Professional Documents
Culture Documents
Zeynep Korkmaz Zamirler
Zeynep Korkmaz Zamirler
Zamirler ve Özellikleri
392. Zamirler adların yerlerini tutan. kişileri ve nesneleri
temsil veya işaret ederek karşılayan bir gramer kategorisidir: Ben
burayı çok beğendim. Sen kimin kızısın? Şunu bana verir misiniz?
Kitapların hepsini buraya getirin gibi. Yalnız. zamirler adların yerini
tuttuklan halde, kendileri ile adlar arasında önemli bazı ayrılıklar
vardır. Bilindiği gibi, adlar, yalnız başlarına bir varlığa, bir nesneye ad
olan sözlerdir. Söz gelişi elma ve güvercin dediğimiz zaman, hemen
zihnimizde birer elma ve güvercin kavramı canlanır ve bu sözler bize
yalnız başına birer anlam verir. Oysa, "Evimizin bütün ruhu, kederleri
ve neş' esi orada görünür" dediğimizde, bu cümledeki orada zamiri
yalnız başına bir nesneyi bildirmemekle ve açık bir anlam taşı
mamaktadır. Bu zamirin somut bir anlam kazanabilmesi, ancak yerini
tuttuğu adla olan bağlantısının bilinmesine bağlıdır. Nitekim bu
cümleye bir önceki parçayı da ekleyerek, Bu sofa yaşlı bir insan yüzü
gibidir. Evimizin bütün ruhu, kederleri ve neş' esi orada görünür (P.
Safa, DHK, 1 8) dediğimizde, zamirin sofa adının yerini tuttuğu
görülür. Dolayısıyla orada zamiri de orada, yani "sofada" anlamını
kazanmış olur. Demek ki, zamirler nesnelerin adları değil temsilcileri
olduklan ve geçici olarak adların yerlerini tuttukları için, ancak
yerlerini tuttuklan adlarla anlam bağlantıları bilindiği zaman birer
anlam kazanmaktadırlar.
Zamirler, kişilerin ve nesnelerin yerini tutan belirli kelimeler
oldukları için sayıları da çok sınırlıdır. Ne var ki, her adın yerini
tutabildikleri, her adı işaret ederek gösterebildikleri için kapsamları
çok geniş ve sınırsızdır. Bu özellikleriyle de şu veya bu nesneye bağlı
olmadan bütün nesneleri karşılayabilen, bütün nesnelerin ortak adları
durumunda olan gramer ögeleridir.
Zamirierin adlardan ayrılan bir başka yanı da genellikle kelime
yapımma elverişli olmamalarıdır. Gerçi zamirierin bazı yapım ekieri
aldıkları görülüyor. Ancak, bunlar benlik, sen/ik, benli sen/i,
400 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi
236
Türkiye dışı eski ve yaşayan yazı dilleri ve lehçelerinde, zamirierin daha başka
bazı yapım ekieri almış oldukları da görülüyor. Bu konuda ayrıntılı bilgi için
Kocasavaş, Türkçede Şahıs Zamirleri, Giriş böl. s.7/5'e bk.
237 Bilgegil, Türkçe Di/bilgisi, s.2 1 0; Mansuroğlu, ''Türkçede Zamir Çekimi", s.5 1 1
ve bunlardan aktarılarak Kocasavaş, Türkçede Şahıs Zamirleri, Giriş, s.5/2.
2 8
3 Banguoğlu, Türkçenin Grameri, § 3 1 0/c.
239 Hatiboğlu, Türk Kelimelerinin Önsesleri, s . 1 5/ll.
ANLAMLI KEUMELER 1 ZAMİRLER 401
Eski Türkçedeki +lg I+Ug'dan değil, zamir çekimlerinde kullanılan +ni l+nU'dan
türemiş olması gerektiği görüşündedir. Ona göre söz konusu ek ben + ni > ben + i,
sen + ni > sen+i biçiminde bir benzeşme (assimilation) olayının ürünüdür.
24ı Deny, Türk Dili Grameri (Çev.), § 294; Bilgegil, Türkçe Dilbilgisi, s.2 1 0.
242 Elöve'nin Deny'ye ekleme olarak yaptığı açıklama, Türk Dili Grameri, § 294.
243 Tekin, A Grammar of Orkhon Turkic, s . 1 3 8; "Üçüncü Kişi iyelik Eki Üzerine",
246 Kotwicz, Les pronoms dans /es languer altaiques, Krakow 1 936; Bang, Vom
Köktürkischen zum Osmanisehen /, § 2,4; Gabain, "Die Pronomina im Alttürk
ischen", ZDMG, 1 00 ( 1 950), Mansuroğlu, agm, s.3-4; Korkmaz, Gramer Terimleri
Sözlüğü, s. I 78 vb.
