Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 53

KOSTA KORTİDİS

TAŞIN KALBİ
CAMİLLE CLAUDEL
OYUN

TAŞIN KALBİ CAMILLE CALUDEL T.C. KÜLTÜR BAKANLIĞI DEVLET TİYATROLARI


EDEBİ KURULU’NUN 04.05.2020 TARİH VE 1648 SAYILI KARARIYLA; OY BİRLİĞİ
İLE GENEL REPERTUVARA DAHİL EDİLMİŞTİR.

“AŞK İÇİN DÖKÜLEN GÖZYAŞI VE SAVAŞTA AKAN KAN


İÇİN ASLA BEDEL BİÇİLMEZ”

1
2
Kişiler (4-5-6)

Camille Claudel

François-Auguste Rodin

Rose Beuret / Rose Fournier / Louise Athanaïse Cécile Cerveaux

Paul Claudel

3
Bir atölye,bir stüdyo, bir kilise, alelade bir yer, bir hastane odası, bir düğün evi, bir
cenaze evi, bir park, bir yatak odası, bir bar, bir balkon, bir kır, bir bank, bir yol, bir
konservatuvar, bir morg, bir sinagog, bir ev ve başka yerler. 1895 ,1915 ve sonraki
yıllar… Ekseriyetle iki kişi ve bazen de üç. Işıklar değişir, hayatlar değişir, zamanlar
değişir…

CAMILLE

(bir atölyede ya da değil, elinde bir iskarpela… bir sanat eserini daha bitirmiş, sanki
hayatının son eseriymiş gibi, heykeli incelemekte ve sanki bir kapanış konuşması
yapmaktadır…)

Bir avuç toprağı bile yoğurmayı bilmeyenlerle. Duygusuz, yavan insanlarla dolu
bu yer küre! Oysa bakın… Bu benim ruhum, bu benim en kutsal varlığım...
Bunlar çalışma saatlerim. Ruhumun yandığı saatler. Siz yiyip içerken, dalga
geçerken, oburca tıkınırken, ben heykelimle yalnızdım.. Ve yavaş, yavaş akan
benim hayatımdı… Bu toprağın derinliklerine kanımı akıtıyordum... Bütün
isteğim sadece heykel yapmak, hem de sonsuza kadar… şuraya bir bakın, evet
tam şuraya! Aslında bir insan yüreğinin durması gerektiği yerde bir taş
duruyor! Bir taş! Mutluluk sanıldığının aksine ne kadar da soğuk! Öyle değil
mi? Heykelin yüreği sadece bir taştır, oysa o; bana en kızgın ateşlerden bile
daha kor bir mutluluk! İskarpela hep benim elimdeydi! Tüm heykelleri, ben
yaptım! Hepsi benim fikrim, benim üretimimdi! Gözyaşlarımla şekil verdim
onlara! Duygularımla tüm kıvrımlarını süsledim… Hepsini ben yarattım! Fakat
şimdi hepsinde onun adı yazıyor! François Auguste Rodin!

RODIN

(girer…) Bana mı seslendin Camille?

CAMILLE

Ben hep sana seslendim! Hep! Çığlıklarım, yakarışlarım, yalvarmalarım hep


sanaydı! Ama sen!

RODIN

Kahvaltıyı hazırlamamışsın… Neyse ben hallederim! Bir düşünelim bakalım…


Yumurtaya ne dersin? Ya da cevizli, ballı bir açık büfe tabağı mı ha? Sen seç!

4
CAMILLE

Seçenekler! Öyle ya! (küçük bir düşünme…) Ne far eder ki?

RODIN

Bana bırakıyorsun yani!

CAMILLE

Ben her zaman her şeyimi sana bırakmadım mı zaten? (mutsuz…) Her şeyim
senin değil mi?

RODIN

Bu bir sevişme teklifi mi? Ama dur. Biraz beklemen lazım! Kahvaltıdan sonra
yapacağım!

CAMILLE

Tabii! Ne zaman istersen becerebilirsin beni! Sen söyle yeter, ben hemen hazır
olurum zaten!

RODIN

Bugün çok şaşırtıyorsun beni! Öyle edep dışı sözcükler seçmezdin sen! Bunlar
daima benim sözcüklerim!

CAMILLE

İyi ya senin sevdiğin sözcükleri, senin için ben kullanacağım artık! Tamam mı,
yeter mi? Başkaca istediğin bir şey var mı? Kaldı mı?

RODIN

Bugünkü hırçınlığını… (arar ve bulur…) …Yeni bir eseri yaratmanın getirdiği


doğum sancısına veriyorum ve seni affediyorum!

CAMILLE

(alay ederek haç çıkartır…) Amin!

RODIN

Ne durumda, bitirdin mi?

CAMILLE

Görmüyor musun?

5
RODIN

Görüyorum tabii! Ama görüyor olmam, bitirmiş olduğun anlamına gelmez değil
mi?

CAMILLE

Bitirdim!

RODIN

Emin misin?

CAMİLLE

Ne bu, bir sınav mı gene? 17 yıldır bıkmadın mı?

RODIN

Yok canım! Sadece ne düşündüğünü ve düşüncenin arkasında ne olduğunu


görmeye çalışıyorum!

CAMILLE

Bırak artık bu üstünlük taslamaları! Rica ediyorum yeter! Ben de bir sanatçıyım!
Hem de en az…

RODIN

“Senin kadar büyük ve usta bir sanatçıyım!” Diyeceksin değil mi?

CAMILLE

Evet öyleyim ve tabii ki öyle diyeceğim!

RODIN

Ve “Neden hala eserlerimin altına kendi…”

CAMILLE

…“İmzamı atamıyorum” evet! Aynen öyle!

RODIN

Biraz daha olgunlaşman gerek!

6
CAMILLE

Anladım! Boşa konuşuyoruz… Ben kahvaltı hazırlamaya gidiyorum! Omlet


yapacağım! Yumurta mütekamil bir besindir! (zaman ve mekan olgusundan
mutezil… göreceli bir ışık değişimiyle…)

ROSE

Bayan Claudel, lütfen ısrar etmeyin. Mutfağa girmenize izin yok biliyorsunuz!

CAMILLE

Ama söz verdiniz! Rica ederim. Kendi yemeğimi kendim pişirmek istiyorum!

ROSE

Sebep?

CAMILLE

(duyurmamaya çalışarak…) Beni zehirlemeye çalışıyor!

ROSE

Kim?

RODIN

Zehir mi dedin? Bu da nereden çıktı durup dururken? Ne oldu? Niye


duruyorsun öyle heykel gibi? (kahkahalar…)

CAMILLE

Bir şey yok! Aklıma bir şey geldi de…

RODIN

Bu şakalarını sevmiyorum ama sana bayılıyorum! Ben atölyede olacağım! Eğer


soyunup bana modellik yapmak istersen, dört gözle seni bekliyor olacağım…
hiçbir heykel senin vücudun kadar muazzam değil… ıslak çamuru üstüne
sürmek istiyorum. O zaman sanat sen olacaksın! Ya da sen zaten sanatsın!
Camille, iyi misin sevgilim? Niye öyle bakıyorsun? Korkutma beni!

ROSE

Bayan Claudel niye öyle bakıyorsunuz? Bir şey mi oldu?

CAMILLE

Hayır! Hayır! Yok bir şey! Şey ben…

7
RODIN

Ben çıkıyorum aşkım! Ve seni bekliyorum… unutma! Auguste seni seviyor!


Sana tapıyor! Hatırlatıyorum, yanıma gelince çıplak olmanda fayda var! Lakin!
Ben de öyle olacağım… doğal yani! Naturalizm! Çıplak gel! (çıkar…)

ROSE

Kim Bayan Claudel? Lütfen söyler misiniz? Kim sizi zehirlemek istiyor?

CAMILLE

Onu hala çok seviyorum!

ROSE

Kimi? Efendim?

CAMILLE

Seni! (es…) Kimse! Şaka yaptım ben!

ROSE

Bayan Claudel, üzgünüm ama artık bu durumu doktorunuza bildirmek


zorundayım! Zaman, zaman tuhaf düşüncelere kapılıyorsunuz! Tuhaf
davranışlar… derin sessizlikler… Kendinize bir zarar vermenizden korkuyorum!
Kendi iyiliğiniz için bu!

CAMILLE

(bir anda…) Hayır! Ben çok iyiyim Rose! Bak bana! Lütfen! Rica ederim kimseye
bir şey söyleme! Söz bir daha asla böyle bir şey olmayacak!

ROSE

Ben…

CAMILLE

Lütfen! Al, diz çöktüm! Yalvarıyorum sana! Bunca yılın hatırına! Kimseye bir
şey deme! Lütfen! Yoksa beni o deliğe tıkacaklar gene!

(ışık değişimi)

8
ROSE

Camille! Kalk ayağa lütfen tamam! Yapma lütfen! Tamam! Söz ağzımı bile
açmayacağım!

CAMILLE

Şimdi gidip birlikte kahvaltıyı hazırlayabilir miyiz?

ROSE

(ciddi…) Bıçağı ben kullanacağım ama!

CAMILLE

Hayır! (şaka yapmaya çalıştığı aşikar, inandırıp inandıramadığı muamma, gergin


olduğu ve bir şeyleri örtmeye çalıştığı ise açık…) Aslında benim korkunç bir
planım vardı! Bıçağı alıp senin boynuna dayadıktan sonra ne kadar keskin
olduğunu denemek istemiştim… (karanlıkta kaybolurlar, sesleri azalarak
çıkarlar…)

(ışıklar değişir…)

CAMILLE

Ya sen tutuyorsundur iskarpelayı ya da iskarpelaya maruz kalan sen olursun!


Ha kalem, ha kılıç ha başka bir nesne… hiç fark etmez. Ya da 1895’in modern
deyişiyle. Aşk için dökülen gözyaşı ve savaşta akan kan için asla bedel
biçilmez! İnsan merak ediyor! Acaba ileriki kuşaklarda, gelecek zamanlarda da
dünyanın bu yoz, bu kokuşmuş, bu adi, bu acımasız hali gene böyle mi olacak?
Yoksa mutlak bir iyiliğe, sadakate, mutluluğa mı gidecek insanlık. Hayır,
mümkün değil! İnsanlık kötüye gidemez. Her şey iyi olacak gelecekte! Zaten
pırıl pırıl gökkuşağını görmek için evvela yağmuru yaşamak gerekmez mi? Hem
1895’in Paris’inden daha da kötü hiçbir şey olamaz sanırım! 100 yıl sonra bizi
hatırlayanlar! “Neyse ki geçti gitti o muazzam çirkeflik” diyecektir, bundan
eminim! Hem ben Auguste’a aşığım! Bir insan daha ne isteyebilir ki? Aşk!
Ölecek gibi seviyorum onu! O da beni! Ve sadığız birbirimize! Mutlak bir güven
ve sadakat var aramızda! Ben onun heykeliyim! Vücudum onun tapınağı!

