Çocuk Şehri̇ Dergi̇si̇ Sayi 6 Di̇ji̇tal & Ücretsi̇z

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 68

1

2 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Takdim

Merhaba,

Dergimiz Çocuk Şehri, okurlarıyla artık dijital platformda buluşacak. Matbu bir
esere ulaşma zorluklarını düşününce günümüz teknolojisinin imkânlarından fay-
dalanarak daha çok okura ulaşma düşüncesiyle e-dergi formatına geçtik. Yurt içi ve
yurt dışı tüm lokasyonlardan dergimizi soran okurlara, böylece daha kolay ulaşma-
yı temenni ediyoruz. Üstelik tamamen ücretsiz! Çocuk Şehri’ni neşretmeye başlar-
ken “gelir” elde edelim gibi bir derdimiz yoktu, şimdi olduğu gibi! Günümüz der-
giciliğinin popüler kaygılarına teslim olmamak ve çalışmamızın sürdürülebilirliği-
ni tesis ederken de verilen emeğin en büyük hak karşılığı olan okura ulaşmayı daha
fazla sağlayabilmek namına böyle bir karar aldık Felah Yayıncılık olarak. Umarız ki
hayırlı niyetimiz hayırlı akıbetlere yol alır…

Bu sayıda ise gündemimiz “ev”. Evi sadece mekânsal bir yapı olarak değil toplum-
sal bir karşılık olarak yorumluyoruz. Evin fiziksel yapısı, onu dışarıya ait kılarken
içinde yaşayan canlılarla birlikte ev bir yuvaya dönüşür. Biz ise eve dair yorumla-
rımızı biraz daha geniş tuttuk. Ve evi ontolojik bir kavram olarak ele aldık. Evi, bir
çocuk için imgesel anlamlarıyla düşündük ve evin ontolojik değerini yazdık. Belki
de bu yüzden evden kaçanları da konuşmak zorunda kaldık. Çünkü evden kaçışın
varoluşla ilgilisi, tahmin edildiğinden büyük!

Evi konuştuğumuz kadar evsizleri de konuşmayı bir zaruriyet bildik; çünkü evin
“ne olmadığını” da düşünmemizi sağladı evsizler.

Dosyamızı yine birkaç farklı yazara ait çocuk kitabıyla desteklemeye çalıştık.

Bu sayımızda da çocukluk ve çocuk kültürüyle alakalı çeşitli yazılar mevcut. Vik-


torya Dönemi kolonyal politikalar bağlamında çocuk edebiyatını, Cemil Meriç’in
çocuk edebiyatıyla ilgili yazılarını ve aydınlanmacı dönemin çocukluk anlayışını
değerlendirmeye çalıştık.

Bir sonraki sayımızın dosya konusu “müzik” olarak belirlenmiştir.

Hayırlı okumalar dileriz.

Genel Yayın Yönetmeni

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 3


İÇİNDEKİLER

TÜRK KÜLTÜRÜNDE MEHTAP KAYAOĞLU İLE


OYUN KAVRAMI 13 SÖYLEŞİ 22

Dergimiz Çocuk Şehri, Artık


Genel Yayın Yönetmeni
Çocukluk Dergisi Dijital ve Tamamen Ücretsizdir.
AYŞE NUR NARBOĞA
3 Aylık/ Yıl 2/ Sayı 6 / 2018 Dijital Abonelik için e-posta
ISSN: 2536-5290 Hesabınızı Göndermeniz
Kitap Editörü
Felah Yayıncılık ve Yapım Yeterlidir.
SONGÜL İNANÇ
Sahibi ve Sorumlu İletişim
Yazı İşleri Müdürü Tasarım felahkitap@gmail.com
DOĞAN NARBOĞA FATİH ALTUN www.felahkitap.com

Reklam ve İletişim
Yönetim Yeri Her hakkı mahfuzdur.Yazıların
MUSTAFA ÖNDER KAHYAOĞLU
Kuleli Mahallesi fikrî mülkiyeti yazara,
Papatyalı Sokak No: 7/2-1 telif hakları Felah Yayıncılık’a
FELAH aittir. Kaynak gösterilerek
Üsküdar/İstanbul YAPIM “kısmi” alıntı yapılabilir.
PK: 34684 Reklamlar, reklam
verenlerin sorumluluğundadır.
SAYI 6

DOĞURDUĞUNUZ DEĞİL
TASARLADIĞINIZ ÇOCUKLAR 17

6 Ebeveynler, Çocukları Evden Kaçtığında Ne yapabilir?


Ev: Özvarlıgın
10 Okullar, Çocukların Evden Kaçmasını Önlemede
Topoğrafyası
Kilit Rol Oynuyor
30 16
21
Mangala’yı Duymuş muydunuz?
Bildirge - Direniş - Miras
28 Karabiber, Nilü ve Çiçi
Değişen Ev Düzeni 29 Burası Benim Yerim
32 Keleş Osman
34 33
38
Saçlarında Soru İşaretleri
Karınca Yuvasından Ev
40 Nuh Arpasuyu Evden Kaçıyor
Çocuğu Yeniden 41 Dağın Bu Yüzü
Keşfetme Çalıştayı
46 Kuşlardan Öğrenilen Şiirler / Kuş Seslerinden Şarkılar

42 48
55
Viktorya Dönemi Çocuk Edebiyatında Kolonyalizm
Dahi Bebek Türk Müziği Serisi
CEMİL MERİÇ’İN 60 Çocuğa Adanmış Konuşmalar
ÇOCUK EDEBİYATI
YAZILARI
60 Peygamberimizin Çocuklarla Oynadığı Oyunlar

56
61 Niçin Büyüyelim?
62 Bir Aydınlanma Projesi: Çocuğa Hak Aramak
TERCÜME

EBEVEYNLER, ÇOCUKLARI EVDEN KAÇTIĞINDA


NELER YAPABİLİR?

Çocuklarının evden kaçması her an- Sörf tahtamı, çantamı, çekmeceden ace-
ne-baba için endişe verici bir durumdur. leyle bazı elbiseleri aldım ve öfkeyle
Olurda bir gün çocuğunuz evden kaçar- yola çıktım. Birkaç dakika içinde annem
sa işte bilmeniz gerekenler: arabayla peşimden geldi. Yanımda ara-
ba sürerken pencereyi açtı, arabaya bin-
Yazarın notu- bu yazıda, çocukların ev- mem ve eve dönmem için yalvarıyordu.
den kaçma nedenlerinden bazıları ele Yeni keşfettiğim bu gücün zevkini çıkar-
alınmaktadır. Problem çözme becerile- tarak, haklıydım ve hakkım olan tavrı
rindeki yetersizlik nedeniyle çocukları gösterdiğim için ödüllendirilmiş hisse-
evden ayrılan ebeveynlere tavsiye niteli- diyordum; bu yüzden onun yalvarışla-
ğindedir. İstismar veya ihmal nedeniyle rını görmezden geldim. Sağ tarafımdaki
evden kaçan çocukların sorunlarını ele bir sokak arası bana mükemmel bir ka-
almaz. çış sağladı. Ben ara sokağa dönüp hız-
la oradan uzaklaşırken annem gözden
14 yaşındayken evden kaçtım. Sevgi
kayboluşumu gözyaşları ve yalvaran
dolu ebeveynlerle zengin bir mahallede
bakışlarla izlemekten başka bir şey ya-
büyüdüm. Ancak, bu sevecen ebeveyn-
pamadı ve zafer benimdi.
lerden nefret ediyordum; çünkü 14 ya-
şında her şeye fazlasıyla sahip olmasına Bankamatik kartımda sadece 40 dolarım
rağmen her isteğine sınırsız özgürlük olduğu, gidebileceğim ve beni ispiyon-
tanımayan ebeveynleri hangi çocuk se- lamayacak kimsenin olmadığı gerçeği o
ver? an beni endişelendirmiyordu. Bir sonra-
ki adımı düşünmüyordum. Önemli olan
Küçük birtakım ev işlerini yapmamı mı
tek şey şu andı. Benim duygularım.Be-
istediler, televizyonu kapat mı dediler
nim hayatım.Ben…
yahut şu an hatırlamadığım bunlara
benzer küçük bir istekten dolayı öfke- Ailemin ilk bakacağı yer olan sahile git-
lendim, anneme döndüm ve ona çok mektense akıllıca davranıp (yahut ben
kaba bir isimle seslendim. Bunun üzeri- öyle olduğunu düşünüyordum) ters
ne babam aşırı sinirli bir tepki gösterdi. yönde bir otobüse binerek bir arkada-
Ben de mantıksız ve anlamsız bir öfkeyle şın evine doğru yola çıktım. Birkaç saat
evden kaçtım. Bu olay benim terbiyesiz- sonra duygularım duruldu. Ankesörlü
liğimden kaynaklanmıştı; ama nedense bir telefondan evi aradım.
kendimi kurban gibi hissetmiştim. Ba-
bam nasıl bana öfkeyle bağırabilirdi?

6 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


TERCÜME

Telefonu kapatmadan önce sadece iki Bazen de bir ebeveynin davranışları ezi-
cümle söyledim. Güvendeyim. Bu gece ci, otoriter ve baskıcı bir noktaya ulaş-
eve gelmiyorum. tığında, çocuk hayatında herhangi bir
güce sahip olmanın tek yolunun kaç-
Neden Çocuklar Evden Kaçıyor? mak olduğu düşüncesine kapılır.

Çocuklar her zaman kaçarlar. Çoğu Bir utançtandolayı veya ayıplanmak,


“kaçma” deneyimleri kısadır ve çocuğu- kaçmaya teşvik edebilir. Bazen de ebe-
muz okulda saklanmanın sıkıcı ve biraz veynlerden bir şeyler gizlemek gibi bir
da korkutucu olduğunu fark etmesiyle sebep olur kaçma eyleminin ardındaki
veya belki evi terk etme işinin bir mik- gerçek.
tar aşırı tepki olduğunu anlamasıyla
sonuçlanır. Ebeveynler de, oğulları veya Bazı çocuklar da ailelerini cezalandır-
kızları omuzlar düşmüş, yenilgiyi kabul mak için kaçarlar. Stres ve kaygıya ne-
etmiş hâlde kuzu gibi evlerine döndük- den olacakları düşüncesi hoşlarına gi-
lerinde şükran duyar ve bir rahatlama der.
yaşarlar .(Ancak bazen de bu duygular
öfkeyle karışıktır.) Nedenlerden bir diğeri de, çocukların
daha fazla dikkat çekmek istemelerin-
Peki, neden evden ayrılıyorlar? den kaynaklanabilir.

Bazen bir çocuk son derece duygusalla- Çocuğunuz Kaçmak Üzereyse Ne Yap-
şır gerçek olaya karşı çoğunlukla oran- malı?
tısız tepki gösterir devamında kavga
etmek veya kaçmak için bir ihtiyaç his- Bir ebeveynin bir kızgınlığın tırman-
seder. Kavganın kötü biteceği gerçeği dığını fark ettiğinde yapabileceği en
göz önüne alındığında, kaçma fikri daha önemli şey kavgayı sonlandırmaktır ve
çekici gelir. bunu çeşitli şekillerde yapılabilir:

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 7


TERCÜME

1.Kendisine zaman verin. yın veya mesaj çekin. Çocuğunuzu gö-


rürlerse size haber vermelerini rica edin.
2.Onu anladığınızı hissettirmek için ço- (Bu utanç verici olabilir; ama stresinizi
cuğunuzun duygularını sakince ona an- azaltır.)
latın.
4.Sabırla bekleyin.
3.Sevginizi göstermek için “Şu an bu-
nunla mücadele ettiğimizi biliyorum; Çocuğunuz Eve Geldiğinde Ne Yapa-
ama ne olursa olsun, sen benim için caksınız?
önemlisin. Seni seviyorum. “ diyebilir-
siniz. Mutlu sonla biten bir kaçıştabu kaçış
ister beş dakikaister beş saat hatta beş
Çocuğunuz Evden Kaçtığında Yapma- gün sürse bile aşağıdakileri yapmanızı
nız Gerekenler? öneririm:

Çocuğunuz kaçtığı zaman elinizde bir- 1.Çocuğunuzun kendisini fiziksel oldu-


kaç seçeneğiniz vardır: ğu kadar duygusal olarak da güvende
hissettiğinden emin olun.
1.Peşinden gidin ve tüm mahalleyi olay-
la ilgili bilgilendirin. Böylelikle çocuğu- 2.Eğeryapılması mümkünse olanları ve
nuz saklanacak yer bulamayacaktır. çocuğunuzun neden bu kadar üzgün
hissettiğini ve evden ayrılmayı neden
2.Onları takip edin ve yanlarında bir kafasına koyduğunu konuşun.
süre kalmak için izin isteyin. Konuşma-
yın, sadece onlarla kalın. (Fakat bu geri 3.Eğer ileride yine böyle problemler or-
tepebilir.) taya çıkarsa çözüm yollarını birlikte tar-
tışın.
3.Çocuğunuzun birkaç arkadaşını ara-

8 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


TERCÜME

Kaçmak, ailelerimizin içinde bulundu- ğini fark ettiğini ve odama gidip ağladı-
ğu sorunları çözmez, çözmeyecek ve çö- ğını söylediğini hatırlıyorum. O zaman
zemez. Çoğu zaman çocuklarımız bunu benim için fazla bir şey ifade etmedi bu.
kavramakta zorlanırlar. Anlayabilmele- Ancak yine de annemin bu söylediğini-
ri içinyararlı ve öğretici yollara başvur- hiç unutmadım.
malıyız. Ayrıca her mücadelenin veya
kavganın gerçekten buna değip değme- Bir ebeveyn olarak kaçan hiçbir çocu-
yeceğini tespit etmek gerekir. ğun, onları çok seven anne-babalarının
kalbinde ve zihninde oluşturdukları
Peki, Benim Kaçışım Nasıl Sonlandı? acı, korku ve sıkıntının farkında olma-
masına seviniyorum. Bu çocuklar olay-
Benim kaçış olayım benzer öfke nöbet- ları sadece kendi bakış açısıyla görür
lerinin sona ereceği şekilde sonlandı. ve bu normaldir. Bu gelişim açısından
Herkesin duygularının yatıştığını his- uygundur. Bu nedenle, bir çocuk veya
settiğimde eve döndüm. Kimse fazla bir yetişkin gibi davranma seçeneği ve-
bir şey söylemedi. Sorguya çekilmedim. rildiğinde, biz yetişkinlerin daima daha
Sorunu çözmedik. Belki “bunu bir daha olgun bir insan olmayı ve olayı doğru
asla yapma” diye uyarılmış olabilirim. şekilde anlamayı tercih etmesi gerekir.
Ancak uzun zaman geçtiği için olayın Durumu tam anlayamamış olmak ise
geri kalan kısmını hatırlamıyorum. Ai- ağır ve riskli sonuçlar doğurabilir.
lem her zaman kaçışımı anlatır; ama dö-
nüşümden bahsetmezler. Dr. Justin Coulson | The Kidspot
|What Can Parents Do When Children
Olaydan birkaç gün sonra annem bana, Run Away| 27 October 2014
babamın öfkeli davranışı ve benim ev-
den kaçmamın ardından öfkesinin böyle
potansiyel zarar verebilecek hâle geldi-

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 9


TERCÜME

OKULLAR, ÇOCUKLARIN EVDEN KAÇMASINI ÖNLEMEDE


KİLİT ROL OYNUYOR

The Children’s Society adlı yardım ku- ve evden kaçmanın birbiriyle yakından
rumu, öğretmenlerin daha iyi eğitilmesi ilişkili olduğunu belirtiyor.” Araştırma-
gerektiği çağrısında bulunuyor. Kurum, mıza göre, evden kaçan çocukların üçte
böylelikle evden kaçma riski taşıyan ço- biri aynı zamanda okulda da problem
cukları belirlemede ve önleyici tedbirler yaşan çocuklar oluyor. Mutsuzlar, mü-
almada öğretmenlerin yardımcı olabile- cadele içindeler ve muhtemelen düzen-
cekleri görüşündeler. li olarak derslere katılmıyorlar. Her yıl
kaybolan yüz bin çocuğun beşte biri öğ-
Emma, evden kaçmaya başladığında henüz renme güçlüğü çekiyor,” diyor.
13 yaşındaydı. Evde çeşitli sorunlar yaşı-
yordu ve bu konuda konuşabileceği kimseyi Ramsay, “Bir genç bir şeylerle başa çıka-
tanımıyordu. İlk başta görüştüğü bir gencin mazsa, tepkisi bazen olaydan uzaklaş-
evinde kaldı, ancak daha sonra onu alkol, mak, kaçmaktır. Ancak kendilerini gün-
uyuşturucu ve cinsellikle tanıştıran yaşça lük toplumsal akıştan ve hizmetlerden
daha büyük erkekler işin içine girdi. Bazı soyutlamak bazı şeylerin yanlış gitmeye
zamanlar sokaklarda uyudu, bu da onu is- başladığını göstergesidir.Bu da onları
tismara karşı korumasız hâle getirdi. tehlikeli durumlarla, yanlış insanlarla
karşı karşıya getiriyor. Kimse nerede
The Children’s Society, her yıl yüz bin olduklarını bilmiyor. Bu gençlerin çoğu
çocuğun evden kaçtığını tahmin ediyor. düzenli bir ev yaşantısına hiç sahip ol-
Birçoğu aile içi anlaşmazlıklar, ihmal mamış. Kaçakların üçte ikisi polise ka-
veya tacizden kaçıyor. Yardım kurumu- yıp olarak bildirilmiyor bile…” diyor.
nun Make Runaways Safe raporuna
göre, bu çocukların dörtte biri ebevey- Emma (gerçek adı değil), okulunun
nleri veya bakıcıları tarafından evden onun kaçışına karşı gösterdiği yaklaşımı
atılıyor. eleştiriyor. Ona karşı olan tutumlarını
“ceza” olarak tanımlıyor. Okula her geri
Okullar ise savunmasız çocukları ko- döndüğünde, günlerce gözetim altında
rumada en ön safta yer alıyor. Üzgün, sessizce bir köşede kendi başına oturttu-
stres altında olan veya sık sık okula gel- rulduğunu söylüyor.
meyen çocukları tespit etmede başlıca
görev ise öğretmenlere düşüyor. Evden Bu yılın başlarında, Çocuk İstismarı ve
kaçanların çoğuda bu çocuklar oluyor. Çevrimiçi Koruma Merkezi, kaçak ço-
cukların özellikle cinsel istismara veya
The Children’s Society’nin politika so- cinsel istismar amacıyla onları kandır-
rumlusu Susie Ramsay, okulu ekmenin maya yönelik eylemlere karşı savun-

10 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


TERCÜME

masız olduğunu belirten Out of Mindt, ile görüş alışverişi yapabilecek şekilde
Out of Sight adlı bir çalışma raporu ya- politikanın yenilenmesini talep ediyor.
yınladı.
Lancashire’daki Children’s Society’nin
The Children’s Society, öğretmenlerin Sokak Güvenli projesinin hizmet ko-
risk altındaki çocukları belirleyebilme- ordinatörü Stela Stansfield, “Okulların
leri ve önleyici tedbirler alabilmeleri itibarlarını korumak istedikleri için bu
için daha fazla eğitim almaları çağrısın- kaçışları rapor etmiyorlar. Biz, her za-
da bulunuyor.Ramsay, eğitimden ve ko- man okulları gençlerle ilgilenmiş olan
runmadan yoksun kalan kaçak çocuklar kurumlarla birlikte çalışmaya veya o
için uygun rehberlik programlar mev- kurumları okullarla birlikte çalışmaları
cut ve tüm profesyonellerin ne yapması yönünde teşvik etmeye çalışıyoruz. An-
gerektiği net bir şekilde belli fakat tam cak, bazı okullar öğrencilerinin kaçtığını
olarak uygulanmıyor ve bu konuda eği- veya çeşitli sorunlara bulaştıklarını ka-
tim de yeterli değil, diyor. bul ederlerse sorunlu bir okul olarak eti-
ketlenmekten korkuyorlar.” diyor.
Okullar, polisler ve bakımevleri hepsi de
evden kaçan çocuklarla ilgili bilgi topla- “Aslında bu sorumluluk sadece okula
makla yükümlüdür; ancak genellikle bu yüklenmemeli; ama sorunu kabul et-
bilgileri etkin ve düzgün bir şekilde ara- tikleri takdirde kötü bir üne sahip ola-
larında paylaşmada sorun yaşıyorlar. caklarından endişe ediyorlar.” diye de
Ramsay, bu hizmet kurumlarına evden belirtiyor.
kaçan bir çocuğa dair kendilerinehaber
ulaştığında, otomatik olarak birbirleri

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 11


Okullar, kimin-nerede aranması ge- Newcastle’da, The Children’s Society,
rektiğini bilir. Stansfiled için en önemli evden kaçma geçmişi olan 6 yaş ve üstü
mesele, kişinin kaçtığı kesinlik kazanır kaçak bir grup gençten “Scarpa Ekibi”
kazanmaz aranması gereken yerlerin kurdu. Bu ekip, evden kaçmanın risk-
aranmasıdır; çünkü bu kaçış kötü so- leri hakkında çocuklarla konuşmak için
nuçlar doğurabilir. Lancashire’da, en iyi okulları ve gençlik kulüplerini ziyaret
okulların, kaçışlarla ilgilenen SPOCS - edecekler. Ayrıca polislerle, öğretmen-
singlepoint of contact - denen ekipleri lerle ve gençlik kulübü çalışanlarıyla ko-
vardır. nuşacaklar. Ramsay, amacın kaçak bir
geçmişi olan bu gençlerin, “o zamanlar
Kaçak geçmişini arkada bırakan Emma benim için hayat şöyleydi, şöyle bir yar-
şu an 16 yaşında. Üniversitede yarı za- dıma ihtiyacım vardı, sorumlu kişinin
manlı bir işi var ve otel yönetimi alanın- tutumunun şöyle olması beni memnun
da kariyer yapmak istiyor. Yine kaçar ederdi,” gibi yaşadıklarını uzmanlarla
mısın sorusuna cevabı ise, asla kaçıp paylaşması olduğunu söylüyor.
gitmek istemiyorum, oluyor. Çünkü ba-
zen sokaklarda kalırdım ve bu korkutu- Frederika Whitehead | The Guardian |
cuydu, diyor. Schools are key to safe guarding runaway
children | 13 October 2011
Scarpa Ekibi
Çeviriler: Fatma Beyza Ateş

