Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 25

T.C.

İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ

İŞLETME FAKÜLTESİ İŞLETME İKTİSADI ENSTİTÜSÜ

İKİNCİ ÖĞRETİM Lojistik Yönetimi ve Ulaştırma

TEZSİZ YÜKSEK LİSANS PROGRAMI

Covid-19 ’un Lojistik Sektörüne etkisi

Proje Danışmanı : Prof.Dr.Mehmet Mutlu

Hazırlayan : 9501229731MUSEYIBZEYNALOV

DÖNEM PROJESİ

Aralık 2023
Özet

Dünya gündeminde Covid-19 isimi ile tanınan 2019-cu yılın aralık ayında Çin in
Wuhan kentinde ortaya çıkmıştır ve ülke sınırlarını aşarak küresel salgın sorunu
olarak dünya gündemine oturmuştur.Ülkelerde salgının yayılma hızını azaltmak
için karantina uygulamaları ve sokağa çıkma yasaklarının ülke ve küresel
ekonomide kötü yönde etki ettiği statistiklerle görülmektedir. COVID-19 salgını
küreselleşen dünyanın ticari eksikliklerinin yanı sıra tedarik zincirlerinin ve
lojistiğin hayati önemini göstermiş, güvenilir tedarik zincirlerine duyulan ihtiyacı
artırmıştır. Salgın sürecinde gıda, sağlık, temizlik ve tüm diğer temel tüketim
ürünlerine kolay ve hızlı ulaşılabilmesi için tedarikten üretime, depo
operasyonlarından ulaştırmaya, e-ticaretten kargo ve kurye hizmetlerine kadar
tüm tedarik zinciri ve lojistik operasyonların kusursuz işlemesinin gerekliliği
anlaşılmıştır. Bu çalışmanın amacı, COVID-19 salgınıyla tedarik zincirlerinde ve
lojistik operasyonlarda yaşananları değerlendirmek ve salgın sonrası için bu
alanlara yönelik olası değişimlerle ilgili öngörüler geliştirmektir. Bu kapsamda,
salgının tedarik zincirlerine, lojistik sektörüne etkileri ve lojistik faaliyetlerde
Türkiye özelindeki durumlar incelenmiştir. Lojistik sektörüne yönelik alınan
önlemler, sektörün beklentileri ile salgın sonrası tedarik zincirleri ve lojistik
faaliyetler için olası değişimler tartışılmıştır. Buna göre salgın sonrasında tedarik
zincirleri için yerelleşme, tedarikçilere ve müşterilere kolay erişilebilirlik,
esneklik, dinamiklik ve dijitalleşme başlıklarının geliştirilmeye açık alanlar
olacağı düşünülmektedir. Lojistik sektöründe ise temassız ulaştırma modelleri;
çok konumlu, dinamik, düşük maliyetli depolama yaklaşımları; lojistik
hizmetlerde iletişimin geliştirilmesi, dijitalleşme, talep dalgalanmalarına hızlı
uyum sağlayacak kargo hizmetlerinin geliştirilecek konular olarak ön plana
çıkacağı öngörülmektedir. Ayrıca, salgın sonrası dönemde sağlık tedarik zinciri,
insani yardım lojistiği, tersine lojistik, kapalı döngü tedarik zinciri konuları ile
tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği konularının hem uygulamacılar hem de
akademisyenler tarafından çalışılması ve odaklanılması gereken alanlar olacağı
düşünülmektedir. Anahtar Kelimeler COVID-19 salgını, tedarik zinciri, lojistik

https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-46-
8_Ch29.pdf

Çin'in Wuhan kentinde 2019 Aralık ayının sonlarında ortaya çıkan yeni
koronavirüs salgını tüm dünyayı etkisi altına almış ve salgının giderek
yayılmasıyla uluslararası ticaret yavaşlama eğilimine girmiştir. Covid-19 salgını
tüm dünyada ekonomik anlamda etkisini hissettirirken bu sürecin ne kadar
süreceği belirsizliğini korumaktadır. Dünya Sağlık Örgütü'nün talimatları
doğrultusunda ülkeler kısmi sokağa çıkma yasağı uygulaması ile kişilerin yaşam
şeklini değiştirmiş ve tüketicinin mobil hizmet veren uygulamalara geçişini teşvik
etmiştir. Ayrıca ülkeler taşımacılık türlerini ülkeler arasında kısıtlamış daha sonra
tamamen kaldırmıştır. Böylece taşımacılık sektörü gelirlerinin azalmasına sebep
olmuştur. Bu çalışmada, 2020 yılında dünyada etkisini gösterdiği Covid-19'un
küresel ekonomi üzerindeki etkisini tespit etmek amaçlanmaktadır. Bu amaçla
havayolu yolcu sayısı ve yük trafiğinin 2018-2020 yılları arasındaki değişimi
analiz edilmiş ve bu salgın hastalığın lojistik sektörünü ve ticareti nasıl etkilediği
ortaya konulmuştur.

https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501

Gelişen teknoloji ve yeni iletişim sistemleri her sektörde olduğu gibi lojistik
sektörü içinde hayati değişim ve dönüşümlere neden oluyor. Gelişen bilişim
sistemleri lojistik hizmetlerinin çok daha sağlıklı bir şekilde yapılmasını sağlıyor.
Son yıllarda dünya ekonomisi için önemli bir alan olan e-ticaret sektörü, lojistik
sektörünü de dönüştürmektedir. Yeni bilişim sistemleri ile e-ticaret ortamlarında
alışveriş yapmakla birlikte, hızlı teslimat olanağı da olmazsa olmaz olarak
görülüyor. Bu nedenle de bilişim sistemleri ile daha hızlı, güvenilir ve etkili bir
lojistik yönetimi gerçekleşmiş oluyor. Endüstri 4.0 teknolojisi ile lojistik, diğer
sektörlerde olduğu gibi etki alanını daha da genişleterek gelişen sektör olma
özelliğine kavuşuyor. Bu çalışma endüstri 4.0 ile lojistik sektöründe yaşanan
değişimleri yeni bilişim sistemleri temelinde ele almaktadır. Lojistik sektörüne
yön veren firmaların gelişen internet sistemlerini, yapay zekayı, büyük veriyi ve
diğer etkenleri nasıl kullanabilecekleri ve öte yandan bu yenilikler ile lojistik
4.0’ın nasıl gerçekleşebileceği çalışmanın ana eksenini oluşturmaktadır. Ayrıca
önemi daha da artan bu sistemler küresel bir salgın olan Kovid-19 özelinde de
değerlendirilmektedir. Anahtar Kelimeler: Endüstri 4.0, Lojistik 4.0, Lojistik,
Lojistik Bilişim Sistemleri, Kovid-19

https://www.ibaness.org/bnejss/2020_06_04/11_Celik.pdf

(250-300 kelimearalığındaAnahtar kelimeler)


The impact of Covid-19 on the Logistics Industry

Museyıb Zeynalov

ABSTRACT

(250-300 kelimearalığındaAnahtarkelimeler)
Tablolar Dizini
Şekiller Dizini
İçindekiler
Giriş 1
Birinci Bölüm
1.
1.2
1.3
İkinci Bölüm
2.
2.1
2.2
2.3
Üçüncü Bölüm
3.
3.1
3.2
Sonuç
4.
4.1
4.2
Kaynakça

