Professional Documents
Culture Documents
Seydi Ali Reis Miratul Memalik
Seydi Ali Reis Miratul Memalik
,
,,.
•
•
,
Teretiman
1001 TEMEL ESER
(D
,. ııznn
SE'\ 11İ .\ Li n r.i~
B,ıskı\
n llıızı rln) :ın
NEC'DE"r ,\K'ı'ILIJIZ
fflİR'AT·Dl
fflEfflALIH
<ÜLKELERİN AYNASI>
1001 Temel Eser'i
iftiharla sunuyoruz
Tarihimize mana, milli beoliğimiu: güç ka- •
tan kütüphaneler dolusu birbirinden seçme eser-
lere sahip bulunuyoruz. Edebiyat, tarih, sosyo·
loji, felsefe, folklor gibi milli rubu gcliştiren ,ona
yön veren konularda "Gerçek eserler" elimizin
altındadır. Ne var ki, elimizin altındaki bu
eserlerden çoğunlukla istifade edemeyiz. Çünkü
devirler değişmelere yol açm.ış, dil değişmiş,
yazı değişmiştir.
Terotiman gazetesinde hazırlanan
bu eser Kervan Kitapçılık A. ş.
ofset tesislerinde basıl mışhr
Gözden ve göntilden uzak kalmış unuluJ-
ma)''a yüz tutmuş -Ama değerinden hiçbir ş"y önüne sermek, onlan layık oldukları yere oturt-
kaybetmemiş, çoğunluğu daha da önem kazan· maktır.
mış· binlerce cilt eser, bir süre daha el atılmazsa,
tarihi~ dcrinllkJerinde kaybolup gideceklerdir. Bu bakımdan 1001 Temel Eser'den ınaddi
Çünkü onları derleyip toparlayacak ve hiç bir kar bck.lemiyoru~. Karımız sadece gu-
güntimüzün tı.irkçcsi ile baskıya hazırlayacak rur, iftihar, hizmet zevki olacaktır.
leğerdek:i kalemler, gün geçtikçe azalmaktadır.
KEMAL ILlCAK
Bin yıllık tarihimizin içinden siizülüp gelen
ve bizi bi2 yapan, kü.ltıin.imiızde ' 1 Köşetaşı"
vazifesi gören bı,ı eserleri, tozlu raflardan kurta- • e • • • e
rıp, ntsillere ulaştırmayı planladık.
Terciiman Gazetesi Sahibi
Sevinçle karşılayıp, iirnitlc alk.ışlad1ğım1z
"1000 Temel Eser" serisi, ~lill.i Eğitim Bakanlı
ğınca durdurulunca, bugüne: kadar yayınlanan
66 esere yüzlerce ek ya'J)mayı düşündük ve
"Terciinıan 1001 1'cmcl Eser" dizisini yayınla
maya karar verdik. "1000 Temel Eser11 seıislni
haı.ırlayan çok değerli bilginler heyetini, yeni
üyelerle genilletlik. Ayrıca 200 ilim adamımız
dan yardım vaadi aldık. Tcrcüman'ın yayın
hayatındaki geniş imkanlarını 1001 Temel Eser
için daha da güçlendirdik. Artık karşınıza gu-
rurla, cesart'tle çıkmamız, eserlerimizi gözlere
ve gönüllere sergilemeıniz zamanı gelmiş bulu-
nuyor. Milli değer ve manada her kitap ve her
yazar bu serimi~de yerini bulacak, hiç bir art
düşünce ile değerli değersiz, değersiz de değerli
gibi ortaya konmayacaktır. Çünkü esas gaye bin
yıllık tarihimizin lemelini, mayasını gozler
•
ÖNSöZ
•
lo
F: 2
·-
•
18
Kerıdısine gönderiteceı. aı.kı.:r vı: gemilerin masrafları· J~rı ıı:ıuı , l>ı·ııiz ti\: tı:·ıın.ı!ı
ol.tu~u ıçin h:ı, bıı neti<.'\'
11a karşılık
olmak üzere cmnneı olarak Mekke'ye gön- l l<ll· ech:ını:den •ııuhıı ,ar:ı, ı k:ıldırdı: gerh·c dönrtil ve
l.ıihl·,·tl i ısgal clı : ·
derdiği 30 sandık ile bir n11lyon 270 bin 600 miskal al-
ıından sartcdilmesini yazmııı,tı
Donanmanın harckelı uzun bir hazırlı~1 gerek.tiri· lll!'JT Dt.NİZt'SDE PORTEKİZLiLERLE
•
yordu. Bu iş için evvelı::e Mısır Beylerbeyi olup o an·
da Anadolu Beyhırbeyi olan 11adını Süleyman Pa-:,a ÇARPIŞMALAR
ııirc\'lendirildi.
Pirı Reis'lıı IUııı ~ulanııdııJd fallyetı we ölümü.
Bahadır Şah. Diu ııdasında kendilerine üs vcr<l,·
ği Portekizlil<!r tarafından 13 Şubat 1537 (Ramazan Haıhm Sii!cvmaı, f>.,.tı,,nııı Mısır'ıt dönü5lıntlcn
943) de kaileclildi. Bunun üzerine Bahadır'ın Mekke·- ~onr.ı Poneki'llilt•r Kızıld~niz't. girc~k Cidde'vi işgal
Je:. emaneı bulunun 300 :.ıındılı. altın ve gümüşü verilen •imek ısıı:dilcr: takııı mtı\'affak olamadılar
•
, miı- iu.,·rine Hadım Süleymnn Paşa ıar-.ı.fından l ı.ıan·
bul'a nakledlld:. 8u ,; :lcr Siıve\':, •er!-anc.,,ını y.ak.mava ıesebbi;s
cııilc:r. Bunda da nıu\'alfak olamadılar; ta!<at 'rur-i
Sü,·t'\'':i ıersancsinde muhtelit büyülJükıe 76 par S•na lı.':!sJb:ısını v.ılı.ıılar. il. '>SOı 1543. Bir nıüdı.k·t
ça gem, inşa ed:ldl. BUtün ıe,azımaıı lkm~I edilip hıı· \ı.Jen'i elı· ~eçirdilerse de: Piri Reis biuaı donanması
ı-ekeıe geçirildi. HndJm Süleyman Paşa kumandasındıı :le burayı onlardan kurtarmıştır.
ki donanma ili< olar.ık 1538 Haıira nında Aden'i ıaıı·
ıc:ııl. Piri Rcl!) H. 9S8/ 1S51 'de oıuz kadar gemiden mil·
ıe::,ı lı:kl~ Süvcy~ lionanmasıy!a Hint denizine çıkıt
Ben~ Tahir kabilesinden olan Aden hakimi Anıir b. Maskaı ı ı.aplc.:lll Yeın1iş parçalıl,; düşman donanmu-
t>avud'u hile ile genıisine getirterek idam eııi. Ye:-ine ı.ını bozarak l lürrrıüz adasındaki Hiirmill kalt$İne ,.,.
kendi ümcrnııından Behram Bev'i sancak be,•i tayın ğınmaya n1e.-cbur eli. Düşmanı muhasara ettiy~ de ka·
, t I i. le,, alarnadı. Piri Reis bıırJdan Basra'ya geçti. l3asra
Hadım suıe,•man Paşa donannıasıyl:ı Diu önlcı ine iiman~nda iken Porteki1.llh:rin Basra körfe1.ini kapa·
~eldi. Bahadır Ş:ıh'ın yerint> ~1iran Mehmed Şah·Faru mak ıstcdıkkrlni duyunca içeride mahsur kalmak is.
'.si hükümdar ol:nıışıu. Bahadır'ın ,•eğeni 3. Mahnıu<'; ıemey,•rck alelacele kendine alı üç kadırga ile denize
Porleklzlilerltı anla~arnk idat-e\'İ açıldı. Diğer gemi ve askerler orada kaldı. Bu suretle
. . ele aldı; Hadım Sü.
ıevman Pııı.a'va karşı da PoL tekizlilcrle ittifak , aptl. vola çıl<an Pir, Reis gemilerinden birini de yolda ka\>-
Siilc:~rrıan Pa~a ,irmi giin kadar kaleyi mııhasara elli bctı i. il. 960 o;cnesindc Süv.-:y,;'e oradan da Mısır'a
ı :ırdı.
Bu arada Porıeki:ı: donannıasının !!elmekıe olı.lu)hı hı-
1
20
Bu hareketi 1stanbul'a bildirildl. Hürmüz muha-
sarasını kaldırması ve diğer gemilerle askeri Basra'da
bırakarak gelmesi se':.>ebiyle suçlu görülerek Mısır
divanında başı lcesildı ve mallan müsadere edildi. (1)
Piri Reisten sonra Süveyş kaptanlığı Katif San- HlNT SEPERLERl HAKJCINDA
cı..kbeyi Murad Reis'e Yerildi. Porıek.iz donanmasının •
llint ve Aden denizindeki faaliyetinden dolavı Basra'.
da kalması emrolundu.
Osmanlılarl3
Hint tilkeleri arasındaki ilk tarihi
Murad Reis !>ir anı fırsat bulup donanmasıyla
Basra'dan ayrıldı. ~ürmüz Boğaz1'na geldiği sırada münasebetler, bü)'ük Türk tarihçisi Selman Reis'in
büyük bir Portekiz donanmaı,ı ile karş!laştı. 'Burada {Ö. 1527) Hindistan ı;efcrinden sonra başlar.
bütün gün devam eden şidetli bir muharebe oldu. Mu- Omit Burnu'nu l:eşfeıtikten sonr.ı doku ticaretini
nıd Reis çok zayiat verdl!inden Basra'ya geri dönme-
ellerine geçirur~k Hind denizinin hakim, olduklarını
•
ye mecbur kaldı. Bu savaşta meşhur kaptanlardan Sü- iddia eden Porıokizliler; 1515 yılında Cidde emiri Hü-
leyman ve Receb reisler şehid oldu. Murad Reisi Piri seyin Bey ile birlikte Hindistan içlerine kadar gelen
Reis gibi idam edilmedi fakat azledildi. H. 959/1S52 Selman Reis komutasındaki Memlük donanmasmı da
Donanma Basr<ı'da mahsur kaldı; bir gemi de Por,e. yenilgiye uğratınca , bütün Rint yarımadasına ve Kız.ti ·
deniz·e hükmetmeye kalkışmışlar ve o diyarlarda bu-
ki~lilerin eline geçti,
lunan Hint-İslam memleketleri üzerinde ~ğır baskıla
tştc bu olaydan sonra SUveyı, kaptanlığına . Seydl ra girişmişlerdi. Hatta bir ara otuz yecU parçalık bir
"li Reis tavın edildi. donanma ile Kızıldeniz'den Cidde limanına kadar gel-
mişler, fakaı bir şey elde edemeden geri dönüp git-
mişlerdi.
İşte tam bu sıralarda Mısır, Osmanlıların eline
geçmiş ve Hint seferinden henüz dönmüş olan Selman
Relı-. de Osmanb donanmasının hizmetine girmişti
( 1517)
Selman Reis Osmanlı donanmasına girdikten he·
ınen sonra Yavuz Sultan Selim tarafından bin kadar
l
25
14
~lirler ,·azmıştır. Nitekim Hlndistan'd:ı ikı:n Oelhı hil-
vld-! Ali Reis; cşsf;,. bir kaptan, büyük bir $alr ve ger- k'ümdarı Hl.ımayun Şah'a takdiın ettiği gazelleri çolıı;
çek bir ilim adamıdır. Başka olr tabirle; kalemi ile kl· beğenen hü~ümdar; kendisine .. Mir Ali Şiri Sani• diye
lıcını aynı maharetle kullanabilen hakiki bir sao'at· hftab ederek ıakdirlerini belirımiştir. Sevdi Ali Reis
kardır. gerek Anadolu lehçesi gcrı?ksc Çağatay lehçesiyle yazdı:
G:ılata'lı tersane kethüdası Hüseyin Ağa'nın oğlu (ı bu şiirlerini de yine •Mir'ar·ül Memalik• isimli kita-
olaıı SL>yyıd-i Ali Reis'e, gemiciliğin atalarından miras bında toplamıştır.
olarak kalmış olduğunu bizz:ıı kendisi söyliiyor. Bu Çeşitli tarihlerde, kısn1en veya tamomcn lngilit<:e,
., ·llulen O'ııa «anııclan doğma bir denizci• demek, hol' Almanca, Fransızca, Ruc;ça gib yabancı dillere ıerceme
lınlcl.: nıUhnı;,gn oımasa gerektir. edilen bu kitap, bizde ilk dı?fa lll3 tarihinde Ahmer
Küçük ) u.5ta ıer!>ane hi1.n,etinde bulunan ve dt·· Cevdet ı.arafından ikdam Maıbaasında eski Türkçe
nizcilikle ilgili bütün kitapları okuyup, tüm bilgileri (Osmanlıca} olarak basılmış ve Türk okurlannın isti-
öğrt.nı.:n Sc)'yid-i Ali Rı.>is'in gençliği, Ba:ıreddjn Po~ fadesine sunulmuştur. Ne var ki harf inkılabından
Siııan Pa$ll gibi büyük deniz ,uırtları :ırasında geç- !.Onra adeta bir umacı gibi gösterilmek iste.nen Os-
ıni~ıir. Dcniı. muharebclcrinin hile ve inceliklerini biz. manlıca; genç nesiller tarafından okunamaz bir hale
zat bu muharebelerde öğrenmiştir. f,~lince, diğer bütün :·ah-eserlerimiz ı,>ibi bu kitap da
Seyyid-i Ali Reis, 961 H. (1553 M.) tarihinde mer- bJr kenara atılarak unutulup gitmişti.
hum Piri Reis'in Basra'da bıraktığı donanmayı getir- Tercüman Cazeıesi 11)01 Temel Eser seıisi içeri-
mek ü1.cıre Mısır kapt:ınlığın:ı tayin edildi. Dördüncü sinde yeniden yay1nlanar ve şimdiki Tfirkçemlze ak-
liinı seferi diye bilinen ve gerçekten korkunç serii. ·anlarak genç nesillerin istifadesine SLtnul311 Mir'aı-ül
vcnl-:r. heyecanlı ,•ak'alar ve acaip ölaylarla dolu olan Memalik <.Ülkelerin Aynası) kitapının büyük bir boşlu.
bu m~akkatli y()lculuk tam dört yıl sürmüştür. ğu dolduracagın~ı yürektıın lnınıyorum. Emeği geçen-
Seyvid-i Ai. hu ıııuıı ,•c mihnelli seyahatinde ba- lc:ri bu çalışn1alıırından dola\'ı tebrik ederf:ı:.
şından geçen olavl::ırı MİR'AT-ÜL MEMALİK (Mem.
1
ekcılerın ayn~~ı) İ$111ini vcrdi!i bir kitapta toplamış ÖMER KARAYUMA!ı:
" " Kanuni Sultan Süleyman'a takdim ederek -padisahın
affına mazhar olmuştur.
Şiirleı-inde «Katibi• mahlasını kullanan ve •Kitti-
bi-i RCnni• tliy(> de şöhret bulan Seyyid-i Ali Reis, St'-
~ah:ıti csnafıındıı dolaşmak mecburiyetinde kaldığı
l llnı. Sind, ı\flffinisıan. Pakistan, M11ve1aünnehir. H<'·
rasan, Azerbaycan \• s. gibi yerlerde dolaşırken Çağa
tavca Tilrkçesini de ö!!;renmis ,·e bu lehçe ile dl.' g:07el
BlsmUlıihlrrahmanlrrahlm
•
Sonsu.ı h.ımr.l ve ~ayı>ll ~enn, bulun me\•cudutı
yok ıan var cı.lip, lüıu( dı.ıniıınt· c.laldıran, ,•acih-ul• Vü-
cud, yegane h;ıyır ve corncrtlik sahibine ki O ne güı.el
hakiki kudret sahibi, ~anı 1ıiic:c vı.: bağışı hcrşcyi kap·
la,•ıın vegıine hükün,dardır.
,
28
Jilıumlu bir şeydir. Bilhassa suhanlar sultanı. zaman nimetin kıymcılni bilen bir miktar gı:mici ile, karadıın,
ve zeminin hakanı. heybetli, cihangir. haşmetli, ada- Osmanh ülkesin,• doğru yola çıktık.
teıli, gayet cömert. atılgan. kara ve deni,tlerin büyük
Başlan başa Güccraı ülkesi, Hinı, Sind, Buhtcı·
nıltanı, gUçU\, şerefli. ~mania akran, en zengin. Sul·
:?~min yani Zahulistan, Bedehşan ülkesi. Hotlan, Tu-
tan Selim oğlu Sultan Süleyman H.an için -Allah öm-
r:ın. İran yani Ma\.'era'ünnehr. H.'lrasan, Harezm Ulk.-,;i
rünü uzun, devletini, hükümdarlığını ölünceye ve kı·
vameıe kadar devam cııirsin. Amin.
t·c Kıpçak çöliinü :reçtik. Bu taraflardan yol bulııma.
• Jık. ' Niha~·et Hcrasan Mcşhedi'nden lrakeyn yolu ilı:
yoni Ka1.vin ve Hemedan'dan Bağdad'a v:ırdık.
Duam ~ldııı şch·i runıun ilahi
Saadet ber le geçsun sal·u mahı Yolun doğruluğundan emin olarak Bağdad'1arı
Aııun ltırnı:ın·b~ri, hakanı Çinin çık.lığımız z-aman. tertemiz ve sözünün eri yol arkadaş•
Muıiği Hind·u Slnd'in Padişahı C3) Jarırn bıına gelerek:
O'na olan yardımını arttırsın) Şark seferi sırasınd.ı Tehlikelerle dolu bu seferde meydana gelen zor-
Halep'tc kışladıkları yerde, bu Aei1.e Mısır kaptanlı. luk ve sıkıntıları anlatmaya, coşkun 1-tint deni~ mü·
§ını lütfettiler.
- önce Mısır'dan Bas-ra limanına gönderilen donan·
rekkep ve Sind ormanları kalem olup bin defa çoğııl
ıılsa, hakiki şekillerinin bind:,, birini ve vüz mııha.c:ip
ma gemilerinin. Mtsır'a geri getirilmesi ferman buy- bir araya gelse, tehlikelerin korkunçlu~unun onda bi-
n.ıldu. rini va~ıp anlatamaz.
Bu vükseı.. emir n,ucibinc~ Basra !;,ehrinc vardık.
l-fiç olmazsa görijl..ın şehirler, gezileı · çok tuhaf ,~-
Mevcut ~hın onbeş parça kadırga ile Hürmüz denizin·
şa.şılac.\k rerler, :ıiyıu et olunan mezarl~r ve sonrn dıı
den Mısır'a doğru yola çıkıık. çekilen elem ve sıkıntılann anla:ılıp bir kitap mevd~•-
Ama (Kul tedbir alır:, H:ık takdir eder) sözü gib; na geı:rilmcsini nn.u cdiyonı1.. Ki işitenler, keder do·
tedbir, takdire uygun düşmedi. Mısıra varmak mü- lı.ı maceramızı anh;ıyıp halimi2:e acısınlar• d,iye dev:ıın
yııı.ı.tr olmadı. İster iscemez Hine lltkesine çıktık. O:>- lı surtltıe ısrar edince (do\'amlı !'>irşeyi artu eımek, o
ııiz yohıyla glunck mümkün olmadı. Mısır'lı gemiciler- :cy1n meydana ııetmeslne sebep olur) düşilncesivle k:-
den padişah h:ı1.reı k•rinin hel:il ekmeğini veyıJ' ~cdijn ıaba oaşladım . Yapmacık ve sec!'li sözlerden kacına-
r:d,, herkesin ıınl,ı~.ıb:tmı:si ıı;in, g,ünli.ik lısanl:ı \'!il·
, 1 ıın Alısııcımtı \'e oturduğunııız s::ılıllnnt e\ i ullln J...