12 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


TÜRK KÜLTÜRÜNDE OYUN KAVRAMI
SONGÜL İNANÇ

Elimde bir fincan kahve, sokulmuşum da oyun oynamayı terk etmeyen ve ço-
caddeye bakan penceremin ucuna... Dı- cukluğuna sadık kalan genç ihtiyarlar
şarısı çocuk sesleriyle dolu. Kendilerini gibi…
oyunlarına kaptıran çocukları izlemek
nedense bana çok huzur veriyor. Onla- Geleneksel oyunlardaki bu kültür geçişi
rın gerçek dünyadan yalıtılmış oyunla- beni her zaman düşündürmüştür. Nasıl
rındaki içtenlikleri, ciddiyetleri ve tat- oluyor da bu oyunlar, kuşaklar arası bir
minleri büyüdükçe kaybedilen sırlarla iletişim imkânı sunuyor? Nasıl bir kod-
kaplı. Sahi neden büyüdükçe oyun oy- lamaları var ki çağları aşıyor, mekânları
namayı bırakırız? aşıyor ve koskoca bir kültür mirası hâ-
line geliyor? Rahmetli dedem oynadığı
Derken, rahmetli dedemi anımsadım. oyunların benzerlerinin çok uzak di-
Ne zaman köye gitsek bizimle oyunlar yarlarda da oynandığını hatta çok eski
oynardı. Yaşlıyım deyip mazeret üret- çağlardan beri oynanageldiğini bilseydi
mez bizimle çocuk olur, bizimle çocuk- şaşırmazdı bence. Bana hemen insanlık
laşırdı. Akşam olup eve çekilince de ye- tarihinde savaş ve ticaretin nasıl bir kül-
meğin ardından içilen kahve ve çaylar türü başka ülkelere taşıdığını örnek ve-
hep dedemin anlattığı eğlenceli ve ilginç rirdi. Çok akıllıydı dedem çok.
hikâyelerin azığı olurdu. Bu kadar çok
şeyi nasıl bildiğine şaşırdığımı hatırlı- Ama rahmetli dedem yaşasaydı dijital
yorum. Bazen de komşuları eve davet oyunlara şaşırabilirdi. Bir ekranın ardın-
eder, onları bu güzel hikâyelere ortak dan başka bir gerçekliğe olan teslimiye-
ederdi. Hatta taş, sopa ve kemiklerle timize hayret ederdi. Sanal dünyanın
oyunlar oynarlardı. Bir keresinde köyde sanal oyunlarındaki insanı hapseden
bir düğün olmuştu ve benim tıpkı yaşa- büyüsü karşısında korkardı belki de.
dığım şehirde gittiğim tiyatroyu andı- Hayatında hiç canlı bir inek görmemiş;
ran bir oyun sergilemişlerdi. Ertesi gün ama bilgisayardaki oyunda çiftlikler
köyün çocuklarını toplayıp aynı oyunu kurup inek besleyen çocuklara gülerdi.
taklit etmeye çalışmıştık… Bana sıradan gelen bu durum, dedemi
bir hayli düşündürebilirdi.
Şimdi pencereden izlediğim bu çocuklar
da muhtemelen kurdukları her oyunu, Oyun şüphesiz çok farklı anlam katman-
büyüklerinden öğrendi ve öğrendikleri larına sahip. Çok farklı yönüyle ele alıp
oyunlara hep sadık kalacaklar. Yahut değerlendirdiğimiz oyunun eski kül-
ben öyle düşünüyor veya temenni edi- tür ve inançlarda ritüel ve sembollerin
yorum. Onların da tıpkı dedem gibi karşılığı olduğunu öğrenmek de bugün
olacaklarını umut ediyorum. Yaşlanıp beni şaşırtan bir bulgu. Muhtemelen

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 13


dedem, eskiden beri oynayageldikleri fallarına bakılır ve karakterleri hakkın-
oyun ve dramaların anlamını biliyordu da yorum yapılırdı.
ve metaforik olarak karşılıklarına inanı-
yordu. Ebelemece: Oyunda belirlenen bir kişi-
nin diğerlerine elleriyle vurarak onları
Bu karşılığın nerelere kadar gidebile- yakalama oyunu olan ebelemece, oyu-
ceği ve dedemden daha eski insanların nundaki ebe kavramının Anadolu’nun
oyuna ne gibi değerler atfettiğini merak eski kullanımında kurt, şeytan, cadı gibi
edip baktığımda birkaç örnek buldum: anlamlara geldiği biliniyor. Yine aynı
şeklinde eski uygulamalarda ebenin bi-
Uçurtma: Anadolu’da bazı illerde uçurt- rini seçmesi, öldürülecek yahut yakıla-
manın günah olduğu kabul edilmiş; cak kurbanı seçme yöntemiydi.
uçurtma uçtuğu zaman yağmurun yağ-
mayacağı ve ekinlerin kuruyacağı yö- Bu bilgiler oyun antropolojisinde kıy-
nünde güçlü bir inanç bulunurdu. metli çalışmaları bulunan Metin And’a
ait. Yaptığı araştırmalarla oyunların kö-
Körebe: Ankara köylerinde bu oyuna kenlerini ve antropolojik karşılıklarını
Kör Çebiş denir. Keçi yavrusu demek bulmaya çalıştığı eserinde söz konusu
olan çebiş, tepesindeki saçları gözleri- oyunların, Şaman kültürünün etkisi so-
nin üstüne düştüğünden bu oyun bu nucu ortaya çıktığını, büyüsel ve inanç-
hayvanla özdeşleşmiş ve ebenin gözle- sal semboller ve ritüeller olduğunu ya-
ri bağlanmaktadır. Gözleri bağlı ebenin zıyor. Bu oyunların günümüze kadar
birini yakalaması oyunu, eski ilkel ka- formunu koruyup içeriğinin değişmesi-
vimlerde önderin gözleri bağlı bir şe- ni, çocukların bu oyunları taklit yoluyla
kilde kurban belirleme ritüeli ile tıpatıp yaşatmasına bağlıyor. Evlenme, yağmur
benzerlik göstermektedir. duası, ölüm merasimi, kutsal geceler-
deki ritüeller, mevsim geçişleri vs. gibi
Dokuz taş, aşık oyunu: Eski Anadolu
özel zamanlardaki uygulamalar çocuk-
ve Türk kültürlerinde bir çeşit fala bak-
ların oyunlarına da girmiş, bir çeşit eğ-
ma ritüeliydi. Taşlar ve sözlerle kişilerin

14 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


lenceye dönüşmüş. Tabi bunda moder-
nizmin nimetleri ve geleneğin köşesine
çekilmesinin payı da vardır.

Ateş üzerinden atlamak bir tür arınma


ritüelidir örneğin. Çocukların günü-
müzde bir oyuna çevirdiği bu uygulama
bugün Anadolu’nun bazı bölgelerinde
hâlâ gerçek anlamıyla icra ediliyor. Ör-
neğin Burdur, Paskalya Bayramı yahut
Hıdrellez kutlamaları…

Başka bir örnek de Tarsus bölgesindeki


değnekli cirit oyunudur: “Belki uygu-
lamanın kendisi bir oyun değildir; ama
sözler, muhtevasını koruyarak veya
yapılışı cirit gibi at üstünde değnekle
kısmen değişerek oyunlara geçiyor ve
oynanan oyunların bir taklididir. Amaç
yüzyıllardır söylenmeye devam ediyor.
beldeki ağrı ve sızıları sağaltmak için
Köy yaşantısında çocuk ve yetişkin ayrı-
hastanın (yahut hastalığın) korkutul-
mının kentteki kadar keskin olmadığını
masıdır. Biri, ucuna mısır püskülü veya
düşünürsek yetişkinlerin hayatlarının
bir mendil bağlanmış uzun bir sopanın
merkezindeki çoğu uygulama, çocuklar
üstüne ata biner gibi biner. Ayrıca elin-
tarafından taklit yoluyla içselleştiriliyor
de bir sırık vardır. Hasta karşıda oturur,
ve söz oyunları nesilden nesile devam
arkası dönüktür, sırtına hamur açmak
etmiş oluyor.
veya üzerinde yemek yemek için kul-
lanılan yuvarlak bir tahta, hedef olarak Elimdeki kitabı usulca sehpaya koyup
yerleştirilir. Halk sorar: “Nereye gidi- bu tespitlerin haklılık payını düşünüyo-
yorsun?”; yanıt “Yaylaya”; yine sorulur rum. Neden olmasın? Şamanizm bugün-
“Ne yapacaksın?”; yanıt “Sızıyı vurma- kü İslam dışı medeniyetlerin pek çoğun-
ya gidiyorum.” Bu söyleşmeden sonra da günlük dinsel ve kültürelritüellerine
yapma at üzerindeki binici elindeki sırı- kaynaklık ediyorsa çocuk oyunlarında
ğı mızrak gibi hastaya atar, sopa hamur da benzer bir durum olabilir. Ne ki artık
tahtasına çarpıp gürültülü ses çıkarır. çocuk oyunları bu anlamlandırmalar-
Bu yirmi kez yinelenirse hastalığın ge- dan oldukça uzak. Sadece eğlenmek için
çeceğine inanılır.” oynanıyor! Kazanmayı- kaybetmeyi, bir
arada olmayı, bedenlerini kullanmayı,
Bu tür oyunlar sadece halkbilimi, ant-
iletişimi ve mücadeleyi öğreniyorlar
ropolog ve sosyologları değil dilcileri
oyunlarla. Kim bilir belki de oyun oy-
de çok ilgilendirmektedir; çünkü ritü-
namak gerçekten de onları arındırıyor
ellerdeki mani, söz, tekerleme, naka-
ve dinginleştiriyordur. Çocukları tekrar
ratlar da ciddi bir birikim oluşturmak-
mahalleye çağırmanın başka bir nedeni
tadır. Dua, yakarış, ayin, zikir, ruhları
olabilir mi?
kovmak yahut çağırmak için söylenen

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 15


MANGALA’YI DUYMUŞ MUYDUNUZ?
“Oyunların zaman ve mekân aşmasıy- Afrika’dan çok ilginç örnekler buluyo-
la ilgili en yaygın örnek Mangala’dır. ruz. Sözgelimi yeni bir kral tahta geçer-
Seylan’da Çanka ve Naran, Hindis- ken Mangala oynaması, oyun için gerek-
tan’da Çonkak, Filipinler’de Çunkajon, li tohumları belirli bir ağaçtan toplaması
Suriye’de L’ Ab-ı Mecnun ya da L’ Ab-ı ve yurttaşlarından kimseye yenilmeme-
Aklî, Bali’de Medjiwa, Malezya’da Da- si gerekir. Kimi yerde ise kabile başka-
kon, Habeşistan’da Gabatta ya da Madji, nı olacak iki aday arasında Mangala
Afrika’da Wari, Toee, Bau, Kubuguza, oynanır, kim kazanırsa başkan o olur.
Mungala, Mangal, Kale vb. San Damin- Gene Afrika’da oyuna Kisolo ya mungu
go’daÇuba isimlerini almıştır. Mangala (= Tanrı oyunu) denmektedir. Ve oyun-
oyunu bu bakımdan en iyi bir örnektir. daki çukurlarla üründe bolluk ve yeterli
Yalnız iki kişinin değil, fakat iki takı- yağmur yağışı arasında bir ilişkiye ina-
mın da oynayabileceği Mangala oyun- nılmaktadır. Kimi Afrika toplumların-
ları vardır. Bu durumda çukurların sa- da Mangala oyunu bir dersle eriştirme
yısı her sırada 36 ve daha çok olabilir. töreninde oğlan çocuklarına öğretilir.
Kimi kez iki köy ya da kabile arasında Guyana yerlileri bir ölünün ardından
da oynanmaktadır. Toplumların duru- Mangala oynarlar ancak Mangala tahta-
muna göre oyunun olumlu ve olumsuz sı ölü yeğlediğinde değişik bir biçimde
etkileri vardır. Dengeli ve barış içindeki olur, böylece ölü tedirgin olmaz ve gelip
toplumlarda yapıcı bir öğedir; toplum- Mangala oynamaya kalkmaz…”
sal birliği ve dayanışmayı sağlar. Ama
daha az dengeli ya da bunalım içinde- Oyun ve Bügü, Metin AND, sf 44, YKY,
ki toplumlarda bunun tam karşıtı bir 2.baskı
etkisi vardır. Bu toplumlarda daha çok
başkanların, olgun yaşlı erkeklerin oyu-
nudur. Kimi toplumlarda ise önemli bir
eğitim aracıdır, toplumsal değer yargı-
larını ve büyüklere saygıyı öğretir. Buna
bağlı ritüeller de vardır. Profesör
Townshend’in bildiri-
sinde

16 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


DOĞURDUĞUNUZ DEĞİL TASARLADIĞINIZ ÇOCUKLAR
ŞULE ATAÇ KIZILORMAN

300 Spartalı filmi, dönemin çocuklarının bebekleri potansiyel iktidar paydaşı/ra-


nasıl kontrolden geçtiğini ve “standart- kibi olma tehdidine binaen öldürtür.
lara” uymayan bebeklerin nasıl ölüme
terk edildiği ile başlar. Bilginlerin el ve İslam öncesi dönemde Arapların bazı
göz yordamıyla teftiş ettikleri bebekler- nedenlerden ötürü kız çocuklarını diri
den sağlıksız görüneni veya cılız olan- diri gömdüğü de kayıtlara geçmiştir.
ları Taygetus Dağı’ndan boşluğa bırakı-
Yeni doğan bebeklerin kaderini belirle-
lır…
me, eskiden beri görülen bir durumdur.
Tarihçiler, benzer uygulamaların Ro- Antik Yunan’ın ünlü düşünürü Platon,
malılarda da görüldüğünü kaydeder: “Devlet” isimli çalışmasında, insanların
“Normal olmayan bebeklerin”Tibet üremesinin devlet tarafından denetlen-
Nehri’ne atılarak ölüme terk edildiğini mesi gerektiğini söyler örneğin.
mesela.
Günümüze çok yakın bir zamanda Nazi
Eskimo gibi kültürlerde kıtlık korku- Almanya’sında “üstün insan ırkı” pro-
suyla bebeklerin ölüme gönderildiği de jesiyle engelli, sakat, yaşlı gibi “makbul
bilinen bir gerçek. olmayan” pek çok yetişkin ve çocuköl-
dürülmüş ve çoğu yetişkin kısırlaştırıl-
Bebek cinayetleri kutsal kitaplarda da mıştır.
kendine yer bulur. En bilineni Musa A.S.
kıssasıdır. Firavun, ülkedeki tüm erkek Tipik bir modern iktidar örneği olan Hit-
ler Almanya’sının bu ve benzeri pek çok

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 17


uygulaması, insanın Foucault’un deyi- lara sebep olacak ve kişiyi büyüdüğün-
miyle “biyolojik varoluşunun taşıdığı de öldüreceği düşünülen tüm hücreler,
tüm güçlerle birlikte doğrudan doğru- anne karnındayken yok edilebiliyor. Bu
ya siyasetin nesnesi” hâline gelmesidir. gelişmeler bilimsel açıdan şüphesiz tak-
İnsan bedenine yönelik bu müdahale- dire şayan, heyecan vericive bir o kadar
nin yeni bir şey olmadığını Agamben da düşündürücü buluşlar!
“Kutsal İnsan”da anlatır. Yukarıdaki ör-
neklerde de görüldüğü gibi insanın en Ancak konunun barındırdığı bazı risk-
kutsal hakkı olan yaşama hakkının türlü leri var. CRISPR adı verilen bu buluş,
gerekçelerle ihlal edildiğini görüyoruz. kök hücre yoluyla ve DNA’ya müdahale
edebilmek suretiyle genlerde istenilen
Burada tamamına yer vermediğimiz; değişikliğin yapılmasına kapı aralıyor.
ama öğrendiğimizde tüylerimizi diken Bu yolla son derece sağlıklı, güçlü, ku-
diken eden bu tür bilgilere bir de tekno- sursuz, ideal ve mükemmel insanlar tü-
lojinin ve bilimin gözüyle bakalım:Bilim reyebilir. Aslında bunun tek bir tanımı
insanları kusurlu, hastalıklı ve hastalığa var: insanlık tarihinin en iyi mühen-
meyilli genlerden kurtarmanın yollarını dislik projesi!
arıyor ve her geçen gün “mükemmel in-
sana” doğru emin adımlarla ilerliyor! Konu ilginizi çektiyse size 2000 yılından
bu yana basına düşen haberleri tarama-
Henüz iki üç senelik bir gelişme olan “ta- nızı öneririm. Çok ilginç bilgilere ulaşa-
sarım bebekler” çalışması, embriyodaki bilirsiniz. Bir çocuğun yaşadığı genetik
hatalı DNA’ların tespit edilip onarılma- bozukluğa bağlı ölümcül hastalığın te-
sıyla daha sık dile gelmeye başladı. Kalp davisi için çocuğun ailesi tüp bebek yo-
hastalığı, AIDS, Parkinson gibi hastalık- luyla yani laboratuvar ortamında kardeş

18 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


yapma çalışmalarına başlar. Bu süreçte
30 embriyo meydana gelir; ama sadece
biri sağlıklıdır. Seçilen sağlıklı embriyo “Tanrı” rolüne soyunmuş bi-
anne karnında büyüyüp dünyaya gel- lim, bize mükemmel domates-
dikten sonra göbek kordonu kesilir ve ler üretmenin yolunu gösterdi.
bu kordondaki canlı kan hücrelerinden, Şimdi de bize mükemmel be-
ölmek üzere olan ablası için faydalanı- bekler üretmeyi vaat ediyor.
lır. Kurtarıcı bebeğin ismi Adam Nash,
yeryüzünün ilk tasarım bebeği. Birinin
yaşaması için diğer 29’un yaşam hakkı-
na son verilen bir uygulama… Anne-ba- yüksek bir albenisi vardır. Eve götürüp
banın birisi “normal” diğeri “tasarım” büyük bir iştahla yemeye koyulduğu-
olan bu iki çocuğu eşit derecede sevece- muz domatesin; görüldüğü gibi olma-
ği ise muamma! dığını, tadının, kokusunun ve lezzetinin
olmadığını anlarız. Çünkü o GDO’lu do-
Tasarım bebekler ifadesi sadece ölüm- matestir. Peki, bu çocuklar sizce nasıl?
cül hastalıklardan genetik müdahale ile Genetiği Değiştirilmiş Organizma…
kurtulmuş bebekleri kapsamıyor. Ebe-
veynler bu icat sayesinde hayalindeki Laboratuvar ortamında bebek üretmek
bebeğe ulaşabilecek!Burnu bile akma- aile ve cinselliği de etkileyecektir. Bebek
yacak kadar sağlıklı, her zaman başarılı, sahibi olmak için artık bir aile kurumu-
müzisyen yahut sporcu, yakışıklı veya na, nikâha ve bir eşe ihtiyaç kalmamış
son derece güzel çocuklar… Doğurdu- olacaktır. Evlilik oranları düşeceği gibi
ğunuz değil tasarladığınız çocuklar… evlilikle meşru olan her kaidenin insan
hayatındaki anlamı da değişmeye ivedi-
Tıpkı market ve pazar raflarında görün- likle yüz tutacaktır.
tüsüyle bizi cezbeden domatesler gibi.
Kusursuz gözüken kıpkırmızı domates- Bir parkta sallanan kusursuz ve mükem-
ler genelde hepimizi raflara yönlendi- mel, son derece sağlıklı bebeğini izleyen
rir; çünkü görüntüsü itibariyle oldukça bir ebeveyn onun diğer çocuklardan ne
kadar üstün olduğunu düşünecektir.
Bu üstün görme hâli toplumda sınıfsal
bir ayrımcılığa dönüşecektir. Hayata
müzisyen, dâhi, atletik, ressam ve son
derece sağlıklı başlayan tasarım bebek-
ler her konuda her zaman “normalleri”
geçecektir.

Aileler, hayallerindeki bebeği tasarla-


mak yahut hastalıklı hücreyi yok etmek
için milyonlar ödemeye hazır olduğun-
dan ciddi bir piyasa oluşacak, şirketler
birbiriyle yarışacak ve çok çirkin bir pa-
zarlık başlayacaktır.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 19


Bu durum elbette ki bebeklerde de ken- İnsanların hastalıklar ve ölümler kar-
dini hissettirecek ve narsist bir nesil or- şısındaki acziyeti anlaşılır bir şeydir.
taya çıkacaktır. Her zaman mükemmel Bilim, insanlara iyilik etmek ve onları
ve başarılı olma durumu, aksi gerçekleş- daha mutlu kılmak adına daha sağlıklı
tiğinde agresifliğe dönüşecektir. Yeryü- ve uzun ömürlü olmanın yollarını gös-
zündeki imtihanda zaaflar, kusurlar, ek- teriyor olabilir. En umutsuz anda nokta
siklikler, yetersizlikler, yoksullukların kadar bir hücre tüm hayatınızı bir anda
da var olduğu ve tüm bunların insanı değiştirebilir. Ancak “tasarım ve kader
kemale erdirdiğini ve ruhun ancak böy- arasında sıkışmış insanoğlu” kararla-
le yücelebileceğini kavrayamadan yaşa- rında ahlak ve etiği de gözetmelidir.
yanların ihtimali olacak… “Tanrı” rolüne soyunmuş bilim, bize
mükemmel domatesler üretmenin yo-
Kusursuz bebekler imal etmek için lunu gösterdi. Şimdi de bize mükemmel
binlerce embriyo testten geçirilecek ve bebekler üretmeyi vaat ediyor. Herşeyin
hastalık tespit edilenler imha edilecek. yolunda görüldüğü bu renk cümbüşü-
Daha baştan bazılarının yaşama hakkı- nün içinde renksiz ve soluk birşeyler
na son verilecek. Her ne kadar hastalık- var :O da suretin içinde saklanan ruhun
lı, kusurlu ve çirkin olsa da bir canlının kaçışıdır.
yaşama hakkının olabileceği ve onun
yaşamına destek olunabileceği gerçeği
yok sayılacak. Binlerce canlı üretilecek
ve yine binlercesinin yaşamına son ve-
rilecek.

20 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


BİLDİRGE - DİRENİŞ - MİRAS

Gemma Malley, ünlü distopik üçlemesinde, “Bildirge-


Direniş-Miras”da biyoiktidarın net yüzü vardır.
Kaynakların yetmemesi gerekçesiyle devlet üremeyi
yasaklamıştır. Halk, yasal olanlar ve yasal olmayanlar
diye ikiye ayrılmıştır. Yasal olanlar sınırlı olsa da
haklara sahipken yasal olmayanlar “artık”tırlar, ve
hiçbir hakları da yoktur. Devlet henüz 15-16 yaşında
iken artıklara, dünyaya bir bebek getirmeyeceklerine
veya getirirlerse yeni bedene karşılık kendi hayatlarına
son vereceklerine dair bir belge imzalatır. Yasal
olmayanların bildirgeye rağmen gizlice dünyaya
getirdikleri çocuklar devlet tarafından ele geçirilince
“artık depolarına” götürülürler. Artıklar burada
ömürleri boyunca ötekileştirilip kendi varlıklarını yasal
olanlar için harcarlar. Dış dünyanın zaten yeterince
azalmış olan kaynakları yasal olanlar arasında pay
edilmiştir.

