Bilim Nasıl Çalışır Alfa Yayınları

You might also like

Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 247

ALFA

ALFA
• •

1
NASIL
ÇALlŞlR
ALFAiıe&JI Penguin
Ranaom
House

Alfa Yayınları: 3471


Başvuru: 23

BİLİM NASIL ÇALlŞlR?


Orijinal Adı How Science Works
İngilizce Aslından Çeviren Ahmet Fethi Yıldırım

1. Basım: 2019
ISBN 978-605-106-868-8

Sertifika No: 10905



1-
.. ---1
Yayıncı ve Genel Yayın Yönetmeni
M. Faruk Bayrak
Genel Müdür Vedat Bayrak
Yayın Yönetmeni Mustafa Küpüşoğlu
Proje Editörleri Lili Bryant, Martyn Page, Miezan van Zyl
Sanat Yönetmeni Karen Self
Tasanın Uygulama Elif Çepikkurt

© 2018, ALFA Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.


© Dorling Kindersley Limited,
2016
BO Strand, London WC2R ORL United Kingdom,
A Penguin Random House Company

Kitabın tüm yayın hakları


Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti. 'ne aittir.
Tanıtım amacıyla, kaynak göstermek şartıyla

z
yapılacak kısa alıntılar dışında, yayıncının
yazılı izni olmaksızın hiçbir elektronik veya
mekanik araçla çoğaltılamaz. Eser sahiplerinin
manevi ve mali haklan saklıdır.

Alfa Basım Yayım Dağıtım Ltd. Şti.

1 1
Alemdar Mahallesi, Ticarethane Sokak No: 15 34110
Cağaloğlu, İstanbul/Türkiye •
Tel: (0212) 511 53 03- 513 87 51- 512 30 46
Faks: (0212) 519 33 00

(.)ı
www.alfakitap.com info@alfakitap.com

A WORLD OF IDEAS:
SEE ALL THERE I S TO KNOW
(www.dk.com )

1 1
Çin'de üretilmiştir. Printed in China.

Bilimi özel kılan nedir? 8

MADDE
Madde nedir? 12 Tapkimeler ve enerji 44

Katılar 14 Metaller 46

Sıvılar 16 Hidrojen 48

Gazlar 18 Karbon 50

Tuhaf haller 20 Hava 52

Maddeyi dönüştürme 22 Yanma ve patlama 54

Rir atomun içi 24 Su 56

/\tom-altı dünya 26 Asitler ve bazlar 58

Dalgalar ve parçacıklar 28 Kristaller 60

Kuantum dünyası 30 Çözeltiler ve solventler 62

Parçacık hızlandırıcılar 32 Katalizörler 64

Elementler 34 Kimyasal yapımı 66

Hadyoaktivite 36 Plastik 68

Karışımlar ve bileşikler 38 Cam ve seramik 70

Moleküller ve iorılar 40 Harika malzemeler 72

'l'epkime 42
UZAY DÜNYA
Yıldızlar 190 Karanlık madde ve 206 Dünyanın içi 222
karanlık enerji
Güneş 192 Levha tektoniği 224
208
194 226
Nasıl son bulur?
Güneş Sistemi Depremler

210
Uzay enkazı 196
Evreni görmek
Yanardağlar 228

198 Yalnız mıyız? 212 Kayaç döngüsü 230


Kara delikler

Galaksiler 200 Uzay uçuşu 214 Okyanuslar 232

Büyük Patlama 202 Uzayda yaşamak 216 Dünyanın atmosferi 234

Evren ne kadar 204 Öteki dünyalara 218 Hava durumu nasıl işler? 236
büyüktür? yolculuk
Olağanüstü hava 238
koşulları

İklim ve mevsimler 240

Su döngüsü 242

Sera etkisi 244

İklim değişikliği 246

DİZİN 248

TEŞEKKÜRLER 256
Bilimi özel 111\-.
A lh�iiı!
lliiiiRR
kılan nedir? .!1t
Konuyu araştırmak, başkalarının aynı
Bilim bir olgular derlemesinden soruyu so rup sorumadığı nı (ve yanıtiayıp
yanıtlamadığını) açığa çıkarır. ilgili
ibaret değildir - kanıtiara ve çalışmalar düşünceleri tetikleyebilir ­
örneğin birileri, şeftali dışında
mantığa dayanan sistematik başka meyvelerin
düşünme biçimidir. Kusursuz olgunlaşmasını incelemiş
olabilir.
olmayabilir ama evreni
anlamamızın en iyi
yoludur.
Bilim nedir?
Bilim, doğal ve toplumsal dünyayı
öğrenmenin ve anlamanın, kazanılan Bu gözlemler sorulara dönüştürülür­
örneğin bir bilim insanı, belli bir
bilgiyi uygulamanın bir yoludur. bakterinin bir ortamda neden daha iyi
Bilgiyi sürekli güneelliyer ve dünyayı geliştiği ni ya da meyve kasesindeki
kavrayışımızı değiştiriyor. Bilim şeftalileri n neden daha çabuk
bozulduğunu keşfetmek
ölçülebilir kanıtıara dayanır; bu isteyebilir.
kanıtları genelleştirirken ve daha ileri

i
tahminlerde bulunmak için
kullanırken mantıksal adımlar
izlemelidir.

-<®>
Bu süreci kullanarak kazandığımız
bilgi yığınını tarif etmek için de "bilim"
sözcüğü kullanılır.

Bilim çoğu kez dünyaya ilişkin gözlemlerle,


yalnızca laboratuvar koşullarında görülen
sıradışı fenomenler mi yoksa gündelik
BUimsel yöntem etkiler mi olduğunun gözlemlenmesiyle
başlar - meyve kasesinde şeftalinin
Bilimsel yöntem disiplinden disipline buzdolabındakinden daha
değişir ama genellikle şunları çabuk bozulduğunu fark
etmek gibi.
gerektirir: Bir hipotez üretme ve
sınama; deneylede toplanan veriyi
kullanıp hipotezi güneellernek ve
arıtmak; mümkünse, genelleştirilebilir
bir teoriye ulaşıp hipetezin neden
doğru olduğunu açıklamak. Veriden
emin olmak için deneyierin tercihen
Süregiden bir süreç Bilim insanlarının bulgularıyla ilgili
farklı laboratuvarlarda tekrarlanması Bilim hiç bitmez. Sürekli yeni veriler yazdıkları makaleler, deneyin
önemlidir. İkinci kez farklı sonuçlar üretilir ve teoriler, bu bilgiyi yönteminde ya da çıkarılan sonuçlarda
bulunursa, sonuç başlangıçta kapsayacak şekilde arıtılmalıdır. sorun arayan başka uzmanlarca
Bilim insanları çalışmalarının, değerlendirilir. Kabul edilirse
sanıldığı kadar güvenilir ya da gelecek deneylerie muhtemelen yayımlanır ve başkaları
genelleştirilebilir olmayabilir. aşılacağını bilirler. da okuyabilir.
8 9
BİLİM NASIL ÇALlŞlR?
Bilimi özel kılan nedir?

ÖNEMLI TERIMLER

HIPOTEZ
Hipotez, bir gözlem e ilişkin mevcut bilgiye
dayanan potansiyel bir açıklamadır. Bilimsel
Bir sonraki adım sınanabilir bir hipotez ­ olması için yanlışlanabilir olmalıdır.
olaya neyin neden oldu�uyla ilgili bir
öngörü- yaratmaktır. TEORi
"Buzdolabı ndaki so�ukluk Teoriler, bilinen olguları açıklama yollarıdır.
şeftalilerin bozulmasını Birbiriyle ilişkili birçok hipotezden yola
önler," bir hipotez çıkılarak geliştirilir ve kanıtlarla desteklenir.
olabilir.
YASA
Bir yasa herhangi bir şey açıklamaz; sınandığı
her seferinde doğru olduğu gözlemlenen bir
şeyi tarif eder.

Öngörüler bir hipotezden mantıksal


olarak çıkmalı, spesifik ve deneysel olarak
sınanabilir olmalıdır. Örne�in: "Isı
şeftalinin olgunlaşmasını etkiliyorsa,


220'de tutulan bir şeftali, 80'de

�,&.
tutulandan daha çabuk

I11J.uTT
bozulur."
9

Deneyin ilk sonuçları öngörülere hiç


uymuyorsa, bunun nedeniyle ilgili bir Hipotezle tutarlı olup olmadı�ını görmek
işaret olabilir ve hipotezinizi arıtarak, için veri toplan ır. Deneyler, ilgilendi�iniz
de�iştirerek ya da reddedip yeni bir sonucun başka bir açıklaması
hipotez formüle ederek süreci olmadı�ından emin olmak için
yeniden başlatabilirsiniz. dikkatli bir biçimde
tasarlanmalıdır.

r Bir deneyin bulguları istatistiksel olarak


çözümlenip, rastgele dalgalanmaların
sonucu olmadıklarından emin
olunmalıdır. Tesadüf olasılı�ını
BiR Hi POTEZlN ÖZELLIKLERI

KAPSAM
azaltmak için, deneylerde
Geniş kapsamlı hipotezler bir dizi görüngüyü
kullanılan örnek büyüklü�ü açıklar- dar kapsamlı hipotezler, yalnızca
elverdi�ince fazla spesifik bir örneğin açıklayabilir.
olmalıdır.
SINANABiLiR
Bir hipotezi sınamak olanaklı olmalıdır. Bir
hipotez kanıtlarla desteklenmedikçe,
Sonuçlar öngörülere uygunsa, hipoteze reddedilmelidir.
güven artar. Bir hipotezi e bediyen
kanıtlayamayız, çünkü gelecekteki YANLlŞLANABiLiR
deneyler hipotezi çürütebilir ama Bir hipetezin yanlış olduğunu kanıtlamak olanaklı
ne kadar çok deney hipotezi olmalıdır. "Hayaletlervardır" ifadesi bilimsel
desteklerse, güvenimiz değildir; çünkü hiçbir deney yanlışlayamaz.
o kadar artar.
Madde nedir?
Genel olarak uzayda yer kaplayan ve kütlesi olan her şey maddedir.
Yani madde, bu iki özniteliğe sahip olmayan enerjiden, ışıktan ya da
sesten farklıdır.

Maddenin yapısı
En temel düzeyde madde, kuark ve elektron gibi temel parçacıklardan oluşur.
Temel parçacık bileşimleri atomları oluşturur; atomlar da bazen birbirine
bağlanıp molekülleri oluşturur. Maddeyi oluşturan atomların tipleri,
o maddenin özelliklerini belirler. Atomlar ya da moleküller birbirleriyle
güçlü bağlar oluştururlarsa, madde oda sıcaklığında katı olur.
Daha zayıf bağlar sıvılara ya da gaziara yol açar.

l Elektron
ELEKTRON Oksijen

?
atomu

KUARK GLUON

Temel parçacıklar
Kuark olarak bilinen temel parçacıklar, Atom Molekül
atomlardaki protonları ve nötronları Atomların çekirdeğinde protonlar ve Moleküller, iki hidrojen ve bir oksijen
meydana getirir. Gluonlar çekirdekte nötronlar vardır; onların etrafında atomundan oluşan su gibi farklı atomlardan
kuarkları bir arada tutar. Elektronlarla elektronlar döner. Farklı elementlerin ya da iki oksijen atomundan ibaret
birlikte k uarklar ve gluonlar, atomlarının çekirdeğinde farklı olan oksijen gibi özdeş
bilinen tüm maddeyi sayıda proton vardır. atomlardan oluşabilir.
meydana getirir.

Maddenin halleri
Gündelik yaşamda karşılaşılan
maddenin ana halleri, katı,
sıvı ve gazdır. Madde aşırı
soğuduğunda ya da ısındığında �
sıradışı başka haller de vardır.
Madde, ne kadar enerjiye sahip
olduğuna ve bileşen atomları ya da
�� � Zayıf b j!lar ·�
parçacıkların hareket
etmesine olanak verir
molekülleri arasındaki bağların
gücüne bağlı olarak bir halden Sıvı
diğerine geçebilir. Örneğin, Sıvılarda atomların ya da moleküllerin
arasında yalnızca zayıf ba�ar vardır;
atomları arasındaki bağlar daha bu yüzden parçacıklar hareket
zayıf olduğu için alüminyumun edebilir. Yani sıvılar akabilir ama
bakırdan daha düşük bir erime parçacıkların sıkı şekilde paketlen­
mesi, sıkıştırılmalarına engel olur.
noktası vardır.
Karışımlar ve bileşikler
Atomlar çok çeşitli biçimlerde birleşip farklı tipte
maddeler üretebilir. Atomlar kimyasal olarak
birbirine bağlandığında bileşikler oluşur. Örneğin su,
oksijenden ve hidrojenden oluşan bir bileşiktir.
Bununla birlikte, birçok atom ve molekül birbiriyle EVRENDEKi TÜM
kolay bağ oluşturmaz; bu yüzden bunları karıştırmak, MADDENiN YAKLAŞlK
onları kimyasal olarak değiştirmez - bunlara karışım
diyoruz. Karışımlar kum ve tuzu ya da gazların
YÜZDE 99'U PLAZMA
karışımı olan havayı kapsar. BiÇiM i N DEDiR

(_
Bir Farklı
tözün bir tözün
pıırçacı�ı parçacı�ı Farklı bir E n olağan kimyasal tepkimeler y a da fiziksel değişiklikler
elementi n (bir mu m yandığı nda olduğu gibi) sırasında, ürünlerin
Bir elementi n atom u
kütlesi tepkenlerin kütlesine eşittir. Madde kaybolmaz
atom u
ya da kazanılmaz. Bununla birlikte, kütlenin enerjiye
dönüştüğü nükleer füzyon tepkimeleri gibi aşırı
• •
Kimyasal
ba� koşullarda bu "yasa" i h lal edilebilir.

/ Yanmam

ış

Duman
mum

Yanan
Karışı m Bileşik
Karışımlarda asıl Atomlar ya da moleküller
kimyasallar de�işmez; bu tepkiyince yeni bir bileşik
yüzden, örne�in elekten oluştururlar. Fiziksel olarak ilk
geçirerek, süzerek ya da biçimlerine dönemezler; onları
damıtma yoluyla tekrar ayırmak kimyasal ba�ları
fiziksel olarak ayrılabilirler. koparmayı gerektirir.

··"
.... ·
•• ·. .
.

..··
Çok yüksek ısılarda gaz atomları iyon (bkz. s. 40) ve
� elektronlara ayrılıp, elektrik il etebilen plazma haline gelir.
li �
. . .. .... . Düşük ısılarda Bose-Einstein yoğuşuğu (bkz. s. 22) oluşup,
.... -� . maddenin özelliklerini köklü bir biçimde değiştirebil i r. Bu
d urumda atomlar tuhaf hareket etmeye başlar, tek bir
Parçacıkların arasında atom gibi davranır.
ba�yoktur

Gaz
Bir gazdaki atomlar ya da moleküller
arasında ba� yoktur; bu yüzden
yayılırlar ve kaplarını doldururlar.
Parçacıklar birbirinden uzaktır; bu BOSE-EiNSTEiN PLAZMA
yüzden gaz sıkıştırılabilir ama YOGU$UGU
sıkıştırmak basıncı artırır.
Katılar Pek çok katı
dokunuldu�unda
serttir
Katı, maddenin e n düzenli halidir.
Bir katıdaki bütün atomlar ya da
moleküller birbiriyle bağlantılı olup,
şekli ve hacmi sabit bir nesne oluşturur
(ama kuvvet uygulanarak şekli
değiştirilebilir). Bununla birlikte,
katılar değişik malzemeleri
kapsar ve diğer özellikler,
söz konusu katıya bağlı olarak
çok çeşitlilik gösterir.
Atomlar ya da moleküller
titreşebilir ama serbest
hareket edemez

Katı nedir?
Katılar serttir ve belirli bir şekilleri vardır; sıvılar ya da
gazlar gibi kaplannın şeklini almazlar. Katılardaki
atomlar sıkı bir biçimde paketlenmiştir; bu yüzden
daha küçük hacimlere sıkıştınlamazlar. Sünger gibi
bazı katılar sıkıştınlabilir ama bu, malzemenin
gözeneklerindaki hava dışarı çıkanldığı için olur ­
katının kendisinin büyüklüğü değişmez.

TUZ CAM

ŞEKER LASTIK

KUM TEREYAGI
Atomlar ya da moleküller Atomların ya da moleküllerin
arasında güçlü ba�lar rastgele dizilişi
Kristalin katılar Amorf katılar
Kristal in katılarda atomlar ya da moleküller, düzenli bir Kristal in katılardakinden farklı olarak, amorf katıları
örüntüyle dizilidir. El mas (karbonun kristal in bir formu) oluşturan atomlar ya da moleküller düzenli bir örüntüyle
gibi bazı tözler tek bir büyük kristal oluşturur. Ama pek dizili de�ildir. Daha çok bir sıvıdaki gibi dizilidirler ama
ço�u. bir yı�ın küçük kristalden oluşur. hareket edemezler.
1 4 / 15
MADDE
Katılar

Katılann özellikleri
Katıların çok çeşitli özellikleri vardır; örneğin güçlü ya
da zayıf, sert ya da görece yumuşak olabilir ve kuvvet
uygulandıktan sonra ilk şekillerine dönebilir ya da
EN DER BiR ELMAS;'
FORMU OLAN
W'1
/

şekilleri kalıcı olarak bozulabilir. Katı bir malzemenin ALTlGEN ELMAS


özellikleri o malzemeyi oluşturan atarnlara ya da (LONSDALEiTE) BiLiNEN EN SERT
moleküllere, katının kristalin ya da amorf olup
olmamasına ve malzernede kusurlar olup
KATlDlR, NORMAL ELMASTAN
olmamasına bağlıdır. N EREDEYSE YÜZDE 60 DAHA SERTTi R
Gevrek
Seramik gibi gevrek katılar, baskı
altında, şeklini fazla de�iştirmeden
kırılır. Bu malzemelerde kolayca
çatlaklar oluşur; çünkü atomlar

].
hareket edip baskıyı ememez.
Malzemenin biçimi
bozulabiliyorsa, daha az gevrek
olur ama daha az sert de olur.

Çatlaklar malzernede -----'...,._


N/
Kuvve
\. N
Atomlar baskıyı


yön il emmekiçin yol alıp, kırılmasına yönü
hareket edemez neden olur

SOnele Kuvveti n
SOnek malzeme prilince şekil
deliştirir; bu yüzden çekilip uzun tel
haline getirilebilir. Bir malzemenin
kalıcı olarak şekil deliştirdili bu
deformasyon tipi, plastik
deformasyon olarak bilinir. Birçok
metal, atomlar arasındaki ballar
atomlan n birbirini geçmesine
olanak verdili için SOnektlr.

- Atomlar birbirine geçip


WW!r.�-r malzemenin gerilmesine
olanak verir

DövOisen
Dövülgen katılar, sıkıştırıldıklarında
plastik olarak deforme olabilir. Sonuç
olarak, çekiçlenerek ya da "' �Ml
,,., =��-�

haddelenerek levha şeklinde ;-.
düzleştirilebilir. Birçok dövülgen
malzeme aynı zamanda sünektir ama
; Atomlar sıkıştırma
Iki özellik her zaman birlikte olmaz; kuvveti uygulandı�nda
örne�in kurşun oldukça dövülgendir ;-. hareket edebilir
ama sünekli�i düşüktür.
Isianma
Islanma, bir sıvının katı bir yüzle EN ViSKOZ SIVI
temas halinde kalma derecesidir. HANGiSiDiR?
Bir sıvının bir yüzeyi ıslatıp
Karayolu yüzeyinde
ıslatmaması, sıvı ile yüzey
arasındaki kuvvetiere göre, kul lanılan zift bilinen
sıvının içindeki çekim en viskoz sıvıdır.
kuvvetinin gücüne bağlıdır. Aynı ısıda sudan
Birbirine güçlü bir 20 m ilyar
biçimde ba�lı su Su kat daha
moleküleri
viskozdu r.
Su
molekülü
Su molekülleri ile Birbirlerine, yüzey moleküllerine
yüzey melekülleri oldu�undan daha az güçlü
Su ile yüzey arasında güçlü ba�lanan su molekülleri
molekülü çekim

Yüzey Yüzey
molekülü molekülü

lslanmama Isianma
Su geçirmez yüzeylerde, su molekül l eri Su molekülleri yüzey moleküllerine, di�er su
yüzey moleküllerine, birbirlerine moleküllerine oldu�undan daha güçlü
oldu�undan daha az güçlü çekildikleri ba�lanınca su bir yüzeyi ıslatır - yüzeyde bir
için su damlaları oluşur. tabaka oluşturur.

Serbest akı'
Sıvılar akar ve
girdikleri kapların
şeklini alır. Atomlar ya da
moleküller birbirine yakındır,
yani sıvılar sıkıştırılamaz. Sıvı- Sıvılarda moleküller
ların yoğunluğu gazlarınkinden yük­ Bir katıdakinden farklı olarak sıvılardaki
sektir ve su hariç, katılarınkine benzer atomlar ya da moleküller rastgele dizilidir.
Parçacıklar arasında ba� vardır ama zayıftır
ya da onlardan biraz düşüktür ve parçacıklar hareket edip birbirini geçtikçe
(bkz. s. 56-57). sürekli kopup yeniden oluşurlar.
16 / 17
MADDE
Sıvılar

Zeytinyagının ıı•cde
viskozilesi yaklaşık 85
sentipoizdir

Sıvıakışı
Su gibi viskozitesi düşük
sıvılar, moleküllerin arasındaki
ba�lar zayıf oldu�u için, kolay Su gibi Newtoncu sıvılardan farklı Newtoncu olmayan
akar. Bal ise, moleküller arası akışkan lar, uygulanan kuvvete bağlı olarak değişir.
ba�ların gücünden ötürü, Örneğin bir mısır unu ile su karışımı, büyük bir kuvvet
daha zor akar. uygulandığında daha kal ınlaşır; bu yüzden büyük bir
yükseklikten karışımın içine bırakılan bir top yüzeyden
sektiği halde, daha alçaktan bırakılan top karışıma batar.

_,____ Yüksekten
bırakılan toptan
Viskozite Alçaktan bırakılan büyük kuvvet
toptan küçük
Viskozite, bir sıvının ne kadar kolay aktığının
kuvvet
ölçüsüdür. Viskozitesi düşük olan bir sıvı kolay akar ve Top yüzeyden
genellikle "ince" olduğu söylenir; "kalın," viskozitesi seker
yüksek bir sıvıysa daha zor akar. Viskoziteyi, sıvının
molekülleri arasındaki bağlar belirler -bağlar ne kadar Top
batar
güçlüyse, sıvı o kadar viskozdur. Bir sıvının ısısının
artması, viskozitesini azaltır; çünkü moleküller,
moleküller arası bağların üstesinden gelmek için daha NEWTONCU OLMAYAN SIVILAR
fazla enerjiye sahip olur.
Gazlar
Gazlar hep etrafımızdadır ama
onları fazla düşünmeyiz. Ne var ki,
katılarta ve sıvıtarla birlikte gazlar
da maddenin ana hallerinden biridir
ve davranış tarzları, yeryüzündeki
yaşam için hayati önemdedir. Örneğin
nefes alırken akciğerimizin hacmini
artırırız ve bu durum içerideki basıncı
azaltıp havanın içeri girmesine neden olur.

km/s
Gaz nedir?

••, 1. 700
Gazlar bireysel atomlardan veya
iki ya da daha fazla atomlu
k·····
moleküllerden oluşabilir.
'� � ODA SICAKLlGI N DA OKSiJEN
ıt·�
Bu parçacıklar çok enerjiktir
ve hızlı hareket eder;
kaplarını doldurur ve MOLEKÜLLERi N i N DOLA$1M HIZI


onların şeklini alır.

Gazlar nasd davranır? Isı ve basınç


Bir gazın hacmi sabit
Gazların davranışı üç gaz
kalırsa -örnegin bir dalgıcın
yasasıyla açıklanır. Bunlar bir hava tankında oldugu gibi­
gazın hacmiyle, basıncıyla ve gazın ısısını artırmak,
basıncın ı artırır. Bunun
ısısıyla ilişkilidir ve bir ölçü
nedeni, gaz moleküllerinin
değişince, diğerlerinin nasıl yüksek ısılarda daha hızlı
değiştiğini gösterir. Yasalar, hareket etmesidir; kabın iç
tarafına daha sık ve daha
bütün gazların "ideal" bir gaz
fazla enerjiyle vurmak,
gibi davrandığını varsayar. basıncı artırır.
Bu ideal gazda bireysel gaz
parçacıklan arasında
etkileşim yoktur, parçacıklar
rastgele hareket eder ve yer
kaplamazlar. Gerçek bir gazın
bu özellikleri olmamasına
rağmen, gaz yasalan pek çok
gazın normal ısı ve basınç
altında nasıl davrandığını
gösterir.
Avogadro yasasına göre eşit ısıda ve basınçta,
bütün gazların eşit hacimleri aynı sayıda
molekül içerir. Örneğin klor gaz ı molekül lerinin
kütlesi oksijeninkinin iki katı kadar olmasına Isı ve hacim
r gmen, aynı ısı ve basınç koşullarında ve aynı Bir gazın hacmi
büyüklükte kaplarda her birinin eşit sayıda sınırlanmazsa (örne�in sert
molekülü olacaktır. bir kapla), bir gaz ısıtılınca
genleşir ve gaz molekülleri
daha fazla enerji kazanır.
Klor moleküllerinin agırlıgı, Gazın ısısı ne kadaryüksekse,
oksijen moleküllerinin hacmi o kadar büyüktür.
yaklaşık iki katıdır Örne�in şişirilmiş bir lastik
bottaki hava güneş
� , tarafından ısıtılırsa, hava
Her iki _ f= .• -f·•
genleşecek ve botu daha

ı . �..
fazla şişirecektir.
kabı n hacmi "' ··� �
aynıdır; bu
:::,
..
yüzden aynı
sayıdagaz •
., �·�
��··•
molekülü
içerir
KLOR OKSiJEN
GAZI GAZI

tınç ve hacim
ll lı 1!• zın ısısı sabit
� ılırsa, gaz ın üzerindeki
lı ı�ırıcı artırmak
lı.ı mini küçültür.
Ott yandan, gazın
llll•rındeki basıncı
11\ltmak, hacmini büyütür.
K.ılınrcıkların bir
ıvıııın yüzeyine çıkınca
ı•ııl şmelerinin nedeni Düşük basınçta
l ııı<lur. gaz genleşir,
kabarcıgın HAVAYI N EDEN
büyümesine GÖREMEYiZ?
olanak verir
Bir şey ışığı etkilerse, örneğin
yansıtırsa, görü lebilir. Hava, ışığı
Yüksek çok hafif etkiler, bu yüzden
basınçta gaz
genell ikle görünmez. Ama büyük
!". . -1\
molekOIIeri.
�··
· ::>?.�,;>
· ••= � daha küçük bir miktarda hava mavi ışığı fark
8. .
� • e-:-- sıkışır
hacmin içine
e. . edilir ölçüde saçar; gökyüzünün
mavi görünmesinin nedeni
budur.
Plazma nerede bulunur?
Tuhaf Plazma güneşte yaygındır. Doğal plazma yeryüzünde
enderdir ama yıldırımda ve kuzey ile güney ışıkları da
denilen kutup ışıklarında meydana gelir. Plazma yapay

haller olarak, gazdan elektrik geçirilerek de yaratılabilir - örneğin


ark kaynağında ve neon lambalarında olduğu gibi.

Katılar, sıvılar ve gazlar


Yıldızlar Kutup ışıkları
maddenin en çok bilinen Güneş gibi yıldızlar o kadar Güneşten gelen plazma
sıcaktır ki, yıldızın kütlesinin dünyaya ulaşınca,
halleridir ama maddenin büyük bölümünü oluşturan atmosferle etkileşip kutup
halleri bunlardan ibaret hidrojen ve helyum iyonlaşıp bölgelerinde ışık şovları na
plazma biçimini alır. neden olur.
değildir. Kızgın gazlar, elektrik
ileten yüksek enerji yüklü Yıldırım Neon lambaları
Yıldırım kolları, plazmanın Elektrik ışı�ın içindeki
parçacıklardan oluşan plazma elektrik yükü bir fırtına neonu ısıtıp, bir plazma
bulutundan yere geçerken oluşturmasına neden olur.
haline gelebilir. Aşın düşük bıraktı�ı gözle görünür Elektrik akımıyla uyarılan
ısılarda bazı maddeler, sıfır izi dir. plazma ışık yayar.

elektrik direnci ya da Plazma ark kaynatı


viskozite gibi tuhaf özelliklere Elektrik kullanılarak
metali eritmeye yetecek
sahip süper-iletken ya da kadar yüksek bir ısıya,
yaklaşık 28.000°C'ye
süper-akışkan haline gelebilir. ulaşabilen bir plazma
huzmesi yaratılır.
Çıplak atom,
Pozitif pozitif elektrik
elektrik yüklü yüklü bir iyon
çekirdek haline gelir

Çekirde�in
etrafında dönen
elekıronlar

Plazma
Normal ısılarda ve basınçlarda
gazlar, atom (etrafında
elekıronların döndüğü
protonlardan ve nötronlardan
oluşan bir çekirdekten ibaret)
ya da molekül olarak var olur.
Atomlar ya da moleküller
negatif elektrik yüklü
elekıronlara ve pozitif elektrik
yüklü çakirdekiere ya da

����!ı:::'�
iyonlara (bkz. s. 40) ayrılarak Oda sıcaklıtında gaz 1
plazmalar yaratılır. Bir gaz aşırı Normal oda sıcaklı�ında bir gazda 2 ronlar atomlardan
ısıtılarak ya da gazdan bir negatif elektrik yüklü elekıronlar her atom un kopmuş, negatif yüklü elekıronlar ve pozitif
çekirde�inin etrafında döner ve her atom yüklü çekirdekler (iyonlar) kalmıştır. Bu
elektrik akımı geçirilerek bu çekirde�indeki protonların pozitif elektrik elekıronlar ve iyonlar serbest hareket edebilir;
başarılabilir. yükünü dengeler. Sonuç olarak atomlar nötrdür. bu yüzden plazma elektrik iletebiliyor.
20 / 2 1
MADDE
TUhaf haller

üper-iletkenler ve
•Uper-akıtkanlar
Atomlar normal bir

ı:ıo K'nın (-143°C) altında


ıııcnklıklarda bazı maddeler
nıper-iletken olur - elektriğin
ı 1 i ı nçle karşılaşmadan
ı ı ı 1 rından akmasına olanak
vı ı ırler. Daha da düşük ısılarda
lııılyumun en yaygın izotopu
(lıkz. s. 14) helyum-4 bir süper­
ııltışkan olur. Viskozitesi sıfıra
ı ltışer ve hiçbir dirençle
luıışılaşmadan akar.
Mutlak sıfıra yakın ısılarda
(O K; -273,15°C) bazı atom gibi davranır
ın ddaler Bose-Einstein
y uşuğu ( bkz. s. 22)
c ı l r k bilinen tuhaf bir hal
ııi11 turur. Normalde bir
ın ddadeki her atom bir birey Sıvı helyum Süper-akışkan sıvı helyum
Normal atmosfer basıncında Yaklaşık 2 K'da (-271°() helyum-4 bir
1 bi davranır ama bir helyum-4, yaklaşık 4 K'da (-269oC) süper-akışkan olur. Bu sıcaklıkta, katı
ll e-Einstein yoğuşuğunda sıvılaşır. Bu sıcaklıkta diğer herhangi bir nesnelerde mikroskobik gözeneklerden
1 ıi\Lün atomlar, tek bir dev sıvı gibi davranır, bir kaba ak ı p doldurur akma ve kabı n duvarlarını tırman ma gibi
ve içinde kalır. tuhaf davranışlar sergiler.
ıLom gibi hareket eder.

üper-iletkenlerin kullanılması
Hllper-iletkenler esas olarak manyetik rezonans
1 ı üntüleme (MRI) cihazları, manyetik raylı trenler ve Süper-iletkenler aralannda manyetik
ııııddenin yapısını araştırmada kullanılan parçacık alanların geçmesine izin vermezler. Aslında
lıızl ndırıcılar gibi uygulamalar bakımından yaşamsal manyetik alanlan uzaklaştırır. Bu, Meissner
ni n güçlü elektromıknatıslar yapmak için kullanılır. etkisi olarak bilinen bir fenomendir. Kritik
ısısına (maddenin süper-iletken haline
MRI cihazı Parçacık hızlandırıcılar geldiği ısı) kadar sağutulan süper-iletken bir
Beyin gibi vücut Bazı parçacık hızlandırıcılar malzemenin üzerine bir mıknatıs
dokularının ayrıntılı süper-iletken mıknatısların yerleştirilirse, süper-iletken mıknatısı
görüntülerini üretmek için büyük gücünden yararlanarak
uzaklaştırıp havaya kalkmasına neden olur.


süper-iletken mıknatıslar parçacıkları hızlandırıcıların
kullanılır. etrafına yönlendirir.
Süper-iletkenin Sıvı nitrojenle

[...- ��� k��


Mıknatıs
itelediği havaya (azot) soğutulmuş
Elektromanyetik bombalar Manyetik raylı trenler
ll . lı
manyetik alan süper-iletken
--- - -
Ele ktromanyetik bombalarda Manyetik raylı yüksek · - · ··
-
(E-bomba), yakındaki elektro- -• - hızla trenler, trenleri -
.

nik donanı mı etkisizleştiren havaya kaldırmak ve ileri


. bir elektromanyetik
gi.ıçlü itmek için süper-iletken
darbe üretmek için elektromıknatıslar kullanır.
süper-iletkenler kullanılır.

SÜPER-AKIŞKAN H ELYUM,
l � KARIŞTI RI �SAYDI � ONSUZA
� KADAR DONERDI
Maddeyi
dönüştürme
Katı, sıvı, gaz ve plazma maddenin en bilindik
halleridir ama Bose-Einstein yoğuşuğu olarak
bilinen başka bir acayip hal daha vardır. Bir
maddeyi bir halden başka bir hale dönüştürmek
enerji eklerneyi ya da çıkarmayı gerektirir.

Enerji kazanma
Bir madde enerji kazanınca, parçacıkları (atomları ya da
molekülleri) titreşebilir ya da daha serbest hareket
edebilir. Yeterince enerji eklenirse, katılarda ya da
sıvılarda parçacıklar arasındaki bağlar kopabilir,
maddenin hali değişebilir. Bir gazda enerji elekıronları
parçacıklardan ayırıp bir plazma oluşturabilir.

Bir sıvı enerji

BOSE­
kaybedince atomları ya
da molekülleri yavaşlar ve
EINSTEIN parçacıklar arasındaki çekim

YOGUŞUGU
kuvveti onları birbirine
yakınlaştırır. Parçacıklar düzenli bir
şekilde dizHip bir kristal
Maddenin tuhaf bir halinde oluşturabildi!:i gibi, daha
atomlar o kadar az enerjiye rastgele dizilip
sahiptir ki, hepsi aynı anda her .,.,.... .,... amorf bir katı da
yerdeymiş, tek bir atommuş gibi oluşturabilir.
hareket ederler. Pek çok madde
Bose-Einstein yol:uşu�u
oluşturmaz.
MADDE
Maddeyi dönüştürme

Buharlaşmanın
karşıt süreci
yo�unlaşma, sıcaklık
düşüp gaz atomları ya da
molekülleri çevrelerine enerji
kaybedince gerçekleşir.
Gaz parçacıkları daha yavaş Enerji kaybetme
hareket eder ve gaz Bir madde enerji kaybedince, atomları ya da molekülleri
yo�unlaşıp sıvıya
daha yavaş hareket eder. Büyük bir enerji kaybıyla madde
dönüşür.
hal değiştirebilir; genellikle plazmadan gaza, sıvıya ve
ardından katıya dönüşebilir. Bununla birlikte bazı koşul­
larda belirli maddeler değişirken hal atıayabilir - örneğin
kırağılaşma sırasında buhar, sıvılaşmadan buzlaşır.

Gizli ısı, bir madde


evre değiştirirken
bıraktığı ya da
emdiği enerjidir.
Terleme bizi
serinletir; çünkü
terin buharlaşması vücuttan
deriden ısı uzaklaştırılan
gizli ısı
emer.
En küçük atom lu element, yalnızca
bir proton u ve bir elektronu olan
hidrojendir. Çapı yaklaşık 1 06 pikometredir
{bir metrenin trilyonda biri). Sezyum,
en büyük atomlardan biridir.
Çekirdeğinde yörüngede dönen
SS elektronu vardır ve hidrojenden altı
kat daha gen iştir, çapı yaklaşık olarak S96
pikometredir.

106 pikometre __
24 / 25
MADDE
Bir atarnun içi

Elektron orbitalleri
Elektronlar çekirdeğin etrafında, gezegenlerin güneşin etrafında
döndüğü gibi dönmez. Kuantum etkileri ( bkz. s. 30) nedeniyle,
tam yerlerini belirlemek olanaksızdır. Onun yerine orbital denilen
bölgelerde bulunurlar. Orbitaller, çekirdeğin etrafında elektronların
bulunmasının en olası olduğu boşluk alandır. Dört ana orbital tipi
vardır: Küresel olan s-orbitalleri; dambıl şeklinde olan p-orbitalleri;
daha karmaşık şekilleri olan d- ve f-orbitalleri. Her orbital iki
elektron tutabilir ve orbitaller, çakirdeğe en yakın olanla başlamak
üzere, düzenli bir biçimde dolar.

Flor orbitalleri
Florun atomlarının dokuz
proton u ve yörüngede dönen ucu
dokuz elektronu vardır. ilk dört Proton ve
elektron, her birinde iki elektron nötron Dış s-orbitali
olmak üzere iki s-orbitalini iki elektron
doldurur. Geri kalan beş elektron
üç p-orbitali arasında bölünür.

Elektron

olasılııtının yüksek
olduıtu bölgedir

Atom numarası ve kütlesi


Bilim insanları atomların özelliklerini ölçmek için birkaç sayı ve ölçü
kullanır. Bunların arasında atom numarası ve bir atomun kütlesine ilişkin
çeşitli ölçüler vardır.

Nicelik Tanım

Atom numarası Bir atomdaki protonların sayısı. Bir elemenlin bütün atomları
aynı sayıda protona sahip olduğu için, bir element atom
numarasıyla tanımlanır. Örneğin, sekiz proton lu bütün atomlar
oksijen atomudur.

Atom kütlesi Bir atomun protonlarının, nötronlarının ve elekıranlarının


birleşik kütlesi. Belirli bir elementi n atomlarındaki nötronların
KADARDlR? sayısı değişip. o elemenlin farklı izetoplarını ( bkz. s. 35) verebilir.
Yani farklı izetopların farklı atom kütleleri vardır. Atom kütlesini
Bir elektron son derece ölçmek için kullanılan birime atom kütle birimi (amu) denilir -bir
amu, yaygın bir karbon izetopu olan karbon-12'nin bir
hafiftir, bir protonun atomunun kütlesinin on ikide biridir.
kütlesinin yalnızca i ki
Göreli atom kütlesi Bir elementi n izetoplarının ortalama kütlesi.
binde biri kadardır.
Kütle sayısı Bir atomdaki protonların ve nötronların toplam sayısı.
Atom-altı BiR KÜTLEÇEKiMi

dünya PARÇACIGI VAR Ml?

Bilim insanları kütleçekimi


Atomlar, atom-altı parçacık denilen küçük birimlerden kuvveti n i n graviton denilen bir
oluşur. İki tipte karşımıza çıkarlar: Maddeyi oluşturanlar parçacı k tarafından taşınıyor
ve kuvvet taşıyanlar. Atom-altı parçacıklar birleşip başka olabileceğini düşünüyorlar.
parçacıklar ve kuvvetler oluşturur; bunların arasında G ravitonların varlığı henüz
deneysel olarak
ilginç özelliklere sahip olanlar da vardır.
doğrulanmamıştır.
Atom-altı yapı
Bir atomdaki elekıronlar daha fazla bölünemezler
ama protonlar ve nötronlar bölünebilir. Her biri üç
kuarktan -fermion denilen bir aileden atom-altı
parçacıklar- oluşur. Fermionlar madde
parçacıklarıdır ve her madde, leptonlarla
( elekıronları da kapsayan başka bir fermion
sınıfı) birlikte kuarklardan ("çeşni" ya da
tip bileşimlerinde) oluşur. Her
fermionun kütlesi aynı ama karşıt
yüklü bir karşı-parçacığı vardır­
örneğin elekıronların
karşı-parçacığı pozitronlardır.
Karşı-parçacık bileşimleri
karşı-maddeyi oluşturur.

Temel parçacıklar
Uzun bir süre bilim insanları,
protonların ve nötronların
bölünemez temel parçacık
oldugunu sandılar ama şimdi
kuarklardan oluştuklarını
biliyoruz. Bununla birlikte
elektronlar ve kuarklar
temel parçacık gibi
görünüyorlar.

"KUARK" TERiMi ,

JAMES JOYCE'UN
FiNNEGAN
UYANMASI
ROMAN INDAN GELiR
OOOOOOOOOOOoOOOOOOOOOOoOOOOOoooo ���� :·��� � ? ( ?.?... oooooo o oo o ooooo t
FERMIONLAR madde parçacıklarıdır.
ATOM-ALn PARÇACIKLAR

Atomların proton, nötron ve elektron gibi


BOZONLAR kuvvet taşıyan parçacıklardır.
Diger parçacıklar arasında kuvvet taşıyan
'3
madde bileşenlerini oluşturur. elçi görevi görürler.

nMEL FERMioNLAR başka parçacıklardan


oluşmayan madde parçacıklarıdır.
TEMEL BOZONLAR
başka parçacıklardan

ı r
Baryonlar oluşmayan kuvvet taşıyıcı
üç kuarktan bir karşı-kuark parçacıklardır.
Kuarklar Leptonlar
oluşan kompozit içeren kompozit
fermiondur. bozandur.

Yukarı e Elektron e Proton e Pozitif pion .s' Foton


iki yukarı kuark+ Bir yukarı kuark +
../' Gluon

..
Aşatı Elektron
• W- bozonu
bir aşagı kuark + bir aşagı
nötrino
e Müon
üç gluon karşı-kuark
e Nötron e Negatif kaon
W+ bozonu
e Müon nötrino iki aşagı kuark + Bir garip kuark+ bir • Z bozonu
e Tau parçacı&ı bir yukarı kuark + yukarı karşı-kuark • Higgs bozonu
• e Tau nötrino üç gluon
Çok sayıda
e Lambda parçacı&ı di&erleri

(!)
Bir aşagı kuark+
bir yukarı ku ark+
bir garip kuark +
üç gluon Proton
Çok sayıda
Elektromanyetik Baskın kuvvet
d iterleri
kuvvet çekirdegin çekirdekteki
etrafındaki parçacıkları baglar
elektronları
yörüngede tutar Nötron
Baskın kuvvet
Elektromanyetik kuvvet
•• kuarkları birbirine bağlayıp, protonların
Yüklü parçacıklar arasındaki ve nötronların içindeki
etkileşimler, ışık hızında hareket elektromanyetik itmeye karşı koyar.
eden kütlesiz parçacık olan Temel kuvvetler Kısa aralıklarda etkili olur ve

...
fotonlar tarafından taşınır. Atom-altı dünyada kuvvetler, basit gluonlar tarafından
itmeler ve çekmeler yerine, parçacıklar taşınır.
tarafından taşınır. Bir buz pateni pistine
bir top atan iki patenciyi düşünün; top
birinci patenciden enerji taşıyıp, ikinci
Elektron patenciye bir kuvvet uygular; böylece Kütleçekimi kuv­
veti gezegenleri

ı,:,:,�,
ikinci patenci topu yakalarken
o o • hareket eder.
md�
aktif bozunu ma
neden olur

Zayıf kuvvet Kütleçekimi


Radyoaktif bozunu m sırasında kuarklar Kütleçekimi sonsuz bir aralıkta
tip değiştirdiği için parçacıklar etkili olan bir çekim kuvveti dir; bu
çekirdeğin dışına itilir - bunu, zayıf yüzden henüz keşfedilmeyen
kuvvet taşıyan W ve Z parçacıkları, ışık hızında
bozonları olanaklı kılar. hareket ediyor olmalı.
Dalgalar ve
parçacıklar Öyle görünüyor ki, dalga gibi hareket
edebilen parçacıklar yalnızca
Dalgalar v e parçacıklar tamamen farklıymış gibi
elektron gibi küçük parçacıklardan
görünüyor: Işık bir dalgadır ve atomlar parçacıktır.
ibaret değildir. SOO'den fazla atom lu
Ne var ki, bazen ışık gibi dalgalar parçacık gibi,
bazı büyük moleküller, çiftyarı k
elektron gibi parçacıklar da dalga gibi hareket
deneylerinde dalga gibi davranır­
eder. Buna dalga-parçacık ikiliği denilir. ama bütün büyük moleküllerin bu
şekilde davranıp davranmadıkları

Dalga olarak ••ık bilinmiyor.


Çiftyarık deneyi, ışığın bir dalga gibi davranabildiğini
göstermenin basit bir yoludur. İki perdeye ışık çevrilir;
ilk perde, dar bir ışık demeti üretmek için tek yarıklıdır,
ikincisinde ışığı ikiye bölen iki yarık vardır. Işık bölündükten
sonra görüntüleme perdesine çarpar ve bir dizi almaşık açık ve
koyu bant üretir. Işık parçacık gibi davransaydı, sonuç farklı
bir görüntü olurdu.

Işık parçacıkları IŞIK KAYNA�I ::1


.. . .... •

. . . ..... .1
• • • •
Işık basit parçacıklar
gibi davransaydı, • • • •
kum taneleri gibi
bazıları bir yarıktan :

r . . . . . ..
. . ·. ·

bazıları di�er yarıktan geçip,
• • •
• •
.
görüntüleme perdesinde
yalnızca iki ayrı ışık bandı

1
üretirdi. Ne var ki, ışık iki • Görüntüleme perdesinin
• e
Işık
yarıktan geçti�inde olanlar parçacıkları . önündeki görüntü
farklıdır (bkz. aşa�ıda).
iKI YARIKLI GÖRÜNTÜLEME
PERDE PERDESi

Işık dalgaları
Dalgalar yarıklardan
geçtikten sonra, bir göle IŞIK KAYNAGI
atılan taş gibi dalgacık
örüntüleri oluşturur.
Dalgacıklar etkileşip, perdede
açık ve koyu bir dizi bant
-bir girişim örüntüsü- üretir.

TEK YARIKLI iKi YARIKLI


PERDE PERDE
Parçacık olarak ışık
..........................�.�:� .����:;;.�........?.�./.?.�..... '

1
Metaller aydınlatılınca Yu ksek enerJılı Çok yuksek
lektron yayabilir ama yalnızca yeşıl ışık enerJılı
fotonu morötesi foton

;:
ışık doğru dalga boyundaysa


( renk). Fotoelektrik etki denilen
_.e
Yüksek _/

-
bu etki, ışık parçacık gibi üşük enerjili


elektron
davrandığı için gerçekleşir. Metal enerjili
Uzun dalga boylu kırmızı ışık elektron
fotonlarının ( parçacıklar),
daha kısa boylu fotonlardan ( yeşil Kırmızı ışık Yeşil ışık Morötesi ışık
ya da morötesi ışık fatonları gibi) Kırmızı ışık fotonlarını n, ışık ne Yeşil ışık fotonlarının kırmızı­ Morötesi fotonların çok
daha az enerjisi vardır ve metalin kadar parlak olursa olsun, pek dan daha fazla enerjisi vardır yüksek enerjisi vardır; bu
çok metalin yüzeyden elekt­ - elektronların metalin yüze­ yüzden metalin yüzeyinden
lektronlarının kaçmasını olanaklı ron yaymasını saglayama­ yinden kaçmasını olanaklı yüksek enerjili elektronların
kılmaya yetmez. yacak kadar az enerjisi vardır. kılmaya yetecek kadar. salınmasını uyarır.

1
Dalga-parçacık ikUiği
Çiftyarık deneyi elektron ya da
tom gibi parçacıklada yapılınca, ELEKTRON
tıpkı dalgalarda olduğu gibi, açık ve TABANCASI

J 1
Görüntüleme
koyu bantlı girişim örüntüleri oluşur. perdesinde
Bu nedenle parçacıklar dalga gibi girişim örüntüsü
davranır - dalga-parçacık ikiliği budur.

1
Elekıronlar birer birer ateşlenirse, Elektroo
ynı girişim örüntüsü oluşur; birerbirer
çünkü parçacıkların dalga-benzeri üretilir

özellikleri kendileriyle çatışmalarına


iKi YARIKLI GÖRÜNTÜLEME
neden olur. PERDE PERDESi

Girişim
iki dalga eş fazi ı olup, döngülerinin aynı
bölümünde (tepeler tepelerle, çukurlar
çukurlarla) buluşunca birbirine eklenirler.
Faz dışı (bir tepe bir çukurla buluşur) olunca,
birbirlerini etkisizleştirir.

+
__ Işık dalgalarının birbirini kuvvetlendirdigi
parlak bant (yapıcı girişim)

ntüleme perdesinin önündeki görüntü

+
Işık dalgalarının birbirini etkisizleştirdigi
koyu bant (yıkıcı girişim)
Kuantum dünyası
Atom-altı parçacıklar düzeyinde işler, gündelik yaşamda alışık olduğumuz
gibi gitmez. Parçacıklar hem parçacık gibi hem dalga gibi davranabilir,
enerji değişiklikleri atlamalada -kuantum sıçraması denilir- gerçekleşir ve
parçacıklar gözlemlenene kadar ara bir durumda olabilir.
Enerji paketleri
Bir kuantum, enerji ya da madde gibi fiziksel bir Elektron
enerji emer ve Yüksek enerjili
özelliğin olası en az miktarıdır. Ö rneğin ışık gibi, elektron kabugu
daha yüksek
en küçük elektromanyetik radyasyon miktarı fotondur. enerjili kabuga
Kuantumlar bölünemez - yalnızca tek bir kuantumun at lar
tam sayılı katları olarak var olabilirler.

Kuantum sıçraması
Bir atomdaki elekıronlar doğrudan bir enerji düzeyinden
ya da kabuktan diğerine yalnızca atiayabiiir - bir "kuantum çarpar
sıçraması;" bir ara enerji düzeyini işgal edemezler. Elekıronlar Düşük enerjili
düzeyler arasında hareket ettiğinde, enerji emer ya da yayar. elektron kabugu

Belirsizlik ilkesi
Kuantum dünyasında elektron ya da foton gibi
1 konumu,
Elekıronun dogru bilinen
hız belirsiz


atom-altı bir parçacığın hem tam konumunu
hem tam hızını bilmek olanaksızdır. Belirsizlik ilkesi •
• • •

olarak bilinen bu sonuç, bir özelliği ölçmenin
diğer özellikleri bozup diğer ölçümleri yanlış hale
getirdiği için gerçekleşir.

Konum mu hız mı?


Bir elekıronun konumu ve hızı ikisi birden doğru bir Elekıronun dogru
biçimde bilinemez. Konumu ne kadar doğru bilinirse, bilinen hızı, konum belirsiz
hızı o kadar belirsiz olur ve hızı ne kadar doğru
bilinirse, konumu o kadar belirsiz olur.

I$1NLANMA
Kuantum dolaşıklığı. elektron gibi bir çift atom-altı parçacığın, birbiriyle OLANAKU MIDIR?
ilişkili ya da dolaşık olduğu ve fiziksel olarak çok uzak mesafelerle ayrı
{örneğin farklı galaksilerde) olduklarında bile bağlantılı kaldıkları tuhaf bir Kuantum dolaşıki ılı nı
etkidir. Sonuç olarak bir parçacığı değiştirmek, anında diğer ortağı değiştirir.
Benzer biçimde bir parçacığın özelliklerini ölçmek, ötekinin özellikleri kul lanan araştırmacılar
hakkında dolaysız bilgi verir. 1 .200 kilometre uzata bilgi
Ayrı olduklarında bile Farklı yönlere gönderilen ışınladı. Bununla birlikte,

� · · · · oo
J ···�
delaşık parçacıklar _ delaşık parçacık çifti fiziksel nesnelerin
ışınlanması hill
bilimkurgud ur.
PARÇACıK A PARÇACıK B
Kuantum arafı
Kuantum dünyasında parçacıklar, seçeneğin benimsendiği "kararlaştırılır;" daha
gözlernlenene kadar bir tür arafta var olurlar. teknik terimlerle, üst üste binmesi çöker. Üst
Örneğin radyoaktif bir atom, hem bozunup üste binme, atom-altı olayların gözlemlenene
radyasyon yaydığı hem bozunmadığı ara bir kadar kararlaştırılamadığını ima eder - ftzikçi
durumda olabilir. Bu ara-durum üst üste Erwin Schrödinger'in ünlü bir düşünce deneyi,
binme olarak bilinir. Bir parçacık yalnızca " Schrödinger'in kedisi" denilen deneyi icat
gözlemlendiği ya da ölçüldüğü zaman hangi etmesine yol açan bir düşünce.

Schrödinger'in kedisi
Bir kedi bir şişe zehir ve bir miktar radyoaktif madde ile
birlikte bir kutuya kapatıhr. Radyoaktif madde bozunup ERWi N SCHRÖDiNGER'i N


radyasyon yayarsa, radyasyon bir Geiger sayacıyla saptanır;
sayaç bir çekicin tetigini çekip, zehir şişesini kırmasına ve KENDi ADlN I

kediyi öldürmesine neden olur. Ne var ki, radyoaktif bozunma
rastlantısaldır; bu yüzden kutunun içine bakmadan kedinin TAŞIVAN BiR AV

ölü mü yoksa diri mi oldugunu belirlemek olanaksızdır ­
aslında kutu açılrncaya kadar kedi hem ölü hem diridir. KRAlERi VARDIR

Zehir şişesi
Geiger sayacının
tetigini çektigi çekiç 1

Kedi olası iki


durumun
öook;,;,do(�o) ı
Parçacık hızlandırıcılar
öncelikle atom-altı düzeyde
madde ve enerjiyi incelemek için
kullanılır ama kara maddeyi ( bkz. s.
206) ve Büyük Patlamadan hemen
sonraki koşulları ( bkz. s. 202)
araştırmak için de kullanılmaktadır.
Higgs bozonunu keşfetmek için de
kullanılan hızlandırıcılar, dört kuark ile
bir karşı-kuarktan oluşan,
süpernovalarda var olması olası kompozit
parçacık pentakuark gibi başka ilginç
atom-altı parçacıklar da saptadı.

� CMS -Kompakt Muon Sarmal- kara


maddeyi oluşturabilecek
parçacıklar ararken kullanılan bir
parçacık dedektörüdür. CMS, ATLAS
ile birlikte, Higgs bozonunun
keşfinde de kullanıldı

Bir yönde hareket eden


parçacık demeti

Karşıt yönde hareket


eden parçacık
demeti
.. ..
. . ..
..... .. .
...
::
. LHCb -Buyuk Hadran
Çarpıştırıcı guzellı�ı­
kuark gıbı parçacıkların ve
LHC'N i N
/
temel kuvvetlerin

incelenmesinde kullanılan
bir parçacık dedektörü
2 7 K M ÇEVRESiNi,
SANiYEDE 1 1 .000'DEN
içindeki boşluk FAZLA KEZ DOLAŞI R

/ Proton akışı
çarpıştırıcıya girer


Büyük Hadron Çarpıştırıcısı
ATLAS -Halka şeklinde bir LHC

: :.
Şimdiye kadar inşa edilen en
. parçacık hızlandırıcı
Aygıtı- CMS ile birlikte Higgs
büyük . .
. Büyük Hadron .
bozonunun keşfinde kullanılan
.
olan
Çarpıştırıcısı (LHC
. ) proton
. • • : •
..
yüksek enerjili bir parçacık dedektörü
demetleri üretir, ışık hızına
. •• ·
••
yakın hızlandırırve bunları
.
birbirine çarpıştırıp,
çarpışmadan çıkan parçacıkları . ·.
inceler. LHC bir dizi deney
"'
yapar ama Higgs bozonunun
keşfi, herhalde en ünlü Higgs bozonu, bir alanın -Higgs alanı
'
başarısıdır. denilen- foton ve elektron gibi
" diğer parçacıklada etkileşerek kütle
" "
'

_/
ürettiği yanıdır. Higgs bozonu, karlı bir

• alandaki kar tanesi gibi varlık olarak



SPS -Süper Proton düşünülebilir. Karl ı alan -Higgs alanı­

"
Senkrotron- Büyük Hadran • • farklı nesnelerle farklı etkileşir:
Çarpıştırıcısını besleyen
'
Alanla güçlü bir biçimde etkileşen
parçacıkları üretir ve
(kara derin gömülen) bir nesnenin
hazlandım
"
büyük bir kütlesi vardır; zayıf etkileşen
.
(karın üzerinde duran) nesnenin küçük
. . .
" . kütlesi vardır; alanla etkileşmeyen
nesnenin de kütlesi yoktur.
" akışı

k'"'
' çarpıştırıcıya Higgs alanıyla önemli Higgs alanıyla
' girer ölçüde etkileşen etkileşmeyen
parçacıkların büyük parçacıkların {foton
kütlesi vardır

· · · ·
· ·
.
..
·

r ALICE-B"'k lyoo ç.,poMa


Deneyi- Büyük Patlamadan
hemen sonra olasılıkla var olan
alan oluşturması gibi,
Higgs alanı da Higgs
Higgs alanıyla
hafif etkileşen
parçacıkların küçük
maddenin durumunu inceleyen bozonlarından oluşur kütlesi vardır
bir dedektör
Elementler Göreli atom kütlesi-birelementin
izetoplarının ortalama atom kütlesi
(bkz. s. 25); parantez içindeki sayı,
radyoaktif bir elemenlin en istikrarlı
Elementler yalnızca bir tip atom içerir; bu yüzden izetopunun atom kütlesidir
kimyasal olarak daha küçük parçalara ayrılamazlar.
Atomlar içerdikleri protonların, nötronların ve Atom numarası -bir
atomun çekirde�indeki
elekıronların sayısı bakımından birbirinden protonların sayısı
(bkz. s. 25)
farklıdır ama bir elementi protonlar tanımlar.
Periyodik tablo, elementleri atom çekirdeğindeki
proton sayısına göre düzenlemenin bir yoludur.
Kimyasal simge -bir
Periyodik tablo elementi n adının
kısa biçimi
Elementler periyodik tabloda atom
numaralarına -proton sayıları­
göre düzenlenir. Tabloda atom
numarası soldan sağa bir sıra
boyunca artar. Bir elementin
periyodik tablodaki konumu da o

g�
element hakkında bilgi verir;
1'den 18'e kadar numaralı gruplar­
örneğin aynı sütundaki elementler sütunlar; bir gruptaki elementlerin dış

;t
benzer şekilde tepkir. kabuklarında aynı sayıda elekıronu vardır
w "'"�' k•my•gl ="'"'re

l'den 7'ye kadar numaralı periyotlar-sıralar;


bir periyottaki bütün elementlerin aynı
sayıda elekıran kabu�u vardır
4

Bir elementi n izetopları nın aynı sayıda


protonu vardır ama nötron sayıları
farklıdır, dolayısıyla atom kütleleri de
farklıdır. Örneğin karbon izetopları
doğal olarak 6, 7 ya da 8 nötron lu var
olur. izetoplar kimyasal olarak aynı
şekilde tepkir ama başka bakımlardan
farklı davranır - örneğin bazıları
radyoaktifti r.

