Professional Documents
Culture Documents
Eren Caliskan Tez
Eren Caliskan Tez
Giriş
2. Literatür Taraması
Siklon ayırıcıların iç yapısındaki kompleks akış yapısının deneysel olarak çalışılması zor
olduğundan, bu alandaki çalışmalar deneysel olarak başlamış, teorik ve ampirik çalışmalarla
devam etmiştir. 2000’li yıllardan sonra bilgisayar donanım ve yazılım alt yapısına paralel
olarak gelişen sayısal hesaplamalı akışkanlar mekaniği yazılımları ile sayısal çalışmaların
sayısı oldukça artmış ve son yıllardaki çalışmalarla birlikte literatürde ağırlık kazanmıştır.
Narasimha ve ark. (2005) hidrosiklonlarda 10 mm ve 20 mm siklonlar için bir CFD modeli
geliştirerek 5,91-12,35 m/s giriş hızları için düşük yoğunluklarda partikül tutulmasını Fluent
yazılımında nümerik olarak incelemiştir. Yine Gimbun ve ark. (2005) basınç düşümü üzerinde
giriş hızı ve sıcaklığın etkilerini nümerik olarak CFD Fluent yazılımını kullanarak
incelemiştir. Çalışmalarını farklı türbülans modelleri için yaparak deneysel datalar ile
karşılaştırmış ve işlem zamanı ve basitlik açısından en uygun türbülans modelinin RNG k-ε
modeli olduğunu ifade etmiştir. Narasimha, N., Sripriya, R. , Banerjee, P. K. (2005) CFD modelling
hydrocyclone-prediction of cut size; Int. J. Miner. Process., 75, 53-68.
Jolius Gimbun, ve ark. (2005) siklon performansına koni uç çapının etkilerinin tahminiyle
ilgili bir çalışma yapmışlardır. Simülasyon partikül yörüngelerini hesaplamada farklı faz ve
türbülans modelleme için Reynolds gerilim modelini kullanabilmektedir. Siklon konisi
üzerinde sıklaştırılmış meshler basınç düşüşü ve toplama verimliliğine siklon koni uç çapının
etkisini daha iyi tahmin etmede kullanılmıştır. CFD simülasyon sonuçları deneysel verilerle
kıyaslandığında maksimum %5,5 sapmayla mükemmel bir uyum sağlamıştır. Gimbun, J.,
Chuah, T.G., Choong, T. S.Y., Fakhru’l-Razi A.,” Prediction of The Effects of Cone Tip Diameter on The Cyclone
Performance” Journal of Aerosol Science Vol:36 pp:1056–1065, 2005
Liming Shi ve ark. (2007) siklonların tahmini toplama verimliliği için sınır şartlarını
kıyaslamışlardır. Üç siklonda gaz-partikül akışını, Eulerian–Lagrangian yaklaşımını
kullanarak nümerik bir şekilde modellemişlerdir. Teğetsel yükselme sınır şartını
geliştirmişlerdir ve bu model kullanıcı tarafından belirlenen fonksiyon yoluyla siklon
performansının CFD simülasyonlarını da içermektedir. Literatürdeki deneysel verilerle
kıyaslamalar gösteriyor ki teğetsel yükselme sınır şartı diğer sınır şartlarından daha hassas
tahminler sağlamaktadır. Shi, L., Bayless, D. J.,” Comparison of Boundary Conditions for Predicting The
Collection Efficiency of Cyclones” Powder Technology Vol:173 pp:29–37, 2007
Kaya ve Karagöz (2008) ters akışlı teğetsel girişli siklonlarda girdaplı akışların sayısal
analizine uygun türbülans modelleri ve nümerik şemaları üç boyutlu sürekli rejim şartlarında
sıkıştırılamaz akış için Fluent ticari kodlarını kullanarak araştırmışlardır. Çalışmalarında 170
mm gövde çapında siklon geometrisini kullanarak 14,8 m/s giriş hızı için standart ve non-
equlibrium cidar fonksiyonu kullanarak nümerik şemaları sayısal olarak irdelemişlerdir. RSM,
standard k-ε ve RNG k- ε türbülans modelleri ile gerçekleştirilen analizleri Gong ve Wang
(2004) tarafından sağlanan deneysel teğetsel ve eksenel hız profilleri ile karşılaştırmışlardır.
