Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 89

- 1

,
,,.

1001 TEMEL ESER



,

Teretiman
1001 TEMEL ESER
(D

,. ııznn
SE'\ 11İ .\ Li n r.i~
B,ıskı\
n llıızı rln) :ın
NEC'DE"r ,\K'ı'ILIJIZ

fflİR'AT·Dl
fflEfflALIH
<ÜLKELERİN AYNASI>
1001 Temel Eser'i
iftiharla sunuyoruz
Tarihimize mana, milli beoliğimiu: güç ka- •
tan kütüphaneler dolusu birbirinden seçme eser-
lere sahip bulunuyoruz. Edebiyat, tarih, sosyo·
loji, felsefe, folklor gibi milli rubu gcliştiren ,ona
yön veren konularda "Gerçek eserler" elimizin
altındadır. Ne var ki, elimizin altındaki bu
eserlerden çoğunlukla istifade edemeyiz. Çünkü
devirler değişmelere yol açm.ış, dil değişmiş,
yazı değişmiştir.
Terotiman gazetesinde hazırlanan
bu eser Kervan Kitapçılık A. ş.
ofset tesislerinde basıl mışhr
Gözden ve göntilden uzak kalmış unuluJ-
ma)''a yüz tutmuş -Ama değerinden hiçbir ş"y önüne sermek, onlan layık oldukları yere oturt-
kaybetmemiş, çoğunluğu daha da önem kazan· maktır.
mış· binlerce cilt eser, bir süre daha el atılmazsa,
tarihi~ dcrinllkJerinde kaybolup gideceklerdir. Bu bakımdan 1001 Temel Eser'den ınaddi
Çünkü onları derleyip toparlayacak ve hiç bir kar bck.lemiyoru~. Karımız sadece gu-
güntimüzün tı.irkçcsi ile baskıya hazırlayacak rur, iftihar, hizmet zevki olacaktır.
leğerdek:i kalemler, gün geçtikçe azalmaktadır.
KEMAL ILlCAK
Bin yıllık tarihimizin içinden siizülüp gelen
ve bizi bi2 yapan, kü.ltıin.imiızde ' 1 Köşetaşı"
vazifesi gören bı,ı eserleri, tozlu raflardan kurta- • e • • • e
rıp, ntsillere ulaştırmayı planladık.
Terciiman Gazetesi Sahibi
Sevinçle karşılayıp, iirnitlc alk.ışlad1ğım1z
"1000 Temel Eser" serisi, ~lill.i Eğitim Bakanlı­
ğınca durdurulunca, bugüne: kadar yayınlanan
66 esere yüzlerce ek ya'J)mayı düşündük ve
"Terciinıan 1001 1'cmcl Eser" dizisini yayınla­
maya karar verdik. "1000 Temel Eser11 seıislni
haı.ırlayan çok değerli bilginler heyetini, yeni
üyelerle genilletlik. Ayrıca 200 ilim adamımız­
dan yardım vaadi aldık. Tcrcüman'ın yayın
hayatındaki geniş imkanlarını 1001 Temel Eser
için daha da güçlendirdik. Artık karşınıza gu-
rurla, cesart'tle çıkmamız, eserlerimizi gözlere
ve gönüllere sergilemeıniz zamanı gelmiş bulu-
nuyor. Milli değer ve manada her kitap ve her
yazar bu serimi~de yerini bulacak, hiç bir art
düşünce ile değerli değersiz, değersiz de değerli
gibi ortaya konmayacaktır. Çünkü esas gaye bin
yıllık tarihimizin lemelini, mayasını gozler


ÖNSöZ

Sağlam ıemelc .dayanan kUltür; :.;ahsiyetll gençli-


ğin yetişmesinde en büyük amildir.
Ecdad ile boğ! kopmuş; dili diline; töresi töresine
ı:ymayan nesiller; kökleri Ve dalları budanmış; yine
de meyve vermesi beklenen bır a~ç gibidir.
Dal; gö,·deye vııkııı olması ve daha iyi beslenebilme~
si için budanır. Fakaı kökün budanışı sonucunda yine
de meyve ummak; çok zordur ve uzun bir bekleyişi ge-
• ;ektirir.

l<üıi.iphaneler dolusu mefı:ıbir kaynağı; ecdad
ya-
digan eser; kendilerini tozlu raflardan kurtaracak se-
lahiycıli eller beklemektedir. Ne yazık ki onlan anla.
vacak; biz yeni neslin istifadesine sunacak anahtarlar
bir bir aramızdan ayrılmaktadır.
Bugilnkü neslin ızdırab1nn dokunmaya hiç hacet
yoktur kanaatindeyim. Çünkü ecdadın halk lisanıyla;
halkın anlayabileceği bir ıarıda kaleme aldığı eserleri
anlayamamaktadır.

Bugünkü konuşulan •Türkçe»ye aktanııayn çalış­


ıığ1m MlR'AT-lil MEMALİK CÜLKELHRfN AYNı\­
SI) bunlardan birisidir. t.fücll ıı önsözünde· «Eseri her-
kesin anlayabilmesi; dört senelik sıkıntı ve ızdırap
dolu günlerimizi öğrenip bize acımaları içhı halkın ko-
nustuğu lisanda "-azdım» diyor.
ıo

Nesiller arasındak! boşlulc kendisini acıkça gös-


termektedir.
Eserin daha tyi anlaşılabilmesi :;ı,ınacıvla ba$ taraf-
ta Seydi Ali Reis'in şahsiyetini, eserlerini ve impara- SEYDt Alt REtS
torluk dı.ıvrimiıdeki Hint sı;ferlerini kısaca belirttim.
Eseri çevirırken bilhassa nıetne sadık kalmaya ~~ıon Sinop'ludur, sonrı.ıdan Galata'ya \erll'şn,i~.
gayret ettim. Birbirlerine • ..geli.ip .gidüp» dive bağ­ ı ir. Rabr.c;ı 0-.ıı·'ıı-. Sın1' a· ı Amire keLhüdası Hüsevln
lanan cümleleri müstakil birer cümle haline getirdim. ,\ğadır. Büyük babası da Fatih 1.anıanında Galata ter-
Çağatayca şiirleri numaralayarak klıabın sonunda ı.anesi ktHhüdahğı yapm1ştır. Sevdi Ali bu aile mesleAi-
açıkladım. ni de,•am ettirerek küçük yaşta tersane hizmetine gir-
Şiirlerin, bilhassa okunduklan gibi yaıılmasıııa miş, Rodos'un 1aplından (1522) ba~layanık don:ınma­
dikkat cttin1. Anlaşılmayacak kelimeleri kitabın so- nın Akcleniz'deki bütün harekeılerine-. Barbaros·un mai-
nunda bir lugatçe halinde takdim ettlm. vetındc savaşlar.ı katılmış, Prcve.ıe mulıvebe,;lnde Os-
Çeviride hatam olması nıuhakkaktır. Deferlı oku- manlı donanmasının sol cenah kum:ındanı olaııık ıe­
yuculanmın bu cilr'etimi samimiyetle bağıslam:ılan ,n .. ~üı etmiş ve daha sonra Kapdan-ı Deryu Sınan I'
en bUyük dileğimdir. şa ile birlikte Trnblusgarb'ın fethinde (ISSJ) bulunmuş­
Müellifin arzusuna uyarak ruhunun şad olmasını tur
· diliyor ve eseri; gönlü bu vatan için çarpan genç kar-
,:eşlerime ithaf ediyorum. Bu seferlere muva2i olarak bahriye- teşkilatı için-
deki mevkılcrde yükselmiş, önce Az.apllll' Kalipliği'ne
NECDET AKYILDIZ -:onra G;;ılata ter;anesi kethüdılığına tayin edilmiş. ni-
hayet Hassa r~is! \'ani, devlete ait harp gemisi kuman-
:.1.anı olmuşLur.

Seydi Alı Reis. Trablusgarb seferinde iken Cidde'.


ye saldıran hatta S1.lveys tersanesini tehdid edt•n Por-
ıekiz'lileri Babu'I Menclcp ve Basra körfezinden çı·
katınak için otuz kadırgalık bir donanma ılc Umman
d~nizinc açıhın Mısı.r kapdanı Piri Reis'in Mas.k11t'ı
zaµt \'t: Hürrnüz'ü muhasara e1mesine raffmen donan~
manın büyük kısmını Basra'du bırakarak üç kadırga ite
geri dörım<'k ıorundo kalmış ve gemilerden birisi de
13
12
Dergah-ı Ali mUtcfı:ı rikalığı lı!vcıih edildi ve birikmiş
yolda parçalandığ.lndan ancak iki kadırga ile Mısır'a olan dört yılJık ulöresi de ödendi. Bı.ikaı:iar mace-radan
a,vdel edebiln1iş idi (1552). sonra arıık kendisi de donanma hizmcıinden ayrılmış
Piri Reis bu başansızlığının cctzasını hayau ilP öde- olacak ki çok geçmeden Oiyarbekir umar deltt r<,iarh-
nıiş; Süveyş kaplanlığı Katlf sanca~ndan mazül Mu- ~ına tayin olundu (Recep sonları H. 964 / Mayıs son-
rat Reis'<: uıvcih edilmiş ve kendisine Basra'daki do- lan 1S57) ve bu vaziftıde iken il. 970 Cema1iyel evvc-
nanmadan 8 gemiyi orada bırakarak di5jcrlerini alıp hnde 127 l. Kiınuıı 1562, 25 ll Kanun 1563) veraı etti
Sü\•Cyş't- gcllı mcsi cınrolunmuş :di. Onun maceralı sevahati kısa 1.amanda her. tarafa ya•

Bu sırada Kanuni, Nahcivan seferine hareket et- yıldı ve •Başına St•ydi Ali halleri geldi• S97.Ü TUrkçc-
tiğinden (18 Razaman 960 / 28 Ağust6S 1553) Seydi de bir mesel olarak. yerleşti.

All'de sefer-i hüı:nayun hizmeti için ordu ile birli)<ıe
yola çıkıı. ESERLERİ:
Halep ktŞlağına varıldıktan bir mliddet sonra 15
kadııyn ve. 2 barça ile Basra'dan çıkan Murat Reisin Bir denizci olarak kcndi:,inc haklı bir söhreı te-
H.ürmii7 açıklarında bir Porteki1 donanması ile giriş­ min etmiş olan Seydi Ali Reis. telif t-ttlği gemi sevk
•iği muharebeyi ,kaybettifi; barçalardan biris1nin diiş­ ve idiu·esine; deniz coğrarvasırıo ve hey'eıe dair esereıi
man eline geçliği ve hayli hasara uğrayan Osmanlı ge- ile de bir ilim adamı hüviyetini haiz bulunduğtınu gÖs-
milerinin tekrar Basra'vn sığındığı haberi alındı. ıermiştlr. O kndar ki; Kt\tip Çelebl'ye g.öre Seydı Al!
Bıınun üzerine Kanunii 960 Zilhicce sonlannda Reis'uın sonr::ı tersane ocağına onunla mı.ıkayese edi-
(l. Kanun başları 1553) Seydi Ali Reıs'i 150 akçe yevmi- lecek bir başkaı.ı ge-lmemişıir f8kz. Tuhfcı'ııl Kibar
·~· ile Siivc:,ı, ı.aptanlıgına tayin ve 8asra'daki donan- s. b2, 1sl. ı 147)
111ay1 alıp Mısır'a getirmeye memur etti.
1 Muharrem 961 (7 t.Kanun 1553) de Seydi Ali
MİR'AT·I KAİNAT:
Reis y,•ııi ırörevini devralmak ü-ıere Halep'ten hareket
o 1
L t ti .. ,
U'!lturlabın imal \' ~ isıimalıncll:'n; güneşin i..-ılfaın­
Di;rı vıl k.ıd.1r sürer, u:uın ve m:ıoernlı bir volc.u -
dan; yıldız~arın uzaklığından; kıblenin ve öğle vaktinin
culuk tan ~onra Edime'do Huzur'u Şahaneye k.ıbul
edildi. Sergüıeştini nakl ve görüştüğü muhtelif müs- ıaylnindcn nehirlerin ~enişliğinin tespitinden Vt' rub'u
lüman hükümdar ve beylciinden getirdiği rs mektubu mücevyibden bahsed,•n bıı eser beş mak!lle holindı.>
ıakdim cJince ı,aclişahın ve sadrazam Rüstem Paştının tertiplenmiş 120 bapdan müteşekkildir Sevdi .ı\li tlei~
Hlllnl ve ihsanlarına naıl oidu Ancak öldüll;ü rlvayetle- ~sas itibariyle bahriyevc ait olan bu eserine ilm-i nu ·
:·i üzerine Mısır kaptanh!ı Kurdoğlu Hıv,ır Reise verlı ­ cumdon bazı b.-ıhisler de ilave eımiştlı.
mis olduğu için Seydi Ali Reis'e 80 akçe yevmiye ile
ı.ı
ıs

ry Jtn1:ı nii,h;ısı l:oı . ( 1 nl\·er,iıesi Kuıuph . Nu: T"ı . gar-listü ı;ahlllerı


ile Hinı cleniıi:1drkl ııdı.ılar· ri11.gar·
1624) !ar; ınyfunlar v~ scyr il sı•fer yolları hakkında mühim
ınal(ınt:ıt ihtiva eımeı<~t·: avrıca dördüncü babına Y . ·
2 - HUL \S4T'EL-•t.ı\Y'A nı Oi.inva (Amer:ka) ya aıl bir lnsıJ da ilave edilmı~
bulunmak ıadıı·. Katip Çelebı Cihannüma'sında Seylan;
Halcp' lv bulunurken hc,·'ı:ı \C rhazıyyaı Jerı-.lcri Ca,1a; Sumatra, ,,c Jıjer ac.lalar hakkın.la verdiği 1:>n-
,,lan Sı!vdi Ali Rı:i,.; huc:-ısı Hamdullah b. Şı.:,h Ct·ma-
kddın'ın bu ilim sal
...
alarında
Türkçede de bir ~erin
ı?iYi aynen Mııhit'ten naklctnı i ş ;lifl•r ıar::Jl:'\n ı:scrin
t lint Okyanusu'n:ı; deııiı astronomısine ve fi:ı.ikı coğ·
l>ulunrn:ı~ı lüzuınunu hcıirtmesi üzerine Ali Ku:-,çu'· ; nt)aya ait kıı.nnları gı>çen aı-.ın.!an itiba,t>n bir ',(•k
rıun hev'ete dair Feıhire isimli e:oerlni tercüme etmiş Avrupa dilh:rinc tercuıne edi lm iştir.
Jncak l)unıılıı ikılfa cımı.:\'Crck ~iahmııd b. Omar nl-
ı,;ağm inı \h.:r. ve Kudızauc·i Riıını ~fu,; ı P.ı;;a 'ııın es~·r- 4 - MİR'ı\T Al 'MEMAL1K
lcı·indcrt .ı.lc ta) ct:ılanartık ı,~rcıimcsin~ birçıık ilaveler
, ,ıprnışt ı r . Seyd: Ali Reiı.'in
Hindist.an'dan Bağdad'a d önii·

(Yıı1.maları· \vasof,,,, Kütph, Nu· 2591 / Nııruos-
şünde yol arkadaşlannın, görülen ~ehirleri :.cyrulıınan
nı.ıni,·e. Nı, · 2911)
ac,aip ve garaibi; ziyarı:t olunıın tilrbeleri ve çekilen
meşakkati anlatan bir kitap vaz..'l!asını jstcmelcri ü:ıc­
3 - KiTAR AJ.·Ml l HİT Ff JLl\1'4,L-EFLAK rine kaleme almaya başladığı bu eseri 965 Saferi ona-
VA'L ABHl.JR larında (J. Kanun başları 15';7) lstıınbul'<lıı tamamla-
mıştır. Siivı:y~ k:ıptanlığına •ayininden itibaren ~er-
Scyıll
,\il R~i~ kıs:ıca ~luhil adı ile tanınmış olan
JÜzeşıinln bir hikav«·ı.i olan bu c~erde Seydl Ali Reis,
bu m<>şhur eserln.l l554'tc lla,darabad'da bulunurk~•n
geçtiği mı!mlekctlcr, ıanı~ııtı hükümdarlar ve şahidi
kaleme a!mıştır. Gcçırcli~i ı ccriibclerclen -onrn kap·
ıanlaın ve !lı.-'ITT;tıil·rc kı!avuı: olmad:ın Hinl denizlı:· ı..lduğu vak'alar hakkında maJOnıat vcrmektedır. Aynı
r:nde ::olavhkla s~·, r ;.i s\"f..:ı ımsanını \'t-rı.-cek hir ki- zamanda bir scy:1hatname vasfını hai,: olan MİR'AT
ı:.ıp ha7tr~am:ık isıc, ,•n csı:rini
t-,lif cdcrkt·n
111iit>IIH' AL'MEMAl.lK'in Tiirkc;'-' metni Necip Asım'ın l-ir mu-
!::u hu-.usta cv,·c)c., vn?ılm~ın:.~ olan birçok kitııplaı:-dan kaddimesi ile birlikte Ahmet Ce"det tarafından neş­
ı~lif.-,IL· tıitı-ı lih: hunlara s.ıhsı mü~ahcdelerini de
rcdiln1istir. Biziın; bu,Unl..ü dile aktarmaya çalısırkcn
k.ılmısıır. On bab \'C ı>lli fnsla ;ıy:-ilınış olan ııser ;ihı·t •
ı..ıyın,: ı:an1Jn hL'S;tbı; ı1k,·iml1.;r; f)ıısul:. ıak-;imtıı·
gö1 öniindc· bulunduı·cluğıımu1. .-itap da .hu ba~kı ol-
.:ieni.ı:c,likte ehe ınmivcıli
.bnz• .vıl<lızl::ırın tulu' ve grup· muştur. (Dersaadcı- t kdaın AAatbaası . llJl)
ı:.rı: nıcşhur lim:ı nl:ır: H'nrlis•an'·rı riiı,?iır·:ılıı ,•t ,·i';1-


lo

Hayrullah Ör~ ve Mustafn Nihaı Ö-Zön ıaraı ındarı


da bazı seçmeler vap111111ştır. (Hindistan'dan tsıanbuı ·a
1935 Ank..l.
Bunlardan oaşka eser li. Fricdrich Dıez tarafır:­
dan Almancaya (Denk,vürdiegkeiterı von Asien. Berliıı
1815. ll, 133-267). RİNT VE UMMAN SEFERLERi
~f. Morris tarafından kısmen Fransızcaya (Journnl
Asiatigue 1826. 9-10), Vask ·, dö Cama 'nııı l498'dt- Ümit Burnu yo! ııy ln
A. Vambcry tarafından lngilizceye (Thc Tra,•eıs -
Hindistan volunu ke<ileımesi Portekizlileri Hint deni-
and Adven Tures of ıhe Turkish Admiral Sidi Ali Reis. ııne açılmaya sevk etınişt:. Basra körfezi gir.iş:lndel:ı
London 1899), Hür'mtiz .Boğazı'nı -zapıetmek sureııyle miislümanl".
Ş. Zumminab tararından da Rusçaya (Mı:mlckt•ı­ rın elinde bulunan ıiı::areı yolunu kapmışlardı (lSIS).
ler KüzgüsL Taşkenı 1963) tercüme edilmiştir. Oı:manlılann Mısır ve Suriye'yl işgallerinden önce
t'ortekizlilerin Hinllil<!re uygu'1,tdıklıırı jiddettcn dola-
Eserin müellif hat uyla olan nüshası Topkapı sa-
rayı Kütph. Revan KöşkU kısmı , Nu. 1470'de kayıtlı­ •yı Gücerat Hükümdarı 1. Mahmud Han (1458-lSll)
dır. Kansu Cavri'den vardım istemiş ve o da 1508 senesin-
Sı:ydl Ali Reis ayni zamanda şair olup şiirlerinde de Hüseyin Bt:y kumandasında bir filo göndermiş fakat
bu rilo pek birşcy yapamamı'>ll,
1Kaıil;,i• mahlasını kullanmış ve •Katibi-i Ri'Jmi» diye
PorteJcizlilerin Kızıldeniz ve Aden'dc yapukları
de tanınmıştır.
Mürettap divanı olmayıp eserlerinde;
tahribat üzerine bunlara karşı elli parçalık bir donan·
bilhassa Mir'aı al-Menıalik'te şiirlerinden örnekler
meııcuuur. • ma gönderildi ise de bu donanma da bir iş göremedi.
SevaJıatl esnasında hükümdarlara takdim ettiği
gazelleri sayesinde iltifat ve ihsanlara nail olmuş hat- OSMANl.lLAR'LA PORTEKIZLlLBRtN
ta Meşhed ve Kaı.vin'de olduğu gibi yine gazelleri ~a-
KARŞIUŞMASJ
yeslnde hapisten kurtulabilmiştir.
Hindistan'da Çağatayca öğrenen Seydi Ali Reis bu
dilde de şiirler yazmıştır. Çağııtayça şiirlerini b~enen
Mernlillclerin ıarihe karışmasından sonra Porte-
kizlıleri n buralarda ::lotaşması Osmanlılara karşı da
HUmavun Şah; doğu Türkçesini kullanmada gösterdiği
muvaffnkiyetten dolayı onu Ali Şir Neval ile mukayese siyasi ve iktisadi bir darbe idi. Güccral.. hilkümdarı
Bahadır Şah 153S'ıe Osmanlı Sultanı'na elçi ve name
ederek kendisine •Mir Ali Şir Sani• tınvanını vermiş­
i ir. göndert•relc karadan Moğol hükümdarı; denizden Por-
• tekizliler'e karşı kendine yardım edilmesini istemişıi.

F: 2
·-

18

Kerıdısine gönderiteceı. aı.kı.:r vı: gemilerin masrafları· J~rı ıı:ıuı , l>ı·ııiz ti\: tı:·ıın.ı!ı
ol.tu~u ıçin h:ı, bıı neti<.'\'
11a karşılık
olmak üzere cmnneı olarak Mekke'ye gön- l l<ll· ech:ını:den •ııuhıı ,ar:ı, ı k:ıldırdı: gerh·c dönrtil ve
l.ıihl·,·tl i ısgal clı : ·
derdiği 30 sandık ile bir n11lyon 270 bin 600 miskal al-
ıından sartcdilmesini yazmııı,tı
Donanmanın harckelı uzun bir hazırlı~1 gerek.tiri· lll!'JT Dt.NİZt'SDE PORTEKİZLiLERLE

yordu. Bu iş için evvelı::e Mısır Beylerbeyi olup o an·
da Anadolu Beyhırbeyi olan 11adını Süleyman Pa-:,a ÇARPIŞMALAR

ııirc\'lendirildi.
Pirı Reis'lıı IUııı ~ulanııdııJd fallyetı we ölümü.
Bahadır Şah. Diu ııdasında kendilerine üs vcr<l,·
ği Portekizlil<!r tarafından 13 Şubat 1537 (Ramazan Haıhm Sii!cvmaı, f>.,.tı,,nııı Mısır'ıt dönü5lıntlcn
943) de kaileclildi. Bunun üzerine Bahadır'ın Mekke·- ~onr.ı Poneki'llilt•r Kızıld~niz't. girc~k Cidde'vi işgal
Je:. emaneı bulunun 300 :.ıındılı. altın ve gümüşü verilen •imek ısıı:dilcr: takııı mtı\'affak olamadılar

, miı- iu.,·rine Hadım Süleymnn Paşa ıar-.ı.fından l ı.ıan·
bul'a nakledlld:. 8u ,; :lcr Siıve\':, •er!-anc.,,ını y.ak.mava ıesebbi;s
cııilc:r. Bunda da nıu\'alfak olamadılar; ta!<at 'rur-i
Sü,·t'\'':i ıersancsinde muhtelit büyülJükıe 76 par S•na lı.':!sJb:ısını v.ılı.ıılar. il. '>SOı 1543. Bir nıüdı.k·t
ça gem, inşa ed:ldl. BUtün ıe,azımaıı lkm~I edilip hıı· \ı.Jen'i elı· ~eçirdilerse de: Piri Reis biuaı donanması
ı-ekeıe geçirildi. HndJm Süleyman Paşa kumandasındıı­ :le burayı onlardan kurtarmıştır.
ki donanma ili< olar.ık 1538 Haıira nında Aden'i ıaıı·
ıc:ııl. Piri Rcl!) H. 9S8/ 1S51 'de oıuz kadar gemiden mil·
ıe::,ı lı:kl~ Süvcy~ lionanmasıy!a Hint denizine çıkıt
Ben~ Tahir kabilesinden olan Aden hakimi Anıir b. Maskaı ı ı.aplc.:lll Yeın1iş parçalıl,; düşman donanmu-
t>avud'u hile ile genıisine getirterek idam eııi. Ye:-ine ı.ını bozarak l lürrrıüz adasındaki Hiirmill kalt$İne ,.,.
kendi ümcrnııından Behram Bev'i sancak be,•i tayın ğınmaya n1e.-cbur eli. Düşmanı muhasara ettiy~ de ka·
, t I i. le,, alarnadı. Piri Reis bıırJdan Basra'ya geçti. l3asra
Hadım suıe,•man Paşa donannıasıyl:ı Diu önlcı ine iiman~nda iken Porteki1.llh:rin Basra körfe1.ini kapa·
~eldi. Bahadır Ş:ıh'ın yerint> ~1iran Mehmed Şah·Faru­ mak ıstcdıkkrlni duyunca içeride mahsur kalmak is.
'.si hükümdar ol:nıışıu. Bahadır'ın ,•eğeni 3. Mahnıu<'; ıemey,•rck alelacele kendine alı üç kadırga ile denize
Porleklzlilerltı anla~arnk idat-e\'İ açıldı. Diğer gemi ve askerler orada kaldı. Bu suretle
. . ele aldı; Hadım Sü.
ıevman Pııı.a'va karşı da PoL tekizlilcrle ittifak , aptl. vola çıl<an Pir, Reis gemilerinden birini de yolda ka\>-
Siilc:~rrıan Pa~a ,irmi giin kadar kaleyi mııhasara elli bctı i. il. 960 o;cnesindc Süv.-:y,;'e oradan da Mısır'a
ı :ırdı.
Bu arada Porıeki:ı: donannıasının !!elmekıe olı.lu)hı hı-

1
20
Bu hareketi 1stanbul'a bildirildl. Hürmüz muha-
sarasını kaldırması ve diğer gemilerle askeri Basra'da
bırakarak gelmesi se':.>ebiyle suçlu görülerek Mısır
divanında başı lcesildı ve mallan müsadere edildi. (1)
Piri Reisten sonra Süveyş kaptanlığı Katif San- HlNT SEPERLERl HAKJCINDA
cı..kbeyi Murad Reis'e Yerildi. Porıek.iz donanmasının •
llint ve Aden denizindeki faaliyetinden dolavı Basra'.
da kalması emrolundu.
Osmanlılarl3
Hint tilkeleri arasındaki ilk tarihi
Murad Reis !>ir anı fırsat bulup donanmasıyla
Basra'dan ayrıldı. ~ürmüz Boğaz1'na geldiği sırada münasebetler, bü)'ük Türk tarihçisi Selman Reis'in
büyük bir Portekiz donanmaı,ı ile karş!laştı. 'Burada {Ö. 1527) Hindistan ı;efcrinden sonra başlar.
bütün gün devam eden şidetli bir muharebe oldu. Mu- Omit Burnu'nu l:eşfeıtikten sonr.ı doku ticaretini
nıd Reis çok zayiat verdl!inden Basra'ya geri dönme-
ellerine geçirur~k Hind denizinin hakim, olduklarını

ye mecbur kaldı. Bu savaşta meşhur kaptanlardan Sü- iddia eden Porıokizliler; 1515 yılında Cidde emiri Hü-
leyman ve Receb reisler şehid oldu. Murad Reisi Piri seyin Bey ile birlikte Hindistan içlerine kadar gelen
Reis gibi idam edilmedi fakat azledildi. H. 959/1S52 Selman Reis komutasındaki Memlük donanmasmı da
Donanma Basr<ı'da mahsur kaldı; bir gemi de Por,e. yenilgiye uğratınca , bütün Rint yarımadasına ve Kız.ti ·
deniz·e hükmetmeye kalkışmışlar ve o diyarlarda bu-
ki~lilerin eline geçti,
lunan Hint-İslam memleketleri üzerinde ~ğır baskıla­
tştc bu olaydan sonra SUveyı, kaptanlığına . Seydl ra girişmişlerdi. Hatta bir ara otuz yecU parçalık bir
"li Reis tavın edildi. donanma ile Kızıldeniz'den Cidde limanına kadar gel-
mişler, fakaı bir şey elde edemeden geri dönüp git-
mişlerdi.
İşte tam bu sıralarda Mısır, Osmanlıların eline
geçmiş ve Hint seferinden henüz dönmüş olan Selman
Relı-. de Osmanb donanmasının hizmetine girmişti
( 1517)
Selman Reis Osmanlı donanmasına girdikten he·
ınen sonra Yavuz Sultan Selim tarafından bin kadar

(!) HUrmflaı mwuıııarasmda Pfrf 1Uis'111 ra,vet alarak mu·


Türk denizcisiyle Süveyş limanına gönderildi. Burada
ıuısara1,ı1 kaldırdıOı rivavetinl Peçovl (Tarih·i Peçevl yeni bir ıı;rsııne kurdu. Ciddi! eırıiri Hüşeyin Bey ıı,
S.•152) ve Alf kabul etmeyerek garaza hamle-dfyorlQr. birleşerek 22 parçalık bir donı>nma ile Portekizlilerin
22
23
cliııde bulunan Karncran .1da,,,ına st•fcr yaıııı, Orada
ıundc:.r~rıık Kaı\uni Sultan suıe,·n1an'dnn
. .vardın, la-
bulunan kiıl irlcı i dnğılıp, ad.ıya bir miktar asker bı­
lep eııniş, dtlşmanlarına karşı kendisinin ve ülkesinin
n.ıku. }lenu, Mcmliik'lerin clinı.lı: bulı,ınan Yı:men'i dıı
hiııı:ıvı: cdiltııesini İ!ıtcınişıi. ( 1536)
Osmanlıların idaresine kaıtıktan sonra geri dönüp ıek­
l~!c: Bııhadıı Şah'ın Kanunı'den iı.tecii~i - bu .vardıııı
r.ır Süvevş"c geldi.
teklifi. uıun aınıantlır ~ihlnteri bıllandır:.n Hini me,;e-
Selman Reis. l>-u sırada M1sır.'a gelen sadrazam lesini bır an önce hullcımck isteyen Osmanlılar için
1brah im Paşa va. Hindistan 'ın zenginliği, PortekiLlile· bir vı:~ilc- olmıışıur.
rin t•linde bulunıın limuoların durumu ve Hını deni7 Nt· \·arki, geııel olarak ifade.: ı:ımı.ık gen:kin;c, Hin.
vulur,un Osmanlı ıicareıine şağlayacağl yararlan belir. tliı:ıuın , .._ cıvarınd.ı yaşayan müslümanl~ra yardım eı­
ten geniş bir la:ı,ıh.a sundu. C1525) Selman Rei$'in bu ıııelt 1'0.ı;tckillilorin Hını liınaııları üzerindeki egeıncn•
lfıyıhası: Osnnınlılann liint denizi üzonndck 1 merak- Tiklerine ~on vernıı:k maksadıyla girişilen bu scfer-
larını arttırın•~ ve bilahare geleceği gibi meşhur Hint let maah/scf i!,tenile'l neticeyi verm~di. 1538 yılında
~ı:ıcrlrri için bir ıemln hazırlamışt1r. Or,maıılı ôonannınsınırı b.1~1ncla deni;ı;e açılan Hadım
5ülcyman Pasa'n111 Hını ,;efcrirıi bir ıarafa bırAkl r<ı.ık,
811 -;ırada l l inı-llum ülkeleri arasında do bir ta-
c.l:ğcr üç st·l'eıin Ö7.ellıklc bu seferlere karılan kaptan·
~ ım k~rışıklıklar ortaya çıkmıştı. Babi:r Şah'ın ollu
lann akıocli aç, .. ından- hüyi.i.k 1:,ir talihsizlik eseri ol-
Hiinıayun Şah. Ilindisııın'da bir havli ,·erleri 1.apı \'e
duğunu söylemek, kanaaıimiz<:e yanlış bir yargı ol-
memleketine ilhak ellikten sonr a Giicerat hlikilmdan masa gerektir.
R.lhadır Şalı'ın ü1.erinı.ı yilrümüs ve ülkesini işgal eı -
Ocaktan yeıişnıe bilvük bir denizci olan Piri Re·
rıı~Vl' b:ışlanıışı ı.
i:;'irı 155 ! 'de otuz parçalık bir donanma ile çıktığı ilün-
7.~ıen eskiden beri Hindistan'a hakıın olnıak içirı ıc Hinı scf"rlndc ut.ıradıfı başarısıı'.lıkıan dolayı idam
çalışRn Porıekb;lilcr de bu ikı islam hükümdar anı. 1.'dilnı~si. hcınen bir sene sonra (1552) l\oturad Reis'in
-ıında çıkan kavgndan istifade ederek Güceraı'ın meş­ on beş pıırça kadırga ile Hürmüz'de Porıekiılilerh:
hur bir ıic'.lrt!l lin1:ın1 olan Diyu limanını 1.aptelmiş­ Yaplı~ ı;ava~ıa bir başarı kazanamayarak Basra'da
lerdi. Porıckiz korsanlannın Hint denizinde ticaret .. zlcdilıııe'-i!. Vı.: nlha)'l't 1553'dc dördünçü Jlinı sefe-
~ apan 1-;lam tüccarlarına --aldırıp, mallnnrıı .vai!:nıa vıı
~
rine çıkan \:C iyi bir denizci olduğu kadar büyük bir
'!cmilerinl ıalan eulkJerl de 1.anıan zaman tstanbul':ı L!lı rn de olan Mir'at·ül Me~ali!- a.,ıemtekctlerln Ayna-
ulaş::tn ş.iki'ıveller :ırasında idi. sı) adlı rnı:ı;hur eserin müellifi Scyyid-i Ali Reis'in ve
arkada~larının başından geçen korkunç rel{ıketler. bu
Bahrıdır $Ah, bir tarafta eskiden beri di.i._;manlar, ı~lihsizliğin bariz birer örneklerdir, ·
ulan Portekizliler, di~er tarnftan Hünıa)' Un Şah ile ba. Bu yazım1zın asıl maksadını teşkil eden ve 0,-
,:, '"tkdf11a\·ac.ı khırıııı anlavınca. lstanbul'n bir e;çi tiıanlı clt:ni1.cilik t;ırihinde nı(istcsna bir yeri olan Se,•·

l
25
14
~lirler ,·azmıştır. Nitekim Hlndistan'd:ı ikı:n Oelhı hil-
vld-! Ali Reis; cşsf;,. bir kaptan, büyük bir $alr ve ger- k'ümdarı Hl.ımayun Şah'a takdiın ettiği gazelleri çolıı;
çek bir ilim adamıdır. Başka olr tabirle; kalemi ile kl· beğenen hü~ümdar; kendisine .. Mir Ali Şiri Sani• diye
lıcını aynı maharetle kullanabilen hakiki bir sao'at· hftab ederek ıakdirlerini belirımiştir. Sevdi Ali Reis
kardır. gerek Anadolu lehçesi gcrı?ksc Çağatay lehçesiyle yazdı:
G:ılata'lı tersane kethüdası Hüseyin Ağa'nın oğlu (ı bu şiirlerini de yine •Mir'ar·ül Memalik• isimli kita-
olaıı SL>yyıd-i Ali Reis'e, gemiciliğin atalarından miras bında toplamıştır.
olarak kalmış olduğunu bizz:ıı kendisi söyliiyor. Bu Çeşitli tarihlerde, kısn1en veya tamomcn lngilit<:e,
., ·llulen O'ııa «anııclan doğma bir denizci• demek, hol' Almanca, Fransızca, Ruc;ça gib yabancı dillere ıerceme
lınlcl.: nıUhnı;,gn oımasa gerektir. edilen bu kitap, bizde ilk dı?fa lll3 tarihinde Ahmer
Küçük ) u.5ta ıer!>ane hi1.n,etinde bulunan ve dt·· Cevdet ı.arafından ikdam Maıbaasında eski Türkçe
nizcilikle ilgili bütün kitapları okuyup, tüm bilgileri (Osmanlıca} olarak basılmış ve Türk okurlannın isti-
öğrt.nı.:n Sc)'yid-i Ali Rı.>is'in gençliği, Ba:ıreddjn Po~ fadesine sunulmuştur. Ne var ki harf inkılabından
Siııan Pa$ll gibi büyük deniz ,uırtları :ırasında geç- !.Onra adeta bir umacı gibi gösterilmek iste.nen Os-
ıni~ıir. Dcniı. muharebclcrinin hile ve inceliklerini biz. manlıca; genç nesiller tarafından okunamaz bir hale
zat bu muharebelerde öğrenmiştir. f,~lince, diğer bütün :·ah-eserlerimiz ı,>ibi bu kitap da
Seyyid-i Ali Reis, 961 H. (1553 M.) tarihinde mer- bJr kenara atılarak unutulup gitmişti.
hum Piri Reis'in Basra'da bıraktığı donanmayı getir- Tercüman Cazeıesi 11)01 Temel Eser seıisi içeri-
mek ü1.cıre Mısır kapt:ınlığın:ı tayin edildi. Dördüncü sinde yeniden yay1nlanar ve şimdiki Tfirkçemlze ak-
liinı seferi diye bilinen ve gerçekten korkunç serii. ·anlarak genç nesillerin istifadesine SLtnul311 Mir'aı-ül
vcnl-:r. heyecanlı ,•ak'alar ve acaip ölaylarla dolu olan Memalik <.Ülkelerin Aynası) kitapının büyük bir boşlu.
bu m~akkatli y()lculuk tam dört yıl sürmüştür. ğu dolduracagın~ı yürektıın lnınıyorum. Emeği geçen-
Seyvid-i Ai. hu ıııuıı ,•c mihnelli seyahatinde ba- lc:ri bu çalışn1alıırından dola\'ı tebrik ederf:ı:.
şından geçen olavl::ırı MİR'AT-ÜL MEMALİK (Mem.
1
ekcılerın ayn~~ı) İ$111ini vcrdi!i bir kitapta toplamış ÖMER KARAYUMA!ı:
" " Kanuni Sultan Süleyman'a takdim ederek -padisahın
affına mazhar olmuştur.
Şiirleı-inde «Katibi• mahlasını kullanan ve •Kitti-
bi-i RCnni• tliy(> de şöhret bulan Seyyid-i Ali Reis, St'-
~ah:ıti csnafıındıı dolaşmak mecburiyetinde kaldığı
l llnı. Sind, ı\flffinisıan. Pakistan, M11ve1aünnehir. H<'·
rasan, Azerbaycan \• s. gibi yerlerde dolaşırken Çağa­
tavca Tilrkçesini de ö!!;renmis ,·e bu lehçe ile dl.' g:07el
BlsmUlıihlrrahmanlrrahlm

Sonsu.ı h.ımr.l ve ~ayı>ll ~enn, bulun me\•cudutı
yok ıan var cı.lip, lüıu( dı.ıniıınt· c.laldıran, ,•acih-ul• Vü-
cud, yegane h;ıyır ve corncrtlik sahibine ki O ne güı.el
hakiki kudret sahibi, ~anı 1ıiic:c vı.: bağışı hcrşcyi kap·
la,•ıın vegıine hükün,dardır.