Yaşamı olabildiğince uzun ve rahat kılma adına


ötekinin yaşamına son vermek yetmez. İnsan ömrünü
uzatacak yaşlanmayı engelleyecek ve hatta ölümü yok
edecek buluşlar yapılmalıdır. Kök hücreler vücuttaki
yenilenmeyi ve direnci sağladığından daha çok kök
hücre elde etmek için artıkların varlığı önemli hâle
gelecektir.

Özellikle kadın bedeni, biyolojik olarak üremeye


elverişli olduğundan kitap kurgusundaki iktidar
ve tıbbın bu çirkin birlikteliğinden doğan acımasız
müdahaleye daha fazla maruz kalır. Deney odalarında
doğuma zorlananların bebekleri, yasalların menfaati
için kullanılmaktadır. İnsan bedeni üzerinde bir nevi
“Tanrıcılık” oyunu oynanmaktadır.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 21


MEHTAP KAYAOĞLU
İLE SÖYLEŞİ
AYŞE NUR NARBOĞA

Bir çocuk için ev nedir, ne anlama Gelişim seyrine göz atacak olursak
gelir? 0-2 yaş döneminde anne ile çocuk
yapışıktır. Etle tırnak gibidir. Çocuk,
Çocuğun dünyasında ev “güven”dir. annesinin bir organı gibi, uzantısı
Çocuk psikolojisinin en önemli özelliği gibidir. Bu dönemde çocuk sürekli
nedir diye merak edenler için hemen anneyle birlikte olmak ister. 3 yaşla
söyleyeyim, çocuklar kendilerini hep birlikte çocuk, anneden bağımsız bir
güvende hissetmek isterler. Günlük varlık olduğunu anlamaya başlar. Önce
hayatlarında, hastalandıklarında, evde anneye olan tutkuyla bağlılıkta azalma
birisi rahatsızlandığında, aileden birisi devreye girer. Ardından okul çağıyla
öldüğünde, anne baba ayrıldığında, birlikte sosyalleşme süreci yapılanır ve
evden cenaze çıktığında… Listeyi ev dışındaki hayatlar ilgisini çekmeye
uzatmak mümkün. Şartlar ne olursa başlar. Ergenlikle birlikte evden daha
olsun çocuk kendisini hep güvende fazla güvende hissedeceği alanlar
hissetmek ister. belirir...

Çocuğun kendisini en fazla güvende Bence bu dönemde çocuğun kendisini


hissettiği ortam evidir, ailesidir. Ailede evin dışına atmaması, evden
kuşatıcı ve kabul edici bir ilişki varsa uzaklaşmaması için ergenlik öncesi
onun için olabileceği en güvenlikli dönemin çok dikkatli yaşanması gerekir.
alan hâlini alır ev. Evinde mutludur, Sağlıklı ilişkinin temeli, doğumdan
huzurludur. Tanımadığı ve büyümeye itibaren atılır. Aşırı koruyucu ve aşırı
başladıkça merak ettiği dış dünyanın eleştirici olmayan dengeli bir ilişki
bilinmezlerine karşılık, tanıdığı ve kurulmuşsa çocuk, şartlar ne olursa
sığındığı güvenlikli alanıdır ev. Tam da olsun evinin en güvenilir alan olduğunu
bu nedenle ev, çocuk için emniyettir. bilerek büyür.

Zamanla bu anlam değişiyor mu? Çocuk; aile içi ilişkilerin çatışmalı


olduğu, kavgalı gürültülü evlerde,
Çocuk, gözlerini ailesinde dünyaya
ergen yaşa geldiklerinde evin huzursuz
açar. Çocuk için ev, dünyaya açılan
olduğunu düşünmeye başlarsa
penceredir.

22 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


kendisini daha güvende hissedeceği dünya ile kurduğu hayatı, ikincisi özel
ortamlar bulmaya çalışır. Bazı gençler, hayatı. Bu özel hayatta kişi kendini iyi
evlerinde olmaktansa arkadaşlarıyla konumlandırmalı. Aksi durumda sürekli
madde çektikleri köprü altlarının daha çiftler arasında tartışma ve kavgalar
huzurlu ve güvenli olduğunu ifade yaşanıyor. İnatlaşmalar, birbiriyle
ediyor! Evinde anne babasıyla değil zıtlaşmalar, laf altında kalmayacağım
birlikte madde çektiği arkadaşlarıyla diye sürekli söz düelloları, kendi dediği
daha güvende hissediyor. Demek ki olsun diye sınır tanımayan çirkin tavırlar
zamanla ailenin yanlış tutumlarının ve daha bir sürü şey! Böyle bir ortam
etkisiyle, evin güvenli olduğu fikri elbette ki çocuğa da etki ediyor. Çocuk
değişiyor! için ev huzursuz bir alana dönüşüyor.

Peki, anne ve baba evi nasıl yorum- Günümüzde eskiye nazaran nasıl bir
luyor? ev ortamı, aile yapısı var?

Henüz çocuk yokken yani anne ve Eskinin ev ortamında rollerin daha


baba değilken de anne baba olduktan belirgin olduğunu düşünüyorum. Yani
sonra da evde güven hissi yaşamak çok evin babası babadır. Ona saygı duyulur.
önemlidir ve bu da eşlerin elindedir. Eve geldiğinde ayakta karşılanır.
Evi yuvaya çevirmek, içinde arkadaşlık Babanın yanında saygısızlık yapılmaz.
ilişkisinin olduğu keyifli evlilik hayatı Evde gerilim ve gürültü varsa bile, baba
sürmek insanların elindedir. eve geldiğinde çocuklar belirli bir ses
tonuyla saygılı hareket eder. Anne, baba
Evlilik ve çift terapisi yaparken hep ile çocuk arasında köprüdür. Anneye
dikkatimi çeken bir ilginçlik var, de saygı duyulur. Evde anneye yardım
onu size söyleyeyim mi? İnsanlar edilir.
evlenmeden önce büyümüş yetişkinler
gibi davranıyorlar. Gelin görün ki Günümüzde ise çocuklar, anne babayı
evlenince bir anda çocuklaşıyorlar. yönetiyor! Çocuk merkezli bir eğitim
Bu, kendini tanımamakla da ilgili algısı yerleşti. Onlar okusun, onlar iyi
biraz. İnsanın iki hayatı var; birisi dış bir üniversite kazansın yeter. Başka bir
şey istemiyoruz evlatlarımızdan. Yeter
ki kendilerini kurtarsınlar, zamanında
bizim çektiğimiz sıkıntıları çekmesinler!
Sosyal medya ve iletişim
bu seviyede değilken evden Bence bu yanlış! Dünyanın her yerinde
kaçma sayısı daha azdı. çocuk 3 yaşını tamamladıktan sonra
Şimdilerde, kol kırılıyor
ailenin işleyişine katkıda bulunur.
ve yen içinde kalmıyor. Duyula
duyula her türlü yanlışa tolerans Yaşına uygun görevler alır. Çocukların
gelişiyor. Normalde evden öncelikli hedefi, üniversite kazanıp iyi
kaçmayı düşünse bile cesareti bir meslek sahibi olmak değil Allah’a
olmayan bir çocuk, evden sığınan, kuldan utanan “İyi İnsan”
kaçanların öykülerini dinledikçe
olmaktır.
veya okudukça cesaretlenebiliyor.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 23


banyoyu temizlemeden çıktıklarında,
market alışverişinde size yardım
Bağımlılıklar da bir kaçıştır. etmediklerinde, uyudukları yatağı
Evden kaçmaz; ama toplamadıklarında zaten size kötü
maddeye kaçar, bilgisayar davranmış oluyorlar. Onların yapmadığı
oyununa kaçar. Günde 8-10 her iş, sizin iş yükünüzü artırıyor. Yiyip
saat odasından çıkmaz. Bir yiyip ortaya attıkları çöpleri onların
çocuğun evden kaçması arkasından topladığınızda size haksızlık
için fiziksel olarak evi terk yaptıklarının farkında olmaları gerekir.
etmesi gerekmez. Kendisini Benim annemin söylediği çok tatlı bir
hapsettiği her bağımlılık bir söz vardı; “Bir evde 6 kişi dağıtır, bir kişi
kaçıştır. toplarsa o evde adalet yok demektir!”

Ben “Huyu Suyu Güzel Çocuk” kita-


Şimdiki anne babalar kusura bakma- bımı bu mantık üzerine yazmıştım.
sınlar; ama kişisel hırsları nedeniyle Dileyenler konu hakkında daha detaylı
“insan” yetiştirmeyi unuttu. Doktor bilgileri oradan okuyabilirler.
yaptı, mühendis yaptı, yönetici yaptı;
Yaşadığımız evlerin şekli, mimarisi
ama çocuğunu iyi insan yapmayı
aile ilişkilerimizi etkiliyor mu?
unuttu. “Yeter ki dersini çalış, senden
iş beklemiyorum.” dedi. Böylece çocuk- Bu da göreceli bence. Aslına bakarsanız
larını sadece “almayı” bilen, “vermeyi” eskiden evler küçüktü, her çocuğun ayrı
eziklik sayan narsist bir karakter olarak odası yoktu. Kardeşler aynı odada hatta
yetiştirdi. Oysa bizi insan yapan, bizi aynı yatakta ayakuçlu başuçlu uyurdu.
biz yapan ahlaki değerlerimizdir. Bize Bu şekilde bir arada büyüdüklerinde
düşen görevleri yapmamızdır. Kimseye konuşarak sohbet ederek, kakara kikiri
zarar vermememizdir. ilişki içinde birbirlerine bağlanarak yaş
alırlardı. Şimdi evler büyüdü, çocuklar
Danışanlarım bazen diyor ki; “Mehtap
kendi odalarına çekildi hatta öyle oldu
Hanım, benim kızım/oğlum çok
ki benim odama giremezsin kuralları
iyidir. Kimseye zararları yok, kibar
kondu, ilişkiler gevşedi.
çocuklardır. Ancak evde hiçbir iş
yapmıyor, bana yardım etmiyorlar. Tabii ki kabahati evlere bulmak da doğru
Ya bilgisayar başında oyun, ya ders, değil. Ev büyük olsa da ailedeki ilişki
yahut kitap okuma. Saygısızlıkları yaşam biçimi doğru organize edilebilir.
yok; ama çok döküntücüler, yetişe-
miyorum, yoruluyorum.” Ben de Ben kendi adımıza söyleyeyim.
diyorum ki; “Sevgili anneciğimiz! Yeğenlerimle birlikte yaşıyoruz şu
Sizin çocuklarınızın birine zarar an. Hem şimdi birlikte yaşadığım
vermesi için illa ki kavga etmesi yeğenlerimde hem de ablamın
gerekmez. Ailenin günlük işine çocuklarında uyguladığımız yöntem
karışmadıklarında, yemek yiyecekleri şu oldu: Çocukların odasını ayırmadık.
masayı kurmadıklarında, yemek sonrası Yemek, oyun, ders çalışmak, sohbet
sofrayı toplamadıklarında, duş aldıkları etmek gibi günlük ev içi rutinlerini hep

24 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


beraber ortaklaşa yapıyoruz ve bundan etmesi gerekir. Hakaret etmek, adam
çok zevk alıyoruz. Dürüst davranmam olmayacağını söylemek, zamanında
gerekirse ben kardeşlerin birlikte aynı bizim çektiğimiz sıkıntıları onların
odada büyümelerinden yanayım. başına kakıp durmak ise asla işe
yaramaz!
Bir çocuk neden evden kaçar?
“Seni evden uzaklaştıran nedir? Lütfen
Çocuk anlaşılmak ister. Değer gör- seninle yola devam edebilmemiz için
düğünü, adam yerine konulduğunu, bize elini uzat. Sana uzattığımız elimizi
onaylandığına bilmek ister. tut. Seni evden kaçıran her neyse
birlikte aşabiliriz. Biz aileyiz. Sen bizim
Ailesiyle duygusal ilişki kuramamış,
için değerlisin.” mesajını vermek ve bu
sorunlarını onlarla paylaşamamış,
teklifin içini doldurabilen aile olmak
hatta sorunlarının başlıca kaynağı ailesi
gerekir.
olmuş çocuklar evden kaçar.
Bağımlılıklar da bir kaçıştır. Evden
Evden kaçmak “beni görün, beni
kaçmaz; ama maddeye kaçar, bilgisayar
anlayın” mesajıdır. Bu mesajın doğru
oyununa kaçar. Günde 8-10 saat
okunması gerekir. Çocuk evden
odasından çıkmaz. Bir çocuğun evden
kaçınca aile psikolojik olarak suçluluk
kaçması için fiziksel olarak evi terk
kompleksine bürünerek savunmaya
etmesi gerekmez. Kendisini hapsettiği
geçmemeli. Çocuğu evden kaçıranın ne
her bağımlılık bir kaçıştır.
olduğuna odaklanmalı.
“Eyvah Çocuğum Bağımlı mı?”
En güvenli sokak, en güvensiz evden
kitabımda çok çarpıcı örnekler vererek
daha tehlikelidir. Günümüz çocukları
ailelere iletişim kurma yolları anlatmaya
gözü kara ve maceraperest. Hiç
çalıştım. Doğru iletişim hiçbir çocuğu
korkmadan sokağa atıyorlar kendilerini.
evden kaçırmaz.
Anne babanın çocuğuna arkadaşlık
Kaçan çocuklar için devletin bir
uygulaması var mı?

Evden kaçan çocuklarla genellikle


emniyetin çocuk şube birimi ilgileniyor.
Çocuklarla konuşulur ve ailesine
dönmesi sağlanır.

Bence bu ailelere danışman atanmalı


ve aile ile çocuk arasında arabuluculuk
ve iletişim çalışması yapılmalı. Çocuğu
bulup eve döndürmek maharet değil ki!
Tekrar kaçmasını sağlayacak etkenleri
ortadan kaldırmak gerekir.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 25


Çünkü internet üzerinde siteler var,
arkadaşlıklar var. Evinden kaçmayı
düşünen kişiye, sanal dünyadan yardım
teklifleri ve kalınacak yer desteği geliyor.
Böylece çocuklar evden kaçmaktan
korkmuyor. Ev dışına çıkmayı özgürlük
olarak algılıyor.

Çocuk eve geldiğinde ne oluyor peki,


nasıl karşılanıyor?

Ailenin kültürel durumuna göre değişin


karşılamalar söz konusu. Kızma,
azarlama, korku ile ağlama, sevgi ile
bağrına basma. Aklınıza gelen her
şekilde karşılama var.

Evden kaçan çocukların en belirgin Polis eşliğinde bulunan çocuklar, eve


özelliği sürekli evden kaçmalarıdır. Bir geldiğinde polis yönlendirmesiyle
kez kaçan çocuk sürekli kaçar. Çünkü aile sert tepki vermez. Çünkü çocuk
evden kaçmayı, sorunlarını çözmek korkarsa yine kaçar. Genellikle evden
için bir yöntem olarak kullanmayı kaçırtan nedenler üzerinde çalışılır.
öğrenmiştir. Görevliler arabuluculuk yaparak ortam
hazırlar.
Evden kaçma oranında bir artış
söz konusuysa bu artış nasıl Cahil aileler sert tepki, dayak, eve
yorumlanabilir? kapatma, fırsatları elden alma,
telefonuna el koyma gibi yollar deniyor.
Sosyal medya ve iletişim bu seviyede
değilken evden kaçma sayısı daha azdı. Bence dengeli davranmak en doğrusu.
Şimdilerde, kol kırılıyor ve yen içinde Çocuğun evden kaçma davranışını
kalmıyor. Duyula duyula her türlü ailesine silah olarak kullanmasına
yanlışa tolerans gelişiyor. Normalde fırsat vermeden, kabul edici davranış
evden kaçmayı düşünse bile cesareti önemlidir. Aşırı korkmuş görünmek,
olmayan bir çocuk, evden kaçanların çocuğun evden kaçmayı bize koz
öykülerini dinledikçe veya okudukça olarak kullanmasına neden olur. Çok
cesaretlenebiliyor. sert davranmak yine kaçmasına neden
olur. Dengeli tavır; evde tutar, ilişkiye
Evden kaçtığında ne yapacağını
odaklanmamızı sağlar, aile içi iletişim
bilemediği için kaçma cesareti olmayan,
anlamında etkili adımlar atılır.
sokak jargonunu öğrenerek kaçması
hâlinde nerelere gidebileceğini, neler Daha çok kız çocukları mı erkek
yapabileceğini planlıyor. çocukları mı kaçıyor?

Anlayacağınız, bu artışın sebebi, evden Eskiden erkekler kaçardı, günümüzde


kaçma eyleminin artık kolaylıkla kızlar da kaçıyor.
planlanabilir olmasına bağlıyorum.

26 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Erkekler hür olmak için kaçarken, kızlar
âşık oldukları erkeklere gitmek için Onlarla müzik dinleyin,
kaçıyor. birlikte alışverişe çıkın, onların
sevdiği kıyafetleri sevin,
Hangi yaş aralığında kaçma oranı arkadaşlarını eleştirmeyin.
artıyor? Hayallerine eşlik edin.
Hayallerini gerçekleştirmek
Devlet istatistiği nedir tam bilmiyorum; için onlara yardım edin.
ama benim çalıştığım vakalarda 14
yaş ile 16 yaş arası gençler kaçıyor.
Kız ve erkek oranı aynı gibi. Erkekler Hiçbir şey dışarıdan göründüğü gibi
sokaklarda kalıyor, kızlar internetten değil anlayacağınız!
tanıştıkları arkadaşlarının evinde
saklanıyor. Erkekler evde zulüm Evden kaçmak nasıl engellenir?
gördüğü gerekçesiyle, kızlar sevdiği
İletişim çok önemli. Çocuklarınızla
adama kavuşmak için kaçıyor.
kakara kikiri yapın, birlikte eğlenin.
Evin içinde bir kaçıştan söz edilebilir Onlarla ders dışında konuşacağınız
mi? Odaya kaçmak, odaya kapanmak, mevzularınız olsun. Dünyalarınız ayrış-
sosyal medyaya kaçış, sanal dünyaya masın.
sığınmak ve sair? Bunlar da bir tür
Onlarla müzik dinleyin, birlikte alışverişe
kaçış değil midir?
çıkın, onların sevdiği kıyafetleri sevin,
Evet. Biraz önce söylediğim gibi evin arkadaşlarını eleştirmeyin. Hayallerine
içinde iletişime geçmemek de kaçıştır. eşlik edin. Hayallerini gerçekleştirmek
Ailede sohbet yoksa birlikte zaman için onlara yardım edin.
geçirilmiyorsa her şey bir kaçış olarak
Kendinizi sevdirin! Sizi severlerse,
düşünülebilir.
sizin değerlerinizi de severler. Bizim
Bilgisayar oyunu kaçıştır. Aynı apart- anne babalarımız, kendilerinden nef-
manda yaşayan akraba evine gitmek de ret ettirme pahasına, doğrularını ve
bir kaçıştır. değerlerini sevdirmeye çalışıyorlar. Bu
yanlış! Önce kendini sevdirirsin. Sizi
Bazı gençler, evden kaçmak için her seven çocuk, yaş ilerledikçe size benzer.
akşam kuzenine gidiyor. Bazıları Büyüme döneminde biraz farklı görünse
babaannesine gidiyor. Hatta size ilginç bile yetişkin olmaya başladıkça sizin
bir şey söyleyeyim, aile çocuğunun kopyanız olur. Armut dibine düşer diye
ders çalıştığını düşünüp sevinirken, boşuna söylememiş atalar değil mi?
gencimiz aslında aileden kurtulmak
için deliler gibi test çözüyor. Biliyor ki Mehtap Hanım, bizlere zaman ayırıp
bu aileden başka türlü kurtulamayacak, kıymetli görüşlerinizi Çocuk Şehri
en iyisi ders çalışıp şehir dışında iyi bir okuruyla paylaştığınız için teşekkür
üniversite kazanayım, evden kurtulayım ederiz.
diye uğraşıyor.
Ben teşekkür ederim. Sevgiler…

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 27


KİTAPLIK

KARABİBER, NİLÜ VE ÇİÇİ

Hem bir kavuşma hem de bir kaçış hikâyesinin anlatıldığı


Görkem Yeltan imzalı bu kitapta, farklıların bir arada
yaşayabilmesinin imkânı yer alıyor!

Kaplumbağa Karabiber, Kertenkele Nilü ve Baykuş Çiçi


çok sıkı üç arkadaştır. Bu üç farklı hayvanı birbirine bu
denli arkadaş kılan sebep, üçünün de önyargılara kulak
tıkamasıdır. Kertenkele ve kaplumbağaların birbirinin
evine gidemeyeceği ve baykuşların ormanın en tehlikeli
hayvanlarından biri olduğu gibi “uydurulan saçmalıklara”
inanmamaktadırlar...

Bu üç kafadar aynı zamanda birbirinin dert ortağıdır.


Karabiber gürültücü kardeşlerinden yana dertlidir,

evde hiç rahat edecek yeri kalmamıştır. Nilü, aşk acısı çekmektedir. Üstelik
annesi “kuyruğunu bırakmak zorunda kalabilirsin” dediğinden beri endişelerle
yaşamaktadır; çünkü kuyruğunu çok sevmektedir. Yakında bir kardeşinin olacağını
öğrenen Çiçi ise yeni kardeş fikrinden hiç hoşnut değildir. Ev, yaşanılası bir yer
olmaktan çıkmıştır bu üç kafadar için. Sorunların üstesinden gelmek yerine gayet
çocuksu bir dürtüyle evden kaçma fikrinin en kesin çözüm olacağını düşünüp
yollara koyulurlar...

Bir gün doğumunda buluşurlar. Güneşin doğmasıyla kertenkeleler kâinattaki renk


değişimlerini süzer. Kaplumbağalar yavaş hareketleriyle yeni bir güne hazırlanan
kâinatın güzellikleriyle eğlenir. Baykuşlar ise bu doğa uyanışının sesleriyle
neşelenir. Ve okur, bu sanatsal doğa betimlemelerinden anlar yazarın neden bir
kertenkeleyi, kaplumbağayı ve baykuşu birbirine dost kıldığını.

Ev, ondan uzaklaştığımızda orası için farklı anlamları çoğaltan ve bu uzaklıkla


kendimizi sağalttığımız bir yaşanmışlar kümesidir. İçindeyken kendimiz
olamadığımız, dışına çıktığımızda kendimizi aradığımız ve yine ona döndüğümüzde
kendimizi bulduğumuz bir döngüsel mekândır. Bunu bilen, biyolojik olarak
birbirinden farklı bu üç arkadaşın ontolojik olarak aynı deneyimi yaşamasına
şaşırmaz.

