Professional Documents
Culture Documents
SHY205-TEMEL ELEKTRİK II Ders Notu
SHY205-TEMEL ELEKTRİK II Ders Notu
ELEKTRİK II
MODÜL 3
SHY205
HAZIRLAYANLAR
Dr. Öğretim Üyesi Ebru KARAKÖSE
MODÜL 3 – SHY205
1
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
TEMEL ELEKTRİK II
ZAMAN ÇİZELGESİ
Süre
Hafta Konular: 3.13/3.14/3.15/3.16 (50 Dk.)
T P
1. 3.13. AC Teorisi
3 0
Hafta Sinüzoidal dalga formu,
2. 3.13. AC Teorisi
3 0
Hafta faz, periyot, frekans, çevrim;
3.13. AC Teorisi
3.
Ani, ortalama, karekök, tepe, tepeden tepeye akım değerleri ve bu değerlerin 3 0
Hafta
voltaj, akım ve güç bağlı olarak hesaplanması;
4. 3.13. AC Teorisi
3 0
Hafta Üçgen/Kare dalgalar; Tek/üç faz prensipleri.
5. 3.14. Rezistif (R), Kapasitif (C) and Endüktif (L) Devreler
3 0
Hafta L, C ve R devrelerindeki voltaj ve akımın faz ilişkisi,
6. 3.14. Rezistif (R), Kapasitif (C) and Endüktif (L) Devreler
3 0
Hafta paralel, seri ve seri paralel L,C ve R devreleri,
3.14. Rezistif (R), Kapasitif (C) and Endüktif (L) Devreler
7.
L, C ve R devrelerindeki güç kaybı; Empedans, faz açısı, güç faktörü ve akım 3 0
Hafta
hesaplamaları;
8. 3.14. Rezistif (R), Kapasitif (C) and Endüktif (L) Devreler
3 0
Hafta Doğru güç, zahiri güç ve reaktif güç hesaplamaları.
3.15. Transformatörler
9.
Transformatörlerin yapı ve çalışma prensipleri; Transformatör kayıpları ve bu 3 0
Hafta
kayıpları önlemenin yolları;
3.15. Transformatörler
10.
Transformatörlerin yüklü ve yüksüz durumlarda davranışları; Güç transferi, 3 0
Hafta
etkinlik polarite işaretlemeleri; Hat ve faz voltaj ve akımının hesaplanması;
3.15. Transformatörler
11.
Üç fazlı bir sistemde güç hesabı; Primer ve sekonder akımlar, voltajlar, sarım 3 0
Hafta
oranları, güç, verim; Oto transformatörler.
3.16. Filtreler
12.
Düşük geçiş, yüksek geçiş, band geçiş ve band durdurma filtrelerinin çalışması, 3 0
Hafta
uygulaması ve kullanımı.
13. 3.16. Filtreler
3 0
Hafta Düşük geçiş, yüksek geçiş, band geçiş ve band durdurma filtrelerinin kullanımı.
TOPLAM: 39 Ders x 50 / 60 Dk. = 32.5 saat 39 0
İÇİNDEKİLER
3.13. AC TEORİSİ........................................................................................Hata! Yer işareti tanımlanmamış.
2
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
3
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
3.13. AC TEORİSİ
3.13.1. Sinüzoidal Dalga
Elektrik enerjisi, alternatif akım ve doğru akım olarak iki şekilde üretilir. Bugün kullanılan
elektrik enerjisinin %90’ından fazlası alternatif akım olarak üretilmektedir.
Zamana bağlı olarak yönü değişmeyen akıma doğru akım denir. DC veya DA harfleriyle
gösterilir. Bir pil veya akü bir ampule bağlandığında geçen akımın şeklidir.
Zamana göre yönü ve şiddeti (değeri) belirli bir düzen içerisinde (periyodik olarak) değişen
gerilime alternatif gerilim denir. Aynı şekilde akıma da alternatif akım (AA) denir. En bilinen
alternatif akım dalga biçimi sinüs dalgasıdır. Farklı uygulamalarda üçgen ve kare dalga gibi değişik
dalga biçimleri de kullanılmaktadır.
Doğru akım devrelerinde akım, üretecin “+” kutbundan “‐” kutbuna direnç üzerinden geçerek
ulaşır. Alternatif gerilim kaynağı bulunan devrelerde ise kaynağın sabit bir “+” ya da “‐” kutbu yoktur.
Kutuplar sürekli değiştiği için her kutup değişiminde direnç üzerinden geçen akımın da yönü
değişecektir.
Alternatif akımın üretimi, doğru akımın üretimine göre daha kolaydır. Alternatif akım üreteçleri
(alternatörler) çok yüksek gerilimleri ucuza üretebilirler fakat doğru akım üreteçleri (dinamolar) çok
daha maliyetli ve verimleri düşüktür.
Doğru akımın elde edilmesinde kullanılan dinamolar (DA generatörü) komütasyon (akımın bir
bileşenden diğerine aktarılması ya da akımın yön değiştirmesi) zorluklarından dolayı yüksek gerilimli
olarak yapılamazlar, ancak 1500 volta kadar DA üreten genaratörler yapılabilmiştir.
Alternatif akım üreten alternatörlerden ise 230, 6300, 10.500 ve 20.000 volt gibi yüksek gerilimler
elde edilebildiği gibi, transformatör denilen statik makinelerle bu gerilimleri 60 kV, 100 kV ve daha
yüksek gerilimlere yükseltmek de mümkündür.
Ayrıca büyük güçlü ve yüksek devirli DA generetörleri yine komütasyon zorluklarından dolayı
yapılamazlar. Alternatörler ise, büyük güçlü ve yüksek devirli olarak yapılabilirler. Böylece elde
edilen enerjinin kilovat saat başına maliyeti ve işletme masrafları düşük olur. Alternatörler 200.000
kVA, 400.000 kVA gücünde yapılabilirler. Sanayide sabit hızlı yerlerde alternatif akım motoru
(endüksiyon motoru), doğru akım motorundan daha verimli çalışır. Endüksiyon motoru, DA
motorundan daha ucuz, daha sağlam olup, bakımı da kolaydır. DA motorunun tek üstünlüğü, devir
sayısının düzgün olarak ayar edilebilmesidir.
Elektrik enerjisinin taşınması yüksek gerilimli alternatif akımlarla yapılır. Hattın sonundaki
transformatörlerle bu yüksek gerilim, kullanma gerilimine dönüştürülür. Böylece alternatif akım
istenildiği an transformatörler aracılığıyla fazla güç kaybına uğramadan yükseltilip alçaltılabilir.
Ancak transformatörler doğru akımla çalışamazlar çünkü transformatörlerin çalışabilmesi için
değişken manyetik alana ihtiyacı vardır bu da ancak alternatif akımla sağlanabilir. Cıva buharlı
redresörlerle yüksek gerilimli alternatif akımı, yüksek gerilimli doğru akıma çevirerek enerjiyi taşımak
ve hattın sonuna inverterlerle düşük gerilimli alternatif akıma çevirmek mümkün olduğu halde,
uygulamada fazla kullanılmamaktadır.
Üretim ve iletim avantajlarının dışında alternatif akım kullanımda da bazı avantajlara sahiptir.
Örneğin alternatif akım makinelerinin daha basit yapıda ve daha az bakım gerektirmeleri ve doğru
akım ihtiyacı olan cihazlar için kolaylıkla doğru akıma çevrilebilmesi alternatif akımın başlıca
üstünlükleridir. Doğru akımın alternatif akıma dönüştürülmesi işlemi daha karmaşık ve daha pahalıdır.
Kısaca AA’nın avantajları;
1) Transformatör kullanılarak kolayca yükseltilebilir veya düşürülebilir,
2) Enerji kaybı olmadan jikle (choke) bobini kullanılarak düzenlenebilir,
3) Doğrultucu kullanılarak kolayca DA’ya dönüştürülür (Pn - diyot),
4) Uzak yerlere aktarılabilir,
5) AA üretimi daha ekonomiktir,
Doğru akımın tercih edildiği veya kullanılmasının gerekli olduğu yerler de vardır. Örneğin,
elektrikli taşıtlar, galvano teknik (maden kaplamacılığı) ve madenlerin elektrikle arıtılması tüm
5
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Endüksiyon fırınlarında çeşitli düzeneklerle akımın frekansı yükseltilir. Isıtılacak madde büyük bir
bobinin içerisinde duracak şekilde yerleştirilir. Böylece malzeme transformatörün tek sarımlık
sekonder sargısı durumuna geçer. Bobinden yüksek frekanslı akım geçirilince malzemede indüksiyon
gerilimi oluşur ve bu gerilim de malzemeden yüksek değerli akımlar (fuko akımı) dolaştırır.
Malzemenin elektriksel direncine göre malzeme ısınır, hatta eriyebilir. Endüksiyonla ısıtmanın en
önemli avantajı klasik ısıtmaya göre daha az zamanda daha fazla ısıtmanın gerçekleşebilmesidir.
Manyetik Etkisi
Bir telden alternatif akım geçirildiğinde ise telin etrafında sürekli şiddeti ve yönü değişen bir
manyetik alan oluşur. Bu nedenle bir elektromıknatıs bobininden alternatif akım geçirilirse
elektromıknatısın kutupları sürekli yer değiştirir. Alternatif akımda bir elektromıknatıs kutuplarının
sürekli yer değiştirmesi elektromıknatısın metal ve alaşımlarını çekmesinde bir sorun teşkil etmez. Bu
konuda doğru akımdan tek farkı elektromıknatıs nüvesinin tek parça değil de birer yüzü yalıtılmış
sacların preslenmesi ile yapılmasıdır. Alternatif akımın bu karakteristik özelliğinden en çok
transformatörler ve asenkron motorlarda faydalanılır. Isı etkisi konusunda belirtildiği gibi indüksiyon
fırınları da alternatif akımın manyetik etkisi ile çalışır. Bir elektromıknatıs bobininden doğru akım
geçirildiğinde akımın yönüne bağlı olarak elektromıknatısın kutupları sabittir. Bir kutbu doğal
mıknatısın bir kutbunu çekerse diğer kutbu doğal mıknatısın aynı kutbunu iter.
6
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Kimyasal Etkisi
Alternatif akımla, doğru akımla yapıldığı gibi elektroliz işleminden faydalanılamaz. Bunun nedeni
alternatif akımın sürekli yön değiştirmesidir.
Şekilde görüldüğü gibi alternatif akım pozitif yönde geçerken anyonlar (- iyonlar) kaynağın faz
ucuna bağlı elektroda giderken katyonlar ise kaynağın nötr ucuna bağlı elektroda gider. Alternans
değiştiğinde yani negatif alternansa geçildiğinde akımın yönü değişeceğinden iyon hareketi bu defa
tam tersi yönde olur.
Alternatif akımla elektrolizde elektrot cinsleri ve elektrolitik sıvı uyumu sağlandığı takdirde bazı
gazların elde edilmesi mümkün olabilse de sistem verimi doğru akımla kıyaslanamayacak kadar düşük
olur. Bu nedenle de gaz ayrıştırma işlemlerinde alternatif akımla elektroliz kullanılmaz. Metallerin
arılaştırılması, sertleştirilmesi ya da kaplanması işlemleri ise alternatif akımla elektrolizle
gerçekleştirilemez. Yukarıdaki şekilde de görüldüğü gibi bir metalden kopan iyonlar akımın bir
sonraki alternansında geri metale döneceklerdir. Açıklamalardan anlaşılacağı gibi alternatif akım
kimyasal olarak depolanamaz.
Alternatif Akımın Elde Edilmesi
Alternatif akım ya da gerilimin elde edilmesinde alternatör denilen aygıtlar kullanılır. Alternatör
ile alternatif gerilim üretilirken akımın yönü zamanın bir fonksiyonu olarak sürekli değişir. Bu dalga
şekli sinüs dalgası olarak isimlendirilir. Yani sinüs dalgası alternatörün dairesel dönme hareketinden
dolayı oluşan bir şekildir.
Aşağıdaki şekil incelendiğinde birim çember içinde dönme hareketinin temsili görülebilir.
Vektörün başlangıç noktası çemberin merkezidir. Bir tam dönme hareketini yaptıktan sonra tekrar
başlangıç noktasına (0 ya da 3600) dönmesi esnasında vektörün çember üzerinde kestiği noktalar
koordinat düzlemine aktarılır ve daha sonra bu noktalar birleştirilirse ortaya sinüs dalga şekli
çıkacaktır. Sinüs sinyalinin gösterildiği düzlemde “x” ekseni hareket açısını ya ada açı zamanını, “y”
ekseni ise oluşan alternatif akım ya da gerilimin genliğini gösterir. Birim çemberde vektörün konumu
(koordinat düzleminde x eksenine karşılık gelir) açı, zaman ya da radyan cinsinden belirtilebilir.
Manyetik alan içinde tel çerçeve ya da sarım dönerken bir tam devir için (360˚lik dönüş için)
geçen süre T ise bu süre içinde akımın zamana bağlı değişimi, aşağıdaki şekildeki gibidir.
7
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Daha açık bir ifade ile aşağıdaki Şekildeki gibi OO´ ekseni etrafında, mıknatıs kutupları arasında
dönebilen bir KLMN iletkenini (sarım) sabit bir hızla döndürelim.
Çerçevenin uçları, eksen etrafında dönen birer metal bileziğe bağlanmıştır. Bileziklerden her biri
F1 ve F2 fırçalarından birine sürekli olarak dokunur. Bu basit üretecin çıkış uçları olan fırçalar, elde
edilecek olan akımın değişimini incelemek için bir ölçü aletine bağlanmaktadır. İletken çerçeve N-S
kutupları arasında dairesel bir hareketle döndürülürken, çerçevenin açısal pozisyon değişimine bağlı
olarak KL ve MN iletkenlerini kesen manyetik akı sürekli değişir. Böylece, “değişken bir manyetik akı
tarafından kesilen iletkende gerilim indüklenir” prensibine göre iletken çerçevede bir indüksiyon
EMK’i meydana gelir.
İlk ve ikinci 90º lik dönmelerde NMLK yönünde indüksiyon akımları meydana gelir. Bu akımlar
dış devreye F1 fırçasından çıkar. Üçüncü ve dördüncü 90º’lik dönmelerde ise çerçevede ters yönde
indüksiyon akımları meydana gelir. Bu sefer akımlar dış devreye F2 fırçasından çıkarlar. Böylece
zamanla yönü ve şiddeti değişen bir akım elde edilmiş olur.
Şekildeki tel çerçevenin manyetik alan değişiminden kaynaklanan emk’ni bulmak istersek;
Faraday yasasına göre, manyetik alan içerisinde bulunan herhangi bir iletkende elektromotor
kuvvet (EMK) indükleyebilmek için; ya manyetik alan sabit iletken hareketli olmalı, ya manyetik alan
hareketli iletken sabit olmalı, ya da hem manyetik alan hem de iletken hareketli olmalı fakat farklı
hızlarda dönmelidirler. Şekilde manyetik alan sabit, iletken hareketlidir. Herhangi bir zamandaki
yüzeyden geçen manyetik akı,
Ф=B.A.Cosα dır.
alfa açısı; B alanı ile A yüzeyinin normali arasındaki açıdır.
Çerçeve döndükçe α açısı da değişir. Eğer çerçeve sabit açısal hız ile döndürülürse t zamanında
α=w.t kadar açı dönmüş olur.
Açısal hız; birim zamanda kat edilen açı olarak tanımlanır, ω harfi ile gösterilir. İletkende
endüklenen emk;
emk=dφ/dt ile tanımlanır. Dolayısıyla
e = dBAcoswt/dt = BAwsinwt olur ya da e=Emax.Sinα
8
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Resimde görüldüğü gibi birkaç sipirden oluşan bir bobin saat yönünde hareket ettirilerek N-S
kutupları arasındaki kuvvet çizgilerini kesmektedir. Bobinin saat yönündeki dairesel hareketi sürdüğü
müddetçe üzerinde gerilim indüklenecektir. İndüklenen gerilim alternatif gerilimdir. Bilezikler ve
fırçalar yardımıyla dış devreye alınan gerilim bir lambaya bağlandığı zaman lamba üzerinden akım
geçirerek lambanın ışık vermesini sağlayacaktır. Bu sayede mekanik enerji elektriğe, elektrik de ışığa
çevrilmiş olacaktır.
Resimdeki bobinde üretilen alternatif gerilimi tekrar kademe kademe inceleyecek olursak;
Şekilde bobinin dairesel hareketi sırasında almış olduğu beş konum görülmektedir. Birinci
konumda bobin, kuvvet çizgilerine paralel olduğu için kuvvet çizgilerini kesemeyecek dolayısıyla
üzerinde bir gerilim indüklenemeyecektir. Başka bir deyişle birinci durumda kuvvet çizgileri ile bobin
kenarları arasındaki açı sıfır derecedir. Bobinde üretilen gerilim e=Emax.Sinα formülüne göre Sin 0=0
olduğundan indüklenen gerilim de sıfır volt olacaktır.
İkinci konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerine diktir. e=Emax.Sinα formülüne göre Sin90=1
olduğu için bobinde indüklenen gerilim e=Emax değerinde olacaktır. Yani üretilecek maksimum
pozitif gerilim bu konumda oluşacaktır.
Üçüncü konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerine paralel duruma geldiği için üretilen gerilim
sıfır volt olacaktır. Çünkü paralel konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerini kesemeyecektir. Diğer
bir deyişle α açısı 180° olduğundan ve Sin180=0 olduğundan üretilen gerilim e=Emax.Sin180=0 volt
olacaktır.
Dördüncü konumda yani bobinimiz 270° döndüğünde bobin kenarları kuvvet çizgilerine yine dik
konuma gelecektir. Üretilen gerilim maksimum değerde olacaktır. Çünkü Sin270=-1’dir.
e=Emax.Sin270 eşitliğine göre e= -Emax’dır. Yani 270 derecedeki bobin üzerinde üretilen gerilim
maksimum değerdedir. Fakat negatif yönde maksimum değerdedir.
Beşinci konumda ise bobin kenarları kuvvet çizgilerine paralel konuma geleceği için kesişme
olmayacaktır. Dolayısıyla üretilen gerilim yine sıfır volt olacaktır. Bobinin dairesel olarak yapmış
olduğu açı 360o’dir. e=Emax.Sin360 olduğuna göre ve Sin360=0 olduğu için e=Emax.0=0 volt
olacaktır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere manyetik kuvvet çizgileri arasında dairesel
olarak hareket eden bir bobinde gerilim değişken değerlerde indüklenmektedir. Sıfırdan başlayarak artı
9
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
maksimum değere, artı maksimum değerden yine sıfıra, sıfırdan eksi maksimum değere, eksi
maksimum değerden de yine sıfır volta değişen bir seyir göstermektedir. Biz burada bobinin sadece 0-
90-180-270-360 derecedeki konumlarını göz önüne aldık. 0’dan 360o kadar geçen süreye bir saykıl
(peryot) denilir. Bir peryotluk zaman içerisinde bobinimiz sonsuz konum almaktadır. Her konumda
üzerinde indüklenen gerilim değerine gerilimin ani değeri diyoruz. Biz de burada 0’dan 360 dereceye
kadar beş farklı konumdaki beş farklı ani değeri inceledik. Generatörlerde üretilen gerilimin ani
değerleri değil etkin (efektif) değerleri göz önüne alınır.
Faraday kanununa göre, bir iletken kuvvet çizgilerine dik olarak hareket ettirildiğinde bir saniyede
8
10 maksvellik bir akıyı kesiyorsa, bu iletkende 1 voltluk bir emk indüklenir. Düzgün dairesel bir hızla
düzgün bir manyetik alan içinde dönen iletkende emk;
e = B. L. V. sin α formülü ile hesaplanır.
