Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 7

MİLLİ VE MODERN MİMARLIK EKSENİNDE CLEMENS

HOLZMEISTER MİMARLIĞI

Giriş

Bu çalışmada Türkiye Cumhuriyeti'nin kuruluş yıllarındaki modernleşme


hareketlerinin bir ayağı olan mimarlık alanında yaptıklarıyla önemli bir yer tutan Clemens
Holzmeister’ın mimari anlayışı, bu anlayışın Türkiye’deki işlerine yansıması ve bu işlerin
Milli Mimarlık kimliğinin oluşumuna katkıları ele alınacaktır. Genç Cumhuriyet’in yeni
başkenti olarak inşa edilmek istenen Ankara’nın, kasaba kimliğinden modern bir yönetim
kentine dönüştürülmesi sürecinde Modern-Bölgesel tutumlar eksenindeki Holzmeister
mimarlığının irdelenmesi amaçlanmıştır.

Mimari Anlayışı

Clemens Holzmeister, Avusturya’nın Tyrol bölgesinde çocukluk yıllarını geçirip


Viyana Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitimini tamamlamıştır. Viyana ve Düsseldorf
Akademilerinde öğretim görevlisi olarak çalışmış aynı dönemde mimari çalışmalarına da
devam etmiştir.

Mimarlığının erken dönemlerinde meydana gelen I. Dünya Savaşı ve ardından


getirdiği fiziksel ve ekonomik yıkım Holzmeister’ın o dönemki anlayışında belirleyici bir rol
oynamıştır. Savaş sonrasında ailesi ile Insbruck’e taşınan Holzmeister, buradayken katıldığı
bir kilise tasarımı yarışmasında aldığı birincilik ödülünün ve bu yapının inşasının, mesleki
tanınırlığını artıran önemli bir dönüm noktası olduğunu ifade etmektedir (Salt Araştırma,
2017).

Mimari kariyeri boyunca sağlık yapıları, konutlar, eğitim yapıları, idari binalar,
hizmet binaları, tren istasyonu, dini yapılar gibi çeşitli türlerde yapılar üretmiştir. Mimari
tutumu ise tüm bu yapılarında değişkenlik göstermekte, mimarın benimsediği özelleşmiş bir
mimari akımdan söz edilememektedir. (Erkmen, 1998: 105) Erkmen’in ifade ettiği üzere
Holzmeister kendi mimari görüşünü “sanatsal kabiliyet ve mimarlık ile ilgili tam ve gerçek
bir bilginin iş birliği, yeni hammadde ve konstrüksiyon yöntemlerini zamanın teknik
başarıları şeklinde benimseyerek kullanmak ve zamanımızda ‘artık yeri olmayan
hayalcilikten’ uzak durmak” olarak tanımlamaktadır (Erkmen, 1998: 178). Bu ifadeler
Holzmeister’in dönemindeki mimari tutumlara eleştirel yaklaştığını ve mimari eserlerinde
kendi yorumunu ortaya koymayı hedef belirlediğini göstermektedir.

Genç Cumhuriyet ve Holzmeister

Birinci Milli Mimari Üslup, Osmanlı İmparatorluğunun son dönemlerinde Vedat ve


Kemalettin Beyler tarafından uygulanan mimari anlayışa verilen isimdir. Cumhuriyetin erken
yıllarında da etkisini gösteren bu akım, geleneksel Türk mimari unsurlarının o dönemde
üretilen yapılara yansıtılarak milli bir mimari tarz oluşturulması gayretindedir.

1920’lerin sonlarına geldiğimizde, art arda gerçekleştirilen ve daha modern bir toplum
yaratma gayesi güden inkılapların etkisinin dönemin mimarisine yansıdığı görülmektedir.
Osmanlı mimarisinin modern bir anlayışla yorumlandığı Birinci Mimari Üslup terk edilerek
daha Batılı bir üslup arayışına girildiğinden bahsedilebilir. Ancak Hasol’un belirttiği gibi,
Genç Cumhuriyet’te Batılı anlamda mimari üretimler yapabilecek yetkinlikte mimar ve
ustaların eksikliği, Cumhuriyet’i Avrupa’dan gelen ve bazıları Türkiye’ye yerleşen mimar ve
şehir planlamacılarına yöneltmiştir (Hasol, 2020: 58). Bu bağlamda o dönem Viyana’da
mimarlık ofisi bulunan Clemens Holzmeister da temas kurulan mimarlardan bir tanesidir.