ı.ınhul'n ,·arınca., sıkınıı \"• el~mli gunlı:rlc keder dolu
lııkavı:miı sona urdı
M1R'AT-0L MEMW.K (tLKF.LERiN .\YNASIJ
Hcı ne k:tdar çekilen cıivcıler-: p..öre kiıııbım11.ıı
•MIHNE'l -NAME .. deniln1csı 1.uım gelirse de, her \'i. OESTANINA GiRiŞ
38 39
Mubarek llamazan'ın yirmialhncı günü -ki Kadir dtrgalann reislerinden Alcmşah reis, Kara l\1ustafa,
Gecesiydi- Me.sknt kalcsj ve Kalahan önlerine geldik. Kalafat Mcmi, gönilllü kumandan Diirıi Mustafa Bey
(25 Ağustos) ve diler Mısır'tı asker Aletçilerden iklyüz kadar insan
toplandı ,
Sabahleyin, aniden, limandan oniki bliyük Barça
ve yjrmiiki grab ile tamamı otu:ıdört, sayısı:ı askerle Kürekçi tayfası araplardand.ı. Bunlar, karaya çı.
dolu gemi bize do~ yelken açtı. Barçalar, kalyonlar, kınca, sayısız ,N'ec:;id'li Arap lslam ordusunun yard ımı ·
herşeyi göze alıp, maysterlerini takhlar ve yedek yel- na koştu ı ve karada yol gösterdi.
kenlerini de t>klediler. Karaveleler Çt.>nber yelkenlerini
Kifir olan araplar da barçalarda kalm ış oıan
-
kefe·
açtılar. Gemılerini flandırnlarla süsleyip ü:ıerimi7.e ü1.e·
ri miıe hücum elliler.
re-i fecere'yi aldı lar. Onla r da bir arap kabilesi olup,
k.araya çıkarak arap villyetlerln c çelcllip glllller. Allah
Biz yine Yaradan'a sığınıp kıyıda onların gelmesi- ,abldlmdJr ki, merhum Hayrettin Pap De beraber
ni bekledik. Barçalar gelip kadırgalara vanaştı Şiddet· bulundum. Andrea Doria ve Ceffll Dal1a yapılan savq·
il bir top, tlifek, ok ,•e kılıç mUcadelesi yapılıp öyle bit larda böyle b1r gem1 savaş, olmamıı,tır. Gece olunca,
savaş oldu ki anlatılamaz. Hürmüz körfezinde yine fırtına ~ıktı. Barçafar, ikişer
büytik demir çapa atlı, ve leviştel er b3~ladılar. Grab-
Birbirine çatı$an gemilerden pencere bilyüklüğün
lar demi r tarayıp karaya oturdula r. Kadırgatar da ça.
de delikler açılıyor, yelkenlere ve gemilere aulan ok-
laT, onları kirpiye döndürüyordu. pa tut turamadı. Ha lk ~ciz duruma geldi. İster istemez
sahild en uzaklaşıp yelken açtı k.
Taşları kelekleri kim yağdınr
Herbiri deryada dökfuıtU olur (8) O gece, Arap lopraklanndan ayrılıp, uçsuz bucak·
~,z denize düştük. Sonra. Kirman vi!Ayetinden. Cay
Bir kadırgamızı yaklllar. Hakk'ın hikmetine bak ki. (Jask) top raklanna vardık. Buranın kıyıl arında bir li·
kadJJ:Ea ile barçalan yandı . Beş barça ile beş kadırga man ol mayıp, açık, yani yalı idi. Kıyı seç.ilince. demir
baştan kara edip h.epsi battı, mahvoldu. Bir barçaları atıp bir iki gü n öylece yüri.idük. Sonra. Mekrıuı vila·
yelken kuvvetiyle omurgası üzerine karaya oturduysa yetind en Kiçi Mekran'a vardık. Akşam olmuştu. Bu.
da o da hel!k oldu nun için kıyıya yan-aşamaclık. Sabaha kadar olduğu
Böylece iki tarafı n askeri de kuvvetlen kesildı.
muz yerde, bir aşafı, bir yukan etlik. Kuru salın tı
tayfayı berbad etmişt i. Nihayet bin tUrlU l'Z.a ve cefa
Kürekçi tayfasının , kliı-ek çekmek, siya etmek ve top
ile, ertesi sabah kıyıya vardık.
ateşlemekten takatleri kesilmişti. Zaruri olaralc demir
atıldı. Demirler gemilerin klçına alındı. Bu halde }'İne Burası, Bender Şehba ismiyle bilinen bir yerd i.
savaş devam elli, Deniıe sandal13r indirilip batan ka- Orada, bir bölük başı-bozu k deniz askeri gördl.ik, bir
•
•
42
de aktarmaları vardı. Gözcüleri bw görünce, hepsi Saldım engine gönül zcvnıkım şah onara
bir araya toplanıp bize bir adam gönderdiler. Biz Beh diye n'olsa gerek idellm Allah onara (9)
müslüman12. deylnce, reisleri gemiye geldi. Gemileri- (Necatı)
mizde içecek bir yudum su dahJ yoktu. Reis bize
deyip birkaç gün cjenizde kaldık .
içecek suyun yerini gösterince, kendinden geçmiş olan
Tahminen Re's· ul Hat'ı geçmiş, Zefar ve Şihr in-
askere yeni bir hayat geldi. O gün orada s u bulunca
yılan yakınlarına gelmiştik ki, gün bat.ısından, fil tu-
kendi kendi mize bayram yaptık. O giln. bizim bayra-
fana adiyle meşhur bir fıruna koptu. Değil yelken aç-
mımızdı.
mak. bir tente b ile göstermeye !mitin yoktu.
Ayni r eis bi.u kılavu.2.luk etti ve Guadar isimli
iüeleye vardık. •
Bir bahre düştü keşti-idil yok kenare hiç
Ora halkı Bulucistan1ı idi. Padişahlan, Melik Di- Bir bad· buni ras t değil rüzgire hiç (10)
nar <>ıfu Melik Ce lalü'd-Din idi. Gvadar blkimi gemi- Yetlmt
ye gelerek SaadetlO padişah efendimize bağhhltlannı
Rüzgir hiç göz açtırmtyordu. ~kdeniz'de olan fır
bildirdi. Daha evvel donanma Hürmüz'e gelmişken, ge-
tınalar bunun yanında hiç birşey değildi . Sıra dallar
milerle yiyecek ve adam göndeııııi~. fakat donanmaya
gibi olan dalgalar, Akdeniz'deldlerdeo kat kat yüksek·
yetişememlşlerdi. Her ne zaman Hürmüz'e donanma
ti. Geceyi gündüzden ayırt edemiyorduk. Gemilerde
gelse elli altmış gemi Ue erzak gönderirlermiş. Her
o lan atırlıklann h epsini denize döktük. Hlfız'ın
yönüyle, yardım etmeye Amade olduklannı ~şitli ve-
silelerle bildirdiler. Şeb·itarik u biD-j nıevc u girdAbi çonin hail
Melik CeWU'd· Din'e: İnşi-Allah, sizin· bu durumu- KUca daoend hal-u mA sebk-i baran sahllha Cl l)
nuz hazır oldu~nuza i,şarettlr. $11 yine hazır olun, beyt ini yad ettik.
diye mektup gönderip. kara ve deniz kılavuzu istedik.
İşe yarar iki adam göndererek. SaadetlO padişah efen. RüzgArın ardı arkası kesHmeden devam etti. Al-
dimi~ itaat ve bağlılıltlannı ispat etliler. lah'ın ıalı:dirine boyun etmekten başka çıkar yol yok-
tu artılı: .
ıdNT OICY ANUSUNOA MEYDAN1' t'ıE,1.EN
Hazreı - i Allah 'ın yardımına, Peygamber ve velile-
rin himmetlerine sığındık.
OIAYIAJll Btı.DtlttR
Bazen. kederli zihinleri teselli için, Yeümt'nin:
Rüzgardan biraz aman alınca, Allah'ın yardımına
sıjınarak, Hint Okyanusuna açıldık ve Yemen tarafı Düşme engin gama hrtına çoktur savulur
na dot:n,lduk. Sakın felek r11.a ol, görününce karalar. (12)
45
Sonı.ında; Hakk'ın yardımıylacezir zamanı ,ıreldi .
Rü1.gjır da ıers esmeye başladı. Yani hafiften çapa,:-
•
beytini söyler bazen de dertli gönülleri teskin için: lama hatla pupa-pruva esmeye başladı.
Ey gönül, gel düşme girn girdabına derya·dil Vücudun zevrakın sal bahr-1 aşka rü.zgt\rındır
Hü(\a'nındır onarmak. sanma ey dil;
Bir iki gün essun savursun, böyle kalmaz
rüzginndır (13)
rü.zgir
derdim. Bu fırtına on gün ]fadar böylece devam etti, Ertesi sabah erkenden yelkenleri indirdik, Açıkgöz
gemicileden birini contaya bağlayıp yelkensiz sereni
Bir .~n bil~ durgunluk yüzü göstermedi. Yoldaşlara:
~~p~nız sl_\•ırya bulunun. AJJah',n iıniyle iyi olur diye
dlktik. Altına bir manivela sokup sereni bir direk bovu
gonilllel'inJ alıyor, naşilıat ediyordum. kald~rdık.
Denizde; iki kadırga uzunluğunda; hatil daha bil· Etrafa bakıldıkta deniz kıyısında Camber vil!ye·
yeıindeki kilise göründü. Tekrar aşajp indirdik. Yel-
yük balıklar gördük. Kılavuz~r: Dokunmaz; korkma-
yın dediler.
kenleri takıp Formiyan ve Mangalur'un önünden geç.
tik.
Nihayet med-ceıir olayı meydana geJdi. Bulun- Bir ara Sumenat kilisesi evler aras1nda kayboldu
d~ğu":uz ~erde med olayı daha fazja olduğundan..Çe ise de sonradan Sumenat'ıı1 önünden de geçtik. Niha-
kıd k~rfezı yakınlama düştük. Karaya yakın olduffu- yet Dlu'ya vardık. Diu düşman elindeydi.. Bunun için
muza ı-şaret olmak üzere deniz atlarr; kocaman yılan oraya gitmekten çekindik. O gün yelken açmadık Ser-
lar; harman biiyilklüğünde kaplumbağalar ve rişte·i dümen ile yol aldik. Gittikçe rüzgAr hızını artllrdJ.
bahr gördllk.
Gemilerin dilin.enleri zaptedilemeyecek hale geleli.
Denizin rengi beyazlaşmaya başladı Bu hali gören İkişer yular ile dörder kişi bin bela ile zaptedebiUyordu.
klla\'uzlar; bağrışmaya baştadılar (feryad ettiler) ve bu; Kardiyıl üzerinde insanın durması imkı\nsızdı. Baş
bir girdabın meydana ge~eceğine işarettir. Bu denizde tan\fa hiç ~imse gidemiyordu. Gemicilerle çok zor an-
bu durum iki yerde meydana gelir ki birisj Habeşistan laşabiliyorduk. Reisler ve yelkenciler kamaralannda
sabi11erinde Guardaful ve diğeri de Sind yakınlannda bir an bile duramıyorlardı.
Çckid körfc.ıldlr. Bunlara tutulan gemilerin kurtulma Nihayet paralı askerlerin çoğu anbımı doldu, (Dc-
imkanı olmad.Jfı deniz kitaplannda yazılıdır dediler. ni1.) gemilerin üstündeki uzun ~açlan alıp gitti.
Hemen; bulunduğumuı. yerin deritıUjpni ölçtük. Beş
Velhasıl o gün bir kıyamet günü idi. Sonunda Hin-
kulaç derinlik vardı. Hemen orta yelkeı:ılerl bağlayıp
disıan'ın Gücerat eyaletine vardık. Fakat bulunduğu
serC:"n• yi:.a ellik ve devriye koyduk.
nııw v~rııı neresi olduğunu bilmiyorduk.
Geml,>i orsa.zir edip mı.ıhkc:m alat düşUrdük. Bir ta.
raf dik olduğundan o gün ve gece kürek kullandık. •
•
•
47
Ansızın kılavuzlar: Dikkat edin; önümüzde girdap-
•
vAıi çatlak var djye baprınca demirleri funda ettik. gemiler oradaydı . Bazı kadırgalar kenara yakın olduk-
Fakat gemiyi harpuşte muhkem çiğneyip batırmalı ey- larından dalgalann şiddetli döpneleri sebebiyle aciz
ledik. duruma gelmiş, .kürek, sandal ve varilleri denize dö-
Kürekçi tayfası kadindlerini bozup, herkes soyun- •• Jı:Ulmü.ş, kendileri de 1'.araya oturmuştu. Velba.cııl, beş
du. gür,. beş gece, bu kasırga ve şiddetli yatmunı demir
üzerinde geçirdik. Çünkü, bu mevsim, Hindlstan'ın
Bazı.lan varil, baz.ılan tuJum haz.1rlayıp bil'birleriy-
yağmur mevsimi idi. Elimizden ne gelirdi ki (Gökten
le hel!llaştılar. Ben de soyunup köle]eri.mj azad e t-
ne yağar da yer onu kabul eıme:ı ki) sözüne boyun eğ.
tim ve Meltke fakjrlerine -Allah onıaıı şereflendlı-sin-.
dik. Bu beş günde h~ kimse gündüz güneş, gece de
~ filon adadım . Sonunda demirlerin biri küpe, bi-
ylldızlardan bir eser görmedi. Gece g{lndüz climlxden
ri de paçoz dibinden kınldı. Tekrar iki demiri sağlam
pusula ve saat dilşmedi.
ca döşeyip bağladık. Böylece bir müddet daha fırtı·
nadan kurtulduk. Sözün kısası, herkes şaşkınlık içinde, sıkull1vıı bat-
mış olarak, dünyadan ümidini kesti,
Fakat kılavuzlar, burası Diu ile Daman arasıdır,
burada gemi batsa, hiç kimsenin kurtulı.ıa ümidi yok- Afitabi doğa devle! güneşi birgün ola
tur. Hemen yelkenleri açıp, dilşmamn yakınında bir Hak teala kulunu kahr ile daim kılmaz (14)
yere vannak .gerekir eleyince, ben ac iz hemen bulun-
duğumuz yerin git-gelini, yani alcJntısını hesap et- diye arkadaşlara
teselli veriyorum.
tim. Allah'ın hikmeti olacak ki, orada dahi, demirlemiş
olan üç gemi yan yattr ve içlerideki tayfa,
Haritadan pusulaya bakarak yerimizi buldum. Ve
kıyıya yakın olup olmadığım121 besapladµn. Kur'an-,
Keşti şikeste kanim ey bad-ı şurte berhiz
Kerim'dcn bir fal baktun. İyi olmasına aiamet gör-
düm. Başed ki ba?Jbinem an yllr-ı aşirui~ (15)
Gemilerin sulanna baktım. H·e men hemen döşeme deyip Allah'a sayısız yalvan_ş ve yakanşta bulundular
ler ıamamen sularla örtillmüştü. G~i!er iyice sulan- Allah'ın izniyle, hepsi sağ salim olarak luıraya çıku
mıştı. Hemen sulan boşaltma,ya başladık. Baz, yerler- lar ve kurtuldular.
den geminin lumbozlan bulunup açıldı ve biraz su bo-
$altıldı. İkindi zamanı hava da biraz açıldı. Hindis. GtlCERAT'TAJd DtJRVMU BEYAN EDER
tan'ın GUcerat eyalet:nin Daman isjm:li vilayeti önün-
deydik. Kıyıdan uzaklığımız iki mil kadardı , Bütiin Hazret'i Allah'ın inayeti ile, beş gün sonra rlli:g!r
biraz. hıı.ını kesti, ortalık süı liman oldu.
48 49
Parçal:ınıın gemilerin top ve diğer kısımlannı Gü- Bu aci7.e uyan bir miklar gemic1 ile elbirliği edip
ceraı padişahı Sultar Ahmed'in amirlerinden Deman çalışarak, her gemiye birer kllavuz aldık , Surat iırimli
hakimi melik Esed'c yani kal'ayı Daman'da emanet bı limana doğru yola çıktık.
rakuk. Orada, Kalküta'dan gelmiş olan birka(' parça
cö~k. yani mevsim gemisi \'ardı. Hareket etmek ü2e.:-e Bin türlü bel~ ile denize açılıp yelken • kürek ıp·
ıdıler. Kotuvallan ~miye gelerek, Kalküta psdişahı derken SuJtan Ahmed'!n vezlr-i azamı unad·ül-Melik'·
Samirtnin. saadetlO padişah hazretlerine bağlılık vr den bir gurab He. Surat kotuvaJ'i (beyi) Aga Hamza
hürmetlerini bildirdi. geldiler. Mektup getirip, düşmanın toplantısı olduğu·
nu Daman'ın açık bir yer olduıwıu, tedbirli olmamız
Ge..:e ~üodüı, Portekiııt
klifiri ile harp halindt' al-
gerektiğini bildirdiler.
ciuklarını bildirince.>, kadırgalarda k1tavuzluk yapan, o
villiyeııen kılavuz Al· ile Samira'ya: Allah dilerse, Do. Kal'ayı Sura;'a geldl~mizde, oranın tehlikede ol·
nanma-yı Hümayun, Mısır'dan ge!ip o taraftan dUş duğunu haber verdiler. Biz de ayni gönişıe idik.
m :ından kurtıtracaktır, yıln-ıayın,z , diye bir mek~up yP. •
Beş gün Horkarl'de suların çek.ildiği zaman yol al-
i'ıp o gemilere gönderdik.
dık, sulann kabardıtı zaman demir atuk.
O şehrin ,•alisi olan Melik Esed bu aciıe hııber
Bin türlü meşakkat ve.çile çek~k, sonunda Allah'·
ciindcrerek. düşnıan donanmasının gelmek üurc bu.
ın yardımı ile, Basra limanından, Gücerat 1a, Kal'ayı Su-
lundu~ıııu, tedbirli olmamııı, Kal'ayı Surat'a varmava
rat'a üç ayda vardık. Oradaki mUslUman halk, biıim
çahşmamızı bildirdi.
gelişimizden sevindiler. Hızır yetiştiniz, GUcerat'ın ib-
Bu haberin, gemilerdeki tayfa arasında yayılrnnsı tlUili ıaltUlnlnda gelip yardımcı oldunuz.
iherlne, bazıları ora~ kalıp, Melik F.sed'e tı\bi oldu"
Bazıları da: • Gerçi, HL. Nuh zamanından beri denizde slmdiki
Cırtuıa gibi bir fırtına çıkmamıştı. Amma. Hz. Adem
Suyu bardakta demişler, gemiyi ~ağıtta devrinden bu yana da Diyar-ı Rum'dan Hlndistan'tn
Bizden evvel bu cihan seyrin eden ehli vuku[ bu taraflarına bir korsan, yani denizcilikte mahir bir
Aleın-i beni koyup bi,ıhr havasında yılar kaptan gelmemişti. Umudumuz -Allah dilerse- ya·
BCı Ali (*) ise. anın aklına idrakine yuf (16) kın zamanda Gücerat vilayeti Osmanlı ülkesine kau.lsın
-ve Rlnt limanları toprak olası düşmanın elinden alın
diye rek s:>nduHara atladılar ve karadan Yetim Surat'a maya çalışılsın, dediler.
giLıne_ye karar verdiler.
Meğer, az önce, Gürecat padişahı me-rhum Sultan
(•) Bıl Ali-Ebu, Ali : hml Sin4 Bahadır, ı\karab:ısından 12 yaşınC,a Sultan Ah111ed
F: 4
•
50 51
•
S2
33
Bu şehirde Tan apcı demekle bilinen hurma ne·
~·inden bir ağaç vardır. Bunun her budağına bir su tinin manası ıeeelli etti. Herkesin akb başına geldi.
testisi asarlar. Budağın ucunu kesip testinin içine so· KAflr beyleri bu hadıseyi işitip birç<>k ibretler a!-
t:lılar. Elçi heınen o anda araba tutup, Sultan Ahmed'in
karlar. Buradan kan renginde bir su akar. Bu su, gü·
giuiı; vöne do~ gıtti.
neşin hararetiyle az zamanda bir nevi şaraba döner.
Her a~cın altında bir meyhane vardır. Halk devamlı Hildavend Han, askere ellişer altmışar akçe uJMe
orada yiyip içerler. dağıttı. Adil Han da Buruc'da olan halka nyru şekilde
Askerlerden bazı tıyneti bozuk olanlar orada içip ulufe da~ıth
birbirleriyle serdarlanru öldürmeye s6z.leşirler. Yatsı
vakti gelirler. Yağmur islınli bir serseri, hançerini ÇI.'· Halk iki vııdan beri ullife yüzil görmemiş ve bir-
k.ip. Çerakese Serdan Hüseyin Ağa'nın üzerine hücum birini yoldan çı ·ıı m1şt1.
eder. Ba.ıı arkadaştan karşı koyup menetmek isteyin· Yiyecek hiç bır şeyimiz kalmamıştı. G~milerde de
ce, iki yiğidi yaralar ve Hacı Memi isfmli işe yarar bir .al~t ve lezavımat diye hiç bir şey yoktu. Gemiler eski-
yiğidi de öldürür. mişti.
