Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 16

ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 1

AZİZ
PEDERLERİN
SESİ

1
MÜNZEVİ
AZİZ NİLOS

DUA
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 2

AZİZ PEDERLERİN SESİ - 1


MÜNZEVİ AZİZ NİLOS
DUA

BİRİNCİ BASKI 2008


Basım ve Yayın: PARAKLİTOS MANASTIRI OROPOS ATİKİ
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 3

ÖNSÖZ

G ünümüzün Hıristiyan’ları gerçek duanın ne olduğunu,


duayı karakterize eden nesnelerin neler olduğunu, du-
anın insan üstündeki verimini acaba tanıyorlar mı?
Kilise’mizin1 Azizleri ki temelde daima dua eden insan-
lardı; kendi aziz tecrübelerini kesin ve en iyi anlatımla bize
nakletmişlerdir. Anlatımlarına göre, dua insan şuurunu (veya
zihnini)* Tanrı’ya doğru yükseltmek O’nun ile konuşmaktır,
diyorlar. Dua, insanı Tanrı ile bütünler, meleklerin eseridir,
Cennet’in anahtarıdır, ruhun ışığı, günahların affı, yaratının
anasıdır. Dua, yenilmeyecek bir silah, harcananmayacak bir
hazine, insanı vebalden uzak tutan bir köprü, onu hüzünden
koruyan bir duvardır. Dua, insanın manevi hayatının bir ay-
nası olup işlevi hiç bir zaman tükenmeyen bir olgudur.
Bahsedilenlerden kolayca anlaşılıyor ki dua sadece “dîni
bir vazife” veya “duygusal bir çözüm” olmayıp, ruhun içinde
yaşadığı atmosferi teşkil eder. İnsanın Tanrı’ya bütünsel yak-
laşımı ve varlığının O’na sunuşudur. Eğer bu arz Hz. İsa’nın
dilek ve şartlarıyla uyumluysa O’nun nimetini üstümüze çeker.
Tanrı’nın nimetti de sırasıyla, kalbimizi temizler, şuurumuzu
aydınlatır, insan olgusunu değiştirip onu kutsal kılar.
Bundan dolayı dua etmeyen Hıristiyan, gerçek Hıristiyan
değildir. Dua etmesini bilmeyen insansa, bütünleşmiş insan
değildir.
Aziz Hrisostomos2 «ruhtan arınmış vücut nasıl ölüyse, du-
adan arınmış ruh ta ölüdür» der.

3
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 4

Bunu takip eden sayfalarda, Filokaliya’ya3 geçmiş Sina


bölgesinde yaşamış münzevi4 Aziz Nilos’un5 «Dua hak-
kında» eserinden derlenmiş, kelimelerin tam manasıyla öz
Türkçe’ye çevrilmiş, “azizlerin kütüphanesine” ait klasik
bir eser bulacaksınız.
Eserin tümü 153 küçük “bölümden” oluşup, bunları ecel
acele okumakla yetinmeyip, bunları incelemek, betimleyip
uygulamak isteyen herkese manevî duanın yolunu, güvenebi-
leceği bir şekilde, açmaktadır. Bu bir gerçek ki Aziz Nilos’un
sözü bugünün insanı için de manevî bir gıda olup günümüzde
hızla uygulanan «yolsuzluk politikasına» karşı gayet güçlü
bir panzehirdir.
Gelecekteki deneyimlere karşı bizi besleyecek, güçlü kıla-
cak olgu “ruhtaki gerçek”, Tanrı’nın kullarından oluşmuş,
O’na bağışlanmış bir toplumdur. O’nun ahrete kadar uzanan
sözünü bugün de insanları uyandıracak, onları kurtaracak
şekilde dinleyebiliriz: «Bakınız, kendinizi uyanık tutup dua
edin, …, böylece gelecektekilerden sakınıp insan Oğlunun6
önünde dik durabileceksiniz» (Mar.7 13:33, Luk.8 21:36).

