Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 25

1.

Giriş

2. Literatür Taraması
Siklon ayırıcıların iç yapısındaki kompleks akış yapısının deneysel olarak çalışılması zor
olduğundan, bu alandaki çalışmalar deneysel olarak başlamış, teorik ve ampirik çalışmalarla
devam etmiştir. 2000’li yıllardan sonra bilgisayar donanım ve yazılım alt yapısına paralel
olarak gelişen sayısal hesaplamalı akışkanlar mekaniği yazılımları ile sayısal çalışmaların
sayısı oldukça artmış ve son yıllardaki çalışmalarla birlikte literatürde ağırlık kazanmıştır.
Narasimha ve ark. (2005) hidrosiklonlarda 10 mm ve 20 mm siklonlar için bir CFD modeli
geliştirerek 5,91-12,35 m/s giriş hızları için düşük yoğunluklarda partikül tutulmasını Fluent
yazılımında nümerik olarak incelemiştir. Yine Gimbun ve ark. (2005) basınç düşümü üzerinde
giriş hızı ve sıcaklığın etkilerini nümerik olarak CFD Fluent yazılımını kullanarak
incelemiştir. Çalışmalarını farklı türbülans modelleri için yaparak deneysel datalar ile
karşılaştırmış ve işlem zamanı ve basitlik açısından en uygun türbülans modelinin RNG k-ε
modeli olduğunu ifade etmiştir. Narasimha, N., Sripriya, R. , Banerjee, P. K. (2005) CFD modelling
hydrocyclone-prediction of cut size; Int. J. Miner. Process., 75, 53-68.

Jolius Gimbun, ve ark. (2005) siklon performansına koni uç çapının etkilerinin tahminiyle
ilgili bir çalışma yapmışlardır. Simülasyon partikül yörüngelerini hesaplamada farklı faz ve
türbülans modelleme için Reynolds gerilim modelini kullanabilmektedir. Siklon konisi
üzerinde sıklaştırılmış meshler basınç düşüşü ve toplama verimliliğine siklon koni uç çapının
etkisini daha iyi tahmin etmede kullanılmıştır. CFD simülasyon sonuçları deneysel verilerle
kıyaslandığında maksimum %5,5 sapmayla mükemmel bir uyum sağlamıştır. Gimbun, J.,
Chuah, T.G., Choong, T. S.Y., Fakhru’l-Razi A.,” Prediction of The Effects of Cone Tip Diameter on The Cyclone
Performance” Journal of Aerosol Science Vol:36 pp:1056–1065, 2005

Liming Shi ve ark. (2007) siklonların tahmini toplama verimliliği için sınır şartlarını
kıyaslamışlardır. Üç siklonda gaz-partikül akışını, Eulerian–Lagrangian yaklaşımını
kullanarak nümerik bir şekilde modellemişlerdir. Teğetsel yükselme sınır şartını
geliştirmişlerdir ve bu model kullanıcı tarafından belirlenen fonksiyon yoluyla siklon
performansının CFD simülasyonlarını da içermektedir. Literatürdeki deneysel verilerle
kıyaslamalar gösteriyor ki teğetsel yükselme sınır şartı diğer sınır şartlarından daha hassas
tahminler sağlamaktadır. Shi, L., Bayless, D. J.,” Comparison of Boundary Conditions for Predicting The
Collection Efficiency of Cyclones” Powder Technology Vol:173 pp:29–37, 2007

Kaya ve Karagöz (2008) ters akışlı teğetsel girişli siklonlarda girdaplı akışların sayısal
analizine uygun türbülans modelleri ve nümerik şemaları üç boyutlu sürekli rejim şartlarında
sıkıştırılamaz akış için Fluent ticari kodlarını kullanarak araştırmışlardır. Çalışmalarında 170
mm gövde çapında siklon geometrisini kullanarak 14,8 m/s giriş hızı için standart ve non-
equlibrium cidar fonksiyonu kullanarak nümerik şemaları sayısal olarak irdelemişlerdir. RSM,
standard k-ε ve RNG k- ε türbülans modelleri ile gerçekleştirilen analizleri Gong ve Wang
(2004) tarafından sağlanan deneysel teğetsel ve eksenel hız profilleri ile karşılaştırmışlardır.
İzotropik özelliğinden dolayı standart k˗ ε deneysel verilere yakın sonuç sağlamazken RNG k-
ε modelindeki girdap faktöründen dolayı deneysel verilerle daha uyumlu olduğunu fakat
Rankine tipi teğetsel hız profilinin oluşmadığını, RSM modelinin ise deneysel verilere en
yakın sonucu verdiğini belirtmişlerdir. Çalışma sonucunda basınç değerlerinin enterpolasyonu
için PRESTO, momentum denklemleri için QUICK, türbülans kinetik enerjisi ve dissipasyon
oranı için 2nd order upwind, Reynolds gerilmeleri için 1st order upwind şemalarının en uygun
yöntem olduğunu tespit etmişlerdir. Kaya, F., Karagoz, I. 2008. Performance analysis of numerical
schemes in highly swirling turbulent flows in cyclones. Curr. Sci. India, 94(10):1273-1278.

Shukla ve ark. (2011) siklonlarda basınç kaybı ve partikül toplama verimini sayısal olarak
çalışmışlardır. Sayısal çalışmada 300 mm siklon gövde çapı için sayısal analizler
gerçekleştirmişler ve Zhao (2005) tarafından sağlanan deneysel sonuçlarla, sayısal analiz
sonuçlarını karşılaştırmışlardır. Hız alanı için Eulerian yaklaşımı kullanılırken, ayrık faz
modellenmesinde Lagrangian yaklaşımını kullanmışlardır. Çözüm ağının modellenmesini
Gambit 2.4.6 yazılımında çoklu blok stratejisini kullanarak, çözümleme için Fluent 6.3.26
ticari kodlarını kullanmışlardır. Sürekli fazın çözümünde RSM türbülans modeli, hız basınç
ilişkilendirmesinde SIMPLEC algoritmasını kullanmışlardır. Cidar değerleri için standard
cidar fonksiyonu, ayrık faz için ise 2700 kg/m3 yoğunluğunda talkum pudrasını referans
alarak 20,18 m/s giriş hızı sınır şartını çalışmada sayısal olarak analiz etmişlerdir. Sürekli faz
çözümü sonrasında ayrık faz analizi için partikül yörüngelerinin hesaplanmasında düşük ve
yüksek mertebeli algoritmaları kullanarak deneysel verilerle karşılaştırmışlar ve trapez ve
Runge Kutta yöntemlerinin deneysel verilerle uyumlu sonuç verdiğini tespit etmişlerdir.
Düşük mertebeli algoritmalar küçük çaplı partiküller için uyumlu sonuç vermezken, büyük
çaplı partiküllerde santrifüj kuvvetin baskın olmasından dolayı uyumlu sonuç verdiğini
belirtmişlerdir. Shukla, S.K., Shukla, P., Ghosh, P. 2013. The effect of modeling of velocity fluctuations on
prediction of collection efficiency of cyclone separators. Appl. Math. Modelling, 37:5774-5789.

