Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 100

ALTERNATİF

YEM BİTKİLERİ
Yem Bitkisi?
 Hayvanların besin maddesi ihtiyacını
karşılamak üzere; yaş, kuru, tane veya silaj
olarak yedirilen, tarım alanlarında özel
olarak yetiştirilen veya çayır-meralarda
doğal olarak yetişen bitkilerdir.
 Ancak uygulamada yem bitkisi denilince çoğunlukla
akla yonca, korunga ve fiğ gibi kültürü yapılan bitkiler
gelmektedir. Oysa yem bitkisi kavramı çayır-
meralarda ve diğer vejetasyonlarda yer alan ve
hayvanların değerlendirebildiği bütün türleri
kapsamaktadır. Yine yem bitkisi denildiğinde ilk akla
gelen bitkiler yonca ve korunga gibi baklagil yem
bitkileridir. Bunun yanında silajlık mısır ve otsu
buğdaygil türleri de çağrışım yapmaktadır. Fakat yem
bitkisi olarak kullanılan veya kullanılma potansiyeli
olan bitkiler sadece baklagiller (Leguminosae) ve
buğdaygiller (Gramineae) familyasına ait olan bitkiler
değildir. Bunların dışındaki çok sayıda familya
mensubu türler yem bitkisi özelliği taşımaktadır.
 Bu bakış açısı ile tarım arazilerimizde
yetiştiriciliği yapılan, baklagil ve buğdaygil
familyalarına mensup olan yem bitkisi
türleri geleneksel yem bitkilerimiz olarak
kabul edilebilir. Bunlar yonca, korunga,
fiğler, burçak, üçgüller, silajlık mısır, çimler,
ayrıklar, brom ve yumaklardır. Bu
familyaların dışındaki yem bitkilerini de
alternatif yem bitkisi olarak tanımlamak
mümkündür.
Baklagiller ve Buğdaygiller
Yonca Mısır
Alternatif Yem Bitkisi ?
 Tarım alanlarında yetiştiriciliği yapılan yaygın
yem bitkisi türlerinin (baklagil ve buğdaygiller)
dışında doğal alanlarda bulunan ve yem bitkisi
olarak yetiştiriciliğe uygun olan bitkilerdir. Bu
bakış açısı ile alternatif yem bitkileri iki grup
altında toplanabilir.

En modern hayvancılık işletmeleri dahi alternatif yem


kaynaklarından faydalanırlar.
1. Tarımı yapılan türlerin kültür
formları:
 Bu bitkiler dünya üzerinde bazı ülkelerde
yem bitkisi olarak kullanılmakla birlikte yonca
gibi çok yaygın türler değildirler. Tarım
alanlarında yem bitkisi olarak az da olsa
kültürü yapılan ve geleneksel yem bitkilerine
alternatif olan türlere hayvan pancarı (Beta
vulgaris var. rapa), yem Ģalgamı (Brassica
campestris), çayır düğmesi (Poterium
sanguisorba) gibi bitkiler örnek verilebilir.
2. Doğal bitki örtülerinde
bulunan yabani türler:
 Doğal bitki örtülerinde bulunan türlere ise
sinir otu (Plantago sp), çobandeğneği
(Polygonum sp), sarmaĢık (Convolvulus sp)
ve horozibiği (Amaranthus sp) örnek
verilebilir.
 Görüldüğü gibi alternatif yem bitkilerinin
bazıları yabancı ot karakterindeki
bitkilerdir. Fakat incelendiği zaman yemlik
olarak çok önemli özelliklere sahip
oldukları görülmektedir. Nitekim
günümüzde bu özellikteki bazı bitkiler
kültüre alınmış ve yem bitkisi çeşitleri ıslah
edilmiştir.
Diğer Familyalar
 Horoz ibiği (Amaranthus)
 Kolza ve Şalgamlar (Brassica)
 Çoban değneği (Polygonum)
 Sarmaşık (Convolvulus)
 Sinirotu (Plantago)
 …………..
Alternatif Yemler?
 Herhangi bir tarım ürününden elde edilen
yan ürünler veya bitkilerin artıklarıdır.
Alternatif Yem Bitkilerinin ve
Alternatif Yemlerin Önemi

1. Alternatif yem bitkileri çevre şartlarına çok dayanıklıdır


2. Alternatif yem bitkileri hastalık ve böceklere dayanıklıdır
3. Alternatif yem bitkilerinin üretimi kolaydır
4. Alternatif yem bitkileri doğal florada bulunan genetik
zenginliktir
5. Alternatif yemlerin maliyeti son derece düşüktür
6. Alternatif yemler hayvanların tüketimine hazırdır
7. Alternatif yemler ve yem bitkileri besin maddesi ve
özellikle de mineral madde yönünden çok zengindirler
………………………
Sakıncalı Yönleri
1. Alternatif yem bitkilerinin yabanilik özellikleri yüksektir
2. Tohum dökme oranları fazladır
3. Yetiştiricilik teknikleri ve bir çok özellikleri henüz
yeterince bilinmemektedir
4. Beslenme sorunu çıkaran kimyasallar içerirler
5. Bu bitkilerle ilgili çeşit ve tohum bulmak çok zordur
……………………………..
AMARANTHACEAE

(HOROZİBİĞİGİLLER)
Amarathaceae Familyası
 Genellikle bir yıllık veya çok yıllık otsu 40 cins 500
kadar tür

 Celosia: 55 tür (C. cristata)


 Amaranthus: Çoğu yabancı ot olan 60 türü vardır.
Türkiye’de bulunan en önemli türü Amaranthus
retroflexus‘tur
Amaranthus (Horoz İbiği) Cinsi

 Dünyada baş gösteren açlık problemine karşı


tarım bilimcilerinin üzerinde çok sık durmaya
başladığı bitki gruplarından birisidir.
Ülkemizde çok sayıda Amaranthus türü doğal olarak
yetişmektedir. Bunların bazıları şunlardır.

A. retroflexus
 A. deflexus
 A. tricolor
 A. chlorostachys
 A. lividus
 A. patulus
 A. blitoides
 A. viridis
 A. albus
Amaranthus Cinsi Teşhis Anahtarı
1. Çiçekler terminal ve aksillary başak veya salkım
2. Perianth segmentleri 3-4 adet, meyveler kendiliğinden açılmaz
3. Meyve 1-1.5 mm, perianthlardan çok az uzun, veya değil, belirgin buruşuk
A. viridis
3. Meyve 1.5-3 mm, perianthlardan açık olarak daha uzun, kılçıksızve az
buruşuk
4. Çok yıllık, gövdeler yoğun tüylü
A. deflexus
4. Yıllık, gövdeler tamamen düz, tüysüz
A. lividus
2. Perianth segmentleri 5 adet, meyveler çapraz olarak çatlar ve açılır.
5. Perianth segmentleri doğrusal veya karışık (spatula) şeklinde, geniş veya ucu
kesik
5. Perianth segmentleri ters yumurta şekilli-mızrak şeklinde, sivri
6. Dişi çiçeğin en uzun brakteleri en az 2 kat perianthlardan daha uzun, çiçek
topluluğu parlak yeşil A. chlorostachys
6. Dişi çiçeğin en uzun brakteleri 1-11/2 x perianth, çiçekler oldukça koyu
yeşil renkli A. patulus
1. Çiçeklerin hepsi yaprak koltuğuna toplanmışlardır
7. Perianth segmentleri (4-) 5 adet
A. blitoides
7. Perianth segmentleri 3-4 adet
8. Brakteler dikenli 2 x perianth
A. albus
8. Brakteler dikensiz perianthlardan daha uzun değil A. graecizans
Önemli Türler ve Yayılışları

 Amaranthus cinsi içinde yaklaşık 60 kadar tür


yer almaktadır. Bu bitkiler orijinini dünyanın
sıcak bölgelerinden (Güney Amerika ve Afrika)
almışlardır. Bazıları sebze, bazıları ise yem ve
süs amacıyla yetiştirilmektedir (Tablo 1).
Aşağıdaki tabloda önemli türlerin orijin ve
kullanım alanları görülmektedir
Tür Orijin Merkezi Kullanım Amacı
A. retroflexus K. Amerika Sebze, kaba yem
A. dubius G. Amerika Sebze, kaba yem
A. tricolor Asya Sebze, süs bitkisi
A. viridis Afrika Sebze
A. spinosus Asya Sebze
A. hypochondriacus K. Amerika Tane, sebze
A. hybridus G. Amerika Sebze
A. blitum Asya Sebze, süs
A. caudatus G. Amerika Sebze, tane, süs
A. edulis G. Amerika Sebze, tane, süs
A. cruentus G. Amerika Tane, sebze
A. mantegazzianus G. Amerika Tane, sebze, süs
A. retroflexus: (Kırmızı köklü horoz ibiği)
 Tek yıllık dik gelişen 15-100 cm
boylanan bir türdür. Yaprakları 2-10
cm, kökleri 10-100 cm uzayabilir.
Therophyt hayat formuna sahiptir.
Yol kenarlarında, işlenmiş alanlarda
ve boş arazilerde 1900 m’ye kadar
çıkmaktadır. Tohumları ile çoğalır.
Mayıs-Haziran aylarında
çiçeklenmeye başlar ve donlara
kadar çiçeklenmesi devam eder
Önemi ve Kullanılması
 Horoz ibiği fotosentezde etkin bir yol olan C4 yolunu kullanılmaktadır.