B: Manyetik akı yoğunluğu, weber/m2
L: İletkenin boyu, metre
V: İletkenin hızı, m/saniye
e: Emk, volt
Manyetik alan içerisinde dairesel olarak hareket eden bir bobinde indüklenen gerilimin etkin
değeri, E=4,44 .Ф.f.N.10-8 (Volt) formülü ile bulunur.
Eğer manyetik alan içerisindeki bir bobini hareket ettirmeden sabit tutup manyetik kuvvet
çizgilerini hareket ettirirsek sabit bobin üzerinde yine gerilim indüklenecektir. İndüklenen gerilimin
etkin değerinde hiçbir değişiklik olmayacaktır.
Kısacası N S kutuplarının meydana getirdiği düzgün manyetik alanın içinde bulunan iletken,
kuvvet çizgilerini dik kesecek şekilde hareket ettirildiğinde, iletkende bir emk indüklenir. İndüklenen
gerilimin osiloskop ekranı görüntülerini inceleyecek olursak;
10
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
3. anında: iletkenin manyetik kuvvet çizgilerini kesme açısı α=90° dir. V=Vm.sin 90°=V olur.
İletkenin kestiği manyetik kuvvet çizgilerinin sayısı maksimum olduğundan, indüklenen emk da
maksimum olur. 3 anında, iletken S kutbunun tam altındadır.
4. anında: iletken kuvvet çizgilerini α=135° lik bir açı ile keser. Manyetik kuvvet çizgilerini dik
kesen hız bileşeni 3 anından sonra azalmıştır. V=Vm.sin 135°=V.sin(90°+45°), 4 anında indüklenen
emk azalır.
5. anında: iletken nötr ekseni üzerinde ve manyetik kuvvet çizgilerine paralel olarak v hızı ile
hareket eder. α=180° dir. V= Vm. sin 180° = 0 (e=B.L.V.sin180°=0 volt olduğu da görülür).
1,2,3,4 ve 5 anlarında iletken manyetik kuvvet çizgilerini soldan sağa doğru olan bir hareketle
kesmiştir. 5. anından sonra iletkenin manyetik alan içindeki kuvvet çizgilerini dik kesen hareketinin
yönü değişir. Sağdan sola doğru olur. Dolayısıyla, 5. anından sonra iletkende indüklenen emk’in de
yönü değişir.
6. anında: iletken manyetik kuvvet çizgilerini kesme açısı α=180 0 + 450 = 2250 olur. İndüklenen
emk negatif yönde biraz artmıştır.
7. anında: iletkenin manyetik kuvvet çizgilerini kesme açısı α=270 0’dir. Bu anda iletken N
kutbunun altında ve kestiği akı maksimum olduğu için indüklenen emk de maksimum olur.
8. anında: İletken manyetik kuvvet çizgilerini dik kesme hızı azaldığı için indüklenen emk azalır.
8. Anından sonra indüklenen emk tekrar sıfır değerine düşer.
α=900 iken, Vf = Vm.sin α =Vm. sin 90 = Vm olacaktır. Bu durumda iletkenin manyetik akıyı dik
kesme hızı yüksek değerde olacağından, indüklenen emk de maksimum değerde olur.(e= B. L. V. 10 -8
= Em)
Periyot
Bir saykılın gerçekleşmesi için geçen süreye periyot denir. Bir sinüsoidal dalganın oluşması için
geçen süre olup birimi saniyedir. ‘T’ harfiyle gösterilir. Bir sinüsoidal dalganın, 360 0’lik bir açıyı
tamamlaması için geçen süreye 1 periyot denir.
11
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Alternans
Bir sinüs sinyalinde x ekseni referans olarak kabul edilirse sinyalin x ekseninin üzerinde kalan
kısmı pozitif (+) alternans, altında kalan kısmı ise negatif (‐) alternans olarak isimlendirilir. Yani, bir
saykıl pozitif ve negatif alternanslardan oluşur. Eğrinin sıfırdan başlayarak pozitif maksimum değere
yükselmesi, tekrar düşerek sıfıra düşmesi pozitif alternansı ve negatif maksimum değere inmesi,
buradan da tekrar sıfıra ulaşması ise negatif alternansı oluşturur.
Frekans
Dalganın bir saniyedeki periyot sayısıdır. Sinüzoidal bir dalga için, sinüs sinyalinin bir saniyede
tekrarlanan saykıl sayısıdır. Bir alternatif işaretin frekansından bahsedebilmek için o sinyalin bir
periyoda sahip olması gerekir. Diğer bir deyişle bir alternatif işaret belirli bir saykılı sürekli
tekrarlıyorsa o sinyalin frekansından söz edilebilir. Birimi hertz olup kısaca Hz harfleriyle gösterilir.
Frekansın katları; kilo hertz (KHz), mega hertz (MHz) ve giga hertz (GHz)’dir. Şebeke geriliminin
frekansı; Türkiye ve Avrupa’da 50 Hz, ABD’de 60 Hz’dir. Frekans, periyodun çarpmaya göre tersi
olarak ifade edilir, yani frekans ve periyot, birbirinin tersidir:
f=1/T, f işaretin frekansını belirtir ve birimi hertz (Hz)dir. T periyottur ve birimi saniye (s)dir.
Yani F =1/T Hz veya T = 1/F sn’dir.
Dalga Boyu
Dalga boyu, sinüs işaretinin iki saykılının birbirinin aynı olan iki noktası (örneğin saykıl
başlangıçları) arasındaki uzaklıktır. Başka bir deyişle, bir dalganın, metre cinsinden kapladığı
mesafeye dalga boyu denir. λ (lamda) harfiyle gösterilir. Birimi metredir. Elektrik akımı saniyede
300.000.000 metre yol almaktadır. Bir saniyede ise f kadar dalga meydana gelir. Buna göre bir
dalganın boyu;
λ = 300.000.000/f veya 3.108 /f = …m formülüyle bulunur.
12
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek: Frekansı 27 MHz olan bir FM vericisi yayınının dalga boyu mesafesini bulunuz.
Çözüm: λ = 3.108 /f = 3.108 /27.106 = 11,11 m olarak bulunur.
Alternatif Akım Büyüklüklerinin Ölçümü
Alternatif akımın yönü ve şiddeti zamana bağlı olarak değiştiği için alternatif akım ile yapılan
hesaplamalarda alternatif akımın ani, maksimum, ortalama ve etkin değerlerinin ne olduğu ve
aralarındaki ilişkilerin bilinmesi gerekir. Şekilde bir alternatif akımın alacağı değerler açıkça
gösterilmiştir.
Ani Değer
Sinüs şekline sahip ve şiddeti sürekli değişen alternatif akım ya da gerilimin herhangi bir t
anındaki genlik değerine ani değer denir. Ani değerler küçük harflerle gösterilir. Ani gerilim “ v ” ile
ani akım ise “ i ” ile gösterilir. Gerilim veya akımda sonsuz sayıda ani değerler bulunur. Birimi volt ve
amperdir. Ani gerilim ve ani akım değerleri aşağıdaki formüllerle hesaplanır.
Açısal Hız
Bir cismin (iletkenin) dairesel bir yörünge üzerinde birim zamanda kat ettiği açı cinsinden yoldur.
Dairesel bir yörüngede meydana gelen hareketlerde açı olarak Radyan (R) kullanılır. Açısal hız,
işaretin saniyede radyan cinsinden kaç salınım yaptığını gösteren bir parametredir. Açısal hız ω
(omega) ile gösterilir ve birimi radyan/saniye (rad/s) ’dir.
Radyan ile derece arasındaki dönüşüm aşağıdaki denklemde olduğu gibidir.
14
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
radyan da çözülecek.
Tepe Değer-maksimum değer
Alternatif akımın elde edilişi incelendiğinde iletkenin 90 derece ve 270 derecelik dönme
hareketinin sonunda maksimum emk’nın indüklendiği görülür. Alternatif akımın en büyük bu
değerlerine tepe değeri ya da maksimum değer denir.
Tepe değer, alternatif akım ya da gerilimin ani değerlerinin en büyük değeridir. Gerilimin tepe
değeri Vm, akımın tepe değeri Im ile gösterilir. Ya da alternatif gerilim veya alternatif akımın dalga
formunun sıfırdan başlayıp maksimum değerini aldığı noktadır. ET, Em, Emax ve IT, Im, Imax
harfleriyle gösterilir. Birimi; gerilim için volt, akım için amperdir.
Em değeri, iletkenin kuvvet çizgilerine dik hareket etmesi halinde indüklenen emk’dır. Bu emk
manyetik alanın endüksiyonuna (B-manyetik akı yoğunluğu), iletkenin manyetik alan içindeki boyuna
(l) ve iletkenin hızına (v) bağlıdır. Yani;
𝑬𝒎 = 𝑩.𝒍. 𝒗 olur. (MKS), Em: İndüklenen maksimum emk (volt), B: Manyetik endüksiyon
(tesla), l: İletkenin manyetik alan içindeki boyu (metre), v: İletkenin hızı(m/s)
Tepeden Tepeye Değer
Dalga formunun, pozitif tepe değeri ile negatif tepe değeri arasındaki uzaklık değeri, tepeden
tepeye değerdir. ETT - ITT harfleriyle gösterilir. Birim; gerilim için volt, akım için Amperdir.
Sinüzoidal bir işaret için pozitif ve negatif tepe değerler arasındaki genlik değerine tepeden tepeye
değer denir.
Ortalama Değer
Bir alternansta 00den 1800’ye kadar geçen süre içerisinde çok sayıda ani değerler alınır. Bu
değerlerin toplamının aritmetik ortalaması, ortalama değeri verir. Birimi; volt veya amperdir. Bir
saykıldaki ani değerler toplanıp alınan ani değer sayısına bölünürse ortalama değer elde edilir.
Alternatif akım ya da gerilimin ortalama değeri bulunurken bütün alternanslar pozitif olarak kabul
edilir ve şu formüllerle bulunur (sinüs işareti için):
Eor = Emax . 0, 636 ve Ior = Imax . 0, 636
15
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Doğru akımın yaptığı işe eşit iş yapan alternatif akımın doğru akıma eş olan değerine etkin değer
adı verildiğinden bahsetmiştik; doğru akımın yaptığı iş 𝑾 = 𝑰𝟐.𝑹.𝒕 formülünden görüldüğü gibi akımın
karesine bağlıdır. Buna göre alternatif akımın yaptığı iş de ani değerlerin karesiyle ilgili olacaktır.
Böylece, alternatif akımın etkin değeri ani değerlerin karelerinin ortalamasının karekökü olarak
tanımlanır.
Etkin değer hesabında ani değerlerin kareleri alındığından negatif ani değerlerin kareleri de pozitif
olur. Bu nedenle alternatif akımın bir saykılı için etkin değeri sıfır olmaz. Aşağıdaki şekilde
maksimum değeri 1V olan bir alternatif akımın yarım saykılı verilmiştir.
16
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Yukarıda yapılan hesaplamada ortalama değerde olduğu gibi ani değer sayısı ne kadar artarsa
gerçek değere o kadar yaklaşılır. Eğer sonsuz sayıda ani değer alınırsa;
olarak elde edilir.
Buradan akımın ve gerilimin etkin değeri;
𝑰 = 𝟎, 𝟕𝟎𝟕. 𝑰𝒎 ve 𝑼 = 𝟎, 𝟕𝟎𝟕. 𝑼𝒎 olarak yazılır.
Etkin gerilim V veya Veff ile ve etkin akım değeri ise I veya Ieff ile gösterilir. Alternatif akım
veya gerilim değeri söylenirken aksi belirtilmediyse söylenen değer etkin değeri ifade eder.
RMS=Karesel ortalamanın karekökü (root mean square) anlamına gelir ve etkin değer, efektif değer
olarak da isimlendirilir. Örneğin, şebeke gerilimi 220V denildiğinde bu değer şebeke geriliminin etkin
değeridir.
Önemli Not: Alternatif akımda voltmetre ve ampermetreler etkin değeri gösterirlerken doğru
akımda ortalama değeri gösterirler.
Herhangi bir dalga şekline ait ortalama ve etkin değer ifadeleri aşağıdaki formüllerle elde
edilebilir.
Örnek: Maksimum değeri 100 volt olan alternatif gerilimin ortalama ve etkin değerlerini bulunuz.
Çözüm: Eor = Emax . 0,636 = 100 .0,636 = 63,6 V, Eet = Emax . 0,707 = 100. 0,707 = 70,7 V
Örnek: Etkin değeri 21 A olan AA’ın ortalama ve maksimum değerlerini bulunuz.
Çözüm: 𝑰et = 𝟎, 𝟕𝟎𝟕. 𝑰𝒎
Imax = Iet/0,707 = 21/ 0,707, Im = 29,7 A
Ior = Imax . 0,636 = 29,7 . 0,636 = 18,9 A bulunur.
Gerilim ve akımın etkin değerleri; analog veya dijital voltmetre ve ampermetre ile ölçülür. Ayrıca
gerilim ve akımın; etkin, ani, tepe ve tepeden tepeye değerlerini osiloskopla da ölçmek mümkündür.
Osilaskobun ekranındaki periyodun, dikeyde kapladığı kare sayıları ölçülüp formülde yerlerine
konularak gerekli hesaplamalar yapılır.
Örnek: ile ifade edilen bir sinyalin t=0.005 saniyedeki ani değerini bulunuz?
17
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Çözüm: T=2 s ve
Bir doğru akım devresinde devre elemanlarından geçen akım ya da elemanlar üzerinde düşen
gerilim değerleri skaler büyüklüklerdir. Alternatif akım devrelerinde ise akım ve gerilim değerleri
18
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
devre elemanlarının cinslerine bağlı olarak skaler ya da vektörel olabilir. Şayet bir alternatif akım
devresinde yalnızca sabit dirençler varsa akım ve gerilim değerleri skaler; sabit dirençlerin yanında
bobin ya da kapasitör(ler) bulunuyorsa bu devrede akım ve gerilim değerleri vektörel büyüklüklerdir.
Alternatif akım devrelerinde indüktans ve kondansatörler faz farkına neden olurlar. Aralarında faz
farkı bulunan akım ve gerilim değerleri aralarında belli bir açı bulunan vektörlerle ifade edilirler. Bu
konuda ayrıntılı bilgi devre hesaplamalarında verilecektir.
Faz ve Faz Farkı
Faz
Bir sinüs eğrisinin artarak pozitif değerler alacak olan sıfır noktasının başlangıç noktasına göre
olan zaman ve açı farkına “faz” denir. Faz alternatif akımın başladığı noktayı belirtir.
Sıfır Faz
Eğer sinüs sinyali t=0 anında, x ekseni referans olmak üzere sıfır genlik değerinden başlayarak
pozitif yönde artıyor ise bu sinyale, sıfır fazlı sinüs sinyali denir. Yani, ω açısal hızı ile saat ibresinin
tersi yönde dönen bir vektörün t=0 anında referans ekseni ile yaptığı açı sıfır ise bu vektöre sıfır faz
vektörü denir.
İleri Faz
Eğer sinüs sinyali t=0 anından önce, x ekseni referans olmak üzere pozitif genlik değerinden
başlayarak pozitif yönde artıyorsa bu sinyale ileri fazlı sinüs sinyali denir. ω açısal hızı ile saat
ibresinin tersi yönde dönen bir vektörün t=0 anında referans ekseni ile yaptığı açı sıfırdan büyük ise bu
vektöre ileri faz vektörü denir. Kısaca bu sinüs eğrisi başlangıç noktasından önce başlamışsa ya da sıfır
noktasında bu sinüs eğrisi pozitif değere sahip ise, “bu sinüs eğrisi ileri fazlıdır” denir ve yine aynı
şekil üzerinde gösterilen vektör ile ifade edilir.
Geri Faz
Eğer sinüs sinyali t=0 anından sonra, x ekseni referans olmak üzere negatif genlik değerinden
başlayarak pozitif yönde artıyorsa bu sinyale geri fazlı sinüs sinyali denir. ω açısal hızı ile saat
19
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
ibresinin tersi yönde dönen bir vektörün t=0 anında referans ekseni ile yaptığı açı sıfırdan küçük ise bu
vektöre geri faz vektörü denir.
Faz Farkı
Faz farkı, iki ya da daha çok sinyalin fazları arasındaki ilişkidir. Sinüs şekline sahip iki sinyalin
faz farkından bahsederken iki sinyalden birinin diğerinden ileride ya da geride olduğu belirtilir ve bu
fark açı, radyan veya zaman cinsinden ölçülendirilir.
Örneğin ikisi de başlangıç noktasına göre ileri fazda ve farklı faz açılarına sahip iki akımı ele alırsak; I 1
akımı başlangıç noktasına göre φ1 ileri fazlı, I2 akımı da başlangıç noktasına göre φ2 ileri fazlı olsun;
Bu iki akım arasındaki faz farkı φ = φ1- φ2 formülü ile bulunur.
Eğer akımlardan birisi ileri fazlı, diğeri geri fazlı ise geri fazlı olan eğrinin faz açısı negatif olarak
alınır. φ = φ1-(- φ2) = φ1+φ2 olur.
Farklı bir örnek olarak, üç farklı sinüs sinyali vektörlerle gösterilmiş olsun. Sinüs sinyallerinin
üçünün de pozitif alternansı 00’de başlamış ise bunlardan her birinin vektörü aynı doğrultudadır.
Ancak, vektörlerin uzunluklarının farklı olduğunu düşünelim bu durumda, genliği (maksimum değeri)
en büyük olan sinyalin vektörü en uzun olandır.
Aşağıdaki şekilde e1=Em1.Sin(ωt+θ1) ve e2=Em2.Sin(ωt+θ2)’dir.
20
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Burada θ1= θ2 olduğunu görmekteyiz. Dolayısı ile φ = θ1- θ2 , φ=0 olur ve aynı fazdadır denir. Fakat
dikkat edilmelidir ki bu eğrilerin tepe(max) değerleri farklıdır.
Toparlarsak;
21
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
çizilmesi ve işlemin bu fonksiyon üzerinden yapılması hem zaman alır hem de hata olasılığını arttırır.
Bu nedenle işlemleri kolaylaştırmak için fazörler kullanılır.
Şekilde görüldüğü üzere bir kartezyen koordinat eksenin orijini etrafında dönen bir vektörün dikey
eksen üzerindeki izdüşümü sinüs fonksiyonunu verir. Çemberin merkezini çember üzerindeki bir
noktayla birleştiren oka fazör denir. Bu gösterimde dönen vektörün uzunluğu (şiddeti) alternatif
gerilimin genliğini ifade eder. Benzer şekilde vektörün herhangi bir anda yatay eksen ile yaptığı açıda
faz değerini gösterir. Alternatif gerilimin frekansı ise bu dönen vektörün açısal hızını belirlemektedir.
Sinüsün zaman üzerindeki değişimi, max değeri, frekansı ve faz açısı verildiğinde tamamen
bilindiğinden dolayı hesaplamalarda zamandan bağımsız olarak çizimi çok daha kolay olan fazörlerle
yapılabilir. Fazörlerin boyları efektif değerlerine göre seçilirse işlemler daha da kısaltılabilir. Devre
çözümlerinde alternatif akım ve gerilimlerin toplanmaları ve çıkartılmaları gerekirse fazörler yine
kolaylık sağlar.
Örnek: Aşağıdaki vektör diyagramına göre akım ve gerilimin sinüzoidal gösterimlerini yaparak ani
değer denklemlerini yazınız. (f=50Hz)
22
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Eğer vektörler aynı doğrultulu ve zıt yönlü ise sonuç vektör 𝑪, vektörlerin birbirinde cebirsel
olarak çıkarılmasına eşittir. Sonuç vektör, büyük olan vektör yönünde olur.
23
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek: Şekilde verilen vektör diyagramından yararlanarak bileşke vektörü ve yatayla yaptığı açı
değerini bulunuz.