Kaya ve Karagöz (2012) siklonda basınç kayıp katsayısını ve doğal girdap uzunluğuna bağlı
olarak statik basınç değişimini deneysel ve sayısal olarak araştırmışlardır. Çalışmada 190 mm
çapında siklon geometrisinde dalma borusu çapını ve uzunluğunu değiştirerek basınç kayıp
katsayısı ve hız alanını incelemişlerdir. Dalma borusu çapı küçüldüğünde ve uzunluğu
arttığında basınç kaybının daha fazla gerçekleştiğini, ayrıca dalma borusundaki uzamanın
sürtünme yüzeylerini arttırdığını tespit etmişlerdir. Aynı giriş hızı değeri için dalma borusu
çapının artması ve uzunluğunun azalmasının, siklon içinde aşağı yönde olan akışın, yukarı
yönde olan akışa göre daha küçük olduğunu ifade etmişlerdir. Dalma borusu çapının küçük
olması ve uzunluğunun artmasının basınç kaybını arttırdığını, dalma borusu çapının geniş
olmasının basınç kaybını santrifüj kuvvetin azalmasından dolayı azalttığını tespit etmişlerdir.
Ayrıca dalma borusundaki uzamanın akış alanı içindeki sürtünme yüzeyini arttırdığını
bildirmişlerdir. Kaya, F., Karagoz, I. 2012. Experimental and numerical investigation of pressure drop
coefficient and static pressure difference in a tangential inlet cyclone separator. Chem. Pap., 66(11):1019-1025.
Solari ve ark. (2017) araştırmalarında, bir siklon ayırıcı içine bir torba kumaş filtre
yerleştirilmiştir. Bu özel çözüm, ayırma verimliliğini düşük enerji tüketimi ile artırmak için
siklon ve filtre avantajlarını birleştirmiştir. Dahası, bu çözüm sadece sistemin genel
verimliliğini arttırmakla kalmamış, aynı zamanda filtrelerin çalışma koşulları üzerinde olumlu
etkilere izin vererek ömrünü arttırmıştır. Sonuçlarında, atmosfere yayılan toz emisyonları
kanun düzenlemeleri tarafından belirlenen sınırlar dahilinde tutmayı başarmışlardır. Solari, F.,
Tagliavini, G., Montanari, R., Bottani, E., Malagoli, N. and Armenzoni, M. (2017). CFD Model Validation of a
Bag Filter for Air Filtration in a Milling Plant. Proceedings of the International Food Operations and
Processing Simulation Workshop, Spain.

3. Toz Toplama Hakkında Genel Bilgiler


Kirlenme olayının boyutlarının gittikçe büyüyen ve çeşitlilik kazanan niteliği onu önleme
metotlarının da aynı ve hatta daha hızlı bir şekilde gelişme göstermesini gerektirmektedir.
Ayrıca her metot yer ve amaca uygun olarak şekil kazanmakta, kendi içinde çeşitlilik
göstermektedir. Hava kalitesinin iyileştirilmesi onun sürekli olarak kontrolünü
gerektirmektedir. Gerek kirlenme ve gerek diğer amaçlar için kullanılan kontrol araçlarının
bilinmesi optimum çözümüm sağlanması açısından gereklidir.
Tozların birçok toplanma amacı vardır. Bu amaçları genel olarak şöyle sıralayabiliriz:
• Hava kirliliğini önlemek.
• Bazı makina ve tesislerin bakım ve işletme masraflarını azaltmak (motorlarda hava
filtreleri gibi).
• Endüstri tozlarının toplanması (delme, zımparalama ve taşlama aparatlarının yarattığı
tozlar, marangoz ve mobilya atelyelerindeki tozlar gibi).
• Bazı türdeki imalatlar için ekstra temizliğin sağlanması (farmakolojide).
• Kıymetli tozların toplanması (altın ve platin gibi)
• Toz halinde imalatın sürdürülmesi (süt tozu, yumurta tozu, sabun tozu gibi).
Uygun bir toplayıcı seçimi yapılmadan önce birçok faktör belirlenmelidir. Belirlenmesi
gereken faktörlerin en önemlilerinden bazıları şunlardır. Partikülün fiziksel ve kimyasal
özellikleri, gaz akımının volümetrik akış hızı, umulan partikül konsantrasyonu (toz yükü),
akış sıcaklığı ve basıncı, gazın saflığı (korozif ya da çözünürlük karakteristikleri),
temizlenmiş akımın istenen kalitesi. Son madde, tek ya da peş peşe dizilen birkaç kontrol
aletinden istenen verimi gösterdiği için en önemli faktör olabilir. Birçok hallerde yukarıda
bahsedilen sınırlayıcı faktörler, mühendisi bu araçların ancak bir ya da ikisini seçebilmesine
izin verir.
3.1.Toz Toplama Türleri
Toz toplama cihazları, istenilen ortamdaki havayı zararlı partikül maddelerden temizlemek
için kullanılır. Belirli durumlar için hava temizleyici seçimi aşağıdakilere bağlıdır:
• Toz konsantrasyonları ve toz özellikleri,
• Partikül boyutu,
• Partikül giderme verimliliği gereklidir,
• Hava akımı sıcaklığı,
• Hava akımı nem içeriği
• Bertaraf yöntemleri.
Toplama sürecini etkileyen ayırt edici toz özellikleri arasında aşındırıcı, yapışkan, yapışkan ve
hafif veya kabarık yer alır. Toz partikülünün şekli de önemlidir, çünkü partiküllerin düzensiz
veya küresel olup olmadığını belirler, bu da filtre bezi kullanırken önemlidir. Toplama
amaçları için, küresel partiküller idealdir, çünkü toz keklerinin filtre bezi üzerinde kolayca
birikmesine izin vererek toz toplayıcıda daha verimli toplama sağlarlar. Ancak, küresel
partiküller filtre bezinden çok kolay ayrılmama eğiliminde de olabilir.
Hava temizleme için kullanılan toz kontrol ekipmanı türleri, çok basit yerçekimi
separatörlerinden daha sofistike elektrostatik çökelticilere kadar çeşitlilik gösterir. Aşağıda
partikül giderimi için kullanılan toplayıcı türlerinin bir listesi verilmiştir.
• Filtreler
• Yerçekimi separatörleri (Düşme kutuları).
• Santrifüjlü toplayıcılar veya siklonlar.
• Torbalı toplayıcılar.
• Kartuş toplayıcılar.
• Islak yıkayıcılar.
• Elektrostatik çökelticiler (ESP'ler).

