TVG 1

You might also like

Download as rtf, pdf, or txt
Download as rtf, pdf, or txt
You are on page 1of 3

Teknolojiyi kısaca yapay, insan yapımı olarak tanımlayabiliriz.

Teknoloji, insanların çeşitli ihtiyaçlarını


karşılamak için tasarlanan, üretilen birçok ürün ve hizmettir; insanlığın ilk zamanlarından beri birikerek
ilerler ve tarih içinde gelişim biçimi değişmiştir, ancak temel motivasyon her zaman ihtiyaçları karşılamak
olmuştur. Günümüzde teknolojinin etkisi insan hayatının her alanına yayılmıştır. Özel yaşamdan iş
hayatına, eğitimden sağlığa kadar birçok alanda teknoloji kullanılmaktadır. Bu yazıda, teknolojinin tarih
içinde gelişiminden ve gelecekte bizi nelerin beklediği ile ilgili düşüncelerimden bahsedeceğim.

İnsanlar avcı-toplayıcı yaşam sürdüğü dönemde, günümüzün aksine, daha kapalı topluluklar içinde
yaşıyorlardı ve bunun sonucunda insanların alışkanlıkları, yaşam tarzları; kısacası kültürleri, içinde
bulundukları bu komünler içinde kalıyordu. Tıpkı kültürleri gibi bu insan topluluklarının zaman içindeki
edinimleri ve gelişimleri de yayılmakta zaman alıyordu. Ayrıca bu gruplar görece az bir nüfusa sahip
olduğundan dolayı bir çok kriz anında hızlı biçimde reaksiyon gösterip önlem alabildiklerinden dolayı
uzun süreli darboğazlara düşmüyorlardı. Teknolojinin ihtiyaçlara ve sorunlara göre şekillenen ve
gelişiminin zaman gerektiren bir süreç olduğunu göz önünde bulundurursak kriz anlarından kısa sürede
kurtulabilen ve kapalı gruplar halinde yaşayan bu topluluklarda teknolojinin gelişme hızının günümüze
göre neden daha düşük olduğunu anlamak mümkündür.

Geçen zaman içinde avcı-toplayıcı topluluklardan tarım topluluklarına geçiş başlamasıyla toplumsal
yaşamda birçok değişiklik yaşandı. Yerleşik hayata geçen insanlar kalabalık gruplar halinde yaşamaya
başladı ve daha fazla ürün elde edebilme ve depolama kapasitesine sahip oldukları için daha karmaşık
sosyal yapılar ve kültürler geliştirdiler. Bu, uygarlıkların doğmasına ve gelişmesine olanak tanıdı. Bunun
sonucunda topluluklar geçmişe nazaran daha ağır yapılar haline geldi. İnsanlar olası tehditlere karşı eskisi
kadar hızlı tepki verememeye başladı. Bu durum toplulukların uzun süreli krizler yaşamasına sebep oldu.
Yukarıda da söylediğim gibi teknolojik gelişme toplumun ihtiyaçları ve sorunları doğrultusunda ilerler.
Tarım toplumlarında bu sorunların çözülmesinin daha güç olması ve tarım toplumu ile; artan ticaret,
sürekli üretim, sabit yerleşim gibi değişimler bu dönemde teknolojik gelişmeler için avcı-toplayıcılara
göre daha uygun bir ortam oluşmasını sağlamıştır.