 Tohumlarında nem %12, ham protein %14-16, ham yağ %5-7 civarındadır.
Tohumunun protein ve yağ kalite değeri yüksektir. Yağının %75’i doymamış yağ
asitlerinden oluşur. (Mısırözü ve çiğit)

 Tohumların yağı vitamin E (tocopherol) ve tocotrinol yönünden zengindir. Tocotrinol


maddesi kollestrolü düşürmektedir.

 Horoz ibiği tohumları protein derecelendirmesinde tahıllar ve baklagillerden önde


gelmektedir. Temel amino asit dengesi iyidir (%65 albumin, %17 globulin, %11
prolamin ve %7 glutamin). Diğer tohum gruplarında kısıtlı olan lysine %6.4,
methionine ise %4.8’dir.

 Horoz ibiği tohumunun unu, süt, yumurta ve baklagil (lectine) alerjisi olanlar için
besinleri zenginleştirici olarak kullanılmaktadır.
 Kozmetik ürünlerinde ve squalene maddesinden dolayı bilgisayar disklerinin
yağlanmasında kullanılır (A. curientus’da yağın %4.6’sı)

 Tohumunda %50-70 oranında nişasta içermesine rağmen gluten düzeyi düşük


olduğundan ununun kabarması azdır. (Ekmeğe %20).
Kullanım Alanları
 1. Yem olarak kullanılması
 a. Yeşil ot
 b. kuru ot
 c. Yalnız veya karışım halinde silaj
 d. Pelet yem
 2. İnsan Beslenmesinde kullanılması
 a. Taze sürgünlerinin sebze olarak kullanılması
 b. Tohumlarının un haline getirilip fırıncılıkta kullanılması
 c. Bazı besinlere zenginleştirici olarak katılması
 d. Tohumlarının çerez olarak kullanılması
 e. Tohumlarının şurup, boza ve bulamaç olarak kullanılması
 3. Sanayide kullanılması (Yağ olarak)
 a. Boya sanayiinde
 b. Kozmetik sanayiinde
 c. Bilgisayar disklerinin yağlanmasında
Pirinç gibi insan yiyeceği olarak kullanılan bir çeşit

 Protein, Ca, Mg ve Fe bakımından çok zengindir

Amaranth, 1 cup (195 g)


Calories: 729
Protein: 28 g
Carbohydrate: 129 g
Total Fat: 12.7 g
Fiber: 29.6 g
*Excellent source of
Calcium (298 mg),
Iron (14.8 mg),
Magnesium (519 mg),
and Folate (95.5mg)
Kaba Yem Olarak Kullanılması
 Dekara yıllık kaba yem üretimi 2 tonun üzerine çıkabilmektedir.
 Yeniden büyüme özelliği olduğundan yılda iki biçim
yapılabilmektedir.
 Üretilen otun da önemli bir kısmı (%33.5-47.1) yapraklardan
oluşur.

 Erzurum şartlarında kuru ot verimleri sulu ve kıraçta sırasıyla


323.5 ve143.8 kg/da, tohum verimleri ise 192.5 ve 64.9 kg/da.

 Horoz ibiği kaba bir aksama sahip olmasına rağmen otunun besin
değeri yüksektir.

 Protein, kül, Ca, Mg, askorbik asit ve karoten yönünden zengindir.

 Hatta karoten değeri en yüksek olan kırmızı biber ve pırasaya


yakındır.
Erken dönemlerde koyunlar tarafından %80’i tüketilen bir
bitki olarak bulunmuştur (Tablo).

Bitkiler IVDDM CWC HS ADF ADL HP Silica

H. İbiği 79 25 5 21 2.5 24 0.9

Yulaf 71 51 17 34 3.6 19 1.7


Horoz ibiği serin iklim tahıllarıyla kıyaslandığında üretim
ve besin kompozisyonu olarak bazı üstünlüklere sahiptir.
Ancak sıcak mevsim buğdaygilleri ile kıyaslandığında birim
alandaki üretim ve enerji değeri yönünden düşük kalmaktadır
(Tablo).

H.İbiği Mısır Sorg. x Sorg. x


Özellikler Sud. Sorg.

HP (%) 14.00 8.08 9.90 9.90


HP kg/da 153 190 253 167
UF/kg 0.59 0.78 0.52 0.52
UF/m2 0.63 1.83 1.32 0.87
Yonca ve horozibiği otunun kimyasal kompozisyonu

Özellikler (%) Yonca Horozibiği


Kuru Madde 88.7 89.5
Hücresel Maddeler 70.4 76.8
NDF 29.6 23.3
ADF 20.8 13.7
Selüloz 21.1 13.6
ADL 6.0 3.1
Ham Protein 16.6 17.4
Enerji (GE, kcal/g) 4,383 3,980
 Horoz ibiğinin tohumlarında olduğu gibi otunda da
proteinin biyolojik değeri yüksektir. Lysine içeriği %7.67
civarında olup arpa, lüpen, yonca, gazal boynuzu,
mürdümük ve bazı darılardan daha yüksektir. Özellikle
A. caudatus ve A. hypochandriacus’ta sürgünlerin lysine
oranı yoncadan daha fazladır.

 Yeşil aksamın mineral madde kompozisyonu


incelendiğinde A. retroflexus’un yine yulafa göre daha
zengin olduğu görülmektedir (Tablo). Nitekim bu bitkinin
besin elementi muhtevası ruminantların ihtiyaçlarını
karşılamaya yeterli düzeydedir. Ancak yabancı ot
karakteri gösteren bir çok bitkide olduğu gibi besin
elementleri arasındaki oranlarda bazı dengesizlikler
mevcuttur. Bu açıdan çok erken dönemlerde kullanılması
sakıncalıdır. Nitrat konsantrasyonunun yüksekliği ve
Ca/K oranının dengesizliği rasyonlarda yalnız kullanımını
sınırlandırmaktadır.
Amaranthus’ların yeşil aksamının besin kompozisyonu türler
arasında büyük değişim göstermektedir. Sebze ve kaba yem
olarak türlerin yapraklılığı daha fazla olduğundan besin maddesi
oranları da yüksektir. (A. tricolor ve A. retroflexus, Tablo).
A. A. A. A. A.
Özellikler cruentus retroflexus tricolor caudatus spinosus
H. Protein 20.9-33.0 21.1-21.2 32.7 17.4-29.7 28.4-31.0
H. Yağ 1.58-6.7 1.58 3.5-10.6 1.0-2.8 1.8-4.5
H. Selüloz 8.6-13.1 13.1-13.5 7.0 5.4-9.2 9.4
H. Kül 16.1-21.6 20.4-22.2 - 19.3-21.0 22.1
 Kaba yem olarak önemli bir dezavantajı da yeşil aksamının
hayvanlarca fazla tercih edilmemesi ve lezzetinin düşük olmasıdır.
Ayrıca gövdeleri kuruduğu zaman odun gibi sertleşmekte hatta
bazı yerlerde yakacak olarak kullanılmaktadır. Buna rağmen horoz
ibiği yaprakları kuru ot olarak hayvanlarca sevilerek yenmektedir.
Bitkinin aksamını sıkıştırılmış yem (pelet) olarak da kullanmak
mümkündür.
 Horoz ibiğinin en uygun kullanım şekillerinden birisi silaj olarak
değerlendirilmesidir. Tataristan, Tacikistan, Özbekistan,
Türkmenistan ve Kazakistan gibi Orta Asya ülkelerinde İtalyan
darısı (Panicum italicum) ile karışık yetiştirilip silaj yapılmaktadır.
Protein ve minerallerce zengin horoz ibiği ile karbonhidratça
zengin darı otu karıştırıldığında ortaya çok iyi bir silaj yemi
çıkmaktadır. A. hybridus bol yapraklı silaja uygun bir türdür.
 Karışım oluşturmak Amaranthus’ların besleme dezavantajlarını
hafifletmektedir. Çünkü bu gibi bitkilerde oksalat ve nitrat
yüksekliği sığırlarda rahatsızlıklar çıkartmaktadır. Aşırı nitrat
sığırlarda zehirleme yaptığı gibi şişmeye de sebep olmaktadır.
Kuraklık stresi ile yetişen bitkilerde bu tehlike daha fazladır.
Yetiştiriciliği
 Yoğun killi, çakıllı, tuzlu-sodik topraklarda zayıf gelişme
gösterir. Kumlu, kumlu-tınlı, organik ve tuzlu topraklarda iyi
gelişir. En iyi gelişmesini 20-50 cm işleme derinliğine sahip
kumlu-tınlı topraklarda yapar. Azotça zengin humuslu
toprakları, ışıklı ve aşırı ıslak olmayan nemli ortamları sever.
Kumlu toprakların göstergesidir. Tuza dayanıklı olmaları diğer
önemli bir özellikleridir. Tuza en dayanıklısı A.
mantegazzianus olup bunu A. caudatus izlemektedir. Kontrol
şartlarına göre 50 mM NaCl ortamında yetişen bitkiler
üretimlerinin %79-87’sini gerçekleştirebilmektedir.