3.1.1. Siklon Separatörler


Siklon separatörler, taşıyıcı gazdan sıvı ya da katı partikülleri ayırmak için dönel gaz akımının
oluşturacağa santrifüj kuvvetinden istifade ederek çalışan, gaz temizleme cihazıdır. Separatör
ünitesi ya tek bir büyük hücre veya paralel ya da seri birkaç adet tüp biçimli hücreler ya da
blovere benzer dinamik bir ünite olabilir. Ünitelerin paralel yerleştirilmesi hacimsel kapasiteyi
arttırırken, sem bala Üniteler ayrıştırma verimini arttırır. Siklon separatörlerin iki ana tipi
aksiyal kanatlı ve helezoni tiplerdir. İkisi arasındaki tek fark ye- terli dönel hareket
oluşturmak için silindirik hücreye gazın giriş metodudur. Şekilde gösterilen basit kuru siklon
separatörde dairesel hareket gaz girişinin teğet olmasıyla sağlanmıştır. Dikdörtgen helezoni
girişin iç yüzeyi silindire teğettir ve 180°lik bir açı altında tedrici olarak silindirle birleşecek
şekilde tasarlanmıştır. Şekilde aksiyal kanatla siklon gösterilmektedir. Burada dönel hareket
aşağıya doğru inen kirli gaza çevresel yer almış kanatlar tarafından verilir. Her iki halde de
çalışan yönü değiştirilen gaz akımı içerisinde partiküllerin düz bir hat üzerinde gitme
eğilimine ataletlerine bağlıdır. Yüksek hızdaki, hıza bağlı olarak oluşacak santrifüj kuvvet
partikülleri koni ya da silindirin dış çeperine doğru fırlatır. Partikül sonra duvar boyunca aşağı
doğru toplama kabana kayar.
3.1.2. Filtreler
Bir filtre ortamının, askıya alınan parçacıkların bir kısmını veya tamamını tutmak için akışkan
akışı boyunca yerleştirilmiş gözenekli bir bariyer olduğu belirtilmiştir. Bu bariyer,
filtrelenecek en küçük partikülün çapına kıyasla çok ince ise o zaman tüm filtreleme, filtre
materyalinin yukarı akış yüzeyinde gerçekleşirdi. Gözenek çapından daha küçük herhangi bir
parçacık gözeneklerden geçecek ve bundan daha büyük herhangi bir parçacık yukarı akış
yüzeyinde kalacaktır. Bununla birlikte, daha büyük parçacıkların bazıları, tek tek gözeneklere
yerleşecek ve onları tıkayacak boyutta olacaktır. Akışkanın akışı kabul edilebilir bir düzeyin
altına düşene kadar, ortam yüzeyi yavaş yavaş bu şekilde tıkanan gözeneklerle dolacaktır.
Çoğu gerçek filtre materyali, elbette, son derece ince değildir, ancak akışkan akışı yönünde
sınırlı bir kalınlığa sahipken, bu tür malzemedeki çoğu gözenek, akışkan yolu boyunca çap
olarak değişiklik gösterir. Bir partikül, gözeneğin çok küçük olduğu bir noktaya ulaşıncaya
kadar hareket ettiğinde ve partikülün boyutu nedeniyle tamamen tutulduğunda filtrasyon
gerçekleşir. Bu şekilde daha fazla kullanılması için filtre malzemesi doluncaya kadar öyle
kalır. Filtrenin yüzeysel veya derinlik olarak çalışmasına göre filtrasyon mekanizmaları
tanımlanmıştır.
Filtreler genellikle hava içindeki partikülleri, ayırmak için aynı yöntemi kullanır. Toz yüklü
hava, filtre ortamındaki boşluklardan daha büyük partiküllerin basit eleme eylemi ile
biriktirildiği bir kumaş tüp veya zarf içinden akar. Kumaşın hava giriş yüzeylerinde hızla bir
toz keki oluşur. Toz keki daha sonra mikrometrenin altındaki çapa sahip tozları ve dumanı
giderebilen oldukça verimli bir filtre görevi görür ve daha sonra temelde kek kumaşı
destekleyici bir yapı görevi görür.
Verimlilik derecesi açısından, dokunmamış filtre kumaşları (keçeler ve eğrilerek bağlanmış
elyaflar), gözenekleri küçük olduğu için dokuma kumaşlardan daha verimlidir. Her tür kumaş,
küçük elyaf çapları, yakın dokuma veya paketleme ve kumaşın birim alanı başına daha fazla
elyaf ağırlığı kullanılarak verimli hale getirilebilir. Verimliliği artırmak doğal olarak
geçirgenlikte ve temizlenebilirlikte azalma anlamına gelir.
Filtrasyon verimliliği, filtrelerde sabit bir parametre değildir. Servis sırasında kek etkisinden
dolayı verimlilik artar ve geçirgenlik azalır ve normalde kullanımdan ve temizlemeden
sonraki verimliliğinden daha yüksektir. Kumaş seçimi bu nedenle esasen verimlilik,
temizlenebilirlik ve geçirgenlik arasında bir uzlaşmadır. Bir filtrenin performans özellikleri
normalde Şekilde gösterilen eğri tiplerini takip eder.

Sutherland, K. (2008). Filters and Filtration Handbook (Fifth Edition). USA: Elsevier 27-150

Belirli bir filtre için çeşitli filtrasyon mekanizmalarının tanecik çapına göre filtrasyon
verimine etkisi National Air Filtration Association, (2014). NAFA Guide To Air Filtration.USA: NAFA,
65-91.
3.1.3. Islak Yakalayıcılar
Islak toz tutucularda partiküle göre oldukça büyük hacme sahip su damlacıkları tarafından
partiküller tutulurlar. Su damlacıkları özel olarak yapılmış nozuldan doğru yüksek basınçta su
enjekte edilerek oluşturulur; kirli gaz ise bu yoğun su damlacıklı ortama basılır. Su
damlacıkları bir veya daha fazla mekanizma ile partikülleri tutarlar.
Islak toz tutucularda partiküller sıvı damlacıklarına kütlesel çarpma veya Brownian
difüzyonla yapışır. Çoğu ıslak toz tutucularda bu mekanizmalar aynı anda meydana gelir.
Fakat genellikle hacimsel ve kütlesel çarpma oluşur. Aynı su damlacığına birden fazla toz
partikülü yapışması mümkündür ve gittikçe ağırlaşan damlacık kolaylıkla çöker.
Islak Toz Tutucuların Avantajları
• Küçük alana ihtiyaç gösterirler. Gaz yıkayıcılar sıcaklığı düşürür.
• İkinci bir toz toplama sistemine gerek kalmaz
• Yüksek sıcaklığa karşı dayanıklı ve yoğuşma problemi yok.
• Alev alma gibi bir problem yok.
• Tozların yanında zararlı gazları da gidermek mümkün.