� KARBON-12
� 6 nötron+ 6 proton = 12 51 14t.U St 14t.t1 .. 144.14

� KARBON-13 Ce Pl' Nd
� 7 nötron + 6 proton = 13 Elementleri düzenleme sım• ....... IEIIIMIYIM

� KARBON-14
Tabloda soldan saga

� 8 nötron + 6 proton = 14
(U7) " ,, t2
okundugunda atomların UZ.M U1.M ZJUS
numarası yükselir.
Metaller tablonun Tb Pa u
rom• PIGTAITIIYIIı
solunda, arnetaller
AlTIInM UlAIYI M
sagındadır.
ANAHTAR

Hidrojen - tepki n bir gaz


Periyotlar, gruplar ve bloklar
Bir sıradaki ya da periyottaki bütün
Alkali metaller - yumuşak, çok tepki n metaller elementlerin aynı sayıda elektron orbitalleri
Toprak alkali metal - orta derecede vardır ( bkz. s. 25). Periyodik tabloda grup
tepkin metaller olarak bilinen sütunlar, dış kabuklannda aynı
sayıda elektron bulunan ve bu nedenle benzer
şekilde tepkiyen elementler içerir. Dört ana
Geçiş metalleri - birçogu degeri i
özelliklere sahip degişik bir metal grubu blok ( bkz. solda), büyük ölçüde sert ve parlak
metal olan geçiş elementleri gibi benzer
özelliklere sahip elementleri gruplandınr.
Metalaitler - metal ile ametal arası Hidrojenin ayrı özellikleri vardır, bu yüzden
18
özelliklere sahip elementler kendi başına bir gruptur.
Dlter metal ler - büyük ölçüde erime
noktası düşük ve görece yumuşak metaller
Karbon ve diger arnetaller
Halojenler - çok tepki n arnetaller
13

Asal gazlar - renksiz, tepkisiz gazlar


s

B
Bu tepki n metailere lantan it ve aktinit de denilir
bazıları e nderdir ya da sentetiktir

6S 1SI.tJ " 16J.SI 67 1M.tJ " 117.11 " 1U.tJ 71 17J.ts 71 174.17

Sm Tb Dy Bo Er Tm Yb Lu
SAliAiflll Efttmll UHLIIYIII lllliftil IISNISiftll lllll lYili EDIYili YILYili InDIYili liTEmill

1117) t4 (J44) ts ımı " (J471 t7 IJ471 ,. ıısu " 11111 1H (1S71 1 01 (UII 1 12 (JStl 1 1J IZUI

Pu Am Cm Bk Cf Es rm Md No Lr
N"IUMYUM PLOTOIYUII AllilliTlll IUIIYIII IEIIELYUII DLIFOIIIYUII AYIŞTAYIYIII FE IlliYili IIEIIIELmll IOIELYUII LAWIEISIYIII
Radyoaktivite Radyasyon tipleri
Bir alfa parçacı�ı iki nötron
ve iki protondan (bir
helyum çekirde�i) oluşur.
Radyoaktif maddelerin enerji ya da radyasyon Bir beta parçacı�ı bir
elektron ya da pozitrondur.
salan kararsız çekirdekleri vardır. Gama ışınları yüksek
Radyoaktivite çoğu kez tehlikeli sanılır ve enerjili elektromanyetik RADYOAKTiF ATOM
dalgalardır.
yanlış kullanılırsa gerçekten tehlikeli olabilir. ALFA BETA GAMA
Bununla birlikte, çevreyi kirleten fosil Alfa parçacıkları
bir parça kagıtla
yakıtlara bağımlılığımızı da azaltabilir. engellenebilir
Beta parçacıkları ince bir ------4;!1
Radyasyon nedir? alüminyum tabakayla
Radyasyon, diğer atomlarda elektron durdurulabilir
azaltabilen parçacık ya da enerji dalgaları Gama ışı n ları çok derine işler ama -------7
akımlarından oluşur. Büyük miktarda radyasyon birkaç santimetre kurşun la
durdurulabilir
hücredeki DNA'ya zarar verebilir. Ayrıca vücutta
yine hücrelere zarar verebilen
tepkin serbest radikaller
yaratabilir.
3 6 / 37
MADDE
Radyoaktivite

R dyoaktif bir maddenin


y rılanma süresi, ilk maddenin
yarı miktarının bozunumu için
H çen zamandır. Bazı
'iii Bir füzyon reaktöründe
ın ddeler çok hızlı bozunur Cil
ma bazılarının bozunumu Td
::ı erime riski yoktur
>
milyonlarca yıl alır. Örneğin Cil (fisyon reaktöründen
"C
fl yon reaktörlerinde
-g 50 farklı olarak}; çünkü bir arıza
kullanılan uranyum-235'in E
Y• klaşık 704 milyon yıllık bir .� 25 plazmay1 soğutup,
y rı lanma süresi vardır; bu tepkimeyi durdurur.
o
2 3 4
yOzden nükleer atıktan
kurtulmak sorunludur. o ı
Yarılanma süreleri

2 Çekirdekler kaynaşır Enerji saliner


Yüksek enerjili döteryum Iki çekirde�in kaynaması bir
ve trityum çekirdekleri çarpışır. helyum çekirdetı üretir ve büyük
Çarpışma iki çekirdeBi miktarda enerji salar. Fazla
kaynaştınr. nötron da yayılır.
Karışımlar ve
bileşikler
Farklı maddeler karıştırılınca, iki şeyden biri
gerçekleşebilir. Tapkimeye girip yeni bir madde
-bileşik- oluşturabilirler ya da bireysel madde
olarak kalıp birbirine karışabilirler.

KanfuDiu
Birçok madde kanştın1ınca tapkimeye
girmez ama tuz lle kumun karışımı gibi,
kimyasal olarak aynı kalır. Maddeler
bireysel atom, bir elementin molekülleri
va da birden fazla elementli moleküller
( bileşikler) olabilir.
Farklı elementlerin atomları
arasındaki kimyasal ba�

Bir maddenin
parçacı�ı
Ka�ıt filtrenin yakaladı�ı
parçacıklar
Farklı maddenin
parçacı�ı

Kanşamlan ayırma
Bileşenleri kimyasal olarak birbirine bağlı olmadığı için
karışımlar fiziksel yöntemlerle ayrılabilir. Uygun ayırma
yöntemleri karışımın tipine bağlıdır. Ö rneğin, yalnızca Filtreleme
bir bileşenin çözündüğü karışımlar filtrelerneyle Filtreler çok küçük ya da çözünür
ayrılabilir. Diğer karışım tipleri, kromatografi, damıtma parçacıkların geçmesine izin verir ama
büyük ya da çözünmez parçacıkları tutar.
ya da santrifüjleme gibi daha karmaşık yöntemler Bir tuz çözeltisi filtreden geçer ama
gerektirir. karışı mdaki kum filtreye yakalan ır.
38 / 39
MADDE
Karışımlar ve bileşikler

Çözünen Büyük
tamamen çözün ür parçacıklar

rıtım tipleri

v �(inünce çözeltiler oluşur Gerçek çözeltiler Asıltılar Süspansiyonlar


(hltz. s. 62-63). Asıltılarda ve Suda çözünen tuz gibi Bir asıltı da karışıma eşit Süspansiyonlar toz zerresi
1 nsiyonlarda bileşen gerçek çözeltilerde bütün dağılmış küçük parçacıklar büyüklüğünde dağınık
bileşenler maddenin aynı vardır. Parçacıklar parçacıklar içerir. Çıplak
ıı uç cıklar çözünmez, birbirinin halindedirler - burada görünmeyecek kadar gözle görünürler ve
ı lu dağılır. örnekte sıvı halinde. küçüktür ve çökelmezler. çökelirler.

Daha yogun
parçacıklar
tabakası

1 Kagıtfiltre SOGUK
SU ÇIKIŞI
Daha az
yogun
1' parçacıklar
tabakası

r YO.ğunlaşıp sıvı ya
; " ' "
Soguyan buhar

t
Bir sıvı

: :
Bireysel donuşur Santrifüjün
kaynayıp
plflm ntler kagıt buhartaşır
flltreye dogru


1 ıtklı uzaklıklara
gider

1 Motor

Mürekkep
lı kı 1 (pigment
karışımı)

Damıtma Santrifüjleme
Kromatografi Kaynama noktaları farklı sıvıların karışımı Farklı yoğunlukta parçacıkların ya da bir
ll ı k rışımın bileşenleri kromatografiyle damıtma kullanılarak ayrılabilir. Karışı m sıvıda asılı parçacıkların karışımı, bir
yı ıl, bilir. Bireysel bileşenler, solvent ısıtılınca, bileşenler birer birer kaynayıp santrifüjde döndürülerek ayrılabilir.
ı ı ı1fından kağıt filtreye doğru farklı buharlaşır. Buharlaşınca, her bileşen tekrar Daha yoğun ya da asılı parçacıklar alt
111 ıkiıkiara taşınır. yoğunlaştırılıp sıvıya dönüştürülür. tabakaları oluşturur.
Moleküller Çekirdek, elektron
yüklerini dengeleyen ve
atomu nötrleştiren 12
ilk kabuk
iki elektron
içerir Ikinci kabuk sekiz
elektron içerir

ve iyonlar proton içerir


Üçüncü kabuk iki
elektron içerir

Bir molekül birbirine bağlı iki ya da daha fazla


atomdan oluşur. Atomlar aynı elementin ya da
farklı elementlerin olabilir. Yüklü parçacıklar
arasındaki kuvvetlerle bağlıdırlar - çekim,
elektron aktarımıyla ya da paylaşımıyla
yaratılır.
Kabuklar basitlik olsun
Elektron kabukları diye yuvarlak çizilir
ama fiili şekilleri daha
Elektronlar çekirdeklerin yörüngesinde, karmaşıktır ____
ayrı enerji düzeylerinde ya da kabuklarında
dönerler. Her kabuk sabit bir maksimum Magnezyum un
elektron kabukları
sayıda elektron tutabilir. İlk kabuk ikiye Bir magnezyum atomunu n,
kadar, ikinci ve üçüncü kabuklar sekize dış kabu�unda yalnızca iki tane
kadar elektron içerebilir. Atomlar enerji olmak üzere 12 elektronu vardır.
Bu iki yalnız elektron magnezyu mu
bakımından en kararlı elektron dizilişini tepki n yapar - kararlı olmak için
arar; bu, çoğu kez, dolu dış kabuklara ikisinden kolayca vazgeçer. MAGNEZYUM ATOMU: Mg
sahip olma anlamına gelir.

iyon nedir? Dış kabuktan


.__ kaybedilen elektron

t
Atomlar elektriksel olarak

..
nötrdür - çekirdeklerirideki
protonların pozitif yükü,
elekıronların negatif yüküyle Sodyum iyonu
dengelenir. Atomlar çoğu kez Sodyum -grup 1
metali- tek dış
kararlı elektron düzenirıe elektronunu kolayca
ulaşma çabasıyla bütün bir baAışlar; elektronundan
elektrik yükü edirıir - iyon bir fazla protonu kalır
ve pozitif yüklü bir
olarak bilirıen yüklü bir atom pozitif iyonaya da katyona
( ya da yüklü bir molekül). Bazı SODYUM ATOMU: Na yüklü SODYUM IYONU: Na• dönüşür. Na• şeklinde
atomlar dış kabuklarındaki bir 11 proton yazılır.

.
içerir
ya da iki boşluğu doldurmak __ Dış kabu�un
.. .
için elektron kazanarak kazandı�ı elektron
..

J,'
iyonlaşır. Bazıları içirı -örneğin
sodyum gibi grup 1 ( alkali) Klor lyonu
metaller ( bkz. s. 34)- birkaç Klorun en dışta yedi
dış elekırondan vazgeçmek elektronu vardır; bu
yüzden dolu bir dış kabuk
daha iyidir. Her iki durumda da yaratmak için bir tane
atom yük kazanır; çünkü artık elektron daha keyifle kabul
eşit sayıda elekıronları ve eder. Bu fazladan negatif
yük atom u negatif bir iyona
protonları yoktur. 17 proton ya da anyona dönüştürür;
KLOR ATOMU: Cl içerir KLOR IYONU: a- cı- şeklinde yazılır.
40 / 41
MADDE
Moleküller ve iyonlar

Elektron paylaşma
Bazı atom çiftleri için elektronlarını kararlılaştırmanın e n kolay yolu
paylaşmaktır. Elektron paylaşan atomlar kovalent bağ olarak bilinen
kuvvetlerce birbirine bağlanır. Bu bağlar aynı elementin ya da periyodik
tabloda birbirine yakın iki farklı elementin iki atomu arasında ortaktır.

ı Tek ba�ın
•imll''' ı Çift ba�ın
•img"i

Cl - Cl 0=0

Her iki
atom ca atomca
paylaşılan tek paylaşılan iki
elektron çifti çift elektron
KLOR MOLEKÜLÜ: Cl2 OKSIJEN MOLEKÜLÜ: 02

Tek bat Çift bat


Klorun yedi dış elekıronu vardır; bu yüzden atom Oksijen in en dışta yalnızca altı elektronu vardır;
çiftleri, dolu dış kabuğa ulaşmak için birer bu yüzden kararlı olmak için iki çift elektron
elektronu paylaşır. Bu tek bağlar Cl2 paylaşma!ıdır. Bu iki çift elektron
moleküllerini oluşturur. paylaşımı, çift bağ olarak bilinir.

lektron aktarma

l
l l l ı ya da birkaç dış elektronlu bir atom, dış kabuğunda boşluklar olan bir atomla
k rşılaştığında, dış elektronunu (ya da elektrorılannı) bağışlayıp pozitif ve
ı ıı atif iyonlar oluşturur. Farklı yükler birbirini çektiği için, bu iki iyon
ı ktrostatik olarak bağlanıp, bir iyon bileşiği oluşturur. Aktarılmış elektron, sodyumun
ve klorun dolu kış kabuklara
Yhip �m'" domokti•

SODYUM IYONU: Na•


· · · · �
· Sodyumdan

klora elektron
r
geçer
KLORÜR IYON U: cı- SODYUM KLORÜR BILE$141: NaO

1 Elektron aletarımı lyonlk bal oıu,ur


Sodyumun dış elektronu klora geçip, Katyon ve anyon birbirini çekip sodyum klorür
lıı•r Iki atomda dolu dış kabuk üretir ve ikisini denilen bir bileşik (tuz) oluşturur. Elektrik yükleri
ıyonlaştı np bir sodyum katyonu ile bir klor dengelidir, bu yüzden bileşir nötrdür. lyonik bileşikler
.ınyonu oluşturur. Diğer atom çiftlerinde iki, bağlanmaya devam edip dev örgüler, çoğu kez kristal
Uç ya da daha fazla elektron taşınabilir. oluşturma eğilimindedir (bkz. s. 60).
Tepkime SOFRA TUZU
NASIL YAPlLlR?
Kimyasal tepkimeler, atom bağlarını kopararak ve Sofra tuzu sodyum ile
yeni bağlar yaratarak maddeleri değiştiren süreçlerdir. klor karıştırılarak yaratılabilir.
Bu tepkimalerin birçoğu vücutlarımızda gerçekleşir ve Bu karışım, sodyum klorür
hayatta kalmamız için yaşamsaldır. bileşi�i n i (sofra tuzu olarak da
bilinir) ol uşturan kimyasal
Tepkime nedir? Tekyönlü tepkimeler bir tepki meye
Kimyasallar tepkiyince, atomları Pek çok tepki me tekyönlüdür, yani yalnızca neden olur.
tek yönlü gerçekleşir - hidroklorik asit (HCl)
yeniden düzenlenir. Bu atomlar sodyum hidroksitle (NaOH) karıştırılıp
lego parçaları gibidir - farklı sodyum klorür (NaCl) ve su (H,O)
biçimlerde birbirlerine geçerler yaratıldığında olduğu gibi.
ama parçaların tipi ve sayısı
aynı kalır. Atomların tam olarak

+ . .� +
nasıl yeniden düzenleneceği,
neyle tepkimeye girdiklerine
bağlıdır. Birlikte tepkimeye
giren maddelere tepken,
oluşturdukları yeni maddelere
ürün denilir. HCl NaOH NaCl

. . . . . . . . . --+

Dinamik denge
Tersinir tepkimelerde tepkime, tepkenler karıştırılıp ürün
oluşturulunca ( bu örnekte amonyak) başlar. Ama bir süre sonra, Tepki m eler
bir şey eklenmez ya da çıkanlmazsa, ürün miktarının artması birbirini
dengeler ___
durur. Bu noktada tepkimeler her iki yönde hala gerçekleşir ama
birbirini dengeler. Bu, dinamik denge olarak bilinir.

Basıncı düşürecek
gaz parçacıkları Artan ısıyı emmek
sayısını azaltmak için daha fazla
için daha fazla ürün tepken üretilir
yaratılır

Basınç artıJı Sıcaklık Tepken yotunlutu


Bu, tepkimeyi, daha az artıJı artıJı
gaz molekülleri Bu, tepkimeyi, ısıda Bu, tepken artışına karşı
içerdikleri için ürünlere yer aldıkları için koymak için daha fazla ürün
doğru kaydırır. tepkenlere doğru eğer. oluşumuna yol açar.
42 / 43
MADDE
Tepkiine

ANAHTAR Tersinir tepkimeler Yaygın tepklme tipleri


Bazı tepkimelerde tepkenler, üründen yeniden
oluşturulabilir - nitrojen (azot) (N) ve
Kimyasal tepkimeler, birkaç kategoriye
Oksijen (O)
Klor(CI) hidrojenden (H,) amonyak (NH,) yaratılmasında ayrılabilir. Bazıları molekül birleşmesini
olduğu gibi. gerektirirken, bazıları karmaşık molekülleri
Hidrojen (H)
daha sade moleküllere ayırır. Bazı
Sodyum (Na) tapkimelerde de atomlar konum değiştirip
Nitrojen (N) farklı moleküller yaratır. Yanma ( bkz. s.
54-55), oksijen başka bir maddeyle tepkimeye

N girip alev alacak kadar ısı ve ışık yaratınca


gerçekleşen bir tepkime tipidir.

Tanım


Tepki me her
N iki yönde
ir __
Sentez iki ya da daha A + B

+
__ fazla element
ya da bileşik •-ı•
birleşip, daha
karmaşık bir
N madde oluşturur AB

Boz u nma Bileşikler daha AB


yalın maddelere

.+.
ayrılır

A B

Tekyer Bir bileşikte bir


değiştirme element başka
birinin yerini alınca
gerçekleşir

Çiftyer Iki farklı AB + CD


değiştirme bileşikte farklı

1
Dongeyi bozma atomlar
1 tıpkimeler dengeliyken KiMYASAL YEP­ yer de�iştirince
h r şeyi değiştirirseniz, gerçekleşir
t lt Rlşikliğe karşı koymak KiMELER 37,2
Iç n denge değişir.
A� �ı daki dört örnek, TRiLYON H ÜC­
unonyak üretimi

ı,ır sında dört farklı REMiZDE DU RMA­


lııktör değişince
ııl , ınları gösterir.
DAN GERÇEKLEŞiYOR
Havai fişek atılı nca,

;,.
hızlı bir kimyasal tepki me
gerçekleşir ve renkli kıvılcımlar
şeklinde patlayan gaz salar.
Renkler, kullanılan metal
Ürün Yojunluju
tipine bağlıdır. Örneğin
artışı stronsiyum karbonat kırmızı
Bu, ürün artışına karşı havai fişek üretir.
koyan daha fazla tepken
oluşmasına yol açar.
Tepkimeler ve enerji
Tepkimeler, söz konusu atomların bağlannı koparmayı
ve yeniden oluşturmayı başlatmaya yetecek kadar
enerjisi varsa gerçekleşebilir. Çok tapkin maddelerin
tepkimaleri başlatmak için fazladan enerjiye çok az
ihtiyaçları vardır ama bazılarını, bağlan güçlü olduğu
için, çok yüksek sıcaklıklarda ısıtmak gerekir. Kontrolsüz bırakı l ı rsa,
ekzoterm i k tep ki melerin hızı,
Kayakçı tepenin sıcaklık yükselirken tehlikeli
Aktivasyon enerjisi üstüne çıkınca, aşaııı
ölçüde artabi l i r. Bu, 1 984'te
Bir tepkiine başlatmak için enerji katmak kayabilir; benzer
gerekir ve buna aktivasyon enerjisi denilir.
şekilde tepkenlerin H indistan'ın Bhopal kentinde
artık tepkimeye
Süreç, bir kayakçının diğer tarafından kaymak girip, enerji veren olduğu gibi, zehirli kimyasal salan
için çıkmak zorunda olduğu bir tepeye benzer. ürünler oluşturmaya patlamalara neden olabi lir.
yetecek kadar
Bazı tepkiineler tepkenler birleşir birleşmez
enerjisi vardır
başlar. Bu tepkimalerin aktivasyon enerjisi
düşüktür - güçlü bir asit ile bir
alkalinin tapkimesi gibi.
Salınan ya da emllen enerji
Tepeye tırmanan
Dışarı verilen enerji içeri
kayakçı, bir tepki­
alınandan fazlaysa, ürünlerin
meyi başlatmak için
tepkenlerden daha az enerjisi
ihtiyaç duyulan
olur ve tepki me ekzotermiktir.
aktivasyon enerjisine
içeri alınan enerji dışarı
benzer
verilenden fazlaysa, tepkenlerin
ürünlerden daha az enerjisi olur
ve tepkimi endotermiktir.

·� --------
w
z
w

+
KALSiYUM OKSıT SU

KALSiYUM HIDROKSiT ısı

Net enerji salımı


Kalsiyum oksidi suyla karıştırmak, ekıetermik bir
tepkime örne�idir; çünkü tepkime sırasında
em ilenden daha fazl a enerji salınır (ısı biçiminde).
Bu yüzden tepkimenin sonucu net enerji
salı mıdır. Kayakçın ın bu kez daha
büyük bir tepeye tırmanması
gerekir - daha yüksek
aktivasyon enerjisini temsilen
EKZOTERMiK TEPKi ME
Tepkimeler, tepkenlerin atomları yeterli
Şerbetteki sitrik asit ve enerjiyle çarpışınca gerçekleşebilir.
sodyum bikarbonatla Tepkenlerin yüzey alanını, yoğunluğunu
tükürük temas edince, ya da sıcaklığını artırmak ya da kabın hacmini
çözünüp tepkimeye girer ve küçültmek çarpışmaların sayısını artırır ve
şerbeti gazlı hale getiren tepkime hızını yükseltir.
karbondioksit kabarcıkları üretir.
Tepkime ısıyı emdiği için, ÖNCE SONRA

ı!
Yotunıutu


çözünü k şerbet karışımı dilde artırma
daha serin hissedilir. Daha fazla tepken

..
atomlar arasında

\
daha fazla

� ".
çarpışmaya yol

,� ı
Kayakçı, tırmandıjiı tepeden açar; bu yüzden

!ıi�
daha kısa bir yamaçtan aşajiı tepki me hızı
iniyor; benzer şekilde, yükselir.
başlangıçta içeri verilen
aktivasyon enerjisinden daha
az enerji salınır


Sıcaklıtı ÖNCE SONRA
artırma


SEZYUM O Bu, atomların
daha hızla
KADAR hareket etmesine,
daha fazla
TEPKi NDiR Ki, enerjiyle ve daha
sık çarpışmasına
SUYLA TEMAS neden olur.

EDiNCE ALEV ALlR

Hacmi ÖNCE


azaıtma
Daha küçük bir

\
SONRA

ı
kapta atomlar
sıkışır ve sıkışıklık,

+
daha sık

� ıl�
çarpışmaları na

\ ıı ��
KALSiYUM ısı neden olur.
KARBONAT

+
-
-

KALSIYUM OKSIT KARBONDiOKSIT


Tepkenin ÖNCE SONRA


yüzey alanını

* ·
artırma

�· �
Net enerji emilimi Çarpışmalar
Kalsiyum karbonatı ısıtmak, endotermik

,•
katıların yalnızca

j
tepkimenin bir örne(:idir; çünkü tepki me yüzeyinde
sırasında em ilen enerji salınan enerjiden gerçekleşir; yüzey

*.,.
fazladır. Bu yüzden tepkimen in sonucu net alanını artırmak

• *
enerji emilimidir. tepkime hızını
artırır.

EN DOTERMiK TEPKi ME YALNlZCA KAnLAR


Pek çok metal görece Pek çok metalde
güçlü hatta serttir. Kuvvet atomlar. serbeSt
uygulandıktan sonra, atomlan elektron ıle pozitif ıyonlar
önceki konumları na dönmeden önce arasındaki gOçiO çekimden
biraz sıkışır. ötürü sıkıca palcetllclır: lkı c;lurum
onlan bOyOidOiderlne p yotun
ve qır yapar.
Omeider
e 0sm1yum
• Platln
• PIOtonyum

Bir metaldeki elelctronlar hareket edip Metallerin yapısı


elektrik yükü taşıyarak metalleri iyi Her atom un en dışındaki
elektrik ileticeni haline getirebilir. Bununla
birlikte, bakır ve gümüş gibi bazı metaller
elektronlar serbesttir; bu yüzden
iyonların arasında ve etrafında
dlAerierinden daha iyi iletkendir. hareket edebilirler. Metailere
eşsiz özelliklerini veren budur.

Örnekler Bir metali eritmek içlıl, Bir metalin her kenannda


negatif elektron denizi ıı. yörüngede dönen çok sayıda
pozitif metal iyonlan arasındaki elektron vardır. Işık bunlarla
güçlü çekim kuwetıeflnin karşılaşınca emitir ve ardından
üstesinden gelmek pri!kir: Bu, geri verilir; bu durum metailere
ısı biçiminde epeyce eneıji alır. parlak bir ışıltı kazandınr. e

Omeider •
e rurıasten
• flinYı.irn
·�
Temel özellikler
Metallerin özellikleri onları bir
dizi kullanım için yararlı yapar
- iletken bakır tellerden ve
tavalardan tepki n olmayan ve
kolayca şekillenen altın ve
platin mücevherlere kadar.
46 / 47
MADDE
Metaller

Metaller Birçok metal, özellikle


Metaller dünyada doğal olarak grup 1 metalleri {bkz. s. 34-35),
bulunan elementlerin dörtte fazla tepki ndir. Pek çok metal
oksijen le birleşince oksit
üçünden fazlasını oluşturur, oluşturur. Örne�in demir,
görünüş ve davranış bakımından havadaki ya da suda ki
oksUene maruz kalınca,
büyük farklılık gösterirler.
pas olarak da bilinen demir
oksit oluşturur.

Metallerin özellikleri
Metaller kristalindir; bu yüzden sert, parlak, iyi elektrik
ve ısı iletkeni olma eğilimindedirler. Yoğundurlar, erime
ve kaynama noktaları yüksektir ama çeşitli yöntemlerle
kolayca şekil verilebilir. Ama bazı metaller genel
eğilimin tersi özellikler gösterir. Cıva, dış elekıronları
çok kararlı oldukları için oda sıcaklığında sıvıdır, bu
yüzden diğer atarnlara bağlanma eğiliminde değildir.

Alaşımlar
Pek çok saf metal pratikte kullanılamayacak kadar
BIR OLIMPIYAT
yumuşak, gevrek ya da tepkindir. Metalleri ametallerle
ALTIN MADALYASI
birleştirmek ya da karıştırmak, çoğu kez daha iyi özelliklere
GERÇEKTEN ALTIN MIDIR?
sahip alaşımları oluşturur. Değişik metal oranları ve tipleri,
alaşımın özelliklerini değiştirir. Çelik -demir, karbon ve Bir altın madalyan ı n
diğer elementlerin karışımı- yaygın bir alaşımdır. Daha
yalnızca yüzde 92,5'i altındır.
fazla karbon eklemek çeliği daha fazla sertleştirir, inşaat
Son som altı ndan Olimpiyat
içirı daha iyi hale getirir. Krom eklemek, aşınınaya dirençli
paslarımaz çelik yaratır. Araba parçası ya da matkap gibi altın madalyası 1 91 2'de
eşyalarda kullarııma uygıın ısı direncirıi, dayarııklılığı ya da verildi.
sertliği artırmak içirı başka elementler de eklenebilir.

Alaşım bileşimi
Bakır iki yaygın alaşım
oluşturur: tunç (sertli�ini
artırmak için kal ay eklenir)
N\KE\.
ve pirinç (çinko alaşım ın
sünekli�ini ve
dayanıklılı�ını iyileştirir). 8%
Başka bir yaygın alaşım
olan paslanmaz çeli�in
de�işik bileşimleri vardır.

TUNÇ PiRiNÇ TIPIK PASLANMAZ ÇELiK


Hidrojen
Görünür evrenin yüzde 90'ının hidrojen
elementinden oluştuğu düşünülüyor. Esas olarak
suyun ve hidrokarbonlar denilen organik bileşiklerin
oluşumunda yer aldığı için, dünyadaki yaşam
açısından vazgeçilmezdir. Hidrojenin gelecekte bir
temiz enerji kaynağı olma potansiyeli de vardır. Çekirdek
bir proton içerir

Hidrojen nedir? En basit element


Hidrojen yıldızların ve Jüpiter, Satürn, Neptün ve Uranüs gezegenlerinin ana Yalnızca bir proton ile bir
elektrondan oluşan hidrojen
bileşenidir. Dünyada, standart sıcaklıklarda ve basınçlarda renksiz, kokusuz periyodik tablodaki (bkz. s. 34-35) en
ve tatsız bir gazdır. Çok yanıcı ve tepkindir; bu yüzden dünyada, esas olarak, küçük, en hafif ve en basit elementtir.
oksijenle birleşip oluşturduğu su gibi moleküler formlarda vardır. Hidrojen ile Ama karmaşık biçimlerde tepkiyebilir,
farklı tipte atom bağları oluşturabilir ve
karbon, birçok canlı şeyin temelini oluşturan ve hidrokarbon denilen asitler ile bazlar arasında etkileşimiere
milyonlarca organik bileşik oluşturur. olanak verir.

Hidrojen yakıt piline girer ve


pozitif yüklü hidrojen Elektrolit
iyaniarına ve negatif yüklü
elekıronlara ayrılır
Negatif yüklü
Bir yakıt plllnln Içi elekıronlar dış devre
Elektronların boyunca katoda gidip,
katoda hareketiyle araba motoruna
bir elektrik akımı enerji sa�layan bir
üretilir. akım yaratır

Bir arabanın hidrojen tankı, yaklaşık


olarak beş dakikada yeniden
doldurulabilir ve yakıt i km al
noktaları yaygınlaşıyor. Bununla
birlikte, basınçlı büyük tanklar ve
borular gerektirdiği için, şu anda
taşınması zor bir yakıttır.

l Yakıt pill lkmall


Su egzozdan Hidrojen, aşırı ısıya ve basınca
dışarı verilir dayanabilen yüksek basınçlı tankiara
sıkıştırılır. Gaz tanklardan yakıt pillerine
aktarılır.
48 / 49
MADDE
Hidrojen

o,'nin iki katı


H , üretilir;
Hidrojeni kullanma
çünkü
Hidrojeni yakıt olarak kullanmadan önce, yalıtilması suda(H,O)
gerekir. Buhan metarıla tapkimeye sokan bir işlenıle oksijenin
elde edilebilir ama bu, sera gazları üretir. Elektroliz iki katı hidrojen
vardır
denilen daha temiz bir yöntem, suyu bileşen
atomlarına ayırmak için elektriği kullanır. Ne var ki, Hidrojen gazı ka­
bu da çoğu kez verimsiz ve enerji-yoğundur; bu barcıkları yukarıya
do�ru yol alır
yüzden özel katalizörler kullanarak su moleküllerini
ayırmak için başka yönterrıler geliştirilmektedir.

Pozitif hidrojen
Elektroliz nasıl çalışır Negatif oksijen --1---i,...­ iyonları(W)
Sudan akım geçirmek hidrojen ve oksijen iyonları (O'·) pozitif katoda çekilir; her
atomlarının sırasıyla elektron kaybetmesine anoda çekilir; her iyon bir elektron
ve kazanmasına neden olur, atomları yüklü iyon iki elektron kazanıp bir
parçacıklara (iyon) dönüştürür. Bunlar kaybedip bir oksijen hidrojen atomu
anada ve katoda gider, elektronlarıyla atom u (O) oluşturur (H) oluşturur ve
yeniden birleşir, tekrar hidrojen ve oksijen ve atomlar tepkimeye atomlar tepkimeye
atomları na dönüşür. girip 02 oluşturur girip H 2 oluşturur

Gelecelln yakıtı HldroJenle çahpıı tqıtlar


Hidrojenle çalışan arabalar, bir
Hidrojenin depolanmış enerjisi, onu petrole alternatif bir
gövdeye yerleştirilen yakıt pillerine
hidrojen sa�yan sıkıştırılmış yakıt yapar. Ama gaz olduğu için, birim hacim başına
hidrojen tankları kullanır. Her petrolden daha az enerji içerir; bu yüzden basınç altında
pilde hidrojen ve oksijen,
depolanrnalıdır. Bu durum, emisyon üreten enerji
arabanın motorunu
besleyen elektri�i üreten gerektiren özel donamma ihtiyaç doğuruyor. Bilim
elektrokimyasal bir irisarılan metal hidrür gibi gelişmiş depolama ve taşıma
tepkimeden
yöntemleri geliştiriyor. Bu yöntemler hidrojeni katı
geçer.
biçimde depolar; ihtiyaç duyulduğunda katı hidrojen,
tersinir bir kimyasal tapkimeden ( bkz. s. 42-43) geçip
saf hidrojen salar. Bu, depolama
sorurılannın bir kısmını giderir
ama bileşiğirı ağırlığı gibi
sorunlar da doğurur.

2 Elektrlle çevirme 3 Motoru besleme


Yakıt pili kümesi, yüzlerce bireysel yakıt pilinden Bir elektrik motoru tekerlekleri doArudan
oluşur. Her pilde hidrojen ile oksijen birleşip elektrik çevirir; bu yüzden içten yanmalı motorlardan
üretir. Bu işlem, petrolle çalışan bir arabadaki yanmadan daha sessizdir. Daha az enerjinin boşa
çok daha verimlidir. harcanması, işlemi daha verimli kılmaktadır.
Karbon "ORGANiK"
NE DEMEKTiR?
Karbon elementi tün canlı şeylerin Ki myasal anlamda "organik"
yüzde 20'sinin nedenidir ve atomları, madde karbon içerir.
bilimin bildiği en karmaşık moleküllerin Terim genelli kle, hidrokarbon
yapı taşıdır. Başka hiçbir elementin aynı denilen, bileşiminde
şekilde davranacak yapısal çok yönlülüğü karbon ve hid rojen
yoktur. bulu nan bileşiklerle
sınırlıdır.

Bir karbon atomunun


Karbono özel
çekirdegi her zaman
� yörüngesinde iki elektron
yapan nedir? altı pozitif yüklü Atomun en iç

.---
Karbon atomları başka prn,oo içe'''
çekirdegin etrafını sarar
atornlara bereketli bir biçimde
bağlarup inanılmaz çeşitlilikte
molekül şekli oluşturur. Her
karbon atomunun dış
halkasında, dört güçlü bağ
kurabilen dört elektronu vardır.
Karbon atomları en sık
hidrojen atornlarına ya da Pek çok karbon atom u
birbirine bağlanır - ama öteki çekirdeginde altı nötron
barındırır; diger ender karbon
elementler de karışımın
çeşitlerinin -izotop denilen­
parçası olabilir. Sonuç, Her kovalent bag iki ______..., farklı sayıda nötronları vardır
birbiriyle bağlantılı bir karbon ortak elekırondan oluşur
"iskelet" ile hidrojenden oluşan - biri hidrojenden. digeri
karbonun dış Hidrojene batianan karbon
bir dış "deri" içeren yörüngesinden Karbon atomları komşularıyla kovalent
moleküllerdir: Tek karbon bağlar oluşturur (bkz. s. 40-41). Yani.
atornlu metandan muazzam elektronlar sıkı bir bağlantıyla paylaşılır.
Hidrojen çekirdegi tek bir Bir karbon atom u dört hidrojen
uzun zinciriere kadar. atomuna bağlanıp bir metan molekülü
protondan ibarettir
meydana getirir.

Karbon ve d iger atom türlerinin Tek baglar atomları


birbirine baglan ıp molekül Hidrojen uzun zincirler halinde
Altı karbon
oluşturmalarının sayısız yolu birleştirebilir
atomunun paylaştıgı
vardır. Her şekil. kendi n e ait elekıronların
özellikleri olan eşsiz bir kimyasal oluşturdugu
bileşiktir. En kısa zincir, etan dairesel bag -----1H
{C2HJ olarak bilinen iki karbonlu
doğal gazdır. Yeterince uzun
olduğunda, b i r karbon atomları
zincirinin uçları birbirine yaklaşıp
bir halka oluşturabilir - ham Yaygın halka yapı. bir
altıgende altı karbon Karbon
petrolün sıvı bileşeni benzen atom u
atomu içerir
{C6H6) gibi. ETAN (C2 HJ BENZEN (C,HJ
rbon allotroplan
ı•: ı ı f biçimleriyle bazı elementlerin Karbon içeren e n ayrıntılı moleküller, canlı şeylerin
ıLomları farklı biçimlerde birbirine vücutlarındadır. Burada karbon atomları oksijen, nitrojen
lı ı 1 nıp allotrop denilen değişik ve başka birkaç elementi kendi yapısında birleştirip
llıt.lksel haller verebilir. Som karbonun biyokimyasalları -yaşam moleküllerini- oluşturur. Bunların
Q ına allotropu vardır - grafitin katmanlı, çok büyük bölümü dört ana gruba ayrılır: Proteinler,
pı ı l lu yapısı; aşırı sert elmas kristalleri ve karbonhidratlar, lipitler ve nükleik asitler. Bunların hepsi,
1 1 oş fulleren "kafesi." metabolizma olarak bilinen karmaşık tepkimelerle oluşur.

ı flt
Tabakalar halinde
ı ıt fll pulludur;
�llllkO karbon
tll ltıılorı yapraklar
l tnllnd dizilidir, bu Proteinler
y111dPn kayıp birbirlerini Karbon içeren aminoasitler,
� r 1 r. Her atomun protein denilen, kas gibi dokuları
ı lilti d gıı, Oç tek ba�ı oluşturan ve hücrelerde
v u ı lı ı ; fazla elektron tepkimeleri hızlandıran
V ptıtkta dolaşır; bu zincirler oluşturur.

ı lı ıı ııırı, grafiti elektrik
ll tk n yapar.

lın s Karbonhidratlar
Ilir ı•lmasta karbon
Güçlü kovalent
Karbon karbonhidratların
ılıımi rı, her bir atom un


can alıcı bir parçasını
ıiiQı ı dört atama oluşturur; en basit
lı 1 ndıgı Oçboyutlu bir

tı u
karbonhidrat, parçalanıp
� ı l t,ıl şeklinde dizilidir. Bu enerji salan
ı l r m bUtOn yapıyı güçlü şekerdir.
vı çok sert yapar. Serbest
ltıktıon yoktur; bu yüzden
ı ııfltt n farklı olarak el mas
1 kırik iletmez.

ulleren
l ııllı r n leri n küre
V ı d, tOp "kafes" şeklinde
ıliilli atomları vardır. içi
Lipitler
l 11 ı� olmalarına ra�men
V ıpıl rı sert ve güçlüdür;
Katı ve sıvı ya�lar -toplu olarak lipit
• 11 tom düzenlerinin,
denilen- ya� asitleri olarak bilinen,
Bir DNA çift sarma­
lı 1 1 \ raketlerinde grafiti
karbon, hidrojen ve oksijenden
lının belkemijti,
11�1 ndirrnek gibi birçok
oluşan moleküller içerir.
Birço�u enerji deposu şekerden oluşur
ı ıv ulama alanı vardır.
gibi çalışır.

ANAHTAR
ULUNAN ELMASININ Karbon Nükleik asitler
DÜNYAN IN EN BÜYÜK Hidrojen Nükleik asitler -DNA gibi­
genetik bilgi taşıyan karmaşık
��• ELMASI- AGI RLIGI
OksUen
moleküllerdir; nitrojen,

,,
621 .35 GRAMDIR
Nitrojen fosfor ve karbondan
oluşurlar.
Hava
Hava atmosferdeki gazların karışımıdır.
Hayatta kalmak için yaşamsaldır; hayvanıara
solunum için oksijen, bitkilere fotosentezde 0.037%
Karbondioksit
kullanmaları için karbondioksit sağlar.
Ne var ki, hava kirlenince, bu süreçleri 0.0001%
Kripton
etkiler ve sağlığımıza zarar verebilir.
0.0005%
Kahkaha gazı

Havanın bUe,imi 0.0002%


Hava, ağırlıklı olarak nitrojendir; ayrıca yaklaşık Metan
yüzde 20 oksijen, yüzde 1 argon ve karbondioksit
0.0005%
(C02) de dahil az miktarda başka gaz içerir. Su Hidrojen
buharı içeriği yerine bağlı olarak değişir; bu yüzden
0.0005%
bileşimlerde genellikle dışlanır ama nemli iklimlerde
Helyum
havanın yüzde 5'ini oluşturabilir. İnsan davranışı, en
başta co2 miktarını artırarak havanın bileşimini 0.0018%
değiştirir. Neo n

On gaz
Nitrojen, oksijen ve argo n
DÜNYA NÜFUSUNUN havanın yüzde 99,9'undan
fazlasını oluşturur. Geri kalan
YÜZDE 92'Si WHO'NUN yüzde 0,1 burada gösterilen
gazlar ile eser miktarda
GÜVEN Li SINIRLARINI birkaç gazdan oluşur.
AŞAN HAVA SOLUYOR ARGON

Hava kiriUiği
Hava kirliliği büyük bir sorundur - Dünya Sağlık Örgütü
( WHO), kötü havanın tüberküloz, HIV/AIDS ve trafik
kazalarının toplamından daha fazla ölüme neden
olduğunu bulguladı. Gelişmekte olan dünyada havayı
kirleten en büyük kaynak, evlerde odun ve diğer
yakıtların yakılmasıdır. Kentlerde araba egzozları ile
evierden ve sanayi sitelerinden çıkan emisyonlar,
kirlilik düzeyi yüksek alanlara yol açabilir. Bunlar astım
ve diğer solunum hastalıklarını azdırabilir. Parçacıklı

aı: O
madde -havayla taşınan küçük parçacıklar ile sıvı
damlacıkların karmaşık bir karışımı- akciğeriere
girecek kadar küçük olduğunda özellikle zararlıdır.

�cı:
Enerji Taşımacılık

O
Enerji için Dünya çapında
Birincil kirleticiler ve kaynakları fosil yakıt • tehlikeli nitrojen
Z •

Doğrudan atmosfere salınan altı birincil kirletici ve yakmak, oksit emisyon­
altı birincil kirletici kaynağı vardır. Bu renk kodlu grafik, atmosfere larının yarısından
her kaynağı n birinci kirleteninin kirliliğe ne kadar katkıda büyük miktarda kükürt fazlasından taşımacılık için
bulunduğunu gösterir. dioksit salar. kullanılan yakıtlar sorumludur.
GökyüZÜDOn deOifen rengi
Clörünür ışığın rengi, hangi ışık dalgalarının güzüroüze ulaştığına

Evlerimizdeki hava da büyük ölçüde
ğlıdır. Kısa dalga boylu mavi ışık, atmosferdeki parçacıklar
kirlenebilir. Sigara dumanı, boya ve
t rafından en çok saçılan ışıktır. Bu, gündüz mavi bir gökyüzü
kokulu mumdan çı kan benzen, gaz
tkisi yaratır ( bkz. s. 107). Daha uzun dalga boylu kırmızı ve sobalarında eksik yanmadan
ı ur uncu ışık en az saçılandır; bu yüzden gündüz görünmezler ama kaynaklı nitrojen dioksit ve
ı il n batımında güneş alçaktayken görülürler. Kentlerin mobilyalardaki köpükten çıkan
trafındaki kan-kırmızı günbatımlan, içten patlamalı motorların formaldehit evlerde yaygınd ı r ve
t ı r ttiği asıltı parçacıklardan ötürü gerçekleşir. Bu parça­ sağlığımız için tehlikelidir. Ev
ı:ıklar mor ve mavi renkleri dağıtır, kırrnızıyı güçlendirir.
bitkileri nin sayısının artması zehirli
kimyasalların emilmesine yardımcı
Kırmızı ııünbatımı olur ve kötü hava kalitesiyle
ılltıbatımında güneşin alçak açısı, ışı�ının daha mücadelede hava temizleyiciler
lılllıl atmosferden geçmesi gerekti�i anlamına ge­ giderek daha fazla etkilidir.
l lı . lıu yüzden yalnızca kırmızı ve turuncu ışık kalır.

ATMOSFER

Daha uzun

Sanayi Binalar Yakıtarzı Tarım


Kükürt dioksit, Karbon monoksit Yakıt çıkarma, Hayvan atı�ıyla
nitrojen oksit ve emisyonlarının taşıma ve amonyak
parçacıklı mad­ ço�unlu�u. işleme, büyük emisyonlarının
de emisyonları- evlerde pişirme ve ölçüde uçucu büyük çoğunlu-
ı ıııı bUyük bölümünden ısıtmayla, özellikle katı yakıtlı organik bileşikler olarak ğundan tarım sektörü
1 lıı lkalar sorumludur. sobatarla yaratılır. kirlilik yaratır. sorumludur.
Yanma ve
patlama
Ateşi evcilleştinnek insaniann yemek pişinne­
sine, tehlikeli hayvanlan uzaklaştınnasın,
elektrik üretmesine ve motorlan geliştinnesine
olanak sağladı. Ama ateş kontrolden çıkarsa
büyük zarara da neden olabilir ve basit yaruna
yıkıcı bir patlama haline gelebilir; bu yüzden
ateşin nasıl çalıştığuu anlamak yaşamsaldır.

Yanma
Yanma, kimyasal bir tepkimedir. Bir yakıt,
normalde kömür ya da metan gibi bir
hidrokarbon, havada oksijenle tapkimeye girip,
ışık ve ısı olarak enerji salar. Bol oksijenli tam Kömürdeki
karbonun
yanmada, karbondioksit ve su üretilir. Yanma
eksik
başladıktan sonra, ateş söndürülünceye ya da yanmasından
yakıt ya da oksijen bitene kadar devam eder. Kömürdeki çıkan
kirleri n karbon
yanmasından monoksit
çıkan kO kürt
dioksit ---::ı�"---;-�-'
BiR ORMAN
VANGINI 800°C
YA DA DAHA FAZLA
SICAKLIGA ULAŞABiLi R
Kömürdeki -----6ı.i.,..
kirleri n yanma­
sından çıkan
nitrojen oksit

Normalde yanmayı başlatmak için Havadaki oksijen


kıvılcım ya da alev gibi bir enerji
girdisine ihtiyaç vardır. Ne var ki,
bazı maddeler -saman, bazı yağlar
ya da rubidyuma benzer bazı tepki n
elementler gibi- yeterince sıcak
olurlarsa, kendiliğinden tutuşabilir.
Yanan kömür
Kömürün tam yanması,
karbondioksit u retir. Oksijen
kömüre eşitsiz ulaşırsa, eksik
yanma oluşur ve karbon
monoksit üretilir.
KURU OTVE BEZiRYAGI RUBIDYUM Kömürdeki kirler, kükürt
SAMAN dioksitve nitrojen oksit
olarak salın ır.
Yanma ve �a�:� 54 / 55
............................... ............................................. ş

Yangın söndürme
AL şin yanmak için üç şeye ihtiyacı
Su buharlaşınca ateşten ısı emer. Bir yangın söndürücüden
v rdır: ısı, yakıt ve oksijen (çoğun­ Yanan odun ya da kumaş gibi salınan karbondioksit
hıkl hava biçiminde). Bunlardan bazı tip yangınları söndürmeye gazı, yangının oksijen
1 ıtıini uzaklaştırmak yangını
bu yetebilir. ikmalini keser.

ndürebilir. Bununla birlikte, bir Yangına dayanıklı


malzemeden yapılan yangın
battaniyeleri, alevleri
havasız bırakarak söndürür.
ın ğirı bir elektrik yangınını
Büyük orman
ı ndürmek için su kullanmak, yangınlarında yangın Toz ya da köpük yangın
1 ktrik çarpmasından ölüme yol yoluna agaç devirmek, söndürücüler, yanan
yangın ı yakıttan yoksun malzeme üzerinde bir
bırakıp daha fazla örtü oluşturup,
yayılmasını önler. YANGlN ÜÇGENi oksijensiz bırakır.
y ıyılmasına neden olabilir.

1 Ateş topu soguyup yogunla-


şarak mantar bulutu oluşturur.

BiR YANGlNDAN
DAHA HlZLI
KOŞABiLiR MiSiNiZ?
1 1 Ll madan kaynaklanan ısı
ı 1 ı(jılamaz ve üretilen gazlar Hayır, ki myasal patlamalarda
l ı ıı.la yayılıp, patlama yerinden patlaman ın saçt1ğı malzeme
l ı ııla uzaklaşan, yaralanmaya saniyede 8 kilometreden fazla
bir hızla, bir kimsenin
koşabileceğinden daha
hızlı hareket eder.

l
ra neden olur.

Isı gibi bir enerji


uygulamak, : Patlama
Kapta Kapta zayıf nokta kimyasal • yukarı dogru

ı
yOksek basınç yırtılıp patlamaya tepkimeyi tetikler yükselen bir
altında s ıvı neden olur ateş topu
v gaz üretir

-�
Nükleer
fisyon ya da
..··
nükleer
..
füzyon
tepkimesi

lxlksel patlama Kimyasal patlama Nükleer patlama


ll ınçlı bir kapta zayıf bir nokta yırtılıp Kimyasal patlamalara, büyük miktarda Nükleer patlama, atom çekirdeklerinin
1� ndekilerin aniden kaçmasına izin gaz ve ısı salan hızlı tepki m eler neden parçalanmasıyla (fisyon) ya da kaynaş­
vN bilir. Basıncın azalması, gazların olur. Tepkime çogu kez, barutta oldugu masıyla (füzyon) olabilir. Her ikisi çok
�nk hızlı yayılmasına neden olur, gibi ısıyla ya da nitrogliserinde oldugu hızlı bir biçimde çok miktarda enerjinin
plltlamayla sonuçlanır. gibi fiziksel şokla tetiklenir. yanı sıra, radyoaktif serpinti de üretir.
Buz
Su so�uyunca, molekülleri yavaşlayıp
daha fazla hidrojen ba�ının oluşmasına olanak
verir. Su donup açık bir yapının içine kilitlenirken
bu ba�lar molekülleri ayrı tutar. Su don u nca Daha fazla
genişlemesinin nedeni budur. hidrojen bagı
oluşur

Moleküller hareket
Su
Su sıvı oldu�u zaman,
moleküller hareket edip birbirini
geçerken, hidrojen ba�ları
oluşur ve kopar. Bu ba�lar
olmasaydı, su oda sıcaklı�ında
gaz olurdu.

Su
Su gündelik bir madde olabilir ama
olağanüstüdür. Nonnal ısılarda ve
basınçlarda katı, sıvı ve gaz olarak
var olabilen tek maddedir ve katı hali, sıvı
halinden daha az yoğun olan tek maddedir.

Benzeraiz azeUIIdel'
Her su molekülü, bir hidrojen atomuna
bağlanan iki hidrojen atomundan oluşur.
Molekülün bir tarafının (oksijenirı bulun­
duğu taraf) zayıf bir negatif elektrik
yükü, diğer tarafın küçük bir pozitif
yükü vardır. Bu farklı yükler, moleküller Oksijen
arasırıda hidrojen bağlarının oluşma­ atomu
sına olanak verir ve suya benzersiz YÜZEY
özelliklerini kazandıran da budur. GERILIMI
MAD��
56 1 57
...............................• ............................................ tli

Erkeklerde vücut ağırlığının


yaklaşık yüzde 60'ını, kadınlarda
Su havadan çok kendisine ba!:lanmayı yaklaşık yüzde SS'ini su oluşturur.
tercih eder. Sonuç olarak yüzeydeki Yağsız dokudan daha az su
su molekülleri, yukarıdaki hava içeren vücut yağları
molekülleri yerine komşu su molekülleriyle kadınlarda daha fazla
daha güçlü ba!:lar kurar. Bu durum, YETiŞKiN
olduğu için, su miktarı ERKEK
yüzeyde, küçük böcekler üzerinde
yürüyecek kadar güçlü bir azdır. Ortalama olarak,
tabaka yaratır. idrar, terleme ve
60%
solumayla kaybedilen
su
suyu yerine koymak için
günde 1 ,5 ila 2 litre su
içmemiz gerekir ama
tam miktar ikl ime ve
faaliyet düzeyine bağlıdır.

Vücut suyunun ço�u


vücut hücrelerinin

SU NEDEN BAZEN
MAVI GÖRÜNÜR?
Su molekülleri bazı
yüzeylere çekilir Su, tayfın kırm ızı ucunda,
- ne kadar çekildi!:i
malzerneye ba!:lıdır. ince bir ışı�ın uzun dalga boyları n ı
cam tüpte su yukarı do!:ru
emer; bu yüzden,
sürünür; çünkü cam ile su
arasındaki çekim kuvveti, su geriye kalan gördü�ü müz
moleküllerinin kendi
aralarındaki çekim ışık, mavi uçtaki kısa
kuvvetinden daha güçlüdür dalga boylarıdır.

VÜZDE 9
DONAN SUVUN
GENiŞLEME
MiKTARl
Asitler ve bazlar
Kimyasal bakımdan karşıt etkileri olmasına rağmen,
hem asitleri hem bazları keskin, hatta tehlikeli
aşındırıcı madde olarak tanıyoruz. Asitlerin ve
bazların gücü, geniş bir yelpazede değişir.

ı
Asit nedir?
Asitler, suda çözününce pozitif yüklü HiDROJEN KLORÜR
hidrojen iyonları olarak salınan pH
Hidrojen iyonu Klorür iyonu

J,
hidrojen atmnlu maddelerdir. Bu
iyonlardan ne kadar çok salınırsa, o
asit o kadar güçlü olur. Örneğin
hidrojen klorür gazı bu şekilde ' "'
a-
davranıp hidroklorik asit denilen bir
çözelti oluşturur. Bu en güçlü
Su

asitlerden biridir; bazı ekşi


meyvelerde bulunan daha zayıf
asitlerden bin kat daha büyük bir
hidrojen iyonu yoğunluğu vardır.
HiDROKLORiK ASiT 2

Bir asidin aşındırıcı etkisine, hidrojen iyonları


neden olur; çünkü bu çok tepkin kimyasal
parçacıklar başka maddeleri parçalayabii ir. 4
Sanayinin bir yan ürünü olan kirletici kükürt
dioksit gazı, atmosferdeki su damlacıklarıyla
tepkimeye girip sülfürik asit oluşturur. Bu asit
yağmuru olarak yağdığında, ağaçların ve
bitkilerin yapraklarını öldürmenin yanı sıra s
kireçtaşından binaları da aşındırır.
Baz nedir?

ı
Bazlar, kimyasal olarak asitlerin
SODYUM HiDROKSiT
zıttı -ama bir o kadar tepkin-
olan maddelerdir. Asitlere, 6
Hidroksit iyonu Sody"m '"'""

J,
hidrojen iyonlarını nötrleştirerek
karşı koyarlar. Kireçtaşı ya da
tebeşir, asitle bu şekilde tepkimeye
girdiği için bazik bir kayaçtır. Na• 7
Sodyum hidroksit (sudkostik) Su
gibi en güçlü bazlar suda çözünür ve
Na+
Na+:
alkali denilir. Suda hidroksit
iyonlan denilen negatif yüklü 8
parçacıklar salarlar.
SODYUM H iDROKSiT ÇÖZELTiSi

9
Asit-baz tepkimeleri
Bir asit ile baz arasındaki tepkiine su ve tuz denilen farklı türden
bir madde üretir. Oluşan tuzun tipi, söz konusu asidin ve bazın

10
tipine bağlıdır. Hidroklorik asit ile sodyum hidroksit tepkirneye girip
sodyum klorürü (sofra tuzu) oluşturur; hidroksit ve hidrojen iyonları
su olarak bir araya gelir.

e + e
ASiT (HCl) BAZ (NaOH)
O + o
TUZ (NaCI) SU (H20)
11
:ı>
f!l.
c.

;;; s;::
12 rr :ı>
lll t:i
E::. t::ı
� tzj
Asitlik derecesini ölçme

13
pH ölçeği, bir maddenin asidik ya da alkali n
Asitler ve alkaliler derideki proteine
CJ1
gücünün ölçüsüdür. Güçlü asitler için O'dan
güçlü alkaliler için 14'e kadar uzanır. Ölçeğin
zarar verip deri hücrelerini öldürür.
yukarısına doğru her adımda hidrojen iyon u (X)
Asitlerden farldı olarak alkaliler
......
yoğunluğu 10 kat azalır. Bir maddenin pH'ını

14
ölçmek için gösterge denilen bir pigment
aynı zamanda dokuyu SMiaştınr; kullanılabilir. Göstergeyle tepki me, pH O için CJ1
bu durum, asitlerden daha derine kırmızıdan pH 14 için mora kadar uzanan
renkler üretir; pH 7 (nötr) yeşildir. (()
inip daha fazla zarar vermelerine
yol açabilir.
Kristaller
E n sert değerli taştan uçucu, hassas bir kar BAZI KRiSTALLER
N EDEN RENKLiDiR?
tanesine kadar, bir kristalin yapısı güzel
bir şey olabilir. Bu özellik, atomlarının ve Her madde gibi kristaller de,
diğer parçacıklarının kesin sıralı mikroskobik eğer atom ları ışığın belli dalga
düzeninden kaynaklanır. boyları nı yansıtırsa ya da
emerse ren klidir. Örneği n
Kristal nedir? yakut, kırm ızı ı şığı yansıtan
Kristalin katılar (bkz. s. 14) düzgün krom atom larından ötürü
sıralı parçacıklardan oluşur: kırm ızıd ı r.
Atomların, iyonların ya da
moleküllerin tekrarlı örüntüsü,
bütün yapı boyunca devam eder.
Bu, parçacıkların rastgele birbirine
karıştığı po!ietilen ya da cam gibi
(bkz. s. 70-71) arnort (kristalin
Atomlar arasındaki bağ
olmayan) malzemeyle karşıtlık
oluşturur. Pek çok metal gibi bazı Kristal yapı
katılar, yalnızca kısmen kristalindir. Bir kristal, birim hücre denilen tekrarlı bir atom
Tanecik denilen çok sayıda küçük düzeni içerir. En basit birim hücre -burada
gösterilen- sekiz parçacıklı bir küptür. Atom
kristal içerirler ama bireysel tanecikler d üziemleri paraleldir ve kristaller bu düzlemler
rastgele bir biçimde birbirine bağlanır. boyunca bölünebilir.

Mineral kristaller
Mineraller -kayaların kimyasal
bileşenleri- jeolojik süreçlerle
dünyanın ana kayaçlarından
kristalleşir. Kristaller, erimiş kayaçlar
katılaştığında ya da katı parçalar ısı
ve basınç altında kristalleştiğirıde
oluşur. Su yatakları, taşınamayacak
kadar yoğunlaşan mirıeralleri
çözünce olduğu gibi, çözeltilerden de
kristaller oluşabilir. Bu tür
kristalleşme uzun bir dönem istikrarlı
MI NERAL ZENGINI SU
olursa (bkz. sağda), kristaller
muazzam büyüklükte olabilir.

.,
��� ALS ITA$1
DEV DOGAL
. .
- KRISTALLERININ
AGIRLIGI S O TONU
BULUR
Sıvı kristaller
Bazı maddeler akar ama
kristalin özellikleri vardır. Işık dalgaları
Bu sıvı kristaller sıvı ile katı polarize
olmamış ışık DiKEY
rası bir halde var olur. kayna�ından POLARiZASYON
ı arçacıklan düzgün sıralıdır her yöne titreşir FiLTRESi
\ma dönüp farklı yönlere
ldebilirler. Katı kristallerdeki
p rçacıklar gibi ışığın iletilma
klini etkilerler. Dönen moleküller,

ı

polarize ışığı (bir yönde titreşen ışık)
Sıvı kristal, güç kay­
" I)Ükebilir." Bu özellik, elektriğin
na�ı açık oldu�unda
ınolekül düzenini kontrol edip bazı '''!' döodOcmO< Dikey Polarizasyon filtresi
ı lkselleri aydınlatıp bazılarını polarize dikey polarize ışı�ı
tydınlatmadığı sıvı kristal ışık engeller
t kranın temelini oluşturur.
KM.ol,k plk<el

ıvı kristal ekran


"Dinlenme" halinde sıvı kristal molekülleri po larize
ı�ıQı döndürüp bir pikseli aydınlatır. Ama bir
1'1 ktrik akımıyla hizalanınca, ışık bükülmeden GÜÇ KAYNA�I
ıwçer - dikey titreşimi yatay filtreyle engellenir,
onuçta bir piksel kararır.
Çözeltiler ASIT YA DA ALKALl

ve solventler KULLANARAK BIR CISMI


YOK EDEBILIR MISINIZ?

Aside ya da alkaliye konulan


Tuz ya da şeker suya katıldığında kayboluyar
bir ci sim sonunda tamamen
gibi görünür. Ama tatları devam eder
sıvılaşır ama asid in ya da
- suda çözündüklerinin ve çözaltiye
alkalinin gücüne ve
yayıldıklarının kanıtı.
sıcaklı�ına ba�lı olarak
bu süreç birkaç
Solvent tipleri
gün alabilir.
Bir madde başka bir maddenin içinde çözündüğü zaman,
bir çözünen ve bir de solvent madde vardır. İki ana tip solvent vardır:
Polar solvent ve polar olmayan solvent. Su gibi polar solventlerin,
moleküllerde, polar çözünenierin karşıt yükleriyle stkileşen küçük bir

Hidrojen atom u
elektrik yükü farkı vardır. Fentan gibi polar olmayan solventler, bu
yüklerden yoksundur. Yağ gibi yüklü olmayan atomları ve molekülleri
çözmeda iyidirler.