Bir kaçış öyküsü olduğu kadar bir yolculuk öyküsüdür anlatılan. Yol boyu
sürprizler, yeni tecrübeler ve heyecanlarla dönülür eve. Yenilenmiş, farklılaşmış ve
daha da büyümüş olarak…

28 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


KİTAPLIK

BURASI BENİM YERİM

Çocuklar da tıpkı büyükler gibi kendi başlarına


kalabilecekleri, rahat edebilecekleri özel bir alana ihtiyaç
duyarlar. “Kendine ait bir oda” kavramı çocuklar için de
geçerlidir ve onlar da müstakil bir hayat arzu ederler. Bu
bir oda olabilir yahut oda içinde küçük bir köşe yahut bir
masa üstü. Fark etmez. Tavşan Cancan gibi sadece sessiz
bir şekilde kitap okuyabilecekleri herhangi bir yer. İşte bu
kadarcık bir mesele!

Küçük Tavşan Cancan, büyük bir merakla eline aldığı Uzay


Tavşanı kitabını okumak için çok heyecanlıdır. Kitabına tam
başlamışken ortalığı ciddi bir gürültü kaplar. Konuşanlar,
kahkaha atanlar, durmadan hapşıranlar, enstrüman çalanlar
vs. derken Cancan, kitabını okuyamaz olur.

Beraber yaşamak bir mecburiyetse madem, herkesin


istediği şeyi yapma imkânı ne olacak sorusu geliyor kitap
kurgusunda? Sonuç: Cancan kimseyi incitmeden kendi öz
benliğinin de hakkını vererek gayet güzel bir çare buluyor
bu duruma. Eline aldığı boya kalemi ile bir daire çiziyor. Bu
daire Cancan’ın artık özel alanı. Onu rahatsız eden tavşanları
sınırları konusunda uyarıyor. Önceleri tavşanlar çizgiyi ihlal
edip Cancan’ı kızdırmaya devam etse de zamanla herkes
bu dairenin dışında olmayı kabulleniyor. Cancan’ı o çok
istediği sessiz ve kendine ait alanda bırakıp kendi âlemlerine
dalıyorlar.

Bir süre sonra bu sınır konusu tecrite dönüşüyor sanki.


Cancan içeride olmaktan, diğer tavşanlar da dışarıda
olmaktan biraz huzursuz oluyor.

Sonuç: Cık! Böyle de olmuyor. Beraber olmak, birlikte


eğlenmek de güzeldir sonucuna varılıyor...

O hâlde herkesin, birbirinin mahremiyetine saygı duyacağı


alanlar oluşturmak birinci gayemiz olmalı. Varlığımızın
idraki bize zaman zaman tek olmak veya çoğalmak gibi
güzellikleri de fısıldıyor. Ama birini diğerine tercih etmeden
yaşamak zorunda olmanın hafifliğini her çocuk tadabilmeli.
Her çocuğun müdahaleye kapalı, paylaşıma açık bir özel
alanı olmalı.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 29


EV: ÖZVARLIĞIN
TOPOGRAFYASI
AYŞE NUR NARBOĞA

Senin ilk oluş yerin ana rahmindi. Burada vücut başlardık, bitiremeyince üç noktaya
buluyordun gün gün. Göklerden müjdeyle gelen sığınırdık. Bu da yetmez, dipnotlar
bir mucizeydin. Sen bilmezdin; ama senin ilk şerhler düşerdik sayfa köşelerine. Oysa
evin orasıydı. Hayat başlamıştı. Büyüyordun. sen bir şiirdin tüm anlatışları susturan,
Varlığını yalnız ben hissediyordum. Başlamış sözü özetleyen ve kavrayışı netleştiren;
ve devam edecek bir yaşantının ilk zeminiydi anlamı hafifleten bir kolaylıktın. Bir
içim. Sen orada, ben dışarıda varlığa dair yeni şiirdi varlığın ve sen evini arıyordun o
tecrübeler ediniyorduk. dizelerde.

Ve sonra sen doğdun. Bir varlık zemininden Ben anlıyordum ağlamalarından.


başkasına geçtin. Dünyaya hoş geldin. Senden Dünyadaki yerini yadırgamış gibiydin.
başka herkesin senin varlığına şahitlik ettiği Tek kucağımda diniyordu tedirginliğin.
bir gündü ve seni evimize getirdik. Hiçbir şey Geldiğin yerlere benziyordu kollarım.
bilmezdin. Yalnız anne kokusuydu aradığın. Kollarım bir kuş yuvası gibi dururdu
İlkin kucağım yetiyordu yaşaman için. Başka bir bütün gün. Sana sığınak olsun diye
mekân arayışın yoktu. keşfedilmiş iki kemik yığınıydı.

Biz düz yazı idik. Cümlelerimiz sıralı sıralıydı. Senin ellerinden tutmak için açıldı
Konuşma çizgileri olurdu başında. Başladı sonra kollarım. Yürüyordun artık.
mı bitmezdi, uzundu kelimelerimiz. Sayfalar Yeryüzünü adımlamaya, bir “hareket
dolusuydu bildiklerimiz. Doğrularımız sayfa- felsefesine” sahip olmaya başlıyordun.
lardan da taşardı. Noktadan sonra büyük harfle Kendi varlığını da fark ediyordun artık

Emeklediğin halı, tırmandığın koltuk, gözünü kamaştıran lamba, tutunup


yürüdüğün sehpa, soğuk duvarlar, dağınık oyuncaklar, renkli saksılar,
araladığın perdeler… Bunlar senin ilk yeryüzü şekillerindi. Maceraydı yirmi
metrekareye bir varoluşu sığdırmak. “Evin, özvarlığının topografyasıydı.”
Nereye gitsen, ne kadar uzağa baksan da ne kadar kaçsan da ellerinle ürettiğin
bahanelere, dönüşün hep o ilk mekân olacak.

30 ÇOCUK ŞEHRİ | EKİM-KASIM-ARALIK 2017


ne mutlu! Beşiğin, yatağın, halın, odan… göğün arasını, büyüdükçe ayırdık varlığın
Genişliyordu arz. Sen büyüdükçe yeryüzü hikmetle arasını. Suda olduğunu bildiğin
büyüyordu. Ev daralıyordu, sığmıyordun sürece ırmak yahut umman, değişmiyordu
artık odalara. Kapıları zorluyordun senin için. Ne zaman ki özvarlığının hacmi
dışarısı için. genişledi ve ırmak seni taşıyamaz oldu.
Evren daha büyüktü, anladın. Ben de senin
Senin gözlerinin renginde ben kendimi yola hazırlandığını anladım…
çok seyrettim. Sonra evimi gördüm
orda. Senin için keşfedilmeyi bekleyen Emeklediğin halı, tırmandığın koltuk,
bir âlemdi. Eşyaya kıymet veriyordun. gözünü kamaştıran lamba, tutunup
Onu çözmek istiyordun, hiçbir sır gizli yürüdüğün sehpa, soğuk duvarlar, dağınık
kalmasın; hakikat açığa çıksın diye oyuncaklar, renkli saksılar, araladığın
dolaşıyordun koridorları. Ev senin perdeler… Bunlar senin ilk yeryüzü
evrenindi, kocaman olurdu gözlerin ona şekillerindi. Maceraydı yirmi metrekareye
baktıkça. bir varoluşu sığdırmak. “Evin, özvarlığının
topografyasıydı.” Nereye gitsen, ne kadar
Keşfettikçe büyüyordu zemin, büyüdükçe uzağa baksan da ne kadar kaçsan da
göğe açılıyordu evin kapıları. Pencereden ellerinle ürettiğin bahanelere, dönüşün hep
bakmak istiyordun, âlemi seyreylemek. o ilk mekân olacak.
“Daha da mı büyük varlık” der gibi
bakıyordun. Balkonu buluyordun sonra Çünkü ilk şefkati burada gördün sen.
kilitli kapıların ardında. Ekleyerek Elmayı ilk kez burada tattın. Şekerin suda
çoğaltmak istediğin bir yeryüzü halısıydı eriyişini izledin. Çayın sıcaklığını, karpuzun
ev, balkonları gülünç bulmuyordun. soğukluğunu ilk kez burada bildin.
Beraber bakarken uzaklara bir köprüye Pamuğun yumuşaklığına, demirin sertliğine
dönüşürdü balkon, içeriyi ve dışarıyı dokundun. Düştüğünde acıyı, oyundaki
bağlardı. “Bulutlar da bizimle mi yaşıyor” sevinci hissettin. Tırmanamayacağın kadar
derdin. Kâinata doğru cesur adımlar yüksek masaları, geçemeyeceğin kadar dar
atıyordun, uzamsal bir fark ediş, düşsel kanepe altlarını öğrendin. Işık huzmeleriyle
bir yolculuk yan yanaydı sende. dans ettin, gölgeyle oynadın, zerreyi tanıdın.
Üşümek ve terlemek de yaratılmıştır, bildin.
Sen en çok babanın omuzlarında Ev, hayretinin merkeziydi. Şaşkınlığından
yükselirdin göğe. Bir haber almak gözlerim yanardı.
istercesine başın yukarılardaydı. Tekrar
aşağıya indiğinde ise anlardın senin için Bir gün yeniden hakikat arayışına düşersen
yer-gök ayrı değil. Aynı renk, aynı huzur, evine dön; çünkü sen hakikati ilkin burada
aynı ses burada da vardı. Biz açtık yerle öğrendin. Aşk acısı, yalnızlık, güvensizlik,
yalan, aldatma hissedersen de evine
dön; çünkü ev senin için barınak olduğu
kadar bir sığınaktır da. İnsanın doğayla,
Maceraydı yirmi metrekareye bir insanın insanla mücadelesinden korkarsan
varoluşu sığdırmak. “Evin, özvarlığının yine evine dön; çünkü seni güçlü kılacak
topografyasıydı.” Nereye gitsen, ne şarkıların hâlâ orada. Bir gün bir aile kurup
kadar uzağa baksan da ne kadar kaçsan bir ev satın almak istersen bir evin satın
da ellerinle ürettiğin bahanelere, alınamayacağını anlatan hikmet de orada…
dönüşün hep o ilk mekân olacak.
*Tabir, tabi ki de Bachelard’a ait. Minnetle…
KİTAPLIK

KELEŞ OSMAN

Çocukların evden kaçış hikâyeleri her zaman büyük bir


nedene dayanmaz aslında. Ev içi şiddet, anlamsızlık veya
büyük gerilimler değildir bazı çocukları evden uzaklaştıran.
Sadece büyüme ispatıdır.

Keleş Osman da büyümeyi bir de evden uzaklaşarak


deneyimlemek ister. Henüz korku ve macera içerikli fantastik
kurguların yaygınlaşmadığı dönemlerde Necati Tosuner, bir
çocuğun evden kaçış hikâyesini duru ve anlaşılır bir üslupla
anlatıyor. Sadece dış dünyayı merak etmek ve nereye kadar
gidebileceğini görmektir bu kaçışın sebebi. Yazar bunu çok
iyi anlamıştır.

Osman ve arkadaşı Hasan ne zamandır evden kaçıp


İstanbul’a gitmeyi planlamaktadırlar; ama yaz tatilini
beklerler. Tatil başlar başlamaz iki kafadar yanlarına aldıkları
azıcık yollukla düşerler İstanbul yoluna…

İstanbul’a ulaşana kadar her şey yolunda gidiyor


denebilir. Yaşanan bazı ufak tefek sıkıntılar yolculuğun
cilvelerindendir. Ancak İstanbul öyle mi! Bu kent hiç de
yaşadıkları taşraya benzememektedir. Evden kaçmak daha
şimdiden büyük bir pişmanlığa dönüşmektedir.

Büyümek cesaret ister. Uzaklara gitmek ise çok daha


fazla cesaret ister. Ve asıl büyümek hayallerle gerçeklerin
arasındaki o derin uçurumu görebilmektir. Keleş Osman ve
Hasan, evden kaçarak büyüdüklerini kendilerine ispat etmiş
oldular; ancak kentin yabancılığı ve büyüklüğü ile mücadele
etmek için daha epey büyümek gerekir.

Roman mutlu sonla biter. İki kafadar yaşadıkları çaresizlikten


kolayca kurtulur. Çünkü onları bu koca şehirde daha henüz
ayak basmışken, bir ahbapları görür ve onları doğruca eve
geri götürür...

Yazar, evden kaçtıkları için çocuklara ceza verme sahnesi


yerine metinde, dikkatleri kaçış fikrinin kendisine çevirerek
farklı bir üslup denemiştir.

32 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


KİTAPLIK

SAÇLARINDA SORU İŞARETLERİ

Bir kaybolma hikâyesi ne zaman bir kaçış hikâyesine


döner? Evdeki çocuk aniden yok olursa çocuğun kaçtığını
mı düşünürsünüz kaçırıldığını mı? Çocuğuna uzak, onu
anlamayan, onu “güvenlik” gerekçesiyle dört duvar arasına
kilitleyen ve yaşadığı basınçtan haberi olmayan bir ebeveyn,
çocuğunun evden kaçtığına inanmaz ki!

On yaşındaki Mert, para bozdurmak için babasının


dükkânından çıkar ve bir daha geri dönmez. Bu kayboluşun
gerçekleşmesi çok ilginçtir. Ayakkabı satıcısı baba, sattığı
ürünlere nerede nasıl olduklarını haber veren çip takacak
kadar denetimi zirvede yaşayan biri. Anne ise tam bir kontrol
hastasına dönüşmüş durumda. Dört yaşındayken geçirdiği
hastalık sonucu korku duygusunu yitiren Mert için tedbirleri
üst düzey artırmış durumda. Öyle ki Mert’in dışarı çıkması
bile yasak. Korku bilmeyen bir çocuk için her türlü risk
mümkün ya!

Mert’in neden kaybolduğunu değil de kaçtığını düşünüyoruz?


Çünkü bu hikâyeye dâhil olan gazeteci, Mert’in şifreli
defterini buluyor. Defterine kaydettikleri ile Mert, bulunduğu
bu hapishanenin içinde özgürlük şiirleri yazmakta, masallar
biriktirmekte ve hayaller kurmaktadır. Mesela şunları yazıyor:
Pervazın çatlağından sızan buğu, bir trenin dumanı olsa...
Beni gecekondular, toplu konutlar, gökdelenlerin arasından
geçirse, hızlana hızlana tepeleri aştırsa, göçmen kuşların
dinlendiği tepelere, kayalıklara bıraksa... Kuşların şarkısına
ıslığımla katılsam, yağmur yağsa... Saçlarım sı- rılsıklam
olsa... Gökkuşağı çıksa, altından geçmeye koşsam...

Aile Mert’in şifrelerini çözmekte yetersiz; çünkü çocuğuna


yabancıdır. İş, gazeteciye düşüyor. Bir zamanlar fotoğrafını
çektiği ve lüle lüle saçlarının kıvrımını bir soru işaretine
benzettiği bu çocuğu tanıyor.

Mert’e bu kaçış yolculuğunda birçok kişi eşlik ediyor. Her biri


Mert’in hikâyesine bakıp kendi kuşatılmışlıklarını sorguluyor.
Sorular, soruları besliyor ve yeniden eve dönüş için yeni bir
kurtuluş manifestosu gerekiyor. Soru işareti nasıl ki sorunun
varlığına delalettir kaçışlar da dönüşlere dair bir işaret taşır.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 33


DEĞİŞEN EV DÜZENİ TOLGA BELGİ - ZAMANE BABASI

Söze direkt olarak şu şekilde bir soru çoğu zaman kendi ebeveynlerinin
sorarak başlamak istiyorum: Değişen, düşünce tarzını benimsemiyorlar, be-
ev düzeni midir yoksa anne ve babaların
nimsemek istemiyorlar.
değişen ve gelişen düşünce yapısının
ortaya çıkardığı genel bir yansıma mıdır? Bir önceki neslin yaşadığı zamanlarda
Burada önemli olan ve cevaplanması
aileler daha büyük daha kalabalık ve
gereken ana konu bu olsa gerek. Çünkü
günümüzde yaşayan taze ebeveynler, birlikte yaşam tarzını benimsiyordu.
Bu durum, evlenen ve evlerini kurmak

34 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


isteyen insanlara yansımaktaydı. Şu Mehmet 29 Ağustos tarihinde dünyaya
ana kıyasla önceleri yüksek oranda geldi. Ailenin tüm bireyleri heyecanla
ailelerle aynı evde yaşanırdı. Bu durum bekledikleri yavruyu kucaklarına alınca
aslında değişen ebeveyn profilinin sevgilerini sonuna kadar göstermeye
altında yatan en temel sebeplerden çalışıyorlardı. Anneanne, babaanne ilk
birini oluşturuyor. Kalabalık ailelerde torunları doğduğu için çok mutlulardı.
dünyaya gelen bir çocuğun bakımıyla, Dedeler ise gururla arkadaşlarına erkek
yemesiyle, uyumasıyla kısacası torunlarının doğduğunu söylüyordu.
tüm işleriyle ilgilenen birçok insan Halalar ve teyzeler, şimdiden onunla
bulunmakta, bu durum ebeveynlere oynayacakları oyunları tasarlamışlardı
çocuklarıyla ilgilenmek için gerekli alan bile. Dayı ve amcalar ise Mehmet’in
bırakmamaktaydı. Ebeveynler, çocukları hangi takımı destekleyeceği konusunda
üzerindeki sorumlulukların birçoğunu birbirleriyle iddiaya tutuşmuşlardı
başkalarıyla paylaşmaktalardı. Şimdi bile. Evdeki büyük aileye bir birey
gözlerimizi kısa süreliğine kapatalım ve daha katılmıştı, büyük aile biraz daha
o zamanlara ufak bir yolculuk yapalım genişlemişti. Tüm bu curcuna içerisinde
mı? Kemerlerinizi bağlayın, başlıyoruz ebeveynler şaşkın bir şekilde olan bitene
alışmaya çalışıyordu.
Yıl 1973…

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 35


Mehmet bir aylık olduğunda gaz Mehmet artık 5 yaşına gelmiş bir
sorunları yaşamaya başlamıştı. Eee… Bu çocuk… İçi içine sığmıyor, sokağa
sorunu halledebilmek için büyüklerin çıkıp arkadaşlarıyla oynamak istiyor.
tecrübelerinden yararlanmak gerektiği Annesi bunda bir yeis görmüyor;
konuşuluyor ve buna eşlenik hareketler fakat büyükanne torununun
ediliyordu. Gece ağladığında anneanne hastalanmasından endişe ederek buna
ve babaanne Mehmet’i yanlarına alıyor izin vermiyor. Anne herhangi bir sorun
ve ilgileniyordu. Bu probleme anne yaşanmaması için, çocuğunun isteğini
sütünün sebep olduğunu, akşamları anne göz ardı edip bunu kabul ediyor.
sütü yerine muhallebi yemesi gerektiği
karara bağlanıyor, anne bu duruma Bu durum aslında tüm yaş gruplarında
karşı çıktığında ise (O zamanlar babalar benzer şekilde devam ediyor. Bu anlatı,
çocuk bakımına hiç katılmazlarmış.) yanlış anlaşılmasın lütfen; ama bir
onların da böyle büyütüldüğü söylenip önceki nesil, büyüklerin görüşlerini
karar uygulamaya konuluyordu. Yani tartışmayı bile ayıp olarak kabul
Mehmet sadece anne sütü içmesi ettiğinden dolayı kendi vereceği
gerektiği zamanlarda muhallebi yemeye kararları uygulamamakta, büyüklerinin
başlamıştı bile. tecrübelerinden yararlanmayı kabul
etmekteydi…

36 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Daha sonraki zamanlarda geniş aileler bakımından anne sorumludur” algısının
yerini çekirdek aile yaşantılarına yıkılmasına da sebep oldu. Annelerin
bırakmaya başladı. Böylece evladının tek başına çocukla ilgilenmesini
çocukluğunda kendi kararlarını değil istemeyen babalar, bu hususta eşlerinin
de büyüklerinin kararlarını kabul eden daha çok yanında olmaya başladılar. Bu
anne-babalar, daha özgür bir yaşam durum “zamane babaları” kavramının
sürmeye başladılar. Ve genelde olduğu doğmasına sebep oldu. Çocuğuyla daha
gibi “benim yaşadığımı çocuğum fazla ve kaliteli zaman geçiren babalar,
yaşamasın” diye düşünerek çocuklarını çocuklarıyla daha erken ve sağlam bağ
daha rahat bir şekilde büyütmeyi kurabilmektedir.
desteklediler. Tamamen desteklerini
çekmekten bahsetmiyorum burada. Velhasıl kelam, zamanla değişen ev
Korumacı tavırla bir adım geride, düzenlerimizin bir etkisi olarak ortaya
ne zaman yardım gerekirse o zaman çıkan çekirdek aile yapısı, zamanla
yanlarında olacak şekilde durumlarını çocuğun gelişiminde benim görüşüme
yenilediler. göre hem olumlu hem olumsuz olarak
etki etmektedir. Yine kendi görüşüme
O neslin çocukları ise şimdiki zamanda göre, olumlu tarafları bir “baba” olarak
daha da özgür bir şekilde kendileri daha fazla. Bu sayede çocuğumla daha
öğrenerek, araştırarak ve bazen rahat ve güzel bir iletişime sahibim.
deneme yanılma yoluyla bir yol haritası
çıkarmaktalar. Bu güncellememe, aynı Kalın sağlıcakla.
zamanda daha önce olan, “çocuğun
/ zamanebabasi

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 37


KARINCA YUVASINDAN EV
AHMET ATAÇ

Evi konuştuğun zaman evsizliği de bir çocuk etrafına korku salar elbette.
konuşacaksın arkadaş. Başka yerleri ev Sen o korkuları azaltmak için ne yaptın,
edinmişleri de. Kendi evine, odasına bir durup düşüneceksin...
sığamayıp başka mekânlarda yaşamaya
çalışanları da hatırlayacaksın. Evin ne Yaşar Kemal diye bir yazar var,
kadar iyi bir yer olduğunu, sıcacık, herkes tanır onu. Herkesi ilgilendiren,
güvenli ve huzur dolu olduğunu insanlığın damarına dokunan yazıları
anlatırken bunların hiçbirini bulamadığı yazarsan seni herkes tanır. Ben de onu
için evinden kaçanları da konuşacaksın. ilk kez bir gazetede tanıdım. Ekmek
Bir macera için değil bir yere ait sardığımız gazetelerden birinde
olmayı insan olmakla eş tuttukları için dikkatimi çekti, “çocuklar insandır”
gidenlerin isimlerini de sayacaksın. diyordu. Bir de bizler için kitap
yazıyormuş. Çukurovalıymış. Ben arzın
Herkes evine çekildikten sonra çukurunda o da ovanın çukurunda,
sokakta kalanları da anlatacaksın diye güldüğümü hatırlıyorum kendi
o kocaman edebiyat kitaplarında. kendime. Yazdıklarını epey bir merak
Instagram’da takipçi sayımı düşürür etmeye başlayınca sahafları dolandım.
diye çekinmeyeceksin. Bir sokak Tezgâhlara yanaştım ve Yaşar Kemal
çocuğu gördüğünde cüzzamlı gibi ismini aradım. “filler sultanı ile kırmızı
kaçmayacaksın. Ama sen de haklısın sakallı topal karınca” diye bir kitabın
onu görünce korkmaktan! Korkuları üstünde ismi vardı. Aslında bu kadar
yüzünden evini terk eden, korkusuzluğu uzun başlığı okuyacak zamanım bile
öğrenemezse yaşayamayacağını anlayan yoktu, ne kadar hızlı okuduğuma ben
bile hayret ettiydim o an.
Kitabı çaldım. Hayatımda ilk
kez bir kitabı çaldım. Ekmek,
su, yemek, odun ve sigara
çalmışlığım çoktur; ama kitap
hiç çalmadıydım.

