Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 9

ARASIIRMA i NC ElEM E

. . .
NEOPOZITIVIZM, UZLAŞIMCILIK
VE ELEŞTiREL RASYONALiZM
Birseli Durmaz

Bilimse l bilginin niteliğini ve bilimsel yöntemin değerini incelemek. bilimsel ifadele-


riıı geçerliliğin i tanıılamak bilim felsefesinin temel ;unaçlarıııdaıı bazı larıdır. İ şte bu nok-
tada filozoOar. bi limsel bilgiyi ve bilimsel yöntemi emp iri s ı ve rasyonali s ı açılardan ele
alarak doğa. bili mlerinin tabam sorununa çeşitli yakl aş mı l arda bulunmu ş lar ve bu sorunu
epistemolojik olarak tem ellendinıı eye çalışmışl ardır. Bilim felsefesinin ilk dönemlerinde
yaygın olan anlayı ş . bilimsel bilgiyi sağl am ve kesin bilgi olarak gören. bilimsel bir hipo-
tezin olgulardan yola çıkıp yine olgularla. deneysel araçlarla doğrul anmas ı gerektiğini
öne süren neopozitivizmin doğrul am acı anJayış ı ydı. Empirisı ve pozitivist gel eneğin bir
ürünü olan ve doğa bilimleri felsefesine uzun süre hakim olan bu akumn en önemli ver-
siyonu olan "Mantıkç ı Empirizm"in yanılgıl arı. yetersizlikleri, ilk kez doğa bilimleri fe!- ,
sefesini rasyonel temellerle yapılandırmaya yöne len Karl Popper tarafından farkedildi. o;
Poppe r'ın bu rasyonalist yön elinıli bilim fe lsefesinin ç ıkı ş noktası, neopozitivizmin kök-
tenci empirist anlayış ının bir eleştirisine dayanır. .
Neopoziti v i zın. bilimsel bilginin geçerliU ği konusunda "doğrulanabilirlik" ölçütünü
kabul eder ve bilimsel bilginin geçerlilik ölçütünün yalnızca deneyimseL olgıı sal dünya
olduğunu ileri sürer. Neopozitivizmin bu anlayı şı ile deneysel bilimlerde bilgi olarak 'ge-
çerli' sayılan şey. şu anda ilkeec vazgeçilebilir ya da deği ştirilebilir olan bir kavrayış tar-
zına göre gerçe kleş tirilıni ş , bir doğru l ama etkinli ğ i ile elde edilmiştir. Bu anlamda bilim-
de "geçerlilik"in bir başka anlamı da yoktur.( 1) Eleşti rel bir kuramın nas ıl olm as ı gerek-
t iği konusunda. kuranıların sınanınası ve do layısıyl a da bilimin gelişm esiyle yakından il-
gili olan Popper, neopozitivi zın in yanı l g ılarının farkınd aydı. O. mantıkç ı pozitivizmin.
anlamlı bilimsel önermelerle anlanısız önenneler arasında bir aynm yapmak ve ınetafi7j­
ği reddetmek amacıy la ortaya koyduğu. mantıksa l ve olgulara dayanan. doğrul anabil irlik
çözümüne karş ı çıkıru ştır. Popper'a güre ilk o larak tekil önemı el er deneysel aç ıdan ister
doğnı lanabilir olsunlar ister olm asınJar.bi linı sel yasalar gibi tümel ön emı cierin d oğrula­
namayacağı kesindir. Do l ayı s ıyla da doğrulama ilkesi yalm zca merafiziği değiL bütün do-
ğa bilimini ortadan kaldınnaktadır. İ kinci olarak da doğnılaına ilkesi her türlü metafiziğin
anlam sız olduğunu ilan etmektedir. Oysa tarihsel olarak. bilim metafizikten çıkınışı u·.(2)
Daha sonra Popper. doğnı lanabilirlik ölçütüne dayanan bilimsel arılayışı , rasyonali s ı an-
layış ıyla e leştirnıeye devam elıni~ ve bilimin özel liğinin doğnı l an abil ir değ il . yanlı ş l ana­
bijjr olmak olduğunu savu nmu şıur. Buradan hareketle Popper. bir yandan bilimsel kuram-
ların olgularla uygunluk içinde olm aları gerekti ğini kabul eder. ancak diğer yandan böy-
le bir kuranı ın. mevcut bir olgu tarafından ya nlış l anm aya aç ık ol mas ı gerek ti ğ in i de vur-
gular. Ay rıca Popper. bazı kuraıniarın olgulara uygun göıiilınesinden dolayı. bu kuranıla­
rın olay ve olgulan açıkladığ ına inanıldığını. hu gibi kuraıni arı da yanlı§lanıa olanağı ol-
madığuıı söyler. Ömcğin Marks'ın. Freud'un ve Adler'in göıii§leri Poppcr'c göre bu tür ku-
ramlardır ve bu kuramiarı çüıiitebilecek bir olgu tasarlanamaz. Çünkü gö7Jenen her ola-
yın kurama uygun olduğu kabul edilir. Buna göre bilimsel olmanın ölçütü doğrulanabilir­
lik değil, olgular tarafından yanlışlanabilirliktir. Popper bilimsel kuramiarın savunulabilir
deği l. smanabitir olduğunu ve bilimsel önemıcierin ne nciliğinin de, özneller arası sına­
nabil ir olma koşulu nu taşıyan önennelere bağlı oldu ğu nu vurgular. Bu noktada Popper.
olguların kurama uygunluğu söz konusu olduğunda. böyll: bir kuramı hiçbir deneysel so·
nucu n ve gözlemin destckleınediğini. dolayısıyla bilimsel bir bilgi taş ım adığını. ancak bir
gözlem ya da olgu tara fından yan lışl anabi li rse . sınanab ilir ve bilim cl olacağını ileri ~ü­
rer. Ayrıca Popper'a göre doğrulanabilirliği bilimsel o lm anın ölçütü olarak kabul ı:tınck.
bir kuranıla öne ı.ürüleıı bir genellemenin bütün önıeklcrini gözleınl cıncııiıı imkan ız ol·
duğu tehlikesini de beraberinde getirir. Mantıksal kuruluşu bakımından tüıııdengeliııısd
bir karakter taşı-yan hipotezlerin tümevannı yoluyla tüketici biçimde doğrulanması im-
kansızdır. Poppcr. "Tüm ku ğu kuşları beyazdır. " Hipoıezinirı bütün örneklerinin. tüketici
biçirııde doğnılarunasının mümkün olmadığı ömeğirıi gö tererek. tck bir siyah kuğu ku-
şu nun varlığ ının bu lıipotez i tümden yanlışl ayabileceğirıi ortaya koyar. Popper'uı de dedi-
~
' ı ği gibi, "B ir doğa yasasının doğrulanması. yalnızca kapsanıında bulunan tüm olaylar tek
~ tek görgül olarak belirlenebilir ve sonuçta tüm ol ayların kendi iyle tutarlı olduğu sapta-
nabilirse mümkündür. Ve bu da asla gerçekleştirilcmez." (3)
Sonuç olarak Popper. ilk başta battlı toplunılann bilim hakkındaki görüşlerini benim-
seyen ve bilimsel bilginin geçerlili ğini. bilginin olgular tarafından doğrulanmış olmasına
bağlayan neopozit ivizınc karş ı çıkarak. bilimsel bilginin tam olarak doğrulananıayacağı
göıiişünü savunur. Çünkü ona göre bilimsel kuramlar. olgular dünya ı ile tam olarak ör-
tüşmez. Haııa Popper'a göre bil inı sel bir konu hakkında birden fazla kuramın var olması­
mn kaynağ ı da budur.
Yal n ızca bilimsel önemıcieri n s ınanabilirliğini ve yanlışlanabi l irliğini kesin olarak sa-
ğlayacak kurallar gctirıııcyi amaçlayan Popper. M. Schlik. H. Halın. O. eurath. V.Krafı.
F.Kaufın<uın. R.Canıap, P.Frank. E.Kalla. F.Waismann gibi bilim adamı-düşünürlerin yer
aldığı. Viyana Çevresi Dü şünürlerinin "anlam" problemiyle ilgilenınclcrine karşı çıkar.
Metafizik öncıınelcri bilimsel öneımelerden ayıııııak için. anlam problemini ileri sünııek­
ten kaçınan Poppcr. 'sınırlandırma'. yani bilim el ohın ö nennc ile bilim elmiş gibi olan.
sahte öm:nnenin ayrı lması üzerirıde dumıuşıur. Popper için bu uıırl andımıa işlemi bilim-
sel kuraınıı~ _bir özelliğidir. Çünkü bilimsel kuraınlar bazı olguları açıklar. bazılaruıı ise
yasaklar. ~ılı msel kuraının gücü de buradadır. Ancak bilim dmi~ gibi göıiinen kur.uıılar
olgu~ar yıgınmı ıımlandınna yapmadan açıklama amacım ıaşu·. Gerçek bir bilim el Iaı­
ranı_ ıse: kap_s~mı_ dı_ş~n?a kalan, yasaklanan olguları açıkça gö ıerir. Bu onlann deneyim-
sel ıçerıklerı ıle ılgılıdır. Buradan hareketle bilimin kullandığı yöntenıleri çözüınleıneye
çalı~an..vc..b.~ aııı.açla bir bil~i kuraını bilim cl araştımıa mantığı yapan Poppcr'ııı. biliın­
~e.llık .olçutunu yanlı~lanabılnıt:' olasıl ığına bağlayan görüşlerini daha iyi açıklamak
ıçın. O nun bu konudaki eleştiri lerine devanı etmekte yıu·ar var. Popper bir kaHamın de-,
1Yeopoziriııizm, Uzlaşun ctlik ve Eleştirel Rasyollalizm