24
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Karmaşık sayıların aritmetiğinin alternatif gerilim/akım sinyallerine uygulanması ile ilgili temel
uygulama, farklı faza sahip gerilim/akım kaynaklarının bir arada yarattığı etkinin incelenmesidir. Bu
etkiyi çözümlemeden önce iki faz farklı sinyalin döner vektörler cinsinden bir birlerine durumunu
anlamız gerekir. Bu ilişki basit olarak başlangıç noktası aynı fakat yatay ile yaptıkları açı farklı
vektörler şeklinde betimlenir.
√ √
2 2
Etkin değer = Etkin değer= yatay . yap . alan = Eet = 10 .0 , 2+ 0 .0 ,1 =8 , 2 volt
tam peryot 0,3
25
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Enerjinin iletimi ve üretimi bakımından çok fazlı sistemin bir fazlı sisteme üstünlükleri:
• Aynı boyuttaki iki veya üç alternatör bir fazlıdan daha fazla güç verir.
• Çok fazlı alternatör kilovat - saat başına enerjinin maliyeti bir fazlıdan daha düşüktür.
26
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
• Çok fazlı enerji iletim hatları bir fazlı hatlardan daha ucuzdur, örneğin, üç fazlı enerji üretim
hattının hakir ağırlığı eşdeğer bir fazlı hattın 3/4’ü kadardır.
Çok fazlı motorlar, tek fazlılara göre daha basit yapılı olup daha az bakım gerektirir ve verimleri
de yüksektir. Bazı özel durumlar dışında genellikle büyük güçlü motorlar çok fazlı olarak yapılır. Bir
motor veya generatörün çok fazlı olarak yapılması halindeki gücü, tek fazlı olarak yapılması halinden
daha büyüktür, örneğin tek fazlı bir makine iki fazlı olarak yapıldığında gücü % 40 daha fazladır. Aynı
bir fazlı makine üç veya altı fazlı olarak yapıldığında gücü % 50 daha fazla olmaktadır. Çok fazlı
enerji iletiminde gerekli olan iletken miktarı, aynı uzaklık, aynı kayıplar ve aynı gerilim için, tek fazlı
sisteme göre % 25’lik bir azalma gösterir.
Tek fazlı yükler, çok fazlı sistemin bir fazını kullanarak çalışabilirler. Fakat çok fazlı yüklerin, tek
fazlı sistemde doğrudan doğruya çalışması mümkün değildir.
Tek fazlı sistemlerde güç dalgalı olduğu halde, çok fazlı sistemlerde oldukça düzgündür. Böylece
çok fazlı motorların momenti, tek fazlılara göre daha düzgün olmaktadır. Üç fazlı motorlar, tek
fazlılara göre daha basit yapılı olup daha az bakım gerektirir ve verimleri de yüksektir.
Üç Faz Gerilim Üretme
AA üreten generatörün içine yerleştirilen bobin bir adet ise elde edilen enerji de tek fazlı olur.
Ancak uygulamada kullanılan generatörlerin içinde şekilde görüldüğü gibi bir birine 120° açılı olarak
yerleştirilmiş üç bobin vardır. Bu üç bobinin birer ucu köprülenmiş ve elde edilen dördüncü uca nötr
hattı denilmiştir. Üç bobinin çıkış uçlarının adları R-S-T’dir.
27
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Üç fazlı generatörler
Generatör milini çevirmek için uygun düzeneklerle su, rüzgar, Lpg, petrol ürünleri, kömür, yer altı
termal kaynakları gibi maddeler kullanılır. Elektrik motoru ile de çevrilebilir fakat üretilen enerji
motora harcanan enerjiden daha küçük olacağından, faydadan çok zarar ettirir.
Tek fazlı devrelerde yalnızca faz ve nötr uçları vardır. Üç fazlı devrelerde ise R-S-T fazları
bulunur ve fazlar arasında 120° açı farkı vardır. Aşağıdaki şekilde üç fazlı sinüsoidal akım
görülmektedir. Döner alan içerisinde kalan bir bobinde oluşan bir fazlı alternatif gerilimin bir saykıllık
sürede oluşturduğu sinüs dalgasını incelemiştik. Üç fazlı alternatif gerilim de aynı prensipte
oluşmaktadır. Tek farkı fazları oluşturan bobinlerin 120o’lik açı farkları ile yerleştirilmesidir.
Üç Fazlı Bağlantılar
Yıldız ve Üçgen Bağlantıların Avantajları ve Kullanımı
Elektrik enerjisi generatörlerde genellikle üç fazlı olarak üretilir. Üç fazlı alternatif gerilimin
üretilmesin ve iletilmesin avantajları diğer sistemlerden daha çoktur. Üç fazlı sistemlerde gerek
enerjinin üretilmesi ve tüketilmesinde gerekse enerjinin transformatörler yardımıyla iletilmesinde
kullanılan bağlantı gurupları vardır. Yıldız bağlantı ve üçgen bağlantı bunlar arasında en çok
kullanılanlarıdır.
Generatörlerde genellikle yıldız veya üçgen bağlantı kullanılır. Yıldız bağlantının üçgen
bağlantıya göre bazı üstünlükleri vardır. Bunları maddeler halinde sıralayacak olursak.
28
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Aynı uç gerilimi elde etmek için yıldız bağlantıda daha az sarım yeterli olmaktadır. Örneğin,
1000V Gerilim elde etmek için üçgen bağlantıda 100 sarım gerekiyorsa, yıldız bağlantıda 58 sarım
yeterli olmaktadır. Bu oran 1/1,73 kadardır.
Yıldız bağlantıda nötr noktasından bir uç alınarak iki farklı gerilim elde edilebilmektedir.
Yıldız bağlantıda çıkış gerilimi sinüsoidal eğriye daha yakındır.
Yıldız bağlantıda topraklama işlemi daha kolay yapılabilmektedir.
1. Yıdız Bağlantı
Yıldız bağlantı, alıcıların R-S-T uçlarına şebeke gerilimi uygulanıp diğer uçlar kısa devre edilerek
yapılır. Yıldız bağlantıda alıcılar üç adet olmalı ve alıcı direnç değerleri eşit olmalıdır. Bu şartlarda
yıldız (nötr- sıfır noktası) noktasında gerilim görülmez. Denge bozulduğunda yıldız noktasında gerilim
görülür ve bu yüzden yıldız noktası topraklanmalıdır.
Üç fazlı sistemlerde üç adet sargı gurubu bulunmaktadır. Bu sargılardan birinci faza ait sargının
giriş ucu U, çıkış ucu X’dir. İkinci faza ait sargının giriş ucu V, çıkış ucu Y’dir. Üçüncü faza ait
sargının giriş ucu W, çıkış ucu Z’dir. Yıldız bağlantı yapılacağı zaman çıkış uçları X-Y-Z birbirine
bağlanır. Aşağıda yıldız bağlantı görülmektedir. Yıldız bağlantıda X-Y-Z uçlarının birleştiği nokta sıfır
noktasıdır.
Yıldız bağlantı
Yıldız ve üçgen bağlantılarda klemens bağlantılarının kolay yapılabilmesi için sargı uçları
klemenslere U-V-W, Z-X-Y sıralamasıyla bağlanır.
2. Üçgen Bağlantı
Üçgen bağlantı aşağıda görüldüğü gibi faz uçları U-V-W ye bağlanır. U-Z, V-X, W-Y bağlantıları
klemens üzerinde yapılır. Bu bağlantının kolay olması için X-Y-Z uçları klemenslere Z-X-Y sıralaması
ile çıkartılır. Üçgen bağlantıda sıfır noktası elde edilemez.
Üçgen bağlantı
Hat Akımı, Hat Gerilimi, Faz Akımı ve Faz Gerilimi Değerlerinin Hesaplanması
Üç fazlı sistemlerde gerek yıldız gerekse üçgen bağlantılarda olsun hat akım ve gerilimi ile faz
akımı ve geriliminden bahsedilir. Üç fazlı sistemlerde fazlar arası akım ve gerilime hat akımı ve hat
gerilimi denilir. Faz nötr arası gerilime ve akıma da faz gerilimi ve faz akımı denilir.
29
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Çok fazlı sistemin, gerilimlerinin arasında faz farkı bulunan iki veya daha fazla tek fazlı sistemin
birleştirilmiş hali olduğundan bahsetmiştik Çok fazlı sistemlerin bazı özelliklerinden dolayı elektrik
enerjisinin üretimi, iletimi ve dağıtımı çok fazlı olarak yapılır.
Üç fazlı emk’nın üretimi, bir fazlı emk’nın üretimine benzer. Yalnız burada manyetik alan
içerisinde dönen bir iletken ya da bobin yerine üç adet bobin vardır. Bu bobinler birbirleri ile 120
derecelik açı ile yerleştirilmiştir. Şekildeki vektörlere dikkat edilirse ET emk fazının 120 derece,
olduğu, ES emk fazının da 120 derece olduğu, ER emk fazının 0 derece olduğu görülmektedir.
Rastgele bir nokta şekildeki gibi alınırsa, vektörler bu noktanın önünden ER ES ET sırasıyla
geçeceklerdir. Bu sıraya faz sırası veya faz dönüş yönü denir. Şu halde faz sırasının RST olması, R
fazının sıfır fazlı, S fazının 120 derece geri fazlı ve T fazının 120 derece ileri fazlı olması demektir.
Üç fazlı sistemlerde yıldız ve üçgen bağlantı ile oluşturulan devreler vardı. Üç fazlı devre dengeli
ise her üç fazdan da geçen akım aynı değerdedir. Eğer üç fazlı devre dengeli ise devrede harcanan aktif
güç ;
P = √ 3 . U . I . Cosφ formülüyle hesaplanır. (örneğin yıldız bağlantı da, P=3.Uh/√ 3 . Ih. Cosφ)
Bu formüle;
P : Devrede harcana güç (W)
U : Fazlar arası gerilim (V)
I : Hat akımı (A)
Cosφ : Devrenin güç katsayısıdır.
Örnek: Üç fazlı 380V gerilimi olan bir generatör dengeli yıldız bağlı yüke bağlandığı zaman 20A
akım çekiyor. Devrenin güç katsayısı 0,8 ise çekilen güç kaç wattır?
P = √ 3 . U . I . Cosφ ise P = √ 3 . 380 . 20 . 0,8 =10518,4 W’dır.
Örnek: Dengeli üç fazlı devrede fazlar arası gerilim 220V, bir faz akımı 50 A, ve devrenin güç
katsayısı 0,7 ise devrede harcanan güç kaç wattır.
P = √ 3 . U . I . Cosφ ise P = √ 3 . 220 . 50 . 0,7 = 13321 W dır.
Örnek: Üç fazlı bir generatör dengeli üçgen bağlı yüke bağlandığı zaman 30A akım çekiyor.
Generatörün fazlar arası çıkış gerilimi 380 V’dur. Devrenin güç katsayısı 0,6 ise harcanan güç kaç
wattır?
P = √ 3 . U . I . Cosφ ise P = √ 3 . 380 . 30 . 0,6 = 11833,2 Wattır.
Üç fazlı dengeli sistemlerde devrenin görünür ve reaktif güçleri,
S= √ 3. Uhat.Ihat
Q= √ 3. Uhat.Ihat.Sinφ Formülleriyle hesaplanır.
Eğer üç fazlı yük dengesiz ise her bir yükün harcadığı güç bulunmalıdır. Toplam harcanan güç ise
bu üç gücün toplamına eşit olacaktır. Şekilde dengesiz üçgen bağlı dirençlerin harcadığı güç bulunmak
istenmiştir.
devremizin dengeli veya dengesiz, yıldız veya üçgen olması fark etmeksizin bağlayabiliriz. Devredeki
üç wattmetreden okuduğumuz değerlerin toplamı devrenin toplam gücünü verecektir.
Direnç (R): Alternatif bir gerilim kaynağı ve dirençten oluşan seri bir devrede, alternatif gerilimin
etkisi altındaki direnç, Ohm kanunun bilinen ifadesini korur.
, I=Imax.sin(wt)
Denklemlerden elde edilen sonuç gösterir ki bir direnç üzerine düşen gerilim ile akım arasında faz
farkı yoktur. Sadece genlik Ohm kanuna uygun şekilde değişir.
, I=Imax.sin(wt)
,
2 1−cos 2 ωt
P=V . I m . sin ωt=V m . I m ( )
2
Bir periyot için harcanan enerjiyi hesaplayacak olursak;
2π
W =∫ V m . I m .sin ωt . dωt=V m . I m . π
2
Bobin (L) (Endüktans): Alternatif gerilimin etkisi altındaki bobinler, dirençten farklı olarak akımın
değişimine karşı bir direnç etkisi gösterirler. Üzerlerine düşen gerilim (bobinin iki ucu arasında
ölçülen) Lenz Kanuna? uygun olarak bulunur. Bu ifadeyi alternatif akımı göz önüne alarak incelersek
bir indüktansın üzerinde düşen gerilim ile ilişkisini tahmin edebiliriz.
33
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
1 Vm π
V L=V m . sinωt → I L=
L
∫ V m . sinωt . dt → I L =
ω. L
(−cosωt ) =I m . sin ( ωt− )
2
Ortaya çıkan sonuç gösterir ki bobinin üzerine düşen gerilim ile akım arasında 90 derece faz farkı
vardır. Gerilim akımın 90 derece önündedir. Bu faz farkının doğal sonucu olarak elektriksel güç
negatif/pozitif olmaktadır. Negatif güç ifadesi bobinin devreye güç aktardığını göstermektedir.
Bobinlerin “direnci” zamana alternatif gerilimin frekansına bağlı olarak değişmektedir. Bunun için
buna reaktans (Endüktif reaktans XL) denmektedir. Birimi ohmdur.
Vm Vm
I m= =
ω. L xL
,
Reaktans ifadesi kullanılarak Ohm kanunu alternatif akım devrelerine kolayca uygulanabilir. Bu
durumda sadece skaler sayılar yerine karmaşık sayılar ile hesap yapmak gerekecektir.
(
P=U m sinωt . I m sin ωt− =
π −1
2 )2
. U m . I m . sin 2 ωt=−U . I . sin 2 ωt
İndüktansın gücü hem pozitif hem negatif, çeyrek periyotta şarj oluyor sonra çeyrek periyotta deşarj
oluyor ortalaması sıfır olur. Yani çeyrek periyotta çektiği enerjiyi diğer çeyrek periyotta geri veriyor.
34
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Devreden çekilen ortalama güç sıfırdır. İndüktans enerji harcamaz depo edip sonra iade eder. Bu
yüzden bu güce reaktif (tepkin) güç denir. Birimi VAR’dır, Q harfi ile gösterilir.
Örnek:
d (V m . sinωt )
V C =V m . sinωt → I c =c .
dt
=V m . ω . c . cos ωt=
Vm
1 ( )
.cos ωt=I m .sin ωt +
π
2
ω.c
Bu sonuç bize gösterir ki kondansatörün üzerine düşen gerilim ile akım arasında 90 derece faz farkı
vardır. Akım gerilimin 90 derece önündedir. Bu faz farkının doğal sonucu olarak elektriksel güç
negatif olmaktadır. Negatif güç ifadesi kondansatörün devreye güç aktardığını (deşarj olduğunu)
göstermektedir.
Kondansatörlerin “direnci” zamana alternatif gerilimin frekansına bağlı olarak değişmektedir.
Kondansatörler gerilimdeki değişimler (frekans) arttıkça daha fazla akım geçirirler Bunun için buna
kapasitans (kapasitiftif reaktans Xc) denmektedir. Birimi ohmdur.
Örnek:
35
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(
P=U c . I c =U m sinωt . I m sin ωt +
π
2)=U m sinωt . ¿
U m . Im
P= sin 2 ωt=U . I . sin2 ωt
2
Kondansatör de çeyrek periyotta çektiği enerjiyi diğer çeyrek periyotta geri verir. Devreden çekilen
ortalama güç sıfırdır. Kondansatör enerji harcamaz depo edip sonra iade eder. Bu yüzden bu güce
reaktif (tepkin) güç denir. Birimi VAR’dır, Q harfi ile gösterilir.
3.14.1. Direnç, Reaktans ve Empedans Kavramları
Bu noktaya kadar yapılan devre analizlerinde akıma karşı koyma etkisini 3 farklı şekilde
adlandırdık.
Direnç; iletken içerisindeki elektron hareketinin karşılaştığı sürtünmeyi ifade eder. Sembolü “R”,
birimi “Ω” Ohm’dur. Direnç etkisi akım ile gerilim arasında bir faz farkı oluşturmaz.
Reaktans; elektronların ataletini (eylemsizliğini) belirtir. Bu etki gerilim ve akım değerlerinde değişim
olduğunda, başka bir deyişle elektrik alan ve manyetik alan oluşumu söz konusu olduğunda ortaya
çıkar. Kondansatör ve bobin bu etkinin en belirgin olduğu devre elemanlarıdır. Reaktans etkisi
olduğunda akım ile gerilim arasında 90 derece faz farkı oluşur. Eğer söz konusu elaman bobin ise
gerilim akımdan 90 derece ileri fazdadır, eğer kondansatör ise akım gerilimden 90 derece ileri
fazdadır.
Empedans, bir elektrik devresinde akıma gösterilen zorluğun yani elektron hareketine karşı koyma
etkisinin genel ifadesidir. Farklı elemanların toplam dirençlerinin yerine geçebilecek, bu eş değer
dirence ‘empedans’ denilir. Devredeki tüm elemanların direnç ve reaktans etkilerinin toplamını ifade
eder. Empedans doğru akım devresindeki direnç etkisinin alternatif akım devresindeki tam
karşılığıdır.
Empedans Z harfiyle gösterilir ve birimi ohm (Ω)dur. Bu yeni duruma göre A.A devrelerinde Ohm
Kanunu ifadesi aşağıda verildiği gibidir burada dikkat edilmesi gereken nokta tüm büyüklüklerin
karmaşık sayı olduğudur. Ohm kanunu gibi diğer devre analizi kanunları, Kirrchhoff gerilim ve akım
yasaları, şebeke teoremleri de ifadeler karmaşık sayı olmak koşulu ile alternatif akım devrelerinde de
aynen geçerlidir. Alternatif akım devrelerinde temel fark güç hesabında ortaya çıkmaktadır.
36
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
I = V/Z, Z = V/I
37
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Her iki elemandan geçen akım aynı olduğu için I akım vektörü referans alınıp yatay eksende çizilir.
Gerilimler de akıma göre çizilerek seri bobin-direnç devresinin vektör diyagramı oluşturulur.
Vektör diyagramına göre; yatayda UR gerilimi ile dikeydeki UL geriliminin bileşkesi U devre
gerilimini verir. U Devre gerilimi ile I devre akımı arasında, ϕ kadar bir açı vardır. Bu açının
kosinüsüne devrenin güç katsayısı veya güç faktörü denir. Şekildeki vektör diyagramından
faydalanılarak şu formüller yazılabilir:
Direnç üzerinde düşen gerilim: UR = I.R . volt
Bobin üzerinde düşen gerilim: UL = I .XL volt
Seri devre olduğu için U=UL+UR’dir ancak bu toplam vektörel toplamdır.
Devre gerilimi:
U =U m . sinωt → U=U R +U L → vektörel toplam ,U R=I . R ,U L =I . X L=I . ω . L
Devre empedansı açısı ve modülü olan fazör bir büyüklüktür: ,Cos ϕ = R/Z
Empedans Üçgeni
Bu üçgende; yatayda direnç, dikeyde ise bobinin indüktif direnci bulunur. Bu iki vektörün bileşkesi
devre empedansını oluşturur. Görüldüğü gibi empedans üçgeninde de ϕ açısı değişmemektedir. Φ
açısının değeri, şu formülle bulunur:
UL I . XL XL ω. L
φ=arctan =arctan =arctan =arctan
UR I .R R R
Açı sıfır olursa L olmaz , açı 90 derece olursa R olmaz.