(ışıklar değişir…)

(sisler arasından yarı karanlıkta, geride, görünen çırılçıplak bir kadın vücudu… belki
gölgesi belki kendi. Sırtı seyirciye dönük. Belki bir ışık kaynağından ileriye doğru
uzayıp giden gölgeler… Rodin elinde iskarpela ile çamuru kadının vücuduna büyük
bir şehvetle sürmekte! Elinde sarma bir sigara bazen kendi, bazen de sırtı dönük olan
kadına içirmekte…

9
…kadının yukarıya doğru üflediği dumanı gördükçe ikisi de şehvetli sesler
çıkarmakta… Rodin, iskarpela sanki kendi eliymiş gibi kadının üzerinde gezdirmekte
ve bir yandan da konuşmakta… )

RODIN

Vücudun benim tapınağımdır. Her kıvrımın! (es…) Çıldırtıyorsun beni…


tapıyorum sana… şehvetim… tanrıçam! Heykelim benim… Rose! Aşkım Rose!
Evlen benimle, karım ol!

(loşluk ve müzik… sisler… Rodin iskarpelayı elinden fırlatır ve eliyle fazla kibar
sayılmayacak şekilde kadının vücuduna dokunmaya başlar… tamamen karanlığa
kademeli bir geçiş…)

CAMILLE

Aynı cümleleri bana da kurması onların gerçek olduğunu kanıtlar mı? Ya da


aynı cümleleri bir erkek kaç tane kadına birden kurabilir ki? Sadece bana kursa
o zaman gerçek oldukları sonucu mu çıkar ortaya? Bir cümle bir kadına
kurulunca gerçek mi olur? O zaman her kadına kurulmasında ne gibi bir
sakınca var ki?

RODIN

Kiminle konuşuyorsun sevgilim?

CAMILLE

Seninle! Aşkımızı düşünüyorum! Bana olan tutkunu! Sadakatini, sevgini,


aşkını… her şekilde ve durumda bunları düşünüyorum. Tıpkı bana öğrettiğin,
bana gösterdiğin gibi…

RODIN

Çok özledim seni!

CAMILLE

Yanındayken mi?

RODIN

İşte tüm mesele de burada! Mühim olan yanındayken de özleyebilmektir birini!

CAMILLE

Beni hiç aldattın mı?

10
RODIN

Anlamadım!

CAMILLE

Neyi anlamadın? Sana net ve dört kelimeli bir cümle kurdum sadece!

RODIN

Bu da nereden çıktı şimdi?

(ışıklar değişir…)

ROSE

Sakın beni aldatmaya, beni kandırmaya kalkma Camille! Sakın!

CAMILLE

Anlamadım!

ROSE

Bunda anlaşılmayacak bir şey yok! Beş kelimeli basit bir cümle kurdum sana, o
kadar!

CAMILLE

Bu da nereden çıktı şimdi?

ROSE

Sakın benden habersiz mektup yazıp bir daha gizli, gizli birilerine göndermeye
kalkma! Biliyorsun! Bu senin felaketin olur!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Beni kıskanman hoşuma gidiyor ama durup dururken neden böyle itham
ediliyorum anlamadım!

11
CAMILLE

Beni asla aldatma olur mu? Benden habersiz bir şey yapma! Bunu kaldıramam.

RODIN

Gel buraya! Tanrıçam benim! Tapınağım…

(ışıklar değişir…)

ROSE

Gel buraya! Tamam, tamam! Ama bir daha benden habersiz mektup yok!
Nereye bakıyorsun?

CAMILLE

Sana bakıyorum Rose!

ROSE

Hadi, şimdi güzel şeylerden söz edelim biraz! Sana bir müjdem var! Artık
kendini biraz daha iyi hissedeceksin!

CAMILLE

Evet buna ihtiyacım var! İskarpelamı verip heykel yapmama izin mi verecek?

ROSE

Hayır! Başhekim izni onayladı! Mutfağa girip, kendi yemeğini pişirmen için
sonunda gerekli müsaade çıktı! (kahkahalar…)

CAMILLE

(tek başına kalmış… demin gördüklerinin olduğu yere doğru koşar, artık bir şey
yoktur… peki daha evvel var mıdır, yoksa hiç mi olmamıştır! Bakınır… ne çıplak
kadın, ne Rodin ne de sisler… duymaya çalışır… sessizlik. Konuştuğu noktalardaki
yerler bakar… koca bir boşluk, karanlık ve yalnızlık…) Nasıl da haksızlık etmişim
ona! Ama mutlaka kendimi affettireceğim! Auguste seni seviyorum! Mutlaka
anlayacaktır beni! Küçük bir kıskançlıktı benimkisi… O zaten bana sadık!
Yaşasın! O bana sadık! Bense, şapşal gibi kendi uydurduğum hayallerin esiri
oldum! Çalışmam lazım, çalışmam lazım!

RODIN

(içeride ya da girerken ama belli ki devam eden bir konuşmada…) Niye yemiyorsun
aşkım?

12
CAMILLE

(şaşkın…) Efendim?

RODIN

Hadi ben pişirmiş olsam anlayacağım! Ama kendi omletini kendin yaptın! Ve
itiraf ediyorum harika olmuş! Pişirilmiş her yumurta var olma olasılığını ortadan
kaldırmaktır!

CAMILLE

Çalışmam lazım! Çalışmam lazım!

ROSE

Hadi bir şeyler ye lütfen!

CAMILLE

Bir an dalmışım! Gerçekten bunu kendim mi pişirdim?

RODIN

Efendim canım?

CAMILLE

Yok bir şey söylemedim!

ROSE

Kiminle konuşuyorsun?

CAMILLE

Seninle!

RODIN

Hayır! Ben ısrar ettim ama sen açık büfe yerine omlet diye tutturdun! (güler…)

CAMILLE

Benim biraz çıkmam lazım! Açık hava iyi gelir! Biraz bunaldım o kadar!

ROSE

Bahçeden dışarı çıkmak yok ama! Camdan bakacağım!

RODIN

Üstüne bir şey al aşkım hava hafif serin! Fazla geç kalma. Seni seviyorum!

13
ROSE

Camile seni seviyorum bebeğim! Bazen annesi gibi hissediyorum!

RODIN

Babası olmayı da seviyorum!

CAMILLE

(birkaç adım atar… yalnız kalır… durur düşünür, artık kendine gelmiş…) Artık
kıskançlığa paydos! Evet, bunu daha fazla sürdürmek pek de sağlıklı değil!
Tamam, Rose onun eski karısı! Aslında karısı bile değil! Ama ilk aşkı! Belki de
değil! Ne bileyim! Kendi tek bir gün, bundan tek kelime bile söz etmedi ki! Hep
kendi kendime evhamlanıyorum! Ne olmuş yani! Gözümün içine baka, baka
beni onunla mı aldatacak? Hem bunu niye yapsın? Auguste beni seviyor! Ben
de onu! Biz sanatçıyız üstelik! O ne ki? Alelade bir kadın! Sıradan! İptidai! Ama
olsun! Hem öyle demek bana yakışmıyor! O da iyi biri!

RODIN

(usulca arkasından yanaşır ve belinden kavrar… büyük bir şehvet ve iştahla!) evet
çok iyisin Camille! Hem de çok! Şehvetim kabarıyor sende! Seninle
gençleşiyorum ben! Dur! Aşkım! Tapınağım! Kraliçem benim! Camille sensiz
yapamam ben! Öp beni Camille! Seni hayatımın sonuna kadar seveceğim!

CAMILLE

Biz çorak topraklarda iki hayaletiz! Ben de seni Auguste!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Auguste değil küçük hanım! François Auguste Rodin! Ben sizin kursiyeriniz
değilim! Zaten biliyor olmanız lazımdı! Evet! Anlaştık sanıyorum! Sizin adınız
ne demiştiniz?

CAMILLE

Camille! Üç kez söyledim size…

14
RODIN

Hep mi böyle saygısızsınız? (sükut…) Ben bir sanatçıyım. Böyle lüzumsuz


ayrıntıları da mı kafamda tutacağım yani? Elli kere de sorsam, siz ilk defa
soruyormuşum gibi yanıtlayacaksınız! Anlaşıldı mı?

CAMILLE

Evet Mösyö!

RODIN

Hayır! Bana üstat diyeceksiniz! Üstat Rodin!

CAMILLE

Tabii efendim! Tabii siz nasıl emrederseniz!

RODIN

(ilk kez gözlerine bakar, bir an…) Aferin! Çok çabuk öğreniyorsunuz…

CAMILLE

Yani beni yanınıza kabul ediyor musunuz?

RODIN

Düşüneceğim! Şimdi alın şu kili ve başlayın! İlk aklınıza gelen eseri istiyorum!

CAMILLE

Hemen mi? Yani şimdi burada mı?

RODIN

Evet! Ne yani? Sizi denemeden sanat atölyeme kabul mu edecektim? Fransız


Lejyon birliği mi burası matmazel? Her sokaktan geçen bu kapıdan içeri
girebilir mi sanıyorsunuz? Sakın unutmayın, asla ve sonsuza kadar! Ben
François Aguste Rodin’im !

(ışıklar değişir…)

CAMILLE

Nasıl unutabilirdim ki? Asla unutmadım! Tek bir gün, tek bir dakika bile
unutmaya fırsatım olmadı zaten! Ben unutmaya çalışıp basit olmaya, bir kez
olsun tabii yaşamaya, yaşatmaya çalışsam da o hemen hatırlattı!

15
O gün orada, o dakika, her şeyi anlamıştım zaten! Ama ne çare! Tutsaktım. Aşk
tutsağı… esirdim… gözlerinde kalmıştım, bakışlarında. Ne derse yapmaya hazır
bir köleydim artık! Çaresiz bir zavallı… ve orada öğrendim ben; dünyadaki en
büyük zayıflığın, aşk olduğunu! Aslında, şikayetçi değilim! İnsanlar
yaptıklarından değil, yapamadıklarından pişmanlık duymalıdır!

(ışıklar değişir)

RODIN

Bitti mi küçük hanım?

CAMILLE

Görmüyor musunuz?

RODIN

Benim görüyor olmam onun bitmiş olduğu anlamına gelir mi? (gider ve yaptığı
heykeli inceler) Bakın! Ders bir! (beğenmiş) Bu sözümü asla unutmayınız… ve
ben bitti desem de eğer siz bitmedi derseniz ya bitmiş olur ya da bitmemiş!

