Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 145

SEÇME HADİSLER

KONULARINA GÖRE

KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER


T.C.
CUMHURBAŞKANLIĞI
DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI
EĞİTİM HİZMETLERİ GENEL MÜDÜRLÜĞÜ
DİNİ YÜKSEK İHTİSAS MERKEZLERİ DAİRE BAŞKANLIĞI

Yayın Yönetmeni : Kadir DİNÇ

Yayın Hazırlık : Dr. Abdurrahman AKKUŞ


: Mahmut ŞAHİN

Tashih : Seyyit ALÇİ

Grafik & Tasarım : İsa YÜCEL


: Ö. Faruk YÜCEER

Hizmete Özel : Ankara • 2020

İletişim : Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü


Dini Yüksek İhtisas Merkezleri Daire Başkanlığı
Üniversiteler Mah. Dumlupınar Bulvarı
No:147/A 06800 Çankaya/ANKARA
Tel: (0312) 295 81 44
Faks: (0312) 287 68 59
e-posta: yuksekihtisas@diyanet.gov.tr
Konularına Göre
SEÇME HADİSLER
İÇİNDEKİLER
GİRİŞ........................................................................................ 6
1. DÖNEM................................................................................ 8
El-ERBAÎN (İmam-ı Nevevi).........................................................8

2. DÖNEM.............................................................................. 36
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER
(es-Sahîfetü’s-Sahîha)..................................................................36

3. DÖNEM.............................................................................. 54
İMAN, İSLAM ve KULLUK.........................................................54

4. DÖNEM.............................................................................. 72
İBADETLER................................................................................72

5. DÖNEM.............................................................................. 90
SOSYAL HAYAT ve AHLAK.........................................................90

6. DÖNEM............................................................................ 106
MUAMELAT.............................................................................106

7. DÖNEM............................................................................ 124
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten).......124

5
GİRİŞ

Diyanet İşleri Başkanlığı, daha nitelikli din hizmeti suna-


rak toplumun ihtiyaçlarına cevap verebilmek amacıyla perso-
neli eğitmek, bilgilerini yenilemek, becerilerini geliştirmek ve
güncel ihtiyaçlara cevap vermek için hizmet içi eğitim kurs ve
seminerleri düzenlemektedir.
Programın içerik, süre, yoğunluk ve kursa alınan perso-
nelin niteliği dikkate alındığında bu eğitimlerin en önde ge-
leni Dini Yüksek İhtisas Merkezlerinde yürütülen hizmet içi
eğitim ihtisas (Haseki) kurslarıdır. İhtisas kursları, müftü ve
vaizlerin daha iyi yetişmelerini sağlamak, verimliliği artırmak,
ileriki görevlere hazırlamak, dini kaynaklara doğrudan doğ-
ruya başvurma yeteneğini elde etmelerini sağlamak ve dini
konularda toplumun ihtiyacına cevap verecek mütehassıs
elemanlar yetiştirmek amacıyla planlanmıştır. İlki 20 Ocak
1976 tarihinde İstanbul Haseki Eğitim Merkezinde açılan ih-
tisas kursları bugün Konya, Trabzon, Erzurum, Kayseri, Rize,
Diyarbakır, İzmir, Kocaeli ve Ankara Dini Yüksek İhtisas Mer-
kezleri olmak üzere toplam on (10) merkezde eğitime devam
etmektedir.
İhtisas kurslarında yedi dönem olarak devam eden Te-
mel İslam Bilimleri bölümünde Hadîs Tarihi, Usûl, Anlam ve
Yorum derslerinin yanı sıra her dönem devam eden Hadîs:
Klasik Metin dersi okutulmaktadır. Ayrıca kursiyerlerden, her
dönem belli sayıda hadîs ezberlemeleri istenmektedir.
Hazırlamış olduğumuz “Konularına Göre Seçme Hadis-
ler” çalışması, öncelikle ihtisas kursları olmak üzere din hiz-
meti sunan personelimize hadîs-i şerifler konusunda el kita-
bı olacak şekilde tasarlanmıştır. Gerek personelin hizmet içi

6
eğitimlerinde, gerekse vatandaşlarımızı İslâm dininin inanç,
ibadet ve ahlâk esasları konusunda aydınlatma görevi yürü-
tülürken bu çalışmadan istifade edileceğini ümit etmekteyiz.
Bununla birlikte temel hadis kaynaklarından derlenen
bu rivayetlerin her birinin Peygamberimiz (s.a.v) tarafından
muhataplarına farklı ortam ve zamanlarda söylendiği, her bir
rivayetin farklı bağlamının olabileceği ve hadîs-i şeriflerden
elde edilebilecek hüküm ve hikmetlerin bu durum nazarı
dikkate alınarak yapılması gerektiği unutulmamalıdır. (Bkz.
Hadislerle İslam, I/95-139)
Konularına Göre Seçme Hadisler’in birinci bölümüne
birçok sahabîden rivâyet olunan ve “Kim kırk hadîs ezber-
ler / öğrenirse…” meşhur rivâyetine atfen oluşturulmuş Kırk
Hadîs külliyatının en kabul göreni olan İmam Nevevî’nin
(ö.672) Erbaîn isimli derlemesi alınmıştır. İmam Nevevî, ese-
rini İbn Salâh’ın (ö.643) Medârü’d-Dîn derlemesine on altı
rivayet daha eklediği için bu bölümde ki hadîs sayısı kırk iki
olmuştur.
İkinci bölüme eldeki en eski hadîs kitabı olan Hemmâm
b. Münebbih’in (ö.101) Ebû Hureyre’den (ö.58) yazdığı ve
es-Sahîfetü’s-Sahîha ismini verdiği eserinden seçilen kırk ha-
dis alınmıştır. Diğer beş bölüm ise “İman, İslâm ve Kulluk”,
“İbadetler”, “Sosyal Hayat ve Ahlâk”, “Muâmelât”, “Geleceğe
Dair Rivâyetler (Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm,
Şefaat, Fiten)” konu başlıklarından olup her bölümde kırk
hadis mevcuttur.
Eserde yer alan rivayetler, Dini Yüksek İhtisas Merkezle-
rinde hadîs derslerine giren eğitim görevlileri tarafından seçil-
miş ve son okuması Genel Müdürlüğümüz tarafından yapıl-
mıştır. Eserin oluşmasında katkı sunan eğitim görevlilerine ve
hazırlanmasında emeği geçenlere teşekkür eder; çalışmanın
hayırlara vesile olmasını Yüce Allah’tan dileriz.
Eğitim Hizmetleri Genel Müdürlüğü

7
1. DÖNEM

El-ERBAÎN
(İmam-ı Nevevi)
‫ات‪َ ،‬وإِ ّنَ َما لِ ُك ِّل امْ ِرى ٍء َما نَ َوى‪َ ،‬ف َمنْ َكان َْت ِهجْ ر ُت ُه إلَى ّٰ ِ‬
‫الل‬ ‫إ ّنَ َما األَعْ َم ُ‬
‫ال ِبال ِّن ّ َي ِ‬
‫الل َو َر ُسولِ ِه‪ ،‬و َمنْ َكان َْت ِهجْ َر ُت ُه لِ ُد ْن َيا يُ ِصي ُب َها‪ ،‬أ َ ِو امْ َرأ َ ٍة‬ ‫َو َر ُسولِ ِه‪ ،‬ف ِهجْ ر ُت ُه إلَى ّٰ ِ‬
‫َاج َر إِلَ ْي ِه‪.‬‬
‫يَ ْن ِك ُح َها‪َ ،‬ف ِهجْ َر ُت ُه إِلَى َما ه َ‬

‫الل‪َ ،‬وأ َ ّ َن ُم َح ّ َم ً‬ ‫َ‬ ‫ُب ِن َي ْ ِ‬


‫ام‬ ‫َ‬ ‫ول ّٰ‬
‫اللِ‪َ ،‬وإق ِ‬ ‫دا َر ُس ُ‬ ‫أن َل إِ ٰل َه إِ ّل ّٰ ُ‬ ‫السْ َل ُم َعلَى خَ مْ ٍس‪ :‬شَ َها َد ِة ْ‬
‫صوْ ِم َر َمضَ ا َن‪.‬‬ ‫ْت‪َ ،‬و َ‬ ‫الص َل ِة‪َ ،‬وإِيتَا ِء ال ّ َز َكا ِة‪َ ،‬و َح ِّج ْال َبي ِ‬
‫َّ‬

‫ل َولِ ِكتَا ِب ِه َولِ َر ُسولِ ِه َو ِلَئِ ّ َم ِة ْال ُمسْ ِل ِمي َن َو َعا ّ َم ِت ِهمْ ‪.‬‬ ‫يح ُة ُق ْلنَا‪ :‬لِ َمنْ ؟ َق َ‬
‫ال‪ِ ّٰ ِ :‬‬ ‫اَ ّ ِ‬
‫لدي ُن ال ّ َن ِص َ‬
‫‪1. DÖNEM‬‬
‫)‪EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ‬‬

‫الل َع ْن ُه‪َ ،‬‬ ‫ص ُع َم َر بْن ْالخَ ّ َ‬ ‫ير ْال ُم ْؤ ِم ِني َن أ َ ِبي َح ْف ٍ‬ ‫َ‬
‫عت‬
‫قال‪َ :‬س ِم ُ‬ ‫ض َي ّٰ ُ‬
‫اب َر ِ‬
‫ط ِ‬ ‫ِ‬ ‫َعنْ أ ِم ِ‬
‫الل ﷺ‪ ،‬يَ ُق ُ‬
‫ول‪:‬‬ ‫ول ّٰ ِ‬ ‫َر ُس َ‬

‫ات‪َ ،‬وإِ ّنَ َما لِ ُك ِّل امْ ِرى ٍء َما نَ َوى‪َ ،‬ف َمنْ َكان َْت ِهجْ ر ُت ُه إِلَى ّٰ ِ‬
‫الل‬ ‫إِ ّنَ َما ْالَعْ َم ُ‬
‫ال ِبال ِّن ّ َي ِ‬
‫كانت ِهجْ َر ُت ُه لِ ُد ْن َيا يُ ِصي ُب َها‪ ،‬أ َ ِو امْ َرأ َ ٍة‬
‫ْ‬ ‫الل َو َر ُسولِ ِه‪ ،‬و َمنْ‬ ‫َو َر ُسولِ ِه‪ ،‬ف ِهجْ ر ُت ُه إلَى ّٰ ِ‬
‫َاج َر إِلَ ْي ِه‪.‬‬
‫يَ ْن ِك ُح َها‪َ ،‬ف ِهجْ َر ُت ُه إِلَى َما ه َ‬
‫‪1. Mü’minlerin emîri Ebû Hafs Ömer ibni Hattâb (ra), Resû-‬‬
‫‪lullah’ı (sav) şöyle buyururken dinledim, dedi: Yapılan‬‬
‫‪işler niyetlere göre değerlenir. Herkes yaptığı işin karşılı-‬‬
‫‪ğını niyetine göre alır. Kimin niyeti Allah’a ve Resûlü’ne‬‬
‫‪hicret etmekse, eline geçecek sevap da Allah’a ve Resû-‬‬
‫‪lü’ne hicret sevabıdır. Kim de elde edeceği bir dünyalığa‬‬
‫‪veya evleneceği bir kadına kavuşmak için yola çıkmışsa,‬‬
‫‪onun hicreti de hicret ettiği şeye göre değerlenir.‬‬

‫الل َع ْن ُه‪َ ،‬ق َ‬ ‫َعنْ ُع َم َر بْن ْالخَ ّ َ‬


‫ال‪:‬‬ ‫ض َي ّٰ ُ‬
‫اب َر ِ‬
‫ط ِ‬
‫ياض‬ ‫وم‪ ،‬إ ْذ َطلَ َع َعلَينا َر ُج ٌل شَ دي ُد بَ ِ‬ ‫ات يَ ٍ‬ ‫الل ﷺ َذ َ‬ ‫ول ّٰ ِ‬ ‫وس ِع ْن َد َر ُس ِ‬ ‫بَ ْينَما نَحْ ُن ُج ُل ٌ‬
‫أحدٌ‪َ ،‬ح ّ َتى‬ ‫السف َِر‪َ ،‬و َل يَعْ ِر ُف ُه ِم ّ َنا َ‬ ‫الشعْ ِر‪َ ،‬ل يُ َرى َعلَي ِه أَثَ ُر ّ َ‬ ‫ياب‪ ،‬شَ دي ُد َس َوا ِد ّ َ‬ ‫ال ِّث ِ‬
‫س إِلَى ال ّ َن ِب ِّي ﷺ‪ ،‬فَأَسْ َن َد ُر ْك َب َت ْي ِه إِلَى ُر ْكب َت ْي ِه‪َ ،‬و َوض َع َك ّ َف ْي ِه َعلَى ف َِخ َذ ْي ِه‪،‬‬ ‫َجلَ َ‬
‫أن‬‫أن تَشْ َه َد ْ‬ ‫لسال ُم‪ْ :‬‬ ‫الل ﷺ‪ :‬اَ ْ ِ‬ ‫ال َر ُسول ّٰ‬ ‫قال‪ :‬يَا ُم َح ّ َمدُ‪ ،‬أخْ ِبرْ نِي َع ِن اإلسالم‪َ ،‬ف َق َ‬
‫ِ‬
‫َو َ‬
‫الل وأ ّ َن ُم ّ َ‬ ‫َ‬
‫الصالةَ‪َ ،‬و ُت ْؤتِ َي ال ّ َز َكاةَ‪َ ،‬وت َُصو َم َر َمضَ ا َن‪،‬‬ ‫الل‪ ،‬و ُتقي َم ّ َ‬ ‫رسول ّٰ‬ ‫ُ‬ ‫دا‬
‫حم ً‬ ‫َل إِ ٰل َه ّإل ّٰ ُ‬
‫ت‪َ .‬ف َع ِج ْبنَا لَ ُه يَسْ أَلُ ُه َويُ َص ِّدق ُه !‬ ‫صد َْق َ‬‫ال‪َ :‬‬ ‫ت إِلَ ْي ِه َس ِبيالً ‪َ .‬ق َ‬ ‫ْت إِ ِن اسْ َت َطعْ َ‬ ‫َوت َُح ّ َج ال َبي َ‬
‫اللِ‪َ ،‬و َم َلئِ َك ِت ِه‪َ ،‬و ُك ُتب ِه‪َ ،‬و ُر ُس ِل ِه‪َ ،‬و ْال َيوْ ِم‬ ‫أن ُتؤ ِم َن ِب ّٰ‬ ‫ال‪ْ :‬‬ ‫ان‪َ .‬ق َ‬
‫الي َم ِ‬ ‫ال‪ :‬فَأَخْ ِبرْ نِي َع ِن ْ ِ‬ ‫َق َ‬
‫ال‪:‬‬ ‫ان‪َ .‬ق َ‬ ‫ال‪ :‬فأَخْ ِبرْ نِي َع ِن اإلحْ َس ِ‬ ‫ت‪َ .‬ق َ‬ ‫دق َ‬‫ص ْ‬ ‫ال‪َ :‬‬ ‫ْال ِخ ِر‪َ ،‬و ُت ْؤ ِم َن ِب ْال َقد َِر خَ ي ِْر ِه َوشَ ِّر ِه‪َ .‬ق َ‬
‫السا َع ِة‪.‬‬ ‫ال‪ :‬فَأَخْ ِبرنِي َع ِن ّ َ‬ ‫فإن لَمْ تَ ُكنْ تَ َرا ُه فإ ّنَ ُه يَ َرا َك‪َ .‬ق َ‬ ‫الل َكأ ّنَ َك تَ َرا ُه ْ‬ ‫أن تَعْ ُب َد ّٰ َ‬ ‫ْ‬
‫أن تَ ِل َد‬ ‫ال‪ْ :‬‬ ‫ال‪ :‬فأخ ِبرني َعنْ أ َماراتِ َها‪َ .‬ق َ‬ ‫السائِ ِل‪َ .‬ق َ‬ ‫ول َع ْن َها بأعْ لَ َم ِم َن ّ َ‬ ‫ال‪َ :‬ما ال َمسْ ُؤ ُ‬ ‫َق َ‬
‫ان‪ .‬ث ّ َُم‬‫الشا ِء يَ َت َطا َولُو َن في ال ُب ْن َي ِ‬ ‫الحفَا َة ال ُع َرا َة ال َعالَ َة ِر َعا َء ّ َ‬ ‫وأن تَ َرى ُ‬ ‫األ َ َم ُة َر ّبَ َت َها‪ْ ،‬‬

‫‪10‬‬
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

.‫ورسولُ ُه أعْ لَ ُم‬ ُ ّٰ :‫ت‬


ُ ‫الل‬ َ ّ ‫ أَت َْدري َم ِن‬،‫ يَا ُع َم ُر‬:‫ال‬
ُ ‫السائِ ُل ؟ ُق ْل‬ َ ‫ ث ّ َُم َق‬،‫ت َم ِل ًّيا‬
ُ ‫ا ْن َطل َق َفلَ ِب ْث‬
. ْ‫ْريل أَتَا ُكمْ يُ َع ِّل ُم ُكمْ ِدي َن ُكم‬
ُ ‫ فإ ّنَ ُه ِجب‬:‫ال‬َ ‫َق‬

2. Ömer İbnü’l-Hattâb (ra) şöyle dedi:


Bir gün Resûlullah (sav)’in huzurunda bulunduğumuz sı-
rada, elbisesi beyaz mı beyaz, saçları siyah mı siyah, yol-
dan gelmiş bir hali olmayan ve içimizden kimsenin tanı-
madığı bir adam çıkageldi. Peygamber’in yanına sokuldu,
önüne oturdu, dizlerini Peygamber’in dizlerine dayadı,
ellerini (kendi) dizlerinin üstüne koydu ve:
- Ey Muhammed, bana İslâm’ı anlat, dedi.
Resûlullah (sav):
- İslâm, Allah’tan başka ilah olmadığına ve Muhammed’in
Allah’ın resûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğ-
ru kılman, zekâtı vermen, ramazan orucunu (eksiksiz)
tutman, yoluna güç yetirebilirsen Kâbe’yi hac etmendir,
buyurdu. Adam:
- Doğru söyledin dedi. Onun hem sorup hem de tasdik
etmesi tuhafımıza gitti. Adam:
- Şimdi de imanı anlat bana, dedi. Resûlullah (sav):
- Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhi-
ret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine
iman etmendir buyurdu.
Adam tekrar:
- Doğru söyledin, diye tasdik etti ve:
- Peki ihsan nedir, onu da anlat, dedi. Resûlullah (sav):
- İhsan, Allah’a onu görüyormuşsun gibi kulluk etmen-
dir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor
buyurdu.

11
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

Adam yine:
- Doğru söyledin dedi, sonra da:
- Kıyâmet ne zaman kopacak? diye sordu.
Peygamber (sav):
- Kendisine soru yöneltilen, bu konuda sorandan daha
bilgili değildir cevabını verdi.
Adam:
- O halde alâmetlerini söyle, dedi.
Resûlullah (sav):
-Cariyenin efendisini doğurması ve yalın ayak, çıplak, fa-
kir sürü çobanlarının yüksek binaları yapmada yarıştıkla-
rını görmendir, buyurdu.
Adam, çekip gitti. Ben bir süre bekledim. Daha sonra
Peygamber (sav):
- Ey Ömer, soru soran kişi kimdi, biliyor musun? Buyur-
du. Ben:
- Allah ve Resûlü bilir, dedim.
Resûlullah (sav):
- O Cebrâil’di, size dininizi öğretmeye geldi, buyurdu.

َ ‫ َق‬،‫الل ﷺ‬
:‫ال‬ َ
ِ ّٰ ‫رسول‬ ‫ أ ّ َن‬:‫الل َع ْن ُه َما‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫وعن ابن عمر َر‬
ً ‫ َوأ ّ َن ُم َح ّ َم‬،‫الل‬ َ ِ ْ ‫ُب ِن َي‬
‫ام‬ َ ّٰ ‫رسول‬
ِ ‫ َوإق‬،ِ‫الل‬ ُ ‫دا‬ ُ ّٰ ‫أن َل إِ ٰل َه إِ ّل‬ ْ ‫ شَ َها َد ِة‬:‫السْ َل ُم َعلَى خَ مْ ٍس‬
.‫صوْ ِم َر َمضَ ا َن‬ َ ‫ َو‬،‫ْت‬ ِ ‫ َو َح ِّج ال َبي‬،‫ َوإِيتَا ِء ال ّ َز َكا ِة‬،‫الص َل ِة‬
َّ
3. İbni Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu: İslâm dini beş esas üzerine ku-
rulmuştur: Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muham-

12
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

med’in Allah’ın Resulü olduğuna şehâdet etmek, namaz


kılmak, zekât vermek, hacca gitmek ve ramazan orucunu
tutmak.

:‫الل ﷺ َو ُه َو الصادق المصدوق‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه‬


ّٰ ‫ حدثنا َر ُسول‬:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫عن ابن مسعود َر‬
‫ ث ّ َُم يَ ُكو ُن َعلَ َق ًة ِم ْث َل‬،ً‫وما نُ ْط َفة‬ ً َ‫أح َد ُكمْ يُجْ َم ُع خَ ْل ُق ُه في بَ ْط ِن أ ُ ِّم ِه أربَ ِعي َن ي‬ َ ‫إ ّ َن‬
‫ َويُ ْؤ َم ُر‬،‫وح‬ َ ‫ َف َي ْنف ُُخ ِفي ِه ال ُّر‬،‫ ث ّ َُم يُرْ َس ُل ال َملَ ُك‬،‫ ث ّ َُم يَ ُكو ُن ُم ْض َغ ًة ِم ْث َل ذلِ َك‬،‫ذلِ َك‬
‫ َف َوا ّلَ ِذي َل إِ ٰل َه َغ ْي ُر ُه‬.ٌ‫أج ِل ِه َو َع َم ِل ِه َوشَ ِق ٌّي أَوْ َس ِعيد‬ َ ‫ْب ِرزْ ِق ِه َو‬ِ ‫ ِب َكت‬:‫ات‬ ٍ ‫ِبأرْ بَ ِع َك ِل َم‬
‫الج ّ َن ِة َح ّ َتى َما يَ ُكو ُن بَ ْي َن ُه وب ْي َن َها إِ ّ َل ِذ َرا ٌع َف َيسْ ِب ُق‬ َ ‫أح َد ُكمْ لَ َيعْ َم ُل ِب َع َم ِل أهْ ِل‬ َ ‫إ ّ َن‬
‫ َوإ ّ َن أ َ َح َد ُكمْ لَ َيعْ َم ُل ِب َع َم ِل أهْ ِل‬،‫َيد ُخ ُل َها‬ ْ ‫ار ف‬ ُ ‫َعلَي ِه ال ِكت‬
ِ ‫ َف َيعْ َم ُل ِب َع َم ِل أهْ ِل ال ّ َن‬،‫َاب‬
‫َاب َفيعْ َم ُل ِب َع َم ِل‬ ُ ‫ َف َيسْ ِب ُق َعلَي ِه ال ِكت‬،‫ار َح ّ َتى َما يَ ُكو ُن بَ ْي َن ُه َوبَ ْي َن َها إِ ّ َل ذرا ٌع‬ ِ ‫ال ّ َن‬
.‫الج ّ َن ِة َف َي ْد ُخ ُل َها‬
َ ‫أهْ ِل‬
4. İbni Mes’ûd (ra) dedi ki:
Bize, doğru söyleyen, doğruluğu tasdîk edilmiş olan
Resûlullah (sav) haber verdi ve şöyle buyurdu:
Sizden birinizin yaratılışının başlangıcı, annesinin kar-
nında kırk günde nutfe olarak toplanır. Sonra ikinci kırk
günlük süre içinde pıhtı hâline döner. Sonra da bir o ka-
dar zaman içinde bir parça et olur. Daha sonra Allah bir
melek gönderir ve melek, ona ruh üfler. Bu melek dört
şeyle; anne rahmindeki canlının rızkını, ecelini, amelini,
iyi biri mi, yoksa kötü biri mi olacağını yazmakla emro-
lunur.
Kendisinden başka ilâh olmayan Allah’a yemîn ederim
ki, sizden biri, cennetliklerin yaptığı işleri yapar ve ken-
disi ile cennet arasında sadece bir arşın mesâfe kalır da,
sonra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer,
cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve cehenneme girer.

13
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

Yine sizden biri cehennemliklerin yaptığı işleri yapar ve


kendisi ile cehennem arasında bir arşın mesâfe kalır; son-
ra anne karnında yazılan yazının hükmü öne geçer ve o
kişi cennetliklerin yaptığı işleri yapmaya devâm eder de,
neticede cennete girer.

:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫ َقالَ ْت‬،‫الل عنها‬


ّٰ ‫ال َر ُسول‬ ّٰ ‫ضي‬
ِ ‫عن عائشة َر‬
َ ‫َث في أمْ ِرنَا َه َذا َما لَي‬
.‫ْس ِم ْن ُه َف ُه َو َر ٌّد‬ َ ‫َمنْ أحْ د‬
5. Âişe’den (ra) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah (sav) şöy-
le buyurdu: Kim bizim bu dinimizde ondan olmayan bir
şey ortaya çıkarırsa, o şey kabul edilmez.

ّٰ ‫ت رسول‬
:‫ يقول‬،‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه َما‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫بشير َر‬
ٍ ‫عن النعمان بن‬

،‫اس‬ ِ ‫ات َل يَعْ لَ ُم ُه ّ َن َكثي ٌر ِم َن ال ّ َن‬ َ ‫ َوإ ّ َن‬،‫الح َل َل بَ ِّي ٌن‬


ٌ ‫ َوبَ ْي َن ُه َما ُمشْ َت ِب َه‬،‫الحرا َم بَ ِّي ٌن‬ َ ‫إ ّ َن‬
‫ات َو َق َع في‬ ُّ ‫ َو َمنْ َو َق َع ِفي‬،‫ض ِه‬
ِ ‫الش ُب َه‬ ِ ْ‫ اسْ َت ْب َرأ َ لِ ِدين ِه َو ِعر‬،‫ات‬ ِ ‫الش ُب َه‬ ُّ ‫َف َم ِن ا ّتَ َقى‬
،‫ك ِح ًمى‬ ٍ ‫أل َوإ ّ َن ل ُك ّل َم ِل‬
َ ،‫أن يَرْ تَ َع ِفي ِه‬ ْ ‫وش ُك‬ ِ ُ‫الح َمى ي‬ ِ ‫ َكال ّ َرا ِعي يَرْ َعى َحوْ َل‬،‫ام‬ ِ ‫الح َر‬
َ
‫صلَ َح ْال َج َس ُد‬ َ ‫صلَ َحت‬ َ ‫الج َس ِد ُم ْض َغ ًة إِ َذا‬ َ
َ ‫أل َوإ ّن ِفي‬ َ ،‫ار ُم ُه‬ َ
ِ ّٰ ‫أل َوإ ّن ِح َمى‬
ِ ‫الل َم َح‬ َ
.‫ب‬ ُ ‫أل َو ِه َي ال َق ْل‬ َ ،‫َت ف ََس َد ْال َج َس ُد ُك ّلُ ُه‬ ْ ‫ َوإِ َذا ف ََسد‬،‫ُك ّلُ ُه‬
6. Nu’mân İbni Beşîr (ra) Resûlullah’ı (sav) şöyle buyurur-
ken dinledim, dedi:
Helâl olan şeyler belli, haram olan şeyler bellidir. Bu iki-
sinin arasında, insanların birçoğunun helâl mi, haram mı
olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır.
Şüpheli konulardan sakınanlar, dinini ve ırzını korumuş
olur. Şüpheli konulardan sakınmayanlar ise gitgide ha-
rama düşerler. Tıpkı sürüsünü başkasına ait bir arâzinin
etrafında otlatan çoban gibi ki onun bu arâziye girme teh-
likesi vardır.

14
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

Dikkat edin! Her melikin girilmesi yasak bir arâzisi var-


dır. Unutmayın ki, Allah’ın yasak arâzisi de haram kıldığı
şeylerdir.
İyi bilin ki, insan vücudunda küçücük bir et parçası var-
dır. Eğer bu et parçası iyi olursa, bütün vücut iyi olur.
Eğer o bozulursa, bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası
kalptir.

َ ‫بي ﷺ َق‬ َ ُ ّٰ ‫ض َي‬ َ ّ ‫بن أَوْ س‬ َ


:‫ال‬ ّ ‫ أ ّن ال ّ َن‬:‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫ار ِّي َر‬
ِ ‫الد‬ ِ ‫عن أ ِبي ُرق ّ َي َة ت‬
ِ ‫َميم‬
. ْ‫لل َولِ ِكتَا ِب ِه َولِ َر ُسولِ ِه َو ِلَئِ ّ َم ِة ال ُمسْ ِل ِمي َن َو َعا ّ َم ِت ِهم‬ َ ‫ لِ َمنْ ؟ َق‬:‫يح ُة ُق ْلنَا‬
ِ ّٰ :‫ال‬ ِ ّ َ‫ا‬
َ ‫لدي ُن ال ّ َن ِص‬
7. Ebû Rukayye Temîm İbni Evs ed-Dârî’den (ra) rivayet
edildiğine göre, Nebî (sav):
Din samimiyettir, buyurdu. Biz kendisine:
– Kimin için samimiyettir? Dedik. Peygamber Efendimiz:
Allah, Kitabı, Resûlü, mü’minlerin yöneticileri ve tüm
müslümanlar için samimiyettir, buyurdu.

:‫ال‬ ّٰ ‫ أ ّ َن َر ُسول‬:‫الل َع ْن ُه َما‬


َ ‫ َق‬،‫الل ﷺ‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫وعن ابن عمر َر‬
ّٰ ‫دا َر ُسول‬ ً ‫ َوأ ّ َن ُم َح ّ َم‬،‫الل‬
ّٰ ‫ال‬َ ّ ‫أن َل إ ٰل َه إ‬ َ ‫أن أ ُ َقاتِ َل ال ّ َن‬
ْ ‫أ ُ ِمرْ ُت‬
،‫الل‬ ِ ْ ‫اس َح ّ َتى يَشْ َهدُوا‬
ْ‫ فَإِ َذا َف َع ُلوا ذلِ َك َع َص ُموا ِم ِّني ِد َماءهُمْ َوأمْ َوالَ ُهم‬،َ‫ َويُؤ ُتوا ال ّ َز َكاة‬،َ‫الصالة‬َ ّ ‫َويُقي ُموا‬
.‫الل تَ َعالَى‬ّٰ ‫ َو ِح َسا ُب ُهمْ َعلَى‬،‫بح ِ ّق اإلسْ َل ِم‬
َ ‫ال‬َّ ‫إ‬

8. Abdullah İbni Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre,


Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
Ben, Allah’tan başka bir ilâh bulunmadığına, Muham-
med’in Allah’ın Resûlü olduğuna şehâdet edip, namazı
dosdoğru kılıncaya ve zekâtı hakkıyla verinceye kadar

15
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

insanlarla savaşmakla emrolundum. Bunları yaptıkları


takdirde, kanlarını ve mallarını benden korumuş olurlar.
İslâm’ın gerektirdiği haklar ise bunların dışındadır. Onla-
rın (gizli hallerinin) hesabı Allah’a âittir.

:‫النبي ﷺ قال‬
ِّ ّٰ ‫عنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة رضي‬
‫الل عنه عن‬

‫ َواخْ ِتال ُف ُهمْ َعلَى‬، ْ‫ إِ ّنَما أَهْ لَ َك من َكا َن قبْل ُكم َك ْثر ُة ُسؤَالِهم‬: ْ‫َد ُعونِي ما تَ َرك ُت ُكم‬
‫ َوإِذا أ َ َمرْ ُت ُكمْ بأَمْ ٍر ف َْأ ُتوا ِم ْن ُه ما‬،‫ فَإِذا نَ َه ْي ُت ُكمْ عنْ شَ ْي ٍء فاجْ َت ِن ُبو ُه‬، ْ‫أَنْبيائِهم‬
. ْ‫اسْ َت َطعْ تُم‬
9. Ebû Hureyre (ra)’den rivâyet edildiğine göre, Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu:
Herhangi bir konuyu size emredip yasaklamadığım sü-
rece, siz de beni kendi halime bırakınız. Sizden önceki
ümmetleri çok sual sormaları ve peygamberlerine karşı
münakaşaya dalmaları helâk etti. Size herhangi bir şeyi
yasakladığım zaman ondan sakınınız, bir şeyi emretti-
ğimde de onu, gücünüz yettiği ölçüde yerine getiriniz.

ِ ّٰ ‫رسول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ قال‬:‫الل َع ْن ُه قال‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫الل أ َ َم َر ال ُمؤ ِم ِني َن ِب َما أ َ َم َر ِب ِه‬ َ ّ ‫ب َل يَ ْق َب ُل إ‬
َ ّٰ ‫ وإ ّ َن‬،‫ال َط ِّي ًبا‬ َ ّٰ ‫ إ ّ َن‬،‫اس‬
ٌ ‫الل َط ِّي‬ ُ ‫أ ّيُ َها ال ّ َن‬
[ } ‫حا‬ ً ِ‫صال‬ َ ‫ات َواعْ َم ُلوا‬ َ ّ ‫ { يَا أ َ ّيُ َها ال ُّر ُس ُل ُك ُلوا ِم َن ال‬:‫فقال تعالى‬
ِ ‫ط ِّي َب‬ َ .‫ال ُمرْ َس ِلي َن‬
[ } ْ‫ات َما َرز َْقنَا ُكم‬ ِ ‫ { يَا أ ّيُ َها ا ّلَ ِذي َن آ َم ُنوا ُك ُلوا ِمنْ َط ِّي َب‬:‫ وقال تعالى‬،] 51 :‫المؤمنون‬
َ ّ ‫أغ َب َر يَ ُم ُّد يَ َد ْي ِه إلَى‬
‫ يَا‬:‫الس َما ِء‬ ْ ‫عث‬
َ ْ‫الس َف َر أش‬َ ّ ‫يل‬ ُ ‫ ث ّ َُم َذ َك َر ال ّ َر ُج َل يُ ِط‬.] 172 :‫البقرة‬
‫ فَأ َ ّنَى‬،‫ام‬ ْ
ِ ‫ َو ُغ ِذ َي بال َح َر‬،‫لبس ُه حرا ٌم‬ ُ ‫ و َم‬،‫ َو َمشْ َر ُب ُه َح َرا ٌم‬،‫ َو َم ْط َع ُم ُه َح َرا ٌم‬،‫َر ِّب يَا َر ِّب‬
‫اب لِ َذلِ َك؟‬
ُ ‫يُسْ ت ََج‬

16
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

10. Ebû Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah


(sav) şöyle buyurdu:
Allah Teâlâ temizdir; sadece temiz olanları kabul eder. Al-
lah Teâlâ peygamberlerine neyi emrettiyse mü’minlere de
onu emretmiştir. Cenâb-ı Hak Peygamberlere:
‘Ey peygamberler! Temiz ve helâl olan şeylerden yiyin, iyi
ve faydalı işler yapın!’ buyurmuştur. Mü’minlere de:
‘Ey iman edenler! Size verdiğimiz rızıkların temiz olanla-
rından yiyin’ buyurmuştur.
Resûl-i Ekrem daha sonra şunları söyledi:
Bir kimse Allah yolunda uzun seferler yapar. Saçı başı
dağınık, toza toprağa bulanmış vaziyette ellerini gökyü-
züne açarak: “Yâ Rabbi! Yâ Rabbi!” diye dua eder. Hâlbuki
onun yediği haram, içtiği haram, gıdası haramdır. Böyle
birinin duası nasıl kabul edilir!

ُ ‫ َح ِف ْظ‬:‫ال‬
ْ‫ت ِمن‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه َما‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫علي بن أبي طالب َر‬
ِّ ‫بن‬
ِ ‫عن أبي محمد الحسن‬
:‫الل ﷺ‬ّٰ ‫َر ُسول‬

ِّ ‫َد ْع َما يَ ِري ُب َك إِلَى َما َل يَ ِري ُب َك ؛ فإ ّ َن‬


.ٌ‫ َوال َك ِذ َب ِري َبة‬،ٌ‫الصد َق ُط َمأنِي َنة‬
11. Ebû Muhammed Hasan İbni Ali İbni Ebû Tâlib (ra) şöyle
dedi:
Ben Resûlullah (s.a.v.)’den şunu ezberledim;
Şüpheliyi bırak, şüphe vermeyene bak. Zira doğruluk
huzur, yalan ise kuşku verir.

17
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

َ ‫ َق‬:‫ال‬
ّٰ ‫ال َر ُسول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫الم ْال َمرْ ِء تَرْ ُك ُه َما َل يَعْ ِني ِه‬
ِ ْ‫ِمنْ ُحسْ ِن إس‬
12. Ebû Hureyre (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu:
Kendisini (doğrudan) ilgilendirmeyen şeyi terketmesi,
kişinin iyi müslüman oluşundandır.

َ ‫ َق‬،‫بي ﷺ‬
:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ّ ‫ عن ال ّ َن‬،‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫عن أنس َر‬
ُّ ُ‫ب أل َ ِخي ِه َما ي‬
.‫حب لِن َْف ِس ِه‬ َ ّ ‫أح ُد ُكمْ َح ّ َتى يُ ِح‬
َ ‫ال يُؤ ِم ُن‬
13. Enes (ra)’ den rivayet edildiğine göre, Nebî (sav) şöyle
buyurdu:
Sizden biriniz, kendisi için istediği şeyi, din kardeşi için
de istemedikçe, gerçek anlamda iman etmiş olmaz.

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل َر‬
‫الل إِ ّ َل ِبإِحْ دَى ث ََل ٍث‬ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫الل َوأ َ ّنِي َر ُس‬ َ
ُ ّٰ ‫َل يَ ِح ُّل َد ُم امْ ِر ٍئ ُمسْ ِل ٍم يَشْ َه ُد أ َ ْن َل إِ ٰل َه إِ ّل‬
.‫ار ُك لِ ْل َج َما َع ِة‬
ِ ‫ين ال ّ َت‬
ِ ‫الد‬ِّ ْ‫ار ُق ِمن‬ ِ ‫ب ال ّ َزانِي َو ْال َم‬ ُ ‫س ِبال ّ َن ْف ِس َوال ّ َث ِّي‬
ُ ‫ال ّ َن ْف‬
14. Abdullah bin Mes’ud (ra)’den rivayet edildiğine göre,
Nebî (sav) şöyle buyurdu: Allah’dan başka ilah olmadığı-
na benim de Allah’ın Resûlü olduğuma şehadet eden bir
Müslüman’ın şu üç şey dışında kanını akıtmak helal de-
ğildir: Cana karşılık can (kısas), zina eden muhsan kişi,
Hak dinden ayrılıp Müslümanların cemaatini terk eden
kimse.

18
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

َ ‫ َق‬،‫النبي ﷺ‬
:‫ال‬ َّ ‫ أ ّ َن‬:‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫عن أَبي هريرة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫اآلخ ِر‬
ِ ‫وم‬ ِ ّٰ ‫ َو َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب‬،‫اآلخ ِر ف َْل ُي ْك ِر ْم ضَ ْي َف ُه‬
ِ ‫الل َوال َي‬ ِ ‫الل َوال َيوْ ِم‬ ِ ّٰ ‫َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب‬
.‫ْرا أَوْ لِ َي ْص ُم ْت‬
ً ‫ ف َْل َي ُق ْل خَ ي‬،‫اآلخ ِر‬
ِ ‫وم‬ ِ ‫الل َوال َي‬ ِ ّٰ ‫ َو َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب‬،‫ف َْل َي ِص ْل َر ِح َم ُه‬
15. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Peygamber
(sav) şöyle buyurdu:
Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse misafirine ik-
ram etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden kimse ak-
rabasına iyilik etsin. Allah’a ve âhiret gününe iman eden
kimse ya faydalı söz söylesin ya da sussun!

ِ ْ‫ أَو‬:‫ال لِل ّ َن ِب ِّي ﷺ‬


َ ‫ص ِني َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُجلً َق‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫ َل ت َْغضَ ْب‬:‫ال‬
َ ‫ َف َر ّ َد َد ِم َرا ًرا َق‬.‫َل ت َْغضَ ْب‬

16. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre, bir adam


Nebî’ye (sav):
- Bana öğüt ver, dedi. Peygamber (sav) de ona:
- Kızma! buyurdu.
Adam dileğini bir kaç kez tekrar etti. Peygamber (sav) de
(her defasında ısrarla):
- Kızma! buyurdu.

ّٰ ‫ إ ّ َن‬:‫ال‬
‫الل‬ َ ‫ َق‬،‫الل ﷺ‬ ّٰ ‫ عن رسول‬،‫الل َع ْن ُه‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫أوس َر‬ ٍ ‫عن أَبي يعلى شَ ّ َداد بن‬
‫ َوإِ َذا َذبَحْ تُمْ َفأحْ ِس ُنوا‬،‫َب اإلحْ َسا َن َعلَى ُك ِّل شَ ْي ٍء فَإ َذا َقت َْل ُتم َفأحْ ِس ُنوا ال ِق ْتلَة‬
َ ‫َكت‬
َ ‫ َو ْل ُي ِرح َذ ِب‬،‫ َول ُي ِح ّ َد أ َ َح ُد ُكمْ شَ ْف َرتَه‬،‫الذب َْح َة‬
.‫يح َت ُه‬ ِّ
17. Ebû Ya’lâ Şeddâd ibni Evs’den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:

19
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

Allah Teâlâ her varlığa iyi davranılmasını emretmiştir.


Öyleyse canlı bir varlığı öldürmeniz gerektiğinde, bu işi
can yakmayacak şekilde yapın. Bir hayvanı boğazlayaca-
ğınız zaman, güzel bir şekilde kesin. Sizden biriniz bıça-
ğını iyice bilesin, hayvana acı çektirmesin.

ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫الل َع ْن ُه َما‬ ِ ‫جبل َر‬
ٍ ‫بن‬ِ ‫الرحمان معا ِذ‬
ِ ‫بن ُجنا َد َة وأبي عب ِد‬
ِ ‫عن أبي ذر ُج ْندُب‬
َ ‫ َق‬،‫الل ﷺ‬
:‫ال‬ ّٰ ‫رسول‬
ِ ‫عن‬

.‫اس ِب ُخ ُل ٍق َح َس ٍن‬ َ ‫الس ِّي َئ َة‬


َ ‫ َوخَ الِ ِق ال ّ َن‬،‫الح َس َن َة تَمْ ُح َها‬ َ ّ ‫ْبع‬ ّٰ ‫ا ّتَ ِق‬
َ ‫الل َح ْي ُث َما ُكن‬
ِ ‫ْت َوأت‬
18. Ebû Zer Cündüb İbni Cünâde ve Ebû Abdurrahman
Muâz İbni Cebel’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlul-
lah (sav) şöyle buyurmuştur:
Nerede olursan ol, Allah’dan kork. Kötülüğün arkasın-
dan iyilik yap ki, o kötülüğü silip süpürsün. İnsanlarla
güzel geçin!

َ ‫ َف َق‬،‫يوما‬
:‫ال‬ ً ‫بي ﷺ‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه َما‬
ّ ‫ كنت خلف ال ّ َن‬:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫عباس َر‬
ٍ ‫ابن‬
ِ ‫عن‬
‫ إِ َذا‬،‫َك‬ َ ‫الل ت َِج ْد ُه ُت َجاه‬
َ ّٰ ‫َظ‬ِ ‫ احْ ف‬،‫َظ َك‬ ْ ‫الل يَحْ ف‬َ ّٰ ‫َظ‬ ِ ‫ احْ ف‬:‫ات‬ ٍ ‫ إ ّنِي أع ّل ُم َك َك ِل َم‬،‫يَا غُال ُم‬
‫ أ ّ َن األ ُ ّ َم َة لَوْ اجْ َت َم َع ْت َعلَى‬: ْ‫ َواعْ لَم‬،ِ‫بالل‬
ّٰ ْ‫ْت َفاسْ َت ِعن‬ َ ‫ وإِ َذا اسْ َت َعن‬،‫الل‬ ّٰ ‫ت فَاسأ َ ِل‬ َ ‫َس ْأل‬
ْ ‫ َوإِن اج َت َم ُعوا َعلَى‬،‫الل لَ َك‬ َ ّ ‫أن يَ ْن َف ُعو َك ِبشَ ي ٍء لَمْ يَ ْن َف ُعو َك إ‬
‫أن‬ ُ ّٰ ‫ال ِبشَ ي ٍء َق ْد َكتَب ُه‬ ْ
‫ت‬ِ ‫ت األ َ ْق َل ُم َو َج ّ َف‬
ِ ‫ ُر ِف َع‬،‫ْك‬ َ ‫الل َعلَي‬ُ ّٰ ‫ال ِبشَ ي ٍء َق ْد َك َت َب ُه‬
َ ّ ‫يَ ُض ُّرو َك ِبشَ ي ٍء لَمْ يَ ُض ُّرو َك إ‬
.‫حف‬ ُ ‫الص‬ ُّ
19. Abdullah İbni Abbas’dan (ra) nakledildiğine göre şöyle
demiştir:
Bir gün Hz. Peygamber’in terkisinde bulunuyordum.
Bana:

20
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

Yavrucuğum, sana bazı kaideler öğreteyim dedi ve şöyle bu-


yurdu: Allah’ın buyruklarını gözet ki, Allah da seni gözetip
korusun. Allah’ın (rızâsını) her işte önde tut, Allah’ı önünde
bulursun. Bir şey isteyeceksen Allah’tan iste. Yardım dileye-
ceksen, Allah’tan dile! Ve bil ki, bütün bir ümmet toplanıp
sana fayda temin etmeye çalışsalar, ancak Allah’ın senin
için takdir ettiği faydayı temin edebilirler. Yine eğer bütün
ümmet, sana zarar vermeye kalksalar, ancak Allah’ın senin
hakkında takdir ettiği zararı verebilirler. Çünkü artık kaderi
yazan kalem kaldırılmış, sahifeler kurumuştur.