38
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
NOT: Bu devrede frekans artarsa XL artar indüktif özellik artar ya da frekans artarsa XL arttığı için
UL artar açıda artar (90 dereceye yaklaşır) U’ya yaklaşır indüktüf özellik artar. Seri devrede gerilime
bakılır. Frekans arttıkça XL artar seri devre UL artar U’ya yaklaşır ve açı da artar indüktif özellik artar.
Örnek: Aşağıdaki gibi bağlanmış olan seri devrede istenenleri bulunuz. Z, I, UR, UL, Cos ϕ, ϕ = ?
veya
U =√ ¿ ¿
√ ( )
2
1
|Z|= √ R2 + XC 2= R2 +
ωc
1
UC XC ωc 1
φ=arctan =arctan =arctan =arctan .
UR R R ωCR
NOT: Seri devrelerde gerilime bakarız bu devre için frekans artarsa XC azalır UC azalır ve kapasitif
özellik azalır.
39
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(a) XL > XC için vektörlerin çizimi: XL, XC’den daha büyük olduğu için uçlarında düşen UL
gerilimi, UC geriliminden daha büyük olacaktır.
Devre gerilimi:
Devre empedansı: √
Z= R 2+(ω ¿ ¿ L−
U L−U C
1 2
ωC
) ¿
φ=arctan =arctan I .¿ ¿ ¿
UR
(a) XC > XL için vektörlerin çizimi: XC, XL’den daha büyük olduğu için uçlarında düşen UC
gerilimi de UL geriliminden daha büyük olacaktır. Bu durumda;
40
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
I U U U I ωL I
UL=UC → I . ωL= → I = idi . ωL= . → = =Q
ωC R R R ωC R ωCR
Q’ya iyilik katsayısı ya da kalite faktörü denir. R ile ters orantılıdır. R ne kadar küçük olursa kalite o
kadar artar. Tabiki bu durum sadece rezonans devresi için geçerli.
41
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Q≫1 (çok çok büyük) olursa rezonans frekansında indüktans ya da kondansatör gerilimi
kaynak geriliminden çok daha büyük olabilir.
f1 ve f2 frekansları, devreye rezonans anında verilen gücün yarısının verildiği güçteki frekanslardır.
Bu sebeple f1 ve f2’ye yarı güç frekansları denir. Seri R-L-C devresinde yarı güç noktaları şöyle
bulunur:
Seri rezonans devresinde bant genişliğiyle Q arasında şöyle bir ilişki vardır:
Buradan Q kat sayısı büyük olan devrelerin seçiciliğinin daha iyi olduğu anlaşılır. Bu
sebeple Q’ya devrenin iyilik kat sayısı ya da kalite katsayısı da denir.
Örnek: 0,2 mH olan bobin ile buna seri bağlı 100 mikro F kondansatörün rezonansa getirecek olan
rezonans frekansını bulunuz. L = 0,2 mH C = 100 µf
Çözüm:
Örnek: Şekildeki gibi bağlanmış olan devrede bilinmeyenleri bulunuz. Z=?, I=?, gerilimler, faz açısı,
indüktans ve kondansatörün değeri.
42
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Devre gerilimleri:
43
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(a) (b)
(a) Paralel R-L Devresi (b) Paralel R-L Devresi Vektör Diyagramı
Devre akımı direnç ve indüktanstan geçen akımların vektörsel toplamına eşittir. Vektörlerin çizimine;
ortak değer olan gerilim vektörü referans alınarak başlanır. Dirençten geçen IR akımı, devreye
uygulanan U gerilimiyle aynı fazdadır. Bobinden geçen IL akımı, U geriliminden 900 geri fazdadır. I
akımı ile U gerilimi arasında ϕ açısı kadar faz farkı vardır. Akım, gerilimden ϕ açısı kadar geridedir.
Vektör diyagramından, Pisagor Teoremi’ne göre şu formüller çıkartılabilir:
U =U m. sinωt → U =U L=U R
U U U
U =Um . sinωt → I =IR + IL → vektörel → IR= , IL= =
R XL ωL
Devre akımı:
I =√ ¿ ¿ , I =U .|Y |
√
2
1
|Y |= ( ) +¿ ¿
R
44
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Y=1/Z admitans , 1/WL=B suseptans. Empedansın tersi admitans, reaktansın tersi suseptansdır.
Devre paralel devre olduğu için akıma bakılır. Frekans artarsa XL artar, IL azalıp açı da azalıyor
indüktif özellik azalır. Açı 90 dereceye yaklaştıkça indüktif özellik artar.
Örnek: 40 Ω’luk omik direnç ile indüktif direnci 8,17 Ω olan bobin birbiriyle paralel bağlanıp uçlarına
220 V, 50 Hz’lik bir gerilim uygulanmıştır. Buna göre istenenleri bulunuz. Z , I, IL, IR, Cos ϕ = ?
Çözüm:
(a) (b)
(a) Paralel R-C Devresi (b) Paralel R-C Devresi Vektör Diyagramı
Vektör çizimine ortak büyüklük olan gerilim referans alınarak başlanır.
Devre gerilimi U’ya göre; IR aynı fazda, IC ise 90 0 ileri fazdadır. IR ile IC’nin vektörsel toplamı devre
akımını (I) verir. I ile U arasında ϕ kadar faz farkı vardır. I, U’dan ϕ açısı kadar ileridedir.
U =Um . sinωt → U=U C =U R
U U
U =Um . sinωt → I =IR + IC → vektörel → IR= , IC= =U . ωC
R XC
45
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
,
I =√ ¿ ¿ , I =U .|Y |
|Y |=√ ¿ ¿
Örnek: 80 Ω’luk omik dirençle 100 Ω’luk kapasitif direnci olan kondansatör paralel bağlanıp uçlarına
220 V. 50 Hz’lik bir gerilim uygulanmıştır. Buna göre istenenleri bulunuz. IR- IC- I -Z -Cos ϕ = ?
Çözüm:
(a) XL > XC durumu: Bu durumda XL, XC’den büyük olduğu için kondansatörden geçen IC
akımı, bobinden geçen IL akımından daha büyük olacaktır (IC>IL). Bu durumu vektör
diyagramıyla aşağıdaki gibi gösterebiliriz. Vektörlerde de görüldüğü gibi devre akımı, devre
geriliminden ileride olduğu için devre omik kapasitif özellik göstermektedir. Formüller şöyle
yazılabilir:
46
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
1
φ=arctan R .(ωC− )
ωL
(b) XL<XC durumu: Bu durumda XL, XC’den küçüktür. Bu nedenle bobinden geçen akım
kondansatörden geçen akımdan daha büyüktür (IC<IL). Bu durumu, vektör diyagramıyla
aşağıdaki gibi gösterebiliriz. Vektörlerde de görüldüğü gibi devre akımı, devre geriliminden
geridedir ve devre omik indüktif özellik göstermektedir. Formüller şöyle yazılabilir:
I =U . √ ¿ ¿
, Y=1/Z=
(c) XL = XC durumu: İndüktif reaktans ile kapasitif reaktansın birbirine eşit olduğu özel bir
durumdur. Seri rezonans olayında olduğu gibi bu durumda da IL = IC olduğundan bu devrelere
tank devresi de denilir. IL ile IC’nin vektörsel toplamı sıfır olur. Devre akımı I=IR olur.
Devrenin faz açısı Cos ϕ = 0’dır. Devre omiktir. Sadece R kalır empedans en büyük değerini
47
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
alır akım da en küçük değerini alır. Burada da XL’yi XC’ye eşit duruma getiren unsur yine
frekanstır. Bu frekansa rezonans frekansı denir. Seri devrelerde olduğu gibi rezonans frekansı
şu formülle bulunur:
Seri veya paralel devrelerde rezonans olayının olabilmesi için devrede mutlaka bobin ve
kondansatörün ikisinin bir arada bulunması gerekir.
Paralel R-L-C Devresinde Frekansla Empedans ve Akımın Değişimi (Frekans Cevabı)
Paralel R-L-C devresinin empedansı rezonans anında Z = R olup en büyük değerdedir. Rezonans
frekansının altındaki ve üstündeki frekanslarda ise empedans şekilde görüldüğü gibi küçülmektedir.
Devrenin akımı da frekansa bağlı olarak rezonans anında görüldüğü gibi en küçük değerindedir.
Paralel R-L-C devresinde frekanın değişimine bağlı olarak empedans ve akımın değişim eğrileri
Paralel Rezonansta R - L - C Devresinin Q Katsayısı
Zmax=R, Imin=U/R
Rezonans anında devre akımıyla gerilim aynı fazlıdır. Paralel rezonansta akım yükseltme katsayısı,
R
Q= =ω 0 CR
= IL/I = IC/I şeklinde yazılabilir. ω0 L
Buna göre yüksek dirençli (ya da düşük reaktanslı) paralel devrenin Q katsayısı yüksek olup seçiciliği
daha yüksektir. Bu, seri rezonans devresindeki durumun tersidir. (Seri rezonans devresinde Q = XL /
R’ idi.) (bu devrede kalite faktörü R ile doğru orantılıdır)
Paralel rezonans devresinin bant genişliği denklemi, seri rezonans devresinde olduğu gibidir.
NOT: Rezonans anında L ve C’den geçen akımlar Q’ya bağlı olarak kaynak akımından çok
daha büyük olabilir.
Örnek: 10 Ω’luk omik direnç, 8 Ω’luk indüktif reaktans ve 15 Ω’luk kapasitif reaktans, Şekildeki gibi
paralel bağlanıp uçlarına 120 V, 50 Hz’lik gerilim uygulanmıştır. Buna göre devrede istenenleri
bulunuz. IR, IL, IC, I, Cos ϕ, Z =?
48
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Çözüm:
49
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
C) Devre akımlarını bulmak için kol akımlarının yatay ve dikey bileşenleri bulunur.
IL 56,3 derece geride, IC 53,13 derece ileride
Bulunan bu kol akımının bileşenlerinden devre akımının yatay bileşeni (x) ve dikey bileşeni (y)
bulunur
50
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
olması bobinin kaynaktan bir enerji çekmediğini gösterir. Pozitif alternansta kaynaktan çekilen güç,
negatif alternansta kaynağa geri verilmektedir. Bobinler ve kondansatörler enerji harcayan değil enerji
depo eden elemanlardır.
Saf bobin ve kondansatör devrelerinde φ=900 olduğu için güç katsayısı sıfırdır (Cos900=0). P =
U.I.cosφ formülüne göre P=0 olur. Saf bobinde ve saf kondansatörde gerilim ve akımın etkin değerinin
çarpımına reaktif güç denir. Devre gerilimi ve akımının etkin değerleri ile bunlar arasındaki açının
sinüsünün çarpımlarına eşittir. Birimi volt-amper-reaktif olup kısaca VAR ile gösterilir.
Reaktif güç şu formülle bulunur: Q = U . I . Sinφ= VAR
(d) Görünen güç (Görünür, Zahirî güç): Aktif gücü dirençler, reaktif gücü ise endüktif ve kapasitif
reaktanslar çeker. Eğer bir devrede hem direnç hem de reaktans bulunuyorsa, bu devrede aktif ve
reaktif güçler bir arada bulunur. Böyle bir devrede U.I değeri ne aktif gücü ne de reaktif gücü verir.
Direnç ve reaktanstan oluşan bir devrede U.I çarpımına görünür güç denir. S harfi ile gösterilir. Birimi
volt-amper olup kısaca VA ile gösterilir.
Şu formülle bulunur: S = U . I = VA
Örnek: Etkin değeri 100 volt olan bir AA elektrik şebekesinde çalışan alıcı, devreden 10 A akım
çekmektedir. Güç katsayısı 0,8 olan bu alıcının zahirî, aktif ve reaktif güçlerini bulunuz.
Çözüm:
U = 100V , I = 10A , Cos φ= 0,8 --- Sin φ= 0,6 S= ?, Q = ?, P = ?
S = U.I = 100.10 = 1000 VA.
P = U.I. Cos φ= 100.10.0,8 = 800 W
Q = U.I .Sin φ= 100.10.0,6 = 600 VAR
Örnek: 220 volt 50 Hz’lik elektrik şebekesinde çalışan bir elektrikli ısıtıcı, şebekeden 5 amper akım
çekmektedir. Bu ısıtıcının güçlerini bulunuz.
Çözüm:
Elektrikli ısıtıcılar omik alıcılar olduğu için akımla gerilimin arasındaki açı 0 0’dir. Cos 00= 1 ve sin 00=
0 olduğundan, hesaplamalar şu şekilde yapılır:
S= U.I = 220 . 5 = 1100 VA,
P = U.I. Cos φ= 220 .5 .1 = 1100 W
Q= U.I .Sin φ= 220 .5 . 0 = 0 VAR
Not: Omik alıcılarda reaktif güç bulunmaz.
Örnek: Seri bir devrede değerler aşağıdaki gibi verilmiştir; Z, I, faz açısı, güç katsayısı ve aktif gücü
bulunuz.
51
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Güç Üçgeni
Verilen ifadelerde hep skaler hesaplamalar yapılmaktadır. Bulunan değerleri devredeki faz farkını
ve direnç ile reaktans arasındaki 90 derecelik yön farkını hesaba katarak çizmeye çalıştığımızda bir dik
üçgen elde deriz. Bu üçgene, güç üçgeni denir. Bu üçgende görüleceği üzere alternatif akım
devresinde gücün bir kısmı kaybolmaktadır. Devre ancak aktif güç ifadesi kadar işe yarar güç
üretebilmektedir. Devredeki aktif güç ile görünen güç arasındaki oran, güç faktörü (cosφ) olarak
adlandırılmaktadır. Bu değer sadece direnç bulunan devrelerde birdir. Reaktans olan devrelerde 0 ila 1
arasında herhangi bir değer alabilir.
−3
X L =2 πfL=2. π .60 . 160.10 =60,319 ohm,
U =I .|Z|→ Z modül=√ R 2+ XL2=√ R 2+ XL2=85,051 ohm
U 120
U =I .|Z|→ I = = =1,410 A
Z 85,051
XL 60,319
φ=arctan =arctan =arctan .1,005=45 ,13 derece
R 60
52
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Z=42,525 ohm
1
ωL R 60
φ=arctan =arctan =arctan =45 ,57 derece
1 ωL 60 , 28
R
U 120
U =I .|Z|→ I = = =2,822 A
Z 42,525
U 120
IR= = =2 A
R 60
U 120
IL= = =1 ,99 A
XL 60 , 28
P=U . I . cosφ=120.2,822 . cos 45 , 57=237,060 W
Q=U . I . sinφ=120.2,822 .sin 45 ,57=241,824 VAR
S=U . I =120.2,822=338 ,64 VA
53
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Kompanzasyon
Şebekeye bağlı bulunan motor gibi yükler indüktif özellik gösterdiğinden aktif gücün yanında
reaktif güçte çekerler. Bunun sonucunda görünür güç de artar. Ayrıca hattan geçen akımda
artmaktadır. Dolayısıyla hatta enerji kayıpları ve gerilim düşümü artmaktadır.
İndüktif bir yükün şebekeden çektiği reaktif gücü, yüke paralel bağlanacak kondansatörlerle
azaltarak şebekeden çekilen akımın da azalması sağlanır. Bu işleme kompanzasyon denir.
Kompanzasyon sistemlerinin kurulması sonucunda devreye bağlanan kondansatörlerin akımı,
devreden çekilen akımın reaktif bileşenini azaltacağından açıyı küçültür. Bunun sonucunda da Cos φ
değeri büyür.
Uygun kompanzasyon değeri 0,90 değeridir. Kondansatörlerin kayıpları çok düşük olup nominal
güçlerinin % 0,5’in altındadır. Bakım masrafları da düşüktür. Tüketicilerin kullanılacak alanın hemen
yanına ve istenilen büyüklükte tesis edilebilme kolaylıkları da vardır. Bu nedenle tercih edilirler.
Aktif güç hiçbir zaman değişmez parada alınır. Ama kondansatör bağlanılarak şebekeden çekilen
reaktif güç azaltılır. Motor geri kalan enerjiyi kondansatörden sağlar. Burada önemli olan şey
şebekeden çekilen akımın azalması ve şebekenin yüklenme kapasitesi arttırılmasıdır (yani başka bir
yükün yüklenebilmesi). Akım azalırsa bu sayede I2.RH kayıpları azalır ve gerilim düşümü azalır.
Kompanzasyon yaptığımız zaman reaktif güce para ödemeyiz. Güç katsayısı belirli değerin altına
inerse para ödenir. Kondansatör değerinin artması fiyatı arttırır. Kondansatör değeri bire çok büyük bir
eğimle artar. Uygun kompanzasyon değeri ile bir yüke ilişkin güç katsayısı farklı şeylerdir.
Örnek: Güç katsayısı 1 yapılmak istenirse;
54
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Devredeki reaktans, indüktiftir yani bobinden kaynaklanmaktadır. Bunu kompanze edebilmek için
devreye paralel bir kondansatör ekleyelim. Hesaplanan reaktansın aynısını ters yönde oluşturabilecek
kondansatör değeri aşağıdaki hesap ile bulunur.
Bulunan kondansatör değeri standart bir değer olmadığı için en yakın değer olan 22uF bir
kondansatörü devreye paralel takıp sonucu inceleyelim. Görüldüğü gibi devrede yapılan değişiklik
sonucu güç faktörü bire yakınlaştı. Buna paralel olarak devreden geçen toplam akım da düştü. Bu iki
özellik tasarlanan sistemin hem verimlilik hem de ekonomik açıdan daha uygun hale geldiğini
göstermektedir.
Yeni devrenin empedansı:
55
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Direnç değeri
Bobinin indüktif reaktansı
Bu iki etkinin bir arada ifadesine empedans denir
56
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Genel anlamda alternatif gerilim devrelerinde direnç etkisinin karşılığı olarak kullanılır. Yukarıda da
verildiği üzere Ohm kanununda direnç ifadesinin yerine kullanılır.
Devreden geçen akım ise Ohm kanunun alternatif devreye uyarlanması ifadesinden bulunur. Burada
kritik nokta gerilim kaynağının fazıdır. Bu tip devre analizlerinde bu değer hep 0 kabul edilir. Fark
edildiği üzere seri kondansatör‐direnç devresinde akım, gerilimin 79.325 derece önündedir. Sadece
kondansatör kullanılan devrede bu değer 90 dereceydi.
57
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Son tabloda direnç ve kondansatör hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim. Direnç üzerine düşen
akım ile gerilim aynı fazdadır fakat kondansatör üzerinde düşen gerilim akımın 90 derece önündedir.
Seri R-L-C Devresi
Örnek:
Burada dikkat çeken durum kondansatör üzerine düşen gerilimin genliğinin devreye uygulanan
gerilimin genliğinden yüksek olduğudur. Bunun sebebi kondansatör ve bobinin reaktanslarının
birbirine ters etkisidir. Tüm devredeki empedans etkisi tek tek elemanların empedans etkilerinden daha
küçük olmaktadır. Bu durum elemanların üzerine, bu gibi yüksek gerilimlerin düşmesine sebep
olmaktadır. Fakat bu sonuç devredeki gerilimlerin toplamının, Kirchhoff’un gerilim yasası gereği 0+0j
olması durumunu değiştirmez.
58
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
59
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek:
Fakat bu karmaşık devrede empedans hesabı kademe kademe yapılmalıdır. Önce C2 ve L nin seri bağlı
olduğu devre yolu ondan sonra bunlara paralel direnç ve en son da seri kondansatörün etkileri bir araya
getirilmelidir.
60
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
3.15. TRANSFORMATÖRLER
Transformatörler yalnız AC’de, frekansta değişiklik yapmadan akım/gerilim değerini değiştiren
sabit konumlu, elektromanyetik indüksiyon yolu ile çalışan elektrik makineleridir. Yani, alternatif
akımı/gerilimi, alçaltmaya ya da yükseltmeye yarayan aygıtlara transformatör denir.