 Horoz ibiği türleri kıraçta yetiştirilebilir. Ancak asıl üretim


alanları sulanan arazilerdir. Sulandıkları zaman yılda iki biçim
verebilmekte ve yıllık dekara ot üretimleri 2 ton’a
yaklaşmaktadır. A. hypochandriacus, A. blitoides ve A.
retroflexus sulu arazilerde daha verimli olan türlerdir. Kıraçta
yetiştirildikleri zaman kısa boylu, az yapraklı olurlar ve çok
erken olgunlaşırlar. Kıraç şartlardaki verimleri 300-500 kg/da
civarındadır.
Çizelge 4. Sulu ve kuru koşullarda yetiştirilen amarant çeşitlerinin yaş ot ve kuru ot verimleri.

Yaş ot verimi (kg da-1) Kuru ot verimi (kg da-1)

Yıllar (Y) Yetişme koşulları Çeşitler (Ç) Çeşitler (Ç)


(YK)

Helios Sterk Ultra Helios Sterk Ultra

Sulu 5304.5 bc 5441.3 bc 1327.6 f 880.2 c 946.9 c 277.6 e


2017
Kuru 2503.4 e 2194.6 e 568.6 g 461.5 d 553.3 d 104.4 f

Sulu 5762.1 b 7269.8 a 2268.0 e 1113.6 b 1350.3 a 490.3 d


2018
Kuru 4949.3 c 3910.0 d 694.2 g 888.2 c 832.9 c 117.5 f
Sıcağı seven bitkiler oldukları için ekimde toprak sıcaklığının 7-8
oC’ye ulaşmasını beklemek gerekir. Ekimde dik gelişen türlerde dar
(30-40 cm) sıra aralığı kullanılmalı, yatık gelişen türlerde ise sıra
aralığı 100 cm’ye kadar çıkarılmalıdır. Dekara 250 g tohum (100
toh/m2) atılmalıdır.
Amaranthus’ların suksesyonu erken olur. Terk edilmiş alanlarda
çabuk gelişir ve besin elementlerini kullanarak etrafındaki bitkilere
avantaj sağlar.
Horoz ibiği azotlu gübreye büyük tepki gösterir. Dekara 6-9 kg N
uygulaması verimlerin yüksek olmasını sağlamaktadır. Ancak horoz
ibiğinde NO3 birikim riskinden dolayı yüksek dozda azot
kullanımından kaçınmak gerekir.
Amaranthus’ların sıcak mevsim
bitkisi olduğu da düşünülürse yaz
aylarında NO3 birikiminin daha fazla
olması beklenir. A blitoides’te nitrat
oranı kuru maddenin %2.57’sine
ulaşabilmektedir. Oysa Yem bitkileri
dokularındaki nitrat düzeyi kuru
madde de 2000 ppm’e (%0.2)
ulaşınca toksik etki yapar.
Bitkilerin ekildikten sonra 8-10 haftada biçim devresine ulaşırlar. Kuru ot
olarak değerlendirilecekse gövdelerin kalınlaşıp sertleşmesine izin
verilmemelidir. Ot için salkım gösterme veya çiçeklenme başlangıcında
yapılmalıdır. Silaj için ise süt olum döneminde biçim uygundur. Sebze olarak
kullanılan türlerde 40-45 günlük bitkilerin toplanması uygun görülmektedir.
Çeşitler

Yıllar Yetişme koşulları Helios Sterk Ultra Yılların


ortalaması

Sulu 26.63 24.10 9.77


2017 18.15
Kuru 22.20 18.57 7.63

Sulu 28.13 25.67 13.20


2018 20.52
Kuru 24.37 23.50 8.27

Çeşitlerin ortalaması 25.33 a 22.96 b 9.72 c

Yetişme Koşulların ortalaması Sulu 21.25 a Kuru 17.42 b

İlk biçim yapılırken biçim yüksekliğine dikkat etmek gerekir. Biçimde 10-12
cm anız yüksekliğinin bırakılması ve uygun dönemde biçilmesi tesisteki
zayıflamanın yavaşlamasına ve tabanda daha yüksek oranda sürgün
oluşmasına yardım eder.
Tohum Üretimi
 Sulak yerlerde tohum olgunlaştırma için 4-5 aylık bir periyoda
ihtiyaç vardır. Tohum tipleri hem kendine hem de yabancı
tozlaşan bitkilerdir. Rüzgarla tozlaşma genellikle ön plana
çıkmakla birlikte çiçek salkımları renkli olanlarda arılar da
etkilidir. Uygun tarımsal tekniklerin kullanılması ile A.
hypochandriacus’tan dekara 1440 kg kuru ot ve 270 kg tohum
verimi alınmaktadır.

 Horoz ibiğinin tane verimi oldukça yüksektir. Normal bir bitki


binlerce tohum oluşturur. Çok küçük boy da bile tohum
bağlayabilmektedir. Yabancı ot olarak biçildiği arazilerde salkım
çıkartmışsa kuruma esnasında tohumlarını
olgunlaştırabilmektedir. Tane verimi tür ve çeşitlere göre 15-388
kg/da arasında değişir. A. caudatus tohum verimi en yüksek
türlerden birisidir (331 kg/da).
Table 9. Horozibiği çeşitlerin sap verimleri
Varieties (V)
Year (Y) Dry/Irrigatin (DI) Helios Sterk Ultra Year average
Dry 561.1 fg 860.2 de 331.3 g
2017 750.1 b
Irrigation 832.6 de 1557.3 b 358.1 g
Dry 1142.6 c 1021.3 cd 724.6 ef
2018 1290.1 a
Irrigation 1997.7 a 2132.5 a 721.7 ef
Varietis avarege 1133.5 b 1392.8 a 534.0 c
Dry/Irrigatin (DI) average Dry 773.5 b Irrigatin 1266.7 a

Table. Horozibiği çeşitlerin tohum verimleri


Varieties (V)
Year (Y) Dry/Irrigatin (DI) Helios Sterk Ultra Year average
Dry 194.3 c 250.9 b 80.4 e
2017 179.9 a
Irrigation 207.1 c 269.5 b 77.6 e
Dry 131.8 d 120.1 d 41.2 f
2018 151.7 b
Irrigation 210.0 c 328.6 a 78.4 e
Varietis avarege 185.8 b 242.3 a 69.4 c
Dry/Irrigatin (DI) average Dry 136.5 b Irrigatin 195.2 a
Avantajları
 1. Fotosentetik kapasitesinin yüksek olmasından dolayı verimi
yüksektir.

 2. Hem ot hem de tohum olarak besin maddelerince zengindir.

 3. insan ve hayvan beslenmesinde ümitvar türlerdendir.

 4. Sıcak mevsim bitkisi olmasına rağmen serin iklimlere uyum


sağlayan tür ve varyeteleri mevcuttur.

