Professional Documents
Culture Documents
3 Sinif Oku Anlat 2023
3 Sinif Oku Anlat 2023
Yayınevinin yazılı izni olmaksızın kısmen veya tamamen alıntı yapılamaz ve çoğaltılamaz.
Copyright©
YAZAR
Ahmet KÜÇÜKAYDIN
YAYINEVİ
MAVİ DENİZ YAYINCILIK
+90 553 382 47 72 - +90 538 944 34 09
www.mavidenizyayinlari.com
BASKI
NY MATBAACILIK LTD. ŞTİ.
Sertifika No: 50732
BASIM YERİ
Ankara
ISBN
978-625-99270-5-3
İÇİNDEKİLER
Tatil Bitti, Sınıflar Şenlendi ---- 3 Tarladaki Hazine ------------ 51
Cevap:
2. Mehmet okula kiminle gitti?
Cevap:
3. Öğretmeni Mehmet’e ne dedi?
Cevap:
4. Mehmet arkadaşlarını özlediğini ne zaman anladı?
Cevap:
5. Öğrenci ve velilerin dışında tören alanında kimler vardı?
Cevap:
B. Aşağıdaki olayları metne göre oluş sırasına göre sıralayalım.
4
YAZ TATİLİ
Yaz tatilini kim sevmez? Yorucu okul gün-
lerinin ardından denize girmek, kumlarda oy-
namak, tarlalarda koşmak; tatili geçirmenin en
güzel yollarındandır.
Cengiz de sabahları erkenden uyanıp denize
koşuyordu. Bazen saatlerce suya dalıp çıkıyor,
dalgalarla oynayıp duruyordu. Annesi sık sık, dikkatli olması, üşütmemesi
için uyarıyordu Cengiz’i. Ama denizi öylesine seviyordu ki bu uyarılara pek
de kulak verdiği söylenemezdi.
Fakat günlerden bir gün korkulan oldu. Bir sabah mide bulantısıyla
uyandı. Kendisini çok kötü hissediyordu. Başı ağrıyor, vücudu kırılıyordu.
Annesi elini alnına koydu ve:
- Ateşin var, dedi. Bugün deniz falan yok, yataktan çıkmayacaksın.
Önce canı çok sıkıldı Cengiz’in. Sonra evdeki
dergileri, gazeteleri yanına alıp okumaya başladı.
Yemyeşil, dev ağaçlarla dolu bir vadinin resimleri
doldurmuştu sayfaları.
Üzerindeki başlık da çok ilginçti. KELEBEK-
LER VADİSİ. Tam yazıya dalıp gitmişti ki kelebek
resimlerinden birinin canlandığını gördü. Cen-
giz, önce hayal gördüğünü sandı. Sonra minik kelebeği tanıdı. Bu, az
önce balkonda rastladığı sevimli ufaklıktan başkası değildi.
Nur İÇÖZÜ
Güneşe Tırmanan Çocuk
5
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Annesi, Cengiz’i hangi konuda uyarıyordu?
Cevap:
3. Günlerden bir gün korkulan ne oldu?
Cevap:
4. Derginin sayfasındaki başlık nedir?
Cevap:
5. Yazıyı okumaya dalan Cengiz neyin canlandığını gördü?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri okuyalım. Yaz tatilinde yapılan faaliyetleri anlatan
cümlelerin yuvarlağını boyayalım.
6
HOROZLAR NİÇİN SABAHLARI ÖTER?
Bundan milyonlarca yıl önce Güneş,
Ay ve horoz gökyüzünde komşuy-
muşlar. Mutlu mesut bir şekilde
yaşarmışlar. Günlerden bir gün
Güneş uzak diyarlara gitmiş. Ay
ile horoz sohbet ediyormuş. Horoz,
Ay’ın söylediklerine itiraz etmiş. Ay ken-
disine karşı gelinmesine alışık değilmiş. Horoza
kızgın bir şekilde:
- Bundan böyle senin yuvan yeryüzü. Her şeyini topla ve gökyüzünden
ayrıl, demiş. Horoz:
- Ben burayı çok seviyorum. Yeryüzüne gitmek istemiyorum, demiş.
Bunun üzerine Ay öfkeli bir şekilde horozu tuttuğu gibi yeryüzüne
fırlatmış.
Güneş uzak diyarlardan dönmüş. Horoz nerede diye sormuş. Ay, olanı
biteni anlatmış. Güneş çok sinirlenmiş:
- Beni en can dostumdan ayırdın. Bundan böyle geceler senin, gün-
düzler benim olacak. Ben sabahları tepelerin ardından doğmaya başlayın-
ca sen evine çekil. Birbirimizi görmeyelim, demiş.
Horoz, konuşulanları dinlemiş. Güneş’e olan sevgisi, Ay’a olan öfkesi
artmış. İşte o günden beri Güneş, sabahları tepelerin ardından doğarken,
horoz başını gökyüzüne doğru kaldırıp:
- Üürüüü, üürüüü. Kukiriko, ku-ku-ri-ko... Günaydın sevgili dostum,
diye Güneş’i selamlarmış...
Çocuk Dergisi
7
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Ay, horoza niçin sinirlenmiş?
Cevap:
3. Ay sinirlenince, horoza ne demiş?
Cevap:
4. Güneş, horozu göremeyince Ay’a ne demiş?
Cevap:
5. Horozun, Güneş’e olan sevgisi niçin artmış?
Cevap:
B. Aşağıdaki yanlış ifadelerin doğrusunu yazalım.
Cevap:
2. Babası el feneri ile ne yaptı?
Cevap:
3. Babası ve çocuk çalılıkta ne gördü?
Cevap:
4. Çocuk, köpekleri nerede bakabileceklerini söyledi?
Cevap:
5. Babası niçin karton kutu buldu?
Cevap:
B. Aşağıdaki ifadelere uygun kutuyu boyayalım.
10
MİNİK KUŞ İLE ÇAM AĞACI
Güzel bir yaz mevsiminin ardından sonbahar gelmiş. Havalar serinlemiş,
yağmurlar başlamış. Kuşlar göç hazırlıklarına başlamışlar. Yuva yaptıkları
ağaçlarla vedalaşmışlar. Gitme saati bakmışlar ki kuşlardan biri ortalıkta yok.
Öğrenmişler ki bu minik kuşmuş. Kanadı kırıldığı için ormanda kalacakmış.
Arkadaşları çıkmışlar yola. Minik kuş öyle üzülmüş ki bu ayrılığa, göz yaşları
hiç dinmemiş. Soğuk kış mevsimi gelmeden kendine bir yer bulmalıymış. Aklına
söğüt ağacı gelmiş. Varmış söğüt ağacına:
- Söğüt kardeş, kış mevsimi geçene kadar gövdendeki oyukta kalabilir mi-
yim?