O gün, bütün gün kitabı


okudum. Karıncaların daya-
nışması beni çok etkilemişti.
Ben hayatımda kendimi
hiç değerli görmedim,
küçük şeyler hele benim
gibi zavallılar asla önemli
değillerdir. Ailemde de bu

38 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


böyleydi. Yaşadığım ev bir karınca Şimdi kocaman oldum. Bir ev kiralayıp
yuvası kadar olamadı; ama ben bir aile kuracak kadar kocaman. Ellerimi ve
karınca olmayı deneyebilirdim. yüzümü her gün yıkıyorum. Benim iki
evim oldu bu hayatta. Birinden kaçtım
Sokaklar evlerden daha kötü kabul. öbürüne sığındım.
Sokağın tüm yüzünü, insanın tüm kötü
yanlarını gördüm ben her kaldırımda Sokağı iyileştirmeyen ev, ev olamaz
her köprü altında her camekânın bana göre. Bir şehri kucaklayamayan bir
önünde. Bir şehrin sokakları bu kadar baba, çocuğunu saramaz?
kötüyse evleri nasıl iyi olabilir ki?
Her birini bir karınca gibi gördüğüm
Daha çok kitap çaldım sonraları. çocuklardan, fil ordusuna direnebilecek
Hatta bir tanesi karıncaları anlatan bir bir güç oluşturabilir miydim? Filleri
kitaptı… tanıyorlar, hem de çok iyi. Ama filleri
nasıl yeneceklerini bilmiyorlar. Biz
Zamanla çalmak beni çirkin hisset- sanıyoruz ki fil olursak kazanırız. Hayır,
tiriyordu. Uzun zamandır unut- karınca olarak biz kimiz, neyiz, onu
muştum bu hissi. Şimdi yeniden bilmeden bu kavgayı kazanamayacağız!
kötülüğü hücrelerimde hissediyor ve bu İnsan olarak kalmak en büyük zaferimiz.
hayattan da kaçma zamanımın geldiğini
hissediyordum. Karınca yuvasından bir ev yaptım. Ve
bir çocuk kendini evinde hissederse
Evden kaçan için sokaklar ev olur; ama tüm dünya o eve sığar bildim. Kendini
sokaktan kaçış nereye götürür? evinde hissetmeyen için tüm dünya
dardır, anladım.
Yeniden eve dönmek mümkün mü?

Kalbimin yerini hatırladıysam evimi de


bulabilirim diye düşündüm. Düzenli
bir işe girdim önce, çalmayı bıraktım.
Sigarayı da. Küfürü de. İnsanlar benden
korksun istemiyordum artık. Gülmeyi
öğrendim. Yeryüzündeki tüm annelerin
tüm babaların aynı olamayacağını
düşündüm. En azından bu ihtimalin
gerçekleşmesi için ben vardım, buna
inandım. Uzun bir süre para biriktirmek
için sokaklarda yatmaya devam ettim.
Ne kadar birikebilirdi ki… Yeniden
üşümeye başlamıştım. Sokak çocukları
evi düşündükleri zaman üşürler, ne
zaman ev kafalarından gider, üşümez
olurlar.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 39


KİTAPLIK

NUH ARPASUYU EVDEN KAÇIYOR

8 yaşındaki Nuh Arpasuyu, yüzleşmek zorunda olduğu


acı gerçeklerden kaçmaktadır. Bu yaşta bir çocuğun evden
kaçacak ne gibi bir derdi olabilir diye düşünebiliriz; ama
durumlar hiç de biz büyüklerin sandığı gibi değildir!

Hikâye kaçış sahnesiyle başlar. Nuh, oldukça hüzünlü


gözlerle geri dönüp terk ettiği şehre bakar son kez. Ama
geri dönmemeye kararlıdır. Yol aldıkça yolun zahmetlerini
görür. Acıkınca yediği elma yüzünden hırsız damgası
yer, insanların yabancıları sevmediğini anlar. Nuh’un
yolculukta çektiği yalnızlık ve yabancılık hissi çok ezicidir.
Yol boyu, bir yere ait olmanın önemi kavranır, korku gittikçe
tahammülsüzlüğe sebebiyet verir, yollar uzar da uzar
gider…

Bir vakit sonra ilginç bir ağaç görür ve ağaca yaklaşır. Bu ağacın ilginçliği içindeki
oyuncak dükkânından geliyordur. Nuh Arpasuyu kuklalarla dolu, her şeyin hareket
ettiği bu büyülü oyuncak dükkânının sahibi yaşlı adamla tanışır. Koyulaşan sohbet
yaşlı adama anılarını, Nuh’a da kaçış nedenini hatırlatır.

“Dünyayı dolaşıp büyük maceralar yaşamak için evden kaçtım.” itirafıyla Nuh’un
kaçış sebebini öğreniriz. Anlaşılan Nuh, kaçışı bir deneyim olarak yaşamak ve
tatmak istemektedir. Evde ona kötü davranan ne annesi vardır ne de babası. Çocukça
bir taleple sınırlarını öğrenmek istemiştir sadece. Ne kadar uzaklaşabileceğini, tek
başına yaşamanın keyfini ve yeterince büyüyüp büyümediğini merak etmiştir.

İhtiyar usta meselenin bu kadarlık bir kaçış hikâyesi olmadığını hissetmiştir. Ve


Nuh’un gerçek kaçış sebebini öğrenir. Nuh’un annesi ölmek üzeredir ve Nuh
da annesinin ölümüne tanıklık ederek o acıyı yaşamak istememektedir. Bir
yanı özgürlük hissiyle dolu Nuh diğer yanıyla da ölüm gerçeğinden kaçmıştır.
Gerçeklerle yüzleşmenin büyümenin ta kendisi olduğunu öğrendiğinde ise büyük
bir pişmanlık ve suçluluk duygusuna kapılır. Eve geri dönecektir...

Yazar John Boyne, çocukların gerçeklere yaklaşımını oldukça çocuksu bir anlatımla
sunuyor. Nuh bencilce davranmış gibi görünüyor; ama gerçekle mücadele
edebilmek için gerçekten kaçmayı düşünmesi anlaşılır bir durumdur. Gitmenin
kendisinin bir terapi olduğunu düşünen pek çok büyük vardır ve Nuh büyümek
için acele etmiştir belki de.

40 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


KİTAPLIK

DAĞIN BU YÜZÜ

Evde mutsuzluk başladığında evden kaçış fikri daha doğrusu


mutluluğu dışarılarda bir yerlerde arama fikri üşüşmeye başlar
kafalarda. Gitmek tek çözüm görünür. 10 yaşında bile olsanız!

Jean Craighead George de daha ilkokuldayken evden nasıl


kaçtığını ve niçin kaçtığını anlatır Dağın Bu Yüzü’nde. Bir
doğaya kaçış öyküsü olan eser, küçük bir çocuğun evrende
kendine yeni bir yurt yeni bir ev arayan masalsı; ama gerçek
hikâyesidir.

Yeni hayatına tutunmaya çalışan Sam isimli karakterin doğa


karşısında çok da hazırlıksız olmadığını okuyoruz kitaptan.
Kaçışını cesaretlendiren onun bu çevre bilinci, okuru
şaşırtmıyor değil. Bir ağaç ona ev olmuştur artık ve ihtiyaçlarını
doğadan karşılamanın yollarını aramaya koyulmuştur. Tüm
tehlike ve yoksunluğa rağmen Sam, oldukça neşeli görünmektedir. Ev ve okul arasında
sıkışmış bir hayatta öğrenemeyeceği çoğu şeyi, doğada kendi deneyimleriyle keşfederek
öğrenir: “Bu gece tuz elde edeceğim. Eski zamanlarda insanların onsuz yaşayabildiğini
biliyorum; ama sanırım bu yabani besinlerin bir kısmı biraz lezzetlendirmeyle daha
keyifli yenilebilir. Bu ceviz dallarını kaynatıp suyu buharlaştırınca geride tuzlu bir
çökelti kaldığını fark ettim. Şimdi bunu deniyorum.”

Yazar Jean, küçük bir çocukken evden kaçmak üzereyken annesine yakalandığını anlatır.
Annesinin kendisini kararından döndüreceğini sanır. Annesi ise ilginç bir şekilde kızının
diş fırçasını alıp almadığını kontrol eder, ihtiyaç duyabileceği diğer şeyleri kontrol eder
ve kızını tatlılıkla uğurlar. Bunu beklemiyordur. Gidişinin ardından Jean bir saat sonra
eve döner.

Jean, benzer bir kaçış öyküsünü büyüyüp anne olduğunda kızında da yaşar. Kızı da
tıpkı bir zamanlar annesinin yaptığı gibi kaçmak istemiştir. Jean de tıpkı annesi gibi
davranmıştır kızına. Ve mutlu son: Jean’ın kızı da eve döner.

Her çocuğun dönem dönem uzaklaşma ihtiyacı olduğunu anlamakla her gitmek fikrini,
korkunç bir kaçış senaryosuna çevirmemiş oluruz. Evet, bazen gerçekten mutsuzluktan
kaçar çocuklar bazen kendi büyüttükleri sorunlardan. Bazen önemsenmek isterler bazen
başka hayatları önemsemeyi. Bazen ne kadar büyüdüklerini ispatlamak isterler bazen de
gidip geri gelebilmenin rahatlığını yaşamak isterler. Zaman zaman uzaklaşabilmenin,
bulunduğun yere daha iyi bakmayı sağlayacağı da kesindir…

Sam’in cesaretini fazla abartılı mı bulduk? Ama “her şeye rağmen burada kalmak” çok
daha büyük cesaret istemez mi?

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 41


ÇOCUĞU YENİDEN KEŞFETMEK ÇALIŞTAYI
KAGEM - ANKARA

Türkiye Diyanet Vakfı Kadın Aile Doğu dillerinde ve Batı dillerinde


ve Gençlik Merkezi (KAGEM)ile olmak üzere iki genel tasnif üzerinden
Eğitim Politikaları ve Araştırmaları müzakereciler sunumlarını yaptı.
Derneği, geçtiğimiz Aralık ayında
Çocuğu Yeniden Keşfetmek isimli bir Yrd. Doç. Dr. Hakan Aydemir Türk
çalıştay düzenledi. Çalıştayda farklı dillerindeki çocuk kavramı konulu
disiplinlerden çeşitli müzakereciler, sunumunda, çocuk kelimesinin bizdeki
çocuk konusunu hem etimolojik hem anlamının bir hayvan yavrusuna
de toplumsal yönleriyle değerlen- verilen isimle eş tutulduğunu söyledi.
dirdi. Önümüzdeki aylarda devam Bala kelimesinin de sık kullanıldığını
edecek olan çalıştayın bu ilk belirtti. Bu kelimenin de ikinci anlamı
oturumunun notlarını Çocuk Şehri hayvan yavrusu demek. Ancak Türkçe
olarak gözlemleyebildiğimiz kadarıyla kelimeler için çok önemli bir veri sunan
paylaşıyoruz. DîvânuLugâti’t Türk’te bala kelimesine
11. yy’den önce rastlanmadığına dikkat
Çalışmanın öncelikli amacı,çocuğu çekti. Osmanlı dönemi filologların ve
anlamak ve tanımak. Bunun için de önce tarihçilerin çocuk kelimesinin domuz
insan nedir sorusunun cevaplanmasını yavrusu anlamına geldiği ile ilgili üç
öngörüyor. Bir kültürün insana bakışı farklı belge kaydedildiğini ifade etti:
çocuğa bakışı da belirleyen önemli bir “Yapılan çalışmalar çocuk kelimesinin
etmendir. Bu açıdan çocuğa dair söz Türkçe kökenli olduğunu ispatlamıştır.
söylemenin ve eylemde bulunmanın Çocuk kelimesinin kökenine
gerektirdiği bilinç denklemi,çocuğun bakıldığında eski Altay dillerinde bu
duyu- duygu- düşünce bütünlüğünü kelimenin filizlenmek, tomurcuklanmak
göz önünde bulundurmayı ve yeni gibi anlamlarda kullanıldığı görülüyor.
bir çocukluk paradigmasının inşa Çocukluğun evreleri vardır; ancak
edilmesini zorunlu kılıyor. Kültür ve Türkçe’de çocukluğun her dönem
medeniyetlerin çocuğa ne gibi isimler için “çocuk” kelimesinin kullanıldığı
verdiği ve bu isimlerin toplumların görülüyor. Çoğu dillerdeki gibi farklı
çocukluk anlayışlarıyla ne derecede adlanlandırmalar yok. Daha büyük
bağlantılı olduğunun anlaşılması yaştaki çocuklar için “kenç” deniyor ve
gerekiyor. Çalıştayın bu ilk oturumunda bu her iki cinsi de kaplıyor zaten.”
paylaşılan sunumların her birinde dil ve
yaşayış birlikteliğine değinilmiş olup Türkçe’de neden her dönemi kapsayan
tarihsel süreçten örnekler paylaşıldı. tek bir “çocuk” kelimesinin olduğu

42 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


ile ilgiliyi soruya, müzakerecilerden açısından bakıldığından anne, baba, abi,
farklı değerlendirmeler geldi. Bu abla, amca, dayı, dede, ata gibi pek çok
değerlendirmeler özetle şöyle: Eski yaşa bağlı ayrım vardır.
Türkçe’de ve Türk dillerindeki bu
durumun yaşantıyla çok yüksek bir Bir diğer yorum da çocuğun hayatın
bağlantısı var. At üzerinde doğup at merkezinde çok rol oynamamasıyla
üzerinde ölmek şeklinde özetlenen bir ilgili olabilir. Örneğin Özbekistan’da
bozkır hayatında çocuk, doğduktan kavun için kullanılan 10’dan fazla
sonra hızlıca büyüme dönemine girer. kelime vardır. Çünkü Özbekistan’da çok
Bozkır yaşantısının insanları organize farklı kavun türleri yetişir ve ekonomik
olmaya, hızlı hareket etmeye, pratik bir hayatta da yemek kültüründe de
hayat sürmeye zorladığından insanların önemlidir. Bir kavun için bu kadar farklı
tanımlamalarda da pratiğe gitmesi sayıda kelime üreten bir kavim, çocuk
büyük bir olasıdır. Yine çoğu ifadelerin için üretmiyorsa sebebi dil yetersizliği
ve kullanımların çeşitli sebeplerle değildir.
kayda geçirilmemiş olabileceği ihtimali
Arapça’da ise çocuk ile ilgili çok
de vardır. Moğol istilalarıyla yakılan-
sayıda kelime vardır. Sunumuna dil-
yıkılan kitap ve kaynaklar da göz
hakikat ilişkisine değinerek başlayan
önünde bulundurulmalıdır.
müzakereci Doç. Dr. Şükran Fazlıoğlu,
Kız ve erkek çocuk için farklı bir dilin taşıdığı hakikat bağlamına değindi.
kullanımın olmaması, cinsler ayrımının Salt çocuk kelimelerinin karşılığını
olmadığı anlamına da geliyor. Çünkü değil çocuk kavramının dildeki ve
bozkırda bu ayrım pek bir şey ifade toplumdaki bağlamındaki yerine de
etmiyor. Eski Türkçe’deki “oğul” değindi. Arapça’nın insanı, toplumu
kelimesi kız ve erkek her iki cins için ve çocuğu nasıl gördüğü bir bütünlük
de kullanılırken daha sonra anlam içinde ele alınmış oldu.
daralması yaşıyor.
Arapça’da insan kelimesi unutmak,
Kâinata ve insana bütüncül baktığı için dost, vicdan gibi anlama geliyor. Anne
cinsler ayrımı olmadığı gibi hayvan kelimesi olan “üm” insanın ayrılıp geri
yavrusu anlamındaki bir kelimeyi kendi geldiği anlamına, ümmet, fıtrilik gibi
türünün devamına koymasıyla insanı manalara geliyor. Aile anlamındaki
doğadan ayırmadığı gibi bir anlam da “usratü” kelimesi koruma-zırh, esaret-
çıkabilir. esir olma, yaratılış gibi anlamlara
geliyor. Böylece çocuğun aile içinde
Türklerde güçlü bir hiyerarşik yapı korunduğuna ve aynı zamanda rüşt
vardır. Bu durum yukarıdan aşağıya çağına kadar aileye bağlı olduğu
değil; ama aşağıdan yukarıya yapılan yorumu kuvvetleniyor. Türkçe’de
adlandırmalarda kelime çeşitliliğine de kullandığımız “aile” kelimesi ise
sebep olmuş olabilir. Yani büyükler birincil olarak çadır, ikinci olarak da
açısından bakılınca kendisinden küçük bu kelimeden türeyen “ağvel” çok
herkes için çocuk çocukken, çocuk bağıran anlamı yine çocuğa gidiyor.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 43


Bunun dışında doğrudan çocukluğun biyolojik durumu önemliyken zamanla
kronolojisiyle ilgili farklı adlandırmalar çocuğa verilen anlam, manevi-zihinsel
şöyle: “cenin”, embriyo dönemine işaret ilerlemeyle değişiyor. Cinsiyet vurgusu
eder. Gizlenmek demektir. Aynı kökten Arapça’da olduğu gibi belirgin değildir.
gelen cennet kelimesiyle bağlantılıdır.
Nefes alan anlamında “menfus”, emziği Eski Yunan dili olan Grekçe’deki çocuk
için “sabi” kullanılır. Doğmuş olan şey terimlerini ise Yrd. Doç. Dr. Nihal
manasında “velet” kelimesi vardır. Yine Petek Boyacı açıkladı. Hayvan yavrusu
çok bilinen “tıfl”, köken olarak güneşin anlamına gelen “brephos”, güdülen,
doğması, kıvılcım, balçık gibi anlamlara bakılan anlamındadır. “nepios” dar
gelir. düşüncelilik, konuşamayan yahut boş
konuşan, şapşal gibi anlamlara geliyor.
Bu isimlendirmelerden anlıyoruz ki Bu kelimeden gelen “nepiazo” ise
çocuğa ve çocukluğa bakış birkaç açıdan kavram eksikliğine, idrak yetersizliğine
değerlendiriliyor. Birincisi var olmayla vurgu yapıyor. “tutthos” ise süt emen
ilgili. Varlık sahnesine düştüğü andan bebek anlamındadır. Kelime çocuğu
itibaren adlandırma başlıyor. Varlığın anneyle birlikte tanımlamaktadır.
devamı olan biyolojik sürecedair Bunların dışında çok yaygın kullanıma
isimlendirmeler de söz konusu. Ana sahip olan küçük, reşit olmamış erkek
rahmi, süt emmek, yürümek, akletmek yurttaş; vurmak-dövmek anlamlarında
gibi biyolojik/fizyolojik farklılıklara kullanılan “pais” ve doğurmak ve baba
göre de adlandırmalar mevcut. Çocuğu olmak anlamında “teknon” vardır. Bu
içinde bulunduğu aile ve soy bağlarıyla dil için doğurma eylemi ikil bir eylemdir
bir gören bu anlayış, çocuğu aynı ve babalar da “doğurur”.
zamanda çocuğun zihinsel yapısıyla da
tanımlıyor: temyiz çağı, buluğ çağı, rüşt Bu kelimelerin köken ve yaygın
çağı gibi. kullanımları ışığında eski metinleri
incelediğimizde Greklerin çocukluk
Fars dilindeki çocuk kelimelerini Prof. tasavvurunu da görebiliyoruz. Çocuk
Dr. Adnan Karaismailoğlu sundu. yetkin düşünceye sahip olmama,
Sunumunda çocuk kelimelerinin rasyonaliteden uzak olması yönüyle
nasıl kullanıldığıyla ilgili Pendname, hayvan yavrusuna; ev ve toplum
Gülistan gibi klasik eserlerden örnekler içinde küçük yaşlardan itibaren
verdi. Farsça’da benzer şekilde çocukla çalıştırılmasıyla da kölelikle denk
ilgili farklı kelimeler yer alıyor. Yeni tutulmuştur. “Pais” kelimesindeki
doğmuş bebeğe “nevzad” denir. 1-7 yaş vurmak, dövmek anlamı, çocuğun
arası çocuğa “kudek”, 3-7 yaş arasına dövülerek terbiye edilmesini çağrıştırır.
“hurdsal”, her yaş için tümel anlamda Nitekim Platon, Yasalar Kitabı’nda
“beççe” ve benzer şekilde “ferzend”, çocukların eğitilmek üzere sorumlu
gençlik dönemi için 12-18 yaşa “civan” ve lalalara gönderildiğini, vahşi hayvanlar
kız genç anlamında “duhter” kullanılır. içinde en azgınının çocuk olduğunu;
Farsça’daki bu isimlendirmelerden çünkü zekâ düzeni oturmadığından
anlaşıldığı gibi başlangıçta çocuğun taşkınlıklar yapabildiğini anlatır!

44 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Latin dillerinde de çocuk kelimesi Son olarak Şeyma Akın, İngilizce’deki
dönemlere göre farklı isimlerle anılıyor. çocuk kavramlarına değindi. 11. yy.
Çok uzun çağlar boyunca yaşan bir dil Roma istilasının İngilizce’yi büyük
olan Latince’deki çocuk tanımlarını oranda değiştirdiğini adlandırmaların
Yrd. Doç. Dr. Bengü Cennet anlattı. bu yüzyıldan sonra başladığını ve
Aklını, yeteneklerini bilinçli olarak sanayi sonrası modern dönemde de
kullanamayan çocuk anlamında “infans” değişiklikler yaşandığı ifade edildi.
(kelimenin kökü informu çağrıştırıyor),
birinin erkek çocuğu anlamında “filius” En yaygın kullanımıyla “children” ana
kullanılıyor. Liber kelimesi özgürlük, rahmi demektir. Bu tabirle çocuğun
bağımsız olma anlamına geldiği gibi anneyle olan bağına gönderme vardır.
çocuk anlamına da geliyor. 15. yy’a Aynı zamanda soylu anlamına da gelir.
kadar “puer” kelimesi de yaygındır. İlk önceleri sadece erkek çocuklar için
kullanılan “child” zamanla her iki cinsi
Roma için çocuk, devlete adanmış de kapsamıştır. Çocuk dört yaşından
bir bireydir her şeyden önce. Yurttaş itibaren toplumsal görevlerini üstlenir.
kimliği ön planda olduğundan kız da Çeşitli ev hizmetlerinde ve çocuk
olsa erkek de olsa ideal bir eğitim alır. bakımında kullanılır. Bu anlamda
Erkekler savaşçı, kızlar da maharetli hizmetçi gibidir. Hatta 13.yy’da “boy”
kadınlara dönüştürülür ve her kadın kelimesi çırak anlamına gelen “servant”
çocuğunu ideal asker olarak yetiştirmesi ile eş kullanıma sahiptir. Yine başka bir
gerektiğini bilir. Bu yönüyle Latince’deki kelime olan “kid” de oğlak anlamında
çocuk isimlendirmelerinin “patria”( olup diğer dillerde olduğu gibi
baba) devlet ile bir bağı vardır. burada da çocuğun hayvan yavrusuna
benzetilmesi söz konusudur.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 45


KUŞLARDAN ÖĞRENİLEN ŞİİRLER / KUŞ SESLERİNDEN ŞARKILAR

FATMA NUR KAYIKÇI

Çocuklara bir şeyler öğretilirken kullanılan çok fazla eğitim metodu vardır. Ve bir
o kadar da eğitim materyali bulunur. Ama ben en çok doğadan aldığım ilhamla
öğretmeyi seviyorum. Çünkü doğa bana Allah’ı hatırlatıyor.

