Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 21

FELSEFE 11.

SINIF

2. ÜNİTE
MS 2. YÜZYIL-MS 15. YÜZYIL FELSEFESİ

MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam


Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Hristiyan felsefesi, Hristiyanlığın ortaya çıkışıyla


başlamakta ve MS 15. Yüzyıla kadar devam etmektedir.
Bu dönemde Hristiyanlığın felsefi savunuşunu mümkün
kılma çabası ile birlikte felsefeye karşı Hristiyanlığı
savunma çabası göze çarpmaktadır.
Hristiyanlığın yayılışının ilk zamanlarında Apoloji
(savunma)adı verilen düşünce hareketi ile Hristiyanlık
klasik felsefeye karşı savunulmuş, klasik felsefe
Hristiyan öğretiler içinde eritilmeye ya da Hristiyan
öğretilere uygun hale getirilmeye çalışılmıştır. Bu çaba
içerisinde felsefe ve bilimin dışlanması gibi olumsuz Hypatia
etkiler de söz konusu olmuştur.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Hristiyan Felsefesi kendi içinde Patristik ve Skolastik olmak üzere iki farklı
döneme ayrılmaktadır:

Patristik dönem Skolastik dönem


MS 2-MS 8. Yüzyıllarını kapsayan MS 8. Yüzyıldan MS 15. Yüzyıla
Hristiyan felsefesinin ilk dönemidir. kadar olan ikinci dönem Hristiyan
Patristik felsefe, Hristiyan dini ve felsefesidir. Skolastik ‘okul yolu’ ya da
öğretisini, felsefi düşünce yolu ile ‘okullaşma’ anlamına gelmektedir.
temellendirmeyi amaçlamaktadır. Skolastik Felsefe, St.Anselmus’un
Antik Yunan felsefesinin etkisi söz ‘anlamaya çalışan iman’dır ifadesi ile
konusudur. Dönemin önde gelen karakterize edilir. Dönemin önde
isimleri, Tertullian, Clemens ve gelen isimleri St. Anselmus, Aquinalı
St.Augustinus’tur. Thomas ve Ockhamlı William’dır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Hristiyan Felsefesinin Genel Özellikleri

•Antik Yunan felsefesinden etkilenmiştir.


•İnanç merkezli görüşler ortaya çıkmıştır.
•İnancın akıl ile temellendirilmesi
amaçlanmaktadır.
•Akıl ve inanç tartışmaları öne çıkmaktadır.
•İnancın bilgiyi mümkün kıldığı düşüncesi
egemendir.
•Tanrı’nın varlığı kanıtlanmaya çalışılmıştır.
•Kutsal metinlerin doğruluğu merkeze alınmıştır.
•Dinsel otoriteye itaat vardır. Hristiyanlığın mabedi kilise
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Hristiyan Felsefesinin Öne Çıkan Problemleri

•Tanrı’nın Varlığını Kanıtlama Problemi


•Kötülük Problemi
•Tümeller Problemi

Bu dönemde din merkezli problemlerin felsefeye konu edildiğini


görüyoruz. Tanrı’nın varlığının kanıtlanması ya da açıklanması
en temel problemdir. Yine Tanrı’nın varlığı çerçevesinde
değerlendirilen kötülük problemine dair açıklamalar söz
konusudur. Tümeller probleminde ise Antik Yunan etkisi güçlü
biçimde hissedilmektedir.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Tanrı’nın Varlığını Kanıtlama Problemi


Tanrı’nın varlığının temellendirilmesi, anlaşılması, ispatı Hristiyan
düşünürlerin üzerinde durdukları temel bir meseledir. Hristiyan
Felsefesi Tanrı’nın varlığına dair iki önemli kanıt sunmaktadır. Bunlar
Ontolojik ve Kozmolojik kanıtlardır. Ontolojik kanıtlamada Platon etkisi,
Kozmolojik kanıtlamada ise Aritoteles etkisi söz konusudur.

Ontolojik Kanıtlama: Daha yetkini düşünülemeyen anlamıyla Tanrı


kavramının insan zihnindeki varlığından hareketle Tanrı’nın mutlak
olarak var olduğu sonucuna ulaşır. Mükemmel yetkin varlık Tanrı’nın
insan zihnindeki varlığı onun zihin dışında da bir gerçekliği olduğunun
işareti olarak değerlendirilmektedir.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Kozmolojik Kanıtlama

Evrende her şeyin bir nedeni olduğu


düşüncesinden hareket eder.
Evrende var olan her varlık
kendisinden önce var olan bir
neden ile var olmaktadır. Geriye
doğru gidildiğinde mantıksal olarak
bir ilk varlığın olması gerekmektedir.
Bu varlık da Tanrı’dır. Aquinalı
Thomas bu kanıtlamanın önde
gelen savunucularındandır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Kötülük Problemi

“Eğer Tanrı varsa ve mutlak güç sahibi ise ve insanın iyiliğini istiyorsa
neden dünyada kötülük var, Tanrı neden kötülüklere engel olmuyor?”