- Uğraşamam seninle. Git başkasından yardım iste, diyerek minik kuşu
savmış yanından.
Minik kuş, boynu bükük geri dönmüş. Gitmiş meşe ağacının yanına:
- Ey ulu meşe! Benim gibi yaralı ve yalnız kuşun, kış boyunca dallarının
arasında kalmasına izin verir misin?
Meşe oralı olmamış:
- Olmaz. Sen, benim güzel palamutlarımı yersin,
deyip o da savmış başından.
Zavallı kuş, Allah’tan umut kesilmez deyip yola
devam etmiş. Rastlamış salkım saçak bir
çınar ağacına. Ah ile vah etmiş:
- Yalnız ve hastayım. Kış mevsi-
mini geçirmeme yardım eder misin?
11
A. Aşağıda yanlış verilen cümlelerin doğrularını yazalım.
YANLIŞ : Sonbahar mevsimi bitmiş, yaz başlamış.
DOĞRUSU :
Cevap:
2. Minik kuşun duyduğu ses kimden gelmiş?
Cevap:
3. Çam ağacı, minik kuşa ne sormuş?
Cevap:
4. Minik kuş yuvasını nereye yapmış?
Cevap:
5. Çam ağacının yaprakları hangi özelliktedir?
Cevap:
B. Aşağıdaki noktalı yerleri tamamlayalım.
14
SAATİM
Kara gözlü saatim, Yarı gece olunca
Ak yüzün yusyuvarlak. Yirmi dörde gelirsin.
Uyanınca erkenden Bir gün süren yolunu
İlk işim sana bakmak. Sevinçle bitirirsin.
15
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Saat ne zaman çın çın çın ediyor?
Cevap:
3. Çocuğun hangi yönü saate benziyor?
Cevap:
4. Saatin bir günlük yolculuğu ne zaman sona eriyor?
Cevap:
5. Çocuk, saat olmazsa neyi bilemez?
Cevap:
B. Aşağıdaki soruları cevaplandıralım.
16
HER ŞEYİ BİLEN ÇETİN
Çetin okula gitmemeye karar verdi. Çünkü her şeyi bildiğini düşünü-
yordu. Eve gelince düşüncelerini annesine anlattı.
- Anneciğim! Okuma ve yazmayı öğrendim. Dakikada 120 kelime oku-
yorum. Ayrıca toplama, çıkarma, çarpma ve bölmeyi de öğrendim. Bundan
böyle okula gitmem için bir neden kalmadı.
- Öyle mi, dedi annesi hafif sinirli bir şekilde.
- Evet anneciğim! Bilmem gereken her şeyi biliyorum. Örneğin, buhar
makinesini kimin bulduğunu biliyorum.
- Buhar makinesi ne demek oğlum? diye sordu annesi.
Tam bu sırada kapı çaldı gelen babasıydı. Ona da düşüncelerini söy-
ledi. Babası biraz gergin bir şekilde:
- Bu düşüncelerin doğru değil. Hiç kimse her şeyi bilemez. İnsanlar
sürekli olarak yeni bir şeyler öğrenirler, dedi.
Çetin hayal kırıklığına uğramıştı. Babası bile her şeyi bilmiyordu. Kısa
bir sessizlik oldu. Çetin’in sormak istediği bir soru vardı. Annesinin duyma-
ması için sesini iyice alçaltarak:
- Buhar makinesi ne demek baba?
- Bak oğlum, her şeyi bilmezsen bile, çok güzel bir şey öğrenmişsin,
dedi. Yani soru sormayı öğrenmişsin...
Sulhi DÖLEK - Her Şeyi Bilen Çocuk
17
A. Aşağıdaki soruları hikayeye göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Çetin annesine matematikle ilgili neleri öğrendiğini söyledi?
Cevap:
3. Annesi Çetin’e hangi soruyu sordu?
Cevap:
4. Çetin’i hayal kırıklığına uğratan ne oldu?
Cevap:
5. Çetin, babasına hangi soruyu sordu?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümleler hikayeye göre doğruysa “D”, yanlışsa “Y”
yazalım.
a. Çetin okulu çok seviyordu. (........)
19
A. Aşağıdaki ifadelere uygun kutuları işaretleyelim.
2 4
5. Cumhuriyetimizin adı.
22
KÖPEK
Merhaba, beni hemen tanıdınız değil mi?
Çünkü en çok gördüğünüz hayvanlardan biriyim.
Çok farklı olanlarımız vardır. İnsanların sadık dostu
olarak tanınırız.
Biz köpekler en çok kemik yemeyi severiz.
Kemikler gerçekten çok lezzetlidir. Dişlerimizle o
sert kemikleri nasıl kırabildiğimizi mi merak ediyorsunuz? Bu bizim için çok
kolay. Dişlerimiz kemikleri kırabilecek güçtedir. Kırk iki
dişimizle kemikleri ufalayıp yiyebiliyoruz.
Burnumuz da dişlerimiz gibi harikadır. Çok iyi
koku alır. Bazı türlerimiz polis köpeği olarak çalışır.
Kayıp olan veya aranan her türlü
nesneyi kokusundan bulurlar. Aferin onlara!
Bazı köpek arkadaşlarımsa çoban köpeği ola-
rak çalışırlar. Yani bekçilik yaparlar ve insan-
lara yardımcı olurlar. Biz köpekler karanlıkta
çok iyi görebiliriz. Hareket eden varlıkları çok uzaktan farkedebiliriz. Sizin
duyamadığınız sesleri de duyabiliriz.
Bazen dilimiz dışarda yürürüz. Dilimizi dışarı çıkartarak
vücudumuzu serinletiriz. Çok sıcak havalarda bizi böyle
görebilirsiniz. Serinlemek çok güzel.
Görüşmek üzere, hoşça kalın...
İnternetten
23
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Köpeklerin kaç dişi vardır?
Cevap:
3. Polis köpekleri neleri kokusundan bulurlar?
Cevap:
4. Metne göre hangi köpeklerin görevi bekçilik yapmaktır?
Cevap:
5. Köpekler dillerini niçin dışarı çıkarırlar?
Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazalım.
27
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Beyaz baston kimler tarafından kullanılır?
Cevap:
3. Beyaz bastonlar niçin gece parlar?
Cevap:
4. Beyaz baston kullanmayanlar ne ile karşılaşıyor?
Cevap:
5. Beyaz baston kullanmaya ne zaman başlanmalıdır?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümlelerin metne göre doğrusunu yazalım.
Cevap:
2. Ahmet niçin akşam yemeğini yemeden uyuyordu?
Cevap:
3. Ahmet’in babası çantayı nereden aldı?
Cevap:
4. Ahmet çantayı görünce ne yaptı?
Cevap:
5. Babası, Ahmet’e çantanın dışında neler aldı?
Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeleri harfleri kullanarak eşleştirelim.