 5. Sıcak, kurak ortamlara, tuzlu topraklara dayanıklıdır.

 6. Bazı türleri hızlı gelişir ve erken tohum oluşturur.

 7. Geniş bir form zenginliğine sahip olduklarından özel amaçlar


için ıslah edilmesi mümkündür.
Dezavantajları
 1. Kültürü konusunda yeterli çalışma olmadığından tarımsal
istekleri henüz tam anlamıyla bilinmemektedir.

 2. Bu bitkilerde değişik amaçlı ıslah formları yeterince


yaygınlaşmamıştır.

 3. Tohumluk ve çeşit standartları henüz belirlenmemiştir.

 4. Bu bitkinin tarımında özel mekanizasyona ihtiyaç vardır.

 5. Yeşil yem olarak lezzeti düşüktür.

 6. Bir çok yabancı otta olduğu gibi nitrat ve oksalat birikimi


nedeniyle besleme düzensizliklerine sahiptir.
AMARANTHACEAE

(HOROZİBİĞİGİLLER)
Yetiştiriciliği
 Yoğun killi, çakıllı, tuzlu-sodik topraklarda zayıf gelişme
gösterir. Kumlu, kumlu-tınlı, organik ve tuzlu topraklarda iyi
gelişir. En iyi gelişmesini 20-50 cm işleme derinliğine sahip
kumlu-tınlı topraklarda yapar. Azotça zengin humuslu
toprakları, ışıklı ve aşırı ıslak olmayan nemli ortamları sever.
Kumlu toprakların göstergesidir. Tuza dayanıklı olmaları diğer
önemli bir özellikleridir. Tuza en dayanıklısı A.
mantegazzianus olup bunu A. caudatus izlemektedir. Kontrol
şartlarına göre 50 mM NaCl ortamında yetişen bitkiler
üretimlerinin %79-87’sini gerçekleştirebilmektedir.

 Horoz ibiği türleri kıraçta yetiştirilebilir. Ancak asıl üretim


alanları sulanan arazilerdir. Sulandıkları zaman yılda iki biçim
verebilmekte ve yıllık dekara ot üretimleri 2 ton’a
yaklaşmaktadır. A. hypochandriacus, A. blitoides ve A.
retroflexus sulu arazilerde daha verimli olan türlerdir. Kıraçta
yetiştirildikleri zaman kısa boylu, az yapraklı olurlar ve çok
erken olgunlaşırlar. Kıraç şartlardaki verimleri 300-500 kg/da
civarındadır.
Çizelge 4. Sulu ve kuru koşullarda yetiştirilen amarant çeşitlerinin yaş ot ve kuru ot verimleri.
Yaş ot verimi (kg da-1) Kuru ot verimi (kg da-1)

Yıllar (Y) Yetişme koşulları Çeşitler (Ç) Çeşitler (Ç)


(YK)

Helios Sterk Ultra Helios Sterk Ultra

Sulu 5304.5 bc 5441.3 bc 1327.6 f 880.2 c 946.9 c 277.6 e


2017
Kuru 2503.4 e 2194.6 e 568.6 g 461.5 d 553.3 d 104.4 f

Sulu 5762.1 b 7269.8 a 2268.0 e 1113.6 b 1350.3 a 490.3 d


2018
Kuru 4949.3 c 3910.0 d 694.2 g 888.2 c 832.9 c 117.5 f
Sıcağı seven bitkiler oldukları için ekimde toprak sıcaklığının 7-8
oC’ye ulaşmasını beklemek gerekir. Ekimde dik gelişen türlerde dar
(30-40 cm) sıra aralığı kullanılmalı, yatık gelişen türlerde ise sıra
aralığı 100 cm’ye kadar çıkarılmalıdır. Dekara 250 g tohum (100
toh/m2) atılmalıdır.
Amaranthus’ların suksesyonu erken olur. Terk edilmiş alanlarda
çabuk gelişir ve besin elementlerini kullanarak etrafındaki bitkilere
avantaj sağlar.
Horoz ibiği azotlu gübreye büyük tepki gösterir. Dekara 6-9 kg N
uygulaması verimlerin yüksek olmasını sağlamaktadır. Ancak horoz
ibiğinde NO3 birikim riskinden dolayı yüksek dozda azot
kullanımından kaçınmak gerekir.
Amaranthus’ların sıcak mevsim
bitkisi olduğu da düşünülürse yaz
aylarında NO3 birikiminin daha fazla
olması beklenir. A blitoides’te nitrat
oranı kuru maddenin %2.57’sine
ulaşabilmektedir. Oysa Yem bitkileri
dokularındaki nitrat düzeyi kuru
madde de 2000 ppm’e (%0.2)
ulaşınca toksik etki yapar.
Bitkilerin ekildikten sonra 8-10 haftada biçim devresine ulaşırlar. Kuru ot
olarak değerlendirilecekse gövdelerin kalınlaşıp sertleşmesine izin
verilmemelidir. Ot için salkım gösterme veya çiçeklenme başlangıcında
yapılmalıdır. Silaj için ise süt olum döneminde biçim uygundur. Sebze olarak
kullanılan türlerde 40-45 günlük bitkilerin toplanması uygun görülmektedir.
Çeşitler

Yıllar Yetişme koşulları Helios Sterk Ultra Yılların


ortalaması

Sulu 26.63 24.10 9.77


2017 18.15
Kuru 22.20 18.57 7.63

Sulu 28.13 25.67 13.20


2018 20.52
Kuru 24.37 23.50 8.27

Çeşitlerin ortalaması 25.33 a 22.96 b 9.72 c

Yetişme Koşulların ortalaması Sulu 21.25 a Kuru 17.42 b

İlk biçim yapılırken biçim yüksekliğine dikkat etmek gerekir. Biçimde 10-12
cm anız yüksekliğinin bırakılması ve uygun dönemde biçilmesi tesisteki
zayıflamanın yavaşlamasına ve tabanda daha yüksek oranda sürgün
oluşmasına yardım eder.
Tohum Üretimi
 Sulak yerlerde tohum olgunlaştırma için 4-5 aylık bir periyoda
ihtiyaç vardır. Tohum tipleri hem kendine hem de yabancı
tozlaşan bitkilerdir. Rüzgarla tozlaşma genellikle ön plana
çıkmakla birlikte çiçek salkımları renkli olanlarda arılar da
etkilidir. Uygun tarımsal tekniklerin kullanılması ile A.
hypochandriacus’tan dekara 1440 kg kuru ot ve 270 kg tohum
verimi alınmaktadır.

 Horoz ibiğinin tane verimi oldukça yüksektir. Normal bir bitki


binlerce tohum oluşturur. Çok küçük boy da bile tohum
bağlayabilmektedir. Yabancı ot olarak biçildiği arazilerde salkım
çıkartmışsa kuruma esnasında tohumlarını
olgunlaştırabilmektedir. Tane verimi tür ve çeşitlere göre 15-388
kg/da arasında değişir. A. caudatus tohum verimi en yüksek
türlerden birisidir (331 kg/da).
Table 9. Horozibiği çeşitlerin sap verimleri
Varieties (V)
Year (Y) Dry/Irrigatin (DI) Helios Sterk Ultra Year average
Dry 561.1 fg 860.2 de 331.3 g
2017 750.1 b
Irrigation 832.6 de 1557.3 b 358.1 g
Dry 1142.6 c 1021.3 cd 724.6 ef
2018 1290.1 a
Irrigation 1997.7 a 2132.5 a 721.7 ef
Varietis avarege 1133.5 b 1392.8 a 534.0 c
Dry/Irrigatin (DI) average Dry 773.5 b Irrigatin 1266.7 a

Table. Horozibiği çeşitlerin tohum verimleri


Varieties (V)
Year (Y) Dry/Irrigatin (DI) Helios Sterk Ultra Year average
Dry 194.3 c 250.9 b 80.4 e
2017 179.9 a
Irrigation 207.1 c 269.5 b 77.6 e
Dry 131.8 d 120.1 d 41.2 f
2018 151.7 b
Irrigation 210.0 c 328.6 a 78.4 e
Varietis avarege 185.8 b 242.3 a 69.4 c
Dry/Irrigatin (DI) average Dry 136.5 b Irrigatin 195.2 a
Avantajları
 1. Fotosentetik kapasitesinin yüksek olmasından dolayı verimi
yüksektir.

 2. Hem ot hem de tohum olarak besin maddelerince zengindir.

 3. insan ve hayvan beslenmesinde ümitvar türlerdendir.

 4. Sıcak mevsim bitkisi olmasına rağmen serin iklimlere uyum


sağlayan tür ve varyeteleri mevcuttur.

