Professional Documents
Culture Documents
İngi̇li̇zce de Sik Kullanilan Keli̇meler
İngi̇li̇zce de Sik Kullanilan Keli̇meler
-- W -- wholesalers -- toptancı
wicked -- pek kötü, habis ruhlu, zalim
widespread -- yaygın, geniş ölçekli
wail -- 1. feryad figan; 2. hayıflanarak wise -- akıllı, bilge
ağlamak wisdom -- bilgelik
wake (in the wake of) -- ardından, wistful -- hüzünlü bir özlem içinde
withdraw -- 1. geri çekmek; 2. geri
çekilmek
withdrawal symptoms -- uyuşturucu
ardından izleyerek bırakma semptomları
wallet -- cüzdan wither -- sararıp solmak, kuruyup
wander -- başıboş avare dolaşmak ölmek
wane -- eriyip solmak, zeval bulmak withhold -- vermemek, esirgemek, geri
warrant -- izin, ruhsat tutmak, kendine saklamak
warrior -- savaşçı withstand -- dayanmak, karşı koymak
wary -- temkinli, tedirgin ve ihtiyatlı witness -- 1. tanık olmak (olayı
wastage -- israf görmek); 2. tanık (kişi)
wasteful -- savurgan, müsrif wizard -- sihirbaz, büyücü
weakness -- 1. güçsüzlük; 2. zaaf woe -- keder, elem, dert
wealth -- zenginlik wondrous -- hayranlık verici,
wealthy -- zengin olağanüstü
weapon -- silah (genel anlamda) woolen -- yünlü
weary -- yorgun, bıkkın works -- tesis, fabrika; public works
weave -- (wove, woven) dokumak bayındırlık işleri
weep -- ağlamak worship -- tapmak, tapınmak
weigh -- 1. tartmak; 2. tartıda ağırlığı o worthwhile -- yapamaya değer, dişe
kadar gelmek dokunur
weird -- tuhaf, acaip, garip ve pek wrap -- sarıp sarmalamak
rastlanmaz türden wrath -- büyük öfke, gazap
welfare -- esenlik ve refah wreath -- çelenk
well-bred -- iyi yetiştirilmiş, terbiyeli, wreck -- enkaz
görgülü wrestle (with) -- güreşmek, büyük çaba
werewolf -- kurtadam göstermek
wharf -- rıhtım, iskele wretch -- 1. biçare adam; 2. aşağılık
wheat -- buğday kötü adam
wheelbarrow -- el arabası wring (wrung, wrung) -- bükerek
whence (from where) -- nereden? ki sıkmak
oradan wrinkle -- 1. kırışık; 2. kırıştırmak
whirl -- 1. olduğu yerde dönmek; 2. pek (=buruşturmak)
hızlı hareket writ -- yazı, resmi yazı, ferman
whirling dervishes -- Mevlevilik'te wrought -- (work fiilinden) işlenmiş
semazenler wrought iron -- dövme demir
whirlpool -- girdap wrinkle -- buruşmak, kırışmak /
buruşturmak, kırıştırmak
-- Y -- yawn -- esnemek
yearling -- 1 yaşına gelmiş hayvan
yearn (for, after) -- özlemini çekmek
yacht -- yat (denizcilik) (isim yachting,
(yearning = özlem)
yachtsman) yeast -- maya (e.g. bira, ekmek)
yard -- 1. avlu, binanın önünde (front yell -- bağırmak
yard) veya arkasında (backyard) küçük yellow-bellied -- ödlek, korkak
alan, kısmen kapalı da olabilir. (Bitişik yield (to) -- 1. boyun eğmek; 2. verim
ve ayrı yazıma dikkat; "backyard" ayrıca (ürün)
"destek temin edilen yer, oluşum yoke -- 1. boyunduruk (büyükbaş
tabanı" anlamıyla mecazi de kullanılır); hayvan için); 2. boyunduruk, kölelik,
2. yarda (uzunluk ölçüsü: 0.914 m) egemenliğini yitirme (örnek: to throw
yardstick -- karşılaştırma yapmak için off the yoke of sultanate)
ana ölçüt alınan şey; belli ve/ya önemli youngster -- genç delikanlı
nokta youth -- 1. gençlik çağı, genç olma; 2.
yarn -- 1. dokuma iplik; bükülmüş "gençler" karşılığı toplu ad: "O Turkish
pamuk veya yün ipliği; 2. yalan, Youth!"
uydurma