Doğayı kaynak edindiğimizde önümüze yemyeşil ve masmavi bir tablo dökülür.


Topraktan, yapraklardan, gökyüzünden, taşlardan, denizden, çeşit çeşit su
kaynaklarından, çiçeklerden, böceklerden, kuşlardan oluşan kocaman bir tablo.
Dilediğinize dokunup hissedebilirsiniz. Dilediğinizle dost olup onu daha yakından
tanıyabilirsiniz. Yapmanız gereken tek şey, doğayı göründüğü gibi algılamak yerine
onunla yaşamayı öğrenmektir. Onu dinlemeyi öğrenmektir.

Doğadan öğreneceğimiz pek çok şey var. Öğrenebilmenin ilk kuralı ise içinde
yaşayan her türlü varlığı sevmektir. Çünkü sevmediğimiz bir şeyi hissedemeyiz.
Hissedemezsek öğrenmemiz de zorlaşır.

Örneğin ben kuş seslerini çok severim. Dinlendirici bir özelliği vardır kuş seslerinin.
Bolca kuş sesi dinleyip o sesleri hissettiğimde eğlendirici bir yanı olduğunu da
keşfettim. Bunu bana, kuşların kendisi anlattı. Ve tüm çocuklarla paylaşabilmem
için şiir yazmam gerektiğini söylediler. Ben de masama oturdum, kitapları
karıştırdım. Kitaplarda kuş seslerine dair ipuçları buldum. Ve sizler için eğlenceli
şiirler hazırladım. Şiirleri takip ederken notları okumayı unutmayın lütfen.

Şiirleri okumadan önce derin bir nefes alıp kuşların seslerini hayal edin. Hayalinizde
bir kuş belirsin. Sonra ellerinizi masayayahut ayaklarınızı yere vurarak şiirdeki
seslere eşlik edin...
En Güzel Şarkım

Bir kuşun Kuşlar cıvıldar dediler


Cıvıltısı gibi güzel Ben hiç duymadım
Vikvik ‘Tak tak’ derken bir kuşu
Cikcik Ya da ‘Şap şap’ diye zıplarken
Vitvit Görmedim
Şıp şıp Ses mi lazım
Şap şap Bir kuşu tanımama
Küt küt Sustum
Tak tak
Lap lap
Dur dur
Dur!
Kuşlar böyle mi öter?
Sonra en güzel şarkımı söyledim.

46 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Kestane kargası bir karga türüdür. Çok sert bir sesi vardır. Sizden istediğim, şiiri
şarkı gibi okuyup ‘şak’ yazan yerde ellerinizi birbirine çarpmanız; çünkü bir kitapta
bu kuşun ‘şak’ diyerek öttüğünü okudum. Bir de ‘kimdir bu!’ derken ellerinizi daha
hızlı çarpmalısınız. (Şarkıyı neşeli bir melodiyle söylemeyi de unutmayın.)
Kestane Kargası

Sabah erkenden güneş açtı... Şak!


Arılar çiçekleri dolaştı... Şak!
Serçe kuşu ava çıktı... Şak!
Kalbim göğe doğru uçtu... Şak!
Kimdir bu! Kimdir bu!
Kimdir bu!Kimdir bu!
Kestane kargası.
Kimdir bu! Kimdir bu!
Kimdir bu! Kimdir bu!
Kestane kargası.
Sıradaki şiiri de bir baykuş türü olan Alaca baykuşun sesinden esinlenerek yazdım.
Baykuşları daha çok sessiz ve yalnız hayal ediyoruz. Bu kuşlar çok düşünüp
yoruluyorlar. Bu ses de tam onlara göre ‘tu vittuvuu’ Unutmadan! Bu şiiri de yine
melodiyle ara ara yere eğilerek okuyabilirsiniz. Gizemli ve bilgece!

Alaca Baykuş

Ben bir bilge baykuşum


Ağacıma kondum
Işığımı söndür
Göğe doğru döndür
Yalnızlığı sevdim
Sesini de duydum
Tu vittuvuuuu
Ben bir bilge baykuşum
Ağacıma kondum
Işığını gördüm
Göğe doğru uçtum
Sesini de duydum
Tuvittuvuuuu
Bu şiir için yanınıza küçük bir çocuk alabilirsiniz. İster kardeşiniz olsun ister
kuzeninizyahut komşunuzun bebeği de olabilir. Ona bu şiiri öğretebilirsiniz.
Yapmanız gereken çok basit. Önce bir masaya oturacaksınız. Pii derken elinizi
havaya kaldıracaksınız, viit derken masaya vuracaksınız. ‘Sesini duydum’ derken
kulağınızı gösterin. ‘Bu bir kız kuşu’ derken de ellerinle dürbün yapıp etrafını
arayacaksın. İyi eğlenceler.

Kızkuşu

Piivitpiiviiit
Sesini duydum
Piiviiitpiviiit
Bu bir kızkuşu

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 47


VİKTORYA DÖNEMİ ÇOCUK EDEBİYATINDA KOLONYALİZM

FATMA KÜBRA TÜRKER KAYA

Çocuk Edebiyatı alanında 19. ve 20. iktidarlar halk nezdinde yaptıkları


yüzyılda Avrupa’da verilen eserlere herşeyin, her türlü politikaların
bakıldığında dönemin siyasi, kültürel meşruiyetini sağlamak zorundaydılar.
ve sosyolojik gelişmelerinin etkileri Bunu sağlayabilmeleri için gerekli araç
görülür. Bu yazıda mezkûr etkileri ise “propaganda” idi. Kolonyalizm
göstermek ve tahlil etmekadına, de 19. yüzyılın Avrupa ülkelerinin
İngiliz yazarlar tarafından Viktoryen önde gelen politikalarından biri
Dönem’de yazılan çocuk romanlarında olarak meşruiyetini kazanma yolunda
üretilen oryantalist söylem incelenecek propagandaya ihtiyaç duymuştur. Yine
ve bu oryantalist söylemin, İngiltere’nin aynı dönemdeki iktidarın meşruiyet
aynıdönemdeki kolonyalist politika- kaynağının da “halk” olması ile halka
larını meşrulaştırılması amacıyla bir yönelik söylem geliştirmek önemli hâle
propaganda aracı hâline getirildiği tezi gelmiştir. Ulus-devlet için geçerli bu
örnekler üzerinden araştırılacaktır. formül, tüm kolonyalist politika için de
geçerlidir. Çünkü uzun ömürlü olmak
Bu çalışma için büyük önem arz eden adına kolonileştirdiği toprakları asimile
sorulardan biri, bir kolonyalist özneolan etme stratejisi gütmek durumunda olan
İngiltere’nin, tahakkümünü sağlamak kolonyalist devletlerin, güçlü uluslara
adına ne gibi “söylemsel” yöntemlere ihtiyacı vardır. Viktorya Dönemi
başvurduğu sorusudur. Bu soruya kolonyalist politikaları başarıyla uygu-
cevap teşkil edecek “Kolonyalizm, lanmıştır. Bunu da birazdan ayrıntıları
Oryantalizm, Propaganda ve Meşruiyet verilecek olan söylemlere borçludur.
İlişkisi” kavramları kısaca açıklandıktan
sonra çocuk edebiyatına nasıl Kolonyalist politikanın ilk eylemi,
yansıdığının izi sürülecektir.Araştırma kendi sınırları dışında yeni bir toprak
bağlamında dört klasik eser, öne çıkan parçası bulmaktır yani“keşfetmektir”.
dört anahtar kavram bağlamında Keşfetme eylemi genellikle, “hükmet-
incelenecektir. “Keşfetme” söylemi Peter meyi” de beraberinde getirmiştir.
Pan romanında, “hükmetme” söylemi Dolayısıyla bir coğrafyayı keşfettikten
Gizli Bahçe romanında, “otorite” sonraki süreç,“hükmetme” sürecidir.
söylemi Küçük Prenses romanında ve Hükmetme kavramı bir aktörün diğ-
“sen onlardan farklısın” ve “kimlik” er bir aktörü “kendi dilediği şekilde
söylemiAlice Harikalar Diyarında davranmaya zorlaması” yahut
romanında öne çıkmaktadır. “kendi istediği şekilde davranmasını
sağlaması” olarak tanımlanabilir.
Halk kavramının tarih sahnesinde önem Hükmetmek, içinde “güç” kavramını
kazandığı ve devletin yönetiminde söz da barındırır. Kolonyalist eylemler
hakkı elde etmeye başladığı 19. yüzyılda,

48 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


söz konusu olduğunda hükmetmek sonra orada siyasi açıdan kalıcı
efendi ve köle söylemleri üzerinden olabilmenin yolu “kurulan otoriteyi
gerçekleşir. Dönem metinlerinde Batı meşrulaştırmaktır”. Ancak siyasi açıdan
efendi, Doğu ise köle olarak tasvir kalıcı olmak yeterli değildir; zira kültürel
edilmiştir. Doğu’nun “hükmedilmeye ve etnik kalıcılık da sağlanmazsa
elverişliliği” yahut “Doğu’nun hükme- siyaseten de yok olmanın önü alınamaz.
dilmeye ihtiyaç duyan bir coğrafya Bu yüzden kolonyalist devletin son
olması” kanısı oluşturulmaya çalışıl- merhalede sağlaması gereken şey uzak
mıştır. Hükmetmeye başladıktan sonra, bir ülkede,bambaşka bir coğrafya ve
bu hükümranlığın otopraklarda kalıcı kültürün içinde kimliğini korumaktır.
olabilmesi için, kurulan otoritenin Kolonyalizmin izlediği genel program
yine bazı söylemlerle meşruiyetinin budur.
sağlanması gerekir. Yani bir coğrafyayı
keşfedip hükmetmeye başladıktan

Viktorya Devri Çocuk Edebiyatının Genel Özellikleri

•Viktoryen Dönem’de, İngiltere’de eğitim alanında köklü değişiklikler


yapılmış, 1870 yılında beş ve on yaş arası tüm çocukların okula gitmesi zorunlu
kılınmıştır. Bu durum, Viktoryen Dönem’de devletin eğitime olan müdahalesini
artırdığını, dolayısıyla çocuklara yönelik daha fazla söylem üretmeye başladığını
göstermektedir.

•İktidarın çocuklara yönelik ürettiği söylem ve yaptığı propagandalar, yetişkin


vatandaşların çocuklara yönelik ürettiği söylemi de etkilemiş ve bu durum, yetişkin
yazarlar tarafından yazılan çocuk edebiyatına da etki etmiştir.

•Viktorya Devri romanlarında kadınlar imparatorluk imgesi açısından önemlidir;


özellikle çocuk romanlarında imparatorluk sıklıkla “aile” üzerinden metaforlaştırılır.
Kraliçe Victoria “anne”, kolonyal ögeler ise annenin disiplinine muhtaç ve anneden
emir almaya ihtiyacı olan olgunlaşmamış çocuklar olarak metafora dâhil edilir.

•İngilizler’in Çocuk Edebiyatı alanında verdikleri eserlere bakıldığında, oryantalist


ve kolonyalist söylemin genellikle Hindistan ve Afrika toprakları üzerinden
oluşturulduğu görülür.

•Kraliçe ve imparatorluğun merkezde olduğu İngiliz siyasetini, Viktorya Devri


İngiliz ulusunun gelenek, görenek ve değerlerini yetişkin ve çocuk edebiyatında
sıklıkla görmek mümkündür. Kraliçe ve imparatorluğu simgeleyen söylemler ve
metaforlar önemli bir yer tutar.

•Avrupa’da, İngiliz Çocuk Edebiyatı’ndaki oryantalist ve kolonyalist söylemi tahlil


eden hatırı sayılır çok sayıda çalışmaya rastlamak mümkündür.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 49


PETER PAN

Roman üç küçük İngiliz kardeşin,


Wendy, Michael ve John’un düşlerin
dekurdukları, yahut “keşfettikleri”
bir ülkeden, Neverland’den gelen bir
çocukla tanışmalarıyla başlar. Bu çocuk
Peter Pan adlı, uçmayı bilen ve hiç
büyümeyen bir çocuktur ve İngiliz’dir.
Küçükken evden kaçıp Neverland’e
gittiğini söyler. Peter bu üç kardeşe
uçmayı öğretip onları egzotik topraklara
yani flamingoların, denizkızlarının,
perilerin, korsanların, “kafa derisi
yüzen Kızılderililerin” ve son olarak da
Peter Pan’in başlarını çektiği bir grup
kaybolmuş İngiliz çocuğun olduğu
Neverland’e doğru yolculuğa çıkmaya
ikna eder. “Keşfetme” kavramı, roman
içinde hiçbir zaman direk kullanılmaz;
ancak diğer insanlar veya çocuklar Bunu kitabın onlardan “beyaz adam”
tarafından bilinmeyen bu ülkenin olarak bahsetmesinden anlıyoruz. Bir
varlığından haberdar olmaları, çocuk- İngiliz olan Kaptan Hook’un en büyük
ların bu ülkeyi “keşfettiklerini” ima eder. düşmanı Peter Pan’dir. İkisi de İngiliz
Kitap oldukça vahşi bir Kızılderili tasviri olmasına rağmen Kaptan Hook’un
yapar. Bu tasvirler, tipik oryantalizm düşman olarak resmedilmesinin sebebi,
bakışını yansıtır. Çalışmanın ilerleyen Kaptan’ın Kraliçe’ye karşı gelerek
bölümlerinde bu gibi tasvirlerin, kendi otoritesini kurmaya çalışmasıdır.
onlara yapılan bazı kötü muameleleri Burada İngiltere’nin yüksek vergiler
meşrulaştıracak şekilde kullanıldığı yüzünden imparatorluğa karşı ayak-
görülecektir. Peter’ın ve İngiliz lanan ve Amerika’nın bağımsızlık
çocukların grubu ile Kızılderililer’in hareketini başlatan On üç kolonisine
ilişkisi, Peter’ın onlara yaptığı bir iyilik gönderme vardır. Kaptan Hook, her ne
sebebiyle minnet duygusuna dönüşür. kadar tüm İngiliz özelliklerini gösteren
Dostane bir ilişkiden çok Peter’ın bir karakter olsa da Kraliçe’ye itaat
üstünlük kurduğu ve Kızılderililer’i etmeyen bir İngiliz olduğundan kitapta
küçük gördüğü bir ilişkidir bu. kötü kabul edilmiştir.

Neverland’deki ikinci topluluk, başlarını Peter, Wendy’yi Neverland’e “anne”


Kaptan Hook’un çektiği Korsanlar’dır olması için getirmiştir; çünkü Peter
ve Korsanlar, Kızılderililer’in en Pan’in başlarını çektiği bu çocuk
büyük düşmanıdırlar. Bir geminin grubunun hepsi erkektir ve “anneleri”
içinde yaşarlar ve çoğu Avrupalıdır. yoktur. Kendilerine bir “anne”

50 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


istemektedirler. Burada kullanılan kitap boyunca asla kullanmaz; ancak
“anne” söylemi, daha önce de yazarın “İngiliz hizmetçi” tasvirinin
belirtildiği üzere, Viktorya Devri çocuk yanında ayah bir köle gibi durmaktadır.
romanlarının bir çoğunda olduğu gibi Kitabın ilerleyen kısımlarında Hin-
metaforik bir söylemdir ve “Kraliçeyi” distan’dan İngiltere’yegiden Mary,
temsil eder. Wendy’nin Neverland’e buradakilere farklı muamele edildiğini
gelişi, Kraliçe’nin “otoritesinin” yahut görür. İngiliz hizmetçiler Hintli
“Britanya İmparatorluğu’nun” Amerika ayahların tam aksine sorgusuz sualsiz
topraklarına ayak basmasıdır. Zira itaat etmeyen, teşekkür duyabilen,
Wendy’de bu temsiliyeti oldukça iyi kendilerine şiddet uygulanmayan,
görürüz. Çünkü Wendy, kardeşlerinin adlarıyla hitap edilen ve dolayısıyla
İngiltere’deki hayatlarını unutmalarını birey kabul edilen kimselerdir. Köleden
istemediği için onlara sürekli eski ziyade soyluların işlerini kolaylaştıran
hayatlarından bahseder; hatta onları ücretli işçilerdir. Her ikisinin de görevi
İngiltere’deki hayatlarıyla ilgili imtihana hizmet olmasına karşılık Hintli ayah
tabi tutar. Çay saati hatırlatıcı olması ile İngiliz hizmetçi Martha’yı farklı
açısından es geçilmeyen bir unsurdur kılan şey “söylemdir”. Buna göre her
mesela! Ulusal değerler” ve “iktidar ne kadar hizmetçi de olsa bir İngiliz
propagandası” ile “eğitim” arasındaki olan Martha kitapta aşağılanmamakta
ilişkiyi hatırlatmaktadır. aksine birey olarak olumlanmaktadır.
Kitapta İngiliz hizmetçilere çoğu kez
Kitapta çocukların hiç büyümemesi, kişisel düşüncelerini açıklama hakkı
oldukları gibi kalması da statüko verilirken, Mary’nin ayahının tek bir
beklentisinin bir yansıması olarak
yorumlanabilir.

GİZLİ BAHÇE

Gizli Bahçe’nin başkarakteri,


Hindistan’da İngiliz hükümetine bağlı
çalışan İngiliz bir yüzbaşının kızı
olan Mary Lennox’tır. Mary, Hintli
bir dadının elinde büyümüştür. Bu
dönemde Hindistan’daki İngilizler’in
çocuklarına bakan yerli dadılara ayah
denmesi sebebiyle, Mary de dadısından
hep ayah diye bahseder. Ayah, kendi
kendine her işi yapabilecek yaşta olan
Mary’nin, üstünü değiştirmekten
yemeğini yedirmeye kadar her işini
yapan bir dadıdan ziyade köle gibi
anlatılmıştır. Yazar “köle”kelimesini

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 51


düşüncesine bile yer verilmez. Ayah Aydınlanma’yla birlikte Batı’nın her
yalnızcabirileri tarafından, “anlatılır”. şeyden üstün tuttuğu ve kalkınmanın
Birileri onu “tasvir eder” (oryantalizm). temeli saydığı bilim ve medeniyeti
Mary, İngiltere’de yaşadığı günlerde Doğu’ya yine kendisinin götüreceği
İngiltere’deki insanlara nasıl davranması şeklinde yorumlanabilir.
gerektiğini keşfedip durur. Bu keşiflerin
hepsini,“Hindistan’da durumun ne
kadar da farklı olduğu” çıkarımıyla
KÜÇÜK PRENSES
sonlandırır. Mary İngiltere’de yemeğini
de kendi başına yemek zorunda Kitap, İngiliz bir subay olan babası ile
olduğunu öğrenir ve “gerçek bir İngiliz Hindistan’da yaşarken, İngiltere’de
gibi al yanaklı” bir kıza dönüşür. Bayan Minchin’in Kız Yatılı Okulu’na
eğitim görmeye gelen yedi yaşındaki
Kitaba adını veren gizli bahçe ifadesi,
İngiliz Sara Crewe’u anlatır. Bu romanda
İngiltere’deki evin bahçesinde bulunan
ortaya koyulan en bariz söylemlerden
gizli bir köşedir. Gizli bahçe ifadesi
biri “otorite”dir. Bu söylem romanın
“saf İngiliz değerlerini dışarıdan
ikikarakteri, Sara Crewe ve Bayan
gelen etkilere karşı koruyan, yüksek
Minchin’in sahip oldukları otoritenin
duvarlı ve gizli kapılı bir burç” olarak
mahiyetlerinin karşılaştırılması üze-
okunur. Bu bahçenin evin ölen sahibesi
rinden oluşturulmuştur. Bu karşı-
Colin’in annesine ait olması “anne”
laştırma romana, oryantalist bir söylem
metaforunun metne yerleştirilmesidir;
olma özelliği kazandırır; zira kitap
anne “kraliçe”yi bahçe de “İngiliz
genellikle Batı’ya atfedilen “meşru
İmparatorluğunu” temsil eder.
otorite”, “demokrasi” gibi kavramlara
İngiltere’deki günlerinde ona eşlik
eden bahçe çalışanı Dickon da hizmetçi
olmasına rağmen asil bir İngiliz olarak
anlatılır. Dickon, Mary’ye gerçek bir
İngiliz olma yolunda ışık tutanbir
öğretmen gibidir. Bahçe işleriyle
uğraşmanın Mary’ye iyi geleceğini
düşünürler. Hindistan’da hırçın
bir çocuk olarak büyüyen Mary’in
sakinleşmesi, aslında bir İngiliz olmayı
öğrenmesiyle özdeşleşir.