Giriş
2019 Aralık ayında Çin’de görülen ve 3 ay gibi kısa bir sürede dünyaya yayılan COVID-19
salgını ve neden olduğu ani ölümler tüm dünya ülkelerini etkilemiştir. Bu salgın
başlangıçta hayvan pazarında bulunan hayvanlardan deniz ürünlerinde tespit edilmiş daha
sonra Çin başta olmak üzere diğer dünya ülkelerine yayılmıştır
(Covid19bilgi.saglik.gov.tr).Virüsün bireylerin teması ve hava yolu ile bulaşması nedeniyle
insanların sosyalleştiği tüm kalabalık mekânlarda bulunulmamasına yönelik önlemler ireli
sürülmüştür. Ancak, tavsiye ve uyarı niteliğindeki önlemler yetersiz kalarak bazı şehir,
bölge ve ülkelerde ölümlerin yoğunlaşması ciddi önlemlerin alınmasını gerektirmekde idi.
Karantina ve sokağa çıkma yasakları şeklinde devam eden bu önlemler başlangıçta mahalle
ve köyler gibi küçük ve yerel alanlarda uygulanmasından sonra salgının ciddiyetini
artırması ile bölgesel, hatta ulusal olarak uygulanmaya başlanmıştır .Tüm dünyada yaşayan
vatandaşlar evde kalmaya zorlanmış, buna bağlı olarak mal ve hizmetlere olan talepler ani
olarak düşmüştür. . Covid-19’un tüm dünyada etkisini göstermeye başlamasıyla küresel
ekonomi düşüşe geçmiş, dünya dış ticaretinde büyük bir azalma meydana gelmiştir.
COVID-19 salgını ile iktisadi ve sosyal hayatta önemli değişiklikler ortaya çıkmış; tıbbi
ürünler ve gıdalarla ilgili sektörler ile bilişim alanı dışındaki hemen hemen her sektör bu
değişimden olumsuz olarak etkilenmiş, kesintiye uğramıştır. Ticaretin yoğun yaşandığı
ülkelerde birçok sektör salgın hastalıklardan olumsuz etkilenmiştir. Bu sektörlerin en
önemlilerinden biri de lojistik sektörüdür . Lojistik sektörü ithal edilen ya da ihraç edilen
bütün ürünlere konu olmakla beraber dış ticaretin ayrılmaz bir parçasıdır. Tedarik
zincirinin kolayca kırıla bildiği salgın sürecinde yaşanan gelişmelerle birlikte
deneyimlenmiştir.Son müşterideki talebin azalması ile hemde hammade malzeme
tedarikindeki sıkıntılarla tedarik zinciri iki taraflı zarar görmüştür. Hükümetler ve sağlık
kurumları COVID-19’un yayılmasını durdurmak ve enfekte olanları tedavi etmek için
çalışırken, birçok sektördeki üretici de salgının tedarik zincirleri üzerindeki artan etkisini
yönetmek için mücadele etmektedir (Majid, 2020). Bu kapsamda da salgın sürecinde
hayatta kalmak ve süreç sonunda çabuk toparlanabilmek için tedarik zincirlerde risk
azaltmaya yönelik envanterler, taşeron kapasiteleri, alternatif tedarikçiler, yedek ulaştırma
altyapıları, çok kanallı dağıtım sistemleri, esnek üretim sistemleri, veri odaklı ve gerçek
zamanlı izleme ve görünürlük sistemlerinin bulunup bulunmadığı sorgulanması gereken
konular olarak karşımıza çıkmaktadır (Ivanov ve Dolgui, 2020). Salgın nedeniyle tedarik
zincirlerinin kırılması ve ülkelerin sınır kapılarını kapatması domino etkisi yaratarak
lojistik sektörünü de ciddi düzeyde etkilemektedir. Gümrük işlemlerinden, taşımacılık
şekillerine; kargo ve kurye hizmetlerinden, depolama faaliyetlerine kadar lojistik
faaliyetler de salgından etkilenmiş, ancak salgınla birlikte farklı iş modellerine ve
uygulamalara da açık hale gelmiştir. Bu virüs ile çoğu sektör olumsuz etkilenmiş, e-ticaret
ise yükselme eğilimine girmiştir. Durum böyle olunca lojistikte kullanılan yeni iletişim ya
da bilişim teknolojileri global bir köy haline gelen dünyada lojistiğin ana çalışma ve
operasyon şeklini yeni düzene göre şekillendirmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
COVID-19 salgınının tedarik zincirlerine ve lojistik sektörüne etkisinin
değerlendirilmesini amaçlayan bu çalışmada salgın sonrası tedarik zincirleri ve lojistik
faaliyetler için olası değişimler değerlendirilecektir. Üç ana bölümden oluşan çalışmanın
girişten sonraki ilk bölümünde COVID-19 salgınıyla tedarik zincirlerinde yaşananlar
değerlendirilmiş ve salgın sonrası için öngörülerde bulunulmuştur. İkinci bölümde ise
salgının lojistik sektörüne ve operasyonlarına etkileri, sektörün beklentileri ile salgın
sonrası dönem için olası değişimler değerlendirilmiştir. Çalışma tedarik zincirleri ve
lojistik faaliyetler için geliştirilmeye açık ve çalışılması gereken alanların işaret edildiği
sonuç bölümüyle tamamlanmıştır.
https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-46-
8_Ch29.pdf
Yeni koronavirüs, Çin’in Wuhan kentinde 2019 Aralık ayının sonlarında solunum yoluna
bağlı olarak gelişen, yapılan araştırmalar neticesinde 13 Ocak 2020’de tanımlanan bir yeni
virüstür. (Covid19bilgi.saglik.gov.tr, Erişim Tarihi: 20.06.2020). Covid-19'un etkisine ve
bu virüse karşı tedbirlerin geç alınması neticesinde 2020 yılının başında dünya ekonomisi
büyük bir tehditle karşı karşıya kalmıştır. Covid-19’un tüm dünyada etkisini göstermeye
başlamasıyla küresel ekonomi düşüşe geçmiş, dünya dış ticaretinde büyük bir azalma
meydana gelmiştir. Böylece ülkeler ihracat ve ithalat yapamaz duruma gelmişlerdir (Kaya,
2020, s. 233). Ticaretin yoğun yaşandığı ülkelerde birçok sektör salgın hastalıklardan
olumsuz etkilenmiştir. Bu sektörlerin en önemlilerinden biri de lojistik sektörüdür (Çekorol
ve Kurnaz, 2011, s. 49). Lojistik sektörü, ekonomik kalkınmada önemli bir yere sahiptir.
Lojistik sektörünün sürdürülebilirliği güven ve istikrara bağlıdır. Yeni koronavirüs (Covid-
19) sadece bu salgının ortaya çıktığı ülkeyi değil bütün bölgeyi etkisi altına almakta,
salgının bölgesel hatta küresel boyutta yaşanmasına sebep olmaktadır. Buna bağlı olarak
lojistik sektörü salgının etkisine ve sonuçlarına bağlı olarak değişik oranlarda
dalgalanabilmekte ve ekonomik kayıplar söz konusu olabilmektedir. Lojistik sektörü ithal
edilen ya da ihraç edilen bütün ürünlere konu olmakla beraber dış ticaretin ayrılmaz bir
parçasıdır. Lojistik ile ithalat, ihracat ve taşımacılık arasında bir ilişkinin olduğu
söylenebilir (Göze, 2014, s. 145). Günümüzde ülkelerin birbiri ile bağlantılı hale
gelmesinden dolayı, ortaya çıkan bu salgın hastalığın yalnızca o ülkeye zararı olmayıp
diğer ülkeleri de etkilemektedir. Bunun sonucunda ulaşım, turizm vb. sektörler yeniden
şekil almış ve buna bağlı olarak lojistik sektörü derin bir yara almıştır. Covid-19 salgınının
ekonomik boyutta yarattığı olumsuz etkinin ne kadar süreceği belirsizliğini korumaktadır.
Dünyada birçok ülkede sokağa çıkma yasaklarının uygulanması, fiziksel temaslardan
kaçınılması neticesinde insanlar ihtiyaçlarını perakende satış yapan mağazalar yerine hızlı
ve pratik yol olan e-ticareti kullanmaya başlamışlardır. Bu virüs ile çoğu sektör olumsuz
etkilenmiş, e-ticaret ise yükselme eğilimine girmiştir. Salgının nasıl bir seyir izleyeceğinin
henüz belli olmaması, insanların yaşam şeklini etkilemiş ve tüketiciler e-ticareti yaygın bir
şekilde kullanmaya başlamışlardır. Global dünyanın en belirgin özelliği, küresel düzlemde
uluslararası sınırları tamamen ortadan kaldırmasıdır. Bir ürün ya da hizmetin bir yerden bir
yere ulaştırılması ekseninde şekillenen lojistik ise bu düzlemin en önemli aktörü olarak
konumlanmaktadır. Durum böyle olunca lojistikte kullanılan yeni iletişim ya da bilişim
teknolojileri global bir köy haline gelen dünyada lojistiğin ana çalışma ve operasyon
şeklini yeni düzene göre şekillendirmesi sonucunu ortaya çıkarmaktadır.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Küreselleşmenin ve yeni teknolojilerin bir sonucu olarak ortaya çıkan e-ticaret ile
dönüşümünü çok hızlı bir şekilde sağlayan lojistik sektörü dünya pazarının da ekonomik
belirleyicisi olarak kendine yer bulmaktadır. Bakkal ve Demir’in de ifade ettiği gibi
günümüz rekabet ortamının lojistik faaliyetleri açısından önem kazanmasının temelinde
teknolojik gelişmelerin sağlanmasının yanı sıra lojistik sisteminde elektronik verilerin ve
internet kullanımının gerekliliğinin de artık elzem olduğu ortadadır (2011: 47).
Küçükyılmazlar ise kavramsal çerçevede bir mal veya hizmetin alınıp satılması olarak
açıklanan ticaret kavramının artık elektronik ortama taşındığını ve bununda “elektronik
ticaret” olarak adlandırıldığını belirtir. Küçükyılmaz e-ticareti; bilgisayar ağları aracılığı ile
ürünlerin üretilmesinin, ürünlerin tanıtılmasının, ürün veya hizmetin satışının, ödenmesinin
ve dağıtımının yapılması (Küçükyılmazlar’dan aktaran Karagöz, 2012: 39) olarak tanımlar.
E-ticaret ile lojistik, sektör olarak değişim göstermekte ve bu değişim ile birlikte yeni iş
akış sürecinden operasyonel işlemlerin tamamlanmasına kadar birçok dinamik ortaya
çıkmaktadır. Bu yeni dinamikler ise Endüstri ya da Sanayi 4.0 olarak adlandırılan yeni
dönem çağdaş otomasyon sistemleri ile veri alışverişi ve üretim teknolojileri gibi birçok
önemli konuyu tek potada eriterek dijital sistemler ekseninde iş yaşamını yeniden
şekillendirmektedir. Bu dönem tıpkı Sanayi Devrimi gibi iki yüzyıl sonra yeni bir sanayi
devriminin (dijital devrim) gerçekleşmesi olarak da tanımlanabilir. Böyle bir ortamda
lojistik sektörünün de değişimi ve dijitalleşmesi gibi bir sonuç ortaya çıkmaktadır.
Teknolojinin çok hızlı değişim ve gelişimi lojistik sektörünün de Endüstri 4.0 gibi Lojistik
4.0’a evrilmesi anlamına gelmektedir. Bu evrilme beraberinde iş yaşamı ve teknolojinin
entegre olma halini daha üst seviyelere çıkararak yeni iş kolları ile birlikte yeni yöntem ve
tekniklerin kullanımı ile sektörel bazda daha verimli çıktıların alınması sonucunu ortaya
çıkarmaktadır.
1ci bölüm https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-
46-8_Ch29.pdf
COVID-19 Salgınıyla Lojistik Faaliyetlerde Yaşananlar ve Salgın Sonrası İçin
Öngörüler
COVID-19 Salgınının Lojistik Sektörüne Etkileri Küresel düzeyde faaliyet gösteren tüm
sektörler gibi lojistik sektörü de COVID-19 salgınının etkisi altındadır. Ülkelerin ticari
faaliyetlerindeki aksamalar üretici ile tüketici arasında köprü görevinde olan lojistik
sektörünü de belirsizlikler ve risklerle karşı kaşıya bırakmıştır. Salgının lojistik sektörüne
etkileri çok yönlü olmakla birlikte özellikle yük taşıma faaliyetlerinde aksama ve
tıkanmalar olarak, kargo hizmetlerinde ise kapasite yetersizliği, talebe yetişememe, hizmet
kalitesinde düşüş olarak kendini göstermektedir. Dünyadaki tüm ülkeler gibi Türkiye’de de
salgının ticarete olumsuz etkisi Mart 2020 ile birlikte daha net ortaya çıkmıştır. Tablo 1’de
sunulan Türk Ticaret Bakanlığı’nın verilerine göre, ihracatta Mart ayında ciddi bir düşüş
söz konusudur. Bu durumun ana nedeni, salgın nedeniyle başta Türkiye’nin komşusu Irak
ve İran gümrüklerindeki karantina önlemleri ve dünyada salgının en çok etkilediği
bölgelerden Avrupa’daki talep daralmalarıdır. Bu düşüş, yılın ilk 2 ayında % 4,1 oranında
artış gösteren ihracatın da 3 aylık dönem itibariyle negatif büyümesine neden olmuştur.
Mart ayı ihracatı 2019 Mart ayına göre 641 Gül Senir, Arzum Büyükkeklik %17,81
azalmış, ithalat ise % 3,13 artmıştır. Dış ticaret hacmi ise önceki yıla göre % 6,76 azalarak
32 milyar 247 milyon dolar olmuştur.
Tablo 1. Türk Ticaret Bakanlığı Dış Ticaret Verileri (Milyon Dolar)
https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-46-
8_Ch29.pdf