Islak Toz Tutucuların Dezavantajları


• Korozyon problemi
• Yüksek enerji gereksinimi.İyi toz toplama yüksek sıvı hızında gerçekleştiğinden
yüksek hız fazla enerji harcamayı ve fazla basınç düşmesiyle özdeştir.
• Ürün geri kazanımı zordur.
• Sistemden çıkan buhar meteorolojik problem oluşturur.
https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/bozturk/121406/Wet%20Scrubbers.pdf

3.1.4. Düşme Kutuları


Tipik bir yatay akışlı yerçekimi ayırıcısı, giriş, çıkış ve toz toplama hunisine sahip uzun bir
yatay kutudan oluşur. Toz yüklü hava akımı girişten cihaza girer ve daha sonra hava hızının
azaldığı ve yerçekimi nedeniyle parçacıkların çöktüğü genleşme alanına girer. Değiştirilmiş
bir çökeltme odası bir şok odasıdır. Bölmeler hava akışının yönünü aniden değiştirerek
parçacık ayrılmasını ve topaklaşmayı artırır. Bu şekilde meydana gelen hareket,
yerçekiminden kaynaklanan harekete ilavedir. Bu nedenle parçacık toplama, yerçekimi ve
eylemsizlik etkilerinin bir kombinasyonu ile sağlanır. 10 ila 20 mm kadar küçük parçacıkları
toplayabilir. Bölünmüş çökeltme odaları daha kompakttır ve basit yerçekimi çökeltme
odalarına göre daha az yer gerektirir. Sedimantasyon odaları en iyi şekilde, daha verimli
oldukları toplayıcının girişinde kullanılır. Bu, yükü azaltabilir, performansı artırabilir, pahalı
cihazların ömrünü uzatıp daha verimli hale getirebilir ve ayrıca tozun daha kolay toplanmasını
sağlayabilir. Sedimantasyon odaları metal işleme, gıda endüstrisi, enerji santralleri gibi birçok
endüstride kullanılmaktadır.
Illustration showing a typical design of a gravity separator (drop-out box).
Avantajlar:
Etkili Partikül Temizliği: Yerçekimi ayırıcıları, gaz akışından toz, kum ve kalıntı gibi katı
partikülleri çıkarmada etkilidir. Hem büyük hem de küçük partiküller için iyi çalışırlar ve bu
da çeşitli uygulamalarda kullanılmalarını sağlar.
Düşük Enerji Tüketimi: Yerçekimi ayırıcıları, ayırma işlemi için enerji girişine ihtiyaç
duymadığından, işletme maliyeti açısından ekonomiktir.
Düşük Bakım: Bu cihazların nispeten basit tasarımları vardır, bu nedenle daha az hareketli
parçaya sahiptirler ve minimum bakım gerektirirler. Bu, kesinti süresini azaltır ve işletme
maliyetlerini düşürür.
Çeşitlilik: Yerçekimi ayırıcıları, geniş bir akış hızı ve partikül boyutu aralığına uyum
sağlayabilir. Petrol ve gaz, petrokimya ve atıksu arıtma dahil birçok endüstride kullanılırlar.
Kompakt Tasarım: Yerçekimi ayırıcıları genellikle kompakttır ve mevcut boru hatlarına veya
ekipmanlara kolayca entegre edilebilirler. Belirli mekân kısıtlamalarına uydurulabilirler.
Dezavantajlar:
Sınırlı Ayırma Verimliliği: Yerçekimi ayırıcıları, büyük partikülleri çıkarmada etkili olsalar da,
daha küçük partikülleri çıkarmada, özellikle düşük çökme hızına sahip olanları çıkarmada
aynı kadar etkili olmayabilir. İnce partikül maddeler, siklonlar veya filtreler gibi ek işlem
yöntemlerini gerektirebilir.
Katı Parçacıklarla Sınırlı: Yerçekimi ayırıcıları öncelikle gaz akışından katı partikülleri
ayırmak için tasarlanmıştır. Gazdan sıvı damlacıklarını ayırmak için uygun değillerdir.
Mekân Gereksinimleri: Bazı durumlarda, yerçekimi ayırıcının boyutu bir sınırlama olabilir,
özellikle sınırlı mekâna sahip olan mevcut sistemlere entegre etmeye çalışırken.
Bakım: Bakım genellikle düşüktür, ancak biriken katı maddelerin periyodik olarak
temizlenmesi veya çıkarılması, tıkanmaları önlemek ve sürekli verimliliği sağlamak için
gereklidir.
Gaz Akış Hızı Sınırlamaları: Yerçekimi ayırıcılar, düşük ila orta gaz akış hızlarında en etkili
olurlar. Yüksek gaz akış hızları, katı partikülleri sürükleyebilir veya çöküşü engelleyen
türbülans oluşturabilir. [1]
“Dust control handbook for industrial minerals mining and processing.”, U.S. Department of
Health and Human Services, Public Health Service, Centers for Disease Control and
Prevention, National Institute for Occupational Safety and Health, Oca. 2012. doi:
10.26616/NIOSHPUB2012112.