1938’de Avusturya’dan Türkiye’ye taşınana dek kendisine ısmarlanan projeleri


Viyana’daki ofisinde tasarlamış ve yürütmüştür. 1938’den 1954’e dek kaldığı Türkiye’de
İstanbul Teknik Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi vermiş, bu süreçte yapı üretimlerine
devam ettiği Wilson tarafından aktarılmaktadır (Wilson, 2003: 512). Özellikle Ankara’da inşa
edilen devlet kurumlarının inşasında belirleyici rol oynamıştır.

Ankara’nın İnşası

Holzmeister’ın Ankara’daki mimari üretimleri, Ankara’nın başkent olarak inşa edilme


sürecinde önemli bir yer tutar. Mimar Türkiye’ye çağrılışını ve o dönem Ankara’da
karşılaştığı değişim havasını, Atatürk’ün Genç Cumhuriyet’in yeni başkentini anıtsal
yapılarla yeniden canlandırmak gayesine bağlamaktadır. (Salt Araştırma, 2017) Bu bağlamda
Holzmeister’in Ankara’da inşa ettiği yapıları kronolojik olarak:

*Milli Savunma Bakanlığı (1927-1930)


*Genelkurmay Başkanlığı (1928-1930)
*Bayındırlık Bakanlığı (1930-1934)
*Harp Okulu (1930-1395)
*Orduevi (1930-1935)
*Çankaya Cumhurbaşkanlığı Köşkü (1931-1932)
*Ulus Merkez Bankası (1931-1933)
*İçişleri Bakanlığı (1932-1934)
*Ankara Emlak Bankası (1933-1934)
*Yargıtay Binası (1933-1934)
*Avusturya Konsolosluğu (1933-1934)
*Ticaret Bakanlığı (1933-1935)
*TBMM Binası (1938-1963) şeklinde listeleyebiliriz.

Yukarıdaki listeden anlaşılacağı üzere Clemens Holzmeister, Ankara’nın en önemli


devlet kurumlarının inşasında görev aldığı görülmektedir. O dönem kendisine verilen
Türkiye’nin modern bir kimlikle yeniden inşası rolünün farkında olduğu da yine kendi
sözlerinden anlaşılmaktadır. Holzmeister’ın daha önceki kilise yapılarında da görülebilen
anıtsal mimari tutum, Türkiye’nin devlet yapılarında da kendisinden beklenen mimarlıkla
örtüşmektedir. Bu da mimarın kendi görüşünü ifade etmesi için bir ortam oluşturmuştur
(Erkmen, 1998: 182).

Bu aşamada Holzmeister’ın Ankara’da inşa ettirdiği üç farklı örnek üzerinden Modern


bir başkent ve mimari anlayış oluşturma sürecinin incelenmesi amaçlanmaktadır.

1-Milli Savunma Bakanlığı Binası

1927-1930 yılları arasında inşa edilen Milli Savunma Bakanlığı Binası,


Holzmeister’ın Ankara’da inşa edilen ilk yapılarından biridir. Bu yapıyı incelediğimizde
şekil.1’de de görüldüğü gibi girişteki katmanlaşan çıkmalar ve bunun geleneksel Türk
mimarisine referans vermesi yapının hem anıtsal hem de yerel bir anlayışı içinde
barındırdığını gözler önüne sermektedir. Holzmeister yapıda oluşabilecek tekdüze
prizmatikliğin önüne, yapının cephesi boyunca tasarladığı çıkmaların sağladığı hareketlilikle
geçmiştir.

