Avukatin Yükümlülükleri̇

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 38

AVUKATLIK ve NOTERLİK

HUKUKU
Avukatın Yükümlülükleri

T.C. İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi


I. AVUKATIN ÖZEN GÖSTERME VE DÜRÜST
DAVRANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vAvukatlık Kanunu m.34’e göre;


Avukatlar, yüklendikleri görevleri bu görevin
kutsallığına yakışır bir şekilde özen, doğruluk ve
onur içinde yerine getirmek ve avukatlık
unvanının gerektirdiği saygı ve güvene uygun
biçimde davranmak ve Türkiye Barolar
Birliğince belirlenen meslek kurallarına uymakla
yükümlüdürler.
I. AVUKATIN ÖZEN GÖSTERME VE DÜRÜST
DAVRANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vÖzen yükümlülüğü kapsamında avukat,


müvekkilinin menfaatlerine uygun hareket
etmek ve müvekkiline zarar verecek
davranışlardan kaçınmak yükümlülüğü
altındadır. Müvekkil ile avukat arasında bu
sorumluluğa ilişkin bir anlaşma olmasa dahi,
avukat mesleğini ifa ederken özen göstermek,
dürüst davranmak ve müvekkilinin menfaatini
gözetmekle yükümlüdür.
I. AVUKATIN ÖZEN GÖSTERME VE DÜRÜST
DAVRANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Avukat, mesleğin ifasıyla ilgili olarak hukuki mevzuatı,


ilgili kuralları iyi bilmek, özümsemek ve bu alanda
yapılan değişiklikleri takip etmekle yükümlüdür. Avukat,
özen sorumluluğu kapsamında alanıyla ilgili mahkeme
içtihatlarını da bilmek, takip etmek zorundadır.
v Avukat, yeteneklerinin erişmediği bir işi kabul
etmemelidir. Nitekim Uluslararası Barolar Birliği’nin
düzenlediği Uluslararası Meslek Kurallarında da
avukatın, kendisinin yetersiz olduğu bir konuda
müvekkiline hizmet vermemesi gerektiği açıkça
belirtilmiştir.
I. AVUKATIN ÖZEN GÖSTERME VE DÜRÜST
DAVRANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Özen yükümlülüğünün diğer bir boyutu da müvekkilin
talimatlarına uygun davranmaktır. Gerçi avukatın
bağımsızlığı ilkesi ile avukatın, müvekkilin talimatlarına
uygun davranma sorumluluğu birbirleriyle çelişiyor gibi
algılansa da avukat, müvekkilinin üzerinde serbestçe
tasarrufta bulunabileceği haklarıyla ilgili vereceği talimatla
bağlıdır.
v Özen sorumluluğunun gerektirdiği diğer bir davranış da
avukatın, tahsil ettiği parayı gecikmeksizin, müvekkiline
veya onun hesabına aktarması veya teslim etmesidir.
v Avukat, işi sürdürürken de dürüst ve açık olmalıdır.
Kendisine duyulan güvene layık olmalı, iş sahibinin
çıkarlarını korumalıdır.
I. AVUKATIN ÖZEN GÖSTERME VE DÜRÜST
DAVRANMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Bu bağlamdaki yükümlülüklerin kapsamına giren bir
diğer yükümlülük de "hesap verme yükümlülüğü”dür.
TBK’da yer alan bu yükümlülüğe göre; vekil,
müvekkilin talebi üzerine yapmış olduğu işin hesabını
vermeye ve almış olduğu şeyi müvekkiline teslim
etmek zorundadır.
v Avukatlık “doğruluk karinesini” temel alan
mesleklerdendir. Avukatın, bu karineye ters düşecek ve
bu inancı sarsacak davranışlardan imtina etmesi gerekir.
Söz gelimi avukatın, adresini bildiği davalının adresine
tebligat yerine, ilan yoluyla tebligat yaparak davayı,
davalının yokluğunda sürdürmek istemesi, avukatlık
mesleğine güveni sarsacak davranışlardandır.
II. SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Avukatların, kendilerine tevdi edilen veya gerek