Karbon atom u

Po lar sol ve nt Polar olmayan solvent


Su gibi po lar Pentan gibi po lar
maddelerde molekülün olmayan maddelerde,

��ÜLÜ
Pozitif bir tarafı negatif yük, molekülün farklı
yük ___,.,. diğer tarafı pozitif parçaları arasında
MOL + yük taşır. PENTAN MOLEKÜLÜ yük ayrımı yoktur.

Çözelti tipleri Amonyak


Bir çözünen bir solvent içinde molekülü
çözünüp bir çözelti
Su
oluşturduğunda, iki madde
birbirine o kadar kusursuz
karışır ki, parçacıkları (atornlar,
moleküller ya da iyonlar)
tamamen geçişir. Bununla
birlikte parçacıklar tapkimeye
girmez; bu yüzden kimyasal
olarak değişmeden kalırlar.
Sıvılar içinde katı çözeltileri en
bilinen çözelti tipidir ama sıvıların
içirıde gaz ve katıların içinde katı Sıvı içinde katı Sıvı içinde gaz Katı içinde katı
gibi başka çözeltiler de vardır. Bir Şekerli kahve, bir sıvı (büyük Amonyak bir gazdır ve Tunç, bakır içinde kalay
çözünen çözündüğünde, ortaya ölçüde çeşni moleküllü suyun içinde kolayca çözeltisidir. Bakır çözendir;
sudan oluşan kahve) içinde çözün üp bazı ev temizliği çünkü çözeltide kalaydan çok
çıkan çözelti solventle aynı halde çözünen bir katı (şeker) ürünlerinin bir bileşen i olan bakır vardır: Yüzde 12 kalaya
(sıvı, katı ya da gaz) olur. çözeltisidir. alkali çözeltisi oluşturur. karşılık yüzde 88 bakır.
Benzer benzeri çözündürür
Polar solventler polar çözünenleri çözündürür; DiGER SIVILARDAN
çünkü karşıt yükleri birbirini çekip, zayıf bağlar
DAHA FAZLA
oluşturur. Su polardır; çünkü oksijeninin atomları
biraz negatiftir, hidrojeninin atomları biraz MADDE ÇÖZÜN­
pozitiftir. Polar olmayan maddeler polar olanlarla DÜRDÜGÜ iÇi N
irbirine karışamaz; yağ ile suyun karışamama­
ının nedeni budur. Yalnızca polar olmayan
SUYA EVRENSEL
parçacıklar birleşip bir çözelti oluşturabilir. SOLVENT DENi Li R

Karbon tetraklorür molekülü Su molekülü


• •



• �'Y"""i"· ı
Sodyum


Polar olmayan solventte polar olmayan çözünen Polar solvent içinde polar çözünen
K rbon tetraklorür gibi po lar olmayan solventler, iyot Su gibi po lar solventler sofra tuzu (sodyum
KI bi polar olmayan çözünenleri çözündürebilir ama klorür, NaCl) ve şeker gibi bir elektrik yükü
po lar çözünenleri yapamaz. olan maddeleri çözündürebilir.


Çözünürlük
Çözünürlük, bir maddenin

/
çözünme derecesidir.
ı ıya ve gazlarda basınca
Daha faza
su
çözünen
b ğlı olarak değişir. Örneğin
___
çö>O"m"
ıcak suda soğuk suda ___ Daha fazla

-'- ·
olduğundan daha fazla şeker çözünen
çözünür ve gazın basıncı ne çözün ür
lt dar yüksekse bir sıvıda o
k dar çok gaz çözünür.
ARTAN VOGUNLUK
Özgül bir ısıda ve basınçta
v rili bir solvent miktarında Doymamış çözelti Doymuş çözelti Aşırı doymuş çözelti
çözünen maksimum çözünen Doymamış bir çözeltide daha Doymuş bir çözeltide o tikel lsınmayla birlikte daha fazla
fazla çözünen (burada bakır sıcaklıkta maksimum çözünen çözünür. H ızlı so�uma,
miktarına, doyum noktası sülfat kristalleri) solventin miktarda çözünen kristaller katılaşmadan önce
denilir. içinde tamamen çözün ür. çözün müştür. çözeltiyi aşırı doymuş bırakır.
Sınai katalizörler
Katalizörler Sınai kimyasal tepkimaleri daha
verimli yapmak için çeşitli
katalizörler kullanılır. Çoğu metal ya
Kimyasal tepkimeler, atomların ve moleküllerin daha
da metal oksittir. Örneğin Haber
hızlı çarpıştığı yüksek sıcaklıklarda hızlanır. işleminde (bkz. s. 67) demir, amonyak
-Katalizör denilen- belli kimyasallar da tepkime üretimine yardım eder. Pek çok sınai

hızını artırabilir. Bunlar, tepkimeler sırasında katalizör, yeniden kullanmak için


kolayca ayrılahilen katılardır.
değişmezler, bu yüzden yeniden kullanılabilirler.

Katalizörler nasıl çalışır?


Parçacıkların tepkirnek için yeterli enerjiye ihtiyaçları vardır. Bazı
tapkimelerde bu aktivasyon enerjisi (bkz. s. 44) o kadar büyüktür ki,
ilgili parçacıklar normalde tapkimeye girmez. Katalizörler aktivasyon
enerjisini düşürüp tapkimenin gerçekleşmesini olanaklı kılarak çalışır.
Bunu yapmak için genellikle az miktarda katalizöre ihtiyaç duyulur.

Bir tepkimeyi teşvik etme


Bir tepkimenin gerçekleşmesi için tepkimeye
giren parçacıkların fiziksel olarak bir araya
gelmesi yetmez, do�ru bir biçimde bir araya
gelmeleri de gerekir. Katalizörler, genellikle
ara evrede tepkenlere ba�lanarak bunun Zeolitler
gerçekleşmesine yardım eder. Katalizör Zeolitler, a�a benzer gözenekli bir yapıya
tepkimen in sonunda kendisi kimyasal olarak sahip büyük moleküllerdir. Sanayide çok
de�işmeden çıkar. yaygın kullanılır -örne�in ham petrolü arıtıp
daha yararlı petrokimyasaliara dönüştürmede.

••

A
KATALAZ
ENZiMi
SANiYEDE
YAKLAŞlK 40 MiLVON
·�
u.ı
z
TEPKiMEVi KATALiZLER
u.ı

Ürün
TEPKENLER ILE enerjisi
KATALlzOR
BAdLANIR VE
TEPKI ME
GERÇEKLEŞIR

ZAMAN
Katalitik dönüştürücü
Modern arabalara eklenen
katalitik dönüştürücüler, platin ve
rodyum katalizörler kaplı seramik
"petekler" içerir. Düzenleme,
gzoz dumanı üzerinde çalışıp
zehirli gazları daha az zararlı
karbondioksite, suya, oksijene
ve nitrojene dönüştürmeleri
katalizörlere geniş bir yüzey alanı
sağlar. Arabanın motorundan gelen
ısı, katalizörlerin etkili bir hızda
çalışmasını sağlar.

Gllkoz
molekOIO ---

.,. Tepkimeden

Enzimin
aktif alanı

Maltoz enzime batlan ır Maltoz bqı zayıflar GUkoz aynlır


Tepkiyen molekül -burada maltoz Maltozu parçalamak için gerekli Aktif alandaki kimyasal tepkime
şekeri- maltaz enziminin aktif alanına aktivasyon enerjisi, enzimin aktif alanına kimyasal batlan yeniden düzenleyip,
geçici olarak ba�lanır. Yalnızca maltoz ba�lanınca azalır. Bu, maltaz maltozu maltozu iki glikoz molekOIOne ayınr.
maltaza takılır. kolayca parçalayabilir demektir. Enzim tekrar çalışmaya hazır olur.

Biyolojik katalizörler
Sanayide kullanılan pek çok
inorganik katalizör bir dizi tapki­
Diğer katalizörlerden farklı olarak o-- Deterjandaki
rneyi katalizleyebilir ama canlı o o enzimler
enzimierin yararlı uygulamaları
yapılarda katalizörler daha seçicidir. o o
vardır. Kumaştaki lekeleri o
Enzim denilen protein molekülleri, o
o o o
temizlemek gibi, biyolojik
DNA'nın kopyalanması ya da besin­ tepkimeye ihtiyaç duyulan her o o

o
Ierin sindirilmesi gibi özgül biyolojik yerde kullanılırlar. Biyolojik
o

s
Am i laz enzimleri
tapkimeleri katalizler. Her enzimin, deterjanlar kandaki proteini ya da o nişasta lekelerini
yağı si ndiren enzimler içerir.
o
belirli tepken tiplerine kenetlenen parçalar
o
Enzi m ler vücut ıs ı ı nda çalıştıkları
bir şekli vardır. Metabolizmayı -bir o Li paz enzimleri
-hatta çok sıcakta yok oldukları­
o
organizmayı canlı tutmak için yag lekelerini
için, hassas kumaşiara daha az zarar Proteaz enzimleri parçalar
o
gerekli kimyasal tepkimalerin veren ve daha az enerji kullanan protein lekelerini
toplamı- çalıştırmak için birılerce düşük su sıcaklığında çalışırlar. parçalar
farklı enzime ihtiyaç vardır.
Kimyasal Sülfllrik asit

yapımı Sülfürik asit en yaygın kullanılan ham


kimyasallardan biridir - kuru temizlernede ve
pillerde, kağıttan yapay gübrelere ve teneke
Her gün, plastiklerden ve yakıtlardan kutulara kadar bir dizi ürünün imalatında kullamlır.
ilaçlara kadar insan yapımı ürünler Sülfürik asit üretmek için çeşitli yöntemler
kullanılabilir ama en iyi bilineni kontakt yöntemidir.
kullanırız. Bu ürünlerin birçoğunu
imal etmek, sülfürik asit, amonyak, Kontakt yöntemi
nitrojen, klor ve sodyum gibi temel Sıvı kükürt havayla tepkimeye girip kükürt dioksit gazı
üretir; bu gaz, vanadyum katalizör kullanılarak
kimyasalları gerektirir. temizlenir, kurutulur ve kükürt trioksit gazına
dönüştürülür. Gaza sülfürik asit eklenip disülfürik asit
yapılır ve o da suyla seyreltilip sülfürik asit üretilir.

4so•cde
Su

! ıçeri pompalanan hava


Vanadyum
katalizörü
yatakları


Klor ve sodyum
Klor ve sodyum, sınai ölçekte
Downs hücresi olarak bilinen bir yonu
Down hücresi
tankta gerçekleştirilen bir
Pozitif yüklü sodyum iyonları
elektroliz işlemiyle olağan + negatif yüklü katoda gider ve
tuzdan (sodyum klorür) elde edilir. orada bir elektron kazanıp
sodyum metalini oluşturur.
Tankta erimiş sodyum klorür ile
Metal erimiş sodyum klorürün
demir ve karbon elekırotlar vardır. Sodyu m yüzeyine çıkar. Negatif yüklü
Elektrotlardan bir elektrik akırm klorür iyonları pozitif yüklü
Negatif anoda gider ve orada bir
geçince, sodyum ve klorür
yüklü elektron kaybedip, gaz olarak
iyonları elekırotlara gider ve kabarcı k çıkaran kloru
katot
kendi elementlerinin atornlarına oluşturur.
dönüşür.

çekilen sodyum iyon u


iyonları
66 / 67
MADDE
Kimyasallar yapımı

Nitrojen
Hava yaklaşık yüzde 78 nitrojenden
oluşur ve saf nitrojen gazının ana
kaynağıdır. Nitrojen, kesinıli damıtınayla
havadan elde edilir. Hava sıvılaşıncaya kadar
soğutulur, sonra ısınmasına izin verilir. lsınırken farklı
Ham petrolün kesimli
bileşenler farklı ısılarda, damıtma sütununun farklı
damıtılması, bir dizi yararlı
yüksekliklerine denk gelecek şekilde gaz haline geri döner. ürün üretir. Bazıları hemen
Oksijen dipte sıvı olarak kalır. kullanıma hazırdır - örneğin
doğalgaz, benzin, mazot,
Hava girişi Yüksek basınçlı Temiz gres yağı ve yo l yüzeyleri
gazi ı hava için zift. Bazıları daha fazla
işlemden geçirilip plastiklere
ve çözücülere dönüştürülür.

ve dijler
parçacıklar
DOGAL TAŞlT
GAZ YAKlTI
1« lmll hava damıtma
l l v t ı m izlenir, sıvılaştırılır ve
ı ı l ıııcl n ısınmasına izin verilir. Sojlutulup Sıvı
1 ııulıkç, bireysel bileşenleri farklı sıvı taştırılan oksijen
ı ıl ıtfıı ayrılır. temiz hava __ çıkışı ZIFT ÇÖZÜCÜLER

R YIL DÜNYADA 230 MiLVON


NDAN FAZLA SÜLFÜRi K ASiT
YAGLAYICILAR
TiLiR

/ır ı Işlemi, nitrojen ve hidrojen gazından


Kullanılmayan nitrojen ve hidrojen
gazları yeniden kullanılır
ı ı ıı ıııy k yapar. Gübre, boya ve patlayıcı
lııı ıl ttında amonyak yaşamsaldır ve
ı ı ı ı lzltk ürünlerinde de kullanılır.
Il l i ı ıı) n tapkin değildir; bu yüzden
1 1 ll u ı işlemi, tapkime hızını artırmak ve
·· r ..
7
ı ı Iy ı andımanlı amonyak üretmek için Sojlutkan
ı ı lı t rde bir demir katalizör ile yüksek ısı
çıkışı

Sojlutkan

ll lı rlşlemi
l liıho)ı n ve nitrojen gazları karıştırılır ve
lı � �� llıı ye girip amonyak üretmeleri için bir
ı lı ı ı ılı k, talizör geçirilir.
Karışımı so�utmak, sıvı
ı ı u ıııy ı�ın akmasına olanak verir. Tepki m eye _ Sıvı amonyak
l ı ı ı ıııy n nitrojen ve hidrojen yeniden kullanılır. çıkışı
Plastikler
Plastikler güçlüdür, hafiftir v e ucuzdur; modern yaşamı
dönüştürmüştür. Ama pek çok plastik fosil yakıtlardan Polimerler doğada da vardır ­
yapıldığı ve biyolojik olarak ayrışmadığı için, artan şekeri er, kauçuk ve DNA bunun
plastik kullanımımız çevresel sorunlar doğuruyor. örnekleridir. DNA, protein yapma
kodunu veren nitrojen-içeren bir
baz ile bir şeker ve bir fosfat grubu
Monomerler ve polimerler (bel kem i ği ni oluşturur) içeren ve
Plastikler bir sentetik polimer tipidir - monomar denilen tekrarlı nükleotit denilen monomederden
birimlerden oluşan uzun bir molekül zinciridir. Polimer zincirleri yüzlerce oluşur.

'Tt �
molekül uzunluğunda olabilir. Farklı monomederden yapılan plastiklerin

ıvÜ
farklı özellikleri ve kullanımları vardır. Örneğin naylon diş fırçaları için
güçlü lif haline getirilirken, polietilen en çok hafif çantalar için kullanılır.
Karbon atomları arasında
1
Monomer
çift bag
Monomerler
Birçok plastiğin
+ +
mornonerlerinde bir
karbon-karbon çift
-
bağı (bkz. s. 41)
HER YIL DÜNYANIN
A
vardır.
Karbon atomları arasında tek bag
ETRAFlN I DÖRT
• KEZ SARACAK
Polimerler
Bir polimer oluşturmak
için çift bağ kopar ve

• ATlLlR
böylece her monomer KADAR PLASTiK
komşusu na bağlanıp
bir zincir oluşturabilir.

Plastik Imalatı
Pek çok plastik, ham petrolden lsıtılınca ---JI!II't­
damıtılan petrokimyasanardan ham petrol GAZ
yapılır. Isıyı ve basıncı kontrol kesitleri ayrılır
ederken bir katalizör eklemek, bu
manomerlerin polimerleşmesini
teşvik eder. Plastiğin özelliklerini
değiştirmek için başka kimyasallar
eklenebilir. Plastik oluştuktan
sonra şekillandirilip çeşitli ürünlere
dönüştürülebilir. Ağaç ya da
biyoetanol gibi yenilenebilir
kaynaklardan yapılan biyoplastikler
de vardır ama bugün yapılan
DlZEL YAICITI.AR
plastiklerin küçük bir azınlığını
oluşturur. Plastikler termeset ya da Ham petrol Damıtma
termeplastik olabilir. Termosetler Pek çok plastiğin 2 Petrolü ısıtmak, farklı
yalnızca bir kez şekillendirilebilir hammaddesi, milyonlarca yıl büyüklükte molekülleri ayırır. Bir
önce bitki ve hayvan kalıntıların­ katalizör kullanılarak büyük
ama termeplastikler tekrar tekrar dan oluşan ve yerin derinliklerin­ moleküller parçalanıp küçük,
eritilip yeniden şekillendirilebilir. den çıkarılan ham petroldür. daha kullanışlı moleküllere
dönüştürülebilir.
Geri dönüşüm
l lı ızı plastikler doğranarak, eritilerek ve yeniden
lı çlmlendirilerek kolayca geri dönüştürülebilir. Ama
l ı ızıları için alternatif geri dönüştürme yöntemlerine Plastik yapımı ucuzdur, bitki ya Plastikler esas olarak yenilenebilir
\If r k vardır. Amaçlardan biri plastikleri sıvı bir da hayvan yetiştirmeye ya da olmayan kaynaklardan yapılır ve
bunun gerektirdigi kaynaklara bu kaynakları yerden çıkarmak da
y ı ı l uta dönüştürmek ya da doğrudan yakıp enerji dayanmaz. çevreye zarar verir.
ı l ı tmektir. Bir başka düşünce de, bakterilerin
ı ı ıdirebildiği plastikler yaratmaktır ama bu
Plastik hafif ve güçlüdür; az Plastikler küçük parçalara ayrılıp
d( üneeler henüz büyük ölçüde uygulanamıyor. miktarda malzemeden çok su sistemierimize karışabilir,
sayıda yararlı ürün yapılabilir. yaban yaşamı ve yiyeceklerim izi
Atılan plastik çöp sahasına gider etkileyebilir.
ya da okyanusları işgal eder
Plastik bir dizi özellige sahip Plastikler sürekli kullanımdan
olacak şekilde uyarlanabilir ­ sonra yorgunluk yaşayıp
sertlik, esneklik, pürüzlülük parçalanabilir. Güneşten gelen
- bunların hepsi kontrol edilir UV ışınları da plastikleri daha
hale getirilebilir. kırılgan yapar.
Atık
Pek çok plastik atık Sentetik lifler esnek Sentetik giysiler terin
çöp sahasında yapılabilir ve kırışmaya, suya buharlaşmasına izin vermez; bu
binlerce yıl geçirir, ve lekelere dogal liflerden yüzden sıcak havalarda rahatsız
topraga zararlı daha fazla dirençli hale edici olabilir. Statik elektrik yükü
kimyasallar sızdırır. getirilebilir. de oluşabilir.
Bazıları suyla denize
taşınır, parçalanıp Bazı plastik tipleri geri Biyolojik olarak ayrışmayan
dönüştürü lebilir, digerlerinden plastikler denizlerde ve karada
yaban yaşam için
daha fazla çevre dostudur. küresel kirlenmeye katkıda
zararlı olan
bulunur. Çöp sahalarını da
mikroplastiklere
dolduruyorlar.
dönüşür.

Plastik topaklar
ezilir ve eritilir

4 Plastijti şekillendirme
Birçok plastik ısıtılınca esnekleşir; S ��� ?:ı��
t en


bu yüzden preslenip ya da bükülüp içecek şişelerinden TV
şekillendirilebilir, soguyunca tekrar kumandalarına ve giysi
• sertleşebilir. Yumuşayan plastik bir liflerine kadar her şey

• kalıba dökülebilir ya da kalıptan yapılabilir. Her ürün

e------::-tt
: l-::---- Petrokim­ taşı rı labilir. Bir plastik erirse, farklı özellikler
yasaliardan püskürmeyle de kalıplanabilir. gerektirir; bu yüzden
monomerler kullanılan plastikler ve
Isınan plastik üretim yöntemleri
şekillendirilmeye farklıdır.
hazırdır

3 Polimerleşme
Bir katalizör ekleyip, ısıyı ve
l ııt\lncı kontrol etmek menomerlerin
l l pklmeye girip polimerleşmesini teşvik
ı ı lı•ı, Bazı durumlarda, yan ürün olarak
11 ıııbi küçük moleküller üretilir. PLASTI�I ŞEKILLENDI RME
Cam ve seramik
Sert, aşınmaya dirençli v e çoğu kez saydam olarak bildiğimiz cam,
büyük ölçüde kum ya da silikondioksittir. Ama "cam" terimi, hepsi
seramik tipi olan daha büyük bir malzeme grubu için de kullanılır.
Kristal biçiminde
sil i ka
Camın yapısı
Camların amorf yapısı vardır; yani
moleküllerinin (ya da atomlarının)
düzenlenmesinde fazla ya da hiç düzen yoktur.
Atom ölçeğinde devinimsiz sıvı gibi görünürler
(bkz. s. 16-17). Ama camlar katı maddedir. Camlar
genellikle bir madde eritilip, atomları (ya da
molekülleri) alışılmış yapılarına (metal ya da
kristalin) dönemeyecek kadar hızlı soğutularak
yapılır. Madde sıvıyken olduğu kadar düzensiz
yakalanır.
AMORF YAPI KRiSTALiN YAPI

Cam tipleri
Hepimiz camı pencerelerdeki saydam, gevrek malzeme
olarak tanıyoruz. Bu esas olarak silikondioksittir. Ama
camlar bir dizi malzemeden oluşabilir - metaller camsı
olabilir ve bazı polimer ya da plastik formları teknik
olarak camdır. Silikat camlara, özelliklerini değiştirmek
için başka kimyasallar eklenir. Bu kimyasallar ürünün
rengini ya da berraklığını etkileyebilir, borosilikat
camlarda (borcam) olduğu gibi ısıya diraneini
Görünür ışığın enerjisi camdaki
daha iyileştirabilir ya da Goril Camı (birçok elektronların olası enerji düzeyleriyle


akıllı telefonun ekranında kullanılan) eşleşemediği ve dolayısıyla fotonlar
���� em ilmediği için cam saydamdır.


gibi çizilmeye dayanıklı yapabilir. Deforme olmadan
kırılır Camda ışığı saçacak kristal
sınırlar da yoktur.

/)];1•
Molekülleri yerinde


kenetli olduğu ve

�����
kayıp birbirini

• !f������ �!::�
·

,j
nde
Camın özellikleri herhangi bir çatlak
Cam ın sertliği, aşı nmaya direnci ve ya da kırık hızla
düşük tepkinliği onu birçok ürün için bütün malzerneye
uygun yapar ama en yararlı özelliği yayılır.
herhalde, binalarda ve arabalarda

,... ("'
yaygın kullanılmasını olanaklı kılan
saydamlığıdır. c
r,..
r ,c
r

r
� ...... r
r �
,_

r-,...

,...
c C' ..... r-,..

70 / 7 1
MADDE
Cam ve seramik

Iğer seramikler
U mlar, seramik denilen malzemelerin bir alt-kümesidir. "Seramik"
t ı ı imi geleneksel olarak kil-bazlı ürünleri tarif eder ama bilimsel
lııııımı, şekinendirildikten sonra ısıtılarak sertleştirilen metalik­
c ıt ınayan her katıyı kapsar. Seramiğin kristalirı ya da amorf yapısı
c ıl 1bilir ve neredeyse her elementten yapılabilir. Cam gibi genellikle
ı ı t ama gevrektir ve yüksek erime noktaları vardır. Bu durum Camı yavaş akan sıvı
ı miği, uzay araçlarının ısı kalkanlarında bulunan seramik
olarak tarif etmek yanlıştır.
t IL nyum karbür gibi termal ve elektriksel yalıtım içirı ideal yapar.
Çok eski pencerelerin
alt tarafı daha kah ndır;
çünkü dengeyi sağlamak için
yamuk camlar
o şekilde
konumlandırılm ıştır.
ÇIZILMESi BASlNCA TEPKI N DEc;iL YALITKAN
ZOR DAYANlKLI

i
CAM i LK KEZ
5.000 YIL ÖNCE
Normal cam suyu
çeker, bu yüzden bir yüzey
MISI R'DA iMAL Genellikle saydam alüminyum
ince katı oluşturur. Su itici
kaplamalar suyun boncuk haline
EDiLDi olarak bilinen alüminyum oksinitrür,
süper güçlü, saydam bir seramiktir.
gelmesini ve camdan akıp gitmesini
sa�lar; bu arada cam temizlenir ve
Toz haline getirilen karışı m sıkıştırılır,
görünürlük iyileşir. 2.000°C'ye kadar ısıtıldıktan sonra,
Katı cam suyun
molekülleri amorf kalacak şekilde
geçmesine izin soğutulur. Zırh delici merrnilerin
GOçl.tlv� ­ etkisine dayanabilir, aynı zamanda

L s tır ı ���--ı,.
saydam kalabilir. Şu anda çok pahalı
Dış yüzey Ortası olduğu için yalnızca uzmanlık
r---- -

)-1..( ı
ı kış ı l r gergin

>-< >-<
gerektiren özel askeri alanlarda

C?-;. kullanılıyor ama gelecekte daha


yaygın kullanı labilir.

Bu seramigin gücü ve
TEMPERLI CAM berraklıgı, onu zırhlı

>-< >-< >-<


araçlarda ideal

'
kurşungeçirmez cam yapar
Sertleştirilmiş cam ın yüzeyi sıkışı k,
içi gergindir; bu durum :···....·······:
onu daha güçlendirir.
Kırılırsa, plastik katman
parçaları bir arada
,.. r
tutar.
r

�, r

- ...... SAYDAM SERAMiK


Harika malzemeler
Süper güçlüden inanılmaz hafif olanlara kadar,
kullandığımız bazı malzemelerin şaşırtıcı özellikleri
vardır. Bunlann birçoğu icat edildi ama diğerleri BÜTÜN KOMPOZITLER
doğaldır. Bazı sentetik malzemeler doğadan SENTETiK MiDiR?
esinlanmiştir - biyotaklit denilen bir süreç. Hayır; ağaç ve kemik, doğal
yolla oluşan kompozit
Kompozitler
Bazen hiçbir malzeme, belirli bir ürün için gerekli doğru özellik dengesine
örnekleridir. Kem i k, sert ama
sahip olmaz. Bu sorunun üstesinden gelmek için iki ya da daha fazla gevrek hid roksiapatit ile
malzeme, bitmiş ürün her ikisinin en iyi özelliklerine sahip olacak şekilde yumuşak, esnek kolajenden
birleştirilebilir. Bu malzemelere kompozit denilir. Beton en yaygın modern oluşur.
kompozittir ama 6.000 yıl önce duvarları kaplamak için kullanılan sepet örgü,
saman ya da ağaç dalları ile çamurdan yapılan erken bir örnekti. Daha ileri
kompozitler yaratmak için yeni malzemeler ve teknikler kullanılıyor.

Göreli dayanımlar Çekme dayanımı ekleme Beton


Beton, çimento bir inşaatta beton,
matris içinde çakıllardan gerilme bakımından
oluşan bir kompozittir. güçlü çelik çubuklarla
Sıkıştırıcı kuvvetler altında güçlendirilir. Bunlar
güçlü ama gerilim altında birleşip betonarmeyi
zayıf olan beton, binalarda yaratır - modern
tek başına kullanılamaz. dünyada en çok yönlü
malzemelerden biri.

Basınçla ya da
ısıyla serlleşen
reçineli ya da
epoksi dış
katman

,ı.....,.'--- Karbon ya da cam gibi


güçlü liflerden oluşan
birinci katman

11-:c--- Farklı yönlerden


birinci katmana gidip
genel dayanım sa�layan
güçlü liflerden oluşan
ikinci katman

şok emilimi için


plastik göbek
Grafen
Bir atom kalınlıAında grafıt
tabakalardan yapılan grafen
çelikten daha güçlüdür, iyi bir
elektrik iletkenidir, saydamdır,
esnektir ve son derece
hafiftir.
şa,ırtıcı özellikler
Doğal ya da insan yapımı bazı
malzemelerin inanılmaz özellikleri
vardır. Esnek ama kurşungeçirmez
Kevlar'dan kendi kendini onaran
plastiklere kadar uzanan bu malzemeler,
lC ndi kendini iyileştiren plastik
yaşamımızı daha güvenli ve daha kolay
ı 1 1ı l t kendini iyileştiren plastikler,
lı ı ı görünce patlayan, içindeki yapabilen alternatifler sunar. Örneğin
ı 111111 tepkimeye girip katılaşarak metal köpüğü implantlardan yeni kemik
ııl.ı�ı delikleri kapatmasına gelişip, vücutla bütünleştirebilir.
ol.ınak veren kapsüller
içerebilir. Süper-hidrofobik pencere yüzeyleri,
tehlikeli yüksek camları temizleme
gereğini ortadan kaldırır.

Kevlar
Süper güçlü bir plastik olan
Kevlar lifleri giysilerin içine
örülebilir ya da bir polimere
eklenip bir kompozit
oluşturulabilir.

TEK BiR GRAFEN TABAKA 4 KG'LIK Bi R


KEDiYi KALDl RABi Li R AMA KENDiSi N i N
AGIRLIGI B i R KEDiN iN BIVIGININ BiR
TELi NDEN AZDl R
------·-----1
-- .

ENERJI VE
KUVVETLER
Enerji nedir?
Fizikçiler evreni, uzayda ve zamanda madde ve enerji olarak anlar.
Enerjinin birçok biçimi vardır ve birinden diğerine dönüşebilir. Bir
nesneyi hareket ettirmek için bir kuvvet kullanıldığında, o nesnenin
üzerinde iş yapıldığını söyleriz.

Enerji tipleri
Enerji her yerdedir, yok edilemez ve zamanın
POTANSiYEL ENERJi
Bu, herhangi bir iş yapmayan
• E lastik potansiyel
Gerilmiş ya da basılmış
ama bir tür yararlı enerjiye malzemeler, tekrar esk ı
başlangıcından beri vardır. Bununla birlikte, çevrilebilen depolanmış şekillerine dönerken potansiyel

8
bilim insanları işi daha basitleştirip anlamak ve enerjidir. enerji salar.
ölçmek için, enerjiyi farklı biçimlerde
kategorileştirir. Her doğal fenomen, makine ve Elektriksel potansiyel Kütleçekimsel
teknoloji kullanan her yapay işlem, bir enerji Bir pil, elektrik akımı potansiyel
olarak serbest Yükseğe çıkarılan
biçimi onu çalıştırdığı -ve bunu yaparken bırakılabilen potansiyel enerjiyle nesnelerin aşağı düşme potansiyeli
başka bir biçime dönüştüğü- için gerçekleşir. doludur. vardır- devinim olarak enerji salar.

• Kimyasal enerji
Yanma ve diğer
ışıyan enerji
Işık ve diğer ışımalar,
Akustik enerji
Bir ses dalgasında
Nükleer enerji
Radyoaktivite ve
kimyasal tepkimeler, değişen elektrik ve taşınan enerji havayı nükleer patlamalar, bir
atomları bir arada tutan enerjiyle manyetik alanlar biçiminde (ya da başka ortamları) sıkıştırır atom un çekirdeğini bir arada
gerçekleşir. enerjidir. ve gerer. tutan enerjiyi kullanır.

O
Elektrik enerjisi Termal enerji Kinetik enerji
Bir elektrik akımı, çoğu Atomların çoğu kez bir Elektronlardan galaksilere
kez elektron olmak titreşim olarak devinimi­ kadar hareket eden her
üzere hareket eden bir yüklü ne termal ya da ısı enerjisi den ilir. şeyin kinetik enerjisi ya da devinim
parçacık akımı olarak enerji taşır. "Sıcak" atomlar daha fazla titreşir. enerjisi vardır.

Kimyasal salınım
Bir kimse ağır bir yükü Sabit bir hıza
hareket ettirirse, bir ulaşıncaya kadar el
enerji dönüşümü zinciri arabasına aktarılan
gerçekleşir. Sürecin kinetik enerji
başlangıcında vücut,
besinlerde depolanmış
kimyasal enerjiyi kinetik
enerjiye dönüştürür.

EDerjiDID koruDUlDU
Evrendeki enerji miktarı her zaman aynı
kalır. Enerji yaratılamaz ya da yok edilemez;
yalnızca bir biçimden diğerine dönüşebilir. Göırdilğilm�.
süreçleri iten güç enerji dönüşümüdür. Aynı zamanda

l Hareket halinde
enerji yayılır ya da daha fazla düzensizleşir ve daha az
Vücudun kinetik enerjisi el "yararlı" olur. Bu yüzden kendi başına düşünüldüğilnde
arabasına aktanhr. Ene�i, sürtünme her süreç her zaman enerji kaybeder ve bu çoğu kez ısı
kuvvetinin üstesinden gelip arabayı
biçiminde olur. Bu yüzden bu süreçleri devam ettirmek
hareket ettirmek için kullanılır.
Vücudun bir kısım enerjisi yararsız için bir enerji kaynağına ihtiyaç vardır.
ısıya dönüştürüldüAü için vücut ısınır.
Jlllllill
Enerji, jul ( J) denilen birimleıle ölçülür.
SO gram sütlü çikolata Bir jul, yaklaşık 100 gramı 1 metre
yaklaşık 250 kaleri içeri r ­ yüksekliğe çıkarmak için gerekli enerjiu.ıı.
ortalama bir insan vücudunun Besinlerdeki enerji genellikle kaleriyle
her 2,5 saatte kul land ığı ölçülür; kalori, kalerimetre denilen bir
aygıtta yakıldığında besinin ne kadar ısı
enerji miktarıyla


ürettiğiyle ilgilidir.
ayn ı.

Termemetre

1
Kütleçekimsel
potansiyel Sıcaklık
Yalıtım lı
enerji kinetik ]- kesin bir miktar
kap
enerjiye artar
dönüşmeye

'
başlar

Vücutta depolanan
kimyasal potansiyel
enerji azalmıştır ___

,, kasesi

t��'"
2 Yukan çıkma Kalori ölçme
Adamın uygulaclıaı Bir besin örneği yanı nca, suyun ısısını yükseltir.
kuvvet, arabanın üzerindeki Besinde ne kadar kaleri olduğunu anlamak için
kutleçekimine karşı çalışıyor. sıcaklık artışı kullanılabilir.
Adam rampadan yukarı
dogru çıktıkça, kinetik
ı•nerjisi vücudunda ve el
rabasında kOtleçekimsel
potansiyel enerjiye dOnOşOr. kinetik enerjileri
artar ve Enerji dönüşüm hızı güç olarak
kütleçekimsel tanımlanır. Güç, Watt (W} ile ölçü lür; ı W,
saniyede ı jule eşittir. Yüksek güçlü
potansiyel enerjileri
azalır
süreçler daha çabuk enerji kullanır. ı o o
3 Potanllydn salın1111111 Wattl ı k bir ampul ün enerji dönüşüm h ızı
Arabadan yOkO ya da güç çı ktısı, yetişkin bir kadınla aşağı
boşaltmak, potansiyel enerjiyi yukarı ayn ıdır.
kınetik enerjiye dönOştOrOr.

t=
Yere çarpınca kinetik enerji
ı�ıya, sese ve tuataJarın
�ekmesini saAJayabilen elastik
•nerjiye dönOşOr.

24 SAATTE 24 SAAT
2000 KALORi SÜREYLE 100 W
Statik
Elektrik çarpması
Vücutta statik
elektrik
elektrik yükü En çok bilinen elektrik biçimi, evlere verilen ve
birikince, metal
nesne gibi bir büyük ölçüde yapay bir fenomen olan akımdır.
iletken aracılığıyla Yıldırım gibi pek çok doğal elektriksel etki, statik
vücuttan ayrılıp,
beklenmedik bir elektrik kaynaklıdır.
sarsıntı ve bazen
bir kıvılcım yaratır.

Nötr kapı kolu

Fazla elektron Elekıronlar kapı


koluna atlayıp Elektrostatik
küçük bir sarsıntı
Elektriğe, maddenin yük denilen
+
__ yaratır
+
bir özelliği neden olur. Her atomda
protonlar pozitif yüklüdür ve
yerinde kilitlidir; negatif yüklü
elekıronlarsa başka nesnelere
serbestçe geçebilir. Bir nesne
Vücudun negatif fazla elektron edinirse, negatif bir
yükü yük alır ve pozitif yüklü nesneleri
-elektron açığı olan nesneleri- çeker.
2 Boşalım Bu kuvvet elekıronların birbirini
Elektrik yükü metalle, çoğu kez itmelerini de sağlar ve sonunda
bir kapı koluyla kaçabil ir. El metale
dokununca -ya da yaklaşınca­ yükle nesneden kaçmanın bir
Bütün vücut vücuttaki fazla elektronlar metale yolunu bulurlar - bir kıvılcım
küçük bir negatif atlayıp küçük bir sarsıntı yaratır.
----ir-- yük kazanır yaratarak.

Elekıronlar
vücuda
geçer


Pozitif yüklü parmak izi
kimyasalları

Negatif yüklü toz


parçacıkları, parmak
izine çekilir
Sürtünmeyle elektrik yüklenme iz için toz serpme
Modern halılarda yapay Parmak izi araştıranlar statik elektrikten
d okulara ayağın sürtünmesi, yararlanır. Bir suç mahallindeki parmak
elektronları yerden vücuda geçirip izlerinde kalan pozitif yüklü kimyasalların
küçük bir negatif yük kazandırır. üzerine negatif yüklü toz süpürülür.
78 / 79
ENERJİ VE KUVVETLER
Statik elektrik

Statik elektrik kullanma


Statik elektrik yükü gündelik birçok durumda iş başındadır. Statik yük
aneilikle başka malzemeleri çeken ya da iten, küçük ve kontrolü kolay
bir kuvvet alanı üretmek için kullanılır. Daha büyük yükler tehlikelidir
ma elektroşok cihazıarında olduğu gibi kullanım alanları vardır.

Saçkremi Sprey tabaneası


Şampuanlar saçı elektrik Profesyonel sprey tabancal arı,
yüklü yapar. Saç telleri negatif yükle nesnelere
birbirini iter; saç kremi yükü çekilmesi için boyaya pozitif
nötrleştirir. bir yük kazandırır.

Elektroşok cihazı Elektronik kitap


Statik bir jeneratör, düzgün Ekran pozitif (beyaz) ve
çalışmayan bir kalbe negatif (siyah) yüklü yağ

e
yönlendi ri lecek büyük bir parçacıkları içeren küreleri
yük oluşturur. çeker ya da iter.

Streç film Toz filtreleri


Plastik streç filmi rulosundan aç- Fabrika dumanındaki zararlı par­
mak, ona küçük bir elektrik yükü çacıklara bir elektrik yükü veril­
kazandırır. Bu, filmin diğer nesne- dikten sonra, yüksek elektrik
lere yapışmasına yardım eder. yüklü levhalarınca çekilir.

5 Son kopya ÖZGÜN


Bir kopya dışarı verilir. METiN


Levhadaki yük devam ettirilip, daha


fazla kopya üretilebilir.

..
· · · ·
· · · · ·
· · ·
· ·
· ·
. .
Pozitif elektrik
.. yüklü levha

.
..
.
1 Işık .

l' .
Pozitif yüklü bir .
levhanın üzerindeki .
. Tonerin özgün belgeye parlak
.
bir ışık tutulur.

.
yapışması için

/ "'"""''""'"
.

- -
Elektrik yükünün
örüntüsü, özgün

- -
4
belgenin bir ayna .•

- -
Aktarma imgesidir
Kağıt levhaya
bastırılıp ya da sarıl ıp
toner aktarılır.

"'
Negatif yük,
Negatif yüklü ışıgın ulaştıgı

..........
· toner yerde kurur
..
•••
Fotokopi makineleri ••
Bir fotokopi makinesi bir görüntüyü ya da 2 Boşalma
metni görünmez bir statik elektrik örüntüsü 3 Negatif ton er Işık, belgenin
olarak yeniden yaratır. Sonra, toneri doğru Toner, levhanın pozitif gölgesindeki alanlar
yere konumlandırıp aslı na sadık bir kopya bölgelerine tutunan negatif dışında levhayla
O retmek için bu örüntü kullanılır. yüklü tozdur. boş alır.
Elektrik Metal atomları
elektron verip

akımları j
1
Yalııkan bir Pozitif pozitif yüklü ol u r
malzemeden elektrot
yapılan ayıncı

Bir elektrik akımı, bir elektrik yükü akışıdır.


+
Gündelik örneklerde elektrik yükü, bakır tel gibi Kılıf
metallerin üzerinden elektronlann devinimiyle +
+
taşınır. Bir akımı taşımada iyi olan metale lletken Metal __

atomlarının
denilir. Yalııkanlar bir akımı taşımada iyi değildir. kaynajiı

Pilin içinde
elektrolit
macun
Bil' akım yaratmak
Bir elektrik akımı, kıvılcım
NICELIK BIRIM
ya da yıldırım gibi statik bir Kimyasal güç
yükten (bkz. s. 78-79) farklıdır; Bir pilde metal
Elektrik akımı. elektrik yükü A atomlarının elektron
çünkü burada yük sürekli Am per bağışında bulunduğu
akışıdır.
hareket eder. Yüklü (amp) kimyasal bir tepki me
parçacıklar, karşıt bir yüke gerçekleşir. Bu
elektronlar kimyasal bir
doğru çekildikleri içirı hareket macun -elektrolit­
ediyorlar. Bir kıvılcım, iki yer Voltaj, ya da potansiyel fark V tarafından çekilir ve
arasındaki yük farkından ötürü akımı yürüten kuvvettir. Vo lt kazan ılır.
hareket eder. Kıvılcım,
başlangıçta kendisirıe neden
olan yük farkını da ortadan
kaldım. Bir akımdaysa, elektrik
Direnç, elektrik akımının n
hareketine karşı koymaktır. Oh m

+ Akımın yönO
Elektron - Tel
yükü farklılığı akımı akış
halinde tutar. + Pozitif yok • •

o
0
1 -0-0
Devreler

-o
Elektrik akımları, işe
koşulabilen enerji taşır. Amp""" 12V
Elekıronların akışı, suyun 4V 4V 4V daha parlaktır
tepeden aşağıya akmasına Ampuller voltajı
benzer. Akan suyun enerjisi paylaşır, bu yüzden 12V

D
loş ışık verir
bir su çarkıyla bir makineyi
çalıştırmak için kullanılabilir.
Anahtar 12V
Elektrik akımı bir kanal yerine
devrelerle gönderilir; bu yüzden
enerjisi elektrik ampulü, ısıtıcı
Seri devrede Paralel devrede
ya da motor gibi parçalarca Ampuller güç kaynağıyla Bu ampuller paralel bir
kullanılabilir. Enerjinin devrelerle aynı bağiantıyı paylaşır devreyle birbirine bağlıdır.
dağıtılına şekli, devrenin ve elektrik yükü akışı Elektrik yükü her ilmekten birer
sırayla her birinden geçer. birer geçer; bu yüzden her
tasarımına bağlıdır. İki ana devre 12V Voltaj paylaşılır, sonuç 12V ampul güç kaynağından tam
tipi vardır: Seri ve paralel. loş ışık olur. voltaj alır ve parlak ışık verir.
80 / 8 1
ENER Ji: VE KUVVETLER
Elektrik akımları


Elektron
. · · · ·

ıtomu pozitif
yuklü olur

Demir gibi pek çok metal,


atomunun kabuğundaki
elektronlar başka atomların
kabuklarında serbest
hareket ettikleri için iyi
iletkendir. Elektronlara
yeterince enerji verilirse, bir
Boşalma Yeniden dolma elektrik akımı oluşturulabilir.
Metal ve elektrolit bir Elektrik enerjisinin
yalıtkanla ayrı tutulur; bu başka bir kaynağı, bir
Yalıtkanların -örneğin
yüzden elektronlar, akım ı pilde karşı kauçuk- içindeki atomlar
ikisinin arasını bağlantı yöne itip, elekıronları elektronları sıkı tutar, bu
telleri aracılığıyla kateder. çıktıkları yere geri yüzden elektrik akımının
gönderebilir. oluşması zordur.

Elekıronlar -
ak ı m olarak
tellerden geçer
.
-----3ııı.
• • • • �
kazanır d� /
ILETKEN YAUTKAH


Ohm yasası
Voltaj, akım ve direnç arasındaki bağlantı Ohm yasasıyla özetlenir. Bir
- VOLTAJ
bileşenden ne kadar akım geçtiğini, güç kaynağının voltajına ve AKIM
devredeki eşyaların direncine bağlı olarak hesaplamak için bu formül
(bkz. sağda) kullanılabilir. Di RENÇ

Oh m Oran Artan direnç


Direnç oh m (O) denilen birimle ölçülür. ı O Akım, voltajla orantılıdır. Voltaj Direnci artırmak, voltajın fazla akım
direnç, ı V verildiğinde ı A'lık bir akımın artarsa, direnç aynı kaldığı sürece iternemesi demektir. Artan voltaj akımı
geçmesine izin verir. akım da artar. sürdürür.
Manyetik kuvvetler Zıt kutuplar birbirini

M
Malzemeler arasındaki manyetik kuvvet, çeker
Manyetizma kuvveti "zıt
malzemelerin içinde atom-altı ölçekte parçacık kutuplar birbirini çeker"
kuralına uyar. Bir mıkna­
davranışının büyük ölçekli bir sonucudur. tısın kuzey kutbu, başka
Mıknatısların bir dizi kullanım alanı vardır ve birinin güney kutbunu
çeker. Çekim kuvveti mık­
birçok aygıtın ayrılmaz parçasıdır. natısları birbirine çeker.

il
Manyetik alanlar Aynı kutuplar
Bir mıknatıs, her yöne uzanan ve uzaklıkla birlikte hızla birbirini iter
iki özdeş manyetik
azalan bir kuvvet alanıyla çevrilidir. Manyetizma kutup, örne�in kuzey
kuvvetinin bir yönü vardır ve alan, bir mıknatısın kuzey kutbu ile kuzey kutbu,
kutbu denilen bir noktasından çıkıp, güney kutbuna geri birbirini iter. Her iki
alandan gelen kuvvet
gider. Manyetik alan en çok kutuplarda yoğundur; bu çizgilerinin yönü aynıdır
yüzden kuvvetin etkileri en çok orada güçlüdür. bu yüzden saparlar.

Kuvvet çizgileri
Manyetik alan, bir mıknatısın
etrafını saran kuvvet çizgileri
olarak düşünülebilir. Çizgiler eşit
alan kuvveti noktalarında birleşir
ve bir mıknatısın etrafında
serpilen demir tozlarıyla
görselleştirilebilir.

Demir tozları

Manyetik alan, çizgilerin


birbirine daha yakın
oldu�u kutuplarda daha
güçlüdür
82 / 83
ENERJİ VE KUVVETLER
Manyetik kuvvetler

M nyetizma tipleri
ll ı tomun kendi minik manyetik alanı vardır ve normalde
yı ı ı Jimleri rastgeledir, bu yüzden genel bir etki üretirler. Bir
ı ı ı ıddedeki atomlar, dış bir manyetik alanla sıraya sokulursa, minik
ı ı ı ııyetik alanları birikip tek bir büyük kuvvet alanı oluşturur.
Magnetar denilen
MANYETIK ALAN MANYETIK ALAN MAYNETIK ALAN hızlı dönen nötron
YOK UYGULANMIŞ KALDIRILMIŞ
yıld ızlarının, dünyan ı n kinden
llly manyetik N N
nı lıemeler 1 000 trilyon
ll. ı� ır v karbon
l�ı ı ı ıı malzemeler,
kat güçlü manyetik
ı lı� .ıl,ına karşı koyan alanları vardır.
vı ıı 11knatısları iten
I lir ııı.ınyetik alan
ııı ı tlı

r manyetik
ın lıemeler
M RI TARAYICI, BÜTÜ N
l 'ı � ç k metal VÜCUDU BiR AN
1 1111 ııın,ınyetiktir.
Atc ıınl.ırı dış alanla
l ıIlli ol,rak aynı
MIKNATISLAMAK iÇiN
lı i · ıtlııdır, bu yüzden tekrar rastgele -265 °C'VE KADAR
ı ı ıı�ıı.ıtıslara çekilirler. olur
SOGUTULMUŞ BiR
ı ro manyetik
1 1 l:r meler MI KNATIS KULLANl R
l lt ınirdeki ve diğer

.-=9)
l ılıkııç metaldeki
ılnnıl.ır, dış alan
� ulı lı r ıldı�ında hizalı
.ılır ve daimi mıknatıslıdır ama genel
1 �
Atoml r hizah
kalır
1111� ıı.ıtıs oluşturur. bir manyetizma yoktur

Dünyanın dış çekirdeğindeki sıvı


Bir elektrik motoru
bir elektromıknatıs
demir güçlü bir manyetik alan
kullanarak kalıcı bir üretir. Manyetik pusu la ibreleri,
mıknatısın kutuplan na abanıp gezegenin manyetik alanıyla
ı l ı ın ıyla yaratılır. Yani istenildiAinde bir dönme hizalandıkları için kuzeyi gösterir.
devinimi yaratan bir Bu manyetik alan uzaya ulaşıp
ı ı ı ı ı ıy tik alan açılıp kuvvet yaratır. güney rüzgarı na -güneşin ürettiği
lı ııp tılabilir.
sıcak, elektriktenmiş gaz patlaması­
ı h ktı omıknatıslar karşı bir kalkan oluşturur.
ı ı ıı ıc l rn aygıtlarda çokça
1· 1 1 11 mılmaktadır.
Bir hoparlörün ocaıın bir gözünün
havayı do�ru örüntüde metal yapısının içinde
titretip bir ses dalgası dalgalı bir manyetik alan
yaratmasını sa�lamak için yaratmak için güçlü bir
bir elektromıknatıs elektromıknatıs
kuvveti kullanılır. kullanılır.
Elektrik üretme Tel halkanı n manyetik alandan her
Elektrik çok yararlı bir enerji kaynağıdır. Üretildiği yerden geçişinde, içindeki akımın yönü yer
değiştirir. Bu alternatif akımdı r (AA).
çok uzaklara dağıtılabilir ve bilgisayarlardan arabalara kadar Elektrik santralları AA üretir; çünkü
her türlü aygıta güç sağlayabilir. ikinci bobinde bir akım başlatmak
için transformatörlerde (bkz.
Tel halka Mıknatıs Manyetik Ampul, ışık vermek için aşağıda) sürekli ters akıma ihtiyaç
Akımı başlatma
vard ı r. Doğru akımda (DA) tel

' ' ;' '""';, '" '"" ı


alan çizgisi
Bir elektrik jeneratörü elektrik akımı
hatların devreyle bağlantısı her
meydana getirmek için indüksiyon denilen bir dönüşte değiştirilir, bu yüzden yük
yöntemi kullanır. Bir tel manyetik bir alandan " " yal nızca bir yönde hareket eder.
geçince, içinde bir voltaj ve akım üretilir.
Telin kinetik enerjisi elektrik enerjisine

rv
dönüştürülüp, telden geçen bir akım
meydana getirilir. Basit bir jeneratör bunu,
güçlü bir mıknatısın kutupları arasında tel bir DA
AA
halkayı çok hızlı döndürerek yapar.

Termik santraller Buhar türbin


kanatlarını döndürür
Bir termik sanıralin işi, bir jeneratörün
içindeki rotoru döndürmek içirı kullanıla­
bilen bir ısı enerjisi kaynağından yarar­
lanmaktır. Yanan bir yakıttan salınan ısıyı,
bir buhar tribünü kullanarak dönme ener­
jisirıe çevirir. Nükleer santraller, atomların
bölünmesinden çıkan ısıyı kullanır.
Buhar
� sogutulup
� yogunlaştırılır
ve su yeniden
kullanılır

3
���:�daki borulardan akan su,
r1 Yakıt kullanma Türbin
Yakıt, yandığında büyük miktarda ısı 2 Buhar bir türbinden akıp pervane
salan maddelerdir. Yaygın yakıtlar kömür, yanan yakıtın ısısıyla kaynatılır. Bu, kanatlarını döndürür. Buhar basıncı kinetik
doğalgaz ve petroldür. Santraller odun, turba türbine yönlerıdirilen yüksek basınçlı enerjiye çevrilip jeneratöre aktarılır.
ve çöp de yakar. buhar üretir.
- :e ec.
3.600 lcez dondürülen rotor bir AA akı m ve
25.000 volt civarında bir voltaj üretir. Sonra
voltaj, bir transformatöde (bkz. aşağıda)
400.000 volta çıkarılır; böylece daha verimli
bir biçimde uzak mesafelere aktarılır.
Düşürücü
transformatör

ikinci bobinde
ikinci
bobinde AA
daha fazla dönüş,
voltajı ve akımı
KATARLI BiR KiŞi,
indüklenir artırır
ikinci bobinde
SEN EGALLi BiR
Birinci
bobinden
KiŞiDEN 89
AA akar KAT DAHA FAZLA Fabrika
Fabrikalar 33.000 Volta varan bir
1'1

�,
ENERJ i KULLANl R aralıkta voltaj kullanır.
Kendilerine ait transformatör
içeren alt-santralleri olabilir.
�.
<
1'1
YÜKSELTICI DÜŞÜRÜCÜ

Transformatörler � :ıı:
Transformatör akımı ve voltajı değiştirme
aygıtıdır. iki tarafı telle sarılı demir bir halkadır. !�
c' 1'1
Sistem bir AA kaynağını gerektirir; çünkü ..., �
AA'nın sürekli değişen bir elektriksel alanı � t"
3 1'1
,
vardır. Birinci bobinde değişen alan, ikinci CD
bobinde bir AA kaynağını indükler.

co

Elektrik sunu mu
Direge monteli
""'
S
co
transformatör evler
Yüksek voltajlı şebekedeki akım için voltajı düşürür
Ol
evlerde kullanılamayacak kadar güçlüdür.
Her yerel alanın bir trafosu vardır; burada Konut
düşürücü bir transformatör voltajı daha Ticari binalar evierden daha Ülkeye bağlı olarak evlere
kullanılır bir düzeye indirir. yükse voltajlarda çalışır. sunulan elektrik, 1 1 0 ila
240 V arasındadır.
. . . . . _.....

Alternatif
• •

RÜZGAR enerıı
Alternatif güç sistemleri fosil yakıt yerine, havanın ya
da suyun doğal devinimi ya da dünyanın ya da güneşin

. . . . . _..... ısısı gibi alternatif enerji kaynaklarını kullanır. Bu


durum, onları çevreye daha az zararlı yapar.

RüzgAr enerjisi
Rüzgar, havanın yüksek basınçlı bir bölgeden alçak basınçlı bir

. . . . . _..... bölgeye hareketidir. Böyle bir basınç farklılığı, güneşin atmosferi


eşitsiz ısıtmasından kaynaklanır. Rüzgar akışı, rüzgar
türbinleriyle bir enerji kaynağı olarak kullanılabilir.

BEŞi K

l Türbin
pervaneıeri 2 �;��ia�ae��� · 3 jeneratör
Pervane şaftının dönme devinimi, jeneratör
Kavisli kanatlar ters dakikada 1 5 tur, yani tarafından elektri�e dönüştürülür. jeneratör
pervane gibi çalışır. yararlı bir elektrik elektrikli marş motoru olarak da kullanılabilir ­
Havayı yakalayıp biçimi meydana akım karşı yönde akıp düşük rüzgarda pervaneleri
havanın ileri devinimini getiremeyecek kadar döndürür.
dönme hareketine yavaş döner. Dişliler
çevirir. pervane şaftı dönü­
şünü 1800 devire
kadar hızlandırır.

Alternatif enerji sistemlerinin sorunlarından


FOSiL YAKIT
biri, güvenilir bir enerji arzı bulmaktır.
KULLANMAKTAN Hidroelektrik santralleri, ırmakların akışını işe
VAZGEÇEBiLiR MIYiZ? koşan barajları kullanır. Tüm alternatif
enerjinin üçte ikisini ve tüm elektrik arzının
Alternatif enerji arzı ihtiyaçlarımızı yaklaşık beşte birini üretirler. Su
karşılamaya yeter ama tüm fosil

e
aktıkça potansiyel enerjisi,

f
yakıtlardan vazgeçmeden önce baraj ın içindeki bir su
türbinini çalıştırıp elektrik
büyük miktarda elektrik üretmek için kullanılan
depolamanın yollarını kinetik enerjiye dönüşür.
geliştirmeliyiz.
86 / 87
ENERJİ VE KUVVETLER
Alternatif enerji

···� ·····�

Su çıkışı 3 Buhar meydana getirme 4 jeneratör


Y nardag sıcaklıgı suyu ıoo•cnin Buhar sudan ayrılıp, türbine Yüksek basınçlı buhar, normal bir
ll l ! l ııd ısıtır. Yüksek basınç koşullarından yönlendirilen yüksek basınçlı bir akış termik santralda oldugu gibi türbin
l l l ı li \Uyun çogu sıvı halde kalır; bu yaratılır. Yüzeye ulaşan suyun pervanelerini döndürür. Sonra dönme
yili ıl •n yeryüzüne sıcak su ile buharın bir sogutma kulelerine dönmesine kinetik enerjisi jeneratöre aktarılıp
1· ıı ı�ıını gelir. olanak verilir. elektrik üretilir.

Doğal ısı
Elektrik üretmek için hava ve su
deviniminin yanı sıra doğal ısı
kaynaklan da kullanılabilir.
Yoğunlaştırılmış güneş enerjili
elektrik santrallerinin, güneş
ışığını yoğunlaştıracak şekilde
düzenlenmiş aynalan vardır;
bununla su kaynatılır ve bir türbin
l Su girişi döndürülür. Yerin iç ısısının yüzeye Soğutma kulesi
Bir kuyudan ya da sondaj özellikle yakın olduğu ve bir enerji S Buhar, büyük sogutma kulelerinin
ı lt�IIAinden yerin derinliklerinde -çogu kaynağı olarak kullanılabildiği içinde sogumaya ve tekrar yogunlaşıp
� ı t yüzeyin 2.000 metre ya da daha sıvılaşmaya bırakıl ır. Su soguyunca
lııtlu altında- bir yeraltı suyu yanardağ bölgelerinde jeotermal döngüyü tekrar başlatmak üzere yeraltına
ı ı tw vuarına soguk su pompalanır. santraller kurulur. pompalanmaya hazır hale gelir.

Iyoyakıt ÇlKTI
l lly yakıtlar, fosil yakıtların
ı ıı ı� nsiyel olarak daha az
lıl ri �ici alternatifidir. Canlı


yl rin yetiştirdiği
ımmaddeler kimyasal olarak
TAHlL
0 0
o
ı lı J lştirilerek yapılabilir. Üç
ETANOL HIDROJEN

ı ıı ı kaynak vardır: Tahıl, ağaç


vı ı l . Tahıl ve ağaç çevre için AGAÇ

Q O
�ı ıı un yaratıyor ama alglerin,
ı ı 1 iminin ilk evrelerinde
ı ıl ı ı ı sına rağmen, sonunda BiYOGAZ BUTANOL
ı HI ük maliyetli, kirliliği düşük
y ı kıtlar sağlayacağı umuluyor. ALG
Elektronik nasıl çalışır?
Elektronik, elektrikli bileşenler ve bunları devrelerde kullanma
teknolojisidir. Elektrik akışını kontrol etmek için kullanılan
transistörleri içerir ve pek çoğunun hareketli parçaları yoktur.

Yarıiletken nasıl olur?


İletkenlerin bir akımı
taşıyabilen elektronlan vardu
(bkz. s. 81); yalıtkanlannsa,

·�[
elektronlann akmasını ve bir
akım oluşturmasını durduran ILETKENLIK
BANDI
büyük bir enerji engeli ya da
:::ı
bant aralığı vardu. Silikon gibi Q
yaniletkenlerin küçük bir bant ·�
w
aralığı vardu; bu yüzden, z
w
elektriğin onu taşıyan bir
iletkene geçişini engelleyen bir
yalıtkan olmaktan çıkabilir.

• tl'aiUIIatkGD Içi
Bir bilgisayann beyni, bir çip üzerindeki elektronik devrelerden
Bi R TRANSiSTÖR
olufur. Bir komut kümesiyle -program- bu devrelere ne yapacaklan
söylenir. 1940'1ann sonunda yanlletken bir aygıt olan transistör iÇi N BEKLENEN
icat edDdi ve vakum tüpler kullanan ve hiç güvenilir olmayan ük MiNiMUM BÜYÜK­
elektronik aygıtların yerini aldı. Transistör, "katkılanmı ş" ya da
elektriksel özelliklerini deöiftirmek için başka maddeler eklenıniş
LÜK 2 ŞEKER MOLE­
sllikon laistallerinden olufur. Sonuç, bir elektrik akımının akışını KÜLÜNE EŞiTTiR
9Qk kesin bir biçimde kontrol etmeye uygun bir aygıttır.