30
MAVİ ÇANTA
Ahmet rüyasında çantasını kaybetmiş ve bir türlü bulamıyordu. Sa-
baha kadar çantasını bulmaya çalışmış ve sonunda ter içinde uykusundan
uyanmıştı.
Saatler geçmek bilmiyordu sanki. Bir an önce okula gitmek istiyordu o
gün... Okuldaki bütün çocukların çantasını görmesini istiyordu. Ablaları, abi-
leri gelince başı dik koyuldu yine karlı yollara ama çantasını kimseye taşıtmak
istemiyordu. Kendisini çok şanslı ve özel hissediyordu. İlk defa yeni bir çantası
oluyordu hayatında.
Okuldaki ve sınıftaki çocuklar kıskançlıkla bakmıştı çantasına ve içinde-
kilere... Dünya’nın en mutlu çocuğu Ahmet’ti sanki...
İnternetten
31
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Ahmet niçin bir an önce okula gitmek istiyordu?
Cevap:
3. Ahmet’in yeni çantasıyla okula gittiği gün yollar nasıldı?
Cevap:
4. Arkadaşları çantaya hangi duyguyla baktılar?
Cevap:
5. Ahmet kendini niçin çok mutlu hissediyordu?
Cevap:
32
KOALA
Merhaba! Tanışmak ister misiniz? Bence
tanışmak için en uygun zaman. Neden mi?
Çünkü şu an uyumuyorum. Her an uyuyabilirim.
Belki duymuşsunuzdur. Biz koalalar günün yaklaşık
20 saatini uykuda geçiririz. Kalan 4 saatte beslenir, ha-
reket eder ve yavrularımızla ilgileniriz.
Bugün oldukça mutluyum. Kesemde bir yavru var, benim yavrum.
Kafanız karışmasın sakın, ben kanguru değilim. Keseli denince akla hemen
kangurular gelir ama biz koalalar da yavrularımızı kesemizde taşırız. Ge-
çen hafta doğdu yavrum. Hemen keseme yerleşti. Onu sütle besleyerek
gelişmesine katkı vereceğim. Yaklaşık 5 ay bu şekilde süt ile beslenecek.
5 ay bitince hemen benden ayrılamaz. 3 yaşına kadar benimle kalmaya
devam edecek.
Biz koalalar koruma altındayız. Niçin mi? İnsanlar yaşam alanlarımız
olan ormanları keserek yok ettiler. Bilinçsizce bizleri avladılar. İşte bu yüz-
den sayımız çok azaldı. Bu dün-
ya hepimize yeter. Sevgiyle
hep birlikte yaşayabiliriz. Çok
uykum geldi! Artık gitmeliyim…
İyi uykular bana…
33
A. Aşağıdaki ifadeleri okuyalım. Doğru olan cümlenin kutusunu
boyayalım.
34
DEĞERLENDİRME 2
ÇİZGİLİ ÇANTA
Yusuf üçüncü sınıfa başlayacaktı. Çok mutluydu. Okul için alışverişe çıkıla-
caktı. Annesiyle babası nelerin alınacağını konuşuyorlardı.
- Geçen sene aldığımız çantası yepyeni duruyor. Yenisini almaya gerek
yok, dedi annesi.
Çizgili çanta bulunduğu yerden konuşulanları duydu. İçi sevinçle doldu.
Okula gitmeyi çok seviyordu. Geçen sene her gün Yusuf ile birlikte okula gidip
gelmişti.
- Ama anne, o geçen seneki çantam. Ben bu sene yenisini istiyorum, dedi
Yusuf.
- Oğlum, geçen sene sen istedin, sen beğendin diye aldık onu sana. Senin
için biraz büyüktü biliyorsun. Bu sene tam sana göre, dedi babası.
- İstemiyorum işte! dedi Yusuf.
- O zaman listeye çanta da yazalım. Sabah hazır olun küçük bey, yarın
okul için alışverişe çıkacağız, dedi babası.
- Ben dünden hazırım. Erken yatayım da erkenden kalkayım, dedi Yusuf.
Ertesi gün erkenden alışverişe çıkıldı. Okul için gerekenler alındı. Bir tek
şey dışında: Çanta...
Yusuf bir türlü çanta seçemedi. En güzelinin geçen seneki çantasının oldu-
ğuna karar verdi. Eve gelince çantasını dolaptan çıkardı.
- Gel bakalım dostum. Bu sene de beraberiz. Sen-
den daha güzel bir çanta bulamadım, dedi Yusuf.
Defterlerini, kalemlerini heyecanla içine yer-
leştirdi. Çizgili çanta da mutluydu. Yusuf bu
sene de okul heyecanını onunla paylaşacaktı.
Küçük Beylere Masallar
35
1. Yusuf için aşağıdakilerden han- 4. “Babası: Çanta geçen sene bi-
gisi yanlıştır? raz büyüktü. Bu sene tam sana
göre, dedi.”
A. Yusuf ikinci sınıfı bitirdi. Babasının ifadesinden hangi so-
B. Yusuf okula başlayacağı için nuca ulaşabiliriz?
sevinçliydi. A. Yusuf zayıfladı.
C. Yusuf üçüncü sınıfı bitirdi. B. Çanta küçüldü.
C. Yusuf gelişti.
Cevap:
2. Çocuk her zamanki gibi ne yapmış?
Cevap:
3. Çocuğu berbere koşturan olay nedir?
Cevap:
4. Çocuk derin uykuya dalınca ne oldu?
Cevap:
5. Çocuk korku ve endişeyle irkilince ne oldu?
Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerle anlamlarını harfleri kullanarak eşleştirelim.
38
AKILLI TAVŞAN
Tavşan neşeli bir şekilde evinden çıktı ve şarkı söyleyerek ormana
doğru yürüdü. Rüyasında petek petek bal gören ayı, tavşanın sesiyle tatlı
uykusundan uyandı.
Tavşanın önünü kesen ayı ona şöyle dedi:
- Beni tatlı uykumdan uyandırdın. Sana unutamayacağın bir ders ve-
receğim dedi ve sonra ellerini havaya kaldırıp pençelerini küçük tavşana
gösterdi.
Küçük tavşan biraz korkudan biraz heyecandan ne yapacağını bile-
medi. Sonra ayıya doğru yaklaştı ve derin bir nefes aldı. Eliyle burnunu
tuttuktan sonra ayıya şöyle dedi:
- Sen en son ne zaman banyo yaptın?
Ayı, ellerini indirerek şöyle cevap verdi:
- Çok zaman olmadı. Eee... Şey... Yaklaşık altı ay önce galiba
galiba...
Tavşan, ayının yanından uzaklaşarak ona şöyle
dedi:
- Bu çok uzun bir süre. Biliyor musun, sende
rahatsız edici bir koku var.
