Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 217

G.W.F.

Hegel
Tanrının .Varoluşunun Tanıtları
Uzerine Dersler
Vorlesungen über die Beweise vom Dasein Gottes

Çeviren
Aziz Yardımlı

. .

idea• Istanbul
İdea Yayınevi
Şarap İskelesi Sk. 2/106-7 34425 Karaköy, Beyoğlu - İstanbul
www.ideayayınevi.com / iletisim@ideayayine\�.com
Bu çeviri için© AZİZ YARDIMLI 201 6
Tannnın Varolusunun Tanıt/an Üzerine Dersler
Vorlesungen über die Beweise vom Dasein Gottes ( 1 829)
G. W. F. Hegel

Türkçe-Almanca Birinci baskı 2016


Tüm Jıaklan saklıdır.
Bu yayımın hiçbir bölümü İdea Yayınevinin ön izni olmaksızın
yeniden üretilemez.
Baskı: Umut Matbaacılık
Fatih Cad. Yüksek Sok. No 1 1, Merter- İstanbul
Printed in Türkiye

ISBN 978-975-397-192-8
içindekiler

BİRİNCİ DERS 7
-

İKİNCİ DERS -I7


ÜÇÜNCÜ DERS 26
-

DÖRDÜNCÜ DERS 32
-

BEŞİNCİ DERS 39
ALTINCI DERS -47
YEDİNCİ DERS -53
SEKİZİNCİ DERS 62
-

DOKUZUNCU DERS -70


ONUNCU DERS 76
-

ON BİRİNCİ DERS 85
-

ON İKİNCİ DERS 93
-

ON ÜÇÜNCÜ DERS 98
-

ON DÖRDÜNCÜ DERS 108


-

ON BEŞİNCİ DERS 1 19
ON ALTINCI DERS I 26
-

ARA EK [Kant'ın kozmolojik ıa.nıu eleştirisi]


141 -

TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 1 67 -

TELEOLOJİK VE ONTOLOJİK TANITlAR.IN GENİŞLETİLMESİ - 184


ONTOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 195 -

Arkasöz / Aziz Yardımlı - 203


Dizin - 213
VORLESUNGEN
Tanrının Varoluşunun Tanıdan
ÜBER
DIE BEV.'EISE VOM DASEIN Üzerine Dersler
GOTIES

ERSTE VORLESUNG BİRİNCİ DERS

Diese Vorlesungen sind der Bet.rach­ Bu Dersler Tanrının varoluşunun tanıtla­


tung der Beweise vom Dasein Goues
bestimmt; die 3.uBere Veranlassung
rının irdelemesine ayrılmıştır. Bunun için
liegı darin, daO ich in diesem Som­ dışsal gerekçe bu yaz yarı-yılında yalnızca
mcrscmcstcr nur cine Vorlesung
bilimin bir bütün alanı [Mantık] üzerine
über ein Ganzes von Wissenschaft zu
hallen mich enıschlieOen muOıe und dersler vermeye karar vermek zorunda kal­
denn doch cine zweite, wcnigstens mış olmamdır; ama daha sonra hiç olmazsa
fiber einen einzelnen wissenschaftli­
chen Gegenstand hinzufügen wollte.
başka bir bilimsel konu üzerine ikinci bir
leh habe dabei damı einen solchen dersler dizisi eklemeyi istedim. Bu nedenle
gew3hlt, welcher mit der anderen
Mantık üzerine verdiğim başka dersler ile
Vorlesung, die ich halıe, über die
Logik, in Verbindung sıehe und eine bağıntılı olan ve onlar için içerik değil ama
Art von Erg:inzung zu dieser, nicht biçim açısından bir tür bütünleyici oluşturan
dem lnhalıe, sondern der Form
nach, ausmachc, indem derselbe nur
bir konuyu seçtim, çünkü bu konu Mantı­
cine eigentU.mliche Gestalt von den ğın temel belirlenimlerinin yalnızca kendine
Grundbestimmungcn der Logik ist;
özgü bir şekildir. Bu nedenle bu dersler baş­
sie sind daher vomchmlich meinen
Herren Zuhörem, dic anjener ande­ lıca dinleyicilerim arasında öteki derslere
ren teilnehmen, bestimmt, so ,...;e sie katılanlar için amaçlanmıştır ve özellikle
denselben auch am vcrst.3.ndlichsten
sein werden.
onlar için daha anla5ılır olacaktır.
lndem aber unsere Aufgabe ist, Ama görevimiz Tannnın varoluşunun tanıt­
die Beıurise vom Dasein Goltes zu be­
trachtcn, so scheint von derselben
lannı irdelemek olduğuna göre, öyle görü­
nur cine Seite in die Logik zu fallen, nür ki yalnızca bir yan, yani tanıtlamanın
n5.mlich die Natur des Bewei.sens: die doğası Mantığın içine düşecek, öteki yan,
andcre aber, der Jnhalt. welcher Gotl
ist, gehörte einer anderen Sph;ire, Tann olan içerik ise bir başka alana, dine ve
der Religion und der denkenden onun düşünsel irdelemesine, Din Felsefesine
Betrachıung derselben, der Re/igi­
onsphilosoplıie an. in der Taı ist es ein
ait olacaktır. Gerçekte bu derslerde kendi
Teil diescr Wissenschart, der in dic­ uğruna vurgulanması ve ele alınması gere­
sen Vorlesungen für sich herausge­
ken yan bu son bilimin bir bölümüdür. İzle­
hoben und abgehandelt werdcn soll;
im Verfolg wird es sich niher hervor­ yen sayfalarda bu bölümün din öğretisinin
hebcn, welches Verh3lmis derselbe bütünü ile nasıl bir ilişki içinde durduğu
zum Ganzcn der Religionslehre hat,
sowie dann auch, dall diese Lchrc,
daha yakından görülecektir. Yine, bilimsel
insofcrn sie cine wissenschaftliche bir öğreti olduğu düzeye dek bu öğretinin
7
8 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

ve mantıksal olanın amacımızın ilk bildiri­ ist, und das Logische nicht so ausei­
nanderfallen, wic es nach dem ersten
mine göre sanılabileceği gibi birbiri dışına Scheine unscres Zwcckes das Ausse­
düşmediği, mantıksal olanın yalnızca biçim­ hcn haı. daB das Logischc nichı bloB
die formelle Seitc ausmachı, sonden1
sel yanı oluşturmadığı, ama gerçekte içeriğin
in der Tat damit zugleich im Miuel­
özeğinde durduğu da görülecektir. punkıe des !nhalıs sıehı.

Yine de, tasanmızı yerine getirmek için bir Das erste aber, was uns begeg­
net, indem wir auf unser Vorhaben
başlangıç yapmayı isterken karşılaştığımız Uberhaupt uns einzulassen anfangen
ilk şey zamanımızın kültürel önyargılarının wollten, ist die allgemeinc, dem­
selben abgcneigıe Ansichı der Bil­
genel ve o tasar açısından itici bakış açısıdır.
dungsvorurteile der Zeit. Wenn der
Eğer nesne, Tann, salt adının kendisi yoluyla Gcgensıand. Gou, fi"ır sich fiihig isı,

bile hemen tinimizi yükseltebiliyorsa, eğer sogleich durch seinen Namen unse­
ren Geist zu erhebcn, unser Gemfü
yüreğimizin en iç derinliklerinde ilgi uyan­ aufs innigste zu intercssicrcn, so mag
dırabiliyorsa, ele almak üzere olduğumuz diese Spannung cbenso schnell wic­
der nachlassen, wenn wir bedenken,
şeyin Tannnın varoluşunun tanıtlan oldu­
daB es die Heweise uom Dasein Gotle.s
ğunu düşünür düşünmez bu gerilim yine sind, die wir abzuhandeln gehen;

eşit hızla sönebilir, çünkü Tanrının varolu­ dic Beweise dcs Daseins Goues sind
so schr in Vernır gekommen, dall sie
şunun tanıtlan öylesine gözden düşmüştür flır etwas AnLiquierles, der vorınali­
ki, eski metafiziğe ait antikalar olarak görü­ gen Mcıaphysik Angehôrigcs gelten,
aus deren dllrrcn Öden wir uns zum
lürler; onun çorak çölünden dirimli inanca
lcbencligen Gl11ııben zuritckgeretteL,
geri dönmüş, onun kuru anlağından bir kez aus deren trockcncm Vcrstandc wir

daha dinin sıcak duygusuna yükselmişizdir. zum tuannen Gefühle der Religion
uns wieder erhoben haben. Ein Un­
Bir Tanrının olduğu yolundaki kanımızın ternehmen,jcne morschen Stihzcn
tanıtlar yerine geçen o çürük desteklerini unserer Übcrzeugung da\'on, daB
cin Gott isl, welche fllr Beweise
keskin bir anlağın yeni uygulamaları ve
gahen, durch neue \Vendungen
aygıtları yoluyla yenilemeye, ya da saldırılar und KunsLStücke cines scharfsinni­

ve karşı-tanıtlamalar yoluyla zayıflamış yer­ gen Verstandes aufzufrischen, die


durch Einwürfc und Gegenbeweise
leri iyileştirmeye yönelik girişim kendi için schwach gewordenen Stellcn auszu­
salt iyi niyeti yoluyla hiçbir onay kazanama­ bcsscm, würde sich selhst durch seinc
gute Absichl keinc Gunsl erwerben
yacaktır. Çünkü ağırlığını yitiren şey şu ya
können; denn nicht dicscr oder je­
da bu tanıtlama, onun şu ya da bu biçimi ve ner Bcweis, diese oder jene Form
konumu değildir; tersine, genel olarak din­ und Stelle dessclben hat ihr Gclo,.iclu
verloren, sondcrn das Beweisen reli­
sel gerçekliğin tanıtlanması çağın düşünme giöser \Vahrheil als solches isl in der
yolunda tüm güvenilirliğini öylesine yitirmiş­ Dcnkwcisc der Zcil so sehr um ailen
Kredit gekommen, daB die Unmög­
tir ki, böyle tanıtlamanın olanaksız olduğu
lichkeit solchen Beweisens bereits
daha şimdiden genel bir önyargıdır. Daha ein allgcmeines Vorurteil ist, und
da ötesi, böyle bilgiye güven duymak ve bu noch mehr, dall es selbst ffır irreligi­
ös gilt, solcher Erkcnnmis Zntrauen
yolla Tann ve doğası üzerine ya da yalnızca zu schenken und auf ihrcm \\7egc
varlığı üzerine bir kanıya ulaşmayı istemek Überzeugung von Gou und seiner
Nauır odcr auch nur \•on scinem
bile dinsizlik sayılmaktadır. Bu tanıtlama işi
Sein zu suchen. Dieses Beweiscn ist
bu nedenle öylesine günü geçmiş göıülür ki, dahcr auch so sehr au6er Kurs ge­
tanıtlar şurada burada yalnızca tarihsel ola­ scızt, dall die Beweise kaum hiCr und
da nur historisch bekannt, ja selbst
rak tanınır, giderek tanrıbilimcilerin kendi­ Theologcn, d. i. solchen, welchc
leri için, e.d. dinsel gerçeklikler ile bilimsel \'011 den religiösen Wahrheiten eine
l. DERS 9
wissenschafLliche Bekanntschafl ha­ bir tanışıklık kazanmayı isteyenler için bile
bcn wollen, unbekannı sein kônnen.
Die Beweisc vom Dasein Gottcs
tanıdık olmayabilirler.
sind aus dem Bediirfni.sse, das Denken, Tanrının varoluşunun tanıtları düşünmeyi
die \lenmnft befrietligen, hervorge­
ı.11

gangen; abcr dicses Bedfırfnis hat in


ve usu doyurma gereksiniminden doğmuştur.
der ncuercn Bildung cine ganz ande­ Ama bu gereksinim modern kültürde daha
re Stelhıng erhalten, als es vormals
önce olduğundan bütünüyle başka bir
haue, und die Suındpunkte sind zu­
n3.chsı zu cnvahnen, dic sic:h in dieser konum kazanmışur, ve ilk olarak kendilerini
RücksichL ergcben haben. Doch da sie bu bakımdan sunmuş olan duruş noktaların­
im allgemeinen bckannt sind und sie
in ihre Grundlagcn zu vcrfolgen hicr
dan söz edilmelidir. Gene de genel olarak
nicht der On ist, so ist nur an sic zu tanındık.lan ve burası onlan temellerine dek
erinnern, und zwar indem wir uns
izlemenin yeri olmadığı için, yalnızca onları
auf ihre Gesı.alt, wie sie innerhalb des
Bodens dcs Chıistemums sich macht, anımsamalı ve dahası kendimizi onların
beschr3.nken. Auf diesem n3mlich Hıristiyanlığın toprağı içerisinde kendile­
kommt erst der Gegensatz zwischcn
Glauben und Vernunft inncrhalb
rine verdikleri şekle sınırlamalıyız. İlk kez
des Mcnschen selbst zu stehen, uiu burada insanın kendi içerisindeki inanç ve
der Zweifel in seinen Geisı und kann
zu der furchcbaren Höhe gelangen.
us arasındaki karşıtlık kendini gösterir, insan
um ihm alle Ruhe zu rauben. An die tinine kuşku girer ve onu tüm dinginlikten
fruheren [.dic] Phantasic-Rcligioncn,
yoksun bırakacak korkutucu yüksekliklere
wic wir sie kurz bezeichnen können,
muBte freilich auch das Denken ulaşabilir. Düşünce hiç kuşkusuz kısaca
koınmen, es muBte unmittelbar sich düşlem-dinleri [Phantasie-Religionen] olarak
gegen deren sinnlichc Bildungen
und weiteren Gehalt mit seinem Ge­ belirtebileceğimiz erken dinlere dokun­
gensal.7.e kehren; dic Widerspriıche, malı, kendini karşısavı ile dolaysızca onların
Feindschafıen und Feindseligkeiıen,
die daraus entsprangen, gibt die au­
duyusal imgelerine ve daha öte içeriklerine
Berliche Geschichıe der Philosophie karşı döndürmelidir. Buradan kaynaklanan
an. Aber die Kollisioncn gediehen
çelişki, çekişme ve düşmanlıklar felsefenin
injenem Kreise nur zur Feindschaft,
nicht zum innercn Zweispah dcs dışsal tarihine aittir. Ama o alanda çarpışma­
Geistes und Gemfııs in sich selbst wie
lar yalnızca düşmanlığa gelişir, ve Hıristiyan­
innerhalb des Christcntums, wo die
bciden Scitcn, die in Widcrspruch lığın içerisinde olduğu gibi tinin ve yüreğin
kommen, die Tiefe des Geistes als o iç bölünmesine dek varmaz. Hıristiyanlıkta
ihre cine und daınİl gemeinschaft­
liche \Vurzel gewinnen und in die­
çelişki içine düşen iki yan bir ve dolayısıyla
ser Stelle, in ihreın Widerspruche ortak kaynakları olarak tinin derinliğini ele
zusammengebunden. diesc Stelle
geçirir ve bu konumda, çelişkileri içinde bir­
selbst, den Geist, in scincm lnncrs­
tcn zu zenıitten vcnnögen. Schon der birine bağlanmış olarak, bu konumun ken­
Ausdnıck G/aube isı dem chrisılichen disini, en iç yanı içindeki tini rahatsız ede­
\'orbehaltcn; man spricht nicht \'OD
griechischem, :igyptischem usw. Glau­
bilir. Ama İnanç anlarımı Hıristiyan inanca
bcn oder vom Glauben an den Zeus, aynlmışur; Yunan, Mısır vb. inançlarından ya
an den Apis usf. Der Glaubc drückı
<lie lnnerlichkeil der GewiBheit aus,
da Zeus'a, Apis'e vb. inançtan söz edilmez.
und zwar die tiefste, konzentriencste, Tüm başka sanı, tasanın, kanı ya da istek ile
als im Gegensal.7.e gegen alles andere
karşıtlık içinde, inanç pekinliğin, dahası en
Meinen, Vorstellcn, Überzeugung
odcr \\1ollen;jcne lnnerlichkeiı abcr derin, en yoğunlaşmış pekinliğin içselliğini
enthftlt als die tiefste zugleich unmit­ anlaur. Ama o içsellik en derin olmakla aynı
tclbar dic abstrakteste, das Denken
selbsc; cin Widcrspruch des Dcnkens
zamanda dolaysızca en soyut içsellik olarak
gegen dicscn Glaubcn ist daher die düşünmenin kendisini kapsar; düşünmenin
10 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bu inanç ile çelişmesi bu n edenle tinin quah•ollste Entzweiung in den Tiefen


des Gcistes.
derinliklerindeki en acılı bölünmedir. Solches Unglück isı jedoch
Böyle mutsuzluk gene de - eğer ken­ glücklichen\•eise, wenn w i r so sagen
könnten, nicht die einzige Gestalt, in
dimizi böyle anlatabilirsek - ne mutlu ki welcher das Verhiiltnis des Glaubens
inanç ve düşünme ilişkisinin alması gere­ und Denkens sich belinden mü6te.
im Gegenıeil sıellı sich das Verhall­
ken biricik şekil değildir. Tersine, ilişki ken­
nis friedlich in der Überzeugung vor,
dini şu kanıda barışçıl bir biçimde sunar: daB OITenbarung. Glaube, positive

Tanrısal bildiriş, inanç, pozitif din, ve öte Religion und auf der andern Seite
Vernunft, Denken überhaupt, nicht
yanda us, genel olarak düşünme çelişki im \Viderspruch sein ım1ssen, viel­
içinde olmamalıdır. Gerçekte yalnızca mchr nicht nur in Übcreinstimmung
sein könncn, sonden1 auch, daB Gotl
uyum içinde olabilmekle kalmazlar, ama
sich in seinen Werken nicht so wider­
ayrıca Tanrı işlerinde insan tininin kendi spreche, sich nicht sa wide�prechen

özsel yanında, düşünen usunun kendisinde, könnc, dall der menschliche Geist in
seincr Wescnheil, der dcnkenden Ver­
onun daha başından kendisinde tanrısal nunft, in dem, \vas er urspninglich an
sayması gereken şeyde ona Tanrının doğası ihm selbsı Gôııliches zu haben erach­
tet werden muB, demjenigen, was an
ve insanın o doğa ile ilişkisi üzerine daha ihn durch höherc Erleuchtung über
yüksek aydınlanma yoluyla gelen şey ile kar­ dic Natur Gottes und das Verhaltnis
des Mcnschcn zu dcrsclben gekom­
şıtlık içine düşecek denli kendi ile çelişmez
mcn sei, cntgegcngcsetzt scin mü�
ve çelişemez. Böylece bütün Orta Çağlar se. So hat das ganze Mittelalter unter
boyunca tanrıbilim ile anlaşılan şey Hıris­ Theologie nichts anderes vcrstanden
als cine wissensclıaftliclıe Erkcnntnis
tiyan gerçekliklerin bilimsel bir bilgisinden, der christlichen Wahrheiten, d. i.
e.d. felsefe ile özsel olarak bağlı bir bilgiden einc Erkennmis 1\lesentlich \'erbun­
den mit Philosophie. Das Miııelalıer
başka birşey olmamışnr. Orta Çağlar inancın ist weit entfernt davon gewesen, das
tarihsel bilgisini bilim saymaktan çok uzakn. historische Wisscn vom Glauben ffır
Wissenschaft zu hallen; es hat in den
Kilise Babalarında ve genel olarak tarihsel
Kirchenv5tern und in dem, was zum
gereç sayılabilecek olan herşeyde yalnızca geschichtlichcn Material Ubcrhaupt

yetkeler, ruhsal yükseliş ve Kilisenin öğreti­ gemacht werden kanıt, nur Autorit3-
ten, Erbauung und Belehrung Uber
leri üzerine açıklamalar aradı. Karşıt eğilim die kirchlichen Lehren gesuchı. Die
her türden eski kanıtın ve işin tarihsel irde­ Richıung aufdas Gegenteil, durch die
geschichıliche Behandlııng der alıc­
lemesi yoluyla inanç-öğretileri için yalnızca rcn Zeugnisse und Arbeiıen aller Arı
insansal köken aramak ve bu yolda onları en für die Glaubenslehren vielmehr dic
mcnschliche Entsıehung derselben
ilk şekillerinin minimumuna indirgemektir.
nur auszuforschen und sie auf diesern
Bu şeklin daha derin bilgide ve gelişimde \-\'ege auf das Minimum ihrcr allerer.;­

her zaman verimsiz olarak görülmesi gere­ tcn Gestalt zu rcduzieren, die im Wi­
derspruch mit dem Geiste, der nach
kir, çünkü o ilkel şeklin dolaysızca bulunan dem Entrücken ihrer unınittelharen
birşey olarak uzaklaştmlmasından sonra, bu Gegenwart auf deren Bekenner, um
sicjetzl erst in alle Wahrhcit zu lehcn,
öğretileri kabul edenler ilk kez şimdi tüm ausgegossen worden, für unfruchtbar
gerçekliğe götürülebilmek için Üzerlerine auf immer an tieferer Erkennmis
und Entwicklung gehalten werden
dökülen tin ile çelişki içindedirler. Böyle bir
soll, - solchc Richumg istjcncr Zcit
eğilim o zamanlar bilinmeyen birşeydi. Bu vielmchr unbckannt gcwescn. im
tinin kendi ile birliğine inançta bu öğreti­ Glaubcn an die Einigkeit diescs Geis­
tes mil sich selbst sind aile, auch die
lerin tümü, giderek us için anlaşılması en flır die Vcrnunft abstnıscstcn Lehren
güç olanlar bile, düşünme yoluyla irdelenir clcnkcnd betrachıet und der Vcrsuch
1. DERS 11
auf alle ailgewendet worden, sie, die ve kendileri uğruna inancın içeriği olanlar
für sich lnhalt des Glaubens sind, auch
durch vemiinfıige Griinde zu bewellen. durumunda onları ussal zeminler yoluyla
Der grolle Theologe Anselm von Can­ tanıtlama girişiminde bulunulur. Başka bir
terbury, dessen wir auch sonst noch
zu gedenken haben werdcn, sagt in
yerde irdeleyeceğimiz büyük tanrıbilimci
diesenı Sinne, wenn wir im Glauben Canterburyli Anselm bu anlamda, eğer
befestigt sind, so ist es Saumseligkeit,
inançta sağlam isek, inandığımızı bilmemek
negligentiae ınilıi e.ue vfrletur, da.'iı nicht
auch zu erkenncn, was wir glauben. in umursamazlıktır diyordu - negligentirıe mihi
der /mılestanıischen Kirche haı es sich esse videtur. Protestan Kilisede de aynı yolda,
ebenso eingefunden, daB, \'erbundcn
mit der Theologie odcr auch neben
tanrıbilim ile birleşmiş olarak ya da onun
ihr, die vernünftige Erkennuıis der rc­ yanısıra, dinsel gerçekliklerin ussal bilgisi­
ligiösen Wahrheiten gepnegt und in
Ehren gehalten worden ist; das lnter­
nin el üstünde tutulduğu ve onurlandırıl­
esse sprach sich dahin aus, zuzusehen, dığı görülür. İlgi konusu olan şey usun doğal
wie weit es das natiirlü:he Liclıl der Ver­ ışığının, kendi için insan usunun gerçekli­
nunft, die menschliche Vernunft für
sich, in der Erkenntnis der 'Wahrheit ğin bilgisinde nereye dek ilerleyebileceğini
bıingen könne, mit dem wesenıJichen görmekti - din yoluyla insanın usun kendi
Vorbehalı dabei, dall zugleich durch
die Religion elem Menschen höhere
içinden ortaya çıkarabileceklerinden daha
Wahrheiten gelehrt worden sind, als yüksek gerçeklikleri öğrenebileceği gibi
die Vernunft aus sich zu enldecken
imst.ande sei.
özsel bir sınırlama ile.
Hiermit zeigen sich zwei unter­ Böylelikle iki ayn alanın geliştiği görülür
schiedene Sphiiren herausgebildet,
ve ilk olarak aralarındaki barışçıl ilişki pozi­
und zun3chst ist cin friedliches Ver­
halten zwischen ihnen durch die tif dinin öğretilerinin usun üzerinde ama ona
Vnlerscheidung gerechüertigı wor­ aykm olmadığı gibi bir ayrım yoluyla akla­
den, daB die Lehren der posİlİ\'en
Religion zwar über, aber nichı wider
nır. - Düşünce üzerine dayalı bu bilimin
die Vernunfı seien. - Diese T3.tigkeiı etkinliği Hıristiyanlık-öncesi ya da genel
der denkenden Wissenschafı fand
sich ii.uBerlich durch das Beispiel
olarak Hıristiyanlık-dışı dinlerde gözlerinin
aufgeregt und unterstfll.zt, welches in önünde yatan örnek yoluyla dışarıdan uya­
vorchrisılichen oder überhaupı au­ rılır ve desteklenir. Buna göre, insan tini,
Oerchristlichen Religionen vor Augen
lag, dall der menschliche Geist, sich kendi başına bırakıldığında bile, Tanrının
selbsı überlassen, ıiefe Blicke in die doğası üzerine derin bir görüşe ulaşmış ve
Natur Gones geıan hat und nebcn sei­
nen Irrtümern auch zu groBen Wahr­
tüm yanılgılarının yanısıra büyük gerçekli­
heicen, selbst auf Grundwahrheiten lere, giderek genel olarak Tanrının varoluşu
wie das Dasein Gones Uberhaupt und
ve o varoluşun duyusal bileşenler ile karış­
auf die reinere, nicht mit sinnlichen
Ingredienzien vermischte Idee des­ mamış daha an ideası, ruhun ölümsüzlüğü,
selben, auf die Unsıerblichkeic der kayra ve benzerleri gibi temel gerçekliklere
Seele, die Vo�ehung usf. gekoınmen
isL. So wurde die positive Lehre und
erişmiştir. Böylece pozitif öğreti ve dinsel
die Vemunfıerkennınis der religiösen gerçekliklerin ussal bilgisi barış içinde bir­
Wahrheiten friedlich nebeneinander
betrieben. Diese Stellung der Ver­
birinin yanısıra sürmüştür. Gene de usun
nunft zur Glaubcnslehre war jedoch inanç-öğretisi ile ilişki içindeki bu konumu
hicrınit von dem erstenv3hnlen Zu­
usun o ilk irdelenen ve öğretinin Üçlülük,
trauen der Vermmfl verschicden, als
wclches den hôchstcn Mysterien der
İsa'nın beden kazanması vb. gibi en yüksek
Leh re, der Dreieinigkeit, der Mcnsch­ gizemlerine yaklaşmayı göze alan güvenin­
werdung Chrisıi usf. sich nahen durf­
tc, wogegen der nachher erw3hnte
den ayrı idi. Buna karşı, daha sonra sözü
Standpunkt sich schüchtern auf die edilen duruş noktası ise çekinerek kendini
12 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yalnızca düşünce yoluyla Hıristiyan dininin Wendung beschrcinktc, sich nur an


dasjenige mit dem Denken zu wa­
genel olarak putperest ve Hıristiyan-olma­ gen, \V3S der christlichen Religion mit
yan dinler ile ortaklaşa taşıdığı ve öyleyse heidnischen und nichtchrisdichcn
fıberhaupt gemeinschaftlich sei, was
dinin yalnızca soyut yanına ait olması gere­ also auch nur bei dem Abstrakten der
ken şeyleri ele alma işine sınırladı. Rcligion stehenbleiben muilte.
Indem abcr einmal dic Verschie­
Ama bir kez bu iki alanın ayrımının bilin­
denheit zweier solcher Spharen zum
cine varır varmaz, inancın ve usun yanyana Bewulltsein gckommen, so müsscn
duruyor olarak görülmesine izin veren wir solches Verhfihnis der Glcich­
gulıigkeiı. in wclcher Glaubc und
böyle ilgisizlik ilişkisini düşüncesiz olarak Vernunft als nebeneinanderbcscchend
ya da aldaucı bir yapaylık olarak yargılama­ betrachtet werden sollen, als gedan­
kenlos oder als ein betrügerisches
lıyız. Düşünmenin birlik için itkisi zorunlu
Vorgeben beurıcilen: der Trieb des
olarak ilkin iki alanın karşılaştırmasına ve Dcnkens zur Einheit führt notwen­

sonra, bir kez ayrı olarak görüldüklerinde, dig zun.3.chsı zur Vcrgleichung beider
Sph3ren und dann, indcm sie einmal
inancın yalnızca kendi kendisi ile ve düşün­ fllr vcrschieden gelten, zur Überein­
cenin yalnızca kendi kendisi ile anlaşmasına stimmung dcs Glaubens nur mit sich
selbsl und des Dcnkens nur mit sich
götürür, öyle ki her bir alan ötekini tanımaz selbsı, so daB jede Sphare die andere
ve onu yadsır. Anlağın en yaygın aldanmaca­ nicht ancrkennt und sie venvirfl. Es
isı eine der gelaufigsten T3.uschun­
larından biri tinin özek noktalanndan birinde
gen des Verstandes, das Vcrschiede­
olan ayrım öğesini zorunlu olarak karşıtlığa ne, das in dem einen Mittel/mnkte des
ve böylelikle çelişkiye ilerlememesi gereken Geiste.'i ist, daffır anzusehen, daB es
nicht noıwendig zur Entgegenset­
birşey olarak görmektir. Tinin kavgasının zung und damit zum \ı\Tiderspruchc
başladığı zemine tinde somut olanın analizi forıgchen miisse. Der Grund zu dem
beginnenden Kampfe dcs Geistes ist
yoluyla genel olarak ayrımın bilinci doğar gemacht, wenn cinmal das Konkrete
doğmaz ulaşılır. Tinsel herşey somuttur; desselbcn zum BewuBtsein des Un­
terschiedes lıberhaupt sich anal)'sicrl
burada en derin belirlenimi içindeki tinsel­
hat. Alles Geistige ist konkret; hier
liği, inanmanın ve düşünmenin somutu ola­ habcn wir dasselbe in seiner tiefs­

rak Tini önümüzde buluruz; ikisi yalnızca ten Bestimmung vor uns, den Geist
nii.mlich als das Konkreıe des Glau­
en karmaşık yolda, dolaysızca ileri geri gidip bens und Denkens; beide sind nicht
gelmede karışmış olmakla kalmaz, ama bir­ nur atıf die mannigfahigstc Weise,
in unmiuelbarem Heri'ıber- und Hi­
biri ile öylesine içeriden birleşmişlerdir ki, nllbergehen, vermischt, sondern so
kendi içinde derin-düşünmeyi, uslamlamayı innig verbunden miteinander, daB
es kein Glauben gibt, welches nicht
ya da genel olarak düşünmeyi kapsamayan
Reflektieren, Rasonieren oder Den­
hiçbir inanç, ve benzer olarak kendi içinde ken überhaupt. sowie kein Denken,

salt kıpısal olarak da olsa inancı kapsama­ welches nicht Glaubcn, wenn auch
nur morncntanen, in sich enthalte,
yan hiçbir düşünme yoktur, çünkü genel Glauben, denn Glaubcn llberhaupt
olarak inanç herhangi bir varsayımın, nere­ ist die Form irgcndcincr Vorausset­
zung, einer, woher sie auch koımne,
den gelirse gelsin sıkı sıkıya temelde yatan
festen zugnmde liegenden Annahme,
herhangi bir sayıltının biçimidir - kıpısal - momemanes Glauben, so n<imlich,

inanç. Başka bir deyişle, giderek özgür daB selbst im rreicn Denken Z\Var
das, was jetzt als Voraussetzung ist,
düşünmede bile şimdi varsayım olarak nachher oder vorher gedachtes, be­
bulunan şey daha sonra ya da daha önce griffcnes Resultat ist, abcr in dieser
Venvandlung der Voraussetzung in
düşünülen, kavranan bir sonuçtur, ama var­ Resultat wieder cine Seitc hat, wel­
sayımın sonuca bu dönüşümünde yine öyle che Vorausse1Zung. Annahınc odcr
1. DERS 13
bcwuBLIOsc Unmiuclbarkeit der bir yan taşır ki, bir varsayım, bir sayıltı ya da
T3tigkeh dcs Geistes isL. Doch
die Natur des frei ffı13ichseiendcn
tinin etkinliğinin bilinçsiz bir dolaysızlığıdır.
Denkens zu exponieren, habcn Gene de özgürce kendi-için-varolan düşün­
wir hier noch beiseitc zu lasscn
nnd viclmehr zu bemcrken, daB
menin doğasını açımlamayı burada bir yana
um der angegcbenen, an und fftr bırakmamız ve dahaçok inancın ve düşünce­
sich seienden Verbindung cles
nin sözü edilen kendinde ve kendi için varolan
Glaubens und Denkens willen es
dic lange Zeit - wohl mchr als birleşmesi için uzun bir zamanın - bin beş
anderıhalb ıauscnd Jahre - und yüz yıldan daha uzun bir sürenin - geçmesi
dic schwerstc Arbcit gekosret
hat, bis das Denken aus seincr
gerektiğini ve düşünmenin inanca batmışlığın­
Vcrsenkung in den Glauben das dan çıkarak özgürlüğünü ve böylelikle kendi
abstrakıe Bewu8Lscin scincr Frei-'
üzerine dayanmanın ve eksiksiz bağımsızlığı­
lıeit gewonnen hat und damit
scincr Sclbst3ndigkciı und seiner nın soyut bilincini en zorlu emek pahasına
\'ollkommcncn Unabhiingigkeiı, kazandığım belirtmemiz gerekir. Bu bağımsız­
in deren Sinne nichts mchr für
dassclbc gchcn solltc, was sich
lık bakış açısından, düşüncenin yargıç koltuğu­
nicht \'Of seinem Richte11ituhl aus­ nun önüne çıkmayan ve kabul edilebilir olarak
gcwicsen und als annchmbar vor
ihm sich gercchtfcrıigt hiiue. Das
aklanmayan hiçbirşey onun için geçerlik taşı­
Denken so auf das Extrem scincr yamaz. Düşünce böylece kendini özgürlüğün
Freiheit - und es ist nur \'Öllig
aşırı ucuna yükseltmekle - ve ancak bu uç
frei im F.xtreme - sich setzend
und danıit dic Autoril3t und da.oı. noktada bütünüyle özgürdür - ve böylelikle
Glauhen fıberhaupt venverfend, yetkeyi ve genel olarak inancı reddetmekle,
haı den Giauben selbsı dahin ge­
trieben, ebenso sidı ab.ttraht mıfsirlı
benzer olarak inancın kendisini de soyut olarak
zu setzcn und zu versuchcn, sich kendi üz.erinde durmaya ve kendini düşünceden
des Denkens branz zu entlcdigen.
\\renigstcns komml er dazu, sich
bütünüyle kurtarma çabasına itmiştir. İnanç en
als dcssclben cnıledigı ıınd unbe­ azından kendini düşünceden kurtarma ve ona
dürfıig zu crkliiren; in dic Reıuuflt­
gereksinmediğini bildirme noktasına gelmiştir.
losigheit des allerdings geringcn
Denkens, das ihm haı iibrigblei­ Herşeye karşın geriye ona kalmış olması gere­
ben mfıs"i.. en, gehüllt, behaupıeı er ken düşünce kırıntılarının bilinçsizliğine bürü­
wciter das Denken als der Wahr­
hciı ıınllihig und ihr \'erderblich, nerek, düşüncenin gerçekliğe ulaşmaya yete­
so daB das Denken dies allein neksiz ve onu yokedici olduğunu ileri sürer,
vcrmöge. sein Unvcnnögcn, dic
\\'ahrhcit zu fassen, einzusehen
öyle ki düşünce en çoğundan gerçekliği ayrım­
und scine Nichtigkeit sich zu be­ samak, onu en içinden kavramak için yetenek­
weisen, da8 somit der Selbsunord
sizliğini görmeye ve kendi hiçliğini tanıtlamaya
seine hôchste Bestimmung sei. So
sehr hat sich das Verh3lmis in der yeteneklidir. Buna göre kendini öldürme
Ansichı der Zeiı umgekehrt, daB onun en yüksek belirlenimidir. Çağın bakış
nun das Glauben fıherhaupt als
unınittelbarcs \\.'issen gcgen das açısında ilişki öylesine tersine dönmüştür ki,
Denken zur einzigen \\'cise. die şimdi bütününde inanç dolaysız bilme olarak
Ylahrheit zu fasscn, erhoben wor­
den ist, wic im Gegenteil friıher
düşünmeye karşı gerçekliği ayrımsamanın biri­
dem Menschen nur das Beruhi­ cik yolu olarak yükseltilmektedir; oysa, karşıt
gung sollte geben können, wes­
olarak, daha önceleri insana dinginliği ancak
sen er als \.\'ahrheit durch den
bcwcisenden Gedanken sich haue düşünmenin tanıtlaması yoluyla gerçeklik ola­
bewuBt wcrden können. rak bilincinde olabileceği şey verebiliyordu.
Dicser s�,ndpunkı der Enıge­
gensetzung mu8 ffır kcinen Ge­
Bu karşıtlık duruş noktası kendini hiç­
genstand sich durchdringcnder bir nesne için irdelemek üzere önümüze
14 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

aldığımız nesne ile, Tannnın bilgisi ile ilişki und gewichtiger zeigen als flır den,
den wir uns zu beLrachten vorgcnom­
içinde görüldüğü zaman olduğundan daha men, die Erhennlnis Goıtes. Die Her­
önemli ve daha iveğen gösteremez. İ nanç ausarbcimng des Unterschiedes \'on
Glauben und Denken zur Enıgegen­
ve düşünce arasındaki ayrımın karşıtlığa seızung enth3.lt es unmittelbar. dail sie
gelişiminde dolaysızca bunların içinde tüm zu fom1cllen Extremen geworden, in

içeriğin soyutlandığı biçimsel uçlara dön­ denen vom Inhalt abstrahiert wor­
den, so da8 sie zunichst niclu mehr
dükleri imlenir, öyle ki ilk olarak bundan mit der konkreten Bcstimmung
böyle dinsel inancın somut belirlenimi ve von religiösem Glauben und Denken
der religjösen Gegcnst3ndc sich ge­
dinsel nesnelerin düşüncesi olarak değil, geni'ıbcrstchen, sondern abstraht als
ama soyutluktan içindeki genelde inanç ve Glauben fıberhaupt und als Denken
überhaupt oder insofcrn
genelde düşünce ya da bilgi, olarak karşıt­ Erhennen,
letzteres nicht bloll Gedankenfor­
urlar, çünkü bu sonuncunun salt düşünce­ men, sondern lnhalL in und mit sei­

biçimlerini değil, ama gerçekliği içinde ner Wahrheit geben soll. Nach die­
ser BesLimmung wird die ErkennLnis
ve gerçekliği ile birlikte içeriği vermesi Gottes von der Frage Uber die Namr
gerekir. Bu belirlenime göre, Tanrının der Erkennınis im allgcıncinen
abhangig gernacht, und ehe wir an
bilgisi genel olarak bilginin doğasına iliş­ die Untersuchung des Konkrcten
kin soruya bağımlı kılınır, ve somut olanın gchcn können, scheinL ausgemacht
wcrdcn zu mlısscn, oh überhaupt
araştırmasına geçmeden önce genel olarak das Bcwulltsein des \ı\1ahren den­
gerçek olanın bilincinin düşünen bilgi ya kende Erkcnntnis oder Glaube sein

da inanç olmasının olanaklı ve zorunlu olup kiinne und 11ıü.ue. Unsere Absicht,
die Erkenntnis vom Scin Gones zu
olmadığının saptanması zorunlu görünür. betraclnen. venvandeltc sich injenc
Tanrının varlığının bilgisini irdeleme ama­ aHgcmeine Bcu-dchtung dcr Erkcnnı­
nis; wic denn die neue philosophi­
cımız böylece bilginin o genel irdelemesine schc Epoche es zum Anfange und
dönüşjir - tıpkı yeni felsefi çığırın [Kant zur Grundlage allcs Philosophierens
gemachı hal, dall var dem
felsefesi] bir nesnenin edimsel bilgisinden, Erkennen, d. i. dem
wirklidıeH
konkrelen Erken­
e.d. somut bilgisinden önce bilginin kendi­ nen eines Gegenstandes, die Natur

sinin doğasının araştırılmasını tüm felsefeci­ des Erkennens selbst untersucht


wcrde. \Vir liefen hiermit die, abcr
liğin başlangıcı ve temeli yapmış olması gibi. ffır die Grlmdlichkeit notwendigc,
Böylece konuyu bu Derslerin amacının izin Gefahr, weiler ausholen zu müssen,
als dic Zcit fü.r den Zweck dieser Vor­
vereceğinden daha geriye götürme tehlikesi lesungen gestauen würde. Betrach­
ile, ama eksiksizlik uğruna zorunlu olan bir tcn wir abcr die Forderung niher, in
welche wir geratcn zu sein scheinen,
tehlike ile karşı karşıya kalırız. Gene de, kar­ so zeigt sich ganz einfach, dall sich
şımıza çıkıyor görünen istem daha yakından mit derselben nur der Gcgensuınd,

irdelendiğinde, onunla asıl sorunun değil nicht die Sache ver3ndcrt h3.ue; wir
hanen in beiden F3llen, wenn wir
ama yalnızca nesnenin değiştiği eksiksiz uns mit der Forderung jener Un­
olarak açığa çıkar. İki durumda da - ister ıersuchung einlassen oder wenn wir
direkt bei unserem Thcma bleiben,
o araştırma istemini kabul edelim isterse zu erkenmm; injencm Fail h3.t1en wir
doğrudan doğruya temamıza bağlı kalalım auch cinen Gegenstand dafür. niim­
- bilmemiz gerekecek ve o durumda bir de lich das Erkennen selbst. lndem wir
hicrmit auch so nichl aus der Tiitig­
nesnemiz, yani bilginin kendisi olacaktır. keit des ErlıennflL'i, aus dem wir/llidıtm
Bunu yaparken bilgi,nin etkinliğinden, edimsel Erkennen hcrausk3mcn, so hinderr
ja nidus, daB wir niclu den andcrcn
bilgiden çıkmamış olmamız gerekeceği için, Gcgcnstand, desscn Bctrachtung wir
irdelemesi ile ilgilendiğimiz öteki nesneyi nicht beabsichtigen, aus dem Spielc
l. DERS 15
lieOen und bei dem unsrigen blicben. bir yana bırakarak kendi nesnemize sarıl­
Es wird sich aber ferner, indem wir
unsercn Zwcck verfolgen, zcigen, dall
mamızın önüne geçecek hiçbirşey yoktur.
das Erkennen unseres Gegenstandes Ama dahası, eğer amacımızı izlersek, öyle
an ihm sclbsL auch als Erkennen sich
rechtferLigen wird. Dall im wahrhafLen
görünür ki nesnemizin bilgisi de kendinde
und wirklichen Erkenncn auch die kendini bilgi olarak aklayacaktır. Gerçek ve
Rechüerıigung des Erkennens liegen
edimsel bilgide bilginin aklanmasının da
wird und ınuB, wei6 man, kônnte nıan
sagen, schon zum voraus, denn diescr kapsanacak ve kapsanmak zorunda olması
Sal.7. ist nichts anderes als cine Tauto­ açıktır ki önceden söylenebilir, çünkü bu
logie; ebenso als man im voraus wissen
kann, daO der verlangtc Umweg, das
önerme bir totolojiden başka birşey değil­
Erkennen vor dem wirklichen Erken­ dir; benzer olarak önceden bilinebilir
ncn erkennen zu wollen, übcrflüssig
isl, darum, weil dies in sich selbst
ki, istenen yan yol, bilgiyi edimsel bilgi­
widersinnig ist. Wenn ınan sich aber den önce bilmeyi istemek gereksiz çünkü
unter dem Erkcnnen eine 3.uBerliche kendi içinde saçmadır. Ama eğer bilme ile
Vcrrichtung \'orsıelll, durch welche es
mit eincm Gegensmnd nur in mecha­ onun bir nesne ile yalnızca mekanik ilişki
nisches Verh3.ltnis gcbıd.cht, d. i. ihın içine getirilmesi, e.d. ona yabancı kalması
freınd bleibend, 3.uBerlich auf ihn nur
angeıvendet wıirde, so ist in solchcm
ve ona yalnızca dışsal olarak uy�lanması
Verhaltnis freilich das Erkenncn als demek olan dışsal bir işlemi tasarımlarsak,
cine bcsondcrc Sache flır sich geslelh,
so daB es wohl scin könnıe, claO desscn
bilgi böyle bir ilişkide kendi için tikel bir
Formen nichts mit den Bcslimmungcn şey olarak sunulur ve böylece pekala ola­
dcs Gegensıandes Gemeinschaftliches
bilir ki biçimleri nesnenin belirlenimleri
h3ucn, [daB es] also, wenn es sich mit
cincın solchcn zu tun machtc, nur in ile ortak hiçbirşey taşımaz; buna göre,
seincn eigcnen Formen blicbe, die eğer böyle bir nesne ile ilgileniyorsa, kendi
Besıiınmungen des Gcgcnstandcs
hiermh niclu errcichte, d. i. nicht cin
biçimleri içinde kalacak ve nesnenin belir­
wirkliches Erkcnnen dcsselben wiırde. lenimlerine ulaşamayacak, e.d. nesnenin
Durch solchcs Verh3.ltnis wird das Er­
kennen als endlichesund von EndlicJıem
edimsel bilgisi olmayacaktır. Böyle bir ilişki
bcstimmt; in seinem Ge Cnstandc ıi yoluyla bilgi sonlu olarak ve sonlunun bil­
bleibt Cl\\o<tS, und zwar das cigentliche
gisi olarak belirlenir; nesnesinde birşey, ve
lnnere, dessen Begriff, cin ihm Un­
zug5.ngliches, Freındes; es hat daran hiç kuşkusuz sözcüğün asıl anlamında içsel
seine Sclıranlte und sein Ende und ist birşey kalır ki, kavramı bilgi için erişilemez
deswegcn bcschrankt und endlich.
Aber solchcs Verh5.ltnis als das cinzigc,
olan yabancı birşeydir. Bilme burada sını­
letzte absolme anzunehmen, ist eine rını ve sonunu bulur ve bu nedenle sınırlı
geradezu gemachte, ungerechtfcrlig­
te Voraussctzung dcs Verstandes. Dic
ve sonludur. Ama böyle ilişkiyi biricik, en
wirkliche Erkenntnis muB, insofem sic son ve saltık olarak almak anlağın dosdoğru
nicht auOer dem Gegensıande blcibt,
uydurulmuş ve aklanmamış bir varsayımıdır.
sondern sich in der Tat mit ihrn zu
tun macht, die dem Gcgcnstand iın­ Edimsel bilgi, nesnenin dışında kalmadığı
ınanente, die eigcne Bewegung der ama gerçekte kendini onunla bir yaptığı
Natur dcsselbcn, nur in Form dcs
Gedankens ausgedrückt und in das
düzeye dek, nesneye içkin, onun doğasının
BewuBISein aufgcnommcn, scin. asıl devimi olmalıdır - yalnızca, düşünce
Hiermİl sinci vorhiufıg dic Stand­
biçiminde anlatılmış ve bilince alınmıştır.
punkte der Bildung angegebcn
worden, welche heutigcntags bei ei­ Böylelikle geçici olarak kültüıiin bugün­
ncr solchen Materic, als wir vor uns lerde önümüzde yatan türden gereç açısın­
haben, in Bctracht genommcn zu
wcrden pflcgen. Sie ist es vorzüglich
dan dikkate alınması gereken duruş nok­
oder eigentlich alicin, bei der von sich taları verilmiştir. Ö zellikle burada, ya da
16 TANITIAR ÜZERİNE DERSLER

daha doğrusu yalnızca burada kendiliğinden sclbst erhellt, da6 das, was vorhin ge­
sagt worden ist., dall dic Beu&ıclnung
açıkur ki, daha önce söylendiği gibi, bilginin dcs Erkennens von der Beuachuıng
irdelemesinin bilginin nesnesinin doğasının der Namr seines Gegensuındes nicht
vcrsrhieden sei, g;mı unbeschr5nkı
irdelemesinden ayrı olmadığı hiçbir sınır­ gelıen mnO. leh gebe darum so­
lama olmaksızın geçerli olmalıdır. Buna göre glcich den allgemcincn Sinn an, in

hemen varsayılan temaya, Tanrının varoluşu­ welchem das vorgesctzıe Thema, die
Beıueise vom Dasein Gottes, genom men
nun tanıt/arına yüklenecek ve doğru anlam und der als der wahrharte aufgezeigt
olduğu tanıtlanacak olan şu genel anlamı '''erden wird. Dicser Sinn ist nirnlich,
dall sie dic Erlıebung des Me11sclumgeis­
vereceğim: Tanıtların insan tininin Tanrıya
te..s z.u Gott cnthaltcn und dieselbe Jür
yükselişini kapsaması ve onu düşünce için den Gedanken ausdıikken sollcn, wic
anlatması gerekir - nasıl yükselişin kendisi­ die Erhebung selbsı cine Erhcbung
des Gedankens und in das Reich des
nin düşüncenin bir yükselişi ve düşüncenin Gcdankcns ist.
krallığına yükselişi olduğunu. \Vas zumichst ilberhaupı das \Vis­
İlkin genel olarak bilgi, söz konusu olduğu .ten bcuiITt, so ist der Mcnsch wcsent­
lich BcwuBt�cin; somiı isı das Eınp­
sürece, insan özsel olarak bilinçtir; böylece fundene, der Inhalt.. die Bt'.stiınmllleil,
duyumsanan birşey, içerik, bir duygunun taşı­ welchc eine ı�.:111/ifindung Irat, auch im
Bewujltscin, als cin \!orge.'ill'llles. Das,
dığı belirlilik o denli de bilinçte tasarımlanan wodurch dic Eınpfindung rcligiô­
birşeydir. Duyguyu dinsel duygu yapan şey tan­ se Eınpfindung ist, isi der gölllidıf'
lnlıalt; er isı danım \\'esenılich cin
rısal içeriktir; bu nedenle özsel olarak bildiği,miz solches, von dem man übcrhaupı
birşeydir. Ama bu içerik özünde bir duyusal wei}J. Aber diescr lnhah ist in seinem
sezgi ya da duyusal tasarım değil, imgelem Wese11 kcinc sinnlichc Anschauung
odcr sinnliche Vorstellung, nicht ffır
yetisi için değil, ama yalnızca düşünce içindir. die Einbildnngskrafı, sondern alicin
Tanrı Tindir, yalnızca Tin içindir, ve yalnızca ffır den Gedanken. Gott isı Geist, nur
ffır den Gcist, und nur ffır den rr.inen
arı Tin için, e.d. düşünce içindir. Bu böyle içe­ Geist, d. i. ffır den Gedanken; dicscr
riğin köküdür, üstelik daha sonra imgelemin ist die \Vurzel solchen lnhalıs, wenn

ve giderek sezginin bile ona eşlik etmesine ve auch wcitcrhin sich Einbildıınbıskraft
und sclbst Anschauung dazu gesellı
bu içeriğin duyguya girmesine karşın. Düşü­ ıınd diescr Inhalt in die Empfindnng
nen tinin düşüncede en yüksek okına, Tanrıya bu cintriu. Dicsc l.!,)-hebmıg des de11kenden
Geistes zu dem, der selbst der hôchstc
yükselişi öyleyse irdelemeyi istediğimiz şeydir. Gedanke isı, zu Gou, ist es also, was
Dahası, bu yükseliş özsel olarak tinimizin wir bctrachten wollen.

doğasında temellenmiştir ve on un için zorun­ Dieselbe ist ferner wesenılich in


der Natur un.teres Geisles begrilndet,
ludur. Bu zorunluk bu yükselişte önümüzde sie ist ihm notwendig; diese Not­
bulduğumuz şeydir, ve bu zorunluğun kendi­ wendigkeiı ist es, dic wir in dieser

sinin betimlemesi tanıtkıma dediğimiz şeyden Erhcbung \'or uns haben, und die
Darstellung dicser Notwendigkeit
başkası değildir. Buna göre bu yükselişi dışarı­ selbst ist nichts anderes als das, wa.s

dan tanıtlamamız gereksizdir; kendini kendi wir sonst Beweisen nen nen. Daher
haben wir nicht dicse Erhehung aus­
içinde tanıtlar; bu ise kendi için zorunlu '"'3.rts zu beweisen: sie beweist sich
olmasından başka birşey demek değildir; yap­ an ihr selbst; dics hcilh nichts an·

mamız gereken yalnızca onun kendi sürecine deres, als sie ist ffır sich notwcndig;
wir haben nur ihrem eigenen Pro­
bakmaktır, ve kendi içinde zorunlu olduğu zesse zuzusehen, so haben wir daran

için, burada zorunluğun kendisi vardır ki, selbst, da sic in sich notwcndig ist,
die Nonvendigkcit. deren Einsicht
tanıtlama tarafından sağlanması gereken tam eben von dem Bcweise gew3hrt
olarak onun üzerine içgörüdür. werdcn soll.
ZWEITE VORLESUNG İKİNCİ DERS

Wenn die Aufgabe. die als ein Bc­


Eğer genellikle Tanrının varoluşunun tanıt­
weisen des Dascins Goucs ausge­
drfıckL zu werden pflegıe, so. wie laması olarak anlaulan görev birinci Derste
sie in der ersten Vorlesung gestelh ortaya koyulduğu gibi anlaşılmışsa, bununla
\vorden, fesLgehahen wurde, so
solhc damit das Haupıvorurteil ge­
ona karşı başlıca önyargı giderilmiş olacak­
gen sie gchoben sein; das Beweiscn ur, çünkü orada tanıtlamanın yalnızca nesne­
wurde n3mlich dahin bestimmt, daD
nin kendi içindeki deviminin bilinci olduğu
es nur das BewuBtsein von der ei­
genen Bewegung des Gegenstandcs belirlendi. Eğer bu düşünce başka nesne­
in sich sei. Wenn dieser Gcdankc, lere uygulamasında güçlükler yaratabilirse,
auf andere Gcgenst3.nde bezogen,
Schwierigkeiten haben kônntc. so
o zaman bunlar ele aldığımız nesne duru­
ıni'ıBten sie dagegcn bei dem unsri­ munda zorunlu olarak yitecektir, çünkü bu
gen verschwinden, indem derselbe
dingin bir nesne değil, ama aslında öznel bir
nicl11 cin nıhendcs Objekt, sondern
selbst cine subjeklive Bewegung -
devim - Tinin Tanrıya yükselişi -, bir etkin­
die Erhebung des Gcistes zu Gou lik, ilerleme, süreçtir. Öyleyse tanıtlamayı
-. eine Tiiıigkeiı, Verlaur. ProzeB
oluşturan ve tanıtlamayı kapsadığının gös­
ist, alsa an ihm den notwendigen
Gang hat, der das Bcweisen aus­ terilmesi için irdelenmesi gereken zorunlu
machı und den die Betrachtung gidiş yolunu kendi içinde kapsar. Ama 'tanıt­
nur aufzunehmcn braucht. um das
Beweisen zu enthalten. Aber der
lama' anlaumı kendisi ile birlikte çok fazla
Ausdruck des Beweises ffıhrt allzu belirlenmiş olan ve bizim payımıza yalnızca
beslimmt die Vorstellung eines nur izlenmesi gereken öznel bir düşünme yolu­
subjckLiven, zu unserem Bchufe
zu machenden Weges mit sich, als
nun tasarımını taşır, ve bu nedenle az önce
daB der aurgesıellte Begriff rür sözü edilen kavramın bu karşıt tasarımın
sich �-c.hon genügen könnte, ohne
diese entgegengeseLZle Vorstellung
kesin olarak yoklanması ve uzaklaştırılması
eigens vorzunehmen und zu entfer­ gerekmeksizin kendi başına yeterli olmasına
nen. Wir haben uns daher in dieser izin vermez. Bu nedenle bu derste ilkin genel
Vorlesung zumichst über das Bewei­
sen Uberhaupt zu verst.3.ndigen, und
olarak tanıtlama üzerine anlayışımızı geliştir­
zwar bestimmter darflber, was wir meli, ve dahası bunu onun burada bir yana
von demselben hier beseitigen und
ausschlieOen. Es isl nicht darum zu
bıraktığımız ve dışladığımız yanı açısından
tun, zu behauptcn. daB es nicht cin daha belirli olarak yerine getirmeliyiz. Sorun
solches Bewcisen gebe wie clas be­ bu belirtilen türde bir tanıtlamanın olmadı­
zcichnete, sondcrn seine Schranke
anzugeben und einzusehcn, daB es
ğını ileri sürmek değil, ama onun sınırlarını
nicht, wic fiilschlich dafür gehahen belirtmek ve yanlışlıkla sanıldığı gibi biricik
17
18 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

tanıtlama biçimi olmadığını göstermektir. wird, die cinzige Fonn des Beweisens
ist. Dies hiingt alsdann mit dem Gc­
Bu dolaysız ve dolaylı bilgiler arasındaki karşıt­ gensatze des unınittelbaren und des
lık ile bağlıdır ve zamanımızda genel olarak vermittelten Wissens zusammen, auf
welchen in unsercr Zeit das Haupt..
dinselliğin kendisinin bilgisi açısından bile interesse in Ansehung des religiöscn
başlıca ilgi bu karşıtlık üzerinde yoğunlaşuğı Wissens selbst der Religiositat Uber·

için, onun da irdelenmesi gerekecektir. haupl gesetzt worden ist, der alsa
cbcnfalls envogen werden soll.
Genel olarak bilgi ile ilgili olarak daha Der Unterschied, der in Anse­
önce değinilen ayrım iki tür tanıtlamanın hung des Erkennens ıiberhaupı be­
reits berilhrt wurde, enth.5.h es, dal\
dikkate alınması gerektiğini imler. Bunlar­ zwei Anen des Beweisens in Betracht
dan biri hiç kuşkusuz yalnızca öznel birşey zu nchmen sind, deren die cine al­

olarak bilgi uğruna kullandığımız tanıtlama­ lerdings diejenige ist, welche wir
nur zum Behufe der Erkennmis als
dır ki, etkinlik ve ilerleyişi öyleyse yalnızca einer subjektiven gcbrauchen, deren
bize düşer ve irdelenen şeyin kendi ilerleyişi Titigkeit und Gang also nur in uns
llillı und nichı der eigene Gang der
değildir. Bu tanıtlama türünün sonlu şeyle­ beLrachleLen Sache isl. Dan diesc Art
rin ve onların sonlu içeriklerinin biliminde des Beweiscns in der Wissenschafl

yer alması olgusu bu yordamın yapısını daha von endliclıen Dingen und deren end­
liclıem lnhalle statlfindet, zeigt sich,
yakından incelediğimiz zaman kendini gös­ wenn wir die Beschaffenheil dieses
terir. Bu amaçla bu tanıtlama türünü en tam Verfahrcns na.her enva.gen. Nehmen
wir zu dem Ende das Beispiel aus
biçiminde uyguladığı kabul edilen bir bilim­ einer Wissenschaft, in welcher diese
den bir örnek alalım. Eğer bir geometrik Beweisart zugestandenermaBen in

önermeyi tanıtlarsak, bir yandan tanıtlama­ ihrer vollendeten Weise angewendet


wird. \\Tenn wir einen geometıischen
nın her bir tekil bölümü aklamasını kendi Satz beweisen, so muB teils jeder ein­
içinde taşımalıdır, ve bir cebir denklemini zelne Teil des Beweises fllr sich seinc
Rechtfertigung in sich tragen, so
çözerken de bu yine böyledir. Ama öte yan­ wie wenn wir cine algebraischc Glei­
dan yordamın bütün ilerleyişi bizim onunla chung auflösen, teils aber bestimnıt

bağlı olan amacımız tarafından belirlenir und rechtfcrtigı sich der ganze Gang
des Vcrfahrens durch den Zwech, den
ve aklanır, çünkü o amaca böyle bir işlem wir dabei haben. ıınd dadurch, da8
yoluyla erişilir. Ama çok iyi biliriz ki, denk­ derselbe durch solches Verfahren
erreiclu wird. Aber man ist sich schr
lemden nicel değerini türettiğim [nesne­
wohl bewu8ı. da8 das [Resultaı]
nin] kendisi bir şey olarak taşıdığı niceliğe selbsl als Sache, deren GröBenwert

ulaşabilmek için bu işlemlerden geçmiş ich aus der Gleichung entwicklc,


nicht diese Operationen durchlaufen
değildir; geometrik çizgilerin, açıların vb. hat, um die GröBe zu erlangen, wel·
niceliği bir sonuç olarak ona ulaşmamızı ehe es hat. noch da8 die Grö8e der
geometrischcn Linien, Winkel usf.
sağlayan belirlenimler dizisi içinden geçmiş,
durch dic Reihc von Bestimmungen
onlar tarafından ortaya çıkarılmış değildir. gegangen und hervorgebracht ist,

Böyle tanıtlama yoluyla anladığımız zorun­ durch welche wir dazu als zum Re­
sulıaıe gekommen. Die Notwendiglıeit,
luk hiç kuşkusuz nesnenin kendisinin tekil die wir durch solches Bcweisen cinse·
belirlenimlerine karşılık düşer ve bu nicelik hen, entspricht wohl den cinzclnen
Bestimmungen des Objekts selbst,
oranları onun kendisine aittir; ama birini
diese GröOenverhftlmisse kommen
öteki ile bağlayan ilerleme bütünüyle bize ihm sclbsl zu, aber das Fonschreilen

düşer. Bu ilerleme içgörü kazanma amacımı­ im Zusammenhangc der cinen mit


der anderen ffillt ganz in uns; es ist
zın gerçekleşmesi sürecidir, nesnenin kendi der ProzeO, um unscren Zweck der
içindeki oranları ve bunların bağıntılarını Einsicht zu rcalisicren, nicht cin
2. DERS 19
Verlauf. durch welchen das Objekt kazanmasını sağlayan bir ilerleme değil. Böy­
seine Vcrhiiltnisse in sich und deren
Zusamınenhinge gewftnne; sa er­
lece içgörüye erişme sürecinde bu ilerlemeyi
zeugt es sich selbst nicht oder wird ve aynı ilişkileri bizimyaratUğımız yolda ken­
nicht erzeugt, wie wir dasselbe und
desselben Verhcilınisse im Gange
dini yaratmaz ya da yaraulmaz.
der Einsiclu erzeugen. Sözcüğün asıl anlamında tanıtlamanın
Au8er dem eigentlichen Bewei­
yanısıra - ki özsel yapısı ortaya koyulmuş­
sen, dessen wesentliche Beschaf­
fenheit, da nur diese für den Zwcck tur ve irdeleme amacımız için zorunlu olan
unserer Betrachtung nötig ist, her­ yalnızca budur -, sonlu bilgi alanında tanıt­
ausgehoben worden, wird Beweisen
ferner noch im Gcbiete dcs end­
lama teriminin daha tam olarak yalnızca bir
lichen \ı\lissens auch das genannt, gösterme olan şeye, genel olarak deneyimde bir
was n3.her nur cin Weisen ist - das
tasanmın, bir önermenin, bir yasanın vb. gös­
Aufzeigen einer Vorstellung, eines
Saızes. Geseızes usf. in der Erfahrong terilmesine de uygulandığını buluruz. Burada
ftberhaupt. Das lıistorische Beweisen bilgiyi irdelediğimiz bakış açısından tarihsel
brauchen wir ffır den Gesichts­
punkt, aus dem wir das Erkennen
tanıtlamayı özellikle ayrıntıda ele almamız
hicr betrachten, nicht bcsonders gerekli değildir; gereci açısından benzer
anzuführen; es benıht seinem StotTe
nach gleichfalls auf Erfahrung oder
olarak deneyime ya da daha doğrusu algıya
vielmehr Wahrnehmung; es machL bağımlıdır. Bir yandan, yabancı algılara ve
von einer Seite keinen Unterschied, onlann kanıuna gönderme yapması herhangi
daB es auf frcmde Wahrııehmungen
und die Zeugnisse von denselben
bir ayrıma yol açmaz. Olaylann ve eylemlerin
hinweist. Das Rasonnement, das der nesnel bağlantısı üzerine sözcüğün asıl anla­
eigenc Veı-stand über den objektiven
mında anlak tarafından yapılan uslamlama
Zusammenhang der Begebenheiten
und Handlungen macln. sowie seine o verileri varsayımlara ve temellere çevirir,
KriLik der Zeugnisse hat in seinem tıpkı kanıtı eleştirisinin de çıkarsamalannda
Schlicllen jene Daten zu Vorausset­
zungen und Grundlagen. Insofern
yaptığı gibi. Ama uslamlama ve eleştirinin
aber Risonnement und Kritik die tarihsel tanıtlamanın öteki özsel yanını oluş­
andere wesenLliche Seite dcs his­ turması ölçüsünde, böyle tanıtlama verileri
torischen Beweisens ausmacht, so
behandelt es die Daren als Vorstel­
başka insanların tasarımları olarak ele alır.
lungen anderer; das Subjektive uict Böylece öznel öğe doğrudan doğruya gere­
so sogleich in den Stoff cin, und
cin içine girer, ve benzer olarak o gereç üze­
gleichfalls subjekti,•e Tatigkeiı isı
das SchlieBen und Verbinden jenes rine çıkarsamalar ve gerecin birleştirilmesi
Stoffes, so daB der Gang und die de öznel etkinliktir, öyle ki bilme süreci ve
Geschiiftigkeit des Erkennens noch
ganz andere lngredienzien haı als
etkinliği olayların kendilerinin sürecinden
der Gang der Begebenheiten selbst. bütünüyle başka bileşenler taşır. Gündelik
Was aber das Weisen in der gegenwifr­
deneyimde şeylerin gösterilmesine gelince,
tigrm Erfahrung beıriffı. so bemiiht
dasselbe allerdings sich zunfichsı bu -hiç kuşkusuz ilk olarak tekil algılar, göz­
gleichfalls mit einzelnen Wahrneh­ lemler vb. ile, e.d. yalnızca gösterilen türde
mungen, Beobachmngen usf., d. i.
mit solchem Stoffe, welcher nur
gereç ile uğraşır; ama ilgisi bu yolla daha öte­
.
gewiesenwird; aber sein In teresse sini, doğada ve tinde bilimlerde sıralandığı
isı, daınit ferner zu beweisen, dall es
gibi cinslerin ve türlerin, yasaların, kuvvetlerin,
solche Gatlungen und Arlen, solche
Gesetze, KTii.fle, Vermögen, 1'ötigkeiten yetilerin, etkinliklerin olduğunu tanıtlamaya
in der NaLur und im Geiste gibt, als yöneliktir. Dışsal ve içsel duyuların algıya
in den Wissenschaften au[gcsLellı
,Verden. \Vir lassen dic meıaphysi­
eşlik eden o öznel öğesi üzerine metafizik­
schen oder gcmeinpsychologischen sel ya da sıradan ruhbilimsel irdelemeleri bir
20 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yana bırakıyoruz. Ama gereç, bilimlere girdiği Betr.ıchıungen über das Subjektive
des Sinnes, des 5.uBeren und inne­
düzeye dek, öyle duyularda ve algıda olduğu ren, hinweg, mit welchem die Wahr­
gibi bırakılmaz . Tersine, bilimlerin içeriği - nehmung geschicht. Weiter aber ist
der Stoff, indem er in die Wisscn­
cinsler, türler, yasalar, kuvvetler vb. - belki de schaften einuiu, nicht so belassen,
daha şimdiden görüngüler adı ile belirtilen wie er in den Sinncn, in der Wahr­

o gereçten oluşmuş, ve bu ise analiz yoluyla, nehmung ise; der Inhalt der \Vissen­
schaften - die Gattııngen, Arıen,
özsel-olmayan ve salt görünüş olanın uzaklaş­ Geseıu, Kriifte usf. - wird vielmehr
tırılması yoluyla, özsel denilen yanın (neyin aus jenem Stoffe, der etwa auch so­
gleich schon mit dem Namen von
özsel-olmayan ve neyin özsel olarak geçerli Erscheinungcn bezeichnet \vird,
olabileceğini ayırdetmek için sağlam bir ölçüt durch Analyse, Weglassungdcs unwe­
senıJich Scheinendcn, Beibelıalıung
bile olmaksızın) tutulması yoluyla, ortak ola­
des wesentlich Genannten (ohne
nın biraraya getirilmesi yoluyla vb. oluşturul­ dail eben ein festes Kriteıium ange­

muştur. Algılananın kendisinin bu soyutlama­ gcben würde, was ffır unwescntlich


und was für wescntlich gelten kön­
ları yapmadığı, kendisinin kendi bireylerini ne), durch Zusammenstellung des
(ya da bireysel konumlannı, durumlannı vb.) Gemcinschaftlichen usf. gebildcı.
Man gibı zıı, dall das Wahrgcnom­
karşılaştırmadığı, onlarda ortak olanı biraraya mene nicht sclbst diese Abstralctionen
getirmediği vb., dolayısıyla bilme etkinliğinin macht, nicht selbst seine lndividıı­
cn (oder individuelle Sıellungen,
büyük bölümünün öznel bir edim olduğu kabul
Zustiinde usf.) verglcicht, das Gc­
edilir, tıpkı elde edilen içerikte belirlenim­ mcinschaftliche dcrselben zusam­

lerinin bir bölümünün, mantıksal biçimler mcnsıellt usf., da8 also ein gro8er
Teil der erkcnnenden Tiitigkeil ein
olarak, bu öznel edimin ürünü olması gibi . sıtbjehıives Tun, wic aın gewonnenen
Ayırmaç anlatımı, eğer insanlar herşeye kar­ Jnhah ein Teil seincr Bestimmun­
gen, als hıgisclıe Forn� Produkı dicses
şın bu gevşek ya da zayıf anlatımı kullanmayı subjcktiven Tuns ist. Der Ausdruck
sürdürmeyi istiyorlarsa, doğrudan doğruya Merlmıa� wenn man anders diesen
manen Ausdnıck noch gebrau­
belirlenimleri yalnızca bizim ayrımsamamız
chen will, bczeichneı sogleich den
için çekip çıkarma ve nesnede varolan başka­ subjektivcn Zweck, Besıimmungen

larını uzaklaştırma biçimindeki öznel amacı 'nur zum Behuf unseTES Merkens miı
\'\'eglassung andcrer, die auch am
belirtir; anlatım gevşektir, çünkü cins ya da tür Gegensıande existieren, herauszu­
belirlenimleri doğrudan doğruya özsel ve nes­ ziehen; - mali ist jencr Ausdruck
zu nennen, weil die Gattungs- oder
nel birşey olarak geçerlidir, salt bizim aynm­ Artbestimmungen sogleich auch
samamamız için varolan birşey olarak değil. für envas Wesentliches, Objektives
gelıen, nichı bloll für ıınser Merken
- Hiç kuşkusuz cinsin bir türde başka bir türe
sein sollen. - Man kann sich Z\Yar
yerleştirdiği belirlenimleri bir yana bıraktığı, auch so arnid.rücken, dail die GaUung

ya da kuvvetin bir belirişinde bir başkasında in der einen Arı Bestimmungen


hinweglassc, die sie in der andercn
bulunan durumlan uzaklaştırdığı, böylece bu se12e, oder die Krafl in der eincn Au­
durumlann onun için özsel-olmayan durum­ Berung Umst..3.nde weglasse, die in
einer anderen vorhanden sind, daB
lar olarak gösterildiği, belirişinden bütününde sie eben damil von ihr als unwesenı­
vazgeçtiği ve kendini etkinlikten uzaklaştırarak lich gezeigı wcrdcn, [dall sici selbsı
von ihrer A uBerung i'ıberhaupt
içselliğe geri çektiği anlatımlarını da kullana­
ablasse und in die Unıfüigkeiı, In­
biliriz; yine, örneğin gök cisimlerinin devim ncrlichkcit sich zurückziche, auch

yasasının gök cisminin doldurduğu her bir dall das Gcscız z. B. der Bcwegung
der Himmelskörper jedcn einzel­
tekil yere ve her bir kıpıya yayıldığını ve tam nen Ort uncl diesen Augenblick.
olarak bu sürekli soyutlama yoluyla kendini in wclchcın der Himmelskörper
2. DERS 21
dcnselben · e i n n i m m t, verdr:inge bir yasa olarak gösterdiğini d e söyleyebiliriz .
und eben durch diese konLinuier­
liche Abstraktion sich als Gesctz er­
Eğer böylece soyutlamaya aynca nesnel etkinlik
weise. Wenn man so das Abstrahierrm olarak da bakarsak, ki bu düzeye dek böyle­
auch als objektive Tatigheit, wie sie es
insofem isı. betrachıet, so iı;t sie doch
dir, gene de öznel etkinlikten ve bunun ürün­
sehr verschieden \•on der subjektiven lerinden çok ayrıdır. Birincisi gök cismini bu
und deren Produkten. jene liillı den tikel yerin ve bu tikel zaman-kıpısının soyut­
Himmelskörper nach der Absıraktion
von di.esem Orte und von diesem Zeit­ lanmasından sonra yine yalnızca geçici tekil
moment wieder ebenso nur in den yere ve zaman-kıpısına geri düşmeye bırakır,
einzelnen verg3.nglichen Ort und
Zeitpunkt zunickfallen, wie [sie] die
upkı cinsi de türde benzer olarak başka olum­
Gauung in der Art ebenso in ande­ sal ve özsel-olmayan durumlarda ve genel ola­
ren zuralligen oder umvesentlichen
rak bireylerin dışsal tekilliğinde görünmeye
Umsıinden und in der 3.ullerlichen
Einzelhciı der lndividucn fıbcrhaupı bırakması gibi. Öte yandan, öznel soyutlama
erscheinen liillı usr.. wohingegen dic yasayı da, upkı cinsi vb. olduğu gibi, genel ola­
subjektive Abstraktion das GcseLz
wie dic Gauung usf. in seine Allge­ rak evrenselliğine yükseltir ve bu evrensellik
mcinheit als solche heraushcbt, sie içinde ona tinde varoluş verir ve onu saklar.
in diescr, im Gciste, existieren macht
und erh3h.
Salt belirune ediminden tanıtlamaya ilerle­
in diesen Gestalıungcn dcs Er· yen, dolaysız nesnel şeylerden özgül ürünlere
kennens, das sich vom blollen Wei­
sen zum Beweisen fortbestimmı, von
geçen bilginin bu şekillerinde, onun savlarını
der unmiuelbaren Gcgenst3ndlich­ ve yordamını sınayabilmek için öznel etkinliği,n
keiL zu eigentümlichen Produkıen
yöntem, tür ve tanını kendif,eri uğruna tartışma
flbergehL, kann es Bcdlırfnis sein,
daB die Meıhode, die Art ıınd Weise gereksinimi doğabilir; çünkü bu yöntemin
der subjeklirlcn Tiiligkeil, für siclı erör­ kendi belirlenimleri ve kendi için ilerleyiş
lert werde, um ihre Ansprüchc und
ihr Verfahren zu prüfen, indem sie
yolu vardır ve bunlar kendinde nesnenin
ihre eigencn Bcstimmungen und die belirlenim ve süreçlerinden ayrıdır. Ve bu
Art ihrcs Ganges fi'ır sich hat, unter­
bilme kipinin yapısına daha öte girmeksi­
schieden von den Bestimmungen
und dem Prozesse des Gegenstandes zin onda gördüğümüz yalın belirlenimden
in ihm sclbst. Auch ohne in die Be­ hemen açığa çıkar ki, nesne ile öznel biçim­
schaffenheit dieser Erkcnntnisweise
n3her einzmretcn, gcht aus der ein­
lere göre ilgileniyor olarak sunulduğu düzeye
fachen Bestimmung, die wir an ihr dek, yalnızca nesnenin ilişkilerini ayrımsa­
gesehen, sogleich dies hervor, daB,
indem sie darauf gestellt ist, mil dem
maya yeteneklidir. Bu nedenle bu ilişkilerin
Gegenstand nach subjekLiven For­ nesnel ve reel mi yoksa yalnızca öznel ve
men beschiftigt zu sein, sie nur Rı!l.a­
ideal mi oldukları sorusunu getirmek boşu­
lionen des Gegensıandes aufzufa.ssen
F.ihig isı. Es isı dabei sogar nıfıBig, die nadır - bu öznellik ve nesnellik, realite ve
Frage zu machen, ob aber diese Rela­ idealite gibi anlaumlann bütünüyle bulanık
tionen objektiv, real, oder selbst nur
subjektiv, idecll seien, - ohnehin
soyutlamalar olmaları olgusu bir yana. İçerik,
, daB diese Ausdriicke von Subjekıi­ ister nesnel isterse yalnızca öznel, ister reel
vitat und Objekıiviıiiı, Realitaı und
ldealitat vollkommen vage Absırakti­
ister ideal olsun, bir ilişkiler toplağı olarak
onen sind. Der Jnhalı, ob er objektiv her zaman aynı kalır ve kendinde ve kendi
oder nur subjektiv, reeli oder ideell
için varolan birşey, şeyin kavramı ya da sonsuz
w3re, bleibL immer derselbe, cin
Aggregat von Relationerı, nicht das değildir, ki bilginin ilgili olması gereken şey
A nundfür..ic/ıseiende, der Begriff der budur. Eğer bilginin o içeriği çarpık duyu
Sache oder das Unendliclıe, um das
es dem Erkcnnen zu mn scin muB.
tarafından yalnızca ilişkiler kapsıyor olarak
Wenn jener in hah des Erkennens alınırsa, eğer bunların öznel bilgi, ile ilişkiler
22 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

olarak görüngüler oldukları düşünülürse, o von dem schiefcn Sinne als nur Rela�
tionen enthaltend genommen wird.
zaman düşünmenin, tanıtlamanın, betim­ daO dies Erscheinungen als Relaıioncn
lenen bilme yolunun sonsuz olana, ilksiz­ auf das nıhjektive Erlımnen seien, so ist
es dem Resuhate nach immer als dic
sonsuz olana ve tanrısal olana erişmeye yete­ groOe Einsicht, welche die neucre
neksiz olması sonuçlar açısından her zaman Philosophie gewonnen hat, anzuer·

modern felsefenin kazandığı büyük içgörü kennen, da8 die beschriebene \ıVeise
des Denkens, Beweisens, Erkennens
olarak tanınmalıdır. das Unendliche, das Ewige und Göu­
Genel olarak bilginin yukarıdaki açımlama­ liche zu erreichen nicht ta.hig sei.
Was in der vorhcrgehenden Expo­
sında ortaya koyulan şey, ve daha tam olarak sition von dem Erkennen fıberhaupt
burada bizi ilgilendiren düşünceye dayalı bilgi herausgehoben worden ist und na.her

ve ondaki başlıca kıpı olarak tanıtlama söz dns denkende Erkennen, das uns nur
angeht, und das Hauptmomenl in
konusu olduğu sürece, ona onu düşünme demselben, das Beıoeisnı belriITL, so
etkinliğinin devimi olarak, böylece nesnenin hat man dasselbe von der SeiLe auf­
gcfallı, dall dasselbe eine Bewegung
dışında ve onun kendi oluş sürecinden ayrı
der denkenden Tiitigkeiı isı, die
olarak alan bakış açısından baktık. Bu belir­ aullerhalb des Gegensıandes und

lenim bir yandan amacımız için yeterli olarak verschieden von dessen eigenem \Veı'"
den ist. Teils kann diese Bestimmung
alınabilir; ama öte yandan gerçekte bilginin als genlıgend ffır unseren Zweck an­
öznelliği üzerine derin-düşünmede yatan gegeben werden, lcils aber ist sie in
der Tat als das Wesentliche gcgen
tek-yanlılığa karşı özsel önemde görülecektir.
die Einseitigkeit, welche in den Re­
Bilmenin bilinen nesne ile karşıtlığında hiç flexionen über dic Subjektivitit des

kuşkusuz bilmenin sonluluğu yatar. Bu karşıt­ Erkennens liegl, anzusehen.


in dem Gcgensatze des Erkennens
lık bu nedenle henüz kendisi sonsuz olarak, gegen den zu erkennenden Gegen­
saltık olarak görülmeyecek, ve ürünleri salt sıand Iiegı allerdings die Endliclıkciı
des Erkennens; aber dieser Gegen­
öznelliğin soyutluğu nedeniyle görüngüler
salZ ist darum noch nicht selbsl als
olarak alınmayacaktır; ama ürünlerin ken­ unendlich, als absolut zu fassen, und

dilerinin o karşıtlık tarafından belirlendiği die Produkıe sind nichı um der blo­
Oen Absırakıion der Subjekli\'iı.ıiı wil­
düzeye dek, genel olarak içerik sözü edilen len für Erscheinungen zu nehmen,
dışsallık tarafından etkilenir. Bu bakış açısı­ sondern insofern sie selbst durch
jenen Gegcnsatz bcstimmt, der ln­
nın içeriğin doğası üzerinde bir etkisi vardır
halt als solcher durch die angcgebc­
ve onun üzerine belirli bir içgörü sağlar; ne AuBerlichkeit affiziert ist. Dieser
öte yandan, önceki irdeleme yolu ise soyut Gesichıspunkı hat cine Folge auf
die Beschaffcnheit des Inhalıs und
öznellik kategorisinden başka birşey vermez gew3hrt eine bestimrnte Einsicht,
ve bu, dahası, saltık olarak alınır. Böylece, wogegen jene Betrachtung nichts

tanıtlamaya bu bakış açısının sonucu olarak, gibt als die abstrakte Kategorie des
Subjekıiven, welche überdem für ab­
içeriğin başka bakımlardan henüz bütünüyle solut genommen wird. Was sich alsa
genel olan niteliği için elde edilen şey genel daraus, wic das Bcwciscn au[gefaBL

olarak yalnızca şudur: İ çerik, bilgi onunla worden İsl, rür die übrigens selbst
noclı ganz allgenıeine Qualit.'it des
dışsal olarak ilişkili olduğu için, kendisi dış­ Inhalts ergibt, ist unm ittelbar dies
überhaupl, dail dersclbe, indem in
sal birşey olarak belirlenir, ya da, daha tam
ihm sich das Erkennen 3.uOerlich
olarak, sonlu belirliliklerin soyutlamaların­ \'erhiih, selbst als ein ftuBerlicher
dan oluşur. Genel olarak matematiksel içerik dadurch bcsLimmt ist, nfther aus Ab­
straklionen cndlicher Beslimmthei­
kendi için her durumda niceliktir; geometrik ten besteht. Der maLhematische ln­
şekiller uzaya aittir ve böylece kendilerinde hall als solcher ist ohnehin für sich
2. DERS 23
die Gröfle; die geometrischen Figura­ birbiri-dışındalığı ilke olarak taŞır ve olgusal
Lionen gehören dem Raum an und
haben damit ebenso an ihnen selbsı
nesnelerden ayrıdırlar; bu nesnelerin yal­
das AuOereinandersein zum Prinzip. nızca tek-yanlı uzaysallığını temsil ederler,
als sie von den reellen Gegenstiinden
unterschieden sind, und nur die
ama hiçbir biçimde onları edimsel yapan
einseitige Riumlichkeit derselben, somut doluluklarını değil. Benzer olarak sayı
keineswegs aber deren konkrete Er­
ilkesi olarak Biri alır, bağımsız olan Birlerin
ffıllung, wodurch diese erst wirklich
sind. Ebenso hat die Zahl das Eins bir çokluğunun bileşimi ve böylece onların
zum Prinzip und ist die Zusammen­ bütünüyle dışsal bir bağıntısıdır. Burada
setzung einer Vielheit von solchen,
die selbst3.ndig sind, also eine in sich
önümüzde olan bilgi en büyük eksiksizli­
ganz auBerliche Verbindung. Die Er­ ğini ancak bu alanda kazanabilir, çünkü bu
kenntnis, die wir hier vor uns haben,
alan yalın ve sağlam belirlenimlere izin verir.
kann danım nur in diesem Felde am
vollkommensten sein, weil dasselbe
Bunların birbirine bağımlılığı (ki bunun
einfache. feste Beslimmungen zulii.Ot üzerine içgörü tanıtlamadır) eşit ölçüde sağ­
und die Abhangigkeit derselben von­
einandcr, deren Einsicht das Beweisen
lamdır ve tanıtlama için zorunluğun tutarlı
ist, ebenso fest ist und demselben so ilerleyişini sağlar. Bu bilgi nesnelerinin
elen konsequenten Fortgang der Not­
doğasını bütünüyle ele almaya yeteneklidir.
wendigkeil gewihrt; dies Erkennen isl
ta.hig, dic Natur seiner Gegenstftnde - Gene de tanıtlamanın tutarlığı matema­
zu erschôpfen. - Die Konsequenz tiksel içeriğe sınırlı değildir ve doğal ve tin­
des Beweisens isLjedoch nicht aufden
mathematischen InhalL beschrinkL,
sel gerecin tüm yanlarına girer. Tanıtlama
sondern Lriu in aile Fcicher des na­ ile bağıntı içinde tutarlık açısından genel
Lürlichen und geistigcn SıofTes ein;
olarak diyebiliriz ki, tanıtlama çıkarsama
wir können aber das insgesamt, was
die Konsequenz in der Erkenntnis in kuralları üzerine dayanır. Böylece Tanrının
demselben beuifft, darin zusammen­ varoluşunun tanıdan özsel olarak çıkarsama­
fassen, daB sie auf den &geln des Sclılie­
.ftens bcruht; so sind die Beweisc vom
lardır. Ama bu biçimlerin belirtik yoklaması
Oasein Golles wesentlich Sdılılıse. Die kendi için bir yandan mantığa aittir; gene
ausdrückliche Untersuchung dieser
de öte yandan temel eksikliklerinin bu tanıt­
Formen gehört aber für sich teils in
die Logik. ıeils aber muB der Grund­ ların ele alınacak olan taruşmasında ortaya
mangel derselben bei der vorzuneh­ serilmesi gerekecektir. Burada söylenenler
menden Erôrterung dieser Beweise
aufgedeckt werden. Hier gcnügt es,
ile bağıntı içinde daha tam olarak şunu
im Zusammenhang mit dem Gesag­ belirtmek yeterli olacaktır ki, çıkarsamanın
ten dies Na.here anzumerken, daO die
kuralları matematiksel hesaplama türünde
Regeln des SchlieBens eine Fonn der
Begründııng haben, welche in der olan bir temellendirme biçimini taşır. Bir
Art mathemalischer Berechnung ist. tasım vargısı oluşturmak için gereken belir­
Der Zusammcnhang der Best.immun­
gcn, die eincn SchluB ausmachen
lenimlerin [ yargıların] bağıntısı birbirle­
=

sollen, benıht auf dem Verhcihnisse rine karşı kapladıkları ve haklı olarak daha
des den sie gegeneinandcr
Umfang.s,
büyük ya da daha küçük olarak görülebilecek
haben und der mil Rechl als ein griia
jlereroder kleinerer beırachteı wird; die alanların ilişkisi üzerine dayanır. Böyle bir
Bestimmtheit solchen Umfangs ist das alanın belirliliği alta-almanın doğruluğu üze­
Entscheidende iıbcr die RichtigkeiL
der Subsumtion. A.ı tcre Logiker, wie
rine karar veren etmendir. Lambert ve Plou­
Lamberl, Ploucqnet, haben sich die cquet* gibi eski mantıkçılar bir notasyon

*Uohann Heinıich Lambert ( 1 728-1 77), ve Gottfried Ploucquet (1716-1 790). Hegel
Lambert ve Ploucquet'yi Mantık Bilimi 'nde taruşır (sırasıyla s. 473 ve 524).]
24 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bulma çabasına girişmiş, bununla çıkarsa­ Mühe gegeben, eine Bezeichnung zu


erfinden, wodurch der Zusammen­
madaki bağmuyı özdeşliğe, soyut matematik­ hang im SchlieBen auf die ldenıitiil,
sel eşitlik ilişkisine indirgemeye çalışmış ve welche die abstrakte mathematisclıe,
die Gleichheil ist, zu bıingen [sei], so
böylece çıkarsamayı bir tür hesaplama düze­ daB das SchlieBen als der Mechanis­
neği olarak almışlardır. Ama asıl doğalanna mus der Rechcnexempel aufgezeigt

göre kendi içlerinde dışsal olan nesnelerin ist. \o\'as aber das Erkennen nach
solchem selbst ;iu6erlichen Zusam­
böyle dışsal bir bağıntısı ile ilgili bilgi söz menhange von Gegenst3.nden, die
konusu olduğunda, birazdan bundan dolaylı ihrer eigcnen Namr nach 3uBcrlich
in sich sind, wcitcr betrifft, so werden
bilgi, adı altında söz etmemiz ve daha tam wir davan sogleich unter dem Namen
karşıtlığı irdelememiz gerekecektir. des vermittelten E.Tkennens zu sprechen
haben und den nahercn Gegcnsatz
Cinsler, yasalar, kuwetler vb . olarak belir­
betrachten.
tilen şekiller söz konusu olduğunda, bilgi \\las aber dicjenigen Gesı.aluıngen
onlarla dışsal bir ilişki içinde durmaz; ter­ bctrifft, wclche als Gattungcn. Ge­
setze, Krifte usf. bezeichnet worden
sine, tümü de bilginin ürünleridir. Ama sind. so verh3.IL sich das Erkennen
onlan üreten bilgi, belirtildiği gibi, onları gcgen sie nicht 3.uBcrlich, vielmehr

ancak nesnel olanın soyutlaması yoluyla sind sic die Produkte desselbcn; abcr
das Erkennen, das sie produziert,
ortaya çıkarır. Kökenlerini hiç kuşkusuz bringL sie. wie angeführt worden ist,
bunda bulurlar, ama edimsellikten özsel nur durch die AbsLrakLion vom Gc­
gcnstcindlichen hervor. So haben sie
olarak ayırılırlar; matematiksel şekillerden in dicsem wohl ihre \Vurzel, aber sind
daha somutturlar, ama içerikleri kendisin­ von der \\'irklichkcit \\'escntlich abgc­

den başladığımız ve onlar için tanıtlamanın trennL; sic sind konkreter als die ma­
thcmatischen Figura.Lionen, aber ihr
temeli olması gereken şeyden özsel olarak lnhalt geht wcsentlich von dem ab,
ayrılır. von welchem ausgcgangen worden
und der die bewahrende Grundlagc
Bu bilme yolunda eksik olan şey böylece ffır sie sein soll.
bilginin ürünlerini bilme yalnızca öznel Das Mangelhafte dieser Erkennı­

bir etkinlik olduğu için görüngüler olarak nisweise ist so in einer anderen Modi­
fikation bemerklich gemachc \\'orden,
bildiren irdeleme yolunda bulunmayan bir als in der Betrachtung aufgesıellt isı,
değişki yoluyla belirginlik kazanır. Gene de welche die Produkte des Erkennens,
weil diescs nur cine subjekth•e T5-
sonuç genel olarak ortaktır ve şimdi karşı­ cigkeic, fü r Erscheinungen ausgibL;
sına neyin çıkarıldığına bakmalıyız . Tinin das Resultat jedoch iiberhaupt ist

ereği için, sonsuz olanın, ilksiz-sonsuz gemeinschaftlich, und wir habcn


nunmehr zu sehen, was demselben
olanın, Tanrının onda içselleşmesi, onun entgegcngestellt worden ist. Was
en içi olması için yetersiz olarak belirle­ dem Zweckc des Geistes, daB er des
Unendlichen, Ewigen, daB er Gotıcs
nen şey Tinin etkinliğidir ki, genel olarak inne und in ihm innig werde, unge­
düşünmede soyutlama, çıkarsama, tanıt­ nflgend bestimmc worden ist, ist die

lama yoluyla ilerlemeden oluşur. Kendisi Tiitigkeiı des Geisıes, welche denkend
lıberhaupl vermillels des Abstrahie­
zamanın düşünce-kültürünün ürünü olan rens, SchlieBens, Beweisens verffi.hrt.
bu içgörü dosdoğru öteki uca sıçrayarak Diese Einsichl, selbst das Produkt der
Gedankenbildung der Zeit, ist von da
tanıtlamasız, dolaysız bilmeyi, bilgisiz bir unmiuelbar in das andere Extrem
inancı, düşüncesiz duyguyu tanrısal ger­ h in ü bergesprungen, niimlich ein

çeği ayrımsamanın ve kendi içinde taşıma­ beweisloses, unmiuelbares '\ı\'issen,


ein crkenntnisloses Glaubcn, gedan­
nın biricik yolu olarak önerir. En yüksek kenloses Fühlen ffır die einzige Weise
gerçeklik için yeteneksiz olan o bilgi kipi auszugeben, die götllichc Wah rheil zu
2. DERS 25
fassen und ·jn sich zu haben. Es isL için onun bilmenin benzersiz ve biricik yolu
versicherl worden, daO jene fiir die
höhere \ı\Tahrheit unvermögende olduğu inancası verilir. İki sayıltı sıkı sıkıya
Erkennınisweise die ausschlieOliche, birbirine bağlıdır. Bir yanda irdelemek için
einzige \ıVeise des Erkennens sei. Bei­
de Annahmen h:ii. ngen aufs engsLc
önümüze aldığımız şeyin araştırmasında o
zusammen; einerseits haben wir i n bilgiyi tek-yanlılığından özgürleştirmemiz ve
d er Unlersuchung dessen, was wir
uns zu betrachten vorgenoınmen,
böylece aynı zamanda biricik tür olarak öne­
jenes Erkcnnen von seiner Einseilig­ rilen bilgiden başka bir bilginin daha oldu­
keil zu bcfrcicn und damit zugleich
ğunu olguya dayanarak göstermemiz gerekir.
durch dic Tat zu zeigcn, dall es noch
cin anderes Erken nen gibt als jenes, Öte yandan, genel olarak inancın bilginin
das für das einzige ausgegeben wird;
karşısına çıkardığı boşsav daha sağın bir araş­
andererseits ist die Pr3.renıion, wel­
che der Glaube als solcher gegen das tırmanın zorunluğunu geçersiz kılamayacak
Erkennen macht, cin Vorurteil, das kadar sağlam bir güven içinde duran bir
sich für zu fest und sichcr hait, als
daO dasselbe nicht cine strcngere
önyargıdır. Bu boşsav açısından hemen anım­
Untersuchung nôtig machte. Nur ist sanmalıdır ki, gerçek, yansız inancın koşullar
in Ansehung der angegebenen Pri­
tention sogleich zu erinnern, dan
zorladığında boşsavlar ileri sürebilecek olma­
der wahre, unbefangcne Glaube, je sına karşın, böyle birşeye çok az başvurur, ve
ınehr er im Noüall Pıi.LenLionen ımı­
chcn könnte, dcsto wenigcr macht,
koşullann zorlaması ancak inancın salt anlak
und dcı.J3 sich der Notfall nur flır die düzleminde kalan kuru polemikleri ve öne­
sclbst nur venmindige, trockenc, po­
sürümleri durumunda söz konusudur.
lemische Behauptung des Glaubcns
cinfindct. Ama o inanç ya da dolaysız bilme açısın­
Aber was es für cine Bewandmis dan durumun ne olduğunu daha önce başka
mit jenem Glauben odcr unmincl­
baren Wissen habe, habe ich bereiı.s bir yerde açıkladım.* Tanrının varoluşunun
anderwiirıs auseinandcrgesetzt. An tanıtlan üzerine içinde bulunduğumuz çağa
der Spitzc einer in die jetzigc Zcit
[ailenden Abhandlung Cıber dic
düşen bir incelemenin en önünde inanç
Beweise vom Dasein Gottcs kann önesürümü işi bitirilmiş ve kapanmış bir
die Behmıptung dcs Glaubcns nicht
schon fU.r erledigt ausgegeben wer­
sorun olarak bir yana atılamaz; hiç olmazsa
den; es ist wenigstens an die Haupt­ başlıca kıpılarında anımsanması gerekir,
momcnte zu erinncm, nach wckhen
çünkü bunlara göre yargılanacak ve yerine
dicselbe zu beurteilen und an ihren
Plaız zu stcllen ist. koyulacaktır.

* [Anahatlarda Fe/,sefi Bilimkr Ansiklopedisi, I, §§ 61-78.]


ÜÇÜNCÜ DERS DRITIE VORLESUNG

Daha önce belirtildiği gibi, sözünü eunemiz Es isı schon bemerkı, da6 die Behaup­
tung des Glaubens, von der dle Rede
gereken inanç önesürümü gerçek, saf inan­ wcrden soll, auBerhalb des wahrhaf­
cın dışına düşer. Bu sonuncusu, bilen bilince ıen, unbefangenen Glaubcns fallı;

geliştiği ve böylece bilginin bir bilincini dieser, insofem er zum erkennenden


BewuBısein fortgebildeı isı und damiı
taşıdığı düzeye dek, bilgiyi tam bir güvenle auch ein Bewulhsein vom Erkennen

kabul eder, çünkü herşeyden önce kendine hat, gehı vielmehr auf das Erkenncn
cin, zutraucnsvoll auf dasselbe, wcil
tam güvenli, kendinden emin, kendi içinde er zuallererst zutrauensvoll zu sich,
sağlamdır. Tersine, söz konusu olan inanç seiner sicher, fest in sich ist. Sondern
es isı von dem Glauben die Rede,
dahaçok bilmeye karşı bir polemik tutumuna insofern derselbe polemisch gegen
girdiği ve giderek genel olarak bilmeye karşı das Erkenncn ist und sich sogar pole­

kendini bir polemik tutumunda anlattığı misch selbst gcgen das Wissen über­
haupt au.ssprichL. Er ist sa auch nicht
düzeye dek inançtır. Böylece bu kendini bir ein Glaube, der sich einem andcren
başka inancın karşısına çıkaran bir inanç Glauben enıgegensıellı; Glauben isı
das Gemeinschafıliche beider. Es isı
değildir; [bu durumda] inanç ikisine de dann der lnhalı, der gegen den ln­
ortak olan öğedir. O zaman o içeriğe karşı halı kaınprı; dies Einlassen in den

kavga veren içeriktir. Ama içeriğin işin içine lnhalt riıhn· aber unmittelbar das
Erkennen mil sich, wenn anders die
bu girişi dolaysızca bilgiyi yanısıra getirir; Widerlegung und Verıcidigung von

eğer başka türlü olsaydı, dinin gerçekliği­ Religionswahrheit nicht mit iiullerli­
chen Wa!Ten, die dem Glauben und
nin çürütülmesi ve savunulması inanca ve der Religion sosehr als der Erkenntnis
dine tıpkı bilgiye olduğu kadar yabancı olan fremd sind, geffıhn werden. Der Glau­
be, welcher das Erkenneıı aJs solches
dışsal silahlar ile yerine getirilmezdi. Bilgi venvirfı, gcht eben damiı der lnhalıs­
olarak bilgiyi reddeden inanç tam olarak bu losigkeit zu und ist zun3.chst absucıkt

nedenle içeriksizliğe düşer ve ilkin soyutluğu als Glaube überhaup� •vie er sich dem
konkreıen Wisscn, dem Erkenncn
içinde genelde inanç olarak alınması gerekir, enıgegensıellt, ohne Riicksichı aur
çünkü içeriğe bakılmaksızın somut bilmeye, Inhalt zu nehmen. So abstrakt isı er
in die Einfachheiı des SelbsıbewuBı­
bilginin kendisine karşıttır. Böyle soyut ola­ seins zuriıckgezogen; dieses isı in die­
rak, geriye özbilincin yalınlığına itilir. Özbi­ ser Einfachheit, insofern es noch eine

linç, eğer bu yalınlık içinde gene de bir dolu­ Erfülluııg hat, Gefıilı� und das, was im
\A/issen lnhalt ist, ist Bestimmlheil a�s
luk taşıyacaksa, duyg;udur, ve bilmede içerik Gefühls. Die Bchauptung des absırak­
olan şey duygunun belirliliği,dir. Soyut inanç ten Glaubens fi'ıhrt dahcr unmiuelbar
auch auf die Fonn dcs Gefiıhls, in wcl­
önesürümü böylece dolaysızca duygu biçi­ che die Subjektivitat des Wisscns sich
mine götürür ki, bunda bilmenin öznelliği "als in einen unzugfinglichen Ort"

26
3. DERS 27
verschanzt. ....:.... Von beiden sind daher kendini "erişilemez bir yerde" sipere alır.
kurz die Gesichtspunkte anzugebcn,
aus denen ihrc Einseitigkeit und da­
- Bu nedenle ikisinin de duruş noktaları
miı die Unwahrheiı der Arı erhellı, in kısaca belirtilmelidir. Bundan tek-yanlılıkları
welcher sie als die letzten Grundbe­
sümmungen behauptet werden. Der
ve böylece en son ve temel belirlenimler ola­
Glaube, um miı diesem anzufangcn, rak ileri sürülme tarzlarının yanlışlığı açığa
gehı davon aus, daB die Nichtigkeiı çıkacakrır. İnanç, eğer onunla başlarsak, sal­
des Wissens für absolute Wahrhcit er­
wiesen sei. Wir wollen so verfahren,
tık gerçeklik açısından bilmenin hiçliğinin
daO wir ihm diesc Voraussetzung las­ gösterildiği görüşünden yola çıkar. İnanca bu
sen und schen, was er denn mm so an
ihm selbsı isı.
varsayımı bırakarak ve buna göre kendinde
flirs erste, wenn der Gegensatz ne olduğunu görerek ilerleyeceğiz.
so ganz allgemein als Gegensatz des İlk olarak, eğer karşıtlık sık sık işitildiği
Glaubens und \<Vissens, wie man ofl
sprechen hört, gefa6ı wird, so ist gibi bütünüyle genel bir anlamda inanç ve
diese Abstraktion sogleich zu rllgen: bilgi,nin karşıtlığı olarak anlaşılırsa, o zaman
denn Glauben gehörı dem Be1"ııjlt­
sein an, man ıueiJ von dem, was man
bu soyutlama hemen kınanmalıdır. Çünkü
glaubt; man weiB dasselbe sogar geıv;_p. inanç bilince aittir; insan inandığını bilir;
Es zeigt sich sogleich als ungereimt, giderek onu pekinlik ile bilir. Hemen görü­
das Glauben und Wisscn auf solche
allgemeine 'Weise auch nur crenneu
lür ki, inancı ve bilgiyi böyle genel bir yolda
zu wollen. ayırmayı istemek saçmadır.
Aber nun wird das Glauben als ein
unmitl-elham Wissen bezeichnet und
Ama inanç şimdi dolaysız bir bilgi olarak
soll damit wesentlich vom 1Jenııillelten adlandırılır ve buna göre özsel olarak dolaylı
und vennitıelnden Yı1issen unterschic­ olan ve dolaylı kılan bilgiden ayırdedilmesi
den werden. lndem wir hier die spe­
kulali\•e Erörterung dieser Begriffe
gerekir. Burada bu kavramların kurguJ tar­
beiseile seızen, um auf dem eigenen rışmasını bir yana bırakarak bu önesürümün
Felde dieses Behaupıens zu bleiben,
kendi alanında kalacağımız için, salrık olarak
so selZen \Vİr dieser als absolut behauı>
ıeıen Trennung das Faktuın entgegen, ileri sürülen bu ayrılmanın karşısına dolaylı
daB es hein Wissen gibt, ebeııs11i11Jen g als olmayan ve dolaylı kılmayan hiçbir bilgi,nin olma­
ein Empfindnı, Vo,.,tellen, Wolkn, keine
deın Geisfl? zulıoınınende Tiitiglm� Eigrn­ dığı, ne de böyle herhangi bir duyum, tasanm,
sdıaft oder Zııstand, was nicht vı:nnittelt istek, tine ait bir etkinlik, öz.ellik ya da durumun
und vmnittelnd wii.re, so wie keinen
olduğu olgusunu çıkaracağız. Benzer olarak,
sonstigen Gegenstand der Naltır und del
Geistes, was es sei, im Himmel, auf Er­ ister gökte isterse yerin alnnda ya da üstünde
den und unter der Erde, was nicht die olsun, Doğanın ve Tinin hiçbir nesnesi yoktur
Bestimmung der Vermittlung, elıeııso ruie
die der UnmWelharheit in sich schlösse.
ki kendi içinde dolaylılık gibi dolaysızlık belir­
So als allgemeines Faktum scellt es die lenim ini de kapsamasın. Böylece manrıksal
logische Philosophie - freilich zu­
felsefe onu - hiç kuşkusuz aynı zamanda
gleich mit seiner NotwendigkeiL. an
die wir lıier jedoch nichı zu appellie­ burada kendisine başvurmamızın gerekme­
ren nOtig haben - an dem simtlichen diği zorunluğu ile birlikte - düşünce belir­
Umfang der Denkbestimınungen dar.
Von dem sinnlichen Stoffe, es sei der
lenimlerinin bütün bir alanında evrensel bir
auBeren oder der inneren \·Vahmeh­ olgu olarak sunar. Duyusal gerece gelince,
mung, wird zugegeben, daO er end­
ister dış isterse iç algıya ait olsun, kabul edilir
lich, d. i. dall er nur als vernıitteli dun:lı
Anderes sei; aber von diesem Stoffe ki sonludur, e.d. ancak başlıası yoluyla dolaylı
selbsl, noch mehr von dem höheren kılınmış olarak vardır; ama bu gerecin ken­
lnhalle dcs Geistes wird es zugegeben
werden, daB er in Ka.tegorien scinc
disi için, daha da ötesi tinin en yüksek içe­
Bestimmung habe, und deren Natur riği için kabul edilecektir ki, belirlenimlerini
28 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

kategorilerde taşır, ve bunların doğasının belir­ en,•eisL sich in der Logik, das ange­
gebene Moment der Vermiulung
tilen dolaylılık kıpısını ayrılmamacasına kendi untrennbar in sich zu haben. Doch
içinde taşıdığı Manukta gösterilir. Ama, olgular hier bleiben ,.,.;r dabei stehen, uns
auf das ganz allgemeine Faktum
hangi anlamda ve hangi belirlenimde anlaşı­ zu berufen; die Fakra mögen ge�
lırsa anlaşılsın, burada durup dikkatimizi o fa8t werden, in welchem Sinne

bütünüyle evrensel olan olguya yönelteceğiz. und Bestimmung es sei. Ohne uns
in Beispiele darübcr auszubreiten,
Ö rneklere çok fazla dalmaksızın, burada en bleiben wir bei dem einen Gegen·
yakınımızda duran bir nesnede kalacağız. stande stehen, der uns ohnehin
hier anı n3.chsten liegL.
Tann etkinlik, kendini kendi ile bağınolayan, Gou ist Tftligke it, freie, sich
kendi kendisinde kalan özgür etkinliktir; Tan­ auf sich selbst beziehende, bei

rının kavramında ve aynca tüm tasarımlarında sich bleibcnde T3tigkeit; es ist dic
Grundbestimmung in dem Begrif­
temel belirlenim onun kendisi olması, kendi­ IC oder auch in aller Vorstellung
sinin kendi ile dolaylılığı olmasıdır. Eğer Tanrı Goues, er sclbst zu sein, als
Vermitl­
lung sciner mit sich. Wenn Gott
yalnızca yaratıcı olarak belirlenirse, o zaman nur als Sclıöpfer bestimml wircl,
etkinliği yalnızca kendi dışına gitme, kendini so wird scine T:itigkciL nur als

kendi içinden genişletme, sezgisel üretme ola­ Jıinausgelumde, sich aus sich selbst
expandierendc, als ansr.lıauendes
rak ve kendi içine geri dönme olmaksızın alınır. Produzieren genommen, ohne
Ürün ondan başka birşeydir, evrendir. Dolaylılık Ri"ıckkehr zu sich sclbst. Das Pra.
dukl isl cin Anderes als er, es İ5l
kategorisinin getirilmesi hemen kendisi ile bir­ die Welt. Das Hereinbringen der
likte Tanrının evren dolayısıyla olması gerektiği Kategoric der Vennittlu.ng wlırde
gibi bir anlamı da getirir. Ya da hiç olmazsa soglcich den Sinn mit sich flı h­
rcn, dall Gou vennillels der M�li sein
haklı olarak denebilir ki, Tanrı ancak evren ara­ solhc; doch würde man wcnigstens
cılığıyla, yaratılan aracılığıyla yaraucıdır. Oysa mit Recht sagen kônnen, dal\ er
nur vermittels der Wclt, vcrmit­
bu salt boş bir totoloji olacakur, çünkü "yarau­ ıels des Geschôpfs, Schôpfer sei.
Ian" belirlenimi dolaysızca o ilk yaraucı belirle­ AJlein dies w3re blo8 das Leere ei­

niminde imlenir; öte yandan, yaraulanın ken­ ner Tauıologie, indem die Bestim­
mung .. Geschöpr in der ersten,
disi tasarımda Tanrının dışındaki evren olarak, dem Schôpfer, unmiuelbar selbsL
ona karşı bir başkası olarak kalır, öyle ki Tanrı liegı; andernıeils abcr bleibı das

evreninin ötesinde, o olmaksızın kendinde ve Geschôpf als Wel ı aufter Goıı. als
cin Anderes gegen denselben in der
kendi için varolur. Ama özellikle Hıristiyanlıkta Vomellung sıehen, so dall er jen­