Y.ıradıp ülemi Hak verdi şeref


Cümlcdı.<n ademi kıldı eşret
Hakkı. c}' dil ara,·ub seyyah ol
Ma'rifcı bahrine var mcllah ol (1)

Selamlar, dualar. ıa1,.ırnı ,•c niy:ızlar, yegane yar-.ı­


ııcı olrın Allah'ın. sevrisinin şerefine bi.ltün alemleri va-
ratıp günahlara şefaatçi alemlere rahmet olamk gön-
derdiği kiıinatırı efendisi, varatılmışlann gurunı Pcy-
ı.ıambcr Efcndimiıc, .1ilc cırudına be bütün ashabına
oJ-;un.
Eyledi nels bi1.i gark-ı giinah
K ı l ~cla~,ı ıde ı·ahmct Allah
Hl m meı it ri,1.-1 haşr<!e yarın
Yi.iriimüı ağ ola, olmaya siyah (2)

DiNiN KORUYUCUSU PADJ ŞAHI M.F.DH HAKKINDA

~li.ıslün1anların padişahına dun t'l mck dahi her
mü~lü1narıa 157ım, ehen-ımİ\·etli. bc:Jki de fa17 "~ en

,
28

Jilıumlu bir şeydir. Bilhassa suhanlar sultanı. zaman nimetin kıymcılni bilen bir miktar gı:mici ile, karadıın,
ve zeminin hakanı. heybetli, cihangir. haşmetli, ada- Osmanh ülkesin,• doğru yola çıktık.
teıli, gayet cömert. atılgan. kara ve deni,tlerin büyük
Başlan başa Güccraı ülkesi, Hinı, Sind, Buhtcı·
nıltanı, gUçU\, şerefli. ~mania akran, en zengin. Sul·
:?~min yani Zahulistan, Bedehşan ülkesi. Hotlan, Tu-
tan Selim oğlu Sultan Süleyman H.an için -Allah öm-
r:ın. İran yani Ma\.'era'ünnehr. H.'lrasan, Harezm Ulk.-,;i
rünü uzun, devletini, hükümdarlığını ölünceye ve kı·
vameıe kadar devam cııirsin. Amin.
t·c Kıpçak çöliinü :reçtik. Bu taraflardan yol bulııma.
• Jık. ' Niha~·et Hcrasan Mcşhedi'nden lrakeyn yolu ilı:
yoni Ka1.vin ve Hemedan'dan Bağdad'a v:ırdık.
Duam ~ldııı şch·i runıun ilahi
Saadet ber le geçsun sal·u mahı Yolun doğruluğundan emin olarak Bağdad'1arı
Aııun ltırnı:ın·b~ri, hakanı Çinin çık.lığımız z-aman. tertemiz ve sözünün eri yol arkadaş•
Muıiği Hind·u Slnd'in Padişahı C3) Jarırn bıına gelerek:

KiTABIN YAZILIŞ SEBEBi - Kim , bu meşakkatlerden kurtulduktan sonra,


bu dağ ve çöl ge-Lilcrimi.zi uzun uzariıya anlatıp, bu
Bu klıabın yaı.ılmasına sebep şudur. s-eferin, Mekke ve Cidde seferlerinden daha yorucu ol-
SaadetlO Padişah·ı alem penah Efendimiz (All:sh duğunu söylerse, mllbalap etmemiş olur.

O'na olan yardımını arttırsın) Şark seferi sırasınd.ı Tehlikelerle dolu bu seferde meydana gelen zor-
Halep'tc kışladıkları yerde, bu Aei1.e Mısır kaptanlı. luk ve sıkıntıları anlatmaya, coşkun 1-tint deni~ mü·
§ını lütfettiler.
- önce Mısır'dan Bas-ra limanına gönderilen donan·
rekkep ve Sind ormanları kalem olup bin defa çoğııl­
ıılsa, hakiki şekillerinin bind:,, birini ve vüz mııha.c:ip
ma gemilerinin. Mtsır'a geri getirilmesi ferman buy- bir araya gelse, tehlikelerin korkunçlu~unun onda bi-
n.ıldu. rini va~ıp anlatamaz.
Bu vükseı.. emir n,ucibinc~ Basra !;,ehrinc vardık.
l-fiç olmazsa görijl..ın şehirler, gezileı · çok tuhaf ,~-
Mevcut ~hın onbeş parça kadırga ile Hürmüz denizin·
şa.şılac.\k rerler, :ıiyıu et olunan mezarl~r ve sonrn dıı
den Mısır'a doğru yola çıkıık. çekilen elem ve sıkıntılann anla:ılıp bir kitap mevd~•-
Ama (Kul tedbir alır:, H:ık takdir eder) sözü gib; na geı:rilmcsini nn.u cdiyonı1.. Ki işitenler, keder do·
tedbir, takdire uygun düşmedi. Mısıra varmak mü- lı.ı maceramızı anh;ıyıp halimi2:e acısınlar• d,iye dev:ıın­
yııı.ı.tr olmadı. İster iscemez Hine lltkesine çıktık. O:>- lı surtltıe ısrar edince (do\'amlı !'>irşeyi artu eımek, o
ııiz yohıyla glunck mümkün olmadı. Mısır'lı gemiciler- :cy1n meydana ııetmeslne sebep olur) düşilncesivle k:-
den padişah h:ı1.reı k•rinin hel:il ekmeğini veyıJ' ~cdijn ıaba oaşladım . Yapmacık ve sec!'li sözlerden kacına-
r:d,, herkesin ıınl,ı~.ıb:tmı:si ıı;in, g,ünli.ik lısanl:ı \'!il·
, 1 ıın Alısııcımtı \'e oturduğunııız s::ılıllnnt e\ i ullln J...
ı.ınhul'n ,·arınca., sıkınıı \"• el~mli gunlı:rlc keder dolu
lııkavı:miı sona urdı
M1R'AT-0L MEMW.K (tLKF.LERiN .\YNASIJ
Hcı ne k:tdar çekilen cıivcıler-: p..öre kiıııbım11.ıı
•MIHNE'l -NAME .. deniln1csı 1.uım gelirse de, her \'i. OESTANINA GiRiŞ

l.iyeıin, gı:1ilcn hı:r m~mleketin dunıınlnrı hu kirapıa


aıılatıtdıjh için isminin MIR ı\T-OL MEh1ALIK ıOtkcle­ ,
-
ını: dcna,·ı nıihncı
.
~1l·,~ · I gaın
~, lcdi cüş
ba~d.1n aşub etdi huriı!>
rin Avnası) olması daha u:·gun ıörüldü
Dehr idUp aşikare lı:ınesini
Umi<limıı. t1 o,ıl:ırla ,ii1yüı•· gcldiğımiz znrnan, bu G,ırk:ı. kasd eli i ıcn :schnesi ııi (51
hicraıı v;ıdisinde ~a'.-ktıı \C dhar-ı gurb,·ttc ah edip İl'·
il vcr<.>k :ıi?l.ıvnn :ıc11.j ha\'tr ılıı,ı ih: ıınıp. kccll•rli aönliı­ Pııdişah-, Alern-pcnah Ha·~rclleri H. 960/ 1553 senı;­
:ıu ınl'mnıın l'I m..•lcnclir si Rama~nının oı t:ılannda bü,·ük ,·c mu, ınm bir ordu
• ılc Doğu Sefl'ri'ne ı,·ıl<tılar Kı~lıımaı... içırı Halep istik:ı­
H~·ı ki-;,ı ı,tl·r ko,-:t ııltnı.lı.: ad melınc yöneldiler. Bu aciı.c dc &.-feı--ı Hümayun'da
.... 11a,r ıl,· ıii kı:ıı kıl:ılaı .ıııı , .. ,ı hiımcı göre, i ,·ı.:rilnıı~ıı. Zafcı müjdeleyen ordu ile yo.
SergiıZl'>:;lıııı hen d,ıhi /İkr,••ııı:-iın la kovuluuı.... Saadcılü Padişahımızla ıniibnrck Ramazan
Bır du;ı ,1~· aııılıııakdır ııııır:iıl {-i l bayramını Ycnişchir'dc (1) idrak etlik Oradan Sevdi
Gaı.i've J?l'Çip türbevi liyareı etti.
Konya 'yıı varınc.:a; Molla Riım (2); Sultan'ul Ulema
(3), Şcms·i Tebrizi ,c Şeyh Saı.lru'd-Din Konevi Haz-
retleri'ni ziyar.:ı ellik. Kayseri ve vaı ınca Şeyh Eııhaud
·din Kinnanı; Şc,h Burhanud-din Muh:ıkldk; Şcvh
Bahau'd-din oğlu Şeyh İbrahim Aksarayi ve Davud·u
Kayo;eri\·i ,i,at·l·l ellik, Bumdan Halcp'e vardık .

(11 Bursa Y~ııı,,ehr'i


(21 Mevlfina Ceııttıılldlrı-t Rıımfıırn bu;n ku11nalclardakı i.t11ıf
(3) ,,fPtılmıa'nın babn.11
33
.. leri bozulur. Bu durum İstanbul'da duyulunca kap•
Hı. Da,•ud, Zckı.ıriyya ve Belkıyn peygamberler tanlık, Basra şehrinde Katiyf sancağındı:uı azlediJen
ile ashabdan Sa'd Ensuri; Sa'id Ensaıi ve diğer :;a!ihle- Murad Bey'e verilir. Mevcut olan gemilerden iki barça,
rin kabirlı,rinı ziyaret ellik. beş kadırga ve bir kalitenin Basra limanında k.alm:t!i:t
Mübarek Kurban bayramını Sa.adcı.hı Padişah ile emredilir. Bir kadırga da Bas--a limanında yanıp mah-
orada geçirdik. volur. Geriye katan onbeş kadırga ve iki barça ile
Ötıceden Mısır Kaptanı Piri 'Sı:y (4), Süvey~ iske. Murad Bey, Mısıra gitmek ümidiyle Basra'dan avrılır.
lesinden otuz kadar baştarda; kadırga; kalite vt• kalyon J{ürnıüz önlerine geldikleri zaman düşman donanma-
ile Kıııldeni1. yoluyla Ciddc ye uğrar. Qr3dan \'e- sı ile karşılaşırlar. Büyük bir savaş olur. Kaptan Reis!
mcn'e ,·anr ve Bab'ul Mcndc.p bogaıından çıkar. ulan Süleyman Reis, Recep Reis ve askerlerden bir
Aden önünde Şıhr ve Zafar yolu) la Rı.. 's-ul Hud'u çok kjşi şehit olur. Barçaya da düşman el koyar. Tek-
geçer. Yolda fazla sıs ve bulut olduğundan gemiler bir- rar Basra'ya kalan gemilerin yanına gidip, memleke-
birinden ayrı di.ışerler. Şıhr yakınında bir kısmı par. :c dönmeye imklln olmadığını padişaha an edince
çalanır. Bir kı:,mı kurtulur. Umman'ır güneyindeki kaptanlık görevi bıı ac.ız lQ.ıla verildi.
Mask.al kalesini lcıheder Halkını ı..'1.ir 1.!ı.lip, HUrmU1,
Padişahın a<:l:t ktılu
ve duacısı KAT1BI ROM! ya-
ve Braht a<Jı:1:tannı yağmalar. Dasra limanına gelince
ni flıkir HÜSEYİN o~u SEYY lD·l ALt eskiden beri de-
düşmanın «karir donann1ası ge!ivor» ı.liye habrr alır­
nlzcili#e meraklı olup, denizcilik tahsilini yapıp ta.
lar.
nıamlamaya can-u gönülden razı jdl Saad~tli padiş"lh
Mai.kat kah:ı.indcn esir P-ltnan dii~man kaplanı
efendimizJı- Rodos fethinde beraber bulundum. O ı.:ı­
da:
mandan bugUne kı\dar Akdeniz'de
yap1lan bütün sa-
« - Donanmanın gelmesi muhakkaktır Burada
vaşlarda ve fethedilen bü.tiln kalelerde merhum ve
durmayın, yoksa çılı.amaz!>ınız! • deylnc,! donannıanın
magfur Hayreddin Reis, Sinan Paşa ve difer kaptan.
hepsini çıkıırmaya rnuı.. tedir olan1:ıyıp kendisine ait
hırla pek çok hi7.metl.:rle bulundum. Akderı.lz'ln hl"r
üç paı-ça kadırga ile dü~man gelmeden e\'\'ı?I limandan
köşe \'e bucağını dolaştım. DenizoiUğc ait bilgimi pe-
sıçra\'IP çıkar, Bir kadırga da Bahrcyn vakınında par
kiştirip, bu konudaki ilimlerin hepsini yazıp ö~-cn-
çalanır. lki kadırga ile Mısır'a ,·anr. Ditcr gemiler
Basra'da kalır. dim. Heyet ilminde (astrononıi) fenn-i hikmette ve
denizclliğe ait diğer konularda ve vıldızlann durumu
Kubad Pa-::a ha7reı lcri Mısır ~nı..'<' ı.. be~lerindt!n
askere kumandan oları AIJ I3,>\• 'c kapıanlıijı tııklif eder. hakkında kitaplar yazdını. Ana ve baba auılanm. b·!-
Fakat o razı olnıavınca karadan Mısıı·"a geçer. Gcmı· hassa İstanbul'un fethinden beri Galaıa'da tersane
kethüdalığı yapagelmişlerdi. Her bJrl deniz ilminde
mahir kişiler olup, maharetleri açıkça görülmüştü. l3u
(4) Kılaln Bahrtııe·nııı ııouın Ptri Reis (0.K.~ F: 3
yüzden denizcilik sanau bana atalarımdan miras ola- 35
rak kalm1şu.
~eyh Davut Taı ziyaret edildikten sonra karat-üt-tayr
İşte bütün bunlar göz önüne alınarak, deniz ilmi-
(kuş kal'ası) önünden geçilip, k:al'a·yı bir'e vanldı. MU-
1,i hakkı ile bilen bir adam ihtiıttall Uc 960 H.=(1552
seyyeb kasabası önünden Fırat nehri ile gazveye yani
M .) Zilhicce'sinin sonlarında Mısır lcaptaolığı hwne-
Karbela'y.a geçildi. Hauct-i İmam Hüseyin ve diiter
ti bu fakire hediye e<iilip, Basra limanında bulunan
şehidlı-rin makamları ziyaret edildikten sonra, Şefatt
gemilerin tekrar Mısır tarafına getirilmesi emredildi.
tar.ıfından çöl yolu ile Meşhed 'c yönelindi.
Bu yüce ferman üzerinde 961 H.=(15Sl M,) Mu-
İkinci gilrı Halre'ye, yaııl Necef'e vanldJ. Hz. Adem,
harrem'inin birinci günü Halep'den Basra'ya doğru yo·
Hı. Nuh ve Şem'un peygamberlerin, Hatreti Murtaza
la çıkıp, Birecik önünden Fırat köpri.lısü ile geçilip Ru-
Ali -Al]ah ondan raı.ı olsun- ziyar.t edilerek KQ.fe'ye
ha (6)'ya vanldı. lbrahim Aleyhisselam'ın makamı ziya-
varıldı. KOfe mescidi camiler ve H... MurLaza Ali'nin
ret edilip, N~ybin'den Musul'a geçildi. Burada da
evi, Kanberin ve düldlil'iln makamı görilldillcten sonra
Hazreti YJnus ve Cercis paygamberlerin, şeyh Muham-
Hüseyiniye kalesine gelindi. Yolda Harun Peygamber
med Gurabili, Musullu Fetih ve yine Musul'lu Gadibül-
ile oğlu Zülküf -Allah'ın selamı Uzerlerlne olsun- zi·
ba'nın makamlan ziyaret edildikten sonra Bağdat'a
yaret olunup, oradan Hille'ye geçildi. Burada da evliya.
yönelindi. T!ltrit kalesinden Samire'ye ıııı,ıyıp İmam-,
dan sahib·üz·zaman yani 1ınam-ı Muhammed Mehdi'-
Aliyy·ül-Hadi. tmam Hasan-ı askeri de z.iyaret olunup
nin makamı, Hz. Ali'nln kardeşi imam-ı Ukeyl ve Şems
~hr-i A$ık (7) ve Ma'$uk'dan Harbi kasahas1 ve Semilte
mescidi ziyaret edilip, Fırat nehri yine k:öprU ile geçil,
k:asn yolu ile Bağdaı'a varıldı. Köprüden Balda! nehri
dikıen sonra tekrar Bağdat'a gelindi. Ve burada gemi·
yanı Dicle geçilip, Yuş'a Nebi (A.S.), tmam-ı Atam,
!ere girilerek Basra'ya doğru yola çıkıldı.
lmam-ı Ahmed lbn·i Hambel, İmam-ı Yusuf, lmam·ı
Yolda Medayin şehri seyredilip, Kis.ta'nın takı ve
Muhammed, tmam·ı Muhammed Gauli, Ays ibn-i 1s- sah·ı Zenan 'ın ltasn temaşa olunduktan sonra Selman.ı
hak (A.S.), imam Musa JC!zım, imam-ı Muhammed Ta-
Farişj de ziyaret edildi. A.mmare boğazı geçilip, Vasıt
kt, Kanber Ali, şeyh Abdulltadlr Geylani, Cüneyd.; Bağ­
,oıu ile Zeldye'ye varıldı. Karşıs1nda bulunan tlzeyir
<ladf, Ma'ruf Kerhi, şeyh Şibli, sım-u ${ıltaıi, Hallac-ı
(A.S.)'ın kabri ziyaret edilfp, lçıl k:alcs.i ile Memsa ka-
Mansur, Beşir Hafi, Cömerd Kasab, Be.hl-ül Divane,
lesi önünde Sadr-ı SüveyM kalesine van!dı. Daha son-
Fudayl ibn·i ıyaz, şeyh Şahabed-dtn Silhreverdi ve
ra Basra nehrine gelinip Safer ayının sonunda şehre
girildi.
,
(6) Şfffldlkl URFA dedllflmu: ~ ,_ki Uffd Bı\SRA V1ı.AYETİNDEJU DURUMU BEYAN SDEll
(7) Soınfre'ııin brr,ın,ı44 ~ıı t e r ~ ~ btr ft •
hfr kalmtıaulır. (Ô. X.) Ertesi _gün Mustafa Paşa Hazretle:ıiyle müJA.lı:31
vapıık. Elimh:de olan Perman-ı Şerif'lerl görünce, mev-
37
36
Fırkata ire inceden inceye araştırma yapması için Hür-
cud olan onbcş parça kadıtgııyı teslim etti. Tamire müz tarafına gönderdi. Bir ay kadar o taraflarda dolaş· ·
muhtaç yerler, milınkün mertebe gözden geçirilip kala- tı. Dört parça düşman gemisinden başka g_emi olnındı ­
fathuıdı. Reislerde Hürmüz ganimetlerinden kumbaı ğını, onların da mevsim itibariyle h~ı-ı.amanki gemiler
bulunup, onunla. her gemiye su ihtiyacını gidermek olduğunu bildirince asker gemilere binip Mısır'a doğn.
ıçin, yeter derecede kıntas ışletti~. Mevsim uzak olduğu yola çıktık. (1 Şaban 961 / 2 Temmuz. 1554)
için, beş ay kadar orada kalıp Mescid-i AH, Hasan el·
Ba&rl, Talha, Zübeyr, Enes b. MaUk, Abdurrahman b. nORMt)z DE.NlzlNDE MEYDANA GELEN
Avf, Ashab şellidleri (Allah onlardan razı olsun) ni zi- OLA YIARI ANIATIJt
saret ettik. Bir gece ru'yamda kıhcımın berelenmiş ol- Bu senenin Şabanının birinci gUııU, Basra limanın·
du#1Jnu gördüm. Şeyh Muh)'lddln-i A'rabi'nin (K.S.),: dan yola çıktık . Paşa Haz.retleri yukarıda ismi geçen
Bir vak'ada Hz. Peygamberin kılıcı berelenJp Ashab-ı Şerifi y .,ı arkaria~ı oiını1ı-1 içi:1, Fırkatas• ıı.- Hiırmüz'e
Kirama ma'lubiyet geldi, diye naklettiği de bu Acizit Yarınca bize .;önde rdi. Şattul-Arab'dan Mııhzeri yolu
harınnda idi. Çok korkmuşlum. Peygamber efendimiz iTe Abadan ve Hıaır A.leyhisselam'ın makamını ziyaret
H111;retleri dua ettiler. 1stAm ordusunun m1.12affer oldu- ettikten sonra Hürmüz den:i%ine açıldık Dospol ve
ğu kalbime doğdu. Duaya başlamışken uyandım. Bu Şuster kıyılanndan Cezire-! Muhtereme yani Harek'tı
\'ak'a~ı kimseye söylemedim. Çok zaman zihnimi m~- ge ldik. Hz. Ali'nin oğlu İmam Muhammed Hanefi vıı
gul etti. Mustafa Pa'la Hazretleriyle anlaşıp o kal'aYl ı\shab şe)lidlerini (Allah onlardan l'3.Z1 olsun} ziyarcı
Hüveyz fethine gösterişli tayfalarla gitti. Bu Aciıi de beş ettik. Şiraz'ın limanlarından olan Rışlıer'e vardık. Fars
kadırga ile Alyaııcoğ:lu tarafından şehre bjr zarar gel-
• topraklarına, yani, Şiraz'ın etrafını gezdik. Denizde bir
mesin diye Cezayir şehrine gönderdi. Gemilerde olan Çin'liye rastladık. Düşmanın nerede olduğunu sordµk
Mısır askeri Mustafa ),>aşa ile beraber gitti. Allah'ıo Haberleri olmadığını öğrenince, Arabistan'ın güneyin-
• hikmeti. kal'anın fethi müyesser olmadı. Yüzden faz- de, Hıcr, yani, Lahsa yakınındaki Katif sehrine vardık
la tüfekçi askerim orada şehid oldu. Orada da bir kılavuz bulup haber sorduk Dilşmandaıı
Hemekadar bu hadiseye iizüldümsı: de, yukarıda bir haber alaınadık.
dnlattıöım rüyanın tllbiri olarak yorumladım.
Fakat, takdirin tedbir ile değiştirilemediği günden Buradan Behreyn'e geçtik. Oranın Hakimi olan re-
ı:'aha aşikardır. is Murad ile görüştük. Ondan da düşmandan habeı
~orduk. O da deniıde qüşman yoktur dedi.
Olacak nesne olur çar-u nlçlr
Gerek sen gönlünü gen tut gerek dar (6) Bahreyn'de, ne garip bir hikmeııir ki, (dalgıçlar)
denizciler, tahminen sekiz veya daha fazla kulaç derin ·
Mevsim sonu yaklaşıntıa Paşa Hazretleri denizci- :ileten, ellerine birer tulum alıp, d enize dalarak dip·
likte mahir Şerif isminde bir şahsı , bir perıkcnde yani

38 39

men yelkenleri fora edip demir aldık. Sllahlanmızı ha-


len, eUerlndeki tulumu tatlı su dolduruyor ve: her za.
zırladık. Hazreti Allah'ın yardunına. ~ygambcrler \c
man reis Murad'a getiriyortarttı. O su, yaz günlerinde,
velilerin himmetlerine sılınarnk flandraları dikip san-
bütün diğer sulardan daha so~k ve hoş oldu~ •çin.
caklan açtık. H'}%ırlık tamamlanınca, Gülbıınk-ı Mu.·
reis her zaman ondan içiyordu.
harnmedi ile hemen sav* başladık.
Bu 11ci:ı:e de, saygı göstererek, o sudan gönderdi.
Öyle t,ir tor ve ıiiıtK savaşı oldu ki, dille anlatı­
Hakikaten gayet iyi bir su idi. Haireı-i Allah'ın kudre-
lamaz. Sonw]da Allf\h'ııı yardımı ile> Porteki1Jilerin biı•
tine şan ve büyliklüğüoe nihayet yoktur. Allah her şe­
kalyonu topla \uruluıı kendisini FekkulerJad adasına
ye hakkiyle h~kimdir.
başrankara et1i, fakat, kurtulamadı, içindekilerle ben-
Onlarca (suJan acı ve tatlı olan) iki denizi salıver­
ber banp gitıı.
mjş (birbirine kavuşuyorlar) (·) ayeti bunun hakkında­
Galiba görmedi çeşm-i encüm
dtr ve $ehre bu ismi vermenin sebebinin bu su olduğı•
• Bu kadar h.adise-i uzmayı
inancmdachrlar. Velhasıl oralardan cJa ıteçip Cezire-i
Bilmezem kim nice ti bir idevim
Kıs. yıı,ni, Eski fldnııüz"e, r,e-.r.iN·i Bıreht \'e Yeşil De-
.Sana bu vakı'a·yı kübrayı (7)
niz'in yani. Hürmüz Deni,:Vnin birçok adalann1l uğ­
Mesihi
radık. Hiç birinde bir haber alamadık .
Yatsı zamanına kadar şiddetle çarpıştık. En so-
Hürmüz'il geçince, Basra'c!an yol arkadaşı olan
nunda dilşman kaptanının ümidi lanhp korktu ve ge-
Şerif'i, Mustafa Paşa Hazretlerini, Hürmüz sellmetle
milerine emir topu atıp savaş. kes işareti verdi. Bar·
• geçildi diye bir mektupla geriye gönderdik.
çalar tremola edip, Hürmüz tarafına doğru bocalatıp
Cilgar ve Cach sahillerinden Krmı.ar ve Lime de-
yüz çevirdiler.
mekle bilinen kasabayı geçtik.
SaadetlO padişah efendimizin emrindeki kullar ola-
Horfekan şehri yalcınlanna geldilimiz ı.aman, yol-
rak. Allah'ın yardımiyle, düşmanı :vendik ve din düş­
culuğumuzun kırlancı, mubarek RamaıAn'ın da onun-
manını hezimete uirattık. Derken karanlık bastı. De-
cu günü, ikinci uı.manıydı. (10 Ramazan / 9 Atı,ıstos)
niz sUt limandı. Anide-n şiddetli bir fırtına çıktı. Kıyı
Ansmn, yinnibeş Portekiz gemisiyle lcarşılaşuk, Bu
ya.lan olduğu için sabaha kadar hafiften yol alchk. Dal-
gemilerin dördü kanıka biçiminde biivük bıırça, U<; ta-
galar kıyılan döği.ip gittikçe kaıfezi temizledi "e faıla~
nesi bt.:yiil- J.. ... l}Gr,, a i ıı ı.ınesi kalyondan biraz küçük
ca yağmur ya{dı. Biraz denize açılarak ylnı: sersnı
l>lan karavele, onıldsi arkası yill(sek, haş tarııfı unın
çevirip yolumWA devam ettik. Ertesi gün Horfegan'a
\'C keskin, iki direkli çe ktinnedt'll büyük olan grab bı ­
vardık. Askerler su ikmallerini yaptdctan sonra, Um-
çimi gemiler idi. Uzerimize doğru geld1ler. Biz de he-
man'dan, Amman kasabasına, yani, Şehr-i Suhar'a gel-
clik. Böylece onyedi gün tekrar denizde yolculuk yap-
tık.
(•) RaJımA. SürUI A~ : 19
41

Mubarek llamazan'ın yirmialhncı günü -ki Kadir dtrgalann reislerinden Alcmşah reis, Kara l\1ustafa,
Gecesiydi- Me.sknt kalcsj ve Kalahan önlerine geldik. Kalafat Mcmi, gönilllü kumandan Diirıi Mustafa Bey
(25 Ağustos) ve diler Mısır'tı asker Aletçilerden iklyüz kadar insan
toplandı ,
Sabahleyin, aniden, limandan oniki bliyük Barça
ve yjrmiiki grab ile tamamı otu:ıdört, sayısı:ı askerle Kürekçi tayfası araplardand.ı. Bunlar, karaya çı.
dolu gemi bize do~ yelken açtı. Barçalar, kalyonlar, kınca, sayısız ,N'ec:;id'li Arap lslam ordusunun yard ımı ·
herşeyi göze alıp, maysterlerini takhlar ve yedek yel- na koştu ı ve karada yol gösterdi.
kenlerini de t>klediler. Karaveleler Çt.>nber yelkenlerini
Kifir olan araplar da barçalarda kalm ış oıan
-
kefe·
açtılar. Gemılerini flandırnlarla süsleyip ü:ıerimi7.e ü1.e·
ri miıe hücum elliler.
re-i fecere'yi aldı lar. Onla r da bir arap kabilesi olup,
k.araya çıkarak arap villyetlerln c çelcllip glllller. Allah
Biz yine Yaradan'a sığınıp kıyıda onların gelmesi- ,abldlmdJr ki, merhum Hayrettin Pap De beraber
ni bekledik. Barçalar gelip kadırgalara vanaştı Şiddet· bulundum. Andrea Doria ve Ceffll Dal1a yapılan savq·
il bir top, tlifek, ok ,•e kılıç mUcadelesi yapılıp öyle bit larda böyle b1r gem1 savaş, olmamıı,tır. Gece olunca,
savaş oldu ki anlatılamaz. Hürmüz körfezinde yine fırtına ~ıktı. Barçafar, ikişer
büytik demir çapa atlı, ve leviştel er b3~ladılar. Grab-
Birbirine çatı$an gemilerden pencere bilyüklüğün­
lar demi r tarayıp karaya oturdula r. Kadırgatar da ça.
de delikler açılıyor, yelkenlere ve gemilere aulan ok-
laT, onları kirpiye döndürüyordu. pa tut turamadı. Ha lk ~ciz duruma geldi. İster istemez
sahild en uzaklaşıp yelken açtı k.
Taşları kelekleri kim yağdınr
Herbiri deryada dökfuıtU olur (8) O gece, Arap lopraklanndan ayrılıp, uçsuz bucak·
~,z denize düştük. Sonra. Kirman vi!Ayetinden. Cay
Bir kadırgamızı yaklllar. Hakk'ın hikmetine bak ki. (Jask) top raklanna vardık. Buranın kıyıl arında bir li·
kadJJ:Ea ile barçalan yandı . Beş barça ile beş kadırga man ol mayıp, açık, yani yalı idi. Kıyı seç.ilince. demir
baştan kara edip h.epsi battı, mahvoldu. Bir barçaları atıp bir iki gü n öylece yüri.idük. Sonra. Mekrıuı vila·
yelken kuvvetiyle omurgası üzerine karaya oturduysa yetind en Kiçi Mekran'a vardık. Akşam olmuştu. Bu.
da o da hel!k oldu nun için kıyıya yan-aşamaclık. Sabaha kadar olduğu­
Böylece iki tarafı n askeri de kuvvetlen kesildı.
muz yerde, bir aşafı, bir yukan etlik. Kuru salın tı
tayfayı berbad etmişt i. Nihayet bin tUrlU l'Z.a ve cefa
Kürekçi tayfasının , kliı-ek çekmek, siya etmek ve top
ile, ertesi sabah kıyıya vardık.
ateşlemekten takatleri kesilmişti. Zaruri olaralc demir
atıldı. Demirler gemilerin klçına alındı. Bu halde }'İne Burası, Bender Şehba ismiyle bilinen bir yerd i.
savaş devam elli, Deniıe sandal13r indirilip batan ka- Orada, bir bölük başı-bozu k deniz askeri gördl.ik, bir

42

de aktarmaları vardı. Gözcüleri bw görünce, hepsi Saldım engine gönül zcvnıkım şah onara
bir araya toplanıp bize bir adam gönderdiler. Biz Beh diye n'olsa gerek idellm Allah onara (9)
müslüman12. deylnce, reisleri gemiye geldi. Gemileri- (Necatı)
mizde içecek bir yudum su dahJ yoktu. Reis bize
deyip birkaç gün cjenizde kaldık .
içecek suyun yerini gösterince, kendinden geçmiş olan
Tahminen Re's· ul Hat'ı geçmiş, Zefar ve Şihr in-
askere yeni bir hayat geldi. O gün orada s u bulunca
yılan yakınlarına gelmiştik ki, gün bat.ısından, fil tu-
kendi kendi mize bayram yaptık. O giln. bizim bayra-
fana adiyle meşhur bir fıruna koptu. Değil yelken aç-
mımızdı.
mak. bir tente b ile göstermeye !mitin yoktu.
Ayni r eis bi.u kılavu.2.luk etti ve Guadar isimli
iüeleye vardık. •
Bir bahre düştü keşti-idil yok kenare hiç
Ora halkı Bulucistan1ı idi. Padişahlan, Melik Di- Bir bad· buni ras t değil rüzgire hiç (10)
nar <>ıfu Melik Ce lalü'd-Din idi. Gvadar blkimi gemi- Yetlmt
ye gelerek SaadetlO padişah efendimize bağhhltlannı
Rüzgir hiç göz açtırmtyordu. ~kdeniz'de olan fır­
bildirdi. Daha evvel donanma Hürmüz'e gelmişken, ge-
tınalar bunun yanında hiç birşey değildi . Sıra dallar
milerle yiyecek ve adam göndeııııi~. fakat donanmaya
gibi olan dalgalar, Akdeniz'deldlerdeo kat kat yüksek·
yetişememlşlerdi. Her ne zaman Hürmüz'e donanma
ti. Geceyi gündüzden ayırt edemiyorduk. Gemilerde
gelse elli altmış gemi Ue erzak gönderirlermiş. Her
o lan atırlıklann h epsini denize döktük. Hlfız'ın
yönüyle, yardım etmeye Amade olduklannı ~şitli ve-
silelerle bildirdiler. Şeb·itarik u biD-j nıevc u girdAbi çonin hail
Melik CeWU'd· Din'e: İnşi-Allah, sizin· bu durumu- KUca daoend hal-u mA sebk-i baran sahllha Cl l)
nuz hazır oldu~nuza i,şarettlr. $11 yine hazır olun, beyt ini yad ettik.
diye mektup gönderip. kara ve deniz kılavuzu istedik.
İşe yarar iki adam göndererek. SaadetlO padişah efen. RüzgArın ardı arkası kesHmeden devam etti. Al-
dimi~ itaat ve bağlılıltlannı ispat etliler. lah'ın ıalı:dirine boyun etmekten başka çıkar yol yok-
tu artılı: .
ıdNT OICY ANUSUNOA MEYDAN1' t'ıE,1.EN
Hazreı - i Allah 'ın yardımına, Peygamber ve velile-
rin himmetlerine sığındık.
OIAYIAJll Btı.DtlttR
Bazen. kederli zihinleri teselli için, Yeümt'nin:
Rüzgardan biraz aman alınca, Allah'ın yardımına
sıjınarak, Hint Okyanusuna açıldık ve Yemen tarafı­ Düşme engin gama hrtına çoktur savulur
na dot:n,lduk. Sakın felek r11.a ol, görününce karalar. (12)
45
Sonı.ında; Hakk'ın yardımıylacezir zamanı ,ıreldi .
Rü1.gjır da ıers esmeye başladı. Yani hafiften çapa,:-

beytini söyler bazen de dertli gönülleri teskin için: lama hatla pupa-pruva esmeye başladı.

Ey gönül, gel düşme girn girdabına derya·dil Vücudun zevrakın sal bahr-1 aşka rü.zgt\rındır
Hü(\a'nındır onarmak. sanma ey dil;
Bir iki gün essun savursun, böyle kalmaz
rüzginndır (13)
rü.zgir
derdim. Bu fırtına on gün ]fadar böylece devam etti, Ertesi sabah erkenden yelkenleri indirdik, Açıkgöz
gemicileden birini contaya bağlayıp yelkensiz sereni
Bir .~n bil~ durgunluk yüzü göstermedi. Yoldaşlara:
~~p~nız sl_\•ırya bulunun. AJJah',n iıniyle iyi olur diye
dlktik. Altına bir manivela sokup sereni bir direk bovu
gonilllel'inJ alıyor, naşilıat ediyordum. kald~rdık.