İki sargı ve içerisinden manyetik akının geçtiği bir demir nüveden (çekirdek) oluşur. Bu elemanlar
gerilim dönüştürme işlemini yaparken frekansı değiştirmez. Yani girişe uygulanan gerilimin frekansı
50 Hz ise, çıkıştan alınan gerilimin frekansı da 50 Hz olur.
Özellikle gerilimin uzak mesafelere iletilmesinde iletim kayıplarını küçük tutmak için gerilimin
yüksek olması istenir. Örneğin gerilimi düşürücü transformatörlerde, yüksek gerilimin uygulandığı
kısım (primer), ince kesitli telden-çok sarımlı, düşük gerilimin alındığı kısım (sekonder) ise kalın
kesitli telden-az sipirli olarak sarılır.
Transformatörler karşılıklı indüksiyon olayının genel bir uygulamasıdır. Primerde oluşan değişken
manyetik alanı sekonder sargısına ulaştıran nüveler, bir yüzü yalıtılmış, % 3-4 oranında silisyum
katkısı yapılmış ince (0,3-0,5 mm) çelik saclardan üretilir. Yüksek frekanslı devrelerde kullanılan
transformatörlerin nüvesi ise ferrit maddesindendir.
Sargılar: Transformatörde iki sargı vardır. Bunlar, Primer ve Sekonder sargıdır. Primer; gerilimin
uygulandığı sargıdır. Giriş sargı olarak da adlandırılır. Düşürücü transformatörde ince kesitli çok
sarımlı, yükseltici transformatörde kalın kesitli az sarımlı olarak yapılırlar. Sekonder; gerilim alınan
yükün bağlandığı sargıdır. Düşürücü transformatörde kalın kesitli az sarımlı, yükseltici
transformatörde ince kesitli çok sarımlı yapılırlar.
61
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
62
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Primer sargı gerilimi ve indüklenen zıt gerilim sargı dirençleri ihmal edildiği için birbirine eşit olur;
Zamanla değişen φ akısı tarafından kesilen sekonder sargıda bir gerilim indüklenir (e2);
63
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
a: dönüştürme oran
İdeal Yüklü Transformatör
64
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Ayrıca, değişken bir manyetik alan içerisinde bulunan bobinde (sarımda) indükleme gerilimi elde
edilmektedir. Bu indüklenen EMK’nın (gerilimin) değeri; uygulanan gerilimin (f) frekansına, manyetik
akıya (Øm ) ve bobin sipir sayısı (N)’na bağlıdır. Bu eşitlik;
Transformatörler verimi en yüksek olan elektrik makinelerdir. Bakır ve demir kayıplarını göz önüne
almazsak;
, N2=50 sipir
Gerçek Transformatörler
65
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Eşdeğer devresi;
66
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
İyi kalite transformatörlerde manyetik kaçak oranı çok az olup, verim yüksektir. Manyetik kaçağın
çok olması transformatörün yüksüz halde (boşta) çalışırken aşırı akım çekmesinden, fazla
ısınmasından anlaşılabilir. Yüksek kaliteli devrelerin beslenmesinde manyetik kaçağı çok olan
transformatörler tercih edilmez. Bu tip işler için, tanınmış ve TSE belgeli markalar kullanılmalıdır.
Aşağıdaki şekilde transformatörlerin primer sarımlarında ortaya çıkan manyetik kaçak gösterilmiştir.
68
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Yüksek gerilim tarafı açık tutularak Po, Io ve Uo ölçülür. Yüksek gerilim tarafı çok tehlikeli olduğu
için ve yüksek gerilim de kullanılacak ölçü aletlerinin temini zor olduğu için yüksek gerilim tarafı açık
tutulur. Wattmetrenin gösterdiği değer iki bileşenden oluşur. (Demirde, fuko ve histerizsiz kayıpları
var. Bakırda, sargının direnci var ve akımın karesi çarpı direnç kadar kayıp var.)
Po= Pcu+Pfe
Pcu=Io2.Rcu
Pfe = Po = U1 . Ib . CosФ (Watt)
Bu çalışmada, şebekeden çekilen akım 2 bileşen içerir. Biri Im akıyı oluşturan bileşen ve diğeri Ie aktif
güç çeken bileşen. Ancak bu aktif güç çeken bileşen histeresizden dolayı bozulmuş bir sinüsdür ve
diğerinden doksan derece ileridedir. Yani akımın aktif ve reaktif bileşeni vardır.
Ie = Ib . Cos Ф (Amper)
Im = Ib . Sin Ф (Amper)
Formüllerde;
Pfe : Po : Demir kayıplarını (W)
U1 : Primer gerilimi (V)
Ib : Bos çalışma akımı (A)
Cos :Transformatörün güç katsayısı
Ie : Boş çalışma akımının enerji bileşeni (A)
Im : Bos çalışma akımının mıknatıslanma bileşenini (A) ifade eder.
Sonuç olarak;
Transformatörün boş çalışma deneyinde demir kayıpları bulunur.
Örnek: 30 kVA 230/115 voltluk bir transformatörün boş çalışma deneyinde demir kayıpları 260 Watt
ölçülüyor. Boş çalışma deneyi primerde yapılmış olup 10 amper ölçülüyor. Boş çalışma akımının
enerji ve mıknatıslanma bileşenlerini bulunuz.
Çözüm:
Pfe = Po = U1. Ib . CosФ, CosФ= Po / (U1 . Ib)
CosФ=260/ (230.10)=0,1130, Ф=83,5 derece
Ie = Ib . Cos Ф = 10. 0,1130 = 1,130 Amper, (Cos Ф=0,1130)
69
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
70
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Çıkış gerilimi giriş gerilimi ile aynı fazda ise transformatör polaritesi;
Çıkış gerilimi giriş gerilimi ile arasında 180 derece faz farkı var ise transformatör polaritesi;
71
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
72
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
VA’lik gücün bir kısmı manyetik alan oluşturmada harcanır. Sonuçta 100 VA gücündeki
transformatörden 100 W’tan daha az bir aktif güç alınır.
Örnek: Etiketinde Cosϕ = 0,6 yazan bir motorun aktif gücü 1000 W’tır. Bu motorun beslenmesinde
kullanılacak transformatörün görünür gücü kaç VA olmalıdır?
Çözüm: Cos ϕ = P/S, S = P/Cosϕ = 1000/0,6 = 1666,66 VA
Sonuç olarak, alıcıların enerjiyi harcama biçimleri farklı olduğundan transformatörlerin bazılarında
güç değeri aktif güç cinsinden değil, görünür güç cinsinden verilir.
Uygulamada çeşitli gerilim, akım ve güç değerlerinde transformatörler kullanılır. Kimi
transformatörlerin çıkış gerilimi tek kademeli olurken bazıları ise çok çeşitli değerlerde gerilim
verebilecek şekilde üretilmektedir.
Transformatörün Sağlamlık Testi
Transformatör gerilimi düşürücü olarak çalışıyor ise ohmmetre ile yapılan ölçümde primer direnci
sekonder direncinden yüksek olmalıdır. Analog ölçü aletinin X1 konumunda Primer uçları ve sekonder
uçları kendi aralarında ölçüldüğünde ölçü aleti ibresi sapar yani küçük direnç gösterir. Ölçü aletinin bir
ucu primerde diğer ucu sekonderde olacak şekilde ölçüldüğünde ise ibre sapmaz.
74
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Normal transformatörlerde primer ve sekonder sargı olmak üzere iki sargı bulunur. Oto
transformatörlerinde ise bir tek sargı vardır. Bu sargı hem primer hem de sekonder sargı görevini
yapar. Gerilim dönüşümü bu sargı üzerinden yapılabildiğinden ikinci sargıya gerek kalmaz.
Oto transformatörlerden çok sayıda uçlar çıkartılarak değişik değerde gerilimler elde edilir. Bu
bakımdan oto transformatörleri bir potansiyometre gibi kullanılabilir. Oto transformatörleri, gerilim
azaltarak asenkron motorlara yol vermede, gerilim yükseltmede, enerji iletim ve dağıtım şebekeleri ile
bunlara ait hatlardaki gerilim düşümlerini karşılamakta ve çeşitli gerilimlerin elde edilmesinde
kullanılır. Bazı üç fazlı yüksek gerilim sistemlerin birbirine bağlanmasında oto transformatörleri
kullanılmaktadır. Örneğin, 380 kV’luk Keban Enerji iletim hatları, 154 kV’luk sisteme oto
transformatörleri üzerinden bağlanmıştır.
Oto transformatörlerinin primer ve sekonder devreleri ayni sargıda olduğundan aynı manyetik devre
üzerinde bulunur. Bunun sonucu manyetik kaçaklar oldukça azalmıştır.
Oto transformatörlerinin avantajları:
Oto transformatörlerinin gücü azaldıkça, manyetik nüve kesiti küçülür. Bunun sonucu nüve için
kullanılan demir miktarı azalır. Daha az demir kullanılması ile manyetik nüvede oluşan demir kayıpları
da azalır.
Oto transformatörlerinin regülasyonu, iki sargılı transformatörlere göre daha iyidir.
Oto transformatörünün sekonder sargısının olmaması ve bölümlerinden değişik akımlar geçmesi
nedeni ile iletken kesitleri değişik değerdedir. Bu durum daha az bakır kullanılmasını ve bakır
kayıplarının da azalmasını sağlar. Demir ve bakırın az kullanılması transformatörün hafifliğini ve
ucuzluğunu, kayıplarının az olması da verimin yüksekliğini gerçekleştirir. (Oto transformatörlerinde
dönüştürme oranı U1/U2 > 2 olursa ortak sargılardaki akım artar. Bu durumda sargı kesiti kalın
olacağından daha fazla bakır kullanılır. Buna bağlı olarak sargılarda oluşan bakır kaybı da artar.)
Sakıncaları:
Kullanılan gereçler bakımından çok ekonomik olan oto transformatörlerini, aşağıda belirtilen
sakıncaları nedeni ile normal iki sargılı transformatörler kadar kullanma alanı bulamamıştır. Bu
sakıncalar;
Primer ve sekonder için aynı sargı kullanıldığından, yüksek ve alçak gerilim uçlarından biri
ortaktır. Bu da toprakla temas durumunda tehlike oluşturabilir.
Oto transformatörlarının kısa devre gerilimleri çok küçük olduğumdan (Uk < % 1) kısa devre
akımları büyük olur.
Kısa devre gerilimleri çok zor ayarlandığından paralel bağlanmaları da çok zor olur.
3.16. FİLTRELER
Filtrelerin Çalışma Uygulama ve Kullanımları
Filtre devrelerini besleme devreleri ve ses sistemlerindeki filtreleme haricinde en çok radyo
frekans alanında alçak geçiren, yüksek geçiren, bant durduran ve bant geçiren filtre devreleri olmak
üzere 4 farklı özellikte kullanılmaktadır. Bu filtre devreleri özellikle elektronik alanında radyo frekans
sinyallerinin kullanıldığı cihaz ve sistemlerde çok sıklıkla kullanılmaktadır. Basit örneklerle bu
kullanımı açıklayalım.
Bir televizyon cihazını düşünelim. Havadan anten vasıtasıyla değişik TV sinyalleri televizyona
giriş yapmaktadır. Ama ekrana bizim istediğimiz kanalı getirtip o kanalı izliyoruz. İşte burada diğer
75
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
kanallara ait sinyalleri durduran sadece bizim istediğimiz kanala ait sinyallerin geçişine izin veren
radyo frekans filtre devrelerinden, bant geçiren filtre devreleri kullanılmaktadır. Bu örnekleri
çoğaltmak mümkün yine radyo devrelerinde de aynı sistem söz konusu, telsiz sistemlerinde farklı
kanallardan konuşma yapılmaktadır. Konuşma kanalı seçiminde yine filtre devreleri kullanılmaktadır.
RC, RL, LC ve RLC devrelerinin temel kullanım alanlarından bir tanesi de filtre (süzgeç)
devreleridir. Filtre devreleri bir veya bir grup frekansı diğer frekanslardan ayırmakta kullanılır. Dört
tip filtre devresi vardır. Bunlar (1) Alçak geçiren filtre, (2) Yüksek geçiren filtre, (3) Band geçiren
filtre ve (4) Band durduran filtre devreleridir.
3.16.1. Alçak Geçiren, Yüksek Geçiren, Band Geçiren, Band Durduran Filtreler
(a) Alçak geçiren filtre: Alçak frekanslı sinyallere çok düşük zorluk gösteren bir devredir. Alçak
geçiren filtre devresinin girişine gelen alçak frekanslı sinyaller hemen hemen hiçbir kayba
uğramaksızın çıkışa aktarılır. Girişe gelen yüksek frekanslı sinyaller ise büyük bir zorlukla karşılaşır.
Böylece, alçak geçiren filtre girişine gelen alçak frekanslar çıkışa aktarılırken yüksek frekanslı
sinyaller bloke edilir (durdurulurlar).
Alçak geçiren filtreler RC ve RL devresi olarak tasarlanabilirler. RC devresi daha yaygın olarak
kullanılır.
RC filtre devresi
Girişe gelen düşük frekanslı sinyallerde, kondansatörün kapasitif reaktansı (Xc), R2 direncine göre çok
yüksektir. Bu nedenle kondansatörü açık devre gibi düşünebiliriz. Bu durumda girişe uygulanan alçak
frekanslı sinyaller R1 ve R2 dirençlerinde gerilim düşümlerine neden olur. R1 direnci 1K, R2 direnci
5K olduğundan gerilimin büyük çoğunluğu R2 direncinde düşer. Dikkat edilirse çıkış sinyali R2
direncinin uçlarından alınmaktadır. Böylece girişe gelen alçak frekanslı sinyallerin çok büyük bir
bölümü çıkışa aktarılmış olur.
Alçak geçiren filtre devresinin girişine yüksek frekanslı sinyaller geldiğinde ise kondansatörün
kapasitif reaktansı çok düşer. Kondansatör kısa devre gibi düşünülebilir. Böylece kondansatör R2
direncini de kısa devre etmiş olur. Giriş geriliminin tümü seri bağlı durumdaki R1 direnci uçlarında
düşer. R2 direncinde ise (kondansatör tarafından kısa devre edildiği için) gerilim düşmez. Böylece
girişe gelen yüksek frekanslı sinyaller çıkışa ulaşamaz. Yüksek frekanslı sinyaller RC alçak geçiren
filtre devresi tarafından durdurulur.
76
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
RL filtre devresi
Girişe alçak frekanslı sinyaller geldiğinde bobinin endüktif reaktansı (XL) çok düşük olur (R1>>XL).
Böylece girişteki gerilimin çok büyük bir bölümü Rı direncinde düşer. Bu direnç uçları da doğrudan
doğruya çıkış uçlarıdır. Böylece girişe gelen alçak frekanslı sinyallerin çok büyük bir bölümü çıkışa
aktarılmış olur.
Devre girişine yüksek frekanslı sinyaller geldiğinde, devredeki bobinin endüktif reaktansı (XL)
çok yükselir (XL>>R1). Bobinin endüktif reaktansı (XL), R1 direncine göre çok yüksek değer
gösterdiğinde, girişe gelen gerilimin çok büyük bir kısmı bobin uçlarında düşer. R1 uçlarında ise çok
küçük gerilim düşer. Çıkış, R1 uçlarından alındığından, girişe gelen yüksek frekanslı sinyallerin çok
çok küçük bir kısmı çıkışa ulaşmış olur. Böylece RL elemanlarıyla kurulan alçak geçiren filtre, girişine
gelen yüksek frekanslı sinyalleri bloke etmiş (durdurmuş) olur.
77
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Böylece girişteki yüksek frekanslı sinyalin hemen hemen tümü R1 uçlarında (yani çıkışta) görülür.
Devre, girişindeki yüksek frekanslı sinyalleri hemen hemen aynen çıkışına aktarır.
(c) Band geçiren filtre: Girişine gelen frekanslardan sadece bir tanesini çıkışa aktaran, diğerlerini
bastıran (geçirmeyen) devrelere "band geçiren filtre" denir. Band geçiren filtre devreleri, paralel
rezonans devresi veya serî rezonans devresi yapısında olabilir. Aşağıda paralel rezonans katı
kullanılarak yapılan band geçiren filtre devresi görülüyor.
Aşağıda seri rezonans katı kullanılarak yapılan band geçiren filtre devresi görülüyor.
78
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(d) Band durduran filtre: Girişindeki frekanslardan sadece bir tanesini durduran, diğerlerini çıkışa
aktaran devrelere "band durduran filtre" denir. Band durduran filtre devreleri, paralel veya seri
rezonans devresi yapısında olabilir.
Bilindiği gibi seri rezonans devresi, rezonans frekansına minimum direnç gösterir. Şekildeki
devrede, girişe gelen sinyallerden, frekans devrenin rezonans frekansına eşit olanı şaselenir. Rezonans
eğrisinin altındaki ve üstündeki frekanslara rezonans devresi yüksek empedans göstereceğinden bunlar
doğrudan çıkışa ulaşırlar.
79
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
80
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Zamanla Tesla bu olumsuzlukların yükü altında dayanamayıp şirketinizde kararıyla Tesla’ nın AC
sistemine geçmişlerdir. Sistem 3 fazlı olarak kullanıma başlandı ancak gerilim düzeyi 110 v, frekans
60 Hz kabul edildi. Avrupa’ da ise ilk güç üretim tesisini kuran Alman AEG firması 110 v gerilimle
üretime başladı. Zamanla bu seçimin uygun olmadığı görüldü. Çünkü 110 v gerilim seviyesinde 2 KW
lık bir motor şebekeden yaklaşık 18,18 A akım çekmekteydi. 220 v gerilimde ise 9.09 A akım
çekiliyordu. Bu durumda elektriğin iletiminde kullanılan iletkenlerin kesitlerinin büyümesine neden
olarak maliyetinde artmasına yol açıyordu. Bir diğer hususta motorların ilk kalkınma anında nominal
değerlerinin üzerinde akım çekmeleriydi. Bu yüzden dağıtım sistemlerine devre kesiciler konulması
gerekmekteydi. Bu olumsuzlukları açmak için zamanla 220 v a geçilmiştir.
Şimdi gelelim şebekemizde kullanılan frekansın neden 50 Hz olduğuna? Tesla sisteminde 60 Hz
frekansı öngörmüştü ancak bizimde sonradan dahil olduğumuz Avrupa’da ilk sistemi kuran AEG
firmasının uzmanlarının 50 Hz’i tercih etmelerinin sebebi onluk sayı sistemi olarak biliniyor. 50 Hz
kullanımında, elektrik üretilirken yaklaşık %20 daha az etkin ve iletimde %10-20 arasında daha
verimsizdir. Bunların yanı sıra bobinlerin sarımında daha büyük sarımlar ve manyetik çekirdek
malzemenin kullanılmasını gerektirir. Zamanla bu sorunlar birbiri ardına zincirleme sorunlar yaratarak
büyümüştür. O yıllarda elektrik üretimini tekelde bulunduran AEG firması 50 Hz frekans düzeyini
korumuş ve tüm Avrupa kıtasına böylece yayılmış oldu.
Zamana göre yönü ve şiddeti (değeri) sinüs biçiminde değişen gerilime alternatif gerilim (AC)
denir. Aynı şekilde akıma da alternatif akım (AA) denir. Bu gerilim şekilde görüldüğü gibi, elektrik
santrallerindeki üç fazlı alternatörlerde (AC jeneratörlerinde) üretilir, oradan da alıcılara kadar
gönderilir. Ev ve iş yerlerinde kullanılan elektrik enerjisi alternatif gerilimlidir. Elde edilişinin,
mekanik enerjiye çevrilmesinin kolay ve verimli olması, iletim esnasında daha az kayıp olması gibi
sebeplerden şebeke gerilimi alternatif gerilimdir. Bu gerilimi voltmetre ile akım şiddetini de
ampermetre ile ölçebiliriz.
