Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 97

Bu kitabın bütün hakları Mavi Deniz Yayıncılığa aittir.

Yayınevinin yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz.
Copyright©

YAZAR
Ahmet KÜÇÜKAYDIN

DİZGİ - GRAFİK - KAPAK TASARIMI


Resul KÖSE - Abdulkadir KARADURAN

YAYINEVİ
MAVİ DENİZ YAYINCILIK
+90 553 382 47 72 - +90 538 944 34 09
www.mavidenizyayinlari.com

BASKI
NY MATBAACILIK LTD. ŞTİ.
Sertifika No: 50732

BASIM YERİ
Ankara

ISBN
978-625-99270-5-3
İÇİNDEKİLER
Tatil Bitti, Sınıflar Şenlendi ---- 3 Tarladaki Hazine ------------ 51

Yaz Tatili ------------------- 5 Değerlendirme - 4 ----------- 53

Horozlar Niçin Sabahları Öter -- 7 Bilmece - Bulmaca ----------- 55


Yavru Köpekler --------------- 9
Çocukluk ------------------ 57
Minik Kuş İle Çam Ağacı ------- 11
Uğur Böceği ---------------- 59
Saatim -------------------- 15
Su Damlasının Yolculuğu ------ 61
Her şeyi Bilen Çetin ---------- 17
Su Damlası Dağın Zirvesinde -- 63
Uçurtmanın Kuyruğu --------- 19
Kelime Bulmaca ------------- 65
Atatürk’ün Hayatı ----------- 21

Köpek --------------------- 23 Üzümgöz ------------------- 67

Değerlendirme - 1 ----------- 25 İnsanları Memnun Etmek Zordur - 69

Beyaz Baston --------------- 27 Gazetecileri Şaşırtan Çiftçi --- 71

Mavi Çanta ---------------- 29 Kitap Kurdu ---------------- 73

Koala --------------------- 33 Değerlendirme - 5 ----------- 75


Değerlendirme - 2 ---------- 35
Çakal İle Kurt -------------- 77
Saçımdaki Kuş Yuvası --------- 37
Bilmece Dede --------------- 79
Akıllı Tavşan ---------------- 39
Değerlendirme - 6 ----------- 83
Ayı Banyo Yapıyor ----------- 41
Gökçen Kız Çeşmesi --------- 85
Ayı Aynaya Bakıyor ---------- 43
Kartal Mıyım? Tavuk Muyum? --- 87
Bilmece - Bulmaca ------------ 45

Değerlendirme - 3 ----------- 47 Demirciler Ülkesi ---------- 89

Arkadaşını Doktora Götüren Uzaylı Çocuk -------------- 91

Leylek -------------------- 49 Değerlendirme - 7 ----------- 93


TATİL BİTTİ, SINIFLAR ŞENLENDİ
Haziran, temmuz, ağustos
derken eylüle ulaştık. Tatil
sona ermiş, okullar açılmıştı.
Annemle birlikte okula gittik.
Bu yıl üçüncü sınıfta okuya-
cağım.
Okula geldiğimizde bah-
çede öğretmenimle karşılaştık.
Öğretmenim:
- Mehmet, günaydın! Okula hoş geldin, dedi. Ben de öğretmenime
sarılarak:
- Günaydın öğretmenim, hoş bulduk! dedim.
Okula, öğretmenime ve arkadaşlarıma kavuştuğum için çok mut-
luydum. Arkadaşlarımı özlediğimi onları, görünce ve kucaklaşınca daha
iyi anladım. Bana:
- Hoş geldin Mehmet! dediler.
Bu arada zil çaldı. Sınıfımızın sıra olduğu yere gidip yerimi aldım.
Okul müdürü ve tüm öğretmenler tören alanına geldiler. Müzik öğ-
retmenimizin yönetiminde İstiklal Marşı’mızı büyük bir coşkuyla okuduk.
Okul müdürümüz yılın ilk konuşmasını yaptı. Müdür beyin konuş-
masının ardından düzen içerisinde sınıflara çıktık. Sınıflar öğrencilerle
şenlendi.
3
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Metne göre okullar hangi aydan sonra açıldı?

Cevap:
2. Mehmet okula kiminle gitti?

Cevap:
3. Öğretmeni Mehmet’e ne dedi?

Cevap:
4. Mehmet arkadaşlarını özlediğini ne zaman anladı?

Cevap:
5. Öğrenci ve velilerin dışında tören alanında kimler vardı?

Cevap:
B. Aşağıdaki olayları metne göre oluş sırasına göre sıralayalım.

...... Okulda bahçede öğretmenimle karşılaştık.

...... Müzik öğretmenimizin eşliğinde İstiklal Marşı’nı okuduk.

...... Tatil sona erince okullar açıldı.

...... Zil çalınca tören alanındaki yerime geçtim.

...... Annemle birlikte okula gittik.

4
YAZ TATİLİ
Yaz tatilini kim sevmez? Yorucu okul gün-
lerinin ardından denize girmek, kumlarda oy-
namak, tarlalarda koşmak; tatili geçirmenin en
güzel yollarındandır.
Cengiz de sabahları erkenden uyanıp denize
koşuyordu. Bazen saatlerce suya dalıp çıkıyor,
dalgalarla oynayıp duruyordu. Annesi sık sık, dikkatli olması, üşütmemesi
için uyarıyordu Cengiz’i. Ama denizi öylesine seviyordu ki bu uyarılara pek
de kulak verdiği söylenemezdi.
Fakat günlerden bir gün korkulan oldu. Bir sabah mide bulantısıyla
uyandı. Kendisini çok kötü hissediyordu. Başı ağrıyor, vücudu kırılıyordu.
Annesi elini alnına koydu ve:
- Ateşin var, dedi. Bugün deniz falan yok, yataktan çıkmayacaksın.
Önce canı çok sıkıldı Cengiz’in. Sonra evdeki
dergileri, gazeteleri yanına alıp okumaya başladı.
Yemyeşil, dev ağaçlarla dolu bir vadinin resimleri
doldurmuştu sayfaları.
Üzerindeki başlık da çok ilginçti. KELEBEK-
LER VADİSİ. Tam yazıya dalıp gitmişti ki kelebek
resimlerinden birinin canlandığını gördü. Cen-
giz, önce hayal gördüğünü sandı. Sonra minik kelebeği tanıdı. Bu, az
önce balkonda rastladığı sevimli ufaklıktan başkası değildi.
Nur İÇÖZÜ
Güneşe Tırmanan Çocuk
5
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Cengiz sabahları erkenden ne yapıyordu?

Cevap:
2. Annesi, Cengiz’i hangi konuda uyarıyordu?

Cevap:
3. Günlerden bir gün korkulan ne oldu?

Cevap:
4. Derginin sayfasındaki başlık nedir?

Cevap:
5. Yazıyı okumaya dalan Cengiz neyin canlandığını gördü?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri okuyalım. Yaz tatilinde yapılan faaliyetleri anlatan
cümlelerin yuvarlağını boyayalım.

Kumsalda oynamak, denizde yüzmek.

Kardan adam yaparak burnuna havuç takmak.

Bahçede ip atlamak, top oynamak.

Meyve ağaçlarına çıkıp meyve toplamak.

Buz tutan zeminlerde kızakla kaymak.

Parkta oyunlar oynamak, dondurma yemek.

6
HOROZLAR NİÇİN SABAHLARI ÖTER?
Bundan milyonlarca yıl önce Güneş,
Ay ve horoz gökyüzünde komşuy-
muşlar. Mutlu mesut bir şekilde
yaşarmışlar. Günlerden bir gün
Güneş uzak diyarlara gitmiş. Ay
ile horoz sohbet ediyormuş. Horoz,
Ay’ın söylediklerine itiraz etmiş. Ay ken-
disine karşı gelinmesine alışık değilmiş. Horoza
kızgın bir şekilde:
- Bundan böyle senin yuvan yeryüzü. Her şeyini topla ve gökyüzünden
ayrıl, demiş. Horoz:
- Ben burayı çok seviyorum. Yeryüzüne gitmek istemiyorum, demiş.
Bunun üzerine Ay öfkeli bir şekilde horozu tuttuğu gibi yeryüzüne
fırlatmış.
Güneş uzak diyarlardan dönmüş. Horoz nerede diye sormuş. Ay, olanı
biteni anlatmış. Güneş çok sinirlenmiş:
- Beni en can dostumdan ayırdın. Bundan böyle geceler senin, gün-
düzler benim olacak. Ben sabahları tepelerin ardından doğmaya başlayın-
ca sen evine çekil. Birbirimizi görmeyelim, demiş.
Horoz, konuşulanları dinlemiş. Güneş’e olan sevgisi, Ay’a olan öfkesi
artmış. İşte o günden beri Güneş, sabahları tepelerin ardından doğarken,
horoz başını gökyüzüne doğru kaldırıp:
- Üürüüü, üürüüü. Kukiriko, ku-ku-ri-ko... Günaydın sevgili dostum,
diye Güneş’i selamlarmış...
Çocuk Dergisi
7
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Metne göre kimler komşuymuş?

Cevap:
2. Ay, horoza niçin sinirlenmiş?

Cevap:
3. Ay sinirlenince, horoza ne demiş?

Cevap:
4. Güneş, horozu göremeyince Ay’a ne demiş?

Cevap:
5. Horozun, Güneş’e olan sevgisi niçin artmış?

Cevap:
B. Aşağıdaki yanlış ifadelerin doğrusunu yazalım.

YANLIŞ : Bir gün Ay, uzak diyarlara gitti.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Horoz, Ay’ı yeryüzüne yolladı.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Ay, olanları anlatınca Güneş sevindi.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Horozun Güneş’e olan öfkesi arttı.


DOĞRUSU :
8
YAVRU KÖPEKLER
Babam iş çıkışı eve gelirken bir ses duyduğunu söyledi. Akşam yemeğimizi
yedikten sonra babama:
- Baba, bahsettiğin sesin kaynağını merak ettim. Birlikte bakabilir miyiz?
diye sordum. Babam:
- Evet, kızım. Haydi birlikte bakalım. Böylece içimiz de rahat etmiş olur.
Binadan dışarı çıktığımızda hava biraz kararmıştı. Çevremizi görmekte zorlanı-
yorduk. Babam yanına aldığı el fenerini açarak etrafı aydınlatmaya çalışıyordu.
Ben hafif bir inleme sesi duydum. Sesin kaynağına doğru yavaşça ilerledik. Ça-
lılığa dikkatlice baktığımızda üç yavru köpek bir de anne köpek gördük. Babam:
- Anne köpek yavrularını yeni doğurmuş. Onları alıp sıcak bir yere gö-
türmeliyiz, dedi. Aklıma hemen bahçemizdeki kulübe geldi. Oldukça geniş ve
korunaklıydı:
- Baba, onları kulübede bakabiliriz, dedim. Büyük bir mutlulukla kabul
etti. Babam yavru köpekleri taşımak için bir karton kutu buldu. Annem, yavru
köpekleri ve anne köpeği görünce şaşırdı. Vakit kaybetmeden misafirlerimizi
yuvalarına yerleştirdi. Kutudan özenle çıkararak kulübeye yerleştirdik. Annem
de yeni misafirlerimize süt ikram etti.
Yavrular annelerinin sütü ile beslenmeliymiş. Eğer annelerinin sütü yet-
mezse taze süt verilebilirmiş. Bu değerli bilgiyi de annemden öğrenmiş oldum.
9
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Babası sesi ne zaman duydu?

Cevap:
2. Babası el feneri ile ne yaptı?

Cevap:
3. Babası ve çocuk çalılıkta ne gördü?

Cevap:
4. Çocuk, köpekleri nerede bakabileceklerini söyledi?

Cevap:
5. Babası niçin karton kutu buldu?

Cevap:
B. Aşağıdaki ifadelere uygun kutuyu boyayalım.

1 Aydınlatma Aracı 2 İkramda Bulunan


Kulübe Anne
El feneri Çocuk
Karton kutu Baba

3 Korumaya Alınan 4 Yaşanan Duygu

Ördek yavruları Sevinç


Kulübe Merhamet
Köpek yavruları Hoşgörü

10
MİNİK KUŞ İLE ÇAM AĞACI
Güzel bir yaz mevsiminin ardından sonbahar gelmiş. Havalar serinlemiş,
yağmurlar başlamış. Kuşlar göç hazırlıklarına başlamışlar. Yuva yaptıkları
ağaçlarla vedalaşmışlar. Gitme saati bakmışlar ki kuşlardan biri ortalıkta yok.
Öğrenmişler ki bu minik kuşmuş. Kanadı kırıldığı için ormanda kalacakmış.
Arkadaşları çıkmışlar yola. Minik kuş öyle üzülmüş ki bu ayrılığa, göz yaşları
hiç dinmemiş. Soğuk kış mevsimi gelmeden kendine bir yer bulmalıymış. Aklına
söğüt ağacı gelmiş. Varmış söğüt ağacına:
- Söğüt kardeş, kış mevsimi geçene kadar gövdendeki oyukta kalabilir mi-
yim?
- Uğraşamam seninle. Git başkasından yardım iste, diyerek minik kuşu
savmış yanından.
Minik kuş, boynu bükük geri dönmüş. Gitmiş meşe ağacının yanına:
- Ey ulu meşe! Benim gibi yaralı ve yalnız kuşun, kış boyunca dallarının
arasında kalmasına izin verir misin?
Meşe oralı olmamış:
- Olmaz. Sen, benim güzel palamutlarımı yersin,
deyip o da savmış başından.
Zavallı kuş, Allah’tan umut kesilmez deyip yola
devam etmiş. Rastlamış salkım saçak bir
çınar ağacına. Ah ile vah etmiş:
- Yalnız ve hastayım. Kış mevsi-
mini geçirmeme yardım eder misin?

DEVAMI SAYFA 13’DE

11
A. Aşağıda yanlış verilen cümlelerin doğrularını yazalım.
YANLIŞ : Sonbahar mevsimi bitmiş, yaz başlamış.
DOĞRUSU :

YANLIŞ : Minik kuşun gagası yaralanmış.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Minik kuş, çınar ağacını görmemiş.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Söğüt, minik kuşu misafir etmiş.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Minik kuş, ilk olarak meşeye uğramış.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Minik kuş gidemediği için mutluymuş.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Minik kuş her şeyden ümidini kesmiş.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Ağaçlar, minik kuşa üzülmüşler.