:‫النبي ﷺ‬
ّ ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ قال‬:‫الل َع ْن ُه قال‬ ِ ‫وعن أبي مسعو ٍد األنصاري َر‬

ُ ‫إ ّ َن ِم ّ َما أ َ ْد َر َك ال ّ َن‬
َ ‫ إ َذا لَمْ تَسْ تَحْ ِي َفاصْ نَعْ َما ِش ْئ‬:‫اس ِمنْ َك َل ِم ال ُّن ُب ّ َو ِة األولَى‬
.‫ت‬
20. Ebû Mes’ûd el-Ensârî’den (ra) rivayet edildiğine göre
Resûl-i Ekrem (sav) şöyle buyurdu:
İlk peygamberlerden itibaren halkın hatırında kalan bir
söz vardır: Utanmadıktan sonra dilediğini yap!

َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه‬
:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ّٰ ‫عن سفيان بن عبد‬
ِ ‫الل َر‬
:‫ ُق ْل‬:‫ال‬ ً ‫الم َقوالً َل أسْ أ َ ُل َع ْن ُه أ َ َح‬
َ ‫ َق‬.‫دا َغ ْي َر َك‬ ْ ّٰ ‫ول‬
ِ ْ‫ ُقل لي في اإلس‬،‫الل‬ ُ ‫ُق ْل‬
َ ‫ يَا َر ُس‬:‫ت‬
ّٰ ‫ْت ِب‬
. ْ‫ ث ّ َُم اس َت ِقم‬،ِ‫الل‬ ُ ‫آ َمن‬
21. Ebû Amr (veya Ebû Amre) Süfyân İbni Abdullah (ra) şöy-
le dedi:
- Yâ Resûlallah! Bana İslâmı öylesine tanıt ki, onu bir daha
senden başkasına sormaya ihtiyaç hissetmeyeyim, dedim.
Resûlullah (sav):
- Allah’a inandım de, sonra da dosdoğru ol! buyurdu.

21
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُجالً َسأ َ َل النبي‬


ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ار ِّي َر‬
ِ ‫ْص‬ َ ‫الل األَن‬
ِ ّٰ ‫بن َع ْب ِد‬ ِ ّٰ ‫بي َع ْب ِد‬
ِ ‫الل َجا ِب ِر‬
َ
ْ ‫َعنْ أ‬
:‫ال‬َ ‫ﷺ َف َق‬

ُ ْ‫ َو َح ّ َرم‬،‫الح َل َل‬
‫ت‬ َ ‫لت‬ ُ َ‫ َوأَحل‬،‫ت َر َمضا َن‬ ُ ْ‫صم‬ ِ َ‫ْت ال َم ْك ُتوب‬
ُ ‫ َو‬،‫ات‬ ُ ‫ص ّلَي‬ َ َ ‫أ َ َرأ‬
َ ‫يت إِذا‬
َ ‫الج ّ َنة؟ َق‬
. ْ‫ نَ َعم‬:‫ال‬ ُ َ ‫يئا أ‬
َ ‫دخ ُل‬ ً َ‫ َولَمْ أ َ ِز ْد َعلى َذلِ َك ش‬،‫الح َرا َم‬
َ
22. Câbir b. Abdullah’dan (ra) rivâyet edildiğine göre şöyle
demiştir:
Adamın biri Hz. Peygamber’e (sav): Ey Allah’ın Resulü!
Farz namazı kılsam, Ramazan orunu tutsam, haramı ha-
ram helali helal bilsem cennete girer miyim? Diye sordu.
Hz. Peygamber (sav) de Evet diye cevap verdi.

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫ال‬
ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِّ ْ‫اصم األش‬
ِ ‫عري َر‬ ِ ‫ك ْال َح‬
ِ ‫ار ِث ب ِْن َع‬ ٍ ِ‫عن أبي َمال‬

ِ ْ‫والحمْ ُد ّ َلل تَم‬


‫آلن‬ َ ‫الل‬ ّٰ ‫وسب َْحا َن‬ ُ ‫ َو ْال َحمْ ُد ّ َلل تَمْ أل َ ْالميزا َن‬،‫إلي َمان‬ ِ ‫ال ُّط ُهو ُر شَ ْط ُر ا‬
،‫ض َيا ٌء‬ َ ّ ‫ َو‬،ٌ‫والص َد َق ُة ُبرْ هَان‬
ِ ‫الص ْب ُر‬ َ ّ ،‫الص َل ِة نو ٌر‬ َ ّ ‫السم َوات َواألَرْ ِض َو‬ َ ّ ‫أَوْ تَمْ أل َما بَ ْي َن‬
.‫ أَوْ ُمو ِب ُق َها‬،‫ َف َبائِ ٌع ن َْف َس ُه ف ُمعْ ِت ُقها‬،‫اس يَ ْغدُوا‬ َ ‫وال ُقرْ آ ُن ُح ّ َج ٌة لَ َك أَوْ َعلَي‬
ِ ‫ ُك ُّل ال ّ َن‬.‫ْك‬ ْ

23. Ebû Mâlik Hâris İbni Âsım el-Eş’arî’den (ra) rivâyet edil-
diğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
Temizlik imanın yarısıdır. Elhamdülillah duası mizânı,
sübhânellah ve elhamdülillah sözleri ise yer ile gökler
arasını doldurur. Namaz nurdur; sadaka burhandır; sabır
ziyâdır. Kur’an senin ya lehinde ya da aleyhinde delildir.
Herkes sabahtan (pazara çıkar) nefsini satar; kimi onu
âzâd kimi de helâk eder.

22
‫‪KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER‬‬

‫الل عنه‪ ،‬عن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ فيما يَرْ ِوى َع ِن ّٰ ِ‬


‫الل‬ ‫بن ُجنَا َدةَ‪ ،‬رضي ّٰ ُ‬ ‫عن أ َ ِبي َذ ٍّر ُج ْند ِ‬
‫ُب ِ‬
‫تبار َك وتعالى أنه قال‪:‬‬

‫ما ف ََل تَظال ُموا‪،‬‬ ‫ت ال ُّظ ْل َم َعلَى ن َْف ِسي َو َج َع ْل ُت ُه بَ ْي َن ُكمْ ُم َح ّ َر ً‬ ‫يا ِع َبا ِدي إِ ّنِي َح ّ َرمْ ُ‬
‫ال َمنْ َه َد ْي ُت ُه‪َ ،‬فاسْ تَهْ دُوني أهْ د ُكمْ ‪ ،‬يَا ِع َبادي ُك ّلُ ُكمْ جائ ٌع‬ ‫ال إ ّ َ‬‫ٌ‬ ‫ُ‬
‫يَا ِع َبا ِدي ُك ّل ُكم ضَ ّ ِ‬
‫ال منْ أ َ ْط َعمْ ُته‪َ ،‬فاسْ ت َْط ِع ُمونِي أ ُ ْط ِعمْ ُكمْ ‪ ،‬يَا ِع َبا ِدي ُك ّلُ ُكمْ َعا ٍر إِ ّ َل ِمنْ َك َسوْ ُت ُه‬ ‫إ َّ‬
‫ِ‬
‫ُ‬ ‫ّ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ّ‬ ‫ْ‬ ‫ْ‬
‫وب‬ ‫أغ ِف ُر الذنُ َ‬ ‫ار َوأنَا ْ‬ ‫َفاسْ تَك ُسوني أك ُس ُكمْ ‪ ،‬يَا ِع َبا ِدي إ ّنَ ُكمْ ُتخْ ِط ُئو َن ِباللي ِْل َوال ّ َن َه ِ‬
‫َض ُّروني‪َ ،‬ولَنْ‬ ‫ض ِّري َفت ُ‬ ‫أغ ِفرْ لَ ُكمْ ‪ ،‬يَا ِع َبا ِدي إِ ّنَ ُكمْ لَنْ تَ ْب ُلغُوا ُ‬ ‫يعا‪َ ،‬فاسْ ت َْغ ِف ُروني ْ‬‫َج ِم ً‬
‫وآخر ُكمْ ‪َ ،‬وإن َْس ُكمْ َو ِج ّ َن ُكمْ َكانُوا‬ ‫تَ ْب ُلغُوا ن َْف ِعي َف َت ْن َف ُعوني‪ ،‬يَا ِع َبا ِدي لَوْ أ َ ّ َن أ ّ َولَ ُكمْ ِ‬
‫شيئا‪ ،‬يا ِع َبا ِدي لو أ َ ّ َن‬‫ً‬ ‫ذلك ِفي ُملكي‬ ‫رجل واح ٍد منكم ما زا َد َ‬ ‫ٍ‬ ‫َعلَى أت َقى ِ‬
‫قلب‬
‫ص‬ ‫اح ٍد ِم ْن ُكمْ َما نَ َق َ‬‫ب َر ُج ٍل َو ِ‬ ‫وإنس ُكم وجن ُكمْ َكانوا َعلَى أ ْف َج ِر َق ْل ِ‬ ‫أ ّ َولكم وآخ َر ُكم َ‬
‫آخر ُكمْ َوإن َْس ُكمْ َو ِج ّ َن ُكمْ ‪َ ،‬قا ُموا ِفي‬ ‫ْئا‪ ،‬يَا ِع َبا ِدي لَوْ أ َ ّ َن أ َ ّ َولَ ُكمْ َو ِ‬
‫َذلِ َك ِمنْ ُم ْل ِكي شَ ي ً‬
‫ص َذلِ َك ِم ّ َما ِع ْن ِدي إ ّ َ‬
‫ال‬ ‫ْت ُك ّ َل إن ٍ‬
‫ْسان َمسْ ألَ َت ُه‪َ ،‬ما نَ َق َ‬ ‫صعي ٍد َواح ٍد‪ ،‬فَسألُوني َفأعْ َطي ُ‬ ‫َ‬
‫ِ‬
‫ُ‬
‫ط إِ َذا أد ِْخ َل ال َبحْ َر‪ ،‬يَا ِع َبا ِدي إ ّنَما ِه َي أعْ َمالُ ُكمْ أحْ ِصي َها لَ ُكمْ ‪،‬‬ ‫ُ‬ ‫ص ال ِمخْ َي ُ‬ ‫َك َما َيَ ْن ُق ُ‬
‫الل‪َ ،‬و َمنْ َو َج َد َغ ْي َر َذلِ َك ف ََل يَ ُلو َم ّ َن‬ ‫ْرا ف َْل َيحْ ِم ِد ّٰ‬ ‫ث ّ َُم أ َو ِّفي ُكمْ إ ّيَاهَا‪َ ،‬ف َمنْ َو َج َد خَ ي ً‬
‫ث بهذا الحديث َجثَا َعلَى ُركبتيه‪.‬‬ ‫حد َ‬ ‫ال سعيدٌ‪ :‬كان أبو إدريس إذا ّ َ‬ ‫إ َّ‬
‫ال ن َْف َس ُه‪َ .‬ق َ‬

‫‪24. Ebû Zer’in (ra) Nebî’den (s.a.v.); onun da Allah Tebâreke‬‬


‫‪ve Teâlâ hazretlerinden rivayet ettiğine göre Allah Teâlâ‬‬
‫‪şöyle buyurdu:‬‬
‫‪Kullarım! Ben zulmetmeyi kendime haram kıldım. Onu‬‬
‫‪sizin aranızda da haram kıldım. Artık birbirinize zulmet-‬‬
‫‪meyiniz.‬‬
‫‪Kullarım! Benim hidâyet ettiklerim dışında hepiniz sapıt-‬‬
‫‪mışsınız. O halde benden hidâyet dileyin ki sizi doğruya‬‬
‫‪ileteyim.‬‬
‫‪Kullarım! Benim doyurduklarım hariç, hepiniz açsınız.‬‬
‫‪Benden yiyecek isteyin ki sizi doyurayım.‬‬

‫‪23‬‬
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

Kullarım! Benim giydirdiklerim hariç, hepiniz çıplaksı-


nız. Benden giyecek isteyin ki sizi giydireyim.
Kullarım! Siz gece-gündüz günah işlemektesiniz, bütün
günahları afveden de yalnızca benim. Benden af dileyin
ki sizi bağışlayayım.
Kullarım! Bana zarar vermek elinizden gelmez ki, zarar
verebilesiniz. Bana fayda vermeye gücünüz yetmez ki,
fayda veresiniz.
Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanlarınız cinleriniz, en
müttaki bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu
benim mülkümde herhangi bir şey arttırmaz.
Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz, en gü-
nahkâr bir kişinin kalbi ve duygusuna sahip olsalar, bu
benim mülkümden bir şey eksiltmez.
Kullarım! Evveliniz âhiriniz, insanınız cinleriniz bir yer-
de toplanıp benden istekte bulunacak olsalar, ben de her
birine istediğini versem, bu benim mülkümden ancak,
iğne denize daldırılıp çıkarıldığında denizden ne kadar
eksiltebilirse işte o kadar azaltır.
Kullarım! İşte sizin amelleriniz. Onları sizin için kayde-
der, sonra karşılığını veririm. Artık kim bir hayır bulursa
Allah’a hamd etsin. Kim de hayırdan başka bir şey bulur-
sa nefsinden başka kimseyi ayıplamasın.
Saîd İbni Abdülaziz dedi ki, Ebû İdris el-Havlânî bu ha-
disi rivâyet ettiği zaman dizleri üzerine çöküverdi.

ً ‫الل َع ْن ُه أ ّ َن‬
:‫ناسا قالوا‬ ِ ‫َعنْ أَبي َذ ٍّر َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫ َويَ ُصو ُمو َن َك َما ن َُصو ُم‬،‫ يُ َص ّلُو َن َك َما نُ َص ِّلى‬،‫ور‬ِ ‫باألج‬
ُ ُّ ‫ َذهَب أهْ ُل‬،ِ‫الل‬
‫الدثُور‬ ّٰ ‫ول‬ َ ‫رس‬ ُ ‫يا‬
‫ إ ّ َن ِب ُك ِّل‬:‫ أ َو لَيْس َق ْد َج َع َل لَ ُكمْ َما ت ََص ّ َد ُقو َن ِب ِه‬:‫ول أمْ َوال ِهمْ قال‬ ُ ‫َص ّ َد ُقو َن بَف‬
ِ ‫ُض‬ َ ‫َويَت‬

24
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

،ً‫صد َقة‬ ِّ ،ً‫وكل تَحْ ِميد ٍة صدقة‬


َ ‫وكل تِهْ ِليلَ ٍة‬ ِّ ،‫ و ُك ِّل تَك ِبير ٍة صدقة‬،ً‫صد َقة‬ َ ‫يح ٍة‬َ ‫تَسْ ِب‬
:‫ قالوا‬.ٌ‫عن ال ُمنْكر صدق ٌة وفي ُب ْض ِع أح ِد ُكمْ صدقة‬ ِ ‫ ونَهْ ٌى‬،ٌ‫وف صدقة‬ ِ ‫وأم ٌر بالمعْ ُر‬
‫ أرأ ْيتُمْ لو وضَ ع َها في‬:‫ قال‬،‫ وي ُكو ُن لَه فيها أجْ ر ؟‬،‫الل أيأتي أح ُدنَا شَ هْ َوتَه‬ َ
ِ ّٰ ‫رسول‬ ‫يا‬
.‫الحل ِل كا َن لَ ُه أجْ ٌر‬
َ َ
‫؟فكذلك إذا وضَ ع َها في‬ ‫حرام أ َ َكا َن علي ِه ِوزْ ٌر‬
ٍ
25. Ebû Zer’den (ra) rivayet edildiğine göre bazı insanlar:
- Ey Allah’ın Resûlü! Zenginler bütün sevapları alıp gö-
türüyorlar. Zira bizler gibi namaz kılıyor, bizler gibi oruç
tutuyor ve ayrıca mallarının fazlasından da sadaka veri-
yorlar, dediler. Peygamber (sav):
- Allah size sadaka verme imkânı bahşetmedi mi (sanı-
yorsunuz)? Her tesbih sadaka, her tekbir sadaka, her tah-
mid sadaka, her tehlil sadakadır. İyiliği emretmek sadaka,
kötülükten sakındırmak sadakadır. Hatta (her) birinizin
eşiyle yatması bile sadakadır buyurdu.
- Ey Allah’ın Resûlü, cinsel arzusunu tatmin eden birine
bundan sevap mı var? dediler. Peygamber (sav):
- Bu isteğini ve ihtiyacını haram yoldan giderseydi, günah
olmayacak mıydı? Helâl yoldan gidermesinde de elbette
sevap vardır, buyurdu.

ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫رس‬ ّٰ ‫عن أ َ ِبي هريرة رضي‬
ُ ‫ قال‬:‫الل عنه قال‬
‫ تع ِد ُل بيْن اال ْث َني ِْن‬:‫س‬ َ ّ ‫اس علَ ْي ِه صدَق ٌة ُك ّ َل يَوْ ٍم ت َْط ُل ُع فيه‬
ُ ْ‫الشم‬ ِ ‫ُك ُّل ُس َل َمى ِم َن ال ّ َن‬
،ٌ‫ أوْ ترْ َف ُع لَ ُه علَ ْي َها متَا َع ُه صدقة‬،‫ َفتحْ ِم ُل ُه َعلَ ْي َها‬،‫ و ُت ِعي ُن ال ّ َر ُج َل في دا ّبَ ِت ِه‬،ٌ‫ص َد َقة‬
‫ط األ َذى‬ ُ ‫ َو ُتمي‬،ٌ‫الص َل ِة صد َقة‬
َ ّ ‫شيها إلى‬ ِ ْ‫ و ِب ُك ِّل خَ ْط َو ٍة تم‬،ٌ‫ط ِّيب ُة صدَقة‬ َ ّ ‫والكلم ُة ال‬
.ٌ‫صدَقة‬
َ ‫الطريق‬
ِ ‫َعن‬
26. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu:

25
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

İnsanların her bir eklemi için her gün bir sadaka gerekir.
İki kişi arasında adâletle hükmetmen sadakadır. Bineğine
binmek isteyene yardım ederek bindirmen yahut yükünü
bineğine yüklemen sadakadır. Güzel söz sadakadır. Na-
maz için mescide giderken attığın her adım bir sadakadır.
Gelip geçenlere eziyet veren şeyleri yoldan gidermen de
sadakadır.

:‫النبي ﷺ قال‬
ِّ ّٰ ‫بن َسمعا َن رضي‬
‫الل عنه عن‬ ِ ‫وعن ال ّ َن ّ َو‬
ِ ‫اس‬
.‫اس‬ َ ّ َ‫ت أ َ ْن ي‬
ُ ‫طلَ َع َعلَ ْي ِه ال ّ َن‬ َ ْ‫ و َك ِره‬،‫نف ِس َك‬
ْ ‫إلث ُم ما حا َك في‬
ِ ‫الخ ُل ِق َوا‬
ُ ‫الب ُّر ُحس ُن‬
27. Nevvâs İbni Sem’ân (ra)’den rivayet edildiğine göre Pey-
gamber (sav) şöyle buyurdu: İyilik güzel ahlâktan ibaret-
tir. Günah ise kalbini tırmalayan ve insanların bilmesini
istemediğin şeydir.

ّٰ ‫رسول‬
‫الل ﷺ‬ ُ ‫ َو َع َظنَا‬:‫الل عنه قال‬ ّٰ ‫اريَة رضي‬ ِ ْ‫يح ْال ِعر‬ َ
ِ ‫باض ب ِْن َس‬ ٍ ‫َعنْ أ ِبي ن َِج‬
:‫ ف ُق ْلنَا‬،‫وب َو َذ َرف َْت ِم ْن َها ْال ُع ُيون‬
ُ ‫َموْ ِع َظ ًة بليغ ًة َو ِجلَ ْت ِم ْن َها ْال ُق ُل‬
‫السمْ ِع‬ ّٰ ‫وصي ُكمْ ِبت َْقوى‬
َ ّ ‫ َو‬،‫الل‬ ِ ُ ‫ أ‬:‫ قال‬.‫صنَا‬ ِ ْ‫الل َكأَنَ َها موْ ِع َظ ُة ُم َو ِّد ٍع فَأَو‬ ّٰ ‫سول‬ َ ‫يا َر‬
ً ‫ش ِم ْن ُكمْ ف ََسيرى اخْ ِت‬
‫الفا‬ ْ ‫ َوأ َ ّنَ ُه َمنْ يَ ِع‬،‫حبشي‬ َ ّ ‫َوال‬
‫طا َع ِة وإِ ْن تَأ َ ّ َمر َعلَ ْي ُكمْ َع ْب ٌد‬
ٌ
‫عضوا َعلَ ْي َها‬ُّ ،‫اش ِدي َن ْال َمهْ ِد ّيِي َن‬ ِ ‫بس ّ َنتي َو ُس ّ َن ِة ْال ُخ ُلفَا ِء ال ّ َر‬ ُ ْ‫ َف َعلَ ْي ُكم‬.‫ك ِثيرا‬
.ٌ‫ور فَإِ ّ َن ُك ّ َل ِب ْد َع ٍة ضاللَة‬ ُ ِ ‫ وإ ّيَا ُكمْ و ُمحْ دث‬،‫واج ِذ‬
ِ ‫َات األ ُم‬ ِ ِ ‫بال ّ َن‬
28. Ebû Necih İrbâz İbni Sâriye (ra) şöyle dedi:
Resûlullah (sav) bize çok tesirli bir öğüt verdi. Bu öğütten
dolayı kalpler ürperdi, gözler yaşardı. Bizler:
- Ey Allah’ın Resûlü! Bu öğüt, sanki ayrılmak üzere olan
birinin öğüdüne benziyor, bize bir tavsiyede bulun, de-
dik. Bunun üzerine:

26
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

– Size, Allah’a çok saygı duymanızı, başınıza bir Habeşli


köle bile emir olsa, onu dinleyip itaat etmenizi tavsiye
ederim. Benden sonra yaşayanlar pek çok ihtilaflar gö-
recekler. O zaman sizin üzerinize gerekli olan, benim
sünnetime ve doğru yolda olan Hulefâ-yi Râşidîn’in sün-
netine sarılmanızdır. Bu sünnetlere sımsıkı sarılınız. Son-
radan ortaya çıkarılmış bid’atlardan şiddetle kaçınınız.
Çünkü her bid’at dalâlettir, buyurdu.

،‫الج ّ َنة‬ ِ ّٰ ‫رسول‬


َ ‫الل أخبرني ِب َع َم ٍل يُ ْد ِخ ُلني‬ ُ ‫ت يا‬ ُ ‫ ُق ْل‬:‫الل عن ُه قال‬
ّٰ ‫عنْ ُمعاذ رضي‬
:‫ار؟ َقال‬
ِ ‫ويُ َبا ِعدُني عن ال ّ َن‬
‫الل ال‬ّٰ ‫ تَعْ ُبد‬:‫الل تَ َعالى علَي ِه‬ ّٰ ‫ وإ ّنَ ُه لَ َي ِسي ٌر َعلى منْ يَ ّ َس َر ُه‬،‫يم‬ٍ ‫ت عنْ َع ِظ‬ َ ‫قد َسأ َ ْل‬ْ َ‫ل‬
‫ْت إن‬ َ ‫وتصو ُم رمضَ ا َن وت َُح ُّج ال َبي‬ ُ ،َ‫ و ُتؤتي ال ّ َز َكاة‬،َ‫الصالة‬ َ ّ ‫ و ُت ِقي ُم‬،‫ْئا‬ ً ‫ُتشْ ر ُك ِب ِه شَ ي‬
َ ّ ‫؟الصوْ ُم ُج ّ َنة‬
‫الصدَق ٌة‬،.ٌ َ ّ ‫ْواب الخَ ي ِْر‬ ِ ‫ أال أ ُد ّلُك َعلى أب‬:‫ ث ّ َُم َقال‬، ً‫استطعت إِلَ ْي ِه َس ِبيْال‬
:‫ وصال ُة ال ّ َر ُج ِل منْ جوْ ِف ال ّلَي ِْل ث ّ َُم تَال‬،‫تط ِفي ُء الخَ ِطيئة كما يُ ْط ِفي ُء ال َما ُء ال ّ َنار‬ ْ
:‫ ث ّ َُم قال‬.] 16 :‫اج ِع } ح ّ َتى بلَ َغ { يعْ َم ُلو َن } [ السجدة‬ ِ َ‫{تتجافى ُج ُنوب ُهمْ َع ِن ال َمض‬
ْ :‫ال‬
‫رأ ُس‬ َ ‫ َق‬:ِ‫الل‬ّٰ ‫ بَلى يا رسول‬:‫لت‬ ُ ‫ و ِذرْ و ِة َسنا ِم ِه ُق‬،‫ وعمو ِد ِه‬،‫أس األمْ ِر‬ ِ ‫أال أُخْ ِب ُر َك ِب َر‬
ِ ‫ أال أُخْ ِب ُر َك ب ِـ ِم‬:‫الج َها ُد ث ّ َُم قال‬
‫الك‬ ِ ‫ وذرو ُة سنا ِم ِه‬.ُ‫الصالة‬ َ ّ ‫ و َع ُمو ُد ُه‬،‫األمْ ِر اإلسْ ال ُم‬
‫ يا‬:‫ت‬ ُ ‫ْك هذا ُق ْل‬ َ ‫ف علَي‬ َ ّ ‫ ُك‬:‫قال‬ َ ‫ فَأَخ َذ ِب ِل َسانِ ِه‬.ِ‫الل‬ّٰ ‫ول‬ َ ‫رس‬
ُ ‫ بَلى يا‬:‫ت‬ ُ ‫ذلك كله ؟ ُق ْل‬ َ
‫اس في‬ ُّ ‫ وه َْل يَ ُك‬،‫ْك أ ُ ُّم َك‬
َ ‫ب ال ّ َن‬ َ ‫ ثَ ِكلت‬:‫الل وإ ّنَا ل ُمؤَاخَ ذون ب َما نَتَك ّلَ ُم ِب ِه؟ف َقال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫رس‬ ُ
.‫حصائِ ُد ْأل ِس َن ِت ِهمْ ؟‬ َ ّ ‫ال ّ َنار على َو ُجو ِه ِهم إ‬
َ ‫ال‬ ِ
29. Muâz İbni Cebel (ra) şöyle dedi:
- Ya Resûlallah! Beni cennete girdirecek, cehennemden
uzaklaştıracak bir iş (amel) söyle, dedim.
-Büyük bir şey istiyorsun. Ancak bu, Allah’ın kolay kıldı-
ğı kişi için kolaydır: Hiçbir şeyi ortak koşmadan yalnızca
Allah’a kulluk edersin. Namazı kılarsın. Zekâtı verirsin.

27
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

Ramazan orucunu tutarsın. Gücün yeter ise haccedersin


buyurdu. Sonra sözüne devamla:
Şimdi sana hayır kapılarını haber vereyim mi? Oruç kal-
kandır. Sadaka, suyun ateşi söndürmesi gibi günahın
azâbını söndürür. Kişinin gece yarısı kıldığı namaz da
günahı söndürür buyurdu.
Bundan sonra Resûlullah (sav) “Secde Sûresi (16 - 16)
Onlar, korkarak ve ümid ederek Rablerine ibadet etmek için
yataklarından kalkarlar. Kendilerine rızık olarak verdiğimiz
şeylerden de Allah için harcarlar. Hiç kimse, yapmakta ol-
duklarına karşılık olarak, onlar için saklanan göz aydınlık-
larını bilemez.” [Secde sûresi (32), 16, 17] âyetini okudu.
Daha sonra Resûl-i Ekrem şöyle buyurdu:
- Sana bütün işlerin başını, ana direğini ve zirvesini bil-
direyim mi? Ben:
- Evet, Ya Resûlallah! dedim.
- İşin başı İslâm, direği namaz, zirvesi cihaddır, buyurdu.
Sonra:
- Sana bütün bunların kıvamının kendisine bağlı olduğu
şeyi (can damarını) bildireyim mi? dedi.
Ben:
- Evet, bildir Ya Resûlallah! dedim. Bunun üzerine Hz.
Peygamber dilini tuttu ve:
- Şunu koru! buyurdu. Ben:
- Ya Resûlallah! Biz konuştuklarımızdan da sorgulanacak
mıyız? dedim.
- Annen yokluğuna yansın ey Muaz! İnsanları yüzüstü
cehenneme sürükleyen, ancak dillerinin ürettikleridir!
buyurdu.

28
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ قال‬ ّٰ ‫َاش ٍر رضي‬
ِ ‫الل َع ْن ُه عنْ َر ُس‬ ِ ‫بن ن‬
ِ ‫ُوم‬
ِ ‫ني َجرْ ث‬ ُ ‫وعنْ أبي ثَعْ لَ َب َة‬
ِّ َ‫الخش‬
‫وح ّ َرم أشْ يا َء‬
َ ،‫ُودا فَال تَعْ َتدُوهَا‬
ً ‫وحد ُحد‬ َ ّ ،‫ض فال تُضَ ِّي ُعوهَا‬ َ ِ‫ض فَرائ‬ َ ‫الل تعالى َف َر‬ ّٰ ‫إن‬
.‫يان فَال تَبْحثُوا عنها‬ ٍ ْ‫ت َعنْ أشْ يا َء َرحْ م ًة لَ ُكمْ َغ ْي َر نِس‬ َ ‫ َوس َك‬،‫فَال تَ ْن َت ِه ُكوها‬
30. Ebû Sa’lebe el-Huşenî Cürsûm İbni Nâşir’in (ra) rivayet
ettiğine göre Resûlullah (sav) şöyle buyurdu:
Allah Teâlâ bazı şeyleri farz kıldı, onları ihmal etmeyin.
Bazı sınırlar koydu, o sınırları aşmayın. Bazı şeyleri ha-
ram kıldı, o haramları çiğnemeyin. Bazı şeyleri de unut-
tuğu için değil size olan merhameti sebebiyle dile getir-
medi, onları da araştırıp kurcalamayın.

‫رج ٌل إلى‬ ُ ‫ جا َء‬:‫ قال‬،‫الل عنه‬ ّٰ ‫ رضي‬،‫اعدي‬ ِّ َ ّ ‫بن سعْ ٍد‬


‫الس‬ ِ ‫وعن أبي ْالع ّ َباس َسهْ ِل‬
ّٰ ‫الل ُد ّلَني َعلى ع َم ٍل إِذا َع ِم ْل ُت ُه أَح ّ َبني‬
‫ َوأَح ّ َبني‬،‫الل‬ َ :‫النبي ﷺ‬
ّٰ ‫ يا رسول‬:‫فقال‬ ِّ
ُ ‫ال ّ َن‬
:‫ فقال‬،‫اس‬

ُ ‫اس يُح ّ َب َك ال ّ َن‬


‫اس‬ ّٰ ‫الدنيا يُ ِح ّ َب َك‬
ِ ‫ َوازْ ه َْد ِفي َما ِع ْن َد ال ّ َن‬،‫الل‬ ُّ ‫ازْ ه َْد في‬

31. Ebü’l-Abbâs Sehl İbni Sa’d es-Sâidî’in (ra) rivayetine göre,


Peygamber’e (s.a.v.) bir adam geldi ve:
–Yâ Resûlallah! Bana, yaptığım zaman hem Allah’ın hem
de insanların beni seveceği bir iş söyle, dedi. Bunun üze-
rine Resûl-i Ekrem:
– Dünyadan ve dünyalıklardan yüz çevir, Allah seni sev-
sin; insanların elinde olandan yüz çevir, insanlar seni sev-
sin, buyurdu.

29
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

:‫الل ﷺ َق َال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬


ٍ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫دري َر‬
ِّ ‫الخ‬
ُ ‫َان‬
ٍ ‫بن ِسن‬
ِ ‫بن َمالِك‬
َ
ِ ‫عنْ أبي َسعي ٍد َسع ِد‬
ِ ‫َل ضَ َر َر َو َل‬
َ.‫ض َرار‬
32. Ebu Said’ten (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah (sav)
şöyle buyurdu, demiştir: Zarar vermek ve zarara zararla
karşılık vermek yoktur.

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه َما أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ‫عن اب ِْن َع ّ َب‬
ِ ‫اس َر‬ ِ
‫ َولَ ِك ِن ال َبي َن ُة َعلَى‬، ْ‫وم َو ِد َماءهُم‬ َ ٌ ‫اس ِبدع َواهُمْ ال ّ َد َعى ر َج‬
ٍ ‫ال أمْ َوال َق‬ ِ ُ ‫لَوْ يُعْ َطى ال ّ َن‬
.‫ َوال َيمي ُن َعلَى َمن أَن َكر‬،‫ال ُم ّ َد ِعي‬
33. İbn Abbâs’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu:
İnsanlara (mücerred) dâvaları sebebi ile (istedikleri) ve-
rilse, bazıları insanların kanlarını ve mallarını iddia eder-
lerdi. Lâkin davacıya delil getirme, inkar edene (da’vâlı-
ya) yemîn düşer.

ُ ‫الل ﷺ ي ُق‬
:‫ول‬ َ ‫رس‬
ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ت‬ ّٰ ‫ري رضي‬
ُ ْ‫ س ِمع‬:‫الل عنه قال‬ ُ ‫عن أَبي سعي ٍد‬
ِّ ‫الخ ْد‬
ً ‫َمنْ َرأَى ِم ْن ُكم ُمن‬
ْ‫ فَإِ ْن لَمْ يَسْ َت ِطع‬،‫ فَإِ ْن لَمْ يَسْ تَطعْ ف ِب ِل َسانِ ِه‬،‫ْكرا ف َْليغ ِّيرْ ُه ِب َيد ِه‬
.‫يمان‬
ِ ‫إل‬ ِ ‫فا‬ ُ ‫فَب َقلب ِه َو َذلَ َك أَضْ َع‬
34. Ebû Saîd el-Hudrî (ra), Resûlullah’i (sav) şöyle buyurur-
ken işittim dedi:
Kim bir kötülük görürse, onu eliyle değiştirsin. Şayet
eliyle değiştirmeye gücü yetmezse, diliyle değiştirsin. Di-
liyle değiştirmeye de gücü yetmezse, kalbiyle düzeltme
cihetine gitsin ki, bu imanın en zayıf derecesidir.

30
‫‪KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER‬‬

‫الل ﷺ قال‪:‬‬ ‫الل عن ُه أ ّ َن ُ‬


‫رسول ّٰ‬ ‫عنْ أبي ُهريْر َة رضي ّٰ‬

‫تناجشوا‪َ ،‬وال تَبا َغ ُضوا‪َ ،‬وال تَداب ُروا‪َ ،‬وال ي ِبعْ بعْ ُض ُكمْ َعلَى بي ِْع‬ ‫ُ‬ ‫ال تَحاسدُوا‪َ ،‬وال‬
‫الل إِخْ وانًا‪ ،‬ال ُمسْ ِل ُم أ َ ُخو ْال ُمسْ ِلم‪ :‬ال يَظ ِل ُمه‪َ ،‬وال يَحْ ِق ُر ُه‪َ ،‬وال‬ ‫ض‪ ،‬و ُكونُوا ِعبا َد ّٰ‬ ‫بعْ ٍ‬
‫الش ِّر أ َ ْن‬
‫ب امر ٍئ ِم َن ّ َ‬ ‫ات ِبحسْ ِ‬ ‫َالث م ّ َر ٍ‬ ‫شي ُر إِلَى َ‬
‫ص ْد ِر ِه ث َ‬ ‫يَخْ ُذلُ ُه‪ ،‬ال ّ َت ْق َوى هَا ُهنا ويُ ِ‬
‫ض ُه‪.‬‬ ‫يَحْ ِقر أَخا ُه ال ُمسْ ِل َم‪ُ ،‬ك ّل ْال ُمسْ ِل ِم َعلَى ْال ُمسْ ِل ِم حرا ٌم‪ :‬د ُم ُه‪ ،‬ومالُ ُه‪ ،‬و ِعرْ ُ‬
‫‪35. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah‬‬
‫‪(sav) şöyle buyurdu:‬‬
‫‪Birbirinize hased etmeyiniz. Alış verişte birbirinizi aldat-‬‬
‫‪mayınız. Birbirinize buğzetmeyiniz. Birbirinize sırt çe-‬‬
‫‪virip dargın durmayınız. Birinizin pazarlığı üzerine bir‬‬
‫‪kısmınız pazarlık yapmasın. Ey Allah’ın kulları kardeş‬‬
‫‪olunuz. Müslüman Müslümanın kardeşidir. Ona zulmet-‬‬
‫‪mez, onu hakir görmez. -Üç kere göğsüne işaret ederek-‬‬
‫‪takva işte buradadır. Kişiye günah olarak Müslüman kar-‬‬
‫‪deşini hakir görmesi yeter. Müslümanın kanı, malı, ırzı‬‬
‫‪diğer müslümanlara haramdır.‬‬

‫النبي ﷺ قال‪:‬‬
‫ِّ‬ ‫عن أَبي هريرة رضي ّٰ‬
‫الل عن ُه‪ ،‬عن‬

‫الل عنْه ُكرْ بة منْ ُك َرب ِ‬


‫يوم‬ ‫الدنْيا‪ ،‬ن ّ َفس ّٰ‬‫من نَ ّ َفس عن مؤمن ُكرْ بة منْ ُكرب ُّ‬
‫واآلخر ِة‪ ،‬ومنْ َستَر‬
‫ِ‬ ‫الل عليْه في ُّ‬
‫الد ْن َيا‬ ‫يس َر ّٰ‬
‫سر ّ َ‬ ‫ْال ِقيا َم ِة‪ ،‬ومنْ ّ َ‬
‫يس َر على ُمعْ ٍ‬
‫والل ِفي عوْ ِن العبْد ما كا َن الع ْب ُد في عوْ ن‬ ‫الل ِفي الدنْيا واآلخرة‪ّٰ ،‬‬ ‫ما َستر ُه ّٰ‬
‫ُمسْ ِل ً‬
‫طريقا إلى الج ّ َنة‪ .‬وما‬
‫ً‬ ‫الل ل ُه به‬ ‫َمس في ِه ِع ْل ً‬
‫ما س ّ َهل ّٰ‬ ‫يلت ُ‬ ‫أَخي ِه‪ ،‬ومنْ سلك َط ً‬
‫ريقا ْ‬
‫َدارسون ُه ب ْي َن ُهمْ إ ّ َ‬
‫ال‬ ‫الل‪ ،‬ويَت ُ‬ ‫الل تعالَى‪ ،‬ي ْت ُلون ِكت َ‬
‫َاب ّٰ‬ ‫وت ّٰ‬ ‫ْت منْ ُب ُي ِ‬‫اجْ َت َم َع قوْ ٌم ِفي بي ٍ‬
‫الل في َمنْ‬‫ش َي ْت ُه ُم ال ّ َرحْ مةُ‪ ،‬وح ّ َف ْت ُه ُم المالئ َكةُ‪ ،‬وذ َكر ُه ُم ّٰ‬ ‫نَ َزلَ ْت عليهم ّ َ‬
‫الس ِكينةُ‪ ،‬و َغ ِ‬
‫طأ َ به َعم ُل ُه لمْ يُسر ْع به ن ََس ُب ُه‪.‬‬ ‫عنده‪ .‬ومنْ بَ ّ َ‬

‫‪31‬‬
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

36. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Nebî (sav)


şöyle buyurdu:
Bir kimse, bir mü’minden dünya sıkıntılarından birini
giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü’minin sıkın-
tılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık
gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık göste-
rir. Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da
onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter. Mü’min kul,
din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o
kulun yardımındadır. Bir kimse ilim elde etmek için bir
yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır.
Bir kavim, Allah Teâlâ’nın evlerinden bir evde toplanıp
Allah’ın kitabını okur ve onu aralarında müzakere eder-
lerse, üzerlerine sekinet iner ve kendilerini rahmet kap-
lar. Melekler onları kuşatırlar, Allah Teâlâ da onları kendi
nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini
geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.

ّ ٰ ‫ضي‬ َ ّ ‫اس بْن َع ْب ِد ْال ُم‬ ِ ‫َعنْ أبي ْال َع ّ َب‬


ِ ّٰ ‫اس َع ْب ِد‬
‫ َعنْ رسول‬،‫الل عنهما‬ ِ ‫طلب َر‬ ِ ِ ‫الل ب ِْن ع ّ َب‬
َ ‫ تَ َبا َر َك َوتَ َعالَى َق‬،‫ ِفيما يَرْ وى َعنْ ر ِّب ِه‬،‫الل ﷺ‬
:‫ال‬ ّٰ

‫هم ِب َح َسن ٍة َفلمْ يعْ َم ْل َها‬ َ ّ ْ‫ ف َمن‬:‫ئات ث ّ َُم بَ ّ َي َن ذلك‬ ِ ‫والس ِّي‬َّ ‫حسنات‬
ِ ‫َب ْال‬
َ ‫الل كت‬ ّٰ ‫إِ ّ َن‬
‫الل َعشْ ر‬ ُ ّٰ ‫هم ِب َها َف َع ِملَ َها َك َت َب َها‬
َ ّ ‫الل تَ َبا َر َك َوتَ َعالَى ِع ْن َد ُه حسن ًة كا ِمل ًة َوإِ ْن‬ ُ ّٰ ‫كت َب َها‬
‫ َوإِ ْن ه ّ ََم ِبس ِّي َئ ِة َفلَمْ يَعْ َم ْل َها‬،‫اف كثير ٍة‬ ٍ ‫ضعْ ٍف إِلَى أَضْ َع‬ ِ ‫َات إِلَى َس ْب ِع َمائِ ِة‬ ٍ ‫َح َسن‬
.ً‫اح َدة‬ ُ ّٰ ‫ َوإِ ْن ه ّ ََم ِبها ف َع ِمل َها َك َت َب َها‬،ً‫الل ِع ْن َد ُه َح َس َن ًة كا ِملَة‬
ِ ‫الل َس ِّي َئ ًة َو‬ ُ ّٰ ‫َك َت َب َها‬
37. Abdullah İbni Abbâs’dan (ra) nakledildiğine göre, Resû-
lullah (sav) Allah Teâlâ’dan rivayet ettiği bir hadiste şöyle
buyurdu:
Allah Teâlâ iyilik ve kötülükleri takdir edip yazdıktan
sonra bunların iyi ve kötü oluşunu şöyle açıkladı:

32
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

Kim bir iyilik yapmak ister de yapamazsa, Cenâb-ı Hak


bunu yapılmış mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.
Şayet bir kimse iyilik yapmak ister sonra da onu yaparsa,
Cenâb-ı Hak o iyiliği on mislinden başlayıp yedi yüz mis-
liyle, hatta kat kat fazlasıyla yazar.
Kim bir kötülük yapmak ister de vazgeçerse, Cenâb-ı
Hak bunu mükemmel bir iyilik olarak kaydeder.
Şayet insan bir kötülük yapmak ister sonra da onu yapar-
sa, Cenâb-ı Hak onu sadece bir günah olarak yazar.

:‫ال‬ َ ّٰ ‫ إِ ّ َن‬:‫الل ﷺ‬
َ ‫الل َق‬ ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫ َق‬:‫ال‬
ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ب إِلَ ّ َي ِم ّ َما‬ َ ّ ‫ َو َما تَ َق ّ َر َب إِلَ ّ َي َع ْب ِدي ِبشَ ْي ٍء أ َ َح‬،‫َمنْ َعادَى لِي َولِ ًّيا َف َق ْد آ َذ ْن ُت ُه ِب ْال َحرْ ِب‬
‫ فَإِ َذا أَحْ َب ْب ُت ُه‬،‫ َو َما يَ َز ُال َع ْب ِدي يَ َت َق ّ َر ُب إِلَ ّ َي ِبال ّ َن َوا ِف ِل َح ّ َتى أ ُ ِح ّ َب ُه‬،‫ت َعلَ ْي ِه‬ ُ ْ‫ا ْف َت َرض‬
‫ َو ِرجْ لَ ُه‬،‫ش ِب َها‬ ُ ‫ َويَ َد ُه ا ّلَ ِتي يَ ْب ِط‬،‫ْص ُر ِب ِه‬
ِ ‫ َوبَ َص َر ُه ا ّلَ ِذي يُب‬،‫ْت َسمْ َع ُه ا ّلَ ِذي يَسْ َم ُع ِب ِه‬ ُ ‫ُكن‬
.‫ َوإِ ْن َسأَلَ ِني َلُعْ ِط َي ّ َن ُه َولَ ِئنْ اسْ َت َعا َذنِي َل ُ ِعي َذ ّنَ ُه‬،‫شي ِب َها‬ ِ ْ‫ا ّلَ ِتي يَم‬
38. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(s.a.v.), Allah Teâlâ şöyle buyurmuştur dedi:
Her kim bir dostuma düşmanlık ederse, ben de ona karşı
harb ilân ederim. Kulum kendisine farz kıldığım şeyler-
den, bence daha sevimli herhangi bir şeyle bana yakınlık
kazanamaz. Kulum bana (farzlara ilâveten işlediği) nâfile
ibadetlerle durmadan yaklaşır, nihayet ben onu severim.
Kulumu sevince de (âdetâ) ben onun işiten kulağı, gören
gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden her ne
isterse, onu mutlaka veririm; bana sığınırsa, onu koru-
rum.

33
1. DÖNEM
EL-ERBAÎN (İMAM-I NEVEVİ)

:‫الل ﷺ َقال‬ َ ‫الل َع ْن ُه َما أ َ ّ َن َر ُس‬


ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ‫َع ِن اب ِْن َع ّ َب‬
ِ ‫اس َر‬
.‫الل ت ََجا َو َز لِي َعنْ أ ُ ّ َم ِتي الخَ َطأ َ َوال ِّنسْ َيا َن َو َما اسْ ُت ْك ِر ُهوا َعلَ ْي ِه‬
َ ّٰ ‫إِ ّ َن‬
39. İbn Abbâs’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu:
Şühpesiz Allah Teâlâ ümmetimden hatayı, unutarak yap-
tıkları ve zorla yaptırıldıkları şeyler (den hasıl olacak gü-
nahlar)ı bana bağışladı.

