"Yeryüzünün Lanetlileri"ne Önsöz - Jean Paul Sartre

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 17

"Yeryüzünün Lanetl!ler!

"ne Önsöz
- Jean Paul Sartre
Oğuz Karayem"ş Haz"ran 08, 2014

Çok uzun olmayan b"r zaman önce yeryüzünde "k"


m"lyar "nsan vardı, bunların beş yüz m"lyonu "nsandı,
b"r m"lyar beş yüz b"n" de yerl"yd". Sözü b"r"nc"ler
söylüyor, ötek"ler de öğren"nce takl"t ed"yorlardı. Bu
"k" kes"m arasında küçük devletler"n kralları feodaller,
baştan aşağı uyduruk b"r burjuvaz" aracılık "şlev"
görüyordu. Sömürgelerdek" gerçek çıplaktı:
“Metropol”ler onun g"ys"l" olmasını "st"yorlardı, Frantz Fanon
yerl"n"n onları sevm"ş olması gerek"yordu. Onlar b"r
tür anneler"ym"şçes"ne Avrupalı el"t b"r yerl" el"t oluşturmaya g"r"şt",
ergenl"k çağındak" gençler seç"l"yordu, bunların alınlarına kızgın dem"r
"le Batı kültürünün "lkeler"n"n damgası basılıyordu, ağızlarına ses
çıkartmayı engellemeyen tıkaçlar, d"şlere yapışan ve d"l" hamur
ç"ğnem"ş g"b" yapışkan kılan büyük sözcükler tıkılıyordu.

Bu, sona erd". Ağızlar kend" başlarına açıldılar, sarı ve s"yah sesler
y"ne "nsancıllıktan söz ed"yorlardı fakat artık konu b"z"m "nsancıl
olmayışımızdı. B"z bu sev"ml" sert eleşt"r"ler" hoşnutsuzluk duymadan
d"nl"yorduk. Bu önce, b"zde gururlu b"r hayranlık doğurdu. "Nasıl,
görüyor musunuz! Kend" başlarına konuşuyorlar! Bakın onları nasıl
adam ett"k! İdealler"m"z" kabul edecek olduklarından kuşkumuz yoktu,
değ"l m" k" b"z" o "deallere sadık olmamakla suçluyorlardı”; b"r kezl"k,
Avrupa kend" m"syonuna "nandı. Asyalıları Helenleşt"rm"şt", şu yen",
türü Greko-Lat"n Zenc"ler" yaratmıştı. Tamamen kend" aramızda
hemen ekl"yorduk, bırakalım ötsünler, bu onları rahatlatır. Havlayan
köpek ısırmaz.
:
Başka b"r kuşak geld", sorunun konumunu değ"şt"rd". Bu yen" kuşağın
yazarları, ozanları, "nanılmaz b"r sebat "le b"z"m değerler"m"z"n onların
yaşamlarının gerçekler"yle bağdaşmadığını, bu değerler" ne tümüyle
dışlayab"ld"kler"n" ne de tümüyle özümseyeb"ld"kler"n" b"ze anlatmaya
çalıştılar. Kısacası, şunu söylemek "st"yorlardı: B"z" aykırı yaratıklar
hal"ne get"r"yorsunuz, "nsancıllığınız b"z"m evrensel olduğumuzu "ler"
sürüyor, ırkçı uygulamalarınız "se b"z" parçalıyor. Onları rahat b"r halde
d"nl"yorduk: Sömürge yönet"c"ler" Hegel okumak "ç"n para
almıyorlardı, k" zaten onu çok az okuyorlardı, ancak onların bedbaht
b"l"nçler"n çel"şk"ler"n"n sıkıntısı "ç"nde bulunduklarını b"lmek "ç"n de bu
f"lozofa gereks"n"mler" yoktu. “Eller"nden gelen h"çb"r şey yok.
Dolayısıyla felaketler"n" sürdürel"m, b"r şey yapamazlar. Uzmanlar,
onların sızlanmalarında b"r hak taleb" söz konusuysa bu entegrasyon
taleb" olacaktır.” d"yorlardı b"ze. Kuşkusuz onlara bu hak ver"lemezd";
aks" takd"rde b"l"nd"ğ" g"b" sömürüye dayalı olan s"stem yıkılırdı. Ancak
onların gözler"n"n önünde şu havucu tutmak yeterl"yd": Onlar dörtnala
koşacaklardı. İsyana gel"nce, bu konuda h"çb"r end"şem"z yoktu.
Hang" aklı başında yerl" kalkar da Avrupa’nın üvey oğullarını yalnızca
onlar g"b" Avrupalı olmak "ç"n katlederd"? Kısacası bu melankol"ler"
cesaretlend"r"yorduk ve Goncourt ödülünü b"r kezl"k olarak b"r
Zenc"ye vermekte b"r mahzur görmed"k. Bu 1930’lar önces"nde oldu.

Yıl 1961. D"nley"n"z: “Kısır teranelerle ya da "ç bulandırıcı takl"tlerle


zaman y"t"rmeyel"m. İnsandan söz etmey" sürdürmekle b"rl"kte,
rastladığı her yerde, dünyanın her tarafında, kend" sokaklarının her
köşes"nde "nsanı katleden bu Avrupa’yı terkedel"m. İşte, yüzyıllardır,
b"r sözde “t"nsel serüven” adına, "nsanlığın hemen hemen tümünü
zapt ed"yor.” Bu yen" b"r ton. Bu yen" tona cüret edeb"lm"ş olan k"m?
B"r Afr"kalı, Üçüncü Dünya "nsanı, esk" sömürge. Ekl"yor: “Avrupa
böyles"ne çılgın, denges"z b"r hızla çok der"n uçurumlara doğru
g"d"yor, ondan uzaklaşmakta yarar var.” Başka b"r dey"şle; Avrupa
kötü. Bu hoş olmayan b"r gerçek fakat hep"m"z bunun böyle olduğuna
:
sapına kadar "nanıyoruz değ"l m" kıtadaşlarım?