İzotropik özelliğinden dolayı standart k˗ ε deneysel verilere yakın sonuç sağlamazken RNG k-
ε modelindeki girdap faktöründen dolayı deneysel verilerle daha uyumlu olduğunu fakat
Rankine tipi teğetsel hız profilinin oluşmadığını, RSM modelinin ise deneysel verilere en
yakın sonucu verdiğini belirtmişlerdir. Çalışma sonucunda basınç değerlerinin enterpolasyonu
için PRESTO, momentum denklemleri için QUICK, türbülans kinetik enerjisi ve dissipasyon
oranı için 2nd order upwind, Reynolds gerilmeleri için 1st order upwind şemalarının en uygun
yöntem olduğunu tespit etmişlerdir. Kaya, F., Karagoz, I. 2008. Performance analysis of numerical
schemes in highly swirling turbulent flows in cyclones. Curr. Sci. India, 94(10):1273-1278.
Shukla ve ark. (2011) siklonlarda basınç kaybı ve partikül toplama verimini sayısal olarak
çalışmışlardır. Sayısal çalışmada 300 mm siklon gövde çapı için sayısal analizler
gerçekleştirmişler ve Zhao (2005) tarafından sağlanan deneysel sonuçlarla, sayısal analiz
sonuçlarını karşılaştırmışlardır. Hız alanı için Eulerian yaklaşımı kullanılırken, ayrık faz
modellenmesinde Lagrangian yaklaşımını kullanmışlardır. Çözüm ağının modellenmesini
Gambit 2.4.6 yazılımında çoklu blok stratejisini kullanarak, çözümleme için Fluent 6.3.26
ticari kodlarını kullanmışlardır. Sürekli fazın çözümünde RSM türbülans modeli, hız basınç
ilişkilendirmesinde SIMPLEC algoritmasını kullanmışlardır. Cidar değerleri için standard
cidar fonksiyonu, ayrık faz için ise 2700 kg/m3 yoğunluğunda talkum pudrasını referans
alarak 20,18 m/s giriş hızı sınır şartını çalışmada sayısal olarak analiz etmişlerdir. Sürekli faz
çözümü sonrasında ayrık faz analizi için partikül yörüngelerinin hesaplanmasında düşük ve
yüksek mertebeli algoritmaları kullanarak deneysel verilerle karşılaştırmışlar ve trapez ve
Runge Kutta yöntemlerinin deneysel verilerle uyumlu sonuç verdiğini tespit etmişlerdir.
Düşük mertebeli algoritmalar küçük çaplı partiküller için uyumlu sonuç vermezken, büyük
çaplı partiküllerde santrifüj kuvvetin baskın olmasından dolayı uyumlu sonuç verdiğini
belirtmişlerdir. Shukla, S.K., Shukla, P., Ghosh, P. 2013. The effect of modeling of velocity fluctuations on
prediction of collection efficiency of cyclone separators. Appl. Math. Modelling, 37:5774-5789.
Kaya ve Karagöz (2012) siklonda basınç kayıp katsayısını ve doğal girdap uzunluğuna bağlı
olarak statik basınç değişimini deneysel ve sayısal olarak araştırmışlardır. Çalışmada 190 mm
çapında siklon geometrisinde dalma borusu çapını ve uzunluğunu değiştirerek basınç kayıp
katsayısı ve hız alanını incelemişlerdir. Dalma borusu çapı küçüldüğünde ve uzunluğu
arttığında basınç kaybının daha fazla gerçekleştiğini, ayrıca dalma borusundaki uzamanın
sürtünme yüzeylerini arttırdığını tespit etmişlerdir. Aynı giriş hızı değeri için dalma borusu
çapının artması ve uzunluğunun azalmasının, siklon içinde aşağı yönde olan akışın, yukarı
yönde olan akışa göre daha küçük olduğunu ifade etmişlerdir. Dalma borusu çapının küçük
olması ve uzunluğunun artmasının basınç kaybını arttırdığını, dalma borusu çapının geniş
olmasının basınç kaybını santrifüj kuvvetin azalmasından dolayı azalttığını tespit etmişlerdir.