AZİZ PARAKLİTU MANASTIRI

(*) Hıristiyan dininde şuur ve zihin (Yunanca’sı νοῦς) anlamları büyük değer
taşırlar. Aynı zamanda bu kelimeler değişik anlamlarda kullanıldıkları görülür.
Basit anlamda kelimeler ruhun bir işlevi (ruhun üç bölümünden biri) an-
lamını taşırlar. Fakat Filokaliya’da bu kelimelerin bazen kalp (sevgi), bazen
ruh, bazen de ruhun enerjisi (gücü) anlamında kullanıldıkları görülür. Temelde
şuur veya zihin ‘ruhun gözleridir’, ruhun kapısını kollayan kapıkuludur. Sağlıklı
şuur veya zihin devamlı uyanık olup ruhu kötüden korurlar. Şuurun veya zihnin
şifası dua ile olur.
Ruhun yer aldığı dua ile insan yapısı olan şuur veya zihin yeryüzü işlev-
lerinden kendini arındırır (şuurun veya ruhun nurlaşması) böylelikle bilinçli
olarak şuurun veya zihnin kalbine inilir. Münzeviler4 yaşadıkları hayatla bu mer-
tebeye ulaşmaya çalışırlar.

4
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 5

DUA

D ua insanın zihnini (veya şuurunu) Tanrı’ya yükseltmek-


tir. Şuurlu insanın değerine yakışan herhangi bir uğraşı-
dan daha olumlu bir ruhsal işlevdir.
***
Dua sakin ve dinginlikten doğar; ruhumuza sevinç ve doy-
gunluk getirir; insanı hüzün ve keyfisizlikten korur.
***
Nasıl ekmek vücudun gıdasıysa, zihnin ve ruhun gıdası
ruhî duadır9.
***
Nasıl görebilme en yüksek duyu ise, dua da en kutsal en
ilâhi hayırdır.
***
Tanrı’yı seven, oğlun babasıyla konuştuğu gibi daima
O’nunla konuşur, böylece kendisini art düşüncelerden uzak
tutar.
***
Mademki dua insan şuurunun Tanrı ile ilişkisidir, başka-
sına yönelmeden, başkasının aracılığını istemeden Tanrı’ya
yaklaşmak için şuurun durumu ne olmalıdır?
***
Eğer Hz. Musa’nın kızgın bataklığa yaklaşmasını önleyen
olgu sandallarını çıkarmakla ortadan kalktıysa, sen ki Tanrı’yı
görmek, O’nun la konuşmak istiyorsun, her günahkâr düşün-
ceyi üstünden atman gerekmez mi?
***
5
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 6

Bizimle kirli şeytanlar arasındaki savaş yalnızca ruhî dua


için oluyorsa, onlara düşman ve onları rahatsız eden dua, ne
için bizim kurtarıcımız, sevincimiz ve zevkimiz oluyor?
***
Şeytanlar içimize girmekle ne yapmak isterler? Zihnimizi
dua yapamaz duruma getirmek için onu tatminsizlik, fuhuş,
para sevgisi, öfke, intikam almak ve daha bir çok bağımlılık-
larla şişirirler. Çünkü bağımlılıklarla dolu bir zihin mantıkî
davranamaz.
***
İhsanlık için kanını vermemişsen ihsanlı bir kişi olduğunu
sanma. Çünkü Aziz Pavlus’un10 Efesliler için yazdığı mek-
tupta, yazdıklarına göre günaha karşı ölene dek, onurlu bir
direnç göstermemiz gerekir (bkz. Ef. 6:11).
***
Bir yere bağlı olan kişinin koşamayacağı gibi, bir tutkuya
bağımlı bir zihin de gerçek duayı yerine getiremez. Çünkü tutku
insan düşüncesini sağa sola savurur ve ruhunu sakin kılmaz.
***
Maddî varlıklarla karışan, onlarla ilgilenip onlarla uğraşan
devamlı telaş içinde olduğundan temiz dua11 yapamaz. Çünkü
dua her ilgiden arınmak demektir.
***
Dua etmek istiyorsan Tanrı’ya ihtiyacın var demektir; O,
yorulmadan gerçek duayı bulmak isteyen herkese gerçek
duayı12 bağışlar. O’nu devamlı «Adın kutsal kılınsın. Ege-
menliğin gelsin.” (Mat.13 6:9-10) şeklinde zikrediniz, yani
Kutsal Ruh’un ve Tek Oğlun gelsin deyiniz. Çünkü Tanrı oğlu
İsa’nın öğretisi budur, bize ‘gerçeği ortaya çıkaran Ruhun
gücüyle’ O’na tapmak, O’na saygıyla eğilme eğitimi ver-
ilmiştir (bkz. Yu.14 4:24).
***
İlkin dua edip göz yaşlarına sahip ol, öyle ki matemden
ruhunun vahşetliği dinsin. Yalnız o zaman Tanrı’nın önünde
6
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 7