Denizde; iki kadırga uzunluğunda; hatil daha bil· Etrafa bakıldıkta deniz kıyısında Camber vil!ye·
yeıindeki kilise göründü. Tekrar aşajp indirdik. Yel-
yük balıklar gördük. Kılavuz~r: Dokunmaz; korkma-
yın dediler.
kenleri takıp Formiyan ve Mangalur'un önünden geç.
tik.
Nihayet med-ceıir olayı meydana geJdi. Bulun- Bir ara Sumenat kilisesi evler aras1nda kayboldu
d~ğu":uz ~erde med olayı daha fazja olduğundan..Çe­ ise de sonradan Sumenat'ıı1 önünden de geçtik. Niha-
kıd k~rfezı yakınlama düştük. Karaya yakın olduffu- yet Dlu'ya vardık. Diu düşman elindeydi.. Bunun için
muza ı-şaret olmak üzere deniz atlarr; kocaman yılan­ oraya gitmekten çekindik. O gün yelken açmadık Ser-
lar; harman biiyilklüğünde kaplumbağalar ve rişte·i dümen ile yol aldik. Gittikçe rüzgAr hızını artllrdJ.
bahr gördllk.
Gemilerin dilin.enleri zaptedilemeyecek hale geleli.
Denizin rengi beyazlaşmaya başladı Bu hali gören İkişer yular ile dörder kişi bin bela ile zaptedebiUyordu.
klla\'uzlar; bağrışmaya baştadılar (feryad ettiler) ve bu; Kardiyıl üzerinde insanın durması imkı\nsızdı. Baş
bir girdabın meydana ge~eceğine işarettir. Bu denizde tan\fa hiç ~imse gidemiyordu. Gemicilerle çok zor an-
bu durum iki yerde meydana gelir ki birisj Habeşistan laşabiliyorduk. Reisler ve yelkenciler kamaralannda
sabi11erinde Guardaful ve diğeri de Sind yakınlannda bir an bile duramıyorlardı.
Çckid körfc.ıldlr. Bunlara tutulan gemilerin kurtulma Nihayet paralı askerlerin çoğu anbımı doldu, (Dc-
imkanı olmad.Jfı deniz kitaplannda yazılıdır dediler. ni1.) gemilerin üstündeki uzun ~açlan alıp gitti.
Hemen; bulunduğumuı. yerin deritıUjpni ölçtük. Beş
Velhasıl o gün bir kıyamet günü idi. Sonunda Hin-
kulaç derinlik vardı. Hemen orta yelkeı:ılerl bağlayıp
disıan'ın Gücerat eyaletine vardık. Fakat bulunduğu­
serC:"n• yi:.a ellik ve devriye koyduk.
nııw v~rııı neresi olduğunu bilmiyorduk.
Geml,>i orsa.zir edip mı.ıhkc:m alat düşUrdük. Bir ta.
raf dik olduğundan o gün ve gece kürek kullandık. •



47
Ansızın kılavuzlar: Dikkat edin; önümüzde girdap-

vAıi çatlak var djye baprınca demirleri funda ettik. gemiler oradaydı . Bazı kadırgalar kenara yakın olduk-
Fakat gemiyi harpuşte muhkem çiğneyip batırmalı ey- larından dalgalann şiddetli döpneleri sebebiyle aciz
ledik. duruma gelmiş, .kürek, sandal ve varilleri denize dö-
Kürekçi tayfası kadindlerini bozup, herkes soyun- •• Jı:Ulmü.ş, kendileri de 1'.araya oturmuştu. Velba.cııl, beş
du. gür,. beş gece, bu kasırga ve şiddetli yatmunı demir
üzerinde geçirdik. Çünkü, bu mevsim, Hindlstan'ın
Bazı.lan varil, baz.ılan tuJum haz.1rlayıp bil'birleriy-
yağmur mevsimi idi. Elimizden ne gelirdi ki (Gökten
le hel!llaştılar. Ben de soyunup köle]eri.mj azad e t-
ne yağar da yer onu kabul eıme:ı ki) sözüne boyun eğ.
tim ve Meltke fakjrlerine -Allah onıaıı şereflendlı-sin-.
dik. Bu beş günde h~ kimse gündüz güneş, gece de
~ filon adadım . Sonunda demirlerin biri küpe, bi-
ylldızlardan bir eser görmedi. Gece g{lndüz climlxden
ri de paçoz dibinden kınldı. Tekrar iki demiri sağlam­
pusula ve saat dilşmedi.
ca döşeyip bağladık. Böylece bir müddet daha fırtı·
nadan kurtulduk. Sözün kısası, herkes şaşkınlık içinde, sıkull1vıı bat-
mış olarak, dünyadan ümidini kesti,
Fakat kılavuzlar, burası Diu ile Daman arasıdır,
burada gemi batsa, hiç kimsenin kurtulı.ıa ümidi yok- Afitabi doğa devle! güneşi birgün ola
tur. Hemen yelkenleri açıp, dilşmamn yakınında bir Hak teala kulunu kahr ile daim kılmaz (14)
yere vannak .gerekir eleyince, ben ac iz hemen bulun-
duğumuz yerin git-gelini, yani alcJntısını hesap et- diye arkadaşlara
teselli veriyorum.
tim. Allah'ın hikmeti olacak ki, orada dahi, demirlemiş
olan üç gemi yan yattr ve içlerideki tayfa,
Haritadan pusulaya bakarak yerimizi buldum. Ve
kıyıya yakın olup olmadığım121 besapladµn. Kur'an-,
Keşti şikeste kanim ey bad-ı şurte berhiz
Kerim'dcn bir fal baktun. İyi olmasına aiamet gör-
düm. Başed ki ba?Jbinem an yllr-ı aşirui~ (15)

Gemilerin sulanna baktım. H·e men hemen döşeme­ deyip Allah'a sayısız yalvan_ş ve yakanşta bulundular
ler ıamamen sularla örtillmüştü. G~i!er iyice sulan- Allah'ın izniyle, hepsi sağ salim olarak luıraya çıku­
mıştı. Hemen sulan boşaltma,ya başladık. Baz, yerler- lar ve kurtuldular.
den geminin lumbozlan bulunup açıldı ve biraz su bo-
$altıldı. İkindi zamanı hava da biraz açıldı. Hindis. GtlCERAT'TAJd DtJRVMU BEYAN EDER
tan'ın GUcerat eyalet:nin Daman isjm:li vilayeti önün-
deydik. Kıyıdan uzaklığımız iki mil kadardı , Bütiin Hazret'i Allah'ın inayeti ile, beş gün sonra rlli:g!r
biraz. hıı.ını kesti, ortalık süı liman oldu.
48 49
Parçal:ınıın gemilerin top ve diğer kısımlannı Gü- Bu aci7.e uyan bir miklar gemic1 ile elbirliği edip
ceraı padişahı Sultar Ahmed'in amirlerinden Deman çalışarak, her gemiye birer kllavuz aldık , Surat iırimli
hakimi melik Esed'c yani kal'ayı Daman'da emanet bı­ limana doğru yola çıktık.
rakuk. Orada, Kalküta'dan gelmiş olan birka(' parça
cö~k. yani mevsim gemisi \'ardı. Hareket etmek ü2e.:-e Bin türlü bel~ ile denize açılıp yelken • kürek ıp·
ıdıler. Kotuvallan ~miye gelerek, Kalküta psdişahı derken SuJtan Ahmed'!n vezlr-i azamı unad·ül-Melik'·
Samirtnin. saadetlO padişah hazretlerine bağlılık vr den bir gurab He. Surat kotuvaJ'i (beyi) Aga Hamza
hürmetlerini bildirdi. geldiler. Mektup getirip, düşmanın toplantısı olduğu·
nu Daman'ın açık bir yer olduıwıu, tedbirli olmamız
Ge..:e ~üodüı, Portekiııt
klifiri ile harp halindt' al-
gerektiğini bildirdiler.
ciuklarını bildirince.>, kadırgalarda k1tavuzluk yapan, o
villiyeııen kılavuz Al· ile Samira'ya: Allah dilerse, Do. Kal'ayı Sura;'a geldl~mizde, oranın tehlikede ol·
nanma-yı Hümayun, Mısır'dan ge!ip o taraftan dUş­ duğunu haber verdiler. Biz de ayni gönişıe idik.
m :ından kurtıtracaktır, yıln-ıayın,z , diye bir mek~up yP. •
Beş gün Horkarl'de suların çek.ildiği zaman yol al-
i'ıp o gemilere gönderdik.
dık, sulann kabardıtı zaman demir atuk.
O şehrin ,•alisi olan Melik Esed bu aciıe hııber
Bin türlü meşakkat ve.çile çek~k, sonunda Allah'·
ciindcrerek. düşnıan donanmasının gelmek üurc bu.
ın yardımı ile, Basra limanından, Gücerat 1a, Kal'ayı Su-
lundu~ıııu, tedbirli olmamııı, Kal'ayı Surat'a varmava
rat'a üç ayda vardık. Oradaki mUslUman halk, biıim
çahşmamızı bildirdi.
gelişimizden sevindiler. Hızır yetiştiniz, GUcerat'ın ib-
Bu haberin, gemilerdeki tayfa arasında yayılrnnsı tlUili ıaltUlnlnda gelip yardımcı oldunuz.
iherlne, bazıları ora~ kalıp, Melik F.sed'e tı\bi oldu"
Bazıları da: • Gerçi, HL. Nuh zamanından beri denizde slmdiki
Cırtuıa gibi bir fırtına çıkmamıştı. Amma. Hz. Adem
Suyu bardakta demişler, gemiyi ~ağıtta devrinden bu yana da Diyar-ı Rum'dan Hlndistan'tn
Bizden evvel bu cihan seyrin eden ehli vuku[ bu taraflarına bir korsan, yani denizcilikte mahir bir
Aleın-i beni koyup bi,ıhr havasında yılar kaptan gelmemişti. Umudumuz -Allah dilerse- ya·
BCı Ali (*) ise. anın aklına idrakine yuf (16) kın zamanda Gücerat vilayeti Osmanlı ülkesine kau.lsın
-ve Rlnt limanları toprak olası düşmanın elinden alın­
diye rek s:>nduHara atladılar ve karadan Yetim Surat'a maya çalışılsın, dediler.
giLıne_ye karar verdiler.
Meğer, az önce, Gürecat padişahı me-rhum Sultan
(•) Bıl Ali-Ebu, Ali : hml Sin4 Bahadır, ı\karab:ısından 12 yaşınC,a Sultan Ah111ed
F: 4


50 51

kalesini fethedip Hüdavent Han ve Cihangir Han'ı bir


isinıli bir delikanlıyı padişah yapmıştı, Yeni padişah miktar flj ve askeıtle Surat'a gönderdi. Kendisi de Ah-
ıahta oturup cülus bahşişi dağıtınca, Nasnıl-Melik medabad'a doğru yürüdi.i. Ahmedabad'da da Sultan Ba-
isimli büyük bir han, nnun pad.işahlığıru kabul etmedi,
hacur'ın akrabasından Sultan Ahmed isimli bir genç.
Çetr kaldırıp, padişahlık iddia eder. Bir çok adam çetr kaldırıp, padişah olmuş ve taht:a geçmişti.
toplay~p Buru.ç kal'asını alır, içine asker koyar. Ken- Sultan Ahmed oraya vannca. cına karsı cılnı. r ..
disi de bir yerde oturup devamlı toplantı halinde olur: yük bir savaş yapıldL Kendisi yaralandı. Hanlanndan
Kcrre'dı::ki ameli kara kMirleıinin başı olan ku- Hasan Han da d~ünce, savaş bitti ve oradan kaçtı.
mandana mektup ve adam göndererek, •yardımcı olun Öncedım padif,lh olan Sultan Ahmed tahta geçti.
da, Gücerat lımanları. yani Dııman; Surat; Bunıc; Ke- Nasu-ül Melik de kederinden ölünce, Gücerat'da hava
ıablye; Suminant; Mt"ngalur ve Fanney~n siz.in olsun; dlu.eldi.
Karası beniın olsun• der. K!fir bu durumu öğrenince, Hüdavend Hao'a elçi
Sultan ,'lhıned de, orduşuyla Buruc üzerine vürUr gönderip: •Bizim sizinle bir işimiz yoktur. Bizim İŞJ­
Harp· ~aşlanıak Ü7ere lkcn, bizim geldiğimizi iŞfUrler. miz Mısır kaptanı iledir,, djye bu acizi onlardan iste-
Hemen adaın gönderip tüfekçi ve diğer askerlerden iki di. Onlar da bu teklifi kabııl etmediler ve: •Biz onu
yüz kadar arkadaşımızı alarak Bunıc üzerine yürüdü. veremeyiz!• diye de cevap verdiler. Yan1mdaki asker.
ler. Buraya geldiğimiı.in ilçünctl gij_nü, hakikaten, k!l· Ier elçiyi öldürmek istediler. Fakat ben mani oldum
firin Ku,ve; Diuı Şiyul ,•e Besaya kaptanllll') ve derya ve onlara: •Kendimize gele!im, burası bir padişah
kaptanı. kısacası, kifirin beş kaptanı, yedi büyWt kal• memleketidir. Sonunu bekleyelim.•
'>'O ve seksen gru-t, ile geldi. Bizim burada bulunduğu­
muzdan haberdar olunca, bizimle savaşa başladı, Bi2 Hele derd~ü beliiya S3br edelim
de sahile çıkıp .-;adırlarımtzı kurdUk. Siperler yaptık Görelim aldbet Allah neyler (17)
İki sv kadar, gece gündilz harbe hazır olduk. (Necati)

Bu acizin onadan kaldır,.lması için Nasır-üt MeUk


dedim.
denilen zaliın, kafirlerle ittifak edip, batı fedailere •
Meğer bu acizin gemisinden bir kAfir ııletçi kaçıp
(birlik akçe) vadederek, gece çadırlanmııa gönderdi·
elçinin gemisine girmiş ve bizim için: •Ben onlann
ler. Nöbetçiler uyanık bulunduğundan, sellrneti kaç· duruaundan haberdanm. Bayram ertesi gitmeleri 111·
makta buldular. !~inci defa yemekte zehirlemek vo•
• zım. Bu.nlan teslim almak beniı;n va'dim olsun» demiş .
tuna gittiler. Bu sefer de Surat kalesinde Kuluval bu-
Bunu haber alan askerler. kafirin gemisini basıp bu
lunan Hüseyin Ağa, bu acizi tertipten haberdnr etti
adamı yakaladılar. Kale önüne getirerek idam ettiler.
Biz de dikkatli bulunduk. Allah'ın imiyle plinla· Elçi bu vaziyeti görünce korktu.
nnda muvaffak olamadılar. Sultan Ahmed de Buruc


S2
33
Bu şehirde Tan apcı demekle bilinen hurma ne·
~·inden bir ağaç vardır. Bunun her budağına bir su tinin manası ıeeelli etti. Herkesin akb başına geldi.
testisi asarlar. Budağın ucunu kesip testinin içine so· KAflr beyleri bu hadıseyi işitip birç<>k ibretler a!-
t:lılar. Elçi heınen o anda araba tutup, Sultan Ahmed'in
karlar. Buradan kan renginde bir su akar. Bu su, gü·
giuiı; vöne do~ gıtti.
neşin hararetiyle az zamanda bir nevi şaraba döner.
Her a~cın altında bir meyhane vardır. Halk devamlı Hildavend Han, askere ellişer altmışar akçe uJMe
orada yiyip içerler. dağıttı. Adil Han da Buruc'da olan halka nyru şekilde
Askerlerden bazı tıyneti bozuk olanlar orada içip ulufe da~ıth
birbirleriyle serdarlanru öldürmeye s6z.leşirler. Yatsı
vakti gelirler. Yağmur islınli bir serseri, hançerini ÇI.'· Halk iki vııdan beri ullife yüzil görmemiş ve bir-
k.ip. Çerakese Serdan Hüseyin Ağa'nın üzerine hücum birini yoldan çı ·ıı m1şt1.
eder. Ba.ıı arkadaştan karşı koyup menetmek isteyin· Yiyecek hiç bır şeyimiz kalmamıştı. G~milerde de
ce, iki yiğidi yaralar ve Hacı Memi isfmli işe yarar bir .al~t ve lezavımat diye hiç bir şey yoktu. Gemiler eski-
yiğidi de öldürür. mişti.

Askerler baı1a doğru gelerek: «Bu haramzadenin
Bu gemilerle burulan sonra Mısır'a gitmek imkln·
hakkından gell • dediler.
Ben de: «Bu yer diğ,er padişahındır. burada bizim sızdar diye, bir çoğu , ·
hükmümüz geç~eı.. İnşallah, sabah sahiplerine haber
verilir» deyince. «Padişahunızıo hükmü her yerde ge· Bederya der menafi bişümarest
Eğer hahi selllmet der kenarest (IS)
çertidir. Serdanmızsın. Şer'i hi.lkmil ı:ıe ise sen hnber
ver, bi% hakkından geliriz• dediler. Ben de kelamı (Saill)
Mecid'de (1),
«Cana can, göze göz, buruna burun, dişe diş ve beytini söylediler, bir ıcısmı da:
varıılar birbirine kısastır .»
d ıye bııyun.ılın~ktadır. Buna göre onu da ijldürülmesi Ger fülk·i felek akil midir ol
gereldr deyince, hemen ohu da öldUrdUler. İhtiyar eyle derya seferin (19)
Bu hadiseyi gören diğer azgınlar da teskin oldıı. (Yetimi)
Hakikaten •Kısasta sizin için hAyat vardır (2) aye·
Yani hepsi de bu hususta bir şe:,, dediler. Nlhavet
Güc.:rat vila)etlnde gemicilerin çoğu kaçtı. Gemileri
• Sural kaltsinde olan Hüdanvent Han'a bayraklar ve
(/) Maide Sıiresi : Ayet : 15 ,
bütün her şeyiyle, deniz yoluyla memlekete gönderil-
(il) Bakara Sılresl, A.yet : 179
nıck Uzerc, kefaleten bıraktım. Hüdavent Han ve Adil

1
55
Han'dan borç senetlerini alarak, bu acize tabı olan, pa-
diş~h hazretlerinin tuz ve ekmeğiyle helalinden' yiyip hikllyesinde olduğu gibi, sırtlannda hükmedecek kim·
geçınen kuJlanndan Mısu- yeniçerileri Kethudas1 Mus- se olmadığını anlattrlardı. Akşam olunca yine yerlerine
t~a A~a, Tüfekçiler Serdan Ali Ağa, Bölükbaşılar vt.> giderlerdi.
dığer ışe yarar adamlardan elli kişiyle AlJah'a tevek- Söıün kısası, bin türlli eza ve cefa ile, Mahmuda.
kill edip, bad'a geldik. Onbeş gün nihayetinde- de Güceı-at'ın baş­
şehıi Ahmedabad'a vardılc. Padişah İrnad'ul Melik ve
Muhakkak her zorluğun bir kolaylıgı vardır. diğer hanlarla görüşmeler yapuk. Sultan Ahmed'e fa-
Gönlünü hoş tul ki bu Allah kelamıdır. kirhane hediyeJ!lİ.7.i sunduk. Çeşitli ibsanlanna mazhar
olduk. Alemin sııu,ağı padişah efendimiz hazretleri·
beytinin manasına uyduk. ne hürmeller edip bağlılıklarını bildirdiler. Bu aciZt'
962 senesi Muharreminin evvelinde Ahmedabad'a de bir at, bir ka tar deve ve harçlık ihsan ettiler.
doğru yota çıktık. Birkaç günde Buruc'a ve bir o.kadar Ahmedabad yakınındaki Cerkeş denilen yerde Şevh
günde de Blodra'ya \'ardır. Sonra Campanur yolu ile .~ hmed Ma'ribryi ziyaret ettik.
yola devam ettik.
Birgün, Sulıan Ahmed'in veziri azamı, İmad-üt
Yollarda tuhaf afaçlar gördük. Mesela herbirinin ·Mülk'ün konağında düşman elçici ile bir araya geldik.
tepesi semaya varan ve üzerleıinde bir kanadından di-
ğer kanadına 14 karış bilyüklUğilnde her aıta,çta sayısız İmad-Ut Mülk, elçiye: •Biz, Osn:ı.anlı Padi.ş;ıhına
yarasa vardı. muhtacız. Bizim gemilerimiz onların limanlanna git-
. . ~u ağaçlann kökleri yüksekten topra"ğa iniyoı· ve mese, bizim halimiz eskisi gibi olur. Hem o bir İs!Am
ındıği ye rden tekrar bir ağaç büyüyordu. Bu tarzdA padişahıdı r. Onun kaptanını bizden istemeniz doğru
bir ağaçtan on, yirmi, hatta daha fazla ulu ağaçlar bir.şey midir?• deyince, bu acize de bir gayret gelerek;
meydana gelmişri . •bre mel'un, beni bozgun donanma ile buldunuz. lnşal­
Bu agacın ismi o yerde Tuh idi. Bu ağaçlardan her lah'u Rahmln!. ~ıakın ,zamanda aJem'ln sıtmalı padi-
~irinın gölgesinde binlerce adam gölgelenebilirdi. Yol- şah hazreılerinjrı sayesinclc, HUnhiiz değil, Diu, belki
.annda zakkumdan başka bir şey yoktu de Kuvve dahi size kalmayacaktn:,•

Gücerat diyannda papağanlann haddi hesabı vok-
tu. Bu yerler, maymunların da yetişip banndır.~ ye~ler- Deniz üstünde yürürüz,
di. . 6 Düşmanı arar buluruz,

Her gün, ncrde kon.aklasak, binlerce maymun, et- Öciimüz komaz alınz
cafımızı çevirirdi. Çoğunun elinde yavrulan dn bulu- Bize Hayreddinli derler
nurdu. Hel"' biri tuh.af harek.:ııler yaparak Cihan Şah
dedim.

1

56

Kafir de «şimdiden sonra Hint limanlarından kuş dokunmaz, oradan taarruza uğramadan sıhhat ve se.
uçmaz• diye cevap verdi. J&metle gidilirmiş. Eğer, hakikaten ufak bir zarar
Aciz de •deniz yoluyla gllmelı: g_crek,li delildir. İn­ yapsalar kendilerjnl öldüriirlermlş. Şayet böyle yap-
şallah, Allah nasip ederse, karadan gitmek, bana da- masalardı bu lı:aide muteber olmnıdJ.
ha kolaydır.- deyince, klfir konuşmadı, meclisi ter-
Kervana bir ı.arnr gelip Batlar kendini öldürünce,
lı:etri.
bı\ul olan ayinlerinde Rajput çok büyük şiddet gös-
Birkaç gün ~nra, Sultan Ahmed, Buruc vilayetini terir ve yapanların ölümüne sebep olurmuş. O vild-
bu acize teklif etti. Bir çok da dirlik layln etti. Faka,
yetteki R.ajput beyleri, topluca, orada olan Rajputlan,
kabul etmedim. «Giicerat eyaletini tamamen verseniz
oğullan, kızlan ve kendine tabi olanlan tamamen öl-
durmam milmkün değildir• dedim.
dürürlermiş.
Bir gece rüyamda Hz. Ali (K.V.)'yi gördUm. Onum- Ahmedabad'daki müslümanlar da buna güvenerek
de y~ılı bir lı:lğıı parçası vardı .
bize iki Bat gönderdiler. Ocreti tayin ellik ve o sene-
- Bu Hazreti Allah şefkatidir, seninle beraberdir, nin safer ayının ortalarında, kara yolu ile, Osmanlı
korkma! Bğer Hz Allah'1n şefkati bizimle olmasa, yad ı.lllı:eşine doğru yola çıkuk. Arabalar ile beş günde
vilayetlerin sulan bile bizden kaçard1, dedi. Puten şehrine geldik. Puten'in Piri Şeyh Nizam'ı ziya-
rt!t etuk. Orada, Sir Han ve kardeşi Musa Han, aske-
Brtesi sabab bu vak'ayı arkada5lara anlattım. Hep- riul toplam1ş Radınpur Hanı BüllOç Han ile harp
si de Allah'a şlikrettiler ve hemen padişahın huzuruna hazırlığındaydı. Bizim gitmemize mani olmak istedi.
çıkıp sehayat için izin istediler. SaadetlO Padişah haz- Oraya giderseniz, onlara yardım edersiniz, birkaç gün
retlerine hilrmeten izin verdiler. durun, vazivet dlizelince, sıhhat ve seıin1etle giderslniz

Bu şehirde olan Banyan kefere.sinin banilerinden dey;ince, «Yüce olan Allal:ı 'a yemin olsun ki, biz kim
yani, gayet bilginlerinden Bat ismiyle bilinen bir toplu- scye yanlun etmek için gelmedik. Kendi yolumuza gi-

luk vamıış. Tüccar ve diAer yolcıılan bir şehirden deriz ve elimizde padişahrmızın fermanı var,• diye bin
öbürüne götürmekle mesul imişler. Karşıh~da da türlü yalvarıp yakarmadan sonra, itimat edip geçiş iz-
az bir ilcreı alırlarmış.
ni verdiler.
Şöyle ki: YoUarda Rajput kMiri, yani Hintlinin at-
lısı, gelip ker\'anı soyup talan etmek istese, bu Batlar Bylegan-ı Hind bilen Piten seferin
hançerlerini ç~kip gölü.slerine dayarlar ve «biı bun- İhtiyar eylesün mihen seferin
lara kefiliz. Kervana zarar verirseniz, k'aıdimi:zj öl- Yığlamakdın akik boldi gözüm
dürürüz» deyince, Rajput onlara bilm:ıeten ldmseye Dir görem evlemiş Yemen seferin
9f.
Dürr-i eşkimle damenim pürdUr Hemen devı!leri etrafımı1.a çöktürttillc ve her taraf-
Güyya eylı:!dum Aden seferin lan tüfekleri çıkardık. Kdfirl"r tüfekleri görünce, arlam
Yuragum botdi nafe-veş pOrhun gönderip; •biz çatışmak için gelmedik, vergi istiyoruz•
Niklay min Hub Hoten seferin deyince; .,bizim yükümüz ilaç ve boncuktur. Oı,un da
Ya ilatü yine müyyesser kıl
\ergisini gönderdik, eğer yine istiyorsanız göndere.
Kitibi bendene vatan seferin (20' Ilın• ded~k. Cevap olarak dönüp bir tarafa çekildiler.
Biz de yolumuza devam ettik_
Nihayet, oradan da le.unutup, yola koyulduk. Be-
şinci gün Radinpur'a geldik. Mahmud Han ile görüş­ Onbeş ~ Riksan ve çölde gittik. Bir giln Sind sı ­
tük, O da tUrlU güçlükler çıkardı. Sonunda üç arkada. nırında, Vanke isimli şehre vardık. Orada tekrar deve
şıınızı alıkoyarak diğerlerine izin verdi. Yolda Rajput tutup beş günde c;una ve Bağı Feth şehrine vardık
le.Mirleri vardı, fakat beyleri yardım için oraya gelınlş­
MeğerSind padişahı Hasan Mirza kırk yıl kadar
lerdi. Ondan, orada bir yazı aldık.
Sinci padişahlığı yapmış olup beş yıldan beri bir göm-
Sind'e varınca, develer klraJadık ve Ahmedabad'- lekle, ata binemediği için, gemilerle Seyhun ırmağına
dan bizi getiren Batlara ücretlerini vererek geri çevir· açılmışu. Her nereye canı isterse oraya gidiyordi.ı.
dik.
Sind eyaletinin payitahtı olan Tutıe'de sultan olan
!sa Turban Şah, Hasan Mirza'run işe yarar adamlannı
SlND VİLAYETtNDEKt MACERAJıOZJ A.NlATDt
öldürdü ve Nusredabad kalesinde olan baz.inesini aske-
re dabttı . Humayiln padişah adına hutbe okutup nak-
Mübarek Rebiülevvet ayının birinde yola çıkıp, kare çald1rdı.
onuncu ıünü, Rajput şehirlerinden Parltin isimli şebft •
\'&rd-lk. J. ifir üzerimize hücum edince, beylerinin mek- Şah Hasan M.l rza da Bekr'den Suhan Mahm~d
tubunu g,jst.c rdik ve biraz hediye verdik. Yol verdiJe_, isimli sut kardt>şinl karadaki aske re serdar tayin ederek
ve • Yolda bin kadar Rajput kMiri vardır, dikkatli olun• kendısi dort yüz parça gemi ile den~den Mir tsa'nın
diye tembih ettiler. Uzerine gelir.

Ertesi gün sabahleyin yola çıktık. Birgi.in, sabah Orada, bizlm geldiğimizi haber alınca adam gön·
\'akti ansızın. karşıdan Rajput geliyor, diye bir gürill- derdi. Bizi hürmetle karşıladt. Rebiülahir ayının baş­
lü koptu. lannda görüşme yaptık.
Görüldülü gibi, Rl\iput alayı Fakirane biraz hediye arzedince, bu acize hürmel
Deveoiler götürdi.i re::ld·il layı (21} ve ikram e ttiler. Çeşitli hil'atler hedive edip adımw
gayb ordusu koydular.

60 •
61 '
Bu acize ticaret merkezi Lahor'u vermeyi teklif
Bekr'e doğru yola çıku. Hatunu gelip ka\luşunca onun·
ettiler. Kabu! etmeyip gitmek jçin izin istedJ.k. İnşal­
ı;u gü.nü Mirza vefat etti. ·
lah şu kale fethedildikten sonra sıhhat ve selametle gi-
dersiıılı deyip, padişah erendimiz hazretlerine biı Halkın söylediğine göre karısı ıarahndan zehir·
mektup yazdılar. lendi.
Hasılı bizi de Mir İsa He savaşa sevketti. MUslU·
manlar yalvarıp yakardılar.«Tüfeklcrini.ze mermi koy. Br isen avrada inanma ahi
mayın. Biz hepimiz bir kavimız. Karde:;lerimi7 ve ço- Avı-at el anı enbiyaya dahi

cukları mız ekseriyettedir• dediler. Hakikaten de öyle


idi. Sultan Mahmud, meııhum Mirza'nın malını hemen
Sind şeyhlerinden Şeyh Ab'dul Vehhab ile görll· Uç kısma ayırdı. Bir kısmını hanımına, bir kısmını
şUp hayır dua.sın.ı aldlk. Şeyh Mirin ve Şeyh Cemali'y! hocası ile Mir İsa'ya gönderdi. Cenazeyi de Tutte'ye
ziyt.ret ettik. Mir İsa ile bir ay kadar savaştık. Serkuplar gönderdi. Bizi kendi gemisine koydu. Atıru. devesini ve
yıs edilip toplar kullanıldı. Her iki tarfotan da bir çok
c:iier işe yarar eşyas1n1 kendisi alıp karadan Bek-r'e doJ·
ru yola çıktı.
insan telef oldı,ı. Tütte bir adadır. Karşıdan oraya top
kir etmediğ:i için fethetmek mümkün olmadı. Nihaveı • Elli kadar gemi ileMina'nıncenazesi ve hanımı Tut-
• aralanna girip sulh ak.tettik . te tarafına yönelince askerler diğer gemileri yağmalayıp
Mir İsa. Hlima)'lın Padişah adına hutbe okutmak kaçtılar. Tayfaşı2 kaldık. Arkadaşlar tayfnlann yerini a!-
ve nakkare çalmak•.an va.zgeçti. dıl~. Yağma etmek için her ıaraftan Çaıataylar hücum
Yine Şah Hasan Mirza'ya tibi oldu. Oğlu Mir Sa- ettiler. Tüfekle karşı koyup bin ıorlu.kla oradan uzak-
lihi hediyelerle Şah·a gönderdi. Şah Hasarı Mirza da. laştık. Akıntıya karşı on gün kadar gittik.
<>#tuna Mir tsa'nın askere da~ıttığı hazineden geriye
Nasırpur denilen şehre vardık. Bu şehri racalar, yani
kalan ne varSa hediye verdi. Rajput beyleri yağmalamışlardı. Orayı yağmalaclıklannı
O vi!Ayeti Mi r tsa'ya başkent yaptı. Veziri ·Monta orada haber aldık.
Yari ile ferman, ahidname ve tuğ ile yeniden nakkare
gönderdi. Mir tsa'ya tabi olup hapiste olan Argun ve Mir lsa, on bin kadar işe yarar adamla Sultan Mah.
Turhan'dan on kadar Mirza'ntn fier birine hil'at giydi- mud'un ardından giLti. Oğlu Mir Salih, seksen parça ge-
rip az.ad cııi. Mir lsa da orada olan Mirza'nın hatunu mi ile ardınızdan geliyoruz deyince, dUşUndük ve dönmt".
Hacı Begümil hemen gönderdi. yi uygun bulduk. Bir araya toplanarak, başımızdaki be-
lanın dcfedilıncsi için onbir bin ihlas okuduk. Yine
Cemaziyel evvel'in ilk günlerinde asker ile Sultan
"iahmud karadan Mir Şah Hasan l.firza gemilerle Tutte tarafına döndük ve üçüncü glin denizde Mir Sa-
lih1e buluştuk. Bir miktar hediye ile gemisine gittik
63
62
Sultan·~ bir miktar hediye sunduk ve sohbette
Nereye gidiyorsunuz diye sordu. Biz de. •babanız Mi; bulunduk.
İsa gidiyor, biZ de gidiyoruz,• deyince; elsa g-eçti git- Sultan Mahmud da, Hümayun Padişah adlna hut-
ti, siz geriye dönün• dedj_ be okutacağını bildirdi. Mir lsa ile de aralan bulunup
_Gcnı_icinıiz olmodıgJnı, bu yüzden gidemeyccq:imi- ııullı yapıldı. Merhum Mirzn'nın ölUmüne:
__
ıı söyleyınce, onbeş gemici verdi. Zaruri olarak. geriye
döndl.lk, Tekrar on gün kadar yol aldıktan sonra. bir. Şah Haseo-i Sitıd ki Şah irdi veli
gün, Sind kasabasına vard1k. Mir 1sa ile görll.şme Çıktı ecel camını tapu fena
yaptık. Merhum Mit7.a'nın yanında bulunan beyler de Hatır-, gayb etti tarihini
orada idiler. Sulh tarafları olduldanııı savaş nz.alan Cennet-i firdevs mekA,ıı ola (22)
o!_madılını bildlrd.ik.lcri zaman, Mlr lsa, bize saygl
gosterip ikramlarda bulundu. Bizi serbest bıraktı ve diye ıarih duşürdlım. Bu tarih düşürmeyi Sultan Mııh ­
•Bi_rkaç gün daha burada bizimle ulın, inşallah, Mlr mud çok beğendi, hemen OT&da iki de gaıcl söyledim,
Salıh'i Hümayun Padişah'a 3önderecejiz. beraber gi- birincisi:
dC!'rsiııiz, çünkü Sultan Mahmud, sizi Bela'den bırak.
mu. o, Ferah Mirza'run oğludur. Dimağında MU pa· f :rkatin elini tur olur bilmez idim
dlşahlık sevdası vardır• dedi. Fa.kat. acizane bu tek- Asla, ben anın hayalini kılmaz idim.
!iflni kabul etmedim. •Bize ruhsat verin, alınan ge- Ahir beni uçar erti senin aşkuıa anla
mileri bizimle gönderin ve bir elçi koşun. İnşallah, 0 ÖZ halime kalsa senden aynlmaz idim
da (Hümayun) padişah adına hutbe otur ve aranızda Derdimi sana yı#lasa ey meh-i çe,,mım
sulh olur. Bir drm gUrllmün yaşını ben silmez idim
_Devamlı ısrnr edince, elinde olan yedi parça ge- Bilsem beni reduettiğin: ahir ı.enin
mlyı bana 1~lim etti. Bir elçiyi beraber koşup gemi- Her giz cşiıınc ey Peri gelmez idim
ci verdi. Saadetli padişah efendimiz hazretlerine başı­ Hicr ateşini Klltibt ol tanısam
Aşkt volıdn munca 1..aman yılma? idim (23)
na {!'elen n1usibetl yazdı ve biz de yola çıkhk.
Yolda, koca koca timsahlar seyn-ttllc. Kıyılarda.
• ikincisi de şöyle idi:
hiçbir zaman birbirimizden ayn gezemedik.
Yarsız her kaydı. bulsnm beyt-ul ahzandı mena
Simçı'ı ve Macl'lilerlc hcrglin çarpışarak, binbir A.lem ol Yusuf Uk.ıdan aynı zindandır mena
ıP\çlUkle birkaç günde Siyam'a geldik. Düşman ittirmiş beni çün yoluna olm.a z senin
Oradan, Patn ve Duble yolu ile Bekr kalesine ·Dostum, ol söz b!ri vall~h bühtandır mena
vardık . Sultan Mahmud ve merhum Mina'nın. veziri Ş.:rbet-i lalin kılsan da can bir sam ne ten'k
\1olla Yari ile görtışme yaptık.
64

65
.Ey tabibim sana milşkUlirse asandır mena Ertesi gün kuyulara baktık, su bulamadık. Sazı
1lgaç e traum, melamet sengi gönlUm şad olur. adamlar, iam rüzgin ve susuzluktan öliim hail dere-
Gam çcrigin def' içün ol yahşi kurugandır mena cesine geldi. Her biriqe Tiryak-, Faruk verdik de, bu
Atlanııgla Katibi benden! kıldıng hem-sigal halden bin bela kurtuldular.
Nimeting halı.kı begum ol ui)ğ insandır mena Bu hali görünce, çöl yolundan vaz geçlik. (Garip
(24) kişi kör gibidir) derler, Bunun gibi, bh de geriye Mav
Bu gazelleri Sultan'a arz edip gitmek için izin kalesine döndilk. ZQ{rettiğimiz çölde, serçe bilyüklil-
ta'lep ettim. Sultan bu dile~mizi ksbul etti ve Saa- ffünde {carıncalar seyretUk. Beraber olan Sind'liler
det!O padişah :?fe~dimiz hazretlerine bir mektup orman yolundan gitmeye korktular. Sonunda arka-
yazdı ve: daşları teselli edip nasihat ederek,
• • Fakat, Kandehar yolunda, Ö2:bek sultanlarından
Haydar Sultan olt,lu Bahadır Sultan, binlerce adam Kadir olan ince şir efgine
toplayıp kazak olmuştur, biç kimseyi geçinnemek- Sunsa tedarikle sunur düşmana
dir, Re'yi kavi vahid u cif olsa er
Hem Bad-ı Semum zamanıdır, şimdiki vakitte o • Re'yi kavi samtıdır ehl-i zafer
tarafa gidilmez. Birkaç gün durun, slıe bir miktar Biıı, olavuz Vahid u düşman maye
adam kallp Lahor yoluna gönderelim Gerçi orada Bi1.e yeter ayel·i «Kem minfie• (25)
da Ced taifesi vardır, dik.katli bulunun• dedi.
Orada :la bir aydan fazla kaldık. d edim. On tüfek önde, on tüfek arkada ve diğerleritıi
13ir gece ıilvamda valimedi gördüm. •Hazreti Fa- de ortaya yerleştirdim. Hak Teala Hazretlerinin ni.ha·
tıma (R.A.)'yı düşümde gördüm. Senin sıhhatle gelme- yetsiz inayetine s1ğı.narak yola revan olunca, bu vazi.
ni bana müjde kıldı .. dedi. Sabahleyin voldaşlarıı mü.i- yeti gören Sind'liler de bizimle can alan ormana gir
de haberini verdim \le Sultan Mahmud'a vanp vak'a- dller. Bin bela \·e mihnet ile on günde Oçi'ye vardık.
,., anlattım . Muı laka gideriz deyince ruhsat verdi- Şeyh İl:>rahim ile görüşüp duasını aldık. Şeyh Cema1t
ler. Bir yahşi at, bir katar deve. bir hayme, bir şam­ ve Şe.yh Celili Hazretle,tj (K.S.) ni ziyaret edip, mü-
yane. yaniı snycban ve yol harçlığı ihsan buvurdu. t>arek R.amazan'ı Şerif'in evvelinde yola çıktık.
iki yüz elli hıt.lı Sind si,ivarisi koştu ve Hümayun Pa- Kare n$rini kelek baflayıp geçince Sindlilori
dlşah'a bizi dinlemesj için bir mektup ya7.dı. serbest bıraktık. Oradan, Ab-ı Maçvare'ye geldik.
Mübarek Saban'ın orıalannda yola tevan olduk. Orayı da gemiyle geçtik, Orada beşyilz .kadar Ced
Sultan Pur volu ile beş günde Mai- ulesine var- vardı. Faka~ tüfeklerden korkup hiçbir şey yapamadı­
dık . Orman yolunda Ced taifesi vardır deyu çöl yolu- lar. Oradan da yola revan olup onbeşinci gün, Ra-
nu tercilı ettik. mazan'ın ortalannda şehri Multan'a geldik.
P: S
67
Bıı arada, bir ay kadar bir zaman geçl i. Bunun so-
nunda hepimizi pndişah'a gönderip yanımıuta da
adam koştular. Zaruri olarak yola revan olduk. Derya-
H1NDtSTAN DİYARlNDAKt SERGOZEŞTf yı Sulıan-Pur'u gemilerle geçip Hisar·ı Firuı Şah yo·
luyla yirmi gün kadar yürüyerek Zilkade'nin sonlann-
BEYAN EDER da Hind Pay·ı tahnna, yani, Dclhi şehrine varınca, Hü-
n1ayun padişah haberdar oldu. Han, hanan, diğer ban-
İlk olarak, şehr·i Multan'da Hz. Şeyh Babaad- !ar ve sultanlann 400 fil ve binlerce adam ile Saadet1Cı