DOĞRUSU :
12
MİNİK KUŞ İLE ÇAM AĞACI
Çınar ağacı:
- Ben yabancıları sevmem. Kış boyunca dostlarımla sohbet edeceğim. Ken-
dine başka bir yer bul, demiş. Başka bir şey dememiş.
Ümidi iyice azalan minik kuş, bir ses duymuş. Ses, çam ağacından geli-
yormuş.
Çam ağacı:
- Seni üzgün görüyorum. Bir derdin mi var?
- Hiç sorma yeşil paltolu ağaç. Kırık kanadımla bir başıma kaldım. Kış
mevsimini geçirecek bir yer bulamadım. Çok zor durumdayım.
Çam ağacı ona çok acımış:
- Sen hiç üzülme! Benim yapraklarım incedir ama, kış boyu hiç dökülmez.
Yapraklarımın arasında istediğin kadar kalabilirsin.
Minik kuş, buna çok sevinmiş. Çam ağacının sık yapraklı dallarından birinin
arasında kendine barınak yapmış. Böylece kendini güvende hissetmeye başlamış.
Artık, kış gelip çatmış. Çam ağacının komşusu ardıç ağacı minik kuşa, dal-
larındaki meyvelerden istediği kadar yiyebileceğini söylemiş.
Minik yaralı kuş ardıç ağacının meyvelerinden yemiş, çam
ağacının dallarında barınmış. Kış boyu mışıl mışıl uyumuş.
Günlerden bir gün, müthiş bir fırtına çıkmış. Bütün
ağaçlar yapraklarını dökmüş. Sadece çam ağacının yaprak-
ları kalmış. Minik kuşa yardımcı olmayan söğüt, meşe ve
çınar ağacının yaprakları bir bir dökülmüş. Çok çirkin
bir görünüm almışlar. Kendilerinden utanır olmuşlar.
13
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Çınar ağacı, kış boyunca ne yapacakmış?

Cevap:
2. Minik kuşun duyduğu ses kimden gelmiş?

Cevap:
3. Çam ağacı, minik kuşa ne sormuş?

Cevap:
4. Minik kuş yuvasını nereye yapmış?

Cevap:
5. Çam ağacının yaprakları hangi özelliktedir?

Cevap:
B. Aşağıdaki noktalı yerleri tamamlayalım.

a. Minik kuşa ......................... ağacı ve ......................... ağacı yardım


etmiş.

b. Müthiş bir ....................... çıkmış. Bütün ağaçlar ....................... dök-


müş.

c. Çam ağacının .......................... incedir ve .......................... dökülmez.

d. Minik kuşa yardımcı olmayan ...................... ağacı, ......................

ağacı ve ...................... ağacının yaprakları dökülmüş.

14
SAATİM
Kara gözlü saatim, Yarı gece olunca
Ak yüzün yusyuvarlak. Yirmi dörde gelirsin.
Uyanınca erkenden Bir gün süren yolunu
İlk işim sana bakmak. Sevinçle bitirirsin.

Geç mi kaldım okula Sonra yine, “BİR!...” deyip


Sen olmasan bilemem. Başlarsın yeni güne.
Saati benim gibi, Durmadan, yorulmadan
Senden öğrenir annem. İşlersin döne döne.

Ben daha uykudayken Sana benzerim ben de.


Sen çın çın çın edersin. Bıkmadan çalışırım.
- Kalk artık, yeter uyku, Vaktinde iş yapmaya
- Yediye geldim, dersin. Küçükten alışığım.
Hasan Ali YÜCEL

15
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Sabah uyanınca çocuğun ilk işi nedir?

Cevap:
2. Saat ne zaman çın çın çın ediyor?

Cevap:
3. Çocuğun hangi yönü saate benziyor?

Cevap:
4. Saatin bir günlük yolculuğu ne zaman sona eriyor?

Cevap:
5. Çocuk, saat olmazsa neyi bilemez?

Cevap:
B. Aşağıdaki soruları cevaplandıralım.

Bir gün kaç saattir? ........................

Bir saat kaç dakikadır? ........................

Bir dakika kaç saniyedir? ........................

İki gün kaç saattir? ........................

Beş saat kaç dakikadır? ........................

16
HER ŞEYİ BİLEN ÇETİN
Çetin okula gitmemeye karar verdi. Çünkü her şeyi bildiğini düşünü-
yordu. Eve gelince düşüncelerini annesine anlattı.
- Anneciğim! Okuma ve yazmayı öğrendim. Dakikada 120 kelime oku-
yorum. Ayrıca toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeyi de öğrendim. Bundan
böyle okula gitmem için bir neden kalmadı.
- Öyle mi, dedi annesi hafif sinirli bir şekilde.
- Evet anneciğim! Bilmem gereken her şeyi biliyorum. Örneğin, buhar
makinesini kimin bulduğunu biliyorum.
- Buhar makinesi ne demek oğlum? diye sordu annesi.
Tam bu sırada kapı çaldı gelen babasıydı. Ona da düşüncelerini söy-
ledi. Babası biraz gergin bir şekilde:
- Bu düşüncelerin doğru değil. Hiç kimse her şeyi bilemez. İnsanlar
sürekli olarak yeni bir şeyler öğrenirler, dedi.
Çetin hayal kırıklığına uğramıştı. Babası bile her şeyi bilmiyordu. Kısa
bir sessizlik oldu. Çetin’in sormak istediği bir soru vardı. Annesinin duyma-
ması için sesini iyice alçaltarak:
- Buhar makinesi ne demek baba?
- Bak oğlum, her şeyi bilmezsen bile, çok güzel bir şey öğrenmişsin,
dedi. Yani soru sormayı öğrenmişsin...
Sulhi DÖLEK - Her Şeyi Bilen Çocuk
17
A. Aşağıdaki soruları hikayeye göre cevaplandıralım.

1. Çetin niçin okula gitmemeye karar verdi?

Cevap:
2. Çetin annesine matematikle ilgili neleri öğrendiğini söyledi?

Cevap:
3. Annesi Çetin’e hangi soruyu sordu?

Cevap:
4. Çetin’i hayal kırıklığına uğratan ne oldu?

Cevap:
5. Çetin, babasına hangi soruyu sordu?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümleler hikayeye göre doğruysa “D”, yanlışsa “Y”
yazalım.
a. Çetin okulu çok seviyordu. (........)

b. Annesi Çetin’e “Haklısın oğlum!”, dedi. (........)

c. Çetin düşüncelerinden babasına bahsetmedi. (........)

d. Çetin dakikada 100 kelimeden fazla okuyordu. (........)

e. Babası, Çetin’e “Bu düşüncelerin doğru değil.” dedi. (........)

f. Çetin, annesinin sorduğu sorunun cevabını bilmiyordu. (........)


18
UÇURTMANIN KUYRUĞU
Uçurtmanın bir huyu, Gördü yukarıdan yeri,
Oyun sever kuyruğu. Gölleri, denizleri,
Tek isteği yükselmek Kıvrım kıvrım ırmaklar,
Tepeden yeri görmek. Sıra dağlar, ovalar...
Ona engel olan, Gönlü birden şenlendi.
Rüzgâr ya da ipi tutan. - Ufkum açıldı, dedi.
Bir gün döndü rüzgâra: Bildiğim ne az imiş.
- Beni göğe sal, dedi. Oysa ne çok var, imiş.
İpim kopsun gideyim, Daha yükselsem eğer,
Gökyüzünde gezeyim. Görürdüm neler neler...
Erol BÜYÜKMERİÇ
Rüzgâr esti, gürledi
Dileği gerçekleşti
İpi koptu pıt, diye.
Uçup gitti göklere.

19
A. Aşağıdaki ifadelere uygun kutuları işaretleyelim.

1 Uçurtmanın huyudur. 2 Uçurtmanın tek isteğidir.


Sabah uçmak istemesi. Arkadaşlarıyla oynamak.
Kuyruğunun oyun sevmesi. Rüzgârda uçmak.
Uçurtmalarla yarışması. Özgürce yükselmek.
Uçurtmanın yükselmesi- Uçurtmaya yardım
3 ne engel olandır. 4 edendir.
Rüzgârın bencilliği. Rüzgâr
Uçurtmaya bağlı ip. Gökyüzü
Havanın sıcaklığı. Çocuk
Uçurtmanın rüzgâra Uçurtmanın uçup gittiği
5 söylediği sözdür. 6 yerdir.
Dağlara çıkar beni. Gökyüzü
Bulutlara çıkar beni. Dağlar
Göğe sal beni. Güneş
Uçurtmanın gördüğü Metne uygun olabilecek
7 yerlerdir. 8 başlıktır.
Bahçeler, çayırlar. Uçurtmanın Rüyası
Göller, ovalar. Uçurtmanın İsteği
Şehirler, kasabalar. Uçurtmanın Başarısı

9 Metnin ana kahramanıdır. 10 Metnin konusudur.


Uçurtma Oyun merakı.
Kuyruk Rüzgârın merhameti.
Rüzgâr Yükseğe çıkma isteği.
20
ATATÜRK’ÜN HAYATI
Atatürk bin sekiz yüz seksen bir yı-
lında Selanik’te doğdu. Annesi Zübey-
de Hanım, babası Ali Rıza Bey’dir. Kız
kardeşinin adı ise Makbule’dir. Atatürk
ailesine çok değer verirdi.
Çalışkan bir öğrenci olan Atatürk okuduğu tüm okulları başarıyla
bitirdi. Harp Akademisi’ni bitirdikten sonra komutan olarak orduya
katıldı.
Yurdumuz düşmanlar tarafından işgal edildi. Atatürk yurdumu-
zun kurtarılmasında Türk milletine ön-
derlik yaptı. Yirmi dokuz ekim bin dokuz
yüz yirmi üç yılında cumhuriyeti ilan etti.
Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk cumhurbaş-
kanı oldu.
10 Kasım 1938 (Bin dokuz yüz otuz
sekiz) tarihinde Dolmabahçe Sarayı’nda
yaşama gözlerini yumdu. Atatürk’ün na-
aşı Ankara’da Anıtkabirde’dir.
21
A. Aşağıdaki bulmacayı metne göre dolduralım.

1. Atatürk’ün doğduğu şehir.

2. Atatürk’ün kız kardeşinin adı.

3. Atatürk’ün annesinin adı.

2 4

4. Atatürk’ün babasının adı.

5. Cumhuriyetimizin adı.

6. Atatürk’ün naaşının bulunduğu yer.

22
KÖPEK
Merhaba, beni hemen tanıdınız değil mi?
Çünkü en çok gördüğünüz hayvanlardan biriyim.
Çok farklı olanlarımız vardır. İnsanların sadık dostu
olarak tanınırız.
Biz köpekler en çok kemik yemeyi severiz.
Kemikler gerçekten çok lezzetlidir. Dişlerimizle o
sert kemikleri nasıl kırabildiğimizi mi merak ediyorsunuz? Bu bizim için çok
kolay. Dişlerimiz kemikleri kırabilecek güçtedir. Kırk iki
dişimizle kemikleri ufalayıp yiyebiliyoruz.
Burnumuz da dişlerimiz gibi harikadır. Çok iyi
koku alır. Bazı türlerimiz polis köpeği olarak çalışır.
Kayıp olan veya aranan her türlü
nesneyi kokusundan bulurlar. Aferin onlara!
Bazı köpek arkadaşlarımsa çoban köpeği ola-
rak çalışırlar. Yani bekçilik yaparlar ve insan-
lara yardımcı olurlar. Biz köpekler karanlıkta
çok iyi görebiliriz. Hareket eden varlıkları çok uzaktan farkedebiliriz. Sizin
duyamadığınız sesleri de duyabiliriz.
Bazen dilimiz dışarda yürürüz. Dilimizi dışarı çıkartarak
vücudumuzu serinletiriz. Çok sıcak havalarda bizi böyle
görebilirsiniz. Serinlemek çok güzel.
Görüşmek üzere, hoşça kalın...
İnternetten
23
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Köpekler en çok neyi severler?

Cevap:
2. Köpeklerin kaç dişi vardır?

Cevap:
3. Polis köpekleri neleri kokusundan bulurlar?

Cevap:
4. Metne göre hangi köpeklerin görevi bekçilik yapmaktır?

Cevap:
5. Köpekler dillerini niçin dışarı çıkarırlar?

Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazalım.

a. Günlük hayatta en çok karşılaştığımız hayvanlardan biri de


köpektir. (........)
b. Burnumuz, dişlerimiz kadar gelişmiştir. (........)

c. Köpeklerin görme yetenekleri oldukça iyidir. (........)

d. Biz köpekler otla besleniriz. (........)

e. İnsanların duymadığı sesleri köpekler duyabilir. (........)

f. Köpekler serinlemek için toprakta uyur. (........)


24
DEĞERLENDİRME 1

KELOĞLAN İLE AYKIZ


Çok uzak bir ülkede güzeller gü-
zeli Aykız adında bir kız yaşarmış. Aykız
aynı zamanda padişahın biricik kızıymış.
Aykız günün birinde çaresi olma-
yan bir hastalığa yakalanmış. Padişah
ülkenin dört bir yanına haber salmış.
Ülkedeki tüm doktorlar saraya toplan-
mış. Var olan bütün hünerlerini kullan-
mışlar. Fakat Aykız’ı iyileştirememişler.
Aykız’ın hastalığını ve tedavi edilemedi-
ğini ülkede duymayan kalmamış.
Keloğlan da Aykız’ın hastalığından
haberdar olmuş. Düşünmüş, taşınmış. Aykız’a annesinden öğrendiği tarhana
çorbasını içirmeye karar vermiş. Annesinden izin alan Keloğlan padişahın
sarayına doğru yola çıkmış. Padişahın izniyle hazırladığı tarhana çorbasını
Aykız’a içirmiş. Çorbayı içen Aykız gözlerini aralamış. Birkaç gün sonra da
tamamen iyileşmiş. Padişah kızının iyileşmesine çok sevinmiş. Keloğlan’ı yanına
çağırmış ve ona:
- Güzel kalpli Keloğlan, dile benden ne dilersen!
Keloğlan çocukları çok severmiş:
- Yüce gönüllü padişahım! Köyümüze çocuk parkı yapılmasını dilerim, de-
yince padişahın emriyle Keloğlan’ın köyüne çok güzel bir çocuk parkı ve oyun
alanı yapılmış.
25
1. AYKIZ; 4. “Keloğlan’ın tarhana çorbası Ay-
a. Çok uzak ülkelerin birinde kız’a şifa olmuş.”
yaşamaktadır. Cümlesi ile anlatılmak istenen
b. Padişahın biricik kızıdır. hangisidir?
Padişahın kızı için verilen bilgiler- A. Tarhana çorbası Aykız’a der-
den hangisi doğrudur? man olmuş.
A. a doğru, b yanlış. B. Tarhana çorbası Aykız’a dert
olmuş.
B. İkisi de doğru.
C. Tarhana çorbasını Aykız çok
C. a yanlış, b doğru. severmiş.