ّٰ ‫ أَخَ ذ رسول‬:‫ قال‬،‫الل عنهما‬


:‫ فقال‬،‫الل ﷺ ِب َم ْن ِك َب ّ َي‬ ّٰ ‫عن ابن عمر رضي‬

،‫الل عنهما‬ ّٰ ‫ رضي‬،‫سبيل َو َكا َن اب ُن عم َر‬ ٍ ‫ أَوْ َعا ِب ُر‬،‫غريب‬


ٌ ‫الدنْيا كأ َ ّنَ َك‬
ُّ ‫ُكنْ في‬
ُ ،‫ فَال ت ْن َت ِظ ِر ال َمسا َء‬،‫باح وإِ َذا أَصْ بحْ ت‬
ْ‫وخ ْذ من‬ َ ‫الص‬ َ ّ ‫ فَال تَنْت ِظ ِر‬،‫ْت‬ َ ‫ إِ َذا أَمْ سي‬:‫يقول‬
.‫موتك‬َ ِ‫لمرض َك و ِمنْ حياتِك ل‬ ِ ‫ص ّ َح ِت َك‬
ِ
40. İbn Ömer (ra) şöyle dedi: Resûlullah (sav) benim iki
omuzumu tuttu ve: Dünyada sanki bir garip veya bir yol-
cu gibi ol buyurdu. İbni Ömer (ra) şöyle derdi: Akşama
ulaştığında sabahı gözetme, sabaha kavuştuğunda da ak-
şamı bekleme. Sağlıklı anlarında hastalık zamanın için,
hayatın boyunca da ölümün için tedbir al.

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫ال‬
ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫الل َع ْن ُه َما َق‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫اص َر‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ِب ِن عمْ ِرو ب ِْن ال َع‬
ُ ‫َليُ ْؤ ِم ُن أ َ َح ُد ُكمْ َح ّ َتى يَ ُكو َن هَوا ُه تَ َب َع ًا لِ َما ِج ْئ‬
. ‫ت ِب ِه‬
41. Abdullah b. Amr b. As’dan (ra) rivayet edildiğine göre
Resûlullah (sav) şöyle buyurdu: Arzuları benim getirdiği-
me uymadıkça hiç biriniz iman etmiş olamaz.

34
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

:‫الل ﷺ يقول‬ َ
ِ ّٰ ‫رسول‬ ‫سمعت‬
ُ :‫الل عنه قال‬ ٍ َ ‫عن أ‬
ّٰ ‫نس رضي‬
َ ‫ يَا ا ْب َن آ َد َم إِ ّنَ َك َما دَعوْ تَني َو َرجوْ تَني َغ َفرْ ُت لَ َك َعلى ما َكا َن ِم‬:‫الل تعالى‬
‫نك‬ ّٰ ‫قال‬
،‫َرت لَ َك‬
ُ ‫ ثم اسْ ت َْغ َفرْ تَني َغف‬،‫َت ُذنُو ُب َك َعنَا َن السما ِء‬ ْ ‫ لَوْ بَلغ‬،‫ يا ابن آد َم‬،‫وال أُبَالِي‬
ً ‫ ث ّ َُم لَ ِق ْيتَني ال ُتشْ ِر ُك ِبي شَ ي‬،‫راب األَرْ ِض خطايا‬
،‫ْئا‬ ٍ ‫ إِ ّنَ َك لَو أَتَ ْيتَني ِب ُق‬،‫يَا ا ْب َن آدَم‬
. ‫ألَتَ ْي ُت َك ِب ُق َرا ِب َها َم ْغ ِف َر ًة‬
42. Enes (ra), ben Resûlullah’ı (sav) şöyle buyururken dinle-
dim, dedi:
Allah Teâlâ: Ey âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve ben-
den affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar
çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni
bağışlarım.
Ey âdemoğlu! Günahların gökleri dolduracak kadar olsa,
sen benden bağışlanmanı dilersen, günahlarını affederim.
Ey âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla,
fakat bana hiçbir şeyi ortak tutmamış halde huzuruma
gelsen, ben de seni yeryüzü dolusu mağfiretle karşılarım
buyurmuştur.

35
2. DÖNEM

HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER


HADİSLER
(es-Sahîfetü’s-Sahîha)
‫ص ّلَى ِفي ِه‪َ ،‬وتَ ُق ُ‬
‫ول‪:‬‬ ‫ْال َم َلئِ َك ُة ُت َص ِّلي َعلَى أ َ َح ِد ُكمْ َما دَا َم ِفي ُم َص ّ َل ُه ا ّلَ ِذي َ‬
‫اغ ِفرْ لَ ُه‪ ،‬اَل ّٰل ُه ّ َم ارْ َحمْ ُه َما لَمْ يُحْ ِد ْث‪.‬‬
‫اَل ّٰل ُه ّ َم ْ‬

‫ال َو ْالخَ ْل ِق‪ ،‬ف َْل َي ْن ُظرْ إِلَى َمنْ ُه َو‬‫ُض َل َعلَ ْي ِه ِفي ْال َم ِ‬ ‫إِ َذا نَ َظ َر أ َ َح ُد ُكمْ إِلَى َمنْ ُه َو ف ِّ‬
‫ُض َل َعلَ ْي ِه‪.‬‬ ‫أَسْ ف َُل ِم ْن ُه ِم ّ َمنْ ف ِّ‬

‫ْس ْال ِغنَى َعنْ َك ْث َر ِة ْال َع َر ِض‪َ ،‬و ٰل ِك ّ َن ْال ِغنَى ِغنَى ال ّ َن ْف ِس‪.‬‬
‫لَي َ‬
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

:‫الل ﷺ‬ ِ ّٰ ‫ول‬ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬


ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
‫َم َث ِلي َو َمث َُل ْال َ ْن ِب َيا ِء ِمنْ َق ْب ِلي َك َمث َِل َر ُج ٍل ا ْب َتنَى ُب ُيو ًتا فَأَحْ َس َن َها َوأَجْ َملَ َها‬
‫اس يَ ُطوفُو َن َويُعْ ِج ُب ُه ُم‬ُ ‫ ف ََج َع َل ال ّ َن‬،‫َاويَ ٍة ِمنْ َز َوايَاهَا‬ ِ ‫ض َع لَ ِب َن ٍة ِمنْ ز‬ ِ ْ‫َوأ َ ْك َملَ َها إِ ّ َل َمو‬
.ُ‫ فَأَنَا ال ّلَ ِب َنة‬:‫ال ُم َح ّ َم ٌد ﷺ‬َ ‫ َف َق‬،‫ض َع ْت هَا ُهنَا لَ ِب َن ٌة َفت ّ ََم ِبنَا ُؤ ُه‬ ِ ‫ َف َي ُقولُو َن أ َ َل ُو‬،ُ‫ْال ُب ْن َيان‬
1. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) buyur-
dular ki: Benim ve benden önceki peygamberlerin duru-
mu, mükemmel, güzel ve kusursuz evler inşa eden, fakat
evin köşelerinden birinde bir tuğla yeri boş bırakan kimse-
nin durumu gibidir. Bir süre sonra insanlar evin etrafını do-
laşırlar, ondan hoşlanırlar. Fakat keşke şuraya da bir tuğla
konulsaydı bina tamam olurdu, derler. Sonra Allah Resûlü
(sav) şöyle buyurdu: İşte ben, o tuğlayım. (Hemmam b.
Münebbih, es-Sahîfetü’s-Sahîha, Sahife Hadis No:2)

:‫الل ﷺ‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
‫َان ِمنْ َح ِدي ٍد إِلَى‬ ِ ‫َان أَوْ ُج ّ َنت‬ ِ ‫َص ِّد ِق َك َمث َِل َر ُجلَي ِْن َعلَ ْي ِه َما ُج ّ َبت‬ َ ‫يل َو ْال ُمت‬
ِ ‫َمث َُل ْال َب ِخ‬
‫َص ِّد ُق ُك ّلَ َما ت ََص ّ َد َق ِبشَ ْي ٍء َذ َه َب ْت َعنْ ِج ْل ِد ِه‬ َ ‫ ف ََج َع َل ْال ُمت‬،‫ث َْديَ ْي ِه َما أَوْ إِلَى تَ َرا ِقي ِه َما‬
َ ‫يل ُك ّلَ َما أ َ ْن َف َق شَ ْي ًئا أَوْ َح ّ َد‬
،‫ث ِب ِه ن َْف َس ُه‬ ُ ‫ َو َج َع َل ْال َب ِخ‬،‫َح ّ َتى ُت ِج ّ َن بَنَانَ ُه َويَعْ ُف َو أَثَ ُر ُه‬
.‫ض ْت ُك ُّل َح ْل َق ٍة َم َكانَ َها َف ُي َو ِّس ُع َها َو َل تَ ّ َت ِس ُع‬ َ ّ ‫َع‬

2. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-


yurdular ki: Cimri ile cömertin durumu göğüslerine veya
köprücük kemiklerine kadar demir zırh giyinmiş iki şah-
sın durumları gibidir. Cömert, malından bir şey tasadduk
ettikçe vücudundaki demir gömlek, parmak uçlarına va-
rıncaya ve izi silininceye kadar derisinden uzaklaşıp gider.
Cimri ise, ne zaman bir şey verse yahut içinden vermeyi
geçirse, zırhının her halkası, bulunduğu yeri sıkar. Cimri,
halkayı genişletmeğe çalışır, fakat o genişlemez. (3)

38
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫اش َو َه ِذ ِه‬ ُ ‫َم َث ِلي َك َمث َِل َر ُج ٍل اسْ تَوْ َق َد نَا ًرا َفلَ ّ َما أَضَ ا َء ْت َما َحوْ لَ َها َج َع َل ْال َف َر‬
َ ُّ ‫الد َو‬ َّ
ِ ‫اب ا ّل ِتي يَ َقعْ َن ِفي ال ّ َن‬
‫ َو َج َع َل يَحْ ُج ُز ُه ّ َن َويَ ْغ ِل ْب َن ُه َف َي َت َق ّ َحمْ َن ِفي َها‬،‫ار يَ َقعْ َن ِفي َها‬
،‫ار‬ِ ‫ َه ُل ّ َم َع ِن ال ّ َن‬،‫ار‬ِ ‫ َه ُل ّ َم َع ِن ال ّ َن‬،‫ار‬ ِ ‫ أَنَا‬، ْ‫َف َذا َك َم َث ِلي َو َم َث ُل ُكم‬
ِ ‫آخ ٌذ ِب ُح َج ِز ُكمْ َع ِن ال ّ َن‬
.‫َفت َْغ ِل ُبونِي تَ َق ّ َح ُمو َن ِفي َها‬
3. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Benim durumum, ateş yakan şu kimsenin
durumu gibidir: Ateş etrafı aydınlatınca, ateşe uçma âdeti
olan kelebelekler ateşe düşmeğe başlarlar. Adam, onların
ateşe düşmelerine engel olmaya çalışır; fakat onlar adamı
geçer ve ateşe dalarlar. İşte benim ve sizin durumunuz da
böyledir. Ben sizi ateşten korumak için kemerinizden tu-
tup: Ateşten uzak durun, ateşten uzak durun, diyorum.
Siz ise bana galebe çalıp kendinizi ateşe atıyorsunuz. (4)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫ِفي ْال ُج ُم َع ِة َسا َع ٌة َليُ َوا ِف ُق َها ُمسْ ِل ٌم َو ُه َو يُ َص ِّلي يَسْ أ َ ُل َر ّبَ ُه شَ ْي ًئا إِ ّ َل آتَا ُه إِ ّيَا ُه‬
4. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Cuma gününde bir an vardır ki bir Müslü-
man namaz kılarken o âna tevakuf eder ve Rabbinden bir
şey isterse, Allah ona istediğini verir. (7)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ
‫ص َل ِة‬ َ ‫ار َويَجْ َت ِم ُعو َن ِفي‬ ِ ‫ َم َلئِ َك ٌة ِبال ّلي ِْل َو َم َلئِ َك ٌة ِبال ّ َن َه‬، ْ‫ْال َم َلئِ َك ُة يَ َت َعا َق ُبو َن ِفي ُكم‬
، ْ‫ َو ُه َو أَعْ لَ ُم ِب ِهم‬، ْ‫ ث ّ َُم يَعْ ُر ُج إِلَ ْي ِه ا ّلَ ِذي َن بَا ُتوا ِفي ُكمْ َف َيسْ أَلُ ُهم‬،‫ص َل ِة ْال َع ْص ِر‬َ ‫ َو‬،‫ْال َفجْ ِر‬
.‫ تَ َر ْكنَاهُمْ َوهُمْ يُ َص ّلُو َن َوأَتَ ْينَاهُمْ َوهُمْ يُ َص ّلُو َن‬:‫ْف تَ َر ْكتُمْ ِع َبا ِدي؟ َقالُوا‬ َ ‫َكي‬

39
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

5. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-


yurdular ki: Gece ve gündüz melekleri, birbiri arkasına
size gelirler; sabah ve ikindi namazlarında toplanırlar;
sonra sizinle birlikte geceleyenler Allah’ın huzuruna çı-
kar. Allah onlara sorar (ki o, onları en iyi bilendir): Kulla-
rımı nasıl bıraktınız? Melekler cevap verirler: Onları terk
ettiğimizde namaz kılıyorlardı; onlara geldik, yine namaz
kılıyorlardı. (8)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ ال ّٰل ُه ّ َم‬:‫ول‬
ُ ‫ َوتَ ُق‬،‫ص ّلَى ِفي ِه‬
َ ‫ْال َم َلئِ َك ُة ُت َص ِّلي َعلَى أ َ َح ِد ُكمْ َما دَا َم ِفي ُم َص ّ َل ُه ا ّلَ ِذي‬
.‫ ال ّٰل ُه ّ َم ارْ َحمْ ُه َما لَمْ يُحْ ِد ْث‬،‫اغ ِفرْ لَ ُه‬
ْ
6. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) buyur-
dular ki: İçinizden biri, abdestli olarak namaz kıldığı yerde
kaldığı müddetçe, melekler ona dua ederler ve derler ki:
Allah’ım, ona mağfiret et, Allah’ım, ona rahmet et. (9)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫الل إِ ْن‬ِ ّٰ ‫ َو‬:‫ َف َقالُوا‬،‫نَا ُر ُكمْ َه ِذ ِه َما يُو ِق ُد بَ ُنو آ َد َم ُجزْ ٌء ِمنْ َس ْب ِعي َن ُجزْ ًءا ِمنْ َح ِّر َج َه ّ َن َم‬
‫ُضلَ ْت َعلَ ْي َها ِب ِتسْ َع ٍة َو ِس ِّتي َن ُجزْ ًءا ُك ّلُ ُه ّ َن‬ َ ‫ َق‬.ِ‫الل‬
ِّ ‫ فَإِ ّنَ َها ف‬:‫ال‬ َ ‫َكان َْت لَ َكا ِف َي َتنَا يَا َر ُس‬
ّٰ ‫ول‬
.‫ِم ْث ُل َح ِّرهَا‬
7. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Âdemoğlunun (dünyada) yaktığı bu ateş ce-
hennem sıcaklığının yetmişte biridir. Bunun üzerine de-
diler ki: Yâ Rasulallah, vallahi bu kadarı dahi bize yeter.
Allah’ın Rasülü (sav) devam etti ve şöyle dedi: Cehennem
ateşi, dünya ateşinden altmış dokuz defa daha fazlalaş-

40
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

tırılmıştır. Her birinin derecesi, dünya ateşinin harareti


gibidir. (12)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫ إِ ّ َن َرحْ َم ِتي َس َب َق ْت َغضَ ِبي‬:‫َابا ِع ْن َد ُه َفوْ َق ْال َعرْ ِش‬ َ ‫الل ْالخَ ْل َق َكت‬
ً ‫َب ِكت‬ ُ ّٰ ‫لما َقضَ ى‬
َّ
8. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Allah mahlûkatı yarattığı zaman şöyle yazdı.
“Rahmetim gazabım üzerine galip geldi.” Bu yazı Arş üze-
rinde O’nun yanındadır. (13)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
. ً‫لَوْ تَعْ لَ ُمو َن َما أَعْ لَ ُم لَ َب َك ْيتُمْ َك ِثي ًرا َولَضَ ِح ْكتُمْ َق ِليل‬
9. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Şayet benim bildiğimi bilmiş olsaydınız, çok
ağlar, az gülerdiniz. (14)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ‫ُث فَإِ ِن امْ ُر ٌؤ َقاتَلَ ُه أَو‬ َ ‫ فَإِ َذا َكا َن أ َ َح ُد ُكمْ يَوْ ًما‬،ٌ‫الص َيا ُم ُج ّ َنة‬
ْ ‫ ف ََل يَجْ َه ْل َو َل يَرْ ف‬،‫صائِ ًما‬ ِّ
.‫صائِ ٌم‬َ ‫ إِ ّنِي‬،‫صائِ ٌم‬َ ‫شَ اتَ َم ُه ف َْل َي ُق ْل إِ ّنِي‬
10. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Oruç, bir kalkandır. Aranızdan biri, oruçlu
olduğu gün kötü konuşmasın ve saygısızlık yapmasın.
Eğer birisi, onunla dövüşür veya ona sövüp sayarsa, ben
oruçluyum, ben oruçluyum, desin. (15)

41
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه قال َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ْ‫يح ْال ِمس‬
‫ يَ َذ ُر‬،‫ك‬ ِ ‫الل ِمنْ ِر‬ ِ ّٰ ‫ب ِع ْن َد‬ ُ ‫الصائِ ِم أ َ ْط َي‬
َ ّ ‫وف ف َِم‬ ُ ‫َوا ّلَ ِذي ن َْف ِسي ِب َي ِد ِه لَ ُخ ُل‬
.‫َالص َيا ُم لِي َوأَنَا أَجْ ِزي ِب ِه‬
ِّ ‫ ف‬،‫اي‬ َ ‫شَ هْ َوتَ ُه َو َط َعا َم ُه َوشَ َرابَ ُه ِمنْ َج ّ َر‬
11. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Canım, elinde olan Allah’a yemin ederim ki,
oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan
daha güzeldir. (Allah (c.c) şöyle der): O, şehvetini, yiye-
cek ve içeceğini benim hatırım için terk ediyor. Bu oruç
benim içindir; onun mükâfatını da ben vereceğim. (16)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫الل أ َ ْن أُؤ َِّخ َر دَعْ َوتِي شَ فَا َع ًة ِل ُ ّ َم ِتي يَوْ َم‬
ُ ّٰ ‫اب لَ ُه فَأ ُ ِري ُد إِ ْن شَ ا َء‬
ُ ‫لِ ُك ِّل نَ ِب ٍّي دَعْ َو ٌة تُسْ ت ََج‬
.‫ْال ِق َيا َم ِة‬
12. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Her peygamberin kabul edilmiş bir duası
vardır. Ben duâmı, Allah dilerse, kıyamet gününde üm-
metime şefaat için ertelemek istiyorum. (19)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫الل لِ َقا َء ُه‬ َ ّ ‫الل لَمْ يُ ِح‬
ُ ّٰ ‫ب‬ ِ ّٰ ‫ب لِ َقا َء‬
َ ّ ‫ َو َمنْ لَمْ يُ ِح‬،‫الل لِ َقا َء ُه‬ َ ّ ‫الل أ َ َح‬
ُ ّٰ ‫ب‬ َ ّ ‫َمنْ أ َ َح‬
ِ ّٰ ‫ب لِ َقا َء‬
13. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Allah’a kavuşmak isteyen kimseye, Allah da
kavuşmak ister. Allah’a kavuşmayı arzu etmeyen kimse-
ye, Allah da kavuşmayı arzu etmez. (20)

42
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ َو َمنْ يُ ِط ِع ْال َ ِمي َر َف َق ْد‬،‫الل‬
َ ّٰ ‫ َو َمنْ يَعْ ِص ِني َف َق ْد َع َصى‬،‫الل‬َ ّٰ ‫َمنْ أ َ َطا َع ِني َف َق ْد أ َ َطا َع‬
.‫ص ْال َ ِمي َر َف َق ْد َع َصانِي‬
ِ ْ‫أ َ َطا َع ِني َو َمنْ يَع‬
14. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Bana itaat eden kimse, muhakkak ki Allah’a
itaat etmiş olur; isyan eden de muhakkak Allah’a isyan
etmiş olur. Emîre itaat eden kimse, muhakkak ki bana
itaat etmiş olur; emîre isyan eden kimse, bana isyan etmiş
demektir. (21)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ فَإِ َذا ُق ِض َي‬،‫ط َح ّ َتى َل يَسْ َم َع ال ّ َت ْأ ِذي َن‬ ٌ ‫ض َرا‬ ُ ‫الش ْي َطا ُن لَ ُه‬َ ّ ‫الص َل ِة أ َ ْدبَ َر‬ َ ّ ‫إِ َذا نُو ِد َي ِب‬
ُ ‫ال ّ َت ْأ ِذي ُن أ َ ْق َب َل َح ّ َتى إِ َذا ُث ّ ِو َب ِب َها أ َ ْدبَ َر َح ّ َتى إِ َذا ُق ِض َي ال ّ َت ْث ِو‬
‫ يَخْ ِط ُر بَ ْي َن‬،‫يب أ َ ْق َب َل‬
‫ ا ْذ ُكرْ َك َذا ا ْذ ُكرْ َك َذا لِ َما لَمْ يَ ُكنْ يَ ْذ ُك ُر ِمنْ َقب ُْل؛ َح ّ َتى يَ َظ ّ َل‬:‫ول‬ ُ ‫ْال َمرْ ِء َون َْف ِس ِه َويَ ُق‬
.‫ص ّلَى‬َ ‫ْف‬َ ‫ال ّ َر ُج ُل إِ ْن يَ ْد ِري َكي‬
15. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Namaz için ezan okunduğu zaman, şeytan,
yellenerek ezanı duymayıncaya kadar kaçar. Ezan bittiği
zaman geri gelir. Namaz için kamet getirilince yine arka-
sını dönüp kaçar. Kamet bitince, kişi ile zihni arasına onu
meşgul edici düşünceler sokmak için geri gelir ve namaz
kılan şahsa, daha önce düşünmediği bazı şeylerden şunu
hatırla, bunu hatırla demeye başlar. Nihayet insan nama-
zı nasıl kıldığını bilmeyecek duruma gelir. (26)

43
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه قال‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
، ْ‫ فَإِ ّنَ َما َهلَ َك َمنْ َكا َن َق ْبلَ ُكمْ ِب ُسؤَالِ ِهمْ َواخْ ِت َل ِف ِهمْ َعلَى أ َ ْن ِب َيائِ ِهم‬، ْ‫َذ ُرونِي َما تَ َر ْك ُت ُكم‬
. ْ‫ َو َما أ َ َمرْ ُت ُكمْ ِب ِه ف َْأ ُتوا ِم ْن ُه َما اسْ َت َطعْ تُم‬،‫َف َما نَ َه ْي ُت ُكمْ َع ْن ُه َفاجْ َت ِن ُبو ُه‬
16. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (s.a.v.) bu-
yurdular ki: Sizi serbest bıraktığım (hususlar) da siz de
beni bırakın. Sizden önceki ümmetler, peygamberlerine
sual sormak ve sonra da onlara ihtilâf etmek sebebiyle
helâk oldular. Sizi bir şeyden yasakladığım da ondan sa-
kının. Bir şey emrettiğimde de gücünüzün yettiği kadar
onu yapmağa çalışın. (31)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ ف َْل َي ْن ُظرْ إِلَى َمنْ ُه َو‬،‫ال َو ْالخَ ْل ِق‬ِ ‫ُض َل َعلَ ْي ِه ِفي ْال َم‬ ِّ ‫إِ َذا نَ َظ َر أ َ َح ُد ُكمْ إِلَى َمنْ ُه َو ف‬
.‫ُض َل َعلَ ْي ِه‬ ِّ ‫أَسْ ف َُل ِم ْن ُه ِم ّ َمنْ ف‬
17. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: İçinizden biri, mal ve yaratılış bakımından
kendisinden üstün bir kimse gördüğü zaman, daha yük-
sek olana değil, daha aşağı olana baksın. (34)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ‫ت أ َ ْن آ ُم َر ِف ْت َيانِي أ َ ْن يَسْ َت ِع ُّدوا لِي ِب ُح َز ٍم ِمن‬ ُ ْ‫ لَ َق ْد َه َمم‬،‫س ُم َح ّ َم ٍد ِب َي ِد ِه‬ ُ ‫َوا ّلَ ِذي ن َْف‬
.‫اس ث ّ َُم أ ُ َح ِّر ُق ُب ُيو ًتا َعلَى َمنْ ِفي َها‬
ِ ‫ ث ّ َُم آ ُم َر َر ُجلً يُ َص ِّلي ِبال ّ َن‬،‫ب‬ ٍ ‫َح َط‬
18. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Muhammed’in canı elinde olan Allah’a ye-
min ederim ki, içimden şunu geçirdim: Gençlere, odun
demetleri taşımalarını ve bir şahsa da cemaate namaz kıl-

44
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

dırmasını emredeyim, sonra da (cemaate gelmeyenlerin)


evlerini, içindekilerle birlikte ateşe vereyim. (36)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬

ِ ‫يل َعلَى ْال َك ِث‬


.‫ير‬ ُ ‫ َو ْال َق ِل‬،‫ َو ْال َما ُّر َعلَى ْال َقا ِع ِد‬،‫ير‬
ِ ‫الص ِغي ُر َعلَى ْال َك ِب‬
َ ّ ‫يُ َس ِّل ُم‬
19. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Küçük büyüğe, yürüyen oturana, az çoğa se-
lam verir. (49)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫واألرض‬
ِ َ ّ ‫مما ب ْي َن‬
‫السما ِء‬ ِ ‫والل لَ َق ْي ُد‬
َ ّ ‫سوط أح ِدكم ِمن الج ّ َن ِة خي ٌر له‬ ِ ّٰ
20. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) buyur-
dular ki: Allah’a yemin olsun ki sizden birinizin cennetten
kamçı bağı kadar bir şeyinin olması göklerle yer arası ka-
dar (dünyalık) malı olmasından daha hayırlıdır. (54)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ ‫إِ ّ َن أ َ ْدنَى َم ْق َع ِد أ َ َح ِد ُكمْ ِم َن ْال َج ّ َن ِة أ َ ْن ُه ِّي َئ لَ ُه أ َ ْن يُ َق‬
‫ َف َي َت َم ّ َنى َويَ َت َم ّ َنى‬،‫ تَ َم ّ َن‬:‫ال لَ ُه‬
.‫ْت َو ِم ْثلَ ُه َم َع ُه‬ َ ‫ فَإِ ّ َن لَ َك َما تَ َم ّ َني‬:‫ول لَ ُه‬ُ ‫ َف َي ُق‬، ْ‫ نَ َعم‬:‫ول‬ َ ‫ ه َْل تَ َم ّ َني‬:‫ال لَ ُه‬
ُ ‫ْت؟ َف َي ُق‬ ُ ‫َف ُي َق‬

21. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Cennetteki en alt makama nail olacak biri-
sine, o makam hazırlanarak şöyle denilir: istekte bulun.
O da birçok istekte bulunur. Bunun üzerine ona: isteye-
ceklerini istedin mi? Denilir de o ‘evet’ der. Bundan sonra

45
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

Allah (c.c): İstediğin her şeye, bir misli fazlasıyla sâhip


oldun, der.( 55)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫ ولَ ِك ّ َن ال ِغنَى ِغنَى ال ّ َن ْف ِس‬،‫ْس ْال ِغنَى َعنْ َك ْث َر ِة ال َع َر ِض‬
َ ‫لَي‬
22. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (sav) bu-
yurdular ki: (Gerçek) zenginlik mal çokluğu değil nefis
zenginliğidir. (61)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ُ ْ‫ف ِب ِه ْالَر‬
‫ َف ُه َو يَت ََج ْل َج ُل‬،‫ض‬ َ ‫بَ ْي َن َما َر ُج ٌل يَ َت َبخْ َت ُر ِفي ُبرْ َدي ِْن َو َق ْد أَعْ َج َب ْت ُه ن َْف ُس ُه ُخ ِس‬
.‫ِفي َها إِلَى يَوْ ِم ْال ِق َيا َم ِة‬
23. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Bir adam iki elbise içinde böbürlenerek ve
kendini beğenerek yürürken yere geçirildi. Şimdi orada
kıyamet gününe kadar çırpınmaktadır.(64)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ت ِفي‬ ُ ْ‫ إِ ّنِي لَس‬:‫ َق َال‬.ِ‫الل‬ّٰ ‫ول‬ َ ‫اص ُل يَا َر ُس‬ َ ‫ إِ ّيَا ُكمْ َو ْال ِو‬،‫ص َال‬
ِ ‫ فَإِ ّنَ َك ُت َو‬:‫ص َال َقالُوا‬ َ ‫إِ ّيَا ُكمْ َو ْال ِو‬
.ٌ‫َاك ُلفُوا ِم َن ْال َع َم ِل َما لَ ُكمْ ِب ِه َطا َقة‬
ْ ‫ ف‬،‫يت يُ ْط ِع ُم ِني َر ِّبي َويَسْ ِقي ِني‬ ُ ‫ إِ ّنِي أ َ ِب‬، ْ‫َذا ُكمْ ِم ْثلَ ُكم‬
24. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Visalden (iki oruç arasını iftar etmeksizin
birleştirmek) çekinin. Visalden çekinin. (Oradakiler) sor-
dular: Sen visal orucu tutuyorsun Yâ Resûllallah!

46
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

Allah Resûlü: Ben sizin gibi değilim. Ben gecelediğim za-


man Rabbim beni doyuruyor ve susuzluğumu gideriyor.
Siz, gücünüzün yeteceği kadar amel yüklenin, dedi. (68)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ‫ إِ ّنَ ُه َل يَ ْد ِري أ َ َح ُد ُكم‬،‫ضو ِء َح ّ َتى يَ ْغ ِسلَ َها‬ ُ ‫ظ أ َ َح ُد ُكمْ ف ََل يَضَ عْ يَ َد ُه َعلَى ْال َو‬
َ ‫إِ َذا اسْ َت ْي َق‬
.‫أ َ ْي َن بَات َْت يَ ُد ُه‬
25. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Biriniz uykudan kalktığı zaman, elini yı-
kamadan önce, abdest için su kabına sokmasın; çünkü
uyku esnasında elinin nerelerde kaldığını bilemez. (69)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ أَنَا‬:‫ول‬
ُ ‫اح ُب ُه َويَ ْط ُل ُب ُه َويَ ُق‬ ِ ‫ص‬ َ ‫يَ ُكو ُن َك ْن ُز أ َ َح ِد ُكمْ يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة ُش َجا ًعا أ َ ْق َر َع يَ ِف ُّر ِم ْن ُه‬
.‫ط يَ َد ُه َف ُي ْل ِق َم َها فَا ُه‬
َ ‫ْس‬ُ ‫الل لَنْ يَ َز َال يَ ْط ُل ُب ُه َح ّ َتى يَب‬ ِ ّٰ ‫ َو‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،‫َك ْن ُز َك‬

26. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: İçinizden birinizin hazinesi, kıyamet günü,
tüyleri dökülmüş zehirli bir yılan olacak. Sahibi ondan
kaçmaya çalışacak. Fakat o, sâhibinin peşinden koşacak
ve “Ben senin hazinenim” diyecektir.
(Hz. Peygamber) buyurdu ki: Allah’a yemin ederim, yılan
onu kovalamaya devam edecek, sahibi elini uzatınca onu
ağzına bir lokma olarak atacaktır. (72)

47
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ تَ ُر ُّد ُه ال ّلُ ْق َم ُة َوال ّلُ ْق َمت‬،‫اس‬
‫َان‬ ِ ‫وف َعلَى ال ّ َن‬ ُ ‫اف ا ّلَ ِذي يَ ُط‬ َ ّ ‫ْس ْال ِمسْ ِكي ُن َه َذا ال‬
ُ ‫ط ّ َو‬ َ ‫لَي‬
‫ َويَسْ تَحْ ِيي أ َ ْن يَسْ أ َ َل‬،‫ إِ ّنَ َما ْال ِمسْ ِكي ُن ا ّلَ ِذي َل يَ ِج ُد ِغ ًنى يُ ْغ ِني ِه‬،‫َان‬ ِ ‫َوال ّ َتمْ َر ُة َوال ّ َتمْ َرت‬
.‫َص ّ َد َق َعلَ ْي ِه‬
َ ‫ َو َل يُ ْف َط ُن لَ ُه َف ُيت‬،‫اس‬
َ ‫ال ّ َن‬
27. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Muhtaç olan kimse, halk arasında dolaşarak
bir veya iki lokma yahut bir veya iki hurma verilerek geri
çevrilen kimse değildir. Gerçek muhtaç, ihtiyaçlarını te-
min edemeyen, halktan istemeğe utanan ve (bu sebeple)
ihtiyacı fark edilemediği için kendisine tasadduk edilme-
yen kimsedir. (74)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ َوا ّلَ ِذي‬،ِ‫الل‬
ّٰ ‫ول‬ َ ‫ نَ َعمْ يَا َر ُس‬:‫احلَ ِت ِه إِ َذا ضَ ّلَ ْت ِم ْن ُه ث ّ َُم َو َج َدهَا؟ َقالُوا‬ ِ ‫أَيَ ْف َر ُح أ َ َح ُد ُكمْ ِب َر‬
ِ ‫َاب ِمنْ أ َ َح ِد ُكمْ ِب َر‬
‫احلَ ِت ِه إِ َذا‬ َ ‫ل أَشَ ُّد َف َر ًحا ِبتَوْ بَ ِة َع ْب ِد ِه إِ َذا ت‬ ُ َ ّ َ ‫س ُم َح ّ َم ٍد ِب َي ِد ِه‬ ُ ‫ن َْف‬
.‫َو َج َدهَا‬
28. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Bineğinizi kaybettikten sonra, onu tekrar
bulduğunuzda sevinmez misiniz? Evet, yâ Rasülallah de-
diler. (Hz. Peygamber) Muhammed’in canı elinde olana
yemin ederim ki Allah, kul tevbe ettiği zaman onun töv-
besine, sizin kaybettiğiniz deveyi bulduğunuz zamanki
sevincinizden daha fazla sevinir. (79)

48
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ال َو ِعنْدي ِم ْن ُه ِدينَا ٌر أ َ ِج ُد‬ ُ ‫ْت أ َ ّ َل يَ ْأتِ َي َعلَ ّ َي ث ََل‬
ٍ ‫ث لَ َي‬ ُ ‫َبا َلَحْ َبب‬ ً ‫دا َذه‬ ً ‫لَوْ أ ّ َن ِع ْن ِدي أ ُ ُح‬
.‫ص ُد ُه ِفي َدي ٍْن َعلَ ّ َي‬ِ ْ‫ْس شَ ْي ٌء أُر‬ َ ‫ لَي‬،‫َمنْ يَ َت َق ّ َب ُل ُه ِم ِّني‬
29. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Uhud dağı kadar altınım olsaydı, üzerimde
ki borç için sakladığımdan başka, onu kabul edecek biri
varken yanımda bir dinar bulunduğu halde üç gece geçir-
mek istemezdim. (82)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ فال ِه َي أ َ ْط َع َم ْت َها وال ِه َي‬.‫ت امْ َرأ َ ٌة ال ّ َنا َر ِمنْ َج ّ َرا ِء ِه ّ َر ٍة لَ َها أَوْ ِه ّ َر ٍة َربَ َط ْت َها‬
ِ َ‫دَخَ ل‬
. ً‫ حتّى َمات َْت هَزْ ل‬،‫أَرْ َسلَ ْت َها‬
30. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Bir kadın kedisi veya bağladığı bir kedi se-
bebiyle cehenneme girmiştir. Çünkü onu doyurmadı,
(karnını doyurması için) serbest te bırakmadı, sonunda
açlıktan öldü. (88)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫ َو َل يَ ُهو ِد ٌّي َو َل ن َْص َرانِ ٌّي‬،‫ َل يَسْ َم ُع ِبي أ َ َح ٌد ِمنْ َه ِذ ِه ْال ُ ّ َم ِة‬،‫س ُم َح ّ َم ٍد ِب َي ِد ِه‬ُ ‫َوا ّلَ ِذي ن َْف‬
ِ ‫اب ال ّ َن‬
.‫ار‬ ِ ‫ت ِب ِه إِ ّ َل َكا َن ِمنْ أَصْ َح‬ ُ ‫ات َولَمْ يُ ْؤ ِمنْ ِبا ّلَ ِذي أُرْ ِس ْل‬ َ ‫َو َم‬
31. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) buyur-
dular ki: Muhammed’in canı elinde olana yemin ederim ki,
bu halk arasında veya Yahudi ve Hristiyanlar arasında beni
dinlemeden veya benimle gönderilene inanmadan ölen
kimseler, ancak Cehennem ashabından olmuşlardır. (90)

49
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ ‫الل يَ ُكو ُن يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة َك َه ْي َئ ِت َها إِ َذا ُط ِعن‬ ُ
‫َت‬ ِ ّٰ ‫يل‬ ِ ‫ُك ّل َك ْل ٍم يُ ْكلَ ُم ِب ِه ْال ُمسْ ِل ُم ِفي َس ِب‬
.‫ك‬ ِ ْ‫ َو ْال َعرْ ُف َعرْ ُف ْال ِمس‬،‫الد ِم‬ َ ّ ‫ ال ّلَوْ ُن لَوْ ُن‬،‫يَ ْف ُج ُر َد ًما‬

32. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Bir Müslümanın Allah yolunda almış olduğu
her yara, kıyamet günü, yaralandığı andaki durumu gibi
kan akar halde görülecektir. Bu akanın rengi kan rengi,
fakat kokusu misk kokusudur. (92)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫اشي أَوْ ِفي بَ ْي ِتي فَأَرْ َف ُع َها‬ ُ ‫إِ ّنِي َل َ ْن َق ِل‬
ِ ‫ب إِلَى أَهْ ِلي فَأ َ ِج ُد ال ّ َتمْ َر َة َسا ِق َط ًة َعلَى ِف َر‬
َ ّ ‫ ث ّ َُم أَخْ شَ ى أ َ ْن تَ ُكو َن ِم َن‬،‫ِل ُكلَ َها‬
.‫الص َد َق ِة فَأ ُ ْل ِقي َها‬
33. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Bazen evime gittiğimde döşeğimin üzerinde
veya yerde düşmüş bir hurma buluyor ve onu yemek için
alıyorum. Sonra onun sadaka olmasından korkuyor ve
atıyorum. (94)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ ّ ‫ فَإِ ّنَ ُه َل يَ ْد ِري أ َ َح ُد ُكمْ لَ َع ّ َل‬،‫الس َلح‬
‫الش ْي َطا َن أ َ ْن يَن ِْز َع‬ َ َ ُ َ ِ ُ‫َل ي‬
ِ ِّ ‫شي ُر أ َح ُدكمْ إِلى أ ِخي ِه ِب‬
ِ ‫ِفي يَ ِد ِه؛ َف َي َق َع ِفي ُح ْف َر ٍة ِم َن ال ّ َن‬
.‫ار‬
34. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Hiç biriniz elindeki silâhı kardeşine doğrult-
masın. Belki siz farkında olmadan, şeytan onu elinden
çeker de böylece cehennemin bir çukuruna düşer. (99)

50
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫َب ِب َعشْ ِر أَمْ ثَالِ َها إِلَى َس ْب ِع ِمائَ ِة‬ ُ ‫إِ َذا أَحْ َس َن أ َ َح ُد ُكمْ إِسْ َل َم ُه َف ُك ُّل َح َس َن ٍة يَعْ َم ُل َها ُت ْكت‬
.‫اللَ َع ّ َز َو َج ّ َل‬ ُ ‫ َو ُك ُّل َس ِّي َئ ٍة يَعْ َم ُل َها ُت ْكت‬،‫ضعْ ٍف‬
ّٰ ‫َب لَ ُه ِب ِم ْث ِل َها َح ّ َتى يَ ْل َقى‬ ِ
35. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: İslâmı güzel olan kişinin her iyi ameli için on
mislinden yedi yüz misline kadar iyilik; işlediği her kötü
amel için de bir misli kötülük yazılır ve bu durum Allah’a
kavuşuncaya kadar devam eder. (103)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ ‫ َف َق‬،‫ْص ُر ِب ِه‬
‫ ارْ ُق ُبو ُه‬:‫ال‬ َ ‫ َو ُه َو أَب‬،ً‫ َذا َك َع ْب ٌد يُ ِري ُد أ َ ْن يَعْ َم َل َس ِّي َئة‬،‫ يَا َر ُّب‬:ُ‫ت ْال َم َلئِ َكة‬
ِ َ‫َقال‬
ْ‫ إِ ّنَ َما تَ َر َك َها ِمن‬،ً‫َاك ُت ُبوهَا لَ ُه َح َس َنة‬ ْ ‫ َوإِ ْن تَ َر َك َها ف‬،‫َاك ُت ُبوهَا لَ ُه ِب ِم ْث ِل َها‬
ْ ‫فَإِ ْن َع ِملَ َها ف‬
َ ‫َج ّ َر‬
.‫اي‬
36. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Melekler:
-Ey Rabbimiz, falan kulun kötülük yapmak istiyor, de-
diler.
Allah, kulunu daha iyi gören (bilen) olduğu halde; onlara
şöyle buyurdu:
-Onu gözleyin; eğer o işi yaparsa bir misli (günah) yazın;
eğer terk ederse, onun için bir sevap yazın. Çünkü benim
için o işi yapmaktan vazgeçmiştir. (105)

51
2. DÖNEM
HEMMÂM’IN SAHÎFESİ’NDEN EZBER HADİSLER (es-Sahîfetü’s-Sahîha)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫َص ّلُوا‬ َ ّ ‫الص َل ِة ف َْأ ُتوهَا َوأ َ ْنتُمْ تَمْ ُشو َن َو َعلَ ْي ُك ُم‬
َ ‫ َف َما أ َ ْد َر ْكتُمْ ف‬،ُ‫الس ِكي َنة‬ َ ّ ‫إِ َذا نُو ِد َي ِب‬
.‫َو َما ُس ِب ْقتُمْ فَأَتِ ُّموا‬
37. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Namaz için ezan okunduğunda, vakûr adım-
larla namaza gidin ve yetiştiğiniz yerden imama uyun. Ye-
tişemediğiniz kısımları kendiniz tamamlayın. (109)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ فَأ َ ّيُ ُكمْ تَ َر َك َد ْي ًنا أَوْ ضَ ْي َع ًة فَا ْد ُعونِي فَإِ ّنِي‬،ِ‫الل‬ ِ ‫اس ِب ْال ُم ْؤ ِم ِني َن ِفي ِكت‬
ّٰ ‫َاب‬ ِ ‫أَنَا أَوْ لَى ال ّ َن‬
.‫ َوأ َ ّيُ ُكمْ َما تَ َر َك َمالً ف َْل ُي ْؤثِرْ ِب َمالِ ِه َع َص َب َت ُه َمنْ َكا َن‬،‫َولِ ُّي ُه‬
38. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Ben, Allah’ın kitabında geçtiği üzere, mü-
minlerin en öncelikli velîsiyim. Kim borç bırakarak veya
fakru zaruret içinde ölürse beni çağırınız. Çünkü ben
onun velisiyim. Kim de mal bırakarak vefat ederse, asa-
besini (mirasçılarını) tercih etsin. (121)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ُ ‫ وا ْبد َْأ ِب َمنْ تَ ُع‬،‫الس ْفلَى‬
.‫ول‬ ُّ ‫اَ ْل َي ُد ْال ُع ْليا خَ ْي ٌر ِم َن ْال َي ِد‬
39. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Rasûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Veren el alan elden hayırlıdır. (Sadaka) ver-
meye geçimini üstlendiğin kimselerden başla. (132)

52
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ّٰ ‫ول‬
‫اللِ؟‬ َ ‫ َو َل أَن‬:‫ َقالُوا‬.‫ار ُبوا‬
َ ‫ْت يَا َر ُس‬ َ َ ‫لَي‬
ِ ‫ َولَ ِكنْ َس ِّد ُدوا َو َق‬،‫ْس أ َح ٌد ِم ْن ُكمْ ِب ُمن ِْجي ِه َع َم ُل ُه‬
َ
ُ ّٰ ‫ َو َل أَنَا إِ ّل أ َ ْن يَ َتغ ّ ََم َدنِ َي‬:‫ال‬
.‫الل ِم ْن ُه ِب َرحْ َم ٍة َوف َْض ٍل‬ َ ‫َق‬

40. Ebû Hureyre (ra) şöyle rivâyet etti: Resûlullah (sav) bu-
yurdular ki: Sizden hiçbir kimseyi sadece ameli kurtara-
maz; fakat siz yine de dosdoğru olun ve (Allah’a) yakla-
şın. Dediler ki:
Senide mi, ya Rasulallah? Hz. Peygamber:
Evet, beni de. Lakin Allah beni, lütuf ve merhametiyle
kuşatmıştır, dedi. (135)

53
3. DÖNEM

İMAN, İSLAM ve KULLUK


‫ب إِلَ ْي ِه ِم ّ َما‬ ‫الل َو َر ُسولُ ُه أ َ َح ّ َ‬
‫ان‪ :‬أ َ ْن يَ ُكو َن ّٰ ُ‬ ‫الي َم ِ‬ ‫ث َمنْ ُك ّ َن ِفي ِه َو َج َد َح َل َو َة ْ ِ‬ ‫ث ََل ٌ‬
‫ب ْال َمرْ َء َل يُ ِح ُّب ُه إِ ّ َل ِ ّٰلِ‪َ ،‬وأ َ ْن يَ ْك َر َه أ َ ْن يَ ُعو َد ِفي ْال ُك ْف ِر َك َما يَ ْك َر ُه‬
‫ِس َوا ُه َما‪َ ،‬وأ َ ْن يُ ِح ّ َ‬
‫َ‬
‫أ ْن يُ ْق َذ َف ِفي ال ّ َن ِ‬
‫ار‪.‬‬

