Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 25

OKUMA

ALIŞKANLIĞI

VE

OKUMA KÜLTÜRÜ

MODÜL 1

DERS NOTLARI
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

OKUMA
ALIŞKANLIĞI
VE
OKUMA KÜLTÜRÜ

Prof.Dr.Ertuğrul YAMAN
(eyaman60@gmail.com)
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Giriş

Niçin Okumalı ve Öğrenmeliyiz?

İnsan, doğası gereği öğrenme ve anlama merakı içindedir.


Öğrenmenin en sağlam yolu ise, okumaktır. Okumak ve öğrenmek,
hayatı anlama ve anlamlandırmanın da gereğidir. Okumayan ve
öğrenmeyen insan, meyvesiz kuru bir ağaca benzer. Toprak suya
nasıl hasretse, insanın kalbi ve beyni de okumaya ve okuma
sonucu elde edilen bilgilere o derece muhtaçtır. Okuma, kalbin ve
beynin doğal gereksinimleridir. Kalpteki duyguların inceliği,
zarafeti ve nezaketi ancak okumakla mümkün olabilirken beynin
etkin kullanımı için de okumak şarttır. Okuma alışkanlığını
kazanmış olan bireyin duyguları nazikleşir; beyni etkili kullanma
melekeleri gelişir
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

İnsan yaşamak için pek çok bilgiye ihtiyaç duyar. Hayata


tutunmanın, hedeflere ulaşmanın ve başarının yolu bilgiden geçer.
Bilginin kazanılmasındaki en büyük etken okumaktır. Aydın bir
oluşum sağlamanın yolu ve cehaleti yok etmenin en büyük
düşmanıdır okumak. Kitaplar, ışık kaynağımızdır. Hâyâl dünyamızı
ve bakış açımızı genişleterek ufkumuzu aydınlatmanın temel
yöntemlerinden biridir. Yalnız yapılan bir seyahatte, yanınıza
gelerek size neşe veren bir yol arkadaşı gibidir kitaplar. Kitap
okumanın, dünyanın hiçbir yerinde bir zararı tespit edilmemiş;
aksine birçok faydası olduğu kesin bir gerçektir.

“Niçin kitap okumalıyız?” sorusu sorulduğunda, kitap


okuyan/okumayan hemen herkes, kitap okumanın gerekliliğinden
ve yararlarından söz etmektedir. Ancak; kitap okuma oranlarına
bakıldığında, bu söylemlerin daha çok bir iyi niyet beyanından
öteye gitmediği anlaşılmaktadır. Bu sorunun gerçekçi karşılığını
bulmak için zaman zaman üniversite öğrencileri üzerinde anket ve
araştırmalar yapılmaktadır. Bu araştırmalardan birisi de Bolu
Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nce yapılmış olup kitap okumayla
ilgili olarak öğrencilerin gerekçeleri şöyle sıralanmıştır:

“Bir şeyler öğrenmek için kitap okurum” diyen öğrencilerin oranı


%59,5’tir Bir şeyler öğrenmek için okumak, bir anlamda okuma
eyleminden somut yarar beklemektir. Çünkü, okumaya yararcı
bakılmaktadır. Edebiyat gibi içsel bir ihtiyaca yönelik bir alanda
çalışılan bu ortamda, yararcı okuma yüzdesinin %60’lara varması
şaşırtıcı görünmektedir.

“Edebî/estetik haz almak için okurum” maddesine katılma oranı


%46,2 olarak görünmektedir. Bu oranın %50’nin altında çıkması,
yararcı okumanın %60’lara varması kadar ilgi çekicidir.

Bununla birlikte “Zaman geçirmek için kitap okurum”


maddesine katılım ise öğrencilerin %26’sına tekabül
etmektedir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Alan okumaları dışında, serbest okuma etkinliğini ölçer nitelikteki


“Alanım dışındaki kitapları pek okumam” maddesine katılma oranı
%18,1’dir. Buna göre bu araştırma göstermektedir ki öğrencilerin
%63,4’ü kendi alanları dışında okuma yapmaktadır.

“Gündemde yer alan tarihî, siyasî, sosyal konularla ilgili yeni çıkan
kitapları çoğunlukla okurum” diyen öğrencilerin oranı ise, %38,7
olarak çıkmıştır.” (AYYILDIZ; BOZKURT VE CANLI)

Ülkemizde yapılan genel araştırmalara göre, günde 6 saat


televizyon izleyen, ortalama 3 saat internete giren insanımız, kitap
okumaya sadece 1 dakika ayırıyor. 24 saatlik bir günün %25’i
televizyon izlemeye ayrılıyor. Kaldı ki sosyal medya bağımlılığı her
geçen gün artmaktadır.

“Yine araştırmalara göre, ülkemizde kadınlar yılda ortalama 7.3(7


kitap) okuyor. Erkekler ise, yılda ortalama 7.1(7 kitap) okuyor.