P-TtPI N-TIPI

Akaç, _
akım çıkışı

1 TemeiPPI 2 FMI.....,_ bOipsi


Bir transistOr, iki n-tipi yaniletken arasına sıkıştırılmış bir p-tipi N-tipi bölgelerden elektronlar, pozitif yOk tarafından p-tipi
yaniletkenden oluşur. N-tipinin fazladan bir elektronu vardır ve bölgeye çekilir. Bu, bir akımı taşıyacak serbest elektronlann
negatif yOkiOdOr. P-tipi, bir pozitif yOk fazlası işlevi gören "delikler" bulunmadıtı fakirleşme bölgeleri yaratır. Bu evreel e hiçbir akım
içerir. akamaz ve transistör anahtarı "kapalı"dır.
88 / 89
ENERJi VE KUVVETLER
Elektronik nasıl çalışır?

I 'J 'te, lntel elektronik şi rketinin eş kurucusu Gordon Moore,


Ir ,ınsistörlerin her iki yılda bir yarı yarıya küçüleceğini öngördü.
'Jirndlye kadar Moore yasası genel olarak doğru çıktı. Bugün
\ l ıındart transistörlerin 14 nanometre uzunluğunda bir tabanı
vıı r d r r. Bu boy daha da küçülebilir ama elektronik teknoloji SILIKON
ı ııl cek on yılda sınırların ı zorlayacak; burada taban boyu, bir NEREDEN GELIR?
ıkı ma fi ili engel oluşturamayacak kadar küçülür.
Silikon, yer kabuğundaki

1
Beyaz kan hücreleri
ı
i kinci en yaygın
10'
Virüs elementtir. Erimiş dem i rle
ti
ıo
karışık silikon
10 1 ·;;; :::ı
�2 .lt
10 şeker molekülü içeren kum
E
E]
:::ı yakılarak arıtılır.
1()1

·c:

I O ' �----�---r----4
1970 1975 1980 1985 1990 1995 2000 2005 2010 201 5

_...-.,.---- Silikon atomunun


akım taşımak için
lllkon katkılama dört elekıronu vardır
ılı�un katkılamanın amacı,
1 k t ron sayısını artırmak ya da
lt ma ktır. Fosfor atomları
----ır-..--- P-tlpinln, pozitif
k 1 m k fazladan bir elektron
yOk kazandıran
t ır lrken. bor eklemek bir
1 k t ronu götürüp kristalde boş
kayıp elekıronun
l ı lı l . ı n ya da "delik" yaratır.
bıraktıtı "dellli"
vardır

[
FOSFORLA KATIOLANMIŞ BORLA KA11CILANMI$
N-TIPI slaJKON P-TIPI slaJKON

Fakirleşme bölgesi
daralır


� ·· · ...
• •


.
.•
\

ANAHTAR AÇIK
Alcaç, •
akım çıkışı

Yük uyplama 4 ttaıwat -.. alam


Bir transistörün, akımın girip çıktıtı bir kaynak ile bir akacının Taban, transistörde bir serbest elektronlar bölgesi yaratıp
y ıı ıı ma. taban denilen ve p-tipi bölüme pozitif bir yOk uygulayan fakirleşme bö l gesini daraltır; böylece bir elektrik akımı geçebilir. Bu
11� u ncü bir elektrik kontaaı vardır. Anahtar açıldıAında taban, durumda transistör •açık"tır. Taban kapatıhnca, elekıronlar durur ve
1 kıronları fakirleşme bölgesine çeker. transistör anahtarı tekrar "kapanır.•
Mikroçipler
Mikroçip, telefondan tost makinesine kadar her tür
gündelik nesnede bulunan bir teknolojik parçadır. Bir
mikroçip yapmak, minik elektronik bileşenleri bir
M ikroçipin bu tipi m i n i k bir
parça saf silikon üzerinde birleştirmeyi gerektirir. radyo vericisi içerir ve
hayvanın derisinin altı na
Bir mlkroçlp yapmak yerleşti rilir. Bir okuyucu
Mikroçip tümleşik bir devredir; tüm parçalar ve parçalar
yaklaştı rılınca, sahibinin
arasındaki elektrik bağlantıları tek bir malzeme parçası üzerinde
imal edilir. Mikroçip devre sistemi silikon yüzeye oyulur. Minik ayrıntılarıyla i lgili benzersiz
teller bakırdan ve başka metallerden yapılırken; transİstörler ve bir kod verir.
diğer elektronik parçalar silikon katkılanarak (bkz. s. 88-89) ve
başka yarınetkenler eklenerek yapılabilir.

Işık __

Fotorezisı
Levha kesim
si li kon

EVRE 2

l Kaplamalar 2 Işıklama 3 Yıkama


Saf silikondan bir levha ısıtılıp Saydam bir malzemenin üzerine çipi n Levhanın ışığa tutulan parçalan
yüzeyde ince bir oksit tabaka yaratılır. tasarımının büyük negatifi çizilir. Işıklar yıkan ıp temizlenir; oksit tabakanın altındaki
Sonra fotorezist denilen ışığa duyarlı bir tasarımı fotoriziste odaklar. Her levhada, örüntü açığa çıkar. Tasarımın bazı özellikleri
kaplama eklenir. birçok özdeş çi pe yer vardır. yalnızca birkaç düzine atom genişliğindedir.

§
Mantığı kullanma VE geçidi GiRDi Girdl A Girdi B Çıktı
Tümleşik bir devre, mantık Bu bileşenin iki
girdisi vardır. o o o
geçitlerini oluşturan transistör ve A
Yalnızca her iki ÇlKTI o o
diyot bileşimlerini kullanarak girdi ı ise açıktır B GEÇiDi
o o
kararlar verir. Mantık geçitleri gelen (bir ı çıkarır).
1
elektrik akımlarını karşılaştırır ve
mantık matematiğine dayanan yeni
YA DA geçidi GiRDi Girdl A Girdi B Çıktı
bir akım gönderir. Boole cebiri VE geçidinin tersi
olarak bilinen bu mantık tipinin, olan YA DA geçidi, o o o
A
yanıtın her zaman 1 ya da O ile her iki girdi O ÇlKTI
olmadıkça her B
temsil edilen doğru ya da yanlış zaman bir ı çıkarır.
olduğu bir işlem kümesi vardır.
90 / 9 1
ENERJİ VE KUVVETLER
Mikroçipler

��� � .�
...
li
,... .._ı

1 lB r devre bileşenleri gibi


ıol •ktronik bileşenler de bir dizi
, mgeyle temsil edilir. Çip
--[>r-
Diyot
-t>t-
l�ık yayan diyot
-t>t-
Fotodiyot
lı i rımcıları yeni tümleşik devreler Akımın tek yönde Bir yarıiletken kullanıp Yalnızca ışık
y ır<tırken bunları kullanırlar. Modern geçmesine izin veren elektronların renkli bir tutulunca akım
çipi ri n birkaç milyar bileşen i vardır; tek yönlü kanal ışık salmasını sağlar yaratır

--(>-- --()
bu yüzden insan tasarımcılar, yüksek
d lzeyli bir çip mimarisi hazırlar ve bir -ı r-
hligisayar bunu, bir mantık geçitleri
d •vresine dönüştürür. Yeni bir çip
NPN transistör PNP transistör Kondansatör
Tabana bir akım Tabanda akım Tekrar devreye
l rı mını yaratmak ve test etmek uygulandığında olmadığında salınabi le n yükü
binden fazla insanı gerektirir. açılır açılır depolar

Geriye kalan Geriye kalan


fotorezisı fotorezist
çıkarılır

Işıklan an oksit
tabaka çıkarılır

4 Oyma Katkılama 6 Kesme ve yerle�tirme


Oksit tabakanın ışıklanan bölümlerini 5 Yararlı özellikler kazandırmak için Çipler levhadan koparılır ve plastikten
�ık rmak için kimyasallar kullanılır; sil ikon sil i kon katkılan ır ve kanallar, hassas ya da camdan koruyucu bir kaplamayla
lıwlıanın yüzeyine kesin şekilli kanallar kimyasal karışımlarla doldurulup kaplan ır. Bir devre kartına yerleştirilince diğer
uyıılur. bileşenler yaratılır. çipiere ve bir güç kaynağına bağlan ır.

D �IL geçidi GiRDi


i hı mantık geçidi

·�
ılı dlyi değiştirir; bu
yOıden girdi ne
Girdi Çıktı SON MODEL
ulursa olsun her
111rıı an değil çıkarır.
EÇ ID
ÇlKTI o 1
TRANSiSTÖRLERi N
1 o
YÜZ MiLYON LAR-
O·YA DA geçidi GiRDi Girdl A Girdi B Çıktı
CASI BiR TOPLU
l lı$1ayıcı YA DA
vı•ya D-YA DA o o o iGNE BAŞINA
A
nı•çidi girdi farkrnr
ılptar ve girdi aynı B
ÇlKTI o TAKILABili R
o
lw her zaman bir
() çıkarır. o
Bilgisayarın temeli internet
internette ulaşılan veriler ve komutlar bir
Ortak girdi aygıtları bir fare, bilgisayarın girdisi olarak kullanılabilir. Bilgisayar da
klavye ve mikrofonu içerir. Bu internete çıktı verebilir ve bir kullanıcının verileri
aygıtlar kullanıcının etkinliğini, internette ya da "bulutta" depolanabil ir.
genellikle rastgele erişimli belleğe
(RAM) gönderilen sayı dizilerine
dönüştürür. Sonra girdiler sırayla
merkezi işlem birimine (CPU) çağrılır ve
MONITÖR

orada girdi üzerine hesaplar yapılıp,


bir çıktı üretilir. Çıktı daha sonra
kullanılmak üzere sabit sürücüde
depolanabilir ya da örneğin bir ses
sinyali olarak ya da yazıldıkça ekranda
görünen harf olarak bir çıktı aygıtına
gönderilir.

Monitör, fare
GiRDi ÇlKTI hareketi gibi girdi
• • aygıtlarından
gelen eylemi
Bilgi sabit Çıktı sinyalleri gösterir
sürücü de çıktı aygıtiarına
depolanır gider Bir yazıcının
gider • bir tarayıcısı

BiLGiSAYAR KASASI

• Bilgisayar çekirdekleri
CPU bilgisayarın beynidir. Daha
hızlı, daha güçlü bilgisayarlar
birden fazla CPU'yu eşzamanlı
kullanır ve örne�in çift çekirdekli
ya da dört çekirdekli olarak
FARE KLAVYE nitelen ir.
YAZlCI

BUglaayarlar
Bir CPU 8, 1 6, 32 ya da 64'1ük diziler halinde yal­

na d çalı1ır
"l:J�'"�d'" "J:
nızca O'ları ve l'leri kullanarak veri işler. i nsanlar
çoğu kez bu uzun ikili kodu on altılı sistem, on altı
rakam kullanan bir sayma sistemi şeklinde basit­
b baattlyle bir bllgUayar bir glrdl leştirir: O'dan 9'a kadar, sonra lO'dan l S'e kadar

siDyaiiDl alıp, 6DcedeD progr8llllaDmıf


bir laQ'aJlar ld1iDMbıa g6ra bir çıktı
ldaya1bie � 8JSIIttP'. B6y1e
bir .....,.,. gerçek gf1c:Cl, bir IDaaadan
daba biab ,. daba ctotnı hesap
1111 15 F
iKili ON ALTILI
yapebllmesldlr.
ENERJİ VE KUVVETLER


lllı
t rnet nasıl çalışır?
l ıll isayar ağında bilgisayarlar doğrudan
l u ı ı 1 ntılıdır ya da diğer bilgisayarlar üzerinden
DÜNYANI N EN H lZli
SÜPER BiLG iSAYARI
@

lı t.ltJim kurar. İ nternet, merkezi bir kontrol SAN iYEDE 93 KATRiLYON ......_,
1 11 ı llL sı olmayan bir ağdır. Veriler bir kaynak
ıty ı ll an alıcıya gönderilir.
H ESAPLAMA YAPAR
3 Ba�lık Alınan veri
lletimden önce S Paketler yeniden bir araya getirilir
her pakete, nereden ve TCP ile yapılabilen bir saglama
toplamı kullanılarak kontrol edilir. Bu
.. ..
geldigi, nereye gidecegi
..
ve özgün görüntüde hesaplama, görüntünün hatasız
nereye ait olduguna oldugunu dogrular.

41*/
ilişkin bilgi içeren
bir başlık verilir.
, ,
"-' ..l
,
Paketler bağımsız
/ bir biçimde

���;��� bir
'
farklı yollardan Paketler tekrar

�,,A , �
'.A,
r
2 ' seyahat eder doğru sırayla bir
'
1- ı ıı.ıllar kümesine,
araya getirilir �
,, <''
ııııı m,lde lletim
Kııııtrol Protokolüne
( 1 C P) göre paketiere internet bilgisayarları,
l ıllltınUr. yönlendirici denilen
dağıtım noktalarıyla
..--.;;r---
birbirine bağlar

4 Sevk
Mesaj Her paket, internet Protokolü
1 internet trafiginin bir biçimi ­ (IP) denilen, her paketi bir sonraki en Hatasız görüntü
bir görüntü ya da e-posta gibi­ yakın internet sunucusu na gönderen alıcıya
bölünebilir; l'lerden ve O'lardan bir sistemle kontrol edilen internette gösterilir
oluşan dijital bir kod olarak iletilir. fiziksel olarak yol alır.

P k çok masai1stO. bilgisayar, ana


d po olarak bir sabit d.is1ı: kullaııır.
V riyi, mıknat:Jah ve mıJmetııNIZ BAYT N EDiR?
1 nların ftzi1aıel bir öriiııt(ls(i olaıak
Bir bi lgisayar kodu nda bir
k ydeder. Güç kayDaOı Jrçatıld10ı
man bu örüntWar yadDde kahr.
rakama bir bit veri denilir.
ı ı r sabit süıiicü.Dün , bet biıi Bunlar çoğu kez sekiz bitlik
d kikada binlan:ıe lrez d&ıaıı l:ıiJ:kaç d iziler hal inde işlenir ve bu
pl Oı vardır. TeJafoıı ve iDoe cllzüst(i sekizl ik küme bir bayt veri
ilgisayar gibi bazı g6uQmO,z oluşturur. Dört bite yani bir
hllgisayarlan, l:ıir aabi* dislı: yadue,
baytın yarısına,
v riyi arehftOIIDtdl � çipiarinde
d polayan yani]8tJrıQı laf bellek dörtlü denilir.
kullanır.
Sanal gerçeklik
Yıllarca teknoloji sanal gerçekliğin (SG)
başarabildiklerine ilişkin beklentileri­
mizi karşılamadı ve ancak şimdi SG
uygulamaları yaygınlaşıyor. Bir SG
başlığı, bir kullanıcıyı başka
bir yerde olduğuna inandırabilmek
için çok şey yapmalıdır.

Bir SG başlığının içi


"Sanal" terimi bu bağlamda Baş kayışı
kullanıldığında, gerçek olmayan ama ekranı sıkı
sıkıya yerinde
gerçekmiş gibi görülen, manipüle tutar
edilen ve etkileşime girilen bir şeye
işaret eder. Nesnelerin bir camın
"arkasında" göründüğü bir aynada Kulaklık ses --';--.:..c--t
saglar
oluşan sanal görüntü, bunun iyi bir
örneğidir. Bir SG başlığının bir ekran
kullanıp, kullanıcının görüş alanını
sanal sahnenin bir bölümüyle
doldurur. Başlığı hareket ettirmek,
sahne görüntüsünün değişmesiyle
sonuçlanır.

���
4,'1'-,
*Q
Gözün odaklandıgı
uzaklık

(i � tl
�\\.�"'
$
VERJANS

�'\
NOKTASI
<:i lı�-- Verjans noktası,

ı�
Sanal sahnenin
bakanın bakışını
....41
.
ekranın arkasında
yönelttigiyerdir ·? oldugu algılanır
Goruntu ekranı,

:��:
binokuler gorme
ıçın ıkı goruntu Da h k
gosterır
uzaklıgı

Binoküler görme
SG ekranı iki görüntü, her göz için birer görüntü gösterir. Sa� göz,
sol göze kıyasla biraz sa�a kaydırılmış bir görüntü görür.
Bu sisteme stereoskopi denilir ve gerçek görmeyi taklit edip
3 boyutlu bir sa al sahne yanılsaması yaratır.
94 / 95
ENERJİ VE KUVVETLER
Sanal gerçeklik

YALPALAMA
"Sıcak" ayna kızılötesi rşriir

i
l me yansıtır ama görünür ışıiiı
1 1< 1 l neyimini daha sarıcı yapmak yansıtmaz
lı,ıl ı ı , başlık kullanıcının kafa ve göz
lı ı l i ketlerini izler ve gösterilen
ııhneyi buna uygun olarak
ı lı ılştirir. Yani kullanıcı sanal
ALÇALMA­
YÜKSELME

1 görünür
l ıı ı ' klarını izlemek için, vücuttan
y ıyıl n kızılötesi ışık demetlerini
Ekrandan Göze
ışık kızılötesi ışık
Bu, kullanıcıların sanal çevreyle tutul u r
Kafa izleme Göz izleme
daha fazla etkileşmesine Başlıkta, akıllı telefonlardakine insan gözleri bir sahnenin yalnızca küçük bir
benzer sensörler kullanıcının kafasının bölümüne odaklanır; bu yüzden bazı SG görün­
üç eksen de devinimini izler. Bu bilgi, tüleri o noktada en keskin görüntüyü sunar.
sanal sahnede daha büyük ölçekli Göze kızılötesi rşrk tutulur ve bir kamera yansı­
d üzeitmeler için kullanılır. maları çözümleyip görüntünün yönünü izler.

Algıları değiştirmek
SG başirkları bir kullanıcının algrsrnr aldatır;
bu yüzden, bilgisayarla sağlanan 3 boyutlu ortam­
da olduğunu deneyimler. Görüntü ve ses kullanan
aygıtların yanı sıra, eldivenlerde ya da vücudun
diğer bölümlerinde "dokunsa!" aygıtlar kullanıcr­
nın sanal nesneleri hissetmesine olanak verir.

Zenginleştirilmiş gerçeklik (ZG),


SG'ye benzer bir teknoloji
kullan ı r ama ZG'de bilgisayar­
ürünü grafikler gerçek sahnenin
üzerine bindirilir. ZG kullanıcı ları
bir sahneyi canlı kamera
yayınıyla -örneğin bir akıllı
telefonda- görebilir ya da
içerik, gözlük gibi saydam bir
ekrana yansıtılabilir.

STEREOSKOPi
FOTOGRAFTAN
ÖNCE, 1838'DE
iCAT EDiLDi
Nanotüpler AV'A U LAŞAN BiR
Karbon nanotüpler yalnızca birkaç nanometre çapında
NANOTÜPTEN BiR

* @
silindirik yapılardır. Şimdilik milimetre ölçeğiyle
sınırlıdırlar ama daha uzun nanotüpler bir malzemeyi HAŞHAŞ TOHUMU
çelikten birkaç kat daha güçlü yapabilir; ayrıca düşük
yoğunluk gibi başka yararlı özelliklere sahip olabilir.
KADAR BÜYÜK Bi R TOP YAPILI R
Beşgenlerden ve
Dogal yolla altıgenlerden
oluşan karbon oluşan küre
küre
Fazladan eklenen
karbon atomları

1 Nanotüpleri büyütme 2 Altıgen ekleme 3 Uzunluğu artırma

--
Nanotüp yapmanın bir yolu, büyütmektir. Pek çok küre karbon atom u 10 karbon atom lu ardışık halkalar
Başlangıç noktası, bucky küresi olarak bilinen, altıgenleri nden oluşur. Bir bucky küresinin küreye eklenir. 1 mm uzunlukta tüp
do�al yolla oluşan 60 atom lu karbon küredir. uzunlu�u. daha fazla altıgen eklenerek artırılır. l .OOO.OOO'dan fazla atom içerir.

Bir atom Bir tabakanın

~
kalınlıgında yuvarlanma
grafen tabaka şekli, iletkenli­
gini belirler

1 Nanotüpleri yuvarlama 2 Esnek ve güçlü 3 Sarma


Nanotüp yapmanın bir yolu da, karbon Grafen her yönde çok sı kıdır; yani Bir grafen tabakasını yuvarlamak
altıgenlerden oluşan, bir atom kalınlığında, esnetilebilir ve farklı konumlara bükülebilir tek-duvariı bir nanotüp üretir. Bir tüp di�erinin
grafen denilen bir tabakayı yuvarlamaktır. - burada yuvarlanır. içine konularak çok-duvarlı nanotüpler yaratılır.

su GLIKOZ ANTIKOR VIRÜS BAKTERI

10"1

NANOMETRELER
Bir bucky
küresinin içinde
atomlar ve moleküller Yarıiletken


taşınabilir molekül ve atom
salkımlarına
özgül özellikler
Minik teknoloji
verilebilir
Nanoparçacıkların
KUANTUM NOKTALARI
hacimlerinden ötürü çok geniş
bir yüzey alanları vardır; yani çok
hızlı tepki verebilirler. Nanopar­ BUCKYKÜRESi
çacıkların, aynı maddelerin di�er
ölçeklerde paylaşmadıgı
benzersiz özellikleri vardır. Malzeme taşımak.
Nanoparçacıkların, bir kişinin dagıtmak ya da
vücudunda kan dolaşımıyla toplamak için
beyne girerek zarar verebilecek kullanılabilir dallı DENDRIMER
kadar küçük olmasına ilişkin polimer
kaygılar vardır. NANOYAPlLAR
96 1 97 .U
ENERJİ VE KUVVETLE}t
Nanoteknoloıı
........................ .... ................................................

Saydam güneş kremi



ş ITT\
W•
Güneş kremlerinde çinko ve titanyum oksit
nanoparçacıkları kullanılır. Minik kristaller

r Güneş
zararlı ışınları deriden uzaklaştırır.
her dalga
VI I h ' "'l dır. Bir teoriye göre, nanobot boyunda ışık yayar
Güneş'ten deriye
gelen ışık

Metal oksit
birkaç nanometre kalınlığın-
nanoparçacıklar

ı ı ı l ı ıy 1 1 ın ailikat nanoparçacık Görünür beyaz


GÜNEŞ KREMi
t ı l ııı lı ı ı yl
_/
sertleştirilir. ışık emilir
Deri


OLEDTV Daha küçük bilgisayarlar Mega yapılar
Organik ışık yayan diyot Çok geçmeden tel-benzeri inşaat malzemelerine
(OLED) teknolojisi, bir molekül nanotüpler ve kuantum nanotüpler eklemek onları
tabakasını elektriklendirerek noktaları bileştirilip daha daha güçlü yapar ve bu
ışık meydana getirir. OLED küçük ve daha güçlü - durum, gelecekte daha büyük
ekranlar ince ve esnektir. mikroçipler yapılabilir. yapılara olanak verebilir.

KURŞUN KALEM UCU NOKTA ON SENT TENiS TOPU


'
105 106

anoteknoloji DNA'nın yararlı özelliklerinden biri


yatürleştirme, uzun süredir mühendisliğin bir de, kendi kopyalarını
d ftydi. Nanoteknoloji, bireysel atomlardan ve yaratabilmesidir; bir DNA zinciri,
ye n i biri için şablon işlevi görür. Bu
>1 küllerden minik makineler yapmayı amaçlar. kendini kopyalama özelliği kullanılıp
DNA'dan yapılmış nanoölçekli
aygıtlar yapılabilir;
oölçek bu aygıtlar, teorik
11 1 l ı ı ı o" neki "milyarda bir" demektir - bir metrede bir milyar nanometre olarak DNA'nı n
(ııııı) vm dır; bir nokta (.) işaretiyse, bir milyon nın çapındadır. Nanobot da şeklini değiştirip
ı l ı ı l lf ıı n nomakineler, nanoölçekte iş yapabilen ve genişliği 10 ila 100 makine gibi
ııııı ıı ı mnnda olan teorik makinelerdir. çalıştırabilir.
Robotlar ve otomasyon
Robot, karmaşık işler yapması için üretilen
bir makinedir. Bir insan tarafından uzaktan
kumandayla çalıştırılabilir ama genellikle
otomatik çalışacak şekilde tasarlanır.
Mekani k robotlar
Robotlar neye yarar?
az sayıda özel iş için
Bir robotun parçalan farklı yönlerde birbirinden bağımsız
hareket edebilir. Bu durum, aksi takdirde insan bir işçiyi tasarlanır ve insan vücudu
gerektirecek karmaşık bir işi tamamlamak için gerekli kadar çok yön l ü
eylemleri robotun yerine getirmesine olanak verir. Robotlar, bir makinenin h a l a çok
tehlikeli yerlerde çalışmak ya da tekrarlı işler yapmak gibi uzağındayız.
avantajlar sunan uygulamalarla sınırlıdır.

Tekrarlı i�ler
Montaj robotları bir işi Tehlike bölgeleri
tekrar tekrar yapacak Bomba-imha
şekilde tasarlanır. Asla robotları gibi robot
yorulmaz ya da araçlar, bir insan için
sıkılmazlar ama çok tehlikeli olan
öngörülmeyen bir olay yerlere gönderilir.
karşısında eylemlerini insan bir operatöre
de�iştiremezler. bilgi gönderirler.
98 / 99
ENERJİ VE KUVVETLER
Robotlar ve otomasyon

..ıııliı.,.· ••�-4ı.:-- Mıknatıslar


t lı ın dayanır. Bu motor her biri mili döndür­
1 ı l ı ın ili her seferinde birkaç derece mekiçin
ltı ı ket ettiren bir dizi
açılıp kapanır
MARS ARACI CU RiOSiTV,
ı h ktromıknatıs kullanır.
Mil
ııoııuç olarak, motora çok hassas Mıknatısın
ANALiZ ÖRN EKLERi N i 7
dtlııüş l er yaptı rı labilir. çektigi
dişli
METREDEN
BUHARLAŞTI RABiLiR
t ki dünyalar Hassasiyet şart
M 11 k şlf araçları gibi seyyar Ameliyat robotları ya insan bir dektorun
l ılllııı lı boratuvarları, yönlendirmesiyle ya da önceden planlan­
ı ıpı1r ıtörlerin gönderdiği mış bir sıraya uygun olarak çok hassas
t ı ıt 1l 1 ı ı Izler ama tehlikelere kesiter ya da prosedürler
ı ıl ı ıııuıtlk yanıt da verebilirler. gerçekleştirebilir.
iletişim için
kullanılan ekran

Düşük statülü rol


Temizlik yapan ya
da yük taşıyan
robotlar bir gün
insanların yerini
alabilir ama bu işi
yapabilen bir
robot tasartamak
çok zordur.
Yapay zek&
Zeka, geçerli koşullarda neyin uygun olduğuna karar
verme yeteneği olarak düşünülebilir. Bilgisayar
biliminin bir hedefi de, yapay zeka (Al) kullanan
aygıtlar yapmaktır.

Zayıf mı, güçlü mü?


Pek çok yapay zeka zayıftır; insan olası değildir ama kendimiz için
yaratıcıların saptadı�ı ölçütler dışında
çalışamazlar. Güçlü bir yapay zeka kararları alma hususunda yapay
potansiyel olarak daha fazla
zekalara bel bağlayacağız
çok-yönlüdür - bir insan beyninin
yapabildi�i neredeyse her şeyi - nasıl yaptıklarını
yapabilir. Bir şey bilmedi�ini
ve daha sonra ö�rendi�ini anlamayacağız.
bilecek kadar zeki olur.

Sestanıma
Ses kumandalı bir
Uzman yardımcı, konuşulan
Bir satranç bilgisayarı, sözcükleri tanımayı
bir uzmanlık sistemidir. ve ifadeleri Genel yapay zeki
Uzman bir insan çözümlerneyi IBM'in Watson'ı,
satranç oyuncusunun ö�renip en iyi oyun oynamaktan
derledi�i bir veri yanıtları verir. doktor ön ermeye
tabanına başvurarak Ne var ki, anlamı kadar bir dizi sorunu,
hamlelere karar verir. id rak etmez. hepsini aynı çerçeveye
dayanarak çözebilen
Dar yapay zeki bir hesaplama
Sosyal medya haber sistemidir. Herhalde
akışı gibi bir öneri genel yapay zekaya en
motoru dar bir yapay yakın aygıttır.
zekadır. Zaten
gördükleriniıle Yapay zekA tipleri Kuantum
yakından ba�lantılı bilgisayar
En yaygın yapay zeka düşüncesi,
öğeleri arayabilir ve Yapay zekanın
seçebilir. bizimkine yakın bir zekaya sahip gelece�i. yeni bir
insan-dışı bir aygıttır. Ne var ki, bir işlemci türünün
yapay zekanın bir süre böyle çalışması bugünün süper
bilgisayarlarından bile
olası değildir. Bugün çalışan yapay daha fazla veri
zekalar, dar bir spesifik iş yelpazesine işleyebildi�i kuantum
odaklanır. Yine de bu işleri bir insan bilgisayarında olabilir.
zekasından daha hızlı ve daha doğru
yapabilirler.
M klne öğrenimi
l l l ı l ll isayar sisteminin yeni durumlara yanıt olarak kendi
Sınama ve yanılma
ı lı ı v ı ı nışını düzeltmeyi öğrenmesine olanak tanıma, makine öğrenimi Denetim li makine öğrenimi sırasında
ı ılıı ı n l< bilinir. Bu, bilgiyi işleyerek ve bilgiye dayalı tahminlerde sisteme, onu yaratan kişi, çıktılarının
l ı ı ı l ı ı n rak öğrenen hayvan beyinterindeki arabağlantılı hücrelerden doğru mu yoksa yanlış mı olduğunu
söyler. Sistem doğru çıktıya ulaşmak için
r lııl nen yapay bir sinir ağını gerektirir. Yanıldığında, tahminini ağdaki devretere tercihleri ya da
ı 1 1111 l Lip bir sonraki seterde daha iyisini yapabilir. önyargıları uygular ve değiştirir.

rt·O%
� r::.
�- %
KÖPEK

�··-+ · �-1Tfi1 85%


Ar
S
FARE

c.i
ÇlKTI
�....- KEDi

2 3 4 5
1
Girdi Öğrenme Çözümleme Makine öğrenimi Kullanım
istem, Bilgisayarın Piksellerle i lgili Birçok öğrenme Yapay zeka siste­
ı ı<ıık yo�unlukları amacı, farklı hayvan­ veri sinir ağındaki girişiminden (yüzlerce mi işini öğrendikten son­
Inı k lı ııtksellerin larla ilişkilendirdiği tabakaların arasından girişimden milyarlarca girişime ra, otomatik olarak
l ılt l ı lntOsü pikseller arasında geçer. Tabakaların kadar olabilir) sonra, sinir ağı bir resimleri çözümiemek

11 11111 bir
ı ılrll ılk sinir örüntüleri tanımaktır. her biri piksel örüntülerini köpeği, kediyi ya da fareyi temsil -ya da öğrenilmiş başka
ilk önce rastgele giderek daha ayrıntılı edebilen piksel örüntülerini bir işi yapmak- için
1 llt ! l r ı t U sokar. tahminde bulunur. öğrenir. tanımada daha başarılı olur. kullanılabilir.

urlng testi
I l l i ı ls yar biliminin öncülerinden biri olan Alan Turing, Kördeneme
Yargıçlar kiminle
l ı lıbilgisayarın zeki olup olmadığını anlamak için bir konuştuklarını
l ı ıtl formüle etti. İ nsan bir yargıç, bir bilgisayar ve bir göremezler. Daha Klasik bilgisayarlar, bir seterde bir
parça veri -bir ı ya da bir O­
l ı um n ileri testlerde
depolayan ikili rakamlar (bit)
denekle metin konuşması yapar. Yargıç
yargıç denekieri
l uı ı ı isinin insan hangisinin bilgisayar olduğunu resim gösterir ve kullanır. Kuantum bilgisayarlar, ı ya
Iyi yemezse, bilgisayar Turing testini geçmiştir. konuşur. da O olma şansı olan ve dolayısıyla
bir seterde iki bit veri tutan kuantum
SORUSORAN SORULARA YANlT VEREN bit ya da ku bit kullanır. Kuantum
iNSAN iNSAN VE YAPAY ZEKA bilgisayarların gücü, ku bitleri birlikte
kullanmasından kaynaklanır;
32-kubit bir işlemci bir seterde

. .... {
4.294.967.296 bit işler.


BiT KU BiT


o o
Denekler
soru
soramaz
nu na karar Yapay zeka •
vermelidir yargıcı
kandırmalıdır
Dalgalar
Dalgalar, doöada rastlanan salınımlar ya da
rltmlk bılf·çıkı•lardır. ı,ık ve ses, dalga
Rüzgar açı k suyun yüzeyinde
ömeklerldir. Farklı biçimler almalarına
eserek okyanusta dalga
rağmen, bütün dalgaların bazı ortak özeUikleri
yaratabi l i r. Sürtünme suyu itip
ve davranı,lan vardır.
dalga tepeleri oluşturur ve
tepeler de daha fazla rüzgar
Dalga tlp1ed yakalar.
Dalga, bir yerden başka bir yere hareket eden enerjinin bir
örneOidir. Salınım devinimlerinden ötürü bütün dalgalar aynı
temel davranışlan gösterir ve devinimleri üç biçimde ortaya
çıkabilir. Ses, boyuna dalgadu. Işık ve di\}er radyasyon
biçimleri enine dalgadu ve yol almak için bir ortam
gerektirmez. Okyanus dalgaları, yüzey dalgalan ya da sismik
dalgalar olarak bilinen karmaşık bir üçüncü biçimin örne\lidir.

Ylluy ülpla
Bir yüzey dalgasında su, dalgayla birlikte ileri
dotru hareket etmez. Onun yerine yüzeye
yakın su, sakin koşullarda il mikler şeklinde
kıvrılıp su seviyesi boyunca eşit yükseklikte
sırtiara ve çukurlara neden olur.

DALGANIN YÖNÜ

) Dalga ilişkisi

c
Dalga hızı sabitse,
Dalga genliği, dalganın Daha uzun dalga boy­ dalga boyunun artması
etrafında salındığı merkezi larının tamamlanması frekansı düşürür, aksi halde
bir çizgiden ölçülür a uzun zaman alır bunun tersi olur.
Dalgaları ölçme
Hangi biçimde olursa olsun
bütün dalgalar aynı boyut kümesi Kısa dalga boyları
daha yüksek frekanslı
kullanılarak ölçülebilir. Dalga boyu, w dalgalarla sonuçlan ır
...
dalganın tam bir salınımının <
"'
w
l:
doldurduğu mesafedir. Bir dalga
sırtından diğerine bunu ölçmek çok ZAMAN
kolaydır. Bir dalganın frekansı, her 1----�---�- 1 saniye
saniyede gerçekleşen dalga boyu

'-C
sayısıdır ve hertz (Hz) ile ölçülür.
Dalga genliği dalganın yüksekliğine
eşittir ve dalganın gücünü ya da DO,Ok f�k�<. k"k f"k'"'·
zaman içinde ne kadar enerji saniyede 1 ,5 dalga saniyede 3 dalga
aktarıldığını gösterir.
DJERJi VE KUVVETLER
Dalgalar

Salınım dalga yönOne dik Enlne clalp


açılardadır Bir enine dalganın salınımı dalganın
yönOne -örnegin yukan ve aşaAı ya da
yanlara- diktir. Bir ışık dalgasında salınım,
elektromanyetik alandaki
dalgalanmalardan kaynaklanır.

ALGANIN YÖNÜ Boyuna clalp


Ses gibi bütün boyuna dalgalar içinden
geçecekleri bir ortam gerektirirler.
Salınım dalga deYinimiyle aynı
dOzlemdedir; yüksek ve alçak basınç
bölgeleri yaratır (sıkışma ve
seyrekleşme).

lar, herhangi bir şey yolunu tıkamadığı sürece, bir kaynaktan her
v ll yayılır. Bir dalganın yoğunluğu ya da içindeki enerji yoğunlaşması, Okyanus dalgaları, su bir ilmikte
lı ıynaktan uzaklaştıkça azalır. Yoğunlukta azalma -sesi daha dönemeyecek kadar deniz
ı ı izleştirir ve ışık daha soluk görünür- ters kare yasasına uyar. sığlaşınca kırılır (bkz. s. 233). Dalga
ın ğin, mesafe iki katına çıktığı her seferinde dalga yoğunluğu sığ alana girince, dönen su aniden
yükselip daha yüksek, uzun bir
sı rta dönüşür. Dalganın başı
ağırlaşır ve kırılır.
Dalga kaynaktan
iki kat uzaklaştı�ında
dört kat alana yayılır

Daha az etkisi
Dalga yo�unlu�unun
azalması çok hızlı olur.
Kaynaktan üç kat uzakta,
yoğunluk 9 kat azalmıştır.
1 00 kat uzakta, 10.000
kat azalır. KIYIYLA KARŞlLAŞMA
Radyo dalgalarından MIKRODALGALAR

gama ışıklanna TEHLIKELI MIDIR?

G üçlü mikrodalgalar sizi


Etrafımızda gördüğümüz her şey, dalga yakabii ir ama zayıfları
biçiminde gözlerimize ulaşan görünür ışık zararsızd ı r. M i krodalga
fı rınlar, mikrodalgalar hep
örüntüsüdür. Ama bu görünür ışınlar, bir
fı rı nın içinde kalacak
yerden bir yere enerji taşıyan geniş bir
şekilde tasarlan ı r.
elektromanyetik dalga tayfının bir parçasıdır.

Elektromanyetik radyasyon
Elektromanyetik radyasyonla enerji aktarılabilir.
Bu, hem yanıara hem yukarı aşağı dalgalanan
bir dalga biçimini alır. Dalganın iki bileşeni
eş fazlı salınır - sırtları ve çukurları düzenli
bir hareket şeklinde gerçekleşir ve birbirine
uyumludur. Dalganın boyu değişebilir Elektromanyetik dalgalar
Bunlar, dik açıl ı iki eş dalgadan oluşur - biri
ama dalga her zaman boş uzayda ışık salınımlı bir elektrik alanı, diğeri salınımlı bir Dalga yönü
hızında yol alır. manyetik alandır.

RADYO DALGALARI MiKRODALGALAR KlZlLÖTESI


ENERJİ VE KUVVETLER
Radyo dalgalarından gama ışıklaıma

lJltal radyo B i R BOŞLUKTA IŞIK H IZI


1\ 1 1 ı log radyo, esasında normal radyo dalgaianna SANiYEDE 299.792.458
ı lı lı tl n dalgacık olan yayın sinyalleri gönderir.
1•' ı ı k lı radyo dalgaları birbirine karışabilir ve METREDiR
1 ıı ı 1 l t ı ı u m , analog bir yayını bozar. Dijital radyo,
ı-ı yısal bir koda çevirir; bu yüzden kodu oluşturan
ıy ı l r geçtiği sürece, radyo yayını berrak bir sinyale
•ı V I 1 bilir.
Sayısal sinyaller, --�-.-ı-ı
V klek nitelikli ses
parazitten sakınmak
•,,, c lıılgalan iletilmeden önce bir sayı akışına dönüştürülür.
için geniş bir frekans
'•' " " ' ' dijital bir alıcı sayıların kodunu çözüp, bir hoparlörü
bandında yayınlan ır
ı. ı l ı�lı r bilen bir biçime dönüştürür.
ı 'lerden ve O'lardan
Sürekli değişen ya da Analogdan dijitale oluşan akımları
analog sinyal olarak bir çeviricini n Sayısal sinyaller havadan gönderir
yakalanan ses sayısal bir sinyale yalnızca ı ya da

'"""' "' "'" '.5ı


O'dan oluşur

0 1 1 0 1 0 1 1

K AYNAK SES DALGALARI SAYlSAL SiNYAL VERiCi KULESi RADYO ALIClSI

X- IŞINLARI GAMA IŞINLARI

1 0 NM 1 NM 0.01 NM 0.01 NM 0.001 NM 0.0001 NM 0.00001 NM

DALGA BOYU

Elektromanyetik
radyasyonu kullanma
ı880'1ere kad a r keşfedilen
elektromanyetik radyasyonu
Dezenfekslyon Diş röntıeni Nükleer enerji biçimleri, yalnızca kızılötesi,
Bakterileri öldürmek Kısa dalga boylu Nükleertepkimelerden görünür ve morötesi ışıktan
ve nesneleri mikrop­ X-ışınlan dokudan çıkan gama radyasyon ibaretti. Ama bugünün
tan anndırmak için geçip altındaki dişi enerjisi, elektrik teknolojisi tüm tayftan
UV ışı�ın bazı dalga açığa çıkarır. üretmek için kullanılır. yararlanıyor.
boylan kullanılabilir.
Renk
Renk, gözlerlmlzlıı v e görme sl8temlnbı ıtıOın
farldı dalga boylannı görmemizi olanaldı kılmak Gözlerin renge duyarlı koni
lç1D meydana getlrdlOf bir fenomencUr. hücreleri çalışamayacak kadar
AlgıladıS)ımız renkler, gözlerimizin saptadı0ı ıtık karan lıktır. Onun yeri ne daha
dalga boylarına dayanır. duyarlı çomak h ücreleri,
aydınlık ve karanl ı k alanlar
olarak görüntü
06ribatb' ta,ı llepz lflll ayH'IM ol uşturur.
Beyaz ışıktaki dalga boylan
Göz, yaklqık 400 nanometreden
kınlımla ayrılırsa, her renk
700 nanometreye kadar uzanan benzersiz bir miktar etilip bir
dalga boylarına sahip lfll}ı gökkuşatı yaratır.

saptayabil.lr Bu dalga boylannın


tümünü içeren 1fık beyaz görünür.
ı,ık blreyael dalga boylarına
aynldıl}ı zaman, beyin Beyaz ışık
prizmaya girer
her birine renk taytından özel bir
renk tahsis eder. En uzun dalga
CAM PRizMA
boylan kırmızı lflS}mdır,
en kısalan morundur.

....... .......
İ nsan gözü, şekillerinde n ötürü
koni olarak bilinen üç tip lfık
saptaına hücresi kullanarak
ışıktan görüntü yaratır. RetiDadaki
koniler, özgül ışık dalga boylanna
duyarlı kimyasal pigmentler içerir.
Tetiklenince, bir sirıir sinyali
ateşlerler. Beyin göze giren
kırmızı, yeşil ve mavi ışık
sinyallerini alıp, onlardan renk
algıları yaratır. Örneğin hem
kırmızı hem yeşil konilerden gelen
sinyaller sarı algısı yaratır. Bütün
konilerden gelen sinyaller beyazı
meydana getirirken, hiçbir
hücreden sinyal gelmeyirıce
siyah oluşur.

Işık sensörleri
Retinanın her bölümünde üç tip Ironi
hücrelerinden vardır ama konllerin bQyOk
ço�unlu�u. gözbebell n ln hemen arkasındaki
orta kısımdadır. GOrOntOierin en aynntıh
böiOmleri burada oluşur.
,,
l-r:
ll. ,._:, "!.� Bir nesneye ışık düştüğünde, ışık ya emilir ya da yansıtılır. Beyin
ıökyüzü mavi görünür; çünkü bir nesneye, yansıttığı ışığa uygun bir renk verir. Örneğin bir
d R r renklerle karşılaştırıldığında muz san ışığı yansıtır ve diğer bütün renkleri emer. Buna
ınnvl ışığın daha kısa bir dalga boyu çıkarmalı karıştırma denilir ve renkli mürekkep ve boya imal
v,ırdır ve gözlerimize ulaşmadan etmek için kullanılır. Bir sahne ışıklandırmasında olduğu gibi,
ı ı , hava moleküllerinden daha doğrudan bir ışık kaynağından renkleri karıştırmak, eklemeli
H0çlü bir şekilde sekip her yöne
karıştırma denilen tersirıe bir yaklaşımı gerektirir.
• ıçıl ır. Mor ışık da saçılır ama

cıııdan daha az vardır ve gözlerimiz Üç ana rengi ekle­ Üç mürekkep tüm iki mürekkebi
ın,wi ışığa daha duyarlıdır. mek, renksiz beyazı renkleri emer ve karıştırmak. tek bir
meydana getirir siyah görünür
Beyaz ışı k Hava molekülleri

:r· � ·
� ı.TP
iki ana

·. : : �:l
· :ı� �
ı�� .
DÜNYANIN ATMOSFERi
..

Eklemeli karıştırma Çıkarmalı karıştırma


M r umsu kırmızı renk dotaJ göldcuşa8ın ı n iletilen ışık eklemeli sistem kullanılarak Açık mavi, morumsu kırmızı ve sarı pigment­
ı ·� ı deAildir ama göz kırmızı ve mavi ışıiJ değiştirilir. Kırmızı, yeşil ve mavi üç ana ler kullanılarak yansıyan renk meydana
algılayıp yeşili algılamayına oluşur renktir. ikincil renkler iki ana renk getirilir. Her biri bir temel rengi emer ve
birleştirilerek yapılır. Bütün ana renkleri ikisini yansıtır. Bir pigment daha eklemek,
eklemek beyaz ışığı meydana getirir. yansıyan ışığı yalnızca bir ana renge indirir.

MAvi ı
��� __ Tüm renkleri

ı
yansıtan
BEYAZ

1
n :s � el er beyaz
gorunur _

i

!
YEŞIL
Bütün
renkleri emen

1 nesneler
siyah görünür

KIRMIZI
Yansıyan ışık
a
Bir nesneye b ktığı m ız
zaman, belirli bir renkteymiş
gibi görünür. Bu,
malzemenin özelliğine ve
hangi ışık dalga boylarını
emdiğine ya da gözlerimize
yansıttığına bağlıdır.
Aynalar ve
mercekler
Serap, sıcak günlerde görülebi len
optik yanılsamadır. Çöllerde
seraplarda, uzakta parıldayan
su varmış gibi görünür.
Işık demetleri her zaman düz çizgiler halinde "Su," asl ında, gökyüzünden
yol alır ama yansıma ve kırılma gibi gelen ve bir sıcak hava
katmanı tarafından göze
fenomenler nedeniyle yön değiştirebilirler. doğru kırılan parlak
Aynalar ve mercekler kullanılırken ışığı ışıktır.
kontrol etmek için bu iki süreç kullanılır.

Işığı yansıtma
Yansıyan bir ışık demetinin açısı, her zaman gelen
ışık demetinin açısıyla aynıdır. Açılar, yüzeye dik
açılı normal, hayali bir çizgiden ölçülür. Pek çok
Kesme elmaslar ışıldar;
nesneden yansıyan ışık her yöne saçılır; çünkü ışık
çünkü yüzey açıları,
demetleri engebeli, pürüzlü yüzeye farklı açılardan
çarpar. Ayna pürüzsüzdür; bu yüzden yansıyan ışık
üzerine düşen her ışığın
demetleri özgün düzenlerini koruyup bir görüntü içeriye yansıyıp
yaratır. yalnızca tepeden
çıkması nı sağlar.

Ayna görüntüsü
Bir ayna, aynanın arkasına yerleşmiş gibi
görünen bir nesnenin sanal görüntüsünü yaratır.
Vansıma görüntüyü yatay olarak çevirirse,
örneğin harfler sondan başa doğru olur.


Z

_ 1 aynaya
�i�a:ı�a�d:�r
"Normal" çizgi,
>
--

''
''
''
'
'
�1 '
''
Ayna görüntüsü. ,
aynanın arkasına
uzanan sanal ışık
demetlerince
NESNE ışınlar oluşturulur AYNA GÖRÜNTÜSÜ
ı kırma
ı h d ılgaları farklı ortamlarda farklı hızlarda yol alır.
ı ı lı y ni bir saydam ortama bir açıyla girerse, hız VAGMUR DAMLALARI
ı lt ı l lkliği yönde de küçük bir değişikliğe yol açar. IŞIGI YANSITINCA,
l h ı , lmılma olarak bilinir. Işık demetinin farklı
ı ıu1 v ıl rı farklı zamanlarda yavaşlar; bu da,
KIRINCA VE DAGITINCA
ı ı p ı ı yolunu saptınr. GÖKKUŞAGI OLUŞUR

_!
HAVA CAM HAVA

Illi ve görünen
1
Işık sudan
Balıgın görünen
ayrılırken
l< u ılrıı,ı gözü aldatabilir. Bir konumu
kırılır
lııılıklıln gelen ışık sudan

Balıgın fiili
lıııv.ıya geçerken kırılır. lşı�ın
ılı ıAı u çizgide yol aldı�ını .._....,o;;:-
::-
vıll \llyan beyin, balı�ı göze konumu
'·'" p.1n ışıkla aynı do�rultuda

1{1\ıOI.

� · , ODAK • . �
ıOı odaklama Dışbükey mercek 1 UZAKLIGI 1
ı ll ı mercek, kınlmayı kullanarak Dışbükey bir merce�e
tutulan ışık demetleri
ı ı ıı n yönünü değiştiren öteki tarafta bir odak
• ıy m bir cam parçasıdır. noktasında buluşur.
l( tıv l li bir yüzeyi vardır; Mercek ile odak noktası
arasındaki uzaklık odak
v ıtıl ışık demetleri merceğe uzaklı�ıdır. Küçük
Paralel ışık demet­ Yakınlaşan ışık demet-
leri mercekten ayrı l ır
l ıl ı dizi farklı açıyla çarpar ve nesneleri büyütmek için
leri mercege girer MERCEK
ı ıııuç olarak ışık demetleri bir dışbükey mercek

·�
kullanılabilir.
l tı ı lı l ı miktarda kırılır. İ ki ana ODAK .
�· .
ı ı ıı ı cak tipi vardır. Dışbükey ı UZAKLIGI ı
içbükey mercek
( honvaks) mercek ışığı içe doğru içbükey bir mercek ışık
l ı( lt r ve içbükey (konkav) demetlerinin yayılmasına

..
neden olur; bu yüzden leri mercekten ayrılır
ı ı ıı ı cak ışığı yayar. merce�in arkasındaki bir
ODAK ...
) )
odak noktasından geliyor
gibi görünürler. Bu NOKTASI
mercekler miyop
gözlüklerinde kullanılır. Paralel ışık demet­
leri mercege girer
Lazer nasıl çalışır?
Yakut kristal atomlar ve Flaş lambası kristale ışık
Bir lazer, paralel v e eşevreli olan, (foton) pompalar
yani demetteki ışık dalgalarının
sıralı ve birbirine uyumlu olduğu Ayna fotonların
kristalden
yoğun bir ışık demeti üreten
aygıttır. Işık demetine kesinlik ve
güç kazandırır.

Işığa enerji verme


Kristal bir lazerde ışık, yakut gibi
yapay kristalden yapılan bir tüpe
yönlendirilir. İçerdeki atomlar enerjiyi
içine çeker ve ışığı tekrar salıp, yakındaki
atomların, hepsi çok spesifik bir dalga boyunda
ışık fotooları saçmasına neden olur. Fotonlar,
ışık elması delecek kadar güçlü olabilen
dar bir demet olarak tüpten kaçacak kadar
yoğun oluncaya kadar, tüpteki aynalar
arasında hızla gidip gelir.

l Uyarma 2 Fazla enerji 3 Hepsini sal gitsin


Bir atom bir foto n em ince, Elektron yalnızca birkaç milisaniye Zaten uyarılmış elekıronlara bazı
elekıronlarından biri düşük enerji uyarılmış kalır, sonra emdiği foto nu serbest fotonlar çarpar ve bir yerine iki foto n
düzeyinden yüksek enerji düzeyine atlar. bırakır. Elekıronun saldığı foton belirli bir salmalarına neden olur. Buna uyartılı
Uyarılmış durumda bir atom kararsızdır. dalga boyundadır. salma denilir.
1 10 / 1 1 1
ENERJİ VE KUVVETLER
Lazer nasıl çalışır?

ı. zer ı'ığı kullanma


l ,ı ı ıı: ller, modern zamanın
ı ı çok-yönlü icatları arasında
ı ılı h ı unu kanıtladı. Bugün uydu
llı ı şiminden süpermarketlerde
l ıııı lmd okumaya kadar hem
ıl n 1 lik hem de spesifik kullanım
ııl ıııl rı vardır.

Daha fazla uyarılmış


elektron daha fazla

Dünyan ın en güçlü lazeri


bir saniyenin trilyonda
biri sürede 2 petavatl ı k
b i r demet sağlayabilir
- neredeyse bütün dü nyanın
ortalama enerji tüketi mi
kadar.

Fotonlar,
kristal boyunca
ileri geri yansıtılır

Kısmen gümüş
4 Güçlenmiş ışık Lazer demeti kaçar kaplı ayna
Bir fotonun iki foton salınmasını uyardığı S Kısmen gümüş kaplı bir ayna
lırt seferinde, ışık güçlen ir. Lazer, "uyartılı radyasyon bazı fotonların, çok yoğun bir güçlü,
ıılımıyla ışık güçlendirme" ifadesinin kısaltılmışıdır. eşevreli ışık demeti olarak kristalden
1 1ık tOpte aşağı ve yukarı se ker. kaçmasına izin verir.
Optik kullanımı Bütün dalga türleri gibi ışık dalgaları
da birbirine karışır. iki ışık dalgası
Optik, ışık bilgisidir. Işık demetlerinin birbiriyle karşılaşınca, bir dalgada
yansıma ve kırılma gibi optik davranışının, birleşirler. Dalga boyları eş fazlıysa
insan gözünün sınırlarının ötesine -birlikte hareket eden sırtları ve
çukurlarıyla aynı boydaysa- daha
bakmamıza olanak veren güçlü güçlü bir dalga meydana getirirler.
uygulamaları vardır. Tamamen faz dışı olan dalgalar
birbirini iptal eder. Girişim, petrolün
üzerinde görülen renk girdapları gibi
Optik eylemde Genellikle lOx ya da örüntüler yaratır.

�� =
İ nsan gözü yalnızca 0,1 mm'den büyük nesneleri görebilir. ı sx büyütme

A
+� ..,-
Bundan daha küçük nesneleri görmek -ya da çok uzak
nesnelerin aynntılarını anlamak- için optik aletler kullanılabilir. lşığı bir sonraki
göz merceğine

ı:
Bu aletler, nesneden gelen ışık demetlerini toplayarak bunu
odaklar YAPlCI
yaparlar. Bu ışık, görülemeyecek kadar küçük bir soluk görüntü lı iki dalga GiRiŞIM
oluşturur. Alet, nesneden daha fazla ışık toplayıp görüntüyü

�--
daha netleştirir ve ardından bir mercekle büyütür.

l �
YlKlCI
GiRiŞiM
ıso• faz
Optik lifler dalgalar
Bu süper hızlı kablolar, esnek cam lifterin içinde kodlanmış
lazer ışığı ışıltıları olarak sinyal gönderir. Işık, lifin iç Işık demetleri
yüzeyinden yansıyarak yol alır. Lazerin cama çarpma karşıya geçip son
1 'ı görüntüyü çevirir
açısı çok önemlidir: Çok dik olursa yansımaz, kırılıp
lifin dışına çıkar.

Tekerlek, düşük
büyütmelerde
tüpü örneğe Kötü görmeye, gözün şekli ve
ANAHTAR
• 11 ._ 1 yakınlaştırır
merceğin esnekl iği neden olur.
• Işık sinyali 1
Gözlük takman ın bunun
• ışık sinyali 2
üzerinde bir etkisi olmaz
- ama daha iyi görmenizi
Çoklama
Bir lif farklı renklerde sağlar.
lazer kullanarak birçok
sinyal gönderebilir.
Işık milaoskobu
Bir mikroskop, bir örnekten
geçen ışığı toplar ve büyütür. iris ya da diyafram,
Örnekten gelen ışık, seçili

ı � �
örnege tutulan ışıgın
objektif mercekten geçer. koni büyüklügünü ve
yogu lugunu ko trol eder

Teleskop
Astronomi teleskopları uzak

lfa
bir nesneden ışık toplamak
örnegi içeren cam için mercekler ve aynalar
sürgü, kızaga kullanır. Yeryüzünde kullanılan
yerleştirilir teleskoplar görüntüyü doğru
büyütmek için merceklerden

GRAN TELESCOPIO
CANARiAS'I N
TOPLAM 1 0,4
METRE ÇAPl NDA
36 AYNA BÖLÜMÜ
VARDIR Dürbün
Işık geniş ana merceklerden
girer. Sonra aynalar
tarafından içeriye
yansıtılır ve daha küçük
büyüteçlerle göze
yönlendirilir.

1
Büyütma nasıl olur? Işık gerçek arıdan yansıyıp

1
Mercek, ışıgın göze
mercege girer
� Sanal ışık demetleri
Bir mikroskoba takılan mercekterin çarpma açısını
çoğu, bir örneğin daha büyük bir
degiştirir
-
� -
-

- - - arının dah a. büyük,

� �
görüntüsünü oluşturmak için kullanılan
L"'>- sanal bır gorun-
J
:e.
dışbükey mercektir (bkz. s. 109). Mercek
� � tüsünü yaratır �
ile merceğin odak noktası arasına bir
1\.)
- - -
nesne konulursa, nesneden gelen ışık ARI ......
demetleri merceğin diğer tarafında - - � �
birleşir. Merceğin kavisinin artması Büyük resim
Bakan kişinin beyni ışığın doğru bir �
w
odak uzunluğunu ve sonuç olarak MERCEK SANAL GÖRÜNTÜ
yoldan gelip gözle buluştuğunu varsaydığı
merceğin büyütma gücünü artırır. için, büyütülmüş bir görüntü görür.
Ses
Kulağımıza ulaşan bütün sesler, dalga biçiminde (bkz. s . 102-103) bir
ortamdan -hava gibi- geçerek gelir. Ama ses dalgaları ışık ya da
radyo dalgaianna benzemez. Kaynaktan boylamasına uzaklaşan
basınç dalgacıklarıdır.

Basınç dalgaları
Bir ses dalgası, bir hoparlörün konisi gibi bir çekme-itme
mekanizmasıyla yaratılır. Bir elektrik sinyali koniyi yüksek hızda ileri
geri hareket ettirir ve bu havayı iter ve çeker. Her itme havada
uzaklaşan bir basınç dalgası yaratır. Her döngüde hoparlör konisi ne
kadar çok hareket ederse, o kadar çok basınç uygular - basınç ne
kadar yüksekse, hava molekülleri o kadar çok sıkışır ve ses o kadar
çok yüksek olur.

.::. . .::. .::. .::. . .::. .::. . .::. . . . .


. . : i :. . :· :·:
. :...:. . :...:. . :...:. :...: . :...:. :...:. . :...:. .
.
o

. . : .. . : ·: ·. : :
o

· ·: ·
o o

.
· :� . :: :� · :� . :� - :� :: . ! . : . ... .
o
: :.:
. ·. .:·:
. :·: · ..
. .. :·.· . ..
:·: :·.·.. :·: . . . :·:
.. . � · �· � .�·
. . . . . . . f. . .
.:: .:: . .:: .:: .::. . ..::. ..::. � ; ..

: ·: . :
0 o o
o 0
: •
0

Daha sıkışık
hava molekülleri
l Daha az
sıkışık hava
Daha büyük basınç Daha düşük basınç molekülleri
farkı yüksek bir farkı alçak

��
re

/\ /\ /\ /\ /\ 1
/ VVV<rV �V
YÜKSEK GENLiK DÜŞÜK GENLiK

Ne kadar yüksek? KONUŞMA GEÇEN ARABA MOTOSIKLET KONSER MÜZi�iTABANCASESi PATLAMA


Ses şiddeti, gücü katlanarak
artan desibelle (dB) ölçülür.
Bir sesi 10 dB yükseltmek,
sesi 1 O kat daha güçlü yapar.

ı s dakika 100 dB sese


maruz kalmak işitmeye zarar
verebilir 140 dB'de
sürekli gürültü
SAAT FISILTI TELEFON AKUSTiK 85 dB güvenli sınırdır hemen hasar yaratır
TIKIRTISI SESi GiTAR
ENERJİ VE KUVVETLER
Ses

h d lgaları havada yaklaşık saatte 1 .238 km hızla yol alır. Hızlıdır, ama
l ı ı•.lı d lgalar bile kaynağın hızından etkilenir. Sesli bir taşıt bir dinleyiciye
Bir sesin perdesi dalgasının
ı lı ı 1 ı u hareket ediyorsa, sesin basınç dalgacıkları sonunda birbirine
frekansıyla ilgilidir: Frekans ne
y ı lt ı n l şır, frakansı ve perdesi yükselir. Taşıt geçince dalgalar uzar, kadar yüksekse, perde o kadar
1 11 ı 1 düşer. yüksektir. Hertz (Hz) ile
ölçülen frekans, saniyede bir
l l ı aları yarıştırma noktada geçen dalga

ıı
l l lı yıırış arabasının yüksek sesli motoru, bir sonraki Saniye başına daha fazla sırtların ı n ve çu kurlarının (ya
ı 1 l ıı yı göndermeden bir önceki dalgaya biraz yaklaştı�ı dalga yüksek perdeli bir da döngü) sayısıdır.
1 lı ı ı l i , banın önünde da�ılan ses dalgaları sıkışır.