avukatlık görevi gerekse Türkiye Barolar Birliği ve
barolar organlarındaki görevleri dolayısıyla
öğrendikleri hususları açığa vurmaları yasaktır (Av.K.
m.36/1).
v Mesleki faaliyet sırasında edinilen sır niteliğindeki
bilgilere, mesleki sırrı denir. Avukat mesleği gereği,
müvekkiline en yakın kişidir. Avukatın mesleki faaliyeti
sırasında bizzat müvekkilinden, dosyadan veya farklı
belge ve kaynaklardan öğrendiği, müvekkiline ait sırları
açıklamaması güven ilkesinin gereğidir.
II. SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v HMK m.249’a göre kanun gereği sır olarak korunması


gereken bilgiler hakkında tanıklığına başvurulacak
kimseler, bu hususlar hakkında tanıklıktan çekinebilirler.
Ancak, Avukatlık Kanunu hükmü saklı kalmak üzere sır
sahibi tarafından sırrın açıklanmasına izin verildiği
takdirde, bu kimseler tanıklıktan çekinemezler.
v Avukatların meslek sırları kapsamındakı tanıklık
edebilmeleri, iş sahibinin muvafakatini almış olmalarına
bağlıdır. Ancak, bu halde dahi avukat tanıklık etmekten
çekinebilir (Av.K. m.36/2, c.1)
v Çekinme hakkının kullanılması hukuki ve cezai
sorumluluk doğurmaz (Av.K. m.36/2, c.2).
II. SIR SAKLAMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vEdinilen ve gizli tutulması gereken bilgilerin,


mesleki faaliyet sırasında veya avukatlık sıfatı
dolayısıyla öğrenilmiş olması gerekir. Örneğin,
bir duruşmaya arabasıyla gitmekte olan avukatın
bir trafik kazasına tanık olması halinde, kaza ile
ilgili tanıklıktan kaçınma olanağı bulunmaz. Zira
tanıklık edeceği konudaki bilgisini, gözlemini
mesleki statüsü içinde edinmiş olmadığı gibi,
mesleği icra sırasında da edinmiş değildir.
Dolayısıyla bunlara dayanıp tanıklıktan
kaçınamaz.
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Avukat;
1. Kendisine yapılan teklifi yolsuz veya haksız görür yahut
sonradan yolsuz veya haksız olduğu kanısına varırsa,
2. Aynı işte menfaati zıt bir tarafa avukatlık etmiş veya
mütalaa vermiş olursa,
3. Evvelce hâkim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya
memur olarak o işte görev yapmış olursa,
4. Kendisinin düzenlediği bir senet veya sözleşmenin
hükümsüzlüğünü ileri sürmek durumu ortaya çıkmışsa,
5. Görmesi istenilen iş, Türkiye Barolar Birliği tarafından
tespit edilen mesleki dayanışma ve düzen gereklerine uygun
değilse,
teklifi reddetmek zorunluğundadır (Av.K. m.38).
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vAvukatın, kendisine teklif edilen işi reddetmesi


gerekirken, kabul edip sözleşme yapması
durumunda, yapılan sözleşmenin hukuken geçerli
olup olmayacağı ve sonuç doğurup
doğurmayacağı tartışmalıdır. Yargıtay’a göre,
Av.K. m.38 gereği kamu yararı amacıyla
düzenlenmiş emredici bir kural olduğundan, TBK
gereğince avukatlık sözleşmesi batıldır. Buna
mukabil doktrinde, kanunda öngörülen
yükümlülüğün avukatı bağlayacağını, müvekkil
bakımından sözleşmenin geçerli olduğunu
savunan görüşler vardır.
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Yolsuz ve haksız dava açılması uygulamada iki farklı


durumda ortaya çıkabilir. Birinci ihtimal, avukatın
sonuç vermeyeceğini bildiği bir davayı açmasıdır.
İkinci ihtimal ise sırf davanın karşı tarafına (davalıya)
eziyet etmek, onu zahmete sokmak, onu yormak veya
hakkına kavuşmasını geciktirmek amacıyla dava
açılması durumudur. Bu durum hakkın kötüye
kullanılmasıdır.
v İşi, haksız ve yolsuz bulma halinde ret yükümlülüğü
sadece özel hukuk alanında söz konusudur. Ceza
yargılamasında, herkesin bir müdafinin yardımından
yararlanma hakkı olduğu için işin haksız ve yolsuz
olduğundan bahisle ret yoluna gidilemez.
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vAvukatın, "aynı hukuki uyuşmazlıkta'" çıkarları ça-


