Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 9

EKEV AKADEMi DERCİSİ Yıl: 8 Sayı: 21 (Güz 2 0 0 4 ) - - - - - - - 173

YAKUT el-HAMEVI'NİN MU<CE.YU'L-BULDAN ADLI


ESERİNE ELEŞTiREL BİR BAKlŞ (*)

MFaruk TOPRAK(**)

Özet

Yakut el-Hamevi tarafindan yazılan Mu'cemu'l-buldan adlı eser,


içerik açısından sadece coğrafi bir eser olmayıp edebiyat ve şiire ilişkin
bilgiler; ayrıca tanınmış kişiler hakkında biyografik bilgiler de sunar.
Yakut'un 61511218-19 yılında Merv şehrindeyken yazmayı düşündüğü ve
62111224 yılmda Halep 'te ilk taslağını kaleme aldığı bu kitap, sahip olduğu
şöhrete ve verdiği bilgilere rağmen bariz hatalar ve eksik bilgilerle doludur.
Çalışmamızda bu konuyu ele alacağız.

Anahtar kelime/er: Yakut el-Hamevf, coğrafya, coğrafi sözlük/er,


biyografi, kaynak eser.

A critica/ view on Mu'jam al-buldiin of Yökiiı al-Hamawi

Mu'jam al-buldiin, the great work of Yiküt al-Hamawi not only


comprises geographical and toponmic information, but also literary and
poetic subjects and biographical details of prominent figures originating
from the toponyms presented The idea came to him at Marw in 61511218-
19. Thefirst draft wasfinished at Aleppo on 20 Safar 621113 March 1224.
This book is full of obvious mistakes and insufficient knowledges despite of
itsfame and importancy. In this article, we shall discuss this subject.

Key words: Yila.'t al-Hamawi, geograplıy, geographical dic{jonarİes;


biography, sources.

* 29-31 Mayıs 2003 tarihlerinde Elazığ'da düzenlenen 1. Ortadoğu Semineri'nde bildiri olarak
sunulmuştur.
** Prof. Dr., Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-CoğrafYa Fakültesi
(e-posta: ftoprak@yahoo.com, toprak@humanity.ankara.edu.tr
174 /Prof. Dr. M. Faruk TOPRAK----- EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Giriş

İslam dünyasında Abbasi Dönemiyle başlayan bilimsel çalışmalar


zamanla ürünlerini vermiş, dil ve edebiyat bilimlerinden tabii bilimiere kadar
çok sayıda alanda kitap kaleme alınmıştır. Coğrafya, bu alanlardan biri olup
ilk ciddi eserlerden birisi İran asıllı İbn Hurdazbih (ö. 280/893-4) tarafından
yazılan Kitabu '1-mesalik ve 'l-memalik olup zamanın eyaJet vergilendirme
sistemi ile posta merkezleri ve yolları hakkında önemli bilgiler içerir. ei-
Yakubi lakabıyla tanınan Ahmed b. Yak u b b. V adı h (ö. 278/891 -2),
Kitabu '!-buldan adlı eserinde, gezip dolaştığı ülkeler hakkında güvenilir
bilgiler verir. İbn Rus ta (ö. 290/902-3), Kitdbu '1-a' laki'n-nefise adlı
eserinde ilk kez Hazariar, Slavlar ve Macarlar gibi o zamana kadar
bilinmeyen halklar hakkında bilgiler sunmaktadır. el-İdri'sl (ö. 56111165-6),
gerek kendi seyahatleri ve gerekse diğer seyyahlardan topladığı biigiierie,
Nuzhetu'l-muştak li ihtirdki 'i-djdk adlı ünlü eserini yazmıştır. Arapça
yazılmış en geniş ve en kapsamlı coğrafya eseri olan bu kitap, kısmen veya
tamamen batı dillerine de çevrilmiştir. Ubeydullah ei-Bekrl ve Yakut ei-
Hamevi gibi coğrafyacılar ise eserlerinde, yerleşim yerlerini alfabetik sıraya
göre dizip bir nevi şehirler, ülkeler, memleketler sözlüğü hazırlamak
suretiyle diğerlerinden farklılık göstermişlerdir.

Yakut e!-Hamev! olarak bilinen Şihabuddln Ebu Abdullah Yakut b.