Türkiye’de kitap okuma alışkanlığı % 0.01 iken, AB ülkelerinin


ortalama oranı ise % 21 olarak görülüyor. ABD’de bir kişi yılda 9
kitap okuyor, İsviçreli 10, Fransız 7 kitap okurken, bir Japon ise bir
yılda 25 kitap okuyor.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Türkiye’de günde 6 saat, ABD’de 5,4 saat televizyon izleniyor. AB


ülkelerinde 3,7 saat, Japonya’da 2,9 saat. Yukarıdaki rakamlardan
anlaşılan daha az televizyon izlemeli, daha çok kitap okumalıyız ki
gelişmiş ülkeler statüsüne ulaşabilelim.” (YILMAZ, MEHMET)

Bir Öğrenci Neden Kitap Okumalıdır?

Kitap okumanın nedenleri ve sağlayacağı faydaları anlatmak ciltler


dolusu eser vermeye niyet etmek gibidir. Ancak, hayatını bugün
için değil yarınlara hazırlayan ve gelecekte büyük işler başarmaya
azmetmiş istikbalin seçkin insanlarına konu hakkında bazı
hatırlatmalarda bulunmaya çalışalım;

• Unutulmamalıdır ki kişi hangi mesleği seçerse seçsin çalıştığı


kurumda bir numara olmalıdır. Balzac: “Bilginin efendisi olmak için
çalışmanın kölesi olmalısınız .”der. Kişinin hayatında bir numara
olması demek birçok konuda genel bilgilere sahip olması
demektir. İşte bir numara olmanın ilk şartı: Okumak, okumak,
okumak...

• Başarılı olabilmenin en önemli şartlarından biri de geçmişteki


insanların tecrübelerinden yararlanarak onların düştüğü hataları
tekrarlamamak ve başlanan işe onların tecrübeleri ile başlamaktır.
Kimi insanlar, bazen bir kitap için ömürlerini ortaya koyarlar. Önce
bu tür kitapları okumak gerekir. İşin özeti şudur: HER KİTAP BİR
ÖMÜRDÜR.

• Bir insanı ve toplumu tanımanın, bir meslek dalında


uzmanlaşmanın da en güvenilir yolu, yine kitaplardan
geçmektedir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

• Eskiler “sanat altın bileziktir demişler” . İnsanın iyi bildiği bir


sanatı varsa, ihtiyaç duyduğunda ona fayda sağlar. İnsan çok
zengin olup iflas edebilir. Büyük bir makamda olup makamını
kaybedebilir. Ama okuma sayesinde elde edilen bilginin ve onun
getirmiş olduğu itibar mezara kadar devam eder. İnsanlar arasında
sizi hiç terk etmeyecek asil bir konumunuz olmasını istiyorsanız
çok okumalısınız. Nitekim; KİTAP, EN VEFALI DOSTTUR!

• Toplumda beğenilen, gıpta edilen ve takdir edilen insan olmanın


yegâne yolu da kitaplardan geçmektedir. İnsanın bu davranışları
doğru ve kapsamlı öğrenebileceği en önemli kaynak kitaptır.
Herkes tarafından takdir edilmek istenirseniz kitap okumalısınız

• Çiçero : “Kitapsız bir ev ruhsuz bir cesede benzer”. derken ne


kadar da haklıdır.

• DÜNYADAKİ KÖTÜLÜKLERİN TEMEL SEBEBİ CEHALETTİR.


İNSANIN BAŞ DÜŞMANI CEHALETE KARŞI SAVAŞ AÇMALI
DEVAMLI KİTAP OKUMALIYIZ.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Okumanın faydaları hakkında az da olsa bilgi edindik şimdi biraz


daha özel örneklere bakalım;

• JAPONYA 2.Dünya savaşında ABD tarafından atılan atom


bombasının etkisiyle çekildi. 1945 yılı sonlarında her şeyiyle harap
olmuş bir Japonya vardı. 1945’ler de Türkiye, Cumhuriyetinin 22 yılını
yaşıyordu daha iyi olma yolunda Japonya ile kıyaslanamayacak
derecede iyi durumdaydı. Günümüzde ise tam tersi Japonya ABD
ekonomisini çökertecek bir teknoloji ile dünyanın süper gücü
olurken Türkiye teknoloji yarışında çok gerilerde bir ülke sayılır. İşte
bir örnek; Japonya da bir gazete 11 milyon satarken Türkiye’de
çıkarılan tüm gazetelerin tirajı 3 milyona bile ulaşmıyor. Sizce
okuduğumuz söylemnebilir mi?!

• Yavuz Sultan Selim döneminde Osmanlı devleti dünyanın en zengin


ve en güçlü devleti idi. Neden mi? Çünkü, 8 yıllık kısacık saltanatına
kıtalar fethini sığdıran koca sultan Yavuz Selim, develere yüklettiği
kütüphanesine bir an olsun yanından ayırmamakta şehzadelik
döneminde 3 saate indirdiği uykusuyla günde 8 saatini kitap
okumaya ayırmıştı. Türkiye’de ise 5139 genç üzerinde yapılan
araştırmaya göre gençlerin %69’u hatırlamayacakları kadar uzun
zamandır kitap okumadıklarını söylemişlerdir.

Nasıl Okumalıyız?