Ayrıca dalma borusundaki uzamanın akış alanı içindeki sürtünme yüzeyini arttırdığını
bildirmişlerdir. Kaya, F., Karagoz, I. 2012. Experimental and numerical investigation of pressure drop
coefficient and static pressure difference in a tangential inlet cyclone separator. Chem. Pap., 66(11):1019-1025.
Solari ve ark. (2017) araştırmalarında, bir siklon ayırıcı içine bir torba kumaş filtre
yerleştirilmiştir. Bu özel çözüm, ayırma verimliliğini düşük enerji tüketimi ile artırmak için
siklon ve filtre avantajlarını birleştirmiştir. Dahası, bu çözüm sadece sistemin genel
verimliliğini arttırmakla kalmamış, aynı zamanda filtrelerin çalışma koşulları üzerinde olumlu
etkilere izin vererek ömrünü arttırmıştır. Sonuçlarında, atmosfere yayılan toz emisyonları
kanun düzenlemeleri tarafından belirlenen sınırlar dahilinde tutmayı başarmışlardır. Solari, F.,
Tagliavini, G., Montanari, R., Bottani, E., Malagoli, N. and Armenzoni, M. (2017). CFD Model Validation of a
Bag Filter for Air Filtration in a Milling Plant. Proceedings of the International Food Operations and
Processing Simulation Workshop, Spain.
Sutherland, K. (2008). Filters and Filtration Handbook (Fifth Edition). USA: Elsevier 27-150
Belirli bir filtre için çeşitli filtrasyon mekanizmalarının tanecik çapına göre filtrasyon
verimine etkisi National Air Filtration Association, (2014). NAFA Guide To Air Filtration.USA: NAFA,
65-91.
3.1.3. Islak Yakalayıcılar
Islak toz tutucularda partiküle göre oldukça büyük hacme sahip su damlacıkları tarafından
partiküller tutulurlar. Su damlacıkları özel olarak yapılmış nozuldan doğru yüksek basınçta su
enjekte edilerek oluşturulur; kirli gaz ise bu yoğun su damlacıklı ortama basılır. Su
damlacıkları bir veya daha fazla mekanizma ile partikülleri tutarlar.
Islak toz tutucularda partiküller sıvı damlacıklarına kütlesel çarpma veya Brownian
difüzyonla yapışır. Çoğu ıslak toz tutucularda bu mekanizmalar aynı anda meydana gelir.
Fakat genellikle hacimsel ve kütlesel çarpma oluşur. Aynı su damlacığına birden fazla toz
partikülü yapışması mümkündür ve gittikçe ağırlaşan damlacık kolaylıkla çöker.
Islak Toz Tutucuların Avantajları
• Küçük alana ihtiyaç gösterirler. Gaz yıkayıcılar sıcaklığı düşürür.
• İkinci bir toz toplama sistemine gerek kalmaz
• Yüksek sıcaklığa karşı dayanıklı ve yoğuşma problemi yok.
• Alev alma gibi bir problem yok.
• Tozların yanında zararlı gazları da gidermek mümkün.
