Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 8

T.C.

ESKİŞEHİR OSMANGAZİ ÜNİVERSİTESİ


İNSAN VE TOPLUM BİLİMLERİ FAKÜLTESİ
KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT BÖLÜMÜ

KARŞILAŞTIRMALI EDEBİYAT SEMİNERİ (I) DERSİ FİNAL ÖDEVİ


JOSE SARAMAGO’NUN ÖLÜM BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ ADLI ESERİNDE
ÖLÜMÜ TEMSİL EDEN SEMBOLLERİN İNCELEMESİ

121920193009
MELİHA CEREN KOÇ

PROF.DR.MEDİNE SİVRİ
ESKİŞEHİR, 2024
Jose Saramago’nun Ölmek Bir Varmış Bir Yokmuş Adlı Eserinde Ölüm’ü Temsil eden
Sembollerin İncelemesi

Öz

Jose Saramago'nun "Ölmek Bir Varmış Bir Yokmuş" eseri, ölüm temasını derinlemesine
işleyen bir roman olarak edebi dünyada önemli bir yere sahiptir. Eser, yazarın kendine özgü
üslubu ve sembolizmiyle dikkat çeken bir büyülü gerçekçilik romanıdır.

Sembolizm, bir yazarın eserinde kullanılan imgeler, olaylar veya karakterler aracılığıyla derin
anlamlar yaratma sanatıdır. Saramago, ölümü bir sembol olarak kullanarak, insan yaşamının
doğası, ölümle olan ilişki ve toplumsal konular üzerine düşündürücü bir atmosfer oluşturur.
Bu nedenle, "Ölmek Bir Varmış Bir Yokmuş" eserindeki ölüm sembollerini incelemek,
yazarın niçin bu sembollerle eserini şekillendirdiğini anlamak adına kilit bir adımdır.
Saramago'nun eserindeki ölüm sembollerinin incelenmesi, bu sembollerin, eserin ana
temalarını desteklemedeki rolünü ortaya çıkaracaktır. Örneğin, ölümün kişileştirilmiş bir
varlık olarak tasvir edilmesi, ölümün -kendisi her ne kadar özneliği reddetse de- insana ait bir
özne olarak ele alınmasını sağlar. Bu da eserdeki karakterlerin yaşam ve ölümle olan
ilişkilerini daha derinlemesine anlamamıza yardımcı olur.

Saramago'nun eserindeki ölüm sembollerinin incelenmesi, edebi anlamda derinlik kazanma


ve eserin zenginliğini keşfetme açısından önemli bir analitik yaklaşımdır. Bu makalede ele
alınacak semboller, eserin çözümlenmesi ve anlaşılabilmesi için önemli rollere sahiptir. Olay
örgüsüne paralel giderek bu sembollerin incelenmesi yapılacaktır.

Anahtar kelimeler: Ölmek Bir Varmış Bir Yokmuş, Ölüm, Atropos, Çözümleme, Eflatun,
Kadın, Sembolizm.

Abstract

Jose Saramago's "Death at Intervals" has an important place in the literary world as a novel
that takes the topic of death in depth. Death at Intervals is a magical-realism novel that attracts
attention with the author's unique style and symbolism.
Symbolism is the art of creating deep meaning through the images, events, or characters used
in an author's work. By using death as a symbol, Saramago creates a thought-provoking
atmosphere on the nature of human life, the connection with death, and social issues.
Therefore, analyzing the symbols of death in the work "Death at Intervals" is a key step in
understanding why the author shaped his work with these symbols. Analyzing the symbols of
death in Saramago's work will reveal the role of these symbols in supporting the main themes
of the work. For example, depicting death as a personified entity enables death to be treated as
a human subject, even though death itself rejects subjectivity. This helps us understand and
resolve the interrelation of the characters in the work with life and death.

Perusing the symbols of death in Saramago's work is an important analytical approach in


terms of gaining literary depth and discovering the richness of the work. The symbols that
will be discussed in this article have important roles in analyzing and understanding the work.
These symbols will be analyzed in parallel with the plot.

Key words: Death at Intervals, Atropos, Analysis, Plato, Woman, Symbolism.