Kitapları nasıl okumalıyız? Kitabı niçin okuyacağımızı bilmek kadar,


nasıl okuyacağımızı de bilmemiz gerekir. Her kitabın okunuşu aynı
olmaz. Kitap vardır; yüzüne bakılır, yalnızca tanıtım yazısı okumakla
yetinilebilir. Kitap vardır; sadece tadına bakılır. Kitap vardır; atlana
atlana okunabilir. Kitap vardır; lezzetli bir yemeği yer gibi doya doya
okunur. Kitap vardır; sindire sindire okunur. Kitap vardır; üzerine
notlar alınır, işaretler konulur. Kitap vardır; size kendini tekrar tekrar
okutur…
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Peki kitapları nere(ler)de okumalıyız? Her kitap her yerde okunmaz:


Kimisi eğlenceliktir; tatilde, yolculukta ve yazlıkta okunur. Kimisi;
salonda, kimisi yatak odasında okunur. Kimisi; masada dikkatle
okunur. Kimisi; yanınızda gezdirilir. Her yerde okunur. Kimi kitaplar
da vardır ki döner döner tekrar okunulabilir…

Hangi kitapları okumalıyız? Bir insanın ömrü boyunca okuyabileceği


kitap sayısı, çok iyimser bir rakamla 5.000’ler civarında olabilir. Kaldı
ki birçok insanın bu sayıya bırakınız ulaşmayı bu sayı hayal etmesi
dahi güçtür. Burada sayıdan önce nitelikli bir okur olabilmek için,
her gün yüzlercesi yayımlanmakta olan bunca kitap arasında –kitap
sayısı milyonlarla ifade edilse, abartı olmaz- nasıl bir seçim
yapılacağı daha önemli ve öncelikli konudur. Ne yazık ki Türkiye’de
elimizde okul öncesi, ilkokul, ortaokul, lise, üniversite ve yetişkinler
düzeyinde seçilmiş kitap listeleri –henüzyoktur. Bu sebeple etkin
okurlar dahi çoğu kez, tesadüfen ve tavsiyelerle kitap seçip
okumaktadırlar. Bu listelerin bir an önce oluşturulması, okur sayısını
ve niteliğini arttıracaktır.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Kitaba nasıl ulaşabiliriz? Öte yandan kitaplara erişim noktasında da


istenilen noktada değiliz. Her şeyden önce, kitapları –hâlâ- hayatî
ihtiyaçlar listesine almış değiliz. Toplumun önemli bir kısmı, kitaba
bütçesinden meblağ ayır(a)mıyor! Dolayısıyla, kitaba ilgi de düşük
kalmaktadır. Bu açığı kapatmak üzere, kütüphaneler, okuma evleri,
gençlik merkezleri daha etkin kullanılabilir. Ayrıca, kitap bankaları
oluşturularak değiş-tokuş yöntemiyle çocuk ve gençlerin önü
açılabilir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

OKUMA ORTAMLARI
İnsanı bir bütün olarak düşündüğümüzde, ilk ve en önemli yetişme
ortamı “aile”dir. Bir neslin hayat felsefesi oluşturulmak isteniyorsa,
öncelikle onların aile yapısı ve çevresi düzenlenmelidir. Bireyin
davranış kazanmasında, çocukluğundan itibaren ailenin son derece
önemli bir rolü vardır. Nitekim, okuma alışkanlığı -ilkin ve öncelikle-
ailede kazanılır. Anne ve babalar, bu sorumluluğun bilincinde
olmalıdırlar. Evin her köşesinde mutlaka kitap ve kitaplık bulunmalı;
anne ve babalar her gün düzenli olarak kitap okumalıdırlar. Çocuklar,
okuma alışkanlığını da diğer alışkanlıklar gibi görerek kazanırlar. Bu
bakımdan anne ve babalar evde iyi bir model olmak zorundadırlar.
Ebeveynler kitap, dergi ve gazeteye okumaya zaman ayıramıyorlarsa,
o ailede okuma alışkanlığını kazanmak pek de mümkün olmaz. Evde
başlatılan okuma alışkanlığı, okul sürecinde öğretmenler tarafından
pekiştirilir. Böylece çocuk, giderek okuma sevgisi, okuma zevki ve
alışkanlığı kazanmış olur. Bu konuma gelen bir birey; kitap okumayı,
tıpkı nefes almak, beslenmek, gezmek, eğlenmek gibi doğal bir
hayat etkinliği hâline getirmiş olur.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Okuma alışkanlığı için ikinci ortam “okul”dur. Aileden sonra


çocuğu/genci yönlendirip hayata hazırlayan okul, ailenin verdiği
temel değerleri bilgiyle donatmak için çalışmalıdır. Nitekim; okul
ortamında alınan bilgiler, öğretmenler, okul arkadaşları, sosyal
faaliyetler ve diğer eğitimler çocuğun/gencin şekillenmesinde
önemli rolleri üstlenmektedir. Bu sebeple ailede edinilen kitap
okuma zevki ve alışkanlığı okulda –sınava ve nota bağlı olmaksızın-
en önemli eğitim/öğretim etkinliğine dönüştürülmelidir. Okulun asıl
görevi bilgi aktarmaktan önce, çocuğu/genci nitelikli iyi bir okur
yapmaktır. İyi bir okur, çağların tercihi olan eserleri de göz ardı
etmeden, edebiyat dünyasının güncelini de takip edendir. İyi bir
okur için okumak, hayat boyu devam eden bir süreçtir. İyi bir okur
demek, disiplinler arası bilgi geçişini iyi yapabilen, okuma sürecine
saplantılı bir şekilde ideolojik olarak yaklaşmayan, her kitap
karşısında nesnel olabilen okurdur. Etkin okur ise, sadece sürekli
okuyarak bilgi hamalı hâline gelmekten ziyade; düşünen, sorgulayan,
anlatan, yazan, üreten, yeniden üreten olabilmektir.