Ancak, b"r hususu bel"rtmek gerek"r. B"r Fransız,


örneğ"n, d"ğer Fransızlara “"ş"m"z b"t"k!” ded"ğ"nde -
k", 1930’lardan bu yana, hemen her gün bu söz
söylenmekted"r- bu öfke ve aşk "le yanıp tutuşmuş
b"r"n"n sözüdür, söyleyen kend"n" tüm d"ğer
yurttaşlarıyla b"r tutmaktadır. Ve sonra genel olarak
şunu ekler: “Ne var k"…” Ne olduğu malumdur: Artık
h"çb"r hataya tahammül yoktur, şayet öğütler"ne
Yeryüzünün harf" harf"ne uyulmazsa, "şte o zaman ülke
Lanetl!ler! mahvolur. Kısacası, bu, arkasından b"r öğüdün
geld"ğ", b"r tehd"tt"r ve bu sözler d"ğer yurttaşların bu sözlere katılımı
ölçüsünde daha az şoke ed"c"d"r. Fanon "se, ters"ne, Avrupa’nın kend"
mahvına doğru koştuğunu söylerken, b"r alarm çığlığı atıyor olmaktan
çok uzaktır, o b"r teşh"s koymaktadır. Bu doktor ne Avrupa’yı "flahı
olmayan b"r b"ç"mde mahkum ett"ğ"n" -k", muc"zeler her zaman
olmuştur- söylemekted"r, ne de ona tedav" reçeteler" sunmaktadır:
Onun can çek"şmekte olduğunu bel"rlemekted"r. Dışarıdan
bel"rleyeb"ld"ğ" arazlara dayanarak onu tedav" etmeye gel"nce, hayır, o
Fff işte.
Böyle bu "şte yoktur. Onun kafasında başka kaygılar vardır; Avrupa ölmüş
olmalı
kalmış onun umurunda değ"ld"r, Dolayısıyla, k"tabı skandal
n"tel"ğ"nded"r. Ve şayet, haf"fe alarak ve hoşnutsuzlukla bu k"tap “B"ze
ne get"r"yor!” d"ye mırıldanırsanız skandalın gerçek doğasını
gözünüzden kaçırırsınız. Z"ra gerçekten Fanon s"ze h"çb"r şey
get"rmed"ğ"nden, k"tabı -başkaları "ç"n çok yakıcı olmasına karşın-
s"z"n "ç"n buz g"b" soğuk kalır ve dolayısıyla k"tapla yeter"nce
"lg"lenmeyeb"l"rs"n"z. K"tapta sık sık s"zden söz ed"l"r, fakat h"çb"r
zaman s"ze h"tap ed"lmez. S"yah Goncourtlar ve sarı Nobeller sona
erm"şt"r: Sömürgelere artık ödül ver"lmeyecek. Fransız d"l"n" konuşan
b"r esk" yerl" bu d"l" yen" gereks"n"mlere uygun olarak “eğ"p bükmekte”,
kullanmakta ve yalnızca sömürgelere seslenmekted"r: “Tüm az
:
gel"şm"ş ülkeler"n yerl"ler" b"rleş"n"z!” Ne düşüş: Babaları "ç"n tek
konuşmacılar b"zlerd"k, oğullar "se b"z" artık muhatap olarak b"le
almıyorlar, b"zler yalnızca söylem konularıyız. Kuşkusuz Fanon söz
arasında b"z"m ünlü suçlarımıza, Set"f’e, Hano"’ye, Madagaskar’a
değ"n"yor, fakat onları mahkum etmeye çalışmıyor: Onları kullanıyor.
Sömürgec"l"ğ"n takt"kler"n", sömürgec"ler" anavatanlarıyla b"rleşt"ren
ve ayıran "l"şk"ler"n karmaşık oyununu, ortaya koyması kardeşler"
"ç"nd"r; amacı onlara b"z"m oyunlarımızı bozmayı öğretmekt"r.

Kısacası, Üçüncü Dünya bu ses "le kend"n" keşfed"yor ve kend"s"ne


seslen"yor. Üçüncü Dünya’nın farklılıklarla dolu olduğu, orada hâlâ
köle durumundak" halkların, sahte b"r bağımsızlık elde etm"ş olan
halkların, hükümranlık elde etmek "ç"n çarpışmakta olan halkların,
n"hayet tam özgürlüğü elde etm"ş fakat emperyal"st b"r saldırganlığın
sürekl" tehd"d" altında olan halkların bulunduğu b"l"n"yor. Bu farklılıkları
sömürgec"l"ğ"n tar"hsel sürec" oluşturmuştur, yan" baskıların
sonucudurlar. Metropol, k"m" yerlerde b"rkaç feodal" satın almakla
yet"nm"şt"r; k"m" yerlerde yönet burjuvaz"s" yaratmıştır, k"m" yerler" de,
b"r taşla "k" kuş vurarak, hem sömürü hem de kend" yurttaşları "ç"n
yerleş"m alanları hal"ne get"rm"şt"r. Böylece, Avrupa bölünmeler",
zıtlıkları artırmış, sınıflar ve hatta k"m" kez ırkçılıklar yaratmıştır,
sömürge toplumların katmanlaşmasını ve bu katmanlaşmanın
artmasını sağlamaya çalışmıştır. Fanon h"çb"r şey" g"zlem"yor: Esk"
sömürge b"ze karşı mücadele etmek "ç"n kend" kend"s"yle mücadele
etmek zorundadır. Ya da, daha çok, "k"s" aynı şeyd"r. Savaşın sıcaklığı
tüm "ç engeller" er"t"r; "şadamlarından ve kompradorlardan oluşan
güçsüz burjuvaz", her zaman "mt"yazlı b"r konumda olan kent
proletaryası, b"don-kentler"n lümpen proletaryası, bunların tümü
ulusal ve devr"mc" ordunun yedek gücü olan kırsal k"tlen"n tutumu
doğrultusunda tavır alırlar. Z"ra sömürgec"l"ğ"n gel"şmes"n" kasten
durdurduğu bu ülkelerde köylülük ayaklandığı zaman çabucak rad"kal
sınıf hal"ne gel"r. Z"ra baskıyı en yoğun b"ç"mde yaşar ve kentlerdek"
:
"şç"lerden çok daha fazla ez"yet çeker. Açlıktan ölmemes" "ç"n, en
azından var olan tüm yapıların tamamen yıkılması gerek"r. Zafere
ulaşıldığında ulusal devr"m sosyal"st olacaktır; ayaklanması
durdurulduğunda ve "kt"dara yerl" burjuvaz" geçt"ğ"nde, yen" devlet,
b"ç"msel egemenl"ğ" olsa da emperyal"stler"n el"nde kalmış olacaktır.
Katanga örneğ" bunu yeter"nce açıklar. Üçüncü Dünya’nın b"rl"ğ"
henüz sağlanamamıştır. Bağımsızlığın önces"nde olduğu kadar
sonrasında da, tüm sömürge halkların, her ülkede, köylü sınıfının
kumandası altında b"rleşmes"n" sağlamaktan geçen b"r g"r"ş"m söz
konusudur. Fanon’un Afr"ka, Asya ve Lat"n Amer"ka’dak" kardeşler"ne
açıkladığı şey şudur: Ya devr"mc" sosyal"zm" her yerde ve hep b"rl"kte
gerçekleşt"receğ"z ya da esk" t"ranlarımız tarafından tek tek mağlup
ed"leceğ"z. Fanon h"çb"r şey" saklamıyor, ne zayıflıkları, ne
anlaşmazlıkları, ne de g"zeml"leşt"rmeler". Şurada hareket kötü b"r
başlangıç yapmış, burada, başlangıçtak" çarpıcı başarılarının ardından
hız y"t"m"ne uğramış, başka yerlerde duraklamış ve yen"den
başlaması "sten"l"yorsa burjuvaz"ler"n" başlarından atmaları gerek"yor.
Okuyucuyu en tehl"kel" yabancılaşmalara-l"der (örneğ") k"ş"l"k kültüne,
Batı kültürüne ye aynı şek"lde geçm"ştek" Afr"ka kültürüne dönüşe
karşı sertçe uyarıyor. Z"ra gerçek kültür devr"m kültürüdür, yan"
devr"m sırasında sıcağı sıcağına gel"şen kültürdür. Fanon yüksek
sesle konuşuyor, b"z Avrupalılar onu duyab"l"yoruz: El"n"zde
tuttuğunuz bu k"tap bunun kanıtıdır. Pek", Fanon sömürgec" güçler"n
onun "çtenl"ğ"nden yararlanab"lecekler"nden korkmuyor mu?