günahlarını doğrulukla itiraf edecek ve O’nun affını alabile-


ceksin.
***
Her dileğin göz yaşı dökerek kabul edilebilir, çünkü O göz
yaşıyla gelen duaya sevinir.
***
Eğer duan esnasında dereler boyu göz yaşı döküyorsan
diğerlerinden daha üstün oluğuna böbürlenme. Bu senin
başarın değildir; bu günahlarını itiraf edebilmen için O’nun
sana bahşettiği bir yardımdır, bu O’nu mutlu kılman içindir.
***
Duanda günahlarının affı için artık göz yaşına ihtiyacın ol-
madığına inandığın an, O’na yakın olmaktansa, O’ndan uza-
klaştığını his edeceksin. İşte o zaman dökeceğin göz yaşları
her zamankinden daha sıcaktır.
***
Gerçekten kendi durumunun bilincindeysen, kendine
hakaret ederek büyük bir memnuniyetle şahsının matemini tu-
tacaksın. Yeşaya Peygamber’in15 dediği gibi Vay başıma!
Mahvoldum dedim, «Çünkü dudakları kirli bir adamım, du-
dakları kirli bir halkın arasında yaşıyorum. Buna karşın Kral’ı,
Her Şeye Egemen Rab’bi gözlerimle gördüm» (Yeşaya 6:5).
***
Kayıta değer dua yapmak istiyorsan kendini her an inkâr
etmelisin; eğer çok çile çekiyorsan, duanı yapacağın zaman
bulacağın hasiyeti düşün.
***
İstediğin gibi dua etmek istiyorsan, kimseyi üzmemelisin.
Aksi taktirde boşuna dua etme.
***
Sana haksızlık etmiş kardeşine karşı yapacaklarının hepsi
duana engel olurlar.
***
«Bu yüzden, sunakta16 adak sunarken kardeşinin sana karşı
bir şikâyeti olduğunu anımsarsan, adağını orada, sunağın
7
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 8

önünde bırak, git önce kardeşinle barış; sonra gelip adağını


sun» (Mat. 5:23-24) diyen Tanrı oğlu İsa, bize intikam alma
kaygısının insan mantığını kararttığını bunun da duamıza
engel olacağını bildirir.
***
Duasını yapmasına rağmen, üzüntü ve öç alma duygularını
içine saklayan, kuyudan su alıp dibi delik çömleğe boşaltan
insana benzer.
***
Çok laf etmeyi ve kudreti sevme. Aksi taktirde şeytanlar
dua esnasında gizlice arkandan gülmezler fakat apaçık
gözünün önünde seninle alay ederler, böylelikle seni garip
düşüncelere sürüklerler.
***
Temiz dua etmek istiyorsan nefsinin her hangi bir isteğine
boyun eğmemelisin, böylelikle dua esnasında seni üzecek
herhangi bir bulut bulunmayacak.
***
Fakirlik ve üzüntüden kaçınma, çünkü bunlar duayı gayri
ciddi kılar.
***
Dikkat et! Büyük ve çok sayıda dualarla insancıl hayran-
lıklarına mı yeniliyorsun, yoksa dua ile kendini Tanrı’nın
önünde bir gerçek olarak mı durduruyorsun?
***
Tanrı’ nın hakkını alabilmen için Ferisi17 gibi değil Vergi
Görevlisi gibi dua etmelisin.
***
Duanın ödüllenecek tarafı niceliği değil niteliğidir. Bunu
apaçık örneği Tanrı oğlu İsa’nın Vergi Görevlisi ve Ferisi17
arasındaki benzetmede18 görebiliriz «Dua ettiğinizde, putpe-
restler gibi boş sözler tekrarlayıp durmayın. Onlar söz kala-
balığıyla seslerini duyurabileceklerini sanırlar» (Mat. 6:7).
***
Dışa görünenlerle dua etme, fakat şuurunu duanın işlevini
8
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 9

anlayarak onu korkuyla almaya teşvik et.


