Professional Documents
Culture Documents
DHF - 302 - C-7 İnzisyon Ve Sutur Teknikleri
DHF - 302 - C-7 İnzisyon Ve Sutur Teknikleri
1
aletin kancalarının mukozayı yırtmamasına özen gösterilmelidir. Başparmak ve
işaret parmağı arasında huk tutulurken, orta parmakla da alete destek olunur.
Ekartör; Dokuları kenara çekerek ameliyat sahasının görüşünü artıran aletlerdir.
Çok değişik şekilde ve boyda olabilirler. Sağlam kemik üzerinde kemiğe dik
şekilde tutulur ve yumuşak dokunun ekartör ile kemik arasında ezilmemesine
dikkat edilir.
Portegü; Dikiş atarken iğneyi tutmak için kullanılan çeşitli uzunluklarda özel
penslerdir. Baş ve yüzük parmakları ile tutulur, işaret parmağı ile üstten
desteklenir. İğne sivri ucundan itibaren 2/3 geriden tutulur. İğne tam ortasından
veya sivri ucuna yakın tutulmamalıdır. Aksi halde hem iğnenin stabilizasyonu
bozulur hem de iğne kırılabilir. Portegülerin ağızları dişli veya dişsiz olabilir.
Dişli portegüler iğnenin kaymasını, rotasyonu engellemek için tungsten karbid
partiküllerinden oluşmuş dişler içerirler. Dişsiz olanlar ise çok küçük ve ince
iğneleri tutmak için kullanılırlar. İntraoral süturlarda 15 cm uzunluğunda ve sap
kısmı kilitlenebilen portegüler tercih edilmektedir.
Hemostat klembi; Hemostat klempleri koterizasyon veya bağlama öncesi
kanayan damarın tutularak kanamanın durdurulmasına yarar. Bu aletler de
portegüler gibi tutulurlar. Diseksiyon sırasında damar kesildi ise sahadaki kan
aspire edilerek veya tampone edilerek kanama odağı görülmeye çalışılır. Daha
sonra damar ucu çevre dokular tutulmaksızın klembin ucu ile tutulur ve kanam
bağlama veya koterle durdurulur.
Aspiratör; Cerrahi sahada görüşü engelleyen kan ve diğer sıvı materyallerin
ortadan kaldırılmasını sağlayan aletlerdir. Çeşitli boy ve kalınlıkta olabilirler.
Devamlı ve kesintili emme özelliklerine göre iki grupta toplanabilirler. Kesintili
aspirasyon yapanların üzerinde delikli bir kısım vardır. Bu delik parmakla
kapatıldığında aspiratör çalışır. Çok ince özen gerektiren işlemlerde, kanın
aspire edilmesi ancak grefte zarar verilmemesi isteniyorsa aspiratörün deliği
açık bırakılarak daha düşük basınçla aspirasyon sağlanır.
2
Koter; Koterler ameliyat sırasında kanamanın durdurulması veya dokuların
kesilmesi için kullanılan aletlerdir. Bu aletler kanamayı elektrik akımı
yardımıyla durdururlar. Koterler unipolar ve bipolar olarak ikiye ayrılırlar.
Unipolar koterler daha fazla ısı açığa çıkartırlar, bu nedenle hassas dokular
etrafında çalışırken dokuya zarar vermemek için bipolar koterler kullanılır.
Unipolar koterler tek kutup olduğu için kalem gibidirler ve hem koterizasyon
hem de kesme işlemi için kullanılırlar. Pilli veya elektrikli olabilirler. Genelde
üzerlerinde iki düğme bulunur ve kesme ve koagülasyon işlemine göre uygun
düğmeye basılır. Eski tip koterlerde bu ayarlama koterin üzerinden değil
kablosunun bağlı olduğu ana ünite üzerinden yapılır. Bipolar koterler iki kutuplu
olduklarından iki uçlu pens gibidirler. Genellikle ayak pedalı yardımıyla
çalıştırılırlar. Düz veya eğimli tipleri vardır ve kanayan bölge iki uç arasında
sıkıştırılarak alet çalıştırılır.
Çamaşır pensi; Steril örtü ve kompresler ile ameliyat alanı çevrelendikten sonra,
bu çamaşırları birbirine tutturmak için kullanılan ince, uçları kıvrık penslerdir.