Evlerde kullandığımız AC gerilimin voltmetre ile ölçtüğümüz faz-nötr arasındaki faz gerilim
değeri UF = 220 volttur. Sanayide kullanılan üç fazlı gerilimin R-S-T fazları arasında ölçülen gerilim
değeri ise Uh= 380 volttur. Buna fazlar arası gerilim veya hat gerilimi de denir.
81
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Birinci konumda bobin, kuvvet çizgilerine paralel olduğu için kuvvet çizgilerini kesemeyecek
dolayısıyla üzerinde bir gerilim indüklenemeyecektir. Başka bir deyişle birinci durumda kuvvet
çizgileri ile bobin kenarları arasındaki açı sıfır derecedir. Bobinde üretilen gerilim e=Emax.Sinα
formülüne göre Sin 0=0 olduğundan dolayı indüklenen gerilim de sıfır volt olacaktır.
İkinci konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerine diktir. e=Emax.Sinα formülüne göre Sin90=1
olduğu için bobinde indüklenen gerilim e=Emax değerinde olacaktır. Yani üretilecek maksimum
pozitif gerilim bu konumda oluşacaktır.
Üçüncü konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerine paralel duruma geldiği için üretilen gerilim
sıfır volt olacaktır. Çünkü paralel konumda bobin kenarları kuvvet çizgilerini kesemeyecektir. Diğer
bir deyişle α açısı 180° olduğundan ve Sin180=0 olduğundan üretilen gerilim e=Emax.Sin180=0 volt
olacaktır.
Dördüncü konumda yani bobinimiz 270° döndüğünde bobin kenarları kuvvet çizgilerine yine dik
konuma gelecektir. Üretilen gerilim maksimum değerde olacaktır. Çünkü Sin270= -1’dir.
e=Emax.Sin270 eşitliğine göre e= -Emax’dır. Yani 270 derecedeki bobin üzerinde üretilen gerilim
maksimum değerdedir. Fakat negatif yönde maksimum değerdedir.
Beşinci konumda ise bobin kenarları kuvvet çizgilerine paralel konuma geleceği için kesişme
olmayacaktır. Dolayısıyla üretilen gerilim yine sıfır volt olacaktır. Bobinin dairesel olarak yapmış
olduğu açı 360o’dir. e=Emax.Sin360 olduğuna göre ve Sin360=0 olduğu için e=Emax.0=0 volt
olacaktır.
Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere manyetik kuvvet çizgileri arasında dairesel
olarak hareket eden bir bobinde gerilim değişken değerlerde indüklenmektedir. Sıfırdan başlayarak artı
maksimum değere, artı maksimum değerden yine sıfıra, sıfırdan eksi maksimum değere, eksi
maksimum değerden de yine sıfır volta değişen bir seyir göstermektedir. Biz burada bobinin sadece 0-
90-180-270-360 derecedeki konumlarını göz önüne aldık. 0’dan 360o kadar geçen süreye bir saykıl
(peryot) denilir. Bir peryotluk zaman içerisinde bobinimiz sonsuz konum almaktadır. Her konumda
üzerinde indüklenen gerilim değerine gerilimin ani değeri diyoruz. Biz de yukarıda 0’dan 360 dereceye
kadar beş farklı konumdaki beş farklı ani değeri inceledik.
Generatörlerde üretilen gerilimin ani değerleri değil etkin (efektif) değerleri göz önüne alınır.
Manyetik alan içerisinde dairesel olarak hareket eden bir bobinde indüklenen gerilimin etkin
değeri, E=4,44 .Ф.f..N.10-8 (Volt) formülü ile bulunur.
Eğer manyetik alan içerisindeki bir bobini hareket ettirmeden sabit tutup manyetik kuvvet
çizgilerini hareket ettirirsek sabit bobin üzerinde yine gerilim indüklenecektir. İndüklenen gerilimin
etkin değerinde hiçbir değişiklik olmayacaktır.
Bu alternatif gerilim ve akımlar, Şekilde görüldüğü gibi sinüzoidal dalga görünümündedir. Dalga
formlarının Şekil b-c-d-e’de görüldüğü gibi başka çeşitleri de vardır. Bunlar görünüşlerine uygun
olarak kare dalga, üçgen dalga, testere dişi dalga veya trapez dalga olarak isimlendirilir.
83
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(b) Saykıl: Sinüzoidal bir eğrinin sıfırdan başlayıp pozitif alternans ve negatif alternansı yaptıktan
sonra tekrar başlangıç noktasına gelinceye kadar almış olduğu yola denir. Bir saykıl (+) ve (-)
alternanstan oluşur.
(c) Periyot: Bir saykılın tamamlanması için geçen zamana periyot denir. Bir sinüsoidal dalganın
oluşması için geçen süre olup birimi saniyedir. ‘T’ harfiyle gösterilir. Bir sinüsoidal dalganın, 360 0’lik
bir açıyı tamamlaması için geçen süreye 1 periyot denir.
84
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(d) Alternans: Bir saykıl pozitif ve negatif alternanslardan oluşur. Eğrinin sıfırdan başlayarak pozitif
maksimum değere yükselmesi, tekrar düşerek sıfıra düşmesi pozitif alternansı ve negatif maksimum
değere inmesi, buradan da tekrar sıfıra ulaşması ise negatif alternansı oluşturur.
(e) Frekans: Dalganın bir saniyedeki periyot sayısıdır. Birimi hertz olup kısaca Hz harfleriyle
gösterilir. Frekansın katları; kilo hertz (KHz) , mega hertz ( MHz) ve giga hertz (GHz)’dir. Şebeke
geriliminin frekansı; Türkiye ve Avrupa’da 50 Hz, ABD’de 60 Hz’dir. Frekans ve periyot, birbirinin
tersidir.
Yani F =1/T Hz. veya T = 1/F sn’dir.
Örnek: Frekansı 50 Hz olan elektrik şebekesinde, bir periyodun oluşabilmesi için geçen süreyi
bulunuz.
Çözüm: T =1/F, T = 1/50= 0,02 sn veya 0,02.1000 = 20 msn (milisaniye)
Bir periyodun oluşması için geçen sürenin 0,02 sn. veya 20 msn olduğu bulunur.
(f) Dalga Boyu: Bir dalganın, metre cinsinden kapladığı mesafeye dalga boyu denir. λ (lamda) harfiyle
gösterilir. Birimi metredir. Elektrik akımı saniyede 300.000.000 metre yol almaktadır. Bir saniyede ise
F kadar dalga meydana gelir. Buna göre bir dalganın boyu;
λ = 300000000/F veya 3.108 /F = …m formülüyle bulunur.
Örnek: Frekansı 27 MHz olan bir FM vericisi yayınının dalga boyu mesafesini bulunuz.
Çözüm: λ = 3.108 /F = 3.108 /27.106 = 11,11 m olarak bulunur.
3.13.3. Alternatif Akım Büyüklüklerinin Ölçümü
Alternatif akımın yönü ve şiddeti zamana bağlı olarak değiştiği için alternatif akım ile yapılan
hesaplamalarda alternatif akımın ani, maksimum, ortalama ve etkin değerlerinin ne olduğu ve
aralarındaki ilişkilerin bilinmesi gerekir. Şekilde bir alternatif akımın alacağı değerler şekil üzerinde
gösterilmiştir.
85
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
86
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Çözüm: T=2 s ve
√ √
2 2
Etkin değer = Etkin değer= yatay . yap . alan = Eet = 10 .0 , 2+ 0 .0 ,1 =8 , 2 volt
tam peryot 0,3
Osiloskopla Üçgen Dalga Şekillerinin Ortalama ve Etkin Değerlerinin Hesabı
87
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
88
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
bağlanır. Aşağıda yıldız bağlantı görülmektedir. Yıldız bağlantıda X-Y-Z uçlarının birleştiği nokta sıfır
noktasıdır.
Yıldız bağlantı
Yıldız ve üçgen bağlantılarda kılemens bağlantılarının kolay yapılabilmesi için sargı uçları
klemenslere U-V-W, Z-X-Y sıralamasıyla bağlanır.
2. Üçgen Bağlantı
Üçgen bağlantı aşağıda görüldüğü gibi faz uçlar U-V-W ye bağlanır. U-Z, V-X, W-Y bağlantıları
kılemens üzerinde yapılır. Bu bağlantının kolay olması için X-Y-Z uçları klemenslere Z-X-Y
sıralaması ile çıkartılır. Üçgen bağlantıda sıfır noktası elde edilemez.
Üçgen bağlantı
Hat Akımı Hat Gerilimi Faz Akımı Faz Gerilimi Değerlerinin Hesaplanması
Üç fazlı sistemlerde gerek yıldız gerekse üçgen bağlantılarda olsun hat akım ve gerilimi ile faz akımı
ve geriliminden bahsedilir. Üç fazlı sistemlerde fazlar arası akım ve gerilime hat akımı ve hat gerilimi
denilir. Faz nötr arası gerilime ve akıma da faz gerilimi ve faz akımı denilir.
1. Yıldız Bağlantıda Akım ve Gerilimin Faz ve Hat Değerleri
Yıldız bağlantıda faz akımı ile hat akımı aynıdır. Şekilde görüldüğü gibi Ihat= Ifaz’dır. Faz gerilimi ile
hat gerilimi arasında ise Uhat= √ 3 .Ufaz bağıntısı vardır.
89
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
90
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek: Üç fazlı bir generatör dengeli üçgen bağlı yüke bağlandığı zaman 30A akım çekiyor.
Generatörün fazlar arası çıkış gerilimi 380 V’dur. Devrenin güç katsayısı 0,6 ise harcanan güç kaç
wattır?
P = √ 3 . U . I . Cosφ ise P = √ 3 . 380 . 30 . 0,6 = 11833,2 Wattır.
Üç fazlı dengeli sistemlerde devrenin görünür ve reaktif güçleri,
S= √ 3. Uhat.Ihat
Q= √ 3. Uhat.Ihat.Sinφ Formülleriyle hesaplanır.
Eğer üç fazlı yük dengesiz ise her bir yükün harcadığı güç bulunmalıdır. Toplam harcanan güç ise
bu üç gücün toplamına eşit olacaktır. Şekilde dengesiz üçgen bağlı dirençlerin harcadığı gücü bulalım.
91
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Şekilde görüldüğü üzere bir kartezyen koordinat eksenin orijini etrafında dönen bir vektörün dikey
eksen üzerindeki izdüşümü sinüs fonksiyonunu verir. Çemberin merkezini çember üzerindeki bir
noktayla birleştiren oka fazör denir. Bu gösterimde dönen vektörün uzunluğu (şiddeti) alternatif
gerilimin genliğini ifade eder. Benzer şekilde vektörün herhangi bir anda yatay eksen ile yaptığı açıda
faz değerini gösterir. Alternatif gerilimin frekansı ise bu dönen vektörün açısal hızını belirlemektedir.
Sinüsün zaman üzerindeki değişimi max değeri, frekansı ve faz açısı verildiğinde tamamen
bilindiğinden dolayı hesaplamalarda zamandan bağımsız olarak çizimi çok daha kolay olan fazörlerle
yapılabilir. Fazörlerin boyları efektif değerlerine göre seçilirse işlemler daha da kısaltılabilir. Devre
çözümlerinde alternatif akım ve gerilimlerin toplanmaları ve çıkartılmaları gerekirse fazörler yine
kolaylık sağlar.
cos teoreminin uygulanması
α =180 + (φ1 – φ2)
U T =√ U 11 +U 22−2 U 1 .U 2 . cosα
U Tm =√ U 1 m +U 2 m +2 U 1 m . U 2 m . cos (φ1−φ2)
1 2
92
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Karmaşık sayıların aritmetiğinin alternatif gerilim/akım sinyallerine uygulanması ile ilgili temel
uygulama, farklı faza sahip gerilim/akım kaynaklarının bir arada yarattığı etkinin incelenmesidir. Bu
etkiyi çözümlemeden önce iki faz farklı sinyalin döner vektörler cinsinden bir birlerine durumunu
anlamız gerekir. Bu ilişki basit olarak başlangıç noktası aynı fakat yatay ile yaptıkları açı farklı
vektörler şeklinde betimlenir.
Denklemlerden elde edilen sonuç gösterir ki bir direnç üzerine düşen gerilim ile akım arasında faz
farkı yoktur. Sadece genlik Ohm kanuna uygun şekilde değişir.
93
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
2 1−cos 2 ωt
P=U m . I m . s∈¿ ωt=U m . I m ( )¿
2
2π
1 Vm π
V L=V m . sinωt → I L=
L
∫ V m . sinωt . dt → I L =
ω. L
(−cosωt ) =I m . sin ( ωt− )
2
Gerilim sinüs olduğu için akımda sin şeklinde yazılırsa ortaya çıkan sonuç gösterir ki bobinin üzerine
düşen gerilim ile akım arasında 90 derece faz farkı vardır. Gerilim akımın 90 derece önündedir. Bu faz
farkının doğal sonucu olarak elektriksel güç negatif/pozitif olmaktadır. Negatif güç ifadesi bobinin
devreye güç aktardığını göstermektedir. Bobinlerin “direnci” zamana alternatif gerilimin frekansına
bağlı olarak değişmektedir. Bunun için buna reaktans (Endüktif reaktans X L) denmektedir. Birimi
ohmdur.
Vm Vm
I m= =
ω. L xL
94
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
,
Reaktans ifadesi kullanılarak Ohm kanunu alternatif akım devrelerine kolayca uygulanabilir. Bu
durumda sadece skaler sayılar yerine karmaşık sayılar ile hesap yapmak gerekecektir.
(π −1
P=U m sinωt . I m sin ωt− =
2 2 )
. U m . I m . sin 2 ωt=−U . I . sin 2 ωt
İndüktansın gücü hem pozitif hem negatif, çeyrek periyotta doluyor sonra çeyrek periyotta boşalıyor
ortalaması sıfır olur. Yani çeyrek periyotta çektiği enerjiyi diğer çeyrek periyotta geri veriyor.
Devreden çekilen ortalama güç sıfırdır. İndüktans enerji harcamaz depo edip sonra iade eder. Bu
yüzden bu güce reaktif (tepkin) güç denir. Birimi VAR’dır, Q harfi ile gösterilir.
Örnek:
V C =V m . sinωt → I c =c .
d (V m . sinωt )
dt
=V m . ω . c . cos ωt=
Vm
1
.c
(
.cos ωt=I m .sin ωt +
π
2 )
ω
Bu sonuç bize gösterir ki kondansatörün üzerine düşen gerilim ile akım arasında 90 derece faz farkı
vardır. Akım gerilimin 90 derece önündedir. Bu faz farkının doğal sonucu olarak elektriksel güç
negatif olmaktadır. Negatif güç ifadesi kondansatörün devreye güç aktardığını (deşarj olduğunu)
göstermektedir. Kondansatörlerin “direnci” zamana alternatif gerilimin frekansına bağlı olarak
değişmektedir. Kondansatörler gerilimdeki değişimler (frekans) arttıkça daha fazla akım geçirirler
Bunun için buna kapasitans (kapasitiftif reaktans Xc) denmektedir. Birimi ohmdur.
95
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(
P=U c . I c =U m sinωt . I m sin ωt +
π
2)=U m sinωt . ¿
U m . Im
P= sin 2 ωt=U . I . sin2 ωt
2
Kondansatör de çeyrek periyotta çektiği enerjiyi diğer çeyrek periyotta geri veriyor. Devreden çekilen
ortalama güç sıfırdır. Kondansatör enerji harcamaz depo edip sonra iade eder. Bu yüzden bu güce
reaktif (tepkin) güç denir. Birimi VAR’dır, Q harfi ile gösterilir.
3.14.1. Direnç, Reaktans ve Empedans Kavramları
Bu noktaya kadar yapılan devre analizlerinde akıma karşı koyma etkisini 3 farklı şekilde
adlandırdık.
Direnç; ifadesi iletken içerisindeki elektron hareketinin karşılaştığı sürtünmeyi ifade eder. Sembolü
“R”, birimi “Ω” Ohm’dur. Direnç etkisi akım ile gerilim arasında bir faz farkı oluşturmaz.
Reaktans; ifadesi elektronların ataletini (eylemsizliğini) belirtir. Bu etki gerilim ve akım değerlerinde
değişim olduğunda, başka bir deyişle elektrik alan ve manyetik alan oluşumu söz konusu olduğunda
ortaya çıkar. Kondansatör ve bobin bu etkinin en belirgin olduğu devre elemanlarıdır. Reaktans etkisi
olduğunda akım ile gerilim arasında 90 derece faz farkı oluşur. Eğer söz konusu elaman bobin ise
gerilim akımdan 90 derece ileri fazdadır, eğer kondansatör ise akım gerilimden 90 derece ileri
fazdadır.
Empedans ifadesi, bir elektrik devresinde akıma gösterilen zorluğun yani elektron hareketine karşı
koyma etkisinin genel ifadesidir. Farklı elemanların toplam dirençlerinin yerine geçebilecek, bu eş
değer dirence ‘empedans’ denilir. Devredeki tüm elemanların direnç ve reaktans etkilerinin toplamını
ifade eder. Empedans doğru akım devresindeki direnç etkisinin alternatif akım devresindeki tam
karşılığıdır. Empedans Z harfiyle gösterilir ve birimi ohm (Ω)dur. Bu yeni duruma göre A.A
devrelerinde Ohm Kanunu ifadesi aşağıda verildiği gibidir burada dikkat edilmesi gereken nokta tüm
büyüklüklerin karmaşık sayı olduğudur. Ohm kanunu gibi diğer devre analizi kanunları, Kirrchhoff
gerilim ve akım yasaları, şebeke teoremleri de ifadeler karmaşık sayı olmak koşulu ile alternatif akım
devrelerinde de aynen geçerlidir. Alternatif akım devrelerinde temel fark güç hesabında ortaya
çıkmaktadır.
I = V/Z, Z = V/I
96
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
97
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Alternatif akım devrelerinde de kolay hesaplamalar yapabilmek için devrenin vektör diyagramını
çizmek gerekir. Fazör diyagramı çizerken başlangıç fazörü olarak ortak olan akım seçilir. Devredeki R
direncinden geçen I akımıyla, bu direnç üzerinde düşen UR gerilimi aynı fazlıdır. Devredeki XL
bobini üzerinde düşen UL gerilimi, içinden geçen I akımından 900 ileridedir. Her iki elemandan geçen
akım aynı olduğu için I akım vektörü referans alınıp yatay eksende çizilir. Gerilimler de akıma göre
çizilerek seri bobin-direnç devresinin vektör diyagramı oluşturulur. Vektör diyagramına göre; yatayda
UR gerilimi ile dikeydeki UL geriliminin bileşkesi U devre gerilimini verir. U Devre gerilimi ile I
devre akımı arasında, ϕ kadar bir açı vardır. Bu açının kosinüsüne devrenin güç katsayısı veya güç
faktörü denir. Şekildeki vektör diyagramından faydalanılarak şu formüller yazılabilir:
Direnç üzerinde düşen gerilim: UR = I.R . volt
Bobin üzerinde düşen gerilim: UL = I .XL volt
Seri devre olduğu için U=UL+UR’dir ancak bu toplam vektörel toplamdır. Skaler toplamını yazacak
olursak
Devre gerilimi:
U =√ I 2 R 2+ I 2 XL2=I . √ R 2+ XL2=I .|Z|→ Z modül=√ R2 + XL2
Devre empedansı açısı ve modülü olan fazör bir büyüklüktür: ,Cos ϕ = R/Z
Aşağıdaki vektör diyagramına empedans üçgeni adı verilir. Bu üçgende; yatayda direnç, dikeyde ise
bobinin indüktif direnci bulunur. Bu iki vektörün bileşkesi devre empedansını oluşturur. Görüldüğü
gibi empedans üçgeninde de ϕ açısı değişmemektedir. Φ açısının değeri, şu formülle bulunur:
UL I . XL XL ω. L
φ=arctan =arctan =arctan R =arctan R ¿
UR I .R
¿
Açı sıfır olursa L olmaz açı 90 derece olursa R olmaz.