neyse!. olgusal içeriğini n. bu kuramı yanlışlayabilecek önemıelerde n meydana geldiğini


söyler. Eğer olgular hakkında yeni bir bilgi ortaya konulmak isteniyorsa, kuramın suuda-
n dış ına çıkmak gerekir. Bu durumda Popper. daha önce de be lirtildiği gibi. kuramın güç-
lülüğünü bir kuramı yanlışlayabilecek, ona karşıt olan olguların açıklamasına götüren,
sonsuz sayıda önennelere ve kurarn dışında kalan olgulara l?ağlaınaktadır. O halde bilim-
sel tutum, kuranı ı yanlışlayabilecek deneyler peşinde koşmak olmalıdır. Popper sınırlan­
dırnıa ayracı olarak kabul eni ği yanlışlanabil irliği, 'tümevarımsal-mantıksal' s ınırlandırma
ile ya da olgucu s ınırlandırnıa ile karş ılaştırarak ortaya koyar. Popper'a göre olgucu sınır­
landırma, tüm 'anlamlı' öneoneterin sonuçta karar verilebilir olmasıyla eşdeğerdir. Man-
tıksal olarak deneyimle doğrulaıırnış olan özel öneonelerden kuraınıarın ortaya çıkması
o lanaks ı zdır. Çünk ü bu yöntem ile kuramlar görgül aç ıdan doğrulanamaz. O halde doğru­
lanamayan önemıelerin de görgül olarak ya da arıl anı o larak kabul edilebileceği bir ölçüt
seçilmelidir. İstelik deneyimle smanabilecek bir dizgeyi anlamlı. bilimsel olarak kabul et-
mek. s ınırlandırma ölçüiii olarak dizgenin doğnılanabil irl iği d eğil , yaı11ış laııabilirliği dü-
ş ünces ini içinde barın dınnaktadır. Yani böyle bir s ınırlandırma , dizgenin olumlu olabile-
ceğini değil . dizgellin ınant ıksal biçinıine bakarak sınan1a yöntemiyle olumsuz olacağ ım
ortaya çıkarır. (4)
Sonuç olarak Popper'a göre, tüm evarıın sal-mantıksal sınırlat1duma gereksiz ve amaç-
sızdır, aynı zamanda çelişkilere de yol açabilir. O lgucu sınırlandırma ve anlam problemiy- --',ı
le uğraşan doğalcı yaklaşım , eleştirel değildir. Böyle bir yaklaşlJll ancak bilgi yerine sap-
tamalar. dolayısıyla da do gmalar ortaya çıkarır. Popper ayrıca kuraın oluş tuınıanın bir ö-
ğrenme iş leınİ olduğunu, bu i şlemin de tüınevarımsal olmayan bir şekilde gel iştiğini söy-
ler. Tüınevarırnsal s üreç sonuçta, sürekli ayru şeylerin tekrarlanınası ve bunlardan bir so-
nuç çıkarılmas ı dır. Ancak öğrerune ti.imevarımsal bir süreçtir. Başka bir deyiş le öğrenme,
genel bir yargıyı el eştirerek, yanlı ş layarak bilgiye ulaşma i ş lemidir. "Bir olay ın nedenini
açıklaınak. onu betimleyen ö nerıncierin yasalardan ve s ınır koştıllarından tümdengetim
oyluyla türetilınesidir." (5) O halde bu durumda , ilk olariık kuraını yanJışlayan durumlar
ortaya konulur, dalla sorıra yeni bir kurarn olu ş turulur ve bu yeni kuraından smanabilif
olan önenneler tüındengeliın yoluyla ti.iretilir, son o larak da gözlemle yads ıma aşaınası
gelir. Artık bu noktadan sonra kuraınlar arasında bir terelli yapılabilir. Böylece Popper, tü-
mevarınu teınele alan eınpirist yaklaşınıdaı1 ayrılarak, kuranı ın gözl eıne temel o ldu ğunu ,
tek başın a gözlemin anlam sız oldu ğunu vurgular. Kuraınlar ayn bir dünya yaratmaımzı
sağ layan t asarırn l arırı:uzdır. Kurarnları gerçek dün yayı yakalaınak için bir ağ olarak kul-
larunz. Popper' ın sözleriyle ifade edilirse; "Kuran1 dün yay ı ku şatmak. u ssal l aştırnıak,
açıklam ak ve ona egemen olmak amacıyla attığımız ağdır. Dunnaksızın bu ağın gözleri-
ni daraltınaya çalı şmz." (6) ,
İşte Popper. bilim sel bilgiyi deneysel yoldan denetlemeyi savunan ve doğrulanabilir­
liği bilimsel yöntemin ö lçütü olarak kabul eden anlayış ı , bilim felsefesinde rasyonalist yö-
nel iınl i felsefesiyle bu şekilde eleştirir ve 'Eleşti rel Rasyonalizm' aı11 ayışını geliştirir. An-
cak Popper'ın eleş tirel yakl aşınu , 'Uzl aş ınıcı ' a nl ay ışt an etkilenmesiyle ve uzlaş ırnc ılığı
eleştiıın es i yl e ortaya ç ıkmı ştır. Bu nedenle Onun ya n l ı şlanabilirlik ilkesine dayanarak
ol uş turduğu e leştirel rasyonalist anl ayışını , da~a önce ü zeriııde dıınılan no ktaları gözden