***
İster yalnız ister kardeşlerinle beraber dua ederken, duayı
alışkanlıktan değil anlayışla yapmaya çaba göster.
***
Duayı duyumsamak demek zihnimizi saygıyla konsantre
(derişik) etmek, hüzün dolu, gizli göz yaşları ve ruh acısıyla
günah çıkarmak demektir.
***
Yorgunluğuna karşı sabırlı olup duanı güçlü kıl ki düşün-
cen sorumluluklarından uzak kalsın. Çünkü bunlar sakinliğini
bozar, huzursuzluk yaratırlar; seni kuvvetinden ederler,
gücünü felç ederler.
***
Sabırlıysan duanı daima sevinçle yaparsın.
***
Dua ederken şuurunu sağır ve dilsiz tutmaya çalış, ancak
böyle dua edebileceksin.
***
İlâhi okumak tutkuları sindirir, vücudun control edilmez
hareketlerini dindirir, bunun için ilâhileri duygu ve saygıyla
oku, böylece yükseklerde uçan kartal gibi olacaksın.
***
Eğer duanın ve ilâhi okumanın nimetini alamadıysan, onu
inatla iste ki alasın.
***
Şeytan dua eden insanı çok kıskanır, öyle ki her türlü yolu
kullanıp onu hedefinden caydırmaya çalışır. Böylelikle şey-
tanlar gerçek dua yapmak istediğini anlayınca aklına farzı-
muhal, mutlaka olması gereken işler getirirler. Biraz sonra
onları düşüncenden çıkarıp, aramaya iterler. Fakat neler oldu-
klarını hatırlamadığından dolayı seni üzüntü ve hüzün içinde
bırakırlar. Duaya dönmek istediğin anda da onarı yeniden
hatırlatırlar, böylelikle zihnin onlarla uğraşadururken verimli
duanı yapamamış olursun.
9
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 10

***
Duan esnasında, düşüncen geçmiş olayları veya yapmak
istediğin yeni bir olguyu veya seni üzmüş bir insanın hayalini
getirir. Düşünceni öyle saklamalısın ki kendisiyle alakadar
olanları sana gösteremesin. Kendini daima zorla ki, kimin
karşısında olduğunun bilincinde olsun. Çünkü dua esnasında,
tabiatıyla, şuurun belleğinde bulunanlardan kolayca sürük-
lenip etkilenebilir.
***
Duayı arayan dikkatli zihin, duayı bulur. Çünkü dua daima
duayı takip eder. O halde istekle duaya sahip olmaya
çalışalım.
***
Bazen dua etmeye gittiğinde hem encik konsantre (derişik)
olup duanı yaparsın bazense çok çaba harcamana rağmen
hedefine ulaşamasın. Bunun sebebi seni daha da istekli duayı
aramaya itmektir; ruhsal dua mertebesine ulaştığında da bun-
dan seni arındırmayacak bir başarı elde etmiş olacaksın.
***
Aziz melekler bizi dua etmeye teşvik edip duamızda bi-
zimle durur sevinçle bizim için dua ederler. Eğer şeytanların
aklımıza koyduklarıyla uğraşırsak melekleri üzeriz. Çünkü
onlar bizim için çabalarken biz kendimiz için bile Tanrı’ya
yakaramayıp, onların Efendisi Tanrı’yı terk edip, kirli şey-
tanlarla konuşmaya başlamış oluruz.
***
Gerçek dua yapan kişi Tanrı’ya aklına gelen ilk düşünceyi
kurban eden kişidir.
***
Dileklerinin gerçekleşmesi için dua etme, çünkü mutlaka
senin dileklerinle Tanrı’nın isteği aynı değildir. Fakat öğrendi-
ğin gibi duanda «İsteğin olsun» (Mat. 6:10) de. Tanrı’dan her
isteğin için ‘İsteği olsun’ demelisin, çünkü O senin ruhunun
faydasını ister, sense daima kendi faydanı dilemediğin de
başka bir gerçektir.
10
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 11