Abdullah er-Rumi (575-626/1179-1229), Grek asıllı olup küçük yaşta esir
alınmış ve Bağdatlı bir tacir olan Asker b. Ebi' Nasr'a satılmıştır. Ticari
yazışmaları yapabilmesi için efendisi tarafından mahalle mektebine
gönderilen Yakut, dil ve gramer dersleri okumuştur. 1 Efendisi ile arası
bozulan ve onun tarafından azat edilen Yakut, bir müddet Şam, Musul,
Sincar ve Halep'te ikamet etmiş; ayrıca Horasan ve Maveraünnehir'i gezip
do laşmıştır. 2
Hem okumaya çok meraklı oları hem de birçok yer gezip dolaşan
Yakut, bilgi ve birikimlerini, dilden edebiyata, tarihten coğrafyaya kadar
birçok konuda yazdığı kitaplarında toplamıştır. Bu kitapların en
önemlilerinden biri - belki de en önemlisi - olan Mu' cemu '!-buldan,

1
İbn Hallikan, Vefeyiitu 'l-a' yan, Beyrut ts., VI, 127.
2
A.e., VI, 127-8.
YAKOT el-HAMEVi'NİN MU'CEMU'L-BULDAN
ADLI ESERİNE ELEŞTiREL BİR BAKIŞ - - - - - - - 175

Atiantik kıyılarından Çin'e, Kuzey Buz Denizi kıyılarından Afrika'nın


içlerine kadar uzanan geniş bir bölgede yer alan binlerce bölge, şehir,
kasaba, köy, mahalle gibi yerleşim yerleri; ayrıca çok sayıda dağ, deniz,
nehir, vadi vs. hakkında bilgiler verir. Kitap ilk bakışta bir coğrafya kitabı
olduğu izlenimi vermekteyse de adıgeçen yerleşim yerlerinin etimolojisini,
tarihi geçmişini, ilk kuruluşunu anlatıp orada yetişen ünlü kişileri ve
eserlerini birer birer zikretmesi ve o bölgenin adının geçtiği şiirleri sunması
açısından aynı zamanda bir dil, edebiyat ve tarih ansiklopedisidir. Bu eseri
hazırlamak için - ister doğrudan, ister aktarma ya da rivayet yoluyla - antik
dönem Yunanlı alim ve yazarlar başta olmak üzere İbn Hurdazbih, İbn
Havkal, ei-İstahri, el-Bekrl gibi müslüman coğrafyacıların eserlerinden
yararlanan Yakut, özellikle Arap coğrafyasına ait isiınierin doğru okunup
aktarılması ve tanıtımı için İbn Dureyd, el-Asma' i, es-S!riifi, ez-Zemahşer!
gibi dil ve edebiyat bilginlerinin birikimlerinden de yararlanmıştır.

Yakut, alfabetik olarak verdiği yer adiarına geçmeden önce


yeryüzünün yapısı, karalar, denizler, dünyanın yedi iklime (bölgeye)
ayrılması ve bu bölgelerin içerdiği yerler hakkında bilgiler verir. Ayrıca
kitabın içinde sık sık geçecek olan berid, ostdn, cund,jersah, mil gibi coğrafi
ve idari terimierin anlamlarını açıklar. 3

Yakut'un bu eseri bugün bile tarihçiler, dilciler, edebiyatçılar ve


coğrafyacılar nezdinde önemli bir kaynak olma özelliğini korumakla birlikte
eleştirilmesi gereken bazı noktalar bulunmaktadır. Bunları maddeler halinde
aşağıda sunacağız.

1. Bazı yerler hakkında ayrıntılı bilgiler verilirken bazı yerler çok kısa
bir şekilde geçiştirilmiş: İşbiliyye (bugün İspanya'da Sevilla şehri), Gımata
(bugün İspanya'da Granada şehri), Konya, Kıbrıs, Van, Ayntab, Gazne gibi
tarihi geçmişleri olan birçok şehir ve bölge hakkında verilen bilgiler birkaç
cümleyi geçmezken, Arap Yarımadası ve Yakut'un gezip dolaştığı İran,
Horasan, Maveraünnehir gibi bölgelerde yer alan çok sayıda yerieşim yeri
hakkında ayrıntılı bilgiler verilmiştir. Merv, Semerkand, Buhara, Herat,
Nesa, Nisabur gibi şehirler ayrıntılı ve uzun uzadıya tanıtılmakla kalmamış,
bu şehirlere ait çok sayıda köy ve mahalle de birçok özelliğiyle
zikredilmiştir. Yakut'un doğup büyüdüğü topraklara daha yakın olan ve