kaçuınadan. uzlaşııncı anlayış l a birlikte ele almakta yarar var.
Uzlaşııncılık baş langıçta iki Fransız biJi m adamı ve filozof Po ineare ve Duhcnfin. da-
ha sonra da Dingler ve Ajdukiewicz'in çalışmalarıyla ortaya çıkmıştır. Uzlaşııncılığın ha-
reket noktası bilimde daha yüksek düzeyde bir uzlaş ımm olduğu düşüncesidir. Bilimsel
bilgi bu anlayışa göre, özneler arası bir uzl aşımı gerçekleştim1eden elde edilemez. Oysa
Popper'a göre. "yalmzca yasalara uygun ortaya çıkınası ve yeniden o lu şturulabilmesi ne-
deniyle. ilke olarak özneller arası s ınanabiJir ilişkil endim1eler, bilimsel bir önem taşımak­
tadır. " (7)
Bunların yanı sıra uzlaşımcılık. bilimsel kuramiarın kurulmuş. konulmuş şeyler ola·
rak birer konstrüksiyon oldukl annı ileri sürer. Bu görüş u zlaş m1cılığı, kuramiarın tüme-
varım yoluyla elde edildiğini ve olgulara dayandığın ı savunan deneyimcilikten ayırır. Bu-
radan yola çıkarak u zlaşımcı görü ş . deneysel alanın tek bir kuranı l a değil. birden faLiaku-
rulınuş olan ı..'Uramla açıklandı ğı şeklinde bir anlayışa sahiptir. O halde bu anlayışa göre.
bilimsel kuranıların geçerliliği sorunu. Popper'ın de savunduğu gibi. deneysel denetleme
ölçütüyle çözüınlenemcz . Uzlaş ımcılığa göre çözüme <ıncak. bilim adaınl<mnın çeşitli
kuramiarı karşılaştırarak, bu kurarnlardan birini tercih etmeleriyle ve uzlaşı ınla ulaşılabi­
lir_ Kuramıarın terci11 edilmesi konusundaki uzlaş un. deneysel verilere başvurularak elde
edilemez. Bilimsel kurarnların tercih edilmesindeki ölçüt, "Düşünme Ekonomisi"dir. Bu
ölçüt çeş itli kuramlar arasında , basit olmayı göz önünde bulundunın bir tercih yapılm ası­
~ı nı sağlar. Dolayısıy l a da bilimsel bir kunırnın kabulU ya da yads ırunası için bir zorunlu-
luk kalmaz. Popper. uzlaşımcılığın. bilimsel kuramiarın deneysel verilerle doğnılanaına­
yacağı görüşünü kabul etmekle birlikte. O.bilimsel kurarnların deneysel karakterini de-
neysel yoldan doğrulamanın ill)kansız olduğunu, ancak deneysel yoldan ymılışlaınanın
olanaklı olduğunu belirterek.. yanlışlanabil irlik ilkesine dayanan kendi anlayışını geliştir­
mi ştir. Buradan hareketle Popper. kendi bilim felsefesinin uzlaşırncılıkla bağdaştırılaıııa­
yacağııu savunur. Çünkü Uzlaşımcı anlayış kabul edildiği takdirde, bilimsel ifadelerin
geçerliliği ~e bir kununm deneysel içeriğinin bir görüntü olup olmadığı sonınu çözüle-
mez. Popper. uzlaşımcılığın u laştığı, bir kuramın denctlenıne koşullannın deneysel yol-
dan gerçekleneıneyeceği şeklindeki yorumuna katılır. ancak yine de bu yorumun bilim·
sel yöntemin uygun bir çözümlemesini vercmeyeceğini ve bu nedenle ç!e uzlaşuııcılığın.
bilimsel kuraıniann bilgisel değerini şüpheli duruma di.işürebileceğini ileri sürer.
Uzlaşımcıl ık. bilimsel bir kuraının geçerliliğinin deneyimsel yoldan deııetlenebilnıe
olanaks ı zlığıııın nedenini. ku ramdaı1 bağımsız olaıı gözlem olgularını kabul etmenin yön·
temsel bir yapıntı olacağı düşüncesinde bulur. Burada kuran1 ile deneyim arasındaki dön-
güsellik ortaya çıkar. Ancak bu dö ngüsellik. kuramın deneyimsel yolla test edilebilnıc­
sı.yl~. ortadan kald~·ılabilir. Işte bu nokt:ıda Popper. u7.laşımcıhırın buııuıı gibi pek çok Ş•>
yı gozden kaçu·dıgmı savunur. Popper'a göre asıl önemli olan nokta, deneysel biliıııleruı
ortaya koyduğu kuramiarın deneyimsel yoldaı1 denetlencbilir özelliktc ı:ı.örülmelcridir. Bu
kuram1ar~~1, kuramın temelini oluşturan kurallaı- değiştirilebileceği içiı~ deney ,·erileri d~
duruma gore kuraıııa uygun şekilde yoruınlanabilir.
Kısaca Popp~r. deneysel bilimlerde kuramiarın deneyimsel içerikli olduğu iddiasıyla
ortaya çıktıklarını ancak aynı zamanda her kuranı ın. birer koııstıiiksiyoıı olnıal:lrıııdando-
Neopo ~itivizm, Uzlaş uu ctltk ı·e Eleştirel Rasyonalizm