3.2.Havadaki Kirleticiler
Tozun genellikle çapı 75 𝜇𝑚'nin altındaki katı parçacıklar olduğu belirtilmektedir. Toz, doğal
ve insan yapımı süreçler tarafından havaya yayılan küçük, kuru ve katı partiküllerdir. Bu
partiküllerin çapı genellikle 1 ila 100 𝜇𝑚 arasındadır ve yerçekimi etkisiyle yavaşça çökme
eğilimindedir. Ancak, tozun partikül boyutunun sadece çapıyla ilgilenmek basitleştirici bir
yaklaşım olabilir. Havada uçabilme ve birikme yetenekleri ile ilgili olarak, parçacığın
aerodinamik çapı daha uygun bir ölçüm olarak kabul edilir. Aerodinamik çap, parçacığın
solunum yolunda ne kadar ilerleyebileceğini ve aerosol örnekleme ve filtrasyon cihazlarında
nasıl taşınabileceğini belirler. Aerodinamik çapı 50 𝜇𝑚'nin üzerinde olan partiküllerin havada
uzun süre kalmayabileceği belirtilmektedir. Ancak koşullara bağlı olarak, partiküllerin 100
𝜇𝑚'nin üzerinde bile havada uçabileceği söylenir. Ayrıca, toz partiküllerinin genellikle 1
mm'den daha küçük boyutlarda olduğu ve bu nedenle yerçekimi etkisiyle çökelmeden önce
havada uzun süre kalma eğiliminde olmadıkları belirtilir. Bu nedenle, fiziksel özelliklerine ve
ortam koşullarına bağlı olarak havada bulunan veya havayla taşınabilen, boyutları 1 𝜇𝑚'den
en az 100 𝜇𝑚'ye kadar değişen katı parçacıklardır.
Hava Kirleticilerin Boyut Dağılımı ve Özellikleri tabloda yer almaktadır. Çalışma ortamında
bulunan toz türlerinin örnekleri: Serbest kristal silika (örneğin kuvars olarak), kömür ve
çimento tozları içerenler gibi mineral tozları; kurşun, kadmiyum, nikel ve berilyum tozları
gibi metalik tozlar. Diğer kimyasal tozlar, örneğin birçok toplu kimyasal ve böcek ilacı; un,
odun, pamuk ve çay tozları, polenler gibi organik ve bitkisel tozlar; canlı parçacıklar, küfler
ve sporlar gibi biyolojik tehlikeler gibidir.
Hava Boyut Aralığı Tanım
Kirleticileri 𝜇𝑚
Hava ile alışverişte bulunan makinalarda ana faktör hava içinde bulunan katı maddelerin
ağırlığıdır. Otomobil motorunda, silindirde yanan her 4,3 lt yakıt için 42,5 𝑚3 civarında hava
kullanılır. Böylece bir araba motoru yılda ortalama olarak 28317 ile 56634 𝑚3 arasında hava
almaktadır. Havanın filtre edilmediği takdirde birçok aşındırıcı madde motora emilir. Traktör,
iş makinaları gibi büyük araçlarda durum daha da kötüdür.
Emilen katı maddeler pistonlarda, silindir kafasında, supaplarda ve diğer elemanlarda var olan
yağ filminin de yapıştırıcı etkisi ile birikirler ve yağ filmi aşındırıcı maddeleri toplar. Yağ
buharı ile temasa geçen ince partiküller havadan alınıp yağlayıcıda toplanır.
Swift, P., Dust control in industry, Steam Heating Eng., 38, 1969.
Stairmand, C. J., The design and performance of cyclone separators, Trans. Ind. Chem.
Eng., 29, 1951.
Nt: gaz akımının siklon içindeki dönme sayısı veya spiral sayısı.
Genel olarak bu değer siklonlarda 5-10 arasında değişir. V: siklon hacmi, Qg: atık gaz debisi,
vi: gazın siklona giriş hızı, D: siklon çapıdır, h: siklonun silindirik kısmının uzunluğu ve H:
toplam siklon uzunluğu.
Yerçekimi ivmesi g iken santrifüj kuvvetinin oluşturduğu ivme r VC / 2 veya 2 .r w dir.
Şekilde görülen yerçekimi ile oluşan çökelmenin hızı ( R V ) santrifüj kuvvetinin oluşturduğu
hızdan (VC) oldukça fazladır. Bu yüzden daha önce Stokes Kanununda verilmiş olan yer
çekimi ivmesi yerine santrifüj kuvveti ile oluşan ivmeyi yazarsak,
Gaz yoğunluğu (pg) partikül yoğunluğundan (pp) çok küçük olduğu için ihmal edilmiştir.