CAMILLE

Anlamadım!

RODIN

Daha iyi! Evet!

CAMILLE

Beğendiniz mi?

RODIN

Neyi?

CAMILLE

Eserimi?

RODIN

Eser mi? Ne kadar çabuk sanatçı ilan ettiniz kendinizi? Ne kadar çabuk! O
uyduruk Sanat okulundan çıkalı kaç yıl oldu ki? Eğer sanatçıysanız benim
atölyemde işiniz ne? Siz bir çırak olmak istiyor musunuz, istemiyor musunuz?

16
CAMILLE

İstiyorum üstat François Auguste Rodin!

(ışıklar değişir)

CAMILLE

Haklıydı! Ben onun yanında kaldığım 17 yıl boyunca asla sanatçı olamadım ki
zaten! Oldum ama hissedemedim mi desem daha doğru olur! Bilmiyorum çok
da önemi var mı? Olmuyor, kelimelerim yetmiyor bazen! Yapamıyorum,
duygularımı anlatamıyorum! Anlıyor musunuz? Boş verin! Ben heykel… ben
heykel… heykel yapmam lazım! (çalışmaya başlar… bir müddet sonra…) O ilk
günkü gözler için her şeyimi feda etmeye hazır değil miydim? En büyük aşk,
koca bir ömrü başkası için feda etmek değil mi? Ne oldu? Pişman mı oldum
şimdi? Ha? Camille Claudel, sana söylüyorum!

ROSE

Bana mı seslendiniz hanımefendi? (ışıklar değişir…) Bir şey mi istediniz?

CAMILLE

Neredeyim ben? Neresi burası?

ROSE

Sakin olun. Burada, evinizdesiniz! 30 yıldır evinizdesiniz hanımefendi! Benden


bir isteğiniz yoksa ben bugün sizi biraz yalnız bırakacağım? Zira bir randevum
var!

CAMILLE

O herife gideceksin değil mi?

ROSE

Aşk olsun! Böyle edep dışı ithamlarda bulunmamanızı size defalarca tembih etti
oysa!

CAMILLE

Üstad François Auguste Rodin!

(ışıklar değişir…)

17
RODIN

Efendim?

CAMILLE

Şimdi bitti! Buyurun! Nasıl olmuş?

RODIN

Ders iki! Asla nasıl olmuş diye bir soru yok! Tamam mı?

CAMILLE

Tamam efendim!

RODIN

Ayrıca bana sürekli ikinci çoğul şahısta hitap etmeyi sürdürmeni gerektirecek
formaliteyi aşma eşiğinde olabileceğini düşünmeye başlama ihtimalimi göz ardı
etmemeni salık veriyorum!

CAMILLE

Efendim?

RODIN

Güzel! Anlamamana sevindim! Seni kabul edebileceğim! (es…) Belki!

CAMILLE

Gerçekten mi? Minnettar kalırım!

RODIN

Belki dedim! Daha sihirli cümleyi kurmadın bana!

CAMILLE

Nasıl bir cümle?

RODIN

Bilmem! Sürekli sanatçı olduğunu iddia eden sensin! Sen bulacaksın!

CAMILLE

Fazla keskin olmadı mı bu? Siz beni yanlış anladınız! Ben…

18
RODIN

Ne anladığımı nereden biliyorsun?

CAMILLE

Siz açıkça bana… (yanıldığının farkına varır…) Özür dilerim… Ben…

RODIN

Sana asıldığımı mı sandın?

CAMILLE

Hayır üstat, asla! Şey… özür dilerim!

RODIN

Peki, hazır mısın?

CAMILLE

Neye?

RODIN

Ona sen karar vereceksin!

CAMILLE

Hazırım!

RODIN

Neye?

CAMILLE

Soracağınız şeye!

RODIN

Göreceğiz bakalım! Evet! (uğraştığı çamura yaklaşır) Soruyorum! Bitti mi?

CAMILLE

(kısa bir sessizlik!) Hayır üstat, daha başlamadım bile!

(ışıklar değişir…)

19
RODIN

Nedir bu Camille?

CAMILLE

Mektup!

RODIN

Öyle mi? İyi ki söyledin! Bu ne demek oluyor?

CAMILLE

Bir şey değil aşkım! Ne yani? Yazmam yasak mı?

RODIN

Aynı cümlede iki soru birden soruyorsun öyle mi? Halbuki soruyu soran
benim! Sen niye soru soruyorsun? Ben sorduğum soruya yanıt vermeni
bekliyorum! Bırak laf kalabalığını! Zaman kazanmayı da! Eğer sadece mektupsa
neden benden gizli yollanıyor bunlar? Nedir bu? Anlamı ne?

CAMILLE

Kıskandın mı?

RODIN

Ben böyle bir şey söylemedim! Ama yazdıkların biraz tuhaf değil mi?
Betimlemelerin, hitabın, buradan ve benden bahsedişin?

CAMILLE

(sevinçle…) Okudun mu?

RODIN

Gerek yok!

CAMILLE

Sen beni kıskanıyorsun!

RODIN

Konumuz bu değil! Benden tek bir şey saklamanı istemiyorum o kadar!

CAMILLE

(muzipçe…) Ayıp! Özel yazılmış bir mektubu açıp okuman, çok ayıp!

20
RODIN

Umarım yazdıklarının mantıklı bir açıklaması vardır!

CAMILLE

Ödeştik!

RODIN

Ne için?

CAMILLE

Ben de onu bilmiyorum işte!

(ışıklar değişir…)

ROSE

(mektubu okumaktadır…) “Biricik sevgilim, kurtarıcım Paul! Daha fazla


dayanamayacağım! Belki de tüm bu deliliğin içinden beni kurtarabilecek insan
sensin. Tıpkı İsa’nın kutsal kilisesini inşa eden Paul gibi! Sana öyle
güveniyorum! Hatta sana yalvarıyorum. Bunca yıllık sevgimize, aşkımıza
istinaden, hiç olmazsa gelip beni ziyaret et ve bu tımarhanedeki halimi kendin
gör! Gel ve beni kurtar! Çıkart beni buradan sana yalvarıyorum. Paul, aşkım,
sana yalvarırım gel.” Bu kadar mı? Başka bir şey yazacak mıyız?

CAMILLE

Paul beni anlayacaktır ve buna bir son verecektir! Onu seviyorum o da beni!
Beni böyle bir halde bırakmayacaktır!

ROSE

Benden gizli bir şey yapmamana sevindim!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Benden ne kadar süredir gizliyorsun bunu? Camille! Sevgilim! Burada onlarca


mektup var! Aylardır mektuplaşıyorsunuz! Beni hepsini okumak
mecburiyetinde bırakma lütfen! Bu tip şeylerle uğraşacak yaşı çoktan geçtim
ben! Bana kestirmeden söyle lütfen! Kim bu Paul?

21
CAMILLE

Ağabeyim! Paul Claudel! Tamam mı? Oldu mu? Şimdi artık onu, bir akşam
yemeğine davet edebilir miyiz? Ailemden biriyle tanışmanı istiyorum!

RODIN

Yazar Paul Claudel’i evimde ağırlamak benim için bir şereftir sevgilim!

(ışıklar değişir…)

CAMILLE

“Burada ölmeme izin vermeyeceğini biliyorum! Rica ediyorum gel! Burada


benden başka herkes akıl hastası! Ama ben değilim. Bunu gel ve kendin gör!”

ROSE

(yazmaya çalışmaktadır…) Biraz yavaş yetişemiyorum!

CAMILLE

“Sevgili Paul. Birtanem… kardeşim… ablan (kardeşin) Camille…”

(ışıklar değişir…)

RODIN

“Sevgilim” sözcüğünü görünce gerisini okumadım bile… Evet bir an


kıskandım! Neyse… affedersin!

CAMILLE

Gel buraya seni koca adam! Aşkım! Üstadım!

RODIN

Bana böyle hitap etmeyeli ne kadar oldu? Hatırlamıyorum…

CAMILLE

Ben de bazen fazla hırçın ve fazla şüpheci oluyorum. Ama seviyorum ve


kıskanıyorum… Beni anlamanı istedim sadece… o yüzden sürdürdüm! Hadi
bakalım şimdi çalışma zamanı! Kendimi yenilenmiş hissettim birden, yeniden
doğmuş gibi!

22
(ışıklar değişir…)

CAMILLE

(bir aynanın karşısında, aksine konuşmaktadır… seyirci görebilmeli ya da görmemeli.


İki kişilikli bir konuşmada, kendi soruları ve kendi yanıtları ile mücadele ediyor…)
Bırak artık ağlamayı! Ayağa kalk artık! Bu duygu geçişlerine de bir son ver! Bu
senin felaketin olacak! Lütfen yalvarıyorum sana! Sen kendi dehanı yok
etmekle meşgulsün sadece! Şu haline bak ve kendine gel! Tüm bu eserleri kim
yaptı ha? Çağlar boyunca sanatçılar fırsat bulamamaktan yakındılar! Fırsat
bulamadıkları için de kabiliyetleri bir boka yaramadı! Yitip gittiler! Sense ne
yapıyorsun? Paha biçilmez heykellerini, kırıp, döküyorsun! Onları
parçalıyorsun! Bir sanatçı nasıl kendi eserlerini parçalar? Deli misin sen?
Değilim! Ama burada tutuluyorum! Neden? Dünyada aldatılan, aşağılanan,
horlanan ilk kadın sen misin ha? Ya da tüm bunlar gerçek bile değil! Ne olur
yani! Böyle bir anlaşman mı var? Sadakat mukavelen mi var senin? Nedir yani?
(durur…bir müddet bekler…) Terk et onu! Çek ve git madem! Tek kelime de etme!
Böylesi daha iyi! Tahammül edemiyorsan aklına, yap bunu! Seçim yap, seçenek
olma!

(tam karanlık, bir müddet sonra sisler içinden yeni doğan bir güneş gibi… geçiş…)

CAMILLE

Böyle başlamadı tabii! Harikulade başlamıştı! Her şey harikulade başlamaz mı


hayatta? Ne dersiniz? Olağanüstü! Hep öyledir! Bazen kelimelerim duygularımı
ifade etmek için yetersiz kalıyor ama heykellerimi asla! Neyse! Hayrandım ona!
Her şeyine! Bir kalıp gibi! Bir dökme. Yahut ne bileyim, bir tutam çamur kadar,
nereye ve nasıl gideceği belirsiz! Kirlenmemiş, saf! Her şeye açıktı… gözlerinin
içine bakıyordum hep. Onun bakmadığını bile, bile bakıyordum… tek isteğim
vardı aslında… belki bir gün o da benim gibi bakar diye bekliyordum… ben
bunu ümit ederek bakıyordum. Ve en önemlisi her gün vazgeçmeden böyle
bakmaya devam ediyordum… bir çamura şekil verir gibi ona da şekil
vereceğimi sanıyordum… insan yanıldıkça öğreniyor, öğrendikçe acı çekiyor,
acı çektikçe olgunlaşıyor ve olgunlaştıkça daha çok acı çekiyor!