 5. Sıcak, kurak ortamlara, tuzlu topraklara dayanıklıdır.

 6. Bazı türleri hızlı gelişir ve erken tohum oluşturur.

 7. Geniş bir form zenginliğine sahip olduklarından özel amaçlar


için ıslah edilmesi mümkündür.
Dezavantajları
 1. Kültürü konusunda yeterli çalışma olmadığından tarımsal
istekleri henüz tam anlamıyla bilinmemektedir.

 2. Bu bitkilerde değişik amaçlı ıslah formları yeterince


yaygınlaşmamıştır.

 3. Tohumluk ve çeşit standartları henüz belirlenmemiştir.

 4. Bu bitkinin tarımında özel mekanizasyona ihtiyaç vardır.

 5. Yeşil yem olarak lezzeti düşüktür.

 6. Bir çok yabancı otta olduğu gibi nitrat ve oksalat birikimi


nedeniyle besleme düzensizliklerine sahiptir.
CHENOPODIACEAE

(Ispanakgiller)
CHENOPODIACEAE
 Ispanakgiller, sirkengiller veya
kazayağıgiller isimleriyle bilinen
Chenopodiaceae familyası 103 cins ve
yaklaşık 1400 civarında türe sahiptir.
Türkiye Florasında ise 33 cins ve 120
takson ile temsil edilmektedir. Bunların
çoğu otsu, bazıları ise odunsu yapıda bir
veya çok yıllık bitkilerdir. Yaprakları basit
ve tamdır. Çiçekler küçük olup gövde
üzerinde salkım meydana getirirler.
Meyve akendir ve çanak yapraklar
tarafından sıkıca sarılmış durumdadır.
Birkaç meyve bir arada yapışık olarak
gelişir.
 Familya üyelerinin bir kısmı tuzcul (halophyt) ve kurakçıl
(xerophyt) türlerdir. İnsan beslenmesi ve değişik amaçlar
için kullanılan çok sayıda tür bulunur. Bu familyadaki bazı
önemli cinsler şunlardır:

 Beta: Pancar

 Spinaca: Ispanak

 Chenopodium: Kazayağı

 Atriplex: Karapazı

 Salsola: Sodaotu

 Salicornia (tuzlu topraklarda yetişen sukkulent bitkiler)


Hayvan Pancarı
(Beta vulgaris var. crassa Mansf.)

Önemi ve Kullanılması
 Baklagiller ve buğdaygiller familyaları dışında başka bir
familyadan ülkemizde kültürü yapılan tek kaba yem
bitkisi hayvan pancarıdır. Hayvan pancarı (B. vulgaris
var. crassa Mansf.), ıspanakgiller familyasından yumru
(kök-gövde, hipokotil) oluşturan iki yıllık (biannual) bir
bitkidir. Bitkisel özellikleri itibarıyla şeker pancarına
benzer. Ancak şeker oranının düşük olmasından
dolayı yemlik olarak değerlendirilirler.
Diğer kaba yemlerden farklı
olarak şalgamdaki gibi sulu bir
kök yem olup, hem yaprakları
hem de yumruları hayvan
beslemede kullanılabilir.
Hayvanların ahırda olduğu
dönemde yeşil ve sulu yem
ihtiyacını karşılayan,
hayvanların iştahla yediği ucuz
ve iyi bir yemdir. Kış aylarında
kolayca uzun süre depolanabilir.
Şekerli ve sulu olduğu için enerji
değeri yüksektir, et ve süt
verimini artırır. Verimi yüksek
olup, düşük bir maliyetle 10-20
ton/da civarında verim
sağlayabilmektedir.
 Hayvan pancarını şeker pancarından ayırtan özellikler şunlardır.
 Şeker oranı düşüktür.
 Bazı çeşitlerde gövdeler kırmızımsıdır.
 Yaprak oranı ve miktarı daha yüksektir.
 Yapraklar daha kıvırcıktır
 Kök-gövde oranı büyük oranda toprak yüzeyine çıkmıştır.
 Kök-gövde toprak yüzeyinde olduğundan yan köklere sahip değildir. Benzer
olarak yan kök olukları da belirgin değildir.
Yemlik pancarlar, şeker ve kuru madde
oranlarına göre 3 grupta toplanır.

Tipler Kuru Şeker (%) Kök Büyüme Şekli


madde
(%)

Kitle Pancarı 8-12.5 4-7 Büyük kısmı toprak


dışında
Orta Tip 12.5-15 7-9 Kısmen toprak
Pancarlar dışında
Şekerli 15-18 10-12 Toprak içinde
Pancarlar
Hayvan pancarının yıllara göre Türkiye’deki ekim alanı, üretim ve verimi
Yıllar Ekilen alan Üretim Verim
(dekar) (ton) (kg/da)
1991 16 000 78 000 4 875
1995 23 000 110 000 4 793
2000 31 000 140 000 4 525
2005 35 000 165 000 4 714
2010 26 940 132 970 4 937
2011 25 399 127 114 5 018
2012 30 397 125 610 4 169
2013 28 411 131 289 4 632
2014 27 224 127 300 4 705
2015 24 294 114 165 4 703
2016 23 408 111 974 4 791
2017 20 620 98 537 4 787
2018 18 880 92 069 4 880
2019 18 092 88 446 4 906
Ülkemizde tescilli veya üretim izni almış yem pancarı çeşitleri

Tescilli/Üretim
Çeşit Kuruluş İzinli
Eckdogelb Atakol Tarım Tohum ve Hay. San. Tic. Ltd. Şti. Tescilli
Eckdorot Atakol Tarım Tohum ve Hay. San. Tic. Ltd. Şti. Tescilli
Rota KWS Türk Tarım Ticaret A.Ş. Tescilli
Ursus Poly Fito Tohumculuk Ticaret Ltd. Şti. Tescilli
Brigadier Serka Toh. Tarım Ürün. Tic. Ltd. Şti. Üretim izinli
Beta Vöröshenger Serta Zirai Ürünler Tic. Ltd. Şti. Üretim İzinli
İklim İstekleri
 Hayvan pancarı genel anlamda nemli-ılıman
iklimlerde yetişir. Şeker pancarı ile kıyaslanırsa daha
az sıcak ve daha fazla nemli iklimleri sever. Şeker
pancarına göre soğuğa daha dayanıklıdır. Vejetasyon
süresinin uzun olması verimin yüksek olmasını
sağlar. Buna rağmen kısa sürede verim almakta
mümkündür.

 Çukurova Bölgesinde kışlık ara ürün olarak


yetiştirilmektedir. Yüksek rakımlı, yazları kısa ve serin
olan Doğu Anadolu ile çok fazla yağışlı, sisli ve
bulutlu olan Karadeniz gibi bölgelerde çok yüksek
verimlere ulaşmak zordur. Yeterli yağış alamayan
bölgelerde sulanmalıdır. Don ve kırağıya dayanıklı
değildir.
Toprak İstekleri

 Yeterince kireç ihtiva eden, süzek, derin,


humuslu, çok ağır olmayan killi-tınlı, siltli-tınlı
topraklar hayvan pancarı yetiştiriciliği için idealdir.
Toprağın nem ve besin elementleri yeterli olmalıdır.
Bu durumda kumlu topraklarda da yetiştiriciliği
yapılabilir.
 Taşlı, killi, çok ağır, kireççe fakir ve taban suyu
yüksek olan topraklar uygun değildir. Taban
suyunun yüzeye 1.20 m’den daha yakın olması
istenmez.
 Alkali ve hafif asit toprakları sever, tuzlu topraklara
dayanıklılığı da iyidir.
Ekimi
 Hayvan pancarının ekim zamanı normal pancar
kültürünün yapıldığı yerlerde nisan-mayıs aylarında
(soğuk topraklarda mayısın ayının sonuna kadar
beklenmelidir), ılıman bölgelerde ise eylül-kasım
aylarında yapılmalıdır. İlkbaharda yapılacak ekimler için
sonbaharda 25-30 cm derinlikte toprak işleme
yapılmalıdır. İlkbaharda ise diskaro veya kazayağı ile
ikileme yapılıp sürgü-tapan çekilerek tohum yatağı
hazırlanır.
 Çapa bitkisi olduğundan mutlaka sıraya ekilmelidir. Pancar mibzeri
veya mecbur kalındığında tahıl mibzeri ile (bazı gözleri
kapatılarak) ekilebilir.
 Ekim derinliği ağır topraklarda 2-3 cm, hafif topraklarda 3-4 cm
olmalıdır.
 Hayvan pancarı ekiminde şeker pancarında olduğu gibi kullanılan
tohumluk monogerm veya poligerm olabilir. Poligerm tohumluk
kullanılırsa çıkış sonrası tekleme zorunludur. Bunu kaldırmak için
mekanik işlemlerle monogerm hale getirilmiş tohumlar
kullanılabilir. Son yıllarda ıslah yolu ile elde edilen genetik
monogerm tohumlar kullanılmaya başlanmıştır.
 Ekimde kullanılan tohumluk miktarı 3-4 kg/da ‘a kadar
çıkarılabilmektedir. Ancak monogerm ve sağlıklı tohumlar
kullanıldığı zaman makine ile ekimlerde bu oran 1-1.5 kg/da
civarına düşürülmektedir.
 Ekimler 30-50 cm sıra aralığında, 15-20 cm sıra üzerinde
yapılmalıdır.
Münavebe sisteminde
pancarın üst üste gelmesi
uygun değildir. Kök-yumru
bitkisi olduğundan üst üste
ekim yapılan topraklarda
toprak kaynaklı hastalık ve
zararlılar artış
göstermektedir. Genel olarak
yonca, fiğ gibi bir baklagil
yem bitkisini ya da arpa veya
buğday gibi bir tahılı takip
etmesi daha uygundur.
Sulanan şartlarda fiğ-buğday-
hayvan pancarı şeklinde kısa
süreli bir ekim nöbeti sistemi
önerilebilir.
Son yıllarda ülkemizde ekimi yapılmakta
olan ve tavsiye edilen bazı ticari hayvan
pancarı çeşitleri Rota, Petra, Arabella ve
Anissa’dır.
CHENOPODIACEAE