‫الل َر ًّبا َو ِب ْ ِ‬
‫السْ َل ِم ِدي ًنا َو ِب ُم َح ّ َم ٍد َر ُسولً ‪.‬‬ ‫ض َي ِب ّٰ ِ‬
‫ان َمنْ َر ِ‬ ‫َذا َق َطعْ َم ْ ِ‬
‫الي َم ِ‬

‫السحْ ُر‬‫الل َو ِّ‬ ‫الشرْ ُك ِب ّٰ ِ‬‫ال‪ِ ّ :‬‬ ‫الل َو َما ُه ّ َن؟ َق َ‬


‫ول ّٰ ِ‬ ‫يل‪ :‬يَا َر ُس َ‬ ‫ات‪ِ ،‬ق َ‬ ‫الس ْب َع ْال ُمو ِب َق ِ‬
‫اِجْ َت ِن ُبوا ّ َ‬
‫يم َوال ّ َت َو ّلِي يَوْ َم‬ ‫الل إِ ّ َل ِب ْال َح ِ ّق َوأ َ ْك ُل ال ِّربَا َوأ َ ْك ُل َم ِ ْ‬ ‫َ‬
‫َو َقت ُْل ال ّ َن ْف ِس ا ّل ِتي َح ّ َر َم ّٰ ُ‬
‫ال ال َي ِت ِ‬
‫َات‪.‬‬‫َات ْالغَا ِف َل ِت ْال ُم ْؤ ِمن ِ‬ ‫ال ّ َزحْ ِف َو َق ْذ ُف ْال ُمحْ ِصن ِ‬
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ ‫بَا ِد ُروا ِب‬
ِ ‫الَعْ َم‬
ْ‫ أَو‬،‫ يُ ْص ِب ُح ال ّ َر ُج ُل ُم ْؤ ِم ًنا َويُمْ ِسي َكا ِف ًرا‬،‫ال ِف َت ًنا َك ِق َط ِع ال ّلَي ِْل ْال ُم ْظ ِل ِم‬
ُّ ‫ يَ ِبي ُع ِدي َن ُه ِب َع َر ٍض ِم َن‬،‫يُمْ ِسي ُم ْؤ ِم ًنا َويُ ْص ِب ُح َكا ِف ًرا‬
.‫الد ْن َيا‬
1. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre, Resûlullah
(sav): Fitneler, karanlık bir gece gibi gelmeden iyi işler
yapmaya çalışın. Kişi, sabahleyin mümin iken akşamle-
yin kâfir, akşamleyin mümin iken sabahleyin kâfir olur
ve dinini az bir dünya (menfaatine) satar, buyurmuştur.
(Müslim, İman, 186)

َ ‫ َق‬،‫الل ب ِْن َمسْ ُعو ٍد‬


:‫ال‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
َ ‫ت ث ّ َُم أ َ ٌّي؟ َق‬
:‫ال‬ ُ ‫ ُق ْل‬:‫ال‬
َ ‫الص َل ُة لِ َو ْق ِت َها َق‬ َ ‫الل ﷺ أ َ ُّي ْال َع َم ِل أ َ ْفضَ ُل؟ َق‬
َ ّ :‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫َسأ َ ْل‬
َ ‫ت َر ُس‬
ّٰ ‫يل‬
.ِ‫الل‬ ِ ‫ ْال ِج َها ُد ِفي َس ِب‬:‫ال‬ َ ‫ ث ّ َُم أ َ ٌّي؟ َق‬:‫ت‬
ُ ‫ ُق ْل‬:‫ال‬
َ ‫ِب ُّر ْال َوالِ َدي ِْن َق‬

2. Abdullah b. Mes’ûd’dan (ra) rivâyet edildiğine göre Allah


Resûlüne (sav), Hangi amel daha faziletlidir? Diye sor-
dum.
Vaktinde kılınan namaz’ buyurdu. Sonra hangisidir? Diye
sordum:
Ana babaya iyilik etmek’ diye cevap verdi. Ondan sonra
hangisidir? Dedim:
Allah yolunda cihad etmek’ buyurdular. (Müslim, İman,
137)

ْ َ َ ََ َ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫ َع ِن ال ّن ِب ِّي ﷺ أ ّن ُه قال ِفي َح ّ َج ِة ال َود‬،‫الل ب ِْن ُع َم َر‬
:‫َاع‬

.‫ض‬ َ ‫ يَ ْض ِر ُب بَعْ ُض ُكمْ ِر َق‬،‫َل تَرْ ِج ُعوا بَعْ ِدي ُك ّ َفا ًرا‬
ٍ ْ‫اب بَع‬

56
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

3. Abdullah b. Ömer’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resû-


lullah (sav) Veda haccında: Benden sonra, birbirinizin
boynunu vuran kâfirler olmayın, buyurmuştur. (Müslim,
İman, 118)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫ َق‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬
َ ‫ َق‬:‫ال‬

.‫ َف ُطوبَى لِ ْل ُغ َربَا ِء‬،‫ َو َس َي ُعو ُد َك َما بَدَأ َ َغ ِري ًبا‬،‫السْ َل ُم َغ ِري ًبا‬
ِ ْ َ ‫بَدَأ‬
4. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): İslam garib olarak başladı, tekrar başladığı gibi ga-
rib hale dönecektir. Gariblere ne mutlu! buyurmuştur.
(Müslim, İman, 232)

َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬،‫الل َع ْن ُه‬


:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
ِ ‫ك َر‬
‫ب إِلَ ْي ِه ِم ّ َما‬ َ ّ ‫الل َو َر ُسولُ ُه أ َ َح‬
ُ ّٰ ‫ أ َ ْن يَ ُكو َن‬:‫ان‬ ِ ‫إلي َم‬ ِ ‫ث َمنْ ُك ّ َن ِفي ِه َو َج َد َح َل َو َة ا‬ ٌ ‫ث ََل‬
‫ َوأ َ ْن يَ ْك َر َه أ َ ْن يَ ُعو َد ِفي ال ُك ْف ِر َك َما يَ ْك َر ُه‬،ِ‫ب ال َمرْ َء َل يُ ِح ُّب ُه إِ ّ َل ِ ّ َل‬
َ ّ ‫ َوأ َ ْن يُ ِح‬،‫ِس َوا ُه َما‬
َ
ِ ‫أ ْن يُ ْق َذ َف ِفي ال ّ َن‬
.‫ار‬
5. Enes b. Mâlik (ra)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Üç şey kimde bulunursa îmânın tatlılığını tatmış
olur. Allah ile Resûlü kendisine başkalarından daha sev-
gili olmak, bir kimseyi yalnız Allah için sevmek ve küfre
dönmekten, ateşe atılacakmışçasına hoşlanmamak, bu-
yurmuştur. (Buhârî, İman, 8)

َ ‫ َق‬: ،‫َعنْ أَن ٍَس‬


: ‫ال ال ّ َن ِب ُّي ﷺ‬

‫اس أَجْ َم ِعي َن‬ َ ّ ‫ َح ّ َتى أ َ ُكو َن أ َ َح‬، ْ‫َل يُ ْؤ ِم ُن أ َ َح ُد ُكم‬


ِ ‫ب إِلَ ْي ِه ِمنْ َوالِ ِد ِه َو َولَ ِد ِه َوال ّ َن‬

57
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

6. Enes b. Mâlik (ra)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah


(sav): Hiçbiriniz, ben kendisine babasından, evlâdından
ve bütün insanlardan daha sevgili olmadıkça îmân etmiş
olmaz, buyurmuştur. (Buhârî, İman, 7)

َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّنَ ُه َس ِم َع َر ُس‬ َ ّ ‫اس بْن َع ْب ِد ْال ُم‬


ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ‫يَ ُق‬:‫الل ﷺ‬
:‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ب َر‬
ِ ‫ط ِل‬ ِ ِ ‫َع ِن ْال َع ّ َب‬
ِ ْ ‫الل َر ًّبا َو ِب‬
ً‫السْ َل ِم ِدي ًنا َو ِب ُم َح ّ َم ٍد َر ُسول‬ ِ ّٰ ‫ض َي ِب‬
ِ ‫ان َمنْ َر‬ ِ ْ ‫َذا َق َطعْ َم‬
ِ ‫الي َم‬
7. Abbâs b. Abdulmuttalib’den (ra) rivâyet edildiğine göre
o, Resûlullah’ı (sav) şöyle buyururken işitti: Herkim Rab
olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan, Rasul olarak Mu-
hammed’den razı olursa imanın tadını almıştır, buyur-
muştur. (Müslim, İman, 56)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫الل َوأ َ ْدنَاهَا‬ َ َ
ُ ّٰ ‫الي َما ُن ِب ْض ٌع َو َس ْب ُعو َن أَوْ ِب ْض ٌع َو ِس ُّتو َن ُشعْ َب ًة فَأ ْفضَ ُل َها َقوْ ُل َل إِ ٰل َه إِ ّل‬
ِْ
ِ ْ ْ‫يق َو ْال َح َيا ُء ُشعْ َب ٌة ِمن‬ َ َ ْ
.‫ان‬
ِ ‫الي َم‬ ِ ‫إِ َما َط ُة ال َذى َعنْ ال ّط ِر‬
8. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): İman yetmiş küsur veya altmış küsur bölümdür; en
üstünü ‘Allah’tan başka ilâh yoktur’ sözünü kabul etmek,
en altı ise ‘insanlara sıkıntı veren bir nesneyi yoldan kal-
dırmaktır’. Hayâ da imanın bir parçasıdır, buyurmuştur.
(Müslim, İman, 57)

:‫ول‬ ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ‫الل ﷺ َو ُه َو يَ ُق‬ َ ‫ َس ِم َع أ ُ ُذن‬:‫ول‬
ِ ‫َاي ِمنْ َر ُس‬ ٍ ‫ت َسعْ َد ْب َن أ َ ِبي َو ّ َق‬
ُ ‫ يَ ُق‬،‫اص‬ ُ ْ‫َس ِمع‬
.‫ ف َْال َج ّ َن ُة َعلَ ْي ِه َح َرا ٌم‬،‫ يَعْ لَ ُم أ َ ّنَ ُه َغ ْي ُر أ َ ِبي ِه‬،‫السْ َل ِم َغ ْي َر أ َ ِبي ِه‬
ِ ْ ‫َم ِن ا ّ َد َعى أَبًا ِفي‬

58
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

9. Sa’d b. Ebî Vakkâs’dan (ra) rivâyet edildiğine göre Resû-


lullah (sav): Bir kimse, kendi babası olmadığını bildiği
birisine, nesep iddia ederse ona cennet haramdır, buyur-
muştur. (Müslim, İman, 114)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ،ِ‫الل‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

.‫ أَوْ َد َعا ِب َدعْ َوى ْال َجا ِه ِل ّ َي ِة‬،‫وب‬


َ ‫ أَوْ شَ ّ َق ْال ُج ُي‬،َ‫ْس ِم ّ َنا َمنْ ضَ َر َب ْال ُخدُود‬
َ ‫لَي‬
10. Abdullah b. Mes’ûd’dan (ra) rivayet edildiğine göre,
Resûlullah (sav): (Musibet esnasında) Yanaklarına vuran,
yakasını yırtan ve cahiliye adetleri üzere beddua edip
ağıt yakan bizden değildir, buyurmuştur. (Müslim, İman,
165)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫الي َما َن لَ َي ْأ ِر ُز إِلَى ْال َم ِدي َن ِة َك َما ت َْأ ِر ُز ْال َح ّ َي ُة إِلَى ُجحْ ِرهَا‬
ِ ْ ‫إِ ّ َن‬
11. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Yılan kendi yuvasına toplandığı gibi, iman da Me-
dine’ye toplanacaktır! buyurmuştur. (Müslim, İman, 233)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ ّنَه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫َل ت َْد ُخ ُلو َن ْال َج ّ َن َة َح ّ َتى ُت ْؤ ِم ُنوا َو َل ُت ْؤ ِم ُنوا َح ّ َتى ت ََحا ّبُوا أ َ َو َل أ َ ُد ّلُ ُكمْ َعلَى شَ ْي ٍء إِ َذا‬
َ ّ ‫َف َع ْل ُت ُمو ُه ت ََحابَ ْبتُمْ أ َ ْف ُشوا‬
. ْ‫الس َل َم بَ ْي َن ُكم‬
12. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): İman etmedikçe cennete giremezsiniz. Birbirinizi
sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Yaptığınız takdir-

59
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

de birbirinizi seveceğiniz bir şey söyleyeyim mi? Aranız-


da selâmı yayınız! buyurmuştur. (Müslim, İman, 93)

ِ ‫ال َل يُ ْل َد ُغ ْال ُم ْؤ ِم ُن ِمنْ ُجحْ ٍر َو‬


‫اح ٍد‬ َ ‫الل َع ْن ُه َعنْ ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫َم ّ َرتَي ِْن‬
13. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Mü’min bir delikten iki defa ısırılmaz, buyurmuş-
tur. (Müslim, İman, 63)

َ ‫الل ﷺ َف َق‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫عن َع ْب ِد ال ّ َرحْ َم ِن ب ِْن أ َ ِبي بَ ْك َر َة َعنْ أ َ ِبي ِه َق‬
ِ ‫ال ُك ّ َنا ِع ْن َد َر ُس‬
ُ ‫ور أَوْ َق‬
‫وْل‬ ِ ‫الل َو ُع ُقو ُق ْال َوالِ َدي ِْن َوشَ َها َد ُة ال ُّز‬ ِ ْ ‫أ َ َل أُنَ ِّب ُئ ُكمْ ِبأ َ ْك َب ِر ْال َك َبائِ ِر ث ََلثًا‬
ِ ّٰ ‫الشْ َرا ُك ِب‬
.‫ت‬ َ ‫َال يُ َك ِّر ُرهَا َح ّ َتى ُق ْلنَا لَ ْي َت ُه َس َك‬
َ ‫س َف َما ز‬ َ َ‫الل ﷺ ُم ّ َت ِك ًئا ف ََجل‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ور َو َكا َن َر ُس‬ ِ ‫ال ُّز‬
14. Ebû Bekra’dan (ra) rivâyet edildiğine göre o, Resûlullah’ın
(sav) yanında iken Resûlullah (sav) şöyle üç kere şöyle
buyurdu: Size büyük günahlarin en büyüğünü haber ve-
reyim mi? Allah’a şirk koşmak, anne ve baba haklarina
riayet etmemek, yalan şahitlik yapmak veya yalan söy-
lemek! Resûlullah (sav) yaslanmış oturuyordu doğruldu
ve o kadar tekrar etti ki, artık söylemese! temennisinde
bulunduk. (Müslim, İman, 143)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫السحْ ُر َو َقت ُْل‬
ِّ ‫الل َو‬ِ ّٰ ‫الشرْ ُك ِب‬ ِ ّ ‫ال‬ َ ‫الل َو َما ُه ّ َن َق‬
ِ ّٰ ‫ول‬َ ‫يل يَا َر ُس‬ َ ‫ات ِق‬ ِ ‫الس ْب َع ْال ُمو ِب َق‬
َ ّ ‫اجْ َت ِن ُبوا‬
‫يم َوال ّ َت َو ّلِي يَوْ َم ال ّ َزحْ ِف‬ ْ ِ ‫الل إِ ّ َل ِب ْال َح ِ ّق َوأ َ ْك ُل ال ِّربَا َوأ َ ْك ُل َم‬ َ
ُ ّٰ ‫ال ّ َن ْف ِس ا ّل ِتي َح ّ َر َم‬
ِ ‫ال ال َي ِت‬
ِ ‫َات ْالغَا ِف َل ِت ْال ُم ْؤ ِمن‬
.‫َات‬ ِ ‫َو َق ْذ ُف ْال ُمحْ ِصن‬

60
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

15. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah


(sav) şöyle buyurdu: (İnsanı) helâk eden şu yedi şeyden
kaçının. Onlar nelerdir ya Resûlullah dediler. Bunun üze-
rine: Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, Allah’ın haram
kıldığı cana kıymak, faiz yemek, yetim malı yemek, sa-
vaştan kaçmak, suçsuz ve namuslu mümin kadınlara ifti-
rada bulunmak, buyurdu. (Müslim, İman, 145)

ِ ْ ‫الل ﷺ أ َ ُّي‬
‫السْ َل ِم‬ َ ‫الل َع ْن ُه َما أ َ ّ َن َر ُجلً َسأ َ َل َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو َر‬
:‫ال‬َ ‫خَ ْي ٌر َق‬

.‫ت َو َمنْ لَمْ تَعْ ِر ْف‬


َ ‫الس َل َم َعلَى َمنْ َع َر ْف‬ َ ّ ‫ُت ْط ِع ُم ال‬
َ ّ ُ ‫ط َعا َم َوت َْق َرأ‬
16. Abdullah b. Amr’dan (ra) rivâyet edildiğine göre Bir adam
Resûlullah’a (sav): İslam’ın hangi (ameli) daha hayırlıdır?
Diye sordu. Resûlullah (sav): Yemek yedirmen ve tanı-
dığın tanımadığın herkese selam vermendir, buyurdu.
(Buhârî, İman, 5)

ِ ّٰ ‫ول‬
: ‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ‫ُس َها َما لَمْ يَ َت َك ّلَ ُموا أَو‬
َ ‫الل تبارك وتعالى ت ََجا َو َز ِل ُ ّ َم ِتي َما َح ّ َدث َْت ِب ِه هنا أ َ ْنف‬
َ ّٰ ‫إِ ّ َن‬
.‫يَعْ َم ُلوا ِب ِه‬
17. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Allah Teâlâ, ümmetimin içlerinden geçirdikleri şey-
leri, yapmadıkları ve konuşmadıkları müddetçe affetti,
buyurmuştur. (Müslim, İman, 201)

61
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫َعنْ أ َ ِبي أ ُ َما َم َة‬
ِ ّٰ ‫ول‬

.‫ َو َح ّ َر َم َعلَ ْي ِه ْال َج ّ َن َة‬،‫الل لَ ُه ال ّ َنا َر‬ َ ‫ َف َق ْد أَوْ َج‬،‫َم ِن ْاق َت َط َع َح ّ َق امْ ِر ٍئ ُمسْ ِل ٍم ِب َي ِمي ِن ِه‬
ُ ّٰ ‫ب‬
18. Ebû Ümâme (ra)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav) şöyle buyurdu: Yemin ederek bir müslümanın hak-
kını alan kimseye, Allah cehennemi vâcip kılıp, cenneti
de haram etmiştir. (Müslim, İman, 218)

َ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬


:‫ال‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫ َو َمنْ َكان َْت ِفي ِه خَ ْصلَ ٌة ِم ْن ُه ّ َن َكان َْت ِفي ِه‬،‫أَرْ بَ ٌع َمنْ ُك ّ َن ِفي ِه َكا َن ُمنَا ِف ًقا خَ الِ ًصا‬
‫ َوإِ َذا َعا َه َد‬،‫ث َك َذ َب‬ َ ‫ َوإِ َذا َح ّ َد‬،‫ إِ َذا ا ْؤ ُت ِم َن خَ ا َن‬:‫َاق َح ّ َتى يَ َد َع َها‬
ِ ‫خَ ْصلَ ٌة ِم َن ال ِّنف‬
َ َ‫ َوإِ َذا خ‬،‫َغ َد َر‬
.‫اص َم ف ََج َر‬
19. Abdullah b. Amr’dan (ra) rivayet edildiğine göre, Resû-
lullah (sav): Dört şey vardır ki, bunlar kimde bulunursa,
o kimse bilfiil münafık olur. Kimde de bu hasletlerden
birisi bulunursa, onu bırakıncaya kadar kendisinde ni-
faktan bir haslet var demektir: Emanete hıyanet eder,
konuştuğunda yalan söyler, söz verdiğinde sözünde dur-
maz, kavga ettiğinde haddi aşar, buyurmuştur. (Buhârî,
İman, 23)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ات َما ِم ْث ُل ُه آ َم َن َعلَ ْي ِه ْال َبشَ ُر َوإِ ّنَ َما‬ ِ َ‫َما ِمنْ ْال َ ْن ِب َيا ِء ِمنْ نَ ِب ٍّي إِ ّ َل َق ْد أُعْ ِط َي ِمنْ ْالي‬
.‫الل إِلَ ّ َي فَأَرْ ُجو أ َ ْن أ َ ُكو َن أ َ ْك َث َرهُمْ تَا ِب ًعا يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة‬ َ
ُ ّٰ ‫يت َوحْ ًيا أوْ َحى‬ُ ِ‫َكا َن ا ّلَ ِذي أُوت‬
20. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Her peygambere insanların inandıkları bir muci-
ze verilmiştir. Bana verilen ise, Allah’ın bana vahyettiği

62
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

(Kur’an) dir. Ben, kıyamet gününde, ümmeti en çok ol-


mayı ümid ederim, buyurmuştur. (Müslim, İman, 239)

ُ ّٰ ‫ض َي‬
: ‫الل َع ْن ُه‬ َ ‫َق‬
ِ ‫ال َع ِل ٌّي بن أبي طالب َر‬
‫َوا ّلَ ِذي َفلَ َق ْال َح ّ َب َة َوبَ َرأ َ ال ّ َن َس َم َة إِ ّنَ ُه لَ َعهْ ُد ال ّ َن ِب ِّي ْال ُ ِّم ِّي ﷺ إِلَ ّ َي أَنّه َل يُ ِح ّ َب ِني إِ ّ َل‬
.‫ُم ْؤ ِم ٌن َو َل يُ ْب ِغضَ ِني إِ ّ َل ُمنَا ِف ٌق‬
21. Ali b. Ebî Tâlib (ra) şöyle dedi: Tohumu yaran ve insanı
yaratana yemin olsun ki, ümmî olan Nebî’nin (sav) bana
ahdi, beni ancak mü’minlerin seveceği ve münafıkların
buğzedeceğidir. (Müslim, İman, 131)

‫اب ال ّ َن ِب ِّي ﷺ ف ََسأَلُو ُه إِ ّنَا‬ِ ‫َاس ِمنْ أَصْ َح‬ ٌ ‫ال َجا َء ن‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
َ ‫ُسنَا َما يَ َت َعا َظ ُم أ َ َح ُدنَا أ َ ْن يَ َت َك ّلَ َم ِب ِه َق‬
َ ‫ َو َق ْد َو َج ْد ُت ُمو ُه َقالُوا نَ َعمْ َق‬:‫ال‬
‫ال‬ ِ ‫ن َِج ُد ِفي أ َ ْنف‬
.‫ان‬
ِ ‫الي َم‬ ِ ْ ‫يح‬ ُ ‫ص ِر‬ َ ‫َذا َك‬
22. Ebû Hureyre’dan (ra) rivayet edildiğine göre, bir grup sa-
habî Resûlullah’ın (sav) yanına geldi ve O’na (sav):
Ya Resûlullah! İçimizden öyle şeyler geçiyor ki, herhangi
birimiz onları söylemeyi bile büyük bir suç sayıyor, dedi-
ler. Resûlullah (s.a.v.);
Gerçekten böyle bir şey hissetiniz mi? diye sordu. Saha-
biler;
Evet, yâ Resûlallah dediler. Resûlullah (sav);
İşte bu gerçek imandır, buyurdular. (Müslim, İman, 209)

63
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

َ ‫الس َل َح َفلَي‬
.‫ْس ِم ّ َنا‬ َ ‫َع ِن اب ِْن ُع َم َر أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬
ِّ ‫ َمنْ َح َم َل َعلَ ْينَا‬:‫ال‬
23. İbn Ömer’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Bize silah doğrultan bizden değildir, buyurmuştur.
(Buhârî, İman, 1)

َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬،‫الل َع ْن ُه َما‬


:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو َر‬

ُ ّٰ ‫اج ُر َمنْ ه ََج َر َما نَ َهى‬


.‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫ َوال ُم َه‬،‫ال ُمسْ ِل ُم َمنْ َس ِل َم ال ُمسْ ِل ُمو َن ِمنْ لِ َسانِ ِه َويَ ِد ِه‬
24. Abdullah b. Amr’dan (ra) rivayet edildiğine göre, Resû-
lullah (sav): Müslüman, diğer müslümanların elinden
ve dilinden emin olduğu kimsedir. Muhâcir ise, Allah’ın
yasakladıklarından kaçınandır, buyurmuştur. (Buhârî,
İman, 2)

.‫ َل يَ ْد ُخ ُل ْال َج ّ َن َة َمنْ َل يَ ْأ َم ُن َجا ُر ُه بَ َوائِ َق ُه‬:‫ال‬


َ ‫الل ﷺ َق‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬
25. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah
(sav): Komşusu, zararından emin olmayan kimse cennete
giremez, buyurmuştur. (Müslim, İman, 73)

‫ َويُ ْط ِع ُم‬،‫ ا ْب ُن ُج ْد َعا َن َكا َن ِفي ْال َجا ِه ِل ّ َي ِة يَ ِص ُل ال ّ َر ِح َم‬،ِ‫الل‬


ّٰ ‫ول‬ َ ‫ يَا َر ُس‬:‫ت‬ ُ ‫َعنْ َعائِشَ َة ُق ْل‬
‫اغ ِفرْ لِي خَ ِطي َئ ِتي‬ ْ ‫ َر ِّب‬:‫ إِ ّنَ ُه لَمْ يَ ُق ْل يَوْ ًما‬،‫ َل يَ ْن َف ُع ُه‬:‫ال‬
َ ‫ َف َه ْل َذا َك نَا ِف ُع ُه؟ َق‬،‫ْال ِمسْ ِكي َن‬
. ‫ين‬ ِّ ‫يَوْ َم‬
ِ ‫الد‬
26. Aişe’den (ra) rivayet edildiğine göre o: Ya Resûlallah! İbni
Cüd’ân cahiliyet devrinde akrabasına yardım eder, fakirleri
doyururdu. Acaba bu ona bir fayda verir mi? diye sorunca
Resûlullah şöyle buyurdu: Fayda vermez, çünkü o hiç bir

64
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

gün: Ya Rabbi! Kıyamet gününde benim günahlarımı mağ-


firet eyle, diye dua etmemiştir. (Müslim, İman, 365)

َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬


:‫ال‬

ِ ‫ َوأ َ ْب‬،‫ار ُبوا‬ َ َ ِّ ‫إِ ّ َن‬


،‫ش ُروا‬ ِ ‫ ف ََس ِّد ُدوا َو َق‬،‫الدي َن أ َح ٌد إِ ّل َغلَ َب ُه‬ ِّ ‫ َولَنْ يُشَ ا ّ َد‬،‫الدي َن يُسْ ٌر‬
.‫الد ْل َج ِة‬
ُّ ‫َواسْ َت ِعي ُنوا ِب ْالغ َْد َو ِة َوال ّ َروْ َح ِة َوشَ ْي ٍء ِم َن‬

27. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah


(sav): Din kolaylıktır. Kim dini konularda aşırı giderse
ona yenik düşer. Orta yolu tutunuz, en iyiyi yapmaya
çalışınız, o zaman size müjdeler olsun. Günün başlangı-
cından, sonundan ve bir miktar da geceden faydalanınız,
buyurmuştur. (Buhâri, İman, 27)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬

ْ‫ َو َكا َن َم َع ُه َح ّ َتى يُ َص ّلَى َعلَ ْي َها َويَ ْف ُر َغ ِمن‬،‫ إِي َمانًا َواحْ ِت َسابًا‬،‫َم ِن ا ّتَ َب َع َجنَا َز َة ُمسْ ِل ٍم‬
‫ص ّلَى َعلَ ْي َها ث ّ َُم‬ ٍ ‫ ُك ُّل ِقي َر‬،‫ فَإِ ّنَ ُه يَرْ ِج ُع ِم َن األَجْ ِر ِب ِقي َرا َطي ِْن‬،‫َد ْف ِن َها‬
َ ْ‫ َو َمن‬،‫اط ِم ْث ُل أ ُ ُح ٍد‬
ٍ ‫ فَإِ ّنَ ُه يَرْ ِج ُع ِب ِقي َر‬،‫َر َج َع َقب َْل أ َ ْن ُت ْد َف َن‬
.‫اط‬
28. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Her kim inanarak ve sevabını Allah’tan umarak bir
müslümânın cenazesine katılır, namazını kılar ve defne-
dilinceye kadar bulunursa iki kîrât ecr ile döner. Bu kırat-
ların her biri Uhud dağı gibidir. Her kim cenaze üzerine
namaz kılar da defnedilmeden dönerse, bir kîrât ecr ile
dönmüş olur, buyurmuştur. (Buhâri, İman, 34)

65
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

َ ‫الل أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫َح ّ َدثَ ِني َع ْب ُد‬

.‫ َو ِقتَالُ ُه ُك ْف ٌر‬،ٌ‫اب ال ُمسْ ِل ِم ف ُُسوق‬


ُ ‫ِس َب‬
29. Abdullah b. Mes’ûd’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resû-
lullah (sav) şöyle buyurdu: Müslümana sövmek fısktır.
Onunla savaşmak ise küfürdür, buyurmuştur. (Buhâri,
İman, 35)

َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬،‫الل ب ِْن َمسْ ُعو ٍد‬


:‫ال‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫ب‬ ُّ ‫ إِ ّ َن ال ّ َر ُج َل يُ ِح‬:‫ال َر ُج ٌل‬ ُ ‫َل يَ ْد ُخ ُل ْال َج ّ َن َة َمنْ َكا َن ِفي َق ْل ِب ِه ِم ْث َق‬


َ ‫ال َذ ّ َر ٍة ِمنْ ِكب ٍْر َق‬
‫ ْال ِك ْب ُر بَ َط ُر‬،‫ال‬َ ‫ب ْال َج َم‬ ٌ ‫الل َج ِم‬
ُّ ‫يل يُ ِح‬ َ ّٰ ‫ إِ ّ َن‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،ً‫أ َ ْن يَ ُكو َن ثَوْ ُب ُه َح َس ًنا َونَعْ ُل ُه َح َس َنة‬
.‫اس‬ِ ‫ط ال ّ َن‬ ُ ْ‫ َو َغم‬،‫ْال َح ِ ّق‬

30. Abdullah b. Mes’ûd’dan (ra) rivâyet edildiğine göre Resû-


lullah (sav): Kalbinde zerre kadar kibir olan kimse cennete
giremez, buyurdu. Sahâbeden biri: İnsan elbise ve ayakka-
bısının güzel olmasını arzu eder, deyince: Allah güzeldir,
güzeli sever. Kibir ise hakkı kabul etmemek ve insanları
küçümsemektir, buyurmuştur. (Müslim, İman, 147)

َ ‫الل ﷺ َكا َن إِ َذا تَشَ ّ َه َد َق‬


:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫َع ِن اب ِْن َمسْ ُعو ٍد‬
ِ ّٰ ‫ول‬

‫الل‬ َ ّ ‫ َو َمنْ يَعْ ِص ِه َما فَإ ّنَ ُه َل يَ ُض ُّر إ‬،َ‫اللَ َو َر ُسولَ ُه َف َق ْد َرشَ د‬
َ ّٰ ‫ال ن َْف َس ُه َو َل يَ ُض ُّر‬ ّٰ ‫َمنْ يُ ِط ِع‬
ِ ِ
.‫شَ ْي ًئا‬
31. İbn Mes’ûd’dan (ra) rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü
(sav) hutbe irad ettiği zaman şöyle buyururdu: “… Kim Al-
lah’a ve Resûlü’ne itaat ederse doğru yolu bulmuştur. Kim
onlara isyan ederse ancak kendisine zarar verir. Allah’a hiç-
bir şekilde zarar veremez.”( Ebû Dâvûd, Salât, 221, 223)

66
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

.‫ إِ َذا َك ّ َف َر ال ّ َر ُج ُل أَخَ ا ُه َف َق ْد بَا َء ِب َها أ َ َح ُد ُه َما‬:‫ال‬


َ ‫ أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬،‫َع ِن اب ِْن ُع َم َر‬

32. İbn Ömer (ra)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah


(sav): Bir kimse (Müslüman) kardeşini tekfir ederse, kü-
für ikisinden biri üzerine döner, buyurmuştur. (Müslim,
İman, 111)

‫ َفت ََل َحى‬،‫الل ﷺ خَ َر َج يُخْ ِب ُر ِبلَ ْيلَ ِة ال َق ْد ِر‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫ت‬


ِ ّٰ ‫ول‬ َ ّ ‫أَخْ َب َرنِي ُع َبا َد ُة ْب ُن‬
ِ ‫الصا ِم‬
َ ‫َر ُج َل ِن ِم َن ال ُمسْ ِل ِمي َن َف َق‬
:‫ال‬

‫ َو َع َسى أ َ ْن‬،‫ َف ُر ِف َع ْت‬،ٌ‫ َوإِ ّنَ ُه ت ََل َحى ف َُل ٌن َوف َُلن‬،‫ت ِلُخْ ِب َر ُكمْ ِبلَ ْيلَ ِة ال َق ْد ِر‬
ُ ْ‫إِ ّنِي خَ َرج‬
َ ّ ‫ ال َت ِم ُسوهَا ِفي‬، ْ‫يَ ُكو َن خَ ْي ًرا لَ ُكم‬
.‫السب ِْع َوال ِّتسْ ِع َوالخَ مْ ِس‬
33. Ubâde b. Sâmit (ra)’dan rivayet edildiğine göre, Resûlul-
lah (sav), Kadir gecesini haber vermek üzere (mescide)
çıktığında müslümanlardan iki kişi bağrışıyordu. Resû-
lullah (sav): Ben size Kadr gecesini haber vermek üzere
çıkmıştım. Fulân ile fulân kavga ettiler de o bilgi benden
gitti. Belki de hakkınızda bu daha hayırlıdır. Artık Kadir
gecesini (yirmiden sonraki) yedinci, dokuzuncu veya be-
şinci gecelerde arayınız, buyurmuştur. (Buhârî, İman, 35)

َ ْ َ ‫السا َع ُة َح ّ َتى َل يُ َق‬


َ ّ ‫ َل تَ ُقو ُم‬:‫ال‬
َ ‫الل ﷺ َق‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫َعنْ أَن ٍَس‬
ُ ّٰ :‫ال ِفي الرْ ِض‬
،‫الل‬ ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ّٰ
.‫الل‬
34. Enes (ra)’dan rivâyet edildiğine göre Resûlullah (sav):
Yeryüzünde Allah Allah diyen kimse oldukça kıyamet
kopmaz, buyurmuştur. (Müslim, İman, 234)

67
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

‫الل ﷺ ِمنْ أَهْ ِل نَجْ ٍد‬ ِ ّٰ ‫ول‬ِ ‫ َجا َء َر ُج ٌل إِلَى َر ُس‬:‫ول‬ ُ ‫ يَ ُق‬،ِ‫الل‬ّٰ ‫أ َ ّنَ ُه َس ِم َع َط ْل َح َة ْب َن ُع َب ْي ِد‬
‫ فَإِ َذا ُه َو يَسْ أ َ ُل َع ِن‬،‫ َح ّ َتى َدنَا‬،‫ول‬
ُ ‫صوْ تِ ِه َو َل يُ ْف َق ُه َما يَ ُق‬ َ ‫ يُسْ َم ُع د َِو ُّي‬،‫ثَائِ َر ال ّ َر ْأ ِس‬
:‫الل ﷺ‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫ َف َق‬،‫إلسْ َلم‬ ِ ‫ا‬
ِ
َ ‫ َق‬.َ‫ إِ ّ َل أ َ ْن تَ َط ّ َوع‬،‫ َل‬:‫ال‬
‫ال‬ َ ‫ ه َْل َعلَ ّ َي َغ ْي ُرهَا؟ َق‬:‫ال‬ َ ‫ َف َق‬.‫ات ِفي ال َيوْ م َوال ّلَ ْيلَ ِة‬ ٍ ‫صلَ َو‬ َ ‫س‬ ُ ْ‫خَ م‬
ِ
:‫ال‬ َ َ
َ ‫ َق‬.َ‫ إِ ّل أ ْن تَ َط ّ َوع‬،‫ َل‬:‫ال‬ َ ‫ ه َْل َعلَ ّ َي َغ ْي ُر ُه؟ َق‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬.‫ص َيا ُم َر َمضَ ا َن‬ ِ ‫ َو‬:‫الل ﷺ‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫َر ُس‬
َ ‫ َق‬.َ‫ إِ ّ َل أ َ ْن تَ َط ّ َوع‬،‫ َل‬:‫ال‬
:‫ال‬ َ ‫ ه َْل َعلَ ّ َي َغ ْي ُرهَا؟ َق‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،َ‫الل ﷺ ال ّ َز َكاة‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫َو َذ َك َر لَ ُه َر ُس‬
:‫الل ﷺ‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫ َق‬،‫ص‬ ُ ‫الل َل أ َ ِزي ُد َعلَى َه َذا َو َل أ َ ْن ُق‬ ِ ّٰ ‫ َو‬:‫ول‬ ُ ‫فَأ َ ْدبَ َر ال ّ َر ُج ُل َو ُه َو يَ ُق‬
.‫ص َد َق‬ َ ‫أ َ ْفلَ َح إِ ْن‬
35. Talhâ b. Ubeydullah’dan (ra) rivâyet edildiğine göre Hz.
Peygamber’e (sav) Necid ahâlisinden bir adam geldi. Saç-
ları karışıktı. Sesinin mırıltısı geliyordu, ancak ne dediği
anlaşılmıyordu. İyice yaklaşınca gördük ki, İslâm’dan so-
ruyormuş. Hz. Peygamber (sav):
Gece ve gündüzde beş vakit namaz, dedi. Adam:
Bundan başka kılmam gerekir mi? Hz. Peygamber (sav):
Hayır, istersen nâfile kılarsın, bir de Ramazan orucu, de-
yince adam:
Bunun dışında oruç var mı? Diye sordu. Hz. Peygamber
(sav):
Hayır, dilersen nâfile tutarsın, dedi ve Hz. Peygamber
(sav) ona zekâtı hatırlattı. Adam:
Bunun dışında vermem gereken var mı? Dedi. Hz. Pey-
gamber (sav):
Hayır, dilersen nâfile verirsin, dedi. Adam ne ilâve yapa-
rım, ne de noksa, diyerek gitti. Hz. Peygamber (s.a.v.)’de:
Sözünde durursa kurtuluşa ermiştir, buyurdu. (Buhârî,
İman, 33)

68
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

‫ْت إِ َذا‬ َ ‫الل أ َ َرأَي‬


ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫ يَا َر ُس‬:‫ال‬ َ ‫ َف َق‬،‫ أَتَى ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ ال ُّنعْ َما ُن ْب ُن َقوْ َق ٍل‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،‫َعنْ َجا ِب ٍر‬
َ ‫ أَأَد ُْخ ُل ْال َج ّ َن َة؟ َف َق‬،‫ت ْال َح َل َل‬
‫ال ال ّ َن ِب ُّي‬ ُ ‫ َوأَحْ لَ ْل‬،‫ت ْال َح َرا َم‬
ُ ْ‫ َو َح ّ َرم‬،‫ْت ْال َم ْك ُتوبَ َة‬ُ ‫ص ّلَي‬
َ
. ْ‫ نَ َعم‬:‫ﷺ‬
36. Câbir’den (ra) rivâyet edildiğine göre, bir gün Hz. Pey-
gamber’in (sav) yanına Nu’man b. Kavkal geldi ve şöyle
dedi: Yâ Rasulallah! Farz namazları kılsam, haramları ha-
ram, helalleri helal kabul etsem cennete girer miyim? Hz.
Peygamber (sav): Evet, buyurdu. (Müslim, İman, 16)

َ ‫ َق‬،‫الل ﷺ‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫ َق‬،‫ أ َ ّ َن ُم َعاذًا‬،‫اس‬
ُ ‫ بَ َع َث ِني َر ُس‬:‫ال‬ ٍ ‫َع ِن اب ِْن َع ّ َب‬
ُ ‫الل َوأ َ ّنِي َر ُس‬ َ ْ
‫ول‬ ُ ّٰ ‫ فَا ْد ُع ُهمْ إِلَى شَ َها َد ِة أ َ ّ َن َل إِ ٰل َه إِ ّل‬،‫َاب‬ ِ ‫إِ ّنَ َك تَأتِي َقوْ ًما ِمنْ أَهْ ِل ْال ِكت‬
‫ات ِفي ُك ِّل‬ ٍ ‫صلَ َو‬ َ ‫س‬ َ ْ‫ض َعلَ ْي ِهمْ خَ م‬ َ ّٰ ‫ فَأَعْ ِلمْ ُهمْ أ َ ّ َن‬،‫ فَإِ ْن هُمْ أ َ َطا ُعوا لِ َذلِ َك‬،ِ‫الل‬
َ ‫الل ا ْف َت َر‬ ّٰ
ْ‫ص َد َق ًة ُت ْؤخَ ُذ ِمن‬ َ ْ‫ض َعلَ ْي ِهم‬ َ ‫الل ا ْف َت َر‬ َ ّٰ ‫ فَأَعْ ِلمْ ُهمْ أ َ ّ َن‬،‫ فَإِ ْن هُمْ أ َ َطا ُعوا لِ َذلِ َك‬،‫يَوْ ٍم َولَ ْيلَ ٍة‬
‫ َوا ّتَ ِق‬، ْ‫ فَإِ ّيَا َك َو َك َرائِ َم أَمْ َوالِ ِهم‬،‫ فَإِ ْن هُمْ أ َ َطا ُعوا لِ َذلِ َك‬، ْ‫أ َ ْغ ِن َيائِ ِهمْ َف ُت َر ُّد ِفي ُف َق َرائِ ِهم‬
ِ ّٰ ‫ْس بَ ْي َن َها َوبَ ْي َن‬ َ ‫ فَإِ ّنَ ُه لَي‬،‫وم‬ ْ ْ
.‫اب‬ ٌ ‫الل ِح َج‬ ِ ‫دَعْ َو َة ال َمظ ُل‬
37. İbn Abbâs (ra)’tan rivâyet edildiğine göre Muâz (ra): Hz.
Peygamber (sav) beni Yemen’e gönderdi ve şöyle buyur-
du, dedi. “Muhakkak ki sen Ehl-i kitap olan bir topluma
gidiyorsun. Onları, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve be-
nim Allah’ın Resulü olduğuma şehâdet etmeye davet et.
Şayet buna itaat ederlerse, Allah’ın kendilerine bir gün-
düz ve gecede beş vakit namazı farz kıldığını bildir. Eğer
itaat ederlerse, zenginlerinden alınıp fakirlerine verilmek
üzere kendilerine zekâtın farz kılındığını haber ver. Buna
da itaat ettikleri takdirde, onların mallarının kıymetlile-
rini almaktan sakın. Mazlumun bedduasını almaktan çe-

69
3. DÖNEM
İMAN, İSLAM ve KULLUK

kin. Çünkü onun bedduası ile Allah arasında bir perde


yoktur. (Müslim, İman, 29)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ،‫َعنْ ُم َعا ِذ ب ِْن َج َب ٍل‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ُ ّٰ ‫ أ َ ْن يُعْ َب َد‬:‫ال‬
‫الل‬ َ ‫ َق‬،‫الل َو َر ُسولُ ُه أَعْ لَ ُم‬
ُ ّٰ :‫ال‬ َ ‫الل َعلَى ْال ِع َبا ِد؟ َق‬ِ ّٰ ‫ أَت َْد ِري َما َح ُّق‬،ُ‫يَا ُم َعاذ‬
ُ ّٰ :‫ال‬
‫الل َو َر ُسولُ ُه‬ َ ‫ أَت َْد ِري َما َح ُّق ُهمْ َعلَ ْي ِه إِ َذا َف َع ُلوا َذلِ َك؟ َف َق‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،‫َو َل يُشْ َر َك ِب ِه شَ ْي ٌء‬
. ْ‫ أ َ ْن َل يُ َع ِّذبَ ُهم‬:‫ال‬
َ ‫ َق‬،‫أَعْ لَ ُم‬

38. Muâz b. Cebel (ra)’tan rivayet edildiğine göre, Resûlullah


(sav):
Muaz! Allah’ın kulları üzerindeki hakkının ne olduğunu
bilir misin? Diye sordu. Muâz:
Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedi. Resûlullah (sav):
Allah’ın kulları üzerindeki hakkı, ona ibadet etmeleri ve
hiçbir şeyi ona ortak koşmamalarıdır. Peki, bu görevlerini
yerine getiren kulların Allah’ın üzerindeki haklarının ne
olduğunu bilir misin? Muâz:
Allah ve Resulü daha iyi bilir, dedi. Resûlullah (sav):
Allah’ın onlara azap etmemesidir, buyurdu. (Müslim,
İman, 50)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ِ ‫َمنْ َقت ََل ن َْف َس ُه ِب َح ِدي َد ٍة ف ََح ِدي َد ُت ُه ِفي يَ ِد ِه يَ َت َو ّ َجأ ُ ِب َها ِفي بَ ْط ِن ِه ِفي ن‬
‫َار َج َه ّ َن َم خَ الِدًا‬
َ َ
ِ ‫ َو َمنْ شَ ِر َب ُس ًّما َف َقت ََل ن َْف َس ُه َف ُه َو يَت ََح ّ َسا ُه ِفي ن‬،‫ُمخَ ّلدًا ِفي َها أبَدًا‬
‫َار َج َه ّ َن َم خَ الِدًا‬
َ َ
ِ ‫ َو َمنْ تَ َر ّ َدى ِمنْ َج َب ٍل َف َقت ََل ن َْف َس ُه َف ُه َو يَ َت َر ّ َدى ِفي ن‬،‫ُمخَ ّلدًا ِفي َها أبَدًا‬
‫َار َج َه ّ َن َم خَ الِدًا‬
.‫ُمخَ ّلَدًا ِفي َها أَبَدًا‬

70
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

39. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah


(sav): Her kim, bir demir parçası ile kendini öldürürse,
demiri elinde karnına saplar bir halde cehennem ateşinde
ebedi ve daimi olarak kalacaktır. Her kim, zehir içer de
kendini öldürürse, o kimse de zehirini içer halde cehen-
nem ateşinde ebedi ve daimi kalarak içecektir. Her kim
de dağdan atarak kendini öldürürse, o da yuvarlanır bir
halde cehennem ateşinde ebedi ve daimi olarak kalacak-
tır, buyurmuştur. (Müslim, İman, 175)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ إِ ّ َن َر ُس‬:َ‫ال أ َ ُبو ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َق‬