Sonuçta hep acı çekiyor yani! Geriye kalanlara ne gerek var! Gerçek cehennem
bu değil mi? Ne yaparsan yap acı çekeceksen eğer, verdiğin tüm çaba ne
uğruna?

(ışıklar değişir…)

23
RODIN

(Camille bir karalama, bir eskiz çizmekte…)

Daha fazla çabalamalısın! Eller! Eller daha güçlü olmalı! Güç ellerde!

CAMILLE

Çabalıyorum zaten! Ama sen mi yapacaksın ben mi? Karar ver!

RODIN

Sen yapacaksın tabii!

CAMILLE

O zaman rica ederim sus!

RODIN

Küçücük bir damar, bir ısı, bir dokunuş gibi… güç! Niye durdun? (yırttığını
görünce) Ne yapıyorsun? Deli misin sen?

CAMILLE

Evet, seni dinliyorum şimdi! Niye sustun? Haydi söyle! Hadi! Anlatsana! Ne
çizeceğimi söylesene! Hadi hayal et Üstat! Söylesene tasarımını? Ben çizerken
mi konuşabiliyorsun sadece? O zaman mı var sadece sanatsal ilhamın?
Sıfırdan yaratsana!

RODIN

Ne demek istiyorsun?

CAMILLE

Dediğimi dedim! Hadi şimdi beni rahat bırak! Git başımdan! Burası yatak odası
değil! Nasıl daha fazla zevk aldığını anlatamıyorsan; hazzı sen değil ben
yaşayacağım!

RODIN

Bitirince haber ver! Bakacağım!

CAMILLE

Daha başlamadım bile!

(ışıklar değişir…)

24
ROSE

Müjdeyi şimdi mi vereyim daha sonra mı?

CAMILLE

Rica ediyorum hemen söyle! Küçücük bir şeye, ne olursa en ufak sevince dahi
ihtiyacım var!

ROSE

Paul mektubuna yanıt yazdı!

CAMILLE

Evet!

ROSE

Önümüzdeki cumartesi seni ziyarete gelecek!

CAMILLE

Çok şükür Tanrım! Biliyordum! Biliyordum! Dualarım kabul oldu! Sırf bu


yüzden tekrar Hristiyan bile olabilirim! (öldürecek kadar kuvvetli bir sarılma…)
Bugün günlerden ne Rose?

ROSE

Bugün Pazar!

CAMILLE

Altı gün var daha! Ama olsun! Gelecek ya! Bekleyeceğim! Nasılsa gelecek!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Aşkım bir şeyler yesene artık! Neden benimle yemiyorsun hiç? Çok zayıfladın!
Sana bir şey olmasından korkuyorum! Lütfen!

CAMILLE

Aç değilim ki!

25
RODIN

Seni en son ne zaman yemek yerken gördüğümü hatırlamıyorum! İnanılmaz bir


şey bu! Ne bir şey yiyorsun ne de içiyorsun! Açlıktan öleceksin!

CAMILLE

Merak etme! Acıkınca yerim ben! Şu an çalışmam lazım! (kaçar gibi, geriye ya da
yana doğru, fakat mutlaka mekanı değiştirdiğini belli edecek bir mesafe kat eder…
sonra belki bir gölge, belki de başka bir gösterme metoduyla aç kurtlar gibi gizli bir
yemek yeme seramonisi… uzunca bir açlığın dindirilmesi… bir müddet sonra…) Beni
zehirleyemeyeceksiniz! Asla! Biliyorum! Beni zehirlemek istiyor!

ROSE

Kim? Kim istiyor? Neden?

CAMILLE

Rose, bugün günlerden ne?

ROSE

Pazar!

CAMILLE

Neden günler hiç geçmiyor gibi geliyor bana! Neden geçmiyor? Sanki her gün
Pazar! Neden istediğim Cumartesi hep bu kadar uzak? Zaman mı durdu?

ROSE

Sinirlerin bozuk senin!

CAMILLE

Kes sesini! Hain! Gizli, gizli beni mi dinliyorsun sen? Haydi koş! Git kilisene!
Pazar ayine git! Dua et! Tanrın seni kurtarsın! Sakın benim için dua etme ama!
Ben kendi işimi kendim görürüm! Git duanı et! Hadi ne duruyorsun?

RODIN

Nereye gideyim aşkım? İyi misin? Yedin mi bir şeyler? Solgun görünüyorsun!
Hadi su sıcacık. Gir şu küvete, uzan, rahatla biraz… hadi. Ben de yanına
geleceğim şimdi… hadi, soyunsana… ben soyayım mı seni?

CAMILLE

Canım istemiyor… Bugün günlerden ne Auguste?

26
RODIN

Pazar Tatlım! Neden? (yanıt alamaz…) Tamam, söz bir şey yapmayacağım… sen
soyun, gir küvete ve rahatla biraz… Dur, ne yapıyorsun? Çılgın seni! (Camille
kıyafetleriyle birlikte suya girer ve uzanır… sırtı dönük elleri dışarıda… dış sesle
yahut kendi bir mektup okumaya başlar… sisler arasından…)

CAMILLE

“Sevgili Henrier Asselin, size şu an çok uzaktayım. Ve bu mesafeden


yazıyorum. Fakat mektubum elinize geçtiğinde yanınızdaymışım gibi okumanızı
rica ediyorum! Artık Bourbonne köprüsündeki küçük, harikulade atölyemden
çok uzaktayım… Evimden çıkarıldığım, yahut zorla ve evet sanıyorum bu daha
doğru olacak; kaçırıldığım günden beri bir akıl hastanesine tıkıldım! Size
defalarca yazdım. İletişime geçmeye çalıştım ama sanıyorum ki siz hiçbir
mektubumu okuyamadınız! Mektuplarım size hiç ulaştırılmadı! Burada bir adi
suçlu gibi gece gündüz gözetim altındayım! Yazdıklarım neden yollanmıyor
anlayamıyorum! Bu mektup bu kez elinize ulaşabilecek mi hiç bilmiyorum!
Önceleri şehirden biraz uzaktaki bir akıl hastanesindeydim, sonra savaş
sebebiyle Nevilly –sur- Morne yakınlarındaki bu tımarhaneye getirildik! Burası
Ville Evrard Akıl Hastanesi! Atölyemden koparılmış ve bu korkunç yere
kapatılmış olmamın bana ne kadar çok acı verdiğini tahmin edersiniz…
başlarda kuzenim beni buradan çıkarmaya çalışmıştı… ama artık ondan da hiç
haber alamıyorum! Sevgili Henrier, mektubumu alır ve bana yazarsanız çok
mutlu olurum. Sevgili çocuklarınızın da güzel haberlerini eklemeyi lütfen ihmal
etmeyin! Lütfen kimseye mektubumdan söz etmeyin bu ancak sorun
çıkartacaktır! Ben bir şekilde size yollayabilmenin bir yöntemini bulacağım!
Cevap yazmak isterseniz şu adresi kullanın: Dul Bayan Blonde, Morier Avignon
37. Bu kadın bana yardım edeceğine dair söz verdi! Mektubu yollamak için
büyük bir zarf kullanın, bana yazacağınız mektubu da daha küçük bir zarf içinde
içine koyun… size ve çocuklarınıza en içten sevgilerimi yolluyorum! Paul
cumartesi günü beni görmeye gelecekmiş! Hiçbir zaman buradan çıkma
ümidimi kaybetmeyeceğim! Her şeyi saklamak ve gizli yapmaya çalışmanın,
delilikle ilgisi olmayan biri için ne demek olduğunu umarım anlarsınız…”

ROSE

(ani bir ışık değişimiyle girer…) Bu adres nedir?

CAMILLE

Nereden buldun?

ROSE

Hani gizlemek, saklamak yoktu? Hani kandırmak, aldatmak yoktu? Yoksa


benden habersiz gene birilerine bir şeyler mi yazıyorsun?

27
CAMILLE

Hayır! Asla!

ROSE

Bu adres nedir dedim?

CAMILLE

Nereden buldun?

ROSE

Vakit kazanmaya çalışıyorsun gene! Benden akıllı mı sanıyorsun kendini?

CAMILLE

Sen benim soruna yanıt ver ben de seninkine!

ROSE

Yastık kılıfının içinde buldum. Çarşaflarını değiştiriyordum! Senin için! Buraya,


bu adrese mektup mu yazıyorsun sen?

CAMILLE

Hayır! O adres yaşlı dul bir bayana ait! Noel için ona bazı şeyler yollamak
istemiştim. Hediye, yardım gibi… o kadar!

ROSE

Bana yalan söylemiyorsun değil mi? inanayım mı sana? Yarın gidip kontrol
edeceğim!

CAMILLE

Hayır yalan değil. Bana kıyafetlerimi verir misin? Üşür gibi oluyorum

ROSE

Tabii. Gel!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Onun dehasını fark etmemek için ya aptal ya da kör olmak gerekir! İkincisi
affedilebilir bir şey zaten!

28
O muhteşemdi! Nasıl düşüneceğini bile biliyordu! Gözlerindeki ateş paha
biçilmez. Hırsı, çalışkanlığı. Ve tabii tüm bunların yanında muhteşem güzellikte
olması beni çok etkiledi. Ama sadece sanatından söz etmem gerekirse o
benden bile daha iyidir! Bunu ona asla açıkça söylemedim! Söyleyebilir miyim
bilmiyorum. Camille Claudel tüm zamanların en büyük heykel ustasıdır! Evet bu
abartı olmaz. O yapılmayan bir şeyin nasıl göründüğünü görebilir. Bu pek az
sanatçıya nasip olan bir kabiliyettir! Görünmeyeni görme yeteneği. Tanrısal!

CAMILLE

Beni mi çağırdın?

RODIN

Evet gel yanıma! Sana bir şey söyleyeceğim…

CAMILLE

Evet seni dinliyorum üstat!

RODIN

Yapma! Öğrencim ve sekreterim olduğun zamanlar artık çoktan geride kalmadı


mı?

CAMILLE

Evet ama bunu senden resmi bir söylemle hiç işitmedim!

RODIN

Bazen söylemek gereksizdir!