Tanrının Tin olarak değil de yalnızca yaraucı seits sciner 'Welt, ohnc sie an und
für sich ist. Aber im Christentum
etkinlik olarak bilinmesi söz konusu değildir. am wenigsten habcn wir Gott nur
Tersine, bu dine özgü olan şey dahaçok Tan­ als schôpferische T:itigkeit, nicht

rının Tin olduğunun belirtik bilincidir - onda als Geisı zu wissen; dieser Religion
ist vielmehr das explizierle Bewufü­
Tanrı tam olarak kendinde ve kendi için olduğu sein, da8 Gou Geist isı, eigentüm­

gibi kendini kendi başkası (ki Oğul denir) ola­ lich, da8 er eben, wie er an und
fflr sich ist, sich als zum Andercn
rak kendi ile ilişkilendirir, kendi içinde sevgi seiner (der derSohn heillt) zu sich
olarak kendi ile ilişkidir, özsel olarak kendi ile selb..lliit, da8 er sich in ihm selbst als

bu dolaylılık olarak vardır. Tanrı hiç kuşkusuz Liebe verh3.lt, wesentlich als dicsc
Vermittlung mit sich ist. Gou ist
evrenin yaratıcısıdır ve böylece yeterli olarak wohl Schôpfer der Welı und so
belirlidir. Ama Tanrı bundan daha çoğudur; hinrcichend bestimmt; aber Gou
[ist] mchr als dies: der wahw Gou
gerçek Tanrı onun kendi kendisi ile dolaylılığı ist, dal\ er die Vermiulung seiner
olması, bu Sevgi olmasıdır. mit sich selbst, diese Liebe ist.
3. DERS 29
Der Glaubc nun, indem er Gou Buna göre, inanç Tannyı bilincinin nesnesi
zum Gegenstand seines Bcwulk'\eİns
hat, hat eben damit diese Vermiu­
olarak aldığı için, tam bu nedenle nesnesi
lung zu seinem Gegenstande, so olarak bu dolaylılığı alır. Yine böyle, inanç
wie der Glaubc, als im Individuum
existierend. nur ist durch die Bcleh­
bireyde varolmakla, yalnızca öğretim ve eği­
rung, Erziehung, menschliche Bc­ tim yoluyla, genel olarak insansal öğretim ve
lehrung und Erziehung überhaııpı,
eğitim yoluyla, ama özellikle Tanrının Tini
noch mchr durch die Belehrung
und Erzichung durch den Geist içinden öğretim ve eğitim yoluyla varolur ve
Gottes, nur als solche Vermiulung yalnızca böyle dolaylılık olarak vardır. Ama
ist. Aber auch ganz abstrakt, ob mın
Gotı oder welches Ding odcr Inhalt
inanç da, nesnesi ister Tann isterse herhangi
der Gcgensı..and des Glaubens sei, ist bir şey ya da içerik olsun, öznenin bir nesne
er, wie das BcwuBıscin Uberhaupl,
ile bu bağıntısı olarak genelde bilinç gibi
dicsc Beziehung des Subjekıs auf
eiıı Objekt, so da8 das Glauben oder
bütünüyle soyuttur, öyle ki inanma ya da
\ı\'issen nur ist venuittels eines Gegen­ bilme yalnızca bir nesne dolayısıyladır; yoksa
sıandes; sonst ist es leere Idcntit3t,
cin Glauben odcr \\'is.11en von nichlS.
boş bir özdeşlik, hiçliğe bir inanç ya da hiçli­
Aber umgekehrı liegt darin ğin bir bilgisi olacaktır.
schon das andere Faktum sclbst,
Ama evrik olarak burada öteki olgunun
daB ebcııso nichts ist, was nur aus­
schlie81ich e i n \!ermitteltes w3.re. kendisi, benzer olarak başka herşeyi dışlaya­
Nchmen wir vor uns, was un ter der rak yalnızca dolaylı olacak hiçbirşeyin olma­
Unmiuclbarkcit ''erst.andcn wird. so
soll .sic ohne ailen Untcrschicd, als
ması olgusu da bulunur. Eğer dolaysızlık ile
durch welchen soglcich Vennittlung ne anlaşıldığına bakarsak, hemen dolaylılı­
gesetzt ist, in sich scin; sie ist die ğın koyulmasını sağlayacak türden herhangi
eirıfadıe Bez}elmng auf sich sclbst, so
ist sic in ihrer selbst unminelbaren
bir ayrım olmaksızın kendi içinde varolması
Weisc nur Sein. Allcs Wissen mm, gerektiğini görürüz; dolaysızlık yalın kendi
vcrmitteltes oder unmiuelbares,
ile baf;ıntıdır; ve böyle dolaysızlık kipinde
wie lıberhaupl alles andere, i.st we­
nigstens; und dafi es i.st, ist selbst das yalnızca varlıktır. Şimdi ister dolaylı isterse
\Venigste, das Abstnıktcste, was man dolaysız olsun tüm bilgi, tıpkı ne olursa olsun
von irgend etwas sagen kann; wenn
es auch nur subjcktiv \\ie Glaubcn,
başka herşey gibi, en azından vardır; ve var
Wissen ist, so ist es, kommt ihm das olmasının kendisi en az ve en soyut olan şey,
Sein zu, ebenso wie dem Gegcnstan­
hakkında başka hiçbirşey söylenemeyen şey­
de, der nur im Glauben, Wissen ist,
cin solches Sein znkommt. Dics ist dir; eğer inanç ya da bilgi gibi yalnızca öznel
cine sehr einfache Einsicht; aber olsa bile, vardır, varlık ona aittir, tıpkı yalnızca
man kann gegen die Philosophie.
eben um dieser Einfachhcit selbst
inanmada, bilmede var olan nesneye de böyle
willen, ungcduldig werden, daB, in­ bir varlıff;ın ait olması gibi. Bu çok yalın bir
deın von dieser Fülle und Wfinne,
içgörüdür, ama tam bu yalınlığın kendisin­
welche der Glaube ist, viclmehr
weg, und zu solchen Abstraktioncn den ötürü, inanç olan bu doluluktan ve sıcak­
wie Scin, Unmiuelbarkeit überge­ lıktan uzaklaşarak varlık gibi, dolaysızlık gibi
gangen werde. Aber in der Tat ist
dies nicht Schuld der Philosophie;
soyutlamalara geçerken, kişi felsefeye karşı
sondernjene Behaupuıng des Glau­ dayançsızlık gösterebilir. Ama gerçekte bu
bens und unmittelbarcn \'\'issens isı
felsefenin suçu değildir; kendini bu soyutla­
es. dic sich auf dicse Abstraktionen
setzt. Darein, daB der Glaube nicllt malar üzerine dayandıran, tersine, inancın ve
venniltelte.s Wissen sci, darein wird dolaysız bilmenin o önesürümüdür. İnancın
der ganzc Wert der Sache und die
Entscheidung fiber sie gelcgt. Aber
dolaylı bilme olmadıff;ı görüşünde sorunun
wir kommen auch zum Inhalt oder bütün değeri ve onun üzerine verilen karar
30 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yatar. Ama içeriğe de geliriz, ya da daha doğ­ können vielmehr gleichfalls nur
zum Verh3.1Lnisse eines Inhalıs,
rusu benzer olarak yalnızca bir içeriğin ilişki­ zum Wissen kommcn.
lerine, bilmeye de gelebiliriz. Es ist n3.mlich weİler zu be­
merken, dall Unmiııelbarkeiı
Daha öte belirtmek gerek ki, bilmede dolay­ im Wissen, welche das Glauben
sızlığın - ki inançnr - bundan başka bir belir­ ist, sogleich eine weitere Bestim­

lenimi daha vardır: İnanç inandığını yalnızca mung hat; niimlich das Glauben
weiB das, an was es glaubt, nicht
genel olarak değil, yalnızca onun bir tasarımını nur Uberhaupt, hat nicht nur
ya da bilgisini taşıyor olması anlamında değil, cine Vorstellung oder Kenntnis
davan, sondem wei8 es gnuijJ. Die
ama pekinlik ile bilir. Pekinlik inancın sinir teli­ GewijJlıeU ist es, woıin der Nen.• des
nin yattığı yerdir. Ama burada hemen dolay­ Glaubens liegı; dabei begegneı

sızca daha öte bir aynın ile karşılaşırız: Pekin­ uns abcr soglcich ein weitercr Un­
terschied: wir unterscheiden von
liği Gerçeklikten ayınnz. Çok iyi bildiğimiz gibi der Gewifiheit noch dic Walırlıeit.
pekçok şey pekinlik ile bilinmiştir ve pekinlik Wir wissen sehr wohl, da6 vicles
für ge11Jijl gewuBt worden ist und
ile bilinir, ki gene de bu nedenle doğru değil­ gcwuBt wird. was danım doch
dir. Sıradan bir örnek alırsak, insanlar güne­ nicht wahr ist. Die Menschen
haben langc genug es ffır geıvi}J
şin dünyanın çevresinde döndüğünü yete­ gewuBt, und Millionen wissen es
rince uzun bir süredir pekinlikle bilmişler ve noch für gewiB, um das triviale

milyonlar henüz bunu pekinlikle bilmektedir. Beispiel anzuffıhren, da6 die Son­
ne um dic Erde 13.ufl; noch mchr:
Dahası, Mısırlılar Apis'in daha büyük ya da en die Agypıer haben geglaubı, sie ha­
büyük tann olduğuna inanmış ve bunu pekin­ bcn es fflr gewiB gewuBL. daB der
Apis, die Griechen, dall der Jupi­
likle bilmişler, Yunanlılar Jüpiter'in vb. daha ter usf. ein hoher oder der hôchste
yüksek ya da en yüksek tanrı olduğuna inan­ Gott ist, wie die lnder noch gewiO
wisscn, dall die Kuh. anderc ln­
mışnr ve Hintliler bugün de pekinlikle ineğin der, Mongolen und viele Völker,
ve daha başka Hintliler, Mongollar ve başka dall ein Mensch, der Dalai-Lama,

birçok halk bir insanın, Dalai-Lama'nın tanrı Gott ist. DaB dicse GewiBheit aus­
gesprochen und behaupıeı werde,
olduğunu bilmektedir. Bu pekinliğin anlanldığı wird zugesınnden; ein Mensch ınag

ve ileri sürüldüğü kabul edilir. Bir insan pekala ganz wohl noch sagen: ich wei8
etwas gewiB, ich glaube es, es ist
'Birşeyi kesinlikle biliyorum ve doğru olduğuna wahr. Alicin zugleich isı eben da­
inanıyorum' diyebilir. Ama aynı zamanda başka mitjedem anderen zugestanden,
dasselbe zu sagen; denn jeder ist
herkese de aynı nedenle bunu söyleme izni veri­ leh, jeder wei61 jeder weiB gewiB.
lebilir; çünkü herkes Bendir, herkes bilir, herkes Dies unumgcingliche Zugeslindnis

pekinlikle bilir. Ama bu kaçınılmaz kabullenim aber drlickt aus, daB dies Wissen,
GewiBwissen, dies Abstrakte den
bu bilmenin, pekinlikle bilmenin, bu soyutlama­ ven;chiedensten, entgegengeseız­

nın en büyük türlülüğü ve karşıtlığı gösteren testen Inhalt haben kann, und die
Bewahrung des lnhalıs soll eben
içeriği taşıyabileceğini, ve içeriğin tanıtlanması­ in dicser Versichenmg des Gew:iB­
nın tam olarak pekin-bilmenin, inancın verdiği wissens, des Glaubens liegen. Aber
wclcher Mensch wird sich hinstel­
bu inancada yatması gerektiğini anlatır. Ama len und sprcchen: ,.nur das, was
hangi insan çıkıp şunu diyecektir: 'Yalnızca bil­ ich weiO und gewiB weiB, ist wahr;

diğim ve pekinlikle bildiğim gerçektir; pekin­ das, was ich gewiB weiO, ist wahr
darum, weil iclı es gewiB wei6"? -
likle bildiğim ben onu pekinlikle bildiğim Ewig sıehı der blollen Gewillheit
için gerçektir'? - Gerçeklik sonsuza dek salt die Wahrhciı gegenüber, und
fiber die Wahrhcit entscheidct die
pekinliğin karşısında durur, ve gerçeklik üze­ Gew:iBheit, unmittelbares \ı\'issen,
rine karar veren pekinlik, dolaysız bilme, inanç Glaube nichı. Von der wahrhafıig
3. DERS 31
unmiuelbarscen, sichtbaren GewiO­ değildir. İsa havarilerini ve dostlarını dolaysız
heit. welche die Apostel und Freunde
Christi aus seiner unmiuelbaren Ge­ bulunuşundan, kendi sözlerinden ve ağzının
gemvart. seinen eigenen Reden und anlatuklarından kendi kulakları ile işittikleri
Aussagen seines Mundes mit ihren
Ohren. ailen Sinnen und dem Gemü·
ve duyuları ve duyguları ile yarattıkları ger­
te schöpften. von solchem Glaubcn, çekten de en dolaysız ve görülebilir pekinlik­
einer solchen Glaubensquelle venvies ten uzaklaşurdı. Onları böyle inançtan, böyle
er sie auf die Wahrhcit, in wekhe sie
durch den Geisı erst in weilere Zu­ bir inanç kaynağından uzağa, gelecekte ilkin
kunft eingeführt werden sollten. Ffır Tin yoluyla ulaşurılmaları gereken gerçekliğe
etwas weiteres als jcne aus besagter
Quelle geschöpfıe höchsıe GewiBheit
yöneltti.* O sözü edilen kaynaktan türetilen
ist nichts vorhandcn als der Gehalt en yüksek pekinliğin ötesinde bulunacak biri­
an ihm selbst. cik şey kendinde içerikten başkası değildir.
Auf den angegebenen abstrak­
tcn Formalismus redm:icrı sich der Dolaylı bilmeye karşıt olarak dolaysız bilme
Glaube, indem er als unmiuclbares olarak belirlendiği düzeye dek, inanç kendini
Wissen gegen vermiueltes bestimmt
wird; dicsc Abstraktion erlaubt es,
yukarıda değinilen soyut biçimciliğe indirger.
die sinnliche GewiBheit, die ich da­ Bu soyutlama yalnızca bir bedenimin olduğu
van habc, dall cin Körpcr an mir ist, ve dışımda şeylerin bulunduğu biçimindeki
dall Dinge auBer mir sind, nichL nur
Glaubcn zu ncnnen, sondern aus duyusal pekinliği inanç olarak adlandırmama
ihr es abzulehen oder zu bewahren, izin vermekle kalmaz, ama ondan inancın
was die NaLur des Glaubens sei. Man
würde abcr dem, was in der religiö­
doğasının ne olduğunu tii.retmeme ya da
sen Sphare Glaubcn geheiBen hat. tanıtlamama da izin verir. Ama eğer dinsel
sehr UnrechL tun. wenn man in
alanda inanç denilen şeyde yalnızca bu soyut­
demselben nur jene Abs_Lraktion se­
hcn wollte. Vielmehr soll der Glaube lamayı görecek olsaydık, inanca büyük bir
gehaltvo/� er soll ein lnhall sein. wel­ haksızlık yapmış olurduk. Tersine, inanç içerik
cher ,...-a.hrhafter Inhalt sei, vielmehr
von solchem Inhalt, dem dic sinnli­
dolu olmalı, gerçekten içerik olan bir içerik
che GewiBheil, daB ich einen Körper olmalıdır; bir bedenimin olduğuna, duyulur
habe, da8 sinnliche Dinge mich um­
şeylerin beni kuşatuğına ilişkin duyusal pekin­
geben, ganz entfernt stehen; er soll
Walırlıeit enthalten, und zwar cine liğin bii.tünüyle uzağında durmalıdır; gerçeklik
gnnz andcre, aus einer gam: andercn kapsamalı, ve dahası bu son sözii. edilenden
Sph3.re als der letztgenannten der
endlichen, sinnlichen Dinge. Die an­ bütünüyle başka, sonlu ve duyulur şeylerin
gegebene Richtung auf dic formelle alanından tii.retilenden bii.tünii.yle başka bir
Subjektivitiit muB daher das Glauben
als solches selbst zu objehliv !inden,
gerçeklik olmalıdır. Biçimsel öznelliğe doğru
denn dasselbc bctriITt immer noch yukarıda sözü edilen yönelim buna göre genel
Vor:stellungcn, ein Wi.uen davon, ein olarak inancı bile çok fazla nesnel buluyor
Überzeugtsein von einem lnhah.
Diese letzte Form des Subjektiven, olmalıdır, çii.nkü inanç her zaman bir içeriğin
in wclchcr dic Gestah vom lnhalt tasarımları, bir bilgi,si, bir kanısı ile ilgilenir.
und das Vorstellen und Wissen von
Öznelliğin bu en uç biçimi - ki onda içeriğin
solchem ver.;chwunden isl, ist die des
Gefülıls. Von ihr zu sprechen, lt,ônnen şekli, tasarımı ve bilgisi yitmiştir- duyg;unun
\vir daher gleichfalls nicht Umbr.ıng biçimidir. Bu nedenle benzer olarak ondan
nehmen; sie İsl es noch mehr, die
in unsercn Zeiten, glcichfal�s nicht söz etmekten de kaçınamayız. Dahası, zamanı­
unbefangen, sondcrn als ein Rcsul­ mızda saf bir yolda değil, ama kültiirii.n daha
tal der Bildung, aus Gründcn, den­
selben, dic schon angcführl sind,
önce sözü edilenler ile aynı zeminlerden türe­
gcfordert wircl. tilen bir sonucu olarak istenen şey budur.
* Uohn 1 6: 13: "Gerçeklik Tini geldiği zaman, sizi tüm gerçekliğe yöneltecektir."]
DÖRDÜNCÜ DERS VıERTE VORLESUNG

Duygu biçimi, önceki derste gösterildiği gibi, Die Fonn des Gefühls ist eng mit dem
bloBen Glauben als solchem, wie in
salt inanç olarak inanç ile sıkı sıkıya ilişkili­ der vorhergehcndcn Vorlesung ge­
dir. Özbilincin daha da yeğin olarak geriye zeigt worden, verwandt; sie isı das

kendi içine itilişi, içeriğin salt duygu-belirlili­ noch i n lcnsivere Zurfıckdr3.ngen


des Selbstbewulltscins i n sich, die
ğine gelişimidir. Enıwicklung des lnlıalls zur bloDcn
Din duyumsanmalı, duyguda olmalıdır; Gefflhlsbestimmıheil.
Dic &ligion muB gefiilıtı wcrden.
yoksa din değildir. İnanç duygu olmaksızın muB i m Gefiih l sein, sonst isL sic
olamaz, yoksa din değildir. - Bu doğru ola­ nicht Religion; der Glaubc kano

rak kabul edilmelidir; çünkü duygu yalın­ nicht o h n c Geffıhl sein, sonst ist
er nicht Religion. - Dies muB als
lığı ve dolaysızlığı içindeki öznelliğimden ıichtig zugegeben wcrden; denn das

başka birşey değildir, bu varolan kişilik ola­ Geffıhl isL nichts andercs als mcine
Subjeklivit3t in ihrer Einfachheit und
rak benim kendimdir. Eğer yalnızca tasanın Unminelbarkeil. ich selbsl als diese
olarak dinim varsa - ve inanç tasarımların seiende Persönlichkeiı. Habe ich dic
Rcligion nur als Vorsıellung - auch
pekinliği ise -, o zaman tasanmlann içeriği der Glaubc isı GewiBheiı von Vor.ael­
önümdedir, henüz karşımda duran bir nesne­ lungen -, so isl ihr lnhalt vor mir,
dir, yalın 'kendi' olarak benimle özdeş değil­ er isl noclı Gegenstand gegen mich, İsl
noch nicht identisch mit mir als ein­
dir; nitel belirliliğimi oluşturacağı bir yolda fachem Selbsı; ich bin nicht durch­

içime işlemiş değildir. İnancın içeriğinin dnmgen von ihm, so dal\ er meine
qualitative Bestimmtheit ausmachte.
benimle en iç birliği gereklidir, öyle ki tözsel Es isı die innig>ıe Einheiı des inha/ıs
olanı, onun tözünü taşıyabileyim. Böylece des Glaubens mil mir gefordert, auf

benim duygumdur. İnsanın dine karşı hiçbir­ daB ich Gelıa/t, seinen Gehalı habe.
So ist er mein Gefühl. Gegen die
şeyi kendine saklamaması gerekir, çünkü din Religion soll der Mensch nichıs für

gerçekliğin en iç bölgesidir. Böylece dinin sich zurückbehallen, denn sie ist die
in nerste Region der Wahrheit; so
yalnızca bu henüz soyut beni, inanç olarak soll sie nicht nur dies noch abstrakte

bile bilgi olan beni değil, ama somut beni, leh. welches selbst als Glaubcn noch
Wissen ist, sondern das honkrete leh in
onun herşeyini kendi içinde kapsayan yalın seiner einfachen, das Altes desselben
kişiliği de iyeliğine alması gerekir. Duygu bu in sich befasscnden Persönlichkeit

kendi içinde bölünmemiş içselliktir. besitzen; das Gefühl ist diese in sich
ungetrenme Jnnigkcit.
Gene de duygu tekil birşey, tek bir kıpı Das Gefühl wird jedoch mit der

boyunca süren birşey olma belirliliği ile anla­ Bestimmtheit vcrsıanden, da6 es
Cl\\135 Einz.elnes, einen einzclncn Mo­
şılır - Upkı bir başkası ile almaşım sürecinde ment Daucmdcs, sowie ein Einzelnes
ondan sonra ya da onunla birlikte varolan in der Abwechslung m i t anderem

32
4. DERS 33
nach ihın.odcr neben ihm sei; das
tekil birşey gibi. Buna karşı yürek duygula­
Herr. hingegen bezeichneı die um­
fassende EinhciL der Gefilhle nach
rın çokluklanna olduğu gibi sürelerine göre
ihrer Menge wie nach der Dauer; de kapsayıcı olan birliğini belirtir; zemindir
es isL der Grund, der ihrc \Vesenl­
lichkeiı auDerhalb der Fliıchıigkeiı
ki, duyguların özselliğini görüngüsel ortaya
dcs erschcincnden Her\'ortretens in çıkışlarının uçuculuğunun dışında kendi
sich befafü und aufbewahn cmh3.lt.
içinde kucaklar ve saklar. Onların bu bölün­
in dieser ungetrennlen Einheit dcr­
selben - denn das Herz drückt den memiş birliğinde - çünkü yürek dirimli tin­
eiııfaclıeıı Puls der lebendigen Gcisıig­ selliğin yalın nabzını anlatır - din duygula­
kcit aus - verınag die Religion den
unıerschiedenen Gehalı der Gefühle
rın ayrımlaşan içeriğine yayılabilir ve onlar
zu durchdringcn und zu ihrer sie hal­ için onları sakınan, onlara egemen olan ve
tenden, bcmeistemden, regierenden
Substanz zu werden.
onları yöneten tözleri olabilir.
Darniı abcr sinci wir von sclbst Ama bununla hemen genel olarak duy­
sogleich auf die Renexion gcffıhrt,
gunun ve yüreğin yalnızca bir yan, duygu­
daD das Fiihlcn und das Herz als
solches nur dic eine Seite sind, die nun ve yüreğin belirliliklerinin ise öteki yan
Beslimmlheiten des Geffıhls un (I Hcr­ olduğu düşüncesine götürülürüz. Ve böylece
zens abcr die antlere Seite. Und da
mlıssen wir sogleich weiter sagen,
hemen daha ileri giderek dememiz gerekir
da8 ebensowenig die Religion die ki, din duyguda ya da yürekte varolmakla
wahrlıafle ist darum, weil sic im Ge­ gerçek olmaktan tıpkı inanıldığı, dolaysızca
fiihl odcr im Herzım ist, als sie danım
die wahrhaftc İsl, weil sic gcglaubt, ve pekin olarak bilindiği için gerçek olmak
unmiuelbar und gc\\'iB gewuBt wird. kadar uzaktır. Tüm dinler, en yanlış ve en
Aile Rcligionen. die falschesıen,
unwfırdigsten, sind gleich falls im
değersiz olanlar bile, tıpkı gerçek olanlar
Gefühle und Herzen, wie die wahre. gibi, duygularda ve yürekte varolur, Törel,
Es gibt ebenso unsilllidıe, unredıtliclıe
und gottlose Gcfühle. als es siııliche,
haklı ve dindar duygular gibi, töre-dışı,
rechılichc und fromme gibı. Aııs dem haksız ve tanrısız duygular da vardır. Kötü
Herzen gehen heıvor aq:e Gedanken,
düşünceler, cinayet, zina, küfür vb. yürek­
Mord. Ehebruch, Llisıerung usf. ; d.
h. claB es keine argen, sondcrn gme ten doğar; e.d. kötü değil ama iyi düşünce­
Gedanken sind, h3.ngt nicht davon ler olmaları yürekte olmalarına ve ondan
ab, daB sie im Herzen sind und aus
dem Hcl'zen hervorgehen. Es kommt
doğmalarına bağlı değildir. Sorun yürekte
auf die Bcstimıntheit an, welche das olan duygunun taşıdığı belirliliği ilgilendi­
Gcffıhl hat, das im Herzen ist; dies
ist eine so triviale Wahrheit, daB man
rir. Bu öylesine sıradan bir gerçekliktir ki,
Bedenken tr.igt, sie in den Mund zu onu dile getirmede bile duraksama göste­
nehmen. Aber es gehôrt zur Bildung,
so weit in der Analysc der Vorstellun­
ririz. Ama tasarımların analizini giderek en
gen fortgegangen zu sein, daO das yalın ve en genel olanı sorgulama ve yad­
Einfachsıe und Allgemeinste in Fra­
sıma düzeyine dek ilerleunek kültüre aittir.
ge gestcllt und vemeinı wird; diescr
Vcrflachung oder Auskloirung, die Gözüpekliği ile kibirlenen bu sığlık ya da
auf ihrc Kühnheit eitcl ist, sieht es 'Aydınlanmama' [Auskliirung] için sıradan
unbedeutend und unscheinbar aus,
triviale \·\'ahrheiten, wie z. 8., an die
gerçeklikler, örneğin, burada bir kez daha
auch hier wieder erinnert werden anımsatılabileceği gibi, insanın hayvandan
kann, daB der Mensch von dem Tier
düşünme yoluyla ayrıldığı ama duyguyu
sich durchs Denken uıucrscheidet,
das Gefühl aber mit demselbcn onunla paylaştığı olgusu anlamsız ve dikkate
teih, zurückzurufen. Isı das Gefiıhl değmez görünür. Eğer duygu dinsel duygu
religiôses Gefühl, so ist die Religi­
on seine Bestimmıhcit; ist es böse.s,
ise, o zaman belirliliği dindir; eğer kötü ve
arges Gefiihl, so İsi das Böse, Arge sefil duygu ise, belirliliği kötülük, sefılliktir.
34 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Onun bu belirliliği bilinç için içerik olan şey­ seine Bestimmtheit. Diese seine Be­
stimmtheil ist das, wa.Ci lnhalı fftr das
dir ki, yukandaki sözlerde ona düşünce den­ BewuOtsein ist, was im angeffihrt.en
mişti. Duygu kötü içeriği nedeniyle kötüdür; Spruche Gedanke hei8ı; das Gefiih l
ist schlccht um seines schlechten
yürek sefil düşünceleri nedeniyle. Duygu en Inhalts willcn, das Herz um sciner
değişik türlerdeki içerik için ortak biçimdir. argen Gedanken willen. Das Gefühl
Bu nedenle içeriği olarak belirliliklerinden ist die gemeinschaftliche Form fi'ır
den verschicdenartigsten Inhall. Es
herhangi birini ancak dolaysız pekinliğin kann schon darum ebcnsowenig
yapabileceği kadar az aklayabilir. Rechıfertigung fiir irgendeine seiner
Bestimmthciten, für seinen Inhalt
Duygu kendini öznel bir biçim olarak, ben­ sein als die iınmittelbare GewiBheit.
deki birşey olarak bilinir kılar, tıpkı benim Das Gefiihl gibı siclı als eine
birşeyin öznesi olmam gibi. Bu biçim yalın subjektive Form kund, wie etwas in
mirisr, wie ich das Subjekı \'On enva.-.
olan, içeriğin tüm türlülüğünde kendine bin; diese Form ist das Einfachc, in
özdeş kalandır; öyleyse kendinde belirsiz aller Verschiedenheiı des Inhalıs
sich Gleichbleibende. an sidı daher
birşey, tekilliğimin soyutlamasıdır. Ö te yan­ Unbestimmtc, die Abstraktion mei·
dan, duygunun belirliliği ilk olarak genelde ner Vereinzelung. Die Bestimmtheil
aynın, birbirine karşı benzemez olma, çoklu dessclben dagcgen isL zun3chst
unterschicden überhaupt, das ge·
olmadır. Bu belirlilik tam olarak bu nedenle geneinander Ungleiche. Mannigfal­
kendi için belirlenimi olduğu genel biçim­ tige. Sie mull eben darum für sich
von der allgemcincn Form, deren
den ayırdedilmeli ve kendi için irdelenme­ Bestimmtheit sic ist, untcrschicden
lidir; içeriğin şeklini taşır ki, ( 'on his own und für sich betrachtct wcrden; sie
merits') kendi değeri üzerine alınmalı ve kendi hat die Gesıalı des lnlıalıs, der (on
his own merits) auf seinen eigenen
için yargılanmalıdır; ve duygunun değeri lıVcrt ge.'iteJh, für sich beurıeih wer·
bu değer üzerine dayanır. Bu içerik önceden, den mu8; auf diesen Wert kommt es
für den Wert des Gefühls an. Dieser
duygudan bağımsız olarak gerçek olmalıdır,
lnhalt muB zum voraus, unabhftngig
upkı dinin kendi için gerçek olması gibi; - vom Gefühl, wahrhaft sein, wie die
içerik kendi içinde zorunlu ve evrensel olan, Religion für sich wahrhaft ist; - er
ist das in siclı Nouvendige und All·
asıl olgu olandır ki, kendini bir gerçeklikler gemeine, die Saclıe, welche sich zu
ve yasalar krallığına geliştirir, upkı onların einem Reiche von \ı\'ahrheiten wie
von Gesctzen, wie zu einem Reiche
bilgisinin ve en son zeminleri olarak Tanrı­
der Kenntnis derselben und ihres
nın bir krallığına geliştirmesi gibi. lctzten Grundcs, Goues entwickelt.
Yalnızca genel olarak dolaysız bilmenin leh dcute nur mit wenigem die
Folgen an, '\'Cnn das unrnittelbare
ve duygunun ilke yapılmasının sonuçlarını Wissen und das Gefühl als solches
kısaca belirteceğim. İ çerik için kendisi ile zum Pıinzip gcmacht werden. Ihre
Konzentration ist es selbst, welche
birlikte yalınlaşma, soyutlama ve belirsizlik
fiır den lnhalı die Vereinfachung.
getiren şey bunların yoğunlaşmasının kendi­ die Abstraktion, die U nbestimmt·
sidir. Böylece ikisi de, ister genel olarak din­ heit mit sich führt. Daher reduzie·
ren sie beidc den gôtt..lichcn lnhalt,
sel isterse tüzel ve törel olsun, tanrısal içe­ es sei der religiôse als solcher wie der
riği bir minimuma, en soyut olana indirger. recht..liche und siuliche, auf das Mi·
nimum, auf das Abscraktesce. Damİl
Böylelikle içeriğin belirlenmesi ÖZ.ence düşer,
ffi.llt das Bestinunen des lnhalts aur dic
çünkü o minimumun kendisinde belirli Willkiir, dcnn in jenem Minimum
hiçbirşey bulunmaz. Bu kuramsal olduğu selbst ist nichts Bestimmıes vorhan·
den. Dics ist einc wichtige, ebenso
gibi kılgısal olarak da önemli bir sonuçtur. theoretische als praklische Folgc, -
Başlıca kılgısal olarak önemlidir, çünkü vornchmlich cine praktischc, denn
4. DERS 35
indem für die Rechıferıigung der duygusal yatkınlığın ve eylemin aklanması
Gesinnung und des Handelns doch
Gründe noLwendig wcrden, mfı.Bte için zeminler zorunlu olduğu için, uslam­
das Rci.sonnement noch sehr ungc­ lama eğer özenç için iyi zeminler göstermeyi
bildet und ungcschickt sein. wenn
es nichı guıe Gründe der WillkCır
bilmiyorsa henüz çok eğitimsiz ve beceriksiz
anzugcben wüOte. olmalıdır,
Eine andere Seiıe in der Sıellung, Dolaysız bilmeye ve duyguya geri çekilme­
welche das Zurückziehen in das un­
mittelbare lVissen und ins Gefühl nin yol açuğı durumun bir başka yanı başka
hervorbıingı, beırifTı das Verhiiluıis insanlar arasındaki ilişkileri, onların tinsel
zu andercn Mcnschen, ihre geistige
Gemeinschafı. Das Ol!jekıive, die Sa­
topluluğunu ilgilendirir. Nesnel olan, olgu
clıe, ist das an und für sich Allgemci­ olan kendinde ve kendi için evrensel olan­
ne, und so ist es auchfür alle. Als das
dır ve böylece herkes içindir. En evrensel olan
Allgcmeinste ist es an siclı Gedanke
überhaupı, und der Gedanke isı der olmakla kendinde genel olarak düşüncedir,
gemeinschaflliche Boden. Wer, wie ve düşünce ortak temeldir. Kendilerini duy­
ich sonsl gesagt habe, sich auf das
Gcfi'ı hl, aur unmiuelbares Wissen, guya, dolaysız bilmeye, tasarıma ya da kendi
auf seine Vorstellung oder seine Ge­ düşüncelerine bağlayanlar, başka bir yerde
danken bcnıft, schliefü sich in seine
Partikulariuit ein, briclıt die Ge­
dediğim gibi, kendilerini tikellikleri içine
meinschaftlichkeit mit anderen ab; kapar ve başkaları ile topluluktan koparlar
- man muB ihn sıehenlassen. Aber
- ve kendi başlarına bırakılmalıdırlar. Ama
solches Geffıhl und Herz laBı sich
noch mi.her ins Geffıhl und Hcrz böyle duygu ve yürek duyguyu ve yüreği daha
sehen. Aus GrundsaLz sich darauf yakından görmemizi sağlar. Kendini böyle bir
beschr3.nkcnd, setzL das Bewufüsein
eines l nhahs ihn auf dic BesLimmL­ temel-ilkeye sınırlamakla, bir içeriğin bilinci
heit seiner .felbsı herab; es halt sich onu kendisinin belirliliğine indirger; kendine
wesentlich als SclbstbcwuOtsein fest,
dem solche Bestimmtheit inhirierL.
özünde özbilinç olarak sıkı sıkıya sarılır ki,
Das Selbst isl dem BewuBtsein der böyle belirlilik ona özünlüdür. 'Kendi' bilinç
Gcgenstand, den es var sich hat,
die Subsranz, dic den Inhah nur als
için kendi önüne koyduğu nesnedir; tözdür
cin ALuibuı, als cin Prddikat an ihm ki içeriği yalnızca bir yüklem olarak kendi­
haı, so daB nichı er das Selbsıftndi­ sinde taşır ve buna göre içerik onda öznenin
ge isı, in welclıem das Subjekl sich
aufhebL. Dieses ist sich auf solche kendini ortadan kaldırdığı bağımsız birşey
\r\1eise ein Cixierter Zusıand, den değildir. Ö znenin kendisi bu yolda duygu­
man das Geftihlsleben genannt hat.
in der sogenannten /ronie, clie damiı
yaşamı denmiş olan değişmez bir durumdur.
venvandt isı, ist leh sclbsL abstrakter Bununla bağınulı olan o sözde ironide Benin
[Zust.and,] nur in der Beziehung auf
sich selbsı; es steht im Unıcrschic­
kendisi yalnızca kendi ile bağıntı içinde
de seiner selbst von dem lnhalt, als olan soyut [durumdur] ; kendi kendisinin
rcines Bcwufilsein seiner selbst gc­ arı bilinci olarak, içerikten ayrımı içindedir
trennt von ihm. im Gefühlsleben isl
da• Subjckl mehr in der angegebc­ ve ondan ayrı durur. Duygu yaşamında özne
ncn Identiuit miı dem Inhahe; es isl daha çok içerik ile o sözü edilen özdeşlik
in ilnn bestimmLes BewuBısein und
bleibı so als dieses lch-selbsı sich Gc�
içindedir; ondaki belirli bilinçtir ve böylece
genstand und Zweck, - als religiö­ bu Benin kendisi olarak kendine nesne ve
ses Ich-selbst ist es sich Zweck. Diescs
lch-sclbst isı sich Gegensıand und
erek olarak kalır; dinsel Benin kendisi olarak
Zweck überhaup4 in dem Ausdrucke kendine erektir. Bu Benin kendisi kendine
Uberhaupt, claB leh seHg werde, und nesne ve genel olarak erektir, örneğin genel
insofern diese Seligkciı durch elen
Glauben an die Wahrheit vcnniuelt olarak ' Ku tsandım' anlatımında olduğu
ist, daB leh von der Wahrheit errlılll, gibi; ve bu kutsanmışhğın gerçekliğe inanç
36 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

ile dolaylı kılındığı düzeye dek, Ben gerçek­ von ihr durchdnıngen sei. Erfüllt so­
mit mit Selınsucllt İsl es unbefıiedigt
lik ile dolar, içine gerçeklik yayılır. Böylece in sich. aber diese Sehnsucht ist die
özlem ile dolarak, kendi içinde doyumsuzdur; Schnsucht der Religion; es ist somit
darin befriedigt, diese Sehnsucht in
ama bu özlem dinin özlemidir ve böylece bu sich zu haben; in der Schnsucht hat
özlemi kendi içinde bulmakla doyumludur. es das subjektive BewuBtsein sciner,
Özlemde öznel bilincini, dinsel 'kendi' ola­ und seiner als des religiöscn Selbst.
Hinausgerissen lıber sich nur in
rak kendinin bilincini bulur. Bu özlemde der Sehnsuchı, behalt es sich selbsı
yalnızca kendi ötesine götürülmekle, kendini eben in ihr und das BewuBtsein sei­
ner Befricdigung und, nahe dabci,
tam olarak onda saklar, doyumunun bilin­ seiner Zufriedenheit mit sich. Es
cini ve bunun yanısıra kendi ile doyumunun liegt abcr in diescr Innerlichkeit
auch das entgegengeseıztc Verhalı­
bilincini bulur. Ama bu içsellikte an yüreğin
nis der unglücklichsten Ent.zweiung
en mutsuz bölünmesinin karşıt durumu da reiner Gcmluer. Indem ich mich
yatar. Kendime sıkı sıkıya bu tikel ve soyut als diescs besondere und absLrakLc
leh fcsthahc und verglciche meine
Ben olarak sarılırsam ve tikelliklerimi, dür­ BesonderheiLen. Regungen, Neigun­
tülerimi, eğilimlerimi ve düşüncelerimi beni gen und Gedanken mit dem, womit
ich erfiilll sein .'iOI� so kann ich dicscn
doldurması gereken ile karşılaştırırsam, bu kar­ Gegensatz als den qualcndcn \Vidcı':..
şıtlığı en acı verici çelişkim olarak duyumsa­ spruch meiner empfindcn, der da­
durch perennierend wird, claB ich
yabilirim ki, kendimi bu öznel kendim olarak [mich] als dieses su�jekıive Mich
erek yapmakla ve göz önünde tutmakla, ken­ im Zweckc und vor Augen habe,
dim ile kendim olarak ilgilenmekle süreklilik es mir um mich als mich zu um ist.
Diese feste Rencxion sclbst hinden
kazanır. Tözsel içerik ile, asıl olgu ile dola­ es, daB ich von dem substamicllen
bilmemi engelleyen şey tam olarak bu katı lnhalte, von der Sacheerffıllt werden
kann; denn in der Sache vergesse ich
düşüncenin kendisidir; çünkü olgunun ken­ mich; indem ich mich in sic vertiefe,
disinde kendimi unuturum; kendimi onda vcrschwindct \•on selbstjcnc Refle­
xion auf mich; ich bin als Subjektives
derinleştirirken, o kendi üzerime düşünme bestimınt nur im Gegcnsatzc gegen
kendiliğinden yiter; ancak derin-düşünme dic Sachc, der mir durch die Rene­
yoluyla bende kalmayı sürdüren olgunun xion auf mich verbleibt. So rnich
auBerhalb der Sache halıend, lenkt
kendisi ile karşıtlık içinde öznel birşey olarak sich, indem sie mein Zweck ist, das
belirlenirim. Böylece kendimi olgunun ken­ lnteressc von der Aufmerksamkeiı
auf diese auf mich zurück; ich leere
disinin dışında tutarken, olgu ereğim olduğu mich perennierend aus und enthal­
için, ilgi ona dikkatten geriye bana döner; te mich in dieser Leerheit. Diese
Hohlheit bei dem hôchsten Zwecke
kendimi sürekli olarak boşaltır ve kendimi des lndividuums, dem frommen
bu boşlukta sürdürürüm. Bireyin en yüksek Bestrebt- und Bekümmerısein um
ereğine, dindar çabaya ve ruhunun iyiliği için das Wohl scincr Seele, hat zu den
grausamsten Erscheinungcn einer
kaygıya sarılan bu boşluk, seven bir yüreğin krafılosen Wirklichkeiı, von dem
dingin üzün tüsünden umutsuzluğun ve stillen Kummer eines .Jiebenden Ge­
müts an bis ıu den Seelen)eiden der
deliliğin ruha çektirdiği acılara dek, güçsüz Verzweiflung und der Verrücktheiı
bir edimselliğin en korkunç görüngülerine geffıhrt, - doch mehr in friıheren
Zeiten als in spiteren. wo mehr die
götürmüştür. Gene de bu yakın zamanlarda Befriedigung in der Sehnsucht über
olmaktan çok geçmişte, özlemden duyulan deren Entzweiung die Oberhand
doyumun bölünme duygusuna ağır bastığı gewinnt und jene Zufriedenheit
und selbsı die lronie in ihr hervor�
ve ruhta bir hoşnutluk duygusu, giderek bringt. Solche Unwirklichkcit des
ironi ürettiği zamanlarda böyleydi. Yüreğin Herzcns ist nicht nur cine Leerheit
4. DERS 37
desselben, auch ebensosehr Englıer­ böyle edimsellik yoksunluğu onun yalnızca
zigheit: das. womit es erfüllt ist, ist
sein eigenes formellcs Subjekt; es
bir boşluğu değil ama o denli de darlığıdır;
behii.lt dieses leh zu seinem Gegen­ onu dolduran şey kendisinin biçimsel öznel­
stand und Zweck. Nur das an und
für sich seiende AJlgemcine ist weit,
liğidir; bu beni nesnesi ve ereği olarak alır.
und das Herz envcitcrt sich in sich Yalnızca kendinde ve kendi için varolan
nur, indem es darein eingeht und
evrensel geniştir, ve yürek kendini kendi
in diesem Gehahe sich ausbreitet,
welcher ebenso der religiöse als içinde ancak evrensele girdiği ve kendini
der siııliche und rechtliche Gehalı dinsel olduğu gibi törel ve tüzel de olan bu
isı. Die Liebe iiberhaupt isı das Ab­
lassen \'On der Bcschr.:inkung des
içerikte yaydığı düzeye dek genişletir_ Sevgi
Herzcns auf scinen besonderen genel olarak yüreğin kendi tikellik noktasına
Punkt, und die Aufnahme der Liebc
sınırlanmışlığını terk etmesidir; ve Tanrı sev­
Goues in dasselbe isı dic Aufnahme
der Entfaltung seines Geistes, die gisini kabul etmesi onun tüm gerçek içeriği
ailen wahrhaften lnhah in sich be­ kendi içinde kapsayan ve yüreğe özgü olan
greifı und in dieser Objekıhitiit die
Eigenheh des Herı.ens aufzehrt. in
herşeyi bu nesnellik içinde tüketip bitiren
dicsem Gehalte aufgegeben ist die Tininin açınımını kabul etmesidir. Bu içe­
Subjektiviıiiı die fiır das Herz selbst
rikte yüreğin kendisi için tek-yanlı biçim
einseitigc Fonn, wclches damit der
Trieb ist, sie abzustreifen, - und
olan öznellikten vazgeçilir, ve bu böylelikle
dieser ist der Trieb, zu lıandeln öznelliği sıyırıp atma itkisidir. Bu genel ola­
überhaupt, was na.her heiBt, a11 dem
Handeln des an und fiir sich seien­
rak eylemde bulunma itkisi, ya da daha tam
den göttlichen und darum absolute olarak belirtildiğinde kendinde ve kendi
Macht und Gewalı habenden In­
için varolan tanrısal içeriğin ve bu nedenle
halıs teilzunehınen. Dics ist dann die
Wfrhliclıkeit des Herzens, und sie ist saltık güç ve kuvvet taşıyan içeriğin eylemine
ungetrenntjene iıınerliclıe und dic katılma itkisidir. Bu o zaman yüreğin edimsel­
iiujlerliche Wirklichkeiı.
\Venn wir so zwischen dem. weil
liğidirve bölünmemiş olarak hem o içsel hem
es in die Sachc vertieft und ver.;enkt de dışsal edimselliktir.
ist. unbefangenerİ Herzen und dem Böylece olgunun ya da şeyin kendisinde
in der Reflexion auf sich selbst bc­
fangenen unterschieden habcn, so
derinleştiği ve ona gömüldüğü için saf olan
nıacht der Unıerschied das Verhiilı­ yürek ve kendi üzerine düşünmeye dalan
nis zum Gehaltc aus. in sich und
yürek arasında ayrım yaptığımız zaman,
damit aul3er diesem Gehahe sich
haltend, İsl dieses Herz von sich in ayrım yüreğin tözsel içerik ile ilişkisini ilgi­
einem auBerlichen und zutalligen lendirir. Kendi içinde ve dolayısıyla bu içe­
Verh3.ltnisse zu denıselben; dieser
Zusammenhang, der darauf fiihrı,
riğin dışında kalmakla, bu yürek kendiliğin-'
aus seinem Gcfühl Recht zu spre­ den o içerik ile dışsal ve olumsal bir ilişki
chen und das Gesetz zu geben, ist
içine girer. Yüreği kendi duygusundan haklı
frfıhcr schon cn\'3.hnt worden. Die
Subjekth•itiit setzt der Objcktivitii.t olanı bildirmeye ve yasa koymaya götüren
des Handelns, d. i. dem Handeln bu bağlantıdan daha önce söz edildi. Öznel­
aus dem wahrhaften Gchalt, clas
Gefiihl und dieseın Gehalı und dem
lik eylemin nesnelliğinin, e.d. gerçek içe­
denkenden Erkennen dcsselben das rikten doğan eylemin karşısına duyguyu,
unmiuelbarc Wissen entgegen. \Vir
ve bu içeriğin ve onun düşünceye dayalı
setzen aber hicr dic Betrachtung des
Handelns auf dic Seile und bemcr­ bilgisinin karşısına dolaysız bilmeyi çıkarır.
ken darüber nur dies, daO eben clic­ Ama burada eylemin irdelemesini bir yana
scr Gehalt, die Gesctze des Rcchts
und der Siulichkeit, die Gebotc
bırakıyoruz ve yalnızca tam olarak tüze ve
Gottes, ihrer Namr nach das in sich törellik yasaları, Tanrının buyrukları olarak
38 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bu içeriğin doğasına göre kendi içinde eurensel Allgemeine sind und darum in der
Region des Denkens ihre Wurzel
olduğunu ve bu nedenle kökünü ve temelini und Stand habcn. Wenn zuweilen
düşünmenin alanında bulduğunu belirtiyo­ die Gesetze des Rechts und der
Siıtlichkeiı nur als Geboıe der
ruz. Eğer zaman zaman tüzenin ve törelliğin Willkür Goues - dies wcire in
yasaları yalnızca Tanrının özencinin buyrukları der Taı der Unvemunrt Gottes -
olarak görülüyorsa - ki bu gerçekte usdışı bir angesehen werden, so hiiue es zu
weit hin, um von da aus anfangen
Tanrı olacaktır -, bundan yola çıkmayı iste­ zu wollcn; abcr das Feststellen, dic
mek bizi çok uzaklara götürecektir. Ama özne­ Untersuchung, wie die Überzeu­
gung des Subjekıs von der Wahr­
nin eylemlerinin temeli olarak geçerli olması heit der Bestimmungen, die ihm
gereken belirlenimlerin doğruluğunun sap­ als die Grundlagen seincs Han­
detns gellen sollen, ist denkendes
tanmasını, yoklanmasını ve öznenin ona iliş­
Erkennen. lndem das unbefange­
kin kanısını oluşturan şey düşünmeye dayalı nc HerL ihncn zu eigen ist, seine
bilmedir. Saf yürek için bu belirlenimler onun Einsicht sei noch so unentwickelt
und dic Pr5tention derselbcn auf
kendisinin iken - ki içgörüsü henüz çok az Selbstiindigkeiı ihm noch freınd,
gelişmiş ve bağımsızlık istemi ona henüz o die Auıoritit vielmehr noch der
Weg, auf dem es zu denselben
belirlenimlere ancak yetke yoluyla ulaşabile­ gekommen ist, so ist dieser Teil
ceği denli yabancı olabilir -, yüreğin böyle dcs Herzens, in welchem sie ein­
belirlenimlerin yerleştiği bölümü yalnızca gepnanzı sind, nur die Stıitıe des
dcnkenden BewuBtseins, dcnn
düşünen bilincin yeridir, çünkü belirlenimle­ sie selbst sind die Gedanken des
rin kendileri eylem düşünceleridir ve özünlü Handelns, dic in sich allgcmeincn
Grundsfitze. Diescs Herz kann
olarak evrenseldirler. Bu yürek bu nedenle danım auch nichts gegen die
kendi nesnel zemininin gelişiminin karşısında Entwickhıng dieses scines objekli­
duramaz, upkı onun kendisinin olan ve ilkin ven Bodens haben, ebensowenig
als gegen die seiner Wahrheiten,
kendileri için daha çok onun dinsel inancının welche für sich zun3.chst mchr als
kuramsal gerçeklikleri olarak görünen gerçek­ theoretische Wahrheiten seines
rcligiösen Glaubens crscheinen.
liklerin gelişimine de karşı çıkamayacağı gibi. Wie aber schon dieser Besitz. und
Ama upkı gerçekliğe bu iyeliğin ve onun yeğin die intensive lnnigkeit dcsselbcn
nur durch die Vermilllung der
içselliğinin ancak yüreğin düşüncesi, bilgisi ve
Erziehung, welchc sein Denken
ayrıca istenci üzerindeki hakkını ileri sürmüş und Erkennınis ebcnso als sein
olan eğitim aracılığıyla daha şimdiden onda Wollen in Anspruch genommen
hat, in ihm ist, so ist noch mehr
olması gibi, yine böyle, ve daha da büyük bir der wciter enn'lickehc Inhah und
ölçüde, daha öte gelişmiş içerik, ve yüreğin die Umwandlung des Kreiscs sei­
ner Vorstellungcn, dic an sich in
kendilerinde asıl yerlerini onda bulan tasa­ der St3tte einheimisch sind, auch
rımlarının alanının bilinçli düşünce biçimine in das BewuBtscin der Form des
dönüşümü, dolaylı kılan ve dolaylı kılınan Gedankens vermittelndes und
vennitteltes Erkennen.
bilmedir.
FÜNITE VORLESUNG BEŞİNCİ DERS

Um das Bisherige zusammen­ Buraya dek söylediklerimizi şöyle toparlayabili­


zufassen, sagen wir: Unser Herı
soll sich nicht vor dem Erkennen riz: Yüreğimizin bilgiden korkması gerekmez;
scheuen; die Beslİ1nıntheit cles duygunun belirliliği,nin, yüreğin içeriği,nin bir
Gefühls, der lnlıalt des Herzens
soll Gehalı haben; Gefiihl, Herz
tözünün olması gerekir; duygunun, yüreğin
soll von der Sache erfüllı und olgunun kendisi ile dolması ve böylece geniş
damit weit und wahrhart sein; ve gerçek olması gerekir; oysa olgunun ken­
die Sache aber, der Gehalı isı
nur die \•Vahrheit des göuJichcn disinin, tözsel olanın yalnızca tanrısal Tinin
Geisıes, das an und ffır sich All­ gerçekliği, kendinde ve kendi için evrensel
gemeine, aher eben damit nicht
das abstrakte, sondern dasselbc
olması, ama tam bu nedenle soyut evrensel
wesentlich in seiner, und zwar değil ama özsel olarak kendi gelişimi içindeki
eigenen Enıwicklung; der Gehalı
evrensel olması gerekir; töz böylece özsel ola­
ist so wescntlich an sich Gedanke
und im Gedanken. Der Gedanke rak kendinde düşüncedir ve düşüncededir_ Ama
aber, das Innerstc dcs Glaubens düşünce, inancın kendisinin en içi, eğer özsel
selbsı, daD er als der wesen�iche
und wahrlıafte gewuDı werde - olarak ve gerçek olarak bilinecekse - inancın
insofern der Glaube nicht mehr bundan böyle yalnızca 'kendinde' olanda dur­
nur im Ansich steht, nicht mehr
unbefangen, sondern in die
maması, bundan böyle saf olmaması, ama bilme­
Sph3.re des Wissens, in desscn nin alanına, onun gereksiniminin ya da istemi­
Bedfarfnis oder Pr3tention ge­ nin içine girmesi ölçüsünde -, aynı zamanda
treten ist -, muB zugleich als
cin nohvendiger gewuBt werden, zorunlu birşey olarak bilinmeli, kendisinin ve
ein BewuBtsein sciner und des gelişiminin bağlanusının bir bilincini kazanmış
Zusammenhangs seiner Encwick­
lung enverben; so breitet er sich
olmalıdır. Böylece tanıtlamalar yaparak kendini
beweisend aus, denn Beweisen genişletir, çünkü tanıtlama genel olarak bağ­
fıberhaupı heiDt nichts, als des lanunın ve böylelikle zorunluğun bilincinde
Zusammenhangs und damit der
Nonvendigkeit bewuBt werden olmaktan başka birşey demek değildir, ve bizim
und. in unserem Vorhaben, des amacımız durumunda, kendinde ve kendi için
besonderen Inhaltes im an und
für sich Allgemeinen wie dieses
evrensel olandaki tikel içeriğin, ve nasıl bu sal­
absoluten Wahren selbsL als des uk gerçeğin kendisinin sonuç ve böylece tüm
ResulLates und damiL der leLz­
tikel içeriğin en son gerçekliği olduğunun
ten \\'ahrheiL alles besonderen
Inhahs. Dieser vor dem BewuDL­ bilinmesi demektir_ Bilincin önünde yatan bu
sein liegende Zusammenhang bağlantı olgunun kendisinin dışındaki düşün­
soll nicht cin subjektivcs Erge­
hen des Gedankens auBerhalb cenin öznel bir işlemi olmamalı, ama yalnızca
der Sache sein, sondern nur olgunun kendisini izlemeli, yalnızca onu, onun
39
40 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

asıl zorunluğunu açımlamalıdır. Tam olarak diescr selbst folgen, nur sie, ihre Not­
\Vcndigkeit selbst exponieren. Solche
içeriğin nesnel deviminin, onun kendi iç Exposilion der objektiven Bcwcgung,
zorunluğunun böyle açımlaması bilginin der inneren eigenen Notwendigkeİl
dcs Inhalts ist das Erkennen sclbst, und
kendisidir, ve bilgi nesne ile birlik içinde ein wahrhaftcs als in der Einheit mit
olduğu zaman gerçek bir bilgidir. Bu nes­ dem Gcgenstande. Dieser Gegenstand

nenin bizim için tinimizin Tanrıya yükselişi Erlıebung unseres Geistes


sol! für uns die
zu Gott sein, - die soeben genanntc
olması gerekir, - az önce saltık gerçekli­ Notwcndigkeit der absoluten \'\ı'ahrhciı

ğin zorunluğu olarak sözü edilen şey ya da als dcs Resultates, in das sich im Gciste
allcs zurfıckflihrt.
sonuç, ki Tinde herşey ona geri döner. Aber das Nennen dicses Zwecks,
Ama Tanrı adını kapsadığı için, bu erek­ weil er den Namen Goucs eıuh:ii. h .
kann lcicht die \Virkung haben, das
ten söz etmek kolayca bilme, bilgi, duygu wieder zu vcmichten. \V35 gegen die fal·
üzerine tüm yanlış tasarımlara karşı söylen­ schcn Vorstellungcn von dem Wissen,

miş ve gerçek bilginin kavramı için kazanıl­ Erkennen, Fıihlcn gesagt wordcn und
ffır den Begriffwahrhaften Erkennens
mış herşeyi hiçe indirme etkisini taşıyabilir. gcwonnen worden sein könnte.

Belirtildiği gibi, usumuzun Tanrıyı bilme Es isı bemerkı worden, daB dic
Fragc Uber dic F3.higkeit unsercr
yeteneği üzerine soru biçimsel bir soruya, Vcrnunft, Gou zu erken nen, auf das
yani bilmenin, genel olarak bilginin eleş­ Formclle, mimlich auf die Kritik dcs
Wisscns, des Erkcnncns flbcrhaupt,
tirisine, inancın ve duygunun doğası üze­ auf die Natur dcs Glaubcns. Fıihlens
rine bir soruya çevrilmiş ve buna göre bu gestelh worden ist, so daB abstrnhierl

belirlenimlerin içerikten soyutlanması vom Inhalt dicse Bestimmungen gc·


nomınen werden sollen; es isı die Bc­
gerekmiştir. Bu dolaysız bilmenin önesürü­ haupmng des unmittelbaren \\Tissens,

müdür ki, konuşurken ağzı bilgi ağacının welche selbsl mit der Frucht von dem
Baume der Erkcnntnis i m Munde
meyvesi ile doludur ve problemi biçimsel sprichı und die Aufgabe auf den for­
alana aktarır, çünkü böyle bilginin, ama yal­ mellen Baden zieht, indem sie die Be·
rechtigung solchen und ausschlieBiich
nızca böyle bilginin aklanmasını tanıtlama solchcn \Vissens auf dic Rcflexionen
ve bilme ile ilgili derin-düşünceleri üzerine gründct, die es übcr das Bewciscn

temellendirir. Sonuçta gerçek ve sonsuz içe­ und Erkennen macht, und schon
darıım den unendlichcn wahrhafıen
riği irdelemenin dışına bırakmak zorunda­ in hah auBer der Beırachtung setzen

dır, çünkü yalnızca sonlu bir bilmenin ve muB, weil es nur bei der Vorstellung
eincs endlichen 'Wissens und Erken­
bilginin tasarımında takılıp kalır. Yalnızca nens verwcih. \Vir haben solcher
sonlu bilme ve bilgi üzerine bu varsayımın Vorausse czung ''o n nur cndlichem
\<\'issen und Erkennen das Erkennen
karşısına olgunun dışında kalmayan, ama so gegenübcrgestellt, daB es sich nicht
kendi belirlenimlerini işe karıştırmaksızın aullerhalb der Sache hahe, sondern.

yalnızca olgunun gidişini izleyen bilgiyi ohne von si.eh aus Bestimmungen ein­
zumischen, nur dem Gange der Sache
çıkardık. Ve dikkati duyguda ve yürekte töz­ folge, und in dem Gefühl und Herzen

sel olana yönelttik, ki bu bütününde özsel den Gehah nachgewiesen. der iıber­
haupt wesentlich fUr das BewuBtsein
olarak bilinç için, ama düşünen bilinç için­ sei, und für das denkcnde BewuBt­
dir, çünkü bu bilincin gerçekliğinin onun sein, inso[em dessen \Vahrheic i n sei­

en iç doğasında geliştirilmesi gerekir. Ama nem Innersten durchgefflhrt werdcn


soll. Aber durch dic Erw3.hnung des
Tanrı adından söz etmekle, genelde bilgi Namens Goues wird dieser Gcgcn­

olarak belirlenen bu nesne gibi irdele­ stand, das Erkenncn überhaupl. wie
es bcstimınt wcrdc, und auch dessen
mesi de bu öznel yana indirgenir ki, kar­ Betrachtung aur dicsc subjcktivc Sci­
şısında Tanrı ötedeki birşey olarak kalır. Bu te hcrabgedrflckt, gcgen wclchc Gott
5. DERS 41
ein Drübeiı bleibe. Da solcher Sei­ yan üzerine daha önce söylenenler yeterli
ıe durch das Bishcrige die Gcnligc
geschehen sein soll, die hier ınehr
olduğu ve burada onu ayrıntılı olarak ince­
angcdeuLeL als ausgeführl werden lemek yerine yalnızca sözü edilebileceği için,
konnlc, sa w3.rc nur das andcre
zu tun, das Verh31rnis Goues aus
yapılması gereken biricik başka şey Tanrının,
der NaLur dcsselben in und zu der yine onun doğasından çıkarsandığı gibi, bil­
Erkcnntnis anzugeben. Hierflber
gideki ilişkisini ve bilgi ile ilişkisini vermektir.
kanıı zun3.chst bemcrkt werden,
daB unscr Thema, die Erhebung Bu konuda ilk olarak belirtilebilir ki, tema­
des subjektiven Geistes zu Gou, mız, öznel tinin Tanrıya yükselişi, dolaysızca
unmiuclbar es enthalt, daB in ihr
sich das Einscitigc des Erkennens,
bu yükselmede bilginin tek-yanlılığının, e.d.
d. i. seine Subjektivit3.t aulhebt, öznelliğinin ortadan kaldırıldığını ve yüksel­
sie wesenllich selbst dics Aufüe­
menin kendisinin bu ortadan kaldırma oldu­
ben ist; somit fi'ıhrt sich darin dic
Erkcnntnis der anderen Seitc, die ğunu imler. Böylelikle konunun öteki yanının
NaLUr Goucs, und zugleich sein bilgisi, Tanrının doğası ve aynı zamanda bilgi­
Verhalten in und 1.u dem Erken­
ncn von sclbst herbei. deki ilişkisi ve bilgi ile ilişkisi, burada kendili­
Aber ein Ü belsıand des Einlei­ ğinden ortaya çıkar.
tenden uncl Vorl3.ufıgen, das doclı
gefordert wird, ist auch diescr, daB
Ama başlangıcı ilgilendirmesine ve geçici
es durch die wirkliche Ablu:ı.nd­ olmasına karşın ele alınması gereken bir
lung des Gcgensıandcs lıberflüssig
sorun da şudur: Konunun edimsel olarak ele
wird. Doch İsl zum voraus anzuge­
ben, daB es hicr nichı die Absicht alınması onu gereksizleştirir. Gene de önce­
sein kann, unsere Abhandlung den belirtebiliriz ki, burada amaç konuyu ele
bis zu dieser mit ihr aufs nflchste
zusammenh3.ngendcn Erörıcrung alışımızı onunla çok yakından bağlı olan bir
cles SelbstbewuBıseins Goues und noktaya, Tanrının özbilincinin ve onun ken­
des Verh:ihnisses seines Wissens
von sich zum \Vissen seiner in und
dine ilişkin bilgisi ve insan tininde ve insan
durch den Menschengeisl fortzu­ tini yoluyla bilgisi arasındaki ilişkinin taruşma­
fiihren. Ohne auf die abstr:akteren
sysıematischcn Ausführungen, die
sına dek götürmek olamaz. Bu konu üzerine
in meinen anderen Schriften über başka yazılarımda bulunabilecek daha soyut
diesen Gegensıand gegeben sind, ve dizgesel taruşmalara girmeksizin, burada
hier zu provozieren, kann .ich da­
ri"ıbcr auf einc neuerliche, höchst yakınlarda çıkan çok dikkate değer bir yazıya
merkwürdigc Schrirt vcrweisen: dönebilirim: Aphorismen über Nichtwissen und
Aphorismen iiber Niclıtwissen und
absolutes Wissen iın l'erlıiilınisse zur
absolutes Wissen im Verhiiltnisse zur christlichen
clıri.sllichen Glaubenserkenntııi.s, ııon GlaubenserkenttnijJ, C. Fr. G [ösche] l * (Berlin:
C. Fr. G..... l.* Sie nimmt Rflcksichı
auf ıncine philosophischcn Dar­
E. Franklin ) . Yazı benim felsefi açımlama­
stellungen und enth3.lı ehensovie1 larıma göndermede bulunur ve Hıristiyan
Grfı.ndlichkeiı im chrisılichen
inancın temellerine olduğu gibi kurgu! felse­
Glauben als Ticfe in der spckulati­
ven Philosophie. Sie beleuchıeı aile fenin derinlikleıfoe de ulaşır. Anlağın bilgiye
Gesichtspunkte und Wendnngen, dayalı Hıristiyanlığın karşısına çıkardığı tüm
welche der Venaand gcgcn das er­
kennende Chrisıenıum aufbringt,
bakış açıları ve uslamlama biçimleri üzerine
und bcanıworteı die Einwürfe und ışık düşürür, ve bilmeme kuramının [ die The­
Gegenreden, welche die Thcorie
des Nichtwissens gegen die Phi­
orie des Nichtwissens] felsefeye karşı getirdiği
losophic aufgeslellt hat; sic zeigt karşıçıkışları ve karşı-uslamlamaları yanıtlar.
*Beri i n [ 18291 bei E. Franklin
* [ Hırisıiyan İnancın Bilimi İle İliş/ıi İçinde Bilmeme
[Vcrfas.<ı;er isı Kari Fricdrich Gôschel, ve Satıılı Bilme Üzerine Aforizmalar; Berlin, 1 829, Cari
1 781-186 1 ] Friedıich Göschel ( 1 781-1861 ).)
42 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Özel olarak dindar bilincin bilmeme ilke­ insbesondere auch den M iDver­
stand und Unl'enr..and auf, den das
sine sarılarak aydınlatıcı anlağın [ aufklii­ fromme BewuBtsein sich zuschulden
rende Verstand] yanında durduğu ve onunla kommen 1381, indem es sich auf die
Seite des aulklirenden Verstandes
böylece kurgu! felsefeye karşı dava birliği in dem Prinzipe des Nichtwissens
yaptığı zaman suçlusu olduğu yanlış anlamayı schlagı und so fl\İl dcmselben ge­
ve anlamamayı gösterir. Tanrının özbilinci, mcinschafılichc Sache gegen die
spekulaıive Philosophie machı.
insanda kendini-bilmesi, insanın Tanrıda Was dasclbsı über das Selbsıbewull ı­
kendini-bilmesi üzerine bu çalışmada ortaya scin Goues, das Sichwissen seincr
im Menschen, das Sichwissen des
koyulan şey hemen şimdi sözü edilen bakış Mcnschen in Gou vorgeLragen ist,
açısı ile dolaysızca ilgilidir ve kurgul derin­ bctrifft unmiuelbar den GesichlS­
punkt, der soeben angedeutet wor­
liği ile bu konularda felsefe ile olduğu gibi
den, in spekulaliver Grimdlichkeit
Hıristiyanlık ile de bağlanan yanlış anlamalar mil Beleuchtung der falschen Ver­
üzerine ışık düşürür. sl.3.ndnisse. die darübcr gegen die
Philosophie wie gegen das Chris­
Ama burada üzerinde durmak istediğimiz tentum erhoben worden.
bütünüyle genel tasarımlar durumunda bile, Aber auch bei den ganz allgemci­
Tanrıdan yola çıkarak onun insan tini ile iliş­ ncn Vorstellungen. an die wir uns
hier halten \\1ollen, um noch von
kisi üzerine konuşmayı isterken, herşeyden Gou aus über das Verh:ilınis dessel­
çok böyle bir tasar ile çelişen bir sayıltı ile, ben zum menschlichen Geisıe zu
sprechen, ıreffen wir aın allcnneis­
Tanrıyı bilmediğimiz, giderek ona inanırken ten aur die solchenı Vorhaben wider­
bile ne olduğunu bilmediğimiz ve öyleyse sprechende Annahme. dail wir Gou
ondan başlayamayacağımız sayıltısı ile karşı­ nicht erkcnnen. auch im Glauben
an ihn nicht wissen. was er ist, also
laşırız. Tanndan başlangıç yapmak ilk nesne von ihm nicht ausgehen können.
olarak Tanrının kendinde ne olduğunu bil­ Von Gou den Ausgang nehmcn,
wfırdc \•oraussetzen, da6 man anzu­
direbileceğimizi ve bildirmiş olduğumuzu gcbcn wü6ıe und angegeben h:iııe.
varsaymak olacaktır. Ama o sayıltı yalnızca was Gou an ihm selbst ist, als erstes

onunla bağıntımızdan, dinden söz etmeye Objekı.Jcne Annahme erlaubı abcr


nur von unserer Bezichung auf ihn.
izin verir, Tanrının kendisinden değil; bir von der Religion zu sprechen, nichl
tanrıbilimi, Tanrı üzerine bir öğretiyi değil, von Gotl selbst; sie 13.Bt nicht cine
Tlıeologie, einc Lehre von Gntt gelıen,
ama hiç kuşkusuz bir din öğretisini geçerli wohl aber cine Leh re von der Religi­
sayar. Giderek tam olarak böyle bir öğreti­ on. Wcnn es auch nicht gerade eine
nin yokluğunda bile, dinden çok fazla, son­ solche Leh re isL, so hören wir viel,
unendlich viel - oder vielmchr in
suz ölçüde çok fazla - ya da daha doğrusu unendlichcn Wıederhohıngen doch
sonsuz yinelemeler nedeniyle gene de çok wenig - von Religion sprechen,
desto weniger von Gou selbst; dies
az - söz edildiğini, oysa Tanrının kendi­ perennierende Explizieren fiber
sinden pek söz edilmediğini duyarız. Din Religion, die NotwendigkeiL, auch
üzerine, zorunluğu, yararlığı vb. üzerine bu Nfıtzlichkeit usf. dersclben, vcr­
bunden mit der unbedeutendcn
bitimsiz açımlama, Tanrı üzerine önemsiz ya odcr selbst ııntersagten Explikation
da giderek yasaklanan açımlama ile birlikte, lıbcr Gou, ist eine eigentfımliche
Erscheinung der Geistesbildung
zamanımızın tinsel kültürünün kendine özgü
der Zeit. Wir kommen am kfırzes­
bir fenomenidir. Bu duruş noktası ile yetinip ten ab, wenn wir selbst uns diesen
kalırsak işin içinden çok kolay çıkmış oluruz, Standpunkı gefallen )as.sen. so daB
wir nichts vor uns haben als die tro­
öyle ki önümüzde bilincimizin Tanrı ile bir ckcne Bestimmung eines Verhalt�
ilişkisinin kuru belirleniminden başka birşey nisses, in dem unser Bewu81Scin zu
5. DERS 43
Gotı sıehe. So \'İci soll die Religion kalmaz. Böylece din gene de tinimizin bu içe­
doch sein. da8 sie ein Ankommen
unseres Geistes bei diesem Inhal­ riğe, bilincimizin bu nesneye ulaşması demek
te, unseres BcwuDtseins bei diesem olacaktır, yalnızca boşluğa çizilen özlem çizgi­
Gegenstande sei, nicht bloB cin
Ziehen von Linien der Sehnsucht
leri, hiçbirşey sezmeyen, karşısında hiçbirşey
ins Leere hinaus, ein Anschauen, bulamayan bir sezgi değil. Böyle ilişkide en
welches nichts anschaue, nichts azından şu kadarı kapsanır: Yalnızca Tanrı ile
sich gegenüber tinde. in solchcm
Verhiltnis ist wenigstens so \•iel bağıntı içinde durmakla kalmayız, ama Tanrı
cnthahen, daB nicht nur wir in da bizimle bağıntı içinde durur. Din için coş­
der Beziehung zu Gou stehen,
sondern auch Gou in der Bezie­
kuda, hiç olmazsa öncelikli olarak, Tanrı ile
hung zu uns stehe. im Eifer ffır ilişkimiz üzerine birşeyler anlatılır - eğer
die Religion wird etwa, wenigs­ yalnızca Tanrıyı bilmeme ilkesinden doğacak
tens vorzugsweise, von unserem
Verhiltnis zu Gou gesprochen, sonucun ne olacağı anlatılmıyorsa. Ama tek­
wenn nicht selbst ausschlielllich, yanlı bir ilişki hiçbir biçimde bir ilişki değildir.
was im Prinzip des Nichtwissens
von Gott eigentlich konsequcnt
Eğer gerçekte din ile yalnızca bizim Tanrı ile
wfirc: ein einscitigcs Vcrh3.ltnis bir ilişkimizi anlayacaksak, o zaman Tanrının
ist aber gar kcin Verhcilınis. Wenn
in der Tat umer der Religion nur
bağımsız bir varlığına izin verilmez. Tanrı yal­
cin Verh3.ltnis von uns aus zu Gou nızca dinde varolan, bizim tarafımızdan konuı­
verst.anden werden sollte, so wlı.r� lanan birşey, üretilen birşey olacaktır. Hemen
de nicht ein selbsLindiges Sein
Goues zugela.ssen; Goll rutin: nur in yukarıda kullanılan ve kınanan anlatımın,
der Religion, ein von tıns Gesetzles. Tanrının yalnızca dinde olduğu anlatımının
ErzeugLes. Der soeben gebrauch�
ıe und geıadelıe Ausdruck. da6 gene de büyük ve doğru bir anlamı vardır:
Gotl nur in der &ligion sei, hat aber insanın tini için olmak, kendini ona iletmek,
auch den groBen und \...ahrhaften
Sinn, daB es zur Natur Goues in
Tanrının eksiksiz, kendinde ve kendi için olan
dessen vollkommener, an und ffı.r bağımsızlığında Tanrının doğasına aittir. Bu
sich seiender Sclbsllindigkeiı gehô­ anlam daha önce kendini gösterenden bütü­
re, fiir den Gei.st des Menschen zu
sein, sich demselben mitzuteilcn; nüyle ayrıdır, çunkü onda Tanrı yalnızca bir
dieser Sinn ist ein ganz anderer als konutlama, yalnızca bir inançtır. Tanrı vardır
der vorhin bemerklich gemachıe,
in welchem Gou nur ein Postulal,
ve ilişkide kendini insanlara verir. Eğer bu
ein Glauben isı. Goıı i.<ı und gibt 'vardır' sözcüğü bilme üzerine her zaman
sich im Verhihnis zum Menschen.
\ıVird dies "lst" mit immer wie­
yinelenen bir derin-duşünme anlatımıyla Tan­
derkehrender Rcflexion auf das rının ne olduğunu değil ama var olduğunu
Wisscn daraufbeschriinkt, daJl wir bildiğimizi söylemeye sınırlanırsa, o zaman bu
wohl wissen oder erkennen, da.P
Gott isl, nicht was er isl, so heifü Tanrı için hiçbir içerik-belirleniminin geçerli
dics, es sollen keinc lnhaltsbestim­ olmadığı anlamına gelir. O zaman Tanrının
mungen von ihm gellen; so w3.re
nicht zu sprechen: wir wissen,
var olduğunu bildiğimizden değil, ama yal­
daB Gott ist, sondern nur das lst; nızca 'vardır'dan söz edebiliriz. Çünkü Tanrı
dcnn das Wort Gott filhrl cine Vor�
sLcllung und damiL einen Gehalt,
sözcüğü kendisi ile birlikte bir tasarımı ve
Inhaltsbestimmungen mit sich; böylelikle bir içeriği, içerik-belirlenimlerini
ohne solche ist Gou ein leeres getirir; bıınlar olmaksızın Tanrı boş bir sözcük
Wort. Werden in der Sprache die·
ses Nichtwisscns die Beslimmun­ olacaktır. Eğer bu 'bilmeme' dilinde herşeye
gen, die wir noch sollen angeben karşın sözünü edebileceğimiz belirlenimler
könncn, auf 1ıegative beschr3.nkL,
woffır eigentlımlich das Unendli­
olumsuz olanlara sınırlanırsa, - ki bunun için
clıe dicnt - es sei das Unendlichc 'sonsuz' kendine özgü bir yolda hizmet eder,
44 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bu ister genel olarak sonsuz olsun, isterse ilherhaupc oder auch sogenanntc
Eigenschafıen in die Unendlich­
sonsuza genişlediği söylenen özellikler -, keil aıısgedchnı -. so gibt dies
bu gene de ancak belirsiz bir varlık, bir soyut­ eben das nur unbcstimmte Sein,
das Abstraktum, ctwa dcs höchsten
lama, en yüksek ya da sonsuz öz denilen şeyi oder unendlichen Wesens, was aus­
verir ki, kesinlikle bizim ürünümüz, yalnızca drı.icklich unser Produkt, das Pro­

anlak olarak kalan soyutlamanın, düşünme­ dııkt der Abstrakıion. dcs Denkens
ist, das nur Verstand bleiht.
nin ürünüdür. \\'enn nun Gott nicht bloB in ein

Şimdi eğer Tanrı salt öznel bir bilmeye, sul�Jektives \Vissen, in den Glauben
gestelh wird, sondcrn es Ern.st da­
inanca yerleştirilmezse ve ciddi olarak Tanrı­ mit wird, daB er ist, daB er für wıs
nın var olduğu, bizim için var olduğu, kendi ist, von .seiner Seite ein Verhftltnis zu
yanından bizimle bir ilişkisinin olduğu düşü­ uns hat, und wenn wir bei dieser
bloB fonnellen Bestimmııng sıehcn­
nülürse, ve eğer bu salt biçimsel belirlenimde bleiben. so ist damiL gesagL, dall er

durup kalırsak, bununla onun kendini insana sich den Menschen nıitteilt, womil
eingeraumt wird, daB Gou nicht
ilettiği, söylenmiş olur, ve bu ise Tanrının lııs­ neidisdı İsl. Die ganz Alten unter
kanç olmadığını kabul etmektir. Yunanlılar den Gıiechen haben den Neid zum
arasında en eskiler Tanrının büyük ve yüksek Gou gemacht in der Vorstellung,
daB Gou übcrhaupt, was groll und
olan herşeyi indirgediği, herşeyin eşit olma­ hoch İsl, herabsetzc und alles glcich

sını istediği ve herşeyi öyle yaptığı tasarımında haben wolle und mache. Platon und
ı\risıotele.s habcn der Vorstellung von
Tanrıya kıskançlığı yüklediler. Platon ve Aris­ eineın göttlichen Neid widerspro­

toteles bir tanrısal kıskançlık tasarımına karşı chen. noch mchr tut es die christli­
che Religion, welchc lehrı, daB Goıı
çıktılar. Hıristiyan dini ona daha da çok karşı sich zu dem Menschen herabgelas­
çıkar, çünkü Tanrının giderek bir hizmetçi scn habe his zur KnechtsgestalL, -
daB er sich ihm gcolfenbarı, daB er
şeklini bile alarak kendini insana indirdiğini, damit das Hohe nichL nur. sondern
kendini ona bildirdiğini, böylelikle insana das Höchste dem Mcnschen nicht

yüksek olanı, aslında en yüksek olanı çok gör­ nur gö'1ne, sondern eben miljener
Offenbarung es demselben zum
memekle kalmadığını, ama tam olarak bu bil­ Gcboıe machc, und als das Höchsıc

diriş ile Tanrıyı bilmeyi bir buyruk yaptığını ist damit angegcbcn, Gott zu erhen­
nen. Ohne uns auf diese Lehre des
ve böylece en yüksek ödev olarak verdiğini Christentums zu berufcn, können
de öğretir. Hıristiyanlığın bu öğretisine baş­ wir dabci sıchenblciben. daB Goıı

vurmadan, Tanrının kıskanç olmadığı nokta­ nicht ncidisch ist, und frngen: wie
solltc er sich nicht miueilen? l n
sında durabilir ve sorabiliriz: Niçin kendini Athen. wird berichret, war ein Ge­

iletmesin? Anlatıldığına göre, Atina'da bir sctz, daB, wer sich weigere, an sei­
nem Lichte einen anderen das sei­
başkasının kandilinin kendi kandilinden nige anzfinden zu lasscn, mit dem

tutuşnırulmasına izin vermeyen birinin ölüm Tode besu-aft werden solltc. Schon
im ph)'Sİschen Lichte isi \"On dieser
ile cezalandınlacağını buyuran bir yasa vardı. Art der Mittei1ung, daB es sich ver­
Bu tür iletim giderek yayılan ve böylelikle breilct und anderem hingibl, ohne
an ihm selbst verminderı zu sein
kendisi azalmaksızın ve hiçbirşey yitirmeksizin und etwas zu \'erlieren; noch mehr
kendini başka birşeye veren fiziksel ışıkta bile ist dic Nalur des Geistes, selbst ganz

vardır; daha da ötesi, tinin doğası kendi iyeli­ in dem Bcsitze dcs Seinigen zu
bleiben, indenı er in desscn Besİlz
ğinde olandan başkasına verirken bütünüyle andcrc sctzı. An Gottes uncndlichc

onun iyeliğinde kalmayı sürdürmektir. Tanrı­ Glı te in der Natur glauben wir, in­
dcm er die natlırlichen Dinge, die
nın doğadaki sonsuz iyiliğine inanırız, çünkü er in der unendlichcn Profusion
sonsuz bolluk içinde varoluşa getirdiği doğal ins Dasein rufl, cinandcr, und dem
5. DERS 45
Menschen insbesondere, übcr13.6t; er şeyleri birbirlerine ve özel olarak insanlara
solhe nur solch Lcihliches. das auch
sein ist, dem Mcnschcn miueilen und bırakır. Ve insanlara yalnızca onun da olan
sein Geistiges ihm vorcnthalten und cisimsel şeyleri iletecek ve onlardan onlara
ihm das vcrweigern, was dem Men­
schen dicsen allein wahrhaftcn Wert
gerçek değeri yalnızca kendileri verebile­
geben kann? Es ist ebenso ungereimt, cek tinsel şeyleri geri çekecek ve yadsıyacak
dcrgleichcn Vorstcllungcn Raum
mıdır? Böyle tasarımlara izin vermeyi iste­
geben zu wollen, als es ungcreimt
ist, \'Oll der christlichen Religion zu
mek Hıristiyan dini için onunla Tanrının
sagen, daB durch sic Gou den Mcn­ insanlığa bildirildiğini ve gene de onlara
schcn geoITenbarı wordcn sci, und
doch, was ihncn geoffenban worden
bildirilen şeyin onun şimdide ve geçmişte
sei, sci dies, clall er nicht oITenbar sei bildirilmemiş olması olduğunu söylemek
und nicht gcoffcnbart wordcn sei.
kadar saçmadır.
Von seitcn Goucs kann dem Er­
kenncn dcsselbcn durch die Mcn­
Tanrı açısından onun insanlar tarafından
schen nichıs im l\lcgc sıehen. DaO bilinmesinin yolunda hiçbirşey duramaz.
sie Gou niclu erkcnnen kömıen, is t
dadurch aufgehobcn, wenn sic zugc­
Tanrıyı bilemedikleri görüşü eğer Tanrının
hcn, daB Gou cin Vcrhihnis zu uns bizimle bir ilişkisinin olduğu, eğer tini­
hal, claB, indem unser Geist cin Vcr­ mizin Tanrı ile bir ilişkisi olduğuna göre
h31ınis zu ihm hat, Gou für uns ist,
wic es ausgcdrückt worden. daB er
onun bizim için olduğu, ya da başka türlü
sich miueilc und geoffenbart habe. anlatırsak, eğer Tanrının kendini ilettiği
in der Natur sotl Gou sich o1Tenba­
reıı; abcr der NaLUr, dem Steine, eler
ve bildirdiği kabul edilirse ortadan kalkar.
Pflanze, dem Ticrc kann Gou sich Tanrının kendini doğada bildirmesi gere­
nichL offenbaren, wcil Gott GeisL kir; ama Tanrı kendini doğaya, taşlara, bit­
isL, nur dem Mcnschen, der de11kend,
Geist ist. \Venn dem Erkennen Got­
kilere, hayvanlara bildiremez, çünkü Tanrı
Lcs von seincr Seite nichts enLgegen­ tindir; tin yalnızca düşünen insan içindir.
sLehL, so isı es menschliche \\'iliktir,
Affcktation der Demut, oder was es
Eğer Tanrı payına Tanrının bilgisinin karşı­
sonsL sei, wcnn dic End1ichkeil der sında duran hiçbirşey yoksa, o zaman insan
Erkenntnis, die men.sc/ılidıe Vernunft özenci, alçakgönüllülük duygusu, ya da ne
nur iın Gcgens aLZe gegen die götLli­
che, die Schranken der menschlichen
olursa olsun başka birşey nedeniyle bilginin
Vernunfı als schlechıhin fesıe. als ab­ ve insan usunun sonluluğu tanrısal ile yal­
sohıte fixierı und behauptel werden.
nızca karşıtlık içine koyulur, insan usunun
Denn dies ist eben darin enüeml, daB
Goll nicht neidisch sei, sondern sich sınırları bütünüyle sağlam olarak ve saltık
gcofTenban habe und offenbare; es ist olarak saptanır ve ileri sürülür. Bu Tanrının
das N.3.here darin emhahen, da8 nicht
die sogenannte menschliche Vemunft
kıskanç olmadığını, tersine kendini bildir­
und ihre Schranke es ist, wekhe Goll miş ve bildirmekte olduğunu ileri sürmek­
crkennt, sondern der Geisı Goues
ten çok uzaktır. Daha tam olarak, Tanrıyı
im Mensclıen; es isL, nach dem \'Orhin
angefflhrten spekulativcn Ausdruck, bilen sözde sınırları ile insan usu değil, ama
Goues SelbsLbewuBtsein, wclches sich Tanrının insandaki tinidir; daha önce sözü
in dem Wisscn des Menschen wei8.
D i e s mag g c n ü g e n , (ıber dic
edilen kurgu! anlatıma göre, kendini insa­
Hauptgesichtspunktc, dic in der At· nın bilmesinde bilen Tanrının özbilincidir.
mosph3.re der Bildung unserer Zeiı
Çağımızın kültürünün a tmosfe rinde
uınherschwi.mmen, als die Ergebnis­
sc der Aufklarung und eines sich Ver­ Aydınlanmanın ve kendine us diyen anla­
nunfı nennenden Vcnu.andes bcmcrkt ğın sonuçlan olarak uçuşmakta olan baslıca
zu haben; es sind die Vorsıcllungen,
die uns bci unserem Vorhabcn, uns
bakış açıları üzerine bu belirtilenler yeterli
mit der Erkcnnınis Coues übcrhaupı olabilir. Genel olarak Tanrının bilgisini ele
46 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

alma tasarımızda hemen yolumuza çıkan zu beschafligen, zum voraus sogleich


in den v-reg Lreten. Es konnte nur da­
tasanmlar öncelikle bunlardır. Yapılabilecek rum zu tun sein, die Grundmomenıc
şey yalnızca bilgiye karşı çıkan kategorilerin der Nichtigkeit der dem Erkennen
widcrstehenden Kategorien aufzu­
hiçliğinin temel kıpılarını göstermekti, bil­ weisen, nicht das Erkennen selbst
ginin kendisini aklamak değil. Bilginin, nes­ zu rechtfertigen. Dieses hat als wirk­
nesinin edimsel bilgisi olarak, aklanmasını Hches Erkennen seines Gegenstan­
des sich zugleich mil dem lnhalt zıı
içerik ile birlikte kazanması gerekir. rechüertigen.
SECi-iSTE VORLESUNG ALTINCI DERS

Die Fragen und Untersuchungen Bilgideki biçimsel öğe üzerine soruları ve


übcr das Forrnelle des Erkennens
betrachten wir nun als abgetan
soruşturmaları şimdi bir çözüme ulaşmış
oder auf die Seiıe gesıellı. Es isı da­ ya da bir yana bırakılmış sayıyoruz. Böylece
mit auch dies enüernt wordcn, da6
Tanrının varoluşunun metafiziksel tanıtları
die zu machende Darlegung dessen,
was die metaphysischen Beweise dcs denilen şeyleri açımlamamızda onlara karşı
Daseins Gottcs gcnannt worden ist, yalnızca olumsuz bir tutum içinde reddedici
nur in cin ncgatives Verhalten gegcn
sie ausschlagen sollte. Die Kritik, die
olmaktan da uzak duruyoruz. Salt olumsuz
auf ein nur negatives Resuhat führı, sonuca götüren eleştiri yalnızca hüzünlü bir
ist cin nicht bloB trauriges Gesch3.ft,
iş olmakla kalmaz, ama kendini bir içeriğin
sondern sich darauf beschr3nken,
von einem lnhalt nur zeigen, da8 er yalnızca boş olduğunu göstermeye sınırla­
citel ist, ist selbst ein eitles Tun, eine makla kendisi boş bir edim, hiçliğin bir uğraşı
Bemühung der Eitelkeiı. Dafi wir ei­
nen affirmativen Cehall ıugleich in
olur. O tanıtları Tinin Tanrıya yükselişi olan
der Kritik ge\\innen sollen, ist darin şeyin düşüncede ayrımsanması olarak tanım­
ausgesprochcn, wie wirjenc Bcweise
lamakla, eleştiride aynı zamanda olumlu bir
als ein denkendes AuITassen desscn
ausgesprochen haben, was die l:.Tlıe­ içerik kazanmamız gerektiğini bildirdik.
bııng d.s Geistes zu Gotl isı. Benzer olarak, irdelememizin tarihsel
Ebcnso soll auch diese Beırach­
tung nichı lıistorisclı sein; ıeils muB
olmaması da gerekir. Zaman başka türlü yap­
ich der ZeiL wegen, dic es nicht an­ mama izin vermediği için, konunun yazınsal
ders gestaUet, fıir das Literarische
yanı açısından bir ölçüde felsefe tarihlerine
auf Geschichıen der Philosophie
venvcisen, und zwar kann man dem gönderme yapmak zorundayım . Gerçekte
Gcschichtlichcn dieser Beweise die bu tanıtlann tarihsel yanı çok büyük, gide­
gröBıe,ja eine allgemeine Ausdeh­
nung geben, indem jetle Philoso­
rek evrensel bir genişlik gösterir, çünkü her
phie mit der Gnındfrage oder mit felsefe bu temel soru ile ya da onunla en
Gegensı.3nden, die i n der n3chsten
yakın bağınu içinde duran konular ile ilişki
Beziehung dara uf stehen, zusam­
menhangı. Es haı aber Zciıen gege­ içindedir. Ama öyle zamanlar olmuştur ki,
ben, wo diese Matcıie mehr in der bu gereç daha çok bu tanıtların açık biçimi
ausdrücklichen Form dieser Bcweise
bchandelt worden ist und das Intcr­
içerisinde ele alınmış, ve ateizmi çürütme
esse, den Atheismus zu widerlegen, ilgisi onlara yönelik çok büyük bir dikkatin
ihnen die grölltc Aufmerksamkciı
doğmasına ve aynnulı olarak irdelenmelerine
und ausführliche Bchandlung vcr­
schaITt hat, - Zeiten, wo denhende
götürmüştür. Yine öyle zamanlar olmuştur ki,
Einsiclıt selbst in der Thcologic für düşünceye dayalı içgörü tanrıbilimde bile onun
sokhe ihrcr Tcilc, dic einer vemünr­
tigen Erkcnntnis ffihig seicn, flır un­
ussal bir bilgiye yetenekli olan bölümleri için
erl3.Blich gehalten worden. vazgeçilmez sayılmıştır.
47
48 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Dahası, kendi uğruna tözsel bir içerik Oh n eh in kann u n d soll das


l/islorisc/ıe einer Sache, welche ein
olan bir şeyin tarihsel yanı şeyin kendisi üze­ substanliellcr lnhall ffır sich ist, ein
rine açık olduğumuz zaman bizim için bir l ntercssc haben, wenn man mit der
Sache selbst im reinen ist. und die
ilgi konusu olabilir ve olmalıdır; ve burada Sache, von der hicr die Beu-.:tchtung
irdelenmesi gereken şey ona dışında yatan angestcllt werden soll, verdient es

başka bir gereç ile bağınulı olması nedeniyle var ailem auch. daB sie fflr sich vor­
genomınen wird, ohne ihr erst cin
yöneltilen bir ilgiden bağımsız olarak kendi lnteresse durch cin anderweitiges,
uğruna ele alınmayı hak eder. Kendileri için au8cr ihr selbst liegcndes Material
geben zu wollcn. Dic üben\icgcnde
tinin ilksiz-sonsuz gerçeklikleri olan nesne­ Geschfift.igkeit mit elem Historischen
lerin tarihsel yanlarına aşırı ağırlık vererek von Gcgenstftndcn, wclchc cwige

ilgilenmek aslında kabul edilemez birşeydir; \\'ahrheitcn dcs Geistes ffır sich sel­
bcr sind. isl vielmehr zu miDbilligen;
çünkü bu çok sık olmak üzere insanı ilgisi dcnn sic ist nur zu h3ufıg einc Vor­
konusunda kendini aldatmaya götüren bir spiegelung, mil der ınan sich fiber

yanıltmacadır. Böyle bir tarihsel uğraş şeyin scin l nteresse t3.uschl. Solchc his­
torische Gesch3.ftigkeil bringt sich
kendisi ile ilgili olma görünüşünü taşır; oysa den Schein hervor, mit der Sachc

ilgilenilen şey gerçekte yalnızca başkalarının zu tun zu habcn, w:ihrcnd man sich
vielmehr nur mil den Vorstcllun­
tasarımları ve görüşleri, dışsal koşullar, olgu gen und Mcinungen andcrer, miı
açısından geçmiş, geçici ve boş olandır. Hiç den 3.ullcrlichen Umst3ndcn, dem,

kuşkusuz görünüşte tarihsel olarak bilgili was ffır die Sache das Vergangcne,
Vergiingliche, Eitle ist, zu tun macht.
insanlar vardır ki, ünlü insanlar, kilise baba­ Man .kann wohl die Erscheinung

ları, felsefeciler vb. tarafından dinin temel haben. dall geschichtlich Gelehrıe
mil sogenannıer Grünclliclıkcil aus­
önermeleri üzerine ileri sürülenler ile söy­ führlich in dem bewandert sinci, was
lendiği gibi temelden ve ayrınulı olarak tanı­ berühmte Mfüı ner, Kirchenvfüer,

şık, arri a buna karşı asıl şeye yabancıdırlar. Philosophen usf. fiber Fundaınen­
ıals3tze der Religion \·orgebracht
Eğer böyle insanlara iye oldukları gerçeklik haben, abcr dall dagegen ihncn

açısından kanılarının temelinde ne yattığı selbst die Sache frenıd geblieben isı.
und wenn sie gefragt wiırden, was sie
sorulursa, böyle bir soru karşısında onları hiç dafi'ır hallen, wclches die Ü berzeu­
ilgilendirmeyen birşeymiş gibi hayrete düşer­ gung der Wahrheit sei, die sic besil­

ler, çünkü ilgileri gerçekte yalnızca başkaları zen, so môchıen sie sich i'ıber solchc
Frage ,...ı.mden1 als etwas, um das es
ile, kuramlar ve görüşler ile, şeyin kendisinin sich hierbei nicht handle, sondern

değil ama kuramların ve görüşlerin bilinmesi nur um andl!ll und cin Sıatuieren
und Meinen und um die Kenntnis
iledir. nichl einer Sache, sondern des St.a­
İ rdelediğimiz şey metafiziksel tanıtlama­ ıuierens und Meinens.

lardır. Bunu belirunemin nedeni Tanrının Es sind dic ınetaplıysisclıen Be­


weise, die wir beırachtcn. Dies be­
varoluşunun bir tanıunın genellikle ex con­ merkc ich noch insofern, als auch
sensus gentium türetilmesidir, - popüler bir ein Beweisen vom Dasein Goues
e:r: consensu gentium aufgefi'ıhrt zu
kategori ki, hakkında çok önceleri Cicero werden pflegıe, - cine populare
ustalıkla konuşmuştu. Tüm insanların bu Kategorie, über wclche schon Cicero
tamu tasarımladıklarını, ona inandıklarını, bercdı gewesen isı. Es ist cine un­
gehcure Autorit:it, zu wissen: dics
onu bildiklerini bilmek muazzam bir yet­ haben aile ıYleuschen sich vorgcstellt.
kedir. Hangi insan ona karşı çıkarak şunu geglaubt, gewu Bt. \.Vie wolhc sich
cin Mensch dagegen aufstcllen und
diyebilir: Tüm insanların tasarımladıklarına, sprechen: leh alicin widerspreche
birçoklarının düşünce yoluyla doğru olarak ailem dem, was aile Menschen sich
6. DERS 49
vorstellen, was viele derselben durch kabul ettiklerine, herkesin doğru olduğunu
den Gedanken als das Wahre einge­
sehen, was aile als das Wahre fühlen
duyumsadığı ve inandığı şeye yalnızca ben
und glauben. - Wenn wir zun3.chsı karşı çıkıyorum. - Eğer ilk olarak böyle
von der Kraft solchen Beweisens
abstrahieren und den trocknen in­
bir tanıtın gücünü soyutlar ve onun görgül,
halt desselben aufnehmcn, der cine tarihsel bir temel olması gereken kuru içeri­
empirische, gesclıiclııliclıe Gnındlage ğini alırsak, belirsiz olduğu denli de güvenil­
sein soll, so ist diese ebenso unsicher
als unbestimmt. Es geht mit diesen
mez olduğu görülecektir. Tannya inanmalan
ailen Völkem, ailen Menschen, wel­ gereken tüm halklar, tüm insanlar üzerine
che an Gott glauben sollen, wie mit
dergleichen Berufungen auf Aile
bu konuşma genel olarak ' tüm' üzerine bu
überhaupı: sie pflegen sehr leichı­ türden başvurular ile aynı düzlemde durur:
sinnig gemacht zu werden. Es wi.rd
Bunlar çoğunlukla çok dikkatsizce yapılır.
cine Aussage. und zwar eine ernpirisclı
sein sollcnde Aussage von ailen Men­ Tüm insanlar üzerine bir bildirimde, dahası
schen, und dies von ailen Einz.elnen, görgül olması gereken bir bildirimde bulu­
und elam it al/er Zeiıen und Orte, ja
genau genommen aııch den znkfmf­
nulur, ve bunun tüm bireyler, ve dolayısıyla
tigen - denn es soJlen aile Men­ tüm zamanlar ve yerler için, aslında sağın
schen sein - gcmacht; es kann selbst olarak alındığında gelecekte - çünkü tüm
nicht von ailen Völkern geschichtli­
cher Bericht gegehen '''erden; solche
insanlann kapsanması gerekir - olanlar için
Aussagen von ailen Menschen sind de geçerli olması gerekir. Ama tüm halklar
ffır sich absurd und sind nur durch
die Gewoh nheil. es mil solchen
için tarihsel veriler toplamak olanaklı değil­
nichtssagcnden Redensartcn, weil dir. Tüm insanlar üzerine böyle bildirimler
sie zu Tiraden dicnen, nichl ernst­ kendilerinde saçmadır ve ancak böyle boş
lich zu nehmen, erkliirlich. Abgesc­
hcn hienron, so hat man wohl Völker
konuşma yollarını nutuk çekmeye hizmet
oder, wenn man will, Völkerschaften ettikleri i çin ciddiye almama alışkanlığı
gefunden, deren dumpfes, aufwcni­
ge Gegenst.iinde des iiullerlichen Be­
yoluyla açıklanırlar. Bundan ayn olarak, öyle
dürfnisscs beschr3.nktes Bewu6lSein halklar, ya da eğer dilersek, öyle kabileler
sich nicht zu einem BewuBtsein von bulunmuştur ki, dışsal gereksinimleri ile ilgili
einem Höheren i'ıberhaupt, das man
Gott nennen möchte, crhoben hat­
birkaç nesneye sınırlı bilinçleri Tann dene­
ıe; in Ansehung vieler Völker benıhı bilecek daha yüksek bir varlığın tasarımına
das, was ein Geschichtliches von ih­
yükselmiş değildir. Birçok halk açısından,
rer Religion sein sollte, vornehmlich
auf ungcwisser Erkliirung sinnlichcr dinlerindeki tarihsel öğe olması gereken şey
Ausdrücke, auBerlicher Handlun­ başlıca duyusal anlaumların, dışsal eylemle­
gen und dergleichen. Bei einer
sehr groOen Menge von Nationen,
rin ve bu tür şeylerin belirsiz açıklamaları
selbst sonst sehr gebildeıen, deren üzerine dayanır. Çok büyük bir sayıda halkta,
Religion uns auch bestimmter und
giderek dinlerini belirli ve ayrıntılı olarak
ausffıhrlicher bekannt ist, ist das,
was sie Gott nennen, von solcher tanıdığımız çok yüksek kültürlü olanlarda
BeschaITenheiı, daO wir Bedenken bile, Tanrı dedikleri şey öyle bir doğadadır
tragen können, es dafür anzuer­
kennen. Über die Namen Tien und
ki, onu Tanrı olarak kabul etmede durak­
Schang-ti,jenes Himmel dieses Hen; sayabiliriz. Katolik manastır düzenleri ara­
in der chinesischen S1aalSreligion ist
sında Çin devlet-dininde birincisi Gök, ikin­
der bitterste Streit zwischen katholi­
schcn Mönchsorden geffihrl worden, cisi Efendi anlamına gelen Tien ve Schang-ti
ob diese Namen für den christlichen adları üzerine bunların Hıristiyan Tann için
Gott gcbr.ıucht werden können, d.
h. ob durch jene Namen nicht Vor­
kullanılıp kullanılamayacağı, e.d. bu adlar
stellungen ausgcdrfıckt werden, yoluyla bizim Tanrı tasanmımıza bütünüyle
50 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

aykırı olan, öyle ki ortak hiçbirşey, giderek wclche unseren Vorslellungen von
Gou ganz und gar zmvider seien. so
Tanrıya ilişkin ortak bir soyutlama bile kap­ daB sie nichts Gcmeinschaftliches,
samayan tasarımların anlaulıp anlaulmadığı nichL einmal das gemcinschaftliche
Abstraktum von Gotl enthiehen. Die
konusunda sert tartışmalar olmuştur. İ ncil Bibel bedienl sich des Ausdnıcks:
[l Selanikliler 4:5) "Tannyı bilmeyen uluslar" .. Die Heiden, die von Gott nichts wis­
sen ", obgleich diese Heiden GOlzen­
anlaumını kullanır, üstelik bu ulusların put­
diener \va.ren, d. h .. wie man es wohl
perestler olmalarına, haklı olarak söylendiği nennL, cine Religion hauen, wobei
gibi, bir dinlerinin olmasına karşın. Gene de wir jedoch Gou von cinem GÖlzen
unterscheiden und bei aller ıno­
Tanrıyı bir puttan ayırdedeceğiz ve din söz­ dernen Weite des Naınens Rcligion
cüğünün modern genişliğine karşın belki de uns vielleicht doch scheuen, einem
Göızen den Namen Gou zu geben.
bir puta Tanrı adını vermekten kaçınacağız. Werden wir den Apis der Agypter,
Mısırlıların Apisine, Hintlilerin maymununa, den Affen, die Kuh usf. der Inder
ineğine vb. Tanrı diyecek miyiz? Bu halkla­ usw. Gou nennen wollen? Wenn
auch von der Religion dieser Vôlker
rın dinlerinden söz etsek ve böylece onlara gesprochen und ihnen damit mehr
bir boşinançtan daha çoğunu yüklesek bile, als ein Aberglauben zugeschrieben
wird, kann man doch Bedenken tra­
gene de Tanrıya inançlarından söz etmede gcn, vom Glauben an Gou bci ihnen
duraksayabiliriz. Yoksa Tanrı bütünüyle genel zu sprechen, odcr Goll wird zu der
völlig unbestimmten Vorstellung
anlamda yüksek birşeyin belirsiz bir tasarımı cines Höheren ganz überhaupl,
olacakur, görülür-olmayan, duyulur-olmayan nicht einmal eines Unsiclllbaren,
birşeyin değil. Kötü, yanlış bir dinin bile bir Unsinnlichen. Man kann dabei ste­
henbleiben, cine schlechte, falsche
din olduğu ve halkların yanlış bir dinlerinin Rcligion immer noch cine Religion
olmasının hiç olmamasından daha iyi olduğu zu nennen, und es sei besser, da6 die
Vôlker cine falsche Religion haben
görüşünde durup kalabiliriz (havanın kötü als gar keine (wie man von einer
olduğu yakınmasına böyle bir havanın hiç Frau sagt, die auf die Klage, dafi es
schlecht \o\1ettcr sei, envidert habe,
hava olmamasından daha iyi olduğunu yanı­ dafi solches Weuer imrner noch bes-­
Unı veren kadının öyküsü gibi) . Dinin değe­ ser sei als g;ır kein Weuer) . Es hiingt
rinin yalnızca öznel öğede, yalnızca bir dine dies damit zusammen. daB der Werl
der Religion allein in das Subjekti·
iye olmada görülmesi ve Tanrının hangi tasa­ ve, Religion zu haben, gesetzl wird,
nın alunda durduğunun ilgisiz sayılması bu gleichgültig mil welcher Vorsıel­
lung von Gou; so gilt der Glaube an
nokta ile bağınulıdır. Böylece putlara inanç, Götzen, weil ein solcher unter das
böyle bir inanç genel olarak Tanrı soyutla­ Abstraktum von Gott überhaupl
subsumien werden kann, schon für
ması aluna alınabildiği için, yeterli görülür,
hinreichend, wie das Abslraktum
upkı genelde Tanrı soyutlamasının doyurucu von Gou fıberhaupt befıiedigend isı.
görülmesi gibi. Bu hiç kuşkusuz 'putlar,' 'put­ Dies ist wohl auch der Grund, war­
um solche Namen wie Götzen, auch
perestler' gibi adların antikalaşmış olmasının Heiden, envas Anliquienes sind und
ve tiksinti verici ve karşı çıkılabilir görülmesi­ ffır ein wegen Gehfi.ssigkeit Tadelns­
wtirdiges gehen. in der Tat aber cr­
nin de nedenidir. Ama gerçeklik ve yanlışlık fordert der abstrakte Gegcnsatz von
arasındaki soyut karşıtlık genel olarak Tanrı Wahrheit und Falschheit eine viel
soyutlamasında ya da, ki yine aynı şeye gelir, andere Erledigung als in dem Abs­
trnktum von Gou Uberhaupt oder,
dinin salt öznelliğinde verilenden bütünüyle was auf classelbe hinausl3.uft, in der
başka bir çözümü gerektirir. blofien Subjcktivitaı der Religion.
Auf ailen Fail bleibı so eler
Her durumda, Tanrıya inanç açısından consensus gentium im Glaubcn an
consensııs gentium hem onda anlaulan olgusal Goll eine dem darin ausgesagten
6. DERS 51
Faktisch.en als solcheın wie dem öğe hem de genel olarak içerik açısından
Gehalte nach völlig vage Vorstel­
lung. Aber auch <lie Kraft dieses bütünüyle bulanık bir tasarım olarak kalır.
Beweises, wenn die geschichlliche Dahası, bu tamun gücü kendi başına bağla­
Grundlage auch envas Festeres
w.cire und Bestimmteres enthielle,
yıcı olmaktan uzakur, üstelik tarihsel temel
ist fiir sich nichı bindcnd. Solchc daha sağlam ve daha belirli olsa bile. Bu
Art des Beweisens geht nicht auf türden bir tanıt birinin iç kanısı ile ilgili bir
eigene innerc Überzeugung, als
fiır welche es etwas Zuffi.lliges ist, ob sorun değildir, çünkü başkalarının onunla
andere damit Cıbereinstimmen. Die anlaşıp anlaşmamaları olumsal birşeydir.
Überzeugung, ob sic Glaube oder
denkendes Erkennen sei, nimmt
Kanı, ister inanç isterse düşünceye dayalı
wohl ihren Anfang von auilen mit bilgi olsun, hiç kuşkusuz başlangıcını eğitim
U n terricht und Lernen, von der
Autoıitfü, aber sie ist wesentlich ein
ve öğrenim ile dışandan, yetkeden alır; ama
Siclıerinnern des GeisUs in sich selbst; özsel olarak tinin kendi içinde bir kendini­
daB er selbst befricdigı sei, isı die anımsama [Sicherinnem] edimidir. Tinin ken­
JonMlk Freiheit des Mcnschen und
das cine Moment, \'Or welchem aile disinin doyum bulması insanın biçimsel özgür-
Autoritat vollst3.ndig niedersinkt, 1 üğü ve önünde tüm yetkenin bütünüyle
und daB er in der Sadıe befriedigı
sei, ist die reelle Freiheit und das
çöktüğü bir kıpıdır. Tinin olguda doyum bul­
anclere, var wclchem selbst eben­ ması gerçek özgürlük ve önünde benzer olarak
so aile Autorit3t niedersinkt; sie
sind wahrhaft untrennbar. Selbst
tüm yetkenin çöktüğü ikinci kıpıdır. Bunlar
fflr den Glauben ist ffır dic einzig gerçekte ayrılmazdır. Giderek inanç için bile
absolut gühige Bew3.hnmg in der Yazılardaki saluk olarak geçerli biricik doğ­
Schrift nicht Wunder, glaııbhafıer
Bericht und dergleichen, sondern rulama tansıklar değil, güvenilir anlatılar
das Zeugnis des Geisıes angegeben. ve benzerleri değil, ama tinin tanıklığıdır.
Über andere Gegenstiinde mag man
auf Zutrauen oder aus Furchl sich Başka konularda insan güven üzerine ya da
der Allloritciı hingeben, aberjenes korkudan kendini yetkeye teslim edebilir,
Rechı ist zugleich die höhere Pnicht
für denselben. Für eine solche Über­
ama o [tanıklık] hakkı aynı zamanda inanç
zeugung wie religiöser Glaubc, wo için en yüksek ödevdir. Dinsel inancın kanısı
das Innerste des Geisıcs sowohl der gibi bir kanı için - ki buna tinin en içi hem
GewiBheiL seiner selbsl (dem Ge­
wisscn) nach als durch den lnhall kendinin pekinliği (duyunç) hem de içerik
in direkten Anspruch genommcn açısından doğrudan doğruya kaulır - karan
wircl, hal er eben damit das absolu­
ıe Recht, da6 sein eigenes Zeugnis, verenin ve doğrulamayı yapanın yabancı tin­
nichl fremder Geisler, das Entschei­ lerin değil ama birinin kendisinin tanıklığını
dende, Vergewissernde sei.
Das metaphysisc/ıe Beweisen. das
isteme konusunda saluk hakkı vardır.
wir hier bctrachlen, ist das Zeııgni.J Burada irdelediğimiz metafiziksel tanıt
dcs deııknıden Geistes, insofcrn der­ düşünen tinin tanıklıkJ,dır, çünkü tin yalnızca
selbe nicht nur an sich, sondern Jür
siclı denkend isL. Der Gegenstand, kendinde değil ama kendi için düşünendir.
den es betriITt, ist \vesentlich im İlgilendiği nesne özsel olarak düşünmededir.
Denken; wenn er, wie frflher be­
merkı worden, auch fülılmd, vorsıel­
Eğer, daha önce belirtildiği gibi, duyumsanan,
lend gcnommen wird, so gehört sein tasarımlanan birşey olarak alınsa bile, içeriği
Gehalt dem Denken an, als welches
das reine Selbst desselben isL, wie
düşünmeye aittir; ve düşünme onun an ken­
das Gcfühl das empirische, beson­ disidir, tıpkı duygunun görgül, tikelleşmiş
dcrl-wordcne Selbst ist. Es ist alsa 'kendi ' olması gibi. Bu nedenle bu nesne
frfıh dazu fortgegangen wordcn, in
Ansehung dieses Gegenstandcs den­ açısından erken bir zamanda düşünme, tanık­
kend, zeugrmd, d. i. beweisend sich zu lık etme, e.d. tanıtlama evresine bir ilerleme
52 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yapıldı. Bu düşünme kendini gök, güneş, yıl­ verhalten, sobald niimlich das Den­
ken aus seinem Vcrsenktsein in dao;;
dızlar, deniz vb. üzerine duyusal ve özdeksel sinnliche und materielle Anschaucn
sezgilere ve tasarımlara batmışlığından ve und Vorstellen vom Himmet. der
Sonne. Stemen. Meer usf. sich wie
içlerine duyusal öğenin yayıldığı düşlemsel aus seincr VerhU.llung in die vom
imgeler ile örtülmüşlüğünden özgürleştir­ Sinnlichen noch durchdnıngenen

diği zaman oldu. Bununla insanlar için Tann Phantasiegebilde herauswand, so


dall ihm Goll als wesenllich zu den­
özsel olarak düşünen ve düşünülen nesnellik kende und grıdachte Objektivitiit zum
olarak bilince yükseldi; ve benzer olarak tinin BewuBtscin kam, und ebenso das
subjektive Tun dcs Geistes aus dem
öznel eylemi kendini duyumsamadan, sezme­ Fiıhlen, Anschauen und der Phan­
den ve düşlemden özüne, düşünmeye içsel­ tasie sich zu scincrn Wesen, dem
Denken, eri.nnerte und, w·.ıs Eigenmm
T.eştirdi ve önünde bu kendi alanına ait olanı dieses seines Bodens ist. auch rein,
bulmayı, ve onu bu alanda olduğu gibi anlığı wie es in diesem seinem Baden ist,

içinde bulmayı istedi. var sich haben wollıe.