•
Askerler baı1a doğru gelerek: «Bu haramzadenin
Bu gemilerle burulan sonra Mısır'a gitmek imkln·
hakkından gell • dediler.
Ben de: «Bu yer diğ,er padişahındır. burada bizim sızdar diye, bir çoğu , ·
hükmümüz geç~eı.. İnşallah, sabah sahiplerine haber
verilir» deyince. «Padişahunızıo hükmü her yerde ge· Bederya der menafi bişümarest
Eğer hahi selllmet der kenarest (IS)
çertidir. Serdanmızsın. Şer'i hi.lkmil ı:ıe ise sen hnber
ver, bi% hakkından geliriz• dediler. Ben de kelamı (Saill)
Mecid'de (1),
«Cana can, göze göz, buruna burun, dişe diş ve beytini söylediler, bir ıcısmı da:
varıılar birbirine kısastır .»
d ıye bııyun.ılın~ktadır. Buna göre onu da ijldürülmesi Ger fülk·i felek akil midir ol
gereldr deyince, hemen ohu da öldUrdUler. İhtiyar eyle derya seferin (19)
Bu hadiseyi gören diğer azgınlar da teskin oldıı. (Yetimi)
Hakikaten •Kısasta sizin için hAyat vardır (2) aye·
Yani hepsi de bu hususta bir şe:,, dediler. Nlhavet
Güc.:rat vila)etlnde gemicilerin çoğu kaçtı. Gemileri
• Sural kaltsinde olan Hüdanvent Han'a bayraklar ve
(/) Maide Sıiresi : Ayet : 15 ,
bütün her şeyiyle, deniz yoluyla memlekete gönderil-
(il) Bakara Sılresl, A.yet : 179
nıck Uzerc, kefaleten bıraktım. Hüdavent Han ve Adil
1
55
Han'dan borç senetlerini alarak, bu acize tabı olan, pa-
diş~h hazretlerinin tuz ve ekmeğiyle helalinden' yiyip hikllyesinde olduğu gibi, sırtlannda hükmedecek kim·
geçınen kuJlanndan Mısu- yeniçerileri Kethudas1 Mus- se olmadığını anlattrlardı. Akşam olunca yine yerlerine
t~a A~a, Tüfekçiler Serdan Ali Ağa, Bölükbaşılar vt.> giderlerdi.
dığer ışe yarar adamlardan elli kişiyle AlJah'a tevek- Söıün kısası, bin türlli eza ve cefa ile, Mahmuda.
kill edip, bad'a geldik. Onbeş gün nihayetinde- de Güceı-at'ın baş
şehıi Ahmedabad'a vardılc. Padişah İrnad'ul Melik ve
Muhakkak her zorluğun bir kolaylıgı vardır. diğer hanlarla görüşmeler yapuk. Sultan Ahmed'e fa-
Gönlünü hoş tul ki bu Allah kelamıdır. kirhane hediyeJ!lİ.7.i sunduk. Çeşitli ibsanlanna mazhar
olduk. Alemin sııu,ağı padişah efendimiz hazretleri·
beytinin manasına uyduk. ne hürmeller edip bağlılıklarını bildirdiler. Bu aciZt'
962 senesi Muharreminin evvelinde Ahmedabad'a de bir at, bir ka tar deve ve harçlık ihsan ettiler.
doğru yota çıktık. Birkaç günde Buruc'a ve bir o.kadar Ahmedabad yakınındaki Cerkeş denilen yerde Şevh
günde de Blodra'ya \'ardır. Sonra Campanur yolu ile .~ hmed Ma'ribryi ziyaret ettik.
yola devam ettik.
Birgün, Sulıan Ahmed'in veziri azamı, İmad-üt
Yollarda tuhaf afaçlar gördük. Mesela herbirinin ·Mülk'ün konağında düşman elçici ile bir araya geldik.
tepesi semaya varan ve üzerleıinde bir kanadından di-
ğer kanadına 14 karış bilyüklUğilnde her aıta,çta sayısız İmad-Ut Mülk, elçiye: •Biz, Osn:ı.anlı Padi.ş;ıhına
yarasa vardı. muhtacız. Bizim gemilerimiz onların limanlanna git-
. . ~u ağaçlann kökleri yüksekten topra"ğa iniyoı· ve mese, bizim halimiz eskisi gibi olur. Hem o bir İs!Am
ındıği ye rden tekrar bir ağaç büyüyordu. Bu tarzdA padişahıdı r. Onun kaptanını bizden istemeniz doğru
bir ağaçtan on, yirmi, hatta daha fazla ulu ağaçlar bir.şey midir?• deyince, bu acize de bir gayret gelerek;
meydana gelmişri . •bre mel'un, beni bozgun donanma ile buldunuz. lnşal
Bu agacın ismi o yerde Tuh idi. Bu ağaçlardan her lah'u Rahmln!. ~ıakın ,zamanda aJem'ln sıtmalı padi-
~irinın gölgesinde binlerce adam gölgelenebilirdi. Yol- şah hazreılerinjrı sayesinclc, HUnhiiz değil, Diu, belki
.annda zakkumdan başka bir şey yoktu de Kuvve dahi size kalmayacaktn:,•
•
Gücerat diyannda papağanlann haddi hesabı vok-
tu. Bu yerler, maymunların da yetişip banndır.~ ye~ler- Deniz üstünde yürürüz,
di. . 6 Düşmanı arar buluruz,
Her gün, ncrde kon.aklasak, binlerce maymun, et- Öciimüz komaz alınz
cafımızı çevirirdi. Çoğunun elinde yavrulan dn bulu- Bize Hayreddinli derler
nurdu. Hel"' biri tuh.af harek.:ııler yaparak Cihan Şah
dedim.
1
•
56
Kafir de «şimdiden sonra Hint limanlarından kuş dokunmaz, oradan taarruza uğramadan sıhhat ve se.
uçmaz• diye cevap verdi. J&metle gidilirmiş. Eğer, hakikaten ufak bir zarar
Aciz de •deniz yoluyla gllmelı: g_crek,li delildir. İn yapsalar kendilerjnl öldüriirlermlş. Şayet böyle yap-
şallah, Allah nasip ederse, karadan gitmek, bana da- masalardı bu lı:aide muteber olmnıdJ.
ha kolaydır.- deyince, klfir konuşmadı, meclisi ter-
Kervana bir ı.arnr gelip Batlar kendini öldürünce,
lı:etri.
bı\ul olan ayinlerinde Rajput çok büyük şiddet gös-
Birkaç gün ~nra, Sultan Ahmed, Buruc vilayetini terir ve yapanların ölümüne sebep olurmuş. O vild-
bu acize teklif etti. Bir çok da dirlik layln etti. Faka,
yetteki R.ajput beyleri, topluca, orada olan Rajputlan,
kabul etmedim. «Giicerat eyaletini tamamen verseniz
oğullan, kızlan ve kendine tabi olanlan tamamen öl-
durmam milmkün değildir• dedim.
dürürlermiş.
Bir gece rüyamda Hz. Ali (K.V.)'yi gördUm. Onum- Ahmedabad'daki müslümanlar da buna güvenerek
de y~ılı bir lı:lğıı parçası vardı .
bize iki Bat gönderdiler. Ocreti tayin ellik ve o sene-
- Bu Hazreti Allah şefkatidir, seninle beraberdir, nin safer ayının ortalarında, kara yolu ile, Osmanlı
korkma! Bğer Hz Allah'1n şefkati bizimle olmasa, yad ı.lllı:eşine doğru yola çıkuk. Arabalar ile beş günde
vilayetlerin sulan bile bizden kaçard1, dedi. Puten şehrine geldik. Puten'in Piri Şeyh Nizam'ı ziya-
rt!t etuk. Orada, Sir Han ve kardeşi Musa Han, aske-
Brtesi sabab bu vak'ayı arkada5lara anlattım. Hep- riul toplam1ş Radınpur Hanı BüllOç Han ile harp
si de Allah'a şlikrettiler ve hemen padişahın huzuruna hazırlığındaydı. Bizim gitmemize mani olmak istedi.
çıkıp sehayat için izin istediler. SaadetlO Padişah haz- Oraya giderseniz, onlara yardım edersiniz, birkaç gün
retlerine hilrmeten izin verdiler. durun, vazivet dlizelince, sıhhat ve seıin1etle giderslniz
•
Bu şehirde olan Banyan kefere.sinin banilerinden dey;ince, «Yüce olan Allal:ı 'a yemin olsun ki, biz kim
yani, gayet bilginlerinden Bat ismiyle bilinen bir toplu- scye yanlun etmek için gelmedik. Kendi yolumuza gi-
•
luk vamıış. Tüccar ve diAer yolcıılan bir şehirden deriz ve elimizde padişahrmızın fermanı var,• diye bin
öbürüne götürmekle mesul imişler. Karşıh~da da türlü yalvarıp yakarmadan sonra, itimat edip geçiş iz-
az bir ilcreı alırlarmış.
ni verdiler.
Şöyle ki: YoUarda Rajput kMiri, yani Hintlinin at-
lısı, gelip ker\'anı soyup talan etmek istese, bu Batlar Bylegan-ı Hind bilen Piten seferin
hançerlerini ç~kip gölü.slerine dayarlar ve «biı bun- İhtiyar eylesün mihen seferin
lara kefiliz. Kervana zarar verirseniz, k'aıdimi:zj öl- Yığlamakdın akik boldi gözüm
dürürüz» deyince, Rajput onlara bilm:ıeten ldmseye Dir görem evlemiş Yemen seferin
9f.
Dürr-i eşkimle damenim pürdUr Hemen devı!leri etrafımı1.a çöktürttillc ve her taraf-
Güyya eylı:!dum Aden seferin lan tüfekleri çıkardık. Kdfirl"r tüfekleri görünce, arlam
Yuragum botdi nafe-veş pOrhun gönderip; •biz çatışmak için gelmedik, vergi istiyoruz•
Niklay min Hub Hoten seferin deyince; .,bizim yükümüz ilaç ve boncuktur. Oı,un da
Ya ilatü yine müyyesser kıl
\ergisini gönderdik, eğer yine istiyorsanız göndere.
Kitibi bendene vatan seferin (20' Ilın• ded~k. Cevap olarak dönüp bir tarafa çekildiler.
Biz de yolumuza devam ettik_
Nihayet, oradan da le.unutup, yola koyulduk. Be-
şinci gün Radinpur'a geldik. Mahmud Han ile görüş Onbeş ~ Riksan ve çölde gittik. Bir giln Sind sı
tük, O da tUrlU güçlükler çıkardı. Sonunda üç arkada. nırında, Vanke isimli şehre vardık. Orada tekrar deve
şıınızı alıkoyarak diğerlerine izin verdi. Yolda Rajput tutup beş günde c;una ve Bağı Feth şehrine vardık
le.Mirleri vardı, fakat beyleri yardım için oraya gelınlş
MeğerSind padişahı Hasan Mirza kırk yıl kadar
lerdi. Ondan, orada bir yazı aldık.
Sinci padişahlığı yapmış olup beş yıldan beri bir göm-
Sind'e varınca, develer klraJadık ve Ahmedabad'- lekle, ata binemediği için, gemilerle Seyhun ırmağına
dan bizi getiren Batlara ücretlerini vererek geri çevir· açılmışu. Her nereye canı isterse oraya gidiyordi.ı.
dik.
Sind eyaletinin payitahtı olan Tutıe'de sultan olan
!sa Turban Şah, Hasan Mirza'run işe yarar adamlannı
SlND VİLAYETtNDEKt MACERAJıOZJ A.NlATDt
öldürdü ve Nusredabad kalesinde olan baz.inesini aske-
re dabttı . Humayiln padişah adına hutbe okutup nak-
Mübarek Rebiülevvet ayının birinde yola çıkıp, kare çald1rdı.
onuncu ıünü, Rajput şehirlerinden Parltin isimli şebft •
\'&rd-lk. J. ifir üzerimize hücum edince, beylerinin mek- Şah Hasan M.l rza da Bekr'den Suhan Mahm~d
tubunu g,jst.c rdik ve biraz hediye verdik. Yol verdiJe_, isimli sut kardt>şinl karadaki aske re serdar tayin ederek
ve • Yolda bin kadar Rajput kMiri vardır, dikkatli olun• kendısi dort yüz parça gemi ile den~den Mir tsa'nın
diye tembih ettiler. Uzerine gelir.
Ertesi gün sabahleyin yola çıktık. Birgi.in, sabah Orada, bizlm geldiğimizi haber alınca adam gön·
\'akti ansızın. karşıdan Rajput geliyor, diye bir gürill- derdi. Bizi hürmetle karşıladt. Rebiülahir ayının baş
lü koptu. lannda görüşme yaptık.
Görüldülü gibi, Rl\iput alayı Fakirane biraz hediye arzedince, bu acize hürmel
Deveoiler götürdi.i re::ld·il layı (21} ve ikram e ttiler. Çeşitli hil'atler hedive edip adımw
gayb ordusu koydular.
•
60 •
61 '
Bu acize ticaret merkezi Lahor'u vermeyi teklif
Bekr'e doğru yola çıku. Hatunu gelip ka\luşunca onun·
ettiler. Kabu! etmeyip gitmek jçin izin istedJ.k. İnşal
ı;u gü.nü Mirza vefat etti. ·
lah şu kale fethedildikten sonra sıhhat ve selametle gi-
dersiıılı deyip, padişah erendimiz hazretlerine biı Halkın söylediğine göre karısı ıarahndan zehir·
mektup yazdılar. lendi.
Hasılı bizi de Mir İsa He savaşa sevketti. MUslU·
manlar yalvarıp yakardılar.«Tüfeklcrini.ze mermi koy. Br isen avrada inanma ahi
mayın. Biz hepimiz bir kavimız. Karde:;lerimi7 ve ço- Avı-at el anı enbiyaya dahi
dirirler. Sonra bayram namazı kı\ıp Çinde Rum Padi- "Allah'a yemin olsun ki bu daha güzel• diye be-
şahı adına hutbe okunur. Böyte bir durum başka ki- ıendfğini izhar eui. Bunu burada anlatmaktan maksa-
dımıı., matlalJ zikretmek değil, Humayun Padişahru
min hakkında olmuş-tur?• deyince, ins:ıfa geldi. Han-
larına ve sultanlanna hitaben cıffakikaten yeryüzünde iki matlağ ~rasında tereddüt edip bu daha güzeldir de-
ylşinl belirtmek içindir.
padişahlık namı Devletlll HUdavendig§r'ın hakkıdır,
başkalannın değildir.• diye itiraf eyledi. Bir gün de, Yine birgün, Mirzalardan Mühürdar Şahin Bev
Kınm Hanından sual edip «Ona da saltanatı saadetlQ Pa. isimli padişahın makbul ve sırdaşı olan gence gittim.
Padişahtan izin talep edip, sebepsiz izin isteme ol-
dişah verirı. diye cevap verdiğimde : «Onun hutbede ken-
masın diye de iki gazel yazıp beraberinde gönderdim
di ismi okunur diye işitildi.» dedi. Buna da: .-Padişa
hım; pacllşahımız di#er padişahlardan umumi bir imti- Gazellerden birincisi:
yaz olarak hutbe ve sikke sahibi padişahlık ihsan eder»
deyince, sözlerimi kabul edip, padişah hazretlerine Her seher ey yüzU gül gUL5en köyiinge yanp
dualar ettiler. Yı~lar ahvaline elli, şebnem eşklmni tarib
Cörgeç ey gonce dehen gUI yilzüngi gillşende
Birgün, padişah ıle Delhi şeyhJerini ziyaret kas-
Gül bilen gonce hacıl buldu hayadan kı.ıanp
diyle ata bindik. Şeyh Kutb-u'd Din Pir Delhi Şeyh Ni-
By tabibim dU·i mecruh şifa tapsa ne yAr
zam Veli, Şeyh Fend ŞUkrkenc, Mir Husrev Dehtevt
Sen şeker lebini kam bağrıga bir lahuı sarıb
ve Mlr TiUseyn Dehlevi'yi ziyaret ettik. Mir Husrev'in
sandukası başında merhumun şiirlerinden okuyup din~
YilreAim hlcr elemi barla niçün pUrhCındur.
)edik. Gör gez ey dil, anı Ol hunige bağrıngı yanb
Katibi sen reh-1 aşk içre seramed boldun
Derya-yı ebrar'1n matlağ-t ve buna nazire olan Taşla Ferhad ile Mecnunu, alar kaldı harib (38'
matla~ar anıldı. Orada bu harikln kalbine bir matla~ İkinci gazel de:
doğuverdi . · Kiprl~ okuna kaşı yarın keman yasar
Padişaha: .. Gerçi kllstahlık olacak ama, Mir Hus- Dil'! simin Uzre penbe-i dağın nişan yasar
rev'in rubaniyyetlnln kuvveti sayesinde, içimde bir Mağrur bolma hüsnünge ey kaştan keman
matlağ doğdu• deyince, padişah: ııOku!10 diye israr eMi. Rüstem lering kemanını ahır zeman yasar
Bltab bolsa dil tab-1 hlcrin~den ey pert
Bir parça ekmeğe kanaat eden kişi en büyüle Ahım terahhum eylab ona s ayeban yasar
kişidir, Kasr ,•isal-i yare gönül kılmağa unıc
Onun işi, bütün alem padişahlannınklnden Aşık, kemend-i ah-ı ona nerdllban yasar
daha iyidir Dil riştenge çıkartır eşkimnl K4tibt
Ohşar "ki yare barmağ içün armaAan yasar (39)
diye söyleyince, p~dişah bir hal olup:
79
'
tekrar at, baştnn ayağa giyecek ve yol ferman verdiler.
78
Bu gazeller arada bir bahane idi. ·Sayısız laıaxru ve Gitmek üzere iken -A.llah'ın hikmeti- (Hümayun
niyazda bulunduk. O da çeşitli vaadlarda bulundu. Ni-
•
Şah) cuma günü akşam namazı vaktinde halka görün-
hayet bir gün sevinçli haberi getirdi. •Ruhsat verildi; düler. Kasr'dan çıkarlarken ezan o~unuyordu. Adet-i
halini naırnen padişaha bildir• deyince hemen bir ar- şerifeleri üzere daima ezan okunurken hürmeten di;ı
2.uba\ yazıp: Ayağımızın bağlandıAı yetişti. Bundan böy- çöküp otururlarch. Yine öyle yaptık ve orada (Tedbir
le giıme zamanıdır• diye halimlzl arzettlm. Bu müna- takdiri bozamaz) sözünde olduğu gibi merdivenden
ı;ebetle de iki gazel söyledim. Birincisi: düştüler. Mübarek başları yaralandı ve kollan kınldı.
Halk birbirine girdi. Bir • iki gün d:tha orada kaldık.
Devleti senin bilen c.ier ey dil bulursa yaı· Etrafa nameler gönderilip «Elhamdil Lillah Padi-
Kı•gay vefalar ol sanem-ı şutı u şivekfır şah iyi haldedir• diye haber salındt. Fakirlere sadaka-
Bir biı· kakılsa hak-i rehin ey peri lar daııhp askere in'am ve ihsanlar verildi.
Tevflr akçe bolmayaydı anın olupta ipar Merdivenden düşüşlerinin üçüncü günü; pazartesi
Şeftalu sürsem ol leb-i unnablannge ger giinü dar-i zahmetten dar-ı rahmete inti.kal ettiler.