Din Zekeriyya. Şeyh Rilkned·Dln ve Şeyh Sadrud-Din Padişah Hazretlerinin iı1..eı ve hürmetine karşılamak
(Allah onlara rahmet ctsin)i ziyaret ettik, Şeyh Mu- için gönderdi. Bu acize de bir at, iki hil'at ve harçlık
hammed Racu ile görüşme yapıp duasını aldık. Mir 2önderlp o gi1n orada Han-Hanin büyük bir ziyafet
Miran ve Mirza Hasan Sultan ile görüşme yapıp mü· vapıldı ve Diyar-1 Hind'de Divan (toplantıları) gece ol-
saadeleri alındıktan sonra Lahor'a do~ yola çıktık. duğu için akşamleyin ta'ıım ve tekrttn ile Padişah'ın dl.
Sadgire'ye varınca orada da Şeyh Hamid ile görüşme van-ı HumaYlJnuna götiirüldill<.
\·apıp duasını aldık ve oradan Şevval'in evvelinde (Hediyye, hediyye edenin kuvvetine göredir.) sözü
Lahor'a vardık . • ~ereğince, acizane bir mikdar hediye arz ettik. Padiµb
ile mü1flkaı yaptıiımızda, Hindistan fethi için
Meğer, önceden Hindistan padişahı olan Şir
Haıı'ın o~lu Selim Şah vefat edip f skendı>r Han pa.
Sah·ı cem rutbeı hümayun baht
aişah ofunca, HümaYlJn Padişah bunu işitip Kabil'den
Yedi iklim Hint ki çün ateş
Hint'c yürümüş, evvela Lahor'u alıp zaptederek içine
Kırdı Etganını Delhi nl aldı
~dam kovmuf, kendisi şebr-i Sıhnnd (Sehrend) önUn·
Boldu fcrmanberi bari sevkeş
ue lskender Han ile karşılaşıp onu basarak dört yü.,:
Ol fet ihe et Liler tarih
fil ve darbzenleriyle dört yilz arabasını almış, İslcen­
Talil devlet Humayuneş (26)
den Han kaçarak Mankut ishnli kaleye girip bir mik-
ıar adam ile Keşmir Minalanndan Şah Etıu;I Mo!ali'· diye tarih düşürdüm ve iki gazel arz ettim.
yi s~rdar ederek ardına salmış. Kendisi Delhl'ye va. •
np hanlnrıııdan Özbelc tskender Hırn'ı Agra'ya gön· E~er ki halime rahm itmesey habib benim
dermiş. Nice han ve sultanların kimisini H.isar-ı Fi· tıacı kayda tapar derdime tabip benim
ruz Şah'~ kimini de Sibnel. Beyane ve Ken'lli~'e gön· Visal-i yari bana kılmaı idi hak ruzi
dermiş, hC'r ta.rafta beyler ve askerler savaş ilıere Ezelden, ey dil egeT' bolınasa nıısib benim
iken biz de Lahor'a varmış bulunduk. Şehir hakimi Şarab·ı· la'lin için mest olundu ey saki
olan Mina Şah yol vermeyip; Padlşah'a gitmevince Meğer ki girmegey ilgimge hiç rakib menin
yol yok dedi. Sonunda padiş;ıha halimizi arı.ettik. OT-
duyu ,Hümayun'a gönderin diye emir geldi
68

1
69
R. !va mi du r dlm eg ey sin mi n içi ln he rgi z •
«P ad i$a h Ha zre tle rin e elç i gö nd eri p sen
Ni çu n du ru r gam-ı hlc rim de n ol ga rlb in ö1.rünU
me nin arz ed ell m. • diye bu yu rdu kla nn da :
Yü zln i Ka tib i gö rgc ç he za r işve bil en
Fa br- i Ka ina t Ere nd im .iz: «S uç ola n
Ku l ett i gönlUmil ol şuh-1 dll fer ib me ye rde n sa-
nin (27) kınınız.• bu yu ruy ork en be n
bu nu iht iya r ed em em . Zi-
İkinci gaz el: ra ka sd t olanık bu vilAyete gelmiş \1e
bu rad an RCım '•
elç i göndenniş olu rum • diy e tur lü yal
.varıp yakarma
Vasi üm idi m yo k be nim muştakiruy -1
ile izi n liltfC)•le yip •fa ka t şimdi Uç ay ya
ya rim in ğmur me vsi -
Ar zu kılmam behiştl Aşık-ı dildanmın mi dir , yo lla r kıştır. Gi tm ek mü mk ün de
lil dir. O za ma -
By tab ibi m eşiğin danış şlfas1dan ba na na ka da r du rum Hu su f ve kü su f'u Ze yç
ve bü tün tak -
Şerbet-i la1 ini bir de rdi n bil en vim ler e mü rac aa t ed ip us tur lap yardımıyl •
blm an nu n a yo lun u gö s-
Akl u fik r U sa br u bu.şun kıldı ya tm a a.ş ter . La ire- i Mu ad dil ris ale sin i ok u. En er
k-ı ya r Uç ay da n evvel
Vadl-1 hlc ran da kaldım ne kılşan oaça olu rsa, bu yu run gidin, izi n siı.e.• diy e ab
nnım d u em an ett i.
Me cli s-i ha ssa rak ib nıyi siy eh ni ça lm a Za rur i ola rak ora da du rdu k. Gi tm ek ten
me'yus ola ra~
Saldyat şeld1 ka blh ind en anın biz.anını «Rahatın bir inc isi ye 'stl r» söz
n ün e uy du k am ma . ne ge -
KAtibt, Hu srn bo lup tur na zm ara şirin ce mi z ge ce ne gü nd üz üm üz gü nd üz. Hi
ke lam ç ra lu l yilzO
Va sf- u la' l-i yA r bir le me n şUlrllri gö rm ed Jk. So nu nd a, padişaha yukarıda
da adı ge çen ri-
go fta rum in (28) sal eyi, başından so nu na ka da r ok uy up
us tur lab ile
Hus uf ve kUs uf olayını gö ste rdi k.
Bu ga zel ler de n Padişah ço k zev kle nd i Ok re tam am en fet he dil di. On un fet hin e
lzi n tal ep da ir de he -
etl ili ml zd e riz a gö ste rm ey ip bu ha. kir me n bir tar ih düşürüp:
e YUzlUk vaz ife
ıle Perkene- ı ha rac a cay k ir ve
rdi ve he r yoldaşa yUzbin •
ak çe dir lik tay in ett i. Ac iza ne bu tek lif Fe lek .-r if'a t Hu mayu n
i ka bu l etm e~ Şah Gazi
yip git me k içi n izi n tal eb ind e bu lu nd Sa lar pe rte v livasın mi hr u ma ha
u~ da •B ir yıl
ba ri biz im le bu rad a kalın• diy e ısrar ett Yetişti Ki nt' ine kıldı De lhi 'ni fet
i. h
Bu ısranna da cev ap ve rip «S aad etl Q Pad NUzCll ett i hicar- ı din penaha
işah Ha z. Yapardı nic e hanını ög.re sar
ret ler inl n em r-i şerifleriyle de rya ya çıkıp ı
düşman-, ha k- Ve rip kö p ist im ale tle r sip ah a
sa r ile cen k ett im . Tufan ile diyar-ı Ht nt' e dü.ştilm . Be- Devam -ı de vle tin de fethı anı
nim d.:vle~ kapısına va rm am !Az.ımdır n
ki bö yle ce lcUf- · Mü ye sse r bo ldu , mi nn et ol ila ha
fan ha ks ar ın ab va lj de vle tlll padişah ha
zre tle rin e ma- Et ti on a bir eksik li tar ih
lilm ola. Um ulu r ki bö yle ce villiyet-1
Güceraı kAfirln Mü ba rek bo lsu n ög re padişaha (29)
e lin de n ku rtu lur " de dil im de :
de dim .


70

Bu tarih çok beğenildi. Bir gün mevzuu getirip, 71


Sultan Mahmud Bekıi'nin durumunu al"%ettik. BiT
mız-dadünyada kim nasib boluptur ahirette hem yUzU.
ahid-name göndermesi için taJeb ve ricada buıundu.k,
kabul ettiler ve bir ahidname gönderdiler. Tuğra yeri- münce bolgay.»
ne ıağferanh elini vurdu. Sultan Mahmud'a gidince, diye enva-i muhabbetler arz etli.
Sultanın veziri Monla Viı1 bu acize bir meknıp gön-
Monla Yari'nin mektubu da -şöyle idi.
derdi.
MONLA YARf'NlN MEKTIJBUNUN SUR.ETİ
Sultan Mahmud'un Mektubunun Sureti
Yukarı tabuğıda arz-ı dua ve sena(ian song ma-
İştiyak ve anumendHkJardin söng söz ol kim ta-
ruz-i re'yi mihr-i aray ve z.amir-1 ferah efzay ol kim ts
bik-i muhibbi devlet mUIAkaı ve saadet makalatdan
bu zerre kalil'ul istitaat-u devlet mülazemet vesaadete
mahrum bolcu. Gicc ve gündilz. bu fikir ve ıiklrde idi
muvasalattan mahrumdur.
kiu1 «Ya Rabb; kaÇ'<tD bolgay kim ol saadet- penah Haz-
Lahza belki lemha yadlanndan gafil imas.
reti Padişah zafer destgahın dergahında her sözüne bu
fakir-! dinin arasında devlethalik bayed otub tavr-i
Çu gurbet içre mena vaslıngız nasib imas
..ne yeıi göıilb her kil u kali ktm ol meclls-i Alfde o Men garibni ger sorsangız garib imas (31)
bükay barçani meşruh bitib; boyatip sarıy bargeyler.
Bu esnada adam gelilp tac u hasse ve meftuh ve
Dahi ol Hazretten ahidname biı·la mektub-i şerif kll-
ton geturup fennan ve ahidnamenl birdilar. Çiin Haz-
turmadılar. Hazret-! nüvab•i sultan ve bevasir-i vadii
ret-i Padişah-ı Dın penahın mUbarek pençelerini ol fer.
hicrangaysı külfet boldu. Ve her ı.aman sultan eyturlar
man yüzünde bu fakir gördü bildi kim bu niyabeı ol
kim olardan köp menfa'! biz hi1.met ş:ıyeste krlmadik
seadet penahindir.
ve taksir köp boldi.

Za'feranliğ pençesi ,&On ~nçesini lcildi pest


• dost hilaf-i dos-tdari kılma
Ev
Bu mesel meşhurdur kfm dest der balayi Gurbette koyup köp, men,a han kılma
dest (30) Gafletini unut munca mening halimden
YARI'ni unutma terk-i YARİ kılma. (32)
Ve ol ferm~nın haşiyesinde Hazret-i PadiŞah-i din-
penah özleri gelin gevher nisarlan bllan merkum kılıp Çiin ıtnab-ı mucib-i melal hatır irdi; bu rubagıga
ırdılar kim Vahid'üd Dehr; Feıid'Ul Asr Emir Seydi AU
ihtisar ktlıp dua bitildi. diye sonsuz niyazlar arz erti.
barl söıüngni arzga yeti gördU ve derece-i kabul tapti Sulıan'ın mektubunu padişaha arz ettim.
deyu buyuruliş. İnşallah bu rabıta ki sizlng blzimg ara. «El e lden üstündür» misalinden çok ho~landı. Ve bu
h a kire. rubaive
• karşılık vermemi teklif buyurdular.
7J
Ruhları. keyfiyel-i meyden kaçan kim aldur
72 • • Sakiya tanır mısın ol gülçebre ne hoş baldur
Nakd-ı ömr nikini meta-ı vaslgaharç ıtgirun
Tam zamanıdır c1il~üncesiyle •Memur özlirlil. ö.zilr do Dil bilen kengeşnl koy aleme ol dellAldur
insaola,nn en cömeni yanında makbuldür» diyerek Mü.rdeJer ihyasında la'lı mesihadır veli
arz-ı cevap ettim. Zülf-ü cadu, çeşm-i fettan, gamzesi kattaldur
Lebleri · yarin çiçektir, dil niçin meyl etmesin
Dest-i hun aludin etti pençe-i me~ını pest Her ntm-rese kim çiçek bolgay gönül
Bu meseldir iJ arnkim dest ber balayi dest meyyaldur
Ol leb-i meyg(lıı eğer mecliste bir dem bolgay Tilbe bolup yığlama kulaş l:>ert dib ldltibt
Sakj kan yığlab sürahi cam-i mey bolsun şikest Sim eşk birla denin-i sine mll'a mfildur. (34)
Mcst·i aşka ehli tak.va ta'ni ko:,ısun ittiniz
Daima hoşyar arasında bulur mazur mest tlcincisi de:
Zahirin görme kişinin batinga kıl nazar
Zahida ma'naga bak adam imas suret pcrest Çin dunıruz lafınga cadulı~ anı vılgan imas
Ba'is-i keyfiyyetigni kayda zevk itgey senin Kfifr isnadı hattına ey sanem bübta.n imas
Şerbet'i la'lini birmen basta ki deruni koy
İçmegan vahdet şarabın Katibi n.ız-i elest. (33)
Ey tabibim el benim derdime hiç derman imaz
Söylediğim bu gazeli Padişah gördü, ve çeşitli ih- Ayb ımes mu laf-ı aşkı urak kilup uşşak ara
Aşk meydanında anıng kim başı caltan imaz
sanlarda bulundu. Bu :,ıc.iz kula «İkinci Mir Ali Şir• di-
ye hitap buyurdu. Aciz de •İkinci Mir Ali Şir,, demek Yira ilin kılmasun ağyar blrla goft u guy
Hem nefs bolmak meleği şeytan bilen çesban
•reva defildir. Huşe-Çin olmaya muktedir olsak razı imas
olurduk,,. dedim.
lyd vaslı birgey il ol kaşı yaynıng (katibi)
Padişah t~krar •Allah lıakkiyle bilir ki bir sene bu Kıble den yaıısun yilzi her kim opa kurban
•arzda Çağatay tayfasına haydi haydi Mir Ali Şir'i unut- imas (35)
tunırsun• deyip çeşitli lütuflar gösterdi.
Bir gün yine sohbet esnasında, Padişahın yakın Bu gazeller ,rilayet·i Hint'de meşhur oldu. Herlc~-
sin dilinden düşmez oldu. Birgün, Mirzalardan Padi-
mirzalarından Hoş-hal Bey isminde, Padişahın ok-
şahın afttM>eciı.i Abdurrahman bey isimli bir genç -ki,
yay kurucusu olup onunla mubabesede bulunan defer- yeni yetişmiş olup o da padişahın makbulü ve hayli
Ji bir genç, bir münasebetle bu acize iki gazel teklif nazlısı idi. - Ekseri hususi sohbetlerde hazır bulunur,
buyurdular. sohbete karışır. dedi-kodu ederdi. İle de şiir mubahe-
Kafiye ve redifini tayin ettiler. Arkasından mec-
lıs-i Humayunda okudum.
74

sesinde bulunup, bu mlinasebetle ild gazel söyledim. 15


Birincisi:
c - Padişahım, Rum'dan maksadınıı Rum'un mer-
' Ol perlçehre kaçan naz eylegey kezi ise. o Sivas vilayetidir. O zaman Hindistan çoktur.
Nalege ~şak ağaz eylegey Fakat Padişah-ı Rum'a tabi olan memleketler ise Hin-
Yerldir ol goncanın dil-i biiJbWii distan onun onda biri kadar yoktur.• diye cevap ver·
Gülşen köyünde pervaz eylegey djm_ Pad4ah ta «Maksadım tümüdür• deyince, •Padi-
Aşık oldur bezm-i gamda sa.kiya Şahını, bu bakirin hatınna gelen şudur ki, İskenderin
Nale sin neybırla demsaz eylegey dünyaya hükmedip yedi iklime malik olması, galiba Pa-
!th:r ile hem sif-al eyl2b beni dl$ah-ı Rum olmasındandır. Zira, rub'u meskOn'un bo-
Ömriinü alemde mümtaz eylegey yu, (w:unluğu) ıso· ve haltı istiva (ekvator) dan eni
Dilber oldur aşıka ey KAtibt 66' dir. Astronomi kitaplarında onun gen.lşliiP dört bin
Lutfunu köp, cudini az eylegey (36) kere bin ve 668670 fersahtır.
Buna göre, bunlann hepslııi gezip, buralara hük-
İklncisi de: ,
metmesi kolay değildir. Galiba her iklimden Padişah-ı
Teşbih edip lehine özUn bade kıldı nef Rum gibi hissedar oldu da, onun için yedi iklime hük-
Nergis gözünge obşar itermi human def' metti deniyor.• deyince "Padişah-ı Rum'un yedi iklim-
Davet ı;ııüyesser ()1$8 dua bırJa ol peri de yeri var mıdır?• diye sual etti.
Ağyan bir dua bilen asan irurdi def'
Cevaben cE.vvefA Yemen, I. iklimden, Melcke-i Şe­
Ol ay, hicab iter yüzini zengin abdOş
rife O. iklimden, Mısır, ırr. Udimden, Halep IV. iklim-
Kil ey sabah yetiş aradan kıl hicabı ref'
den payitaht Konstantiruyye V. ikUrnden, Kefe VI. ik-
Gördi.ikçe kameti:nge su.cud ettjğim bu kim llmden, Budin ve Beç 7. iklimdendir.
Dirler nemaz caiz imacı bolma)'lnca şer Bunlann herbirinde Padlşah-1 Rum'un 'Beylerbey-
Yanıp yıkılsa dil no'ladır demin KAtibf
terl ve kadıları olup. hüküm ve idare ederler. BurJdan
Nar-ı fırak barçe-i vücfidum kıldı sef (37)
başka -Hakikatini Allah Bilir- vilayet-i Giicerat'ta
Surat isimli liman da, Hoca Bahşt ve Kara Hasan isim-
Velhasıl, onlarla mübaheseden gece-gün, bir an bi-
li aşıklardan işitildiğine göre Çin vil§yetinde bayram
le geri kalmadlm ve hiçbir vakit padişahtan ayn dur- olur. Aşıklar bayram nalı')&ıı kılmak isterler. }ler tai-
madun.
fe. kendi padişahlan adına hutbe okumak arzu ede,r. Di-
Bir gün, padişah bu hakire:
yar-ı Rum aşıklnn da Çin Hakanına varıp •Bizim padi-
• - Vililyet-i Rum mu y~ksa Hindislan mı büyilk- şahımız Mekkc vtı Medme ve klble padişahıdır• diye
tür, diye sual soru::c::ı:
arz edince kllfir iken insafa gelip ,.Mekke ve Medine
padişahı adına hutbe okuyun• diye hilkmeder. Rumt
aşık tar hatibe hil'atler giydirip fil Ü7.erinde- şehri "'"'-·
76 • 77

dirirler. Sonra bayram namazı kı\ıp Çinde Rum Padi- "Allah'a yemin olsun ki bu daha güzel• diye be-
şahı adına hutbe okunur. Böyte bir durum başka ki- ıendfğini izhar eui. Bunu burada anlatmaktan maksa-
dımıı., matlalJ zikretmek değil, Humayun Padişahru
min hakkında olmuş-tur?• deyince, ins:ıfa geldi. Han-
larına ve sultanlanna hitaben cıffakikaten yeryüzünde iki matlağ ~rasında tereddüt edip bu daha güzeldir de-
ylşinl belirtmek içindir.
padişahlık namı Devletlll HUdavendig§r'ın hakkıdır,
başkalannın değildir.• diye itiraf eyledi. Bir gün de, Yine birgün, Mirzalardan Mühürdar Şahin Bev
Kınm Hanından sual edip «Ona da saltanatı saadetlQ Pa. isimli padişahın makbul ve sırdaşı olan gence gittim.
Padişahtan izin talep edip, sebepsiz izin isteme ol-
dişah verirı. diye cevap verdiğimde : «Onun hutbede ken-
masın diye de iki gazel yazıp beraberinde gönderdim
di ismi okunur diye işitildi.» dedi. Buna da: .-Padişa­
hım; pacllşahımız di#er padişahlardan umumi bir imti- Gazellerden birincisi:
yaz olarak hutbe ve sikke sahibi padişahlık ihsan eder»
deyince, sözlerimi kabul edip, padişah hazretlerine Her seher ey yüzU gül gUL5en köyiinge yanp
dualar ettiler. Yı~lar ahvaline elli, şebnem eşklmni tarib
Cörgeç ey gonce dehen gUI yilzüngi gillşende
Birgün, padişah ıle Delhi şeyhJerini ziyaret kas-
Gül bilen gonce hacıl buldu hayadan kı.ıanp
diyle ata bindik. Şeyh Kutb-u'd Din Pir Delhi Şeyh Ni-
By tabibim dU·i mecruh şifa tapsa ne yAr
zam Veli, Şeyh Fend ŞUkrkenc, Mir Husrev Dehtevt
Sen şeker lebini kam bağrıga bir lahuı sarıb
ve Mlr TiUseyn Dehlevi'yi ziyaret ettik. Mir Husrev'in
sandukası başında merhumun şiirlerinden okuyup din~
YilreAim hlcr elemi barla niçün pUrhCındur.
)edik. Gör gez ey dil, anı Ol hunige bağrıngı yanb
Katibi sen reh-1 aşk içre seramed boldun
Derya-yı ebrar'1n matlağ-t ve buna nazire olan Taşla Ferhad ile Mecnunu, alar kaldı harib (38'
matla~ar anıldı. Orada bu harikln kalbine bir matla~ İkinci gazel de:
doğuverdi . · Kiprl~ okuna kaşı yarın keman yasar
Padişaha: .. Gerçi kllstahlık olacak ama, Mir Hus- Dil'! simin Uzre penbe-i dağın nişan yasar
rev'in rubaniyyetlnln kuvveti sayesinde, içimde bir Mağrur bolma hüsnünge ey kaştan keman
matlağ doğdu• deyince, padişah: ııOku!10 diye israr eMi. Rüstem lering kemanını ahır zeman yasar
Bltab bolsa dil tab-1 hlcrin~den ey pert
Bir parça ekmeğe kanaat eden kişi en büyüle Ahım terahhum eylab ona s ayeban yasar
kişidir, Kasr ,•isal-i yare gönül kılmağa unıc
Onun işi, bütün alem padişahlannınklnden Aşık, kemend-i ah-ı ona nerdllban yasar
daha iyidir Dil riştenge çıkartır eşkimnl K4tibt
Ohşar "ki yare barmağ içün armaAan yasar (39)
diye söyleyince, p~dişah bir hal olup:
79
'
tekrar at, baştnn ayağa giyecek ve yol ferman verdiler.
78
Bu gazeller arada bir bahane idi. ·Sayısız laıaxru ve Gitmek üzere iken -A.llah'ın hikmeti- (Hümayun
niyazda bulunduk. O da çeşitli vaadlarda bulundu. Ni-

Şah) cuma günü akşam namazı vaktinde halka görün-
hayet bir gün sevinçli haberi getirdi. •Ruhsat verildi; düler. Kasr'dan çıkarlarken ezan o~unuyordu. Adet-i
halini naırnen padişaha bildir• deyince hemen bir ar- şerifeleri üzere daima ezan okunurken hürmeten di;ı
2.uba\ yazıp: Ayağımızın bağlandıAı yetişti. Bundan böy- çöküp otururlarch. Yine öyle yaptık ve orada (Tedbir
le giıme zamanıdır• diye halimlzl arzettlm. Bu müna- takdiri bozamaz) sözünde olduğu gibi merdivenden
ı;ebetle de iki gazel söyledim. Birincisi: düştüler. Mübarek başları yaralandı ve kollan kınldı.
Halk birbirine girdi. Bir • iki gün d:tha orada kaldık.
Devleti senin bilen c.ier ey dil bulursa yaı· Etrafa nameler gönderilip «Elhamdil Lillah Padi-
Kı•gay vefalar ol sanem-ı şutı u şivekfır şah iyi haldedir• diye haber salındt. Fakirlere sadaka-
Bir biı· kakılsa hak-i rehin ey peri lar daııhp askere in'am ve ihsanlar verildi.
Tevflr akçe bolmayaydı anın olupta ipar Merdivenden düşüşlerinin üçüncü günü; pazartesi
Şeftalu sürsem ol leb-i unnablannge ger giinü dar-i zahmetten dar-ı rahmete inti.kal ettiler.
Her kaysı bolsa huşımidip itiirge nlr-ı yar (Şüphesi,: biz Allab'ıruz ve yine O'na döneceğiz)
Git)•e kı1up eşikge yüz sürttü~m bu kim (1) Oğlu Cclalu'd-Din Ekber Mirıa ; Han Ranan ile Sah
Göz yaşını bı>lursa suyırg,al Jcılay nlsar Ebu'I - Meali'yi görmek için rlaha önceden gitmişlıırd~
Yukan tabuğıda şeha korka imni Onlara; ciddiyeti hemen bildirildi. Padi~ahın huzurun·
Derdini Kıltibl sanga arz eylese n1bar (40) da olan hanlar son derece müteessir olup: Şimdi hali-
lkincı gazel Rılm ıarzında idi: miz nice olur.. diye üzüntülerini belirltiler. Aciı.ane
onları tescili ederek: Merhum ve mağfur Sultan Selim
Gafil olma düştiiğün yer mülk-i. Hindistandır Han (Allah'ın rahmet ve ma'flreti üzerine olsun) Haz·
#

Meyi edip orda kalanlar cümle sergerdandır retleri ahit~te irtihal ettikleri 7,aman Saadetlu PadişaJı
Alemi geşt eytiyenler dediler bllittlfak tahta geçinceye
,.. kadar merl}um Piri Paşa çeşitli tedbir-
Hak budur dünyada cennet, memleket-ı ler aldı: ..ıl,lalk haberdar olmadı. Siz de öyle tedbir alın
· O'imandır ki, oğluna haber gidince, kimse haberdar olmasın.• dt"-
Vanp anda bir nazar görmelc ehibbanın yüzün ylnce, onlar da gU:tel tedbirler aldılar. Eskiden olduğu
Bilmiş ol c ' hasta dil her derdine dermandır gibi, divan şöleni çekildi ve padişaha itaatlerinden do-
Düş ayağına HUmayun Padişnh'ın ruhsat al layı, umeraya, adet i.izere bahşiş daııhldı. «Padişah
Oaima düşmilşlere anın işi ihsandır. Çarbağ'a gidiyor.» diye at hazırlandı. Hava iyi değil di-
Meyi ederse kalmaya dil-i hfl 1-nndi~tanda
KAtlbt uymasın ona ol dahi oıtJandır (41) (I) Kur'an·ı Kerim Bakare Sılresl, Ayet: (156)

Bu arzuhal ve gazelleri görüp merhamet ve şef­


- •

kare grlcrek ruh&ar inayet buyurdular. Bu bendov~ de-



80 sı
bulunduğu tarafa yöneldik. Kelinur'e vardık. Oradan
ye vaz geçildi. Ertesi gün halka cGöti.lnüş var.• diye ilin Kale-i Manküt karşısına vanp Celd_lu'd-Din Ekber
edildi. Fakat müneccimler bu saat iyi değildir diye men padişah ve Han Hasan ile görüştük.
edince, askerler çok sıkıldılar. Mirza, Bayram Han'ın hocası Molla Y'ır Muham-
Sonunda padişahın musahiblerinden olup bo~ med'i gönderip eşimdi fetret zamanıdır. Birl:-aç gU,n
ktSa olmakla beraber, yüz cihetinden padişab'a benze. burada bizimle kalabilirlerse vi!Ayet·i Hint ve Sind'ln
yen Moola Bikest denilen şahsı, üç gün, denize bakar ne tarafını isterlerse onlara gösterilir» diye buyurduk-
bir eyvan üzerinde tahta geçirdiler. Padişah elbiseleri- lannda bu fakir, derhal merhum padişahın ferman.
ni giydirip yüzünü gözünü sardıbtr. lanru alıp, ölüm dolayısıyla bir tarih ve merslye gibi
bir gazel söyledim, Bunu heı-Pen huzura arzettim.
Hoş-hal Bey başucunda, (Mir Menşi) yanında du.
nıp bütün sultanlar, Mirzalar, reaya ve avam, geUp de· Hi~d içinde bir Humay irdi, Humayun Padişah
niz kenarından padişah'ı görüp dualar ettiler. Şadiyane Bir dem içre boldi şu nakkar tıyledi azm ate
çalınıp doktora hil'at giydirildi. Böylece, padişahın sıh­ Ol musibetni işitgeç kaçgırıp -zari bilen
haua olduğu bildirilmiş oldu. İttiniz tari)li fevt boldu Humavı,.. Padişah (42)
C O r .•

Hemen ertesi gün, wnera'ya gidip veda ettim. Pa-


dişahın sıhhat haberleriyle RebiUl-evvel'in ortasında, Bu münasebetle şu gazeli de arze'\tim:
Perşembe günü Lahor'a doğru yola çıktılc. Şehr-1 Su·
nlpet'e oradan Panipet'e, oradan Ktrnal'a geldik. Sonra Arz-ı cevr u cefa ımas şahı bolmadın

Tanasır'a oradan da Şehr-j Semaniye'ye vardık. Sakın uşşaknın ey meh-i hodnin ahı bolmakdın
l. Şehr-i Rum'un eşiğinda banp daim geda bolmaic_
Orada, hakim-i hükumet olan Kara Bahadır Sul- Menkaberan durur kop Hind u Sind'nin _şahı
ıan'a «Padişah halka göründü,. diye ~bel" verip her bolmakdın
yerde « Padişah sağdır» diye. soranlara cevap vererek Habibin köyUnda mena rakib olmak tılar hemrah
Sihrind yolu ile Maçvare'ye oradan da Baçvare'ye var- Rodaya meni sen sakla onun hemrahı bolmalcdın •
dık. Meni öltürse ol, b<tn1 koyun, meogi kllıng ter'ip
Sultan-Pur nehrini gemilerle geçtik. Epey bir yol
Meram oldur kişinin kişi devlethahı bolmakdın
Vefa kılmak. milyesser bolsa saoga ol cel'a-ptşe
aldık ve Rebiül-ahir'i.n C\'Vellnde tekrar Lahor'a gel-
Rak1bin KAıibi gam tartmağın agabi
dik. Celalu'd·Din Ekber Mil'%8 Padişah oldu. Orduya
bolmakdın (4)
cülus bahşişi da~ttı. Lahor ve di~ yerlerde adına
Mirza. babasının fermanlarını görünce bir hoş
hutbe okundu. Lahor haldml Mln:a Şah bize yine yol
oldu. Ruhsat verip dört bin kadar adamla beraber,
vermedi. •Padişahtan emir geldi, Kabil ve Kandehal' ı
F: (i
ıaraflarına kimse gidemez» deyince, tekrar padifiahın

• 1
82

tekrar J..abor'a geldik. Şah Ebu'l Meali'yi tutup bağ­


83
layarak Lahor kalesine gönderip hapsettiler. Düşür. Çölde çok sayıda cimış bulunur. Bunları da fil-
Jüğüm tarihe ücret olarak bir pervane hediye ettiler. lerle n,•Jarlar. Mesela fillerin üzerinde kapalı duracak
Her birine birlik harçlık lütfeilildi. Beylerle Lahor'da yerler yaparlar. Bunların içerisine adamlar girer ve
toplanıp yol hazırlığına başladık. sahalarda dolaWı lar. Fil camışa erişince, iki dişiyle
Hint'in acaip ve garaibini seyrctfik. Garaibinden onu yere bastınr, a\'cılar da üzerinden inerek keser-
biri şudur: • ler. Camış'ın çölde yaşayanını da bu suretle yakalar-
Buranın k~ferestne Gücerat'lılar «Banyan» Hin- la,. Fakat bunun kuvveti, diğer hay,•anlann kuvveti-
distanlılar •Hindu• derler. ne benzemez. Bunun dilinde öyle bir kuvvet vardır
Bımlar kitabi olmayıp alemin k.ı.dim olduğuna
ki, atlı bir ~mseye vursa, alından düşilrür.
kaiJdirler. Hatta merhum Hümayun Padlş..Jı'tan, bir ıaman,
Birisi ölünce, ölüyü ı.ahibine yükleyip su kenarına J<av-ı kattas'ın biri, adamın birini kovaladı. çaresiz
getirerek ateşte yakarlar. Erkek ölilp kadın geride kalan adam. yüzü koyun yere uzandı. llavvan adamın
kalırsa eğer ihtiyar ise, onu yakmazlar. Eğer kocay~ topuğu1'dan başına kadar her tarafını ,,aJa(lı ôiye ye·
varmaya muktedir ise ister ıstemez yakarlar Kadın min ettiğini işitmiştim.
keudi isteğiyle yansa, ka, mi tazlarla eğlenceler yapar- (Camış) Kattas'm iyisi vilayct-i Bahrayic'de ol.ut.
lar. Eğer ehl-1 İslam'dan bir talı:ım kimseler toplanıp Galiba. Bahri Kattas demek, Bahrayic'den kısaltıl·
yanmak isterken ellerinden zorla alsalar alanın mül- mıstır. ÇUnkü Kauas kara hayvanıdır, deni?. hayvanı
değildir.
kü olur, ırk davas1nda bulunamaı.lar. Onun lçin pa-
dişah tarafından yanarken halk mani olmasın diye .Ejer Hint diyarınm şaşılacak şeylerini anlatacak
adamlar hazır bulunur. olursak, mev2u dışına çıkmış olunı7..
Neyse ki. Rebiül Ahir'in onalannda, Lahor'dan
.Buranın tuhar adetlerinden birisi de şudur: Kilbil'e doğru yola çıktık. La.hor nehrini gemilerle geç-
Burada talimli ceylilnlar vardu-. Bunlann boy- tik. Bundan sonra. karşımıza büyük bir neh!r çıktı.
nuılannda kemend otur. Vahşi ceylAnlann yanına sa- Karşıya geçmek için gemi buıamadık. Ket'!er vanı se

larlar, vahşi ceylanlar buntan göriince-, «cins cinsi rir ve göze (de-ıti)Jerle kelekler bağlayır nehri geçtik.
çeker• kabilinden, onlann yanına gı::lip baş başa ve- Oradan da Bcherc'yc geçtik. Behere nehrini de gemi·
rirler. O zaman talimli hayvanlar bovnuzlanndaki terle geçtik. Mir,.a'nın pervanesini Bchere Sevyid'inc
kemendi onlann boynuzlarına geçirip kendilerini gösterip «A1lah'a yemin olsun ki Pndisah vefat edin-
yere atarlar. Ceylan hareket ettikçe kemend sıkılır ce, halktan mal alınmadı, henü7. üıerlerindedir. Adam
ve kaçamaz. O zaman gidip onu yakalarlar. BUtün \>azifelendirip üç-dört günde toplanıp kusursuı tes-
Hini diyarlarında ceylanı bu usulle ııvlarlar. lim edilsin• dediğimiz znman., yol arkadaşı olan Mir
Bablls ve difer beyler ile müşa\tertı ettik. Şah Ebu'!
Menli. L'\hor kale~indı:n kaçıp belirsiı bir tarafa git.
84 85

ti. Bazıları,
KAbil tarafına kaçtı dediler. Orada karde- Hutnayun Padişah'ın oiullan Muhammed ffa.Jı:ım
şi Kehınerd beyi vardı. Bunun için beyler korkup du- Mirza ve Ferahfal Mlrza'yı görüp Mun'ım Han ile
ramadılar. Siz birkaç gün durun, harçlık alıp öyle ge- müJlkat yaptık. Hümayun Padi_şah merhumun fer·
lin? Fakat yollarda korku ve tehlike vardır deyince, manlannı gcirUp hürmet göst~rdiler.
arkadaşlarla müşa•ere ettik. • Kiın kanaat ederse do- KAbil gilzel bir şehirdir. Etrafı karlı da~ıarla,
yar, klm de tamahklrlık ederse ayağa düşer• sözünü dört bir yanı da akar sulu bağlarla çevre!enmlştir
hatırlayarak harçlıktan feragat edelim. Yol arkadaş­ Iier taraf1 zevk, safa, sohbet meclisleriyle doludur.
lartmızdan ayrılmak uygun değildir, deyince, hepsi Halk, ucdan uca, IAtif ye ml.iuyyen gilzellllder içbıde
razı oldu ve beraberce yola koyulduk. Hoşab suyunu zevk ve safa ederler. Saz ve sözleriyle halkı daima şen
gemilerle geçip NeyJab'a vardık, orayı da gemilerle içkili, halinden memnun ve coplu haldedir.
geçip Z-abuHstan topraklanna ayak bastık. ~,_-
Olur mu hi~bir zaman insan huriye mail,
BUBTER. ZEMİN, YANl ZABULiSTAN'DA Var iken Juliyan-ı şeıhri l<Abil (44)

VAKİ OLAN SERG0ZEŞTİ BEYAN EDEll Fakat binalann hiç bbisi gözümüze gelip vatan
aı:zusu gönlümüzden bir an otsun gitmedi. Gitmek is.
Mübarek Cemaziyel Evvel'in birinci günü, Nil te}'lince, Mun'ım Han •Yollarda kar var, Hindikuş
Abad'dan Kabil'e dotnı yöneldik. Falcat, Adem itan dağlan bu vaziyette geçilmez. Birkaç gün burada ka·
deme.ide bilinen, Aflganlı'dan çekinerelc, akşamdan hn• dedi.
sür'atle ilerleyerek sabahleyin dağların eteıtine vardık. Bu fakir de •Erlerin azmj, dağlan yerinden oy-
Afganlılar haherdar olmadan, şafakla beraber, dağ natır derler, gayret gerekir• deyince çöpcUlük ve kıta.
c ıt klerlnc\en hru-cket ederek clsğlara tırmanclık. Dağ. vuzluk yapan tayfa U%erlne hakirıı ol!UI Mir Neııri'yl
larda binlerce Afganlı ile Jcarşıhıştılc. Tüfek atıp kav- gönderip bu tayfalardan, atları ve eşyavı dağdan ~ır·
ga ederek Allah'ın yl\rdımıyla 'kurtulup Pcşaver'e gel- mak için üç yüt adam vazifelendlrdi. Mübarek Cema
dik. Hayber geçidini aşal'ak, Cuşayi'ye geldik. Aştığı­ z!yel .ı\hir'in başlarında yola çıkıp KarabaA'a oradao
mıı bu ı:fağlarda iki gcl'gedan gördilk ki, herb!risi bi- da Çarikiran'a. sonra da Pervan, yanı şehr•i Mervan'-
rer kü,Uk fil kadar olup, ikişer kanş uzunluğunda e vardık.
boynuzlan vardı. Fakar, vilayet•i I-tabcş'ıe olanl:ınn. Mır N~ri vazifelendirilen bu üç yüz k:iŞİ'.\'i bir
ld, daha uzun olur diye meşhurdur, araya topladı.
Lemegau'a varıp Hezara :~inden bin bela ile Buh- Hakikaten atları ve eşyaları arkalarıyla bir bir
ter Zemin, yani vllilyeL-1 Zabulistan'a gelip pay-i tahtı çıkardılar, v~lhasıl, bin bel! ile dalı aştık. O giln da~
olan Kabil şehrine ulaşnk. dibinde bir kentte karar kıldJ\ .