tışan tarafları temsil etmemesi gerekmektedir. "Çift
taraflı temsil yasağı" veya "çıkarı çatışanları temsil
yasağı" dava biçimindeki faaliyetlerin yanı sıra, görüş
bildirme gibi faaliyetlerde de söz konusudur.
vAvukat, aynı uyuşmazlıkta önce bir taraf, daha sonra
diğer taraf için faaliyette bulunamaz. Yükümlülüğün
içine "aynı anda" değil "farklı zaman dilimi içinde"
birine avukatlık veya danışmanlık yoluyla yardım
yapıp daha sonra diğer tarafa yardım yapma yer
almaktadır.
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Hâkim, hakem, Cumhuriyet savcısı, bilirkişi veya memur


olarak işe el koymuş, görev yapmış kişilerin; avukatlık
yaparken o işin kendilerine önerilmesi halinde işi reddetmekle
yükümlü oldukları kuralının kökeni "avukatın bağımsızlığı"
ilkesinden gelmektedir.
v Hâkimlik veya savcılık görevini yaparken dahil olunan bir işin
daha sonraki aşamalarında bu kez avukatlığı yapılamaz. Ancak
anılan madde sadece hâkimliği değil, aynı zamanda hakemlik,
bilirkişi veya memur olma ihtimalini de dikkate almıştır.
Tahkim yargılamasında hakemlik yapmış bir kişi, aynı
dosyayla ilgili olarak avukatlık yapamaz. Keza ilgili dosyaya
ilişkin bilirkişilik yapmış bir kişi, aynı dosya için avukatlık
yapamaz.
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vMemurluk için öngörülen kısıtlama, her tür


memuriyet için getirilmiş bir kısıtlama değildir. İşi
gereği ihtilâfa temas etmiş bir memurun, ilgili
ihtilâfın sonradan avukatlığını yapamayacak
olabilmesi için ihtilâfın doğrudan kendi görev alanına
giren veya yetkisine giren bir meseleye dair olması
gerekir. Örneğin Tapu Kadastro Müdürlüğünde
çalışan bir memurun, dava konusu yapılan tapu
ihtilafına yönelik önceden bir temasının bulunması,
sonradan anılan ihtilâfın avukatlığını yapmasına engel
teşkil eder.
III. AVUKATIN İŞİ REDDETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Mesleki itibarın zedelenmesini önlemek için avukatın