CAMILLE

“Yap da görelim” gibi mi?

RODIN

Sana her şey benden geliyor, bunu bilmeni istiyorum.

CAMILLE

Ne o? Beni kıskanıyor musun?

29
RODIN

Sen mükemmelsin. Ama böyle olmanı ben sağladım. Bunu unutmamanı


istiyorum!

CAMILLE

Ne o vedalaşıyor muyuz?

RODIN

Hayır! Sana kattıklarımı unutma!

CAMILLE

Yetersiz sanatçıların sözleri sana yakışmıyor! İyiysen iyisindir!

RODIN

Sen iyi değilsin!

CAMILLE

Ya?

RODIN

Sen olağanüstüsün! Sen benden bile büyüksün!

CAMILLE

Hiçbir zaman bunu söylemeye cesaret edebileceğini sanmıyordum! Teşekkür


ederim! (sarılırlar ve Camille çıkar…)

RODIN

(yalnız başına) Gücümü topladım ve şimdi itiraf ediyorum işte! Ama ancak
arkandan ikinci defa söyleyebilme cesaretim var! Sen mükemmelsin! Daha
önce hiç böyle biri olmamıştı! Bundan sonrası için de öncü olacaksın! Sen
heykeller yapıyorsun. Ama bir gün senin heykelini yapacaklar! Van Gogh
senden ilham alıyor, senden besleniyor. Gogol senden etkileniyor! Henric İbsen
seni yazıyor! Bir sanatçı daha ne isteyebilir ki? Bense sadece senin
yaşadıklarını istiyorum! Belki yarısını! O kadarına bile razı olurum! Bunları ben
yaşamak istiyorum. Benden etkilensinler, beni konuşsunlar, bana hayran
olsunlar istiyorum. Ama onlar bana değil, sana tapıyor!

(ışıklar değişir…)

30
ROSE

Kimse gelmedi! Elli kere daha soracak mısın?

CAMILLE

Mektuplarımı postaladın değil mi?

ROSE

Elbette! Ama gelmediler işte! Paul, Henrier, kuzenin, annen… yani hiç biri! Hadi
yat uyu biraz. Dinlen!

CAMILLE

Rose bugün günlerden ne?

ROSE

Pazar!

CAMILLE

Hala Pazar mı? Delireceğim! Sanki her gün aynı günü yaşıyormuşum gibi! Her
uyandığımda hala Pazar!

ROSE

Pazar tabii! Bir tanem öğlen uykusundan kalktın ya! Uyku yarı ölüm gibidir! Bir
kitapta okumuştum! Uykudan ilk uyandığın an; hayatın anlamsızlığını
kavradığın andır! Sonra beyin kendine gelince günlük saçmalıklarla meşgul
olup bunları unuturmuş! Şaşılacak bir şey değil! Birazdan toparlanırsın canım
gel… Ah benim güzelim… (kendi kendine…) Evet kesin delireceksin! Değilsin
ama kesin delireceksin sonunda! (şefkatli, özellikle duyurarak…) Hadi hayatım,
sen yat dinlen biraz daha. Rahatla. (şuruba benzer bir şey uzatır…) İç şunu!
Uyanınca konuşuruz gene…

CAMILLE

Yorulacak ne yapıyorum ki? Beni neden burada tutuyorlar? Deli miyim ben?
Delilerin arasında ne işim var? Lütfen çıkartın beni buradan! (bir öfke nöbeti
eşiğinde… elindeki şurubu üstüne başına döker…) Yeter artık dayanamıyorum!
Buradan çıkartın beni! Atölyeme, sanatıma dönmek istiyorum sadece! Başka
bir şey istemiyorum! Rose lütfen yardım et! Sen konuş doktorlarla! Çıkmak
istiyorum buradan! (zaman geçişini belirtecek bir ışık değişimi…)

RODIN

Ne oldu sevgilim neden bağırıyorsun? Suyu niye döktün? İyi misin?


Korkutuyorsun beni!

31
CAMILLE

(Rose’a) Konuş, hadi bir şey söyle! Yardım et!

RODIN

Tamam, sakin ol! Ne söylememi istiyorsun? Yardım edeceğim ama önce sakin
olman lazım! Bağırma!

CAMILLE

Sen değil! Tanrım yardım et! Delireceğim! Sonunda gerçekten delireceğim!


(başaramayacağını anlayınca bu mücadeleden vazgeçer! kendine gelmeye başlar…
Rodin’e) Beni seviyor musun?

RODIN

Elbette seviyorum!

CAMILLE

O zaman evlen benimle! Dayanamıyorum! (sessizlik…) Neden susuyorsun?


Sorun Rose Beuret, değil mi? Yani karın!

RODIN

O benim karım değil!

CAMILLE

İyi ya işte! Madem karın değil! Neden benimle evlenmiyorsun?

(ışıklar değişir…)

CECILE

Asla! Duyuyor musun beni kızım! Asla diyorum. Bunu bir kez daha değil dile
getirmek. Artık düşünmeni bile yasaklıyorum!

CAMILLE

“Düşünmemi” bile yasaklamak! Yapmadığın şey değil anne! Ama


başaramazsın!

CECILE

Beni iyi dinle Camille! Bir kere adam evli! Mümkün değil!

32
CAMILLE

Değil anne! Evli değil! Üstelik beni seviyor! Ve ben de onu!

CECILE

Bunca yıldır yaşadığın kapatma hayatı yetmedi mi? Sen, nasıl rezil bir fahişe
gibi göründüğünün farkında değil misin?

CAMILLE

Onunla evleneceğim anne!

CECILE

Hayır! Ondan hemen ayrılacaksın! Bir daha asla görmeyeceksin! Sonra benden
ve tüm aileden af dileyeceksin! O uğraştığın pis işlere de tövbe edeceksin! Aklı
başında biri, çamurla iş tutar mı? Baban öldü artık! Bunca yıldır o şımarttı seni!
Bundan sonra ben ne dersem o olacak! Sonra belki bir kilise belki de bir
manastır!

CAMILLE

Hayır anne! Asla!

CECILE

Eğer dediklerimi yapmazsan, ölmek için yalvaracak hale düşürürüm seni!

CAMILLE

Bir kere sevmeyi, bir kere anlamayı deneseydin keşke! Bir kerecik annem
olsaydın!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Olamam! Ben senin annen de değilim Camille! Sevmenin birçok yolu vardır!
Hem bu ortamı daha da gergin yapıyor!

CAMILLE

Hem ilişkimizi biliyor! Hem de seni bırakmıyor! Nasıl bir şey bu? Bana aşık
olduğunu bile bile!

RODIN

Sevmenin birçok yolu vardır!

33
CAMILLE

Aynı şeyleri tekrarlayıp durma! Kendini sürekli tekrar ediyorsun! Sanatında


bile!

RODIN

Lütfen!

CAMILLE

Artık dayanamayacağım! Birini seç ya karını ya da beni!

RODIN

O benim karım değil dedim sana!

CAMILLE

O zaman bizden bahset ve seni bıraksın! Beni sevdiğini söyle! Sadece beni!
(es…) Evet! “Sevmenin birçok yolu var”! Anlıyorum! (es…) Çok yalnızım!
Sevilmeye ihtiyacım var! Dokun bana! Her yerime dokun. Öp beni!

(ışıklar değişir…)

ROSE

Neden heykellerini parçalıyor anlamıyorum! Sanatçı güya! Sanatçı yarattıklarını


yok eder mi? Bir gün Camille Claudel’i bir tımarhaneye tıkacaklar ve ben bunu
göreceğim! Kesinlikle bundan eminim! Deli! Tam bir kaçık! Sanrılar görüyor,
sesler duyuyor, bir de sürekli onu zehirleyeceklerini söylüyor! Deli işte!

CAMILLE

(dinlemiş…) Hayat hikayemden sana ne? Başka şeylerle ilgilensene sen!


Terbiyesiz, hadsiz küstah! 17 yaşında inşaatlardan çamur çalarak heykel
yapmaya başladım ben! Hayatı tam da hayatın içinde öğrendim! Kimseden bir
şey öğrenmeden! Yani acı çekerek! En büyük arzum heykeltıraş olmaktı! O
kadar! Nedeni yok! Sadece hissedebiliyordum ben bunu! Ben evimde oturup
birinin karısı, yatak hizmetçisi olmak yerine sanatçı olmak istedim suç mu?
Gece yarıları evden kaçıyordum! O karanlık sokaklarda, sokak taşlarını sayarak
ya yeni başlamış ya da yeni yıkılmış inşaatların yolunu tutuyordum! Tahta
sandukamı bulduğum ve işime yarayacak çamur ve taşlarla dolduruyor sonra
da evime bunları yeniden yaratmaya gidiyordum! Kıyafetime, halime tavrıma,
yaptıklarıma, gecenin o saatinde tanık olanlar bana ilişmiyordu bile! Çünkü
beni deli sanıyorlardı! Deli olmak ya da deli sanılmak o zamanlar bana bir
özgürlüktü! Ama sonradan tam tersi olacakmış! Ne acı!

34
ROSE

(yalan söyler…) Auguste Rodin bana evlenme teklif etti!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Camille! Yaratma düzeyinde, izleme düzeyinde, değerlendirme düzeyinde de


nesneleri görmeyi bileceksin! Hatırla, o müsvedde çizimi yaptığın günü hatırla!
Sana sürekli müdahale ettiğim günü hatırla!

CAMIILE

Ne yani! Bilerek mi yaptın?

RODIN

Evet aşkım! Olmayanı göreceksin, hayalinde gördüğünü de aktaracaksın!

CAMILLE

Görüyorum!

RODIN

Anlatma, yap! Bunun anahtarı budur!

CAMILLE

Çok sabırlısın! O an bana bilgiçlik taslamadın hiç! Müthiş bir sabırla bekledin
sadece!

RODIN

Çünkü önemli olan tek şey senin görebilmendi! Benim haklı olmam değil! Gurur
ve kibirden kime ne? Hepsi çürüyüp toprak olacaktır! Ama yarattığın heykeller!

CAMILLE

Seni seviyorum…

RODIN

Dikkat et! Yaratıcılığın ön koşulu “görmektir”! Olmayanı var olmayanı görmek!


Yaratacağını bilmek ve önceden görmek!

CAMILLE

Ben bir Tanrıyım!

35
RODIN

Evet buna kuşku yok! Bir duygu-düşünce bütünlüğü içinde “gerçekliği” ve tüm
belirleyici özellikleriyle görsel düşünmeyi öğreteceğim sana! Yani sana nasıl
bir Tanrıya dönüşeceğini öğreteceğim! Daha vurgulayıcı tanımlayacaksın her
şeyi! Yarattığın şey en uçta olacak! O zaman sanat olur! Eller elleri düşün!