Hastanın cildini de tutmamaya dikkat edilmelidir.
Dikiş makası; Sütürlerin kesilmesi için kullanılan makaslardır. Portegü gibi
tutulurlar ve kesilecek uzunluk belirlenip makas yerleştirildikten sonra, hafif
döndürülerek sütur kesilir. Cilt altı ve mukoza altına yerleştirilen süturlar kalıcı
olduğundan düğümün 1-2 mm üzerinden sütur kesilir. Mukoza süturları ise
düğümün 3-4mm üzerinden kesilir.
İnsizyon teknikleri:
Ağız ve çene cerrahisinde pek çok işlemin gerçekleştirilmesi yapılacak
olan insizyon ve flep(lambo) dizaynı ve flebın orijinal anatomik konumuna veya
operasyonun özelliği nedeniyle planlanan yeni yerine süture edilmesi ile
gerçekleştirilebilmektedir. Bu işlemler gerçekleştirilirken tüm cerrahi işlemlerde
olduğu gibi aseptik tekniğin uygulanması, operasyon alanının iyi aydınlatılmış
3
olması, operasyon alanındaki kan ve diğer sıvıların ortamdan uzaklaştırılması
gerekmektedir.
İnsizyonlar cilt ve mukozada gerçekleştirilmektedir. Ciltte yapılması
planlanan insizyonlar skatrislerin izlerinin iyi gizlenebileceği ve anatomik
yapılara zarar vermeyecek şekilde ciltteki gerilim çizgileri de dikkate alınarak
yapılır.
İntraoral insizyonlar sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar;
1. İnsizyon sağlam kemik dokusu üzerinde olmalıdır,
2. Epitel yüzeyine dik olarak insizyon gerçekleştirilmelidir, aksi halde yara
kenarında nekroz meydana gelebilir,
3. İnsizyon sırasında bölgedeki vital anatomik yapılar korunmalıdır(alt
çenede lingual ve mental sinirler, üst çenede foramen palatinum majus ve
infraorbital sinir),
4. Dokular bistüriye devamlı ve eşit bir bası uygulanarak kesilmelidir,
5. Operasyonun şekline ve bölgedeki dokuya uygun bistüri sapı ve bıçağı
seçilmelidir,
6. Kemik kaldırılacaksa insizyon tam kalınlık olmalıdır.
Flep cerrahi işlem sırasında kaldırılan ve sınırları cerrah tarafından
belirlenen yumuşak doku parçasıdır; kendi kan akımını içerir, tekrar kendi
orijinal konumuna veya planlanan yeni konumuna getirilebilir; bu pozisyonda
süturle sabitlendikten sonra iyileşmesi beklenir.
Ağız ve çene cerrahisinde flep kaldırma endikasyonları;
1. Operasyon sahasına giriş yolu sağlamak,
2. Alttaki kemiğin kaldırılmasına imkan sağlamak,
3. Cerrahi işlem sırasında komşu kemik ve yumuşak dokuları alet
travmasından korumak,(Ör: kök çekimi sırasında davye veya elevatör ile
travma yapmamak)
4. Bir skar dokusunu düzeltmek,
5. Flebi başka bir yere kaydırmak(sinüs kapama) amacıyla.
4
Flep kaldırılması sırasında dikkat edilmesi gereken noktalar;
1. Flep operasyon sahasına rahatça ulaşabilmeyi sağlayacak genişlikte
olmalı,
2. Flebin tabanı serbest kenarından daha geniş (yeterli kan akımını sağlamak
amacıyla) olmalı,
3. Tabanı operasyon sırasında katlanmamalı, ezilmemeli ve ekartörler ile
çok çekilmemeli,
4. Operasyon sonunda kanama durdurulup flep öyle kapatılmalı(hematom
oluşmasını önlemek için),
5. İyileşme süresince hareketsiz kalması sağlanmalıdır.
Flepler tam kalınlık(full thickness, mukoperiosteal) veya yarım
kalınlık(mukozal) olarak oluşturulabilir. Buna operasyona göre karar verilir.