Kaynak: T.C. Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Mart Ayı Veri Bülteni Not: “Diğer” kendinden
hareketli araçlar, boru hattı ve postayla göndermeyi içermektedir. Grafik 2’de sunulan
Türkiye’de Mart 2020’de gerçekleşen taşıma şekillerine göre ithalat verilerine bakıldığında
ise, en çok ithalat deniz yolu (11 milyar 44 milyon dolar) taşımacılığı ile yapılırken, bu
taşıma şeklini sırasıyla kara yolu (3 milyar 500 milyon dolar) ve hava yolu taşımacılığı (3
milyar 50 milyon dolar) izlemektedir.
Grafik 2. Taşıma Şekillerine Göre İthalat (%)
https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-46-
8_Ch29.pdf
Kaynak T.C. Ticaret Bakanlığı 2020 Yılı Mart Ayı Veri Bülteni. Not: “Diğer” kendinden
hareketli araçlar, boru hattı ve postayla göndermeyi içermektedir.
Kara yolunda, ülkelerin sınır kapılarını kapatması ile ihracat yüklerinde gecikmeler, sınır
kapılarında oluşan tır kuyrukları nedeniyle dönmeyen dorse ve konteynerler sonucunda
yaklaşık %15 oranında navlun artışları yaşanmaktadır. Türkiye’de lojistik sektörünü temsil
eden derneklerden biri olan UTİKAD (Uluslararası Taşımacılık ve Lojistik Hizmet
Üretenleri Derneği) Türkiye’den Avrupa yönüne ve tersi yönde kara yolu yük taşımalarında
şoförler uçakla taşınamadığı için Ro-Ro seferlerinde de problemler yaşandığını, Türkiye’ye
dönen şoförlerin 14 günlük karantinaya alınmasının ve vize süresi uzatımı için başvurulan
Avrupa ülkelerindeki kamu kurumlarının kapalı olmasının şoförler konusunda darboğaz
oluşturduğunu ve bunların kara yolu taşımalarında ciddi sıkıntı ve tıkanmaların
yaşanmasına sebep olduğunu belirtmektedir (UTİKAD, 2020). Diğer yandan salgınla
birlikte, tüm dünya gibi Türkiye’de de gıda ürünlerine yüksek talep oluşmuştur. Özellikle
zincir marketlerin pazar ortalamasının üzerinde ücretlerle kamyon kullanımları kara yolu
yük taşıma maliyetlerinin yükselmesini beraberinde getirmiştir. Dünya ticaretinin yaklaşık
% 80’inin deniz yolu ile taşındığı düşünüldüğünde, deniz taşımacılığında oluşan her türlü
gecikme veya kesinti mal akışlarını ve dolayısıyla tedarik zincirlerini olumsuz
etkilemektedir. COVID-19 salgını dünyadaki pek çok liman mürettebat ve gemilerle ilgili
kısıtlamalar oluşturduğundan, deniz yolu taşımacılığı aksamıştır. Deniz yolu
taşımacılığında 2019 yılında daha temiz yakıt uygulaması nedeniyle artan konteyner taşıma
maliyetlerinin salgın nedeniyle daha da yükseldiği tahmin edilmektedir (Tanyaş, 2020).
Bununla birlikte salgın, Çin ve Uzakdoğu ülkelerinden gelen mallara karşı tüketicilerin
endişe duymalarını beraberinde getirmiş, Türkiye’ye Uzakdoğu’dan gelen yük ve
konteyner sayılarında yaşanan azalma, ihracatta boş konteyner bulma sorununu gündeme
getirmiştir. Biriken yükler nedeniyle, ihracat gemilerinde de yer sıkıntısı yaşanmaktadır.
Çin’e ve İtalya’ya giden yüklerin zamanında çekilememesi malların nihai adreslerine sevk
edilememesi sorunlarını getirmektedir.
Hava yolunda getirilen kısıtlama ve yasaklamalar nedeniyle yolcu uçaklarının uçuşları iptal
edilmiş, 620 milyon yolcu kaybıyla küresel yolcu trafiği 2020 yılı ilk üç ayında % 28,2
gerilemiştir (Akca, 2020). Yolcu uçaklarıyla taşınabilen kargo hacmi piyasadan çekilince,
çekilen kapasiteden dolayı kargo uçaklarına olan talep de kargo taşıma maliyetlerini ciddi
düzeyde artmıştır. Talep artışının bir diğer sebebi de yukarıda bahsedilen deniz yolu
taşımacılığındaki aksamalar nedeni ile yetişemeyecek siparişlerin hava yoluna
kaydırılmasıdır. Demir yolu taşımacılığında fiziki temasın diğer taşıma şekillerine kıyasla
daha az olması nedeniyle COVID-19 salgınının demir yolu taşımacılığına olumsuz etkisi
nispeten az olmuş, hatta demir yolu taşımacılığının önemi daha iyi anlaşılmıştır. Özellikle
kara yolu araçlarının Türkiye’den İran tarafına geçiş sıkıntıları nedeniyle bölgede demir
yoluna olan talep artmıştır. Vagonlar İran ile Türkiye arasındaki tampon bölgeye
lokomotifle çekilerek değil, itilerek geçirilmekte, dolayısıyla makinist ve personeller İran
tarafına geçmeden sadece vagonlar geçirilmektedir. Boş dönüşlerde hazırlanan bekleme
alanında vagonlar ilaçlanarak, bekletildikten sonra Türkiye’ye çekilmektedir. Bu
beklemeler sefer sürelerini de artırmaktadır. Bununla birlikte, oluşan yüksek talep
nedeniyle vagon sayıları yeterli olmamaktadır. COVID-19 salgınında yaşanan bu sıkıntılar
nedeniyle lojistik sektörünün hükümetten çeşitli beklentileri bulunmaktadır. Ekonomik
İstikrar Kalkanı Paketi kapsamında lojistik-ulaşım sektörü için muhtasar ve KDV
beyanname ödemeleri 6 ay ertelenmiştir (Tanyaş, 2020). Sektör temsilcileri teşvikleri
desteklediklerini ancak lojistik sektörünün sorun yaşamaması için yeni ekonomik önlemler
alınması gerektiğini belirtmektedir. Bu kapsamda sektörün en önemli beklentileri ÖTV’siz
yakıt desteği, taşınan yük ile ilgili navlun desteği, gümrük idarelerinin salgına karşı alacağı
önlemlerin lojistik akışlara engel olmayacak şekilde düzenlenmesi, limanlarda bekleyen
yükler için demuraj ve ardiye sorununun ilgili tarafları mağdur etmeyecek şekilde
çözülmesi, havalimanlarında ücret tarifelerinde indirime gidilmesi şeklinde sıralanabilir
COVID-19 Salgınıyla Birlikte Türkiye’de Lojistik Sektörüne Yönelik Alınan
Önlemler
Salgının etkilerini hafifletebilmek için Türkiye’de hükümetin lojistik sektörü için
oluşturduğu tedbir ve önlemler aşağıdaki gibi özetlenebilir (https://www.
covid19.ticaret.gov.tr):
• Depolarda çalışan görevlilere maske ve eldiven verilmekte, şoförlerin sağlık kontrolleri
yapılmakta, ofisler ve araç içleri dezenfekte edilmektedir.
• El değmeden paketleme, temiz paketleme malzemeleri, günlük temizlenen teslimat
araçları ve maske, eldiven kullanımı gibi koruma önlemleri müşterilerin hijyen endişelerini
azaltmada yardımcı olmaktadır.
• Gümrüklerde salgına yönelik hijyen ve sağlık kuralları uygulanmakta, çalışanların maske
ve koruyucu kıyafetlerle hizmet vermesi sağlanmaktadır.
• Gümrük kapıları dezenfekte edilmektedir.
• Irak’la ticarette tampon bölgede şoför değişimi uygulamasına gidilmiştir. Buna göre şoför
aracını tampon bölgede bırakarak dönmekte, karşıdan şoför gelip tırları almaktadır. Bu
sayede insan teması olmamakta, ön bölüm dezenfekte edilerek giriş çıkış sağlanmaktadır.
• Dolu konteyner verip boş konteyner alma yönünde çalışmalar yapılmaktadır. Örneğin,
İran Kapıköy Sınır Kapısından demir yolu ile yapılan sevkiyatlar Türkiye tarafında insan
teması olmaksızın lokomotifle ittirilmekte, İran tarafında da lokomotif çekici olarak
vagonlar alınmaktadır. • Bakü-Tiflis-Kars demir yolundan yapılan seferleri günlük 2500
tondan 6000 tona çıkartacak çalışmalar yapılmaktadır.
• İtalya ve Fransa’ya Ro-Ro ile giden araçlar o ülkedeki çekiciler ile insan teması
olmaksızın sevk edilmektedir.
• Limanlarda gelen gemi ve deniz araçları ile ilgili risk değerlendirmeleri yapılmaktadır.