247 Kocasavaş, Türkçede Şahıs Zamirleri, s.24 ve 26/3.
8
24 Türk Dil Bilgisi, § 388.
ANLAMLI KELİMELER 1 ZAMiRLER 403
çarparsa da,249 Türkiye Türkçesinde bu ayrılık yalnız gibi, için, ile gibi
edatlara bağlanırken kendini gösterir. Adlar bu edatlarla yalın
durumda birleştikleri halde, zamirler genellikle birer ilgi durumu
alarak birleşirler: ben+im için, sen+in için, o+nun için, biz+im için,
siz+in için, şu+nun için, ben+im gibi, sen+in gibi, biz+im gibi,
şu+nun gibi, o+nun gibi, ben+im+le (<ben+im ile), sen+in+le,
şu+nun+la, bu+nun+la vb.
Fiil dışında kalan bütün kelime sınıfları, yerine göre başka
dillerden de ödünç alınabildikleri ve alıntı kelime oldukları halde,
fiiller gibi zamirler de başka dillerden alınamaz. Nitekim dilimize
Arap ve Fars dillerinden girmiş pek çok söz türü bulunduğu halde,
zamir türü bir alıntı yoktur.
Zamirierin bir başka özelliği de ekleşmeye elverişli
olmalarıdır. Türkçe eklemeli bir dil olduğu ve fiil çekimindeki şahıs
ögesi bir kısım kipler de eskiden şahıs zamirieri ile karşılandığı için,
bu zamirler daha sonraki dönemlere uzanan gelişme sürecinde aşınıp
ekleşmişlerdir: ET kel-ür-men > TT gel-ir-im, ET ket-ür-sen > TT gel
ir-sin, ET kel-ür-biz > TT gel-ir-iz, gel-eceğ(-k-)-im, gel-ecek-sin gibi.
Demek oluyor ki, şahıs zamirierinin ekleşmesi bir kısım kipierin
çekimindeki şahıs eklerini oluşturmuştur. Yalnız, Eski Türkçeden
Türkiye Türkçesine doğru uzanan tarihi gelişme sürecinde, özellikle
Eski Anadolu Türkçesi aracılığı ile birbirinden farklı birtakım ara
değişim evrelerinin bulunduğunu da unutmamak gerekir.250
Zamirler, yukarıda ana çizgileriyle belirtilen birtakım özellik
lerle adlardan ayrıldıkları halde, gramerde yine de ad soylu sözler
arasında yer almaktadır. Hatta, bir bakıma adlarla ortaklaşan yönleri
ağır da basmaktadır. Çünkü, bunlar şahısların ve nesnelerin yerlerini
tutan, onları temsil eden sözler olarak zaten birer ad durumundadırlar.
Çekimde adlar gibi işlev görürler; kelime gruplarında ve cümlede
adların yüklendiği işlevleri yüklenirler.
Zamirierin Sınıflandırılması
393. Zamirler: I. Yapıları bakımından, II. İ şlevleri bakımından
olmak üzere iki türlü sınıflandınlır.
3. Birleşik Zamirler
397. Birleşik zamirler birden fazla kelimenin birleşmesiyle
oluşturulan zamirlerdir: ben sen, biz siz, şu bu, falan filan, falanca
filanca, öteki beriki, birazı, birçoğu, birkaçı, birtakımı, her biri, her
birimiz, hiçbiri, hiçbirimiz (Kelime Yapımı 237.§ 'a bk.) gibi. 25 1
Verilen örneklerde görüldüğü üzere, birleşik zamirler ya şahıs
zamiri, işaret zamiri, belirsiz zamir gibi zamirierden ikisinin art arda
getirilmesi ya da değişik yapıdaki birleşik sıfatiarın birer iyelik ekiyle
zamire dönüştürülmesinden oluşmuştur.
25 1
Zamirler, işlevlerine göre yapılan sınıflandınnada ayrıntılı olarak ele
alınacağından burada, cümle örneklerinin verilmesine gerek duyulmamıştır.
ANLAMLI KELiMELER 1 ZAMİRLER 405
BYİ , 23).
Gelelim şu Arapçadan (f) aidiyet ekine: Onun yerine
kullandığımız "sel" ve "sal" eki Türkçe mi? Latinceden veya
Fransızcadan aldığımız bu ek/eri, şimdi çok yanlış ve çok çirkin
olarak hemen her kelimenin kuyruğuna yapıştıran sizlersiniz (Y. B.
Bakiler, ÜK, I 8) vb.