Serbestleştirici insizyonlar flebin gerilmesini ve buna bağlı olarak
yırtılmasını önledikleri gibi operasyon alanına daha rahat ulaşılmasını sağlayan
insizyonlardır. Gerektiği durumlarda 1 vertikal insizyon tercih edilmelidir. Bu
insizyon düz vertikal şeklinde değil flep tabanının daha geniş olmasını
sağlayacak şekilde oblik olmalıdır. Ayrıca serbestleştirici vertikal insizyonların
dişeti papili ve dişin tam fasiyal yüzünde olmamasına dikkat edilmelidir.
5
bir serbestleştirici insizyon ile gerçekleştirilen üç köşeli flep genellikle
yeterli olmaktadır.
2. Semilunar insizyon(Parch insizyonu, yarımay insizyonu): Bu insizyon
alveoler mukozada dışbükey yüzü dişlerin servikaline bakan yarım ay
şeklinde horizontal insizyondur. Kemik içinde kalmış olan kök
parçalarına ulaşmak, kök apeksine cerrahi işlem yapmak amacıyla
planlanan insizyondur. Yarım ayın tepesi dişeti kenarından 4-5 mm
uzakta olmalıdır. Görüş ve kanlanma bu teknikte iyi olmakla birlikte,
koleye yakın patoloji varsa veya aşırı periodontal harabiyet varsa bu
teknik başarısızlıkla sonuçlanır.(Picler insizyonu; Parch insizyonunun tam
tersidir, yani yarım ay şeklindeki insizyonun içbükey kısmı dişlerin
servikaline bakan insizyondur. Görüş ve kanlanması kötüdür, bu
nedenlerle artık çok kullanılmamaktadır.)
3. Y / Çift Y insizyonu; Palatinal bölgede genellikle torusların eliminasyonu
amacıyla gerçekleştirilen operasyonlarda tercih edilen bir insizyon ve flep
tekniğidir.
4. Saplı flep; Sert damakta ara sıra kullanılan diğer bir flep saplı fleptir. Bu
flep bir bölgeden hareketlendirilir ve başka bir alandaki yumuşak doku
defektini doldurmak için rotasyon yaptırılır. Saplı palatal flep primer
olarak oroantral ilişkilerin kapatılması için kullanılır.
6
papilinden başlanmalıdır. Keskin bir periost elevatörü ile dokular hırpalanmadan
flep kemikten ayrılır.
7
hücrelerce üretilen proteolitik enzimler tarafından hızlı bir şekilde
rezorbe edilir. Gut suturların krom tuzları ile muamele edilmesi sonucu
kromik gut elde edilir ve proteolitik enzimlere daha dayanıklıdır. Düz
gut suturlar dayanıklılıklarını yaklaşık 5 gün korurlarken kromik gut
suturlar 7-9 gün dayanabilirler ve düğümün sağlamlığı düz gut
süturlara göre daha iyidir. Absorbsiyon süresi 1-2 haftadır.
Polyglikolik asid(Dexon), polyglaktin 910(Vicryl); Enzimatik olarak
yıkıma uğramazlar. Yavaş hidrolize uğrarlar ve makrofajlarca rezorbe
edilirler. Poliglikolik ve poliglaktin suturlar gut suturlardan daha
güçlü, kullanımları daha kolay, düğümün sağlamlığı daha iyidir ve
yaklaşık 3 ayda rezorbe olurlar. Ancak gut suturlardan daha
pahalıdırlar.
Rezorbe olabilen suturlar yara iyileşmesini etkileyecek yoğun inflamatuar
reaksiyon oluşturmaları sebebiyle genelde cilt yaralarının suturlanmasında
kullanılmazlar.
2. Absorbe olmayanlar; Absorbe olmayanlar vücutta erimezler ve alınmaları
gerekir. Monofilaman(örgüsüz), veya polifilaman(örgülü) yapıda
olabilirler.
İpek; Polifilaman yapıdadır ve oral bölgede en sık kullanılan
materyaldir. Doku reaksiyonu yüksek olmakla birlikte, kullanım
kolaylığı ve düğümün sağlamlığı oldukça iyidir.
Nylon-Polyamide; Monofilaman ve polifilaman yapıda olabilirler.
