Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 3

Film Eleştirisi Ders Notu 3

Feminist Eleştiri
1. Psikanaliz, Görsel Kültür, Filmler
Görsellik psikanaliz için her zaman çok önemlidir. Freud –bakma / bakıştaki zevk / haz olarak
“scopophilia”yı öne sürmüştür. Görsellikse Psikanalist Jacquges Lacan için her zaman çok
önemli bir kavramdır.
Lacan, görüşlerini büyük ölçüde Freud’un görüşleri üzerine kurar ve görmenin kesin anları ve
özel görselliklerin öznelliğin ve cinselliğin şekillenmesinde nasıl merkezi olduklarını tartışır.
Yalnız psikanaliz sözgelimi içerik analizi gibi kesin yöntembilimsel bir koda sahip değildir.
Göstergebilim gibi bir her kapıyı açmaya yeltenen anahtar/aalet kutusuna da sahip değildir.
Psikanalitik eleştiri daha çok bir ya da iki psikanalitik kavramla çalışarak, özel bir imge
üzerinde bu kavramları eklemelenmesine ya da yeniden eklemlenmesine çalışır. Ancak hiçbir
yöntem için görsel bir imgeyi tam olarak açıklayabilir ya da açıklayabilir diyemeyiz.
Farklı psikanalitik kavramlar bir imge üzerinde çok farklı yorumlamalar getirir. Farklı
yorumlamalar derken bu dersde Alfred Hitchcock’un bazı filmlerine dair feminist görüşleri de
açıklıyoruz. Feministlerin bir kısmı bazı filmleri ele alırken bu filmlerin misogynist-kadın
düşmanı olarak görürler. Feminist tartışmalara konu olan filmler Rebecca (1940), Rear
Window-Arka Pencere (1954) Vertigo-Ölüm Korkusu (1958) dir.
Feminist psikanalitik film eleştirmenleri filmlerin kadınlık ve erkekliği nasıl görselleştirdiğini
ve toplumsal cinsiyet/gender içerisinde görselliğin nasıl görünürlük kazandığı üzerine
düşünürler.
Psikanaliz ve Görsellik: Öznellik, Cinsellik ve Bilinçsizlik.
Bilinçsizlik, öznellik, psikanalitik terimlerle anlatacak olursak bireyler asla tam anlamıyla
bilinçli, uyumlu ya da tamamlanmış değildir. Bizler asla kendimizi tam olarak bilemeyiz.
Çünkü bilinçsiz kendi kendine bilinçliğin ötesinde yer alır ve bizim bilincimiz
bilinçsizliğimizin araya gelmesiyle kesilir.
Ayrıca psikanaliz görsel imgeler ve izleyiciler arasında da karşılıklı bir anlaşma olduğu
üzerinde durur.
Bal ve Bryson gibi düşünürler göstergebilimi tartışırlarken psikanalizin göstergebilimin
basitçe özel bir tipi olduğunu öne sürerler. Ancak özellikle referans sistemlerini baskın kodları
ya da mitolojileri yorumlamadığını belirtirler. Daha çok bilinçsizlik ve dinamikleriyle
ilgilenirler.
(Feminist eleştiri ve yazarları: Tania Modlesky, Laura Mulvey Judith Williamson)
Psikanaliz araştırmalara ışık tutan bir kuramdır. Psikanalizin anahtar kavramları imgenin
kompozisyonel modelliğidir ki, bu da öznelliğin, cinselliğin, ve bilinçsizliğin özel
anlamlandırmalarıyla ilgilidir. İMGELER ÖZNEL ETKİLER aracılığıyla ve cinsellik
hakkında söyleyecek çok şeyi olan öznelleştirmelerle yorumlanırlar.
Mulvey’e göre bir özneyi şekillendiren toplumsal formasyonların en önemlisi ataerkilliktir.
Mulvey ayrıca filmler ve izleyiciler arasındaki karşılıklı anlaşmayı da keşfetmek ister.
Oedipus-Castration/ Hadım edilme Kompleksi ve Görsel Zevk.
Bu noktada Freud’un Oedipus komleksinden söz etmek faydalı olacaktır. Erkeğe özgü
anatomik farklılık bütün bebeklerde doğal görülür. Bebeklik döneminde anneyle ilişkiler
baskındır, ancak bundan sonra iş daha da karmaşıklaşır. Daha sonra babanın işe girmesiyle
çocuk sahibi olduğu şeyin yok edilebileceğinden korkar. Burada “concept of fallus”
anotomiden farklı olarak vurgulanır. Bunun anatomik farklılıktan cinsel farklılığa dönüşümü
söz konusudur. Hadım edilme –castration complex- kompleksi baba annenin kendisine ait
olduğunu ve erkek çocuğun annesiyle yakınlaşmasının son bulması konusunda tehditkar
görülür. Böylece bu durum ileriki yaşamında erkek çocuğun erkek olarak kendi kadınına
sahip olmasıyla gerçekleştirilir. Aynı zamanda erkek çocuk annesinin kendisinden anotomik
olarak farklı olduğunu da anlar.
Castration’un bir eksiklik olarak algılanması da söz konusudur. Freud’un burada konuştuğu
şey sadece vision değil, visulality –görselliktir. Böylece ortaya çıkan ataerkil görselliğe
ulaşılır. Mulvey’e göre kadın formlarının temsili hadım edilmeyi temsil eder, başka bir şeyi
değil. Böylece “phallocentrism” ortaya çıkar ki bu terim ataerkillik yerine kullanılır ve
kavram kültürel anlamların erkeklik terimleriyle yapılandığını ifade eder. Böylece sinemaya
gidenler için çekici olan şeyi hadım edilme olarak kadın görünüşlerini tercih ederler.
Mulvey anlatım sinemasındaki kadın imgelerini nasıl yapılandırdığı konusunda görüşler
ortaya koyar:
İlk yol: A “voyeurism dir. Voyeurism aktif olan bir görme biçimidir. Bakılan nesneyi
nesnelleştirir ve araya mesafe koyar, kontrol edici ve sadistçedir. Bu bakış erkeklere verilmiş
bir bakıştır. Filmler açısından bakıldığında bu durum hem filmdeki karakterler açısından hem
de film izleyicileri açısından bu şekilde işlemektedir. Kadını araştırarak ve onu cezalandırarak
ya da kurtararak hadım edilme kompleksiyle uğraşır.
Mulvey’e göre filmlerde erkeklik ve dişilik arasındaki ilişkiler yapılandırılır. Bu konuyla ilgili
film teknikleri söyle sıralanabilir.
1. Filmdeki erkek ve dişi kahramanların arasına uzaklık koymak. Sözgelimi
Hitchcock un “Vertigo” filminde emekli polis memuru Scottie, izlemesi istenilen
güzel kadını takıntı yapar. Filmin ilk yarısı adamı kadını izlerken gösterir. Kadınla
arasına her zaman uzaklık koyar ve kadının arkasında gizlenmiş olarak kalır. “Rear
Window” daki foto muhabiri Jeffries kırık bacağı yüzünden hareket edemez ve
tam karşısındaki apartmanda olup bitenlerle ilgilenir. Kız arkadaşına karşı
duyduğu erotik ilgi sadece kadın diğer apartman dairesine girdiğinde ve Jeffrey
onu oradan kendisinden uzakta gördüğünde alevlenir.
2. Filmin kadın kahramanı ve film izleyenlerin arasına mesafe koymak
Hem “Vertigo” hem “Rear Window” filminde kamera sıklıkla (erkek) kahramanın
konumu ve davranışlarıyla meşguldür. Böylece izleyiciler erkek kahraman ne
gördüğünü ve böylece filmdeki kahramanları görürler. (Madeleine/Judy
“Vertigo”da) Kadın karakterler izleyicilerden uzaklaştırılırlar aynı erkek
kahramandan uzaklaştırıldıkları gibi.