Her kaysı bolsa huşımidip itiirge nlr-ı yar (Şüphesi,: biz Allab'ıruz ve yine O'na döneceğiz)
Git)•e kı1up eşikge yüz sürttü~m bu kim (1) Oğlu Cclalu'd-Din Ekber Mirıa ; Han Ranan ile Sah
Göz yaşını bı>lursa suyırg,al Jcılay nlsar Ebu'I - Meali'yi görmek için rlaha önceden gitmişlıırd~
Yukan tabuğıda şeha korka imni Onlara; ciddiyeti hemen bildirildi. Padi~ahın huzurun·
Derdini Kıltibl sanga arz eylese n1bar (40) da olan hanlar son derece müteessir olup: Şimdi hali-
lkincı gazel Rılm ıarzında idi: miz nice olur.. diye üzüntülerini belirltiler. Aciı.ane
onları tescili ederek: Merhum ve mağfur Sultan Selim
Gafil olma düştiiğün yer mülk-i. Hindistandır Han (Allah'ın rahmet ve ma'flreti üzerine olsun) Haz·
#
Meyi edip orda kalanlar cümle sergerdandır retleri ahit~te irtihal ettikleri 7,aman Saadetlu PadişaJı
Alemi geşt eytiyenler dediler bllittlfak tahta geçinceye
,.. kadar merl}um Piri Paşa çeşitli tedbir-
Hak budur dünyada cennet, memleket-ı ler aldı: ..ıl,lalk haberdar olmadı. Siz de öyle tedbir alın
· O'imandır ki, oğluna haber gidince, kimse haberdar olmasın.• dt"-
Vanp anda bir nazar görmelc ehibbanın yüzün ylnce, onlar da gU:tel tedbirler aldılar. Eskiden olduğu
Bilmiş ol c ' hasta dil her derdine dermandır gibi, divan şöleni çekildi ve padişaha itaatlerinden do-
Düş ayağına HUmayun Padişnh'ın ruhsat al layı, umeraya, adet i.izere bahşiş daııhldı. «Padişah
Oaima düşmilşlere anın işi ihsandır. Çarbağ'a gidiyor.» diye at hazırlandı. Hava iyi değil di-
Meyi ederse kalmaya dil-i hfl 1-nndi~tanda
KAtlbt uymasın ona ol dahi oıtJandır (41) (I) Kur'an·ı Kerim Bakare Sılresl, Ayet: (156)
Tanasır'a oradan da Şehr-j Semaniye'ye vardık. Sakın uşşaknın ey meh-i hodnin ahı bolmakdın
l. Şehr-i Rum'un eşiğinda banp daim geda bolmaic_
Orada, hakim-i hükumet olan Kara Bahadır Sul- Menkaberan durur kop Hind u Sind'nin _şahı
ıan'a «Padişah halka göründü,. diye ~bel" verip her bolmakdın
yerde « Padişah sağdır» diye. soranlara cevap vererek Habibin köyUnda mena rakib olmak tılar hemrah
Sihrind yolu ile Maçvare'ye oradan da Baçvare'ye var- Rodaya meni sen sakla onun hemrahı bolmalcdın •
dık. Meni öltürse ol, b<tn1 koyun, meogi kllıng ter'ip
Sultan-Pur nehrini gemilerle geçtik. Epey bir yol
Meram oldur kişinin kişi devlethahı bolmakdın
Vefa kılmak. milyesser bolsa saoga ol cel'a-ptşe
aldık ve Rebiül-ahir'i.n C\'Vellnde tekrar Lahor'a gel-
Rak1bin KAıibi gam tartmağın agabi
dik. Celalu'd·Din Ekber Mil'%8 Padişah oldu. Orduya
bolmakdın (4)
cülus bahşişi da~ttı. Lahor ve di~ yerlerde adına
Mirza. babasının fermanlarını görünce bir hoş
hutbe okundu. Lahor haldml Mln:a Şah bize yine yol
oldu. Ruhsat verip dört bin kadar adamla beraber,
vermedi. •Padişahtan emir geldi, Kabil ve Kandehal' ı
F: (i
ıaraflarına kimse gidemez» deyince, tekrar padifiahın
• 1
82
ti. Bazıları,
KAbil tarafına kaçtı dediler. Orada karde- Hutnayun Padişah'ın oiullan Muhammed ffa.Jı:ım
şi Kehınerd beyi vardı. Bunun için beyler korkup du- Mirza ve Ferahfal Mlrza'yı görüp Mun'ım Han ile
ramadılar. Siz birkaç gün durun, harçlık alıp öyle ge- müJlkat yaptık. Hümayun Padi_şah merhumun fer·
lin? Fakat yollarda korku ve tehlike vardır deyince, manlannı gcirUp hürmet göst~rdiler.
arkadaşlarla müşa•ere ettik. • Kiın kanaat ederse do- KAbil gilzel bir şehirdir. Etrafı karlı da~ıarla,
yar, klm de tamahklrlık ederse ayağa düşer• sözünü dört bir yanı da akar sulu bağlarla çevre!enmlştir
hatırlayarak harçlıktan feragat edelim. Yol arkadaş Iier taraf1 zevk, safa, sohbet meclisleriyle doludur.
lartmızdan ayrılmak uygun değildir, deyince, hepsi Halk, ucdan uca, IAtif ye ml.iuyyen gilzellllder içbıde
razı oldu ve beraberce yola koyulduk. Hoşab suyunu zevk ve safa ederler. Saz ve sözleriyle halkı daima şen
gemilerle geçip NeyJab'a vardık, orayı da gemilerle içkili, halinden memnun ve coplu haldedir.
geçip Z-abuHstan topraklanna ayak bastık. ~,_-
Olur mu hi~bir zaman insan huriye mail,
BUBTER. ZEMİN, YANl ZABULiSTAN'DA Var iken Juliyan-ı şeıhri l<Abil (44)
VAKİ OLAN SERG0ZEŞTİ BEYAN EDEll Fakat binalann hiç bbisi gözümüze gelip vatan
aı:zusu gönlümüzden bir an otsun gitmedi. Gitmek is.
Mübarek Cemaziyel Evvel'in birinci günü, Nil te}'lince, Mun'ım Han •Yollarda kar var, Hindikuş
Abad'dan Kabil'e dotnı yöneldik. Falcat, Adem itan dağlan bu vaziyette geçilmez. Birkaç gün burada ka·
deme.ide bilinen, Aflganlı'dan çekinerelc, akşamdan hn• dedi.
sür'atle ilerleyerek sabahleyin dağların eteıtine vardık. Bu fakir de •Erlerin azmj, dağlan yerinden oy-
Afganlılar haherdar olmadan, şafakla beraber, dağ natır derler, gayret gerekir• deyince çöpcUlük ve kıta.
c ıt klerlnc\en hru-cket ederek clsğlara tırmanclık. Dağ. vuzluk yapan tayfa U%erlne hakirıı ol!UI Mir Neııri'yl
larda binlerce Afganlı ile Jcarşıhıştılc. Tüfek atıp kav- gönderip bu tayfalardan, atları ve eşyavı dağdan ~ır·
ga ederek Allah'ın yl\rdımıyla 'kurtulup Pcşaver'e gel- mak için üç yüt adam vazifelendlrdi. Mübarek Cema
dik. Hayber geçidini aşal'ak, Cuşayi'ye geldik. Aştığı z!yel .ı\hir'in başlarında yola çıkıp KarabaA'a oradao
mıı bu ı:fağlarda iki gcl'gedan gördilk ki, herb!risi bi- da Çarikiran'a. sonra da Pervan, yanı şehr•i Mervan'-
rer kü,Uk fil kadar olup, ikişer kanş uzunluğunda e vardık.
boynuzlan vardı. Fakar, vilayet•i I-tabcş'ıe olanl:ınn. Mır N~ri vazifelendirilen bu üç yüz k:iŞİ'.\'i bir
ld, daha uzun olur diye meşhurdur, araya topladı.
Lemegau'a varıp Hezara :~inden bin bela ile Buh- Hakikaten atları ve eşyaları arkalarıyla bir bir
ter Zemin, yani vllilyeL-1 Zabulistan'a gelip pay-i tahtı çıkardılar, v~lhasıl, bin bel! ile dalı aştık. O giln da~
olan Kabil şehrine ulaşnk. dibinde bir kentte karar kıldJ\ .
•
87
MAVERAO'N NEHlR'DE VAKl OUN Han ve Buhara'da Burhan Seyyid Han kendi adlanna
hutbe okutmuşlardı. Burak l:lan bu sebepten onlara
AHVALİ BEYAN EDER bir şey yapamamış, sadece onlan meşgul etmişti.
Evvela Semerkand'ı alıp zaptetmiş, oradan da
Köprüden geçip, Turan-Zemin, yani Mavera'Un Sebz üzerine yürümüş ve burada büyük bir savaş ya..
Nehir'e gir'dlğlmiz gün, orada istirahat e ttik. pılmıştı. Rumilerin kethudaları düşünce, orası da zap-
Ertesi gün yola çtlap Hazarnüve, oradan da Çar- tedilrniş ve o.radan Buhara'y:.ı geçilmişti. Burası uzun
şanba kasabasına vardık. Hoca Yakub Çarht'yi ziyaret
müddet muhasara edilince, Buhara Han'ı Seyyid Bur-
t:dip oradan Çığanyat'a, yani Hisar·ı Şaduman'a var. han, Karalrul'u Pir Muhammed Han'a verdi. O da 1ni-
dık.
ierini, yani, kilçUk kardeşlerini gönderip Karakul'u
Bundan sonra Singerd dağını .ıştılc . Dağda de- zaptetmişti. Sonunda mecburen Burak Han'a tabi
vamlı surette yağmur yağdı. Ya~mur suları büyük olup araları düzeleli, sulh oldu ve o vilayet, yine Sey-
bir ırmak gibi aktı. yid Burhan'a tefviz edildi. Burak Han, Karakul üze-
Allah'nı (C.C.) kudretini temaşa ett 1k
rine •vUrUdü. Pir Muhammed'in kardeşleri aman di-
Buradan, ~ - i Sebz'e, yani, Keş demekle bili- leyip şehri verdiler, Orayı da Seyyid Burhan'a verdi.
nen şehre geldik. Sultan Haşi m'le görüştük. O da ge- Kendisi Semerkand'a geldiği zaman, birtakım kimse-
çiş imi verdi. Semerkand ile Şehr-i Sebz arasındaki
lerle Rumilere Aı,ı olan kimse Taşkent ve Türkistan
dağl binbir güçlükle geçip Kasaba-i Mısr'a uğradı.k. Bu-
yolu ile Rum'a doğru yola çıktı.
radan •vola devam ederek Şaban-ı Muazzam'm başla·
rında cennet misali Sernerkcınt'a geldik. Nevru2. Ah- Beraberinde olan Ahmed Ça.vu_ş da, Buhara ve
med Han ile mülakat edip «Herkesin hediyesi kendi Haı7.em yolu ile Rum'a doğru yola çıktı.
derecesindedir• kabllindon bir miktar hediye sunduk
Bir kısım yeniçeri de Seyyid Burhan'a vanp bir
Han, bu bakire, bir ııt ve baştan ayağa, yani mu·
kısmı hanın oıı.ıııannın yanında kaldJ. Kendj yanında
ıeaddid hll'atler inayet ettiler.
~ Uz elli kadar adam kaldı.
Meğer Burak Han'ıı saadetli.ı padişah. alem-penah
hazretleri. Şeyh AbdUl·Latif ve Dadaş elçi ile bir Yukarıda antatılan olaylan bu fakire anlallp;
miktar tüf<.kli asl<er ve top göndermişti. •Saadetlu Padl:şah yanında yaJanct olduk. SözUnü k.a·
Mülakat yaptığımız zaman Semerkand padişahı le almadık. Bize yardımcı olsanıı. birşeyler yapabilir.
Abdul-Utif Han olmuş, yerine Burak Han Semer· dik» deyip, bu acize bir vilayet vermeyi teklif etti.
kand Aan't olmuştu . Fakat. Belh'de 'Pir Muhammed Ben de. «Bu kadar adamla bir iş yapılmaz ve Padi··
şah'ın emri olmadan biz böyle şey yapamayız• deyin-
ce: «Şimdi siıe adam kaup vazivyeti devlet kapısına
90 cSeyyid Burhan yine bize muhalifmiş. Ojtlum
Harzem Şah'ı Sultan Bey'le dı.işmanlık eder diye i..5iti-
bildireyim• deyip, Hoca Ahmed Yesevı (K.S.) ev- lir. Cenk ihtimali varsa Acduvan'a geçjp elçiyj bckJe·
ladından Sıı.rd·ı Alem Şeyh'i tayin ettı. Bir mektup ya- yin. Vaziyeti araş tırıp öğrenin. eğer muhalefet yoksa
zarak: «Bundan sonra Padi~h Hazretlerinin her ne o yol ııe gidtn, varsa, orada kalın• -0edi. Biz de ö:Vle
emri varsa onunla amiliz,,. d~yip gitmeye ruhsat ver- yapıp mübaı·ek Ramazan'ııı beşinci günü yola girip
~i. Başkent Semerkand'da, Danyal (A.S.), Hızır (A.S.} Kale dernekle nıaruf şehre vardık. Oradan Keremene
ın makamını, ResuluUah (S.A. V.)'in hırka lan ve na- şehrine geçip oradıın da Devva'ya badehu Semerkand
hnlan ve Hz Ali (K.V.) hattijle yazılmış Kur'an-ı Ke- nehrini geçip Acduvan'a vardık.
rim'i ziyaret ettfk: :Hoc,a Abdul-Halik Acduvani'yi ziyaret ettik. >.tir~
Ulema ve meşayihten hidayet sahibi Şeyh Ebu za'yı orada bulamadık ve sıhhatli bir haber de 1tla-
Mansur Maturidi, Şah Zende, Hoca Ubeydullah Şeylı mayarak oradan da yola de\•am ettik.
.uJ Ahrar, Hoca Abdi Birven, H1>ea Abdi Derven Ço- 'Pul Rıbat 'a geldiğimizde Harzem Şah Sultanının
pan, Kad11.ade-i Rumf, fetva sahibi Maveraü'n Nehirli ordusu tamamen Kavım ve Kacım giyerek sav.aş ha.
ulema mezarları yani 4440 mez.ar ziyaret etlik. zırlığında idi,
Bir giln sohbet esnasıncL-ı
Burak. Han bu hakire: Ansızın Ban Ali Bey -ki oğluna atalık edip gön~
«Gördüğünüz şehirlerden hangısi hoşunuza gitti?• di· ıl~rmişıi- onu orada görüp bu fakire: «Nereye pid:i-
ye sordular. Aciz de: yorsunuz?• diye sot'clu. iBuhara'ya,• deyince.
«Şu anda Buhara Ran'ı Seyyid Burhan Harzem-
Dil ser-i kuyun koyup eımeı behişt-i ar.ru
şah Sultan ile harbetmelc için gelmek üzeredir, Lüt.
Her kişiye kendi şehri yei gelir Bağdad'dan (47)
fedlp bize yardımcı olun• diye ric.ada bulundu.
(Necaı.1)
Bu fakir de; «biı. kimsey3 yardım etmek için gel-
medik. Hanın bi.:e yarh~ı yani emri bu değildir. Şayt:ı
deyip cevap verdim. Han bu cevaptan hoşlandı ve;
savaş ihtimfıli olursa Acduvan'a gelip orada elçiyi
«Ha:lôkate·ı doğru söylüyorsun. Amma bur.ıda kalc,ay·
bekleyin diye buyurmuşlardır» deyince, Acduvan ~a-
dınız• diy... buyurdular. Hanın elçisi Sadr-ı Alem Şeyh
rafına yöneldik. Minare önüne yaklaştığımızda yüz
Türkistan yolu ile gitmek istedi. «O yollarda Mangıt
yani Nugayların halka zulüm ve düşmanlık yapıığı k:-dar Alaçapon (çeşitli renkli Tatar) ardımızdan ar
k;>stı,rup •Mir1.a yarlık kıldı, davranın• diye bir y61·
işitiliyor. Kazak ve kazakçısı çok olup ehl-i İsUlm'a
daşımıza kılıç çaldı. Biz de kenara atılıp hemen vuruş
asla yol vermezler. Yakaladıklarını soyup ellerinden
gelen kötülüğü yapmakta insanlar arasında m('1lhur- ma)'l bazu'lanmışken biJ· ulu Seyyid koşarak geldi.
durlar.• .Özbeklere: «Sabredin. Acele etmeyiı:• deyip daııttı ,
İki yanında adamlanyla Mi17.;ı g_elip dualar elti.
O yol uygun bulunmayıp Buhara tarafına yönelin·
cc, Burak Han bu acite:
92 93
•Luıfedip gitme:yinlz, bir kenara çekilip seyredi-
niz» deyince, naçar geriye döndUk. gözler kör olur) bu fakiri Ribat' ian ok ile bir zalim
On lı:adar adamla Mirza'nın huzuruna çıktım. Mü- vurup yaraladı. Her taraftan kılıçla üzerime saldırdı·
lakattan sonra Mir7.a yine ricada bulunup; «bize yar- lar. Ölümün eşigine gelmişken , onlarla beraber olan
dım edin» deyince, buna razı olmadım. •Bari tüfekle- Rumiler, bu hali görüp fakiri tanıdılar. Özbeklere kı
ri bize verin• dedi ve on kadar tüfeği bizden alarak lıç çekerek:
Özbeklere d:ığıtlı. Bize de •siz bir tarafa çek.llp sey- «Bu, kendisi &n'a gelmiştir. Buna niçin boylt
redin» diye gururlu bir şekilde söylendi. Seyyid Bur- muamele ediyorsunuz?» diye hamle edince, ÖZbekler
han't gözünde asla büyütmüyordu. benden el çel(tiler. Han'a haber verdiler, Han gel-
di. Eşsiz bir yiğitti. Beni kucnkJayıp özur diledi. «Ça-
Yemiyen kişi yadı!lden tabanca tışma anında gelmiş bulundunuz. Kuru yanında yaş
Demirdendir sanır kolundaki pençe (48) da yanar misali gibi oldu• deyip çok özür diledi. İki
suUan u~yin edip yoldaşlanmızı köprüden geçirirken,
O :ında karşıdan Seyyid Burhan göründü. Mirza iki yo1daşımızı yine kılıçla yaraladılar.
köprüden geçerek Rıbat'ın yanına vardı . Ben de ar- Yahşi bir yedejimi. bütün yiyecetı, bir seyisha-
kadaşlann bulundult,ı tarafa yöneldim. Halk arasın nemi ve on kadar atımw yağmalad1lar. Bin bela ile
da bulunan altı yoldaşım Mina ile köprüden geçti. köprüyü geçip bir tarafta durduk. Niha}et han, bu
Bu aciz dört _yoldaş ile varıp balk1 bir çardak avlusu- fakire lütfedip: -ıRJbat içinde olan Rumilere ıenbih
na koyduk. Seyyid Burhan hemen göz karartıp önün- t:t 1 Rıbat'ı versinler. Onlar günahsızdır Onlara sö:r.ü·
de bin kadar Kızıl ayak, yani Buhara'nın yetimleri, müz yok» deyince Ribat'a g ittik. Hl':r birini çağırarak
kırk kadar Rumi okçu olup yaman askeri vardı. Bir «savaştan vazgeçin. Be.nim burada bulunmamdan do•
anda Mirza'yı basıp ıüfekJe yaraJad1lar. layı, Han sizi affetti,» deyince. onlar rla Ribat'ı ver<li.
Mirza, tu~nu, nakkaresini ve herşeyini bırakıp Kaybolan atlardan birkaçı bulundu Ama birçok tü-
iiç yoldaşımı,:la kaçu. Birini süngü ile vurdular. Biri fek kayboldu. Evvelce yolda tutulan iki yoldaşımız
de diğer bir yerde şehid oldu. Oç nefer bir miktııı da serbest bırakıldı . Bundan sonra şehrin yotunıı
Özbek'le Rıbat'a girdi. tuttuk.
Akşam zamanı Buhara'ya vardık. Seyyid Burhan.
Seyyid Burhan onlarla çatışmr;k üzereyken. iki
bu hakire: «Dünya ve ahirette atam ol. Bu vı1Ayet
voldasımla attan inerek, askere karşı gidip: •Mirza
nerededir?» diye sordum. Saadetlü Padişahındır. Sen Buh.:nı'da otur, ben Ka·
rakulda olayıma diye müteaddit rica ve is teklerde
• Ribat ile çatışmak üzeredir• dediler. «Beni bulununca «Şayet bütün Mavcraii'n Nehir'i bana
Han'a iletin• dedilimde, birkaç kişl önüme düşüp
verseler bu vilıiyellerde kalamam. Ama, siz Han'1ma
köpriiden geçtik. Ribaı önüne varınca (kaza gelince olan cefayı -inşallah- devlet kapısına arzederlm
94
Padişah Hazretleri larafından çeşitli inayetler gelip !IS
ümidederim ki Hanlık size mUyesser olur» dedim Çe-
şitli konuşmalardan sonra, gayet memnun ve mesnn Bubara'da: Hz. Hoca Bahaeddin Nakşlbend, Ka.
olarak bu fakiri ziyaret ettiler. Sayısız lütunar f<is· dı Iian, Çaı• Beki!", Hoca Ebu Hafs-1 Kebir, Sadruo
Yür,ü gül, kameti gar gar, gözii nef1!is. lebi goncc Evvela Çarcoy isimli şehr<? vard1k. Burada Hace· i
Ni bolgay ba~ıga ol lale-ruh sançga" karnnfillar Me~hed Jmıın·,ı Ali Musa'nın kardeşini ziyaret eıtik.