Okuma alışkanlığının kazanılmasında etkili olan üçüncü ortam ise,


“çevre”dir. Çocuğun/gencin yaşadığı muhit, akrabalar, komşular,
iletişim araçları, iş hayatı ve toplum tümüyle çevre içinde
değerlendirilebilir. Nesillerde olumsuz davranışların oluşmasında
çevre, aile ve okuldan daha fazla rol oynamaktadır. Böylesine etkin
olan çevre, âdeta kitaplarla bezenmeli, çocuklar ve gençler her
adımda kitap ve onun etkisiyle yaşamalıdır. Çevremizi nasıl ki
ağaçlarla donatıyor ve güzelleştiriyorsak, uygun olan her ortama
kitaplar yerleştirerek kitap ve bilgiye erişimi kolaylaştırmalıyız.
Eğitimin gerçek zemini ise, hiç şüphesiz kitaplardır. Kitapsız eğitim,
eğitim değildir. Kitap kokusu, gül kokusu kadar güzel ve değerlidir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

MEDYA VE SOSYAL MEDYA


İçinde yaşadığımız çağın gereği olarak hepimiz bir biçimde iletişim
kurmak ve teknolojik araçları kullanmak zorundayız. Temel soru ve
sorun, sosyal medyanın nasıl kullanılacağıdır. İletişim araçları ve
sosyal medya kararında, kıvamında ve gereğince kullanıldığında
yararlıdır. Günümüzde haberleşme ve iletişim ihtiyacı, doğal
sınırların çok ötesine geçmiş, adeta bir tutku, bir bağımlılık işlevine
dönüşmüştür. İkinci boyut olarak sosyal medya kullanımındaki amaç
üzerinde durulmalıdır. Sosyal medya hangi amaçlar için
kullanılmaktadır. Eğer amaç; insancıl bir gereksinimi gidermek üzere
haberleşmek, ihtiyaç sahiplerinin ihtiyaçlarını (kan, gıda maddeleri,
giyim-kuşam, burskredi vb.) karşılamak gibi sosyal yardımlaşma ise,
sosyal medya son derece yararlı bir işlev üstlenebilir. Yani, bireysel ve
sosyal amaçlı olarak kararında kullanılan sosyal medya yararlı olabilir.

Oysa, sözde başkalarıyla iletişim kurmak adına atılan mail, instagram,


sms ve açılan hesaplar (facebooklar, twiterlar vb.) kanalıyla kurulan
iletişimler, doğru ve kararında kullanılmazsa, insana ve topluma
yarar değil zarar vermektedir. Sosyal medya konusunda bilgi ve
bilinç kazanan kullanıcılar, sosyal medyayı gerçek dünyadan
kopmadan kararında ve kıvamında kullanmalıdırlar. Bu konuda,
ihtiyaç duyulursa; ahlâki değerler, etik ilkeler ve yasal kurallara
çerçevesinde sınırlar konulabilmelidir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Bireysel sosyal medya kullanımı, bu hâliyle doğal ve uygun değildir.


Enformasyon konusundaki bu aşırı duyarlık ve ilgi, günün birinde
bağımlılarda istenmeyen sonuçlar doğurabilir. Hatta topyekun
toplumda enformatik cinnet oluşturabilir! Oysa; kararında,
kıvamında, zamanında ve gereğinde kullanılan kurumsal sosyal
medya, son derece yararlı olabilir.

Özellikle, basın ve yayın organları nesillerin yetişmesinde son derece


etkili ve bir o kadar da önemlidir. Medya araçları ve sosyal medya
ortamları hepimizin ortaklaşa izlediği kitle iletişim araçları ve sosyal
medya ağlarıdır. Buralarda verilen mesajlar herkese kolayca
ulaşabilmektedir. Bu bağlamda; dizilerde, sohbet programlarında,
tartışma programlarında, belgesellerde, çizgi filmler ve sosyal medya
yazışmalarında kitaba, kitap okuyan özel bir değer atfedilebilir. Yeni
çıkan kitaplar tanıtılabilir. Sosyal Medya ağlarında gereksiz birçok
yazışma yerine kitaplar üzerine tartışmalar ve konuşmalar
yapılabilirse, sanıyorum çok daha yararlı olur.

OKUMANIN YARARLARI

«Kitap, zekâyı kibarlaştırır.»


Cemil MERİÇ
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Kitap okumanın birçok yararı vardır. Her şeyden önce, okumak,


insanın en doğal ihtiyaçlarından birisidir. Nitekim, bu ihtiyaç
yeterince karşılanmazsa, insanî duygular olumsuza ve yanlışa
kayabilmektedir. Günümüz şartlarında insanlar ve devletler arası
ilişkiler bunun somut örnekleridir. O bakımdan öncelikle okumanın
somut yararlarını gözler önüne sermekte fayda görmekteyiz:

➢ Okumak, kendini bilmektir!