Eser Hakkında Kısa Bir Bilgilendirme

Roman, aynı cümleyle başlar ve aynı cümle ile biter; “Ertesi gün kimse ölmedi.” (Saramago,
2023) Bu eserin hangi tema üzerine kurulduğunu tahlil edebilmek için önemli bir ayrıntıdır.
Eser, insanların kin duyduğu, kendisinden korktuğu ve hatta ötekileştirdiği “ölüm”ün, ortadan
kaybolduğu anda nasıl olaylar gelişebileceğini konu almıştır, monarşi ile yönetilen bir ülkenin
toplumunun küçükten büyüğe (aile- mahalle- şehir- toplum- devlet) ölümün kayboluşuyla
nasıl başa çıktıklarını ve birliklerini korumak için yeniden kurulan dengelere nasıl uyum
sağladıklarını anlatır.

Büyülü gerçekçilik akımının bir ürünü olan bu eserde, olayların yaşandığı ülkenin ismi
yoktur. Zaman örgüsünü, yazım içerisinde yazarın belirttiği üzere “yılbaşı”, “saat tam sekize
on kala”, “yedi aydır” (Saramago, 2023) gibi ibarelerden öğreniriz. Konuşmalar tırnak
içinde, paragraf başında, veya kısa çizgi ile verilmez. Olağanüstü olaylar ve olgular, eserde
sıradan gibi aktarılır (ölümün vücuda bürünmesi, tırpanı ile konuşması, mektup göndermesi
vb). Üslubu süslü kelimeler ve anlaşılması zor uzun cümlelerden uzak kalmış, kolay
okunulabilirdir. Mitolojik karakterler, renkler ve bayraklar gibi birçok olgudan yararlanılarak
metaforlu bir anlatım oluşturulmuştur.

İşleniş biçiminden ve olay örgüsündeki ikiliklerden yola çıkarak, bu eserin tamamen bir
distopik eser olmadığı anlaşılabilir, ancak varsayımlar üzerinden ilerleyen bir “yoksun kalma”
teması ile aileden topluma yaşanılanları aktarma görevini üstlenmiş bu eserin, distopik olduğu
konusunda da tartışmalar vardır.

Ölüm’ün sembolleri

Eserde ilk olarak karşımıza çıkan sembol, mitik bir tanrıça olan Atropostur: “… yaşlı ve
huysuz Atropos makasını bir günlüğüne bırakmış gibi görünüyordu.” (Saramago, 2023: s.11)
Atropos, Yunan Mitolojisinde Moria olarak adlandırılan Kader Tanrıçalarından sonuncusudur,
üç kız kardeştirler. Kaderin üzerindeki güçlerini kader ipliklerinden alınırlar. Bu üç kız
kardeşlerden ilki Clotho, ipliklerin etrafını ketenle sararak hazırlar, Lachesis ise insanın ömrü
boyunca bu ipi eğirmekle sorumludur, sonuncusu ise eserde yaşlı ve huysuz olarak anlatılan
Atropos’tur, zamanı geldiğinde bu ipi keserek insanın yaşamına son verir. (Çil, 2020) Eserde
ölüm olgusunun ilk kişileştirmesi, bu Tanrıça’nın adına yer verilerek yapılmıştır. Ölüm yaşlı,
biraz huysuz ve elinde bir makasla insanların hayatına son veren bir kadın tasvirindedir.
(Sears, 2023)