Zamider yalın durumları ile bazen de kendileri ile ilgili adların
önünde özellikle onları pekiştirrnek için kullanılır:
Son saatleri bir hafta tefrika ederek hikaye ettiğimiz ve biz
gazetecilerin efsaneleştirdiği haydutumuz, bir gece yarısı polis tara
fından sıkıştırılınca, sevgilisiyle, bir iddiaya göre esrar sarhoşluğun
dan ( . . . ) Akıntı Burnu'nundan cadillac' ıyla Boğaz' ın karanlık sularına
uçmuştu (0. Pamuk, KK, 22).
Biz insanlar nedense hiçbir şeyden memnun o/muyoruz.
Siz anne/er, katlandığınız fedakarlıklar dolayısıyla her zaman
eli öpülecek insanlarsınız.
Bu uzun Pazar sohbetinde, bir yüzünde fokantanın adı basılı
bu kağıtların öteki yüzüne onlardan aldığım mineli bir dolma kalemin
ANLAMLI KELiMELER 1 ZAMiRLER 407
9).
Bizi onlar davet ettiler.
Bize onlar ilham ettiler (H. E. Adıvar, AG, 5).
Floransa ne kadar bizden değilse, Kudüs de o kadar bizim
değildi (F. R. Atay, Z, 47) vb.
b. "Sen" ve "siz" Zamirierinin Çekimli Biçimleri:
Senin kıyafetin benden de beter! (0. Kemal, AS, 1 5).
Sordum soruşturdum; burada kaldığını öğrendim. Geldim ki,
seni kaval çalarak uyandırayım ve sana süt ikram edeyim (Y. B .
Bakiler, ÜK, 63).
Ben nihayet, sana haber verrneğe vakit bulamadan, herhangi
bir davet kabul ettim (P. Safa, FH, 63).
- Senden sorulmaz üstümün yaşlığı kuru/uğu! (0. Kemal, HÇ,
1 6).
Seninle hayatta kazanılmayacak yarış yoktur, cesur çocuk,
dedi (H. E. Adıvar, H, 4 1 ).
Sence bu sokak bizi ana caddeye çıkarır mı ?
Sizin bu kadar muvaffakiyeıle bulduğumuz ismi almayı
düşünemeyecek kadar dürüst bir meslektaşım (H. E. Adıvar, AG, 4).
Oradan bir çağrışım oldu:
- Geçende Falih Beyle sizden konuştuk, dedim (Ç. Altan, BY İ ,
38).
Sizce bu proje başarılı olabilir mi?
c. "0" ve "onlar'' Zamirierinin Çekimli Biçimleri:
Güneşli, pırıl pırıl bir nisan günü onu birdenbire karşımda
buldum (0. Kemal, AS, 14).
410 TÜRKiYE TÜRKÇESi GRAMERi
duıımıu
yındeme ben+i biz+i sen+i siz+i o+n+u onlar+ı
�
dUnımu �-
:::0
yönelme *ban+a biz+e *san+a siz+e o+n+a onlar+a
durumu
bulunma ben+de biz+de sen+de siz+de o+n+da onlar+da
-durumu ·
l�!�
ben+im+le biz+im+le sen+in+le siz+in+le o+n+un+la onlar+la
. �li
'7�>
ben+ce biz+ce sen+ce siz+ce o+n+ca onlar+ca
�u
Üsküp bizim değil? Bunu duydum için için (Y. B. Bakiler, ÜK,
6 1 ).
Huzurlu, diri, insanı güvendiren bir oda. "Bir sizinleyken
mutluyum. " Taşınılmaz bir sorumluluk gibi Ali'nin omuzlarına
çöküyor sözlerim (S. İleri, DSG, 1 58).
Hamle ve Gün dergilerini çıkarması için Hasan Tanrıkut' a
para veren de odur (S . Birsel, ABVB, 1 1 5) vb.
2. Dönüşlülük Zamirieri
(Alın. Reflexivpronomen, Rückbezügliches Fürwort; Fr.
pronomreflechi; İng. reflexive pronoun; Osm. zamir-i mutavaat,
mutavaat zamiri)
402. Dönüşlülük zamirleri, şahıs zamirierinden daha güçlü bir
anlam taşıyan, onları anlarnca katmerli kılan pekiştiritmiş bir tür şahıs
ANLAMLI KELiMELER 1 ZAMİRLER 415
252
Bk. ve krş. Banguoğlu, Türkçenin Grameri, § 3 1 6.
253 Eski Anadolu Türkçesinde kendi ye koşut olarak kullanılan ve öz adından
'
kurulmuş bulunan özüm, özüfı, özi, özümüz, özüfıüz, özleri türü ile kendi ve öz
adlarının kaynaşmasından oluşan kendüz, gendüz, kendüzüm, kendüzüfı gibi dönüşlü
zamirler Türkiye Türkçesine kadar gclememiştir.