Hayır, Fanon h"çb"r şeyden korkmuyor. Zaten b"z"m yöntemler"m"z


çürümüş, bazen kurtuluşu gec"kt"reb"l"rler, fakat önleyemezler ve
yöntemler"m"z" değ"şt"reb"leceğ"m"z" de düşünmeyel"m, yen"-
sömürgec"l"k (neo-colon"al"sme), Metropoller"n bu tembel düşü, artık
boştur. “Üçüncü Güçler” yoktur ya da varsalar b"le bunlar zaten
sömürgec"l"ğ"n "kt"dara geç"rm"ş olduğu b"don-kent burjuvaz"ler"d"r.
Yalanlarımızı b"rb"r" ardından açığa çıkarmış olan bu "y"ce uyanmış
Gezi
:
dünyada b"z"m Makyavel"zm’"m"z"n artık yapab"leceğ" pek b"r şey yok.
Sömürgelerdek" adamlarımızın b"r tek çareler" vardır: Güçler"
kalmışsa, ş"ddet kullanmak; yerl"n"n de yapacağı b"r tek seç"m var: Ya
kölel"k ya da hükümranlık. Bu k"tabı okuyup okumamanız Fanon’a ne
yazar. O bu k"tabı esk" h"leler"m"z" kardeşler"n"n gözler"n"n önüne
sermek "ç"n yazmıştır, yapacak başka h"leler"m"z"n kalmadığından da
em"nd"r. Kardeşler"ne d"yor k": “Avrupa pençeler"n" kıtalarımıza geç"rd",
bu pençelere onları çekene kadar vurmalıyız; çağımızın b"z"m
yararımıza olan b"r yönü şu k": B"zerta’da, El"zabethv"lle’de, ya da
Cezay"r Bled"n’de olan b"ten her şeyden tüm yeryüzünün haber"
oluyor. Bloklar karşıt tarafları tutuyorlar ve b"rb"rler"n" kolluyorlar, bu
durumdan yararlanalım, tar"hte yer"m"z" alalım ve bu yer"m"z" alışımız
tar"h" "lk kez evrenselleşt"rs"n. Savaşalım, başka s"lahımız olmasa b"le
çakı bıçağımız b"ze yeter.”