***
Çoğu kez duamda Tanrı’dan benim için iyi oldukları
sandığım dileklerde bulundum. Aziz isteğini ihlal ederek
gayrı mantıkî dileklerimde ısrar ettim. Tanrı’ya benim iyi-
liğim için gerekli olan bilgileri, Bildiği gibi değerlendirme-
sine fırsat vermedim. Sonunda isteğim yerine geldiğinde
sandığım gibi olmadığından, O’nun isteğini istemediğimden
dolayı daha çok üzüldüm.
***
Tanrı’dan başka saf olan nedir? Bütün olgularımızı O’na
bırakalım, onlar selametle yerine gelirler. Çünkü saf olan mut-
laka saf bağışlarda bulunur.
***
Duanda yalnızca hak ve Tanrı’nın egemenliğini dile, yani
kutsal bilgiyi ve keremi19 iste. Diğer hepsi sana ihsan olur.
***
Tanrı’ya vücudunun tüm ihtiyaçlarını güven içinde ver. Bu
O’na ruhsal ihtiyaçlarını da güvendiğinin ispatıdır.
***
Duanda kimsenin kötülüğünü isteme ki her inşa ettiğin
yıkılmasın. Bu hareketin duanı lanetli kılar.
***
Binlerce altın paranın borçlusunu anlatan Incil’in ben-
zetmeleri18 sana örnek olsun. Sana zarar vereni af etmesen
senin günahların da af olunmaz. Çünkü İncil’e göre binlerce
altın paranın borçlusu ona borcu olanı af etmediğinde dolayı
«onu işkencecilere teslim etti» (Mat. 18:24-35).
***
Meleklerin duası gibi sen de yalnızca kendin için değil
fakat diğer insanlar için de duanı yap.
***
Tanrı’dan dilediğini hemen alamıyorsan üzülme. Çünkü O
seni daha faydalı kılmak için, sabırla duanda kalmanı ister.
Gerçekten, Tanrı ile konuşabilmenden, O’nunla beraber ol-
maktan daha üstün ne olabilir!
11
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 12

***
Rab’bimiz öğrencilerine dua etmekten cesaretlerini kay-
betmemeleri için bir benzetme anlatır (Luk. 18:1-8). Bu ben-
zetmeye göre, bir hakimden ısrarla hakkını arayan bir kadın
için, hakim “Ne Tanrı’dan korkarım, ne de insanlardan
utanırım, fakat bu kadına hakkını, benden ısrarla ve devamlı
istediğinden dolayı, vermek zorundayım” der ve O şu netic-
eye varır: “Tanrı’da (ki haklıların haklısıdır) O’ndan, gece
gündüz ısrarla dilekte bulunanın dileğini en kısa zamanda
yerine getirir”. Bundan dolayı sen de dileğin yerine gelme-
diğinden cesaretini kaybetme, üzülme. Çünkü gelecekte onu
alacaksın. Daima sevinçli olup aziz duanın yorgunluğuna
ısrar etmelisin.
***
Vücudunun ihtiyaçlarını dua ederken önemseme, bir si-
neğin rahatsızlığından bir sivrisineğin ısırmasından duandan
alabileceğin en büyük değeri kaybetme.
***
Duaya hazırlanırken titiz isen, şeytanların hücumuna on-
ların vuruşlarına cesaretle karşı gelemeye hazırlan. Çünkü
onlar üstüne vahşi hayvanlar gibi üşüşüp seni darmadağın
edecekler.
***
Üzüntülerden acı çeken, sevinçlerde de başarılı olur. Kötü
anlarında sabırlı olan, güzellerde de hoşlanır.
***
Dua ederken aklına Tanrı’ya bir şekil verme, zihninde
O’na biçim vermemeye çalış, fakat maneviyatla, manevi Tan-
rı’ya yaklaşmaya çalış.
***
Melekleri veya ilâhi güçleri veya İsa’yı vücudunun göz-
leriyle görmeyi dileme, çünkü aklını tamamıyla kayıp edip,
çoban yerine kurdu kabul edip düşmanın olan şeytanlara
tapacaksın.
12
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 13

