği
* ipekböceği * uğur böceği vb.
* at sineği * meyve sineği * sığır sineği * su sineği vb
* deniz yılanı * Ankara keçisi * fındık faresi * ada tavşanı
* bal arısı * pekin ördeği * Ankara kedisi * yaban ördeği
vb.
b. Bitki Türlerinden Birinin Adıyla Kurulanlar:
* ayrık otu * çörek otu * eğrelti otu * ökse otu vb
* ateş çiçeği * ipek çiçeği * lavanta çiçeği * yayla çiçeği
* avize ağacı * dantel ağacı * mantar ağacı * tespih ağacı
* altın kökü * helvacı kökü * meyan kökü
* yer elması * deve dikeni * kuş üzümü * at kestanesi
* can eriği * kuzu mantarı * şeker kamışı * Japon gülü
* Antep fıstığı * kayısı kurusu * şeker pancarı
* Kuru fasulye * kuru incir * kuru soğan * kuru üzüm
---- -r / -ar / -er, -maz / -mez ve –an / -en sıfat fiil ekleriyle kurulan sıfat
tamlaması yapısındaki birleşik kelimeler ayrı yazılır.
* bakar kör * çalar saat * çıkar yok * döner sermaye * güler
yüz
* koşar adım * yazar kasa * çıkmaz sokak * geçmez akçe *görünmez kaza
---- Renk sözü veya renklerden birinin adıyla kurulmuş isim tamlaması yapısındaki
renk adları ayrı yazılır.
* duman rengi * gümüş rengi * ateş kırmızısı * boncuk mavisi
* gece mavisi * su yeşili * gök mavisi
---- Rengin tonunu belirtmek üzere renkten önce kullanılan sıfatlar ayrı yazılır.
* açık mavi * açık yeşil * kirli sarı * koyu mavi *koyu yeşil
---- Yer adlarında kullanılan batı, doğu, güney, kuzey, güneybatı, güneydoğu,
kuzeybatı, kuzeydoğu, aşağı, yukarı, orta, iç, yakın, uzak kelimeleri ayrı yazılır.
* Batı Trakya * Doğu Anadolu * Güney Kutbu * Kuzey
Amerika
* Güneydoğu Anadolu * Aşağı Ayrancı * Orta Anadolu * Orta
Asya
* Orta Doğu * İç Asya * Yakın Doğu * Uzak Doğu vb.
---- Dış, iç, sıra sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve terimler ayrı yazılır.
* ahlak dışı * çağ dışı * din dışı *olağan dışı * yasa dışı
* hafta içi * yurt içi * aklı sıra * ardı sıra * yanı sıra
---- Somut olarak yer belirten alt ve üst sözleriyle oluşturulan birleşik kelime ve
terimler ayrı yazılır.
* deri altı * su altı *toprak altı * böbrek üstü bezi
---- Alt, üst, ana, ön, art, arka, yan, karşı, iç, dış, orta, büyük, küçük, sağ, sol, peşin,
bir, iki, tek, çok, çift sözlerinin başına getirilmesiyle oluşturulan birleşik kelime ve
terimler ayrı yazılır.
* alt kurul, * alt yazı * üst kat * ana bilim dalı * ön söz
* ön yargı * art niyet * arka plan * yan etki * karşı görüş
* iç savaş * dış hat * orta kulak * orta oyunu * büyük dalga
* sağ bek * peşin fikir * peşin hüküm * bir hücreli vb.
98
NOKTALAMA
İŞARETLERİ
100
NOKTA ( . )
---- Tamamlanmış cümlenin sonuna konur.
* Birkaç gündür çocuğun hiç keyfi yok.
* Uzun bir süreden sonra beni aramana sevindim.
---- Arka arkaya sıralandıkları için virgülle veya kısa çizgiyle ayrılan rakamlardan
yalnızca sonucu rakamdan sonra nokta konur.
* Deneme sınavında 5, 6 ve 10. Soruları yapamadım.
* Ünlü şair XV- XVI. Yüzyıllarda yaşamıştır.
---- Bir yazının maddelerini gösteren rakam veya harflerden sonra konur.
* 1. * A. * I.
* 2. * 2. * II.
*Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yılı gösteren sayıları birbirinden ayırmak için
konur.
* Bursluluk sınavı 05.09.2020 tarihinde
yapılacakmış.
* Bankaya 20.05.2018’e kadar itiraz edilmesi
gerekiyormuş.
101
---- Dört ve dörtten çok rakamlı sayılar sondan sayılmak üzere üçlü gruplara
ayrılarak yazılır ve araya nokta konur.
*3.500 * 25.000 * 375.243 * 5.000.000
VİRGÜL (,)
---- Birbiri ardınca sıralanan eş görevli kelime ve kelime gruplarının arasına konur.