'v�
ses üretir

ı ıı ııı ı ı k sındaki Yeni ses dalgaları. hala


DÜŞÜK PERDE
da�ılmakta olan eski

;Oif\J\/\1\A/'
ılıtlflıtlıırı dOzenli
Halıkiıdır ses dalgaianna
kenetlenir
YÜKSEK PERDE

Ses, hava molekül leri gibi


bir ortamdan geçen
basınç dalgalarıyla i letilir.
Uzay boşluğunda
hava yoktur.

ll ı çok jet motorlu uçak, sesten daha hızlı yol alır; daha Vi BALiNA SE � L�� i N i N
ll mse geldiğini işitmeden, başımızın üzerinden geçip .
80 dB'DEN BUVUK BIR
.
11 (J r. Ses dalgaları o kadar sıkışıktır ki, yüksek bir ses
l lliLlaması yaratırlar. SES ŞiDDETi OLABiLiR
Ses dalgalarıjetin
önünde yayılır Ses dalgaları
kaynaşır

Şok dalgası _/
yayılır

Hızlanma 2 Ses duvarını geçme 3 Ses patlaması


1 jet hızlanınca, önündeki Saatte 1.238 km hızda uçak ses Şok dalgası genişleyen bir koni gibi
�t•\ dalgaları da�ılabilir ama Doppler duvarını geçer. Sıkışık ses dalgalarını uça�ın arkasına yayıi ır. Zemine çarptı�ı yerde,
ı•lkl\lyle giderek birbirlerine daha fazla yakalar, tek bir şok dalgası biçiminde uçuş yolunu izleyen bir ses patlaması olarak
V ıki şıp sıkışır/ar. kaynaştırır. işitil ir.
Sıcaklık
Isı Sıcaklık, bir maddedeki termal
enerji miktarını gösterir.
Bir maddenin sıcaklığı,
Sıcak nesnelerin, atomlarını v e moleküllerini
parçacıklarının ortalama enerji
hareket ettiren iç enerjileri vardır. Bu, termal miktarıyla ilişkilidir. Belirli
enerji olarak da bilinir. Yüksek termal enerjili sıcaklıklarda belirli fenomenler
bir nesne sıcaktır ve ısısı, daha az termal gerçekleşir - örneğirı su 100°C'de
kaynar. Bunlar, bir ölçek yaratmak
enerjili soğuk yerlere yayılır.
için sabit nokta olarak kullanılır;
Daha hızlı hareket diğer sıcaklıklar bunlarla
Bir malzeme termal karşılaştırılır.
enerji kazanınca,
atomları daha hızlı
hareket eder. Odun ateşi
Termal enerjisi daha iyi harlanan bir odun ateşi,
soğuk ortamiara maden cevherlerini eritip saf
kaçtığı için sıcak metale dönüştürmeye yetecek
hissedilir. kadar sıcaktır.

Yolcu uçatı egzozu


atomlar ısınınca
s
Bir jet motorunun itme kuvveti,
so6U\l ü1
daha hızlı hareket
enerjik gaz moleküllerinin hızlı
eder ve dışarı
deviniminden kaynaklanır.
yayılır

Kurşunun erime noktası


Kurşun, görece düşük erime
noktasından ötürü antılabilen
ilk meta oldu.

Maksimum ev tırını
sıcaklığı
Sıcak eşya
Bu sıcaklıkta uzun süre
Katılardaki ve sıvılardaki pişirme metal raflara
atomlar ısınınca ileri zarar verir.
geri yalpalar. Gazda
atomlar uçuşur, diğer Su kaynar
Tekrarlanması kolay olduğu
atarnlara çarpar. Nesnenin için seçilen Celcius ölçeğinin
Enerji aktanmı kütlesi aynı kalır ama üst noktası.
Sıcak kahveye atomlar arasındaki
soğuk süt
boşluk artar ve madde Yeryüzünde
eklendiğinde,
en yüksek sıcaklık
kahvenin ısısının genişler. Bu, 2005'te iran'ın Lut çölünde
bir kısmı süte aktarılır
karasal yüzey sıcaklıklarına
- süt ısınır, kahve
ilişkin bir uydu incelemesi
soğur.
sırasında kaydedildi.
Bir maddeye tennal enerjı eklenince , atomlarm ve
moleküllerin artan hareketi, onlan bir arada tutan bağlan
sonunda koparır. Madde hal değiştirir (bkz. s. 22-23)
- örneğin kaynar. Böyle bir değişim sırasında, ısıtma
Su donar
maddeyi daha sıcak yapmaz. Onun yerine enerji gizli ısı Suyun don ma noktası ile
olarak çalışır. kaynama noktası arasında
1 00 derece yaratan Celcius
ölçeğinin sıfır noktası.

Yeryüzünde en düşük
sıcaklık
Bu, 2010'da doğu
Antarktika'da ölçüldü.

::;;;;
G Hava sıvılaşır
Vi Havadaki pek çok
gaz bu sıcaklıkta
sıvılaşır.

Dış uzay
Yıldızlararası
Termal enerji uzayda en düşük 1:1!

�,
Gizli etki sıcaklık.
Gizli ısı enerjisi atomların ve moleküllerin hareketini
artırmak yerine, aralarındaki bağları koparmak için kullanılır. Mutlak sıfır �.
Bu yüzden, bir hal değişimi sırasında. termal enerji ekiense bile, En düşük teorik sıcaklık <
sıcaklık kısa bir süre sabit kalır. Bağlar koptuktan sonra ama bir nesnenin bu 1:1!
sıcaklık tekrar artar. kadar soğuması :ıq


olanaksızdır.

Maytap yaklaşık 1 .000°C'de


yanar. Bununla birlikte,
G�?o:�
�...)� METRELiK

� ı:oı
gı ,


maytabın yaydığı sıcak kıvılcımlar
bir kişinin derisini yakmaz;
oysa yanan maytabın kendisi
Bi R RAKIM DA �
yakar. Minik kıvılcımın SUYUN KAYNAMA m
yüksek bir sıcaklığı olduğu halde, .......
küçük kütlesinden ötürü SICAKLlGI �
Kıvılcımlar yan � n demir, � �
içerdiği toplam enerji çok

-....J
azd ı r ve bu yüzden
magnezyum, alumınyum
gene ll'ı ki e zararsızd ı r. diğer metal tanecikleridir
ve
ISIYI EN iYi HANGi
MALZEME iLETiR?

El mas
en iyi ısı iletkeni sayı l ı r
Isıyayım - bakırdan i ki kat,
Isı, akışkanlardan -sıvılardan ve gazlar­ alüminyumdan
dan- ısıyayımla geçer. Bu işlem şu ilkeye dört kat
göre çalışu: Sıcak akışkanlar yükselir, daha etki lidir.
soğuk akışkanlar alçalır. Isı bir akışkan­
daki atomların ve moleküllerin yayılma­
sına neden olur; bu yüzden hacmi artar,
yoğunluğu azalır. Bu durum sıcak akışka­ Kinetik enerji
metale yayılınca,
sıcaklıgı artar ----=AB•
nın yukarı doğru çıkmasına olanak

(l
verirken, soğuk akışkan alçalır ve
kendisiyle birlikte ısı enerjisini hareket
ettiren bir ısıyayım akımı yaratır.
Kinetik enerji, çarpışmayla
Sıcak hava diger atarnlara aktarılır
odaya yayılıp
ısıs�nı çevreye
verır

Bır ısı kaynagı


Malzeme seçimi atomları daha fazla
Soguk hava alçalıp hereket ettirir
yükselen sıcak havaya Tavalar genellikle metal­
yer açar den yapılır; çünkü atom­
ları oldukça gevşek bir Minik, serbest hareket
arada tutulur ve bu yüz­ eden elektronlar
den hareket edip kom­ atomların arasına akıp
şularıyla çarpışabilirler. ısı enerjisini metale
aktarır
Mekan ısıtma
Odun sobası gibi
mekan ısıtıcılar,
ısıyayım kullanarak
odaya ısı yayar.
Merkezi bir ısıtma
sisteminin radyatörleri de Isı Uetim
aynı şeyi yapar. Katılar ısıyı iletimle aktarır. Katının
sıcak bir bölümündeki atomlar epeyce
titreşik ve düzenli olarak komşu atornlarla
çarpışır. Bu çarpışmalar yakındaki
:....___ Alçalan hava sobaya atarnlara kirıetik enerjiyi aktarıp onları
yaklaşır, orada ısınıp
tekrar yükselir daha sıcak yapar. Isı malzemenin tümüne
yayılana kadar bu işlem devam eder.
Isının hiZI
Isıyayım ve ısı iletimden
farklı olarak ısı ışıması, Termal yalıtkanlar ısı aktanmını engelleyerek çalışır.
atomların devinimiyle Hava gibi bir gaz kötü bir iletkendir; bu yüzden bazı
de�il. elektromanyetik iletkenler hava cepleriyle doldurulur. Giysiler
bir dalga olarak taşınır. vücudumuza yakın havayı hapsederek bizi sıcak tutar.
Vücut ısısı havayla iletilemez, bu yüzden içeride kalı r.
Çift cam lı pencereler, arası vakumlu ortamda atıl gazla
ya da suyu alınmış havayla doldurulan iki cam
tabakasından oluşur. Bu pencereler ışımayı ve ısıyayımı

��
engel ledikleri için daha da iyi yalıtkandır.
GOneş ışı�ının
yanı sıra, görünmez Dışarıdan gelen içeriden gelen
- .
kızılotesı
kızılötesi ışıma da kızılötesi ışıma
___ verir yansıtılırak ışı ma geri
uzaklaştırılır yansıtılır

DIŞARI iÇERi
\_
İ
Görünür
ışık çift cam lı
Atıl gazla ya da suyu alınmış havay pencereden
doldurulan ara boşluk, ısıyayım evin içine
akımlarının oluşup pancereden ısı geçer
aklarmasını olanaksızlaştı m

ı,ıma
[sı aktanınının üçüncü aracı ışımadır. Isı
nerjisi, kızılötesi denilen -frekansı görünür
iki nesne bi rbiriyle fiziksel temas halinde olunca,
kırmızı ışığın altında (ve radyo dalgalarının
sıcak nesneden soğuk nesneye ısı geçer; asla tersi
üstünde) olduğu için öyle denilen- görünmez olmaz. iki nesne aynı sıcaklıkta olana kadar
bir ışıma biçimiyle taşınır. Bütün sıcak ısı aktı rı mı devam eder. Aynı sıcaklıkta olma
nesneler kızılötesi ışıma verir ama herhalde en durumuna termal denge denilir ve daha fazla ısı
önde gelen güneştir. Hacmine göre geniş bir aktarımı gerçekleşmez.
yüzey alanına sahip bir nesne, görece küçük
bir yüzey alanı olan nesneden çok daha hızlı ısı Isı enerjisi eşit da�ılana
kadar yayılır
saçar ve soğur.

••SlCAK SO�UK
Kuvvetler N EDEN BAZI
N ESNELER SEKERKEN
BAZILARI PARÇALANIR'l
Devinim, bir kütleyi etkileyen kuvvetle
Esnek nesneler bir yüzeye
yaratılır. Nesnenin kütlesine bağlı olarak
çarpınca deforme olur ama
kuvvetler nesneleri farklı farklı etkiler.
gevrek nesneler, bir kuvvet
Kuvvet newtonla (N) ölçülür. 1 newton
uygu landığında zor şekil
kuvvet (1 N) bir saniye içinde 1 kg kütleyi değiştirir ve parçalan­
saniyede 1 metre hızlandırır. maları olasıdır.

Enerji aktanmı Mermi devinim i


İ ki nesne çarpıştığında, atomları birbirine yaklaşır. Bir tenis topu ya da atılan herhangi bir cisim,

1' ./'
top üzerinde etkide bulunan kuvvetlerin
Atomların etrafındaki negatif yüklü elekıronlar birbirini bileşiminden ötürü kavisli bir yol izler. Topun
iter, bu yüzden nesneler kaynaşrnaz, ayrılmaya zorlanır. kinetik enerjisi kütleçekimsel potansiyel

· ·�
Bu kuvvet bir nesneden diğerine enerji aktarır ama toplam enerjiye (dikey konumunun bir sonucu olarak
depolanan enerji) dönüşür ve top düşünce
enerji miktarı aynı kalır. Nesneler arasında enerji tekrar kinetik enerjiye döner.
hareketiyle, kuvvet devinirni değiştirrnek ya da söz konusu

f
nesnelerin şeklini değiştirrnek gibi mevcut dururnda bir

ı
ANAHTAR

T
değişim yaratır.
· ·-+
ı
Yukarı ve
Dikey kuvvet anadevinim

· ·-+
Hareketin yönü Topa uygulanan Topun deviniminin
eşittir; bu
ilk kuvvet tersine bir kuvvet
Topa uygulanan yüzden top 45

1· . .
Yatay kuvvet derecelik açıyla

· ·-+
kuvvet

- � (J�.
yol alır

1 Bileşke kuvvet
•:

Hızlanma Yavaşlama Kütleçekimi topu etkilediği

r
Topun yörüngesi
Bir tenis topunu etkileyen kuvvet ona Topu ters yönde için yukarı doğru devinim
ivme kazandırır; bu yüzden hareket iten bir kuvvet topu birazazalır
etmeye ve hızı artmaya başlar. yavaşlatır.

1-
Bileşke kuvvet dik açıl ı
Topun Topu farklı bir bir üçgenin uzun

1 �
ilk yönü açıdan iten başka Uygulanan kuvvet ne kenarını oluşturur
bir kuvvet yönünü kadar büyükse, topun

/
-- değiştirir şekli o kadar çok
değişir ����t, kütleçekimin aşağı doğru çekme

� - --

kuvvetine karşı yukarıya ve yana iten bir
• __


Yeni kuvvet uygular.
;
hareket
yönü Eşit kuvvet uygulanmış
Yön detiştirme Şekil detiştirme
Tenis topunun yön değiştirmesi için, ilk Birbirine karşıt iki eşit kuvvet
kuvvetten farklı bir açı da etkide bulunan tarafından sı kıştınldığı için top
başka bir kuvvet gerekir. şekil değiştirir.

P
TARi �T E EN HlZLI TENiS
.
SERVISI SAATTE
263,4 KM'DIR
ylemsizlik Sepet ve toplar. aynı
l•:yı rnsizlik maddenin, ister hareketsiz devinimle yol alıyor
1 ıt.ı ı s bit hızla yol alıyor olsun devinim
ı ltıı 1 ı munda bir değişikliğe direnme ····· �
ı ı l m k içirı bir dış kuvvete ihtiyaç vardır.
l l ( y k bir kütlenirı eylemsizliği küçük bir
I d tl den fazladır; bu yüzden daha büyük Eşit devinim Eylemsizlik kayması
Sepet ve toplar aynı yönde aynı hızda Bir kuvvet (bir engel) sepetin hareketini durdurur
lı( tl l rin eylem durumunu değiştirmek hareket ediyor. Yalnızca bir kuvvet ama bu kuvvet topları pek etkilemez: bu yüzden

1
ha fazla kuvvet gerektirir. devinimlerini değiştirebilir. eylemsizlikleri hareketlerini devam ettirir.

. .
7 Bileşke kuvvetler


Hemen her zaman bir nesneyi
1 ı ıp kinetık enerJıyı etkileyen, onu farklı miktarlarda Bir araba kazasında ana tehlikelerden
lılllılr, onun yerini
farklı yönlere iten birden fazla biri yolcuların eylemsizliğidir; çünkü
-7
pot,ııısiyel enerji alır;
. . kuvvet vardır. Bu bireysel kuvvetler araba aniden durunca, yolcuların

'
lııp yukarr ya da aşağ
: •• bedeni hareket etmeye devam eder.

"' '\
ı lı Rll, yalnızca yana tek bir bileşke kuvvette birleşir. Bir
1!111 ket eder Hava yastıkları eylemsizlikten yararla­
bileşke kuvvet, Pythagoras
narak bir çarpışmayı algılar ve şi şer,
teoremiyle hesaplanır; dik açılı
Kütleçekimi yolcuları güvenli bir hızla yavaşlatır.
bir üçgenin kısa kenarları iki
ılı VIIIllllin dikey yönünü
1 ı �lııo çevirir ama yana kuvveti temsil eder, bileşke Direksiyon
lweket aynı yönde kuvvetinsa uzun kenara,
devam eder yani hipotenüse
eşdeğer bir Şişirici
Kütleçekimi topun yörüngesinin büyüklüğü ve

/1 ·· \
her evresınde aynı kuvvetle topu • • • � yönü vardır.
aşağı çeker
sürü ş sırasında

harekete direnç
Kutleçekımınden gösteren sarmal ağırlık
kaynaklanan ivme topun, '

yana doğrudan daha fazla ÇARPMADAN ÖNCE HAVA VASTlCii


aşağı doğru yol almasına

1
neden olur
Salınan Şişen
h"' '�"''

Kütleçekimi, yere
/ ..
..
. .
• ••
· -7


çarpıncaya kadar topun •

hızlanmaya devam
etmesine olanak verir

ÇARPMADAN SONRA HAVA VASTlCii


Hız ve

ıvme
Hız, bir nesnenin belirli bir yönde yol alma süratidir.
Nesnenin hızında bir değişiklik, bir kuvvetin
uygulanmasını gerektirir ve hızın değişme
hızı ivme olarak ölçülür.

Hız
Sürat, birim zamanda alınan yoldur - örneğin, bir arabanın bir saatte ne
kadar yol aldığının ölçüsü. Hız, süratin bir ölçüsüdür ama hareketin yönünü
de içerir. Karşıt yönlerde yol alan arabalar aynı süratte hereket edebilirler
ama farklı hızlan vardır. Hareket eden her nesnenin, hareket eden diğer
nesnelere kıyasla, fiili süratinden farklı olan göreli bir hızı vardır.

Sıfır fark
Bu iki arabanın sürat
ve yön bakımından
hızları aynıdır. Bu
nedenle göreli hızları
sıfırdır ve birbirlerine SAATTE 30 KM SAATTE 30 KM
sabit bir mesafede YOL ALAN ARABA YOL ALAN ARABA
kalırlar.

Yakalama

��
Sarı araba yeşil
arabadan 30 km/s
1
daha hızlı hareket
ediyor; bu yüzden yeşil
arabaya göre göreli SAATTE 60 KM SAATTE 30 KM
hızının 30 km/s olduğu YOL ALAN ARABA YOL ALAN ARABA
söylenebilir. Dlt bir kuvvet Mldcle bulunmaciıkça
her nesne dOz bir çlzakle harelretllz ya
da aynı devinim halinde kalır
Kafakataya
Arabalar aynı hızda Devinimin birinci yasası bir nesnenin
ama karşıt yönlerde eylemsizlik özelliAini, dış bir kuvvet
yol alıyor. Birbirlerine tarafından zorlanmadıkça devinim
göre göreli hızları 60 durumunu deAiştirmeye
km/s'tir. SAATTE 30 KM SAATTE 30 KM direnci ni tarif eder
YOL ALAN ARABA YOL ALAN ARABA (bkz. s. 120·121).
ivme
ivme hızda meydana gelen bir değişikliktir ve saniye başına saniyede
metreyle (m/s2) ölçülür. Yavaşlama da bir ivmedir ama hızın azaldığı bir
ivme. ivme, son hızdan ilk hız çıkarılıp, geçen zamana bölünerek
hesaplanır.

Hızlanma
Bu araba ı dakikada hızını iki
••�
katına çıkarsa. hız de�işimi (6
m/s) bulunup, saniye olarak
geçen zamana (60 s) bölünerek
ivmesi hesaplanabilir. Sonuç SAATTE 6 M/S
saniyede O,ı m/s ya da O, ı m/s'
SAATTE 12 M/S
VOL ALAN ARABA YOLALAN ARABA
olur.

Yön de#iştirme SAATTE 12 M/S


Dönüş yapmak gibi bir YOL ALAN ARABA
yön de�işikli�i. bir hız
de�işikli�idir. Bunu
yapmak bir kuvvet
gerektirdi�i için, sürat
de�işmese bile dönüş bir
�· · · ·�
ivmedir.
Dopcia her .W,., etft ve lraqlt
blr tepld vardir
Yavaşlama
Bu araba ı dakikada süratini "Etki" terimi uygulanan kuvvet demektir ve
yarıya indirseydi, ivmesi -O,ı "tepki" ise, her zaman karşıt yönde geri
m/s2 olurdu. Son hız (6 m/s) iten eşit bir kuvvettir. Bu yasa kuvvetin
ilk hızdan (ı2 m/s) daha kendi başına var olmadıtını. iki
düşük oldu�u için negatif SAATTE 12 M/S SAATTE 6 M/S nesne arasında bir etkileşim
bir de�erdir. YOL ALAN ARABA YOL ALAN ARABA oldutunu gösterir.

Arabanın büyük bir


Bir nesne havanın içinden geçince, havayı yolun d ışına iter. çekme kuvveti
Hava geri gelip çekme kuvveti yaratır. Çekme etkisi, vardır; bu yüzden
hareket eden bir nesnenin arkasında çekme kuvveti ivme kazanmak için
azalmış alana, rüzgar boşluğu na girilerek azaltı labilir. daha fazla kuvvete
ihtiyacı vardır
Çekme (hava
direnci)

ışık hızına yaklaşınca yasalann


başarısız olduğunu öne sürdü
(bkz. s. 140-141).
Makineler

LEQNAR DO
Basit makineler, bir kuvvet tipini başka DA ViNCi'Ni N
bir kuvvet tipine dönüştüren aygıttır. Altı iLK H ELiKOPTER
basit makine vardır ve bunların bazıları TASARIMINA VERDiGi AD,
aslında hiç de makineye benzemez. HAVA Vi DASIYDI

Altı basit makine


Bir bisiklet, pek çok mekanik aygıt gibi, basit makinelerin bir
bileşimidir. Zincir mekanizması ve fren levyesi gibi bazılarının,
açık bir mekanik işlevi vardır. Bazılarının işlevi, ayarlama,
onarma, hatta yokuş yukarı bisiklet sürmek için
kullanıldıklarından, daha belirsizdir. Bisiklet sürmek ve
bakımını yapmak, altı basit makinenin
hepsinden yararlanır: Kaldıraç, palanga, tekerlek
ve dingil, vida, kama ve eğik düzlem.

Dış
lastiği janttan
ayırmak için altına bir aleti
zorla sokmak, kama ilkesinden
yararlan ır. Bir itme kuvveti, daha kısa
mesafede etkili olan daha güçlü bir
ayırma kuvvetine dönüştürülür.

Bir tekerlek, bir kaldıraç gibi


hareket ederek sürtünmenin
(bkz. s. 126-27) üstesinden
gelen sabit bir dingilin
üzerinde döner. Çok
miktarda kasnak hareketini,
Bisiklet zinciri esasında dingilde küçük ama güçlü bir
bir palanga sistemidir - bir çark, dönme hareketini çevirir.
bir tip kabioyu çekerek diğerini
hareket ettirir. Çarkların göreli
büyüklüğü sürati ve
gücü belirler.
1 24 / 1 2 5
ENERJİ VE KUVVETLER
Makineler

M kanik avantaj
iki kat mesafe
ama daha az
l l ı Li\ n makineler, kuvvet yükseltiminin
l ı lı lçüsü olan mekanik avantaj ilkesini uygular.
Vıı ı ı l , bir boya kutusunun kapağının altına
! ıl ı 1 vye sokup kaldırmak gibi, büyük
l ıl ı h raketi daha büyük güçle küçük bir harekete
ıl ı ıüştürmenize olanak verir. Ama bir fener balığı
l ı lı ltanın ucuna güç uygulayıp geniş bir yay Düşük vites Yüksek vites
ı kilnde saHadığında olduğu gibi, tersine de Bir bi siklette düşük vites, Tepeye ulaşınca
tepeyi tırmanmak için sürat daha yüksek bir
ıılış bilir. pahasına pedal dönüşünü vitese geçmek süratı
daha fazla güce dönüştürür. artırır.

Kaldıraç sınıftan
� e
Kol kuvveti Yü k
• Destek Yükün ve kuvvetin desteğe göre nerede olduğuna
(girdi kuvvet) • (çıktı kuvvet)
bağlı olarak üç kaldıraç sınıfı vardır. Farklı
yönlerde hareketi ya da gücü artırmak için
tercih edilebilirler.

·.

Birinci sınıf ikinci sınıf Üçüncü sınıf


Fren bir milin üzerinde dönen
bir kaldıraçla çalışır. Kaldıraç Yük ve kuvvet, Yük, kuvvet ile destek Cımbızda
deste�in karşıt arasındadır. Fındık olduğu gibi,
küçük bir kuvveti büyük bir kuvvete
taraflarındadır. kıraca�ı. ikinci sınıfı Kuvvet, yük ile
çevirir. Kaldıracı çekmek bir
kabioyu kasıp, kaliperleri jantı Makas ve pense kaldıracın bir destek arasına
bunun örne�idir. örne�idir. uyglan ır.
sıkıştırmaya zorlar.

HAR: : '"'ı
Küçük dişli daha
DifU oranı
Dönme kuvveti biçiminde
güç ya da tork, çoğu kez
birbirine geçen dişli
"dişleriyle" aktarılır. DiŞLiSi
Büyük hareket dişlisinin
küçük dişlinin üç katı dişi varsa,
küçük dişiiyi üç kat hızlı Dişli oranı
döndürür. Birkaç dişliye Küçük bir dişiiyi hareket
birlikte çoğu kez dişli takımı ettiren büyük bir dişli
sürati artırır. Tersi daha
denilir. fazla güç verir.
Sürtünme
Sürtünme, iki nesne ya da madde birbirine sürtündüğü zaman,
sürtünme devinim yönünün tersine ittiği için gerçekleşen direnç
kuvvetidir. Bir nesne bir sıvıdan ya da gazdan geçtiğinde,
çekme olarak bilinen bir sürtünme biçimine neden olur.

Karşıt kuvvetler
İ ki malzeminin yüzeyi buluşunca sürtünme meydana gelir.
Mikroskobik düzeyde yüzeyler asla pürüzsüz değildir ve
yüzeyler karşıt yönlerde hareket edince, küçük girinti-çıkıntılar
birbirine takılır. Her çıkıntı minik bir kuvvet uygular
ama hep birlikte, devinimi yavaşlatan ya da durduran
bir direnç oluşturur. İ ki yüzey birlikte hareket edince,
aralarındaki sürtünme kinetik enerjiyi termal enerjiye
ya da ısıya dönüştürür.
MANYETiK RAYLI
Püriki yüzeyi
üzlülünk,birbirini Su tabakası TRENLER, TRENiN HA­
kolayca geçemernesi
ıd•m::�A HOKEY TOPU
VAYA KALKMASINA
OLANAK SAGLAYARAK
TREN iLE RAY ARASINDAKi
SÜRTÜNMEYi KESER
YÜZEY B
Yolu kavrama
Sürtme Kolayca kayma Bir araba lastiğinin yüzeyi girinti-çıkıntılarla kapi ıdır. Bu
Sürtünme yüzeylerin ince bir sıvı su tabakası "kavrama," lastiği daha pürüzlü yapar; böylece yol
pürüzlülüğüyle iligilidir. buzu çok az temas yüzeyinin daha pürüzlü bölümlerine bağlanır. Lastiğin
Başka bir nesneyi bastıran sağlayacak şekilde yüzeyindeki oluklar suyu arabadan uzaklaşmaya zorlar.
bir nesnenin ağırlığı, iki diğer yüzeylerden Tutunma ve deformasyon, lastiğin yolu kavramasına
yüzey arasında yakın ayırdığı için, buz yardım eder ama çok fazla baskı kauçuğu elastik
temasa neden olur. kaygandır. toparlanmanın ötesinde
deforme eder ve
yüzey yırtılır.

Bir makinede hareketli


parçalar arasındaki sürtünme
hasara neden olur; çünkü
sürtünen parçalar birbirini
aşındırır. Bu etkiyi azaltmak
için tamirciler, parçaları yağ
bazlı bir kayganlaştırıcıyla
kaplar. Bu, yüzeyler arasında
kayganlaştırıcı bir engel
oluşturur ve parçaların
üzerinde uzun süre kalacak iKi DiŞLi
kadar yapışkan dır.
1 26 / 1 27
ENERJİ VE KUVVETLER
Sürtünme

l
l ı rabanın lastikleri yolu
h ıvı yacak, yolun yüzeyiyle Ateş yakmanın en yaygın yollarından bazıları
sürtünmeyi kullanır -çakmak taşını sert bir
yüzeye vurup kıvılcım yaratmak gibi. Bir yay
yııı L cak şekilde tasarlanır. Bu
matkabı bir yayın h ızla sağa sola döndürülmesini
• ı Lünme tekerleriere çekiş gücü gerektirir; bu, sert ağaçtan sivri bir i ği, bir parça
h ız ndırır; böylece dönerken yola şömine tahtasında talaşla dolu bir oluğa sıkıştırır.
ı l ı ı mp arabayı ileri itebilirler. Sürtünmeden kaynaklanan ısı, talaşı tutuşturur.
Yı L ı ince kavrama olmazsa,
lt lt dekler patinaj yapar.

1\rt n temas
Süreklemeyi azaltına sağlUskundur
ar a denge
A 11 bir yük lastiği yere daha fazla itip
Çekme, su ve hava gibi
lı•ııııı� alanını ve dolayısıyla sürtünme akışkanlardan geçen
luvv tlni artırır. nesnelerin neden olduğu
sürtünmedir. Uçak kanatları
KÜÇÜK DiKEY YÜK ve gemi tekneleri, çekmeyi
_..,..,.,_...._,
azaltacak şekilde tasarlanır. Sınırlı su teması Yüzeyleri yükseltmek
Bir trimaranın çekme Bir deniz uçağı gövdeyi suyun
Trimaran ve kayaklı gemi kuvvetini azaltmak için görece üstüne kaldıran çekme
gibi bazı tekneler, suyla küçük bir toplam yüzey kuvvetini büyük ölçüde
temas alanını sınırlar. alanına sahip üç teknesi vardır. azaltmak için kanat benzeri
gemi kayakları kullanır.

� giyüksBüyükrdap,ek çekme
Uçakların kanat uçları,

BÜYÜK DiKEY YÜK


türbülanslı hava akışını
kontrol edip çekmeyi azaltır.
rdap, �
Daha
dahaküçükazkuvvet
giçekme
Kanat ucu girdapları
kuvveti i
Kanat uçları uçuş sırasında
yakıt verimliliğini azaltan
girdaplar yaratır. Bir kanatçık
eklemek, kanat ucunu küçültür
Vı ıl yOzeyiyle daha fazla temas ve çekme kuvvetini azaltır. NORMAL KANAT UCU UÇAN KANATÇlK
Yaylar ve
sarkaçlar Döşekten ve saatten elektrik
düğmelerine, tost makinesine,
elektri kli süpü rgeye ve
Bir yay, sıkıştırıldığında y a d a gerildiğinde ilk
kapı menteşelerine kadar
konumuna geri dönen elastik bir nesnedir. Bu, bir
yüzlerce gündelik eşyada
kütlenin merkezi bir noktanın etrafında hareket ettiği
farkında olmadan yay
ya da salındığı basit uyumlu devinimin temel bir yanı kullanırız.
olan ve geriçağrım kuvveti denilen bir kuvvete tabidir.
Bir sarkacın hareket tarzı da aynı özelliğe sahiptir.

·�
ANAHTAR
• Kütleçekimi

.� Gerikuvvetçagri ım Salı ncak,
l noktbua etmerrafıknezida
7 döngü
bir sarkaç devinisalmiıynlıer

\
Gerçekiipçagrmerımkezekuvvetdogri,usalharıncagıeket
etmeden öncehızbisıfrıanrdırdurvedurur;
gerbumaksinoktiçagrmaumımdakuvvet
düzeydedii r
Sarkaç devinim i
Bir oyun parkı salınca�ında, herhangi bir
sarkaçta oldu�u gibi, geriça�rım kuvveti, aşa�ı
do�ru çeken kütleçekimi kuvveti ile salıncak
otura�ını döngül noktaya ba�layan zincirdeki
gerilim kuvvetinin bileşimidir. Tam bir salın ma,
nesne denge noktasına geri döndü�ü için,
ortalama sıfır hız üretir.

Salınım
Salınım, merkezi bir nokta etrafında tekrarlı
bir harekettir. Bir kuvvet -geriçağrım kuvveti-
KÜTLEÇEKiMi
nesneyi merkezi bir noktaya geri çektiği için bir nesne
salınır. Merkezi noktada sistem dengededir. Salınan bir
sarkaç ile bir yayın ucundaki ağırlık, salınım örnekleridir.
Her iki örnekte de devinim, düzenli hızlanma ve DENGE NOKTASI
HlZ = MAKSiMU M
yavaşlamadan ibarettir. GERiÇA�RIM KUVVETi = O
1 28 / 1 29
ENERJİ VE KUVVETLER
Yaylar ve sarkaçlar

.anek kuvvetler
ı1 ı y y özellikle esnek bir
ııı nedir, yani eski haline
rı lmaden önce geçici olarak şekil
ıl J iştirebilir. Bir kütle yayı

riçağrım kuvveti yaratır; bu


1\llvvet yayı ilk şekline çeker. Dinlenme hali Germe kuvveti Sıkıştırma kuvveti
ı lı riçağrım kuvveti yayın şeklini Yayın ucundaki kütle Kütleyi hareket ettirmek Yayı itip bırakmak, denge
yaya bir kuvvet uygu lamaz. yayda, onu denge noktasına noktasını geçmesini sağlar
t lı C)iştiren kuvvetle eşit olunca Buna denge noktası geri çeken bir geriçağrım ama geriçağrım kuvveti geri
ı ı ı ma durur. denilir. kuvveti yaratır. getirir.

Salıncak yavaşl ayıp


sonrenmerskaaezegdasalıdogru
nbicakr noktyönçekiadadegilirdur. salştuiırnrirı;mve Young modülü
Mühendislerin bir maddenin ne
devinimi tekrarlanır kadar katı olduğunu bilmeleri gerekir
ki, onunla nasıl inşaat yapacaklarını
öğrenebilsinler. Bir maddenin esnek­
liği, onu deforme etmek için ne kadar
kuvvete gerek olduğunu gösteren
Young mödülü olarak ölçülür. Basınç
birimi paskalla ölçülür. Yüksek bir

1
Young modülü malzemenin katı
olduğunu, gerildiğinde şeklini zor
değiştirdiğini gösterir. Düşük bir
değer, maddenin büyük elastik defor­
masyonlara uğrayabildiğini gösterir.

DÜNVANIN EN
UZUN SARKACINI Madde
Younı modülü
(paskal)
UZUN LUGU Kauçuk 0.01-0.1

1 . 353 M'DI R Agaç ll

Yüksek
betl on dayanımlı 30

Deformasyon Gerilmeve Uzama 69


1) zı kuvvetler bir malzemenin Bir nesnenin
deforme olma ölçüsü,
noktNesne
asındakırkıılrmılıar A üminyum
Altın 78
klini değiştirebilir. geritme (germe kuvveti)
tl

şlangıçta bir germe kuvveti uzamayla (boyun- Cam 80
1 stik deformasyona neden olur. daki artış)
-�
karşılaştırı­ Diş minesi 83
Kuvvet kaldırılınca, geriçağrım larak
kuvveti malzemeyi ilk şekline '-' gösterilir. Bakır 117
ri getirir. Germe kuvveti
ıtarsa, malzeme elastik sınırını Paslanmaz çelik 215.3
şar ve bu yüzden şekil
Uzama
i ğişikliği kalıcı olur.
Elmas
Basınç Yüksekte ve derinde basınç

e
Atmosfer basıncı ATM ile ya da
ll,OOO M
- 35,000FT paskalla (Pa) ölçülür. Deniz
seviyesinde basınç 1 ATM'dir (101.325
YOLCU Pa). Yükseldikçe havanın yo�unlu�u
Basınç, yüzeye uygulanan bir kuvvetin UÇAGI azaldı�ı için basınç da azalır. Hava bir
yüzey alanına bölünmesidir. Su ve hava gaz oldu�u için, genişleyip daha az
yo�un olması olanaklıdır. Okyanus
dahil, bir ortama ya da bir ortam 9,000 M suyu basıncı derinl i kle birlikte artar
30,000FT ama yo�unluk sabit kalır.
tarafından uygulanabilir. EVEREST
DAGININ ZiRVESi

Gazlarda basınç
Bir kuvvet uygulandığında gaz daha küçük bir hacme DAG
sıkışır. Moleküller gaz molekülleri gibi davranınayı bırakıp 7,500 M TIRMANIŞI NDA
bir sıvıya dönüşene kadar, daha sıkı bir biçimde tıkışır. 25,000 FT "ÖLÜM KUŞAG I"

Basınçlı bir gaz silindirinin açıkça sıvı içermesirıirı nedeni


budur. Vananın açılıp basıncın gevşetilmesi, sıvının tekrar
gaza dönüşmesine olanak verir.
6,000 M
20,000FT
ağısıDahakışrltııkrbüyük
içindekileri
ır
• ... 7 .
Yüksek yoğunluk
� ./J �
... 7 . . .. 7
Hava gibi bir gazı
sıkıştırmak. kütlesi
aynı kalırken hacmini
"·· .." "·· düşürür ve bu da
gazın yo�unlu�unu
DÜŞÜK BASlNÇ YÜKSEK BASlNÇ artırır.

_ 3,000 M
lO,OOOFT

Atmosfer basıncında su
100°C'de kaynar. Çıkan
buhar genellikle kaçar ama
bir düdüklü tencerede
içeride tutulur ve basınç
yükselir. Bu durum suyun
kaynama derecesini
yükseltir ve yemeği daha
hızlı pişirir.
OM
O FT
Sıvılarda basınç
Gazlardan faıklı olarak sıvılan, basınçla daha küçük bir
hacme sıkıştırmak çok zordur. Bir sıvıya uygulanan basınç,
_ 3,000 M
sıvıyla aktarılır. Örneğin bir sıvı bir borunun içindeyse, bir
10,000 FT
uçta uygulanan basınç, diğer uca kadar bütün yolu geçmiş
olur. Üstündeki suyun ağırlığından ötürü derinlikle birlikte
basınç artar; barajların tabanının daha kalın olmasının
nedeni budur. Basınç yoğunluktan da etkilenir. Sıvı ne kadar
yoğunsa, uyguladığı basınç o kadar yüksektir. _ 4,500 M
15,000 FT

Akıtan kova
Derinde basınç

r�\
artışı, bir kovada
aynı büyüklükte üç
delikten suyun 6,000 M
akma hızıyla 20,000FT
gösterilir. Kovanıu basın üstnüçneen
doğr
alçtakadeldüzeydedi
"...,.......;f---
•... Oryukar iısınğdaindahar 7,500 M
kteEnnl akanyüksek
delidüşük su farazltıraırsu basıncı 25,000FT

a tınbasıdadınlçr �ı:oı
Su en a t Kovanı
basınç nenalyüksek tında �-
yüksekdelibasıktfıeşnnkıçlenrıar <
9,000 M
ı:oı
düzeydedi r 30,000FT


t:ı:ı ı:oı
Ol �
gı f;;
Sıvıların sıkıştırılamazlığa ll ,OOO M
- 35,000FT .g ,
yakınlığı, makineleri çalış­
tırmak için boru şebekesiyle
basınç aktarmalarını olanaklı �
kılar. Bir pompa silindirini, w
alanı iki kat bir kaldırma o
mekanizmasına bağlamak
CHALLENGER ÇUKURUNDAKi .......

için bir boru kullanılırsa,

.,,.�, BASlNÇ, DENiZ SEViYESiNDE­ w


basınç aynı kalmasına
rağmen kullanılan kuvvet iki
katına çıkar. KiNiN 1 .099 KATIDIR �
Uçma
Uçuş teknolojisi çok farklı iki ilkeden yararlanır.
Balonlar ve hava gemileri, sıcak hava ile hidrojen ı-;:,.--'---
ve helyum gibi gazların yukarı doğru çıkmaları
iyaniDistkikeyamet
bir dümen
ara saptiçinırıhavayı
r
gerçeğine dayanır. Diğer bütün uçaklar kanat ve
rotor kullanarak kaldırma kuvveti üretmeye
dayanır.

Havadan hafif
Normal bir balon, dışarıdaki
havadan daha hafif bir gazla dolu
KALDlRMA KUVVETi

T
olduğu için gökyüzüne yükselir. Pek
çok insanlı balon, havayı ısıtıp
genişleterek bunu başarır; ısıtma
havayı daha az yoğun ve dolayısıyla
soğuk havadan daha hafif yapar.
Hava gemileri genellikle hidrojen ya
da helyum içerir. Parti balonlarını
şişirmek için de helyum kullanılır.
Hidrojen helyumdan iki kat daha Güç kullanarak uçuş
hafiftir ama tehlikeli ölçüde
yanıcıdır; helyumsa yanıcı değildir.
Sabit kanatlı uçaklar ve
helikopterler havadan ağırdır.
artıkaldrıırrmyaadamikazaltarıtnırı
Havayı saptırıp üzerlerindeki

lmhavaeyebasnedenıncıfolarukrı -f
Sıbucakyüzden
hava genişler, basıncı azaltmak için özel yapım

yogundur daha az kanatlarını ya da rotorları kullanarak


çalışırlar. Gelen hava ile kanatlar üstyüksündeeKanadı n altındave
KALDI RMA
arasındaki açı -hücum açısı- çok KUVVETI
önemlidir. Kalkış için, hücum Dahahavanıhıznlıharuyguleketa­
açısını ve kanat eğriliğini
artırıp, olası maksimum
dıedengıdahadüşükbas ınç _ tUZU HAVIt

kaldırma kuvveti sağlamak


için uçağın kanatlarındaki KANAT
flaplar açılır.
YAVAŞ HAVA

�� R� harDahaenketuygulyavaş 1
edena­ bombesKanadı n üstnin
l
• • yüzeyi
Dahadahayogun. havanı i , havanı
dıgı sekdahabasıyük­nç hızollı aakmas ı nna
1'
soguk
hava nak verir
KALDlRMA KUVVETI
l Kalkışa hazırlanma 2 Bernoulli etkisi
Sıcak hava balonunda kaldırma kuvveti Bir uçak, havayı kanatlarının Basınç, bir ortamın devinimine baglı olarak
Hava ısıtılınca molekülleri ayrılır, bu yüzden üzerine zorlayıp kaldırma kuvveti degişir - buna Bernoulli etkisi denilir. Kanadın üst
genişler. Artık aynı hacmi işgal eden molekül yaratmak için ileri dogru devinime yüzeyinin alt yüzeyinden daha uzun bir kavisi
sayısı daha az oldugu için, balonun içindeki dayanır. Hızlanmak için güçlü bir motor vardır; bu yüzden onun üzerinde hava daha hızlı
hava daha az yogundur. kullanırken, uyarlanabilir flaplar düşük akar. Bu durum kanat üzerindeki basıncı azaltıp
hızda kaldırma kuvvetini yükseltir. kaldırma kuvveti yaratır.
VERiLi BiR ANDA
YAKLAŞlK 9.250 YOLCU UÇAGI
��++ KALDlRMA
KUVVETi

T
AV DADlR
Kalarkıtşırsımakrasınvedainkaliş sıdrıramsınadakuvvetçekmeini
içkuvvet
in arkainkenar uçuş sırasında kapalıdır ı
i artırfılpapluçalları ıkulyavaşlanıtlaırt;mdüzak

) L ÇEKiMi
Antonov An-225
kargo uçağı 1 985'te üretildi.

3 DüZ UÇUf
Maksimum 705 tonluk bir
Kanatların sağladığı kaldırma kuvveti ağı rlığı vardı r ve
� ıı t ı•ç kimi kuvvetini dengeler
l ancak ama altı turbotan motorla
ı ı u ıtordan gelen itme kuvveti uçağı
yı•ll'rlnce hızlı ileriye hareket ettirirse. Bu çalışır.
llııı kuvveti, kaldırma kuvvetlerinin yarattığı
�l'knı kuvvetinin de üstesinden gelmelidir.

l l likopterin hızlı dönen pervaneleri, helikopteri PERVANELER Tickmari biirtifadr uçatıa n


ı gerhavadaekenuçuşhı
havada tutan kaldırma kuvvetini üretir. 12
1 virli ileri hareket çubuğu denilen bir kalmasıziçı in
0-16km
--
kumandanın hareket ettirilmesi,
p rvanelerin açısını değiştirip, TROPOSFER

�900km/s
lı likopteri havada
lı reket ettirir. Nikalhdayetırmadengesi zi,
l ı eıımek Ö etmesine neden olketur hel i k opt e kuvvet
r i n har e
p •1a[�irldvanelıkrıpaçıaekalsriınaşallaı ryüksel
ı egitpir, �··· nce pilot,devirlli ilharerieket
v kaldırma kuvvetartıirnıri HAREKET
ethartieriketp egiçubugunu
k plaka arı eger
5.000
ağırlık,aşağıtkuvvet
onldoğruk biur
tir
Sudan ağı r olan nesnelerin
kendi hacimleri kadar
suyu n yerini değiştirdiklerini
Yükyoğunlgemiuğununin toarpltaırmır
keşfetti - her şeklide
nesnenin hacmini
ceplamaerdaha
sudan i varyindeazırdeveyoğunhavaonu
ölçmek için yararlı.
yapar

S
Batma
omçelikten bir ajır1ık
sudan sekiz kat daha
yoAundur. 5.000 tonluk bir
denizaltı olarak kendi
hacmi kadar suyun yerini
dEtiştirir ama o suyun
ajır1ıAı yalnızca 625 ton
civanndadır. Suyun ajır1ıAı
yukanya cfoAru küçOk bir
kaldırma kuvveti uygula r Yüzme
ama çelik aAJr1ıAın Çelik bir yOk gemisi havayla
kuvveti ne kar$ı koyamaz. doludur ve bu yüzden, top­
bu yüzden batar.
5.000
Su,kaldırma tonlkuvvetuk eşiiylet ----0 lam yoAunluAıJ suyun yotun­
luAıJndan daha azdır. 5.000
KaldırrmalıAınkuvvet i 625 ----, tonluk aAır1ıAı yer d�iştirir ve
tondur-aAı gemininkarşıaAırkoyar
lıAına 5.000 ton okyanusun
durdurmayabatyetmasımeznı kaldırma kuvvetiyl e yüzer
durumda kalır.

Kaldırma kuvveti Bazı balırlar, denizaltılar gibi,

nasıl çalışır? kanlarında çözünü k bulunan gazı


gaz bezleriyle yüzme kesesine
salarak suda yükselir. Gelen gaz
Kaldınna kuvveti , sıvılann ve gaziann katılara kesenin hacmini artırıp balığı daha
az yoğun yapar ve yükselmesine
uyguladığı yukan kaldınDa kuvvettldlr. Bununla birlikte, neden olur. Batmak için gaz tekrar
kaldırma kuvveti yoğuD1ukla deııgeU çalıp'. Bir nesne çok kanda çözün ür ve kese küçülür.

yoğunsa, kaldınna kuvveti ba.tmayı durdunnaya yetmez.

KaldinDa lnıvvetl D8diJo?


Bir nesne bir akışkana -sıvı ya da gaz- konulduğunda, kendi hacmine
eşit hacimde akışkanı kenara iter ya da yerini alır. Nesne akışkandan
daha yoğunsa, yerdeğiştiren hacim nesneden daha hafif olur ve
dolayısıyla nesne batar. Ama akışkandan daha az yoğun olan nesne,
kalduma kuvveti ağırlığı dengelediği için yüzer.
1 34 / 1 3 5
ENERJİ VE KUVVETLER
Kaldırma kuvveti nasıl çalışır?

AOırlık ve yoğunluk BÜTÜ � YÜZE� NESNE- J.J


lllı
ı 1 11
emi yüklenirken, hava sahası havadan
yükle dolar ve bu yüzden toplam
LER EŞIT HACIMDE �-j
yo unluğu artar. Bir konteyner yüklendiği SUYUN VERiNi ALlR : c
lu ı seferinde, gemi suya daha fazla oturur;
IJl ıtkü ağırlık ile kaldırma kuvveti arasında
yı ı ı l bir denge buluncaya kadar daha fazla
ı 1 ı rlık daha fazla suyu kenara iter. En
y l<sek güvenli yük için su hattı ­
l 'l l msoll çizgisi- geminin
ı ı lmasine boyanır.

yo�unl orGemi
ut�ualaçoknmain
KALDlRMA
fazladıteknesuya
r -bütün
KUVVETI batar KALDlRMA KUWETI

Denizaltılar
İ stediği zaman dalan ve yüzeye çıkan denizaltılar sıkıştırılmış hava tanklan kullanarak
rtalama yoğunluklarını değiştirir. Bir güç kaynaklan olduğu sürece, bunu sonsuza kadar
y pabilirler; çünkü yüzeydeyken atmosferden yeni havayı tankıanna pompalayıp
ıkıştırarak, tekrar yüzeye çıkmaya hazır hale gelebilirler.

Sıkıştırılmış hava Tanklardanhavabırakısulayunn sıkyerıştıinrıilmalıışr

Yüzeyde
Bir denizaltının I i Dıe şan
t il n su ___

\lkıştırılmış hava içeren


merkezi bir tankı vardır. _ çekiçerilen su 4 Yüzeye Çikma
Denizaltının iç teknesi ile f Bir denizaltı
dış teknesi arasında, bir
2 Daima yüzeye çıkmak için
için
Kömlek gibi tabaka halinde, Bir denizaltı dalmak
safra tankı denilen ek
lanklar bulunur.
safra tankiarına su basar. Su, 3 Dlpte
sa ra tankiarına sıkıtırılmış
hava pompalayıp suyu
basınçsız havanın yerini alır. Denizaltı, dışarı iterek kaldırma
Denizaltının yogunlugu artar, onu istedilinden daha fazla kuvvetini artırır. Tekne
sudan daha agır yapar ve batar. batmamak için tanklarında sudan daha az yoAun olur
su ile havayı dengelemelidir. ve yükselir.
Vakumlar
Kusursuz bir vakum, hehangi bir türde
hiçbir malzeme içermeyen boş bir uzay
bölgesidir. Bu durum pratikte hiç Bir termos sıcak sıvıların
gözlemlenmedi -dış uzay bile ölçülebilir sağumasını veya soğukların
ısınmasını durdurmak için
basınç uygulayan maddeler içerir- bu vakum kullanır. Sıvı, ısıyı dışarıya
yüzden gerçek dünyada vakumlara aktarabilen ısıyayım akımlarını
engelleyen bir vakumla çevrili
kısmi vakum denilir.
bir bölmenin içindedir. Kap, hem
ısıyı tekrar içeriye yansıtmak
Vakum nedir? hem dışarıdan geleni
uzaklaştırmak için gümüşlenir.
17. yüzyılda bir kaptaki havayı emen bir pompa
kullanılarak bir vakum yaratmak olanaklı hale geldi.
Deneyler vakumda alevin söndüğünü ve sesin oradan
geçmediğini gösterdi; çünkü ses yol almak için hava Bir vakumun içi
gibi bir aracıya ihtiyaç duyar. Işık bir ortama ihtiyaç Maddeler her zaman boş bir uzayı doldurmak için
duymaz ve bir vakumdan geçebilir. yayılır. Elektrikli süpürgede "emmeyi" yaratan bu
süreçtir; çünkü dışarıdaki hava, içeride yaratılan
V
Oksimolejeküln leri pobağlakmumapasınannatüp vakuma hücum eder. Bir vakuma yerleştirilen

1 Molaeküller
maddelerdeki moleküller, özellikle sıvıların
�-- emumun
t r a f ı n ı sarar d ı ş rı
molekülleri, bağlarını koparıp boşluğu dolduran bir
gaz oluştururlar.
• • •: / zorlan

ır

·�
Dirençyok
Havadaalev Sönmüş alev Bir vakuma düşen
Bir mu m, havayla dolu bir kabı n Vakum yaratmak için havayı nesneler, inişlerini
içinde yanar. Havadaki oksijen dışarı emmek, alevin sönmesiyle yavaşlatacak bir hava
mu m la tepkimeye girip sonuçlanır. Çünkü yanma oksijen direnciyle karşılaşmaz.
ısı ve ışık salar. gerektirir. Bir çekiç ile bir kuş
tüyü havada farklı
hızlarda düşer ama
Basınç Santimetreküp
Çevre bir vakumda yan yana
(pukal) başına molekül aşağı düşer. HAVADA BiR VAKUMDA

Standart
101,325 2.5 X 1019
atmosfer
VAKUM KlSMi
VAK UM

Q
Elektrik su
yak. 80,000 1 X 1019
süpürgesi BUHARI
• •

Dünyanın
ı -0.0000007 107-1014
atmosferi

Ayın
1 -0.000000009 400,000
yüzeyi

Gezegenler
ll
arası uzay Kusursuz vakum Kısmi vakum
Su molekülleri bir vakuma Su buharlaşıp basıncı artırır. Su
Galaksiler arası maruz kalınca buharlaşıp uzayı molekülleri her iki yöne eşit hareket
0.000006
uzay doldurur. Çok azı tekrar sıvıyla edince sistem denge durumuna
birleşir. ulaşır.
Oksijen yoksuniuğu
Bir vakumda
oksijen kandan çıkıp gider;
dokular kullanacak oksijen
bulamaz. •

6 Donmu, katı
Vakuma birkaç saat
maruz kaldıktan sonra vücut,
suyun donma noktasının epey
altına kadar soğur ve tamamen
katılaşır.
Son hız

Kütleçekimi Kütleçekimi düşen nesneleri


ivmelendirir, yere
yaklaştıkça hızlarını artırır.
Kütleçekimi kuvvetini bir çekme kuvveti olarak Bununla birlikte, uzun bir
süre düşen nesneler
bir kişiye daha ağı r oldukların ı
düşünebiliriz. Düşen nesneleri yere çeker ve
maksimum ya da son hıza hissettirebi len bir değişimdir.
dünyayı güneşin etrafında yörüngesinde tutar. İlk
ulaşır. Bu, kütleçekimin Bir kişi yerde d u rduğunda
kez Isaac Newton, 1600'lerde kütleçekimi aşağı doğru çekmesi ile hava kütleçekimi kuvveti
kuvvetini matematikle açıkladı. direncinin yukarı doğru 1 g'dır.
itmesi denkleşince
gerçekleşir.
Kütleçekiminin özellikleri
Kütleçekimi kuvveti, maddeyi birbirine çeken bir çekim kuvvetidir.
Newton'ın evrensel kütleçekimi yasasında ortaya konulduğu gibi,
çekimin büyüklüğü iki faktöre bağlıdır: Söz konusu kütlelerin
- o •

büyüklüğü ve aralarındaki mesafe. Kütleçekimi doğanın dört •

temel kuvvetinin (bkz. s. 27) en zayıf olanıdır. Bununla birlikte • •



-1 HlZ ARTAR
yıldızlar ve galaksiler gibi çok büyük kütleler, uzak mesafelerde
etkili olan büyük kütleçekimi kuvveti üretirler. •

l)
T
!

Hava
havadidalolredıncişuğuçısı. için
ı
_ hızlanır
-
-.......
--4�·
düşük
( ) D .

-3
.
ANAHTAR

ı: Aşağı
ı/4 F .
�,/
� )( • ı


.
. devinidoğrm u
ı: Kütleçekimi
.
-4
20 • .

t diHava
• .

44• •
Ç�·
T
-s

· �:1 ...
renci

t:;. ,.
-6 .... . 1

!
Kütleçekimi ve kütle Kütleçekimi ve uzaklık
iki nesne arasındaki uzaklığın (D) aynı Kütleçekimi kuvveti. nesnelerin
kaldığını varsayarsak, kütleçekimi kütlesinin aynı kaldığını varsayarsak, . Kütleçekimi ve hava direnci
kuvveti (F) kütleleriyle (M) doğru iki nesne arasındaki uzaklığın (D) . Hava dalışçısı saniyede 9,8 m
.
-7
.
orantılıdır. Bir nesnenin kütlesini iki karesiyle ters orantılıdır. Uzaklığı hızlanır - tüm düşen

katına çıkarmak (2M), nesneler iki katına çıkarmak (2D), çekimi nesnelerin ivmesi. Hıziandıkça
arasındaki çekimi (2F) iki katına dört kat azaltır (l/4F). Uzaklığı yarıya . vücudunu yukarı iten hava
çıkarır. Her iki nesneyi iki katına indirmek (l/2D), kütleçekimi dört kat
- s
• . direnci kuvveti de artar.
çıkarmak. çekimi dört kat artırır (4F}. artırır (4F}.
HAF i F TOP AGTRTOP •
yüzden
.__ tKütopuleçekidahamsieağırt r
o olur

topuKütyerhızleleaçekidoğrndırmırui. ___.
n

1 hıdalzglaıcnmaı sondurhızulravedüşerhava

bu

t
• - 11 •

!
2
kuvvetKütkütleiçekitleosipunymlei 'If
l eylhafçekereifmsitoamaptzlaiğntioçekidahapunme
- 12

. -��
orantılıdır 4
fazla direnir
• •
SON HlZ •


6 - 13
Paraşdiütrüeaçmak
• hava bir arnciütırşnyardeatıp,
+ denkti
Hızlatonma,pun bu 7
Ağıhızlratnması
opun hafif hıhızzılıdüşür
10 •
saniyelik bir 8
topun rhı, aynızına •
düşüşt
yeranleamıçarennpasonracağıgeliar -e a zamanda ve aynı - 14
----- hızla yere çarpar
9

10

- 15 •
Kütle ve ağırlık Eşzamanh yere inme

Dünyadaki nesneler tarif edilirken, kütle Hafif bir top ile ağır bir top aynı
hızla düşer {hızlanır). Ağır

!
ve ağırlık birbirinin yerine geçen topun üzerindeki kütleçekimi
terimlerdir. Ne var ki, kütle bir nesnedeki kuvveti daha büyüktür; çünkü - 16


madde ve enerjinin bağımsız bir ölçüsüdür; bu kuvvet kütleyle orantılıdır.
Bu daha büyük kuvvet, ağır HlZ DÜŞER
ağırlıksa, dünyanın kütleçekimsel alanının topun hafiftoptan daha hızlı


bir kütleye uyguladığı kuvvettir. hızlanmasına neden olur. - 17


- 18

Bir nesnenin kütlesi aynı kalırken, ağırlığı gezegenden gezegene
değişen kütleçekimi kuvvetine bağlı d ı r. Daha küçük gezegenlerde
bir kişi, dünyada olduğundan daha hafiftir ama jüpiter gibi daha - 19
büyük gezegenlerde çok daha ağır olur.

• •
- 20
VENÜS MARS
68 KG {150 LB} 28 KG {62 LB}

t

iNSANIN - ı.ı.ı
>

·z

!
DÜNYADAKi


AGIRLIGI JÜPiTER SATÜRN URAN US
75 KG 190 KG 80 KG 67 KG
(419 LB} {176 LB} (148 LB} Kütekrlaerçekibirbmiri iveni dengel
hava dierer;ncibu •


tyüzden
yavaş bihavar son dalhızıaşçıulsaı şıdahar
Özel Çelişkili yasalar
Devinim yasalarına göre, her nesnenin hızı diğer nesnelerin

görelilik devinimine göredir. Ne var ki, elektromanyetizma kurallarına


göre ışık sabit bir hızla yol alır. Işığın kaynağı ister durağan
olsun, ister gözlemciye yaklaşmakta ya da uzaklaşmakta olsun,

f Arduriçinaabalfarn biakrlrıındadamıgörr elvei hıizkliasürrı, ücü


1905'te Abert Einstein ışık bir gözlemciye her zaman bu hızla ulaşır.
devinimin, uzayın ve

1degi
1 IK DEMETI
zamanın nasıl birlikte
çalıştığını anlamanın devrimci Her şüçmezgözlemci için ışıgın hızı
bir yolunu önerdi. Buna özel
görelilik (izafiyet) teorisi dedi ve
amacı, fiziğin o zamanki en ·�
SO km/s
büyük sorununu çözmekti -
Yanıtlanacak soru
ışığın ve nesnelerin uzayda Hareket halinde iki arabanın,
,L_
gözlemcinin konumuna bağlı olan
farklı şekilde hareket etmeleri göreli bir hızı vardır. O halde, ışık hızı ""'"' •
arasındaki çelişki sorununu. neden gözlemcinin hızına göre
değişmez? 60 km/s

Zamanda yavaşlamanın yanı sıra,


hareket eden bir cismin etrafındaki
uzay da büzü lür. Büzülmeyi ölçmek
olanaklı değildir; çünkü ölçme aygıtı da
aynı miktarda büzülür. Nesne ışık hızına
yaklaşınca, uzay gözlemcinin bakış
açısında o kadar büzülür ve zaman
o kadar genişler ki, nesne hareket
etmeyi tamamen bırakmış gibi

olşekiDuraganaliganndediyuvartopr lak

gözlDurbaktaeıgangmciı tonbip.inr
yaklharışıkehıaketşıznıncaa
1 40 1 1 41
ENERJİ VE KUVVETLER
Ö zel görelilik

Kütle ve enerji
ı•:lnstein ışığın nasıl her zaman sabit bir hızla yol aldığını
11 ıştırırken, kütlenin ve enerjinin doğasını da inceledi.
K(llle ve enerjinin eşdeğer olduğunu anlattı ve ünlü E = mc2 formülü
ll llllanarak iki özelliği ilişkilendirdi; bu formülde E enerjiyi, m kütleyi ve
cı hızı temsil eder. Duran bir nesneye enerji katmak onu hareket
t Ltirebilir. Enerji ve kütle eşdeğer olduğu için, devinim, nesnenin
c lnrağanken olduğundan daha ağırmış gibi davranmasını sağlar. "ÖZEL GÖRELiLiK TEORiSi"
1 üşük hızlarda bu etki ihmal edilebilir ama ışık hızına yakın bir iFADESi iLK KEZ
n anenin kütlesi sonsuzluğa yaklaşır. NE ZAMAN KULLANlLDI?