3.1.5. Kartuş Toplayıcılar


Kartuş toplayıcılar, filtre ortamının kıvrımlı bir konfigürasyonda üretildiği filtre havayı
zorlayarak bir hava akımından partikül yakalar. Kartuş toplayıcıların iki temel konfigürasyonu
vardır: filtre kutularını dikey olarak asanlar ve yatay olarak monte edilenler.
Kartuş toplayıcılar en yeni nesil kumaş toplayıcılardır. Filtreleme ortamının dokuma veya
keçe torbalar olduğu diğer kumaş toplayıcıların aksine, bu tip toplayıcılarda pileli filtreleme
ortamı içeren kartuşlar kullanılır. Pileli kartuşlar polyester veya sentetik malzeme dahil olmak
üzere çeşitli ortamlardan yapılabilir. Pileli tasarım nedeniyle, toplam filtreleme yüzey alanı
aynı çaptaki geleneksel torbalara göre daha fazladır. Bununla birlikte, pileli tasarım kartuşları
çok yüksek yaklaşma hızları üretir ve bu nedenle kartuş üzerinde daha fazla yeniden
sürüklenme meydana gelebilir. Bu nedenle filtrasyon hızları 2:1'den daha düşük hava/bez
oranlarıyla sınırlıdır.
Kartuş filtre, tozun filtre elemanlarının dışında toplanması açısından darbeli jet veya
çalkalayıcı torbalı toplayıcı gibi çalışır. Toplanan fazla malzemeyi filtrelerden çıkarmak için
ya bir basınçlı hava darbesi ya da mekanik bir sallama mekanizması kullanılır. Kartuşlu
kolektörler torbalı kolektörlere göre daha düşük sermaye maliyeti içerir. Çünkü kartuşlar
torbalara göre daha fazla alana sahiptir ve bu nedenle daha az sayıda kartuş gereklidir. Kartuş
toplayıcıların daha düşük tavan boşluğu gereksinimleri vardır, çünkü kartuşlar ünitenin
üstünden değil yanından yerleştirilir. Kartuşlar torbalardan daha kısadır ve sayıları daha azdır.
Medya da hızlı bir şekilde değiştirilebilir ve bu da daha yüksek düzeyde bakım yapılmasını
kolaylaştırır. Kartuş toplayıcıların sınırlamaları arasında aşırı sıcaklık ve nem uygulamalarına
dayalı esneklik eksikliği yer alır, çünkü torbalı sistemlerde olduğu kadar çok çeşitte filtre
kumaşı mevcut değildir. Birim başına yüksek filtre alanı ve pileli tasarım nedeniyle, kartuş
başına medya değiştirme maliyetleri yüksektir. Kartuş toplayıcıların başlıca avantajları
kompakt tasarım ve kartuş değiştirme kolaylığıdır, bu da çalışanların daha az toza maruz
kalmasını sağlar. Uygulamada, kartuşlar aşındırıcı uygulamalarda iki yıllık bir ömre sahip
olabilir. Ancak bu tip bir toplayıcının seçilmesi, kullanıcının ekipman tedarikçisinden kartuş
satın almasını gerektirerek rekabetçi fiyat avantajını azaltabilir.
Kartuş toplayıcıların nemli veya yapışkan malzemelerle iyi çalışmadığı ve genellikle
180ºF'den düşük sıcaklıklara sahip uygulamalarla sınırlıdır. Giriş yüklemesi tipik olarak
torbalara göre daha düşüktür, çünkü pileli tasarımda kartuşlar iyi temizlenmez. Buna ek
olarak, kartuşların yatay hizalanması, temizlik sırasında yukarıdaki kartuşlardan gelen tozun
aşağıdaki kartuşların üzerine düşmesine izin verir.

3.1.6. Elektrostatik Çökelticiler


Elektrostatik çökeltme, parçacıkları bir gaz akışından ayırmak için yüklü parçacıklar
üzerindeki elektrik alanının kuvvetlerini kullanır. Parçacık kasıtlı olarak yüklenir ve bir
elektrik alanından geçirilir, bu da parçacıkların bir toplama yüzeyi görevi gören zıt yüklü bir
elektroda doğru hareket etmesine neden olur.
Ticari ESP'ler, tel gibi yüksek oranda yüklü bir elektrotu çevreleyen yüksek voltajlı, doğru
akımlı bir korona kullanarak şarj işlemini gerçekleştirir. Elektrotun yakınındaki büyük
potansiyel gradyanı, elektronlardan oluşan bir korona deşarjına neden olur. Gaz molekülleri
tel elektrotla aynı polaritedeki yüklerle iyonize olur. Bu iyonlar daha sonra aerosol
parçacıklarıyla çarpışır ve onlara bağlanır, böylece parçacıkları yükler. Elektrostatik
çöktürücüdeki temel işlemler Şekil de gösterilmektedir.
[2]
Afshari, Alireza, vd. “Electrostatic Precipitators as an Indoor Air Cleaner—A Literature
Review”. Sustainability, c. 12, sy 21, Ekim 2020, s. 8774. DOI.org (Crossref),
https://doi.org/10.3390/su12218774.

3.1.7. Torbalı Toplayıcılar


Toz ve partikül maddeleri havadan ayırarak temiz hava emisyonuna olanak sağlamak üzere
tasarlanmış bir hava filtreleme sistemidir. Üretim tesislerinde, enerji santrallerinde, metal
işleme tesislerinde ve diğer endüstriyel uygulamalarda yaygın olarak bulunan bu toplayıcılar,
hava kalitesinin korunmasında çok önemli bir rol oynar.
Torbalı toplayıcılar tipik olarak büyük bir kapalı hazne içine yerleştirilmiş bir dizi filtre
torbasından oluşur. Hazne içindeki fanlar kirli havanın girişini kolaylaştırarak filtre
torbalarına doğru yönlendirir. Bu torbalar hava akışını yavaşlatarak partikülleri ve tozu
yakalar. Arıtılmış hava torbalardan çıkarak çevreye veya işleme hattına geri döner. Bu arada,
torbaların yüzeyinde biriken toz periyodik olarak temizlenir.
Torbalı toplayıcılar aşağıdakiler de dahil olmak üzere çeşitli avantajlar sunar:
Yüksek Verimlilik: Geniş filtreleme alanı ve etkili toz tutma kapasitesi ile bu toplayıcılar
partikül maddelerin giderilmesinde yüksek verimlilik sağlar.
Çevre Dostu: Arıtılmış hava emisyonu, Torbalı toplayıcıları çevre dostu bir seçenek haline
getirir.
Uzun Ömürlülük: Uygun bakım ve temizlik ile Torbalı toplayıcılar uzun bir çalışma ömrü
sergiler.
Bu toplayıcılar metal işleme, gıda üretimi, ilaç, enerji üretimi ve daha fazlası gibi çok çeşitli
endüstrilerde uygulama alanı bulur. Torbalı toplayıcılar, endüstriyel proseslerde oluşan çeşitli
toz ve partikülleri kontrol etmek için esnek ve etkili bir çözüm sağlar.