Die Erhebung des Geistes zu
Tinin Tanrıya duyguda, sezgide, düşlemde Gott im Gefühle, im Anschauen,

ve düşünmede yükselişi - ve bu yükseliş Phanlasie und im Denken - und


sic ist subjektiv so konkret, dall sie
öznel olarak öylesine somuttur ki, tüm bu von ailen diesen Momenten in sich
kıpıları kendi içinde taşır -, bir iç dene­ hat - ist eine innere Erfahrung;
über solche haben wir gleichfalls
yimdir. Böyle birşey üzerine benzer olarak die i n nere Erfahrung, daO sich
kendini olumsallık ve özenç ile karıştıran iç Zuliilligkeit und Willkür einmischı.

deneyimimiz vardır. Buna göre dışsal olarak Es begründet sich damit iiuBerlich
das Bedürfnis, jene Erhebung aus­
o yükselmeyi çözümleme ve onda kapsanan einanderzulegen uncl die in ihr

edim ve belirlenimleri duru olarak bilince enthahenen Akte und Bestimmun­


gen zum deutlichen Bewulltsein zu
çıkarak onu daha başka olumsallıklardan bringen, um sich \•on den andercn
ve düşünmenin kendisinin olumsallığından Zuliilligkeiten und von der Zuliillig­
keit des Denkens selbst zu reinigen;
arındırma gereksinimi doğar. Tözsel olanın und nach dem alten Glauben, daB
ve gerçek olanın ancak üzerine-düşünme nur durch das Nachdenken das

yoluyla kazanılabileceği biçimindeki eski Substantielle und Wahre gewonnen


werde, bewirken wir die Reinigung
inanç ile uyum içinde, o yükselmenin düşün­ jener Erhebung zur Wesentlichkeit

ceye dayalı açımlaması yoluyla özselliğe ve und Notwendigkeiı durch die den­
kende E.xposition derselben und ge­
zorunluğa anndınlmasını yerine getiririz ve ben dem Denken, das das absolute
duygunun, sezginin ya da tasarımın doyu­ Rechı, noch ein ganz andcres Recht
der Befriedigung hat als das Fiıhlen
mundan bütünüyle ayrı bir doyuma saltık und Anschauung oder Vorsıellen,
hakkı olan düşünmeye bu doyumu veririz. diese Befriedigung.
SIEBENTE VORLESUNG YEDİNCİ DERS

DaB wir die Erhebung des Geisıes Tinin Tannya yükselişini düşünce yoluyla kav­
zu Gou dcnkend fassen wollen,
dies legt uns cine fonlll!lle Bestim­ ramayı istememizin nedeni Tannnın varoluşu­
mung \•or, der wir sogleich bei nun tanıtlannın nasıl ilerleyeceği konusunda
dem ersıen Hinblick darauf, wie
das Beweisen vom Dasein Goues
ilk bakışta karşımıza çıkan ve hemen ele alın­
verfahrt, begegnen und die zu­ ması gereken biçimsel bir belirlenimdir. Düşün­
n3.chst ins Auge zu nehmen ist. meye dayalı irdeleme en yakın deneyimden
Die denkende Betrachtung ist
ein Auslegen, eine Unterschei­ sonra bir bakıma tek bir vuruşta elde ettiğimiz
dung der Momente dessen, was şeyin kıpılarının bir açımlaması, bir aynşnrma­
wir nach der n:ichsten Erfahrung
in uns euva auf cinen Schlag \'oll­
sıdır. Tanrının var olduğu inancı durumunda,
bringen. Bei dem Glauben, daB bu çözümleme doğrudan doğruya daha önce
Gotl isi, ger.it dieses Auseinander­ geçici olarak değinilen ve burada daha yakın­
legen sogleich darauf, was schon
beil:iulig berührt und hier n:ilıer dan ele alınması gereken bir noktaya gelir:
vorzunehmen ist; es zu untcrschei­ Tanrının ne olduğu ve Tanrının varolduğu ara­
den, was Gon ist, von dem, dajJ er
ist. Gou isl; \vas ist denn dies, was
sındaki ayrım. Tann vardır; o zaman bu nedir,
sein soll? Goıt ist zun3.chst cine ne olması gerekir? Tanrı ilk olarak bir tasanın,
Vorstellung, cin Name. Van den bir addır. Ö nermenin kapsadığı iki belirle­
zwei Bestimmungen, Gott und
Sein, die der Satz enth3.lt, ist das nim, Tanrı ve varlık belirlenimleri açısından
erstc lnteressc, das Subjekt ffır en önemli şey özneyi kendi için belirlemektir;
sich selbst zu bestimmen, um so
mehr, da hier das Pradikat des
bu özellikle önemlidir, çünkü burada normal
Satzes, als welches sonst dic ei­ olarak önermede öznenin asıl belirlenimini,
gentliche Bestimmung des Sub­
yani ne olduğunu vermesi gereken yüklem yal­
jekts angeben soll, eben das, rvas
dieses sei, nur das trockne Sein nızca kuru varlığı kapsar. Oysa Tanrı hemen
enthiilt, Gou aber sogleich mehr bizim için salt varlıktan daha çoğudur. Ve evrik
für uns isı als nur das Sein. Und
umgekehrt, eben weil er ein un­
olarak, Tann salt varlıktan sonsuz ölçüde daha
endlich reicherer, anderer Inhalt varsıl ve başka bir içerik olduğu için, dikkat
isı als nur Sein, ist das lntercssc, edilmesi gereken şey bu içeriğe varlık belir­
demselben diese BesLirnrnung als
cine davon verJchiedcne hinzuzu­ leniminden başka bir belirlenimi eklemek­
fügen. Dieser Inhalt, so vom Sein tir. Böylece varlıktan ayrı olan bu içerik bir
unıerschiedcn, ist eine Vorstel­
lung, Gedanke, Begriff, welcher
tasanın, bir düşünce, bir kavramdır ki, daha
hiernach ffır sich soll expliziert sonra kendi için açımlanması ve açıklanması
und ausgemachl werden. So ist gerekecektir. Böylece Tanrının metafiziğinde,
denn in der Metaphysik von Gou,
der sogenannıen natürliclıen Tlıetr doğal tanrıbilim denilen şeyde başlangıç Tanrı
lııgie, der Anfang damiL gemachı kavramının alışıldık yolda açımlanması ile
53
54 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yapılır. Buna göre Tannya ilişkin olarak var­ worden, den Begriff Gou zu ex­
ponieren nach der gewôhnlichen
sayılan tasanmımızın ne kapsadığına bakılır Weise, indem zugesehen wird, was
ve burada yine hepimizin Tann adı ile anlat­ unsere vorausgeseute Vonte1tung
von ihm enthalte, wobei wieder vo­
tığımız aynı tasarımı taşıdığımız varsayılır. rausgcser..zt ist, daO roir aile dieselbe
Kendi için alındığında Kavram edimselliğine Vorstelhıng haben, die wir mit Gott

bakılmaksızın kendinde de gerçek olması, ausdrücken. Der BegritT nun führt


für sich selbst, abgesehen von seincr
böylelikle Kavram olmakla mantıksal olarak \A/irklichkeit, die Forderung m i t
gerçek olması istemine götürür. Mantıksal sich, dail e r auch s o in sich selbst
wahr sei, hiermit als Begriff logisch
gerçeklik, düşünme yalnızca anlak olarak wahr sei. Indem die logische Wahr­
davrandığı sürece, özdeşliğe, kendi ile çelişme­ heit, insofern das Denken sich nur

meye indirgendiği için, istem Kavramın kendi als Verstand verhfilt, aufdie ldentitiit,
das Siclı-nicht-Widospreclıen rcduziert
içinde çelişkili olmamasından daha öteye ist, so geht die Forderung nicht
geçmez; ya da başka türlü anlatırsak, olanaklı weiler, als daB der Begriff nicht in
sich widersprechend sein soll oder,
olması isteminden daha öteye gitmez, çünkü wie dies auch genannt wird, daB er
olanağın kendisi bir tasanmın kendi ile özdeş­ 1110glic/ı sei, indem die MöglichkeiL

liğinden başka birşey değildir. İkinci istem bu selbst nich15 weiter ist als die lden­
tiliit einer Vorstcllung mil siclı. Das
Kavramın var olduğunun gösterilmesi, Tan­ zwcite ist denn nun, daB von die­
nnın varoluşunun tanıtıdır. Ama o olanaklı scın Bcgriffe gczeigt wcrde, daB er
ist, das Beweisen vom Dasein Gottcs.
Kavram tam olarak bu özdeşlik, salt olanak Weil jedoch jener môgliche Begrilf
sorununda kategorilerin bu en soyutuna eben in dicseın lntercsse der Jden­

indirgendiği ve varolma yoluyla daha varsıl tiliit, der bloBen Môglichkeit auf
diese abstraktestc der Kategorien
olmadığı için, sonuç henüz Tann tasarımı­ sich reduziert und durch das Dasein
nın doluluğuna karşılık düşmez. Buna göre nicht reicher wird, so entspricht das
Ergebnis noch niclu der Fiille der
üçüncü istem Tannnın özelliklerinin, evren ile Vorstellung von Gott. und es isı da­
bağıntılannın daha öte ele alınmasıdır. her driuens nach weiter van dessen

Bu ayrımlar ile varoluşun tanıtlarını yok­ Eigensclıajlen, seincn Beziehungen


auf die WelL, gehandelt worden.
larken karşılaşınz. Somut olanı analiz etmek, Dicsen Unterscheidungen be­
kıpılannı ayrıştırmak ve belirlemek ve sonra gegnen wir, indcm wir uns nach den
Beweisen vam Dasein umsehen; es
onlara sıkı sıkıya sarılmak ve Üzerlerinde ist das Tun des Vcmandes, das Kon­
diretmek anlağın etkinliğidir. Eğer anlak krete zu analysieren, die Momente

daha sonra onları bir kez daha yalıtılmışlık­ desselben zu unterscheiden und zu
bestimmen, dann sie festzuhalten
tan kurtarıp birleşmelerini gerçek olarak kabul und bei ihnen zu verharren. Wenn
etse bile, gene de onların birleşmelerinden er sie sp3ter auch wieder von ihrem

önce ve öyleyse onun dışında da gerçek ola­ lsalieren befreit und ihre Vminigımg
als das Wahrc anerkennt, sa sallen
rak görülmeleri gerekir. Böylece varlığın sic doch auch vor und damİL aujler

özsel olarak Tanrı kavramına ait olduğunu, ihrer Vereinigung als ein Wahrhaftes
bctrachtet werden. Sa ist sogleich
bu kavramın zorunlu olarak var olarak düşü­ das lnteresse des Versıandes, aufzu­
nülmesi gerektiğini göstermek anlağın ilgi­ zeigen, daB das Sein wesentlich zum
lendiği noktadır. Eğer durum bu ise, o zaman BegriffGottes gehôrt, dicser Begrilf
notıvendigals seiend gedachı werden
kavramın varlıktan ayrılmış olarak düşünül­ muB; wenn dies der Fall ist, so soll

memesi gerekir, - kavram varlıktan ayn ola­ der BegrifT nicht abgesondert vom
Sein gedacht werden, - er ist nichts
rak gerçek değildir. Öyleyse kavramın kendi \Vahrhaftes ahnc Sein. Diesem Rc­
için gerçek olarak, ilk olarak varsayılması ve sultate zuwider ist es also, daB der
7. DERS 55
BegrifT für sich selbst wahrhaft be­ elde edilmesi gereken birşey olarak görüle­
trachtel werden könne, was zuerst
angenommen und bewerkstelligt
bileceği düşüncesi bu sonuca aykırıdır. Eğer
werden soltte. Wenn hicr der burada anlak kendi edimi olan bu ilk bölün­
Verstand diese erste Trennung,
dic er machte, und das durch die
menin ve bu bölünme yoluyla ortaya çıkan
Trennung En1Standene selbst für şeyin kendisinin gerçek olmadığını bildirirse,
unwahr erklirt, so zeigt sich die
o zaman karşılaşunna, burada daha öte ortaya
Vergleichung, die andere Trcn­
nung, die dabei femer vorkommt, çıkan ikinci bölünme kendini temelsiz olarak
als grundlos. Der Begriffsoll nam­ gösterir. Başka bir deyişle, ilk olarak Kavramın
lich zuerst betrachtet und nach­
hcr auch die Eigenschaflen Goııes
ve ancak daha sonra Tanrının özelliklerinin ele
abgehandelt werden. Der BegrifT alınması gerekir. Tann Kavramı varlığın içeriffini
Goııes macht den lnlıalt des Seins
oluşturur; ve aynca "onun olgusallıkl,annın topw­
aus, er kann und soll auch nichıs
anderes sein als der "lnbegriff sei­ mından "başka birşey olamaz ve olmaması gere­
ner Reolitiiterı "; was sollten aber die kir. Ama o zaman Tanrının özellikleri olgusal­
Eigenschaften Goues anders sein
als die Realititen und seine Reali­ lıklardan ve onun olgusallıklanndan başka n,e
taten. Sollten die Eigenschaften olabilir? Eğe Tanrının özelliklerinin Tannnın
Goues mehr dessen Beziehungen
auf die Wclt ausdriıcken, dic \•Vei­
evren ile bağınulanndan, Tanrının onun ken­
se seincr T.itigkeit in und gcgen disinden ayn olan bir başkasında ve ona karşı
ein Anderes, als er selbst ist, so
etkinliğinin kipinden daha çoğunu anlatması
ffıhrt die Vorsıellung Gottes wohl
wenigstens so viel mit sich, dal\ gerekiyorsa, o zaman Tannnın tasarımı hiç kuş­
Gotıes absolute Selbstandiglıeit ihn kusuz en azından şu kadarını kendisi ile bir­
nicht aus sich heraustretcn 13.Bt;
und welche Bewandınis es mit der likte getirir: Tanrının saltık kendinde-kalıcılığı
Welt, die au8er ilım und ilım ge­ onun kendi dışına çıkmasına izin vermez, ve
geni'ıber sein sollte. haben möge,
was nicht als bereiL'i entschieden
Tanrının dışında ve ona karşı olması gereken
vorausgesctzl werden dürfle, so ve önceden kararlaşonlmış olduğu varsayılama­
bleiben seine Eigenscharten, Tun
yacak evrenin durumu ne olursa olsun, Tanrı­
oder Verhalten nur in seinem Be­
griff eingeschlossen, sind in dem­ nın özellikleri, etkinliği ya da davranışı yalnızca
selben allein bestimmt und we­ Kavramının içinde kapalı kalır, yalnızca onda
sentlich nur ein Verhalten dessen
zu sich selbst; die Eigenschaften
belirlenir ve özsel olarak yalnızca onun kendi
sind nur die Bestimmungen des ile bir ilişkisidir. Özellikler yalnızca Kavramın
Begrilfes selbsL Aber auch von der
Welt für sich, als einem für Gou
kendisinin belirlenimleridir. Ama eğer Tann
Aullerlichen genommen, ange­ için dışsal birşey olarak alınan kendi için evren­
fangen, so daB die Eigenschaften
den başlarsak (ki bu durumda Tanrının özellik­
Goues Ver/ıallnille desselben zu ihr
seien, so ist die Welt als Produkt leri onun evren ile ili,şkikri olaca.kur) , o zaman
seiner schöpferischen Kraft nur onun yaraocı gücünün ürünü olarak evren yal­
durch seinen BegrifT bestimmt, in
welchem somit wieder, nach die­
nızca onun kavramı yoluyla belirlenir - kavram
sem lıberflllssigen Umwege durch ki, evrenden geçen bu gereksiz yan-yol alındık­
die Welı, die Eigenschaften ihre
Bestimmung hahen und der Be­
tan sonra, özelliklere belirlenimlerini yine o
griff, wenn er nicht etwas Leeres, verir, ve eğer boş birşey değil ama içerik dolu
sondern etwas lnhaln•olles sein
olacaksa, yalnızca onlar yoluyla belirtik kılınır.
soll. nur durch sie expliziert wird.
Was sich hieraus ergibt, ist, Buradan ortaya çıkan şey gördüğümüz ayrım­
daB die U nterscheidungen, die ların öylesine biçimsel olduklarıdır ki, bunlar
wir gesehen, so formell sind, daB
sie keinen Gehalt, keine besonde­
birbirlerinden ayrıldıklarında gerçek birşey
rcn Sph3.ren begründen, welche olarak görülebilecek hiçbir içeriği, hiçbir özel
56 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

alanı temellendiremezler. Tinin Tannya yük­ getrennt voneinander als elwas Wahw
res betrachLet werden könnten. Die
selişi tek bir şeydedir: Kavramının, özelliklerinin Erhebung des Geistes zu Gou ist in
ve varlığının belirlenmesinde. Yoksa kavram ya einem: Bestimmen seines Begri/ft ıınd
seiner Eigensclıaften und seine.s Seins,
da tasarım olarak Tanrı bütünüyle belirsiz oder Goıı als Begrifr oder Vorsıel·
birşeydir. Ancak varlığa bir geçiş, ve dahası lung ist das ganz Unbestinınue;

giderek ilk ve en soyut geçiş olduğu zaman crst der - und zwar selbst erste
und abstrakteste Ü bergang n:im�
kavramın ve tasarımın belirliliğe bir girişi lich zum Strin ist ein Eintreten des
vardır. Bu belirlilik hiç kuşkusuz yeterince Begrifrs und der Vorsıellung in die
Bestimmtheil. Diesc Bestimmtheit
yoksuldur; ama bu yoksulluğun nedeni o ist freilich diirftig genug; dies hat
metafiziğin olanak ile başlamasıdır ve bu ola­ aber eben darin seinen Gnmd, dall
jene Meıaphr-ıik miı der Môglichkeiı
nak, gerçi Tanrı kavramının olanağı olması
beginnı, welche Môglichkeiı, ob sie
gerekse de, yalnızca anlağın içeriksiz ola­ gleich die des Begriffes Goıtes sein

nağına, yalın özdeşliğe denk düşer, öyle ki soll, nur zur inhahsleeren Möglich�
keil des Verstandes. zur einfachen
gerçekte, gördüğümüz gibi, yalnızca genel ldentitiı wird. so daB wir in der Tat
olarak düşüncenin ve varlığın en son soyut­ es nur miı den lerıten Abstraktionen
von Gedanheıı überhaupt und dem
lamalan ile, yalnızca karşıtlık ve aynlmazlık­ Sein, und nur deren Gcgensatzc
ları ile ilgilenmekte olduğumuzu buluruz. sowohl als deren Ungetrennıheit,
\\'ie wir gesehen, zu tun bekommen
- Metafiziğin onlarla başladığı ayrımların
haben. - Indem wir die Nichtigkeit
hiçliğini belirttiğimiz için, onun yordamı için der Unterscheidungen, womit die

yalnızca tek bir sonucun doğduğunu, yani o Metaphysik anrangt. angegebeıı. ist
zu erinncm, daJl sich damiı nur eine
aynmlar ile birlikte yordamdan da vazgeçtiği­ Folge rii r das l'erfalıren derselben
mizi anımsatmamız gerekecektir. İrdelenecek ergibı, mimlich diese, daB wir das�
selbe mit jenen Unıerscheidungen
tanıtlardan biri içerik olarak düşünce ve var­ aufgeben. Einer der zu betrachten·
lık arasında burada daha şimdiden kendini den Beweise wird zum lnhahe selbst
den hicr bereits sich einmischenden
araya soktuğunu gördüğümüz ve yeri geldi­ Gegensatz von Denken und Sein
ğinde kendi değeri içinde tartışılacak olan haben, wekher also daselbst nach

karşıtlığı alır. Ama burada onda kavramın seinem eigcnen Werte zu erörtern
kommt. Hier könncn wir aber das
ilkin bütünüyle genel, biçimsel doğasının bil­ Affirmalive herausheben. was dar�
gisi için kapsanan olumlu öğeyi vurgulayabili­ in für die Erkenntnis der zun3.chst
ganz allgemeinen, formellen Namr
riz . Buna dikkat etmeliyiz çünkü genel olarak des BegriITes iiberhaupı liegı; es
irdelememizin kurgul temelini ve bağlantı­ isı darauf aufmerksam zu machen,
insofern es die spekulaüve Grund·
sını ilgilendirir - bir yan ki, ilkin yalnızca lage und Zusammenhang unserer
değinmekle yetinecek olsak da, kendinde Abhandlung fıberhaupı beıriffı -

hiç kuşkusuz gerçekten yol gösterici yandan eine Seite, die wir nur andeuten,
da sie an sich Z\'w'af nichts anderes
başka birşey olmayabilir -, ama burada ama­ als das wahrhaft Leitendc scin kann
cımız açımlamamızda onu izlemek ve kendi­ -, aber es ist nicht unscr Zweck, sie
in unserer Darstcllung zu verfolgen
mizi yalnızca ona sınırlamak değildir. und uns alicin daran zu hallen.
Öyleyse bir tür öncül olarak belirtilebilir Es kann also lemmatischerweise
bemerkı werden, daB hier dasjenige,
ki, burada daha önce kendi için Tanrının
was vorhin der Begriffvon Gotı ffır
kavramı ve onun olanağı denmiş olan şey sich und dessen Möglichkeil hiell,

şimdi düşünce olarak, ve dahası soyut düşünce nur Gedanlte, und zwar abstrakter
Gedanke gcnannt werden soll. Es
olarak adlandınlacaktır. Tanrının kavramı ve wurde unter dem Begriffe Gottes
olanağı arasında ayrım yapıldı. Ancak böyle und der Möglichkeiı unterschieden,
7. DERS 57
alicin solcher Begriff liel selbst bir kavramın kendisi olanak ile, soyut özdeş­
nur m i t der Möglichkeit, der
abstrakten ldenlit3t zusammen;
lik ile çakışır. Yine böyle, genel olarak kavram
n i c h t wcniger blieb von dem, değil ama tikel bir kavram, ve dahası Tanrının
was nicht der Bcgriff übcrhaupt,
sondern ein besondcrer Begriff,
kavramı olması gereken şeyden geriye yalnızca
und zwar der Begrirr Goues sein bu soyut, belirlenimsiz özdeşlikten başka bir­
solhe, nidlls fıbrig als eben nur
şey kalmaz. Bu söylenenlerden çıkan bir sonuç
diese abstrakte, bestimmungslosc
Identiı:it. Es liegt schon in dem böyle soyut anlak-belirlenimini kavram yerine
Vorhergehenden, daB wir solche alamayacağımızdır; tersine, kavram kendi
abstraktc Verstandesbcstimmung
nichl für den Begriff nehmen,
içinde saltık olarak somuttur, bir birliktir ki
sondern so, daB er schlechthin belirsiz değil, tersine özsel olarak belirlidir ve böy­
konkret in sich sei, eine Einheit,
welche nicht unbestinımt, sondern
lece yalnızca belirlenimlerin birliği olarak vardır.
wesentliclı besli1nmt und so nur als Böylece bu birliğin kendisi belirlenimlerine
Einlıeit von Bestimmungen ist, und bağlı ve öyleyse aslında kendisinin ve belir­
dicse Einheit selbst so an ibre
Bestimmungen gebunden, alsa lenimlerinin birliğidir, öyle ki belirlenimler
eigentlich die Einheit \lon ihr olmaksızın birlik hiçbirşeydir ve yitip gider;
selbst und den Bestimmungen ist,
daB ohne dic Bestimmungcn die
ya da daha tam olarak, kendisi yalnızca ger­
Einheit nichts ist, zugrundc geht çek olmayan bir belirliliğe indirgenir ve ger­
oder nci.her: selbst nur zu eincr
çek ve edimsel birşey olabilmek için bağıntıya
unwahren Bestimmtheit herabgc­
setzt und, um etwas Wahres und gereksinir.
\.Yirkliches zu scin, der Beziehung Buna eklememiz gereken şey yalnızca belir­
bediırftig isı.
Wir ffıgen hierzu nur noch lenimlerin - ki içeriği oluştururlar - böyle
dies, daB solche Einhcit von Be­ bir birliğinin bu nedenle kendisine belirlenim­
stimmungen - sie machen den
lnhalt aus - daher nichl in der
lerin bir dizi yüklem olarak bağlı olduğu bir
\.Yeise als cin Subjekt zu nchmen özne olarak alınamayacağıdır; çünkü o zaman
ist, dem sie als mehrere Prii.dikate
belirlenimler yalnızca bir üçüncü terim olarak
zuk:imen, welche nur in demsel­
ben als einem dritten ihrc Ver­ bu birlikte bağlantılarını bulacak, ama kendileri
knüpfung h3.tten, ffır sich aber için onun dışında birbirlerine karşı olacaklardır.
auBer derselben gegeneinander
w3.ren, sondcrn ihre Einheit ist Tersine, birlikleri onların kendilerine özsel bir
cine ihnen selbst wescnlliche, d. birliktir, e.d. öyle bir birliktir ki, belirlenimle­
h. nur cine solche, da.fi sie durch
die Bestimmungen selbst kon­
rin kendileri yoluyla oluşturulur, ve evrik ola­
stituiert wird, und umgekehrt, rak bu ayrı belirlenimler böyle olarak kendile­
daB diese unterschiedenen Be­
rinde birbirlerinden ayrılamazdır, birbirlerine
stimmungen als solche an ihnen
selbst dies sind, untrennbar \'on­ geçer ve başkaları olmaksızın kendileri için
einander zu sein, sich sclbst in alındıklarında hiçbir anlam taşımazlar, öyle
die andere zu übersetzen und für
sich genommen ohne die andere
ki onların birliği oluşturmaları gibi, birlik de
keinen Sinn zu haben, so daB, wie onların tözü ve ruhudur.
sie die Einheit konstituieren, dicse
deren Subscanz und Seele ist.
Genel olarak Kavramda somut olanın doğasını
Dies macht die Naıur des Ko11- oluşturan budur. Herhangi bir nesne üzerine
hreten des Begriffs überhaupı aus. felsefe yaparken evrensel ve soyut düşünce­
Bei dem Philosophiercn über
irgendeinen Gegenstand kann belirlenimleri olmaksızın başlayamayız. Ve
es nicht ohne allgemeine und ab­ Tanrı, düşüncelerin en derini, saltık kavram
strakte Gedankenbestimmungen
abgehen, anı wenigsten, wcnn
nesne olduğu zaman, bu özellikle böyledir.
Gott, das Tiefste des Gedankens, Böylece burada kavramın kendisinin kurgu!
58 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

kavramının ne olduğunu belirtmekten kaçına- . der absolute BegrilT, der Gegen­


stand ist; so hat es hier nicht um­
mayız. Burada bunlar ancak tarihsel bir öne­ gangen wcrden können, anzuge­
sürüm olarak verilebilir. Kavramın içeriğinin ben, was der spekulative Begriff
des Begriffes selbst ist. Derselbe hat
kendinde ve kendi için gerçek olduğu man­
hier nur in dem Sinne angeffıhrL
tıksal felsefede gösterilir. Örnekler bunu tasa­ werden könncn, eine historische
Angabe zu sein; dall sein Gehalt an
nmsal düşünme için daha yakına getirebilir.
und für sich wahr sei, wird in der
Çok uzağa gitmemiz gerekmeksizin - çünkü logischen Philosophie erwiesen.

tin her durumda en yakında olandır -, dirim­ Beispiele könnten ihn der Vorstel­
lung mihcrbringen; um nicht zu
liliği anımsatabiliriz. Bu ruhun birliği, onun weiı geführl zu wcrden, genüge
yalın Biridir; ve aynı zamanda kendi içinde es - der Geist ist allerdings das
n3chste -, an die Lebendigkeit zu
öylesine somuttur ki, ancak iç örgenlerinin,
erinnern, welche die Einheit, das
üyelerinin, ve daha başka örgenlerinin süreci einfache Eins der Seele, zugleich
so konkret in sich ist. daB sie nur
olarak varolur. Bunlar özsel olarak ondan ve
als der ProzeB ihrer Eingeweide,
birbirinden ayndır; ve gene de süreçten ayrıl­ Glieder, Organe ist, welche, we­
dıklarında yitip gider, oldukları şey olmaya, sentlich von ihr und \'Oneinander
unterschieden, doch aus ihr her­
yaşam olmaya son verir, e.d. bundan böyle ausgcnommen zugrunde gehen,
onun anlam ve imlemini taşımazlar. aufhörcn, das zu sein, \Ya.S sie sind,
das Leben, d. i. ihren Sinn und Be-­
Kurgul kavramın kavramını içinde sundu­
dcutung nichı mehr haben.
ğumuz anlamda ondan doğan sonucu daha Es ist in demselhen Sinn, in
dem der Begriff des spekulativcn
öte açındırmalıyız. Kavramın belirlenimleri
Begritfs angegehen worden, noch
yalnızca onun birliğinde varolduklan ve buna die Folge dcsselbcn anzufii h ren.

göre aynlmaz oldukları için - ve nesnemiz N3.mlich indem die Bestimmun­


gen dcs Begıiffs nur in der Einheiı
ile uyum içinde ona Tannnın kavramı demek desselben und daher untrennbar
istiyoruz -, bu belirlenimlerin kendilerinden sind - und wir woUcn ihn in Ge­
mfillheit unseres Gegensınndes den
her biri, başkalanndan ayn olarak kendi için
Begıiff Gottes nennen -, so muB
olduğu düzeye dek, sayut bir belirlenim ola­ jede von diesen Bestimmungen
selbst, insofem sie flır sich, unter­
rak değil, ama Tanrının somut bir kavramı
schieden von der anderen genom­
olarak alınmalıdır. Ama Tanrı aynı zamanda mcn wird, nicht als eine abstrohte
yalnızca birdir. Buna göre bu kavramlar ara­ Bestimmung, sondem als ein kon­
kreter Begrifr Goues genommen
sında daha önce belirlenimler olarak arala­
werden. Dieser aber ist zugleich
nnda varolduğu belirtilen ilişkiden başka hiç­ nur einer; es ist daher kein ande­
res Verh3.ltnis unter diesen Begrif­
bir ilişki yoktur; başka bir deyişle, bir ve aynı
fen, als das vorhin un ter ihnen als
kavramın kıpılan olarak, birbirleri ile zorunlu Besrimmungen angegeben worden

bir yolda ilişkili olarak, birbirlerini karşılıklı ist, n3.mlich als Momente eines und
desselben Begıiffes zu sein, sich zu­
olarak dolaylı kılıyor olarak, ayrılmaz olarak einander als nolwendig zu verhal­
görüleceklerdir, öyle ki yalnızca birbirleri ile ten, sich gegenseitig zu vennineln,
untrennbar zu sein, so daB sie nur
bağıntı yoluyla varolurlar ve bu bağıntı tam
durch die Beziehung aufeinander
olarak onlar yoluyla oluşan ve onların var­ sind, welche Beziehung eben die
lebendigc, durch sie werdende
sayılmış temeli olan dirimli birliktir. Görün­
Einheit wie ihre vorausgesetzte
gülerindeki türlülük dikkate alındığında, Grundlage ist. Für dies verschie­
kendilerinde yalnızca başka türlü kayulmuş aynı dene Erscheinen ist es, daB sie
an siclı derselbe Begriff sind, nur
kavramdırlar; dahası bu türlülük içinde koyul­ andm geseW., und zwar dall dies vcr­
muşluk ya da görüngüdeki aynmlar zorunlu schiedene Gesetztsein oder andere
7. DERS 59
Erscheinen in notwendigem Zu­ bağlantı içindedir, öyle ki biri başkasından
sammenhange ist, das cine also
auch aus dem andern hervorgchı,
ortaya çıkar, başkası yoluyla koyulur.
durch das anderc geseut wird. Genel olarak Kavramdan ayrım o zaman
Der Unterschied vom Begriffe
als solchem ist dann nur der, daB
yalnızca bu sonuncunun bu soyut belirle­
dieser abstrakte Bestimmungen nimleri yanları olarak taşımasıdır; daha öte
zu seinen Seiten hal, der weiter
belirli kavram ( İdea) ise kendisi kendi içinde
bestimmte Begriff aber (die ilke)
selbst in sich konkrete Seiten, zu somut yanları taşır ki, o evrensel belirlenim­
denen jene allgemeinen Bestim­ ler bunlar için yalnızca temeldir. Bu somut
mungen n u r d e r Boden sind.
Diese konkreten Seiten sind oder
yanlar kendileri için varolan tamamlanmış
vielmchr sie mclıeinen als ffir sich bütün olarak varolur ya da daha doğrusu öyle
exisıierende, vollstandige Ganze.
görünürler. Onlarda, özgül belirliliğini oluştu­
Sie in ihnen, innerhalb des BodCns,
der ihrc spezifische Bestimmtheit ran temelin içerisinde, ve eşit ölçüde kendi
ausmacht, ebenso als in sich unter­ içinde ayrımlaşmış olarak kavrandığında, bu
schiedene gefaBt, so gibt dies dic
Fortbesıimmung des Begri!Ts, dic
o zaman Kavramın daha öte belirlenimini
Mehrheit nicht nur von Beslİm­ verir - yalnızca belirlenimlerin bir çokluğu
mungen, sondern einen Reichtum
von Gesı..altungen, welche cbenso
değil, ama bir şekiller varsıllığı ki, eşit ölçüde
schlechthin idll/� in dem einen Be­ saltık olarak idealdirler, tek bir kavramda, tek
gri!Te, dem einen Subjekıe geseızı bir öznede koyulmuş ve kapsanmışlardır. Ve
und gehalten sind. Und die Einheit
des Subjekts mit sich wird um so in­ öznede açman ayrımlar ne denli büyükse
tcnsivcr. in je weitcre Unterschiedc öznenin kendi ile birliği o denli yeğin olur;
es ausgelegt ist; das weiterc Fortbe­
stinımen isl zugleich ein lnsich­
öznenin daha öte belirlenimi aynı zamanda
gehen des Subjekts, ein Verıieferı onun kendi-içine-gidişi, kendi içinde bir
seiner in sich selbst.
Wenn wir sagen. daB ein und
derinleşmesidir.
derseJbe Begriff es sei, der nur wei­ Onun yalnızca daha öte belirlenmiş bir ve
ter fortbestimmt werde, so ist dies
aynı kavram olduğunu söylediğimiz zaman,
ein fornıeller Ausdruck. \Veitere
Fortbestimmung cines und dessel­ bu biçimsel bir anlatımdır. Bir ve aynı olanın
ben gibt mehrere Bestimmungen daha öte belirlenimi ona daha çok belirlenim
für dasselbe. Dieser Reichtum in
der Fortbcstimmung aber mu6
ekler. Ama daha ileri belirlenmedeki bu var­
nicht bloB als cine l\llelırlıeil von sıllık yalnızca bir belirlenimler çokluğu olarak
Bestimmungen gedacht werden,
sondern konkret werden. Diese
değil, ama somut olarak düşünülmelidir. Bu
konkrcten Scilen fiır sich genom­ somut yanlar kendileri için alındıklarında
men erschcinen selhst als vollsı.in­
tamamlanmış, kendi için varolan bir bütün
dige, fiır sich existierende Ganze;
aber in einem Begriffe, einem Sub­ olarak görünürler; ama tek bir kavramda, tek bir
jekte gesetzL, sind sie nicht selbsı.in­ öznede koyulduklarında, kendilerinde-kalıcı,
dig, getrcnnt voneimmdcr in ihrn,
sondern als idlll� und die Einheil onda birbirlerinden ayrılmış değildirler, ama
des Subjek15 wird dann um so in­ ideal olarak varolurlar, ve öznenin birliği o
tensiver. Die höchste Intcnsit.3.t des
Snbjekts in der ideali tal aller kon­
zaman daha da yeğin olur. Tüm somut belir­
kreten Bestimmungen, der höchs­ lenimlerin, en yüksek karşıtlıkların idealitesi
ten Gegens3tze ist der Geisl. Zıır na­ içindeki öznenin en yüksek yeğinliği Tindir.
h eren Vorstcllung hicn'on wollen
wir das Verh3ltnis der Natur zum Bunun daha yakın bir tasarımını vermek için
Gciste anführen. Die Namr ist im Doğanın Tin ile ilişkisini gösterebiliriz. Doğa
Geisle gchalten. von ihm erschaf­
ren, und dcs Scheines ihres unmit­
Tinde kapsanır, onun tarafından yaratılır; ve
telbaren Seins, ihrcr selbsıiindigen dolaysız varlık, kendinde-kalıcı edimsellik
60 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

görünüşüne bakılmaksızın, kendinde yalnızca Wirklichkeil unerachLel, ist sie an


sich nur ein Geselztes, Geschaffenes.
koyulmuş birşey, yaraulmış birşey, Tinde ideal im Geiste ldeelles. Wenn im Gange
olan birşeydir. Bilginin ilerleyişinde Doğadan des Erkennens von der Natur zum
Geiste forıgegangen, die Natur als
Tine geçildiğinde, ve Doğa yalnızca Tinin MomcnL nur des Geistes bestimmL
kıpısı olarak belirlendiğinde, gerçek bir çok­ wird, enısteht niclu cine wahrhafte

luk, biri Doğa ve öteki Tin olan iki tözsel şey Mehrheit, ein substantielles Zwei,
deren cines die Nauır, das andere
ortaya çıkmaz; dahaçok, Doğanın tözü olan der Geist w3.re, sondern die ldee.
İ dea Tine derinleşmiş olarak, idealitenin bu welche die Substanz der Natur
ist, zum Geiste vertieft, beh3.lt in
sonsuz yeğinliğinde o içeriği kendi içinde dieser unendlichen lntensitat der
saklar ve kendinde ve kendi için Tin olan bu Idealit3tjenen lnhalt in sich und isl

idealitenin kendisinin belirleniminden ötürü reicher um die Bestimmung dieser


ldealit.ci.t sclbst, dic an und für sich.
daha da varsıldır. Araştırmamızın gidişinde der Gei.st ist. Vı.'ir mögen bei dieser
irdelememiz gereken daha öte belirlenimler En'r'Cihnung der Natur in Rfıcksichl
auf dic mchreren Bcsıiınmungen,
açısından Doğaya bu değinme ile ilgili olarak die wir in unserem Gange zu be­
önceden belirtebiliriz ki, hiç kuşkusuz bu şekil ırachten haben. zum voraus dics

içinde dışsal varoluşun bütünlüğü olarak görü­ anführen, daB sie in dicser Gestalı
als die Totalitftl iu6erlicher Exis­
nür, ama üzerine yüksdeceğimiz. belirlenimlerden tcnz zwar vorkommt, aber als cine
biri olarak. Burada ne o kurgul idealitenin der Bcstimmungcn, iiber die wir
irdelemesine, ne de somut şekillenmeye geçi­ u1ıs P.T/ıeben; wir gehcn hicr einer­
seits nichı zur Betrachnmgjener
yoruz, ki bunda içinde köklendiği düşünce­ spekulativen ldealil3ı fon, noch

belirlenimi Doğa olacaktır. Doğa basamağı­ 1.u der konkreten Gestahung, in


der dic Gedankenbestimmung. in
nın kendine özgü yanı hiç kuşkusuz Tanrının der sic wurzclt, zur Natur würde.
belirlenimlerinden biri, Tanrı kavramındaki Die Eigeıllfımlichkeit ihrer Stufe isı

altgüdümlü bir kıpı olmasıdır. Aşağıda kendi­ allcrdings einc der BesLimmungcn
Gottcs, cin untergcordnetes Mo­
mizi yalnızca kavramın açınımına ve ayrımın ment in demselben llegrilf. Da wir
nasıl genelde düşünceler olarak, kavram-kıpı­ uns im folgenden nur auf desscn
Enıwicklung, wie dic Unterschie­
ları olarak kaldığına sınırlayacağımız için, bu de Gedanken als solche, Begrilfs­
basamak Doğa olarak değil ama zorunluk ola­ momente blcibcn, beschr3nken,

rak, ve yaşam Tanrının kavramındaki bir kıpı so wird dic Smfe nichı als Natur.
sondern als Notwendigkeit und
olarak görülecektir - bir kavram ki, gene de Leben Moment in Gottes BcgrifTe
daha derin özgürlük belirlenimi ile Tin ola­ sein, der dann aber ferner mit der
tiefcren Bestimmung der Freiheil
rak kavranmalıdır, öyle ki Tanrının ona olduğu als Gcist gefaBt werden mu.B, um
gibi bize de yaraşır bir kavramı olabilsin. ein BegriIT Goues zu sein, der sei­

Hemen yukarıda bir Kavram-kıpısının somut ner und auch unserer wi"ırdig sei.
Das soeben iıber dic konkreıe
biçimi üzerine söylenenler kendine özgiı bir Form eines Bcgriffsmoments Ge­
yanı anımsatır ki, buna göre belirlenimler sagte erinnert an cine eigcnLüm­
liche Seite, nach welchcr die Be�
açınımlarında kendilerini çoğaltır. Tanrının sıimmungen in ihrer Ent\Yicklung
belirlenimlerinin birbiri ile ilişkisi kendi için sich vermehren. Das Verh3.1Lnis der

güç bir konudur ve kavramın doğası ile tanı­ Bestimmungen Goues zueinander
ist ein schwicriger Gegenstand ffır
şık olmayanlar için daha da güçtür. Ama hiç sich und um so mchr ffır diejeni­
olmazsa kavramın kavramı ile hiçbir tanışıklık gen, wclche die Natur des Bcgrif­
fes nichl kennen. Aber ohnc vom
olmaksızın, en azından onun bir tasarımını Begri lfe des Begrilfes wenigstens
taşımaksızın, genelde Tin olarak Tanrının etwas zu kennen, wenigstens eine
7. DERS 61
Voroıcllung zu haben. kann vom özüne ilişkin hiçbirşey anlaşılamaz. Ama bu
Wesen Goues, als GeisLes überhaupl,
nichts verstanden werden; aber das söylenenler konuyu irdelememizin hemen
Gesagte findeL ferner soglcich seine sonraki bölümünde doğrudan uygulamasını
Anwendung in der n3chsüolgenden
Seiıe unserer Abhandlung.
bulacaktır.
SEKİZİNCİ DERS ACHTE VORLESUNG

Önceki derste kavramın doğasını, onun bir in der vorigen Vor1csung sind die spe­
kulativen Grundbestimmungen, die
belirlenimler ve şekillenmeler çokluğuna Naıur des Begrilfs, dcssen Enıwicklung
açınımını ilgilendiren kurgu! temel-belirle­ zu der Vielhcit von Bcstimmungen

nimler belirtildi. Eğer bir kez daha dönüp und Gesıalıungen beırelfend. angege·
ben worden. Wenn wir mı.eh unsercr
önümüzdeki göreve bakarsak, hemen kar­ Aufgabe zuriıcksehen. so bcgegnet uns

şımıza bir de çokluk çıkar ve Tanrının varo­ sogleich auch eine Mehrheit; es lindeı
sich, daB es mehTm! Beweisevom Dasein
luşunun birçok tanıtının olduğunu görürüz Goues gibt, - eine 3.uBerliche empi­
- dışsal, görgü! bir çokluk, bir türlülük ki, rische Mehrheit, Verschiedcnheit,
wie sie sich zun5chst auch nach dem
ilkin kendini tarihsel ortaya çıkışına göre geschichtlichcn Entstehcn darbictet,
sunar. Bunun kavramın açınımından doğan die nichts mic den Untencheidungen,

ayrımlar ile hiçbir ilgisi yoktur ve buna göre welche sich aus der Entwicklung dcs
Begriffs ergeben, zu tun hat und die
onu dolaysızca karşımızda bulduğumuz gibi wir sonach. wie wir sie u nmiuelbar

alacağız. Ama eğer burada sonlu bir nesne vorfinden, aufnehmen. Allein ein MiB­
trauen gegen jcne Mehrhcit kônncn
ile ilgilenmediğimizi düşünürsek, ve son­ wir sogleich fasscn, wenn wir l'ıberle­
suz bir nesneyi irdelememizin olumsal ve gen, daB wir es hier nicht mit einem
endlichen Gcgenstande zu ıun haben,
dışsal değil ama felsefi bir etkinlik ve çaba und uns eıinnem, daB unsere Betrach­
olması gerektiğini anımsarsak, bu çokluğa tung eines unendlichen Gegenstandes
eine philosophische, nichL ein zuf3.1-
karşı hemen bir güvensizlik duyabiliriz. liges, 3.uBerliches Tun und Bemühen
Tarihsel bir olgu, giderek matematiksel bir sein soll. Ein geschichtliches Faktum,

şekil bile kendi iç bağıntılarının ve dışa­ auch eine maLhematische Figur ent­
h:ilt eine Menge von Beziehungen in
rısı ile ilişkilerinin bir çokluğunu kapsar ihr und Verhilmisse nach auBen, nach
ki, bunlara göre kavranabilir; yine onlar­ denen sie angefaBt und von denen aus
auf das Haupcverh3.ltnis, von dem sie
dan bağımlı oldukları birincil ilişki ya da selbst abh3.ngen. ader auf eine ande­
burada önemli ve benzer olarak onlarla re Bestimmung, um dic es zu tun ist
und die hiermit gleichfalls zusammen­
bağlantılı olan bir başka belirlenim çıkar­ h3.ngt, geschlossen werden kann. Van
sanabilir. Pisagoras teoreminin yirmi kadar dem pythagoreischen Lehrsaıze sollen

tanıtlamasının bulunduğu söylenir. Tarihsel etliche und zwanzig Bcweise erfunden


worden sein. Ein geschichtliches Fak­
bir olgu ne denli önemli ise, bir durumun tum, je bedcutender es ist. stcht mit
ve başka tarihsel olayların o denli çok yanı sa vielen Seiten eines Zustands und
anderen geschichtlichen Vcrlaufs im
ile bağlantı içinde durur ve böylece olguyu Zusammenhang, daB von jeder der­
kabul etmenin zorunluğunu göstermek için selbcn aus ffır die Noıwendigkeil der
Annahmejencs Faktums ausgegangen
bu noktalardan herhangi biri ile başlanabi­ werden kann; der direkten Zeugnisse
lir. Doğrudan tanıklıklar da benzer olarak können ebenso schr viele sein, und

62
8. DERS 63
jedes Zeugnis gih, insofern es sich çok sayıda olabilir, ve her bir tanıklık, başka
nicht sonst widersprechend zeigt,
in diesem Felde für einen Beweis.
bakımlardan kendini çelişkili olarak göster­
Wenn bei einem mathcmatischen medikçe, bu alanda bir tanıt olarak geçer­
Satze auch ein einziger für genü­
lidir. Eğer matematiksel bir önerme duru­
gcnd gih, so ist es vornchmlich bei
geschichtlichen Gcgenstıinden, juri­ m unda tek bir tanıtlama yeterli sayılırsa,
dischen Fiillen, daB einc Mehrhciı o zaman başlıca tarihsel nesneler ve tüze
von Beweiscn daffır gelten mu8, die
Bewciskraft selbst zu vcrst.3.rken. Auf
davaları durumunda bir tanıtlamalar çok­
dem Gcbieıe eler Erfahnıng, der Er­ luğunun tanıtlamanın kendisinin gücünü
scheinungen hat der Gegensıand a\s
arttırdığı kabul edilmelidir. Deneyim ya da
ein empirisch Einzelnes die Bestim­
nıııng der Zufiilligkeiı, und cbenso görüngüler alanında nesne görgü! ve tekil
gibt die Einzelheil der Kenntnis ihr birşey olarak olumsallık belirlenimini taşır,
eben denselben Schcin. Seine Not­
wendigkeit hat der Gegenstand in
ve benzer olarak bilginin tekilliği de ona tam
dem Zusammenhange mit anderen olarak aynı görünüşü verir. Nesne zorunlu­
Umsc3.nden. von denenjeder wieder
ğunu başka durumlar ile bağlantısında bulur
für sich unıcr solchc Zufiilligkciı fiillı;
hier ist es die En,•eitenmg und Wic­ ki, bunlardan her biri yine kendi için böyle
derholung solchen Zıısammenhangs, bir olumsallığın altına düşer. Burada böyle
wodurch die Objehtiviliit, dic Art von
A llgemeinlıeiı, die in diesem Felde
bağlantının genişlemesi ve yinelemesi bu
möglich ist, sich ergibt. Die Besıati­ alanda olanaklı olan nesnelliği ve evrensellik
gung eincs Faktums, cincr Wahrnch­
türünü verir. Bir olgunun ya da algının salt
ınııng dıırch clic bloBc Mehrhciı von
Beobachıııngen benimmı der Sub­ gözlemlerin çokluğu yoluyla doğrulanması
jekliviı..3.t des Wahrnehmcns den Vcr­ algının öznelliğinden görünüşe ve aldan­
dachı des Schcins, der Tiiııschııng,
aller der Arten von lrrtum, denen es
macaya bağlı, aslında sergileyebileceği tüm
ausgeselZt sein kann. yanılgı türlerine bağlı kuşkuyu uzaklaştırır.
Bei Goıı, inclcnı wir dic ganz all­
Bütünüyle evrensel bir tasarımını varsay­
gemeine Vorstellung von demsel­
ben voraussetzen, findet es ein er­ dığımız Tanrı durumunda yer alan şey bir
seils stall, daO er den Bereich von yandan Tanrının nasıl olursa olsun her tür
Zusammenhöingcn, in dem sonst
irgendein Gegcnstand mit anderen
nesnenin başka nesneler ile kurduğu bağ­
sıcht, ıınendlich überıriffı; andc­ lantıların alanını sonsuz ölçüde aşmasıdır;
rerseits, da Gott nur ffır das Innere
öte yandan, Tanrı yalnızca genel olarak
des Menschen überhaupt ist, ist
auf diesem Bodcn gleichfalls auf insanın içselliği için var olduğuna göre, bu
die mannigfal tigstc Weise die Zu­ alanda benzer olarak çok çeşitli kiplerdeki
fiilligkciı des Denkens, Vorsıellens,
der Phantasie, der ausdnicklich
düşünmenin, tasarımlamanın, düşlemin
Zufalligkeit zugestanden wird, der olumsallığı, duyguların, heyecanların vb.
Enıpfi n d u n g e n , Regungen ıısf. açıkça kabul edilen olumsallığı bulunur.
vorhanden. Es ergibt sich damit
cine unendliche Menge der Aus­
Böylece başlangıç noktalarının sonsuz bir
gangspunkte, von denen zu Gou çokluğu ortaya çıkar ki, bunlardan Tannya
übergegangen werden kann und
notwendig i1bergcgangen werden
geçilebilir ve zorunlu olarak geçilmelidir;
muO, so die uncndliche Menge von ve benzer olarak böyle özsel geçişlerin
solchen wesent1ichen Übergc\ngen, sonsuz bir sayısı vardır ki, bunlar tanıtla­
welche die Krafı von Beweisen ha­
ben miıssen. Ebenso muB gegen maların gücünü taşımalıdır. Yine böyle,
die andere unendliche Möglichkeit kanının gerçekliğin yolunda edinilen dene­
der Tauschung und dcs l rrtuıns
auf den Wegen zur Wahrheit dic
yimlerin yinelemesi yoluyla doğrulanması
Besı3.tigung und Befestigung der ve sağlaması gerçekliğin yolunda bekleyen
64 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER
Überzcugung durch die Wicderh o­
aldanmaca ve yanılgının öteki sonsuz ola­
lung der Erfahrungen von den We­
nağına karşı zorunlu olarak görünmelidir. gen zur.Wahrheiı als erforderlich
Öznede Tanrıya inancın güveni ve içtenliği erscheinen. in dem Subjekte sl.3.rkl
sich die Zuversichl und Innigkeit
tinin Tanrıya özsel yükselişinin yinelemesi des Glaubens an Goıı durch die
yoluyla ve onun sayısız nesnede, olayda ve Wiederholung des wesentlichen

durumda bilgelik ve kayra olarak dene­ Erhebens des Geistes zu demselben


und die Erfahrung und das Erken­
yimlenmesi ve bilinmesi yoluyla güçlenir. nen desselbcn als Weisheit, Vorse­

Tek bir nesne ile bağıntıların çokluğu ne hung in unzihligen Gegenst5nden,


Ereignissen und Begebnissen. So
denli tükenmez bir doğada ise, insan gide­ unerschöpflich die Menge der Bezie­
rek artan bir biçimde dışsal çevresinin ve hungen auf den einen Gegenstand
ist, so unerschöpflich zeigt sich das
iç durumlarının sonsuz türlül�kteki sonlu­ Bcdürfnis, in dem fortw3.hrenden
luğuna sürekli olarak gömülürken, insanın Versenktsein des Menschen i n die

Tanrı deneyimini sürekli olarak yineleme, unendlich mann igfalıige Endlich­


kcit sciner 3u8cren Umgebung und
e.d. Tanrının egemenliğini yeni tanıtlarda seiner inneren Zusl3.nde sich fort­
göz önüne getirme gereksinimi de kendini w3.hrcnd die Erfahrung ''on Gou zu
wiederholen, d. h. in neuen Bewci­
eşit ölçüde tükenmez olarak gösterir. sen des \Valıcns Goucs sich dasselbe
Önümüzde bu tür tanıtlama bulduğumuz vor Augen zu bringen.
Wenn man diesc Art des Bewei­
zaman , hemen bunun bilimsel tanıtlama­ sens vor sich hal, wird man soglcich
dan başka bir yere ait olduğunu duyumsarız. inne, dall es in einer verschiedenen

Değişik dışsal durumlardaki çok çeşitli ruh­ Sph3.re staufindel als das wissen­
schaftliche Bewcisen. Das empirische
sal ve ansal durum değişimlerinin bileşimi Leben des Einzelnen, aus den viel­

olarak bireyin görgü! yaşamı, bu türlülük fachsıen Abwechslungen der Sıim­


ınung, der Zust3.nde des Gemüts in
içinde kalarak ve ondan çıkarak, bir Tanrı­ den verschiedenen 3u8eren Lagen
nın varolduğu sonucunu çoğaltmaya götü­ zusammengesclzt, fllhrt es hcrbei,
aus und in denselben sich das Resul­
rülür. Ve değişmeye açık bir birey olarak, tat, daO ein Gou ist, zu vcnrielffiltigcn
her zaman daha da çok ve her zaman da und dicsen Glauben sich, als dem

daha yeni yollarda bu inancı kendinin edin­ verinderlichen lndividuum, immer


mehr und von neuem zu eigen und
meye ve yaşayan bir inanç yapmaya çabalar. lebendig zu machen. Aber das wis­

Ama bilimsel alan düşüncenin alanıdır; ve senschafıliche Feld isı der Boden
des Gtdanhens; auf diesem ziehı sich
yinelemeye ait olan 'birçok kez ' ve aslında das Viel111a l der Wiederholung und
sonuç olması gereken 'her zaman'burada 'bir das Al/ema� das eigenılich das Resul­
tal sein soll, in Eimnal zusammen: es
kez 'biçiminde biraraya yoğunlaşır. Yalnızca
kommt nur die eine Gedankenbestim­
bir düşünce-belirlenimi irdelemeye girer mung in Beınıcht, welche als dieselbe

ki, yalın olmakla, varoluşun sonu gelmez einfach alle jene Besonderheiten des
empirischen, in die unendlichen Ein­
tekilliklerine saçılmış görgü! yaşamın tüm zelheilen der Existenz zerspliuerten

tikelliklerini kendi içinde kapsar. Lcbens in sich faBı.


Aber es sind dies untcrschiedene
Ama bu alanlar yalnızca biçim açısından Sph5.ren nur der Fonn nach, der Ge­
ayrılır; içerik aynıdır. Düşünce çoklu içe­ halı isı derselbe. Der Gedanke bıingı

riği yalnızca yalın bir şeklin içine getirir. den mannigfal tigen Inhalt nur in
einfache Gestah; er cpitomiert den­
Onu değerinden ve özsel yanından yok­ selben, ohne ihın von seinem Wcrte

sun bırakmaksızın özetler; işinin kendine und dem Wesentlichen etwas zu bc­
nchmen; dicses vielmehr nur heraus­
özgü yanı dahaçok bu özsel yanı öne çıkar­ zuheben, isl seine Eigenlflmlichkeit.
maktır. Ama burada da birbirinden ayrı Aber es ergeben sich hierbei auch
8. DERS 65
unterschicdcne, mehrere Bestim­ birçok belirlenim kendini gösterir. Düşünce­
mungen. Zun3chst bezieht sich die
Gcdankenbestimmung auf die A11s­ belirlenimi ilk olarak tinin sonludan Tanrıya
gangspu11kıe der Erhebung des Geis­ yükselişinin başlan{Çtç noktası ile bağıntılıdır.
tcs aus dem Endliclıen zu Gou; wenn
sic deren Unzcihlbarkeit auf wcnige
Sonlunun belirlenimlerinin sayılamazlığını
Kategoricn reduziert, so sind dicsc birkaç kategoriye indirgese bile, bu kate­
Kategorien selbst doch noch meh­
goriler gene de daha çoktur. Genellikle
rere. Das J:.."ndliclıe, was überhaupt als
Ausgangspunkt genannt wurde, hat başlangıç noktası olarak alınan sonlunun
unterschiedene Beslimınungen, und ayrı belirlenimleri vardır ve bunlar sonuçta
dicsc sind demnfichst dic Quelle der
unteı3Chiedenen mctaphysischcn, d.
Tanrının varoluşunun değişik metafiziksel,
h. nur im Gedanken sich bC\\legenden e.d. yalnızca düşüncede devinen tanıtları­
Beweise vom Dasein Goucs. Nach der
nın kaynaklarıdır. Tanıtların kabul etme­
geschichtlichen Gcstalt der Beweise,
wie wir sie aufzunehmen haben, miz gereken tarihsel şekline göre, başlanf5tÇ
sind die Kategorien des Endlichen, nolıtasını belirleyen sonluluk kategorileri
in welcheın dic Aıngangsp11nkte bc­
stimmt werdcn, die 7.ufiilligkeit der dünyasal şeykrin olumsallığı ve sonra onların
welt.lichen Dinge und dann dic zıueck­ kendilerinde ve birbirleri ile ereksel bağıntı­
miijlige Bez.ielmng derselben in ihncn
selbst und aufeinander. Aber aullcr
sıdır. Ama içeriğe göre sonlu olan bu baş­
diesen dem Inhaltc nach endlichen langıçların dışında, bir başka başlangıç nok­
Anfangen gibL es noch einen anderen
Ausgangspunkt, n:imlich der seineın
tası daha, yani içeriğine göre sonsuz olması
lnhalLe nach unendlich sein sollende gereken Tanrı kavramı vardır ki, sonluluk
Begri//Gottes. der nur diese Endlich­ olarak taşıdığı şey yalnızca ondan sıyrılacak
kciL hat, ein Subjtklitles zu sein, welche
ihm abzustreifen ist. Eine MehrhciL olan bir öznellik öğesidir. Yansızlıktan uzak­
von Ausgangspunkten können wir laşmaksızın birçok başlangıç noktası seçebi­
uns unbefangen gefallen lassen ; sic
Lut der Forderung, zu der wir uns
liriz. Bunlar ileri sürmede haklı olduğumuza
berechtigı glaubıcn. daB der wahr­ inandığımız bir isteme, gerçek tanıtlamanın
hafte Beweis nur ciner sci, ffır sich
kcinen Eintrag, insofem derselbe als
yalnızca bir olması istemine zarar vermez.
das Innere des Gedankens von dem Bu tanıtın düşünce tarafından düşüncenin
Gedanken gewuOt, auch von diesem
içi olarak bilindiği düzeye dek, düşünce
als der eine und derselbe, obgleich
von verschiedenen Anfftngen aus onun gerçekte değişik başlangıçlardan yola
genommene Weg aufgezcigı werden çıkan bir ve aynı yol olduğunu da göstere­
kann. Gleichfalls isı [emer das Resul­
tat eines und dasselbe, n:imlich das
bilir. Dahası, benzer olarak sonuç da bir ve
Sein Gottes. Aber dies ist so etwas aynı, yani Tanrının varlığıdır. Ama bu böyle
unbestimmı Allgemeines. Es tut sich
jedoch hierbei cine Verschiedenheiı
belirsiz olarak evrensel olan birşeydir. Gene
auf, aufwelchc cine na.here Aufmerk­ de burada bir türlülük ortaya çıkar ki, ona
samkeit zu wenden isı. Sie h:ingt miı
daha yakından bakmamız gerekir. Bu baş­
dem zusammen, was die Anf3nge
oder Ü berg3.nge genannt worden langıçlar ya da geçişler denmiş olan şey ile
isL. Diese sind durch Ausgangspunk­ bağlantılıdır. Bunlar her biri değişik bir içe­
te, jeder eincs bestimmtcn lnhahs,
verschieden. Es sind bcsLimmtc Ka­
rik taşıyan başlangıç noktalarına göre deği­
ıegoricn; die Erhebung des Geistcs şir. Belirli kategoriler vardır; Tinin onlardan
zu Gou von ihnen aus ist der in sich
Tanrıya yükselişi düşünmenin kendi içinde
notwendige Gang des Denkens, der
nach dem gewöhnlichen Ausdruck zorunlu yoludur ki, alışıldık anlatıma göre,
ein Sclılieflen genannt wird. Derselbc bir çıkarsama [SchliejJen] adını alır. Bunun
hal als notwendig cin Resultal, und
dies Resuhat İSL besLimmt nach der
zorunlu olarak bir sonucu vardır, ve bu sonuç
Bcstimmtheit des A1tsgang.spunktes; başlangı.ç noktasının belirliliği ile uyum içinde
66 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

belirlenir, çünkü yalnızca ondan doğar. Böy­ denn es folgt nur aus diescm. Somiı
ergibt sich, daO in den unıerschie­
lece Tanrının varoluşunun değişik tanıtla­ denen Beweisen vom Dasein Goues
nnda Tannnın değişik belirlenimleri ortaya auch unterschicdene Bestimmun­
gcn von Gou resultieren. Dies geht
çıkar. Bu en yakın görünüşe ters düşer; ve nun gegen den n:ichstcn Anschein
ayrıca Tanrının varoluşunun tanıtlarında und den Ausdnıck, nach welchem in

ilginin yalnızca varoluşa yönelik olması ve bu den Beweisen \•om Dasein Goues das
lnteresse nur auf das Dasein [gehen]
bir soyut belirlenimin tüm değişik tanıtlann und diese eine abstrakte Bcstim­
ortak sonucu olması gerektiği anlaumına da mung das gemcinschafıliche Rcsul­
tat aller der verschiedenen Bewcisc
ters düşer. Tanıtlardan içerik-belirlenimleri­ sein soll. lnhaltsbestimmungen da­
nin elde edilmesi isteği daha şimdiden bir raus gewinnen zu wollen, ist schon

yana aulmışur, çünkü Tannnın tasarımında damit beseitigt, dail in der Vorstel­
lung Goues bereiL• der ganze ınhalt
bütün bir içerik önceden bulunur ve bu tasa­ sich findct und diese Vorstellung

rım, ister daha belirli isterse daha bulanık bestimmter oder dunkler vorausge·
setzl oder, nach dem angegebenen
olarak varsayılsın, ya da isterse metafiziğin gcwôhnlichen Gange der Metaphy­
yukarıda değinilen alışıldık yolu ile uyum sik, dieselbc als sogcnanntcr BcgrifT
zum voraus festgesetzl wird. Es ist
içinde alınsın, önceden kavram denilen şey daher diese Reflcxion nicht mıs·
olarak kabul edilir. İ çerik-belirlenimlerinin driıcklich vorhanden, da6 durch
jene Übergı"inge des Schlie6cns sich
çıkarsamanın o geçişlerinden ortaya çıktığı die InhallSbeslimmungen ergeben;
düşüncesi burada kesinlikle bulunmaz - am wenigsten in dem Bewcisc, der

önceden saptanmış Tanrı kavramından yola insbesondcre von dem vorhcr aus·
gemachıcn Begriffe Goues ausgcht
çıkan ve kesinlikle yalnızca kavrama soyut var­ und ausdriıcklich nur das Bedürfnis
lık belirlenimini ekleme istemini doyurması befriedigen soll, jenem Begriff die
abstrakte Bestimmung des Sein.s
beklenen tanıtta bulunması bir yana. hinzuzufügen.
Ama kendiliğinden açıktır ki değişik Aber es erhcllt von selbst, da6
aus verschiedenen Pr:imissen und
öncüllerden ve onlar yoluyla oluşturulan der Mchrheit von Schlüssen, die
bir tasımlar çokluğundan da ortaya içerikte durch dieselben konstruierı wer·

aynmlar gösteren bir sonuçlar çokluğu çıka­ den, auch mehrere Resultatc von
unterschiedenem lnhalte sich erge·
caktır. Buna göre, eğer başlangıç noktaları ben. Wenn nun die Anfangspunkte
birbirlerinin dışına düşmelerini ilgisiz olarak es zu gestauen schcinen, ihr AuBe·
reinanderfallen gleichgültiger zu
almamıza izin veriyor gibi görünüyorsa, bu nehmen, so beschninkt sich diese
ilgisizlik Tanrı kavramının belirlenimleri­ Gleichgültigkeit i n Ansehung der
Resuhate, welche eine Mehrheit von
nin bir çokluğunun verdiği sonuçlar açısın­ Bestimmungen des Begıiffes Gones
dan sınırlıdır. Aslında birbirleri ile ilişkileri geben; vielmehr führı sich die Frage

üzerine ilk soru kendiliğinden ortaya çıkar, zun3chst über das Vcrh3ltnis dersel·
ben zueinander von selbst herbei,
çünkü Tanrı birdir. Burada en sık karşılaşı­ da Gou Einer ist. Das gel3ufigste

lan ilişki birçok belirlenimi içindeki Tanrı­ Verh3.ltnis hierbei ist, daB Gou in
mehreren Bestimmungen als ein
nın birçok yüklemin tek öznesi olarak belir­ SubjckL von mehrcrcn Pridikatcn
lenmesidir, örneğin yalnızca alışkanlıkla bir bestimınt wird, wic wir es nicht nur

yüklemler çokluğu tarafından betimlenen von den endlichen Gcgenst3.nden


gewohnt sind, da6 von ihnen meh·
sonlu nesnelerden söz ederken olduğu gibi rere Prildikate i n ihrer Beschrcİ·

değil, ama Tanrıya herşeye-gücü-yeterlik, bung aufgeffıhrt werden, sondern


daB auch von Gotl mehrere Eigen·
herşeyi-bilirlik, doğruluk, iyilik ve benzerleri schaften aufgczeigt werden, Ali·
gibi bir özellikler türlülüğünü yüklerken de macht, Allweisheit, Gercduigkeiı,
8. DERS 67
Gine usf. Dic Morgcnlinder nen­ olduğu gibi. Doğulular Tanrıdan çok-adlı
nen Goll den Viel- oder vielmehr
den unendlich-All-namigen und olarak ya da daha doğrusu sonsuz-tüm-adlı
haben die Vorsıellung. dan dic [ unendlich-All-namigen] olarak söz ederler ve
Forderung, das zu sagen, was er
isı, nur dıırch die unel1ichôpniche
Tannnın ne olduğunu söyleme isteminin tam
Angabe seiner Namen, d. i. seiner olarak ancak Tannnın adlarının, e.d. belirle­
Beslimmungen erschöprt wcrden
nimlerinin tükenmez bir bildirimi yoluyla
könne. Wie aber von der unendli­
chen Menge der Ausgangspunkıc karşılanabileceğini düşünürler. Başlangıç
gesagı worden isı, dan sie durch noktalarının sonsuz çokluğu ile ilgili olarak,
den Gedanken in einfache Kate­
gorien zusammengefaBt werden, so
bunların düşünce yoluyla yalın kategorilerde
triu hier noch mehr das Bediirfnis biraraya getirilebileceği söylendi. Ama burada
ein, dic Mehrheil von Eigenschaf­
özellikler çokluğunun sayısını azaltma ya da
ten aufwenigere oder um so mehr
auf einen Begıiff zu reduziercn, da giderek tak bir kavrama indirgeme gerek­
Gou eitı Begriff, der wesentlich in sinimi daha da belirgin olarak ortaya çıkar,
sich einige, untrennbare Begriff
ist, w5.hrend wir von den endlichen
çünkü Tanrı özsel olarak kendi içinde birleş­
Gegensı<inden zugeben. dan wohl miş, bölünmez tek bir kavramdır. Sonlu nesne­
jeder ffır sich auch nur ein Subjekt,
cin Individttum, d. i. cin Ungetcil­
ler konusunda hiç kuşkusuz onların her biri­
tes ist, Begriff ist, diese Einhcit nin kendi için salt bir özne, salt bir birey, e.d.
doch eine i n sich mannigfaltigc,
bölünmez birşey, bir kavram olduğunu kabul
nur aus vielem, gegeneinander
A ullerlichen zusammengesetzte, ederken, gene de bu birliği kendi içinde bir­
Lrennhare, sclbst auch sich in ihrcr birine karşı ve aynlabilir birçok dışsal şeyden
Existenz widerstreitcnde Einheit
isı. Die Endlichkeiı der lebendi­ bileşmiş bir çokluk olarak, varoluşunda kendi
gen Namren hestcht darin, daB an ile çauşma içindeki bir birlik olarak görürüz_
ihnen Leib und Seele u·ennbar ist,
noch mehr, daB die Glieder, dan
Dirimli doğaların sonluluğu onlarda beden
Nerv, Muskel usr., dann Fiirbesıolf. ve ruhun ayrılabilir olmasından, ama özellikle
Ö l, saure usr. ebenso trennbar
sind, daB. was Pradikate am \1;irk­
örgenlerin, sinirlerin, kasların vb., sonra pig­
lichen Subjekte oder lndividuum mentlerin, yağın, asidin vb. benzer olarak
sind, Farbe, Geruch, Geschmack ayrılabilir olmasından oluşur. Edimsel bir
usr.. als selbstandige Materie aus­
einandcrgehen kann und dall die öznenin ya da bireyin yüklemleri olarak, renk,
individuelle Einheit besl.İmmt ist, koku, tat vb. olarak gördüğümüz şeyler bağım­
so auseinandcrzufallen. Der Gcist
tul seine EndlichkeiL in derselben
sız özdekler olarak birbirinden aynlabilirdir
Vcrschicdenheit und Umıngemes­ ve bireysel birlik parçalarına ayrılabileceği bir
senheit überhaupt seines Seins zu
yolda belirlenmiştir. Tin sonluluğunu türlülü­
seinem Begrilfe kund; die lnıelli­
genz zeigt sich der \o\'ahrheit, der ğünde ve genel olarak varlığının kavramı ile
Wille dem Guıen, Siıılichen und uygunsuzluğunda bilinir kılar. Anlığın gerçek­
Rechten, die Phantasic dem Ver­
stande, sic und diescr der Vemunft
liğe, istencin iyiye, törel olana, haklı olana,
usf. unangemessen, - ohnehin düşlemin anlağa, ve onların usa vb. karşılık
[ist] das sinnlichc BcwuBtsein, mit
welchem die ganze Existenz im­
düşmediği, dahası, varoluşun bütününü her
mer aus- odcrwcnigstens angcfüllt zaman dolduran, ya da en azından tamamla­
ist, die Masse von momcntanem,
yan duyusal bilincin geçici olan, yitici olan ve
vergftnglichem, schon insorcrn
unwahrcm Inhalte. Diese in der bu düzeye dek gerçek olmayan bir içeriğin
empirischen Wirklichkeit so wcit bir kütlesi olduğu açığa çıkar. Görgü! edim­
durchgreifendc Trennlıarkcit und
Gctrenntheit der Tat.igkeiten, Rich­
se ilikte Tinin etkinliklerinin, yönlerinin,
mngcn, Zweckc und Handlungcn ereklerinin ve eylemlerinin böylesine yaygın
68 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

ve derin aynlabilirliği ve ayrılmışlığı bir ölçüde des GeisLes kann es einigerma­


Oen entschuldigen, wenn auch
Tinin İdeasını yeteneklere, yatkınlıklara, etkin­ dic ldec desselben so in sich in
liklere ve benzerlerine parçalanan birşey ola­ Vermögen oder Anlagen odcr

rak düşünmek için bir gerekçe olabilir; çünkü. Tatigkeiıen und dergleichcn aus­
cinanderfallend aufgefa8ı wird;
bireysel varoluş olarak, bu tekillik olarak, denn er ist als individuelle Exis­

aslında bu sonluluk olarak ayrılmışlığı içinde ıcnz. als diescr Einzelnc eben die­
se Endlichkeit, so in getrennıem,
kendi kendisine dışsal bir varoluştur. Ama sich sclbstauBerlichem Dasein Zll
Tanrı yalnızca bu Birdir, yalnızca bu tek Tanrı sein. Aber Gou ist nur dieser Eine,

olarak vardır; öyleyse İdeadan ayrılamaz olan ist nur als dieser eine
dic subjckıive Wirklichkeiı un­
Gon; alsa

ve dolayısıyla eşit ölçüde kendinde ayrılamaz ırennbar von der Jdee und damit

olan öznel edimselliktir. Burada yüklemlerin ebcnso ungetrennt an ihr selber.


Hier zcigı sich die Vcrschiedcn­
yalnızca öznenin birliğinde biraraya bağlanan heit, die Trennung, Mehrheit der

ama kendilerinde ayrılmışlık içinde kalan tür­ Pnidikate, die nur in der Einheit
des Subjekıs vcrknüpfı. an ihncn
lülüğü, ayrılığı, çokluğu - ki bu yolla kendi­ selbsı aber in Unterschiedcnheit
leri karşıtlık ve böylece çauşma içine düşecek­ w:iren - womit sie selbst in Gc­
gcnsatz und damil in Widerstrcit
lerdir - böylelikle en büyük kesinlikle gerçek karnen -. somit aufs enıschic­
olmayan birşey olarak, ve belirlenimler çokluğu densıe als etwas Unwahrcs und

uygunsuz bir kategori olarak gösterilir. Tanrı­ dic .Mehrlıeit \'On Bcstimınungen
als ungehörige Katcgori C . Die
nın bir tanıtlamalar çokluğundan doğan belir­ n3chste An, in welcher sich dic

lenimlerinin çokluğunu kendi içinde birleşmiş Zunick.ffıhnıng der mehrercn Bc­


sıimmungen Goucs, dic sich aus
olarak kavranan tek bir kavrama indirgemenin den mehreren Bewcisen ergeben,
en yakın yolu alışıldık yoldur ki, buna göre auf den einen und als in sich einig
zu fasscndcn BegriCT darbieıcı, ist
belirlenimler söylendiği gibi daha yüksek, e.d. das Gewöhnliche, daB sie auf cine,
daha soyut bir birliğe, ve Tanrının birliği en wie man es ncnnt, lıölıere Einheiı,
yüksek olduğu için, böylece en soyut birliğe d. h. cine abstrakıere und, da dic
Einheit Goues die höchste ist, auf
geri alınacaktır. Ama en soyut birlik birliğin die hiermİl abstrakıeste Einheil

kendisidir; ve bundan Tanrı İdeasının yalnızca zurückgelührt wcrden sollen. Die


absıraktesıe Einheiı abcr ist dic
Tanrının birlik olması anlamına geldiği sonucu Einheil selbsı; es erg3.be sich da­
çıkar; ya da eğer bunu bir özne olarak ya da · her für die Idce Goııes nur dies,
daB er die Einheiı sei um dies als
hiç olmazsa varolan birşey olarak anlatırsak, cin Subjekı oder Seiendes wenigs­
belki de 'Biri ' [ der Eiene] olduğu sonucu çıkar. ıens auszudrücken : enva der Eine,
Ama bu yalnızca çokluğun karşısında durur ve was aber nur gegen Viel.e gestellt
ist, so daB auch der Eine in ihm
buna göre kendisinde henüz birçok yüklemli ve selbst noch von den Vie/en Pradi­
öyleyse kendi içinde birlik olabilir. Ya da belki kat sein könnte, also als Einheiı
i n ihm selbsı: enva eher das Eine
de daha iyisi, Bir [ das Eine] ya da Varlık da ola­ oder auch das Sein. Aber mil sol­
bilir. Ama böyle bir belirlenim soyutlaması ile cher Abstr.ıktion der Bestimmung
kommen wir nur auf das zurflck,
yalnızca geriye, Tanrının varoluşunun tanıtla­ dail von Gou nur absırakı das
rından doğacak olanın yalnızca soyut olarak Sein in den Bewciscn des Daseins
Tanrının varlığı olacak olması ya da, yine aynı Gottes das Rcsultat w3re oder, was
dasselbe ist, daB Gou selbst nur
şey, Tanrının kendisinin yalnızca soyut Bir ya das absttakıe Eine oder Sein, das

da varlık, anlağın boş varlığı olacak olması lecre Wesen des Verstandes ,vare,
dem sich die konkreıe Vorstellung
olgusuna döneriz, ki karşısında Tanrının böyle Goues, die durch solche abstrak­
soyut belirlenim ile doyum bulamayan somut te Bestimmung nicht befriedigt,
8. DERS 69
gegenüberstellte. Aber nicht nur tasarımı durur. Ama bununla yalnızca tasanın
ist die Vorsıellung dadurch unbe·
friedigt, sondern die Natur des
değil, kavramın kendisinin doğası da doyum­
Begriffes selbst, welche, wie sie im suz kalır, çünkü evrensel yanında alındığında
allgemeinen angegeben worden,
sich als an ihr selbst konkret zeigL
kendini kendi içinde somut olarak gösterir,
und, was als Vcrschiedenheit und ve dışsal olarak belirlenimlerin türlülüğü ve
Mehrheit von Bestimmungen au­
çokluğu olarak görünen şey yalnızca kavra­
Berlich erschcint, nur die in sich
bleibende Entwicklung von ihren mın kıpılarının kendi içinde kalan açınımı­
Momenten ist. Es ist denn so die dır. Çünkü düşünen tinde etkin olan ve onda
innere Notwendigkeit der Ver­
nunft, welche in dem denkendeıı
bu belirlenim/,er çokluğunu üreten şey usun iç
Geiste ,.,,;rksam ist und in ihm diesc zorunluğudur. Yalnızca, bu düşünme henüz
ı\ılelırheit von Besıimmungen hervor­
treibt; nur indem dicses Denken
kavramın kendisinin doğasını ve böylece iliş­
die Natur des Begriffes selbsı uııd kilerinin doğasını ve bağlantısının zorunlu­
daınit die Naıur ihres Verh:iltnisses
ğunu kavramadığı için, kendilerinde açını­
und die Noıwendigkeiı des Zusam­
menhanges derse1ben noch nicht mın basamakları olan şeyler yalnızca birbirini
erfaOt hat, erscheinen sie, die an izleyen ve birbirinin dışına düşen olumsal
sich Stufeıı der Entwicklung sind,
nur als cine zufillige, aureinander­ bir çokluk olarak görünür, tıpkı bu belirle­
folgeııde, au!lereinanderfalleııde nimlerin her birinin içerisinde devinen bu
Mehrheit, wie dieses Denken auch
inncrhalb eincrjeden diescr Besl.İm­
düşünmenin de tanıtlama denilen geçişin
mungen die Natur dcs Überganges, doğasını yalnızca belirlenimlerin bağlantıları
wclcher Bcweiscn heiBL, nur so
auffaBL, daB die Bcstimmungen in
içinde gene de birbirlerinin dışında kalacağı
ihrem Zusammenhange doch aufie­ ve kendilerini birbirleri i/,e yalnızca bağımsız
reinander bleiben und sich nur als
olarak dolaylı kılacakları bir yolda kavraması
selbstündige mileinander vermiueln,
nichı die Vermiıılung mit sich selbst gibi. Bu düşünme kendi ile dolaylılığı böyle
als das wahrhafte letzıe Verhölınis in bir süreçteki gerçek ve son ilişki olarak kavra­
solchem Gange erkennt, was sich als
der fonnelle Mangel dieser Beweise
maz - bir olgu ki kendini bu tanıtlamalann
bemerklich machen wird. biçimsel eksikliği olarak gösterecektir.
DOKUZUNCU DERS NEUNTE VORLESUNG

Eğer Tanrının varoluşu üzerine elimizde Nehmen w:ir die Verschiedenheit der

bulunan tanıtlar türlülüğünü önümüzde vorhandenen Beweise über das Da·


sein Gottes auf, wie wir sie vorlinden.
bulduğumuz gibi alırsak, özsel bir ayrım ile so Lreffen wir auf einen wesentlichen
karşılaşırız. Tanıtlamalann bir bölümü Tan­ Untcrschied: ein Teil der Bcweise geht
vom Sein zum Gedmlken Goues. d. i. m\·
rının varlığından Tannnın düşüncesine, ya da her vom bestimmten Sein zum wahr­
daha tam olarak, belirli varlıktan Tannnın haflen Sein als dem Sein Goues lıber,

varlığı olarak gerçek varlığa gider; ötekiler der anderc von dem Gedanken Gones,
der Wahrheit an sich selbst, zum Se;n
Tannnın düşüncesinden, kendinde gerçek­ dieser Wahrheil.
likten, bu gerçekliğin varlığına. Dieser Unıerschied, obgleich der­
selbe als ein nur sich so vorfindender.
Bu ayrım, yalnızca böyle bulunduğu gibi zufii lliger aurgeführt wird, grlındeı
olumsal bir ayrım olarak ortaya koyulma­ sich auf eine Notwendigkeit, die be­

sına karşın, dikkate alınması gereken bir merklich zu machen isL. \\1ir haben
mimlich zwei Bestimmungen vor uns.
zorunluk üzerine dayanır. Önümüzde iki den Gedanken Goııes und das Sein. Es
belirlenim vardır, Tanrının düşüncesi ve hann also sowohl von der einen als der
anderen ausgegangen werclen in dem
varlık. Öyleyse birliklerini ortaya çıkarması Gange, der ihre Verbindung bewerk­
gereken bir yolda birinden olduğu gibi öte­ sıelligen soll. Bei dem bloBen Kônnen

kinden de başlamak olanaklıdır. Eğer bu salt scheint es gleichgıiltig, von welcher


aus der Weg gemacht werdc; ferner
bir olanak sorunu ise, nereden başlanacağı auch, wenn auf einem die Verknüp­
ilgisiz görünür; daha da ötesi, eğer yollar­ fung zustande gekommen, erscheint
der andere als iiberniissig.
dan biri bağlanuya götürürse, öteki gereksiz Was aber so zun;ichst als glcich·
görünür. glılıige Zweiheiı und als iiuBerliche

Böylece ilk.in ilgisiz bir ikilik olarak ve dış­ Möglichkeit erscheint, hat einen
Zusammenhang im Begriffe, so daB
sal olanak olarak görünen şey kavramda bir die beiden Wege weder gleichgiilıig

bağlanu taşır, öyle ki iki yoldan hiç biri öte­ gegeneinander sind. noch einen blo8
3u8erlichen Unterschied ausmachen,
kine karşı ilgisiz değildir, ne de aralanndak.i noch einer derselben überflüssig
ayrım salt dışsal ya da biri gereksizdir. Bu ist. Die Natur dieser Notwendigkeit
betriITt nicht cinen Nebcnumstand;
zorunluğun doğası ikincil bir sorun değil­ sie h:ingt mit dem innersten unscres
dir; konumuzun en iç yanı ile, ilk olarak Gegenstandes selbst zusammen und

Kavramın manuksal doğası ile bağlıdır. Kav­ zunftchst mit der logischen Natur
des Begriffs; gegcn diesen sind die
ram açısından iki yol salt genel olarak ayrı zwei \\1ege nicht blo8 verschiedenc
değildir; ama tinimizin Tanrıya öznel yük­ fıberhaupt, sondern Einseitigkeit. so­
wohl in Bcziehung auf die subjekti\'e
selişi açısından olduğu gibi Tanrının ken­ Erhebung unseres Geistes zu Gou als
disinin doğası açısından da tek-yanlıdır. Bu auch auf die Natur Gottes sclbst. Wir

70
9. DERS 71
wollen diese Einseitigkeil in ihrer tek-yanlılığı konumuz ile bağıntısının somut
konkreteren Gesınlt in Beziehung
auf unseren Gegenstand darlegen.
şekli içinde göstermeyi istiyoruz. İ lk olarak
Es sind zunachst nur die absırakten önümüzde yalnızca soyut varlık ve kavram
Kaıegorien von Sein und Begriff.
deren Gegensatz und Beziehungs­
kategorileri, karşıtlıkları ve bağıntılarının
weise wir vor uns haben; es soll kipi bulunur. Aynı zamanda bu soyutlamala­
sich zugleich zeigen, wie diese
rın ve birbirleri ile ilişkilerinin nasıl en somut
Abstraktionen und deren Vcrh3.h­
nisse zucinander die Grundlagen olanın temelini oluşturduğu ve belirlediği
dcs Konkretcsten ausmachcn und gösterilecektir.
bestimmen.
Um dies bestimınter angeben
Bunu daha belirli olarak verebilmek için,
zu können. schicke ich die weite­ önceden daha öte bir aynını belirtmek istiyo­
re Unıerscheidung voraus, daO es
rum: İki yanın ya da belirlenimin bağlantısı­
drei Grundweiscn sind, in denen
der Zusaınmenhang zweicr Seiten nın Üç temel kipi vardır. Birincisi bir belirle­
oder Bestimmungen steht: die eine nimin ötekine geçişidir; ikincisi görelilikleri ya
isı das Übergelıen der einen Besıim­
mung in ihre andere, die zweite die
da birinin ötekinin varlığ;tnda ya da varlığ;tna
&lativitat derselben oder das Sclıei· [an oder in dem Sein] ı,şımasıdır; üçüncü kip ise
nen der einen an oder in dem Sein Kavramın ya da İdeanın kipidir ve buna göre
der anderen; die drittc Weise aber
isı die des Begıiffs oder der ldee, dall
belirlenim kendi başkasında kendini öyle bir
die Bestimmung in ihrcr anderen yolda kapsar ki, kendinde ikisinin kökensel özü
so sich crhatt, daB diese ihre Ein­
heiı, die selbst an siclı das ursprfıng·
olan bu birlikleri o denli de öznel birlikleri
Iiche Wesen beidcr ist, auch als dic olarak koyulur. Böylece ikisinden hiç biri tek­
subjektive Einheiı derselben geseızt yanlı değildir, ve ikisi birarada birliklerinin
ist. So ist keine von ihncn einscilig,
und sie beide zusammen machcn
görünüşü oluşturur Bu birlik ilkin yalnızca
das Scheinen ihrer Einheit aus, tözleri olduğu gibi o denli de ilksizlik-sonsuz­
die zumichst nur ihre Subslanz aus
ihnen als dem immanenten Schei­
luk içinde bütünlüklerinin içkin görünüşü
nen der Totalit3.t ebenso ewig sich olarak onlardan doğar ve onların kendini
resultierc und unterschieden von ilksizlik-sonsuzluk içinde onların görünüşüne
ihnenfür sic/ı als ihre Einheit wird,
als diese sich cwig zu ihrem Schei­
açındıran birlikleri olarak kendi için onlardan
ne enısclıliejit. ayrıdır.
Die beiden angegebenen ein­
seitigen Wege der Erhebung ge­
Yükselişin belirtilen iki tek-yanlı yolu buna
ben daher an ihnen selbst cine göre kendilerinde tek-yanlılıklannın çifte bir
gedoppelte Form ihrer Einseitig­ biçimini verir. Bundan ortaya çıkan ilişkiler
keit: die Verhfiltnisse, die daraus
hen•orge hen, sind bemerklich
dikkate alınmalıdır. Genel olarak yapılması
zu machen. \Vas im allgemcinen gereken şey bir yanın belirleniminde, var­
geleistet werden soll, isl, daB an
lıkta, öteki yanın, kavramın, ve evrik olarak
der Bestimmung der cinen Seite,
des Seins, die andere, der BegriIT, ikincide birincinin gösterilmesidir. Her biri
und umgekehrt an dieser die ers­ kendinde ve kendi içinden kendini kendi
ıere aufgezeigt werde, jcde an
und aus ihr selbst sich zu ihrer
başkasına belirler. Şimdi eğer yalnızca bir
anderen bestimme. Wenn nun nur yan kendini ötekine belirleseydi, o zaman
die cine Seitc sich zu der anderen
bu belirlenim bir yandan yalnızca bir geçiş
bcstimmte, so w3re dieses Bestim­
men einestcils nur cin Übergehen, olur ve onda birincisi kendini yitirirdi; ya
in dem dic er.ne .deh vcrlöre, oder da öte yandan kendisinin dışarıda, kendi
andcrentcils cin Scheincn ihrcr
hinaus, auller sich selbst, worin
dışında görünüşü - ki orada hiç kuşkusuz
jcnc zwar sich rür sich erhiche, kendini kendi için saklayacak ama kendi içine
72 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

dönmeyecektir, - kendi için o birlik olmaya­ aber nicht in sich zurückkehrıe,


nicht ffır sich selbstjene Einhcit
caktır. Eğer kavramı Tannnın somut imlemi ile w3.re. Wenn wir den BegrifT mit
ve varlığı Doğanın somut imlemi içinde alırsak der konkrcten Bcdeuıung Goı­
tes und Sein in der konkreten
ve Tanrının kendini Doğaya belirlemesini yal­ Bedeumng der NaLUr nchmen
nızca belirtilen bağlantıların birincisinde kav­ und das Sichbestimmen Goues

rarsak, o zaman bu Tanrının Doğa oluş süreci zur Natur nur in dem enten der
angegebenen Zusammenh3n­
olacaktır. Ama eğer, ikinci bağıntı ile uyum ge fallten. 50 ware derselbe ein
içinde Doğa yalnızca Tanrının bir görüngüsü Werden Goues zur Namr; ware
aber nach dem zweiten die Na­
olsaydı, o zaman geçişte olduğu gibi Doğa tur nur cin Erscheinen Goues,
yalnızca bir üçüncü için, yalnızca bizim için so ware sie wie im Ü bergange

onda yatan birlik olurdu, kendinde ve kendi nur ffır ein Dıittes, nur für uns,
dic darin liegende Einheit, sic
için bulunmaz, önceden belirlenen gerçek bir­ w3.re nicht an und für sich selbst

lik olmazdı. Eğer bunu daha somut biçimde vorhandcn, nicht die wahrhafıc.
im vorhinein bestimmte. Wenn
alır ve Tannyı kendi için varolan ve başlangıcı wir dies in konkreteren Formen
ondan yaptığımız İ dea olarak tasarımlarsak, nehmen und Goıı als die ldcc
für sich scicnd vorstellcn, von ihr
ve varlığı varlığın bütünlüğü olarak, Doğa anfangcn und das Sein auch als
olarak da anlarsak, o zaman İdeadan Doğaya Totalit3t des Seins, als Natur fas­

ilerleyiş kendini ( I ) ya Doğaya salt bir geçiş sen, so zeigte sich der Fortgang
\'On der Idee zur Natur 1. cnnvc­
olarak gösterir ki, bunda İ dea yitip gider; ya der als cin bloBer Übergang in
da (2) geçişi daha tam olarak belirtebilmek die Natur, in welcher dic Idee
\"erlorcn, vcrschwunden wii.re;
için, yalın sonucun bir başkasından, ama yit­ 2. in Anschung des Überganges,
miş olan bir başkasından ortaya çıkması yal­ um dics naher anzugeben, w3.rc
es nur unsere Erinnerung. dafl
nızca bizim anımsamamızdır; ve görünmeye das einfachc Resultat aus einem
gelince, görünüşü özü ile bağıntılayan ve ona Anderen hergekommen ware,

geri gönderen yalnızca bizim kendimizdir. - das aber verschwundcn ist; i n


Ansehung des Erschcinens wa­
Ya da, daha geniş bir bakış açısından, Tanrının ren es wir nur, dic den Schein
yalnızca bir Doğa yaratmış olması gerekirdi, auf sein \\'esen bezögen, ihn in
dasselbe zurllckfühncn. - Oder
ondan Tanrıya geri dönen sonlu bir Tini in einem weiteren Gesichtspunk­
değil; - ya da Tanrı kendi görünüşü olarak tc: Gou hane nur eine Natur cr­
schaffen. nicht einen endlichen
evren için verimsiz bir sevgi duyardı, çünkü Geist, der aus ihr zu ihm zurfıck­
evren salt bir görünüş olmakla ona karşı sal­ kehrt; - er h.3.ttc cine unfnıcht­

tık olarak bir başkası olmayı sürdürür, Tanrı bare Licbe zu der Welt als zu
scinem Scheinc, der als Schein
ondan yeniden kendine yansımaz, onda kendi schlechthin nur ein Anderes ge­

içinde ışımaz ya da görünmezdi. Ve bu üçün­ gcn ihn bliebe, aus dem er sich
nicht widerstrahhc, nicht in sich
cünün ne olması gerekir? Bu görünüşü özü selbst schiene. Und '�ie sollte der
ile bağıntılayan, onu kendi orta noktasına geri Dritte, wie sollten wir es sein, die
diescn Schein aufsein \\'esen be­
gönderen ve özün kendisinin ilk kez görün­ zögen, ihn in scinen Mittelpunkt
mesini, kendi içinde ışımasını sağlayan bizim zurückführten und das \Vesen

ne olmamız gerekir? Bu üçüncü ne olacaktır? so erst sich selbst erscheinen, in


sich selbst scheinen machten?
Biz ne olacağız? Saltık olarak varsayılan bir Was w3.re dies Dıine? \Vas waren

bilme olmamız gerekecektir - bir bilme ki, wir? Ein absolut vorausgesctzles
\Vissen, fı berhaupl e i n sclb­
genel olarak herşeyi kendi içinde kapsayan stindiges Tun einer forınellen,
biçimsel bir evrenselliğin bağımsız edimidir alles in sich selbsl befassenden
9. DERS 73
Allgerneinheit, in welche jene an ve kendinde ve kendi için olması gereken o
und für sich scin sollende Einheit
selbsı nur als Scheinen olıne Ol> birliğin kendisi nesnellik olmaksızın yalnızca
jekıivitıiı fıele. görünme ya da ışıma olarak ona çökecektir.
Fassen wir das Verh3.hnis
bestimmter, welches in dieser
Eğer bu belirlenimde ortaya koyulan ilişkiyi
Bcstimmung aufgestellt ist, so daha belirli olarak kavrarsak, o zaman Doğanın
wiirde die Erhebung des be­
belirli varlığının ve genel olarak doğal varlığın
slimmten Seins der NalUr und
des natürlichen Scins überhaupt, (ki bunda bu yükselişin kendisinin etkinliği
und darunter auch unscrcs Be­ üzerine bilincimiz de kapsanır) Tanrıya yük­
wu8tseins der T3tigkeit diescs
Erhebens selbst, zu Gott eben
selişi yalnızca din ya da dindarlık olacakur ki,
nur die Religion, die Frômmig­ kendini Tanrıya yalnızca öznel olarak yükseltir ve
keit sein, welchc subjektiıJ
zu ihm sich erhebt, entweder
nur
bunu ya onda yitebilmek için yalnızca bir geçiş
auch nur i n Ü bergangsweise, kipinde ya da kendini bir görünüş olarak onun
um in ihm zu venchwinden,
karşısına koyma yoluyla yapar.
oder als einen Schein sich ilım
gcgenüberzuseızen. Sonlunun Tanrıdaki o yitişinde Tanrı yalnızca
in jenem Verschwindcn des saluk töz olurdu ki, ondan hiçbirşey ortaya çık­
Endlichcn in ihm ware er nur
die absolutc Substanz, aus der
maz ve hiçbirşey ona geri dönmez; - ve gide­
nichlS hervorgeht und nichts zu rek saluk tözü tasarımlama ya da düşünme edi­
sich wiederkehrt; - und sellıst
das Vorsıellen oder Denken der
minin kendisi bile çok fazla, yalnızca yitmesi
absoluten Substanz warc noch cin gereken birşey olacaktır. Ama eğer yansıma­
Zmiel, clas selbst zu verschwinden
ilişkisi sürdürülürse, ve eğer genel olarak din
h3.tte. Wird abcr das Rcflcxions­
verh3.hnis noch erhalten, daoı; Er­ ve böylece kendi için öznel birşey anlamında
heben der Frömmigkeil zu ihm in dindarlığın Tanrıya yükselişi varolan birşey
dem Sinne, daB die Religion als
solche, d. h. somiı das Subjektive
olarak, kendine-bağımlı birşey olarak kalırsa,
fiir sich das Seiende, Selbsı:indige o zaman birincil olarak kendine-bağımlı olan
bleibı, so isı das zun:ichsı Selb­
stiindige, zu dem sie das Erheben
[Tanrı] , ve dini oluşturan yükseliş, yalnızca din
ist, nur cin von ihr Produziertcs, tarafından oluşturulan birşey, yalnızca tasarım­
Vorgestelhes, Postuliertes odcr lanan, konutlanan ya da düşünülen, inanılan
Gedachıes, Geglaubıes, - cin
Schein. nichı wahrhafı ein Selb­ birşey olur - bir görünüş olur, kendisinden
standiges, das aus sich sclbst an­ başlayan gerçekten kendine-bağımlı birşey
!angı, nur die vorgesıcllıe Subs­
tanz, die sich nicht erschliellt und
değil. Yalnızca tasarımlanan töz olur ki, kendini
eben damit nicht die Tatigkeit ist, açındırmaz ve tam olarak bu nedenle yalnızca
als welchc allein in das subjektive
genel olarak öznel yükselişte bulunan etkinlik
Erheben als solches Iallt; es wUr­
cle nicht gewuOr und anerkannt, değildir. O zaman Tanrının Tin olduğu, ona o
daB GoLt der Geist ist, der jenes yükselişi ve insanlardaki o dini uyandıranın Tin
Erheben zu ihm,jene Religion im
Menschcn selbsc enveckt. olduğu bilinmeyecek ve kabul edilmeyecektir
\Venn in dieser Ei nseiligkeit Eğer bu tek-yanlılıkta başlangıçta bir karşı­
sich auch cine weitere Vorstel­
lung und Entwicklung dcssen,
ışıma [ Gegenscheins] belirleniminin ötesine
was zun:ichst fıber die Bestim­ geçmeyen şeyin daha öte bir tasarımı ve açı­
mını doğarsa, ve eğer böylece onun bir esenli­
mung eines Gegenscheins niclu
h i n ausgelu, sich ergiibe, cine
Emanzipation dcsselben, worin ğine ulaşırsak ve o bunda kendi payına benzer
er seinerseils gleichfalls als selb­ olarak kendine-bağımlı ve etkin olduğu için
st.3.ndig uncl r.3tig als Nicht.Schein
bestimmt w\ırde, so \V'dre diesem
görünüş-olmayan birşey [Nicht-Schein] ola­
Selbstandigen nur die rclativc, rak belirlenirse, o zaman bu kendine-bağımlı
74 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

şeye kendi içinde iletilmeyen ve iletilemez soınit halbe Beziehung auf seine
andere SciLe zuerkannt, welche
çekirdeği barındıran ve başkası ile hiçbir einen unmitteilenden und unmiı­
ilgisi olmayan öteki yanı ile yalnızca göreli ceilbaren Kern in sich behielte, der
nichlS mit dem Andercn zu tun h3.t­
bağıntı ve böylece yan bağıntı yüklenecektir. te; es ware nur mit der Ober03che,
Yalnızca yüzeysel birşey ile, iki yanın birbiri daB beidc Seitcn scheinsweise sich

ile salt görünüşte ilişkili olması ile ilgileniyor zueinander verhielten, nicht aus ih­
rem Wcsen und durch ihr Wcscn;
olacağız, özlerinden ve özleri yoluyla gelen bir es fehlte sowohl auf beiden Sciten
ilişki ile değil. İki yanda da Tinin kendi içine die wahrhafıc, ıoıale Rückkehr des
Geistes in sich selbst, als er auch
gerçek, bütünsel geri dönüşü eksik kalacak ve die Ticfcn der Gouheit nicht er­
Tin tanrısallığın derinliklerini araştırmamış forschte. Aber jene Rückkehr in

olacaktır. Ama o kendi içine geri dönüş ve sich und diese E r forschung des
Anderen, beides ffillt wesentlich
başkasının bu araştırması iki de özsel olarak zusammen, denn die bloBe Unmit­

çakışır, çünkü salt dolaysızlık, tözsel varlık bir telbarkcit, das substanıielle Sein ist
keine nere; die wirkliche Rückkehr
derinlik değildir. Ancak kendi içine edimsel in sich macht allein die T iefe, und
geri dönüş derinliği oluşturur, ve özü araştır­ das Erforschcn selbst des Wescns ist
die Rückkehr in sich.
manın kendisini kendi içine geri dönüştür. Bei dicser \•or13uligen Andeu­
Burada derin-düşünme yoluyla saptadığımız tung des konkreteren Sinnes dcs

bu belirtilen ayrımın daha somut anlamına angeffıhrten Unıerschiedes, den


unsere Reflexion vorfand, lassen
bu geçici göndermelerde durabiliriz. Dikkati wir es hier bewenden. Worauf auf­

çekmiş olması gereken şey ayrımın gerek­ mcrksam zu machen war, ist, dall
der Unterschied nicht cine iıber­
siz bir çokluk olmadığı, dahası ondan ilkin Oüssige Mehrheit ist, claB ferncr
biçimsel ve dışsal olarak doğan bölünmenin die daraus zun3.chst als formell
und iiuOerlich geschöpfte Einıei­
iki belirlenim - doğa, doğal şeyler, ve Tan­ lung zwei Bestimmungen - Na­
nya ve Tanndan geriye varlığa doğru ilerleyen mr, natürliche Dinge, BewuOtsein

bilinç - kapsadığıdır. Bu belirlenimler eşit ı.u Gou und von da zunick zum
Sein - enth3.h, wclche zu einem
zorunluk ile tek bir kavrama aittir, ve bu bil­ Begriffe gleich notwendig gehören,

menin öznel sürecinde olduğu gibi bütünüyle cbensosehr im Gange des subjekıi­
vcn Ganges des Erkennens, als sie
nesnel ve somut bir anlam kapsadıkları zaman einen ganz objektiven konkreten
da böyledir. Ve her iki yan da kendi için alın­ Sinn enthalten und, nach beiden
Seiten hin für sich gehaltcn, die
dığında en önemli tek-yanlılığı sunar. Bilgi söz wichtigsten Einseitigkciten darbie­
konusu olduğu sürece, tamamlanmaları genel ıen. in betrelf des Erkennens liegt

olarak bütünlükte (ki kavram odur) , ve daha ihre Ergiinzung in der Toıaliıiit, die
der Begrilf isı überhaupı. naher in
tam olarak onun hakkında söylenmiş olan­ dem, was von ihm gesagt worden
larda, birliğinin her iki kıpının birliği olarak ist, daB seine Einheit als Einhcit
beider Momente ein Resuhat, wie die
bir sonuç olmasında ve bunun iki kıpının en absoluıeste Grundlage, und Re­
saltık temeli ve sonucu olmasında yatar. Ama suhat beider Momente sei. Ohne
aber diesc Totaliıat und deren
bu bütünlük ve gerektirdikleri varsayılmadı­ Forderung vorauszusetzen, wird
ğında, devimlerin birinin sonucundan - ve aus dem Resultate der einen Be­

başlangıç yaptığımız için ancak tek-yanlı ola­ wegung - und da wir anfangen,
können wir nur einscitig von der
rak birinden başlayabiliriz - onun kendi eyti­ einen anfangen - es sich crge­
şimsel doğası yoluyla kendini ötekinin üzerine ben, daB sie sich selbst durch ihre
eigcne dia1ektische Natur zu der
süreceği ve kendisinden bu tamamlanışa geçe­ anderen himibcrtteibt, aus sich zu
ceği açığa çıkar. Ama başlangıçta salt öznel dieser Vervollst:iindigung i'ı.bcrgeht.
9. DERS 75
Die objekLive Bedeuumg dieses zu­ olan bu vargının nesnel imlemi aynı zamanda
n3chsı nur subjekıiven Schlieilens
aber wird sich damit zugleich von kendiliğinden o tamun yetersiz, sonlu biçi­
selbst heraıısheben, daO die un­ minin ortadan kaldırıldığını gösterecektir.
zulcingliche, endliche Form jenes
Beweisens anfgehoben wird. Die
Sonluluğu herşeyden önce içeriğe ilgisizliği­
Endlichkeit desselben besteht vor nin ve ondan aynlığının bu tek-yanlılığından
ailem in dieser Einseiligkeit seiner oluşur. Bu tek-yanlılığın ortadan kaldınlması
Gleichgi'ıltigkeiı und Trennung von
dem l nhalte; mit dem Aulheben ile, içeriği de gerçekliği içinde kendi içinde
dieser Einseitigkeil erh:ilL es auch taşımaya başlar. Tanrıya yükseliş kendi için
den lnhah in seiner Wahrheit in
sich. Die Erhebung zu Gon ist für
genel olarak öznelliğin ve herşeyden önce
sich das Aulheben der Einseitigkeit bilginin öznelliğinin tek-yanlılığının ortadan
der Subjektivitiit fıberhaupt und zu­
kaldırılmasıdır.
allererst des Erkennens. ·
Zu dem Unterschiede, wie er Biçimsel yandan Tanrının varoluşunun
von der forınellen Seite als cine tanıtlarının değişik türleri arasındaki bir
Verschi.edenhciL der Arten von Be­
weisen des Daseins Goues e�cheiıu, ayrım olarak görünen şeye eklemek üzere
ist noch hinzuzufıigen, daB von der belirtilebilir ki, varlıktan Tanrı kavramına
einen Seite, welche vom Sein zum
Begriffe Gottes übergeht, zwei Ge­
geçen bir yan açısından iki tanıtlama biçimi
stalten von Beweiscn angegeben gösterilebilir.
werden. Birinci tanıt kendi kendisini destekleme­
Der erste Beweis geht von dem
Sein aus. welches, als ein z.ufiilliges, yen olumsal bir varlıktan başlar ve gerçek,
sich nicht selbst tri.gt, und schlicOt kendinde ve kendi için zorunlu bir varlığa
auf ein wahrhaftes, an und für sich
notwcndigcs Sein, - der Beweis e.Y:
çıkarsama yapar, - ex contingentia mundi
contilıgentia ınundi. tanıt [kozmolojik tanıt) .
Der andere Beweis geht von İkinci tanıt erek-bağınulanna göre belirlen­
dem Sein aus, insofem es sich nach
Zwedı· beziehungen bestimmt fin· diği düzeye dek varlıktan başlar ve bu varlığın
det, und schlieDt auf einen wcisen bilge bir yaraucısına çıkarsama yapar, - Tan­
Urheber dieses Seins, - der tekolngi­
sche Bcweis vom Dasein Goues.
rının varoluşunun teleolojik tanıtı.
lndem noch die andere Seite Ama Tanrının kavramını başlangıç noktası
hinzukoınmt, welche den Begriff
yapan ve ondan Tanrının varlığını çıkarsayan
Goıtes zum Ausgangspunkt macht
und auf das Sein desselben schlieBt öteki yanı da ele almamız gerekir, - ontolojik
- der 011lologische Bert1eis-, so sind tanıt Bu belirtilenleri izleyerek ilerleyeceği­
es, indem wir uns von diescr Angabe
leiten lasscn, drei Beweise, die wir, mize göre, irdelememiz gereken üç tanıt var­
und nicht weniger deren Kritik, dır. Ve daha az olmamak üzere, onlan unu­
durch welche sie als abgetan in Ver·
gessenheit gestellt worden sind, zu
tulmuşluk içinde bir yana atılmaya götüren
beucı.chıen haben. eleştiriyi de irdelememiz gerekecektir.
ONUNCU DERS ZEHNTE VORLESUNG

İ rdelenecek tanıtların birinci yanı genel ola­ Dic erste Seite der ııı beu-acluenden
Beweisc macht die H-elt Uberhaupt,
rak evreni, ve dahası ilk olarak onun olumsal­ und zwar zun3chsl die Zufiilligkeil
lığını varsayımı olarak alır. Başlangıç noktası derse1ben zu ihrer Voraussetzung.

görgü! şeyler ve bu şeylerin bütünü olarak Der Ausgangspunkt sind die empi·
ıischen Di1ıge und das Ganze diescr
evrendir. Bütün, belirli olduğu düzeye dek, Dinge. die Weh. Das Ganze hat, je
hiç kuşkusuz parçaları üzerinde bir üstünlük nachdem es bcstimmt isı, allerdings
einen Vorzug vor seinen Teilen, das
taşır - tüm parçaları kucaklayan ve onları Ganze nflmlich als die aile Teile um­
belirleyen birlik olarak bütün, örneğin bir fassende und sie bestimmcnde Ein­

evin bütünü gibi, ya da daha da çoğu, kendi heit, wie schon das Ganze eincs Hau­
scs, noch ınehr das Ganze, das als
için varolan birlik olarak bütün, örneğin ffır sich seiende Einheit ist, wie dic
dirimli bedenin ruhu gibi. Ama evren ile Secle des lcbendigen Körpers. Aber
unter Wclt verstehcn wir nur das
yalnızca dünyasal şeylerin toplağını, yalnızca Aggrogat der weltlichen Dinge, nur
gözümüzün önünde varolan ve her birinin das Zıısammen dieser unendlichen

ilkin kendi için varolduğunu tasanmladığımız Menge von Existenzen, dic wir im
Anblick var uns haben, derenjede
şeylerin bu sonsuz çokluğunu anlarız. Evren zun3chst selbst als für sich seicnd

kendi için doğal şeyleri olduğu gibi insanları vorgestelh wird. Die \ı\'eh begreift
die Menschen so schr in sich als
da kapsar. Bu toplak olarak, giderek yalnızca die natürlichen Dinge; als dies Ag·
doğal şeylerin bir toplağı olarak bile, evren gregat, enva auch nur der letzteren,

Doğa olarak tasarımlanmaz. Bu sonuncu ile wird die \\.'elt nicht als Naturvorg�
stelh. unter der man etwa ein in sich
kendi içinde dizgesel bir bütün gibi birşeyi, systemaLisches Ganzes, ein System
bir düzenlemeler ve aşamalar dizgesini, baş­ von Ordnungen und Stufen und
vomehmlich von Gesetzen ve�teht.
lıca bir yasalar dizgesini anlarız. Evren yal­ Die Welt dıiickt nur so das Aggregaı
nızca toplağı öyle bir yolda anlatır ki, saltık aus, daB, was sie ist. schlechthin auf

olarak varolan çokluk üzerine dayandığı için, der existierenden Mengc benıht; so
hat sie keinen Vorzug, wenigsıens
dünyasal şeyler üzerine hiçbir üstünlük, en keinen qualitaliven Vorzug \'Of den

azından nitel bir üstünlük taşımaz. welllichen Dingen.


Diese Dinge bestiınmen sich uns
Dahası, bu şeyler kendilerini bizim için fen1er aufviclfache \'\'eisc, zun3.chst
çeşitli yollarda, herşeyden önce sınırlı varlıklar als beschrinktes Sein, als Endlich­

olarak, sonluluk, olumsallık vb. olarak belirler. kcit, Zuffilligkeit usf. Von solchem
Ausgangspunkte aus erhcbı sich
Tin böyle bir başlangıç noktasından Tanrıya der Geisl zu Gou. Das beschri.nkte,

yükselir. Sınırlı, sonlu, olumsal varlığı gerçek das cndliche, zufüllige Scin verur­
tcilt er als ein unwahres Sein, über
olmayan ve ötesinde gerçek varlığın bulun­ wclchcm das wahrhaflc sei; er elll­
duğu bir varlık olarak mahkum eder. Bir başka nicht in die Region eines andercn,

76
1 0. DERS 77
schrankcn.losen Seins. wclche[s] das varlığın, sınırsız varlığın bölgesine kaçar ki,
\\'esen sei, gegenjcnes unwesentliche,
auBerliche Sein. Dic Wclı der Endlich­
özsel-olmayan dışsal varlığa karşı özdür. Son-
keil, Zeitlichkeit, Verinderlichkcit, 1 uluk, zamansallık, değişim, geçicilik dün­
Verganglichkeiı isı nichı das Wahre,
- sondcrn das Unendlichc, Ewigc,
yası gerçek olan değildir, - tersine, sonsuz,
Unver3.nderliche. \\'enn auch das, was ilksiz-sonsuz, değişmez olan gerçek olandır.
wir genannt haben, das schrankenlosc
Sınırsız varlık, sonsuz, ilksiz-sonsuz, değişmez
Sein, das Unendliche, das Ewige, Un­
\'cri.nderliche, noch nicht hinreiclu, dediğimiz şey Tanrı dediğimiz şeyin bütün
die ganze Füllc dessen auszudrückcn, doluluğunu anlaunak için yeterli olmasa da,
\vas wir Gotl ncnnen, so ist doch Gou
schrankenloses Sein, unendlich,
Tanrı sınırsız varlıktır, sonsuz, ilksiz-sonsuz,
cwig. unver.inderlich; die Erhebung değişmezdir; öyleyse hiç olmazsa bu tanrısal
geschieht also wenigstens zu diesen
yüklemlere, ya da daha doğrusu onun doğası­
götdichen Pr3dikaten, odcr \'İelmchr
zu diesen, wenn auch abstraktcn, nın bu soyut ve gene de evrensel temellerine,
doch allgemeinen Gnmdlagcn seiner ya da en azından evrensel alana, içinde Tan­
Natur, oder wenigstens zu dem allgc­
ıneinen Boden, in den reinen Athcr,
rının bulunduğu an ethere bir yükseliş olur.
in dem Gou wohm. Genel olarak bu yükseliş insan Tininde din
Dicse Erhcbung übcrhaupt ist das
olan, ama yalnızca genel olarak, e.d. bütü­
Faltlmn in dem Menschengeiste, das
clic Religion ist, abcr dic Religion nur nüyle soyut olarak din olan olg;udur. Böylece
lıberhaupı. d. i. gc:ınz abstrakt; so i.-;ı yükselme dinin genel, ama yalnızca genel
dies die allgcmcine, abcr mır die all­
gcnıeinc Gnındlage derselbcn.
temelidir.
Bci dieser Erhebııng als Fahtum Dolaysız bilmenin ilkesi bir olgu olarak
bleibt das Prinzip des 1rnmillelbaren bu yükselişte takılıp kalır. Bir olgu olarak
\11issens stchcn, bcruft sich und be­
ruht bei dcmselbcn als Faktuın mit
ona başvurur ve ona dayanır, ve insandaki,
der Versichcrung, daB es das allgc­ aslında giderek tüm insanlardaki bu evrensel
meine Fakuım in den Mcnschcn und
olgunun Tanrının insan tinindeki ve usun­
sclbst in allen Menschen sei, wekhcs
dic innere Offenbarung Gottcs im daki iç bildirilişi olduğu inancasını verir.
Menschengeiste ıınd die Vernunft Bu ilke üzerine daha önce yeterince yar­
genanm wird. Es ist fiber dies Prinzip
schon frllher hinreichend geurıeilt
gıda bulunduk. Burada ona yalnızca ancak
worden; hier erinnere ich nur dar­ dikkatimizi söz konusu olguya sınırladığı­
um noch einmal daran, insofem wir
mız düzeye dek bir kez daha değindiğimizi
bei dem Faktum, um welches es sich
handell, hier sıehen. Dieses Faktum anımsatacağım. Bu olgu, yükselişin kendisi,
eben, die Erhebung selbsı isı als solchc aslında genel olarak dolaysızca dolaylılıktır;
vielmehr unminclbar die Venniulung:
sie hat das endliche, zuffillige Dasein,
sonlu, olumsal varoluşu, dünyasal şeyleri
die wehlichen Dinge zu ihrcm Anfang başlangıcı ve başlangıç noktası olarak alır
und Ausgangspunkı, ist der Forıgang ve oradan genelde bir başkasına ilerler. Böy­
von da zu einem Anderen UberhaupL
Sie ist somit vermiuelt durch jcnen
lece o başlangıç yoluyla dolaylıdır ve yalnızca
Anfang und isı nur die Erhebung sonsuz ve kendi içinde zorunlu olana yükse­
zum Unendlichen und in sich selbsı
Notwendigen, indem sie nicht beije­
liştir, çünkü o başlangıçta, buradaki biricik
nem Anfange, welcher hier alicin das dolaysızda durup kalmaz (ve bu dolaysızın
Unmittelbare (und dies selbst nur, kendisi, daha sonra kendini belirleyeceği
wie sich sp3ter bestimmt, relativ) ist,
stehenblcibt, sondern vennittels des gibi, yalnızca görelidir) , ama do/,aylı kılınarak
Verlassens und Aufgebens solchen böyle bir duruş noktasını terk eder ve orta­
Standpunkls. Diesc Erhebung, welche
BcwuBrsein isi, ist somit in sich selbst
dan kaldırır. Bilinç olan bu yükseliş böylece
Yerıniuehes Wisscn. kendi içinde dolaylı bilmedir.
78 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Bu yükselişin kendisinden yola çıkuğı baş­ Ü ber den A nrang, von dem
diese Erhebung ausgehL, ist ferner
langıç üzerine burada daha öte şunu belirte­ sogleich auch dies zu beınerken,
biliriz. İ çerik duyusal değil, duyumun görgül daB der lnhall nicht ein sinnlicher,
nicht ein empirisch konkreter der
olarak somut bir içeriği değil, ne de düşlemin Empfindung oder Anschauung,
somut bir içeriğidir. Tersine, yükseliş evrenin noch ein konkrcter eler Phantasie

sonluluğu ve olumsallığı gibi soyut düşünce­ ist, sondern es sind die abslralcıen
Gedanhenbestimınuııgen der Ende
belirlenimlerinden başlar. Yükselişin ulaştığı lichkeit und Zufiilligkeiı der Welt,
hedef benzer türdendir, daha öte, daha varsıl von denen ausgcgangen wird; glcie
cher Art ist das Zicl, bei dem die
belirlenimde değil ama bütünüyle bu genel Erhebung ankonımt, die Unend­
kategorilerde düşünülmüş olarak Tanrının lichkeit, absolme Notwendigkeiı

sonsuzluğu, saluk zorunluğudur. Bu yan açı­ Gottes nicln in weiterer, reicherer


Bestimmung. sondern ganz i n
sından belirtmek gerek ki, bu yükseliş olgusu­ diesen allgemeinen Kategoıien ge-­
nun evrenselliği biçimine göre yanlıştır. Örne­ dacht. Nach dieser Seite muB gesagt
werden, daB die Allgemeinheit des
ğin denebilir ki giderek Yunanlılar arasında Faktums diescr Erhebung ilın:r Form
bile sonsuzluk düşüncesi, tüm şeylerin en nach. falsch ist. Z. B. selbst von den

son ilkesi olarak kendinde varolan zorunluk Griechen kann man sagen, dall die
Gedanken der Unendlichkeit, der
düşüncesi yalnızca felsefecilere aitti. Genel an sich selbst scienden Notwendig­
olarak dünyasal şeyler tasarımın önünde keit als des Letzlcn von ailem nur
den Philosophen angehört haben:
dünyasal, şeylerin, olumsal ve sonlu şeylerin wcltliche Dinge lagen nicht in der
soyut biçimleri içinde değil, ama görgül olarak abstrakten Form von weltlichen

somut şekilleri içinde duruyordu. Benzer ola­ Dingen, zufiilligen und endlichen
Dingen so allgemein \'Or der Vor­
rak Tanrı da sonsuzun, ilksiz-sonsuzun, ken­ stellung, sondern in ihrer cmpi­
dinde zorunlu olanın düşünce-belirlenimle­ risch konkreten Gcstalt, ebcnso
Gou nicht in der Gedankenbesı.im­
rinde değil, ama düşlemin belirli imgelerinde mung des Unendlichen, Ewigen, an
tasarımlanıyordu. Daha az gelişmiş halklar sich Notwendigen, sondern in be­

durumunda böyle evrensel biçimlerin onla­ stimmtcn Gebilden der Phamasie.