3
Yakut, Mu' cem u '/-buldan, Dar Sad ır, Beyrut, 1979-1986. ı. ı 6 vd.
176 /Prof. Dr. M. Faruk TOPRAK------EKEV AKADEMi DERCİSİ

tarihi geçmişibulunan birçok yere ait bilgiler ise, bu yerlerin adına


yakışmayacak derecede az ve yetersizdir. Mesela Ruha (Urfa) maddesinde,
bu şehre mensup ünlü kişiler hakkında ayrıntılı bilgiler verilip Ruha adının
geçtiği şiirler aktarılmış, şehrin tarihi hakkında ise derine inilmemiştir. Alis
4

(Kızılırmak) maddesinde nehrin kabaca nerede olduğunu kısa bir-iki


cümleyle özetledikten sonra Ebu Firas, Mutenebbl ve Ebu Temmam'ın
şiirlerinde Alis Nehri'nin zikredildiği beyitler aktarılır. Bu arada konunun
dışına çıkarak Mutenebbl'nin şiirinde rastlanan ifrata (aşırılığa) değinilir.
5

Sadece Anadolu tarihinde değil, insanlık tarihinde önemli bir yer olan Efesos
(Efes)'ten çok kısa bir şekilde bahsetmesi 6 , bu kapsamlı eserin
güvenilirliğine gölge düşürmektedir. Aynı şekilde, Anadolu'nun ortasında
birçok şehri içeren bir bölgenin adı Kabazık şeklinde verilmektedir. Bu
bölgenin KajJadok)Hl olduğunda şüphenıiz yoktur. Y§_kfit? henı bu adı yanlış
algılayıp aktarmış, hem de bu geniş bölge hakkında çok kısa bilgi vermekle
7
yetinmiştir. Mağrib tarihinde önemli bir yeri olan Tilimsan şehri hakkında
da bilgiler çok azdır.
8

2. Yer adlanmn kökeni hakkinda bariz hatalai· görülmektedir: Eserde


geçen yer adlarının önemli bir bölümünün nereden türediğini anlatmaya
çalışan Yakut'un sık sık yanıldığı, isimleri Arapça bir köke dayandırmaya
çalıştığı hatta - tabiri caizse - uydurduğu görülür. Bunun en açık örneğini
Tibet maddesinde görmekteyiz. Tibet adının eski Himyeri hükümdariannın
ünvanı olan tubba' ın bozulmuş şekli olduğu, zaten Tibet'in de buraya gelip
yerleşen Himyerli Araplar tarafından kurulduğu ve bu kişilerin zamanla
asıllarını ve isimlerini kaybederek bugünkü Tibet'e dönüştüğü şeklinde
9
ifadeler, gerçekle ilgisi olmayan sözlerdir. Yakut, Orta Asya'da büyük bir
ihtimalle bir Türk şehri olan İldk'ın Arapça bir isim olabileceğini, başındaki
elif harfinin hemze, vav ya da ya harfinden dönüştüğünü söyler.
10
Orond
maddesinde, bugün l~.. si olarak bildiğimiz nehrin iştikakını yaparken bu
isimdeki bazı harflerin değişikliğe uğradığını ya da zaid olduğunu söyler.

4
A.e., III, 106.
5
A.e., I, 55.
6
Bkz. A.e., I, 23 I.
7
Bkz. A.e., IV, 303.
8
A.e., II, 44.
9
Bkz. A.e., II, lO-I I.
10
A.e., I, 291.
YAKOT el-HAMEVi'NİN MU'CEMU'L-BULDAN
ADLI ESERiNE ELEŞTiREL BİR BAKIŞ _ ____;._ _ _ __ 177

Zira bu şekliyle Arapça'da hiçbir anlam ifade etmemektedir.n Halbuki


nehrin adı Orantes olup Yunanlılar tarafından konulmuştur. Nitekim
Antakya maddesinde Avrantes şeklinde yanlış harekelenmişse de doğru
şekliyle verilmiştir. 12