Ayı şaşkınlıkla:
- Ne yapmalıyım o zaman? diye sordu.
39
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Ayı, küçük tavşana niçin sinirlendi?
Cevap:
3. Küçük tavşan, ayıya yaklaşınca burnunu niçin tuttu?
Cevap:
4. Ayı, yaklaşık olarak ne kadar süre önce banyo yaptı?
Cevap:
5. Ayı, üzerindeki kokudan kurtulabilmek için sizce ne yapmalı?
Cevap:
B. Aşağıdaki olayları metindeki oluş sırasına göre sıralayalım.
41
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Ayı nehirde yıkanırken, tavşan kıyıda ne yaptı?
Cevap:
3. Ayının dişlerini gören tavşan ayıya ne dedi?
Cevap:
4. Küçük tavşan, ayıya dişlerini temizlemesi için ne verdi?
Cevap:
5. Dişlerini fırçalayan ayı ne yaptı?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri okuyalım. Kişisel temizlikle ilgili olanların önündeki
kutuyu güzelce boyayalım.
42
AYI AYNAYA BAKIYOR
Ayı, dişlerini fırçaladıktan sonra tavşana döndü ve:
- Dişlerimi temizlediğime göre şimdi seni yiye...
Böyle söylerken ellerini tavşana doğru uzattı. Ayının ellerine dikkat
eden tavşan hemen şöyle dedi:
- Böyle olur mu hiç? Ellerin...
Ayı şaşkın bir şekilde:
- Ne olmuş ellerime? Söyle lütfen! Bunun üzerine tavşan:
- Şu tırnaklara bir bak. Ne kadar da uzamışlar. Ben böyle şeyleri hiç
sevmem. Ayı:
- Ne yapmalıyım öyleyse, diye sorunca tavşan ona bir tırnak makası
verdi. Ayı çok mutluydu. Hayatı çok değişmişti. Hemen tırnaklarını kesmeye
başladı. Tavşan:
- Tırnak makası sana hediyem olsun, dedi.
Ayı artık çok güzel kokan, dişleri parlayan, tırnakları kesilmiş biri ol-
muştu. Ellerini kaldırdı, dişlerini gösterdi, tavşana teşekkür
etmek için yaklaştı.
Tavşan, ayıya son olarak bir ayna hediye etti. Ayna
ayının hoşuna gitti. Kendini seyretmeye başladı. En
çok da dişlerinin parlaklığını sevmişti. Ayının aynaya
bakmasını fırsat bilen tavşan hemen oradan uzak-
laştı. Şarkısını söyleyerek gözden kayboldu.
Bestami YAZGAN - Necran MİRHUN
Çeviren: İsmail Avcı - Kısaltılmıştır.
43
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Küçük tavşan, ayının tırnakları ile ilgili ne dedi?
Cevap:
3. Küçük tavşan, tırnakları için ayıya ne verdi?
Cevap:
4. Tavşanın hediye ettiği aynayı alan ayı ne yaptı?
Cevap:
5. Ayının aynaya bakmasını fırsat bilen tavşan ne yaptı?
Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeleri harfleri kullanarak eşleştirelim.
44
BİLMECE
1 İki camlı pencere, bakıp durur her yere.
2 Gelişi aslan gibi, duruşu kaplan gibi, yayılır hasır gibi.
3 Küçük bir hayvan, evi karavan.
4 Gece gezer, gündüz kaçar.
5 Havuç gördümü dayanamaz, zıplamadan duramaz.
6 Gezişi fiyakalıdır, ormanlar kralıdır.
7 Yeşildir rengi, çok iyi zıplar ileri.
8 Tintin sakallı, inatçı, akıllı.
2
1
7
8
5
BULMACA
45
KELİME BULMACA
DALGIÇ JÜPİTER YERKÜRE TÜRKİYE
N T U E Y E R K Ü R E A
Y Ü O K Y A N U S L J İ
V R Ü G Ö K Y Ü Z Ü Ü O
N K O K S İ J E N R P N
U İ T M E Ç E K M E İ A
E Y Z Ü İ A B U İ A T E
K E R T E N K E L E E Ü
V A N T İ L A T Ö R R H
B A K L A G İ L U İ E O
Y I L D I Z L A R E A Ş
İ L A U A K R A B A İ G
E Ö A R K A D A Ş U E Ö
D A L G I Ç R U E İ S R
L S K A H V A L T I U Ü
46
DEĞERLENDİRME 3
MOR MENEKŞE
Şehrin birinde bir köşkün penceresinde mor bir menekşe yaşarmış. Mor
menekşe büyük bir saksıya kök salmış, dallanıp budaklanmış.
Köşkün hanımı bu çiçeği her gün sever koklarmış. Ona güzel şarkılar
söyleyerek gönlünü alırmış. Ama mor menekşe kendini yeterince mutlu hisset-
miyormuş. Çünkü onun gönlü pencereden seyrettiği bahçedeymiş. Bir gün evin
hanımı camları silecekmiş. Mor menekşeyi saksısıyla birlikte bahçeye çıkarmış.
“Benim güzel çiçeğim, şimdi camları sileceğim. Seni çok geçmeden yerine ko-
yarım.” diye mırıldanmış.
Mor menekşeyi, karanfillerin, papatyaların, güllerin olduğu bahçeye bırak-
mış. Mor menekşenin keyfine diyecek yokmuş. Fakat akşam üzeri güneş batınca
üşümeye başlamış. Az sonra rüzgâr çıkmış. Mor menekşenin birkaç yaprağı
kırılmış. Saksısındaki topraklar havaya savrulmuş. Zavallı çiçek “Eyvah!... Bahçe
göründüğü kadar güvenli değilmiş. Galiba burada solup gideceğim.” diye ba-
ğırmış.
Neyse ki çok geçmeden bahçenin ilerisinde köşkün hanımı görünmüş. “Be-
nim güzel menekşem!” demiş. “Seni nasılda unuttum. Gel de yine penceremi
güzelleştir.”
Mor menekşe, hanımının
ellerinde köşke dönerken
bahçedeki bütün çiçeklere
neşeyle el sallamış. “Her
çiçeğin yaşam yeri farklıy-
mış.” diye söylenmiş. “Bun-
dan sonra penceremin kıy-
metini bileceğim.” demiş.
47
1. ÇİÇEĞİN; 5. Bahçedeki olumsuzluklar ne za-
a. Adı: Menekşe man başlamış?
b. Rengi: Mor
c. Yaşadığı Yer: Köşkün bahçesi A. Yağmur yağmaya başlayınca.
Çiçekle ilgili verilen bilgilerden B. Güneş batınca.
hangileri doğrudur? C. Gök gürleyince.