Büyük Türkmen bilgemiz ve şairimiz Yunus Emre’nin ifadesince;

“İlim, ilim bilmektir


İlim, kendin bilmektir
Sen, kendin bilmezsin
Ya nice okumaktır.”

Evet, okuyan insan evvela kendi varlığını fark eder, hayatı doğru
anlamlandırır. Anlamlı yaşamak için, doğru ve güzel işler yapmaya
gayret eder. Kısacası okumak, kendimizi ve hayatı anlamlı ve değerli
hâle getirir.

➢ Okumak, insanı huzur ve mutluluğa götürür.

Hemen bütün kutsal kitaplarca önemli bir emir ve tavsiye olarak


insanlığa bildirilen okuma işi, her uygar insanın yapması gereken
hayatî ve bir o kadar da zevkli uğraşlardan birisidir. Hayatîdir; çünkü,
insan sürekli olarak yeni bilgilere ihtiyaç duyar ve kimi bilgiler hayat
kurtarır. Okumak, zevkli bir uğraştır; çünkü, okumakla elde edilen
bilgi, deneyim ve geniş ufuklar insana huzur ve mutluluk getirir.

➢ Okumak, her dem taze kalmaktır


AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Okumak, hem bilgi bağlamında yenilenmek hem de ruhen, kalben


dinç ve dingin kalabilmektir. Zihnen ve bedenen ebedî gençliğin
yollarından birisi de okumaktır. Unutkanlık hastalığının devası, çok
kitap okumaktır. Sağlığı korumanın, dengeli ve düzenli beslenmenin
yolu da okumaktan geçer. Billur gibi bir kalp ve şelale gibi bir beynin
anahtarı da okumada gizlidir.

➢ Okumak, algılama ve anlamanın anahtarıdır.

Çabuk ve doğru algılamanın, kıvrak bir zekânın, derin düşünmenin,


geniş bir ufkun, güçlü bir hafızanın, empati yapabilmenin, etkili bir
iletişim kurabilmenin ve güzel konuşmanın yolu da kesinlikle çok
okumaktan geçmektedir. Araştırmalar, demokratikleşme, düşünme
ve üretme ile kitap okuma arasında bir bağlantının olduğunu da
göstermiştir.

➢ Okumak, geniş bir ufuk ve bakış açısı kazandırır.

√ Okumak; bilgi, görgü ve deneyim kazandırır.


√ Okumak; geniş bir ufuk ve sağlıklı bir bakış açısı bahşeder.
√ Okumak; bizi başka dünyalara taşır. Her kitap, yeni dünyadır,
keşfedilmeyi bekler.
√ Okumak; düşünen, üreten, eleştiren ve duyarlı bireyler
yetiştirmenin tek yoludur.
√Okumak; hor görmeyi değil, hoş görmeyi öğretir.
√Okumak; insanı önyargı ve saplantılardan kurtarır.
√ Okumak; algılama, kavrama ve anlama melekelerini yükseltir.
√ Okumak, insana özgüven kazandırır.
√ Okumak, insanı zararlı insanlardan ve alışkanlıklardan korur.
√ Okumak, insana karar verme, planlama, problem çözme becerileri
kazandırır.
√ Okumak; zekâyı açar, yeni fikirler üretmeye zemin hazırlar.
√ Okumak, empati yapma, iradeyi kullanma ve olgun davranma
kabiliyeti kazandırır.
√ Okumak; İnsanı hak ve hakikate götürür.
√ Okumak; millet, vatan, bayrak, devlet duygularını güçlendirir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

√ Okumak; insanları fikir köleliğinden kurtarır. Başkalarının


esaretinden korur.
√ Okumak; çocuklara ve gençlere öz güven kazandırır, liderlik
duygularını güçlendirir.
√ Okumak; yanlış ve sapkın düşünce ve telkinlere karşı kalkan
olur.
√ Okumak; toplu yaşamanın ve toplumsal huzurun güvencesidir.
√ Başarılı bir hatip ve yazar olmamıza yardımcı olur.
√ Aydın ve bakış açısı geniş bir nesil yetiştirmemize yardımcı
olur.
√ Kalabalıklar arasında hissedilen yalnızlık duygusundan
kurtulmamızı sağlar ve arkadaş olur.
√ Sohbet ortamlarında insanın kendini daha kolay ifade
etmesini sağlar. Bu yolla iletişim ve sosyalliğimizin gelişimine
katkıda bulunur.
√ Yorumlama, değerlendirme ve çözümleme gücünü
sağlamlaştırır.
√ İnsanlığın en çok ihtiyacı olan hâyâl gücünü kullanmayı
güçlendirir.
√ Fikirleri geliştirir, zihni kuvvetlendirir ve başarıya ulaşmayı
kolaylaştırır.
√ Kelime dağarcığımızı zenginleştirir.
√ Yaşamı, toplumu, doğayı ve insanı sevmeyi öğretir.
√ İnsan, hayata dair kötülüklerin çirkinliğini öğrenir.