Noch wcniger ist es bei minder ge­
rın bilincinin önüne kendileri için bulunması bildeten Völkern der Fail, daB sol­
daha az söz konusudur. İ nsanlar düşünen che allgcmcine Formen Jür siclı vor

varlıklar oldukları için, diyebiliriz ki bunlar ihrem BewuBtsein stehen; sic gehen
wohl ailen Menschen, weil sie den­
hiç kuşkusuz kafalarından geçer; dahası, dilde kend sind, wie man zu sagen pnegt,

saptandıkları zaman bilinçte daha öte geliş­ durch den Kop[, sind auch weiter
in das Bewu61Sein herausgebildet,
tirilirler ve asıl tanıtlama bunları ilgilendirir. wovon der eigentümliche Bewcis
Ama o zaman bile başlangıçta somut nesnele­ İsl, wcnn sie in der Spr.ıche fixiert

rin belirlenimleri olarak iş görürler ve bilinçte sind; aber dann selbst tun sie sich
zun3.chst als Bestimmungen von
kendileri için bağımsız olarak saptanmaları konkreten Gegenstanden hcrvor, -

gerekmez. Bu düşünce kategorileri ile ilk sie brauchen nicht als fiir sich selbst
selbsı.andig im BewuBtsein fixiert
tanışıklığı kurmak bizim kültürümüze düştü, zu sein. Unserer Bildung erst sind
ve şimdi evrenseldirler ya da evrensel olarak diese Katcgorien des Gedankens

yayılmışlardır. Ama bu kültür bile, tasarımsal gelaufig und sind allgemein odcr
allgemcin verbreitet. Aber eben
düşünmenin bağımsızlığı üzerine deneyim­ diesc Bildung wie nicht wenigcr dic

siz olan o sözü edilen kültürlerden daha az envii.hnten, in der Selbst3.ndigkcit


des vorstellcnden Denkens Ungc­
olmamak üzere, bu içgörüye dolaysız birşey übtercn haben das niclu als ctwas
olarak değil ama ancak düşüncenin çok yanlı U n m i u e l barcs, sondcrn durch
10. DERS 79
den vielfachen Gang des Denkens, süreçleri yoluyla, dil kullanımlarının incelen­
Studiuıns, der Sprachgewohnheiı
vermitteh. Man hat wesemlich den­ mesi yoluyla dolaylı olarak ulaşmıştır. İnsan
ken gelernı und sich die Gedanken özsel olarak düşünmeyi öğrenmiş ve kendine
zur Gelaufıgkeiı eingebildet; die Bil·
dung zum abstrakteren Vorstellen ist
düşüncede akıcılık kazandırmıştır. Soyut
ein unendlic:h mannigfaltig in sich tasanmlamaya yetenekli kültü.r kendi içinde
Vermiueltes. Es ist an diesem Fak­ sonsuz ölçüde karmaşık dolaylılık süreçlerini
ıuın der Erhebung ebensosehr Fak·
tum. daB sie Vermittlung ist. kapsar. Bu yükseliş olgusunda eşit ölçüde
Dieser Umsıand, daO die Er­ onun bir dolaylılık olduğu olgusu da yatar.
hebung des Geistes zu Gou die
Vermittlung in ihr selbst hat, ist
Bu durum, tinin Tanrıya yükselişinin
es, welche zum Beweisen, d. i. zur kendinde dolaylılık taşıması durumu tanıt­
Auseinandersetzung der einzelnen
Momente diescs Prozesses des Geis­
lamaya, e.d. tinin bu süreçlerinin tekil kıpı­
tes, und zwar in Form des Denkens larının açımlanmasına, ve dahası düşünce
einHidt. Es ist der Geist in seinem biçiminde ortaya koyulmasına çağrıda bulu­
lnnersıen, n3.mlich in seinem Den­
ken, der diese Erhebung macht; sie nan şeydir. Bu yükseliş en iç yanındaki, yani
ist der Verlauf von Gedankenbe­ düşüncesi içindeki tin tarafından yapılır.
stiınrnungcn. \ı\'as durch das Bcwei­
scn gcschehen soll, ist, daB solchcs
Yü.kseliş düşünce-belirlenimlerinin süreci­
dcnkende \\Tirken zum BcwuBtscin dir. Tanı tlama yoluyla olması gereken şey
gebracln, daB dieses davon als \'on
einem Zusammcnhangjencr Gedan­
böyle düşünme etkinliğinin bilince getiril­
kenınomeme wisse. Gcgen solchc mesi, bilincin bu etkinliğini o düşünce-kı­
Exposilion, welchc sich im Fclde pılarının bir bağlantısı olarak bilmesidir.
der denkenden Vermiıılung entfal­
tcl, erkl3rt sich sowohl der GJaube, Kendini düşünmenin dolaylılığında açığa
welcher unmiuelbare GewiBhcit seren böyle bir açımlamanın karşısına hem
bleiben will, als aııch die Kritik des
Versıandes, der sich in den Ven'lick­
dolaysız pek.inlik olarak kalmayı isteyen inanç
lungen jener Venniulung zu Hause hem de o dolaylılığın karışıklıklarında ken­
findet, - in der letzteren, um die
Erhebung selbst zu verwirren. Mit
dini yerinde bulan anlağın eleştirisi çıkar,
dem Glauben ist zu sagen, daB der - ikincinin durumunda, yükselişin kendi­
Verstand an jenen Bcweiscn noch sini karışıklık getirebilmek için. İ nanç söz
so sehr zu makeln nnden möclue,
und sic möchcen ffir sich in ihrer Ex­ konusu olduğunda belirunek gerek ki, anlak
plikation der Erhebung des Geisıes o tanıtlarda ne denli hata bulabilse de, ve
vom Zuffilligcn und ZehJichen zum
Uncndlichen und Ewigcn noch so bu tanıtlar tinin olumsal ve zamansal olan­
ınangelhafıe Seiıen haben, der Geist dan sonsuz ve ilksiz-sonsuz olana yükselişini
der Menschenbrust 13.Bt sich diesc
Erhcbung nicht nehmen. Insofern
açımlamalannda ne denli eksik yanlar taşısa
sie dieser Bnıst vom Verstande ver­ da, insan yüreği bu yükselişten yoksun bıra­
kümmerl worden, so hat der Glau­ kılmaya izin vermeyecektir. İnsan yüreği anlak
be einerseİLs dcrselben zugerufen,
fest an dicser Erhebung zu hallen tarafından durduruldukça, inanç bir yandan
und sich nicht um die M3.kelei dcs onu bu yükselişe sıkı sıkıya sarılmaya ve anla­
Vcrstandes, aber andererscils, um
aur das Sicherste zu gehen, auch
ğın eleştiri ile tasalanmamaya çağırmıştır; öte
sclbst sich um das Bcweisen fıbcr­ yandan, en büyük güvenliği elde edebilmek
haupt nicht zu bekümmern, und için kendine tanıtlama ile hiçbir biçimde
hat gcgen diescs im lntcrcsse seiner
eigcnen Befangcnheit sich auf die tasalanmamasını söylemiş ve kendi saflığının
Seite dcs kritischcn Versıandcs gc­ çıkarına tanıtlamaya karşı eleştirel anlaktan
yana çıkmıştır. İ nanç Tanrıya yükselişinin, e.d.
schlagen. Der Glaube laBı sich die
Erhebung zu Gott, d. i. sein Zeugnis
von der \Vahrheit, nicht raubcn, weil gerçekliğe tanıklığının elinden alınmasına
80 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

izin vermeyecektir, çünkü bu yükseliş kendi sie in sich selbst notwcndig, mehr
als ein bloBes oder irgendein Fak­
içinde zorunludur ve linin salt bir olgusun­ mm des Gcistcs ist. Fakta, innerc
dan, salt onunla ilgili herhangi bir olgudan Erfahnıngen gibt es im Geisıe und
vielmehr in den Geistern - und
daha çoğudur. Tinde, olgular, iç deneyimler der Gcisı existicrl nicht als ein
vardır, daha doğrusu tinlerde - çünkü tin bir Abstraktum, sondern als die vie­
soyutlama olarak değil ama bir tinler çokluğu len Geisıer - unendlich mannig­
faltige, die entgcgcngeselztestcn
olarak varolur - sonsuz türlülükte, en kar­ und venvorfcnsten. Schon um das
şıt ve en bozulmuş biçimlerde olgular vardır. Faktuın auch als Fahlttm de.s Geistr.s,
nicht der cphemcren, zuffilligcn
Olgunun yitici, olumsal tinlerin olgusu olarak Geister, richtig zu fassen, ist erfor­
değil ama tinin olgusu olarak doğru bir yolda derlich, es in sciner Notwendigkeil
kavranabilmesi için zorunluğu içinde kavran­ zu crfasscn; nur sie bürgl für die
RichLigkcit mır diesem Roden der
ması gerekir. Bu olumsallık ve özenç alanında Zııfıilligkeiı und der Willkür. Der
yalnızca bu zorunluk onun doğruluğunun Bodcn dieses höhercn Fakmms
aber İsl ferncr für sich der Bodcn
güvencesidir. Ama dahası, bu yüksek olgunun der Abstraktion; nicht nur ist es
alanı kendi için soyutlamanın alanıdır. Yalnızca am schwerslen, fıber sie und ihrc
soyutlama ve onun bağlantıları üzerine belirli Zusammenhcinge cin bcsliınmıes
und wachcs BewuOlscin zu haben,
ve uyanık bir bilinç taşımanın güçlüğü söz sondern sie für sich İsl die Gcfahr,
konusu değildir; ama soyutlama kendi başına und diesc isl unabwcndbar, wenn
die Abstraktion einmal eingeu-eten,
bir tehlikedir. Soyutlama bir kez içeri girdiği
dic glaubende Menschenbnısı ein­
zaman, bir kez inanan insan yüreği bilgi ağacı­ mal von dem Baume der Erkennt­
nın tadını aldığı ve düşünme onda kendi için nis gekosteı hat, das Denken in
sciner cigcntfımlichen Gcsı.ah, wic
özgür ve kendine özgü şekli içinde sıçramaya es für sich und frei ist, in ihr auf­
başladığı zaman, o tehlike kaçınılmaz olur. gekeimt ist.
\Venn wir nun der Fassung des
Şimdi tinin düşüncedeki ve onun kıpıla­
inneren Ganges des Geistcs in
rındaki iç sürecinin nasıl göründüğüne daha Gedanken und den Momenten
yakından bakarsak, daha önce belirttiğimiz dcsselben 113.henrelen, so ist von
dem ersten Ausgangspunktc schon
gibi ilk başlangıç noktası kendini bir düşünce­ bemcrkt worden, daB er cine Ge­
belirlenimi olarak, bütünıinde dünyasal dankenbestimmung ist, n3.mlich
şeylerin olumsallığı olarak gösterir. Böylece überhaupı die Zııfiilligkeiı der
weltlichen Dinge; sa liegt die erste
yükselişin ilk biçimi tarihsel olarak Tanrının Fonn der Erhebung geschichılich
varoluşunun kozmolojik tanıtı olarak bilinen in dem sogenannten kosmologisr.hen
Beweise \•om Dasein Gottes vor. Von
tanıtta bulunur. Benzer olarak belirtildiği gibi, dem Aıısgangspunkı isı gleichfalls
elde ettiğimiz yükselişin hedefinin belirliliği angegeben worden, daB ''on der
Bestimmtheit desselben auch dic
başlangıç noktasının belirliliğine bağımlıdır.
Bestimmıheit des Zieles, zu dem
Dünyasal şeyler başka türlıi de belirlenebilir wir uns erheben, abh3.ngt. Die
ve o zaman sonuç için, gerçek olan için de wehlichen Dinge können noch
anders besLimrnL sein, so erg3.be
bir başka belirlenim ortaya çıkacakur. Çok az sich auch fi'ır das Resultat, das
eğitimli düşünmeye ilgisiz görünebilen, ama Wahrc, eine andere Bestimmung,
şimdi üzerinde durduğumuz düşünme ala­ - U nterschiede, die dem wenig
gebildeıen Denken gleichgülıiger
nında bizi özellikle ilgilendiren ve bir açıkla­ sein können, aber die aur dem
masını vermemiz gereken ayrımlar doğacakur. Boden des Denkens. auf den wir
uns versetzt, das sind, um was es
Böylece, eğer şeyler genel bir yolda varolan zu tun und worUber Rcchcnschafl
şeyler olarak belirlenirse, belirli varlık olarak zu geben ist. \.Venn die Dinge also
10. DERS 81
als daseiend'fıberhaupı bestimmı varoluşun gerçekliğinin varlığın kendisi, belir­
w1irden, so könnte vom Dasein als
bestimmtem Sein gezeigt wcrdcn, lenimsiz, sınırsız varlık olduğu gösterilebilir_
da6 seine Wahrheiı das Sein selbst Tanrı böylece yalnızca varlık olarak belirle­
das bestimmun�. das grenzenlose
Sein ist. Gou w:ire so nur als das
necektir, - en soyut belirlenim ki, bilindiği
Sein bestimmt, - die abstrakteste gibi Eleatikler onunla başlamışn. - Bu soyut­
Bestimmung, mit der die Eleaten lamayı en çarpıcı olarak daha önce kendinde iç
bekannılich angefangen haben,
- Am schlagendsıen liiBı sich an düşünme ve düşüncelerin bilince çıkarılması
diese Ahstraklion fi'ır den vorhin arasında yapılan ayrım ile bağınn içinde anım­
gemachten Unterschied von inne­
rem Denken an siclı und von dem
sıyoruz. Hangi insan varlık sözcüğünü kullan­
Herausstellen der Gedanken ins madan edebilir? (Hava güzel dir! Nerededir?
BewuBtsein erinnem; welcheın ln­ ve bu sonsuza dek sürer_) Ve kimin tasarım­
dividuum gehı nicht das Worı Sein
aus dem Munde (das Weııer ist lama etkinliğinde bu an düşünce-belirlenimi
schön! wo bistdu? usf. ins Unendli­ bulunmaz - üstelik somut içerikte (hava vb.,
che), in wessen \'Ol"StellenderT3tig­
keit fındet sich also diese reine Ge­
ve bu sonsuza dek gider) gizlenmiş olsa bile
dankenbestimmung nicht? - aber -, ve kimin bilinci yalnızca böyle tasarımlar
eingehfıllt in den konkreten lnhalt ile dolu değil ve öyleyse bildiği yalnızca onlar
(das Weııer usr. ins Unendliche),
von welchem allein das BewuOtsein değildir? "Varlık" düşünme-belirleniminin
in solchem Vorstellen erffıllt ist, böyle iyeliği ve kullanımı ve onun onu kendi
von dem es also alicin weiB. Einen
unendlichen Unterschied von sol­
uğruna saptayan ve en azından Tann ile bir­
chem Besilze und Gebrauche der likte ya da herhangi bir Tanrı olmaksızın
Denkbestimmung "Scin" machl es, bir en son olarak, saltık birşey olarak bilen
SİC rfır sich Zll fixicren und aJs das
LetzLe, als das Absolme wenigstens Eleatiklerin kullanımı arasında sonsuz bir
mit oder ohne weiler einen Gou, ayrım vardır. - Dahası, şeyler sonlu olarak
wie die Eleaten, zu wissen. - \\1ei­
ıer die Dinge als endlich besıimmı,
belirlenince, tin kendini onlardan sonsuza
so erhöbe sich der Geist aus ihnen yükseltir, - onları aynı zamanda olgusal var­
zum Unendlichen, - sie zugleich lık olarak [belirler] , böylece kendini ideel ya
als das reale Sein [bestimmı), so er­
höbe er sich zum Unendlichcn als
da ideal varlık olarak sonsuza yükseltir_ Ya da
dem Ulee/Jen oder idea/en Sein. Oder onları kesinlikle yalnızca dolaysızca varolan şey­
sie ausdrücklich als nur unmittel­
i.er olarak belirler ve o zaman kendini salt bir
bar seiende i'ıberhaupt bestimmt, so
erhöbe er sich aus dieser bloDen görünüş olarak bu dolaysızlıktan öze, dahası
U nmiuelbarkeit als einem Schei­ onun zemini olarak öze yükseltir. Ya da par­
nc zum Weseıı und zu demselben
femer als ihrem Gnınde, oder von
çalar olarak şeylerden bütün olarak Tanrıya,
ihnen als Teilen zu Gou als dem 'kendi'siz belirişi.er olarak şeylerden kuvvet ola­
Ganzen, oder als von selbstlosen
rak Tanrıya, etkil.er olarak şeylerden nedenleri
Aujimmgen zu Gott als zur Kmft,
von ihnen als Wirkungen zu ihrer [olarak Tanrıya] yükseltir- Tüm bu belirle­
Ursadu. Aile diese Bestimmungen nimler şeylere düşünce tarafından verilir; ve
werdcn den Dingen vom Denken
gegeben, und ebenso werden von
benzer olarak varlık, sonsuz, ideal, öz ve zemin,
Gou die Kategorien Sein, Unend­ bütün, kuvvet, neden kategorileri kullanılır.
liches, ldeelles, Wesen und Grund, Bunların Tanrı için de kullanılmasına kar­
Ganus, Kmjl, Ur.mduıgebraucht; sie
sind auch von ihm zu gebrauchen, şın, ancak geçici olarak kullanılırlar, çünkü
jedoch vorubergehend in dem Sin­ Tanrının varlık, sonsuz, öz, bütün, kuvvet vb.
ne, daO [sie], ob sie wohl von ihm
gelten, Gott Sein, U ncndlichcs, \\'e­
olmasına karşın, gene de bunlar onun doğa­
sen, Ganzes, Kraft usf. wirklich ist, sını eksiksiz olarak anlatmaz, çünkü Tanrı
82 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

kendinde bu belirlenimlerin anlatabileceğin­ doch seine Natur nicht erschöpfen,


er noch tiefer und reicher in sich sei,
den daha da derin ve daha da varsıldır. Genel aJs diese Bestlmmungen ausdriıcken.
olarak sonlu varoluşun böyle her başlangıç Der Fortgang von jeder solchen An·
fangsbesıimmung des Daseins als des
belirleniminden onun son-belirlenimine, endlichen übcrhaupı zu ihrer End·
yani düşüncedeki sonsuza ilerleme tanıt adı­ bestimrnung, n3.mlich lıber das Un­

nın kendilerine biçimsel olarak uygulandığı endliche in Gedanken, ist ein Bewei.s
ganz in derselben An zu nennen als
tanıtlar ile bütünüyle aynı türde bir tanıttır. die fönnlich mit dieseın Namen auf­
Bu yolda tanıtların sayısı daha önce sözü edi­ geführten. Aufsolche Arı vennehrıe
sich die Zahl der Beweise weit fıber
len çokluğun çok daha ötesine geçer. die angegebene Mehrheiı.
Bizim için belki derahatsız edici bir yolda Aus welchem Gesichtspunkte nun

ortaya çıkan bu daha öte aruşa hangi bakış haben wir diese weitere Vennehnmg,
die uns so vielleicht unbequern er­
açısından bakacağız? Bu çokluğu doğrudan wüchse, zu betrachten? Abweisen
doğruya yadsıyamayız. Tersine, bir kez ken­ können wir diese Vielheit niclu ge­
radezuj im Gegenleil, wenn wir uns
dimizi tanıtlar olarak kabul edilen düşünce­ einmal aur den Slandpunkl der als
dolaylılıklannın duruş noktasına koyar koy­ Beweise anerkannlen Gedankenver­

maz, niçin anlan böyle ileri sürmede verilen miulungen verselZı haben, habcn wir
Rechenschafı daııiber abzulegen. wa·
sayıya ve onlarda kapsanan kategorilere sınır­ nım solche Aulführung sich auf die
landığımızı ve sınırlanabileceğimizi açıklama­ angegebene Anzahl und die in ihnen

mız gerekir. Yeni ve daha öte genişlemiş bu enthaltenen Katcgorien beschr.i.nkt


habe und beschranken kônne. Es
çokluk açısından, ilk olarak daha erken ve İsl in Ansehung dieser neuen erwei­

daha sınırlı olarak görünen tanıtlar üzerine terlcn Mehrheit zunachsl dasselbe
zu eıinnern, was Uber die frühere,
söylenenleri anımsamamız gerekir. Başlangıç beschr3.nkler erscheinende gesagl
noktalarının ortaya çıkan bu çokluğu man­ worden isl. Diese Mehrheit von Aus­

uksal irdeleme alanına bütünüyle doğallıkla gangspunkıen, die sich darbieıet, ist
nich ıs anderes als die Menge von
ait olan kategorilerin çokluğundan başka Kaıegorien. die in dem Felde der lo­

birşey değildir. Yalnızca nasıl birincilerin gischen Beırachıung zu Hause sind,


es isl nur anzugeben, wie sie sich aur
bu ikincileri gösterdiğini belirtmemiz gere­ diesem zeigen. Sie enveisen sich da­
kir. Bunlar kendilerini yalnızca ve yalnızca selbst, nicht andercs zu sein als die

kavramın sürekli belirlenimlerinin dizisi Reihe der Fortbestimmungen des


Begriffs, und zwar nicht irgendeincs
olarak gösterir - hiç kuşkusuz herhangi bir BegriITs, sondem des BegriITs an ihm

kavramın değil ama kendinde kavramın. Bu selbsı, - die Entwicklung desselben


zu einem AuOereinander. indem er
kavramın bir birbiri-dışındalığa açınımıdır sich dabei ebensosehr in sich vertieft;
ki, bunda kavram o denli de kendini derin­ die eine Seite in diesem Forıgange

leştirir. Bu ilerlemede bir yan kavramın bir ist die endliche Bestiınmtheit einer
Form des Begriffs. die andere deren
biçiminin sonlu belirliliğidir; onun en yakın michste Wahrhcit, die selbst wieder
gerçekliği olan ikinci yan ise yine onu önce­ nur eine zwar konkretere und tiefere
Form als die vorhergehende ist, -
leyen biçimden daha somut ve daha derin die höchste Stufe einer Sph3.re ist
olan biçimdir. Bir alanın en yüksek aşaması der Anfang zugleich einer höheren.

aynı zamanda daha yüksek bir alanın baş­ Diesen Forıgang der Begriffsbe·
sümmung cıuwickelt dic Logik in
langıcıdır. Manuk kavram-belirleniminin bu sciner Notwendigkeil. Jcde Stufc,
ilerlemesini zorunluğu içinde açındmr. İ çin­ die er durchl3uft, enıh3h insofern
die Erhebung ciner Katcgorie der
den geçtiği her basamak bu düzeye dek bir Endlichkeit in ihre Unendlichkeiı;
sonluluk kategorisinin kendi sonsuzluğuna sie enLh3.h also ebensoschr von
1 0. DERS 83
ihreın Ausgangspunkte aus einen yükselişidir; öyleyse başlangıç noktasından
meıaphysischcn Begriff von Goıı.
und indem diese Erhebung in ihrer
ileriye doğru o denli de Tanrının metafizik­
Notwendigkeit gefa8t İsl, einen Be­ sel bir kavramını kapsar, çünkü bu yükseliş,
weis seines Seins, und ebenso fühn
sich das Übergehen der einen Smfe
zorunluğu içinde kavrandığında, Tanrının
in ihre höhcre durch als ein noL­ varlığının bir tanıudır. Böylece bir basamağın
wendiger Fortgang des konkreteren
kendi daha yüksek basamağına geçişi daha
und tieferen Bestimmens, nicht nur
als eine Reilıe zuffillig aufgelesener somut ve daha derin belirlemenin zorunlu
Begriffe, - und ein Fortgang zur bir ilerleyişi yoluyla yer alır, yalnızca olumsal
ganz konkreten Wahrheit, zur voll­
koınm.erıen ı\llanifestation des Begriffs,
olarak toplanan kavramların bir dizisi olarak
zn der Ausgleichung jencr seiner değil. - Bu bütünüyle somut gerçekliğe, kav­
Manifestationen mit ihm selbsL Die
ramın eksiksiz belirişine doğru, o kendi beliriş­
Logik isı insofern die meı..aphysische
Theologie. wclche die Evoluıion der lerinin onun kendisi ile eşitlenmesine doğru
Jdce Goues in dem Aıher des reinen bir ilerlemedir. Manuk bu düzeye dek metafi­
Gedankens betrachtet, so dall sie ei­
genılich dersclben. die an und Für
ziksel Tannbilimdir ki, Tanrının İdeasının an
sich schlechthin selbsu\ndig isı, mır düşüncenin etherindeki evrimini irdeler, öyle
zusieht.
ki aslında kendinde ve kendi için saluk olarak
Diese Ausführung soll in diescn
Vorlesungen nicht unser Gegenstand kendine-bağımlı olan İdeayı yalnızca gözler.
sein; wir wolhen uns hier daran Böyle ayrınulı açımlamanın bu derslerde
halten. diejenigen BcgriITsbestim­
mungen gesclıic/Jtlic/ı aufzunehmen,
konumuz olması gerekmez. Burada kendi­
von welchen die Erhebung zu den mizi kavramın gerçekliği olan ve Tanrının
Begriffsbestimmungcn, die ihre kavram-belirlenimleri olarak alınabilecek
Wahrheit sind und die als BegriITs­
bestimmungen Gottes aufgefühn
kavram-belirlenimlerine yükselişi gösterecek
werden, zu betrachten. Der Grund olan kavram-belirlenimlerini tarihsel olarak
der allgcıneinen Unvollstandigkciı
in jener Aufnahme von den Begrilfs­
taruşmaya sınırlayacağız. Kavram-belirlenim­
bestimmungen karın nur der Mangel lerini o yolda ele almada yatan genel eksik­
am BewuBısein scin über die Natur liğin zemini ancak kavram-belirlenimlerinin
der Begrilfsbesıimmungen selbsı. ih­
res Zusammenhangs untercinander
kendilerinin doğası üzerine, birbirleri ile
sowie über die Natur der Erhebung bağlanulan üzerine ve aynca sonlular olarak
von ihnen aJs endlichen zum Unend­
lichen. Der nahere Grund, da8 sich
onlardan sonsuza yükselişin doğası üzerine
dic Besıimmung der Zufiilligheit der bir bilinç eksikliği olabilir. Evrenin olum­
Welt und der ihr en tsprechenden sallığının ve ona karşılık düşen saltık olarak
des absolut nolıuendigen Wesens für
den Ausgangspunkl und das Resulıat
zorunlu özün belirlenimlerinin tanıtın baş­
des Beweises pr.isentiert hat, ist dar­ langıç noktası ve sonucu olarak görünmesi­
ein zu setzen - und dieser Grund
nin daha yakın zemini - ki bu zemin aynı
isl zugleich cine relative Rechtfeni­
gung des ihr gegebenen Von:ugs -. zamanda onlara tanınan üstünlüğün göreli
da6 dic Kategorie des Verhalınisses bir aklanışıdır - olumsallık ve zorunluk ara­
der Zufiilligkeit und der Notwendig­
keil diejcnige ist, in welche sich aile
sındaki ilişki kategorisinin sonluluk ve sonsuz
Verh<lltnisse der Endlichkeit und der varlık arasındaki tüm ilişkileri toparlayan ve
Unendlichkeit des Scins resümieren
biraraya getiren kategori olması olgusunda
und zusammenfassen; dic konkrctes­
te Bestimmung der Endlichkeil des bulunacaktır. Varlığın sonluluğunun en
Seins ist die Zulalligkeit, und ebcn­ somut belirlenimi olumsallıktır, ve benzer
so isı die Unendlichkeit des Scins in
ihrer konkretesten Bestimmung die
olarak varlığın sonsuzluğu en somut belir­
Notwendigkeit. Das Sein in seiner lenirnini zorunlukta bulur. Varlık kendi asıl
84 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

özselliği içinde edimselliktir, ve edimsel­ eigenen 'Vescntlichkeit ist die Wirk­


lichkeiL, und die Wirklichkeit ist in
lik kendi içinde genel olarak olumsallık ve sich das Verhci.ILnis überhaupl von
zorunluk arasındaki ilişkidir ki, eksiksiz belir­ Zuffilligkeiı und Noıwendigkeiı. das
in der absoluten Notwendigkeit sei­
lenimini saltık zorunlukta bulur. Sonluluk, ne vollkommene Bestimmung hat.
bu düşünme-belirlenimi içine alındığında, Die Endlichkeiı. in dieser Denkbe­

deyim yerindeyse öyle bir düzeyde hazır stimmung aurgenommen, gew3.hrt


den Vorteil, sozusagen so \vcİt hc­
olma üstünlüğünü taşır ki, gerçekliğine, rauspr3.pariert zu sein, daB sie auf

zorunluğa geçişi kendi içinde gösterir. Zufiil­ den Übergang in ihre Wahrheiı,
die Notwendigkeit, an ihr selbsı
ligkeit/Olumsallık, Ahzidenz (düşmek = yitmek hinweist; schon der Name der
= Lat. 'cadere'den türev) sözcüğü genel olarak Zufiilligkeiı, Akzidenz. drfıckı das
Dasein als ein solchcs aus, dessen
belirli-varlığı anlatır ki, belirliliği düşmektir Bcslimmtheit dies ist, zu fal/ını.
(zufaUen) . Aber die Noıwendigkeiı selbsı

Ama Zorunluğun kendisi gerçekliğini hat ihre \Vahrheit in der Freilıeit;


mit dicser tut sich eine neue Sph3.­
Özgürlükte bulur ve onunla yeni bir alan, re auf, der Boden des Begriffs selbsı.
kavramın kendisinin alanı açılır. Bu o zaman Dieser gew3.hrt damı ein anderes
Verh5.ltnis ffır die Bestimmung
belirlenim için ve Tanrıya yükseliş süreci und für den Gang der Erhebung
için bir başka ilişki, başlangıç noktası için zu Gou, einc andere Bestimmung
des Ausgangspunkıes und des Rc­
ve sonuç için bir başka belirlenim sağlar - sultates, - n3mlich zun3chst dic
ilk olarak ereksellik ve erek belirlenimini. Bu Bestimmnng des ZweckmiijJigen
böylece Tanrının varoluşunun daha öte bir und des Zwecks. Diese wird daher
die K.ategoric für einen \\'eitcren
tanıtı için kategori olur. Ama kavram yal­ Beweis des Daseins Gottes scin.
nızca nesnelliğe gömülü değildir, örneğin Aber der BegıilTisı nichı nur in die
Gegenstiindlichkeit versenkt, wie er
erek olarak yalnızca şeylerin belirlenimi iken als Zweck nur die Bestimmung der
olduğu gibi; tersine, kavram kendi içindir, Dinge ist, sondern er ist ffır sich,

nesnellikten özgür olarak varolur. Bu yolda frei von der Objektivitiit exislierend;
in dieser \Veise ist er sich der Aus-­
kendine başlangıç noktasıdır ve geçişi daha gangspunkı und sein Übergang von
önce değinildiği gibi kendine özgü bir belir­ eigentümlicher, schon angegebener
Bestimmung. DaD also der ersıe, der
lenim taşır. Öyleyse birinci tanıtın, kozmolojik hosmologische Beweis die Kategorie
tamun olumsallık ve saltık.zorunluk arasın­ des Verhiilınisses von Zufülligkeiı

daki ilişki kategorisini kabul etmesi olgusu, und absoluter Notwendigkeit sich
vomimmt, hat, wie bemcrkt, darin
belirtildiği gibi, göreli aklanışını bu ilişkinin seine relaıive Rcchtfertigung ge­

genel olarak edimselliğin en asıl, en somut, fonden, daD dasselbe die eigensıe,
konkreteste, letzte Bestimmung
en son belirlenimi olmasında ve böylece var­ der Wirklichkeil noch als solcher
lığın toplu olarak daha soyut kategorilerinin und dahcr die Wahrhcit der s:imt­
lichen abstrakleren Kategorien des
gerçekliği olmasında ve onları kendi içinde Seins ist und sie in sich faBt. Sa faBt
kapsamasında bulur. Böylece bu ilişkinin auch die Bewegung dieses Verh3h­

devimi tüm daha önceki daha soyut sonlu­ nisses die Bewegung der frUheren
abslrakleren Bestimmungen der
luk belirlenimlerinin daha da soyut sonsuz­ Endlichkeit zu den cbenso noch

luk belirlenimlerine devimini kendi içinde abstrakteı-en Bestimmungen deı­


Unendlichkeit in sich, oder viel­
kapsar. Ya da daha doğrusu, soyut-mantıksal mehı- ist abstrakt-logisch die Bewc­
olarak, tanıtın devimi, ilerlemesi, e.d. çıkar­ gung, der Fortgang dcs Bcweises, d.
i. die Fonn des Schlicfiens in ailen
samanın her durumda bir ve aynı olan biçimi nur einc und dieselbe, die in ihm
kendini onda sunar. sich darsıellı.
ELFTE VORLESUNG ON BİRİNCİ DERS

Nach diesen Erörtcrungen fiber Söz konusu içerik-belirlenimlerinin alanı


den Bereich der in Rede sLehenden
üzerine bu tartışmadan sonra, ilk sözü
lnhahsbestimmungcn betrachten
wir den Gang der zuersl genannten edilen yükselişin kendisinin sürecini önü­
Erhebung selbst in der Gesıalt, in wel­ müzde yatan şekli içinde irdeleyeceğiz. Bu
cher er uns vorlicgt; er ist einfach der
SchluB von der Zuffilligkeiı der Welı
yalın olarak evrenin olumsallığından onun
auf cin absolut notwendiges Wesen saltık olarak zorunlu bir özüne çıkarsama­
derselbcn. Nehmen wir den förm­
dır. Eğer bu tasımın biçimsel anlatımını tikel
lichcn Ausdnıck diescs Schlusses in
scinen besonderen Momentcn vor, so öğeleri içinde alırsak, şöyle gider: Olumsal
lauıeı er so: Das Zullillige steht nichı olan kendi üzerine dayanmaz, ama genelde
auf sich selbst, sondern haı ein in
sich selbst Notwendiges zu seiner Vo­
öngereği olarak - özü, zemini, nedeni
raussetzung Uberhaupt, - zu seinem olarak - kendi içinde zorunlu birşeyi alır.
Wesen, Grund, Ursachc. Nun aber ist
die Welı zuffillig; die einzelnen Din­
Ama evren olumsaldır; tekil şeyler olumsal,
ge sind zuffi.llig, und sie als Ganzes ist ve evren bütün olarak onların toplağıdır.
das Aggregaı derselben. Also hat die Öyleyse evren kendi içinde zorunlu birşeyi
\ı\felt ein in sich selbst Notwendiges zu
ihrer Voraussetzung. öngereği olarak alır.
Die Bestimmung, von welcher Bu vargının kendisinden yola çıktığı belir­
dieses SchlieBen ausgeh t, ist die Zu­
ffilligkeiı der weldichen Dinge. Neh·
lenim dünyasal şeylerin olumsallığıdır. Eğer
men wir dieselbc, wie sie sich in der bu şeyleri duyumda ve tasarımda bulunduk­
Empfındung und Vorsıellung findet,
ları gibi alırsak, ve eğer insanın arılığında yer
vergleichen wir, was im Geiste der
Menschen geschieht, so werden wir almakta olan şeyleri karşılaştırırsak, dünya­
es wohl als Erfahrung angeben dür­ sal şeylerin kendileri için alındıklarında
fen, daB die weltlichen Dinge für sich
genommen als zufiil lig betrachtet
olumsal olarak görüldüklerini bir deneyim
werden. Die einzelnen Dinge kom­ olarak bildirebiliriz. Tekil şeyler kendilik­
men nicht aus sich und gehen niclu
lerinden gelmez ve kendiliklerinden yitip
aus sich dahin; sie sind als zuffilligc
bestimmt, zu fallen, so daB ihnen gitmez. Olumsal olmakla düşmeye, geçip
dies nicht nur sclbst zutalligenveise giuneye belirlenmişlerdir, öyle ki başlarına
geschieht, sondem daB dies ihre Na­
tur ausmacht. Wenn ihr Verlauf auch
bunun gelmesi olumsal birşey değildir,
in ihnen selbst sich entwickelt und ama doğalarını oluşturur. Süreçleri onların
regel- und gesetzmaBig geschieht,
kendilerinde gelişse ve kurallı ve yasal olsa
so isl es, daB er ihrem Ende zugeht
oder vielmehr sie nur ihrem Ende bile, onların sonuna ulaşıncaya dek sürer ya
zuffıhrt, cbensosehr als ihre Existenz da daha doğrusu anlan yalnızca sonlarına
durch andere auf die mannigfaltigs­
tc Weise verkümmert und von auOen
götürür. Benzer olarak, varoluşları başkaları
her abgebrochen wird. Werdcn sie tarafından en değişik yollarda çiğnenir ve
85
86 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

dışarıdan koparılır. Koşullu olarak görülür­ als bedingt beırachtet, so sind


ihre Bedi ngııngen selbsıiindige
lerse, o zaman koşullan dışlarındaki bağımsız Existenzen auBer ihnen, die ih­
varoluşlardır ki, onlara karşılık düşebilir ya da nen entsprechen oder auch nicht.
durch die sie momentan erhahcn
düşmeyebilirler, ve onlar yoluyla geçici olarak wcrden oder auch nicht. Zun3.chst
sürdürülür ya da sürdürülmeyebilirler. İlkin zeigen sie sich beigeordnet i m

doğalarındaki daha öte bir bağıno yoluyla bir­ Raume, ohne da B eben cine wei­
tcre Beziehung in ihrer Na tur sie
leştirilmiş olmaksızın uzayda eşgüdümlü ola­ zusammenstellte; das Heterogcns­
rak görülürler. En heterojen öğeler yanyana te findet sich nebeneinander, und
ihre Entfernung kann stattfinden,
bulunur, ve birinin kendisinin ya da ötekinin ohne daB an der Existenz des ei­
varoluşuna dokunulmaksızın birbirlerinden nen selbst oder des anderen covas
vern-ıckt würde; sie folgen ebenso
uzaklaştırılabilirler. Benzer olarak zamanda auBerlich in der Zeiı aufeinander.
dışsal olarak birbirlerini izlerler. Genel ola­ Sie sind endlich fıberhaııpı ıınd,

rak sonludurlar ve ne denli bağımsız görün­ so selbstii.ndig sie auch erscheincn,


dıırch die Schranke ihrer Endlich­
seler .de, sonluluklannın sınırlan yoluyla özsel keit wesentlich unselbstandig. Sie
olarak bağımlıdırlar. Vardırlar; edimseldirler, sind; sie sind wirklich, aber ihre
Wirklichkeit hat den Wert nur ci­
ama edimsellikleri yalnızca bir olanağın değe­ ner Möglichkcit; sie sind, können
rini taşır; vardırlar, ama oldukları denli de aber ebensowohl nicht sein und
ebenso scin.
olmayabilirler. in ihrem Dasein entdecken sich
Ama varoluşlarında yalnızca koşullann bağ­ aber nicht nur lıısammen.hiingevon
lantılan, e.d. anlan olumsal olarak belirleyen Bedingungen, d. i. die Abhiingigkei­
ıen, durch welche sie als zııllillig
bağımlılıklar değil, ama ayrıca neden ve etki bestimmt werden, sondern auch
bağlannlan, iç ve dış süreçlerindeki kurallılık­ die Zusammenhinge von UrsacJıe
und Wirkııng, Regelınii}Jiglteiten ih­
lar, yasalar da kendilerini açığa serer. Böyle res inneren und 3.uBeren Verlaufs,
bağımlılıklar, bu yasallık dünyasal şeyleri Geset:e. Solche Abhiingigkeiıen.
das Gesetzm36ige erhebt sie Uber
olumsallık kategorisinin üzerine zorunluğa
die Kategorie der Zııllilligkeiı zur
yükseltir, ve bu zorunluk böylece yalnızca Notwendigkeit, und dicse crscheint

olumsallıklar tarafından doldurulduğunu so innerhalb des Kreises, den wir als


nur mit Zufii lligkeiıen angeffıllı
düşündüğümüz alanın içerisinde görünür. gedachı haben. Die Zullilligkeiı
Olumsallık şeyleri yalatılmaları üzerinden nimmt die Dinge um ihrer Verein­
zelung willen in Anspnıch; danım
yakalar; bu nedenle şeyler oldukları denli sind sie ebensowohl als nicht; aber
de olmayabilirler. Ama şeyler o denli de kar­ sie sind ebenso das Gegemeil, nicht
vereinzelt, sondern als bestimmı,
şıtnr; yalınlmış değil, tersine belirli ve sınırlı
beschr3.nkt, schlechthin aufeinan­
olmakla saltık olarak birbirleri ile bağıntı­ der bezogen. Dıırch dies Gegenıeil

lıdırlar. Ama belirlenimlerinin bu karşıtlığı ihrer Bestimmung aber kommen


sie nicht besser weg. Die Verein­
onları daha iyi yapmaz. Yalıtılma onlara zelung lieh ihnen den Schein von
bağımsızlık görünüşü verir, ama başka şeyler Selbsliindigkeiı, aber der Zusam­
menhang mit anderen. d. i. mitei­
ile, e.d. birbirleri ile bağlantıları hemen tekil nander, spricht die einzelnen Din­
şeylerin bağımsız olmadığını anlatır, onları ge sogleich als unselbsıindig aus,
machı sie bedingt und wirkt durch
kendi kendileri yoluyla değil ama başka şeyler
andere als notwendig, aber durch
yoluyla zorunlu olarak koşullu ve etkilenebilir andere, nicht durch sich selbst. Das
kılar. Ama böylece bağımsız olanın bu zorun­ Selbst.=inclige wfırden ·somit aber
diese Notwendigkeiten selbst, die­
lukların kendileri, bu yasalar olduğu ortaya sc Gesetze sein. \.Vas wesentlich im
çıkar. Ö zsel olarak bağlantı içinde olan şey Zusammenhange ist, hat nicl11 an
1 1 . DERS 87
sich selbst, sondern an diesem seine belirlenimini ve duruşunu kendisinde değil
Bestimmung und seinen Halt; er isı
das, wovon sie abhingig sind. Aber
ama bu bağlantıda bulur. Şeyler bağlantı
diese Zu.sammenhiinge selbst., wie sie üzerine bağımlıdır. Ama bu bağlantıların
bestimmt werden, als der Ursachen
und der Wirkungen, der Bedingung
kendileri, nedenler ve etkiler olarak, koşul­
und der Bedingıheit usf., sind selbsı lar ve koşullanmışlık vb. olarak belirlendiği
beschrankıer Art, selbst zurallige ge­
zaman, kendileri sınırlı türdendir ve birbirle­
geneinander, da6 jeder ebensowohl
ist als auch nicht und auch ffi.hig, rine karşı olumsaldır, öyle ki her biri olduğu
ebenso gestört, durch Umst3.nde, denli de olmayabilir ve durumlar tarafından
d. i. selbst Zuliilligkeiten unterbro­
chen, in ihrer Wirksamkeit und
bozulmaya açıktır; ve tıpkı olumsallık açısın­
Gclten abgebrochen zu werden als dan Üzerlerinde hiçbir üstünlük taşımadık­
die einzelnen Dinge, vor deren Zu­
ffilligkeit sie nichts vornus haben. im
ları tekil şeyler gibi, kendileri de olumsal­
Gegenteil, diese Zusammenh3nge. lıklar tarafından durdurulabilir, etkerlik ve
denen dic Nonvendigkeil zukom­ geçerliklerinde kesintiye uğratılabilir. Karşıt
men soll, Gesetze, sind nicht einmal
das, was man Dinge heiBt, sondern olarak, zorunluk taşıması gereken bu bağ­
Abstraklionen. Wenn sich so auf lantılar, yasalar, hiçbir biçimde şeyler değil,
dem Felde der zuliilligen Dinge in
GeselZen, im Verh5.ltnissc von Ursa­
ama soyutlamalardır. Eğer zorunluk bağlantısı
che und Wirkung vornehmlich, der kendini olumsal şeyler alanında yasalarda,
Zusaınmenhang der Notwendigkeit
zeigt, so ist dicse selbst ein Beding­
ve başlıca neden ve etki ilişkilerinde gös­
tcs, Beschr3nktes, eine iiu)erlic/ıe teriyorsa, o zaman bu zorunluğun kendisi
Notwendigkeit übcrhaupt; sie selbst koşullu, sınırlı birşey, genel olarak dışsal bir
ffillt in die Kıııegorien der Dinge,
sowohl ihrer Vereinzelung, d. i. zorunluktur. Kendisi yalıtılması, e.d. dışsallığı
AuBerlichkeit, wie umgckchrt ihrer açısından olduğu gibi, evrik olarak, koşullan­
Bedingıheit, Beschrankıheit, Abhiin­
gigkeit zurück. im Zusammenhange
mışlığı, sınırlanmışlığı, bağımlılığı açısından
von Ursadıen und Wirkungen findeı da geriye şeylerin kategorileri altına düşer.
sich nicht nur die Befriedigung, wel·
Nedenler ve etkiler bağlan tısında yalnızca şey/,e­
ehe in der leeren, beziehungslosen
Vereinzclung der Dinge, die eben rin onlara olumsal denmesine yol açan boş,
darum zufaJJige gcnannt werden, bağlantısız yalıtılmasında eksikliği duyulan
venniBt wird; sondern auch die un­
bestimmıe Abstraktion1 wenn man
doyum bulunmakla kalmaz; ama 'şeyler'
sagt: Dinge, das Unsıete derselben anlatımına bağlanan belirsiz soyutlama,
verschwindet in diesem Verh3.ltnis­
se der Notwendigkeit, in der sie zu
onlardaki değişebilirlik de onları nedenler,
Ursaclıen, ursprii.nglichen Sachen, kökensel olgular, etkin ve belirli tözler yapan
Subsıanzen1 die wirksam und be­
bu zorunluk ilişkisinde yiter. Ama bu alanın
stimmt sind, werden. Aber in den
Zusammenh3.ngen dieses Kreises bağıntılarında nedenlerin kendileri sonlu­
sind die Ursachen selbst endliche, dur, - nedenler olarak başlamakla, varlık­
- als Ursachen anfangend, so ist
ihr Sein wieder vereinzelt und da­
ları yine yalıtılmış ve öyleyse olumsaldır; ya
nım zuf31lig, oder nicht vcrcinzelt, da yalıtılmamıştır, ve o zaman etkilerdirler
so sind sie \\'irkungen, damit nicht
selbst3.ndig, durch ein Anderes ge­
ve öyleyse bağımsız değildirler ve bir baş­
setzL Reihen von Ursachen und Wir­ kası yoluyla koyulurlar. Nedenler ve etkiler
kungen sind ıeils zufiillig gegenein­
dizisi bir yandan birbirine karşı olumsaldır;
ander; teils, für sich ins sogcnannte
Unendliche fortgesetzl, enthalten sie öte yandan, kendileri için sözde sonsuzluğa
in ihrem Inhalle lauter solche Stel­ dek sürer. İçeriklerinde yalnızca ve yalnızca
len und Existenzen, deren jetle für
sich cndlich ist, und das, was dem
her biri kendi için sonlu olan durumları ve
Zusammenhang der Reihe den varoluşları kapsarlar; ve dizinin bağlantısına
88 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

kararlılık vermesi gereken şey, sonsuz, yalnızca Halt geben sollte, das Unendlic/ıe,
ist nicht nur einjenseits, sondem
bir öte-yan değil, ama salt olumsuz birşeydir bloB ein Negatives, dessen Sinn
ki, anlamının kendisi yalnızca onun tarafından selbst nur relativ und bedingt
durch das İsl, W"dS von ihm negiert
olumsuzlanması gereken, ama tam bu nedenle wcrden soll, eben damiı aber niclu
olumsuzlanmayan şey ile göreli ve koşulludur. negiert wird.

Ama tin kendini bu olumsallıklar yığınının Aber über diesen Haufen von
Zuf:illigkeiten, über die Notwen­
üzerine, onlarda yalnızca dışsal ve göreli bir digkeit, welche in denselben einge­
zorunluk olarak kapatılmış olan zorunluğun schlossen nur cine 3.uBerliche und
relative, und übcr das Unendliche,
üzerine, salt olumsuz birşey olan sonsuzun das nur ein Negatives ist, erhebt
üzerine öyle bir zorunluğa yükseltir ki, bundan sich der Geist zu einer Notwen­

böyle kendi ötesine gitmez, ama kendinde ve digkeit, die nicht mehr iiber sich
hinausgeht. sondem es an und für
kendi için, kendi içinde kapalı, eksiksiz olarak sich, in sich geschlossen, vollkom­

kendi içinde belirlidir ve tüm başka belirlenim­ men in sich bcstiınmt ist und von
der aile anderen Bestimmungen
ler onun tarafından koyulur ve ona bağımlıdır. geseızı und abhangig sind.
Daha yaklaşık tasarımlarda ya da daha Dies mögen i n ungefahrer
Vorslellung oder noch konzen­
da yoğunlaşmış olarak, bunlar insan tini­ Lriencr die wcsentlichen Ge­
nin iç yaşamındaki, usun kendisindeki özsel dankenmomente im Innern des

düşünce-kıpılarıdır. Yöntemli olarak ve biçim­ Menschengeistes scin, in der Ver­


n unfl, welche nicht methodisch
sel olarak kendi iç süreçlerinin bilincine ulaş­ und förmlich zum BcwuBuein

mamış, giderek içinden geçtiği o düşünce-be­ ihres innerlichen Prozesses, noch


weniger zu der Untersuchung
lirlenimlerini ve bağlantılarını araştırmanın jener Gedankenbcstimmungen.
bilincinin bile bütünüyle gerisinde kalmış die er durchliiuft, und ihres Zu­
sammcnhanges ausgcbildct ist.
insan usunda bulunurlar. Ama şimdi görme­ Nun kommt aber zu sehen, ob
miz gereken şey biçimsel olarak ve yöntemli das ronnlich und methodisch in

olarak uslamlamalarda ilerleyen düşünmenin Schlüssen verfahrendc Denken


jenen Gang der Eıiıebung, den wir
o yükselişin sürecini doğru olarak kavramayı ve insofern als faktisch voraussetzen

anlatmayı başarıp başaramadığıdır. Bu yükse­ und den wir ganz nur in seincn
wcnigen Gnmdbestimmungen vor
lişi bu düzeye dek bir olgu olarak varsaydık ve Augen zu haben brauchen, richtig
bütününde yalnızca bir kaç temel belirlenimi auffaBt und ausdrückt; umgekehn
aber, objene Gedanken und deren
içinde göz önüne aldık. Evrik olarak, o düşün­ Zusammenhang durch die Unter­
celerin ve bağlantılarının düşüncenin kendi suchung der Gedanken an ihnen

içinde araştırılması yoluyla aklanmış ve doğ­ selbst sich gerech tfertigt zeigı
und bewahrt, wodurch die Erhe­
rulanmış olarak gösterilip gösterilemeyeceğini bung erst wahrhaft aufhört, cine

belirlememiz gerekir, çünkü yükseliş ancak bu Voraussetzung zu sein. und das


Schwankende der Richtigkeiı ilı­
yolla gerçekten bir varsayım olmaya son verir rer Auffassung wegfıilh. Diese Un­
ve doğru anlaşılmasının önüne geçen sallan­ ter.mchung aber, insofen1 sie, wie
an sich an sie zu fordern ist, aur
tılı yanlar giderilir. Ama bu araştırma burada die leızıe Analyse der Gedanken
reddedilmelidir, çünkü kendinde olduğu gibi gehen sollıe, muO hier abgelehm

yerine getirilecekse, düşüncenin son analizine werden. Sic muB in der Logik,
der Wissenschaft der Gedanken,
girmemiz gerekecektir. Bu araştırma Mantıkta, vollbracln sein, - denn ich fasse
düşüncenin biliminde yerine getirilmelidir Logik und Meıaphysik zusaınmen,
indem dic letztere gleichfalls
çünkü Mantığı ve Metafiziği birleştiriyorum. nichts anderes ist, als daB sie zwar
İ kincisi benzer olarak Tanrı, evren, ruh gibi einen konkreten in halt wie Cott,
i l . DERS 89
die Wclı, die Seelc betrachıeı. aber somut bir içeriğin irdelenmesinden başka
so, daB diese Gegenst.ande als Nou­
mena, d. h. deren Gedanke, gefüOı
birşey değildir, ama bunlan öyle bir yolda ele
werden sollen; hier kônnen mehr alır ki bu nesnelerin numenler olarak, e.d.
nur die logischen Resuhale als dic
fôrmliche Enuvicklung aufgenoın­
onlann düşünceleri olarak anlaşılması gere­
men werden. Eine Abhandlung kecektir. Burada biçimsel açınım ile olmak­
tiber die Beweise vom Dasein Goues
tan çok yalnızca mantıksal sonuç ile ilgilen­
13.Bt insofern sich nicht selbst:indig
halten, als sie philosophisch-wissen­ mek yerinde olacaktır. Tannnın varoluşunun
schafıliche Vollsıiindigkeiı haben tanıtlarının bir irdelemesi, eğer felsefi-bi­
sollte. Die '\ı\'isscnschaft ist der ent­
wickelte Zusammenhang der ldee
limsel bir eksiksizlik gösterecekse, bağımsız
in ihrer Totalil3t. lnsofcrn ein ein­ olarak yürütülemez. Bilim bütünlüğü içinde
zelner Gegenst.and aus der Totalit.3.t. İdeanın açınmış bağlantısıdır. Tekil bir nes­
zu welcher die Wissenschaft die ldee
entwickeln muO aJs dic einzige Wci­
nenin bütünlüğün dışına çıkarıldığı düzeye
se. deren Wahrheit darzuLun, heraus­ dek (ki bilim İdeası gerçekliğini sergilemenin
gehoben wird, muB die Abhandhıng
sich Grenzpunkte machcn, die sic
biricik kipi olarak bu bütünlüğe gelişmeli­
als in dem fıbrigen Verlaufe der Wis­ dir) , irdeleme geri kalan bilimsel yordamlar
senschafı ausgemacht \'OrausscLZen durumunda olması gerektiği gibi kendine
mııO. Doch kann die Abhandlung
Schein der Sclbsıiindigkeil ffır sich
sınır noktaları saptamak zorundadır. Gene
dadurch hervorbringen, daB das, de irdeleme kendi için bir bağımsızlık görü­
was die Begrenzungen der DanaeJ­
lung sinci, d. h. unerörıene Voraus­
n üşü yaratabilir çünkü sunumun sınırlarını
setzungen, his zu denen dic Analyse oluşturan ve analizin ulaştığı yoklanmamış
fortgehı, für sich dem BcwuBıscin varsayımlar kendileri için bilinç ile uyumlu­
zusagı. Jedc Schrifı cnıhiilı solche
letzle Vorstellungen, Gnmdsfüzc, auf
dur. Her çalışma bilinçli ya da bilinçsiz olarak
die miı BcwuBtscin odcr bcwuBtlos içeriği destekleyen böyle en son tasarımları
der in halt gcstützt ist; es lindct sich
in ihr ein umschriebcner Horizont
ya da temel-önermeleri kapsar; her çalışmada
\'Oll Gedanken, die in ihr nicht wei­ düşüncelerin kuşatıcı bir çevreni bulunur ki,
Ler analysiert, deren Hoıizont in der bunlar onda daha öte analiz edilemez. Bu
Bildung einer Zeil, eines Volkes oder
irgendcincs wissenschafılichen Krei­
çevren bir çağın, bir ulusun ya da herhangi
ses feststeht und lıber wekhen nicht bir bilimsel topluluğun kültürü üzerine daya­
hinausgegangen zu werden braucht,
nır ki, ötesine gitmenin gereği yoktur. Aslında
-ja, ihn Uber diese Grcnzpunkıe
der Vorstellung hinaus durch die bu çevreni tasarımın sınır noktalannın ötesine
Analyse derselben zu spekulativen genişletmeyi, bunun için onlan kurgu) kav­
Begri.ffen envehern zu wollen, würde
dem, was popul3.re VersL:;ndlichkciı
ramlara analiz etmeyi istemek popüler anlak
genannt wird, nachteilig sein. denilen şey için zararlı olacaktır.
Jedoch da der Gegensıand dieser
Gene de bu derslerin konusu özsel olarak ve
Vorlesungen wesentlich fıir sich im
Gebieıe der Philosophie sıchı, so kendi uğruna felsefe alanına ait olduğu için,
kann es in denselben nichl ohne onda soyut kavranılan bir yana bırakamayız.
absırakıc Begriffe abgchcn; abcr wir
haben diejenigen, die auf diesem ers­
Ama bu ilk duruş noktasında bulunan kavranı­
ten Standpunkte vorkommen, schon lan daha şimdiden ortaya koyduk, ve kurgu)
vorgeu-.ıgcn, und um das Spekulative
olanı kazanabilmek için yapılması gereken şey
zu gewinnen, brauchen wir diesclbcn
nur zusammenzustellen; denn das yalnızca onları düzenlemektir. Çünkü "kur­
Spekulative besteht im allgemeinen gu!" genel olarak yalnızca düşünceleri, daha
in nichts andcrem, als seine Gedan­
ken, d. i. die man schon hal, nur
şimdiden taşıdığımız düşünceleri biraraya
zusammenzubringcn. getirmekten başka birşeyden oluşmaz.
90 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Öyleyse sözü edilen düşünceler ilk ola­ Die Gedanken also, die angerührı
worden, sind zuerst folgende Haupt­
rak şu ana-belirlenimlerdir: Bir şey, yasa vb. bestimmungen: Zufiillig isı ein Ding,
yalıtılması yoluyla olumsaldır; olması ya da Gesetz usf. durch seine Vereinzelung;
wenn es ist und wenn es nicht isı,
olmaması başka şeylere bir bozulma ya da so tritt für die anderen Dinge keine
değişim getirmez; onlarda tarafından çok az Sıörung oder Veranderung ein; daB
desteklenmesi, ya da onlardan aldığı karar­ es ebensowenig von ihnen gehalten
oder der Halt, den es an ihnen h3t­
lılığın çok yetersiz olması onlara yetersiz bir te, cin ganz unzureichender ist, gibt
bağımsızlık görünüşü verir ki, olumsallık­ ihncn den sclbst unzureichcnden
Schein von Selbst.andigkeiı, der ge·
ları tam olarak bundan oluşur. Öte yandan, rade ihre Zuffilligkcit ausmachı. Zur
varolan birşeyin zorunluğ;u onun başka şeyler Notwendigkeil einer Existenz erfor­
dern wir dagegen, daB dieselbe mil
ile öyle bir yolda bağlantı içinde durmasını anderen im Zusammenhangc stehe,
gerektirir ki, tüm yanlarına göre böyle varo­ so dall nach ailen Seiıen solche Exis·
ıenz durch die anderen ExisLenzen
lan birşey koşullar, nedenler olarak varolan
a1s Bedingungen, Ursachen vollst.an­
başka şeyler yoluyla eksiksiz olarak belirlenir, dig bcstimmt sei und nicht für sich
kendi uğruna onlardan koparılamaz ya da losgerissen davon sei oder '''erden
könnc, noch daO irgendeine Bedin­
varlık kazanamaz, ne de onu koparabilecek gung, Uıoache, Uınsıaııd des Zusaın­
herhangi bir koşul, neden, bağlantı durumu menhangs vorhanden sei, wodurch
sie losgcrissen werden könnte, kein
onu belirleyen durum ile çelişebilecek tür­
solcher Umstand den andercn sie be­
den bir durum olabilir. - Bu belirlenime stimmenden widerspreche. - Nach
göre yalıtılması içindeki bir şeyin olumsallı­ dieser Bestimmung stellen wir die
ZufiilligkeiL eines Dinges in seine Ver­
ğını başka şeyler ile tam bağlantının eksikliğine einzelung, in den ıWangel de.s t101lııiin­
yüklüyoruz. Bu birinci noktadır. digen Zu.saınınımhanges mil anderen.
Dies ist das cine.
Ama evrik olarak, varolan birşey bu eksik­ UmgekehrL aber, indem cine
siz bağlantı içinde durduğu için, tüm yanla­ Existenz in dicseın vollkommencn
rında koşulluluk ve bağımlılık içindedir - Zusammenhange sLeht, isL sie in all­
seiıiger Bedingıheiı und Abhiingig·
eksiksiz bir bağımsızlık yoksunluğ;u. Bir şeyin keit, - vollkommcn unselbsliindig. in
bağımsızlığını aslında yalnızca zorunlukta der Notwendigkeit allein finden wir
viehnchr die Selbstandigkeil eines
buluruz: Zorunlu olan olmalıdır. Var olmak Dinges; ,.,-as nonvendig ist, m11jJ sein;
zorunda olması bağımsızlığını şöyle anlatır: sein Seinmüssen driıckt scine Sclbstan­
digkciı so aus, daB das Noıwendige
Zorunlu olan vardır, çünkü vardır. Bu ikinci ist, weil es i.sl. Dies ist das andere.
noktadır. So sehen wir zweierlei entgegen­
gesetzte Bestimmungcn erfordert für
Böylece birşeyin zorunluğu için iki kar­
die Notwendigkeil von etwas: seine
şıt belirlenimin gerekli olduğunu görürüz: Selbstindigkeit, aber in dieser ist es
- Bağımsızlığı, ama bunda yalıtılmıştır ve vereinzelt und es ist gleichgiıltig, ob
es ist oder nicht, - sein Begnindet­
olması ya da olmaması ilgisizdir; - ve onu und Enthaltensein in der vollstindi­
kuşatan ve bu bağıntı yoluyla sürdüren başka gen Beziehung auf das andere alles,
womit es umgebcn ist.. durch welchen
herşey ile eksiksiz bağıntıda temellenmişliği Zusammenhang es gctragen İsl: so ist
ve kapsanmışlığı: Böylece bağımsız değildir. es unselbsl.3.ndig. Die NotwendigkeiL
Zorunluk tıpkı olumsallık gibi tanıdık bir­ ist ein Bekanntes, ebcnso wie das Zu­
ffilligc. Nach solcher ersıen Vorstel­
şeydir. Bu birinci tasarıma göre alındığında, lung genommen ist alles mil ihnen in
herşey düzenli bir bağıntı içindedir; olumsal Ordnung; das Zuf311igc isL verschie�
den von dem Notwcndigen und weist
olan zorunlu olandan ayndır ve ötesindeki auf ein Notwendigcs hinaus, welches
zorunlu birşeyi gösterir ki, gene de, daha aber, wenn wir es n5.her beLrachten,
1 1 . DERS 91
selbst unter die Zufiilligkeit zunick­ yakından bakıldığında, bunun kendisi olum­
fiil lt, weil es, als durch Anderes ge­
setzt, unsclbstfindig isı; als enmom­
sallık al una geri düşer, çünkü, başkası yoluyla
men aber solchem Zusammenhang, koyulmuş olmakla, bağımsız değildir; ama
vereinzelt ist es sogleich unmiuelbar
zufiillig; die gemachten Unıerschei­
böyle bağlantıdan uzaklaştırıldığında, yalıtı­
dungen sind daher nur gemeinte. lır ve doğrudan doğruya olumsaldır; yapılan
Indem wir die Natur dieser Ge­
ayrımlar öyleyse yalnızca sanısaldır.
danken nicht n3.hcr unıersuchen
wollen und den Gegensatz der Not­ Bu düşüncelerin doğasını daha öte araştır­
wendigkeit und Zuffilligkeit einstwei­ mayı istemediğimiz için, ve zorunluk ve olum­
len auf die Scite seczen und bei der
eı-sten stehenbleiben, so hallen wir
sallık karşıtlığını şimdilik bir yana bırakarak
uns dabci an das, was sich in unsercr birincide kalmayı istediğimiz için, kendimizi
Vorstellung findet, dall ebensowenig
die einc wie die andcre der Besüm­
tasanmımızda bulduğumuz şeye sınırlayaca­
mungen ftir die Notwcndigkeit hin­ ğız: Zorunluk için belirlenimlerden biri gibi
rcichend ist, aber auch beidc dazu
öteki de yeterli değildir ve onun için ikisi de
erforderı werdcn: die Sclbstiindig­
keiı, so daB das Notwendige nichı gereklidir: Bağımsızlık, öyle ki zorunlu olan
vermiltelt sei durch j1nderes, und başkası yoluyla dolaylı kılınmasın; ve o denli
ebensosehr die Vermittlung dessel­
ben im Zusammenhangc mit dem
de bu bağımsızlığın bQJkası ile bağlantı içinde
Andemı; so widcrsprechen sie sich, Dolaylılığı. Böylece bağımsızlık ve dolaylılık
aher indcm sie beide auch der eint?ı
Nohvrmdiglıeit angehören, so mfıssen
birbiri ile çelişir, ama ikisi de tek bir zorun­
sie auch sich nicht widersprechen in luğa ait oldukları için, onları o zorunlukta
der Einheit, zu der sie in ihr verei­
birleştiren birlikte birbirleri ile çelişmemeli­
nigt sind, und fflr unsere Einsicht
ist dics zu tun, daB die Gedanken, dirler. İçgörümüz için yapılması gereken şey
die in ihr vereinigt sind, auch wir bu zorunlukta birleşen düşüncelerin bizde de
in uns zusammenbringen. in dieser
Einheit muO alsa die Vennittlung ınit
biraraya getirilmesidir. Bu birlikte öyleyse bQJ­
Andemn in dic Selbsliindigkciı selbst kası il,e dolaylılık bağımsızlığın kendisine düş­
fallen und diese als Bezielıung aııf
sir:lı die Vermiulung m i t Andercm
meli ve bu bağımsızlık kendi i/,e bağıntı olmakla
innerhalb ihrer selbst haben. in dieser başkası ile dolaylılığı kendi içerisinde taşımalı­
Bestimmung aber kann beidcs nur
dır. Ama bu belirlenimde ikisi ancak öyle bir
so vercinigt sein, daB die Vennittlung
mit A nıicmn zugleich als Vemıittlmıg yolda birleşebilir ki, başkası ik dolaylılık aynı
ınit sich ist, d. i. nur daO die Vermitt­ zamanda kendi i/,e dolaylılıktır, e.d. başkası ile
lung miı Anderem sir.lı aujhebt und
zur VennittJung mit sich wi.rd. So ist
dolaylılık kendini ortadan kaldırırve kendi ile
die Einheit mit sich selbst als Einheit dolaylılık olur. Böylece kendi ile birlik soyut
nicht die abstrakıe Identir3.t, die wir
als Vcreinzelung, in der das Ding
özdeşlik olarak birlik değildir, ki bunu şeyin
nur sich auf sich bezieht und wori.n yalnızca kendi ile bağıntısını anlatan ve onun
seine Zuffilligkeiı liegı, sahen; die olumsallığını kapayan yalıtılma olarak gördük.
Einseitigkeit, wegen der alicin sie
im Widerspruch mit der ebenso ein­
Tek-yanlılık, ki o birlik yalnızca bundan ötürü
seitigcn Venniulung von Anderem eşit ölçüde tek-yanlı başkası yoluyla dolaylı­
ist, ist ebenso aufgehoben und diese
Umvahrhciten \'erschwunden; die so
lık ile çelişki içindedir, eşit ölçüde ortadan
beslimmte Einheit ist die lvahrhafte, kaldırılır ve bu gerçekliksizlikler yiter. Böyle
und als wahrhaft gewu[he ist sie die
belirlenen birlik gerçek birlik, ve gerçekten
spekulative. Die Nouvendigkeit, so
bestimml, daO sie diese cntgegen­ bilindiğinde kurgu! birliktir. Kendi içinde bu
gesetzten Bcslİmmungcn in sich karşı t belirlenimleri birleştirdiği için, böyle
vercinigL, zeigt sich, nichL blo8 so
einc einfache VorsLellung und einfa­
belirlenen zorunluk kendini salt böyle yalın
chc Bestimmtheic zu scin; ferner isı bir tasanın ve yalın belirlilik olarak göstermez.
92 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Dahası, karşıt belirlenimlerin ortadan kalkışı Aulheben der enıgegengeseızten


Bestimmungen nicht bloO unsere
salt bizim sorunumuz ve bizim edimimiz Sache und unser Tun, so dal\ nur
değildir, sanki bunu yalnızca biz ortaya çıka­ \\>ir es vollbriichten, [sondern] ist

rıyormuşuz gibi. Tersine, bu belirlenimlerin die Natur und das Tun dieser Be�
stimmungen an ihnen selbst, da sie
kendilerinin doğası ve edimi onları tek bir in ei.ner Beslimmung vereinigt sind.

belirlenimde birleştirmekten oluşur. Yine, Auch diese beiden Momente der


Notwendigkeiı, i11 ihrVenniuhmg
zorunluğun bu iki kıpısı - onda başkası ile mit Anderem zu sein und diesc
dolaylılık olmak ve bu dolaylılığı ortadan kal­ Vennittlung aufzuheben und sich

dırarak kendini tam olarak birlikleri uğruna als sich selbst zu seızen, eben um
ihrer Einheit willen, sind nichl ge­
kendi kendisi olarak koymak - ayrılmış edim­ sondene Akte. Sie bezieht in der
ler değildir. Başkası ile dolaylılıkta kendini Vennittlung mit Anderroı sich auf
kendisi il.e bağıntılar; e.d. onu kendi kendisi ile siclı se/hst, d. i. das Andcre, durch
das sic sich mit sich vermiuelt, ist
dolaylı kılan başkası onun kendisidir. Böylece sie selbsL. Sa ist es als Anderes n�
başkası olarak olumsuzlanır; kendisi başkasıdır, giert; sie ist sich selbst das Andere,
abcr nur ınomentan - momentan,
ama yalnızca kıpısal olarak - ilkin kavramın ohne die Bestimmung der Zeit da­
varoluşunda ortaya çıkan zaman belirlenimini bei in den Begriffhereinzubaingen,

kavrama getirmeksizin kıpısal. - Bu başka­ die erst in dem Dasein des Begriffes
hereintriu. - Dies Anderssein ist
lık özsel olarak ortadan kaldırılmış birşeydir; wesenllich als aufgehobenes; im
belirli-varlıkta benzer olarak olgusal, reel bir Dasein erscheint es cbenraııs als

başkası olarak görünür. Saltık zorunluk ise cin reel/es Anderes. Aber die abso­
lute Notwendigkeit ist dic. welche
kavramına uygun olan zorunluktur. ihreın Begriffe gemaB isı.
ZWÖLITE VORLESUNG ON İKİNCİ DERS

in der vorigen Vorlcsung ist der


BegritT der absoluten Notwendig­
Ö nceki derste saltık zorunluk kavramı açım­
keit cxponicrl wordcn, - der alr landı - saltık zorunluk kavramı. Saltık sık sık
solule1l; absolut hei6L sehr hclufig
nichts wcitcr als abstraht, und es
soyuttan daha çoğu demek değildir ve yine sık
gilı ebensoorı daffır, daB mit dem sık saltık sözcüğü ile herşeyin söylenmiş olduğu
Worı des Absoluten alles gesagı ve daha öte hiçbir belirlenimin verilemeyeceği
sci und dann keine Bestimmung
angegeben werden könne noch ve verilmemesi gerektiği düşünülür. Oysa ger­
soJle. in der T.,t abcr ise es um soJ­ çekte özellikle ilgilenilmesi gereken belirle­
che Bestimmung alicin zu tun. Die
absolute Nonvendigkeiı ist eben
nim budur. Saltık zorunluk soyut, baştan sona
insofern absırakı, das schlechLhin soyut olan, çünkü kendi üzerine dayanan ve
Absuakte, als sie das Beruhen in
sich selbst, das Bestehen nicht in
bir başkasında ya da ondan ya da onun yoluyla
oder aus oder durch ein Andercs olmayandır. Ama gördüğümüz gibi, yalnızca
ist. Aber wir haben geschen, dall sie
nicht nur ihrem BegritT als irgend­
kavramı ne olursa olsun ona uygun olmakla
cincm gemafi, so da8 wir denselben kalmaz - öyle ki kavramı ve dışsal varoluşunu
und ihr 3.uOeres Dasein verglichen,
karşılaştırabiliriz -, ama o denli de bu uygun­
sondern dieses Gemii.jJsein selbsl
ist, daB, was als die auBere Seite luğun kendisidir. Böylece dışsal yan olarak alı­
gcnommen werdcn kann, in ihr
nabilen öyle bir yolda kendi içinde kapsanır
selbst enthalten ist, daB eben das
Beruhen aur sich selbsı, die Jden­ ki, tam olarak bu kendi üzerine dayanma,
ıiıaı oder Beziehung auf sich ist, kendi ile özdeşlik ya da bağıntı şeylerin yalıtıl­
welche die Vereinzelung der Din·
ge ausmacht, wodurch sie zujlillige masını oluşturur, onun yoluyla olumsaldırlar;
sind, cine Selbstandigkeit, welche bir bağımsızlıktır ki gerçekte bağımsızlığın
\ielmehr Unselbsı.iindigkeiı isı. Die
Mögliclıkeit ist dasselbe Absıraktum; yokluğudur. Olanak aynı soyutlamadır. Kendi
möglich soll sein, was sich nicht 1vi· ile çelişmeyenin, e.d. yalnızca kendi ile özdeş
derspricht, d. i. was nur identisch
m i t sich, in dem keine Idenlit.3.t
olanın olanaklı olması gerekir; onda bir baş­
mit einem Anderen scattfınde, kası ile hiçbir özdeşlik yer almaz, ne de kendi
noch es innerhalb seiner selbst das
Andcre seiner w3.re. Zuffi.lligkeit
içerisinde kendi başkası vardır. Olumsallık ve
und Möglichkeiı sind nur dadurch olanak yalnızca olumsal olana bir varoluşun
unıerschieden, daB dem Zullilligen
ein Dasein zukommt, das Mögliche
ait olması yoluyla ayrılır; olanaklı olan ise yal­
aber nur die Möglichkeit hat cin nızca bir varoluşunun olması olanağını taşır.
Dasein ıu haben. Aber das Zullil­
Oysa olumsalın kendisinin tam olarak öyle bir
lige hat sclbst eben nur cin solches
Dasein. das ganz n u r den Wert varoluşu vardır ki, yalnızca ve yalnızca olanağın
der Möglichkcit hat; es isi, aber değerini taşır; vardır, ama o denli de yoktur.
ebensogut ist es auch nidıt. in der
Zuffilligkeiı isı das Dasein oder die
Olumsallıkta belirli-varlık ya da varoluş [ das
Existenz so weit, wie gesagt worden Dasein oder die Existenz] , söylendiği gibi, öyle
93
94 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bir düzeyde kesilip çıkarılır ki, aynı zamanda isı, herauspr.iparicrı, dall es zugleich
nun als ein an sich Niclıtiğr!S beslimmt
kendinde bir hiçlik olarak belirlenir ve böylece ist und da.mit der Übcrgang zu seinem
kendi başkasına, zorunluğa geçiş onun kendi Anderen, dem Notwendigen in ihm
sclbst ausgesprochen ist. Dasselbe ist
içinde anlatılır. Soyut özdeşlik, o salt kendi ile es, \\"35 darin mit der abstrakten Jden­
bağıntı durumunda da yine aynı şey olur; bir tit.aı,jener blollen Beziehung aufsich
geschiehı; sie wird als Môglichkeiı gc·
olanak olarak bilinir. Birşeyin olanaklı olması
wuOt. DaB es mil dieser noch nichts
henüz hiçbirşeyin olmamasıdır; onunla henüz ist, daB etwas möglich isı, damit ist
hiçbirşey gösterilmez. Özdeşlik gerçekten noch nichts ausgerichtet; die Jden­
titiit ist, was sie wahrhaft ist, als cine
olduğu gibi belirlenir - bir kısırlık olarak. Dürlügkeiı bestimmL
Bu belirlenimde eksik olan şey, gördü­ Das Dürftige diescr Bestimmung
hat sich, wie wir geschen durch die
ğümüz gibi, ona karşıt belirlenim yoluyla ihr entgegengesetzte erg3.n7.t. Die
tamamlanır. Zorunluk soyut saltık değil ama Non\.·endigkeit ist nur dadurch nicht

gerçek saltıktır, çünkü kendi içinde başkası die abstrakte, sondem wahrhaft abso-­
lllle, daB sie den Zusammenhang mit
ile bağlantıyı kapsar; kendi içinde ayrımlaş­ Anderem in ihr selbst enthilt, das
madır, ama ortadan kaldırılmış, ideal bir Unterscheiden in sich ist, aber als cin
aufgehobenes, ideellcs. Sie enıhalt
ayrımlaşma olarak. Böylece genel olarak damit das, was der Notwendigkeit
zorunluğa ait olanı kapsar, ama kendini lıberhaupt zukommt. aber sie unter­
scheidet sich von dieser als 3.uBerli­
bu sonuncudan ayırdeder çünkü bu dışsal
cher, endlicher, deren Zusammen­
ve sonludur, öyle birşeydir ki varolan birşey hang nur hinausgeht ı:u Anderem,
olarak kalan ve sayılan bir başkası ile bağıntılı das als Seiendcs bleibı und gilt und so
nur Abhiingigkeiı isı. Sie heillı auch
ve böylece yalnızca bağımlılıktır. Dolaylılığın Nocwendigkeit, insofern der Notwen­
genel olarak zorunluğa özsel olması ölçü­ digkeil die Vermiıılung überhaupı
wesentlich ist. Der Zusammenhang
sünde, zorunluk adını da alır. Ama onun baş­ ihres Anderen mit Andercm, der sie
kasının onu oluşturan bir başkası ile bağıntısı ausmacht, ist aber an seinen Enden
ununtcrsttitzt; die absolute Nonven­
uçlarında desteklenmez; saltık zorunluk baş­
digkeiı biegı solches Verhahen zu An·
kası ile böyle ilişkiyi kendi ile ilişkiye çevirir derem in ein Verhaltcn zu sich sclbst
ve böylece kendi ile iç uyumu üretir. um und bıingt damit eben die innere
Übereinstimmung mit sich hervor.
Tin kendini olumsallığın ve dış zorunlu­ Der Geist erhebt sich aus der Zu­
ğun üzerine yükseltir, çünkü bu düşünceler fillligkeiı und ii.uBeren Noıwendigkeiı
darum also, weil diese Gedanken an
kendilerinde yetersizdir ve doyum vermez­ ihnen scJbst sich in sich ungenlıgend
ler. Tin saltık zorunluk düşüncesinde doyum und unbefriedigend sind; er fındeı
bulur' çünkü bu zorunluk kendi ile barıştır. Befriedigu11g in dem Gedanken der
.. . absoluten Notwendigkeit, weil diese
Ama sonucu, sonuç olarak, vardır; oyle dır der Friede miı sich selbsı isL Ihr Re-
- saltık olarak zorunlu. Böylece bir başkası sulıaı, aber als Resulıaı, isı: Es ist so,
" - ·· } · - schlechthin notwendig; so ist aile
ugruna tum OZ em, çaba, ıste k yıter; çun kÜ
· ..
Sehnsuch � Sıreben, Verlangen nach
onda başkası yiuniştir. Onda hiçbir sonluluk einem Anderen versunken; denn in
ihr isı das Andere vergangen. Es isı
yoktur, kendisinde bütünüyle tamdır, kendi keine Endlichkeit in ihr, sie ist ganz fer-
içinde sonsuzdur ve kendi içinde bulunur; tig in ihr, unendlich in Hır selbsı und

dışında hiçbirşey yoktur. Onda hiçbir sınır gcgenwı'i.rıig, es isı nichıs auller ihr; es
ist keine Schranke an ihr, denn sie isl
yoktur, çünkü doğası kendi kendisinde dies, bei sich selbsı zu sein. Nichı das
olmaktır. Doyum verici olan şey Tinin yük- Erheben selbst des Geisıes zu ihr als
·
' ' ken d'ısı· değı"ld'ır; tersıne, tın
solches ist es, welches das Befriedigcn-
tarafın-
·
se 1,ışının de ist , sondern das Ziel, insofern bci
dan ulaşıldığı düzeye dek hedeftir. ihm angekommen worden isı.
12. DERS 95
Bleiben ıvir einen Augeııblick bei Eğer bir an için bu öznel doyumda durup
diescr subjektiven Befriedigung sle­
hen, so erinnert sie uns an diejenige,
kalırsak, Yunanlıların zorunluğa boyun
welche die Griechen in der Untenver­ eğmede ne bulduklarını anımsayabiliriz.
fung unLer die Notwendigkeit fanden.
Kaçınılmaz yazgıya teslim olmak bilgelerin
Dem unabwendbaren Verh.ringnis
nachzugcbcn, dazu ermahnten die öğüdü, özellikle trajik koronun anlatuğı ger­
Weisen, besondcrs die WahrheiL des çeklik idi, ve kahramanlarının, bu eğilmez
u11gischen Chors, und wir bewundem
die Ruhe ihrer Heroen. mit der sie,
tinlerin yazgının onlar adına karar verdiği
ungebeugren Gei.ues, frei das Los enı­ şeyleri özgürce kabul etmede gösterdikleri
gegennahmen, wclches das Schicksal
dinginliğe hayranlık duyarız. Bu zorunluk
ihnen bcschied. Diese Nonvendigkeit
und die dadurch ven1ichtetcn Zwecke ve istençlerinin onun tarafından yok edilen
ihrcs Willens, die zwingende Gewalt erekleri, böyle yazgının zorlayıcı gücü ve
solchen Schicksals und die Freiheiı
scheincn das Widerstreitende zu
özgürlük - bunlar hiçbir uzlaşmaya, hiç­
sein und keine Versöhnung, nicht bir bir doyuma izin vermeyen karşıt öğeler
einmal cine Befriedigung zuzulassen.
olarak görünür. Gerçekte bu antik zorun­
in der Tat ist das Walten diescr an ti­
ken Nouvcndigkcit mil eincr Traucı· luğun işleri bir hüzne bürülüdür ki, karşı
verh3.ngt, die nicht durch Trotz oder koyma ya da öfke yoluyla kaldırılamaz, ne de
ErhiLterung abgewiesen noch verh5.fi..
lichl wird, deren Klagen aber mchr
tiksindirici olur; ve tüm yakınmalar yüreğin
durch Schweigcn cntfernt als durch iyileşmesi sonucunda yarıştırılmaktan çok
Hcilung des Genuits bcschwichtigt
sessizlik yoluyla bastırılır. Tinin zorunluk
werden. Das Befriedigende, das der
GeisL in dem Gedanken der Not­ düşüncesinde bulduğu doywn yalnızca tinin
wendigkeiL fand, isL allein darin zu zorunluğun o soyut sonucunda, "Böyledir"
suchen, daB derselbe sich an eben
jenes abstrakte Resulrac der Nocwcn­
anlatımında durmasında aranacaktır - bir
digkcit "Es istso" halt, - ein Resulıat, sonuç ki, tin tarafından kendi içinde başa­
das der Geisı in sich selbst vollbringt.
rılır. Bu an "dir"de bundan böyle hiçbir içe­
in diesem reinen '"Ist" ise kein Inhalt
mehr; aile Zwecke, aile ln tcressen, rik yoktur; onda tüm erekler, tüm çıkarlar,
Wünsche, selbst das konkreıe Gel\ihl dilekler, giderek somut yaşam duygusu bile
des Lebens ist darin entfern l und ver­
schwunden. Der Geist bringt dies ab­
yitip gitmiştir. Tin bu soyut sonucu kendi
strnkte Resultat in sich hervor, indem içinde üretir, çünkü tam olarak istemesinin
er selbst ebenjenen lnhalt seines Wol­
o soyut içeriğinden, yaşamının iç değerin­
Iens den GehalL seines Lebens selbsı
aufgegeben, ailem enısagı hat. Die den vazgeçmiş, herşeyden çekilmiştir. Böy­
Gewalt, die ihm durch das Verhling­ lece yazgının onun üzerinde uyguladığı şid­
nis geschieht, verkehrt er so in Frei­
heit. Denn die Gewalt kann ihn nur
deti özgürlüğe dönüştürür. Çünkü bu şiddet
so fassen, daB sie diejenigen Seiten onu ancak onun somut varoluşunda bir iç ve
ergreift, die in seiner konkreten Exis­
bir dış belirli-varlık taşıyan yanlarından tuta­
tenz ein innercs und 3.uBeres Dasein
haben. Am 3.uBeren Dasein stehı der rak yakalayabilir. Dışsal belirli-varlıkta insan
Mensch unıer auBcrlicher Gew-.ı.lt, es başka insanlar, koşullar vb. şeklindeki dışsal
sei anderer Menschen, der Umstandc
güç altında durur; ama dışsal belirli-varlık
usf., aber das Uu8ere Dasein hat seine
Wurzeln im Innern, in seinen Trie­ kökünü içsel olanda, insanın itkilerinde,
ben, Intercssen, Zwecken; sie sind
çıkarlarında, ereklerinde bulur; bunlar
dic Bande - berechtigte und siu1ich
gcbotene oder unberechtigte -, bağlardır - aklanmış ve törel olarak buyrul­
welche ihn der Gewalt untcn\'erfen. muş, ya da aklanmamış -, ki insanı gücün
Aber die Wurzeln sind scines Innern,
sind sein; er kann sich dicsclben aus
altına düşürürler. Ama kökler onun içidir,
dem Herzen reillen; scin Wille, seine onundur; onları yüreğinden söküp atabilir;
96 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

istenci, özgürlüğü soyutlamanın gücüdür ki, Freiheiı isı die Sıirke der Absırak­
ı..io n, das Herz zum Grabe des Her­
onunla yürek kendini yüreğin mezarı yapa­ zens selbst zu machen. So, indem
bilir. Böylece yürek kendi içinde kendinden das Herz in sich selbsı enısagı. liiOı
es der Gewalt nichrs übrig, an dem
vazgeçtiği zaman, zora geriye yakalayabileceği sie d�elbe fassen könnte; das, was
hiçbirşey bırakmaz. Zorun ezdiği yüreksiz sie zertrümmerl, ist ein herzloses
Dasein, eine Aullerlichkeit, in wel­
bir belirli-varlık, bir dışsallıktır ki, onda zor
cher sie den Menschen selbst nicht
bundan böyle insanın kendisi ile karşılaşmaz. mehr trifft; er ist da heraus, wo sie
İnsan zorun vurabileceği yerin dışındadır. hinschliigı.
Es ist vorhin gcsagt wordcn,
Daha önce söylendiği gibi, "Böyle dir " daB es das Resuhat "Es ist so" der
sonucu zorunluğun sonucudur ki, insan ona Nonvendigkei t ist, an welchem der

sıkı sıkıya sarılır. İnsan ona sonuç olarak, e.d. Mensch fesıhiilı. als &su/tal, d. i .
dall e r dies absırakıe Sein hervorge­
bu soyut varlığı üretenin onun kendisi olması bracht. Dies isı. das andere Moment
anlamında sarılır. Bu zorunluğun öteki kıpı­ der Notwendigkeit, die Vcrmiuhıng
durch die Negation des Andersseins.
sıdır - başkalığın olumsuzlanması yoluyla Dies Andere ist das Bcstimmtc Uber­
dolaylılık. Bu başkası genel olarak belirli haupt, das wir als das in nere Dascin

olandır ki, onu iç belirli-varlık olarak gördük, gesehen haben, - das Aufgcben
der konkreten Zwecke, lntcrcssen;
- somut ereklerden, çıkarlardan vazgeçiş. denn sie sind nicht nur die Bande,
Çünkü bunlar yalnızca insanları dışsallığa die ihn an die AuBerlichkeit knüp­
fen und damit dersclben u ntcr­
bağlayan ve böylece onun altına düşüren werfen, sondern sie sind selbst das
bağlar olmakla kalmaz, ama kendileri tikel Besondere und dem lnnersten, der

öğedirler ve en iç olana, kendini düşünen sich denkendcn reincn Allgemein­


heit, der cinfachen Beziehung der
arı evrenselliğe, özgürlüğün kendi ile yalın Freiheit auf sich, iu8erlich. Es ist
bağıntısına dışsaldırlar. Kendi dışında olan o die Stirke dieser Frciheit, so ab­

tikeli böyle soyut bir yolda kendi içinde kap­ strakt in sich zusammenzuhalten
und darin jenes Besondere auBer
sayan ve kendi içine koyan ve böylece bun­ ihr zu setzen, es sich so zu einem

dan böyle onu onda rahatsız edilmeyeceği A.u8erlichen zu machen, in wel­

chem sie nicht mehr beriıhrt wird.


dışsal birşey yapan şey bu özgürlüğün gücü­ Wodurch wir Menschen unglfıck­
dür. Biz insanları mutsuz ya da doyumsuz ya lich o der unzufrieden wcrden

da giderek yalnızca hırçın yapan şey içimiz­ oder auch nur verdrieBlich sind,
ist die Enızwciung in uns, d. i. der
deki bölünme, e.d. çelişkidir - bu itkilerin, \Viderspruch, daB i n uns diese

ereklerin, çıkarların ya da giderek yalnızca Triebc, Zwecke, lnteressen oder


auch nur diese Anfordcrungen,
bu istemlerin, dileklerin ve derin-düşünce­ Wünsche und Reflexionen sind
lerin bizde olması, ve aynı zamanda belirli­ und zugleich in unserem Dascin

varlığımızda onların başkalannın, karşıtları­ das Andmı derselben. ihr Gegenıeil


ist. Dicser Zwiespah oder Unfriedc
nın bulunması. Bizdeki bu bölünme ya da in uns kann auf die gedoppelıe

uyumsuzluk iki yolda çözülebilir. Birincisi, \\'eise aufgelöst wcrden: das eine
Mal, daB unser 3.uBercs Dasein,
dışsal varoluşumuz, durumumuz, bizi etkile­ unser Zustand, die Umst3.nde, die
yen ve bizi ilgilendiren koşullar bizdeki ilgile­ uns berühren, ff.ır die wir uns Uber­

rinin kökleri ile uyum içine getirilebilir - bir haupt in teressieren, mic den Wur­
zeln ihrcr lnteressen in uns sich in
uyum ki, mutluluk ve doyum olarak duyum­ Einklang setzen - cinen Einklang,

sanır. İkincisi, ikisi arasında bir bölünmenin der als Glfıck und Refriedigııng
cmpfundcn \vird; das anderc Mal
olması ve böylece doyum yerine mutsuzluğun aber, daB im Faile des Zwicspahs
ortaya çıkması durumunda yüreğin doğal bir bcider, somiı des Unghick.s, stau der
12. DERS 97
Befriedigung eine natiirliche Ruhe dcs dinginliği vardır; ya da daha derin incinme
Gemlıts oder, bei tieferer VerleLZung
cines energischen Willens und seiner
enerjik istenci ve onun haklı istemlerini
berecluigten Ansprüche, zugleich die etkilediği zaman, istencin kahramanca
heroische St3rke desselben cine Zu­
friedenheit hcr\'orbringt durch das
gücü verili durumu hoş karşılayarak ve var
Vorliebnehmcn mit dem gegebenen olanı kabullenerek bir hoşnutluk sağlar, -
Zustand, das Sichfügcn in das, was da
bir uyumluluk ki, onda dışsal şeyler, koşul­
İsl, - ein Nachgcbcn, welches nichı
einseitig das A.u13erlichc, die Umst3n­ lar, durum yenildiği ve üstesinden gelindiği
de, den Zusıand wohl fahrenliiBt, wcil için tek-yanlı olarak bir yana bırakılmaz; ter­
sie bezwnngen, fıbcnv31tigt sind, son­
dcrn wclches durch scinen Willcn die
sine, istenç yoluyla iç belirlilikten vazgeçilir
innerliche Bestimmtheit aufbribt, aus ve yürek onu terk eder. Soyutlamanın bu
sich enllfifü. Diese Freihcit der Abs­
özgürlüğü acısız değildir, ama acı doğal acı
traktion ist nicht ohne Schmcrz, abcr
dieser ist zum Naturschmerz herab­ düzeyine indirilir, pişmanlığın ve haksızlığa
gescızt, ohne den Schmerz der Reue, başkaldırının acısı değildir ve onun için bir
der Enıpönmg des UnrcchlS, wic ohnc
Trost und Hoffnung; abcr sie ist des
avunma ve umut yoktur. Ama avunca gerek­
Trostcs auch nicht bcdürftig, denn der sinimi de yoktur çünkü avunç henüz sürdü­
Trostsetzt eincn Anspnıch voraus, der
rülen ve ileri sürülen bir istemi varsayar -
noch bchahen und behatıpleL isL und
mır, in einer \ı\'eise nichı bcfriecligı,
bir istem ki, bir yolda doyum bulmuşken bir
auf eine anderc cinen Ersatz \.'erlangt, başka yolda bir kar.Şıiık bekler, ve umutta
in der Hoffnung noch ein Vcrlangcn
sich zuri'ıckbelıalten hat.
henüz bir isteğin saklı tutulması sürer.
Aber darin licgt zugleich das er­ Ama burada aynı zamanda yukarıda sözü
wfıhnte Moment der Tr.ıuer, das lıber edilen hüzün kıpısı da yatar ki, zorunluğun
dicse Verklarung der Nonvcndigkeit
zıır Frciheit verbreitet ist. Die Freiheit
özgürlüğe dönüşümünün ötesine genişler.
ist das Resullat der Vcımiulung durch Bu özgürlük sonluluklann olumsuzlanması
dic Negaıion der Endlichkeiıcn; als
das absırakLc Sei!' die Befricdigung
yoluyla dolaylılığın sonucudur. Soyut var­
ist die leere Bezichung auf sich selbst, lık olarak doyum bu kendi ile boş bağıntı,
die inhaltslosc Einsamkeiı dcs Selbsı­ özbilincin kendi ile içeriksiz yalnızlığıdır.
bewuBıseins mit sich. Dieser Mangel
liegt in der Bestiın111lheil des Resuhats Bu eksiklik sonucun olduğu gibi başlangıç
wie dcs Ausgangspmıkts; sic ist in bei­ noktasının da belirliliğindeyatar; ikisinde de
den dieselbe, sie ist mimlich eben die
aynıdır tam olarak varlığın belirlenimsiz­
-
Unbestimmıheit des Seins. Derselbc
Mangcl, der an der Gestalt des Proze.. liği. Öznel tinin istenç bölgesinde varolan
ses der Notwendigkeit, wi.e er in der zorunluk sürecinin şeklinde bulunduğu
\ı\1illensregion dcs subjektiven Geistes
existiert, bemerklich gemacht worden
belirtilen aynı eksiklik, süreç düşünen
ist, wird sich auch an demselben, \VİC bilinç için nesnel bir içerik olduğu zaman,
er cin gegenst&;ndlicher lnhalt fiır das
dcnkendc Bewulltscin is� finden. Aber
o süreçte de bulunacaktır. Ama eksiklik
der Mangel liegt nicht in der Nauır sürecin kendisinin doğasında yatmaz, ve
dcs Prozesscs selbst, und dersclbe isı
şimdi o süreci kuramsal şekli içinde irdele­
mm in der theoretischen Gestah, die
unsere eigentiimliche Aufgabe ist, zu
meliyiz. Bu kendine özgü yanları olan bir
betrachten. görevdir.
ON ÜÇÜNCÜ DERS DREIZEHNTE VORLESUNG

Sürecin genel biçimi kendi ile dolaylılık ola­ Die allgemeine Form des Prozesses
wurde als die Vermittlung mit sich
rak verildi. Bu kendi ile dolaylılık başkası selbsr, die das Moment der Vermiu­
ile dolaylılık kıpısını öyle bir yolda kapsar lung mit Anderem so enth3lt, da6
ki, başkası olumsuzlanmış birşey olarak, das Andere als ein Negiertes, Ideelles
gesetzı isı, angegeben. Gleichfalls isı
ideal birşey olarak koyulur. Benzer olarak derselbe, wie er als der religiöse Gang
bu süreç insanda Tanrıya yükselişin dinsel der Erhebung zu Goıı im Menschen
vorhanden ist, in seinen nahcren
yolu olarak daha ayrıntılı kıpıları içinde
Momenten vorgestellt worden. Wir
ortaya koyuldu. Şimdi tinin kendini Tanrıya haben nun mil der gegebenen Ausle­
yükseltişinin verilen yorumunu bir tanıtlama gung von dem Sicherheben des Geis­
tes zu Gou diejenige zu vergleichen,
denilen biçimsel anlatımda bulunan şey ile die in dem förmlichen Ausdrucke.
karşılaştırmamız gerekecektir. welcher ein Beıvei.s heiOt, vorhanden
ist.
Aynın küçük görünür, ama önemlidir ve
Der Unterschied erscheint als ge­
böyle tanıtın yetersiz olarak görülmesinin ring, ist aber bedeutend und macht
ve genel olarak terk edilmesinin nedenini den Gnmd aus, ''"-arum solches Bcwei­
sen als unzul3nglich vorgeslelll und
oluşturur. Evren olumsal olduğuna göre, im allgemeinen aufgegeben worden
öyleyse saltık olarak zorunlu bir Öz vardır; isı. Weil das Welıliche zuflillig isı, so
ist ein absolut nol\vendiges Wesen;
bağlantının yapısının yalın kipi budur. - dies ist die einfache Weise, wie der
Burada bir öze değinildiği ve yalnızca saltık Zusammenhang beschaffen isl. -

zorunluktan söz etmiş olduğumuz için, bu Wenn hierbei ein Wesen genannl İsl
und wir nur von absoluter Notwen­
zorunluk böyle bir yolda somut olarak alı­ digkeiı gesprochen haben, so mag
nabilir; ama öz henüz belirsizdir, özne ya diese auf solche Weise hyposıasierl
werden, aber das Wesen isL noch das
da dirimli birşey değildir, tin ise hiç değildir. unbesıimmıe, das nichı Subjekı oder
Gene de genel olarak özde burada henüz Lebendiges, noch viel weniger Geist

ilgiye değebilecek bir belirlenimin yatması ist; inwiefern aber im Wesen als sol­
chcm cine Bestimmung liegt, welche
ölçüsünde bunu daha sonra tartışacağız. hier doch von lnceresse sein kann, da­
Birincil önemi olan şey o önermede veri­ van soll nachher gesprochen werden.
Das zun3chu \.Vichtige ist das
len ili,şkidir: Deği,l mi ki bir olan, olumsal olan Verhiiltnis, das in jenem Satze ange­
vardır, öyleyse başkası, Saltık-olarak-zorunlu geben isı: weil das Eine, das Zuflilli·
ge, existiert, ist, so ist das A ndere, das
olan [ das Absolut-Notwendige] vardır. Burada
Absolut-Notwendige. Hier sind :.rvei
bağlantı - bir varlığın bir başka varlık ile Seiende im Zusammcnhange - ein

bağlantısı - içinde iki varolan şey bulunur Sein mit einem anderen Sein -. ein
Zusammenhang, den wir als dic iiu­
ve bu bağlantıyı dış zorunluk olarak gördük. jJere Notwendigkeit gesehen haben.
Ama tam olarak bu dış zorunluk dolaysızca Diese iiullere Nonvendigkeit aber

98
13. DERS 99
ist es eben, die u nmittelbar als Ab­ bağımlılık olarak kabul edilen şeydir ki, onda
hangigkeit, in welcher das Resulıaı
von seinem Ausg-.ı.ngspunkte steht,
sonuç başlangıç noktası üzerine dayanır; ama
überhaupı aber der Zuffilligkeit ver­ bütününde olumsalhğa bozulmakla, doyu­
fallend, für unbefriedigend erkannt
worden isl. Sie ist es daher, gegen
rucu olmayan birşey olarak kabul edilir. Buna
welche die Protestationen gerichtel göre, bu tanıtlama yoluna karşı getirilen pro­
sind. die gegen diese Beweisführung
testolar bu dış zorunluğa yöneliktir.
eingelegt werden.
Sie enth3lt ncimlich die Bezie­ Başka bir deyişle, tanıtlama bir belirleni­
hung, daB die eine Bestimmung, min, saluk olarak zorunlu varlığın belirleni­
die des absolut notwendigen Seins,
vemıitlelt isl durch die andere, durCh minin öteki belirlenim, olumsal varlığın belir­
die Best.immung des zuffilligen Seins, lenimi ile dolaylı kılınması bağınusını kapsar.
wodurch jcnes als abhingig im Vcr­
hcl.ltnis und zwar eines Bedingten ge-.
Bu yolla birincisi bağımlı olarak alınır ve bir
gen seine Bcdingung gestelh wird. ilişki içine, dahası bir koşullunun koşulu ile
Dies ist es vornehmlich, was ]acobi
ilişkisi içine getirilir. Bu başhca jacobi'nin
überhaupı gegen das Erkennen Goı­
ıes vorgebrachı hat, daO Erkennen, genel olarak Tanrının bilgisine yönelik kar­
Begreifen nur hei8e, "cine Sache aus şıçıkışıdır: Bilmek, kavramak yalnızca "bir
ihren n3.chsten Ursachen herleiten
oder ihre unmiuelbaren Bcdingun­
şeyi en yakın nedenlerinden türetmek ya da
gen der Reihe nach einsehen" (Briefe dolaysız koşullannı bir dizi olarak görmektir"
ii.berdie LelırcdesSpinoza, S. 419); 'das
Unbedingte begrcifen, hieOe also, es
( Briefe über die Lehre des Spinoza, 419) ; öyleyse
zu einem Bedingtcn odcr zu einer "koşulsuz olanı kavramak onu bir koşullu ya
Wirkung zu machen'. Die lelzlere
da bir etki yapmaktır" [ 424-6] . Ama bu son
Kalegoıie, das Absolut-Notwendige
als Wirkung anzunehmen, fiil l t je­ kategori, Saltık-olarak-zorunlu olanın etki
doch wohl sogleich hinweg; dies Ver­ olarak alınması, açıkça geçersizdir; çünkü
h:iltnis widerspıicht zu unmittelbar
der Beslimmung. um die es sich hicr
bu ilişki burada önemli olan belirlenim ile,
handeli, dem Absoluı-Noıwendigen. Saluk-olarak-zorunlu olan ile çok fazla dolay­
Aber das Verhiilınis der Bedingung,
auch des Grundes. ist auBerlicher.
sızca çelişir. Ama koşulun ilişkisi, ki zeminin
kann sich leichter einschleichen. de ilişkisidir, daha dışsaldır ve kendini daha
Dassclbe isı allerdings in dem Saıze kolay kabul ettirebilir. Herşeye karşın şu öner­
vorhanden: weil Zuffilliges ist, so ist
das Absolut-Noıwendige. mede bulunur: Değil mi ki olumsal olan var­
lndem dieser Mangel zugegc­ dır, öyleyse Saluk-olarak-zorunlu olan vardır.
ben werden muO, so ffillt dagegen
sogleich dies auf, daO solchem
Bu eksikliğin kabul edilmesi gerekse de, öte
Verhalınisse der Bedingıheiı und yandan böyle bir koşullanmışlık ve bağımlı­
Abhiingigkeiı keine objekliı>e Bedeu­
ıung gegeben wird. Dies Verhiilınis
lık ilişkisine hiçbir nesnel imlemin verilme­
ist ganz nur im subjekliven Sinne diği açıktır. Bu ilişki ancak bütünüyle öznel
vorhanden; der Satz drfıckt nicht bir anlamda bulunur. Önerme Saluk-olarak­
aus und soll nicht ausdrfıcken, daB
das Absoluı-Notwendige Bedin­ zorunlu olanın koşullarının olduğunu, ve
gungen habe, und zwar durch die dahası olumsal evren yoluyla koşullu oldu­
zııfii l lige Welt bedingı sei, - im
Gegenıeil. Sondem der ganze Gang
ğunu anlatmaz ve anlatmaması gerekir- tam
des Zusaınmenhangcs isl nur im tersine. Bağlantının bütün süreci yalnızca
Beweiscn; nur unser Erkenncn dcs
tanıtlamada yatar. Yalnızca Saltık-olarak­
absolut notwendigcn Seins İsl be­
dingı durchjenen Ausgangspunkı; zorunlu olana ilişkin bilgimiz o başlangıç nok­
nicht das Absolut-Notwendige ist tası ile koşulludur. Saluk-olarak-zorunlu olan
dadurch, dail es sich erhôbe aus der
\Veli der Zuffi.lligkeit und dieser zum
kendini olumsallık evreninden yükselterek ve
Ausgangspunkt und Voraussetzung bu evreni başlangıç noktası ve varsayım olarak
100 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

gerektirerek ve böylece varlığına ilkin ondan bedürfte, um von ihr aus erst zu sei­
nem Sein zu gclangen. Es isL nicht
erişerek varolmaz. Başkası yoluyla dolaylı kılın­ das Absolut-Nonvendige, es isL nichl
mış olarak, bağım!\ ve koşullu birşey olarak Gou, der als ein Venniuehes durch
Anderes. als ein Abhangiges und
düşünülmesi gereken Saltık-olarak-zorunlu Bcdingıes gcdachı wcrden solle.
olan değildir, Tanrı değildir. Yalnızca biçimde Es isl der /nlıall des Beweises selbsı,

görülebilir olan eksikliği düzelten şey tanıtın welcher den Mangel kc;>nigierL, der
allein an der Fonn sichtbar wird. So
kendisinin içeriğidir. Ama böylece önümüzde haben wir aber eine Verschieden­
biçimin içeriğin doğasından bir ayrılması ya heit, cin Abwcichen der Form von
der Nallır des lnhaltcs vor uns, und
da sapması bulunur, ve biçim daha büyük bir dic Form isı das Mangelhafıc be­
kesinlikle eksikli olan yandır, çünkü içerik stimmter darum, weil der Inhalt das
Absolu t-Nonvcndige ist. Dieser In­
Saltık-olarak-zorunlu olandır. Bu içeriğin ken­ halt ist selbst nicht formlos in sich.
disi, belirleniminde gördüğümüz gibi, kendi was wir auch in der Bestimmung

içinde biçimsiz değildir; onun kendi biçimi, dcssclben geschcn; scine cigene
Form. als die Form des Wahrhafıcn,
gerçek olanın biçimi olarak, kendisi gerçektir; isı selbsı wahrhafı, die von ihm ab­
ondan sapan ise buna göre gerçek olmayandır. weichende dahcr das Unwahrharıe.
Nehmcn wir, was wir FM71ı Uber­
Genel olarak biçim demiş olduğumuz şeyi haupl geheiBen haben, in seiner
daha somut imlemi içinde, yani bilgi, olarak konkretcren Bedeumng, 113.mlich
als Erhennen, sa befinden wir uns
alırsak, kendimizi tanıdık ve sevilen o sonlu mitten in der bckanntcn uncl bc­
bilgi kategorilerinin ortasında buluruz ki, bu liebtcn Katcgoric dcs cndlichcn
Erkennens, das als subjektives
bilgi öznel olmakla bütününde sonlu olarak
iiberhaııpt endlich und der Gang
ve izlediği bilme deviminin süreci ise sonlu bir seiner wisscnden Bewcgung als cin
etkinlik olarak belirlenir. Buna göre yine aynı endliches Tun bestimmt ist. Damit
tut sich diesclbe U nangemessen­
uygunsuzluk, ama bu kez bir başka şekilde heit, nur in anderer Gesıalt auf. Das
kendini gösterir. Bilme sonlu bir edimdir, Erkennen ist endliches Tun, und
solches Tun kann nicht Erfassen
ve böyle edim Saltık-olarak-zorunlu olanın, des Absoluı-Noıwendigen, dcs Un­
sonsuz olanın kavranması olamaz. Bilme endlichen sein. Erkennen erfordert
fıberhaupı. den lnhalı in sich zıı ha­
genel olarak içeriği kendi içinde taşımayı ve
ben, ihm zu folgen; das Erkennen,
onu izlemeyi ister. Saltık olarak zorunlu, son­ das den absolut nocwendigen, un­
suz içeriği taşıyan bilme kendisi saltık olarak endlichen lnhalı haı, miillıe selbst
absolııt noıwendig und unendlich
zorunlu ve sonsuz olmalıdır. Böylece kendi­ sein. So beffinden wir uns auf dem
mizi gerçekte ilk Derslerde dolaysız bilme, besten Wcgc, uns wieder mit dem
Gegensatze herumzuschlagen,
inanma, duyumsama vb. yoluyla olumlu yar­ dcssen affirmative einschleichen
dımını gördüğümüz o karşıtlık ile bir kez durch vielmehr unmittelbares Wis­
sen, Glaubcn, Fühlen usf. wir in den
daha çarpışmak için en iyi durumda buluruz.
ersıen Vorlesungcn vorgenommcn
Biçimin bu yapısını bu nedenle burada bir haıten. Wir haben diese Gesıalı der
yana bırakacağız; ama daha sonra onun kate­ Fonn schon deswegen hicr beiseite
zu lasscn; aber es isı noch spiterhin
gorileri üzerine bir gözlemde buhinmamız cine Reflexion auf die Kategorien
gerekecektir. Şimdi biçimi burada konumuz dcrselben zu machen. Die Form
ist hier na.her in der Weisc zu be­
olan tanıtlarda bulduğumuz daha yakın bir i.rachten, wie sie in deın Beweise,
kipte irdelemeliyiz. den wir zum Gegensrande hallen,
Eğer daha önce· belirtilen biçimsel tasımı vorhanden ist.
Erinnern wir uns des vorgctra­
anımsarsak, birinci önermenin bir bölümü gcnen förmlichen Schlusses, so
(büyük öncül) Şun'u bildirir: "Eğer olumsal hei6t der eine Tcil des einen Satzes
13. DERS 101
(des Obersaızes): "Wenn das Zu­ birşey varsa "; ve bu bir başka önermede daha
fiillige isi", und dies wird direkıer
im anderen Satze ausgedrückt: "es
doğrudan anlanlır: "Olumsal bir evren vardır. "
ut eine zufiillige Welı", indem in Birinci önermede olumsallık belirlenimi yal­
jenem Satze die Bestimmung der
Zufiilligkeiı nur wesentlich in ih­
nızca özsel olarak Saltık-olarak-zorunlu ile
rem Zusamınenlıange mit dem Abso­ bağlantısı içinde koyulsa da, aynı zamanda
lut-Noıweııdigen gesetzı isı, jedoch
varolan olumsallık olarak koyulmuştur. İkinci
gleichfalls als ...iendes Zuralliges.
Der zweitc Satı odcr diese Bestim­ önerme, ya da varolanın bu belirleniminin
mung des Seienden auch im ersten birincide olduğu gibi koyulması, eksikliğin
isl es, in welchem der Mangel liegt,
und zwar so, dan er unmittelbar an
yattığı yerdir, çünkü kendinde dolaysızca
ihm selbst widersprechend ist, an çelişkilidir ve kendini kendinde gerçeklikten
ihm selbst sich als eine umvahre
yoksun bir tek-yanlılık olarak gösterir. Olum­
Einseiıigkeiı zeigı. Das Zullillige,
Endliche wird als ein Seiendes aus­ sal olandan, sonlu olandan varolan birşey ola­
gesprochen, aber die Beslimmımg rak söz edilir, ama belirlenimi bir sonunun
desselben ist vielmehr, ein Ende zu
haben, zu /ailen, ein Sein zu sein,
olması, düşmesi [zu fallen] , yalnızca bir olana­
das nur den \.Yerı einer Möglichkeit ğın değerini taşıyan, olduğu denli de olmaya­
hat, cbcnsoguı isi als niclıt i.sl.
bilen bir varlık olmasıdır.
Dieser Grundfehler fındet sich
in der Form des Zusammenhangs, Bu temel yanlışlık bağlantının sıradan bir
die ein gewöhnlicher Sclılujl isı. tasım olan biçiminde bulunur. Böyle bir tasım
Ein solcher hat cin stehendes Un­
mittclbares in scinen Pr.3.missen
genel olarak öncüllerinde kalıcı, dolaysız bir­
überhaupı, Voraussctzungen, die şey kapsar; varsayımlar üzerine dayanır ki,
als Erstes nicht nur. sondern als bunlardan yalnızca 'ilk' olarak değil, ama
seiendes, bleibendes Ersles ausge­
sprochen sind, womit das Andere varolan, kalıcı 'ilk' olarak söz edilir ve başkası
als Folge el\va, Bedingıes usf., bir sonuç olarak, koşullu birşey vb. olarak
ı)berhaupt so zusammcnh3ngt,
dall die beiden zusamınengehang­
onunla öyle bir yolda bağlantılıdır ki, bağla­
ten Bestimmungen ein dujerliche.s, nan iki belirlenim birbiri ile dışsal, sonlu bir
endliciles Verhilmis zueinander ilişki oluşturur. Bunda iki yandan her biri
bilden - in welchem jede der
beiden Seiten in Bez.iehung mit der öteki ile bağıntı içindedir ve ikisinin tek bir
anderen ist, was eine Bestimmung belirlenimini oluşnıran şey bu bağınndır. Ama
derselben ausmacht -, aber.zu­
gleich auch für sich aııjler ihrer
aynı zamanda bunların kendileri için bağınu­
Beziehung Bestehen haben. Die in lannın dışında da bir kalıcılıktan da vardır. O
sich schlechthin eine Bestimmung, önermede iki ayn yanın birlikte oluşturduğu
welche in jenem Satze die beiden
Unterschiedenen zusammen aus­
ve kendi içinde yalnızca bir olan belirlenim
machen, ist das Ahsolut-Notıuendige, Saltık-olarak-zorunlu olandır. Adı hemen onu
dessen Namen sogleich es als das
I!"inz.ige, was wahrhaft ist, aJs die eiıı­
tek olarak, gerçekten var olan olarak, biricik
Uge Wirklichkeit aussprichı; dessen edimsellik olarak bildirir. Kavramı, gördüğü­
Begriff haben ıvir gesehcn, daB er müz gibi, kendi içine geri dönen dolaylılık,
die in sich zurfıckgehende Vennitt­
lung, die Vermittlung nur mit Jic/ı
başkası yoluyla yalnızca kendi ile dolaylılıktır,
durch das Aııdeno, von ihm Umcr­ öyle ki ondan ayrı birşey olan bu başkası tam
schiedenc. das eben in dem l�nen,
dem Absolut-Non\'endigen, aufgc­
olarak Birde, Saltık-olarak-zorunlu olanda orta­
hoben, als Seiendes negiert, nur dan kaldırılır, varolan birşey olarak olumsuzla­
als ldeelles auCbewahrt ist. AuBer nır, yalnızca ideal birşey olarak saklanır. Ama
dieser absolutcn Einheit mit sich
sind aber in der An des Schhısscs kendi ile bu saltık birliğin dışında, bağıntının
a-uclı aujlerhalb voneinander die iki yanı bu tasım türünde varolan şeyler olarak
102 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

birbiri dışında tutulur; Olumsal olan vardır. zwei Seiten der Beziehung als Seiende
aulbehalten; rlas Zııfiilligr isi. Dieser
Bu önerme kendi içinde çelişkili olduğu Satz widerspricht sich in sich selbsl
gibi sonuç ile, yalnızca bir yana koyulmayan, wie dem ResuhaLe, der absoluten
Noıwendigkeit, welche nicht auf
ama bütün varlık olan saltık zorunluk ile de
eine Seite nur gestellt, sondern das
çelişkilidir. ganze Sein isL
Öyleyse eğer olumsal olandan başlanırsa, Wenn also von dem Zu11illigen an­
gefangen wird. so isl von demsclben
ondan ilerlemede varlıf;ını sürdüreceği bir nicht als von einem, das /esıbleiben
yolda deği,şmeden kalması gereken birşey ola­ soll, auszugehen, so daB es im Fort­
gange als seiend belassen wird - dies
rak yola çıkılmayacaktır. Bu onun tek-yanlı ist seine einseitige Bestimmtheit -,
belirliliğidir. Tersine, tam belirlenimi ile sondern es ist mit seiner vollst3.ndi­

koyulması gerekir, öyle ki eşit ölçüde yokluk gen Bestimmung zu setzen, da8 ihm
ebensosehr das Niclttsein zukomme
da ona ait olacak ve böylece yiten birşey ola­ und daB es somit als verschwindend in
rak sonuca girecektir. Olumsal var olduğu das Resultat eintretc. Nicht weil das
Zufallige sondem vielmehr, weil
için değil, ama aslında bir yokluk, yalnızca isl,
es ein Nich1Sein, nttrErsclıeinung, sein
görüngü olduğu için, varlığı gerçek edimsellik Sein nichı wahrhafte Wirklichkeiı isı,

olmadığı için saltık zorunluk vardır; bu sonun­ ist die absolute Notıunıdigkeil; diese ist
sein Sein und seine \Vahrheit.
cusu onun varlığı ve gerçekliğidir. Dies Moment des Negativerı liegı
Bu olumsuzluk kıpısı anlak-tasımının biçi­ nicht in der Form des Verstandes­
schlusses, und darum ister in diesem
minde bulunmaz, ve bu nedenle tinin dirimli
Boden der lebendigen Vernunfı des
usunun bu bölgesinde eksiklidir - bir bölge Geisıes mangelhaft, - in dem Bo­

ki, orada saltık zorunluğun kendisi gerçek den, worin selbsL die absolute Not­
wendigkeit als das wahre Resultaı
sonuç olarak, kendini hiç kuşkusuz başkası gilı, als dies, daB sie sich wohl durch
ile, ama onun ortadan kaldırılması yoluyla Anderes, aber durch Aufheben des­
selben sich mit sich selbst vermiuelt.
kendi ile dolaylı kılan birşey olarak geçerlidir.
So ist der Gangjenes Erkennens der
Böylece zorunluğun o bilgisinin süreci zorun­ Notwendigkeit verschieden von dem
luk olan süreçten ayrıdır. Böyle bir süreç bu Prozesse, welcher sie ist; solcher Gang
ist darum nichı als schlcchthin not­
nedenle saltık olarak zorunlu, gerçek devim wendige, wahrhafte Bewegung, son­
olarak değil, ama sonlu etkinlik olarak alına­ dem als endliche Tatigkeil, isı nichı
unendliches Erkennen, hat nicht das
caktır, sonsuz bilgi değildir, sonsuzu - bu
Unendliche - dies ist nur als diese
yalnızca olumsuzun olumsuzlaması yoluyla Vermiulung mit sich durch die Ne­
kendi ile bu dolaylılıktır - içeriği ve edimi gation des Negat.iven - zu seinem
lnhalte und zu seinem Tun.
olarak almaz. Der Mangel, der in dieser Form
Bu çıkarsama biçiminde gösterilen eksiklik, des SchlieBens aufgczeigt worden,

belirtildiği gibi, Tanrının varoluşunun onun hat, wie angegeben ist, den Sinn, daB
in dem Beweise vom Dasein Goues,
tarafından oluşturulan tamunda tinin Tan­ den er ausmacht, die Erhebung des
rıya yükselişinin doğru olarak açımlanmadığı Geistes zu Gou nicht rich Lig expli­
ziert ist. Vergleichen wir beide, so ist
anlamına gelir. Eğer ikisini karşılaştırırsak, bu diese Erhebung allerdings gleichfalls
yükselme hiç kuşkusuz dünyasal varoluşun das Hinausgehen über das weltliche
Dasein als fiber das nur Zeilliche,
ötesine olduğu gibi yalnızca zamansal, değiş­
Ver.3.nderliche, Vcrg.3.ngliche; das
ken, geçici olanın da ötesine geçiştir. Dünya­ Wellliche ist zwar als Dasein ausge­
sal olan gerçekten de varoluş olarak bildirilir sagl und von ihm angefangen, aber
indem es wie gesagt, als das Zeitliche,
ve başlangıç ondan yapılır; ama, söylendiği Zufiillige, Veranderliche und Ver­
gibi, zamansal, olumsal, değişken ve geçici g3ngliche bestimmı ist, ist sein Scin
13. DERS 103
nicht ein · Befriedigendes, nichl olarak belirlendiği için, varlığı doyum verici
das wahrhaft Affi nnative; es ist als
das sich aufhebende, negierende
değil, gerçekten olumlu olan değildir; kendini
besıimml. Es wird in dessen Be� ortadan kaldıran olarak, kendini olumsuzla­
stimmung, zu sein, nicht beharn,
vielmchr ihm nur ein Sein zuge­
yan olarak belirlenir. Var olma belirleniminde
schrieben, das mehr nicht als den diretmez; gerçekte ona yalnızca bir yokluğun
Wert eines Nichtseins hat, dessen değerinden daha çoğunu taşımayan bir varlık
Bestimmung das Nichtsein seiner,
das Andere seiner, sornit seinen yüklenir ki, belirlenimi yokluğunu, kendi baş­
\Viderspruch, seine Auflösung, kasını, böylece çelişkisini, çözülüşünü, yitip
Vergehen in sich schlieBt. Wenn
es auch scheinen mag oder auch
gidişini kendi içinde kapsar. Ama öyle görü­
der Fail sein kann, da6 dem Glau­ nebilir ki, ya da aslında öyle olabilir ki, inanç
ben doch dieses zuffillige Sein als
eine Gegenwart des Bewu8lSeins
için bilincin önünde bulunan birşey olarak
aufder eiTUllı Seite stehenbleibı, der bu olumsal varlık öteki varlığa, ilksiz-sonsuz
anderen, dem Ewigen, an und flir olana, kendinde ve kendi için zorunlu olana
sich Notwendigen gegeniiber, als
cine Welt, über der der Himmel
karşı, üzerinde göğün durduğu bir dünya ola­
ist, so kommr es nicht darauf an, rak bir yanda durup kalabilir; gene de önemli
daB eine doppelte Welı vorge­
stcllt wird, sondcrn mic welchem
olan şey çifte bir dünyanın tasarımlanması
\\'erte; dieser ist aber darin ausge­ değil, ama hangi değer ile tasarımlandığıdır.
drückı, daB die eine die Welı des
Birinin görünüş dünyası, ötekinin gerçeklik
Scheins, dic andere die \ı\'eh der
Wahrheit ist. lndem die erstere dünyası olduğu söylendiği zaman anlaulan şey
verlassen und zu der andcren nur bu değerdir. Birincisi terk edildiği ve onun bu
so übergegangen wird, daB jene
auch noch diesseits stehenblcibt,
yanda kalmayı sürdüreceği bir yolda ikinciye
so ist doclı im reJigiösen Geisre geçildiği zaman, gene de dinsel tinde bu bağ­
nicht der Zusammenhang vor­
handen, als ob sie mehr als nur
lanu sanki dünya yalnızca bir başlangıç nokta­
ein Ausgangspunkı, als ob sie als sından daha çoğuymuş gibi, sanki bir zemin ola­
ein Gnınd festgestellt ware, dem
rak saptanmış ve ona bir varlık, temellendirme,
ein Sein, Begri'ınden. Bedingen
zukiime. Die Befriedigung, aile koşullandırma aitmiş gibi bulunmaz. Doyum,
Begründung jeder Art, findet her türden tüm temellendirme, tersine, ken­
sich vielmehr in die ewige Well
gelegl als in das an und für sich
dinde ve kendi için bağımsız olan ilksiz-son­
Selbstandige. Wogegen in der Ge­ suz dünyaya bağlanmış olarak bulunur. Buna
stalt des Schlusses das Sein beider
auf gleiche Weise ausgedrückı;
karşı, tasımın şeklinde ikisinin de varlığı aynı
sowohl in dem cinen Satze des yolda anlaulır: Hem bağlanunın bir önerme­
Zusammenhangs: "Wenn cine
sinde: "Eğer olumsal bir evren varsa, o zaman
zufillige Welt ist, so isl auch ein
Absolut-Notwendiges", als in dem Salnk-olarak-zorunlu birşey de vardır"; hem de
anderen, worin als Voraussetzung olumsal bir evrenin var olduğunu bir varsayım
ausgesprochcn w:ird, dajJ eine zu­
ffillige Welı is� und dann in dem
olarak bildiren ikincide; ve sonra üçüncüde,
driıten, dem Schlullsaıze: •Also isi " Öyleyse Saltık-olarak-zorunlu birşey vardır"
ein Absolut-Notwendiges".
Ü ber dicse ausdrücklichen diyen vargı önermesinde.
53.tze können noch etliche Be­ Bu belirtik önermeler üzerine birkaç
merkungen hinzugefü.gt werden.
gözlem eklenebilir. İlk olarak, son önerme
N3.mlich ersıens: bei dem lctzten
Satz mu8 sogleich die Verbin­ durumunda iki karşıt belirlenimin bağ­
dung der zwei emgegengesetzten lantısı hemen göze çarpmalıdır; " Öyleyse
Bcstimmungen autTallen: '"Also ist
das Absolut-Notwendige"; "Also"
Saluk-olarak- zorunlu olan vardır. " "Öyleyse"
d r ück t d ie Vermitılınıg d1lrch başkası yoluyla dolaylılığı anlaurken, "vardır" ise
104 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

dolaysızlığı anlaur ve hemen birinci belirle­ A nderes aus, ise aber die Unmitlel­
barl<eit und hebıjene Besıimmung
nimi ortadan kaldırır. Bu, belirtildiği gibi, sogleich auf, die, wie angeführt wor­
nesnesi olan şey üzerine böyle bilginin kabul den, clasjenige ise, weswcgen man sol­
ches Erkcnnen über das, was dessen
edilemez olduğunu bildiren belirlenimdir. Gegensmnd ist, ffır unzulcissig erkl3.rt
Ama başkası yoluyla dolaylılığın ortadan kal­ haı. Das Aulheben der Vermiulung

dırılması yalnızca kendinde bulunur; tasımın durch Anderes isL aber nur an Jich
vorhandcn; die Darste llung des
betimlemesi aslında belirtik olarak aynı şeyi Schlusses spıicht dieselbe vielmehr
anlaur. Gerçeklik öyle bir güçtür ki, giderek ausdrücklich aus. Die Wahrheit isı
eine solche- Maclu, dal\ sie auch anı
yanlış olanda bile bulunur ve yanlış olanda Falschcn vorhanden ist und es nur
gerçek olanı bulmak ya da daha doğrusu einer richtigen Bemerkung oder
Hinsehens bedarf, um das \\lahre an
görebilmek için yalnızca doğru bir dikkat
dem Falschen selbst zu lindcn oder
ya da gözlem gerekir. Gerçek olan burada vielınehr zu sehen. Das \\'a hre isl

b�kasının ve b�kası ile dolaylılığın olumsuz­ hier die Vermittlung mil sich durch
dic Ncgation des Anderen und der
lanması yoluyla kendi ile dolaylılıktır. Hem Venniulung durch Anderes; die Nt......
başkası yoluyla dolaylılığın hem de soyut galion ebensowohl der Verıniulung
durch Anderes als auch der absırak­
dolaylılıksız dolaysızlığın olumsuzlanması o ten. venniulungslosen Unmiuclbar­
"Öyleyse ... vardır"da bulunur. keit ist in jenem "Alsa is(' vorhanden.
Femer, wenn der eine Satz dieser
Dahası, eğer bir önerme "Zorunlu olan
ist: ..das Zulallige isi", der andcre:
vardır, " ve öteki "Kendinde ve kendi için .. das an und für sich Nonvendige

zorunlu olan vardır" ise, bunda özsel olarak isi .., so isl wesentlich darauf reflek­
lİerl worden, daO das Sein des Zu­
olumsalın varlığının kendinde ve kendi için ralligen einen ganz verschiedenen
zorunlu varlığın değerinden bütünüyle b�ka Wert hat von dem an und ffı r sich
nonvendigen Sein; jedoch isı Sein
bir değer �ıdığı imlenir; gene de varlık iki dic gemeinschajUiclıe und eine Besıim­
önermede ortak ve bir belirlenimdir. Buna mung in beiden S:i.tzen. Der Über­
gang bcsıimmı sich hicrnach nicht
göre geçiş kendini bir varlıktan bir başka
als von einem Sein in ein anderes
varlığa geçiş olarak değil, ama bir düşünce­ Sein, sondern als von einer Gedan­

belirleniminden bir başkasına geçiş olarak kenbestimınung in eine andere. Das


Sein reinigt sich von dem ihm unan­
belirler. Varlık kendini ona uygun olmayan gemessenen Pr.idikaıe der Zufiillig­
olumsallık yükleminden arındırır. Varlık keit; Sein ist einfache Gleichheiı mit
sich selbsı. die Zufiilligkeiı aber das
yalın kendi ile eşitliktir; olumsallık ise kendi in sich schlecluhin ungleiche, sich
içinde saluk olarak eşitsiz olan, kendi ile çeli­ widersprechende Sein, welchcs erst
in elem Absolın-Nonvendigen zu die­
şen varlıkur ki, ancak Saluk-olarak-zorunlu ser Gleichheil mit sich selbsı \\"İeder
olanda yeniden bu kendi ile eşitliğe geri hergesıellt isi. Hicran unterscheidet

getirilir. Öyleyse bu yükseliş süreci ya da sich also bestimmter dieser Gang der
Erhebung odercliese Seite des Bewei­
tanıtın bu yanı sözü edilen başkalarından sens von der angegebenen anderen,
daha belirli olarak burada ayrılır, çünkü o da6 injenem Gang die Bestimmung,
welche zu beweisen ist oder welche
birinci süreçte tanıtlanacak ya da sonuçla­ resullieren soll, nicht das Sein ist;
nacak olan belirlenim varlılı değildir. Varlık das Sein ist \'İelmehr das in beiden
Seiten gemeinschartlich Bleibende,
aslında iki yana da ortak olarak kalıcı olandır das sich von der einen in die andere
ve kendini birinciden ikinciye sürdürür. Ö te kontinuiert. in dem anderen Gangc

yandan öteki gidiş yolunda Tanrının kavra­ dagegen soll vom Begriffe Goues zu
seinem Sein übcrgeg-.ıngen werdcn;
mından varlığına geçilmesi gerekir. . Bu geçiş dieser Übcrgang scheint schwcrer als
genel olarak bir içerik-belirliliğinden, bir der von einer Inhaltsbesti mmtheit
13. DERS 105
überhaupL, was ınan einen Begriff kavram demeye alışuğımız şeyden bir başka
nı nennen pflegt, zu einem anderen
Bcgriffe. zu einem homogcneren
kavrama, daha türdeş olana geçişten, öyleyse
also, als der Übergang vom Regriffe kavramdan varlığa geçişin genellikle görün­
zum Scin zu scheinen pfleg1.
Es liegı hierbei die Vorsıellııng
düğünden daha güç görünür.
zugrunde, daB Sein nichl selbst Burada temelde yatan tasarım varlığın
auch ein Begriff odcr Gcdanke sei; kendisinin bir kavram ya da düşünce olma­
in diesem Gegensatze, worin es ffır
sich, isolien her.ıusgesetzt ist, haben
dığıdır. Onu kendi için ya da yalıtılmış ola­
wir es an der betrcITcndcn Stellc bci rak sergileyen bu karşıtlıkta onu irdelemenin
jenem Beweise zu betrachıen. Hier
aber haben wir es zun3.chst noch
uygun yeri o tanıtlamada bulunacakur. Ama
nicht abstrakt fiır sich zu nchmen; burada onu ilkin henüz soyut olarak ve kendi
da8 es das Gemeinsclıajlliclıe der bei­ için almamamız gerekir. İ ki belirlenimde,
den Bestimınungen, des Zuffilligen
und des Absolut-Notwendigen ist, ist
olumsalın ve Saltık-olarak-zorunlu olanın
cine Vergleichung und 3.uBerliche belirlenimlerinde ortak olan olması onun bu
Alnrcnnung dcsselben von ihnen,
und zunachst ist es in der ungctrenn­
ikisi ile bir karşılaşurmasını ve dışsal ayrılığını
ten Verbindııng mit jeder, zuffilligcs imliyor olsa da, ilk olarak onlarla, olumsal
Sein und absolut-notwendiges Sein. varlık ile ve saltık-olarak-zorunlu Varlık ile
in dieser \.Yeise wollen wir dic an­
gegebene Gesıalı [des Reweises]
ayrılmaz birlik içindedir. Bu yolda bir kez
noch einmal vornchmen und den daha [tamun] belirtilen şeklini alacağız ve iki
Unterschicd des \\'iderspruchs, den
er nach den zwei enıgegengeseıztcn
karşıt yana, kurgu! yana ve soyutlamacı anlak
Seiten, der spekulativen und der abs­ yanına göre içine düştüğü çelişkinin ayrımını
t.rakten. verstindigen, crleidet, damn daha tam olarak ortaya koyacağız.
noch na.her hcraushcbcn.
Der angegebene Saız sprichı fol·
Belirtilen önerme şu bağlanuyı anlaur:
genden Zusammenhang aus: Değil mi ki olumsal varlık vardır, öyleyse
ı1�il das zuralligc Sein ist, so ist
das absolut-nonvendige Scin.
saluk-olarak-zorunlu Varlık vardır.
Nehmcn wir diesen Zusammen­ Eğer bu bağlantıyı bir zemin kategorisi ya
hang einfach, ohne ihn durch die da benzerleri yoluyla daha tam olarak belirle­
Kategorie eines Grundes und der­
gleichen 113.her zu bcstimmen, so ist
meksizin yalın olarak alırsak, yalnızca şudur:
er nur dieser: Olumsal varlık aynı zamanda bir başkasının,
Das zuffillige Sein isı zugleich das
saluk-olarak-zorunlu Varlığın varlığıdır.
Sein eines Andercn, des absolut-noı­
wendigen Seins. Bu 'aynı zamanda ' anlatımı bir çelişki ola­
Dieses Zugleich erscheint als cin rak görünür ki, karşısına kendileri karşıt olan
Widerspruch, dem die zwei selbsı
entgegengeseızıen saıze als die Aur­
iki önerme çözümler olarak çıkarılır. Biri:
lösungcn entgegengestellt wcrden; Olumsal olanın varlığı kendi varlığı değil,
der cine:
ama yalnızca bir başkasının varlığı, ve dahası
Das Sein dcs Zufalligen ist
nicht sein cigenes Scin, sondern kendi başkasının, Saltık-olarak-zorunlu olanın
nur das Sein eines Anderen, und varlığıdır.
zwar bestimmt seines Andercn, des
Absolut-Nonvendigen;
Ö teki:
der anderc: Olumsal olanın varlığı yalnızca kendi var­
Das Scin dcs Zuffilligen isl nur sein
lığıdır, bir başkasının, Saltık-olarak-zorunlu
eigenes Sein und nicht das Sein eincs
Andcren, des Absohu-Noıwcndigen. olanın varlığı değil.
Der ersıc Satı ist il.Is der l...-ahrhaf­ Birinci önermenin geçişte kapsanan
tc Sinn, den auch dic Vorstcllung
bei dem Übergange habe. ııachge­
tasarımın da anlattığı doğru anlamı taşı­
wicsen worden; den spckulativen dığı gösterildi. Olu msall ığı oluşturan
106 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

düşünce-belirlenimlerine içkin olan kurgul Zusamnıenhang, der in den Gc­


dankenbesLimmungcn, welche
bağlanuyı daha öte irdeleyeceğiz. Ama öteki die Zufiilligkeiı ausmachen, selbsı
önerme anlağın modern çağın öylesine sıkı immanent ist, werden wir weiterhin
noch vornehmen. Aber der andere
sıkıya sarıldığı önermesidir. Herhangi bir Satz ist der Satz des Verstandes, auf
şeyin, varoluşun, giderek olumsal olanın bile welchen sich die neuere Zeit so fest­
gesetzt hal. Was kann versı.3ndlicher
varolmasından, kendi varlığının olmasından,
sein, als da.B irgcndein Ding, Dasein,
aslında kendisi olan ve bir başkası olmayan so auch das Zulallige, da es i.st, sein
belirli varlık olmasından daha anlaşılır ne cigenes Sein ist, eben das bestimmte
Sein ist, welches es ist, und nicht viel­
olabilir! Olumsal olan böylece kendi için sıkı mehr ein anderes! Das ZuF.illige wird
sıkıya tutulur ve Saltık-olarak-zorunlu olan­ so für sich festgehalten, getrcnnt
von dem Absoluı-Noıwendigen.
dan koparılır. Noch ge13ufiger ist, fı.ir die zwei
Bu iki belirlenim yerine sonlu ve sonsuz Bestimmungen die des Endlic/ıen

belirlenimlerini kullanmak ve böylece son­ und Unendliclıen zu gebrauchen


und das Endliche so für sich, iso­
luyu kendi için, kendi başkasından, sonsuz­ lierl von seinem Anderen, dem
dan yalıtılmış olarak almak daha da yaygın Unendlichen, zu nehmen. Es gibt
darum, wird gesagt, keine Brücke,
bir tutumdur. Buna göre denir ki, sonlu keinen Übergang vom endlichen
varlıktan sonsuz varlığa hiçbir köprü yok­ Sein zu dem unendlichen, das End­
liche beziehl sich schlechthin nur
tur, sonlu olan kendini saltık olarak yalnızca auf sich, nicht auf sein Anderes. Es
kendi ile bağıntılar, kendi başkası ile değil. isl ein leerer Unterschicd, der zwi­