COVID-19 Salgını Sonrası Lojistik Faaliyetlerde Yaşanabilecek Değişimlerle İlgili


Öngörüler
COVID-19 salgını sonrası normalleşme sürecinde lojistik faaliyetlerde hem tedarik
zincirlerindeki değişimlerden kaynaklanan hem de sektörün kendisiyle ilgili bir takım
değişikliklerin oluşması muhtemeldir. Bunlar; dış ticarette temassız uygulamalara imkân
sağlayacak ulaştırma modelleri, depolama ile ilgili artacak talepleri karşılayacak çok
konumlu, dinamik ama bununla birlikte düşük maliyetli yaklaşımlar, tedarik zincirlerine
daha iyi eklemlenmiş ve iletişime açık lojistik hizmet sağlayıcılar, dijitalleşme, kargo
hizmetlerinde talep dalgalanmalarına hızlı uyum sağlayacak modellerin geliştirmesi
başlıklarıyla ele alınabilir. Tedarik zincirleri için öngörülen ve yukarıda açıklanan
değişimlerin, özellikle de üreticilerin stok politikalarıyla ilgili yeni yaklaşımların lojistik
sektörü açısından depolama alanı talebini ve lojistik hizmetlerin bütününe olan talebi
artıracağı öngörülmektedir. Bazı sektörlerin hammadde ya da bitmiş ürün stoklarını
artırması, bazı sektörlerin ise emniyet stoku tutmaya başlayacak olmasıyla gelişecek stok
artışlarının da depolama alanlarında kapasite artışı gerektirmesi ve yeni depolama
alanlarına ihtiyaç yaratması muhtemeldir. Yine hem müşterilere yakın olmak hem de
olağanüstü dönemlerde riskleri azaltmak için şirketlerin farklı şehir ya da ülkelerde stok
tutma ihtiyaçları doğabilecektir. Bu kapsamda çok konumlu ve dinamik planlamaya imkân
veren, ama bununla birlikte düşük maliyetli depo modellerinin geliştirilmesi gerekecektir.
Ayrıca, arz tarafındaki üreticilerin stok politikalarındaki bu değişimlerle birlikte, bu
salgında talep yönlü şoklar da yaşanmıştır. Şehirler, eyaletler ve/veya bölgeler karantinaya
alınarak dolaşım kısıtlaması uygulaması yapıldığından, vatandaşların bu karantina
süreçlerinde ihtiyaç duyacakları ürünleri yaşamlarını idare edebilecekleri kadar
stoklamaları gerekmiştir. Bu nedenle, tedariki yeterince sağlanamayan bazı ürünlerin
krizlere neden olduğu görülmüştü
(Acar, 2020). Bu kapsamda müşteriye ulaşan son nokta olan perakendecilerin stok
yaklaşımlarının da değişeceği, bunun da lojistiğin taşımacılık tarafında kapasite artırımını
gündeme getireceğini söyleyebiliriz. COVID-19 salgını fiziksel temastan kaçınma, sokağa
çıkmanın güvenli olmaması, karantina ve yasaklar gibi nedenlerle fiziksel ticareti durma
noktasına getirmiştir. Ancak, devam eden tüketici ihtiyaçları ve gelişmiş internet
teknolojisi ticaretin sanal ortamda devamını sağlamış, hatta COVID-19 salgını sanal
ticarette adeta bir katalizör etkisi yaratmıştır. Dünya çapında salgın etkisi ile e-ticarette
tüketici sayısının arttığı ve yeni tüketici kitlelerinin oluştuğu bilinmektedir. E-ticaret olarak
adlandırılan sanal ticaret ortamında kargo kabulü dışında fiziksel etkileşim
bulunmamaktadır. Salgın döneminde tüketicilerin %37,4’ünü ilk defa alışveriş yapanlar
oluşturmaktadır. Salgın döneminin sonuna kadar milyonlarca yeni tüketicinin, internet
üzerinden alışveriş ile tanışmış olacağı tahmin edilmektedir (Javed, 2020). Araştırma
şirketi Nielsen Türkiye’de ilk vakanın açıklanmasından sonra geçen ilk 5 haftalık
değerlendirmesine göre; 5 haftanın ortalamasında e-ticaret büyümesi, ilk iki ay kaydettiği
büyümenin çok üzerine çıkarak üç haneli değerlere ulaşmış ve %171 olarak
gerçekleşmiştir. Kargo hizmetleri e-ticarette en önemli paydaşlardan biridir. Bu kapsamda,
e-ticaret sipariş sayılarının artmasıyla lojistik ihtiyaçların daha da büyüyeceği, mevcut e-
ticaret operasyon merkezlerinin kapasitelerini artırma ihtiyacının doğacağı ve yeni e-ticaret
sipariş hazırlama merkezlerinin kurulmasının gündeme geleceği söylenebilir. Özellikle
aynı gün içinde teslimat ya da siparişlerin çevrimiçi verilmesi ile ürünlerin alışveriş
merkezleri, süpermarketler gibi perakendeciler ya da diğer belirli noktalardan teslim
alınması gibi yeni alternatifler gelişecektir. Aynı gün içinde teslimat ile kara yolu araç
filolarının büyümesi beklenmektedir. Ayrıca yeni e-ticaret lojistiği hizmet sağlayıcılarının
sektöre girmesi salgın sonrasında söz konusu olacaktır.
2ci bölüm
Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgını ve Küresel Ekonomi
Yeni koronavirüsün ortaya çıkmasından sonra dünya üzerinde birçok değişiklik baş
göstermiş, ekonomik olarak zor günler yaşanmaya başlanmıştır. Covid-19 sağlık olarak
bulaşmasının yanı sıra ekonomik olarak da bulaşıcı bir hastalıktır. Yeni koronavirüs
salgınının yarattığı ekonomik etkinin büyüklüğünün ne olacağı belirsizlik taşımaktadır.
Covid-19 ortaya çıkmadan önce dünya ekonomisi iyileşme yolundayken bu salgın hastalık
yayıldıkça dünya ekonomisi derin yara almaktadır (Tosunoğlu ve Kasal, 2020, s. 379).
Yeni koronavirüsün hızlı bir şekilde yayılması dünya ekonomisini durma noktasına
getirmiştir. Yeni koronavirüs ilk etapta Çin’de ortaya çıktığı için bu ülkenin ekonomisi
derin yara almıştır. Bu virüsün şokunun küresel ekonomi üzerindeki potansiyel etkilerine
yönelik senaryolar değişkenlik göstermektedir. Uzun vadede ülkeleri bekleyen iki olası
senaryodan bahsedebilmektedir. Bunlardan birincisi, virüs varlığını devam ettirdiği
takdirde ülkeler sınırlarını büyük ölçüde kapatarak merkezi bir yönetim tavrı sergileyerek
içe dönük ekonomik model sistemini benimseyeceklerdir. Diğer senaryoya göre, virüs
şayet kontrol altına alınırsa ülkeler erken toparlanacağı için büyüme hızlarını artırarak
dünya ticaretinde büyük bir rol alacaklardır. Bu virüsün 2019 Aralık ayında Çin’de ortaya
çıktığında Çin’in büyüme oranının %6,1 olduğu bilindiğine göre, bu iki senaryo göz önüne
alındığında virüs kontrol altına alınırsa yeni büyüme oranının %9’lara kadar yükseleceği
öngörülmektedir. Aksi bir durumda diğer senaryo gerçekleşir, virüs kontrol altına
alınamazsa, diğer ülkeler Çin’den gelecek ürünlere şüpheli yaklaşacak ve bu durum
korkuya dönüşeceğinden hatta Çin’den gelecek turist endişesinin artmasıyla mal ve hizmet
hareketlerinde azalma beklenmesi tahmin edilmektedir (Alpago ve Alpago, 2020, s. 106).
Covid-19 salgınının hüküm sürdüğü bu ortamda ekonominin toparlanması için belirli bir
zamana ihtiyaç vardır. Gelişmekte olan ülkelerin ekonomileri daha çok hizmet sektörüne
dayandığından; dışa bağlı olmaları, turizm gelirlerine ihtiyaç duymaları sebebiyle
ekonominin bu ülkelerde düzelmesi uzun zaman alacaktır. Ancak gelişmiş ülkelerin
ekonomileri sanayi sektörüne dayandığından bu krizden erken çıkacakları, ekonomilerinin
