T.C.

İZMİR BAKIRÇAY ÜNİVERSİTESİ

SAĞLIK BİLİMLERİ FAKÜLTESİ

Dil ve Konuşma Terapisi

DKT403 Seminer1 Dersi Güz Dönemi

SES TERAPİSİNİN SPAZMODİK DİSFONİ ÜZERİNDEKİ ETKİLERİ

VEFARKLILIKLARI DİSFONİ VE KAS GERGİNLİĞİ DİSFONİSİ:
RETROSPEKTİF PİLOT ÇALIŞMA

MAKALESİNİN RAPORU

ÖĞRETİM ÜYESİ: DENİZ KAZANOĞLU

MELEK ÇELİK

200702010

2023,
Makale Künyesi: Effects and Differences of Voice Therapy on Spasmodic Dysphonia and
Muscle Tension Dysphonia: A Retrospective Pilot Study Kodama N., Sanuki T., Miyamoto
T., TashiroJ. Journal of voice,Vol. , No.2021

ÖZET

Amaç: Adduktor spazmodik disfoni (AdSD) ve kas gerilim disfonisinin (MTD) larengeal ve
ses bulguları benzerdir ve her iki bozukluğu birbirinden ayırmak zordur.Bu çalışmanın amacı,
ses terapisinin MTD ve AdSD üzerindeki etkisini belirlemek ve aralarındaki farkları açığa
kavuşturmaktır. Bu pilot çalışma gelecekteki prospektif çalışmalara ışık tutması açısından ses
terapisinin MTD ve AdSD üzerindeki etkilerini retrospektif olarak incelemektedir.

Ağustos 2007 ve Ocak 2016 döneminde MTD veya AdSD tanısı almış 49 hasta çalışmaya
dahil edilerek; Ayrıntılı bir çalışmanın sonuçları, Klinik öykü, Videostroboskopili veya
videostroboskopisiz laringeal bulgular, Akustik ve aerodinamik analizin sonuçları elde
edilmiştir. Öznel değerlendirme için Ses Handikap İndeksi (VHI) kullanılmıştır. Prosedür,
deneme ses tedavisinin etkisine göre seçilmiş ve vakaya göre semptoma duyarlı ses tedavisi,
esneme-iç çekme yaklaşımı, uğultu, tüp fonasyon egzersizi ve inspiratuar fonasyon
uygulanmıştır.

TARTIŞMA

Kas gerginliği disfonisi (MTD), intrinsik ve ekstrinsik laringeal kas aktivitelerinin

düzensizliğinden kaynaklanan fonksiyonel bir ses bozukluğudur. Ses kısıklığı yaygın bir ses
semptomudur ancak gerginlik, afoni ve aralıklı perde kırılmalarını da içerebilir.Bu
semptomlar diğer ses bozukluklarıyla çakışıp ayırıcı tanıyı zorlaştırmaktadır. Spazmodik
disfoni (SD) ise gırtlaktan ziyade merkezi sinir sisteminin bir bozukluğudur. En yaygın şekli
olan AdSD'de anormal kasılmalar meydana gelmektedir. Tiroaritenoid (TA) ve lateral
krikoaritenoid (LCA) kaslar aşırı ve orantısız spazmlara neden olur.

MTD ve SD hastalarında ses terapisi, videostroboskopik bulguları iyileştirmiştir. MTD

hastalarında ses terapisi, en yüksek perde, perde aralığı ve boğulma parametrelerini anlamlı
olarak artırmıştır. SD hastalarında ise ses terapisi, sadece PPQ parametresini anlamlı olarak
artırmıştır. Algısal değerlendirme parametreleri, MTD hastalarında SD hastalarına göre tedavi
öncesi ve sonrası daha iyidir. Ses terapisi, MTD hastalarında VHI-10 skorlarını anlamlı olarak
düşürmüştür. SD hastalarında ise ses terapisi, VHI-10 skorlarını anlamlı olarak etkilememiştir.
VHI-10 skorları, MTD hastalarında SD hastalarına göre tedavi öncesi ve sonrası daha
düşüktür.

Bu araştırmada; MTD puanı, maksimum perde, perde genişliği, sıkışma, PPQ, APQ, NHR ve
VHI-10 ölçümleri MTD gruplarında tedavi sonrası önemli ölçüde iyileşmiştir.

Ses terapisi MTD için yararlıdır ve sesin akustik analizi, algısal değerlendirmesi ve subjektif
değerlendirmesini iyileştirir. Ancak MTD puanındaki iyileşmeye karşın ses terapisinin AdSD
üzerindeki etkisi sınırlıdır.

SD için ses terapisi tek başına uygulanmıştır ve ses terapisi sonrasında ses işlevinde bozulma
görülürken, Murry ve Woodson daha sonra ses terapisi alan hastalarda BOTOX
enjeksiyonlarının etkinliğinin arttığını bildirmiştir. Ses tedavisi sonrasında MTD ve AdSD’li
hastaların ses kalitesi değerlendirildiğinde, her iki grupta da istatistiksel olarak anlamlı bir
iyileşme saptanmamıştır. Ancak larengeal muayenede ses terapisi sonrası her iki grupta da
larengeal bulgularda azalma gözlenmiştir.

Bu çalışma, MTD ve AdSD’nin larengeal bulgularının benzer olduğunu ortaya koymuştur. Bu

sonuç, Patel ve ark. tarafından bildirilen MTD ve AdSD’nin larengeal bulgularının farklı
olduğu yönündeki bulgudan farklıdır.

Roy ve ark. ise ses kesintilerinin akustik analizini kullanarak MTD ve AdSD’yi ayırt etmeye
çalışmıştır. Çalışmalarında, AdSD’li hastaların MTD’li hastalara göre daha fazla fonatuar
mola verdiğini belirtmişlerdir.

Değerlendirmelerde sadece ünlü sesin analizinin yapılmış olması çalışmanının

sınırlılıklarındandır. Çünkü spazmodik disfoni kendini ünlü seste çok belli etmeyen daha çok
bağlantılı konuşma içerisinde gözlemlenen bir durumdur.

Sonuç olarak, ses terapisi kas gerilim disfonisinde spazmodik disfoniye göre daha etkilidir.