Biçim olarak bilgi [ve içerik olarak bilgi] schen Erkcnncn als Form gemacht
wflrde. Es ist mil Rechl, daO eben
arasında yapılan ayrım boş bir ayrımdır. Tam die Unterschiedenheit beider zum
olarak ikisi arasındaki bu ayrım haklı ola­ Grunde von Schlüssen gemachı
wird - Schlüssen, die zuniichsı das
rak tasımlann temeli yapılmışur - tasımlar Erkennen als endlich voraussetzen
ki ilk olarak bilgiyi sonlu olarak varsayar ve und eben daraus folgern, da8 dies
Erkennen das Unendliche nicht er­
tam olarak bundan bu bilginin sonsuzu bile­ kennen könne, weil es dasselbe nichc
meyeceği, çünkü onu kavrama yeteneğinde zu fassen vennöge so wie umgekehn
olmadığı sonucunu çıkarırlar. Evrik olarak, gefolgert wird, wcnn das Erkennen
das Unendliche erfaBte, so mfıBte
eğer bilgi sonsuzu kavrıyorsa, o zaman ken­ es selbst unendlich sein; dies sei es
disinin sonsuz olması gerektiği sonucu çıka­ aber anerkanntennallen nicht, also
vennögc es nicht das Unendlichc zu
rılır; ama bilindiği gibi sonsuz değil, öyleyse erkennen. Sein Tun işL bestimmt,
sonsuzu bilme yeteneğinde değildir. Edimi wie sein Inhalt. Endliches Erken­
nen und unendliches Erkennen
de içeriği gibi belirlenir. Sonlu bilgi ve son­
geben dasselbe Verhalınis wie End·
suz bilgi genel olarak sonlunun ve sonsuzun liches und Unendliches überhaupı,
ilişkisi ile aynı ilişkiyi verir, - yalnızca, son­ - nur daB unendliches Erkennen
sogleich noch mehr gegcn das an­
suz bilgi hemen ötekinin karşısında çıplak dcre zurückstoBend isı a1s das nackıe
sonsuzun olduğundan daha da geriye iti­ Uncndliche und noch unmiuelbarer
auf die Scheidung beider Seilen hin­
lir, ve iki yanın ayrılmasını daha doğrudan weisl, so daB nur dic einc, endliches
gösterir, öyle ki geriye yalnızca biri, yalnızca Erkennen bleibe. Hiermit ist alles
Verhiltnis der Venniulung hinweg,
sonlu bilgi kalır. Böylelikle tüm dolaylılık iliş­
in welches sonsl das Endlichc und
kisi, sonlu ve genel olarak sonsuz arasında das Uncndliche als solches gesetzl
olduğu gibi olumsal ve Saluk-olarak-zorunlu wcrden können, wie das Zuffilligc
und das Absohu-Nonvendige. Die
olan arasında da olabilecek ilişki yitip gider. Form des Endlichen und Unendli·
Sonlunun ve sonsuzun biçimi bu irdelemede chen ist in dicser Bcırachtung mehr
1 3. DERS 107
gang und giibe geworden.Jene Form moda olan başlıca biçimdir. O biçim daha
isı abstrakter und erscheint darum
als umfassender als die erstere; dem
soyuttur ve bu nedenle birinciden daha kap­
Endlichen fıberhaupı und dem end­ sayıcı görünür. Genel olarak sonluya ve sonlu
lichen Erkennen wird wesentlich
auch auBer der Zuflilligkeit die Noı­
bilgiye böylece özsel olarak olumsallığın
wendigkeiı als Fortgang an der Reihe dışında zorunluk da yüklenir. Bu zorunluk
von Ursachen und Wirkungen, Be­
nedenler ve etkiler, koşullar ve koşullular
dingungen und Bedingtcn hiermit
sogleich zugeschrieben, die \'on uns dizisinde ilerleme olarak bulunur ki, daha
fniher als 3.uOere Nonvendigkeit be­ önce dışsal olduğunu belirtmiştik ve ortak
zeichnct worden, und [sic wird] ge­
meinschaftlich unter dem Endlichen
birşey olarak sonlunun alunda kapsanıyordu.
bcfa8t; ohnehin wird sic in Rücksicht Hiç kuşkusuz ancak bilgi açısından anlaıııla­
auf das Erkennen allein ventanden,
bilir, ama, sonlunun alunda kavrandığında,
aber, unıer das Endliche befaBı, ganz
ohne Mi Bverstand, der durch die Saltık-olarak-zorunlu kategorisi nedeniyle
Kaıegorie des Absolut-Noıwendigen doğabilecek yanlış anlama olmaksızın, son­
herbeigeffıhn werden kann, dem Un­
endlichen enıgegengestellı. suz ile karşıtlık içine getirilir.
Wen n wir daher gleichfalls bei Buna göre, eğer aynı yolda bu son anla­
diesem Ausdnıck bleiben, so haben
wir ffır das Vcrhiltnis von Endlich�
tımda. durup kalırsak, sarıldığımız sonlu ve
keit und Unendlichkeiı, bei dem wir sonsuz ilişkisi için onların ilişkisizliklerini,
stehen, das ihrer Verh5.ltnislosigkeit,
bağıntısızlıklarını elde ederiz. Kendimizi
Beziehungslosigkeit. \Vir belinden
uns bei der Behauptııng, daB das genel olarak sonlunun ve sonlu bilginin
Endliche ftberhaupı und das endli­ genel olarak sonsuzu biçiminde olduğu gibi
che Erkennen unvermögend sei, das
Unendliche fıberhaupt wie in seiner saluk zorunluğu içinde de kavramaya yete­
Fonn als absolute Nouvendigkeit zu neksiz olduğu, ya da sonlu bilgi için baıılan­
fassen - oder auch aus den Begrlf­
fen der Zuf.illigkeiı und Endlichkeiı,
gıcı oluşturan olumsallık ve sonluluk kavram­
von denen dasselbe ausgehe, das Un­ larının sonsuzu kavrayamadığı önesürümü
endliche zu begreifen. Das endliche
içinde buluruz. Sonlu bilgi öyleyse sonlu kav­
Erkennen ist danım endlich, weil es
in endlichen Begri!Ten sich befindet, ramlar üzerine dayandığı için sonludur, ve
und das Endliche, daıunter auch das sonlu bilgiyi de içeren sonlu kendini yalnızca
endliche Erkennen, bezieht sich nur
auf sich selbsı, bleibı nur bei sich kendi ile bağınular, yalnızca kendisinde kalır,
stehen, weil es nur seiıı Sein, nicht çünkü yalnızca kendi varlığıdır, genel olarak
das Sein cines Anderen überhaupl,
am wenigsten seines Andcren ist. Dies
bir baııkasının değil, kendi baııkasının ise hiç
ist der Satz, auf den so viel gepocht değil. Bu üzerinde çok diretilen bir önerme­
wird: es gibt keinen Übergang vom
dir. Sonludan sonsuza hiçbir geçiş vermez,
Endlichen zum Unendlichen, so
auch nicht vom Zutalligen zum Ab­ ne de olumsaldan Sal tık-olarak-zorunlu
solut-Norıvendigen oder von den Wir­ olana ya da etkilerden sonlu olmayan, saltık
kungen zu einer absolut er.;ten, nicht
endlichen Ursache; es ist schlcchthin
olarak ilk olan bir nedene geçişe izin verir.
cine Kluft zwischen beiden befestigt. Yalnızca aralarına bir uçurum getirir.
ON DÖRDÜNCÜ DERS VIERZEHNTE VORLESUNG

Sonlunun ve sonsuzun saltık ayrılığının bu Dieser Dogmalismus der absohılen


Trennung des Encllichen und Un­
dogmatizmi Mantık ile ilgilidir; sonlunun endlichcn ist logisch; es ist eine Be­
ve sonsuzun Mantıkta irdelenen kavramları­ hauptung von der Natur der Begriffe

nın doğasından çıkarılan bir önesürümdür. des Endlichen und des Unendlichen,
dic in der Logik bet.racluet wird. Hier
Burada kendimizi ilk olarak önceki Derslerde hallen wir uns zun3.chst an die Besliın­
bölümsel olarak ele alınan, ama bilincimizde mungcn, die wir im Vorhergehenden
zum Teil gehabt, die abcr auch in un­
de bulunan belirlenimlere sınırlayacağız. sercm Bewulltsein vorhanden sinci.
Kavramların kendilerinin doğasında yatan Die Bestimmungen, dic in der Natur
der Begriffe selbst liegen und in der
ve Mantıkta kendilerinin ve bağlantılarının
Logik in der rcinen Bestimmtheit ih­
an belirliliği içinde gösterilmiş olan belirle­ rer sclbst und ihres Zusammcnhangs
nimler sıradan bilincimizde de ortaya çıkmalı aufgezeigt wcrdcn, müsscn auch in
unserem gewöhnlichen BewuBtsein
ve bulunmalıdır. sich hervormn und vorhanden sein.
Öyleyse sonlunun varlığının yalnızca kendi \Vcnn also gesagt wird: das Sein
des Endlichen ist nur sein eigenes
varlığı olduğu, ama hiçbir biçimde bir başka­
Sein, nichL vielmehr das Sein eines
sının varlığı olmadığı söylendiğinde, sonludan Anderen, es ist also kein Übergang
sonsuza hiçbir geçişin olanaklı olmadığı, ve vom Endlichen zum Unendlichen
möglich, also auch keine Vermiu­
böylece hem kendilerinde hem de bilgide ve lung zwischcn ihnen, weder an sich
bilgi için aralarında hiçbir dolaylılığın olma­ noch im und für das Erkennen, so

dığı da söylenmiş olur, öyle ki sonlu pekala daB enva wohl das Endliche vermit­
telt sei durch das Unendliche, aber,
sonsuz yoluyla dolaylı kılınabilse de, tersi worauf allein hier das lnteresse gin­
doğru değildir ve bu burada önemli olan ge, nicht umgekehrt. so ist sich bereilS
auf das Fakmm berufen worden, daB
biricik noktadır. Buna göre şimdiden insanın der Geist des Menschen sich aus dem
tininin kendini olumsal, zamansal, sonlu olan­ Zuffilligen, Zeitlichen, Endlichen zu

dan Saltık-olarak-zorunlu olana, ilksiz-sonsuz Gott als dem Absolut-Notwendigen,


Ewigcn , Uncndlichen hebt, - das
olana, sonsuz olarak Tanrıya yükseltmesi olgu­ Faktum, daB für den Geist die soge­
suna başvurulur, - tin için o sözde uçurumun nannte Kluft nicht vorhanden ist,
daB er diesen Übergang wirklich
bulunmadığı, onun bu geçişi edimsel olarak machı,daB durch jenen Versta nd,
yaptığı, bu saltık ayrılığı ileri süren anlağa der diese absohne Scheidung be­
hauptet, die Mcnschenhrusl es sich
karşın insan yüreğinin bu ayrılığı geçerli say­
nichl nehmen HiBt, cine solche Klufl
mayacağı, tersine Tanrıya yükselişte bu geçişi nichl gchcn zu lassen, sondem diescn

edimsel olarak yaptığı olgusuna. Übergang in der Erhebung 7.U Gott


wirklich machl.
Ama buna yanıt hazırdır: Bu yükseliş olgusu Darauf ist aber die Antwon fcr­
verildiğinde, hiç kuşkusuz, tinin bir geçişi tig: das Faktum dieser Erhebung

108
1 4. DERS 109
zugegeben, so isL dies ein Übergang vardır, ama kendinde tinin değil, kavramlarda
des Geistes, abcr nichl an sidı, nicht
ein Übergang in den BcgrilTcn oder
bir geçiş değil ya da giderek kavramların
gar der Begriffe selbst, und zwar dar­ kendilerinin bir geçişi bile değil. Çünkü tam
um nicht, weil eben im Bcgriffc das
Sein des Endlichen sein eigenes Sein
olarak [böyle sözde] kavramda sonlunun
und nicht das Scin eines Andercn varlığı onun kendi varlığıdır, bir başkasının
sei. Wenn wir so das endliche Sein varlığı değil. Böylece sonlu varlığı yalnızca
nur in Beziehung auf sich selbst ste­
hend nehıncn, so ist es nur für sich, kendi ile bağınu içinde dururken gördüğü­
nicht Sein fllr Andercs; es ist damiı müzde, yalnızca kendi içindir, başkası için
der Ver3.nderung entnommen, isı
unvcr3ndcrlich, absohu. So ist es
varlık değil. Bununla değişimden uzaklaşun­
mit diesen sogenanncen Begriffen lır ve değişmez ve saltık yapılır. Bu sözde kav­
beschaffen. DaB das Endlirlıe absolul,
ramlarda durum böyledir. Böyle bir geçişin
unveründcrlich, unvcrg;inglich, c\\'İg
sei, dies '"·ollcn aber diejenigcn selbst olanaksızlığını ileri sürenler sonlunun saltık,
nicht. wclchc die Unmöglichkeitjenes değişmez, geçi-olmayan, ilksiz-sonsuz oldu­
Übergchens behaupten. \\'3.re der
lmum, daB das Endliche als absohıı ğunu kabul etmeyeceklerdir. Eğer sonluyu
genommcn \\'İrd, nur cin lrnum der saluk olarak alma yanılgısı yalnızca Okulla­
Schule, cine Inkonscquenz, die sich
der Vcrstand zuschulden kommcn lie-­
rın bir yanılgısı, yalnızca anlağa yüklenebi­
Oe - und zwar in den ciuDersten Abs­ lecek bir tutarsızlık olsaydı - ve dahası eğer
LrakLionen, mit denen wir hier zu tun
bekommen haben -. so könme man
burada ilgilenmemiz gereken en aşırı soyut­
fragen, \\'a-i denn solcher lrrtum ver­ lamalara ait olsaydı -, o zaman böyle yanıl­
schlagen könne, indcm manjenc Ab­ gının ne öneminin olabileceği sorulabilirdi;
sLraklionen wohl ver3clulich findcn
kann gcgcn cine Fülle des Geislcs, wic çünkü o soyutlamalar pekala tinin dinde,
sie die Religion, fıbcrhaupt sonst cin tin için genel olarak büyük ve dirimli bir
grollcs, lcbendiges In1eressc dessel­
ben ist. Aber daB in diesen sogenann­
ilgi kaynağı olan o dinde anlaulan doluluğu
Len gro6en, lebendigen lmeressen in karşısında küçümsenebilecektir. Ama aslında
der Tat das festgehaltene Endliche das
wa.hrhaftc Interesse ausmacln, zeigt
bu büyük, dirimli denilen ilgiler arasında
sich zu sehr in der Bemühung mit gerçek ilgiyi oluşturan şeyin sıkı sıkıya kav­
der Religion selbst, wo,jenem Gnınd­ ranan sonlunun kendisi olduğu dinin ken­
salze konsequent, die Besch3ftigung
mil der Historie des endlichen Stof­ disi uğruna gösterilen çabalardan çok fazla
fcs, des 3.uOerlich Geschehenen und açıkur. Burada, temel-önerme ile tutarlı ola­
der Meinungen das Übergewicht über
den unendlichen Gehalt erlangt hat,
rak, sonlu gerecin tarihine, dışsal olaylara ve
der bekanntlich auf das Minimum görüşlere yönelik kaygılar bilindiği gibi bir
zusammengeschnımpft ist. Es sind
die Gedanken und jene abstrakten
minimuma düşürülen sonsuz içeriğe duyulan
Bestimmungen vom Endlichen und ilgiyi çok çok aşar. Düşünceler ve sonlu ve
Unendlichen, womit das Aufgeben
sonsuz üzerine o soyut belirlenimler yoluyla,
des Erkennens der \\'ahrheit gerec:hl­
fertigt werden soll, und in der Tal ist gerçekliğin bilgisinden vazgeçmenin aklan­
es der reine Baden dcs Gedankens, ması gerekir; ve gerçekte tinin tüm bu ilgileri
aufwelchen sich solche Interessen des
Geistes hinspiclen, um aufdemselben
oyunlannı an düşünce bölgesinde sahneler,
ihre Enıscheidung zu erhalten; denn öyle ki haklarında karar verilebilsin; çünkü
die Gedanken machen die innerste
düşünceler tinin somut edimselliğinin en iç
Wesenheit der konkreten Wirklichkcit
des Geistes aus. özselliğini oluşturur.
Belassen wir dicsen Begriffsver­ Kavramı bu anlama yolunu ve ona bağlı
stand bei sciner Bchauptung, dall das
Sein des Endlichen nur sein eigenes
şu önesürümü geride bırakalım: Sonlu­
Sein, nicht das Sein seines Anderen, nun varlığı yalnızca kendi varlığıdır, kendi
110 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

başkasının varlığı değil, geçişin kendisi değil; nichı das Übergehen selbst sei. und
nehmen die weherc, das Erkennen
ve bilgiyi kesinlikle bildiren daha öte düşün­ ausdti'ı.cklich nennende Vorstellung
ceyi ele alalım. Tinin bu geçişi edimsel ola­ auf. Wen n n;imlich mit dem Fakmm
übereingestimmt wird, dafl der Geist
rak yapuğı olgusu kabul edilse bile, bunun solchen Übergang mache, so soll es
gene de bilgi.nin bir olgusu olması gerekmez; doch nicht ein Faktum des ETlıennens,

genel olarak tinin ve belirli olarak inancın sondern des Geistes übcrhaupt und
bestimmt dcs Glaubens sein. Es ist hie­
bir olgusu olabilir. İster duyguda isterse rüber zur Genfıge gezeigt worden,
inançta olsun, ya da tinsel varoluşu nasıl daO diese Erhebung sie sei in der
Emplindung odcr im Glaııben. oder
belirlenirse belirlensin, bu yükseliş tinin wie die \\Teise ihres geisligen Daseins
en içinde, düşünmenin toprağında yer alır. bestimmt werde - im Innersten des
İ nsanların en iç sorunu olarak din yürek Geistes auf dem Baden des Denkens
gcschieht; die Religion als die inners­
vuruşunun özeğini ve kaynağını düşüncede ıe Angelcgenheiı des Menschen hat
bulur. Tanrı özünde düşünce, düşünme­ darin den Miııelpunkı und Wurzel ih­
res Pulsierens. Gou ist in seinem \·\le­
nin kendisidir, tıpkı Tanrının tasarım ve sen Gedanke, Denken selbst, wie auch
şeklinin, ve aynca dinin Şekil ve kipinin de weiter seine Vorstellung und Gcsral­
duyumsama, sezme, inanma vb. olarak belir­ mng sowic die Gestah und Weise der
Religion als Empfinden, Ansclıaucn,
lenmesi gibi. Ama bilgi o en iç öğeyi kendi Glaubcn usf. beslimıntwerdc. Das Er­
için bilince getirmekten, o düşünen yürek kenncn tut abcr nichts, als ebenjenes
Innerstc für sich zum Bewulltsein zu
vuruşunu düşünerek kavramaktan başka bringen,jenen denkenden Puls den­
birşey yapmaz. Bilgi burada tek-yanlı olabilir kend ı.u erfassen. Das Erkcnncn mag
ve duygu, sezme, inanma dine daha çok ve hicrin einseitig sein und zur Religion
noch mehr und weseıulich Empfin­
özsel olarak ait olabilir, tıpkı Tanrıya onun dung, Anschauen, Glauben gchörcn,
düşüncedeki ve düşünülen kavramından so wie zu Gou noch weiteres als sein
deııkender ıınd gedachter Bcgriff;
daha öte ait olabilmesi gibi. Ama bu en iç
aber dieses lnnerste ist darin vorhan­
öğe burada bulunur, ve onu düşünmek onu den, und von dicsem zu wissen, heillt,
bilmek demektir. Genel olarak bilgi yalnızca es denken, und Erkennen Ubcrhaupt
hei8t nur, es in seiner wesentlichen
onu özsel belirliliği içinde bilmek demektir. Beslimmtheit zu wissen.
Bilme ve kavrama da tıpkı ' dolaysız. ' gibi, Erkemıen, Begreifeıı si nd Worıe wie
Unmiltelbar, Glauben in der Bildung
inanma gibi çağın kültürüne ait sözcükler­
der Zeit; sie haben die Autoıiti.t des
dir. Çifte bir önyargının yetkesini taşırlar. gcdoppelıen Vorurıeils ffır sich, des
Biri bütünüyle bilindikleri ve böylece imlem einen, daB sie ganz bekannt und da­
mit letzte Bestimmungen seien, bei
ve doğrulanmaları açısından daha öte sorgu­ denen daher nicht weiter nach ihrer
lanmaları gerekmeyen en son belirlenimler Bedcutung und Bew3hrung zu fra­

oldukları önyargısıdır. İ kincisi usun ger­ gen sei, und dall die Unllihigkeiı der
Vemunft, das Wahrc, Unendliche zu
çeği ve sonsuzu kavramadaki ve bilmedeki begreifen, zu erkcnnen, etwas ebenso
yeteneksizliğinin de tıpkı bunların genel Abgemachtes sei als ihre Bedeutung
lıberhaupt. Das Wort Erkenncn, Be­
imlemleri gibi üzerinde anlaşılan birşey greifen gilt wic eine magische Fom1el;
olduğu önyargısıdır. Bilme, kavrama söz­ sie ins Augc zu fassen, zu fragen, \Yas
denn Erkennen, Begreifen ist, f3.llL
cükleri büyülü formüller gibidir: Bilmeyi,
dem VorurLeile nicht weiler ein, und
kavramayı göz önüne almak, ne olduklarını darauf cinı.ig und alicin wlırde es
sorgulamak hiçbir zaman önyargı altında ankommen, um Ubcr die Hauptfragc
etwas wirklich TrefTendcs zu sagcn. Es
duranların aklından geçmez. Gene de eğer wflrde in solchcr Untersuchung sich
ana soru üzerine edimsel olarak ilgili birşey von selbst crgeben, daB das Erkenncn
1 4. DERS 11 1
nur das Fakıum des Überganges. söylenecekse, bu bir ve biricik önemli nokta
den der Geisı selbsı machı, aus­
spricht, und insorern das Erkennen
olacaktır. Böyle bir araştırmada kendiliğin­
wahrhaftes Erkennen, Begreifen den açıktır ki, bilgi tinin kendisinin yaptığı
ist, so ist es ein BewuBtsein der
Notwendigkeiı, diejener Übergang
geçiş olgusuna anlatım verir, ve bilmenin ger­
selbsı enıhalı, nichıs als das Auffas­ çekten bilme, kavrama olduğu düzeye dek, o
sen dieser ihm immanenten. in ihm
geçişin kendisinde kapsanan şey zorunluğun
vorhandenen Bestimmung.
Aber wcnn fıber das Faktum des bir bilincidir; ona içkin olan, onda bulunan
Überganges von dem Endlichen bu belirlenimin ayrımsanmasından başka
zum Unendlichen geannvortet wor­
den ist, daO derselbe im Geiste oder
birşey değildir.
im Glauben und der Emplindung Ama eğer sonludan sonsuza geçiş olgusu
und dergleichen gemacht wer­
de, so ist diese Antwort nicht die
üzerine onun tinde ya da inançta, duyguda
ganze Anıwort; diese ist viclmehr ve benzerlerinde yapıldığı yanıtı verilirse,
cigenılich: das religiösc Glauben,
böyle bir yanıt bütün yanıt değildir. Bütün
Emplinden, innere Offenbarung
ist eben dies. unmillelbar von Gou yanıt aslında dinsel inancın, duygunun, iç bil­
zu wissen, nicht durch Vennitllung, dirişin tam olarak dolaysızca Tanrıyı bilmek
nicht den Übergang als einen we­
sentlichen Zusammcnhang bcidcr
olduğu, ve bunun dolaylılık yoluyla değil, iki
Seiten, sondcrn als cinen Spnıng yanın özsel bir bağlantısı olarak geçiş yoluyla
zu machen. Das, was cin Übergang
genannc wurde, zerffi.llt hiernach
değil, ama aslında bir sıçrama olarak yapıldı­
in zwcierlei gesonderte Akte, die ğıdır. Bir geçiş denilen şey buna göre iki ayn
3.uOerlich gegeneinander sind, enor.ı
edime bölünür ki, bunlar dışsal olarak birbi­
nur i n der Zeit aufeinanderfolgen.
in der Vergleichung ocler Erinnc­ rine karşıttır, yalnızca zamanda birbirini izler,
rung aufeinander bezogen wcrden. ve karşılaştırmada ya da anımsamada birbiri
Das Endliche und Unendliche hal­
len sich schlechthin in der Tren­
ile bağıntılıdır. Sonlu ve sonsuz kendilerini
nung; dies vorausgesetzt, so isL die bu ayrılmada yalnızca sürdürürler. Bu var­
Besch3.ftigı.mg des Geistes mit dem
Endlichen eine besondere Bcsch3.f­
sayıldığında, tinin sonlu ile uğraşı tikel bir
tigung, und seinc Besch3.ftigung uğraştır, ve sonsuz ile duyumsama, inanma ve
mit dem Unendlichen, Empfınden,
bilme yoluyla uğraşı ise tekil, dolaysız, yalın
Glauben, Wissen einzelner, unmit·
telbarer, einfacher Akt, nicht ein bir edimdir, bir geçiş edimi değil. Tıpkı son­
Akl dcs Übergehens. Wie das Endli­ lunun ve sonsuzun bağıntısız olmaları gibi,
che und Unendliche beziehungslos
sind, so auch die Akte des Geistes,
tinin edimleri, bu belirlenimler ile dolması,
seine Erfüllungen mit diesen Be­ yalnızca bunlardan biri ya da öteki ile dol­
stimmungen, Erffıllungen nur mit
dem einen oder dem anderen, be­
ması da birbiri ile bağıntısızdır. Eşzamanlı
ziehunglos aufeinander. Wenn sie olarak varolabilseler bile, ve böylece bilinçte
auch gleichzeitig sein können, mit
sonsuzun yanında sonlu da bulunsa bile, ikisi
dem Unendlichen auch Endliches
im Bewu8tsein isl, so sind sie nur yalnızca bir karışım oluşturur. Bunlar birbiri
Vermischungen; es sind zwei ffır sich ile dolaylı olmaksızın kendileri için varolan
bestehende T3.tigkeiten, die sich ei­
nander nicht vennitteln.
iki etkinliktir.
Die \Vicderholung, die in dicser Sonlunun ve sonsuzun alışıldık ayrılığı üze­
Vorstellung von der gewöhnlichcn
rine bu tasarımda yatan yinelemeden daha
Sc:heidung dcs Endlichen und Un­
endlichen liegt, ist schon angcdeu­ önce söz edildi. Sonluyu kendi için bir yana
tet, - von jener Trennung, durch ve sonsuzu ona karşı öteki yana koyan ve
wclche das Endliche für sich auf
einer Seite und das Unencllichc aur
birinciyi bu yolda daha az olmamak üzere sal­
eler anclercn gegenübergchahcn tık olarak bildiren şey o ayrılıktır - düalizm
1 12 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

ki, daha ileri belirleniminde Manikhea­ und das crsLere nicht weniger auf
diese Weise für absolııt erkl:irt wird. -
nizmdir. Ama sonlunun saltık olduğunu der Dualismus. der in wciterer Bestim­
böyle bir ilişkiyi kuranlar bile kabul etme­ mung der Manich3.ismus ist. DaB a.ber
das Endliche absoluL sei, dies wollen
yecektir; ve gene de ilkin o önesürümden diejenigen selbst nichı. dic solchcs
doğmayan, ama doğrudan doğruya önesü­ Verh:iltnis fcstseızcn; aber sie können

rümün kendisi olan vargıdan kaçamazlar: jcner Konsequenz nicht entgehcn,


welche keine ersı aus jener Behaup­
Sonlu sonsuz ile bir birlik içinde değildir, tung gezogene Konsequenz, sondern
birinciden ikinciye hiçbir geçiş olanaklı die direkte Behauptııng sclbsı ist, daB
das Endlichc in keiner Vcrbindung
değildir, biri saltık olarak ötekinden ayrıl­ mit dem Unendlichcn, kcin Übergang
mıştır. Ama gene de ikisi arasında bir bağınu von jenem zu dieseın möglich sei, das
cine schlechthin \'Oll dem anderen
tasanmlansa bile, ikisinin kabul edilen bağ­
geschicden sei. 'Wird aber doch auclı
daşmazlığı durumunda ilişki yalnızca olum­ wieder cine Bezichung derselben vor­
suz türdendir. Sonsuzun gerçek olan olması, gestellt, so ist bci der angenommcnen
Unverıragliclıkcit bcider das Vcrhalı­
biricik, e.d. soyut olumlu olması gerekir, öyle nis nur negalfoer Art; das Unendliche
ki bağınu olarak yalnızca sonluya karşı güç­ soll das Wahrc und das allein, d. i.
abstrakı Affirmative sein, so daB es
tür ve onda sonlu kendini yalnızca yok eder. als Bezielumg nur als Macht gcgen
Sonlu, var olabilmek için, kendini sonsuzdan das Endlichc ist, das in jencm sich
nur vernichtet. Das Endliche muB,
geri çekmeli, ondan kaçmalıdır. Eğer ona
um zu sein, sich \'Or dem Unendlichen
değerse, ancak yok olabilir. Bu belirlenim­ zurfıckhalten, d:asselbe niehen: in der
lere, yani sonlu ve sonlu bilgiye ilişkin ola­ Bcrührung daınit kann es nur unter­
gchen. in der subjektivcn Existenz,
rak önümüzde bulunan öznel varoluşta, die wir \"On diesen Bestimmungen vor
bir yanın, sonsuzluk yanının insanın Tan­ uns haben, 113.mlich dem endlichen
und uncndlichcn Wissen, soll die cine
rıya ilişkin dolaysız bilgisi olması gerekir. Scite, die der Unendlichkeit, das un­
Bütün bir öteki yan ise genel olarak insan­ mittelbare Wisscn des Menschen von
Gou sein. Die ganze andere Scite ist
dır; tam olarak sonlu olandır ki, burada söz
aber der Mensch überhaupt; er eben
konusu olan başlıca odur; ve Tanrıya ilişkin ist das Endliche, \'On dem vornehm­
bu bilgisi, ona dolaysız densin ya da den­ lich die Rede ist, und eben dics scin
\Vissen von Gou, es mag nun unınit­
mesin, onun varlığıdır, sonluyu bilmesi ve tclbar genannt werden oder nicht, ist
ondan sonsuza geçiştir. Ama buna göre eğer scin Sein, des Endlichcn \o\'issen und
Übergehen von demselben zum Un­
tinin sonlu ile uğraşı ve sonsuz ile uğraşı endlichcn. Wenn nun aber auch die
iki ayrı etkinlik olacaksa, o zaman ikincisi Besch3.ftigung des Geistes mit dem
Endlichcn und die Beschiiftigung des­
tinin yükselişinin kendisi olarak bu içkin selben mit dem Unendlichen ·z:\veierlei
geçiş olmayacak, ve sonlu ile uğraşı kendi geschiedene Taligkeiten sein sollen,
payına saltık olacak ve yalnızca sonlu olarak so ware die letzte als Erhebung des
Geistes selbst nicht dieser immanente
sonluya sınırlanacakur. Bu üzerinde uzun­ Übergang und die Beschiiftigung mit
lamasına durulmaya izin verecek bir nokta­ dem Endlichen ihrerseits auch absolut
und schlechıhin aur das Endliche als
dır, ama burada yalnızca şunu anımsamak solches beschr3.nkt. Hierüber lieBe
yeterli olabilir. Sonlunun bu yanın ele aldığı sich eine weitl3ufıge Betrnchtung an­
stellen, es mag hier genügen, nur da­
nesne ve erek olmasına karşın, bu yan, ister
ran zu erinnern, daB auch diese Seite,
bilgi, bilme, görüş biçiminde isterse kılgısal wcnngleich das Endliche ihr Gegen­
ve ahlaksal bir yolda olsun, onunla doğru stand und Zweck ist, nur wahrhafle
Bcsch3.ftigung, sei es Erkennen, \ı\'is­
bir tarzda ilgilenebilir, yeter ki sonlu kendi sen, Daffırhalten oder ein praktisches
için alınmasın, ama sonsuz il.e, ondaki sonsuz und rnoralisches Verhalten, sein kann,
14. DERS 1 13
insorem solches Endliche nicht für il,e batıntısı içinde bilinsin, tanınsın, ele alın­
sich, sondern in sei.ner Beı.iehung auf
da.s Unendlic/ıe, das Unendliche in sın, ve yeter ki bu belirlenim içinde nesne ve
ilım, gewuBı. erkannı, beratigt, iıbeı' erek olsun. - Bireylerde ve giderek dinlerin
haupt in dicscr Bestimmung Gegcn­
stand und Zweck ist. - Bekannt
kendilerinde bile dinsel öğeye hangi yerin
genug isı die Sıellung, dic dem Re­ verildiği yeterince iyi bilinir. Bu öğe tapınma,
ligiösen in lndividuen und selbst in
yüreğin ve tinin pişmanlığı ve adaklar sunma
Religionen gegeben wird, daB das­
sclbe, Andachı, Herzcns- und Geis­ olarak kendi başına duran ayrı bir iş olarak
ıeszerknirschung und Opfergaben, görülür ve gerekleri yerine getirilir. Onun
für sich als ein abgeschiedenes Ge­
schiifı abgemachı wird und dane/Jen
yanısıra dünyasal yaşam, sonluluk alanı ken­
das wclılichc Leben, der Kreis der dini kendi işlerine verir ve sonsuzun, ilksiz­
Endlichkciı, sich selber hingegcben
sonsuzun ve gerçek olanın etkisi olmaksızın
und freigelassen bleibt, ohne Ein­
jlujJdes Unendlichen, Ewigen, Wah­ özgürce kendi başına kalır. Orada sonlunun
ren auf denselben, - d. h. ohne alanında sonsuza geçiş, sonlunun sonsuzun
daB in dem Kreise dcs Endlichen
zum Unendlichen übergegangen,
dolaylılığı yoluyla gerçekliğe ve törelliğe, ve
das Endlichc durch das Unendli­ benzer olarak sonsuzun sonlunun dolaylılığı
che zur Wahrheiı und Sittlichkeiı
yoluyla şimdiye ve edimsel dünyaya getiril­
\•ermiuelt und ebenso ohne dafi
das Uncndliche durch Vcrıniulung mesi söz konusu değildir.
des Endlichen zu Gegenwart und Burada bilenin, insanın saltığı kavrayabil­
Wirklichkeit gebracht wiirdc.
Auf die schlechte Konsequenz,
mek için saluk olması gerektiği biçimindeki
daB das Erkennendc, der Mensclı, kötü vargının irdelemesine girmemiz gerek­
absoltıt sein müfüe, um das Abso-­
mez, çünkü inanç ya da dolaysız bilme için
lute zu fassen, brauchen wir hier
schon danım nicht einzugehen, de aynı şey geçerlidir ve o da Tanrının saluk
weil sie ebcnsosehr den Glauben, tininin ya da hiç olmazsa sonsuzun bir kendi­
das unmittelbare Wisscn trife, als
welches auch ein Fassen-in-sich,
içinde-kavranışıdır, üstelik [belirtik] bir kav­
wenn nicht des absoluten GeisLes ranışı olmasa da. Eğer bu bilme nesnesinin
Goues, doch wenigstens des Un­ somutluğunun önünde böylesine korkuya
endlichen sein soll. Wenn dies Wis­
sen sich so sehr var dem Konkreten kapılıyorsa, o zaman bu nesne herşeye kar­
seines Gegenstandes scheut, so muB şın onun için birşey olmalıdır. Gerçekten de
er ihm doch entJas sein; eben das
Nichıkonkrete, das wenige oder gar
somut-olmayan kendisinde ya çok az belirle­
keine Bestimmungen an ihm hat, ist nim taşır ya da hiç taşımaz ve böylece soyut
das Absırakıe, das Negative, das We­ olan, olumsuz olan, en az olan, ve belki de
nigste, enva das Unendliche.
Aber es ist gerade diese schlech­ sonsuz olandır.
te Abstraktion des Unendlichen, Ama tam olarak sonsuzun bu kötü soyut­
durch .welche die Vorsıcllung das
Fassen desselben zurückstôfü, aus
luğu tasarımsal düşünmeyi onu kavramayı
dem einfachen Grunde, weil da­ geri itmeye götüren şeydir, şu yalın nedenle,
gegen das Diesseitige, der Mensch, çünkü sonsuz olan karşısında bu dünyadaki
der menschliche Geist, die mensch­
liche Vemunft ebenso als die Abs­ varlık, insan, insan tini, insan usu benzer
traktion des Endlichen fıxiert wird. olarak sonlunun soyutlaması olarak saptanır.
Die Vorsıellung vertr5gt sich noch
eher damit, da6 der menschliche
Tasarımsal düşünme insan tininin, düşünme­
Geist, Denken, Vernunft das Abscr nin, usun saluk-zorunluyu kavramasına daha
hn-Nonvendige fasse, denn dieses kolay izin verir, çünkü saluk-zorunlu böylece
ist so unmittelbar als das Ncgadve
gegen sein Anderes, das ZufOl­
dolaysızca karşıtının, bir zorunluğu, dışsal
lige, auf dessen Seite auch einc zorunluğu kendi yanında bulan olumsalın
1 14 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

olumsuzu olarak anlanlır ve bildirilir. Öyleyse Noıwendigkeit, die iiuOerliche,


steht, ausgedrückt und ausgespro­
herşeye karşın var olan, e.d. pozitif, olumlu chen. Was isı mın klarer, als daO
birşey olan insanın kendi olumsuzunu kavra­ der Mensch, der doch isl, d. h. ein
Positives, Affinnatives ist. sein Nega­
yamamasından daha açık ne olabilir? Ve evrik tives nicht fassen k.:-ınn? Noch mehr,
olarak, insanın varlığı, onda olumlu olan şey da umgekehrt sein Sein, seine Affir­
sonluluk - öyleyse olumsuzlama - olduğu maıion, die Endlichkeiı - also die
Negaıion - ist, daO sie die Unend·
için, sonsuzluğu kavrayamaması daha da açık lichkeit, die dagegen gleichfalls die
değil midir? Çünkü sonsuzluk, sonluluğa Negation, aber nun umgekehrı ge­
gen jene Besıimmung das Sein, die
karşıt olarak, eşit ölçüde olumsuzlama iken, Aflinnalion ist, nicht fassen kann?
şimdi ise evrik olarak o sonluluk belirlenimine Was ist aber ebenso klarer, als daJl
karşıt olarak varlık, olumluluk değil midir? O dem Menschen von den beiden
Seiten die Endlichkeit zukommt?
zaman sonluluğun insana iki yandan da ait Van dem Raume fallı er etliche
olmasından daha açık ne olabilir? Uzayın bir Fu8, auBerhalb dieses Volumens
ist die Unendlichkeil des Raumes;
kaç adımı kavranabilir, ama bu hacının öte­
von der unendlichcn Zcit ist ihm
sinde uzayın sonsuzluğu yatar; sonsuz zama­ eine Spanne. die ebcnso zum Au­
nın bir süresi insana verilidir ki, npkı doldur­ genblick gegen jene zusammen­
schrumpft wie sein Volumcn zum
duğu hacının bir noktaya küçülmesi gibi, bu Punkte. Aber abgcsehen von dieser
da bir kıpıya küçülür; Ama o dışsal [uzay ve seiner 3.uBerlichcn Endlichkeit ge­
gen jene unendlichcn in AuBer­
zaman] sonsuzluklarına karşı bu dışsal sonlu­
lichkciten. so ist er ansclıauend.
luğundan ayrı olarak, insan sezgi, tasanmlama, vorstellend, wissend, erhennend -
bilme, anlama yetileri olan bir anlıktır. İnsan lntelligenz; ihr Gcgensr.and ist die
Welı, dies Aggregat von unendli·
anlığının nesnesi sonlu tekilliklerin toplağı ola­ chen Einzelheiten. Wie gering ist
rak evrendir. Tekil insan tarafından - gene/,de die Anzahl derselben, die von
den einzelnen Menschen gewuOı
insan değil ama tekil birey tarafından - bili­
werden - nicht der Mensch weiB,
nen şeylerin sayısı varolan şeylerin sonsuz çok­ sondern der Einzclne -. gegen
luğu karşısında nasıl küçüktür? İnsan bilgisinin die unendliche Menge, welche ist.
Um sich die Geringfügigkeit des
küçüklüğünü doğru olarak göz önüne getire­ menschlichen Wissens recht vor
bilmek için yalnızca yadsınamayacak olan ve Augen zu bringen, brauchı man
sich nur an das, was man nicht
tannsal herşeyi-bilirlik olarak anlamaya alıştı­
leugnen wird. daB es unter göuli­
ğımız birşeyi anımsamamız gerekir. Bu, eğer cher Allwissenheit verstanden zu
en derin nükte yapıtlarından birini bir kez werden pflege, enva in der Vorstel­
lung zu erinnem. die in den Lebens­
daha anımsarsak, L'deki organist tarafından liiıifen nach aufsteigender Linie, • um
Soy Çizgileri İle Yaşam Öyküleri 'nde* (Bölüm dieses Werk dcs ıiefsten Humors

il, Ek B) bildirilen bir cenaze vaazında şöyle wieder einmal ins Ged3.chtnis zu­
rückzunıfen (ll. Teil, Beilage 8),
sunulur: "Akrabalardan Briese dün bana sev­ der Organist in L. i n einer Lei­
gili Tanrının büyüklüğünden söz etti ve bir­ chenabdankung davon gibı: "Der
Gevatter Briese sprach mir gestem
den aklımdan sevgili Tanrının her serçeye, von der GröBe des lieben Gottes.
her saka kuşuna, her çalıkuşuna, her böceğe, und ich haıte den Einfall, daO der
liebe Goııjeden Sperling, jeden
her sivrisineğe adını verebileceği düşüncesi
Sıieglitz, jeden Hanning, jede
Milbe, jede Mlıcke mit Namen zu
*Theodor Gottlieb von Hippel, Lebensliiufe nach aufs­
teigender Linie nebst Beylagen A, B, C, 4 ciltte üç bölüm * Theodor Gottlieb voıı Hippe� Le­

(Berlin, 1 778-8 1 ) , 2. 637-60, Ek B, 'Abdankung des bmsliiufe nac/ı aufsteigrmder Linie, )


Organisten in L.', özellikle 647. Bde., 1778/81
1 4. DERS 1 15
nennen wiiBte. so wie ihr die Leute geçti, npkı sizin köydeki insanlara Schmied'in
im Dorfe: Schnıi.eds Gregn; Briesen.s
Peter, Heif™d.s Hans - denkt nur, Greger' i , Briesen 'ın Peter'ı, Heifried 'in
wenn der liebe Gott sojede Mücke Hans'ı diyebilmeniz gibi. Yalnızca sevgili
ruft. die sich einander so 3hnlich
Tanrının nasıl sivrisineklerden her birine ses­
sehen, dall man schwörcn sollte,
sie wiren alle Schwestern und Brfı­ lenebildiğini bir düşünün ! Ve nasıl tümünün
der; denkt nur!" - Aber gegen die de birbirine kız kardeşler ve erkek kardeşler
praktische Endlichkeit stellt sich
das theoretische noch groB und
olduklanna yemin edebileceğiniz kadar ben­
weit dar; aber diese Zwecke, Pl3ne zediklerini bir düşünün!" - Ama kılgısal son­
oder Wiınsche usf., was im Kopfe
luluk ile karşıla.ştınldığında, kuramsal sonlu­
keine Schranken hat, wie bringen
sie, an die Wirklichkeit, der sie luk kendini büyük ve geniş olarak sunar. Gene
besLimmt sind, herangebraclu, die de insan kafasında hiçbir sınırlan olmayan o
menschliche Beschranktheiı voll­
ends vor Augen! Jene Weite der
amaçlar, planlar ya da dilekler vb. uğruna
praktischen Vorstellung, das Stre­ belirlendikleri edimselliğe ç.evrildikleri zaman
ben, das Sehnen, eben daB es nur
insan sınırlanmışlığının ne olduğunu tam ola­
Streben, Sehnen ist, zeigl an ihm
selbst seine Enge. - Diese End­ rak anlarız! Kılgısal tasarımın o genişliği, o
lichkeit ist es, welche dem Unter­ çabalar, özlemler tam olarak yalnızca çabalar,
fangen, das Unendliche zu fassen,
zu begreifen, vorgehahen wird;
özlemler olmalarında darlıklarını ortaya serer­
der kritische Versıand, der diesen ler. - Bu sonluluk sonsuzu ayrımsama, kav­
schlagend sein sollenden Grund
rama Girişiminin karşı karşıya kaldığı şeydir.
fesıhalı, isı über die Versıandesbil­
dungjencs Organisten in L. in der Bu inandırıcı olması gereken ilkeye sarılan
Tat nicht hinaus, er steht vielmehr eleştirel anlak gerçekte L.'deki o organistin
gegen denselben zuriıck, denn die­
ser gebrauchıe solche Vorstellung
eğitim düzeyinin ötesine geçmiş değil, aslında
unbefangen nur, um die GröBe der onun bile gerisindedir, çünkü organist o tasa­
Liebe Goues einer Bauerngemein­
rımı safça yalnızca sevgili Tanrının büyüklü­
de vorstellig zu machen. Aberjener
kritische Vers�"Uld gebraucht solche ğünü bir köy topluluğuna anlatabilmek için
Endlichkeit gegrm Goııes Li•be und getirmiştir. Ama o eleştirel anlak böyle sonlu­
deren GröBe, namlich gegen Gottes
Gegenwart im Menschengeiste; die­
luğu Tanrının seugisine ve büyüklüğüne karşı,
ser Versıand behalı die Mücke der eş deyişle Tanrının insan tininde bulunuşuna
Endlichkeiı fesı im Kopfe, den be­
karşı kullanır_ Bu anlak sonluluğun sinekle­
trachteten Satz "das Endliche i.rl ",
\'on welchem unmiuelbar erhellt,
rine ve daha önce irdelenen "Sonlu vardır"
da8 er falsch ist, denn das Endliche önermesine sıkı sıkıya sarılır. Ama bu öner­
ist dies, was zu seiner Bestimmung
und Natur hat, zu vergehen, nicht
menin yanlış olduğu dolaysızca açıknr, çünkü
zu sein, so daB dasselbe gar nichl sonlunun belirlenimi ve doğası yitip gitmek,
gedacht, vorgesıellı werden kann var olmamaktır, öyle ki sonlu tam olarak geçip
ohne die Bestimmung des Nichts­
eins, welche im Vergchen liegt. Wer
gitmede yatan yokluk belirlenimi olmaksızın
ist sa weit, zu sagen: das Endliche düşünülemez, tasarımlanamaz. Kim 'Sonlu
Wenn zwischen das Endli­
vergelıt.
che und sein Vergehen dasjetzı ein­
yiter' diyebilecek denli geniştir? Eğer sonlu­
geschoben und dem Sein dadurch nun ve yitip gidişinin arasına Şimdi yerleştiri­
ein Halt gegeben werden soll: "das
lirse, ve eğer varlığa bu yolla bir sağlamlık veri­
Endliche vergeht, aber jetzt ist es ",
sa isl dies]etr.ı selbst cin salches, das lerek 'Sonlu yiter, ama Şimdi vardır' denirse, o
nichl nur vergehl, sondern selbst zaman bu Şimdinin kendisi öyle birşeydir ki,
vergangen ist, indem es ise: jeız.ı, in­
dem ich dies BewuBtsein desjco.l
yalnızca yitmekle kalmaz, aslında daha şim­
habe, es spreche, ist es nicht mehr, diden yitmiştir, çünkü Şimdidir. Şimdinin bu
1 16 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bilincini taşırken ve ondan söz ederken bun­ sondern ein Anderes. - Es dauerı
cbenso, aber nicht als diesesjetzl,
dan böyle o yoktur, ama bir başkası vardır. - undjelZt hat nur den Sinn, dieses, in
Eşit ölçüde sürer, ama bu Şimdi olarak değil; diesem Augenblick - ohne Llnge.
nur ein Punkt zu sein; - es dauerl
ve Şimdi yalnızca bu Şimdi olma, bu kıpıda eben als NegaLion dieses.Jetzı, Ne­
olma, uzunluk olmaksızın yalnızca bir nokta gation des Endlichen, somit als un­
olma anlamını taşır. Tam olarak bu Şimdinin endliches, als allgemeines. Schon
das Allgemeine ist unendlich; der
olumsuzlaması olarak, sonlunun olumsuzla­ Respekı vor dem Unendlichen,
ması olarak, böylelikle sonsuz olarak, evrensel der den Vcrsıand abhalı, dasselbe
schon in jedem Allgemeinen vor
olarak sürer. Evrensel daha şimdiden sonsuz­ sich zu habcn, ist alberner Respckı
dur. Anlağın sonsuza karşı gösterdiği ve son­ zu nemlen. Das Unendliche ist
suzu her evrenselde bulmasının önüne geçen hoch und hchr; aber seine Hoheit
und Hehrhcit in jene unz:ihlige
saygıya aptalca saygı denmelidir. Sonsuz yüksek Menge von Mlıcken und die Un­
ve saygındır; ama onun yüksekliğini ve saygın­ endlichkeit des Erkennens in das
Kennenjener unz3.hligen Mücken,
lığını sineklerin o sayısız çokluğunda, ve bilgi­ d. i. der Einzelnen derselben, zu
nin sonsuzluğunu o sayısız sineğin, sayısız tekil setzen, ist nichL die Unvermögen­
sineğin tanınmasında bulmak inancın, tinin, heiL des Glaubens, des Geistes, der
Vernunft, sondcrn des Ver.;tandcs,
usun yeteneksizliğinin değil, ama anlağın son­ das Endliche als ein Nichıiges,
luyu bir hiçlik olarak, varlığını tam olarak o das Scin dessclben als ein solchcs,
das schlechLhin cbensoschr nur
denli de yalnızca yokluğun değer ve anlamını den \\lert und die Bedcutung dcs
taşıyan birşey olarak kavrama yeteneksizliğinin Nich1Seins hat, zu fassen.
bir tanıtıdır Der Geisl ist unsterblich, er ist
ew:ig; er ist dies eben dadurch, daO
Tin ölümsüzdür, ilksiz-sonsuzdur; ölümsüz er unendlich ist, daB er nicht sol­
ve ilksiz-sonsuzdur çünkü bu bedenin beş ayak che Endlichkeiı des Raumes, dieser
fünfFuB Höhe, zwei FuB Breiıe und
yüksekliğinde, iki ayak genişliğinde ve kalın­ Dicke des Körpers, nichı das jeızı
lığında olması tarzında uzaysal bir sonluluk der Zeit, sein Erkennen nichL ein
değildir; zamanın Şimdisi değildir; bilgisinin Inhalt in ihm von diesen unz3hli­
gen Mücken und sein Wollen, sei­
içeriği o sayısız sinekten oluşmaz ve istenci­ ne Freiheit nicht die unendliche
nin, özgürlüğünün sonsuz sayıda direnç ile ve Menge von Widerst:inden noch
von Zwecken und T3.tigkeicen ist,
böyle direnç ve engellerin karşılaştığı amaçlar welche solche Widerst3nde und
ve etkinlikler ile bir ilgisi yoktur. Tinin son­ Hindcrnisse gegen sich erfahren.
suzluğu onun kendi-içinde-varlığı, soyut ola­ Die Unendlichkeit des Geistes isL
sein Insichsein, abstrakt sein rcincs
rak an kendi-içinde-varlığıdır, ve bu ise onun Insichsein. und dies ist sein Den­
düşünmesidir. Bu soyut düşünme edimsel, ken, und dieses abstrakte Denken
bulunan bir sonsuzluktur, ve somut kendi­ ist eine wirkliche, gegenw3rtige
Unendlichkeit, und sein konkre­
içinde-varlığı bu düşünmenin tin olma ger­ tes Insichsein ist, daB dies Denken
çeğidir. İki yanın bu saltık ayrılışından öyleyse GeisL ist. Von der absoluten Schei­
dung der beiden Sehen sind wir
onlann bağıntısına geri döneriz, ve bu bağın­ also auf deren · zusaınmenhang
tının öznel olarak mı yoksa nesnel olarak mı zurfıckgekommen, in Ansehung
dessen es keinen U n terschied
tasarımlandığı arasında hiçbir ayrım yoktur. machl, oh er im Subjektiven oder
İlgili olan biricik nokta doğru olarak kavranıp ObjckLiven vorgestellt wird. Es ist
kavranmadığıdır. Yalnızca öznel birşey olarak, allein darum zu Lun, oh er richtig
aufgefafit sei. lnsofern er vorgesıelll
yalnızca bizim için olan bir tanıtlama olarak wird als ein nıırsubjektiver, der nur
tasarımlandığı düzeye dek, hiç kuşkusuz ein Beweisen ffır uns sei, so wird
1 4. DERS 1 17
damit zugegeben, da6 er nichı ob­ nesnel olarak, kendinde ve kendi için doğru
jekciv, nichl an und für sich ıichtig
aufgefa6ı sei; aber das Unrichtige olarak kavranmadığı kabul edilecektir. Ama
ist nicht darein zu sctzen, daB über­ doğru-olmayan genel olarak böyle bir bağın­
haupı kein solcher Zusammenhang,
tının, e.d. tinin Tannya bir yükselişinin yer
d. h. keine Erhebung des Geisıes zu
Goıı sıaııfinde. almadığı görüşüne yerleştirilmeyecektir.
\Vorauf es also ank.3.me, \v3.re, die Öyleyse önemli olan nokta bu bağınunın
Natur dieses Zusammenhangs in
seiner Bestimmtheit zu betrachten. doğasını belirliliği içinde irdelemek olacak­
Diese Betrachmng ist der tiefste tır. Bu irdeleme en derin, en yüksek ve bu
Gegensumd, der erhabenste, darurn
auch der schwerste; sie kommı nicht
nedenle en güç konudur; sonlu kategori­
mit endlichen Kategorien aus, d. h. ler yoluyla yerine getirilemez, e.d. sıradan
die Denkweise, die wir im gcmeinen yaşamda, olumsal şeyler ile ilgili işlerimizde,
Leben, im Verkehr mit zufii lligen
Dingen, aber ebenso, dic wir in den ama o denli de bilimlerde kullanmaya alış­
Wissenschaften gewohnt sind, reicht tığımız düşünme yolları onun için yeterli
nicht aus. Die letztercn haben ihre
Gn.ındlage, ihre Logik in Zusammen­
değildir. Bilimler temellerini, manuklannı
hiingen des Endlichen, Ursache, Wir­ neden, ve etki gibi sonluluk bağıntılannda
kung; ihre Gesetze, Gauungen, die bulurlar; yasaları, cinsleri, çıkarsama yollan
Weisen des SchlieBens sind lauter
Verh3ltnisse des Bedingten, die in yalnızca koşullu şeylerin ilişkileridir ki, bu
diescr Hôhe ihre Bedeutung vcrlie­ yüksekliklerde anlamlarını yitirirler. Hiç
ren, zwar gebraucht werden mfıssen,
aber so, da6 sie immer zuıiickgenom·
kuşkusuz kullanılmalıdırlar, ama öyle bir
men und berichtigt werden. Der Ge­ yolda ki her zaman geri alınmaları ve düzel­
genstand, die Gemeinschaft Goues tilmeleri gerekir. Nesnemiz, Tanrının ve
und dcs Menschen miteinander, ist
eine Gemeinschaft des Geistes mit insanın birbiri ile topluluğu tinin tin ile bir
dem Geiste, - er schlieBı die wich­ topluluğudur, - ve kendi içinde en önemli
tigsten Fragen in sich. Es isı eine
sorulan kapsar. Bir topluluknır: ama böylece
Gemeinschafı: schon darin liegt die
Schwierigkeit, ebensosehr den Un­ daha şimdiden aynını sürdürürken onu top­
ıerschied darin fesızuhalten, als ihn luluğun da saklanacağı bir yolda belirleme
so zu bestimmen, dail auch die Ge·
meinschaft erhalıen werde. DaB der güçlüğünü kapsar. İnsanın Tanrıyı bilmesi,
Mensch von Gou wei6, ist nach der özsel topluluk olgusu ile uyum içinde,
wesentlichen Gemeinschafı cin ge­
ortaklaşa bir bilmedir, - e .d . insan Tanrıyı
meinschaftliches Wissen, - d. i. der
Mensch weiO nur von Gou, insofem ancak Tanrının insanda kendi kendisini
Gott im Menschen von sich selbst bildiği düzeye dek bilir. Bu bilgi Tanrının
wei8; dies Wissen ist Selbstbe\\'ullt·
sein Gottes, aber ebenso cin Wissen öz-bilincidir. Ama eşit ölçüde Tannnın insan
desselben vom Menschen, und dies tarafından bilinmesidir, ve Tanrının insan
Wissen Goues vom Menschen ist
tarafından bu bilinmesi insanın Tann tara­
Wisscn des Menschen von Gou. Der
Geisı des Menschen, von Gou zu wi� fından bilinmesidir. İnsanın tini-Tanrıyı
sen, ist nur der Geist Gottes selbst. bilme-yalnızca Tannnın tininin kendisidir.
Hierher fallcn dann die Fragcn von
der Freiheit des Menschcn, von der
O zaman insanın özgürlüğü, insanın bireysel
Verkniıpfung scines individuellen bilgisinin ve bilincinin insanı Tanrı ile top­
Wissens und BewuBtseins mit dem
luluk içine getiren bilgi ile birliği, ve Tanrı­
\Vissen, in dem er in Gemeinschaft
mit Gou ist, von dem Wissen Goues nın insandaki bilgisi ile ilgili sorular buraya
in ihm. Diese Flılle dcs Vcrh3.ltnisses düşer. Ama insan tininin Tann ile ilişkisinin
des menschlichen Geistes zu Gou
aber ist nicht unser Gcgenstand; wir
bu doluluğu konumuz değildir. Bu ilişkiyi
haben dies Vcrh5.ltnis nur an seiner yalnızca en soyut yanında almamız gerekir,
ı ıs TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

- yani sonlunun sonsuz ile bağlantısı ola­ abstraktesten Seite aufzunehmen, -


namlich als den Zusammenhang des
rak. Bu bağlantının yoksulluğu ve içeriğin Endlichen mit dem Unendlichen. So
o varsıllığı arasındaki zıtlık ne denli büylik kontrastierend diese Diirftigkeit mit
jeneın Reichıum des Inhalts isı, so isı
olursa olsun, gene de mantıksal ilişki aynı doch zugleich das logische Verhlilınis
zamanda o içerik doluluğı:ınun devimi için auch der Grundfaden für die Bewe­

de temeldir. gungjener inhalısvollen Fülle.


FÜ NFZEHNTE VORLESUNG ON BEŞİNCİ DERS

Der Zusammenhang dieser Gedan­ Bu düşünce-belirlenimlerinin [sonlu ve son­


kenbestimmungen. der den gan­
zen Inhalı des in Rede stehenden suzun] arasında yer alarak söz konusu tanı­
Beweises ausmachc, dall derselbe un bütün içeriğini oluşturan bağıntı buraya
dem nicht en1SprichL. was in dem
Bcweise geleistet werden soll. da­
dek söylenenlerde şimdiden araşurmamızın
von ist nachher noch wesenıJich zu konusu oldu. Bu bağıntının tanıtta sağlan­
sprechen -, ist im Bisherigen schon ması gereken şeye karşılık düşmemesi bundan
Gegenscand unserer Untersuchung
gewesen; aber die eigentlich spehu­
sonra özsel olarak ele alınması gereken nokta­
lative Seile des Zusammenhangs dır. Ama bağınunın asıl kurgulyanı henüz irde­
ist noch zurück, und hier ist, ohne
lemeyi beklemektedir ve burada bu manuksal
diese logische Untersuchung hier
auszuführen, anzugeben, welche yoklamaya aynnulı olarak girmeksizin bağın­
Bestimmung desselben sie betri(fl. unın hangi belirlenimlerinin asıl kurgul yanı
Das Moment, auf das hauptsiich­
lich in diesem Zusammenhange
ilgilendirdiğini belirteceğiz. Bu bağıntıda
aufmerksam gemacht worden, ist, dikkat edilmesi gereken başlıca kıpı onun bir
da.6 er ein Übergang, d. h. da.6 das,
geçiş olması, e_d_ başlangıç noktasının burada
wovon ausgegangen worden ist,
darin die Bestimmung eines Negati­ olumsuz birşeyin belirlenimini taşıması, olwn­
uen hat, als ein zutilliges Sein, nur sal bir varlık olarak, yalnızca bir görüngü
als Erscheinung ist, welches seine
Wahrlıeit an dem Absolut-Notwen­
olarak varolmasıdır ki, gerçekliğini saluk ola­
digen, dem wahrhaft Affirmativen rak zorunlu olanda, onun gerçekten olumlu
desselben habe. Was nun dabei yanında bulur. İlk olarak birinci belirlenim,
fU.rs erste die erstere Bestimmung,
das negative Moment, betrifft, so olumsuz kıpı söz konusu olduğunda, kurgu!
gehön zur spekulativen Auffassung kavrayışa ait olan şey yalnızca bu kıpının salt
nur dies, daO dasselbe nicht als
das bloBe Nichts genommen wird.
yokluk olarak alınmayacak olmasıdır- Böyle
Es ist nicht so abstrakt \'orhanden, soyut olarak bulunmaz, ama yalnızca evrenin
sondem ist nur ein Moment in der olumsallığındaki bir kıpıdır. Böylece olumsuzu
Zujiilliglıeit der Welt. das Negative so
nicht als das absırakte Nichıs zu neh­ soyut yokluk olarak almamada hiçbir güçlü­
men, soll daher keine Schwierigkeit ğün olmaması gerekir. Tasanm olumsallık,
haben. in dem, was die Vontellu11g
als die Zuf.illigkeiı, Beschr.inkıheiı,
sınırlanmışlık, sonluluk, görüngü olarak
Endlichkeit, Erscheinung vor sich önünde bulduğu şeyde bir belirli-varlık, bir
hat, hat sie ein Dasein, eine Exis· varoluş bulur, ama bunda özsel olarak olum­
tenz, aber wesentlich die Negation
darin; die Vorstellung ist konkreter suzlama vardır_ Tasanın soyutlamacı anlaktan
und wahrer als der abstrahiercndc daha somut ve daha gerçektir, çünkü anlak
Verstand, der, wenn er von cinem
Neg;uil'cn hört, zu leicht das Nichıs
olumsuz birşeyden söz edildiğini duyduğu
daraus macht, das bloBe Nichıs, das zaman onu kolayca yokluğa, salt yokluğa,
119
120 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yokluk olarak yokluğa çevirir, ve varoluşun Nichıs als solches. und jene Ver­
bindung aufgibl, in der es mit der
olumsal olarak, göıiingiisel olarak belirlendiği Existenz gesetzt ist, insofem diese
düzeye dek, yokluğu varoluş ile birlikte koyan als zuffi.llige, erscheinende usf. be­
sıimmL wird. Die denkende Analyse
her bağlanudan vazgeçer. Düşünsel analiz bu zeigt in solchem lnhalt die beiden
tür bir içerikte iki kıpı gösterir - biri olumlu Momente eines Affi rmativen, des
kıpı, bir varlık olarak belirli-varlık, varoluş Dascins, der Existenz als eincs Seins
aber auch dcsselben, das in sich dic
kıpısı, ve öteki ise kendi içinde erek, son, sınır Bestimınung des C."ndes, des Fa/lens,
vb. belirlenimini olumsuzlama olarak taşıyan der Sclıranke usr. als der Negation
hat; das Denken mufl sie, um das
kıpı. Düşünme, eğer olumsalı kavrayacaksa, Zuflillige zu fassen, nicht auseinan­
bunları birbiri dışına bir kendi için yokluğa ve derfallen lassen, in cin NichlS fiir
bir kendi için varlığa düşmeye bırakmamalıdır, siclı und in ein Sein Jür siclı, denn
so sind sie nicht im Zuralligen, son­
çünkü bunlar olumsalda böyle bulunmaz; ter­ dcrn es faBl belde in sich; sie sind
sine, olumsal ikisini de kendi içinde kapsar. also niclu -jedes für sich in der
Verbindung miteinander - das
Öyleyse birbirleri ile bağıntılarında her biri Zuffi.llige selbst,• wie es isl, als diese
kendi başına değildir; ve olumsalın kendisi,* Verbindung bcider zu nchmcn.
olduğu gibi, ikisinin bu bağıntısı olarak alın­ Dics ist denn die spekulative Be�
stimmung: sie bleibt dem lnhalte
malıdır. O zaman kurgu! belirlenim budur. der Vorstcllung getreu, wogcgen
Bu belirlenim tasarımın içeriğine bağlı kalır­ dem abstrakten Denken, welches
die beiden Momente, jedes für
ken, aynı içerik iki kıpıdan her birine kendi sich. festhiilı, dicscr lnhalt entflo­
başına sanlan soyut düşünmeden kaçar, çünkü hen ist; er hat das, was Gegcnstand
bu düşünme anlağın nesnesi olarak olumsalı des Verstandes isı, das Zufiilligc
aurgelöst.
çözündürmüştür. Das Zur3.llige ist nun. so be­
Böyle belirlenen olumsal şimdi kendi içinde stimmt, der \r\'iderspruch in sich;
das sich Auflöscnde gleichfalls
çelişkidir. Kendini çözündüren böylelikle somit eben ein solches, wie es un­
kendini tam olarak anlağın elinde olacağı ter den Handen des Vcrstandes
şey yapar. Ama bu çözündürme iki türlüdür. geworden ist. Aber die Aunösung
ist zwcierlei; durch die, welche
Anlağın çözündürmesi yoluyla nesne, somut der Verstand vorgenommcn hat,
bağıntı yalnızca yiter; öteki çözündürmede isı der Gegensıand, die konkrete
Verbindung, nur verschwunden,
nesne henüz saklanmayı sürdürür. Gene de in der anderen Auflösung ist der­
bu sakınımın ona pek bir yaran yoktur; ya da selbe noch erhallen. Diese Erhal­
hiç yoktur, çünkü onda çelişki olarak belirlenir ıung jedoch hilfl ihm nichı viel
oder nichts, denn er ist in dersel­
ve çelişki ise kendini çözündürür; kendi ile ben als der Widımpnıch besıimmt,
çelişen hiçbirşeydir. Bu ne denli doğru olsa da, und der Widerspruch lösı sich auf;
was sich widerspricht, ist nichls. So
aynı zamanda doğru değildir. Çelişki ve yok­ richtig dies ist, so unrichtig ist es
luk herşeye karşın hiç olmazsa birbirinden ayn zugleich. Widerspnıch und Nichts
şeylerdir. Çelişki somuttur, henüz bir içeriği sind doch wenigstens voneinander
unterschicden. Der Widcrspruch
vardır, henüz birbiri ile çelişmekte olan şeyleri ist konkret, er hat noch einen in­
kapsar, onlara anlaum verir ve nelerin çelişkisi halt, er enth:ii l t noch solche, die

olduğunu söyler. Ö te yandan, yokluk ise daha


sich widersprcchen, er spricht sie
noch, er sagt es aus, von was er
öte konuşmaz, içeriksizdir, eksiksiz boşluk­ der Widerspruch ist; das Nidıls
tur. Birinin bu somut belirlenimi ve ötekinin hingegen spricht nicht mehr, ist
inhalcslos, das vollkommcn Lecrc.

*Lasson'a göre eklendi. •crganzı nach l.as..'ion


15. DERS 121
Diese konkrete Bestimmung des bütünüyle soyut belirlenimi çok önemli bir
eincn und die ganz abstrakte des
anderen ist ein sehr wichtiger Un­
ayrımdır. Dahası, yokluk hiçbir biçimde bir
terschied. Ferner ist auch Nichts çelişki değildir. Yokluk kendi ile çelişmez;
gar nichı der Widerspruch . Nichıs
widerspricht sich nicht, es ist iden­
kendi ile özdeştir. Böylece 'Birşey kendi ile
tisch mit sich; es erfüllt daher den çelişmemelidir' önermesini bütünüyle yerine
logischen Satz, dall etwas sich nichı
getirir; ya da eğer bu önerme 'Yokluğun kendi
widersprechcn solle, vollkommcn,
oder wenn dieser Satz so ausgespro­ ile çelişmesi gerekir' biçiminde anlatılırsa, o
chen ,...ırd: nichts sollsich widerspre­ zaman bu hiçbir sonucu olmayan bir 'gerek'tir,
chen, so ist dies nur cin Sol/en, das
keinen Erfolg hat, denn Nichıs
çünkü yokluk yapması gerekeni yapmaz,
tut das niclll, was es soll, es wider­ kendi ile çelişmez. Ama eğer bir sav olarak
sprichı sich niimlich nicht. \Venn
bildirilir ve 'Var olan yokluk kendi ile çelişir'
aber thetisch gesagt wird: nichts,
was ist, widerspricht sich, so hat es
denirse, o zaman bu dolaysızca doğrudur,
damit unmittelbar seine Richtigkeit, çünkü bu önermenin öznesi bir yokluktur ki
denn das Subjckt diescs Satzes ist
ein Nichts, was aber ist; aber Nichıs
gene de vardır. Oysa yokluğun kendisi böyle
selbst als solches ist nur einfach, yokluk olarak yalnızca yalındır, kendine eşit
die eine Bestimmung, die sich selbst olan tekbir belirlenimdir ve kendi ile çelişmez.
gleich isı, sich nichı widerspıichı.
So nur treibt die Auflösung des
Böylece çelişkinin anlak tarafından yapıl­
\Viderspruches in Nicl11s, wic sie dığı gibi yokluğa çözündürülmesi boşlukta
der Verstand macht, sich im Lecren
oder na.her im Widerspnıchc selbst
ya da daha tam olarak çelişkinin kendisinde
hernm, der durch solchc AuOösung dolanıp durur. Ama çelişki böyle çözülme
sich in der Tat als noch bestehend, yoluyla gerçekte henüz sürdüğünü, çözül­
als ıınaııfgelöst kundgibı. Dall der
Widerspruch so noch unaufgelöst
memiş olduğunu bildirir. Çelişkinin henüz
ist, ist eben dies, daB der Inhalt, çözülmemiş olmasının anlamı tam olarak
das Zufallige, nur erst in seiner
içeriğin, olumsalın ilkin yalnızca kendi-içinde­
Negation-in-sich gesetzt ist, noch
nicht i n der Affınnation, welche in olumsuzaması içinde koyulmuş olması, soyut
dicser Auflösung, da sie nicht das yokluk olmadığı için bu çözülmede kapsan­
abstrakıe Nichts ist, enthalten sein
mull. Das Zul1illige selbsı isı freilich
ması gereken olumlama içinde koyulmamış
zun:ichst, wie es sich der Vorstel­ olmasıdır. Olumsalın kendisi hiç kuşkusuz
lung pr.isenıiert, ein Affirmat..ives;
ilkin kendini tasarımda sunduğu gibi olumlu
es ist ein Dasein, Existenz, es ist die
�Velt, - Aflirmation, Realitiit, oder birşeydir; bir belirli-varlık, bir varoluş, evrendir
wie man es nennen will, genug - olumlama, realite, ya da ne dersek diyelim,
und drüber. Aber so ist es noch
nicht in seiner Auflösung gesetzt,
ve yeterince ve fazlasıyla budur. Ama böylece
nicht in der Auslegung seines ln­ henüz çözülmesi içinde, içeriğinin ve tözünün
halts und Gehahs, und dieser ist es
açılımı içinde koyulmuş değildir, ve gerçekli­
eben, der zu seiner Wahrheit, dem
Absohu-Nocwendigen, führen soll, ğine, Saltık-olarak-zorunlu olana götürmesi
und das Zufillige İSl es sogleich gereken şey tam olarak bu içeriktir. Söylendiği
selbsı, in dem die Endlichkeiı, Be­
schrftnktheic der \r\'elt so weit, wie
gibi, içinde evrenin sonluluğunun, sınırlan­
gcsagt worden, herauspr3.paıiert ist, mışlığının dolaysızca onun çözülüşünü, yani
um unmiıtelbar selbst seine Auflö­
belirtilen olumsuz yana göre çözülüşünü
sung. ncimlich nach der angegcbe­
nen negati\'en Seitc, zu bedcuLen. göstereceği bir düzeye dek hazırlandığı şey
- Die Auflösung mm weiter dieses olumsallığın kendisidir. - Dahası, çelişkide
im \Viderspruche auch als aufge­
löst ge.setzten Zuffilligen ist als das
daha şimdiden çözülmüş olarak koyulan bu
:\fftrmative angegeben, welchcs in olumsalın çözülüşü onda kapsanan olumlu
1 22 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

yan olarak görülür. Bu çözülme daha önce ihr enthalten sci. Diese Auflösung
ist bereits angegeben; sic ist aus der
belirtildi. İ nsan anlığının tasarımından tinin Vorstellung des Menschensinnes
olumsal olandan Saluk-olarak-zorunlu olana auf- und angenommen worden als
der Ü bergang des Geistes von dem
geçişi olarak alındı ve kabul edildi. Bu ikin­ Zullilligen zum Absolut-Noıwendi·
cisi, Saluk-olarak-zorunlu, öyleyse tam olarak gen. welches hiernach selbsı eben
bu olumlunun kendisi, o ilk ve salt olumsuz dies Affirmalive. die Aullösung
jener ersten, nur negaliven Auflö­
çözülmenin çözülmesi olacakur. Bu son, en iç sung wire. Das Spekulative noch
noktanın kurgu] yanını belirtmek benzer ola­ dieses letzıen, innersten Punktes
aııgeben. heiOı ebenfalls nichıs an­
rak yalnızca daha şimdiden önümüzde yatan deres, als nur die Gedanken vollstan­
şeyde, o ilk çözülmede kapsanan düşünceleri dig zusammennehmen, die in dem
eksiksiz olarak biraraya getirmekten başka schon vorliegen, bei dem wir stehen,
n3.mlich in jener ersten AuflOsung;
birşey demek değildir. Onu yalnızca kendini der Verstand, der sie nur als den \\'i­
yokluğa çözündüren bir çelişki olarak kavra­ derspruch auffallıe. der sich in niclıts
auflösc, nimmt nur die eine der da­
yan anlak onda kapsanan belirlenimlerden ıin enthaltenen Bestimınungen auf
yalnızca birini alır ve ötekini bir yana atar. uııd !allı die andere weg.
Gerçekte, açındırılmış şekli, e.d. kurgul Der Sache nach isl das konkre­
te Resultat in sciner cxplizierten
biçimi içindeki somut sonuç daha önce sap­ Gestalı. d. i. die spekulaıive Form
tandı ve saluk zorunluk için verilen belirle­ desselbeıı, bereiıs und langsı aufge­
stelll, n3.mlich in der Bestimmung,
nimde gösterildi. Ama orada bu zorunluğa welche von der absoluten Notwen­
ait olan ya da onu oluşturan kıpılar için digkeit gegeben worden ist. Aber es
dışsal derin-düşünme ve uslamlama kulla­ ist dabei rür die Momente, dic zu
derselben gehören odcr aus denen
nıldı. Burada yapılması gereken şey yalnızca sie resultierl, 3.uBerliche Reflcxion
olumsahn çözülüşü olan çelişki olarak gör­ und Rasonncment gebraucht wor­
den; es ist hier nur dics zu tun,jcne
düğümüz şeyin kendisindeki kıpılara dikkati Momente in dem selbst bemerklich
çekmektir. Saluk zorunlukta ilk olarak dolay­ zu machen, was wir als den Wider­
lılık kıpısını, ve dahası ilkin başkası yoluyla spruch. der die Auflösung des Zu­
falligen isı, gesehen haben. in der
dolaylılık kıpısını gördük. Olumsalın ana­ absoluten Not\vendigkeit sahen wi.r
lizinde doğrudan görülen şey bu kıpıların mlen.s das Moment der Vmnittl1ıng.
und zwar zunftchst durch Anderes.
- genelde varlık ya da dünyasal varoluş, ve in der Analyse des Zullilligen zeigt
olumsuzlanması, ki bu yolla bir görünüşün, dieselbe sogleich so. daB dessen
kendinde hiçliğin anlamına indirgenir - her Momente - Sein fıberhaupt oder
weltliclıe E:x:istenz. und die Negation
birinin kendi için yalıtılmış olarak değil, ama derselben, wodurch sie zur Bedeu­
tek bir belirlenime, yani olumsalın kendisine tung eines Scheines, eines an sich
ait olarak ve saluk olarak başkası ile bağınu Nichtigen herabgeseızı wird -je­
des nicht für sich isoliert, sondern
içinde bulunduğudur. Her bir kıpı anlamını als der einen Bestimmung, n3.m­
yalnızca bu bağıntıda bulur; onları birlikte lich dem Zullilligen zukommend.
schlechthin in der Beziehung auf
tutan bu bir belirlenim onları dolaylı kılan das Andere ist. Nur in dieser hat
şeydir. Onda hiç kuşkusuz biri öteki dolayı­ hierjedes seinen Sinn; diesc eine, sie
sıyla vardır, ama onun dışında her biri kendi zusammenhaltende Bestimmung isl
das sie Vennittelnde. in ihr nun woiıl
için olabilir ve aslında her birinin kendi için ist das eine veımhtels des anderen;
olması gerekir: Kendi için varlık ve kendi için aber auBerhalb ihrer kann jedcs tür
sich sein und solljedes sagar ffır sich
olumsuzlama. Ama eğer o varlığı burada önü­ sein, dns Sein für sich und die Negali­
müzde bulduğumuz somut şekil içinde, yani on ffır sich. Nehmen lVİr aber jenes
15. DERS 1 23
Sein in der konkreteren Gestalt, in dünyasal varolu,ş olarak alırsak, o zaman kendi
der w:ir es hier haben, namlich als
die ıuellliclıe Exislenz, so geben wir için, saluk, ilksiz-sonsuz olmadığını, ama ter­
cloch wohl zu, daO dieselbe nicht sine kendinde hiçlik olduğunu kabul etmiş
ffır sich, nicht absolut, nicht ewig,
sondern vielmehr an sich nichtig
oluruz ki, hiç kuşkusuz bir varlık taşısa da,
ist, ein Sein wohl hat, aber nicht ein kendi için varlıktan yoksundur - ve tam ola­
Fürsichseiendes, - denn eben die­ rak bu varlık olumsal olarak belirlenen şey­
ses Sein ist als Zuffilliges bestimmt.
Wenn nun so in der Zufiilligkcitjede dir. Eğer şimdi olumsallıkta iki belirlenimden
der beiden Bestimmungen nur in her biri yalnızca öteki ile bağınu içinde varsa,
der Beziehung auf die anderc ist, so
erscheint diese Venniulung dersel­
bu dolaylılıklannın kendisi olumsal, yalnızca
ben selbst zuffillig. nur vereinzelt, yalıulmış, yalnızca bu tikel yerde bulunuyor
nur an diesem Orte vorhanden. Was olarak görünür. Doyum verici olmayan şey
das Unbefriedigende isı, ist, daO die
Bestimmungen für siclı genommen belirlenimlerin kendileri için alınabilmeleri,
werden können, das heiOt so, wie sie eş deyişle kendilerinin böyle olarak bulunma­
selbst als solche seicn, sich nur auf
sich beziehen, alsa unmittelbar, so
lan, yalnızca kendileri ile bağınulı ve öyleyse
an ilınen selhst nicht venniıtelt sind. dolaysız olmalan ve kendilerinde dolaylı olma­
Die Vermiulung ist ihnen somit nur malarıdır_ Dolaylılık onlara yalnızca dışsal
etwas 3u8erlich Angetanes, also
selbst Zufiilliges; d. h. die eigene in­ olarak gelen birşey, öyleyse kendisi olumsal
nere Notwendigkeit der Zufiilligkeit birşeydir; e.d. olumsallığın kendisinin iç
ist nicht dargeran.
Diesc Rcflexion führt somil auf
zorunluğu gösterilmiş değildir.
die Notwendigkeit des Ausgangs­ Bu gözlem böylece kendinde başlangıç
punkts an ihm selbst, den wir als ge­ noktasının, verili olarak, tam anlamıyla baş­
geben, eben als Ausgangspunkt auf­
genommen haben, - sie fiıhrl auf langıç noktası olarak aldığımız b�langıç nok­
den Ü bergang nicht voın Zuffilligen tasının zorunluğuna götürür. Olumsaldan
zum Notwendigen, sondern der an
sich innerhalb des Zulli.lligen selbst
zorunluya geçişe değil, ama kendinde olum­
statthat, von einem jeden der Mo· salın kendisinin içerisinde yer alan geçişe,
mente aus, die dasselbe konslİmic­ onu oluşturan kıpılann her birinden karşınna
ren, zu seinem Anderen. Dies wiirde
zur Analyse der erslen abstrakten lo­ geçişe götürür. Bu geriye ilk soyut, mantıksal
gischen [Momente] zurückführen, [kıpılann] analizine götürecektir, ve burada
und es genügt hier, die Zufiilligkeit
als das Ü bergehen an ihm selbst,
olumsallığı kendinde geçiş olarak, tasarım
sein Sichselbstaufheben, wie es in düzleminde olduğu gibi kendi kendisini
der Vorstellung ist, anzunehmen. ortadan kaldırması olarak almak yeterlidir.
Damit ist zugleich das zweile Mo­
ment der absoluten Nonvendigkeil Olumsallığın gösterilen çözülüşünde aynı
in der aufgezeigten Auflösung der zamanda ikinci kıpı, saltık zorunluk kıpısı,
Zulli.lligkeit angegeben, namlich das
der Vermittlung mit sich selbst. Die
yani kendi ile dolaylılık kıpısı belirtilir. Olum­
Momente der Zufiilligkeit sind zu­ sallığın kıpılan ilk olarak birbirine karşı birer
nichst Andere gegeneinander, und başkadır ve böylece h er biri onda kendi
jedes ist so darin gesctzl als vermil·
tch mit einem Anderen seiner. Aber
başkası yoluyla dolaylı olarak koyulur. Ama
in der Einheit beider ist jedes ein ikisinin birliğinde her biri olumsuzlanmış
Negiertes; damit ist ihr Unıerschied
birşeydir; bununla ayrımları ortadan kaldı­
aufgehoben, und indcm noch von
dem Einen beider gesprochen wird, nlır, ve henüz ikisinden birinden söz etmeyi
so ist es nicht mehr bezogen auf cin sürdürsek de, bu bundan böyle kendisinden
von ihm Unter:schicdenes, hiennit
auf sich selbst, die Vennittlung also ayn birşey ile değil ama kendi ile bağıntılıdır
mil sich gesetzt. ve böylelikle kendi ile dolaylılık koyulmuştur.
1 24 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Buna göre kurgul irdeleme olumsalın ken­ Die spekulative Betrachtung


hat demnach dicsen Sinn, daB
dinde ilkin bu belirlenimin dışsal bir analizi sie das Zufiillige an ihm selbst i n
olarak görünen çözülüşü içinde bilinmesi seiner Auflösung erkennt, welchc
zunfichst als eine :iiuBerliche Ana­
anlamını taşır. Gene de yalnızca bu değil, lyse dieser Bestimmung erscheinı.
ama belirlenimin kendi içinde çözülüşüdür. Aber sie ist nichL nur dies, sondern

Olumsalın kendisi kendini çözündürmek, ist die Auflösung derselben an ihr


selbst; das Zullilligc selbsı ist dies,
kendinde geçiş olmaktır. Ama ikinci olarak sich aufzulöscn, an ihm das Übcrgc­
bu çözülme yokluk soyutlaması değildir; ter­ hen zu scin. Aber zweitens ist diesc
Aullösung nicht die Abstraktion des
sine, çözülmenin kendisindeki olumlamadır Nichts, sondem sie ist die AffinnaLi­
- saltık zorunluk dediğimiz olumlama. Geçiş on an ihr- diese Affinnation, wel­

böyle kavranır. Sonuç olumsala içkin olarak che wir die absolute Nonvendigkeit
nennen. So ist diescs Übergehen
gösterilir; e.d. olumsalın doğası kendini ger­ bcgriffcn. Das Rcsultat ist als imma·
çekliğine dönüştürmektir. Tinimizin Tanrıya ncnt im Zullilligen aurgezeigt, d. i.
dieses ist es selbst, in seine Wahrheit
yükselişi - geçici olarak Tanrı için saltık umzuschlagen, und die Erhebung
olarak zorunlu Varlık belirleniminden daha unseres Geistes zu Gou - insofem

öte hiçbir belirlenimimizin olmadığı düzeye w:ir vorl.3.ufig für Gou keine weiterc
Bestimmung haben als die des abse>
dek ya da şimdilik onunla yetindiğimiz için im notwendigen Seins oder indem
- bütün bir olgunun [ Sache] bu deviminin wir uns vorderhand mir derselben
begnügcn - ist das Durchlaufen
içinden geçtiği süreçtir. İçimizdeki itici güç, dieser Bewegung der Sache; es ist
bu devimi bizim kendi içimizde güdülendiren diese Sachc an und ffır sich selbst,

şey bu kendinde ve kendi için olgudur. welche in uns rreibt, diese Bewe­
gung in uns treibt.
Daha önce belirtildiği gibi, düşünce-belir­ Es ist schon bemerkt worden,
lenimlerini bu arı, kurgu! biçimlerinde ve daB rür das BewuBtsein, welches
die Gedankenbestimmungen nicht
böylece bu öz-çözülmeleri ve öz-devimleri in dieser ihrer reinen, spekulativen
içinde önüne almayan, ama onlan yalnızca Bestimmung und damit nicht i n

tasanmlayan bilinç için geçiş başlangıç nokta­ diescr ih r er Selbstauflösung und


Selbsrbewegung vor sich ha t, son­
mızın, olumsalın kendisinin daha şimdiden dern sich dieselben vorstellt, der
kendini çözündüren birşey olma, geçiş yapan Übergang dadurch sich erleichtert,
daB das, wovon ausgegangen wird,
birşey olma anlamını taşıması yoluyla kolay­ das Zullillige, schon selbst die Be­
laştırılır ve bu yolla onun için başladığı nokta deutung hat, das sich Auflösende,

ve ulaştığı nokta arasındaki bağlantı açıklık Übergehende zu sein; dadurch ist


ihm der Zusammenhang von dem,
kazanır. Bu başlangıç noktası öyleyse bilinç wovon ausgegangen wird, zu dem,
için en kazançlı ve amaca en uygun olan bir bei welchem angelangt wird, für
sich klar. Diescr Ausgangspu nkt
noktadır. Kendinde o geçişi, asıl sorun olan
isr damir für das BewuBtscin der
geçişi yapan şey düşünmenin içgüdüsüdür. vorreilhafteste, zweckmiBigste; es

Ama bu içgüdü aynı zamanda onu bilince isr der lnstinkt des Denkens, der
an sichjenen Übergang macht, der
öyle bir düşünme-belirlenimi içinde getirir die Sache ist, aber der ih n auch in
ki, bilincin salt tasarımlama yolu için kolayca sokher Denkbestimmung ins Be­
wuBtsein bringt, daB er für dessen
soyut olarak özdeş birşey biçiminde görünür.
bloBes Vorstellen leicht, namlich ab­
Aslında evren olumsal birşey olarak belirlen­ strakt-identisch erscheint: eben die

diğinde üstü örtülü olarak yokluğuna, ama \.Yelt, als das Zuflillige bcstimmt, ist
ausgesprochen als auf ihr Nichtsein
aynca onun başkasına onun gerçekliği olarak hinzeigend, auf das Andere ihrer a1s
değinilmiş olur. ihre Wahrheit.
1 5. DERS 125
So isı der Übergang versıand· Böylece geçiş onun başlangıç noktasında
lich gemachı dadurch, daB er in
dem Ausgangspunkt nichL nur an
yalnızca kendinde kapsanması yoluyla değil,
sich liegL. sondem da8 auch dieser ama aynca başlangıç noktasının geçişi doğru­
das Übergehen sogleich bedeııtet, d.
dan doğruya imkmesi, e.d. bu belirlenimin de
h. diese Bestimmung auch tpetzt,
also an ilmı ist; auf diese \.Veise ist koyulması ve öyleyse onda olması yoluyla anla­
ihr Dasein für das BewuBtsein gege­ şılır kılınır_ Bu yolda belirli-varlığ;ı bilinç için
ben, welches eben insofem sich vor­
stellend verh3.h, als es mit unmiuel­
verilidir, çünkü bilinç burada tasanmsal olarak
barem Dasein zu tun hat, das hier davranmakta, bir düşünce-belirlenimi olan
eine Denkbesümmung ist. Ebenso
şey ile dolaysız belirli-varlık olarak ilgilenmek­
verst3ndlich isı das Resultat, das
Absoluı-Noıwendigc; es enıhalı die
tedir. Sonuç, Saluk-olarak-zorunlu olan da eşit
Venniıılung, und für das Vcrsıiind­ ölçüde anlaşılırdır. Dolaylılık kapsar, ve genel
lichsıc gilı eben dieser Versıand des
olarak bağlanunın bu anlaşılması en anlaşılır
Zusammenhanges überhaupı, der
in endlicher Weise als der Zusam­ olan şey olarak geçerlidir. Bağlanu sonlu bir
menhang des Einen mit eincm An­ kipte birinin bir başkası ile bağlanusı olarak
deren genommen wird, aber auch,
insofern solcher Zusammcnhang
alınır; ama yetersiz bir erekte sonlanabilecek
in sein ungenlıgendes Ende ver­ olması ölçüsünde böyle bir bağlantı düzelti­
ffillı, hiergegen das Korrekıiv miı
cisini de kendi yanında getirir. Böyle bir bağ­
sich fühn. Solcher Zusammen­
hang ffıh n für sich, indem desscn lanu, yasasının her zaman gerecinde kendini
Gesetz immer in seincm Stoffe yinelemesi isteminde bulunmasından ötürü,
die Forderung \•ar sich hat, sich
zu wiedcrholen, immer zu eincm
her zaman kendiliğinden bir başkasına, e.d.
Anderen, d. i. einem Negati\'en; das bir olumsuza götürür. Bu ilerlemede yeniden
Affiımative, das in diesem Fongang görünen olumlu kıpı ise yalnızca kendiliğin­
wiederkehrt, ist nur ein solches, das
nur von sich fonschickt, und das
den ortaya çıkan birşeydir; ve böylece biri
cine sowohl als das andere ist so gibi öteki de dinginliksiz ve doyumsuz kalır.
ohne Rast und Befıiedigung. Aber
das Absoluı-Notwendige, indem es
Ama Saltık-olarak-zorunlu olan, bir yandan
einerseits jenen Zusammenhang o bağlantının kendisini birlikte ürettiği için,
selbst herbeibıingt, ist es dies, ihn eşit ölçüde o bağlantıyı bozabilecek, kendi­
ebenso abzubrechen, das Hinaus­
gehen in sich zurUckzubringen und
dışına-çıkmayı kendi içine geri getirebilecek
das Letzte zu gewiihren: das Abso­ ve son sonucu sağlayabilecek olan şeydir:
i.st, weı"l es- ist. So
hıt-Nonvendige ist
Saluk-olarak-zorunlu olan vardır, çünkü vardır.
jenes Andere und das Hinausgehen
nach dem Anderen beseitigt und Böylece o başkası ve başkasına doğru gidiş bir
durch diese bcwuBtlose lnkonse­ yana bırakılır ve bu bilinçsiz tutarsızlık yoluyla
quenz die Befıiedigung gewahn.
doyum sağlanır.
ON ALTINCI DERS SECHZEHNTE VORLESUNG

Bu noktaya dek eytişimsel yan, tinin Tanrıya Das Bisherige haı das Dialektischc, die
absoluıe Flüssigkeiı der Bestimmun­
bu ilk yükselişi olan devime giren belirle­ gen, die in die Bcwegung einLrelen,
nimlerin saltık akışkanlığı konusu ele alındı. welchc diese erste Erhebung des
Geistes zu Gou ist, zum Gegenstande
Şimdi ise kabul edilen başlangıç noktası
gehabt. Nun ist noch das Resultat, von
tarafından belirlenen sonuç kendi uğruna dem angenommenen Ausgangspunk­

irdelenecektir. te bestimmL, Cür sich zu beLrachten.