Avrupalılar bu k"tabı açıp "ç"ne g"r"n. Karanlıkta b"rkaç adım attıktan


sonra gece vakt" b"r ateş"n çevres"nde toplanmış olan yabancıları
göreceks"n"z; yaklaşıp onları d"nley"n, z"ra onlar t"caret
merkezler"m"ze ve onları koruyan k"ralık askerlere ne yapacaklarını
konuşuyorlar. Belk" s"z" görecekler, fakat sesler"n" b"le alçaltmadan
kend" aralarında konuşmaya devam edecekler. Bu kayıtsızlık s"ze
dokunacak: Onların babaları, o gölge yaratıklar, s"z"n yaratıklarınız, ölü
ruhlardılar, onlara ışık verenler s"zd"n"z, yalnızca s"z"nle konuşurlardı,
s"z bu zomb"lere yanıt vermek zahmet"ne g"rmezd"n"z. Onların oğulları
"se s"z" görmezden gel"yorlar; b"r ateş onları ısıtıyor ve aydınlatıyor, bu
ateş s"z"nk" değ"l. Ş"md", saygılı b"r uzaklıkta duran s"z, kend"n"z"
karanlık "ç"nde, soğuktan ürper"r, olarak duyumsayacaksınız. Herkes"n
sırası gel"r; "ç"nden yen" b"r şafağın doğacağı bu karanlıklardak"
zomb"ler bu kez de s"zlers"n"z. Bu durumda, bu k"tap b"z"m "ç"n
yazılmamış, onu n"ç"n okuyalım, pencereden fırlatıp atalım
d"yeceks"n"z. Bu k"tabı okumak "ç"n "k" neden var. B"r"nc"s" şu: Fanon
kardeşler"ne s"z" açıklıyor ve onlara b"z" kend"m"ze yabancılaştıran
:
mekan"zmayı göster"yor: Nesnel gerçekl"ğ"n ışığında kend"n"z"
keşfetmen"z "ç"n bundan yararlanın. Kurbanlarımız b"z" kend" yara ve
z"nc"rler"nden tanıyor ve onların tanıklığını çürütülemez kılan da "şte
bu. Kend"m"z" ne hale soktuğumuzu kavramamız "ç"n onları ne hale
soktuğumuzu b"ze göstermeler" yeterl". Bunun b"r yararı olur mu?
Evet, z"ra Avrupa batmak tehl"kes"yle karşı karşıya. Fakat, y"ne
d"yeceks"n"z k", b"z anavatanda yaşıyoruz ve aşırılıkları
onaylamıyoruz. Bu doğru, s"z sömürgec"lerden değ"ls"n"z, fakat
onlardan daha "y" de değ"ls"n"z. Onlar s"z"n öncüler"n"zd"; onları
den"zaşırı yerlere gönderen s"zd"n"z, onlar da s"z" zeng"n ett"ler. Çok
fazla kan dökerlerse, onlara sah"p çıkmayacağınız hususunda onları
uyardınız. Bu şuna benzer: Devletler de d"ğer ülkelerde aj"tatörler,
provokatörler ve casuslar beslerler, fakat yakalandıklarında onlara
sah"p çıkmazlar. Bu denl" l"beral, bu denl" "nsancıl, olan ve kültüre olan
sevg"s"n", tutkusunu, yapmacıklığa dek vardıran s"zler, s"z"n
sömürgeler"n"z"n olduğunu ve bu sömürgelerde s"z"n adınıza
"nsanların katled"ld"ğ"n" unutmuş g"b" görünüyorsunuz. Fanon
yoldaşlarına -"çler"nden bazılarına, özell"kle de, fazlasıyla batılılaşmış
olanlarına- anavatan halkının sömürgelerde k" adamlarıyla
dayanışmasını anlatıyor. Bu k"tabı okumak cesaret"n" göster"n: Bu
öncel"kle s"z" utandıracaktır ve Marx’ın söylem"ş olduğu g"b", utanmak
devr"mc" b"r duygudur. Görüyorsunuz k", ben de öznel
yanılsamalardan kend"m" kurtaramıyorum; ben de s"ze “her şey
y"t"r"lm"ş, ne var k"…” d"yorum. B"r Avrupalı olarak düşmanın k"tabını
çalıyor ve bu k"taptan Avrupa "ç"n b"r kurtuluş çares" çıkarıyorum.
Bundan yararlanın. Ve "şte "k"nc" neden; Sorrel’"n faş"st saçmalıklarını
b"r yana bırakırsanız, Fanon’un, Engels’ten bu yana, tar"h süreçler"n"
gün ışığına çıkaran "lk k"ş" olduğunu görürsünüz. Mutsuz b"r
çocukluğun ya da gözü dönmüşlüğün onda acay"p b"r ş"ddet arzusu
yaratmış olduğunu falan da zannetmey"n; Fanon sadece durumu
yorumluyor, o kadar. Fakat, bu onun l"beral "k"yüzlülüğün s"zden
sakladığı ve hem onu hem de b"z" ortaya çıkarmış olan d"yalekt"ğ"
:
aşama aşama ortaya koymasına yeterl"d"r. Geçt"ğ"m"z yüz yılda,
burjuvaz", "şç"ler" aç gözlü "stekler"n"n etk"s"yle yoldan çıkmış, gözü
doymaz yaratıklar olarak gördü: fakat, bu korkunç vahş"lere kend"
türümüze dah"l olarak kabul etmeye özen gösterd": Onlar da "nsan ve
özgür olmasaydılar "ş güçler"n" nasıl özgürce satab"l"rlerd". İng"ltere’de
olduğu g"b", Fransa’da da, hüman"zm evrensel olduğunu "ler" sürer.

Zorla çalışmak "se bunun tam ters"d"r. H"çb"r sözleşme yoktur, üstel"k
gözdağı vardır ve bu da baskıyı oluşturur. Den"z aşırı yerlerdek"
askerler"m"z anavatanın evrenselc"l"ğ"n" yadsıyarak, "nsan türüne
“numerus clausus”u uygularlar K"mse, suç "şlem"ş olmaksızın, kend"
benzer"n" köleleşt"remeyeceğ", soyamayacağı ya da öldüremeyeceğ"
"ç"n, yerl"ler"n "nsanın benzer" sayılamayacağı "lkes"n" koyarlar. Vurucu
güçler"m"ze bu görüşü uygulamaya geç"rtmek m"syonu ver"lm"şt"r.
Sömürgec"n"n onlara yük hayvanı muameles" ed"ş"n" haklı kılmak "ç"n,
"lhak ed"lm"ş toprakların "nsanlarını gel"şm"ş maymunlar düzey"ne
"nd"rgemek emr" ver"lm"şt"r.

Sömürgelerdek" ş"ddet bu köleleşt"r"lm"ş halkı s"nd"rmey"


amaçlamakla kalmaz, aynı zamanda onları "nsanlıktan çıkarmayı da
amaçlar. Onların gelenekler"n" yok etmek, onların d"ller"n"n yer"ne
kend" d"l"m"z" geç"rmek ve kend" kültürümüzü b"le vermeden onların
kültürünü yok etmek "ç"n her şey yapılır; aşırı yorgunlukla
sersemleşt"r"leceklerd"r. Gıdasız ve hasta durumdayken b"le hâlâ
güçler" kalmışsa, ger"s"n" korku halleder; tüfekler yerl"lere çevr"l"r,
s"v"ller gel"p onların topraklarına yerleş"rler ve onları kırbaç tehd"d"yle
toprağı onların adına "şlemeye zorlarlar. Yerl" d"ren"rse, askerler ateş
açar ve yerl" ölü b"r adam olur; boyun eğerse kend"n" küçültür, artık
"nsan değ"ld"r; utanç ve korku karakter"n" zedeleyecek ve k"ş"l"ğ"n"
paramparça edecekt"r. Bu "ş uzmanlar tarafından sertl"kle yürütülür;
“Ps"koloj"k tedav"”ler yen" ortaya çıkmadı. Bey"n yıkama da öyle. Y"ne
de, bu denl" çaba harcamalarına rağmen, amaçlarına h"çb"r yerde
ulaşamadılar: Ne zenc"ler"n eller"n"n kes"ld"ğ" Kongo’da, ne de, yakın
:
zamana dek, "t"razcıların (yan", as"ler"n) dudaklarının, k"l"t vurmak
amacıyla, del"nd"ğ" Angola’da. B"r "nsanı hayvanlaştırmanın olanaksız
olduğu söylem"yorum, yalnızca onu yeter"nce zayıflatmadan bu
amaca ulaşılamayacağını söylüyorum. Dayak h"çb"r zaman yeterl"
değ"ld"r, açlığı daha da artırmak gerek"r. Kölec"l"kte bu durum sorun
yaratır: Z"ra kend" türünüzden b"r"n" ehl"leşt"rd"ğ"n"z zaman, ondan
alacağınız ver"m düşer ve ona ne kadar az ver"rsen"z ver"n ondan
alacağınızdan daha fazlasını götürür. Bu nedenle, sömürgec"ler
ehl"leşt"rmey" yarıda kesmek zorunda kalırlar: Sonuçta, ortada, y"ne,
ne "nsan ne de hayvan, sadece yerl" vardır. Dövülmüş, kötü
beslenm"ş, (yalnızca bel"rl" b"r dereceye kadar) korkmuş olan yerl",
"ster s"yah, "ster sarı ya da beyaz olsun, hep aynı karakter özell"kler"n"
göster"r. Tembeld"r, "çten pazarlıklıdır, hırssızdır, neyle yaşadığı bell"
değ"ld"r, yalnızca ş"ddet" tanır.