Hem ölümün insanları terk edişinin, hem de geri gelişinin gözle görülür temsilcisi; Bayrak.
Eserde bir ikilik temsil eden ilk sembolümüz bayrak sembolüdür. Dul bir hanımın, eşine
kavuşamayacak olmasının hüznü ardından gelen ölmeyecek olmanın sevincini yansıtabilmek
adına, ölümsüzlüğü kutlamak adına evinin penceresine astığı bayrak, kısa bir süreç içerisinde
ülke toplumunun ölümün yok oluşundan dolayı hissettiği coşkunun bir temsili haline gelir, ve
“bayraklanma hareketi”(Saramago, 2023: s.24) olarak anılır, ülkenin dört bir yanında ulusal
bayrakları pencerelerden, balkonlardan dalgalandırılır. Bu bayraklanma hareketi, memleketin
insanı tarafından o kadar içselleştirilir ve kabul görür ki, onu asmayan kişilere vatan haini
gözü ile bakılır. Dünyada ülkeler tarihi boyunca, milli kutlamalarda veya yaslarda; kısacası
ulusun tarihi önem arz eden tarihlerinde öne çıkan ilk malzeme bayraktır. Bayrak birliği,
beraberliği yansıtır, vatandaşın bir çatı altında toplandığının, ülkenin dimdik ayakta
durduğunun sembolü olarak kullanılır. Burada da öne çıkan bu şekliyle bayrak, ölümün
ortadan kayboluşunun toplum üzerindeki olumlu etkisini yansıtıyor. Ölümü yendiğini düşünen
ülke sakinleri, bu günü bir bayram havasıyla kutluyor.
Gelelim ölümün geri gelişinin temsilcisi olan, bayrak asma hareketine; Eserde bu bayrak
asma hareketi, ilk karşımıza çıkan bayraklanma hareketiyle aynı sebepten ortaya çıkmıyor.
Ölüm geri geldiğini, ulusal televizyon müdürüne bir mektup ile bildirirken, aynı mektup ile
kendinin olmadığı yedi aylık o dönemde ölmesi gereken bireylerin gece 12’den sonra
öleceklerinin de haberini veriyor. Ülke yönetimi, bir anda bu kadar fazla kişinin ölümünün
ortaya çıkaracağı karışıklığı göz önünde bulundurarak, defin işlemleri için gereken
yapılandırmayı kurduktan sonra, halka evinde ölü olan ailelerin, evin bir tarafına görünecek
şekilde bir bayrak asmalarını tembihliyor. Bu sayede ölüm raporu vermek zorunda olan
doktorlar, gerek yürüyerek, gerek bisikletle ülkenin dört bir yanında dolaşırken yalnızca
bayrak asılı olan evlere gidip rapor verecek, ve cenaze levazımatçıları da aynı şekilde o evlere
giderek ölüyü defnedecek. En önemlisi de, işler bu şekilde daha düzenli ve hızlı olacağından
salgın hastalık gibi birçok felaket önlenmiş olacak.

İkinci ve son kez bayraklanma hareketinin ne amaçla yapıldığını anlattık. Şimdi ise, bunun bir
matem mi yoksa bir kutlama emaresi mi olduğuna değinelim. İlkin yazarın cümlelerinde açık
bir kutlama sezilirken, bu bayraklanma sırasında yazar, topum bireylerine tekrar iniyor. Kimi,
evinde bir ölü olmasına rağmen, durumun ‘normal’e dönmesinden dolayı o bayrağı büyük bir
rahatlama ile asarken, kimi sevdiklerini kaybetmenin kırgınlığı ile asıyor. Her iki durumda da
bayrak, toplumun “ölümün” bir şekilde habercisi olarak seçtikleri bir sembol halinde
karşımıza çıkıyor.