87

86 Ey gönül aşkn• n tarikin sana tefhim eyledim


Gam yen1e .şimdengertl kin1 rehnUma. boldum sana
VlU\'ET-t BED2BŞAN VE HOTLAND'DA VAKİ .
KCıy-ı yare aı.m ıdermin tabi'ol ~ydiJ tana
AHVAl.t BEY.~ EDER
Hatırın cem'cılsun andan pişva l:ıoldum sana
Mübar<tk Recebinevvelinde Şehr-i Endlrab'a Kenc.j gamda Katibi halim gönip, dilber dedi
vardık.. Oı.ıdan, Bedehşan vilayetinden olan Tahkan'a
Şad ol ey bimar gam geldim şifa boldum
varddc. Om\!a Süleyman Sah ve oğlu İbrahim Miraı
ile mülakat eyledik. İlk olarak gllliğimiı gün, İbrahim sana ('46)
Mirza karşı gelip bir çarba.ğda bir miktar hediye ve
Onlar d.ı sonsuz lütuf gösterdiler. Belh hanı Mu·
bir gazel ile Mirıa'nın huzuruna çıktık.
ıaınmed Hun ite Burak Han arasında ditşmanJık ot-
lu~nu anlatarak: •O yollar teblıkelidir. Pir Muh~-
Eger ba,v,ysin ol aykaşiga cisming hilAl eyle
med HAn'ın kii.çük kardeşleri çapulculuk yaptıluıdan,
Yüzün görmeng tiler bolsang gö:rung yaşıngni al
Kunduz. Kavadyan ve Termid taraflannda hükürnet
eyle
kuvveti zayıftır. Fakat Bedeh,an ve flotJan yolu emni-
Rakiba ol sanemning küfür zülfün kılma endişe
yetlidir. O taraftan gidin• dedi ve bu hakire Padişah
Yuri kaylıodın öz JcürUr nikda bol özge hayal eyle
ve Mirza at ve hil'at ihsan ettiler. Hotland'da Cihangir
Gedayi güya bolgay biz gönül ol ha~-1 hüsnlng
Ali Han, Padişahın hanımının kUçük klzkardeşin~ bir
Zekat-ı vasltndan bizge niçun blrmes sual eyle
mektup verdiler. Oradan da yola k->)'l,llduk. Payitahtı
Elifler dal alar kes siıım.i eda itmeng istersen
Bedehşan'a, yani Keşm'e geldik.
Ralcibing ey elif- kıimet banb kadioi dal eyle
Eper ckber aşka tallb irseng vasıl olmakgıı Padlşah'ın Çart;,ağı ve Hüma)'l,ln Padişal')'ın Dev·
Özingni Katibi nar-ı muhabbeL birle kat eyle (45) vııbe isimli bahçe.sini gezdik. Bundan sonra Kal'ayı
Zafer yolu ile Rustah şehrine, oradan Bender Sumtl'-
Bu gazeli Mir1.a oku)'l,lp çok beğendi Kar~ılıkh ye ge)dik. Amu Sltyu, yani 0:ybun ırmağın tulumlar·
şl!r okudult. Hemen Padlşah'a da acizane blr hediye la ge-;til.. KAşgar ıar.ınndan vilayet-i Hotland'da o~ı­
sunduk. Jluzurlarına çıkınca :,ir gazel de onlara sövJe. li'ye v:ırdık. Mir Seyyid Ali Remedan' hazretlerini ti-
dinı yarel edip oradan Külabe şehrine vardık. Cihangir
,\\j Han ile mülakat edip mektubu verdik. Onbeş adam
ı\le-m-iervahda kim aşina boldum sana . kılavuz alıp Çarsu şehrine vardık. Oradan Polse,ıkin'e
H:ık bılur ta ol zamandan müptcl~ boldum sana uğrayıp köprüden geçtik. Kılavuzları serbest bıraktık.
Kııhl edinı1rsa ni bar ger demni erbab 1 nazar
0

Hamdülillah Padişahım hak·i pa boldum sana


S8

TURAN - ZEMİN VlLAYETtN'DE, YANI g9

MAVERAO'N NEHlR'DE VAKl OUN Han ve Buhara'da Burhan Seyyid Han kendi adlanna
hutbe okutmuşlardı. Burak l:lan bu sebepten onlara
AHVALİ BEYAN EDER bir şey yapamamış, sadece onlan meşgul etmişti.
Evvela Semerkand'ı alıp zaptetmiş, oradan da
Köprüden geçip, Turan-Zemin, yani Mavera'Un Sebz üzerine yürümüş ve burada büyük bir savaş ya..
Nehir'e gir'dlğlmiz gün, orada istirahat e ttik. pılmıştı. Rumilerin kethudaları düşünce, orası da zap-
Ertesi gün yola çtlap Hazarnüve, oradan da Çar- tedilrniş ve o.radan Buhara'y:.ı geçilmişti. Burası uzun
şanba kasabasına vardık. Hoca Yakub Çarht'yi ziyaret
müddet muhasara edilince, Buhara Han'ı Seyyid Bur-
t:dip oradan Çığanyat'a, yani Hisar·ı Şaduman'a var. han, Karalrul'u Pir Muhammed Han'a verdi. O da 1ni-
dık.
ierini, yani, kilçUk kardeşlerini gönderip Karakul'u
Bundan sonra Singerd dağını .ıştılc . Dağda de- zaptetmişti. Sonunda mecburen Burak Han'a tabi
vamlı surette yağmur yağdı. Ya~mur suları büyük olup araları düzeleli, sulh oldu ve o vilayet, yine Sey-
bir ırmak gibi aktı. yid Burhan'a tefviz edildi. Burak Han, Karakul üze-
Allah'nı (C.C.) kudretini temaşa ett 1k
rine •vUrUdü. Pir Muhammed'in kardeşleri aman di-
Buradan, ~ - i Sebz'e, yani, Keş demekle bili- leyip şehri verdiler, Orayı da Seyyid Burhan'a verdi.
nen şehre geldik. Sultan Haşi m'le görüştük. O da ge- Kendisi Semerkand'a geldiği zaman, birtakım kimse-
çiş imi verdi. Semerkand ile Şehr-i Sebz arasındaki
lerle Rumilere Aı,ı olan kimse Taşkent ve Türkistan
dağl binbir güçlükle geçip Kasaba-i Mısr'a uğradı.k. Bu-
yolu ile Rum'a doğru yola çıktı.
radan •vola devam ederek Şaban-ı Muazzam'm başla·
rında cennet misali Sernerkcınt'a geldik. Nevru2. Ah- Beraberinde olan Ahmed Ça.vu_ş da, Buhara ve
med Han ile mülakat edip «Herkesin hediyesi kendi Haı7.em yolu ile Rum'a doğru yola çıktı.
derecesindedir• kabllindon bir miktar hediye sunduk
Bir kısım yeniçeri de Seyyid Burhan'a vanp bir
Han, bu bakire, bir ııt ve baştan ayağa, yani mu·
kısmı hanın oıı.ıııannın yanında kaldJ. Kendj yanında
ıeaddid hll'atler inayet ettiler.
~ Uz elli kadar adam kaldı.
Meğer Burak Han'ıı saadetli.ı padişah. alem-penah
hazretleri. Şeyh AbdUl·Latif ve Dadaş elçi ile bir Yukarıda antatılan olaylan bu fakire anlallp;
miktar tüf<.kli asl<er ve top göndermişti. •Saadetlu Padl:şah yanında yaJanct olduk. SözUnü k.a·
Mülakat yaptığımız zaman Semerkand padişahı le almadık. Bize yardımcı olsanıı. birşeyler yapabilir.
Abdul-Utif Han olmuş, yerine Burak Han Semer· dik» deyip, bu acize bir vilayet vermeyi teklif etti.
kand Aan't olmuştu . Fakat. Belh'de 'Pir Muhammed Ben de. «Bu kadar adamla bir iş yapılmaz ve Padi··
şah'ın emri olmadan biz böyle şey yapamayız• deyin-
ce: «Şimdi siıe adam kaup vazivyeti devlet kapısına
90 cSeyyid Burhan yine bize muhalifmiş. Ojtlum
Harzem Şah'ı Sultan Bey'le dı.işmanlık eder diye i..5iti-
bildireyim• deyip, Hoca Ahmed Yesevı (K.S.) ev- lir. Cenk ihtimali varsa Acduvan'a geçjp elçiyj bckJe·
ladından Sıı.rd·ı Alem Şeyh'i tayin ettı. Bir mektup ya- yin. Vaziyeti araş tırıp öğrenin. eğer muhalefet yoksa
zarak: «Bundan sonra Padi~h Hazretlerinin her ne o yol ııe gidtn, varsa, orada kalın• -0edi. Biz de ö:Vle
emri varsa onunla amiliz,,. d~yip gitmeye ruhsat ver- yapıp mübaı·ek Ramazan'ııı beşinci günü yola girip
~i. Başkent Semerkand'da, Danyal (A.S.), Hızır (A.S.} Kale dernekle nıaruf şehre vardık. Oradan Keremene
ın makamını, ResuluUah (S.A. V.)'in hırka lan ve na- şehrine geçip oradıın da Devva'ya badehu Semerkand
hnlan ve Hz Ali (K.V.) hattijle yazılmış Kur'an-ı Ke- nehrini geçip Acduvan'a vardık.
rim'i ziyaret ettfk: :Hoc,a Abdul-Halik Acduvani'yi ziyaret ettik. >.tir~
Ulema ve meşayihten hidayet sahibi Şeyh Ebu za'yı orada bulamadık ve sıhhatli bir haber de 1tla-
Mansur Maturidi, Şah Zende, Hoca Ubeydullah Şeylı mayarak oradan da yola de\•am ettik.
.uJ Ahrar, Hoca Abdi Birven, H1>ea Abdi Derven Ço- 'Pul Rıbat 'a geldiğimizde Harzem Şah Sultanının
pan, Kad11.ade-i Rumf, fetva sahibi Maveraü'n Nehirli ordusu tamamen Kavım ve Kacım giyerek sav.aş ha.
ulema mezarları yani 4440 mez.ar ziyaret etlik. zırlığında idi,
Bir giln sohbet esnasıncL-ı
Burak. Han bu hakire: Ansızın Ban Ali Bey -ki oğluna atalık edip gön~
«Gördüğünüz şehirlerden hangısi hoşunuza gitti?• di· ıl~rmişıi- onu orada görüp bu fakire: «Nereye pid:i-
ye sordular. Aciz de: yorsunuz?• diye sot'clu. iBuhara'ya,• deyince.
«Şu anda Buhara Ran'ı Seyyid Burhan Harzem-
Dil ser-i kuyun koyup eımeı behişt-i ar.ru
şah Sultan ile harbetmelc için gelmek üzeredir, Lüt.
Her kişiye kendi şehri yei gelir Bağdad'dan (47)
fedlp bize yardımcı olun• diye ric.ada bulundu.
(Necaı.1)
Bu fakir de; «biı. kimsey3 yardım etmek için gel-
medik. Hanın bi.:e yarh~ı yani emri bu değildir. Şayt:ı
deyip cevap verdim. Han bu cevaptan hoşlandı ve;
savaş ihtimfıli olursa Acduvan'a gelip orada elçiyi
«Ha:lôkate·ı doğru söylüyorsun. Amma bur.ıda kalc,ay·
bekleyin diye buyurmuşlardır» deyince, Acduvan ~a-
dınız• diy... buyurdular. Hanın elçisi Sadr-ı Alem Şeyh
rafına yöneldik. Minare önüne yaklaştığımızda yüz
Türkistan yolu ile gitmek istedi. «O yollarda Mangıt
yani Nugayların halka zulüm ve düşmanlık yapıığı k:-dar Alaçapon (çeşitli renkli Tatar) ardımızdan ar
k;>stı,rup •Mir1.a yarlık kıldı, davranın• diye bir y61·
işitiliyor. Kazak ve kazakçısı çok olup ehl-i İsUlm'a
daşımıza kılıç çaldı. Biz de kenara atılıp hemen vuruş­
asla yol vermezler. Yakaladıklarını soyup ellerinden
gelen kötülüğü yapmakta insanlar arasında m('1lhur- ma)'l bazu'lanmışken biJ· ulu Seyyid koşarak geldi.
durlar.• .Özbeklere: «Sabredin. Acele etmeyiı:• deyip daııttı ,
İki yanında adamlanyla Mi17.;ı g_elip dualar elti.
O yol uygun bulunmayıp Buhara tarafına yönelin·
cc, Burak Han bu acite:
92 93
•Luıfedip gitme:yinlz, bir kenara çekilip seyredi-
niz» deyince, naçar geriye döndUk. gözler kör olur) bu fakiri Ribat' ian ok ile bir zalim
On lı:adar adamla Mirza'nın huzuruna çıktım. Mü- vurup yaraladı. Her taraftan kılıçla üzerime saldırdı·
lakattan sonra Mir7.a yine ricada bulunup; «bize yar- lar. Ölümün eşigine gelmişken , onlarla beraber olan
dım edin» deyince, buna razı olmadım. •Bari tüfekle- Rumiler, bu hali görüp fakiri tanıdılar. Özbeklere kı­
ri bize verin• dedi ve on kadar tüfeği bizden alarak lıç çekerek:
Özbeklere d:ığıtlı. Bize de •siz bir tarafa çek.llp sey- «Bu, kendisi &n'a gelmiştir. Buna niçin boylt
redin» diye gururlu bir şekilde söylendi. Seyyid Bur- muamele ediyorsunuz?» diye hamle edince, ÖZbekler
han't gözünde asla büyütmüyordu. benden el çel(tiler. Han'a haber verdiler, Han gel-
di. Eşsiz bir yiğitti. Beni kucnkJayıp özur diledi. «Ça-
Yemiyen kişi yadı!lden tabanca tışma anında gelmiş bulundunuz. Kuru yanında yaş
Demirdendir sanır kolundaki pençe (48) da yanar misali gibi oldu• deyip çok özür diledi. İki
suUan u~yin edip yoldaşlanmızı köprüden geçirirken,
O :ında karşıdan Seyyid Burhan göründü. Mirza iki yo1daşımızı yine kılıçla yaraladılar.
köprüden geçerek Rıbat'ın yanına vardı . Ben de ar- Yahşi bir yedejimi. bütün yiyecetı, bir seyisha-
kadaşlann bulundult,ı tarafa yöneldim. Halk arasın­ nemi ve on kadar atımw yağmalad1lar. Bin bela ile
da bulunan altı yoldaşım Mina ile köprüden geçti. köprüyü geçip bir tarafta durduk. Niha}et han, bu
Bu aciz dört _yoldaş ile varıp balk1 bir çardak avlusu- fakire lütfedip: -ıRJbat içinde olan Rumilere ıenbih
na koyduk. Seyyid Burhan hemen göz karartıp önün- t:t 1 Rıbat'ı versinler. Onlar günahsızdır Onlara sö:r.ü·
de bin kadar Kızıl ayak, yani Buhara'nın yetimleri, müz yok» deyince Ribat'a g ittik. Hl':r birini çağırarak
kırk kadar Rumi okçu olup yaman askeri vardı. Bir «savaştan vazgeçin. Be.nim burada bulunmamdan do•
anda Mirza'yı basıp ıüfekJe yaraJad1lar. layı, Han sizi affetti,» deyince. onlar rla Ribat'ı ver<li.
Mirza, tu~nu, nakkaresini ve herşeyini bırakıp Kaybolan atlardan birkaçı bulundu Ama birçok tü-
iiç yoldaşımı,:la kaçu. Birini süngü ile vurdular. Biri fek kayboldu. Evvelce yolda tutulan iki yoldaşımız
de diğer bir yerde şehid oldu. Oç nefer bir miktııı­ da serbest bırakıldı . Bundan sonra şehrin yotunıı
Özbek'le Rıbat'a girdi. tuttuk.
Akşam zamanı Buhara'ya vardık. Seyyid Burhan.
Seyyid Burhan onlarla çatışmr;k üzereyken. iki
bu hakire: «Dünya ve ahirette atam ol. Bu vı1Ayet
voldasımla attan inerek, askere karşı gidip: •Mirza
nerededir?» diye sordum. Saadetlü Padişahındır. Sen Buh.:nı'da otur, ben Ka·
rakulda olayıma diye müteaddit rica ve is teklerde
• Ribat ile çatışmak üzeredir• dediler. «Beni bulununca «Şayet bütün Mavcraii'n Nehir'i bana
Han'a iletin• dedilimde, birkaç kişl önüme düşüp
verseler bu vilıiyellerde kalamam. Ama, siz Han'1ma
köpriiden geçtik. Ribaı önüne varınca (kaza gelince olan cefayı -inşallah- devlet kapısına arzederlm
94
Padişah Hazretleri larafından çeşitli inayetler gelip !IS
ümidederim ki Hanlık size mUyesser olur» dedim Çe-
şitli konuşmalardan sonra, gayet memnun ve mesnn Bubara'da: Hz. Hoca Bahaeddin Nakşlbend, Ka.
olarak bu fakiri ziyaret ettiler. Sayısız lütunar f<is· dı Iian, Çaı• Beki!", Hoca Ebu Hafs-1 Kebir, Sadruo

terdiler. Sena, Taı:'uş Şeria, Şeyh-ut 4..lem, Seyyid Mir Ketiim.


Onbeş gün Buhara'da eğlendik. Hergün, bulundu· Pir Hoca Bahaud-Oin Nakşib.:ndi, Sultan lsmail Sa• ·
gumuz çarbaA,ı gelip sohbet eder, temaslarda bulu- muni, Hı. EY)'ub (A.S.) Ka'b' ul Abbar ve Şemı.-ul
nurduk. Bu arada, kendi lisanlan ıarzında gazel ııöy­ Eimmet' ul Serahsi'yi ziyaret edip Harzem'e doğru yo-
lememi de teklif ettiler. la çılctik. Karakul ş<.>brine varıp oradan Farib önün-
den Amuderya, yani, Ceyhuo'u gemilerle geçtik. Mü-
Hacı! boldi görli-p nıhsar-ı yari bağd3 güllar barclı. Şevval aymın başlarında vilayet·i tran-Zemin,
Figanım guş edip gillşenden ötti barçe bülbüller vanı, Horasan diyarına ayak başlık .

Yür,ü gül, kameti gar gar, gözii nef1!is. lebi goncc Evvela Çarcoy isimli şehr<? vard1k. Burada Hace· i
Ni bolgay ba~ıga ol lale-ruh sançga" karnnfillar Me~hed Jmıın·,ı Ali Musa'nın kardeşini ziyaret eıtik.
Cihan gülzannda manendi yok ol kad-ı şimşadtnın Sonı~. yola devam ederek çölden, yani, Beriyya-i H<'·
Boluptur bağ. hüsni içre zülfi taze sümbtillar n.san'dan Amuderya'nın kenanyla H!lrzcm'e d:,ğru
YU?:üng gör-geç kara zülfing perişan kıldı akhmnı yollandık .
Gönglini sa!clı sevdağa nikılay işbuna gi.illar
Demidur aç gözüognü, gafletı koy, cam-ı mey n•J'i et Gece gundüz arslanlarla nıücadele etıık. Yalnız
Uyutmaz. (Katibi) bezm ehlini avaz-ı kalaklar (49) başına kimse su alamaz oldu.

Nihayet bin tilrlü belli ile on günde Heı.aros'a


Bu gazelcien çok boşlandı. Birkaç gün şiir ü1.erin-
geldik, Oradan da beş günde Hive'ye vardık. Orada
de konuştuk. Sonunda gitmek için izin is!ediflmlzde: da Mahn,ud Pil" Yarvuli'yi ziyaret ettik.
"Bari demir tüfekleri bize verin, biz size ne kadar is-
terseniz ba'kır tüfek verelim• dedi. Zaruri ol'lrak ka- VlLAYE·r-t HARZEM VE DEŞr-ı KIPÇAK'T\
lan türekleri onlara teslim ettık. O da kırk ~kır tü-
rek verdı . Kaybolan yedek yerine bir abhk at ve iki VAkt OL~N AHVALt BEYA.'ll EDER
değerli kitap himme1 edip ruhsat verd:ler. Bu ıtrada
Burak Han'dan elçi gelip oğlunun .ıffını diledi. So- Mübarek Şe\•val'ln scnlarında Hive şehrinden g_e-
nuııda yine yi!r verip Acduvau ı Abdal Sultan'a tavin
çıp beş günde Han.em'e geldik. Dost Muhammed Han
etti. Yine .ıralal'lnda sulh olup alem emniyet ve sü- ve kardeşi lş Sultan ile mtillkat yaptık.
kün bulunca bi7. de yol hıııırlıl<larına başladık. •
Şeyh N:ecmü'd·Din Klibril, Şeyh
Ali Ramhnı, Şeyh
1.Jeh•eı iyan, 1marn Muhanımed Bargj, Sahib-i Ku 1uri

'Ti
96 halk görüııce. Rus olduğunuzu ıannederler,• diye ten·
bih olundu, Elden ne gelir, biı de onlar gibi giyindik.
Caru'llnh Allame, yani Sahib -i Keşşaf tefsir -ıahibj
Mo nla Hilseyin Harzem,. Seyyıd Aı.a ve Hekim Ata'y1 ı\lemın mıınraatini öz bekini
1iyaret eıtik. Şehr·i Vezir'de merhum ve mağfur ,>eyh Hak alarnın yoğ eylegey pllkini
Abdüllatirin vefat ettiğini işitince, sabırsızlanıp bir- Aşı talknn b:lcn korut baı,n
kaç yoldaş de acele Şebr-i Vezir'e vardık. Ki~ı bır barça tapman ekme.ğini
Mahdum•u Azam ve Şeyh Abdüllaı if'i ziyaret et- Kımız içip a.lar aşar :St etin
lik. Merhuın Şeyh Abdlill-atıi'den gayri, bilyilldı:rin Daği görmcy blz çizg\! yimeğlni

t:ısavvuf yolunda pfrimi1. olnıaları dolayısıyla, ruha- Kazağı kazakcısı köptilr


r.iyeUerine s1ğındLk. Ruh-u !ierifleri, Ceruıb-ı Hak'ı n . .. . . ..
. .. '
~

k.aunda: daima şad, merzuk ve Cennet-i Naim'de hoş­ K§rvıınını lalab kılgar bilakec
nudluk içinde olmalan için. Kur'anı Kerim hatmettik. oıusının dişisini erkeğini

Ruhları için yemek daJ1tıık . Bu t.aoi düny,dan Hak budur ol gazayıekber iter
sonsuzluk bahçesine git tiklerine: Çapgay anın kll.ıç bilen 6eginl
t!crayıp tahtagan ıanır sözümün
Şeyh Abdüllatif Pir·i Harzem (Katibi) :valganını gerc:eğinl (51)
Dar·ı dünyadan eyle'1i rih let
Ruh-ı Kuddus etti tarihin Velhasıl yoldaşlanngönlünü alıp, «Aklı başında
Eyle ya Rabbi makaırunı Cennet (50) olan kimseden zarar görmemek için lazım g.eJen vazi-
yeıi almalıdır.

diye tarih düşürdüm .


Mangıt
Mirzalar, o lmalan ~ebebivle Ağatay Han Böyle imişbu yerde çünkü töre
' oğullar, Hacı Muhammed Sultan. Timur Sultan vt· Giyeın kürküni göynüne göre (52)
Muhammed Sultan'dan melctı.ıplar alıp Hıırıem'e ıel· c.ive nasihat ettim.
dık .
Hoca Ahmed Yesevi evladından
Burak Han'ın el· Hepsi o kılığa girdiler. Mübarek Zilkade'nin ilk
;isi Sard-ı Alem Şeyh de geldi, orada hazır oldu. Şevh gilniinde yQla çıktık.
Hüseyin Harz.emı'nın zaifeleri, yan;, mnhdume-i a·- Bir aydı:ın fazla bir zaman Kıpçak <;ölünde avare
yüriidük, güz fa&lı oldulundan. çölde kuş uçmaz, ker.
zam'1n kerimeleri Şeyh Hüseyin Haneı;ıi'nin o~lu ve
birçok miislüman yol arkadaşı oldular. Elbiselerimizi van geçmez olmuşLu . Çünkü burada bitki cinsinden
bir habbe, su aslından bir katre bir şey bulmak
nldLk. Difer halk l<:oyun derisinden kiirkler edindiler.
F: 7
vHerkesin bu tarz1ıı glyinmesı laz1mdır. Çünkü, Man-
gıl tayfası Özbeklerden fenadır. Başka türlli gi,•inmiş
98
:nümklin de~ldi, Uçsw, bucaksız biıkiden yoksun bir
c;öl olup, Bari elemini (Katibi) de['eylemen bolur
Abar iriir (erer) hemin elemi gayri mündefi' (55)
Yofıdıanda vuhuş tayrıı gıda
Su bulamazdı kUJ"batıı buçga (Sl) Elden ne gelir' Çarnaçar yine Hanem'e geldik.
;• Burak Hıın'ın elçisi, yine Semerlcaııd'a gitti. Diğer halk
Nihayet bin belA ve Stkmtl ile günlerden bir gün orada kaldı. Hanc:-m Hanı dosl Muhammed Han bu
Şam ismiyle meşhur mahalli geçip Saraycık kasabası ­ acize:
na vardı.k. Burada birçok bacı ve evvelce izinli olarU:
gelen Rumilerden elbisesiz ii,ç kişiyle bı-$ılaşt1k: Bi- •Ne taraftan gitmek isli)orsunuz?,. dive
, sordu-
ıunda:
u:
- •Nereye gidiyorsunuz? Keştedır Han'ı Rus al- «Arzumuz, Horasan Meşhedi'nden, Jml<-Acenı yo-
dı. Ahmed Çavuş, Rus 1~ çetin sa~-aş yaotı. Ağamu:, lu Bağdad'a varmaktır• deyince; •burada lcalın. Mun.
Mongıt Mirıalarındıın Anılan Mirza'nın tebaaıu olup gJl baharda yay)ata gider, yollar ~ kalır. fnş:.ıllah
yol kesen oldu, dönUnl• deyince, Ruslar d• benara[ edilir. Bafdad buradan hayli uzak-
tır• deyince:
Tecrid~ı neyücekdir biz:c efUıc
Doku~ cebelu soynuy, bir yılageçl (S4) Senden olursa yare efer buğdu muşrikio
Sa'yet gönül ki aşıka Baı,dad ır;ık deiil (56)
dedim. Yol arlcadaştan razı ~medı. Birkaç günHar-
ı>em'dc kAlın~ın (acelecllis ~odan. yavaşlık Rah- dedim. Nihayet Han izin ve bir yahşt yabu, yani bir
mandandır), (l<irelim ııonu nereye varacak, deyip Bu- güzel at verdi. Arabalan yol arltadaşlanna bnğışlndı.
rak Han'ın elcisi Sadr-ı Alem Şev,, ve diler müslü- Kalııem neıhrlnden Şirvan yolu ile gitmek istedik.
manlar dönünce, mecburen b!z de döndük Fakat haJk ona razı olmad1. Şirvan'a KOfe ıarahndan
Rum askeri gelip Abdullah Han ile çetin savaşlar yap-
trmen viı;al-i yanı, gönUI boldu mümtenib mış, hali o tararlardan Rum halkına bu taraflarda
Öldüm ramiyi: bolmadı halimp muttııll' yol yoktur. Hasılı Çerke:z tarafından çılcan demirkapı
Va'ız-ı hadts hı1ıngı tefstr eyledi yolu iyice araştınldı. Şimdiki halde Çerkezler isyan
Rphmeı ıına lı:i barce ulus boldu müntefi' etmek üzeredir dediklerir,de Horasan ve Irak volunu
lCM>tür cllw\da ,:ona le-b'ü llle hadduli !:arduk.
Sen serv-lcad Jibi han; bir kadr~ murteft' Şah'ın şu anda Padişah-ı alem penah'a h.aatlan
BUthUl-tlk ila nale vu ahi seherge çe vardır diye haber aldık. Fakat yollarda olan Kızılbaş
Ba~d ki rahmet idip ola ol ,ıonca mli!:ıemi' bevleri si7i sağ ve salim şaha vardırmazlaır. dedikle-

101
100
HORASAN VtUYETtNDEKJ SBRGtiZEŞTI
rinde «Allah'ın öldUrmediği-ai kimse öldlirmez. Ölüm-
den korkan kimse de yola girmez~ BEYAN EDER

Yime hicran gamın ey dil ecelden öğdcn Allah'ın yardımı ile Amuderya'yı
geçip karşı kıyısı­
ölmüş yok na konduk. Diğer arkadaşları bekledik.
Yetecek 'ı.ıssasın hattın yazılmış ta yuyulmuş Mahtume-i a'zam'ın kerimeleri, yani Şeyh Hüseyin
yok (57) Harıemi'nin kızlan ~dam gönderip: •Rüyamda Atam
Mahtume-i a'zam'ı gördüm. Büyilk bı r toplulukla şehr-1
deyip, istjşarc yapıım. O yoldan başka diler yollar- Vezir'den Harzem'e ~eldi. Halk kendilerin i karşılayıp
dan gitmeye imkan yoltıu. Hasıl-ı • kelam, Hazret·i geliş sebebini sorduklannda. «Mir Seydi Ali Şehr-1 Ve-
Hakk'ın sonsuz yardımına tevekkül ve kili,atın guru- zire gelip üzerimize Kur'an-ı Kerim tilavet e ttirdi. Biz-
nı {S.A.S.)'nun bereketl bol mucizelerine ıevcssül ey· den ydrdım talep etti. Bunun için ona yardıma, onu
lc~k. , ~,hhaıle Horasan'a geçirmeye geldik• diye buyurdular.
deyip, bu fakiri müjdel~ruler. O şevk ile ertesi sabah
Dahi yol bulmadım olup naçar erkenden yola çıktık.
Utra(lım bizzaruri ahir kir
Devreven'e geldik. Muhammed Sultan geçiş için izin
Çünkü, «zaruretler, mahzurlu şeyleri mübah kı­ verdi. Oradan Bağvıı'ya vardır.. Polcu Sultan da geç-
lar» kaidesi kendiliğinden meydana çıkmıştır. öyle memize- mani olmadı . Njsa'ya ı.?eldik. Daha önce, Merv'-
ise hemen develer kiralayıp ona göre har,.ket etmek de Han olan Tin Muhammed'in knrde,i Ali Sulı.an'la
mülakat yapıp, Han'ın ve lş Sultaruo mektuplannı
la1.ımdır.
verdik. O da serbesıçe gitmecıhe i:tin verdiler. Hasılı.
Harzem Padişahı Dosı Muhammed Han'dan. git- hepsi de Saadet!O Padişah'ın emirlerine ita.at edip ıilm
meı için izin istedik. ? lan iimseterdi.
«Bu vaziyette dlişman içine !!İtmek münasip de- Oradan da yola koyulduk. Baverd şehri yolu ile
ğildir» deyince, mevcut olan tüfeklerin yans,nı Han'a rus ş~hrine geldik. Orada da tmam Muhammed Hani.
yarısını da Sultan'a verip izin aldık . Tin Muhammed'. fi H~retleri ve Firdevsi-i Tı.ui'yi ziyant ettik. H. 964
senesi Muharrem ayının ilk günü Horasan şehrine
in kardeşi Ali Sultan'a vermek üzere bir mektup al-
geldik
dık. Yol için azık ve su için nihenkler haı.ırladık. Ya-

radan'a sığınıp Zilhicce ayının başında Horasan diya- Horas11n Şahı yani imam Ali Musa Rııa hazretltı­
nna doğru yola çıktık. rinj ziyaret ettilt. Denizde tufana tutulduğumuz vakit,
ıo:ı

tmarn Hazretlerinin türbelerine bir toman adamıştık (JCatibt) gö~ nwımı intiıam.ı n.azmını
Nezretmlş oldulumuı bir tomnnı Mir-ı Miltev.!lliye ve Dardi 16.yıkdur lnlursır. sana SOlevman biTla

diler bUyilklerin kabirlerine de sadakalar dağınun .
bahs (SS)
Behram Miı:za'nın oğlu İbrahim Mina da orada
Sultan idi. Şa}ı'ın otlu Süleyman Mirza da orada idi. Gazel bitince -~asreddin Hoca'ya mescitte gazel
Onlarla ve vekili, yani veziri Gökçe Halifey le buluşup oku demişler, yeri delil demiş- bunun gibi. biz, bu.
Mirza'lardan Şah'a !itmek için adam istedik. Kabul t aya. sizinle bu hususu konuşmak için gelmedik. Bu-
l'ttiler ve bize bir 2iyafet tertip ettiler. Kon~ma es- rada sadece resadUfl olarak bulunuyoruz. Yoksa bir
nasında bu acize Hz. Ali ile Ebubekr, ömer ve Osman s uale <'e\•:ıp vermeye muktedir değil.iz. ÇUnkü Pe-ı,·.
Hazretleri (Allah onlardan ra..-ı olsun) nin hallfcJikleri pmber Efendlml1 •Haldkat a.cıdır• buyurmuşlardır.
vt> bUyilklükleri hakkında s~ninle \tonu.şalım deyip, Fakat sizin usdiniz, bi.7.im Kz. Ali mltlannı olan
bazı sualler sordular. Bu ac iz de: ınuhabhetimiıi imtihan ise:

•Ahmak'a cevap sükuııur• sözüne uyaralt 1'UkCu Asitan-ı Murtaaya lııffce-111 bar menin
E ll im. Suali tekrarlayınca:
I>aim-ud-dchr ol eşikden ferih babım bar
menin
Ayb irur saki mey itmek lil-i canan birla hnhs
Kanberimin. şir-i yeıdanını; sünniyen elin
Hiç ae1ğ s u eylegeymi lb-1 hAyv;3n birla bahs
Derd-0 aşknıng buna hikmet dii%dli isen Özgt-lerla ne suaJ u l1'? cevabım bar menin (59)
tapmaa,ey
Eyleganlır ilm-i hikmet içre lokman biTla deyince, sual sormaktan v ~ l e r ve ellerinden kur-
bahs tulduk. Sonra Oa,;i Bey isimll bir adam geldi ve •Bu
Bil kaza birla kaderden akl ile kılsa cedel lcadar adamı Şnh'a göndeı ıııek uygun de#fldir. Bun.
Men saginurmin kılur a nka Sülevman birla lar, kendilerine katttpmız adsmlan yolda öldOrebilir
bahs ve kaÇlp gidebilirler. Burak Kan'a plen Rumi1erin
Lütf-u kahnngdan ne bolsa razımın bal u ve bal
bunlar olması muhkmeldir. Veyabııt, bunlarda gizli
Haddi ırmas bendening kim kıla sultan birla
ı:ru:lttuplar olabiUr. Onlan al"a$tınp cörmeden, bunlan
bahs
Ders· i aşkı itme zabiJ birla eydıl gaft u gu bırakmak dotn,ı delildir... dlye söyleyince, Mina da:
Cehl irur dAoi olanlar kılsa nldln blrla bah.s (Kim biTŞey ifitirse ona k.vfı tedbir alır,) sözüne da~
Can u dil birla n'ola lallng ;çUn kılsam niza' yanarak f.'rtesi sabah erla!ndcn ikJyü% zırhlı muhafız
Ayb imas -.üi şarab iistında yArtn biri$ b-.ıhs : öndtrip Kcrvansaray'ı ku$llttırdı .
104 105

•Doğru ıutulmayınca eğri bulunmaz» kabilinden, Kadrini her giz bilir mi ademin
hepiınizi tulup, herkese bir muhafız tayin ettiler. Be- Kerm u serdin çeltmiyenler alemin (60)
ni de iki hizmetçimi.; Gökçe halifenin vekilinin ()(lası.
na koydular ve atlanmızı da birer kişiye teslim ettiler. ciiye dertli gönlüme teselli \'erlrdim. O:tüntü bazan ~-
Di!er eşyalanmız-ı da emanet bırakuk . Hali hazırda der, baz.an de beni m&hvedecek duruma tjelirdi.
burada kış mevsimiydi. Eşyalardan aynlınca titremeye
başladtk. E:rtesi gün Mina, yanımızda bulunan emirna- Meydlr ey saki illicı kişi bolgay aamnak
meleri ve padişahlardan alınan mektupları aldılar. Bir Zehr-i gam def'ine hiç mistlke bolmaz tiryak?
keSe)<e koy~rak mühürlediler. Arkada$1ar bu durumu
görünce, hayatlarından ümidi kestiler. J<enÇ-i hUsnünde iki ıülfü holuptur iki mar
Ben de: •Bu duruma kendimiz kendi isteğimizle Kati çün gamzesi ıalibleri tığ-ı dıhak
düştük. Kendi düşen ağlamaz derler. Doğumdan kurtu- Ol koyaş ıal'att görkan ni lulur hurnı yAd
lamadık ki ölümden kurtulalım. Bundan böyle bunun S9fi bir zerre kine seni de yoğ lrmiş idrak
çaresi sabretmektir. Çünkü büyükler •Sabr ile koruk Ol sanem. gayra vefal-tr kıla. layık mı menin
helva olur,• demişlerdir ki, <ıabr kurtuluı,un anahtan.
Tığ-ı müjganı bilen sanma mundak kıla çik
dır ve bütün sıkınıılar ona yü'<selir.
Ydr rahm etti görüp balladlğım 1.Arı bilen
Sabriyle yetdi devlet-i cavid (Kfttlbi) boldu işingeç anı ağyar helik (611
Sabriyle bitdi meyve-i ümid
Bağdı,hü sabriyle biter hüşe Bu gazeli hatırımdan geçirirken uyııdum. Uyku ile
Huşe hem sabrile olur rQşe uyanıklık arasında gönlüme bir mısra d.üşrti. Uyku,
Hamdi dan uyanınca, «Bu bana ilahi bir ilhamdır..- deyip.~ha-
Hemen Cenabı Hakk'a tevekkül edip sonunu göz- ıırımdakini herııen yazdım. Bununla bir murabba dü-
meye koyulduk. züp İmam Atı Musa Rıza'ya ithafen göntıerdim.
Yire yol iki kademdir, birisini cine bas
Çünkü bu meydiinc girdik, aya~ın merdane bas Ateme gelmiş değil senin gibi bir delir
{Necati) Haddi yoktur kim seninle pençe \•ura nerre.ştr
Kıl terııhhurn vadi-i mihnetre kaldım hen fir
Sonunda büıün arkadaşlan batladılar. Gerçi beni Yıı Ali senden meded düştüm bana ol dest-gir
bağlamadılar ama, başıma ~ muhafız diktiler. Mir-
1.a'nın bu hare kel ine çok kırıldım. •••
1

108 10'1

Çehre-1 zerdim eşiğinde vanp hlk eyledim Umanm bana inayet klla oniki imam
Zülfikir-ı mührün ile sinemj çllt eyledim
- Lafeta illi AJi sımnı idralı: eyledim
Melceimdir ; ahir u batında anl:ır ey humam
Cümlesinın eşiğine yilz siirilp oldum gulam
Ya Ali senden meded düştüm bıtrul ol dest-gir Ya Ali senden meded düştUm bana ol dest-gir
• •
••
••

Alem-i rü'yada şad edip beşaret eyledin Mihnel-i gurbet benim batnmı pür-hun eyledt
Rah-ı emni gmterip bana işaret ~ledi-n
Dord-1 firkat gözlerim yaşıni ceyhun eyledi
Gönlümü viran ilı:m yaptın imaTe·t evledin Nar-ı hasret halimi gayet diğer-giln eyledi

Ya Ali senden meded düştüm bana ol ·aest-gtr Y:ı Ali senden meded, düştüm bana ol dest-gir

• •
••
••
(fU!jbY) ola mUhlbb-1 handan·ı Mustafa
Fal idub ismin senin girdim yola ey ntk-nam
Nôr-u şevkinle dereni daim ola pür safa
Hint u Sind'i, Maveraun Nehr-i geşt ittim
Sana mensub iken ol layık mıdır çekmek cefa
temam Ya Alf senden meded, düştüm bana ol dest-gir
Can u Q.i.lden tengri şahiddir samıdır ilticam
Ya Ali senden meded düştüm bana ol dest-gir •••

••• Bu murabba, ileri gelen kişiler al'M!nda meşhur


uldu. 'Bir ,Un İmam Ali'nin türbe hizmetçilerinden bi-
H,nt'den az.meyledim ş.ah-ı Horasan adına ri bana gelerek (Hakikat veya gayri hakikat) •Rilyam·
Eşiiine yüz sürüp kul olınışa:m ecdadına da bir sabah Hazttti Ali el-Murta.7.a bana gelerek:
Bir nazar kıJ ben garibin nale u feryadına «Mir Seydi Ali'yi zivaret eyle!• deyip beni sana gön-
Ya Ali senden mcded düştiim bana ol dest-gir derdi» dedi ve çeşitli yalvarışlarda bulundu.