***
Şeytanların tuzaklarından sakın. Çoğu kez rast olmuştur,
sesiz ve temiz dua ederken aniden önüne garip bir şekil
çıkarırlar, öyle ki seni övünerek ilâhiyata ulaştığına inandır-
maya çalışırlar. Fakat ilâhi olanların şekli yoktur, manevidirler.
***
Ruhunu şeytanların etkisinden uzak tutabilmen için çok
alçakgönüllü ve cesur olmaya çalış. Melekler görünmeden
şeytanların gücünü uzağa kovarlar.
***
Kurnazların kurnazı iblis sahip olduğu tüm güçleri kul-
lanıp inançlı insanı duasından uzak tutamadıysa, az bir zaman
için kenara çekilir. Fakat daha sonra, duanın sana verdiği ruhî
sakinliğini bozmak, ruhunu kirletmek için onu hiddete veya
vücudunun tatminlerine iterek öcünü alır.
***
Gerektiği gibi dua ettiğin zaman seni alıkoyacak olayları
beklemen lâzım. Duanın meyvelerini tutabilmen için cesur
ol. Çünkü daha ilk baştan kendini, dua etmeye çalışmayı ve
onun meyvelerini korumaya adadın (Yaratılış21 2:15). O kadar
çalıştıktan sonra kazandıklarını korumasız bırakma; çünkü
duandan hiçbir fayda göremeyeceksin.
***
Tanrı’nın isteği gibi dua etmişsen öyle denemeler bek-
lemelisin ki kızmanın gerekliliğini haklı bulacaksın, Fakat
yanındakine kızgınlık göstereceğin herhangi bir sebebe sahip
değilsin. Eğer olayı daha iyi incelersen, kızgınlık gösterme-
den çözülebileceğini anlayacaksın. O halde kızmaman için
her yola başvurmalısın.
***
Kutsal Ruh, hastalığımızda bize destek verir, kirli ve gü-
nahlar içerisinde olmamıza rağmen bize gelir. Zihnin O’na
karşı gerçekçi duasına rast gelirse, zihnine sahip olur, tüm
13
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 14

kurnaz düşünce obasını ortadan kaldırıp onu ruhsal duanın


aşkına iter.
***
Dua etme azmin var mı? Yeryüzü için öl. Gökyüzünü –
lafla değil, fakat meleklerin yaşamı ve ilâhi bilgi ile– kendi-
ne daimî vatan et. Her şeyin varisi olabilmen için her şeyi
inkâr et.
***
Gerçek dindar isen, gerçek dua edersin. Gerçek dua eder-
sen gerçek dindarsın.
***
Dua esnasında içinde herhangi bir şekil şeklendirmiyen
zihin ebedîyeti kazanır. Tanrı’ya kavuşmak için daima dua
eden zihin ebediyeti kazanır. Dua esnasına her şeyden arınmış
manevî zihin ebediyeti kazanır. Dua esnasında hiç bir etkiden
etkilenmeyen zihin ebediyeti kazanır.
***
Dua ettiğin zaman sevinçten daha büyük bir sevinç his et-
tiysen. O zaman gerçekten gerçek duayı bulmuşsun.

DİZİN NOTLARI

1. Kilise, Hıristiyan Kilisesi, Hıristiyanların oluşturduğu homojen


toplum anlamında kullanılır. Dinî görevlerini yerine getirebilecekleri
ibadet yerleri için de aynı ad kullanılır.
2. Aziz Hrisostomos (Altınağızlı Yuhanna), İstanbul’un ileri gelen Pa-
triklerinden. 350’de Antakya’da doğmuş, Ellinistik devrin ileri gelen filo-
zoflarından ders almış, daha sonra Antakya Ruhban okulunu bittirip 8 yıl
süresince münzevi hayatı yaşamıştır. 381 yıllında diyakoz olarak ruhban-
lığa başlamış ve 398’de İstanbul Patriği olarak Hıristiyan cemaatının en
değerli ruhbanlık eserlerini yaratmış gayet güçlü bir ekibin kurucusu ve
yöneticisi olmuş aziz, 404 tarihinde Bizans sarayı ile arası açıldığından
sürgüne gönderilen önemli dinî liderlerindendir. 407’de Karadeniz’in Ko-
mana kentinde hayata gözlerini yummuştur.
http://www.ortodoksluk.org/altinagizliazizyuhanna.htm
3. Filokaliya, (filos + kallos), güzele (ruhî, manevi güzellik) yönelik