A. a - b B. a - c
C. b - c
6. Yaşanan olumsuzluklar sonrası
2. Köşkün hanımı her gün, çiçekte nasıl duygular gelişmiştir?
a. Çiçeği sularmış, A. Bahçeyi çok sevmiş.
b. Çiçeği koklarmış,
c. Çiçeğe güzel sözler söyler- B. Köşke dönmek istememiş.
miş. C. Korkuya kapılmış.
İfadelerinden hangileri doğru-
dur? 7. Köşkün hanımı çiçeği almaya ni-
A. a - b B. b - c
çin geç gelmiş?
C. a - c
A. Pencereleri silmesi çok uzadığı
3. Çiçeğin hayali aşağıdakilerden
için.
hangisidir?
B. Çiçeğe bir ders vermek için.
A. Köşkün salonuna geçebilmek.
B. Köşkün terasına çıkabilmek. C. Çalışırken onu unuttuğu için.
C. Köşkün bahçesinde olabilmek.
8. “Penceremin kıymetini bileceğim.”
4. a- lale b- papatya
c- karanfil d- sümbül Cümlesinde renkli yazılan keli-
e- orkide f- gül menin yerine hangi kelime gelir-
Yukarıdakilerden hangileri se cümlenin anlamı değişmez?
bahçedeki çiçeklerdendir?
A. Yerini
A. b - c - f
B. a - b - c B. Değerini
C. c - d - e C. Fiyatını
48
ARKADAŞINI DOKTORA GÖTÜREN LEYLEK
Namık Bey doktordu. Her yaz, deniz kenarındaki evine giderdi. Günlerini
kitap okuyarak ve yüzerek geçirirdi.
Bir sabah, yürüyüş yapmak üzere evden çıktı. Bahçe kapısının yanında
yaralı bir leylek gördü. Leyleğin bacağı maalesef yaralanmıştı. Doktor, ley-
leğin durumunu görünce yürüyüşünden vazgeçti. Leyleği eve aldı, bacağını
güzelce sardı. Bahçede ona güzel bir yuva yaptı. Sonra leyleğin karşısına
geçerek durumu anlattı:
- Bak leylek! Bacağının iyileşmesi için elimden geleni yaptım. On beş gün
bu bacağının üzerine basmamalısın. Yiyecek aramana gerek yok. Ben seni
beslerim. Ayağın iyileşince gidersin. Allah şifa versin...
Leylek, anlatılanları anlamışcasına başını salladı. On beş gün boyunca
yaralı bacağının üzerine basmadı. Sargıları açıldığında bacağı iyileşmişti. Üç
beş gün sonra da uçup gitti.
Aradan iki yıl geçti. Doktor, yine deniz kenarındaki evindeydi. Bir gün
bahçesinde iki leylek gördü. Leyleklerden biri ayağını tedavi ettiği leylekti.
Buna çok sevindi. Öteki leyleğe dikkatlice baktı. Kanadı yaralıydı. Çok şaşırdı.
Leylek, yaralı arkadaşını iyileştirmesi için doktora getirmişti.
İnternetten
49
A. Aşağıdaki soruları hikayeye göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Namık Bey yaralı leyleğe nerede rastladı?
Cevap:
3. Namık Bey bahçede leyleğe niçin yuva yaptı?
Cevap:
4. Leylek hastalığı süresince ne yapmadı?
Cevap:
5. Leylek, arkadaşını niye doktora getirdi?
Cevap:
B. Aşağıdaki noktalı yerlere istenilen bilgileri yazalım.
50
TARLADAKİ HAZİNE
Memleketin birinde dürüst, bir o kadar da çalışkan bir adam var-
mış. Bu adam ne kadar çalışkansa beş oğlu da o kadar tembelmiş.
Bu duruma çok üzülürmüş yaşlı adam. Ne yaptıysa, ne ettiyse
çocuklarına çalışkanlığı aşılayamamış. Oğulları öğlene kadar yatar,
kalkınca da yemeklerini yer, ya balık tutmak için nehre ya da avlan-
mak için ormana gidermiş.
Bir gün bütün oğullarını baş ucuna toplamış:
- Oğullarım size söyleyeceklerim var, demiş.
- Buyur baba, seni dinliyoruz.
- Evlatlarım, bizim köyün dışındaki büyük tarlada hazine var.
Çocukların gözü açılmış:
- Sahi mi baba, nerede peki? Diye heyecanla sormuşlar.
- Hazineyi nereye gömdüğümü unuttum.
- Peki, biz nasıl bulacağız baba?
- Siz, gücü kuvveti yerinde genç adamlarsınız. Hem de beş kişisiniz. Tarlanın
her tarafını kazın. Altını üstüne getirin. Bulacağınızdan eminim.
Çocuklar tarlayı kazmaya başlamışlar. Az mı kazmışlar, çok mu kazmışlar bilin-
mez ama bir türlü hazineyi bulamamışlar. Fakat tarlayı öyle bir kazmışlar ki altını
üstüne getirmişler. Fakat ortada hazine filan yokmuş.
Kardeşlerin en küçüğü:
- Sayın ağabeylerim, tarlanın altını üstüne getirdik. Hazineyi bulamadık. Tarlayı
kazmışken bari buğday ekelim, demiş. Bu fikir ağabeylerinin de hoşuna gitmiş. Tar-
laya buğday ekmişler. O sene tarlada bol miktarda buğday yetişmiş. Bir ekmişler,
bin buğday almışlar. Geriye kalanı satmışlar. Bolca para kazanmışlar. Sene sonunda
bir araya toplanmışlar. Düşünmüşler, taşınmışlar, babalarının çalışmaları için “tar-
lada hazine var” dediğini anlamışlar.
51
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Yaşlı adamın çocukları kalkınca ne yaparmış?
Cevap:
3. Yaşlı adam, çocukları başına toplayınca onlara ne demiş?
Cevap:
4. Yaşlı adam çocuklarına niçin hazinenin yerini bilmediğini söylemiş?
Cevap:
5. En küçük kardeş, kazılan tarla için ne demiş?
Cevap:
B. Sağdaki ifadeler, soldaki ifadelerin devamıdır. Harfleri kullanarak
eşleştirelim.
52
DEĞERLENDİRME 4
K
..... ..... ..... ..... ..... O ..... ..... .....
.....
55
Aşağıdaki kelimelerin harflerini kullanarak yeni kelimeler oluşturarak
yazalım.
A K R A B A B A S K I N
A .....
..... R ..... .....
K .....
..... A .....
R ..... ..... .....
K .....
..... A .....
B .....
A ..... ..... ..... .....
A .....
..... R .....
A .....
B .....
A ..... ..... ..... ..... .....
Ç E L T İ K D İ Z L İ K
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....
K E L E B E K Y U M U R T A
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....