daha hızlı düzeleceği tahmin edilmektedir (Kaya, 2020, s. 232). Yeni koronavirüs, küresel
ekonomiyi çoğumuzun daha önce hiç görmediği bir şekilde etkilemektedir. Salgından
dolayı üretimde yaşanan, doğrudan ve dolaylı bozulmalar, dünyanın üretim merkezlerinin
çoğunda fabrikaları kapanmaya zorlamış; daha az etkilenen bölgelerde ise, gerekli girdileri
sağlayamadığı için arz tarafındaki tedarik zincirini kırmıştır. Talep perspektifinden
bakıldığı zaman gıda, tıbbi ekipman ve sağlık malzemeleri gibi temel mallarda talep
yüksekken, hastalığın daha fazla yayılması, yayılmanın durdurulması için tüketiciler evde
kaldıkça toplam talepte düşüşler olmuştur. Hizmet sektörü, salgının ilk günlerinden bu
yana turizm, seyahat ve konaklamadan başlayarak ciddi bir şekilde etkilenmiş; karantina ve
kısıtlamaların artması ve işsizliğin yükselmesinden dolayı durum daha da kötüye
gitmektedir. Her hafta hızla değişen gelişmeler, ekonomik tahminleri de zorlaştırmaktadır
(Şanlı, 2020, s. 600). Aşağıdaki grafikte IMF, UNDESA ve WTO gibi farklı kuruluşların
dünyanın büyümesiyle ilgili öngörüleri yer almaktadır:
Grafik 1: Farklı Kuruluşların Dünyanın Büyümesiyle İlgili Farklı Öngörüleri
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Kaynak: https://www.unido.org, (Erişim Tarihi: 23.06.2020). Grafik 1’de görüldüğü üzere
Dünya Ticaret Örgütü (WTO), 2020 yılı için en kötü durumda yaklaşık %9’luk bir negatif
büyüme oranı öngörmektedir. Uluslararası Para Fonu (IMF) küresel büyüme tahminlerini
güncelleyerek 2019 yılının sonunda %2,7 olan büyüme oranının, 2020 Nisan ayı ortasında
%4,2 negatif büyüme oranının olacağını ileri sürmüştür. Birleşmiş Milletler Ekonomik ve
Sosyal İşler Dairesi (UNDESA) daha iyimser yaklaşarak en
kötü senaryoda, küresel GSMH %1’e kadar daralacağı tahmininde bulunmuştur. Covid-19
nedeniyle oluşan ekonomik belirsizlik, bütün dünyada ekonomik büyümeyi zora
sokmaktadır. Covid-19’un yarattığı ekonomik etkiyi tespit etmek güçtür. Buna bağlı olarak
ekonomik görünüm dolayısıyla oluşabilecek riskler belirsizlik taşımaktadır. Aşağıdaki
tabloda seçili ülkeler ve dünyadaki ekonomik görünümün yıllar itibariyle değişimi
gösterilmiştir.
Tablo 1: Seçilen Ülkelerin Ekonomik Görünümü
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Kaynak: https://economics.rabobank.com, (Erişim Tarihi: 24.06.2020).
Tablo 1’de görüldüğü üzere genel olarak küresel alanda GSYH’nin 2020’de %2,6 azalması
beklenmektedir. Yeni koronavirüsün etkisini gösterdiği 2020 yılında %7,2 ile en çok
azalma gerçekleşen ülke İtalya’dır. Bunu sırasıyla %6,8 ile İngiltere ve %6,4 ile ABD
izlemektedir. Tablodan hareketle gelişmiş ülkelerin daha çabuk toparlanacağı gelişmekte
olan ülkelerin ise kısmen daha yavaş toparlanacağı tahmin edilmektedir. 2021 yılında ise
ülkelerin ekonomik görünümü tahmini olarak gösterilmektedir. Yeni koronavirüs zamanla
etkisini kaybederek önümüzdeki dönemlerde pozitif bir seyir izlemesi beklenmektedir.
Yeni Koronavirüs Salgınının Lojistik ve Ticarete Etkisi
Yeni koronavirüs ortaya çıktığı tarihten itibaren ekonomi, ticaret, ulaşım ve lojistik başta
olmak üzere birçok alanda etkisini göstermiştir. Yeni koronavirüsün ulaştırma ve lojistik
sektörlerinde yarattığı etkiyi ekonomi ve ticaretten ayrı değerlendirmemiz olanaksızdır.
Dolayısıyla Covid-19'un yarattığı etkileri bir bütün olarak değerlendirmemiz
gerekmektedir. Yeni koronavirüs salgını sonucunda aşamalı olarak tüm dünyada ve
ülkemizde yolcu ve yük hareketleri sekteye uğramış ve bundan bütün taşımacılık türleri
etkilenmiştir. 2020 yılının başlangıcından bu yana, karayolu yolcu ve yük taşımacılığının
etkilerine bakıldığında ülkeler salgın nedeniyle giderek daha fazla ülkeye sınır kapılarını
kapatarak taşıma ve seyahate çeşitli kısıtlamalar getirmiştir. Ayrıca uluslararası sınır giriş-
çıkışlarda ek kontroller yapıldığından araç kuyruklarındaki artış sebebiyle taşımada
gecikmeler yaşanmaktadır. Bu gecikmeler neticesinde navlun fiyatları artış göstermektedir.
Navlun sevkiyatı pazarının 2019 yılına kıyasla 2020 yılında en kötü %7,5 oranında
küçülmesi beklenmektedir. Yeni koronavirüsün etkileri denizyolu taşımacılığında da
kendini açık bir şeklide göstermektedir. Asya-Avrupa arasında ticaret yapan gemilerin
neredeyse %50’si 2020 yılının ilk çeyreğinde iptal edilmiştir. Çin’de ortaya çıkan bu salgın
sebebiyle Çin’e hammadde getiren gemilerin limanlardan geç ayrılması, yükleri geç tahliye
etmesi veya edememesi, Çin’den ithal edilen malların geç gelmesi gibi zorluklar
navlunların artış göstermesine sebep olmuştur. Bu süreç ülkelerin ihracatını sekteye
uğratmaktadır. Covid-19, demiryolu yolcu ve yük taşımacılığını da önemli ölçüde
yavaşlatmıştır. Demiryoluna olan talep, diğer taşıma türlerinde olduğu gibi büyük oranda
azalma eğilimindedir. Dünya genelinde ve Türkiye özelinde havayolu yolcu ve yük
taşımacılığı en çok zarara uğrayan ve Covid-19’un olumsuz etkilerinin en çok hissedildiği
taşımacılık türlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Dünya genelinde yolcu uçuşları
iptal edilmiş, yük taşımacılığında ise kısmen bazı güzergahlar kullanılmıştır. Uluslararası
Hava Taşımacılığı Birliği’nin 20 Şubat tarihinde yayımlanan raporuna istinaden faaliyet
gösteren havayolu firmalarının yolcu sayılarında 2020 yılında %13’lük bir azalış tahmin
edilmektedir. Türkiye tarafından Şubat ayında Çin, İran, Irak, İtalya ve Güney Kore’ye,
Mart ayında 9 Avrupa ülkesine toplamda 68 ülkeye uçuş yasağı ilan edilmiş, Haziran ayı
itibariyle normalleşme adımlarıyla kısmen yasakların kalktığı görülmektedir (lge.ist,
Erişim Tarihi: 27.06.2020). Dünya Sağlık Örgütü’nün talimatları doğrultusunda tüm
dünyayı etkisi altına alan bu virüse karşı kırmızı alarma geçilmiş durumdadır. Bu salgının
dünya geneline yayılmasında, ülkeler arası seyahatlerin etkili olduğu ortaya çıkmaktadır.
Böylece ülkeler virüsün yayılmasını durdurmak için bir takım seyahat önlemleri almakta
karar kılmışlardır (Wilson ve Chen, 2020, s. 2). Aşağıdaki grafikte havayolu yolcu ve yük
taşıma sayılarının yıllara göre dağılımı yer almaktadır.
Grafik 2(a): Havayolu Toplam Yolcu Sayısı
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Grafik 2(b) Yük Trafiğinin Yıllara Göre Dağılımı
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Kaynak: (https://www.dhmi.gov.tr, Erişim Tarihi: 24.06.2020). *2020/1= 2020 yılı ilk
çeyrek (Ocak-Şubat -Mart) verilerinin toplamıdır.