*Okul için kalem, silgi, kalemtıraş ve cetvel aldık.
* Bugünlerde ellerimizi yıkamaya, maske takmaya, sosyal mesafeye dikkat edelim.
---- Uzun cümlelerde yüklemden uzak düşmüş olan özneyi belirtmek için kullanılır.
* Babam, geçen yıl gittiğimiz ve çok beğendiğimiz tatil beldesine yine gideceğimizi
söyledi.
* Ceviz, düzenli bir şekilde tüketildiğinde insan sağlığına faydası olan bir
besindir.
---- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur.
* Bugünden sonra, bunu sen de göreceksin, bir daha onunla konuşmayacağım.
* Mehmet Akif, İstiklal Marşı şairimiz, ülkesi için her şeye göğüs germiştir.
---- Anlama güç kazandırmak için tekrarlanan kelimeler arasına konur.
* Kopar sonbahar tellerinden * Derinden, derinden, derinden
---- Bir kelimenin kendisinden sonra gelen kelime veya kelime gruplarıyla yapı ve
anlam bakımından bağlantısı olmadığını göstermek ve anlam karışıklığını önlemek için
kullanılır.
*Genç, doktordan yardım istedi. * Kadın, memura yardım etti
103
---- Metin içinde art arda gelen zarf fiil eki almış kelimelerden sonra konur.
* Ancak yemekte bir karara varıp, arkadaşlarına dikkatli dikkatli bakarak konuştu.
* Elimizdeki işi bitirip, akşam olmadan eve dönmeliyiz.
---- Kitap, dergi vb. nin künyesinde yazar, eser, basımevi vb.
maddelerden sonra konur.
* Berna Moran, Türk Romanına Eleştirel bakış, İletişim yayınları, İstanbul, 1995.
*SylviaNasar, Akıl Oyunları, Altın Kitaplar Yayıncılık, İstanbul 2002
NOT:Metin içinde zarf fiil eki almış kelimelerden sonra virgül konmaz.
* Olayın üzerinden vakit geçtikçe insanlar da bir süre sonra unutuyor.
* Çocuğu hiç dinlemeden yargılamamalısın.
* Vakit ilerledikçe herkes yavaş yavaş evlerine dönüyordu.
* Bir süre sonra karara varıp sana gerekli açıklamayı yaparız.
104
---- Ögeleri arasında virgül bulunan sıralı cümleleri birbirinden ayırmak için konur.
* At ölür, meydan kalır; yiğit ölür, şan kalır.
* Artık iş işten geçti; sen ister ödevi getir, istersen de getirme.
---- İkiden fazla eş değer ögeler arasında virgül bulunan cümlelerde özneden
sonra noktalı virgül kullanılır.
* Ahmet Hamdi Tanpınar; romancı, öykücü, yazar ve
millet vekili olarak farklı işlere imza atmıştır. Cümle içinde
* Milli takım; Hollanda, Letonya, Norveç ve virgülle ayrılmış
Karadağ ile aynı gruba düştü. tür ve takımları
ayırmak benim
işim
105
İKİ NOKTA
---- Kendisiyle ilgili örnek verilecek cümlenin sonuna konur.
* Fiiller anlamı bakımından üçe ayrılır: iş, oluş, durum.
* Başarımın tek sırrı var: Düzenli çalışma.
NOT: İki noktadan sonra cümleler büyük başlarken cümle özelliği taşımayan
durumlarda küçük harfle başlar.
* Zamir: İsmin yerini tutan sözcüklere denir.
* Sağlığınıza zararlı bazı yiyecek ve içecekler: kızartma, cips, kola …
Yapılacaksa
açıklama,
Verilecekse
örnek .
Gelirim koşa.
koşa
106
ÜÇ NOKTA (…)
---- Anlatım olarak tamamlanmamış cümlelerin sonuna konur.
* Ona öyle kızgınım ki… * Bir eli yağda bir eli balda…
---- Kaba sayıldığı için veya bir başka sebepten dolayı açık yazılmak istenmeyen
kelime ve bölümlerin yerine konur.
* Bize buraya gelmemizi B…. Söyledi.
* Ankara’ da, yıllar önce oturduğu … mahallesine geri döndü.
---- Alıntılarda başta, ortada ve sonda alınmayan kelime veya bölümlerin yerine
konur.
* …Annesinin izin vermesi Kenan’ı daha da mutlu etmişti. Artık arkadaşlarıyla daha
rahat oynayacaktı.
* Ertesi gün iki kuzen sabah heyecanla uyandılar. Bir an önce fidan dikme
şenliğine gitmek istiyorlardı…
---- Sözün bir yerde kesilerek geri kalan bölümün okuyucunun hayal dünyasına
bırakıldığını göstermek veya ifadeye güç katmak için konur.