56
çOCUKLUK
Affan Dede’ye para saydım, Bu bahar havası, bu bahçe;
Sattı bana çocukluğumu Havuzda su şırıl şırıldır.
Artık ne yaşım var, ne adım; Uçurtmam bulutlardan yüce,
Bilmiyorum kim olduğumu. Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Hiçbir şey sorulmasın benden; Ne güzel dönüyor çemberim;
Haberim yok olan bitenden. Hiç bitmese horoz şekerim.
Cahit Sıtkı TARANCI
57
A. Aşağıdaki soruları şiire göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Şair, Affan Dede’ye ne almak için para saymış?
Cevap:
3. Şair kendisine ne sorulmasını istemiyormuş?
Cevap:
4. Şiire göre güzel dönen nedir?
Cevap:
5. Şair neyin bitmesini hiç istemiyor?
Cevap:
B. Aşağıda harfleri karışık olarak verilen oyun isimlerini bularak noktalı
yere yazalım.
B E K Ö R E O L F U B T
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....
C E D E C V E Ü E S S E K K
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....
A O Y A P K T N
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....
D E E L İ M S N E
..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... ..... .....
58
UĞUR BÖCEĞİ
Merhaba, benim adım uğur böceği! Diğer adım
da uç uç böceği. Özellikle havaların ısındığı ve çi-
çeklerin cıvıl cıvıl açtığı ilkbahar mevsiminde ortaya
çıkarım. İnsanlar bizi görünce mutlu olurlar.
Bizler genellikle siyah beneklerle kaplı kır-
mızı renkte oluruz. Sarı olan uğur böceği
görürseniz sakın şaşırmayın. Çünkü bazılarımız sarı renktedir. Uğur bö-
ceklerinin bazılarında 2, bazılarında 7, bazılarında ise 50’den fazla benek
bulunur. Benim 2 beneğim, 6 kısa bacağım var.
Renklerim çok parlak olduğu için düşmanlarım bana zarar veremezler.
Tehlike anında hemen ters dönerim. Salgıladığım sıvı ile düşmanlarımı uzak-
laştırırım. Çünkü salgıladığım bu sıvının kokusuna dayanmak çok zordur.
Yakın zamanda 400 yavrum yumurtadan çıkacak. Bir sürü yavru uğur
böceğim olacak. Bu kadar yavruya isim
koymak tahmin edebileceğiniz gibi
zor. Bu yüzden hepsini, “uğur
böceğim” diye seveceğim.
İnternetten
59
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Uğur böcekleri genellikle ne zaman ortaya çıkarlar?
Cevap:
3. Uğur böcekleri hangi renklere sahiptir?
Cevap:
4. Uğur böcekleri ne zaman ters dönerler?
Cevap:
5. Uğur böcekleri niçin sıvı salgılar?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri metne göre tamamlayalım.
Cevap:
2. Damla, yaşadığı gölde zamanını nasıl geçirirmiş?
Cevap:
3. Hava ve gölün suyu ısınınca ne olmuş?
Cevap:
4. Damla ve diğer su damlaları bulutların üstünde ne yapmışlar?
Cevap:
5. Yeryüzüne inen Damla nereye düşmüş?
Cevap:
B. Aşağıdaki olayları oluş sırasına göre sıralayalım.
62
SU DAMLASI DAĞIN ZİRVESİNDE
Yeryüzünün en yüksek dağının en yüksek yerindeki çukura düşen
Damla’nın etrafını yosunlar sarmış. Yosunlar Damla’yı, Damla da yosun-
ları sevmiş. Sonra güneş batmış ve hava kararmış. Akşam olmuş. Çok
soğuk rüzgârlar esmeye başlamış. Damla çok üşümüş, soğuktan titreme-
ye başlamış. Yosunlardan yardım istemiş. Ancak yosunlar uyudukları için
Damla’yı duymamışlar. Damla o kadar üşümüş ki küçücük bir buz tanesine
dönüşmüş.
Sabah olunca yosunlar uyanmış. Damla’nın buza dönüştüğünü görün-
ce üzülmüşler. Bilge yosun Damla’ya dönerek:
- Sen küçük bir su damlasısın. Dağların tepeleri soğuk olur. Geceleri
çok üşürsün. Uzun yosun söz almış:
- Az sonra güneş doğacak. Seni ısıtacak ve eriyerek suya dönüşeceksin.
Eriyince kayaların çatlaklarını takip ederek yola inersin. O yolu takip ederek
dağın yamaçlarındaki göle dönebilirsin, diyerek Damla’ya fikir vermiş.
Damla çok sevinmiş. Güneş doğunca ısın-
mış ve erimiş. Yosunların anlattığı yoldan
göle geri dönmüş ve kendi kendine:
- Bir daha asla bulutlar çağırınca gök-
yüzüne çıkmayacağım. Uslu ve mavi bir su
damlası olacağım, demiş.
İnternetten
63
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Yosunlar, Damla’nın yardımına niçin cevap vermemişler?
Cevap:
3. Gece olunca Damla neye dönüşmüş?
Cevap:
4. Hangi yosunlar Damla’ya fikir vermişler?
Cevap:
5. Güneş doğunca Damla’ya ne olmuş?
Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerle anlamlarını eşleştirelim.
UT
Suyun donarak katı hale geçmiş du-
U L B ......
B rumuna denir.
64
KELİME BULMACA
T Y N A E B A L K O N H
Ö Ü Ş Z İ A L T N Ü B R
R U İ L E Y S Ü A N E H
E A İ U Ç Ö R I Ü R İ I
N Ö R B Ç O İ Ü N E A R
T E İ E A Ü R H Ş I E K
A R T Ö Ü L A A Y Z F A
Ğ Y Ü İ S E N E P A Ü E
A Ü O Z Ş B Ç Ü D Y C U
Ç İ U N G Y Ö K A Z A K
R A Ö U Y A İ V Ö C E N
B E Y A Z C R Ş U B A T
BULMACA
.................... .................... .................... ....................
65
A B C Ç D E F G Ğ
H I K L M N O P
R S Ş T U Ü V Y Z
K .....
..... İ .....
R .....
A .....
Z
66
ÜZÜMGÖZ
O gün sınıfta derin bir sessizlik vardı.
Herkes üzgün ve neşesizdi. Bir hafta önce
kentte deprem olmuştu. Bazı binalar yıkılmış-
tı. Üzümgöz yıkılan binadan yaralanmadan
çıkmıştı.
Öğretmenimiz:
- Çocuklar, deprem büyük bir felakettir.
Depremin hangi gün, hangi saatte olacağını
kimse bilemiyor. Bizlere düşen deprem ön-
cesi ve deprem sırasında neler yapılacağını
bilmektir, dedi.
Sonra Üzümgöz’e sordu:
- Deprem sırasında sen ne yaptın, nasıl kurtuldun Üzümgöz?