Yakut, isimlerinin köklerini tesbit etmede düştüğü tekellüfti


(zorlamayı) özellikle Amid (Diyarbakır) maddesinde ortaya koymaktadır. Bu
şehrin adının da Arapça'da "kızmak, öfkelenmek" anlamına gelen .ı..ıi
fiilinden türemiş olma ihtimali üstünde duran Yakut'a göre Amid,
güzelliğinden dolayı başkalarını cezbeder; ancak müstahkem oluşundan
dolayı ele geçirilemeyince insanları kızdıran bir görüntü alır. 13
Endelus/Endulus maddesinde de benzeri bir tekellüf içindedir. 14
Yername'de hir ver adı olan Usev icin verdiği vaklasık iki savfalık bilginin
çoğu da bu ismin"' i'Hllini (harf de~işi~ini) ko~u ~!maktadır. 15 ~ -

Arapça kökenli isimleri bir yana koyacak olursak, özellikle Farsça


kökenli yer adlarını ayrıntılı ve doğru bir şekilde tahlil eden Yakut, kısmen
Yunanca kökenli isimleri de doğru tesbit etmiş; ancak özellikle - ,A.rapça ile
aynı dil grubu içinde bulunan - Süryanca olan ya da Süryanca olduğu
izlenimi veren yer adları konusunda fazla yorum yapamamıştır. Mesela
Irak'ta Ninova'ya bağlı Bar Tulki köyünden bahsederken "Halkı çoğunlukla
. o - -- - --If,•• .,.... • ,.. • .,....... ., , , "" , 1
hırıstıyandır" demekle yetmır. JJar J<e!!mesı ;--,uryanca aa ·oguı1 anıamma
•o

geldiğine göre, bu topraklarda Asuri halkların da yaşadığı göz önünde


bulundurularak gerekli etimo!ojik açıklama yapılmalıydı. Muhtemelen aynı
dile ya da o dilin bir lehçesine ait olan Uşmunis isminden söz edilirken
bunun Halep yakınlarında bir pınar olduğu söylenmekle yetinilmiş ve kökeni
hakkında yorum yapılmamıştır. Yakut, Hz. İsa'nın doğum yeri olan
17

Filistin 'deki Beytlahm'ın da anlamını verememektedir. 18 Bugün Hasankeyf


olarak bilinen Hısn Keyfd'dan söz ederken bu şehrin adının Ermenice
olabileceğini söyler. 19 Halbuki Hısn Kfjo/Kfja, Süryanca'da ya da ona çok

11
A.e., I, !62.
12
A.e., I, 266.
13
A.e., 1, 56.
14
A.e., I, 262.
15
A.e., 1, 203 vd.
16
A.e., I, 385.
17
Yakut, Mu' cemu '!-buldan, 1, 200.
18
A.e., I, 521.
19
A.e., II, 265.
178 /Prof. Dr. M. Faruk TOPRAK-----EKEV AKADEMİ DERCİSİ

vakın bir başka Asuri/Arami dilde kayahisar, kayakale anlamına


gelmektedir. 20 -

3. Genel kültür üzerine bazı soru işaretleri: Yakut'un en önemli


eksikliklerinden birisi de genel kültür konusunda bazen yetersiz kalışıdır.
Kendisinin - çok sayıda diğer Müslüman alim ve araştırmacı da
gördüğümüz gibi - Kitab-ı Mukaddes'e vakıf olmayışı, böylesine bir bilgi
hazinesini kaleme alan bir kimse için büyük bir eksikliktir. Çünkü bu durum
genel kültür eksikliği olarak kalmamakta, aynı zamanda Kitab-ı Mukaddes
kaynaklı olay ve bilgilerin yanlış ve eksik aktarılmasına yol açmaktadır.
Mesela bugün Ürdün'ün başkenti olan Arnman'ın kelime anlamını ve
kuruluşundan söz ederken şu bilgileri verir: Lut Peygamber, karısı dahil
olmak üzere tüm kavminin helftk olması üzerine Sodoın'dan kaçıp Tsoar'a
(Buldan' da Zoğar diye geçer) gider. Kendisiyle birlikte helaktan kurtulan iki
kizi, soylarının devam etn1esi için bir çare düşünürler. Sonunda babalarını
şarap içirip sarhoş ederek onu uyuturlar ve onunla yatarak kendisinden birer
çocuk sahibi olurlar. Çocukların birisine Arnınon (Amman), diğerine de
Moab adı konur? Yakut, bu olayi anlatirken, "bir Yahudi Allahın
1

kitaplarının birisinde şunu okudu" diyerek kaynak gösterir (!) ve bilgilerini


belirli bir kitaba dayandıramaz. Söz konusu kitap Tevrat olup yukarıda adı
geçen olay da bu kutsal kitabın Tekvin bölümünde geçmektedir.
22