Dies Resultat ist das absolul not­
Bu sonuç saltık olarak zorunlu Özdür. Bir wendige Wesen; - der Sinn eines Re­
sonucun anlamı yalnızca onda dolaylılık sultates ist bekannt, daO es dies nur
so ist, daB dariı1 die Bestimmung der
belirleniminin ve böylece sonuç belirleni­
VenniuJung und daınit des Resultates
minin de eşit ölçüde ortadan kaldırılmış ebenso aufgehoben ist; - die Vermiu­

olmasında bilinir; - dolaylılık dolaylılığın lung war das Sichselbsıaufüeben der


Vermiulung. Weseıı ist die noch
kendi kendisini ortadan kaldırması idi. - Öz
-

ganz abstraktc ldenLit3L mil sich;


henüz bütünüyle soyut kendi ile özdeşliktir; es ist weder SubjekL, noch weniger
Geist. Die ganze Bestimmung fii llt in
ne öznedir, ne de tin. Bütün belirlenim saltık
die absolute Notwendigkeit, die als
zorunluğa düşer ki, varlık olarak eşit ölçüde Sein ebenso unmiuelbar Seiendes ist,
dolaysızca varolan birşeydir, gerçekte ken­ in der Tat an sich zum Subjekte sich
beschlieBt, aber zunachst in der blo8
dinde kendini özneye belirler, ama ilk ola­ obcrfl3.chlichen Fonn von Seiendem,
rak varolan birşeyin salt yüzeysel biçiminde, Absolut-Notwendigem.
Da.B aber diese Bestimmung für
Saltık-olarak-zorunlu olanın biçiminde.
unsere Vorstellung Gottcs nicht hin­
Ama bu belirlenimin Tanrı tasarımımız reicht, diesen Mangel lassen wir einst­
için yeterli olmamasını, bu eksikliği şimdi­ weilen insofern beiseite gestellt sein,
als bereits angegeben worden, daB
lik bir yana bırakabiliriz, çünkü daha önce die anderen Beweise die weiteren,
belirtildiği gibi öteki tanıtlar daha öte, daha konkreteren Bestimmungen herbei­
führen. Aber es sind Religionen und
somut belirlenimleri kendileri ile birlikte
philosophische Sysıeme, deren Man­
getirir. Ama eksiklikleri saltık zorunluk gelhaftigkeit darin liegt, da8 sie nicht
belirleniminin ötesine geçmemiş olmala­ fiber die Bestimmung der absolutcn
Notwendigkcit hinausgegangen sind.
rında yatan dinler ve felsefi dizgeler vardır. Die konkreteren Gestalten, in wel­
Bu ilkenin dinlerde üstlendiği daha somut chen dies Prinzip in den erstercn
ausgebildet ist, zu betrachten, gehört
şekillerin irdelemesi din felsefesine ve din­
in die Philosophie der Religion und
ler tarihine aittir. Burada bu yan ile ilgili ola­ in die Geschichte der Religionen.
rak yalnızca şu belirtilebilir ki, genel olarak Hier mag nach diescr Seite nur dies
bemerkt werden, daB i'ıberhaupt die
temellerinde böyle bir belirliliğin yattığı Religionen, denen solchc Bestimnıt­
dinler, somut tinin iç tutarlılığının terimleri heit zugrunde liegt, in der inneren

126
1 6. DERS 127
Konsequenz des konkreten Geistes açısından, soyut ilkenin başlangıçta izin ver­
reicher, mannigfaltiger werden, als
das abstrakte Prlnzip zun3.chst mit
diğinden daha varsıl olmuş ve daha büyük bir
sich bringt; in der Erscheinung und türlülük kazanmışur. Görüngüde ve bilinçte,
in dem BewuBtsein ffagen sich die
weiteren Momente der erfüllteren
daha tam doluluğu içindeki İdeanın daha öte
ldee, inkonsequent gegen jenes kıpıları o soyut ilke ile tutarsız olarak ekle­
abstrakte Prinzip, hinzu. Aber es
nir. Ama şekillerin bu eklenişinin yalnızca
ist wesentlich zu unterscheiden, ob
diese zusaıze der Ges1ahung nur der düşleme mi ait olduğunu ve somut olanın iç
Phanı.asie angehören und das Kon· doğasında o soyutlamanın ötesine geçip geç­
kretc in seinem Innern nicht fiber
jene Absıraktion hinausgeht, so dall,
mediğini ayırdetmek nasıl özsel ise - öyle ki
wie in der orienıalischen, nament· Doğu mitolojisinde, özellikle Hint mitoloji­
lich der indischen Myıhologie, der
sinde, yalnızca genelde güçler olarak değil
unendliche Reichmm von Göuer·
personen, die nicht nur als M3.chte ama özbilinçli, istençli şekiller olarak geti­
überhaupt, sondern als selbstbe­ rilen tanrısal kişilerin sonsuz varsıllığı gene
wu8te, wollende Figuren eingeführl
werden, doch geistlos bleibı.- oder
de tinden yoksun kalmayı sürdürür -, yine
aber, jener einen Notwendigkeit öyle, o bir zorunluğa bakılmaksızın, bu kişi­
unerachtet, i n dicsen Personen das lerde daha yüksek tinsel ilkenin ve dolayısıyla
höhere geistige Prinzip und damit
in ihren Vere hrcrn die geistige
onlara tapınanlarda tinsel özgürlüğün ortaya
Freiheit aufgetaucht ist. So sehen çıkıp çıkmadığını saptamak da özseldir. Böy­
wir die absolute NoLwendigkeiL als
das Sclıicksal i n der Religion der
lece Yunanlıların dininde saltık zorunluğu
Griechen als das Obcrste, Lelzte en yüksek ve en son olanın yerini dolduran
gestelh und nur unter demselben yazgı olarak görürüz, ve tinsel ve bilinçli ola­
noch den heileren Kreis konkreter,
Jebendiger, auch als geistig und be­
rak da tasanmlanan somut ve dirimli tanrıla­
wuBt vorgestellter Göuer, die sich nn neşeli alanı ancak bu zorunluğun altında
wie in der genannten und anderen
bulunur. Bunlar sözü edilen ve daha başka
Mythologien zu einer weiten Menge
von Heroen, Nymphen des Meeres, mitolojilerde kahramanların, deniz ve ırmak
der Flüsse usr., der Musen, der Fau­ perilerinin, müzlerin, orman tanrılarının
ne usf. ausdehnen und ıeils als Chor
und Begleiluı1g, als weilere Partiku­
vb. daha büyük kalabalığına genişletilir ve
larisationen eines der göulichen bir yandan koro ve eşliğindekiler olarak, en
hôheren Haupıer, teils als Gebilde
yüksek tanrısal varlıklardan birinin tikelleş­
von geringerem GehalL überhaupt
sich an die gewôhnliche Au6erlich­ meleri olarak, öte yandan genelinde daha
keiı der Weh und ihre Zulilligkei­ az önemli şekiller olarak dünyanın alışıldık
ten anschlieBen. Hier machl die
Notwendigkcit die abstrakte Macht
dışsallık ve olumsallıklarına bağlanır. Burada
über alle die besonderen geistigen, zorunluk tüm tikel tinsel, törel ve doğal güç­
sittlichen und natfırlichen Michte
lerin üzerindeki soyut gücü oluşturur. Ama bu
aus, aber diese letzteren behalten
teils nur dic Bedeutung geistloser, güçler bir yandan yalnızca bütünüyle zorun­
natfırlicher Macht, die der Not­ luğun aluna düşen tinsellikten yoksun doğal
wendigkeiı ganz verfallen bleibt,
und i h re Persônlichkeiten sind
gücün imlemini taşırlar ve kişilikleri yalnızca
nur Personifikationen, teils abcr, kişileştirmelerdir; ama öte yandan kişiler
ob sie gleich auch nicht Personen
olarak adlandırılmaya değmeseler de, kendi
genannl zu werden verdienen, cnt­
hahen sie die höhere Beslimınung içlerinde öznel özgürlüğün daha yüksek
der subjektiven Freiheit in sich und belirlenimini kapsarlar. Bu yolda efendileri­
stehen aufdieser über ihrer Henin,
der Notwendigkcil, der nur dic Bc­
nin, zorunluğun üzerinde dururlar ki, buna
schriinktheit diescs tiefercn Prinzips henüz yalnızca bu daha derin ilkenin darlığı
128 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

altgüdümlüdür - bir ilke ki, başka bir yerde noch untenvorfen ist, welches Prin­
zip anden"3.rtsher seine Reinigung
içinde ilk kez göründüğü bu sonluluktan von dieser Endlichkeit, in der es
arındırılmayı beklemesi ve kendini kendi için zumichst hervortriu, zu envarten
und für sich in seiner unendlichen
sonsuz özgürlüğü içinde sergilemesi gerekir. Freiheit sich zu manifestieren hat.
Saltık zorunluk kategorisinin tutarlı ola­ Die konscquente D urchfiih­

rak geliştirilmesi soyut düşünceden başlayan nmg der Kategorie der absoluten
Notwendigkeil ist in Sysıcmen
dizgelerde aranacaktır. Bu gelişim bu ilkenin nachzusehen, die vom abstrakten
doğal ve tinsel dünyaların türlülüğü ile bağın­ Gedanken ausgehen; diese Durch­
fiihnıng beıriITı die Beziehung die­
tısını ilgilendirir. Eğer saltık zorunluk biricik ses Prinzips auf die Mannigfalıigkeiı
gerçeklik ve asıl edimsellik olarak temelde der natürlichen und geistigen \•Veh.

yatıyorsa, dünyasal şeyler onunla nasıl bir Die absolute Notwendigkei t als das
einzige Wahre und wahrhafl \\Tirkli­
ilişki içinde durur? Bu şeyler arasında yalnızca che zugnınde gelegt, - in welches
doğal şeyler değil, ama tüm kavramları, ilgi­ Verhiltnis sind die weltlichen Din­
ge zu ihr gesetzt? Dicse Dinge sind
leri ve erekleri ile tin ve tinsel bireysellik de niclu nur die r'ıatürlichen, sondern
bulunur. Ama bu ilişki o ilkede daha şimdiden auch der Geist, die geistige Indivi­

belirlenmiştir: Olumsal şeylerdirler. Dahası, sal­ dualitat mit ailen ihren BegıiITen,
Interesscn und Zwecken. Dies
tık zorunluğun kendisinden ayrıdırlar; gene VerhAhnis ist abcr schon in jenem
de ona karşı bağımsız birer varlıkları yoktur; Prinzip bestimmt; sie sind zufiillige
Dinge. Ferner sind sic von der ab­
ama böylelikle onun da onlara karşı bağım­ soluten Notwendigkeit selbst un­
sız varlığı yoktur - yalnızca bir varlık vardır, cerschieden; aber sie haben kein

ve bu da zorunluğa aittir; şeylerin doğası yal­ selbstiiindiges Scin gegen sie, aber
diese darnit auch nicht gegen sie, -
nızca ona düşmekten [zufallen] oluşur. Saltık es ist nur ein Sein, und dies kommt
zorunluk olarak belirlediğimiz şeyin daha tam der Nouvendigkeit zu; die Dinge
sind nur dies, ihr zuzufallen. Das,
olarak evrensel varlığa, töze somutlaştırılması \Y"aS wir als die absolute Not\\"endig­
gerekir[hypostatsieren] : Bir sonuç olmakla, keit bestimmt habcn, ist na.her zum

dolaylılığın ortadan kaldırılması yoluyla kendi allgemeinen Sein, zur Substanz zu


hyposwieren; als Resuh.at ist sie die
ile dolaylı kılınan birliktir ve böyle yalın varlık durch Aufheben der Vermiıılung
olarak, yalnızca o şeylerin kalıcılığıdır. Yukarıda mit sich \'ermiuehe Einheit. - so
einfaches Sein, sie allein das
zorunluğun Yunanlıların 'yazgı' dedikleri şey Sub­
sistienm der Dinge. Wenn \'orhin an
olduğunu anımsattığımız zaman, bu belirle­ die Notwendigkeit als gricchischcs

nimsiz güç olarak alındı; ama varlığın kendisi Schicksal erinnert wordcn ist, so
ist sie die bestimmungslose Macht;
daha şimdiden o soyutlamadan Üzerlerinde aber das Seinselbst ist von jener Ab­
olması gereken şeylerin düzlemine inmiştir. straklion schon zu diesen hcrabge­
stiegen, ·iWerdenen sie sein soll.Je­
Gene de, eğer özün ya da tözün kendisi yal­
doch \v3.re auch das Wesen oder die
nızca soyutlama olsaydı, o zaman şeylerin Subsranz selbst nur das Absırakmm,

onun dışında somut bireyselliğin bağımsız so hiuen die Dinge auOer ihr das
selbstindige Bcstchen konkreter
kalıcılığını taşımaları gerekirdi. Töz aynı Individualit.3.t; sie muO zugleich als
zamanda bu şeylerin gücü olarak, kendini die Macht derselben bestimmt sein.
das negative Pıinzip, welches sich in
onlarda geçerli kılan olumsuz ilke olarak belir­ ihnen geltcnd macht, wodurch sie
lenmelidir ki, bunlar onun yoluyla bütünüyle eben das Vergehende, Vergangli­

yitici ve geçici şeyler olarak, yalnızca görüngü­ chc, nurErscheinung sind. Dies Ne­
galive haben wir als die eigene Na­
ler olarak varolur. Bu olumsuz öğeyi olumsal mr der zufalligen Dinge gesehen;
şeylerin asıl doğası olarak gördük. Bu gücü sie haben diese Macht so an ihnen
1 6. DERS 1 29
selbst und Sind nicht Erscheinung kendilerinde taşırlar ve genelde görüngü
übcrhaupt, sonden1 die Erschcinung
der NotwendigkeiL. Diese cnth3h
değil ama zorunluğun görüngüsüdürler.
die Dinge oder vielmehr in ihrem Bu zorunluk şeyleri, ama onların dolaylılık
Momente der Vermittlung, ist aber
nicht durch Anderes ihrer selbst \•cr­
kıpısı içinde kapsar, ve gene de kendi başkası
miueh, sondern ist die Vennitılung yoluyla dolaylı değil, ama kendisinin kendi
zugleich ihrer selbst mit sich. Sie isi kendisi yoluyla dolaylılığıdır. Saluk birliğinin
der \\lechsel ihrer absolutcn Einhcit,
sich als VerınittJung zu bestimınen,
almaşıdır [ Wechsel] ki, kendini dolaylılık ola­
d. i. als iiujlere Noıwendigkeiı, Ver­ rak, e.d. dış zorunluk olarak, başkasının bir baş­
hahen von Anderem zu Andel?m, d.
i. in die unendlichc Vielheit, die
kası ile ilişkisi olarak belirler; kendini sonsuz
in sich durch und durch bedingte çoğulluğa, kendi içinde baştan sona koşullu
Weh sich zu zcrstreuen, aber sa, daO olan evrene dağıtır, ama öyle bir yolda ki dış­
sie dic :iuBerlichc Vermiulung, die
zufii.llige \Velt zu eincr Erschcinungs­
sal dolaylılığı, olumsal evreni bir görüngü
wclt herabsctzt und in ihr als deren evrenine indirger ve onda onun bu hiçlikteki
Macht in dicscrn Nichtigen mit sich
gücü olarak kendi kendisi ile bir araya gelir,
selbst zusammengeht, sich selbst sich
gleichsctzt. So ist alles in sie einge­ kendini kendisi ile eşit olarak koyar. Böylece
schlossen, und sic İsl in ailem unmiı­ herşey onda kapsanır, ve o herşeyde dolaysızca
telbar gegenwiirtig: sie ist von der \Velt
sowohl das Sein als der \Vechsel und
bulunur; evrenin varlığı olduğu denli de onun
die Vcr3.nderung. almaşı ve başkalaşımıdır.
Die Bcstimmung der Notwendig­
Zorunluğun belirlenimi, kurgul kavramının
keit, wie ihr spekulativer BcgrifT sich
uns expliziert hat, isl überhaupt der kendini bize açımladığı yolda alındığında,
Standpunkt, welcher Pmıtlıeismus genel olarak panteizm deme alışkanlığında
genannt zu werden pflcgt und bald
entwickelter und ausdrlıcklichcr,
olduğumuz duruş noktasıdır ve belirtilen iliş­
bald oberniichlicher das angegebe­ kiyi kimi zaman daha gelişmiş ve daha belirtik
nc Vcrh3.ltnis ausspricht. Schon das
olarak, ve kimi zaman daha yüzeysel olarak
lnteresse, das dicser Name in neue­
rcn Zciten \vieder enV"cckt hat, noch anlaur. Daha şimdiden bu adın yakın zaman­
mehr das l n teresse des Prinzips larda yeniden uyandırdığı ilgi, ve özellikle
selbst erfordert, unsere Aurmcrk­
samkeit noch darauf zu richten.
ilkenin kendisinin yaratuğı ilgi dikkatimizi
Der MiBversıand, der in Ansehung ona yöneltmeyi gerekli kılar. Panteizm açı­
desselben obwahet, kann nicht un­
sından egemen olan yanlış anlamanın sözü
enviih nt und ıınberichıigı gelassen
werden, und dann ist auch die Stel­ edilmeksizin ve düzeltilmeksizin geçilmesine
lung des Prinzips in der höhcren To­ izin verilemez. Ve ondan sonra ilkenin yerinin
talit.iiı, der wahrhafıen ldee Gottes,
im Zusammenhange damit zu enva.­
daha yüksek bütünlüğün, gerçek Tarın İdeası­
gen. lndem vorhin die Betrachtung nın alanında irdelenmesi gerekecektir. Daha
der religiösen Gestaltung des Prin­
önce ilkenin dinsel şeklinin irdelemesi bir
zips auf die Seite gestellt worden, sa
kann, um ein Bild von demselben yana bırakıldığı için, onun bir imgesini tasa­
vor die Vorstellung zu bringen, rür rımsal düşüncenin önüne getirmek için en
den ausgebildetsten Pantheismus
die indische Religion angeführt wer­
gelişmiş panteizm biçimi olarak Hint dinini
den, mit welcher Ausbildung dies alabiliriz. Bu gelişme ile aynı zamanda saluk
zugleich verbunden isı, da8 die ab­
tözün, kendi içinde Birin varolan ilineksel
solute Substanz, das in sich Einige,
in der Fonn des Denkens untcr:schie­ dünyadan ayrı olarak düşüncenin biçiminde
den von der akzidentellen VVclt als temsil edilmesi olgusu bağlıdır. Din kendi için
exi.stienmd vorgestclh 'vird. Die Rcli­
gion enthfilc fiır sich wcsentlich das
özsel olarak insanın Tanrı ile ilişkisini kap­
Verhilltnis des Menschen zu Gou, sar, ve panteizm olarak biricik özsel varlığa
130 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

öylesine önemsiz bir nesnellik bırakır ki, bu und als Pantheismus 13.Bt sie das eine
Wesen um so weniger in der Objeklİ­
metafiziğin ona bırakuğını sandığından da vitfü stehen. in welcher die Metaphy­
önemsizdir, üstelik asıl belirlenimini sakla­ sik dasselbe als Gcgcnstand belassen
und zu halten die Besıimmung zu
mış olsa da. İ lk olarak tözün bu öznelleşti­ haben meint. Auf den merkwürcligen
rilmesinin dikkate değer karakterini belirt­ Charakter dieser Subjektivierung

memiz gerekir. Özbilinçli düşünme yalnızca der Suhstanz ist zuerst aufmerksam
zu machen. Das selbstbewufüe Den­
o töz soyutlamasını yaratmakla kalmaz, ama ken macht n3rnlich nicht nur jene
bu soyutlamanın kendisidir. Töz denilen şey Abstraktion der Substanz, sondern
ist dieses Abstrahieren selbst; es ist
kendi için varolan olarak bu yalın birliktir. diese selbst cinfache Einhcit als für
Bu düşünce dünyayı yaratan ve saklayan ve sich existierend, welche die Substanz

eşit ölçüde onun tikelleşmiş belirli-varlığını heiBt. So wird dies Denken als die
Welten erschalTende und erhalıende
değiştirip dönüştüren güç olarak bilinir. Bu und cbenso deren parLikularisiertes
düşünceye Brahman denir. Brahmanın doğal Dascin verandernde. umwandelnde
Macht gewu6t. Dies Denken heiBı
özbilinci olarak ve başkalarının özbilinci Brahman; es existierl als das natürli­
olarak varolur ki, bu sonuncular çok yanlı che Selbstbewulltsein der Brn.hmanen

bilinçlerini, duygularını, duyusal ve tinsel und als das Selbstbewu[hscin andercr.


welche ihr mannigfalliges BewuBL"iiein,
ilgilerini ve onlarla bağlı etkinliklerini yener­ Empfındungen, sinnlichc und gcisti­
ler, öldürürler, bilinçlerini o tözsel birliğin gc Ime.-essen und die Regsamkeiı in
clenselben bezwingen, ertöten und es
eksiksiz yalınlığına ve boşluğuna indirgerler. zur vollkommcnen Einfachheit und
Böylece bu düşünce, insanların kendi içle­ Lecrhcitjener substantiellen Einheit
rinde bu soyutlanması dünyanın gücü olarak reduzieren. So gilt dies Denken, dic­
se Abstraktion des Menschcn in sich
geçerlidir. - Evrensel güç kendini tanrılara als die Machı der Welt. - Die all­
tikelleştirir ki, bunlar gene de zamansal ve gemcine Macht partikularisicrl sich
zu Göuern, die jedoch zeitlich und
geçicidirler; ya da yine aynı şey, tüm dirim­ vergfi.nglich sind, oder, was dasselbe
sellik, hem tinsel hem de doğal bireysellik, ist, alle Lcbendigkeit, geistige wic
tüm yanlara doğru koşullandırılmış bağlan­ natürliche Indi"idualiuit wird aus der
Endlichkcit ihres nach allen Seiten
tısının sonluluğundan koparılır, - bağlan­ bedingten Zusammenhangs geris­
udaki tüm anlak silinir -, ve belirli olarak scn, - aUcr Vcrstand an demselben
getilgt und in die Gestalt da•eiender
varolan tanrısallığa yükseltilir. Gôıılichkeiı erhoben.
Anımsatıldığı gibi, dinler olarak bu pan­ \Vie erinnert, erscheint in diesen
teizmlerde bireyselleşme ilkesi tözsel birliğin Pantheismen als Religionen das Prin­
zip der lndh·idualisation in der lnkon­
gücü karşısında tutarsızlık içinde görünür. sequenz gegen die Macht der subs­
Bireysellik hiç kuşkusuz kişiliğe yükselmez; umtiellen Einhcit. Die Individualit.3t
wird Z\va.r nicht his zur Per.;önlichkeit
ama güç kendini yeterince yabanıl bir yolda
gestcigert, aber die Macht entfalLcı
karşıtına tutarsız bir geçiş olarak açındırır. sich wild genug als lnkonsequenz dcs
Kendimizi dizginsiz bir delilik bölgesinde Übergehens in das Enıgegengeseızte;
wir bcfinden uns auf einem Boden zıi­
buluruz ki, burada en sıradan bulunuş gelloscr VcmickrJ1eit, wo die gemeins­
biçimi dolaysızca tanrısal birşeye yükseltilir ıe Gegenwart unmittelbar zu einem
Göulichen erhoben und die Substa.nz
ve töz sonlu şekillerde varolan birşey olarak
in cndlicher Gesıalt existicrcncl vorgc­
tasarımlanırken şekiller eşit ölçüde dolay­ stellt ist und ebenso unmittclbar die
sızca buharlaşır. Gesı.aluıng sich \'Cf'flüchtigt.
Die orientalische Weltanschauung
Doğunun dünya görüşü genel olarak ist im allgemeinen diese Erhaben­
bu yüceliktir ki, tüm bireyselleşmeyi tikel heit, welche aile Vcreinzelung in die
1 6. DERS 131
besonderen Gestallungen und die şekillenmelere yöneltir ve tikel varoluşları ve
panikularen Existenzen und ln Le­
ressen iı:ı das Weite fühn. das Eine
ilgileri sınırsızca genişlemeye bırakır. Tüm şey­
in Ailem anschaut und dies ffır sich lerde Biri görür ve bu kendi için soyut Biri
abstr.ıkte Eine eben damit in allc
tam olarak bu nedenle doğal ve tinsel evrenin
Herrlichkeit und Pracht des natflr­
lichen und geistigen Universnms tüm görkemi ve pırıltısı ile donatır. Şairleri­
kleideı. Die Seele ilırcr Dichıer nin ruhu bu okyanusa dalar ve onda küçük,
caucht sich in diesen Ozean, er­
trıinkı darin aile Bedürfnisse, Zwe­
kısıtlı bir yaşamın tüm gereksinim, erek ve
cke und Sergen eines kleinlichcn, kaygılarını boğar, dünyanın tüm güzelliği ile
gebundenen Lebens ıınd schwelgı süsleyip püslediği bu özgürlüğün hazzı içinde
in dem GenuB dieser Freiheit, zu
dem sie aile Schônheit der Welı als
kendinden geçer.
Schmuck und Zierat venvenden. Bu tablodan, daha şimdiden açıktır ki, ve
Schon aus dicsem Bild erlıcllt başka bir yerde* gösterdiğim gibi, panteizm
das, worüber ich mich anden,•cirts
crkliirı habe, daB der Ausdruck
anlatımı ya da daha doğrusu onun biraz
Pantlıeismus oder vielmehr der dcut­ dönüştüıiilmüş Almanca anlatımı, Tanrının
sche Ausdnıck, in wekhen er etwa
Bir ve herşey - To ev Kai ırav - olduğu,
urngesctzı wird, daB Gou das Eine
und alles sei - TÔ Ev Kal rrö:v -. panteistik dinde ya da felsefede herşeyin, e.d.
zu der falschen Vorsıellung führt, sonluluğu ve tekilliği içinde varolan her bir
daO in pantheistischer Religion
oder Philosoplıic al/es, d. h. jede
şeyin Tanrı olarak ya da bir tanrı olarak varol­
Existenz in ihrer Endlichkeiı und duğunun anlatıldığı, sonlunun varolan olarak
Einzelheit sei.end als Gou oder als tanrılaştırıldığı biçimindeki yanlış tasarıma
cin Gott ausgesprochen, das Endli­
che als seiend vergötterl werdc. Der·
götürür. Bu tür bir saçmalık ancak sığ bir
gleichen ZumuLung kann nur in ei­ insansal ya da daha doğrusu skolastik anlakta
nen bornierLen menschlichen oder
kendini gösterebilir, çünkü bu kafa yapısı
vielmehr SchulversLand kommen,
welcher g3.nzlich unbekümmerL edimsel olana tam bir ilgisizlik içinde sıkı
um das, was wirklich isL, sich eine sıkıya tek bir kategoriye, aslında sonlu tekil­
Kategorie, und zwar dic der endli­
leşme kategorisine sarılır ve sözü edilen çoğul­
chen Vereinzelung festsetzl und die
Mannigfah.igkeil, von der er gesprcr luğu sağlam, varolan, tözsel bir tekilleşme
chen Hndet, nun als feste, seiende, olarak kavrar. Özsel ve Hıristiyanlığa özgü
substanLielle Vereinzelung faBt.
Es isL nicht zu verkennen, daB die
özgürlük ve bireysellik belirleniminin, özgür
wesentliche und christliche Bestim­ olarak kendi içinde sonsuz ve kişilik olan bu
mung der Freiheit und der ındividu­
belirlenimin anlağı sonluluğun tekilleşmesini
aliı.3L, die als frei unendlich in sich
und Persônlichkeit ist, den Verst:"llld
varolan, değişmez bir atom kategorisi altında
dazu \'Crlcitet, die Vercinzelung der kavramaya ve güçte ve onun genel dizgesinde
Endlichkeit in der Kategorie eines
yatan olumsuzluk kıpısını gözardı etmeye
seienden, unver3nderlichen Atoms
zu fassen und das Moment des Ne­ götürdüğü konusunda hiçbir kuşku olamaz.
gativcn, welches in der J\1achl und Anlak panteizmi herşeyin, e.d. varolan tekilleş­
in deren allgemeinem Systcme licgt.
zu übersehen. 1'1 Ues, d. h. aile Dinge
meleri içindeki tüm şeylerin Tann olduğunu
in i h rer existierenden Vereinze­ bildiriyor olarak alır, çünkü bu belirli katego­
lung scien Goll, - so stelll er sich
rideki ıröv /pan/ tüm sözcüğünü tüm ve her bir
den Pantheismus vor, indcm er das
uau in dieser bestimmıen Katcgo­ tekil şeyi belirtiyor olarak alır. Böyle bir saç­
rie von ailem und jedem Einzclnen malık panteizmin suçlayıcılarından başka hiç
nimmt; eine solche Ungereimtheit
ist kcincm Menschcn je in den
Kopf gekommen auBer solchen *Ansiklopedi, § 573, Not.
132 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

kimsenin kafasından geçmemiştir. Panteizm Anklclgem des Pantheismus. Dieser


isı vielmehr das Gcgenıeil der An­
tersine ona yüklenen görüşün karşıtıdır: Sonlu sichL, die sie ihm zuschreiben: das
olan, olumsal olan kendi için kalıcı birşey deği,l­ Endliche. Zuliillige isı niclıt das ffır
dir; olumlu anlamda yalnızca Birin belirişi,
-
sich Bcstchende, - im allinnaı.ivcn
Sinne nur Manifesıation. Offcnba­
bildirilişi, yalnızca Birin kendi için olumsal­ rung dcs Einen, die Erscheinung
lıktan başka birşey olmayan görüngüsüdür. nur dessclben, die für sich selbst
nur Zuffilligkeit İsl; sagar ist die ne­
Giderek, olumsuz yan, güçte yitip gitme, kıpı­ galiue Seite, das Untcrgehen in der
sal başlangıç noktası olarak varolanın ideal­ Machı, die Idealiuiı des Seienclen
liği ağır basan yandır. Buna karşı o anlak bu als momenıanen Ausgangspunkıes
die i"ıbenviegende Seite. Wohinge­
şeylerin kendileri için varolduklarını, özlerini gen jener Ver.ııand dafür halı, dall
kendi içlerinde taşıdıklarını ve böylece bu diese Dinge für sich sind, ihr Wesen
in sich haben und so in und nach
sonlu özsellik içinde ve ona göre tanrısal ya dicser cndlichen \Vesenheit göttlich
da giderek Tanrı olmaları gerektiğini savunur. sein oder gar Gou sein sollen; sie
Bunlar kendilerini sonlunun saltıklığından können von der Absolutheit des
Endlichen nicht loskommen und
kurtaramazlar; ve sonlu olan tanrısal olan ile in der Einheit mit dem Göulichen
birlik içinde ortadan kaldırılmış ve yitmiş birşey sich nicht dasselbe als aufgehobcn
und verschwindend denken, son­
olarak değil, ama her zaman onda varolan ve dcrn crhalten es sich darin immcr
saklanan birşey olarak düşünülür. Ama sonlu noch als scie1ıd; vielmchr, indcm dao;.
olan, onlara göre, panteizm tarafından son­ Endlichc, wie sie sagen, durch den
Pantheismus vcruncndlicht wird,
suzluğundan yoksun bırakıldığı için, sonlunun eben hieımiı hat das Endliche kein
bundan böyle hiçbir varlığı yoktur. Sein mehr.
Die philosophischcn S)•steme der
Felsefi tözsellih dizgekri anlatımını kullanmak Stıbslantialitiit - es ist vorzuzie­
ve panteizm dizgelerinden söz etmemek yeğ­ hen, sie so und nicht Sysıemc des
lenebilirdir, çünkü böylece kendini bu ad Pantheismus z\ı nen nen, wegcn je­
ner falschcn Vorstcllung, die sich
ile bağl�yan o yanlış tasarımdan kaçınılabilir mit diescm Namen vcrknüpft (un­
(eskiler arasında genel olarak Eleatiklerin ter den ailen ist im allgemeinen das
elealische, unıcr den neueren das
öğretileri ve modernler arasında Spinoza'nın .'ipinoz.isti.sclıeSystem zu nennen) -
dizgesi [böyle tözsellik dizgelerinin örnekleri­ sind, wie erinncrt, konsequenter als
dir] ) . Felsefi tözsellik dizgeleri, anımsatıldığı dic Religionen, indem sie an der
meıaphysischen Abstrakıion fesı­
gibi, dinlerden daha tutarlıdır çünkü metafi­ hahen. Die eine Seite dcs Mangels,
ziksel soyutlama yöntemine sarılırlar. Onlarda mit dem sie behaftet sind, ist die
in der Verstandesvorstellung des
görünen eksikliğin bir yanı [ tinin Tanrıya] Ganges der Erhebung aufgezeigıe
yükselme sürecine ilişkin anlak-tasarımında Einsehigkeit, - nftrnlich daB sie
görülen tek-yanlılıkur. Bu dizgeler bulunan von dem vorhandenen Dasein an­
fangen, dasselbe als ein Nichıiges,
belirli-varlıktan başlar ve onu bir hiçlik olarak und als die Wahrheiı desselben das
görürken saltık Biri onun gerçekliği olarak absolute Eine crkenncn. Sie haben
eine Voraussetzung, negieren sie in
kabul ederler. Bir varsayımları vardır, saltık der absoluten Einheit, aber kom­
birlikte onu olumsuzlarlar, ama bu birlikten men nicht zurück daraus zu jener
o tasarıma geri dönmezler. Yalnızca bir olum­ Voraussetzung; sie lassen die Weh,
welche selbst nur in einer Abstr.ık­
sallık, bir çokluk vb. soyutlaması içinde anlaşı­ tion der Zuliilligkeit, des Vielen usı:
lan evreni tözden iıretilmiş olarak görmezler. gefaBr ist, nicht aus der Subsıanz
crzeugt werden. Es gehı allcs nur
Herşey yalnızca ilksiz-sonsuz gece olarak bu in dicse Einheit als in die ewige
birliğe geçerken, bu birlik ise kendini kendi Nacht, ohne daB sie als Prinzip
1 6. DERS 133
beslimmı ware, welches sich selhst belirişine doğru devindiren ya da onu üreten
zu seiner Manirestation bewcgıe,
welches produziene, - als das Unbe­
ilke olarak, Aristoteles'in derin anlatımına
wegte, rvelclıes bewegt, nach dem tiefen göre, devindiren devimsiz olarak belirlenmez.
Ausdnıcke des Aristotele.r.
a) in diesen Sysıemen isı das Ab­
(a) Bu dizgelerde Saltık ya da Tanrı Bir,
solute, ist Gott bestimmt als das Eine, Varlık, tüm varoluştaki Varlık, saltık Töz, yal­
das Sein1 das Sein in allem Dasein, nızca başkası yoluyla değil ama kendinde ve
die absolute Substanz, das nicht
nur durch Anderes, sondern an kendi için zorunlu Öz, causa sui olarak belir­
und ffır sich notwendige Wesen, die lenir - kendinin nedeni ve dolayısıyla kendi
caıua sui - Ursaclıe seiner sellıst und
damit 1.Yirkung seiner se/hst. d. i. die
etkisi, kendini ortadan kaldıran dolaylılık
sich selbsı aufuebende Venniıılung. olarak. Bu son belirlenimdeki birlik varlığın
Dic Einheit in dieser letzteren Be­ ya da Birin soyut birliğinden sonsuz ölçüde
stimmung gehôrt einem unendlich
ıiefer gebildeıen Denken an als die daha derin ve daha gelişmiş bir düşünmeye
abstrakte des Sein.'i oder des Einen. aittir_ Bu kavram yeterince açıklanmıştır_
Dieser Begriff ist zur Geniige erlciu­
tert worden; causa sııi isl ein sehr
Causa sui bu birlik için çok çarpıcı bir anla­
frappanıer Ausdruck ffır dieselbe, tımdır, ve buna göre durulaştırılmasını daha
und es kann daher noch cine erlfüı­ öte ele alabiliriz. Neden ve etki ilişkisi daha
temde Rücksicht darauf genommen
werden. Das Verhfiltnis von Unache önce belirttiğimiz ve zorunlukta gördüğü­
und Wirlıung gehôrı dem aufgezeig­ müz başkası yoluyla dolaylılık kıpısına aittir
ıen Momente der Vennittlung durch
Anderes an, das wir in der Notwen­
ve onun belirli biçimidir. Birşey bir başkası
digkeiı gesehen haben, und isı die onun nedeni [ ' Ur-Sache '] olduğu düzeye dek
bcsLimmlc Form derselben; durch bu başkası yoluyla tam olarak dolaylı kılınır.
ein Anderns isl etwas vollstii.ndig ver­
miuell, insofern dies Andcre seinc Bu başkası saltık olarak dolaysız ve bağım­
Unac/ıe ist. Diese ist dic ursprüngliche sız olarak kökensel şey [ ' ursprüngliche Sache']
Sache als schlechthin unmiuelbar
ıınd selbsı.andig, die Wirlıııng dage­
iken, etki ise yalnızca koyulmuş olan, bağımlı
gen das nur Ge.retzte, Abhiingige usf. olan, vb.dir.
Der Gegensatz als von Sein und Varlık ve yokluk, bir ve çok vb. karşıtlığı
Nichts, Einem und Vielem usf. ent­
h3.h seine Bestimmungen so, daB belirlenimlerini öyle bir yolda kapsar ki,
sie in ihrer Beziehung aufeinander bunlar bağıntılarında birbirlerine eşit, ama
gleichen, auch noch auBerdcm als
unbezogen fiır sich gehen; das Po­
bunun dışında bağıntısız olarak kendileri için
sitive, das Ganze usf. ist auf das Ne­ de geçerlidir. Olumlu, bütün vb. hiç kuşku­
gaıive, die Teile wohl bezogen, und suz olumsuz, parça vb. ile bağıntılıdır ve bu
diese Bezichung gehört zu ihrem
wesentlichen Sinn, aber auOer die­
bağıntı özsel anlamlarına aittir; ama bu bağın­
ser Beziehung hat das Positive wie tının dışında olumlu gibi olumsuz da, bütün,
das Negative, das Ganze, die Teile
usf. auch noch die Bedeutung eincr
parçalar vb. henüz kendileri için de bir varo­
Existcnz für sich. Aber die Ursache luşun imlemini taşırlar. Ama neden ve etki
und Wirkung haben schlechthin nur anlamlarını saltık olarak yalnızca bağıntıları
ihren Sinn in ihrcr Bezichung. Die
Ursache geht nicht darıiber hinaus.
içinde taşırlar. Neden bir etki taşımanın öte­
eine \Virkung zu haben: der Stein, sine geçmez; düşen taş üzerine düştüğü nesne
der fiil h, hat die \\'irkung eines
üzerinde bir iz çıkarma etkisini taşır. Ağır bir
Drucks auf den Gegenstand, auf
welchcn er l3.llt; anller dieser \\'ir­ cisim olarak taşıdığı bu etkinin dışında, fizik­
kung, die er als cin sclıwerer Körpcr sel olarak tikeldir ve benzer olarak ağır başka
hat, isl er sonsl noch physikalisch
besondert und von anderen gleich
cisimlerden ayrıdır; ya da bu izi bırakmayı
schweren Körpern verschicdcn, sürdürmekle bir neden olduğu için, örneğin
134 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

etkisini geçici olarak kabul ederiz; bir başka oder indem er in diesem Drucke
fortdauernd Ursache ist; nehmen
cisme çarptığı zaman, bu düzeye dek bir wir zum Beispiel, daB seine Wirkung
neden olmaya son verir ve yine bu bağıntı­ vorübergehend ist, indem er einen
andercn Körper zerschliigt, so hört
nın dışında daha önce olduğu gibi bir taştır. er insofern auf, U rsache zu sein,
Tasanrnın önünde uçuşan düşünceler başlıca und ist gleichfalls auBer dieser Be­

bunlardır, çünkü şeyi kökensel olarak, etki­ ziehung ein Stein, was er vorher war.
Dies schwebt der Vorstellung vor­
sinin dışında da kalıcı olarak belirler. Etkisi­ nchmlich vor, insofern sie sich die
nin dışında, bir taş hiç kuşkusuz bir taş olarak Sache als die ursprüngliche. auch
auBerhalb ihres Wirkens beharrendc
kalır ve bir neden değildir. Yalnızca etkisinde bestimmt. Alicin der Stein bleibt au­
bir nedendir; ya da eğer zaman belirlenirnini ller jencr sciner \oVirkung allerdings
Stein, alicin nicht Ursa.ehe; dies ister
getirirsek, etkisi sırasında nedendir. nur in seiner Wirkung, nimmt ınan
Neden ve etki böylece genel olarak ayrıl­ die Zeitbcstimmung, wii.lırend seiner
Wirkung.
mazdır; her biri öteki ile bu bağıntı içinde
Ursache und Wirkung sind so
olduğu düzeye dek anlam ve varlık taşır; ve übcrhaupt untrennbar;jede hat nur
gene de saltık olarak ayrı olmaları gerekir. so weit Sinn und Sein, als sie in die­
ser Beziehung auf die andere İsl, und
Eşit ölçüde sıkı sıkıya nedenin etki olmadığı doch sollcn sie schlechthin verschic­
ve etkinin neden olmadığı düşüncesine sanlı­ den sein. \Vir blciben cbenso fest
dabei sıehen, daB dic Ursache nichı
nz; ve anlak dikbaşlılıkla bu belirlenirnlerden die Wirkung und dic Wirkung nichı
her birinin bu kendi-için-varlığına, bağıntısız­ die Ursachc ist, und der Versrand
hilt hartn3.ckig an diesem Ffırsich­
lıklarına sanlır.
sein jeder dicser Bestimmungen, an
Ama nedenin etkiden ayrılamaz olduğunu ihrer Beziehungslosigkeit.
ve yalnızca onda bir anlam taşıdığını gördü­ \Venn wir aber gesehen haben,
daB dic Ursachc von der Wirkung
ğümüz zaman, böylelikle nedenin kendisi untrennbar ist, daB sie nur eir1en
etki yoluyla dolaylı kılınır: Ancak etkide ve Sinn hat in dieser, so ist somit die
Ursache selbst vcrmiueh durch die
etki yoluyla bir nedendir. Bu ise nedenin Wirkung; in und durch die Wirkung
bir başkasının değil ama kendi kendisinin ist sie erst Ursache. Dies heiBt aber
nedeni olmasından başka birşey dernek nichts anderes, als die Ursache ist
U rsache ihrer selbst, nicht eines
değildir. Çünkü bir başkası olması gereken Anderen; dcnn dies, was das Ande­
öyle birşeydir ki, neden ilkin onda nedendir, re sein sollte, ist so, daB in ihm die
Ursache er.;t Unache, darin also nur
öyleyse onda yalnızca kendine ulaşır, onda bei sich selbst ankommt, darin nur
yalnızca kendini ortaya çıkanr. sich bewirkL
jacobi hat auf diese spinozistische
Jacobi Spinoza'nın bu belirlenimi, causa BesLimmung, die causa sui, reflek­
sui üzerine düşünmüştür ( Über die Lehre des tiert ( Über die Lehre des Spinoza in
Spinoza in Briefen, 2. yayım, s. 4 1 6) . Eleş­ Briefım, 2. Ausg., S. 416) , und ich
ffıhre seine Kritik darübcr auch
tirisine değineceğim, çünkü dolaysız bilme deswegcn an, weil sie cin Beispiel
ya da inanç partisinin anlağı reddetmeye ist, wie Jacobi - der Anffıhrer der
Partei des unmittelharen Wissens, des
aşırı düşkün olan önderi olarak jacobi'nin Glauhen.s, der den Verstand so sehr
düşünceyi irdelerken nasıl salt anlağın öte­ vcnvirft -, indem er Gedanken be­

sine geçmediğini gösteren bir örnektir. Sözü trachtet, Uher den bloBen Verstand
nicht hinauskommt. leh fıbergehe,
edilen yerde zemin ve sonuç kategorisinin ve was er am angcfflhrten Orte iıber
neden ve etki kategorisinin ayrımı üzerine den Umerschied der Kategorie von
Gnmd und Folge und der von Ursa­
söylediklerini ve geç polemik denemelerinde che und Wirkung angibt und an die­
bu ayrımda Tanrının doğası için doğru bir sem Unterschiedc auch in spatcrcn
1 6. DERS 1 35
polemischen Aufs3.czen eine \vahrhaf­ belirlenim bulduğuna inanması olgusunu
le Bestimmung für die Natur Goues
zu haben glaubt; ich fiıhre nur die
atlayacağım ve yalnızca sözünü ettiği daha
nachsıe Folge an, die er angibı, dan doğrudan sonuca, ikisinin karşılaşUnnasın­
rnan aus der Verwechslung beider
habe, dan man gliickliclı heraıısbrin­
dan mutlu bir biçimde "şeylerin ortaya çıkmak­
ge, "dan die Dinge entstelıen können. sızın ortaya çıkabil,eceğ;i, değişmeksizin değ;işebi­
olıne da) si.e enlslelıen. sich veriindern. l,eceğ;i, birbirinden önce ve sonra olmaksızın
olıne siclı zu veriindern, vor- und nach­
einander sein könncn. ohne \'Or- und birbirinden önce ve sonra olabileceği" sonu­
nacheinander zu sein". Solche Folge­ cuna değineceğim. Böyle vargılar Üzerlerine
rungcn aber sind zu ungcreimt, als
daB darüber weiter etwas zu sagen
daha öte birşey söylenemeyecek denli saç­
\vire; der Widerspruch, auf den der madır. Anlağın bir önermeyi indirgediği
Ver.aand einen Satz hinausgebracht çelişki bir en sondur; düşünmenin çevreni
hat, isl ein Lelzles. schlechthin die
Grenze am Horizont des Denkens,
üzerindeki sınırdır ki, ötesine geçilemez,
übcr die ntan nichl weiter kann, son­ tersine önünden yalnızca geri dönülmelidir.
dem davar nur umkehren mufl Dic
Auflösung aber dieses \Viderspnıchs
Ama bu çelişkinin çözümünü gördük ve onu
haben wir gesehen und wollen dic­ burada göründüğü ve ileri sürüldüğü biçi­
selbe auf die Gestalt, in der er hier miyle bu çelişkiye uygulayacağız ya da daha
vorkommt und behauptet wird,
anwcnden oder vielmehr nur kurz
doğrusu yalnızca yukarıdaki önesürümün bir
die Beurıeilung obiger Behaupıung değerlendirmesini kısaca belirteceğiz. Sözü
anzeigen. Unmiuelbar ungereimt soll
die angcgcbenc Konsequenz sein,
edilen sonuç, şeylerin ortaya çıkmaksızın
daB Dinge entstehen kônnen, ohnc ortaya çıkabilmeleri, değişmeksizin değiş­
zu entstehen, sich ver3.ndcrn, ohne meleri vb. açıkça saçmadır. Bununla başkası
sich zu ver3.ndem usf. \Virsehen, daO
damiı die Vermiıılııng durch Ande­
yoluyla kendi il,e dolaylılığın, kendini ortadan
res 1nil sicil, die Vermittlung als sich kaldıran dolaylılık olarak dolaylılığın anla­
aufhebende Vemıiıılung aıısgedrückı
tıldığını, ama doğrudan doğruya bir yana
ist, aber geradezu verworfen wird.
Der absır.ıkıe Ausdnıck "die Dinge" atıldığını görürüz. "Şeyler" soyut anlatımı
tut das Seinige, um Endliches var die sonluyu tasarımın önüne getirmede kendi
Vorstellung zu bıingen; das Endliche
ist ein solches beschr3.nktes Sein,
işini yapar. Sonlu öyle bir sınırlı varlıktır
dem nur die einc Qualitcit von ent­ ki, karşıt niteliklerden yalnızca biri ona ait
gcgengeseuten zukommen kann, das
olabilir ve ötekinde kendisinde kalmaz ama
in der anderen nicht bei sich bleibt,
sondern nur zugrunde geht. Aber yalnızca yitip gider. Ama sonsuz bu başkası
das Uncndliche ist diese Venniulung yoluyla kendi ile dolaylılıknr, ve bu kavramın
durch dasAndere miı sich selbsı, und
ohne die Exposition dieses Begriffs
açımlamasını yinelemeksizin, tinsel varoluş
zu wiederholen, nehmen wir ein alanından değil ama yalnızca doğal varo­
Beispiel, und selbst nur aus dem
luş alanından bir örnek alabiliriz - genel
Kreise des natürlichen, nichı eimnal
des geistigen Daseins, - das Lebcn­ olarak dirimli şey. Onun öz-sakınımı olarak
dige fıberhaupt. Was uns als dessen çok iyi tanıdığımız şey düşüncede "mutlu
Sclbsterhaltung wohl bekannt ist, ist
in Gedanken aıısgednickı "glücklich"
bir biçimde" bu sonsuz ilişki olarak anlau­
dies unendliche Verh.3.ltnis, daB das lır ki, burada başka belirlenimlerini dikkate
lebendige lndividuum, von dessen
almaksızın yalnızca öz-sakınım sürecinden
SclbsterhahungsprozeB, ohne auf
andere Bestimmungen dcsselben söz ettiğimiz dirimli birey kendini onunla
Rücksicht zu nehmen, wir alicin hicr varoluşunda sürekli olarak üretir; bu varo­
sprechen, siclı in seiner Existenz fort­
dauernd /ıeroorbringt,; dicse Existenz luş dingin, özdeş bir varlık değil, ama sal­
ist nicht ein ruhendes, identisches tık olarak ortaya çıkış, değişim, başkası ile
136 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

dolaylılık, ama kendi içine geri dönen bir Sein, sondern schlechthin Enrste­
hen, Ver.indenıng, Vernıitdung mit
dolaylılıktır. Dirimli olanın dirimliliği ken­ Anderem, aber die in sich zurfick­
dini ortaya çıkmakta olan birşey yapmaktır, ve kehrt. Die Lebendigkeit des Leben­
digen ist, sich enlStehen zu machen,
dirimli olan daha şimdiden vardır; böylece, hiç und es ist schon; so k.ann man, was
kuşkusuz biraz zorlamalı bir anlatım olmasına freilich ein gewaltsamer Ausdruck
karşın, şöyle ya da böyle bir şey ortaya çıkmak­ ist, wohl sagen: ein solches Ding
entsteht, ohne zu entstehen. Es
sızın ortaya çıkar diyebiliriz. Değişime uğrar; veıi.ndert sich;jeder Pulsschlag ist
her nabız vuruşu yalnızca tüm atar-damarlarda durch aile Pulsadern nicht nur, son­
denı durch aile Punkte aller seiner
değil, ama bütün yapısının tüm noktalarında Gebilde eine Ver3nderung, worin
bir değişimdir. Bu değişimde aynı birey olarak es dasselbe lndividuum bleibt, und
es bleibt nur dassclbc, schlechıhin
kalmayı sürdürür, ve ancak bu kendi içinde insofern es diese in sich ver.indem­
değişmekte olan etkinlik olduğu sürece aynı de T3tigkeil isl. So karın man von
şey olarak kalır. Böylece değişmeksizin değişti­ ihm sagen, daB es sich vcrindere,
ohne sich zu \'erQ.ndern, und zu­
ğini ve en sonunda giderek onun (ama hiç kuş­ letzt sogar, da6 es, freilich nichı
kusuz şeylerin değil) önceden olmaksızın önce­ die Dinge, vorher sei, oh ne vorher
zu sein, wie wir von der Ursache
den olduğunu bile söyleyebiliriz, tıpkı neden eingesehen haben, daO sie vorher,
söz konusu olduğunda bunun önceden varol­ die ursprlmgliche Sache, isl, aber
zugleich vorher, vor ihrer Wirkung,
duğunu, kökensel neden olduğunu, ama aynı nichl Ursache isl usf. Es isl aber tft­
zamanda önceden, etkisinden önce, neden diös und würde selbst eine cndlose
olmadığını vb. görmemiz gibi. Ama anlağın Arbeil sein, die Ausdrücke zu ver­
folgen und einzurichten, in denen
sonlu kategorilerini sunmada ve bunları kalıcı sich der Verstand seinen endlichen
şeyler olarak geçerli saymada kullandığı anla­ Kategorien hingibt und diese als
el\\'aS Festes gehen 13.Bl.
tımları izlemek ve düzenlemek usandıncıdır ve Dieses Vernichten der Verstan­
giderek sonu gelmez bir iş olacaktır. deskategorie der Kausalitil ist in
dem Begriffe geschehen, der als cau­
Bir anlak-kategorisi olarak nedensellik sa suiausgednickt worden ist.Jacobi,
kategorisinin bu yok edilişi causa sui olarak ohne diese Negation dcs endlichen
anlatılan kavramda olur. Jacobi, onda sonlu Verhiiltnisses, das Spekulaıive, dar­
in zu erkennen, fertigt ihn blo6 auf
ilişkinin bu olumsuzlanmasını, bu kurgul yanı psychologischem oder, wenn man
tanımaksızın, onu yalnızca psikolojik, ya da will, pragmatischem Wege ab. Er
gibı an, dall 'aus dem apodikıischen
eğer dilersek, pragmatik tarzda bir yana atar. Satze, dall aUes eine Ursache haben
Şunları söyler: "Herşeyin bir nedeni olmalıdır müs.se, es harl gehalıen habe, zu fol­
gem, dall nicht alles eine Ursache
biçimindeki apodiktik önermeden herşeyin haben kömre. Danım habe man die
bir nedeni olmayabilir sonucunu çıkarmak causa sui erfunden'. Wohl kommt es
güçtür. Bu nedenledir ki causa sui icat edilmiş­ den Ver.;tand hart an, nicht nur etwa
jenen ihm apodiktischen Satz auf­
tir." Hiç kuşkusuz anlak için yalnızca apodiktik gcben und noch irgendein anderes
önermeden vazgeçmek değil, ama herhangi Könncn (das sich Ubrigens in dem
angcffihrten Ausdruck schier ausni­
bir başka olanağı (ki bunun dışında aktarılan mmt) annehmen zu sollen, - aber
anlatımda çarpık görünür) kabul etmek de nicht die Vemunf� welche vielmchr
güçtür. Ama us için güç değildir, çünkü us, solches endlichc Verh3ltnis der Ver­
mittlung mit Anderem als freier,
özgür tin olarak, ve özellikle dinsel insan tini besonders religiöser Menschengeist
olarak, böyle başkası ile dolaylılık gibi sonlu aufgibt und dessen \ı\1idcrspruch,
auch wie er sich im Gedanken zum
ilişkiden vazgeçer ve düşüncede bilince gelen BewuBtsein kommt, im Gedanken
çelişkiyi düşüncede nasıl çözeceğini bilir. auch aufzulösen weiB.
16. DERS 137
Solche dialekı.ische Enıwicklung, Gene de burada verildiği biçimiyle eytişim­
wie sie hier gegeben worden, gchôrt
jcdoch noch nichı den Systemen sel açınım yalın tözsellik dizgelerine, pante­
der einfachen Substantialilil, den izmlere ait değildir. Bunlar, daha sonra ele
Pantheismen an; sie bleiben bcim
Sein, Snbstanz. stehen, welche Form
alacağımız biçimler olarak, varlıkta, tözde
wir wieder aufnehmen wollen. Fflr durup kalır. Bu kategori, kendi için alındı­
sich diese Bestimmung genommen, ğında, tüm dinlerin ve felsefelerin temelidir.
isı sie Grundlage aller Religionen
und Philosophien; in ailen isı Goıt Tümünde de Tann saltık varlıktır, bir özdür
absolutes Sein, cin Wescn, das ki başkası yoluyla değil ama saltık olarak
schlechthin an und für sich selbst,
nicht durch Anderes besıehend be­
kendinde ve kendi için varolur, saltık olarak
sıehı, schlechıhin Selbsııindigkciı isı. kendine-bağımlılıktır.
b) Diese so absıraktcn Bestiın­ (b) Bu böylesine soyut belirlenimler çok
mungen gehen nicht weit und sind
sehr ungenfıgend; Aristoteles (,Metfl­ dar ve doyum verici olmaktan çok uzaktır.
plıysik J, 5) sagt von Xenoplıanes, "der Aristoteles (Metafızik 1, 5 [986b 21-4] ) Xeno­
zucrst einte (Eviaaç) ... : er hat nichrs
Deutliches vorgebracht und ebenso
fanes için şunlan söyler: "Birleştiren (evioas)
in den ganzen HimrneJ,. (wie wir sa­ ilkin o oldu. Açık hiçbirşey ileri sürmedi ve,
gen: sa ins Blaue hinein) «schauend bütün göğe" (ya da, bizim dediğimiz gibi,
gesagt, das Eine sei Gott». Wenn
nun die folgcnden Eleaten miher havaya) bakarak, "Bir Tanrıdır" dedi. Eğer
aufgezeigl, daB das Viele und die onu izleyen Eleatikler daha tam olarak çok­
BesLimmungen, die auf der ViclhciL
beruhen, auf den \o\'iderspnıch ffıh­
luğun ve çokluğa dayanan belirlenimlerin
rcn und sich ins Nichts auflösen, çelişkiye götürdüğünü ve kendilerini hiçliğe
und wenn bei Spinoz.a insbesondere çözdüğünü gösterdilerse, ve eğer Spinoza'da
alles Endliche in die Einheiı der
Substanz versinkt, so gehı filr die­ özellikle tüm sonlular tözün birliğine gömü­
se selbsl keine weitere, konkrete, lüyorsa, o zaman bu tözün kendisi için geriye
fruchtbare Bestimmung her\'or. Die
daha öte somut, verimli hiçbir"belirlenim
Entwicklung bctriffc nur die Form
der Ausgangspunkte, die eine sub­ kalmaz. Gelişim yalnızca öznel bir derin­
jektive Reflexion vor sich haı und düşüncenin önünde bulduğu başlangıç nok­
ihrer DialekLik, durch welche sie das
selbstindig erscheinende Besondere talarının biçimini ve onun bağımsız göıünen
und Endliche in jene Allgemeinheit tikeli ve sonluyu o evrenselliğe geri getiren
zurückführt. Bei Pannenides findet
diyalektiğini ilgilendirir. Hiç kuşkusuz Par­
sich zw;ır, daB dies Eine als Denken
bestimmı wird oder daB das Denken· menides 'te bu Bir düşünce olarak belirlenir
de das Seiende ist, auch bei Spino1.a ya da düşünen varolandır, ve Spinoza'da da
ist die Substanz als Einhcit des Seins
(der Ausdehnung) und des Den·
töz varlığın (uzam) ve düşüncenin birliği ola­
kens bestimmt; alicin danım kann rak belirlenir. Ama bu nedenle bu varlığın
man nicht sagcn, dics Sein oder die
ya da tözün böylelikle düşünen olarak, e.d.
Substanz sei hiennit als denkend, d.
h. als sich in sich bestimmende Tii­ kendini kendi içinde belirleyen etkinlik ola­
tigkcit gesetzt; sondern die Einheit rak koyulduğu söylenemez. Tersine, varlığın
des Seins und des Denkens bleibt als
das Eine, Unbewegte, Starrc gefaBı.
ve düşünmenin birliği Bir, devimsiz, katı ola­
Es ist 3.uBerliche Unlerscheidung, in rak kavranmayı sürdüıür. Yüklem ve kipler,
Attribute und Modi, Bewegung und
devim ve istenç arasında dışsal bir ayrım, bir
\\'itlen, Unterscheiden des Verstan­
des. - Das Eine ist niclu expliziert anlak ayrımı vardır. - Bir kendini açındı­
als die sich ennvickelndc Notwcndig­ ran zorunluk olarak, - kavramının bildir­
keit, - niclu, wic ihr Begıilf angege­
ben worden isl, als der Prozell, der diği gibi - zorunluğu onda kendi ile dolaylı
sic in ihr mit sich verınittch. Wcnn kılan süreç olarak açımlanmaz. Eğer burada
138 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

eksik olan devim ilkesi ise, bu daha somut hier das Prinzip der Bewegung fehlt,
so isl dasselbe wohl in konkreıeren
ilkelerde, örneğin Herakleitos'un akışında, Prinzipien, dem Flie)en des Herak/it,
aynca sayıda vb. hiç kuşkusuz bulunur. Ama auch der ZahJ usf. wohl \'orhanden,
aber teils ist die Eiııheit des Seins, die
bir yandan varlığın birliği, tanrısal kendine­ gôttliche Sichselbsıgleichheit nicht
eşitlik saklanmazken, öte yandan böyle bir erhalten, ıeils ist solches Prinzip mit
ilke varolan sıradan dünya ile tam olarak o der gemein seienden Welt in ebensol­
chem Verhiluıis alsjenes Sein, Eines
varlığın, Birin ya da tözün ilişkisi ile aynı ilişki odcr Subsıanz.
içinde durur. c) Auller diesem Einen findet sich
nun eben vor die zuffillige Welt, das
(c) Ama bu Birin dışında olumsal dünya, Sein mit der Bestimmung des Nega­
olumsuzun belirlenimi ile varlık, sınırlamala­ ıiven, das Reich der Beschrinkungen
rın ve sonluluklann alanı bulunur, - ve bu und Endlichkeiten, - wobei es kei­
nen U n terschied maclu, ob dieses
alanın dışsal belirli-varlığın, görünüşün alanı Reich als ein Reich des 3.uBerlichcn
olarak mı yoksa yüzeysel idealizmin belirleni­ Daseins, des Scheins, oder nach der
Bestimmung des oberfl3.chlichen
mine göre salt öznel bir dünya, bilincin bir
Idealismus als eine nur subjektive
dünyası olarak mı tasarımlandığı arasında Wclt, eine \\'elt des Bewu.Btseins vor­
hiçbir ayrım yoktur. Sonsuz dolaşıklıkları gesıellı wird. Diese Mannigfaltigkeil
mit ihren uncndlichen Venvicklun­
ile bu çoğulluk ilkin o tözden ayrıdır, ve bu gen ist getrennt zun3.chst vonjener
Bir ile nasıl bir ilişki içinde durduğunun Substanz, und es ist zu sehen, welches
Verh3.ltnis ihr zu diescm Einen gege­
görülmesi gerekir. Bir yandan dünyanın bu
ben wird. Einesteils wird dies Dasein
varoluşu ile yalnızca karşılaşılır. Dizgesi en der Welt nur vorgefunden. Spinoza,
gelişmiş olan Spinoza sunumunda tanımlar dessen System das entwickehste ist,
rangt in seiner Darstellung ''on De­
ile, e.d. elde hazır bulunan düşünme belirle­ fınitionen an, d. h. von vorlıandemm
nimleri ile ve genel olarak tasarım ile başlar; Bcslimmungen des Denkens und

bilincin başlangıç noktaları varsayılır. Ö te der Vorstellung überhaupt; es sind


die Ausgangspunkte des Bcwu6ıseins
yandan , anlak dışsal zorunluk ilişkilerine vorausgesetzL Anderenteils formierl
ve kategorilerine göre bu ilineksel dünyayı der Versıand diese akzidentelle Welt
zu eincm Systeme, nach den Ver­
bir dizgeye biçimlendirir. - Parmenides bir hilmissen, Kategorien 5u0erlicher
görüngü dünyasının dizgesini verir ki, bunun Notwendigkeit. - Pannenides gibt
die Anfange eines Systems der Er­
doruğuna Zorunluk Tanrıçası yerleşmiştir. -
scheinungswclt, an dessen Sphze die
Spinoza bir doğa-felsefesi oluşturmamış; ama Gôtıin, die Noıwendigkeit gestellt
somut felsefenin öteki bölümünü, bir etik ist. - Spinoza hat keine Naturphilo­
sophie gcmachı; aber den anderen
dizgesini ele almışur. Bu bir yandan tutarlı Teil der konkreten Philosophie, eine
olarak hiç olmazsa genel bir yolda saluk töz Ethik abgehandelt; diese war einer­

ilkesi ile bağlanacaku, çünkü insanın en yük­ scits konsequenter, wenigsıens im


allgemeinen an das Prinzip der abso­
sek belirlenimi Tanrıya yönelimidir - Spino­ lmen Subsıanz anzuknflpfen, weil die
za'nın anlaumı ile, sub specie aeterni arı Tann höchste Bestimmung des Menschen
scinc Richmng auf Gott, - die rei­
sevgisi. Ama felsefi irdelemenin ilkelerinin, ne Liebe Gottes in dem Ausdruck
içeriğin, başlangıç noktalarının tözün kendisi Spinozas sub specie aeterni ist. Allein

ile hiçbir bağınusı yoktur; - görüngü dünya­ die Prinzipien der philosophischen
Bctrachtung, der Inhalt, dic Aus­
sının tüm dizgesel açımlaması, kendi içinde gangspunkte haben keincn Zusam­
ne denli tutarlı olursa olsun, eğer sıradan nıenhang mit der Subsıanz selbst;
- aile system•Hİsche Ausführung der
yordama göre ilerler ve duyusal olarak algı­ Erscl•einungswelt, so konsequent sie
lanan ile başlarsa, kendisi sıradan bir bilim in sich sclbst ist, macht sich nach dem
15. DERS 1 39
gewöhnlichen Verfahren, das Wahr­ olur ki, bunda saltığın kendisi olarak tanı­
genommene aufzunehmen, zu einer
gewöhnlichen Wissenschafl, in wel­ nan şeyin, Birin, tözün dirimli olması gerek­
cher das, was als das Absolute selbsı mez; devindirici ilke ya da yöntem değildir,
anerkannt wird, das Eine, die Subs­
tanz nicht lcbendig sein soll, niclu das
çünkü belirlenimsizdir. Böyle tözden feno­
Bewegende daıin, nicht die Meıhode, menal dünyaya bakıldığında görülecek şey
denn sie ist bestimmungslos. Es bleibt bu doğal ve tinsel dünyanın bütünüyle soyut
von ihr für die Erschcinungsweh
nichts, als daB eben diesc natlırliche görüngü dünyası olduğu, ya da dünyanın
und geistige Wch iiberhaupt ganz ab­ varlığının, olumlu olarak, varlık ya da Bir
suakt, Er.;cheinungswelt ist, oder dies,
daB das Sein der Welı, als affirmaıiv,
ya da töz olduğu, ya da varlığı bir dünya
das Sein, das Einc, die Substanz ist, yapan tikelleşmenin evrim ya da yayılım ya
daB die Besonderung, wodurch das
da tözün kendisinden sonluluğa bir düşüşü
Sein cine \\reıı ist, die Evolulion, Ema­
nat..ion, ein Herausfallen der Substanz olduğudur ki, bütünüyle kavramsız bir kip­
aus sich selbst in dic Endlichkeit, cine leşmeden başka birşey değildir çünkü tözün
ganz begriffiose 'Weise ist, so daB in
der Substanz selbst kein Prinzip einer kendisinde yaratıcı olması için gereken hiç­
Beslimmung ist, schöpferisch zu scin, bir belirlenim ilkesi yoktur; ve üçüncü ola­
- und driucns, dall sie die ebcnso ab­
sırakıe Macht, das Setzen der Endlich·
rak, töz eşit ölçüde soyut güçtür, sonluluğun
kcit als eines Negat.ivcn, das Vergehcn olumsuz birşey olarak koyulması ve bu son­
derselbcn ist. luluğun yitip gidişidir.

[GESCHLOSSEN AM 19. AUGUST 1829) [19 AGUSTOS 1 829'DA SONLANDIRILDI]


EINSCHALTUNG ARA EK

[Kan ıs Kritik des kosmologisclıen


Bcweises]
[Kant'ın kozmolojik tanıtı eleştirisi]

Bckanmlich hat die Krilik, welchc Bilindiği gibi, Kant'ın Tanrının varoluşunun
Kant übcr die meıaplıysisclıcn Be­
weise vom Da.ıııein Goues gcmacht, dic
metafiziksel tanıtlarına yönelttiği eleştirinin
\\'irkung gehabı, diese Argumente aur­ sonucu bu uslamlamaların terk edilmesi
zugcbcn, und dall von İlmen in ciner
olmuştur. Bundan böyle bilimsel bir incele­
wissenschafllichcn Abhandlung so
schr nicht mchr dic Rede ist und man mede onlardan söz edilmemekte ve onlara
sich der Anfiılııııng dcrsclben bcina­ değinmek neredeyse utandırıcı görünmek­
he zu schiimcn hat. Ein populcl.rer
Gchrauch jccloch wird dcnselben tedir. Gene de popüler bir kullanımlarına
noch vcrsıauet, und [es] ist ganz all­ izin verilmekte ve gençlerin eğitiminde ve
gemein, daB bei der Belehnıng eler
Jugend und der Erbauung der 3.heren
yetişkinlerin moral gelişimlerinde bu uslam­
Envachsenen diese Arguınenıaüonen lamalardan yaygın olarak yararlanılmakta­
angcwcndct wcrdcn und auch die Be­
rcdsarnkcit, welchc \'ornehmlich das
dır. Yine, başlıca yüreği ısıtmaya ve duygu­
Herı: zu en,ıanncn und dic Gcfilhlc zu ları yükseltmeye çabalayan güzel konuşma
crhcben bcstrebt ist, diesclbcn als die sanau da zorunlu olarak onları tasarımları­
inneren Grundlagcn und Zusaınmen­
hcinge ihrer Vorstcllungen nötig hat nın iç temeli ve bağlanusı olarak almakta ve
und gebraucht. - Schon von dem kullanmaktadır. - Kozmolojik tanıt ile ilgili
sogenannten kosmologischen Bewci­
sc gibı Kanı (Kritik derreinen Vmıu>!f!,
olarak Kant (An Usun 1',leştirisi, B 643) genel
2. Ausg. [B]. S. 643) im allgemeinen bir yolda eğer birşeyin varolduğunu kabul
zu, daf3, wenn man vorausseıze, ecwas
existiere, man der Folgenıng nicht
edersek başka herhangi birşeyin zorunlu
Umgang haben kônne, daO auch ir­ olarak varolduğu ve bunun bütünüyle
gend en\laS non..·endigen'leise cxistierc doğal bir vargı olduğu sonucundan kaçına­
und dies ein ganz natürlichcr Schlu6
sei; noch mehr aber bemcrkt er vom mayız der. Ama daha ileri giderek fiziksel­
ph)"ikotheologischen Beweise (eben­ tanrı bilimsel tanıt ile ilgili olarak şunları
da, S. 651 ), daB diescr Beweis jeder­
zeit mit Achtung genannt zu werden
belirtir (B 651 ) : "Bu tanıttan her zaman
verdiene; er sei der aheste, klarste saygı ile söz edilmelidir. En eski, en açık
und der gemcinen Menschenver­
nunft am meisten angemcssene .. . Es
ve sıradan insan usuna en uygun olanıdır."
,rurde nicht alicin trostlos, sondcm " Öyleyse saygınlığını herhangi bir biçimde
auch gnnı 11.11uonsı sein, dem Ansehen zayıflaunayı istemek yalnızca rahatsız edici
dieses Beweises etwas anhabcn zu
wollen . ..Die Vemu1Y1" kann.., ıiuınt er olmakla kalmayacak, ama bütünüy/,e boşuna
femer cin, ,,durch keine Zwciret sub­ da olacakur. ... [U]s ince ve soyut kurgunun
ti/eı; ahgez.ogerıer Spelmlaticm so niederge­
drücht wcrden, daB sie nicht aus jeder
hiçbir ikircimi tarafından bastırılamaz, ve
grüblerischen Unentschlossen- heit. doğanın harikalarına ve evrenin yapılarının
141
142 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

görkemine bir göz atarak tıpkı bir düşten gleich als aus cinem Traume. durch
einen Blick, den sie auf dic 'Wunder
uyanır gibi dalgın kararsızlıklardan uyanır, der Naıur und der Majesı.ii.ı des Welı­
en yüksek olana erişinceye dek bir büyük­ baues wirfL, gerissen wer- den sollte,
um sich von Grö8e zu GröBe bis zur
lükten bir başkasına, en yüksek ve koşulsuz allerhöchsten, vom Bedingten zur Bc­
Yaratıcıya ulaşıncaya dek koşulludan koşula dingung, his zum obcrsten und unbc-­

yükselmesini sürdürür" [B 652] . dingıcn Urheber ıu erheben." [B 652]


Wenn der zucrst angcführte Beweis
Eğer ilk sözü edilen tanıt kaçınılması ola­ einc unumg3.ngliche Folgenıng aus­
naksız zorunlu bir vargıyı anlatıyorsa, eğer drücke, von der man niclıt Umgang
nehmen könne, und es gam; u11ısonst
ikinci tanıtın saygınlığını zayıflatmayı iste­ sein wflrde, dem Ansehen des zwei­
mek bütünüyle boşuna olacaksa, ve eğer us ten etwas anhaben zu wollen, und

hiçbir zaman bu tanıtın gidişini yadsıyacak die Vemıınft nie so soll ııiedergcdriıckı
wcrden können, um sich dieses Gan­
ve onda koşulsuz Yaratıcıya yükselemeye­ gcs zu enrschlagcn und sich in ihm
cek denli bastırılamayacaksa, o istemden nicht zum unbedingten Urhcber zu
erheben, so mUBte es doch wunderbar
kaçınmayı istemek ve usu bundan böyle scin, wcnn man jene Fordenmg doch
bu tanıtın saygınlığına izin vermeyecek umgehen, wenn dic Vcrnunfl docl1
denli bastırmaya çalışmak hiç kuşkusuz so niedcrgcdrfıckt wcrdcn müllte,
diescm Bcweis kein Ansehen mehr
tuhaftır. - Ama o tanıtlardan söz etmeyi einzurfüımen. - Soschr es abcr cin
sürdürmenin zamanımızın felsefecileri­ Fehler gegen die guıe Gesellschafı
der Philosophcn unserer Zeit scheinen
nin iyi toplumuna karşı bir günah olarak kann.jener Beweisc noch zu env:ihncn,
görünebilmesine karşın, Kantçı felsefe ve sosehr scheinl Kantischc Philosophie
Kant'ın o tanıtları çürütmesi de benzer ola­ und die Kantischen \Vidcrlegungen
jcncr Bcweisc gleichfalls ctwas zu
rak çoktandır bir yana atılmıştır ve bundan sein, das 13.ngst abgeıan ist und darum
böyle sözü edilmeye değmez görünmekte­ nichı ınehr zu envfthncn sci. - in der
Th.t aber ist es die Kantische Kritik al­
dir. - Ama gerçekte bu tanıtlan bilimsel bir lein, wclche diesc 13e\'·.'eisc auf cine
yolda baskılayan ve kendisi onları yadsıma­ \\issenschaftliche \Vcisc vcrdringt hat
nın daha başka, daha kısa bir yolunun, yani und wclche selbst auclı die Quellc
der anderen, kfırzeren \Vcisc, sic zıı
yalnızca duyguyu gerçekliğin yargıcı yapan verwerfen, geworden ist, der Weise
ve düşüncenin yalnızca gereksiz değil ama namlich. welche das Gefiıhl allein
zum Richter der Wahrheit machL und
ilençli de olduğunu bildiren yolun kaynağı den Gedanken nicht nur für entbehr­
yalnızca Kant'ın eleştirisidir. Öyleyse, bu lich, sondem für verdammlich erkl3.rt.
tanıtların saygınlıklarını yitirmesine yol lnsofern es alsa cin lnteresse hat, die
wissenschaftlichen Grlınde kennen­
açan bilimsel zeminleri tanımakla ilgilen­ zulernen, wodurch jene Beweise ihr
diğimiz düzeye dek, irdelememiz gereken Ansehen verloren haben, so ist es nur
eine Kantische Kritik, welche ınan in
şey yalnızca Kant'ın eleştirisidir.
Bcuacht zu nchmen hat.
Ama daha öte belirtmek gerek ki, Es ist aber noch zu bemerken, daB

Kant'ın eleştiri altına aldığı sıradan tanıt­ die gewôhnlichen Beweisc, welche Kant
seiner Kritik untcn\•irfl, und zwar von
lar, ve hiç kuşkusuz ilk olarak gidişle­ ihncn zun3.chsl der kosmologische und
rini burada irdelediğimiz kozmolojik ve der physikoıheologische, als deren

fiziksel-tanrıbilimsel tanıtlar sonluluk ve Gang hier in Betrachl komml, kon­


krctcrc Beslimmungcn - wie schon
sonsuzluk gibi yalnızca soyut nitel belirle­ der kosmologischc dic Bcsl.İmm1ıngen
nimlerden daha somut olan belirlenimleri von zuffilligcr Existenz und von abso­
lut notwcndigcm \\'esen - cnlhallen
kapsar. Ö rneğin kozmolojik tanıtta olum­ als die abstrakten, nur qualiLativen
sal varoluş ve saltık olarak zorunlu varlık Bcslimmungcn der Endlichkcit und
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 143
UnendliChkeit, und es isl bemcrkı belirlenimleri kapsanır. Ve belirtilmiştir ki,
worden, dafi, wenn die Gegensatzc
auch als das Bedingıe und Unbe­ karşıtlıklar koşullu ve koşulsuz ya da ilinek
dingte oder Akzidenz und Substanz ve töz olarak anlatılsa bile, yalnızca o nitel
ausgedrückt wcrdcn, sie hier doch
nur jene qualitative Bedeumng ha­
imlemi taşımaları gerekir. Öyleyse burada
ben sollen. F.s kommt daher hier nur ele alınacak biricik özsel nokta tanıtlamadaki
wesenllich auf den formellen Gang dolaylılığın biçimsel gidiş yoludur, çünkü
der Vermiulung im Beweisc an, ia­
dem ohnehin in jenen metaphysi­ her durumda o metafiziksel çıkarsamalarda
schen Schlüssen und auch in der ve ayrıca Kant'ın eleştirisinde belirlenimle­
Kantischen Kritik der Inhalı und die
dialektische Namr der Bestimmun­
rin kendilerinin içeriği ve eytişimsel doğası
gen selbst nicht in Betracht konımt: irdelemeye alınmaz. Ama gerçekten yerine
es w3rc abcr diese dialektische Namr getirilmesi ve yargılanması gereken şey tam
alicin, von welcher die Venniuhıng
wahrhaft geffıhrt sowie beurteilt olarak bu eytişimsel doğadan kaynaklanan
wcrdcn mfıBte. - Ü bıigens ist dic dolaylılıktır. - Bunun dışında, dolaylılığın
An und \Veise, wie die Vennittlung
in jenen mctaphysischen Argumcn­
bu metafiziksel uslamlamalarda olduğu gibi
tationen sowie in der Kantischcn Bc­ onların Kant tarafından yargılanmasında da
urtcilung dcrselben aufgefaBt wird, anlaşılmasının tür ve tarzı Tanrının varoluşu­
in ailen den mehreren Beweisen
vom Dasein Goues - n3.mlich der nun daha başka tanıtlarının tümünde - yani
Klasse derselbcn, welche von einem verili bir varoluştan yola çıkan tanıtlar sını­
gegebenen Dasein ausgehen - im
ganzen dieselbc, und indem wir hicr
fında - bütününde aynıdır. Eğer burada bu
die Art dieses Verstand�hlusscs na­ anlak-tasımının türüne daha yakından bakar­
h er betrachten, so ist derselbc auch sak, onu başka tanıtlar için de bir çözüme
für dic andcrcn Beweisc abget.an,
und wir brauchen bei ihncn dann nur
bağlamış olacağız; ve bu sonuncular açısın­
auf den nciheren Inhah der Bestiın­ dan dikkatimizi yalnızca belirlenimlerin daha
mungen allein unser Augenmerk zu
tam içeriğine çevirmemiz gerekecektir.
richten.
Die Kantische Kritik des kos­ Kant'ın kozmolojik tanıtı eleştirisinin irde­
mologischen Bcweises scheinl ser leme için özellikle ilginç görünmesine yol
gleich fiır dic Betrachmng um so
intcressanter, da sich darin nach
açan şey Kant'a göre (B 637) onda eytişimsel
Kanı (S. 637) cin gam.es Nesi \"On sayıltıların bütün bir yuvasının gizli yatması,
dialektisclıen AnmaBungcn verbor­
ama aşkınsal eleştirinin bunu kolayca açığa
gen halten solle, welches jedoch die
transzendcntale Kritik lcicht entde­ çıkarıp yok edebilecek olmasıdır. İlk olarak
cken und zerstören könne. leh wie­ bu tamun Kant tarafından da kullanılan alı­
derhole zuersl den gcwöhnlichen
Ausdıuck dieses Beweises, wie ihn
şıldık anlatımını (B 632) yineleyeceğim. Bu
auclı Kanı anführı (S. 632), der şöyledir: "Eğer birşey varsa " (yalnızca varsa
so lautet: Wenn etwas existiert .. (nicht
değil, ama a contingentia mundi varsa, olum­
bloB existierl, sondern (J contingentia
nmndi, als lufii,lliges bcstimmt ist), sal birşey olarak belirli ise ) , "o zaman salak
.,so muB auch ein schlechterdings olarak zorunlu bir varlık da olmalıdır. Şimdi,
notwendiges \o\1escn existicrcn. Nun
existiere zum mindesten ich sclbst:
en azından ben varım: Öyleyse salak olarak
also exislicrt ein absohıt nOLwcndigcs zorunlu bir varlık vardır." Kant ilk olarak
Wcsen." Kant bcmcrkt zuerst.. da6 der
küçük öncülün bir deneyimi kapsadığını ve
Untersatz cine Erfahrung enthaltc
uncl der Obersatz dic SchluBfolgc büyük öncülün genel olarak bir deneyimden
aus cincr Erfahrung übcrhaupl auf zorunlu birşeyin varoluşuna bir vargıyı kap­
das Dascin dcs Notwendigcn, eler
Bcweis somil nicht gfinzlich a priori
sadığını, böylece tanıtlamanın bütünüyle a
geffıhrt sci, - cine Bcmcrkung. dic priori yerine getirilmediğini belirtir, - bir
144 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

gözlem ki genel olarak bu uslamlamanın sich auf die frlıher bemcrkte Be­
schaffcnhcit dieser ArgumenLation
daha önce belirtilen yapısı ile, bütün gerçek i'ıbeıiıaupl bezieht, nur die eine Seitc
dolaylılığın yalnızca bir yanını kabul etmesi der branzen wahrhaften Vermitllung
aufzunehmen.
ile bağınulıdır. Die michste Bcmerkung bctrilTt
Sonraki gözlem bu uslamlamanın birincil eiı1en Hauptumstand bci dieser Ar­

koşullarından birini ilgilendirir ve bu Kant'ta gumem;ı.tion, wclcher bci Kant so cr­


scheint, daB namlich das notwendige
şöyle görünür: Zorunlu varlık zorunlu olarak Wcsen als notwendig nur auf cine
yalnızca tek bir yolda, e.d. tüm olanaklı karşıt einzige \oVeise, d. i. in Ansehung aller
möglichen entgegcngcsetzten Prfi­
yüklemler açısından bunlardan yalnızca biri dikate nur durch eines derselben
yoluyla belirlenebilir ve böyle bir şeyin yal­ bestimnu werden könnc und \'Oll ci·

nızca tek bir kavramı, yani en olgusal varlık nem solchen Dinge nur ein einziger
BegriIT ınöglich sei, n3mlich der
kavramı olanaklıdır ve bu sözde kavram ise des allcrrcalsten \\'csens, wclcher
bilindiği gibi (burada daha sonra irdelenecek sogenannıc BegıirT bckaııntlich das
Subjckt dcs (hicr vicl spater zu
olan) ontolojik tamun öznesini oluşturur. bctrachtendcn) ontologischen Be·
Kant eleştirisini ilk olarak zorunlu varlığın weises ausınacht.

bu sonuncu ve daha geniş belirlenimine karşı Gcgcn dicsc lctztcrc weiıere Be·
stiınmung dcs nol\\'endigcn \o\'esens
yöneltir ve onu salt sıradan bir uslamlama ist es ıuerst, da8 Kant scinc Kritik als
yolunun sonucu olarak alır. Tanıtın o görg;ül gcgen eincn bloB \'crnfmftelndcn
Fongang richıet. .Jener empirisclıe
zemini bize zorunlu Varlığın hangi özellikleri Bewcisgrund könnc n5.mlich nicht
taşıdığını söyleyemez. Bu amaç için us dene­ lehren, was das noıwcndigc \o\'csen

yimden bütünüyle uzaklaşmalı, böyle saluk ffır Eigrnsdıafteıı habe; dic Vcmunft
nehme zu dicsem Behuf g3.nzlich
olarak zorunlu bir Varlığın taŞımak zorunda Abschied von ihm und forschc Jıin­
olduğu özellikleri arı kavramlar arasında ara­ ter lauter Belfrlffen, was cin absolut
notwcndiges \o\'esen für
malı ve bir saltık zorunluk için tüm olanaklı Eigensclıaf
ten hahen müssc, welclıes un ter ailen
şeykr arasında hangilerinin gerekli olduğunu möglichen Dingen die Rcquisiten zu
saptamalıdır. - Bu anlaumlara egemen olan einer absolmcn Notwcndigkeit i n
sich habc. - M a n könnte das \icl·
eğitimsizliğin düzeyini onun zamanına yük­ fach Ungebildetc, das in diesen
leyebilir ve zamanımızın bilimsel ve felsefi Ausdrlıckcn hcrrscht, noch sei·

açımlamalannda bundan böyle bu tür şeylerin ner Zeit zur Lası legen und daffır
halıen wollen, da8 dergleichen in
bulunmadığını kabul etmeyi isteyebiliriz. Her wissenschaftlichen und philosophi·

ne olursa olsun, Tanrı bugünlerde artık bir şey schen Darstellungen unserer Zeit
nicht mchr \'orkomme. Allerdings
olarak nitelenmemekte ve tüm olanaklı şeyler wird ınan heuligentags Gou nicht
arasında hangisinin Tanrı kavramına uygun ınehr als ein Ding quaJifizieren und

düşeceği aranmamaktadır. Hiç kuşkusuz şu ya nichı unter allen möglichen Dingen


henımsuchen, welches sich für den
da bu insanın ya da kınakına ağacı kabuğu­ Begriff Goııes passe; man wird wohl
nun vb. özelliklerinden söz edilmektedir; ama von Eigmsclıaften dieses oder jcnes
Menschen oder der Chinarinde wf.,
felsefi açımlamalarda bundan böyle bir şey aber in philosophischen Darstellun­
olarak Tanrı ile bağınu içinde özellikkrden söz gen enva nicht mehr \'On Eigrn.sclıafte11

edilmemektedir. Giderek daha da sık olmak in Beziehung auf Gou als ein Ding
sprechen. Alicin dcsto mehr kann
üzere , kavramlardan sal t soyut düşünce­ man noch imıncr von Begriffen in

belirlenimleri anlamında söz edildiği bile dem Sinne bloll abstraktcr Denk·
bestimmungcn sprcchen hören, so
duyulmaktadır, öyle ki bundan böyle bir şeyin daB hicrnach nicht anzugeben isl,
lıavramı sorulduğunda ya da genel olarak bir was es fflr eincn Sinn haben soll,
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 145
wenn nach dem Begriffe einer Saclıe nesnenin kavranması gerektiğinde, bunun ne
gefragt wird, wenn überhaupt ein
Gegensıand begriffen werden soll. anlama geldiğini belirtmek gereksizdir. Ama
Ganz aber ist es in die allgemeincn buna karşın usun araşurmalannı an kavram­
Gnmds3tze oder vielmehr in den
Glauben der Zeit übergegangen, es
larda yürütmekle kınanması, giderek bunun
der Vemunft zum Vonvurfe,ja zum bir suç sayılması genel bir ilke ya da daha
Verbrechen anzurechnen, da.fi sic doğrusu zamanın bir inancı olmuştur. Başka
ihre Forschungen in lauter Bcgrif­
fen anstelle, mit anderen Worten, bir deyişle, usun duyular yoluyla algılamanın
daB sie auf cine andere \Veisc 13.tig ya da imgesel, şiirsel vb. bir yolla olmanın
sei, als durch dic Sinne ,,,.J.hrzuneh­
men und cinbildcrisch, dichterisch
dışında etkin olması kınanacak birşey olarak
usf. zu sein. Bci Kant sieht man in görülmektedir. Kant'ın durumunda, açım­
seinen Darstelhmgen doch noch lamalarında başlangıç noktası yaptığı belirli
dic bcstimmten Voraussetzungen,
von denen er ausgeht, und cine varsayımlar vardır ve izlediği sıradan uslamla­
Konseqnenz des r3.sonierenden malarda bir tutarlık görülür, öyle ki ulaşılan
Fortgangs, so daB ausdnicklich
durch Gründe erkannı und be­
bir içgörü kesinlikle zeminleri yoluyla bilinir
wiesen [werden], eine Einsicht ve tanıtlanır, ve bir içgöriınün yalnızca zemin­
nur aus Grlındcn hervorgehen, lerden ortaya çıkması, genel olarak içgörünün
die Einsichı überhaupı philosophi­
scher Art scin soll, wogegen man felsefi bir türde olması gerektiği kabul edilir.
auf der HeerstraBe des \Visscns Buna karşı, zamanımızda bilginin ana yolunda
unscrer Zeit nur Orakelsprlkhen
der Geffıhlc und Versicherungen
yalnızca bilicilere özgü duygu anlatımları ve
eines Subjekts bcgegneL, welchcs öznelliğin inancalan ile karşılaşılır ki, bunları
die Pr3.tention hat, im Namen aller ileri sürenler kendilerinde tüm insanlar adına
Menschcn zu \'ersichern und eben
darum mil scinen Versichcrun­
güvenceler verme hakkını görür ve tam bu
gen auch ailen zu gebie1en. \!on nedenle önermelerini herkese buyurmayı
irgendeiner Priizision der BesLim­
isterler. Böyle bilgi kaynakları durumunda
mungen und ihres Ausdrucks und
eineın Anspnıch auf Konsequenz ne belirlenimler ve anlaumlan açısından bir
und Gründc kann bei solchen sağınlık ne de tutarlık ve zeminler açısından
Quellen der Erkenntnis nicht die
Rede sein.
herhangi bir haklılık söz konusu olabilir.
Der angeführte Teil der Kanıi­ Kant'ın eleştirisinin değinilen bölümünün
schen Kritik hal den bes1immten
belirli bir anlamı vardır. İlk olarak, o tanıt­
Sinn ersdich, daBjener Beweis nur
bis zu einem notıoeııdigen Wesen lama yalnızca bir zorunlu Varlığa götürür,
führc, daB aber solche Bestim­ ama böyle belirlenim Tanrı kavramından,
mung von dem BegrifTe Goues,
n3.mlich der Bestimmung dcs al­
yani en olgusal Varlık belirleniminden ayrı­
lerrealsten Wescns, unlerschieden dır ve bu sonuncusu birinciden arı kavram­
sei und dieser aus jencın durch
Jar yoluyla us tarafından çıkarsanmalıdır. -
lauter Begriffe von der Vernunfl
gefölgert werden müsse. - Man Hemen görülür ki, eğer o tanıt saluk olarak
sieht sogleich, daB, wennjener Be­ zorunlu Varlıktan daha öteye götürmüyorsa,
weis nichL weiter ffıhrtc als his zum
absoluL nonvendigen \\'esen, weiter
ona yönelik biricik karşıçıkış tam olarak bu
nichrs einzuwenden ware, als dafi belirlenime sınırlanan Tanrı tasarımının hiç
eben die Vorstellung von Goll,
kuşkusuz kendi içinde daha çoğunu kapsayan
die sich auf diese Bestimmung be-­
schr.inkıe, allerdings noch nicht so bir Tanrı kavramını taşıyan bizlerin istediği
tief sci, als wir, deren BegrifT von kadar derin olmadığı biçiminde olacaktır.
Gou mehr in sich schlieBt, verlan­
gcn. Es ware leicht ınöglich, daB
Pekala olanaklı olabilir ki, erken zamanların
lndividucn und Völker frühcrer - ya da zamanımızın henüz Hıristiyanlığın ve
146 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bizim kültürümüzün dışında yaşayan - birey­ Zeic - oder unserer Zeit, welche
noch auOer dem Christenmm und
lerinin ve uluslannın Tann için bundan daha unserer Bildung leben - keinen
derin bir kavranılan olmamışur. Böyle bireyler tieferen Begriffvon Gott hitten;
fü.r solche w3re jener Beweis so­
ve halklar için bu tanıtlama yeterli olacaktır. mit genugtuend. Wenigstens wird
Hiç olmazsa Tannnın ve yalnızca Tannnın sal­ man zugeben können, da6 Gou
tık olarak zorunlu Varlık olduğu kabul edile­ und nur Gou das absolut not­
wendige Wesen sei. wenn diese
bilir, üstelik bu belirlenim Hıristiyan tasanmı Bestimınung auch die chrisdiche
bütünüyle kucaklamasa bile, çünkü bu tasanın Vorsıellung nichı erschöpfıe.
welche in der Tat auch noch
gerçekte kendi içinde doğal denilen tanrıbili­ liefercs in sich schlie8t als jene
min o metafiziksel belirleniminden çok daha meıaphysische Bestimmung der
sogenannten natürlichen Theo-­
derin birşeyi, giderek modern dolaysız bilginin logie, ohnehin auch als das.
ve inancın Tann için verebileceğinden de daha was das moderne unmittelbare
derin birşeyi kapsar. Gerçekte dolaysız bilme­ Wissen und Glauben von Gou
anzugcben weiB. Es ist selbst die
nin Tanrıya ilişkin olarak yalnızca şu kadannı, Frage. ob das unmittelbare \Vissen
onun saltık olarak zorunlu Varlık olduğunu auch nur so \'İci von Gou sagen
mag, daB er das absolut notwen­
söyleyip söyleyemeyeceği bile sorgulanabilir. dige Wesen sei, wenigstcns wenn
Hiç olmazsa, eğer biri Tanrıya ilişkin olarak der eine unmittelbar soviel von
Gott weill, so kann cbensogut
dolaysızca bu kadarını biliyorsa, benzer olarak der andcre unmiuelbar nicht
başka biri de, ondan daha çoğunu beklemeye sovicl davon wissen, ohne dal3
hakkımız olmadığına göre, pekala Tannya iliş­ ein Recht vorhanden w3rc, ihm
mehr zuzumuten, denn ein RechL
kin olarak dolaysızca o kadarını bilmeyebilir, fiihrt Gründe und Beweise, d. i.
çünkü bir hak kendi yanında zeminler ve tanıt­ Vermittlungen des Wissens mit,
und die Vennittlungen sind von
lar, e.d. bilmenin dolaylılıklarını getirir, ve o jenem tınmittelbaren \\'is.sen aus­
dolaysız bilme tarafından dışlanan ve yasakla­ geschlosscn und verpônl.
nan şey bu dolaylılıklardır. Wenn aber aus der Entwicklung
dessen, was in der Bestimmung
Ama eğer saltık olarak zorunlu Varlığın belir­ vom absolut notwendigen We­
leniminde kapsanan şeyin gelişiminden doğru sen enthalten ist, nach richtigcr
Folgerung weitere Bestimmun­
çıkarsamalar ile uyum içinde daha öte belirle­ gen sich ergeben. was sollte der
nimler doğarsa, bunların kabul edilmesine ve Annahme und Ü berzcugung
derselben sich entgegenstellen
onlar tarafından ikna edilmeye nasıl karşı çıkı­ können? Der Beweisgrwıd sei
labilir? Tanıtlamanın zeminigörgü! olabilir, ama empirisch; aber wenn der Bcweis
eğer tanıtlamanın kendisi kendi için doğru selbst für sich ein ıiclıtiges Folgern
isı ıınd durch dasselbe einmal das
bir çıkarsama ise ve bir kez onunla zorunlu Dasein eines notwendigen \\'esens
bir Varlığın varoluşu saptanırsa, us hiç kuşku­ feststeht, so forscht allerdings
von dieser Grundlage aus die
suz bu zeminden başlayarak araştırmalarını Vernunrt aus lauter Begriffen;
arı kavramlar yoluyla sürdürecektir. Ama bu aber nur dann wird ihr dics für
cin Unrecht angerechnet werdcn,
ancak eğer genel olarak usun kullanımı haksız wenn der Vemunftgebrauch über­
görülürse haksız görülebilir, ve gerçekten de haupt für ein Unrccht angesehen
Kant'ta usun değersizleştirilmesi tüm gerçek­ wird. und in der Tut gehı die He·
rabsetzung der VemunfL bci Kant
liği dolaysız bilmeye sınırlayan görüşün gittiği so weit wie bei der Ansicht, welche
noktaya dek gider. allc Wahrhcit auf das unmiuelbare
Wisscn cinschninkt.
Ama sözde en-olgusal Varlığın belirlenimi Dic Bestimmung aber des so­
saltık olarak zorunlu Varlık belirleniminden ya gcnannten allerrealsten Wesens
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 1 47
ist leichl aus der Bestimmung dcs
da giderek onda durup kaldığımız sonsuzun
absolut notwendigm 'Wescns oder auch
aus der Bestimmung des Unendli­
belirleniminden bile kolayca çıkarsanabilir;
chen, bei der wir stehengeblieben, çünkü tüm ve her bir sınırlama bir başkası
abzuleiten; denn aile und jede Be­
schr:inktheit enthilt eine Beziehung
ile bağıntı kapsar ve böylece saltık olarak
auf ein Anderes und widerstreitet zorunlu olanın ve sonsuz olanın belirlenimi
sonach der Bestimmung des Abso­
ile çauşır. Çıkarsamada bu tanıtlarda bulun­
luı-Notwendigen und Unendlichen.
Das wesentliche Blendwcrk im Schlie­ ması gereken özsel aldanmacayı Kant saluk
Ben, das in diesem Beweise vorhanden olarak zorunlu her varlığın aynı zamanda
sein soll, sucht nun Kant in dem Sat­
ze, dall jedes schlechıhin noıwendige
en-olgusal varlık da olduğu önermesinde
\.\'esen zugleich dru; allerrealste \\'esen aradı; ve bu önermenin kozmolojik tanı­
sei, und [es] sei dieser Satz der nerous tın nervus propandisi olması gerekir. Ama
probandi des kosmologischen Bewei­
ses; das Blendwerk aber will er auf
aldanmacayı ortaya çıkarmak için Kant şu
dic Weise aufdekken, dall, da ein yolu kullanır: En-olgusal varlık bir başka
allerrealstes Wesen von einem ande­
ren in keinem Stücke unterschieden
varlıktan hiçbir noktada ayrı olmadığına
[sei].jener Saız sich auch schlechıhiıı göre, o önerme tam bir evrilmeye izin verir,
mnkehren lasse, d. i. ein jedcs (d. h. e.d. her bir (ya da genelde) en-olgusal varlık
schlechıweg das) allerrealsıe Wesen
isı schlechthin notwendig, oder das
saltık olarak zorunludur, ya da en-olgusal
allerrealstc Wesen, als welchcs nur varlık, yalnızca kavram yoluyla belirlenmiş
durch den Begriff bestimmı isı, mull
auch die BesLimmung der absol uten
olmakla, saltık zorunluk belirlenimini de
Notwendigkeit in sich cnthalten. kendi içinde kapsamalıdır. Ama bu Tanrı­
Dies aber ist der Saız und Gang des nın varoluşunun ontolojik tanıunın ilkesi ve
onto/ıJgisdıen Beweises vom Dasein Got­
tes, als welcher daıin besıeht., von dem
yordamıdır. Bu tanıtlama yolu kavramdan
Begri!Te aus und durch den Begriff den başlamaktan ve kavram yoluyla varoluşa geç­
Übergang ins Dasein zu machen. Zur
mekten oluşur. Kozmolojik tanıt ontolojik
Unıerlage habe der kosmologische
Beweis den ontologischen; indem er tamu destek olarak alır; bizi yeni bir patikaya
uns verhieB, einen ncuen FuBsteig zu götürme sözünü vermesine karşın, kısa bir
ffihren, bringt er uns nach einem kici­
nen Urnschweifwieder aufden ailen
dolaşmadan sonra bizi yine eski yola geri geti­
zurück, den er nicht habe anerkennen rir ki, bunu kabul etmeyi istememiş ve bunu
wollen und den wir um seinetwillen
sollen verlassen haben.
onun uğruna terk etmemiz gerekmiştir.
Man sieht, der Vonvurf Lrifft den Karşıçıkışın kozmolojik tanıta dokun­
kosmologischen Beweis weder inso­ madığı görülür, çünkü ya bu tanıt kendi
fern, als derselbe für sich nur his
zur Bestimmung von dem AbsoluJ­
başına yalnızca Saluk-olarak-zorunlu olanın
Noıwendigen forıgehı. noch insofem, belirlenimine dek ilerler, ya da bu sonun­
als aus dieser durch Entwicklung zur
cudan gelişim yoluyla en-olgusal olanın
weiteren Bestimmung des Allerreals­
ten fortgegangen wird. Was diesen daha öte belirlenimine ulaşır. Değinilen iki
Zusammenhang der beiden angege­ belirlenim arasındaki bağıntı söz konusu
benen Bestimmungen betrifft, als
worauf der Kantische Vonvurf direkt
olduğunda, ki Kant'ın karşıçıkışı doğru­
gerichtel ist, so geht es nach der Art dan doğruya buna yöneliktir, saptanmış bir
des Beweisens ganz wohl an, daB
belirlenimden bir ikinciye, daha şimdiden
der Übergang von einer feslStehen­
den Besl.İmmung zu einer zweiten, von tanıtlanmış bir önermeden bir başkasına
einem bereits bewiesenen Satze zu geçişin açıkça sergilenmeye izin vermesi
einem andcren sich sehr wohl auf­
zeigen 15.Bt, daB aber dic Erkenmnis
tanıtlamanın doğası ile bütünüyle anlaşır;
niclu cbenso von dem zwehcn zu dem ama bilgi benzer olarak ikinciden geriye
1 48 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

birinciye gidemez, ve ikinciyi birinciden ersteren zurlıckgehen, den zwcilen


nicht aus dem crsteren zu folgcrn
çıkarsayamaz. Dik açılı bir üçgenin kenar­ vcrmag. Von füık/id wird der Satz von
larının bilinen oranına ilişkin teoremi ilk dem bekannıcn Verhiilınis der Seiıen
des rechtwinkligcn Dreiecks zuerst so
tanıtlayan Euklides oldu. Bunun için üçge­ bewiesen. da.B von dieser Bestimmthcit
nin bu belirliliğinden başladı ve kenarların des Dreiecks ausgegangen und das

bilinen oranını ondan çıkarsadı. Sonra evrik Vcrh3.ltnis der Seiten dardus gcfol­
gert wird; hieraur wird auch der
teorem de tanıtlandı. Bunun için bu oran­ umgekehrLe Satz bewicsen, so daO
dan başlandı ve bundan kenarları o oranı jetzt von diesem Verhciluıis ausgegan­
gen und daraus die Rcchıwinkligkeiı
taşıyan üçgenin dik-açıldığı türetildi. Gene des Dreiecks, dessen Seitenjenes Vcr­
de bu öyle bir yolda yapıldı ki bu ikinci teo­ hiiltnis haben. hergeleiıet wird.jedoch

remin tanıtı birinciyi varsaydı ve kullandı. so, daO der Beweis dieses zweiten
Satzes den ersten voraussetzt und
Bir başka kez evrik teoremin böyle tanıtlan­ gebraucht. Das andere Mal wird
ması benzer olarak birincinin varsayılması solcher Deweis des umgekehrtcn
Satzes gleichfalls mit Voraussetzung
ile apagojik olarak yerine getirilir. Böylece des ersten apagogisch geführl, wie
'doğrusal bir şekilde açıların toplamı iki dik sich der Satz, da8, wenn i n einer

açıya eşit ise şekil bir üçgendir' teoreminin geradlinigen Figur die Summe der
Winkel gleich zwei rechtcn ist, die
'bir üçgende üç açı birlikte iki dik açı oluş­ Figur ein Dreieck ist, lcicht aus dem
turur' biçimindeki önceden tanıtlanan teo­ zuvor bcwicsencn Satze, da8 in einem
Dı::-eieck die drei \\1inkel zusammen
remden apagojik olarak doğduğu kolayca zwci rechte ausmachen, apagogisch
gösterilebilir. Bir yüklemin bir nesneye ait zeigen lciBt. Wenn von einem Gegen­

olduğu tanıtlanınca, böyle yüklemin ona stand cin Pr3dikm bewiesen worden,
so ist es cin wciterer Umstand, da8
dışlayıcı olarak ait olduğunu ve yalnızca nes­ solches jenem au.nchlUjJlich zukomme
nenin başkalarına da ait olabilecek belirle­ und nicht nur cine der Best.immun­

nimlerinden biri olmadığını, ama nesnenin gen des Gegenstandes sei, die auch
anderen zukommen kônne. sondem
tanımına ait olduğunu gösterecek daha öte zu dessen Defınition gehöre. Dieser

bir koşul gerekir. Bu tanıtlama çeşitli yol­ Beweis kônnte verschiedene \\'ege
zulassen ohnc gerade den einzigen.
larda bildirilebilir ve tam olarak ikinci belir­ aus dem Begriffe der zweiten Besı.im­
lenimin kavramından başlayan benzersiz mung ausgehcn zu mfıssen. Ohnehin

yolu izlemek zorunda değildir. Dahası, sözde hat bei dem Zus.-unmenhange des so­
genannten allerrealsten \\1esens mit
en-olgusal varlık ve saltık olarak zorunlu var­ dem absolut-notwcndigen Wesen von

lık arasındaki bağıntı durumunda, ikincinin diesem letztcren nur die cine Sehe
desselben sollen in direkten Betracht
yalnızca bir yanının doğrudan irdelemeye genommcn werden, und gerade
alınması gerekir, ama hiçbir biçimde Kant'ın diejenige nicht, in Anschung derer

ontolojik tanıtta bulduğu güçlüğü ortaya Kant die von ihm im ontologischen
Beweise gefundcne Schwierigkeit her­
getirmesi ile ilgili yanın değil. Saltık olarak beibıingt. in der Besıimmung des ab­
zorunlu varlık belirleniminde bir yandan var­ solut noıwendigen \\'esens ist ncimlich
die Nonvendigkeit teils seines Seins,
lığının, öte yandan içerik-belirlenimlerinin teils sciner Inhahsbcstimmungen
zorunluğu kapsanır. Eğer daha öte yüklem, enthahen. \Venn nach dem weiteren

herşeyi kapsayan sınırlanmamış olgusallık Pr.idikat, der allumfasscnden, unein­


geschrcinkten Realitcit gefragl wird,
sorgulanırsa, bu onun varlık olarak varlı­ so beuiffl dieses niclll das Sein als

ğını değil, ama daha öte içerik-belirlenimi solches, sondern das, was ferner als
lnhallSbcst.immung zu unterscheiden
olarak ayırdedilecek olan şeyi ilgilendirir. ist; das Sein stelu im kosmologischen
Kozmolojik tanıtta varlık daha şimdiden Beweise bereits fflr sich fesl, und das
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 1 49
lnteresse. von der absoluten NoL­ kendi için saptanmıştır; ve saltık zorunluk­
wendigkeiı auf die All-Realiı.iiı und
von dieser zu jener überzugehen,
tan Tüm-Olgusallığa ve ikinciden birinciye
bezielu sich nur auf diesen lnhah, geçişte ilgi yalnızca bu içeriğe yöneliktir, var­
nichı aufdas Sein. Das Mangelhaf­
te des ontologischen Beweises
lığa değil. Kant ontolojik tanıttaki eksikliği
setzt Kant darein, dail in dessen onun temel belirleniminde, olgusallıkların
Grundbestimmung, dem Ali der
' tüm'ünde, varlığın aynı yolda bir olgusallık
Realiı.iiten, das Sein gleichfalls als
cine Realit3t begriffen wird; im olarak kavranmasında bulur. Ama kozmolo­
kosmologischcn Bcweise aber hat jik tanıtta bu varlık daha şimdiden başka bir
man dieses Sein schon anden\'irts
her. Insofern er die Bestimmung
yerde bulunur. Tüm-Olgusallık belirlenimini
der All-Realit3.t zu seinem Abso­ Saltık-olarak-zorunlu olana eklediği düzeye
lut-Notwendigen hinzufiigt, so be­
dek, hiçbir biçimde varlığın bir olgusallık
darf er es gar nichı, daB das Sein
als cine Realiliit bestimınt und in
olarak belirlenmesine ve o Tüm-Olgusallıkta
jener All-Realiıat befallt genom­ kapsanmış olarak alınmasına gereksinmez.
men werde.
Kanı fiingı bei seiner Kritik auch
Kant eleştirisine Saltık-olarak-zorunlu ola­
nur von diesem Sinne des Fongangs nın belirleniminden sınırlanmamış olgusal­
von der Bestimmung des Abso­ lığa ilerlemeyi yalnızca bu anlamda alarak baş­
lut-Notwendigen zur unbcgrenzten
Realit.3.t an, indem er, wie vorhin
lar, çünkü bu ilerlemede ilgilendiği şey, daha
angeffıhrı (S. 634 f.), das lnıeresse önce (B 634 vs.) belirtildiği gibi, saltık olarak
dieses Fortgehcns darein SClZl, aur­
zusuchcn, welche Eigpısclıajlen das
zorunlu Varlığın hangi özellikleri taşıdığını keş­
absolut notwendige Wesen habe, fetmektir. Kozmolojik tanıt kendi için buna
nachdem der kosmologische Be­ doğru, yani genel olarak saltık olarak zorunlu
weis ffır sich nur einen einzigen
Schritt, niimlich zum Dasein eints
bir Varlığın varolUşuna doğru yalnızca bir adım
absolut nolwendigen Wesens fıber­ atmıştır, ama bu varlığın ne tür özellikler taşıdı­
haupt geıan habe, aber nicht lchren
könnıe, was diesesfür Eigımschaflm
ğını söyleyemez. Bu nedenle Kant'ın kozmo­
lıabe. Man mufi es deswegen für lojik tanıtın ontolojik tanıt üzerine dayandığı
falsch erkenncn, dafi, wic Kant ya da giderek kozmolojik tanıtın genel olarak
behaupıet, der kosmologische
Beweis auf dem ontologischen
yerine getirmesi gereken şey açısından onto­
beruhe, oder auch nur, daB er des­ lojik tanıtın onu tamamlamasına gereksindiği
sen zu seiner Erg;inzung, n3.mlich
önesürümü bile yanlış olarak görülmelidir.
nach dem, was er überhaupl leis­
ıen soll, bediirfe. DaB aber mehr _ Ama yerine getirdiğinden daha çoğunun
geleistet werden soll, als er leiste, yerine getirilmesi gerektiği daha öte bir irde­
dies ist eine weitere Betrachtung,
und dies \Veilere besteht aller­
lemenin konusudur ve bu ' daha ö tesi' hiç
dings i n dem Momente, welches kuşkusuz ontolojik tanıtın kapsadığı kıpıdan
der ontologische enthilt; aber es
oluşur. Ama Kant'ın ontolojik tanıtta karşı çık­
ist nicht dies hôhere Bedürfnis,
welches Kant demselben entgegen­ tığı şey bu daha yüksek gereksinim değildir;
h3.lt, sondem er argumentien nur Kant yalnızca bu tanıtın alanının içerisinde
aus Gesich1Spunkten, die innerhalb
der Sph3.re dieses Beweises stchen
duran ve o gereksinime dokunmayan bakış
und die ihn nicht trefTen. açılanndan uslamlama yapar.
Aber das Angeffıhrtc ist nicht
das einzige, l\IClS Kant gcgen diese
Ama bu karşıçıkış Kant'ın bu kozmolojik
kosmologische Arguınentalion vor­ uslamlamaya karşı getirdiği biricik karşıçıkış
bringt (S. 637), sondem [er] deckt değildir (B 637) ve daha öte "sayıltılann"
die weitcren ,.AnmaBungen" auf,
deren "cin ganzcs Nest" in der­
tanıtla gizlenmiş olması gereken "bütün bir
selben stecken soll. yuvası"nı ortaya serer.
150 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

İlk olarak tanıtta olumsaldan bir nedene Fürs ersıe belindeı sich dar·
in der lranszendentale Grundsatz,
çıkarsama biçimindeki aşkınsalilke bulunur. \'Om Zufli.lligen auf eine Ursache zu
Ama bu ilkenin yalnızca duyulur dünyada schlieBen; dieser Grundsatz habe
aber nur in der Sinnenwelt Bedeu­
bir imlemi vardır ve onun dışında hiçbir ıung, auOerhalb derselben aber
anlamı yoktur. Çünkü olumsalın salt anlıksal auch nicht einmal einen Sinn.
kavramı nedensellik önermesi gibi hiçbir Denn der bloji intellektuelle Begriff
des Zullilligen könne gar keinen
sentetik önerme üretemez. Ama bu öner­ syıuhetischen Satz wie den der
menin yalnızca duyulur dünyada bir imlemi Kausaliı..3 t heıvorbringen. wclcher
Satz bloO Bedeuıung und Gebrauch
ve kullanımı varken burada ise duyulur dün­ in der Sinnenwelt habe, hier aber
yanın ötesine geçmek için hizmet etmesi gere­ dazu diencn solle, um über die
kir. - Burada ileri sürülen şey Kant'ın tanı­ Sinnen'UJt!ll hina11szukoın1nen. - Das
eine, was hier behauptet wird, ist
dık öğretisi, düşünme ile duyusalın ötesine die bekannıe Kantische Haupıleh·
geçmenin kabul edilemezliği, ve düşünce­ re von der Unstauhaftigkeit, mit
dem Denken iıber das Sinnliche
belirlenimlerinin duyulur dünya üzerindeki
hinauszugehen, und von der Be­
kullanımının ve anlamının sınırlanmışlığı schrankıhciı des Gebrauchs und
biçimindeki ana öğretidir. Bu öğretinin bir der Bedeutung der Denkbestim­
mungen auf die Sinnenwch. Die
çözümlemesi bu irdelemeye ait değildir. Ama Auseinandersetzung dicser·Lehre
hakkında söylenmesi gerekenler şu soruda gehörı nichı in diese Abhandhıng;
toparlanabilir: Eğer düşüncenin duyulur was aber dariıbcr zu sagen isl, 13.Bt
sich in die Frage zusammenfassen:
dünyanın ötesine geçmemesi gerekiyorsa, wenn das Denken nicht lıber die
tersine, herşeyden önce kavranılabilir kılın­ Sinnenwelt hinauskommen soll, so
ıv:ire im Gegenıeil vor ailem begreir­
ması gereken şey düşünmenin duyulur dün­ lich zu machen, wic das Denken in
yaya nasıl geçtiği değil midir? İleri sürülen die Sinnenwelt hercinkomme? Das
ikinci nokta olumsalın anlıksal kavramının andere, was gesagı wird. isı, daB der
inll!llektueD.e Begriff vom Zuflilligen
örneğin nedensellik önermesi gibi bir sen­ keinen synthetischen Satz wie den
tetik önermeyi üretemeyeceğidir. Ama ger­ der Kausaliıaı hervorbringen kön­
ne. in der Tut ist es die intelkhl1ıel/.e
çekte algının önünde yatan bu zamansal Bestimmung der Zuratligkeiı, unıer
dünyanın kavranmasını sağlayan şey anlık­ wclcher diese zeitJiche, dem \o\'ahr­
sal olumsallık belirlenimidir, ve anlıksal bir nehmen vorliegende Welı gefaOı
wird, und mit diescr Bestimmung
belirlenim olarak bu belirlenimin kendisi ile selbst, als einer inıellekıuellen.
düşünmenin kendisi daha şimdiden genel isl das Denken selbst schon über
die Sinnenwelt als solche hinaus­
olarak duyulur dünyanın ötesine geçerek gegangen und hat sich in eine
kendini bir başka alana aktarmış, ve bunu andere Sph3.re versetzt, ohne nötig
sonradan daha öte nedensellik belirlenimi zu haben, ersl hintennach durch die
weitere Bestimmung der Kausalit3t
yoluyla duyulur dünyanın ötesine geçmeyi über die Sinnenwelt hinauskom­
istemek zorun da kalmaksızın yapmıştır. men zu wollen. - Alsdann aber
soll dieser inıellckıuelle Begriff
- Gene de olumsalın bu anlıksal kavramı­ des Zullilligen nichı flihig sein, ci·
nın nedensellik önermesi gibi sentetik bir nen synthetischen Satz wie den der
önermeyi üretmeye yeteneksiz olması gere­ Kausalit.3.t hervorzubringen. in der
Tut aber ist von dem Endlichen zu
kir. Oysa gerçekte sonlunun kendi kendisi zeigen, daB es durch sich selbst,
yoluyla, olması gereken şey yoluyla, içeriğinin durch das, was es sein soll. durch
seinen Inhalt selbst zum Anderen
kendisi yoluyla kendi başkasına, sonsuza geç­ seiner, zum Unendlichen sich hin­
mesi gerektiği gösterilmelidir - ki Kant'ın überbewege, - was das İsl, was bei
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 151
der Kantischcn Form von einem anladığı yolda bir sentetik önermenin biçi­
synıheıischen Saue zugrunde liegı.
Das Zuffillige haı dieselbe Naıur; es
minin temelinde yatan budur. Olumsal aynı
ist nicht nötig, die Bcstimmung der doğayı taşır; nedensellik belirlenimini içine
Kausalic3.t ffir das Anderezu nehmen,
in welches die Zullilligkeiı übergehı,
olumsallığın geçtiği başkası olarak almak
vielmehr ist dies Andere desselben zorunlu değildir; tersine, onun bu 'b�kası'
zunfichst die absolute Notwendigkeit
ilk olarak saltık zorunluk ve sonra böylece
und dann sogleich die Sııbstanı. Das
Substantialitcicsverh.3.lcnis ist aber tözdür. Ama tözsellik ilişkisinin kendisi
selbst cine der synthetischen Be­ Kant'ın kategoriler olarak sözünü ettiği sen­
ziehungen, welche Kant als die Ka­
tegorien aufführı, was nichıs anderes
tetik bağınulardan biridir ki, "olumsalın salt
hei6ı, als da6 .die blo6 inıellekıuelle anlıksal belirlenimi" - çünkü kategoriler
Besıimmung des Zullilligen• - denn
özsel düşünce-belirlenimleridir - sentetik
die Kaıegoıien sind wesenılich Denk­
besıimmungen - den syntheıischen tözsellik önermesini üretir demekten b�ka
Sau der Subsıanıialitiiı hervorbıingı; bir anlama gelmez, öyle ki olumsallık koyu­
so wie Zuffi.lligkeit geserzt ist, so ist
Substantialiı..3.t geselZL - Dieser Satz, lurken tözsellik de koyulur. - Bir anlıksal
der ein intelkhtuelks Verhiiltnis, eine ilişki, bir kategori olan bu önerme burada
Kategoıie ise, wircl hier freilich nicht
in dem ihm heterogenen Elemente,
hiç kuşkusuz ona heterojen olan bir öğede,
in der Sinnenwelt gebraucht, son­ duyulur dünyada değil, ama kendi asıl yeri
dem in der inıellekıuellen Welı, in
olan anlıksal dünyada kullanılır. Eğer bunun
wclcher er zu Hause gehört; wenn
er sonst keinen Mangel hiue, so dışında hiçbir eksiği olmasaydı, gerçekte,
h3.ue er vielmehr für sich sclbst schon ona yabancı olan duyusal öğede uygulanması
das absolute Recht, in der Sph3re, in
der von Gou die Rede isl, der nur
ile karşıtlık içinde, ve saluk bir hakla, kendi
im Gedanken und im Geiste aurge­ için yalnızca düşüncede ve tinde kavranabile­
faBı werden kann, angewendet zu
werden, gegen scine Anwendung in
cek olan Tanrının söz konusu edildiği alanda
dem ihm fremdcn, dem sinnlichen uygulanabilirdi.
Elemente.
Kant'ın dikkati çektiği (B 637vs) ikinci alda­
Der zweite ırügliche Grundsatz,
den Kanı bemerklich macht (S. tıcı ilke "duyulur dünyada verili sonsuz bir
637 f.), sei .der SchluB, von der ardışık nedenler dizisinin olanaksızlığından
Unmöglichkeit einer unendlichen
Reiheıibereinander gegebener Ur:­
bir ilk nedene çıkarsamayı" ilgilendirir. Buna
sachen in der Sinnenwelt auf cine göre bizim için giderek deneyimde bile us-kulla­
erste Ursac/ıe zu schlieBenı.. Hierzu
sollen uns die Prinzipien des Ver­
nımı ilkesinin aklanması söz konusu değildir
nıınftgebrauchs se/hst in der Eifahnıng - bu ilkeyi deneyimin ötesine genişletebilıne­
nicht berechıigen, viel weniger kön­
miz bir yana. - Hiç kuşkusuz duyulur dünya
nen \\'İr diesen Grundsatz über sie
hinaus ausdehnen. - GewiB können ve deneyim alanının içerisinde bir ilk nedeni
wir innerhalb der Sinnenwelt und çıkarsayarnayız, çünkü sonlu bir dünya olarak
der Erfahrung nichı auf eine erste
Ursache schlieOen, denn in dieser
bu dünyada ancak koşullu nedenler olabilir.
als der endlichen Welt kann es nur Oysa tam olarak bu nedenle us anl�ılır alana
bedingıe Ursachen geben. Gerade
deswegen abcr wird die Vernunft
geçmede aklanmakla kalmaz, ama buna itilir;
nicht nur berechtigt, sondern ge­ ya da daha doğrusu genel olarak yalnızca bu
ırieben, in die inıelligible Sphare
alanda kendi asıl yerindedir. Duyulur dünya­
überzugehen, oder vielmehr sie ist
überhaupt nur in solcher zu Hause, nın ötesine geçmez, ama dahaçok kendisi­
und sie geht nicht über die Sinnen­ nin bir ilk neden ideası ile kendini yalnızca
wclt hinaus, sondem sie mit ihrer
ldce einer ersıen Ursache befinclet
bir b�ka bölgede bulur. Ustan söz eunenin
sich schlechthin in einem anderen ancak onun ve ideasının duyulur dünyadan
152 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bağımsız olarak ve kendilerinde ve kendileri Boden, und es hat nur einen Sinn,
von Vemunfr zu sprechen, insofen1
için kendi-ile-bağıntılı olarak düşünüldüğü sie und ihre ldee unabhiingig von
düzeye dek bir anlamı vardır. der Sinnenweh und selbst.3.ndig an
und für sich gedachı wird.
Kant'ın bu tanıtlamada usa karşı getirdiği Das driue, was Kant der Ver­
üçüncü suçlama yalancı öz-doyumdur. Usun nunft in diesem Beweise zur Lası
bu doyumu dizinin tamamlanması açısından legı. ist die folschc Selbstbefrie·
digııng, welche sie dadurch fin­
en sonunda tüm koşulları bir yana atarak bul­ de. daB sie in Ansehung der
masına karşın, koşul olmaksızın hiçbir zorunluk Vollendung der Reihe cndlich aile
Bedinırung wegschaffe, indem doch
yer alamaz. Dahası, Kant'a göre bu tanıtlama olıne Bedingung heine Notıuendigkeil
daha öte hiçbirşeyin kavranamamasını kavramın sıatıfınden könne, und daB [sie],
bir tamamlanması olarak kabul eder. - Hiç da man nun niclıts weiter begreifen
hönne, dieses für eine Vollendung
kuşkusuz eğer koşulsuz bir zorunluk, saltık des Begriffs annehmc. - Aller­
olarak zorunlu bir Varlık söz konusu ise, o dings, wenn von unbcdingter Not­
wendigkeit, einem absolut notwen­
zaman durum ancak bu olabilir, çünkü bu var­ digen \o\1esen die Rede ist, so kann
lık ancak koşulsuz olarak, e.d. ancak koşullar dics nur geschehen, indem es als
taşıma belirleniminin ondan uzaklaştırması un bedingt gefallt, d. h. von ihm
die BesLimmung von Bcdingun­
ile kavranabilir. Ama Kant zorunlu birşeyin gen hinweggeschaffL wird. Aber,
koşullar olmaksızın yer alamayacağını ekler. ffıgL Kant hinzu, ein Noıwendiges
kann niclH ohne Bedingungen
Böyle koşullar üzerine, yani ona dışsal koşul­ staufindcn: cine solche Notwen­
lar üzerine dayanan bir zorunluk yalnızca digkcit, wclche auf Bedingungcn,
dışsal, koşullu bir zorunluktur; oysa koşulsuz, n3.mlich ihr 3u8erlichen, beruhL,
isL nur cine 3.ullerliche, bedingLc
saltık bir zorunluk yalnızca koşullarını kendi Notwendigkcit; einc unbedingLe,
içinde kapsayan bir zorunluktur - eğer gene absoluLe isL nur diejenige, welche
ihre Bedingungen, wenn man
de onun durumunda böyle bir ilişkiden söz noch ein solches Verhaltnis bei
edeceksek. Buradaki düğüm yalnızca yukarıda ihr gebrauchen will, in sich sclbsı
sözü edilen gerçek eytişimsel ilişki, yani koşu­ enth3.lt. Der Knoten ist hier cıllein
das wahrhafı dialektischc, oben
lun, ya da olumsal varoluşa ya da sonluya veri­ angegebene Verhiilınis, daB die
lebilecek başka herhangi bir belirlenimin, tam Bedingung, oder wie sansı das zu­

olarak kendini ortadan koşulsuza, sonsuza kal­ llillige Dasein oder das Endliche
bestimmt werden kann, eben dies
dırması, öyleyse koşullunun kendisinde koşul­ ist, sich selbst zum Unbedingten,
landırmayı, dolaylı kılmada dolaylılığı bir yana Unendlichen aufzuheben, also im
Bedingten selbsı das Bedingen,
atmasıdır. Ama Kant anlak-ilişkilerinin ötesine im Vermitteln die Vermittlung
bu sonsuz olumsuzluğun kavramına ilerle­ wegzuschaffen. Aber Kant ist niclll

medi. - Daha sonra şöyle sürdürür(B 641 ) : über das Vcrstandesvcrh3.ltnis zu


dem Begriffe dieser unendlichen
"En yüksek varlık olarak tasarımladığımız bir Negativitiit hindurchgedrungen.
varlığın bir bakıma kendine 'İlksiz-sonsuzdan - im Verfolg (S. 641 ) sagt er, '"ir
kônnen uns des Gedankens nicht
ilksiz-sonsuza varolurum, dışımda yalnızca erwehren, ihn aber auch nicht
istencim yoluyla varolandan başka hiçbirşey ertragen, daB ein Wesen, welches

yoktur; ama öyleyse neredenim ? ' demesi gerek­ wir uns als das hôchste vorstcllen,
gleichsam zu sich selbst sage: leh
tiği düşüncesini bir yana atamayız; ama bunu bin von Ewigkeit zu Ewigkeit, au­
taşımamız da olanaksızdır." - Burada ayağı­ ller mir ist nichts, als was durch
meinen Willen existiert; aber wolıer
mızın altındaki herşey çöker, ve yalnızca tıpkı bin ic/' denn?' - Hier sinke alles
en küçük eksiksizlik gibi en büyük eksiksizliği unıer uns und schwebc hahungslos
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 153
bwjvor der spekulativen Vernuııfı, de yitmeye bırakmakla hiçbir zarara uğrama­
der es nichts koste, die gröBte wie
die kleinste Vollkommenheit ver­
yan kurgu! usun önünde tüm destekten yok­
schwindcn zu lassen. - Was dic sun olarak askıda kalır_ - Ama kurgu! usun
spekulative Vernunft vor allem mu8
schwinden lassen, isL, eine solche
herşeyden önce yitmeye bırakması gereken
Frage [ıvie] .woher bin ich denn?" şey "öyleyse neredenim?" gibi bir soruyu Sal­
dem Absoluı-Noıwendigen, Unbe­
tık-olarak-zorunlu olana, koşulsuz olana söy­
dingıen in den Mund zu lcgen. Als
ob das, auBer welchem nichts als
letmektir. Sanki dışında istenci yoluyla olmak­
durch seinen \Villen existiert, clas, sızın hiçbirşeyin varolmadığı şey, saluk olarak
was schlechthin unendlich ist, über
sich hinaus nach einem Anderen
sonsuz olan şey kendisinden başka birşey için
seiner sich umsehe und nach ei­ kendi ötesine bakabilirmiş ve kendi ötesin­
nem jenseits seiner frage. deki birşeyi sorabilirıniş gibi.
Kant bricht übrigens in dem
Angeffihrıcn gleichfalls in die ilım
Bunların dışında Kant yukarıdaki sözle­
mil Jacobi zunfichst gemeinschaft­ rinde başlangıçtajacobi ile paylaşuğı ve son­
liche und dann zur allgcmeinen
radan [eleştirisinin] ana yolu olan görüşü,
HcerstraBe gewordcne AnsichL
aııs, daB da, wo das Bedingtsein yani koşullanmışlığın ve koşullandırmanın
und das Bedingen nichı sıaıılinde, olmadığı yerde kavranacak daha öte hiçbir­
auch nichts mehr zu begreifen sci,
mit anderen Worten. da8 da, wo das
şeyin olmadığı, başka bir deyişle, ussal olanın
Vcrni'ınftige anffi.ngt, die Vernunl't başladığı yerde usun sona erdiği görüşünü
ausgehe.
ortaya sürer.
Der viene Fehler, den Kant
aushebt, beıriffı die angebliche Kant'ın bulup çıkardığı dördüncü yanılgı
Venvechslung der logischcn Mög­ tüm olgusallık kavramının manuksal olanağı­
lichkeiı des Begrilfs von allcr Re­
alitil mil der Lranszendentalen,
nın ve aşkınsal olanağın görünürde karışurıl­
- Bestimmungen. von welchen masını ilgilendirir - belirlenimler ki, aşağıda
bei BeuachLUng der Kantischen
Kant'ın ontolojik tamu eleştirisinin irdeleme­
Kritik des ontologischen Beweises
weiter unten zu handeln İsl. sinde daha öte ele alınacaklardır.
Dieser Kritik ffıgı Kanı (S. 642) Bu eleştiriye Kant (B 642 ) , kendi tarzına
die auf seine Weise gemachte ,.J:..'nt­
dekkııng und Erklarung des dialekti­
uygun olarak, "zorunlu bir varlığın varolu­
schen Scheins in ailen transzeııdenta­ şunun tüm aşkınsal tanıtlanndaki eytişimsel
len Beweisen vom Dasein cincs
yanılsamanın keşfini ve açıklamasını " ekler -
notwendigcn Wesens .. h i n zu
- einc Erklirung, in der nichts bir açıklama ki, yeni hiçbirşey kapsamaz. Ve
Neues vorkommL und wir, nach bundan sonra Kant'ın genel olarak sonu gel­
der Weise Kanıs überhaupL, un­
aun1örlich cine und dieselbe Ver·
mez bir biçimde yinelediği bir ve aynı inanca
sicherung, da8 wir da.s Dingan siclı ile, kendinde şeyi düşünemeyeceğimiz inanca­
nichl denken können, wicderholL
sının yinelemeleri ile karşılaşırız.
bekommen.
Er nennt den kosmologischen Kant kozmolojik tanıta (ontoloj ik tanıta
Beweis (wie den on tologischen) olduğu gibi) aşkınsal bir tanıt der, çünkü
einen transzendentalen, weil er
unabh3ngig von emphischcn Prin·
görgü! ilkelerden bağımsızdır, yani deneyi­
zipicn, n3mlich nicht aus irgend· min herhangi bir tikel niteliğinden değil ama
einer besonderen Beschaifenheit
yalnızca us-ilkelerinden sürdürülmesi gerekir,
der Erfahrung, sondern aus lauter
Vernunftprinzipicn geffıhrt werden ve yalnızca an kavramlara dayanabilmek için
soll und clie Anleiıung. da6 namlich giderek varoluşa görgü! bilinç tarafından sağ­
die ExisLenz durcllS empirische Be­
wuBtsein gegeben ist, s9gar ver·
lanan kılavuzluğu bile terk eder. Gerçekten
lasse, um sich auf lauter reine de, felsefi tanıtlama arı kavramlar üzerine
154 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

dayanmaktan daha iyi olabilecek hangi yolu Begriffe zu stützen. Wie könnte
sich wohl das philosophische Be­
kabul edebilir? Ama Kant bununla aslında bu weisen besser benehmen, als sich
tanıtlama için söylenebilecek en kötü şeyi söy­ nur auf reine Begriffe zu stützen?
Aber Kant will damit diesem Be­
lemeyi amaçlamaktadır. Kant'ın burada ortaya weisen vielmehr das Schlimmste
serilişini sunduğu eytişimsel yanılsamanın ken­ nachgesagt haben. Was mm aber

disi söz konusu olduğunda, bu genel olarak den dialektischen Schein selbsı
beuiffı, dessen Entdeckung Kanı
varolan şey için zorunlu birşeyi kabul etmemin hier gibt, so soll er darin bestehen,
zorunlu olmasına karşın, hiçbir tekil şeyin ken­ daB ich zwar zu dem Existierenden
überhaupt etwas Notwendiges an­
dinde zorunlu olarak düşünülemeyeceği, ve nehmen müsse, kcin �inziges Ding
zorunlu bir varlığı kabul etmeksizin varolan aber selbst als an sich noı:wendig

şeyin koşullarına geri gitme sürecini hiçbir denken könne, dall ich das Zımkk­
gelıen zu den Bedingungen der
zaman tamamlayamazken hiçbir zaman böyle Existenz niemals vol/nulen könne,
bir zorunlu varlıktan başlayamayacağım olgu­ ohne ein notwendiges Wesen an·
zunehmen, aber von demselben
sundan oluşur.
niemals anfangrn könne.
Bu gözleme hakkı verilmeli ve üzerine herşe­ Man muB dieser Bemerkung

yin dayandığı özsel kıpıyı kapsadığı kabul edil­ die Gerechtigkcit widerfahren
lassen, daB sie das wesentliche
melidir. Kendinde zorunlu olan şey başlangıcını Moment enthilt, auf das es an­
kendi içinde taşıdığını göstermeli ve başlan­ kommL \.Vas an siclı nottueııdig ist,
gıcını kendisinde kapsadığının tanıtlanacağı muB seincn Anfang in sich sclbst
zeigen, sa aufgcfaBt werden, daB
bir yolda kavranmalıdır. Bu gereksinim aslında sein Anfang in ihm selbst nachge­

biricik ilgiye değer kıpıdır ve daha önce irde­ wiesen werde. Dies Bedii.rfnis ist
auch das einzige intcressante
lendiği gibi kozmolojik tanıtın kendini onto­ Moment, welches man anneh­
lojik tanıt üzerine dayandırdığını göstermeyi men muB, daB es der vorhin

isterken karşılaşılan sıkıntının temelinde betrachteten Qu:ilerei, zeigcn


zu wollen, daJl der kosmologische
yattığı kabul edilmelidir. Biricik soru birşe­ Beweis sich auf den ontologischen
yin kendisinden başladığını göstermeye nasıl sıüıze, zugnınde gelegen habe. Die
Frage ist alicin, wic es anzufangen
başlanacağı, ya da daha doğrusu sonsuzun bir sej, aufzuzeigen, daO etwas von
başkasından başlamasının o denli de yalnızca sich selbst anfange, oder viehnehr

kendi kendisinden başlaması olduğunun nasıl wie es zu vereinigcn sei, daB das
Unendliche ebenso von einem
gösterileceği, bu iki yanın nasıl birleştirileceği Anderen als darin nur von sich
sorusudur selbst ausgehe.
Was nun die sogenannte Er­
Bu yanılsamanın sözde açıklaması ve çözümü klarung respektive Aunösung die­
söz konusu olduğunda, bu Kant'ın usun anti­ scs Scheins betrifft, so ist sie von

nomileri dediği şeyler için verdiği çözüm derselben BcschaITenheiı als die
Auflösung, welche er von dem,
ile aynı yapıdadır. Buna göre, eğer (B 644) was er Antinomien der Vernunft
"genel olarak varolan şeylere ait zorunlu bir­ genannı:, gegeben hat. Wenn ich
namlich (S. 644) .zu den existie­
şeyi düşünmem gerekirse, ve gene de hiçbir şeyi ken­ renden Dingen überhaupt etwas
dinde zorunlu olarak düşünmede haklı değ;i,lsem, Notwendiges denken mujJ, kein Ding
bundan lıaçınılmaz olara/ı çılıan vargı zorunlu­ aber an siclı selbst als notıııendig zu
denken befugl bin, so Jolgı daraııs
ğun ve olumsallığın şeylerin kendilerine ait ya da unvenneidlich, daB Notwcndigkeit
onlarla ilgili olmadığı, yolısa bir çelişkinin ortaya und Zufalligkeit nic/ıt die Dinge
sellıst angehen und trefTen müsse,
çıkacağıdır. " Şeyler için duyulan ve onlara hiç­ weil sonst ein Widerspnıclı vargrhrn
bir çelişkinin yüklenmesine izin vermeyen würde". Es ist dicse Z3.rtlichkeit
KANTiN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 155
gegen d ie Dinge, welche a u f diese şefkat budur, üstelik en yüzeysel olduğu gibi
keinen Widerspruch will kommen
lassen, obgleich selbsı die ober­
en derin deneyimin de her yerde bu şeylerin
niichlichsıe wie die ticfsıe Erfalı­ çelişkiler ile dolu olduğunu göstermesine kar­
rııng überall zeigı, daıı diese Dinge
voller \\'idersprüche sind. - WeiLer
şın_ - Kant bundan sonra "bu iki ilkeden"
!Olgert dann Kanı, dall .keiner die­ (olumsallık ve zorunluk) "hiç biri nesnel değU­
ser beiden Grunds3.tze.. (der Zu­
dir" der; "ama bunlar her durumda yalnızca
flilligkeit und Noıwendigkciı) .ob­
jektı"v sei, sondem sie allenfalls mır usun öznel ilkel.eri olabilirler. Bir yandan ... hiç­
sııhjehtive Prinzipie7ı der Vernıı'!ft sein bir zaman a priori tamamlanan bir açıklama
können, n3.mlich einerseits ... nie­
mals anderswo als bci einer a priori
yoluyla olmanın dışında hiçbir yerde sonla­
vollendeten Erklarung aufzuhören, namazlar; ama öte yandan [görgül alanda]
andererseits aber auch diese Vollen­
dung niemals zu hoffen .., n3.mlich
bu tamamlanma hiçbir zaman beklenemez."
im Empirischen nichc. - So ist also - Böylece çelişki bütünüyle çözümsüz bıra­
der Widerspruch ganz unaufgelösı
kılır ve saklanır, ama şeylerden usa aktarılır.
gelassen und behaltcn, aber von
den Dingnı ister in die Vemunfl ge­ Eğer çelişki burada görüldüğü gibi ve aslında
schoben. Wcnn der Widerspruch, olduğu gibi alındığında ve aynı zamanda
wie e r hicr daffır gilt, und wie er
es auch ist, wenn er nicht zugleich
çözümsüz bırakıldığında bu bir eksiklik imli­
auch aufgeJöst isı, ein Mangel isı. so yorsa, o zaman eksikliğin gerçekte usa olmak­
wire der Mangel in der Tat eher auf
die sogenannten Dinge - dic teils
tan çok sözde şeylere aktarılması gerekecektir,
nur empirisch und endlich, teils [çünkü] şeyler bir yandan yalnızca görgü! ve
aber das ohnmiichtige, sich nicht zu
sonlu olarak ve öte yandan güçsüz ve kendini
manifcstieren vennögende Ding-an­
sich sind - zu schieben als aur die belirtmeye yeteneksiz kendinde-şeyler olarak
Vernunfc. wekhe, wie Kanı seJbsr sie kabul edilirken, us ise, Kant'ın kendisi tara­
ansiehl, das Vermögen der ldeen,
des Unbedingten, Unendlichen
fından görüldüğü gibi, ideaların, koşulsu­
ist. in der Tat aber vennag die Ver­ zun, sonsuzun yetisidir. Ama gerçekte us her
nunfı allerdings den Widerspruch
durumda çelişkiyi taşıyabilir ve giderek onu
zu ertragen, jedoch freilich auch
zu lösen, und die Dinge wenigsıcns çözmeyi de başarabilir; şeyler de hiç olmazsa
wissen i h n auch zu tragen oder onu taşımayı bilirler ya da daha doğrusu yal­
vielmehr sind nur der existieren­
de Wider:spnıch - und zwar jener
nızca varolan çelişkinin kendisidirler - ve bu
Kantische Schemen des Dinges-an­ hiç kuşkusuz Kant'ın kendinde-şey şeması için
sich ebensogut als die empirischen
Dinge -. und nur insofem sie ver­
olduğu gibi görgü! şeyler için de geçerlidir -,
nünftig sind, lösen sie denselben ve ancak ussal olduk.lan düzeye dek çelişkiyi
zugleich auch in sich auf.
in der Kantischen Kritik cles
aynı zamanda kendi içlerinde çözebilirler.
kosmologischen Beweises sind die Kan t'ın kozmolojik tanıtı eleştirisinde
Momente wenigstens zur Sprache Üzerlerine herşeyin dayandığı öğelerin hiç
gebracht, auf welche es ankommt.
Wir ha.ben nimlich zwei Umstande
olmazsa sözü edilir. Bu eleştiri ile bağıntılı
darin gesehen, erstlich, daB im kos­ iki durumu gördük. İlk olarak, kozmolojik
mologischen Argument vom Sein
als eincr Voraussetzung au.sgegangen
uslamlamada bir varsayım olarak varlıktan
und von dcmselben zum Inhalte, başlanır ve ondan içeriğe, Tanrı kavramına
dem Begrilfe Goııes forıgegangen
ilerleme yapılır; ikinci olarak, Kant uslamla­
wird, und zweitens, dall Kant der Ar­
gumenıaıion schuld gibt, dall sie auf mada hata bulur, çünkü onun ontolojik tanıt
dem ontologischen Beweise beruhe, üzerine, e.d. kavramı varsayan ve ondan var­
d. i. dem Beweis, worin der Begriffvo­
rausgeselzl wird und von demselben
lığa geçen tanıt üzerine dayandığını düşünür.
zum Sein fıbergegangen wird. Indem Araştırmamızın şimdiki duruş noktasına göre
156 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Tann kavramının henüz sonsuzun belirleni­ nach dem damaligen Sıandpunkte


unserer Un tersuchung der Begriff
minden daha öte hiçbir belirlenimi olma­ Goues noch kcine weilere Bestim­
dığı için, ilgilendiğimiz şey genel olarak mung hat als die des Unendliclıen,
so ist das, um \VCIS es sich handelt,
sonsuzun varlığıdır. Belirtilen ayrıma göre, überhaupı da.r Sei11 da U11endlic/ıen.
bir kez kendisi ile başladığımız ve sonsuz Nach dem angegebenen U n ıer­

olarak belirlenmesi gereken şey varlık, ve schiede warc es das eine Mal das
Sein, mit welchem angefö.ngen wird
ikinci kez kendisi ile başladığımız ve varolan und welchcs als das Unendliche be­
olarak belirlenmesi gereken şey sonsuzdur. sLİmmt werden soll, das andere Mal
das Unendlidıe, mit dem angefangen
Daha tam olarak, kozmolojik tanıtta sonlu wird und welches als seiend bestimml
varlık görgü! olarak kabul edilen başlangıç werden soll. Na.her erscheint in dem

noktası olarak görünür. Tanıtlama, Kant'a kosmologischen Beweise das ımdliclıe


Sein als der empirisch aufgenomme­
göre (B 633) , aslında temelini güvenilir ne Ausgangspunkı; der Beweis hehı.

olarak atabilmek için deneyimden başlar. wie Kanı sagt (S. 633). eigenılich von
der Errahnmg an, um seinen Gnmd
Ama bu ilişki, daha yakından bakıldığında, recht sicher zu legcn. Dies Verhihnis
genel olarak yargı biçimine geri götürür. Her isı aber nii.her auf die Fonn dcs Ur­
ıeils übcrhaupı zurlıckzuffıhren. in
yargıda özne varsayılan bir tasarımdır ki, yük­ jedem Urıeil namlich isı das Subjekı
lemde belirlenir, e.d. genel bir yolda düşünce cine vomusgesetr.te V�tellung, welche

tarafından belirlenir; başka bir deyişle, içerik­ im Pr3.dikatc bestimmt, d. h. auf eine
a/lgemeine Weire durch den Gedanken
belirlenimlerinin belirtilmesi gerekir, üste­ bestiımnl, d. h. von der lnhaltsbestim­
lik - örneğin kırmızı, sert vb. gibi duyusal mungen angcgeben werden sollen,
wenn auch diesc allgemeinc Weisc
yüklemler durumunda olduğu gibi - bu - wie bei sinnlichen Pr3dikaıen,
genel kip, e.d. düşüncenin payı denilen rot, hart usf. -, d. i. sozusagen der
Anıeil dcs Gedankcns ganz nur die
şey yalnızca boş evrensellik biçimi olsa bile. leere Fonn der Allgemeinheit ist. So
Böylece Tanrının sonsuz, ilksiz-sonsuz vb. wenn gesagı wird: Gou ist unendlkh,

olduğu söylendiğinde, o zaman başlangıçta ewig usf., so isı Gou zun3.chsı als Sub­
jekı ein blolles in der Vorsıellung
Tann özne olarak yalnızca tasarımda varsa­ Vorausgeselzta, von dem erst in dem

yılan birşeydir ki, ne olduğu ilkin yüklemde Pr.ldikaıe gesagt wird, was es ist; im
Subjekıe weiB man noch nicht, was
söylenecektir. Öznede henüz ne olduğu, e.d. es isı, d. h . welchen lnhalı, Inh alıs­
hangi içeriği, hangi içerik-belirlenimini taşı­ besıimmung es hat, - sansı w.3.re
es überflfısSig, dic Kopula ..ist.. und
dığı bilinmez, - yoksa "dir" koşacı ve ona diescr das Pr3.dikat hinzuzufügen.
yüklemi eklemek gereksiz olurdu. Dahası, Ferner da das Subjekt das Voraus­
özne tasarımda varsayılan birşey olduğu geselzle der Vorstellung ist, so kann
die Voraussetzung die Bedeutung
için, varsayım varlığın imlemini taşıyabilir des Seins haben. daB das Subjekı

ve öznenin var olduğunu imleyebilir; ya da ist, oder auch, daB es nur erst eine
Vorsıellung isı, daB sıaıı durch An­
onun ilkin yalnızca bir tasarım olduğunu, schauung� Wahrnehmung. es durch
sezgi, algı yoluyla olmak yerine düşlem, kav­ die Phantasie, Begriff, Vernunft in
die Vorstellung gesetzt ist und i n
ram, us yoluyla tasarımda koyulduğunu ve derselben sich sokher lnhalt nun
tasarımda böyle içeriği şimdi genel olarak überhaupı vorfindeı.