kendisinin düzenlediği bir senet veya sözleşmenin
hükümsüzlüğünü ileri sürmek durumunda kalması ihtimalinde;
alacağı işi reddetmekle yükümlüdür. Aksi halde avukat,
menfaati doğrultusunda hareket eden, iş gören bir kişi
konumuna düşecektir.
v Avukatın herhangi bir protokolü vekil olarak imzalaması şart
değildir. Tanzimine katılmış veya içeriğini yönlendirmiş
olması yeterli olup sözleşme imzalanırken bizzat orada
bulunuyor olması da önemli değildir. Kendi düzenlediği söz-
leşmenin hükümsüzlüğünü ileri sürmek kamunun mesleğe olan
güveni sarsan bir davranış olarak kabul edilmekte ve disiplin
cezasının uygulanmasını gerektirir.
IV. AVUKATIN İŞİ REDDETTİĞİNİ BİLDİRME
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Avukatlık Kanunu m.37 hükmünce avukat, kendisine teklif
olunan işi sebep göstermeden reddedebilir. Reddin, iş sahibine
gecikmeden bildirilmesi zorunludur.
v Buna benzer bir düzenleme Meslek Kuralları m.38’de görül-
mektedir. Buna göre avukat, işi ret hakkını müvekkiline zarar
vermeyecek şekilde kullanmaya dikkat edecektir.
v Avukatın işi reddi halinde durumu gecikmeden iş sahibine
bildirmesinde süre nedir?
TBK m.503’e göre kendisine bir işin görülmesi önerilen kişi, bu
işi görme konusunda resmi sıfata sahipse veya işin yapılması
mesleğinin gereği ise ya da bu gibi işleri kabul edeceğini
duyurmuşsa, bu öneri onun tarafından hemen reddedilmedikçe,
vekâlet sözleşmesi kurulmuş sayılır.
IV. AVUKATIN İŞİ REDDETTİĞİNİ BİLDİRME
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Ancak Avukatlık Kanunu avukatlık sözleşmesinin oluştuğu
an ile ilgili bu konuda, avukatın bir meslek mensubu
olmasına rağmen TBK’daki derhal bildirme
yükümlülüğünden uzaklaşmış, yerine "gecikmeden
bildirme" kavramını getirmiştir.
v İşi ret halinde, iş sahibinin bir başka avukata gidebileceğini,
kendisine işin takibi önerilecek avukatın da inceleme ve
araştırma hakkı olduğunu göz önüne alarak gerekli sürede
bildirim yapılmalıdır. Bu nedenle işin gecikmeden
bildirilmiş sayılması için avukatın önerilen işteki süreleri
hesaplayıp işi reddettiğini iş sahibine uygun bir zamanda
ulaştırmalıdır. Avukatın buradaki yükümlülüğünün
temelinde "sadakat yükümlülüğü" yatmaktadır.
V. AVUKATIN DOSYA TUTMA ve DOSYA SAKLAMA
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Avukatlık Kanunu m.52’ye göre avukat, üzerine aldığı her
iş veya yazılı mütalaasına başvurulan konular hakkında
düzenli dosya tutmak zorunluluğundadır.
v Avukat tutacağı dosyada istediği şekilde düzenleme
yapma hakkına sahiptir.
v Kanun koyucu, avukatın düzenli ve disiplinli bir çalışma
ortamında mesleki faaliyetini sürdürmesini istemiştir.
v İlgili işe ait dosya tutulması ve verilen her yazılı görüşün
dosyalanması sağlıklı bilgilere ulaşmanın ön koşuludur.
v Avukat, kendisi tarafından yazılan veya taslağı yapılan
her belgeyi imzalamakla yükümlüdür (Av.K. m.52/2).
V. AVUKATIN DOSYA TUTMA ve DOSYA SAKLAMA
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
vAvukatlık Kanunu m.39 gereğince, avukat,
kendisine tevdi olunan evrakı, vekâletin sona
ermesinden itibaren üç yıl süre ile saklamakla
yükümlüdür. Ancak, avukat evrakın geri
alınmasını müvekkile yazı ile bildirir ise
saklama yükümlülüğü, bildirme tarihinden
itibaren üç ayın sonunda sona erer.
vAvukat, ücreti ve yapmış olduğu giderleri
kendisine ödenmedikçe, elinde bulunan evrakı
geri vermekle yükümlü değildir.
VI. AVUKATIN BÜRO EDİNME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vHer avukat, levhaya yazıldığı tarihten itibaren üç ay


içinde baro bölgesinde bir büro kurmak zorundadır.
vBürosunu veya konutunu değiştiren avukat
yenilerinin adreslerini bir hafta içinde baroya
bildirmek zorundadır.
vBir avukatın birden fazla bürosu olamaz.
vBirlikte çalışan avukatlar ayrı büro edinemezler.
vAvukatlık ortaklığı yurt içinde şube açamaz.
vBüronun niteliklerini barolar belirtir. (Bknz. Av.K.
m.43).
VI. AVUKATIN BÜRO EDİNME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vKat Mülkiyeti Kanunu’na göre anagayrimenkulün


mesken olarak gösterilen bağımsız bölümlerinde kat
maliklerinin izni ve benzeri şartlar aranmaksızın
avukatlık büroları faaliyet gösterebilir. Bu konuda,
yönetim planındaki aksine hükümler uygulanmaz.
vAvukat, müvekkillerini bürosunda kabul eder. Bunun
mümkün olmaması halinde müvekkille görüşme
yapılacak yerin, bu amaca elverişli ve mesleğin
saygınlığına yaraşır nitelikte olması gerekir (TBB
Reklam Yasağı Yönetmeliği m.4/1).
VI. AVUKATIN BÜRO EDİNME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vAvukat büroları; avukatlık hizmetinin bağımsızlığına