layı deneyimi de aştığ ını belirtir. Buna ek olarak Poppe r. bu kuramların .deneysel yoldan
di.i zelti l nı c o lanağını
içlerinde barındınnal an ge rektiğini vurgular. Popper'a göre bilimsel
kuraınl ar yapınrı ve ıoıoloj il erc dönü ş türiii memeli. aksi takdirele bu tür g iri ş imler yan i uz-
l aşımcılığ ın denemeleri. kuraınıarın dogmatikleştirilmes i tehlikesine yol açar. Buradan
hareketle Popper'ın uzlaş ımcılığı çok yönlü eleş tiri sini özetledi ğinıizde karşınu za ilk ola-
rak uzlaş ıın cı anlayış ın , e mpirist ve neopozitivist bilim felsefesinin, tümevarıma dayanan
doğru l a macı anlayı şının yanılgılaruu ortaya çıkarmasıru. Popper'ın haklı bulması çıkar.
Bununla birlikte Popper, u zlaş ımcılığın kurarnları ın antıksal kuruluşlar olarak gören,
konstrüktivisi bilim felsefesinin. kuraınlar ile olgular aı·a sındaki bağı koparttığını ve bi-
linı sel kuraıniarın birer mantıksal kunnaca olduğu düşüncesinin gelişmesi te hlikesini de
beraberinde gctiı;diğini belirtir.Popper'e göre uzlaş ınıcı anlayışta karşımıza çıkan güçlük-
ler aslında. bu bakış açısın ın doğa biliınleriııe yaklaşımındmı kaynaklanmaktadır. Çünkü
u zlaşımcılara göre doğa biliınleri. s alı kavramsal bir yapıd adır. Dolay ı sı yla bu yapı bizim
belirl ediğ imiz doğa yas aJan tarafından belirlenir. Sonuçta doğa yasal arı uzlaş ııncı yakla-
ş ıma göre. gözle m ve ölç me nin ne oldu ğunun bu yasal ar tarafından belirlenmesi n~deni y­
le hiçbir gözlemle yanlış lanaınaz. Gerçekte hedet1enmesi gereken. yeni olu şturulacak ku-
raınıar yardımı yla, yeni olgular bulmak aınacıyla yanlı şl ayan deneyleri saptaınaktır. Pop-
per'a göre bu. yeni deneyimler dünyasına ve kuraınıara karşı yeni kanıtlar bulmaya götü-
ren pir başand ır. A ncak u zlaşırncılar böyle bir başarıyı gönnezden gelirler, hatta bu yeni ::, ı
yapıyı " bilimiıı çö kü ş ü " olarak nitelendirirler. Onlara göre kuranılar arasında bir tercih
yapabilmenin tek yolu , tanuıılardan oluşmuş olan en yalın dizgeyi seçmektir. Dolayıs ıyla
yanl ışl anabil irlik. kuramıarı birbirlerinden ayıramayacağından uygun bir s ınırl aııdırma
ayracı olaınaz. i şte bu bakış açısı.uzlaşuncılığın,Popper'm anlayışıyla bağdaşmasına en-
gel olur. Popper'ın bilim felsefesi, bir kuraının yanlışlanabilirliğiııin o kuraımn hatalı ol-
duğunu değil. geçeklikle ili şkili olduğunu göst e rdiğini savunan aııl ayışa dayaııır. Onun
felsefesinde yanlı ş laııabilirlik. kurarniann yapınuhaline gelmemesi i ç iıı bir garantidir. Bi-
liınsel bir kuraınm g ücü daJı a önce belirtildiği gibi. kuraımn yarılışlanabilirliğ iııe bağ lıdır.
Bu yakl aş ımıyla Popper' ın eleş tirel rasyonaJizmi, kuranıların i çeriklerİıli saptamada başa-
rılı bir ölçüt getirir. Popper' ın eleşt irel rasyo nalizmine bu kısa geri dönü şten sonra denile-
bilir ki: eleştire l rasyonaJizmin yanlışlaın a ilkesi, uygulanabilir kurarnların bulunması ve
o gün için geçerli olaıı . yürürlükteki kuraınıarın s ınanmasını sağlayarak, biliıniıı ilerleme-
s ine katkıda bulunmak gibi bir işieve de saJıiptir.
Tüm bunlardan hareketle Popper'ın u zlaş uncılığa getirdiği eleşt irileTin genel olarak.
bir kuranun geçerliliğ inin , otoriter bir güce sahip uzl aş ımlcıra bağlı olınaınas ı gerektiği
düşünces i me rkeziııde yer aldığı söylenebilir. Buna göre Popper. bir kuranun geçerliliği­
nin. ancak o kuramın meşruluğunu ve kabulünü sağl ayacak şeylere karşıt anlayışların
eleşt irisine dayanan. eleştir~l bir yakl aşıınıa sapıanabileccğiııi belirtir. Her kuraın yanl ış­
lanabilme potansiyelini taş ır ve yaııJışlanabilirlik eleş ıiı·eJ bir yaklaşım içiıı te mel öl ç üı­
tür.Son olarak el eştire l rasyonalizm ile ilgili söyl enınes i gereken nokta, bu anlayış ın dog-
nıatikleştiııne eğilimine karşı çıkmasıdır. Bu dognıatikleşıiıme karşıtı ıuıum,bilgi kuraını