Okumak; zihnimizi, gönlümüzü ve ufkumuzu açar. Dünya’ya daha


geniş bir pencereden bakmamızı sağlar. Dünya’da meydana gelen
bu hızlı değişme ve gelişmelere ulaşmanın ve bu yarışta ülkemizi
ancak çok kitap okumak ileriye götürür. Çağdaş uygarlık düzeyini
yakalamak ve geçmek istiyorsak, ne yapıp yapıp öncelikle
çocuklarımıza ve gençlerimize okumayı sevdirmemiz gerekiyor. Eğer,
bu alışkanlığı kazandıramazsak, gelecek nesiller, tıpkı bugünkü bazı
büyükler gibi, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan sabit fikirli
insanlar olacaklardır. Bu durum ise, en dehşetli gericilik ve hatta
ilkelliktir.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Sonuç olarak okumanın yararları saymakla bitmez. Okuma


alışkanlığı, aslında her derdin devasıdır. Kitap okumanın gerekçeleri
ve sağlayacağı faydaları anlatmak için ciltler dolusu eserler yazmak
gerekir. Kalkınmış ve gelişmiş ülkeler incelendiğinde, bu başarının
temelinde okuma eyleminin yattığı görülür. Nitekim, James Hawel:
“Dünyayı yöneten, kalem, mürekkep ve kâğıttır.” diyor. Doğrudur,
çünkü; kitap okumak geçmişteki uzun ve yorucu tecrübeleri bir anda
bize kazandırabilir. Ömrünü harcayıp bir buluş yapan veya
deneyimlerini yazan bir insanın kitabını okumak aynı zamanda onun
bilgi ve deneyimine de ulaşmak demektir.

Benjamin Franklin, ne kadar güzel söylemiş: “Bir ülkede


okumaya karşı istek artmadıkça, gaflet ve bu gafletten doğacak
felaketler azalmaz.” …

OKUMA ORANLARI
Kitaba para harcama konusunda oldukça cimri olan bizler, kitap
okumaya ayırdığımız zamanın
bir Norveçli 300 katını,
bir Amerikalı 210 katını,
bir İngiliz 87 katını ayırıyor.

Dünya ortalaması bile bizim ayırdığımız zamandan üç kat daha


fazladır. Okumanın bizlere neler kazandıracağını bile bile bunu
yapmamamız aslında ilginç bir konudur.

Millî Eğitim Bakanlığı, kitap okuma üzerinde bir araştırma yapmış bu


araştırmada ‘Niçin okumuyorsunuz’ sorusuna verilen cevaplar şu
şekildedir:

√ “Yüzde 50 kitap okuma alışkanlığım yok,


√ Yüzde 16 yeterince zamanım yok,
√ Yüzde 10 boş zamanım çok yoğun geçiyor,
√ Yüzde 10 TV ve videoya zaman ayırıyorum.”
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Aslında, bizler, kitap okumayı alışkanlık hâline getirebilsek hiç böyle


anlamsız ve boş bahanelerle uğraşmazdık.

Toplumların gelişmişlik düzeyi birçok ölçüte bağlı olarak


değerlendirilmektedir. Toplam nüfus başına karşılaştırma yapıldığı
zaman İngiltere, Almanya ve Türkiye nüfus olarak birbirlerine yakın
sayılır. Ancak, söz konusu ülkelerin gelişmişlik düzeyleri, insanî
kalkınmışlık ölçütleri endeksine göre karşılaştırdığında, Türkiye'nin
önemli derecede ayrıştığı görülmektedir. Bunlardan bir tanesi de
tükettiği kâğıt miktarı özelde de okunan kitap sayısıdır. Bu konuda
sık sık sorulur, biz kitap okuma bakımından dünyanın neresindeyiz
veya ne kadar okuyoruz.

Gerek kitap ve gazete okuma konusunda gerek para, gerekse zaman


konusunda cimri olduğumuz gibi bazı konularda hiç de cimri
olmadığımız bir gerçektir.

Ülkemizde;
√ 95.000 kişiye bir kütüphane düşerken
√ 95 kişiye bir kahvehane düşmektedir.
Bir kitabın zar zor 1-2 bin baskı yaptığı ülkemizde bir CD milyonlarca
satabilmektedir. Kitaba para vermeyen aydınlarımız bile sigaraya
milyonlar verebilmektedir.

Genel anlamda bütün toplumda ve kamuda kitap okumaya, bilgi


edinmeye, derin düşünmeye, hayal kurmaya, eser üretmeye; kısacası
sanat ve sanatçıya değer ve önem verilmesi için ne gerekiyorsa
yapılmalıdır. Okullar, AVM’ler, salonlar, metrolar, camiler, kışlalar ve
bütün iş yerleri kitaplarla süslenmelidir.

Asla unutmayalım ki günümüz de geleceğimiz de kitapların satır


aralarında gizlidir. Unutulması muhtemel bilgiler, hatırlarda değil;
ancak ve ancak satırlarda korunabilir! Dolmadan boşalmak,
okumadan da yazabilmek mümkün değildir. Yazısız medeniyet
olmaz!
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

OKUMAK! ANLAMAK! YAŞAMAK!

Düşünmek! Aklı Kullanmak!