aykırı olacak şekilde, meslek hizmetleri dışındaki iş
ve amaçlara tahsis edilemez (TBB Reklam Yasağı
Yönetmeliği m.4/2).
vAvukatlar, baroda yazılı olan bürolarından başka
yerlerde, mahkeme salonunda veya adalet binasının
başka bir yerinde iş sahipleri ile hukuki danışmada
bulunmaktan ve iş kabul etmekten yasaklıdırlar. Bu
husus avukatın özel olarak çağrıldığı hallerde
uygulanmaz (Av.K. m.51).
VI. AVUKATIN BÜRO EDİNME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Büronun yanı sıra Avukatlık Kanunu’nun 50. maddesine


göre;
Her adalet dairesinde, bölgesinde bulunduğu baro için, her
mahkeme salonunda ve icra dairesinde ise avukatlar için
ihtiyaca yetecek nitelikte yer ayrılması zorunludur. Birden
fazla baronun bulunduğu illerde baro için ayrılacak yer
Türkiye Barolar Birliğine tahsis edilir ve Birlik, barolara
kayıtlı avukat sayısını esas alarak bu yeri barolara tahsis eder.
Ayrıca her cezaevinde ve kolluk biriminde mesleğin onuruna
ve önemine uygun bir görüşme yeri ayrılır. Bu yerlerin bakım
ve onarımı ilgisine göre Adalet ve İçişleri Bakanlıklarınca
yaptırılır.
VI. AVUKATIN BÜRO EDİNME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