•• Bu olay şeh.irde yayıldı. Halkın bize karşı meyli-
nin artmasına sebep oldu.
Eyledi Un seni alemde zatın ol Celtı
İrtil'a'ı kadrin içıln (Hel eti) ruşen delil İmam Ali'nin türbe mütevellisi ve diğer seyyid-
Rimmeı eyle halime, rahm ide şah-ı er<1ebil ler Mirza'nın nazınn0 baş \'Urarak:
Ya Ali senden meded düştüm bana ol dest-gtr
cBir kişi imamı .tiyarete gelip adak verse Şah'a
••• gitmek isteyip. hali haı.ıcda şahın padişahı Rum'a bil·

'
109
108
Ne bolur halim menin ol gamze~i mekkar ile
ytlk saygısı olsa, Aşura günü gibi mübarek günlerde Bat-ı dehring zevkini kılmak diler sen
böyle kimselere eziyet edilme3i doğru olamaz. Bunlar- (KAtlbi)
da bir hile ve tuzak olsaydı, meydana çıkardı. Çünkü, ömrünü oıkar yöıi.l bir serv ı hoş reftar ile (62)
Allah tdlla keliim-ı kAdim ve Fürkan-ı azun'inde
(Mücrimler yüzlerinden anla$ıhr) buyıınnaktadır. Bun- İkinci gazel:
larda kat'iyen öyle bir ihtimAI yoktur ki böyle bir hal
meydana gelsin» derler. Alim ve Seyyidlerin bu yol- Ol yar-ı kiş, bana mihriban bolmaz imiş
dakJ senleri Mlrıa'yıt çok tesir eder. Aciz de: Aşık olan oı>e şaduman bolmaz imiş
Dil-1 büJbUle gülşen, kuy-ı den yek
Kendini tarif edermiş misk-u ter Gülzar-ı cihanda aşiyan bolmaz imiş
ÖksU7. oğlan· göbe~n kendi keser Aşkım duyurdu eylega ehemm-i ulvi
(Necati) Hiç şu'lesi ateşin nihan bolıruız imiş
MUjganları sinemden atıp yetti dile
dedili gibi, şiirden bazı llflar ettim. Mlrza'ya haber Amma ni kılay ıahnı !yan bolm:u imjş
gönderip «Bu haberin doğruluna ve yalana da ihtimıı­ Ey (Katibi) daim işitir biz eyledin
' vardır. Bize haksızlık etme.• Öldürse kişi rakibi, kan bolmas imiş (63)

••
Dtıne kim idesin kala yanuna
Sana kelursa kalmaz oğlanuna

,
Üçüncü gazel:
ôeyip hale münasıp üç gazel yazdım ve gönderdim. Bana ce\lr cdüp cefa kılan sanırlar yardır
Bunlardan çok hoşlanmış. Beni tanır mısın ey gönül. bais-bar ağyardır

Gözlerim yaşına rat\,n eyleyip yaşunna
Birincisi: hüsnUnü
Derler ey meh-ı deva, karşı aşık didardır.
Sendin ey dil, uğramış cehde1 yaraş ol yar'lle Ruhlamın b~-ı cinan bo~y. lebin ab-ı havat
Aşli bolmaktır an1ma kıl hazer ağyar ile Ey tabibim ne sebebden gözlerin bimardır
Haıınm cemet leb-ı can-bahşin ile ey peri Tapsa bir demde içerdi kanını aşıklann
Ak!Jmı kılma perişan zülf-11 amber-b~r ile Gamzesi ol bivefanın görinücek hunhardır
Cam-1 aşkı nQş idip meyin koymeyin öz halime (Katıbt) bendeni reddetmen yamandır dostum
Mest-ı menin tabgım alışmaz zabida hoşyar ile 01 eşi~nin ::Jtlanna vahşi hltmetkArdJr. (64)
Z!llfü sahir, çeşmi pür-fitne. öziinun işi ôl
110
lll

Sonunda Mirza. Şah'<!an korktu ve yaptı~,n~ piş­ can Besıam·a geldik. lmam Muhamır.ed Eftah, Şeyh
man oldu. Aşura gilnü hepimizi serbest bıraktı. Tek- Baye:zid·i Bisıami ve Şeyh Abu1 Hasan el- Hırkaniyi
,ar bu acıze bir ziyafet verdi. Atlanmu:ı ve eşyala­ ıiyam ettik. Enesı gün yola çlkJp Oampn'a geldik. O
nmızı geriye verdi. Fakat çok. eşya kaybolmustu. gece arkada~lardan Ramazan Bölükbaşt ismiyle bilincıı
~rt gilzcl kitabıu:ıı aldı. Emlrname ve mektuplan salih ve dindar bir kişiye rü'vuında Bayezld-i Bistamf
bır keseye koyup mühürledi. Kopça :n başı Ali Bey 40 derviş ile gelip:
isimli bir yasa vut il ve onun başkanh#-mda, 0 sene-
nin Muharrem ayınto orıalannda Şah'e gönderdi. • Dua edelim lti Mir Seydi Ali arltadaşlariyle sat·
Şah ve Behram'ın birer hanımlan İmamı .ıiyare­ salim vatanlanna varsmlar • diye <,iua ederler. O adam
·e gelmişlerdi Yola beraber çıktık. Yolda sohbeti epey <'a okuyup sonra bir yol fermanı yazdı ve mühürledi
ıterlettlk. Şah'a varınca, herbiıi de çeşitli liltuOarda •Yollarda kimse size mani olmasın.• diye bu acizi ha-
Lu.lundular. Onlann maiyyeti ile yollarda dostluk ku- berdar etli ve Cenabı Hakkın Kcm:ıl-i Keremme şil­
run, yüzlerine giilün diye arkadaşlara öğüt verip na- lcürlcr ettik. Bu can veren haber, ölU gönüllere t.au bir
sihat eyledim. hayat verdi. Damgan'da metfun lmam-z.adc Cafer'i zi-
yaret ettik. Sonra Sumnan'a gelip Şeyh Alaud'devle-i
Asayişdöktü tefsirini bu haı fest Sumnani Hazretlerini ziyaret ctt:k. Orada da bize bir-
Ba dustan telattuf b.ı düş1nanan mudara (65) çoklan hücum edip mezhep üzerinde konu.şmalt. iste-
(flafıı)
diklerinde arkadaşlara: (Altınl, itikadını ve mezhebini
gizli tul.) hadisiyle hareket edin. Zira:
deyip, günlerden birgün Nlşabur'a geldi\(
imanı 1..ade Muhammed Mahrulc ve Şeylı Atıar'ı Akil olanlar eylemez bir an
livıu·eı ellik. Zeh~bi, mezhebi, z.ehabi !yan.
Horaı.an vekilı Ağa Kemal ile mülik11t yaptık. O
dedim.
da geçmek için izin verdi. Oradan Sebzvar'a geldik.
Baıı edepsiz kimseler, bize hilcwn <"dip, kanştıklann­ Onlar da nasihatimi dinlediler. Ertesi gün sabahle-
tla: •İl ürür, kervan yürür• diyerek, bin belA ne el- yin yola çıktlk. Yollarda dahi herbirine birçolı: nasihat
lerinden kurtulduk. edip. huylarınn göre onlara teselli verirdim

.\CEM lRAK'INDA VAKl OLAN Sofi ne ,ıcved safi tader negeşt cami
AHVALi BF.YAN EDER Bisyar sefer bayed ta bohdeşcved hami
Günlerden bir gün Irak topraklarına ayak bastık. Molla Rumi
Oemııvend dağı l!teklerindcn yani Mv.enderan ıarafın- )e)•tinin manasını anlatıp:
ll~ 113
yin. Bakalım sonu n<' olacak ,. diye sıkı ~ıkı ıenbih el-
«Hiçbir kimse sizden fazlJ gezmiş değildir. Şu hal· ti. Şah da, Meşhed 'de vekil olan Gökçe Halife ile, vezir
de biraz pişkin olmak llı.ımdtr. Aklı başında olan bir olan Mir Menşi'yi azledip, <ıBunJan nic:in daha önce
kimse, ad i ve rezil kimselerin sözlerine aldırış etmeı.• bana haber vermeder: gönderdlniz?ı. diye ı;ok kızdı.
eledim, Onlar da sözlc..rimi kabul edip nasihaLimi dinle-
uller. Bunun üzerine bizimle beraber gelen Kopçacı AH
Bey. bana Yesavul Pir Ali'yi gönderip: «Bunların sizi alı.
Hep birlikte bir gün Rey şehrine geldik. lma.n koymaları.odan hayır umulmaz. Eler Ü7erinizde parn
Abd'ul-Azim ve lmam Hüseyin (R.A.) nın zevcesi Bibf varsa, bize emanet bırakın. Eğer Hak Tealll. kurtulı.tŞ
Şettrlban 'ı ziyareı e ttik. Orada şahın oJlu Muhammed müyesser ederse yine sizin olur ve eter bir hal olursa
Hudabende Mirza ve Korucu başı Sondan ağa ile mil- düşmana gitmektense bizde lcalsın.• ded.i. • Bunca za-
lallat eııik. Meğer evvelce, şah, İsmail Mir,.:a'y 1 Kazvln'- mandır gezen kimsede para bulunmaz. Ölmekte,n kor·
den Horasaıı'a gönderil?, onu Kazvin'e davcı etmiş , İs· kan buralar.& gelme-z. Allah-u Teal6 Kellm-ı Kadim ve
mail Min.a'nın Horasan'da bu. durumları göze hatmış, Kur'an ·ı Az.tm' ln de (Ecelleri geldiği zaman onu ne 11ir
o yüzden Kaıvin'de Şah'ın emriyle emirlerden biti öl· saat tehir edebilirler, ne de bir saat önce alabilirler)
dürülmüştü. Muhammed Han da Herat'da İsmail Mlr- diye buyurmaktadır. Bunu kabul ve tasdik ettik. Buna
za'run birçok adamını katletmişti. Yine Muhammed göre Allah Tcbareke ve Teali öldürmediğini öldilrmez.ıo
Huda- Bende'yi istediği ıaman şah, yula\nda bahsetti· diye cevap gönderdim ve sonra Allah'a yönelelim. Şah
ğimiz Korucu başı ile, yine onı ı Muhammed han'a gön- kese içerisinde olan e:mir-name ve padişahlardan alman
derip İsmail Mirza'yı davet etti. mektuplara ba}ctı. Bizimle beraber gelen hanımlar, ya-
ni, Şah'ın ve Behram Mirzanın hatunJan da bizim için:
Muhammed Huda-bende ile mUl~kat ettiğim za-
nıan , Şah'ın s aadetlu padişah hazretlerine olan samimi •Mazlum kimselerdir!er, yolda hallerine vakıf ol·
l>ağlılıklarını anlattı. Bi1, de hatır köşemizdeld perişan­ duk.• diye şehadet t>ttiler. Bir murabba yazıp şah'a
hklanmızı yadettikten sonra ertesi gün yola çıkhk . Bir·
gönderdim.
buçuk aylık bir zamanda, yani sefer ayının sonlannda
Jrak'ın pay1tahtı olan Kazvin'e geldik
Şah't Merdan-ı DüldUı'e ruz ne bord olsa süvar
Şah'a, geldiğimiz haberi arzolununça hiçbirimizi Zi.llfikare durmazdı Rüstem u lsfendiyar
~ehre sokmayıp Sebze· giran ismJyle bilinen bir kente No'la anınçün dese lütfeyleyip perverdigA.r
gönderdiler. Başımıza, Şah'ın vekili, yani, veziri azamı
Weta illa Aliyywı la.s eyfe lllii Zülfl.ltaru
olan Masum Bey'in Divan bekçisi Mahmud Beyi koydu.
Eşik Ağa sı gelip adlar.ımıu ve kaç atımız olduğunu yaz. •
••
ô ı. Kendi halkına bi1.den gizli olarak: «Her gece bekle- F: 8
11'- 115

Her 7.aman a'daya ol şnh·ı vil:iycı salsa aı Şah bu mal"3bbaı görünce vekili Ma<oum fky'e em-
Oarb-ı şenışirin gören tcnan~ler olurdu mit rcdere,k: cYann sen davet edip bir ziyafet ver. Öbür gün
Vasr edüp şanın aıın ederdi F~hr-ı kai"lat de biz veririz ve müjde haberini verin. Hangi yoldan git·
U fcta illa Ali, il sevfe illi ıotfıkılr mek isterlerse o voldan gönderelim... demiş. Haldkatı:n
• ertesi gün Masum Bey bizi dıı.veı ederek büyük bir zı .
••
yafet verdi ve izin mi.ijdesini 1,ildirip: «Erkt.n'1 saadet'e
Şol gazada kıHiri lnr-nağa cımi5ti vemin elçimiz gitmek üzeredir Eğe.- Azerbeycan yani Tebriı
Öyle çaldı t.ığı oldem kana gark ı,1du zemin ve Van volu ile gitmeniz mlinasipse yakında gidilmısısi
Dedi hakkında şehadet eyleyup Ruh-ut Emin kararlaşmış durumdadır.» deyince, bu fakir de «Kış
Lafcıa illa Ali la seyf~ illa ZUlfUcar vaktidir. O yola gücümUı. yetmez 83ldad yolunu lh•
••• san edin.• diye rica edince: «Şah'a arzedelim• cevabını

verdi.
Eyledi ana şecaat hil'atını Halı:k aıa
Kılıcından kan damla,.sa tekmidir ruz-i g.azll Ertesi giln de Şah davet etıiler. MiHakat esnasın·
~diler cümle Melaike eyleyip l\na du~ da fakirane hediyelerimizi arzettlk. Ziyafet esnasında
Lafera illa Ali, La sevre ili.\ zfılfil:ir birçok konuşmalar yapıldı, şhrler !-Öylerıdi. Bizim hu-
.-
• !imizi tamamen :ınlay,nca beylerine hitaben: «Onların
yüzlerinde secde izleri vardır• ayetini hatırlattı. Yani:
Şiri yezdandan kaçardı havf edÜp birbcyan
Kahramanlar lıj-ı hlinıır yüzünden isterdi cman ~Bunlann yüzle.rinde- hile ve hurdadan eser yoktur.
Merd olup herkim .kılıç kuşansa eder bi gi.iman Bunlar. hacı ve gazidirler.ıı dedi. Evvelce arı.edilen tb-
Lafeı a illi Ali, li scyfc illa zOlfikar rahim Mina'nın vekili Gökçe Halife ve Mir Mevsinin
memuriyetleri iade olundu.

••
Bu acize bir at, ikı hil'at, bir \'Ük ipek ve yol için
Nara urup eylese şah·ı necef az.m-ı savaş
bazı malzeme verdi iki serdara ikiSf'r hil'aı ve beş ar·
Salsa scyfi kaırı,n doymazdı ana dağ u :aş
kadaşa birer hil'at verdi. Sııadetlu padişııh hazretlerine
Halk olup ferman.heri derlerdi koyup yen, baş
sonsuz hürmet ve muhabbeıl~rini uı-zettiler
Lafeta illA Ali, la scyfe illa zOlfikar
• • Son derece bağJıhk gösıeırliler. Şah bir gün bu aci •
••
zl Mehıerhanesine davet edip 7iyafeı verdiler. Kendine
Hayber'in kopard1 kanısın kodu aJemde narıı
ı,lvendiiti beyleri oraya gönderdi.
Arşa asdi lı~nı şad oldıı cümle has u am
Murte2aya Kanber olııp (Katibi) eder mudam cDe\•letin büyüklüğünü göstermı?lc ıçın beştr yU1
Lareta illa Aliyyun la sevfc illa ziltfikaru ,-e biner tonıan'a vapılmışllr, rliye birçok biiyillc kadife.'
lHI ll'l

ve ibrişimden resimli, işl~ııııiş küçük halılar, birçok Şafiiningörü$Une göre küçük günahlardanc.lır sö-
paha biçilme:-l tahtlar, ustaca ve resimli olarak yapılmış zünü reddedip «Bundan başka Hz. Aişe (R.A.} hakkın­
haymeler, otağlar ve çadır bölmeleri gösterdi. Umera- da bazı terbiye ve edebe aykırı şeyler söylenirmiş diye
sından Musahib olan yüzbaşı Hasan Bey, bu gördüğü­ i~itiliyor.
müz şeyler için: «Bunlar büy!ik bir ha,ınedir... diye
söyledi. Ben de: « Padlşahlano hazinesi, aJtın, gümüş ve Buna göre de Ha zreti Risalet· penah'a baı.ı yüz kı .
harb ,aletleridir. Bunlar hazine değildir,,. deyince. afal- 1.arııc1 şeyler iSnad edilmiş olur ki O'na küfürdür Bu
layJp kaldı, cevap veremedi. durumda o kavim m ürted (dinden dönmüş) olur ki, on-
ların öldüriıl m~l~ri d inen helül ve bu ıamanda kazan-
Elçileri olan Sabit Aıa, bizden önce Tebriz yolu ile dıklan malla, ı,~7 lere mubah olur. Kadın ve çocuktan
gitti. Bizi bir ay kadar bıraknıadılar. Birkaç defa davet esir edilir. Eter uu söylediklerinden dönmezterse hap-
edilip sohbetlerde bulunduk. Bir ı-:ohbet esnasında: sedilirle r. Şayeı ,lônerle rse , hanımlanna tekrar nikah
«Diyar'ı ROJn'dan Burak Han'a yard1m için üç yüz ye- ı...ıymok sure tiyle veya tekrar kıymaı.lan yanaşabilirler.•
niçeri gönderilmiş.. diye söyleyince, ben de: «Onlar dediğimde, ink!r edip:
Burak Han'a yardım için gelmemişlerdir. Heştedir Han
vo~unda Hoca Ahmet Yesevi (l(.S.) cvlatlanndan Baha cHer kim Hz. Aişe'ye fuhuş isnad ederse, o bizce de
Şcyh'i Çerkezler şehid edip yollarını kesmişlerdi. Mer- i ıi.firdir. Bu suretle hem küfretmiş, !'lem de Kur'anı in·
hum ve magfur Şeyh Abd'ul-L.Atif Haz-retlerini geçir- kar etmiş o lur. Çünkti. o ·nun, (Hz. Aişe) hakkında Al-
mek için gönderilmişlerdi . Şayet yardım için gelmiş ol- rah'u Teala Kur'an', Kerim'in birçok yerinde, iffet ve
salardı , binlerce as ker gönderilirdi." dedim. Sözüme iti- beraatine şahldlik cd~r. Fakat, Hz. Ali'ye muhalefet et·
mat ettiler. lifi için. Hz. Aişe'ye muhabbetimiz yoktur.• diye bunu
i ıirar \:ili.
Bir gün, mecliste, ufemasınd.an ve ayni zamanda
akrabasından olan Mir İbrah1 m Safevt bana bir sual Tek-rnr: "Bakalım buna nasıl cevap vereceksiniz.
sordu: «Osmanlı alimlerinin bizi tekfir etmelerinin se- Hadis'i Şerlf'te (Ümmetimin alimleri Beni fsrail'in Ne-
b ebi nedir?• Ben de: «As!'loba kUfredilir diye iş'ltiliyor. bileri gibidir.) buyurulm\L5 iken, din büyüklerine dil
Şayet böyle bir şey varsa, fikıh kitaplarında: (Şeyhayn'a ı..1.atılıyormuş.• dediğimde ıc Bu söylediğiniz alimler ara.
kürrctmek küfürdür) diye yazılı ve kayıtlıdır.» dedl- sında bizimkiler dahil delil midir? dlye sordu. Ben de
~l mde, • l alife yüzünden ümmetten olan ulemanın hepsi da-
· « l mam-ı A'zam'a göre öyledir, ama, İmam-ı Şafii'· hildir.• dedim ve tekrar; «Malumunuz değil midir ki,
a limler hakkında •Alimlerin eıi zehirlidir. Kim onlann
nin görüşüne göre, bu küçük günahlardandır.• diye ce·
etini koklarsa hasta olur ve kim de yerse ölür.» diye
vap verdi. Ben de: 1.i krolunmu$ıur. Buna göre onlara dil u1,atanlara dün -
118 llt

ya ve ahirette mutlaka bir b~li gel~ktir.• deyince Rum (Osmanlı Ülkesi) da ordu padişahımıaındır. Bun-
daha cevap veremedi. Sözii kesip «!tütün bunlar uy. dan dolayı Beylerbeyi ve Umerası, diler kullarından
tfımnad.ır.• deyince, ben de •Çevirelim birer sayfa,. di- ayndır. Bunların, padişahımızın en1ri şeriflerinden bir
)erek sohbelimi.ıe geçtik, nebzecik aynlmalan ihtimali yoktur.,. dedim. Orada
$a.h'ın baıı Emirleri: cİbrahim Mirıa Meşhed'de aldı­
Bir gün Şah bu acize: «Şu kadar yer gezip dolaş­
ğı kitapları Şah'a gctlr!in, tam yeridir. Şah onu mu·
un. GördU~n memlekelterde hangi şehir hoşuna glt.
hafult getirtir• dediklerinde ben; •Fitne uykudadır
ri?• diye sorunca, açıkça:
Allahm Jlneti onu uykusundan uyandıranın olur• sö-
zünü hatırlayarak, ·~nden geçelim, giden gitmişth
Gezip seyreyledim her şehrini g~l bu
arıılı:.» diye cevap verdim. Sonuııda izin talep etmek için
dünyanın
Şah'a bir gazel söyledim;
Nllzirini görmedim hergiz Stanbul u Galata'nın
A~ılı: isen hun-ı gam yemelrten ey d1J \eneı al
dedim. Şah da bu sözümü tasdik elti ve devamla: «Os- Arif isen, cam-ı mey nuş eyleyip bir halet al
rııanlı Beylerbeyi ve emirlerinin dirlikleri it.aç tümen Bi bekadır mal, dünyaya gönül meyi elyeme
olur• diye sordu. Ben de cevap olarak: «Diyar-ı Rum'da Kıssa-ı Kanın'u var giış eyle andan ibrel al
Padişahımızın Bcylerbeyilerinin ve Umerasırun dirlik- Almaya can nakdini :ninneı mi eylemezsin
leri kendilerine mahsustur. Askerlerinin her birinin pa· bana
dişahtan başka dirlikleri var<!ır. Diğer padişablann
JC,ıl tekellüm bir nefes, benden anı bi minnet al
wnerasınm dirliği kendilerine hükmettikleri askere gö-
redir. Eğer Padişahımıı:ın Beylerbey'Jeıi ve umeras1nın Rahn1 edip ben naıüvane girdi gamzen z.ahmine
bu şekilde eınirlerınde olan askerlerin dirıikleri toplanıp Ey tabibim bari gel n.'lkd-ı hayatı iicret al
ke ndi dirlikleri ile toplansa delil toman, birçok beylik, Gezme Mecnun gibi ı.tağlarda abes ey kühkün
belki de birçok yüz gelıri olurdu. Mesel! Rumeli, Anado- A~k vadisinde şakird ol bana. bir sanat al
lu, Mısır. Budin, Diyarbeklr, Ba~dat, Yemen ve Ce:zayir'in Yari gör;em ölmeden, kar etti hasret canıma
batı kısmı Beylerbeyleri 'nin her birinin emrindeki asker-
Cehdedip ey hasta-dil, dest-i ecelden mühlet al
lerin dirlikleri, diğer padişablann blltün askerlerinin
Şüphe yok Hubb'ul vatan, imandandır (Katibi)
dlrliklerindeıı fazladır.
Halini arz eylevip Şah,ı Ke·emden ruhsat
Dil~ Beylerbeyi ve umeranın dirlikleri de ayni al (66)
şekildedir. Sultanlık Emirle'rine !Ayık olan da budur
Diğer vilAyetlerin padişahları, hanları ve sultanlan ile Bu gazeli şah çok beğendi ve ondan hoşlanarak git·
kendi tebaas1 olmalan bak1mından iyi geçinir. Villyet-i mek için izin verdi.
120 121

Saadetlü padi$ah hazr~tlerinin yilksek şahsi_yeıleri­ Humay berhemc mllrgan ezan şeref dared
ne mektup yazdılar ve arz.olunmasını canu gönülden di. Ki usıuhvan hard u canavar neyazıred
•everek sonsuz muhabbetler gösıerdilc-r.
«Huma kuşu kemik yediği ve canlı mahlCıku inciı­
YüzbaşıHasan Bev'in kardeşi Nazar Bey'i bir mik·
mediği için bütün ku~lardan şerelfidir,,.
tar adam ile bize kattılar ve ı.ıkrar hil'at verdilC!r.
Bundan anlt.Şıldığına gör, bu lı.-uş, kemikten başka
Kaz.vin'de medfun lmam Şehzade Hüseyin'i ziyareı
bir şey yemez, yalnız kemik yer ve onunla yaşar deı,ıer.
eıtik. Mübarek Rebi'ul Ahir'in başında Bağdat şehrine
ı.oğnı yola ç1klıl<. Sultaniye yakınındaki Ebhur isimli Bazılan da şöyle
hikaye ederler. Bu kuş acıktığı za.
~crihn önünden ğ_cçerken orada medfun Pır Hasan b. man kemJği alıp l'lavalanır, yükselditen sonra kemiği ye-
.Ah.i'nin harab o.lnıuş türbesini ziyaret ettik. t<urkan'ı re bırakır. Kemik yere varınca parça parça olur. O par·
ı-.şuk. Orada da şeyh Muhammed Dem-tu b. Hoca Ah- çalann hepsini ayni ölçüde yapar ve oııdan sonra yermiş,
met Yesevi'yl ziyaret ettik. Or.ıdan De.rgüıün şehrine.
,radan da Hemedan'a vardık. Ayn'ul Kudal (Kadılann 1ran'da büyük kişilerden herkes bir yerde düşman
karşısına çıkamaz (duranıaz) oldu mu, Huma kuşu gibi
['ÖZÜ) Hemedani Hazretleri ve Peygamberimiz {S.A.S.) in
viyeceğitıi evvelce ölçüp biçer ondan sonra yerdi. Böyle
oayraktarı Mekke'li muhacirlerden Pir Bbıı-1 Ala'yı zi.
yapıp yiyerek hasmı kaı-şısına çıkması gerel<irdi• sözil
yaret ettik. Oradan ~dlıbad l<asabasına vı:ınp serhac\
beylerinden olan Bey oğlu Hasan bey'e yetiŞtik. bir hikAye halinde varmış.

O da çeşitli ihtimam gösterip hürmet etti ve ziyafet O gün Nazar Bey'e geriye dönmesi için lzlh verdik
verdiler. Oradan da Elvend ve Nihavend dağı tarafın­ ,·co geriye döndü.
dan, yAni Luristan eteğinden Bistan dağına geldik. Ertesi gun sal::ahleyin Kal'ayı Zenoir'den yola çıkın­
o dokuz ölün, dedikleri büyük nehirden geçip Şehri­
lmı-m Kasım'ı ziyaret eqerek orada11 Veysel Kara-
ban'a ıı.eldik. Bu sehrın sonunda '8ağdad şehrine ulaştık
nt (R.A) yı z.iyaret ettik. Kasr·i Şirin yolu ile KUrdistan
ıı;inden kal 'ayı Ze.ncir'e geldik. O gün gökyü~fuıde an· Hızır Paşa hazrl'tleriyle miUakat eoip çeşitli iltifat-
sızın bir Huma (cennet) l<uşu eöründü. j:,:rına mazhar olduk.
Halk bunu •Hayra alamettir.• diye sevinç ve mutlu. Oradan da Diyar-ı Rum'a doğru yolıı çıktık.
tukla seyrettiler. .Bazılan onun ulurluluğunu bazıla­ SON DUR.UMU BEYAN EDER.
rı da diler hallerini anlaup durdular. (13},KİYYE-t AHVAL-İ BEYAN EDER)
Nitekim, Şeyh Sadi (Allahtn rahmeti onun üstüne Mübarek Cemazivel evvel'ln ilk günlerinde Dicle ya.
olsun) de şöyle buyuruyor: ni $attı Ba~dad-ı gemilerle gı:ı;ıik. Önceden ziyRrı>t eıti·

1
122 128

ğimiz ziyaret yerlerini tekrar ziyaret edip yola_ koyul. Haşredlldigimiz :zaman, Cenabı Hakk ilk evveli Vi-
hlyet-f Rum' u a'bad padi$8hımızın ömrü devletini ziyad u
duk. Kasn Sumlte ve Harbi yolu ile Tikriı'e geldik. Ora-
dan Musul'a vasıl olduk. Eski Mıttul ve Cizre yolu ilc- bcrziyad, muıaffer ordusuna daima isteğine nail, düş·
manını her zaman yerlerde lnietir inşallah. Amin!
Nusaybin'e geldik. Diyarbakır'dan Mardin yolu UeAmd'c
geldik. Orada İslccndcr Paşa Hazretleri ile milli.kat edip
81 hürmeti Stıyyid'il MurseJin, deyince onlar dıı tas-
çeşitli lütuflanna mazhar olduk. Birçok dı:fa sohheıte
dik ettiler ve •Komşu hülcumetlerl ben de bitilim. Ha-
bulunduk. B~ıı.111.dan geçenleri işittiklerinde hayrette l.ikaten anlattığınızdan bin fazladır.• dedi. Sohbet esna-
kalıp: •Sizin başınıulan geçenler, f>ininın başından geç-
sında benim öldü!üm haberinin memlekette işitildiği,
memiştir. Sizin gördilii,inilı: garip ve tuhaf şeyleri Belki-
Mısır kaptanlığının Rodoı. Sancak Beyi Kurdoğlu'na ve-
ya ve Cihan-şah ri1yuı nda ıörmemiftir.• deyip, ıezdifi . rildiğini zikrettiler
miz yerlerin padişah ve askerlerini sordu. Beo de: Kur'-
:ın-ı Kerim 'de. O zaman ben de: •Padişahımız ı.3.ğ olsun. Memuri.
yet işi kolaydır... dedim ama, ilıgüıı gönlümü teselli için:
«1 - Elif; Um; Mim .
2 - Rumlar (Doğu Romalılar) majlCıb oldu;
Rağbeı edermi adem olanlar bir haneye
3 - Arap ülkesine enyakın yerde .. Halbuki onlar
Sayd olma damc, ey gönül aldanma daneye
bu yenilgilerinden sonra mulıakkak galib gelecekler.
&ıhm-i kaza bitirsin erişur nişaneye
4 - Birlıç yıl içinde... Önilnde ve sonunda emir
Çekmek giiman mihneti alemde yaneye
Allah'ındır. O gün (Romalılıır'ın üscün geldili gün) mü'-
Gördün ıamane uymadı, sen uy zemaneye
Minler ferahlanacak.
5 - A:llah'ın (Bedır'de) zafer Yermesiyle. O diledifi- •
nc zafer verir. O Aıizdir, l,'.ahimdir.• (·) buyurulmuŞtur. ••
Bunun gibi yer yüzünde r,e Osmanlı ülkesine denk bir Ney gibi inlesen no'la her dem idüp figan
ülke, • • de Padişah., Aıempenah'a benzer bir padişah Kanun edindi kaddına cenk etm~·i cihan
vardır. Çünki.im senin turana raks eylemez zaman
Güç eyleme usule, gözet dairen heman
Padlşah·ı Rum'a nisbet şah olanlar hak budur Gördün ıemane uymadı, sen uy zemaneyc
Bir kişi bcnlf hacibde padişah olmak durur
Ne de Osmanlı askerine benzer bır asker vardır. •••
Ma'rib u Maşnkta Rum 'un leşkeri meşhurdur.
Kande azmeylese anlar daim. mansurdur. Baş cfme dehre, hürmet için olma mübtezel
Her Jcişiyec naslb ııelir, budurur mesel
(' i Rum Surm. Aret• 1·5
124 125

El vermese: zemaoe, sakın eyleme cedel Erganl'de Zülkir Peygamberi ziyaret eulk. Oradan
Penclim kat;ıul eyle, benim sözüm asla gel Harput yolu ile Malatya'ya geldik. Mutaallikat-ı Seyyid
GördUn uımane uymadı, ~n uy zemaneye Gazi Suhan'ı ziyaret ettik.
• Oradan, Vilayet-1 Rum, yani Sivas'a geldik. Orada
•• da Ali Paşa Hazretleri ile mülakat ettik. Onlar da son-
suz IUtuflar gösterdiler. Orada Abdillvahhab Gaziyi ziya.
Dünya senin ola, tuiahm, neylesin görek
Tet edip Ali Baba Ue mülakat ederek duasını aldıktan
Akil odur "i, yok yere hare etmeye emek
!>Onra İstartbul'a doğru yola çıktık.
Sanma meramın üzre döner dalma felek
Kan ovasından K.arabisar Şah'a ve Bozok içinden
Güş et nasihatim, hele benden sana demek
Hacıbektaş'a gtıldik. Sultan Hacı B ektaş Hazretleri ve
Gördün uymncu zema'le sen uy zemaneye
Balım Sultanı ziyaret ettik. Oradan Kırşehir'e geçip ora-

•• da da Ahi Evran ve Aşık Paşa hazretlerini ziyaret edip ·


• Ayaş yolu ile Varsık içinden geçtik. Kızılırmağı Çeşni.
g-ir köprüsünden geçerek Ankara'ya vardık Hacı Bay~
Yaunı$ nekim mukadder ise levh'e çün tcatem
ram Sultan Hazreı teri. evldtla:-ı ve Hızır Aleyhisselam'-
Elbeııc başa gelse gerek yazılan rakam
ın makamını ziyaret ettik. C.mabi PllŞil hazretleriyle
Şad olma hUrmel eyle fena gelse çekme gam
Sy (KAtibi) cihanda nedir çekl\ğin elem
mül!kat ettik. Onlar da büyük iltifat gösterdiler. Bu-
Gördün uymadı zemane sen uy ~maneye radan Beypazar yolu ile Bolu'ya oradan da Mudurnu'-
:'~ uğrayıp, Göyniik'e geldik. $eyh Akşemseddin H~-
retlerini ziyaret edip Taraklı Yenic:el,inden Geyve'ye
deyip Hazreti Hakkın sonsuz lutfuna tevekkül ettim. Fa-
vardık. Sakarya'yı köprüden geçtik. A~açdenizi geçip
kat, Hürmüz limanı ve Gücernt ülkesinin Osmanlı 01- Sapanca yolu ile İzmit'e gidip Nebi Hoca hazretlerini
kesi'ne kalllma anuları hatırımdan çıkmadı. Kendi ken-
ziyaret ederek Gebze yolu ile Osküdar bo~zından Da-
dime: nıssaltanat'ın en bUyük ve en gi.lzt:I şehri tsıonbul 'a
sıhhat ve selAmetle vıırdık.
Senin g:itmeı. başından bu havalar
Dimağln cümle toprak dolmayınca Bizi tehlikelerden çekip çıkaran ve Ulkeleı in, en
Bu serg_erdanlığın payanı yoktur hayırlısına sağ salını ulaştıran Allah'a hamd ol!ıun .
Vücudun serteser h~k olmayınca Böylece, üzüntü, sıkıntı, başımıza gelen olay ve zah-
nıetlerle dolu dört yıl tamam oldu. 964 senesi Receb'-
c!iye nasihat ettim. Asitane-i Saadete yUz sürmek ün1i- lnin ilk s ünlerinde akraba. dost, kabile ve l.ardesleri-
cljylc Vjlfiyt't-i Rum'a do#ru yola çıktık. mize kavuştuk.