Doku reaksiyonu çok az olduğu için genelde cilt süturlarında tercih
edilirler. Ancak düğüm sağlamlığı zayıftır.
Polipropilen(Prolen); Monofilamandır, doku reaksiyonu çok az olduğu
için genelde cilt süturlarında tercih edilirler. Ancak düğüm sağlamlığı
zayıftır.
Metal; Paslanmaz çelik ve tantalyum kullanılmaktadır. Sternum
süturasyonunda kullanılır.
8
Sütur materyalleri cerrahi esnasında kullanım için steril özel ambalajlarda
hazırlanırlar. Bir dış paket ve onun içinde de bir iç paket vardır. Kullanım
sırasında steril olmayan dış paket kenarlarından tutularak sete steril iç paket
açılır. Sütur materyallerinin bu özel ambalajlarının üzerinde sütur materyaline
ait bilgiler yazılıdır. Bu bilgiler arasında süturun ismi, rengi, monofilaman mı
polifilaman mı olduğu, üreten firmanın kodu, üretim tarihi, süturun kalınlığı ve
uzunluğu, iğnenin tipi(yuvarlak, keskin), iğnenin uzunluğu sayılabilir.
Süturların kalınlıkları farklıdır. Bu kalınlıklar “0” ve katları şeklinde ifade
edilirler. Süturlar “1-0”dan “11-0”a kadar kalınlıklarına göre
numaralandırılmışlardır. Tek 0 en kalın süturdur ve 0 sayısı arttıkça sütur incelir.
Kalınlık “1-0”, “2-0” gibi yazılabileceği gibi “0”, “00” şeklinde de yazılabilir.
Süturlerin kalınlığı arttıkça güçleri artar, ancak düğümün stabilitesi azalır.
Sütur materyalleri dokuya ve hastaya uygun olarak kullanılmalıdır.
Genellikle yüz derisi için 5-0, 6-0 nylon; deri altı dokular için 4-0, 5-0 rezorbe
süturlar; intraoral olarak 3-0,4-0 ipek; çocuk hastalarda, mental retardelerde ise
rezorbe olabilen sütur materyalleri tercih edilmektedir.
Cerrahi iğne tipleri;
Cerrahide kullanılan süturlerin iğneleri iki gruba ayrılır; 1) yuvarlak
iğneler 2) keskin iğneler. Yuvarlak iğnelerin dokuyu kesme özelliği yoktur,
mukozaların ve deri altı dokularının atravmatik olarak kapatılmasında
kullanılırlar.
İğneler çeşitli boy ve yapıda olabilirler. Genellikle iğnelerin
kurvatürleri(eğimleri) vardır. Bu kurvatür derecesi ve iğnenin uzunluğu paketin
üzerinde belirtilir. Bu kurvatür tam bir yarım daire olabileceği gibi çeyrek yarım
daire veya 3\8, 5\8 daire çapı şeklinde de olabilir. Bunun yanında hiç
kurvatürsüz düz iğneler de vardır.
Sütur prensipleri;
1. Portegü iğnenin 3\4’lük kısmından iğneyi tutmalıdır.
9
2. İğne dokuya dik açıyla batırılmalıdır, aksi taktirde dokuda yırtılmalar
meydana gelebilir.
3. İğne dokudan kendi eğimi doğrultusunda geçirilmelidir.
4. İğne yara dudaklarından en az 3 mm uzaklıktan geçirilmelidir ve eşit
derinlikte batırılmalıdır.
5. Yara dudakları farklı kalınlıktaysa iğne ince olandan kalın olana doğru
batırılmalıdır.
6. İğne hareketli dokudan hareketsize doğru batırılmalıdır.
7. Sütur atılırken dokularda gerginlik yaratılmamalıdır. Eğer düğüm çok
sıkılırsa doku yırtılabilir, ayrıca dokuda iskemik durum ortaya çıkabilir.
8. Düğüm insizyon hattı üzerinde olmamalı, düğümler 3-4 mm aralıklarla
atılmalıdır.
9. Dokular farklı kalınlıktaysa ince olan tarafta iğnenin derinden
geçirilmesiyle veya ince olan tarafta insizyon hattının daha uzağından
iğnenin batırılmasıyla iki yara dudağı ucuca getirilebilir.