temelinde gerçekleşir. Ayrıca bu anlayışta bilgi, her şeyden önce insan için mümkün olaıı
hir bilg idir. Akı l sonludur ve kendi sınırlannı bil ir. Ancak akıl. sınırl arını kedi olaııakl aı·ı
içinde aşarak, kendisini akıl olarak ortaya koyar. Eleştirel rasyonalizmin nonutarı da bu
noktada. rasyonalizmin eleş tirel ö lçütleridir.
Popper'ın Bilim Felsefesinin El eş tirisi
İleri sürdüğü görüşlerle bilim dünyasında büy ük yankılar uyandıran Popper'ın bilim
felsefesi günümüzde de hala tartışı lmaktadır. Popper' ın eleştirel rasyonalizmine getiriJen
eleştir.iler genel olarak, böyle bir anlayışın , Antik felsefenin "Mutlak Doğruluk" ve "üz-
neden Bağımsız Gerçeki ik" diişiincesine bağlı olduğu , bu nedenle de Popper' ın doğruluk
anlayışıııu1 hem doğruluğu erişilebilir olmaktan ç ıkardığı hem de aı1tik metafıziğe sapla-
nıp kaldığı şe klindedir. Bu eleştiril er. Popper'ın. bilimsel kurarnların doğrulanabil ir değil
yanlış l anabilir olduğ u görü ş ünü kabul ederler. ancak Popper' ın bu konudaki saptaınalan­
nın, bilim kuramının ınetodolojis inin d<ıralmasına yol açtı ğını savunurlar. Ayrıca eleştirel
rasyonal izıniıı fonnci mantığı te mel olarak alması run, bilimin u yguladığı yöntemin ıııan­
tı ğırun, bilimin pratiğine uymayan yamlg ılı bir yoıuınunu o rtaya çıkardığı belinilir.(8)
Şimdi bu eleşririlerin dayanaklarını ve ulaşukJaı·ı sonuçları ana hatlarıyl a serimlerneye ge-
çelim.
Aslında Popper'ın anlayışına yöneltilen eleştirilerin amacı: deneysel denetlenebilirli-
ğin, yanlışlaına yaıuııda başka ö lçütlere de baş vuıulmasıru sağlayacak şekilde gerçekleş­
tirilebileceğini, bilimsel kurarnların, Popper'ın s avunduğunun aksine, formel m antığın
:!,
ı prosedürlerini taınamen takip etmediklerini ve bilim adarnlarının tümevarımla ulaşılan
~ genelleştirmeleri, eleştirel bir denetimden geçim1ek için yanlışlaınaya yönelmeyecekleri-
ni göste1111ektir. Bu aınacın d~yanağı. Popper' ın yanlışlama ilkesine dayMan ve eleştirel
rasyonalist bilim felsefesinin, bilirnde koşulsuz bir kesinliğe ulaşılaınayacağını, ancak bi-
lim.i n aınacının da yine doğruya yönelmek olduğunu öne s üre rek bir güçlüğe yol açtığl­
run düşünülmesidir. Yani Popper'da doğruluğun he m ul~şılaınayacak bir şey olmasının
hem de varsayılmasırun, bilimin doğruluğa doğru nasıl ilerleyeceği problemini ortaya çı­
kardığının düşünülmesidir. Ayrıca Popper'ın felsefesinin. bilimsel yöntemi tek yanlı ve
yüzeysel bir şekilde kavradığı, bilim kavrarmıun anlanuru daralttığı ve bilimin pratiğine
uygun olmayan bir ölçüt ileri sürdüğü düşünülmektedir. Örneğin ktırarnların doğrulanma
sürecinde. kurama aykırı deney verileri ile karşılaşıldığında, bilim adaı1unın o laıranu
sarsıntıya u~aımş, işe yaramaz olarak nitelendirip,bir kenara atmayacağı söylenir.(9) Bu
eleştirilere yanıt verebilmek. Popper'ın felsefesine anc ak daha farklı noktalardAA bakınak­
la mümkün olabilir.
Popper'ın amacı ilk başta. bilg i kuramsal açıdan hı:ıkılclığında. doğruya ulaşınaktır.
Ancak O, doğıuya ula~ılıp ulaşılmadığının tam o larak asla bilinemeyeceğini de ekler.
Popper hiçbir şeyin kanıtlanamayacağını söylerken gerçekte. hiçbir kuraı11ın sonu! anianı­
da doğnı olduğunun söylcneıneyeceğinin altını çizmek i ıenıiştir. Burada öneı11li olan her
zaman dal~a iy~ kurami~~ o~taya çıkabileceğini kavramak ve eleştirel aklın yaptığı gibi.
var olan bilgıyı aşma gırışımınde buluıunaktır. Ç ünkü bu d ummda var olM kurarnları sı­
n~mak ve yeni kuraınl.ar geliştirıne imkanı doğacaktu·. Popper'a göre, Einstein'ın 'Relati-
vıte' k~ır~ıını da bu şekılde geliştirilm iştir. Eins tein kuraınmı oluştunırken. Newton'un Inı­
rrum gıbı. var olan ~raı~1la~·ın ötesine geçmek istemiş ve kend ine hep. haı1gi olguların ku-
ram ını yanlışl ayabılccegını soıınuştur. Tüm bunlar. Poppe r'ın eleştirel rasyonaliznıinın
Neopozitivizm, Uzlaşunctlık ı•e Eleştirel Rasyon alizm