2. “Aykız çaresi olmayan bir hasta- 5. a. Padişahtan izin almış.


lığa yakalanmış?” b. Çorbayı Aykız’a içirmiş.
Cümlesinde renkli yazılan ke- c. Annesinden izin alarak yola
limenin yerine hangisi yazılırsa çıkmış.
cümlenin anlamı değişmez? Yukarıdaki olayları oluş sırasına
göre sıraladığımızda sıralama
A. derdi
nasıl olur?
B. dermanı
A. b - c - a
C. doktoru
B. a - c - b
C. c - a - b
3. “Doktorlar var olan tüm hüner-
lerini kullanmışlar.” 6. Keloğlan, padişahtan niçin çocuk
Cümlesinde renkli yazılmış keli- parkı dilemiş?
menin eş anlamlısı hangisidir?
A. Çocuk parkını çok sevdiği için.
A. bilgilerini
B. Çocuk parkında oynamak için.
B. tecrübelerini C. Köylerinde çocuk parkı olma-
C. yeteneklerini dığı için.
26
BEYAZ BASTON
Çok eski zamanlardan bu yana insanlar baston kullanmaktadır. Bas-
tonların birçok çeşidi vardır. Kullanım amaçları ise birbirinden farklıdır.
Bastonların en anlamlısı beyaz bastondur. Çünkü beyaz baston görme
engelli arkadaşlarımız tarafından kullanılmaktadır.
Eğer bir kişi beyaz baston kullanıyorsa, o kişinin görme engelli olduğu
anlamına gelir.
Beyaz bastonlar, görme engellilerin güvenliği için gündüz beyaz gö-
rünür. Fosforlu olduğu için parlar ve gece de rahatlıkla farkedilir. Baston
kullanmayan görme engellilerin düşme, çarpma, yaralanma, sakatlanma
gibi kazalarla karşılaşma ihtimali baston kullananlara göre daha yüksektir.
Bundan dolayı baston kullanmaya küçük yaşta başlamanın onu benimse-
mek açısından büyük bir önemi vardır.

27
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. İnsanlar ne zamandır baston kullanıyorlar?

Cevap:
2. Beyaz baston kimler tarafından kullanılır?

Cevap:
3. Beyaz bastonlar niçin gece parlar?

Cevap:
4. Beyaz baston kullanmayanlar ne ile karşılaşıyor?

Cevap:
5. Beyaz baston kullanmaya ne zaman başlanmalıdır?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümlelerin metne göre doğrusunu yazalım.

YANLIŞ : Bastonların bir tek çeşidi vardır.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Beyaz bastonu yürüme engelliler kullanır.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Beyaz bastonlar gündüz parlak görünür.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Beyaz baston kullananlar daha çok düşer.


DOĞRUSU :
28
MAVİ ÇANTA
Bir hafta gidip gelmişti okula diğer çocuklarla birlikte. Yolda yorulu-
yordu sürekli. Yorulunca da çantasını genelde ablaları, abileri taşıyordu.
Akşam eve vardığında da yorgunluktan akşam yemeğini bile yiyemeden
uyuyakalıyordu bir köşede.
Yine okuldan yorgun döndüğü bir günün akşamında bir köşede uyu-
mak üzereyken, kasabadan gelen babasının elinde bir çanta gördü. Rengi
maviydi. Çantanın içinde de yeni kalemler, boyalar, defterler ve silgiler
vardı. Ahmet’in bir anda gözleri açıldı. Uykusu gözlerinden fırlayıp dağ-
ların ardına gitti. Eline aldığı çantayı dakikalarca inceledi.
Yeni alınan kalem, defter, boya ve silgilerini çantasına özenle yer-
leştirdi. Çantasını da başucuna koyarak uyumaya çalıştı. Ama gözlerine
uyku girmiyordu. Çünkü çok heyecanlıydı.
Gecenin geç saatlerine kadar uyuyamadı.
Saatler sonra göz kapakları yenik düştü
uykuya.
Ahmet rüyasında çok üzül-
dü. Çünkü gecenin karanlı-
ğında çantasını kaybetmişti.
DEVAMI SAYFA 31’DE
29
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Ahmet okula giderken yolda niçin yoruluyordu?

Cevap:
2. Ahmet niçin akşam yemeğini yemeden uyuyordu?

Cevap:
3. Ahmet’in babası çantayı nereden aldı?

Cevap:
4. Ahmet çantayı görünce ne yaptı?

Cevap:
5. Babası, Ahmet’e çantanın dışında neler aldı?

Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeleri harfleri kullanarak eşleştirelim.

A Ahmet okuldan eve dönerken Çünkü babasının elindeki


yoruluyordu. mavi çantayı görmüştü.

B Ahmet’in gözlerinden uyku Çünkü rüyasında çantasını


fırladı gitti. kaybetmişti.

C Ahmet’in gözlerine uyku gir- Çünkü çok çok heyecanlıydı.


miyordu.

D Ahmet rüyasında çok üzüldü. Çünkü okul, evlerine oldukça


uzaktı.

30
MAVİ ÇANTA
Ahmet rüyasında çantasını kaybetmiş ve bir türlü bulamıyordu. Sa-
baha kadar çantasını bulmaya çalışmış ve sonunda ter içinde uykusundan
uyanmıştı.
Saatler geçmek bilmiyordu sanki. Bir an önce okula gitmek istiyordu o
gün... Okuldaki bütün çocukların çantasını görmesini istiyordu. Ablaları, abi-
leri gelince başı dik koyuldu yine karlı yollara ama çantasını kimseye taşıtmak
istemiyordu. Kendisini çok şanslı ve özel hissediyordu. İlk defa yeni bir çantası
oluyordu hayatında.
Okuldaki ve sınıftaki çocuklar kıskançlıkla bakmıştı çantasına ve içinde-
kilere... Dünya’nın en mutlu çocuğu Ahmet’ti sanki...
İnternetten

31
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Ahmet uykusunda niçin terledi?

Cevap:
2. Ahmet niçin bir an önce okula gitmek istiyordu?

Cevap:
3. Ahmet’in yeni çantasıyla okula gittiği gün yollar nasıldı?

Cevap:
4. Arkadaşları çantaya hangi duyguyla baktılar?

Cevap:
5. Ahmet kendini niçin çok mutlu hissediyordu?

Cevap:

B. Aşağıdaki cümleler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazalım.

a. Ahmet’e çanta alındığı gün lapa lapa kar yağdı. (........)

b. Babası, Ahmet’e mavi renkli bir çanta aldı. (........)

c. Ahmet o gün yeni çantasını kimseye taşıtmadı. (........)

d. Ahmet’e daha önce de çanta alınmıştı. (........)

e. Arkadaşları Ahmet’e alınan yeni çantayı beğenmedi. (........)

32
KOALA
Merhaba! Tanışmak ister misiniz? Bence
tanışmak için en uygun zaman. Neden mi?
Çünkü şu an uyumuyorum. Her an uyuyabilirim.
Belki duymuşsunuzdur. Biz koalalar günün yaklaşık
20 saatini uykuda geçiririz. Kalan 4 saatte beslenir, ha-
reket eder ve yavrularımızla ilgileniriz.
Bugün oldukça mutluyum. Kesemde bir yavru var, benim yavrum.
Kafanız karışmasın sakın, ben kanguru değilim. Keseli denince akla hemen
kangurular gelir ama biz koalalar da yavrularımızı kesemizde taşırız. Ge-
çen hafta doğdu yavrum. Hemen keseme yerleşti. Onu sütle besleyerek
gelişmesine katkı vereceğim. Yaklaşık 5 ay bu şekilde süt ile beslenecek.
5 ay bitince hemen benden ayrılamaz. 3 yaşına kadar benimle kalmaya
devam edecek.
Biz koalalar koruma altındayız. Niçin mi? İnsanlar yaşam alanlarımız
olan ormanları keserek yok ettiler. Bilinçsizce bizleri avladılar. İşte bu yüz-
den sayımız çok azaldı. Bu dün-
ya hepimize yeter. Sevgiyle
hep birlikte yaşayabiliriz. Çok
uykum geldi! Artık gitmeliyim…
İyi uykular bana…
33
A. Aşağıdaki ifadeleri okuyalım. Doğru olan cümlenin kutusunu
boyayalım.

Koalalar uykucu hayvanlardır.

Koalalar uykuyu sevmezler.

Koalalar yavrularını sırtla- Koalalar günün 20 saatini


rında taşır. gölde geçirir.
Koalalar yavrularını kesele- Koalalar günün 20 saatini
rinde taşır. uykuda geçirir.

Koalaların avlanması yasak Koalalar yavrularını 5 ay


değildir. süresince sütle besler.
Koalalar koruma altındadır. Koalalar yavrularını 5 yaşı-
na kadar sütle besler.

İnsanlar koalaların yaşam Koalaların sayısı oldukça


alanlarını azalttı. fazladır.
Koalaların yaşam alanı ku- Koalalar koruma altındadır.
tuplardır. Avlanması yasaktır.

34
DEĞERLENDİRME 2

ÇİZGİLİ ÇANTA
Yusuf üçüncü sınıfa başlayacaktı. Çok mutluydu. Okul için alışverişe çıkıla-
caktı. Annesiyle babası nelerin alınacağını konuşuyorlardı.
- Geçen sene aldığımız çantası yepyeni duruyor. Yenisini almaya gerek
yok, dedi annesi.
Çizgili çanta bulunduğu yerden konuşulanları duydu. İçi sevinçle doldu.
Okula gitmeyi çok seviyordu. Geçen sene her gün Yusuf ile birlikte okula gidip
gelmişti.
- Ama anne, o geçen seneki çantam. Ben bu sene yenisini istiyorum, dedi
Yusuf.
- Oğlum, geçen sene sen istedin, sen beğendin diye aldık onu sana. Senin
için biraz büyüktü biliyorsun. Bu sene tam sana göre, dedi babası.
- İstemiyorum işte! dedi Yusuf.
- O zaman listeye çanta da yazalım. Sabah hazır olun küçük bey, yarın
okul için alışverişe çıkacağız, dedi babası.
- Ben dünden hazırım. Erken yatayım da erkenden kalkayım, dedi Yusuf.
Ertesi gün erkenden alışverişe çıkıldı. Okul için gerekenler alındı. Bir tek
şey dışında: Çanta...
Yusuf bir türlü çanta seçemedi. En güzelinin geçen seneki çantasının oldu-
ğuna karar verdi. Eve gelince çantasını dolaptan çıkardı.
- Gel bakalım dostum. Bu sene de beraberiz. Sen-
den daha güzel bir çanta bulamadım, dedi Yusuf.
Defterlerini, kalemlerini heyecanla içine yer-
leştirdi. Çizgili çanta da mutluydu. Yusuf bu
sene de okul heyecanını onunla paylaşacaktı.
Küçük Beylere Masallar

35
1. Yusuf için aşağıdakilerden han- 4. “Babası: Çanta geçen sene bi-
gisi yanlıştır? raz büyüktü. Bu sene tam sana
göre, dedi.”
A. Yusuf ikinci sınıfı bitirdi. Babasının ifadesinden hangi so-
B. Yusuf okula başlayacağı için nuca ulaşabiliriz?
sevinçliydi. A. Yusuf zayıfladı.
C. Yusuf üçüncü sınıfı bitirdi. B. Çanta küçüldü.
C. Yusuf gelişti.

5. a. Akşam erken yatıldı.


2. “Annesi: Yusuf’a yeni çanta al-
b. Sabah erkenden alışverişe çı-
maya gerek yok, dedi.” Annesi
kıldı.
niçin böyle bir şey söyledi? c. Alışverişten erken dönüldü.
A. Çanta yeni göründüğü için. Metne göre yukarıdaki ifadeler-
den hangileri doğrudur?
B. Çantalar pahalı olduğu için.
A. a - b
C. Ailenin maddi durumu iyi ol-
B. b - c
madığı için.
C. a - b - c

6. Anne ve babası alışverişe çıktık-


3. Yusuf niçin yeni çanta alınmasını larında niçin Yusuf’u yanlarına
istedi? aldılar?

A. Çünkü çantasını sevmiyor. A. Alışverişte alınan ürünleri ta-


şımaya yardımcı olması için.
B. Çünkü çantasının eskidiğini
B. Evde tek kalmasını istemedik-
düşünüyor. leri için.
C. Çünkü çantasının küçük oldu- C. Yusuf’un ihtiyaçları alınırken
ğunu düşünüyor. fikrini sormak için.
36
SAÇIMDAKİ KUŞ YUVASI
İnsanların saçlarım hakkında yorum yapmasına aylarca aldırış etmedim.
Aslında saçlarım hakkındaki yorumları hoşuma dahi gidiyordu. Ama bir gün
beni berbere koşturan bir şey oldu. Küçük bir kuş saçlarımda yuva yapmaya
başladı.
Bahçemizdeki ağacın altında çimenlere uzanmış, her zamanki gibi hayal
kuruyordum. Etrafımdaki her şey hareketsiz ve sessizdi. Sessizliğin tadını çı-
karıyor ve yarı uykulu yatıyordum. Yorgunluğun da etkisiyle derin bir uykuya
daldım.
O zaman küçük bir kuş ağaçtan uçarak kafama kondu. Saçıma yuva yap-
maya ve şarkı söylemeye başladı. Şarkı sesi uyanmamı sağladı. Hayatımda daha
önce bir kuşun sesini hiç bu kadar yakından duymamıştım. Ses çok tuhaf bir
şekilde oldukça net geliyordu. Kuşun kafamda şarkı söylediğini anlayana kadar
orada mutlu bir şekilde yattım. Fakat nasıl olduysa kuşun saçlarımın arasında
olduğunu hissettim. Birazcık korku ve endişeyle irkildim. İrkilmemle birlikte kuş
uçup gitti. Saçlarımın arasındaki çalı çırpıyı temizledim.
Herkes haklıydı. Kasabanın yolunu tuttum. Saçlarımı kestirmeye karar ver-
dim. Kuşların doğal yuvası haline gelmesini istemiyordum.
37
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. İnsanlar ne hakkında yorum yapıyorlar?