* Sana uğurlar olsun… Ayrılıyor yolumuz. (Faruk Nafiz Çamlıbel)
* Biraz sonra içeride bir sessizlik.
NOT: Ünlem ve soru işaretlerinden sonra üç nokta yerine iki nokta kullanılması
yeterlidir.
* KARAGÖZ- İyi ya, ben de ilk günden davulumu gümbürdettim kiRamazan şenlenir
oldu.
HACİVAT- Aferin, eline koluna sağlık!.. Sonra?..
SORU İŞARETİ
---- Soru eki veya sözü içeren cümle veya sözlerin sonuna konur.
* Verdiğin sözü ne zaman tutacaksın?
* Sınav saat kaçta başlayacak
---- Soru bildiren ancak soru eki veya soru sözü içermeyen cümlelerin sonuna
konur.
* Gümrükteki memur başını kaldırdı:
- Adınız?
---- Bilinmeyen, kesin olmayan veya şüpheyle karşılanan yer, tarih vb. durumlar
için kullanılır.
* Yunus Emre (1240? – 1320) * Burada üç saattir (?) sizi
bekliyoruz.
* Ali kuşçu (? 1474) ünlü Türk astronomi ve matematik bilginidir.
ÜNLEM İŞARETİ
---- Sevinç, kıvanç, acı, korku, şaşma gibi duyguları anlatan cümle veya ibarelerin
sonuna konur.
* Yetişi, ev yanıyor!
* Aman Allah’ım kimleri görüyoruz!
---- Cümle içinde ara sözleri veya ara cümleleri ayırmak için ara sözlerin veya ara
cümlelerin başına ve sonuna konur.
* En sevdiğim oyuncağım –robot arabamı- bir süredir kaybettim. (Ara söz)
* Bu tartışmadan sonra, hiç şüphem yok, onun diğer yüzünü göreceksin. (Ara cümle)
---- İsim yapma eklerinin başına, fiil yapma eklerinin başına ve sonuna konur.
* -ak * -den * -ış
* -ımsa-* -la- * -tır-
---- Arasında, ve, ile, ila, …den …-e anlamlarını vermek için kelimeler veya sayılar
arasında kullanılır.
* Türkçe Ural-Altay dil ailesine mensuptur.
----
Oyunlarda uzun çizgi konuşanın adından sonra da konabilir.
*Cemil Bey—Onu hiç böyle mutlu görmemiştim.
Sadık Bey—Tabi mutlu olacak. Kaç yıldır konuşmadığı abisiyle barışmış.
---- Adres yazarken apartman numarası ile daire numarası arasında ve semt ile
şehir arasına konur.
*Kuruçeşme mahallesi Altıparmak Cd. No: 55 42600 Selçuklu / KONYA
---- Tarihlerin yazılışında gün, ay ve yıl gösteren sayıları birbirinden ayırmak için
kullanılır.
* 29/05/1453 * 29/X/1923 vb.
---- Dilbilgisinde eklerin farklı biçimlerini göstermek için kullanılır.
* -a / -e * -an / - en * -lık / -lik * - madan / -meden
---- Fizik, matematik vb. alanlarda birimler arası orantıları gösterirken eğik çizgi
araya boşluk konulmadan kullanılır.
* g/sn (gram / saniye) * m/sn (metre / saniye)
---- Cümle içerisinde eserlerin ve yazıların adları ile bölüm başlıkları tırnak içine
alınır.
* Halide Edip’in ‘’ Sinekli Bakkal’’ romanı beni çok etkilemişti.
* ‘’Yazım kuralları ‘’ bölümünde bazı uyarılara yer verilmiştir.
NOT: Cümle içerisinde özel olarak belirtilmek istenen sözler, kitap ve dergi
adları ve başlıkları tırnak içine alınmaksızın eğik yazıyla dizilerek de
gösterilebilir.
* Höyük sözü Anadolu’da tepe olarak geçer.
* Cahit Sıtkı’nın Şairin Ölümü şiirini Yahya Kemal çok sevmişti. (A. Hamdi Tanpınar)
NOT:Tırnak içine alınan sözlerden sonra gelen ekleri ayırmak için kesme işareti
kullanılmaz.
* Şu sıralar Yakup Kadri’nin ‘’Yaban’’ını okuyorum.
---- Bilimsel çalışmalarda künye verilirken makale adları tırnak içine alınır.
* Tanpınar, Ahmet Hamdi, ‘’ Halit Ziya Uşaklıgil’’, Edebiyat Üzerine Makaleler,
Dergah Yay., İst, 1977
111
YAY AYRAÇ ( )
---- Cümledeki anlamı tamamlayan ve cümlenin dışında kalan ek bilgiler için
kullanılır. Yay ayraç içinde bulunan ve yargı bildiren anlatımların sonuna uygun
noktalama işareti konur.