Zavallı sömürgec", "şte çel"şk"s" apaçık ortada: Yağmaladıklarını


öldürmek zorunda. Fakat, bu olası değ"ld"r, z"ra onları sömürmes"
gerek"yor. Soykırım düzey"nde katl"am yapamadığı, hayvanlaştırmaya
varan kölel"k düzen"n" kuramadığı "ç"n kontrolü el"nden kaçırır, "şler
ters"ne döner ve şaşmaz b"r mantık gereğ"nce, g"d"şat onu
sömürges"nden yoksun kalmaya kadar götürür.

Bu hemen olmaz. Başlarda Avrupalının egemenl"ğ" sürer. Avrupalı


savaşı çoktan y"t"rm"şt"r, fakat bunun farkında değ"ld"r; yerl"ler"n artık
onun b"ld"ğ" yerl"ler olmadığını henüz b"lmez; onu konuşurken
duyarsanız, sank" yerl"ler"n "ç"nde kök salmış kötülüğü yok etmek ya
da bastırmak amacıyla, onlara kötülük ett"ğ"n" zanneders"n"z; ve üç
kuşak sonra bu kötülük "çgüdüler" artık b"r daha oluşmayacaklardır.
Hang" "çgüdüler? Köleler" efend"ler"n" öldürmeye zorlayan "çgüdüler
m"? Efend", yerl"de, kend"s"ne yönelt"lm"ş olanın kend" acımasızlığı
olduğunu görem"yor mu? Bu ez"lm"ş yerl"ler"n vahş"l"ğ"nde, onların
"l"kler"ne dek "şlem"ş olan ve kurtulamadıkları, kend" sömürgec"
vahş"l"ğ"n" görmüyor mu? Bunun neden" bas"tt"r: Mutlak güce sah"p
:
olmasıyla ve bunu y"t"rmek korkusuyla, çıldıran bu zorba varlık b"r
zamanlar "nsan olduğunu artık pek anımsamıyor; kend"s"n" b"r tüfek
ya da kırbaç sanıyor, “aşağı ırk”ların ehl"leşt"r"lmes"n" onların
refleksler"n" koşullayarak sağlayacağına "nanıyor. Ancak, "nsan
belleğ"n" ve onun s"l"nmez anılarını unutuyor ve sonra, özell"kle, belk"
Fffff palx h"ç b"lmed"ğ" b"r şey daha var. B"z, ancak başkalarının b"zde
yaşamman
ifesto yarattıklarını der"n ve kökten b"ç"mde olumsuzlayarak b"z oluruz. Üç
kuşak mı dem"şt"k: İk"nc" kuşak daha dünyaya gözünü açar açmaz
babasının nasıl dövüldüğünü görür. Ps"k"yatr" d"l"yle “travmat"ze” olur.
Yaşam boyu. Fakat, bu sürekl" yen"lenen saldırılar onları boyun
The
eğmeye yöneltseler b"le, aynı zamanda, bundan çok uzak olarak,
optimist onları Avrupalının er ya da geç bedel"n" ödeyeceğ" b"r çel"şk" "ç"ne de

sokar. Bundan sonra, ehl"leşt"r"lme sırası "k"nc" kuşağa da geld"ğ"nde,


utanç, açlık ve acının ne olduğunu öğrend"kler"nde, gücü uygulanan
ş"ddet"n dereces"ne eş"t olan volkan"k b"r öfke uyanır "çler"nde.
Onların ş"ddetten başka h"çb"r şeyden anlamadıklarını mı söyled"n"z?
Elbette öyle: Önceler" bu yalnızca sömürgec"n"n ş"ddet"d"r, fakat kısa
süre sonra yalnızca onların ş"ddet" olur; yan", ş"ddet -aynaya bakınca
yansımamızı görmem"z g"b"- ger" teper. Yanılmayın sakın, bu çılgınca
Palx fff öfkeyle, bu acımasızlıkla ve k"n "le, bu sürekl" b"z" öldürmek "steğ"yle,
the
optimist gevşemekten korkan kasların bu sürekl" gerg"nleşmes"yle "nsanlaşır

onlar: Onları yük hayvanı yapmak "steyen sömürgec" sayes"nde ve


ona karşı. Henüz soyut haldek" nefret, bu kör nefret onların tek
haz"nes"d"r. Efend" bunu davet etm"şt"r, z"ra onları hayvanlaştırmak
"ster, fakat bu nefret" kırmayı başaramaz, z"ra çıkarlarına ters düştüğü
"ç"n yarı yolda durur. Bu yüzden, bu kötü yerl"ler onlarda hayvan
konumunu reddetmek b"ç"m"ne dönüşen, ezen"n hem güçlü hem de
güçsüz oluşu sayes"nde halâ "nsandırlar. Bunun ardından gelen"
b"l"yoruz; elbette yerl"ler tembeld"r, b"r tür sabotajdır bu. S"ns"d"rler,
hırsızdırlar; kuşkusuz, bu küçük hırsızlıkları henüz örgütlenmem"ş
olan b"r d"ren"ş"n başlangıcına "şarett"r. Ancak, bu aşamada, daha "ler"
g"denler de vardır: Aralarında, s"lahların önüne s"lahsız olarak atılarak
:
kend"ler"n" kanıtlayanlar da vardır; bunlar onların kahramanlarıdırlar ve
d"ğerler" Avrupalıları öldürerek kend"ler"n" "nsan yaparlar, bunlar
vurulur: Haydut ve şeh"t, onların çekt"kler" acı dehşet "ç"ndek"
k"tleler"n ruh hal"n" yücelt"r.