14
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 15

sevgi. Hıristiyan Ortodoks dininde en yüksek manevi mertebeye


münzevilerin eserlerini derleyen kitap anlamında kullanılır. Filokaliya ilk
olarak Venedik’te 1782’de el yazılarından çıkıp Yunan’ca basılmış ve o
tarihten itibaren tüm Hıristiyan dünyasına yayılmıştır.
4. Münzevi, Hıristiyanlıkta, kendisini sürekli olarak dinin buyuru ve
gerçeklerine tabii tutup yükselebileceği en yüksek manevi değere ulaş-
maya çalışan mutekitlere verilen ad.
5. Aziz Nilos, 4 Y.Y. Konstantinopolis (İstanbul) yöresinin yöneticisi
iken Aziz Hrisostomos’un öğrencisi olup Hıristiyanlığı kabul etmiş ve
oğluyla Sina yarımadasına giderek mutekit bir hayat yaşamıştır. Za-
manının bir çok yönetici ve dini liderlerine 1000 aşkın mektup yazmış ve
onlara Hıristiyanlığın yüceliğine ikna eden eserler sunmuştur. Kilise’miz
Kasım’ın 12’de adını kutlar.
6. İnsan Oğlu, Musevi inançlarına göre dünyanın kurtarıcısına verilen
sanlardan biri (Mesih). Tevrat’a (özellikle Daniel’in kitabında) kul-
lanıldığı gibi İncil’de de aynı san Tanrı Oğlu İsa için kullanılmıştır.
Τanrıoğlu İsa aynı adı Kendisine yeryüzündeki mütevazı hayatını belirt-
mek için kullanmıştır.
7. Aziz Markos: İncil’in ikinci bölümünün yazarı.
8. Aziz Lukas, İncil’in üçüncü bölümünün yazarı.
9. Ruhî (veya ruhsal) Dua, Hıristiyanların inancına göre duanın üç mer-
tebesi vardır:
a) Ağzımızdan gerekli kelimeleri çıkararak yapılan dua,
b) Söylenen kelimelerin anlamını kavrayarak akıl ve ağızla yapılan dua,
c) Akıldan kalbe inen dua (en yüksek dua, gerçek dua).
10. Aziz Pavlus Havari: İsa’nın çarmıha gerilmesinden az zaman sonra
Hıristiyanlığı kabul etmiş ve onun yayılması için Roma ve Helenistik böl-
gelerinde gayret sarf etmiş ilk müminlerdendir. Hayatı hakkında ki tüm
bilgiler İncil’den kaynaklanmaktadır.
M.S. 10 tarihinde Kilikya’nın Tarsus kentinde Ferisi aileden doğmuş
(bkz. 17), babasından Roma vatandaşlığını kazanmış, Hıristiyanlığı kabul
etmeden önce Yunan ve Musevi eğitimi görmüş, Hıristiyanlığı kabulünden
sonra Yunanca’yı çok iyi bildiğinden dolayı Roma İmparatorluğunun bir
çok eyalet ileri gelenlerine açık mektuplar göndererek onları Hıristiyan-
lığa davet etmiştir. Gönderdiği açık mektupların çoğu günümüze kadar
gelerek İncil’in bir bölümünü teşkil etmişlerdir.
Havari: Bir olguyu yerine getirmek için gönderilmiş, o olguya inanmış
kişi anlamına gelir. Hıristiyanlıkta Tanrı’nın sözünü yayma görevini ye-
rine getiren her kişiye bu san verilir. Tanrı oğlu İsa’nın on iki öğrencisi
bu sanı alan ilk Hıristiyanlardır.
http://www.ortodoksluk.org/azizpavlos.html
11. Temiz Dua: Dua ederken Tanrı’ya yakaran insanın zihni, duanın
anlamı dışında herhangi bir düşünceyle uğraşmamasıdır.
12. Gerçek Dua, (bkz. 9).