Ölümün haberleşme aracı; “Eflatun renkli zarf” (Saramago, 2023:97) Bu yeni sembol,
karşımıza gerçekten de ölümün haberleşme aracı olarak ortaya çıkıyor. Bir sabah iş yerine
gelen ulusal televizyon müdürü, masasına eflatun renkli, keten dokusuna benzer özellikler
taşıyan, önünde arkasında hiçbir ibare bulunmayan bir zarf buluyor. İşte bu zarf, ölümün
televizyon müdürüne geri dönüşünü haber vermek için dahası artık ölecek insanlara sekiz gün
öncesinden bu şekilde bir mektup göndereceğini bildirmek için gönderilmiş bir zarf. Peki,
zarfta eflatun renginin kullanılması ve keten dokusuna benzer bir dokuya sahip olması nasıl
yorumlanabilir. Burada, kitapta kullanılan, ölümü temsil eden ilk olgunun Yunan
Tanrıçalarından Atropos olduğunu hatırlamak gerekir. Açıklamada belirtildiği üzere,
Atropos’un kardeşi Clotho, iplikleri keten ile sararak hazır hale getiriyordu. Yani ipliklerin
hazırlanmasında kullanılan keten, burada zarfın dokusunda yer alarak, yazarın tekrar bir
Kader Tanrıçaları anlatısına yer verdiği varsayımını güçlendiriyor. Eflatun rengine sahip bu
zarfta özellikle eflatun renginin yorumlanması için, tekrar Antik Yunan’a dönüyoruz. Eflatun,
Antik Yunan filozoflarından biridir ve onun felsefesinde gerçeklik ve idea kavramları önemli
bir yer tutar. Bu nedenle, edebiyatta eflatun renginin genellikle soyut ve ideal olanı temsil
etmek amacıyla kullanıldığı düşüncesinden ilerleyeceğiz. Platon, ideal formlar teorisinde
eflatun rengini saf, soyut ve mükemmel olanı temsil eden bir renk olarak kullanmıştır. (Platon,
2022) Eflatun rengi genellikle idealizmi, metafizik kavramları, aşkı ve güzelliği simgeler. Bu
bağlamda, Ölmek Bir Varmış Bir Yokmuş eserinde eflatun renkli zarfın seçilmiş olması, bu
soyut kavramların öne çıkarılmasını ve vurgulanmasını amaçlar. Zarfın renginin eflatun
olması, içinde taşıdığı mesajın yüce, saf, ve özde olduğunu ima eder. Örneğin, eflatun renkli
zarfın içinde bulunan mektup, belki de ölümün kendisini veya yaşamın daha derin anlamlarını
içeriyor olabilir. Platon'un idealar dünyasındaki mükemmel formların simgesi olan eflatun
renkli zarf, eserdeki karakterlerin yaşam ve ölümle kurduğu ilişkilerdeki derinlik ve soyutluk
temasına, ölümün bakış açısından katkıda bulunuyor olabilir.

Ölümün mektubuna, “Demokles’in Kılıcı” benzetmesi ; “Demokles'in Kılıcı” söylemi bir


kişinin başının üzerinde sürekli bir tehlikenin, belanın, riskin var olduğunu ifade eden bir
deyimdir. Bu deyim, Antik Yunan mitolojisine dayanmaktadır. Hikayesi şu şekildedir:

“Damokles, Siraküza kralının mutluluğuna gıpta edermiş. Kral da ona aynı mutluluğu
verebileceğini söylemiş, ama tepesine de ince bir kıla bağlı olarak bir kılıç asmış.
Damokles, tepesinde her an beynine inmeye hazır bir kılıçla mutlu olunamayacağını
anlamış ve kralların mutluluğuna gıpta etmekten vazgeçmiş.” (Hançerlioğlu,
2000:108)

Kitapta ise bu deyimin kullanımı şu şekildedir; “…zira bu insanlar da korkunç kabuslarla


geçirdikleri gecelerin sabahlarına, başlarında demoklesin kılıcının sallandığını hissederek
uyanıyorlardı.” (Saramago, 2023: s.146) Ölümün gönderdiği mektupların oluşturduğu stres,
yalnızca mektup gelenlerin hissettikleriyle kalmadı. O mektubun gelenlerinin yakınları da,
büyük bir buhran içerisinde, sabahı zor ettikleri her güne gözlerini, kendilerine gelecek bir
eflatun mektup beklentisiyle açıyorlardı. Bunun getirdiği stresi ve diken üstülüğü
hissettirebilmek için yazar, yine bir Yunan efsanesinin malzemesi olan, “Demokles’in kılıcı”
tabirini kullanmıştır.

Ölümün kadın bedeni: Saramago'nun ölümü kadın bedeninde kişileştirmesinin sebepleri,