Evin diğer bir çocuğu olan Colin’in


okuduğu bir kitapta Hindistan’a dair
semboller vardır. “Egzotik” öğelerle
dolu bir kitabı okuyan Colin’in hedefi
buralara gidip bilimsel deneyler
yapmaktır. Buradaki “bilim” vurgusu

52 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


karşılık, Doğu’ya atfedilen “despotik “asimile etme” ve “medeniyet götürme”
otorite” söylemi üretir ve birini sürekli söylemleri ile izah edilebilir. Sara’nın
diğerine üstün kılar. Nihayetinde otoritesinin ne kadar meşrulaştırdığını
de birini cezalandırır, diğerini ise gösterir.
ödüllendirir. Romanın sonunda Sara
Hindistan topraklarına sahip olarak bu Babası İngiltere’nin en büyük kolonisi
ödüllendirmeyi yaşayacaktır. Hindistan’da Kraliçe’ye bağlı çalışan
bir asker olan Sara, etrafında pervane
Yatılı okulun müdürü Bayan Minchin’in olan Hintli hizmetçilerle büyümüştür.
otoritesi, yönettiği öğrencilerin statü Büyüdüğünde Hindistan’daki elmas
kazanma umudu yahut itibar kaybetme madenlerinin mirasçısı olacaktır. Ro-
korkusundan beslenir. Minchin, oldukça manda “Binbir Gece Masalları”nı
despot tasvir edilir. Bu despot otorite andırdığı söylenen bu durum, Sara’yı
anlayışı, kitapta açıkça belirtilmese İngiltere’nin Hindistan üzerindeki
de Doğulu hükümdarların iktidar kolonyalist politikalarının bir parçası
anlayışına gönderme taşır. hâline getirir. Bunun yanında “elmas
madenleri” hikâyesi, bu hikâyenin
Sara, kitapta oldukça kusursuz bir çocuk “Binbir Gece Masalları”na benzetilmesi
olarak anlatılır. Herkesin hayranlık de romana oryantalist bir söylem
duyduğu Sara, bu karizması sayesinden katmakta ve Hindistan topraklarını
kısa sürede lider olarak görülür. egzotize etmektedir.
Despotik otoritenin diğer bir temsilcisi
olan yaşıtı Lavinia’yı tahtından eder.
İlerleyen bölümlerde ise okulun
gerçek otoritesi Bayan Minchin’in de ALICE HARİKALAR DİYARINDA
despotik otoritesini etkisiz kılıp okul
Eser, ablası ile gezintiye çıkan küçük
ve öğrenciler üstünde meşru bir otorite
Alice’in canının sıkılması ve bunun
sağlayacağı görülecektir. Zayıf ve
akabinde yanından hızla koşarak
dışlanmış gördüğü herkesin yardıma
geçen ve cebinden çıkardığı saate
koşar; bunun “prenses” olmanın bir
bakan bir tavşanın peşinden gidip bir
gereği olduğunu düşünür. Sara elindeki
tavşan deliğine düşmesi ile başlar. Bu
imkânları yardım etmeye harcar ve
tavşan deliği, onu Harikalar Diyarı’na
gerçek bir prensesin “gücüne” sahip
götürecek olan yoldur ve o kadar
olduğunu düşünür.Tıpkı “halkın seçtiği
uzundur ki Alice düşerken neredeyse
bir yönetici” gibi Sara’yı da okulun
uyuyakalır. Uyandığında fantastik bir
en düşük statülü kızı Becky prenses
yerde görür kendini.
olarak ilan etmiştir. Bu da Sara’nın
iktidarının “meşru” olduğuna yapılan Bu fantastik topraklar Britanya İm-
bir göndermedir (ulus-devlet). Sara, paratorluğu’nun kolonize ettiği
sürekli kendi doğrularından bahseder Avustralya ve Yeni Zelanda’dır. Oldukça
ve bir süre sonra diğer çocukların egzotik bir şekilde tasvir edilir. Alice’in
zamanla Sara gibi davranmaya, ona küçücük kapıdan gördüğü bu ülke sıra
benzemeye başladığı görülür. Bu durum dışı güzelliktedir. Kitap kolonyalist

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 53


devletin, kolonizeettiği topraklar
üzerine ürettiği söylemi, Harikalar
Diyarı için üretir. Alice önce bu harika
yeri “keşfetmiştir” sonraki adım, bu
ülkeye gidecek kapının anahtarını
bularak “hükmetme”yi başaracaktır.
Harikalar Diyarı’na açılan kapının
Alice’ten küçük olmasının üstenci bir
bakışa işaret ettiği düşünülebilir.

Nargile içen bir tırtılın (Doğulu motif)


yardımıyla bu ülkeye adım atan Alice,
şeklini değiştirmek zorundadır. Kapıdan
sığmak için küçülür, daha sonra fazla
büyür. Bir “kimlik” karmaşasına düşer.
Kim olduğunu unutur. Çok daha sonra
hatırlar. Bu harika bahçedeki tüm
hayvanlar gariptir, hiçbiri “normal”
değildir. Önceleri kimlik bunalımı
yaşasa da Alice, bu garip hayvanlardan
SONUÇ
hiçbirine benzeyemeyeceğini ve ken-
disinin normal biri olduğunu düşünür. Burada fazla ayrıntıya kaçmadan,
Kimliğini muhafaza etmekte kararlıdır. kısaca incelenen dört romanda da,
Alice, Kraliçe’nin bu harika bahçesine Viktorya Devri çocuk romanlarında
Alice olarak girmiştir ve Alice olarak üretilen oryantalist söylemin, İngil-
çıkacaktır. “Onlardan farklıdır!” tere’nin kolonyalist politikalarının
propagandasının izleri sürülmüştür.
Alice’nin kendi kimliğini koruyarak
Jacqueline Rose bu dönemdeki çocuk
Kraliçe’ye meydan okuması Doğu-
edebiyatı alanında verilen eserlerin
Batı otorite anlayışlarına gönderme
altında yatan kimi yönlendirmelerin,
taşır. Beceriksiz, despot yönetici
çocukluk masumiyetinin yetişkinlerin
Kraliçe’ye karşı Harikalar Diyarı’nın
tutkularının sermayesi hâline gelmesi”
sevilen “yabancısı” Alice, otoritesini
şeklinde değerlendirmiştir. Gerçekten
meşrulaştırır ve herkesin gönlünü
de Viktorya Devri kitaplarına
kazanır.
bakıldığında çocukluğun bir masumiyet
dönemi değil de iktidarın, Kraliçe’nin
mülkü olarak görüldüğü çok açıktır.
Çocuk edebiyatı tarihi, bu tür
yönlendirme ve ideolojilerle yazılmış
kitaplarla doludur.

54 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


MÜZİK

DAHİ BEBEK TÜRK


MÜZİĞİ SERİSİ
Çok erken yaşlarda hatta daha 1.Dede Korkut (Asya kökenli minör
anne karnındayken bebeklerin ses pentatonik müzik): Kendine güven,
ve melodileri kaydettiği uzmanlar kararlılık duygusu oluşturur. Neşe
tarafından iddia edilince ebeveynler ve huzur verir. Trans hâli oluşturup
bu konuda daha dikkatli davranır yüksek sezgi ve kişilik gelişimi sağlar.
olmaya başladı! Madem bebekler sesleri Dokuz-on yaşına kadar dinletilmesi
duyuyor ve kaydediyor o hâlde kaliteli tavsiye edilir.
müzik dinletmek isteyen ebeveynler sıkı
bir araştırmaya girerek seçkin, klasik ve 2.Hacı Bektaş (Hüseyni makamı): Huzur,
kaliteli müzik çalışmalarını keşfetmeye rahatlık, kendine güven, kararlılık ve
başladı. barış duygusu verir. Bağışıklık sistemini
canlandırır. İltihapları yok eder. Sıtmaya
Bu çabanın karşılık bulduğu çalışmalar iyi gelir.
elbette ki var. Örneğin, Türk Musikisi
Araştırma ve Tanıtma Grubu (TÜMATA) 3.Mimar Sinan (Acemaşiran makamı):
Kurucusu Rahmi Oruç Güven’in Canlılık ve lezzet duygusu verir.
katkılarıyla hazırlanan Dâhi Bebek Türk Çocuğun anne karnındaki pozisyonunu
Müziği Serisi. Altı seriden oluşan bu uygun hâle getirir, doğumu kolaylaştırır,
çalışmada Dede Efendi, Hacı Bektaş, ağrı keser, ilham verir, durgun düşünce
Mimar Sinan, Nene Hatun, Dede Korkut ve duyguları canlandırır, gevşemeye
ve Mustafa Kemal gibi tarihi isimlerin yardımcı olur.
karakteristik özelliklerinin uyarlandığı
4.Dede Efendi (Rast makamı): Sefa,
altı farklı makam doğaçlaması var.
neşe, huzur ve mutluluk verir. Başa ve
Çalışmada ney, rebap, kopuz, dombra, gözlere etkilidir, çocuk bünyesindeki
kılkıyak, çeng gibi Türk kültüründen nem dengesizliklerini giderir ve stresi
enstrümanların yanısıra su, at önler.
yürüyüşü, kuş, kuzu, ağustos böceği
5.Nene Hatun (Uşşak makamı): Sevinç,
sesleri, bebeğin anne karnındaki kalp
kuvvet ve kahramanlık duygusu verir.
atışı, anne ve bebek sesi efektleri de
Güzel yazma ve konuşma yeteneğini
kullanılmıştır. Böylece bebeklerdeki ses
artırır. Gevşeme ve uyku sağlar. Kalp,
ve ritim duygusunu güçlendirilmesi
bilek ve ayaklarda etkilidir.
hedeflenmiş, ayrıca bebeklerin ruhsal
gelişimi desteklenmek istenmiştir. 6.Mustafa Kemal (Isfahan makamı):
Güven, zihin açıklığı verir, zekâ ve
Altı serilik albümde yer alan isimler,
hafızayı güçlendirir. Hareket kabiliyeti
isimlerin uyarlandığı makamlar ve
verir. Ateşli hastalıklarda vücudu korur.
makamların özellikleri şöyle:
Ense, boyun, omuz için iyidir. Gün
batımında etkisi fazladır.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 55


CEMİL MERİÇ’İN ÇOCUK EDEBİYATI YAZILARI

EMİN ALİ DRANAS

Ülkemizin saygın mütefekkirlerinden “Yayınevi sahiplerinin sefil çıkarları


Cemil Meriç’in ilim, irfan, düşünce uğruna piyasaya sürdükleri abur cubur
ve edebiyat uğruna nice çabalar sarf kitaplara körpe zekâları teslim etmeğe
ettiği herkesin malumudur. Hatta o, kimin hakkı var!” demiştir!
bu uğurda gözlerini kaybedecek kadar
hakikat peşinde yaşamıştır. Çoğumuz Ona göre, piyasayı sarmış “abur cubur”
Batı’yı ve eserlerini onun sayesinde kitaplar olsa da sağlam kitapların
tanıdı ve yine onun sayesinde Doğu- varlığından da haberdar etmiştir bizleri.
Batı mukayesesini yaparak engin bir Çocukları bu tür kitapları okumaya
düşünce birikimi kazandı. iten sebep ise Cassel’in Edebiyat
Ansiklopedisi’nde gizlidir: “Çocukları
Bu büyük düşünürün çocuk edebiyatına eğlendirmek amacı güden kitaplar
dair, zamanın Türk Edebiyatı dergisinde Batı Avrupa ‘da XVIII. asrın ortalarına
yayımlanmış yazılarını kaçımız bili- doğru yayınlanmağa başlamıştır. Bu
yoruz peki? Günümüzdeki çocuk tarihten önce gençlere mahsus edebiyat;
edebiyatı tartışmalarına onun sözlerini dinî eserler, görgü kitapları ve okul
dâhil edebiliyor muyuz? Her ne kadar kitaplarından ibaretti. Tek amaçları
yerli çocuk edebiyatını savunsak da öğretim olan bu eserler, matbaanın
hâlâ özümüzü bulamadığımızı, yerli ve icadından önce yazma olarak elden
buralı eserler yazanlarımızın azlığını ele dolaşıyordu... Çocuklar eğlenmek
itiraf etmekten çekiniyor muyuz? istedikleri zaman mektep kitaplarından
daha çekici eserler arıyorlardı: Ezop’un
Cemil Meriç’in yazılarındaki her masalları gibi, yetişkin insanlar
zamanki latif eleştirel üslup ve bilgi için yazılan kolay anlaşılır kitaplar
birikimi, hayranlık uyandırmaya devam da bunların arasındaydı. Masallar,
etmektedir. Batı’yı ve Doğu’yu iyi bildiği hikâyeler, seyahat kitapları, hayvanlara
için yeni bir tür olan çocuk edebiyatına ait kitaplar ve sokaktaki adama hitap
dair gelişmeleri karşılaştırmalı eden benzeri eserler, çocukların
olaraktakip etmiş coğrafyamızın çok hoşuna gidiyordu. Protestan
da ilk düşünürlerindendir. Dünya İngiltere’de büyüklerin çocuklar için en
genelindeki (yani ağırlık olarak uygun saydığı eserler,Kitab-ı Mukaddes
Batı’daki) çocuk edebiyatı çalışmalarını ve havarilerin menkıbeleri idi. Ama
beğenmediğini sözlerinden anlamak çocuklar, çeşitli konularda basılan ve
mümkündür. Yazılanların çoğunu, seyyar satıcılar tarafından ucuza satılan
genç dimağları zehirleyen muzır birer kitapları daha çok severdi...”
neşriyat olarak değerlendirmiştir:

56 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Bu dönemde eğitim ve pedagojideki Hindistan’da masalın çok güçlü ve köklü
etkileriyle ünlenen Rousseau ve bir gelenek olmasını reenkarnasyon
Locke’un çocuk kitapları çalışmaları inancına bağlamıştır Meriç. “Dün bir
da bir hayli rağbet görmüştür. Yeni insandı yarın Tanrılaşacak. O hâlde
bir toplum oluşurken çocuklar, hayvanların anlatacağı çok şey olmalı.”
aydınlanmacı düşünürlerin ahlak, Bu tespite şaşmamalı; çünkü gerçekten
siyaset ve bilgi felsefelerine teslim de masallar felsefeden, toplumun
edilmişlerdir. inanç ve kültüründen doğmaktadır.
İlginç olan ise Hint siyaset anlayışının
Üstat Cemil Meriç, Batı edebiyat masallarda anlatılıyor olmasıdır.
tarihinde çocuk edebiyatının yerini Güçlü olanın ayakta kaldığı, hep bir
araştırdığı mezkûr yazı dizisinde sık sık çatışma ve mücadele anlatısı, sürekli
ansiklopedik çalışmalara değinmiştir; tehdit altında yaşamak ve bu yüzden
çünkü o dönem için ansiklopedi en kendini savunmaya odaklı bir hayat…
kolay bilgiye erişim kaynağıdır. (Bugün Masalların özü bu. “MATSYA-NYÂ YA”
arama motorları olmasaydı okuyan ve yani balıkların kanunu! Hume’den bize
yazan kesimlerimiz de ansiklopedileri miras kalan büyük balıkların küçükleri
muhtemelen elinden düşürmezdi; yuttuğu bir dünya görüşünün aynısı.
fakat durum sanırım, sanal hakikat İnsandaki kötülük düşüncesinin bir
peşinde koşmaya doğru kuvvetle nevi röntgeni gibi...
ilerlemektedir.) Yaptığı okumalar
neticesinde Batı’nın edebiyat tarihinde Cemil Meriç’in Doğu’nun en önemli
çocuk edebiyatı diye özel bir türün birikimine sahip Hint masallarıyla
olmadığını söyler: “1958’de yayımlanan ilgili tespitlerine biraz daha devam
son büyük edebiyat ansiklopedisinin edelim:“Bütün tanıdığımız masalların
3.cildi Fransa’ya ayrılmış. Eserin ana kaynağı: PANÇA-TANTRA yani
sonunda “marjinal edebiyatlar” bölümü politika ve idare sanatı üzerine beş kitap.”
içinde çocuk edebiyatı da yer alıyor.” Heyhat! Çocuk edebiyatının Batı’yla
başladığını düşünmüştük oysa. En ünlü
Peki, Doğu’da durum nasıldır?

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 57


Hint masalı olan Kelile ve Dimne’nin Yaşa göre çocukluk çağını belirlemenin
tarihsel önemini kavrayamadık sanırım! vehim bir hata olduğunu hatırlatıyor:
Yazısında devamla diyor ki Üstat,“Orta “Benim isimlerini yeni yeni duyduğum
Çağ Avrupa’sının Kelile ve Dimne’ye birçok tarihçileri, filozofları, iktisatçıları
karşı gösterdiği büyük ilgiyi şehir Stuart Mill’i, bebek denilecek yaşta
burjuvazisinin gelişmesi ile açıklayanlar hatmetmiş. Üç yaşında Yunancaya
var. Meselâ Valter Ruhen. Daha yeni, başlamış, sekizinde Latinceye, Eflâtun’la
daha hür bir hayat felsefesine susayan Aristo’yu başkalarının çelik çomak
burjuvazi, kiliseye karşı açtığı savaşta oynadığı yaşlarda tanımış. Homeros’un
aradığı müttefiki Hint’in masal da Kal-u Bela’ dan beri aşinası, üstelik
kitabında bulur. GostaRomanarum zihnî melekeleri bakımından ortanın
ve Fahliau’lardan, La Fontaine’in, altında olduğunu söylüyor. Gelin de
Grimm’in, Andersen’in masallarına dehşete düşmeyin. Şüphe yok ki bütün
kadar birçok meşhur eser Sanskritçe çocuklar Stuart Mill’le boy ölçüşemez,
kaynaktan geniş ölçüde faydalanmıştır.” ama tanımadığımız kaç Stuart Mill’i
var? Demek ki çocuğun anlayış ve
Fransızca’ya bir ömür adayan Cemil kavrayış hudutlarını belli standartlara
Meriç, Batılı masalların atası sayılan irca etmek ham bir hayal. Bir İbn
La Fontaine’in orijinali ile İngilizce Sina’yı bir Biruni’yi, bir İbn Haldun’u
ve Türkçe çevirileri arasında dağlar düşünüyorum, bunların tecessüs ve
kadar fark olduğunu söylemiştir. ihatası da Stuart Mill’inkilerle rahat
Ona göre çevirilerde iskelet kalmış, rahat boy ölçüşebilecek çapta. Çocuk
metnin ruhu kaybolmuştur. “Uyuyarak edebiyatının ne sınırları belli ne
okumuş” diyor bu tür metinler için. Ki mahiyeti. Çocuk edebiyatı, çocuklar için
bu metinlerin başlangıçta büyüklere yazılan kitapların bütününü kucaklıyor
yazıldığını, çocukların kilisenin ama çocuk, büyükler için yazılan
dayattığı metinleri okumaktan sıkılarak kitapları da okur. Yaşla baş arasında
eğlenceli okumalar yapmak niyetiyle kesin bir münasebet kurmak mümkün
bu tür kitaplara rağbet gösterdiğini az değil.”
önce belirtmiştik. Demek ki bir çocuk,
büyükler için yazılmış bir kitapta Yazılarında çok önemli konulara
kendinden birşeyler bulabiliyor. Tam değinen Cemil Meriç, çocuk kitapları
da bu esnada Üstat, çocuk tanımına bir yazarlarının kaçının iyi bir çocuk
standart getirilemeyeceğini de söylüyor. psikolojisi eğitimi aldığını sorar. Çocuk
kitabı yazmanın salt pedagojiyle bir
ilişkisi yoktur ona göre. Çocuğun
yaşadığı sosyal çevre, konuştuğu ana dil
ve tarihî miras da bilinmelidir. Tüm bu
saikler kavrandığında gerçek bir çocuk
edebiyatı eseri oluşur.

Burjuvanın yükselişiyle aşırı ahlakçı ve


akılcı bir toplumun çocukları;perilerle,
cadılarla, büyülerle ve korkunç

58 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


kurgularla dolu halk anlatılarından Üstat sözlerini kısa bir değerlendirme ile
oluşan masalları bayılarak okudu. Kimi sonlandırır: “Çocuklar için yayımlanan
zaman ormanda tek başına bırakılan nefis ansiklopedilere, hem lüks hem
kimi zaman kaynar fırınlarda yakılan de ucuz albümlere ve sayısız kitaplara
çocuk hikâyeleri büyük bir beğeniyle bir göz atarsak şöyle bir hükme varırız:
okunmaya devam etti. Çocuk okurların Bu edebiyat ısmarlama bir edebiyattır,
sayısı arttıkça birbirine benzeyen ahlâkın emirleriyle, psikolojinin,
masalların sayısı da artmaya başladı. ticaretin ve hürriyetin emirleri arasında
Son olarak da Binbir Gece Masalları’nın emekleyerek yolunu aramaktadır henüz.
çevirisi ile tanışan Fransız çocuklar Bununla beraber görevini de saygıdeğer
için hayat daha eğlenceli bir hâle geldi. bir biçimde yerine getirmektedir.
Masallar; burjuva ahlakı, görgü kuralları Dünyanın bütün çocuklarına seslenen
ve sosyete yaşantısının zorunluluklarını bir edebiyat peşinde insanlık. Yaş,
anlatan “can sıkıcı kitaplar”dan bir cinsiyet, din, içtimaî sınıflar, mazi, hâl,
kurtuluş olarak görüldü. istikbâl dikkate alınmak isteniyor. Bu
iş için büyüklerin yardımına da ihtiyaç
Hayret ki Batı dünyasına çocuk var.”
edebiyatını armağan eden Fransa, daha
sonra İngiltere, Rusya, İskandinav 2018’den baktığımızda ise çocuk
ülkeleri ve Amerika’nın gerisinde edebiyatının bir hayli yol aldığını
kalacaktır. Bundan sonra çocuk söylemek mümkün. Telif ve tercüme
edebiyatı deyince akla büyük ölçüde pek çok eser çocukların hayal, edebiyat,
İngiltere gelecektir. Victoria Dönemi ahlak, sanat ve akademik yönünü
eleştirileri, çocuk kitaplarındaki çocuk geliştiriyor. Bu iyileşmelere karşın
kahramanlarının metinleriyle dile popülizm ve piyasa canavarı, çocuklar
gelecek ve edebiyat, toplumsallıktan için hâlâ ciddi tehdit olmaktadır. Cemil
beslenecektir. Yine de Fransız Jules Meriç’in belirttiği kaygılar, toplum
Verne kadar hiçbir ülkenin yazarı dünya nezdinde varlığını koruyor.
çocuklarınca bilinip tanınmamıştır!

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 59


KİTAPLIK
ÇOCUĞA ADANMIŞ KONUŞMALAR
İz Yayıncılık - Mustafa Ruhi Şirin

Çocuk edebiyatı ve çocukluk çalışmaları deyince akla ilk


gelen isimlerden biri olan Mustafa Ruhi Şirin’in, insanlığın
bir çocuk ödevi var ve o ödeve katkı sağlamak için hazırladım
dediği bir kitap bu. İçerisinde 32 farklı isimle yapılmış
çocukluğa dair konuşma mevcut. Türkiye’nin çocuk hakları
karnesinden medeniyetimizin çocukluk söylemine, aile
yapısından dijital oyunlara, çocuk şiirlerinden çocuksu
düşlere dair genişçe bir yelpazede söyleşiler yer alıyor.
Kâinata, varlığa çocuk gözüyle bakabilmenin izini süren
bu çalışma, farklı isimlerin cevaplarından bir karşılaştırma
yapma imkânı sunuyor ve bizi pek çok isimle tanıştırıyor.