(Ispanakgiller)
Bakım
 Pancar ekimi yapıldıktan 10-12 gün sonra toprak yüzeyine
çıkmaya başlarlar. Genellikle ağır topraklarda ekildiğinden
ilk bakım işlemi kaymak bağlayan toprak yüzeyindeki
tabakanın kırılmasıdır. Bu işlem mekanik olarak veya
sulama ile yapılabilir.
 Bitkiler sıraları tamamladığı zaman ilk çapa, 2-3 yapraklı
olduklarında seyreltme işlemi yapılmalıdır. Seyreltmede
sıra üzeri mesafe 25-30 cm’ye ayarlanır. Ardından hemen
sulama yapılmalıdır. Özellikle poligerm tohumluk
kullanıldığında teklemeden sonra sulama çok önemlidir.
Bunu yabancı ot durumuna göre diğer çapalar takip eder
(2-3 defa).
 Pancar suyu seven ve iyi tepki gösteren bir bitkidir.
Özellikle kurak bölgelerde yılda toplam 4-5 defa
sulanmalıdır. Ekim sonrası havalar kurak seyrederse
sulanmalıdır. Aksi taktirde ilk sulamayı geciktirmekte fayda
vardır.
Gübreleme
 Hayvan pancarı gübre isteği yüksek olan bir bitkidir.
Dekara 15-16 kg N, 10 kg P2O5 verilmesi
uygundur. Samsun şartlarında 13x13, Afyon
şartlarında ise 15x8 kg/da N-P gübrelemesi
önerilmiştir. Fosforun tamamı, azotun ise yarısı
ekimle birlikte, azotun diğer yarısı da 3-4 yapraklı
dönemde verilmelidir. Ekimden önce sonbaharda 2-
3 ton yanmış çiftlik gübresinin uygulanması hem
toprak yapısını iyileştirecek, hem de toprağın
verimini artıracaktır.
Yem pancarının dekardan kaldırdığı besin elementi miktarı (7-9 ton/da verim)
Hasat
 Hasat zamanı, bölgelere ve ekim zamanına göre
değişiklik gösterir. İlkbahar ekimlerinde Eylül-Kasım,
sonbahar ekimlerinde ise Mart-Nisanda hasat edilir.
Hasat zamanında bitkilerdeki belirtiler, kök büyümesinin
durması, alt yaprakların kuruyup kıvrılarak aşağıya
doğru sarkması ve orta yaprakların sararmasıdır. Hasat
sırasında yaprak kayıpları mümkün olduğunca
azalmalıdır. Kitle tipi pancarların hasadı nispeten daha
kolaydır. İyi bakım yapılmış kitle tipi pancarlarda verim
10-15 ton/da ‘a çıkabilmektedir. Normalde yumru verimi
5-8 ton olup 1/8-1/10’u kadar da yaprak üretirler.
Depolama
 Kök ve yapraklar hasattan hemen sonra yedirilebilir.

Hemen yedirilmeyecekse tepe kısımları kesilerek uygun

ortamlarda depolanmalıdır. Tepe kesimleri gözler

kalmayacak şekilde biraz derince yapılmalıdır. Aksi

taktirde depolarda sürgün oluşumu meydana gelir ve bu

da pancarın bozulmasına, yumrunun odunlaşarak

sindiriminin güçleşmesine neden olur.


 Hayvan pancarı yeşil yemin bulunamadığı kış aylarında
yedirilmek üzere saklanırsa değeri daha fazla olur. Saklama
işlemi samanlık, mahzen, silo veya üzeri örtülebilen çukurlarda
yapılabilir. Bu yerler; su biriktirmeyen, zemini kuru, rüzgar
almayan, karanlık ve 1-5 oC sıcaklıkta olmalıdır. Silolar 10-35
m uzunlukta olabilir. Buralara pancarlar 1.5-2 m’den fazla
yükseklik olmamak şartıyla yığılır. Yığın kış şartlarına maruz
bırakılmadan üzerine saman, naylon ve toprak atılarak
örtülmelidir. 2 aydan daha uzun süre depolama yapılacaksa
havalandırma bacaları konulmalı, veya yağış olmayan
havalarda yığının üzerindeki örtü açılarak havalandırılmalıdır.
Besleme Değeri
 Avrupa’da kış beslemelerinde çok kullanılan hayvan pancarı, protein,
mineral maddeler, vitamin ve selülozca fakirdir. Buna karşılık şeker
oranı yüksek olduğundan lezzetli bir sulu yemdir. Kuru maddesinin
büyük bir kısmı nitrojensiz öz maddelerden (şeker ve nişasta) oluşur.
Şeker oranı düşük olduğundan yaprakların besleme değeri çok
yüksek değildir.

 Hayvanlara yedirilirken doğranmalı, protein ve minerallerce zengin


kuru yemlerle karıştırılarak yedirilmelidir. Pratik olarak % 5 oranında
samanla karıştırılarak verilmesi tavsiye edilir.

 Kuru madde oranı %10, ham protein %1, ham selüloz %0.8, ham yağ
%0.1, ham kül %1.0, NEF %7.1 oranındadır.
Hayvan pancarı kuru maddesinin kimyasal kompozisyonu

Kimyasal Bileşen Oran Kimyasal Bileşen Oran

Ham protein(%) 7,41 Fosfor(mg/kg) 276


Ham Yağ(%) 0,19 Potasyum(mg/kg) 3,1
Ham Lif(%) 12,73 Sodyum(mg/kg) 1,4
NEF(%) 69,04 Magnezyum(mg/kg) 183
Toplam Şeker(%) 17,63 Mangan(mg/kg) 11,2
Toplam Kül(%) 8,92 Bakır(mg/kg) 6,9
Kalsiyum(mg/kg) 178 Demir(mg/kg) 161
 Hayvanlara günlük rasyonlarda süt inekleri için 25-30 kg, besi

sığırlarına 35-40 kg, besi koyunlarına 4-5 kg, gebe koyunlara 2-2,5

kg verilmelidir. Gebe hayvanlara verilirken dikkat edilmeli, tavsiye

edilen miktar aşılmamalıdır. Gebeliği ilerlemiş hayvanlara ise hiç

verilmemelidir. Hayvan pancarı ile beslemeye başlamadan önce

selülozca zengin kaba yemlerin verilmesi ishal ve asidoz (rumende

laktik asit birikiminin fazla olması) ihtimalini azaltmış olur.