�
t:
Tablo 2 ı. Ş ahıs 2. Ş ahıs 3. Ş ahıs �
Teklik _<;okluk Teklik Çokluk Teklik Çokluk �·
yalın . kendi+m kendi+miz kendi+n kendi+niz kendi kendi+ler+i �::ı:ı
durum kendi+si
ilgi
durumu
kendi+m+in kendi+miz+in kendi+n+in kendi+niz+in kendi+n+in
kendi+si+n+in
kendi+ler+i+nin
�
yUkleme kendi+m+i kendi+miz+i kendi+n+i kendi+niz+i kendi+n+i kendi+ler+i+ni �-
::ı:ı
durumu kendi+si+n+i
yönelme kendi+m+e kendi+miz+e kendi+n+e kendi+niz+e kendi+n+e kendi+ler+i+n+e
durumu kendi+si+n+e
bulunma kendi+m+de kendi+miz+de kendi+n+de kendi+niz+de kendi+n+de kendi+ler+i+n+de
durumu kendi+si+n+de
çıkma kendi+m+den kendi+miz+den kendi+n+den kendi+niz+den kendi+n+den kendi+ler+i+n+den
durumu kendi+si+n+den
vası.ta kendi+m+le kendi+miz+le kendi+n+le kendi+niz+le kendi+y+le kendi+ler+i+y+le
durumu kendi+si+y+le
eşitilk kendi+m+ce kendi+miz+ce kendi+n+ce kendi+niz+ce kendi+n+ce kendi+ler+i+n+ce
durumu kendi+si+n+ce
.ı:>.
-
....ı
418 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi
3. işaret Zamirieri
(Alın. Zeigefürwort; Fr. pronom demonstratif,
İng. demonstrativ pronoun)
b. Şu ve şunlar Zamirleriyle:
Hakikat şu ki Behçet Bey, bütün akrabası içinde, abiasının
torununu severdi (A. H. Tanpınar, MB, 1 2).
Şu var ki Paşa onun bir bölüğünü daha sarayda iken
rast/adıkiarına peşkeş der (S. Birsel, BŞM, 24).
Hemen ona bir tesellf yetiştirmeyi düşündüm ve şunu bularak
seslendim:
- Operatör yoktu, muavinleri baktılar. Bir kere de benim
doktora, fakülteye gideceğim (P. Safa, DHK, 20).
- Al bakalım şunu (0. Kemal, HÇ 1 52).
,
DK, 1 0).
- Şunlara bak! dedi. Ulan sinema artisti gibi be! (0. Kemal,
HÇ, 272).
Biraz şundan, bundan bahsettikten sonra, yaverini çapırdı:
- Beyi, Erkanıharbiye Reisine götürünüz, şifre kalemine ver
sinleri Dedi (F. R. Atay, Z, 44) vb.
c. "0" ve "onlar'' Zamirleriyle:
O çok yararlı bir kitaptır. Okumanız iyi olur.
Onu oradan alıp yanıma koyunuz!
Onu bunu bırak da, Yasin ağayı pekiştirmeyi unutma (0.
Kemal, HÇ, 1 9).
ANLAMU KELiMELER 1 ZAMiRLER 423
lu, . . . VÇ l G, 78).
Bestekarı Hüseyin Kenan adında bir İzmirli çocuktur. Hemen
hemen burada, bu Bozyaka bağlarında büyüdü (R. N. Güntekin, DK,
l l ).
Balyos "Beyoğlu" adıyla anılır ki Beyoğlu adının buradan
geldiği düşünülebilir (S. Birsei, ABVB, 4).
Şekerim, Recep Efendi, Cennethisar' ın en eskilerindendir.
Karısı gülümseyerek başını sallıyor. Sevindim, buranın eskisi
olmakla gururlanınm (0. Pamuk, SE, 1 4).
Ama yeter artık burama geldi; kitaplarını, deney araçlarını,
tıbbf aletlerini satmaya niyetim yok (0. Pamuk, SE, 1 09).
Hayret/e kollarını kaldırdı; küçük, kısa vücudunu yükseltmek
ister gibi ayaklarının ucunda kalkarak Fransızca:
- Azizim, burası bir peri {ıfemi, bir, bin bir gece sarayı hazi
nesi, dedi (R. N. Güntekin, DK, 6).
- Hit/erin işgal ettiği topraklarda kaç yıl kaldığını kesin olarak
ben de bilmiyorum. Şurası bir gerçek ki, büyük diktatör bu
topraklarda topu topu beş yıl bile kalamadı. Halbuki Türkler aynı
topraklarda 550 yıl hüküm sürdüler (Y. B. Bakiler, ÜK, 4 1 ).
�
�
Tablo 3 Yakın İçin Biraz uzak İçin Uzak
Teklik Çokluk Teklik . Çokluk Teklik
�-
:yıfl lri .. . -' . ··
.· . ' ı bu bunlar şu şunlar o
�::ıo
...._
.durum,
f�·
..