şekil.1: Milli Savunma Bakanlığı Binası Cephe Çizimi (msb.gov.tr)

2-Çankaya Köşkü (Pembe Köşk)

1930-1932 yılları arasında inşa edilen Çankaya Köşkü, Ankara’da Atatürk’ün isteği
üzerine inşa edilen bir Cumhurbaşkanlığı köşküdür. Şekil.2 ve Şekil.3’te görüldüğü üzere
yapının plan ve cephe kurgusu oldukça yalındır. Bir konut yapısı olarak kurgulanan bu
yapıda, mimarın diğer yapılarında da karşımıza çıkan cephe çıkmaları geleneksel Türk
mimarlığı ile zayıf da olsa bir ilişki kurarken servis mekanlarının yuvarlak pencereleri,
yuvarlak ve narin kesitli taşıyıcıları ile de uluslararası mimarlık anlayışını akla getirmektedir.

Mimara verilen yeni ve modern bir başkent yaratma görevinin yalnızca büyük ölçekli
devlet binaları değil küçük ölçekli bir konut yapısında da uygulandığı gözükmektedir.
Geleneksel Türk konut mimarisinden de etkileri görülen bu tasarımda mimarın, bu özellikleri
modern bir ele alış ile yorumladığı söylenebilir (Suda, 1996: 113). Yapıda yer yer görülen
bölgeye özgü taşların kullanımı da yapıdaki bölgeselci unsurlardan biri olarak sayılabilir.
Yapının geleneksel ve modern arasındaki bu duruşu dönemi düşünüldüğünde önemli bir
örnek teşkil etmektedir.

şekil.2: Çankaya Köşkü (Pembe Köşk) (arkitera.com)


şekil.3: Çankaya Köşkü (Pembe Köşk) zemin kat planı (Suda, 1996: 114)

3- TBMM Binası

1939-1961 yılları arasında inşa edilmiş meclis yapıdır. 1937 yılında yeni meclis binası
için bir mimari tasarım yarışması düzenlenmiştir. Yarışmada dönemin çağdaş mimari
karakterine uygun anıtsal nitelikte bir meclis yapısı yapılması istenmiştir.

şekil.4: Clemens Holzmeister’ın TBMM eskizi (TBMM Binaları, 2015: 14)


Bu bağlamda Holzmeister’in önerisi birincilik ödülünü kazanmış ve Holzmeister
Avusturya’dan Türkiye’ye gelerek mimari çalışmalarını burada sürdürmeye başlamıştır.

Holzmeister’ın önerisini genel anlamda incelediğimizde parçalı mekanların


oluşturduğu anıtsal bir yapı topluluğu olduğu görülür (Şekil.4). Oldukça büyük bir alanı
kaplayan ve Hasol’a göre “devletin gücünü ortaya koyacak ağırlıkta bir anıtsallık yolu
benimsenen” bu yapının inşası araya giren II. Dünya Savaşı ve ekonomik problemler
sebebiyle uzunca bir süre sekteye uğramış, yapı 1961 yılında kullanıma açılmıştır. (Hasol,
2020: 79)

Yapıda Holzmeister’ın daha önceki eserlerinde de görülen anıtsallığın vurgulandığını


söylenebilir. Öncelikle zeminden merdivenle yükselince karşılaşılan geniş avlu ve sonrasında
ulaşılan görkemli Şeref kapısıyla tanımlanan aks yapının dışarıdan algılanan anıtsal
özellikleri olarak gözlemlenebilir (şekil.5 ve şekil.6). Mimar, bu anıtsal algıyı büyük ölçekli
hacimler kullanarak değil belirli örüntüler ve simetrik kurgular oluşturarak elde etmiştir.
Kortan’a göre bu tasarım kararları yapıyı “insancıl ölçeğe indiren” ve Neo-Osmanlıcılıktan
uzaklaştıran bir tutum sergilemektedir (Kortan, 1997: 45-46).