Cihan gülzannda manendi yok ol kad-ı şimşadtnın Sonı~. yola devam ederek çölden, yani, Beriyya-i H<'·
Boluptur bağ. hüsni içre zülfi taze sümbtillar n.san'dan Amuderya'nın kenanyla H!lrzcm'e d:,ğru
YU?:üng gör-geç kara zülfing perişan kıldı akhmnı yollandık .
Gönglini sa!clı sevdağa nikılay işbuna gi.illar
Demidur aç gözüognü, gafletı koy, cam-ı mey n•J'i et Gece gundüz arslanlarla nıücadele etıık. Yalnız
Uyutmaz. (Katibi) bezm ehlini avaz-ı kalaklar (49) başına kimse su alamaz oldu.
k.aunda: daima şad, merzuk ve Cennet-i Naim'de hoş K§rvıınını lalab kılgar bilakec
nudluk içinde olmalan için. Kur'anı Kerim hatmettik. oıusının dişisini erkeğini
Ruhları için yemek daJ1tıık . Bu t.aoi düny,dan Hak budur ol gazayıekber iter
sonsuzluk bahçesine git tiklerine: Çapgay anın kll.ıç bilen 6eginl
t!crayıp tahtagan ıanır sözümün
Şeyh Abdüllatif Pir·i Harzem (Katibi) :valganını gerc:eğinl (51)
Dar·ı dünyadan eyle'1i rih let
Ruh-ı Kuddus etti tarihin Velhasıl yoldaşlanngönlünü alıp, «Aklı başında
Eyle ya Rabbi makaırunı Cennet (50) olan kimseden zarar görmemek için lazım g.eJen vazi-
yeıi almalıdır.
101
100
HORASAN VtUYETtNDEKJ SBRGtiZEŞTI
rinde «Allah'ın öldUrmediği-ai kimse öldlirmez. Ölüm-
den korkan kimse de yola girmez~ BEYAN EDER
Yime hicran gamın ey dil ecelden öğdcn Allah'ın yardımı ile Amuderya'yı
geçip karşı kıyısı
ölmüş yok na konduk. Diğer arkadaşları bekledik.
Yetecek 'ı.ıssasın hattın yazılmış ta yuyulmuş Mahtume-i a'zam'ın kerimeleri, yani Şeyh Hüseyin
yok (57) Harıemi'nin kızlan ~dam gönderip: •Rüyamda Atam
Mahtume-i a'zam'ı gördüm. Büyilk bı r toplulukla şehr-1
deyip, istjşarc yapıım. O yoldan başka diler yollar- Vezir'den Harzem'e ~eldi. Halk kendilerin i karşılayıp
dan gitmeye imkan yoltıu. Hasıl-ı • kelam, Hazret·i geliş sebebini sorduklannda. «Mir Seydi Ali Şehr-1 Ve-
Hakk'ın sonsuz yardımına tevekkül ve kili,atın guru- zire gelip üzerimize Kur'an-ı Kerim tilavet e ttirdi. Biz-
nı {S.A.S.)'nun bereketl bol mucizelerine ıevcssül ey· den ydrdım talep etti. Bunun için ona yardıma, onu
lc~k. , ~,hhaıle Horasan'a geçirmeye geldik• diye buyurdular.
deyip, bu fakiri müjdel~ruler. O şevk ile ertesi sabah
Dahi yol bulmadım olup naçar erkenden yola çıktık.
Utra(lım bizzaruri ahir kir
Devreven'e geldik. Muhammed Sultan geçiş için izin
Çünkü, «zaruretler, mahzurlu şeyleri mübah kı verdi. Oradan Bağvıı'ya vardır.. Polcu Sultan da geç-
lar» kaidesi kendiliğinden meydana çıkmıştır. öyle memize- mani olmadı . Njsa'ya ı.?eldik. Daha önce, Merv'-
ise hemen develer kiralayıp ona göre har,.ket etmek de Han olan Tin Muhammed'in knrde,i Ali Sulı.an'la
mülakat yapıp, Han'ın ve lş Sultaruo mektuplannı
la1.ımdır.
verdik. O da serbesıçe gitmecıhe i:tin verdiler. Hasılı.
Harzem Padişahı Dosı Muhammed Han'dan. git- hepsi de Saadet!O Padişah'ın emirlerine ita.at edip ıilm
meı için izin istedik. ? lan iimseterdi.
«Bu vaziyette dlişman içine !!İtmek münasip de- Oradan da yola koyulduk. Baverd şehri yolu ile
ğildir» deyince, mevcut olan tüfeklerin yans,nı Han'a rus ş~hrine geldik. Orada da tmam Muhammed Hani.
yarısını da Sultan'a verip izin aldık . Tin Muhammed'. fi H~retleri ve Firdevsi-i Tı.ui'yi ziyant ettik. H. 964
senesi Muharrem ayının ilk günü Horasan şehrine
in kardeşi Ali Sultan'a vermek üzere bir mektup al-
geldik
dık. Yol için azık ve su için nihenkler haı.ırladık. Ya-
radan'a sığınıp Zilhicce ayının başında Horasan diya- Horas11n Şahı yani imam Ali Musa Rııa hazretltı
nna doğru yola çıktık. rinj ziyaret ettilt. Denizde tufana tutulduğumuz vakit,
ıo:ı
tmarn Hazretlerinin türbelerine bir toman adamıştık (JCatibt) gö~ nwımı intiıam.ı n.azmını
Nezretmlş oldulumuı bir tomnnı Mir-ı Miltev.!lliye ve Dardi 16.yıkdur lnlursır. sana SOlevman biTla
•
diler bUyilklerin kabirlerine de sadakalar dağınun .
bahs (SS)
Behram Miı:za'nın oğlu İbrahim Mina da orada
Sultan idi. Şa}ı'ın otlu Süleyman Mirza da orada idi. Gazel bitince -~asreddin Hoca'ya mescitte gazel
Onlarla ve vekili, yani veziri Gökçe Halifey le buluşup oku demişler, yeri delil demiş- bunun gibi. biz, bu.
Mirza'lardan Şah'a !itmek için adam istedik. Kabul t aya. sizinle bu hususu konuşmak için gelmedik. Bu-
l'ttiler ve bize bir 2iyafet tertip ettiler. Kon~ma es- rada sadece resadUfl olarak bulunuyoruz. Yoksa bir
nasında bu acize Hz. Ali ile Ebubekr, ömer ve Osman s uale <'e\•:ıp vermeye muktedir değil.iz. ÇUnkü Pe-ı,·.
Hazretleri (Allah onlardan ra..-ı olsun) nin hallfcJikleri pmber Efendlml1 •Haldkat a.cıdır• buyurmuşlardır.
vt> bUyilklükleri hakkında s~ninle \tonu.şalım deyip, Fakat sizin usdiniz, bi.7.im Kz. Ali mltlannı olan
bazı sualler sordular. Bu ac iz de: ınuhabhetimiıi imtihan ise:
•Ahmak'a cevap sükuııur• sözüne uyaralt 1'UkCu Asitan-ı Murtaaya lııffce-111 bar menin
E ll im. Suali tekrarlayınca:
I>aim-ud-dchr ol eşikden ferih babım bar
menin
Ayb irur saki mey itmek lil-i canan birla hnhs
Kanberimin. şir-i yeıdanını; sünniyen elin
Hiç ae1ğ s u eylegeymi lb-1 hAyv;3n birla bahs
Derd-0 aşknıng buna hikmet dii%dli isen Özgt-lerla ne suaJ u l1'? cevabım bar menin (59)
tapmaa,ey
Eyleganlır ilm-i hikmet içre lokman biTla deyince, sual sormaktan v ~ l e r ve ellerinden kur-
bahs tulduk. Sonra Oa,;i Bey isimll bir adam geldi ve •Bu
Bil kaza birla kaderden akl ile kılsa cedel lcadar adamı Şnh'a göndeı ıııek uygun de#fldir. Bun.
Men saginurmin kılur a nka Sülevman birla lar, kendilerine katttpmız adsmlan yolda öldOrebilir
bahs ve kaÇlp gidebilirler. Burak Kan'a plen Rumi1erin
Lütf-u kahnngdan ne bolsa razımın bal u ve bal
bunlar olması muhkmeldir. Veyabııt, bunlarda gizli
Haddi ırmas bendening kim kıla sultan birla
ı:ru:lttuplar olabiUr. Onlan al"a$tınp cörmeden, bunlan
bahs
Ders· i aşkı itme zabiJ birla eydıl gaft u gu bırakmak dotn,ı delildir... dlye söyleyince, Mina da:
Cehl irur dAoi olanlar kılsa nldln blrla bah.s (Kim biTŞey ifitirse ona k.vfı tedbir alır,) sözüne da~
Can u dil birla n'ola lallng ;çUn kılsam niza' yanarak f.'rtesi sabah erla!ndcn ikJyü% zırhlı muhafız
Ayb imas -.üi şarab iistında yArtn biri$ b-.ıhs : öndtrip Kcrvansaray'ı ku$llttırdı .
104 105
•Doğru ıutulmayınca eğri bulunmaz» kabilinden, Kadrini her giz bilir mi ademin
hepiınizi tulup, herkese bir muhafız tayin ettiler. Be- Kerm u serdin çeltmiyenler alemin (60)
ni de iki hizmetçimi.; Gökçe halifenin vekilinin ()(lası.
na koydular ve atlanmızı da birer kişiye teslim ettiler. ciiye dertli gönlüme teselli \'erlrdim. O:tüntü bazan ~-
Di!er eşyalanmız-ı da emanet bırakuk . Hali hazırda der, baz.an de beni m&hvedecek duruma tjelirdi.
burada kış mevsimiydi. Eşyalardan aynlınca titremeye
başladtk. E:rtesi gün Mina, yanımızda bulunan emirna- Meydlr ey saki illicı kişi bolgay aamnak
meleri ve padişahlardan alınan mektupları aldılar. Bir Zehr-i gam def'ine hiç mistlke bolmaz tiryak?
keSe)<e koy~rak mühürlediler. Arkada$1ar bu durumu
görünce, hayatlarından ümidi kestiler. J<enÇ-i hUsnünde iki ıülfü holuptur iki mar
Ben de: •Bu duruma kendimiz kendi isteğimizle Kati çün gamzesi ıalibleri tığ-ı dıhak
düştük. Kendi düşen ağlamaz derler. Doğumdan kurtu- Ol koyaş ıal'att görkan ni lulur hurnı yAd
lamadık ki ölümden kurtulalım. Bundan böyle bunun S9fi bir zerre kine seni de yoğ lrmiş idrak
çaresi sabretmektir. Çünkü büyükler •Sabr ile koruk Ol sanem. gayra vefal-tr kıla. layık mı menin
helva olur,• demişlerdir ki, <ıabr kurtuluı,un anahtan.
Tığ-ı müjganı bilen sanma mundak kıla çik
dır ve bütün sıkınıılar ona yü'<selir.
Ydr rahm etti görüp balladlğım 1.Arı bilen
Sabriyle yetdi devlet-i cavid (Kfttlbi) boldu işingeç anı ağyar helik (611
Sabriyle bitdi meyve-i ümid
Bağdı,hü sabriyle biter hüşe Bu gazeli hatırımdan geçirirken uyııdum. Uyku ile
Huşe hem sabrile olur rQşe uyanıklık arasında gönlüme bir mısra d.üşrti. Uyku,
Hamdi dan uyanınca, «Bu bana ilahi bir ilhamdır..- deyip.~ha-
Hemen Cenabı Hakk'a tevekkül edip sonunu göz- ıırımdakini herııen yazdım. Bununla bir murabba dü-
meye koyulduk. züp İmam Atı Musa Rıza'ya ithafen göntıerdim.
Yire yol iki kademdir, birisini cine bas
Çünkü bu meydiinc girdik, aya~ın merdane bas Ateme gelmiş değil senin gibi bir delir
{Necati) Haddi yoktur kim seninle pençe \•ura nerre.ştr
Kıl terııhhurn vadi-i mihnetre kaldım hen fir
Sonunda büıün arkadaşlan batladılar. Gerçi beni Yıı Ali senden meded düştüm bana ol dest-gir
bağlamadılar ama, başıma ~ muhafız diktiler. Mir-
1.a'nın bu hare kel ine çok kırıldım. •••
1
•
108 10'1
Çehre-1 zerdim eşiğinde vanp hlk eyledim Umanm bana inayet klla oniki imam
Zülfikir-ı mührün ile sinemj çllt eyledim
- Lafeta illi AJi sımnı idralı: eyledim
Melceimdir ; ahir u batında anl:ır ey humam
Cümlesinın eşiğine yilz siirilp oldum gulam
Ya Ali senden meded düştüm bıtrul ol dest-gir Ya Ali senden meded düştUm bana ol dest-gir
• •
••
••
Alem-i rü'yada şad edip beşaret eyledin Mihnel-i gurbet benim batnmı pür-hun eyledt
Rah-ı emni gmterip bana işaret ~ledi-n
Dord-1 firkat gözlerim yaşıni ceyhun eyledi
Gönlümü viran ilı:m yaptın imaTe·t evledin Nar-ı hasret halimi gayet diğer-giln eyledi
Ya Ali senden meded düştüm bana ol ·aest-gtr Y:ı Ali senden meded, düştüm bana ol dest-gir
• •
••
••
(fU!jbY) ola mUhlbb-1 handan·ı Mustafa
Fal idub ismin senin girdim yola ey ntk-nam
Nôr-u şevkinle dereni daim ola pür safa
Hint u Sind'i, Maveraun Nehr-i geşt ittim
Sana mensub iken ol layık mıdır çekmek cefa
temam Ya Alf senden meded, düştüm bana ol dest-gir
Can u Q.i.lden tengri şahiddir samıdır ilticam
Ya Ali senden meded düştüm bana ol dest-gir •••
'
109
108
Ne bolur halim menin ol gamze~i mekkar ile
ytlk saygısı olsa, Aşura günü gibi mübarek günlerde Bat-ı dehring zevkini kılmak diler sen
böyle kimselere eziyet edilme3i doğru olamaz. Bunlar- (KAtlbi)
da bir hile ve tuzak olsaydı, meydana çıkardı. Çünkü, ömrünü oıkar yöıi.l bir serv ı hoş reftar ile (62)
Allah tdlla keliim-ı kAdim ve Fürkan-ı azun'inde
(Mücrimler yüzlerinden anla$ıhr) buyıınnaktadır. Bun- İkinci gazel:
larda kat'iyen öyle bir ihtimAI yoktur ki böyle bir hal
meydana gelsin» derler. Alim ve Seyyidlerin bu yol- Ol yar-ı kiş, bana mihriban bolmaz imiş
dakJ senleri Mlrıa'yıt çok tesir eder. Aciz de: Aşık olan oı>e şaduman bolmaz imiş
Dil-1 büJbUle gülşen, kuy-ı den yek
Kendini tarif edermiş misk-u ter Gülzar-ı cihanda aşiyan bolmaz imiş
ÖksU7. oğlan· göbe~n kendi keser Aşkım duyurdu eylega ehemm-i ulvi
(Necati) Hiç şu'lesi ateşin nihan bolıruız imiş
MUjganları sinemden atıp yetti dile
dedili gibi, şiirden bazı llflar ettim. Mlrza'ya haber Amma ni kılay ıahnı !yan bolm:u imjş
gönderip «Bu haberin doğruluna ve yalana da ihtimıı Ey (Katibi) daim işitir biz eyledin
' vardır. Bize haksızlık etme.• Öldürse kişi rakibi, kan bolmas imiş (63)
••
Dtıne kim idesin kala yanuna
Sana kelursa kalmaz oğlanuna
•
,
Üçüncü gazel:
ôeyip hale münasıp üç gazel yazdım ve gönderdim. Bana ce\lr cdüp cefa kılan sanırlar yardır
Bunlardan çok hoşlanmış. Beni tanır mısın ey gönül. bais-bar ağyardır
•
Gözlerim yaşına rat\,n eyleyip yaşunna
Birincisi: hüsnUnü
Derler ey meh-ı deva, karşı aşık didardır.
Sendin ey dil, uğramış cehde1 yaraş ol yar'lle Ruhlamın b~-ı cinan bo~y. lebin ab-ı havat
Aşli bolmaktır an1ma kıl hazer ağyar ile Ey tabibim ne sebebden gözlerin bimardır
Haıınm cemet leb-ı can-bahşin ile ey peri Tapsa bir demde içerdi kanını aşıklann
Ak!Jmı kılma perişan zülf-11 amber-b~r ile Gamzesi ol bivefanın görinücek hunhardır
Cam-1 aşkı nQş idip meyin koymeyin öz halime (Katıbt) bendeni reddetmen yamandır dostum
Mest-ı menin tabgım alışmaz zabida hoşyar ile 01 eşi~nin ::Jtlanna vahşi hltmetkArdJr. (64)
Z!llfü sahir, çeşmi pür-fitne. öziinun işi ôl
110
lll
Sonunda Mirza. Şah'<!an korktu ve yaptı~,n~ piş can Besıam·a geldik. lmam Muhamır.ed Eftah, Şeyh
man oldu. Aşura gilnü hepimizi serbest bıraktı. Tek- Baye:zid·i Bisıami ve Şeyh Abu1 Hasan el- Hırkaniyi
,ar bu acıze bir ziyafet verdi. Atlanmu:ı ve eşyala ıiyam ettik. Enesı gün yola çlkJp Oampn'a geldik. O
nmızı geriye verdi. Fakat çok. eşya kaybolmustu. gece arkada~lardan Ramazan Bölükbaşt ismiyle bilincıı
~rt gilzcl kitabıu:ıı aldı. Emlrname ve mektuplan salih ve dindar bir kişiye rü'vuında Bayezld-i Bistamf
bır keseye koyup mühürledi. Kopça :n başı Ali Bey 40 derviş ile gelip:
isimli bir yasa vut il ve onun başkanh#-mda, 0 sene-
nin Muharrem ayınto orıalannda Şah'e gönderdi. • Dua edelim lti Mir Seydi Ali arltadaşlariyle sat·
Şah ve Behram'ın birer hanımlan İmamı .ıiyare salim vatanlanna varsmlar • diye <,iua ederler. O adam
·e gelmişlerdi Yola beraber çıktık. Yolda sohbeti epey <'a okuyup sonra bir yol fermanı yazdı ve mühürledi
ıterlettlk. Şah'a varınca, herbiıi de çeşitli liltuOarda •Yollarda kimse size mani olmasın.• diye bu acizi ha-
Lu.lundular. Onlann maiyyeti ile yollarda dostluk ku- berdar etli ve Cenabı Hakkın Kcm:ıl-i Keremme şil
run, yüzlerine giilün diye arkadaşlara öğüt verip na- lcürlcr ettik. Bu can veren haber, ölU gönüllere t.au bir
sihat eyledim. hayat verdi. Damgan'da metfun lmam-z.adc Cafer'i zi-
yaret ettik. Sonra Sumnan'a gelip Şeyh Alaud'devle-i
Asayişdöktü tefsirini bu haı fest Sumnani Hazretlerini ziyaret ctt:k. Orada da bize bir-
Ba dustan telattuf b.ı düş1nanan mudara (65) çoklan hücum edip mezhep üzerinde konu.şmalt. iste-
(flafıı)
diklerinde arkadaşlara: (Altınl, itikadını ve mezhebini
gizli tul.) hadisiyle hareket edin. Zira:
deyip, günlerden birgün Nlşabur'a geldi\(
imanı 1..ade Muhammed Mahrulc ve Şeylı Atıar'ı Akil olanlar eylemez bir an
livıu·eı ellik. Zeh~bi, mezhebi, z.ehabi !yan.