126 127

Bu ihsan ve nimetlere bizi ka,·u$luran Allah-u Tea- mnaşlan artırıldı. Birisi Mısır çaııusu oldu. Diğerleri
la'ya hamd olsun. Hamd olsun, hamd olsun! diledikleri yere gitmekte ~erbesı bır,i!ıılclılar, Dört se.
Saadeti(\ Padişah cfendim.i7., devletle Edime'de bu· 1elik uliıfeleri ,•erildi.
ıunmalan dolayısiyle geJişimi~n ikinci gürü yola çık­ Mübarek Recep 'lvının sonlannd:ı Sa:.ııdetliı Padi-
ı ı k. Edime şehrinde pay·ı tahtı saadetlerine yUz sür- şah Hnzretlerı ku,·vcı u ikbal, Saadet u iclôl ile tsı~n­
mek, Allahın yardımıyla yine müyesser oldu. bul'a doğru yola çıktı.
Çatalca konağına geHndili ıün bu aci, kullarına
01 sanem in derd ü aşkı sana ey dil ~·ar imiş Divarbekir
. (Divarbakır)
. tımarı defterdarlığını ihı:an et.
J:Jen senin hal!ne reşk ettim ne ZC\.'\ ın var imiş til~r
! lak i pav1n, başına lac ettin ol şahın yine Tealanın yardım
Allah ve gözetml'sıyle Padişah
lfanıdu lillah kim senın buşında devlet bar imiş tlazreılerinin saılıklannda hepimi, arzumuza kav,,~-
01 ıabib-i c3n benim halimi sona itini:z ıuk.
Kenc-i gamda mihnet derdin bilen birrıar imiş Allnh Teala Hazre•len s:ıaqetlü padişahımızın önı­
Aklımı yağma edip dil mülkümil arel kılan
. ı.inü, devietıni şeref ve roCerini kat kat eylesin. Dü$-
Dostlar aldım haberi bir gamz.esi tatar imiş manını d:ıim:ı :ıvaklarının :ıltında ve sayılarını M. clvl'·
ZUlf-i yari v.tsfedip klldın muattar alemi ~,n. Anıin!
Görsa itlirtli ncvavı

Katibi a·tar imiş. (67)
Ev yardım Klenlerin en h:ı.v•rlı~ı olan Allahım
••
• Bi hürmeti seyyid'cl evvelin ve) ahirin
Yu İlahi cümlemizi eyledin dünyada 4>:ıd
Nihayet saadetlu Padişah-ı atem-penah hazretlerinin Ahiret le dahi eyle rahmetinle bt'r murad
ınayet ve ihsanlarına mazhar olduk. Vüzera-yı 'izam
dahi çeşjtli lütuflar cıösLcrdiler, Bilhassa Rüsl.?m Pa$a Bu hik:.iyeden, örnek alac3klarıı vı- i-, hakkında
(Allah ışini kolaylaşrırıın) hazretleri sonsuz liltufkarlık mükemmel bilgi ve lecrübesi olanlara çıknn öğiit şudur:
ıösıerdi. Çcşllli ıhsan ve yardımlarda bulundu.
Hiç kim!ce olur olmaz heva ve hevesle~ kapılma­
( insan ihsan·ın kölesidir.) bbllinden ihsanlannı sın.
mahcub olarak cnn'u gönülden kabul ettim.
(Kana~ı. tükenmek bihneven bir h.ızinedir)
Bl, acile günlük 80 akçe ile •Derırah-ı Mualla mü-
te{errikalığı,. ~adaka olundu. -.üzü, daim~ kulaklar nda ôlup oııa pöre davr3nsın
Beraber olan keıhudaların. ma.aşl.ırı S'er akçe artı­ All:th"ın •akdin ve değişme.t ilahi kanunl• icabı!.!'"·
rılıp yine Mısır'da müteferrikalık verildi. Bir bölilkba- t t•:e düfüp val:ın evi:ıden ııı.ıl., tiirlii ı-. rluklar içinde
~ının 8 akcıı. ve diğer yol nrk:ıdnslannın 6'şar :ıkçc ah edip inlcyen-k bt'ln gi:-da'·•nda ~,·~17 • hArlı.-ıız. $1-
128

l<ııntılar-
içind1. bıı ~urbeı yerinde ağlayıp inlerken (vıı.

tan sevgisi in1andandır) hadis'i şerif'lnc göre vatanını
arzcdip nıemlekeıine yöneten kımse İslam Padişahı­
nın ekmeğinin hakkını bilip eşikleı-ine yüz sürmeye ni-
yet et$e, mutıald<ak o şahsın i)ek çok d•ielt• Hak Teala
l:ırafından kabul edilip dlinya ve ahiret saı1eıini ıemin
l'.İTAB I HAZIRLARK!-:N F..\YOALANDIÔIM ESERLER
eder. İnsanlar arasında makbul, medl1~dilmeye Ulyık
ve diledi~'i işleri muhakkak olur. Sözlerimi Alleh'ın son.
, uz lütuf ve yerdımlanyla Şaban ayı!'\ın buşlanndıı, H
l - Adıvar Adnan· Osmanlı Tll,.klerincte llım s.
o,64 senesinde Galr. ıa "da b itirdim.
68-73. rst. 1941i
965 Senesi Sefer ayı onatannda da kl!abın ya1.ıtma·
: ı tamam oldu. ı - &.hml'l Rcf'et: Ta rih ve •:oğrnfy:ı Lügat i c. 4, s. 96
3 - Buhari Seyyid Süleyman: Çağatay Lügati.

ıi - Bursalı M Tnhlr· Osmanlı MUel!ıfleı i. c. 3,


s. '270- 272
5- Oaver Abidin. fiirJ.. Deıı!7~illği s. 31-46
6 - Develioğ1u Feriı : Osma:ılıca-Türkçe Ansildope·
dik l.i.iııaı
~
Ank 1961

7 - H'1cı Hüsey,n: İlaveli Münıehibaı-i Lüg<\t·i Oı;­


mani I~t 1297
8- Hammcr: Hammer Tarihi. C. S. 29. kitap
s. 204-208, C. b, 33. kitap s. 116-121
9 - .. ... .............. : tslfım Ansiklopedisi. (C. 10, S. A
Reis maddesi)
JO - M. Süreyya: Sicilt·i Osmani. C. 3, s . 498
11 - Mehmed ŞUkrü : Esfar·i Bahrtye-i Osman)·e.
s. 443-454
F: 9
ıso

12 " Müneccimbaşı Ahmet: Sahaif'ul AhbaT. C J, •

s. 506
13 - Mehmet Salihi: Kamıls-ı Osmft.ni. 1st. 1313.
14 - Mehmed Murad: Tarlh-i Bbu'I Faruk. C. 1,
s. 219-225
l AÇIKLAMALAR
15 - Orhunlu, Cengiz: Seydi Ali Reis. Tarih Ensti-
tüsü Dergisi, C. 1, s. 29-56, tst. 1970 (1)
16 - Pakalın M. Zeki: Osmanlı Tarih Deyimleri ve Allah alemı yaratıp onu mahlOkatla şereflendiı,ti.
Sözlüğü, 1st. 1946 Varlıkların en ş~rrflisi olarak da insanı yarattı.
~

17 - Peçe\ıi : Tarlh-i P~çevi. C. 1, s. 363-384 .Ey gönül; Hakk'ı arama hususunda seyahatlere çtlr.
ilim deryasında bır denizci ol.
18 - ..........•......... : Solak-Zade Tarihi s. 534-539
-------
• 19 - Şemseddin Sami: K.amüs'Ul A'lam. İst. 1306-1316
(2)
20 - Şemseddin Sami: Kamus-i Türki. 1st. 1317
Nefsimiz biu gilnaha batırdı.
21 - Tietu A. : 16. Asır Türk Şiirinde Gemici dili. (Ya R~ulalla h} bise şefaat et. (Omitvanz ki) Al-
Türkiyat Mec. C. 9, 1st. 1951 lah da rahı:ı:ı.eti)l~ muamele eder.
22 - Uıunçarşılı 1. Hakkı: Osmanlı Tarihi. C. 2, Kıyamet g:ilnü bize lütfunla muamele buyur .iri o
s. 379~3&!ıl, T.T.K. Ank. 1949 gün yi.1%ümil2 ak olsun; siyah olmasın.

23 - Uzunçarşılı t. Hakkı: Osmanlı Devletinin Mer-


l(ez ve Bahriye Teşkilatı. Ank. 1948
(3)
24 - Yurdaydın Hüseyin G. : İslam Tarihi Dersleri
f!.y Allah'ım; Sen'den duam şudur c. Padi5-.<ıhımı-
s. 290 A.tl,t.F. yayınlan Ank. 1971 •
zın yıl ve ayı saadet içinde geçsin. (Sıkıntı ve lizüntti
görmesin.)
Onun elçisi Çin'io hakanı demektir. Ona itaat ~a('n
de Hint ve Sınd'in padışahıdır.
ısı
(9)
(4)
Oö11ül saııtl.llını Allah 'ın önünde (huzurunda) engi-
Hı.!rkes dünvsda bir nam bırakmak ister k! ken · ne bıraktım .

,itsin! o ı sl mle yAd etsinler.
Benint de maceramızı anlatmaktan maksadım bir ---·---
harır du.ı ile anılmam ıçindir. (10)

Göuül ıekncsı öyle bir denize düştü ki hiç sahil yo1<


(5)
Durmadan esen rilıgara da karşı koyacak bir yet.
Yine sıl-ıııtı denizı
c;;o~tu; k.:der dalgalan b:ışımu.­ kcn yok.
dan açıp Ç*ğıldadı. Zaman bütün düşmanlığını ortaya
icoyup bedenimizi yok etme-ye azme tti.
( 11)

•• Gece karaıılığı: dalga ve git'dap korkusu gibi en-


(6) geller lçındc iken; sahilde rahat içinde Olanlar bizim
halimizden ne anlar
Sen gönlünü gerek ferah tut gerekse sık1ntdı:
Kaderde ne •vazılmışsa ister istemez o olur ----
( 12)

(7) Fırıınanın \.Olduğundan dolayı keder denizine dal-


ma; elbet t<: fıı tına kesilir. Ey felek; karalar göri.i'lün.
G&lib.ı göı(ler) bu kadar bliyUk bir hadiseye şahid ce sakın ol; bu kadarıyla yetin.
olmamıştır. Bilemiyorum ki bu büyük vak'ayı sana na-
sıl anlatayım. ---------
(13)

(8) Vücudun yaprağını aşk denizine bırak; rüzgar ke·


si lir.
Bu taşlal'ı; faydasız; boş şeyleri durmadan kim Rüzgarı t.>stirip döndüren Allah'dır. Birgün olur
gönderiyor rüzgar kesilir ey gönül.
Hepsi de denize dökülliyor.
-------- -------

ıs.
186
(14) (19)
«Afitabi• bir gün bahtımız bize güler; buradan Ey Felek; sahile çıkmak felek alclı mıdır.
kurtuluruz. )' ine de deni:z seferini tercih edin.
ÇünkU Allah kulunu daima meşakkat içinde bı­
rakmaz.
--------
{20)
- - - -·· - - Hinı insaııl.ariyle birlikte Piten seferine kıtlmava

(15) 8%nleclen güçlüklerle dolu bir sefere katıldığını bilc;!n.
Felakete uğramış bir gemi fçindeyiz, Ağlamaktan göi:leıi,01 kızarıp akik taşma döndü.
Der ki "c emen seteri yaparu göreyim.
Ey ınösait rüzgar es ki sahlldelct sevgiliye varalım.
Gözyaşı tnoilerimle eteğim dopdoludur. Güya Aden
seferi yaptım.
Yüreğim kan dolu misk .k esesine döndü. Hoten se-
(16)
feri yapıp ta ben ne yapayım.
Bi.ıden
evvel bu alemi gezlp gören akıllı kişiler su Ey AJlah'ım Katibi kuluııa vatanına gitmeyi yine
bardakta gemi kağıtta sakin durur. Karayı bırakıp de- nasib et.
niz havasından yılarsa lbni Sina bile olsa onun aklına
yuf.
(21)
-·' Görüldüğü gibi gelenler hakikaten. Rajputlanb,,
(17) Deveciler; onların isteklerine red cevabı verdiler.
Başımıza gelen bu belllara sabredelim.
Bakalım sonunu AJJah nereye vardırır. •
(22)

-• - (11)
Sind şab'ı olan Şah Hasan bir veli idi.
a

Eceli geldi ve ruhu ölilmsüzlük şerhe.tini içti.


Onun da varlığı galbden gelen bir ses oldu. Yani san-
lıer nekadar denizde birçok f-aydalar varsa da;
ki öyle bir kimse dünyada mevcut değildi zaten.
selamet istiyorsan o kıyıdadır.
Cennet.i Firdevs mekanı ola: 962
13'1
134
de-feımek · İçin senin aşkın iyi bir hüzün gidericidir
(23) bana.
Ayrılıg:ın
bu kadar uzun sureceğini bilm~zdim. Hat· Rı:diye etıiğiniıatlarla Katibi kulunuzu düşÜ11dü·
ta buııu hatırımdan dahi geçirmezdim. ğilnUzü ispat ettiniz. Beyim; bu nimetiniz ulu bir ih·
Senin ~kın en sonunda beni di\'ane etti. sandır benim için.

Bana kalsa ben senden aynlmaıdım.


E, gö1ümün nuru; benim derdimi sana ~,asa
ben o gijzümün yaşını :ıilmezdim. (25)
En so,ıunda beni reddedeceAini bilseydim; senin Nice arslanı yere vurmağa kudreti olan kimse;
e~iğ.lnc hiç gelmezdim. düşmana birşey verirken tedbirli olur.
Katibi; a:.,nlık ateşinin neden geldilini bir bilsem
onun aşkı uğruna hiç birşevden yılmazdım. Görüşü keskin ve kuvveti bine karşı bir olsa da
yine de görüşü kuvvetli ve sükut etmesi sonunda zafe-r
umduğu içindir.

(24) Biz tek olsak; düşman çift olsa da birşcy deği.$·


Yar olmadan nerede olursam olayım orası bir mez. Bızı: ~Kem mln fie»: (cemaatten kaç k1ş1 geliı-se
hüzün evidir benim için. gelsin) ayeti kı\fidir.
Dünya; o 'ı usuf gibi güzel sevgiliden ayn; zindan·
dır bana.
-
(26)
Madem ld duşman beni onun volunda kaybetmiş­
Senin rütben; tran hUkümdarlannın rüt~idir ey
tir; o senin olamaz. •
bahtı mubarek kişi.
Böyle bir söz benim aşkımı hiçe saymak olduğun·
dan bana iflıradır. Yedi ıklintiıı hükUm sürdüğü Hindistan; a&e~·-·
Dudağının şerbetinden bana versen de canımı al· içindedir. Çünkü Afganistan'ını yakıp yıktı; Oclhi'nl
san, ne olurdu, aldı. Hiç olmazsa verilen cmrı yerine getirecek olan
yanf yine kendi tebaan baş kaldırdı
Ey gönlı.imün
111bibi; (dudagının şerbetini barut
vermek) sana güç geliyorsa da senin için can vermek Bu feıihe bir tarih dlişlirdüler lıl o da:
bana kolaydır. Talil devlet Hümavuneş: H. 962'dir.

Etrafın
çapulcularla dolu oldu~ ve senin aşk;n
içimde kabaran bir taş olduğu halde gam ordusıınu
138 139

(27) . . Kitibf;_ padişaha şür güzel gelmektedir; yarin du-


dagını anlatmakla ben teşekkür etmekteyim.
Şayet sevgilı.m
benim halime acımazsa; derdime
dern1an olacak ıliç nerede bulunın.
Ey gönUI; benim nasibim olmasaydı ezelden Allah (29)
benim ona kavu~mamı yazmazdı.
Ey sevgıtıı dudağının kırmızısı için kcndımdcn Talii yüksek Gazi Hümayun Şah
gt:çHm ki benden başka kimse ona vurulmasın. Parlak sancaklannı göklere yilkseltiyor.
' Re va mıdır ki sen hiçbir zaman benim içln: Şu ga- Var•p Hindi!>tan'a Delhi'yi fethettiler ve dinin
tıp öenden ayrı olmanın kedcriylç_ niye kavruhıvoı me~keıi:ne. indiler. Askerinin gönlünü alarak onlar sa-
demiyesin. yesı~de bırçok hanı önünde diz çöktürdü. Allah'a
Kfitibi bin türlü işve bilen ytizünü görünce; o na1Jı şütiirleı- olsun ki fetih; onun devam-ı devletinde mü-
~ônül eğlendıren beni kendine kul etti. yesser oldu. Bu fetihe de bir tarih düşlirdtım·
•Mübarek olsun Öğre padişaha»: H. 962 •

(28) (30)

Sevgilinin yüzüne hasretim; yoksa ona kavuşma­ Zaferanın eli; ellnin rengini alt etti.
ya hi~ ün1idtm yok benim. Ben cenneti istemiyorum. Bu mis41 meşhurdur ki el elden ÜJtilndUr.
Yani sevgilinin .kendisini istemiyorum. Sadece yı'.ZUnUn
aşığ1y1m ben.
--------
(31)
Ey hasta gönlümün tabibl; duda~ının tatlılı~r.ı;
derdine şifa ycrı olarak bilen hastalıJımın şifa eşi{!',­ Gurbette oldufunuz için bana varamaz.s.mız Fakat
dir k a liıni sorarsanız tuhaf bir hareket yapmış olmazsı-
.
Sevgıllnin aşkı: aklımı ; fikrin1i : sabrımı ve şınıru­ nız.

n,u ya.ğma etti.


Hıcran vadisinde kaldım; ne yapsan çaresiz sevgi .
(32)
)inim.
Ey dost ~nl bmıtap başkalarını dost edinme.
Devlet n1eclislerine rakip olarak yüzilnün ,;irkin-
Uzun müddet beni gurbete salıkoyup itibardan dü-
iiğini ortaya atına. Ey saki; ben onun çlrkinliflnden
şUnne.
usanmışım.

'
141
140
Ey Katibi; aşkındon dclı olup beni köle eder~k at·
Benım yüıümden gelen bütün gafleti unul. Bıın lama.
YARl'yl unutup ıerkeıme. Gümüş göz yaşı taneleriyle göğsüm dopdoludur.

(33) (35)

Kan bulaşmış elin mercan gibi elini aıaşagı etti. Sözlerine kızıyorum fakal bilyücülü~n aşıkı yıi­
Zaten bu bir meseldir ki el elden üstündilr. dıramaı.
O kırmızı dudılkh sevgili mecliste bir an bulunsa; Ey sevgili; .)-apuklarına; kü[ürdür demek iftira ol-
saki kan ağlar; içki sürahisi k:nlır. maz.
Aşk sarhoşluğuna takva sahipleri fena söz söyle-
sinler; bırakın. Aklı başında olanlar yanında bu sar- Ey gönlUmün tabibi; dudağının şerbetinden hastn·
hoşluk mazur görülür. na vermeyip gizlersen benim derdime kimse derman
Kişinin dış görtinüşüne değil ruhuna bak. Ey 23.hid; olamaz.
sen manaya bak; görünüşe bakanlar adam değildir. A~k lafır,, ~rak edip aşıklara vurmak ayıp değil mi-
Katibi; yaradılış günü vahdet şarabını içmeseydi dir.
senin varlı~dan dolayı nasll zevklenirdi. Onun aşkı utrunda k.imin aklı başından giıme1. ki.
• Sevgiliye söyleyin ellilem ile dedikodu edip dur-
masın.

Meleği şeytan ile bir varlık olarak görmek doğru


(34) de~ildir.

Katibi onunla kavuşma bayramında kaş yayını

Yanakları içkı lı?Siriyle krıardıQı zaman; bilir mi· ona versin.


sin o gUlyüzlü ne güıcl olur. Her k.lm onun aşkı yolunda kurban olmazsa kıble·

Ömür güzelligini sana ulaşmak için yollarrla har· den yüıil yanıp kızarsın; utansın.
cayanı diliyle öteye beriye söyleyip yayan tellaldır
Ölü gönülleri diriltmekte duda~ı; can ıuelcyen bir
veli gibidir. Zülüfleri büyüleyici; gözleri gönül alıcı; (36)
gamz,esi aşıkları öldürücüdür.
Sc,·gilioin dudakları
bir çiçek gibidir. Gönül niye O peri yüzlü güzel ne zaman naz etse; aşıklar m·
ona tululmasın. Her yeni açmaya başlayan çiçeğe gt;. lemeye başlar. O gonce dudaklı sevgilinin bülbül gibi
nUI karılmava mevvaldir.
143
şakıyaıı dılı beni gülistanın etrafına bir çil halinde Ey gilnJUmiln doktoru; sen şeker dudağını bir ~n
sarsa yeridjr, kara bağrıma sarsan da yaralı gönlüm şifa bulsa ne
Ey sakj; aşık gam meclisinde iniltisini neyle be. otur.
raber çıkaraı); ney gibi inieye-ndir. Onu görünce, bağrımı delerek kammı döktüğiinü
.Beni alemle köpekler kadar deAersiz görüp · ltendj bildiğim halde ondan aynldJ#ı için ayrılık elemiyle yü •
değerini yükseltsin. Ey Kitibi; aşıka sevgili ihsanı bot; reğim neden kan ile doludur. Katibi sen aşk yolunda
cömertliği az eylesin, başta gidiyorsun. Ferhad ile Mecnun'u kınayabilirsin.
Çünkü onlar aşk yolundan kaçtılar•

(37)
Dudağının rengine benzediii için içki banR fayda (39)
verdl. Yarin kaşı; kirpiğiyle
bir keman teşkil ediyor.
Nergis çiçeği senin gözüne benzer; o da büyüleyi- Gümüş kalbinin üzerinde penbe yanaldan bir ni-
şan meydana getiriyor.
djr. İçkinin verdjı sersemliği giderebilir mi?
By ~ yüzlü;Alua ile birisini çalJTIDak mümkün Güzelli~nle gururlanma ey lcaşlan keman.
olsaydı; bir dua ile senin yanında o)anlan defederdlm. Ri.istemlerin kemanını ecel yapar. Güzellik. ve kud-
O ay yüzlü; yüzünü iyice kapatıyor. Yetiş ey saba retinle gururlanarak bu kadar cefa etme; çünkü bır
rüzgarı perdeyi kaldır aradan. gün sen de öleceksin,.
Boyunu görünce secdeye kapandığım kimdir aca- Ey gil7.el; gönlüm; aynlı.k ateşinden dermansız ha-
ba. Derler ki çift (secde; rek'at) olmadan namaz caiz le gelse yine kendi ahım merhamete gelerek onu ko-
olmaz. rur.
Katibt; gönül yanıp yalcıJsı.n ne olur deme. Sevgiliye gÔnliinü takdim etmeye gitmek için aşık;
Ayrılık ateşi bütün vücudumu haşladı. ah kemendlerinden merdiven yapar.
K~tibi; gönül ipine çıkarttıitı gözyaşı tanelerini•
• sevgiliye takdim edilecek bir arrnaıtan yapar.
(38) '
By gül yüzlü; her seher vakti gönül, çiğ
tanesi gibi
göz yaşlannı dökerek, gtilşen köyilne gidip haline ağlar, (40) '
By gonca dudaklı, gül yüzünü gl.llşende gören gU1 Ey gönül; şayet sevglli saadeti seninle bulursa; o
ve goncalar utançlanndan kızardılar. işvelı; oynak sevgili sözünde dursun.
·-

• 145
Olanlar bir anda oldu ve o ölüme yöneldi.
Ey peri yüzlü; yoh.ınun topragı bir bir çiğnense. Hu acıklı haberi duyunca ağlayarak:
Anber gibi kökulu olsaydı da beyazlıgı olmasaydı Deyinız tarihi (Fevt boldu Hümayun Padişatı :
Rer nerede sevgilinin aLeşi aklımı başımdan ala- 962) •
cak olsa orada onun o kırmızı dudaklarına busenli
kondururdum. - - --
Ağlayarak eşiğine yüz sürdüğiinı kimdir ki gözya.
(43)
ş ımı görünce ihsanlar saçacak.
Ey yukanda kendisine bağlılığımı anettiğlm Şah; İsteği zorluk ve eziyet değil cihanın padişahını bui-
Kıltlbi korkmadan derdini sana anlatsa ne olur. maktır.
Ey ay yüzlü; kendi aştklannın ahını almalctr.n
sakın.

(41) Dileğim; Osmanlı Padişahı'nın eşiline vanp daima


bir dilenci olmaktır.
Dikkat et; bulunduğun yer; Hindistan memleketi- Hint ve Sind 'ın padişahı olması bakımından hlkil-
d ir. yeciler birçok şey anlatıyor.
13urada kalmaya nıyetlenenJerin hepsi avare klrrı­ Sevgilinin köyünde yol arkadaşım bana rakip ol-
sclerdir. mak istiyor.
Dü nyeyı gezip dolaşan herkes; «Hakikaten Cennet E.y Allahırtı Sen beni onun yoldaşı olmaktan koru.
Osmanlı Memleketi'dir• demiştir. · O beni öldürürse kan dökmeyi btrakın ve beni is-
Ey gönlü hasta kişi; oraya vanp bir an dostlann ıeyın. Çünkü kişinın arzusu istediği saadeti buJmalt-
ı ır.
vüzuııü gönileit her derde dermandır.
Hüınayün padişahın ayafına kapanarak ondan izin Ey cefa veren; ICatibı'nin ; rakibin venUfi kedere
al. Çünkü 011:.ın işi daima düşmüşlere ihsandtr_ ı.ıyanık bulunmaktan sana verdiği sözde durması
Bazı çocu k tabiatlılar Hlndistao'da kalmaya mey-
müyesser olsa.
lc1crlcrsc Kat ibi ı.en Onlnrn katılma: çUnkü sen de
erkeksin.
(44)
Knbll şehrinin güzelleri varken insan huriye göniH
(42) verir mi:>
H indistan içinde bir hüma kuşu vardı: Hümııyuıı
Padişah
146 14'7

(45) .. Keder h~zinesinde IGtibi'nin halini o dilber gö-



rup: - Sevın er. hasta; keder geldim şifa oldum sa-
Eğer o ay kaşlıya varırsan cismini ona hilAI evle. na, dedi.

Yüzünü görmek istersen gözlerinden kanlı yaşlıır
alı.ıt.
Ey rakıbin; o sevgilinin insan1 günaha sokan z:_ülfii. (47)
nü düşünme.
• Yürü; geriye dön ve o günaha sokan z:üliiflcrl kendi GönUI sevgilinin lcöyUnü bırakıp ti cenneti arzu et-
kendıne bol bol hay!ıl eyle. mez.
Ey sevgilinin dilencisi; biz onun güzellik tacını Herk~e kendi memleketi Baldat'tan iyi gelir.
bulduk ta o bize ona kavU$tu~cian dolayı zekAtından
niye vermiyor; sor bakalım. --------
Elıtler dai olunca naz yapman için onlan kes-
(48)
sin mi?
Ey elif boylu, rakibinin boyunu ıı!t dal eyle. El şaman yemiyen kendini kuvvetli sanar.
Ey Kıitlb1; e~er büyük bir aşka ulaşmaya kararlıy­
san, kalbını muhabbet ateşiyle yak; eot.
(49)

Bağda; yarin yQzünü gören $'iller utançlarından
(46) . kızardılar.
Seni ta ruhlar aleminde iken gömıilştüm. Benim inleyişlmi duyan gül bahçesindeki biltiin
Allah bilir tA o zamanda sana vurulmuştum. bUtbüller öttü.
Şayet kaı·'1ıdan bakanlar kanını gözlerine si.irme Yüzü gill; boyu servi; gözü nergis çiçeği ve duda.
ed.ınirlerse ne yapalım. Allah'a hamdolsun ki pa~şahı., ıı gonca çiçek gibidir. O ille yüzlünün başına karan-
ııyağına toz oldum. filler saçılsa ne olur.
Ey göııüJ; aş1< yolunu sana öğrettim. Artık hundan Dünya gülistanında; onun şimşir gibi olan boyu.
böyle kederlenme ÇllnkU sana yol gösterici oldum nun benzeri yoktur. Onun güzellik balında zülfü taze
Ey gönül; sevgilinin köyüne gitmeye kararlıysan sümbüller olur. ·
beni ta ki bet. Yiizilnü görünce siyah zülüflerin a.lclımı başımdan
aldı. GönlUn1ü sevdaya saldı. Buna gilller ne yapsın.
Aklıru başına topla. Bundan böyle bu yolda sana
Tam :za1nanıdır; gözünü dört aç; dalgınbtı bırak;
· reis oldum.
ltl 149

aşk şarabını yudumla. lsıırap iniltileri nşk m eclısine de. (52)


\•anı edenler! uyutmaz ey Katibi.
l\1ddeııı lı.l
bu yerde aJeı böyledir
Ben de elbisemi ona göre giyerim.

(50)
(53)
Hanem'in nıilı şıdı Şeyh Abdlillitif

Dünya c\•indcn ahiret yurduna göçtü. Orada vahşi hayvanlar ve kuşlar için hiçbir yiyecek
Azraıl (A.S.) tarihini tamamladı yoktu. Kurbağı• dnhi yıkanmak için su bulamazdı.
Eyle ~ Va ~i:ıb makamını cennet»: H. 962

(54)
(51)
Bız herşeyde:.nel-ayak çekmiş kimselerız; b~c
Alemin nıalını kendi menfaati için ('asbedenlrri felekler ne yapacaklar. Bir yıldır yolda olan k'mseyl
ı\Uah yok cts!n. dokuz dağlı soyamaz.
Yemeği kavrıılmus unla kaymak olanın
Kinıııc b:r paf!.a ekmeğini bulamaz.
Onlar kınıız ıçip aı eti yerler. (55)
Bizim yemeğimizi gönnesinler.
As.kerlerı ve. va1macılan çoktur. Yare kavu.şnıaya gtımı:; gönül razı olmadı.
Ölü; dişi: erkek bülün kervanı hiçbir hilevc baş Ooun gamıyle öldUm takat o halimden bilmedi.
vurmadan talan ı?derler. Yeni ,;aız güıelliğinj anlattı.
Haki:Catte güya onlaı bUyük savas yapariar. Rahnıet olsun ona ki herkes ondan faydalandı.
Onların kılıç ıutabilenlerini ölclüıiın. Cihanda sonca dudak Ve lale yanalclılar Çl'lktur
K!ıtil>i; dnğ:ruyu yanlıştan ayırabılecek
klm~e!2r Fakat sen sen•i gibi boyunla kıymt-ı bakımından
tesadüf ederlerse sözünün valan ını gerçek mi oldu~u- vilkscıtsin.

nu anlaTlar.

Bülbül sesı gibi inilti ve abtm seherde yü!ıs~lir ki
o gonca gibi s,;\•gili sesimı işitip ınerhamete gel~in.
150 ısı

Katibi; ele.nıini giderme. Çünkü ağyar bunu hl\b:ır Bilenlerin; haddjnj bilmezlerle konuşması cahil-
alınca seni ge9ıniş eleminden başka bir eleme sü· h k.tir.
rilkl~r. İçlen ve gönülden senin la'lin için gürültü yapsam
ne olur.
Ey saki; şat'ab hususunda
-
yaran ile konuşmak
(56) ayıp değildir.

Doğuda bulunmak hasebiyle sevgilinjn senden uzak Katibi nlZamı; intizamı; naznunı görse derdi .k i:
olmasl dü$üniiliirse de; sen çahş; çünkü aşk uzak- - Hz. Süleyman'la konuşmak sana liyıktır.
lan yakın eder; Baidat yakı~ gelir.
(57)
(59)
Hz. Ali'nin türbesinin eşiğine bağlılığım var benim.
Ey gönül; aynlıktan dolayı gam yeme. ÇUnıc1 ec~. Bana her zaman bu eşikten açılan yeni bir kapı
tinden önce kimse öJmemiştir. Alnına çekeceği şey vardır.
y&Zllm1ş olup ta silinmiş kimse de yoktur. Ben senin Kanberinim.
•1 Allah'ın Arslanı'nın türbesine el sürmeye ne bir-
şey sormak ve ne de ona bir cevap vermek isterim.
(58) •

Ey saki; sevgilinin dudaltyle içki içmek ayıptır.


Hiç acı su Ab-ı hayat ile mukayese edilebilir mi? (60)
Aşkının derdi buna hikmet düzdü ise Alemde iyilik ve kötülük görmeyenler insanın kıy­
İnsanlar mantıki' olarak Lokman hekimle bu husu- metini bilemez. (Feleğin çemberinden geçmeyen in-
su konuşmasınlar. Çünkü çaresi yoktur. san kıymeli bilemez.)
Gönül yanlışlıkla alın yazısına karşı koyma)'a
kalksa; ben Anka k~unun Hz. Süleyman'la konuşm:t­
sıru hatırlarım. (61)

Lütuf ve kahrından boyu-bosu ne olsa razıvırn . İnsan kederlendill zaman onun i14cı içkidir.
Benim ne haddime ki o sultan ile konuşayım. Gam zehrini gidermeye tiryak(ı faruk) hiç mi ça-
Ey gönül; aşk derdJni zahidle dedikodu etme. re olmaz.
152
, c.o
r
Giizellrk h:ılinesl olan başındaki ild zülüf; iki yı- •
lan gibi olup bakışına hayran olanlan öldürmek için (63)
h:ızır bekleyen kılıca benziyor.
O elin scvgı:ısi
bana nu•rhıımet etmezmiş.
O gösterişlı giJzel yüzü bırakarak huriyi dilşünüp On:ı :ışık ol:ın hiç '>ttvinmeznıış.
de ne olacak . .Ey sofi; görüyorum ki senin aklını da Cihan gülıarıncla bülbülün k:ılbine gülşen olar.ık
bira,:cık olsun bıı gliul çelmiş.
"cndl lcöyünaen başka !lir yer mesken olm37.mış.
O gii7.elin benden bnşkasına vefa eımesl laytk mı­ Büyük bir titizlikle insanlar aşkımı duyurdu.
dır.
Ate'.'in .ılı.vi b,ç gizli kalm:.ı1mış.
Kirpi~inin kıhçlariyle sanma ki böylece vurup G<>nliime saplantın kirpik uklarını söküp attım
.kalbiıni yaracak. Yiir halimi göıilp bana acıdı.
:ımm3 nt' yAp~m verdiği acı giisterileıxıez.
Ey Katibı; bunu duyan ağ_var kederinden helak ol- Ey Katibi: da;ma •bir kişi rakibini öldürse kan
du. y.ıpmış olmaz• dcdiAini işitıik.

(62)
(64)
By gönül; hasıalan,a n sen idin: dişini sık ve o sev-
gili ile mücadele eı. B r. na hak-ı11hk ec.lip ez:ivet e<len sanırlar sevgilidir.
Sulh yapmak iyidir amma yabancılardan çekin. B:?ni tanır mı~ın ey ,göniil; sebep olan başkasıdır.
Ey peri yüzlü; hayaı veren dudıı.klannla aklımı Gözlerimin ~ın:ı aC"ıyıp gü1el yüzünü ıslatma.
topla. Ev derrli göniillcrin de\•nsı olan ay yüzlü, derler
Amber kokulu zülilflerinle aJçlımı perişan etme. ıci knr,ı asık sevgilidir.

Aşk kasesinin şarabını içip beni kendi haUme bı­ Yanııklnrın crnneı bahçesi ve dudakların ölümsüz-
rakma,,ın .
• 1:ilı. çeşmesi olsa da.
Ey zahid; ben aşk şarabıyle mt'st olduktan sonra
Jıoşvar ile tabiatım uyu:,ma1_ Ev t:\bibim; nı:den güılcrln hast!ldır.
Zülüfleri l:ıilytlleyici; gözleri baştan çıkarıcı; kal- A~ıklann bir ,·n lıınu bulsa kan1nı bir solukta içer-
bi h'ileci. Benim halim bu bakışı bileli ile ne olacalc di.
Ey Katibi; zaman bafının zevkini tadnıak istersen O vefasııın _\'dna~ göıillürse; kan alıcı olduğu
Ömrünii; yüıilyüşü g\izel bir servi boylu ile oyna- :.ınl:ışılır.
tarak geçir. K:'\tibi kulunu reddeırne dostum. O iyidir ve eşi­
ğinin ahına ~iize!; vak1şır bir hizmetk!rdır.
154 165

(65) O padişabın aya~nın topra~ı yine başına tac


ettin
UmCımi emniyet ve huzur kendisini iki kelimeyle Allah'a hamd olsun kl senin başında devret var-
gösterdi. . mış.