Ei nstein yayınland ı ktan on yıl sonra,

� �maçıdegiklaşiyankli•ddeomklebirrinözele dide.m<lriegnciidirn;mi
genel teoriden ayırt etmek için bu
ifadeyi kul landı. Makalen in
i l k başlığı Hareket Eden
""''l l l' ı"•n"'cr"jiiçmii,dektakOdrı çoke bibüyükt
ç i m i " ür Cisimlerin Etektredinamiği

llliki rmikpattarldaamalkütalresı, çokrasınbüyük
da az parbuIşıkyüzden
çkütacılkelsiazrollaatasışıennır; Üzerine ydi
' .

miktardadönüştürül
ısıya ve ışıgüar potkütleneraejnsiineoykadar
kadar büyükse,
aksalınüabir lir yüksek
el olarbüyükt hızla
yol-ışıkalhıırzıyla-
Genel
görelilik 1 91 9'da astronom Arthu r
Eddington b i r tam güneş
Isaac Newton'ın 1687'de açıkladığı şekliyle kütle­ tutulması sırasında sapmış
çekimi, Albert Einstein'ın özel görelilik teorisiyle yıldız ışığı gözlem led i. Bu,
bükülmüş uzay-zaman ın
bağdaşmaz gibi görünüyordu. Bu yüzden 1916'da
etki lerini tanıtladı ve Einstein'ı
Einstein kütleçekimi ile kendi göreceli uzay ve zaman
dünyaca ünlü yaptı.
düşüncelerini genel görelilik teorisinde birleştirdi.

Uzay-zaman
Ö zel görelilik nesnelerin, devinimlerine bağlı olarak uzayı ve zamanı
nasıl farklı deneyimlediklerini açıklar. Ö zel göreliliğin önemli bir
GENEL GÖRELiLiK
içerimi vardır: Uzay ve zaman daima ilişkilidir. Genel görelilik uzay G EZEGENLERiN GÜNEŞiN
ve zamanı, kütleli nesnelerce bükülen ve uzay-zaman denilen dört ETRAFlNDA DE- -=­
boyutlu bir sürem şeklinde açıklar. Kütle ve enerji birbirine
eşdeğerdir ve uzay-zamanda neden oldukları bükülme, dünyanın
ViNiMiNi
etrafında dönen ay gibi kütleçekimi etkileri yaratır. AÇI KLAR

Kütjleeodezi
nin bOktOAOi; güneşi uzayetna
yörgezegenüngesigiknbdeeAri, bidönen
r j e bir
odezl
jeodeziNesnel er uzaycihayalai
denilel'l
l nesnetioyun�r
kütlec;ekiyönemketi nedeni eden bir
cfetiştyirlier
hareçlketyakııcledernedar boyunca
;dOzc;ızpergibi

1 42 / 1 43
ENERJİ VE KUVVETLER
Genel görelilik

E değerlik ilkesi
l•:lnstein kütleçekimini anlamak için kendisini bir asansörde hayal
ı dip, asansör yukarı doğru hareket ederken kendisini zeminde Einstein'ın asansör deneyi
Einstein, asansörün içindeki bir kişiye bir ışık
LUt n kuvvetin kütleçekimi mi, yoksa eylemsizliğin etkisi mi demetinin üç farkı se naryoda nasıl �öründüğünü hayal
ı lduğu sorusunu sordu. İçeriden bunu söylemenin bir yolu yoktur. ederek asansör deneyini genişletti. Içerideki kişi
l luna eşdeğerlik ilkesi denilir. Bu düşünceden yola çıkarak asansörün devinimini tam olarak tarif edemez ama ışık
demetinin davranışını görebilir. Bu deney, çok hızlı yol
lt ndisini, hareketsiz bir referans çerçevesi içinde etrafında dönen alınca ya da güçlü kütleçekimiyle çekili nce, uzayın -ve
vreni izleyen bir gözlemci olarak düşünmeye başladı. ışık demeti nin- eğrildiğini açığa vurur.

!------ Sabit hıdo�rzla u


yukarı
hareket eden çıkütKikşıilyeyaorçekimhızuşmlaiyayyukar
l egüçlaşa�ııyüa
Asansör asansör çekihissederliyormuş gibi
kietştii�ışinı�iıngörduryatüara�anken
y hareket
çiamaIşzıkgidemet
daşa�ıe haryieadüzketdo�reder
bir Işıklakavikişsidlienbir
yoluzakl
Asansör
içindeki ükinşi açılıdır u aşır

Küresel konum belirleme sistemi (global positioning


system- GPS), Einstein'ın görelilik teorilerinin
etkilerini tanıtlar. GPS uyduları bulunduları yere ve
tam zamana ilişkin sinyaller gönderir; uydu
navigasyonları bu sinyalleri kullanıp yerlerini
hesaplar. Ne var ki, sinyaller büyük bir hızla yol
alırken, uydulardaki saatler dünyadakinden daha
yavaş çalışır; bu yüzden uydu navigasyonları, bu

rt"""'
göreli etkiyi hesaba katmalıdır.


�\ iGPSh"�'�"'"'
oydO<o old'okç•""
Nathan Rosen, iki uzak yerin
bir kısayolla birbirine
bağlanabilmesi için uzay­
zamanın nasıl bükülebildiğini
açıkladı. Böyle bir köprü ya da
solucan deliği, uzun
yolculuklar için kısayollar
yaratabiiirdi ama varlıklarına
ilişkin hiçbir kanıt bulunamadı.
Sicim teorisi
Sicim teorisi, kütleçekiminin inanılmaz küçük bir
ölçekte nasıl çalıştığı gibi, fiziğin en büyük
sorunlarını çözme girişimidir. Bütün parçacıkların
tek boyutlu "sicim" ve evrensel bir çerçevenin
parçası olduklarını öne sürmektedir.

Parçacık değil sicim


Atom-altı parçacıkları doğrudan gözlemlemek
olanaklı değildir. Onlara ilişkin bilgimiz, etkilerini
gözlemlemekten gelir. Sicim teorisi parçacıkların
Tihıtzrınea,şimdönüşüne
ler parçacıkların �
aslında titreşen minik sicimler olduklannı öne yüküne ve elektrik
karşılık gelir �

�\;��
sürer. Elektron ya da kuark gibi her temel Enerji iplikleri
parçacığın, kütle, elektrik yükü ve momentum Sicim teorisine göre
protonları meydana
gibi birçok ayırt edici özelliğinden sorumlu olan
getiren kuarklar ya da
ayrı bir titreşimi vardır. Hiç kimse sicim teorisinin elektronlar gibi temel
nasıl test edileceğini ortaya koyamadı; şimdilik, parçacıklar, her biri
kendi ayrı titreşimine
kuantum parçacıkların davranışına uygun gibi HER ŞEYiN TEORiSi
sahip enerji sicimieri ya
görünen matematiksel bir sistemdir. da iplikleridir. N EDEN OLMAK
ZORUNDA?

Kuantum kütleçekimi Evren, en büyük ve en küçü k


Kuantum kütleçekimi teorisi, gezegen gibi büyük ölçekte çalışan bir d izi kurala
yapıların kütleçekimini açıklayan genel göreliliği, uyar. Bun lar birbiriyle i l işkili
Planck uzunluğu
diğer üç temel kuvvetin atom düzeyinde nasıl Aralarındaki mesafe bir olmalı ve her şeyin teorisi
hareket ettiğini gösteren kuantum mekaniğiyle Planck uzunluğundan
daha az olan iki nesnenin bunun nasıl olacağını
ilişkilendirmeyi amaçlamaktadır. Kuantum
yerini belirlemek olanaksızdır; açıklamaya çalışır.
kütleçekiminin etkileri Planck uzunluğu denilen bir Planck uzunluğu, fiziksel
mesafe birimiyle ölçülen bir ölçekte çalışabilir. anlamı olan en küçük birimdir.

t 0 ,.�
.
..
r-ı
PLANCK UZUNLUGU

-lv
KiŞi KAN HÜCRESi lo·• M ATOM 10"10M ATOM ÇEKiRDEGi 10·15 M lO·" M

ı ---ı- t --r

lO• m lO·' m lo·• m lo·• m 10·1 2 m 10·15 m 10·'1 m lO·" m 10·36 m
1 metre ı millimetre ı mikrometre ı nanometre ı pikometre ı femtometre ı attametre
1 46 / 1 47
ENERJİ VE KUVVETLER
Sicim teorisi

Birden çok boyut


'!cim teorisyenleri sicimierin yalnızca görünür Calabi-Yau manifoldu
Bazı sicim teorisyenlerine göre,
1\çboyutta (uzunluk, genişlik ve derinlik) değil,
bizim göremediğimiz ekstra boyutlar,
bizden gizli en az yedi boyutta daha titreştiklerini öne Calabi-Yau manifoldlan denilen geometrik
ürüyorlar. Boyutlar, "kompakt" olarak açıklanır, yapıların şeklini alabilir. Bu, Calabi-Yau beşiisi
y
denilen altı boyutlu bir manifoldun iki boyutlu
ni yalnızca en küçük atom-altı ölçeklerde görünürler.
bir kesitini gösteriyor.

!
l u diğer uzaysal boyutlar etrafımızda olabilirler ve kara
m dde ve kara enerji gibi gizemli fenomenleri açıklamanın
l Ir yolu olabilir.

f � � � �:
3 boyutlu bır kure 2 Kürenin kesitleri ya da dilimleri
boyutlu bırdunyadan 2 boyutlu bir gözlemciye, her
geçseydı, yalnızca 2 bölüm 2 boyutlu yüzeyden
boyutlu kesıller geçerken, eş-merkezli halkalar
olarak gorunurdu gıb o u r

' '
' '
1 '
1 \

®
temsıl edılen 25 bolgeye ya da
"yamaya• bolunur

1 oyutlu bir dünyada 3 boyutlu 2 boyutlu bir gözlemcinin görüşü


' killer
ı llnyutlu gösterilen 3 boyutlu bir şekil
Yu karıyı ve aşa�ıyı göremeyen 2
boyutlu bir varlık, aşa�ı ve yukarı SiCiM TEORiSiNiN
lı1yııl tmek, daha yüksek uzaysal do�ru hareket eden bir küreyi
1 11 ıyutl rı anlamamıza yardımcı olur. 2 büyüyen ve küçülen bir küre olarak BiR VERSiYONUNDA
1 11 ıyutlu gösterili nce, 3 boyutlu bir kürenin görür. Bu tuhaf davranışı n nedeni,
yıılılltca dairesel dilimleri görülebilir. görünmez uzaysal boyuttur. UZAYDA 1 0 BOYUT VARDIR

r
S-parçacıklar
MADDE PARÇACIKLARI VE
Hlcim teorisinin bazı biçimlerine ÖNERILEN S-PARÇAClKLAR
ıöre madde enerjinin en düşük
�l�reşimidir, müzik arınonileri gibi Pa çac ık 5-parçK�k
d ha yüksek oktavlarda titreşen
b
Kuark S-kuark
şka sicimler vardır. Yüksek
Ll�reşimler s-parçacık denilen Nötrino S-nötrino W bozonları Winolar
ıüper parçacıklan temsil eder;
orik olarak her s-parçacık, Elektron S-elektron zo Zino

1 ğan bir temel parçacığı eş alır.


Müon S-müon Foton Fotino
ll zı sicim teorisyenlerinin
ngörüsüne göre s-parçacıklar, Tau S-tau Gluon Gluino
lt ndi eş parçacıklanndan
1 .000 kat daha büyük kütlelere Higgs bozonu Higgsino
hip olabilir.
YAŞAM
••canlı'' nedir?
Yaşam, bilinen evrende en karmaşık şeydir.
Moleküler yapı taşları ve çalışan
parçalarının işbirliği, bir
bilgisayarınkinden çok daha
karışıktır. Bir şeyi canlı yapan
şeyi anlamak için bir
organizmanın biyolojisinin
temel işlevlerine kadar
inmeliyiz.

Ya,amın ifaretleri
Milyonlarca organizma türü birtakım
özellikleri paylaşır: Yaşamın ayırt edici
özelliklerini. Ancak bütün bu özellikler bir araya
gelince, bir şeye canlı denilebilir. Yaşayan bir şey besin
kullanır, solunum yapıp enerji salar, atık çıkarır.
Hareket eder, çevresini duyumsar, büyür ve çoğalır.
Canlı olmayan şeyler bu işievlerin birine, ikisine sahip
olabilir ama hepsine birden olamaz.

Yapı karmafıklığı
Yaşamı meydana getiren karmaşık
kimyasallar, karbon atomlarından
bir iskaletin etrafında inşa edilir ve
bilinen en büyük moleküllerdir. DNA
ya da selüloz zincirleri birkaç santi­
metre uzunluğunda olabilir. Bitkiler
bu organik molekülleri karbondiok­
Besin molekülü
sit ve su gibi basit bileşenlerden Bir gl ikoz molekülü 24 atomdan oluşur ve
meydana getirir. Hayvanlar yiyecek besin olarak kullanılan en basit
-diğer organizmaları ya da onların moleküllerden biridir. Di�er
biyomoleküllerde
atıklarını- yiyerek bunları edinir. Bu oldu�u gibi, iskeleti
besin molekülleri hem yakıt, hem karbon atomları
yapı malzemesi işlevi görür. oluşturur.

ZATÜRREYE N EDEN Yaşamın Venn şeması


Organizmalar yelpaze­
OLAN VE YALNlZCA 687 sinde şaşırtıcı bir çeşit­
GENi BULUNAN BAK­ lilik olmasına ra�men,
bakteri, bitki ve hayvan
TERiLER, YAŞAYAN EN BASiT kadar farklı canlılar yedi
temel işlevi paylaşır.
ORGANiZMALAR ARASINDADIR
1 50 / 1 5 1
YAŞAM
"Canlı" nedir?


l l r yaşam sürekli bir enerji
w hammadde arzına ihtiyaç

\ tt'
duyar. Birçok organizmanın
bunları, protein ve
k , ırbonhidrat gibi organik besin
ınolekülü biçiminde alması Bilimkurgu yazarları, silikonun
ıwrekir. Mikroskobik
hücrelerdeki alternatif bir biyoloji
sürekli akışkan ve oluşturabildiğini kurguladı.
bileşen akışından hayvan
kaslarındaki güçlü Ne var ki, bu kadar çok başka tür
kasılmalara kadar, her
organizma şu ya da bu
atomla bi rleşip bu kadar
ölçüde hareket edebilir. karmaşık moleküller
-ve bu nedenle yaşamı­
ol uşturan tek element
karbond u r.

Bir organizmanın
hücrelerinde
sOrekli kimyasal
tepkimeler,
karbondioksit gibi
atık oran üretir.
Boşaltım, bu metabolik
atıgın vücuttan
atılmasıdır.

Yaşamın temelinde, sayısız ki myasal tepkime ­


metabolizma- vardır. Moleküller, her adımı
enzim denilen özel bir protein katalizörüyle
çalışan tepki me dizilerinde değişir. Her
organizmanın benzersiz metabolizması,
DNA'nın genetik talimatlarıyla belirlenen bir
enzim kümesine dayanır.

MA! ·1 · · · · · · · · ·�
j,( · · · ·� �
MADDE2
M 1 · TEPKi•
ENZia
..

ME 1
1 . . . .. . .. �.SON
. .
.
MADDE2 . .
ÜRÜN . .1 : . .
�: .
.

... ,...... .....


Içeri yakıt alıp yakarak hınlcıet . �• .
.
ENZiM 2 TEPKi ME 2
yaratan ve abk du� •dışalı
çıkaran• bir motorda. :....,n dört .
işareti vardır. Ama duyaitıktan,
büyümeden ve Oremeden
yoksundur.
Canlı tipleri __
·
Son-yerEvryüzündeki
ensel Orttaümk Ata
yaşamın farazi atası
Dünyayı anlamıandırmak için şeyleri sınıflandırırız. SEOA

Yaşamın çeşitliliğini düzenlemeye gelince, modern


bilimsel sınıflandırmanın fazladan bir amacı vardır
- türler arasındaki fiziksel ve genetik benzerlikleri
evrimsel ilişkilerini yansıtacak şekilde göstermek.

Yaşam ağacı
Bakteri ve hayvan kadar farklı organizmalar arasında, özellikle BAKTERiLER ARKELER
ALEMi ALEMi
hücrelerinde ve genlerinde benzerlikler, tüm yaşamın tek bir ortak atadan
En basit Yüzeysel olarak
kaynaklandığının güçlü kanıtıdır. Milyarlarca yıl içinde canlılar evrim tek hücreli bakterilere benzer ama
geçirip büyük bir aile ağacı oluşturdu. Bilim insanları, bunları evrim organizmalar genleri çok farklıdır
Yedi alem
sırasında dalların nasıl ayrıldığını yansıtan ve giderek küçülen bir dizi grup sistemi
halinde sınıflandırır. Ağacın en eski dalları yaşam alemlerinin temellerine Yaşam a�acının en
eski dalları arasındaki
işaret eder; en dıştaki ince dallar, şimdiye kadar yaşamış milyonlarca türdür.

o
ilişkiler çok az biliniyor.
Ama hücrelerindeki
benzeriikiere
TEK BiR ÇAY KAŞIGI TOPRAK, dayanarak
sınıflandırılan en az
lOO.OOO'DEN FAZLA MiKROP yedi ana grup -alem­
TEK HÜCRE Li LER vardır.
TÜRÜNÜ iÇEREBiLiR ALEMi
ALGLAR
ALEMi
Amip ve Klorofil a ve c'li alglar,
akrabalarını içeren kirpikliler,
tek hücreli foraminiterler ve
organizmalar akrabaları; büyük
ölçüde tek hücreli
H e r türe benzersiz b i r a d verilir. Bu h e r adı ,
belirsiz olmaktan çıkarır - süpürgeotu
ya da dev funda (ikisi de aynı türe işaret eder)
gibi ortak adların nadiren ulaştığı bir şey.
Bi li msel adlar çoğu kez tanımlayıcıdır
(arborea, "ağaç-benzeri" demektir)
ve her zaman iki parçal ıdır. ilk parça,
Erica gibi, cins denilen bir grup akraba
türü tanımlar. i kinci parça eklenen
(Erica cinerea ya da E. arborea) ad, MANTARLAR ALEMi BiTKiLER VE
türü tanımlar. AKRABA ALGLAR
arborea ALEMi
Bütün üyelerde
klorofil a ve b vardır
Doğal ve doğal olmayan gnıplar Grup içinde grup
Birçok organizma, evrimin bir tesadüfüyle özellikleri
Katı bir biçimde akrabalığa OMURGASIZLAR
göre sınıflandırma yaparsak.
paylaşır. Kuşlar ve böcekler birbirinden ayrı kanat sistemimiz kuşların bir grup
geliştirdi; bu yüzden onları "uçan hayvanlar" olarak teropotun ­ Sü nprler
Tyrannosaurus'u da
gruplandırmak doğal olmazdı. Doğal gruplar ya da kladlar,
kapsayan dik dinazorlar­
ortak bir atarıın -yaşam ağacında bir çatallaşma noktası­ soyundan geldigini
bütün torunlarını kapsar. Memeliler ve kuşlar kladdır. yansıtmahdır. Yani,
sürüngenlerin içine
Balıklar ve omurgasızlar dediğimiz hayvan grupları Blrincl .....,., elılenıbııcalc­
ı � ..... ,......... .... ... _
yuvalanmış bir dinazorlar
değildi; çünkü bütün torunları kapsarnazlar. Örneğirı alt-grubu olarak
"balık," onların soyundan kara omurgalılarını dışlar. sınıflandırıhrlar. llllucM tilrlnl lılıpslr
o..rp. llılndl .......
....,...... . .... h h"m laıpAr

DoPI olmayan bir II'UP olaralı: omurpiiZiar


Omurgadan yoksun olmalan dışında
DINOZORLAR. KUŞLAR VE MODERN SÜRÜNGENLER omurpsızlann çok fazla ortak yanlan
yoktur. Bazılan basit. bazılan lcannaşı ktır.
Dahası, •omurpsızlar" grubu eksiktir; çünkü
lkincil a&ızlılan n mensubu olan omurgalılan
dışlar.

� ..,.
nı ...
>- nı n, vatozlar
... c:
nı nı ICIIpel
.......,. lltaiiiM
� �
aı:::ö � o
s � ,§ ll>

:::) ... ,:;


_, "ü- ..c
. 0g.- ı.fn�
R_....a. =.::.�
Z &'o c '"Q. :r;ı.
Q :;, ;g
> "' :::l ı� ı �- ıs:
·z: � :g
::E i: c:
..!!! g_ l)opl olmayan blr lftlp olualc ....... �
< � ·c: Bütün balıkların ortak bir atası vardır ama bir
::;, E
E nı
c.n
:::l nı N
grubu (et yüzgeçti Iceıniidi balıklar) balık olmayan
> -o dOrt ayaldı hayvanlan meydana getirdi. Bu yüz­
den, omurgasızlar gibi balıklar da bir klad oluştur­ ......
mu. Bununla birlikte. omurgasızlardan farldı

c.n
olarak balıklar kannaşıldık bakımından birbirine
DÖRT AYAKLILAR benzer ve benzersiz biıçok özeliili paylaşır; bu
AMFiBYUMLAR Kara omurgalıları - hepsi dört )'ÜZde!1 grad den� lclad dışı bir grup ��rurla!! w
ayaklı bir atanın soyundan geldi
Virüsler Çekirdek konak
DNA'hücreni
sını içernir
Virüsler, çoğalma dürtüsünün canlı bir gösterisini sunar. Aslında
canlı olmayan bu bulaşıcı parçacıklar -minik gen patek­
lerinden biraz fazla- canlı hücreleri sabote edip kendi
kopyalarını konaklarına saçar. Bazıları fazla zarar
vermez ama bazıları dünyanın en çok korkulan
hastalıkianna neden olur.

Virüs tipleri ER ribozomltaaşırrı


Virüslerin şekli farklıdır ama
ÇOK-YÜZLÜ aynı özsel parçaları paylaşırlar:
Protein bir kılıf içine sarılı bir gen
kümesi. Bazıları DNA'ya dayanır. Ribsentezornleziaer-pr - ...[)
Bazılarının RNA'sı -gerçek
hücrelerde protein yapımında
miparçtacıaoşıtykeanlainr --":::,.
SARILI
elçi olarak kullanılan madde
(bkz. s. 158-159)- vardır.
En dikkate değer olanı, birçok virüs
geni diğer virüs genlerinden çok
SARMAL konağın virüs genleriyle akrabadır
Virüs kılıfı parçalanır
Artık ihtiyaç duyulmayan virüs 3

A
- virüslerin, konak kromozomlara
kaçan hain gen parçaları kılıfı yarılıp genetik malzemesini
olabileceğinin kanıtı. konak hücrenin içine bırakır.

( t uBuruncu)genleolruRNA'şur amadan
KARIŞIK zarViınrüasyapıhücrşıer diğer virüslerdeolDNA'uşabidanlir
Prveomaviteinlekürr (teulreurncu) virüüçgenl er (
Bir virüs döngüsü
olsuşturkılıfıunrı �.J
•'
_ Keseci k vezikül)
Bütün virüsler asalaktır; temasla,
havayla ve bulaşık gıdayla geçer.
baldeniolncuken sıvı dolu
Gerçek canlı organizma değiller; Virüs yapışır
çünkü çoğalmaları bir hücrenin iç Virüs kılıfındaki 2 Virüs hücreye girer
moleküller, konağın hücre Birçok virüs, konağın hücre
işleyişine bağlıdır. Kullandıklan zarındaki özel moleküllerine zarından yapılan bir "baloncuğun"
canlı organizmalar gibi, onların kenetlenir. Bu, virüsün içinde hücreye girer. Baloncuk
davranışı da genlerine kodlanır ­ hücreye yapışmasını olanaklı yüzeyde virüsün etrafını sarar; içeri
kılar - ve virüslerin neden doğru uzayıp virüsü hücrenin içine
çoğalmalarını en üst düzeye bazı dokulara ve türlere süpürür.
çıkaracak şekilde konağın vücuduna saldırıp bazılarına
bulaşmalarına yardım eder. Her saldıramadığı nı açıklar.
virüs tipinin kendine ait etkileri
vardır: Bir rinovirüsün neden olduğu
hafif nezleden, Ebolanın bütün
sistemi çökertmasine kadar.
1 54 ! 1 55
YAŞAM
Virüsler
Hücryıerzartıl rı 1
1 kaçar
Yeniparçacıvirüskları o

7 hücrbulBaşakşmak
Yeni virüs parçacıkları salınır
aelere
Virüs parçacıkları hücreden kaçar
ve di�er hücrelere bulaşmaya ya da yeni c> iviçrinüsserbest
bir kona�a serpilmeye hazırdır. Bu, hücre
zarını yırtıp konak hücreyi öldürebilir.

Virilslerle mücadele
Bir virüs saldırısıyla karşılaşan vücut, bağışıklık
sisteminin beyaz kan hücrelerini harekete geçirir.
Bazıları, antikor denilen ve virüslere bağlanıp onları
etkisizleştiren proteinler salgılar. "Katil hücre" denilen
., Yeniparçacıvirüskları
_ bazıları, zaten virüs bulaşmış hücreleri feda eder.
Yalnızca bakteri gibi mikroplar üzerinde etkili olan
antibiyotiklerle virüs tedavi edilemez. Virüs

�����i����=��luşur
kontrolünün ön safında, bağışıklık sistemine "sahte"
6 enfeksiyon sokan aşılar vardır.

içinde kopyalanan RNA'da


ve ribozomlarda yapılan
" virüs proteini yapı taşlarından
yeni virüs parçacıkları bir araya
gelir.

:���n�������::�:��-::;m
lelriıyapıbip roartlıeraveyan­ 5
Yeni virüs
kı ı f r i
Virüs RNA'sı hücrenin protein yapan
taneciklerine ba�lanır; ribozom denilen
getirilir ve granüllü endoplazmik retikulumun (ER)

l Vikopyal
yüzeyine yapışan bu tanecikler, virüsün
yeni virüsler yapmak için ihtiyaç duydu�u Zarkimayasalrsız tloarksiınnzar-viarrsüızsünverürsiyeonlt iğai rtoksiı k
rUs genlar eri kendini proteinleri farkında olmadan üretir.
Aşılama
4
Aşılar ba�ışıklık sistemini kandırıp enfeksiyonun etkisiz bir
Virüs genleri çotalır
versiyonuna -hastalı�a neden olmayacak ama ba�ışıklık
Virüsün genetik malzemesi çok
sistemini harekete geçirmeye yetecek kadar- saidırmasını
�ayıda özdeş kopya üretir. RNA'Iı
sa�lar. Bu şekilde hazırlanan bağışıklık sistemi, karşılaştı�ında
virüsler, ilk önce DNA yapmak ya da
gerçek virüsü tanır, hızlı ve güçlü bir karşılık verebilir.
basitçe kopyalanmak için kendi
ı nzimlerini taşır. Burada

1 österilmemesine ra�men, DNA-bazlı


virüsler do�rudan kona�ın
ç 'kirde�ine gidip kona�ın
DNA'sına yerleşir. YENi
Genetiği değiştirilm iş virüsler,
GEN
spesifik hücrelere ilaç taşıyabilir,
kanserin hedeflenmesine yardımcı
Yeniiçindekigen,vivirürüsün
olabilir. DNA virüsleri, gen tarapisi için
hücrelere "sağlıklı" gen taşıyabilir
DNA'sına eklsenir
(burada gösterildiği gibi). Hatta bazı
ÇiÇEK, AŞlLAMAYLA virüslerin hastalığa neden olan
ORTADAN bakterilerle savaşma potansiyeli bile
vardır; enfeksiyonların tedavisinde
KALDIRILAN TEK antibiyotiğe bir alternatif sunar.
BULAŞICI Virüs, geni hücrenin DNA'sına sokar
HASTALIKTIR
serRibpozoml ar granüllü görünmesi
ilip granül lü endoplnaizmisağlkaretr ikuluma
Hücreler Çekitalrdekimatprlaortıeiiçneryapma rÇekiibozomrmdıekçina k
Bir organizmanın vücudunun neredeyse her bölümü,
kütüphaneDNA'işyleıvidepolgören bieanrr yapıyardı m eder
hücre denilen canlı birimlerden oluşur. Hücreler
besin ve enerji işler, çevrelerini duyumsar, büyür ve
k�ndini onarır - bütün bunlar, bir nokta işaretinden
beş kat küçük bir mekanın içinde olup biter.

Hücreler nasıl çalışır?


Bir hücre, organel denilen minik yapılarla doludur. Bir
vücuttaki organlar gibi, bunların her biri, hücrenin
çalışması bakımından yaşamsal bir ya da daha fazla
özel görevi yerine getirir. Bütün hücreler
çevrelerinden malzeme toplayıp, karmaşık
maddelerden bir servet yapar.

Protein imalatı
Hücrenin ihtiyaç duyduğu pek çok madde,
granüllü endoplazmik retikulum denilen bir organelin
karmaşık yüzeyinde ribozom denilen alanlarda
genetik talimatiara {bkz. s. 1 58-59) uygun olarak
yapılan özel proteinlerdir.

Paketleme
2 Proteinler keseciklerin -Golgi
cisimciğine giden küçük hücre baloncukları­
içinde yol alır. Golgi cisimciği hücrenin posta
bütMiişletüomlnkondri
hücre
odası işlevi görür, proteinleri paketleyip
etiketler, gidecekleri yeri belirler.
enerji sağlerinaer
3 Sevkiyat
Golgi cisimciği proteinleri
etiketlerine bağlı olarak farklı keseciklere
giKesbi malecikzpremelottaeşıeinrr
yerleştirir. Kesecikler ayrılır ve hücrenin dışına
gidecekler hücre zarıyla kaynaşıp proteinleri
dışarı salar.

BiR YA ��AGIN YÜZEYi � iN


Goldigği ercismolimcieğküli prleoritehazıinlerrilaver.
ayırır ve dağıtır.
H ER MILIMETREKARESINE
800.000
KLOROPLAST YERLEŞEBiLi R
1 56 / 1 57
YAŞAM
Hücreler
Grretaiknülululümendopl azmil k
yeraradsıinr;daürtüaprnlşıeonrtırekarin meraşıin yapık zarldlaırgıı Hücre çeşitliliği
Hayvan hücreleri bitki hücrelerinden farklıdır. Bir
hücre duvarıyla desteklenmeyen ve bağsız hayvan
hücreleri o kadar büyüyemez. Ama bitki hücreleri gibi,
yaptıkları işe göre şekilleri değişir. Hayvanlar bitki­
Ne yaptı klarına bağlıdır. lerden daha enerjik oldukları için, birçok hayvan
Hayvan derisi hücreleri iki hücresinin daha fazla mitokondrisi vardır. Ama
fotosentez yapan kloroplasttan yoksundurlar; çünkü
hafta yaşad ıktan sonra dökülüp
hayvanlar besinlerini kendileri yapmaz, hazır tüketirler.
gider a �un süreli
savunmada gb rev alan Farklı hayvan hücreleri Azve keseci
sayıdakmitokondri
Yassı deri hücreleri bir
beyaz kan hücreleri bir örtü olaşturabilir ama
yı ldan fazla yaşar. protein yapmakla
meşgul olmadıkları için,
iÇekiçerirrdek DNA
çok az mitokondrileri
vardır. Beyaz kan DERi HÜCRELERi
hücresindeki çok sayıda
• ___ Çokmitosayıkondrdai ve
mitokondriyse, vücut
savunmasında hızlı tepki
vermesine yardımcı olur. kesecik
BEYAZ KAN HÜCRESi
Bakteri hücreleri
Bazı hücreler hayvan ve
bitki hücrelerine hiç
Gevşek
içinde DNAbir halka
benzemez - bakterilerinki.
Bakteriler hayvanlardan,
bitkilerden, hatta tek
hücreli alglardan çok
önce gelişti. Hücre
duvarları vardır ama
DNA'larını içeren bir
çekirdekleri yoktur.

Çok-hücreli bir vücudun parçası olan hücreler birçok kez


kendilerini kopyalamal td ır; vücut böyle büyür ya da
kendini yeni ler. Mitoz olarak bilinen kopyalama işlemi
kolay deği ldir; çünkü her hücrenin kendine ait genom ­
vücut için DNA talimatlarının tamamı- kopyası olmalıdır.
Hücre "yavru" hücrelere bölünmeden önce, DNA kendini

ı PrDNNyıotein zincirleri meye


tam olarak kopyalamalıdır.

l
DiNLENEN M.iTOZ '"�"'"
Hücrebaşlbölüan­r
HÜCRE

· � �. � � .

grkopyaluba ayran ıilkıri


Genler nasıl çalışır?
Uzun DNA molekülü
DNA canlıların büyümesini ve bakımını kontrol eden kodlu
bilgiyi içerir. Talimatları, bir organizmanın ihtiyaç duyduğu
özel proteinlere çevrilir. Bir proteinin kodunu içeren DNA
parçasına gen denilir.

\_ Sigönderi
Protein yapma
Yaşamın hücresel işlemlerini yüzlerce tür protein gerçekleştirir. Bunların toplazmaya
çoğu, kimyasal tepkimeleri hızlandıran ya da katalizleyen enzimlerdir; HÜCRE len
R m s jı
NA e a
bazıları hücre zarında malzeme taşır ya da başka yaşamsal işler yapar. Her şeyin gerçekleştiti yer
Hepsi, DNA genlerinin talimatıarına göre yapılır. Her gen, hücrede DNA o kadar uzun ve hantaldır ki, çekirdeğin
içinde kalmalı dır. Ama proteinler hücrenin
çekirdekten protein-yapım mekanizmasına talimat taşıyan ve RNA sitoplazmasında yapılır; bu yüzden gen
denilen bir moleküle kopyalanmalıdır. kopyalan elçi RNA olarak gönderilmelidir.

c

r-
"'
z
3:
"'
:ı:
)ıı
r-
Guanin z·
c
"'
.n
Sitozin �·

::ıa
3:
)ıı
r-
Tirnin

.,
iii
<
>
c
z
)ıı

l DNA'nın yapısı 2 DNA açılır 3 DNA şablonunda RNA oluşur


DNA molekülü, iki bükülü zincirden Genetik talimatlar, bir zincir Açığa çıkan gen boyunca bir
oluşan bir çift sarmal dır. Baz denilen dört boyunca baz dizisine kodlan ır. Özel RNA zinciri oluşur; baz dizilişi, ge nin
kimyasal birim, zincirler arasında tamamlayıcı protein kodlarını içeren ve gen denilen baz dizilişini tamamlar. Tim i n yerine
bir biçimde eşleşir; adenin timinle ve guanin kısımlar, çift sarmal uygun yerlerde açıl ı nca adenin le eşleşmek için RNA'daki urasil
sitozinle. açığa çıkar. kullanılır.
1 58 1 1 59
YAŞAM
Genler nasıl çalışır?

Bi R iNSAN
Her tür organizmanın
kendine ait gen kümesi vardır
HÜCRESiNDE
ama baz dizilişlerinin farklı DNA KOPYALAN­
aminoasitlere çevrilme şekli,
DIG I N DA SANiYEDE

so
bakterilerden bitkilere ve
hayvaniara kadar bütün
organizmalarda aynıdır;
bir baz üçlüsü her zaman
aynı arninaasite çevrilir.
Örneğin AAA, lisin aminoasidini
kodlar, AAC asparjinin kodudur
BAZ EKLENiR
vb.

Enzibirmçoklerprdeotdahieininl,
yuvarlakkarşeklmaşıi vark bidırr
Genelçi RNA'
in kopyas
d an ı
(olmuRNA)şur

mRNA' tRNA'dnakiın,
dizilitşaemamlyapıbir bazışaanyıcvardı
'ıüüçlçlüü'r
tRNA

tRNA'karnışnılüçık gelbazlenı '


koduna A M INOASIT \.ic!(l--- Farklı aminoasit türleri
göstfarkleı rreilinklyererde
özeltRNAbir amitaranfıoasindant, balılanırzivencibüyüyen
taşınır aminoasidrineikendi
ekler
�R���;l������i � ��A'daki özel
4 Gen çekirdekten ayrılır a e i 6 A � i �o�sitler sarınıp proteine
Bitmiş elçi RNA (mRNA) zinciri S d onuşur
.
-fiilen genin bir aynası- ayrılıp dizilişleri tanır ve onlara yapışır. Her tR NA Gendeki baz sırasının belirledi�i özel aminoasit
hücrenin siteplazmasına gider. Orada kendisiyle birlikte, büyüyen bir zincire dizilişi, zincirin katlanıp karmaşık bir protein
özel taşıyıcı RNa (tRNA} moleküllerini katılan özel bir aminoasit taşır. Bu şekilde molekülüne dönüşmesini kontrol eder. Proteinin
çeker. baz dizili şi aminoasitlere çevrilir. katianma şekli, şeklini ve işlevini belirler.
Üre me
Yaşam daha fazla yaşam üretirken, organizmalar genlerini bir kuşaktan
diğerine olası en büyük miktarda aktarmanın farklı yollarını bulur. Bazı
canlılar basitçe parçalanır ama eşeyli olan büyük çoğunluk için üreme,
genetik çeşitlilik doğurur.

Eşeysiz üreme
AnaDNA'hücrseınıböln kopyası
ünmedennı çıöncekarır özdeş
Genethücrik olaerlaekr
Bütün organizmalar, hücreler bölününce ayrılır
··�
DNA' sını kopyalar. Bazılarında
organizmanın bütün vücudunun
çoğalması, basit bir kopyalama işidir
(bkz. s. 186-87). Eşeysiz üreme ­ ANA HÜCRE
döllenmesiz- hastalığa ya da herhangi
bir ekolojik krize eşit ölçüde duyarlı
Kopya oluşturma
Eşeysiz üremen in en basit türü,
BÖLÜNME
··�
tek-hücreli bir organizmanın
özdeş yavrularla sonuçlanır. Ama iki özdeş yavruya bölünmesidir.
basitliği, hızla çoğalması için idealdir. YAVRU

Vücut Partenogenez Bitkisel üreme


Tomurcuklanma
Denizgülü gibi basit
hayvanların ana
dantomurçıkcduvar
ıukntıyar, biınra­tır Birkaç hayvan bakireyken dağurmakla ilgilenir.
Yaprakbiti yumurtaları, annenin içinde döllen­
Birçok bitkinin dallanarak büyümesi
onları, kök filizlerinden ya da yan
me olmadan büyüyüp bebeklere dönüşebilir. sürgünlerden eşeysiz üremeye uygun
gövdesinden yeni yavru
.--....._ Yapr yapar.
filizlenebilir.
canldo�urıayavrkbiur tui Kök filizlerinden
tologmurunlKopanacşıukp
yetişkin olur
Üreme stratejileri
Gelecek kuşağa yatırım yapmanın karşıt yolları vardır.
Bazı organizmalar, her birinin hayatta kalma şansı çok olması
Farklı türler nadiren melezlenir; çünkü üreme
gerçeğini dengelemek için çok sayıda yavru doğurur. Bazıları
engelleri buna man i olur. Kuşlar yalnızca kendi
daha az verimlidir ama o kadar sadık annedirler ki, her bebek türlerinin oynaşma şarkıları na karşılık verir.
gördüğü bakımla büyür. Aslanlar ve kaplanları coğrafya ve yaşam alanları
ayırır. Doğal melezler arada bir olur ama
Çok yavru doğu rgan lıkları genellikle iyi olmadığı için devam
Kurbağalar tek seferde yüzlerce etmez. Bununla birlikte, esaret altında doğal
yumurta üretebilir ve yıllarca
aynı şeyi yapmaya devam eder.
• • � engeller ortadan kalkar ve askaplan gibi melezler
daha olasıdır.
Ama pek çok yavru yırtıcıların
kurbanı olur. KURBAGA KURBAGA
YUMURTASI
Az yavru
ASKAPLAN
..�
California akbabası
-bir av kuşu- sekiz yaşında - ERKEK ASLAN iLE
yavrulamaya başlar ve DiŞi KAPLAN
yılda en fazla bir yumurta MELEZi
yumurtlar. AKBABA AKBABA
YUMURTASI
/lJ
. ��:�·�=. . . .. . .. ... ....... . ... .. . .. .. .. .... . . .. . ..i)
y= 1 60 / 1 6 1

. . . . . . . . . . . .

Herbir çihücrft e E şey gerektıren üreme, genetik olarak birbirinden ve


tgenümlieçyenerir ebeveynlerinden farklı yavru üretir. Bu, cinsiyet organlarında
hücre bölünmesi benzersiz genetik bileşimli sperm ya da
yumurta ürettiği için olur. Döllenme işi, bu bileşimleri birleştirir.

ma{uz kaldığı için, kazanan bir bileşim içermesi daha fazla


genlBölbölerüi erinmekiyvee Yani, her yeni kuşak değişebilir bir çevrenin kaprislerine

ola�dır.

. �'""
Genlannedenerin yaryarııssıı

\
babadan gelir
tSıperılmrmış
genlerikarninışbabaya
·
EŞEY HÜCRE �
(YUMURTA)

1 indirgeyici bölünme 2 Kaynaşma (döllenme) 3 Yeni bileşim


Eşey hücreleri (yumurta ve Organizmalar tipik olarak çok Döllenme çift tümleyen gen i geri
sperm), mayoz denilen bir hücre sayıda küçük, hareketli eşey hücre ve getirir ama genetik olarak benzersiz bir
bölünmesiyle üretilir. Bu, daha az, daha büyük yumurtalar yavru üretir. Yeni genetik bileşim,
kromozom sayısını ikiye böler ama üretir. Bu eşey hücreler kaynaşır ve yavrudaki her vücut hücresinde
aynı zamanda genleri karıştırır. ortaya çıkan hücre, iki ebeveyn in kopyalanır.
genetik karışımıdır.

Bitkilerde üreme Hayvanlarda üreme


Tohumlu bitkiler erkek eşey hücrelerini polen tanecikleri şeklinde Sperm yüzerek yumurtaya gitmek için kamçıya benzer bir
dişi organiara aktarır. Her tanecikte, erkek hücreyi çiçeğin kuyruk kullanır. Birçok su hayvanında döllenme çevredeki
içindeki bir yumurtaya aktaran mikroskobik bir tüp vardır. suda gerçekleşir. Karada, sperm dişinin vücuduna
girmelidir; bu yüzden döllenme içeride gerçekleşir.

DIŞi ERKEK DIŞI ERKEK

OKVANUS GÜNEŞBALlGI BiR SEFERDE 300


MiLVON YUMURTA YAPAR - DiGER HERHANGi • • • • •

• • • •
BiR OMURGALIDAN DAHA FAZLA •
• • • •
Gen aktarma Kan grubu gibi bazı özellikler, tamamen
Yavrular ayırt edici özellikleri ebeveynlerinden miras alırlar; genler tarafından belirlenir. Ama
çünkü bu özellikler hücrelerdeki genlerden etkilenir (bkz. s. bazılarından hem genetik hem çevresel
etkiler rol oynar. Genler deri rengini ve
158-59). Hücreler her bölündüğünde genler kopyalanır; kas kütlesini etkiler ama potansiyel bir
yumurtalarda ve spermde taşınanlar bir kuşaktan diğerine varyasyon aralığının etrafına yalnızca
sınır koyarlar. Çevresel etkiler sonucun
aktarılır. Döllenmede, farklı ebeveynlerden gelen genler buluşur. belirlenmesine yardımcı olur: Sepileme
Sonuçta oluşan gen varyantiarı bileşimi, kahtırnın temelidir. deriyi daha koyu yapabilir ve atlet
antrenman ı koşma kaslarını büyütebilir.

Temel kalıtım �� BEYAZ KAPLANLAR

NJ �
\fiFJ
En basit kahtım örüntüleri, bir gen ile bir özellik
arasında doğrudan bir ilişkiyi gerektirir. BiR TÜR DEGiLDiR
Örneğirı, kaplanın kürk rengini tek bir gen --- - NEREDEYSE HEPSi
kontrol eder. Bu genin normal varyantı turuncu
bir kürk verir; mutasyona uğramış ender bir BENGAL KAPLANlDlR VE
versiyon, beyaz verir. Her vücut hücresinde, her TURUNCU EŞLERLE A
DAN ÖNCE DAN SONRA
tür genin en az iki kopyası vardır. Ama her
zaman öncelikle turuncu versiyon okunduğu için, ÇiFTLEŞEBiLi R
eğer varsa, beyaz mutasyonun etkili olması içirı
iki kopyasının bir araya gelmesi gerekir.
Ancak o zaman beyaz versiyon okunur ve
beyaz kürklü yavru doğar.

l Ebeveyn mirası
Burada, kürk rengi geni
söz konusu olduğu ölçüde,
her iki ebeveynin aynı genetik
bileşimi vardır: Bir turuncu
varyant ve bir de beyaz.
Ama babada ve an nede
farklı olabilen çok sayıda
başka gen vardır.
2 Eşey hücreleri -�o\l'iURJ"<f -t\l� fJR�
----F•--' )
Eşey hücrelerinin -
'\
yumurta ve sperm- oluşumu, her
kromozom çiftini ayıran,
dolayısıyla gen çiftlerini ayıran bir
varBeyazkür
yantı genk (

1 genBeyaztaşkürıyank varyumuryanttıa 1 Turgenutncuaşıyküran yumurt


hücre bölünmesini gerektirir. Yani

oEV'{
tüm sperm ve yumurtaların yarısı
turuncu gen varyantıyla, yarısı
beyaz versiyonla sonuçlan ır.
kvaryanta ı
3 Kalıtsal sonuç
Hangi spermin hangi
yumurtayla birleşeceği ni
öngöremeyiz. Ama eşey


hücreleri arasında sabit
turuncu ve beyaz gen
oranları, iki beyaz
varyantın bir araya gelip •.,
beyaz bir eni k oluşturma
şansının dörtte bir olduğu
anlamına gelir.

rengivergenisiynonunun
in turuncuiki
kopyasını içerir versiyonunu
içerir kopyasıiçernirı

t
Pürüzsüz varyasyon
Kaplan kürkü renklerinde gördüğümüz basit
sabit oranları vermek için bütün özellikler BIR EBEVEYNIN
ff
::ı

�Qj o(l,l�
miras alınmaz. Aslında pek çok özellik, çoklu YAŞAM SÜRESI NCE
gen etkileşiminin sonucudur. Örneğin insan OLAN DEdi$1KLIKLER
..... >
g i:
AKTARlLABlLlR Ml?
ı
boyu, kemiklerin ve kasların büyümesini
etkileyip daba pürüzsüz varyasyon BABA ANNE Bir organizmanın yaşamı
örüntülü ortalama yavru yapan - çok süresince DNA'ya kimyasallar �
m

't tt t t t'
sayıda genden etkilenir.
bağlanıp genlerin okunmasını
etkileyince, epigenetik denilen N
Çocuklarınızın boyu ne kadar olur? etkiler gerçekleşir. Bazen bu .......
insanın boyunu yalnızca gen etkileşimleri değil, �
değişiklikler yavruya da
(J)
beslenme gibi başka faktörler de etkiler.
Genel olarak uzun boylu ebeveynlerin
uzun boylu çocukları olabilir ama fiilen
aktanlabilir.
w
boyları öngöremeyiz. TAM BÜYÜMÜŞ YAVRU
1952'de Chicago
Üniversitesinden Stanley M iller
ve Harold U rey, basit, inorganik
malzemeden karmaşık organik
moleküller oluşabildiği
düşüncesini test etti. inorganik
karışıma yıld ı rımı taklit eden bir
kıvılcım la enerji vererek
dünyan ın ilk koşullarını Yeterli enerjiyle yüklenen inorganik
yeniden yaratıp, basit maddeler tepkimeye girip aminoasit ve basit
aminoasitleri -biyolojik şeker gibi yaşamın bazı yapı taşlarını
oluşturdu. Biraz daha karmaşık olan bu
proteinlerin yapı taşları­
moleküllere "organik" (bkz. s. 50-51)
oluşturdular. denilir, yani karbon içerirler ve
biyolojik potansiyelleri
vardır.
1 64 / 1 6 5 �'
······································
DÜNYA �·

4,54
MiLVAR
YAŞlNDADlR VE
YAŞAM SiCiLi 4,28
MiLVAR YIL KADAR
G ERiYE Gi DEBiLiR

Cansızdan canlı
En basit organik moleküller, kendi
başlarına hücre yapmaya yetmezler.
Küçük organik moleküller birbirine
bağlanıp, protein ve DNA gibi daha
büyük moleküllere dönüşmelidir.
Önceden var olan aç organizmaların
yokluğunda, büyük moleküller şans
Bazı polimerleri kendi kendini
eseri yağlı zarlarla sarmalanmaya
çağaltabildiği için yaşam daha yetecek kadar uzun süre varlıklarını
f zia yaşam doğurur. Bugün DNA sürdürürdü. Deniz dibindeki
çift sarmalı birincil çoğaltıcıdır ama
ilk yaşam, daha basit çoğaiabilen
yanardağ ağızlarının -bugün de
tek zincirli RNA kullanmış kimyasal tapkimeleri
olabilir. katalizleyebilen mineraller
bakımından zengindir- ilk "kuluçka"
gibi çalışıp, bu şekilde ilk ön­
hücreleri oluşturabildiği
düşünülüyor.

GÜNE$ slmMiMiZDE
BAŞKA YERDE NEDEN
Fosfolipit YAŞAM YOKTUR?

Yalnızca yeryüzündeki koşullar


Peptit
(sıvı su okyanuslarıyla birlikte
Protein, DNA ve lipit (yağ) gibi daha
büyük moleküller polimer -daha küçük katı bir yüzey), yaşam için "tam
molekül zincirleri- olarak bir araya geldi. doğru" olan durumdur
Polimer-oluşum süreci, derin okyanus
gibi mineral bakımından zengin - bazen Goldilocks etkisi
yerlerde katalizlenmiş denilen bir şey.
(desteklenmiş) olabilir.
Şeyler nasıl evrim geçirir?
Meşe ağacı, insan ve deniz salyangozu kadar değişik organizınalar,
genleri bakımından o kadar benzerdir ki, bundan çok kapsamlı
bilimsel bir sonuç çıkannak kaçınılmazdır - tüm yaşam, devasa
bir aile ağacı gibi, tek bir ortak atadan kaynaklanır. Evrim,
sayısız kuşak boyunca, bu ağacın dallanıp yaşama
çeşitlilik kazandırmasını sağlayan süreçtir. Evrim yavaştı r ama meyve
si neği gibi hızlı üreyen
Dev Galapagos kaplumbağalan örneği organizmaların laboratuvar
Yaşam uzak adalarda yalıtılınca, özellikle bariz bir biçimde evrilir. DNA
popülasyonları,
çözümlemesi, dev Galapagos kaplumbağalannın anakaradaki
melezlenemeyen soylar
kaplumbağaların yakın akrabası olduğunu -ve birkaç milyon yıl içinde,
değişik ada formlarının tek bir koloniden çıktığını- gösteriyor. üretti. Bunlar yeni tür
sayı labi l i r.
l Varyasyon Yayılma
Her dogal popülasyon rastgele 2 En büyük Güney Amerika
mutasyonlar -DNA kopyalama yanlışları­ kaplumbagaları -soyları tükenmiş- olasılıkla
nedeniyle degişir. Her gen nadiren mutasyona bugünkü Galapagos devlerinin atalarıydı;
ugrar ama mutasyonlar kaçınılmazdır ve uzun Güney Amerikanın batı kıyısında
dönemler içinde birikir. Bunlar bir kaplumbaga Pasifik Okyanusu'nun Pinta Adası kaplumba�alarının soyu 2012'de
popülasyonunda büyüklük, şekil ve renk Humboldt Akınıısıyla tü kendi; her adanın popülasyonu benzersizdir
varyasyonianna yol açar. Bu varyasyon, evrimin Galapagos Adalarına ve olasılıkla kendi başına bir türdür
hammaddesidir. ulaştılar.
PINTA
De�işen renkler, do�al GENOVESA
GAlAPAGOS
olarak de�işmiş bir
ADALARI kaplumba�a
MARCHENA
popülasyonunu
gösterir

3
2 GALAPAGOS
ADALARI

Kaplumba�alar
okyanus
akıntılarıyla
Galapagos'a
yüzer
SAN CRISTOBAL
De�işik yaşam alanlarıyla en
Valıtılmı�lık büyük adanın, birden fazla
3 Karaya çıkan kaplumba�a tipi vardır FLOREANA
kaplumbagalar artık
yalıtıktır ve anakaradakilerden ESPANOLA
ayrı evrilmeye başlar. Kurak ANAHTAR Atayurdu anakarada
yaşam alanlarına uyum kaplumba�a popülasyonu
Nemli yaşam alanı
gösterenler kuru Galapagos'a Yuvarlak kabuklu San Cristobal, olasılıkla

o
dayandı ve bütün takımadalara Kuru yaşam alanı
- Kurak yaşam alan ı
kaplumba�a kaplumbagaların
yayıldı. En kuru yerlerde, "semer
S emersırtl ı
kolonileştirdigi ilk adaydı
sırti ı" olanlar, yüksek bitki
örtüsüyle beslenebildi ve kaplumba�a
zamanla bunlar baskın geldi.
Genetik varyasyon, yaşam ile ölüm arasındaki farkı
yaratabilir. Yaprak-yeşili renginde yaprak yiyen bir böcek,
l l
kalıtsa ltır

.
. ·
.. . ·
··
...,...
;
:
·
·· ..
.
·..
Dı�er renkler mutasyonla
ortaya çıkabilir
Yeşil olmayan tırtıllar
· .
yenilir, bu yüzden
··· :
böcek yiyenlerden saklanabilir; ama renk mutasyonları
· .

·
sayıları düşük kalır
.
kamuflajını berbat eder. Yeşil renkli olup yaprak-yiyenlerin
.· . · ..
.
.
hayatta kalması ve üremesi daha fazla olasıdır ama diğer .
.
renklerin değildir. Bu "doğal seçilim," bazı varyantlar daha

.� � YENiLEN � YENiLEN
iyi uyarlandığı ve hayatta kalıp daha fazla yavru bıraktığı ,....;
için türlerin evrildiğini açıklayan Darwin'in ünlü . · ·:: ' ·
teorisinin özüdür. Victoria dönemi düşünürü
-
...... T. T.
Herbert Spencer'in "en uygun olanın
hayatta kalması" ifadesini uydurmasına .:; YENiLEN YENiLEN
esin kaynağı oldu. :�
..... .... ....... .....
.
.... .... .... .... ....

....
.,.
._.,
Yırtıcılara göre seçili m
Yeşil tırtıllar, yırtıcılara karşı kamuflajlıdır.
__ Yeşil tırtıllar Bu örnekte yırtıcı,
Mutasyona u�ramış gri ve kahverengi
tırtıllar çevreye daha az uygundur ve popülasyona egemen do�al seçilimin bir
popülasyon "dışında kalır." olmaya başlar aracı işlevi görür

Eski türlerden yeni türler


Doğal seçilim, popülasyonların yeni türlere ayrılmasını kendi
başına sağlamaz. Yeni türlerin oluşması için ya Galapagos
Birkaç kuşak boyunca küçük değişiklikler
kaplumbağaları gibi coğrafi yalıtılmışlıkla ya da genellikle
birikip, milyonlarca yıl içinde daha büyük
popülasyonlar ayrıyken gelişen davranışsal ya da biyolojik değişikliklere yol açar; bu yüzden türleri n
engellerle popülasyonların melezlenmesi engellenmelidir. ayrılması, tamamen yeni organizma gruplarına
Popülasyonları bölen ve evrime, üreme yalıtımı üretmeye yetecek yol açabilir. Bu, makro-evrim olarak bilinen
kadar zaman tanıyan bir şey, yeni türlerin ayrılmasını sağlayabilir. büyük ölçekte evrimdir ve soyu tükenmiş
formların fosil kayıtları, dev kızılağaçlar ve
ayçiçeği kadar farklı şeylerin aynı atadan nasıl
türeyebildiklerini göstermeye yardımcı olur.

··� 4� -.., �

·
"""'" ';":;..
hafif de�işik olabilir ama
melezlenmezler
Yeni tür nasıl oluşabil ir?
-. � -
Do�al seçili m, yeni bir sırada�ın her iki tarafında
kelebekleri n farklı evrilmesine yol açar. Yeterli
lamandan sonra, farklılıkları o kadar büyük olabilir
ki, artık melezlenemezler.
Yalıtık popülasyonlar farklılaşır
(ayrı bır yöne evrılır)

Populasyonlar yenı tur


haline gelir ve yeniden
birleştiklerinde bile,
melezlenmezler
] BiR GEN 1 MiLVON
SPERMDE YA DA YUMUR-
TADA BiR KADAR EN DER
MUTASVONA UGRAVABiLiR b­
Bitkiler dünyaya GÜNEŞ KLOROFiL
N EDEN YEŞiLDiR?

nasd yakıt sağlar? Klorofil ışığın kırmızı ve


mavi dalga boylarını emer ve
Bitkilerin yeşil bölümlerinde yaşam veren Güneşten gelen ışık fotosentez için bu ışı ktaki
şekerleri üreten fotosentez, gezegendeki enerjisi, fotosentezle enerjiyi kul lanır. Yeşi l ışığın
şekerde kimyasal
tüm besin zincirini fiilen besler. Bitki enerjiye dönüştürülür enerjisi kullanı lmaz ve
hücrelerinde milyarlarca mikroskobik geri yansıtılır
- ve gözlerimize.
güneş paneli, güneş ışığını kullanıp
en basit bileşenlerden, karbondioksit ve
sudan besin yapar.
Stoma, yaprakta
karbondioksit kabul eden

Kloroplast

Sap. şeker taşıyan


mikroskobik damarlar
içe rir

Besin yapma makinesi


Bir kloroplastın çalışan bölümleri,
stroma denilen bir sıvının içinde
Fotosentez fabrikaları asılı, tilakoit denilen zar
Kloroplastlar tepedeki yaprakların yıgınlarından ibarettir. Klorofil
hücrelerinde yogunlaşır; orada olabildigince tilakoitlere bağlıdır; zarlar ve sıvıysa.
çok ışık kaparlar. Her hücrede düzinelerce, bir tepkimeyi harekete geçiren
yaprakta milyarlarca kloroplast vardır. enzimler bakımından zengindir.
1 8iyolriitle
Gün� ı�ıfı il'(Tlştınr
·
Disk-benzeri her tilakoit tertibi, sudan Glikozun bir kısmı
oksijen çıkarmak için gerekli bir enzim ve •yakılıp" enerji salınır; bir
klorofil molekülü kümesiyle kaphdır. Yani, kısmıysa, yat, protein ve odunsu
güneş ışığındaki enerji etkili bir biçimde lignin gibi maddeler yaratan
h id roje ne aktarılır. metabolizma süreçlerinde
kullanılır. Geri kalan. nişasta -
bitkinin enerji deposu-
ve bir yapı malzemesi olan lifli
selüloz gibi uzun şeker
zincirlerine katılır.
Gl i koz saptan taşınmadan
önce, Sakkaroz denilen iki
Bitki yapıları oluşturmak
için, selüloz gibi şeker
zincirleri inşa edilir

YAPRAKLARDA
KARBONDiOKSiTi
BESiNE DÖNÜŞTÜREN ENZiM,
DÜNYANIN EN BOL PROTEiNiDiR
Bitkiler nasıl büyür?
Bitkilerin yaşamı, tohumların çimlenmesinden çiçek açmaya kadar
büyümelerinin her boyutunu kontrol eden maddelerce düzenlenir.
Bu büyüme regülatörleri küçük miktarlarda üretilir ama olgun bir
bitkinin son biçimini köklü bir şekilde etkiler.