---- Özel veya cins isme ait ek, ayraçtan önce yazılır.
* Nasrettin Hoca’ nın (1208-1284) yıllar arasında yaşadığı biliniyor.
* İş (kılış) fiillerini bulmak için fiili ‘’onu’’ onu sözcüğüyle birlikte okuruz.
---- Alıntıların aktarıldığı eseri, yazarı veya künye bilgilerini göstermek için
kullanılır.
*Bir zaman onun korkusundan kimse kimseye kötülük edemez olmuştu. Haksızlığa
uğrayan düşmanını ‘’Yalnız Efe’ye söylerim diyerek korkuturmuş. (Ömer
Seyfettin)
*Armut deyip geçmeyin, onun ilk hecesi çoğu kişide yoktur! (Necip Fazıl
Kısakürek)
---- Alıntılarda, alınmayan kelime veya bölümlerin yerine konulan üç nokta, yay
ayraç içine alınabilir.
*(…) Şekerci dükkanında günler geçmek bilmiyordu. Bedir hani bir işle uğraşabilse
vakit nasıl geçer bilmez ama ona göre iş yok.
* Bir yağmur, bir yağmur. Geceden başlayıp dur durak bilmiyordu. Kargalar kavak
ağaçlarında donup kalmış. Gök kararmış bulutlar şehrin üzerine abanmış. (…)
---- Bir söze alay, kinaye veya küçümseme anlamım kazandırmak için kullanılan
ünlem işareti yay ayraç içine alınır.
* O da kendini zeki (!) sanıyor.
* Bu nezaketinizi (!) asla unutmayacağız.
---- Bir bilginin şüpheyle karşılandığını veya kesin olmadığını göstermek için
kullanılan soru işareti yay ayraç içine alınır.
* 1496 (?) doğan Fuzuli…
* Yunus Emre (1240?-1320) tarihleri arasında yaşayan tasavvufi bir şairimizdir.
112
---- Bir yazının maddelerini gösteren sayı veya harflerden sonra kapama ayracı
konur.
* I) * 1) * A) * a)
* II) * 2) * B) * b)
---- Belirli bir tarih bildiren ay ve gün adlarına gelen ekleri ayırmak için konur.
* LGS sınavı 5 Haziran’da yapılacakmış.
* 15 Mart Cumartesi’den itibaren başvurular başlayacak.
---- Bir ek veya harften sonra gelen ekleri ayırmak için kullanılır.
* Türkçede p’ nin b’ye dönüşmesi kuralına dikkat etmemek yazım yanlışına sebep
olur.
* -lık’la yapılan ekler isim türetirler.
113
SÖZ
SANATLARI
114
1. Benzetme (Teşbih)
Sözün etkisini arttırmak veya anlatımı güçlendirmek için aralarında ilgi
bulunan iki kavram ya da varlıktan, zayıf olanın güçlü olana benzetilmesidir.
Tam bir benzetmede dört unsur bulunur.
Bunlar:
a.Benzeyen:Zayıf unsur
b.Kendisine Benzetilen:Güçlü unsur
c.Benzetme yönü:Aktarılan yön
d.Benzetme Edatı:gibi, kadar, andırmak vb.
Zaman su gibi akıp gidiyor.
a.Benzeyen:zaman
b.Kendisine benzetilen:su
c.Benzetme yönü:hızlı akması
d.Benzetme Edatı:gibi
2. Abartma (Mübalağa)
Sözün etkisini kuvvetlendirmek için bir şeyi olduğundan çok daha büyük
veya küçük göstermeye abartma denir.
Bir of çeksem karşıki dağlar yıkılır.
Bu cümlede sözün sahibi çok fazla sıkıntı çektiğini
ifade etmek istemiştir.
* Ödev yapmamak için bin dereden su getiriyor.
* Seni dünyalar kadar seviyorum.
* Sana bin kere söyledim ama beni anlamadın.
* O kadar cimri, bıraksalar sineğin bile yapını çıkarır.
3. Kişileştirme (Teşhis)
İnsan dışındaki canlı veya cansız varlıklara insan özelliği verme sanatıdır.
*Rüzgâr yapraklara gelecek yağmuru fısıldıyordu.
(‘’Rüzgar’’ kişileştirilmiş)
*Bizim dere her zamanki gibi nazlı nazlı akıyordu.
‘’Dere’’ kişileştirilmiş)
*Akşam olunca duvar bana bakıyor ben duvara.
(’’Duvar’’ kişileştirilmiş)
*Yaz pılını pırtısını toplayıp gitmişti buralardan.