،‫ار ُق ِحي َن يَسْ ِر ُق َو ُه َو ُم ْؤ ِم ٌن‬ ِ ‫الس‬ َ ّ ‫ َو َل يَسْ ِر ُق‬،‫َل يَزْ نِي ال ّ َزانِي ِحي َن يَزْ نِي َو ُه َو ُم ْؤ ِم ٌن‬
.‫َو َل يَشْ َر ُب ْالخَ مْ َر ِحي َن يَشْ َر ُب َها َو ُه َو ُم ْؤ ِم ٌن‬
40. Ebû Hureyre’den (ra) rivâyet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Zâni bir kimse, zina yaptığı sırada mü’min olarak
zina yapmaz, hırsız da çaldığı sırada mü’min olarak hır-
sızlık yapmaz, içki içen de mü’min olduğu hâlde içmez,
buyurmuştur. (Müslim, İman, 100)

71
4. DÖNEM

İBADETLER
‫َمث َُل ا ّلَ ِذي يَ ْذ ُك ُر َر ّبَ ُه َوا ّلَ ِذي َل يَ ْذ ُك ُر َر ّبَ ُه‪َ ،‬مث َُل ْال َح ِّي َو ْال َم ِّي ِ‬
‫ت‪.‬‬

‫الص َل َة إِ ّ َل ُغ ِف َر لَ ُه َما بَ ْي َن ُه َوبَ ْي َن ّ َ‬


‫الص َل ِة‬ ‫ضأ ُ َر ُج ٌل َف ُيحْ ِس ُن ُو ُ‬
‫ضو َء ُه‪َ ،‬ويُ َص ِّلى ّ َ‬ ‫َل يَ َت َو ّ َ‬
‫َح ّ َتى يُ َص ِّل َي َها‪.‬‬

‫ب ال ّ َر ِّب َوت َْد َف ُع ِمي َت َة ُّ‬


‫السو ِء‪.‬‬ ‫إِ ّ َن ّ َ‬
‫الص َد َق َة لَ ُت ْط ِف ُئ َغضَ َ‬
4. DÖNEM
İBADETLER

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫َعنْ َعائِشَ َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬
َ ّ ‫ َوإِ ّ َن أ َ َح‬،‫الل َل يَ َم ُّل َح ّ َتى تَ َم ّلُوا‬
‫ب ْال َع َم ِل إِلَى‬ َ ّٰ ‫ فَإِ ّ َن‬،‫إكلَفُوا ِم َن ْال َع َم ِل َما ُت ِطي ُقو َن‬
ْ
.‫الل أ َ ْد َو ُم ُه َوإِ ْن َق ّ َل‬
ِ ّٰ
1. Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav):
Güç yetirebileceğiniz amelleri yapmaya gayret ediniz. Al-
lah usanmaz da siz usanırsınız. Allah katında amellerin
en sevimlisi az da olsa devamlı olanıdır, buyurmuştur.
(Ebû Dâvûd, Tatavvu’, 27)

َ ‫ َق‬:‫ال‬
:‫ال ال ّ َن ِب ُّي ﷺ‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبي ُم‬
ِ ‫وسى َر‬
.‫ت‬ َ ‫ َمث َُل‬،‫َمث َُل ا ّلَ ِذي يَ ْذ ُك ُر َر ّبَ ُه َوا ّلَ ِذي َل يَ ْذ ُك ُر َر ّبَ ُه‬
ِ ‫الح ِّي َوال َم ِّي‬
2. Ebû Musa el-Eş’arî’den (ra) tarafından rivayet edildiğine
göre, Hz. Peygamber (sav): Rabbini zikreden kimse ile
zikretmeyen kimsenin misali, diri ile ölünün misali gibi-
dir, buyurmuştur. (Buhârî, Deâvât, 66)

َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬،‫ير‬
:‫ال‬ ٍ ‫ش‬ ِ ‫َع ِن ال ُّنعْ َم‬
ِ َ‫ان ب ِْن ب‬
‫ال َر ّبُ ُك ُم ا ْد ُعونِي أَسْ ت َِج ْب لَ ُكمْ إِ ّ َن ال ِذي َن يَسْ ت َْك ِب ُرو َن‬
َ ‫ و َق‬:َ‫ ثم َق َرأ‬،ُ‫الد َعا ُء ُه َو ْال ِع َبا َدة‬
ُّ
ِ ‫َعنْ ِع َبا َدتِي َس َي ْد ُخ ُلو َن َج َه ّ َن َم د‬
. ‫َاخ ِري َن‬
3. Nûman b. Beşir’den (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Dua ibadetin ta kendisidir. Buyurmuş ve
sonra şu ayeti okumuştur: Rabbiniz şöyle buyurdu: Bana
dua edin ki duanıza icabet edeyim. Bana kulluk etmeyi
kibirlerine yediremeyenler aşağılanmış halde cehenneme
gireceklerdir. (Tirmizî, Deavât, 1)

74
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ٍ ‫يب ُد َعا ًء ِمنْ َق ْل‬


‫ب‬ َ ّٰ ‫ َواعْ لَ ُموا أ َ ّ َن‬،‫إل َجابَ ِة‬
ُ ‫الل َل يَسْ ت َِج‬ ِ ‫الل َوأ َ ْنتُمْ ُمو ِق ُنو َن ِبا‬
َ ّٰ ‫اُ ْد ُعوا‬
.‫َغا ِف ٍل َل ٍه‬
4. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah
(sav): Allah’a, kabul edileceğine gerçekten inanarak dua
edin. Bilin ki Allah, ciddiyetten uzak ve umursamaz bir
kalp ile yapılan duaları kabul etmez, buyurmuştur. (Tir-
mizî, Deavât, 65)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

‫ إِ ْن َذ َك َرنِى ِفى‬،‫ َوأَنَا َم َع ُه ِحي َن يَ ْذ ُك ُرنِى‬،‫الل َع ّ َز َو َج ّ َل أَنَا ِع ْن َد َظ ِ ّن َع ْب ِدى ِبى‬


ُ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫يَ ُق‬
ٍ َ ‫ل َذ َكرْ ُت ُه ِفى َم‬
... ْ‫ل هُمْ خَ ْي ٌر ِم ْن ُهم‬ ٍ َ ‫ َوإِ ْن َذ َك َرنِى ِفى َم‬،‫ن َْف ِس ِه َذ َكرْ ُت ُه ِفى ن َْف ِسى‬
5. Ebû Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre, Resûlullah
(sav): Yüce Allah buyuruyor ki: Kulum beni nasıl düşü-
nüyorsa ben öyleyim. O, beni anarken ben onunla bera-
berim. O, beni kendi başına anarsa, ben de onu kendim
anarım. O, beni bir topluluk içinde anarsa, ben onu daha
hayırlı bir topluluk içinde anarım, buyurmuştur. (Buhârî,
Tevhîd, 15)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫َعنْ ُم َعا ِذ ب ِْن َج َب ٍل‬
ُ ‫ال َر ُس‬
َ
.‫ َوال ِ ّظ ِّل‬،‫يق‬
ِ ‫ار َع ِة ال ّط ِر‬ ِ ‫ ْال َب َرا َز ِفي ْال َم َو‬:‫ا ّتَ ُقوا ْال َم َل ِع َن ال ّ َث َلثَ َة‬
ِ ‫ َو َق‬،‫ار ِد‬
6. Muâz b. Cebel’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Lânetlenmeye neden olan üç şeyi yapmaktan sakı-

75
4. DÖNEM
İBADETLER

nın; su kaynaklarına, yol ortasına ve gölgelik yerlere ab-


dest bozmayın, buyurmuştur. (Ebû Dâvud, Taharet, 14)

‫ َكا َن ال ّ َن ِب ُّي ﷺ‬:‫ال‬


َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
ِ ‫ك َر‬
.‫ث‬
ِ ِ‫ث َوالخَ َبائ‬ ُ ‫ ال ّٰل ُه ّ َم إِ ّنِي أ َ ُعو ُذ ِب َك ِم َن‬:‫ال‬
ِ ‫الخ ُب‬ َ ‫إِ َذا دَخَ َل الخَ َل َء َق‬

7. Enes b. Mâlik’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-


ber (sav) tuvalete girerken: Allah’ım! Her türlü pislikten
ve necasetten sana sığınırım, derdi. (Buhârî, Deavât, 15)

ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ ُ ْ‫ إِ ّنِي َس ِمع‬... :‫ضأ َ ُعث َما ُن قال‬
َ ‫ت َر ُس‬ َ ّ ‫ َفلَ ّ َما تَ َو‬،‫عن ُحمْ را َن‬

‫الص َل ِة‬ َ ّ ‫الص َل َة إ‬


َ ّ ‫ال ُغ ِف َر لَ ُه َما بَ ْي َن ُه َوبَ ْي َن‬ ُ ‫ضأ ُ َر ُج ٌل َف ُيحْ ِس ُن ُو‬
َ ّ ‫ َويُ َص ِّلى‬،‫ضو َء ُه‬ َ ّ ‫َل يَ َت َو‬
ِ
.‫َح ّ َتى يُ َص ِّل َي َها‬
8. Humrân’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Osman abdest
aldığında dedi ki: Hz. Peygamber’in (sav) şöyle dediğini
işittim: Bir kimse abdest alır ve güzelce abdest almaya
özen gösterir, ardından da namaz kılarsa, bu abdestle na-
maz arasında işlediği (günahlar) o namazı kılıncaya kadar
mutlaka bağışlanır. (Buhârî, Vudû’, 24)

َ ‫ َق‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬


:‫ال‬

ُ ‫ت َف َذ َهب‬
‫ْت‬ ُ ْ‫ فَاخْ َتنَس‬،‫ب‬ ٌ ‫يق ِمنْ ُط ُر ِق ْال َم ِدي َن ِة َوأَنَا ُج ُن‬ ٍ ‫الل ﷺ ِفي َط ِر‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫لَ ِق َي ِني َر ُس‬
‫ْت ُج ُن ًبا‬ ُ ‫ إِ ّنِي ُكن‬:‫ت‬ ُ ‫ ُق ْل‬:‫ال‬ َ ‫ْت يَا أَبَا ُه َر ْي َرةَ؟ َق‬ َ ‫ أ َ ْي َن ُكن‬:‫ال‬ ُ ‫ ث ّ َُم ِج ْئ‬،‫ت‬
َ ‫ت َف َق‬ ُ ‫َس ْل‬
َ ‫َاغت‬ ْ ‫ف‬
.‫س‬ ُ ‫ إِ ّ َن ْال ُمسْ ِل َم َل يَن ُْج‬،ِ‫الل‬ّٰ ‫ ُسب َْحا َن‬:‫ال‬ َ ‫ َف َق‬.‫ت أ َ ْن أ ُ َجالِ َس َك َعلَى َغي ِْر َط َها َر ٍة‬ ُ ْ‫َف َك ِره‬
9. Ebu Hureyre (ra) anlatıyor: Bir gün cünüp bir halde iken
Medine sokaklarından birinde Resûlullah ile karşılaştım.

76
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

Hemen geri durdum ve gidip yıkanıp geldim. Resûlul-


lah (sav); Nerede kaldın Ebû Hureyre! dedi. Ben; Cünüp
idim, temiz olmayan bir halde seninle beraber oturmak
istemedim, dedim. Bunun üzerine Resûlullah; Sübhâ-
nallah! Müslüman necis olmaz, buyurdu. (Ebû Davûd,
Tahâret, 91)

:‫ زَوْ ِج ال ّ َن ِب ِّي ﷺ أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ‬،‫َعنْ َعائِشَ َة‬

‫ ث ّ َُم‬،‫لص َل ِة‬َ ّ ِ‫ضأ ُ ل‬


َ ّ ‫ضأ ُ َك َما يَ َت َو‬ َ ‫ بَدَأ َ َفغ‬،‫الجنَابَ ِة‬
َ ّ ‫ ث ّ َُم يَ َت َو‬،‫َس َل يَ َد ْي ِه‬ َ ‫َس َل ِم َن‬ َ ‫اغت‬ ْ ‫َكا َن إِ َذا‬
‫ث ُغ َر ٍف‬ َ ‫ب َعلَى َر ْأ ِس ِه ث ََل‬ ُّ ‫ ث ّ َُم يَ ُص‬،‫ول شَ َع ِر ِه‬ َ ‫ص‬ ُ ُ ‫ َف ُيخَ ِّل ُل ِب َها أ‬،‫صا ِب َع ُه ِفي ال َما ِء‬َ َ ‫يُ ْد ِخ ُل أ‬
. ‫يض ال َما َء َعلَى ِج ْل ِد ِه ُك ِّل ِه‬ ُ ‫ ث ّ َُم يُ ِف‬،‫ِب َي َد ْي ِه‬
10. Efendimizin eşi Hz. Âişe’den (ra) nakledildiğine göre, Hz.
Peygamber (sav), cünüplükten dolayı gusledeceğinde
önce ellerini yıkayarak başlardı. Sonra namaz için abdest
alır gibi abdest alır, sonra parmaklarını suya daldırır ve
onlarla saçlarının diplerini ovalardı. Sonra iki eliyle başı
üzerine üç avuç su dökerdi. Sonra da suyu bütün bedeni
üzerine dökerdi. (Buhârî, Gusül, 1)

ِ ‫ ث ّ َُم أُن‬،‫ض‬
‫َاولُ ُه ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َف َيضَ ُع فَا ُه َعلَى‬ ٌ ِ‫ْت أَشْ َر ُب َوأَنَا َحائ‬ ُ ‫ ُكن‬:‫َعنْ َعائِشَ َة َقالَ ْت‬
‫َاولُ ُه ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َف َيضَ ُع فَا ُه‬ ٌ ِ‫ َوأَتَ َع ّ َر ُق ْال َعرْ َق َوأَنَا َحائ‬،‫ َف َيشْ َر ُب‬،‫ض ِع ِف ّ َي‬
ِ ‫ ث ّ َُم أُن‬،‫ض‬ ِ ْ‫َمو‬
ِ ْ‫َعلَى َمو‬
.‫ض ِع ِف ّ َي‬
11. Hz. Âişe (ra) diyor ki: Ben âdetli iken bir şey içer sonra
onu Hz. Peygamber’e uzatırdım, o da ağzını tam benim
ağzımın değdiği yere koyarak içerdi. Yine ben âdetli iken
kemikli etten bir parça ısırıp sonra onu Hz. Peygamber’e
uzatırdım, o da ağzını tam benim ağzımın değdiği yere
koyar(ak ısırır)dı. (Ebû Dâvud, Tahâret, 102)

77
4. DÖNEM
İBADETLER

ُ ‫ َسأ َ ْل‬:‫ َقالَ ْت‬،َ‫َعنْ ُم َعا َذة‬


ُ ‫ت َعائِشَ َة َف ُق ْل‬
:‫ت‬

:‫ت‬ ُ ‫ْت؟ ُق ْل‬ ِ ‫ور ّيَ ٌة أَن‬ َ َ ّ ‫ َو َل ت َْق ِضي‬،‫الصوْ َم‬


ِ ‫ أ َح ُر‬:‫ َف َقالَ ْت‬.َ‫الص َلة‬ َ ّ ‫ض ت َْق ِضي‬ ِ ِ‫ال ْال َحائ‬ ُ َ‫َما ب‬
َ ّ ‫ َف ُن ْؤ َم ُر ِب َقضَ ا ِء‬،‫ َكا َن يُ ِصي ُبنَا َذلِ َك‬:‫ َقالَ ْت‬.‫ َولَ ِك ِّني أَسْ أ َ ُل‬،‫ور ّيَ ٍة‬
‫ َو َل‬،‫الصوْ ِم‬ ِ ‫ت ِب َح ُر‬ ُ ْ‫لَس‬
.‫الص َل ِة‬
َ ّ ‫نُ ْؤ َم ُر ِب َقضَ ا ِء‬
12. Muâze (isimli kadın) anlatıyor: Hz. Âişe’ye, Âdetli kadına
ne oluyor da, (tutamadığı) oruçları kaza ettiği halde (kıla-
madığı) namazları kaza etmiyor? diye sordum. Hz. Âişe,
Sen Harûrî (sadece Kur’an’da harfiyen bulunan hüküm-
lerle yetinen bir Hâricî) misin? diye cevaplayınca, Hayır,
Harûrî değilim ama soruyorum, dedim. Bunun üzerine
Hz. Âişe, Biz (Resûlullah zamanında) âdet olurduk, oru-
cu kaza etmemiz bize emredilir ama namazı kaza etme-
miz emredilmezdi, dedi. (Buhârî, Hayız, 20; Müslim, Ha-
yız, 69)

:‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُجالً َسأ َ َل ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ‬


ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫َع ِن اب ِْن َمسْ ُعو ٍد َر‬
…‫الص َل ُة لِ َو ْق ِت َها‬
َ ّ :‫ال‬ ِ ‫أ َ ُّي ْالَعْ َم‬
َ ‫ال أ َ ْفضَ ُل؟ َق‬

13. İbn Mes’ûd’dan (ra) rivayet edildiğine göre, bir adam Hz.
Peygamber’e (sav), Amellerin/İbadetlerin en faziletlisi
hangisidir? diye sordu. Peygamber Efendimiz (sav): Vak-
tinde kılınan namazdır, buyurdu. ( Buhârî, Tevhîd, 48)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬

.‫ش ْال َك َبائِ ُر‬


َ ‫ َما لَمْ ُت ْغ‬،‫ َك ّ َفا َر ٌة لِ َما بَ ْي َن ُه ّ َن‬،‫ َو ْال ُج ُم َع ُة إِلَى ْال ُج ُم َع ِة‬،‫س‬
ُ ْ‫الص َل ُة ْالخَ م‬
َّ

78
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

14. Ebû Hureyre’nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav):


Büyük günah işlenmedikçe beş vakit namaz ve iki Cuma,
aralarındaki günahlara kefarettir, buyurmuştur. (Müslim
Tahâret, 14)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫َعنْ َع ِل ٍّي َر‬
.‫ َوتَحْ ِلي ُل َها ال ّ َتسْ ِلي ُم‬،‫ َوتَحْ ِري ُم َها ال ّ َت ْك ِبي ُر‬،‫الص َل ِة ال ُّط ُهو ُر‬
َ ّ ‫َاح‬
ُ ‫ِم ْفت‬
15. Hz. Ali’nin (ra) rivayet ettiğine göre, Allah Resûlü (sav):
Namazın anahtarı temizliktir. Başlangıcı tekbir, bitimi ise
selamdır, buyurmuştur. (Ebû Dâvud, Tahâret, 31)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬
ُّ ‫ فَأ َ ْك ِث ُروا‬،ٌ‫اجد‬
.‫الد َعا َء‬ ِ ‫ َو ُه َو َس‬،‫أ َ ْق َر ُب َما يَ ُكو ُن ْال َع ْب ُد ِمنْ َر ِّب ِه‬
16. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Allah Resû-
lü (sav): Kulun Rabbine en yakın olduğu (an) secde hâ-
lidir. Öyleyse (secdede iken) çokça dua edin, buyurmuş-
tur. (Müslim, Salat, 215)

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ أ َ ّنَ ُه َس ِم َع َر ُس‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ‫ َما تَ ُق‬،‫اب أ َ َح ِد ُكمْ يَ ْغت َِس ُل ِفي ِه ُك ّ َل يَوْ ٍم خَ مْ ًسا‬
‫ َذلِ َك يُ ْب ِقي‬:‫ول‬ ِ ‫أ َ َرأ َ ْيتُمْ لَوْ أ َ ّ َن نَ َه ًرا ِب َب‬
‫ يَمْ ُحو‬،‫ات الخَ مْ ِس‬ ِ ‫الصلَ َو‬
َ ّ ‫ َف َذلِ َك ِم ْث ُل‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،‫ َل يُ ْب ِقي ِمنْ َد َرنِ ِه شَ ْي ًئا‬:‫ِمنْ َد َرنِ ِه َقالُوا‬
.‫الل ِب ِه الخَ َطايَا‬
ُ ّٰ
17. Ebû Hureyre’nin (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sav) bir
defasında şöyle buyurmuştur: Birinizin kapısının önün-
den bir nehir geçse ve onda her gün beş defa yıkansa,

79
4. DÖNEM
İBADETLER

bu o kimsenin kirinden bir şey bırakır mı ne dersiniz?


Sahâbîler, Onun kirinden hiçbir şey bırakmaz, dediler.
Bunun üzerine Resûlullah; işte beş vakit namaz da böy-
ledir! Allah onlarla günahları yok eder, buyurmuştur.
(Buhârî, Mevâkitu’s-Salât, 6)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬:‫الل ب ِْن ُع َم َر‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

.ً‫ص َل َة الف َِّذ ِب َسب ٍْع َو ِعشْ ِري َن َد َر َجة‬ َ ‫ص َل ُة‬


َ ‫الج َما َع ِة ت َْف ُض ُل‬ َ
18. Abdullah b. Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resû-
lullah (sav): Cemaatle kılınan namaz, tek başına kılınan
namazdan yirmi yedi derece daha faziletlidir, buyurmuş-
tur. (Buhârî, Ezân, 30; Müslim, Mesâcid, 249)

ُ ‫ َويَ ُق‬،‫الص َل ِة‬


:‫ول‬ ِ ّٰ ‫ول‬
َ ّ ‫الل ﷺ يَمْ َس ُح َمنَا ِك َبنَا ِفي‬ َ ‫ َق‬،‫َعنْ أ َ ِبي َمسْ ُعو ٍد‬
ُ ‫ َكا َن َر ُس‬:‫ال‬

‫ لِ َي ِل ِني ِم ْن ُكمْ أُولُو ْالَحْ َل ِم َوال ُّن َهى ث ّ َُم‬، ْ‫ف ُق ُلو ُب ُكم‬ َ ‫ َف َتخْ َت ِل‬،‫ َو َل تَخْ َت ِلفُوا‬،‫اسْ َت ُووا‬
. ْ‫ ث ّ َُم ا ّلَ ِذي َن يَ ُلونَ ُهم‬، ْ‫ا ّلَ ِذي َن يَ ُلونَ ُهم‬
19. Ebû Mes’ûd (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) namazda
omuzlarımıza dokunur ve şöyle derdi: Düzgün durun,
(safları) bozmayın ki kalplerinizin arası da bozulmasın!
Benim arkama akıllı ve faziletli olanlarınız dursun, sonra
(bu vasıflarda) onlardan sonra gelenler, sonra da onlar-
dan sonra gelenler dursun. (Müslim, Salat, 122)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫ار ِّي‬
ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبي َمسْ ُعو ٍد ْالَن‬
ِ ‫ْص‬
ُّ ‫ فَأَعْ لَ ُم ُهمْ ِب‬،‫ فَإِ ْن َكانُوا ِفي ْال ِق َرا َء ِة َس َوا ًء‬،ِ‫الل‬
‫ َو َل‬...‫الس ّ َن ِة‬ ِ ‫يَ ُؤ ُّم ْال َقوْ َم أ َ ْق َر ُؤهُمْ لِ ِكت‬
ّٰ ‫َاب‬
.‫ َو َل يَ ْق ُع ْد ِفي بَ ْي ِت ِه َعلَى ت َْك ِر َم ِت ِه إِ ّ َل ِبإِ ْذنِ ِه‬،‫يَ ُؤ ّ َم ّ َن ال ّ َر ُج ُل ال ّ َر ُج َل ِفي ُس ْل َطانِ ِه‬

80
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

20. Ebû Mes’ûd (ra) el-Ensârî’den rivayet edildiğine göre,


Resûlullah (sav): Bir topluluğa Allah’ın Kitabı’nı en iyi
okuyan imam olsun. Kur’an’ı okuma konusunda eşit ise-
ler sünneti en iyi bilen imam olsu Bir kimse, izin ver-
medikçe bir başkasının yetkili olduğu yerde imamlık
yapmasın ve kişinin evindeki özel mekânında oturmasın,
buyurmuştur. (Müslim, Mesâcid, 290)

َ ‫ أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬


:‫ال‬

‫ َوإِ َذا‬،‫الس ِقي َم َو ْال َك ِبي َر‬


َ ّ ‫يف َو‬
َ ‫الض ِع‬ َ ّ ‫اس ف َْل ُيخَ ِّف ْف فَإِ ّ َن ِفي ِه ُم‬ ِ ‫ص ّلَى أ َ َح ُد ُكمْ لِل ّ َن‬
َ ‫إِ َذا‬
.‫ص ّلَى لِن َْف ِس ِه ف َْل ُي َط ّ ِو ْل َما شَ ا َء‬
َ
21. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Sizden biriniz bir topluluğa namaz kıldıra-
cak olursa, kısa tutsun. Çünkü onların içinde zayıf olanı,
hasta olanı, yaşlı olanı vardır. Fakat yalnız kıldığı zaman,
istediği kadar uzatsın, buyurmuştur. (Müslim, Salat, 183;
Ebû Dâvud, Salat, 126)

َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ أ َ ّنَ ُه َق‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬


:‫ال‬
َ ‫ َوإِ َذا َق‬،‫ َفارْ َك ُعوا‬،‫ فَإِ َذا َر َك َع‬،‫ ف ََل تَخْ َت ِلفُوا َعلَ ْي ِه‬،‫إل َما ُم لِ ُي ْؤت ّ ََم ِب ِه‬
‫ َس ِم َع‬:‫ال‬ ِ ‫إِ ّنَ َما ُج ِع َل ا‬
،‫ص ّلَى َجالِ ًسا‬ َ ‫ َوإِ َذا‬،‫ َوإِ َذا َس َج َد َفاسْ ُجدُوا‬،ُ‫الحمْ د‬ َ ‫ َر ّبَنَا لَ َك‬:‫ َف ُقولُوا‬،‫الل لِ َمنْ َح ِم َد ُه‬ ُ ّٰ
‫ف ِمنْ ُحسْ ِن‬ َ ّ ‫ فَإِ ّ َن إِ َقا َم َة‬،‫الص َل ِة‬
ّ ِ ‫الص‬ َ ّ ‫ف ِفي‬ َ ّ ‫ َوأ َ ِقي ُموا‬،‫وسا أَجْ َم ُعو َن‬
َ ّ ‫الص‬ ً ‫َص ّلُوا ُج ُل‬َ ‫ف‬
. ‫الص َل ِة‬
َّ
22. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): İmam ancak kendisine uyulmak için var-
dır. Öyleyse (namazda) ondan farklı davranmayın. O
rükûa varınca siz de varın. ‘Semiallahü limen hamideh’

81
4. DÖNEM
İBADETLER

dediği zaman, ‘Rabbenâ leke’l-hamd’ deyin. Secdeye git-


tiği zaman siz de secdeye gidin. Oturarak namaz kıldığı
vakit siz de hep birlikte oturarak namaz kılın. Namazda
safı düzgün tutun. Çünkü safı düzgün tutmak namazın
güzelliğindendir, buyurmuştur. (Buhârî, Ezan, 74)

َ ‫ َق‬،‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬


:‫ال‬

،‫ت َح ّ َتى يَ ْف ُر َغ ِمنْ ُخ ْط َب ِت ِه‬ َ ‫ْص‬ َ ‫ ث ّ َُم أَن‬،‫َص ّلَى َما ُق ِّد َر لَ ُه‬
َ ‫ ف‬،‫َس َل ث ّ َُم أَتَى ْال ُج ُم َع َة‬
َ ‫اغت‬ ْ ‫َم ِن‬
َ ُْ ْ
ٍ َ‫ َوف َْض ُل ث ََلثَ ِة أ ّي‬،‫ ُغ ِف َر لَ ُه َما بَ ْي َن ُه َوبَ ْي َن ال ُج ُم َع ِة الخْ َرى‬،‫ث ّ َُم يُ َص ِّلي َم َع ُه‬
.‫ام‬
23. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber: Her kim gusleder, sonra cumaya gelip namazı kılar,
sonra hutbesini bitirinceye kadar sessizce (imamı) dinler,
sonra onunla beraber namazını kılarsa, o cuma ile sonra-
ki cuma arasındaki günahları ayrıca üç günlük günahları
bağışlanır, buyurmuştur. (Müslim, Cum’a, 26)

َ ‫ َق‬،َ‫َعنْ َجا ِب ِر ب ِْن َس ُم َرة‬


:‫ال‬

ٍ َ‫ يَ ْق َرأ ُ آي‬،‫ َو ُخ ْط َب ُت ُه َق ْصدًا‬،‫الل ﷺ َق ْصدًا‬


ِ ْ‫ات ِم َن ْال ُقر‬
‫ َويُ َذ ِّك ُر‬،‫آن‬ ِ ‫ص َل ُة َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َكان َْت‬
.‫اس‬ َ ‫ال ّ َن‬
24. Câbir b. Semure (ra) şöyle demiştir: Resûlullah’ın (sav)
namazı da hutbesi de orta uzunluktaydı. (Hutbede)
Kur’an’dan ayetler okur ve halka nasihat ederdi. (Ebû
Dâvud, Salât, 221, 223)

82
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫أ َ ّ َن أَبَا ُه َر ْي َر َة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

‫ َو َمنْ شَ ِه َدهَا َح ّ َتى ُت ْد َف َن َفلَ ُه‬،‫ط‬ ٌ ‫َمنْ شَ ِه َد ْال َجنَا َز َة َح ّ َتى يُ َص ّلَى َعلَ ْي َها َفلَ ُه ِقي َرا‬
.‫ ِم ْث ُل ْال َج َبلَي ِْن ْال َع ِظي َمي ِْن‬:‫ال‬
َ ‫ان؟ َق‬ِ ‫ َو َما ْال ِقي َرا َط‬:‫يل‬
َ ‫ ِق‬،‫ان‬ ِ ‫ِقي َرا َط‬
25. Ebû Hureyre’nin (ra) bildirdiğine göre, Allah Resûlü (sav)
şöyle buyurmuştur: Kim namazı kılınana kadar cenaze-
nin yanında bulunursa, ona bir kîrat; kim de defnedilin-
ceye kadar cenazenin yanında bulunursa, ona iki kîrat
sevap vardır. İki kîrat ne (kadardır)? diye sorulduğunda
Hz. Peygamber, İki büyük dağ kadardır, cevabını vermiş-
tir. (Buhârî, Cenâiz, 58; Müslim, Cenâiz, 52)

‫صا َم َر َمضَ ا َن إِي َمانًا‬ َ ْ‫ َمن‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،‫الل َع ْن ُه َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
‫ َو َمنْ َقا َم لَ ْيلَ َة ال َق ْد ِر إِي َمانًا َواحْ ِت َسابًا ُغ ِف َر لَ ُه‬،‫َواحْ ِت َسابًا ُغ ِف َر لَ ُه َما تَ َق ّ َد َم ِمنْ َذ ْن ِب ِه‬
.‫َما تَ َق ّ َد َم ِمنْ َذ ْن ِب ِه‬
26. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Ra-
mazan orucunu tutan kimsenin geçmiş günahları bağışla-
nır. İnanarak ve sevabını Allah’tan umarak Kadir gecesini
ihya eden kimsenin de geçmiş günahları bağışlanır, bu-
yurmuştur. (Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 1)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ ّ ‫ َوأ َ ْفضَ ُل‬،‫الل ْال ُم َح ّ َر ُم‬
،‫ بَعْ َد ْالف َِريضَ ِة‬،‫الص َل ِة‬ ِ ّٰ ‫ شَ هْ ُر‬،‫ بَعْ َد َر َمضَ ا َن‬،‫ام‬ ِّ ‫أ َ ْفضَ ُل‬
ِ ‫الص َي‬
.‫ص َل ُة ال ّلَي ِْل‬ َ
27. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah
(sav): Ramazan ayından sonra en faziletli oruç, Allah’ın

83
4. DÖNEM
İBADETLER

ayı olan Muharrem’de (tutulan oruçtur). Farz namazdan


sonra en faziletli namaz ise gece namazıdır, buyurmuştur.
(Müslim, Sıyâm, 202)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن َُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫اج ٌة ِفي أ َ ْن يَ َد َع َط َعا َم ُه َوشَ َرابَ ُه‬ َ ‫ َفلَي‬،‫ور َوال َع َم َل ِب ِه‬
ِ َ ّ ِ ‫ْس‬
َ ‫ل َح‬ ِ ‫َمنْ لَمْ يَ َد ْع َقوْ َل ال ُّز‬
28. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Yalanı ve yalana göre iş yapmayı terk etmeye-
nin yemeyi içmeyi bırakmasına Allah’ın ihtiyacı yoktur,
buyurmuştur. (Buhârî, Savm, 8)

ُ ّٰ ‫ض َي‬
:‫الل َع ْن َها زَوْ ِج ال ّ َن ِب ِّي ﷺ‬ ِ ‫َعنْ َعائِشَ َة َر‬

ِ ‫ف ال َعشْ َر األ َ َو‬


ُ ّٰ ‫اخ َر ِمنْ َر َمضَ ا َن َح ّ َتى تَ َو ّ َفا ُه‬
.‫الل‬ ُ ‫ َكا َن يَعْ َت ِك‬،‫أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ‬
29. Peygamberimizin eşi Hz. Âişe’nin (ra) naklettiğine göre,
Hz. Peygamber (sav) vefat edinceye kadar Ramazan’ın
son on gününde itikâfa girerdi. (Buhârî, İtikâf, 1)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬:َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬

‫ ث ّ َُم لَمْ يَ ِجدُوا إِ ّ َل أ َ ْن يَسْ َت ِه ُموا َعلَ ْي ِه‬،‫ف األ َ ّ َو ِل‬ َ ّ ‫اس َما ِفي ال ِّندَا ِء َو‬
ّ ِ ‫الص‬ ُ ‫لَوْ يَعْ لَ ُم ال ّ َن‬
‫ َولَوْ يَعْ لَ ُمو َن َما ِفي ال َع َت َم ِة‬،‫ير َلسْ َت َب ُقوا إِلَ ْي ِه‬ ِ ‫ َولَوْ يَعْ لَ ُمو َن َما ِفي ال ّ َتهْ ِج‬،‫َلسْ َت َه ُموا‬
.‫ َلَتَوْ ُه َما َولَوْ َح ْب ًوا‬،‫الصب ِْح‬ ُّ ‫َو‬
30. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav) şöyle buyurmuştur: İnsanlar ezandaki ve birinci saf-
taki (sevabı) bilselerdi, sonra da ezan okumak ve birinci
safta yer almak için kura çekmekten başka bir çare kal-

84
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

masaydı, mutlaka kuraya başvururlardı. Şayet cemaate


erken yetişmenin ne kadar faziletli olduğunu bilselerdi,
birbirleriyle yarışa girerlerdi. Eğer yatsı namazı ile sabah
namazındaki fazileti bilselerdi, sürünerek de olsa bu iki
namaza gelirlerdi. (Buhârî, Ezan, 9)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬:ِ‫الل‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ّٰ ‫َعنْ َجا ِب ِر ب ِْن َع ْب ِد‬

‫الص َل ِة ال َقائِ َم ِة‬ َ ّ ‫ ال ّٰل ُه ّ َم َر ّ َب َه ِذ ِه‬:‫ال ِحي َن يَسْ َم ُع ال ِّندَا َء‬


َ ّ ‫ َو‬،‫الدعْ َو ِة ال ّ َتا ّ َم ِة‬ َ ‫َمنْ َق‬
‫ َح ّلَ ْت لَ ُه‬،‫ َوا ْب َع ْث ُه َم َقا ًما َمحْ ُمو ًدا ا ّلَ ِذي َو َع ْدتَ ُه‬،‫َضيلَ َة‬ ِ ‫آت ُم َح ّ َمدًا ال َو ِسيلَ َة َوالف‬ِ
. ‫شَ فَا َع ِتي يَوْ َم ال ِق َيا َم ِة‬
31. Câbir b. Abdullah’dan (ra) rivayet edildiğine göre, Resû-
lullah (sav): Kim ezanı işitince, ‘Ey bu mükemmel dâ-
vetin ve kılınan namazın Rabbi olan Allah’ım! Muham-
med’e sana yaklaştıran her türlü vesileyi ve fazileti ihsan
et. Onu, kendisine vaad etmiş olduğun Makâm-ı Mah-
mud’a kavuştur.’ derse kıyamet günü şefaatim ona helal
olur, buyurmuştur. (Buhârî, Ezan, 8; Ebû Dâvud, Salat,
37)

َ ‫ َق‬: ‫الل َع ْن ُه‬


:‫ال ال ّ َن ِب ُّي ﷺ‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫ َولَمْ يَ ْف ُسقْ َر َج َع َك َيوْ ِم َولَ َد ْت ُه أ ُ ُّم ُه‬،‫ُث‬
ْ ‫ َفلَمْ يَرْ ف‬،‫ْت‬
َ ‫َمنْ َح ّ َج َه َذا ال َبي‬
32. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Her kim bu evi (Kâbe’yi) haccederken, (söz ya
da eylemle) cinsel yakınlığa yeltenmez ve kötülük işle-
mezse, anasının onu doğurduğu günkü gibi (günahsız)
hâline dönmüş olur, buyurmuştur. (Buhârî, Muhsar, 10)

85
4. DÖNEM
İBADETLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫َعنْ َعائِشَ َة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ّٰ ‫ل َقا َم ِة ِذ ْك ِر‬ َ ّ ‫إ ّنَ َما ُج ِع َل ال‬


.ِ‫الل‬ ِ ‫الصفَا َو ْال َمرْ َو ِة َو َرمْ ُي ْال ِج َم‬
ِ ِ ‫ار‬ ِ ‫اف ِب ْال َبي‬
َ ّ ‫ْت َوبَ ْي َن‬ ُ ‫ط َو‬ ِ
33. Hz. Âişe’den (ra) nakledildiğine göre, Allah Resûlü (sav):
Kâbe’yi tavaf, Safa ile Merve arasında yapılan sa’y ve şey-
tan taşlama işi ancak Allah’ın adının anılması içindir, bu-
yurmuştur. (Ebû Dâvud, Menasik, 50)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬:‫الل َع ْن ُه‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ ‫ْس لَ ُه َج َزا ٌء إِ ّ َل‬
.ُ‫الج ّ َنة‬ َ ‫ َو‬،‫ال ُعمْ َر ُة إِلَى ال ُعمْ َر ِة َك ّ َفا َر ٌة لِ َما بَ ْي َن ُه َما‬
َ ‫الح ُّج ال َم ْب ُرو ُر لَي‬
34. Ebû Hureyre’nin (ra) rivayet ettiğine göre, Resûlullah
(sav): İki umre, aralarında işlenen günahlara kefarettir.
(Allah tarafından) kabul göre haccın karşılığı ise ancak
cennettir, buyurmuştur. (Buhârî, Umre, 1; Müslim, Hac,
437)

:‫ال ال ّ َن ِب ُّي ﷺ‬ ِ ‫اويَ َة ْالغ‬


َ ‫ َق‬:‫َاض ِر ِّي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن ُم َع‬
َ
ُ ّٰ ‫الل َوحْ َد ُه َوأ َ ّنَ ُه َل إِ ٰل َه إِ ّل‬
،‫الل‬ َ ّٰ ‫ َمنْ َع َب َد‬:‫ان‬ ِ ‫الي َم‬ ِ ْ ‫ث َمنْ َف َعلَ ُه ّ َن َف َق ْد َط ِع َم َطعْ َم‬
ٌ ‫ث ََل‬
‫ َو َل‬،‫ َو َل يُعْ ِطي ْال َه ِر َم َة‬،‫ام‬ َ َ
ٍ ‫ َرا ِف َد ًة َعلَ ْي ِه ُك ّل َع‬،‫َوأعْ َطى َز َكا َة َمالِ ِه َط ِّي َب ًة ِب َها ن َْف ُس ُه‬
َ ّٰ ‫ فَإِ ّ َن‬، ْ‫ َولَ ِكنْ ِمنْ َو َس ِط أَمْ َوالِ ُكم‬،‫ط ال ّلَ ِئي َم َة‬
ْ‫الل لَم‬ َ ّ ‫ َو َل‬،‫ َو َل ْال َم ِريضَ َة‬،‫الد ِرنَ َة‬
َ ‫الش َر‬ َّ
. ‫ َولَمْ يَ ْأ ُمرْ ُكمْ ِبشَ ِّر ِه‬،‫يَسْ أ َ ْل ُكمْ خَ ْي َر ُه‬
35. Abdullah b. Muâviye el-Ğâdırî’nin (ra) naklettiğine göre,
Hz. Peygamber (sav) şöyle buyurmuştur: Üç şey vardır
ki onları yapan kimse imanın tadını almış olur: Allah’tan
başka ilâhın olmadığına inanarak, bir olan Allah’a kulluk
etmek; malın zekâtını gönül rızasıyla ve her sene düzenli
olarak vermek; zekât olarak yaşlı, uyuz, hasta, çelimsiz

86
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ve sütü az olan hayvanı vermeyip mallarınızın orta halli-


sinden vermek. Çünkü Allah, sizden malınızın en iyisini
istemedi; fakat en kötüsünü de verin diye de emretmedi.
(Ebû Dâvud, Zekât, 5)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
َ ‫ َق‬:َ ‫ك‬

ُّ ‫ب ال ّ َر ِّب َوت َْد َف ُع ِمي َت َة‬


.‫السو ِء‬ َ ّ ‫إِ ّ َن‬
َ َ‫الص َد َق َة لَ ُت ْط ِف ُئ َغض‬
36. Enes b. Mâlik’in (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav):
Kuşkusuz sadaka, Rabbin hoşnutsuzluğunu giderir ve
kötü bir şekilde ölmeyi (Allah’ın izniyle) önler, buyur-
muştur. (Tirmizî, Zekât, 28)

َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن َُه‬
:‫ال َر ُج ٌل لِل ّ َن ِب ِّي ﷺ‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫ ت َْأ ُم ُل ال ِغنَى‬،‫يص‬
ٌ ‫يح َح ِر‬ ٌ ‫ص ِح‬ َ ‫ أ َ ْن ت ََص ّ َد َق َوأَن‬:‫ال‬
َ ‫ْت‬ َ ‫الص َد َق ِة أ َ ْفضَ ُل؟ َق‬
َ ّ ‫الل أ َ ُّي‬ َ ‫يَا َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬
...‫الح ْل ُقو َم‬
ُ ‫َت‬ ِ ‫ َو َل تُمْ ِه ْل َح ّ َتى إِ َذا بَلَغ‬،‫َوتَخْ شَ ى الف َْق َر‬
37. Ebû Hureyre (ra) anlatıyor: Bir adam Hz. Peygamber’e
(sav); Ey Allah’ın Resûlü! Hangi sadaka en faziletlidir?
diye sordu. Hz. Peygamber (sav); Sağlıklı iken ve fakir-
lik endişesi ve zengin olma hırsı ile hareket ederken ta-
saddukta bulunabilmendir. (Sadaka vermeyi) can boğaza
gelip de (son nefesini yaşadığın ana kadar) erteleme, bu-
yurdu. (Buhârî, Vesâyâ, 7)

87
4. DÖNEM
İBADETLER

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫َعنْ َعائِشَ َة‬
ِ ّٰ ‫ول‬

‫ إِ ّنَ ُه لَ َي ْأتِي يَوْ َم‬،‫الد ِم‬


َ ّ ‫اق‬ ِ ّٰ ‫ب إِلَى‬
ِ ‫الل ِمنْ إِهْ َر‬ َ ّ ‫َما َع ِم َل آ َد ِم ٌّي ِمنْ َع َم ٍل يَوْ َم ال ّ َنحْ ِر أ َ َح‬
‫ان َقب َْل أ َ ْن يَ َق َع‬ ٍ ‫الل ِب َم َك‬ َ ّ ‫ َوأ َ ّ َن‬،‫ارهَا َوأ َ ْظ َل ِف َها‬
ِ ّٰ ‫الد َم لَ َي َق ُع ِم َن‬ َ
ِ ‫ال ِق َيا َم ِة ِب ُق ُرونِ َها َوأشْ َع‬
.‫ َف ِطي ُبوا ِب َها ن َْف ًسا‬،‫ِم َن األَرْ ِض‬
38. Hz. Âişe’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Âdemoğlu kurban günü Allah katında kurban kes-
mekten daha güzel bir amel işlemez. Kurban, kıyamet
günü boynuzları, kılları ve tırnaklarıyla (sevap olarak) ge-
lir. Kurban, henüz kanı yere düşmeden, Allah tarafından
kabul edilir. Bu sebeple kurban kesme konusunda gön-
lünüz hoş olsun, (bu iş size zor gelmesin), buyurmuştur.
(Tirmizî, Edâhî, 1)

َ ‫ أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬،َ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َرة‬


:‫ال‬

ُ ّٰ ‫إِ ّ َن ال ّ َن ْذ َر َل يُ َق ِّر ُب ِم ِن اب ِْن آ َد َم شَ ْي ًئا لَمْ يَ ُك ِن‬


،‫ َولَ ِك ِن ال ّ َن ْذ ُر يُ َوا ِف ُق ْال َق َد َر‬،‫الل َق ّ َد َر ُه لَ ُه‬
.‫يل يُ ِري ُد أ َ ْن يُخْ ِر َج‬ ُ ‫يل َما لَمْ يَ ُك ِن ْال َب ِخ‬ ِ ‫َف ُيخْ َر ُج ِب َذلِ َك ِم َن ْال َب ِخ‬
39. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Adak, Allah’ın takdir etmediği bir şeyi insana
yaklaştırmaz. Ancak nezr(ettiği husus) kadere uygun dü-
şer (ve gerçekleşir) de böylece cimrinin elinden isteme-
diği hâlde malı çıkarılır, buyurmuştur. (Müslim, Nezr, 7)