Evet, dehşet "ç"nde; bu yen" aşamada sömürge saldırganlığı yerl"ler


arasında b"r terör akımı b"ç"m"nde "çe döner. Bunu söylerken yalnızca
b"tmez tükenmez baskı araçlarımızla karşılaştıkları zaman duydukları
korkuyu değ"l, fakat aynı zaman da kend" öfkeler"n"n "çler"nde
yarattığı korkuyu da kasted"yorum. B"r yanda onlara yönelt"lm"ş olan
s"lahlarımız, öte yanda bu ürkütücü "çgüdüler, bu ruhlarının
der"nl"kler"nden gelen ve her zaman farkında olmadıkları öldürme
arzuları arasında sıkışıp kalmışlardır; z"ra, öncel"kle, bu onların ş"ddet"
değ"l, b"z"m ş"ddet"m"zd"r ve bu ez"len yaratıkların "lk eylem" de onların
ve b"z"m ahlak anlayışımızın lanetlem"ş olduğu ancak y"ne de onların
"nsanlığının son barınağı olan bu "t"raf ed"lemez öfkey" der"nlere
gömmekt"r. Fanon’u okuyun: Onların güçsüzlük dönem"nde, çılgınca
öldürmek "steğ"n"n yerl"ler"n kollekt"f b"l"nçaltının "fades" olduğunu
göreceks"n"z.

İçte tutulan bu öfke dışa yönelt"lerek patlama yapamazsa o ez"len


yaratıkların kend"ler"n" yok eder. Kend"ler"n" kurtarmak "ç"n b"rb"rler"n"
b"le katlederler. Kab"leler gerçek düşman "le karşı karşıya
gelemed"kler" "ç"n b"rb"rler"yle savaşırlar -ve sömürge pol"t"kasının da
bu düşmanlıkları körükled"ğ"nden em"n olab"l"rs"n"z; kardeş"ne bıçak
çeken b"r "nsan onu öldürmekle ortak alçalmalarının nefret uyandıran
görüntüsünü ortadan kaldırdığını düşünür; yadsıdıkları "nsanlıktan
çıkma sürec"n" kend" "stekler"yle hızlandıracaklardır. Sömürgen"n
eğlenen bakışları altında, doğaüstü engeller koyarak, bazen esk" ve
ürkütücü m"tler" canlandırarak, bazen de kend"ler"n" d"nsel törenlere
yönelterek, kend"ler"ne karşı en büyük önlemler" alacaklardır:
Saplantılı b"r "nsan bu şek"lde -her an onu meşgul eden bazı
saplantılara sığınarak- en der"n gereks"n"mler"nden kaçar. Dans

Palx fff
:
ederler, bu onları meşgul eder, kaslarının acı veren gerg"nl"ğ"n"
gevşet"r; üstel"k dans d"le get"remed"kler" hayır sözcüğünü ve
"şleyemed"kler" c"nayetler", çoğu zaman onlar farkında olmaksızın,
g"zl"ce d"le get"r"r. Bu son çareye -kend"nden geçmeye, vecd hal"ne
g"rmeye- bazı bölgelerde başvurulur. Esk"den, bu bas"t b"r d"nsel
uygulamaydı, "man sah"b"n"n kutsal "le olan b"r "let"ş"m tarzıydı; ş"md"
"se aşağılanma ve umutsuzluğa karşı b"r s"lah olarak kullanılmaktadır.
Kutsal ruhlar onları trans hal"ne geç"rerek sak"nleşt"r"r. Bu yüksek
zat"yetler onları aynı zamanda korurlar: Yan", sömürgeleşm"ş halk,
sömürge yabancılaşmasına karşı kend"n" d"nsel yabancılaşma "le
korur. Sonuçta ortaya eş" benzer" olmayan b"r durum çıkar: İk"
yabancılaşma b"rb"r"yle kaynaşır ve b"rb"r"n" güçlend"r"r. Bazı
Fff ps"kozlarda sürekl" aşağılanmaktan bıkkın düşmüş olan hezeyanlı k"ş"
günün b"r"nde kend"s"ne "lt"fatlar yağdıran b"r meleğ"n ses"n" duymaya
başlar; fakat, kuşkusuz aşağılanmalar sona erm"ş değ"ld"r: Ancak,
kutlamalar "le dönüşümlüdür. Bu b"r savunmadır, fakat aynı zamanda
da onların serüven"n"n sonudur; k"ş"l"k parçalanmıştır ve hasta del"l"ğe
doğru g"der. Şunu da ekleyel"m k", özell"kle seç"lm"ş b"rtakım
bedbahtlarla "l"şk"l" olan ve yukarıda sözünü etm"ş olduğum, b"r d"ğer
tasallut türü daha vardır: Batı kültürü. D"yeb"l"rs"n"z k", ben onların
yer"nde olsaydım kutsal ruhlarımı Batılıların Akropol"s’"ne yeğlerd"m.
İy": Anladınız. Ancak tamamen değ"l, z"ra s"z onların yer"nde
değ"ls"n"z. Henüz değ"ls"n"z. Yoksa, onların seçme haklarının
olmadığını b"l"rd"n"z, her "k"s"n" de kabul etmek zorundalar. İk" dünya:
Bu "k" tasallut demekt"r; bütün gece dans ederler ve şafakta ay"ne
katılmak "ç"n k"l"seler" doldururlar: Yarık günden güne büyür.
Düşmanımız kardeşler"ne "hanet ed"p b"z"m "şb"rl"kç"m"z oluyor;
kardeşler" de aynı şey" yapıyor. Yerl"l"k sömürgec"n"n
sömürgeleşt"r"lm"ş halkta, o halkın rızasıyla, oluşturduğu ve
sürdürdüğü nevrozdur.
:
İnsanlık sıfatını aynı zamanda hem kabul
etmek hem de yadsımak: Bu çel"şk"
patlayıcıdır. Ve patlar da. Bunu ben"m kadar
s"z de b"l"yorsunuz. Çok kr"t"k b"r zamanda
yaşıyoruz. Artan doğum oranı daha fazla kıtlık
yarattığı zaman, dünyaya yen" gelenler"n
yaşamaktan ölmekten daha çok korktukları
zaman, ş"ddet"n fırtınası herşey" yerle b"r eder. Jean-Paul Sartre
Cezay"r’de, Angola’da, Avrupalılar görüldükler"
yerde katled"l"yorlar. Bu bumerang zamanıdır, ş"ddet"n üçüncü
zamanıdır: B"z"m üzer"m"ze ger" döner, b"z" vurur ve bu kez de, y"ne,
bunun b"z"m ş"ddet"m"z olduğunu öncek"lerde olduğundan daha fazla
kavramış olmayız. L"beraller aptallaşmış halde kalırlar: Yerl"lere karşı
yeter"nce naz"k olmamış olduğumuzu, onlara mümkün olduğu ölçüde
bazı haklar tanımamış olduğumuzu oysa bunun daha doğru ve daha
temk"nl" b"r tutum olduğunu kabul ederler: Onların en çok "sted"kler",
onları h"mayes"z ve sürüler hal"nde, bu çok kapalı kulübe, b"z"m
türümüze, kabul etmem"zd" ve "şte bu vahş"ce ve çılgın patlama onları
kötü sömürgec"lerden farksız kılıyor. Anavatan solu utanmıştır:
Yerl"ler"n gerçek kader"n", amansız b"r baskıya maruz kalmış
olduklarını kabul etmekte, onların "syanlarını mahkûm etmemekted"r,
z"ra b"z"m bu "syanı kışkırtmak "ç"n her şey" yapmış olduğumuzu
b"lmekted"r. Ancak, y"ne de bazı sınırların bulunduğunu, bu ger"llaların
yürekler"nde şövalyel"k tutkusunun bulunduğunu göstermeler"n"n
gerekt"ğ"n"; bunun onların kend"ler"n"n de "nsan olduklarını
kanıtlamalarını sağlayacak en "y" olanak olduğunu düşünür. Sol, k"m"
kez, onları uyarır: “Çok "ler" g"d"yorsunuz, s"z" artık
desteklemeyeceğ"z.” Yerl"ler bu uyarıya aldırış etmezler: Destekler"
onların olsun. Savaşları başladığında şu katı gerçeğ" görmüşlerd"r:
Onlardan hep"m"z yararlandık, kanıtlamaları gereken h"çb"r şey yok,
k"mseye yaranmaya çalışmayacaklar. B"r tek görev, b"r tek amaç var:
Sömürgec"l"ğ" eldek" tüm olanakları kullanarak yok etmek, ve
:
"ç"m"zden en "ler" görüşlü olanlar, gerekt"ğ"nde bunu kabul etmeye
hazırdırlar, fakat bu güç sınavında aşağılık "nsanların b"r "nsanlık
b"ld"rges" koparmak "ç"n tümüyle "nsanlık dışı vasıtalar kullandıklarını
görmezl"k edem"yorlar: Öyleyse, bu hak onlara en kısa sürede ver"ls"n
ancak onlar da barışçı g"r"ş"mlerle bunu hak etmeye gayret ets"nler.
Soylu ruhlarımız ırkçıdır.

