Professional Documents
Culture Documents
Devinim - Sam Shepard - Melisa Berberoğlu
Devinim - Sam Shepard - Melisa Berberoğlu
Shooter: Kaybettim.
Lupe: ( Kitabı alır ve sayfaları çevirir.) Ver ben bakayım.
Jeep: Evet.
(Shooter ilgilenmez.)
Lupe: Ben hiç dans eden bir ayı görmemiştim. Bu benden önce
olmalı. Galiba yasaklamışlardı. Çok acımasızca ya da bunun gibi
bir şey olduğu için.
Jeep: Ne?
Jeep: Yoo, bir şey demek istemedim. Sorun yok. Bunu hepimizin
arasında yapmak gerçekten cesaret ister.
Lupe: Sizin yaptığınızdan daha kötü değil.
(Yere oturur. LUPE bir süre daha dans etmeye devam eder. Yavaşça
dansını bitirir. Shooter kitaba göz gezdirmektedir. Kahvelerini
yudumlarlar.)
SHOOTER: Haa.
JEEP: Yani evet bazen öyle olur ama bu sefer öyle değildi.
SHOOTER: Yok.
(Bir anda LUPE aç bir kurt gibi kolunu ısırmaya başlar. JEEP ve
SHOOTER ilgi göstermezler.)
LUPE: Of karnım!
(İki eliyle karnını kavrar ve bir bebek gibi tutar. LIZA içeri
gümüş servis tabağında koca bir hindi getirir. Buharı üstünde
tütmektedir. Masaya, LUPE’nin karşısına geçer.)
JEEP: Doğru.
LIZA: Doğru.
LUPE: Biz gerçekten şanslıyız.
LIZA: Ben.
LIZA: Yok. Baharda olan don yüzünden her şey yok oldu unuttun
mu?
SHOOTER: Beyaz.
( LIZA’ya bir tabak hindi verir. LIZA yer. LUPE kendine servis
eder ve yemek için oturur.)
LIZA: Evet. Hiç ateşte yemek pişirmedim. Yani alev alev yanan
bir ateşten bahsediyorum. Kendini pişirmemek elde değil.
Kolların kızarmaya başlar. Mutfağın yanıp yerle bir olacağından
korkarsın.
JEEP: Beyaz.
(LUPE ona bir tabak hindi servis eder. JEEP yerde oturarak yer.)
LIZA: Ben sandalyeyi almak için bir hamle yaptım ama o önce
davrandı.
LIZA: Sanırım.
JEEP: Bir baba. Ülkesi için kan döken tutkulu bir baba.
LUPE: Bu ne zamandı?
SHOOTER: Ee. Hiç benlik bir şey değil. Tamamen yanlış bir imaj.
Bir yanlışlık olmalı.
JEEP: Ha.
SHOOTER: Teşekkürler.
SHOOTER: NE?
SHOOTER: Kim bilir. Gelişti. Bir gün kendini bunun içinde buldu.
JEEP: Hayır.
LUPE: (Yukarı bakar) Bir şeyin hissi- Bir his ımm- Topluluk
nedir, Shooter?
JEEP: Biliyorum.
JEEP: (LUPE’a) Bir yolu olmalı. Yani, bir şey eksik olmalı. Onun
tamamıyla orada olmadığını söyleyebilmen lazım.
SHOOTER: Bilmiyorum.
LUPE: Ne.
LUPE: Ha.
SHOOTER: Yani ani bir karardı.. Etrafta dolaşmak için her şeyimi
veririm. Sadece köşeleri yalamak. Burnumun toz yutması için.
Vücudumun hareket ettiğini hissetmek için.
SHOOTER: Bir gece, güveler varmış. Bir sürü güve. Uzakta, bir
mumun yandığını görmüşler. Kocaman bir evin penceresinde tek bir
mum. Mum ışığı adeta güvelere işkence ediyormuş. Güveler ışıkla
birlikte olmanın hasretini çekiyor fakat ne ışığı anlıyorlarmış
ne de onun ne olduğunu biliyorlarmış. Güvelerin önderi ışık
hakkında bilgi toplaması için güvelerden birini eve göndermiş.
Güve geri dönmüş ve gördüklerini anlatmış ama önder güvenin mum
hakkında hiçbir şey anlayamadığını söylemiş. Böylece başka bir
güve eve gitmiş. Ateşe kanadının ucu ile dokunmuş fakat
sıcaklığa dayanamamış. Önder yine tatmin olmamış ve üçüncü bir
güve göndermiş. Güve eve yaklaşmış ve camın arkasında pır pır
eden ateşi görmüş. Muma karşı sevgiyle dolmuş. Cama çarpmış ve
sonunda içeri girmenin bir yolunu bulmuş. Kendini ateşin üstüne
atmış. Ön bacaklarıyla ateşi kucaklamış ve sevinçle onunla bir
olmuş. Onu tamamen sahiplenmiş ve bütün vücudu ateş gibi
kıpkırmızı olmuş. Diğer güveler ile birlikte bütün bu olanları
uzaktan izleyen önder, ateş ile güvenin bir olduğunu görmüş.
Diğer güvelere dönmüş, ve demiş ki “O, bilmek istediği şeyi
öğrendi, fakat onu anlayan tek kişi kendi”.
SHOOTER: Önce söz ver, sırf evde bir balık var ve ben
sandalyenin üzerindeyim diye balıklardan korktuğumu
düşünmeyeceksin.
(Bir anda LUPE yüksek sesle usanmış, kızgın bir şekilde nefes
verir, sertçe kitabın kapağını kapar, iki adama bakar, kalkar ve
sahneyi terk eder. SHOOTER ve JEEP kişisel pozisyonlarında
takılı kalmışlardır. Bir süre birbirlerine bakarlar.)
(JEEP, yapar.)
JEEP: Şimdi daha iyi durumdayım. Artık yapacak bir şeyim var.
JEEP: Oo.
SHOOTER: Ne oldu?
SHOOTER: Neydi o?
JEEP: Geniş bir ağ. Bir olaylar zinciri. Yeni bir dünyaya giriş
yaptım.