Cevap:
2. Çocuk her zamanki gibi ne yapmış?

Cevap:
3. Çocuğu berbere koşturan olay nedir?

Cevap:
4. Çocuk derin uykuya dalınca ne oldu?

Cevap:
5. Çocuk korku ve endişeyle irkilince ne oldu?

Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerle anlamlarını harfleri kullanarak eşleştirelim.

Saç sakal kesmeyi, tıraş etmeyi iş


U M ......
Y OR A edinmiş kimse.

Alıştığımızın dışında, alışılmamış bi-


BER
BER B ......
çimde olan.

H AF C İyi duyulan, anlaşılmayan yönü ol-


TU ......
mayan.

T Herhangi bir olay, konu hakkında dü-


NE D ......
şüncenin söylenmesi.

38
AKILLI TAVŞAN
Tavşan neşeli bir şekilde evinden çıktı ve şarkı söyleyerek ormana
doğru yürüdü. Rüyasında petek petek bal gören ayı, tavşanın sesiyle tatlı
uykusundan uyandı.
Tavşanın önünü kesen ayı ona şöyle dedi:
- Beni tatlı uykumdan uyandırdın. Sana unutamayacağın bir ders ve-
receğim dedi ve sonra ellerini havaya kaldırıp pençelerini küçük tavşana
gösterdi.
Küçük tavşan biraz korkudan biraz heyecandan ne yapacağını bile-
medi. Sonra ayıya doğru yaklaştı ve derin bir nefes aldı. Eliyle burnunu
tuttuktan sonra ayıya şöyle dedi:
- Sen en son ne zaman banyo yaptın?
Ayı, ellerini indirerek şöyle cevap verdi:
- Çok zaman olmadı. Eee... Şey... Yaklaşık altı ay önce galiba
galiba...
Tavşan, ayının yanından uzaklaşarak ona şöyle
dedi:
- Bu çok uzun bir süre. Biliyor musun, sende
rahatsız edici bir koku var.
Ayı şaşkınlıkla:
- Ne yapmalıyım o zaman? diye sordu.

DEVAMI SAYFA 41’DE

39
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Ayı rüyasında ne görüyordu?

Cevap:
2. Ayı, küçük tavşana niçin sinirlendi?

Cevap:
3. Küçük tavşan, ayıya yaklaşınca burnunu niçin tuttu?

Cevap:
4. Ayı, yaklaşık olarak ne kadar süre önce banyo yaptı?

Cevap:
5. Ayı, üzerindeki kokudan kurtulabilmek için sizce ne yapmalı?

Cevap:
B. Aşağıdaki olayları metindeki oluş sırasına göre sıralayalım.

Tavşanın sesiyle tatlı uykusundan uyandı ayı.

Tavşan, ayının pençelerini görünce korktu.

Tavşan şarkı söyleyerek ormana doğru yürüdü.

Ayıya yaklaşan tavşan burnunu tuttu.

Uykusundan uyanan ayı tavşanın önünü kesti.

Ayı rüyasında petek petek bal görüyordu.


40
AYI BANYO YAPIYOR
Küçük tavşan altı aydır yıkanmamış olan ayıya kendisini takip etmesini
söyledi. Nehre doğru yürümeye başladı. Ayı da sanki bir çocuk gibi onu
takip etti. Sonra tavşan, ayıya şöyle dedi:
- Şimdi nehre gir ve güzelce temizlen.
Ayı hemen suya girdi. Tavşan da ona kokulu beyaz bir sabun verdi.
Ayı, vücudunu güzelce sabunlayarak yıkanmaya başladı. Küçük tavşan ise
bir ağaca sırtını dayadı. Havucunu yiyerek onu beklemeye başladı. Temiz-
lenme işini bitiren ayı sevinçle sudan çıktı. Tertemiz olmuştu. Sonra ne
olduysa tavşanın kendisini tatlı rüyasından uyandırdığını hatırladı. Ağzını
açan ayı tavşana doğru yürümeye başladı. Ayının dişlerini gören tavşan
bu kez şöyle bağırdı:
- Bu dişlere ne olmuş böyle? Doğrusu dişlerinin hâli beni çok üzdü.
Hem temiz değiller hem de renkleri sararmış. Bu şekilde ormanda dola-
şamazsın, dey
deyince ayı şaşkın bir şekilde:
- O hâlde ne yapmalıyım, söyler misin lütfen? Tavşan:
- Şu diş fırçasını ve macununu al ve dişlerini fırçala.
Ayı diş fırçasını ve macununu aldı ve dişlerini
fırçaladı. Dişleri pırıl pırıl parladı. Sonra da küçük
tavşana diş fırçası ve macun hediye ettiği için te-
şekkür etti.

DEVAMI SAYFA 43’DE

41
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Küçük tavşan, nehrin kenarında ayıya ne dedi?

Cevap:
2. Ayı nehirde yıkanırken, tavşan kıyıda ne yaptı?

Cevap:
3. Ayının dişlerini gören tavşan ayıya ne dedi?

Cevap:
4. Küçük tavşan, ayıya dişlerini temizlemesi için ne verdi?

Cevap:
5. Dişlerini fırçalayan ayı ne yaptı?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri okuyalım. Kişisel temizlikle ilgili olanların önündeki
kutuyu güzelce boyayalım.

Sabah kalkınca elimizi, yüzümüzü yıkamak.

Evin bahçesine renk renk çiçekler dikmek.

Belli aralıklarla banyo yapmak.

Kıyafetlerimizi ve ayakkabılarımızı temiz kullanmak.

Salonu, odaları, koridoru boyamak.

Tırnak temizliğine özen göstermek.

42
AYI AYNAYA BAKIYOR
Ayı, dişlerini fırçaladıktan sonra tavşana döndü ve:
- Dişlerimi temizlediğime göre şimdi seni yiye...
Böyle söylerken ellerini tavşana doğru uzattı. Ayının ellerine dikkat
eden tavşan hemen şöyle dedi:
- Böyle olur mu hiç? Ellerin...
Ayı şaşkın bir şekilde:
- Ne olmuş ellerime? Söyle lütfen! Bunun üzerine tavşan:
- Şu tırnaklara bir bak. Ne kadar da uzamışlar. Ben böyle şeyleri hiç
sevmem. Ayı:
- Ne yapmalıyım öyleyse, diye sorunca tavşan ona bir tırnak makası
verdi. Ayı çok mutluydu. Hayatı çok değişmişti. Hemen tırnaklarını kesmeye
başladı. Tavşan:
- Tırnak makası sana hediyem olsun, dedi.
Ayı artık çok güzel kokan, dişleri parlayan, tırnakları kesilmiş biri ol-
muştu. Ellerini kaldırdı, dişlerini gösterdi, tavşana teşekkür
etmek için yaklaştı.
Tavşan, ayıya son olarak bir ayna hediye etti. Ayna
ayının hoşuna gitti. Kendini seyretmeye başladı. En
çok da dişlerinin parlaklığını sevmişti. Ayının aynaya
bakmasını fırsat bilen tavşan hemen oradan uzak-
laştı. Şarkısını söyleyerek gözden kayboldu.
Bestami YAZGAN - Necran MİRHUN
Çeviren: İsmail Avcı - Kısaltılmıştır.

43
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Ayı, dişlerini temizledikten sonra ne yaptı?

Cevap:
2. Küçük tavşan, ayının tırnakları ile ilgili ne dedi?

Cevap:
3. Küçük tavşan, tırnakları için ayıya ne verdi?

Cevap:
4. Tavşanın hediye ettiği aynayı alan ayı ne yaptı?

Cevap:
5. Ayının aynaya bakmasını fırsat bilen tavşan ne yaptı?

Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeleri harfleri kullanarak eşleştirelim.

Küçük tavşan vücut temizliği ayıya fırça ile macun verdi.


A
için

Küçük tavşan diş temizliği için küçük tavşana teşekkür etti.


B

Küçük tavşan tırnak temizliği ayıya kokulu beyaz bir sabun


C
için verdi.

Ayı, kendisine temizlik konu- ayıya tırnak makası hediye


D
sunda yardım eden etti.

44
BİLMECE
1 İki camlı pencere, bakıp durur her yere.
2 Gelişi aslan gibi, duruşu kaplan gibi, yayılır hasır gibi.
3 Küçük bir hayvan, evi karavan.
4 Gece gezer, gündüz kaçar.
5 Havuç gördümü dayanamaz, zıplamadan duramaz.
6 Gezişi fiyakalıdır, ormanlar kralıdır.
7 Yeşildir rengi, çok iyi zıplar ileri.
8 Tintin sakallı, inatçı, akıllı.

2
1

7
8
5

BULMACA
45
KELİME BULMACA
DALGIÇ JÜPİTER YERKÜRE TÜRKİYE

KAHVALTI GÖKYÜZÜ AKRABA BAKLAGİL

HOŞGÖRÜ YILDIZLAR VANTİLATÖR İTME-ÇEKME

OKYANUS ARKADAŞ KERTENKELE OKSİJEN

N T U E Y E R K Ü R E A
Y Ü O K Y A N U S L J İ
V R Ü G Ö K Y Ü Z Ü Ü O
N K O K S İ J E N R P N
U İ T M E Ç E K M E İ A
E Y Z Ü İ A B U İ A T E
K E R T E N K E L E E Ü
V A N T İ L A T Ö R R H
B A K L A G İ L U İ E O
Y I L D I Z L A R E A Ş
İ L A U A K R A B A İ G
E Ö A R K A D A Ş U E Ö
D A L G I Ç R U E İ S R
L S K A H V A L T I U Ü
46
DEĞERLENDİRME 3

MOR MENEKŞE
Şehrin birinde bir köşkün penceresinde mor bir menekşe yaşarmış. Mor
menekşe büyük bir saksıya kök salmış, dallanıp budaklanmış.
Köşkün hanımı bu çiçeği her gün sever koklarmış. Ona güzel şarkılar
söyleyerek gönlünü alırmış. Ama mor menekşe kendini yeterince mutlu hisset-
miyormuş. Çünkü onun gönlü pencereden seyrettiği bahçedeymiş. Bir gün evin
hanımı camları silecekmiş. Mor menekşeyi saksısıyla birlikte bahçeye çıkarmış.
“Benim güzel çiçeğim, şimdi camları sileceğim. Seni çok geçmeden yerine ko-
yarım.” diye mırıldanmış.
Mor menekşeyi, karanfillerin, papatyaların, güllerin olduğu bahçeye bırak-
mış. Mor menekşenin keyfine diyecek yokmuş. Fakat akşam üzeri güneş batınca
üşümeye başlamış. Az sonra rüzgâr çıkmış. Mor menekşenin birkaç yaprağı
kırılmış. Saksısındaki topraklar havaya savrulmuş. Zavallı çiçek “Eyvah!... Bahçe
göründüğü kadar güvenli değilmiş. Galiba burada solup gideceğim.” diye ba-
ğırmış.
Neyse ki çok geçmeden bahçenin ilerisinde köşkün hanımı görünmüş. “Be-
nim güzel menekşem!” demiş. “Seni nasılda unuttum. Gel de yine penceremi
güzelleştir.”
Mor menekşe, hanımının
ellerinde köşke dönerken
bahçedeki bütün çiçeklere
neşeyle el sallamış. “Her
çiçeğin yaşam yeri farklıy-
mış.” diye söylenmiş. “Bun-
dan sonra penceremin kıy-
metini bileceğim.” demiş.

47
1. ÇİÇEĞİN; 5. Bahçedeki olumsuzluklar ne za-
a. Adı: Menekşe man başlamış?
b. Rengi: Mor
c. Yaşadığı Yer: Köşkün bahçesi A. Yağmur yağmaya başlayınca.
Çiçekle ilgili verilen bilgilerden B. Güneş batınca.
hangileri doğrudur? C. Gök gürleyince.
A. a - b B. a - c
C. b - c
6. Yaşanan olumsuzluklar sonrası
2. Köşkün hanımı her gün, çiçekte nasıl duygular gelişmiştir?
a. Çiçeği sularmış, A. Bahçeyi çok sevmiş.
b. Çiçeği koklarmış,
c. Çiçeğe güzel sözler söyler- B. Köşke dönmek istememiş.
miş. C. Korkuya kapılmış.
İfadelerinden hangileri doğru-
dur? 7. Köşkün hanımı çiçeği almaya ni-
A. a - b B. b - c
çin geç gelmiş?
C. a - c
A. Pencereleri silmesi çok uzadığı
3. Çiçeğin hayali aşağıdakilerden
için.
hangisidir?
B. Çiçeğe bir ders vermek için.
A. Köşkün salonuna geçebilmek.
B. Köşkün terasına çıkabilmek. C. Çalışırken onu unuttuğu için.
C. Köşkün bahçesinde olabilmek.
8. “Penceremin kıymetini bileceğim.”
4. a- lale b- papatya
c- karanfil d- sümbül Cümlesinde renkli yazılan keli-
e- orkide f- gül menin yerine hangi kelime gelir-
Yukarıdakilerden hangileri se cümlenin anlamı değişmez?
bahçedeki çiçeklerdendir?
A. Yerini
A. b - c - f
B. a - b - c B. Değerini
C. c - d - e C. Fiyatını
48
ARKADAŞINI DOKTORA GÖTÜREN LEYLEK
Namık Bey doktordu. Her yaz, deniz kenarındaki evine giderdi. Günlerini
kitap okuyarak ve yüzerek geçirirdi.
Bir sabah, yürüyüş yapmak üzere evden çıktı. Bahçe kapısının yanında
yaralı bir leylek gördü. Leyleğin bacağı maalesef yaralanmıştı. Doktor, ley-
leğin durumunu görünce yürüyüşünden vazgeçti. Leyleği eve aldı, bacağını
güzelce sardı. Bahçede ona güzel bir yuva yaptı. Sonra leyleğin karşısına
geçerek durumu anlattı:
- Bak leylek! Bacağının iyileşmesi için elimden geleni yaptım. On beş gün
bu bacağının üzerine basmamalısın. Yiyecek aramana gerek yok. Ben seni
beslerim. Ayağın iyileşince gidersin. Allah şifa versin...
Leylek, anlatılanları anlamışcasına başını salladı. On beş gün boyunca
yaralı bacağının üzerine basmadı. Sargıları açıldığında bacağı iyileşmişti. Üç
beş gün sonra da uçup gitti.
Aradan iki yıl geçti. Doktor, yine deniz kenarındaki evindeydi. Bir gün
bahçesinde iki leylek gördü. Leyleklerden biri ayağını tedavi ettiği leylekti.
Buna çok sevindi. Öteki leyleğe dikkatlice baktı. Kanadı yaralıydı. Çok şaşırdı.
Leylek, yaralı arkadaşını iyileştirmesi için doktora getirmişti.
İnternetten
49
A. Aşağıdaki soruları hikayeye göre cevaplandıralım.