OostlAra karşı ıarafetle muamele: O canımın doktoru benim halimi sorarsa ona de-
Düşmanlara karş1 yüzlerine gülerek onlan idare.
- yiniz ki lstJrap tuuinesinde sıkıntı derdiyle hasta imiş.
Ey dostlar; haber aldım ~i aklımı dağıtıp gönlümü
ynğma eden güzetın bir ta-:-aft tatar imiş.
(66) Yarin riiliiflerlni anlatarak alemi kokuya batırdın.
Ey gönül: aş,k isen ıstırap kanı içmekten leuet al. Bari o sevgili; servet u samanını kaybeden Kfi-
-tibi'nfn güzel koku sat~ı~ını gçrse.
Arif isen aşlc şarabı içip ond:ın bir hı.ıy al.
Mal yok olup gidicidir; dUnyaya bel bağlama .
.Karun'un hikayesini elinle ondan öğüt al.
Can ücretini almak içjn bana minnet mi etmezsin.
Bir kelime konuş onu benden ücretsiz al.
Ben zavallıya acıyarak yanak çukuruna saplandı.
Ry gönlUmUn tabibi bari gel hayat nakdini ücret al.
Mecnun gibi a\•are avare dağlarda ge-zme ey dağ gezen
Aşk vadisinde bana talebe ol; bir sanat elde et.
Aynhk canıma yetti; ölmeden yarj bir daha göre-
bilsem
E.y hasta gönül; biraz daha dayan; ölümün elin-
deıı mühlet al.
Ey Katibi; şüphesizvatan sevgisi imandandır
Dunımunu anı;dip kerem sahibi padişahtan izin al.

(67)
Ey gönül; o güzelin aşk derdi sana yar imiş . ,
Ne ze,•kin v.ırdı 1<i senin için göz yaşı döktüm.
SULTA,N MAHMUD''lJN ~EKTUBU

Selam ve muhabbetleıimden sonra.. Sevinç vercr.


Jevleı görüşmeleri ve saadeı getiren konuşup ya:ıışma­
lar sona erdi.
Gece ve gündü2 şu düşüncede idim ki:
«Ya Rabbi, o zafer sahibi ve saadet gölgecisi olan
Padişahla aramızda dosıluk olsa..

Her şeyi mecliste konuşup en ince teferruatına ka-


dar inceleyip ona göre harekeı edelim.
Bu arada bir adam gelip tac, hil'at, bayrak ve elbi-
se getirdi. Ferman \le ahidnameni:ıi verdi.
Bu fakir, Padişah hazretlerinin mübarek ellerini o
ferman üzerinde gördüğü ıaman anladı ki, bu elçilik
o sadaret penahındır.
Ve o ferman haşiye$inde Pad[şah·ı din penahın biz-
zaı imzalayarak verdikleri yazılıdır. Ahidnameyl arza
asrının cek adamı ve zamanının biricik insanı Seydi
Ali'yi görevlendirdtği ve kabul olundu~ yazılıdır. ln-
şaallah bu rabıta sizinle bizim aramı:ıda dünyada nasıl
vaki oldu ise, ahirette de öyle olur.
LllGAT
Abes. Boş; saçma şey. Akik: Ço.k k;ere kırmw
Ab-ı hay,,an: Hayat suyu; renkte olan bjr cins
hayat veren su. değerli taş.
Ablık (Ablak); Akı ak; ka· Al: Koyu penberenk; hu-
rası kara olan şey. zur; nezd; yer; ça-
Ablil: siyah ve beyaz ni- mur; toprak: hile.
şanlı Alnr: Onlar.
Afiıabeci: Şemsiyeci. Pa- Ahid: Bulaşmış; buJaşlk.
dişahı güneş ışığın­ Anber-bar: Anber yağdı-
dan koruyan. ran; güzel koku neş­
Agfil'ı : Bilgili; haberli u- reden.
yanık. Aret: Yağma; çapu.
MOLLA YARİ'NtN MEKTUBU AgAbi: Bilgililik; uyanık - Arzumenillik: İstek.
lık. Asan: Kolay
Yukarıdaki arz-1 dua ve senadan sonra. Ağ: Ak: Asltan. Eşik
AgAz; Başlamak Aşar: (Yemek) yer
Güneş gibi parlak fikirleri, gönlü açan kalbi gUçlü, Akçe: Osmanlı devrinde Aşiyan· Kuş yuvas1; mes-
kuvvetli, de\llete bağlı ve bahtiyar bir kişi ile buluş· eski bir para birimi. ken; ev.
nıaktan mahrum olduk. Beyazımsı . Aşu: Sulh; banşıkbk

Belki bir anllk bakıştan bile gafil olmaz. (B)


Bad~han: Yel'ken; gemi kalb; yürek; gönül;
Dahi, o hazretten ahidname ve mektubu şerif ge- sereni. haur.
tirmediler. B ad-bani: Yelkenci Barça: Daha çok yUlc ta-
Hz. SuJtan naibi ve hicran vadisinin gözcülüğü (nü Bad •ı Senımum: Sam •ve- şınmasında kullanı.
li · sıcak riizgAr. lan; 2-3 direkli; altı
yaptığım) uzun sürdü. Sultan hazretleri her zaman der-
Bııdı Şorıe: Geminin vol dilz; kalyon sınıfın·
ler ki:
almasına
-
müsait riiz_ dan bilyilk biT gemi.
• - Onlardan çok fayda gördük. Biz layık olan biz· gAr. Barçe: Cümle; hep.
meli yapamadık. Kusurumuz çoktur. Lafı uzatmak bık­ Bals: Sebeb; illet; gönde- 8argaysın: Varırsan; ula-
kınlık getireceği ıçin burada sözJeriml bu rubaiyl.e ren. şı rsan.
bitiriyor ve dua ediyorum. BAi: Kanat; boy; bos; Bari: Hiç olmazsa.
180 ıoı

Caygir: Yer ıuıan; yerle- fa; eziyet; zulüm; si•


Baştarda: KadLrga nevin. Bih (Be.h): İyi şen; yerleşmiş. tem
den; orta ve yıınm Bile: tıe
Cebelu: Cebeli; asker Ceyhun: Coşkun; raşk.ın
diye iki sınıf olarak Bilakac: Hile ile.
Ccdcl: Sert münakaşa ; Cihan Şah : Muzafferu'a
gôsı.erilen; 26-36 o Bim: Korku, tehlike.
ıurak.h ve çift kürek- ıarıı,şma; kavga -Din (1405 - 1467)
Bimar: Hasta
li bir harp gernısı. Karakoyunlu padi·
Blrdlla: (Birmek: Yer- Cefa-pişe: Cefa veren.
Her küreği 5-7 k.i~ı şahlanndandıT.
mek) Verdiler. Calde: Yiğit; babadır.
Cud: Cömertlik
çekerdi. Paşa başıar. Birgey: Versin Cevr: Haksırılık; eza: ce- COş: Coşma; kaynama
• dasında her küreği 7 Blrla: İle
kişı çekerdi. 500 kü (Ç)
BitHdi: (Bitmek: Ya.ıı Çik: Yank; yırtık; yırı-
re-kçi; 216 cenkçi ve yazmak) Yazıldı. Çarbağ: Sargı; çenber
diğer gomicisiyle be-
maç.
Bitik: Mektup Çerik (Çerli)· Asker
raber 800 miiretteba. Çapan: Don; elbise; cüb-
Bocalatmak: Gemiyi geri be. Çesban: !.Ayık; münasip;
u bulunurdu. Kürek-
döndürmek. yakı$ır; uygun.
çiler arnsu1da 3'er Alaçapan: Kırmızı elbise-
Boldl: (Bolmak: Olmak; li Ceşm: Göz
cenkçi bulunurdu.
Behi<;t: Cennet mevcut; peyda) oldu. Çapmak: (At koştur­ Çetr: Çadır; gölgelik
Berhiı: l(alkan; sıçra­
Bolgay: Olsun; olacak. malt; ıala.n etmek; kı­ Çin: Hiddet
yan; atılan. Bolmagaydı: Bulmaya- lıçla vurmak) Çonin: Böyle; böylece
Beytü-1 ahzan: Dilnya. cakb. Çapgay: Savaşsın Çün: Çilnkü; nasıl.
{Yusuf'unu kaybeden Bu Ali: Ebu Ali Hüseyi n
(D)
Hı. Yakub'un cvı) gi- b. Abdullah. Kısaca,
tbn-i Sini veya Şeyh Dafi· Dahi Dehr: Dünya; zaman; de·
gi üzilntüyle dolu bir Dam: Tuzak; af
Reis diye de tan ınır. vir.
ev. Damcn: Etek
Buçğıı: Yıkansın . Dellal · TellAI
Bezm-i gam: Gam mecli- Dana· Bilen; l;>ilici; bil- Demsaz: Arkadaş
sj. Bühtan: Yalan; iftira. giç OergAtı-l mualln: Büyük
(C) Dani: tlaç; deva kapı;
saray.
Cadu: Cadı; büyücü; bü- na can katan ı sevgi- Danende: Bilen; malO.- Derun-i sine: I<alb; yü-
yüleyici li. math rek; gönül
Carlıbk: Acınelik Der: Öteye itme-; verme;
Cavid: Dalma kalacak o· Dest-gjr-: Rlinden tutan;
Can-bahş: Can veren; artadan kaldırma. yardımcı
hayat baAtşlavan; ça- lan; ebedi; sonsuz.
F : ll


un 1113

Devlethanlık : Hüküm- Dllir: Yürekli: cesur; yi- (G)


darlık i~tet(. • ğit Gamıe: SilzgUn bakıtş; Görkan: Görgülü; gUıel ·
Dıb: (Edib); söyleyip Dimegeysin: Demiyecek- Çene veya yanalc çu · gösterişli ,
Dıdar· Yüz: çchı-e sin kuru Göze· Desti
Diğer-gün: Bozuk; deıış. G.trgar: Ardıç; dağ ser- Grab· UTUn: başı sivri vı:
Dirlik: Osmarılı İmpara- visi
miı,, başkalaşmış keskin bir ağır do
torlu~'nda belirli Gar. Suya batma; boğul­
Dihak: Gülme ıı:ınnıa gemisi. Gil
bir toprak parçası
Dilferlb. Gönlü aldatan· ma. vertesi altında kürek
eğlendiren Dürr-i eşk: Gôzyaşı in- Geda: Dilenci; yoltsu1. çekilirdi. Savaş gnıb.
Dıl·i Şebnem: Çiğin dili. cisi. ~r: Efcr kelimesinin kı· lar.ıntn küpeşteleri
saltılmış şekli. Na- gayet yüksek olurdu.
(E)
• umda kullanılir. Gµlam · Tüyü çıkmamış
Efgen: Düşüren; yıkan; Ehibba: Dostlar; sevgili· Geşı etme: Ger.mele; do. genç; köle; esir.
yere atan; at1cı; yı · ler-; tanıdıklar; bil- la~mak; seyretmek. Guy etmek: Söylemek
kıcı; düşürücü . dikler Gii: Gel Güftar: Söz
El (11): Darbe Girye: Ağlama; ajiayış; Gülnak·ı Muhammedi
Eflak: Semalar; gökler;
Eylegi: İnsan göz yaşı (Gülbank): Bir a~ız­
zamanlar; bahtlar; EylegAn: İnsanlar Gimıegey: Geçsin, daha dan ve ahenkle oku.
talihler Eyturlar: Diyorlar önce davransın. nan dua.
Eh: Kard~ Eytur kl: Sö:>ler ki Girdabi: Tehlikeli bir •yer. Gülşen: Gül bahçesi
(P) Girdap; bela. Gülzar: Gül bahçesi; gül
Goft u gu: Dediltodu tarlası.
Ferman-ber; Verilen em- Filori: Altın sikke; lira Görgeç: (',örünce Glln: Renk; boya
ri abp lcra eden Fir. Şiddet; helecan; a- (R)
Ferzane: Alim; hekim; cele Habbe: Ufak tane Hacıl: Utanmış; utanan-
yeghe, mümtaz. Firkat: Ayrılık Habib: Sevgili; se\'lm; dao, yüzü kuamu~
Fetret: İki vak'a arasJn- Filandı.ra: Filamanın u- dost. Haoil bolmak: Utanmak.
daki zaman; uyuşuk· zunu, eskiden harp Hace: Sahip Hadd: Yanak
luk; zaaf gemilerinin büyiik Hace-i hüsn: Glhelllk sa- Hail: İki şey arasmıta
fettan: Fitne ve fesada !direklerine (grandi) hıöi veya bir şey önllnde
teŞvik eden; cazibeli; çe1cilen enm ve uzun Hacib: Perde; kapı; per- perde olan; engel.
gönül alıcı sancak. deci; kapıcı RAk: Toprak
164 - 165

Hal-u ma: Halimiz· du- Hoş; tyi; garip; tuhaf fstihare: B ir işin hayırlı lstiynk· Şe-vklenme, gö·
nımumuz HOş: Al(ı1; şuur olup olmayacatJnı an- receğ_i gelme; özleme-.
Handan: Gülen; g_Ulilcil; Hus.c: Başak lama.it üzere abdest lıin: (İtmek: etmek; yap·
sevinçli Hi.ı~var:
.. Aklı kendine 1•Ar alıp dun ederek uv-
mak; kılmak) Yap1n.
H:ıri: 'Hor; hakir; bavağı; olan kuyı.ı yaıma. Hay1rlı
tımege,•: Yap-:ın; etsin.
itibarsı7. Hıımam· l-limmetli· a- olmayı arzu eıme.
Harib: Kaçan; firar eden zimli; bir işe sıms1kı İstimnlet Gönül çeleme; tvan: Gözle görünen; za.
Harpuşte: Balık sırtı bi- sanlıp o isi başarma. tesellı erme· avutma. hir; a,ikar: meydan·
çiminde. Humar: tçkiuen sonra tşitııec: lsitince. da.
Haşem: Maiyyet halkı gelen basawısı; ser- (Kl
HaLıf: Bağıran; seslenen semlik.
K.ac· H!le teı.vir beraber denecek ka-·
Hatif u Ga:vb: Galbden Hiimııyiını Kuvvetli· mU·
Kaçan kim: Ne zaman ki dar alçak •e hare·
seslenen; gaibden ge- barek
Kad· Mahzun olma; hırs ketleri pek 5eri idi.
len ses. Hun: Kan; öldürme: öc.
Kadd· Boy KadJrsa mevcudu 3l0
Havme: Çadır Hunhar: Kan ıiçen; kan
• Kadem: Avak: adım !ıadardı , ıs. as.ır ~n-
f(el eta: tnsan suresi dökilcti; zalim Kadırga: Buna ecnebiler lannda bir !(adırga·
Hemrah: Yoldaş; yol ar· Huni; Kanlı: kan dökme- Gali ve Galer de de- c!a bir büvük top ile
kadaşt. .
.ve meyilli. mekteclirler. Bunlar dört rlarba.zen ve se-
Her giz: Asla; kat'ivyen: Huri: Gözleri iri; .sivahı 25 oturaklı olup saf k iz adet de prnnki
hiçbir vakit; hiçbir pel. sıvah: beyazı pek ve sol kürekleri ade. topu bulunurdu.
suretle beyaz. kızlar. Cennet di ~o olmak ical,edi· Kalafatlamak: Gemi ve
Hışım: Hiddet; ga1.ab. teki kızlar. vorsa da Tuhfet'uJ kavığı kalafatlamak.
Hod; Kendi Hunış: Coşma; çağıltı. Kioor'da kavdedifd i. Tahtalannın arasını
Hoda· Allah Huşe: Başak; salkım. ğine göre bir otura- tıkayıp ii,ıilne 1.if1

Hodaya: Ev AUalı'ım Hfı$e-ctn: Btışak toplayan sürmek.
ğın yeri ocak vani
•• •
(J - t) mutfak olduğundan Kalak: lç sıkınt1sı; ızd•·
49 küreklı idi. Her rap.
Ilgaç: Akıncı; çapulcu llm-ı hrkmet: Mantık
ki.iref,ini 4--5'er kü· Kalte (Kalite): Buna ec-
Ilgamak: Düşman mem- tmas: tmez; delil rekçi çekerdi. Kadır­ nebiler Kalvoıa· C'ıP •
leketine akın etmek; İpar: Misk; ud; anber gi- galar gayet uzıın ve lita; Galyot derlerdi.
talan etmek. bi şeyler enı.lz; hemen su !le r-:'ektiri cinsinden o
186 • 10?
lan .kalite 19-24 otıı_ riyesinde gayet bü- Kc\'fİ\t•ı: Bir şeyin mey- roldu. Namı serveti-
rakit bir gıımi idi. yüle gemilere, verllen c!an.ı gelmesi: hıısuıs; nin btiyüklilğü dolı.ı ­
• is· vak'a; ınccıırn .
Takip .için kullanı- i!lim . vısıyla •Kanın kadar
lan luılitelerdc h-ırp Katre: Damla Kıla, nis:ır· Snc;acalaır. ;ı;cnıin• diye kullanı ­

zamanırıda 220 kadar Kattal: Çok öldlirücü. lır.
Kilu kule Dt!dikodu
savaşçı bulunurdu. Kayda tapar: Nerede bu- Kilturmadılur: (Kiltu ....
Kıntas: (Kanıııc (?)
Su·
Düşmanı takip ettiği lunuc. mak: Getirmek) Ge.
lu maddele r koyma-
ıçın baş tarafında Kaylının: Dönün; geriye ıirmediler
va mahsus bir kap kı
topu bulunurdu. döniln. Kine: Buğz; düşmanlık
olçü olarak rla kul·
Kek: Geniş; bol; hoş. Kiş: Din. mc1.hep
Kalyon: Üç direkli yel- !anılır. Geniş ağ17.lı
Kelek· Nehirlerde ve ö· Koyaş: Güneş
kenleri büyük harp su dcstisi.ı
u:llikle Diclc'de iş­ Kotu\'al: $t"hir afası; ka -
gemilerindendi. 2-J Kıs-.a-ı Karun : Kıırun'un
leyen bir nevi sal ki le kumandanı
ambarlı olanlan var- hık:'ivesi Karun·• Be.
şişirilmiş tulumlar • • Köp: Çok
dı. iki ambarhlar 60 ııi lsrairden ve H.ı.
üzerinde durur. Kulaş: Köle; yoldaş
- 80, üç ambarWar Musa (A.$,)'1n mütc•
80-110 toplu oıu,­ Kem mim fie: Cemaat- Kurugan: Kurutan: kö·
alhk:ıtından bir ıaıın kiinU kazıvan .
du. Bizde ilk cıeta il. tan; bölükten kaç ki·
.... isnıitlır. H7 Mus:,ı Kuv; Köy
Bayezid zamanında şı
( ı\.~.)ın duası_yla fak. ı­
Kene: Dd1ne; hazine K uca: )'er: nerc:vc; nası1
kullanılmıştır. Göke, iken ıP.nırin olmuştu.
Kenc-i gam: Keder hazi- Kühl: Sürmeli; \Ünnc
barça; burtoo; kara- Sonı.ıdıın günahkar
nesi çekilmiş.
ka; karavele; firka- olması st·bebi) le ser•
Kengeşmek: Dedikodu KUhkün: D~h. dağ renk.
teyn ve kapak hep \'el v,• samanı malı-
yapmak. li.
kalyon çeşididir. (L)
Kengeşni: Dedikodu
Kamet: Boy. tn~anın a- 1~ f<-'la illa .\li. Hı. Ali'· cnk olan bürün he r
Keşti; Gemi
vakta durduğu hal- <len başka \ i~ı \'Ok· ~e) i bilip melekleri.
Kethüda: Bir daire veya ııır.
deki uzunlu~ ne yaıdırdıtı yer.
konağın • idaresine
Kanber: Hz. Ali'nin sa- L.:ı'I: Dudak, kımııı; al l.uli\ an: Güzeller
dık; ve-faki\r kölesı.
memur olan mute·
med adam; emin ve.
~b: Dudak 1 ika: Yüz; çehn, -
Kande: Nerede; ne taraf· leşkı:r: AskcrHk Liva: Sancak
• kil-i umur•
ta. l.erh· lcı-h-i mahfuı l.umbo1: Vnpıır kamar..ı·
Kevn: Olma; vıır olma; All:ıh'ın (C C.) ilmi.
Kar:n•ele: Osmanlı bah- !arına avdınhk ,·eren
\"arlık; vücud. c~·nab-ı l-l:ıkk ın ,,la•
0
• pencere.
168 109

(M) yen; görece~i gelen; Müsten1i · Olnleven; din-


Mah {meh): Ay lan teessürü anlat- can atan. leyici.
Mah·ı çeşmim: Cöıilmün mak için yaz,laıı Muttalib: Haberdar, ma- Müteferrika: Padişah:

nuru ınaıuume. lumatlı. sadra.7.am ve vezirle-


Herkesın yapa. M~iha: Hı.. İsa gibi nef- rin emirlerini götü-
Marifet: ~tübıt:ıel: Pek bol ve u-
ren.
matlığı ustalık; bil· sinde ölülere can ve- cuz şey; orta malı;
Mürtefi': Yükselmiş; yUc,
me; biliş; hoşa git- recek kuvvet bulu- değersiz; hor kulla-
Müntlefi: Geçmiş; savul-
me. ruın. Nefesi ıeslrli. nılan.
muş.
Maye: Asıl ve tüzumlu Dalga
Mı.!vc: MUmteni: Razı olmayan Müntefi': Kazanan; fay·
madde; asıl; esas; Mcyguo. Şarap rcııgind.? Mürcle: Ölü: ölmüş olan dalanan.
güç; iktidar. olan; kırmızıya çalan
(N)
Mayesıere: (Kuzey.batı· Mıhen: Eziyetler; meşak­
Nnçar: Çarı:siz; zaruri o- Nerre Şir:
Erkek arslan
dan esen hafif ve se- katler; s.ık.ıntılar.
lan Neıenk· Sıkıntı ve ked<!·
rin rilzg4r) Geminin Mıhr: Güneş,
Nadan : C•hil; bilme- re mahal yoktur. Kü.
grandi dire~D en Mihriban: Şefkatli; mer-
.ven·, kaba çük değil; nice.
altıa~i s.=reni ve bu· hametli; muhabetli;
Nafe·veş: Misk kesesi gi. Neva: S~s; nağme; kuv-
na l:ıağh yelken. güler yüzlü.
bi. (Mecazi: Sevgili- veL: servet u saman,
M~kkir: Çok hilek.A.r; du- Misk-ter: Mis kokulu ter niveı; meram.
nin saçı gibi)
baracı. Mu'tar: Pek fakir olup Nlbar: Nı: vnr.
Mellmet; Çıkışma: azar· dilenmeyerek lisan-ı
Nakd: Servet
Nihan: Gizli; sakit; sır:
Nakd-i Ömür. Ömür ser-
lama. hal ile hacetini ifade görünmeyen.
veti.
Melce· Sı~nacak yer. eden kimse. Nüıenk: Su kabı
Mellah: Gemici; gemi ile Müjgan: Kirpikler Nakkare: Davul; küçük
Niklav: Ne yapayım
seyahat eden; gemi- Mundak: Şöylece; böyle- davul
1'rik nam: İyi nam k:aıan.
cilik ilmini bilen. ce; bunun gibi Nale: İnl.!me; inilti; figan mış; iyi adh; iyi ünlü
Menkab.?r'arı: Menkab: Musahlb: Birisiyle sohbet Nari yar: Ateşli sevgili Nin, rcs. Yarı yetişmiş;
anlatan. eden; konuşan; ar- Natuvan: Zayıf: kuvvet- yıırı hnm olan
siz; ı.ebun.
Merdane: Cesurane; er- kadaş; padişahlann Nisar. Saçma; serpme;
kekçe, insaniyetli. hususi işlerinde bu- N.:ıı,r·
Bakan: idare eden dağ1trn:ı. Bir dügün-
~crslyc: Aicl:ıt; birinin ö lunanlardan herbiri. N<:f': Fayda; menfaat de ~çılan akçe: sa-
tümü lizerlne duyu- Mü~tak: !ştlyakh: özle- Netdııban: Merdiven çan
170 171

(O • Ö) Pruva• Geminin ba~ tar.ı­ Pür fiıne: Fitne dolu


Ola\ uz: Oluruz, o hı.cağız. li. Geminin önünden Pürhun: Kan dolu
n:ş; yil kııek etekli ve
olalım. il..:ri doğru jsllkamecl Pürsafa: Sarası çok; safa
süslü c;adtr.
Piir: Dolu dolu.
Opkemek: Bitirmek Oıkar: Sıçrar; geçer
R
Or'Sa etmek: Yıılkcnlerı öıdcıı: Evvelden: önce-
Rcf': Kaldırma; yükselı· Ruh-ı Kudsi: Cebrail a ·
milmkün oldugu ~- den
me; yukan çıkarm:ı. leyhisselt\m
dar riiıg-.i.rın estiği Öguı·ınck: Döndürmek.
Reftar: ıGidış; yürüyüş; Ruh·ul En1in: Cebrail A-
çevırmek.
Larafa yaklaşurar;ı ı.. hareket. leyhisselm.
gitmek. Ögı-e· Önüne
Rchni.lma: Yol gösteren: Ruhsar: Yanak; yüz; çeb-
(}zbik: Kendisinin gibi.
Ota~: Hükil.mdar ve bli · kılavuz; delil re.
Özge: Başkıı; difer; a~.
yüklere rnahsuı.. g._•. yar, Reşk: Kıskanma; gıpın Ruşen: Aydın; parlak;
Kıskanmayı gerek. belli: meydanda
(P)
ıircn.
Paı;oz: (Çipoz - Ahıra : Perkene·i harac: Düşman
Rihlet; Göç; göçetme;
Ruzi: Rızık; kuvvet; aztk.
Rın-l elesı: Allah (C.C.)
('apanın z;ncir<.' batı· dan alınan h:ırp ge-
landıgı Yl'r) • mi:;i. ölme. ın bütlin ruhları ya-
Rif'at: Yükseklik; yüce- raıtıktan sonra on.
Pak: Temiz; lcıkesiı; ha. Pcrtc:\': Ziya; nur; şua:
lik; bUvök ve büvüı­ lara: •Elestü bi Rab·
!is; mübarek; nıu· parlaklık.
ıiltbc. biküm»: Ben si1,in
kaddcs: aziz. Pervane: Ferrnan.
R.işle: İplik: ilgi; baJ Rabbiniz det,I mi-
Payan· Son: nih;ıyct: ga- J>crvaı:: Bir);evin etrafın-.
Rub'u meskün: Dünyanın yim. dedigi (Jiln. 1n·
•\'C • UC• ı:,hıa ,·cva kumaşıa:ı
Rip,ıvnn Sonsu.ı 3/4 ü sudur, Geriy.: san yaradılışının baş•
gcı;iritl'n ~r.,: lı:cnar­ kalan; oturulan kıs· !angıcı.
Peııd: Ötfüt; n.. ~lhaı lıl.
Pcri-~·chrı•: Peri \ üzlü: ma denir. Rf17,.j Haşr: Kıvnmet gü-
1-'erverdipar: Bütün nıah. Ruh: Yanak; vüı: çehre nU.
gü.:cı.
tukaıı be!ileyen vc (9)
Pcrkende: Yelken ve kll 9
ret işı İren: Cenabı Sa~nur: (Satınmak: Bir Sahir: Büvucü: büyü)e.
reklr harckeı l'ı.lcn 11.ıkk.
ha!"ıf harp gemisı öliiniln fazileı terini yicı.
Pt•.-. ı: A'jağı
s~·ıp ağlamak: \·ad Sal: Yıl
Çektiri $ınıfından o· Pışva : Başkan, rei~
lup 18- -19 çifr kil. etmek· tasavvur edip Salik: Dinin emreıtiJi
Pı.p:ı. c;eminin arka),ı;
reği ve topları var-
bir bir saymuk) AJ- şeylere uygun hart!-
kı~·ı· genı.iyc ark:ulcın lnı-; vnd eder. kcı te bulunan: va-
dı. ~

!!t'lt•n rü~.gü,


172 • 113
rar; elverişli; iyi uv, naseıljsöz söyleme. y1k veya gemiyi ge- ıice; hltıun.
yun. Serdirme: Hafiften (?) riye yürütme. Suyrgal: Daima ihsan ve
Sancgay: Saçmak Serencam: Baştan geçen; Sofi: Tasavvuf ehli ln'am, Bah,$iş ve ih-
Sari. Cihet: yan; tarar macera Song: Son; nihayet; ne- san
semL ~rgerdan: Avare (Ş)
Sayd: Av; avlama: avlan- Serlr: Taht; yatacak yer. Şadiyane: •Sevinç tıava­ mak; vermek; öp-
ma. Serkop: Başa vurmak i- sı• gibi bi. ,ey ol- mek.
Sayebarı: Gölgeci; himn. ması la , Şeha: Ey şah; ey padi-
çin harpte kullanı­
yecl lan bir alet. Şaduman: Se ır.~li ; nıes­ şah.
Sebk-i baran: YaJmur rur; mah:u: Şeh·i Rum: Osmanlı pa-
yağma.
Sangç.ay: (Sançmak: Saç
ŞaJdrd• Tal.:lw.· çırak dişahı
Sef': Elivle yakalayıp
maç) Saçarsa; saça· Şamyane: Hayme; çadır; Şikeste: Kınk; kırılmış;
çekmek; ateş alazla. cak olursa.
kara perde yenilıniş.
Seng: Taş
mak, zehir bir kin1· Şeb: Gece Şimşad: Şimşir alacı
Serkeş: Baş kaldıran; j.
senin ylizilnü karart. Şef': Çift (tekin karşıtı) Şir: Arslan
mak: nişan koynuık.; taatsiı; muhalif. Buna göre mısraın Şir-efgen: Arşlanıadeden
işaretlemek. Serıescr: Baştan başa; manası: «Derler ki Şivekar: Nazlı; işveli;
Sefine: Gemi: vapur. hep; bütün. iki rek'attan az na- cilveli; edah.
Sehn1: Ok; yay; korku. Sevar olmak: Binmek; maz caiz değildir• Şiıh: Nazlı; oynak; ser-
hisse; pay~ dehşet. (Süvari) olur. best
Seramed: Başagelefl; en- Seyishane: Seymn. kaldı­ Şei'ıahl: Mec. Buse al- Şule: Alev; ateş alevi
başta bulunan; mümtv.: ğı yer
(T)
reis Sifal: Alçaklar Tabanca: 'l'okat; şamar T:ıpmagey· (Tapmalı:, bul·
Seren: Gemi direkleri U- Sigal: Fikir; endişe; dü- Tllb': Tabiat; huy; yara- mak: perestiş et-
2erinde: yelken ac- şünmek. dıhş; mühUr damga mek; gaibi mevcu.
mak için yatay ola- Sim eşk: Gümüş (e ben. vs. wrmak detmek) Bulntası,n
rak b~lanmış gön. zeyen) gözyaşı. Tabu'. Biat; bağlılık Tar: Dar; sık
derlere (ince; dllz· Sine: Göti,is Tal at Yüz; surat; çeh- Tarlb: (Tarimak, Serp-
ve uzun aıraç çubuk) Sivirya bulunmak: Hazır re; güzellik mek; saçmak) Boşal­
denir. olmak. TaJkan: Yağla kavrul- tıp; etrafa saçıp.
Serd: So~k; sert: kaba: Siya etmek: Küreği ter- muş un. Tat1k: Karanlık
hasin: dib:ııi\n ve mil· ,ine kullanarak ka- Tapman: Bulmayın T:ıfar: Taıar; postacı
174 1'15

Teb ('l'ab)· S11ma To..wfir: Ço~ltma


Tecrid: Sorma; ı-,oyutma: 'fıfl: KüçUk Çoeult Vahdet : Birlik; yalnıılık.Vebal: Günah; a7..ab; şid­
herşeyden el ayale T'ig: Kılıç Vahid u elf: Binbir det; ağırlık.
çekip Allah'a yönel- Tike: Parça: yama; lime. (Y)
me. Tilbeş: Deli Yahşi: lyi; gli7.e1 muru; ya.sak. memu-
Tefhim: Anlatma; 3nJa- Tiryak-ı Faruk: Zehir ve Yarmak: Varmak ru.
ıılnıa; bildirme: bll- baıı hastalıklara kar Yarib: Aydınla.tıp Yitercek: Kafi dereeede-
jirılme şı eskilerin kullan- de; yeterince çek.
Yaraş: Dost ol; banş
Tefvız· Sipariş etme; da. dığı bir ilflç; pan~- Yeti görüp: tcjfi görüp
Yasar: Düzer; teşkil e-
ğıtım; bir gayrlmen- hir. Yezdan: Allah
der. Mısnıda. Kirpi-
kulil bilinen fiatiyle Toman: İran'da on bir Yibargeylıır: Yapacaklar
~ okuna yarin kaşı
birinin üstünde bı­ akçe yanj elli lcu~ Yıflasa: Ağlasa
keman yasar• yani
rnk.ma. kıymetinde Altın sik- Ytlakeci: Bir yılı geç-
cYarin kirpiği ka-
Telattuf: Nazikane mua- ke. meden.
şıyla keman teşkil
melede bulunma. t°fremola: Gemiyi çe.vir- Yoğ eylegey: Yok etsin
eden.
Terahhüm: Merhamet· mek. Yuyulmuş: (Ölü) yıkan­
etme: acıma. Tiı.r: Büyük Yesavul: Muhafaza mc- mış: temizlenmiş.
Tel"'lb: Arzu ettirme Tüşe: .f.ıık; rmk. (Z)
ro - u, Za'feran: Safran otu de-
yapılmış oeıvel
• nilen .sarıya boyamaya
Uı;.ra)'lp:(Uçramak: Te- Usturlab: Bskiden yıJ­ zuır: Sevgili saçı; özelJik
yaran bir ot.
sadüf etmek; rast dızlann arza naza- Zahm: Sıkıştırma le yüzün iki tarafın:
gelmek) Tesadüf e- ran yükseklik derece Zahme.: Vurma; •vare dan sarkan saç bö-
dip sini ölçmeye yarayan Zerd: San lükleri.
UlOf-e· Sipahilere; Yeni- alet. Zevralt: Sandal: kayık ZülfllcAr· Hz. Peygamber
çenlere üç ayda bir Zeyç. Yıldııtann hareket (S.A.)'in Hı. Ali'ye
\•eriten maaş . Uşşak: Aşık; aşıklar. ve yerlerini göste- hediye ettikleri ucu
Ultan: Yuvarlanan; te- Beytte •Nalege uş­ ren astronomlarca çatal kılıç.
kerlenen şak agaz ey legey•
Unnab. (Renk olarak)
Yani: Aşıklar figan
Kırmızı
'Ussa: Tasa; keder; kay. eylemeye başlas1nt
gu; gam; hüziin deniyor.

T8L{Cİ.. 1\1,\N' 1001 TE:\l ITT, ESER


0

SEl{fSİNDE~ CIK.AN, Kİ1'A l1 Lı\R

1 V\JNUS EMRE J3-TuRl<LERIN SO'V ı<uTuGv


2 1IUZUR 34 AH·,HZ I HARAM I OCSTANI
J 18. voı:vıı... TURK ORF VE 35-A'MAK-1 l<AY AL
ı:\I E fLERi 36 KABUSNAME 1
ı-LSREFOt:Lu olVANI K~USNAIVI liô 11
S öRLIC:: BEG TARiHi 37 MUNf;CCIM 8AŞI TARhtl 1
&-BOZC:UN \IUNCCCİM BASI TARiHi il
7-MEVı..ANfl 38-A$1 RETTEN llEVLC'TE
S-t."'11 R SULTAN ITU•l<•Y• t.ıılhl l)
ıl-131.JH R/.\NLAfllM12 3 D IMJ>ARA 1 (!)RLUK Y oı.u
10-Tu RKL r RI N MANfVI cucu (Turk ,ye toı ın ı il)
i l - BiR LAllılANLAR iSTANDUL 4()-(llHAN t-1AKIMIVETI (Tuıı«v•
12-TVR KIY EM EKTUPLARI ıu,ını ııll
ll-NECAll J:JEV DiVANi 4 l -OLGUNLlJK CAe.ı I TıJrkıvc
1-1 BARBAROS HAYRr l rl N PA· ıarını ı vı
ŞAi
•'-SONUN SASLANGICI
J.ı; 8ARBAROSHAYı:tl.T1İNPA, (TUri<l'/1, 1.,,ıı,1 V 1
SA 11 43-SONA OOtiRU [Thrlılyu 14,.,J
lli-S05YAI ıs, uLKELl'fH)E V 1)
F•KI R SANATIN KADERi 4·1-DUŞERı<J--N (Tuıkıyu t.,ını
17-TI.Sl'liFAT VI lESKfLATI• vııı
MIZ 4!, svvı.ık SANCAOIN
l&-TVRKIV E'NfN OC>RT YILI GöLGESINOE
19-ı~llAB , BAHRiYE 1 4&-81ZANS TARfııf l
ıdTAB-1 BAHRfVE il 47-alZANS TARiHi 11
:>o-G;ECEHlı<AVeL.ERi !Mıu,ı.ıı,u- 48-ENIIARU'L ASIKfN ı
,, lnııHıtı)
'19----ENVARlJ"LASIKIN 11
1.1 l'ATIH'IN TARiHi !ıO-ENVARU'l. AŞIKIN Ilı
22-RAMAZANNAME 6 1 1001 HAOISJ
23-GAZI •.ıus I AFA KEMAL S2-1PDl HADiS JI
2~ LACRA MVFTuSuNuN HA· 5S-l)ı1EVLANA CELALEOOll'f
1 IRALARI RUMi
25-EVRAl<-I f-'f Rl SAN 5·1 1S1 ANBUL Ti.IRK KALELERi
JG-KARACAQCLAf'l SS-MUHAMnıu:oiVE J •
27-<AN CEKfSEN TuRkiVE SG-MuHAMMEofYL il
28-aUOiN kANUNNAMESI 57--MUrt AMMEl~IYE 111
2!>- ISLAM M EClENIYETI 58-MUHAMMEOIVE iV
,ıo,-,'V'IL AK
59-fuRKIVE'OE SANATLAR
} ı TV ııı<ıve: · vl BoYLE VE ZENEATLAR
OöROCıM
f o DLLHI TO RK iM PAR A roR-
32-L EJ~CETı:J'L HAKAVJK LUÔU

*
z_Q4fiC
ra
FİYATI

You might also like