10.Sütur atılırken önce köşeler veya dişeti papili daha sonra serbestleştirici
insizyonlar dikilmelidir. Asiste eden kişi bu sırada dokuları anatomik
pozisyonlarına uygun olacak şekilde ekarte etmelidir. Süturlar
yerleştirilmeden önce periosteal elevatör ile insizyonun flep oluşturmayan
kısmı hafifçe eleve edilmeli ve iğnenin dokudan geçişi
kolaylaştırılmalıdır.
Süturler atıldığı bölgeye göre 5-7 gün içinde genellikle alınırlar. Bu süre
yüz cildi gibi bölgelerde kısalırken kanlanmanın az olduğu ekstremitelerde ve
sırtta daha uzamaktadır. Özellikle yüz cildi gibi bölgelerde süturler alındıktan
sonra bir süre yapışkan bantlarla yara kenarlarının ayrılmamasına katkıda
bulunulmalıdır.
10
Süturler alınırken penset veya presel ile iplikten tutularak yukarı yönde
çekilir ve iplik hemen cilt veya mukoza seviyesinden makas ile kesilir. Bu
işlemden sonra operasyon bölgesi antiseptik solusyonla silinmelidir.
Sütur atma teknikleri;
Cerrahi düğüm atma elle yapılabildiği gibi portegü ile de
gerçekleştirilebilir. Ağız ve çene cerrahisinde sıklıkla kullanılan düğüm çeşitleri;
1. Basit sütur(düğüm); Portegü ile iğne uygun yerden tutulduktan sonra
iğneye dairesel bir hareket yaptırılarak her iki kesi dokusundan geçilir.
Daha sonra iğne bir penset yardımıyla çekilir. İğneli uç sol elde tutulurken
portegünün ucu iğneli uç ile serbest uç arasına yerleştirilir ve iğneli uç
portegünün ucu etrafına iki kere sarılır. Bu pozisyonda portegünün ağzı
ile ipliğin serbest ucu yakalanarak portegünün ucu daha önce iki kez
sarılan ipin içinden geçirilerek çekilir. Eller zıt yönde çekilerek düğüm
tabana oturtulur. İkinci ilmek için iğneli uç portegünün etrafında ters
yönde bir kez dolanır ve portegünün ağzı ile serbest uç yakalanır.
Yakalanan uç dolanan ipin içinden geçirilmek suretiyle çekilir ve eller zıt
yönde çekilerek ilmek oturtulur. Düğümler insizyon üzerine
gelmemelidir.
2. Continuous (devamlı) sütur; Özellikle yara kenarları kolayca dışa
dönüyorsa ve uzun düz bir insizyon varsa tercih edilir. Eğer postoperatif
dönemde insizyon yerinde hematom riski varsa bu teknik
kullanılmamalıdır. Çünkü hematomun boşaltılması için tüm süturların
alınması gerekir. Bu teknikte normal basit teknikteki gibi bir sütur atılır
ve düğümlendikten sonra düğümün serbest ucu birkaç milimetrelik uç
bırakılarak kesilir. İğneli uç birinci dikişin biraz önünden girilip karşıdan
çıkarılarak ve bu şekilde insizyonu oblik olarak çaprazlayan süturler
şeklinde devam edilerek sütur atma işlemi tamamlanır. En son süturden
bir önceki sütur tabana oturtulmadan gevşek bırakılır ve en son süturle
düğümlenir.
11
3. Devamlı kilitli sütur;
4. Devamlı intrakutikuler(subkutikuler) sütur;
5. Matress sütur; a)Vertikal matress; Yara kenarları arasında seviye farkı
varsa bu teknik çok uygundur.Bunun için önce basit teknikteki gibi iğne
dokulardan geçer daha sonra bu sütur bağlanmadan tekrar yara kenarına
yakın yerden girilip karşıdan yakın yerden çıkılarak düğüm atılır. b)
Horizontal matress; Bu teknikte de basit sütur tekniğindeki gibi yara
kenarlarından geçilir. Tekrar iğnenin çıktığı tarafın lateralinden ve ona
paralel olacak şekilde ikinci bir sütur atılarak, iğnenin ilk geçtiği yerin
lateralinden çıkılır ve düğüm atılır.
12