1. Namık Bey tatilde günlerini genelde nasıl geçirirdi?

Cevap:
2. Namık Bey yaralı leyleğe nerede rastladı?

Cevap:
3. Namık Bey bahçede leyleğe niçin yuva yaptı?

Cevap:
4. Leylek hastalığı süresince ne yapmadı?

Cevap:
5. Leylek, arkadaşını niye doktora getirdi?

Cevap:
B. Aşağıdaki noktalı yerlere istenilen bilgileri yazalım.

Namık Bey’in mesleği: ................................................................

Namık Bey’in evinin bulunduğu yer: ...........................................

Leyleğin yuvasının yapıldığı yer: .................................................

Leyleğin bacağının sargıda kaldığı gün sayısı: ...........................

Olayın yaşandığı mevsim: .......................................................

50
TARLADAKİ HAZİNE
Memleketin birinde dürüst, bir o kadar da çalışkan bir adam var-
mış. Bu adam ne kadar çalışkansa beş oğlu da o kadar tembelmiş.
Bu duruma çok üzülürmüş yaşlı adam. Ne yaptıysa, ne ettiyse
çocuklarına çalışkanlığı aşılayamamış. Oğulları öğlene kadar yatar,
kalkınca da yemeklerini yer, ya balık tutmak için nehre ya da avlan-
mak için ormana gidermiş.
Bir gün bütün oğullarını baş ucuna toplamış:
- Oğullarım size söyleyeceklerim var, demiş.
- Buyur baba, seni dinliyoruz.
- Evlatlarım, bizim köyün dışındaki büyük tarlada hazine var.
Çocukların gözü açılmış:
- Sahi mi baba, nerede peki? Diye heyecanla sormuşlar.
- Hazineyi nereye gömdüğümü unuttum.
- Peki, biz nasıl bulacağız baba?
- Siz, gücü kuvveti yerinde genç adamlarsınız. Hem de beş kişisiniz. Tarlanın
her tarafını kazın. Altını üstüne getirin. Bulacağınızdan eminim.
Çocuklar tarlayı kazmaya başlamışlar. Az mı kazmışlar, çok mu kazmışlar bilin-
mez ama bir türlü hazineyi bulamamışlar. Fakat tarlayı öyle bir kazmışlar ki altını
üstüne getirmişler. Fakat ortada hazine filan yokmuş.
Kardeşlerin en küçüğü:
- Sayın ağabeylerim, tarlanın altını üstüne getirdik. Hazineyi bulamadık. Tarlayı
kazmışken bari buğday ekelim, demiş. Bu fikir ağabeylerinin de hoşuna gitmiş. Tar-
laya buğday ekmişler. O sene tarlada bol miktarda buğday yetişmiş. Bir ekmişler,
bin buğday almışlar. Geriye kalanı satmışlar. Bolca para kazanmışlar. Sene sonunda
bir araya toplanmışlar. Düşünmüşler, taşınmışlar, babalarının çalışmaları için “tar-
lada hazine var” dediğini anlamışlar.
51
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Yaşlı adamın kişilik özellikleri nelerdir?

Cevap:
2. Yaşlı adamın çocukları kalkınca ne yaparmış?

Cevap:
3. Yaşlı adam, çocukları başına toplayınca onlara ne demiş?

Cevap:
4. Yaşlı adam çocuklarına niçin hazinenin yerini bilmediğini söylemiş?

Cevap:
5. En küçük kardeş, kazılan tarla için ne demiş?

Cevap:
B. Sağdaki ifadeler, soldaki ifadelerin devamıdır. Harfleri kullanarak
eşleştirelim.

A Yaşlı adam bir gün ..... fakat hazine bulamamışlar.

B Evlatlarım, tarlanın ..... evlatları bir o kadar tembelmiş.

C Çocuklar tarlayı kazmışlar, ..... çocuklarını etrafına toplamış.

D Adam ne kadar çalışkan ise ..... bin buğday kesmişler.

E Çocuklar tarlaya bir ekmişler ..... her tarafını kazın.

52
DEĞERLENDİRME 4

SÜRÜSÜ AZALAN ÇOBAN


Vaktiyle bir çoban yaşarmış.
Bu çoban her sabah koyun sü-
rüsünü alarak köyünün otlakla-
rına çıkarırmış. Koyunları çayır-
lara salar, kendi de bir ağacın
altına oturup kaval çalarmış.
Fakat çoban kavalına hep
dertli dertli üflermiş. Çünkü ço-
banın köyündeki insanlar ağaçların kıymetini hiç bilmiyormuş. Eline baltasını
alan ormana giriyor, yaşlı-genç, yaş-kuru demeden ağaç kesiyormuş. Çoban
bu duruma çok üzülüyormuş.
Günler günleri kovalamış. Sonunda ormandaki ağaçlar azaldıkça azalmış;
orman yok olmaya yüz tutmuş. Yağmurlar yağmaz olmuş. Yağmur yağmayın-
ca ırmaklar, dereler kurumuş. Çayırdaki otlar sararmış. Çoban, sürüsünü taze
otlarla besleyemez olmuş. Koyunları açlıktan zayıflamış. Zamanla da azalmaya
başlamış.
Çobanın elinde kala kala üç beş koyun kalmış. Çoban bir gün üzgün üz-
gün köyüne dönerken, yolun kenarındaki çınarın kendisine seslendiğini duymuş.
Bir ağaçtan ses gelsin, olacak şey miymiş? Şaşkınlıkla durup dinlemiş.
Yaşlı çınar: “Sevgili çoban, köyünüzün başına ne geldiyse bilgisizlikten gel-
di.” demiş. “Herkes ormana girip rastgele ağaç kesmeseydi bugün böyle yok-
sulluğa düşmezdiniz. Eski günlerinize dönmek istiyorsanız “ağaç dikin.” Böylece
yoksulluktan kurtulursunuz.
53
1. a. Koyunları su kenarına götü- 4. Köyde yaşayan insanların hatası
rürmüş. hangisidir?
b. Koyunları çayırlarda otlatır- A. Ormandaki kuru ağaçları
mış. kesmeleri.
c. Ağacın altında oturur, kaval B. Ormandaki yaşlı ağaçları kes-
çalarmış. meleri.
Yukarıdakilerden hangileri çoba- C. Ormandaki her türlü ağacı
nın sabahları yaptığı işlerdendir? kesmeleri.
A. a - b B. b - c
C. a - c 5. Aşağıdaki ifadelerden hangisi
hayal ürünüdür?

2. “Çoban kavalına dertli dertli üf-


A. Çobanın koyunları azalmış.
B. Çınar ağacı, çobana seslen-
ler.” Cümlesinden çıkarılacak so-
miş.
nuç hangisidir?
C. Çayırdaki otlar kurumaya
A. Çoban oldukça mutludur.
başlamış.
B. Çoban geçim sıkıntısı yaşa-
maktadır.
6. Yaşlı çınara göre köylülerin ha-
C. Çobanı üzen durumlar var-
tası hangisidir?
dır.
A. Bilgisizlik
B. İlgisizlik
3. Ormanlar azalınca; C. Yeteneksizlik
a- Yağmur yağmamış,
b- Nehirler kurumuş 7. Eski güzel günlere dönmenin
İfadeleri için hangisi doğrudur? anahtarı hangisidir?
A. a doğru, b yanlış. A. Birlik ve beraberlik.
B. a yanlış, b doğru. B. Hayvanları korumak.
C. a da doğru, b de doğru. C. Fidan dikmek.
54
Aşağıda renklerle ifade edilen isimler vardır. Renkleri inceleyelim.
Kutulara renge göre isimler yazalım.

: ŞEHİR : ERKEK : HAYVAN

: KIZ : ÇİÇEK : MEYVE

E ..... ..... ..... ..... .....


..... Z ..... ..... ..... ..... .....
.....

A ..... ..... .....


..... ..... E ..... ..... .....
..... .....

T ..... ..... ..... .....


..... L ..... ..... .....
.....

S ..... ..... ..... ..... .....


..... A ..... ..... ..... .....
.....

M ..... ..... ..... ..... ..... .....


..... A ..... ..... ..... ..... .....
..... .....

K
..... ..... ..... ..... ..... O ..... ..... .....
.....

N ..... ..... ..... .....


..... E .....
..... ..... Ç .....

E ..... ..... .....


..... ..... P ..... ..... ..... ..... ..... .....
.....

55
Aşağıdaki kelimelerin harflerini kullanarak yeni kelimeler oluşturarak
yazalım.

A K R A B A B A S K I N
A .....
..... R ..... .....

K .....
..... A .....
R ..... ..... .....

K .....
..... A .....
B .....
A ..... ..... ..... .....

A .....
..... R .....
A .....
B .....
A ..... ..... ..... ..... .....

Ç E L T İ K D İ Z L İ K

..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

K E L E B E K Y U M U R T A

..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

56
çOCUKLUK
Affan Dede’ye para saydım, Bu bahar havası, bu bahçe;
Sattı bana çocukluğumu Havuzda su şırıl şırıldır.
Artık ne yaşım var, ne adım; Uçurtmam bulutlardan yüce,
Bilmiyorum kim olduğumu. Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Hiçbir şey sorulmasın benden; Ne güzel dönüyor çemberim;
Haberim yok olan bitenden. Hiç bitmese horoz şekerim.
Cahit Sıtkı TARANCI

57
A. Aşağıdaki soruları şiire göre cevaplandıralım.

1. Şair kime para vermiş?

Cevap:
2. Şair, Affan Dede’ye ne almak için para saymış?

Cevap:
3. Şair kendisine ne sorulmasını istemiyormuş?

Cevap:
4. Şiire göre güzel dönen nedir?

Cevap:
5. Şair neyin bitmesini hiç istemiyor?

Cevap:
B. Aşağıda harfleri karışık olarak verilen oyun isimlerini bularak noktalı
yere yazalım.

B E K Ö R E O L F U B T
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

C E D E C V E Ü E S S E K K
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

A O Y A P K T N
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

D E E L İ M S N E
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

58
UĞUR BÖCEĞİ
Merhaba, benim adım uğur böceği! Diğer adım
da uç uç böceği. Özellikle havaların ısındığı ve çi-
çeklerin cıvıl cıvıl açtığı ilkbahar mevsiminde ortaya
çıkarım. İnsanlar bizi görünce mutlu olurlar.
Bizler genellikle siyah beneklerle kaplı kır-
mızı renkte oluruz. Sarı olan uğur böceği
görürseniz sakın şaşırmayın. Çünkü bazılarımız sarı renktedir. Uğur bö-
ceklerinin bazılarında 2, bazılarında 7, bazılarında ise 50’den fazla benek
bulunur. Benim 2 beneğim, 6 kısa bacağım var.
Renklerim çok parlak olduğu için düşmanlarım bana zarar veremezler.
Tehlike anında hemen ters dönerim. Salgıladığım sıvı ile düşmanlarımı uzak-
laştırırım. Çünkü salgıladığım bu sıvının kokusuna dayanmak çok zordur.
Yakın zamanda 400 yavrum yumurtadan çıkacak. Bir sürü yavru uğur
böceğim olacak. Bu kadar yavruya isim
koymak tahmin edebileceğiniz gibi
zor. Bu yüzden hepsini, “uğur
böceğim” diye seveceğim.
İnternetten

59
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Okuduğunuz metinde tanıtılan varlığın adı nedir?

Cevap:
2. Uğur böcekleri genellikle ne zaman ortaya çıkarlar?

Cevap:
3. Uğur böcekleri hangi renklere sahiptir?

Cevap:
4. Uğur böcekleri ne zaman ters dönerler?

Cevap:
5. Uğur böcekleri niçin sıvı salgılar?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri metne göre tamamlayalım.

a. Uğur böcekleri ......................... ilkbaharda ortaya çıkar.

b. Uğur böcekleri ......................... siyah benekli ve kırmızı renkli olur.

c. Uğur böceklerinin ......................... sarı renklidir.

d. Uğur böceklerinin ......................... 50’den fazla benek vardır.

e. ......................... dört yüz yavru yumurtadan çıkacaktır.

f. Sarı renkte uğur böceği görürseniz sakın ..........................


60
SU DAMLASININ YOLCULUĞU
Yeşillerle çevrili bir ormanın içinde, mavi mi
mavi bir göl varmış. “Damla” bu göldeki
su damlalarından biriymiş. Damla, yaşadı-
ğı gölde mutluymuş. Zamanının çoğunda
göldeki balıklarla oynar, kurbağalarla ko-
nuşurmuş.
Günlerden bir gün hava çoook ısınmış.
Hava ısınınca gölün suyu da ısınmış. Damla, bu sı-
cağa daha fazla dayanamamış ve buharlaşmış. Gökyüzüne doğru uçmaya
başlamış. O kadar uçmuş ki bulutların yanına kadar yükselmiş.
Beyaz mı beyaz, pamuk gibi bulutların üstünde farklı büyüklükte su
damlaları varmış. Damla, diğer su damlalarıyla arkadaş olmuş. El ele
tutuşarak bulutların üstünde zıplamışlar, oyunlar oynamışlar. Damla oyun
oynamaktan yorulmuş ve kenara çekilip dinlenmeye başlamış. Tam o es-
nada yanına yağmur perisi gelmiş. Damla’nın kulağına eğilerek:
- Eğer burada sıkıldıysan seni tekrar yere indirebilirim. Damla, hiç
düşünmeden sevinçli bir şekilde:
- Eveet, lütfen! Yere indir beni.
Damla ve diğer su damlaları yağmur
perisinin yardımıyla buluttan atlayarak
yere doğru inmeye başlamışlar. Damla,
yeryüzündeki dağın en yüksek yerindeki
bir kayanın çukuruna düşmüş.
DEVAMI SAYFA 63’DE
61
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Yeşillerle çevrili ormanın içinde nasıl bir göl varmış?