Kötülük problemi Tanrı’nın varlığı ile yakından ilişkilidir. Bu problemin


açıklanması Tanrı’nın varlığının kabulü bakımından zorunluluk
taşımaktadır.
İyi ve yetkin olan, dünyada da insanlara iyiliği emreden Tanrı’nın
varlığını kabul eden Hristiyan felsefesinde, St.Augustinus ve Aquinalı
Thomas’ın açıklamaları öne çıkmaktadır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

St.Augustinus, Kötülük problemini açıklarken insanın irade sahibi bir


varlık olduğuna işaret eder. Tanrı yetkin ve iyidir, dünyada da insanlara
iyiliği emretmektedir ancak irade sahibi insan kötülüğe de meyledebilir.
İradesinin zayıflığı sebebiyle insanın kötülüğe neden olması Tanrı’nın
varlığını sarsmaz.

Kötülük problemine dair İbn Sînâ’nın görüşleri de önemlidir. İbn Sînâ


burada maddesel olanın kusurlu varlığına işaret eder ve kötülüğün
sebebi olarak gösterir.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Tümeller Problemi

Tümeller kavramı, bir sınıfı oluşturan, bütün üyeleri içine alan genel
kavramlar için kullanılır. Varlıklar ve nesneler içerdikleri özelliklerin
benzerlikleri üzerinden soyutlanarak tümel kavramlara dönüşürler.
Tümel kavramlar nesneler hakkında genelleştirilmiş geçerli bilgi
imkanı sunarlar.
Platon’un idealar adını verdiği tümel kavramlar, nesnelerden
bağımsız bir varlığa sahiptirler. Aristoteles’te ise ideaların kendi
başlarına bir gerçeklikleri yoktur, nesnelerin içindedirler. Tümel
kavramların nesnelerden bağımsızlığı ve Tanrı’daki varlıkları MS
2.-15 yüzyılda sorgulanmış ve dönemin problemleri çerçevesinde
yeniden yorumlanmıştır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Kavram Realizmi: Buna göre tümeller, insan ve nesnelerden


bağımsız bir biçimde Tanrı’nın zihninde vardırlar. Temsilcisi,
St.Augustinus ve St.Anselmustur.

Kavramcılık (Konseptüalizm) : Tümel kavramlar, tekil


varlıkların içinde yer alırlar ve duyular aracılığıyla kavranabilirler.
Temsilcisi Aquinalı Thomas’tır.

Adcılık (Nominalizm): Tümellerin kendi başlarına, insan zihninin


dışında gerçeklikleri yoktur. Tümeller, soyutlama yoluyla
oluşmuş genel sözlerden ibarettir. Temsilcisi Ockhamlı
William’dır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İslam Felsefesinin Temel Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İslam Felsefesi ; Doğuda MS 7. Yüzyıldan sonra İslamiyet’in yayılması ile


birlikte başlamıştır. İslam öncesi dönemde kurulan bilim merkezlerinde
yapılan çeviri faaliyetleri bu felsefe üzerinde etkili olmuştur. Hızla yayılan
İslam kültürü; bilimi, edebiyatı, sanatı ve felsefeyi destekleyen bir tavır
sergilemiştir.
İslam düşünürleri, özellikle Antik Yunan dönemine ait eserlere ilgi
göstermiş, onların bu eserlere getirdiği yeni yorumlar sonrasında Batı
felsefesinde Rönesans’ın başlamasına etki etmiştir.
İslam felsefesi doğuda İran ve Hint kültürlerinden de etkilenmiştir.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Bu dönemde Batı felsefesinin, Hristiyan öğreti ile felsefeyi sınırlandırma


çabası karşısında İslam felsefesinde İslamiyet’in ya da dinin sınırlarının
dışına çıkan felsefi görüşler de ortaya çıkmıştır.

Tanrı ile insan arasında bir aracıyı kabul etmeyerek deist bir yaklaşım
sunan Râzî, natüralist bir görüş ortaya koymuştur. İbnü’r Râvendi ise
Tanrı’nın varlığını kabul etmeyerek gerçek varlığın maddesel olduğunu
savunarak materyalist bir tavır geliştirmiştir.

El Kindî, Fârâbî ve İbn Sînâ ise Platon ve Aristoteles etkisiyle


oluşturdukları felsefelerinde din ve akıl birlikteliğini savunmuşlardır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İslam Felsefesinin Genel


Özellikleri

•Antik Yunan felsefesinden


etkilenilmiştir.
•Akıl, iman ve inanç konuları
tartışılmıştır.
•Çeviri faaliyetleri etkili olmuştur.
•Felsefe tarihinde felsefi
düşüncenin gelişimine katkı
sağlamıştır.
Nusret Çolpan’ın İslam Dünyası adlı
•Batı felsefesini etkilemiştir. minyatür çalışması
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İslam Felsefesinin Öne Çıkan Problemleri

•Tanrı’nın varlığını kanıtlama problemi


•İrade özgürlüğü problemi
•Toplumsal yaşama yönelik problemler

Tanrı’nın varlığının temellendirilmesi, Hristiyan felsefenin de en merkezi


problemiydi. İrade özgürlüğü ise kötülük problemi içerisinde ele
alınmaktaydı. Toplumsal yaşamla ilgili olarak özellikle Fârâbî ve İbn
Haldun’un görüşleri önemlidir.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Tanrı’nın Varlığını Kanıtlama Problemi

Bu probleme dair Kelamcıların ve İslam filozoflarının


çeşitli açıklamaları mevcuttur. Kelamcılardan Eş’ari,
İslam filozoflarından İbn Sînâ, El Kindî, İbn Rüşd
düşünceleri ile öne çıkmaktadır.