(‘’Yaz kişileştirilmiş)
4. Konuşturma (İntak)
---- İnsan dışındaki canlı veya cansız varlıkları insan gibi konuşturma sanatıdır.
---- Fabllar ve masallarda sık sık karşımıza çıkar.
----Konuşturmanın olduğu her yerde kişileştirme varken kişileştirmenin olduğu her
yerde konuşturma olmayabilir.
5. Karşıtlık (Tezat)
---- Birbirine zıt olan duygu, düşünce ve durumların aralarında anlam oluşturacak
şekilde kullanılması sanatıdır.
*Neden böyle düşman görünürsünüz
Yıllar yılı dost bildiğim aynalar?
METİN
TÜRLERİ
118
METİN TÜRLERİ
A. OLAY YAZILARI
Masal
Olağanüstü olaylarla süslü, olağanüstü kişilerin başından geçen, zaman ve yer
kavramları belirli olmayan hayalî olayların anlatıldığı yazılara masal denir.
ÖZELLİKLERİ
* Masalda eğiticilik ve öğreticilik esastır.
* Masallardaki olaylar gerçeğe uymaz.
* Kahramanlar olağanüstü özelliklere
sahiptir.
* Masalın geçtiği yer ve zaman belirsizdir.
* Masallar tekerlemeyle başlar.
* Masaldaki karakterler; cinler, periler,
devler ve hayvanlar olabilir.
* Masalların sonunda iyiler ödüllendirilir,
kötüler cezalandırılır.
* Ulusal konulara yer verilmez, evrensel
konular ve mesajlar içerir.
119
Roman
Toplumların ve fertlerin başından geçmiş veya geçmesi
mümkün olayları geniş olarak, ayrıntılarıyla anlatan yazı
türüne roman denir.
ÖZELLİKLERİ
* Yaşanmış ya da yaşanabilir olaylar anlatılır.
* Geniş bir zaman dilimini kapsar.
* Olayla ilgili yer ve zaman bellidir.
* Hikâyeye göre uzun eserlerdir.
* Karakter sayısı fazladır.
Hikâye (Öykü)
Olmuş veya olabilecek olayları belli bir plan çerçevesi içinde yer ve zamana bağlı
olarak anlatan yazı türüne hikâye (öykü) denir.
ÖZELLİKLERİ
* Yaşanmış ya da yaşanabilir olaylar anlatılır.* Dar bir zaman dilimini kapsar.
* Olayla ilgili yer ve zaman bellidir. * Romana göre kısa eserlerdir.
* Serim, düğüm ve çözüm bölümlerinden oluşur. * Karakter sayısı azdır.
* Kısa soluklu eserlerdir.
* Olay, başlangıçtan sonra doğru giden bir olayın bir anlık parçasıdır.
Fabl
Kahramanların hayvan, bitki veya cansız varlıkların olduğu, sonunda ders
çıkarılan metinlerdir.
ÖZELLİKLERİ
4. Destan
Bir ulusun kahramanlıklarını, savaşlarını, büyük toplumsal olaylarını anlatan ve
genellikle şiir (nazım) biçiminde oluşturulan eserlere destan denir.
ÖZELLİKLERİ
* Yazı türleri içinde en uzun olanıdır.
* Efsaneden sonra bilinen en eski türdür.
* Sözlü edebiyat ürünüdür; ancak sonradan yazıya geçirilen destanlar da vardır.
* Olağanüstü olaylar ve kahramanlar vardır.
* Destan kahramanları yarı tanrısal nitelikler taşıyan han, hakan ve kağan gibi
kişilerdir.
Destanlar doğal ve yapay(suni) olmak üzere ikiye ayrılır:
Doğal Destanlar
Halk ozanlarının büyük toplumsal olayları anlattıkları destanlardır. Doğal
destanların yazarı belli değildir, yani anonimdir.
Yapay (Suni) Destanlar
Yazarı belli olan, daha yakın zamanda yazılan ve olağanüstü durumlara daha az
yer veren destan türüdür.
5. Efsane (Söylence)
Halkın duygu, düşünce ve hayal dünyasında
doğarak ağızdan ağıza dolaşan, gelenek ve
göreneklerin oluşumunu etkileyen hikayelere
efsane denir.
ÖZELLİKLERİ
* Hayal gücünün ürünü ve bilinen en eski türdür.
* Eski dönemlerde tabiat olaylarının nedenlerini bilmeyen insanlar, bu olayları
açıklama gereği hissetmişlerdir. Yağmurun yağması, gök gürültüsü, şimşek çakması
gibi birçok olayı kendilerine göre yorumlamışlar, efsaneler vasıtasıyla bunlara
açıklık getirmişlerdir.
