Professional Documents
Culture Documents
1-Mutlak Gelir Hipotezi (Keynesgil Tüketim Fonksiyonu)
1-Mutlak Gelir Hipotezi (Keynesgil Tüketim Fonksiyonu)
Keynes, milli gelir düzeyini belirleyen efektif talebin vazgeçilmez temel unsurlarından olan o bilinen tüketim
fonksiyonu fikrini 1936’da ortaya atmıştır.
1- Klasik iktisatçılara göre, faiz; tüketimden vazgeçmenin bedelidir. Faizler artarsa; tüketim azalır, tasarruf
artar. (Keynesyen görüşe göre ise, faizin tüketim üzerinde belirleyici bir rolü yoktur. Tüketim; gelir düzeyine
bağlı olarak değişir. C = C (Y))
2- Harcanabilir kişisel gelir (DPI) artınca, tüketimin (C) de arttığı, ancak tüketimdeki artış gelirdeki artıştan daha
küçüktür. DPI ↑ → C ↑, DPI ↑ > C ↑
Temel psikolojik kanun; harcanabilir kişisel gelir (DPI) artınca, tüketim gelirden daha az artar. Gelir arttıkça, tüketim
azalır, tasarruf artar. DPI ↑ → C ↑; DPI ↑ > C ↑; DPI ↑, S ↑, C↓
Marjinal tüketim eğilimi; harcanabilir gelirdeki 1 liralık değişmenin tüketimde kaç liralık bir değişmeye yol açtığını
gösteren bir katsayıdır. c = ΔC / ΔY, Y = DPI C = C (Y), 0 < c < 1
Mutlak Gelir Hipotezi; tüketimin gelir düzeyine bağlı olarak değişmesi, t dönemindeki (bugünkü) tüketimin t
dönemindeki (bugünkü) gelire bağlı olarak değişmesi anlamındadır.
3- Ortalama tüketim eğilimi, harcanabilir gelir artınca gelirin tüketim amacıyla kullanılan kısmı azalacaktır. Bu
varsayım Keynes’in Genel Teoride gelirin ne kadarının tüketime tahsis edildiğini yansıtan C/Y oranına karşılık
gelen ortalama tüketim eğilimi (apc)’dir.
DPI ↑, apc ↓
Gelir arttıkça, ortalama tüketim eğilimi düşer, gelirin daha az kısmı tüketime harcanır
Ortalama tüketim eğilimi (apc) > Marjinal tüketim eğilimi (c)
Tüketim Bulmacası (Simon Kuznets) – Mutlak Gelir Hipotezinin Test Edilmesi
Yatay kesit analizi denilen aile bütçesi verileri ile kısa dönem zaman serisi analizlerine dayalı çalışmalar Keynes’in
MGH’ni doğrularken, uzun dönemli zaman serisi kullanılarak yapılan çalışmalar MGH’nin iddialarını doğrulamamıştır.
Mutlak gelir hipotezinin geçerliliğini araştıran bir başka ampirik çalışma, 1971 yılı nobel iktisat ödülü sahibi olan
Amerikalı iktisatçı Simon Kuznets’e aittir.
Kuznets’in 1946 yılında yayınlanan ve 1869 yılı sonrası dönemi kapsayan uzun dönem zaman serileri
analizine göre, 1869 yılından sonra gelirin çok ciddi biçiminde artmasına karşılık, ortalama tüketim
eğilimi (C/Y) mutlak gelir hipotezinde ileri sürüldüğünün ve kısa dönem zaman serileri analizinde teyit
edildiğinin tersine düşmemiş, sabit kalmıştır. (apc = c)
Aile bütçesi verilerinin ve kısa dönem zaman serileri analizinin mutlak gelir hipotezinin geçerli
olduğunu (kısa dönemde gelir artınca ortalama tüketim eğiliminin azaldığını); uzun süreli zaman
serileri analizinin ise mutlak gelir hipotezinin tam tersine geçersiz olduğunu (uzun dönemde gelir
artınca ortalama tüketim eğiliminin sabit kaldığını) göstermesine, tüketim bulmacası (consumption
puzzle) denir
Mutlak gelir hipotezi ve tüketim bulmacası tarafından uyarılan ilk çalışmadır. Amerikalı iktisatçı James S.
Duesenberry tarafından 1949 yılında geliştirilen nispi gelir hipotezi tüketicilerin psikolojik ve sosyal temellerini ele
alarak incelemeye çalışmıştır.İki hipotezi vardır:
1- Nispi gelir hipotezinde bireylerin tüketim kararlarının mutlak gelir hipotezindekinin tersine,birbirinden
bağımsız olmadığını veya birbirine bağlı olduğu varsayılır.
Her bireyin tüketim düzeyinin, o bireyin ait olduğu gruptaki (mahalle-meslek-sosyal çevre) nispi gelir
durumuna bağlı olduğu; kişinin ait olduğu gruptaki nispi gelir durumu değişmedikçe, gelirden tüketime
tahsis ettiği kısmın da değişmeyeceği kabul edilir.
Belirli bir mahallede yaşayan bir kişinin geliri iki kat artarken mahallenin ortalama geliri de iki kat
artıyorsa ve böylece kişinin (mahalledeki) nispi geliri değişmiyorsa, kişinin gelirden tüketime ayrılan kısmı
yani ortalama tüketim eğilimi de değişmez.
Duesenberry, Kuznets’in uzun dönemde ortalama tüketim eğiliminin sabit olduğu yönündeki görüşünü
desteklemektedir.