önünde bulduğunu imleyebilir. Wenn wir nach dieser bestimm­


teren Form jene beiden Momente
Eğer o iki kıpıyı bu daha belirli biçime ausdıiicken, so gew3.hn dies zuglcich

göre anlatırsak, bu hemen onlara yöneltilen ein bestimmteres BewuBtsein fiber d.ie
Forderungen. welche an dieselben ge­
istemin daha belirli bilincini sağlar. Bu kıpı­ macht werclen. Es enLStehen uns aus
lardan şu iki önerme doğar: jenen Momenten die beiden S3tze:
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 157
Das Sein, zuniichst a l s endlich Başlangıçta sonlu olarak belirlenen varlık
bestimmt, isı unendlich; und:
sonsuzdur; ve
Das Uncndliche isı. Sonsuz vardır.
Dcnn, was den crsten Satz betrifft, Çünkü, ilk önerme söz konusu olduğunda,
so ist es das Sein eigentJich, was als
festes Subjekt vorausgcselZt ist und
sağlam özne olarak varsayılan ve irdelemede
was in der Beuachtung bleibm, d. i. kalıcı olması, e.d. sonsuzun yüklemini taşıması
welchem da• Pradikat des Unend­
lichen beigelcgı werden sol!. Sein
gereken şey sözcüğün asıl anlamında varlıktır.
ist insofern, als es auch zun3.chsı Varlığın başlangıçta sonlu olarak belirlendiği,
als e11dliclı bestimnll [wird] und
ve sonlunun ve sonsuzun aynı zamanda özne­
als das Endliche und Unendliche
eincn Augcnblick als die Sul!jekte ler olarak tasarımlandığı düzeye dek, varlık
vorgestelh werden, das Genıein­ ikisine de ortak olandır. Dikkat edilmesi gere­
w:lıaflliche beider. Das lnteresse ist
nicht, dall \'om Scin zum Unendli­ ken nokta geçişin varlıktan onun bir başkası
chen ahı einem Anderen des Scins olarak sonsuza değil, ama sonludan sonsuza
übergegangen werde, sondcrn
vom Endlichen zum Uncndlichen,
yapılması ve bu geçişte varlığın değişmeden
in welchcm Ü bergehen das Sein kalmasıdır. Böylece varlık kendini kalıcı özne
unverilndert bleibı; es zeigt sich
somit das Sein als das bleibende
olarak gösterir ki, ilk belirlenimi olarak son­
Subjekt, dessen cl3te Bestimmung, luluk sonsuzluğa çevrilir. - Bunun dışında
dic Endlichkeit niimlich, in Unend­
belirunek gereksizdir ki, varlık özne olarak ve
lichkeiı übergesctzt wird. - Es nird
lıbrigcns i"ıberflüssig sein, zu bemer­ sonluluk ise yalnızca bir belirlenim ve, son­
ken, da8 eben, indem das Sein als raki yüklemde kendini gösterdiği gibi, aslında
Subjekı und die Endlichkeit nur
aJs eine und Z\Y4lr, w:ie sich im nach­
salt geçici bir belirlenim olarak tasarımlandığı
herigen Pr.idikatc zcigt, als cirie için, salt kendi başına alınan 'Varlık sonsuz­
bloO transitorische Bcstimrnung
vorgestellt wird, in dem für sich
dur ya da sonsuz olarak belirlenmesi gerekir'
alicin genommenen Satz: das Sein önermesinde varlık ile yalnızca varlık olarak
i.st unendliclı oder ist als unendlich
zu bestimmcn, untcr dem Sein nur
varlık anlaşılacakur, görgü! varlık değil, duyu­
das Sein als solches zu versıehen ist, lur, sonlu dünya değil.
nicht das empirische Sein, die sinn­
Bu ilk önerme öyleyse kozmolojik uslam­
liche, endliche Weh.
Dieser erstc Satz ist nun der lamanın önermesidir: Varlık öznedir, ve bu
Satz des kosmologischen Argu­ varsayım, ister verili isterse başka herhangi
ments; das Sein ist das Subjekt,
und diese Voraussetzung sei ge­ bir yolda türetilmiş olsun , genel olarak
gcben oder hcrgcnommen, \'ı-Oher zeminler yoluyla dolaylılık olarak tanıtlama
sic wolle, so ist sie in Rücksicht aur
das Beweisen als Vermitılung durch
açısından genel olarak dolaysız olandır. Bu
Gründe lıberhaupı das Urımillelbtm! bilinç, öznenin genel olarak varsayım konu­
fıberhaupt. Dies BewuBt-.ein, daB
das Subjekı die Sıellung der Vo­
munu taşıması, bütününde tanıtlama yoluyla
raussetzung fıberhaupı hat, ist es, bilme açısından önemli olarak görülecek
was für das Interesse, bcweisend
biricik noktadır. Önermenin yüklemi özneye
zu erkenncn, alicin als das \\Tichti­
ge anzusehen ist. Das Pri�ikat des ait olduğu tanıtlanması gereken içeriktir.
Satzes ist der Inhalt, der vom Sub­ Burada yüklem sonsuzdur ki, varlığın yük­
jekte bewiesen werden soll; hier ist
es das Unendliche, was som it als das lemi olarak, onunla birlikte dolaylılık yoluyla
Priidikat des Seins mit dcmselben sergilenecektir.
durrlı VermitUung darzustcllen ist.
Der zweitc Satz: das Unendli­
İkinci önerme, 'Sonsuz vardır, 'öznesi olarak
che isl, hat den n3.her bestimmten daha belirli bir içerik taşır, ve burada kendini
158 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

dolaylı kılınmış olarak göstermesi gere­ lnhah zum Subjekte, und hier ist es
das Sein, was als das Vermillelte sich
ken şey varlıktır. -Bu önerme ontolojik darstcllen soll. - Dieser Satz ist das,
tanıtta asıl ilgi noktasını oluşturur ve sonuç was im ontologischen Beweise das
Interesse ausmacht und als Resultat
olarak görünmesi gerekir. Yalnızca anlak erscheinen soll. Nach dem, was an das
düzlemindeki tanıtlamada yalnızca anlak nur ''er.mindige Bcweisen, ftir das nur
düzlemindeki bilgi için istenen şeye göre, verstlndige Erkennen geforden wird,
ist der Beweis dieses zweiten Saızes ffır
bu ikinci önermenin tanıtı birinci önerme den ersıen des kosmologischen Aı-gu­
için, kozmolojik uslamlamanın önermesi menıs enıbehrlich. aber das höhere
Vemunfıbediııfois eıforden allerdings
için gerekli değildir; gene de daha yüksek denselben; dies höhere Vernunrt­
us-gereksinimi hiç kuşkusuz onu ister; ama bedürfnis maskicrt sich aber in der
bu daha yüksek us-gereksinimi Kant'ın eleş­ Kamischen Kritik gleichsam nur als zu
einer Schikane, die aus einer weileren
tirisinde bir bakıma kendini daha uzak bir Folgcrung hergcnommen wird.
sonuçtan türetilmiş bir şike olarak maskeler. DaJ3 aber diesc zwei 53.tze not­
wendig werden, dies beruht auf der
Ama bu iki önermenin zorunlu olması Natur des BegriCfes, insofern dersel­
kavramın doğasına bağlıdır, çünkü kavram be n3mlich nach seiner Wahrheil,
gerçekliğine göre, e.d. kurgul olarak kavra­ d. i. spekulaıiv gefallt wird. Diese Er­
kenntnis desselben ist hier aber aus
nır. Ama kavramın bu bilgisi burada Man­ der Logik vorauszusetzen, so wie aus
uktan varsayılmışur, Upkı yukanda belirtilen derselben ebenfalls das BewuBtsein
vorauszusetzen İsl, daB schon die Na­
o iki önerme gibi önermelerin doğasının tur solcher 53.IZe selbst wie der beiden
kendisinin doğru bir tanıtlamayı olanaksız aufgestellten ein wahrhaftes Beweisen
kıldığının bilincinin de Manuktan alınması unmöglich macht. Dies kannjedoch,
nach der Erlıiutenmg, welche über die
gibi. Gene de, bu yargının yapısı üzerine Beschaffenheit dieser Urteile gegeben
verilen açıklamaya göre, durum burada da worden, auch hier kurz deutlich ge­
kısaca durulaştırılabilir ve burası bunun macht werden, und es ist auch um so
mehr an seinem Platze, als der Heer­
için özellikle uygundur çünkü sözde dolay­ straOen-Gnındsatz vom sogenannten
sız bilmenin başat ilkesi tam olarak felsefede unmittelbaren Wissen gerade nur dies in
der Philosophie unstatthafte, verstindi­
kabul edilemez olan bu anlak tanıtlamasını ge Beweisen kennt und vor Augen hat.
tanımak ve dikkate almakur. Tanıtlanması Es ist n5.mlich ein Satz, und zwar ein
gereken şey bir öznesi ve bir yüklemi olan Urteil mil cinem Subjekıe und Pr.idi­
kate, wns bewiesen werden soll, und bci
bir önerme, aslında bir yargıdır. Bu istemde dieser Forderung hat man zun3.chst
ilkin karşı çıkılacak hiçbirşey yoktur ve her­ kein Arges, und es scheint alles nur auf
die Art des Beweisens anzukommcn.
şey tanıtlamanın türüne bağlı görünür. Ama Alicin damit selbst, daB es ein Urteil
tanıtlanması gereken şeyin bir yargı olması ist, was bewicsen werden soll, ist so­
bile hemen gerçek, felsefi bir tanıtlamayı gleich ein wahrhafter, ein philoso­
phischer Beweis unmöglich gemacht.
olanaksız kılar. Çünkü özne varsayılmış bir­ Denıı das Subjekt isl das Vorausgım>tzle;
şey ve böylece tanıtlanması gereken yüklem somit İsl es für das Pr3.dikat, welches
bewiesen werden soll, der MaOstab,
için ölçündür; buna göre önerme için özsel und das wesentliche Kriterium für
ölçüt yalnızca yüklemin özneye uygun olup den Satz ist daher nur, ob das Pr3-
olmadığıdır, ve genel olarak varsayımın ait dikat dem Subjekte angemessen sei
odcr nicht, und dic Vorstellung lıbcr­
olduğu tasarım doğruluk üzerine karar haupt, als welcher clie Vorausseuung
verendir. Ama öznede kapsanan varsayımın angehôrl, ise das Entscheidendc über
die Wahrhciı. Ob aber dic im Subjek­
kendisinin ve böylece ayrıca onun yüklem tc gemacluc Voraussetzung sclbst und
yoluyla kazandığı daha öte belirlenimin damit auch dic wciterc Bestimmung,
KANTiN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 159
die es durch das Pr.idikaı erhalı, önermenin bütünü ve doğru olup olmadığı
das Ganze des Satzes selbst, envas
Wahres isı, gerade das Haupı- und
tam olarak bilginin başlıca ve biricik ilgisi­
einzige in teresse des Erkennens ist dir ki, doyurulmamış ve giderek dikkate bile
es, was nichı befriedigı und selbsı
nichı beriicksichtigı wird.
alınmamıştır.
Das Bedürfnis der Vern unft Usun gereksinimi bir bakıma bilinçsizce
treibt jedoch von in nen heraus,
içeriden dışarıya doğru işleyerek bizi bunu
gleichsam bewu6tlos, zu dieser Be­
rücksichtigung. Es gibı sich eben in
dikkate almaya doğru iter. Belirtilenlerden
dem angefiihrıen Umsıande kund, görüldüğü gibi, Tanrının varoluşunun tanıtlan
dall sogenannıe mchrerc Bcweise
voın Dasein Goues gesucht worden
denilen şeyleri bulmak için girişimde bulunul­
sind, von denen die einen den ei­ muştur. Bunlardan biri yukarıda sözü edilen
nen der oben angegebenen 53.tze önermeyi temel alır ki, onda varlık öznedir ve
zur Gnındlage haben, den niimlich,
worin das Scin das Subjekt, das
varsayılmış olanı oluşturur, ve sonsuz ise onda
Vorausgesetztc ist und das Un­ dolaylılık yoluyla koyulan belirlenimdir; [ikin­
endliche die durch Vermiıılung
in ihm gesetzte Bestimmung, und
cisi ise] temel olarak öteki evrik önermeyi alır
[die anderen] dann den anderen, ki, bununla o birinci önerme tek-yanlılığını
umgekehrten, wodurch jenem ers­ yitirir. İkincide eksiklik, varlığın varsayılmış
ten die Einseitigkeit genommen
wird. in diesem isı der Mangel, dall
olarak alınması, ortadan kaldırılır ve evrik
das Sehl als vorawgesetıt ist, aufgc­ olarak bundan böyle dolaylı olarak koyulması
hoben, und nunmchr umgekehn ist
gereken varlıktır.
es das Sein, was als vmnittelı. gesetzt
werden soll. Buna göre tanıtlamanın yerine getirmesi
Sonach ist dcnn wohl der gereken şey tamamlanmışlık açısından bildiril­
Vollsıiindigkeiı nach dasjenige,
was im Beweise geleistel wcrden
miştir. Ama bununla tanıtlamanın kendisinin
soll, vorgelragen. Qie Natur dcs doğasına dokunulmuş olmaz. Çünkü iki öner­
Beweiscns selbst ist jedoch damit
meden her biri tekil olarak bildirilmiştir; buna
als dieselbe gelassen. Denn jeder
''on beiden Si.tzen isl einzeln gc­ göre tanıtlaması öznenin içerdiği varsayımdan
stellL; sein Beweis gchl daher von yola çıkar ki, bunun her keresinde dolaysızca
der Vor.ıusseuımg aus, welche das
Subjekı entbiilı und welche jedes
zorunlu olmadığı ama ancak öteki yoluyla
Mal erst durch den anderen als zorunlu olduğunun gösterilmesi gerekir. Her
nonvcndig, nicht als unmİllelbar
bir önerme ötekini varsayar ve böylece ikisi
dargesıellı werden soll. Jeder Saız
setzt daher den anderen voraus, için de gerçek bir başlangıç bulunamaz. Buna
und es findet nicht ein wahrhaf­ göre tam olarak bu nedenle ne ile başlanacağı
ter Anfang fıir dicselben statt. Es
scheim zunichst eben danım selbst
ilkin ilgisiz bir sorun gibi görünür. Ama ne ile
gleichgiıltig, womit der Anfang ge­ başlanacağı ilgisiz bir sorun değildir ve önemli
macht werde. Alicin dem isl nicht
olan niçin ilgisiz olmadığını bulmaktır. Soru
so, und warum dem nicht so sei,
dies zu wissen, darauf komml es varsayımlardan biri ile mi yoksa öteki ile mi,
an. Es handelt sich nimlich nichı e.d. dolaysız belirlenim ile, tasarım ile mi baş­
darum, ob mit der einen oder
mit der anderen Voraussetzung,
lanacağı sorusu değildir. Tersine, anlaşılması
d. i. un111ittelbaren Bestimmung, gereken şey genel olarak böyle bir varsayım
Vorstellung angefangen, sondern
ile başlangıç yapılamayacağı, e.d. bir varsa­
dall überhaupt nicht mit einer sol­
chen der Anfang gemachı, d. h . yımın temelde yatıyor olarak ve kalıcı temel
d aO sie als die zugnmde liegendc olarak görülemeyeceği ve ele alınamayacağı­
und liegen bleibende beırachteı
und behandelt werde. Denn selbst
dır. Çünkü her biri öteki yoluyla tanıtlanan
der na.here Sinn desscn, daB die iki önermenin varsayımlarının dolaylı kılınmış
160 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

olarak gösterilmesinin daha tam anlamı Voraussetzungen cines jeden der


beiden S3.tze durch den anderen
dolaysız belirlenimler olarak taşıdıklan özsel bewiesen, als vermittell dargestellt
imlemden yoksun bırakılmalarıdır. Dolaylı werden sollen, bcnimmt ihnen
die wesentJiche Bedeuttıng, welche
kılınmış olarak koyulmalannın imlemi belir­ sie als un1nitlelbare Bestimmungen
lenimlerinin sağlam olmaktan çok geçici haben. Denn da8 sie als venniueltc

özneler olmaktan oluşmasıdır. Ama bu yolla gesetzt \verden, darin licgt dies als
ihre Bestimmung, viel mehr üher­
tanıtlamanın bütün doğası değişir, çünkü gehende als reste Subjekte zu sein.

tanıtlama öznenin sağlam bir temel ve ölçün Hierdurch aber vcrii.ndcrt sich dic
ganze Natur des Bewcisens, welches
olmasını gerektirir. Eğer geçici birşeyden baş­ vi.elmehr des Subjekts als cincr festen
larsa, desteğini yitirir ve gerçekte bundan Grundlage und Ma6stabes bedurrte.
Von einem Übergehenden aber an­
böyle yer alamaz. - Eğer yargının biçimini fangend, verlierl es seinen Halt und
daha yakından irdelersek, tam şimdi açık­ kann in der Tat nichı ınehr stallfın­

lanmış olan şeyin o biçimin kendisinde yat­ den. - Beuachten wir die Form des
Urıeils na.her, so licgt das soebcn Er­
tığı görülecektir, ve aslında yargı ne ise tam liiutertc in ihr selbst, und Z\'t'ar ist das

olarak biçimi yoluyla odur. Başka bir deyişle, Urıeil durch seine Form eben das,
was es ist. Es hal zu seinem Subjekıe
öznesi olarak dolaysız birşeyi, genel olarak namlich Cl\vas Unmiuelbares, ein
varolan birşeyi alırken, öznenin ne olduğunu Seiendes i"ıbcrhaupt, ru seinem Pr.i.­
dikate aber, welches awdıiicken soll,
anlatması gereken yüklemi olarak bir evren­ ıuru das Sul!jekt isi, cin Allgemeines,
seli, düşünceyi alır. Yargının kendisi böylece den Gedanken; das Urteil hat somit
selbst den Sinn: das Seiende ı:'it niclıt
varolanın varolan birşey değil ama bir düşünce ein Seiendes, sondern ei.n Gedanke.
olduğu anlamını taşır. Dies wird zuglcich deuılicher

Burada önümüzde duran örnek bunu werden an dem Beispiel, welchcs


wirvor uns habcn und das nunmehr
hemen daha durulaştıracak, niçin kendi­ na.her zu beleuchten ist, wobei wir
mizi örneğin doğrudan kapsadığı şeye, yani uns aber aur das, was dasselbe zu­
n3chsı enthih, nimlich den ersıen
belirtilen iki önermeden birinciye, sonsuzu der angegebenen bciden 53.tze Zll
dolaylı kılınmış olarak koyan önermeye sınır­ beschr.inken haben, worin mimlich

lamamız gerektiğini daha iyi anlamamıza das Unendlichc als das Vermiuelte
gcsetzt wird; die ausdrückliche Be­
yardım edecektir. Varlığın onda sonuç ola­ trachıung des anderen, worin das

rak göründüğü ötekinin kesin irdelemesi ise Sein als Resuhat erscheint, gehört
an cinen andcren Ort.
başka bir yere aittir. Nach der abstrakteren Foım, ,.,.;e
Kozmolojik tanıtın burada önümüze aldı­ wir den kosmologischen Beweis auf­
nahmen, cnlhfilt sein Obersatz den
ğımız daha soyut biçimine göre, onun büyük eigentlichcn Zusammenhang dcs
öncülü sonlunun ve sonsuzun asıl bağlantı­ Endlichen und Unendlichen, daB

sını, ikincinin birinci tarafından varsayıl­ dieses vonjenem vorausgesetzt wird.


Der na.here Ausdruck des Satzes:
masını kapsar. 'Eğer sonlu varsa, sonsuz da wenn Endliches existierl, so isı aıulı
vardır' önermesinin daha tam anlatımı ilk das Unendliche, İSl zunachst dieser:
Das Sein des Endliclıen i.sl nichl nur
olarak şudur: 'Sonlunun varlığı yalnızca onun sein Sein, sondern aucll das Sein des
varlığı değil, ama sonsuzun da varlığıdır. Böy­
' Unendliclıen. Wir haben ihn so auf
die cinfachste Form zuıiıckgebracht
lece onu en yalın biçimine geri getiririz ve und gehen den Venvicklungen aus
sonsuzun sonlu tarafından koşullandırılmışlığı dem \Vege, welche durch die weiter

ya da ikincinin birinci tarafından varsayılmış­ bcsıimmten RcOexionsformen von


dem Bedingt.'iei1ı des Uncncllichen
lığı ya da nedensellik ilişkisi gibi daha öte belir­ durch das Endliche oder dem Vor­
lenmiş derin-düşünce biçimleri tarafından ausgesetztsein desselben durch dieses
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 161
odcr dem -Kausalitiiln1erhciltnis her­ ona eklenebilecek karışıklıkları bir yana
beigeführt werden können; aile diese
Verh3.ltnisse sind injener einfachen
aunış oluruz. Tüm bu ilişkiler o yalın biçimde
Form enlhalten. Wenn wir nach der kapsanır. Eğer daha önce verilen belirlenime
\'Orhergegebenen Bestimmung das
Sein naher als das Subjekt des Urteils
göre varlığı daha tam olarak yargının öznesi
ausdrückcn, so lamet dies damı so: olarak anlaursak, yargı şöyle olur:
Das Sei n ist nichı nur als end· Varlık yalnızca sonlu olarak değil, ama son­
�:�:;:;:��n auch als unendlich zu
SUZolarak da belirlenmelidir.
Das, woraufes ankomml, ist der Er­ Herşeyin gelip dayandığı nokta bu bağın­
wcis dicses Zusammenhangs; dicser ist
im Obigen aus dem Begıilfe des End·
tının tanıtıdır. Yukarıda bunun sonlunun
l ichcn aufgezeigı worden, und diese kavramından geldiği gösterildi, ve sonlunun,
spekulalive Betrnchtung der Natur dcs sonsuzu ortaya çıkaran dolaylılığın doğası­
Endlichcn, der Venniulung, aus wcl­
cher das Uncndliche hen•orgclu, ist nın bu kurgu] irdelemesi eksendir ki, bütün
dic Angel, um die sich das Ganzc, das sorun, e.d. Tanrıyı bilme ve Tanrının bilgisi
Wissen von Gott ımd scine Erkcnnt­
onun çevresinde döner. Ama bu dolaylılıkta
nis dreht. Der wcscntlichc Punkt in
cliescr Venn iuhıng aber isı, daB das özsel nokta sonlunun varlığının olumlu birşey
Sein des Endlichen niclıt das Affinna· olmadığı, tersine sonsuzun sonlunun varlığı­
tiue ist, sondcn1
daB vielmehr dcssen
Sichaun1cben es ist, wodurch das
nın kendini ortadan kaldırması yoluyla koyul­
Unendliche gesetzt und vcrmiuelt ist. duğu ve dolaylı kılındığıdır.
Hierin isl es, daB der wescntli­ Kozmolojik tanıttaki özsel ve biçimsel
che formelle Mangcl des kosmolo­
gischcn Be,�·ciscs liegt, das endliche kusur sonlu varlığın salt başlangıç ve başlan­
Sein nicht nur als bloBen Anfang und gıç-noktası olarak alınmakla kalmamasında,
Ausgangspunkt zu haben, sondern
ama gerçek birşey, olumlu birşey olarak saklan­
es als elrvas lVnlırlıafte.'i, Affinnatfoes
zu behahen und bcstchen zu lasscn. masında ve sürdürülmesinde yatar. Varsayıl­
Aile die bemerkten Rcflexionsfomıen mışlık, koşulluluk, nedensellik gibi belirtilen
von Vora11sselıe,1, Bedingt.sein, Kawa­
litiit enıhahen eben dieses, daB das
tüm derin-düşünme biçimleri tam olarak var­
Voraussetzende, die Bedingung, die sayılanın, koşulun, etkinin yalnızca olumlu
\o\'irkung ffir cin nur Affimıatives ge­ olarak alınmasını ve bağınunın geçiş olarak,
nommen und der Zusammenhang
nicht als Übergang, was er wesent­ özsel olarak olduğu şey olarak kavranmama­
lich isı, gefaBt wird. \Vas sich aus der sını kapsar. Sonlunun kurgul irdelemesin­
spekulaıiven B trach tung des End­
e
lichen ergibt; ist dies, daB
vielmehr den çıkan şey dahaçok sonlu var olduğunda
nich� wenn das Endliche İsl, das Un· sonsuzun yalnızca onun yanısıra var olduğu
endliche nur auch ist, nicht das Sein değil, varlığın yalnızca sonlu olarak değil ama
nicht nur als endlich, sondenı auch als
unendlich zu bestimmen ist. \\'cnn
ayrıca sonsuz olarak da belirlenmesi gerek­
das Endliche dies Affirmative w3.re, so tiğidir. Eğer sonlu bu 'olumlu' olsaydı, o
würde der Obersatz zu dem Satzc wer­
zaman önermenin büyük öncülü 'Sonlu var­
den: das endliche Sein isi als endli­
ches uncndlich, dcnn es \"'3.re scine lık sonlu olarak sonsuzdur' olurdu, çünkü
- bestehende - Endlichkeit, welche sonsuzun kendi içinde kapsadığı şey onun
das Unendliche in sich schlösse. Die
angcführtcn Bestimmungen von
- kalıcı - sonluluğu olurdu. Sözü edilen
Vorausseızen, Bedingen, Kausalit3.t varsayma, koşullandırma, nedensellik belirle­
befest.igen siimtlich den affirmativen nimleri toplu olarak sonlunun olumlu göıii­
Schein des Endlichen noch mchr
und sind eben darum selbst nur
nüşünü daha da sağlamlaşurır ve tam olarak
cndliche, d. i. unwahre Vcrh3.ltnisse bu nedenle kendileri yalnızca sonlu, e.d.
1 62 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

gerçek-olmayan ilişkilerdir - gerçek-olma­ -Vcrh3.ltnisse des Umvahren: dic­


yanın ilişkileri. Bu doğalarını tanımak onlara
se ihre Natur zu erkennen ist es,
was allein das logische In1eresse
yönelik mantıksal ilgiye neden olan biricik derselben ausmacht, abcr nach
noktadır; ama tikel belirlenimlerine göre ihren besonderen Bcstinımungen
nimmt die Dialektik einer jeden
diyalektik her biri için tikel bir biçim üstlenir eine besondere Form an, der je­
ki, gene de temelinde sonlunun o genel diya­ doclı jene allgemeine Dialektik des
lektiği yatar. - Tasımın büyük öncülünü oluş­
Endlichen zugrunde liegı. - Der
Saız, der den Obersaız des Schlus­
turması gereken önerme öyleyse şu olmalıdır: ses ausmachen solhe, muB daher
'Sonlunun varlığı yalnızca onun kendi varlığı vielmehr so lauten: Das Sein des
Endlichen ist niclıt sein eige1ıe.s
deği.� ama dahaçok onun başkasının, sonsuzun Sein, sondern vielmehr das Sein
varlığıdır.' Ya da, sonlu olarak belirlenen var­ seinesAnderen, des Unendlichen.
lık bu belirlenimi ancak sonsuzun karşısında
Oder das Sein, das als endlich be­
stimmt ist, hat nur in dem Sinne
kendine-bağımlı ya da bağımsız olarak durup diese Bestinımung, daO es nicht
kalmaması, ama dahaçok yalnızca ideal, yal­ dem Unendlichen selbsıiindig
gegenıiber stehenbleibt, sondern
nızca onun bir kıpısı olması anlamında taşır. \'İelmehr nur idecll, MomenL des­
Sonuçta 'Sonlu vardır' küçük öncülü olumlu selben isı. Damiı ffillı der Untersmz:
anlamda yiter; eğer gerçekten de sonlu varolur
das Endliche ist, im afnrmath•en
Sinne hinweg, und wenn man
diyebilirsek, bu ancak varoluşunun yalnızca wohl sagen kann, es existierl, so
görüngü olması demektir. Sonlu dünyanın heiBL dies nur, claB seine Existenz
nur Erscheinung ist. Eben dies,
yalnızca bir görüngü olması, tam olarak bu da8 die endliche Wclı nur Erschei­
olgu sonsuzun saltık gücüdür. nung isl, ist die absolllle MachL des
Sonlunun ve onun anlatımının bu eyti­
Unendlichen.
Fıir diese dialekLische Nalllr
şimsel doğası için anlak-tasımının biçiminin des Endlichcn und ffır deren
hiçbir yeri yoktur. Bu tasım ussal içeriğin ne Ausdnıck hal nun die Form des
Verstandesschlusses keinen Raum;
olduğunu anlatacak bir durumda değildir, ve er İsl nichL imsınnde, dasjenige,
dinsel yükseliş ussal içeriğin kendisi olduğu was der vemfınftige Gehalt İsl, aus­

için, o anlağa özgü biçimde bir doyum bula­


zudrfıcken, und indem die religiösc
Erhebung der venıiinfıige Gehalı
maz, çünkü dinsel yükselişte bu biçimin selbsL ist, so findet sie sich niclll in
kavrayabileceğinden daha çoğu vardır. Bu jenerversı.iindigen Form befriedigt,
denn in ihr ist mehr, als diese fas­
nedenle Kant'ın Tanrının varoluşunun sözde sen kann. Es ist daher für sich von
tanıtlarını saygınlıklarından yoksun bırakmış der gröBten Y\'ichtigkeit gewesen,
olması kendi için hiç kuşkusuz olağanüstü
daB Kant die sogenannten Beweise
vom Dasein Gottes um ihr Ansehen
önemi olan birşeydir, üstelik yetersizlikle­ gebrachı und die Unzuliinglichkciı
rini göstermekle onlara karşı bir önyargı derselben freilich zu mehr nicht
als zum Vonırtcil gemacht hat. Al­
yaratmaktan daha çoğunu yapmamış olsa icin seine Kritik derselben ffır sich
bile. Ama tanıtları eleştirisinin kendisi kendi ist selbst unzuHinglich, auBerdem,
başına yetersizdir. Dahası, o tanıtların daha da8 er die ıiefere Gnındlage je­
ner Beweise vcrkannt und ihrcm
derin temellerini anlamayı başaramamış ve bu wahrhaflen Gehalte somit nichL
nedenle gerçek içeriklerine hakkını vereme­ auch dic Gcrcchligkeit hat wider­
fahrcn tas.sen können. Er hat damiL
miştir. Aynı zamanda bu yolla usun tam sakat­ zugleich die vollkommene Erlah­
lanması için temeli atmış ve us ondan sonra mung der VcrnunfL begründet,
salt dolaysız bir bilme türü olmayı istemekle
wclche sich von ihm aus begnfıgL
hat, cin bloB unmiuelbares Wisscn
yetinir olmuştur. sein zu wollen.
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 1 63
Das Bisherige hal die Erörterung Bu noktaya dek dinin ilk belirleniminin
des Begriffs, welcher das Logische manuksal öğesini oluşturan kavramın irde­
der ersten Bestimmung der Rcligion
ausmacht, nach der Seite einesteils, lemesi ile ilgilendik. Onu bir yandan önceki
nach welcher derselbe in der frühe­ metafizikte kavrandığı yana göre ve öte yan­
ren Meıaphysik aufgefaBı war, und
die Gestah andcrcrseits betroffen, in dan içinde kavrandığı şekil ile ilgili olarak
welcher er gefaBt wurde. Aber dics ist ele aldık. Ama bunlar bu belirlenimin kur­
rür die Erkennmis des spekulativcn
Begriffs dieser Bestimmung nicht ge­ gul kavramının bilgisi için yeterli değildir.
nügend.Jedoch ist der eine Teil davan Gene de, bu bilginin bir yanı, sonlu varlı­
sclıon angegeben, namlich deıjenigc,
der den Übergang des endlichen Seins ğın sonsuz varlığa geçişini ilgilendiren yan
in das unendliche Sein betrifft, und daha önce belirtildi. Şimdi ikinci yanı kısaca
es ist nur der andere Teil, dessen belirteceğiz ve bunun aynnulı bir taruşması
ausffıhrlichere Erörcenmg bereilS ffır
eine folgcnde Gesıalı der Religion aus­ dinin sonraki bir şekli ele alınıncaya dek
gesctzt ist, noch kurz anzugeben. Es ertelenecektir. Bu daha önce şu önermenin
ist dies dasjenige. was vorhin in der şeklinde görünür:
Gcsıalı des Saızcs
Das Unendliche i.'it Sonsuz vardır,
erschicn und worin somit das Sein ve böylece bu önermede varlık genel ola­
übcrhaupt als das Vermiucltc be­
stimmt isL. Der Bewcis hal diese rak dolaylı kılınmış birşey olarak belirlenir.
Verınitthmg nachzuwciscn. Es gehl Tanıtın bu dolaylılığı göstermesi gerekir. İki
aber auch schon aus dem Vorher­ önermenin birbirinden ayn olarak irdelene­
gehendcn hervor, daO die beiden
sauc nicht getrennt voncinandcr be­ meyeceği daha önce söylenenlerden açıktır.
u-aclHcl werden können; indcın die Tasımın anlak-biçiminden önermelerden
Veı-suındesfonn des Schlusses für den biri açısından vazgeçildiğine göre, önerme­
einen aufgegeben wordcn, isl damit
zugleich die Trenmmg derselben mıf­ lerin ayrılmasından da vazgeçilmiştir. Henüz
gcgeben. Das noch zu betrachcende irdelenmesi gereken kıpı buna göre sonlu­
Moment isl daher in der gegebenen
Enıwicklung der Dialektik des Endli­ nun diyalektiğinin belirtilen gelişiminde
chen schon enthahen. daha şimdiden kapsanır.
Wenn aber bei dem aufgezeigıen Ama eğer sonlunun sonsuza belirtilen
Ü bergang des Endlichen in das Un­
endliche das Endliche als Aıısgangs­ geçişinde sonlu sonsuz için başlangıç nok­
pıınkı für das Unendliche erscheinı, tası olarak görünüyorsa, buna göre yalnızca
so scheinl hiemach der andere, nur
ıımgekehrıe ÜSaız oder Ü bergang evrilmiş olan öteki önerme ya da geçiş de
gleichfalls als bcrgang vom Unend­ benzer olarak sonsuzdan sonluya geçiş
lichen ins Endliche oder als der Salz
.das Unendliche isı endlich", sich be­ olarak ya da "Sonsuz sonludur" önermesi
stimmen zu müssen. in dieser Verglei­ olarak belirlenmelidir. Bu karşılaştırmada
chııng wı:irde der Saız: .das Unendli· "Sonsuz vardır" önemesi burada irdelenecek
ehe ist", nicht die ganze Bcstimmung
emhalLen, welche hier zu betrachlen olan bütün belirlenimi kapsamaz. Ama bu
ist. Dieser Unlerschicd verschwindeı ayrım varlıf;ın, dolaysız birşey olduğu için,
aber durch die Betrachtung, dafi das
Sein, da es das Unmiuelbare, von der aynı zamanda sonsuzun belirleniminden

gleich Unterschiedene isL, allerdings ayrı olduğu ve aslında böylelikle yalnızca


Bcslimmung dcs Unendlichen zu­
damiL schlcchthin als endlich bestimmt sonlu olarak belirlendiği biçimindeki irde­
ist. Diesc logische Natur des Seins leme yoluyla yiter. Varlığın ya da dolay­
odcr der Unmİllelbarkeit iiberhaupt sızlığın bu mantıksal doğası genel olarak
ist aber aus der Logik vorauszusel­
zen. Es crhelll diese Beslİmm1mg der Mantıktan varsayılmıştır. Ama varlığın bu
164 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

sonluluk belirlenimi kendini hemen burada Endlichkeiı des Seins aber soglcich
auch in dem Zusammenhange, in
içinde durduğu bağlantıda da gösterir. Çünkü welchem es hier sLeht. Denn das
sonsuz, kendini varlığa çözerken, kendini Uncndliche, indcm es sich zum
Sein entschliellt, bestimınt sich hier­
kendi başkası olarak da belirler; ama sonsuzun mit 1.u einem Andenm seiner selbst:
başkası genel olarak sonlu olandır. das Andere des Unendlichen isı

Bunun dışında, eğer, daha önce belirtildiği aber iıberhaupı das Endliche.
Wenn rcrner \•orhin angegebcn
gibi, yargıda özne varsayılmış birşey olarak, worden, daJl im Urıeile das Subjekı
genelde varolan birşey olarak bulunurken als das Vorausgesetztc, das Sciendc
iıberhaupı is� das Pr.'idikaı aber das
yüklem evrensel birşey, bir düşünce ise , o Allgemeine, der Gedanke isı, so
zaman scheint in dem Satz - und diescr
Saız isı gleichfalls ein Urıcil -
Sonsuz vardır Das Unendliche ist

önermesinde - ve bu önerme benzer olarak \-"ielmchr dic Bestimmung umgc­


kehn zu sein, indem das Pr5.dikaı
bir yargıdır - belirlenim aslında evrilmiş ausdrfıcklich das Sein enthült und
olarak görünür, çünkü yüklem kesin olarak das Subjekı. das Unendliche, nur
im Gedanken, abcr frcilich im ob­
varlığı kapsar ve özne, sonsuz, yalnızca düşün­ jckLiven Gedanken ist. Docl1 könn­
cede, ama hiç kuşkusuz nesnel düşüncede ıe man auch an die Vorsıelhıng er­

varolur. Gene de varlığın kendisinin başlıca innert wcrden, daB das Sein selbst
nur cin Gedankc sei, vornehmlich
böyle soyut ve mantıksal olarak görüldüğü insofem es so absLrakt und logisch

düzeye dek yalnızca bir düşünce olduğu betrachtct wird. und um so mchr,
wenn das Unendlichc auch nur cin
tasarımını anımsayabiliriz, ve eğer sonsuz Gedankc sei. so könne scin Pridi­
da yalnızca bir düşünce ise, varlık özellikle kat von keiner anderen An als auch
\'on der Art cines - subjektivcn -
öyle görülmelidir, çünkü o zaman yüklemi Gedankens sein. Allerdings isı das
de bir tür - öznel - düşünceden başka bir­ Prcidikat sciner Form dcs Urtcils

şey olamaz. Her ne olursa olsun, yargıdaki nach das Allgemeine und der Ge·
danke; seinem Inhalıe oder der Be­
biçimine göre alındığında yüklem evrensel stimmıheit nach isL es Sei11 und, ,.,.;c

ve düşüncedir; içeriğine ya da belirliliğine nciher soeben angegeben worden,


als unmiuelbares auch cndliches,
göre varlıktır ve daha tam olarak alındığında einzelnes Sein. Wenn aber dabei
dolaysız, ayrıca sonsuz, tekil varlıktır. Ama gemeint wird, das Sein, weil es ge­
dacht werde, sei damit nichı mehr
eğer bununla varlığın, düşünüldüğü için, Scin als solches, so ist dies nur ein
bundan böyle genel olarak varlık olmadığı gleichsam alberner Idcalismus,

denmek istenirse, o zaman bu yalnızca saçma welcher meint, damh, daB etwas
gedachl werde, höre es auf zu sein,
bir idealizmdir ki, birşeyin düşünülmekle var oder auch das, was ist, könne nicht
olmaya son verdiği ya da giderek var olanın gedacht wcrden. und nur Nichts
sei somİl denkbar. - Doch der
düşünülemeyeceği ve öyleyse yalnızca yoklu­ in die eben hier zu beırachtendc
ğun düşünülebilir olduğu sanısı içindedir. Seiıe des ganzen Begri!Ts einschla·

- Gene de bütün kavramın burada irdele­ gende Jdealismus gehört zu der


angegebcncn, sp3ter vorzuneh­
nen yanına giren idealizm belirtilen ve daha menden Erörterung. Woraur aber

sonra ele alınacak olan açıklamaya aittir. Ama vielmehr aufmerksam zu machen
isı, isı, daB gerade das angegebene
özellikle dikkat edilmesi gereken nokta tam Urteil durch den Gcgensatz scines
olarak belirtilen yargının içeriğinin ve biçimi­ lnhaJLes und seiner Form den Ge·
genschlag in sich enth3.ll, welcher
nin karşıtlığı yoluyla karşı-vuruşu kendi içinde die Nalur der absoluten Vcreini­
kapsadığı olgusudur. Bu vuruş önceden ayn gung der beiden vorhin getrennt
KANT'IN KOZMOLOJİK TANITI ELEŞTİRİSİ 1 65
gestelltcn Seiten in eins, in den olarak koyulan iki yanın birde, kavramın ken­
Begrilf selbst ist.
Was nun frlıher von dem Un­
disinde saltık birleşmesinin doğasıdır.
endlichen kurz beigcbracht wor­ Daha önce sonsuz ile ilgili olarak kısaca
den, ist. dall es die Affirmalion der
sich selbst aulhebenden Endlich­
gösterdiğimiz şey onun kendini ortadan
kcit, das Ncgiercn der Negation, kaldıran sonluğun olumluluğu, olumsuzla­
das Vermittche, aber durch die
manın olumsuzlaması, dolaylı kılınan, ama
Aufhebmıg der Vermiıtlung Ver­
miuehe ist. Damit ist schon selbst dolaylılığın ortadan kaldırılması yoluyla
gesagı, daB das Unendliche die dolaylı kılınan olduğudur. Bununla daha
cinfache Beziehung auf sich, diese
abstrakte Gleichheit mit sich auch
şimdiden söylenmiş olan şey sonsuzun yalın
ist, welche Sein genannt wird. Oder kendi ile bağıntı, bu kendi ile soyut eşitlik
es ist die sich selbst aufhebende
Vennittlung; das Unmillelhare abcr
olduğudur ki, buna varlık denir. Ya da son­
ist eben die aufgehobene Vermiu­ suz kendini ortadan kaldıran dolaylılıktır;
lung oder das, worein die sich auf­
dolaysız olan ise tam olarak ortadan kaldınl­
hcbende Vermiulung übergeht,
das. zu dem sie sich auChcbt. mış dolaylılık ya da kendini ortadan kaldıran
Eben damit ist dicse Affirmati­ dolaylılığın ona geçtiği, kendini ona doğru
on oder [dieses] sich selbst gleiche
[Sein] in Einem nur so unmiuclbar
ortadan kaldırdığı şeydir.
affirmativ und sich selbst gleich, Buna göre bu olumlama ya da birde [bu]
als es schlechthin dic Negation
der Negaıion ist, d. h. es cntlıiilt so
kendi kendisine eşit [varlık] ancak saluk ola­
selbst die Negaıion, das Endliclıe, rak olumsuzlamanın olumsuzlaması olduğu
aber als sich aufhebendcn Schein.
zaman dolaysız, olumlu ve kendine eşittir;
Oder indenl die Unmiıtelbarheiı,
zu der es sich aufhebt, dicse abs­ e.d. kendisi olumsuzlamayı kapsar, sonlu
trakte Gleichheit mit sich, in die olandır, ama ancak kendini ortadan kaldıran
es übergeht und die Sein isl, nur
das einseitig au[gefaBte Moment
görünüş olarak. Ya da kendini ona ortadan
des Unendlichen - als welches kaldırdığı dolaysızlık, içine geçtiği ve varlık
eben das Aflinnal.İve nur als dieser
olan bu soyut kendi ile eşitlik sonsuzun yal­
ganze ProzeB ist -, alsa endlich isl,
so bestimmı sich dasselbe, indem nızca tek-yanlı olarak kavranan kıpısı olduğu
es sich zum Sein bestimmt, zur
- ki olumlu olan ancak bu bütün süreç ola­
Endliclıkeit. Aber die Endlichkeİl
und dieses unmiuelbarc Scin ist rak sonsuzdur -, ve öyleyse sonlu olduğu
damit zugleich eben die Negation, için, sonsuz kendini varlığa belirlemede son­
welche sich selbst negiert; dieses
scheinbare Ende, der Übergang
luluğa belirler. Ama sonluluk ve bu dolaysız
der lebendigen Dialektik in die varlık böylelikle aynı zamanda tam olarak
tote Ruhe des Resultates ist selbsL
der Anfang wieder nur dicser le­
kendi kendini olumsuzlayan olumsuzlamadır.
bendigen Dialekıik. Bu görünüşte son, dirimli diyalektiğin sonu­
Dies ist der Begriff, das Lo­
cun ölü dinginliğine geçişinin kendisi yine
gisch-Vcrnünflige der erstcn, abs­
trakten Bcstiınmung von Gou und yalnızca bu dirimli diyalektiğin başlangıcıdır.
der Religion. Die Seite der letzte­ Bu Tanrının ve dinin ilk, soyut belirle­
ren ist durch dasjenige Moment
des Begriffs ausgedrlıckt, welchcs
niminin kavramı, ondaki mantıksal-ussal
\'on dem unmiuelbaren Sein an­ öğedir. Onun bu yanı kavramın dolaysız
rangc und sich in und zu dem Un­
varlıktan başlayan ve kendini sonsuzda ve
endlichen aufbebt; dic objektive
Seite aber als solche isı in elem sonsuza ortadan kaldıran kıpısı yoluyla
SichaufschlieBen des Uncndlichen anlatılır; ama genel olarak nesnel yan son­
zum Sein und zur Endlichkeiı
enthahen, dic eben nur momcn­
suzun kendini varlığa ve sonluluğa açışında
tan und übcrgehcnd isı - nur kapsanır. Sonlu yalnızca kıpısal ve geçicidir
166 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

- yalnızca görüngüsü olduğu sonsuz­ fıbergehend kraft der Unendlichkeiı.


deren Erscheinung sie nur ist und die
luk nedeniyle, onun gücü olan sonsuzluk ihre Macht isL Der kosmologische so­
nedeniyle böyledir. Kozmoloj ik denilen genannte Beweis ist tür nichlS anderes
anzusehen als lür das Besıreben, dasje­
tanıt öznel yanında dinsel yükseliş denilen nige zum BewuBtsein zu bringen. was
devimin içinin, ondaki ussal öğenin kendi das lnnci"c, das rein Vernıinft.igc der

içinde ne olduğunu bilince getirme çaba­ Bewegung in sich selbst ist, welche als
die subjektivc Seite die religiöse Er­
sından başka birşey olarak görülmeyecektir. hebung heiBı. Wenn diese Bewegung
Bu devim tam olarak içinde onu gördüğü­ zwar in der Verstandesform, in wel­
cher wir sie gcsehen, nicht so, wie sie
müz anlak-biçiminde kendinde ve kendi an und für sich ist, aufgefaDt worden,
için olduğu gibi kavranmasa bile, teme­ so verlierı der Gehalı dadurch nichıs,

lini oluşturan içerik bu nedenle hiçbirşey der zugrıınde liegt. Dieser Gehalı isı
[es]. der durch die Unvollkommen­
yitirmez. Biçimin eksikliğinin içine işleyen heit der Form durchdıingt und seine

ve gücünü uygulayan ya da daha doğrusu Macht ausUbt oder eler vielmehr die
wirkliche und substan tielle Macht
edimsel ve tözsel gücün kendisi olan şey bu selbst ist. Die religiöse Erhebung er·
içeriktir. Dinsel yükseliş bu nedenle ken­ kennt deswegen sich selbst i n jenem,
obgleich unvollst;indigen Ausdruck
dini bu eksik anlaumda bile tanır ve onun und hat dessen innercn, wahrhaften
iç, gerçek anlamını anlak-tasımının türü Sinn vor sich gegen die Verklımme·

yoluyla güdükleştirilmesine karşın bilir. Bu rung desselben dıırch die Arı des Ver­
standesschl usses. Darum ist es, daB,
nedenle, Kant'ın (aynı yer, B 632) dediği wie Kanı (a. a. O. S. 632) sagı, diese
gibi, bu tasım-türü hiç kuşkusuz "yalnızca SchluBarı allerdings .nichı allein ffır
den gemeinen, sondem auch den spe­
sıradan değil, ama kurgul anlak için de ken­ kulativen Verstand die meiste Ü ber·
dinde en büyük inandırıcılığı taşır. Ayrıca redung mit sich führt; wic sie denn

açıkur ki doğal tannbilimin tüm tanıtlannın auch sichtbarlich zu allen Beweisen


der natiırlichen Theologie die erslen
herzaman izlenmi,ş ve her zaman izlenecek olan Grnndlinien zieht, denen man jederıi!it
ilk ana çizgilerini de gösterir, üstelik bunlar naclıgegangen isi und femer naclıgelıen
wird, man mag sie nun durch noch so
ne denli dışsal eklentiler ve süslemeler ile \ri.el Laubwerk und Schnörkel verLİe·
donatılıp gizlenmiş olsalar da"; - ve, ekli­ ren und verstecken, als man immer

yorum, anlağı izleyerek bu ana çizgilerde will"; - und man mag, setze ich hinzu,
den Gehalt, der in diesen Gnındlinicn
yatan içerik bütünüyle yanlış anlaşılabilir Uegt., mit dem Verstande noch so sehr

ve eleştirel anlak tarafından biçimsel ola­ verkennen und durch kritisierenden


Versıand dieselben förmlich widerlegı
rak çürütüldüğü sanılabilir - ya da sözde zu haben vermeinen - oder auch
dolaysız bilmenin anlama yeteneksizliği ve kraft des Unverstandes, wie der Un·
vemunft des sogenannten unmiuelba·
us yoksunluğu nedeniyle çürütülmeksizin ren Wissens dieselbe vomehmenveisc
gösterişle bir yana atılabilir ya da gözardı unwiderlegt aur die Seite werfen oder

edilebilir. ignorieren.
AUSFÜ HRUNG DES DİN FELSEFESİ ÜZERİNE 1 831 YAZINDA
TELEOLOGISCHEN BEWEISES VERİLEN DERSLERDE
iN DEN VORLESUNGEN Ü RER TELEOLOJİK TANITIN
RELIGIONSPHILOSOPHIE VOM
SOMMER 1831 GENİŞLETİLMESİ

Kant hal schon diesen Beweis auch


Kant Tanrının varoluşunun başka tanıdan
wie die anderen vom Dasein Gottes
kritisierc und sie hauptsachlich um
gibi bu tanıtı da daha önce eleştirmiştir.
ihren Krediı gebrachı, so dall nıan Gıivenilirliklerini yok eden başlıca kendisidir,
es kaum noch der Mlıhe wert hilt,
sie selbst naher zu betrachten; doclı
öyle ki bunlar şimdi neredeyse daha yakın­
Kant selbst sagt von diesem Beweise, dan irdelemeye değmez görıinmektedirler.
er vcrdiene zu jeder Zeit mit Ach· Gene de Kant'ın kendisi bu tanıt konusunda
tung angesehen zu werden. \\'enn
er aber hinzusetzt, der teleologische
onun her zaman saygı ile ele alınmayı hak
Beweis sei der iilıeste, so irrt er. Die ettiğini söyler. Ama teleolojik tamun en eskisi
crste Bcstimmung Goues ist die der
Macht, die weitere ist erst die der
olduğunu eklediği zaman bunda yanılmak­
Weisheiı. Auch kommt dieser Beweis tadır. Tanrının birinci belirlenimi güç belir­
erst bei den Griechen vor; Sokrates lenimidir. Daha sonraki ilk belirlenim bil­
spriclll ihn aus (Xenophon, iW.e·
morabilien, am Ende des 1. Buchs).
gelik belirlenimidir. Dahası, bu tanıt ilk kez
Die Zweckma.Bigkeit, besonders in Yunanlılar arasında ortaya çıkar ve Sokrates
der Form des Guten, machı Sokra­
tarafından bildirilmiştir (Xenofon, Memora­
les zum Grundprinzip. Der Grund,
daB er im Geffi.ngnisse sitze, sagt bilia, 1. Kitabın sonu) . Sokrates özellikle İyi­
er, ist der, daO die Athenienser es nin biçimindeki erekselliği temel ilke yapar.
ffır gut gehalıen haben. - Dieser
Beweis f:illı also auch geschichılich
Hapiste olmasının nedeninin Atinalıların
mil der Entwicklung der Freiheit onu iyi saymaları olduğunu söyler. - Bu tanıt
zusammen.
öyleyse tarihsel olarak da özgiirlüğıin gelişimi
Den Übergang von der Religion
der Machı zur Religion der Geisıig­ ile çakışır.
keiı überhaupı haben wir beırach­ Gıiç Dininden genel olarak Tinsellik
tet: dieselbe VennittJung, die wir in
der Religion der Schönheit erken·
Dinine geçişi irdeledik. Gıizellik Dininde
nen, habcn wir auch schon gehabt tanıdığımız aynı dolaylılık ile ara evrelerde
in den Miuelstufen, aber noch geist·
de, ama henüz tinden yoksun bir dağılmışlık
los auseinandergelcg1. Weil nun mit
jenem Übergange zur Religion der içinde karşılaşuk. Şimdi Tinsellik Dinine bu
Geisligkeit ein� weitere wesentlichc geçiş ile daha öte bir özsel belirlenim geldiği
Bestimmung hinzugekommcn ist, so
haben wir sie abstrakt zue�t heraus­
için, onu ilkin soyut olarak ortaya çıkarmalı
zuhcben und aufzuzeigen . ve açığa sermeliyiz.
1 67
168 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Burada genel olarak özgürlüğün, özgürlük Wir haben hier die Besıjmmung
der Frriheit als so/.cher, einer Tatigkeiı
olarak bir etkinliğin belirlenimini buluruz -, als Frciheiı, ein Schaffen nach der
özgürlük ile uyum içinde bir yaratma belirle­ FreiheiL, nicht mehr ein ungehin·
derıes nach der Macht, sondem ein
nimini, bundan böyle engelsiz olarak güç ile Sclıa/fen naclı Zroecken. Oie Freiheit
uyum içinde bir yaratma değil, ama erekler i/,e ist sich selbst Destimınen, und das

uyum içinde bir yaratma belirlenimini. Özgür­ Ta.lige, insofem es sich in sich sclbsl
besıimmt, hat dic Sclbstbestim·
lük kendi kendini belirlemedir; ve etkin olan, mung an sich als Zweck. Die MaclH
kendini kendi içinde belirlediği düzeye dek, ist nur das Sichherauswerfen, so
daO im Herausgeworfenen ci n
kendinde öz-belirlenimi erek olarak alır. Güç Unversöhmes ist, zwar an sich ein
yalnızca kendini dışa-atmadır, ama öyle bir Ebenbild, aber es isl noch nicht aus­

yolda ki dışarı atılanda uzlaştırılmamış bir­ drücklich im BewuOısein, daO das


Schaffende sich in seincm Geschöp­
şey vardır; bu hiç kuşkusuz kendinde tam fe nur erhiilt und hervorbringt , so
bir imgedir, ama burada henüz yaratanın daB im Gcschöpfe die Besıimmun·

yarattığında yalnızca kendini sakladığının ve gen des Göulichen selbst sind. Es


ist Gott hier gefaBl mil der Bestim·
ürettiğinin ve böylece yaratılanda tanrısalın mung der \Veisheit. zweckm3.Biger

kendisinin belirlenimlerinin bulunduğunun Tatigkeiı. Die Machı isı gfıtig und


gerecht, aber erst das zweckmci.Bi­
belirtik bir bilinci yoktur. Tanrı burada bilge­ ge Tun ist diese Bcstimmung der
lik, ereksel etkinlik belirlenimi ile kavranır. Vernünfligkeiı, dafi aus dem Tun

Güç iyiliksever ve türelidir, ama bu ussallık nichts anderes herauskommt, als


was schon vorher deıerminiert ist,
belirlenimini taşıyan ilkin ereksel edimdir, d. h. dicse ldentitiit des Schaflmden
öyle ki edimden ortaya önceden belirlenmiş mit sir.h se/bsl.
Die Verschiedenheit der Bc­
olandan, e.d. yaratanın lıendi ile bu özdeşliği-n­ weise vom Dasein Goues besteht
den başka hiçbirşey çıkmaz. bloll in der Verschiedcnheit ihrer

Tanrının varoluşunun tanıtlarının türlü­ Beslimmung. Es ist in ihnen eine


Vermiulung, cin Ausgangspunkt
lüğünü oluşturan şey yalnızca belirlenimle­ und Punkt, zu dem man kommt.

rinin türlülüğüdür. Onlarda bir dolaylılık, im ıeleologischen und physiko·


theologischen Beweise kommt bel­
bir başlangıç noktası ve varış noktası vardır. den Punkten die gemeinschaftliche
Teleolojik ve fiziksel-teleolojik tanıtlarda ortak Best.immung der Zıueckmii.i.fl gkeit zu.
ereksellik belirlenimi her iki noktaya da aittir. Es wird ausgegangen von einem
Sein, welches jetzt als n'leckm3.Big
Bir varlıktan başlanır ki, şimdi ereksel olarak best.imml isl, und was dadurch ver­

belirlidir; ve bu yolla dolaylı kılınan ise ereği miltelt wird, isı Gou als den Zweck
setzend und bet.3.tigend. Das Sein
koyan ve etkinleştiren olarak Tanrıdır. Koz­ als das Unmİltelbare, wovon im
molojik tanıtta başlangıç noktası olan dolaysız kosmo\ogischcn Bcwcise angefan­

birşey olarak varlık ilk olarak çoklu, olumsal gcn wird, isl zuncichst cin mannig­
fahiges, zutalliges Sein; Gott wird
bir varlıktır; sonra Tanrı kendinde ve kendi danach bestimmt als die an und

için varolan zorunluk, olumsalın üzerindeki fiır sich seiende Notwendigkeil, die
Machı des Zuf1illigen. Die hôhere
güç olarak belirlenir. Burada daha yüksek Bestimmung ist nun, daB Zweckmci·
belirlenim varlıkta erekselliğin bulunması­ lligkeİI vorhanden ist im Sein; im

dır. Erekte daha şimdiden bu içeriğin özgürce Zweck ist schon die Vcrnlı.nftigkeit
ausgedrlı.ckl, ein freies sich selbsl
kendi kendini belirlemesi ve koşullandırması Bestimmen und Betcitigen dieses
olarak ussallık anlatılır, öyle ki bu içerik ilkin lnhalts, damit er, der zun3chsı als
Zweck ein Innerlichcs isı. realisierı
erek olarak içsel birşey iken olgusallaşır ve wcrdc und die Realh3t deın Begıilfc
olgusallık kavrama ya da ereğe karşılık düşer. oder dem Zwecke entsprechend sei.
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 1 69
Ein Ding ist gut, insofem es seine Bir şey belirlenimini, ereğini yerine getir­
Bestimmung, seinen Zweck erfüllt:
dics isı, daB die Realiıiiı dem Begıif­
diği düzeye dek iyidir: Bu demektir ki olgu­
fe oder der Bestimmung angemes­ sallık kavrama ya da belirlenime uygundur.
sen isL. - Es wird in eler \Velt ein
Zusammenstimmen von 3uBerlichen
Dünyada dışsal şeylerin, birbirlerine karşı
Dingen wahrgenommen, von Din­ ilgisiz olarak bulunan, birbirlerine karşı
gen, die gleichgültig gegeneinandcr
olumsal olarak kendileri için varoluşa gelen
\'orhanden sind, zufiillig gegen an­
dere für sich zur Existenz kommen ve birbirleri ile hiçbir özsel bağıntıları olma­
und keine wcsendiche Beziehung yan şeylerin bir uyumu algılanır_ Gene de ,
zueinander habcn; dcnnoch, ob­
schon die Dinge so auscinanderfa1-
şeylerin böyle birbiri dışına düşmelerine
len, zeigt sich einc Einheit, wodurch karşın, bir birlik kendini gösterir ki, bunun
sic sich schlechthin angemesscn
sind. Kani trigt dies ausführlich vor:
yoluyla birbirleri ile saltık olarak uyum için­
clie gcgcnw3.rtige \.Yeh eröffneı uns dedirler. Kant bunu ayrıntılı olarak belirtir:
einen unermelllichen Schauplatz
Varolan dünya bize çoğulluğun, düzenin,
von Mann igfalıigkciı, Ordnung,
Zweckmiifügkei t usw. Besonders am erekselliğin vb. tükenmez bir görünümünü
Lebendigen sowohl in ihm sclbsı sunar. Bu erek-belirlenimi özellikle dirimli
als in sciner Bezichung nach aullen
erscheint diese Zweckbestimmung.
dünyada, onun içinde olduğu gibi dışarısı ile
Der Mcnsch, das Tier hil cin an ihın bağıntılarında da görünürdedir. İnsan, hay­
Mannigfalıiges, hal dicse Glieder,
Eingcweide usw.; obglcich diese so
van kendinde çoklu birşeydir, kol ve bacak­
nebeneinander zu bestchcn schei­ ları, iç örgenleri vb. vardır; bunlar yanyana
nen, so isı es doch nur durchaus
varoluyor görünseler de, bu baştan sona
die allgcmcinc Zweckbcslimmung,
die sie crh3.lt; das eine ist nur durch ancak onları sürdüren genel erek-belirle­
das andere und ffır das andere, und nimi yoluyla böyledir. Biri ancak bir başkası
aile Glieder und Bcsıandıeile der
Menschcn sind nur Miuel ffır die
yoluyla ve onun için vardır, ve insanın tüm
Selbsterhaltung des lndividuums, örgenleri ve bileşenleri yalnızca burada erek
das hier Zwcck ist. Der Mensch,
das Lebendige i"lberhaupt hat \"İele
olan bireyin öz-sakınımı uğruna araçlardır.
Bedilrfnisse. Zu seiner Erhaltung ist İnsanın, genel olarak dirimli varlığın birçok
notwendig Lufı, Nahrung, Lichı usf.
gereksinimi vardır. Hava, besin, ışık vb. sakı­
Alles dieses ist fıir sich vorhanden,
und die Beflihigung, zum Zwcck zu nımı için zorunludur. Bunların her biri kendi
dienen, ist ihm ctwas A uBerliches; uğruna bulunur, ve ereğe hizmete etme yete­
die Tiere, das Fleisch. die Luft usw.,
deren der Mensch bcdarf, drücken
neği ona dışsal birşeydir. İnsanın gereksindiği
an sich nichı aus, Zwecke zu sein, hayvanlar, et, hava vb. kendilerinde erekler
und docl1 isı das cine schlechıhin
nur Mittel fflr das andere. Es ist da
olma belirlenimini anlatmazlar, ve gene de
cin inncrcr Zusammenhang, der biri saltık olarak yalnızca öteki için araçtır.
non-.·endig ist, aber als solcher nicht Burada bir iç bağlantı vardır ki, zorunludur,
existiert. Dieser innere Zusammen­
hang macht sich nicht durch die
ama böyle olarak varolmaz. Bu iç bağlantı
Gegensı.3.nde selbst, sondern er isı nesnelerin kendileri yoluyla oluşturulmaz,
von einem Anderen produzicrt, als
diesc Dinge selbst sinci. Die Zweck­
ama bu şeylerin kendilerinden başka birşey
m.5.Bigkeit bringt sich nichl durch tarafından üretilir. Ereksellik kendi kendisi
sich selbsı hervor; die zweckmii.Bige
yoluyla ortaya çıkmaz, ereksel etkinlik şeylere
Tii.ıigkeit isi au8er den Dingen, und
diese Harmonie, die an sich İsl und dışsaldır, ve kendinde olan ve kendini koyan
sich seızt, ist die Macht iiber dicsc bu uyum bu nesneler üzerindeki güçtür ki,
Gegensr.3.nde, dic sic bestimınt, in
ZweckbesLimmung zucinander zu
onları birbirleri ile erek-belirlenimi içinde
stehen. Die \\lclt ist so nichL mchr durmaya belirler. Dünya öyleyse bundan
170 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

böyle olumsalhklann bir toplağı değil, ama ein Aggregaı von Zunilligkeiıen,
sondem eine Menge von zweckmd)i­
şeylerin kendilerine dışandan gelen ereksel bağ;ın­ grn Brr.relıungen, die aber den Dingrn
tılann bir çokluğudur. Bu erek-bağıntısının selbsl von aujJen zuhommen. Diesc
Zweckbeziehung rnull cine Ursache
bir nedeni, güç ve bilgelik dolu bir nedeni haben, eine Ur.ıache voli Machı und
olmalıdır. voli Weisheiı.

Bu ereksel etkinlik ve bu neden Tanrıdır. Diese zweckmiillige Tiiıigkeiı und


diese U rsache ist Gou.
Kant'a göre bu tanıt en açık ve sıradan Kant sagt: es sei dieser Beweis
insan için anlaşılır olanıdır; ilkin ondan der klarste und fü.r den gemeinen
Mann verstiindlich, durch ihn habe
ötürü doğa için bir ilgi doğar; doğanın bilgi­ die Nalur erst lntcresse, er belebe
sini diriltir, Upkı kökenini o bilgide bulması die Kenntnis der Natur, nic er von

gibi. - Bu genel olarak teleolojik tanıtur. daher seincn Ursprung habe. -


Dies ist im allgemeinen der teleolo­
Kant'm eleştirisi şimdi şöyledir. Bu tam­ gisclıe Beweis.
un, der, ilk eksikliği yalnızca şeylerin biçimini Kanıs Kritik ist mm folgende. Er
sagt, dieser Bcweis sei fürs erste da­
irdeleme altına getirmesidir. Erek-bağınusı rum rnangelhaft, ıvcil nur die Foroı
yalnızca biçim-belirlenimini ilgilendirir: der Dinge in Retracht komme. Die

Her şey kendini saklar, öyleyse yalnızca baş­ Zweckbeziehung geht nur auf die
Fonnbesıimmung: jedes Ding erhiilı
kası için araç değil, ama kendine-erektir. sich, ist also nicht bloO Miııcl für
Bir şeyin araç olabilmesini sağlayan nitelik Andcres, sondern Selbstzweck; die
Reschaffenheil, wodurch ein Ding
yalnızca onun biçimini ilgilendirir, özdeğini Mille] sein kann, betrifft nur die
değil. Öyleyse vargı yalnızca biçimlendirici Form desselben , nicht die Matcrie.

bir nedenin olduğu olgusundan daha ileri Der SchluB ginge also nur dahin,
daB eine formierende Ursache sei;
gitmez; ama bu neden yoluyla özdek de üre­ damit ist aber nicht auch die Mate­
tilmiş değildir. Böylece tanıt, Kant'a göre, rie hervorgebracht. Der Bcweis, sagt

Tanrının yalnızca biçimin değil ama özde­ Kant, erfi'ılle so nicht die ldee von
Goıı, daO er der Schöpfer der Ma­
ğin de yaratıcısı olması biçimindeki Tanrı terie, nicht bloil der Form sei. Dic

ideasını yerine getirmez. Biçim birbiri ile Form enth3.h die Bestimmungen,
die sich aufeinander beziehen, die
bağıntılı belirlenimleri kapsarken, özdeğin Materic aber soll das Formlose und
ise biçimsiz ve dolayısıyla bağıntısız birşey damit Bcziehungslose sein. Es reiche

olması gerekir. Bu tanıt öyleyse yalnızca bir dieser Beweis also nur his zu cinem
Demiurgen, einem Bildner der Ma­
Demiurge'ye, özdeğin bir şekillendiricisine teric, nicht zum Schöpfer.

ulaşır, Yaraucıya değil. Was dicse Kritik anbetrifft, so


kann man allerdings sagen, daO aile
Bu eleştiri açısından hiç kuşkusuz dene­ Beziehung Fonn ist; hiennit wird die
bilir ki , tüm bağınu biçimdir; böylece biçim Form von der Maıerie abgesondert.

özdekten yalıulır. Buna göre Tanrının etkin­ \.\Tir sehen, dan damit die T3tigkeit
Goues cine endliche ware. Wenn
liğinin sonlu bir etkinlik olduğunu görürüz. wir Technisches produzieren, so
Eğer biz teknik birşey üretirsek, gereci dışarı­ müssen wir das Material dazu von
auilen nehmen: dic T3.Ligkeil ist
dan almamız gerekir: Böylece etkinlik sınırlı, so beschr;inkt, endlich; dic Mate­
sonludur; böylece özdek kendi için kalıcı ola­ rie wird so als für sich bestehend,

rak, ilksiz-sonsuz olarak koyulur. - Şeylerin als cwig gesetzt. - Das, wonlit die
Dinge gegen Anderes gekehrt sind,
başkalarına doğru dönmesini sağlayan etmen sind die Qualit3.tcn. die Fonn, nicht
niteliklerdir, biçimdir, genel olarak şeylerin das Bcstehen der Dinge als solchcr.
Das Bestehcn der Dinge ist ihre
kalıcılığı değil. Şeylerin kalıcılığı özdektir. Şey­ Matcrie. Das isL zun3.chst aUerdings
lerin bağ;ıntılannın onların biçimine ait olduğu ıichıig, daO dic Baiehııngrn derDing.
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 171
i n ihre Forın fallen; d i e Frage aber görüşü ilk olarak hiç kuşkusuz doğrudur;
ist die: ist dieser Unterschicd, diese
Trennung zwischen Form und Ma­
ama soru biçim ve özdek arasındaki bu ayn­
ıerie statthaft, könncn wir jedes so ının uygun olup olmadığı, her birini böyle
besonders auf die Seitc stellen? Es
wird dagegen in der Logik. (P/ıil.
tikel olarak bir yana koyup koyamayacağı­
Enzyklop., § 1 29) gezeigt, da8 die mızdır. Öte yandan Mantıkta (Fels. Bilimler
formlose Materie cin Unding ist,
Ans., § 1 29) biçimsiz özdeğin bir saçmalık,
cine reine Verstandcsabstraktion,
die man sich wohl machen kano, bir an anlak-soyutlaması olduğunu gösterdik
die abcr nicht für el\vas \\'ahres aus­ ki, hiç kuşkusuz yapılabilir, ama gerçek bir­
gegebcn wcrdcn darf. Die Materie,
die man Gou emgcgenstellt als ein
şey olarak ileri sürülemez. Tanrının karşısına
Unveriinderliches, isı blo8 Produk.t değiştirilemez birşey olarak koyulan özdek
der Renexion, oder dicse ldentitfıt
der Fonnlosigkeit, diese kontinuier­
salt derin-düşünmenin bir ürünüdür; ya da
liche Einheit der Materic ist selbst biçimsizliğin bu özdeşliği, özdeğin bu sürekli
cine der Formbestimmungen; man
birliği kendisi biçim-belirlenimlerinden biri­
mu8 so erkennen, daB die Materie,
die man so auf der cinen Seite hat, dir. Buna göre kabul edilmelidir ki böyle bir
selbst zur anderen Scite, der Form yana koyulan özdeğin kendisi öteki yana,
gehört. Dann aber isı auch die Fonn
identisch miı sich, bezieht sich aur
biçime aittir. Ama o zaman biçim de kendi
sich, und darin hat sie gerade das ile özdeştir, kendini kendi ile bağıntılar, ve
selbst., \V"dS als Materie unlerschieden
'"ird. Die Ti\tigkeil Gottes selbst, die
bunda tam olarak özdek olarak ayırdedilen
einfache Einhcil mil sich, dic Form şeyin kendisidir. Tanrının kendisinin etkin­
ist die Materie. Dieses Sichgleich­
liği, onun kendi ile yalın birliği olarak biçim
bleihen. Bestehen ist so an der
Form, daB sie sich aur sich selbst özdektir. Bu kendine-özdeş-kalış, bu kalıcılık
bezieht. und das ist das Bestehen böylece böyle biçimin kendisindedir, öyle bir
dersclben, dasselbe, \Vas die Mate­
rie ist. Alsa das einc ist nicht ohne
yolda ki biçim kendi kendisi ile bağıntılıdır
das andere, sie sind vielmehr beide ve bu ise onun kalıcılığı olan, özdek olan
dasselbe.
aynı şeydir. Böylece biri öteki olmaksızın
Femer sagı Kanc der Schlu6 gehı
aus von der Ordnung und Zweckm3- yoktur, ve aslında ikisi aynı şeydir.
8igkeit, die in der Welı beobachteı Kant şöyle sürdürür: Tasım evrende göz­
wird, - es gibt zweckm3.8ige Ein­
richıungen. Solche Beziehung der
lenen düzenden ve ereksellikten başlar, -
Dinge, die nicht an ihnen selbst ist., ereksel düzenlemeler vardır. Şeylerin ken­
dienı demnach zum Ausgangı;punkc
es wird dadurch cin Drittes, cine Ur­
dilerinde olmayan bu bağıntıları buna göre
sache gesetzt; von dem Zweckm3lli­ başlangıç noktası olarak hizmet eder; bu yolla
gen schlie6t man auf den Urheber,
bir üçüncü, bir neden koyulur; ereksel olan­
der die Zweckmailigk.eit der Bezie­
hungen einsetzt. Man kann alsa auf dan bağıntıların erekselliğini getiren yaratıcı
nichts weiteres schlieBen, als was çıkarsanır. Böylece bulunanda içeriğe göre verili
dem /nhalte nach gegehen isl iın Vor­
/ıandenen und dem Ausgangı;punk.tc olandan ve başlangıç noktasına uygun olan­
angemessen ist. Die zweckm:i8igen dan daha öte hiçbirşey çıkarsanamaz. Şimdi
Anordnungen zeigen sich nun als
erstaunlich grol\, von hoher TreIT­
ereksel düzenlemeler kendilerini şaşırtıcı
lichkeit und lVeisheit, aber cine selır ölçüde büyük olarak, en yüksek eşsizlik ve
grofte und cine hewunderungswür­
bilgelik düzeyinde gösterirler; ama çok büyük
dige \.Veisheit ist noch nidıl ahsolut.e
\Veisheit; es ist cine auBerordentli­ ve hayranlık verici bir bilgelik henüz saltık
che Macht, die man darin erkennt, bilgelik deği,ldir; onda tanınan olağanüstü bir
das İsl aber noch nichı Allrnacht.
Dies ist cin Sprung, sagt Kant, zu
güç vardır, ama bu henüz herşeyden-güçlü
dem man nicht berechtigt ist; man değildir. Bu, der Kant, bir sıçramadır ki, ona
172 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

hakkımız yoktur. Böylece ontolojik tanıta sığı­ nehme denn seine zunucht zum
ontologischen Beweise, und dieser
nırız ve bu ise en olgusal Varlık kavramın­ fange vom Begriff des allerrealsten
dan başlar. Ama teleolojik tanıtta başlangıç \•Vcsens an; zu dieser Totalitat reiche
aber die blo8e Wahmehmung, von
noktası olan salt algı bu bütünlüğe erişemez. der im teleologischen Bcwcisc aus­
- Hiç kuşkusuz kabul etmek gerek ki, baş­ gegangcn wird. nicht hin. - Es ist

langıç noktasının ulaşılandan daha küçük bir allerdings zuzugeben, da8 der Aus­
gangspunkt einen geringeren Inhalı
içeriği vardır. Evrende yalnızca göreli bilgelik hat als das, zu dem man kommt. in

vardır, saltık değil. Ama bu daha yakından der Weh ist nur relative Weisheit,
nicht absoluce. Doch ist dies n3.her
irdelenmelidir. Burada bir tasım vardır: Bir­ zu betrachtcn. Wir haben hier einen
şeyden bir başkası çıkarsanır; evrenin yapısın­ Sdılu]J; man schlieDt von dem einen
auf das andere: man Langt an von
dan başlanır ve bundan bir etkinlik, birbiri der Beschaffenheiı der Welt, und
dışında yatan varoluşları birleştiren birşey von dicser schlieBt man weiler auf

çıkarsanır ki, onların içleri, kendindeleridir cine Tiitigkeiı, auf das Verbindende
der au8ereinanderlicgendcn Exis­
ve onlarda daha şimdiden dolaysızca bulun­ tenz. welchcs das lnnerc, das An­

maz. Çıkarsamanın biçimi sanki Tanrının baş­ sich derselben İsl und nicht schon
unmiuelbar in ihnen liegL Dic Fonn
langıç noktamızı sağlayan bir temeli varmış des Schlie8cns bringc nun eiı1en
gibi yalancı bir görünüş yaraur. Tanrı koşullu falschen Schein hervor, als oh Gou
cine Gnmdlage habe, von der man
olarak görünür: Ereksel düzenleme koşuldur, ausgeln; Gou erscheint als Beding­
ve Tanrının varoluşu dolaylı birşey, koşullu tes: die zweckm38ige Einrichtung

birşey olarak anlatılıyor görünür. Bu jaco­ ist die Bcdinbıung, und dic Existenz
Goues scheint ausgesprochen als
bi'nin özellikle vurguladığı bir karşıçıkıştır: Vermiuellcs, Bedingtes. Dics ist
Koşulsuza koşullar yoluyla ulaşmayı istemek. bcsonders eine Einwendung, aur
der Jacobi gefu8t hat: man wolle
Ama bu, daha önce gördüğümüz gibi, yal­ durch Bedingungen zum Unhc·
nızca aldatıcı bir görünüştür ve kendini sonu­ dingıen kommen; das aber isı, wi.e

cun kendisinin anlamında ortadan kaldırır. wir schon früher gesehen, nur ein
falscher Schein, der sich im Sinne
Bu anlam söz konusu olduğunda kabul edi­ des Resul lats selbst aun1ebt. \\Tas

lecektir ki, bu yalnızca öznel bilmenin gidiş diesen Sinn zun3.chst betrifft, so
wird man zugeben, dall es nur der
yoludur. Dolaylılık Tanrının kendisine ait Gang subjekLivcn Erkennens ist. Es
değildir. Çünkü Tanrı hiç kuşkusuz koşulsuz kommı Gott selbsı diese Venniı�ung
nicht zu; er istja das Unbedingte,
olandır, sonsuz etkinliktir ki kendini erekler die unendliche Tiitigkeit, die sich
ile uyum içinde belirler ve evreni ereksel nach Zwecken besti mmt, dic die

olarak düzenler. O gidiş yolunda başlangıç \\ı'elt zwcckm3.8ig eimichtet. Es wird


mitjenem Gange niclu vorgeslellt,
noktamız olan bu koşulların bu sonsuz etkin­ daB dieser unendlichcn T3.tigkeit
liği öncelediği tasanmlanmaz; tersine, bu yal­ diese Bedingungen \'orausgehen,
von denen wir ausgehen, sondern
nızca öznel bilmenin gidiş yoludur, ve varı­ dies isı atıein der Gang subjekti­
lan sonuç bu ereksel düzenlemeleri koyanın ven Erkcnnens, und das Resultaı
ist dieses, dan Gou es ist. welcher
Tanrı olduğu, bunların öyleyse ilkin onun diese zweckm:illigen Einıicl1tungen
tarafından koyulan birşey olduğu ve temel setzl, daB diesc also erst das von ihm

olarak kalmadığıdır. Başlangıç noktamız olan Gesetzte sind, nichl als Gruncllage
bleiben. Der Grund, von dem wir
zemin gerçek zemin olarak belirlenende anfangen, geht zugrunde in dem,
yitip gider [geht zugrunde] . Tasımın anlamı was als wahrhafter Grund bcstimmt
ist. Das ist der Sinn dieses Schlus.o;cs.
koşullandıranın kendisinin yine koşullu dall das Bedingcnde crsl selhst wic­
olarak açıklanmasıdır. Sonuç kendisi koşullu denım als das Bedingtc erkl3.rt wird.
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 1 73
Das Rntıltaı spricht dies aus, da6 es olan birşeyi temel olarak koymanın bir eksik­
mangclhafı war, ein .re/bst Bedingres als
Grundlage zu selun; es ist daher diescr lik olduğunu anlatır. Buna göre gerçekte
Gang in der Tat und in seinem Ende bu gidiş ve sonu yalnızca öznel, yalnızca
nicht nur cin subjektiver, nicht envas,
das im Gedanken beham. sondem es
düşüncede süren birşey değildir, ama bu
wird selbsı durch das Rcsulıaı dicsc eksik yanın kendisi sonuç tarafından gideri­
mangelhafte Seiıe h inweggenom­
lir. Böylece nesnel olan kendini bilgide bile
men. Das Objehtive spricht sich so
sclbst in dicsem Erkenncn aus. Es anlatır. Burada yalnızca olumlu bir geçiş yok­
ist nichl nur ein affirmalives Über­ tur, ve tasımın biçiminde koyulmuş olmasa da
gehen, sondern es ist ein negatives
Moment darin, welches aber in der
olumsuz bir kıpı vardır. Öyleyse ilk dolaysız­
Form des Schlusscs nicht gesetzt ist. lığın olumsuzlanması olan bir dolaylılık var­
Es ist also eine Verıniulung, welche
die Ncgalion der ersten Unmiuel­
dır. Tinin gidiş yolu hiç kuşkusuz kendinde
barkeit is1. Der Gang des Geistes ist ve kendi için varolan ve ereği koyan etkinliğe
wohl Ü bcrgang zu der an und für
geçiştir; ama bu gidişte bu ereksel düzen­
sich seienden und Zwccke setzcnden
T3tigkeit; abcr es ist in diesem Gange lemenin belirli-varlığ;tnın yalnızca kendinde­
enthalten, da6 d.as Dasein dicscr Zwe­ ve-kendi-için-varlık yerine alınmayacağı
ckcinrichtung nicht lür Anundfür­
sichsein ausgegebcn wird, - dicscs
imlenir, - çünkü bu sonuncusu yalnızca
ist nur die Vernunft, dieTiiligkeil der ustur, yalnızca ilksiz-sonsuz usun etkinliğidir.
eıuigen Vermmfl. Jenes Sein ist nichı
ein wahrhaftes. sondern nur Schein
O [belirli-] varlık gerçek bir varlık değil, ama
diescr Tfüigkeit. yalnızca bu etkinliğin görünüşüdür.
Man ınuO in der Zweckbestiın­
Dahası, erek-belirleniminde biçim ve içerik
mung ferner Fonn und JnJıalt un tcr­
schciden. Betrachtcn wir rein die ayırdedilmelidir. Eğer biçimi arılığı içinde
Form. so haben wir cin zweckmi.Oi­ irdelersek, sonlu olan bir ereksel varlık bulu­
ges Scin, das endliclı ist, und der Foım
nach besteht die Endlichkeit clarin,
ruz; ve biçime göre sonluluk ereğin ve onun
daO lıuech untl iWillel odcr Material, olgusallaşmasını sağlayan aracın ya da gere­
woıin der Zwec:k rcalisiert ist. versclıie­
den sind. Dies isı die E1ıdliclıheit. So
cin ayrı olmasından oluşur. Bu sonluluktur.
brauchen wir zu unseren Zwecken Böylece, amaçlarımız için bir gerece gerek­
ein Material; da ist die Tfitigkcit und
siniriz; çünkü etkinlik ve gereç ayn şeylerdir.
das Material etwas Verschiedenes. Das
ist die Endlichkeit des nveckm3l\igen Bu ereksel varlığın sonluluğu, biçimin son­
Seins, die Endlichkeiı der Form; aber luluğudur; ama bu ilişkinin gerçekliği böyle
die Wahrheit dieses Verhaltens ist
nich t cin solches, sondem die Wahr­
birşey değildir; tersine, gerçeklik ereksel
heit ist in der Zwecktfıtigkeit, die Mit­ etkinliğin kendisindedir ki, kendinde araç
tel und Mateıie an ihr sclbst ist, einer
zweckmaBigen Tatigkeiı, die durch
ve gereçtir, bir ereksel etkinliktir ki erek­
sich selbst Zwecke vollbringı, - das lerini kendisi yoluyla yerine getirir - ve
isı die unendliclıe Tatigkeit des Zwecks. ereğin sonsuz etkinliği budur. Erek kendini
Der Zweck vollbringı sich; durch sei­
ne eigene T3tigkeit realisiert er sich, yerine getirir; kendini kendi etkinliği yoluyla
schlicBt sich so in der Ausfühnang mit olgusallaştırır, böylece yerine getirmede
sich zıısammcn. Die Endlichkeit des
Zwecks liegt, wie wir gesehcn, in der
kendi ile uyum içine gelir. Ereğin sonluluğu,
Geırcnntheit des Miuels und des Ma­ gördüğümüz gibi, aracın ve gerecin ayrılmış­
terials: so ist der Zwcck noch techni­
sche Handlungsweise. Die Wahrheit
lığında yatar; böylece erek henüz teknik bir
der Zweckbestimmung ist die, daB eylem kipidir. Erek-belirleniminin gerçek­
der Zwcck an ilım se]bst sein Miuel liği ereğin kendisinde aracını ve eşit ölçüde
und ebenso das Material habe, wor­
in er sich vollführe: so ist der Zweck
kendini onda yerine getirdiği gerecini taşı­
der Form nach wahrhaft, denn die masıdır: Böylece erek biçime göre gerçektir,
174 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

çünkü nesnel gerçeklik tam olarak kavramın objekti\'e Wahrheit liegı eben in
dem, daO der Begriff der Realiı.:iı
olgusallığa karşılık düşmesinden oluşur. Erek entspricht. Der Zweck ist nur wahr­
ancak dolaylı kılma ve araç gibi olgusallık da hafl, wenn das Vermiuelnde und
das Miuel sowie die Realitii.t iden­
erek ile özdeş olduğu zaman gerçektir; O lisch sind mil dem Zwecke: so ist der
zaman erek kendisinde olgusallık raşıyan bir­ Zwcck vorhandcn als an ihm selbst

şey olarak bulunur ve kıpılarını dışında taŞı­ die Realiıiiı habend und ist ııichı
ctnıas Subjcktives, Einseitigcs, auBer
yan öznel, tek-yanlı birşey değildir. Bu ereğin wclchcm die Momente sind. Dies isı
gerçekliğidir; sonluluktaki ereksel bağınu ise die Wahrhaftigkeiı des Zwecks; dic

gerçek olmayan birşeydir. zweckınfillige Beziehung in der End­


lichkeiı isı clagcgeıı das Unwahre.
Burada şu belirtilmelidir ki, ereksel etkin­ Es mu O hier die Bemerkung

lik, yukarıda gerçekliğine göre belirlendiği gemacht '''erden, daB dic Zweckta­
tigkeit, diese Beziehung, wie sie so­
gibi bu bağıntı daha yüksek birşey olarak eben nach ihrer \.Yahrheit hestimmt
varolur, ama aynı zamanda şimdidedir ve worden, als ein Höheres existien,

hiç kuşkusuz sonsuz olduğu söylenebilir, das aber zugleich gegemv3.rtig isL,
von dem wir wohl sagen können,
çünkü gerecini ve aracını kendisinde taşı­ es sei das Unendliche, indem es

yan bir ereksel etkinlikti; ama gene de bir einc Z\Ycckt3.tigkeit ist, die an ihr
selbsı Maıerial und Mittel hal, das
başka yana göre aynı zamanda sonludur. aber docl1 nach ciner andern Seite
Erek-belirleniminin istemekte olduğumuz zugleich endlich ist. Diese Wahrhciı

bu gerçekliği, salt tek bir yana göre olsa bile, der Zweckbcstimmung, wie wir sic
fordern, cxisticrt wirklich, \\'enn
dirimli varlıklarda edimsel olarak varolur. auch nur nach einer Seiıe, im leben­

Yaşam özne olarak ruhtur, ruh ise erektir, e.d. digen, Organischcıı. Das Lebcn als
Subjekt ist dic Seele; diese isL Zweck,
kendini koyar, kendi kendisini yerine getirir, d. i. sie setzı sich, vollbringt sich
ve öyleyse ürünün kendisi üretme ile aynıdır. selbst, also das Produkt ist dasselbe

Ama dirimli varlık bir örgenliktir; örgenler als das Produzierende. Das Lebendi­
ge ist aber ein Organismus; die Or­
araçlardır. Dirimli ruhun kendisinde bir gane sind die Miııel. Die lebendige

bedeni vardır; ilkin bununla bir bütün, edim­ Seele hat einen Körper an ihr selbst;

sel birşey oluşturur. Öıgenleryaşamın araçlan­


mil diesem macht sie erst ein Gan­
zcs, W'irkliches aus. Die Organe sind
dır, ve bu araçlar, örgenler ayrıca içinde yaşa­ die Mitte/ dcs Lebcns, und dieselben
mın kendine yerine getirdiği, sakladığı şeyi Miuel, dic Organe sind auch das, in
dem sich das Leben vollbriııgı, cr­
kapsar; ayrıca özdekseldirler. Bu öz-sakınımdır; ha.It, sie sind auch Molerial Dies ist
dirimli olan kendini saklar, başlangıç ve son­ dic Sclbsıcrhaltung; das Lebendigc
erhiilı sich sclbsı, ist Anfang und
dur, - ürün o denli de başlayandır. Dirimli Ende, - das Produkt ist auch das
olan böyle olarak her zaman etkinliktedir; Anfangcnde. Das Lebeııdige isi als
soıC:hes immer in Tatigkeit; das Be­
gereksinim etkinliğin başlangıcıdır ve doyuma
dürfnis isı Anfang der Tatigkeiı und
doğru iter; bu ise yine gereksinimin başlan­ trcibt zur Befricdigung; dicse aber
gıcıdır. Dirimli olan ancak her zaman ürün ist wieder Anfang des Bedürfnisses.
Das Lebendige ist nur insofern, als
olduğu düzeye dek varolur. Burada ereğin es immer Produkt ist. Hicr ist die­
biçime göre gerçekliğini buluruz: Dirimlinin se Wahrheit des Zweckcs der Form

örgenleri araçlardır, ama eşit ölçüde erekler­ nach: die Orga.ne des Lebendigcn
sind Miucl, aber cbenso Zweck, sie
dir, etkinliklerinde yalnızca kendi kendilerini bringen sich in ihrer T3.tigkeiL nur
üretirler. Her bir örgen ötekini sürdürür ve selbsL hcrvor. Jedes Organ crh3.h
das andere und dadurch sich sclbst.
bu yolla kendini sürdürür. Bu etkinlik bir Dicse T3.tigkeit macht einen Z\Yeck,
ereği, bir ruhu oluşturur ki, tüm noktalarda cine Secle aus, dic an ailen Pnnkten
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 1 75
vorhanden isı:jederTeil des Körpers bulunur: Bedenin her bir bölümü duywnsar;
empfindet; es ist die Seele darin.
Hier ist die Zwecktiligkeit in ihrer
ruh her bir bölümde bulunur. Bu gerçekliği
Wahrhafıigkeiı; aber das lebendi­ içindeki ereksel etkinliktir_ Ama dirimli özne
ge Subjekt ist durchaus auch ein
Endliclıes, die Zweckt3tigkeil hal
baştan sona o denli de sonlu birşeydir; ereksel
hier cine formellc Wahrheit. die etkinlik burada biçimsel bir gerçeklik taşır,
aber nicht vollstftndig ist. Das Lc­ ama bu henüz tamamlanmış değildir. Dirimli
bendige prodıızierı sich, haı das
Material des Hervorbringens an olan kendini üretir, üretmesinin gerecini
ihm selbst; jcdes Organ exzernien kendisinde taşır. Her bir örgen kendilerini
animalische Lymphe, die von an­
deren verwendet wird, um sich zu
üretmek için başka örgenler tarafından kul­
reproduziercn. Das Lebendige hat lanılan hayvansal lenfi salgılar. Dirimli olan
das Material an ihm selber, alicin
gereci kendisinde kapsar, ama bu yalnızca
das ist nur cin abstrakter ProzeB;
die Scite der Endlichkcit ist diesc, soyut bir süreçtir; sonluluk yanı örgenlerin
da8, indem die Organe aus sich kendi içlerinden yaşamalarına karşın dışarı­
zehren, sie Material von auBcn her
braııchen. Alles Organische verhiilı dan gerece gereksinmelerinde yatar. Örgensel
sich zur unorganischen Namr, dic herşey bağımsız birşey olarak varolan örgensel­
als ein Selbsıiindiges da isı. Nach
einer Scitc ist der Organismus un­
ol mayan doğa ile ilişki içindedir. Bir yana
endlich, indcm er ein Kreis der rei­ göre örgenlik sonsuzdur, çünkü bir an kendi
nen Rıkkkehr in sich selbsl ist, aher
içine geri dönme süreci oluşturur; ama aynı
er ist zugleich gcspannl gegen die
iiujlerliclıe tınorgaııisclıe Natur und zamanda dışsal örgensel-olmayan doğa karşısında
haı Bedlırfnisse. Hier kommt das bir gerilim içindedir ve gereksinimleri vardır.
Miuel von au8en: der Mcnsch be­
darf Lufı, Lkht, Wasser; er vcrzehrt
Burada araç dışarıdan gelir; insan havaya, ışığa,
auch andcre Lebendige, Tiere, dic suya gereksinir, aynca başka dirimli varlıkları,
er dadurch zur unorganischen Na­
hayvanları yer ve bu yolla anlan örgensel-olma­
lllr, zum Mittel machl. Dieses Vcr­
halmis isı es besonders, das darauf yan doğaya, bir araç düzeyine indirger. Özel­
ffıhrt, cine J,ölıere Einlıeit anzuneh­
likle bu ilişki uywn olan dahayüksek bir birliğe
men, welche die Harmonic isı, in
der die Miucl dem Zweckc emspre­ ulaşmaya götürür ki, bunda araç ereğe karşılık
chcn. Diese Harmonie liegt nicht düşer. Bu uyum öznenin kendisinde yatmaz;
im Subjekıe selbsı; doch isı in ihm
die Harmonie, die das organische
gene de, gördüğümüz gibi, örgensel yaşamı
Leben ausmacht, wie wi.r gesehen: oluşturan uyum ondadır. Örgenlerin, sinir ve
die ganzc Konstruktion der Orga­
dolaşım dizgelerinin, iç örgenlerin, akciğer­
ne, des Nenren- und Blutsystems,
der Eingeweide, der Lunge, Leber, lerin, karaciğerin, midenin vb. bütün yapıla­
Magen usw. s ı im m t wunderbar
nımı hayranlık verici bir uyum içindedir. Ama
lıberein. Erfordert aber nicht diese
Haımonie selbst cin Anderes auOcr bu uyumun kendisi öznenin dışındaki başka
dem Subjekte? Diese Frage können birşeyi gerektirmez mi? Bu soruyu bir yana
wir auf der Seite lassen; denn wenn
man den BegriIT Organismus fal\t,
bırakabiliriz, çünkü eğer örgenlik kavramı
wie wir ihn gegeben habcn, so ist onu sunduğumuz gibi kavranacaksa, o zaman
diese Entwicklung der Zwcckbe­
erek-belirleniminin kendisinin bu açımını ya
stimmung se1bst eine noıwendige
Folge der Lebendigkeiı des SııbjekL• da gelişimi genel olarak öznenin dirimselliği­
fıberhaupı. FaOı man jenen BegrilT
nin zorunlu bir sonucudur. Eğer bu kavram
nicht, so wfrre das Lebendige nichı
diese konkrete Einheit; um dassel­ kavranmazsa, dirimli varlık bu somut birlik
be zu verstehen, nimmt man dann olmayacaktır. Bu birliği anlayabilmek için, o
seine Zunuchı zu fıuBerlichcn, mc­
chanischen (im BlutlauO und che­
zaman dışsal, mekanik (kan dolaşımı) ve kim­
mischen (Zerlegung der Speisen) yasal (besinlerin çözülmesi) anlayış yollarına
1 76 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

başvurulacak (ama bu tür süreçler yoluyla Auffassungsweisen (durch welche


Verlfiufe aber nicht erschöpft werden
yaşamın kendisinin ne olduğu tam olarak kann, was das Lebeıı selbsı isı); dabci
açıklanamaz) , ve bu süreçleri ortaya koymuş müBte eirı Drittes angenommen wcr­
dcn, wclches diese Verl3.ufe geselZt
olan bir üçüncü etmenin kabul edilmesi h3ue. ln der Tat aber isı dicse Einheit,
gerekecektir. Ama gerçekte örgenliğin bu diese Harmonie des Organismus eben

birliği, bu uyumu tam olarak öznedir. Ama das Subjekı; doclı bei dieser Einheiı
isı auch das Verhalıen des lebeııdigen
bu birlikte dirimli öznenin ona karşı yalnızca Subjekts ıtır 3u8erlichen Namr, wel­
ilgisiz ve olumsal olarak varolan dışsal doğa che nur als gleichgitlıig und zuffillig
gegen dieses isı.
ile ilişkisi de kapsanır.
Die Bedingungen diese Verhalıeııs
Bu ilişkinin koşulları dirimlinin kendi sind nicht die eigene Entwicklung

açımını değildir, ve gene de dirimli varlık des Lebendigen, und doch, wenn
das Lebendige diese Bedinguııgen
önünde bu koşulları bulamayınca varola­ nicht vorfii.n dc, so kônnıe es nicht
maz. Bu irdeleme dolaysızca kendisi ile cxistieren. Diese Betrachtung bringt
unnıiuelbar das Gefühl eines Höhe­
birlikte bu uyumu düzenlemiş olan daha
ren mit sich, welches diese Hanno­
yüksek birşeyin duygusunu getirir ve aynı nic eingcsctzl hat; sie erregt zugleich

zamanda insanın heyecanını ve hayretini die Riihrung und Bcwundenmg der


Menschen. jedes Tier hm seinen gc­
uyandırır. Her hayvanın kendi küçük bes­ ringen Kreis von Nahrungsmineln;
lenme araçları ile bir çevresi vardır; aslında ja, vie1e Tiere sind aur cin einziges

birçok hayvan tek bir beslenme aracına Nahrungsmiııel besclıriinkı ( d i e


mcnschliche Natur ist auch in die­
sınırlıdır (insan doğası bu bakımdan da en scr Riıcksich t die allgemeinsıe); daB

evrenselidir) . Her hayvan için bu dışsal tikel nun auch fürjedes Ticr dicse auBer­
liche partiku1are Bedingung sich
koşulun bulunması insanı hayrete düşürür fındet, das versctzt den Menschcn
ve bu birliği ortaya koymuş olan o üçüncü in dieses Stauncn, wckhes i n hohe

etmene karşı yüksek bir saygı duygusuna Verchrungjcnes Drinen fıbergeht.