Üzümgöz:
- Ben hemen yatağımın yanına uzandım. Ellerimle başımı koruma
altına aldım. Depremin geçmesini bekledim. Sonra üzerime dökülen toz
toprağın içinden hava alabileceğim bir delik açtım. Belirli aralıklarla bağır-
dım. Sesimi duyanlar beni kurtardılar, diye yanıtladı.
Üzümgöz’ü hayranlıkla dinleyen öğretmenimiz, onu yanına çağırdı:
- Aferin, Üzümgöz! Doğru hareket ederek kendini kurtarmışsın. Bu
senin kahramanlık madalyan, dedi. Elindeki madalyayı Üzümgöz’ün boy-
nuna taktı.
Aytül AKAL
67
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Depremle ilgili bilinmeyen nedir?
Cevap:
3. Üzümgöz deprem sırasında ilk önce ne yaptı?
Cevap:
4. Üzümgöz’ü kimler kurtardı?
Cevap:
5. Öğretmen, Üzümgöz’ü nasıl ödüllendirdi?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümleleri metne göre tamamlayalım.
68
İNSANLARI MEMNUN ETMEK ZORDUR
Nasrettin Hoca ve oğlu önde, eşeği ar-
kada kasabaya doğru yola çıkmışlar. Biraz
yürüdükten sonra bir vatandaşa rastlamışlar.
- Hocam niçin yaya yürüyorsunuz? Al-
lah, eşeği binilsin diye yaratmış. Bunu bil-
mez misin, demiş.
Hoca kendi kendine, “Adam haklı!” demiş.
Hoca, almış oğlunu bindirmiş eşeğin üzerine. Hoca yaya, oğlu eşeğin üze-
rinde başlamışlar yürümeye.
Biraz gidince rastlamışlar bir köylüye. Köylü bağırmış çocuğa:
- Ayıptır delikanlı, ayıptır! İhtiyar baban yaya yürüyor, sen keyif çatıyor-
sun. Yakışır mı bu sana? Çabuk in o eşeğin sırtından da, baban binsin! Hoca,
“Adam doğru söylüyor” demiş. Oğlunu indirip, kendisi binmiş eşeğe. Çocuk
yaya, Hoca eşek sırtında bir müddet gitmişler. Yolda bir kadına rastlamışlar.
Kadın seslenmiş Hoca’ya:
- Hoca, utanmıyor musun yaşından? Küçücük çocuğu yürütüyorsun, sen
eşek üzerinde keyif çatıyorsun.
Hoca biraz düşününce, “Kadın haklı.” demiş. Hoca, çocuğu da almış yanına.
Hoca ve oğlu eşeğin üstünde gitmişler bir süre. Çıkmış karşılarına bir adam:
- İnsaf yok mu sizde be! Bu kadar ağırlığa nasıl dayansın bu çelimsiz
hayvan!
Hoca şaşmış kalmış. Ne yaptıysa kimseye beğendirememiş. Anlamış ki, in-
sanları memnun etmek mümkün değildir. Oğluna şöyle demiş.
- En iyisi bildiğinden şaşmamaktır.
69
A. Aşağıda metinden alınan olaylar karışık olarak verilmiştir. Olayları
oluş sırasına göre sıralayarak aşağıya yazalım.
OLUŞ SIRASI
1.
2.
3.
4.
70
GAZETECİLERİ ŞAŞIRTAN ÇİFTÇİ
Kasabamızda bu yıl da “En İyi Buğday Yarışması” düzenlendi. Düzen-
lenen bu yarışmayı bu yıl da Hüseyin Dayı kazandı.
Ulusal ve yerel gazeteciler Hüseyin Dayı ile röportaj yapabilmek için
kapısının önündeydi. Evin bahçesinde ikram edilen ayranlar içildikten sonra
gazetecilerden biri:
- İyi buğday yetiştirmenin sırrı nedir? diye sordu.
Hüseyin Dayı ona ve diğer gazetecilere gülümsedi:
- Atalarımdan bana kalan en iyi buğday tohumlarını kullanıyorum. Tar-
lama ektiğim tohumlardan da komşularıma veriyorum.
Gazeteciler bu konuşmalara hem şaşırdılar hem de bir anlam vere-
mediler:
- Hımmm, nasıl yani rakiplerinize yardım mı ediyorsunuz? En iyi to-
humlarınızı onlara mı veriyorsunuz? diye hayretle sordular.
- Evet, dedi sakin bir şekilde. Rüzgâr, büyümüş buğday bitkisinin po-
lenlerini alır. Bir tarladan ötekine taşır. Eğer komşularım kötü buğday
yetiştirirlerse onlardan gelen polenlerle aşılanacak olan buğdaylarım da
kalitesiz olur. Eğer ben iyi buğday yetiştirmek istiyorsam komşularıma yar-
dım etmeliyim.
Saide Nur DİKMEN
71
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Gazeteciler sorularını ne zaman sordu?
Cevap:
3. Gazetecilerden biri Hüseyin Dayı’ya ne sordu?
Cevap:
4. Hüseyin Dayı’nın hangi davranışı gazetecileri şaşırttı?
Cevap:
5. Rüzgâr bir bahçeden diğer bahçeye neyi taşıyor?
Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerle anlamlarını eşleştirelim.
AJ
T
OR
Ürün almak üzere toprağa ekilen ta-
ÖP D ......
R hıl veya benzeri tanesi.
72
KİTAP KURDU
Bekir, kitapçıya girdi. Çocuk kitapları bölümüne geçti. Raftan gözüne
kestirdiği bir kitabı aldı. İçini açıp incelemeye başladı. Orta bölümde bir
sayfayı açınca korkudan bağırdı.
- Ayyy!
- Bağırma lütfen! Benden sana
zarar gelmez. Ben bir kitap kur-
duyum. Kitabın içinde bir kitap
kurdu vardı. Bekir meraklı gözlerle
kitap kurduna bakarken:
- Anlaşılan daha önce bizden biriyle tanışmadın:
- Tanışmak bir yana, görmedim bile. Biliyor musun? Ben de bir kitap
kurduyum.
- Sen bize hiç benzemiyorsun. Sen bir insansın.
- Evet insanım.
- Öyleyse niye “Ben de bir kitap kurduyum.” diyorsun? Şaka mı yapı-
yorsun?
- Şaka yapmıyorum. Biz insanlar kitaba meraklı kişilere “kitap kurdu”
deriz. Artık tanışalım. Ben Bekir.
- Benim de adım “Meraklı”. Sen benim ilk insan arkadaşımsın.
Bekir, Meraklı’ya bir teklifte bulundu:
- Benimle birlikte yaşamaya ne dersin?
Meraklı’nın gözlerinin içi güldü.
- Yani seninle evinize gelmemi mi istiyorsun?
- Evet.