kendi tunıınunu yadsımak zorunda kalacağım göstemıez. Tersine Popper, kendi kuramı­
nı da.birbirlcri karşısında yanlışlanabilmeye açık olan kuranılar arasında görerek. kuramı­
nı tutarlılığını desteklemektedir. Buna en önemli kanıt. Poppe r'ın örnek olarak. Einsıein'in
kendi kuramının kusurlu olabileceğini düşünerek, daha iyi bir kuram geliş tinneye çalış ­
masını göstermesidir.
Popper'a göre. Newton'un kuramının bir cevabı olduğu her soruya, Einstein'ın lqıra­
ınııun da bir cevabı olmasırurı. buna karşın Newton'un kuraımnu1 cevap veremediği.
Einstein'ın kuramının ise totolojik olmayan bir cevap verebildiği soruların var olması .
Newton ve Einstein'ın kuramlarının birbirleriyle karşılaştınlabilen ve yarışan kuranılar
olarak ol u ş turuldu ğunu gösterir.( 10) Bu da bilimsel kuramiarın bu şekilde ortaya ç ıka­
rak. bilimin gelişm esine katkıda bulunduklarının bir göstergesidir. Popper'ın dedi ğ i gibi.
deneyimin bilimsel araştııınalara katkıs ı ancak bu şekilde . yani farklı talıminlerin , varsa-
yımların deneyiınkrle ay ıklmup. yerine dalıa iyi ve daha yeni talun inler aranınasıyl a ol-
maktadır. Po pper' ın anıacı , kendi kuraını da dallil olm ıık üzere bütün kuramiarın s ınana­
bilir sonuçlarını. ol ası yanlış ları nı ortaya koymak için deneysel koşulların ararınıası . ken-
di deyimiyle "kan alınabilecek damariann alınınası " ıun zorunl uluğunu hatırlatmaktır. Bu-
rada görülmesi gereken, Popper'ın bilimsel yöntem ko nusunda bir araştınna mantığı ge-
liştiren, rasyonalist ve eleştirel bir yanl ı ş larıabilirci olmasıdır.
Popper'ın tümevarın1a ilişkin yorumuna karşı geliştirilen eleştiriler ise H ume ve diğer -~ ,ı
empiristlerin. 'tümevarım sorunu' üzerindeki yorumlarına dayanmaktadır. Bu yorumlar,
Russel l'ın dediği gibi, bir tek tümevarını ilkesinin deneyden bağımsız bir mantık ilkesi ol-
duğunu ve tümevarun olmadan bilirnin imkans ız o lduğunu kanıtlar. Genel olarak Pop-
per'ın tümevanm sorununa yaklaşımı , tümevanmsal yolun yaı1lışlayıcı bir hi po tez için ge-
çerli olduğu ileri sürülerek eleştiri tir. Popper tümevarını sorununa getirdiği çözümde, da-
ha önce belirtildiği gibi. "Bütün kuğular beyazdır"önennesini örnek vererek açıklama ya-
par. Tümevarunla ile ulaş ılmış bu önenne gibi deneysel genellemelerin, mantıksal olarak
doğnılaı1anıayacağını ancak yanhşiMabileceğini belirtir. Bu da Popper'ın ulaşmak istedi-
ği, bil imsel kurarn ve yasalann s ıhaı1abil ir o lm ası. yruılışlamaya açık olması sonucunu do-
ğurur. Burada Popper' ın amacı. sav unulduğu gibi, yalnızca tüınevarımı mruıtıksal işlevi
bakunından eleştirmek. tartışmak değildir. Onun anıacı aynı zam·aııda tümevarın1.ın vaz-
geçi.lebilir bir kavram. bir efsane olduğunu göstennektir. As lında doğruya ulaşma çaba-
sıyla. bilirnde her türlü dog matikl eştinneye karşı çıkan.biliınsel yöntemin so runtarım iç
çelişkilerini saptamaya çalışan Popper'ın tümevarını sorununa yaklaş ım1, bu açıdan bcıkıl­
dığında ruıl aşılabilir. Popper'ın ıümevarıın kav!·ruııuıa yakl a} uıuıu,Hume'un nedensellik
ve töz kavrrunların ı eleş tiıi siyle karşıl aşt ırarak haklı ç ıkanııak mümkündür. Bilindi ği gi-
bi Hume'un ned en se ll i ğ i ve töz kavrrunl arını eleş tiri s ind eki tutumu , her ne kadar Pop-
per'ın tümevarum eleştiıi siııden fru·k.lı da olsa. bu dogınatikleşmiş. doğaya yüklenen, zo-
runlu kavranılardan vazgeçilebil eceğini göstemıişıir. Popper da ayıu şekilde biliın için zo-
runlu olarak görülen. dolay ı sıyla da dogmatikl eşmi ş tüın evarun ilkesinden vazgeçilebile-
ceğ ini gös t emı eye çalı şarak . kabul edilebilir o lan bir çözüm sunar. Nedensellik ve töz gi-
bi zorunlu olru·ak görülen. dogma haline gelen kavrrunlardan vazgeçmeyi kabullenmek
nasıl bazı insanlar' için zor olmuşsa. aynı şeki lde Popper'ııı tümevru·ıınsal yöntcmden vaz-
geçilebilt!ceği şeklindeki görüşleri de sert eleştirilerden kurtulamamıştır.
Sonuç olarak diyebiliriz ki: Popper'ın e leştirel rasyonalizmine karşı tutuın genellikle.
onun. birçok düşünüıün karşti aştığı güçlükleri keskin bir yol seçerek çözümlernek isıe­
mesine yöneliktir. Popper'ın izlediği bu yol bilim adamları tarafından çoğunlukla yanlış
anJaşLimıştır. Popper'ın bilginin yükselmesi ve bilimsel yöntem ile ilgili ölçütü bilim
adamlarını ikna edememiştir. Hana P9pper'ı. bilim adarnlarının bilimsellikten uzak olduk-
larını söylemekle, bilimsel kuralları yıkınakla ve tanımlayıcı o lmaktan çok kural koyan.
normatİf bir bilim anlayışı geliştinnelde suçlarunıştır. ( ll) Aynca Popper'ın getirdiği öl-
ç ütün bir yandan bilim adanıJnı doğrulanabilirlik kaygı s ıyla sınırlı olan çalışmalar yap-
maktan kurtardığı , diğer yandan da bazı güçlüklere yol açtJğı söylenir. Tannnın tinimize
koyduğu bir ide olarak açıklanıas ı gibi bir hipotczi yanlışlama olanağı olmadığı.ancak
Popper'ın bu hipoıczi olgulara dayanmadığ ı için bilimsel olarak da göııı1ediği. bu yüzden
Popper' ın yanlışlama ilkesinin,olgulara dayanıl arak yapti an ter yönlü bir doğrulama ilke-
si olduğu dü ş ünülür.( 12) Fakat burada Popper' ın.ınantıkç ı olguculuğun bilim olanla olma-
yanı ayırt etmek için ileri s ürdüğü ölçütün.ınetafıziğ i tamamen anlam sız sayarale aslında
bilginin ve bilimin gelişınesin i tehlikeye düşürdüğünü gösıenne arnacı göz ardı edilmek-
tedir. Çünkü Popper. metafızik bir kuramın sınanamadığı için bilimsel olmadığını, bunun-
la birlikte böyle bir kuramın eleştirilip tartışılma imkanının bulunduğunu belirtmektedir.
-o~ ı Böylece O, metafizik bir kurarnın gelecekte bilimsel-bir hale gelebileceği olasılığının bu-
.....
, Junduğunu, atomcu fıkrin de ortaya çıktıktan sonra smanabilir hale gelmesiyle bilimsel bir
kuram olduğu ö ıııeğini vererek göstermek is temiş tir.
Son olarak, yanıtlardan çok sorulara sahip olduğunu düşünen bir filozof olarak Pop-
per'ın felsefi etkinliğe büyük bir önem vererek.felsefenin ve bilimin sınırlandırılmasına
karşı çıkmasının; bilimin ancak felsefi bir çaba ve eleştiri yoluyla ilerleyebileceğini sa-
vunan eleştirel rasyonalizm arLiayış ının, bilim adamlan ve mantıkçı olguculuğun temsil-
cileri tarafından eleşıirilınesinc,yine Popper'ın cümle leriyle yanıt vennek yerinde olacak-
tır.