Empedans Üçgeni
Bu devrede frekans artarsa XL artar indüktif özellik artar ya da frekans artarsa UL artar açıda artar (90
dereceye yaklaşır) indüktüf özellik artar. Seri devrede gerilime bakılır. Frekans arttıkça XL artar seri
devre UL artar U’ya yaklaşır ve açı da artar indüktif özellik artar.
Örnek: Aşağıdaki gibi bağlanmış olan seri devrede istenenleri bulunuz. Z, I, UR, UL, Cos ϕ, ϕ = ?
98
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Geçek Bobin ve Direncin Seri Bağlantısı (Seri RL – R), Seri R-L-R Devresinin Vektör Diyagramı
Devrenin vektör diyagramı aşağıdaki gibi çizilir. Yine U devre gerilimi ile I devre akımı arasındaki ϕ
açısının kosinüsü, devrenin güç katsayısıdır.
Devrenin toplam direnci: R=R1+R2
Devrenin toplam indüktif direnci: XL=XL1
Devrenin toplam indüktansı: L=L1
Devrenin empedansı:
Devrenin gerilimi: UR=UR1+ UR2 UL=UL1
Devrenin akımı:
Güç katsayısı: Cos ϕ = UR/U
Seri R-C Devresi (Omik Kapasitif Devre)
Direnç ile kondansatörün birbirleriyle seri bağlı olduğu devredir. Kondansatör; doğru akıma karşı
sonsuz direnç gösterirken kapasitesinin değerine ve alternatif gerilimin frekansına bağlı olarak belli bir
direnç gösterir. Bu dirence, kapasitif direnç denir, Xc harfleriyle gösterilir ve birimi ohmdur. Şu
formülle bulunur:
99
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Devrenin vektör diyagramı çizilirken devre akımı referans alınır(seri devre olduğu ve akım ortak
olduğu için). Kondansatör üzerinde düşen Uc gerilimi, devre akımından 90 0 geride olarak çizilir. Bu
vektörden şu formüller yazılabilir:
Devre gerilimi:
veya
√ ( )
2
1
U =√ I 2 R 2+ I 2 XC 2=I . √ R 2+ XC 2=I .|Z|→|Z|= √ R 2+ XC 2= R2 +
ωc
1
UC XC ωc 1
φ=arctan =arctan =arctan =arctan .
UR R R ωCR
Seri devrelerde gerilime bakarız bu devre için frekans artarsa XC azalır UC azalır ve kapasitif özellik
azalır.
Seri (R-L-C) Devresi
Bu bağlantıda; omik-indüktif-kapasitif olmak üzere üç ayrı eleman birbiriyle seri olarak
bağlanmıştır. Böyle devrelerde XL > XC veya XL < XC durumuna göre farklı hesaplamalar yapılır.
Devre gerilimi:
Devre empedansı:
(d) XC > XL için vektörlerin çizimi: XC, XL’den daha büyük olduğu için uçlarında düşen UC
gerilimi de UL geriliminden daha büyük olacaktır. Bu durumda;
100
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
101
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
f1 ve f2 frekansları, devreye rezonans anında verilen gücün yarısının verildiği güçteki frekanslardır.
Bu sebeple f1 ve f2’ye yarı güç frekansları denir. Seri R-L-C devresinde yarı güç noktaları şöyle
bulunur:
Seri rezonans devresinde bant genişliğiyle Q arasında şöyle bir ilişki vardır:
Buradan Q kat sayısı büyük olan devrelerin seçiciliğinin daha iyi olduğu anlaşılır. Bu
sebeple Q’ya devrenin iyilik kat sayısı ya da kalite kat sayısı da denir.
102
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek: 0,2 mH olan bobin ile buna seri bağlı 100 mikro F kondansatörün rezonansa getirecek olan
rezonans frekansını bulunuz. L = 0,2 mH C = 100 µf
Çözüm:
Örnek: Şekildeki gibi bağlanmış olan devrede bilinmeyenleri bulunuz. Z=?, I=?, gerilimler, faz açısı.
Devre gerilimleri:
Örnek:
Örnek:
103
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
(a) (b)
(a) Paralel R-L Devresi (b) Paralel R-L Devresi Vektör Diyagramı
Omik bir dirençle, saf bir bobinin paralel bağlandığı devreye R-L devresi denir. Saf bobin yerine,
gerçek bobin bağlandığı varsayılırsa bu durumda; bobinin iç direncini de bobine seri bağlıymış gibi
düşünmemiz gerekirdi. O zaman devre; seri-paralel (karışık devre) adını alırdı. Bu konu ileride ayrıca
anlatılacaktır. Bu devrede, iki elemanın da uçlarındaki gerilim devre gerilimine eşittir. Devre akımı ise
direnç ve bobinden geçen akımların vektörsel toplamına eşittir. Vektörlerin çizimine; ortak değer olan
gerilim vektörü referans alınarak başlanır. Dirençten geçen IR akımı, devreye uygulanan U gerilimiyle
aynı fazdadır. Bobinden geçen IL akımı, U geriliminden 900 geri fazdadır. I akımı ile U gerilimi
arasında ϕ açısı kadar faz farkı vardır. Akım, gerilimden ϕ açısı kadar geridedir. Vektör
diyagramından, Pisagor Teoremi’ne göre şu formüller çıkartılabilir:
104
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
U U U
U =Um . sinωt → I =IR + IL → IR= , IL= =
R XL ωL
Devre akımı: ,
I =U .
√
1 2 1 2 I =U .|Y |
+
R XL ,
1
√
2 2
1 1 ωL R
|Y |= + , I =U .|Y |, φ=arctan =arctan
R ωL 1 ωL
R
Y=1/Z ,admitans , 1/WL=B suseptans. Empedansın tersi admitans reaktansın tersi suseptansdır.
Devre paralel devre olduğu için akıma bakılır. Frekans artarsa IL azalıp açı da azalıyor indüktif özellik
azalır. Açı 90 dereceye yaklaştıkça indüktif özellik artar.
Örnek: 40 Ω’luk omik direnç ile indüktif direnci 8,17 Ω olan bobin birbiriyle paralel bağlanıp uçlarına
220 V, 50 Hz’lik bir gerilim uygulanmıştır. Buna göre istenenleri bulunuz. Z , I, IL, IR, Cos ϕ = ?
(a) (b)
(a) Paralel R-C Devresi (b) Paralel R-C Devresi Vektör Diyagramı
Şekilde, bir direnç ile bir kondansatörün paralel bağlanarak oluşturduğu A.A akım devresi
görülmektedir. Bu devrede U gerilimi, bütün paralel devrelerde olduğu gibi hem direnç hem de
kondansatör uçlarına aynen uygulanır. Yani direnç ve kondansatör uçlarındaki gerilim devre gerilimine
eşittir. I Akımı ise direnç ve kondansatörden geçen akımların vektörsel toplamına eşittir. Vektör
çizimine ortak büyüklük olan gerilim referans alınarak başlanır.
Devre gerilimi U’ya göre; IR aynı fazda, IC ise 90 0 ileri fazdadır. IR ile IC’nin vektörsel toplamı devre
akımını (I) verir. I ile U arasında ϕ kadar faz farkı vardır. I, U’dan ϕ açısı kadar ileridedir.
105
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
U U
U =Um . sinωt → I =IR + IC → IR= , IC= =U . ωC
R XC
, I =U .
√1 2 1 2 I =U .|Y |
+
R XC ,
√
2
1 ωC
|Y |= +ωC , I =U .|Y |, φ=arctan
2
=arctan ωCR
R 1
R
Örnek: 80 Ω’luk omik dirençle 100 Ω’luk kapasitif direnci olan kondansatör paralel bağlanıp uçlarına
220 V. 50 Hz’lik bir gerilim uygulanmıştır. Buna göre istenenleri bulunuz. IR- IC- I -Z -Cos ϕ = ?
Çözüm:
106
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
1
φ=arctan R .(ωC− )
ωL
(e) XL<XC durumu: Bu durumda XL, XC’den küçüktür. Bu nedenle bobinden geçen akım
kondansatörden geçen akımdan daha büyüktür (IC<IL). Bu durumu, vektör diyagramıyla
aşağıdaki gibi gösterebiliriz. Vektörlerde de görüldüğü gibi devre akımı, devre geriliminden
geridedir ve devre indüktif özellik göstermektedir. Formüller şöyle yazılabilir:
(f) XL = XC durumu: İndüktif reaktans ile kapasitif reaktansın birbirine eşit olduğu özel bir
durumdur. Seri rezonans olayında olduğu gibi bu durumda da IL = IC olduğundan bu devrelere
tank devresi de denilir. IL ile IC’nin vektörsel toplamı sıfır olur. Devre akımı I=IR olur.
Devrenin faz açısı Cos ϕ = 0’dır. Devre omiktir. Sadece R kalır empedans en büyük değerini
alır akım da en küçük değerini alır. Burada da XL’yi XC’ye eşit duruma getiren unsur yine
frekanstır. Bu frekansa rezonans frekansı denir. Seri devrelerde olduğu gibi rezonans frekansı
şu formülle bulunur:
Seri veya paralel devrelerde rezonans olayının olabilmesi için devrede mutlaka bobin ve
kondansatörün ikisinin bir arada bulunması gerekir.
Paralel R-L-C Devresinde Frekansla Empedans ve Akımın Değişimi (Frekans Cevabı)
Paralel R - L - C devresinin empedansı rezonans anında Z = R olup en büyük değerdedir.
Rezonans frekansının altındaki ve üstündeki frekanslarda ise empedans şekilde görüldüğü gibi
107
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
küçülmektedir. Devrenin akımı da frekansa bağlı olarak rezonans anında görüldüğü gibi en küçük
değerindedir.
Paralel R-L-C devresinde frekanın değişimine bağlı olarak empedans ve akımın değişim eğrileri
Paralel Rezonansta R - L - C Devresinin Q Katsayısı
Zmax=R, Imin=U/R
Rezonans anında devre akımıyla gerilim aynı fazlıdır. Paralel rezonansta akım yükseltme katsayısı,
R
Q= =ω 0 CR
= IL/I = IC/I şeklinde yazılabilir. ω0 L
Buna göre yüksek dirençli (ya da düşük reaktanslı) paralel devrenin Q katsayısı yüksek olup seçiciliği
daha yüksektir. Bu, seri rezonans devresindeki durumun tersidir. (Seri rezonans devresinde Q = XL /
R’ idi.) (bu devrede kalite faktörü R ile doğru orantılıdır)
Paralel rezonans devresinin bant genişliği denklemi, seri rezonans devresinde olduğu gibidir.
Rezonans anında L ve C’den geçen akımlar Q’ya bağlı olarak kaynak akımından çok daha
büyük olabilir.
Örnek: 10 Ω’luk omik direnç, 8 Ω’luk indüktif reaktans ve 15 Ω’luk kapasitif reaktans, Şekildeki gibi
paralel bağlanıp uçlarına 120 V, 50 Hz’lik gerilim uygulanmıştır. Buna göre devrede istenenleri
bulunuz. IR, IL, IC, I, Cos ϕ, Z =?
Çözüm:
C) Devre akımlarını bulmak için kol akımlarının yatay ve dikey bileşenleri bulunur.
Bulunan bu kol akımının bileşenlerinden devre akımının yatay bileşeni (x) ve dikey bileşeni (y)
bulunur
109
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Direnç değeri
Bobinin indüktif reaktansı
Bu iki etkinin bir arada ifadesine empedans denir
Genel anlamda alternatif gerilim devrelerinde direnç etkisinin karşılığı olarak kullanılır. Yukarıda da
verildiği üzere Ohm kanununda direnç ifadesinin yerine kullanılır.
110
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Devreden geçen akım ise Ohm kanunun alternatif devreye uyarlanması ifadesinden bulunur. Burada
kritik nokta gerilim kaynağının fazıdır. Bu tip devre analizlerinde bu değer hep 0 kabul edilir. Fark
edildiği üzere seri kondansatör‐direnç devresinde akım, gerilimin 79.325 derece önündedir. Sadece
kondansatör kullanılan devrede bu değer 90 dereceydi.
Son tabloda direnç ve kondansatör hakkında bildiklerimizi gözden geçirelim. Direnç üzerine düşen
akım ile gerilim aynı fazdadır fakat kondansatör üzerinde düşen gerilim akımın 90 derece önündedir.
111
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Burada dikkat çeken durum kondansatör üzerine düşen gerilimin genliğinin devreye uygulanan
gerilimin genliğinden yüksek olduğudur. Bunun sebebi kondansatör ve bobinin reaktanslarının
birbirine ters etkisidir. Tüm devredeki empedans etkisi tek tek elemanların empedans etkilerinden daha
küçük olmaktadır. Bu durum elemanların üzerine, bu gibi yüksek gerilimlerin düşmesine sebep
olmaktadır. Fakat bu sonuç devredeki gerilimlerin toplamının, Kirchhoff’un gerilim yasası gereği 0+0j
olması durumunu değiştirmez.
Parelel R-L Devresi
112
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
113
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek:
Fakat bu karmaşık devrede empedans hesabı kademe kademe yapılmalıdır. Önce C2 ve L nin seri bağlı
olduğu devre yolu ondan sonra bunlara paralel direnç ve en son da seri kondansatörün etkileri bir araya
getirilmelidir.
114
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
U.I değildir. A.C elektrik devrelerinde üç çeşit güç vardır. Bunlar; aktif, reaktif ve görünen güçlerdir.
Bir alıcının gücü; watmetre ile direkt ölçülebildiği gibi ampermetre-voltmetre-cosfimetre ile de
endirekt olarak da ölçülebilir. Endirekt ölçümde; ölçü aletlerinin gösterdikleri gerilim ve akımın etkin
değerleri ve cosfimetrenin değerleri, ilgili formüllerde yerlerine konularak güç hesaplamaları yapılır.
Tüm elektrik devrelerinin güç ölçümlerinde benzer formüller kullanılır. İleride incelenecek olan; seri,
paralel ve karışık devre konularında güç hesaplamaları yapılmak istenirse yine aynı formüller
kullanılır.
(a) Aktif güç: Ortalama güce aktif güç de denir. Burada güç faktörü veya güç katsayısı devreye girer.
Bir devre elemanının gücünü arttırmak için cos φ’yi büyütmek yani φ’yi küçültmek gerekir. Elektrik
enerjisi üretiminde güç faktörünün 1’e yakın olması istenilir. Aktif güç devre gerilimi ve akımı ile
bunlar arasındaki açının kosinüsünün (güç katsayısı) çarpımlarına eşittir. Birimi watt olup kısaca W
harfiyle gösterilir. Aktif güç şu formülle bulunur: P = U . I . Cosϕ = W
(b) Reaktif güç (kör güç): Saf bobinli veya saf kondansatörlü bir devrede (sadece L veya sadece C)
gücün ortalama değeri sıfırdır. Gücün ortalama değerinin sıfır olması yani aktif gücün sıfır olması
bobinin kaynaktan bir enerji çekmediğini gösterir. Pozitif alternansta kaynaktan çekilen güç, negatif
alternansta kaynağa geri verilmektedir. Bobinler ve kondansatörler enerji harcayan değil enerji depo
eden elemanlardır. Saf bobin ve kondansatör devrelerinde φ=900 olduğu için güç katsayısı sıfırdır
(Cos900=0). P = U.I.cosφ formülüne göre P=0 olur. Saf bobinde ve saf kondansatörde gerilim ve
akımın etkin değerinin çarpımına reaktif güç denir. Devre gerilimi ve akımının etkin değerleri ile
bunlar arasındaki açının sinüsünün çarpımlarına eşittir. Birimi volt-amper-reaktif olup kısaca VAR ile
gösterilir. Reaktif güç şu formülle bulunur: Q = U . I . Sinϕ = VAR
(c) Görünen güç (Zahirî güç): Aktif gücü dirençler, reaktif gücü ise endüktif ve kapasitif reaktanslar
çeker. Eğer bir devrede hem direnç hem de reaktans bulunuyorsa, bu devrede aktif ve reaktif güçler bir
arada bulunur. Böyle bir devrede U.I değeri ne aktif gücü ne de reaktif gücü verir. Direnç ve
reaktanstan oluşan bir devrede U.I çarpımına görünür güç denir. S harfi ile gösterilir. Birimi volt-
amper olup kısaca VA ile gösterilir. Şu formülle bulunur: S = U . I = VA
Örnek: Etkin değeri 100 volt olan bir AC elektrik şebekesinde çalışan alıcı, devreden 10 A akım
çekmektedir. Güç katsayısı 0,8 olan bu alıcının zahirî, aktif ve reaktif güçlerini bulunuz.
Çözüm:
U = 100V , I = 10A , Cos ϕ= 0,8 --- Sinϕ = 0,6 S= ?, Q = ?, P = ?
S = U.I = 100.10 = 1000 VA.
P = U.I. Cosϕ= 100.10.0,8 = 800 W
Q = U.I .Sinϕ= 100.10.0,6 = 600 VAR
Örnek: 220 volt 50 Hz’lik elektrik şebekesinde çalışan bir elektrikli ısıtıcı, şebekeden 5 amper akım
çekmektedir. Bu ısıtıcının güçlerini bulunuz.
Çözüm:
Elektrikli ısıtıcılar omik alıcılar olduğu için akımla gerilimin arasındaki açı 0 0’dir. Cos 00= 1 ve sin 00=
0 olduğundan, hesaplamalar şu şekilde yapılır:
S= U.I = 220 . 5 = 1100 VA, P = U.I. Cosϕ = 220 .5 .1 = 1100 W
Q= U.I .Sinϕ = 220 .5 . 0 = 0 VAR
Not: Omik alıcılarda reaktif güç bulunmaz
Örnek:
115
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Güç Üçgeni
Verilen ifadelerde hep skaler hesaplamalar yapılmaktadır. Bulunan değerleri devredeki faz farkını
ve direnç ile reaktans arasındaki 90 derecelik yön farkını hesaba katarak çizmeye çalıştığımızda bir dik
üçgen elde deriz. Bu üçgene, güç üçgeni denir. Bu üçgende görüleceği üzere alternatif akım devresinde
gücün bir kısmı kaybolmaktadır. Devre ancak aktif güç ifadesi kadar işe yarar güç üretebilmektedir.
Devredeki aktif güç ile görünen güç arasındaki oran, güç faktörü (cosφ) olarak adlandırılmaktadır. Bu
değer sadece direnç bulunan devrelerde birdir. Reaktans olan devrelerde 0 ila 1 arasında herhangi bir
değer alabilir.
Endüktif Yüklü (R-XL) Devrelerde Güç Üçgeni
Bir bobin omik ve endüktif olmak üzere iki çeşit dirence sahiptir. Uygulamada saf bobin özelliği
gösteren devre elemanı yoktur. Asenkron motorlar, transformatörler ve bobinli ziller yani içinde bobin
olan tüm cihazlar endüktif yüktür. Bu cihazlarda kullanılan bobinlerin omik ve endüktif dirençleri
vardır. Bu tür yüklerde gerilim akımdan ileridedir. Pratikteki uygulama devreleri R-XL devresi olarak
isimlendirilir.
Seri R-XL devresi
Seri R-XL devresinde bobin ve direnç elemanları seri bağlanır ve A.C devrede yükü oluşturur.
Şekildeki R-L devresinin güç bileşenleri ve seri R-XL devresinin güç üçgeni şekildeki gibi çizilebilir.