Cevap:
2. Damla, yaşadığı gölde zamanını nasıl geçirirmiş?

Cevap:
3. Hava ve gölün suyu ısınınca ne olmuş?

Cevap:
4. Damla ve diğer su damlaları bulutların üstünde ne yapmışlar?

Cevap:
5. Yeryüzüne inen Damla nereye düşmüş?

Cevap:
B. Aşağıdaki olayları oluş sırasına göre sıralayalım.

..... Havalar çok ısınınca Damla dayanamamış ve buharlaşmış.

..... Damla bulutların üstünde oyunlar oynamış.

..... Damla, ormanın içindeki bir gölde yaşıyormuş.

..... Damla, yağmur perisinin yardımıyla buluttan ayrılmış.

..... Buharlaşan Damla bulutlara kadar yükselmiş.

62
SU DAMLASI DAĞIN ZİRVESİNDE
Yeryüzünün en yüksek dağının en yüksek yerindeki çukura düşen
Damla’nın etrafını yosunlar sarmış. Yosunlar Damla’yı, Damla da yosun-
ları sevmiş. Sonra güneş batmış ve hava kararmış. Akşam olmuş. Çok
soğuk rüzgârlar esmeye başlamış. Damla çok üşümüş, soğuktan titreme-
ye başlamış. Yosunlardan yardım istemiş. Ancak yosunlar uyudukları için
Damla’yı duymamışlar. Damla o kadar üşümüş ki küçücük bir buz tanesine
dönüşmüş.
Sabah olunca yosunlar uyanmış. Damla’nın buza dönüştüğünü görün-
ce üzülmüşler. Bilge yosun Damla’ya dönerek:
- Sen küçük bir su damlasısın. Dağların tepeleri soğuk olur. Geceleri
çok üşürsün. Uzun yosun söz almış:
- Az sonra güneş doğacak. Seni ısıtacak ve eriyerek suya dönüşeceksin.
Eriyince kayaların çatlaklarını takip ederek yola inersin. O yolu takip ederek
dağın yamaçlarındaki göle dönebilirsin, diyerek Damla’ya fikir vermiş.
Damla çok sevinmiş. Güneş doğunca ısın-
mış ve erimiş. Yosunların anlattığı yoldan
göle geri dönmüş ve kendi kendine:
- Bir daha asla bulutlar çağırınca gök-
yüzüne çıkmayacağım. Uslu ve mavi bir su
damlası olacağım, demiş.
İnternetten

63
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Akşam olunca dağın zirvesinde ne olmuş?

Cevap:
2. Yosunlar, Damla’nın yardımına niçin cevap vermemişler?

Cevap:
3. Gece olunca Damla neye dönüşmüş?

Cevap:
4. Hangi yosunlar Damla’ya fikir vermişler?

Cevap:
5. Güneş doğunca Damla’ya ne olmuş?

Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerle anlamlarını eşleştirelim.

Renksiz, kokusuz, tatsız sıvı halde bu-


U Z ......
B A lunan madde.

UT
Suyun donarak katı hale geçmiş du-
U L B ......
B rumuna denir.

Suda, nemli topraklarda ve ağaç göv-


SU C ......
delerinde yaşayabilen otsu bitki.

SUN Su ve buz tanecikleri ile oluşan, yağ-


YO D ......
murun gerçekleştiği kümeler.

64
KELİME BULMACA
T Y N A E B A L K O N H
Ö Ü Ş Z İ A L T N Ü B R
R U İ L E Y S Ü A N E H
E A İ U Ç Ö R I Ü R İ I
N Ö R B Ç O İ Ü N E A R
T E İ E A Ü R H Ş I E K
A R T Ö Ü L A A Y Z F A
Ğ Y Ü İ S E N E P A Ü E
A Ü O Z Ş B Ç Ü D Y C U
Ç İ U N G Y Ö K A Z A K
R A Ö U Y A İ V Ö C E N
B E Y A Z C R Ş U B A T

.................... .................... .................... ....................

.................... .................... .................... ....................

BULMACA
.................... .................... .................... ....................

65
A B C Ç D E F G Ğ

H I K L M N O P

R S Ş T U Ü V Y Z

K .....
..... İ .....
R .....
A .....
Z

..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... .....

..... ..... ..... .....

..... ..... ..... ..... ..... .....

66
ÜZÜMGÖZ
O gün sınıfta derin bir sessizlik vardı.
Herkes üzgün ve neşesizdi. Bir hafta önce
kentte deprem olmuştu. Bazı binalar yıkılmış-
tı. Üzümgöz yıkılan binadan yaralanmadan
çıkmıştı.
Öğretmenimiz:
- Çocuklar, deprem büyük bir felakettir.
Depremin hangi gün, hangi saatte olacağını
kimse bilemiyor. Bizlere düşen deprem ön-
cesi ve deprem sırasında neler yapılacağını
bilmektir, dedi.
Sonra Üzümgöz’e sordu:
- Deprem sırasında sen ne yaptın, nasıl kurtuldun Üzümgöz?
Üzümgöz:
- Ben hemen yatağımın yanına uzandım. Ellerimle başımı koruma
altına aldım. Depremin geçmesini bekledim. Sonra üzerime dökülen toz
toprağın içinden hava alabileceğim bir delik açtım. Belirli aralıklarla bağır-
dım. Sesimi duyanlar beni kurtardılar, diye yanıtladı.
Üzümgöz’ü hayranlıkla dinleyen öğretmenimiz, onu yanına çağırdı:
- Aferin, Üzümgöz! Doğru hareket ederek kendini kurtarmışsın. Bu
senin kahramanlık madalyan, dedi. Elindeki madalyayı Üzümgöz’ün boy-
nuna taktı.
Aytül AKAL
67
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Sınıftaki herkes niçin üzgün ve sessizdi?

Cevap:
2. Depremle ilgili bilinmeyen nedir?

Cevap:
3. Üzümgöz deprem sırasında ilk önce ne yaptı?

Cevap:
4. Üzümgöz’ü kimler kurtardı?

Cevap:
5. Öğretmen, Üzümgöz’ü nasıl ödüllendirdi?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri metne göre tamamlayalım.

Bir hafta önce kentte ............................ olmuştu.

Depremin hangi ............................ olacağını bilemeyiz.

Öğretmenimiz, Üzümgöz’ü ............................ dinledi.

Aferin, Üzümgöz! Doğru ............................ etmişsin.

Öğretmen, ............................ madalya taktı.

68
İNSANLARI MEMNUN ETMEK ZORDUR
Nasrettin Hoca ve oğlu önde, eşeği ar-
kada kasabaya doğru yola çıkmışlar. Biraz
yürüdükten sonra bir vatandaşa rastlamışlar.
- Hocam niçin yaya yürüyorsunuz? Al-
lah, eşeği binilsin diye yaratmış. Bunu bil-
mez misin, demiş.
Hoca kendi kendine, “Adam haklı!” demiş.
Hoca, almış oğlunu bindirmiş eşeğin üzerine. Hoca yaya, oğlu eşeğin üze-
rinde başlamışlar yürümeye.
Biraz gidince rastlamışlar bir köylüye. Köylü bağırmış çocuğa:
- Ayıptır delikanlı, ayıptır! İhtiyar baban yaya yürüyor, sen keyif çatıyor-
sun. Yakışır mı bu sana? Çabuk in o eşeğin sırtından da, baban binsin! Hoca,
“Adam doğru söylüyor” demiş. Oğlunu indirip, kendisi binmiş eşeğe. Çocuk
yaya, Hoca eşek sırtında bir müddet gitmişler. Yolda bir kadına rastlamışlar.
Kadın seslenmiş Hoca’ya:
- Hoca, utanmıyor musun yaşından? Küçücük çocuğu yürütüyorsun, sen
eşek üzerinde keyif çatıyorsun.
Hoca biraz düşününce, “Kadın haklı.” demiş. Hoca, çocuğu da almış yanına.
Hoca ve oğlu eşeğin üstünde gitmişler bir süre. Çıkmış karşılarına bir adam:
- İnsaf yok mu sizde be! Bu kadar ağırlığa nasıl dayansın bu çelimsiz
hayvan!
Hoca şaşmış kalmış. Ne yaptıysa kimseye beğendirememiş. Anlamış ki, in-
sanları memnun etmek mümkün değildir. Oğluna şöyle demiş.
- En iyisi bildiğinden şaşmamaktır.
69
A. Aşağıda metinden alınan olaylar karışık olarak verilmiştir. Olayları
oluş sırasına göre sıralayarak aşağıya yazalım.

a. Nasrettin Hoca, oğlunu eşekten indirip kendisi bindi.

B. Nasrettin Hoca, oğlunu da eşeğin üstüne alarak, birlikte yolculuk


yaptı.

C. Nasrettin Hoca ve oğlu önde, eşek arkada kasabaya doğru yola


çıktı.

D. Nasrettin Hoca, oğlunu eşeğe bindirdi ve kendisi yaya olarak yola


devam etti.

OLUŞ SIRASI
1.

2.

3.

4.

70
GAZETECİLERİ ŞAŞIRTAN ÇİFTÇİ
Kasabamızda bu yıl da “En İyi Buğday Yarışması” düzenlendi. Düzen-
lenen bu yarışmayı bu yıl da Hüseyin Dayı kazandı.
Ulusal ve yerel gazeteciler Hüseyin Dayı ile röportaj yapabilmek için
kapısının önündeydi. Evin bahçesinde ikram edilen ayranlar içildikten sonra
gazetecilerden biri:
- İyi buğday yetiştirmenin sırrı nedir? diye sordu.
Hüseyin Dayı ona ve diğer gazetecilere gülümsedi:
- Atalarımdan bana kalan en iyi buğday tohumlarını kullanıyorum. Tar-
lama ektiğim tohumlardan da komşularıma veriyorum.
Gazeteciler bu konuşmalara hem şaşırdılar hem de bir anlam vere-
mediler:
- Hımmm, nasıl yani rakiplerinize yardım mı ediyorsunuz? En iyi to-
humlarınızı onlara mı veriyorsunuz? diye hayretle sordular.
- Evet, dedi sakin bir şekilde. Rüzgâr, büyümüş buğday bitkisinin po-
lenlerini alır. Bir tarladan ötekine taşır. Eğer komşularım kötü buğday
yetiştirirlerse onlardan gelen polenlerle aşılanacak olan buğdaylarım da
kalitesiz olur. Eğer ben iyi buğday yetiştirmek istiyorsam komşularıma yar-
dım etmeliyim.
Saide Nur DİKMEN

71
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Kasabada düzenlenen yarışmanın adı nedir?

Cevap:
2. Gazeteciler sorularını ne zaman sordu?

Cevap:
3. Gazetecilerden biri Hüseyin Dayı’ya ne sordu?

Cevap:
4. Hüseyin Dayı’nın hangi davranışı gazetecileri şaşırttı?

Cevap:
5. Rüzgâr bir bahçeden diğer bahçeye neyi taşıyor?

Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerle anlamlarını eşleştirelim.

Haber toplamayı, yazı yazmayı, fotoğ-


U M ......
T O H A raf çekmeyi meslek edinmiş kimse.

B ...... Çiçek tozu.

L EN C Bir konu hakkında yapılan görüşmenin


PO ......
tamamı.

AJ
T
OR
Ürün almak üzere toprağa ekilen ta-
ÖP D ......
R hıl veya benzeri tanesi.

72
KİTAP KURDU
Bekir, kitapçıya girdi. Çocuk kitapları bölümüne geçti. Raftan gözüne
kestirdiği bir kitabı aldı. İçini açıp incelemeye başladı. Orta bölümde bir
sayfayı açınca korkudan bağırdı.
- Ayyy!
- Bağırma lütfen! Benden sana
zarar gelmez. Ben bir kitap kur-
duyum. Kitabın içinde bir kitap
kurdu vardı. Bekir meraklı gözlerle
kitap kurduna bakarken:
- Anlaşılan daha önce bizden biriyle tanışmadın:
- Tanışmak bir yana, görmedim bile. Biliyor musun? Ben de bir kitap
kurduyum.
- Sen bize hiç benzemiyorsun. Sen bir insansın.
- Evet insanım.
- Öyleyse niye “Ben de bir kitap kurduyum.” diyorsun? Şaka mı yapı-
yorsun?
- Şaka yapmıyorum. Biz insanlar kitaba meraklı kişilere “kitap kurdu”
deriz. Artık tanışalım. Ben Bekir.
- Benim de adım “Meraklı”. Sen benim ilk insan arkadaşımsın.
Bekir, Meraklı’ya bir teklifte bulundu:
- Benimle birlikte yaşamaya ne dersin?
Meraklı’nın gözlerinin içi güldü.
- Yani seninle evinize gelmemi mi istiyorsun?
- Evet.
- Yaşasın, diye bağırdı Meraklı. Ardından kendini Bekir’in ellerine bı-
raktı.
73
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Bekir, kitapçıda hangi bölüme geçti?

Cevap:
2. Bekir, raftan aldığı kitabı incelerken niçin bağırdı?

Cevap:
3. İnsanlardan kimlere “kitap kurdu” denir?

Cevap:
4. Bekir, Meraklı’ya nasıl bir teklifte bulundu?

Cevap:
5. Meraklı, Bekir’in teklifine nasıl tepki verdi?

Cevap:
B. Aşağıdaki cümlelerin metne göre doğrusunu yazalım.

YANLIŞ : Bekir, kütüphaneye girdi.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Kitabın içinde toprak solucanı vardı.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Ben Bekir, ben de “Şaşkın” dedi.