* Efsanelerde kahramanlar Tanrı, ruh, melek gibi kavramlar bazen de taş, kaya,
dağ gibi doğa parçası unsurlardır. Bu kahramanlar hikayelerde
kişileştirilir(teşhis) ve konuşturulur(intak).
121
Günlük (Günce)
Düzenli bir biçimde yazılan, tarih atılan günlük notlara, bir yazarın yaşamı boyunca
günü gününe yazdığı yazılara günlük denir.
ÖZELLİKLERİ
* Olaylar günü gününe, tarih belirtilerek yazılır.
* Kısa yazılardır.
* Kaleme alan kişinin yaşamından izler taşır.
* İçten ve sevecendir. Anlatımda “iç konuşma” yöntemi kullanılır.
Anı (Hatıra)
Yaşanmış olayların, üzerinden zaman geçtikten sonra yazıldığı yazı türüne anı
(hatıra) denir.
ÖZELLİKLERİ
* Bir kişinin yaşadığı veya tanık olduğu olaylar anlatılır.
* Yazar, olayları kendi bakış açısından anlatır
* Geçmişe ışık tutar.
* Tarihsel olayların öğrenilmesine katkıda bulunur.
Günlük ile Anı Arasındaki Farklar:
* Günlükte olaylar günü gününe yazılırken anı da geçmişteki olaylar anlatılır. Bir
bakıma günlük geleceğe yönelik, anı ise geçmişe yöneliktir
Tiyatro
Dram, komedi, trajedi gibi sahnede oynanmak üzere yazılan edebiyat türlerinin
ortak adına tiyatro denir.
ÖZELLİKLERİ
* Genellikle oynanmak için yazılır. Okunmak için yazılan tiyatro türleri de vardır.
* Olayları oluş hâlinde gösterir.
* Konuşma ve eyleme dayanan bir türdür.
* İnsana ders vermek, onu düşündürmek
onu yorum yapmaya yönlendirmek amacı
taşır.
* Tiyatronun unsurları: “Yazar, eser, oyun
ve seyirci”dir.
* Tiyatronun temel ögeleri: “Olay, yer,
zaman ve kişiler”dir.
122
B. DÜŞÜNCE YAZILARI
Deneme
Bir yazarın herhangi bir konu üzerinde, özel görüş ve düşüncelerini iddiasız, kesin
kurallara varmaksızın anlattığı yazılara deneme denir.
ÖZELLİKLERİ
* Denemede konu sınırlaması yoktur. Yazar, istediği konuyu ele alıp işleyebilir.
* Yazarın anlattıklarını kanıtlama kaygısı yoktur.
* Yazar kendisiyle konuşuyor gibi bir anlatım kullanır. Daha doğrusu kendi içiyle
yaptığı konuşmaları yazıya geçirir.
* Anlatılanlar kesin bir sonuca bağlanmaz.
* Denemede alabildiğine kişisellik ve kendine özgülük vardır.
* Dünya edebiyatında Montaigne, Türk edebiyatında ise Nurullah Ataç bu türün en
önemli temsilcisidir.
Makale
Herhangi bir konuda bilgi vermek veya bir gerçeği savunmak için yazılan
yazılara makale denir.
ÖZELLİKLERİ
* Makalenin temel öğesi fikirdir.
* İnceleme ve araştırmaya dayanır.
* Bir tezi savunmak, desteklemek amacı taşır.
* Makalelerde bilimsel verilerden yararlanılır.
* Gazete ve dergi yazısıdır
Söyleşi (Sohbet)
Yazarın, gündelik olaylarla ilgili düşüncelerini, okuyucu ile karşı karşıya oturup
konuşuyormuş gibi içten bir hava içinde yazdığı yazılara sohbet denir.
ÖZELLİKLERİ
* Karşılıklı konuşma havası içinde yazılır.
* Belirli konusu yoktur. Yerine ve zamanına göre sıkıcı olmayan her şey sohbet
konusu olabilir.
* Gazete ve dergi yazılarıdır.
* Yazarın kendi kişisel düşüncesi ağırlıktadır.
* En önemli özelliği, samimi bir üslupla kaleme alınmasıdır.
* Yazarın öğretme ve kanıtlama amacı yoktur.
123
Eleştiri (Tenkit)
Bir sanat eserinin olumlu ya da olumsuz yanlarını somut verilere dayanarak
yargılayıp eserin gerçek değerini ortaya koymak amacıyla yazılan yazı türüne
eleştiri denir.
ÖZELLİKLERİ
* Eleştiri yazıları, bir eseri tanıtmayı amaçlar.
* Eleştiri yapan kişiye eleştirmen denir.
* Değerlendirme yazılarıdır.