� !· �·-. :�.. ·
"' bu+nun bunlar+ın şu+nun şunlar+m o+nun onlar+ın ı �
�-
.• .
_j�
ı ::ıo
-yükleme bu+nu bunlar+ı şu+nu şunlar+ı o+nu onlar+ı
durumu
yönelme bu+na bunlar+a şu+na şunlar+a o+na onlar+a
dımıınu
bq{unlna ı bu+n+da bunlar+da şu+n+da ı şunlar+da o+n +da onlar+da
.Qit�u ;:.' , · .:
�-�
.""
���: . �
·
.. .·
.,
.. ı bu+n+dan bunlar+dan şu+o+dan ı şunlar+dan o+n+dan onlar+dan
:iıi\riilnti . . .
: ·
. : . · .-.'. - · ı bu+nun+Ja
'. . . ·
bu+n+lar+Ja şu+nun+Ja 1 şu+n+lar+la o+nun+Ja o+n+lar+la
itf!Jrif· : i < ;.: �Y-,· ( bu+n+ca
. �,\t( ._.
4-�Şitfılç;''�: .J,
·
�
V'o
426 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi
4. Aitlik Zamirieri
410. Şahıs ve işaret zamideriyle kurulan ad tamlamalarında
tanılanan ögesinin kaldırılarak yerine +ki aitlik ekinin getirilmesiyle
oluşturulan zamider aitlik zamirleridir. Bu zamirler +ki ekinin yardı
mıyla, bir varlığı "ilgili bulunma, ait olma" anlamı ve işlevi ile temsil
etme görevi yüklenmişlerdir: benim kitabım-7 benimki, senin odan-7
seninki, onun çantası-7 onunki, şunun işareti-? şununki gibi.
Aşağıdaki örneklerde görüleceği üzere, bu zamirler, bir adın
cümlede iki kez yinelenmesini önleme amacından doğmuş görünüyor:
Kadına ipin bu olup olmadığı soruldu. Hayır, dedi kadın,
benimki yepyeni idi (S. F. Abasıyanık, LA, 39).
İ/kin, bütün doğru gizemcileri, sanatçıları ve halk ozanlarıyla
temasa geçen kuşak bizimki (S. Birsel, ABVB, 1 42).
Hemen aşağı inerek kendileriyle konuşacağım. Benimle ilgili
düşünceleri sizinki gibiyse, derhal Türkiye'ye döneceğim! (Y. B.
Bakiler, ÜK, 1 5).
Barba Niko, bir elinde dümen yerine tuttuğu kıça bağlanmış
bir kürek, öteki elini yukarıya doğru kaldırıyor, muhteşem bir tavırla:
- Yukanki bilir. (S. F. Abasıyanık, LA, 53) vb.
410.1 Aitlik zamirieri de öteki zamirler gibi iyelik, çokluk ve
ad çekimi ekieri alabilirler:
Benimkisi kaybolmuş, dedin sen. "Herhangi bir tarak
istiyorum" (0. Pamuk, SE, 167).
Bir hanımefendiden çok, bir hanımefendi sesi çıkarmaya
çalışan bir cadalazun sesiydi onunkisi (0. Pamuk, KK, 37).
Nasıl bizimkiler esmer yüzleriyle, çoğu mavi gözleriyle; çevik,
çolak vücutlarıyla rüzgarla sallanan nice çan/ara, uzun serviiere
benzerler (H. E. Adıvar, AG, 1 1 5).
Bizimkiler her yaz İstanbul' a giderler (0. Kemal, AS, 9).
Böyle sizinkiler gibi pırıl pırıl, simsiyah, kuvvetli bıyık/arım
olmasını isterdim (0. Kemal, AS, 2 1 ).
O elbiseyi giyen ötekiler gibi olabilme hayaliymiş asıl almak
istedikleri (0. Pamuk, KK, 6 1 ).
Büyükhanım kahvaltıya inmeyecekmiş, dedim. Sizinkileri
veriyorum (0. Pamuk, SE, 61 ).
ANLAMU KEliMELER 1 ZAMiRLER 43 1
1 33).
Nilüferli havuza taş atardık Hafize'yle halka halka. Tek eğlen
me saatleri benimleyken (S. İleri, DSG, 68) vb.
Bu zamirler başka bir adla tamlama kurabilirler, bir ad önünde
sıfat olarak da kullanılabilirler:
Adem Ali, bizimkilerin kitaplan önünde oyalandığımı görünce
söz kapısını, biraz mahcup bir yüzle kendisi araladı:
- Sergide sizin şiir kitaplarımı yok (Y. B. Bakiler, ÜK, 25).