Horaı.an vekilı Ağa Kemal ile mülik11t yaptık. O
dedim.
da geçmek için izin verdi. Oradan Sebzvar'a geldik.
Baıı edepsiz kimseler, bize hilcwn <"dip, kanştıklann Onlar da nasihatimi dinlediler. Ertesi gün sabahle-
tla: •İl ürür, kervan yürür• diyerek, bin belA ne el- yin yola çıktlk. Yollarda dahi herbirine birçolı: nasihat
lerinden kurtulduk. edip. huylarınn göre onlara teselli verirdim
.\CEM lRAK'INDA VAKl OLAN Sofi ne ,ıcved safi tader negeşt cami
AHVALi BF.YAN EDER Bisyar sefer bayed ta bohdeşcved hami
Günlerden bir gün Irak topraklarına ayak bastık. Molla Rumi
Oemııvend dağı l!teklerindcn yani Mv.enderan ıarafın- )e)•tinin manasını anlatıp:
ll~ 113
yin. Bakalım sonu n<' olacak ,. diye sıkı ~ıkı ıenbih el-
«Hiçbir kimse sizden fazlJ gezmiş değildir. Şu hal· ti. Şah da, Meşhed 'de vekil olan Gökçe Halife ile, vezir
de biraz pişkin olmak llı.ımdtr. Aklı başında olan bir olan Mir Menşi'yi azledip, <ıBunJan nic:in daha önce
kimse, ad i ve rezil kimselerin sözlerine aldırış etmeı.• bana haber vermeder: gönderdlniz?ı. diye ı;ok kızdı.
eledim, Onlar da sözlc..rimi kabul edip nasihaLimi dinle-
uller. Bunun üzerine bizimle beraber gelen Kopçacı AH
Bey. bana Yesavul Pir Ali'yi gönderip: «Bunların sizi alı.
Hep birlikte bir gün Rey şehrine geldik. lma.n koymaları.odan hayır umulmaz. Eler Ü7erinizde parn
Abd'ul-Azim ve lmam Hüseyin (R.A.) nın zevcesi Bibf varsa, bize emanet bırakın. Eğer Hak Tealll. kurtulı.tŞ
Şettrlban 'ı ziyareı e ttik. Orada şahın oJlu Muhammed müyesser ederse yine sizin olur ve eter bir hal olursa
Hudabende Mirza ve Korucu başı Sondan ağa ile mil- düşmana gitmektense bizde lcalsın.• ded.i. • Bunca za-
lallat eııik. Meğer evvelce, şah, İsmail Mir,.:a'y 1 Kazvln'- mandır gezen kimsede para bulunmaz. Ölmekte,n kor·
den Horasaıı'a gönderil?, onu Kazvin'e davcı etmiş , İs· kan buralar.& gelme-z. Allah-u Teal6 Kellm-ı Kadim ve
mail Min.a'nın Horasan'da bu. durumları göze hatmış, Kur'an ·ı Az.tm' ln de (Ecelleri geldiği zaman onu ne 11ir
o yüzden Kaıvin'de Şah'ın emriyle emirlerden biti öl· saat tehir edebilirler, ne de bir saat önce alabilirler)
dürülmüştü. Muhammed Han da Herat'da İsmail Mlr- diye buyurmaktadır. Bunu kabul ve tasdik ettik. Buna
za'run birçok adamını katletmişti. Yine Muhammed göre Allah Tcbareke ve Teali öldürmediğini öldilrmez.ıo
Huda- Bende'yi istediği ıaman şah, yula\nda bahsetti· diye cevap gönderdim ve sonra Allah'a yönelelim. Şah
ğimiz Korucu başı ile, yine onı ı Muhammed han'a gön- kese içerisinde olan e:mir-name ve padişahlardan alman
derip İsmail Mirza'yı davet etti. mektuplara ba}ctı. Bizimle beraber gelen hanımlar, ya-
ni, Şah'ın ve Behram Mirzanın hatunJan da bizim için:
Muhammed Huda-bende ile mUl~kat ettiğim za-
nıan , Şah'ın s aadetlu padişah hazretlerine olan samimi •Mazlum kimselerdir!er, yolda hallerine vakıf ol·
l>ağlılıklarını anlattı. Bi1, de hatır köşemizdeld perişan duk.• diye şehadet t>ttiler. Bir murabba yazıp şah'a
hklanmızı yadettikten sonra ertesi gün yola çıkhk . Bir·
gönderdim.
buçuk aylık bir zamanda, yani sefer ayının sonlannda
Jrak'ın pay1tahtı olan Kazvin'e geldik
Şah't Merdan-ı DüldUı'e ruz ne bord olsa süvar
Şah'a, geldiğimiz haberi arzolununça hiçbirimizi Zi.llfikare durmazdı Rüstem u lsfendiyar
~ehre sokmayıp Sebze· giran ismJyle bilinen bir kente No'la anınçün dese lütfeyleyip perverdigA.r
gönderdiler. Başımıza, Şah'ın vekili, yani, veziri azamı
Weta illa Aliyywı la.s eyfe lllii Zülfl.ltaru
olan Masum Bey'in Divan bekçisi Mahmud Beyi koydu.
Eşik Ağa sı gelip adlar.ımıu ve kaç atımız olduğunu yaz. •
••
ô ı. Kendi halkına bi1.den gizli olarak: «Her gece bekle- F: 8
11'- 115
Her 7.aman a'daya ol şnh·ı vil:iycı salsa aı Şah bu mal"3bbaı görünce vekili Ma<oum fky'e em-
Oarb-ı şenışirin gören tcnan~ler olurdu mit rcdere,k: cYann sen davet edip bir ziyafet ver. Öbür gün
Vasr edüp şanın aıın ederdi F~hr-ı kai"lat de biz veririz ve müjde haberini verin. Hangi yoldan git·
U fcta illa Ali, il sevfe illi ıotfıkılr mek isterlerse o voldan gönderelim... demiş. Haldkatı:n
• ertesi gün Masum Bey bizi dıı.veı ederek büyük bir zı .
••
yafet verdi ve izin mi.ijdesini 1,ildirip: «Erkt.n'1 saadet'e
Şol gazada kıHiri lnr-nağa cımi5ti vemin elçimiz gitmek üzeredir Eğe.- Azerbeycan yani Tebriı
Öyle çaldı t.ığı oldem kana gark ı,1du zemin ve Van volu ile gitmeniz mlinasipse yakında gidilmısısi
Dedi hakkında şehadet eyleyup Ruh-ut Emin kararlaşmış durumdadır.» deyince, bu fakir de «Kış
Lafcıa illa Ali la seyf~ illa ZUlfUcar vaktidir. O yola gücümUı. yetmez 83ldad yolunu lh•
••• san edin.• diye rica edince: «Şah'a arzedelim• cevabını
•
verdi.
Eyledi ana şecaat hil'atını Halı:k aıa
Kılıcından kan damla,.sa tekmidir ruz-i g.azll Ertesi giln de Şah davet etıiler. MiHakat esnasın·
~diler cümle Melaike eyleyip l\na du~ da fakirane hediyelerimizi arzettlk. Ziyafet esnasında
Lafera illa Ali, La sevre ili.\ zfılfil:ir birçok konuşmalar yapıldı, şhrler !-Öylerıdi. Bizim hu-
.-
• !imizi tamamen :ınlay,nca beylerine hitaben: «Onların
yüzlerinde secde izleri vardır• ayetini hatırlattı. Yani:
Şiri yezdandan kaçardı havf edÜp birbcyan
Kahramanlar lıj-ı hlinıır yüzünden isterdi cman ~Bunlann yüzle.rinde- hile ve hurdadan eser yoktur.
Merd olup herkim .kılıç kuşansa eder bi gi.iman Bunlar. hacı ve gazidirler.ıı dedi. Evvelce arı.edilen tb-
Lafeı a illi Ali, li scyfc illa zOlfikar rahim Mina'nın vekili Gökçe Halife ve Mir Mevsinin
memuriyetleri iade olundu.
•
••
Bu acize bir at, ikı hil'at, bir \'Ük ipek ve yol için
Nara urup eylese şah·ı necef az.m-ı savaş
bazı malzeme verdi iki serdara ikiSf'r hil'aı ve beş ar·
Salsa scyfi kaırı,n doymazdı ana dağ u :aş
kadaşa birer hil'at verdi. Sııadetlu padişııh hazretlerine
Halk olup ferman.heri derlerdi koyup yen, baş
sonsuz hürmet ve muhabbeıl~rini uı-zettiler
Lafeta illA Ali, la scyfe illa zOlfikar
• • Son derece bağJıhk gösıeırliler. Şah bir gün bu aci •
••
zl Mehıerhanesine davet edip 7iyafeı verdiler. Kendine
Hayber'in kopard1 kanısın kodu aJemde narıı
ı,lvendiiti beyleri oraya gönderdi.
Arşa asdi lı~nı şad oldıı cümle has u am
Murte2aya Kanber olııp (Katibi) eder mudam cDe\•letin büyüklüğünü göstermı?lc ıçın beştr yU1
Lareta illa Aliyyun la sevfc illa ziltfikaru ,-e biner tonıan'a vapılmışllr, rliye birçok biiyillc kadife.'
lHI ll'l
ve ibrişimden resimli, işl~ııııiş küçük halılar, birçok Şafiiningörü$Une göre küçük günahlardanc.lır sö-
paha biçilme:-l tahtlar, ustaca ve resimli olarak yapılmış zünü reddedip «Bundan başka Hz. Aişe (R.A.} hakkın
haymeler, otağlar ve çadır bölmeleri gösterdi. Umera- da bazı terbiye ve edebe aykırı şeyler söylenirmiş diye
sından Musahib olan yüzbaşı Hasan Bey, bu gördüğü i~itiliyor.
müz şeyler için: «Bunlar büy!ik bir ha,ınedir... diye
söyledi. Ben de: « Padlşahlano hazinesi, aJtın, gümüş ve Buna göre de Ha zreti Risalet· penah'a baı.ı yüz kı .
harb ,aletleridir. Bunlar hazine değildir,,. deyince. afal- 1.arııc1 şeyler iSnad edilmiş olur ki O'na küfürdür Bu
layJp kaldı, cevap veremedi. durumda o kavim m ürted (dinden dönmüş) olur ki, on-
ların öldüriıl m~l~ri d inen helül ve bu ıamanda kazan-
Elçileri olan Sabit Aıa, bizden önce Tebriz yolu ile dıklan malla, ı,~7 lere mubah olur. Kadın ve çocuktan
gitti. Bizi bir ay kadar bıraknıadılar. Birkaç defa davet esir edilir. Eter uu söylediklerinden dönmezterse hap-
edilip sohbetlerde bulunduk. Bir ı-:ohbet esnasında: sedilirle r. Şayeı ,lônerle rse , hanımlanna tekrar nikah
«Diyar'ı ROJn'dan Burak Han'a yard1m için üç yüz ye- ı...ıymok sure tiyle veya tekrar kıymaı.lan yanaşabilirler.•
niçeri gönderilmiş.. diye söyleyince, ben de: «Onlar dediğimde, ink!r edip:
Burak Han'a yardım için gelmemişlerdir. Heştedir Han
vo~unda Hoca Ahmet Yesevi (l(.S.) cvlatlanndan Baha cHer kim Hz. Aişe'ye fuhuş isnad ederse, o bizce de
Şcyh'i Çerkezler şehid edip yollarını kesmişlerdi. Mer- i ıi.firdir. Bu suretle hem küfretmiş, !'lem de Kur'anı in·
hum ve magfur Şeyh Abd'ul-L.Atif Haz-retlerini geçir- kar etmiş o lur. Çünkti. o ·nun, (Hz. Aişe) hakkında Al-
mek için gönderilmişlerdi . Şayet yardım için gelmiş ol- rah'u Teala Kur'an', Kerim'in birçok yerinde, iffet ve
salardı , binlerce as ker gönderilirdi." dedim. Sözüme iti- beraatine şahldlik cd~r. Fakat, Hz. Ali'ye muhalefet et·
mat ettiler. lifi için. Hz. Aişe'ye muhabbetimiz yoktur.• diye bunu
i ıirar \:ili.
Bir gün, mecliste, ufemasınd.an ve ayni zamanda
akrabasından olan Mir İbrah1 m Safevt bana bir sual Tek-rnr: "Bakalım buna nasıl cevap vereceksiniz.
sordu: «Osmanlı alimlerinin bizi tekfir etmelerinin se- Hadis'i Şerlf'te (Ümmetimin alimleri Beni fsrail'in Ne-
b ebi nedir?• Ben de: «As!'loba kUfredilir diye iş'ltiliyor. bileri gibidir.) buyurulm\L5 iken, din büyüklerine dil
Şayet böyle bir şey varsa, fikıh kitaplarında: (Şeyhayn'a ı..1.atılıyormuş.• dediğimde ıc Bu söylediğiniz alimler ara.
kürrctmek küfürdür) diye yazılı ve kayıtlıdır.» dedl- sında bizimkiler dahil delil midir? dlye sordu. Ben de
~l mde, • l alife yüzünden ümmetten olan ulemanın hepsi da-
· « l mam-ı A'zam'a göre öyledir, ama, İmam-ı Şafii'· hildir.• dedim ve tekrar; «Malumunuz değil midir ki,
a limler hakkında •Alimlerin eıi zehirlidir. Kim onlann
nin görüşüne göre, bu küçük günahlardandır.• diye ce·
etini koklarsa hasta olur ve kim de yerse ölür.» diye
vap verdi. Ben de: 1.i krolunmu$ıur. Buna göre onlara dil u1,atanlara dün -
118 llt
ya ve ahirette mutlaka bir b~li gel~ktir.• deyince Rum (Osmanlı Ülkesi) da ordu padişahımıaındır. Bun-
daha cevap veremedi. Sözii kesip «!tütün bunlar uy. dan dolayı Beylerbeyi ve Umerası, diler kullarından
tfımnad.ır.• deyince, ben de •Çevirelim birer sayfa,. di- ayndır. Bunların, padişahımızın en1ri şeriflerinden bir
)erek sohbelimi.ıe geçtik, nebzecik aynlmalan ihtimali yoktur.,. dedim. Orada
$a.h'ın baıı Emirleri: cİbrahim Mirıa Meşhed'de aldı
Bir gün Şah bu acize: «Şu kadar yer gezip dolaş
ğı kitapları Şah'a gctlr!in, tam yeridir. Şah onu mu·
un. GördU~n memlekelterde hangi şehir hoşuna glt.
hafult getirtir• dediklerinde ben; •Fitne uykudadır
ri?• diye sorunca, açıkça:
Allahm Jlneti onu uykusundan uyandıranın olur• sö-
zünü hatırlayarak, ·~nden geçelim, giden gitmişth
Gezip seyreyledim her şehrini g~l bu
arıılı:.» diye cevap verdim. Sonuııda izin talep etmek için
dünyanın
Şah'a bir gazel söyledim;
Nllzirini görmedim hergiz Stanbul u Galata'nın
A~ılı: isen hun-ı gam yemelrten ey d1J \eneı al
dedim. Şah da bu sözümü tasdik elti ve devamla: «Os- Arif isen, cam-ı mey nuş eyleyip bir halet al
rııanlı Beylerbeyi ve emirlerinin dirlikleri it.aç tümen Bi bekadır mal, dünyaya gönül meyi elyeme
olur• diye sordu. Ben de cevap olarak: «Diyar-ı Rum'da Kıssa-ı Kanın'u var giış eyle andan ibrel al
Padişahımızın Bcylerbeyilerinin ve Umerasırun dirlik- Almaya can nakdini :ninneı mi eylemezsin
leri kendilerine mahsustur. Askerlerinin her birinin pa· bana
dişahtan başka dirlikleri var<!ır. Diğer padişablann
JC,ıl tekellüm bir nefes, benden anı bi minnet al
wnerasınm dirliği kendilerine hükmettikleri askere gö-
redir. Eğer Padişahımıı:ın Beylerbey'Jeıi ve umeras1nın Rahn1 edip ben naıüvane girdi gamzen z.ahmine
bu şekilde eınirlerınde olan askerlerin dirıikleri toplanıp Ey tabibim bari gel n.'lkd-ı hayatı iicret al
ke ndi dirlikleri ile toplansa delil toman, birçok beylik, Gezme Mecnun gibi ı.tağlarda abes ey kühkün
belki de birçok yüz gelıri olurdu. Mesel! Rumeli, Anado- A~k vadisinde şakird ol bana. bir sanat al
lu, Mısır. Budin, Diyarbeklr, Ba~dat, Yemen ve Ce:zayir'in Yari gör;em ölmeden, kar etti hasret canıma
batı kısmı Beylerbeyleri 'nin her birinin emrindeki asker-
Cehdedip ey hasta-dil, dest-i ecelden mühlet al
lerin dirlikleri, diğer padişablann blltün askerlerinin
Şüphe yok Hubb'ul vatan, imandandır (Katibi)
dlrliklerindeıı fazladır.
Halini arz eylevip Şah,ı Ke·emden ruhsat
Dil~ Beylerbeyi ve umeranın dirlikleri de ayni al (66)
şekildedir. Sultanlık Emirle'rine !Ayık olan da budur
Diğer vilAyetlerin padişahları, hanları ve sultanlan ile Bu gazeli şah çok beğendi ve ondan hoşlanarak git·
kendi tebaas1 olmalan bak1mından iyi geçinir. Villyet-i mek için izin verdi.
120 121
Saadetlü padi$ah hazr~tlerinin yilksek şahsi_yeıleri Humay berhemc mllrgan ezan şeref dared
ne mektup yazdılar ve arz.olunmasını canu gönülden di. Ki usıuhvan hard u canavar neyazıred
•everek sonsuz muhabbetler gösıerdilc-r.
«Huma kuşu kemik yediği ve canlı mahlCıku inciı
YüzbaşıHasan Bev'in kardeşi Nazar Bey'i bir mik·
mediği için bütün ku~lardan şerelfidir,,.
tar adam ile bize kattılar ve ı.ıkrar hil'at verdilC!r.
Bundan anlt.Şıldığına gör, bu lı.-uş, kemikten başka
Kaz.vin'de medfun lmam Şehzade Hüseyin'i ziyareı
bir şey yemez, yalnız kemik yer ve onunla yaşar deı,ıer.
eıtik. Mübarek Rebi'ul Ahir'in başında Bağdat şehrine
ı.oğnı yola ç1klıl<. Sultaniye yakınındaki Ebhur isimli Bazılan da şöyle
hikaye ederler. Bu kuş acıktığı za.
~crihn önünden ğ_cçerken orada medfun Pır Hasan b. man kemJği alıp l'lavalanır, yükselditen sonra kemiği ye-
.Ah.i'nin harab o.lnıuş türbesini ziyaret ettik. t<urkan'ı re bırakır. Kemik yere varınca parça parça olur. O par·
ı-.şuk. Orada da şeyh Muhammed Dem-tu b. Hoca Ah- çalann hepsini ayni ölçüde yapar ve oııdan sonra yermiş,
met Yesevi'yl ziyaret ettik. Or.ıdan De.rgüıün şehrine.
,radan da Hemedan'a vardık. Ayn'ul Kudal (Kadılann 1ran'da büyük kişilerden herkes bir yerde düşman
karşısına çıkamaz (duranıaz) oldu mu, Huma kuşu gibi
['ÖZÜ) Hemedani Hazretleri ve Peygamberimiz {S.A.S.) in
viyeceğitıi evvelce ölçüp biçer ondan sonra yerdi. Böyle
oayraktarı Mekke'li muhacirlerden Pir Bbıı-1 Ala'yı zi.
yapıp yiyerek hasmı kaı-şısına çıkması gerel<irdi• sözil
yaret ettik. Oradan ~dlıbad l<asabasına vı:ınp serhac\
beylerinden olan Bey oğlu Hasan bey'e yetiŞtik. bir hikAye halinde varmış.