Grafik 2(a)’da görüldüğü üzere yıllar itibariyle havayolu toplam yolcu sayılarının ilk
çeyrek verileri gösterilmiştir. Buna göre 2018 yılının ilk çeyreğinde iç hat, dış hat ve direkt
transit uçuşlarda toplam yolcu sayısı 210.498.164 kişidir. 2019 yılının aynı döneminde bir
miktar azalsa da 208.833.331 kişiyle yakın bir seyir izlemiştir. Yeni koronavirüs (Covid-
19) salgınının etkisini gösterdiği 2020 yılı ilk dönemi itibariyle bir hayli düşüş göstererek
33.554.310 yolcu sayısına gerilemiştir. Önümüzdeki dönemlerde salgının etkisini
kaybetmesiyle tekrar artış yaşanacağı tahmin edilmektedir. Grafik 2(b)’de görüldüğü üzere
yıllar itibariyle havayolu toplam yük trafiği kapasitesinin ilk çeyrek verileri gösterilmiştir.
Buna göre 2018 yılının ilk çeyreğinde iç hat ve dış hat olmak üzere toplam yük trafiği
3.855.230 tondur. 2019 yılının aynı döneminde bir miktar azalış eğilimi gösterse de
3.436.423 ton yük ile bir önceki yıla yakın bir seyir izlemiştir. Yeni koronavirüs (Covid-19)
salgınının yayıldığı 2020 yılı ilk dönemi itibariyle büyük bir düşüş göstererek 739.859 tona
gerilemiştir. Salgının önümüzdeki dönemlerde etkisini kaybetmesiyle yük trafiğinin
beklenen miktara döneceği tahmin edilmektedir. Yeni koronavirüs salgını ile birlikte
küresel pazarda ekonomik birliktelik zayıflamıştır. Dünyanın dört bir yanındaki ülkeler
yeni koronavirüs salgınının sağlık durumuyla mücadele ederken, neredeyse tüm
faaliyetlerin askıya alınmasıyla dünya ekonomisi ve uluslararası ticarette büyük bir
daralma meydana gelmiştir. 2020 yılında dünya ithalat hacminin yaklaşık % 10 düşüş
göstermesi tahmin edilmektedir (European Commission, 2020, s.3). Covid-19 krizinin
küresel boyutta ekonomi üzerindeki etkilerini tespit edebilmek için dış ticaret hacminin
bilinmesinde yarar vardır. 2019 yılında dünya dış ticaretinde bir düşüş eğilimi vardır.
Covid-19 salgınıyla beraber dış ticarette meydana gelen yavaşlama dünya genelinde
ekonomik birlikteliği sekteye uğratmıştır. Dünya Ticaret Örgütü (WTO) 2020 yılında basın
toplantısında 2019 yılına göre küresel ticaretin %13 ile %32 arasında düşeceğini ve sağlık
krizinin ekonomik etkisi hakkında birçok şeyin belirsiz olduğu için geniş bir aralık
sunacağını tahmin etmiştir. Aşağıdaki grafikte küresel dış ticaret tahminlerinin yıllar
itibariyle gerçekleşme rakamları verilmiştir.
Grafik 3: Uluslararası Dış Ticaret Tahminleri
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Kaynak: World Trade Organization (WTO), (Erişim Tarihi: 25.06.2020).
Grafik 3’de görüldüğü üzere 2020 dış ticaretinde sert bir düşüş görülmektedir. Küresel dış
ticaretin iyimser senaryoda %13, kötümser senaryoda %32 dolaylarında düşeceği
beklenmektedir ve 2021-2022 yıllarında bir toparlanma görülmektedir. Covid-19 salgınının
süresine ve politik atakların etkinliğine bağlı olarak küresel dış ticarette %21 ile %24
arasında bir toparlanma öngörülmektedir. 2020 yılındaki sert düşüş 2009 yılında yaşanan
mali krizin zirvesindeki (%12,5) oranı henüz yakalayamamıştır. Dünya Ticaret Örgütü
(WTO), küresel ticaretin üçte bire kadar düşebileceği konusunda uyarıda bulunmuştur.
Covid-19 birçok sektörde düşüşlerin gerçekleşmesine ve insan hayatına bir takım
kısıtlamalar getirmiştir. İnsanlar hayatlarını devam ettirebilmek adına temel gıda ve içecek
gibi ürünleri çıkıp almakta güçlük çekmektedir. Bu süreçte dünya genelinde temel gıda
maddeleri ve diğer birçok ihtiyacın (sağlık, temizlik ürünleri, giyim, kitap, oyuncak ve
teknoloji) karşılanması üzere mobil hizmet ve e-ticaret sistemleri yaygın hale gelmiştir.
Sokağa çıkma yasakları, sosyal mesafe kuralları ve fiziksel temastan uzak durulması
sebebiyle fiziksel ticaret düşüşe geçerek e-ticaret artış eğilimine girmiştir. Bu süreçte
birçok sektör olumsuz etkilenirken, e-ticaret bünyesinde devasa bir yükseliş göze
çarpmaktadır. Özellikle Dünya Sağlık Örgütü tarafından Covid-19’un pandemi ilan
edilmesinin ardından Mart 2020 ilk haftalarından bu yana e-ticaret büyük bir artış
göstermiştir (Güven, 2020, s. 256). Aşağıdaki grafikte ABD, İngiltere, Almanya ve
Türkiye’de e- ticaret hacminin aylar itibariyle değişimi gösterilmiştir. Grafik 4: Seçilen
Ülkelerin E-Ticaret Hacimlerinde Meydana Gelen Değişimler
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
Kaynak: https://ccinsight.org/, web sitesinden yararlanarak tarafımızca grafik haline
getirilmiştir. (Erişim Tarihi: 27.06.2020). Grafik 4’te görüldüğü üzere ülkelerin e-ticaret
hacimlerinde artışın olduğu özellikle Türkiye’de ilk vakaların ortaya çıktığı Mart ayından
itibaren büyük bir artış olmuştur. 15 Mart tarihinden sonra Türkiye e-ticaretteki artış
%200’lere kadar ulaşmıştır. 15 Mart tarihine gelinceye kadar ABD ve İngiltere’de inişli-
çıkışlı bir seyir izlenmiş, karantina önlemleri alınınca e-ticarette artışın yaşandığı
görülmüştür. Almanya’da ise normalleşme adımlarının çabuk atılmasıyla karantina ortadan
kalkmış ve e-ticarette azalış görülmüştür.
Sonuç
COVID-19 salgını küreselleşen dünyanın ticari eksikliklerinin yanı sıra tedarik
zincirlerinin ve lojistiğin hayati önemini ve güvenilir tedarik zincirlerine duyulan ihtiyacı
göstermiştir. Salgın sürecinde gıda, sağlık, temizlik ve tüm diğer temel tüketim ürünlerine
kolay ve hızlı ulaşılabilmesi için tedarikten üretime, depo operasyonlarından ulaştırmaya,
e-ticaretten kargo ve kurye hizmetlerine kadar tüm tedarik zinciri ve lojistik operasyonların
kusursuz işlemesinin gerekliliği anlaşılmıştır. Bu salgın, tedarik zinciri yönetiminin ve
onun önemli bir parçası olan lojistiğin önemini ortaya çıkartmakla birlikte onlardaki
açıklar ve zayıflıkları da daha görünür hale getirmiştir. Salgınla birlikte ortaya çıkan
ekonomik ve sosyal durumların ağır etkisi, pek çok sektör ve iş alanını etkilediği gibi
tedarik zincirlerini de hazırlıksız yakalamıştır. COVID-19 salgını etkisinin uzun süreceği
ve önümüzdeki yıllarda da artan nüfus, kentleşme, uluslararası seyahat, ticari entegrasyon
gibi nedenlerle benzer virüs salgınlarının dünya gündeminde hep olacağı tahmin
edildiğinden, salgın sonrasında her alanda olduğu gibi tedarik zincirleri ve lojistik
faaliyetlerde de sorgulama ve öz değerlendirme sürecinin yaşanması kaçınıl- mazdır. İş
dünyasında, krizlerin beraberinde büyük fırsatlar da doğurabileceği bilinci ile tedarik
zincirleri ve lojistik alanlarındaki planlayıcıların ve yönetim kademelerinin krizi fırsata
çevirmek için çaba göstermeleri; sıra dışı ve küresel riskleri optimum seviyede tutacak