 Fodder Beet:
 Average dry matter yields = 13 -15 t/ha
 Average fresh yields = 80 - 90 t/ha
 Dry matter = 12 - 19%
 Digestibility = 78D
 ME = 12.5 - 13.5 MJ/kg DM
 Crude protein = 12 - 13%
 DCP% = 0.5 -0.9 (Roots)
 Varieties:
 Alpes
 Blaze
 Blizzard
 Bolero
 Feldherr
 Jamon
 Jauna
 Kyros
 Maestro
 Tintin
Şeker Pancarı
 Şeker pancarı çok nadir de olsa hayvanlara
yedirilmektedir. Hayvan pancarına göre besin maddeleri
ve şekerce daha zengindir. Ancak daha sert olduğu için
ancak doğranarak kullanılabilir.
 Şeker pancarı yaprakları yeşil yem olarak veya silaj olarak
kullanıma uygundur (silaj yapımı çok pratik değildir).
Hasattan sonra kalan yapraklar bir miktarda baş kısmına
sahiptir. Yaprakta kalan etli pancar kısmı arttıkça
hayvanlar daha fazla severek tüketirler.
 Ancak şeker pancarının yaprakları saponin ve Ca-oksalat
ihtiva eder. Saponin kuru maddede %2-5’i geçerse
zararlıdır. Oksalat birikimi de kurak yıllarda fazladır. Bu
yüzden fazla yedirilmemelidir.
Pancar Posası
 Şeker endüstrisinin yan ürünü olan yaş posa
%15-18 dolayında KM, %0,7 ham kül, %1,3
ham protein, %0,1 ham yağ ve %3 ham
selüloz içerir. Kuru madde sindirilme derecesi
%77 dir. Posa protein ve yağ bakımından fakir
selülozca zengindir. Sindirilme derecesinin
yüksek olmasına karşın besleyici değeri
düşüktür. Yaş posada kalsium, fosfor,
potasyum düzeyleri düşük seviyededir.
Rasyonda fazla miktarda bulunursa rasyonun
protein ve fosfor düzeylerine dikkat etmek
gerekir. Yaş posa yüksek oranda enerji ihtiva
eder.
 Çok yoğun miktarda verilirse ishallere neden olur. Su oranının fazlalığından dolayı
posa ilk defa hayvana verilecekse azar azar verilmelidir. Posanın süte kokusu geçtiği
için sağım sonrası hayvanlara verilmesi daha uygundur. Doğumu yakın olan
hayvanlarda abortlara (yavru atma) neden olduğu için bu hayvanlara verilmemesi
uygun olur. Tek yönlü bu posa ile beslenen hayvanlarda protein, vitamin, kalsiyum,
fosfor ve diğer dolgu maddesi yetersizliklerine bağlı olarak dermansızlık gece
körlüğü, kemik ve eklemlerde bozukluk oluşur. Onun için posanın fazla
kullanılmaması gerekir bunun yanında mutlaka kalsiyum, fosfor ve mineral maddeler
yönünden desteklenmelidir.

 Organik muhteviyatının çoğu pektinden oluştuğu için monogastrik(tek mideli)


hayvanlar tarafından kullanılamazlar. Fazla su içerdiğinden çabuk bozulabilirler, uzun
süre muhafaza için çok iyi izole edilmiş silolarda saklanması gerekir. Sığırlara 20-25
kg/gün, koyunlara 2 kg/gün, atlara 10 kg/gün civarlarında verilmelidir.
TUZÇALISI, KARAPAZI

Atriplex sp.
Önemli Türler
Bu cins içerisinde 400 den fazla tür tanımlanmıştır. Dünyanın
hemen hemen her yerinde Atriplex türlerine rastlanır, özellikle de
A. nummularia, A. canescens ve A. halimus en yaygın olan
türlerdir. Bu türlerden A. halimus ve A. nummularia Akdeniz
ülkelerinde kaba yem üretimi amacıyla kullanılırlar. A. canescens
ise daha çok soğuk iklimlere adapte olmaktadır. Tuz çalılarının
bazı yerlerde kültürleri yapılmakta, yaygın olarak meralarda
otlatma amacıyla ve tuzlu toprakların plantasyonu için
kullanılmaktadırlar. Kurak dönemlerde küçük baş ruminantların
beslenmesinde yem olarak kullanılırlar. Afrika ülkelerinde (Mısır,
Cezayir, Fas, Tunus, Libya, G. Afrika), orta Doğu’da (İsrail, İran,
Suriye, Irak, Yemen, S. Arabistan), Pakistan, Avustralya ve
ABD’de bu amaçla kullanılmaktadır
Atriplex canescens (Dört Kanatlı Tuzçalısı)

 Çok yıllık olup iklime bağlı olarak herdem yeşil (sıcak


iklimlerde) veya yaprak döken (soğuk iklimlerde) bir
özellik sergiler.
 Kış aylarında yapraklarını dökmese de dormant
duruma geçer. Yaprakları yıl boyunca çiftlik
hayvanları ve yabani hayvanlar için yarayışlı ve
besleyici bir yemdir.
 Diğer tuzçalılarından farklı olarak soğuk bölgelere
uyum sağlayabilir ve 2500 m rakıma kadar yetişebilir.
Kışa ve kurağa dayanıklıdır. Su baskınlarına
dayanamaz ve drenajı iyi olan arazileri sever.
 30-250 cm boylanır.
 Geniş bir toprak adaptasyonuna sahiptir, kumludan
killiye kadar her çeşit toprakta yetişir. Orta tuzlu ve
alkalin topraklara dayanıklılığı çok iyidir. Yıllık toplam
yağışı 150 mm’nin altında olan yerlerden 350 mm olan
yerlere kadar, yazları kurak ve sıcak, kışları soğuk
yerlere uyum sağlayabilir. Soğuğa dayanıklılığı
ekotiplere göre değişmekle birlikte -46 oC’ye kadar
inebilmektedir.
 Arizona’da 2000 m, Kaliforniya’da 2100 m, Nevada’da
2300 m, Utah’da 2380 m ve Wyoming’de 2600 m’de
yetişmektedir. Tohumdan veya kök sürgünlerinden
çoğaltılabilir.
 Kültür alanlarında ortalama 7 yılda bir kesilerek
gençleşmesi sağlanmalıdır.
 Dört kanatlı tuzçalısı ilkbaharın sonundan kış aylarına
kadar otlatılmak suretiyle kullanılabilir. Fakat sadece kış
aylarında otlatılırsa maksimum performans verir ve değeri
daha yüksek olur.
 Bu aylarda yüksek karoten ve protein oranına (%18)
sahiptir. Protein, yağ ve karbonhidrat seviyesi yoncayla
kıyaslanabilecek durumdadır. Otlatmaya dayanıklıdır.
Fakat yüksek oranda saponin içerdiğinden çok büyük
miktarlarda yenirse şişme ve ishale sebep olabilir.
Rotasyon dahilinde otlatıldığı zaman bitkilerin 8 yıl
boyunca zarar görmediğini belirlenmiştir.
Atriplex nummularia (Yaşlı Adam Tuzçalısı)

 Tuzlu alanlarda vejetatif örtü oluşturabilecek uygun yem


bitkisi türlerinden birisidir. Çalı formundadır ve 2 m kadar
boylanabilir. Kumlu toprakların iyileştirilmesinde
kullanılır. Yapraklarında bulunan yüksek oranda protein
nedeniyle kış aylarında koyunlar için iyi bir yem olup,
canlı ağırlıklarını devam ettirmelerini sağlar. Eğer ilave ot
verilirse canlı ağırlık artışı bile sağlanabilir.
 Ham protein oranı %18.2, ham kül oranı % 22.7, sindirim
oranı ise %70’in üzerindedir.
Atriplex polycarpa (Adi Tuzçalısı)
 60-90 cm boyunda, tabandan dallanan, görünümü iyi
olmayan fakat çöller gibi kuru ve alkali topraklara iyi uyum
sağlayan bir bitkidir. Gövde ve yaprakların üzeri su kaybını
engelleyen küçük beyaz pullarla kaplıdır. Alkali topraklarda
ve çöllerde tuzlu suyu topraktan alır ve tuzu yapraklarında
biriktirir. Tuzu yapraklarından atmaz, böylece havadan su
absorbsiyonu sağlayabilir. Tuzlu yapraklar yendiği zaman
veya sonbaharda döküldüğü zaman uzaklaşır. Bitki “sığır
ıspanağı” olarak adlandırılmaktadır. Hem sığırlar hem de
koyunlar için iyi bir mineral kaynağıdır. Dünyada çöl
ıslahında en çok kullanılan türdür.
Ekolojisi
 Dünyanın kurak ve yarı kurak bölgelerinde
yapraklarındaki ham protein oranı yüksek olan
tuzçalılarından kaba yem olarak faydalanılmaktadır.