2- Tüketim üzerinde etkili olduğu varsayılan gelire ait dönemdir. Mutlak gelir hipotezinde tüketim cari dönemdeki
gelirin fonksiyonu iken; Nispi gelir hipotezinde tüketim sadece cari döneme bağlı değildir.
F. Modigliani, A. Ando ve R. Brumberg tarafından 1950’lerde Fisher’in zamanlararası tüketim hipotezi kullanılarak
geliştirilmiştir. Zamanlararası tüketim hipotezinde iki dönem için yapılan analiz, burada tüketicinin ömrüne
yayılmıştır.
Ömür boyu gelir hipotezi (Yaşam boyu gelir hipotezi, Yaşam döngüsü hipotezi),Keynesci tüketim
fonksiyonunun yetersizliklerini gidermeyi amaçlamaktadır.
Keynesci tüketim analizinde cari dönemdeki tüketim, cari dönemdeki gelire bağlı iken;Ömür boyu gelir
hipotezinde tüketim yaşam boyu gelire bağlıdır..
Ömür boyu gelir hipotezi, bireylerin tüketim ve tasarruf kararlarını uzun dönemli planladıkları varsayımından
hareketle analizini gerçekleştirmektedir.
Ömür boyu gelir hipotezinde, bireylerin ömürleri evrelere ayrılmaktadır.
Bireyler, gelirlerinin arttığı dönemlerde tasarrufa yönelmekte; gelirleri azaldığında ise tasarruflarının artması
sonucunda oluşan servetlerini çözmek suretiyle tüketim harcamalarına devam etmektedirler.
Bireylerin ilk yıllarında (genç yaşlarda) gelir düzeyi yetersiz olduğu için “net borçlu”durumundadır.
Orta yaşlarında artan geliri sayesinde tüketiminden arta kalan kısmı daha önceki (çalışmayan önceki
dönemde) yapmış olduğu borçlarını geri öder.
Emeklilik sonrasında (65 yaş üstü) ise tasarruflarını emeklilik sonrası yaşamını devam ettirebilmesi için
saklar.
Emeklilik sonrası dönemde, bireyin negatif tasarrufu vardır ve orta yaşlarında biriktirdiği ile tüketimini
karşılar.
S = W + (R*Y)
S bireyin yaşam boyu kaynaklarını, W (başlangıçtaki) serveti, R beklenen çalışma yıllarını, Y beklenen geliri,
ve R*Y yaşam boyu geliri temsil etmektedir.
Kişinin tüketim fonksiyonu : C = (1/T)W + (R/T) Y
T bireyin ne kadar daha yaşamayı umudunu gösterirse, tüketim fonksiyonu
C = aW + bY
a servetin marjinal tüketim eğilimini, b ise gelirin (özellikle de emek gelirinin) marjinal tüketim eğilimini
göstermektedir. Tüketim; SERVET + GELİR’ e bağlıdır
YGH ‘ne göre kısa dönemde servette önemli bir değişiklik olmayacağından, tüketim fonksiyonunun eğimi,
büyük ölçüde gelirin marjinal tüketim eğilimine göre değişecektir.
Analiz, Keynesgil kısa dönem tüketim fonksiyonuna benzemektedir. Uzun dönemde ise, servetteki artışa bağlı
olarak tüketim fonksiyonu yukarı kayacaktır (artacaktır)
Sürekli Gelir Hipotezi
Sürekli gelir hipotezi, Milton Friedman tarafından ortaya atılmıştır. Sürekli gelir hipotezi de Fisher’in zamanlar arası
tüketim analizine dayanarak geliştirilmiş ve yaşam boyu gelir hipotezini tamamlar niteliktedir. Bu analizde tüketim ve
gelir, sürekli ve geçici olmak üzere ikiye ayrılmıştır.
Friedman’a göre; cari gelir (Y), sürekli gelir (YP) ve geçici gelirin (Yt) toplamına eşittir. Y = YP + YT
Sürekli gelir, kişinin yaşı, eğitimi, kariyeri gibi unsurlar dikkate alındığında elde etmeyi umduğu normal gelirleri
olarak ifade edilebilir.
Geçici gelir ise, gelirin devamlılığı olmayan kısmıdır. Herhangi bir kişinin Milli Piyangon biletinden kazandığı para
veya Spor Toto, Spor Loto gibi şans oyunlarından kazandığı paralar ile beklenmedik bir ödülden aldığı paralar..
Sürekli gelir ile geçici gelir arasındaki fark için bir örnek yardımıyla ifade edilebilir
SÜREKLİ GELİR
Ekonomi alanında doktora derecesi olan A’nın, lise mezunu olan B’den yüksek gelir elde etmiş olması, yüksek sürekli geliri ile ilgili bir
durumdur. Doğal olarak A’nın doktora derecesi, onun yüksek gelir elde etmesini yıllar itibariyle sağlayacaktır.
GEÇİCİ GELİR
Amasya’daki bir elma üreticisinin soğuk hava koşullarından dolayı ürün kalitesi düşerse gelirinde bir azalma meydana gelecektir. Diğer
taraftan Ankara’daki bir elma üreticisinin, iklim koşullarının olumlu olmasından dolayı ürün kalitesi yükselirse, gelirinde bir artışmeydana gelir.
Ankara’daki elma üreticisinin gelirinin artması, yüksek geçici gelirden dolayı ortaya çıkmıştır. Zira, bir sonraki yıl için iklim koşulları ile ilgili net
bir durum söz konusu değildir.
Friedman’a göre bireyler tüketim kararlarını verirken, SÜREKLİ GELİRİ dikkate alır..