PEYGAMBERİMİZİN ÇOCUKLARLA OYNADIĞI OYUNLAR


Kayalıpark Yayınları - Musa Mert

İslam Peygamberi Efendimiz, çocukları ve çocuk oyunlarını


çok severdi. Peygamberimizin çocuklara değin latifelerini
ve çocuklarla oynadığı oyunları derleyen bu çalışma, bize
çocuk yaklaşımı konusunda önemli ipuçları veriyor. Mesela
çok fazla oyuncak figürü yoktur oyunlarında, latifeler
ağırlıkta iken bir hayvanı canlandırma oyunu da sık görülür.
Yapılandırılmış değil doğaçlama oyunlar vardır. Oyun
esnasında edilen muhabbetler de dikkat çekicidir. Bir oyun
için yüzden fazla hadis rivayetine başvuran Musa Mert’in
bu titiz çalışması oyun severleri bekliyor…

60 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


KİTAPLIK
NİÇİN BÜYÜYELİM?
İletişim Yayınları - Susan Neiman

Çocuk yetiştirme kitaplarının kaçında büyüme idealize edilir


ki? Genelde fizyolojik ve biyolojik olarak ele alınan büyüme
ve gelişme Susan Neiman’da bambaşka bir tartışma konusuna,
“büyüme felsefesine” dönüşüyor.

Büyüdükçe kendi gerçekliğimizi terk ederek bize verilen


gerçeklere rıza göstermeye başlarız. Bu, farkına bile
varmadığımız bir gerçeklik dönüşümüdür çoğu zaman.
Affediciliğimiz, hayal gücümüz, oyunlarımız ve gerçekliğimiz
yitirilmiştir. Büyümeye dair bu tanım Neiman’da bir yapı-
söküme uğruyor. “Büyümek; aklın, ideallerinin ve dünyanın
nasıl bir yer olması gerektiğini söyleyip dururken dünyanın
olması gerektiği gibi bir yer olmadığını görmek; dahası bu
ikisi arasındaki uçurumla yüzleşmektir.” Bu yönüyle iki
dünya arasındaki farkı bilip tanımaktan ziyade büyümek, bir
cesaret işine dönüşür. Büyümek idealize edilmelidir; çünkü
“dünyaya ilişkin tüm bilgiler bir araya gelse yargıda bulunma
yürekliliğini ikame edemez.” Büyümek her türlü denetim
arzusuna ve konfor düşkünlüğüne veda etmekle olur, bu
da ancak cesaretle mümkündür. Giderek daha vesayetçi bir
hükümdarlığın sürdüğü dünyada, kendi gerçek kararlarını
alabilme cesaretidir büyümek.

Neiman, büyümeye dair ezberlerimizi bozduğu gibi


aydınlanmaya dair tutucu yargılarımızı da kırıyor. Tek
tip bir aydınlanmadan söz edilemeyeceğini, aydınlanmacı
düşünürlerin farklılıklarının olduğunu dikkatimize sunuyor.
Bu bilgilere ihtiyacımız var; çünkü çocukluğu onlar icat etti,
ideal çocukluk tanımını onlar geliştirdi ve çocuk eğitiminin
nasıllığından bahsettiler. Bu dönemdeki tartışmaları okumak,
köklere dönmek gibi bir şeydir. Bu okumaya ihtiyacımız var;
çünkü Batı, çocuk konusunda fena hâlde yalpaladı.

Özgürlüğün ve bağımsızlığın tecrübe edilmesi anlamındaki


büyümek, tercihlerimiz noktasında bizi teyakkuzda tutar.
Sayısız reçel seçeneklerinden veya hırka modellerinden birine
karar vermek bizi reşit kılmaz. Daha gerçekçi tercihlerin/
kararların peşinden gitmek gerekir. Daha adil ve insani bir
dünya kurmak neden çocukça bir hayal olsun ki mesela?

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 61


BİR AYDINLANMA PROJESİ: ÇOCUĞA HAK ARAMAK

Çocuk Hakları1 söylemi, tıpkı insan bireyin yetişkinlerden oluştuğu görülür.


hakları kavramında olduğu gibi Yetişkin merkezli bu toplumsal sözleşme
modernleşmenin bir ürünüdür.2 ve diğer tüm hukuk metinleri, çocukları
Aydınlanma düşüncesinin devlet ve ve yaşlıları içeren özel maddelere
bireye dair yeni tanımlamalar getirmesi, sahip olmayan dışlayıcı karakterdeydi.
insanlığın arketipi olan çocuğu da Çocukların ilgili sözleşme ve bildirilere
tanımlamayı zorunlu kılmıştır. Modern dâhil edilmesi ve hatta çocuklar için
iktidarın ve modern toplumun yavaş özel uluslararası geçerli sözleşme
yavaş yeni şekline hazırlandığı bu metinlerinin hazırlanması çok daha
dönemde çocuk da yeniden var oldu. sonraları mümkün olacaktır.
Modernleşme, çocuğu salt biyolojik bir
kategori olarak görmeyip onu toplumsal İnsanı otorite (kilise+devlet) karşısında
bir kurguyla yeniden tanımladı. Bu güçlü kılmak için verilen mücadele,
yüzden modern çağın çocuğu iki kere çocukluğu da ayrı bir kategori olarak
dünyaya gelir: birincisi anladığımız kabul etme sonucunu doğurdu
anlamda biyolojik bir doğum olarak (Postman, 1995: 8). Çünkü skolastik
ikincisi içine doğduğu toplumsallığın düşünceye göre insan günahla doğardı
şekillendirdiği bir nesnel araç olarak.3 ve yaşam boyu bu kirlerinden arınmanın
yolu kilisenin din eğitiminden geçmekti.
Aydınlanmacı düşünürler skolastik Ta ki tanrının inayetine ulaşmak
düşünceye, kilisenin devlet ve bilgi mümkün olsun (TAN, 1994: 23). John
üzerindeki otoritesine karşı çıkarak Locke insanların dünyaya tabula rasa
yeni bir söylem geliştirdi. Bilimsel, (boş levha) ile geldiğini dolayısıyla da
deneyimsel, pozitivist ve seküler ne iyi ne de kötü sayılamayacağını iddia
karakterdeki bu söylem bireyi, devleti ve ederek din eğitimine radikal bir karşıt
doğayı yeniden tanımladı. İnsan bireye görüş geliştirdi. Bu radikal iddia ile
dönüşürken “tanrı” ve devlet karşısında çocuk yetiştirmenin deneyime, eğitime,
daha özgür bir zemin yakalamaya çalıştı. ölçülebilir değerlere bağlı olduğunu
İnsanın özüne dair bu tartışmalar bireyi söyleyerek pozitivist-seküler bir
devlet karşısında daha güçlü yapmayı pedagojiyi savundu. Oyun, özgürlük,
hedefliyordu. Nitekim, sonrasında eğitim, öznellik bakımlarından çocuk
gelen toplumsal sözleşmeler bu çabanın lehine bir paradigma geliştirmiş oldu.
bir sonucuydu. Bu sözleşmelerde Rousseau bu görüşleri daha da ileri
geçtiği üzere devletin muhatabı olarak boyuta taşıyarak pedagojinin, en iyi

¹ Birleşmiş Milletler Genel Kurulu tarafından 1989 tarihinde kabul edilen Çocuk Haklarına İlişkin Sözleşme gereğince 18 yaşına kadar her
birey çocuk sayılır. Yıllar sonra Bob Franklin yazdığı kitabında 0-18 yaş aralığının tamamını “yetişkin olmayan” şeklinde negatif bir tanımla
tasnif edilmesini eleştirmiştir.

² Hatta Deker 19. yüzyılda çocukluğun modernleşmenin ve ilerlemenin sembolü olarak görüldüğünü yazar. “Dekker, R. (2000) Childhood,
Memory and Autobiography in Holland From the Golden Age to Romanticism.Aktaran AKBAŞ&TOPÇUOĞLU”.

³ Philiple Aries ünlü eseri Centuries of Childhood’da (Çağlar Boyunca Çocukluk) çocukluğun 17.yüzyıl öncesinde ayrı bir kategori olarak
Batı toplumlarında görülmediğini, endüstriyel ilerlemeye bağlı olarak değişen aile yapısına bağlı olarak çocukluğun görünür olduğunu
iddia etmiştir. Aries’in çalışması aldığı eleştirilere rağmen çocukluğun toplumsal bir kurgu olduğu, evrensel olmadığı tezini geçerli
kılmıştır.

62 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


Çocukluğun tanımının
yapıldığı; ancak tek yapı taşları olarak dikkate alınmıştır
bir çocuk imgesinden (İNAL, 2007: 17-18). Çocukların kırılgan,
bahsedilemeyen bu çağ, savunmasız, eğitilmesi gereken, masum
çelişkilerle doludur. ve saf olduğunu düşünen hümanist
düşünce paternalizmin etkisiyle
birleşiyor; rasyonel olmadığı düşünülen
doğanın bağrında ve doğal biçimde çocukların rasyonel irade sahibi kişilerin
uygulanabileceğini savunmuştur. eğitim ve yaşam anlayışlarına mecbur
Çocuğun lehine olan eğilimleri dinde bırakılmasını öngörüyordu.
değil de doğa ve toplumda arayan
İmtiyazlı olarak kabul edilmeyen alt
bu tür görüşler, 18. yüzyıldan sonra
sınıfın ve işçi ailelerin çocuklarına
çocuk yetiştirmeye yönelik çok sayıda
düşense fabrikalarda uzun saatler
el kitabının, akım ve uygulamanın
boyu ağır şartlarda çalışmaktı.
önünü açmıştır (İNAL, 2007: 76).
Sanayileşmenin hızla arttığı bu
Analitik düşüncenin ağırlıkta olduğu
dönemde çocuk emeği ciddi şekilde
yeni çağın düşünme şekli tanımlayıcı,
sömürülmüştür. Çocuklarda çeşitli
sınıflandırıcı, evrimci, pozitivist, Batı
sağlık problemleri görülürken onların
merkezli ve ataerkil özelliklere sahipti.
eğitimden mahrum kalmaları da ayrı bir
Çocukluk tanımı da bu özelliklerden
mağduriyeti doğurmuştur.
elbette ki nasibini alacaktı (AKBAŞ &
TOPALOĞLU, 2009: 97). Modern pedagoji, paternalizm
düşüncesiyle birleşince çocukların
Çocukluğun tanımının yapıldığı;
öznelliği daha büyük bir yara almıştır.
ancak tek bir çocuk imgesinden
Günümüz çocukları ya okullara
bahsedilemeyen bu çağ, çelişkilerle
gönderilmek suretiyle sisteme
doludur. Kapitalizmle birlikte gelen
kalifiyeli eleman yetiştirilerek hayatları
burjuva hayatı ve bilimsel ilerleme,
planlanmakta yahut çeşitli işlerde
modern pedagojinin okul ve eğitim
çalıştırılarak emek sömürüsüne maruz
vurgusu ile birleşince ortaya seçkin
kalmaktadır. 80’lerle birlikte hızlanan
ailelere mahsus bir çocuk tasarımı
neoliberal piyasa bu kez çocuğun
çıkar. Sınıfsal, etnik ve cinsiyet temelli
dünyasını çalarak çocuktan bir tüketim
imtiyazlı bir “çocukluk” oluşturulurken,
toplumu oluşturmaktadır. Öte yandan
bu gruba ancak belirli toplumsal
çocuklukla birlikte dönüşen aile
gruplar dâhil olabilmiştir. “Burjuva
yapısındaki yeni ebeveyn rol tanımları,
ailesinin oluşumuyla birlikte çocuk
çocuk öznelliğini olumsuz etkilemiştir:
özel ilgi, duygusal yaklaşım, rasyonel
“Aileler gardiyanlara, muhafızlara,
eğitim ve disiplinli bir hayat temposu
koruyuculara, baskıcılara, bakıcılara,
içinde yeniden tanımlanmış ve giderek
cezalandırıcılara, beğeni ve dürüstlük
çocukluk ayrı ve özel bir yaşam evresi
hakemlerine dönüşürken onların
olarak tanımlanmaya başlamıştır.
beklentileri ve sorumlulukları daha da
Çocuklar, bu dönemden sonra bilimsel
ciddileşmiş ve zenginleşmişti (POSTER,
akımların da dikkatini çekerek
1989: 33).
hümanist bir projenin-mücadelenin

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 63


Günümüz dünya sistemine baktı- koruyamamak, genetiğiyle oynanmış
ğımızda çelişkilerle dolu çocuk gıdalar ve hazır paket ürünler yüzünden
fotoğrafları görebiliriz. Bir yandan sağlıklı yiyeceğe ulaşamamak gibi kentli
oldukça Pollyanavari bir çocukluk çocuğun kaderinde olan bazı sıkıntılar
resmi ile çocukluk kutsanırken diğer bulunmaktadır. Bu ve daha nice sıkıntı,
yandan küçük bedenleri sahillere modern kentli çocuğun trajedisidir.
vuran Alyanların, binlerce işçi Oliwer Ailelerin beklentilerini karşılamak
Twistlerin olduğu bir dünyada çocuğu zorunda bırakılan bu çocuklar, hakların
konuşmak her zamankinden daha en büyüğünden mahrum kalmaktadır:
elzemdir. çocuk olma hakkı.

Dünyanın çocuk karnesi ise pek Bu yazının kısıtlı imkânlarından ötürü


parlak değildir. Bugün çocukların yer veremeyeceğimiz kadar çok çocuk
doğrudan hedef hâline geldiği pek çok hakları ihlalleri yaşanmaktadır. En
trajik vak’a yaşanmakta, çocuklar bu temel hakları konuşmanın yanısıra bir
acımasız dünyanın en ağır bedellerini de Bob Franklin’in meşhur çalışmasında
ödemektedir. Eski-yeni tüm kuşak da dile getirdiği gibi çocukların siyasal
haklardan mahrum kalan çocukların katılım hakları, seslerini duyurma
sayısı bir hayli fazladır. Üstelik bugün hakkı, karar verme süreçlerine katılım
dünya çocuklarının çoğu, en tabii hakkı, medyaya erişim hakkı vs. de
haklardan olan yaşam, sağlık, eğitim gibi konuşulmalıdır.
haklardan da mahrum bırakılmaktadır.
Peki, ne oldu da skolastik kalvinistçi
Günümüz kentlilik yapısı ve modernize düşünceye karşı mücadele ederek
edilen toplum hayatı da çocukları çocuğa müstakil bir alan açan, onu
kuşatmış durumdadır. Tam güne yetişkin dünyasından ayırarak çocukluk
geçilen eğitim sistemi yüzünden özelinde onu yeniden tanımlayan,
günün çoğu saatini okulda geçirmek, onun özgürlüğünü ve biricikliğini
yoğun okul temposu ve daralan yeşil tartışan aydınlanmacı düşüncenin
alanlar nedeniyle oyun oynayamamak, ardından dünya böylesi bir çocuk
abartılmış nezaket ve ayıp kurallarına trajedisini yaşıyor? Çocukların saflığı ve
uymak, medya araçlarına aşırı maruz masumluğuna vurgu yapan romantik ve
kalmak, sosyal medyada teşhir hümanist felsefe neden çocukları bir an
edilmek, mahremiyetlerini yeterince önce yetişkinliğe geçiren okullaşma ve
medya karşısında aciz kalıyor? Devlet,
toplum, medya ve piyasa tarafından
kuşatılan çocuğu kurtarmanın ve ona
İmtiyazlı olarak kabul varlık âleminde yeni bir sayfa açmak
edilmeyen alt sınıfın ve gerektiği, aydınlanmacı düşüncenin
işçi ailelerin çocuklarına iflas ettiğini ve çocuğu tanımlarken
düşense fabrikalarda uzun yeni referanslara ihtiyaç duyulduğu
saatler boyu ağır şartlarda yeterince tartışılmış mıdır? Neden
çalışmaktı. sadece Batı’nın yaşadığı aydınlanma
tecrübesi zamanla tüm dünyanın
kaderine dönüşerek çocukluk, küresel
bir olgu olarak tanımlanmaktadır?
64 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018
Dünyanın çocuk karnesi ise pek
İlk olarak bilinmelidir ki “çocuk insan parlak değildir. Bugün çocukların
yavrusu değildir, ayrı bir âlemdir.” doğrudan hedef hâline geldiği
Çocuk biyolojik olarak yetişkinin pek çok trajik vak’a yaşanmakta,
devamından ibaret bir canlı olmaktan çocuklar bu acımasız dünyanın
çok daha fazladır. O, Yaratıcı’nın bah- en ağır bedellerini ödemektedir.
şettiği bir metafizik gerçekliğe ve
düşünce yapısına sahiptir. Çocuk en
çok bu yönüyle yetişkinden ayrı ve bunda da kıstas olarak istatistiği koyan
beridir. Zaman ve mekân gibi unsurlar, bir dünyaya evrildi.
boyutlar, anlam dünyaları, evren
okuması, eşyayla kurduğu münasebet Çocuklar yetişkin dünyasına ait her
kendine özgüdür, çocukçadır, çocuk- bilgiyi çok kısa bir sürede öğreniyor.
sudur. O yüzden çocuğu yetişkinden Okul ve medya bilginin iki mutlak
ayırarak kategorize etmenin yegâne kaynağı olarak kabul ediliyor.
yolu kıyafet, yemek, oyuncak, kitap Pragmatik düşünce ve seküler ahlak
ve medya gibi maddi unsurlarla değil anlayışı, çocuğun göklerden geldiğini
onun zihinsel arka planını ve fıtrat değil de salt biyolojik etmenlerden
boyutunu düşünmektedir. Bugün doğduğunu resmî kayıtlara geçiriyor.
çocukların çok çabuk birer yetişkin Çocuk bedenleri siyasal ve toplumsal
olmaya başlaması, çocukluğunu bir proje görülerek sistemin inisiyatifine
yitirilmesi sadece yetişkinlerle aynı bırakılıyor. Tıpkı yetişkinlerde olduğu
şeyi izleyip aynı yemeği yemesi, aynı gibi çocuğun gerçeklikle, hakikatle,
enformasyona sahip olup aynı dünyaya Hakk’la olan bağlantısı zedeleniyor.
hazırlanmasından değil bir yetişkin Toplumsal bir tasarım olan çocukluk
gerçekliğinde düşünmesindendir. Gü- yine toplum tarafından yok ediliyor.
nümüz çocuklarının kaçı kendilerini
bir leyleğin getirdiğine inanıyor? Artık Çocuğu sadece biyolojik bir süreç ve
bu “çocuksu” düşünceler, masallar toplumsal ve siyasal bir tasarım olarak
ve şiirlerin konusu olarak görülüyor. kabul eden indirgemeci yaklaşım
Modernizmin ulaştığı ve endokrine ettiği yerine onun metafizik yönüne ve kendi
toplumlar, modern bilimin güdümünde gerçekliğine de atıf yaparak çocuk
gerçekliği aklın tek kaynağı kabul eden, algımızı değiştirebiliriz. Çocuğun
evrenle, kozmosla olan “doğal” irtibatı
mümkün olmadığı sürece çocukların
trajedisi devam edecektir. Çünkü bu
Peki, ne oldu da skolastik çağda çocuk yok, pek çok tasarımı,
kalvinistçi düşünceye karşı tanımı var; ama kendisi yok. Çocuğun
mücadele ederek çocuğa müstakil olmadığı bu arazide ona haklar arama
bir alan açan, onu yetişkin çabası bu çağa özgü paradokslardan biri
dünyasından ayırarak çocukluk olarak kalacaktır.
özelinde onu yeniden tanımlayan,
onun özgürlüğünü ve biricikliğini *Bu yazı, Ayşe Nur Narboğa tarafından
tartışan aydınlanmacı düşüncenin Düzce Üniversitesi 2017 Çocuk Hakları
ardından dünya böylesi bir çocuk Kongresi’nde akademik bildiri olarak
trajedisini yaşıyor? sunulmuştur.

OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 65


BEN ÇOCUKKEN

EBRU TOSLAK
Köylerden şehirlere göçmenin moda olduğu vakitlerdi; ama biz tam tersi şehirden, daha önce
adını hiç duymadığımız bir kasabaya taşınmıştık. Babamın işi sebebiyle tek bir tanıdığımızın
bile olmadığı o küçük yere gitmiştik. Gideceğimiz kasabada hiç lokanta yoktu ve babamın
bir ahbabı, eğer orada bir lokanta açarsak zengin olacağımızı söyleyerek babamı bu göçe
inandırmıştı. Heyecanlıydık. O insanların karınları acıktıklarında masaya oturup siparişini
bekleme zevkini ilk biz tattıracaktık. Büyük bir umutla para kazanmayı bekliyorduk.

Daha yedi yaşında okumayı yeni yeni öğrenen benim içinse tek problem çok sevdiğim
okulumdan, öğretmenimden ayrılmaktı. Öğretmenim, annemin de ilkokul öğretmeniydi ve
beni torunum diye severdi. “Çocuğu her gün otobüsle gönderseniz” diye rica etti; ama yarım
saatlik o mesafeyi tek başıma gelip gidemeyeceğim de belliydi.

Babam gece gündüz çalışıp lokantayı açtı, evi taşıdık ve sırf eve daha yakın diye istemediğim
bir okula kaydedildim. Okula gittiğimiz, yeni öğretmenimle tanıştığımız o ilk gün yıllardır
zihnimdedir. Öğretmenler odasındaydık. Bir sobanın başındaydık ve öğretmenimin elinde
sigara vardı. Sigara içen öğretmen ve sobalı okul! Bu ikisi yaşadığım ilk şaşkınlık olmuştu.
Okulda uzun bir süre konuşma şeklimden dolayı öğrenciler benimle dalga geçti, “şehirli
kız” diyerek aşağılanıyordum. Annem de çok yalnızdı. Tek odak noktamız lokanta ve
müşterilerdi…

O günlerden aklımda kalan en güzel hatıralardan biri, kasabanın meydanındaki


kütüphanedir. Babam kütüphanede çalışanlardan hoşlanmadığı için oraya gitmemi
istemiyordu; ama ben de o kadar çok ve güzel kitabı başka yerde bulamayacağım için gizlice
gidiyordum. Sekiz yaşındaydım, yalnızdım ve kitaplardan başka beni anlayan kimse yoktu.
Okumayı annem sevdirmişti bana her fırsatta hikâye kitabı alarak. Kütüphane de kolayca
gidebildiğim için kitaplara karşı sevgimi besleyen, çoğaltan bir fırsattı. Belki de sekiz yıllık
kasaba hayatımdaki en kıymetli şeydi. Şehirde olsak istediğim her an kütüphaneye gitme
fırsatım olmayacaktı; çünkü eve uzaktı şehirdeki kütüphane. Kasabalarda ise her yere
yürüyerek gitmek mümkündür…

Yarış yaparak çıktığımız tahta merdivenleri, ne zaman gitsek çıtır çıtır yanan sobasını,
çocukların ter kokusuyla kitapların kokusunun birleşimiyle küçücük salonunda yayılan
o kokuyu ve ciltli kitapları hep özleyeceğim. Şimdi kendi evimde, çocuklarımı gölgesinde
büyüttüğüm bir kütüphanem var. İçinde kitapların çok olduğu bir evim var. Belki o
kütüphane hayatımda olmasaydı ben kitapları böyle sevemeyecektim. Kim bilir?

66 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018


OCAK-ŞUBAT-MART 2018 | ÇOCUK ŞEHRİ 67
68 ÇOCUK ŞEHRİ | OCAK-ŞUBAT-MART 2018

You might also like