3.2.Havadaki Kirleticiler
Tozun genellikle çapı 75 𝜇𝑚'nin altındaki katı parçacıklar olduğu belirtilmektedir. Toz, doğal
ve insan yapımı süreçler tarafından havaya yayılan küçük, kuru ve katı partiküllerdir. Bu
partiküllerin çapı genellikle 1 ila 100 𝜇𝑚 arasındadır ve yerçekimi etkisiyle yavaşça çökme
eğilimindedir. Ancak, tozun partikül boyutunun sadece çapıyla ilgilenmek basitleştirici bir
yaklaşım olabilir. Havada uçabilme ve birikme yetenekleri ile ilgili olarak, parçacığın
aerodinamik çapı daha uygun bir ölçüm olarak kabul edilir. Aerodinamik çap, parçacığın
solunum yolunda ne kadar ilerleyebileceğini ve aerosol örnekleme ve filtrasyon cihazlarında
nasıl taşınabileceğini belirler. Aerodinamik çapı 50 𝜇𝑚'nin üzerinde olan partiküllerin havada
uzun süre kalmayabileceği belirtilmektedir. Ancak koşullara bağlı olarak, partiküllerin 100
𝜇𝑚'nin üzerinde bile havada uçabileceği söylenir. Ayrıca, toz partiküllerinin genellikle 1
mm'den daha küçük boyutlarda olduğu ve bu nedenle yerçekimi etkisiyle çökelmeden önce
havada uzun süre kalma eğiliminde olmadıkları belirtilir. Bu nedenle, fiziksel özelliklerine ve
ortam koşullarına bağlı olarak havada bulunan veya havayla taşınabilen, boyutları 1 𝜇𝑚'den
en az 100 𝜇𝑚'ye kadar değişen katı parçacıklardır.
Hava Kirleticilerin Boyut Dağılımı ve Özellikleri tabloda yer almaktadır. Çalışma ortamında
bulunan toz türlerinin örnekleri: Serbest kristal silika (örneğin kuvars olarak), kömür ve
çimento tozları içerenler gibi mineral tozları; kurşun, kadmiyum, nikel ve berilyum tozları
gibi metalik tozlar. Diğer kimyasal tozlar, örneğin birçok toplu kimyasal ve böcek ilacı; un,
odun, pamuk ve çay tozları, polenler gibi organik ve bitkisel tozlar; canlı parçacıklar, küfler
ve sporlar gibi biyolojik tehlikeler gibidir.
Hava Boyut Aralığı Tanım
Kirleticileri 𝜇𝑚

Toz 0,1-30,0 Katıların pulverizasyonu ya da parçalanması ile oluşur. Örnek


olarak; metal ve kömür tozu verilebilir. Parçacık boyutları 300-
400 𝜇𝑚 olabilir ancak iri parçacıklar havada asılı kalmaz.
Buğu 0,01-10,0 Gaz fazından yoğuşma ya da sıvıların dağılımı ile oluşan asılı
sıvı parçacıklardır. Elektro kaplama tanklarının açık yüzeyleri
üzerinde oluşur.
Duman 0,01-1,0 Organik maddeler eksik yanma sonucu oluşan aerosol
karışımıdır.
Tütsü 0,001-1,0 Buharın veya yanma sonucu ortaya çıkan gazların yoğuşarak gaz
halden katı hale geçmesi ile oluşan aerosoldür. Özellikle kaynak
sırasında uçucu hale gelen metaller örnek verilebilir.
Buhar 0,005 Oda sıcaklığında katı veya sıvı olarak bulunan maddelerin gaz
halidir. Birçok solvent buhar açığa çıkarmaktadır.
Gaz 0,0005
Fazlarına ve ortaya çıkma yöntemlerine göre havadaki kirleticiler sınıflandırılabilir. Bu
sınıflandırma; katı maddelerden oluşan dumanlar, metal dumanları, tozlar, sıvı maddelerden
oluşan dumanlar, sisler, buğular, çeşitli gazlar ve buharlar şeklindedir. Genceli, O. F. (1997).
Endüstriyel Gaz Temizlenmesi ve Hava kirliliğinin Kontrolü, III. Ulusal Tesisat Mühendisliği
Kongresi ve Sergisi, 265-301.
Ek-1
Tanecik Boyut Dağılımını bir örnekteki aktarılan bir boyuttan daha küçük olan taneciklerin
yüzdesi olarak ifade edilebilir. Ek-1 ‘de verilen en üstteki eğri (adet eğrisi), tipik bir
atmosferdeki kirlilik için çizilmiştir. Ortadaki eğride (alan eğrisi) projeksiyon alanlarının
yüzdesi, en alttaki eğride (kütle eğrisi) ise toplum kütlelerinin yüzdeleri gösterilmiştir.
Örneğin elektro mikroskobun ölçebildiği tanecikleri en küçüğü 0,005 mm çapıdır ve 0,1 mm
çaptaki veya daha küçük tanecikler atmosferdeki taneciklerin adet olarak %80 kadarını
kapsamakta, fakat kütlesel olarak sadece %1 ‘ini almaktadır. 1 mm çapından büyük olanlar
sadece %0,1 iken, toplam kütlenin %70 kadarıdır. Bu ifade küresel bir taneciğin kütlesinin,
çapının küpü ile artmasının bir sonucudur. Hava kirliliğin %80’i, 5 mm çapından küçük
taneciklerden kaynaklanmaktadır.1 mm çapından daha küçük tanecikler ise en çok leke
bırakıcılardır.
From C. E. Lapple, Stanford Research Institute Journal, Vol. 5, p. 95 (Third Quarter) 1961.
3.2.1. Havadaki Kirleticilerin Çalışan Makinalar Üzerindeki Etkisi

Hava ile alışverişte bulunan makinalarda ana faktör hava içinde bulunan katı maddelerin
ağırlığıdır. Otomobil motorunda, silindirde yanan her 4,3 lt yakıt için 42,5 𝑚3 civarında hava
kullanılır. Böylece bir araba motoru yılda ortalama olarak 28317 ile 56634 𝑚3 arasında hava
almaktadır. Havanın filtre edilmediği takdirde birçok aşındırıcı madde motora emilir. Traktör,
iş makinaları gibi büyük araçlarda durum daha da kötüdür.
Emilen katı maddeler pistonlarda, silindir kafasında, supaplarda ve diğer elemanlarda var olan
yağ filminin de yapıştırıcı etkisi ile birikirler ve yağ filmi aşındırıcı maddeleri toplar. Yağ
buharı ile temasa geçen ince partiküller havadan alınıp yağlayıcıda toplanır.

Tablo: Tipik makinaların kullandığı havada yer alan tozların ağırlığı


Ortam Toz Konsatrasyonu İçten Yanmalı Büyük Hava
𝑔/103 𝑚3 Motorlarda Kompresörlerinde Emilen
𝑔/103 𝑚3 Toz
𝑔/103 𝑚3
Temiz hava (kır ve 0,0228’den az
deniz kıyısı havası) 2,2886’dan az

Kasaba havası (küçük 2,2886 4,805 24,028


endüstriyel kasabalar) 4,5772 9,611 48,056
6,8658 14,411 72,084
Endüstriyel Kasabalar 9,1544 19,222 96,112
11,443 24,028 120,14
13,7316 28,833 144,168
Yoğun endüstriyel 16,02 33,639 168,196
alanlar 18,308 38,445 192,225
20,597 43,251 216,253
22,586 48,056 240,281
45,772 96,113 480,562
Havası çok kirli 68,658 144,168 720,884
endüstriyel
atmosferlerde

Birçok makinada kirletici maddelerin çoğunluğunun 20 𝜇𝑚 ve daha büyüğü zararlıdır. Yine


de 10 ile 2 𝜇𝑚 arasındaki partiküller oldukça ince boşluklarda zarar verici olabilir ve genel
olarak korumayı bu değerlere indirmek tercih edilir.
Seals and Sealing Handbook by R. H. Warring (1981, Hardcover)
4. SİKLON SEPARATÖRLER