Eş’ari: Yaratıcının varlığını, doğanın gözlemlenmesine


dayandırarak açıklamaya çalışır. İnsan doğumundan
ölümüne kadar farklı biyolojik süreçlerden geçerek
olgunlaşır. İnsan bu olgunluğa ulaşabilmek için Tanrı’nın
varlığına muhtaçtır. Bu yüzden bir yaratıcının, Tanrı’nın Kur’an-ı Kerim’den bir
varlığı zorunludur. sayfa
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İbn Sînâ: O varlığı zorunlu varlık, mümkün varlık ve


mümkün olmayan varlık olmak üzere üçe ayırır.
Onun üzerinde durduğu ve Tanrı’ya karşılık gelen
zorunlu varlık, varlığı başka bir varlığa bağlı
olmayan, ezeli ve ebedi varlıktır. Mümkün varlıklar
zorunlu varlıktan taşma sonucu varlığa gelmişlerdir.

El Kindî: Tanrı’nın varlığını “hudûs deliline Galenvs, Avicena (İbn Sina),


Vpokrates temsili
dayandırır. Ona göre evren kadim(öncesiz) değildir,
hudûstur yani sonradan var olmuştur. Sonradan
yaratılan zorunlu olarak bir ilk yaratıcıyı gerektirir bu
varlık da Tanrı’dır.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İrade Özgürlüğü Problemi


İslam felsefesinde insanın seçme gücüne dayalı özgürlüğü temel bir
problemdir. Burada insanın Tanrı karşısındaki iradesi sorgulanır.

Cebriye kelamcıları; insanın özgür irade sahibi olmadığını savunmuştur.


Mutezile; insanın Tanrı tarafından verilen özgür bir iradeye sahip
olduğunu savunmuştur.
Eş’arî, insanın özgür olduğunu ancak bunun mutlak bir irade özgürlüğü
olmadığını savunmuştur.
Mâtürîdiyye ise; insanın seçim ve eylemlerinde aklın gücüne vurgu
yapmış, insan iradesini Tanrı iradesinin altında tutmuştur.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Fârâbî ise akıl ve irade sahibi olarak ifade ettiği insanın seçme
ve eyleme özgürlüğüne de sahip olduğunu belirtmiştir ve
özgürlüğün akabinde gelen sorumluluğa işaret etmiştir. İnsanın
özgür aynı zamanda sorumlu bir varlık olduğunu vurgulamıştır.

İslamiyet'te bu dünyanın bir imtihan yeri olduğu inancı dikkate


alındığında insanın özgür bir iradeye sahip oluşu da bir
zorunluluk arz etmektedir.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

Toplumsal Yaşama Yönelik Problemler


İslam felsefesinde toplumsal yaşama dair sorunlar daha çok devlet
yönetimi temelinde ele alınmıştır. Burada El Medinet’ül Fazıla eseriyle
ideal devlet anlayışını ortaya koyan Fârâbî ve toplumsal yapıya ait
önemli tespitlerin, incelemelerin yer aldığı El Mukaddime eseri ile İbn
Haldun’un görüşleri öne çıkar.

Fârâbî
Fârâbî, insanların mutlu ve erdemli yaşamlarının erdemi temele alan
ideal bir devlet anlayışı içerisinde mümkün olacağını savunur. Ona göre
bireylerin erdemli hale getirilmesi devletin en önemli görevidir. O devleti
yöneten kişinin de erdem bakımından yetkin olmasını ister.
MS 2. Yüzyıl-MS 15. Yüzyıl Hristiyan ve İslam 11. Sınıf Felsefe
Felsefesinin Özellikleri ve Öne Çıkan Problemleri

İbn Haldun:

El Mukaddime eseri, toplumsal yapıya dair tespitleri bakımından sosyoloji


bilimi için büyük önem taşır. Ona göre toplumsal yapı insanların birbirine
duyduğu ihtiyaç sebebi ile ortaya çıkar. Özellikle güvenlik kaygısı devleti
ortaya çıkaran temel bir sebeptir. Ona göre yöneticiler toplumun faydasını
gözetmelidir. O devleti canlı bir organizmaya benzetir, «her devlet doğar,
büyür, gelişir ve ölür» der. O devletleri, kuruluş, yükselme ve çöküş olmak
üzere üç aşamada inceler.

You might also like