yönetim anlayışları oluşturmaları gerekmektedir. Salgın sonrası öz değerlendirme sürecinin
tedarik zincirleri için yerelleşme, tedarikçilere ve müşterilere kolay erişilebilirlik, esneklik,
dinamiklik ve dijitalleşme başlıklarında oluşacağı söylenebilir. Lojistik sektöründe ise
temassız ulaştırma modelleri; çok konumlu, dinamik, düşük maliyetli depolama
yaklaşımları; iletişime açık lojistik hizmet sağlayıcılar, dijitalleşme, talep dalgalanmalarına
hızlı uyum sağlayacak kargo hizmetlerinin geliştirmesi gibi konular önem kazanacaktır.
Diğer yandan, salgın sürecinde bütün dünya küreselleşmenin doğal kaynaklar ve çevre
kirliliği üzerindeki olumsuz etkilerini ve bu etkilerin COVID-19 benzeri küresel salgınların
ve afetlerin oluşumuna zemin hazırladığını daha iyi anlamıştır. Bu kapsamda, artık
devletlerin ve bireylerin iş dünyasından beklentileri çevresel etkinin azaltılması ve insan
sağlığının ön planda tutulması yönünde olacaktır. Aynı beklentiler tedarik zincirleri ve
lojistik operasyonlar için de geçerli olacaktır. COVID-19 salgını etkisinin uzun süreceği ve
gelecekte de benzer salgınların dünya gündeminde hep olacağı tahmini hastalık kontrolü,
salgın önleme planlaması, insani yardım lojistiği, tıbbi malzeme ve plastiklerin geri
kazanımı için tersine lojistik gibi konuları her zamankinden daha önemli hale getirecektir.
COVID-19 salgınında insan sağlığı ve salgın yayılımı açısından kritik önemdeki test
kitleri, maske, eldiven gibi tıbbi malzemelerin temini ve ihtiyaç noktalarına ulaştırılması
konularında büyük sıkıntılar yaşanmıştır. Bu durum sağlık tedarik zincirlerinde de aksama
ve kopmaların olduğuna işaret etmektedir. Ayrıca, salgında teması azaltmak, bulaşmayı
önlemek için tek kullanımlık plastik ürünlerin yoğun kullanımı ve artan tıbbi atıklar tersine
lojistik ve kapalı döngü tedarik zinciri uygulamalarını önemli hale getirmiştir. Bu
kapsamda önümüzdeki dönemde sağlık tedarik zinciri, insani yardım lojistiği, tersine
lojistik, kapalı döngü tedarik zinciri konuları ile tedarik zincirlerinin sürdürülebilirliği
konularının hem uygulamacılar hem de akademisyenler tarafından çalışılması ve
odaklanılması gereken alanlar olacağı öngörülmektedir.
https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-46-
8_Ch29.pdf
Yeni koronavirüs (Covid-19) bulaşıcı bir hastalık olan solunum yolu enfeksiyonu olarak
ortaya çıkmış ve Dünya Sağlık Örgütü tarafından 11 Mart 2020’de pandemi kabul
edilmiştir. Bu çalışmada virüsün küresel etkileri ekonomik, lojistik, dış ticaret ve e-ticaret
bağlamında incelenmiştir. Covid-19 salgını acil sağlık problemi olmasının yanı sıra
ekonomilerin çökmesine, ihracat ve ithalatın azalmasına, lojistik bağlamda ulaştırma
çeşitlerinin olumsuz etkilenmesine varıncaya dek birçok sektörü etkilemiştir. Covid-19
salgını dünyada tüketicilerin alışkanlıklarını önemli ölçüde değiştirmiştir. Çünkü bu tür
salgın hatalıklar sadece yaşandığı dönemi değil uzun vadede kalıcı değişimlere sebep
olmaktadır (Türkmen ve Özsarı, 2020, s. 61). Yeni koronavirüs salgını, ekonomik ve
toplumsal çöküntü ile büyüyerek devam eden olumsuz bir dönemin yaşandığı bu sürede
dünya ekonomisi sekteye uğramıştır. “Yeni Koronavirüs (Covid-19) Salgının Lojistik ve
Ticarete Etkisi” başlıklı bu çalışma ile salgının yansıması, 2018-2020 yılları arasındaki
döneme ait veriler değerlendirilerek, ulaşım çeşitlerinden olan havayolu taşımacılığının
yıllar itibariyle yolcu ve yük trafiği incelenerek etki düzeyi ortaya konulmuştur. Ayrıca
küresel anlamda ekonomik tahminleri ile uluslararası dış ticaret tahminleri incelenerek, e-
ticaretin ekonomiye etkisi tespit edilmiştir. Covid-19'un ülkelere farklı zamanlarda ve
oranlarda vurduğu darbelerden dolayı bozulan ekonominin toparlanmasını desteklemek ve
sürdürülebilir olmasını sağlamak için ticaretin nasıl devam edeceğini ve küresel
toparlanmanın desteklenmesine yardımcı olabileceğini düşünmeye ihtiyaç vardır. Bunun
yapılması, hem bugün hem de geleceği göz önünde bulundurarak kararlar almak anlamına
gelmektedir. Sonuç olarak, yeni koronavirüs salgınının lojistik ve ticaret üzerine etkileri
ekonomi ile bütünleştirilerek değerlendirme yapılmıştır. Salgının etkisini yitirmesiyle
lojistik hareketlilik yeniden artacak, yaşam standardı yükselecek, döviz geliri artacak ve
ülkelerin ekonomisi yeniden ivme kazanacaktır.
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
2. ENDÜSTRİ 4.0’DAN LOJİSTİK 4.0’A YENİ BİLİŞİM TEKNOLOJİLERİ
Yenilikçi bilgi ve iletişim teknolojileri ekseninde Endüstri 4.0, Barreto ve arkadaşları göre
genel anlamda yenilikçi bilgi ve iletişim teknolojilerinin geliştirilmesini ve sektöre
entegrasyonunu kapsadığını belirtmektedir. Endüstri 4.0’da esas hedef bir değerler silsilesi
süresince ürün ve proseslerin akıllı ağ mantığını güçlendirmek ve böylelikle yeni süreçler
ve hizmetler yaratarak ve sunarak müşteri yararını artırmak noktasında mal ve hizmetlerin
yaratılmasında organizasyonel süreçlerin daha verimli kullanılmasını sağlamaktır. Sanayi
sektöründeki bu değişiklikler, şu anda dördüncü sanayi devrimi olarak adlandırılan
kapsamlı bir paradigma olarak görülmektedir (Barreto vd. 2017:1245). Barreto ve
arkadaşlarının da belirttiği gibi sektörel bazda değer zinciri boyunca süreçlerin akıllı
bilgisayar ağ güçlendirmeleri ile yeni süreç ve hizmetler ile iş yaşamı, bu anlamda kabuk
değiştirmekte ve güçlenmektedir. Öncelikle Endüstri 4.0’ı açıklamak gerekirse, Endüstri
4.0, dokuz temel teknolojiye dayanmaktadır. Bunlar; sırasıyla büyük veri ve analitik,
otonom robotlar, simülasyonlar, yataydikey sistem entegrasyonu, nesnelerin interneti, siber
güvenlik, bulut bilişim, eklemeli üretim ve arttırılmış gerçekliktir (RüBmann vd. 2015: 3).
Bu 9 temel teknoloji birçok etken olmasına rağmen RüBmann ve arkadaşlarına göre
Endüstri 4.0’ın ana eksenini oluşturan teknolojik gelişmelerdir
2.2.Otonom Robotlar:
Sadece lojistik sektörü değil genel olarak birçok sektörde otonom robotik sistem dediğimiz
otomasyon sistemleri gün geçtikçe daha fazla kullanılmakta ve böylelikle zaman ve
maliyet açısından bir kazanç elde edilmektedir. Özellikle dünyada yaşanan salgın ve afet
gibi durumlarda otonom sistemler sektörün en önemli silahı konumuna gelmektedir.
Kovid-19 küresel salgını ekseninde virüsün bulaşma riskini ortadan kaldırmak için robotik
sistemler lojistik süreçlerde yoğun olarak kullanılmakta, zamanla yapay zekâ ile daha çok
kullanılmak üzere geliştirilmektedir.