Furat (Fırat) nehrinden söz ederken rastladığımız " ... ri vayete göre
dört nehir cennetten çıkmıştır: Ni!, Fırat, Seyhun ve Ceyhun"
23
cümlesi,
Yakut'un Kitab-ı I\1ukaddes'e vakıf olmayışının bir başka göstergesidir. Bu
rivayet, daha doğrusu bu bilgi, Eski Abit'in Tekvin bölümünde yer almakta;
ayrıca Seyhun ve Ceyhun yerine Pişon ve Gihon nehirleri diye
24
geçmektedir.
Dandanakan maddesinde "... Oğuz Türkleri burayı tahrip edip
halkından bazı kimseleri öldürdüler, ç.ünkü Horasan ordusu buraya girip
25
sığınmıştı" demekle yetinen Yakut' un, I 040 yılında Dandanakan'da

20
Hesno ve kifo kelimelerinin Süryanca'daki anlamları için bkz. Simon Atto,
Süryanice- TürkçE' Sözlük, Hollanda 1988, s. 72, s. 88; Louis Costaz, Kô.mus
Suryani-Arabi, Beyrut 1986, s. 149.
21
Yakut, Mu' cemu '1-buldô.n, IV, 151.
22
Kitô.b-ı Mukaddes, Eski Ahit, Tekvin Bölümü, XIX:30-38.
23
Yakut, a.g.e., IV, 242.
24
Tekvin, XII:11-14.
25
Yakut, a.g.e., II, 477.
YAKOT el-HAMEVl'NİN MU'CEMU'L-BULDAN
ADLI ESERiNE ELEŞTiREL BİR BAK/Ş ------------------- 179

Selçuklular ile Gazneli1er arasında meydana gelen ve bölgenin tarihi seyrini


değiştiren savaş hakkında
bilgisi olmadığı açıktır.
Yakut'un bizce en önemli eksikliklerinden birisi de Araplara soyca
en yakın milletlerden biri olan Süryaniler ile diğer Asuri (Arami, Keldani,
Nasturi vb.) milletler/kültürler hakkında yeterli bilgiye sahip olmayışıdır.
Mesela İran'daki Cundfsdbur şehrinden söz ederken buradaki bilim ve
eğitim kurumlarında hizmet etmiş olan Süryani/Nasturi alimlerden hiç
Deyr ile başlayan yaklaşık yüz doksan yerleşim yeri ya da
26
bahsetmez.
manastıradı vermekte (Deyruzzaferan, Deyr Mihail, Deyr Mar Torna, Deyr
Matta vb.); ama bunların büyük bir kısmı Süryanca olmasına rağmen pek
azında Süryani dili ve kültürüne ait bilgiler vermektedir. 27 Aynı şekilde
Mısır'da muhtemelen Kıpti kökenli İrcennevs, Udfu, Asyut, Usvdn (Asvan)
şehirierinin de kökenieri ve anlamiari hakkinda herhangi bir yorun1
'8
yapmamaktadır. L
Yakut'un gezip dolaştığı yerierde ya da yakın çevresinde konuşulan
dillere de aynı oranda vakıf olmadığı dikkati çekmektedir. Özellikle Farsça
bir ismin etimolojisini yaparken ayrıntıya giren, bileşik bir ismi oluşturan
kelimeleri de başarıyla tahlil eden ve hatta Farsça bir cümienin bazen
Arapçasını veren Yakut, aynı başarıyı, Sami-Hami dillerin yanı sıra, Türkçe
isimlerde de gösterememektedir. Mesela Turnurtaş (Temürtaş, Demirtaş)
maddesinde, bu yerin Harezm' de bir köy olduğunu söyler ve bu köyün
adının geçtiği birkaç beyiti aktarmakla yetinir. Ne Tumurtaş'ın Türkçe
olduğu ne de anlamı konusunda bilgi sunai. 29 Aynı şekilde Karahisar
maddesinde, burasının Haleb'in küzeyinde bir yer oldüğünü ve Antakya'ya
bir günlük uzaklıkta bulunduğunu söylemekle yetinir. 30 Anadolu'nun başka
bölgelerinde de bu ismi taşıyan iki ayrı yerin varlığından söz etmekle birlikte
Karahisar adının kökeni ve anlamı konusunda bilgi vermez. Yukarıda da
belirttiğimiz gibi, özellikle Farsça isiınierin kökeni ve ifade ettiği anlamlar
hususünda dogrü ve ayrintıh bilgilei sünmaktadır. f'.v1eseia hırrrem'in
"mutlu", herguş'un "eşek kulağı", hoşk'un "kuru", dihnernek'in de
"tuzköyü" anlamına gelişi gibi. İran ve Maveraünnehir'de konuşulan tillerde
peltek s (ı!ı) harfinin olmadığını söyler. 31 Hatta bazen yanlış telaffuz edilen