* Eleştiri denince, akla eserin olumsuz yanlarının belirlenip okuyucuya aktarılması
gelir. Bu yanlış bir düşüncedir. Gerçek bir eleştiride eleştirilen eserin hem olumlu
hem de olumsuz yanları bir arada verilir.
* Eleştirinin amacı, okuyucuya ve yazara kılavuzluk yapmaktır
Nutuk (Söylev)
Bir topluluğu coşturmak, belli bir amaca yöneltmek; onlara bir düşünceyi, bir
ülküyü aşılamak amacıyla söylenen uzun ve coşkulu konuşmalardır.
ÖZELLİKLERİ
* Nutuk türünde konuşma yapan kişiye ‘’hatip’’ denir.
* Nutuk; siyasi, askeri, hukuksal, dinsel ve akademik alanda yapılabilir.
* iyi bir hatip konuşurken jest ve mimiklerine, vurgu ve tonlamalarına,
konuşmalarının açık ve anlaşılır olmalarına dikkat etmelidir.
124
C. BİLGİLENDİRİCİ YAZILAR
Biyografi (Yaşam Öyküsü)
Tanınmış, eserler yazmış, ün bırakmış kişileri tanıtmak amacıyla yazılan
yazılara biyografi denir.
ÖZELLİKLERİ
* Önemli şahısların hayatı başkası tarafından anlatılır.
* Anlatılan kişinin hayatı tarih sırasına göre ele alınır.
* Kurgusal değildir, gerçekçidir.
* Üçüncü kişinin ağzıyla anlatılır.
Haber Yazısı
Toplumu bilgilendiren güncel olay veya durumların, halka duyurulması
amacıyla hazırlanan yazı türüdür.
ÖZELLİKLERİ
* Olayların güncek ve önemli olması gereklidir.
* Toplumun tamamını ya da önemli bir kısmını ilgilendirmesi gerekir.
* Anlatılanlar ilgi çekici olmalıdır.
* Nesnel bir anlatıma sahip olmalıdır.
* İyi haber metni 5N 1K sorularına cevap verir.
ŞİİR BİLGİSİ
ŞİİR:Duygu, hayal ve düşüncelerin bir düzene bağlı olarak, çekici bir dil ve
ahenkli mısralar içinde aktarılmasına şiir denir. Şiir, bir ana duygu etrafında
örgülenir. Diğer türler gibi şiir de bir plana sahiptir. Ancak her ölçülü ve kafiyeli
metin, şiir değildir. Şiirde “duygu’ temel unsurdur ama duygunun dışında “düşünce”
ve “hayal” de vardır. Şiirde “sanat” öğesi ağır basar. Bu bakımdan şiirde sözcük
seçimi öne çıkar. Aslında şiir, sözcüklerin ahenk oluşturacak şekilde bir araya
getirilmesinden oluşur.
Şiir yazana şair denir. Halk şiiri yazan ve bunu çalıp söyleyene de ozan denir.
Günümüzde ise şair yerine ozan sözü de kullanılmaktadır.
Her şiirin bir başlığı vardır. Başlığın, şiirde anlatılanlarla uyumla olması gerekir.
Şiirde her bir satıra dize (mısra) denir. Şiiri yazarken her dizenin başındaki harf
büyük harfle yazılır.
Dört dizelik kümelere kıta (dörtlük) denir. İki dizeden oluşan kümelere
de beyit adı verilir.
Şiiri, düz yazıdan ayıran ölçü, kafiye, uyak şeması gibi ahenk unsurları vardır.
Her şiirin belli bir konusu, üslubu vardır. Kimi aşk, ayrılık konusunu işler, kimi
okura bir bilgiyi özlü bir şekilde verir, kimi ise birini eleştirir. İşte şiirlerin
bunlara göre sınıflandırılması şiir türlerini ortaya koyar. Bunlar Yunancadaki
adlarıyla adlandırılır: Lirik, Epik, Didaktik, Pastoral, Satirik. Tanzimat’tan sonra
oluşan bu adlandırmadan önce Türk şiiri, nazım şekillerine göre sınıflandırılırdı:
Gazel, Kaside, Şarkı, Koşma, Destan, Varsağı, Mani, Ağıt vb.
ŞİİR
Lirik Şiir Epik Şiir Didaktik Şiir Pastoral Satirik Şiir Mani
(Duygusa) (Destansı) (Öğretici) Şiir (Yergi)
Didaktik (Doğal)
Şiir
LİRİK ŞİİR (DUYGUSAL)
(Öğretici)
İçten gelen heyecanları
Epik Şiir coşkulu bir dille anlatan duygusal şiirlere lirik şiir denir.
Bu şiirlerde “sevgi, özlem, ayrılık” gibi konular işlenir.