v Avukatlar ve avukatlık ortaklıkları, bürolarında yalnız


avukatlık mesleği için gerekli olan yardımcı elemanları
çalıştırabilirler (Av.K. m.45/1).
v Hakimliğe ve avukatlığa engel suçlardan biri ile
hükümlü olanlar veya avukatlıktan yasaklananlarla her
ne şekilde olursa olsun işbirliği edilemez veya bu
gibiler büroda çalıştırılamaz (Av.K. m.45/2).
v Buna aykırı hareket eden avukat, ilk defasında işten,
tekrarında meslekten çıkarma; avukatlık ortaklığı ilk
defasında işten çıkarma, tekrarında ise avukatlık
ortaklığı sicilinden silinme cezası ile cezalandırılır
(Av.K. m.45/3).
VII. AVUKATIN RESMİ KILIĞA RİAYET ETME
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Avukatlık Kanunu m.49’a göre avukatlar mahkemelere
Türkiye Barolar Birliği tarafından şekli belirlenen cübbeyle
çıkmak zorundadır.
v Türkiye Barolar Birliği Meslek Kuralları m.20’ye göre
avukatlar ve avukat stajyerleri, mesleğe yaraşır bir kılık ve
kıyafetle mahkemelerde görev yaparlar. Duruşmalara, Türkiye
Barolar Birliği’nce şekli saptanmış cübbe ile ve temiz bir
kıyafetle çıkarlar. Erkek avukatlar, iklim ve mevsim
koşullarının elverdiği ölçüde kravat takarlar.
v Avukatlara, staj dönemi de dahil olmak üzere, baro ve Birliğin
iş ve işlemleri ile mesleğin icrası kapsamında kılık ve kıyafetle
ilgili herhangi bir zorunluluk getirilemez.
VIII. ÇEKİŞMELİ HAKLARI EDİNME YASAĞI ve
AVUKATA ÇIKAR KARŞILIĞINDA İŞ GETİRME YASAĞI
v Avukat, el koyduğu işlere ait çekişmeli hakları
edinmekten veya bunların edinilmesine aracılıktan
yasaklıdır. Bu yasak, işin sona ermesinden itibaren bir
yıl sürer. Bu yasak avukatın ortaklarını ve yanında
çalıştırdığı avukatları da kapsar (Av.K. m.47).
v Avukat veya iş sahibi tarafından vadolunan veya verilen
bir ücret yahut da herhangi bir çıkar karşılığında
avukata iş getirmeye aracılık edenler ve aracı kullanan
avukatlar altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile
cezalandırılır. Bu eylemi yapanlar memur iseler,
verilecek hapis cezası bir yıldan aşağı olamaz (Av.K.
m.48).
IX. GÖRÜŞMELERE AİT TUTANAK TUTMA
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
vAvukatlık Kanunu’nun 53. maddesine
göre; avukat, iş için yaptığı
görüşmelerden gerekli saydıklarını bir
tutanakla tespit eder.
vTutanağın altı, görüşmede bulunanlar
tarafından imzalanır.
X. AVUKATIN REKLAM YASAĞINA
RİAYET ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
vAvukatlık Kanunu’nun 55. maddesine göre
avukatların iş elde etmek için, reklam
sayılabilecek her türlü teşebbüs ve harekette
bulunmaları ve özellikle tabelalarında ve basılı
kağıtlarında avukat unvanı ile akademik
unvanlarından başka sıfat kullanmaları yasaktır.
vReklam yasağı, ortak avukatlık bürosu ve
avukatlık ortaklığı hakkında da uygulanır.
vBu konuda ayrıca Türkiye Barolar Birliği Reklam
Yasağı Yönetmeliği mevcuttur.
X. AVUKATIN REKLAM YASAĞINA
RİAYET ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Yönetmelik m.5’e göre avukatların, kullanacakları tabelada;
avukatlık unvanı ile ad ve soyadı, varsa akademik unvanı,
büronun bulunduğu kat ve büro/daire numarası telefon
numarası, internet adresi ile e-posta adresi yer alabilir.
Tabelada Türkçe dışında yabancı dillerde ifade ve sair şekiller,
işaret, resim, fotoğraf ve benzerlerine yer verilemez.
v Yönetmelik m.9’a göre avukatlar, internet dahil, teknolojinin
ve bilimin olanak tanıdığı her tür ortamda avukatlık
mesleğinin onur ve kurallarına, avukatlık unvanının
gerektirdiği saygı ve güvene, Türkiye Barolar Birliği
tarafından belirlenen "Avukatlık Meslek Kuralları’na” aykırı
olmayacak şekilde kendisini ifade etme hakkına sahiptir.
X. AVUKATIN REKLAM YASAĞINA
RİAYET ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Yönetmelik m.6’ya göre başlıklı kağıtlar, kartvizitler ve diğer basılı
evrak, reklam niteliği taşıyacak aşırılıkta olamaz. Başlıklı kağıtlarda,
kartvizitlerde ve diğer basılı evrakta; sadece avukatlık unvanı, varsa
akademik unvan, adı ve soyadı, adres, telefon-faks numaraları,
internet ve eposta adresleri ile bağlı bulunulan; baro ve Türkiye
Barolar Birliği sicil numaraları, vergi dairesi ile vergi sicil numarası
Türkiye Barolar Birliği ve/veya kayıtlı bulunduğu baronun amblemi
yer alabilir.