Büyümeyi uyarma
Bir bitkinin yaşamının her evresinde farklı büyüme
regülatörleri, gelişmenin eşgüdümlü olmasını sağlar. Bunlar
Bir ağacın büyüme hızı ısıya ve yağmura göre
filizlerde, köklerde ve yapraklarda bulunan hücrelerce üretilir
değişebilir. Yazın büyüme daha hızlıdır ama kışın
neredeyse durabilir. Bu gayretler bir ağacın ve çıktıkları noktadan itibaren dokulara sızar, ardından akan
gövdesinde bulunan halkalara neden olur. özsuyla bitkinin diğer bölümlerine taşınır. Sonuç, bir ya da daha
Büyürneyi yavaşlatacak kışların çok az olduğu ya fazla regülatör arasındaki dengeye bağlı olabilir. Bazıları
da hiç olmadığı tropikal iklimlerde bile, eğer varsa ötekileri etkisizleştirir, bazıları güçlendirir. Hatta aynı regülatör
yağış mevsiminde ağaçlar daha hızlı büyür; bu bitkinin farklı bölümlerinde karşıt etkilerde bulunabilir.
yüzden ılıman iklimlerde olduğu @
gibi halkalar üretir. Tropikal
ağaçlar durmadan ve ANAHTAR
6 @ oksin
sürekli büyürse, hiçbir @ su
halka görünmez.
Sitekinin
Her soluk halni göska biterryazıir; ennyaşlhızlıı Giberel in
büyümesi halka ortadakidir BiR A�AÇ
GÖVDESiNiN KESiTi

��:�� ���
O
deniksin,lenbirbüyüme
filizin önbölmergesiistnedem
üretilir uyarFiliızr,inyaniucundaki
kolyantukdalotoksimurlannmayı
öncuklbaskıarınndanlığı
bastırır 3 il cunda
durmadan üretilir; burada
aksinin uzatma etkisi, bitkinin
l Tohum çimlenir Oksin filizi büyütür yan dallarının büyümesini
Tohumun emdiği su, embriyonun 2 Filizin ucu oksin denilen bir önler. Bu, genç bir bitkinin
büyüme regülatörünü giberellin üretmesi regülatör üretir. Oksin hücre komşularının gölgesinde
için uyarır. Bu da, tohumun nişastalı besin duvarlarını zayıflatır; böylece hücreler atılım yapmasına yardımcı
deposunu parçalayıp büyüme enerjisini genişleyip filizi n yukarı doğru olur. Bu arada sitekinin
sağlayan şekere dönüştüren bir enzimi büyümesine yardım eder. Bazı regülatörü köklerin
harekete geçirir. oksinler köklere de iner. uzamasına neden olur.
Hızlı yanıt
Oksin bitki filizlerini Güneş'e
yöneltmekten sorumludur. Işık bir
yönden vurunca, oksin gölgeli tarafa
geçip orada hücrelerin daha fazla Di�er taraftaki
büyümesini sağlar. Bu durum, filizin hücreler aksinin
gölgeden ışığa doğru bükülüp etkisiyle uzayıp,
bitkiyi ışı�a do�ru
yaprakların yüzünü Güneş'e büker
çevirmesiyle sonuçlanır. Hareket,
KARANLlKTA GÜNIŞI�INA MARUZ GÜNIŞI�INA
gökyüzünde Güneş'i izieyecek kadar FiLiZ KALAN FILIZ TEPKI
hızlı olabilir.

6 Çiçeklenme
Bir bitki eşeysel olarak olgunlaşınca,
çotu kez gündüz süresinde bir değişiklik gibi
çevresel ipuçlarına yanıt olarak yapraklarında
florigen denilen bir regülatör üretir. Florigen
özsu içinde taşınır ve tomurcukları yapraktan
Yapraklarda çok çiçek geliştirmeye teşvik eder.
fotosentezle yapılan
besin daha fazla
büyürneyi besler Bir üreme tomurcu�undan _____..
çıkan çiçek

Bitkinin türüne ba�lı olarak, en


iyi çiçeklenme zamanında
yaprakların üretti�i florigen

iç yanal meristem, olgunlaşınca


odun dokuyu oluşturan yeni
taşıma damarları yapar
-

r- Dış yanal meristem, kabuk haline


�� ���::

4 i tokinin bitkinin gelen mantar dokuyu yapar
özsuyuyla yukarı doğru büyüyen
filiziere gider. Orada oksinin etkisini §
z
5
Kalıniaşma

8
bastırmaya başlar, bitkiyi dışa doğru Büyüme regülatörlerinin birleşik etkisi, artan
dallanmaya teşvik eder. Dalianma ağırlığı taşıması için kökü kalınlaştı m. Odunsu bitkilerde
bitkiyi daha gürleştirir; böylece ışık bölünen hücrelerden oluşan minik bir silindir (yanal
1
enerjisi toplayacak daha fazla yaprak meristem) kök boyunca uzanır. Bu, kökü n özünde odun
üretebilir. •.._.., tabakaları üretir.
Solunum Mitokondri j
Yaşamın devam etmesi için enerjiye ihtiyacı vardır. Enerji,
yaşamın mikroskobik makinesinin harıl harıl çalışıp besin
işlediği, yeni malzeme yetiştirdiği ve değişime yanıt verdiği
hücrelerin içinde kullanılır. Kimyasal tapkimeler -toplu
olarak solunum denilen- besinierin parçalanmasını
gerektiren bir dizi adımda bu enerjiyi üretir.

Hücrelere yakıt doldurma


Bütün yaşam formları -mikroplardan meşe ağaçlarına kadar­
enerjisini glikoz parçalayarak elde eder. Bunu yapmanın en etkili
yolu glikozu tamamen ayırmaktır; böylece glikozun altı karbon
atomunun her biri, ayrılıp altı karbondioksit molekülüne dönüşür.
Ama bunun oksijene ihtiyacı vardır - herhangi bir yakıtın yanması
gibi. Hayvanlar glikozu ve oksijeni kan dolaşımıyla hücrelere verir.
Hücreye girince, bir tepkime zinciri hücre sıvısında başlayıp
mitokondrilerde -hücrenin enerji santrali- biter. Bütün süreç,
olası maksimum enerji miktarını ortaya çıkarır.

1 Yakıtteslimi
Büyük hayvanların hücrenin
ihtiyaçlarını teslim etmek için kan damarlarına
ihtiyacı vardır: Oksijen akciğerden ya da
solungaçlardan, glikoz bağırsaklardan gelebilir.
Bitkiler ve mikroplar temel ihtiyaçlarını
çevrelerinden doğrudan emer ama
bitkiler glikozlarını hücrenin
içinde fotozentezle yapar.
Kan
1 72 / 1 73
YAŞAM
Solunum

4 AtlkürOnler
Mitokondriyal tepkimeler Enerji nereye gider?
karbondioksit ve su salar. Bu suyun
bir kısmı kullanıl�ir ama zehirli Bütün organizmalar hücrenin işlevlerini
19lrbondioksit _)ıııfn la uzaklaştınlır. sürdürmesi -bazal metabolizma- için
enerji kullanır. Ama hareket etme,
büyüme ve üreme için fazladan
çalışmaya gerek vardır. Havyanlar ANAHTAR
hareket ederken bitkilerden daha • Metabolizma
fazla enerji kullanır; çünkü
kasların kasılınası enerji gerektirir. • Üreme
En yüksek enerji talebi sıcakkarılı Vücutısısı
hayvanlardan gelir. Bu yüksek üretme
enerji harcamasının büyük bir • Büyüme
oranı, yüksek vücut ısısını
sürdürmek için kullarıılır.

Solukkanlı yılan
Bitkiler fotosentezle Di�er hayvanlarda
besin yapmak için ışık oldu�u gibi, bir yılanın
enerjisi kullanmalarına enerjisinin ço�u harekete oransal olarak daha fazla
ra�men, yaşamın harcanır. Bununla birlikte, ısı kaybeder; bu yüzden
yaşamsal süreçlerine vücutlarını ısıtmak için enerji bütçelerinin en
enerji sa�lamak için solunum enerjisi büyük bölümünü,
solunumla enerji kullanılmaz - bunun için vücudun merkezi ısıtma
salmaları gerekir. Güneş'e güvenirler. sisteminde kullanırlar.

Popüler bi lginin aksine, solunum soluk alıp vermekle aynı


anlama gelmez. Enerji salan sol unum organizmalann
hücrelerinde gerçekleşir ama sol uma, akciğeri i hayvanlarda
Hayır - günışığında bitki ler akciğerin hareketidir. Teknik olarak ventilasyon denilen
solu ma, kana taze oksijen getirip karbondioksidi
şeker yapmak için karbondioksit
uzaklaştırmaya yardımcı olur.
emer ama bu soluma deği ldir.
Bitkiler de tıpkı hayvanlar gibi
solunum yapıp, oksijen alıp
NEFES · · · NEFES � · · ·
karbondioksit verir. Bu süreç ALMA VERME
solumaya yakındır. Akciğer
küçülür

MANGROV AGAÇLARI
HAVASIZ ÇAMURDA Diyafram
kasılır
Diyafram
gevşer
YETiŞiR; BU YÜZDEN OKSiJEN
ALMAK iÇiN KÖKLERi
YUKARI DOGRU BÜYÜR
ATMOSFER
Karbon döngüsü C02 atmosferin
yalnızca yüzde 0,04'ünü
Karbon atomları biyolojik v e fiziksel oluşturur.
süreçlerle havanın, okyanusların, 653 MiLVAR TON
karanın ve canlıların vücutlarının
içinden geçer. Karbon depolarına
"karbon yutakları" denilir ve
karbon bunların arasında çeşitli
hızlarla hareket eder.

Doğal denge
Her yıl fotosentez
havadan karbondioksidi
(CO) besiniere dönüştürerek
bitkilerde ve alglarda
karbon biriktirir. Solunum
ve doğal yanma, aşağı yukarı
eşit miktarda karbanu
tekrar havaya iter.
Milyonlarca yıl süren
daha yavaş geçişler
karbanu kayaçiara geçirir.
Ama insanlar fosil yakıtları
yakınca, yerden co2 salımı
hızla ivme kazanır ve
her yıl fazladan 8 , 2 milyar
ton karbon salınmasına
yol açar.

ANAHTAR
Karbon döngüsünün
bazı bölümleri ömrümüz
süresince gerçekleşir.
Bazıları milyonlarca yıl alır.

- Yavaş
(milyonlarca yıl}
Hızlı, do�al
(ömrümüz süresince)
- Hızlı, yapay
(ömrümüz süresince)
1 74 / 1 75
YAŞAM
Karbon döngüsü

Karbon yakalama
İnsan kaynaklı yanma ve solunum, her yıl
atmosfere 208,2 milyar ton co2 salar.
Fotosentez 204 milyar tonunu emer - bu yüzden
4 , 2 milyar tonu birikir. co2 -sera gazlanndan biri­
artışı küresel ısınmaya neden olur (bkz. s. 246-47).
Teknoloji sinai pratiklere karbanu atmosfere salmak
yerine yakalamanın yollarını sunuyor.

OKYANUSLAR
Karbon okyanus suyunda C02,
' Atmosferde C02 düzeyi
yükseldikçe, daha fazla coı
okyanuslara girip suyla
tepkimeye girer, daha fazla SAGLIKLI
karbonik asit, hidrojen karbonat karbon ik asit üretir. 1750'den KABUK
ve karbonat olarak depolanır. bu yana okyanus asitliğinde
yüzde 30'1uk bir artışın, deniz
33.900
MILYAR 'laN yaşamı için önemli sonuçları
oldu; hayvan kabu klarının ve
mercanların aşınmasına AŞlNMlŞ
neden oldu. KABUK
Yaşianma
Çalışan çok parçalı her şey gibi bir canlı d a yaşıanma belirtileri
gösterir. Canlılar kendilerini kontrol edip onarabilir ama
zamanla vücutları teklerneye başlar.

Ya,ıanma nedir?
Yaşıanınayla birlikte biyolojik işievde bir gerileme hücrelerin, kromozomların
ve genlerin solan özelliklerine bağlanabilir. Çok-hücreli canlıların hücreleri
durmadan bölünüp yeni hücreler yaratır ve tipik olarak 50 bölünmeden sonra
bozulmaya başlar, bu yüzden yeni hücre üretimi geriler ve sonunda tamamen
durur. Bu, giderek istikrarsızıaşan ve sonunda hücrelerin -dolayısıyla vücudun­
tekiernesine yol açan genetik yapıyla ilgilidir. Yaradan sonra onarımın
yavaşlığından demansa kadar çok sayıda bozucu fenomen, bunun
sonuçlarıyla bağlantılıdır.

Gençlik kromozomları


Hücreler bölününce DNA ikilenip
genetik bilgiyi kopyalar. Protein
kodlamayan ve telomer denilen
bölümler, kromozomların ucuna
koruyucu bir başlık sağlar. Genç
organizmalarda

--
kromozomların uzun
tolom

��ıııı...

YA$LANMA KARŞITI
KREMLER NASIL ÇALlŞlR?

Protein lifı kaybı, derinin


kırışmasına neden olur. Anti­
aksidan ve protein yapıtaşları
EN YAŞLI içeren yaşianma karşıtı
CANLlLARlN BiRi, kremler, bu l iflerin üreti mini
5.000 YAŞlNDA artırır, böylece deriyi
OLDUGU TAH M i N EDiLEN sıkılaştı rır.

BRiSTLECONE ÇAM AGACIDIR


Hücre bozulması
Genler kimyasal tepkimeleri
Kararan yürütmekten sinyal
kromozomlar yakalamaya kadar uzanan
Mutasyonlar (kopyalama görevleri yerine getiren
yanlışları) zaman içinde proteinleri kodlar; bu yüzden
birikir ve DNA ikilendiği kusurlu genler kaçınılmaz
her seferinde telemerler olurak kusurlu çalışmaya yol
kısalır. Bu aşınma açar. Zamanla hücreler daha
başlığın altındaki az verimli çalışır.
kodlama bölümüne
ulaşınca altındaki gen
kusurlu çalışabilir.
Protein zincirleri
farklı katlanıp
kusurlu çalışmalarına
neden olur
Telemerler bitince
hücreartık
bölünemez

Hormon gibi kimyasal HORMONLAR


Dahaaz _/
enerji salınır
• • • •

yanıtları !etikler - • • • • ! •
sinyaller daha az etkili
• •
• • YANLlŞ KATLANMIŞ
PROTEIN

Glikoz gibi ___ _
. •
besinler daha az etkili
hissedilir ve em ilir
BESiNLER

Deneysel ilaçların DNA hasarını


dengelediği ya da onardığı görüldü
ve gelecekte gen terapisi (bkz. s.
182-83) yaşlı hücreleri "yenilemek"
için kullanı labilir. Bununla birlikte
yaşlanmayı yavaşlatma, hatta
tersine çevirme girişimleri hala
tartışmalıdır ve kanıtlanmamıştır.
Düzenli egzersiz ve iyi beslenme
gibi yaşam tarzı değişiklikleri,
yaşlılıkta gerçekleşen bozulma
riskini azaltmanın -ve ömrü
uzatman ın- hala en iyi yoludur.

(j ilaçlar
A Gen
U terapisi

m Beslenme o Egzersiz
Genomlar
Bir canlının genetik bilgisi DNA moleküllerinde, genom denilen bir
tam takımın içinde saklıdır. Bir laboratuvarda genomu
çözümlemek, belli genleri saptamamıza, nasıl çalıştıklarını
anlamamıza, hatta bir bireye özgü olan bir
"DNA parmak izini" üretmemize olanak verebilir.

DNA nasıl düzenlenir?


DNA, protein yapma bilgisini
sağlayan ve gen denilen bölümler içerir
(bkz. s. 1 58-59). Bakterilerin içindeki
DNA molekülleri hücrenin
sitoplazmasında serbesttir ama daha
karmaşık hücreli organizmaların -bitki
ve hayvan gibi- çekirdeğinin içinde
paketli, son derece uzun çok sayıda
DNA zinciri vardır. Hücre
bölünmesi sırasında,
karışmamak için daha sıkı
sarılıp bir kromozom
oluşturur.

Çalışan genler arasında protein GEN LER-A RAS I D


kodlamayan DNA, genler-arası DNA'dır NA

Çöp DNA
Genler, tipik olarak, protein kodu içermeyen DNA
parçalarıyla ayrılır. Protein kodlamayan bu bir kısım
DNA, genlerin açılıp kapanmasını kontrol eder,
hücrelerin farklı görevlerde uzmanlaşmasına yardım
eder. Hayvan ve bitki DNA'sı, gerrlerin içinde protein
kodlamayan dizilişler de içerir. İntron olarak bilinen
bu bölümler, protein yapılmadan önce mesajdan
çıkarılır. İntronlar, bir gen farklı protein ürünler
yapabilsin diye, genin farklı kodlama bölümlerinin
lnsanpnomu birlikte düzenlenmesine yardımcı olabilir. Bununla
Tam insan genomu birlikte, genlerin içinde ya da arasında bir kısım
23 çift kromozomdan
oluşur.
DNA'nın fark edilir bir amacı yoktur. "Çöp DNA"
olarak etiketlenen bu kısımlar, evrimin seyri içinde
işlevini yitirmiş olabilir.
1 78 / 1 79
YAŞAM
Gerromlar

l Örnek toplama
DNA profiUeme Bir cinayetin hem cinayet
Bir bireyin DNA'sındaki kimyasal baz silahından hem sanıklardan
dizilişi (bkz. s. 158-59) benzersizdir DNA örnekleri -genellikle
tükürük alınarak- toplanır.
- tek yumurta ikizleri hariç. Yani DNA, SANIK l SANIK 2 SANIK 3 DNA defalarca kopyalan ıp
kan, tükürük, semen ya da başka çözümlenecek miktarı en yüksek
biyolojik malzeme örneklerinin düzeye çıkarılır.
eşleştirilmesinde sağlam bir araçtır.

ı :! ı 1/
2 DNA'yı parçalama
DNA profillema -ya da DNA parmak
izini çıkarma- bireyler arasında DNA, özel olarak STR'Ieri
uzunluğu değişen ve kısa ardışık kesip ayıran parçalara bölünür.
tekrarlar (STR) denilen tekrarlı DNA Bu, STR uzunluklarına baglı olarak
çeşitli büyüklükte parçaların bir
bölümlerini karşılaştınr. karışımını verir.

�:�::i : :
DNA parmak izi, sanık 3'ün ı
jel in üst ucunda daha uzun

1
DNA parmak iziyle eşleşir STR'Iergörünür

-
4 Bir eş bulma
Silahtan alınan 3 Parçaları ayırma
DNA parmak izi, bir sanıktan Bir jel bloguna negatif yüklü

;· · �) -
alınan la eşleşirse, katil 6 DNA'yı ayıran bir elektrik yükü verilir.
saptanabilir. Küçük parçalar pozitif uca dogru
daha hızlı yol alır, bu yüzden daha
uzun yol gider. Sonra her parça

J1
2 kümesi renklendirilip her bireye özgü
benzersiz bir bant örüntüsü ortaya
çıkarılır.

\)O.
CiNAYET SiLAHTAKi DNA +
SiLAHI PARMAK iZi

jel ın alt ucunda daha kısa Pozitif DNA >iodrlO<ioio idod•


STR'Ier görünür elektrik yükü dolaştı�ı bir ortam sunar

Di�er genlerde oldu�u gibi, gen 3'ün


yıılnızca küçük bir bölümü protein kodlar
Gendeki intron genin aktif olaca�ı 2003'te i nsan Genom Projesi tamamlandı - 1990'da başlayan ve
zamanı kontrol eder ya da yararsız 3 milyar insan DNA'sının baz denilen yapıtaşlarının dizilişlerini
"çöp" DNA içerir belgelerneye çalışan araştırmacıların uluslararası işbirliği.
Spesifik diziliş bireyler arasında farklı olmasına rağmen,
proje birkaç isimsiz bağışçın ın ortalama dizilişini yayınladı.
BiR iNSAN HÜCRESiNDEKi Genel olarak insan geninin daha iyi anlaşılmasının yolunu açtı.

DNA ÇÖZÜLSE, BOYU


2 METREYi G EÇER
,••••• 11111 i iiliiiliiii ,,,,,, ,
Genetik mühendisliği
Genetik bilgi bir canlının kimliğiyle o kadar sıkı bağlantılıdır
ki, manipüle adebiliyor olmamız akıllara ziyan görünüyor. Ama
bilim, ayırt edici özellikleri tıbbın ve diğer alanların yararına
değiştirmek için bilgiyi değiştirebilir.

Genetik veriyi yeniden yazma


Genetik mühendisliği bir canlının genetik yapısını, gen ekleyerek,
KARANLlKTA
çıkararak ya da değiştirirak değiştirmeyi gerektirir. Genler, PARlLDAYAN
DNA'nın proteirı kodlayan bölümleri (bkz. s. 158) olduğu için, GENETiGi
genleri değiştirmek genlerin protein yapma yeteneklerini değiştirir
ve organizmada karakteristiklarİn değişmesiyle sonuçlanır. Hedef
DEGiŞTi Ri lMiŞ
genler kromozomlardan (bkz. s. 178) kırpılıp alınabilir ya da RNA BALIK, ABD'DE
(bkz. s. 158-59) denilen genetik malzemeden kopyalanır. Her adım,
enzim denilen özel bir kimyasal katalizörle sürdürülür.
EVCiL HAYVAN
OLARAK SATILIR
insülin yapma otlA. SARMALI
insülin üretmenin genetik kodu insan vücudandan
alınıp bakterilere yerleştirilebilir; sonra bu bakteriler,
diyabet hastalarını tedavi etmek için insülin sunan
canlı fabrika olarak kullanılabilir. Kod, hücrenin RNA
kopyalanndan elde edilir.
insülin gen i şimdi çift
-�1"----- sarmal şeklindedir

ı insülin üretimini
kodl•y•o "'" (DNA)

$
Hücrenin

;
sitoplazmasından
, alınan insülin üreten
� """
"' 3 Kopyalama
genin RNA kopyası

i � ), Gen i içeren çift

1
sarmal açılır ve birkaç kez

f lnsulın
kopyalan ıp, genetik
bakımdan özdeş çok
2 Bir çift sarmal sayıda kopya elde edilir.
u retmek
yapma Bu, doğal DNA ikilenmesi
için hücrenin
yaptıgı gen in RNA Bir çift sarmal -hücrede sürecini taklit eder.
doğal olarak bulunan
kopyası
DNA'nın çalışan biçimi­
Kodu elde etme yapmak için başka bir
1 insülin kediayan enzim kullanılıp, tek DNA DNA kopyalama
bir RNA zinciri, insan zincirinin yanına enzimi
pankreasında insülin tamamlayıcı bir DNA zinciri
yapan bir hücreden alınır. eklenir.

...ı•
Sonra bir enzim, RNA
zincirinden bir DNA RNA zincirini
kopyası yapar. tamamlayan DNA Bilinen çiftsarmal şeklini
zinciri yapılır yapmak için eklenen DNA
yapıtaşları
f{:'. .

�!·'

Genetik mühendisliği inanılmaz derecede yararlı olabilir. ,.,


Mikroplan tıbbi açıdan önemli proteinleri seri olarak Yabancı gen li bitkileri çevreye sokmak,
üretmeye hazırlamanın yanı sıra, bitkiler ve hayvanlar da beraberinde bunların kontrolden çıkıp, yaban
tarımsal açıdan istenir özellikler kazanabilir; ayrıca gen yaşamda "süper zararlı ot" olmaları gibi bir
terapisinin genetik hastalıkları iyileştirme potansiyeli vardır. endişeyi de getirmektedir. GD kültür bitkileri,
kazayla yabani bitkilerle tozlan ıp, tarıma
GENETiK MÜHENDISLI�I ÖRNEKLERI zararlı otlara dönüşebil i rler. GO bitkiler ile
geneti ği değiştirilmemiş bitkiler arasında "gen
Tıbbi ürünler akışı" belgelenmiştir ama potansiyel çevresel
Hayvan kaynaklı proteinlerden farklı olarak, genetiği değişiiriimiş etkisi konusunda bilimsel bir görüş birliği
miktopların ürettiği proteinlerin seri üretimi yapılabilir. yoktur.
Genetiti detiştirilmiş (GD) bitkiler ve hayvanlar
Besin değerlerini iyileştirmek ya da kuraklığa, hastalıklara ya da zararlı
böceklere dirençlerini artırmak için bitkiler ve hayvanlar değiştirilebilir.

Gen terapisi (bkz. s. 182-83)


Genetik bir bozukluk taşıyan hücrelere, çalışan bir gen eklenerek
normal çalışması sağlanabilir.

� ;!�����y ;�� �:ı'�


eh � Gen i yerleştirme
S Tek zinciri i uçlar gen içeren DNA'ya
i
4 � en k ları
(bunlar bakterilerin içinde doğal yolla olur) eklenmelidir. Bu saçaklar, plazmitin üzerindekileri
özel bir enzim le kesilip açılır; kesilen uçta, tamamlar ve böylece zincirler kolayca birleşir. Bağlantı
özel bir baz dizilişi olan tek zincirli bölümler başka bir enzim le kapatılıp insülin gen i içeren
asılı kalır. plazmitler yapılır.

Bağlayıcı enzim
insülin üreten gen
uçları kapatır
plazmite bağlan ır

Tamamlayıcı
Emzimin kesmesiyle
bazlar {bkz. s. 158)
üretilen tek zinciri i
eşleşir - adenin
bölüm
(kırmızı) timinle
lnsülin geninin (yukarıda sarı)
örtüşen uçları, eşleşir
plazmitteki
tamamlayıcı
uçlara
eklenmelidir

.
. ..
insülin genli
plazmit insülin üretme
bakterinin içine 6 Bakteriler, genetik mühendislik ürünü
.
. .
konulur olan ve insülin geni içeren plazmiti alır.
Bakteri üredikçe plazmit çoğalır. Bakteri ler,
Bakterinin __•
_• kültürden ayrıştırılıp saflaştı rı Iabilen
ürettiği insülin insülin yapar.
Gen terapisi
Bazı hastalıklar özellikle sofistike
bir tedavi gerektirir - ilaç olarak DNA'yı
kullanan bir tedavi. Gen terapisi
hücrelere, bir hastalığı iyileştirmek
için davranışlarını değiştiren genetik
bilgi sağlar.

• •
Gen templsl ııasıl çalıfır?
Genler DNA'nın, hücrelere özel tür proteinler yapma
• •

• •


T Klorür, kapalı kanal
proteinleri nedeniyle
talimatı veren bölümleridir. Gen terapisi, bir hücreye • mukusa ulaşamaz
bir gen sokarak, çalışan bir protein üretemayen KLORÜR

kusurlu DNA'yı telafi edebilir ya da hastalığı k


işlevsiz bir kanal �
Çekirdekteki gen
etkisizleştiren yeni bir görevi teşvik edebilir.
Bu teknik, birçok genin birlikte neden proteini yaratır
olduğu hastalıklardan çok tek bir genirı
neden olduğu hastalıklar (kistik fibroz
gibi) içirı işe yarayabilir. İyileştinci gen
vektör denilen bir parçacığın içinde
hücreye taşınır; vektör,
etkisizleştirilmiş bir virüs ya da 1 Kistik fibroz
lipozom denilen bir yağ daınlacığı Kistik fibroz hastalarının akciğer
olabilir. KiSTiK hücrelerinin kapalı kanal proteinlerini
FiBROZ kediayan işlevsiz genleri vardır. Yani hava


HASTASI yollarını kaplayan mukus çok kalındır ve
solunum güçlüklerine neden olur.

GEN TERAPiSi ARAŞTlR-


MALARI, ŞiMDiLiK BELLi TÜR
KANSERLERi HEDEF ALlYOR �

GENi KUSURLU EKLENEN YENi GEN KUSURLU


HÜCRE YENi GEN GENi BASKlLAR

ama sonunda ölür ve yerlerini


Gen inhibisyonu hastalıklı hücreler al ır; bu
Eklenen bir gen, hastalığa neden olan
bir genin eylemini baskılayan bir yüzden şimdilik tedaviler kısa
protein üretir. Kontrol edilemez ömürlüdür ve çoklu tedaviye
hücre bölünmesini tetikleyip kansere
neden olan belli tip genler hedef HÜCRE NORMAL gerek vardır.
alınır. ÇALlŞlR
Gen��!�: 1 82 / 1 83

YENi
• • •
• GEN

..
• • •
• • •

ı
Lipozom hücre zarına
• •

ı
baglan ıp yeni gen i
• bırakır

,,.; ''" '"''"'"i""""


Yeni gen hücre ____..k

çalışan kanal proteini için
çekirdegine gider kodladıgı aminoasitler

2 Gen eklenir 3 Gen i$1evi düzeltir


Bir solunum cihazıyla vücudun içine Yeni genler hücrelere çalışan kanal
sokulan ve çalışan kanal proteine genleri hücreleri yapma talimatı verir, klorürün
taşıyan lipozomlar hava yollarını süpürür ve mukusa gitmesini sağlar. Tuzlu mukus
duvar hücrelerine em ilir. Burada, hücrelerin hücrelerden suyu emer ve böylece daha
çekirdeğindeki diğer DNA'Iarla birleşirler. akışkan olur, solunu mu kolaylaştırır.

Özgül hücreleri öldürme


Özel olarak hastalıklı

· · · -+
hücreleri hedef alan intihar
genleri, bu hücrelerin
kendi kendierini yok
etmelerine neden olabilir
ya da bağışıklık sisteminin
saldırı hedefi olarak HASTALlKLI iNTiHAR iNTiHAR GEN i KENDi KENDiNi HASTALlKLI
işaretleyebilir. HÜCRE GEN i YOK ETMEYi TETiKLER GEN ÖLÜR

Geleneksel gen terapisi -somatik gen tedavisi denilir- gen leri,


yumurta ya da sperm üretimiyle ilgili olmayan vücut hücrelerine
yerleştirilir. Bu hücreler çoğal ı n ca, kopyalanan genler hastalıklı
dokuda kal ı r ve yavruya geçmez. Germline gen terapisi -etik
değil diye genellikle reddedilir- genlere sperme ya da
yumurtalara ekleni r, bu yüzden genler miras alınabilir. SOMATlK GERMLINE
GEN TERAPiSi GEN TERAPiSi
Kök hücreler
Hayvan vücutları, oksijen y a d a sinir uyarısı taşımak gibi
özel görevli hücrelerden oluşur. Embriyodan yetişkinliğe
kadar, yalnızca küçük bir uzmanlaşmamış kurucu
hücreler -kök hücreler denilir- bankası, bu
çeşitliliğe yol açma yeteneğini korur -
hastalığı tedavi etmek için kullanılabilen

1
bir potansiyel.

f
Kök hücre tipleri
Embriyolar, farklı dokular oluşturma potansiyeli en
fazla olan hücrelere sahiptir. Küçük bir embriyonik
hücre topu, gelişip vücudun bütün parçalarına
dönüşmelidir. Ama bu parçalar ayrı hale gelince,
hücreleri çok-yönlülüğünü yetirir; çünkü kendi özel
görevlerine bağlanırlar. Vücudun yalnızca kemik
'
iliği gibi bazı bölümleri, kök hücreleri korur ama
çeşitlenme yetenekleri sınırlıdır.

iri'l"�- '· " . . '


,,
�.;('<·' �· . ' .
Embriyonik kök hücreler, en büyük terapötik kullanım
potansiyeline sahiptir ama birçok kişi, insan
embriyolarını kullanmayı etik olarak kabul edilemez
bulur ve bazı ü l kelerde embriyolardan kök hücre
almak yasaktır. Yetişkin kök hücreleri -kemik iliğinden En erken embriyo kök hücreleri
ya da göbek bağı ndan- bu kaygıları aşar ama En erken embriyonun, morula denilen katı bir top
halindeyken, maksimum gelişme potansiyeline sahip
potansiyelleri sınırlıdır, diyabet ve parkinson gibi
hücreleri vardır. "Totipotent" denilen her kök
hastalıkların tedavisine ilişkin araştırmalarda hücrenin, embriyonun herhangi bir bölümünü
o kadar yararlı değildir. yapma potansiyeli vardır: pek çok memeli de bu,
sonunda plasentayı oluşturacak zarları da kapsar.

Kök hücre terapisi


Kök hücrelerin gelişme potansiyeli, Toplama 2 Yeniden
hastalık tedavi etmek için sağlıklı doku 1 Bir emurilik programlama
büyütmeye yardımcı olabilir. Örneğin zedelenmesini tedavi etmek Kök hücreler kimyasal
için deneysel bir kök hücre işlemlerden geçirilip daha güçlü
kemik iliği nakli, lösemi gibi kan terapisinde, hastadan kemik yapılır, kan hücreleri yerine sinir
hastalıklarını tadevi etmek için yetişkin ili ği hücreleri alınıp vücudun hücrelerine dönüşmeye teşvik
dışında büyütülür. edilir.
--+
kök hücrelerinin kan hücresi oluşturma
· ·
kapasitesinden yararlanır. Kök hücre
tedavisi, diyabetiiierde insülin üreten
hücreleri de geri getirebilir. Genellikle
hayvanlar üzerinde yapılan deneyler,
potansiyellerini artırmak için kimyasal KÖK HÜCRELER
işlem görmüş embriyo ya da yetişkin kök
hücreler kullanıyor.
1 84 1 8 5
YAŞAM
Kök hücreler

BiR DENEYDE, OMURiLiGi


ZEDELENiP KÖK HÜCRE
TEDAViSi GÖREN HASTA­
LARlN YÜZDE SO'Si TEK­
RAR HAREKET EDEBiLDi

D ı ş hücreler pluripotent degildir - memelilerde,


gelişip yalnızca plasentaya dönüşürler

Bir blastokistin iç hücreleri


pluripotent kök hücredir

f
Beyaz kan
hücresinin birçok
tipinden biri

Erken embriyo kök hücresi Yetişkin kök hücreler


Embriyo bir sonraki evreye -blastokist denilen ve Kök hücreler yetişkinlerin vücudunda varlığını
hücrelerin oluşturduğu içi boş bir küre- ulaşınca, sürdürür ama gelişip dönüştükleri hücre tipleri
uzmanlaşmada ilk adıma ulaşılmış olur. Memelilerde dış sınırlıdır ve "multipotent" olarak nitelenirler. Örneğin,
hücre tabakası plasentanın oluşmasına yardım eder. vücudun pek çok kemiğinin iliği, farklılaşıp çeşitli tipte
Yalnızca pluripotent kök hücreler içeren iç hücreler, kan hücresine dönüşebilen multipatent kök hücreler
embriyonun vücudunun bölümlerini oluşturacak. içerir.

��� ����:� sinir


k 4 Yesilmat
3 Hücreler, sinir
hücrelerine dönüşür; hücrelerinden oluşan
elektriksel sinir uyarıları omurililin hasarlı
taşıyabilen uzun lifler bölümünün etrafındaki
geliştirirler. sıvıya enjekte edilir.

SINIR HÜCRELERI
Klonlama
Klonlar, genetik olarak özdeş canlılardır. Evet - tek yu murta ikizleri

Teknoloji yapay klonlama yapabilir; klondur. Bunlar, döllenmiş tek


yumurta rah imde iki ayrı
bunun tıbbın ötesinde sonuçları vardır.
h ücreye bölününce ortaya

Klonlama nasıl çalışır? çıkar. Bu h ücreler daha sonra


Klonlamanın temelinde, kendi kendini kopyalayan, hücrelerin bölünmesini gelişip genetik olarak özdeş
tahrik eden ve eşeysiz üreyebilen her canlıyı çağaltan DNA vardır. Laboratuvar embriyolara dönüşür.
teknikleri bunun ötesine geçip uzmanlaşmamış belirli türde hücreleri ve
dokuları manipüle ederek doğal yolla olmayacak şekilde klonlar üretir.

DOGAL KLONLAMA YAPAY KLONLAMA

ANNE
BAKTERi
YAVRU
BAKTERiLER
t ANNE

fJ· · �
BiTKi

V- ::���� ıntıları
Sıçanın
dölyata�ından
alınan 8 hücreli

DNA�� 1
embriyo

:\l
Yavru bakteri ler, anne e
özdeş içerir

'"''"""' ,,,.,.
Mikroplarda eşeysiz üreme
'•""'''"'''" h""; 1
Bakteri gibi mikroplar kendilerini
klonlayarak eşeysiz ürer. Hücre
bölünmeden hemen önce, DNA
kutlelerine donuş r �1 • . . . .

kopyalanır. DNA'nın özdeş kopyalan her . . .

J
bir hücreye gider.

ANNE AGAÇ '"'"m"''"'"'"''

embriyo
Kalluslar büyüyüp
bölünmeye
anne bitkinin
devam edecek
klonlarına dönüşür

Bitldlerde ..-ysiz Oreme Doku kültürü Embriyo parçalama


Rizom denilen yeraltı kök sistemi, anne Bitkilerin bazı bölümleri, büyüme regülatörleri ilk başarılı hayvan klonlama teknikleri, embriyoların
bitkilerle genetik olarak özdeş yeni qaçlar denilen kimyasallarla işlemden geçirilirse, geli­ bölünmesini gerektirmekteydi. Başarılı bir biçimde
çıkarmak için gerekli dokuyu içerir. şip yeni bitkileri dönüşmeye teşvik edilebilir. erken bir evrede yapılırsa, embriyonun
Akkavak $çları, gezegende en büyük Minik bitkiler, toprağa aktarılmadan önce, besin uzmanlaşmamış hücreleri bir vücudun bütün
klon topluluklarından bazılarını üretir. bakımından zengin steril bir jelin içinde filizlenir. parçalarını oluşturma potansiyelini korur.
PiRENE KEÇiSi
T�KENMi$
BIR SOYDAN r
CJ� Korunmuş örnekler, soyu tükenmiş türleri diriitme gibi kışkırtıcı bir olasılık
sunar. Ne var ki, DNA zaman içinde bozulur - yani eski DNA'lar yaşayabilir bir
embriyo yapmak için gerekli yaşamsal talimatlardan yoksundur. Bilim insanları,
donmuş mamut dokularından dikkate değer
ölçüde bozulmamış DNA dizilişleri elde etti -
YENiDEN CAN­ ama klonlamaya olanak vermeyecek kadar
hasarlı ve eksiktir. Bilim insanları, mamut
LANDIRILAN genlerini Asya fili (mamutun yaşayan en yakın
iLK HAVVANDI AMA akrabası) genleriyle birleştirip, yapay bir rahimde
yetiştirilebilen melez bir embriyo yaratmayı
7 DAKiKA SONRA ÖLDÜ plan lıyor. Ne var ki, bu etik kaygılar doğuruyor. TÜYLÜ MAMUT

KOYUN l KOYUN 2

. . •

YUMURTA HÜCRESi MEME HÜCRESi

0 0
:j
Çekir ği
alınmış
yumurta
hücresi
v� Meme
hücresinden
çıkarılan
çekirdek

. ,
Koyun 2 meme
Genetik hücresind �n
alınan çekır-
olarak koyun 2 •

ı.1 e ozd eş b'ır


, dek, koyun
koyun 1 1 'den alınan
yumurta
hücresinin
içine konulur

KOYUN 2'NiN KLONU

Somatik hücre çekirdeii nakli


Vücut (somatik) hücresinden klenlar
üretilebilir. Çekirde�i alınmış bir yumurta
hücresi, bir klon üretme potansiyeline
sahip verici vücut hücresini yeniden
programlar. Koyun Dolly, bu teknik
kullanılarak klonlandı.
Bir yıld ızın ömrünün uzunluğu
büyüklüğüne bağlıd ı r.
En kütleli yıldızlar bi rkaç
yüz bin yıl devam edebilir;
en küçüğüyse trilyonlarca
yıl yanabilir.
Büyük Patlama yalnızca hidrojen, helyum ve biraz lityum yarattı.
Diğer bütün ağır elementlerin neredeyse tümü, yıldızlarda ya da
süpernova sırasında oluştu. Süpernovalar bu malzemeleri salıp
yeni yıldızların ve gezegenlerin tohumunu eker.
l A!:ır elementler
daha sonra çöken
moleküler bulutlara
sokulur
Güneş
Güneş e n yakın yıldızımızdır. Bir sarı
cücedir -ortalama büyüklükte bir yıldız­
enerjisini nükleer füzyonla üretir.
Güneş'in ömrünün yarısında olduğu
tahmin edilmektedir ve olasılıkla beş
milyar yıl daha kararlı kalacaktır.

Günet'in içi ve dıtı


Güneş esas olarak plazma halinde helyum gazından ve
Sıcaklı�ın ıs milyon hidrojenden oluşur; gaz o kadar sıcaktır ki, atomları
•eye ulaştı�ı
çekirdekdeki füzyon,
elektronlarını yitirip iyonlaşır (bkz. s. 20-21). Güneş'in
Güneş'in bütün ışı�ını altı bölgesi vardır: İçeride, nükleer füzyonun gerçekleştiği,
ve ısısını üretir radyasyon ve ısıyayım kuşaklarıyla çevrili çekirdek
vardır; dış tarafta görünür yüzey ya da fotosfer,
kromosferle çevrilidir; en dış bölgeysa koronadır.

A�IR
HiDROJEN HELYUM ELEMENTLER % 2
70,6% 27,4% Oksijen, nitrojen,
karbon, neon, demir
ve di�erleri
Radyasyon kuşagında
fotonlar sonunda Güneş'in kütlesi
dışarıya kaçmadan Güneş'in kütlesinin
önce bir parçacıktan yaklaşık dörtte üçü hidrojendir.
di�erine zıplar Güneş'in toplam kütlesi,
Dünya'nın yaklaşık 333.000
Sıcak plazma katıdır.
baloncukların ın Korona, Güneş'in en dış
dışarıya do�ru hareket etti�i katmanı uzaya yayılır
ısıyayım kuşa�ında sıcaklık
ı ,S milyon •eye düşer Güneş lekeleri, fotosferin
görece soguk, koyu
alan larıdır; Güneş'in dışa
dogru ısı aktanmını
önleyen manyetik
alanındaki
yo�unlaşmalar buna


neden olur

GÜNEŞ
SiSTEMiNDE
KUSURSUZ BiR
KÜREVE EN YAKIN
NESNE GÜNEŞ'TiR
GClDef •tldDIIOI ,. dÜDp
Güneş'in yüzeyindeki etkinlikte değişik­
likler dünyadan hissedilebilir. Bir koronal Güneş'in büyük kütlesi nükleer füzyonun gerçekleş­
kütle atımında parçacıklar dünyaya tiği çekirdekte muazzam basınç ve ısı yaratır. Her biri
ulaşınca, uzay araçlarımn duvarlarından tek bir protondan oluşan hidrojen atomları nın
geçebilir (astronotlar için tehlike yarata- çekirdekleri, diğer hidrojen çekirdekleriyle kaynaşıp
bilir), uyduları bozabilir, enerji nakil bir helyum çekirdeği oluşturur. Süreçte diğer
atom-altı parçacı klar ve radyasyon salınır - ayrıca
hatlannda yüksek akımlara neden olabilir.
çok büyük miktarda enerji.
�Nötrino
c
Güneş lekesi etkinliği de dünyamn iklimini
etkiler. Tepe noktasında güneş lekesi Pozitif
elektron Helyum-3
etkinliği, güneş radyasyonunda küçük bir çekirde�i
artışa neden olur. Güneş lekelerinin lt\ ..,.
olmadığı zamanlar, dünya tarihinde soğuk
··� .
..�
..�
dönemleile ilişkilendirilmektedir.
Püskürtü, güneş --'--­

lekeleriyle ilişkili manyetik


enerji salımından Hidrojen
kaynaklanan yojlun bir çekirde�i

l,,,.
radyasyon patlaması (proton)

__
bajlh kalmasına
raamen uzaya doAru
Koronal kütle atımı, ----­
uzanan bir plazma
halkasıdır koronadan alışılmamış
ölçüde büyük plazma
salımıdır

1
GÜNE$ I$1GININ
BiZE ULAŞMASI
Kmm�f" G'"'"" · NE KADAR ZAMAN ALlR?
atmosferinin ince bir
tabakasıdır - tam güneş
tutulması sırasında, Bir fotonun Güneş'in
Güneş'in etrafında kırmızı çekirdeğinden yüzeyine çıkması
bir kasnak olarak görüyoruz
birkaç yüz bin yı l alabilir.
Ama ondan sonra fotonun
Dünya'ya ulaşması yalnızca
Sıcaklı�ın 5.500 •c olduAu
fotosferden kaçan sekiz dakika al ır.
radyasyon, bize güneş
ışıAı olarak görünür
Güneş sistemi
Güneş sistemi Güneş'ten -yerel yıldızımız- v e onun
etrafında dönen sekiz gezegenden oluşur. Ayrıca Gü neş sistemi yaklaşık
170'den fazla ayı, birkaç cüce gezegeni, asteroitleri, 4,6 m i lyar yaşındadır.
kuyrukluyıldızları ve diğer gök cisimlerini de içerir. Bu yaş, yeryüzüne düşen
göktaşı malzemenin
Nasıl oluştu? radyoaktif bozu numu
Güneş sistemimiz, bulutsu denilen ölçü lerek hesaplandı.
dondurtıcu bir gaz ve toz bulutu
yoğu�laşıp dö�ı:İi.ey� başlayınca
doğdu (bkz. s. 190). Disk'n"sıcak
jüpiter
merkezinde Güneş oluşurken, da.ha Buradasınız En büyük gezegen
uzaktaki malzemeler ay ve gezegan � • Jüpiter'in, 300
yaşında bir fırtına
oldu. Yalnızca kayaç malzeme
Ç'� >�� olan dev bir kırmızı
��"'-� �
Güneş'e yakın ısıya dayanıp iç Samany,9lundaki yerimiz lekesi vardır.
Güneş sistemimiz, samanyolu jüpiter'in ayları "'o
gezegenleri oluşturdu; dondurucu ? ?
galaksisinirr bir iç kolunda yer
"
Jüpiter'in 69 ayı vardır; <t� +�
�+�'if
gazlı maddeysa diskin dış alır. Güneş, ı oo -4oo' inilyar bunların en büyüğü
bölgelerinde duran dış gezegenleri yıldızdan biridir. Ganymede merkürden
oluşturdu. büyüktür. Europa
ayının buz yüzeyinin
altında sıvı su
SATÜRN'ÜN YOGUNLUGU O • .b � lunduğu sanılıyor.

KADAR DÜŞÜKTÜR Ki, G EZEGEN


· ·.
SUYUN ÜSTÜNDE DURABiLiR ...

�· �c9 o

��- '\;:
·:
� � ·'
�(. �of\�
�·. �o ���
� �- ?>.�
.
� � o Mars
? ? Donmuş kızıl
� +�
�of\?
gezegen de
kütleçekimi
+ Dünya'nın
Dünya yaklaşık üçte
Dünya en yoğun biridir.
gezegendir.
Yüzeyinin
yüzde 70'ini
Gf;lıer Venüs su kaplar.
felıo Se En sıcak gezegen
�./.; �,/. Venüs o kadar yavaş
�� "'o
. ? döner ki, bir günü
<t� +� bir yılından daha
"+�
uzundur.
+ Asteroit Kuşağı
Merkür
Mars'ın ve jüpiter'in
En küçü k gezegen yörüngelerinin arasındadır.
� ••
olan Merkür Cüce gezegen Ce res
yörüngede saniyede oradadır.
47 km yol alır.
��

1 94 / 1 9 5

Neptün
Neptün'deki
fırtınalar saatte
2.000 km hızla eser;
en rüzgarlı
gezegen dir.

Uranüs
Güneş'ten en uzak
gezegen
olmamasına
rağmen, Uranüs
kaydedilmiş en
düşük ısıya
sahiptir.

Gezegen yörüngeleri
Bir gezegen Güneş'e ne kadar yakınsa, Güneş'in
kütleçekiminden o kadar çok etkilenir ve yörünge
hızı daha o kadar olur. Güneş'e en yakın gezegen
Merkür en yüksek Güneş'ten en uzak gezegen
Neptün en düşük yörünge hızına sahiptir. Her
yörüngenin yolu, gezegenlerin birbirine uyguladıkları
kuvvet nedeniyle biraz de ğişen bir elipstir.

Satürn'ün halkaları jüpiter'de bir yıl (bir Satürn'ün Güneş'in


Halkalar esas olarak yansıtıcılığı yüksek su yörünge) neredeyse 12 etrafında bir tur dönmesi
buzundan oluşur; kayaç malzeme izleri de vardır. dünya yılıdır 29,5 dünya yılı sürer
Asteroitlerle ya da kuyrukluyıldızlarla çarpışan bir
ya da daha fazla ayın kalıntısı oldukları sanılıyor.

Pluton gibi cüce gezegenlerin küre bir


cisim oluşturmaya, doğrudan
Güneş'in etrafında dönmeye yeter
kütleçekimleri ve kütleleri vardır.
Bununla birlikte, diğer gezegenler­
den farklı olarak, yörünge yollarını
temizlememiş, yolu asteroitlerle ve
Neptün'ün bir yörünge
kuyrukluyıldızlarla paylaşıyorlar. PLUTON dönüşünü tamamlaması
164 dünya yılı alır
Uzay enkazı
Güneş sistemi oluşurken, kaya ve buz parçaları farklı
büyüklükte cisimler yarattı; bu cisimlerin en büyük
olanları gezegen oldu. Bazı parçalar bazen yeryüzüne
düşen kuyrukluyıldız, asteroit ve meteorit olarak kaldı.

Bir kuyru kluyıldızı ya da


asteroiti kireçle ya da kömürle
tozlandırmak, güneş ışığıyla
ısı nan şekl ini ve yörüngesini
değiştirebi lir. Bir nesnenin
yakı n ı nda patlayıcı patlatmak
yörüngesini daha h ızlı
değişti rebilir.
1 96 / 1 97
UZAY
Uzay enkazı

Koiper Kuşağı ve Oort Bulotu


Kuiper Kuşağında, Neptün'ün yörüngesinin
ötesinde disk şeklinde bir nesne kuşağında,
gezegenler tarafından çekiştirilen buzlu cisimler
kuyrukluyıldız olur. Dış güneş sisteminde buzlu
döküntülerden oluşan büyük bir bulut küresinde,
Oort Bulutunda yer alanlar, geçen yıldızların
kütleçekiminden etkilenir.
Kuyrukluyıldız
yörüngeleri
Kuyrukluyıldızlar, Güneş'in
etrafındaki yörünge süre­
lerine göre sınıfladırıhr.
Kısa periyotlu kuyruklu­
yıldızların yörünge süresi
200 yıldan daha azdır ve
kayna�ı Kuiper Kuşa�ıdır.
Uzun periyotlu kuyruklu-
yıldızların yürünge süresi
200 yıldan fazladır ve Oort
Bulutundan gelir.
Neptün

Kuyrukluyıldız
kuyrukları
Kuyrukluyıldızların
her zaman Güneş'ten
uzak tarafta iki kuyru�u

kuyruk ----
vardır - biri toz, Plazma
di�eri plazma kuyruk.
Boyları 160 milyon km
olabilir.

Gaz ve toz -...,,,,�;r:cııı .,,.c:ı•·


.
püskül-bulut
Toz
kuyruk
__..;,ili--- Toz ve buz
çekirdek

i Güneş yönü

SAATTE 36.000 KM HIZLA HAREKET


EDEN 1 0 CM BiR NESNE, 25 DiNAMiT
LOKUMUNA EŞDEGER BiR HASARA
N EDEN OLABiLi R •
iki ana kara delik tipi vardır: Yıldız ve süper-kütleli. Yıldız
kara deliği, büyük bir yıldız ömrünün sonunda
süpernova olunca oluşur. Süper-kütleli kara deli kler •
daha büyüktür ve galaksilerin merkezinde bulunur, YILDIZ KARA DELiK
etrafı çok sıcak, parıldayan maddeyle çevrilidir. ilkel Olay ufku çapı: 30-300 KM.
kara delikler denilen üçüncü tip kara delikler, Büyük Kütle: 5-50 ton
Patlamada oluşmuş olabilir. Eğer gerçekten var
oldularsa, pek çoğu olasılıkla küçüktü ve hızla
buharlaştı. Birinin bugüne kadar varl ığını sürdürmesi SÜPER-KÜTLELi KARA DELiK iLKEL KARA DELiK
için, en az büyük bir dağın kütlesiyle başlaması Olay ufku çapı: Güneş sistemi Olay ufku çapı: Küçük bir atom
gerekirdi. büyüklüğü kadar. Kütle: çekirdeği genişliğinde. Kütle: Bir dağın
Milyarlarca Güneş kadar. kütlesinden fazla
Bir kara deliğin olay ufkuna
yaklaşınca, kütleçekimi o kadar
dramatik artar ki, oraya doğru
düşen nesneler gerilip uzun,
spagetti benzeri ipiere dönüşür. Bu
"spagettileşme" sürecinde farazi bir
astronot, ilk önce bacaklar olmak

Kara delikler uzayda dolaşıp


gezegen yutmaz.
Gü neş bir kara delik olsa bi le,
Dünya içine düşmez;
çünkü yeterince uzakta delik,
Gü neş'le aynı kütleçekimini
sahi p olurdu.
SAMANYOLU
NE KADAR BÜYÜKTÜR?

Bir uçtan bir uca uzunluğu


yaklaşık 1 00.000 ışık yılıdır ve
diskin kalın l ığı da 1 .000 ışık yılı
kadard ı r. Güneş sistemimizin
merkezindeki kara deliğin
etrafın ı 230 m ilyon yılda
döner.
Normal galaksilerden
farklı olarak aktif
galaksiler, her galaksinin
merkezindeki süper­
kütleli kara deliğin
biriktirdiği malzemeden
ötürü, yıldızlarının
üretebildiğinden daha
fazla enerji salar. Bazı
aktif galaksiler enerjili
parçacık jetleri gönderir.
Büyük Patlama
Pek çok astronom, evrenin 1 3 , 8 milyar yıl
önce Büyük Patlama denilen bir olayda
belirli bir başlangıcı olduğunu düşünür.
Sonsuz derecede küçük, yoğun, sıcak bir
noktadan başlayarak, tüm madde, enerji,
uzay ve zaman oluştu. Büyük Patlamadan
beri evren giderek büyümekte ve
soğumaktadır.

Zaman Büyük Patlamayla


başladıysa, hiçbir şey.
Belki de evreni miz,
ana bir evrenin
malzemesid i r.
Büyük Patlama teorisini öneren bilim
insanları, patlamanın, gökyüzünde
bütün yönlerden gelen solgun bir ısı
radyasyonunu geride bırakacağı nı
öngürüyorlardı. 1964'te, New
jersey'de büyük, boru şeklinde iki
radyo anteni kullanan
Amerikalı i ki astronom, kozmik
mikrodalga ardalan denilen
bu radyasyonu buldu.
Evren ne kadar
Bir mesafe (zaman değil) birimi
olan bir ışık yılı, ışığın bir yılda
büyüktür?
katettiği mesafedir. Işık Uzay sonsuz mudur? Evrenin şekli
saniyede 300.000 kilometre nasıldır? Astronomlar bu soruları
h ızla hareket eder; bu yüzden yanıtlamamalarına rağmen, evrenin
bir ışık yılı yaklaşık olarak görebildiğimiz bölümünün büyüklüğünü
9, 5 trilyon kilometred i r. tahmin edebiliyorlar. Kütle ve enerji
yoğunluğunu inceleyerek uzayın
geometrisiyle ilgili sonuçlar da Gözlemlenebilir evrenin
ötesinde, ışıgı henüz bize
çıkarabiliyorlar. ulaşmamış ama sonunda
görülebilir olacak
bölgeler vardır ---

Bu, evrende en uzak görünür


nesnelerin dünyadan
şimdiki uzaklıgıdır
204 / 205
UZAY
Evren ne kadar büyüktür?

Genişleyen uzayda mesafe ölçmek Evren şekilleri


Uzay genişlediği için, uygun uzaklık denilen, uzaydaki bir Evrenin üç olası
nesneye gerçek uzaklık, geriye doğru uzaklık denilen, nesneden geometrisi vardır.
gelen ışığın bize ulaşmak için katettiği mesafeden daha Her birinin uzay-zaman
büyüktür. Uzayın genişlemesi hesaba katılırsa, gözlemlenebilir eğriliği farklıdır. Bu alışık
evrenin kenan yaklaşık 46,5 milyar ışık yılı uzaktadır. olduğumuz türden bir eğrilik
değildir ama iki boyutlu bir
şekille gösterilebilir.
Evrenimizin düz ya da düze
yakın olduğu sanılmaktadır.
Evrenin kaderiyle ilgili birçok
teori bu geometrilere dayanır.

11 MiLYAR YIL ÖNCE

Düz evren
Düz bir evrenin iki boyutlu benzeri, bilinen
geometri kurallarının gerçeklik olduğu bir
5 MiLYAR YIL ÖNCE düzlemdir. Örneğin paralel çizgiler asla buluşmaz.
Bir üçgen in iç
açılarının
toplamı
ı 80°'den fazladır

Uzaklaşan çizgiler
sonunda tekrar
buluşur
� • • • • • • Geriye dogru uzaklık • • • • • • � �riyedogru gidilen uzaklık> �
� �
Pozitif etri evren
• • • • • • • • • • • • • • • • • Uygun uzaklık • • • • • • • • • • • • • • • • •
Uzay-zamanın pozitif eğri olduğu bir evren
BUGÜN "kapalıdır," kütle ve kapsam bakımından
sonludur. Bu iki boyutlu benzetmede
paralel çizgiler küresel bir yüzeyde birleşir.

UZAY NE KADAR HIZU GENI$LIYOR'l


Galaksilerin içi gibi görece küçük ölçeklerde, uzaydaki
nesneler kütleçekimiyle birbirlerine sabit bir mesafede
tutulurlar. Ama daha büyük ölçeklerde, uzayın
genişlemesi, nesnelerin, şişen bir balonun yüzeyindeki
noktalar gibi birbirinden uzaklaşması demektir. iki nesne
ne kadar uzaksa, o kadar hızlı birbirinden uzaklaşırlar. En
son ölçümler, bir megaparsek (yaklaşık 3 milyon ışık yılı)
Negatif etri evren
birbirinden ayrı iki nesnenin, saniyede yaklaşık 74 Bu senaryoda evren "açık" ve sonsuzdur.
kilometre birbirinden uzaklaştığını gösteriyor. iki boyutlu benzetme, uzaklaşan
çizgilerin giderek daha fazla uzaklaştığı
semer seklinde bir uzaydır.
ya da kahverengi cüce gibi
yogun nesnelerden -toplu
olarak MACHO (Massive
Compact Halo
Objects -Kütleli Kompakt
Hale Nesneler)- oluşur; o
kadar az ışık yayarlar ki,
ancak kütleçekimsel
kırılmayla (bkz. yukarıda)
saptanabilir. Bununla
birlikte MACHO'Iar, kara
madde kütlesinin
Evet var - olasılıkla. Bazı
tahminlere göre, her saniye
milyarlarca kara madde
parçacığı vücud um uzdan
geçmekted i r.
Nasıl son bulur? En olası senaryolarda
evrenin son bul ması
Evrenin nihai kaderi belirsizliğini koruyor. Çöküp yeni m i lyarlarca yıl gerçekleş­
bir Büyük Patlamayla mı biteceği, soğuk ve sessiz bir meyecek. Bununla birlikte,
Büyük Değişim
kapanış noktasına mı geleceği, şiddetli ve kalıcı bir
her an gerçekleşebilir.
sonia mı karşılacağı, sonsuza kadar genişleyip
genişlemeyeceği, bilimsel spekülasyon konusudur.
Evreni görmek
Astronomlar en eski zamanlardan beri,
başlangıçta çıplak gözle ve daha yakın
zamanda, uzayda en uzak ışık dalgalarını
sapıayabilen gelişmiş donanım kullanarak
uzaya baktılar. SARMAL GALAKSi

Radyo dalgaları Kızılötesi ışık Görünür ışık Morötesi ışık


En uzun ışık dalgası olan radyo Kızılötesi ışık, Güneş'in sıcaklığı Astronomlar görünür ışık yayan Güneş ve yıldızlar, büyük
dalgalarını birçok nesne, Güneş, gibi ısı enerjisidir. Evrendeki her nesneleri dünyada teleskop bölümü Dünya'nın ozon
gezegenler, galaksiler ve şey enerjisinin bir kısmını kullanarak görebilir ama ışık tabakasınca engellenen
bulutsular yayar. Pek çoğu kızılötesi ışık olarak saçar. Büyük kirliliği ve atmosfer parazitleri morötesi ışık (UV) yayar. UV ışığı
Dünya'nın atmosferini geçip bölümü Dünya'nın atmosferince olmadan daha berrak görüntüler incelemek, galaksilerin evrimi ve
yeryüzüne ulaşır. emilir. elde edilir. yapısı hakkında bilgi verebilir.