َ ‫ أ َ ّنَ ُه َق‬،‫الل َع ْن ُه‬


:‫ال‬ ِ ‫َعنْ َحمْ َز َة ب ِْن َعمْ ٍرو ْالَسْ لَ ِم ِّي َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ّٰ ‫ول‬
‫الل‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ٌ ‫ َف َه ْل َعلَ ّ َي ُجن‬،‫السف َِر‬
َ ‫َاح؟ َف َق‬ َ ّ ‫ام ِفي‬ ِ ‫الص َي‬ِّ ‫ أ َ ِج ُد ِبي ُق ّ َو ًة َعلَى‬،ِ‫الل‬ َ ‫يَا َر ُس‬
ّٰ ‫ول‬
َ ‫ب أ َ ْن يَ ُصو َم ف ََل ُجن‬
.‫َاح َعلَ ْي ِه‬ َ ّ ‫ ف ََح َس ٌن َو َمنْ أ َ َح‬،‫ َف َمنْ أَخَ َذ ِب َها‬،ِ‫الل‬
ّٰ ‫ ِه َي ُرخْ َص ٌة ِم َن‬:‫ﷺ‬

88
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

40. Hamza b. Amr el-Eslemî (ra), Ey Allah’ın Resûlü! Yolcu-


lukta iken oruç tutabilecek gücü kendimde bulabiliyo-
rum. Böyle yapmamda bir sakınca var mı? diye sordu.
Bunun üzerine Resûlullah (sav), Bu, Allah’ın verdiği bir
ruhsattır. Kim bunu alıp uygularsa güzel olur. Ama kim
de oruç tutmak isterse bunu yapmasında bir sakınca yok-
tur, buyurdu. (Müslim, Siyâm, 107)

89
5. DÖNEM

SOSYAL HAYAT ve AHLAK


‫يض‪َ ،‬وا ّتِ َبا ُع ْال َجنَائِ ِز‪،‬‬
‫الس َل ِم‪َ ،‬و ِع َيا َد ُة ْال َم ِر ِ‬
‫س‪َ :‬ر ُّد ّ َ‬ ‫َح ُّق ْال ُمسْ ِل ِم َعلَى ْال ُمسْ ِل ِم خَ مْ ٌ‬
‫يت ْال َعا ِط ِس‪.‬‬ ‫َوإِ َجابَ ُة ّ َ‬
‫الدعْ َو ِة‪َ ،‬وتَشْ ِم ُ‬

‫الش ّ َح أَهْ لَ َك َمنْ َكا َن‬


‫الش ّ َح فَإِ ّ َن ُّ‬ ‫ا ّتَ ُقوا ال ُّظ ْل َم فَإِ ّ َن ال ُّظ ْل َم ُظ ُل َم ٌ‬
‫ات يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة َوا ّتَ ُقوا ُّ‬
‫ُ‬ ‫َ‬
‫َق ْبلَ ُكمْ َح َملَ ُهمْ َعلَى أ ْن َس َف ُكوا ِد َما َءهُمْ َواسْ ت ََح ّلوا َم َح ِ‬
‫ار َم ُهمْ ‪.‬‬

‫اح ِم ِهمْ َوتَ َعا ُط ِف ِهمْ َمث َُل ْال َج َس ِد إِ َذا اشْ َت َكى ِم ْن ُه‬‫َمث َُل ْال ُم ْؤ ِم ِني َن ِفى تَ َوا ِّد ِهمْ َوتَ َر ُ‬
‫الس َه ِر َو ْال ُح ّ َمى‪.‬‬
‫ُع ْض ٌو تَدَا َعى لَ ُه َسائِ ُر ْال َج َس ِد ِب ّ َ‬
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
‫ول‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬ ِ ‫أ َ ّ َن أَبَا ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
،‫ َوا ّتِ َبا ُع ْال َجنَائِ ِز‬،‫يض‬
ِ ‫ َو ِع َيا َد ُة ْال َم ِر‬،‫الس َل ِم‬
َ ّ ‫ َر ُّد‬:‫س‬ ٌ ْ‫َح ُّق ْال ُمسْ ِل ِم َعلَى ْال ُمسْ ِل ِم خَ م‬
.‫يت ْال َعا ِط ِس‬ َ ّ ‫َوإِ َجابَ ُة‬
ُ ‫ َوتَشْ ِم‬،‫الدعْ َو ِة‬
1. Ebû Hüreyre’nin (ra) işittiğine göre, Resûlullah
(sav): Müslüman”ın Müslüman üzerindeki hakkı beştir:
Selâmı almak, hastayı ziyaret etmek, cenazeye katılmak,
davete icabet etmek ve aksırana Allah’tan rahmet dile-
mek, buyurmuştur. (Buhârî, Cenâiz, 2)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل َر‬
.‫اح ِب ِه َما فَإِ ّ َن َذلِ َك يُحْ ِزنُ ُه‬
ِ ‫ص‬َ ‫َان ُدو َن‬ َ ‫إِ َذا ُك ْنتُمْ ث ََلثَ ًة ف ََل يَ َتن‬
ِ ‫َاجى ا ْثن‬
2. Abdullah b. Mesûd’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Üç kişi iseniz, ikiniz diğerini bırakıp da fı-
sıldaşmasın, çünkü bu onu üzer, buyurmuştur. (Müslim,
Selam, 38)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ار ِّى َر‬ َ ‫وب األَن‬
ِ ‫ْص‬ َ ُ‫َعنْ أ َ ِبى أ َ ّي‬
،‫ َويَ ُص ُّد َه َذا‬،‫ان َف َي ُص ُّد َه َذا‬ ِ ‫ يَ ْل َت ِق َي‬،‫َل يَ ِح ُّل لِ ُمسْ ِل ٍم أ َ ْن يَهْ ُج َر أَخَ ا ُه َفوْ َق ث ََل ٍث‬
َ ّ ‫َوخَ ْي ُر ُه َما ا ّلَ ِذى يَ ْبدَأ ُ ِب‬
.‫الس َل ِم‬
3. Ebû Eyyûb’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Bir Müslüman”ın din kardeşine üç günden faz-
la küs durması (ve bu şekilde) karşılaştıklarında birbirle-
rinden yüz çevirmeleri helâl olmaz. Bunların en hayırlısı,
önce selâm verendir, buyurmuştur. (Buhârî, İsti’zân, 9)

92
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫عن أبي موسى َر‬
. ْ‫إِ َذا اسْ ت َْأ َذ َن أ َ َح ُد ُكمْ ث ََلثًا َفلَمْ يُ ْؤ َذ ْن لَ ُه ف َْل َيرْ ِجع‬
4. Ebû Mûsa’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Biriniz üç defa izin ister de kendisine izin verilmez-
se geri dönüversin! buyurmuştur. ( Müslim, Âdâb, 33)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُهما أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َجا ِب ِر ب ِْن َع ْب ِد‬
ِ ‫الل َر‬
‫الش ّ َح أَهْ لَ َك َمنْ َكا َن‬
ُّ ‫الش ّ َح فَإِ ّ َن‬ ٌ ‫ا ّتَ ُقوا ال ُّظ ْل َم فَإِ ّ َن ال ُّظ ْل َم ُظ ُل َم‬
ُّ ‫ات يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة َوا ّتَ ُقوا‬
ُ َ
ِ ‫َق ْبلَ ُكمْ َح َملَ ُهمْ َعلَى أ ْن َس َف ُكوا ِد َما َءهُمْ َواسْ ت ََح ّلوا َم َح‬
. ْ‫ار َم ُهم‬
5. Cabir b. Abdillah’tan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Zulümden sakının! Çünkü zulüm kıyamet
gününde (zulmeden için) zifiri karanlık olacaktır. Cimri-
likten de sakının! Çünkü cimrilik sizden öncekileri helak
etmiş, onları birbirlerinin kanlarını dökmeye, haramla-
rını helâl saymaya sevk etmiştir, buyurmuştur. (Müslim,
Birr, 56)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ َمنْ أ َ ْد َر َك َوالِ َد ْي ِه‬:‫ال‬ َ ‫اللِ? َق‬ّٰ ‫ول‬ َ ‫ َمنْ يَا َر ُس‬:‫يل‬ َ ‫ ِق‬.‫َر ِغ َم أ َ ْن ُف ُه ث ّ َُم َر ِغ َم أ َ ْن ُف ُه ث ّ َُم َر ِغ َم أ َ ْن ُف ُه‬
.‫ِع ْن َد ْال ِك َب ِر أ َ َح َد ُه َما أَوْ ِكلَ ْي ِه َما ث ّ َُم لَمْ يَ ْد ُخ ِل ْال َج ّ َن َة‬
6. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav) şöyle buyurmuştur: Burnu yere sürtülsün! Bur-
nu yere sürtülsün! Burnu yere sürtülsün! buyurmuşlar.
Kimin yâ Resûlallah? diye sorulmuş. İhtiyarlığı anında
annesi ile babasından birine yahut her ikisine yetişip

93
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

de, onlar sebebiyle cennete giremeyenin, buyurmuştur.


(Müslim, Birr, 9)

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
ِ ‫ك َر‬
.‫ْسأ َ ِفى أَث َِر ِه ف َْل َي ِص ْل َر ِح َم ُه‬
َ ‫ط َعلَ ْي ِه ِرزْ ُق ُه أَوْ يُن‬ َ ‫َمنْ َس ّ َر ُه أ َ ْن يُب‬
َ ‫ْس‬

7. Enes b. Malik’ten (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber


(sav): Her kim rızkının bereketli olmasını veya ömrünün
uzun olmasını isterse sıla-i rahim yapsın!, buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb, 12)

:‫ َجا َء أَعْ َرا ِب ٌّي إِلَى ال ّ َن ِب ِّي ﷺ فقال‬:‫الل َع ْن َها‬


ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫عن عائشة َر‬

ُ ّٰ ‫ أ َ َو أَمْ ِل ُك لَ َك أ َ ْن نَ َز َع‬:‫الص ْب َيا َن؟ َف َما نُ َق ِّب ُل ُهمْ فقال النبي ﷺ‬


‫الل ِمنْ َق ْل ِب َك‬ ِّ ‫ُت َق ِّبل ُو َن‬
.‫ال ّ َرحْ َم َة؟‬
8. Hz. Aişe’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav) şöyle buyurmuştur: Hz. Peygamber’e (sav) bir be-
devî geldi ve: Yâ Resûlallah! Sizler çocukları öper misiniz?
Biz çocuklarımızı öpüp sevmeyiz, dedi. Bunun üzerine
Peygamber (sav); Allah senin gönlünden merhamet ve
şefkati çekip çıkarmışsa ben senin için ne yapabilirim?
diye cevap verdi. (Buhârî, Edeb, 18; Müslim, Fazâil, 24)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ّٰ ‫يس َف ُي ْغ َف ُر لِ ُك ِّل َع ْب ٍد َل يُشْ ِر ُك ِب‬
‫الل‬ ِ ‫ال ْث َني ِْن َويَوْ َم ْالخَ ِم‬ ِ ‫اب ْال َج ّ َن ِة يَوْ َم ا‬ُ ‫ُت ْفت َُح أ َ ْب َو‬
‫ال أ َ ْن ِظ ُروا َه َذي ِْن َح ّ َتى يَ ْص َط ِل َحا‬
ُ ‫ال َر ُجالً َكان َْت بَ ْي َن ُه َوبَ ْي َن أ َ ِخي ِه شَ حْ نَا ُء َف ُي َق‬َ ّ ‫شَ ْي ًئا إ‬
ِ
َ
.‫أ ْن ِظ ُروا َه َذي ِْن َح ّ َتى يَ ْص َط ِل َحا أ ْن ِظ ُروا َه َذي ِْن َح ّ َتى يَ ْص َط ِل َحا‬ َ

94
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

9. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-


ber (sav) şöyle buyurmuştur: Cennet kapıları pazartesi ve
perşembe günleri açılır. Allah’a hiç bir şeyi şerik koşma-
yan her kulun günahları bağışlanır. Yalnız din kardeşi ile
aralarında düşmanlık bulunan kimse müstesna! (Onlar
hakkında) şu iki kişiye barışıncaya kadar mühlet verin!
Şu iki kişiye barışıncaya kadar mühlet verin! Şu iki kişiye
barışıncaya kadar mühlet verin! denilir. ( Müslim, Birr,
35)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ول يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة أ َ ْي َن ْال ُمت ََحا ّبُو َن ِب َج َللِى ْال َيوْ َم أ ُ ِظ ّلُ ُهمْ ِفى ِظ ِّلى يَوْ َم َل ِظ ّ َل‬ ّٰ ‫إِ ّ َن‬
ُ ‫اللَ يَ ُق‬
.‫ال ِظ ِّلى‬َّ ‫إ‬
ِ
10. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav) şöyle buyurmuştur: Hiç şüphesiz Allah Teâlâ
kıyâmet günü: Nerede benim rızâm için birbirlerini se-
venler? Gölgemden başka gölgenin bulunmadığı bugün
onları, kendi arşımın gölgesinde gölgelendireceğim, bu-
yurur. (Müslim, Birr, 37)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫َعنْ ثَوْ بَا َن َر‬
.‫يضا لَمْ يَ َز ْل ِفى ُخرْ َف ِة ْال َج ّ َن ِة َح ّ َتى يَرْ ِج َع‬
ً ‫َمنْ َعا َد َم ِر‬
11. Sevban’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Her kim bir hastayı ziyaret ederse, dönünceye ka-
dar cennet hurmalıklarındadır, buyurmuştur. ( Müslim,
Birr, 40)

95
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

ُ ّٰ ‫ض َي‬
:‫ قال النبي ﷺ‬:‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫عن أبي مسعود َر‬
َ ‫اس ِمنْ َك َل ِم ال ُّن ُب ّ َو ِة ْالُولَى إِ َذا لَمْ تَسْ ت َِح َفاصْ نَعْ َما ِش ْئ‬
.‫ت‬ ُ ‫إِ ّ َن ِم ّ َما أ َ ْد َر َك ال ّ َن‬
12. Ebû Mesûd’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): İnsanlık, ilk günden beri bütün peygamberlerin
üzerinde ittifak ettikleri bir söz bilir: Şayet utanmıyor-
san, dilediğini yap! buyurmuştur. (Buhârî, Edeb 78)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ير َر‬
ٍ ‫ش‬ ِ ‫َع ِن ال ُّنعْ َم‬
ِ َ‫ان ب ِْن ب‬
‫اح ِم ِهمْ َوتَ َعا ُط ِف ِهمْ َمث َُل ْال َج َس ِد إِ َذا اشْ َت َكى ِم ْن ُه‬ُ ‫َمث َُل ْال ُم ْؤ ِم ِني َن ِفى تَ َوا ِّد ِهمْ َوتَ َر‬
.‫الس َه ِر َو ْال ُح ّ َمى‬
َ ّ ‫ُع ْض ٌو تَدَا َعى لَ ُه َسائِ ُر ْال َج َس ِد ِب‬
13. Numan b. Beşir’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Müminler, birbirlerini sevmede, birbirleri-
ne merhamet ve şefkat göstermede, tıpkı bir organı rahat-
sızlandığında diğer organları da uykusuzluk ve yüksek
ateşle bu acıyı paylaşan bir bedene benzer, buyurmuştur.
(Müslim, Birr, 66)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫الل َع ْن ُه َعنْ َر ُس‬
َّ ‫ل إ‬ َ َ ّ ‫الل َع ْبدًا ِب َع ْفو إ‬ ٍ ‫ص َد َق ٌة ِمنْ َم‬
َ ‫َما نَ َق َص ْت‬
‫ال‬ ِ ِ َ ّ ِ ‫ال ِع ًّزا َو َما تَ َواضَ َع أ َح ٌد‬ ِ ٍ ُ ّٰ ‫ال َو َما زَا َد‬
ُ ّٰ ‫َر َف َع ُه‬
.‫الل‬
14. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Sadaka maldan hiç birşey eksiltmez. Af sebe-
biyle Allah bir kulun ancak şerefini artırır. Her kim Allah
için tevazu gösterirse Allah onu ancak yükseltir, buyur-
muştur. ( Müslim, Birr, 69)

96
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
:‫يل‬َ ‫ ِق‬.‫ ِذ ْك ُر َك أَخَ ا َك ِب َما يَ ْك َر ُه‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬.‫الل َو َر ُسولُ ُه أَعْ لَ ُم‬ُ ّٰ :‫أَت َْد ُرو َن َما ْال ِغي َبةُ؟ َقالُوا‬
ْ‫اغ َت ْب َت ُه َوإِ ْن لَم‬
ْ ‫ول َف َق ِد‬
ُ ‫ إِ ْن َكا َن ِفي ِه َما تَ ُق‬:‫ال‬َ ‫ول? َق‬ ُ ‫ْت؟ إِ ْن َكا َن ِفى أ َ ِخى َما أ َ ُق‬َ ‫أ َ َف َرأَي‬
.‫يَ ُكنْ ِفي ِه َف َق ْد بَ َه ّ َت ُه‬
15. Ebû Hüreyre anlatıyor: Resûlullah (sav), Gıybet nedir bi-
liyor musunuz? diye sordu. Sahâbe, Allah ve Resûlü daha
iyi bilir! karşılığını verdiler. Resûlullah, Kardeşini hoşlan-
madığı bir şey ile anmandır, buyurdu. Ya kardeşimde o
söylediğim durum varsa ne dersin?” diye sorulunca Resû-
lullah, Söylediğin şey eğer onda varsa gıybet etmişsindir.
Şayet yoksa ona iftira etmiş olursun, buyurdu. ( Müslim,
Birr, 70)

َ ‫الل َعنْها َع ِن ال ّ َن ِب ِّى ﷺ َق‬


:‫ال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫عنْ َعائِشَ َة َر‬
َ ّ ‫ال زَانَ ُه َو َل يُ ْن َز ُع ِمنْ شَ ى ٍء إ‬
.‫ال شَ انَ ُه‬ َ ّ ‫إ ّ َن ال ّر ْف َق َل يَ ُكو ُن ِفى شَ ى ٍء إ‬
ِ ْ ِ ْ ِ ِ
16. Hz. Âişe’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav):
Şüphesiz ki, yumuşak davranmak bir şeyde bulunursa,
onu süsler. Bir şeyden de alınırsa, onu lekeler, buyurmuş-
tur. ( Müslim, Birr, 74)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬

ِ َ‫الش ِدي ُد ا ّلَ ِذى يَمْ ِل ُك ن َْف َس ُه ِع ْن َد ْال َغض‬


.‫ب‬ َ ّ ‫الص َر َع ِة إِ ّنَ َما‬ َ ‫لَي‬
َ ّ ‫ْس‬
ُّ ‫الش ِدي ُد ِب‬
17. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Güçlü kimse, insanları güreşte yenen değil, bi-

97
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

lakis öfke anında kendisine hâkim olandır, buyurmuştur.


(Buhârî, Edeb, 76)

‫ َل يَ ْد ُخ ُل ْال َج ّ َن َة‬:‫الل ﷺ يقول‬ َ ‫ت َر ُس‬


ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫الل َع ْن ُه قال‬ ِ ‫َعنْ حذيفة َر‬
ٌ ‫َق ّ َت‬
.‫ات‬
18. Huzeyfe’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav) şöyle buyurmuştur: Koğuculuk eden fesatçı kimse
cennete girmez, buyurmuştur. (Buhârî, Edeb, 50)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ُ ‫ قال َر ُس‬:‫الل َع ْن ُه‬ ِ ‫عن اب ِْن ُع َم َر َر‬
.‫ْت أ َ ّنَ ُه َس ُي َو ِّر ُث ُه‬ ِ ‫وصي ِنى ِب ْال َج‬
ُ ‫ار َح ّ َتى َظ َنن‬ َ ‫َما ز‬
ُ ‫َال ِجب ِْر‬
ِ ُ‫يل ي‬
19. Abdullah b. Ömer’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Cebrâil bana komşu hakkında o kadar çok
tavsiyede bulundu ki; ben (Allah Teâlâ) komşuyu kom-
şuya mirasçı kılacak zannettim, buyurmuştur. (Buhârî,
Edeb, 28; Müslim, Birr, 140, 141)

ُ ّٰ ‫ض َي‬
:‫الل َع ْن ُه عن النبي ﷺ قال‬ ِ ‫عن أبي موسى َر‬
َ َ ‫ ث ّ َُم شَ ّ َب َك بَ ْي َن أ‬.‫ان يَ ُش ُّد بَعْ ُض ُه بَعْ ًضا‬
.‫صا ِب ِع ِه‬ ِ ‫اَ ْل ُم ْؤ ِم ُن لِ ْل ُم ْؤ ِم ِن َك ْال ُب ْن َي‬
20. Ebû Mûsa’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Mü’minin mü’mine bağlılığı, taşları birbirine ke-
netli bina gibidir, buyurmuştur. Sonra iki elinin parmak-
larını birbirine geçirmiştir, buyurmuştur. (Buhârî, Edeb,
36)

98
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
. ْ‫ َولَ ِكنْ يَ ْن ُظ ُر إِلَى ُق ُلو ِب ُكمْ َوأَعْ َمالِ ُكم‬، ْ‫ص َو ِر ُكمْ َوأَمْ َوالِ ُكم‬ ّٰ ‫إِ ّ َن‬
ُ ‫اللَ َل يَ ْن ُظ ُر إِلَى‬
21. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Allah sizin dış görünüşlerinize ve mallarınıza bak-
maz, bilakis kalplerinize ve amellerinize bakar, buyur-
muştur. (Müslim, Birr, 34)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
ِ ‫ك َر‬
،‫ يَ ْت َب ُع ُه أَهْ ُل ُه َو َمالُ ُه َو َع َم ُل ُه‬:ٌ‫احد‬ ِ ‫َان َويَ ْب َقى َم َع ُه َو‬ ِ ‫ َف َيرْ ِج ُع ا ْثن‬،ٌ‫ت ثَالثَة‬
َ ‫يَ ْت َب ُع ال َم ِّي‬
.‫َف َيرْ ِج ُع أهْ ُل ُه َو َمالُ ُه َويَ ْب َقى َع َم ُل ُه‬
22. Enes b. Mâlik’ten (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Üç şey öleni (mezara kadar) takip eder; ikisi geri
döner, biri kalır. Ailesi, malı ve ameli onu takip eder. Ai-
lesi ve malı geri döner, ameli kalır, buyurmuştur. (Müs-
lim, Zühd, 5)

‫ّاس؟‬ ّٰ ‫سول‬
ِ ‫اللِ! َمنْ خَ ْي ُر الن‬ َ ‫ أ ّ َن أَعْ َرا ِب ّ َيا‬:‫الل َع ْن ُه‬
َ ‫ يا َر‬:‫قال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن ُبسْ ٍر َر‬
َ
:‫قال‬
َ ‫َمنْ َط‬
.‫ َو َح ُس َن َع َم ُل ُه‬،‫ال ُع ُم ُر ُه‬
23. Abdullah b. Büsr’den (ra) nakledildiğine göre, bir bedevi,
Ey Allah’ın Resûlü! En hayırlı insan kimdir? dedi. Resû-
lullah (sav): Ömrü uzun ve ameli güzel olan kimsedir,
buyurmuştur. (Tirmizî, Zühd, 21)

99
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫َعنْ َسعْ ٍد‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ّٰ ‫ َو ِمنْ شَ َقا َو ِة اب ِْن آ َد َم تَرْ ُك ُه اسْ ِتخَ ا َر َة‬،‫الل لَ ُه‬


،ِ‫الل‬ ُ ّٰ ‫ِمنْ َس َعا َد ِة اب ِْن آ َد َم ِرضَ ا ُه ِب َما َقضَ ى‬
.‫الل لَ ُه‬
ُ ّٰ ‫َو ِمنْ شَ َقا َو ِة اب ِْن آ َد َم َسخَ ُط ُه ِب َما َقضَ ى‬
24. Sa’d b. Ebî Vakkâs’tan (ra) nakledildiğine göre Resûlullah
(sav): İnsanoğlu, Allah’ın kendisi için takdir ettiğine rıza
gösterirse mutlu olur. Şayet, Allah’tan hayırlı olanı ummayı
terk eder ve Allah’ın kendisi için takdir ettiğine kızıp isyan
ederse bedbaht olur, buyurmuştur. (Tirmizî, Kader, 15)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال لِي َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي َذ ٍّر َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.‫اس ِب ُخ ُل ٍق َح َس ٍن‬ َ ّ ‫ َوأ َ ْت ِب ِع‬،‫ْت‬
َ ‫ َوخَ الِ ِق ال ّ َن‬،‫الس ِّي َئ َة ْال َح َس َن َة تَمْ ُح َها‬ َ ّٰ ‫اِ ّتَ ِق‬
َ ‫الل َح ْيثُما ُكن‬
25. Ebû Zer (ra) diyor ki: Allah Resûlü (sav) bana şöyle dedi:
Nerede olursan ol, Allah’a karşı gelmekten sakın. Bir kö-
tülüğün arkasından hemen iyilik yap ki onu yok etsin.
Bir de insanlara güzel ahlâkla davran. (Tirmizî, Birr, 55)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫الل َوأ َ ْدنَاهَا‬ َ ّ ‫إلي َما ُن ِب ْض ٌع َو َس ْب ُعو َن أَوْ ِب ْض ٌع َو ِس ُّتو َن ُشعْ َب ًة فَأ َ ْفضَ ُل َها َقوْ ُل َل إ ٰل َه إ‬
ُ ّٰ ‫ال‬ ِ ِ ِ ‫ا‬
ِ ‫يق َو ْال َح َيا ُء ُشعْ َب ٌة ِم َن ا‬ َ َ
.‫ان‬
ِ ‫إلي َم‬ ِ ‫إِ َما َط ُة األ َذى َع ِن ال ّط ِر‬
26. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): İman yetmiş küsur yahut altmış küsur şubedir.
Bunların efdalı Allah’tan başka ilâh yoktur, demektir. En
aşağısı ise yoldan eziyet verecek şeyleri gidermektir. Hayâ
da imanın bir şubesidir, buyurmuştur. (Müslim, iman,
58; Buhârî, iman, 2)

100
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

َ ‫الل ﷺ أ َ ّنَ ُه َق‬


:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي أ ُ َما َم َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫الل َع ْن ُه َعنْ َر ُس‬

ِ ْ ‫ َف َق ْد اِسْ ت َْك َم َل‬،ِ‫ َو َم َن َع ِ ّ َل‬،ِ‫ َوأَعْ َطى ِ ّ َل‬،ِ‫َض ِ ّ َل‬


.‫الي َما َن‬ َ ‫ َوأ َ ْبغ‬،ِ‫ب ِ ّ َل‬
َ ّ ‫أح‬
َ ‫َمن‬
27. Ebû Ümâme’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav):
Kim Allah için sever, Allah için nefret eder, Allah için verir,
Allah için (kötülüklere) engel olursa, imanını kemale er-
dirmiş olur, buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Sünne, 15)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ ْال ُم ِغي َر ِة ب ِْن ُشعْ َب َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫الل َع ْن ُه َعنْ َر ُس‬
‫ َو َك ِر َه‬.‫َات‬ ِ ‫ َو َو ْأ َد ْال َبن‬،‫ات‬
ِ ‫ َو َم ْن ًعا َوه‬،‫َات‬ ِ ‫اللَ َع ّ َز َو َج ّ َل َح ّ َر َم َعلَ ْي ُكمْ ُع ُقو َق ْال ُ ّ َم َه‬
ّٰ ‫إِ ّ َن‬
ِ ‫ َوإِضَ ا َع َة ْال َم‬،‫َال‬
.‫ال‬ ِ ‫السؤ‬ُّ ‫ َو َك ْث َر َة‬،‫ال‬َ ‫يل َو َق‬
َ ‫لَ ُكمْ ث ََلثًا؛ ِق‬

28. Mugîre b. Şu’be’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah


(sav): Şüphesiz Yüce Allah, annelere hürmetsizlik etmeyi,
kız çocuklarını diri diri gömmeyi, üzerine düşeni yap-
mamayı ve hak etmediğini istemeyi size haram kılmıştır.
Sizin için üç şeyi de çirkin görmüştür: Dedikodu, malı
zayi etmek ve anlamsız çok soru sormak! buyurmuştur.
(Müslim, Akdiye, 12)

َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن َها‬
:‫ال ال ّ َن ِب ُّي ﷺ‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫َعنْ َعائِشَ َة َر‬
َ ‫َل ت َُس ُّبوا األَمْ َو‬
.‫ فَإِ ّنَ ُهمْ َق ْد أ َ ْفضَ وْ ا إِلَى َما َق ّ َد ُموا‬،‫ات‬
29. Hz. Âişe’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav):
Ölülere sövmeyin. Çünkü onlar, önden göndermiş ol-
dukları amellerinin karşılıklarına ulaşmışlardır, buyur-
muştur. (Buhârî, Cenâiz, 97)

101
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

‫ت َعائِشَ َة َعنْ ُخ ُل ِق‬ُ ‫ َسأ َ ْل‬:‫ول‬


ُ ‫الج َدلِ ّ َي يَ ُق‬
َ ‫الل‬ِ ّٰ ‫ت أَبَا َع ْب ِد‬ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬َ ‫َعنْ أ َ ِبي إِسْ َحا َق َق‬
‫ َو َل‬،‫اق‬ِ ‫ص ّ َخابًا ِفي األَسْ َو‬ َ ‫ َو َل‬،‫ َو َل ُم َتف َِّح ًشا‬،‫َاح ًشا‬ِ ‫ لَمْ يَ ُكنْ ف‬:‫الل ﷺ َف َقالَ ْت‬ِ ّٰ ‫ول‬ِ ‫َر ُس‬
.‫ َولَ ِكنْ يَعْ فُو َويَ ْصف َُح‬،‫الس ِّي َئ َة‬
َ ّ ‫الس ِّي َئ ِة‬
َ ّ ‫يَجْ ِزي ِب‬
30. Ebû İshâk’ın işittiğine göre, Ebû Abdullah el-Cedelî şöyle
demiştir: Âişe’ye (ra) Allah Resûlü’nün (sav) ahlâkını sor-
dum. Şöyle dedi: ‘O, kaba ve çirkin söz ve davranışlarda
bulunmaz, çarşı pazarda insanlarla uluorta münakaşaya
girmez, kötülüğe kötülükle karşılık vermez, bilakis ba-
ğışlayıcı ve hoşgörülü davranırdı. (Tirmizî, Birr, 69)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫الل َع ْن ُه‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫ َو َل‬،‫الص ْد ُق َو ْال َك ِذ ُب َج ِمي ًعا‬
ِّ ‫ َو َل يَجْ َت ِم ُع‬،‫ب امْ ِر ٍئ‬ ِ ْ ‫َل يَجْ َت ِم ُع‬
ِ ‫الي َما ُن َو ْال ُك ْف ُر ِفي َق ْل‬
.‫تَجْ َت ِم ُع ْال ِخ َيانَ ُة َو ْال َ َمانَ ُة َج ِمي ًعا‬
31. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğ-
ruluk ile yalancılık, hainlik ile güvenilirlik bir arada bu-
lunmaz, buyurmuştur. (Müsned, II, 349)

ُ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّنَ ُه َس ِم َع ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ يَ ُق‬


:‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي َذ ٍّر َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ‫ إِ ْن لَمْ يَ ُكن‬،‫ إِ ّ َل ارْ ت ّ ََد ْت َعلَ ْي ِه‬،‫ َو َل يَرْ ِمي ِه ِبال ُك ْف ِر‬،‫وق‬ ُ ‫َل يَرْ ِمي َر ُج ٌل َر ُجلً ِبالف‬
ِ ‫ُس‬
.‫اح ُب ُه َك َذلِ َك‬
ِ ‫ص‬ َ
32. Ebû Zerr’in (ra) işittiğine göre, Hz. Peygamber (sav): Hiç
kimse başka bir kimseyi fâsıklıkla suçlamasın ve onu kü-
fürle itham etmesin. Eğer itham ettiği kimse dediği gibi
değilse, bu sıfatlar muhakkak itham edene döner, buyur-
muştur. (Buhârî, Edeb, 44)

102
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
.-‫أَوْ يَعْ َم ُلوا ِب ِه‬- ،‫ َما لَمْ يَ َت َك ّلَ ُموا‬،‫ُس َها‬
َ ‫اللَ ت ََجا َو َز ِل ُ ّ َم ِتي َما َح ّ َدث َْت ِب ِه أ َ ْنف‬
ّٰ ‫إِ ّ َن‬
33. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Allah, dilleri ile söylemedikçe -yahut fiiliyata dök-
medikçe- ümmetimi gönüllerinden geçirdikleri şeylerden
dolayı hesaba çekmez, buyurmuştur. (Müslim, Îmân,
201)

،ُ‫ضأ‬
َ ّ ‫الل ﷺ َم ّ َر ِب َسعْ ٍد َو ُه َو يَ َت َو‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫الل َع ْن ُه‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو َر‬
َ ‫َف َق‬
:‫ال‬

.‫ْت َعلَى نَ َه ٍر َجا ٍر‬ َ ‫اف؟ َق‬


َ ‫ َوإِ ْن ُكن‬، ْ‫ نَ َعم‬:‫ال‬ ُ ‫ أ َ ِفي ْال ُو‬:‫ال‬
ٌ ‫ضو ِء إِسْ َر‬ َ ‫الس َر ُف؟ َف َق‬
َ ّ ‫َما َه َذا‬
34. Abdullah b. Amr (ra) anlatıyor: Bir gün Sa’d b. Ebû Vak-
kâs abdest alırken Resûlullah (sav) onun yanına uğramış-
tı. Bu ne isrâf? dedi. Sa’d: Abdestte de mi isrâf olur? diye
sorunca, Resûlullah (sav): Evet, akan bir nehirden bile
abdest alıyor olsan dahi isrâf olur, diye cevap verdi. (İbn
Mâce, Tahâret, 48)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،‫الل َع ْن ُه‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أَن ٍَس َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ُّ ‫ب ِل َ ِخي ِه َما يُ ِح‬
‫ب لِن َْف ِس ِه ِم َن‬ ُ ‫َوا ّلَ ِذي ن َْف‬
َ ّ ‫ َل يُ ْؤ ِم ُن أ َ َح ُد ُكمْ َح ّ َتى يُ ِح‬،‫س ُم َح ّ َم ٍد ِب َي ِد ِه‬
.‫ْالخَ ي ِْر‬
35. Enes b. Mâlik’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ede-
rim ki bir kişi hayır namına kendisi için istediğini, Müs-

103
5. DÖNEM
SOSYAL HAYAT ve AHLAK

lüman kardeşi için de istemedikçe iman etmiş olmaz, bu-


yurmuştur. (Nesâî, Îmân, 19)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ت َر‬ َ ّ ‫َعنْ ُع َبا َد َة ب ِْن‬
ِ ‫الصا ِم‬

ِ ّٰ ‫ َو َل ت َْأ ُخ ْذ ُكمْ ِفي‬،‫يب َو ْال َب ِعي ِد‬


.‫الل لَوْ َم ُة َلئِ ٍم‬ ِ ّٰ ‫أ َ ِقي ُموا ُحدُو َد‬
ِ ‫الل ِفي ْال َق ِر‬
36. Ubâde b. Sâmit’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Allah’ın hadlerini (kanunî cezaları, size) yakın olan
ve uzak olan herkese uygulayın. Sakın hiçbir kınayanın
kınaması sizi Allah(ın hükmünü uygulama) hususunda
alıkoymasın! buyurmuştur. (İbn Mâce, Hudûd, 3)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫الل َع ْن ُه َما‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن ُع َم َر َر‬
َ ّ ‫ َقب َْل أ َ ْن يَ ِج‬،‫أَعْ ُطوا ْال َ ِجي َر أَجْ َر ُه‬
.‫ف َع َر ُق ُه‬
37. Abdullah b. Ömer’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlul-
lah (sav): İşçiye ücretini teri kurumadan verin, buyur-
muştur. (İbn Mâce, Rühûn, 4)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ َعنْ َر ُس‬،‫الل َع ْن ُه‬
‫ ف َْل َي ْن ُظرْ إِلَى َمنْ ُه َو أَسْ ف ََل‬،‫ال َوالخَ ْل ِق‬ ِّ ‫إِ َذا نَ َظ َر أ َ َح ُد ُكمْ إِلَى َمنْ ف‬
ِ ‫ُض َل َعلَ ْي ِه ِفي ال َم‬
.‫ِم ْن ُه‬
38. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah (sav):
(Şayet) biriniz, mali imkânlar bakımından ve bedenen
kendisinden daha iyi durumda olanlara bakacak olursa;
hemen (bu yönlerden) kendisinden daha kötü durumda
olanlara baksın! buyurmuştur. (Müslim, Zühd, 8)

104
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

َ ‫الل ﷺ أ َ ّنَ ُه َق‬


:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ َسهْ ِل ب ِْن ُم َعا ِذ ب ِْن أَن ٍَس َعنْ أ َ ِبي ِه َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫ َعنْ َر ُس‬،‫الل َع ْن ُهما‬
.‫ َوت َْصف ََح َع ّ َمنْ شَ َت َم َك‬،‫ َوتُعْ ِط َي َمنْ َم َن َع َك‬،‫أ َ ْفضَ ُل ْال َفضَ ائِ ِل أ َ ْن ت َِص َل َمنْ َق َط َع َك‬
39. Sehl b. Muâz b. Enes’in (ra) , babasından naklettiğine
göre, Resûlullah (sav): Faziletlerin en üstünü, seninle ak-
rabalık bağlarını kesenle ilişkini sürdürmen, sana ikram-
da bulunmayana ikram etmen, sana kötü söz söyleyeni
bağışlamandır, buyurmuştur. (İbn Hanbel, III, 439)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
ِ ‫ك َر‬
ُّ ‫ َوأَتَ ْت ُه‬،‫ َو َج َم َع لَ ُه شَ مْ لَ ُه‬،‫الل ِغنَا ُه ِفي َق ْل ِب ِه‬
‫الد ْن َيا َو ِه َي‬ ُ ّٰ ‫اآلخ َر ُة ه ّ ََم ُه َج َع َل‬
ِ ‫َمنْ َكان َِت‬
ْ‫ َولَم‬،‫ َو َف ّ َر َق َعلَ ْي ِه شَ مْ لَ ُه‬،‫الل ف َْق َر ُه بَ ْي َن َع ْي َن ْي ِه‬
ُ ّٰ ‫الد ْن َيا ه ّ ََم ُه َج َع َل‬
ُّ ‫َرا ِغ َمةٌ؛ َو َمنْ َكان َِت‬
ُّ ‫يَ ْأتِ ِه ِم َن‬
.‫الد ْن َيا إِ ّ َل َما ُق ِّد َر لَ ُه‬
40. Enes b. Mâlik’ten (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Kimin kaygısı âhiret olursa Allah onun zenginliğini
kalbine yerleştirir, iki yakasını bir araya getirir ve dünya
zelil bir şekilde ona gelir. Kimin kaygısı da dünya olursa
Allah onun fakirliğini iki gözü arasına koyar ve onun iki
yakasını bir araya getirmez; kendisine de ancak onun için
takdir edilen dünyalık ne ise o gelir, buyurmuştur. (Tir-
mizî, Sıfatü’l-kıyâme,30)

105
6. DÖNEM

MUAMELAT
‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه‪َ ،‬وال ّ َر ُج ُل ِفى‬ ‫اع َوهْ َو َمسْ ُئ ٌ‬ ‫اع َو َمسْ ُئ ٌ‬ ‫ُّ‬
‫إل َما ُم َر ٍ‬ ‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه‪ ،‬فَا ِ‬ ‫ُكل ُكمْ َر ٍ‬
‫ْت زَوْ ِج َها َرا ِع َي ٌة َوهْ َى َمسْ ُئولَ ٌة َعنْ‬ ‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه َو ْال َمرْ أ َ ُة ِفى بَي ِ‬
‫اع َوهْ َو َمسْ ُئ ٌ‬ ‫أهْ ِل ِه َر ٍ‬
‫َ‬
‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه‪.‬‬‫اع‪َ ،‬وهْ َو َمسْ ُئ ٌ‬‫ال َس ِّي ِد ِه َر ٍ‬‫َر ِع ّ َي ِت َها‪َ ،‬و ْالخَ ا ِد ُم ِفى َم ِ‬

‫الل َو ْال َيوْ ِم ْال ِخ ِر ف َْل َي ُق ْل خَ ْي ًرا أَوْ لِ َي ْص ُم ْت‪َ ،‬و َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب ّٰ ِ‬
‫الل‬ ‫َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب ّٰ ِ‬
‫الل َو ْال َيوْ ِم ْال ِخ ِر ف َْل ُي ْك ِر ْم ضَ ْي َف ُه‪.‬‬
‫َو ْال َيوْ ِم ْال ِخ ِر ف ََل يُ ْؤ ِذ َجا َر ُه‪َ ،‬و َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب ّٰ ِ‬

‫اس أَحْ َس ّ َنا‪َ ،‬وإِ ْن َظلَ ُموا َظلَمْ نَا‪َ ،‬ولَ ِكنْ َو ِ ّط ُنوا‬ ‫َل تَ ُكونُوا إِ ّ َم َع ًة تَ ُقولُو َن‪ :‬إِ ْن أَحْ َس َن ال ّ َن ُ‬
‫اس أ َ ْن تُحْ ِس ُنوا‪َ ،‬وإِ ْن أ َ َسا ُءوا ف ََل ت َْظ ِل ُموا‪.‬‬
‫ُس ُكمْ ‪ ،‬إِ ْن أَحْ َس َن ال ّ َن ُ‬
‫أ َ ْنف َ‬
6. DÖNEM
MUAMELAT

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ أ َ ّنَ ُه َس ِم َع َر ُس‬:‫الل َع ْن ُه‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫عنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل ب ِْن ُع َم َر َر‬
‫ َوال ّ َر ُج ُل ِفى‬،‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه‬ ٌ ‫اع َوهْ َو َمسْ ُئ‬ ٌ ‫اع َو َمسْ ُئ‬ ُّ
ٍ ‫إل َما ُم َر‬ ِ ‫ فَا‬،‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه‬ ٍ ‫ُكل ُكمْ َر‬
ْ‫ْت زَوْ ِج َها َرا ِع َي ٌة َوهْ َى َمسْ ُئولَ ٌة َعن‬ ِ ‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه َو ْال َمرْ أ َ ُة ِفى بَي‬
ٌ ‫اع َوهْ َو َمسْ ُئ‬ ٍ ‫أهْ ِل ِه َر‬
َ
.‫ول َعنْ َر ِع ّ َي ِت ِه‬ٌ ‫ َوهْ َو َمسْ ُئ‬،‫اع‬ٍ ‫ال َس ِّي ِد ِه َر‬ِ ‫ َو ْالخَ ا ِد ُم ِفى َم‬،‫َر ِع ّ َي ِت َها‬
1. Abdullah b. Ömer’in (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sav):
Hepiniz sorumlusunuz ve hepiniz yönettiklerinizden
mesulsünüz. Devlet başkanı bir sorumludur ve yönettik-
lerinden mesuldür. Evin beyi bir sorumludur ve yönet-
tiklerinden mesuldür. Evin hanımı da bir sorumludur ve
yönettiklerinden mesuldür. Hizmetçi de efendisinin malı
üzerinde bir sorumludur ve yönettiklerinden mesuldür,
buyurmuştur.. (Buhârî, İstikrâz, 20)

َ ‫ أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬،‫ب‬
:‫ال لَ ُه‬ ٍ ِ‫َعنْ َع ِل ِّى ب ِْن أ َ ِبى َطال‬
‫ َواأل َ ّيِ ُم إِ َذا‬،‫ َو ْال َجنَا َز ُة إِ َذا َحضَ َر ْت‬،‫الص َل ُة إِ َذا آن َْت‬
َ ّ ‫ث َل ُتؤ َِّخرْ هَا‬
ٌ ‫ ث ََل‬،‫يَا َع ِل ُّى‬
.‫َو َج ْد َت لَ َها ُك ْف ًؤا‬
2. Ali b. Ebû Tâlib’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav) ona: Ey Ali! Üç şeyi geciktirme: Vakti geldi-
ğinde namazı (kılmayı), hazır olduğunda cenazeyi (def-
netmeyi), dengini bulduğun zaman kadını (evlendirme-
yi), buyurmuştur. ( Tirmizî, Salât, 13)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ِ ‫ إِ ْن َك ِر َه ِم ْن َها ُخ ُل ًقا َر‬،ً‫َل يَ ْف َر ْك ُم ْؤ ِم ٌن ُم ْؤ ِم َنة‬


.‫ض َي ِم ْن َها آخَ َر‬
3. Ebû Hureyre’nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav):
Mümin, hanımına karşı kötü duygular beslemesin; çün-

108
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

kü onun bazı huylarından hoşlanmasa da diğer huyların-


dan hoşlanabilir, buyurmuştur. (Müslim, Radâ’, 61)

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َعنْ َع ْب ِد ال ّ َرحْ َم ِن ب ِْن َعوْ ٍف َق‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬
‫صلَ َها‬
َ ‫ َمنْ َو‬،‫ت لَ َها اسْ ًما ِم ِن اسْ ِمى‬ ُ ‫ أَنَا ال ّ َرحْ َم ُن َو ِه َي ال ّ َر ِح ُم شَ َق ْق‬:‫الى‬ َ ‫َق‬
ُ ّٰ ‫ال‬
َ ‫الل تَ َع‬
.‫ص ْل ُت ُه َو َمنْ َق َط َع َها بَ َت ُّت ُه‬
َ ‫َو‬
4. Abdurrahman b. Avf’ın (ra) işittiğine göre, Resûlullah
(sav): Yüce Allah şöyle buyurur: Ben Rahmân’ım, o (ak-
rabalık bağlarının adı) da rahimdir. Ona kendi ismimden
türeyen bir isim verdim. Sıla-i rahimi sürdürenle ben de
bağımı sürdürür, onu kesenle ben de ilişkimi keserim,
buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Zekât, 45)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو؛ أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
َ ّ ‫الد ْن َيا ْال َمرْ أ َ ُة‬
.ُ‫الصالِ َحة‬ ُّ ‫الد ْن َيا َمتَا ٌع َوخَ ْي ُر َمتَاع‬
ِ
ُّ