DOĞRUSU :

YANLIŞ : Benimle birlikte okula gelir misin?


DOĞRUSU :
74
DEĞERLENDİRME 5

LEYLEK LEYLEK LEKİRDEK


Resimde de gördüğünüz gibi iri vücudum, uzun
bacaklarım, bir de uzun gagam var. Vücudum-
daki tüyler beyaz, uç kısımları ise siyahtır. Kü-
çüklüğümde gagam da siyahtı, fakat büyüyünce
turuncu oldu.
Biz leylekler büyük kuşlar olduğumuz
için yuvalarımız da diğer kuşların yuvala-
rından daha büyüktür. Yuvalarımızı
çubuk kullanarak yaparız. Yuvalarımız oldukça da-
yanıklıdır. İki, üç yıl yuvalarımızı kullanabiliriz. Yuva-
mızı görmek isterseniz kafanızı kaldırmak zorundasınız.
Bir çatıda, bir direkte, bir bacanın üstünde bizleri göre-
bilirsiniz.
Yavrularımızı anne ve baba olarak birlikte bakıp besleriz. Etçil
kuşlar olduğumuz için böcekler, sürüngenler ile besleniriz.
Birbirimizle iletişime geçmek için gagalarımızı birbirine vurarak
farklı bir ses çıkarırız. Biz leylekler ilkbahar ve sonbaharda göç ederiz.
Göç yolumuz oldukça uzundur. Kışı Afrika’da Sah-
ra Çölü’nde geçiririz. Bazı arkadaşlarımız ise
Hindistan’a giderler.
Arkadaşlar yolculuktan yeni döndük. Yolda
gördüklerimi hepinize anlatmak isterim. Şimdi
müsaadenizle gidip biraz dinleneyim. Gö-
rüşmek dileğiyle…
İnternetten
75
1. Leyleğin vücudu için ifade edilen- 5. “Leylekleretçil hayvanlardır.”
lerden hangisi yanlıştır? Buna göre leyleklerin beslenme
A. Gagası oldukça uzundur. menüsünde hangisi bulunmaz?
B. Vücudu zayıftır. A. Çekirge
C. İnce, uzun bacaklıdır. B. Makarna
C. Solucan
2. Leylekler niçin yuvalarını büyük
yaparlar? 6. Leyleklerin gagalarını birbirine

A. Çok yavruları olduğu için. vurmalarının nedeni hangisidir?


B. Güven içinde yaşamak için. A. Haberleşme
C. Büyük kuşlar oldukları için. B. Ulaşım
C. Güvenlik
3. “Leylekler yuvalarını iki üç yıl
kullanır.” İfadesine göre hangisi 7. Aşağıdakilerden hangisi yanlıştır?
doğrudur? A. Leylekler yaz mevsimini ülke-
A. Leylek yuvaları oldukça bü- mizde geçirirler.
yüktür. B. Leylekler ilkbaharda ülkemiz-
B. Leylek yuvaları oldukça sağ- den ayrılırlar.
lamdır. C. Leylekler sonbaharda sıcak
C. Leylek yuvaları çubuk ile örü- ülkelere göç ederler.
lür.
8. Leylekler aşağıdaki yerlerin han-
4. Aşağıdakilerden hangisi güvenlik gisinde kış mevsimini geçirmez-
amaçlıdır? ler?
A. Yavrularını büyütmeleri. A. Afrika
B. Sürüngenler ile beslenmeleri. B. Hindistan
C. Yuvalarını yükseğe yapmaları. C. Kutuplar
76
ÇAKAL İLE KURT
Sıcak bir gün akşamıydı. Zavallı kurt, saatlerce
ormanda dolaşmış fakat gönlüne göre bir av bu-
lamamıştı. Yürüyecek mecali kalmamıştı. Yolda bir
çakal inine rastladı.
Hemen içeri girip bir köşeye gizlendi. Çakalı
tuzağa düşürüp habersizce avlamak niyetindeydi.
Çakal hiçbir şeyden habersiz biraz sonra yuvasına geldi. Yuvasının önü yabancı
ayak izleriyle doluydu.
Tedbirli davranmalıydı. Bir düşman kendisine tuzak kurmuş olabilirdi. Sessizce
bir kenara çekildi. Biraz düşündükten sonra, sesini yumuşatarak, evine şöyle seslendi:
- Evim evim, güzel evim. Biricik barınağım, ben geldim. Tabi ki içeriden ses
gelmiyordu. Zaten gelmesi de beklenemezdi.
Biraz sonra, yine sesini yumuşatarak, evine tekrar seslendi:
- Güzel evim, ne oldu sana? Niçin ‘’hoş geldin’’ demiyorsun bana? Demek ki
beni istemiyorsun. Öyle olsun. Ben de seni bırakıp başka yerlere giderim. Sonra da
ağlamaklı sesler çıkardı.
Kurt, bu durum karşısında ne yapacağını düşünüyordu:
- Eğer susarsam çakal çekip gidecek, dedi kendi kendine.
Sonunda şöyle bir çözüm buldu. Kurt, ev konuşuyormuş gibi çakala cevap ve-
recekti. Sesini olabildiğince incelterek seslendi:
- Hoş geldin evine.
Çakal, böylece içeride kurdun bulunduğunu anlamış oldu. Planı işe yaramıştı.
Bu defa düşünme sırası çakaldaydı. İçeri girmese kurt şüphelenecekti. Kaçmaya ça-
lışsa yakalanabilirdi. En iyisi kurdu içerde biraz daha oyalamaktı:
- Güzel evim, şirin evim... Sesini duymak ne hoş. Ama dur sana bir armağan
getirdim. Karşıdaki ağacın altında duruyor. Az bekle de onu sana alıp geleyim.
Çakal, bütün hızıyla oradan uzaklaştı. O civarda koyun otlatan çobanın yanına gitti.
77
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Kurt, yolda neye rastladı?

Cevap:
2. Kurt, mağaranın içinde niçin bir köşeye saklandı?

Cevap:
3. Çakal, yuvasında birinin olduğunu nasıl anladı?

Cevap:
4. Çakal, evine seslenirken ne dedi?

Cevap:
5. Kurt, sesini niçin inceltti?

Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazalım.

a. Saatlerce dolaşan kurt oldukça yorulmuştu. (........)


b. Kurt, çakala sürpriz yapmak için evine girdi. (........)
c. Çakal, eve her gelişinde evi ile konuşurdu. (........)
d. Kurt, çakalı huylandırmak için konuşmadı. (........)
e. Kurt, ev konuşuyormuş gibi çakala cevap verdi. (........)
f. Çakal ile kurt iki iyi arkadaş oldu. (........)
g. Çakal, kurda güzel bir armağan getirdi. (........)
h. Çakal, çobanın yanına gitti. (........)
ı. Çoban, çakalın anlattıklarına inanmadı. (........)
78
BİLMECE DEDE
- Bilmece satıyorum, var mı alan?
- Bilmece satıyorum, yok mu alan?
Yaşlı bir dede, elindeki çantasıyla sokak so-
kak dolaşıyordu.
Bilmece Dede’yi gören çocuklar hemen et-
rafını sardılar. Ona:
- Bilmece Dede bana bir tane bilmece ver-
sene.
- Evet, ama bilmecelerim bedava değil, dedi.
Çocuklar:
- Bilmece satılır mı? diye sordu.
- Elbette! Eğer ben bunları satmazsam, kıymetini bilmezsiniz.
Kıymetini bilmeniz için belirli bir ücret karşılığında onu satın almalısınız, diye
cevap verdi.
Ayşe merak edip sordu:
- Peki bir bilmecenin ücreti nedir?
Bilmece Dede, tonton yüzüyle Ayşe’ye baktı:
- Bir teşekkür.
- Bir teşekkür mü? Bilmece gibi konuştun. Nasıl ve kime teşekkür etmeliyiz?
- Bana! dedi, Bilmece Dede.
Çocuklar birbirinin yüzüne baktı. Gülüştüler Ayşe ise, hemen bir bilmece
istedi. Bilmece Dede, torbasına elini daldırdı ve bir bilmece çıkardı.
DEVAMI SAYFA 81’DE
79
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Çocuklar yaşlı adama niçin Bilmece Dede, diyor?

Cevap:
2. Bilmece Dede, bilmeceleri niçin satıyor?

Cevap:
3. Bilmecelerin karşılığı nedir?

Cevap:
4. Kime teşekkür edilecek?

Cevap:
5. Çocukların gülüştüğü esnada Ayşe ne yaptı?

Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerin eş anlamlılarını yazalım.

YAŞLI ...................

BEDAVA ...................

ÜCRET ...................

KIYMETLİ ...................

CEVAP ...................

HAKİKAT ...................

80
BİLMECE DEDE
Ayşe okumaya başladı.
- Gece uçar, gündüz kaçar?
Çocuklar hemen cevaplamaya başladı.
- Porsuk... Tilki... Papağan... Arı...
Hiçbiri doğru değildi. Ayşe çocuklara dönerek cevabı okudu.
- “Yarasa...”
Sonra Bilmece Dede’ye dönerek, teşekkür ederim, dedi.
Ahmet de bir bilmece istedi. Bilmece Dede, gülümseyerek elini torbaya
daldırdı.
Bir tane de Ahmet’e verdi. Ahmet sabırsızlıkla okumaya başladı:
- Hiç kimsenin okuyamadığı yazı hangisidir?
Cevaplar gecikmedi:
- Hayat bilgisi... Öğretmenin not defteri... Su yazısı... Ali’nin yazısı... Ah-
met:
- Bilemediniz, söylüyorum: “Alın yazısı.”
Herkes Ahmet’i alkışladı. Bilmece Dede, Ahmet’in yüzüne baktı.
- Bir şey unutmadın mı, dedi.
- Neyi unuttum?
- Bilmecenin ücretini!
Ahmet utandı. Hemen Bilmece Dede’ye dönerek “Teşekkür ederim!” dedi.
Bilmece Dede, çocuklardan müsaade istedi. Gitmesi gerektiğini söyledi. Ço-
cuklarla vedalaştıktan sonra, ağır adımlarla başka sokaklara daldı ve gözden
kayboldu.
81
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Ayşe’nin okuduğu bilmece ve cevabı hangisidir?

Cevap:
2. Ayşe, bilmecenin sonunda ne yaptı?

Cevap:
3. Ahmet’in okuduğu bilmece ve cevabı hangisidir?

Cevap:
4. Ahmet, bilmecenin sonunda neyi unuttu?

Cevap:
5. Bilmecelerin ardından Bilmece Dede ne yaptı?

Cevap:
B. Aşağıdaki komik bilmeceleri harfleri kullanarak eşleştirelim.

A Elma diskoya gitmiş ne yapmış? ...... Zebra.

Çünkü adamın adı


B Pijama giymiş ata ne denir? ......
“SUAT”mış.

- Efe’nin selamı var.


C - Hangi Efe?
...... Tavuğun karnında.

Adamın biri gelene geçene su


D atıyormuş, neden?
...... Kurtlarını dökmüş.

Yumurta, derenin karşısına nasıl


E geçer?
...... Künefe.

82
DEĞERLENDİRME 6

MİNİK YAĞMUR TANESİ


Gökyüzünde sırasını bekleyen bulutların
içinde şaşkın ve heyecanlı bir yağmur ta-
nesi varmış. Heyecanlıymış çünkü onun ilk
yolculuğuymuş. Birazdan gök gürleyecek ve
yağmur bulutları, minik yağmur tanesi ve
arkadaşlarını yeryüzüne gönderecekmiş. Tec-
rübeli yağmur damlası, minik yağmur damlasına dönerek:
- Korkma! Birazdan yola çıkacağız. Toprağa veya suya karışacağız. Sonra
güneş bizi yeniden buharlaştıracak ve evimize geri döneceğiz.
Tecrübeli damlanın anlattıkları bizim minik yağmur damlasının içini biraz
rahatlatmış. Sonra gök gürlemeye başlamış. Bulutlarda bir hareketlilik görül-
müş. Tüm bulutlar yavaşça yağmur damlalarını yolculuklarına uğurlamaya
başlamış. Sıra bizim minik yağmur damlasına gelmiş. Gözlerini kapamış ve
kendini aşağı bırakmış. Gideceği yeri hayal etmeye başlamış.
Gözlerini tekrar açtığında yanıbaşında tecrübeli damlayı görmüş. İçi biraz
rahatlamış. Birlikte aşağı doğru süzülmüşler. Manzaranın tadını çıkaran mi-
nik damla artık korkmuyormuş. Güzel bir
köyde bir çiçek bahçesinin üstüne düşmüş-
ler. Mis gibi kokan çiçekler minik damlayı
ve kardeşlerini sevinçle karşılamış. Yavaşça
toprağa karışan yağmur damlaları, Gü-
neş’in kendilerini buharlaştıracağı günü
beklemeye başlamışlar.
83
1. Yağmur damlası niçin heyecan- 5. Metne göre Güneş’in görevi
lıymış? hangisidir?
A. Çünkü buluta kavuşacakmış. A. Yağmur damlalarını yeryüzü-
B. Çünkü evine gidecekmiş. ne indirmek.
C. Çünkü buluttan ilk ayrılışı B. Yağmur damlalarını buhar-
olacakmış. laştırmak.
C. Yağmur damlalarını dondur-
2. Bulut, yağmur damlalarını ne mak.
zaman yeryüzüne gönderecek-
miş?
A. Şimşek çakınca.
B. Gök gürleyince. 6. Minik yağmur damlası buluttan
ayrılırken ne yaptı?
C. Yıldırım düşünce.
A. Geride kalanlara el salladı.
3. Minik yağmur dalması için aşa- B. Herkese “Hoşça kalın.” dedi.
ğıdakilerden hangisi söylenebilir?
C. Gözlerini kapatıp kendini boş-
A. Acemi luğa bıraktı.
B. Tecrübeli
C. Deneyimli

4. Yağmur damlalarının evi neresi- 7. Çiçekler niçin yağmur damlala-


dir? rını sevinçle karşıladı?