4.1. Genel Siklon Boyutlandırmaları


Genelde üç tip siklon vardır (yüksek verimli, standart ve düşük verimli) ve bunların
boyutlandırılması genel olarak kaynaklarda verilen oranlar kullanılarak yapılır.
Geometrik konfigürasyon parametresi siklon konfigürasyonuna dayalı olarak tahmin
edilir. Aşağıdaki tabloda üç tip siklon için göreli boyutlar gösterilmektedir: standart siklon,
Stairmand tasarımı ve Swift tasarımı. Stairmand ve Swift siklonlarının standart tasarıma
göre daha küçük giriş açıklıklarına sahiptir, bu da aynı boyuttaki gövde için daha yüksek
bir giriş hızı anlamına gelir. Bu da daha fazla santrifüj kuvveti ve daha yüksek verimlilikle
sonuçlanır. Leith ve Licht modelinde, daha büyük bir geometrik yapılandırma parametresi
daha yüksek bir tahmini verimlilikle sonuçlanır.

Swift, P., Dust control in industry, Steam Heating Eng., 38, 1969.
Stairmand, C. J., The design and performance of cyclone separators, Trans. Ind. Chem.
Eng., 29, 1951.

4.2. Siklonlarda EOV (End of Vortex) Oluşumu


Girdap hareketleri siklon ayırıcılar, spray kurutucular ve yakıcılar gibi birçok endüstriyel
cihazların içerisinde olmaktadır. Teğetsel hızın dağılımı iki tip girdaplı akış gösterebilir.
Bunlar;
• Serbest vorteks akışlar
• Zorlanmış vorteks akışlar
Serbest akış girdabı, bir akışkanın sürtünmesiz şekilde davrandığı gibi hareket eder ve girdap
teğetsel hızı, akış elemanlarının herhangi bir zorlamaya veya dış kuvvete maruz kalmaksızın
akışkanın dış yüzeyinden iç yüzeyine doğru hareket etmesi ile gerçekleşir. Burada akışkanın
belirli bir kısmında hız dengesi değişir ve bu durum basınç farklarına yol açar. Bu nedenle
akış elemanları dış kısımdan iç kısma doğru hareket etme eğilimine geçer ve bu şekilde bir
moment kazanır, basınç farkının devam etmesi ile de dış bir kuvvete maruz kalmaksızın
girdap oluşmaya başlar. Zorlanmış girdap akışlarda ise akış elemanlarına dış bir kuvvet etkisi
ile radyal bir hız kazandırılır. Bu hız değişimi çeperden merkeze doğru artma eğilimi gösterir.
Dolayısıyla merkezdeki basınç değeri düşer ve akış elemanları çeperden merkeze doğru dış
kuvvetin etkisi ile açısal hız kazanır. Zorlanmış girdap akışı sabit bir açısal hıza sahip girdap
türüdür.
Girdaptaki gazın teğetsel hızı ( Vt ) siklon gövdesinin yarıçapından ( Rp ) yarıçap azaldıkça
artar.
Ana girdapta,

Vt = R yarıçapındaki teğetsel hız, ft / s


Vtp = gövde duvarındaki teğetsel hız, ft / s
Rp = siklon gövdesinin yarıçapı, ft
R = yarıçap, ft
n= üs, boyutsuz, ideal gaz için n = 1 , gerçek değerler 0 arasındadır. Siklon gövdesinin
yarıçapına ve gaz sıcaklığına bağlı olarak 5 ila 1 arasındadır.
Gopani, Niki & Bhargava, Dr. akshey. (2011). Design of High Efficiency Cyclone for Tiny Cement Industry.
International Journal of Environmental Science and Development. 2. 350-354. 10.7763/IJESD.2011.V2.150.

4.3. Santrifüj Kuvveti


Dairesel bir yolda hareket eden madde merkezkaç kuvvetinin etkisiyle bu yoldan dışarıya
doğru savrulmak ister. Siklonlarda bu kuvvet santrifüj kuvvetidir. Siklon içinde spiraller
çizerek dönen gaz içindeki tozlar da işte bu kuvvetin etkisiyle siklonun iç yüzeyine doğru
savrulur.
Dairesel hareket nedeniyle partikül üzerine bir santrifüj kuvveti (FC) etki eder. Bu kuvvetin
yönü dışarı doğrudur.

Nt: gaz akımının siklon içindeki dönme sayısı veya spiral sayısı.
Genel olarak bu değer siklonlarda 5-10 arasında değişir. V: siklon hacmi, Qg: atık gaz debisi,
vi: gazın siklona giriş hızı, D: siklon çapıdır, h: siklonun silindirik kısmının uzunluğu ve H:
toplam siklon uzunluğu.
Yerçekimi ivmesi g iken santrifüj kuvvetinin oluşturduğu ivme r VC / 2 veya 2 .r w dir.
Şekilde görülen yerçekimi ile oluşan çökelmenin hızı ( R V ) santrifüj kuvvetinin oluşturduğu
hızdan (VC) oldukça fazladır. Bu yüzden daha önce Stokes Kanununda verilmiş olan yer
çekimi ivmesi yerine santrifüj kuvveti ile oluşan ivmeyi yazarsak,

Gaz yoğunluğu (pg) partikül yoğunluğundan (pp) çok küçük olduğu için ihmal edilmiştir.
CD: sürüklenme katsayısı, pg: gazın yoğunluğu, A: partikülün akışa dik yüzey alanı.

H: siklonun toplam uzunluğu


S: dalma borusu uzunluğu
4.4.Siklonlarda Basınç Kaybı
Basınç düşüşü bir sistem içerisinde bulunan akışkanın iki nokta arasında ölçülen basınç
değerlerinin farkı olarak tanımlanır. Basınç kavramından bahsederken özellikle siklon
ayırıcılarda statik basınç ve dinamik basınç arasındaki fark bilinmelidir. Statik basınç ölçümü
için en klasik yöntem sistemin iki noktasındaki anlık basıncı ölçüp birbiri ile mukayese
etmektir.

ki: siklon girişindeki direnç.


ki için iki farklı eşitlik vardır. Her ikisinde de siklonun boyutları önemlidir

K’nın değeri girişteki ani genişleme için 1, çıkıştaki ani daralma için 0.5, fakat genel olarak
siklonlarda 8’dir.
Basınç düşüşü bir siklon ayırıcı için istenmeyen bir durumdur. Genel olarak siklon ayırıcının
toplama performansı arttıkça basınç düşüşü de artmaktadır. Bu durumda istenmeyen bir sonuç
oluşturur ve siklon ayırıcılar için bir optimizasyon gerekliliği olduğunu gösterir. Bu nedenle
de numerik çalışmalar son yıllarda özellikle doğru modelin belirlenmesinde önemli bir yer
edinmiştir.
https://avys.omu.edu.tr/storage/app/public/bozturk/121406/Cyclone%20Collectors.pdf