Göz göze geldiklerini sandığı an Hesna, kadının, kendi
ninkilere eş duygu/ann ezikliğini yaşamakta olduğunu sezinledi;
tanımadan sevdi, kanı kaynadı (M. N. Sepetçioğlu, ... VÇ lG, 77) gibi.
411. Aitlik zamirleri, yalnız zamirierden değil, adlar ve yer,
yön, zaman gösteren ad sınıfından öteki sözlerle kurulmuş sıfat ve
belirtili ad tamlamalarındaki tarolanan ögesinin yerine +ki aitlik
ekinin getirilmesiyle de oluşturulur:
Hepsinin de köşkleri, yalı/arı, anneminkisi gibi incileri, yılan
derisinden ( ... ) ayakkabıları ve kemerleri, tafta boyun bağları, yaldızlı
bir kanepeye uzanarak çektirifmiş (lüle lüle saçlarla) fotoğrafları
vardı . . . (S. İleri, DSG, l l ).
Münir Bey, yavaş yavaş ona doğru yürüyerek cevap verdi
- Bu sejerki başka cinsten bir ziyafet. . . (R. N. Güntekin, DK,
5).
Sofrayı kurarken merdivenlerden Faruk Bey indi. Basamakları
gıcırdatan ağır yürüyüşü dedesininki gibi (0. Pamuk, SE, 59).
Ne yaptın gene bu akşam? dedi. Neler uydurdun bakalım?
İmambayıldı, dedim. Dün istemiştiniz ya!
- Öğlenki mi? (0. Pamuk, SE, 5).
Saçları salkım saçaktı. Dudaktan kuru ve hafif çatlak, yüksek
ateşli hastalannki gibi (Ç. Altan, BYİ, 320) vb.
Bu zamirler ad çekimi ve çokluk ekieri alarak ötekiler gibi
çekime girerler, edatlarla da birleşirler.
432 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi
5. Belirsizlik Zamirieri
(Alın. unbestimmtes Fürwort; Fr. pronom indefini; İng. indefinite
pronoun, Osm. müphem zamir, zamir-i müphem)
413. Belirsizlik zamirleri, kişileri ve nesneleri belirsiz olarak
temsil eden zamirlerdir: Aslında belirsizlik zamiri olan sözler birkaçı
geçmeyecek kadar azdır: adam, insan, kimse, Farsça-Türkçe karışımı
herkes, Arapça-Türkçe karışımı cümlesi, Arapça'dan alıntı falan, filan
ve şey gibi.
Bunlar dışında kalan belirsizlik zamirleri; bazı belirsiz
sıfatlara, soru zamirierine ve zarflara iyelik eklerinin getirilmesiyle
oluşturulur: başkası, bazısı, bazıları, biri, birisi, biriniz, birimiz,
birileri, büyüğü, büyükleri, çoğu, çok/arı, gerisi, hepsi (hepisi), kimi,
kimisi, öbürü, öbürleri, öteki, topu, tümü vb. Sayıları da pek çoktur:
Umum müdürün koca bıyık/ı odacısı iri burnuyla çevreyi
gözden geçiriyordu ki, hafif çiçek bozuğu, ufak tefek bir adam
çekinerek yaklaştı (0. Kemal, AS, 1 8).
Operatör öfkeyle bağırdı:
- Beni istemiyorsanız, idareye söyleyin başkası gelsin. O, paşa
ise ben de beyim (P. Safa, DHK, 85).
Bir başkası olmak istemeyecek kadar bir başkası gibi
hissediyordu kendini (0. Pamuk, KK, 3 1 9).
Yeni bir davranış, kırmızı bir taksi ya/ayıp geçti. Arkasında bir
başkası (0. Kemal, AS, 37).
Onlar bir dahaki seneye dağılmış, yeni yeni kadrolara
katılmış, tekrar kasahaya uğrayacakları zamana kadar unutuldular.
Aralarında bazılan eski gelen giden hiçbir kumpanyada
görünmedi/er (N. Cumalı, YK, 69).
Düğünde bir büyükleri, nişan yüzüğünü sol ele geçirecek (S.
İleri, DSG, 1 1 4).
Bir köşe başında yüksekçe bir kütüğün üstüne oturmuş biri nal
dövüyordu (Y. Kemal, İM, 78).
Safada biri yürüdü (M. C. Kuntay, Üİ , 398).
434 TÜRKiYE TÜRKÇESi GRAMERi
255 Kim zamiri yalnız insanlar için kullanıldığı hMde, kimi, kimisi ve kimileri zamir
leri canlı cansız bütün varlıklar için kullanılır.