5. Abdullah b. Amr’dan (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah


(sav): Dünya (geçici) bir nimettir. Dünyanın en değer-
li nimeti ise iyi/saliha kadındır, buyurmuştur. (Müslim,
Radâ, 64)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫َعنْ َسهْ ٍل َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬

َ ّ ‫ َوأَشَ ا َر ِب‬.‫يم ِفى ْال َج ّ َن ِة َه َك َذا‬


.‫ َو َف ّ َر َج بَ ْي َن ُه َما شَ ْي ًئا‬،‫الس ّ َبابَ ِة َو ْال ُوسْ َطى‬ ْ ُ َ
ِ ‫أنَا َوكا ِفل ال َي ِت‬
6. Sehl (b. Sa’d) (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav), Ben ve yeti-
me kol kanat geren kimse cennette böyle (yan yana) ola-

109
6. DÖNEM
MUAMELAT

cağız, buyurdu ve aralarını hafifçe açarak işaret parma-


ğıyla orta parmağını gösterdi. (Buhârî, Talâk, 25)

َ ‫الل ﷺ َف َق‬
:‫ال‬ ِ ‫ َجا َء َر ُج ٌل إِلَى َر ُس‬:‫ال‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
َ ‫ أ ُ ُّم َك َق‬:‫ال‬
‫ ث ّ َُم‬:‫ال‬ َ ‫ َق‬،‫ أ ُ ُّم َك‬:‫ال‬
َ ‫ ث ّ َُم َمنْ ؟ َق‬:‫ال‬ َ ‫ص َحابَ ِتى؟ َق‬ َ ‫ َمنْ أ َ َح ُّق ِب ُحسْ ِن‬،ِ‫الل‬ َ ‫يَا َر ُس‬
ّٰ ‫ول‬
.‫ ث ّ َُم أ َ ُبو َك‬:‫ال‬ َ ‫ أ ُ ُّم َك َق‬:‫ال‬
َ ‫ ث ّ َُم َمنْ ؟ َق‬:‫ال‬ َ ‫َمنْ ؟ َق‬

7. Ebû Hureyre (ra) anlatıyor: Bir adam Allah Resûlü’ne


(sav) gelerek, Ey Allah’ın Resûlü, kendisine güzel davra-
nıp yakınlık göstermemi en çok hak eden kimdir? diye
sordu. Hz. Peygamber; Annen, cevabını verdi. Adam,
Sonra kimdir? diye sorunca Hz. Peygamber yine; An-
nen. buyurdu. Adam, Sonra kimdir? diye yeniden sorun-
ca Peygamber Efendimiz; Annen. cevabını verdi. Bunun
üzerine adam, Sonra kimdir? dedi. Hz. Peygamber; Sonra
babandır. buyurdu. (Buhârî, Edeb, 2)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬: ‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ّٰ ‫ َو َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب‬،‫اآلخ ِر ف َْل َي ُق ْل خَ ْي ًرا أَوْ لِ َي ْص ُم ْت‬
‫الل‬ ِ ‫الل َو ْال َيوْ ِم‬ ِ ّٰ ‫َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب‬
.‫اآلخ ِر ف َْل ُي ْك ِر ْم ضَ ْي َف ُه‬
ِ ‫الل َو ْال َيوْ ِم‬ ِ ‫َو ْال َيوْ ِم‬
ِ ّٰ ‫ َو َمنْ َكا َن يُ ْؤ ِم ُن ِب‬،‫اآلخ ِر ف ََل يُ ْؤ ِذ َجا َر ُه‬
8. Ebû Hureyre’nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav):
Allah’a ve âhiret gününe iman eden ya hayır söylesin ya
da sussun! Allah’a ve âhiret gününe iman eden komşu-
suna eziyet etmesin! Allah’a ve âhiret gününe iman eden
misafirine ikram etsin! buyurmuştur. (Buhârî, Rikâk, 23)

110
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُم‬


َ ‫ َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬،‫وسى‬
:‫ال‬

ِ ‫ك َونَا ِف ِخ ْال ِك‬


،‫ير‬ ِ ْ‫ َك َحا ِم ِل ْال ِمس‬،‫السوْ ِء‬ َ ّ ‫يس‬ ِ ‫الصالِ ِح َو ْال َج ِل‬َ ّ ‫يس‬ ِ ‫إِ ّنَ َما َمث َُل ْال َج ِل‬
ً ‫ َوإِ ّ َما أ َ ْن ت َِج َد ِم ْن ُه ِر‬،‫ َوإِ ّ َما أ َ ْن تَ ْبتَا َع ِم ْن ُه‬،‫ إِ ّ َما أ َ ْن يُحْ ِذيَ َك‬،‫ك‬
،‫يحا َط ِّي ًبا‬ ِ ْ‫ف ََحا ِم ُل ْال ِمس‬
.ً‫يحا خَ ِبي َثة‬ ً ‫ َوإِ ّ َما أ َ ْن ت َِج َد ِر‬،‫ إِ ّ َما أ َ ْن يُحْ ِر َق ثِ َيابَ َك‬،‫ير‬ ِ ‫َونَا ِف ُخ ْال ِك‬
9. Ebû Musa’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): İyi arkadaşla kötü arkadaş misk taşıyan kimse ile
körük üfüren kimse gibidir. Misk taşıyan ya sana onu
ikram eder yahut sen ondan (miski) satın alırsın ya da
ondan güzel bir koku duyarsın. Körük üfüren kimse ise
ya elbiseni yakar ya da ondan kötü bir koku duyarsın!
buyurmuştur. (Müslim, Birr, 146)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬
َ ‫اللِ! َق‬
:‫ال‬ َ ‫ َما ُه ّ َن؟ يَا َر ُس‬:‫يل‬
ّٰ ‫ول‬ ٌّ ‫َح ُّق ْال ُمسْ ِلم َعلَى ْال ُمسْ ِلم ِس‬
َ ‫ ِق‬.‫ت‬
ِ ِ
َ ‫ َوإِ َذا َع َط‬،‫ْصحْ لَ ُه‬
‫س‬ َ ‫ْص َح َك فَان‬ َ ‫ َوإِ َذا اسْ َتن‬،‫ َوإِ َذا َد َعا َك فَأ َ ِج ْب ُه‬،‫إِ َذا لَ ِقي َت ُه ف ََس ِّلمْ َعلَ ْي ِه‬
.‫ات فَا ّتَ ِبعْ ُه‬
َ ‫ َوإِ َذا َم‬،‫ض َف ُع ْد ُه‬ َ ّٰ ‫ف ََح ِم َد‬
َ ‫ َوإِ َذا َم ِر‬،‫الل َفشَ ِّم ْت ُه‬
10. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah
(sav) şöyle buyurmuştur: Müslüman’ın Müslüman üze-
rindeki hakkı altıdır. Onlar nedir ey Allah’ın Resûlü? diye
sorulunca şöyle demiştir: Onunla karşılaştığın zaman
selâm ver, seni davet ettiğinde ona icabet et, senden nasi-
hat istediğinde nasihat et, aksırıp Allah’a hamd ettiğinde
ona duayla karşılık ver, hastalandığında onu ziyaret et ve
öldüğünde cenazesine katıl. (Müslim, Selâm, 5)

111
6. DÖNEM
MUAMELAT

َ ‫َع ِن اب ِْن ُع َم َر َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ أ َ ّنَ ُه َق‬


:‫ال‬
َ ّ ‫ إ‬،‫ب َو َكر َه‬
‫ فَإِ ْن‬،‫ال أ َ ْن يُ ْؤ َم َر ِب َمعْ ِص َي ٍة‬ َ َ َ ّ ‫َعلَى ْال َمرْ ِء ْال ُمسْ ِل ِم‬
ِ ِ َ ّ ‫ ِفي َما أ َح‬،ُ‫السمْ ُع َوال ّطا َعة‬
.‫ ف ََل َسمْ َع َو َل َطا َع َة‬،‫أ ُ ِم َر ِب َمعْ ِص َي ٍة‬
11. İbn Ömer’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Kendisine Allah’a isyanı gerektiren bir şey emre-
dilmesi hâriç müslüman bir kimsenin hoşlandığı ve hoş-
lanmadığı her hususta (yöneticisini) dinleyip itaat etmesi
gerekir. Eğer kendisine Allah’a isyanı gerektiren bir emir
verilirse, bunu dinleme ve buna itaat etme yoktur, buyur-
muştur. (Müslim, İmâre, 38)

:‫الل َع ْن ُه َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َقال‬


ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫َام َر‬ ْ ْ
ِ ‫َع ِن ال ِمقد‬
ِ ّٰ ‫ َوإِ ّ َن نَ ِب ّ َي‬،‫ط خَ ْي ًرا ِمنْ أ َ ْن يَ ْأ ُك َل ِمنْ َع َم ِل يَ ِد ِه‬
‫الل دَا ُو َد َعلَ ْي ِه‬ ُّ ‫َما أ َ َك َل أ َ َح ٌد َط َعا ًما َق‬
.‫الس َل ُم َكا َن يَ ْأ ُك ُل ِمنْ َع َم ِل يَ ِد ِه‬
َّ
12. Mikdâm’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Kesinlikle hiç kimse elinin emeğinden daha hayır-
lı bir yemek yememiştir. Allah’ın Peygamberi Dâvûd’da
(as) kendi elinin emeğini yiyordu, buyurmuştur. (Buhârî,
Büyû’, 15)

‫ َوهُمْ يُسْ ِلفُو َن ِبال ّ َتمْ ِر‬،‫ َق ِد َم ال ّ َن ِب ُّي ﷺ ْال َم ِدي َن َة‬:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه َق‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬ ٍ ‫َع ِن اب ِْن َع ّ َب‬
ِ ‫اس َر‬
:‫ال‬ َ ‫الس َن َتي ِْن َوال ّ َث َل‬
َ ‫ َف َق‬،‫ث‬ َّ
َ َ َ‫َمنْ أَسْ ل‬
ٍ ‫وم إِلَى أ َج ٍل َمعْ ُل‬
.‫وم‬ ٍ ‫ف ِفى شَ ْي ٍء َف ِفى َكي ٍْل َمعْ ُل‬
ٍ ‫وم َو َوزْ ٍن َمعْ ُل‬
13. İbn Abbâs (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) Medine’ye
geldiğinde Medineliler hurmaları (henüz ürün verme-
den) iki üç sene önceden (parasını peşin alarak) selem

112
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

akdiyle satıyorlardı. Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle


buyurdu: Kim herhangi bir şeyde selem akdiyle (peşin
para ile veresiye mal almak suretiyle) alışveriş yaparsa bi-
linen ölçekte, bilinen tartıda, belirli bir vakte değin anlaş-
ma yapsın. (Buhârî, Selem, 2)

‫ َعنْ َج ِّد ِه؛ أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي‬،‫أ َ ّ َن َسهْ َل ْب َن أ َ ِبى أ ُ َما َم َة ب ِْن َسهْ ِل ب ِْن ُح َني ٍْف َح ّ َدثَ ُه َعنْ أ َ ِبي ِه‬
َ ‫ﷺ َق‬
:‫ال‬
َ ّٰ ‫َمنْ َسأ َ َل‬
ِ ‫ات َعلَى ِف َر‬
.‫اش ِه‬ ُّ ‫َاز َل‬
َ ‫ َوإِ ْن َم‬،‫الش َهدَا ِء‬ ُ ّٰ ‫ بَ ّل َغ ُه‬،‫الش َها َد َة ِب ِص ْد ٍق‬
ِ ‫الل َمن‬ َ ّ َ‫الل‬

14. Sehl b. Ebû Ümâme b. Sehl b. Huneyf’in (ra), babası ara-


cılığıyla dedesinden rivayet ettiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Kim içtenlikle Allah’tan şehit olmayı dilerse yata-
ğında bile ölse Allah onu şehitlerin makamlarına ulaştırır,
buyurmuştur. (Müslim, İmâre, 157)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ام أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ٍ ‫يم ب ِْن ِح َز‬
ِ ‫َعنْ َح ِك‬
‫ َوإِ ْن َك َت َما‬،‫ور َك لَ ُه َما ِفى بَ ْي ِع ِه َما‬ِ ‫ص َد َقا َوبَ ّ َينَا ُب‬ ِ ‫ان ِب ْال ِخ َي‬
َ ‫ فَإِ ْن‬،‫ار َما لَمْ يَ ْفت َِر َقا‬ ِ ‫ْال َب ِّي َع‬
.‫ت ْال َب َر َك ُة ِمنْ بَ ْي ِع ِه َما‬ِ ‫َو َك َذبَا ُم ِح َق‬
15. Hakîm b. Hizâm’dan (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Alışveriş yapanlar birbirlerinden ayrılmadıkları sü-
rece (alışverişi kabul edip etmeme konusunda) serbesttir-
ler. Eğer dürüst davranırlar ve (malın kusurunu) açıkça
söylerlerse, alışverişleri bereketlenir. Fakat kusuru gizler
ve yalan söylerlerse, (yaptıkları) alışverişin bereketi gider,
buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Büyû’, 51)

113
6. DÖNEM
MUAMELAT

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫ أ َ ّ َن َر ُس‬،َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
ِ ّٰ ‫ول‬

‫ إِ ّ َن‬:‫ال‬
َ ‫ َف َق‬،َ‫س ِفينَا َمنْ َل ِدرْ َه َم لَ ُه َو َل َمتَاع‬ ُ ‫ ْال ُم ْف ِل‬:‫س؟ َقالُوا‬ ُ ‫أَت َْد ُرو َن َما ْال ُم ْف ِل‬
،‫ َويَ ْأتِى َق ْد شَ َت َم َه َذا‬،‫ام َو َز َكا ٍة‬ ْ
ِ ‫ يَأتِى يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة ِب َص َل ٍة َو‬،‫س ِمنْ أ ُ ّ َم ِتى‬
ٍ ‫ص َي‬ َ ‫ْال ُم ْف ِل‬
،‫ َف ُيعْ َطى َه َذا ِمنْ َح َسنَاتِ ِه‬،‫ َوضَ َر َب َه َذا‬،‫َك َد َم َه َذا‬ َ ‫ َو َسف‬،‫ال َه َذا‬ َ ‫ َوأ َ َك َل َم‬،‫َو َق َذ َف َه َذا‬
ْ‫ أ ُ ِخ َذ ِمنْ خَ َطايَاهُم‬،‫ َقب َْل أ َ ْن يُ ْقضَ ى َما َعلَ ْي ِه‬،‫ فَإِ ْن َف ِن َي ْت َح َسنَا ُت ُه‬،‫َو َه َذا ِمنْ َح َسنَاتِ ِه‬
ِ ‫ ث ّ َُم ُط ِر َح ِفى ال ّ َن‬،‫َف ُط ِر َح ْت َعلَ ْي ِه‬
.‫ار‬
16. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, bir gün Resû-
lullah (sav); Müflis kimdir, biliyor musunuz? diye sordu.
Ashâbı, Bize göre müflis, parası ve malı olmayan kim-
sedir. dediler. Bunun üzerine Hz. Peygamber, Şüphesiz
ki ümmetimin müflisi, kıyamet günü namaz, oruç ve
zekâtla gelir. Aynı zamanda şuna sövmüş, buna iftira et-
miş, şunun malını yemiş, bunun kanını dökmüş ve şunu
dövmüş bir hâlde gelir. Bunun üzerine iyiliklerinin se-
vabı şuna buna verilir. Üzerindeki kul hakları bitmeden
sevapları biterse, hak sahiplerinin günahları kendisine
yüklenir. Sonra da cehenneme atılır, buyurdu. (Müslim,
Birr, 59)

ِ ‫ت لِ ْل َح َس ِن ب ِْن َع ِل ّي َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
‫الل َع ْن ُه‬ َ ّ ‫َعنْ أ َ ِبى ْال َحوْ َرا ِء‬
ُ ‫ ُق ْل‬:‫السعْ ِد ِّى‬

ُ ‫ال َح ِف ْظ‬
.‫ت ِم ْن ُه َد ْع َما يَ ِري ُب َك إِلَى َما َل يَ ِري ُب َك‬ َ ‫الل ﷺ؟ َق‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َما َح ِف ْظ‬
ِ ‫ت ِمنْ َر ُس‬
17. Ebu’l-Havrâ’ es-Sa’dî (ra) anlatıyor: Hasan b. Ali’ye (ra),
Resûlullah’dan (sav) ne ezberledin? diye sordum. Dedi
ki, Ondan şunu ezberledim: Seni şüphelendiren şeyleri
bırak, şüphelendirmeyenlere bak! (Nesâî, Eşribe, 50)

114
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

‫ َفنَالَ ْت‬،‫ فَأ َ ْدخَ َل يَ َد ُه ِفي َها‬،‫ام‬ ٍ ‫ص ْب َر ِة َط َع‬


ُ ‫الل ﷺ َم ّ َر َعلَى‬ ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرةَ؛ أ َ ّ َن َر ُس‬
َ ‫ط َعام؟ َق‬
:‫ال‬ َ ّ ‫ب ال‬ َ ‫اح‬
ِ ‫ص‬ َ ‫ َما َه َذا يَا‬:‫ال‬ َ َ‫أ‬
َ ‫ َف َق‬. ً‫صا ِب ُع ُه بَلَال‬
ِ
ُ ‫ام َك ْي يَ َرا ُه ال ّ َن‬ َّ ْ َ َ َ َ ّٰ ‫ول‬ َ ‫الس َما ُء يَا َر ُس‬ َ ّ ‫صابَ ْت ُه‬ َ َ‫أ‬
ْ‫ َمن‬،‫اس‬ ِ ‫ أفَل َج َعل َت ُه َفوْ َق الط َع‬:‫اللِ! قال‬
.‫ْس ِم ِّنى‬َ ‫ش َفلَي‬ َ ّ ‫َغ‬

18. Ebû Hureyre (ra) anlatıyor: Resûlullah (sav) (Medine pa-


zarında dolaşırken) bir buğday yığınının yanına geldi.
Elini o yığının içine daldırınca parmakları ıslandı. Satı-
cıya, Bu (ıslaklık) da nedir buğday sahibi? diye sordu.
O da, Üzerine yağmur yağmıştı ey Allah’ın Resûlü! dedi.
Bunun üzerine Hz. Peygamber şöyle buyurdu: Öyleyse
insanların görmeleri için ıslak olan kısmı üste koyman
gerekmez miydi? Aldatan benden değildir! (Müslim,
Îmân, 164)

َ ‫الل َع ْن ُه) َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬


:‫ال‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة ( َر‬
ّٰ ‫ض َي‬

ّٰ ‫ َو َمنْ أَخَ َذ يُ ِري ُد إِت َْل َف َها أ َ ْتلَ َف ُه‬،‫الل َع ْن ُه‬


.‫الل‬ ّٰ ‫اس يُ ِري ُد أَدَا َءهَا أ َ ّ َدى‬
ِ ‫َمنْ أَخَ َذ أَمْ َو َال ال ّ َن‬
19. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Kim insanların mallarını geri ödeme niyetiyle alır-
sa, Allah onun ödemesini kolaylaştırır. Kim de bir malı
tüketip (geri ödememek) niyeti ile alırsa Allah da onu(n
malını) telef eder, buyurmuştur. (Buhârî, İstikrâz, 2)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َق‬
َ ‫ َق‬:‫ال‬

ِ ‫الل إِلَى َسب ِْع أ َ َر‬ َ ّ ‫ إ‬،‫َل يَ ْأ ُخ ُذ أ َ َح ٌد ِش ْب ًرا ِم َن األَرْ ِض ِب َغيْر َح ِّق ِه‬
‫ضي َن يَوْ َم‬ ُ ّٰ ‫ال َط ّ َو َق ُه‬ ِ ِ
.‫ْال ِق َيا َم ِة‬

115
6. DÖNEM
MUAMELAT

20. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah


(sav): Kimse hakkı olmayan bir karış yeri bile almasın!
(Alırsa) Allah, kıyamet gününde yedi kat yeri onun boy-
nuna dolar, buyurmuştur. (Buhârî, Mezâlim, 13)

َ ‫َعنْ أ َ ِبى أ ُ َما َم َة َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬


:‫ال‬

ْ‫َمنْ شَ َف َع أل َ ِخي ِه ِبشَ فَا َع ٍة فَأَهْ دَى لَ ُه َه ِد ّيَ ًة َعلَ ْي َها َف َق ِبلَ َها َف َق ْد أَتَى بَا ًبا َع ِظي ًما ِمن‬
.‫اب ال ِّربَا‬ ِ ‫أ َ ْب َو‬
21. Ebû Ümâme’den (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Kim bir kardeşi için aracı olur, kardeşi bunun
karşılığında kendisine bir hediye sunar, o da bunu kabul
ederse, faiz kapılarından büyük bir kapıyı aralamış olur,
buyurmuştur. (Ebû Dâvûd, Büyû’ (İcâre), 82)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبي يَعْ لَى شَ ّ َدا ِد ب ِْن أَوْ ٍس َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ِ ‫الل َع ْن ُه َعنْ َر ُس‬
ْ‫ َوإِ َذا َذبَحْ تُم‬،‫ فَإِ َذا َقت َْلتُمْ فَأَحْ ِس ُنوا ْال ِق ْتلَ َة‬،ٍ‫الحْ َسا َن َعلَى ُك ِّل شَ ْيء‬ ِ ْ ‫َب‬ َ ّٰ ‫إ ّ َن‬
َ ‫الل َكت‬
َ ‫ َو ْل ُي ِرحْ َذ ِب‬،‫ َو ْل ُي ِح ّ َد أ َ َح ُد ُكمْ شَ ْف َرتَ ُه‬،‫فَأَحْ ِس ُنوا ال ِّذب َْح َة‬
.‫يح َت ُه‬
22. Ebû Ya’lâ Şeddâd b. Evs’ten (ra) nakledildiğine göre,
Resûlullah (sav): Yüce Allah her şeyde ihsanı (güzel dav-
ranmayı) emretmiştir. Öldürürken (dahi) güzel bir şekil-
de öldürün! Hayvanı keserken de güzel bir şekilde kesin!
Biriniz (hayvan keseceğinde) bıçağını bilesin ve hayvanı-
nı rahatlatsın! buyurmuştur. (Müslim, Sayd, 57)

116
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

‫ص َن َع أل َ َح ِد ُكمْ خَ ا ِد ُم ُه َط َعا َم ُه ث ّ َُم َجا َء ُه‬ َ ‫ إِ َذا‬:‫الل ﷺ‬ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫ َق‬:َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
، ً‫ط َعا ُم َمشْ فُو ًها َق ِليال‬ َ ّ ‫ فَإ ْن َكا َن ال‬،‫ ف َْل َي ْأ ُك ْل‬،‫ ف َْل ُي ْق ِع ْد ُه َم َع ُه‬،‫ َو َق ْد َولِي َح ّ َر ُه َودُخَ انَ ُه‬،‫ِب ِه‬
ِ َ
.‫ف َْل َيضَ عْ ِفى يَ ِد ِه ِم ْن ُه أ ُ ْكلَ ًة أَوْ أ ُ ْكلَ َتي ِْن‬
23. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Herhangi birinizin hizmetçisi yemeğini hazırlayıp
da getirdiği zaman -ki o hizmetçi, yemeğin sıcağına, du-
manına katlanmıştır- onu kendisi ile beraber oturtsun. O
da yesin. Şayet yemek az olursa eline ondan bir iki lokma
koyuversin! buyurmuştur. (Müslim, Eymân, 42)

َ ‫الل َعنْها َقالَ ْت َق‬


ّٰ ‫ال رسول‬
:‫الل ﷺ‬ ِ ‫َعنْ أ ُ ّ ِم َسلَ َم َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ٍ ‫أ َ ّيُماَ امْ َرأ َ ٍة َمات َْت زَوْ ُج َها َع ْن َها َر‬
.‫اض دَخَ لَ ْت ْال َج ًّن َة‬
24. Ümm-ü Seleme’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlul-
lah (sav): Eşi kendisinden razı olarak ölen kadın cennete
girer, buyurmuştur. (Tirmizî, Radâ, 10)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ ‫الل َع ْن ُكمْ ُع ِّب ّ َي َة ْال َجا ِه ِل ّ َي ِة َوفَخْ َرهَا ِب‬
ِ ‫ ُم ْؤ ِم ٌن تَ ِق ٌّي َوف‬،‫البَا ِء‬
،‫َاج ٌر شَ ِق ٌّي‬ َ ‫َق ْد أ َ ْذه‬
ُ ّٰ ‫َب‬
.‫اب‬
ٍ ‫اس بَ ُنو آ َد َم َوآ َد ُم ِمنْ ُت َر‬ُ ‫َوال ّ َن‬
25. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah
(sav): Allah, câhiliye gururunu ve atalarla övünme âdeti-
ni ortadan kaldırmıştır. Takva sahibi mümin ve bedbaht
günahkâr (ayrımı vardır). İnsanlar Âdem’in çocuklarıdır,
Âdem ise topraktan yaratılmıştır, buyurmuştur. (Tirmizî,
Menâkıb, 74)

117
6. DÖNEM
MUAMELAT

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل َع ْن ُه أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ أ ُ ّ ِم َسلَ َم َة َر‬
ُ ّٰ ‫ض َي‬
ْ‫ َولَ َع ّ َل بَعْ ضَ ُكمْ أ َ ْن يَ ُكو َن أ َ ْل َح َن ِب ُح ّ َج ِت ِه ِمن‬،‫َص ُمو َن إِلَ ّ َي‬ ِ ‫ َوإِ ّنَ ُكمْ تَخْ ت‬،‫إِ ّنَ َما أَنَا بَشَ ٌر‬
‫ فَإِ ّنَ َما‬،‫ْت لَ ُه ِب َح ِ ّق أ َ ِخي ِه شَ ْي ًئا ف ََل يَ ْأ ُخ ْذ ُه‬
ُ ‫ َف َمنْ َقضَ ي‬،‫ض فَأ َ ْق ِضى نَحْ َو َما أَسْ َم ُع‬ ٍ ْ‫بَع‬
.‫أ َ ْق َط ُع لَ ُه ِق ْط َع ًة ِم َن ال ّ َنار‬
26. Ümmü Seleme’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Ben, ancak bir insanım. Davalarınızı bana getiri-
yorsunuz. Bazılarınız delilini ifade etmede bir kısmınız-
dan daha başarılı olabilir ve ben de ondan dinlediklerime
göre karar veririm. Şayet ben herhangi birine kardeşinin
hakkı olan bir şeyin verilmesine hükmedersem, o kimse
bunu almasın. Çünkü ben (bu hükümle) ona ateşten bir
parça vermişimdir, buyurmuştur. (Buhârî, Ahkâm, 20)

َ ‫اص أ َ ّنَ ُه َس ِم َع َر ُس‬


ِ ّٰ ‫ول‬
ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ ِ ‫َعنْ َعمْ ِرو ب ِْن ْال َع‬
‫ َوإِ َذا َح َك َم َفاجْ َت َه َد ث ّ َُم أَخْ َطأ َ َفلَ ُه‬،‫ان‬
ِ ‫اب َفلَ ُه أَجْ َر‬
َ ‫ص‬َ َ ‫إِ َذا َح َك َم ْال َحا ِك ُم َفاجْ َت َه َد ث ّ َُم أ‬
.‫أَجْ ٌر‬
27. Amr b. Âs’ın (ra) işittiğine göre, Resûlullah (sav): Hâkim
hüküm vereceği zaman ictihad eder (olanca imkân ve
gücü ile hakkı arar) sonra isabetli hüküm verirse, ken-
disine iki sevap vardır. Ama hüküm verirken ictihad
eder sonra yanılırsa ona bir sevap vardır, buyurmuştur.
(Buhârî, İ’tisâm, 21)

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى بَ ْك َر َة َق‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬
‫ول ِفى‬ ُ ‫اح َب ُه ف َْال َقاتِ ُل َو ْال َم ْق ُت‬
ِ ‫ص‬ َ ‫ان ِب َس ْي َف ْي ِه َما َف َقت ََل أ َ َح ُد ُه َما‬ِ ‫اج َه ْال ُمسْ ِل َم‬
َ ‫إِ َذا تَ َو‬
.‫اح ِب ِه‬
ِ ‫ص‬َ ‫ إِ ّنَ ُه أ َ َرا َد َقت َْل‬:‫ال‬
َ ‫ول؟ َق‬ِ ‫ال ْال َم ْق ُت‬
ُ َ‫اللِ! َه َذا ْال َقاتِ ُل َف َما ب‬ ّٰ ‫ول‬َ ‫ يَا َر ُس‬:‫ َقالُوا‬.‫ار‬ِ ‫ال ّ َن‬

118
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

28. Ebû Bekre (ra) anlatıyor: Resûlullah’ın (sav), İki Müslü-


man kılıçlarıyla karşı karşıya gelir ve biri diğerini öldü-
rürse, öldüren de öldürülen de cehennemdedir, dediğini
işittim. Bunun üzerine, Ey Allah’ın Elçisi, öldüren böy-
ledir ama öldürülene ne oluyor? dediler. Resûlullah, O
da arkadaşını öldürmeye istekliydi, buyurdu. (Buhârî,
Diyât, 2)

َ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو َع ِن ال ّ َن ِب ِّي ﷺ َق‬


:‫ال‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫وج ُد ِمنْ َم ِسي َر ِة أَرْ بَ ِعي َن‬ َ ‫ َوإِ ّ َن ِر‬،‫َمنْ َقت ََل ن َْف ًسا ُم َعا َهدًا لَمْ يَ ِرحْ َرائِ َح َة ْال َج ّ َن ِة‬
َ ُ‫يح َها ي‬
.‫َعا ًما‬
29. Abdullah b. Amr’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Kim (Müslüman topraklarında yaşaması
için kendisine güvence verilmiş) bir anlaşmalıyı öldü-
rürse cennetin kokusunu alamaz. Hâlbuki onun kokusu
kırk yıllık mesafeden bile duyulur, buyurmuştur. (Buhârî,
Diyât, 30)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫َعنْ ُح َذ ْي َف َة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

‫ َولَ ِكنْ َو ِ ّط ُنوا‬،‫ َوإِ ْن َظلَ ُموا َظلَمْ نَا‬،‫اس أَحْ َس ّ َنا‬ ُ ‫ إِ ْن أَحْ َس َن ال ّ َن‬:‫َل تَ ُكونُوا إِ ّ َم َع ًة تَ ُقولُو َن‬
.‫ َوإِ ْن أ َ َسا ُءوا ف ََل ت َْظ ِل ُموا‬،‫اس أ َ ْن تُحْ ِس ُنوا‬
ُ ‫ إِ ْن أَحْ َس َن ال ّ َن‬، ْ‫ُس ُكم‬َ ‫أ َ ْنف‬
30. Huzeyfe (b. Yemân) (ra) tarafından nakledildiğine göre,
Resûlullah (sav): İnsanlar iyilik yaparlarsa biz de iyilik
yaparız; zulmederlerse biz de zulmederiz, diyen zayıf
karakterli kimseler olmayın. Bilakis iyilik yaptıklarında
insanlara iyilik yapmayı, kötülük yaptıklarında ise onlara
zulmetmemeyi içinize (bir ilke olarak) yerleştirin, buyur-
muştur. (Tirmizî, Birr, 63)

119
6. DÖNEM
MUAMELAT

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ُ ‫ْال ُمسْ ِل ُم َمنْ َس ِل َم ْال ُمسْ ِل ُمو َن ِمنْ لِ َسانِ ِه َويَ ِد ِه َو ْال ُم ْؤ ِم ُن َمنْ أ َ ِم َن ُه ال ّ َن‬
‫اس َعلَى‬
. ْ‫ِد َمائِ ِهمْ َوأَمْ َوالِ ِهم‬
31. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Müslüman, diğer Müslümanların elinden ve dilin-
den selâmette olduğu (zarar görmediği) kimsedir. Mümin
de halkın canları ve malları konusunda kendisinden emin
oldukları kimsedir, buyurmuştur. (Tirmizî, Îmân, 12)

ُ ‫ال لَنَا َر ُس‬


ُ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َف َق‬،‫الل ُك ّ َنا َم َع ال ّ َن ِب ِّي ﷺ شَ َبا ًبا َل ن َِج ُد شَ ْي ًئا‬ َ ‫َف َق‬
ِ ّٰ ‫ال َع ْب ُد‬

،‫ض لِ ْل َب َص ِر َوأَحْ َص ُن لِ ْل َفرْ ِج‬ُّ ‫ فَإِ ّنَ ُه أ َ َغ‬، ْ‫ َم ِن اسْ َت َطا َع ْال َبا َء َة ف َْل َي َت َز ّ َوج‬،‫اب‬ َ ّ ‫يا َمعْ شَ َر‬
ِ ‫الش َب‬
.‫ فَإِ ّنَ ُه لَ ُه ِو َجا ٌء‬،‫الصوْ ِم‬
َ ّ ‫َو َمنْ لَمْ يَسْ َت ِطعْ َف َعلَ ْي ِه ِب‬
32. Abdullah (b. Mes’ûd) anlatıyor: Biz Hz. Peygamber’in
(sav) yanında bulunan ve evlenme imkânı olmayan genç-
lerdik. Resûlullah (sav) bize şöyle dedi: Gençler! Evlen-
me imkânı bulanınız evlensin. Çünkü evlenmek, gözü
haramdan çevirmek ve iffeti korumak için en iyi yoldur.
Evlenme imkânı bulamayanlar da oruç tutsun. Çünkü
orucun, şehveti kesme özelliği vardır. (Buhârî, Nikâh, 3;
Tirmizî, Nikâh, 1)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ لِ َع ِل ٍّي‬ َ ‫ َعنْ أ َ ِبي ِه َق‬،َ‫َع ِن اب ِْن ُب َر ْي َدة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

َ ‫ فَإِ ّ َن لَ َك األُولَى َولَي‬،َ‫يَا َع ِل ُّي َل ُت ْت ِب ِع ال ّ َن ْظ َر َة ال ّ َن ْظ َرة‬


ِ ‫ْس ْت لَ َك‬
.ُ‫اآلخ َرة‬
33. İbn Büreyde’nin (ra), babasından naklettiğine göre, Resû-
lullah (sav) Hz. Ali’ye şöyle buyurmuştur: Ey Ali! Bir

120
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

bakışa ikincisini ekleme! Çünkü ilk bakış (kasıtsız oldu-


ğundan) senin için affedilmiştir. Sonraki bakışa ise hak-
kın yoktur. (Tirmizî, Edeb, 28)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل ب ِْن َمسْ ُعو ٍد َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
َ
ٍ ‫ َو ِب َمنْ تَحْ ُر ُم َعلَ ْي ِه ال ّ َنا ُر؟ َعلَى ُك ِّل َق ِر‬،‫ار‬
‫يب َه ِّي ٍن‬ ِ ‫“أ َل أُخْ ِب ُر ُكمْ ِب َمنْ يَحْ ُر ُم َعلَى ال ّ َن‬
.‫لَ ِّي ٍن َسهْ ٍل‬
34. Abdullah b. Mes’ûd’un (ra) naklettiğine göre, Resûlullah
(sav) şöyle buyurmuştur: “Kendisi cehennem ateşine ve
cehennem ateşi de kendisine haram olan kişiyi size bil-
direyim mi? Cana yakın, yumuşak huylu, kolaylaştırıcı
kimse. (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 45)

َ
ّٰ ‫رسول‬
:‫الل ﷺ يقول‬ ‫سمعت‬
ُ :‫عن أبي يَعْ لى َمعْ ِقل بن يَ َسارقال‬

ّٰ ‫ إال َح ّ َر َم‬،‫اش لِ َر ِع ّ َي ِت ِه‬


‫الل‬ ٌّ ‫وت َو ُه َو َغ‬ ّٰ ‫ما ِمنْ َع ْب ٍد يَستَرْ ِعي ِه‬
ُ ‫ يَ ُم‬،ً‫الل َر ِع ّ َية‬
ُ ‫وت يَو َم يَ ُم‬
.‫الج ّ َنة‬
َ ‫ائح َة‬ َ ‫ َفلَمْ يَ ُحط َها ِب ُن ْص ِحه لَمْ يَ ِجد َر‬:‫ وفي رواي ٍة‬.‫الجن َة‬ َ ‫َعلَي ِه‬
35. Ebu Ya’la Ma’kıl b. Yesar (ra) Resûlüllah (sav) şöyle bu-
yururken dinledim demiştir: Allah’ın her hangi bir kulu
yükümlü olduğu kimseye hıyanet veya zulm edip ölürse
Allah ona cennetini haram kılar. Başka bir rivayette: On-
lara sahip çıkıp korumazsa cennetin kokusunu alamaz
şeklindedir. (Buhâri, Ahkam 8)

121
6. DÖNEM
MUAMELAT

ّٰ ‫عنْ أبي ُه َرير َة رضي‬


:‫الل عن ُه عن النبي ﷺ‬

‫رج ٌل باع‬ُ ‫ َو‬،‫ َر ُج ٌل أع َطى بي ثُمْ َغ َد َر‬:‫الل تعالى ثَالثَ ٌة أنا خَ ْص ُم ُهمْ يوْ َم ال ِق َيا َم ِة‬ َ ‫َق‬
ّٰ ‫ال‬
.‫ ولَمْ يُعْ ِط ِه أجْ َر ُه‬،‫ َفاسْ تَوْ في ِمن ُه‬،‫يرا‬ ِ ‫ورج ٌل استَأج َر‬
ً ‫أج‬ ُ ،‫ُح ًرا فأَكل ثم َن ُه‬
36. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Nebî (sav),
Allah Teâlâ şöyle buyurdu demiştir: Ben kıyamet günü şu
üç (grup) insanın düşmanıyım: Benim adıma and içtikten
sonra sözünden cayan kişi. Hür bir insanı köle diye satıp
parasını yiyen kişi. Ücretle bir işçi tutup işini gördüren ve
işçinin ücretini vermeyen kişi. (Buhârî, Büyû 106)

ّٰ ‫بي َقتا َد َة رضي‬


:‫الل عن ُه عن النبي ﷺ قال‬ َ
ِ ‫َعنْ أ‬
.‫س َعنْ ُمعْ ِس ٍر أَوْ يَضَ ُع َع ْن ُه‬
ْ ‫الل ِمن ْ ُك َر ِب يَوْ ِم ال ِقيا َم ِة ف َْل ُي َن ِّف‬
ُ ّٰ ‫أن يُن ِْج َي ُه‬
ْ ‫إِ َذا َمنْ َس ّ َره‬
37. Ebû Katâde’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Kıyamet gününün sıkıntılarından Allah’ın kendisi-
ni kurtarmasından hoşlanan kimse, borcunu ödemeyene
mühlet tanısın veya ondan bir bölümünü indirsin, bu-
yurmuştur. (Müslim, Müsâkât, 32)

ّٰ ‫َعنْ أ َ ِبي ُه َر ْي َر َة أن رسول‬


:‫الل ﷺ قال‬

‫الم إذا َف ُق ُهوا‬ ِ ْ‫الس‬ ِ ْ ‫في ْال َجا ِه ِل ّ َي ِة ِخ َيا ُرهُمْ ِفي‬ َ ‫ت َِجدُو َن ال ّ َن‬
ِ ْ‫اس َم َعا ِد َن ف َِخ َيا ُرهُم‬
ْ َ ّ ‫َوتَجدُو َن ِخ َيا َر ال ّ َناس في َه َذا‬
‫اس َذا‬ ِ ‫الشأ ِن أَشَ ّ َدهُمْ َك َرا ِه َي ًة لَ ُه َوت َِجدُون شَ ّ َر ال ّ َن‬ ِ ِ ِ
ْ ْ َ
.‫ْال َوجْ َهيْن ّال ِذي يَأتِي َه ُؤ َل ِء ِب َوجْ ٍه َويَأتِي َه ُؤ َل ِء ِب َوجْ ٍه‬
38. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlul-
lah (sav): Siz insanları madenler (gibi cins cins) bulur-
sunuz. Onların Cahiliyye döneminde hayırlı ve değerli
olanları, şayet dini hükümleri iyi hazmederlerse İslamiyet

122
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

devrinde de hayırlıdırlar. Siz yine en hayırlı kişileri, yö-


neticilik işinden hiç hoşlanmayanlar olarak bulursunuz.
Siz en kötü kişileri de ikiyüzlüler olarak bulursunuz ki
onlar, birilerine bir yüzle diğerlerine başka bir yüzle gider
gelirler, buyurmuştur. (Buhârî, Menâkıb, 1)

:‫ول‬ َ
ّٰ ‫رسول‬
ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬ ‫ار ِّي أ َ ّنَ ُه َس ِم َع‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبي َقتَا َد َة ْالَن‬
ِ ‫ْص‬
‫إِ ّيَا ُكمْ َو َك ْث َر َة ْال َح ِل ِف ِفي ْال َبي ِْع فَإِ ّنَ ُه يُ َن ِّف ُق ث ّ َُم يَمْ َح ُق‬
39. Ebû Katâde’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlul-
lah (sav): Alış verişte çok yemin etmekten sakınınız. Ye-
min malın sürümünü artırır; fakat sonra helak eder, bu-
yurmuştur. ( Müslim, Müsâkât, 32)

ّٰ ‫ أ ّن رسول‬:‫الل َع ْن ُه َما‬
:‫الل ﷺ قال‬ ُ ّٰ ‫ض َي‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ِ ‫الل اب ِْن ُع َم َر َر‬
.‫وق‬ ُّ ‫ط ِب َها إِلَى‬
ِ ‫الس‬ ِّ ‫ض َو َل تَلَ ّ َق ُوا‬
َ ‫السلَ َع َح ّ َتى يُهْ َب‬ ٍ ْ‫َل يَ ِبعْ بَعْ ُض ُكمْ َعلَى بَي ِْع بَع‬
40. Abdullah b. Amr’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Pey-
gamber (sav): Bir birinizin alışverişi üzerine alışveriş yap-
mayınız. Malı pazara girmeden önce yolda karşılayarak
ucuza almayınız, buyurmuştur. ( Buhârî, Büyû’, 71)

123
7. DÖNEM

GELECEĞE DAİR RİVAYETLER


(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem,
Ölüm, Şefaat, Fiten)
‫ول َق َد َما اب ِْن آ َد َم يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة ِمنْ ِع ْن ِد َر ِّب ِه َح ّ َتى يُسْ أ َ َل َعنْ خَ مْ ٍس َعنْ ُعمْ ِر ِه‬ ‫َل تَ ُز ُ‬
‫َس َب ُه َو ِفي َم أ َ ْن َف َق ُه َو َما َذا َع ِم َل‬ ‫ِفي َما أ َ ْفنَا ُه َو َعنْ شَ َبا ِب ِه ِفي َماا أَب َْل ُه َو َمالِ ِه ِمنْ أ َ ْي َن ْ‬
‫اكت َ‬
‫ِفي َما َع ِل َم‪.‬‬

‫َان أَهْ ُل ُه َو َمالُ ُه َويَ ْب َقى َو ِ‬


‫اح ٌد َع َم ُل ُه‪.‬‬ ‫ت ث ََلثَ ٌة أَهْ ُل ُه َو َمالُ ُه َو َع َم ُل ُه َف َيرْ ِج ُع ا ْثن ِ‬
‫يَ ْت َب ُع ْال َم ِّي َ‬

‫الص ْد َق يَهْ ِدى إِلَى ْال ِب ِّر‪َ ،‬وإِ ّ َن ْال ِب ّ َر يَهْ ِدى إِلَى ْال َج ّ َن ِة‪َ ،‬وإِ ّ َن ال ّ َر ُج َل لَ َي ْص ُد ُق َح ّ َتى‬
‫إِ ّ َن ِّ‬
‫ار‪َ ،‬وإِ ّ َن‬
‫ور‪َ ،‬وإِ ّ َن ْالف ُُجو َر يَهْ ِدى إِلَى ال ّ َن ِ‬ ‫ص ِّدي ًقا‪َ ،‬وإِ ّ َن ْال َك ِذ َب يَهْ ِدى إِلَى ْالف ُُج ِ‬ ‫يَ ُكو َن ِ‬
‫الل َك ّ َذابًا‪.‬‬ ‫َب ِع ْن َد ّٰ ِ‬ ‫ال ّ َر ُج َل لَ َي ْك ِذ ُب‪َ ،‬ح ّ َتى يُ ْكت َ‬
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

ُ ‫ت ال ّ َن ِب ّ َى ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫َعنْ َجا ِب ٍر َق‬
ُ ْ‫ال َس ِمع‬

َ ‫ث ُك ُّل َع ْب ٍد َعلَى َما َم‬


.‫ات َعلَ ْي ِه‬ ُ ‫يُ ْب َع‬
1. Câbir (b. Abdullah) (ra) tarafından nakledildiğine göre,
Hz. Peygamber (sav): Herkes öldüğü hâl üzere diriltile-
cektir, buyurmuştur. (Müslim, Cennet ve Sıfâtü Naîmihâ
ve Ehlihâ, 83.)

َ ‫َع ِن اب ِْن َمسْ ُعو ٍد َع ِن ال ّ َن ِب ِّى ﷺ َق‬


:‫ال‬

‫ول َق َد َما اب ِْن آ َد َم يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة ِمنْ ِع ْن ِد َر ِّب ِه َح ّ َتى يُسْ أ َ َل َعنْ خَ مْ ٍس َعنْ ُعمْ ِر ِه‬ ُ ‫َل تَ ُز‬
‫َس َب ُه َو ِفي َم أ َ ْن َف َق ُه َو َما َذا َع ِم َل‬ ْ ‫ِفي َما أ َ ْفنَا ُه َو َعنْ شَ َبا ِب ِه ِفي َما أَب َْل ُه َو َمالِ ِه ِمنْ أ َ ْي َن‬
َ ‫اكت‬
.‫ِفي َما َع ِل َم‬
2. İbn Mes’ûd’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): İnsanoğlu kıyamet günü beş şeyden; ömrünü nere-
de ve nasıl tükettiğinden, gençliğini nerede ve nasıl geçirdi-
ğinden, malını nerden kazanıp nerede harcadığından, öğ-
rendiği bilgilerle yaşayıp yaşamadığından hesaba çekilme-
dikçe hiçbir tarafa hareket edemeyecek, yerinden kımılda-
yamayacaktır, buyurmuştur. (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 1.)