Tarım toplumuna geçiş ile kaynak rekabeti, toprak mülkiyeti gibi kavramların ortaya çıkmasıyla savaşlar
kaçınılmaz olmuştur. İnsanoğlu bugünlerde sahip olduğu teknolojinin kayda değer bir kısmını savaşlara
borçludur. Toplumlar, varlıklarını sürdürmek için savaş gibi olağandışı durumlarda olağanüstü çabalar sarf
ettiklerinden dolayı bazı sıçramaların gerçekleşmesi kolaylaşır, ülkeler sürekli olarak diğer ülkelerin yaptığı
teknolojik ilerlemeleri takip eder ve bu ilerlemeleri kendi ülkelerinde taklit etmeye, geliştirmeye çalışırlar.
Bu rekabet ortamı, teknolojik ilerlemelerin daha hızlı gerçekleşmesine neden olur. Özellikle son yüzyılda
bunu net biçimde gözlemleyebiliyoruz. Savaşlar esnasında geliştirilen askeri teknolojilerin büyük bölümü
savaşların ardından günlük hayatlarımıza girmesi ile bu gelişimin sadece askeri alanda olmadığının bu
dönemlerin daha büyük sıçramaların da temellerini attığını görebiliriz. Örneğin, Birleşik Krallık'ta Alan
Turing ve içinde bulunduğu kriptografi ekibinin çalışmaları sayesinde bilgisayar biliminin ve bugün yapay
zeka olarak bildiğimiz kavramın temellerinin atılması. Veya atom bombası geçmişte savaşlarda bir silah
olarak kullanılırken günümüzde santraller aracılığıyla enerji üretiminde kullanılması; mikrodalga fırının
Magnetron isimli radar cihazından şuan kullandığımız halini alması. Bunların hepsi 2. Dünya Savaşı
esnasında yaşanan gelişmeler. Fakat bu durumun son 15-20 yılda değiştiğini düşünüyorum.

Buraya kadar geçmişte savaşların teknolojik ilerlemelere ve insan hayatına etkilerine değindik, bundan
sonrasında teknolojinin hangi koşullar altında daha hızlı gelişeceğinden bahsedeceğim. Bu konuda geçmiş
ve günümüz arasında ayrım yapmama sebep olan en önemli faktör internet (Bu ayrımı yapmama sebep
olan internetin dahi temelleri bir Amerikan ordu programında atılmıştır.). İnternet ile birlikte mekanlar
arasındaki mesafe gözardı edilerek, insanların ve ülkelerin birbirine yakınlaşması ve birbirleri ile
ekonomik ve sosyal etkileşim halinde bulunmaları sağlandı. İnternet ile dünyanın dört bir yanından
insanlar ortak bir proje için birlikte çalışabiliyor, yapılan bir araştırma sonucu elde edilen sonuçlar
insanlarla anında paylaşılabiliyor. Bu durum teknolojinin gelişimi için oldukça uygun bir ortam yaratıyor.
İnternet sayesinde dünya çapında pazar payı yarışındaki şirketler arasında rekabet sürerken bilgiye erişim
oldukça. Bahsettiklerimin bir getirisi olarak hayatımıza giren birçok farklı terim var. Örnek verecek olursak
"Açık Kaynaklı Yazılım" dediğimiz yazılım türü. Topluluk odaklı geliştirme fikrine dayalı olan bu model
dünyanın her tarafından insanların yazılımı değiştirmelerine, geliştirmelerine olanak sağlıyor. Örneğin, en
çok kullanılan işletim sistemlerinden biri olan Linux. Bu işletim sistemi açık kaynak kodlu olarak
yayınlandığı için farklı yazılım geliştiricileri tarafından değiştirilip kendi Linux dağıtımlarını yayınlamalarına
fırsat verilmiştir (Günümüzde hala bir çok farklı dağıtımı kullanılmakta.). Bunun dışında 3D modelleme,
animasyon vs. gibi alanlarda kullanılan Blender, oldukça geniş bir kullanım alanına sahip popüler bir
programlama dili olan Python, Makine öğrenimi ve derin öğrenme konularında kullanılan bir
kütüphaneler olan TensorFlow ve PyTorch gibi birçok açık kaynak kodlu yazılım örneği verebiliriz.

Teknolojinin gelişmesinde insanlar arasındaki işbirliğinin bu denli önemli olduğu günümüzde, dünyadaki
barışı tehdit edecek; dolayısıyla, insanların birbirleriyle iletişim kurmasını engelleyecek olaylar,
teknolojinin gelişimine olumsuz etki edecektir. Böyle bir durumda gelişimin devam edebilmesi için
korunması gereken en temel koşul barışın korunması ve işbirliğinin sürdürülmesi olacaktır.

You might also like