256
+ki aitlik ekiyle kurulmuş öteki, beriki, alttaki, dağdaki, benimki, seninki gibi
şekilleri "yer ve sahibini belirtme ifadesine" rağmen belirsiz zamir kabul edenler de
vardır (Ergin, Türk Dil Bilgisi, § 43 1 ). Bilindiği gibi, bir kelimenin sınıflamada
hangi gruba gireceği, şekilden çok işievle ilgilidir. Bu nedenle, bir kelime işlev
ölçüsüne vurularak birden fazla gruba da sokulabilir: Ancak, yukarıda verilen
örnekler, bundan önceki "Aitlik Zamirleri" (4 10 §.) bölümünde belirtildiği gibi,
öncelikle "ilgili olma, ait olma" işlevi yaptıklarından, bunları "belirsizlik zamiri"
grubuna sokmanın mümkün olmadığı düşüncesindeyiz.
436 TÜRKiYE TÜRKÇESi GRAMERi
her biriniz, her biri, hiç birimiz, hiç biriniz, hiç biri, hiç kimse, bir şey,
her şey, kimi kimsesi gibi.
Saim' e göre, dergilerde okuk/arı adların ve kahramanların
birçoğu hayaif olduğu gibi, bu adların düzenledikleri kimi gösteriler,
toplantılar, gizli genel kurullar, yer altı parti kongreleri, banka
soygunları da hiç gerçekleşmemişti (0. Pamuk, KK, 72).
Biraz önce beklediğimiz kitaplardan birkaçı geldi.
Öğrencilerin bir kısmı hemen mızrak gibi parmaklarını
kaldırmışlardı havaya. Bir kısmı da söz verilmesini beklemeden soru
mitralyözlerini çalıştırmaya başlamıştı (Ç. Altan, B Yİ, 8).
Her biri sırtında çavdar, buğday, arpa karışığı tahılla evine
döndü (Y. Kemal, İM, 56).
Bunu hiçbiri bilmiyordu (A. H. Tanpınar, H, 30).
Bir kere, Şinasi'nin sorduğu ehemniyetsiz bir şeye gayri tabii
bir asabiyetle cevap vermişti (P. Safa, FH, l l ).
- Kocası mocası yok! dedi. Ahret suallerini bıraktın da bir
şeyler verin, yazık ayol! (0. Kemal, AS, 7).
Hemen bir şeyler yapması lazımdı (0. Kemal, HÇ, 340).
Kibar zarif, zeki, her şey, fakat güzel değil. Neriman biliyor
sun; Handan' ı güzel bulmadığına kızacaksın (H. E. Adıvar·, H, 23).
Her şey acayip bir senetle kızıl, galiba onun kanı! (H. E.
Adıvar, H, 7).
Şimdiye kadar buralara hiç kimse uğramadı.
"Bizim senden başka kimimiz kimsemiz kalmadı ah
Binbaş' ım" dedim (K. Tahir, YS, 30 1 ) vb.
416. Birleşik kelime veya kelime grubu biçimindeki belirsizlik
zamirieri de ad çekimi ekieriyle çekime girerler. Cümlede öteki
zamirierin yüklendiği görevleri yüklenebilirler:
Rüya' nın yutar gibi okuduğu polisiye romanların birçoğunu
basan yayıneviydi burası (0. Pamuk, KK, 98).
Dostu, yabancısı, Bahriyeli/erin birçoğunda onu karşılamak
ve ona iyi görünmek hazırlığı var (F. R. Atay, Z, 1 7).
Gazetelerden biri; Kenan için yazılan yazılardan birkaçını
tercüme etti (R. N. Güntekin, DK, 1 2).
- Param olmadığını bilirsin, dedi. Enver Paşa kendi elindeki
kırk bin altından bir kısmını Talat' la bana verdi (F. R. Atay, Z, 1 9).
440 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi
Bu adam demek ki, menfaati için her şeyi feda edebilirdi (0.
ı
Kemal, HÇ. 1 92).
Eğer bir zalim koca {)/san Nerimaiı' a zulmedebileceğim. O da
aynı sevgili, berrak gözlerle her ıeye katlanacak (H. E. Adıvar, H,
12).
Her şeyden habersiz Güllü, bir tek şey düşünüyordu (0.
Kemal, HÇ. 334).
Hiç kimseyi mes' ut etmeyen, daha çok yıkıcı bir kadere
benzeyen bu aşk hikayesinin aniatılmaması için Behcet araya bir yığın
laf karıştırmış ( ... ) fakat onun aldırmayıp hikdyeye devam ettiğini
görünce somurtup kalmıştı (A. H. Tanpınar, MB, 90).
On beş yirmi günden beri Şinasi bu odada hiçbir ıeyi
düze/tmek için uğraşmamıştı (P. Safa, FH, 34) vb.
417. Belirsiz zamirler içinde tek tük +cik ve +lik 1+ lUk addan
ad yapma ekieriyle kurulmuş veya genişletilmiş olanlar da vardır.
Bunlar ad veya zamir kullanılışındadır:
Etrafta kimsecikler yoktu.