CAMILLE

En ufak bir damarın ayrıntısı!

RODIN

Evet aynen öyle! Unutma! En fazla gerçeğe yakın ve asla var olmayan!

CAMILLE

Elleri başında olsun! Hayır, hayır… Tamam, buldum. Bileği dışa doğru, ters
duruyor! Yumruğu kapalı! Tek elle! Diğer kol aşağıda! Biri tam da alnında! (o
şekli alır…) Evet! Parmaklar kapalı el alnında! Oturuyor! Çıplak! Çırılçıplak!
Erkek! Düşünüyor! Tek elle ve aslında yek vücut! Sadece düşünüyor! Buldum!

RODIN

İşte bu! Ruhsal titreşimlerin tınısını duy! Sadece sen işit! Ve en yüksek
düzeydeki hakikatlere açıl! Burada hazla sevinci, heyecanla çalışmayı
birleştireceğiz! İşte atölye dediğimiz şey bu!

CAMILLE

Sabrınla, öngörünle, her şeyinle sevişebilirim senin… Sen bana koca bir
hazinesin!

RODIN

Hayır bebeğim! Ben sana her daim büyük bir hayranlıkla bakıyorum! Ben sana
sadece altını nasıl bulacağını öğrettim! Bulduğun tüm hazine bundan böyle
senindir! Sen artık bir üstatsın!

CAMILLE

Üstat! Öyleyim ha? Bunu sen mi söylüyorsun? Bunu asla ikinci kez
duyamayacağımı düşünüyordum!

RODIN

Bitirdin mi?

36
CAMILLE

Hayır! Daha başlamadım bile!

(ışıklar değişir…)

ROSE

Tüm eserlerin onunkilere benziyor! Ya da tam tersi!

CAMILLE

Buradan çıkmam lazım! Delireceğim yoksa! Burada tutuluyorum! Üstelik deli


bile değilim!

RODIN

Her sanatçı biraz delidir! Sana böyle dediklerinde bundan asla


gocunmayacaksın!

CAMILLE

Bir şey söylesene!

RODIN

Dedim ya aşkım!

CAMILLE

Konuşsana neden susuyorsun! Beni deli etmek mi amacın? Bir şey söylesene!
Anlatsana! O da duysun! Rose!

RODIN

Rose da nereden çıktı şimdi? Camille iyi misin sevgilim? Yoruldun galiba! Hadi
dinlen biraz ağlama! Sakin ol! Bir şeyler yemek ister misin, sıcak bir banyo!

CAMILLE

Hayır! Duymak istediğim tek şey var! O da duysun! Burada beni sevdiğini
söyle!

RODIN

O kim? Kim duyacak? Tabii ki seni seviyorum!

37
CAMILLE

O zaman evlen benimle karın yap!

(ışıklar değişir…)

CECILE

Bağırma! Sen nasıl adi, nasıl böyle ucuz bir fahişe gibi davranabiliyorsun
Camille? Hiç utanman, ahlakın yok mu? Hiç mi bir şey öğretemedim ben sana!
Komşular duyacak! Rezil oluyoruz! Sus!

CAMILLE

Derdin komşuların duymaması sadece! Bu benim derdim değil! Zaten senden


de başka öğrenecek bir şeyim yoktu anne! Neden derdin ben değilim anne?
Neden hiç olmadım? Neden bana hiç komşulara karşı gösterdiğin özeni
göstermiyorsun? Her şeyim mi yanlış sana göre?

CECILE

Hep baban yüzünden! O getirdi seni bu hale! Çamurmuş! Çamurla ne işin var
senin? Ayrıca senin bir “işte” ne işin var? Namuslu bir kadın olmayı
öğretemedim sana! Yazıklar olsun bana!

CAMILLE

Ben namussuz muyum? Namuslu olmak; sadece kocasını evde bekleyip,


sebze yemeği pişirmek ve gece de bacaklarını açıp, havaya kaldırıp onun altına
yatmak mı?

CECILE

Sus diyorum komşular duyacak!

CAMILLE

Duysunlar! Belki bir şey öğrenirler! Belki sürü olmaktan, koyun olmaktan
kurtulurlar!

CECILE

İsa affetsin bizi!

CAMILLE

Seni görse, vazgeçerdi dediklerinden merak etme!

38
CECILE

Bu asilik hep baban yüzünden! Yollamamalıydı seni o orospuların arasına!

CAMILLE

Ben sanat okuluna gittim anne! Onlar da öğrenciydi, sanatçı adayları, fahişe
değil!

CECILE

İyi ya! Orada o çamuru nasıl satacağınızı öğrenmeseydin evinin kadını olurdun
ben de rahat ederdim! İşmiş! Öyle iş mi olur!

CAMILLE

Neden böyle düşünüyorsun anne? Neden? Ne sakıncası var çalışmamın? Hem


ben bir sanatçıyım!

CECILE

O yaşlı bunakla sikişerek mi sanatçı olunuyor!

CAMILLE

Auguste’u seviyorum!

CECILE

İsa bizi esirgesin! Yazıklar olsun sana! Sus! Komşular duyacak!

CAMILLE

Ne olur beni bir kere anlamaya çalışsan?

CECILE

O adamdan ayrılmazsan ben sana ne yapacağımı biliyorum!

(ışıklar değişir…)

RODIN

Ne yapmamı istiyorsun?

CAMILLE

Benimle evlenmeni!

39
RODIN

Bu üstünde düşünmem gereken bir şey! Buna hazırlanmam için bana biraz
zaman ver!

CAMILLE

Son sözün bu mu?

RODIN

Yapma ne olur! (gittiğini görünce peşinden…) Bir dakika bekle nereye


gidiyorsun?

CAMILLE

Pişman olmayacağım! Ama sen olacaksın!

RODIN

Camille dur!

(ışıklar değişir…)

ROSE

Beni seçeceğini ikimiz de biliyorduk! Ben onun ilk aşkıydım! Bunu görmezden
gelmeye çalıştın! Kendini benden üstün gördün! Ama o beni seçti! Ben
kazandım, sen kaybettin!

CAMILLE

Kimin neler kaybettiğini kimse bilemez!

ROSE

Ne demek istiyorsun?

CAMILLE

Anlatsam da anlamazsın ki! Ama gene de sağol… her şey için… (bir mektup
uzatır…) Nasılsa hepsini okuduğun gibi bunu da okuyacaksın! Ama bunu
adresine teslim etmek zorundasın! Edersin değil mi? Bir kez olsun adresine
teslim eder misin? Ben aşkı seçtim! Sanatımda ve hayatımda, onun olmadığı
hiçbir yerde durmadım ve durmayacağım! Seni sevmek istiyorsa sevebilir.
Buna mani olmayacağım! Olabilirdim ama olmayacağım!

(ışıklar değişir…)

40
RODIN

Nerede o? Bu da ne? (mektuba bakar…) Ne söyledi sana? Gitmesine neden izin


verdin?

ROSE

Mani olamadım! Kalmasını söyledim. Hatta yalvardım! Ben aradan


çekilebilirdim. İnan bana! Bunu ona teklif ettim! Sırf sen mutlu ol diye! Sırf
senin gözlerin gülsün diye katlanırdım her şeye! Seni o kadar çok seviyorum ki
çekilecektim ama o bana hakaret edip gitti! (Rodin koşarak çıkar…)Dur aşkım,
nereye gidiyorsun?

(değişim…)

RODIN

Seni burada bulacağımı biliyordum! Camille, neydi o mektup?

CAMILLE

Vermedi mi sana? Belki mektubu değiştirmiştir bile!

RODIN

Hayır aşkım verdi! Ama okumadan yırttım! Yüzüme söyle ne söyleyeceksen!

CAMILLE

Artık çok geç!

RODIN

Ne için çok geç anlayamıyorum!

CAMILLE

Bana öğretmiştin ya! Var olmadan, var etme ve görebilme kabiliyeti! Gördüm,
her şeyi gördüm ben! Her zaman sonu gördüm o yüzden yaşanmasına izin
vermiyorum!

RODIN

Kahin gibi konuşuyorsun!

CAMILLE

Kim bilir belki bir kahinimdir ben! Neler olacağını gördüm her zaman! Kendimle
ilgili, tüm felaketleri! Kötülükleri! Hatta evlendiğinizi bile gördüm!

41
Ve bir gün öldüğünü de! Ama bunu görmek için kahin olmaya gerek yok değil
mi Auguste? Nasılsa hepimiz bir gün mutlaka öleceğiz!

RODIN

Dur! Bana daha anlaşılır anlatır mısın? Öncelikle sen nereye gidiyorsun? Bu
valiz ne?

CAMILLE

Bitti! Gidiyorum! Her şey bitti!

RODIN

Neden?

CAMILLE

Sen seçimini yaptın! Ve ben buna sadece saygı duyuyorum! Sen de benimkine
duy!

RODIN

Hayır vazgeçmiyorum!

CAMILLE

Ben vazgeçtim! Ödediğim bedel çok ağır oldu ama vazgeçtim.

RODIN

Aman Tanrım sen ne yaptın?

CAMILLE

Evet, hamileydim ben! Ama artık değilim!

RODIN

Neden? Bunu neden yaptın? Bana söylemeliydin Camille! Söyleseydin seninle


evlenirdim!

CAMILLE

Auguste! İşte tam da bu yüzden sana söylemedim!

(ışıklar değişir…)

42
CAMILLE

Annemle yaşamak istiyorum. Lütfen, kalan hayatımı annemin yanında yaşamak


istiyorum Paul! Yalvarırım. Çıkart beni buradan! Biliyorum, sırf ben daha iyi
şartlarda yaşayayım diye burada tutuyorsunuz beni! Ama o gülüşleri ve akan
salyaları sağlıklı gözlerimle daha ne kadar izlemeye tahammül edebileceğimi
bilmiyorum! Etrafımdaki herkes gerçekten deli! Fransa’mız savaştayken
burada olmam güvende olmam anlamına geliyor! Sırf benim iyiliğim için
tutuyorsunuz beni burada! Bunun için sana minnettarım! Sen çok iyi kalpli bir
din adamısın! Herkesin dediği gibi. Evet buna ben de, gerçekten inanıyorum.
Papa hazretleri, seni kilisenin azizi ilan edecektir zaten! Hayır, hayır, sakın buna
“ancak Tanrı karar verir” deyip, tevazu gösterme. Sen aziz ilan edilmeyi hak
ediyorsun. Ve edileceksin! Hadi o zaman göster yüce gönüllülüğüne de beni
buradan çıkart artık Paul! Aziz Paul! Çıkmak istiyorum. Söz artık ne o adama
döneceğim ne de çamura elimi süreceğim. Bütün heykellerimi kırıyorum zaten.
Az kaldı hepsini yok edeceğim! Parçaladım onları. Günahlarımdan arınır gibi.
Onu ve onun bana bulaştırdığı ne kadar pislik varsa hepsinden temizleniyorum!
Hastane başhekimine çok yüklü miktarda bir bağış yaptığını duydum! Benimle
bir ilgisi yoktur zaten. Sen çok iyi kalplisin! Sırf o zavallı insanlar daha iyi
şartlarda yaşasınlar diye çuvalla para yollamışsın başhekime! Yüce Paul çıkart
beni buradan! Ablanın şu kadarcık hatırı varsa çıkart, gidip annemle yaşayayım.
Söz! Kimseye bir zararım dokunmayacak!