edebi eserlerde sıkça rastlanan sembolizm ve metafor kullanımıyla ilgili olabilir. Kitapta, daha
önce adli tıp çalışanlarının da bulduğu üç ayrı kadın şeklindeki “ölüm” canlandırılmasıyla
doğru orantılı olarak ölüm, 36-37 yaşlarında, güzel bir kadın haline bürünür. Elleri zarif ve
incedir, kendisi de bakımlı ve büyüleyici görünür. Kitapta Prous’un yaşlı, şişman kadın ölüm
imgesine, bu şekilde gönderme yapılır, açık bir şekilde yazar, Porust’un bu yansıtma biçimine
karşı çıkmıştır: “… karşıma Mösyö Marcel Proust’un gördüğü gibi şişman ve siyah elbiseli
bir kadın görünümünde çıksaydın da konuşurdum.” (Saramago, 2023: s.204) Saramago’nun
ölümü, eserdeki tüm karakterlerin düşüncesinin aksine genç, sağlıklı ve güzel bir şekilde
bedene büründürmesini, kadının doğurganlığı, yaşamın kaynağı olma ve aynı zamanda ölümle
bağlantılı olarak hayatın döngüsünü temsil etme potansiyelini dışa vurma çabası ile
ilişkilendirebiliriz. Kadın bedeni, yaşamın başlangıcı olan doğumu temsil ederken, ölümün
kadın bedeninde kişileştirilmesi, yaşamın sonlanışının doğallığını ve olağanlığını sembolize
eder. Saramago'nun şu ifadesi bu varsayımı destekler: "Ölüm bir kadın olarak gelir. Doğar,
büyür, besler ve nihayet gelir, alır." (Saramago, 2023:s.72). Bu alıntı, ölümün kadın
bedenindeki yaşamsal işlevlere benzetilerek sembolize edildiğini gösterir.

Sonuç

Bu makalede, Jose Saramago’nun Ölüm Bir Varmış Bir Yokmuş Adlı eserindeki ölümü
sembolize eden bayrak, tanrıça Atropos, Eflatun renkli, keten dokulu zarf, Demokles’in kılıcı,
kadın bedeni olgularının bir inceleme ve çözümlenmesini yaptık. Ölümün halk arasında son
verici ve acımasız halini temsilen Atropos benzetmesi ile başlayan eser, gelişinin ve gidişinin
ulusal çaptaki habercisi olarak kullanılan bayrak, ölümün iletişim aracı olarak eflatun renkli
keten dokulu mektuplar, mektupların kişi üzerinde yarattığı hazırlıklı duruşu Demokles’in
Kılıcı ile bağdaştırmanın sebeplerini, yine eserden ve literatürdeki bilgilerden yola çıkarak
anlamlandırmaya çalıştık. Yazarın ölümün kadın bedeninle kişileştirme yapılmasının olumsuz
nedenlerini terk ederek, doğallığı ve kucaklayıcılığını yansıtmak adına, genç ve güzel bir
kadın şeklinde oluşturduğu kadın ölümü inceledik. Tüm bu incelemeler ışığında, yazarın;
ölüm olgusunun dehşet verici ve buhrana sürükleyici özelliklerinin dışında, önce yokluğunun
getirdiği sıkıntıları, sonra varlığının insanın hayat döngüsüyle nasıl bir uyum içerisinde
olduğunu gösterir şekilde yazıya aldığı bu eserde, bu ikilikleri, paralellikleri veya zıtlıkları
verebilmek adına kullandığı bu sembollerin öneminin ve derinliğinin anlaşılması oldukça
önemlidir. Bu çalışmada, bahsi geçen başlıca sembolleri tahlil ederek, “Ölüm Bir Varmış bir
Yokmuş” adlı eserin dünyasının anlaşılmasına yardımcı olacak bir inceleme ortaya koyduk.
Kaynakça

Çil, S. (2020). Yunan Mitolojisindeki Ceza Kavramı Üzerine Genel Bir Bakış. Çeşm-i Cihan:
Tarih Kültür ve Sanat Araştırmaları E-dergisi
Hançerlioğlu, O. (2000). İstanbul: Remzi Kitapevi
Platon, (2022). Devlet. (Çev. S.Eyüboğlu-M.A.Cimcoz). İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür
Yayınları
Saramago, J. (2023). Ölmek Bir Varmış Bir Yokmuş. (Çev. M.Kutlu) İstanbul: Kırmızı Kedi
Yayınevi
Sears, K. (2014). Mitoloji 101: Eski Yunan ve Roma Mitolojisi Hakkında Bilmeniz Gereken
Herşey. (Çev. E. Duru). İstanbul: Say Yayınları

You might also like