15
ProsefxiNEO1:Layout 1 7/10/2008 1:48 Page 16

13. Aziz Matta: İncil’in birinci bölümünün yazarı.


14. Aziz Yuhanna:İncil’in dördüncü bölümünün yazarı.
15. Yeşaya Peygamber: Eski Antlaşma’nın ileri gelen Peygamber-
lerinden M.Ö. 8. Y.Y. yaşamış kehanetlerle dolu iki ana parçaya bölünmüş
66 bölümlük kitap bırakmıştır.
16.Sunak=Kurban yeri: Musevilere göre Tanrı’ya sunulan kurbanların,
kurban edildikleri belirli aziz yerlere verilen addır. Sözü geçen ben-
zetmede Tanrı oğlu İsa, Süleyman Peygamber’in Kudüs’teki tapınağında
bulunan Sunaği ima eder.
17. Vergi Görevlisi ve Ferisi,
Vergi Görevlisi, Roma İmparatorluğu döneminde devletten vergileri
satın alıp halktan vergileri tahsil eden kişilere verilen addır. İncil’de Vergi
Görevlileri haksız, günahkâr ve insanlara baskı uygulayan şantajcı kişiler
olarak geçerler.
Ferisi, Serbest meslek sahibi Musevilerin teşkil ettiği halk hareketinin
üyesi. Ferisilerin yaşam özelliklerinin temelinde: kanunlara uymak ve
uygulamak, Musevi geleneklerine bağlı olmak, çevrelerine bağımlı dini
görevlerini mutlaka yerine getirmek, vardır.
İncil’e göre (Luk. 18:9-14): Kendi doğruluklarına güvenip başkalarına
tepeden bakan bazı kişilere İsa şu benzetmeyi anlattı: “Biri Ferisi, öbürü
vergi görevlisi iki kişi dua etmek üzere tapınağa çıktı. Ferisi ayakta kendi
kendine şöyle dua etti: ‘Tanrım, öbür insanlara -soygunculara, hak yiyen-
lere, zina edenlere- ya da şu vergi görevlisine benzemediğim için sana
şükrederim. Haftada iki gün oruç tutuyor, bütün kazancımın ondalığını
veriyorum’. Vergi görevlisi ise uzakta durdu, gözlerini göğe kaldırmak
bile istemiyordu, ancak göğsünü döverek, ‘Tanrım, ben günahkâra mer-
hamet et’ diyordu. Size şunu söyleyeyim, Ferisi değil, bu adam aklanmış
olarak evine döndü. Çünkü kendini yücelten herkes alçaltılacak, kendini
alçaltan ise yüceltilecektir”.
18. Benzetme: Hıristiyan öğretisinde Tanrı oğlu İsa’nın öğrencilerine
ders almaları için anlattığı ikilemlere verilen ad.
19. Kerem: Hıristiyanlıkta genel anlamda bir iyiliğin yerine gelmesi
demektir, yani Tanrı’nın isteği veya Tanrı’nın Kendisiye çakışan her türlü
olgudur. Grigoris Nissis’e20 göre “her şeyin keremi” Tanrı’dır. Dar an-
lamda Hıristiyanlıkta Tanrı’nın her dileğinin yerine gelmesidir. Her Hıris-
tiyan Kerem sahibi olmaya çalışan bir insandır, bu özelliği de insana Kut-
sal Ruh ihsan eder.
20. Grigoris Nissis, Aydın’ın Sultan Hisar kentinde (Ellinistik döne-
minde Nissis olarak bilinirdi) 335-394 yılları arasında yaşamış, Nissis
bölgesinde Piskoposluk yapmış Hıristiyanlığın büyük teorisiyenle-
rindendir. Yaşamı süresince bir çok Büyük Sinod’larda bulunmuş bilgi ve
becerileriyle Hıristiyanlığın bir çok iç sorununa çözüm bulmuş bilge
Piskopos.
21. Yaratılış: Tevrat’ın ilk kutsal kitabı.

You might also like