 Tuzçalılarının yaşam alanları, yıllık yağışı 15-200 mm


olan çöl ve yarı-çöl ortamlarıdır. Yıllık 50 mm yağış
rejiminde canlılıklarını koruyabilirler. Sıcağa ve kurağa
çok dayanıklıdırlar. A. glauca, A. semibaccata ve A.
leucocloda gibi türler kuraklık ve tuzluluğa dayanıklılıkta
en önde gelir. A. hymenelytra türü ile yapılan bir
çalışmada bitkilerin -6 MPa su potansiyelinde ölmeden 10
gün boyunca yaşadıkları belirlenmiştir.
 Atriplex cinsine giren bitkiler; kurağa dayanıklılık,
bozulmuş alanlar ve tuzlu topraklarda büyüyebilme ve
metal toksiditesine dayanıklılık gibi önemli özelliklere
sahiptirler. Kurağa ve sıcağa çok dayanıklıdırlar. Soğuğa
dayanıklılıkları türlere göre değişir ve bu konuda 3 gruba
ayrılırlar.

 1. Soğuğa dayanıklı grup


 2. Orta dayanıklı grup
 3. Hassas grup
Soğuğa dayanıklı grup
 A. canescens’in bazı ekotipleri -20 oC’ye kadar
dayanabilir. Bazı kaynaklar bu gruptaki
bitkilerin tomurcuklarının -35 oC’ye
dayanabildiğini, hatta kışa aylarında bitkilerin -
80 oC’de ölmediğini ileri sürmüşlerdir.
Soğuğa hassas grup

 A. padulosa, A. barcloyena ve A. repanda gibi


türler en fazla -5 oC’ye dayanabilmektedir.
Orta dayanıklı grup

 A. vesicaria (Avustralya), A. nummularia, A.


lampa (Arjantin) ve bazı A. canescens’in Kuzey
Amerika genotipleri soğuğa orta derecede
dayanıklıdırlar.
Fizyolojisi
 Tuzçalılarında fotosentetik yol genellikle C4’tür. Çok azı
karboksilik asit yolunu (C3) kullanır. Daha çok serin
bölgelerde yaşayanlar ve otsu olanlar C3 olarak bilinir. C4
türlerinin çöl ve yarı çöllerdeki üretimleri 10-250 g/m2
civarındadır. Bu bitkilerde kuraklığa dayanıklılık sağlayan
bazı özellikler vardır.
 1. Yapraklılığın ayarlanması (A. hymenelytra),
 2. Yapraklarda tüylülük ve bunlar üzerinde tuz birikimi ile
ışığın yansıtılması,
 3. Turgor basıncını yüksek tutan organik ve inorganik
ürünlerin varlığı,
 4. Endomycorhiza ile daha etkin su alım yeteneği.
Önemi ve Kullanılması

Tuzçalılarının önemini artıran en büyük özellik; tuzluluğa


dayanıklı olmalarıdır. Bu nedenle tuzlu toprakların ıslahında
kullanılacak bitkilerin başında gelirler. Tuzçalısı kuru
maddesinin %10’u kadar tuzu bünyelerinde biriktirebilir.
Bundan dolayı da topraktan önemli miktarda tuz kaldırırlar.
Deniz suyu ile sulanan tuzçalıları tatlı su ile sulanmış yonca
kadar biomas üretebilmektedirler.

Kültürü yapılan yem bitkisi türlerinden Agropyron elongatum


ve A. cristatum gibi tuza dayanıklı olarak bilinen türler 7.5
dS/m tuzluluk sınırına dayanabilirken, A. halimus 55 dS/m
tuzluluktaki topraklarda (deniz suyu tuzluluğu)
yetişebilmektedir. Ancak tatminkar verimler (1.2-2.0 ton/da) bu
 Tuzlu toprakları ıslah etmek, erozyonu önlemek ve
aynı zamanda bu alanda yem üretmek amacıyla
tuzçalılarının da dahil olduğu çalılar
kullanılmaktadır. Özellikle Avustralya’da ve
WANA (West Asia and North Afrika) bu yönde
koyun merası oluşturulması oldukça yaygındır.

 Bu alanlarda otlayan koyunların etinde yüksek


oranda E vitamini belirlenmiştir. Yaz aylarındaki
kuru periyotta yemlerdeki düşük E vitamininden
dolayı kas zayıflığı ortaya çıkmaktadır
 Kum tepelerinin ıslahı için tavsiye edilen çalılar
şunlardır: Acacia cylops, A. cyanophylla, A. salinica,
Atriplex canescens, A. cinera, A. isatidea, A. lampa,
Hypophea rhamnoides, …

 Tuzlu alanları ıslah etmek için ise tavsiye edilenler : A.


nummularia, A. halimus, A. leucocloda, A. glauca, A.
semibaccata, A. lentiformis, A. breweri, A. canescens, A.
braclayana, A. rhagoides, A. A. undulata, A. paludosa, A.
vesicaria, Acacia salicina, …..
Besleme Değeri
Yapılan çalışmalar bu bitkilerde besleme değerinin orta-yüksek
seviyede olduğunu ortaya koymuştur. Yem değeri iyi olan
türlerin başında A. canescens gelmektedir. Bazı araştırıcılar da
aşırı tuz birikiminden dolayı sahip olduğu kimyasal
komponentlere dikkat çekmişlerdir. Bunlar saponinler gibi
sekonder bileşikler veya ruminal mikroorganizmaların
kullanamadığı glycinebetaine gibi protein yapısında olmayan
azotlu bileşiklerdir.
Bir çok Atriplex türü ot olarak besleyici niteliklere ve uygun
kimyasal kompozisyona sahiptir. Ot üretimleri yüksektir ve ham
protein oranları yonca ile kıyaslanabilecek derecededir. Bununla
birlikte otunun enerji değerinin düşük olması, yüksek miktarda
mineral madde içeriği (özellikle NaCl) ve protein olmayan
yapısındaki bileşiklerin fazlalığı besleme değeri açısından
önemli sorun oluştururlar.
 Tunus, G. Afrika ve İspanya’dan toplanan 6
tür ile yapılan kimyasal kompozisyon
çalışmasında aşağıdaki sonuçlar ele
alınmıştır.
Atriplex ve Yonca Otunun Kimyasal Kompozisyonu
(%)
Kimyasal Bileşenler Atriplex Yonca

H. Protein 17.7 21.3


H. Lif 30.3 41.8
Selüloz 20.8 27.5
Lignin 17.5 14.0
Mineraller 16.6 11.0
Enerji (kcal/..) 3.9 4.4
 Özellikle ilkbahar dönemindeyken step buğdaygillerine
göre protein P ve Ca oranı bakımından üstünlük
göstermiştir.

 Tuzçalılarında yapılan besleme çalışmaları koyun ve


keçilerin canlı ağırlık artışı sağlamadığını fakat mevcut
canlı ağırlıklarını devam ettirdiklerini göstermiştir. Bu
durum tuzçalısı otunun enerji değerinin düşük olması ile
ilişkilidir. Tuzçalıları ile yapılan beslemelerde rasyonlar
enerji bakımından desteklenirse Atriplex otunun değeri
artacaktır.
A. canescens’in Bazı Türlerle Karşılaştırılması (%)

Türler Dönem DMD CP DCP Ca P


Bouteloua gracilis İlkb. 73 6.4 4.2 0.38 0.10
Kış 48 6.2 3.9 0.27 0.12
Agrophyron smithii İlkb. 73 9.3 6.5 0.20 0.10
Kış 48 5.3 3.2 0.22 0.14
A. canescens İlkb. 71 11.5 8.7 0.89 0.17
Kış 50 5.6 2.3 0.82 0.10
Sphaerelcea İlkb. 65 8.9 7.2 2.06 0.15
coccinea
Kış 71 9.0 7.3 2.53 0.15
HP ve DM Oranlarının Sezon İçindeki Değişimi
Bitkiler Ham Protein Oranının Değişimi
Nisan Mayıs Ağustos Eylül
Acacia cynophylla 12.96 14.08 10.44 11.07
Atriplex nummularia 19.56 17.63 17.75 19.65
Medicago arborea 20.17 19.11 - -
Buğdaygiller 7.61 6.75 4.33 4.42
Diğergiller 8.67 8.31 7.31 6.96
Bitkiler Kuru Madde Oranının Değişimi
Nisan Mayıs Ağustos Eylül
Acacia cynophylla 39.99 30.15 33.57 38.16
Atriplex nummularia 18.05 23.33 28.15 28.53
Medicago arborea 23.55 32.07 - -
Buğdaygiller 20.40 54.93 86.65 93.53
Diğergiller 18.00 31.97 89.26 92.85

You might also like