4.5. Siklonlarda Toplama Verimliliği


Toplama verimliliğini etkileyen çeşitli faktörler öngörülebilir. Giriş hızının artırılması
santrifüj kuvvetini ve dolayısıyla verimliliği artırır, ancak aynı zamanda basınç düşüşünü de
artırır. Siklon çapının azaltılması da santrifüj kuvvetini, verimliliği ve basınç düşüşünü artırır.
Belirli bir siklondan geçen gaz akış hızının artırılması denklemde gösterilen verimlilik
etkisine sahiptir:

𝑃𝑡2 𝑄1 0.5
=( )
𝑃𝑡1 𝑄2
Pt: nüfuz etme (Pt 1-n)
n: partikül giderme verimliliği
Q: hacimsel gaz akışı
Gaz viskozitesinin azaltılması verimliliği artırır, çünkü sürükleme kuvveti azalır. Merkezkaç
kuvveti parçacığı siklonun duvarına doğru iterken, sürükleme kuvveti merkezkaç kuvvetine
karşı koyar. Parçacığın duvara doğru son hızı, santrifüj ve sürükleme kuvvetleri arasındaki
kuvvet dengesinin sonucudur. Denklemde gösterildiği gibi artan gaz-partikül yoğunluk farkı
penetrasyonu etkiler:
𝑃𝑡2 𝜇2 0.5
=( )
𝑃𝑡1 𝜇1

Burada: µ = gaz viskozitesidir. Gaz sıcaklığının düşürülmesinin gaz yoğunluğunu artırır,


ancak gaz viskozitesini düşürür, bu da sürükleme kuvvetini azaltır ve küçük bir verimlilik
artışı sağlar. Ancak, gaz sıcaklığının düşürülmesi aynı zamanda hacimsel akış hızını da
düşürür, bu da yukarıda denklemde açıklandığı gibi verimliliği etkiler.
Son olarak, partikül yüklemesi de verimliliği etkiler. Yüksek toz yüklemesi, partiküllerin
duvara doğru hareket ederken birbirlerine çarpmasına neden olarak daha fazla partikülün
duvara doğru ilerlemesine ve uzaklaştırılmasına yol açar.

𝑃𝑡2 𝐿1 0.18
=( )
𝑃𝑡1 𝐿2
L: giriş partikül konsantrasyonu

Alttaki şekilde geleneksel ve yüksek verimli siklonlar için genelleştirilmiş verimlilik ilişkileri
gösterilmektedir. Bu sadece siklonların boyutlarının uygulamaya göre ayarlanabileceğini
göstermektedir. Göreceli boyutlar siklonların gövde çapına dayanmaktadır. Yüksek verimli
siklonlar uzun, dar gövdelere sahip olma eğilimindeyken, yüksek verimli siklonlar kalın
gövdelerle daha az basınç düşüşü oluşturur.
Genelleştirilmiş verimlilik ilişkileri
Schnelle, K.B. and Brown, C.A., Air Pollution Control Technology Handbook, CRC Pres, Florida 2000.

4.6.Çok Fazlı Akışlar

Çok fazlı akışlarda, birincil ve diğer fazların hal durumuna göre farklı akış rejimleri için
sınıflandırılabilir. Çok fazlı akış rejimleri hal durumuna göre:
• gaz/sıvı veya sıvı/sıvı akışlar
• gaz/katı akışlar
• sıvı/katı akışlar
• gaz/sıvı/katı akışlar
olmak üzere dört kategoride toplanabilir (Ansys Inc. 2013). Ayrıca çok fazlı akışların, rejim
tiplerine göre sınıflandırılması ve detayları aşağıda verilmiştir
Çok fazlı akış rejim tipleri (ANSYS Inc. 2013)

Akış sistem olarak ele alındığında, akış rejimi ve fazların birbiri ile olan etkileşimine bağlı
olarak uygun çok fazlı akış modelinin seçimi önemlidir. Akışın detay özelliklerde
kabarcık, damlacık veya partikül içermesine bağlı olarak etkileşim modelinin belirlenmesi
gerekmektedir. Çok fazlı akışlarda temel olarak, Eulerian-Lagrangian yaklaşımı ve
Eulerian-Eulerian yaklaşımı olmak üzere iki farklı yöntem uygulanmaktadır.
Çok fazlı akış modellerinin, akış rejimine göre seçimi (ANSYS Inc. 2013)
ANSYS INC. 2013. Fluent Theory Guide Release 15.0. Canonsburg, USA, 780 pp.

4.6.1. Eulerian-Lagrangian Yaklaşımı


Hız alanı sürekli faz için çözüldükten sonra, diğer fazların çözümü zamana bağlı veya
sürekli rejim şartlarında ayrıca çözümlenir. Bu yöntemde partiküller Langrangian
yaklaşımı ile ayrık faz olarak izlenebilmektedir.

4.6.2. Eulerian-Eulerian Yaklaşımı


Farklı fazlar matematiksel olarak iç içe geçmiş sürekli fazlar şeklinde değerlendirilir. Bir
fazın hacmi ile diğer fazlar aynı anda olamayacağı esasına dayanarak faz hacim
fraksiyonu konsepti tanımlanmıştır. Hacim fonksiyonları uzayda ve zamansal olarak
sürekli bir fonksiyon olarak kabul edilir ve toplamları bire eşittir. Korunum denklemleri
her bir faz için türetilir ve çözüm aşamasında temel teşkil eden bağıntılar ve ampirik
ifadeler kullanılarak geçiş sağlanır. Örnek olarak granül akışı için partiküller arasında
geçiş ve etkileşim kinetik teori ile sağlanır (Ansys Inc. 2013). Fluent ticari kodunda Euler-
Euler yaklaşımı için; akışkanın hacimsel fraksiyonu (volume of fluid – VOF), karışım
modeli (mixture model) ve Eulerian modeli kullanılmaktadır.
Bakker. B., 2006. Lecture 14-Multiphase Flows. http://www.bakker.org/dartmouth06/-
engs150/18-eulmp.pdf-(Erişim Tarihi: 22.02.2017).
5. MATERYAL METOD
5.1.Motor özellikleri ve Çalışma Parametrelerinin Belirlenmesi
5.2.Siklon Separatörün Boyutlandırılması ve Modellenmesi
5.3.Türbülans Modeli
5.4. Cidar Fonksiyonları
5.5. Sınır Koşulları

You might also like