v Yönetmelik m.7’ye göre Yönetmelik kapsamında olanlar, telefon
rehberinin “meslekler” kısmına alfabetik sırada dizilmiş olmak ve
diğer avukatlardan, avukat bürolarından ve avukatlık
ortaklıklarından ayırt edici her hangi bir ifade, sembol, işaret ve
saire kullanmamak koşulu ile; adı, soyadı, büro adresi, telefon ve
faks numaraları, internet adresi ve e-posta adresini yayınlatabilirler.
X. AVUKATIN REKLAM YASAĞINA
RİAYET ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
vYönetmeliğin 8. maddesinin a bendine göre
adres değişikliğini, büro açılışını ve altı ayı
aşan ara vermeden sonra yeniden mesleğe
dönüşünü; avukatlık ortaklığına girişini ve
çıkışını, reklam niteliğini taşımayacak şekilde,
gazete ve sair yazılı basın yolu ile bir kez
duyurabilirler. Avukatlık ortaklığının tescil ya
da sona ermesi ya da ortaklardan birinin
ayrılması ilan yolu ile duyurulabilir.
X. AVUKATIN REKLAM YASAĞINA
RİAYET ETME YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Yönetmelik hükümlerine aykırılık tespiti halinde barolar
tarafından ilgiliye bir uyarı yazısı gönderilir ve söz konusu
aykırılığın 15 gün içerisinde giderilmesi gerektiği aksi takdirde
baro tarafından resen soruşturma açılacağı bildirilir.
v Uyarı yazısının ilgilisine tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde
aykırılığın giderilmediği tespit edilirse, baro tarafından resen
soruşturma başlatılır.
v Yönetmeliğe aykırı fiil veya fiilleri birden fazla işleyenler
hakkında uyarı yazısı gönderilmez, derhal ve resen disiplin
soruşturması açılır.
v Türkiye Barolar Birliğine yapılan şikayet başvuruları içerik
incelemesine tabi tutulmaksızın avukatın kayıtlı olduğu baroya
gönderilir (Yön. m.12).
XI. BARO LEVHASINA YAZILMA
YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Her avukat, bölgesi içinde sürekli olarak avukatlık edeceği
yerin baro levhasına yazılmakla, yükümlüdür (Av.K. m.66/1).
Bir ilde birden fazla baronun bulunması hâlinde avukat,
bunlardan birinin levhasına yazılır.
v Bir baro levhasına yazılmış olan avukat, sürekli olmamak
şartıyla, memleketin her yerinde avukatlık yapmaya yetkilidir
(Av.K. m.66/2).
v Bir avukat, levhasında yazılı bulunduğu baro bölgesi dışında
sürekli olarak avukatlık eder veya disiplin cezası gerektiren bir
eylemde bulunursa, bu tespiti yapan baronun yönetim kurulu
tarafından bu konuda düzenlenecek tutanak, gereken işlem
yapılmak üzere, avukatın levhasında yazılı olduğu baroya
gönderilir (Av.K. m.67).
XII. BARO TARAFINDAN YAPILAN
ÇAĞRIYA UYMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
vDenetleme ve şikayetle ilgili meselelerde
avukat, Avukatlık Kanunu’nda gösterilen meslek
sırrını saklama yükümlülüğüne aykırı
düşmedikçe, kayıtlı olduğu baro başkanına veya
yönetim kuruluna yahut bunlar tarafından
görevlendirilen üyelerden birine bilgi vermek ve
istek üzerine dosyaları göndermek, dinlenmek
üzere çağırıldığı hallerde baro başkanı, yönetim
kurulu veya bu kurul üyelerinden birinin
davetine uymak zorundadır (Av.K. m.64/1).
XII. BARO TARAFINDAN YAPILAN
ÇAĞRIYA UYMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ
v Bu zorunluğa uymayan avukat hakkında, kayıtlı olduğu
baro yönetim kurulu, on bin liradan yüz bin liraya kadar
para cezası verebilir. Bu ceza her davet ve isteğe uymama
halinde yeniden verilebilir. Ancak, gönderilen yazıda,
davet ve isteğe uymama halinde para cezası verileceğinin
belirtilmiş olması şarttır (Av.K. m.64/2).
v Bu para cezasına karşı, tebliğinden itibaren on beş gün
içinde, baro disiplin kuruluna itiraz olunabilir. Baro
disiplin kurulunun kararı kesindir (Av.K. m.64/3).
v Hükmedilen para cezaları, Av. K.’nin disiplin cezalarına
ilişkin hükümlerine göre tahsil edilir ve baroya irat yazılır
(Av.K. m.64/4).
XIII. BARO AİDATI ÖDEME YÜKÜMLÜLÜĞÜ

vBaro keseneğinin yıllık miktarı, baro genel


kurulunca belirlenir ve her yılın ocak ve temmuz
aylarında iki eşit taksitte ödenir. Şu kadar ki,
mesleğin ilk beş yılında baro keseneği yarı oranında
alınır. (Av.K. m.65).
vVadesinde ödenmeyen keseneğe T.C. Merkez
Bankası reeskont işlemlerinde uygulanan faiz
oranında yıllık temerrüt faizi uygulanır.
vBaro keseneğinin ödenmemesi Avukatlık
Kanunu’nun 72. maddesine göre baro levhasından
silinme nedenlerinden birisidir.

You might also like