"Güvenilirliğe ye aşanıalılığa değer venııeklc, bilimsel araştınnanın yoluna en ağır


engellerden biri konulnıaktadır; bu, yalmzca sorgulamadaki cüretkarlığı değil, aynı za-
manda sınarnarun düıüstlüğünü ve katLiığuu da cngelleyecektir. Haklı kalma hırsı bir ya-
nLigıya açıkhk kazandınnaktadır: Bilgiye çürüti.ilemez doğnılara sahip olma değil. vaz-
geçmeden, bütünüyle eleştirel doğrunun araımıası. bilim adamım bilim adamı yapar. Yak-
laşımımızda bir umutsuzluk mu seziliyor? Bilim yalnı7ca, pratik uygulamalarda kendini
sağlaması gerektiği biçinıindeki biyoloj ik görevini mi yerine getirebilir akılcı görevi çö-
zümsüz müdür ? Sanmıyorum. Bilim, hiçbir zaman kes in yanıllar venneyi ya da yanıtla­
rı olası kılınayı <l!naç cdinıncıniştir; tersine bilim. sonu olmayan aına hiçbir zaman çö-
z~uı~_üz de olmayan bir ~örcvle tarumlaıunışıır. Bun a göre bilirnin görevi, sürekli yeni.
koklu ve daha genellcşınış soruları bulmak ve geçic i yanıtları sürekli yenileriyle ve kau-
larıyla sınarnaktır."(13)