26
Bkz. Yakut, a.g.e., II, 170-71.
27
A.e., II, 495-543.
28
A.e., I, 126, 144, 191, 193.
29
A. e., II, 46.
30
A.e., IV, 315.
31
A.e., I, 121.
180 /Prof. Dr. M. Faruk TOPRAK-----EKEV AKADEMİ DERCİSİ

Farsça bir kelimenin doğrusunu verir. Mesela Verkuh adının doğrusunun


Berkuh olması gerektiği gibi. 32

4. Irki Taassup: Yakut, gerek çağdaşı ve gerekse kendisinden önce yaşamış


olan çok sayıda alim ve araştırmacının düştüğü hataya düşmüş; tabiri caizse
onların yakalandığı hastalığa yakalanmıştır. Bu da, Arap ırkını üstün tutma,
bu yapılmıyorsa da en azından diğer milletleri aşağılama saplantısıdır. 33
Mesela Huz maddesinde, bugün İran'da Huzistan olarak bilinen bölgede
yaşayan halkın, en aşağılık ve en değersiz millet olduğunu söyler; ayrıca bu
ismim kökeni hakkında da yanlış ve taraflı bilgi verir. Hiiz (J..P.) isminin
Arapça'da "domuz" anlamına gelen J:l~ kelimesinden türetildiğini; bu
kelimenin Farsça aslının ~_,i. olduğunu, ancak Arapların bunu Huz'a
çcvirdigini söyler. 34 Halbuki Farsça'da 'domuz' an!amnıa gelen kelime hitz
değil huk'tur. Huz'un ise - az bir telaffuz farkıyla, yani hôz şeklinde -
Ermenice'de 'domuz' anlamına geldiğini tesbit etmiş bulunuyoruz. 35
Dimyat maddesinde Kıptllerin aşağılık ve basit insanlar olduğunu söyleyen
Yakut/ 6 Berberi' maddesinde de Peygambere ait gösterdiği "Yeryüzünde
Berberiierden daha aşağılık bir miiiet yoktur" sözüne dayanarak onlara
hakaret eder. 37 Ancak biz hadis kitaplarında böyle bir söze rastlayamadık.
38

5. Hurafe ve mitolojik bilgiler: Mu' cemu'l-buldan, günümüzün bilimsel


ölçütieriyle ele alındigmda, gerçeklerle bağdaşmadığı hemen göze çarpan,
kulaktan dolma sözlerle ve kaynaği belirsiz, efsanevi bilgilerle doludur.
"ıv"ıe-s'e-'ıa" 'ır·u·s~·u-"'ı rnP~y·g~---ıııı..uco·,··,·-,.,
- ... ..... -
~+~1....! .. ~~
..... ıııuıtsı
1...-..,.,H....,. .... f-"1'
l't..uyuııuıı,
D:h,.;;t,.. j'r
.LJ'u.,run. ....rlnn
'-'ı.uuı.ı
rl.o.nilPn
u~~.~
hXlo-PriP
........... u_ ···"·"' .. O"" ..........
0
39
Banyas ve Taberiyye arasında , hapsedildiği zindanın da Yukarı Mısır'daki
Bfısir'de olduğuna dair sözler40 ; Ye'cfıc-Me'cfıc Seddi hakkında verilen
ayrıntılı bilgiler41 ; dillerin Babil'den dünyaya yayılması üzerine Nuh

