Professional Documents
Culture Documents
Basit Yargılama
Basit Yargılama
3. Muhakeme Konusu Fiilin Oluşturduğu Suçun Basit Yargılama Usulüne Tabi Olması
5. Suçun Basit Yargılama Usulüne Tabi Olmayan Bir Başka Suçla Birlikte İşlenmemiş Olması
7. Suçun Takibinin İzin ve Talep Dışında Tabi Olduğu Muhakeme Şartının Gerçekleşmiş Olması
8. Sanıkta Yaş Küçüklüğü ve Akıl Hastalığı ile Sağır ve Dilsizlik Hallerinden Birinin Bulunmaması
KOVUŞTURMAYA GEÇİLMİŞ OLMASI
• CMK m.251/7’ye göre; “basit yargılama usulü, yaş küçüklüğü, akıl hastalığı,
sağır ve dilsizlik hâlleri ile soruşturma veya kovuşturma yapılması izne ya
da talebe bağlı olan suçlar hakkında uygulanmaz.”
• Bu koşul seri muhakeme usulünde de vardı. Sanık adil yargılanma hakkına
ilişkin birtakım hususlarda vazgeçtiği için bu usullerin uygulanmasında,
gerçekten aydınlatılmış bir rıza vermesi mümkün olmadığı kanun koyucu
tarafından öngörülen sayılan kimseler bakımından bu usul uygulanmaz.
• Tüm çocukları, tüm akıl hastalarını ve 21 yaş altındaki tüm sağır ve
dilsizleri kapsayan bir koşuldur.
• Yargılama tarihindeki yaş dikkate alınır.
BASİT YARGILAMA USULÜNÜN
UYGULANMASI
1. Ön Değerlendirme Safhası
3. Değerlendirme Safhası
• Mahkeme, dosyadaki delilleri vicdani kanaatine göre değerlendirip, basit yargılama usulünün
kanuni koşullarının bulunduğunu görürse, sanık, mağdur ve şikayetçiye, iddianamenin bir
suretini de içeren tebligat çıkartır. Tebligatta duruşma yapmadan hüküm verilebileceği belirtilir
ve söz konusu kişilerden beyanlarını on beş gün içinde mahkemeye bildirmeleri istenir.
• Her ne kadar mahkeme, ön değerlendirme safhasında, dosya içeriğinden vicdani kanaatini
oluşturmuş olsa da taraflara uyuşmazlık konusu olaya ilişkin görüşlerini açıklama imkanı da
verir. Bu bağlamda kendisine iddianame tebliğ edilen sanık suçlamalardan haberdar olarak on
beş gün içinde mahkemeye savunmasını yazılı olarak verecektir. Burada sanığın sözlü savunma
yapma imkanı bulunmamaktadır. Benzer şekilde mağdur ve şikayetçi de uyuşmazlık konusu
olaya ilişkin beyanlarını sunabileceklerdir. Bu noktada belirtmek gerekir ki, sanık, mağdur veya
şikayetçiden herhangi birisi ya da hepsi beyanda bulunmamayı tercih edebilirler. Söz konusu
kimselerin beyanda bulunmamış olmaları mahkemenin basit yargılama usulüyle hüküm
kurmasına engel değildir.
• Mahkemenin gerekli belgeleri toplamasına kanunkoyucu
imkan tanımıştır.
• Buna karşın mahkemenin tanık dinlemek gibi bir imkanı
bulunmamaktadır. Eğer dinlenmesi gereken tanıklar varsa,
vicdani kanaate o tanıkların beyanları olmaksızın
ulaşılamıyorsa, bu durumda mahkeme basit yargılama
usulünü uygulamamalı; bilakis genel esaslara göre duruşma
yapmalıdır.
• Mahkeme vicdani kanaate ulaşarak bu usulü uyguluyor ve
sonrasında tebligat yapıyor. Bu ihsas-rey olabilir diye bir
düşünce aklınıza gelebilir.
• Mahkeme basit yargılama usulü sonunda sadece
mahkumiyet kararı vermez, başka yönde hüküm kurması da
mümkündür. Onları birazdan ele alacağız. Sadece tebligat
yapılmasının ihsas-ı rey olmayacağını burada belirtelim.
DEĞERLENDİRME SAFHASI
• Basit yargılama sonunda verilen hükme itiraz edilebilecektir. Süresi içinde itiraz
edilmeyen hükümler kesinleşir (CMK m.252/1). Bu bağlamda verilen hükümde
itiraz usulü ile itirazın sonuçları belirtilir (CMK m.251/5). Hükme karşı itiraza
başvurulması ceza muhakemesi sisteminde alışılmış bir durum değildir.
• Burada belirtilen itiraz özel bir itiraz usulüdür. Bu bağlamda basit yargılama usulü
sonunda verilen hükme itirazda, CMK m.267 vd. maddelere göre bir itiraz
incelemesi yapılmamaktadır. Buradaki itirazın sonucu, hükmüne itiraz edilen
mahkemece duruşma açılması ve genel muhakeme usulüne göre yargılama
yapılmasıdır.
• CMK m.252/2 hükmü şu şekildedir; “itiraz üzerine hükmü veren mahkemece
duruşma açılır ve genel hükümlere göre yargılamaya devam olunur. Taraflar
gelmese bile duruşma yapılır ve yokluklarında 223 üncü madde uyarınca
hüküm verilebilir. Taraflara gönderilecek davetiyede bu husus yazılır.
Duruşmadan önce itirazdan vazgeçilmesi hâlinde duruşma yapılmaz ve itiraz
edilmemiş sayılır.”
• Görüldüğü üzere, kanun koyucu itiraz üzerine genel muhakeme usulüne
göre yargılama yapılacağını açıkça hükme bağlamıştır. Ancak burada normal
muhakeme usulünden farklı olarak sanığın sorgusu yapılmadan da
mahkumiyet kararı verilebilmesine imkan tanınmıştır. Bu düzenlemenin
yerinde olmadığını belirtmek gerekir. Zira sanık hakkında kendisini savunma
imkanı vermeksizin mahkumiyet hükmü kurulmamalıdır.
İTİRAZ BAŞVURUSUNUN USULDEN İNCELENMESİ