O da çeşitli ihtimam gösterip hürmet etti ve ziyafet O gün Nazar Bey'e geriye dönmesi için lzlh verdik
verdiler. Oradan da Elvend ve Nihavend dağı tarafın ,·co geriye döndü.
dan, yAni Luristan eteğinden Bistan dağına geldik. Ertesi gun sal::ahleyin Kal'ayı Zenoir'den yola çıkın
o dokuz ölün, dedikleri büyük nehirden geçip Şehri
lmı-m Kasım'ı ziyaret eqerek orada11 Veysel Kara-
ban'a ıı.eldik. Bu sehrın sonunda '8ağdad şehrine ulaştık
nt (R.A) yı z.iyaret ettik. Kasr·i Şirin yolu ile KUrdistan
ıı;inden kal 'ayı Ze.ncir'e geldik. O gün gökyü~fuıde an· Hızır Paşa hazrl'tleriyle miUakat eoip çeşitli iltifat-
sızın bir Huma (cennet) l<uşu eöründü. j:,:rına mazhar olduk.
Halk bunu •Hayra alamettir.• diye sevinç ve mutlu. Oradan da Diyar-ı Rum'a doğru yolıı çıktık.
tukla seyrettiler. .Bazılan onun ulurluluğunu bazıla SON DUR.UMU BEYAN EDER.
rı da diler hallerini anlaup durdular. (13},KİYYE-t AHVAL-İ BEYAN EDER)
Nitekim, Şeyh Sadi (Allahtn rahmeti onun üstüne Mübarek Cemazivel evvel'ln ilk günlerinde Dicle ya.
olsun) de şöyle buyuruyor: ni $attı Ba~dad-ı gemilerle gı:ı;ıik. Önceden ziyRrı>t eıti·
1
122 128
ğimiz ziyaret yerlerini tekrar ziyaret edip yola_ koyul. Haşredlldigimiz :zaman, Cenabı Hakk ilk evveli Vi-
hlyet-f Rum' u a'bad padi$8hımızın ömrü devletini ziyad u
duk. Kasn Sumlte ve Harbi yolu ile Tikriı'e geldik. Ora-
dan Musul'a vasıl olduk. Eski Mıttul ve Cizre yolu ilc- bcrziyad, muıaffer ordusuna daima isteğine nail, düş·
manını her zaman yerlerde lnietir inşallah. Amin!
Nusaybin'e geldik. Diyarbakır'dan Mardin yolu UeAmd'c
geldik. Orada İslccndcr Paşa Hazretleri ile milli.kat edip
81 hürmeti Stıyyid'il MurseJin, deyince onlar dıı tas-
çeşitli lütuflanna mazhar olduk. Birçok dı:fa sohheıte
dik ettiler ve •Komşu hülcumetlerl ben de bitilim. Ha-
bulunduk. B~ıı.111.dan geçenleri işittiklerinde hayrette l.ikaten anlattığınızdan bin fazladır.• dedi. Sohbet esna-
kalıp: •Sizin başınıulan geçenler, f>ininın başından geç-
sında benim öldü!üm haberinin memlekette işitildiği,
memiştir. Sizin gördilii,inilı: garip ve tuhaf şeyleri Belki-
Mısır kaptanlığının Rodoı. Sancak Beyi Kurdoğlu'na ve-
ya ve Cihan-şah ri1yuı nda ıörmemiftir.• deyip, ıezdifi . rildiğini zikrettiler
miz yerlerin padişah ve askerlerini sordu. Beo de: Kur'-
:ın-ı Kerim 'de. O zaman ben de: •Padişahımız ı.3.ğ olsun. Memuri.
yet işi kolaydır... dedim ama, ilıgüıı gönlümü teselli için:
«1 - Elif; Um; Mim .
2 - Rumlar (Doğu Romalılar) majlCıb oldu;
Rağbeı edermi adem olanlar bir haneye
3 - Arap ülkesine enyakın yerde .. Halbuki onlar
Sayd olma damc, ey gönül aldanma daneye
bu yenilgilerinden sonra mulıakkak galib gelecekler.
&ıhm-i kaza bitirsin erişur nişaneye
4 - Birlıç yıl içinde... Önilnde ve sonunda emir
Çekmek giiman mihneti alemde yaneye
Allah'ındır. O gün (Romalılıır'ın üscün geldili gün) mü'-
Gördün ıamane uymadı, sen uy zemaneye
Minler ferahlanacak.
5 - A:llah'ın (Bedır'de) zafer Yermesiyle. O diledifi- •
nc zafer verir. O Aıizdir, l,'.ahimdir.• (·) buyurulmuŞtur. ••
Bunun gibi yer yüzünde r,e Osmanlı ülkesine denk bir Ney gibi inlesen no'la her dem idüp figan
ülke, • • de Padişah., Aıempenah'a benzer bir padişah Kanun edindi kaddına cenk etm~·i cihan
vardır. Çünki.im senin turana raks eylemez zaman
Güç eyleme usule, gözet dairen heman
Padlşah·ı Rum'a nisbet şah olanlar hak budur Gördün ıemane uymadı, sen uy zemaneyc
Bir kişi bcnlf hacibde padişah olmak durur
Ne de Osmanlı askerine benzer bır asker vardır. •••
Ma'rib u Maşnkta Rum 'un leşkeri meşhurdur.
Kande azmeylese anlar daim. mansurdur. Baş cfme dehre, hürmet için olma mübtezel
Her Jcişiyec naslb ııelir, budurur mesel
(' i Rum Surm. Aret• 1·5
124 125
El vermese: zemaoe, sakın eyleme cedel Erganl'de Zülkir Peygamberi ziyaret eulk. Oradan
Penclim kat;ıul eyle, benim sözüm asla gel Harput yolu ile Malatya'ya geldik. Mutaallikat-ı Seyyid
GördUn uımane uymadı, ~n uy zemaneye Gazi Suhan'ı ziyaret ettik.
• Oradan, Vilayet-1 Rum, yani Sivas'a geldik. Orada
•• da Ali Paşa Hazretleri ile mülakat ettik. Onlar da son-
suz IUtuflar gösterdiler. Orada Abdillvahhab Gaziyi ziya.
Dünya senin ola, tuiahm, neylesin görek
Tet edip Ali Baba Ue mülakat ederek duasını aldıktan
Akil odur "i, yok yere hare etmeye emek
!>Onra İstartbul'a doğru yola çıktık.
Sanma meramın üzre döner dalma felek
Kan ovasından K.arabisar Şah'a ve Bozok içinden
Güş et nasihatim, hele benden sana demek
Hacıbektaş'a gtıldik. Sultan Hacı B ektaş Hazretleri ve
Gördün uymncu zema'le sen uy zemaneye
Balım Sultanı ziyaret ettik. Oradan Kırşehir'e geçip ora-
126 127
Bu ihsan ve nimetlere bizi ka,·u$luran Allah-u Tea- mnaşlan artırıldı. Birisi Mısır çaııusu oldu. Diğerleri
la'ya hamd olsun. Hamd olsun, hamd olsun! diledikleri yere gitmekte ~erbesı bır,i!ıılclılar, Dört se.
Saadeti(\ Padişah cfendim.i7., devletle Edime'de bu· 1elik uliıfeleri ,•erildi.
ıunmalan dolayısiyle geJişimi~n ikinci gürü yola çık Mübarek Recep 'lvının sonlannd:ı Sa:.ııdetliı Padi-
ı ı k. Edime şehrinde pay·ı tahtı saadetlerine yUz sür- şah Hnzretlerı ku,·vcı u ikbal, Saadet u iclôl ile tsı~n
mek, Allahın yardımıyla yine müyesser oldu. bul'a doğru yola çıktı.
Çatalca konağına geHndili ıün bu aci, kullarına
01 sanem in derd ü aşkı sana ey dil ~·ar imiş Divarbekir
. (Divarbakır)
. tımarı defterdarlığını ihı:an et.
J:Jen senin hal!ne reşk ettim ne ZC\.'\ ın var imiş til~r
! lak i pav1n, başına lac ettin ol şahın yine Tealanın yardım
Allah ve gözetml'sıyle Padişah
lfanıdu lillah kim senın buşında devlet bar imiş tlazreılerinin saılıklannda hepimi, arzumuza kav,,~-
01 ıabib-i c3n benim halimi sona itini:z ıuk.
Kenc-i gamda mihnet derdin bilen birrıar imiş Allnh Teala Hazre•len s:ıaqetlü padişahımızın önı
Aklımı yağma edip dil mülkümil arel kılan
. ı.inü, devietıni şeref ve roCerini kat kat eylesin. Dü$-
Dostlar aldım haberi bir gamz.esi tatar imiş manını d:ıim:ı :ıvaklarının :ıltında ve sayılarını M. clvl'·
ZUlf-i yari v.tsfedip klldın muattar alemi ~,n. Anıin!
Görsa itlirtli ncvavı
•
Katibi a·tar imiş. (67)
Ev yardım Klenlerin en h:ı.v•rlı~ı olan Allahım
••
• Bi hürmeti seyyid'cl evvelin ve) ahirin
Yu İlahi cümlemizi eyledin dünyada 4>:ıd
Nihayet saadetlu Padişah-ı atem-penah hazretlerinin Ahiret le dahi eyle rahmetinle bt'r murad
ınayet ve ihsanlarına mazhar olduk. Vüzera-yı 'izam
dahi çeşjtli lütuflar cıösLcrdiler, Bilhassa Rüsl.?m Pa$a Bu hik:.iyeden, örnek alac3klarıı vı- i-, hakkında
(Allah ışini kolaylaşrırıın) hazretleri sonsuz liltufkarlık mükemmel bilgi ve lecrübesi olanlara çıknn öğiit şudur:
ıösıerdi. Çcşllli ıhsan ve yardımlarda bulundu.
Hiç kim!ce olur olmaz heva ve hevesle~ kapılma
( insan ihsan·ın kölesidir.) bbllinden ihsanlannı sın.
mahcub olarak cnn'u gönülden kabul ettim.
(Kana~ı. tükenmek bihneven bir h.ızinedir)
Bl, acile günlük 80 akçe ile •Derırah-ı Mualla mü-
te{errikalığı,. ~adaka olundu. -.üzü, daim~ kulaklar nda ôlup oııa pöre davr3nsın
Beraber olan keıhudaların. ma.aşl.ırı S'er akçe artı All:th"ın •akdin ve değişme.t ilahi kanunl• icabı!.!'"·
rılıp yine Mısır'da müteferrikalık verildi. Bir bölilkba- t t•:e düfüp val:ın evi:ıden ııı.ıl., tiirlii ı-. rluklar içinde
~ının 8 akcıı. ve diğer yol nrk:ıdnslannın 6'şar :ıkçc ah edip inlcyen-k bt'ln gi:-da'·•nda ~,·~17 • hArlı.-ıız. $1-
128
l<ııntılar-
içind1. bıı ~urbeı yerinde ağlayıp inlerken (vıı.
•
tan sevgisi in1andandır) hadis'i şerif'lnc göre vatanını
arzcdip nıemlekeıine yöneten kımse İslam Padişahı
nın ekmeğinin hakkını bilip eşikleı-ine yüz sürmeye ni-
yet et$e, mutıald<ak o şahsın i)ek çok d•ielt• Hak Teala
l:ırafından kabul edilip dlinya ve ahiret saı1eıini ıemin
l'.İTAB I HAZIRLARK!-:N F..\YOALANDIÔIM ESERLER
eder. İnsanlar arasında makbul, medl1~dilmeye Ulyık
ve diledi~'i işleri muhakkak olur. Sözlerimi Alleh'ın son.
, uz lütuf ve yerdımlanyla Şaban ayı!'\ın buşlanndıı, H
l - Adıvar Adnan· Osmanlı Tll,.klerincte llım s.
o,64 senesinde Galr. ıa "da b itirdim.
68-73. rst. 1941i
965 Senesi Sefer ayı onatannda da kl!abın ya1.ıtma·
: ı tamam oldu. ı - &.hml'l Rcf'et: Ta rih ve •:oğrnfy:ı Lügat i c. 4, s. 96
3 - Buhari Seyyid Süleyman: Çağatay Lügati.
s. 506
13 - Mehmet Salihi: Kamıls-ı Osmft.ni. 1st. 1313.
14 - Mehmed Murad: Tarlh-i Bbu'I Faruk. C. 1,
s. 219-225
l AÇIKLAMALAR
15 - Orhunlu, Cengiz: Seydi Ali Reis. Tarih Ensti-
tüsü Dergisi, C. 1, s. 29-56, tst. 1970 (1)
16 - Pakalın M. Zeki: Osmanlı Tarih Deyimleri ve Allah alemı yaratıp onu mahlOkatla şereflendiı,ti.
Sözlüğü, 1st. 1946 Varlıkların en ş~rrflisi olarak da insanı yarattı.
~
17 - Peçe\ıi : Tarlh-i P~çevi. C. 1, s. 363-384 .Ey gönül; Hakk'ı arama hususunda seyahatlere çtlr.
ilim deryasında bır denizci ol.
18 - ..........•......... : Solak-Zade Tarihi s. 534-539
-------
• 19 - Şemseddin Sami: K.amüs'Ul A'lam. İst. 1306-1316
(2)
20 - Şemseddin Sami: Kamus-i Türki. 1st. 1317
Nefsimiz biu gilnaha batırdı.
21 - Tietu A. : 16. Asır Türk Şiirinde Gemici dili. (Ya R~ulalla h} bise şefaat et. (Omitvanz ki) Al-
Türkiyat Mec. C. 9, 1st. 1951 lah da rahı:ı:ı.eti)l~ muamele eder.
22 - Uıunçarşılı 1. Hakkı: Osmanlı Tarihi. C. 2, Kıyamet g:ilnü bize lütfunla muamele buyur .iri o
s. 379~3&!ıl, T.T.K. Ank. 1949 gün yi.1%ümil2 ak olsun; siyah olmasın.
-• - (11)
Sind şab'ı olan Şah Hasan bir veli idi.
a
Etrafın
çapulcularla dolu oldu~ ve senin aşk;n
içimde kabaran bir taş olduğu halde gam ordusıınu
138 139
(28) (30)
Sevgilinin yüzüne hasretim; yoksa ona kavuşma Zaferanın eli; ellnin rengini alt etti.
ya hi~ ün1idtm yok benim. Ben cenneti istemiyorum. Bu mis41 meşhurdur ki el elden ÜJtilndUr.
Yani sevgilinin .kendisini istemiyorum. Sadece yı'.ZUnUn
aşığ1y1m ben.
--------
(31)
Ey hasta gönlümün tabibl; duda~ının tatlılı~r.ı;
derdine şifa ycrı olarak bilen hastalıJımın şifa eşi{!', Gurbette oldufunuz için bana varamaz.s.mız Fakat
dir k a liıni sorarsanız tuhaf bir hareket yapmış olmazsı-
.
Sevgıllnin aşkı: aklımı ; fikrin1i : sabrımı ve şınıru nız.
'
141
140
Ey Katibi; aşkındon dclı olup beni köle eder~k at·
Benım yüıümden gelen bütün gafleti unul. Bıın lama.
YARl'yl unutup ıerkeıme. Gümüş göz yaşı taneleriyle göğsüm dopdoludur.
(33) (35)
Kan bulaşmış elin mercan gibi elini aıaşagı etti. Sözlerine kızıyorum fakal bilyücülü~n aşıkı yıi
Zaten bu bir meseldir ki el elden üstündilr. dıramaı.
O kırmızı dudılkh sevgili mecliste bir an bulunsa; Ey sevgili; .)-apuklarına; kü[ürdür demek iftira ol-
saki kan ağlar; içki sürahisi k:nlır. maz.
Aşk sarhoşluğuna takva sahipleri fena söz söyle-
sinler; bırakın. Aklı başında olanlar yanında bu sar- Ey gönlUmün tabibi; dudağının şerbetinden hastn·
hoşluk mazur görülür. na vermeyip gizlersen benim derdime kimse derman
Kişinin dış görtinüşüne değil ruhuna bak. Ey 23.hid; olamaz.
sen manaya bak; görünüşe bakanlar adam değildir. A~k lafır,, ~rak edip aşıklara vurmak ayıp değil mi-
Katibi; yaradılış günü vahdet şarabını içmeseydi dir.
senin varlı~dan dolayı nasll zevklenirdi. Onun aşkı utrunda k.imin aklı başından giıme1. ki.
• Sevgiliye söyleyin ellilem ile dedikodu edip dur-
masın.
Ömür güzelligini sana ulaşmak için yollarrla har· den yüıil yanıp kızarsın; utansın.
cayanı diliyle öteye beriye söyleyip yayan tellaldır
Ölü gönülleri diriltmekte duda~ı; can ıuelcyen bir
veli gibidir. Zülüfleri büyüleyici; gözleri gönül alıcı; (36)
gamz,esi aşıkları öldürücüdür.
Sc,·gilioin dudakları
bir çiçek gibidir. Gönül niye O peri yüzlü güzel ne zaman naz etse; aşıklar m·
ona tululmasın. Her yeni açmaya başlayan çiçeğe gt;. lemeye başlar. O gonce dudaklı sevgilinin bülbül gibi
nUI karılmava mevvaldir.
143
şakıyaıı dılı beni gülistanın etrafına bir çil halinde Ey gilnJUmiln doktoru; sen şeker dudağını bir ~n
sarsa yeridjr, kara bağrıma sarsan da yaralı gönlüm şifa bulsa ne
Ey sakj; aşık gam meclisinde iniltisini neyle be. otur.
raber çıkaraı); ney gibi inieye-ndir. Onu görünce, bağrımı delerek kammı döktüğiinü
.Beni alemle köpekler kadar deAersiz görüp · ltendj bildiğim halde ondan aynldJ#ı için ayrılık elemiyle yü •
değerini yükseltsin. Ey Kitibi; aşıka sevgili ihsanı bot; reğim neden kan ile doludur. Katibi sen aşk yolunda
cömertliği az eylesin, başta gidiyorsun. Ferhad ile Mecnun'u kınayabilirsin.
Çünkü onlar aşk yolundan kaçtılar•
•
(37)
Dudağının rengine benzediii için içki banR fayda (39)
verdl. Yarin kaşı; kirpiğiyle
bir keman teşkil ediyor.
Nergis çiçeği senin gözüne benzer; o da büyüleyi- Gümüş kalbinin üzerinde penbe yanaldan bir ni-
şan meydana getiriyor.
djr. İçkinin verdjı sersemliği giderebilir mi?
By ~ yüzlü;Alua ile birisini çalJTIDak mümkün Güzelli~nle gururlanma ey lcaşlan keman.
olsaydı; bir dua ile senin yanında o)anlan defederdlm. Ri.istemlerin kemanını ecel yapar. Güzellik. ve kud-
O ay yüzlü; yüzünü iyice kapatıyor. Yetiş ey saba retinle gururlanarak bu kadar cefa etme; çünkü bır
rüzgarı perdeyi kaldır aradan. gün sen de öleceksin,.
Boyunu görünce secdeye kapandığım kimdir aca- Ey gil7.el; gönlüm; aynlı.k ateşinden dermansız ha-
ba. Derler ki çift (secde; rek'at) olmadan namaz caiz le gelse yine kendi ahım merhamete gelerek onu ko-
olmaz. rur.
Katibt; gönül yanıp yalcıJsı.n ne olur deme. Sevgiliye gÔnliinü takdim etmeye gitmek için aşık;
Ayrılık ateşi bütün vücudumu haşladı. ah kemendlerinden merdiven yapar.
K~tibi; gönül ipine çıkarttıitı gözyaşı tanelerini•
• sevgiliye takdim edilecek bir arrnaıtan yapar.
(38) '
By gül yüzlü; her seher vakti gönül, çiğ
tanesi gibi
göz yaşlannı dökerek, gtilşen köyilne gidip haline ağlar, (40) '
By gonca dudaklı, gül yüzünü gl.llşende gören gU1 Ey gönül; şayet sevglli saadeti seninle bulursa; o
ve goncalar utançlanndan kızardılar. işvelı; oynak sevgili sözünde dursun.
·-
•
• 145
Olanlar bir anda oldu ve o ölüme yöneldi.
Ey peri yüzlü; yoh.ınun topragı bir bir çiğnense. Hu acıklı haberi duyunca ağlayarak:
Anber gibi kökulu olsaydı da beyazlıgı olmasaydı Deyinız tarihi (Fevt boldu Hümayun Padişatı :
Rer nerede sevgilinin aLeşi aklımı başımdan ala- 962) •
cak olsa orada onun o kırmızı dudaklarına busenli
kondururdum. - - --
Ağlayarak eşiğine yüz sürdüğiinı kimdir ki gözya.
(43)
ş ımı görünce ihsanlar saçacak.