32
A.e., V, 373.
11
Örnek olarak, eş-Şafii' nin Arapları diğer milletlerden üstün tuttuğunu açıkça ima
eden sözleri için bkz. er-Risale, Mısır, H. 1309, s. 42 vd.
14
Yakut, a.g.e., II, 404.
35
Bkz. Karaca, Birsen, Doğu Ermenice-Türkçe Sözlük, Ankara 2001,2. 48.
36
Yakut, a.g.e., II, 473.
37
A.e., 1, 369.
38
Bkz. A.J. Wensinck, Concordance et lndices de la Tradition Musulmane, Leiden
1936, I, 165 (Berberi maddesi); V lll (Coğrafi fıhrist).
39
Yakut, a.g.e., II, 101.
40
A.e., III, 193.
4
ı A.e., III, 197 vd.
YAKCrr el-HAMEV1'NİN MU'CEMU'L-BULDAN_ _ _ _ _ __ 181
ADLI ESERiNE ELEŞTİREL BİR BAKIŞ

Peygamberin oğullarından Sam'ın torunu oian Horasan'ın bugün kendi


adıyla anılan bölgeye gelip yerleşmesine dair bilgiler , bu görüşümüzü
42

destekleyecek en bariz örneklerdir. Diğer örnekler arasında, cennetten


kovulan Adem'in yeryüzüne indiği yerin Serendib (Seylan ?) adası olduğu
ve ayak izinin buradaki bir dağda bulunduğu 43 ; Süleyman Peygamberin
geçtiği karınca vadisinin Tibet'in ötesinde bir yer olduğu 44 ; İbrahim
Peygamberin bugün Kadisiyye olarak bilinen yerden geçerken gördüğü
güzellikler ve karşılaştığı iyi muameleden dolayı burayı takdis etmesi ve bu
nedenle buraya Kadisiyye adının verilişi 45 ; Dimaşk şehri yakınlarındaki
Kasiyun Dağı'nda 'kan mağarası' diye bilinen bir mağara olduğu, böyle
isimlendirilmesinin sebebinin de Adem'in oğullarından birisinin kardeşini
burada öldürdüğü 46 şeklindeki ifadeler sayılabilir. Aynı şekilde, Semanin adlı
beldeden söz edilirken, Nuh Peygamberin seksen kişiyle tufandan kurtularak
buraya yerleştiğini ve bu nedenle yörenin bu isimle anıldığını ifade eden
mesnetsiz- mitolojik bir diğer bilgiyi de zikredebiliriz. 47

Sonuç
Yakut el-Hamevi'nin Muccemu'l-buldiin adlı eseri, yıllar süren bir
dizi seyahatin ve uzun, zahmetli bir çalışmanın ünüdür. Coğrafyanın yanısıra
tarih, edebiyat, etimoloji gibi alanlarda da araştırmacılara yararlı olacak
biigiier içeren ve benzerleri arasmda seçkin bir yere sahip olan bu kitap,
sahip olduğu şöhrete yakışmayacak derecede yanlış ve eksik bilgilerle
doiudur. Çok sayıda üike~ şehir ve köy hakkinda verilen bilgilerin birbirine
denk ya da eşit olmaması, yer adlarının etimolojisinde sık sık kulaktan
dolma, hurafeye dayalı bilgilere dayanılması, bunların başında gelir. Yakut,
bütün ülke ve şehirleri gezip dalaşma fırsatına sahip olmadığı ve her dile
vakıf olmadığı için yukarıda zikrettiğimiz kusurlar mazur görülebilir. Ancak,
miiietieri soyiarına ve inarıçianna göre aymp Arap ve müslüman
olmayanları aşağılamak, ömrünü bilim ve araştırmaya vermiş bir kişiye
yakışmayacak bir kusurdur.

42
A.e., II, 350.
43
A.e., III, 216.
44
A.e., II, 10-1 I.
45
A.e., IV, 291.
46
A.e., IV, 296.
47
A.e., II, 84.

You might also like