ROSE

Delisin sen! Başlarda inanmıyordum ama şimdi artık eminim! Sen bir delisin ve
burada tutulman gerekiyor!

CAMILLE

Lütfen Rose! Sen yardım et bana! Öyle deme. Artık dayanamıyorum. Biri yardım
etsin bana! Annemi istiyorum ben!

ROSE

Karşında Paul varmış gibi kendi kendine konuşuyorsun! Ancak deliler kendi
kendilerine konuşur!

CAMILLE

Yardım edin! Lütfen yardım edin!

ROSE

Yat uyu biraz. Bugün sabahtan beri bu kaçıncı! Daha altı gün var Paul’ün
gelmesine! Bugün Pazar!

(ışıklar değişir…)

43
CAMILLE

Burada çok üşüyorum! Anneme sarılıp uyumak istiyorum! Evet. Anneme bile
sarılabilirim artık! Hiçbir şey olmamış gibi üstelik! İhtiyacım var unutmaya!
Ancak unutursam iyileşebilirim! Paul iyi ki geldin yanıma! Çok teşekkür ederim
sana! Anneme en azından beni burada ziyarete gelmesini söyleyebilir misin?
Onu görmeye çok ihtiyacım var! Çok! Hem buraya hızlı trenle bile gelebilir!
Yolda hiç yorulmaz! Gelmesini söyler misin Paul! Ya da sen onu getirebilir
misin? Bugüne kadar kırdığım kim varsa hepsinden özür dileyeceğim!
Ayaklarına kapanıp af dileyeceğim Paul! Yeter ki buradan çıkabileyim!
Herkesten özür dilemeye hazırım! En başta da senden! İzin ver dizlerine,
ayaklarına kapanayım! Affet beni Aziz Paul! Yüce Paul! Yardım et bana! Paul bir
şey söyle! Paul? Rose? Neredesiniz?

ROSE

Sakin olun bayan Claudel! Lütfen sakin olun! Lütfen ayağa kalkın! Gelin sizi
yatağınıza yatırayım! Böyle yapmayın lütfen! Harap ediyorsunuz kendinizi!

CAMILLE

Paul nerede Rose?

ROSE

Bay Paul yok bayan Claudel! Gelmedi! Hiç gelmedi ki!

CAMILLE

Gelmedi mi? Aman Tanrım! Bugün günlerden Pazar değil mi artık Rose?

ROSE

Bayan Claudel! Benim adım Rose değil! Ben bakıcınız Rahibe Amarente’yim!
Hatırladınız mı? bayan Claudel? Bayan Claudel! Lütfen kendinize gelin artık!
Lütfen! Kendinize bunu yapmayın artık!

CAMILLE

Amarente! Evet! Rahibe Amarente!

ROSE

Efendim bayan Claudel!

CAMILLE

Bugün günlerden ne?

44
ROSE

(gaddarca…) Pazar!

(ışıklar değişir…)

RODIN

(iki ayrı yatakta, iki ayrı mekanda, birbirlerinden habersiz, birbirleriyle vedalaşırlar…
ışık her konuşma sırasında konuşmacıyı aydınlatır, diğerini karanlıkta bırakır ya da
tam tersi…) Bunu bize nasıl yaptı? Neden yaptı bunu? Bir bebeğim olabilirdi!
Bizim bebeğimiz! Bu günahı kim affedebilecek! Ben değil! Yapamam! Elimden
bir şey gelmez! Şimdi bu ölüm döşeğinde… her şeyimi kaybetmiş, yaşlı, hasta
ve pişman bir adam olarak ölmek istemiyorum… ama öldüğümü
hissedebiliyorum. Keşke bir şeyleri değiştirebilecek bir fırsatım olabilseydi!

CAMILLE

Hayatımda kimseyi suçlamadım! Asla! Uğradığım hiçbir haksızlık, hiçbir felaket


için başkasında kabahat bulmadım ben! Sadece sevdim ve inandım. Hatalarım,
zaaflarım vardı, herkesin olduğu kadar yahut daha da fazlası ama bu birini
cezalandırmak için, onu haksız yere bir tımarhaneye tıkmak için yeterli bir
neden mi?

RODIN

Rose ile evlendiğim için pişman değilim! Ona karşı tutmam gereken bir söz
vardı! Bunu yapmadan ölemezdim! Camile ile de evlenmek isterdim. Ama
ikisiyle birden olmuyor işte…

CAMILLE

Rose ile evlendi! Biliyordum zaten! Baştan beri bunu yapacağını biliyordum!
Bir kahin gibi olacakları görüyordum!

RODIN

Şimdi evlendiğimin üstünden bir ay geçmeden Rose öldü. Ve ben verdiğim en


zor karardan sonra bu hasta yatağında yapayalnız kaldım!

CAMILLE

Beni ve çocuğumu öldürdü! Şimdi de o yatakta yalnızlık içinde inleyerek,


pişmanlık içinde ölecek! Bu kez bunu görmek için kahin olmama gerek yok!

45
RODIN

Onu mu daha çok sevdim, dehasını mı bilmiyorum. Ama itiraf etmem gereken
tek şey var! O dehayı benim dışında başkalarına armağan etmesini uzun zaman
engelleyebildim.

CAMILLE

Şeytan Rodin! Beni hep kıskandı! Sadece yeteneğimi kendi için kullanmak için
tuttu beni yanında! Gençlik ateşinin çok uzağında hayat ruhumu zamanla
soğuttuktan sonra görebiliyorum bunu! Zaman böyledir! Hayat da! Gençlik bir
kara bağ gibidir gözlerin üzerinde! İhtiras da öyle! Gençlik geçince onlar da
kayboluverir! Hırs gençlere mahsustur! Yaş ilerledikçe vazgeçilmez hiçbir şey
kalmaz! Kalmamalı!

RODIN

Geriye dönmek istemiyorum. Ölmek de!

CAMILLE

Ölüm korkusu ona karşı çırpınarak bastırılmaz! Gerçek ölümsüzlük geleceğe


doğru uyarlanabilmektir!

RODIN

O bana, gençliğini, yeteneğini, sanatını ve hayatını verdi! Bense ona hiçbir şey!

CAMILLE

Aşkın en büyüğü; tüm hayatını sevdiğine armağan edebilmektir!

RODIN

Ben Auguste François Rodın’im! Ölemem!

CAMILLE

Tek pişmanlığım öğrenciliğimin nerede başladığını bilememektir! Keşke ne


zaman sevgili olduğumu da bilebilseydim! O zaman ölmek daha kolay olurdu!
Çünkü ölmekten korkmuyorum! Ama o korkuyor! Rodin hayatı boyunca ondan
daha başarılı olabileceğimden de korktu! Şimdi öldükten sonra da bundan
korkmak zorunda kalacak!

RODIN

Hayatım boyunca yanımda olmasını istedim! Uzağa gidip başka şeyler


yapmasını engellemek için! O kadar!

(ışıklar değişir…)

46
CECILE

“Sayın Başhekim Dr. Brunet, 1 Haziran 1920 tarihli mektubunuzu aldım…


Mektubunuzda kızım Camille Claudel’in sağlığında herhangi bir şüpheye yer
bırakmayacak kadar açık bir iyileşme olduğunu, hatta normal hayatta ailesinin
arasında yaşamasının ona çok iyi geleceğini, hiçbir psikolojik rahatsızlığının
olmadığını söylüyorsunuz… Muhterem başhekim. Böyle şeyler söylemek sizi
itham altında bırakacaktır! Camille hastadır! Çok hasta! Teşhisinizi tekrar
gözden geçireceğinizi ve bu kanıya tekrar varacağınızdan ne benim ne de
oğlum Paul’ün kuşkusu yoktur. Muhterem başhekim, onu topluma geri salmak
gibi çılgınca ve tamir edilemez bir hatayı asla yapmayacağınızı umuyoruz.
Hastaneniz için gerekli maddi yardım için endişelenmeyin, oğlum Paul
ödemelerinizi fazlasıyla artarak yapacaktır. Ne şimdi ne de ölümümden sonra
asla, ne sebeple olursa olsun Camille’i o hastaneden dışarı çıkartmayacaksınız!
Bu onun, bizim ve toplumun menfaatinedir. Camille tedaviye muhtaçtır. Mutlak
ve ömür boyu bir hastane tedavisine! Tüm hayatını huzur içinde o hastanede
geçirecektir! Sevgilerimle, Camille’in Annesi ve Yasal Sorumlusu Louise
Athanaïse Cécile Cerveaux!” 25 Aralık 1920 Cumartesi…

(ışıklar değişir…)

CAMILLE

Hayatım boyunca beklediğim cumartesi bu muydu? Ağabeyimin gelmesini


beklediğim her dakika için… annem başhekime o mektubu bir cumartesi
yazmış! Ne önemi var ki? Bir son arzum yok! Uğradığım bunca haksızlıktan
sonra ne isteyebilirdim ki? Hepsinin cehennemde yanmasını mı? Ben yaşarken
yandım zaten! Soğuk heykellerin taş kalplerinde mutluluk aramışım ömrüm
boyunca! Oysa esas taştan kalpler ailemin tüm mensuplarıymış! Beni
cezalandırmak, asiliğimin, sanatımın dehasının cezasını ödetmek için beni bu
tımarhanede ölüme terk ettiler! O cumartesi gününün, şimdi asla gelmeyeceğini
çok iyi biliyorum! Bir kahin gibi! O cumartesi günü asla gelmeyecek! Burada
öleceğimi de çok iyi biliyorum. Artık bir önemi kalmadı! Şeytan Rodin,
merhametsiz annem, kalpsiz ağabeyim Paul, acımasız kuzenim ve sanatımı,
kabiliyetimi çalan tüm leş kargalarına lanet etsin Yüce Tanrı! Bu zavallı, sadece
heykelleriyle yaşayan güçsüz kadını yendiklerini sansınlar! Oysa hayatın bir
galibi yoktur! Tarih beni güzel hatırlasın istiyorum. Hiç kimseye kasten bir
kötülük yapmadığımı bilmenin huzuruyla mücadele etmeyi bırakıyorum artık!
Onları affetmiyorum!! Hiç birini! Ben taşın kalbini gördüm! Kimsenin
göremediğini! Taşın kalbi kanamazmış! Asla! (bağırır…)Taştan kalpler! (elindeki
iskarpelayı bir heykelin tam kalbine saplar…) Kırılsın, kanasın taştan kalpler!
(Rodin’in aynı zamanlı ölümünü görürüz…)

(ışıklar içinde…)

47
ROSE

Bayan Claudel, bayan Claudel!