116
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Kompanzasyon
Şebekeye bağlı bulunan motor gibi yükler indüktif özellik gösterdiğinden aktif gücün yanında
reaktif güçte çekerler. Bunun sonucunda görünür güç de artar. Ayrıca hattan geçen akımda
artmaktadır. Dolayısıyla hatta enerji kayıpları ve gerilim düşümü artmaktadır. İndüktif bir yükün
şebekeden çektiği reaktif gücü, yüke paralel bağlanacak kondansatörlerle azaltarak şebekeden çekilen
akımın da azalması sağlanır. Bu işleme kompanzasyon denir. Kompanzasyon sistemlerinin kurulması
sonucunda devreye bağlanan kondansatörlerin akımı, devreden çekilen akımın reaktif bileşenini
azaltacağından açıyı küçültür. Bunun sonucunda da Cos φ değeri büyür. Uygun kompanzasyon değeri
0,90 değeridir. Kondansatörlerin kayıpları çok düşük olup nominal güçlerinin % 0,5’inin altındadır.
Bakım masrafları da düşüktür. Tüketicilerin kullanılacak alanın hemen yanına ve istenilen büyüklükte
tesis edilebilme kolaylıkları da vardır. Bu nedenle tercih edilir.
Aktif güç hiçbir zaman değişmez parada alınır. Ama kondansatör bağlanılarak şebekeden çekilen
reaktif güç azaltılır. Motor geri kalan enerjiyi kondansatörden sağlar. Burada önemli olan şey
şebekeden çekilen akımın azalması ve şebekenin yüklenme kapasitesi arttırılmasıdır (yani başka bir
yükün yüklenebilmesi). Akım azalırsa bu sayede I2.RH kayıpları azalır ve gerilim düşümü azalır.
Kompanzasyon yaptığımız zaman reaktif güce para ödemeyiz. Güç katsayısı belirli değerin altına
117
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
inerse para ödenir. Kondansatör değerinin artması fiyatı arttırır. Kondansatör değeri bire çok büyük bir
eğimle artar. Uygun kompanzasyon değeri ile bir yüke ilişkin güç katsayısı farklı şeylerdir.
Örnek: Güç katsayısı 1 yapılmak istenirse;
Devredeki reaktans, indüktiftir yani bobinden kaynaklanmaktadır. Bunu kompanze edebilmek için
devreye bir kondansatör ekleyelim. Hesaplanan reaktansın aynısını ters yönde oluşturabilecek
kondansatör değeri aşağıdaki hesap ile bulunur.
Bulunan kondansatör değeri standart bir değer olmadığı için en yakın değer olan 22uF bir
kondansatörü devreye paralel takıp sonucu inceleyelim. Görüldüğü gibi devrede yapılan değişklik
sonucu güç faktörü bire yakınlaştı. Buna paralel olarak devreden geçen toplam akım da düştü. Bu iki
özellik tasarlanan sistemin hem verimlilik hem de ekonomik açıdan daha uygun hale geldiğini
göstermektedir.
Yeni devrenin empedansı:
118
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
3.15. TRANSFORMATÖRLER
Alternatif akımı, alçaltmaya ya da yükseltmeye yarayan aygıtlara transformatör denir. İki sargı ve
içerisinden manyetik akının geçtiği bir demir nüveden(çekirdek) oluşur. Bu elemanlar gerilim
dönüştürme işlemini yaparken frekansı değiştirmez. Yani girişe uygulanan gerilimin frekansı 50 Hz
ise, çıkıştan alınan gerilimin frekansı da 50 Hz olur. Özellikle gerilimin uzak mesafelere iletilmesinde
iletim kayıplarını küçük tutmak için gerilimin yüksek olması istenir. Gerilimi düşürücü
transformatörlerde 220 voltun uygulandığı kısım (primer), ince kesitli telden çok sarımlı, düşük
gerilimin alındığı kısım (sekonder) ise kalın kesitli telden az sipirli olarak sarılır.
3.15.1. Transformatörlerin Yapısı ve Çalışma Prensipleri
Transformatörler karşılıklı indüksiyon olayının genel bir uygulamasıdır. Primerde oluşan değişken
manyetik alanı sekonder sargısına ulaştıran nüveler, bir yüzü yalıtılmış, % 3-4 oranında silisyum
katkısı yapılmış ince (0,35-0,5 mm) çelik saclardan üretilir. Yüksek frekanslı devrelerde kullanılan
transformatörlerin nüvesi ise ferrit maddesindendir.
119
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
120
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
, N2=50 sipir
Not: Transformatörlerin gövdesinde giriş ve çıkış uçları işaretlenmiştir. 220 V yanlışlıkla çıkışa
uygulanırsa transformatör çok yüksek gerilim üretmeye başlar ve tehlike arz eder. O nedenle
bağlantılar titizlikle yapılmalıdır.
Transformatörün yüksek gerilim ve alçak gerilim sargıları bu yöntemlerle belirlenebilir.
I. Sargıların direnci ölçüldüğünde büyük dirençli taraf yüksek gerilim, düşük dirençli taraf düşük
gerilim sargısını gösterir.
II. Gözle bakıldığında alt kısımda bulunan ince kesitli sargılar yüksek gerilim, üst kısımda bulunan
kalın kesitli sargılar ise düşük gerilim uçlarını belirtir.
3.15.2. Transformatörde Kayıplar ve Bunları Önleme Metotları
Bir Transformatöre alternatif bir gerilim uygulandığında geçen akımın oluşturduğu manyetik
alanın tamamı ikinci devre iletkenlerini kesmez. Transformatörün nüvesi yetersiz, saclar küflü, bir
yüzeyleri yalıtkansız sarım işçiliği kötü ise primerde oluşan manyetik alanların bir bölümü devresini
hava üzerinden tamamlar. Bu manyetik alanlara kaçak akılar veya manyetik kaçak denir. Bunun
sonucunda sekonderde indüklenen gerilimde azalmalar olur. Bu kaçak akı geçen akının en fazla %5’ i
kadar olmalıdır.
Kaçak akıyı azaltmak için aşağıdaki işlemler yapılmalıdır:
Primer ve sekonde sargılarının uygun şekilde sarılmış olmaları
Nüve için kullanılan sacların manyetik geçirgenliğinin havaya göre çok yüksek olması
Transformatörün primer sekonder sargılarının üst üste ve aynı ayağa sarılması gerekir.
İyi kalite transformatörlerde manyetik kaçak oranı çok az olup, verim yüksektir. Manyetik kaçağın
çok olması transformatörün yüksüz halde (boşta) çalışırken aşırı akım çekmesinden, fazla
ısınmasından anlaşılabilir. Yüksek kaliteli devrelerin beslenmesinde manyetik kaçağı çok olan
transformatörler tercih edilmez. Bu tip işler için, tanınmış ve TSE belgeli markalar kullanılmalıdır.
Aşağıdaki şekilde transformatörlerin primer sarımlarında ortaya çıkan manyetik kaçak gösterilmiştir.
121
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
olacaktır. Bunlar dikkate alınarak iletken çapı seçilmelidir. İletken sargıların hesabı yapılırken geçen
akımlar dikkate alınarak yapılmalıdır.
Histerisiz Kayıpları
AC’nin her alternansının yön değiştirmesi anında nüve üzerinde çok az bir mıknatıslık kalır. Bu
artık mıknatıs ters yönden gelen akımın oluşturduğu manyetik alana karşı koyarak güç kaybına neden
olur. Bu duruma histerisiz kaybı denir.
Eddy (Fuko) Kayıpları
Demir nüveyi kesen manyetik akılar nüve üzerinde akım dolaşmasına neden olur. Dolaşan iç
akımlar ana manyetik alanın dolaşımını olumsuz etkiler. Fuko kayıplarını en aza indirmek için,
kullanılan nüveler ince (0,35-0,5 mm) ve birbirinden yalıtılmış çelik saclardan yapılır. Nüvenin
elektriksel direnci arttırılır. Bunun için nüve tek parça değil ince levhaların üst üste konmasıyla yapılır.
Manyetik Kaçak Kayıpları
Kuplaj katsayısının 1’den küçük olması yani primerde oluşan manyetik alanın bir kısmının
sekonderi kesememesi nedeniyle ortaya çıkan kayıplardır. Geçirgenliği yüksek olan silisyum katkılı
saclar kullanılarak manyetik kaçaklar azaltılabilmektedir.
3.15.3. Transformatörlerin Yüklü Yüksüz Durumdaki Davranışları
Transformatörün Yüklü Çalışması
122
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Transformatörün boş çalışması, primer devresine gerilim uygulandığında sekondere herhangi bir
yük bağlanmamasıdır.
123
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Örnek: 30 kVA 230/115 voltluk bir transformatörün boş çalışma deneyinde demir kayıpları 260 Watt
ölçülüyor. Boş çalışma deneyi primerde yapılmış olup 10 amper ölçülüyor. Boş çalışma akımının
enerji ve mıknatıslanma bileşenlerini bulunuz.
Çözüm:
Pfe = Po = U1. Ib . CosФ, CosФ= Po / (U1 . Ib)
CosФ=260/ (230.10)=0,1130, Ф=83,5 derece
Ie = Ib . Cos Ф = 10. 0,1130 = 1,130 Amper Cos Ф=0,1130
Im = Ib . Sin Ф = 10. 0,9935= 9,935 Amper Sin Ф=0,9935
Transformatörlerin sargı uçları, sargıların gerilimine göre farkı harflerle işaretlenir. Genellikle
yüksek gerilimli sargılar dik şekilde çizilmiş büyük harflerle belirtilir. Harflerin birbirini izleme sırası,
her iki sargının fazlarının birbirini izleme sırasının aynısı olmalıdır. TS-267 ye göre orta noktası dışarı
çıkarılmış veya çıkarılmamış bir fazlı transformatörlerin uçları aşağıdaki tabloda belirtildiği gibi
gösterilir.
TS-267 ye göre bir fazlı transformatörlerin uçlarının harfleri
125
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Bazı transformatörlerde hem primer, hem de sekonder çift sargılı olabilir. Örneğin 220/110 voltluk
bir transformatörün Primeri iki adet 110 voltluk, sekonderi ise iki adet 55’er voltluk sargılardan
oluşabilir. Bu sargıların polaritelerinin saptanması da tek sargılı transformatörların ki gibi yapılır.
Ancak harflendirmede ikinci sargıya S1, S2 harfleri değil P3, P4 harfleri verilir.
126
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Üreteç ve indüktif alıcı arasında gidip gelen akımdan dolayı harcanan güce reaktif güç (Q) denir.
Kapasitif alıcılar (kondansatör) şebekeden çektikleri akımla şarj olur. Daha sonra çektikleri akımı
şebekeye geri verir.
Bu bilgilerden sonra şu örneği verelim: Üzerinde 100 VA yazan bir transformatör eğer omik
özellikli bir alıcıyı besleyecekse yük, transformatördan 100 W güç alabilir. Eğer adı geçen
transformatöryla indüktif özellikli bir alıcı beslenecekse, alıcıya reaktif güç de gerekeceğinden 100
VA’lik gücün bir kısmı manyetik alan oluşturmada harcanır. Sonuçta 100 VA gücündeki
transformatördan 100 W’tan daha az bir aktif güç alınır.
Örnek: Etiketinde Cosϕ = 0,6 yazan bir motorun aktif gücü 1000 W’tır. Bu motorun beslenmesinde
kullanılacak transformatörnun görünür gücü kaç VA olmalıdır?
Çözüm: Cos ϕ = P/S S = P/Cosϕ = 1000/0,6 = 1666,66 VA
Sonuç olarak, alıcıların enerjiyi harcama biçimleri farklı olduğundan transformatörların bazılarında
güç değeri aktif güç cinsinden değil, görünür güç cinsinden verilir.
Uygulamada çeşitli gerilim, akım ve güç değerlerinde transformatörlar kullanılır. Kimi
transformatörların çıkış gerilimi tek kademeli olurken bazıları ise çok çeşitli değerlerde gerilim
verebilecek şekilde üretilmektedir. Eğer, 12 V/1 A çıkış verebilecek bir DC güç kaynağı yapılmak
isteniyorsa, bu iş için 10-15 W’lık güce sahip bir transformatör seçmek gerekir. Üzerinde 12 V/30 W
yazan bir transformatörnun verebileceği maksimum akım ise,
P = V.I olduğuna göre, I = P/V = 30/12 = 2.5 A’dir.
3.15.6. Oto Transformatörleri
Primer sargının bir kısmı veya tamamının sekonder sargı olarak ta kullanıldığı ve manyetik alanın
etkisinde kalan transformatörlere oto transformatör denir.
127
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Oto transformatörlerinin gücü azaldıkça, manyetik nüve kesiti küçülür. Bunun sonucu nüve için
kullanılan demir miktarı azalır. Daha az demir kullanılması ile manyetik nüvede oluşan demir kayıpları
da azalır. Oto transformatörlerinin regülasyonu, iki sargılı transformatörlere göre daha iyidir. Oto
transformatörünün sekonder sargısının olmaması ve bölümlerinden değişik akımlar geçmesi nedeni ile
iletken kesitleri değişik değerdedir. Bu durum daha az bakır kullanılmasını ve bakır kayıplarının da
azalmasını sağlar. Demir ve bakırın az kullanılması transformatörün hafifliğini ve ucuzluğunu,
kayıplarının az olması da verimin yüksekliğini gerçekleştirir. (Oto transformatörlerinde dönüştürme
oranı U1/U2 > 2 olursa ortak sargılardaki akım artar. Bu durumda sargı kesiti kalın olacağından daha
fazla bakır kullanılır. Buna bağlı olarak sargılarda oluşan bakır kaybı da artar.)
Sakıncaları:
Kullanılan gereçler bakımından çok ekonomik olan oto transformatörlerini, aşağıda belirtilen
sakıncaları nedeni ile, normal iki sargılı transformatörler kadar kullanma alanı bulamamıştır. Bu
sakıncalar :
Primer ve sekonder için aynı sargı kullanıldığından, yüksek ve alçak gerilim uçlarından biri
ortaktır. Bu da toprakla temas durumunda tehlike oluşturabilir.
Oto transformatörlarının kısa devre gerilimleri çok küçük olduğumdan (Uk < % 1) kısa devre
akımları büyük olur.
Kısa devre gerilimleri çok zor ayarlandığından paralel bağlanmaları da çok zor olur.
3.16. FİLTRELER
Filtrelerin Çalışma Uygulama ve Kullanımları
Filtre devrelerini besleme devreleri ve ses sistemlerindeki filtreleme haricinde en çok radyo
frekans alanında alçak geçiren, yüksek geçiren, bant durduran ve bant geçiren filtre devreleri olmak
üzere 4 farklı özellikte kullanılmaktadır. Bu filtre devreleri özellikle elektronik alanında radyo frekans
sinyallerinin kullanıldığı cihaz ve sistemlerde çok sıklıkla kullanılmaktadır. Basit örneklerle bu
kullanımı açıklayalım.
Bir televizyon cihazını düşünelim. Havadan anten vasıtasıyla değişik TV sinyalleri televizyona
giriş yapmaktadır. Ama ekrana bizim istediğimiz kanalı getirtip o kanalı izliyoruz. İşte burada diğer
kanallara ait sinyalleri durduran sadece bizim istediğimiz kanala ait sinyallerin geçişine izin veren
radyo frekans filtre devrelerinden bant geçiren filtre devreleri kullanılmaktadır. Bu örnekleri
çoğaltmak mümkün yine radyo devrelerinde de aynı sistem söz konusu, telsiz sistemlerinde farklı
kanallardan konuşma yapılmaktadır. Konuşma kanalı seçiminde yine filtre devreleri kullanılmaktadır.
RC, RL, LC ve RLC devrelerinin temel kullanım alanlarından bir tanesi de filtre (süzgeç)
devreleridir. Filtre devreleri bir veya bir grup frekansı diğer frekanslardan ayırmakta kullanılır. Dört
tip filtre devresi vardır. Bunlar (1) Alçak geçiren filtre, (2) Yüksek geçiren filtre, (3) Band geçiren
filtre ve (4) Band durduran filtre devreleridir.
3.16.1. Alçak Geçiren, Yüksek Geçiren, Band Geçiren, Band Durduran Filtreler
(a) Alçak geçiren filtre: Alçak frekanslı sinyallere çok düşük zorluk gösteren bir devredir. Alçak
geçiren filtre devresinin girişine gelen alçak frekanslı sinyaller hemen hemen hiçbir kayba
uğramaksızın çıkışa aktarılır. Girişe gelen yüksek frekanslı sinyaller ise büyük bir zorlukla karşılaşır.
Böylece, alçak geçiren filtre girişine gelen alçak frekanslar çıkışa aktarılırken yüksek frekanslı
sinyaller bloke edilir (durdurulurlar).
128
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
Alçak geçiren filtreler RC ve RL devresi olarak dizayn edilebilirler. RC devresi daha yaygın
olarak kullanılır.
RC filtre devresi
Girişe gelen düşük frekanslı sinyallerde, kondansatörün kapasitif reaktansı (Xc), R2 direncine göre çok
yüksektir. Bu nedenle kondansatörü açık devre gibi düşünebiliriz. Bu durumda girişe uygulanan alçak
frekanslı sinyaller R1 ve R2 dirençlerinde gerilim düşümlerine neden olur. R1 direnci 1K, R2 direnci
5K olduğundan gerilimin büyük çoğunluğu R2 direncinde düşer. Dikkat edilirse çıkış sinyali R2
direncinin uçlarından alınmaktadır. Böylece girişe gelen alçak frekanslı sinyallerin çok büyük bir
bölümü çıkışa aktarılmış olur.
Alçak geçiren filtre devresinin girişine yüksek frekanslı sinyaller geldiğinde ise kondansatörün
kapasitif reaktansı çok düşer. Kondansatör kısa devre gibi düşünülebilir. Böylece kondansatör R2
direncini de kısa devre etmiş olur. Giriş geriliminin tümü seri bağlı durumdaki R1 direnci uçlarında
düşer. R2 direncinde ise (kondansatör tarafından kısa devre edildiği için) gerilim düşmez. Böylece
girişe gelen yüksek frekanslı sinyaller çıkışa ulaşamaz. Yüksek frekanslı sinyaller RC alçak geçiren
filtre devresi tarafından durdurulur.
RL filtre devresi
Girişe alçak frekanslı sinyaller geldiğinde bobinin endüktif reaktansı (XL) çok düşük olur. Böylece
girişteki gerilimin çok büyük bir bölümü Rı direncinde düşer. Bu direnç uçları da doğrudan doğruya
çıkış uçlarıdır. Böylece girişe gelen alçak frekanslı sinyallerin çok büyük bir bölümü çıkışa aktarılmış
olur.
Devre girişine yüksek frekanslı sinyaller geldiğinde, devredeki bobinin endüktif reaktansı (XL)
çok yükselir. Bobinin endüktif reaktansı (XL), R1 direncine göre çok yüksek değer gösterdiğinde,
girişe gelen gerilimin çok büyük bir kısmı bobin uçlarında düşer. R1 uçlarında ise çok küçük gerilim
düşer. Çıkış, R1 uçlarından alındığından, girişe gelen yüksek frekanslı sinyallerin çok çok küçük bir
kısmı çıkışa ulaşmış olur. Böylece RL elemanlarıyla kurulan alçak geçiren filtre, girişine gelen yüksek
frekanslı sinyalleri bloke etmiş (durdurmuş) olur.
(b) Yüksek geçiren filtre: Aşağıda RC elemanlarıyla tasarlanmış yüksek geçiren filtre devresi, giriş
ve çıkış frekans spektrumlanyla birlikte görülüyor.
130
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
131
FIRAT ÜNİVERSİTESİ SİVİL HAVACILIK YÜKSEKOKULU
UNIVERSITY OF FIRAT SCHOOL OF AVIATION
132