İnsan, akıl sahibi olduğu için, düşünebilen ve karşılaştırma yapabilen


bir varlıktır. Bu özellikleriyle insan, diğer canlılardan ayrılır ve onlar
üzerinde üstünlük sağlar. Bu üstünlüğün elbette bir de bedeli var.
Yaratıcı, bizlere aklı, beyni ve düşünme özelliğini vermiş; doğru ve
yanlışı; faydalı ve zararlıyı; güzel ve çirkini göstermiştir. Tercihi de
yine insanlara bırakmıştır. İnsan, isterse kendine bağışlanan aklı
sayesinde doğru veya uygun olanı bulur ve yaşar. Aklını ve beynini
kullanmayan ise yanlış yollara sapar. Aklını kendi istek ve iradesi ile
kullanamayan bireyler, önünde sonunda akıllarını başakalarına kiraya
vermek zorunda kalabilirler!
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Beyni Kullanmak!

İnsan beyni, bütün vücudu idare ve kontrol eden muazzam bir


organdır. Beyin, bilgi deposudur. Aynı zamanda kalple bağdaştırılan
duyguların merkezi de beyindir. Duygular, motivasyonlar, umutlar,
korkular, heyecanlar… Hayata dair bütün duygu ve düşünceler,
beyinde biçimlendirilir. Beynin sunduğu bu imkânlar
değerlendirdikçe zekâ da gelişmiş olur.

Her şey önce bir duygunun uyanışıyla başlar. Kalpte yuvalanan bu


duygular doğru anlaşılır, güzelce karşılanırsa, mutluluk yakalanmış
olur. Yürüyebilmek, konuşabilmek, ağlayıp gülebilmek bile başlı
başına birer mutluluk kaynağıdır. Hayvanlarla, insanlarla, çiçeklerle
bağlantı kurup iletişim sağladıkça beyin daha da işlevsel hâle gelir.
Hayata dair her eylem beynin etkin kullanımına katkı sağlar. İnsan,
olay, durum, mekân ve nesnelere dair düşünceler üretmek beyni
geliştirir. Böylece daha analitik bir düşünme biçimine sahip
olursunuz…

Eleştirel Düşünmek!

Sorgulayıcı ve eleştirel düşünmek uygarlaşmanın bir göstergesidir.


Günlük dildeki anlamıyla eleştiri sözüne olumsuz bir anlamak
yüklemek doğru değildir. Eleştiri doğruyu yanlıştan ayırabilmek
demektir. Eleştirel düşünce yapısına sahip kişilerin birtakım ortak
özellikleri vardır. Eleştirel düşünebilenler planlı düşünme ve çalışma
düzenine sahiptirler. Diğer taraftan, bu nitelikteki insanlar esnek
oldukları için yeni fikir ve düşüncelere açıktırlar. Eleştirel düşünce
yapısı için gerekli üçüncü kişisel özellik ise sebattır. Bir işe başlayıp
onu sonuna kadar götürecek kararlılığa sahip olmak, eleştirel
düşüncenin gelişimi ve tamamlanması için gereklidir. Bu nitelikteki
insanlar değişime açıktır, herhangi bir görüşe, yaklaşıma veya
modele şartsız olarak bağlanmazlar. Sorgulayıcı ve eleştirel
düşünebilen bireyler, akıllarını kimseye kiraya vermezler.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

OKUMA ALIŞKANLIĞI

Aydınlanma çağında çocuklarımıza acaba okumayı nasıl


sevdirebiliriz? Bu soru ve sorun, günümüzün başat konularından
birisidir. Hemen herkes, kitap okumanın yararına inanır; ancak,
bunun alışkanlık olarak kazanılması ve bir kültüre dönüşmesi
konusunda henüz kesin bir çözüm bulunabilmiş değildir. Bu yönde
araştırma, çalışma ve en önemlisi de arayışlar sürmektedir. Bu amaca
hizmet eden kimi klasik yöntemlerimiz bilinmektedir. Bu bilinen
yöntemlere ek olarak çağın ruhuna uygun ve çocukların ilgisini
çekebilecek ve olumlu sonuçlar verebilecek yeni yol ve yöntemlere
de gereksinim duyulmaktadır.

Okuma alışkanlığı okuma eylemine olan eğilimin yansımasıdır ve her


eğilimin derinliği söz konusu eğilime ne kadar erken çağlarda
başlandığına bağlı olarak farklılıklar göstermektedir. Bireysel
alışkanlıkların güçlü olmasını sağlayan en önemli etken ise
alışkanlığa yapılan eğilimin erken yaşlarda başlamasıdır. Bu nedenle
okuma alışkanlığının da kalıcı olabilmesi erken yaşlarda
kazanılmasına bağlıdır ve bireyin okuma alışkanı olmasında iki
kurumun önemli görevleri vardır. Bunlardan ilki aile, ikincisi ise okul
ve öğretmenlerdir (Odabaş ve Polat, 2008).