İkinci Yol B Fetishistic Scopophilia dişi figürünün sadece ve sadece güzel bir
nesne olarak gösterilmesiyle ilgilidir (kadının böylesi nesnelleştirilmesi
voyeurism’le fetişizmin nasıl içiçe geçeceğini göstermektedir). Sunumun bu
şeklinin modu filmin kahramanıyla erkek izleyicilere yöneltilir: kadın karakter
bunların hepsi için görüntüdedir. Güzelliği kendisine doğru bakışlara yön verir.
Bunun için sıklıkla close-up çekimler kullanılır. Bu durum kadın izleyicilerle
samimi bir ilişkide güven verici bir nesneye özellikle yöneltilirken hadım edilme
korkusu için mükemmel bir yöntemdir.
Mary Ann Doane’ye göre, kadının güzelliği, arzu edilebilirliği imgeleştirmenin
kesin bir işlevine dönüşür. Her yöntem kadının arzu edilebilirliğini destekler;
çerçeveleme, ışık, kamera hareketi, açılar… Fetişizm çeşitli görsel ve mekansal
/uzaysal organizasyonlarla üretilir. Bunlar şu şekilde sıralabilir.
1. Çerçeveleme: yakın çekimlerle izleyicinin sadece kadın oyuncunun yüzüne
bedenine odaklanmasına izin verilir.
2. Işıklandırma: özellikle Greta Garbo’nun filmlerde sunuluşu buna çok iyi bir
örnektir. Yüzü ışıltılı gösterilir ve bu da kadının güzelliğini nerdeyse
hafifleterek ve narinleştirerek sunar.
3. Kamera hareketleri: Bunun en güzel örneği Madeleine /Judy’nin ilk kez
sunulduğu sahnedeki kamera hareketleridir. Modleski’ye göre kamera
hareketinin kendisi ifade etmeyi üstlenir. Bir sahnede Scottie bir barda
otururken kamera erkeğin araştırıcı bakışlarından kendisini ayırır ve kameranın
kendisi kadını araştırmaya başlar. Sonunda bulduğu kadının uzun bir çekimini
yapar. Kadının arkası kameraya dönüktür ve romantik bir müzik yavaşça ses
bandında ortaya çıkar. Ve kamera yavaşça ileriye doğru hareket eder. Daha
sonra Scottie’nin bakışına kesmeyle geçilir ve erkeğin bakış açısından
Madeleine görülür. Kadın sandalyeden kalkar ve kadının profiline kesmeyle
yakın çekime geçilir. Sadece bir zaman sonra konuşmasını duyduğumuzda
kadının tüm yüzünügörebiliriz.
Modleski’ye göre buradaki kamera hareketi Madeleine’i dilsiz, sadece yarısı
görünen daha doğrusu erkeğin romantik bakışının bir nesnesi olarak görürüz.
Bu durum klasik anlatı sinemasında tıpkı buna benzer şekillerde gerçekleştirilir
ve kadınlar pasif gösteriler olarak sunulurlar.

2.Ayna Aşaması ve Görsel Zevk


Kaynaklar:
Gillian Rose (2001) Visual Methodologies An Introduction to theInterpretation of
Visual Materials, Sage Publications
Notlar.

You might also like