Kaynakça
Kaynakça Acar, Y. (2020). Yeni Koronavirüs Salgını ve Turizm Faaliyetlerine Etkisi.
Güncel Turizm Araştırmaları Dergisi, 4(1), 7-21. Akca, M. (2020). COVID-19’un
Havacılık Sektörüne Etkisi. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD),
7(5), 45-64. Brakman S., Garretsen H. and van Witteloostuijn A. (2020). The Turn from
Just-in-Time to Justin-Case Globalization in and After Times of COVID-19 An Essay On
The Risk Re-Appraisal of Borders and Buffers. Social Sciences & Humanities Open, 2(1),
DOI: https://doi.org/10.1016/j.ssaho.2020.100034.
Büyüközkan, G. (2020). COVID-19 Salgını ile Mücadelede Dirençli Tedarik Zincirleri.
LODER Bülteni 2020-1, 18-23, Erişim: https://www.loder.org.tr Craighead C.W., Ketchen
D.J. and Darby J.L. (2020). Pandemics and Supply Chain Management Research: Toward a
Theoretical Toolbox, Decision Sciences. DOI: https://doi.org/10.1111/ deci.12468 Dağlı,
O. (2020). Koronavirüs Salgını ve Çin-Afrika İlişkilerine Olası Etkileri. AFAM Rapor 7.
Erişim: https://www.afam.org.tr/wp-content/uploads/2020/03/Koronavir%C3%BCs-ve-%-
C3%87in-Afrika-%C4%B0li%C5%9Fkilerine-Olas%C4%B1-Etkileri.pdf Fernandes, N.
(2020). Economic Effects of Coronavirus Outbreak (COVID-19) on the World Economy.
SSRN 3557504. Erişim: https://papers.ssrn.com/sol3/papers.cfm?abstract_id=3557504
Ivanov D. and Dolgui, A. (2020). Viability of Intertwined Supply Networks: Extending
The Supply Chain Resilience Angles Towards Survivability. A Position Paper Motivated
By COVID-19 Outbreak. International Journal of Production Research, 58(10), 2904–
2915. DOI: https://doi. org/10.1080/00207543.2020.1750727. Javed A. (2020). Economic
Impact of Coronavirus and Revival Measures: Way Forward for Pakistan. Sustainable
Development Policy Institute. Erişim: https://www.jstor.org/stable/pdf/resrep24351.pdf
Karakaya, E. (2020). COVID-19 Krizinin Ekonomi, Enerji ve Emisyonlara Etkileri:
Mevcut Durum ve Olası Post-Corona Senaryoları. Erişim:
https://www.iklimhaber.org/covid-19-krizinin-ekonomi-enerji-ve-emisyonlara-etkileri-
mevcut-durum-ve-olasi-post-corona-senaryolari/ Majid, A. (2020). Pakistan’s Supply
Chain Resilience Impact of Corona Virus. Erişim:
https://hcommons.org/deposits/item/hc:29269/ Min, H. and G. Zhou (2002). Supply Chain
Modelling: Past, Present and Future, Computers and Industrial Engineering, 43(1-2), 231-
249. Sanders Nada R. (2020). COVID-19 Supply-Chain Disruption, Treasury &Risk,
Erişim: https://www.treasuryandrisk.com/2020/03/19/covid-19-supply-chain-disruption/?
slreturn=20200428142138 Stratejik Araştırmalar Merkezi – SAM (2020). COVID-19
Sonrası Küresel Sistem: Eski Sorunlar, Yeni Trendler. Erişim: http://sam.gov.tr/tr/wp-
content/uploads/2020/04/sam-covid-kitap. pdf Tanyaş, M. (2020). Koronavirüs Salgını
Tedarik Zincirlerini Kırdı. LODER Bülteni 2020-1, 15-17. Erişim: https://www.loder.org.tr
T.C. Ticaret Bakanlığı (2020). 2020 Yılı Mart Ayı Veri Bülteni, Erişim:
https://ticaret.gov.tr/data/5e8590ec13b87651d4e6d66f/2020%20Y%C4%B1l
%C4%B1%20Mart%20Ay%C4%B1%20 D%C4%B1%C5%9F%20Ticaret%20Veri%20B
%C3%BClteni.pdf T.C. Ticaret Bakanlığı (2020). Koronavirüs (COVID-19) Kapsamında
Dış Ticarette Alınan Önlemler. Erişim: https://www.covid19.ticaret.gov.tr Uluslararası
Taşımacılık ve Lojistik Hizmet Üretenleri Derneği – UTİKAD (2020). Koronavirüs’ün
Lojistik Faaliyetlere Etkisi Sürüyor. Erişim: https://www.utikad.org.tr/Detay/Sektor-
Haberleri/28822/koronavirus-un-lojistik-faaliyetlere-etkisi-suruyor Yu, H., Sun, X.,
Solvang, W. D., and Zhao, X. (2020). Reverse Logistics Network Design for Effective
Management of Medical Waste in Epidemic Outbreaks: Insights from the Coronavirus
Disease 2019 (COVID-19) Outbreak in Wuhan (China). International Journal of
Environmental Research and Public Health, 17(5), 1770.
https://www.tuba.gov.tr/files/yayinlar/bilim-ve-dusun/TUBA-978-605-2249-46-
8_Ch29.pdf
Alpago, H. ve Alpago, D. O. (2020). Korona virüs ve sosyoekonomik sonuçlar. IBAD
Sosyal Bilimler Dergisi, 8, 99-104. DOI:10.21733/ibad.716444 . Çekerol, G. S. ve Kurnaz,
N. (2011). Küresel kriz ekseninde lojistik sektörü ve rekabet analizi, Selçuk Üniversitesi
Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 25, s.49. European Commission (EC), (2020). European
Economic Forecast. Spring 2020, Institutional Paper 125, (Erişim Tarihi: 27.06.2020).
https://ec.europa.eu/info/sites/info/files/economy-finance/ip125_en.pdf, Erken, H. (2020).
Global Economic Contraction: Re-assessing the impact of COVID-19. Economics
Rabobank, (Erişim tarihi: 24.06.2020).
https://economics.rabobank.com/publications/2020/april/global-economiccontraction/,
Göze, S. (2014). Türkiye’de lojistik hizmetlerindeki gelişimin dış ticaret üzerine etkileri.
Afyon Kocatepe Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü İktisat Anabilim Dalı, Yüksek
Lisans Tezi, Afyonkarahisar. Güven, H. (2020). Covid-19 pandemik krizi sürecinde e-
ticarette meydana gelen değişimler. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi
(ASEAD), 7(5), 251-268. Kaya, D. G. (2020). Koronavirüs pandemisinin küresel
ekonomideki izleri: kamu finansman dengesi, ticaret hacmi, enflasyon, işsizlik ve
ekonomik büyüme. Avrasya Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD),7(5), 221-
237. Şanlı, O. (2020). Keynesyen model bağlamında Covid-19 pandemisinin küresel
ekonomiye muhtemel etkileri: ABD ve Çin ekonomileri üzerine bir araştırma. Avrasya
Sosyal ve Ekonomi Araştırmaları Dergisi (ASEAD), 7(5), 597-634. ISSN: 2148-9963.
Tosunoğlu, Ş. ve Kasal, S. (2020). Yeni koronavirüs (covid-19) salgını ve sağlıklı küresel
ekonomi için politika uygulamaları: IMF’nin rolü. Anadolu Üniversitesi İktisat Fakültesi
Dergisi, 2(1), 35-49. Türkmen, M. ve Özsarı, A. (2020). Covid-19 salgını ve spor sektörüne
etkileri. İnternational Journal of Sport Culture and Science, 8(2), 55-67. Doi:
10.14486/IntJSCS.2020.596. UNİDO, (2020). Coronavirus: the economic impact, (Erişim
tarihi: 23.06.2020). https://www.unido.org/stories/coronavirus-economic-impact, Wilson,
M. E. ve Chen, L.H. (2020). Travellers give wings to novel coronavirüs (2019-nCov).
Journal of Travel Medicine, 2020, 1-3. World Trade Organization (WTO), (2020). Trade
statistics and outlook: Trade Set To Plunge As COVİD-19 Pandemic Upends Global
Economy, https://www.wto.org/english/news_e/pres20_e/pr855_e.pdf, (Erişim Tarihi:
25.06.2020). https://ccinsight.org/trends-by-location/#regional-trends, (Erişim
Tarihi:24.06.2020). https://Covid19bilgi.saglik.gov.tr/tr/covid-19-yeni-koronavirüs-
hastaligi-nedir, (Erişim Tarihi: 20.06.2020).
https://www.dhmi.gov.tr/sayfalar/istatistik.aspx, (Erişim Tarihi:24.06.2020).
http://lge.ist/degerlendirme/covid-19un-ulastirma-ve-lojistik-sektorune-etkileri/ (Erişim
Tarihi: 27.06.2020).
https://dergipark.org.tr/en/download/article-file/1192501
http://tursbad.hku.edu.tr/tr/download/article-file/2145230
https://www.ibaness.org/bnejss/2020_06_04/11_Celik.pdf

You might also like