şekil.5: TBMM Şeref Kapısı (TBMM Binaları, 2015: 25)

şekil.6: TBMM Binası Cephesi Çizimi (tbmm.gov.tr)


Yapının dış yüzünde kaplama olarak yerel taşlarla beraber Kütahya çiniler
kullanılmış, arta kalan mermerlerden mozaik bezemeler üretilmiştir (TBMM Binaları, 2015:
28). Bu malzeme seçimi mimarın diğer tasarımlarında da karşılaşılan yerellikten kopmadığını
ve bu modern tasarımına da dahil ettiğinin göstergesi olarak ele alınabilir. İç mekanlarda
Holzmeister’ın ofisinde tasarlanan ve “Bohemya kristallerinden üretilmiş” aydınlatma
elemanları kullanılmıştır. (TBMM Binaları, 2015: 28). Aslanoğlu’nun da belirttiği üzere,
modern bir ele alış ile şekillendirilen Neo-Klasik ögelerle yaratılan iç mekanın anıtsal
atmosferi Holzmeister’dan beklenen Cumhuriyetin kudretini yansıtan bir yapı meydana
getirmiştir. (Aslanoğlu, 1980: 75).

Sonuç

Giriş bölümünde aktarıldığı üzere bu çalışmada Clemens Holzmeister’ın mimarlığı


bağlamında Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş aşamasında yeni bir mimari kimlik inşasında
aldığı roller üç farklı yapı üzerinden incelenmiştir. Bu yapılarda ortak olarak anıtsallık ve
bölgeselcilik anlayışı ile karşılaşılmaktadır. Bu bölgeselcilik, Holzmeister’ın çağdaşı olan
yerli mimarların anlayışına nazaran çok daha dolaylı bir yorumla kendisini göstermektedir.
Aynı şekilde anıtsallığı elde etmek için de sade plan çözümleri ve bina biçimlenişlerini tercih
eden bir tasarım yaklaşımına sahip olduğu gözlemlenmiştir. Bu yapılar yeni kurulan
Cumhuriyet’in modern yüzünün mimari anlayışa ve kamusal alana yansıması olmuşlardır. Bu
noktada mimarın ürettiği yapıları, Türk Mimarlık tarihinde Milli Mimarlık anlayışı ile
Modern anlayışın sentezi olarak nitelendirmek mümkündür.
Kaynakça

Erkmen, E. 1998. Clemens Holzmeister ve Türk Mimarlığındaki Yeri, Doktora Tezi,


Mimar Sinan Üniversitesi, İstanbul.
Hasol, D. 2020. 20. Yüzyıl Türkiye Mimarlığı, YEM Yayınları, İstanbul.
Anonim. 2017. “Arşivden Çıktı: TBMM Yapısının Mimarı Holzmeister Meslek
Hayatını Anlatıyor”, <https://saltonline.org/tr/2023/arsivden-cikti-tbmm-yapisinin-mimari-
holzmeister-meslek-hayatini-anlatiyor> (29.12.2020)
Anonim. 2015. TBMM Binaları, TBMM Basımevi, Ankara.
Suda, B. H. 1996. Bonatz, Holzmeister, Taut ve Egli’nin Mimarlık Çizgileri, Türk
Mimarlığı Üzerindeki Etkileri, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul Teknik Üniversitesi, İstanbul.
Kortan, E. 1997. “TBMM Yapıları İçin Düşünceler”, Yapı Dergisi – İstanbul,
no:183, s.45-46.
Aslanoğlu, İ. 1980. 1923-1938 Erken Cumhuriyet Dönemi Mimarlığı (Sosyal,
Ekonomik, Kültürel Ortam Değişimi ve Mimarlığa Yansıması), Doktora Tezi, İstanbul Teknik
Üniversitesi, İstanbul.
Biçer, S. 2013. “Geçmişin Modern Mimarisi: Ankara – 1”
<https://www.arkitera.com/haber/gecmisin-modern-mimarisi-ankara-1/> (08.01.2021)
<https://www.tbmm.gov.tr/kurumsalkimlik.html> (08.01.2021)
<https://www.msb.gov.tr/> (07.01.2021)

You might also like