- Yaşasın, diye bağırdı Meraklı. Ardından kendini Bekir’in ellerine bı-
raktı.
73
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Bekir, raftan aldığı kitabı incelerken niçin bağırdı?
Cevap:
3. İnsanlardan kimlere “kitap kurdu” denir?
Cevap:
4. Bekir, Meraklı’ya nasıl bir teklifte bulundu?
Cevap:
5. Meraklı, Bekir’in teklifine nasıl tepki verdi?
Cevap:
B. Aşağıdaki cümlelerin metne göre doğrusunu yazalım.
Cevap:
2. Kurt, mağaranın içinde niçin bir köşeye saklandı?
Cevap:
3. Çakal, yuvasında birinin olduğunu nasıl anladı?
Cevap:
4. Çakal, evine seslenirken ne dedi?
Cevap:
5. Kurt, sesini niçin inceltti?
Cevap:
B. Aşağıdaki ifadeler doğruysa “D”, yanlışsa “Y” yazalım.
Cevap:
2. Bilmece Dede, bilmeceleri niçin satıyor?
Cevap:
3. Bilmecelerin karşılığı nedir?
Cevap:
4. Kime teşekkür edilecek?
Cevap:
5. Çocukların gülüştüğü esnada Ayşe ne yaptı?
Cevap:
B. Aşağıdaki kelimelerin eş anlamlılarını yazalım.
YAŞLI ...................
BEDAVA ...................
ÜCRET ...................
KIYMETLİ ...................
CEVAP ...................
HAKİKAT ...................
80
BİLMECE DEDE
Ayşe okumaya başladı.
- Gece uçar, gündüz kaçar?
Çocuklar hemen cevaplamaya başladı.
- Porsuk... Tilki... Papağan... Arı...
Hiçbiri doğru değildi. Ayşe çocuklara dönerek cevabı okudu.
- “Yarasa...”
Sonra Bilmece Dede’ye dönerek, teşekkür ederim, dedi.
Ahmet de bir bilmece istedi. Bilmece Dede, gülümseyerek elini torbaya
daldırdı.
Bir tane de Ahmet’e verdi. Ahmet sabırsızlıkla okumaya başladı:
- Hiç kimsenin okuyamadığı yazı hangisidir?
Cevaplar gecikmedi:
- Hayat bilgisi... Öğretmenin not defteri... Su yazısı... Ali’nin yazısı... Ah-
met:
- Bilemediniz, söylüyorum: “Alın yazısı.”
Herkes Ahmet’i alkışladı. Bilmece Dede, Ahmet’in yüzüne baktı.
- Bir şey unutmadın mı, dedi.
- Neyi unuttum?
- Bilmecenin ücretini!
Ahmet utandı. Hemen Bilmece Dede’ye dönerek “Teşekkür ederim!” dedi.
Bilmece Dede, çocuklardan müsaade istedi. Gitmesi gerektiğini söyledi. Ço-
cuklarla vedalaştıktan sonra, ağır adımlarla başka sokaklara daldı ve gözden
kayboldu.
81
A. Aşağıdaki soruları metne göre cevaplandıralım.
Cevap:
2. Ayşe, bilmecenin sonunda ne yaptı?
Cevap:
3. Ahmet’in okuduğu bilmece ve cevabı hangisidir?
Cevap:
4. Ahmet, bilmecenin sonunda neyi unuttu?
Cevap:
5. Bilmecelerin ardından Bilmece Dede ne yaptı?
Cevap:
B. Aşağıdaki komik bilmeceleri harfleri kullanarak eşleştirelim.
82
DEĞERLENDİRME 6
b.
c.
KARTAL :
ÖZGÜR :
ZİRVE :
YANSIMA :
Cevap:
2. Demircibaşı, böyle bir kılıç yaparsak ne olur, demiş?
Cevap:
3. Ülkeden ayrılmayan demirci kendini nasıl övüyormuş?
Cevap:
4. Gösterişli kılıca kavuşan padişah ne yapmış?
Cevap:
5. Padişah salonun ortasına niçin taş getirtmiş?
Cevap:
B. Aşağıdaki olayları oluş sırasına göre sıralayalım.
90
UZAYLI ÇOCUK
Mesut arkadaşına sinyal gönderdi.
Başı büyük beladaydı. Derhal bulunduğu
yabancı gezegenden gemisine ışınlanmalı
ve vücudunu büyük hortumuyla sarıp sar-
malayan uzaylıdan kurtulmalıydı.
Arkadaşı sinyali aldı ve yapması ge-
rekeni yaptı. Kaptan Mesut’u gemisine
ışınladı.
Mesut uzayda araştırma yapan bir
geminin kaptanıydı. Arkadaşıyla birlikte yıl-
lardır uzayda yolculuk yapıyordu. Her ma-
cerada büyük tehlikeler atlatıyordu. Hem artık yorulmuştu. Artık Dünya’ya
dönmeliydi. Rotasını Dünya’ya çevirdi.
Uzun bir seferden sonra, Dünya’ya yani Mavi Gezegen’e ulaştılar.
Dünya’nın yörüngesine girdiler. Ama o ne? Atmosfere girerken uzay ge-
misi o kadar sallanmıştı ki motorlardan biri arıza yapmıştı. Hızla dönmeye
başladılar. Hızla yeryüzüne doğru yaklaşıyorlardı. Derken...
Mesut kendisini yatağın dibinde buldu. Kaptan Mesut, Dünya’ya hızla
çarptığını düşünürken, aslında rüya görüyordu ve gerçekte yataktan düş-
müştü.
Gözlerini sildikten sonra, tekrar yatağına yattı. Sonra, “Evet arka-
daşlar, maceranın neresinde kalmıştık. Ekip derhal toparlanın.” Talimatını
verdi. Sonra, yavaş yavaş gözleri kapandı. Bir gecelik de olsa, “Kaptan”
olmak onun için bir onurdu.
Küçük Beylere Masallar
91
A. Aşağıdaki bulmacayı metne göre dolduralım.
4
3
6
5
7
92
DEĞERLENDİRME 7
DEĞERLENDİRME 1
1-B 2-B 3-C 4-A 5-C 6-C
DEĞERLENDİRME 2
1-C 2-A 3-B 4-C 5-A 6-C
DEĞERLENDİRME 3
1-A 2-B 3-C 4-A 5-B 6-C 7-C 8-B
DEĞERLENDİRME 4
1-B 2-C 3-C 4-C 5-B 6-A 7-C
DEĞERLENDİRME 5
1-B 2-C 3-B 4-C 5-B 6-A 7-B 8-C
DEĞERLENDİRME 6
1-C 2-B 3-A 4-A 5-B 6-C 7-C
DEĞERLENDİRME 7
1-C 2-C 3-B 4-B 5-A 6-B 7-C 8-A