َ ‫الل ﷺ َق‬
‫ال‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬
َ ّ ‫ لَ ُت َؤ ّ َد ّ َن الحقو ُق إلى أهلها يوم القيامة حتى يقا َد‬:
َ ّ ‫للشاة الجلحا ِء من‬
‫الشا ِة‬
.‫ال َقرْ نا ِء‬
3. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Allah Resûlü
(sav): Kıyamet gününde tüm haklar sahiplerine verilecek-
tir. Hatta boynuzsuz koyunun boynuzlu koyundan hakkı
alınacaktır, buyurmuştur. (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 2.)

126
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ول َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ‫ك يَ ُق‬ َ ‫ت أَن‬
ٍ ِ‫َس ْب َن َمال‬ َ ‫الل ب ِْن أ َ ِبى بَ ْك ٍر َق‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

ِ ‫َان أَهْ ُل ُه َو َمالُ ُه َويَ ْب َقى َو‬


.‫اح ٌد َع َم ُل ُه‬ ِ ‫ت ث ََلثَ ٌة أَهْ ُل ُه َو َمالُ ُه َو َع َم ُل ُه َف َي‬
ِ ‫رْج ُع ا ْثن‬ َ ‫يَ ْت َب ُع ْال َم ِّي‬
4. Abdullah b. Ebû Bekr (ra) anlatıyor: Enes b. Mâlik’ten işit-
tiğime göre, Resûlullah (sav): Ölü ile beraber kabre kadar
üç şey gider: Ailesi, malı ve amelleri. Bunlardan ikisi yani
ailesi ve malı geri döner üçüncüsü olan ameli kendisiyle
baş başa kalır, buyurmuştur. (Nesâi, Cenâiz, 52.)

:‫َعنْ شَ ّ َدا ِد ب ِْن أَوْ ٍس َع ِن ال ّ َن ِب ِّى ﷺ َقال‬

‫اج ُز َمنْ أ َ ْت َب َع ن َْف َس ُه َه َواهَا‬


ِ ‫س َمنْ دَا َن ن َْف َس ُه َو َع ِم َل لِ َما بَعْ َد ْال َموْ ِت َو ْال َع‬
ُ ‫ْال َك ِّي‬
ِ ّٰ ‫َوتَ َم ّ َنى َعلَى‬
. ‫الل‬
5. Şeddâd b. Evs’ten (ra) nakledildiğine göre, Hz. Peygam-
ber (sav): Akıllı kişi, nefsini küçük gören (kendini hesaba
çeken) ve ölümden sonrası için çalışandır. Âciz kişi ise,
nefsinin arzularına uyan ve (bu hâline bakmadan bir de)
Allah”tan (bağışlanma ve cennet) isteyen kimsedir, bu-
yurmuştur. (Tirmizî, Sıfatü’l-kıyâme, 25)

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫الل عنه َق‬
ُ ْ‫ َس ِمع‬:‫ال‬ ّٰ ‫ت َع ِد ّ َى ْب َن َحاتِ ٍم رضى‬
ُ ْ‫َس ِمع‬

ِ ‫ا ّتَ ُقوا ال ّ َنا َر َولَوْ ِب‬


. ‫ش ِ ّق تَمْ َرة‬
6. Adî b. Hâtim’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah
(sav): Bir hurmanın yarısı ile de olsa kendinizi ateşten
koruyunuz, buyurmuştur. (Buhârî, Zekât, 10.)

127
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

َ ‫الل عنه َع ِن ال ّ َن ِب ِّى ﷺ َق‬


:‫ال‬ ّٰ ‫الل رضى‬
ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫ َوإِ ّ َن ال ّ َر ُج َل لَ َي ْص ُد ُق َح ّ َتى‬،‫ َوإِ ّ َن ْال ِب ّ َر يَهْ ِدى إِلَى ْال َج ّ َن ِة‬،‫الص ْد َق يَهْ ِدى إِلَى ْال ِب ِّر‬
ِّ ‫إِ ّ َن‬
‫ َوإِ ّ َن‬،‫ار‬
ِ ‫ َوإِ ّ َن ْالف ُُجو َر يَهْ ِدى إِلَى ال ّ َن‬،‫ور‬ ِ ‫ َوإِ ّ َن ْال َك ِذ َب يَهْ ِدى إِلَى ْالف ُُج‬،‫ص ِّدي ًقا‬ ِ ‫يَ ُكو َن‬
.‫الل َك ّ َذا ًبا‬ِ ّٰ ‫َب ِع ْن َد‬ َ ‫ َح ّ َتى يُ ْكت‬،‫ال ّ َر ُج َل لَ َي ْك ِذ ُب‬
7. Abdullah (b. Mes’ûd)’dan (ra) nakledildiğine göre, Hz.
Peygamber (sav): Doğruluk, iyiliğe, iyilik de cennete
götürür. İnsan doğru söyleye söyleye Allah katında ‘sıd-
dîklar’ derecesine çıkar. Yalan söylemek kötülüğe, kötü-
lük de cehenneme götürür. İnsan yalan söyleye söyleye
sonunda Allah katında ‘yalancı’ yazılır, buyurmuştur.
(Buhârî, Edeb, 69)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬

ِ ‫بَا ِد ُروا ِباألَعْ َم‬


ْ‫ال ِف َت ًنا َك ِق َط ِع ال ّلَي ِْل ْال ُم ْظ ِل ِم يُ ْص ِب ُح ال ّ َر ُج ُل ُم ْؤ ِم ًنا َويُمْ ِسى َكا ِف ًرا أَو‬
ُّ ‫يُمْ ِسى ُم ْؤ ِم ًنا َويُ ْص ِب ُح َكا ِف ًرا يَ ِبي ُع ِدي َن ُه ِب َع َر ٍض ِم َن‬
.‫الد ْن َيا‬
8. Ebû Hureyre’den (ra) nakledildiğine göre, Resûlullah
(sav): Gecenin zifiri karanlıklarına benzeyen fitneler or-
taya çıkmadan (salih) ameller yapmakta acele edin! Zira
o vakit kişi mümin olarak sabaha çıkacak, kâfir olarak
akşamlayacak yahut mümin olarak akşamlayacak, kâfir
olarak sabaha çıkacak, dünyevî çıkarlar karşılığında dini-
ni satacaktır, buyurmuştur. (Müslim, Îmân, 186.)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫ان َو َل يَ ْد ُخ ُل ْال َج ّ َن َة أ َ َح ٌد‬


ٍ ‫ال َح ّ َب ِة خَ رْ د ٍَل ِمنْ إِي َم‬ ُ ‫َل يَ ْد ُخ ُل ال ّ َنا َر أ َ َح ٌد ِفى َق ْل ِب ِه ِم ْث َق‬
ُ ‫ِفى َق ْل ِب ِه ِم ْث َق‬
.‫ال َح ّ َب ِة خَ رْ د ٍَل ِمنْ ِكب ِْريَا َء‬

128
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

9. Abdullah (b. Mes’ûd)’dan (ra) rivayet edildiğine göre,


Resûlullah (sav): Kalbinde hardal tanesi kadar iman olan
hiçbir kimse cehenneme girmez; kalbinde hardal tane-
si kadar kibir bulunan hiçbir kimse de cennete giremez,
buyurmuştur. (Müslim, Îmân, 148)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬

ِ ‫ت ْال َج ّ َن ُة ِب ْال َم َك‬


.‫ار ِه‬ ِ ‫ َو ُح ِج َب‬،‫ات‬ َ ّ ‫ت ال ّ َنا ُر ِب‬
ِ ‫الش َه َو‬ ِ ‫ُح ِج َب‬
10. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlul-
lah (sav): Cehennem, nefsin arzu ettiği şeylerle, cennet
ise nefsin sevmediği şeylerle kuşatılmıştır, buyurmuştur.
(Buhârî, Rikâk, 28)

ِ ّٰ ‫ول‬
: ‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ّٰ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة رضى‬
َ ‫الل عنه َق‬

‫ َو َل خَ َط َر‬،‫ َو َل أ ُ ُذ َن َس ِم َع ْت‬،‫الصالِ ِحي َن َما َل َع ْي َن َرأ َ ْت‬ ُ ‫الل أَعْ َدد‬


َ ّ ‫ْت لِ ِع َبا ِدى‬ َ ‫َق‬
ُ ّٰ ‫ال‬
ِ ‫َعلَى َق ْل‬
.‫ب بَشَ ٍر‬
11. Ebû Hureyre’nin (ra) bildirdiğine göre, Resûlullah (sav):
Yüce Allah: Ben salih kullarım için cennette hiçbir gözün
görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın
hayal edemeyeceği birtakım nimetler hazırladım, buyur-
muştur. (Buhârî, Bed’ü’l-halk, 8)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫أ َ ّنَ ُه َس ِم َع أَبَا َس ِعي ٍد ْال ُخ ْد ِر ّ َى أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬

ِ ْ ‫الل َر ًّبا َو ِب‬


.ُ‫السْ َل ِم ِدي ًنا َو ِب ُم َح ّ َم ٍد َر ُسوالً َو َج َب ْت لَ ُه ْال َج ّ َنة‬ ِ ّٰ ‫يت ِب‬
ُ ‫ض‬ َ ‫َمنْ َق‬
ِ ‫ال َر‬

129
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

12. Ebû Saîd el-Hudrî’den (ra) nakledildiğine göre, Allah


Resûlü (sav): Kim Rab olarak Allah’a, din olarak İslâm’a
ve Peygamber olarak da Muhammed’e rıza gösterdim.
derse ona cennet vacib olur, buyurmuştur. (Ebû Dâvûd,
Tefrîu ebvâbi’l-vitr, 26)

:‫الل ﷺ‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ت أَبَا أ ُ َما َم َة يَ ُق‬
ُ ْ‫ول َس ِمع‬ ُ ْ‫َس ِمع‬

ْ‫صو ُموا شَ هْ َر ُكم‬ ُ ‫ص ّلُوا خَ مْ َس ُكمْ َو‬ َ ‫الل َر ّبَ ُكمْ َو‬ َ ‫ب ِفى َح ّ َج ِة ْال َودَاع َف َق‬
َ ّٰ ‫ ا ّتَ ُقوا‬:‫ال‬ ِ ُ ‫يَخْ ُط‬
. ْ‫َوأ َ ُّدوا َز َكا َة أَمْ َوالِ ُكمْ َوأ َ ِطي ُعوا َذا أَمْ ِر ُكمْ ت َْد ُخ ُلوا َج ّ َن َة َر ِّب ُكم‬
13. Ebû Ümâme’nin (ra) işittiğine göre, Allah Resûlü (sav)
Veda Haccı’ndaki hutbesinde: Rabbiniz Allah’a karşı so-
rumluluğunuzun bilincinde olun. Beş vakit namazınızı
kılın. Ramazan ayınızda orucunuzu tutun. Mallarınızın
zekâtını verin. Yöneticilerinize itaat edin. Böylece Rabbi-
nizin cennetine girin, buyurmuştur. (Tirmizî, Cum’a, 80)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬

‫َل ت َْد ُخ ُلو َن ْال َج ّ َن َة َح ّ َتى ُت ْؤ ِم ُنوا َو َل ُت ْؤ ِم ُنوا َح ّ َتى ت ََحا ّبُوا أ َ َو َل أ َ ُد ّلُ ُكمْ َعلَى شَ ْى ٍء إِ َذا‬
َ ّ ‫َف َع ْل ُت ُمو ُه ت ََحابَ ْبتُمْ أ َ ْف ُشوا‬
. ْ‫الس َل َم بَ ْي َن ُكم‬
14. Ebû Hureyre’nin (ra) naklettiğine göre, Allah Resûlü
(sav): İman etmedikçe cennete giremezsiniz; birbirinizi
sevmedikçe de iman etmiş olmazsınız. Size yaptığınızda
aranızda sevgi oluşturacak bir şey söyleyeyim mi? Aranız-
da selâmı yaygınlaştırınız, buyurmuştur. (Müslim, Îmân,
93)

130
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

َ ‫ت أ َ ّ َن ال ّ َن ِب ّ َي ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ّ ‫عنْ ُع َبا َد َة ب ِْن‬
ِ ‫الصا ِم‬
‫ُس ُكمْ أَضْ َمنْ لَ ُكمْ ْال َج ّ َن َة اصْ ُد ُقوا إِ َذا َح ّ َد ْثتُمْ َوأَوْ فُوا إِ َذا‬
ِ ‫اضْ َم ُنوا لِي ِستًّا ِمنْ أ َ ْنف‬
. ْ‫ْصا َر ُكمْ َو ُك ُّفوا أ َ ْي ِديَ ُكم‬
َ ‫ُضوا أَب‬
ُّ ‫وج ُكمْ َوغ‬ َ ‫َو َع ْدتُمْ َوأ َ ُّدوا إِ َذا ا ْؤ ُت ِم ْنتُمْ َواحْ َف ُظوا ُف ُر‬
15. Ubâde b. Sâmit’in (ra) naklettiğine göre, Hz. Peygamber
(sav): Siz bana kendinizden altı şeyi garanti edin, ben de
size cenneti garanti edeyim: Konuştuğunuzda doğru söy-
leyin. Söz verdiğiniz zaman onu yerine getirin. Size bir
şey emanet edildiğinde onu sahibine verin. Namusunuzu
koruyun. (Harama) bakmaktan sakının. Elinizi (kötü iş-
lerden) çekin, buyurmuştur. (İbn Hanbel, V, 323)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫َعنْ ُسلَ ْي َما َن ب ِْن ُب َر ْي َد َة َعنْ أ َ ِبي ِه َق‬
ُ ‫ال َكا َن َر ُس‬

‫ار ِم َن ْال ُم ْؤ ِم ِني َن‬ ِّ ‫الس َل ُم َعلَ ْي ُكمْ أَهْ َل‬


ِ َ‫الدي‬ َ ّ ‫يُ َع ِّل ُم ُهمْ إِ َذا خَ َر ُجوا إِلَى ْال َم َقا ِبر‬
َ ّٰ ‫الل لَ َل ِح ُقو َن أَسْ أ َ ُل‬
. ‫الل لَنَا َولَ ُك ُم ْال َعا ِف َي َة‬ ُ ّٰ ‫َو ْال ُمسْ ِل ِمي َن َوإِ ّنَا إِ ْن شَ ا َء‬
16. Süleyman b. Büreyde’nin (ra), babasından rivayet ettiği-
ne göre, Resûlullah (sav), ashâbına, kabristana çıktıkları
zaman şöyle söylemelerini buyururdu: Selâm size ey bu
diyarın mümin ve Müslüman olan halkı! Bizler de inşal-
lah size katılacağız. Allah’tan bize ve size afiyet dilerim.
(Müslim, Cenâiz, 104)

َ
َ ‫ال َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬
: ‫الل ﷺ‬ ِ ‫َعنْ ُح َذ ْي َف َة ب ِْن أ ِسي ٍد ْال ِغف‬
َ ‫َار ِّى َق‬

”.‫ات‬ ٍ َ‫ “إِ ّنَ َها لَنْ تَ ُقو َم َح ّ َتى تَ َروْ َن َق ْبلَ َها َعشْ َر آي‬:‫ال‬ َ ّ ‫ ن َْذ ُك ُر‬:‫َما ت َْذ ُك ُرون؟” َقالُوا‬
َ ‫ َق‬.‫السا َع َة‬
‫يسى اب ِْن‬ َ ‫ول ِع‬ َ ‫الشمْ ِس ِمنْ َم ْغ ِر ِب َها َونُ ُز‬ َ ّ ‫الدا ّبَ َة َو ُط ُلو َع‬َ ّ ‫ال َو‬ َ ّ ‫الدخَ ا َن َو‬
َ ‫الد ّ َج‬ ُّ ‫َف َذ َك َر‬
‫ف ِب ْال َمشْ ِر ِق‬
ٌ ْ‫ خَ س‬:‫وف‬ ٍ ‫وج َوث ََلثَ َة ُخ ُس‬ َ ‫وج َو َم ْأ ُج‬ َ ‫الل َعلَ ْي ِه َو َس ّلَمْ ) َويَ ْأ ُج‬ َ َ ‫َمرْ يَ َم‬
ُ ّٰ ‫(ص ّلى‬

131
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

‫آخ ُر َذلِ َك نَا ٌر تَخْ ُر ُج ِم َن ْال َي َم ِن ت َْط ُر ُد‬ِ ‫ف ِب َج ِزي َر ِة ْال َع َر ِب َو‬
ٌ ْ‫ف ِب ْال َم ْغ ِر ِب َوخَ س‬
ٌ ْ‫َوخَ س‬
. ْ‫اس إِلَى َمحْ شَ ِر ِهم‬ َ ‫ال ّ َن‬
17. Huzeyfe b. Esîd el-Gıfârî (ra) anlatıyor: “Bir gün biz kendi
aramızda konuşurken Peygamber (sav) geldi ve ne mü-
zakere ediyorsunuz? diye sordu. Ashâb, Kıyamet hak-
kında konuşuyoruz, dediler. Bunun üzerine Resûlullah
(sav), Siz şu on alâmeti görmedikçe, kıyamet kopmaya-
caktır, buyurdu ve şunları saydı: Duman, Deccâl, Dâbbe,
güneşin batıdan doğması, Meryem oğlu İsa’nın (as) yer-
yüzüne inmesi, Ye’cûc ve Me’cûc, doğuda, batıda ve Arap
yarımadasında olmak üzere üç büyük çökmenin yaşan-
ması ve son olarak Yemen’den çıkıp insanları haşrolacak-
ları yere sürecek bir ateş. (Müslim, Fiten ve eşrâtü’s-sâa,
39)

َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َق‬


:‫ال ال ّ َن ِب ُّى ﷺ‬

‫ َوت َْظ َه َر‬،ُ‫ َويَ َت َقا َر َب ال ّ َز َمان‬،‫ َوت َْك ُث َر ال ّ َز َل ِز ُل‬،‫ض ْال ِع ْل ُم‬
َ ‫السا َع ُة َح ّ َتى يُ ْق َب‬ َ ّ ‫َل تَ ُقو ُم‬
.‫يض‬ ُ ‫ال َف َي ِف‬ ُ ‫ َح ّ َتى يَ ْك ُث َر ِفي ُك ُم ْال َم‬- ‫ َوهْ َو ْال َقت ُْل ْال َقت ُْل‬- ‫ َويَ ْك ُث َر ْال َهرْ ُج‬،‫ْال ِف َت ُن‬

18. Ebû Hureyre’den (ra) rivayet edildiğine göre, Hz. Pey-


gamber (sav): İlim kaybolmadıkça, depremler çoğalma-
dıkça, zaman kısalmadıkça, karışıklıklar ortaya çıkma-
dıkça, herc yani cinayetler artmadıkça ve elinizde mal
çoğalıp taşmadıkça kıyamet kopmaz, buyurmuştur.
(Buhârî, İstiskâ, 27)

َ ‫الل ﷺ َق‬
،:‫ال‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬

.‫لِ ُك ِّل نَ ِب ٍّى دَعْ َو ٌة يَ ْد ُعوهَا فَأ ُ ِري ُد أ َ ْن أَخْ َت ِب َئ دَعْ َوتِى شَ فَا َع ًة أل ُ ّ َم ِتى يَوْ َم ْال ِق َيا َم ِة‬

132
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

19. Ebû Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Resûlullah


(sav): Her eygamberin bir duası vardır. Ben de duamı kı-
yamet gününde ümmetime şefaat etmek için saklıyorum,
buyurmuştur. (Müslim, Îmân, 334)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ‫ت ُمسْ تَوْ ِر ًدا أَخَ ا بَ ِنى ِفهْ ٍر يَ ُق‬
َ ‫ول َق‬ ُ ْ‫ال َس ِمع‬ ٌ ‫َح ّ َدثَنَا َقي‬
َ ‫ْس َق‬

‫ال ِم ْث ُل َما يَجْ َع ُل أ َ َح ُد ُكمْ إِصْ َب َع ُه َه ِذ ِه َوأَشَ ا َر يَحْ َيى‬ َ ّ ‫اآلخ َر ِة إ‬ ِ ّٰ ‫َو‬
ُّ ‫الل َما‬
ِ ِ ‫الد ْن َيا ِفى‬
.‫ ِفى ْال َي ّ ِم ف َْل َي ْن ُظرْ ِب َم يَرْ ِج ُع‬- ‫الس ّ َبابَ ِة‬
َ ّ ‫ِب‬
20. Kays, Fihroğulları’ndan Müstevrid (b. Şeddâd) (ra) şöyle
derken işitmiştir: Allah Resûlü (sav) buyurdu ki: Vallahi,
âhiretin yanında dünya(nın konumu), ancak birinizin şu
(işaret) parmağını denize daldırması gibidir; (parmağı-
nın) ne (kadar su) ile döneceğine bir baksın! (Müslim,
Cennet ve sıfatu naîmihâ ve ehlihâ, 55)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ّٰ ‫َعنْ أَن ٍَس رضى‬
َ ‫الل عنه َق‬

.‫ول ْال ُع ُم ِر‬ ِ ‫ب ْال َم‬


ُ ‫ال َو ُط‬ ِ ‫يَ ْك َب ُر ا ْب ُن آ َد َم َويَ ْك َب ُر َم َع ُه ا ْثن‬
ُّ ‫َان ُح‬
21. Enes b. Mâlik’in (ra) rivayet ettiğine göre, Allah Resû-
lü (sav): Âdemoğlu büyürken beraberinde şu iki şey de
büyür: Mal sevgisi ve uzun ömür (dileği), buyurmuştur.
(Buhârî, Rikâk, 5)

ُ ‫ت ال ّ َن ِب ّ َى ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫اض َق‬
ُ ْ‫ال َس ِمع‬ ِ ْ‫َعنْ َكع‬
ٍ ‫ب ب ِْن ِع َي‬
ُ ‫إِ ّ َن لِ ُك ِّل أ ُ ّ َم ٍة ِف ْت َن ًة َو ِف ْت َن ُة أ ُ ّ َم ِتى ْال َم‬
.‫ال‬

133
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

22. Ka’b b. İyâz’ın (ra) işittiğine göre, Hz. Peygamber (sav):


Her ümmetin bir fitnesi (imtihan vesilesi) vardır, benim
ümmetimin fitnesi ise maldır, buyurmuştur. (Tirmizî,
Zühd, 26.)

َ ‫ْت ال ّ َن ِب ّ َى ﷺ َو ُه َو يَ ْق َرأ ُ أ َ ْل َها ُك ُم ال ّ َت َكا ُث ُر َق‬


:‫ال‬ ُ ‫ال أَتَي‬
َ ‫َعنْ ُم َط ِّر ٍف َعنْ أ َ ِبي ِه َق‬

َ ‫ت فَأ َ ْف َني‬
‫ْت‬ َ ّ ‫ َوه َْل لَ َك يَا ا ْب َن آ َد َم ِمنْ َمالِ َك إ‬: ‫ال‬
َ ‫ال َما أ َ َك ْل‬ َ ‫ول ا ْب ُن آ َد َم َمالِى َمالِى َق‬
ُ ‫يَ ُق‬
ِ
َ ‫ت فَأَمْ ضَ ي‬
.‫ْت‬ َ ‫ت فَأ َ ْبلَي‬
َ ‫ْت أَوْ ت ََص ّ َد ْق‬ َ ْ‫أَوْ لَ ِبس‬
23. Mutarrif (ra) babasının şöyle anlattığını naklediyor: Hz.
Peygamber’in (sav) yanına geldim. Bu sırada Elhâkü-
mü’t-tekâsür (Çoklukla övünmek sizi oyaladı) sûresini
okuyordu. Şöyle buyurdu: Âdemoğlu ‘benim malım, be-
nim malım’ der. Ey Âdemoğlu! Acaba yiyip tükettiğin-
den, giyip eskittiğinden ve sadaka verip biriktirdiğinden
başkası senin malın mıdır? (Müslim, Zühd ve Rekâik, 3.)

ّٰ ‫رسول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ّٰ ‫دري رضي‬
‫ قال‬:‫الل عنه‬ ِّ ‫الخ‬
ُ ‫عن أبي سعيد‬
، ‫ال َو َم َوا ِق َع ْال َق ْط ِر‬
ِ ‫ف ْال ِج َب‬ ِ ‫وش ُك أ َ ْن يَ ُكو َن خَ ْي َر َم‬
َ ‫ يَ ْت َب ُع ِب َها شَ َع‬، ‫ال ْال ُمسْ ِل ِم َغ َن ٌم‬ ِ ُ‫ي‬
.‫يَ ِف ُّر ِب ِدي ِن ِه ِم َن ْال ِفت َِن‬
24. Ebû Saîd el-Hudrî’den (ra) rivayet edildiğine göre Resû-
lullah (sav): Müslüman’ın en iyi malının koyunlar olması
yakındır. Onları dağ başlarında ve sulak arazide otlata-
cak, böylece dinî yaşantısını fitneden koruyabilecektir,
buyurmuştur. (Buhârî, Fiten 14)

134
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َر َة َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ِ ‫أ َ ْك ِث ُروا ِذ ْك َر هَا ِذ ِم ال ّلَ ّ َذ‬


.‫ات يَعْ ِنى ْال َموْ َت‬
25. Ebû Hureyre’nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav):
Lezzetleri yok edeni (yani ölümü) çok hatırlayın, buyur-
muştur. (Tirmizî, Zühd, 4)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ُ ‫ت أَبَا َس ِعي ٍد ْال ُخ ْد ِر ّ َى يَ ُق‬
َ ‫ول َق‬ ُ ْ‫َس ِمع‬
َ ّ ‫لَ ِّق ُنوا َموْ تَا ُكمْ َل إ ٰل َه إ‬
ُ ّٰ ‫ال‬
.‫الل‬ ِ ِ
26. Ebû Saîd el-Hudrî’nin aktardığına göre, Resûlullah (sav):
Ölmek üzere olanlarınıza, “Lâ ilâhe illâllâh” (sözünü) tel-
kin edin, buyurmuştur. (Müslim, Cenâiz, 2)

َ ‫ال لَ ّ َما َجا َء نَعْ ى َجعْ ف ٍَر َق‬


:‫ال ال ّ َن ِب ُّى ﷺ‬ َ ‫الل ب ِْن َجعْ ف ٍَر َق‬
ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬
ُ
. ْ‫اصْ َن ُعوا ألَهْ ِل َجعْ ف ٍَر َط َعا ًما فَإِ ّنَ ُه َق ْد َجا َءهُمْ َما يَشْ َغ ُل ُهم‬
27. Abdullah b. Ca’fer’den (ra) rivayete göre, Ca’fer’in ölüm
haberi gelince Hz. Peygamber (sav): Ca’fer ailesi için ye-
mek hazırlayın, çünkü başlarına kendilerini meşgul ede-
cek bir hâl geldi, buyurmuştur. (Tirmizî, Cenâiz, 21.)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫َع ِن اب ِْن ُع َم َر َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬

ِ ‫اس َن َموْ تَا ُكمْ َو ُك ُّفوا َعنْ َم َس‬


. ْ‫اوي ِهم‬ ِ ‫ا ْذ ُك ُروا َم َح‬
28. İbn Ömer’den (ra) rivayet edildiğine göre, Resûlullah (sav):
Ölülerinizin iyiliklerini anın, onların kötülüklerini zikret-
mekten kaçının, buyurmuştur. (Tirmizî, Cenâiz, 34)

135
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

َ ‫الل عنه َق‬


:‫ال َم ّ َر ال ّ َن ِب ُّى ﷺ‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
ّٰ ‫ك رضى‬

‫ فَإِ ّنَ َك لَمْ ُت َص ْب‬،‫ْك َع ِّنى‬


َ ‫ َقالَ ْت إِلَي‬.‫الل َواصْ ِب ِرى‬ َ ّٰ ‫ال ا ّتَ ِقى‬َ ‫ِبامْ َرأ َ ٍة تَ ْب ِكى ِع ْن َد َقب ٍْر َف َق‬
‫اب ال ّ َن ِب ِّى ﷺ َفلَمْ ت َِج ْد‬َ َ‫ فَأَت َْت ب‬.‫يل لَ َها إِ ّنَ ُه ال ّ َن ِب ُّى ﷺ‬
َ ‫ َف ِق‬.‫ َولَمْ تَعْ ِر ْف ُه‬،‫ِب ُم ِصي َب ِتى‬
.‫الص ْد َم ِة األُولَى‬ َ ‫ َف َق‬.‫ِع ْن َد ُه بَ ّ َوا ِبي َن َف َقالَ ْت لَمْ أَعْ ِر ْف َك‬
َ ّ ‫ال إِ ّنَ َما‬
َ ّ ‫الص ْب ُر ِع ْن َد‬
29. Enes b. Mâlik (ra) anlatıyor: Hz. Peygamber (sav) bir
kabrin başında ağlayan bir kadına rastladı ve Allah’tan
kork ve sabret, buyurdu. Kadın, Git başımdan, başıma
gelen musibeti sen yaşamadın! diye cevap verdi. Hz. Pey-
gamber’i tanımıyordu. Kendisine, onun Peygamber (sav)
olduğu söylendi. Bunun üzerine kadın Hz. Peygamber’in
(sav) kapısına gitti. Orada kapıcılarla da karşılaşmadı.
Seni tanımıyordum. dedi. Bunun üzerine Peygamber
Efendimiz, Sabır ancak (musibetin) ilk vurduğu andadır.
buyurdu. (Buhârî, Cenâiz, 31)

ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:‫الل َع ْن ُه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ّٰ ‫عن اب ِْن مس ُعو ٍد رضي‬

َ ‫ ودَعا ِب َدعْ َوى‬،‫وب‬


‫الجا ِهلي ِة‬ َ ‫الج ُي‬ َ ‫لَي‬
ُ ‫ْس ِم ّ َنا َمنْ ضَ َر َب‬
ُ ‫ وشَ ّ َق‬،َ‫الخدُود‬
30. İbni Mes’ûd’dan (ra) rivayet edildiğine göre Resûlullah
(sav): Ölenin arkasından yüzünü gözünü tırmalayan,
yakasını paçasını yırtan, Câhiliye insanı gibi bağıra - ça-
ğıra ağıt yakıp kendisine beddua eden, bizden, bizim
yolumuzu izleyenlerden değildir, buyurmuştur. (Buhârî,
Cenâiz 36)

136
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ّٰ ‫رسول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ّٰ ‫بن َعمرو بن العاص رضي‬
‫ قال‬:‫الل ع ْن ُه َما‬ ّٰ ‫عنْ عب ِد‬
ِ ‫الل‬
ِ ّٰ ‫ فلتَأتِ ِه م ِن ّ َي ُت ُه و ُه َو يُؤ ِم ُن‬،‫ ويَ ْدخَ َل الج ّ َن َة‬،‫ار‬
‫بالل وال َيوْ ِم‬ ِ ‫زح عن ال ّ َن‬ َّ
َ ْ‫أحب أن يُ َزح‬ ْ‫َمن‬
. ‫أن يُ ْؤتَي إل ْي ِه‬ ْ ‫ب‬ ُّ ‫اس الذي يُ ِح‬ ِ ‫أت إلى ال ّ َن‬ِ ‫ َو ْل َي‬،‫اآلخ ِر‬
ِ
31. Abdullah İbni Amr İbni’l-Âs’dan (ra) rivayet edildiğine
göre Resûlullah (sav): Kim, cehennemden uzaklaştırılıp
cennete konulmayı isterse, ölümünü, Allah’a ve âhirete
inanmış olarak karşılasın. Bir de başkalarına karşı, kendi-
sine nasıl davranılmasından hoşlanıyorsa öyle davransın,
buyurmuştur. (İbni Mâce, Fiten 9)

:‫الل ﷺ‬ َ ‫الل ب ِْن َجب ٍْر َعنْ أ َ ِبي ِه أ َ ّ َن َر ُس‬


ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ّٰ ‫الل ب ِْن َع ْب ِد‬
ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫الل شَ َها َد ٌة َو ْال َب ْط ُن شَ َها َد ٌة َو ْال َح َر ُق شَ َها َد ٌة َو ْال َغ َر ُق‬ ِ ‫ال ْال َقت ُْل ِفى َس ِب‬
ِ ّٰ ‫يل‬ َ ‫َعا َد َج ْب ًرا َف َق‬
‫وت ِب ُجمْ ٍع‬ ُ ‫وب شَ َها َد ٌة َو ْال َمرْ أ َ ُة تَ ُم‬ ُ ‫شَ َها َد ٌة َو ْال َم ْغ ُمو ُم يَعْ ِنى ْال َه ِد َم شَ َها َد ٌة َو ْال َمجْ ُن‬
. ‫شَ ِهي َد ٌة‬
32. Abdullah b. Abdullah b. Cebr’in (ra), babasından nak-
lettiğine göre, hasta olan (dedesi) Cebr’i ziyarete gelen
Resûlullah (sav) şöyle buyurmuştur: Allah yolunda sa-
vaşırken ölmek şehitliktir. İçhastalıklarından ölmek şe-
hitliktir. Yanarak ölmek şehitliktir. Boğularak ölmek şe-
hitliktir. Yıkıntı altında kalarak ölmek şehitliktir. Aklını
kaybederek ölmek şehitliktir. Hamile iken ölen kadın da
şehittir. (Nesâî, Cihâd, 48)

ُ ‫الل ﷺ يَ ُق‬
:‫ول‬ َ ‫ت َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ َ ‫َعنْ َس ِعي ِد ب ِْن َز ْي ٍد َق‬
ُ ْ‫ال َس ِمع‬
‫َمنْ ُق ِت َل ُدو َن َمالِ ِه َف ُه َو شَ ِهي ٌد َو َمنْ ُق ِت َل ُدو َن ِدي ِن ِه َف ُه َو شَ ِهي ٌد َو َمنْ ُق ِت َل ُدو َن َد ِم ِه َف ُه َو‬
. ‫شَ ِهي ٌد َو َمنْ ُق ِت َل ُدو َن أَهْ ِل ِه َف ُه َو شَ ِهي ٌد‬

137
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

33. Saîd b. Zeyd (ra), Resûlullah’tan (sav) şöyle işittiğini ri-


vayet eder: Kim malını savunma uğruna öldürülürse şe-
hittir, kim dini uğruna öldürülürse şehittir, her kim kanı
(canı) uğruna öldürülürse şehittir, kim ailesini savunma
uğruna öldürülürse o da şehittir. (Tirmizî, Diyât, 21)

:‫ب ال ّ َن ِب ِّي ﷺ‬
ِ ‫اح‬
ِ ‫ص‬َ ‫َعنْ َوا ِب َص َة ب ِْن َمعْ َب ٍد‬

َ ‫ال ْال ِب ُّر َما ا ْنشَ َر َح لَ ُه‬


‫ص ْد ُر َك‬ َ ‫ال ْثم َف َق‬ ْ ْ َُ َ ِ ّٰ ‫ول‬ ُ ‫ال ِج ْئ‬
ِ ‫ت إِلَى َر ُس‬ َ ‫َق‬
ِ ِ ‫الل ﷺ أسْ أل ُه َعنْ ال ِب ِّر َو‬
ُ ‫ص ْد ِر َك َوإِ ْن أ َ ْفتَا َك َع ْن ُه ال ّ َن‬
.‫اس‬ ِ ْ ‫َو‬
َ ‫ال ْث ُم َما َحا َك ِفي‬
34. Hz. Peygamber’in (sav) sahâbîsi Vâbisa b. Ma’bed (ra) an-
latıyor: Bir gün iyilik ve kötülüğün ne olduğunu sormak
üzere Allah Resûlü’ne (sav) geldim. Resûlullah (sav): İyi-
lik, gönlünün huzur bulduğu şeydir; kötülük ise, insan-
lar ona onay verseler bile, gönlünü huzursuz eden şeydir,
buyurmuştur. ( İbn Hanbel, IV, 227)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ َ ‫ير َعنْ أ َ ِبي ِه َق‬
ُ ‫ال َر ُس‬ ٍ ‫َع ِن ْال ُم ْن ِذ ِر ب ِْن َج ِر‬
‫إلسْ َل ِم ُس ّ َن ًة َح َس َن ًة َفلَ ُه أَجْ ُرهَا َوأَجْ ُر َمنْ َع ِم َل ِب َها بَعْ َد ُه ِمنْ َغي ِْر أ َ ْن‬ ِ ‫َمنْ َس ّ َن ِفى ا‬
‫إلسْ َل ِم ُس ّ َن ًة َس ِّي َئ ًة َكا َن َعلَ ْي ِه ِوزْ ُرهَا َو ِوزْ ُر‬ ِ ‫ور ِهمْ شَ ْى ٌء َو َمنْ َس ّ َن ِفى ا‬ ِ ‫ص ِمنْ أ ُ ُج‬َ ‫يَ ْن ُق‬
.‫َار ِهمْ شَ ْى ٌء‬ َ َ ‫َمنْ َع ِم َل ِب َها ِمنْ بَعْ ِد ِه ِمنْ َغي ِْر أ َ ْن يَ ْن ُق‬
ِ ‫ص ِمنْ أوْ ز‬
35. Münzir b. Cerîr’in (ra), babası Cerîr b. Abdullah (ra) yo-
luyla naklettiğine göre, Resûlullah (sav): Kim İslâm’da
güzel bir işe öncülük ederse hem (kendi yaptığının) se-
vabını, hem de kendisinden sonra o işi yapanların sevap-
larını alır. Üstelik onların sevaplarından da bir şey eksil-
mez. Kim de İslâm’da kötü bir davranışa ön ayak olursa,
hem kendi günahını, hem de kendisinden sonra onu ya-

138
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

panların günahını alır. Yine onların günahından da bir


şey eksilmez, buyurmuştur. (Müslim, Zekât, 69)

ِ ّٰ ‫ول‬
: ‫الل ﷺ‬ َ ‫ َق‬:َ‫َعنْ أ َ ِبى ُه َر ْي َرة‬
ُ ‫ال َر ُس‬

،‫اشي‬ ِ ‫ َوال َقائِ ُم ِفي َها خَ ْي ٌر ِم َن ال َم‬،‫َس َت ُكو ُن ِف َت ٌن ال َقا ِع ُد ِفي َها خَ ْي ٌر ِم َن ال َقائِ ِم‬
ْ‫ َو َمنْ َو َج َد َم ْل َجأ ً أَو‬،‫ َو َمنْ يُشْ ِر ْف لَ َها تَسْ َتشْ ِر ْف ُه‬،‫السا ِعي‬َ ّ ‫اشي ِفي َها خَ ْي ٌر ِم َن‬
ِ ‫َوال َم‬
.‫َم َعاذًا ف َْل َي ُع ْذ ِب ِه‬
36. Ebû Hüreyre’nin (ra) naklettiğine göre, Resûlullah (sav):
İleride birtakım fitneler meydana gelecektir. O zaman
oturan kişi, ayakta durandan; ayakta duran, yürüyenden;
yürüyen de koşandan daha hayırlıdır. Fitne çıkarmaya
yeltenen kişi kendisini o fitnenin içinde buluverir. Kim
de (fitneden kurtulup) sığınacak bir yer bulursa hemen
oraya sığınsın, buyurmuştur. (Buhari, Fiten, 9)

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
َ ‫ َق‬: ‫ك‬

‫ َوأ َ ّ َما‬،‫الد ْن َيا َويُجْ َزى ِب َها ِفي ْال ِخ َر ِة‬


ُّ ‫ يُعْ َطى ِب َها ِفي‬،ً‫الل َل يَ ْظ ِل ُم ُم ْؤ ِم ًنا َح َس َنة‬َ ّٰ ‫إِ ّ َن‬
،‫ َح ّ َتى إِ َذا أ َ ْفضَ ى إِلَى ْال ِخ َر ِة‬،‫الد ْن َيا‬ ِ ‫ْال َكا ِف ُر َف ُي ْط َع ُم ِب َح َسن‬
ِ َ ّ ِ ‫َات َما َع ِم َل ِب َها‬
ُّ ‫ل ِفي‬
.‫لَمْ تَ ُكنْ لَ ُه َح َس َن ٌة يُجْ َزى ِب َها‬
37. Enes b. Mâlik’den (ra) rivayet edildiğine göre Resûlul-
lah (sav): Şüphesiz ki Allah, hiçbir müminin işlediği hayrı
mükâfatsız bırakmaz. O hayır sebebiyle hem dünyada di-
lediği verilir hem de ahirette mükâfatlandırılır. Kâfire gelin-
ce dünyada Allah için yaptığı hayırlar karşılığında ona rızık
verilir. Ahirette ise onun kendisiyle mükâfatlandırılacağı bir
hayrı yoktur, buyurmuştur. (Müslim, Sıfatu’l-Kıyame, 56)

139
7. DÖNEM
GELECEĞE DAİR RİVAYETLER
(Kıyamet, Ahiret, Cennet-Cehennem, Ölüm, Şefaat, Fiten)

َ ‫الل ﷺ َق‬
:‫ال‬ َ ‫الل ب ِْن َعمْ ٍرو أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ّٰ ‫َعنْ َع ْب ِد‬

‫اس ِفي ِه َغرْ بَلَ ًة َوتَ ْب َقى ُحثَالَ ٌة ِم َن‬ ُ ‫وش ُك أ َ ْن يَ ْأتِ َى يُ َغرْ بَ ُل ال ّ َن‬
ِ ُ‫ان ي‬ َ ‫َكي‬
ٍ ‫ْف ِب ُكمْ َو ِب َز َم‬
َ َ ‫ َوشَ ّ َب َك بَ ْي َن أ‬. ‫اس َق ْد َم ِر َج ْت ُع ُهو ُدهُمْ َوأ َ َمانَا ُت ُهمْ فَاخْ َتلَفُوا َو َكانُوا َه َك َذا‬
‫صا ِب ِع ِه‬ ِ ‫ال ّ َن‬
‫ال ت َْأ ُخ ُذو َن ِب َما تَعْ ِرفُو َن َوتَ َد ُعو َن َما‬ َ ‫الل إِ َذا َكا َن َذلِ َك َق‬ ِ ّٰ ‫ول‬َ ‫ْف ِبنَا يَا َر ُس‬ َ ‫َقالُوا َكي‬
. ‫اص ِت ُكمْ َوتَ َذ ُرو َن أَمْ َر َع َوا ِّم ُكم‬
َ ّ َ‫ُت ْن ِك ُرو َن َو ُت ْق ِب ُلو َن َعلَى خ‬
38. Abdullah bin Amr (bin el-As)’dan (ra) rivayet edildiğine
göre; Resûlullah (sav): İnsanların elekten geçirilerek iyile-
rin gittiği, kötülerin kaldığı, ahidlere sadakat ve emanetle-
re riayetlerinin bozulduğu, ihtilafa düştükleri (Resûlullah
(sav) ellerinin parmaklarını birbirine geçirerek) ve şöyle ol-
duktan bir yakin gelecekte haliniz nasıl olacak? buyurdu.
Sahabiler: Ya Resûlullah! Anlattığın durum olunca biz nasıl
edelim? diye sordular. Resûlullah (sav): (Hak olduğunu)
bildiğinizi tutarsınız. (Hak olduğunu) kabul etmediğinizi
bırakırsınız. Kendinize ait şeylere (yani şahsınızı ve aile
fertlerinizi ilgilendiren şeylere) yönelirsiniz ve başkalarının
işini terk edersiniz, buyurdu. (İbn Mâce, Fiten, 10)

َ ‫الل ﷺ َقا َم ِفينَا َف َق‬


:‫ال‬ َ ‫اويَ َة ب ِْن أ َ ِبى ُس ْف َيا َن أ َ ّ َن َر ُس‬
ِ ّٰ ‫ول‬ ِ ‫َعنْ ُم َع‬
‫َاب ا ْف َت َر ُقوا َعلَى ثِ ْن َتي ِْن َو َس ْب ِعي َن ِم ّلَ ًة َوإِ ّ َن َه ِذ ِه‬
ِ ‫أ َ َل إِ ّ َن َمنْ َق ْبلَ ُكمْ ِمنْ أَهْ ِل ْال ِكت‬
‫اح َد ٌة ِفى ْال َج ّ َن ِة‬ ِ ‫ار َو َو‬ ِ ‫ْال ِم ّلَ َة َست َْفت َِر ُق َعلَى ث ََل ٍث َو َس ْب ِعي َن ثِ ْنت‬
ِ ‫َان َو َس ْب ُعو َن ِفى ال ّ َن‬
.ُ‫َو ِه َى ْال َج َما َعة‬
39. Ebi Süfyan b. Muaviye (ra) şöyle rivayet etmiştir, bizle birlik-
teyten ayağa kalktı ve: Şunu iyi bilin, Ehl-i kitaptan sizden
önce gelenler yetmiş iki fırkaya ayrıldı. Bu ümmet ise yetmiş
üç fırkaya ayrılacaktır. Bunlardan yetmiş ikisi cehennemde,
biri cennette olacaktır, dedi. (Ebû Dâvûd, Sünnet, 1)

140
KONULARINA GÖRE SEÇME HADİSLER

ِ ّٰ ‫ول‬
:‫الل ﷺ‬ ُ ‫ال َر ُس‬ ٍ ِ‫َعنْ أَن َِس ب ِْن َمال‬
َ ‫ك َق‬

.‫ض َعلَى ْال َجمْ ِر‬ ْ


ِ ‫الصا ِب ُر ِفي ِهمْ َعلَى ِدي ِن ِه َك ْال َقا ِب‬ ِ ‫يَأتِى َعلَى ال ّ َن‬
َ ّ ‫اس َز َما ٌن‬
40. Enes b. Malik (ra), Hz. Peygamber (sav)’in şöyle buyurdu-
ğunu rivayet etmiştir: İnsanlara öyle bir zaman gelecektir
ki, onlar içerisinde dini hususunda sabırlı olan ateşten
bir parça tutan kimse gibi (olacaktır). (Tirmizi, Fiten, 73)

141

You might also like