Dipnotlar:
l. Doğan ÖZLEM, Felsefe ve Doğa bilimleri. İ nk. Yay.. i tanbul 1996, s.Il4
NeopozitiFizm, Uzlaş uncıltk 11e Eleştirel Rasyonalizm

2. Bryan MAGEE, Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı ,


Remzi Kitabevi, İstanbul 1982, s.44
3. Karl R. POPPER, Bilimsel Araştınnanın Manıığı(çev.İ.Aka-İ.Turan).
Yapı Kredi Yay.İstanbul 1998, s.87 -
4. Bkz. Karl R. POPPER, Bilimsel Araştınnarun Mantığı(çev.İ.Aka-İ.Turan),
Yapı Kredi Yay. , İstanbul 1998 s.64-72
5. Karl R. POPPER, Bilimsel Araştınnarun Mantığı(çev.İ.Aka-İ.Turan),
Yapı Kredi Yay. İstanbul 1998,s.83- 84
6. Karl R. POPPER, Bilimsel Araştınnanın Mantığı(çev.İ.Aka-İ.Turan),
Yapı Kredi Yay. İstanbul 1998,s.83
7. Karl R. POPPER, Bilimsel Araştıımanın Mantığı(çev.İ.Aka-İ.Turan),
Yapı Kredi Yay. İstanbul 1998,s.69
8. Elizabe th STRÖKER, Bilim Kuramma Giriş(çev.Doğan Özlem),
Ara Yay., İstanbul 1990, s.l23
9. Bkz. Elizahelh STRÖKER. Biliın Kuranuna Giriş(çev.Doğan Özlem),
Ara Yay., İstanbull990, s.l03-139 Arası
10. Anthony O'HEAR, Karl Popper, London and New York 1996, s.54
l l. Bkz. Elizabeth STRÖKER, Biliın Kuramma Giriş(çev.Doğan Özlem),
Ara Yay., İstanbul 1990, s.l03-139 Arası
12. Doğan ÖZLEM, Bilim Felsefesi(Ders Notları), İzmir 1981 , s.14
13. Karl R. POPPER, Bilimsel Araştınnanm Mantığı(çev.İ.Aka-İ.Turan),
Yapı Kredi Yay. İstanbull998, s3 16-317

Kayn a k~a
ı .KÖNIG ,Gert, Doğa Felsefesi, (çev. Doğan Özlem), ""Günümüzde Felsefe Disiplinleri"",Ara Yay. .istanbul I9YO
2.MAGEE,Brian, Karl Popper'in Bilim Felsefesi ve Siyaset Kuramı. Remzi Kitabevi, istanbul 1982
3.0"HEAR,Anthony,Karl Popper. London and New York, I996
4.ÖZLEM . Doğan, Bil im Felsetesi(Ders Notları), İ zmir 19X l
5.ÖZLEM . Doğan. Felsefe ve D1)<~a Bilimleri, inkılap Yay.,İstanbul 1996
6.POPPER.Karl R., Bilimsel Araştırmanın Mantığı, (çev.İlknur Aka-ibrahinı Turan), Yapı Kredi Yay. istanbul
199X
7.POPPER.Karl R. ,Tarihse lc i liğin Sefaleti (çev.Sabri Omıan), insan Yay.,istanbul 1998
R.STEGMiLLER.Wolfgang. Bilim Kuraıııı.(çev.Doğan Özlem) ""Günümüzde Felsefe Disiplin leri"", Ara Yay..is-
tanbul I\190
I).STRÖK ER,Elizabcth. Bilim Ku ranıma Giriş. (ı;ev. Doğan Özlem). Am Yay.. istanbul 1\199

You might also like