Okuma alışkanlığının kazanılmasında en önemli adım, aile


bireylerinin -tabiî ki en başta anne ve babaların- kitap okuma
konusunda örneklik etmeleridir. Aile içi iletişimde televizyona ve
sosyal medyaya ayrılan zamanın en az birkaç katını okumaya
ayırmak gerekir. Okumayla elde edilen yeni bilgi ve deneyimler aile
için iyi bir sohbet konusu olabilmelidir. Aileler, okuma kaynaklarına
ayıracakları parayı ihtiyaç listelerinin başına koymalı; hiçbir
harcamadan çekinmemelidirler. Böylelikle, çocuklar, bu yönde
motive edilmelidir
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Sevgi ve İlgi

Çocukta okuma isteğini uyandırmak için üç kavrama ihtiyacımız var:


Sevgi, İlgi ve Merak. Çocuğun en doğal ihtiyacı sevgidir. İlgi, -her ne
kadar adı konulmamışsa da- herkesin gereksinim duyduğu bir
duygudur. Dünya’nın en harika eğitmenleri olan anne ve babalar
hem çocuklarının sağlığı için hem de onlara iyi bir örnek olabilmek
için çocuklarına sevgi ve ilgiyi en üst düzeyde göstermelidirler. Anne
ve babanın sevgi ve ilgisini hisseden çocuklar ise, onların
davranışlarını tekrar edecektir. İşte bu noktada anne ve babaların
çocuklarına minik dokunuşları çocukta kitaplara karşı ilgi ve merak
doğuracaktır. Böylelikle kitabı giden yol açılmış olacaktır. Anne ve
babalar, en kıymetli zamanlarını kitap okumaya ayırır, çocuklarına
kitap okur ve çocuklarına hediye olarak kitap alır ve birlikte kitapla
ilgilenirlerse, okuma alışkanlığına adım adılmış olur.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Okuma Dersi

Okullarda okuma alışkanlığının sürdürülebilir olması ise, en çok


öğretmenlere bağlıdır. Öğretmenlerin çocukları yakından tanıyarak
onların mizaçlarına göre, ruhlarına yapacakları minik dokunuşlar,
okuma alışkanlığını kalıcı duruma getirecektir. Bu alışkanlığı
pekiştirmek üzere, ilköğretim okullarında, bütün derslerin dışında
‘okuma dersi’ adı altında bağımsız ve sınavsız bir ders konulmalı; bu
saatlerde yapılan ve başarılarını doğrudan etkileyecek olan bu toplu
okuma etkinlikleri, bir biçimde öğrencilerin karnelerine
yansıtılmalıdır. Bütün okullarda, ciddi ödüller içeren okuma
yarışmaları düzenlenmeli ve çok kitap okuyan öğrencilere toplum
içinde özel bir saygınlık kazandırılmalıdır.

Eğitimli bireylerden oluşan bir toplumda işler daha kolay


ilerleyecektir. Öte yandan; okuma kültürü, bilgi teknolojisi için bir
anahtar olacaktır. Günümüzde toplumlar, ancak derin araştırma ve
eğitimlerle gelişme, kalkınma ve ilerleme sağlayabilmektedirler.
Gelecekte bilgi ve teknolojiyi elde edemeyen toplumlar, yok oluşa
doğru sürüklenecektir.

Bütün okullarda, ciddi ödüller içeren okuma yarışmaları


düzenlenmeli ve çok kitap okuyan öğrencilere toplum içinde özel bir
saygınlık kazandırılmalıdır. Okumayınca kendimizi anlatabilecek
zenginlikte sözcük hazinesine sahip olamayız. Bir şeyden daha
mahrum kalırız: Okumadığımız için başkalarının hayatları hakkında
bilgi sahibi de olamayız. Bu durumda doğal olarak kendi
dünyamızın, kendi yaşantımızın dışında başka dünyaların da olduğu
gerçeğini kabule yanaşmayız. Kabul etsek bile bu dünyaları, bu kez
de anlamaya yanaşmayız.
AKNET AKADEMİ EĞİTİM KURUMLARI

Beşerî Sermaye

Çocukluktan itibaren, her ortamda kitap ve okuma eylemi ile karşı


karşıya kalan çocuk/genç, bir vakit sonra, bu durumu vazgeçilmez bir
ihtiyaç olarak görecek ve kitapla arasında bir sıcaklık oluşturacaktır.
Resmî ve özel her ortamda, sohbetlerin konusu, kitap ve okuma
olacaktır. Nitekim; zihnimiz neyle dolarsa, ondan bahsetmek isteriz.
O hâlde, psikolojik ve zihnî beslenmemizi boş sözlerle, dedikodu ve
gıybetle değil, bilimsel ve edebî konularla süslemek, her açıdan
yararlıdır. Böylelikle, okuma kültürü adını verdiğimiz bir birikim
ortaya çıkar. Bu kültür; eğitimli insan gücü veya daha güncel
ifadesiyle “beşerî sermaye”yi güçlendirir. Bilelim ve asla unutmayalım
ki malî sermaye sınırlı ve çabuk tükenir; oysa, “beşerî sermaye” sınırsız
ve kullanıldıkça çoğalan bir kaynaktır!..

Ne zaman ki dolu zamanlarda, yolculuklarda, evlerde, iş yerlerinde ve


pikniklerde… kitap okumaya başlar, sohbetlerin konusu okunan
kitaplar olursa, işte o zaman ülkemizde huzur ve güven hâkim olur.
Asayiş sorunları en aza iner, hep birlikte rahat, güven ve refah içinde
yaşamaya başlarız. Böylelikle bizi rahatsız eden en başta sağlık
sorunları olmak üzere, birçok sorun kendiliğinden ortadan kalkmış
olur.

You might also like