CD: sürüklenme katsayısı, pg: gazın yoğunluğu, A: partikülün akışa dik yüzey alanı.
K’nın değeri girişteki ani genişleme için 1, çıkıştaki ani daralma için 0.5, fakat genel olarak
siklonlarda 8’dir.
Basınç düşüşü bir siklon ayırıcı için istenmeyen bir durumdur. Genel olarak siklon ayırıcının
toplama performansı arttıkça basınç düşüşü de artmaktadır. Bu durumda istenmeyen bir sonuç
oluşturur ve siklon ayırıcılar için bir optimizasyon gerekliliği olduğunu gösterir. Bu nedenle
de numerik çalışmalar son yıllarda özellikle doğru modelin belirlenmesinde önemli bir yer
edinmiştir.
https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/bozturk/121406/Cyclone%20Collectors.pdf
𝑃𝑡2 𝑄1 0.5
=( )
𝑃𝑡1 𝑄2
Pt: nüfuz etme (Pt 1-n)
n: partikül giderme verimliliği
Q: hacimsel gaz akışı
Gaz viskozitesinin azaltılması verimliliği artırır, çünkü sürükleme kuvveti azalır. Merkezkaç
kuvveti parçacığı siklonun duvarına doğru iterken, sürükleme kuvveti merkezkaç kuvvetine
karşı koyar. Parçacığın duvara doğru son hızı, santrifüj ve sürükleme kuvvetleri arasındaki
kuvvet dengesinin sonucudur. Denklemde gösterildiği gibi artan gaz-partikül yoğunluk farkı
penetrasyonu etkiler:
𝑃𝑡2 𝜇2 0.5
=( )
𝑃𝑡1 𝜇1
𝑃𝑡2 𝐿1 0.18
=( )
𝑃𝑡1 𝐿2
L: giriş partikül konsantrasyonu
Alttaki şekilde geleneksel ve yüksek verimli siklonlar için genelleştirilmiş verimlilik ilişkileri
gösterilmektedir. Bu sadece siklonların boyutlarının uygulamaya göre ayarlanabileceğini
göstermektedir. Göreceli boyutlar siklonların gövde çapına dayanmaktadır. Yüksek verimli
siklonlar uzun, dar gövdelere sahip olma eğilimindeyken, yüksek verimli siklonlar kalın
gövdelerle daha az basınç düşüşü oluşturur.
Genelleştirilmiş verimlilik ilişkileri
Schnelle, K.B. and Brown, C.A., Air Pollution Control Technology Handbook, CRC Pres, Florida 2000.
Çok fazlı akışlarda, birincil ve diğer fazların hal durumuna göre farklı akış rejimleri için
sınıflandırılabilir. Çok fazlı akış rejimleri hal durumuna göre:
• gaz/sıvı veya sıvı/sıvı akışlar
• gaz/katı akışlar
• sıvı/katı akışlar
• gaz/sıvı/katı akışlar
olmak üzere dört kategoride toplanabilir (Ansys Inc. 2013). Ayrıca çok fazlı akışların, rejim
tiplerine göre sınıflandırılması ve detayları aşağıda verilmiştir
Çok fazlı akış rejim tipleri (ANSYS Inc. 2013)
Akış sistem olarak ele alındığında, akış rejimi ve fazların birbiri ile olan etkileşimine bağlı
olarak uygun çok fazlı akış modelinin seçimi önemlidir. Akışın detay özelliklerde
kabarcık, damlacık veya partikül içermesine bağlı olarak etkileşim modelinin belirlenmesi
gerekmektedir. Çok fazlı akışlarda temel olarak, Eulerian-Lagrangian yaklaşımı ve
Eulerian-Eulerian yaklaşımı olmak üzere iki farklı yöntem uygulanmaktadır.
Çok fazlı akış modellerinin, akış rejimine göre seçimi (ANSYS Inc. 2013)
ANSYS INC. 2013. Fluent Theory Guide Release 15.0. Canonsburg, USA, 780 pp.