Ey yukanda kendisine bağlılığımı anettiğlm Şah; İsteği zorluk ve eziyet değil cihanın padişahını bui-
Kıltlbi korkmadan derdini sana anlatsa ne olur. maktır.
Ey ay yüzlü; kendi aştklannın ahını almalctr.n
sakın.
(50)
(53)
Hanem'in nıilı şıdı Şeyh Abdlillitif
•
Dünya c\•indcn ahiret yurduna göçtü. Orada vahşi hayvanlar ve kuşlar için hiçbir yiyecek
Azraıl (A.S.) tarihini tamamladı yoktu. Kurbağı• dnhi yıkanmak için su bulamazdı.
Eyle ~ Va ~i:ıb makamını cennet»: H. 962
(54)
(51)
Bız herşeyde:.nel-ayak çekmiş kimselerız; b~c
Alemin nıalını kendi menfaati için ('asbedenlrri felekler ne yapacaklar. Bir yıldır yolda olan k'mseyl
ı\Uah yok cts!n. dokuz dağlı soyamaz.
Yemeği kavrıılmus unla kaymak olanın
Kinıııc b:r paf!.a ekmeğini bulamaz.
Onlar kınıız ıçip aı eti yerler. (55)
Bizim yemeğimizi gönnesinler.
As.kerlerı ve. va1macılan çoktur. Yare kavu.şnıaya gtımı:; gönül razı olmadı.
Ölü; dişi: erkek bülün kervanı hiçbir hilevc baş Ooun gamıyle öldUm takat o halimden bilmedi.
vurmadan talan ı?derler. Yeni ,;aız güıelliğinj anlattı.
Haki:Catte güya onlaı bUyük savas yapariar. Rahnıet olsun ona ki herkes ondan faydalandı.
Onların kılıç ıutabilenlerini ölclüıiın. Cihanda sonca dudak Ve lale yanalclılar Çl'lktur
K!ıtil>i; dnğ:ruyu yanlıştan ayırabılecek
klm~e!2r Fakat sen sen•i gibi boyunla kıymt-ı bakımından
tesadüf ederlerse sözünün valan ını gerçek mi oldu~u- vilkscıtsin.
nu anlaTlar.
•
Bülbül sesı gibi inilti ve abtm seherde yü!ıs~lir ki
o gonca gibi s,;\•gili sesimı işitip ınerhamete gel~in.
150 ısı
Katibi; ele.nıini giderme. Çünkü ağyar bunu hl\b:ır Bilenlerin; haddjnj bilmezlerle konuşması cahil-
alınca seni ge9ıniş eleminden başka bir eleme sü· h k.tir.
rilkl~r. İçlen ve gönülden senin la'lin için gürültü yapsam
ne olur.
Ey saki; şat'ab hususunda
-
yaran ile konuşmak
(56) ayıp değildir.
Doğuda bulunmak hasebiyle sevgilinjn senden uzak Katibi nlZamı; intizamı; naznunı görse derdi .k i:
olmasl dü$üniiliirse de; sen çahş; çünkü aşk uzak- - Hz. Süleyman'la konuşmak sana liyıktır.
lan yakın eder; Baidat yakı~ gelir.
(57)
(59)
Hz. Ali'nin türbesinin eşiğine bağlılığım var benim.
Ey gönül; aynlıktan dolayı gam yeme. ÇUnıc1 ec~. Bana her zaman bu eşikten açılan yeni bir kapı
tinden önce kimse öJmemiştir. Alnına çekeceği şey vardır.
y&Zllm1ş olup ta silinmiş kimse de yoktur. Ben senin Kanberinim.
•1 Allah'ın Arslanı'nın türbesine el sürmeye ne bir-
şey sormak ve ne de ona bir cevap vermek isterim.
(58) •
Lütuf ve kahrından boyu-bosu ne olsa razıvırn . İnsan kederlendill zaman onun i14cı içkidir.
Benim ne haddime ki o sultan ile konuşayım. Gam zehrini gidermeye tiryak(ı faruk) hiç mi ça-
Ey gönül; aşk derdJni zahidle dedikodu etme. re olmaz.
152
, c.o
r
Giizellrk h:ılinesl olan başındaki ild zülüf; iki yı- •
lan gibi olup bakışına hayran olanlan öldürmek için (63)
h:ızır bekleyen kılıca benziyor.
O elin scvgı:ısi
bana nu•rhıımet etmezmiş.
O gösterişlı giJzel yüzü bırakarak huriyi dilşünüp On:ı :ışık ol:ın hiç '>ttvinmeznıış.
de ne olacak . .Ey sofi; görüyorum ki senin aklını da Cihan gülıarıncla bülbülün k:ılbine gülşen olar.ık
bira,:cık olsun bıı gliul çelmiş.
"cndl lcöyünaen başka !lir yer mesken olm37.mış.
O gii7.elin benden bnşkasına vefa eımesl laytk mı Büyük bir titizlikle insanlar aşkımı duyurdu.
dır.
Ate'.'in .ılı.vi b,ç gizli kalm:.ı1mış.
Kirpi~inin kıhçlariyle sanma ki böylece vurup G<>nliime saplantın kirpik uklarını söküp attım
.kalbiıni yaracak. Yiir halimi göıilp bana acıdı.
:ımm3 nt' yAp~m verdiği acı giisterileıxıez.
Ey Katibı; bunu duyan ağ_var kederinden helak ol- Ey Katibi: da;ma •bir kişi rakibini öldürse kan
du. y.ıpmış olmaz• dcdiAini işitıik.
(62)
(64)
By gönül; hasıalan,a n sen idin: dişini sık ve o sev-
gili ile mücadele eı. B r. na hak-ı11hk ec.lip ez:ivet e<len sanırlar sevgilidir.
Sulh yapmak iyidir amma yabancılardan çekin. B:?ni tanır mı~ın ey ,göniil; sebep olan başkasıdır.
Ey peri yüzlü; hayaı veren dudıı.klannla aklımı Gözlerimin ~ın:ı aC"ıyıp gü1el yüzünü ıslatma.
topla. Ev derrli göniillcrin de\•nsı olan ay yüzlü, derler
Amber kokulu zülilflerinle aJçlımı perişan etme. ıci knr,ı asık sevgilidir.
Aşk kasesinin şarabını içip beni kendi haUme bı Yanııklnrın crnneı bahçesi ve dudakların ölümsüz-
rakma,,ın .
• 1:ilı. çeşmesi olsa da.
Ey zahid; ben aşk şarabıyle mt'st olduktan sonra
Jıoşvar ile tabiatım uyu:,ma1_ Ev t:\bibim; nı:den güılcrln hast!ldır.
Zülüfleri l:ıilytlleyici; gözleri baştan çıkarıcı; kal- A~ıklann bir ,·n lıınu bulsa kan1nı bir solukta içer-
bi h'ileci. Benim halim bu bakışı bileli ile ne olacalc di.
Ey Katibi; zaman bafının zevkini tadnıak istersen O vefasııın _\'dna~ göıillürse; kan alıcı olduğu
Ömrünii; yüıilyüşü g\izel bir servi boylu ile oyna- :.ınl:ışılır.
tarak geçir. K:'\tibi kulunu reddeırne dostum. O iyidir ve eşi
ğinin ahına ~iize!; vak1şır bir hizmetk!rdır.
154 165
OostlAra karşı ıarafetle muamele: O canımın doktoru benim halimi sorarsa ona de-
Düşmanlara karş1 yüzlerine gülerek onlan idare.
- yiniz ki lstJrap tuuinesinde sıkıntı derdiyle hasta imiş.
Ey dostlar; haber aldım ~i aklımı dağıtıp gönlümü
ynğma eden güzetın bir ta-:-aft tatar imiş.
(66) Yarin riiliiflerlni anlatarak alemi kokuya batırdın.
Ey gönül: aş,k isen ıstırap kanı içmekten leuet al. Bari o sevgili; servet u samanını kaybeden Kfi-
-tibi'nfn güzel koku sat~ı~ını gçrse.
Arif isen aşlc şarabı içip ond:ın bir hı.ıy al.
Mal yok olup gidicidir; dUnyaya bel bağlama .
.Karun'un hikayesini elinle ondan öğüt al.
Can ücretini almak içjn bana minnet mi etmezsin.
Bir kelime konuş onu benden ücretsiz al.
Ben zavallıya acıyarak yanak çukuruna saplandı.
Ry gönlUmUn tabibi bari gel hayat nakdini ücret al.
Mecnun gibi a\•are avare dağlarda ge-zme ey dağ gezen
Aşk vadisinde bana talebe ol; bir sanat elde et.
Aynhk canıma yetti; ölmeden yarj bir daha göre-
bilsem
E.y hasta gönül; biraz daha dayan; ölümün elin-
deıı mühlet al.
Ey Katibi; şüphesizvatan sevgisi imandandır
Dunımunu anı;dip kerem sahibi padişahtan izin al.
(67)
Ey gönül; o güzelin aşk derdi sana yar imiş . ,
Ne ze,•kin v.ırdı 1<i senin için göz yaşı döktüm.
SULTA,N MAHMUD''lJN ~EKTUBU
•
un 1113
Hal-u ma: Halimiz· du- Hoş; tyi; garip; tuhaf fstihare: B ir işin hayırlı lstiynk· Şe-vklenme, gö·
nımumuz HOş: Al(ı1; şuur olup olmayacatJnı an- receğ_i gelme; özleme-.
Handan: Gülen; g_Ulilcil; Hus.c: Başak lama.it üzere abdest lıin: (İtmek: etmek; yap·
sevinçli Hi.ı~var:
.. Aklı kendine 1•Ar alıp dun ederek uv-
mak; kılmak) Yap1n.
H:ıri: 'Hor; hakir; bavağı; olan kuyı.ı yaıma. Hay1rlı
tımege,•: Yap-:ın; etsin.
itibarsı7. Hıımam· l-limmetli· a- olmayı arzu eıme.
Harib: Kaçan; firar eden zimli; bir işe sıms1kı İstimnlet Gönül çeleme; tvan: Gözle görünen; za.
Harpuşte: Balık sırtı bi- sanlıp o isi başarma. tesellı erme· avutma. hir; a,ikar: meydan·
çiminde. Humar: tçkiuen sonra tşitııec: lsitince. da.
Haşem: Maiyyet halkı gelen basawısı; ser- (Kl
HaLıf: Bağıran; seslenen semlik.
K.ac· H!le teı.vir beraber denecek ka-·
Hatif u Ga:vb: Galbden Hiimııyiını Kuvvetli· mU·
Kaçan kim: Ne zaman ki dar alçak •e hare·
seslenen; gaibden ge- barek
Kad· Mahzun olma; hırs ketleri pek 5eri idi.
len ses. Hun: Kan; öldürme: öc.
Kadd· Boy KadJrsa mevcudu 3l0
Havme: Çadır Hunhar: Kan ıiçen; kan
• Kadem: Avak: adım !ıadardı , ıs. as.ır ~n-
f(el eta: tnsan suresi dökilcti; zalim Kadırga: Buna ecnebiler lannda bir !(adırga·
Hemrah: Yoldaş; yol ar· Huni; Kanlı: kan dökme- Gali ve Galer de de- c!a bir büvük top ile
kadaşt. .
.ve meyilli. mekteclirler. Bunlar dört rlarba.zen ve se-
Her giz: Asla; kat'ivyen: Huri: Gözleri iri; .sivahı 25 oturaklı olup saf k iz adet de prnnki
hiçbir vakit; hiçbir pel. sıvah: beyazı pek ve sol kürekleri ade. topu bulunurdu.
suretle beyaz. kızlar. Cennet di ~o olmak ical,edi· Kalafatlamak: Gemi ve
Hışım: Hiddet; ga1.ab. teki kızlar. vorsa da Tuhfet'uJ kavığı kalafatlamak.
Hod; Kendi Hunış: Coşma; çağıltı. Kioor'da kavdedifd i. Tahtalannın arasını
Hoda· Allah Huşe: Başak; salkım. ğine göre bir otura- tıkayıp ii,ıilne 1.if1
•
Hodaya: Ev AUalı'ım Hfı$e-ctn: Btışak toplayan sürmek.
ğın yeri ocak vani
•• •
(J - t) mutfak olduğundan Kalak: lç sıkınt1sı; ızd•·
49 küreklı idi. Her rap.
Ilgaç: Akıncı; çapulcu llm-ı hrkmet: Mantık
ki.iref,ini 4--5'er kü· Kalte (Kalite): Buna ec-
Ilgamak: Düşman mem- tmas: tmez; delil rekçi çekerdi. Kadır nebiler Kalvoıa· C'ıP •
leketine akın etmek; İpar: Misk; ud; anber gi- galar gayet uzıın ve lita; Galyot derlerdi.
talan etmek. bi şeyler enı.lz; hemen su !le r-:'ektiri cinsinden o
186 • 10?
lan .kalite 19-24 otıı_ riyesinde gayet bü- Kc\'fİ\t•ı: Bir şeyin mey- roldu. Namı serveti-
rakit bir gıımi idi. yüle gemilere, verllen c!an.ı gelmesi: hıısuıs; nin btiyüklilğü dolı.ı
• is· vak'a; ınccıırn .
Takip .için kullanı- i!lim . vısıyla •Kanın kadar
lan luılitelerdc h-ırp Katre: Damla Kıla, nis:ır· Snc;acalaır. ;ı;cnıin• diye kullanı
•
zamanırıda 220 kadar Kattal: Çok öldlirücü. lır.
Kilu kule Dt!dikodu
savaşçı bulunurdu. Kayda tapar: Nerede bu- Kilturmadılur: (Kiltu ....
Kıntas: (Kanıııc (?)
Su·
Düşmanı takip ettiği lunuc. mak: Getirmek) Ge.
lu maddele r koyma-
ıçın baş tarafında Kaylının: Dönün; geriye ıirmediler
va mahsus bir kap kı
topu bulunurdu. döniln. Kine: Buğz; düşmanlık
olçü olarak rla kul·
Kek: Geniş; bol; hoş. Kiş: Din. mc1.hep
Kalyon: Üç direkli yel- !anılır. Geniş ağ17.lı
Kelek· Nehirlerde ve ö· Koyaş: Güneş
kenleri büyük harp su dcstisi.ı
u:llikle Diclc'de iş Kotu\'al: $t"hir afası; ka -
gemilerindendi. 2-J Kıs-.a-ı Karun : Kıırun'un
leyen bir nevi sal ki le kumandanı
ambarlı olanlan var- hık:'ivesi Karun·• Be.
şişirilmiş tulumlar • • Köp: Çok
dı. iki ambarhlar 60 ııi lsrairden ve H.ı.
üzerinde durur. Kulaş: Köle; yoldaş
- 80, üç ambarWar Musa (A.$,)'1n mütc•
80-110 toplu oıu, Kem mim fie: Cemaat- Kurugan: Kurutan: kö·
alhk:ıtından bir ıaıın kiinU kazıvan .
du. Bizde ilk cıeta il. tan; bölükten kaç ki·
.... isnıitlır. H7 Mus:,ı Kuv; Köy
Bayezid zamanında şı
( ı\.~.)ın duası_yla fak. ı
Kene: Dd1ne; hazine K uca: )'er: nerc:vc; nası1
kullanılmıştır. Göke, iken ıP.nırin olmuştu.
Kenc-i gam: Keder hazi- Kühl: Sürmeli; \Ünnc
barça; burtoo; kara- Sonı.ıdıın günahkar
nesi çekilmiş.
ka; karavele; firka- olması st·bebi) le ser•
Kengeşmek: Dedikodu KUhkün: D~h. dağ renk.
teyn ve kapak hep \'el v,• samanı malı-
yapmak. li.
kalyon çeşididir. (L)
Kengeşni: Dedikodu
Kamet: Boy. tn~anın a- 1~ f<-'la illa .\li. Hı. Ali'· cnk olan bürün he r
Keşti; Gemi
vakta durduğu hal- <len başka \ i~ı \'Ok· ~e) i bilip melekleri.
Kethüda: Bir daire veya ııır.
deki uzunlu~ ne yaıdırdıtı yer.
konağın • idaresine
Kanber: Hz. Ali'nin sa- L.:ı'I: Dudak, kımııı; al l.uli\ an: Güzeller
dık; ve-faki\r kölesı.
memur olan mute·
med adam; emin ve.
~b: Dudak 1 ika: Yüz; çehn, -
Kande: Nerede; ne taraf· leşkı:r: AskcrHk Liva: Sancak
• kil-i umur•
ta. l.erh· lcı-h-i mahfuı l.umbo1: Vnpıır kamar..ı·
Kevn: Olma; vıır olma; All:ıh'ın (C C.) ilmi.
Kar:n•ele: Osmanlı bah- !arına avdınhk ,·eren
\"arlık; vücud. c~·nab-ı l-l:ıkk ın ,,la•
0
• pencere.
168 109
!!t'lt•n rü~.gü,
•
172 • 113
rar; elverişli; iyi uv, naseıljsöz söyleme. y1k veya gemiyi ge- ıice; hltıun.
yun. Serdirme: Hafiften (?) riye yürütme. Suyrgal: Daima ihsan ve
Sancgay: Saçmak Serencam: Baştan geçen; Sofi: Tasavvuf ehli ln'am, Bah,$iş ve ih-
Sari. Cihet: yan; tarar macera Song: Son; nihayet; ne- san
semL ~rgerdan: Avare (Ş)
Sayd: Av; avlama: avlan- Serlr: Taht; yatacak yer. Şadiyane: •Sevinç tıava mak; vermek; öp-
ma. Serkop: Başa vurmak i- sı• gibi bi. ,ey ol- mek.
Sayebarı: Gölgeci; himn. ması la , Şeha: Ey şah; ey padi-
çin harpte kullanı
yecl lan bir alet. Şaduman: Se ır.~li ; nıes şah.
Sebk-i baran: YaJmur rur; mah:u: Şeh·i Rum: Osmanlı pa-
yağma.
Sangç.ay: (Sançmak: Saç
ŞaJdrd• Tal.:lw.· çırak dişahı
Sef': Elivle yakalayıp
maç) Saçarsa; saça· Şamyane: Hayme; çadır; Şikeste: Kınk; kırılmış;
çekmek; ateş alazla. cak olursa.
kara perde yenilıniş.
Seng: Taş
mak, zehir bir kin1· Şeb: Gece Şimşad: Şimşir alacı
Serkeş: Baş kaldıran; j.
senin ylizilnü karart. Şef': Çift (tekin karşıtı) Şir: Arslan
mak: nişan koynuık.; taatsiı; muhalif. Buna göre mısraın Şir-efgen: Arşlanıadeden
işaretlemek. Serıescr: Baştan başa; manası: «Derler ki Şivekar: Nazlı; işveli;
Sefine: Gemi: vapur. hep; bütün. iki rek'attan az na- cilveli; edah.
Sehn1: Ok; yay; korku. Sevar olmak: Binmek; maz caiz değildir• Şiıh: Nazlı; oynak; ser-
hisse; pay~ dehşet. (Süvari) olur. best
Seramed: Başagelefl; en- Seyishane: Seymn. kaldı Şei'ıahl: Mec. Buse al- Şule: Alev; ateş alevi
başta bulunan; mümtv.: ğı yer
(T)
reis Sifal: Alçaklar Tabanca: 'l'okat; şamar T:ıpmagey· (Tapmalı:, bul·
Seren: Gemi direkleri U- Sigal: Fikir; endişe; dü- Tllb': Tabiat; huy; yara- mak: perestiş et-
2erinde: yelken ac- şünmek. dıhş; mühUr damga mek; gaibi mevcu.
mak için yatay ola- Sim eşk: Gümüş (e ben. vs. wrmak detmek) Bulntası,n
rak b~lanmış gön. zeyen) gözyaşı. Tabu'. Biat; bağlılık Tar: Dar; sık
derlere (ince; dllz· Sine: Göti,is Tal at Yüz; surat; çeh- Tarlb: (Tarimak, Serp-
ve uzun aıraç çubuk) Sivirya bulunmak: Hazır re; güzellik mek; saçmak) Boşal
denir. olmak. TaJkan: Yağla kavrul- tıp; etrafa saçıp.
Serd: So~k; sert: kaba: Siya etmek: Küreği ter- muş un. Tat1k: Karanlık
hasin: dib:ııi\n ve mil· ,ine kullanarak ka- Tapman: Bulmayın T:ıfar: Taıar; postacı
174 1'15
*
z_Q4fiC
ra
FİYATI