A. Bulut A. Onlarla oynamak için.


B. Yeryüzü B. Gelmeleri sürpriz olduğu için.
C. Toprak C. Onlara ihtiyaçları olduğu için.
84
GÖKÇEN KIZ ÇEŞMESİ
Yaz döneminin en sıcak günleriydi. Harman zamanıydı.
Köydeki çocuklar, anne babalarına yardım ediyorlardı.
Kimi harmanda çift sürüyor, kimi tarladan buğday
taşıyor, kimi de çalışanlara yemek ulaştırıyordu.
Gökçen Kız, hastalığı nedeniyle ayağa kalkamıyor-
du. Gün boyunca evde olduğu için canı çok sıkılıyor-
du. Dışarıda oynayan ve çalışan insanları
gördükçe mutsuzluğu daha da artıyordu.
Annesi, kızının bu hallerine çok üzülüyordu. Bir
gün aklına bir fikir geldi. Harmandan bir demet buğ-
day sapı getirdi ve kızına:
- Kızım bunlardan güzel güzel sepetler ör. Boş boş
oturmak can sıkar. Bunalır insan, dedi.
Gökçen Kız buğday saplarıyla bir sürü sepet ve süs eşyası ördü. Yaptığı
sepetleri ve süs eşyalarını yol kenarına kurulan tezgahta sergiledi. Yoldan ge-
çen insanlar Gökçen Kız’ın yaptıklarını beğendiler ve satın
aldılar. Gökçen Kız kazandığı paraları kumbarasında
biriktirdi.
Damlaya damlaya göl olur misali, gün geldi ka-
zanılan bu paralarla köy meydanına çeşme yaptırdı.
Bu çeşmenin adı da “Gökçen Kız Çeşmesi” oldu.
Gülten Dayıoğlu
85
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Çocukların harman zamanı yaptıkları işleri maddeler halinde ya-


zalım.
a.

b.

c.

2. Gökçen Kız niçin evde duruyordu?


Cevap:
3. Gökçen Kız’ın mutsuzluğunu ne artırıyordu?
Cevap:
4. Annesi, Gökçen Kız’a ne getirdi?
Cevap:
5. Gökçen Kız buğday saplarıyla ne yaptı?
Cevap:
6. Gökçen Kız süs eşyalarını nerede sattı?
Cevap:
7. Süs eşyalarını kimler aldı?
Cevap:
8. Gökçen Kız kazandığı paraları ne yaptı?
Cevap:
9. Gökçen Kız biriktirdiği paralarla ne yaptı?
Cevap:
10. Metnin ana fikrini özetleyen atasözü hangisidir?
Cevap:
86
KARTAL MIYIM? TAVUK MUYUM?
Anne kartal dört yumurta ile dağın zirvesindeki
yuvasında yaşıyormuş. Bir gün ne olmuşsa yumurta-
lardan bir tanesi dağdan yuvarlana yuvarlana ovadaki
çiftliğe kadar ulaşmış. Bu çiftlik bir tavuk çiftliğiymiş.
Çiftlikteki tavuklar, bu farklı ve oldukça büyük yumur-
tayı sahiplenmişler. Yaşlı bir tavuk bu yumurtayı ve içinden çıkacak yavruyu
koruması altına almış.
Günler, bir bir geçmiş. Beklenen yavru dünyaya gelmiş. Çevresinde ta-
vukları görmüş ve kendini bir tavuk zannetmiş. Bütün
tavuklar da ona bir tavuk gibi davranmış. Fakat ta-
vuklara hiç benzemiyormuş. İçinden bazen:
- Ben kimim? Sorusunu soruyormuş. Ama ona
söylenen: “Sen bir tavuksun ve bunu böyle bilmelisin.”
Bir gün çiftlikte oyun oynarken bir grup kartalın özgürce uçtuklarını görmüş.
- Aman Allah’ım! Ne kadar da güzel uçuyorlar. Ben de onlar gibi uçmayı
çok isterdim, demiş. Tavuklar, bu düşünceye hep birlikte gülmüşler.
- Sen bir tavuksun ve tavuklar uçamaz, demişler.
Küçük kartal, bir gün suda yansımasını görmüş.
Kendisinin de bir kartal olduğunu anlamış. Kartallar
gibi uçmak, özgür olmak istiyormuş. Çıkmış yüksek bir
yere ve bırakmış kendini boşluğa. Çırpmış kanatlarını
kuvvetlice. Süzülmüş gökyüzünde diğer kartallar gibi…
87
A. Aşağıdaki kelimelerin anlamlarını bulalım, yazalım.
ÇİFTLİK :

KARTAL :

ÖZGÜR :

ZİRVE :

YANSIMA :

B. Aşağıdaki ifadeler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazalım.

a. Tavukların yaşadığı çiftlik dağın zirvesindeymiş. (........)

b. Yumurtalardan bir tanesi yuvadan yuvarlanmış. (........)

c. Yaşlı tavuk, yavruyu koruma altına almış. (........)

d. Tavuklar, sen bir kartalsın, demişler hep birlikte. (........)

e. Yavru kartal, günün birinde özgürce uçmuş. (........)


88
DEMİRCİLER ÜLKESİ
Bir varmış, bir yokmuş. Yıllar önce demircileriyle meşhur bir ülke varmış.
Ülkenin padişahı bir gün bütün demircileri toplamış.
- Bana çok gösterişli bir kılıç yapmanızı istiyorum. Kılıcımı görecek padişah-
lar hayran kalmalılar, demiş.
Demircibaşı:
- Padişahım, başkalarına gösteriş yapacağınız bir kılıç yapamayız. Yaparsak
kılıç paramparça olur, demiş.
Padişah, demircibaşının sözlerine çok kızmış ve onu ülkesinden kovmuş.
Demircibaşını çok seven diğer demirciler de onunla birlikte ülkeyi terk etmişler.
Ülkede sadece “Ben bu ülkenin en iyi demircisiyim.” diye geçinen bir demirci
kalmış.
- Padişahım, ben size istediğiniz kılıcı yaparım, dedikten sonra işe koyulmuş.
Birkaç hafta sonra padişahın huzuruna çıkmış. Çok gösterişli olan kılıcı padişah
çok beğenmiş. Çok mutlu olmuş. Habercisiyle diğer ülke padişahlarını ülkesi-
ne davet etmiş. Davet günü gelmiş, çatmış. Padişah kılıcını bütün padişahlara
göstererek:
- Dünya’nın en gösterişli kılıcına sahibim, diye böbürlenmiş.
Salonun ortasına kocaman bir taş ge-
tirtmiş. Kılıcıyla bu taşı parçalayacakmış.
Kılıcı taşa vurmasıyla kılıç bir anda pa-
ramparça olmuş. Padişahların önünde
küçük düşmüş.
Padişah, ülkesinden kovduğu de-
mircibaşının sözlerini hatırlamış.
Fakat son pişmanlık fayda etme-
miş.
89
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.

1. Padişah, demircilerden ne yapmalarını istemiş?

Cevap:
2. Demircibaşı, böyle bir kılıç yaparsak ne olur, demiş?

Cevap:
3. Ülkeden ayrılmayan demirci kendini nasıl övüyormuş?

Cevap:
4. Gösterişli kılıca kavuşan padişah ne yapmış?

Cevap:
5. Padişah salonun ortasına niçin taş getirtmiş?

Cevap:
B. Aşağıdaki olayları oluş sırasına göre sıralayalım.

..... Komşu ülkelerin padişahlarını ülkesine davet etmiş.

..... Sizlerden gösterişli bir kılıç yapmanızı istiyorum, demiş.

..... Padişah, demircinin yaptığı kılıcı çok beğenmiş.

..... Padişah, ülkenin tüm demircilerini toplamış.

..... Demircilerden biri padişaha gösterişli bir kılıç yapmış.

90
UZAYLI ÇOCUK
Mesut arkadaşına sinyal gönderdi.
Başı büyük beladaydı. Derhal bulunduğu
yabancı gezegenden gemisine ışınlanmalı
ve vücudunu büyük hortumuyla sarıp sar-
malayan uzaylıdan kurtulmalıydı.
Arkadaşı sinyali aldı ve yapması ge-
rekeni yaptı. Kaptan Mesut’u gemisine
ışınladı.
Mesut uzayda araştırma yapan bir
geminin kaptanıydı. Arkadaşıyla birlikte yıl-
lardır uzayda yolculuk yapıyordu. Her ma-
cerada büyük tehlikeler atlatıyordu. Hem artık yorulmuştu. Artık Dünya’ya
dönmeliydi. Rotasını Dünya’ya çevirdi.
Uzun bir seferden sonra, Dünya’ya yani Mavi Gezegen’e ulaştılar.
Dünya’nın yörüngesine girdiler. Ama o ne? Atmosfere girerken uzay ge-
misi o kadar sallanmıştı ki motorlardan biri arıza yapmıştı. Hızla dönmeye
başladılar. Hızla yeryüzüne doğru yaklaşıyorlardı. Derken...
Mesut kendisini yatağın dibinde buldu. Kaptan Mesut, Dünya’ya hızla
çarptığını düşünürken, aslında rüya görüyordu ve gerçekte yataktan düş-
müştü.
Gözlerini sildikten sonra, tekrar yatağına yattı. Sonra, “Evet arka-
daşlar, maceranın neresinde kalmıştık. Ekip derhal toparlanın.” Talimatını
verdi. Sonra, yavaş yavaş gözleri kapandı. Bir gecelik de olsa, “Kaptan”
olmak onun için bir onurdu.
Küçük Beylere Masallar
91
A. Aşağıdaki bulmacayı metne göre dolduralım.

1. Dünya’nın metindeki diğer adı.


2. Başı dertte olan Mesut, arkadaşına ne gönderdi?
3. Serüven kelimesinin eş anlamlısı.
4. Geminin takip ettiği yol.
5. Mesut’un gemideki ünvanı.
6. Mesut her macerada ne atlatıyordu?
7. Dünya’nın etrafını saran tabaka.
9
8. Mesut yıllardır uzayda arkadaşıyla ne yapıyordu?
9. “Yerli” kelimesinin zıt anlamlısı.
2

4
3

6
5

7
92
DEĞERLENDİRME 7

GÖLDE BALIK AVI


Hafta sonu aile bireylerinin bir arada olduğu
bir kahvaltı yaptık. Bir arada olmanın verdiği
mutluluğu tarif etmek oldukça zor. Kahvaltı-
nın ardından babam:
- Hep birlikte göle balık tutmaya gidelim,
dedi. Soğuklar sona ermiş, havalar ısınmaya
başlamıştı. Tabiat olabildiğince güzeldi. Teklife
kimse itiraz etmedi. Teklife en çok da annem
sevinmişti. Gerekli hazırlığı yaptıktan sonra evden
çıktık. Babam bizi Uzungöl’ün kıyısına götürdü. Gölün etrafında kocaman
ağaçlar vardı. Baharın gelişiyle ağaçlar, çiçek açmaya yeni başlamıştı. Annem
ve kardeşim oturma yerini düzenlerken ben de babamla oltalarımızı alıp nehir
kenarına gittik. Babam:
- İlk olarak oltalarımıza yemlerimizi takmalıyız, dedi. Ardından bana oltaya
yem takmayı gösterdi. Ardından oltalarımızı göle doğru salladık. Babam:
- Balık tutmak istiyorsan sabırlı olacaksın, dedi. Aradan kısa bir süre geç-
mişti ki elimdeki olta sallanmaya başladı. Babam beni sakinleştirmek için yanıma
geldi. Oltanın ipini yavaşça çekmeye başladım. Bir de ne göreyim kırmızı renkli
bir balık! Nasıl mutlu oldum anlatamam.
- Oğlum, bu balığın türü kızılkanattır, dedi. Kardeşim de yanımıza geldi.
Kızılkanatı içerisine su koyduğumuz kovaya bıraktık.
İnternetten
93
1. Kahvaltıyla ilgili cümlelerden 5. Babası, çocuğa ilk olarak ne öğ-
hangisi yanlıştır? retti?
A. Hafta sonu gerçekleştirildi. A. Oltaya yem takmasını.
B. Ailece bir aradaydılar. B. Balıkların isimlerini.
C. Göl kenarında yapıldı. C. Oltayı suya atmasını.
2. Babası, aile bireylerine nasıl bir
6. Balık tutmada önemli olan dav-
teklifte bulundu?
ranış hangisidir?
A. Hep birlikte kahvaltı yapalım,
dedi. A. Bilinçli olmak.
B. Hep birlikte piknik yapalım, B. Sabırlı olmak.
dedi. C. Güvenilir olmak.
C. Hep birlikte balık avına gide-
lim, dedi. 7. Çocuk, oltasına balık takılınca ne
yaptı?
3. Babanın teklifine en çok kim se-
vindi? A. Oltasını babasına verdi.

A. Kardeşi B. Oltayı göl kenarındaki ağaca


bağladı.
B. Annesi
C. Çocuk C. Oltanın ipini yavaşça çekti.

4. Balık avının yapılacağı yer için 8. BALIĞIN;


hangisi doğrudur? I. Kilosu: 3 kilogram
A. Deniz kenarındadır. II. Adı: Kızılkanat
B. Gölün çevresi ağaçlarla kap- III. Rengi: Kırmızı
lıydı. Metinde balıkla ilgili hangi bilgi
verilmemiştir?
C. Dere kenarında ağaçlık bir
yerdi. A. I B. II C. III
94
KAYNAKÇA
Yavru Köpekler - www.ilkokulluyum.com
Gölde Balık Avı - www.ilkokulluyum.com
Uğur Böceği - www.kirtkirtla.com
Keloğlan - www.ilkokul1.com
Arkadaşını Doktora Götüren Leylek - www.ilkokulum.com
Köpek - www.kirtkirtla.com
CEVAP ANAHTARI

DEĞERLENDİRME 1
1-B 2-B 3-C 4-A 5-C 6-C

DEĞERLENDİRME 2
1-C 2-A 3-B 4-C 5-A 6-C

DEĞERLENDİRME 3
1-A 2-B 3-C 4-A 5-B 6-C 7-C 8-B

DEĞERLENDİRME 4
1-B 2-C 3-C 4-C 5-B 6-A 7-C

DEĞERLENDİRME 5
1-B 2-C 3-B 4-C 5-B 6-A 7-B 8-C

DEĞERLENDİRME 6
1-C 2-B 3-A 4-A 5-B 6-C 7-C

DEĞERLENDİRME 7
1-C 2-C 3-B 4-B 5-A 6-B 7-C 8-A

You might also like