Tayf
Sarmal galaksi gibi karmaşık bir __ WMAP uydusu "Hubble teleskcpu kızılötesi,
nesne, tayf genelinde radyasyon mikrodalga ___ görünür ve morötesi ışık
yayar. Astronomlar olabildiğince radyasyonu ölçüp, yakalayarak uzak yıldızların,
çok şey öğrenmek için, tayfı bir erken evrenin bulutsuların ve galaksilerin
dizi aletle inceler. bileşimini açığa çıkardı görüntülerini aldı."

,...,'---.,._.- Yerdeki gözlemevleri ve


teleskoplar, uzayda optik ya
da görünür ışık yayan
nesneleri görebılır

RADYO DALGALARI MiKRODALGALAR KlZlLÖTESi GÖRÜNÜR MORÖTESi


2 1 0 / 21 1
UZAY
Evreni görmek

lşığı görmek Spektroskopi


Elektromanyetik tayf, hepsi ışık formları olarak nitelenebilen, Bir elementiri atomları, ısıtılınca
farklı dalga boylarında kesintisiz bir radyasyon tipleri spesifik dalga boylannda ışık yayar.
yelpazesidir. Dalga boyuna bağlı renk olarak görünen görünür Spektroskopi denilen bir teknikle,
ışığı da kapsar ama radyo dalgaları ve X-ışınları gibi insan bir nesneden gelen ışık bir prizma
gözünün göremediği çeşitli formları da içerir. Her biri uzayda kullarıılarak bölünür; sonra tayf denilen
ışık hızıyla yol alır. dalga boylan örüntüsü, nesnede hangi
atom tipleri olduğunu görmek içirı
iricelenir. Bilim irisanlan uzak nesnelerin
neden meydana geldiğirıi bu şekilde
anlayabiliyorlar.
Çizgiler, neon atom­
larının farklı dalga
boylarında emisyo­
nuna karşılık gelir

X-ışınları Gama ışınları


X-ışınlarını kara delikler, nötron En küçük ve en enerjik dalgalar,
yıldızları, çift-yıldız sistemleri, gama ışınlarını nötron yıldızları,
süpernova kalıntıları, Güneş, pulsariar, süpernova patlamaları
diger yıldızlar ve bazı ve kara delikierin etrafındaki
kuyrukluyıldızlar yayar. Pek çogu bölgeler üretir. soo 600 700
Dünya atmosferince engellenir. DALGA BOYU (NANOMETRE)

Chandra X-ışını
SAHTE RENK GÖRÜNTÜLEME
Gözlemevi'nin sekiz
aynası gelen X-ışınlarını.
diger aletlerin keskin Fermi teleskcpu nun gama
• görüntüler yakaladıgı bir ışınları yakalamak için metal Gözlerimiz tayfın yalnızca dar bir bölümünde
noktaya odaklar ve siliken örtülü kuleleri vardır gelen ışığı saptayabilir. Bu aralığın dışında
toplanan radyasyonu kullanarak görüntü
yaratmak için astronomlar görebildiğimiz
renkleri kullanarak, değişik radyasyon yoğunl ğu
düzeylerini temsil ederler. Bu, sahte renk
görüntüleme olarak bilinir.
Bazı öte-gezegen ler,
yıldıziarına çok yakın
yörüngede dönen,
atmosferlerinde aşırı hava
koşulları üreten gaz
devleridir - jüpiter gibi
212 / 21 3
UZAY
Yalnız mıyız?

Akıllı yaşam arayışı SETI


Akıllı yaşam saptamanın bir yolu, dinlemektir. SETI SETI'nin California'daki Alien
Teleskop Dizisi, öte-gezegen
(Search for Extraterrestrial Intelligence -Dünya-dışı aviayan Kepler Uzay
Zeka Arayışı), gelişmiş uzaylı yaşamın işareti olan Teleskopu'nun topladığı verilere
radyo ya da optik sinyaller arayan bir kuruluştur. Radyo dayanarak gökyüzünde özel
alanları hedefliyor.
teleskopları, yapay bir kaynağa işaret eden dar-bant
radyo sinyalleri arıyor. Bilim insanları, yalnızca nano
saniyeler süren çok kısa ışık panltıları da arıyor.
Şimdiye kadar doğrulanabilir bir işaret saptanmadı. ANAHTAR

" '
Drake denklemi
• Drake'in 1961 tahminleri

• Yakın zaman tahminleri

f� '
Astronom Frank Drake'in 1 96l'de önerdiği bu denklem,
galaksimizde var olması muhtemel ve iletişim kuran

� : : h":"�
uygarlıkların sayısını tahmin etmek için kullanılır.

� '"''
f' x t: C
Sinyal gönderen Galakside Gezegen Gezegen sistemi ba­ Yaşama Akıllı yaşamın Iletişim iletişim kuran
uzaylı uygarlıkların yıllık yıldız sistemine sahip şına yaşamı destek­ yol açan göründü�ü teknolojisine uygarlıkların
•m h leyen dünyaların dünyaların dünyaların sahip uygarlık- ortalama ömrü
oo

• • •• • •
Herkes nerede?
Potansiyel olarak yaşama uygun milyarlarca

�:os.
gezegen vardır ve Samanyolunun oluşumundan bu


yana ileri bir uygarlığın kolonileştirmesine yetecek
cı& ı �
�"' %!!.
kadar zaman geçmiştir. O halde neden henüz ilişki
aa i
o-

���'6. ·cı.
o

�lll· �-· i\
kuramadık? Belki de, yaşam aslında o kadar

1�@!, �s

enderdir ki, evrende yalnız olabiliriz. c
c:. � ..c. -o. :: cı

ı;
tii -:1'
..
�; �g. �= 3�

�· � � ::J
i�
\'ii
9: eı.
s t 9:'2- �3 ı_=='nı 2
3 -a.
�.; �,
5· �

.. ti\ a j
i'::J C!!r.-· i, ��-·<.0 i'" ::1f 3
� li - � ö
� §,
Hj P>
Ferml paradoksu
� [ ;.

i i � i �l §"f I
� ii' li !f
-· s
Fizikçi Enrico Fermi, dOnya-dışı
.. � cr s·
�"J
:::
uygarlıkların olma olasılılının ,.. :ı
ii' a.
:r �: g
:ı.
s � �
� s ;-
ı 'J !
yOksekiili ile varlıklarına ilişkin
�� :!. - ·
� DJ A f'lS: :;,� ,.[ �· �·
... g - � e:
[ �.. ·
kanıtlardan yoksun oluşumuz

�1ı- fSi l
E. ji
il
arasındaki karşıtiıla dikkat çekti. o

J:
;s; ":i

iJ�· N§} 5·§' �· ;.. f


o
""

�J �B
li ,..
� �
� e:
l :f
ifC!9<
:= !i
..,.
o

ii' i
DJ

�� � ii" g.

®
§j
s. :
3.500'DEN FAZLA ÖTE- :"t §J .� ı::,

GEZEGENiN VARUGI � �
!! -�
DOGRULAN DI
Uzay uçuşu
Bütün uzay araçlan, başlangıçta bir güç pat­ Kurtulma hızı
lamasından kaynaklı balistik bir seyir izle­ Yeterince hızlı firlatılan bir nesne Dünya'nın
kütleçekiminden kurtulabilir ve uzayın içirıe açık
yen mennidir. Serbest düşüş halinde, bü­
bir eğriyi izleyerek başka bir gök cisminin
yük gök cisimlerinin kütleçekiminin insa­ etrafına düşebilir. Bir uzay aracının başlangıçtaki
fına kalırlar ama bazılan, küçük yönlen­ fırlatma gidimizi ve hızı çok önemlidir. Örneğin
dirme roketleriyle rotalannı biraz ayarla­ araç Ay'a çok yüksek hızla fırlatılırsa, ayın zayıf
kütleçekimi geçip gitmesini durduramayacağı
yabilir.
için, inişte yavaşlayamayabilir.
Uzayda serbest düşüş
Bir uzay aracı Dünya'dan fırlatıldıktan sonra, aslında
uçmuyor, düşüyor. Uzayda astronotlar hala
kütleçekiminin -Dünya'nın ya da Güneş'in- etkisi
altındadırlar ama bu cisirnlerin etrafında düşerken
ağırlıksızlık yaşarlar. Yörüngede dönen bir uzay aracı
Dünya'nın etrafında düşer ama asla çarpışmaz; çünkü
ileri doğru hızı, kütleçekimiyle birleşip Dünya'nın
eğrisini izleyen eğri bir yol, yani gidimizi (parkur) üretir.

VOVAGER 2 NEPTÜN'ÜN UVDUSU


TRiTON'UN GÖRÜNTÜLERiNi
YAKALAMAK iÇiN NEPTÜN'ÜN KÜTLE
ÇEKiMiNi KULLANARAK �
YAVAŞLADI � �
214 / 21 5
UZAY
Uzay uçuşu

PARK VERLERI
Beş Lagrange noktası (Ll -LS) uzayda küçük
bir nesnenin i ki büyük cismin ortak
kütleçekimsel kuvvetinden yararlanarak iki
büyük cisme göre kararlı bir konumu
sürdürebildiği noktalardır. Örneğin Ll'de bir
nesne hem Güneş'e hem Dünya'ya doğru
eşit kuvvette çekilir. Bu konumlar, uzayda
uyd uların "park etmesi" için iyi yer olabilir.

L2
Mlkro-lditleçeld m l
Astronotlar yüzeyleri
hafif ittirerek uzay aracında
hareket ederler. Uluslararası
Uzay Istasyonu, astronotların
tutunması için el ve ayak
tutamaklarıyla
donatılmıştır.

Uzay tuvaleti
Uzaydaki tuvaletler vakum ağızları
kullanır ve idrarı içme suyu olarak
geri dönüştürür. Dışkı, uzayda
bir me rm i haline gelmesin
diye, atılmaz
depolan ır.

t tıt
Bu bilmecede, ikizlerden biri dünyadan
ayrılır ve ışık hızına yakın ya da güçlü bir
kütleçekimi alanına yakın yolculuk yaptık
tan sonra eve dönünce, ikizinin daha hızlı
yaşiandığın ı görür. Özel görelilik {bkz. s.
140-41), uzay yolcusunun zaman
deneyiminin ikizinine göre nasıl yavaş UZAY YOLCULU­
GUNDAN ÖNCE
olduğunu açıklar.
Hareketsiz hava
Havalandırma olmadan
hava dolaşmaz;
karbondioksit başı n
etrafında toplanır ve
sıcak hava vücudun
etrafında kalır. Ter
buharlaşmaz.

Hala kendi sınırlarımızı


arıyoruz. Rekoru elinde
tutan Rus kozmonot Valeri
Polyakov, 1 994-95'te
M i r Uzay istasyonunda
437 gün kaldı.

Gıda
Astronotlar suyu alınmış gıdalarını
yenilebilir yapmak için sıvı ekler.
Tabaklar ile çatal ve kaşıklar tepsiye
ba�lıdır ama gıdanın yüzey
gerilimi nedeniyle, gıdalar
tabaklara yapışır, etrafta
yüzmez.
Öteki dünya­
Kütleçekimin ola�an etkileri
altında sürdürülen egzersiz
Kemikleri sa�lıklı olmadı�ından iskelet kasları aşı n ır
tutmak için gerekli

lara yolculuk
mekanik baskının
yoklu�u nedeniyle,
kemik yo�unlu�u
azalır
Uzay yolculuğunun insan vücudu ve zihni
üzerinde önemli bir etkisi vardır; astronotlar
çeşitli fiziksel rahatsızlıklara ve potansiyel sağlık
risklerine katlanırlar. Yeni bir gezegeni
kolonileştirmeye gidenlerin iyi hazırlanmaları ve
riskleri en aza indirmek için etkin önlemler
almaları gerekir. Ba�ışıklık sistemi zayıflar,
enfeksiyon ya da otoimmün
sorun riski artar

A�ırlıksızlık ve
yönsüzlük uzay
Radyasyona maruz kalmak, bulantısına

uzay yolculuğunun
en tehlikeli yan ıdır.
Bağışıklık sistemine zarar
vererek ve kanser riskini

Beyne kan

/m'"'
akışında de�işiklik
zihinsel yetene�i

Keyifsiz astronot
Görme, gözlerdeki kan $ Uzayda olmanın olumsuz
yan etkileri, insan vücudunun
basıncı de�işikliklerinden $" neredeyse her bölümünü
etkilenir
etkileyebilir. Potansiyel uzay
yolcuları için fiziksel ve
Uzayda insan vücudu zihinsel zindelik çok
İnsan vücudu Dünya'nın kütleçekiminde çalışacak şekilde önemlidir.
tasarlanmıştır; bu nedenle ağırlıksızlığın vücut sistemi üzerinde
önemli bir etkisi vardır. Fiziksel stresten ve egzersizden yoksunluk,
hızlı kemik ve kas kütlesi kaybıyla ve kardiyevasküler performansta
bir düşüşle sonuçlanır. Kütleçekimi olmazsa, vücut sıvıları üst
gövdeye yeniden dağılır ve bu durum göz sorunlarına neden olabilir,
kan hasmeını etkileyebilir.
Kemik yoğunluğunu ve kas kütlesini korumada
egzersiz çok önemlidir; bu yüzden astronotlar
uzayda günde iki saat egzersiz yapar. Elastik
Faaliyet
kalbi, egzersiz
alt vücut
kaslarını
\
bantlar kullanarak direnç egzersizi yapar ve
uyarır
kardiyovasküler seanslarda koşu bantlarında
ter dökerler. Astronotlar büyük ölçüde alt
vücut çalışır; çünkü düşük kütleçekimi
koşullarında en çabuk bu bölgeler bozulur.

Zemin hazırlama
Mars'a gönderilen insansız bir araç
nükleer bir reaktör kullanıp, Mars
havasındaki karbondioksidi
dünyadan getirilen hidrojenle
tepkim eye sokarak yakıt için
metan elde edebilir. Yan ürün
su depolanabilir ya da
hidrojen ve oksijene
ayrılabilir.
Dünya'n ı n içindeki kayaç,
erimiş yanardağ lavından
daha sıcaktır. Ama çoğunu
katı halde tutan yoğun
basınç altı ndad ı r. Bası nç
azalsa erir.

Kıtasal kabuk, okyanussal


Okyanuslar ve kıtalar Okyanussal kabuk, kabuktan daha haifif ve
Okyanusların altındaki kabuk (okyanussal kıtasal kabuktan daha daha kalındır
kabuk), esas olarak bazalttan ve gabrodan
oluşur - alttaki mantonun daha yoğun kayaç­
larına benzer oldukça yoğun, demir bakımın­
dan zengin kayaç. Ama zamanla yanardağlar
ve diğer jeolojik süreçler granit gibi silika bakı­
mından zengin kayaç tabakalar biriktirip
kıtaları oluşturdu. Bu kalın kıtasal kabuk,
manto kayacından daha az yoğundur; bu
yüzden kutup okyanuslarındaki buzdağları gibi
mantonun üzerinde yüzer. Kıtaların okyanus
tabanından yüksek olmalannın nedeni budur.
Dünya'nın akışkan, metalik dış
çekirdeği ısı akımlarıyla ve

A
DÜNYA'NIN iÇ Dünya'nın dönüşüyle devinim
halinde tutulur. Bu, gezegenin
ÇEKiRf?.EGiN.i N etrafında manyetik bir alan
-VE GUNEŞ'IN
YÜZEYiNiN­
SICAKLlGI
5. 500 °C'DiR
Levha tektoniği
Dünya'nın litosfer tabakası (gevrek kabuğu ve mantonun
üst katmanı), tektonik levha denilen bölümlere ayrılır.
Dünya'nın çekirdeğinden yükselen ısı bu levhalan sürekli
hareket halinde tutar; ya çekip birbirinden ayırarak ya da
Ortalama olarak levhalar,
birbirine yaklaştırarak kıtalan hareket ettirir, dağlan
tırnaklarım ızın uzama hızıyla
oluşturur ve görkemli yanardağlara yakıt sağlar. hareket eder. En hızlı açılan
çöküntü olan Doğu Pasifik
Hendekler, çöküntüler ve dağlar Yükseltisi, yılda 16 cm'den
Gezegenin derininde radyoaktif elementler, çekirdekten kaçan ısıyla az açıl ıyor.

al
birlikte, mantonun çok yavaş taşınım akımları halinde dolaşmasına
neden olan ısı üretir. Hareket bazı yerlerde levhaları ayırarak uzun
çöküntüler oluşturur. Bazı yerlerde levhaları bir araya sürükleyip bir
levhanın kenarının mantonun içine battığı dalma-hatma zonları ORTA AlLANTiK
yaratır. Daima-batmaların ve çöküntülerin çoğu okyanus tabanında
gerçekleşir. Levha tektoniği bazı okyanusları genişletirken, bazılarını
SIRTININ UZI:J NLUGU �

daraltır, hatta kıtaları da çarpıştırmıştır. 16.000 KM'DIR

Magma (erimiş kayaç}


çöküntüden püskürür

Okyanus daima-batma zonu Okyanus ortası sırt zonu Okyanus-kıtasal daima-batma


Okyanussal kabuğu taşıyan levhaları n Okyanus tabanında uzun çöküntü ler, levhaları n Okyanussal ve kıtasal kabuğu taşıyan
birbirine doğru sürüklendiği yerlerde, ağır birbirinden uzaklaştığı yerlerde olur. Bu, alttaki levhaların birlikte hareket ettiği yerde,
olan levha diğerinin altına girer ve mantoda sıcak kayaç üzerindeki basıncı hafifletip erimesi ne, daha ağır olan okyanussal kabuk aşağı
erir. Okyanusta derin bir hendek oluşur ­ püskürmesine ve yeni bir okyanussal kabuk sürüklenir. Kıtasal kabuk sıkışıp And
Pasifik'teki Mariana Çukuru gibi. oluşturmasına olanak verir - Orta Atiantik Sırtı gibi. Dağları gibi dağlar oluşturur.
224 / 225
DÜNYA
Levha tektoniği

Eski tortul kayaç,


altta çarpışan kıtasal
levhaları n basıncı
Kıtalar hareketli tekton ik levhalara dayandıkları için
bu levhaları n aralıksız hareketi kıtaları yerkürede
dolaştırır. Yani kıtalar durmadan ayrılıyor ve farklı Bazı tortul kayaçlar
diğerlerinden daha
yollarla bir araya geliyor. Zamanın bir noktasında
hızlı yukarı çıkar
Pangaea olarak bilinen bir süper-kıta vardı.
300 milyon yıl önce oluştu ve 1 30 milyon yıl sonra
parçalara ayrıldı. Kıtalar hareket etmeye ve yeniden
oluşmaya devam edecek. Magma yukarı
sızar ve
yeraltında
katılaşır

Tortul kayaçiarın
arasına sıkışmış
okyanussal kabuk
parçaları -----'

Yanardağlar püskürür Eski okyanus


Kütleli bloklar aşağı tabanından yükselen
doğru kayıp bir dizi tortul kayaçlar dağları
uçurum oluşturur oluşturur

Kıtasal çöküntü zonu Çarpışma zonu


Dal an Kıtasal çöküntülerin arkasındaki jeolojik Okyanussal-kıtasal daima-batma iki kıtasal kabuk
ıevha erir süreçler, okyanus sırtlan ndakiyle aynıdır. levhası nı birlikte sürükledigi yerde, eski okyanuslar
Kabuk plakalan çöküp dik uçurumlada ve yanardaglar sıkışır; sıkışan okyanus tabanı
çevrili çöküntü vadileri yaratır (Dogu tortulan yükselerek kıvnmlı daglara düşünür.
Afrika'daki Rift Vadisi gibi). Himalayalar böyle bir sınırın üzerindedir.
Fay arazi boyunca Fayın Levhalar hala Bitki
uzun bir yara Levha üzerinde çok yavaş
oluşturur hareketi yetişen bitki hareket ediyor
örtüsü hattı

Levhanın şekli
bozulur

1 Fay hattında 2 Gerilim altında kayaçlar
Bu transform fay, birbirini Birkaç on yıl sonra levhalar hala
geçmekte olan iki levha arasındaki hareket edip birbirini geçiyor ama fay
sınırın işaretidir. Her levha yılda kenetli kalmış. Bu levhaları çarpıtmış,
yalnızca 2,5 cm hareket ediyor. gerilim biriktirmiş.

KAYDEDiLMiŞ
EN GÜÇLÜ DEPREM
HANGiSiYDi?
Bugüne kadar kaydedilmiş

Depremler en güçlü deprem


22 Mayıs 1 960'ta Şili'de oldu.
Richter ölçeğiyle
Tektonik levhalar durmadan hareket ediyor.
9,5 şiddetindeydi ve yarattığı
Ama levhaların engebeli kenarları, bazen
ts u nam i Havaii'ye, japonya'ya
birbirine kenetlenir; yeterince gerilim birikip ve Filipi nler'e ulaştı.
kilidi parçalayınca, depreme neden olan şok
dalgaları oluşur.

Yukarı doj!ru bel


Bir tsuaaml baflatmak Kıtasal fay veren kıyı
Okyanus tabanında bir tektonik batıya iter kayaç zonu
levha başka birinin altına girince,
üstteki levhayı büker, kenarını
aşağı doğru sürükler. Kayaçlar
boyun eğince, bükülen levha
aniden düzleşip hızla bütün
okyanusa yayılan büyük bir
dalga yaratır. Denizde dalga
uzun ve alçaktır ama sığ sulara 1 Kenetli fay 2 Bükülen levha
girince yıkıcı bir tsunamiye Karaya yakın derin bir okyanus hen· Kıtasal levhanın dalan ve kenetli fayca
de�i. okyanus tabanının bir kıtanın altına tutulan kenan aşa�ı do�ru çekilir. Bu, levhayı
dönüşebilir. kaydı�ı ama levhalararasındaki fayın kenet· büker ve bu yüzden kıyı bölgesi yukarı do�ru
lendi�i bir daima-batma zonuna işaret eder. bel verir.
DÜNYA
Depremler 226 / 227
3 Kırılma ve geri çekilme
Fay hattının
Bir yüzyıl sonra fay gerilime boyun e�er. Dakikalar
Her bir levha önceki üstü ndeki bitki
içinde her iki levha 2,5 metre kadar geri sıçrayarak, yerin
gibi hareket etmeye
altındaki noktalardan (deprem oda�ı) ve yüzeyde
devam eder
(merkezüssü) yayılan şok dalgaları üretir.

Levhanın
Şok dalgaları
merkezüssünden
yayılır
Merkezüssü,
deprem odağının
doğrudan
üstündeki

4 Depremden sonra
Ana depremden ve artçı depremlerden
sonra etraf sakinieşi nce, kayaçlar artık gerilim
altında de�ildir. Ama levhalar hala hareket
ediyor; bu yüzden döngü tekrar başlar.

DEPREMi N

:%
G ERÇEKLEŞliG i
TAH M i N EDiLiYOR
Şok''''"'
AMA BUNLARI N

tl prem odağından
yayılır
1 00'DEN AZI
l:ftHASARA
kırılma noktası
depremi n odağıdır --� NEDEN OLUR

Yıkıcı depremlar Moment Büyüklüğü


Ölçeği kullanılarak ölçül ü r. Bu ölçek,
en güçlü olayların saldığı enerjiye
ilişkin bilim insaniarına daha doğru bir
resim verdiği için, daha önceki
Richter Ö l çeğ i n i n yerini aldı.
Veriler, levha hareketinin derecesini
3 Salma ve kabuma gösteren simogramlar üreten ve
Fay kırılınca kıtasal levhanın kenan sismemetre denilen aletler
yukarı sıçrayıp bir tsunamiyi tetikler. Levhanın
düzleşmesiyle alçalan bir kıyı
kullanılarak toplan ır.
boyunca sahil kabarır.
Yanardağlar
Dünya yüzeyinde, yanardağ hacası denilen ve
genellikle kase şeklinde bir kraterle çevrili
"'""'' mioik "m � ''''
parçacıkları ndan oluşan
büyük bir bulut kabarabilir
/
__
kırıklardan erimiş kaya ve gaz püskürür. Pek
çoğu, levhaları ayıran ya da birlikte iten Buluttan volkanik kül düşer;
ağır parçacıklar kratere
kuvvetlerin yarattığı fay sınırlarına yakın yakın konar _

gerçekleşir.

Yanardağlar neden oıu,ur?


Üç ana yanardağ tipi vardır. Bazıları okyanussal ya da
kıtasal levhaları ayıran çöküntülerden püskürür. Farklı tip
lavları olan bazıları, bir levhanın diğerinin altına girdiği
dalma-batına zonlarının üstünde püskürür. Üçüncü tip
yanardağlara, mantoda, kabuğun hemen altında -
genellikle levha sınırlarından uzak- yerel kayaçiarın En aktif olanlar değil,
erimesine neden olan sıcak noktalar neden olur. çok ender püsküren ler_
içlerinde bi riken
muazzam basınç,
Lav akıntıları birikip
geniş, kubbeli kalkanı yı kıcı patlamalara neden
andıran sıe yamaçlı olabilir_
koniler oluşturur
Kraterden erimiş
kayaç vegaz
Sıvı lav hızlı ve ID'LII!IFı-- püskürOr
uzun mesafeler

Bu tip yanardaA!ardan
büyük kül bulutları salınır

Bu tip yapışkan lavlar


dik yamaçlı
yanardaAlar inşa eder

Çöküntü Yananiall Daima-batma zonu yanardatı


Levhalar ayrılınca mantonun Uzerindeki basınç Daima-batma zonlarına sOrOklenen okyanussal
hafıfler, bir miktar sıcak kayacı n erimesine kabuk, sıcak kayacın dotasını detiştirip
olanak verir. Yayılıp geniş kalkan yanardqlar erimesini sqlayan suyu taşır. Bu yanardqlarda
oluşturan akışkan bazalt lav olarak poskoror. erimiş kayaç yapışkan, koyu lav olarak pOskOrOr.
Bir yanardağın içinde ne var?
Bir daima-batma zonu yanardığının, biriken lav ve volkanik kül
tabakalarından oluşan, stratavolkan (tabakalı yanardağ) denilen dik

Püskürme tipleri
Yanardağlar, lavın doğasına bağlı
olarak farklı biçimlerde püskürür.
Çöküntü ve sıcak nokta yanardağ­
larının akışkan lavı, görece sakin
yarık ve Havaii tipi püskürmelere
neden olur. Daha yapışkan lavlar daha
patlayıcıdır, Stromboli, Vulkano, Pele
ve Plini tipi püskürmelere neden olur.
Lav ne kadar yapışkansa, püskürme
o kadar patlayıcı olur.
Lav ateş
Lav yere fıskıyesi
dökülür oluşturabilir

Bu yanardaglardan
pOsküren yapışkan YARI K HAVAii TiPi
lav fazla uzaga
�.--�- akmaz

Dahada
Kül ve yüksege çıkan
sertleşmiş lav yapışkan lav
tabakaları
STROMBOLi TiPi VULKANO TiPi

_/
Çıg gibi akan sıcak

1
kül, gaz ve kayaç
döküntüsü

Gökyüzüne
üflenen büyük
toz bulutu

YANARDAG
ETKiN LiGiNiN
Sıcak nokta yanardqlan
Bu tip yanardajtları. kabuAtJn altında yükselen, manto Mantodan yükselen
YÜZDE '190
yekselmesi denilen yalıtık ısı akımları besler. Sıcak nokta ısı okyanus tabanında SU ALTI NDA
üzerindeki levha hareketi, Havaii ve Galapagos Adalarının sıcak nokta oluşturur
yanardajtları gibi, yanardaıt zincirleri yaratabilir. G ERÇEKLEŞi R
Küçük kristaller oluşur
Bazı korkayaçlar, ağı r radyoaktif elementler içeren
kristaller çözümlenerek tarihlenebilir. Bu elementler
bilinen bir hızla daha hafif elementiere bozunduğu
(dönüştüğü) için, oranları, kristal oluştuğundan bu
yana geçen zamanın bir ölçüsünü verir. Ama kristal • o
tortul bir kayacın parçasıysa, bu teknik kayayı değil,
kristal i tarihler. Şans eseri bu tür kayaçlar, • PÜSKÜRÜK
içerdikleri fosillerin yaşıyla KORKAYAÇ
tarihlenebil i r.
Bir yanarda�dan püsküren magmaya
Bir kristal in içindeki lav denilir. Çabuk so�uyup katı bir
(7-�-- uranyum atomları kütle halinde küçük mineral kristaller
del:işmez bir hızla oluşturur. Dalma-batma zonu
bozunup kurşuna yanarda�larından püsküren lavlar,
dönüşür büyük ölçüde kuvars ve feldispat
kristallerinden oluşan riyoliti
Kurşun atomlarının oluşturur. Riyolit, andezit ve bazalt
uranyum atomlarına gibi di�er küçük kristalli püskürük
oranı kristal in yaşını korkayaçi ar gibi, çok serttir.
verir

ZiRKON KRiSTALi

Kayaç döngüsü
Kayalar, kuvars v e kalsit gibi minerallerin
karışımından oluşur. Bazı kayalar çok serttir, Yerin altında
derindeki sıcak
bazıları daha yumuşaktır ama zaman içinde kayaç genellikle katı
hepsi aşınır ve kayaç döngüsü denilen durur ama kimyasal
de�işiklikler ya da azalan basınç
bir süreçle farklı kaya tiplerine dönüşür. kayacı eritip sıcak, sıvı kayaç
(magma) oluşturabilir. Bu katı
kayaçtan daha az yo�un oldu�u
Aralıksız dönüşüm için, yüzeye do�ru sızar.
Erimiş kayaç soğuyunca, içerdiği So�uyunca kristaller
oluşmaya başlar.
mineraller kristalleşip (katılaşıp)
çeşitli tipte katı, sert korkayaç
oluşturur. Zamanla ufalanma,
bunları, katmanlı tortul
kayaç oluşturabilen Batı Avustralya'n ın
yumuşak tortulara jack H ills bölgesinde bulunan
dönüştürür. Bunlar, ısı ve zirkon kristalleri, 4,4 m ilyar yıl
basınçla, daha sert öneeye tarihlendi
başkalaşmış kayaçıara
- Dünya'nı n yaşına
dönüşebilir. Bunlar derine
(4,5 milyar yıl) yakın.
gömülürse, eriyebilir ve
sonunda sağuyarak daha fazla
korkayaç oluşturabilir.
Levha
tektoniğinin dağları
oluşturan kuvvetleri,
kayaçiarı kırıp kat kat yukarı
doğru iter; böylece havaya
maruz kalıp, ufalanmaya (daha
küçük parçacıkara ayrılma) ve Kayaç
aşı n maya (ırmaklarla, buzullarla çatlaklarındaki su
ve rüzgarla aşınma) donarsa genişleyip kayayı
dayanıksız hale gelir. böler. Yağmur havadaki
karbondioksidi çözüp, birçok
m inerale saldıran zayıf karbon ik
asit oluşturur. Rüzgar yumuşak
kayaları oyabil ir. Küçük kaya
parçaları, ırmaklar ya da
buzullar tarafından

Irmaklarda,
buzullarla ya da rüzgarla
taşınan tortu (ufalanmanın
ürettiği kaya parçacık ları) tortulaşır
ve gömülür. Daha fazla tortunun
ağırlığıyla parçacı kalr sıkışır ve
katmanlar oluşturur. Suda çözünen
mineraller kristalleşip, onları
birbirine çimento/ar.
Yüzeye püskürmeyen magma Bu sürece taşlaşma
yeraltında yavaş soğur ve denilir.
büyük mineral kristalleri oluşturur
- bu, milyonlarca yıl sürebilir.
Granit gibi büyük sokulum korkayaç ,
kütleleri bu şekilde oluşabilir. Granitin• 4
mineral bileşenleri riyolitinkiyle
aynıdır ama çok daha büyük
kristalleri vardır.

Kayaça derine
gömülüp yoğun basınç ve
ısıya maruz kalınca, niteliği
değişir - başkalaşım denilen bir
süreç. Bu, genellikle levha
tektoniğinin kıta saçaklarını
buruşturup sıradağlara
dönüştürdüğü yerlerde
gerçekleşir.
Okyanuslar DENIZ SUYU
Dünya ağırlıklı olarak mavi gezegendir N EDEN TUZLU DUR?
- yüzeyinin büyük bölümü okyanuslarla
Milyon larca yıl topraktan
kaplıdır. Adlandırılmış beş okyanus vardır
akıp gelen yağmur suyu tuzl u
-Pasifik, Atlantik, Hint, Kuzey, Güney­
mineralleri denize taşıdı.
ama su, hepsini yavaş yavaş dolaşır. Bunlar, deniz suyuna tuzlu
tadını verir.
EVEREST DAGINI PASiFiK OKYANU
MARlANA ÇUKURUNA YERLEŞ­
TiRSEYDi K, ÜZERi N DE HALA
2000 METRELiK SU KALI RDI
AÇIK DENiZ

Rüzgarlar okyanusları dolaşıp soğuk suyu


tropik kuşağa, sıcak suyu kutuplara doğru
taşıyan güçlü yüzey akıntılarını harekete
geçirir. Bu akıntılar, okyanus tabanına
doğru batan soğuk, tuzlu suyun harekete
geçirdiği derin su akıntılarıyla bağlantılıdır.
Bu akıntılar birlikte, okyanus suyunu,
küresel taşıyıcı denilen bir ağla Dünya'nın
her tarafına taşır.
Ay'ın kütleçekimi deniz suyunu iki gelgit
bombajlı bir ovalin içine sürükler. Dünya
dönerken, deniz kıyısı bu bombajlara
girip çıkar ve günlük bir kabarma ve
: :1 � �'1
DOo� V ç
Ay'ın
kütleçekimi hem Ay'ı hem
DOoy•

alçalma yaşar. Dalunayda ve yeniayda Ay


Güneş ile aynı hizadayken, birleşik GÜNEŞ
kütleçekimleri daha büyük gelgitlere
AY

\
neden olur. Ay'ın kütleçekiminin Güneş'e
dik açıda olduğu yarımayda gelgitler
daha zayıftır. Ay'ın kütleçekimi suyu
çekince gelgit yükselir
ATMOSFERiMiZ
N EDEN UZAYDA YÜZÜP
UZAKLAŞMAZ?

Kütleçekimi gaz parçacıkların ı


Dü nya'nın yüzeyine yakın tutar.
Çok daha küçük olan Ay'ın
daha az kütleçekimi vardır
ve bu yüzden bir atmosferi
�o :f


Stratosfer


Bu ince. kuru hava bölgesinin 20 km


yüksekliğe kadar istikrarlı bir sıcaklığı

9
vardır; sonra yükseklikle birlikte,
güneş enerjisi emdiği için gittikçe
ısınır. Ozon tabakası, stratosferdedir. ��

OZON TABAKASI Emilen ısı ozon


tabakasından saçılıp


bir ısı cebi yaratır

M"�mloji b•lool• Owo '""""""


herhangi bir uçağın ya da morötesi güneş
-- kuşun uçabileceğinden radyasyonu emer
daha yükseğe, alt Yükseki i kle birlikte
atmosfere kadar yükselir sıcaklık düşer


'- Uçaklar genellikle
Troposfer troposferde kalır ama
En alt tabaka soluduğumuz havayı bazen türbülanstan
içerir ve hava durumunun gerçekleş­ Bulutlar troposferde
tiği yerd ir. Yükseklikle birlikte hem oluşur
sıcaklığı hem yoğunluğu azalır
Hava durumu nasıl işler?
Hava durumu, belirli bir yerde ve zamanda atmosferin durumudur. Güneş
nemi buharlaştırıp sıcak havaya dönüştürdüğü için durmadan değişir;
buhar yükselip bulutları oluşturur. Bu süreç, rüzgar ve yağış getiren
girdaplı alçak basınç sistemlerini, yani siklonları
harekete geçirir. Siklonları antisiklonlar dengeler.

Kavis çizen sıcak So�uk hava daha hızlı


Sıcak hava so�uk hava so�uk havanın hareket eder ve sıcak
havanın içine eser içine bir kama sokar hava kamasının
arkasına sarmalar Tropik kuşaktaki bulutlar
o kadar uzund ur ki,
nem soğuk üst atmosfere
ulaşı p donar ve sonunda

So�uk hava
dolu tanesi olarak
sıcak havanın yağar.

�=����::���
içine eser
1 Sotuk sıcakla buluşur
Siklonlar genellikle sıcak, 2 i lesi hareket
nemli, tropikal hava kütlelerinin ederken, Dünya'nın dönüşü nedeniyle
so�uk, kutup havası kütlelerinin kavisli bir yol izler - Cariolis etkisi
içine sokuldu�u ılıman denilen bir fenomen. E�ri yollar bir
okyanusların üzerinde oluşur. iki dönme örüntüsü haline gelir ve
hava kütlesinin buluştu�u bölge hava kütleleri sarmal hareket
cephedir. etmeye başlar.

Bir siklonun doğuşu


Sıcak, nemli hava yükselince bir alçak hava basıncı kuşağı
yaratıp civardaki havayı, siklon ya da alçak basınç denilen
sarmal bir akışla içeri çeker. Sıcak, nemli hava yukarı
doğru zorlanır; orada daha soğuk, daha yoğun havanın
üzerine binip neminin yoğuntaşarak bulutlara ve yağınura
dönüşmesini sağlar. Sıcak hava en yüksek enerjiyle
yükseldiğinde, en güçlü hava akışı olur - biz rüzgar olarak
hissederiz. Tropik kuşakta bu, tropikal siklon, kasırga ya
da tayfun olarak bilinen güçlü fırtınalar üretir.

Bulut damlacıkları yeterince yükse­


lirse, altı kenarlı mikroskobik buz
kristalleri oluşturur. Kristallerin üze­
rinde do nan su, kristalleri altı kö­

/
şeli kar tanesi şeklinde birbirine
So�uk hava daha yoAun
yapıştırır. Bunlar, kar olarak ya- ve aj!ır olduAu için sıcak
ğan daha büyük pofuduk kütleler hava soAuk havanın
şeklinde bir araya toplanır. üzerine çıkar
236 / 237
DÜNYA
Hava durumu nasıl işler?

TROPi KAL
KUŞAK DIŞI NDAKi VAGAN Si klenlar güney
* * * VAGMURUN ÇOGU KAR Cepheler buluşunca, yarımkürede saat yönünde
* * tek bir kapalı döner {güney yarımkürede

• • •
OLARAK BAŞLAR VE cephede birleşirve
sıcak hava kaması
saat yönünün tersine)

• • DÜŞERKEN ERiR kaldırılır Hava bir sarmalda


yükselir

Yüksek, ince sirüs bulutları,


ilerleyen sıcak cephenin ilk

ı ;,.,. .;, alanlarında � �


Yuksek basınç �����- �
��
çekılen hav� -
SIKLON
Sımgeler cephelerın
(ALÇAK BASlNÇ SISTEMI)
hareket eıııgı yonu
gösterir
Sıcak hava yerden ayrılır
4 So�uk cephe ço�u kez sıcak cepheden
daha hızlı hareket eder, onu yakalar ve sıcak
Rüzgarlar havayı yerden yukarı kaldırır. Bir bulut
bütün hava sistemini sarmalıyla işaretli bu duruma, kapantı
bu yöne taşır (oklüzyon) den ilir. Bu noktadan itibaren siklon
enerji kaybetmeye başlar ve d iner.

Sıcak ve sotuk cepheler


Antisiklonlar
3 Vandan görülen siklonun Soğuk hava çöküp bir yüksek hava
geniş bir kesiti, ilerleyen sıcak havanın, basıncı kuşağı yaratınca, bir antisiklon
sı� bir e�imle "sıcak cephe"ye çıktı�ını
şeklinde dışarıya doğru sarmal hareket
gösteriyor. Arkadan ilerleyen daha
so�uk hava, sıcak havanın altına girip eder. Çöken hava, su buharının
dik bir "so�uk cephe"de yukarı do�ru yükselmesine neden olur ve bulut
zorluyor.
oluşumunu durdurur; bu yüzden
gökyüzü genellikle mavi ve güneşlidir.
Bir antisiklonda basınç farkı fazla
değildir; bu yüzden rüzgarlar hafiftir ve
RÜZGARYÖNÜ hava durumu güzel ve istikrarlıdır.
Antisi klenlar siklonlara karşıt
yönde sarmal hareket eder

So�uk hava kaması,


sıcak, nemli havayı
yukarı zorlayıp yüksek Çöken so�uk
_____ bulutları oluşturur hava ısınır

ANTISIKLON
� Yüksek bulutlar keskin, a�ır (YOKSEK BASlNÇ
� sa�anaklara neden olur slmMI)
Olağanüstü Hava Koşulları
E n aşırı hava durumu olaylarına, tepe yapan küınülonimbüs
fırtına bulutlarında nemin birikmesi neden olur. Bu bulutların
içindeki güçlü hava akımları yıldırımları, doluyu, hatta
hortumları tetikler.

Süper-bulutlar
Kümülonimbüs bulutları diğer bulutlardan çok daha büyüktür, yerin
yakınından başlayıp atmosferin tepesine (bkz. s. 235) kadar yükselir.
Yerden ya da okyanus yüzeyinden yoğun buharlaşmadan beslenirler.
Buhar yükselip soğuyunca, yoğunlaşıp su damlacıklarına dönüşürek
ısı enerjisi (bkz. s. 117) salan dev bulutlar oluşturur. Isı havayı ısıtır;
daha da yükselen hava, yoğunlaşan ve daha fazla enerji salan
daha fazla su buharı taşır - ve döngü devam eder. Sonunda bulut
10 kın'den fazla büyüyebilir .

.CO· l

Yüklenmek
Çöken soğuk havayla çevrili

\�
bulutun içindeki güçlü yüksel iş
akımları damlacıkları ve buz
kristallerini aşağı yukarı saçıp. bulutu
dev bir pil gibi şarj eden statik
s elektrik {bkz. s. 78-79) üretir.

� __ Yükselen sıcak hava
akımları düşen buz
kristallerini yakalayıp
tekrar yukarı çıkarabilir

Fazla nem
yüksek irtifada
tekrar donar _
2 Dolu nasıl oluşur? __ Vükseliş
Düşen buz kristaleri, güçlü akımiarına
yüksel iş akımları tarafından tekrar yakalanan dolu
yukarı süpürülür. Daha fazla nem daha fazla nem
toplar ve yüksek irtifada toplar
üzerlerindeki bu nem donar. Bu,
birçok kez gerçekleşir, böylece buz
tabakaları birikip dolu taneleri
oluşturur.
Tropikal okyanuslarda yoğun
buharlaşma, yoğun alçak basınç
alanları nın (bkz. s. 236)
etrafı nda devasa bulut
sistemleri oluşturur. Hava fırıl
Çökenso�uk fı rıl dönerek bunların içine
hava a�ır doluların

_
ya�masına girip bir kasırganın güçlü
olanak verir rüzgariarına neden olur.

3 ���:�:� d lu taneleri
yüksel iş akımlarınca
yakalanamayacak kadar büyük
ve ağır olur, sonra da yere düşer.
Dünyanın bazı bölgelerinde
türbülanslı soğuk ve sıcak
hava kütleleri, süper-hücre
denilen, büyük, dönen
kümülonimbüs bulutları
yaratır. Kendi ekseninde
dönen, hızlı yükselen hava,
bir evi parçalayacak kadar
güçlü, hortum denilen sıkı
bir burgaçta yoğunlaşabilir.
İklim ve Dalaşan hücreler
Trepik kuşakta yoğun ısı okyanus suyunu buharlaştırır.

mevsimler Sıcak, nemli hava yükselince -Dönencelerarası


Yakınsama Kuşağı (DYK) denilen bir alçak basınç
kuşağı yaratarak- soğur. Su buhan yoğunlaşıp
Güneş ışığı v e ısı tropik kuşakta bulutlara dönüşür, şiddetli yağınurlara neden olur.
yoğunlaşır, kutuplara yakın dağılır. Isı, Artık kuru, soğuk hava astropikal
kuşaklara akar ve çöküp, yağmuru
atmosferde, Dünya'nın iklim kuşaklarını
engelleyen yüksek basınca neden
yaratan hava akımlarını harekete geçirir. olur. Bu, Hadley dolanım hücresidir.
Diğer iki hücrenirı -Ferre! ve Kutup
ATM OSF ERiN TEPESi
hücreleri- daha soğuk bölgelerde
benzer etkileri vardır.

VER BULUCU

Alçak
basınç
240 / 241
DÜNYA
İklim ve mevsimler

Mevsim döngüleri Kuzey kutup Aralıkta Kuzey kutup bölgesi

......
Dünya Güneş'in etrafında dönerken, bölgesi Haziranda Güneş'e arkasını döner, bu
Güneş'e bakar, yüzden neredeyse hiç ışık almaz
eğik dönme ekseni hep kutupyıldızını böylece aralıksız .
gösterir. Yani kutup ve ılıman enlemler ışı k alır . .
.
önce Güneş'e yaklaşır, sonra uzaklaşır;
yaz ve kış mevsimlerine neden olur. En
sert mevsimler kutuplara yakındır. DYK

... !
da kuzeye ve güneye hareket ederek,
tropikal kuru ve yağışlı mevsimlere
.
.
neden olur. Muson mevsimlerine,
.
rüzgar yönünde, okyanuslardan nemli
hava ve onunla birlikte yağmur getiren
bir değişiklik neden olur.
Eylül

1
Kutup bölgeleri
Kutup cephesine
yakın alanlar
Vad i lerinde yaklaşık 2 m ilyon So�uk, kuru hava kutup bölgelerinin
üzerine çöküp so�uk çöller oluşturur.
genellikle yıldır yağmur ya da kar Kutuplardan alçak seviyede uzaklaşır,
b"'"''"'"'
yağmadı. Arazi çok büyü k ısınır ve nem toplar. llıman bölgelerde,
yükselen astropikal hava tarafından yukarı
ölçüde çı plak kaya ve çekilir ve yüksek seviyelerde tekrar
çakıldır. kutuplara do�ru akar.

KU1UP
DAIRESI
Su döngüsü Yotunlaşma

Su, gezegenin yaşam gücüdür. Su olmadan yaşam


var olamaz; çünkü canlıların gelişmesini ve
çoğalmasını olanaklı kılan tüm biyokimyasal
süreçler için gereklidir. Karaya su sağlayan
su döngüsü olmasa, kıtalar yaşamsız
çöl olurdu. Ayrıca su, gezegenin kara
yüzeyini aşındırarak şekillendirir.
Buharlaşan su, havada
su buharı denilen görünmez Sıcaklık
bir gaza dönüşür. Sıcak hava
Dünya'nın dolaşım sistemi çok miktarda su buharı tutabilir;
Su döngüsünün itici gücü Güneş'imizdir biz bunu nem olarak yaşarız.
- okyanusları ısıtıp yüzeylerinde aralıksız Hava ne kadar so�uksa,
o kadar az su buharı
buharlaşma olmasını sağlar. Bulutlar suyu
tutabilir.
karaya taşır. Bulutların döktüğü yağmur
yerin içine süzülür. Bu suyun bir kısmını
bitkiler emer, sonra tekrar havaya
pompalayıp daha fazla bulut oluşturur.
Geri kalan suyun büyük bölümü ırmaklarla
karadan uzaklaşıp tekrar denize gitmenin
yolunu bulur ve döngü devam eder.

GÜNEŞ Su, terlemeyle


bitki yapraklarından
buharlaşır. Bu süreç
suyu köklerden yukarı
çeker; yerden daha
fazla su emilir.
Hayvanlar ve bitkiler gıdayı
enerjiye dönüştürürken
TUZLU SU (solunum) de su buharı
salar.
Okyanus suyu, ırmakların
karadan taşıdıtı tartulardan

tJ
kaynaklanan çözünük
mineral tuzlar bakımından
zengindir. Güneş'in ısıttıtı
okyanus yüzeyinden
buharlaşan su, tuıu gerlde
DÜNYA'DA 1 ,4 bıralcan dcılal bir damıtma
sO!lldyle anndınlır.
MiLVAR KM
SU VARDIR
242 / 243
DÜNYA
Su döngüsü

BULUTLAR
S u buharı taşıyan yükselen sıcak
hava yükseklerde soğur - bu, ANTARKTiK BUZ ÖRTÜSÜN ÜN
buharın yoğunlaşıp mikroskobik su
damlacıkianna ve buz kristallerine
BAZI BÖLÜMLERiN i N YAŞI
dönüşmesine neden olur. Bu 2,5 M i LVON YI LDAN -
damlacıklar ve kristaller, rüzgarla
uzak yerlere taşınabilen bulut
olarak görülür.
FAZLADI R

KAR
Yükseklik Rüzgarlar Soğuk iklimlerde yağan
soğursa, su kar erimez. Birikir ve daha fazla
damlacıkları ve buz karın ağırlığıyla sıkışır
kristalleri büyür ve birleşir, - buza dönüşür. Dağ
sonunda buluttan düşecek kadar yamaçlarında buz, buzul
Irmaklar ağırlaşan daha büyük yağmur olarak yavaş yavaş aşağı akar ve
damlaları ya da kar taneleri sonunda erir ama kutup buz
oluşturur. Kar taneleri örtüleri hiç erimeyebil ir.
genellikle pofuduk kütleler Binlerce yıl içinde buzullar derin
halinde birleşir. vadiler oyar.

TATLI SU
Yer yüzeyinde
duran yağmur suyuna ve eriyen
kara yüzey akıntısı den ilir.
Bunlar, sonunda tekrar
okyanusa akan ırmak ve Gezegenin üçte ikisi, Dünya'daki suyun yüzde
göllerde biri kir. Yağmur 97, 5'ini içeren okyanuslarla kaplıdır. Dünya
havadaki karbondioksitle suyu nun yalnızca yüzde 2,5'i tatlı sudur.
tepkimeye girip kayaçiarı
ufalayan, suda çözünük Bunun büyük bölümü kutup bölgelerinde ve
mineralleri parçalayan yüksek dağlarda buz olarak kilitlidir ya da
korbonik asit oluşturur. yerin altında saklıdır. Yalnızca küçük bir kısmı
ı rmakları ve gölleri oluşturur.

ı
Okyanuslar Dünya Dünya'daki tatlı suyun
suyunun yüzde yalnızca yüzde 0.3'ü
97,5'ini içerir sıvıdır ve yüzeydedir
Tatlı suyun yüz­
de 68,9'u buzul-
Yağmur ve larda, karda ve
eriyen karyüzeyin buz örtülerinde
altına sızıp yeraltı suyu olur. ___ depolanır
Alt seviyelerde
kayaç suya doyar ve Tatlı suyun
aküfer denilen yeraltı su yüzde 30,8'i
depoları oluşturur. Kireçtaşı yeraltı suyudur
çözünüp mağaralar
yaratabilir. Yeraltı suyu
sonunda okyanuslara
geri sızar.
DÜNYA SUYUNUN TAMAMI
Sera etkisi
Yeryüzündeki yaşam sera etkisine bağlıdır; sera etkisi,
atmosferimizdeki bazı gazların -özellikle karbondioksit ve
metan- dünya yüzeyinden yayılan kızılötesi radyasyonun bir
kısmını emme yoludur. Bu gazlar, bir seradaki cam gibi, ısıyı
yakalar.
1 Giren radyasyon Gezegenin enerji bütçesi
Güneş'ten saçılan enerji ışık Tarihsel olarak sera etkisi iyi bir şeydi -atmosferinin battaniyesi
ve morötesi radyasyonun yanı sıra,
kızılötesi ve diğer dalgaboylarında olmasaydı, Dünya'nın ortalama sıcaklığı -18°C civarında olurdu.
radyasyon olarak gelir. Dünya'nın kaçan ısı enerjisinin bir kısmının yakalanması önemli
olduğu halde, eğer giren radyasyon çıkan radyasyonu çok fazla
aşarsa, küresel sıcaklık artar.

2 Yansıtılan radyasyon
Güneş enerjisinin bir kısmı,
özellikle belli dalga boylarında olanlar,
uzaya yansıtılır. Yansımanın çoğu
bulutlardan olur ama atmosferdeki
gazlar ve Dünya'nın yüzeyi de
bir miktar radyasyon yansıtır.
fç;�\or\
r,fc
'
"�"'o
st-\:o'"6

3 GGnet--ıwnın
......
DOnya yOzeyltıe ulaşan
lfiYIUi tlaldlk
Sıcak bir gezegen de
gOneş enerjisinin CXJAu, enerji saçar ama daha uzun
ister ponor ışık iste dalga boylannda, kızılötesi
morötesi olSun, emiDr; aralıkta. KIZII6tesi radyasyon,
DOnya'yı ısıtır. OzOnde saçılan ısıdır.
244 / 245
DÜNYA
Sera etkisi

atmosferi, yüzeye ulaşan güneş enerjisinin


neredeyse tamam ını koruyup, kurşunu
erit meye yetecek kadar yüksek sıcaklık
yaratır. Satürn'ün en büyük uydusu
Titan'da ise, aksine, güneş ışığının yüzde
90'ını engelleyen kalın bir turuncu sisi n
yarattığı karşı-sera etkisi vardır.
Yanardağlardan püsküren gaz ve toz
Dünya'da da benzer ama çok daha zayıf
bir karşı-sera etkisine neden olabilir. VENÜS

1'1.\.I'R\ (BAZI YERlERD .


DÜNYA E
G 1\titJ.-.cı
BUGÜNKÜNDEN DAHA �1'
..��
�� ��
SlCAK OLMUŞ MU? »�

�Q 'o
Mezozoik dönemin
_.._04< Suçlu kim?
��'f-0.
(dinozorlar çağı) sonuna yakın
��- Dünya atmosferindeki ana sera gazları

Dünya o kadar sıcaktı ki, � su buharı, karbondioksit, metan, azot oksit ve ozondur.

kutuplarda yazın buz yoktu


ve deniz seviyesi
i-'
"'f
Bu gazların moleküler yapısı kızılötesi radyasyondan enerji
emmelerini, ısınınalarmı ve radyasyonu geri salıp gezegeni �';
sıcak tutmalarını olanaklı kılar. Bazı gazlar, moleküllerini
bugün kü nden 1 70 m ısı radyasyonuyla etkileşim şeklinden ötürü, diğerlerinden
daha yüksekti. daha iyi ısı emer. Yani bazı gazların, atmosferde az olmalarına
rağmen, diğerlerinden daha güçlü bir sera etkisi vardır.

395.000 PPB __ Karbondioksit 0,080 PPB


Çok güçlü degil ama (co.) Son derece
düzeyler o kadar yüksektir güçlü bir yapay
ki, ısıtma etkisi şiddetlidir sera gazı

Aşatı dotru
gerl salım 0,07PPB
Dünya'nın geri saldı�ı Ortalama güçlü
kızılötesi enerjinin bir bir yapay
kısmı, atmosferdeki sera sera gazı
gazlarınca tutulur. Gazlar
ısı nır ve ısıyı tekrar
Dünya'nın yüzeyine
do�ru saçar, küresel
sıcaklı�ı yükseltir.
325 PPB
Çok güçlü ama
düzeyler görece sera gazı
düşük kalır
İklim değişikliği
400 İklimler doğal nedenlerle her zaman değişir. Bu
değişiklikler binlerce, milyonlarca yıl içinde Eriyen kutup buz örtüsü
yavaş yavaş gerçekleşir. Ama şimdi, sera etkisini çökmeye başlarsa,
(bkz. s. 244-45) artıran gazlada atmosferin deniz seviyeleri 25 m yükselip
Londra, New York,
kirlenmesinin neden olduğu hızlı bır iklim
Tokyo ve Şanghai gibi
değişikliği döneminde yaşıyoruz.
380
kıyı kentleri sular altında
bırakabii ir.
Ne oluyor?
Dünya ısınıyor. En azından 1910'dan beri
sıcaklıklar artmaktadır ve en sıcak
Ekstra sera gazları
17 yılın 16'sı 2001'den bu yana yaşandı. Estra C02'nin ana
Bu arada 1958'den bu yana yapılan kaynagı, kömür ve
atmosfer analizleri, gezegeni sıcak tutan sera petrol gibi yanan fosil
360 gazlarının en önemlisi olan karbondioksitte
yakıtlardır. Başka sera
gazları da üretiyoruz:
(C02) sürekli bir yükselmeyi gösteriyor. Modern tarım pratik­
Enerjiye aç modern yaşam tarzımız lerinin saldıgı metan ve
fazladan co2 üretmektedir.
azot oksit; sogutma
sistemlerinde ve sprey­
lerde kulanılan yapay
Yükselişte F-gazları.

Ortalama küresel hava sıcaklıkları •1---C--- F-gazları (florin içeren


340
geç 19. yüzyıldan beri Ormansızlaş­ yapay gazlar)
kaydedilmektedir. Artışlar ve madan ve
düşüşler oldu ama egilim yukarı bozulmadan
dogrudur. Atmosferik CO''deki kaynaklı CO,
artışa denktir.

ANAHTAR
Ortalama sıcaklık
• Küresel ortalama
yüzey sıcaklığı Azatoksit
• Atmosferik CO,
1880'den beri
(N,O}
320
kaydedilmektedir. Tarihsel
CO, düzeyleri, ağaç düzeyleri
halkaları ve buz göbekleri .
• Tahmini veriler
analiz edilerek ölçülür. •

300

280 T------,--ır--.---�
YEAR
1880 1900 1920 1940
Kısır döngü
Sıcaklıklar artmaya devam ederse, sorunu daha da ağırlaştıran Bütün tahmin
geribesleme etkilerini tetikleyebilir. Ö rneğin tropikal yağmur ormanlarının senaryolarında
azalması, atmosferden C02 alacak ağaç sayısının azalması demektir. Daha
atmosferik CO,
düzeyinin yükselmesi
yüksek atmosferik co2 düzeyi küresel ısınınayı artırır ve atmosferik bekleniyor
dolaşım sistemlerini değiştirip, uzun süreli kuraklığa ve daha fazla
tropikal yağmur ormanının ölmesine yol açar. Diğer geribesleme etkileri,
14.8"(
58.6"F
deniz tabanında metan salımı ve Kutup denizi buzunun erimesiyle ilgilidir.
.
.
· ··· � .
.
.
.

1
.

14.6"(
S9"F
Neredeyse bütün
Atmosfere Tortudaki tahmini senaryolarda,
salınan metan küresel ortalama yüzey
sıcaklı(lının artması
14.4"(
metan erir

f- . . •
beklenmektedir

DENiZ TABANI 57.8"F


METAN SALIMI

::ıı::
c:
;:ıı:ı
2016 m
"' 14.2"(
m
KAYDEDiLEN EN ı-
o
SICAK YI LDI ;:ıı:ı 57.4"F
ii!
ı-
:ı>
3:
:ı> 14.0"(
<
c:
N
m
Küresel sıcaklıkta artış,
<
"' 57"F
C02'deki keskin n
:ı>
::ıı::
yükselişe denktir
ı- 13.8"(
§<
Küresel etki Şiddetli fırtınalar sıcaklık artışından

56.6"F
Kutup buzu hızla eriyor. Mart 2017'de kuzey beslenir - deniz suyunun hızlı buharlaşması
devasa fırtına bulutları yaratır.
kutbunda kış deniz buzu en küçük boyutuna ulaştı.
Eriyen buzulun suyu okyanuslara akıyor ve deniz Su baskınları
13.6"(
karayı basar; çünkü daha
seviyelerini yükseltiyor. Bu arada okyanuslar güçlü fırtınalardan kaynaklı daha şiddetli,
daha yo(lun ya(lmurlar ya (lar.
ısınıyor, bu şiddetli fırtınaları tetikliyor ve tropikal
mercan resifterini soylarını tüketmekle tehdit Kuraklık ve genişleyen çöller tropik
ediyor. Karada, uzun süren kuraklıklar sonucu kuşakta ürün kıtlı(lına, açlı(la, kitlesel göçe
eskiden yeşil olan bölgeler çölleşiyor.
ve siyasal kargaşaya neden oluyor.
56.2"F
�-----r--�--� 13.4"(
1960 1980 2000 2020
n ba it,
örseli
en bol
bilim rehberi
Yapay zeki dünyayi ele geçirecek mi?
Gen terapisi ne kadar işe yarar?
H iggs bozonu, kök hücre,
kütleçekimsel dalga nedir?

Bilim göz korkutucu ölçüde karmaşi k olabilir


ve ""iyi" bilimi ""kötü" bilimden, temel
gerçekleri çoğu kez medyada yer alan a bartili
atilimla rdan ay1rmak zordur.

Sade, anlaş1lmas1 kolay görsetlerle ve büyüleyici


geçeklerle dolu Bilim Nas1l Çal1ş1 r hem temel hem
ileri bilimin s1rlarm1 aç1kl1yor ve mara k ettiğimiz
sorulara yamt veriyor.

Dizinin diğer kitpları

You might also like