Palx Fanon’u okumak onlara yararlı olur: Fanon bu bastırılamayan ş"ddet"n


cherokee
ne saçma b"r fırtına, ne vahş" "çgüdüler"n ayaklanması ve hatta ne de
küskünlüğün sonucu olduğunu mükemmel b"r b"ç"mde
göstermekted"r: Bu ş"ddet "nsanın kend"n" yen"den oluşturmasıdır. Şu
gerçeğ" sanıyorum, b"r zamanlar kavramıştık, sonra unuttuk; ş"ddet"n
"zler"n" h"çb"r k"barlık s"lemez, onları yalnızca ş"ddet yok edeb"l"r ve
sömürge sömürgel"k nevrozundan ancak sömürgec"y" s"lahla
kovduğunda kurtulur. Öfkes" taştığı zaman masumluğunu tekrar bulur
ve kend" benl"ğ"n" yarattığı ölçüde kend"n" tanır; uzaktan, b"z onun
savaşını barbarlığın zafer" olarak görürüz, fakat bu savaşın kend"s"
g"derek savaşanın kurtuluşuna yol açar, kend"s"ndek" ve kend"s"n"n
dışındak" sömürgesel karanlıktan yok eder. Bu savaş başından ber"
amansızdır. Ya dehşete düşülür, ya da dehşete düşüren taraf olunur:
Yan" ya bozuk ve tutarsız b"r yaşamın çözülmeler"ne kapılınır ya da
doğal b"rl"ğe sah"p olunur. Köylüler"n el"ne s"lah geçt"ğ" zaman esk"
efsaneler söner ve yasaklamalar, engeller, b"rer b"rer devr"l"r; b"r
savaşçının s"lahı onun "nsanlığıdır. Z"ra "syanın "lk aşamasında
öldürmek gerek"r: B"r Avrupalıyı öldürmek b"r taşla "k" kuş vurmaktır;
aynı zamanda hem b"r ezen" hem de b"r ez"len" yok etmekt"r. Sonuçta
ortada b"r ölü "nsan ve b"r özgür "nsan olur; sağ kalan "lk kez
ayaklarının altında ulusal b"r toprağın varlığını duyumsar. Artık ulus
ondan (onun b"l"nc"nden) uzak olan b"r kavram değ"ld"r, öyle k",
özgürlüğü "le ulus "ç"çe g"rm"şt"r. Ancak, "lk şaşkınlıktan sonra
sömürgec" ordusu saldırıya geçer: Ya b"rleş"lecekt"r ya da sömürgec"
ordusunun katl"amı sonucunda yok olunacaktır. Kab"lesel
:
anlaşmazlıklar ortadan kaldırılır: Öncel"kle, devr"m" tehl"keye
atacaklarından dolayı ve sonra da ş"ddet" yanlış düşmana yöneltm"ş
olmaktan başka b"r "şe yaramayacaklarından dolayı. Kongo’da olduğu
g"b", bu anlaşmazlıklar sürüp g"derse bu onların sömürgec"l"k
ajanlarınca körüklenmekte olmalarından dolayıdır. Ulus harekete
geçer: Afr"ka’nın hang" bölges"nde olursa olsun, savaşan d"ğer
kardeşler" her kardeş"n ulusudur. Onların kardeşl"k sevg"ler" s"ze
duydukları k"n"n ters"d"r: Her b"r" sömürgec" öldürmüş oldukları ve
fırsat düştüğü her an da öldüreb"lecek oldukları "ç"n kardeşt"rler.
Fanon okuyucularına “kend"l"ğ"ndenl"ğ"n” sınırlarını, “örgütlenme”n"n
gerekl"l"ğ"n" ve tehl"keler"n" göstermekted"r. Ancak, davanın azamet"
ne olursa olsun, g"r"ş"m"n her aşamasında devr"mc" b"l"nç der"nleş"r.
Son kompleksler de yok olur, b"r"s" gels"n de b"ze Cezay"r Kurtuluş
Ordusu (ALN) asker"n"n “bağımlılı” kompleks"nden söz ets"n bakalım.
Gözündek" perdeden kurtulan köylü gereks"n"mler"n"n b"l"nc"ne varır:
Daha önce o gereks"n"mler"n peş"nde koşmaya kalkışmak onu
öldürtmek "ç"n yeterl"yd" ve dolayısıyla onları b"lmezden gelmeye
çalışırdı, fakat artık onların sonsuz gereks"n"mler olduklarını keşfeder.
Bu halkın savaşında, k" beş yıl, Cezay"r’dek" g"b" sek"z yıl, süreb"l"r,
asker", pol"t"k ve sosyal gerekl"l"kler b"rb"r"nden ayırded"lemez. Savaş,
yalnızca komuta ve sorumluluk konusunu koyarak, barışın "lk
kurumları olacak olan yen" yapılar kurar, "şte yen" gelenekler"ne
varıncaya dek oluşturulan "nsan, her gün ateş altında doğan b"r