(Destansı)
Beni Unutma
Bir gün gelir de unuturmuş insan
En sevdiği hatıraları bile
Bari sen her gece yorgun sesiyle
Saat on ikiyi vurduğu zaman
Beni unutma
Ümit yaşar Oğuzcan
26 Ağustos 1922
Şu kopan fırtına Türk ordusudur yâ Rabbi.
Senin uğrunda ölen ordu, budur yâ Rabbi.
Tâ ki yükselsin ezanlarla müeyyednâmın,
Galip et, çünkü bu son ordusudur İslâm'ın!
Yahya Kemal Beyatlı
ÇOBAN ÇEŞMESİ
Derinden derine ırmaklar ağlar,
Uzaktan uzağa çoban çeşmesi.
Ey suyun sesinden anlayan bağlar,
Ne söyler şu dağa çoban çeşmesi?
KUYRUKLU ŞİİR
Uyuşamayız, yollarımız ayrı;
Sen ciğercinin kedisi, ben sokak kedisi;
Senin yiyeceğin kalaylı kapta;
Benimki arslan ağzında,
Sen aşk rüyası görürsün, bense kemik.
TABLO, GRAFİK
VE GÖRSEL
OKUMA
(YORUMLAMA)
129
Örnek
Aşağıda 7A ve 7B sınıfı öğrencilerine yapılan ‘’En çok hangi sporu seviyorsunuz’’
adlı anket sonucu verilmiştir. Ankete öğrencilerin sevdiği spor dalları % olartak
değerlendirilmiştir.
Örnek
a. Çizgi Grafiği
Verilen yatay ve dikey eksendeki değerleri işaretlenerek bulunan noktaların
çizgilerle birleştirilmesi sonucunda elde edilen grafiklere çizgi grafik denir.
----Bir değişkenin zaman içerisindeki değişimini (artma, azalma) incelemek için
kullanılan grafiktir.
----Verilerin yatay ve dikey eksende değerleri işaretlenip bulunan noktaların
çizgilerinin birleştirilmesiyle oluşur.
Örnek:
b. Sütun Grafiği
----Bu tip grafikte, gösterilmek istenen değerler sütun veya çubuklarla ifade
edilir.
----Bu sütun grafiği, zaman içindeki değişimleri ve ögeler arasındaki zıtlıkları
karşılaştırmalı olarak bize sunar.
----Çizgi grafiğinde olduğu gibi dikey ve yatay
çizgiler çizilir ve bunlar eşit aralıklara bölünür.
----Sütun grafiğinde iki eksen vardır. Yatay
eksende ve düşey eksende
Ölçülen değerlerin birbirine göre durumları
sütunlarla (çubuklarla) belirtilir. Yatay eksende
incelediğimiz bir değere göre, düşey eksendeki
değişimi görebiliriz.
----Bir kentteki yıllara göre yağış dağılımı, bir
fabrikanın aylara göre üretim oranları, bir şirketin günlük satış oranları gibi
değişkenlerde sıklıkla kullanılır.
Örnek:
Bu grafikten şu bilgilere
ulaşılabilir.
*En çok yağış 2009 yılında
olmuştur.
* Toplamda 6 yıl normal yağış
miktarının altında yağış olmuştur.
* En az yağış alan yıl 2008
olmuştur.
* 2013 yılı, 2017 yılından daha
Bu grafikten şu bilgilere ulaşılamaz
kurak geçmiştir.
* En çok yağış alan ikinci yıl 2017’dir.
* Yağışların çoğu yağmur şeklindedir.
* En çok yağış kış aylarında olmuştur.
c.* Pasta
En az yağış alan yıl ile en çok yağış alan yıl arasında
Grafiği
350mm’den fazla fark vardır.
133
Bu grafikten şu bilgilere
ulaşılabilir.
*Harçlığının büyük bir bölümünü
kırtasiye için harcamaktadır.
*En az para diğer harcamalar
içindir.
*Yol parası ile yemek parası
aynıdır.
*Kırtasiye için harcadığı para
yemek parasından çoktur.
Örnek
Bu fotoğraftan ulaşılabilecek bilgiler.
*Halkın günlük giyim tarzına.
*O günün hava şartlarına.
*Mimari yapıya
*İnsanların çoğunun meşgul olduğu
şeye.
Bu fotoğraftan şu bilgilere
ulaşılamaz
*Ne zaman çekildiğine
*İnsanların geçim kaynaklarına.
*Balık tutanların asıl mesleklerine.
*İnsanların hangi balıkları
tuttuklarına.
----Kroki okumada, yönlerden (doğu, batı, kuzey, güney; kuzeybatı, güneydoğu vb.)
faydalanırız.
----Kroki karşımızdayken sağ taraf doğu, sol taraf batı, üst taraf kuzey, alt taraf
güneydir.
135
Örnek