CAMILLE

Ne var? Ne oluyor?

ROSE

Auguste Rodın öldü!

CAMILLE

Tutsaklığım sona erdi! (ışıklar değişir… gerçeklik ile düş arası bir bilinmezlik… uyku
ile uyanıklık arası gibi…) Amarente, bugün hala Pazar mı?

PAUL

Hayır kardeşim! Artık değil! Bugün cumartesi!

CAMILLE

Aman Tanrım! Sen?

PAUL

Evet kardeşim benim! Ben! Paul!

CAMILLE

Aman Tanrım! Yüce İsa. Şükürler olsun! Tanrım! Tanrım! Paul! Azizim! Yüce
Paul!

PAUL

Dur, dur! Camille lütfen sakin ol!

CAMILLE

Nasıl olayım Paul? Bunca zamandır seni bekliyorum! Yıllar oldu! Nasıl sakin
olabilirim?

PAUL

Yıllar mı?

CAMILLE

Yıllardır seni bekliyorum Paul! Ama sen… Hiç gelmedin!

48
PAUL

Sevgili kardeşim mektubun elime geçen hafta geçti. Ben de ilk denk gelen
cumartesi yanına geldim!

CAMILLE

Nasıl? Nasıl olur?

ROSE

Zamanla ilgili birtakım yanılsamalar yaşıyor hala Bay Paul! Affedin. Aziz Paul!

PAUL

Ziyan yok! Seni görmeye gelmemek ne demek? Bunu nasıl düşünürsün sevgili
kardeşim… neyse… artık bunları boş verelim! Şu andan itibaren senin
sağlığınla ilgili her türlü tedbiri ivedilikle almamız icap ediyor!

CAMILLE

Sen nasıl iyi bir insansın böyle Paul? Seni çok seviyorum canım kardeşim…
hemen hazırlanmam gerekiyor. Şey… zaten fazla eşyam da yok. Dur saçımı
yapayım hemen. Yok, yok, gerek yok. Hadi hemen çıkalım… çıkalım hemen
buradan Paul! Ohh… canım Paul, Azizim Paul! Hadi hemen çıkalım, evimize
gidelim. Hadi hemen çıkalım!

PAUL

Dur Camille! Dur sakin ol! Kızkardeş Amarente!

ROSE

Buyurun efendim!

PAUL

Bizi kardeşimle yalnız bırakabilir misiniz?

ROSE

Elbette Aziz Paul!

PAUL

Teşekkür ederim… (çıkar…)

49
CAMILLE

Hadi gitmiyor muyuz Paul? Evimize dönmeyecek miyiz? Ben çok iyiyim!
İyileştim artık! Hiçbir hastalığım yok benim!

PAUL

Camile! Biz tüm aile bir araya geldik! Senin için! Ve bir toplantı yaptık! Senin
iyiliğin için! İyileşmen için herkes bir araya geldi! Sırf seni düşündüğümüz için!

CAMILLE

Ben hasta değilim Paul! Başhekim de aynı kanıda! Bana da söyledi bunu!

PAUL

Biliyorum kardeşim, biliyorum! Ben senin nasıl iyi olacağını çok iyi biliyorum!

CAMILLE

Çok iyisin Paul! Çok iyisin! Nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum. Ama artık
gidelim. Evimizde konuşuruz! Burada daha fazla kalacak gücüm yok. Burası
tüketiyor beni! Öldürüyor! Burada ölmek istemiyorum!

PAUL

Başhekimle ben de konuştum kardeşim! Ve senin için en iyisine karar verdik!

CAMILLE

(sarılır…) Canım Paul! Sana sarılmaktan daha fazlası elimden gelmiyor! Ama bu
kadarını kabul et ne olur! Canım Paul!

PAUL

Camille! Senin tamamen iyi olmanın tek bir çaresi var!

CAMILLE

Bunu senden duymak harika kardeşim ama artık çıkalım ne olur! Gidelim
buradan! Canım Paul kurtarıcım!

PAUL

Camille tamamen iyileşmen için yeniden…

CAMILLE

(keser…) Ne? Ne demeye çalışıyorsun sen?

50
PAUL

Demem o ki… Yeniden heykel yapman lazım! Ben başhekimle görüştüm!


İhtiyacın olan her şeyi sana temin edecek! Her şeyi! Tüm malzemelerin,
istediğin kadar ve istediğin sürece! Artık sınırlama yok! Heykel yapacaksın
Camille! İstediğin kadar! İznin var! Hem başhekimden hem de ailenden! Ve
emin ol ailen bunun için seni artık destekliyor! Biz çok düşündük; sen
heykelciler kasabasının yetiştirdiği müstesna bir sanatçısın! O kasabadan
onlarca heykelci çıktı ama sen en büyüklerisin. Ve biz artık, bundan böyle
seninle gurur duymaya karar verdik!

CAMILLE

“Bundan böyle benimle gurur duymaya” mı karar verdiniz? Yani?

PAUL

Sevinmedin mi?

CAMILLE

Paul! Buradan çıkmıyor muyum?

PAUL

Camile henüz hazır değilsin! Biraz daha tedavi olman lazım! Hem heykel
yaparak ruhunu da eğitirsin, ehlileştirirsin burada! İstediğin bu değil mi, heykel
yapmak! Ve ailenden kabul görmek!

CAMILLE

Buradan gitmiyor muyuz Paul? Sen beni buradan çıkartmak için gelmedin mi?

PAUL

Hayır kardeşim! Ben hem seni görmeye geldim hem de aldığımız bu müthiş
kararı sana bildirmeye geldim! Müthiş değil mi ama? Seninle gurur duyacağız
artık! Ve artık her cumartesi seni görmeye geleceğimin müjdesini vermeye
geldim tabii!

CAMILLE

Git Paul!

PAUL

Efendim?

CAMILLE

Paul git! Git buradan!

51
PAUL

Senin için en mühim şeyin heykel yapmak olduğunu sanıyordum! Sevineceksin


sanıyordum. Sanıyorduk… Söz biraz daha iyileşince, seni buradan…

CAMILLE

Bir insanı öldürmenin ne kadar çok yöntemi varmış meğer! Hem de nefes
almasına izin vererek!

PAUL

Sen biraz daha dinlen kardeşim! Haftaya cumartesi gene geleceğim! Belki o
güne kadar bir eskize başlarsın bile… Annen dedi ki; bize bir aziz heykeli
yapsın. Ben de kiliseme koyarım tabii. Görkemli bir şey olsun, beyaz
mermerden, bir haftada biter mi?

CAMILLE

Paul!

PAUL

Efendim kardeşim!

CAMILLE

Ben bugüne kadar insanların kalbinin taştan olabileceğini hiç düşünmemiştim!


Ve bir kardeşin kardeşe taştan bir kalple konuşabileceğini…

PAUL

Anlamadım kardeşim!

CAMILLE

Ben sadece heykellerin kalbi taştandır sanıyordum! Meğer insanların öyleymiş!


Senin bir taştan farkın yok! Üstelik biliyor musun? Benim taşlarımın bir kalbi
bile var! Seninse yok!

PAUL

Haftaya cumartesi görüşürüz Camille! Beyaz mermerden olsun! Gri olmasın!


Aziz Paul’ü yap mesela! Nasıl fikir? (çıkarken…) Benim aklıma geldi bu!
Kilisemin bahçesine koyacağım yaptığın heykeli. Senin adını da yazarız altına…
bir gün seni onu görmeye bile götürürüm kilisenin bahçesine! Sevinirsin!
Gezersin biraz… canım kardeşim benim! Bak her şey nasıl da düzelecek! Hele
kilise beni bir aziz ilan etsin…

(ışıklar değişir…)

52
(bir barkovizyondan Claudel’in mezarı ve her yıl onu kabri başında ziyarette bulunan
kadın kuruluşlarının fotoğrafları… siyah fon üstüne düşen son yazı ve müzik…)

DIŞ SES

Camile Claudel 19 Ekim 1943 yılında öldü. 30 yıl boyunca, aralıksız kaldığı akıl
hastanesinden hiç dışarı çıkmadı. Bu süre içinde annesi ve kuzeni onu hiç
ziyaret etmedi! Erkek kardeşi Paul Claudel, 30 yıl içinde; tamamı cumartesi
günleri olmak üzere ona 4 defa ziyarette bulundu! Bayan Claudel’in bilinen
hiçbir psikiyatrik rahatsızlığı yoktu. Kendisine hiçbir zaman bir hastalık teşhisi
de konmadı. Geçirdiği bir sinir krizi sonrası; 90 adet heykelini, eskiz ve çizimini
parçalayarak yok etti! Camille Claudel bugüne kadar yaşamış en büyük
heykeltıraşlardan biri olarak kabul edilir. Rodin’e ait olduğu bilinen “Düşünen
Adam” ve “Cehennem Kapısı” adlı eserleri Camille Claudel çizmiştir. Bayan
Claudel adına kardeşi Paul, onu hastanede tutsunlar diye, her ay düzenli olarak
başhekime; 500 Frank yardımda bulunuyordu! Sadece “Cehennem Kapısı” adlı
eserin bugün için müzayede değeri yaklaşık 16 milyon dolardır! 1943 yılında
öldüğünde 79 yaşındaydı! Hemşire Amarente’nin anlatılarına göre, Bayan
Claudel asla aynı günü yaşadığını sanmamıştır. Sadece kardeşi Paul ile yaptığı
o son görüşmeden sonra her günü bir cumartesi öğleden sonrası olarak
yaşamayı tercih etmiştir! Mezarı Paris’te Monfavet Mezarlığındadır. Öldüğü gün
Salı’ydı! Ve kendisi Salı olduğunu çok iyi biliyordu!

BİTTİ
1 ŞUBAT 2016 MALTEPE

53

You might also like