yasayla meşrulaştırılan korkunç b"r “bugün”ün gelecektek" kızları;
öldürülen, den"ze dökülen ya da as"m"le ed"len son sömürgec" "le
b"rl"kte bu azınlık türü de -yer"n" sosyal kardeşl"ğe bırakarak- yok olur.
Ve bu da yetmez: Bu savaşçı tüm aşamaları kat eder; z"ra s"z de kabul
eders"n"z k", yaşamım, esk"den olduğu g"b", anavatanın (bu kez
yaşlanmış) b"r sak"n" olmak "ç"n tehl"keye atmamıştır. Sabırlılığına
bakınız: Belk", k"m" kez, yen" b"r D"en-B"en-Phu?nun hayal"n" kuruyor,
fakat buna gerçekten "nandığını da sanmayın: O, yoksulluğunun
"ç"nde, "y" s"lahlanmış olan zeng"nlere karşı savaşan b"r d"lenc"d"r. K"m"
:
kez kes"n zaferler bekleyerek ve çoğu kez de h"ç b"r şey
beklemeyerek rak"pler"n" "y"ce zorluyor. Bu mücadele korkutucu
kayıplar vermeks"z"n? olmaz: Sömürgec" ordusu vahş"leş"r:
M"mlemeler, tem"zl"k harekatları, nüfusun başka yerlere gönder"lmes",
sınır dışı etmeler başlar ve kadınlar "le çocukların da öldürüldüğü olur.
Yerl" bunu b"l"r: Bu yen" "nsan "nsanlık yaşamına sondan başlar:
Kend"s"n" gücül olarak ölü kabul etmekted"r, öldürülecekt"r: Söz
konusu olan b"r ölüm tehl"kes" değ"d"r, öldürüleceğ"nden em"nd"r, bu
gücül ölü karısını, oğullarını y"t"rm"şt"r, o kadar çok "nsanı can
çek"ş"rken görmüştür k" ya zafer ya ölüm der: Zafer" y"t"r"p de sağ
kalmaktansa ölmey" yeğler; başkaları zafer"n tadını çıkaracaklardır,
fakat o değ"l, z"ra o çok fazla bıkkındır. Fakat, bu yürek yorgunluğu
"nanılmaz b"r cesaret"n temel"nde yer alan b"rşeyd"r. B"z "nsanlığımızı
umutsuzluğun ve ölümün ber"s"nde buluyoruz, o "se "şkenceler"n ve
ölümün ötes"nde bulur. B"z rüzgâr ekt"k, b"çt"ğ"m"z fırtına o oldu.
Ş"ddet"n çocuğu olarak o, "nsanlığını her an ş"ddetten alır: B"z onun
sırtından "nsan olmuştuk, o da kend"s"n" b"z"m sırtımızdan "nsan yapar.

Başka b"r "nsan: Daha "y" n"tel"kl".

Fanon burada durur. Yolu gösterm"şt"r: O savaşanların sözcüsüdür,


b"rl"k, Afr"ka kıtasının tüm anlaşmazlıklara ve tüm bölünmelere karşı
b"rleşmes", çağrısını yapmıştır. Amacına ulaşıldı: Sömürgel"kten
kurtuluş tar"hsel olgusunu bütünüyle anlatmak "steseyd" b"zden söz
etmes" gerek"rd": Kuşkusuz, onun n"yet" h"ç de bu değ"l. Fakat,
Fanon’un k"tabının kapağını kapattığınız zaman, k"tap, yazarına
rağmen, "ç"n"zde varlığını sürdürür; z"ra b"z ayaklanan halkların
gücünü h"ssed"yoruz ve ona güç "le yanıt ver"yoruz. Dolayısıyla,
ş"ddet"n yen" b"r sürec" oluşuyor ve bu kez, sözkonusu ed"lmes"
gerekenler b"z"z, z"ra bu ş"ddet sahte yerl"n"n onun vasıtasıyla
değ"şmes" ölçüsünde b"z" de değ"şt"r"yor. Herkes "sted"ğ" g"b"
düşüneb"l"r. Yeter k" düşünsün: Fransa?dan, Belç"ka?dan, İng"ltere?
den "nd"r"len darbelerle sersemlem"ş olan bugünün Avrupasında aklın
:
en ufak b"r sapması b"le sömürgec"l"k suçunda "şb"rl"kç" olmaktır. Bu
k"tabın önsöze h"ç gereks"n"m" yoktu, z"ra b"ze h"tap etm"yor. Y"ne de,
tartışmayı sonuçlandırmak "ç"n b"r önsöz yazdım; b"z Avrupalılar da
sömürgec"l"kten kurtarılıyoruz: Demek "st"yorum k", her b"r"n"n "ç"ndek"
sömürgec" kanlı b"r "şlem "le söküp atılıyor. Cesaret"m"z varsa
kend"m"ze b"r bakalım ve başımıza ne geld"ğ"n" görel"m.

Öncel"kle, şu beklenmed"k görüntü "le karşı karşıya gelmel"y"z:


İnsancıllığımızın str"pt"z". İşte çırılçıplak haldek" "nsancıllığımız; güzel
b"r görüntü değ"l.
:

You might also like