Yüreğime ansızın bir şüphe çöreklendi: Ya bir emniyet
görevlisi çıkar da yakama yapışırsa (Y. B. Bakiler, UK, 33).
Kış gelince ama, kimsecikler kalmaz, o zaman boş sokaklarda
kendi ayak seslerimi duyar ürperirim (0. Pamuk, SE, 7).
Halk da çokluk bu şarkılara katılır (S. Birsel, ABVB, 1 8).
ANLAMU KELiMELER 1 ZAMİRLER 44 1
DK, 1 3) vb.
Artık ne edeceğimi ne eyleyeceğimi bilemiyecektim (Y.K.
Karaosmanoğlu, HOŞ, 29).
420.1 Ne zamirinin iyelik ve ad çekimi ekieri alarak çekilmesi
de adlardan farklı değildir. Yalnız, bu zamirin ilgi durumu gösteren
çekiminde, kelime ünlü ile bittiği halde, çok kez ne-m, ne-n, ne-miz
gibi şekiller yerine genellikle e-y-im, ne-y-in, ne-y-imiz, ne-y-iniz gibi
-y- 'li şekillerin benimsendiği görülüyor. Tek istisnası neyi yerine, her-
ANLAMU KELiMELER 1 ZAMiRLER 445
halde zamirin yükleme biçimi ile karışmaması için hep nesi 'nin
kullanılmış olmasıdır.
Bu genel duruma rağmen yer yer bazı yazarlarda -y- 'siz
şekilleri de yer almaktadır:
- Neyin var, çok mu sıkılıyorsun diye sormuştu.
Bu sual karşısında Atiye şaşırmış kalmıştı . . .
- Bir şeyim yok. . . Neyim olsun istiyorsun ? (A. H. Tanpınar,
MB, 89).
Başka nen var?
Yarım patlıcanı geri götürdüm, temiz tabağa güzelce fasulye
koyup götürdüm (0. Pamuk, SE, 6).
Hasan Mercan' ı da yabancı görmedim. Bizim soyumuzdan,
bizim kumaşımızdan. Dili bizim dilimiz, gönlü bizim gönlümüz. Onun
nesi yabancı ? (Y. B. Bakiler, ÜK, 20).
- Neyini işidicen. Benim adamı nasıl furacağımı bilmen mi?
(0. Kemal, HÇ, 264).
Anası sordu:
- Beğendin mi?
- Nesini beğeneceğim? dedi. Et gibi, el kadar şey! (0. Kemal,
HÇ, 308).
"Korkar mıydın?" dedim. Dedemin nesinden korkardın? (0.
Pamuk, SE, 1 09).
- Oğlum ben seni severim. Karını, kardeşini okula filan
götürme, nene gerek (S. Birsel, BŞM, 20 1).
Bir yatak, bir yorgan, iki yastık nenize yetmez. Varsın çuha
örtülerimiz hiç olmasın (S. İleri, DSG, 12).
Bu kar neyin işareti dedi Galip. Bu kar neyin habercisi? (0.
Pamuk, KK, 3 1 8).
Bezden, eski çamaşırdan neyimiz varsa versin (0. Kemal, AS,
7).
420.2 Ne zamirinin edatlarla birleşmesi adlardaki gibidir. Gibi,
için, ile, kadar edatlanyla yalın biçimde birleşir ve bu yönüyle kim
zamirinden ayrılır:
- Bize iş düşecek desene. . .
- Ne gibi? Yanlış anlama eren/er, nikah işinde demek iste-
dim . . . (0. Kemal, HÇ, 3 1 ).
446 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi
Otuz otuz beş yaşlarında, kara kuru bir şey. Eldiemin evine
terzi diye girip nesi var, nesi yoksa "her şeyini" çalıp çırpıyar (S.
İleri, DSG, 94).
Ne yapayım '.'çaresizmi" , kabul etmek zorundayım.
Ne verirsen elin/e o gider seninle.
Ne kanşıyorsun? "karışma" .
Sen ne bilirsin ki! "bilmezsin" ,
Bu ne biçim söz! Ne çare çaresiz çaresiz" vb.
" ,
423. Bağlama zamiri, bir kelimeyi bir kelime grubunu veya bir
cümleyi başka bir kelimeye, kelime grubuna veya cümleye bağlayan
ve aynı zamanda, içinde "zamir" anlam ve işlevini de bulunduran bir
zamir türüdür. Türkiye Türkçesinde bu işlev için Farsçadan alınmış
olan ki zamiri kullanılmaktadır.
Eski Anadolu Türkçesinde bu işlev, yalnız başına bir soru
zamiri olan, ancak söz içinde iki ögeyi birbirine bağlama görevi de
450 TÜRKİYE TÜRKÇESi GRAMERi