der diese Einheit gesetzl hat. Dies ist
götürür. Bu insanlığın daha yüksek birşeye, die Erhebung des Menschen zu dem
ereği için koşullan üreten bir varlığa yükseli­ Höheren. welches die Bedingun·
gen für seincn Zweck hen•orbringt.
şidir. Özne öz-sakınımın uğruna etkindir; bu Das Subjckı beıaıigı seine Selbsıer­
etkinlik bilinçsiz olarak da olsa tüm dirimli hahung; diese Bct.ii tigung ist auch

varlıklarda bulunur. Hayvanda içgüdü dedi­ bcwııfülos an allem Lebendigen. Es


ist das. was wir den lnslinkt mn Ticre
ğimiz şey budur. Bir hayvan kendini şiddet nennen; das eine verschafft sich mil
yoluyla sürdürür; bir başkası bunu beceri Gewalt seinen Unterhalt, das andere
produziert ihn auf kfınstliche Wei­
yoluyla başarır. Tanrının doğadaki bilgeliği sc. Dies ist die Weisheit Gottes in
budur. Doğada tüm tikellikler için zorunlu der Natur. worin diese unendliche

olan etkinlikler ve koşullar açısından bu Man nigfal ıigkeiı i n Rücksichı der


Tiiıigkeiıen und der Bedingungen,
sonsuz türlülük ile karşılaşılır. Dirimli var­ die notwendig sind für alle Besondcr­
lıkların etkinliklerinin bu tikelliklerini irde­ heiten, angetroffen wird. Betrachten
wir diese Besonderhei.ten der Bet3-
lersek, bunlar olumsal şeylerdir, öznenin ligung des Lebendigen, so sind sie
kendisi tarafından koyulmuş değildirler ve eı:was Zuralliges und nichı durch das

dışlarındaki bir nedeni gerektirirler. Dirim­ Subjekt selbSl gesetzı, sie erfordern
cine Ursache au6er ihnen. Mit der
sellik ile yalnızca öz-sakınımın evrensel ilkesi Lebendigkeit ist nur das AJlgemcine
koyulur; ama dirimli varlıklar sonsuz tikel­ der Sclbsıerhalıung gesetzı; aber die
Lebendigen sind nach unendlicher
liklere göre türlülük gösterir, ve bu onlar­ Besonderhcit vcrschieden, und dieses
dan başka birşey yoluyla koyulur. ist durch ein Anderes ge.set7.l.
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 1 77
Die Frage isl nur: \Vie pa8t Soru şimdi yalnızca şudur: Ö rgensel­
die unorganische Natur zum Or­
ganischen; wie ist sie 13.hig, dem
olmayan doğa örgensel doğaya nasıl uyar;
Organischen als Miuel zu dienen? nasıl örgensel için araç olarak hizmet ede­
Es begegneL uns hier eine Vorstel­
lung, die dieses Zusammenkom­
bilir? Burada bu çakışmayı kendine özgü bir
men auf cine eigentUmliche Wei­ yolda kavrayan bir tasarım ile karşılaşırız.
se fa6t. Die Tiere sind unorganisch Hayvanlar insanlara karşı örgensel-olmayan,
gegen die Menschen, die Pnanzen
unorganisch gegen die Tiere. Aber
ve bitkiler hayvanlara karşı örgensel-olmayan
die Nauır, die an ihr unorganisch şeylerdir. Ama kendinde örgensel-olmayan
ist, als Sonne, Mond und übcr­
haupt, was als Mittel und Materie
olan doğa, örneğin güneş, ay ve genel olarak
erscheint, ist zun3chst unmittelbar, araç ve gereç olarak görünen herşey ilk ola­
vorhcr vor dem Organischen. Es rak dolaysızdır ve örgenselden öncedir. Bu
macht sich auf diese V\'eise das Ver­
hii.lınis so, daB das Unorganische
yolda ilişki öyle oluşur ki, örgensel-olmayan
selbsıiindig isı und hi ngegen das bağımsız ve buna karşı örgensel olan bağımlı
Organise he das Abhangige; jenes
olandır; o dolaysız denilen öğe koşulsuzdur.
sogenannte Unmiuelbare sei das
Unbedingte. Die unorganische Na­ Örgensel-olmayan doğa kendi için tamam­
tur erscheint als fi'ır sich fertig; die lanmış görünür; bitkiler, hayvanlar, insanlar
Pflanzen, die Tiere, die Menschen
kommen enı von nuBen hinzu. Die
ona ancak dışarıdan eklenir. Yeryüzü bitkiler
Erde kônnLe bestehen ohne Vege­ olmaksızın, bitkiler dünyası hayvanlar, hay­
ı.ation, das Pllanzenreich ohne die
vanlar dünyası insanlar olmaksızın sürebilir.
Tiere. das Tierreich ohne die Mcn­
schen; diese Seiten erscheinen so Böylece bu yanlar kendileri için bağımsız ola­
als selbsıiindig ffır sich. Man will rak, kendilerine-bağımlı olarak görünür. Bunu
dies auclı in der Erfahrung aııf­
zeigen: es gibı Gebirge ohne aile
deneyimde de göstermeyi isteriz; Üzerlerinde
Vegetation, Tiere und Menschcn; hiçbir bitki, havyan , insan olmayan dağlar
der Mond hat keine Aıınosphare;
vardır; ayın bir atmosferi yoktur; onda bitki­
es ist [don] kcin meteorologi­
scher ProzeB vorhanden, welchcr ler için koşul olan hiçbir meteorolojik süreç
die Bedingung für die Vegeıaıion bulunmaz; böylece tüm bitkisel doğadan yok­
ist; er besteht alsa ahne alle vege­
ıaıive Naıur und dgl. mehr. Sol­
sun olarak sürer, ve benzerleri. Böyle örgensel­
ches Unorganische ersch eint als olmayan birşey bağımsız olarak görünür; insan
sclbsıiindig; der Mcnsch kommı
ona dışarıdan eklenir. Böylece doğanın kendi
3.uBerlich hinzu. Man hat alsa
die Vorsıellung, daB die Naıur in içinde üreten, körü körüne üreten bir güç
sich sa eine produzierende Kraft olduğu, ondan bitkilerin ortaya çıknğı, sonra
ist, die blind erzeuge, aus der die
Vegetation hervargehe; aw dieser
bitkilerden hayvanlar dünyasının ve en son
u-ete dann das Animalische her­ olarak düşünen bilinç ile insanın doğduğu
var und dann zuleızt der Mensch
tasarımını taşırız. Pekala denebilir ki doğa
mit denkendem Bewu8ısein. Man
kann allerdings sagen, dall die aralarında her birinin her zaman bir sonraki
Natur Stufen praduziert, unter için koşul olduğu evreleri üretir. Ama eğer
denen immer cine die Bedingung
der nachfolgenden ist. \.\'enn nun
örgensel yaşam ve insan olumsal olarak ortaya
aber so das Organische und der çıkmışsa, o zaman insanın onun için zorunlu
Mensch zuffillig hinzukammt, so
olan şeyleri önünde bulup bulamayacağı
fragt sich 's, ob er vorfincle, was
ihın noı:wendig ist, oder ob nicht. sorusu doğar. Bu durum yukarıdaki tasarıma
Dies wird nach jener Varstelhmg göre benzer olarak olumsala izin verecektir;
gleiclıfalls dem Zufall überlassen,
indem da kcine Einheit für sich
çünkü ona göre kendi için geçerli hiçbir birlik
gilı. Aristote/es führı schon dieselbe yoktur. Aristoteles daha önce bu aynı görüşe
1 78 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

anlaum verdi: Doğa dirimli varlıkları sürekli Meinung an: die Natur produzie­
re immerfort Lebendige, und es
olarak üretir, ve o zaman soru bunların varo­ komme dann darauf an, ob diese
lup olamayacak.landır. Bu ürünlerden birinin existieren könnten; es sei ganz zu­
ffillig, wenn eine dieser Produktio­
kendini sürdürebilmesi bütünüyle olumsaldır. ncn sich erhahe. Die Natur habe so
Böylece doğa daha şimdiden sonsuz çoklukta schon unendlich viele Versuche ge­
deneme yapmış ve bir ucubeler çokluğu machı und eine Menge von Unge­
heuern produzierL; Myriaden von
üretmiştir. Ondan bir şekillenmeler kalaba­ Gesıaltungen seien aus ihr hervor­
lığı ortaya çıkmış, ama bunlar sürememiş ve gegangen, h3.tten aber nicht mehr
fortdauem können; am Untergan­
böyle dirimli varlıkların yitişinin hiçbir önemi ge solcher Lebendigen lage aber
olmamışur. Bu önesürüme kanıt bulmak için gar nichts. Um den Beweis dieser
Behauptung zu führen, weist man
insanlar özellikle henüz ucubelerden şurada
besonders auf die Reste von Unge­
burada bulunan kalıntıları gösterirler. Bu heuern, dic sich noch hier und da
cinsler yitmiş, çünkü varoluşları için gerekli vorfinden, hin: diese Gauungen
seien untcrgegangen, weil die zu
olan koşullar sona ermiştir. ihrer Existenz erforderlichcn Be­
Bu yolda örgenselin ve örgensel-olmaya­ dingungen aufgehörı haııen.
Auf diese Weise ist das Zusam­
nın bağdaşması olumsal olarak saptanır. Bir mcnstimmcn des Organischen und
birliği soruşturmanın hiçbir gereği yoktur Unorganischen als zufiillig fesıge­
halten. Es ist da nicht Bedürfnis,
ve erekselliğin kendisi olumsal olarak açıkla­ nach einer Einheit zu fr.ıgcn; daB
nır. Öyleyse buradaki kavram-belirlenimleri Zweckmilligkcit sei , dies selbst
şunlardır: Genel olarak örgensel-olmayan wird als zufallig erkları. Die Be­
griffsbestimmungen sind hier also
doğa denilen şey kendi için bağımsız olarak diese: Was wir unorganische Natur
tasarımlanırken, örgensel olan ise ona dış­ als solche überhaupt nennen, das
wird als selbstcl.ndig für sich vor­
sal bir eklenti olarak alınır, öyle ki önünde gestellt und das Organische als
duran nesnelerde varoluş koşullarını bulup aul\erlich hinzukomrnend, so dal\
es zulillig sci, ob dieses die Bedin­
bulmaması bir olumsallık sorunudur. Burada gungen zur Existenz in dem ihm
kavramsal belirlenimin biçimine dikkat etme­ Gegenübersıehenden !inde. Wir
miz gerekir. Örgensel-olmayan doğa ilk olan, haben hier auf die Form der Be­
griffsbestimmung zu merken, die
dolaysız olandır. Musa'nın zamanının çocuksu unorganische Natur sei das Erste,
anlamına da uygun olarak, gökyüzü ve yer­ Unmiııelbare; auch dem kindli­
chen Sinn der mosaischen Zeit ist
yüzü, ışık vb. ilk yaraulanlardır ve örgensel es angemessen, da8 Himmel und
alan zamana göre daha sonra ortaya çıkmış­ Erde, Liclu usw. zucrst geschaffen
worden und das Organische der
ur. Soru bunun örgensel-olmayanın gerçek
Zeit nach spiter hervorgetreten
kavram-belirlenimi olup olmadığı, ve dirimli sei. Die Frage ist diese: Ist das die
varlığın ve insanın bağımlı olan olup olma­ wahrhafıe Begriffsbesıimmung des
Unorganischen, und ist das Leben­
dığıdır. Buna karşı felsefe kavram-belirle­ dige und der Mensch das Abhangi·
nimi olan şeyin gerçekliğini gösterir. Ama bu ge? Die Philosophie zeigt dagegen
die Wahrheit dessen auf, was die
olmaksızın bile, erek olarak insanın doğanın Begriffsbestimmung ist; auch ist
geri kalanı ile ilişkili olduğundan ve doğanın es ohncdies dem Menschen gcwiB,
insana karşı yalnızca araç olma belirlenimini daB er sich als Zweck zur anderen
Natur verhill und da8 diese nur
taşıdığından kuşkusu yoktur. Ve bu genel ola­ die Bestimmung, Miucl zu sein, ge­
rak örgensel-olmayanın örgensel olan karşı­ gen ihn hat, so auch das Unorgani·
sche flberhaupt gegcn das Organi­
sındaki durumunu da anlaur. Biçimsel olarak, sche. Das Organische ist fonncll an
örgensel olan kendinde ereksel olandır; ya ihm selbsı das ZweckmiiOige, Miııel
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 179
und Zweck, also ein an ihm Unendli­ da araç ve erektir; öyleyse kendinde sonsuz
ches; es ist in sich zuıückkehrender
Zweck, und auch in dieser Seite sei­
birşeydir; kendi içine geri dönen erektir, ve
ner Abhfingigkeit nach auBen ist es dışa bağımlılığının bu yanında bile erek ola­
als Zweck bestimmt. und damit ist es
das wahrhafte Erste gegen das, Mıs
rak belirlidir. Öyleyse dolaysız denmiş olana
das Unınittelbare genannt worden, karşı, doğaya karşı gerçekten ilk olandır. Bu
gegen die Natur. Diese Unmiuclbar­
dolaysızlık yalnızca tek-yanlı bir belirlenimdir
keit ist nur einseitige Beslimmung
und dazu herabzusetzen, nur ein ve salt koyulmuş birşey olma düzeyine indi­
Gesetztes zu sein. Dies ist das wahr­ rilmelidir. Gerçek ilişki şudur: İnsan birinci
hafte Verhal tnis: der Menseh ist
nicht Akzidenz, das zum Ersten hin­
olana eklenen bir ilinek değildir, tersine
zukommt. sondern das Organisclıe örgensel olan kendine ilk olandır; ve örgensel­
ist sich das Erste; das Unorganisclıe
olmayan kendisinde yalnızca varlık görünü­
hat nur den Sclıein des Seins an illm.
Oieses Verh3.hnis wird in der \\'issen­ şünü taşır. Bu ilişki bilimin kendisinde man­
sehaft selbst logiseh cnn•iekelt. tıksal olarak geliştirilir.
in diesem Verhaltnisse nun ha­
ben wir doch noch die Trennung,
Ama bu ilişkide gene de henüz bölünme
da8 das Organische eine Seite des vardır, öyle ki örgensel olan bir yanda dışa­
Verhahens nach auBen zur unor­
ganischen Natur hat, und diese
rıya örgensel-olmayan doğaya doğru bir ilişki
isl nichl an ihm selbst geseLzl. Das taşır, ve bu örgensel-olmayan doğa örgense­
Lebendige entwickelt sich aus dem
Keime, und die Entwicklung isl das
lin kendisinde koyulmuş değildir. Dirimli
Tun der Glieder, der Eingeweide varlık kendini tohumdan geliştirir, ve geli­
usw.; die Seele ist diese Einheit, wel· şim beden üyelerinin, iç örgenlerin vb. edi­
ehe dies hervorbringt. Die Wahrheit
aber der organischen und unorgani· midir; ruh bu edimi üreten birliktir. Ama
schen Natur ist auch hier nur die rue. örgensel ve örgensel-olmayan doğalann ger­
sentlkhe Beziı!hung beideı; ihre Einheit
und Untrennbarkeh. Diese Einheit
çekliği burada da yalnızca ikisinin öz.sel bağın­
ist ein Driues, welches weder das tısı, birlik ve ayrılmazlıklarıdır. Bu birlik bir
cine noch das andere ist.; es ist nicht
in der unmiuelbaren Existenz, [es
üçüncüdür ki, ne biri ne de ötekidir; ikisini,
ist] die absolute Bestimmung, wel· örgenseli olduğu gibi örgensel-olmayanı da
ehe beide, das Organisehe sowohl birlik içine getiren saltık belirlenim dolaysız
als das Unorganische, in Einheit
setzt, - das Subjekt ist das Organi· varoluşta bulunmaz. Özne örgensel olandır;
sehe; das Andcre erseheint als Ob­ başkası nesne olarak görünür, ama örgense­
jekt, verwandelt sich abcr dazu, das
Pr3dikat des Organischen zu sein,
lin yüklemi olmaya, ona ait olarak koyulmaya
ihm zu eigen gesetzt zu werden. doğru değişir. Bu ise bu bağıntının almaşı­
Dies ist der Wechsel dieser Bezie-­
hung; beides isl in Einem gesetzt,
dır; iki terim birde koyulur ki, bunda her
worin jedes ein Unselbst3.ndiges, biri kendine-bağımlı olmayan, koşullu olan
ein Bedingtes ist. Wir könncn dies birşeydir. Bilincin yükseldiği bu üçüncüye
Dritte, zu dem sich das BewuBtsein
erhebt, Gou im allgemeinen nen· genel olarak Tanrı diyebiliriz. Ama henüz
nen. Es fehlt aber noch sehr vicl an Tanrı kavramında çok şey eksiktir. Tanrı bu
dem Begriff Gottes. Er ist in diesem
Sinne die Tiitigkeit der Produkti·
anlamda üretme etkinliğidir, ki iki yanın bir
on, wclche ein Urteil ist, wodurch arada üretilmesini sağlayan bir yargıdır. Bu
beide Seiten zusammen produziert
bir kavramda birbirlerine uyarlar, birbirleri
werden; in dem einen Begriffe
passen sic zusammen, sind sic flır· içindirler. - Öyleyse yükseldiğimiz nokta,
einander. - Dic Erhebung ist also erek-bağıntısının gerçekliğinin üçüncü terim
ganz riehtig, da8 clie Wahrheit der
Zweckbezichung dies Dritte ist, wie
olması, bu sonuncunun hemen şimdi belir­
es soeben bestirnmt worden. Es ist lendiği anlamda bütünüyle doğrudur. Ama
180 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bu terim böylece biçimsel olarak ve dahası dieses aber so fonnell bestimmt, und
zwar aus dem. dcssen Wahrheit es ist;
gerçekliği olduğu şey yoluyla belirlenir. Ken­ es isı selbsı lebendige Tiitiglıeit. aber
disi dirimli etkinliktir, ama bu henüz tin deği,� diese ist nodı niclıl Gei.sı. vemünftiges
Tun: das Enuprcchen des Bcgriffs.
ussal edim değildir. Örgensel-olan olarak als des Organischen, der Realitaı.
kavramın örgensel-olmayan olarak olgu­ als dem Unorganischen, ist nur die

sallığa karşılık düşmesi yalnızca yaşamın Bedeutung des Lebens selbst; dies ist
bestimmıer in dem cnthalten, was die
kendisinin anlamıdır. Bu, daha belirli ola­ Alten den voüs genannt haben. Die
rak, eskilerin voüç dedikleri şeydir. Dünya Welt ist ein hannonisches Ganzes, ein
organisches Leben, das nach Zwecken
uyumlu bir bütün, örgensel bir yaşamdır beslimmt isı: dies haben die Ahen als
ki, ereklere göre belirlenmiştir. Bunu eski­ voüç versr.anden; das.llielbe ist auch mit
weiterer Beslimmung Wellseele, i\Oyoç
ler voüç olarak anladılar. Aynı şeye daha gcnannt worden. Es ist damil n u r
başka bir belirlenim ile dünya-ruhu, Myoa d i e Lebendigkeit geseızı, aber noch

da dendi. Onunla yalnızca dirimsellik koyu­ nichl, daB dic �Vellseele unterschieden
sei als Geist von dieser ilırer Lebendiglıeit;
lur, ama henüz dünya-ruhunun tin olarak bu die Seele isı das blo6 Lebendige in
kendi dirimselliği,nden ayrı olduğu değil. Ruh dem Organischen, sie ist nicht ein
voın Körper Abgesondertes, Materi­
salt örgenseldeki yaşam ilkesidir, bedenden elles, sondern sie ist die durchdrin­
ayrılmış özdeksel birşey değil; ama baştan gende Lebcnskrarı desselben. Platon
haı daher Goıı ein unsterb/iclıes Çwov
sona onun yaşam gücüne yayılır. Platon genannı, d. h. ein ewig Lebendiges.
bu nedenle Tanrıya ölümsüz bir Ç&ov, e.d. Über die Besıiınınung der Lebendig­

ilksiz-sonsuz dirimli bir varlık dedi. Dirimsel­ keit ist er nicht hinausgekommen.
- Wenn wir die Lebendigkeiı in ih­
lik belirleniminin ötesine geçmedi. - Eğer ein
rer \Vahrheit auffassen, so ist sie
dirimsellik gerçekliği içinde kavranırsa, tek Prinzip. ein organisches Leben des
Un iversums, ein lebendiges System.
bir ilke, evrenin tek örgensel yaşamı, tek bir Alles, was ist, macht nur die Organc
dirimli dizgedir. Var olan herşey salt bir des einen Subjekts aus; die Plane­
ten, die sich u m die Sonne drehen,
öznenin örgenlerini oluşturur; güneş çev­ sind nur Riesenglieder dieses einen
resinde dönen gezegenler yalnızca bu bir Systems: auf diese Weise ist das Uni­

dizgenin dev üyeleridir. Bu yolda evren \'Crsum nicht cin Aggregat von vielen
gleichgülıigen Akzidenzen, sondern
ilineklerin ilgisiz bir toplağı değil, ama bir cin System der Lebendigkeit. Daıniı
dirimsellik dizgesidir. Ama bununla henüz ist aber noch nicht die Bestimmung
des Geistes gesclJ'.l.
tinin belirlenimi koyulmuş değildir. Wir haben die fonnelle Seiıe der
Erek-bağıntısının biçimsel yanını irde­ Zweckbeziehung betrachtet. Die an­
dere isı die des inha/ıs. Hier isı die
ledik. İkincisi içerik yanıdır. Burada soru Frage: Welches sind die Bestimmun­
şudur: Ereğin belirlenimleri nelerdir, ya da gen des Zwecks, oder was ist der In­

olgusallaşan ereğin içeriği nedir, ya da bu halt des Zwecks, der realisiert wird,
oder w:ie sind diese Zwecke beschaffen
erekler bilgelik denilen şey açısından nasıl in Rucksichı auf das, was die Weisheit
oluşmuştur? İçerik açısından, başlangıç nok­ genannt worden? in Ansehung des ln­
halıs isı der Ausgangspunkı auch das,
tası yine deneyimde verili olandır. Dolaysız was sich in der Erfahrung voTfindet;
varlıktan başlanır. Önümüzde bulduğumuz man rangt vom unmittelbaren Sein

gibi ereklerin irdelemesi, bu [görgü)] yana an. Die Betrachtung der Zwecke, wie
sie vorgefunden werden, nach dieser
göre alındığında, teleolojik tamun bir yana Seite hin hat besonders dazu bcige­

atılmasının, aslında küçümsenerek değer­ trcıgen, daB der ıcleologische Beweis


auf die Seitc gestellt worden ist, ja,
sizleştirilmesinin başlıca sorumlusu olmuş­ daO man sogar mit Verachtung auf
tur. Doğadaki bilgece düzenlemelerden söz ihn hcrabgcschen hat. Man spricht
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ I81
von d e n wcisen EinrichlUngen i n edilir. Çok çeşitli türlerdeki hayvanlar dirimli
der Natur. D i e verschiedenartigen
und mannigfaltigen Tiere sind in belirlenimleri içinde sonludur; bu dirirnsel­
ihrer lebendigen Besıimmung end­ lik için dışsal araçlar bulunur; dirirnsellikler
lich; für diese Lebendigkeiı sind
die 5.uBerlichen Miuel vorhanden,
erektir. Öyleyse eğer bu ereğin içeriğinin
die Lebendigkeiıen sind der Zweck. ne olduğunu sorarsak, bu sineklerin, bu
Fragen wir also nach dem Gehalt
hayvanların vb. sakınırnından başka birşey
dieses Zwecks, so ister nichts ande­
res als die Erhahung dieser Insek­ değildir. Dirimliliklerinden gerçekten de
ıen, dieser Tiere usw., lıber deren sevinç duyabiliriz, ama belirlenirnlerinin
Lebendigkeit wir uns zwar freuen
können, aber die Notwendigkeit ih­
zorunluğu bütünüyle önemsiz ya da tasa­
rer Bestimmung ist von ganz gering­ rımsal bir zorunluktur. Tanrı böyle yapmış­
fügiger Arı oder Vorsıelhıng. Es isı
eine fromme Betrachtung, wenn ge­
tır dernek dindarca bir gözlemdir; Tanrıya
sagı wird: das hat Gott so gemacht; bir yükseliştir. Ama Tanrı durumunda sal­
es ist eine Erhebung zu Gou. Aber
tık, sonsuz bir ereğin tasarımı vardır, ve bu
bei Gou ist die Vorstellung eines ab­
soluten, unendlichen Zwecks, und küçük erekler insanın Tannda bulduk.lan ile
diese k.leinen Zwecke kontrastieren büyük zıtlık içindedir_ Eğer göreli olarak en
schr mit dem, wa.s man bei Gou fin­
deL. Wenn wir uns nun in höheren
yüksek sayabildiğimiz daha yüksek alanları
Kreisen umsehen und mcnschliche gözler ve insan ereklerini irdelersek, bun­
Zwecke betrachten, die wir relativ
ffır die höchsten ansehen könncn,
ların çoğunlukla dağılıp gittiğini ve sonuç
so schen wir sie meist zersıörı und vermeden yittiğini görürüz. Doğada mil­
ohne Erfolg zugrıınde gehen. in
yonlarca tohum dirimselliğin bir gelişimine
der Naıur gehen Millionen Keime
in ihrem Anfang unter, ohne zu ei­ ul<l-5maksızın daha b<L5langıçlannda yok olur.
ncr Entwicklung der Lebendigkeit Dirimli varlıkların büyük bölümü yaşamlarını
gekommen zu sein. Der gröBıe Teil
allcs Lebendigen basiert sein Leben
başka dirimli varlıkların yok edilmesi üze­
auf den Unıergang anderer Leben­ rine dayandırır. Aynı şey daha yüksek erek­
digen; dasselbe lindet bei höheren
Zwccken statt. Wenn wi.r das Gebieı
ler durumunda da yer alır. Eğer etik alanını
der Siıılichkeiı bis zur höchsıen en yüksek basamağına, devlet-yaşamına dek
Sıııfe derselben. bis zum Sıaaısleben
tarar ve ereklerin yerine getirilip getirilme­
durchgehen und zusehen, ob die
Zwecke erfı.illt werden oder nicht, diğine bakarsak, hiç kuşkusuz birçoğunun
sa werden wir Z\var finden, daB vieles yerine getirildiğini, ama daha da çoğunun,
crreicht wird, daJl aber noch mehr
dıırch die Leidenschafıen und die
aslında en büyük ve en soylu ereklerin insan­
Lasıerhafıigkeiı der Menschen, ja ların tutkuları ve erdemsizlikleri nedeniyle
[da6] die gröllıen und herrlichsıen
Zwecke verkümmen und zerstôrı
boşa çıktığını ve yok olduğunu buluruz.
werden. \\Tir sehcn die Erde mil Ru­ Yeryüzünün yıkıntılar ile, ereklerini özsel
inen bedeckı, mit Resten von den erekler olarak tanıdığımız en güzel ulusların
Prachtgebauden und \\Terken der
schönsten Völker, deren Zwecke wir görkemli yapılarının ve yapıtlarının kalıntı­
als wesentliche anerkennen. GroBc ları ile kaplı olduğunu görürüz. Büyük doğal
Namrgegenst.3.nde und Menschen­
werke dauem und trotzen der Zeit;
nesneler ve insan yapıtları gerçekten de sürer
jenes herrliche Vôlkerleben ist aber ve zamana meydan okur; ama o soylu ulus­
unwiedcrbringlich untergegangen.
ların yaşamları bir daha geri dönmemek
Wir sehen also von der einen SeiLe
kleinliche, unıergeordnete,ja ver- üzere yitip gitmiştir. Böylece bir yanda küçük,
3.chtliche Zwecke sich erfiillen; von ikincil, giderek küçümsenebilecek amaçlara
der anderen werden solche, dic
für wesentlich anerkannt sind, ver­
ulaşıldığını görürüz; öte yanda özsel olarak
kfımmert. \4/ir mfıssen da allerdings kabul edilenlerin boşa çıktığını. Böylesine
182 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

eşsiz şeylerin uğradığı talihsizlik ve yıkımlar aufsteigcn zu einer höheren Bestim­


mung und zu einem höheren Zweck,
karşısında hüzne kapıldığımız zaman, hiç wenn wir das Ungllıck und den
kuşkusuz daha yüksek bir belirlenime ve Untergang so vieles Vortreffiichen
bet.rauem. Alle jene Zwecke, so sehr
daha yüksek bir ereğe doğru uzanmalıyız. sie uns interessieren, ml.ıssen wir als
Bizi ne denli ilgilendirseler de, tüm o erek­ endliche, untergeordnete ansehen

leri sonlu olarak, altgüdümlü olarak görmeli und ihrer Endlichkeit die Ze�törung
zuschreiben. Aber dieser allgemeine
ve yok olmalarını sonluluklanna yüklemeli­ Zweckfin<kı sich niclıl in der Erfalırung.
yiz. Ama bu evrensel erek deneyimde bulunmaz. Dadurch ver.indert sich ıiberhaupt
der Charakıer des Übergeheru, denn
Bu nedenle genel olarak geçişin karakteri das Ü bergehen isı ein Anfangen
değişir, çünkü geçiş bulunan birşeyden bir von Vorhandenem, ein SchlieBen
von dem, was wir in der Erfahrung
başlangıç, deneyimde bulduğumuz şeyden tinden; was wir aber vor uns finden
yapılan bir çıkarsamadır. Ama deneyimde in der Erfahrung. haı den Charak­

önümüzde bulduğumuz şey sınırlanmışlık ıer der Beschrankıheit. Der höchste


Zweck ist das Gute, der allgemcine
karakterini taşır. En yüksek erek İyi, evrenin Endzweck der Welı; diesen Zweck soll
evrensel son ereğidir. Us bu ereği evrenin die Vernunft als den absoluten End­
zweck der \\1clt ansehen, der in der
saltık son ereği olarak görmelidir ki, saltık Bestimmung der VernunfL schlechL­
olarak Usun belirleniminde temellenmiştir hin begıimdet ist, worüber der Geist
nichı hinaus kann. Die Quelle aber,
ve tin onun ötesine geçemez. Ama içinde wo dieser Zweck anerkannt wird, ist
bu ereğin tanındığı kaynak düşünen Ustur. die denkende Vcrnunft. Das weitere

Dahası, bu erek kendini evrende yerine ist dann. daB die5er Zweck sich in der
Welı erfiillt zeigı. Nun ist aber das
getiriyor olarak gösterir. Ama İyi Us yoluyla Guıe das durch die Vernunft an und
kendinde ve kendi için belirlenmiş birşey­ für o:,\ch Besümmte, we\chem gegen­
iıber ist die Namr, Leils die physische
dir ki, karşısında doğa durur. Bu bir yan­ Namr. die ihren eigenen Gang und
dan kendi süreci ve kendi yasaları ile fiziksel ihre eigenen Ge5etze hat, teils die Na­
türlichkeit des Menschen, 5eine par­
doğa, ve öte yandan İyiye karşı olan tikel ıikularen Zwecke, die dagegen sind.
erekleri ile insanın doğallığıdır. Algıya dön­ Wenn wir uns an die Wahrnelunung
düğümüz zaman, evrende pekçok iyi şey wenden. 50 fındeL sich viel GuLes in
der Welt, aber auch unendlich viel
bulunur; ama sonsuz çoklukta kötülük de Böses; man mti6te dana wohl gar die

vardır ve hangisinin üstün geldiğini göre­ Summe des Bö5en und des sich nicht
befıiedigenden Guten z3.hlen, um zu
bilmek için kötülüklerin ve doyumsuz kalan erfahren, welches die Oberhand hat.
iyiliklerin toplamı sayılmalıdır. Ama İyi saltık Das Gute ist aber schlechthin wesent­
lich; es gehön zu ihm wesentlich, daB
olarak özseldir; olgusallaşması özsel olarak es realisiert sei; aber es soll nur wirk­
ona aittir; ama edimsel olması yalnızca gere­ lich sein, denn in der Erfahrung lasse

kir, çünkü deneyimde kendini göstermez. es sich nicht aufzeigen. Es bleibt da


beim Sollen, bei der Forderung.
Orada Gerekte, istemde durup kalır. Indem nun das Gute nicht tür sich
Şimdi İyi kendi için bu kendini olgu­ diese Macht İ54 sich zu realisieren, so
wird ein DritLes gefordert, wodurch
sallaştırma gücü olmadığı için, evrenin der Endzweck der Welı venvirklichı
son ereğini edimselleştirecek bir üçüncü werde. Es ist dies cine absolute For­

gerekir. Bu bir saltık istemdir. Ahlaksal İyi derung. Da.s moralische Gute gehört
dem Menschen an; da 5eine Mach t
insana aittir; ama gücü yalnızca sonlu bir aber nur cine cndliche ist und in ihm

güç olduğu için, onda İyi onun doğallık yanı das Gute durch die Seite 5Cİner NaLür­
lichkeit beschriinkt İ5t, ja er 50 selbst
tarafından kısıtlandığı için, giderek böylece der Feind desselben isL, so \•ermag er
kendisi İyinin düşmanı olduğu için, onu es nicht zu venvirklichen. Das Dasein
TELEOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 1 83
Goues isL hier vorgesLellL bloB als edimselleştiremez. Tannnın varoluşu burada
ein Posmlat, ein Sollen, welches
subjektive Gewillheit fi'ır den Men­
salt bir konutlama olarak, bir Gerek olarak
schen haben sol!, weil das Gute ais tasarımlanır ki, insanlar için öznel pekinlik
das Letzte in seiner Vernunft ist;
aber diese Gewi8heit ist nur sub­
ta.sımalıdır, çünkü İyi Uslarında bir en-sondur.
jekti\'; es bleibt nur ein Glauben, Ama bu pekinlik yalnızca özneldir, yalnızca
cin Sollen, und es kann nicht auf­
bir inanç, bir Gerek olarak kalır ve edimsel
gezeigt werden, da8 es wirklich so
isL. Ja, wenn das Gute i'ıberhaupL olduğu gösterilemez. Aslında, eğer genel ola­
1norali.sch und vorhanden sein soll, rak İyinin ahlaksal olması ve bulunması gere­
so wird sogar gefordert und vor­
ausgesetzt, daB die Disharmonie
kiyorsa, o zaman giderek uyumsuzluğun da
perenniere; denn das moralisch bitimsiz olması gerekecek ve varsayılacakur,
Gute kann nur bestehen und isl nur
im Kampf mil dem Bôsen; es wird
çünkü ahlaksal İyi ancak Kötü ile kavgada süre­
alsa das Perennieren des Feindes, bilir ve varolabilir_ Öyleyse düşmanın bitimsiz­
des dem Guten Entgegengeseızten
liği, İyiye karşıtlığı da gerekecektir. - Buna
gefordert. - Wenden wir uns alsa
zum Inhalt, so ist er ein beschrink­ göre içeriğe döndüğümüz zaman onun sınırlı
tcr, und gehen wir zum höchsten olduğunu görürüz; en yüksek ereğe geçtiği­
Zwcck über, sa befinden wir uns auf
einem andern Felde; es wird von
miz zaman kendimizi başka bir alanda bulu­
innen herausgegangen, nicht von ruz_ Orada içeriden başlanır, şimdide olandan
dem, was gegenw.irtig ist und in der
Erfahnıng lieb"· Wird dagegen nur
ve deneyimde yatandan değil. Eğer öte yan­
von der Erfahrung ausgegangen, so dan yalnızca deneyimden başlanırsa, o zaman
ist das Guıe, der Endzweck selbsL
İyi, son ereğin kendisi yalnızca öznel birşeydir,
nur ein SubjekLives, und es soll
dann der Widerspnıch der andem ve o zaman öte yan ve İyi arasındaki çelişki
Seite gegen das Guıe percnnieren. bitimsizdir.
DİNFELSEFESİ ÜZERİNE 1827 YILINDA AUSFÜHRUNG DES

VERİLEN DERSLERDE VERİLEN TELEOLOGISCHEN UND


ONTOLOGISCHEN BEWEISES

TELEOLOJİK VE ONTOLOJİK
iN DEN VORLESUNGEN ÜBER
TANITLARIN GENİŞLETİLMESİ REUGıONSPHILOSOPHIE VOM
JAHRE 1827

Tanrının varoluşunun tanıtları arasında ilk Bei den Beweisen vom Dascin Gol·
tes ist der crste der kosmologische;
sırada kozmolojik tanıt gelir. Yalnızca, onda nurwird da das Affinnative. das ab­
olumlu olan, saltık varlık olan, sonsuz olan sohıte Sein, das Unendliche niclu

salt genelde sonsuz birşey olarak değil, ama nur bestimmt als Uncndliches
Uberhaupt, sondem im Gegcnsatz
olumsallık belirlenimi ile karşıtlık içinde saltık gcgcn die Bestimmung der Zuffil·
olarak zorunlu birşey olarak belirlenir. Gerçek ligkeit als absolut Notwendiges; das
Wahre ist das absolut-notwendige
olan saltık olarak zorunlu Özdür, salt varlık ya Wesen, nichl bloB das Sein, Wesen.
da öz değil. Öyleyse burada daha şimdiden Da kommen a1so schon andere Be­
stimmungen hercin. Ü berhaupt
başka belirlenimler içeri girer. Genel olarak
kann man diese Beweise zu Dut­
bu tanıtlar düzinelere çoğaltılabilir. Mantıksal zenden \'ennehren; jede Smfe der
İdeanın her bir basamağı buna hizmet edebi­ logischen Idee kann dazu dienen.
Die Beslimmung absoluter Not­
lir. Saltık zorunluk belirlenimi belirtilen gidiş wendigkeil liegl im aufgezeiglen
yolunda bulunur. Gange.

Saltık olarak zorunlu Öz genelde, soyutta AbsolUl·nonvendiges Wesen im


Allgemeinen, Abstrakten gehahen
alındığında, dolaysız olarak değil ama kendi isl das Sein nichl als unmi ttelbar.
içine yansımış olarak Varlıktır. Özü sonlu­ sondem als in sich reflektiert. Das
Wesen haben wir bestimml als das
olmayan olarak, olumsuzun, sonlu dediği­ Nichtendliche, die Negation des
miz terimin olumsuzlaması olarak belirledik. Negaliven, was wir das Endliche

Kendisine geçtiğimiz şey öyleyse soyut varlık, hei8en. Das, wozu wir übergingen,
ist also nicht abstraktes Sein, das
çıplak varlık değil, ama olumsuzlamanın t.rockcne Sein, sondern eines, das
olumsuzlaması olan bir varlıktır. Onda ayrım Negation der Negalion isl. Darin
liegl der Unterschied; es isl der in
kapsanır; bu kendini geriye yalınlığa götüren die Einfachheit sich zurückneh­
ayrımdır. Öyleyse bu sonsuzda, saltık varlık ya mende Unterschied. Es liegt also

da özde aynın belirlenimi - olumsuzlamanın in diesem Unendlichen, absolu·


ten Sein, Wesen die Bestimmung
olumsuzlaması - yatar, ama bu kendini kendi des Unterschieds - Negation der
ile bağıntılayan olarak ayrımdır. Bu tür belir­ Negation -. aber wie er sich auf
sich selbsl bezieht. Ein solches
lenim ise öz-belirlenim, kendini-belirleme aber ist, das wir Selbstbestimmen
dediğimiz şeydir. Olumsuzlama belirlenimdir, nennen. Negation ist Bestimmung,

1 84
TELEOLOJİK VE ONTOLOJİK TANITLARIN GENİŞLETİLMESİ 1 85
Negation der Beslimmung ist belirlenimin olumsuzlamasının kendisi bir
sclbst ein Bestimmen; einen Un­
terschied setzen, damil ist eben
belirlemedir; bir ayrım koymak tam olarak bir
Beslimmung gesetzt: wo kcine belirlenim koymakur: Olumsuzlamanın olma­
Ncgation ist, da ist auch kein
Untenchied, keine Beslimmung.
dığı yerde bir aynın, bir belirlenim de yoktur.
in dieser Einheit, diesem ab­ Bu birlikte, bu saltık varlıkta öyleyse genel
soh1ten Sein liegt also sdbst das
olarak belirlenimin kendisi yatar ve hiç kuş­
Bestimmen fıberhaupt, und zwar
in ilım, da ist es Selbstbestimmen; kusuz ondadır; çünkü öz-belirlenimdir. Böylece
so ist es bestimmt alı; Bestimmung kendi içinde olan, dışarıdan gelmeyen belirle­
in ihm selbst, nicht von auBen
her. Diese Unruhe liegı in ihm
nim olarak belirlenir. Bu dinginliksizlik onun
selbst als Negaıion der Neg-•ıion, kendisinde olumsuzlamanın olumsuzlaması
und dicse Unruhe bestimmt sich
olarak yatar, ve bu dinginliksizlik kendini daha
na.her als T3t.igkeit. Diese Bestim­
mung des \Vesens in sich ist die yakından etkinlik olarak belirler. Özün kendi
Not\vendigkcit in sich, Setzen des içinde bu belirlenimi kendi içinde zorunluk­
Bestimmens, des U n terschieds
und Aufheben desselben, so daB
tur; belirlemenin, aynının ve onun ortadan kal­
das ein Tun ist und dieses so sich dırılmasının koyulmasıdır, öyle bir yolda ki bir
Bestimmen in einfacher Bezie­
hung aur sich selbst blcİbL.
edimdir ve bu böyle kendini belirleme kendi
Das endliche Sein blcibt nicht ile yalın bağınu içinde kalır.
ein Andercs; es ist keine Kluft
Sonlu varlık bir b�kası olarak kalmaz; sonsuz
zwischcn dem Uncndlichen und
Endlichen. Das Endliche ist das ve sonlu arasında hiçbir uçurum yoktur. Sonlu
sich Aufhebendc, da6 seine Wahr­ kendini ortadan kaldırandır, öyle ki gerçekliği
heit das Unendliche, an und ffır
sich Seiende ist. Das endliche, sonsuz olan, kendinde ve kendi için varolan­
zuf3.llige Sein ist das an sich sich dır. Sonlu, olumsal varlık kendinde kendini
negierende; aber diese seine Nc­
gation ist ebenso das Affi nnative,
olumsuzlayandır; ama bu olumsuzlaması eşit
Ühergehen in die Affirmalion, ölçüde olumlu birşey, olumlu olana geçiştir ve
und diese Aflinnation ist das ab­
solut notwendige Wesen.
bu olumlama saluk olarak zorunlu özdür.
Einc andere Form, wo diesel­ Bu aynı belirlenimi temel alan ve biçim­
be BesLimmung zugrunde liegt, belirlenimi açısından aynı ama içeriği daha
dasselbe in Ansehung der Form­
bestimmung, wo aber weiterer in­ geniş olan bir başka tanıt biçimi fiziksel-teolo­
hait ist, ist der phy.<ihotlıeologisrlıe jik ya da teleolojik tanı tur. Burada da bir yanda
oder teleologisclıe Beweis. Auch
hier ist endliches Scin auf einer
sonlu varlık bulunur; ama yalnızca soyut ola­
Seite; aber es nicht nur abstrakt rak, yalnızca varlık olarak değil, ama kendi
bestimmt, nur als Sein, sondern
[als eines,] das die gehaltreichere
içinde daha içerikli bir belirlenim, dirimli bir­
Bestimmung in sich hat, Lebendi­ şey olma belirlenimini taşıyan bir varlık olarak
ges zu scin. Dic nihere Bestim­ belirlidir. Dirimli olanın daha yakın belirlenimi
mung des Lebendigen ist, daB
Zroecke in der Natur sind und cine doğada ereklerin olması, bu ereklere uygun ama
Einrichtung, die diesen Zwecken onlar tarafından üretilmemiş bir düzenleme­
gemiiB, zugleich nicht durch die­
se Zwecke hervorgebracht ist, so
nin bulunması, böylece düzenlemenin kendi
daB die Einrichıung selbstiindig için bağımsız olarak ortaya çıkmış olmasıdır.
flır sich hervorgeht, in anderer
Bu düzenlemenin bir b�ka belirlenimde erek
Bestimmung auch Zweck, aber
[so,] daB dieses Vorgefundene de olabilmesine karşın, verili olan kendini o
sich zeigt, jenen Zwecken ange- ereklere uygun olarak gösterir.
messen zu sein.
Die physikotheologische Be­
Fiziksel-tanrıbilimsel irdeleme yalnızca dış­
ırachtung kann bloB Betrachtung sal erekselliğin irdelemesi olabilir. Böylece bu
186 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

irdeleme güvenilirliğini yitirmiş, ve onu haklı aıqlerlicher Zweckmiilligkeiı sein. So


isı diese Beırachıung in MiOkrediı
olarak yitirmiştir, çünkü burada sonlu erekler gekommen, und mit Rechı; denn
vardır ve bunlar araçlara gereksinir - örne­ da hat man endliche Zwecke, diese
ğin insanın hayvansal yaşamı için şuna ya da bedıirfen Miııel: z. B. der Mensch
zu seinem animalischen Leben
buna gereksinim duyması gibi. Bu daha öte brauchL dies und das; das spezifi­
özgülleştirilebilir. Eğer böyle erekler birincil ziert sich weiter. Nimmt nrnn von
solchen Zwecken an, daO sie ein
olarak alınır ve bu ereklerin doyumu için Ersıes sind, Miııel vorhanden sind
araçlann bulunduğu ve onlar için bu araçla­ fıir die Befriedigung dieser Zwecke
rın bulunmasına izin verenin Tanrı olduğu und daO Gott es ist, welcher diese
Miıtel ffır solche Zwecke hervorge­
kabul edilirse, o zaman çok geçmeden bu hen liillı, so scheinı bald solche Be­
irdeleme yolunun Tanrının ne olduğunu trachtung unangemessen dem, was
Gott ist. Diese Zwecke, insofern sie
anlatmak için yetersiz olduğu görünür. Bu sich gliedern, spezialisicren, wer­
erekler, kendilerini düzenledikleri ve özgül­ den etwas Unbedeuıendes fıir sich
leştirdikleri düzeye dek, dikkate değmez ve selbst, wovor wir keine Achtung
haben, [von denen wir] uns nicht
kendileri uğruna önemsiz olurlar, Tanrının vorsıellen können, daO das direk­
istencinin ve bilgeliğinin doğrudan nesne­ te Gegensıiinde des Willens und
der \o\'eisheit Goues sind. in einer
leri olduklarını tasarlayamayız. Tüm bunlar Xenie von Goetlıe ist dies alles zu·
Goethe'nin Xenien 'inden* birinde özetlenir. sammcngefaBt: da wird einem das
Orada biri upa yapmamız için meşe ağacını Preisen des Schöprers in den Mund
gelegı, daO Goıı den Korkbaum ge­
yaratuğı için Yaraucıyı övüyor olarak sunulur. schaffen, um Sıöpsel zu haben.
Kant felsefesi açısından belirtebiliriz ki, in Ansehung der Kantischen
Philosophie ist zu bemerken, daO
Yargı Yetisinin Eleştirisi hde iç erekl.er üzerine Kanı in seiner Kritik der Urtei/shrafl
önemli bir kavram - ki dirimsellik kavra­ den wichtigen Begriff aufgesıellı
mıdır - getirmiştir. Bu Aristoteles'in kav­ hal von inneren Zwecken, - das isL
der Begriff der Lebendigkeiı. Dies
ramıdır: Dirimli her varlık aracını, beden isı der Begriff dcs Aristoteks:jedes
bölümlerini, organizasyonunu kendi içinde Lebendige ist Zweck, der seine Mit·
tel an sich hat, seine Glieder, scine
taşıyan erektir, ve bu bölümlerin süreci ereği, Organisation, und der ProzeO dieser
dirimselliği oluşturur. Glieder macht den Zweck aus, die

Bu sonlu değil, sonsuz erekselliktir ki, Lebendigkei ı.


Das isı die unendüdıe, nicht endli·
onda erek ve araç birbirine dışsal değildir, ehe Zweckmiilligkeiı. wo Zweck und
araç ereği ve erek aracı üretir. Dünya dirim­ Miııel sich nichı auBerlich sind, das
Miıtel den Zweck und der Zweck
lidir, dirimselliği ve dirimli varlıkların krallı­ das Miııel hervorbringt. Die Wel t isı
ğını kapsar. Dirimli olmayan aynı zamanda Jebendig, enıhalı die Lebendigkeit
dirimli olan ile, örgensel-olmayan doğa, und Reiche der Lebendigen. Das
Nichtlebendige ist in wesentlicher
güneş, yıldızlar insan ile özsel bağınu için­ Beziehung zugleich auf das Leben­
dedir, çünkü insan bir yandan dirimli doğa dige, die unorganische Nauır, Son·
ne. Gesıirne auf den Menschen,
iken öte yandan kendine tikel erekler oluş­ insofern er tcils lebendiger Natur
turur. Bu sonlu ereksellik insana düşer. Bu ist, teils indem er sich besondere
genel olarak dirimsellik belirlenimidir, ama Zwecke macht. in den Menschen
ffillı diese endliche Zweckmiilligkeiı.
aynı zamanda bulunan, dünyasal dirimsellik Das ist die Bestimmung der Leben·
olarak varolur. Bu hiç kuşkusuz kendi içinde digkeiı überhaupı, zugleich aber als
die vorhandene, weltliche Lebendig·
keit. Diese ist Z\'Var Lebendigkei t in
* Xenien, Goethe ve Schiller, No 15, ,,Der Teleolog" sich, innere Zweckm30igkeit, aber
TELEOLOJİK VE ONTOLOJİK TANITLARIN GENİŞLETİLMESİ 1 87
so, daB jede Arı, Gaııung des Le­ dirimsellik, iç erekselliktir, ama öyle bir yolda
bens ein sehr engcr Kreis, cine sehr
besch rinkte Natur ist.
ki yaşamın her bir türü, her bir cinsi çok dar
Der eigenıliche Forıgang isı bir alan, çok sınırlı bir doğadır.
nun von dieser endlichen Leben­
digkeit zur absoluten, allgeıneinen
Asıl ilerleme şimdi bu sonlu dirimsellikten
Zweckınaftigl<eit, daB diese Welı ein saltık, evrensel erekselliğe, bu evrenin bir KÔoµos.
K6aı.ıos ist, ein Systcm, worin alles bir dizge olduğu düşüncesinedir. Onda her­
wesentliche Beziehung aufeinan­
der hat, nichcs isoliert ist, - ein şey başka herşey ile özsel bağıntı içindedir ve
in sich Geordnetes, wo jedes sci­ hiçbirşey yalıtılmış değildir - kendi içinde
ne Stclle hat1 ins Ganze eingreift,
durchs Ganze subsistien und eben­
düzenli bir alan ki, orada herşeyin kendi yeri
so zur Henrorbringung, zum Leben vardır, herşey bütüne katılır, bütün yoluyla
des Ganzen tiitig, wirksam ist. Die
Hauptsache ist also, daB von der
sürer ve eşit ölçüde bütünün üretimi uğruna,
endlichen Lebendigkeit zu eincr bütünün yaşamı uğruna etkindir. Öyleyse
allgemeinen Lebendigkeiı fıber­
başlıca sorun sonlu dirimsellikten evrensel
gegangen werde, - ein Zweck, der
sich in be�ondere Zweckc gliedert, bir dirimselliğe geçişin yapılmasıdır, - bir
und daB diese Besonderung in erek ki, kendini tikel ereklere ayrıştırır, ve
Harmonie, in gegenseitiger we­
sentlicher Beziehung ist.
bu tikelleşme uyum ve karşılıklı özsel bağıntı
Gou ist zun3.chst bestimmt als içindedir.
das absolut notwendige Wesen;
aber diese Best.immung, wie Kant
Tanrı başlangıçta saltık olarak zorunlu
schon bemerkt, reicht bei weitem varlık olarak belirlenir. Ama bu belirlenim,
nichı hin für den Begrilfvon Goıı.
Kant'ın daha önce belirttiği gibi, Tanrı kav­
Gou ist allein die absolute Notwen­
digkeit; aber diese Best.immung er­ ramı için yeterli olmaktan çok uzaktır. Yal­
schöpfı den Begrilf Goııes ııichı: nızca Tanrı saltık zorunluktur, ama bu belir­
höher, tiefer ist die Bestimmung
der allgemeinen Lebendigkeiı, des
lenim Tanrı kavramını tam olarak kapsamaz.
einen allgemeinen Lebens. lndem Evrensel dirimsellik, tek bir evrensel yaşam
das Leben wesenılich Subjehtiviliit,
belirlenimi daha yüksek, daha derindir. Yaşam
Lebendiges isı, isı dieses allgemeine
Leben ein Subjektives, der voüs, özsel olarak öznellik, dirimsellik olduğu için, bu
eine Seele. So ist im allgemeinen evrensel yaşam öznel birşey, voüs, bir ruhtur.
Leben die Seele enıhalıen, die
Beslİmmung dcs einen. altes di· Böylece evrensel yaşamda ruh, herşeyi düzen­
sponierenden. rcgierenden, orga· leyen, yönetin, organize eden tek bir voüs
nisierenden voOs.
in Ansehung des Fonnellen isı
belirlenimi kapsanır.
dasselbe zu erinnem wie bei den Biçimsel yan söz konusu olduğunda önceki
vorhergehenden Beweisen. Es ist
tanıtlarda bulduğumuz aynı şeyi anımsatma­
wieder der Übergang des Vmtandes:
weil dergleichen Einrichtungen, mız gerekir. Bu yine anlağın geçişidir; aynı
Zwecke sind, ist eine alles zusam· türden düzenlemeler, erekler olduğu için,
menordnende, disponierende
Weisheit. Aber die Erhebung enı­
herşeyi bir arada düzenleyen bir bilgelik
hilt ebenso das negative Moment, vardır. Ama bu yükseliş eşit ölçüde olumsuz
was die Hauptsache ist, da.B diese
Lebendigkeit, Zwecke so, wie sie
kıpıyı, asıl sorunu da kapsar: Bu dirimsellik,
sind, in ihrer unmittelbaren endli· bu erekler, böyle olduk.lan gibi, böyle dolay­
eben Lebendigkeit nicht das Wahre sız sonlu dirimsellikleri içinde alındığında,
sind; das Wahre ist vielınehr diese
cine Lebendigkeit, dieser cine voOs. gerçek değildir. Gerçek olan dahaçok bu bir
Es sind nicht zwei; es ist ein Aus-­ dirimsellik, bu bir voüstur. İki şey yoktur; bir
gangspunkı, aber die Vermiıılung
ist so, dail im Übergang nicht das
başlangıç noktası vardır, ama dolaylılık öyle
Ersıe als Grundlage, Bedingung bir yapıdadır ki geçişte ilk olan temel olarak,
188 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

koşul olarak kalmaz. Tersine, gerçekliksizliğ;i, bleibt, sondem die Unwalırlıeiı, Ne­
olumsuzlaması, ondaki olumsuzun, sonlunun,
gation desselben isı darin enılıalıen.
die Negation des an ihm Negativen,
yaşamdaki tikelliğin olumsuzlaması bu geçişte Endliclıen. der Besonderheiı des
kapsanır. Bu olumsuz olumsuzlanır; bu yük­ Lebens. Dies Negative wird negiert;
in dieser Erhcbung verschwindet dic
selişte sonlu tikellik yiter: Gerçeklik olarak, endliche Besonderheiı: als Wahrheiı
ist Gegenstand dcs BewuBtseins das
bilincin nenesi tek birdirimlilik dizgesi, tek bir
System einer Lebendigkeit, der voüs
dirimliliğin voiiçudur - ruh, evrensel ruh. einer Lcbendigkeiı. - die Seele all­
Burada yine bu belirlenim, "Tanrı yaşamın gemcine Seele.
tek bir evrensel etkinliğidir, tek bir K6oµoçu
Hier isı wieder der Fail, dall die­
se Bestimmung: "Gou ist die einc
üreten, koyan, organize eden ruhtur" belirle­ allgemeine Tiiıigkeiı des Lebens,
nimi kendini gösterir. Ama bu kavram henüz die einen K6aµoç hcrvorbringende,
setzendc, organisierende Seele",
Tanrı kavramı için yeterli değildir. Tanrı kav­ - dieser Begriff noch nichı hinrei­
ramı özsel olarak onun Tin olması belirleni­ chend ist fi'u den BegrilT von Gou.
Der Begrilfvon Goıı enıhiilı wesenı­
mini kapsar. lich, daB er Gei.•t ist.
Henüz bu yana göre irdelenmesi gereken Die drilte, wesentliche, absolute
şey üçüncü, özsel, saltık biçimdir. Bu geçişte
Form nach dieser Scite isı noch zu
bctrachten.
Ü bergange Der lnhalt in dieseın
içerik yaşam, sonlu dirimsellik, varolan dolay­ war das Lcben, dic
sız yaşam idi. Burada üçüncü biçimde temelde endlichc Lcbcndigkciı, das unmiı­
telbare Lcbcn, das existicrl. Hier in
yatan içerik Tindir. Bu bir tasım biçiminde der driuen Form ist der lnhah, der
şöyledir: Sonlu tinler varolduğu için - ve zugrundc liegı, der Gcist. in Form
eines Schlusses ist dies: Weil endli·
burada başlangıç noktasını oluşturan varlık­ ehe Geister sind - das ist hicr das
ur -, saluk Tin vardır. Ama bu "için," bu salt Sein, von dem ausgegangen wird
olumlu ilişki sonlu tinlerin temel ve Tanrının
-, so ist der absolute Geist. Aber
dicses ..wcil.., dies nur affirmaıive
sonlu tinlerin varoluşunun sonucu olması Verhiilınis enthiilı diesen Mangel,
gibi bir eksikliği kapsar. Doğru biçim şudur: daB die endlichen Geisıer Grund­
lage warcn und Goıt Folge von
Sonlu tinler vardır, ama sonlu olanın hiçbir der Existenz endlicher Geistcr. Die
gerçekliği yoktur; sonlu tinin gerçekliği saltık wahrhafıe Form isı: Es sind endliche
Geisıer; aber das Endliche hat keine
Tindir. Tinin sonluluğu gerçek varlık değildir; Wahrheiı; die IValırheit <h.s endlichen
kendinde kendini ortadan kaldırma, olum­ Geistes isi der absolıtte Geist. Das End­

suzlama diyalektiğidir, ve bu sonlunun olum­


liche der Geister ist kcin wahrhaftes
Sein, ist an ihm selbst die Dialcktik,
suzlanması sonsuz birşey olarak, kendinde ve sich aufzuheben, zu negieren, und
kendi için evrensel birşey olarak olumlamadır. die Negation dieses Endlichen ist
dic Affinmu.ion als Unendliches, als
Bu en yüksek geçiştir, çünkü geçiş burada Tinin an und ffır sichÜAllgemeines. Dies
kendisidir. isı der höchsıc bergang; denn der
Übergang İsi hier der Geist selbst.
Burada iki belirlenim vardır - varlık ve Es sind zwei Besliınmungen,
Tanrı. Varlıktan başladığımız düzeye dek, Sein und Gou. lnsofern vom Sein
angefangen wird, isL unrniuelbar das
varlık, ilk görüngüsüne göre, dolaysızca sonlu Sein nach seiner ersten Erschelnung
varlıkur. Bu belirlenimler var olduğuna göre das endliche. lndem diese BesLim­
- gene de Tanrı kavramı durumunda 'yapa­ ınungen sind, können wir - beim
BegriIT Gottes isl aber zu bedenken,
bilme' nin söz konusu olmadığını, tersine daB da nicht von Können die Rede
Tanrının saltık zorunluk olduğunu anımsa­ İsl, sondern er ist die absoluıe Not­
yarak -, eşit ölçüde Tanrıdan başlayabilir ve
wendigkeit - können wir ebenso
Gott anfangrn und ü!Jergrlum zuın
von

varlığa gi,debiliriz. Bu başlangıç noktası böyle Sein. So ist dieser Ausgangspunkl in


TELEOLOJİK VE ONTOLOJİK TANITLARIN GENİŞLETİLMESİ 189
endliclıer Form gesetzt, noch nichl sonlu biçimde koyulduğunda henüz varolan
als seiend; dcnn ein Gott, der nichı
ist, isl ein Endliches, nicht wahrhaft
bir başlangıç değildir; çünkü olmayan bir
Gotı. Dic Endliclıkeiı dieser Bezic­ Tanrı sonlu birşeydir ve gerçek Tanrı değil­
hung isı, suhjektiv zu sein; dieses All­
gemeine fıberhaupt, Gou, hat Exis­
dir. Bu bağıntının sonluluğu öznel olmasıdır.
tcnz, aber nur diese selbst endlichc Bu genelde evrenselin, Tanrının bir varoluşu
Existenz in unserer Vorstellung.
vardır, ama bu yalnızca tasarımımızda kendisi
Dieses ist einseitig; Gou, diesen in­
halt, hahen \\ir behaftct mit dieser sonlu olan bir varoluştur. Tek-yanlıdır; Tanrıya,
Einsciıigkeic, Eııdlichkciı, wclche bu içeriğe Tann tasarımı denilen bu tek-yan­
die Vorstellung von Gou heiBt.
Das l n tcresse ist, daB die Vorsıel­
lılığı, bu sonluluğu yükledik. Ö nemli olan
hıng diesen Makel absıreik, bloB nokta tasarımın bu lekeden, salt tasarımlanmış
Vorgestellles, su�jekliv zu sein, daO
diesem lnhalt die Besıimmung gc­
birşey, salt öznel olmaktan temizlenmesi ve bu
geben werde, zu sein. içeriğe varolma belirleniminin verilmesidir.
Diese zweite Vermiulung ist zu
Bu ikinci dolaylılığı ontolojik tanıt olarak bu
betracluen, wie sie vorkommt in
dieser endlichen oder Ver.a.andes­ sonlu biçimde ya da anlak-biçiminde bulun­
fonn als unlologisclu:r Beweis. Dicser duğu gibi irdelememiz gerekir. Bu tanıt Tann
geht aus vom Begriff Goues und
fiber zum Scin. Die Ahen, die grie­
kavramından başlar ve varlığa gider. Eskilerde,
chische Philosophie, hattcn diescn Yunan felsefecilerinde bu geçiş yoktu; uzun
Ü bergang nicht; er wurde auch
bir süre Hıristiyan kilisede de yapılmadı. Bu
lange herein in der christlichen
Kirche nicht gemacht. Erst eincr tasarımı ilk kez büyük skolastik felsefecilerden
der groBen scholasıischen Philoso­ biri olan Canterbury başpiskoposu Anselm,
phen, Anıelınus, der Erıbischofvon
Cantcrbury, dieser ıiefe, spekula­
bu derin, kurgul düşünür kavradı.
ıive Denker, hat diese Vorsıellung Tanrı tasarımı önümüzdedir; ama Tanrı
gefaBı:
\•Vir haben die Vorstellung \'on
yalnızca tasarım değildir; vardır. Bu geçişin
Gott; er ist aber nicht nur Vor.uel­ nasıl yapıldığını, Tanrının yalnızca bizdeki
lung. sondern er isi. \Vie ist dieser
Übcrgang zu machen, einzusehen.
öznel birşey olmadığını görmemiz gerekir.
dail GOu nicht nur cin Subjektives Bu belirlenim, varlık, nasıl Tanrı ile dolaylı
in uns isr? wie isr diesc Bestimmung, kılınacakur?
das Sein, zu vennitteln mit C'..ou?
Gegen diesen sogenannlen
Kant'ın eleştirisi bu ontolojik denilen tanıta
onlologi.sclıen Beweis hat sich auch yönelikti ve kendi zamanı için deyim yerin­
die Kanti.sche Kritik gewendet. und
für ihre Zeit ist sie sozusagen tri­
deyse utkulu bir haşan kazandı. Bu tanıtlann
umphierend hervorgegangen: bis anlağın değersiz çabalan olarak çürütüldük­
auf die neuesıe Zeit gilc, daB diese
leri görüşü bugün bile geçerlidir. Ama daha
Beweise widerlcgt sind als nichtige
Versuche des Verstandes. Wir haben şimdiden kabul ettiğimiz gibi, bu düşünce
aber bereits erk.arım: dic Erhebun­ yükselişleri tinin edimi, düşünen tinin insan­
gen darin sind das Tun des Geistes,
das eigene Tun des denkenden
lar tarafından vazgeçilemeyecek kendi edim­
Geistes, das die Menschen sich nicht leridir. Benzer olarak bu tanıt da böyle bir
nehmen lassen; ebenso ist dies ein
solchcs Tun. Die Ahen hanen dic­
edimdir. Eskiler bu geçişi yapmadılar; çünkü
sen Ü bergang nichı; denn es gehön bunu yapabilmek için tinin kendi içindeki en
clas tiefste Hinunıerstcigen des Geis­
büyük derinliklere ulaşması gerekiyordu. Tin
tcs in sich dazu. Der Geist zu seiner
höchstcn Freiheit, Subjcktivitat gc­ bir kez en yüksek özgürlüğünü, öznelliğini
diehen, fafü erst diescn Gedanken elde eder etmez, ilkin bu Tanrı düşüncesini
von Gott als subjektiv und komml
erst zu diesem GcgensaLZ von Sub­
öznel olarak kavrar ve ilkin bu öznellik ve nes­
und Objekıi\'itaı. nellik karşıtlığına ulaşır.
190 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER
Die A.rt und Weise, \'rie Anselmus
Anselm bu dolaylılığı şu yolda anlanr: Tann
diese Vermiulung ausgesprochen,
tasarımı saltık olarak eksiksiz olmayı içerir. ist diese: Van Gou ist die Vorstel­
Eğer Tanrıya yalnızca tasarım olarak sarılır­ lung, daO er absolut vollkommen
isı. Hallen wir nun Gott nur als die
sak, yalnızca öznel olan, yalnızca tasarımlan­ Vorstellung fest. so ist das ein Man­
mış olan kusurludur ve en eksiksiz değildir; gelhaftes, nicht das Vollkoınmens­
te, was nur subjektiv, nur vorgestelh
çünkü yalnızca tasanmlanmayan, ama ayrıca
ist; dcnn es ist das Vollkommcnere,
var olan, edimsel olan daha eksiksiz olandır. was nicht nur vorgestelh ist, son­
Öyleyse Tann en eksiksiz olan olduğuna göre dern auch isi, wirklich ist. Alsa isı
Gott, da er das Vollkommenste ist,
yalnızca tasanın değildir; tersine, ona edimsel­ nicht nur Vorstellung, sondern es
lik, olgusallık da aittir. kommt ihm auch die \\'irklichkeiı,
Realiuit zu.
Anselm'in düşüncesinin sonraki daha geniş in spiiiterer, breiterer, verstindi­
ve daha anlamlı gelişiminde Tann kavramının ger Ausbildung dcs Anselmischen

onun tüm olgusallıklann tözü, en olgusal var­ Gedankens ist gesagl worden, der
BegrilfGottes sei, daO er der lnbe·
lık olduğunu imlediği söylenir. Ama varlık da grilf aller Realitiiten, das allcrreals­
bir olgusallık olduğuna göre, varlık da ona te Wesen isl. Nun ist das Sein auch
eine Realitiil; also kommt ihm das
aittir. Sein zu.
Buna karşı varlığın bir olgusallık olmadığı, Dagegen hat man gcsagt: das
Sein ist keinc Realitil, gehört
bir kavramın olgusallığına ait olmadığı ileri nicht zur Realitfü eines Begriffs;
sürülmüştür. Kavramın bir olgusallığı kavra­ einc Rcalitiit des Bcgriffs heiBe
lnhaltsbestimmtheit des Begrilfs;
mın içerik-belirliliği demektir; varlık yoluyla
durch das Sein komrne zum Be­
kavrama, kavramın içeriğine hiçbirşey eklen­ gıiff, zum Inhalt des Begrilfs nichts
mez. Kant buna şu usayatkın biçimi verdi: Yüz hinzu. Kant hat das so plausibel
geınacht: hundert Taler stelle ich
taler tasarımını oluştururum; - ama ister mir vor, - aber der Begriff, die in·
bunları tasanmlayayım isterse onlara gerçek­ haltsbestimmtheil sei dieselbe, ob
ich sie mir vorstelle oder in eler Tat
ten iye olayım, kavram, içerik-belirliliği aynı­ habe. Gegen das e�ıe, da8 aus dem
dır. İlk önermeye, varlığın genel olarak kav­ Begrilf überhaupt das Sein folgcn
soll, ist gesagı worden: Begrilf und
ramdan doğması gerektiği önermesine karşı
Sein sind verschiedcn voneinander;
kavram ve varlığın birbirinden ayrı olduğu der Begriffalso ist für sich, das Sein
söylenmiştir. Kavram öyleyse kendi içindir, ist verschiedcn, das Sein muB von
au8en her, anderswoher zum Be­
ve varlık başka birşeydir. Varlık kavrama dışa­ griff kommen, das Sein licgt nicht
rıdan, herhangi bir yerden gelmelidir; kav­ im Begriff. Das kann man wieder
mit den hunderı Talern plausibel
ramda varlık bulunmaz. Bu yine yüz taler ile machen.
usayatkın kılınabilir. im gemeinen Lebcn heiBt man
ein e Vorstellung von hunden
Gündelik yaşamda bir yüz taler tasarımına
Talern einen Begriff; das ist kein
bir kavram denir. Herhangi bir içerik-belirle­ Begrilf, irgcndeine lnhaltsbestim­
nimi bir kavram değildir. Soyut bir duyusal mung. Einer abstra.kten sinnlichen
Vorstellung wie "blau.. oder einer
tasarım, örneğin "mavi," ya da kafamda taşı­ Verstandesbcstimrntheiı, die in
dığım bir anlak-belirliliği hiç kuşkusuz varlık meinem Kopfe ist, kann freilich das
Scin fchlen; das ist aber nicht ein
taşımayabilir. Ama buna bir kavram denme­
Begrijfzu nennen. Der Begriff und
mesi gerekir. Kavram ve tam olarak salnk kav­ vollends der absolute Begrilf, der

ram, kendinde ve kendi için kavram, Tanrı Begriff an und für sich selbst, der
Begriff Goues ist für sich zu neh­
kavramı kendi için alınmalıdır ve bu kav­ men, und dieser Begriff cnthalt das
ram varlığı bir belirlilik olarak kapsar; varlık Scin als cine Bestimm theit; Sein ist
TELEOLOJİK VE ONTOLOJİK TANITLARIN GENİŞLETİLMESİ 191
e i n e Besıimmıheiı d c s Begriffs. kavramın bir belirliliğidir. Bu iki yolda kolayca
Dies ist auf zwei \Veisen sehr leichı
aufzuzeigcn.
gösterilebilir.
Erstens ist der Begriff unmittel­ İlk olarak, kavram dolaysızca bu evrenseldir
bar dies Allgemeine, we/ches sich be­
slimml, besondert, diesc T:i.ligkeit,
ki, kendini belirler, tikelleştirir; bu yargılama,
zu urteilen, sich zu besondern, zu kendini tikelleştirme, belirleme, bir sonlu­
bestimmcn, cine Endlichkeit zu
luk koyma ve bu kendi sonluluğunu olum­
setzen und diese seine Endlichkeit
zu negieren und durch dic Nega­ suzlama ve bu sonluluğun olumsuzlanması
tion dieser Endlichkeit idcntisch yoluyla kendi ile özdeş olma etkinliğidir. Bu
mit sich zu sein. Das isl der Begriff
uberhaııpı, der llegriff Goııes, der
genel olarak kavram, Tanrının kavramı, sal­
absoluıe Begrilf; Goıı isı eben die­ tık kavramdır; ve Tanrı tam olarak budur. Tin
ses. Gott als Geist oder als Liebe
olarak ya da sevgi olarak Tanrı Tanrının ken­
isı dies, dall Gott sich besondert,
den Sohn erzeııgı. die Welı er­ dini tikelleştirmesi, Oğulu doğurması, evreni,
schafft, ein Anderes seiner und kendisinin bir başkasını yaratması ve bunda
in diesem sich selbst hat, mit sich
idenıisch isı. im Begrilflıbcrhaupı.
kendine'iye olması, kendi ile özdeş olmasıdır.
noch mehr in der ldec, ist dieses Genel olarak kavramda, ama özellikle İdeada
lıberhaupt: durch die Negation
bu genel olarak şöyledir: Tanrı tikelleşmenin
der Besonderung, die zu seızcn
er zugleich selbst die T:itigkeit ist, olumsuzlanması yoluyla - ki bunu koymak
identisch mit sich zu sein, sich auf aynı zamanda Onun kendisi olan etkinliktir
sich selbsL zu beziehen.
Fürs andere fragen wir: was ist
- kendi ile özdeş, kendi ile bağıntılıdır_
das Sein, diese EigenschafL, Be­ İlk olarak şunu soruyoruz: Varlık, bu özel­
stimmLheiL, dic RealiuiL? Das Scin
lik, belirlilik, olgusallık nedir? Varlık söylene­
isL wcitcr nichlS als das Unsagbare,
llegriffiose, nichı das Konkreıe, das
meyenden, kavramsız olandan başka birşey
der Begriff isı, nur die Absırakıion değildir; somut değildir çünkü somut olan
der Bczichung auf sich selbsı. Man
kann sagen: es ist die Unmi uel­
kavramdır; yalnızca kendi ile bağıntı soyut­
barkeit; Sein ist das Unminelbare lamasıdır. Denebilir ki, dolaysızlıktır; varlık
uberhaupı. und umgekehrt: das genel olarak dolaysız olandır, ve evrik olarak
Unmittelbare ist das Sein, ist in Be­
ziehııng auf sich selbsı, d. h. daO
dolaysız olan varlıktır, kendi ile bağıntı içinde­
die Vermiulung negiert isL. Diese dir, e.d. dolaylılık olumsuzlanmıştır_ Bu "ken­
Bestimmung ..Beziehung auf sich,
UnmiuelbarkeiL" ist nun sogleich
dine bağımlılık, dolaysızlık" belirlenimi şimdi
für sich selbst im Bcgriff fıber­ hemen genel olarak kavramda kendi içindir,
haupL, und im absoluLen Begriff, ve saltık kavramda, Tanrı kavramında onun
im Begriff Goııes, cJaO er dic Bczic­
hung auf sich selbsı isı. im Begıiff
kendi ile bağıntı olduğu imlenir. Kavramın
sclbsı liegı soglcich dicse absmıkıe kendisinde hemen bu soyut kendi ile bağıntı
Beziehung aufsich. Der Begriff ist
das Lebendigc, miı sich sclbsı sich
imlenir. Kavram dirimli olan, kendi kendisi ile
Vermiuelnde; cine seiner Bestim­ dolaylı kılınandır; ve varlık da belirlenimlerin­
mungen isL auch das Sein. lnsofem den biridir. Bu düzeye dek varlık kavramdan
ist Sein verschieden vom Begriff,
weil Sein nicht der ganzc Begriff
ayrıdır çünkü bütün kavram değil, yalnızca
ist, nur cine seiner Bestimmungen, belirlenimlerinden biri, yalnızca kavramın bu
nur diese Einfachheit des Begriffs,
yalınlığı, e.d_ kendi kendisinde olması, kendi
daB er bei sich selbst ist, die lden­
tiuit mit sich. ile özdeş olmasıdır.
Sein ise dicsc BesLimmung, die Varlık kavramda bulunan, kavramdan ayrı
man findet im Begriff, vcrschie­
den vom Bcgriff, weil der Begrilf
olan bu belirlenimdir, çünkü kavram var­
das Ganze is� wovon das Scin nur lığı yalnızca bir belirlenim olarak kapsayan
192 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bütündür. İkinci nokta kavramın bu belir­ eine BesLimmung [İst]. Das andcre
isı: der Begriff enthiilı diese Be­
lenimi kendisinde kapsaması, bunun onun slimmung an ihm selbst; sie ist eine
belirlenimlerinden biri olmasıdır; ama varlık seiner Bcstimmungen, aber Sein ist
auch verschicden vom BegriIT, weil
o denli de kavramdan ayndır, çünkü kavram der Begrilf die Toı.aliı.3t ist. lnsofern
bütünlüktür. Ayn olduklan düzeye dek, bir­ sie verschieden sind, gehört zu ihrer

leşmelerine dolaylılık da aittir. Dolaysızca özdeş Vcreinigung auch die Vermiulung.


Sie sind nicllt rınmiıtelbar idenlisch.
deffeldirter. Tüm dolaysızlık ancak kendi içinde Aile Unmiuelbarkeil ist nur wahr,
dolaylılık olduğu düzeye dek gerçek ve edim­ wirklich, insofen1 sie Venniulung in
sich ist, und umgekehrt aile Vennitt�
seldir, ve evrik olarak tüm dolaylılık kendi hmg, insofern sie Unıniuelbarkeit
içinde dolaysızlık olduğu düzeye dek kendi in sich ist, Beziehung auf sich selbst

ile bağıntı taşır. Kavram varlıktan ayrıdır, ve hat. Der Begriff ist vcrschicdcn voın
Sein, und die Verschiedenheit ist
ayrılığın kendine özgü doğası kavramın onu \'on diescr Beschaffenheit, daB der

ortadan kaldırmasında yatar. Begrilf sie aullıebt.


Der Begrilf isı diese Toıaliı.3ı, die
Kavram bu bütünlük, kendini nesnelleş­ Bewegung, der ProzeB, sich zu ob­
tirme devimi ya da sürecidir. Kavram böyle jektivieren. Der Begriff als solcher,
verschieden \•om Scin, ist ein blofl
olarak, varlıktan ayn olarak salt öznel birşey­ Subjcktives; das ist ein Mangel. Der
dir; bu bir eksikliktir. Ama kavram en derin, Begriffisı aber das Tiefste, Höchsıc;

en yüksek olanıdır; kavramın doğasının ken­ aller Begrilf isı dies, diesen Mangel
seiner Subjekth'İı.3.t, diesc Verschie­
disi bu öznellik eksiliğini, varlıktan bu ayrı­ den hei t vom Sein aufzu heben,

lığını ortadan kaldırmak, kendini nesnelleş­ sich zu objektivieren; er ist selbst


das Tun , sich als seiend, objektiv
tirmektir. Kendisi kendini varolan olarak, hcn>"orzubringen.
nesnel olarak üretme edimidir. Man mull beim Begriff über­
haupt es aufgeben zu meinen, der
Genel olarak kavramda onun kendisinin Bcgriff sei etwas, da'i wir nur haben,
yalnızca bizde olan, kendi içimizde yaptığı­ in uns machen. Der Begriff isı die

mız birşey olduğu sanısından vazgeçmeliyiz. Seele, der Zweck eines Gegenstan­
des, des Lebendigen. Was wir Seele
Kavram bir nesnenin, dirimli olanın ruhu, heiOen, ist der BegrifT, und im Geis­

ereğidir. Ruh dediğimiz şey kavramdır, ve te, BewuOtsein kommt der Begriff
als solcher zur Existenz, als freier
tinde, bilinçte kavram olarak kavram varoluşa Begriff, untcrschieden von seiner
gelir, öznelliği içindeki özgür kavram olarak Realit:it als solcher, - in seincr
Subjektivitit. Die Sonne, das Tier
genelde olgusallığından ayndır. Güneş, hay­ isı nur der Begrilf, lıaı den Begriff
van yalnızca kavramdır, kavrama iye deffeldir. nicht; der Begritr wird nicht für sie

kavram onlar için nesnel olmaz. Güneşteki gegenst3.ndlich. Es ist nicht diese
Trennung in der Sonne: aber im
değil ama bilinçteki bu bölünme Ben denilen Bewuiltsein ist, was leh heiOt, der
şey, varolan kavram, öznel edimselliği için­ exisıierende Begriff, der Begriff
in seiner subjekth•en \\'irk1ichkeit,
deki kavramdır; ve ben, bu kavram - öznel und ich, dieser Begriff, bin das
olandır. Subjekıive.
Es ist kein Mensch aber zufrie­
Ama hiçbir insan salt benliği ile doyum den mit seiner bloOen lchheit; leh
bulmaz. Ben etkindir, ve etkinlik kendini ist t:itig, und diese Titigkeit ist,

nesnelleştirmek, kendine edimsellik, belirli­ sich zu objekth'İeren, \Virklichkeit,


Dasein zu geben. in weiterer, kon­
varlık vermektir. Daha öte, daha somut belir­ kreterer Bestimmung ist diese Ta­
lenimi içinde kavramın bu etkinliği itkidir. ıigkeiı des BegriITs der Trieb.Jede
Befriedigung ist dieser Proze8, die
Her doyum bu öznelliği ortadan kaldırma Subjektivitaı aufzuheben und die­
sürecidir. Süreç içsel olanı, öznel olanı ses l nnerliche, Subjektive ebcnso
TELEOLOJİKVE ONTOLOJİK TANITLARIN GENİŞLETİLMESİ 193
als AuBerliches, Objektives, Reel­ eşit ölçüde dışsal, nesnel, reel birşey olarak
les zu setzen, hervorzubringen die
Einheit des nur Subjektiven und
koyma, ve salt öznel olanı ve salt nesnel olanı
Objektiven, beiden diese Einsei· bu tek-yanlılığından sıyırarak birliklerini
tigkeit abzustreifen. Es gibt nichts,
wovon alles so Beispiel w3.re wie das
üretme sürecidir. Tüm şeyler arasında, kar­
Aulheben des Emgegengesetzten, şıtların, öznel olanın ve nesnel olanın ortadan
des Subjektiven und Objektiven, so
kaldırılması ve böylece birliklerinin üretilmesi
daB die Einheit derselben hervor­
gebraclıt wird. kadar iyi örneklenen başka hiçbirşey yoktur.
Der Gedankc des A nselınus ist Anselm'in düşüncesi öyleyse içeriğine göre
alsa seinem lnhah nach wahrhaf­
ler, notwendiger Gedanke; aber
daha gerçek, daha zorunlu düşüncedir; ama
die Form des daraus abgeleiteten ondan türetilen tanıtlamanın biçimi hiç kuş­
Beweises hat a l l e rdings e in e n
Mangel wie die vorigen Weisen der
kusuz önceki dolaylılık kiplerinde olduğu
Vermittlung. Diese Einheit des Be­ gibi bir eksiklik taşır. Kavramın ve varlığın
grifT."i und Seins ist Voraussetzung,
bu birliği varsayımdır, ve eksiklik tam olarak
und das Mangellıafte ist eben, daB
es nur Vorausseızung isL. Voraus­ yalnızca varsayım olmasında yatar. Varsayılan
gesetzt ist der reine Begriff, der şey arı kavramın, kendinde ve kendi için kav­
BegrilT an und für sich, der Begriff
Goues; dieser isi, enth3.h auch das
ramın, Tanrı kavramının varolması, varlık da
Scin. Vergleichen wir diesen Inhalt kapsamasıdır. Eğer bu içeriği inanç ile, dolay­
mit dem, 1vas Glaube. unmiuelbares
\Vissen ist, so ist es derselbc Inhalt
sız bilme ile karşılaştırırsak, onun Anselm'in
mit der Voraus.setzung Ansclms. Auf varsayımı ile aynı içeriği taşıdığını buluruz.
diesem Standpunkte des unmiucl­
Bu dolaysız bilme duruş noktasından bakıl­
baren Wissens sagL m�n: es ist TaL­
sache des Bewu8tseins, daB ich die dığında söylenen şudur: Tanrı tasarımını taşı­
Vorstellung von Gott habe, und mit mam bir bilinç olgusudur, ve bu tasarım ile
dieser Vorstellung soll das Sein ge­
geben sein, so da6 mit dem lnhalte
birlikte varlık verili olmalıdır, öyle ki varlık
der Vorstellung das Sein verkniıpft tasarımın içeriği ile bağlıdır. Eğer ona inan­
ist. Wenn man sagt, man glaube
das, wisse es unmittelbar, so ist
dığımız, onu dolaysızca bildiğimiz söylenirse,
diese Einheit der Vorstellung und tasarımın ve varlığın bu birliği tam olarak
des Seins ebenso als Voraussetzung
Anselm'de olduğu gibi varsayım olarak bildi­
ausgesprochcn wie bei Anselm, und
man isL in keiner RücksichL weiler­ rilmiş olur ve hiçbir bakımdan ileri bir adım
gekommen. Es ist diese Vorausset­ atılmış olmaz. Spinoza'da da her yerde karşı­
zung allenthalben, auch bei Spinoza.
Er definiert die absolute Ursache,
laştığımız şey bu varsayımdır. Saltık nedeni,
die Substanz als das, was nicht ge­ tözü varoluş olmaksızın düşünülemeyecek
dacht werden kann ohne Existenz,
dessen Begriff die Existenz in sich
olan olarak, kavramı kendi içinde varoluş
schlieBt, d. h. die Vorstellung von kapsayan olarak tanımlar; e.d. Tanrı tasarımı
Gou ist unmiuelbar verknüpft mit
dolaysızca varlık ile bağlıdır.
dem Sein.
Diese Un trennbarkeit des Be­ Kavramın ve varlığın bu aynlamazlığı saltık
griITs und des Seins isl absoluL nur olarak ancak Tanrı durumunda bulunur. Şey­
der Fail bei Gou. Die Endlichkeit
der Dinge besteht darin, daB der
lerin sonluluğu kavramın ve kavram belirleni­
Begriff und die Bestimmung des minin ve kavramın varlığının belirlenime göre
Begriffs und das Sein des Begriffs
ayrı olmasından oluşur. Sonlu olan şey kav­
nach der Bestimmung verschieden
sind. Das Endliche ist, \vas scinem ramına ya da daha doğrusu genelde kavrama
Begriff oder vielmehr dem Begriff karşılık düşmeyendir.
nicht entspricht.
Wir haben den Begriff der See­
Ruh kavramını taşırız. Realite, varlık beden­
le. Dic Realitfü, das Sein isl dic se iliktir; insan ölümlüdür. Bunu ' ruh ve
194 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

beden ayrılabilir' diyerek anlaunz. Burada Leiblichkei� der Mensch ist sterblich.
Das drücken wir auch so aus: Seele
bu bölünme vardır; ama arı kavramda bu und Leib können sich scheiden. Da
aynlamazlık vardır. Her itkinin kendini olgu­ isl diese Trennung; aber im reinen
Begriff ist diese Unırennbarkeit.
sallaştıran kavramın bir örneği olduğunu Wenn \'Iİr sagten.jeder Trieb sei ein
söylerken, bu biçimsel olarak doğrudur. Beispiel vom Begriff, der sich reali·

Doyurulan itki hiç kuşkusuz biçime göre siert, sa isl das formell richtig. Der
befriedigıe Trieb isı allerdings unend·
sonsuzdur; ama itkinin bir içeriği vardır, ve lich der Form nach; aber der Trieb
içerik-belirliliğine göre sonlu ve sınırlıdır, hat einen lnhall, und nach seiner In­
halısbestimmtheit isı er endlich, be­
çünkü o zaman kavrama, arı kavrama kar­
schrank� da enısprichı er dann dem
şılık düşmez. Begriff, dem reinen Begriff nichı.

Kavramı bilmenin duruş noktasının açım­ Das isı die Explikation des Sıand·
punkıs des Wissens vom Begriff. Das
laması budur. Son irdelenen nokta Tannnın Letztbetrachtete war das Wissen von
bilgisi, genel olarak Tanrının pekinliği idi. Gotı, GewiOheiı von Gotı übcrhaupı.

Buradaki ana belirlenim şudur: Bir nesneyi Die Haupıbestimmung dabei isı:
Wenn wir von eincm Gegenstand
bildiğimiz zaman , nesne bizim içindir; dolay­ wissen. so ist der Gegenstand var uns;

sızca onunla bağıntı içindeyizdir. Ama bu wi r sind unmiuelbar darauf bezogen.


Aber diese Unmitıelbarkeiı enthalt
dolaysızlık dolaylılık kapsar, Tanrıya yükseliş Vermittlung, was Erhebung zu Gou
denilen şeyi, insan tininin sonlu olanı hiç­ genannt worden, daO der Geist des

lik saymasını kapsar. Bu olumsuzlama dola­ Menschen das Endliche fii r nichtig
achtet. Vermiuels dieser Ncgation
yısıyla insan tini kendini yükseltir, kendini erhebt er sich, schlieOt sich mit Gou

Tann ile uyum içine getirir. Bu "Tannnın var zusammen. Dieser SchluBsatz: .. ich
weiB, daB Gou ist"', diese einfache
olduğunu biliyorum" vargısı, bu yalın bağınu Beziehung ist entstanden vermiuels
bu olumsuzlama dolayısıyla ortaya çıkrnışur. dieser Negalion.
AUSFÜHRUNG DES
DİN FELSEFESİÜZERİNE 1 831 YILINDA
ONTOLOGISCHEN BEWEISES VERİLEN DERSLERDE
iN DEN VORLESUNGEN ÜBER ONTOLOJİK TANITIN
RELIGIONSPHILOSOPHIE YOM
JAHRE 1831 GENİŞLETİLMESİ

in der Sphiire der olfenbaren Reli­ Bildirilmiş dinin alanında irdelenmesi gere­
gion isı zuersı der absırakıe &griff
Golles zu beLrachten. Der freie, rei­
ken ilk nokta soyut Tann kavramıdır. Özgür,
ne, olfenbare Begıilf isı die Gnınrl­ arı, bildirilmiş kavram temeldir; Tanrının
lage; seine Manifestation, sein Sein
belirişi, başkası için varlığı onun belirli­
für Anderes ist sein Dasein, und der
Boden seines Daseins ist der endliclıe varlığı, ve belirli-varlığının alanı sonlu tindir.
Geisl. Dies ist das Zweite; der endli­ Bu irdelenecek ikinci noktadır; sonlu tin ve
che Geisı und das endliche Bewu6ı­
sein sind konkret. Die Hauptsache
sonlu bilinç somuttur. Bu dinde başlıca sorun
in dieser Religion ist, diesen ProzeO bu süreci, Tanrının kendini sonlu tinde
zu erkennen, dall Gou sich im end­
belirtme ve onda kendi ile özdeş olma süre­
lichen Geist manifestiert und darin
idenı..isch mil sich ist. Die ldenliliil cini bilmektir. Kavramın ve belirli-varlığın
rles Begıilfs und des Daseins isı rlas özdeşliği üçüncü terimdir. ( Özdeşlik burada
Dıiııe. (ldenıiıiiı isi hier eigenılich
ein schiefer Ausdruck, denn es ist
aslında eğri bir anlatımdır, çünkü özsel olan
wesenılich Lebencligkeiı in Goıı.) Tanndaki dirimselliktir.)
in den bisherigen Formen ha­
Buraya kadarki biçimlerde bir yükseliş,
ben wir ein Aufsteigen gehabt, ein
Anfangen von einem Dasein in un­ değişik belirlenimleri içindeki bir belirli-var­
terschiedenen Bestimmungen. Das lıktan yapılan bir başlangıç ele alındı. İ lk
Scin wurde einmal in der umfas­
sendsten Bestimmung genommen
olarak, kozmolojik tanıtla varlık en kapsamlı
als zuflilliges Sein im
hosmologischrn belirleniminde olumsal varlık olarak alındı:
Beweise: die Wahrheit des zuratligen Olumsal varlığın gerçekliği kendinde ve
Seins isL das an und für sich not.wcn­
dige Sein. Das Dasein wurde femer kendi için zorunlu varlıktır. Dahası, belirli­
gefaBı als Zweckbeziehungen in varlık kendi içinde erek-bağıntılarını kapsıyor
sich enıhaltend, und dies gab den
kleologisclıen Beıvei.s: hier ist ein Auf­
olarak kavrandı, ve bu ise tel.eolojik tanıtı verdi:
steigen, ein Anfangen von einem Burada bir yükseliş, verili olarak bulunan bir
gegebenen, vorhandenen Dasein.
belirli-varlıktan bir başlangıç vardır. Böylece
Diese Beweise fallen damit in die
Endlichkeil der Best..i mmung Got­ bu tanıtlar Tanrının belirleniminin sonlu­
tes. Der BegıifT Goues ist das Gren­ luğu altına düşer. Tanrının kavramı sınırsız
zenlose, nicht nach der schlechten
Grenzenlosigkeit, sondern viel­
olandır, kötü sınırsızlığa göre değil, ama
mehr zugleich das Bestimmteste, tersine aynı zamanda en belirli olan şey, arı
195
196 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

öz-belirlenim olarak. O ilk tanıtlar bir sonlu die reine Selbstbcsdmmung; jene
crsten Beweise fallen auf die Seite
bağlantı ya da sonlu belirlenim yanına aittir, eines endlichen Zusaınmenhanges, der
çünkü verili birşeyden başlarlar. Burada ise, endlichen Bestimmung, indem von
cinem Gegebenen angefangen wird.
tersine, başlangıç özgür, arı kavramdır ve Hier h ingegen isı der Anfang der
böylece bu basamakta Tanrının varoluşunun frcie, reine Begriff, und es triu so­

ontolojik tanıtı ortaya çıkar. Bu tanıt bu basa­ mit auf dieser Smfe der 01110/ogi.sclıe
Bcweis \•om Dasein Gottes ein, er
mağın soyut, metafiziksel temelini oluştu­ ınacht die abstrakte, meraph)rsische
rur ve ilk olarak Hıristiyanlıkta Canterburyli Gnındlage dieser Stufe aus; auch ist
er er.;t im Christentum durch Anselm
Anselm tarafından bulunmuştur. Sonra tüm von Canterlmry• a11fgef1mden worden.
daha sonraki felsefeciler, Descartes, Leib­ Er wird dann bei ailen spaıeren Phi­

niz ve Wolff tarafından geliştirildi ama her losophen. Cartesiu.s, Leibniz, Wolff
aufgeffıhrt, doch immer neben den
zaman öteki tanıtlann yanısıra kaldı, üstelik andcren Bcweiscn, obgleich er allein
biricik doğru tanıt olmasına karşın. der walırhafte ist.
Der ontologischc· Beweis geht
Ontolojik tanıt kavramından başlar. Kav­ vom Begriffe aus. Der Bcgriff wird
ram öznel birşey olarak görülür ve nesneye für etwas Subjcktives gehalıen und

ve olgusallığa karşıt olacağı bir yolda belirle­ ist so bcstimmt, wie er dem Objek­
te und der Realiıit entgegengcsetzt
nir. Burada kavram başlangıcı yapandır, ve ist; er isl hier das Anrangende, und
önemli olan nokta bu kavrama varlığın da das lnteresse ist, aufzuzeigen, dail

ait olduğunu göstermektir. Gidiş yolu daha diesem Begriffe auch das Sein zu­
komme. Der nihere Gang ist nun
tam olarak şöyledir: Tanrı kavramı belirlenir dieser: Es wird der BegrifT von Gou

ve kendi içinde varlığı kapsıyor olmaksızın aufgesıellı und gezeigı, daB er nichı
anders gefaBt werden kônne als so,
kavranamayacağı gösterilir. Varlığın kav­ daB er das Sein in sich schlieBı. lıı­
ramdan ayırdedildiği düzeye dek, kavram sofem \'om Begriffe das Sein unter­

yalnızca bizim düşünmemizde öznel olarak schieden wird, so ister nur subjeklİ\'
in unserem Denken; so subjekliv ist
bulunur. Böyle öznel olarak eksik birşeydir er das Unvollkommene, das nur in

ki, yalnızca sonlu tine aittir. Yalnızca bizim den endlichen Geisı ffillL DaB es nuıı
nicht nur unser Begriff ist, sondem
kavramımız olmadığı, ama düşünmemizden daB er auch isl unabhingig von un­
bağımsız olarak da var olduğu - gösteril­ serem Denken, das soll aufgezeigı

mesi gereken budur. werden.


Anselm ffıhrt den Beweis einfach
Anselm tanıtı yalın olarak şöyle ilerletir: so: Goıı i,st das Vo/lhommenste, fıber
Tanrı en eksiksiz olandır ki, ötesinde hiçbirşey welches hinaus nichlS gedacht wer­
den kann. Wenn Gou bloBe Vomel­
düşünülemez. Eğer Tann salt tasanın ise, o lung isl, so ist er nicht das Vollkom­
zaman en eksiksiz değildir; bu ise ilk önerme mene; dies ist abcr im Widerspnıch

ile çelişki içindedir, çünkü yalnızca tasanın mit dem ersten Satze, dcnn wir
achten das für vollkommen, was
olmayıp varlığı da içereni eksiksiz sayarız. nichı nur Vorstellung ist, sondern
Eğer Tarın yalnızca öznel ise, varlığın da ona dem auch das Sein zukommt. Wenn
Gou nur subjektiv ist, so kônnen
ait olduğu daha yüksek birşey oluşturabiliriz. wir ctwas Hôheres aufstellen, dem
Bu daha öte şöyle geliştirilir. En eksiksiz olan auch das Sein zukomml. Dies isı

ile başlanır ve bu en olgusal varlık olarak, dann weitcr ausgeführl worden. Es


wird mit dem Vollkommensıen an­
tüm olgusallıklann toplamı olarak belirlenir. gefangen und dieses als das allerre­
Buna olanak denmiştir. Öznel olarak kavram, alste \Vesen besıimmt, als l nbegriff
aller Realitiilen; man hat das die
varlıktan ayırdedildiği için, yalnızca olanaklı Mögliclıheil geheiBen. Der Begriff
kavramdır, ya da hiç olmazsa olanaklı kavram als subjekliver, indem man ihn von
ONTOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 197
dem Sein unterscheidet, ist der nur olması gerekir. Olanak eski mantığa göre yal­
mögliche, oder er soll wcnigstens
der mögliche sein; Möglichkeit nızca hiçbir çelişkinin gösterilemeyeceği yer­
ist nach der ailen Logik nur da, dedir. Buna göre olgusallıklar Tannda yalnızca
wo kein Widerspruch aufgezeigt
werdcn kann. Die Realit3ıen sol­
olumlu yanlarına göre, yalnızca sınırsız olarak
len demnach in Gott nur nach alınacak, öyle ki olumsuzlamanın bir yana atıl­
der affirmativen Seite genommen
ması gerekecektir. O zaman geriye yalnızca
werden. schrankenlos, so daB dic
Negation weggelassen werden soll. kendi ile bir olanın soyutlamasının kaldığı
Es ist leiclu aufzuzeigen, daB dann kolayca gösterilebilir; çünkü olgusallıklardan
nur die Abstraktion des mil sich
Eincn f.ıhrigbleibt; denn wcnn wir
söz ederken denmek istenen şey bilgelik, türe,
von Realit3.ten sprechen, so sind herşeye-gücü-yeterlik, herşeyi-bilirlik gibi deği­
das unterschiedene Beslimmun­
gen, als Weisheit, Gerechtigkeil,
şik belirlenimlerdir. Bu belirlenimler kolayca
Allmacht, Allwissenheit. Diese Be­ birbiri ile çelişki içinde durdukları gösterile­
stimm ungen sind Eigenschaften,
bilecek özelliklerdir: İyilik doğruluk değildir;
dic leicht als im \\iiderspnıch miıci­
nandcr stehend aufgezeigt werden saltık güç bilgelik ile çelişir, çünkü bilgelik son
kOnnen: die Glıte ist nicht die Ge­ erekleri varsayarken, güç ise olumsuzlamanın
rechtigkeit; die absoluıe Machı wi­
dersı>richt der \ı\'eisheit, dcnn diesc
ve üretimin sınırsızlığıdır. Eğer, istendiği gibi,
setzt Endzweckc ''oraus, die Macht kavram kendi ile çelişmeyecekse, o zaman
dagegen ist da• Schrankenlose der
Ncgation und der Produktion.
tüm belirliliğin silinmesi gerekecektir, çünkü
Wcnn nach der Forderung der Bc­ her ayrım kendini karşıtlığa doğru iter. Tanrı,
gıiff sich nicht \\idersprechen soll,
denir, tüm olgusallıkların toplamıdır; varlık
so muB aile Bestimmtheit wegfal­
len, denn jeder Unterschied trcibı da bir olgusallıktır; o zaman varlık kavram
sich zur Entgegensetzung fort. Gou ile bağlıdır. - Bu tanıtlama yakın zamanlara
ist der Inbcgriff aller Realitiiten,
sagt man; eine derselben ist nun
dek geçerli sayılmışur. Onu özellikle Mendels­
auch das Sein: so wird das Sein mit sohn 'un Sabah Saatleri 'nde* geliştirilmiş biçi­
dem Begriff verbunden. - Dicser
Beweis hat sich bis auf die neuere
minde buluruz. Spinoza Tann kavramını öyle
Zeit erhalten; besonders ausgeführt bir yolda belirler ki, Tanrı varlık olmaksızın
finden wir ihn in Mendclssohns
kavranamayandır. Sonlu olan varoluşu kavra­
Morgenstundm. Spinoza bcstimmt
den Begıiff Goues so, daB er dasje­ mına karşılık düşmeyendir. Cins varolan birey­
nige ist, was nicht ohne Sein kon­ lerde olgusall�ır; ama bunlar geçicidir. Cins
zipierc 'verden kann. Das Endliche
ist das, dessen Dasein dem Begrilfe
kendi için evrensel olandır; onda [bireylerin]
nicht entsprichL Die Gauung ist re­ belirli-varlığı kavrama karşılık düşmez. Öte
alisien in den daseienden lndividu­
yandan kendi içinde belirli sonsuzda realite
cn; aber diese sind verg.'inglich. Die
Gattung İsl das Allgemeine für sich, kavrama karşılık düşmelidir, - bu öznenin ve
da entspricht das Dasein nicht dem nesnenin birliği olarak İdeadır.
Begıiffe. Hingegcn in dem in sich
bestimmten Unendlichen mull die
Kant bu tanıtı eleştirdi. Karşıçıkışı şöyledir.
Realitıil dem Begıiffe entsprechen, Eğer Tanrı tüm olgusallıkların toplamı ola­
- dies ist die /dee, Einheit des Sub­
jekts und Objekts.
rak belirlenirse, o zaman varlık ona ait değil,
Kant hat diesen Beweis k.rilisiert; çünkü varlık bir olgusallık değildir. Kavramın
was er eimvendet, ist folgendes. olması ya da olmaması kavram için bir aynın
Wenn man Gou als den InbegriIT
allcr Realitiiten bcstimme, so gchö­
imlemez; kavram aynı kalır. Giderek daha
re das Scin nichc dazu, dcnn das
Sein sci keine Realitiit; es kommı
niimlich zu dem Begriffe nichts *[Moses Mendelssohn, Morgcnsıunden oder Vorlesııngcn
hinzu, - ob er ist oder ob er nichl iiber das Da.sein Goıtes, Berlin 1785.]
1 98 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

Anselm'in zamanında bile bir keşiş aynı şeyi isı. er bleibı dasselbe. Schon zu
Anselms ZeiL l>rachte ein Mônch
söyledi: Tasarımladığım şey salt bu nedenle dasselbe vor; er sagte: das, was ich
varolmaz. Kant yüz talerin onu ister yalnızca mir vorstelle, ist danım doch noch
nicht. Kant behaupteı: hunderı
tasarımlayalım isterse ona iye olalım kendi Taler. ob ich sie bloO vorstelle oder
için aynı kaldığını ileri sürdü; öyleyse varlık bir habe. bleiben für sich dasselbe;

olgusallık değildir, çünkü onunla kavrama hiç­ somit sei das Sein keine Realit3.L,
denn es komme dadurch nichts
birşey eklenmez. Varlığın bir içerik-belirlenimi zum BegrifTe hinzu. Es kann zuge­
olmadığı kabul edilebilir; ama gene de gere­ geben werden, daB da'ii Sein keine
Inhahsbestimmung ist; aber es soll
ken şey kavrama birşeyin eklenmesi değil (her ja nichts zum Begriff hinzukom­
ne olursa olsun her berbat varoluşa kavram men (ohnehin ist es schon sehr

demek çok saçmadır) , ama dahaçok ondan schief,jede schlcchte Existenz ei­
nen Begriff zu nennen), sondcrn
yalnızca öznel birşey olması, İ dea olmaması ihm vielmehr der Mangel genom­
biçimindeki eksikliği uzaklaştırmaktır. Yalnızca men werden, daB er nur ein Sub­
jektives, nicht die Idee ist. Der Be­
öznel birşey olan ve varlıktan ayrılmış kavram griff, der nur ein Subjektives und
hiçbirşeydir. Tanıta Anselm'in tarafından veri­ getrennt von Sein ist, ist ein Nich­

len biçimide, sonsuzluk tam olarak varlığın tiges. in der Form dcs Beweises, wie
ihn Anselm gibt, bestehı die Un­
ona ait olmadığı tek-yanlı birşey olmamaktan, endlichkeit eben darin, nicht cin
salt öznel birşey olmamaktan oluşur. Anlak var­ Einscitiges zu sein, ein bloB Subjek­
tivcs, dem nicht das Sein zuk3.me.
lığı ve kavramı her biri kendi ile özdeş olarak Der Versıand halı Sein und Begrilf
sıkı sıkıya birbiri dışında tutar. Ama sıradan streng auseinander, jedes als iden­

tasarım için bile, varlıksız kavram tek-yanlı ve tisch mit sich; abcr schon nach der
gewöhnlichen Vorsıellung isı der
gerçek olmayan birşeydir, tıpkı içinde hiçbir Begriff oh ne Sein ein Einseitiges
kavramın olmadığı varlık, kavramsız varlık und Unwahres, und ebcnso das

gibi. Sonluda bulunan bu karşıtlık sonsuz ola­ Sein, in dem kein Begrilf ist, das
begıiffiose Sein. Dieser Gegensatz,
nın, Tanrının durumunda hiçbir biçimde yer der in die Endlichkeiı fallı, kano

alamaz. bei dem Unendlichen, Goıı. gar


nicht staıthaben.
Ama tanıtın doyurucu olmasının önüne Nun ist aber hier folge nder
geçen bir durum vardır: O en eksiksiz ve en Umstand, der eben den Beweis

olgusal şey aslında bir varsayımdır ve ona göre unbefriedigend machı. .Jenes Al­
lervollkommenste und Allerrealste
ölçüldüğünde kendi için varlık ve kendi için ist n3.mlich eine Voraussetzung, an

kavram tek-yanlı şeylerdir. Descartes ve Spi­ welcher gemessen clas Sein für sich
und der Begrilf für sich Einseitige
noza Tanrıyı kendinin nedeni olarak tanımla­ sind. Bei Cartesius und Spinoza ist
dılar; kavram ve varoluş bir özdeşlik oluşturur, Gott als Ursache seiner selbsı de­

ya da kavram olarak Tanrı varlık olmaksızın fıniert; Begriff und Dasein ist eine
ldenıiıiiı. oder Goll als Begriff
kavranamaz. Burada doyurucu olmayan şey kann nicht gefaOt werden ohne

bunun bir varsayım olmasıdır, öyle ki bu var­ Sein. Dafi dies cine Vorausseızung
ist, ist das Ungenfıgcnde, so dall
sayıma göre ölçüldüğünde Kavramın öznel der BegriIT an ihr gemessen ein
birşey olması gerekecektir. Subjektives sein muB.

Ama sonlu ve öznel o varsayıma göre ölçül­ Das Endliche und Subjekıive
ist aber nicht nur ein EndJiches
düğünde yalnızca sonlu birşey değildir: Ken­ gem essen an jener Voraussetzung:
dinde sonlu ve böylece kendi kendisinin karşıtı­ es ist an ilun endJich und somit
der Gcgensatz sciner selbst; es isı
dır; çözülmemiş çelişkidir. Varlığın kavramdan der unaufgclöstc \\'iderspruch.
ayrı olması gerekir; kavrama öznel olarak, Das Sein soll \"e rschieden \'On
ONTOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 199
d em Begriff sein; ınan glaubı sonlu olarak sıkı sıkıya sarılabileceğimize
dicsen festhalten zu können als
subjektiven, als endlichen, aber
inanırız; ama varlığın belirlenimi kavramın
die Bestimmung des Seins ist aın kendisindedir. Öznelliğin bu sonluluğu kav­
Begriffe selbst. Diese Endlichkeit
der Subjektiviuiı ist an ihm selbsı
ramın kendisinde ortadan kaldırılır, ve varlı­
aurgehoben, und die Einheil des ğın ve kavramın birliği kavrama karşı duran
Seins und des Begriffs ist nicht
ve onun ölçülmesini sağlayan bir varsayım
eine Voraussetzung gegen ihn,
an der er gemessen wird. - Das değildir. - Varlık dolaysızlığı içinde olum­
Sein in seiner U nıniuelbarkeit ist saldır, ve gerçekliğinin zorunluk olduğunu
zufiilliges; wir haben gesehen, dal!
scine Wahrhei L die No[W'endigkeit
gördük. Dahası, kavram zorunlu olarak varlığı
isL. Der Begriff cnthalt ferner not­ kapsar; varlık yalın kendi ile bağınu, dolaylı­
wendig·das Sein: dieses ist einfache
lığın yokluğudur. Kavram, eğer onu irdeler­
Beziehung auf sich, Vermittlungs­
losigkeit; der Begritr, wenn wir ihn sek, tüm aynının kendini soğurduğu yer, tüm
betrachten, ist das. worin aller Un­ belirlenimlerin yalnızca ideal olarak bulun­
terschied sich absorbien hat.. worin
aile Bestimmungen nur als ideell
duğu yerdir. Bu idealite ortadan kaldırılmış
sind. Diese Idealiuit ist die aufge­ dolaylılık, ortadan kaldırılmış ayrımlılık,
hobene Vermiıılung, aufgehobene
eksiksiz duruluk, an saydamlık ve kendi-ken­
Unterschiedcnheit, vollkommene
Klarheiı, reine Helligkeit und
disinde-olmadır. Kavramın özgürlüğünün
BeisichselbslSein; die Freiheit des kendisi saluk kendi ile bağınudır; özdeşliktir
Begıiffs isı selbsı die absoluıe Be·
ziehung auf sich, die Identitit, dic
ki, o denli de dolaysızlık, dolaylılıksız birlik­
auch die Unmiuelbarkeit ist, ver­ tir. Kavram böylece varlığı kendisinde taşır,
miıılungslosc Einheit. Der Begıi!T kendisi tek-yanlılığını ortadan kaldırmaktan
hat so das Sein an ihm selbst, er
ist selbst dies, seine EinseitigkciL
oluşur. Varlığın kavramdan uzaklaşunldığına
aufzuheben; es ist bloOe Meinung. inanıldığı zaman, bu salt bir sanıdır. Kant kav­
wenn man das Sein vom Begriff
entfernt zu haben glaubt. Wenn
ramdan olgusallığı çekip çıkaramayız dediği
Kant sagL, man könne aus dem Be­ zaman, orada kavram sonlu olarak kavra­
gıi!T die Realiuiı nichı herausklau­ nır. Ama sonlu bu kendi kendisini ortadan
ben, so isı da der Begıi!Tals endlich
gefa8ı. Das Endliche ist aber dies
kaldırandır, ve kavramı varlıktan ayrı olarak
sich selbst Aufhebende, und indem irdeleyecek olduğumuzda, önümüzde duran
wir so den Begriff als getrenn t vom
şey tam olarak kendi ile bağıntıdır ki, varlık
Sein hanen betrachten sollen, hat­
Len wir eben die Beziehung aur kendinde budur.
sich, die das Sein ist an ihm selber. Ama kavram varlığı kendi içinde yalnızca
Der Begriff hat aber nichı nur
an sich das Sein in sich, nichl nur
kendinde kapsamakla kalmaz; bunu gören
wir sehen dies ein, sondem er ist yalnızca biz değilizdir; tersine, kavram kendi
auch Jür siclı das Sein; er hebt selbsı
için de varlıkur. Öznelliğini kendisi ortadan
seine Subjektiviuit auf und objek­
tiviert sich. Der Mensch realisiert kaldırır ve kendini nesnelleştirir. İnsan erek­
seine Zwecke, d. h. was nur erst lerini olgusallaşunr, e.d. ilkin yalnızca ideal
Ideelles war, dem wird seine Ein­
seitigkeit genommen, und es wird
şey olan tek-yanlılığından sıyrılır ve bu yolla
damit zum Seienden gcmachL; der varolan birşeye çevrilir. Kavram varlığını
Begıi!T isı ewig diese Tatigkeit, das
kendi ile özdeş olarak koymak için bu ilk­
Sein iden lisch mh sich zu setzcn.
im Anschauen, Fühlen US\"I. haben siz-sonsuz etkinliktir. Sezgide, duyguda vb.
wir auOerliche Objektc var uns; \vir nesneleri dışsal olarak önümüzde buluruz;
nehmcn sie aber in uns auf, und so
sind die O�jckte ideell in uns. Der
ama onları içimize alırız ve böylece nesne­
Begriff ist so diese T3.tigkeit, seincn ler ideal olarak bizdedir. Kavramın böylece
200 TANITLAR ÜZERİNE DERSLER

bu ayrımını ortadan kaldırma etkinliğidir. Untcrschied aufzuheben. Wenn die


Natur des Begriffs eingesehen wird.
Eğer kavramın doğasına yakından bakarsak, so ist die ldentit3.t mit dem Sein
varlık ile özdeşliği bundan böyle varsayım nicht mehr Voraussetzung, sondcrn
Resulıaı. Der Gang isı dieser, daB
değil ama sonuçtur. İlerleyiş şöyledir: Kav­ der Begriff sich objekıiviert, sich
ram kendini nesnelleştirir, kendini olgusal­ zur Realit3t macht, und so ist er dic

lık yapar, ve böylece öznenin ve nesnenin Wahrheiı, Einheiı des Subjekıs und
Objekts. Goıı isı ein unsterblich Le­
gerçekliği, birliğidir. Tanrı, diyordu Platon, bendiges, sagt Platon, dessen Leib
ölümsüz bir dirimli varlıktır ki, bedeni ve und Seele in Einem gesetzl sind.
Diejenigcn, dic beide Seiten tren­
ruhu birlik içinde koyulmuştur. İki yanı ayı­ nen, bleiben beim Endlichen und
ranlar sonluda ve gerçek-olmayanda durup Unwahrcn stehen.

kalırlar. Der Sıandpunkı. auf dem wir


uns belinden, ist der christliche. -
Şimdiki duruşu noktamız Hıristiyanlığın Wir haben hier den Begriff Gotıes

duruş noktasıdır. - Burada Tanrı kavramını in seiner ganzcn Freihch; dieser


Begriff ist identisch mit dem Sein.
bütün özgürlüğü içinde buluruz; bu kavram Sein ist die allcriirmste Abstrakti­
varlık ile özdeştir. Varlık en yoksul soyutlama­ on; der Begriff isl nichl so arın. da8

dır; kavram bu belirlenimi kendisinde taşı­ er diesc Beslimmung nicht in sich


h3ue. Das Sein haben wir nicht in
mayacak denli yoksul değildir. Varlığı soyut­ der Armul der Abstraktion, in der

lamanın yoksulluğu içinde, kötü dolaysızlık schlechıen Unmiııelbarkeiı zu be­


trachlen. sondern das Sein als das
içinde değil, ama Tanrının varlığı olarak, Seiıı Goltes, als das ganz honhrele
Tanrıdan ayırdedilmiş bütünüyle somut varlık Sein, untn:schieden von Gou. Das Be­
ımıjJtsein des endliclıen Gei.stes ist das
olarak irdelememiz gerekir. Sonlu tinin bilinci konkrele Sein, das Material der Re­
somut varlık, Tanrı kavramının olgusallaşma­ alisierung des Begriffs Goues. Hier

sının gerecidir. Burada söz konusu olan şey ist nicht von eincm Hinzukommen
des Seins zu dem Begriffe die Rede
varlığın kavrama eklenmesi ya da salt kavra­ odcr bloB von einer Einheit des Be­

mın ve varlığın bir birliği değildir - bunlar griffii und dcs Seins - dergleichen
sind schiefe Ausdriıcke; die Einheil
çarpık anlatımlardır. Birlik dahaçok saltık isl vielmehr als absoluler Proz.ejJ, als
süreç olarak, Tanrının dirimselliği olarak die Lebendigkeil Goues so zu fas­
sen, daB auch beide Seilen in ihr
kavranacaktır, öyle bir yolda ki iki yan onda unterschieden sind, daB sie aber
ayn iken, süreç ise kendini ilksizlik-sonsuzluk die absolute T3ligkeit ist, sich ewig

içinde üreten saltık etkinliktir. Burada Tan­ hervorzubringen. Wir haben hier
die konkreıe Vorstellung Goıtes a/s
rının Tin olarak somut tasarımını buluruz. des Geistes. Der Begriff des Geisıes
Tin kavramı kendinde ve kendi için varolan ist der an und für sich sciende Be­
griff, das Wissen; dieser unendliche
kavram, bilmedir; bu sonsuz kavram kendi ile Begriff ist die negative Beziehung
olumsuz bağıntıdır. Bu koyulduğunda, kav­ auf sich. Dieses gesetzt, so ist er das
Urteilen, das Sichun terscheiden;
ram yargı, kendini-ayırdetmedir; ayırdedi­ das Un terschiedene, das zun3chst
len, ilkin hiç kuşkusuz dışsal, tinden yoksun, wohl als Aullerliches, Gcistloses,

Tanrıya dışsal birşey olarak görünen gene Aullergöttliches en;cheint, ist aber
idenıisch mit dem Begriff. Die Enı­
de kavram ile özdeştir. Bu İdeanın gelişimi wicklung dieser ldee ist die abso­

saltık gerçekliktir. Hıristiyan dininde Tanrı­ lute Wahrheit. in der christlichen


Rcligion wird es gcwullt, daB Gou
nın kendini bildirmiş olduğu bilinir, ve Tanrı sich geoffenban hat, und Gott ist
tam olarak kendini bildirmektir; bildirmek gcrade dieses, sich zu offenbaren;
offenbaren ist sich uncerschciden;
kendini ayırdetmektir; bildirilen tam olarak das Offenbarte ist eben dieses, daB
Tanrının bildirilmiş Tanrı olduğudur. Gott der offenbare ist.
ONTOLOJİK TANITIN GENİŞLETİLMESİ 201
Die Religion muB für aile Men­ Din tüm insanlar için olmalıdır: Düşünme­
schen sein: für die, welche ihr Den­
ken so gereinigı haben, daB sie das, lerini arı düşünme öğesinde olanı bilecek
was ist, im reinen Elemente des denli arındırmış olanlar için, Tanrının ne
Denkens wis.sen, die zur spekulativen
Erkenntnis dessen, was Golt isl, ge-­
olduğunun kurgul bilgisine erişmiş olanlar
kommen sind, sowie rür die, welche için, ve eşit ölçüde duygunun ve tasarımın
nichı iiber Geffıhl und Vor.ııellung
ötesine geçmemiş olanlar için.
hinausgekommen sind.
Der Mensch ist nicht nur rein İnsan yalnızca arı düşünme değildir; ter­
d enk end , sondern das Denken sine, düşünmenin kendisi kendini sezme
selbst man ifestiert sich als An­
schauen, als Vorstellen; die abso­
edimi olarak, tasarımlama olarak sergiler;
Iuıe Wahrheiı, die dem Menschen insana bildirilen saltık gerçeklik öyleyse tasa­
geoffenbart ist, muO also auch ffır
ihn als Vorsıellenden, als Anschau­
rımlayan, sezen birşey olarak, duyumsayan,
enden, für ihn als fühlenden, emp­ duyan insan olarak da onun için olmalıdır.
nndcnden Menschen sein. Dies ist Bu genel olarak biçimdir ki din kendini fel­
die Form, nach der sich die Religion
iiberhaupı von der Philosophie un­ sefeden ona göre ayırdeder. Felsefe başka
ıerscheideı. Die Philosophie denkt, türlü yalnızca tasarım ve sezgi için olanı
was sonst nur rür die Vorstellung
und ffır die Anschauung isL. Der
düşünür. Tasarımlayan insan insan olarak
vorstellende Mensch ist als Mensch o denli de düşünen insandır, ve gerçekliğin
auch denkend, und der Gehalı der
Wahrheit kommt an ihn als denken­
iç değeri ona düşünen insan olarak ulaşır.
den; nur das Denkende kann Reli­ Ancak düşünen varlığın dini olabilir, ve
gion haben, und Denken ist auch
düşünme o denli de tasarımlamadır. Ama
Vorstellen; jenes isı aber alicin die
freie Form der \\'ahrheit. Der Ver­ yalnızca düşünme gerçekliğin özgür biçi­
sıand isL auch denkend; er bleibL midir. Anlak da düşünür, ama özdeşlikte
aber bei der ldentitil stehen: der
Begriff isı Begriff und das Sein isı
durup kalır: Kavram kavramdır, ve varlık
Sein. Solche Einseiı.igkeiıen bleiben varlık. Böyle tek-yanlılıklar onun için sağlam
ihm fest; in der Wahrheit dagegen
gelten diese Endlichkeiten nicht
kalır. Ö te yandan gerçeklikte bu sonluluk­
mehr als identisch für sich, daB sie lar bundan böyle salt var olmakla kendileri
sind, sondern sie sind nur MomenLe için özdeş olarak geçerli değildirler; ama
einer Totalitiit.
Die, welche es der Philosophie yalnızca bir bütünlüğün kıpılandırlar.
verargen, daB sie die Religion denkt, Felsefeye dini düşündüğü için içerleyen­
wissen nicht, was sie verlangen. Der
HaB und die Eitelkeit sind dabei zu­
ler ne istediklerini bilmeyenlerdir. Dışsal
gleich im Spiel un ter dem iiuBeren alçakgönüllülük görünüşü altında, burada
Schein der Demut; die wahre Demuı
bestehı darin, den Geist in die Wahr­
nefretin ve kibrin oyunu yatar. Gerçek alçak­
heit zu versenken, in das lnnersLe, gönüllülük tinin gerçekliğe, en içsel olana
den Gegenstand allein nur an sich
gömülmesinden, yalnızca nesneyi kendi
zu haben; so verschwindeL alles
Subjekı.ive, das noch im Empfinden içine almasından oluşur. Böylece henüz
vorhanden isı. - Wir haben die ldee duyumda bulunan öznel herşey yiter. -
rein spekulativ zu betrachten und sie
İdeayı salt kurgul olarak irdelememiz ve onu
gegen den Verstand zu rechtfertigen,
gegen ihn, der sich gegen ailen ın­ anlağa, genel olarak dinin tüm içeriğine baş
halt der Religion iiberhaupı empörı.
Dicscr lnhalt heiBt Mysterium, weil
kaldıran anlağa karşı ak.lamamız gerekir. Bu
er dem Verstande cin Verborgcnes içeriğe gizem denir, çünkü anlak için gizli
isl, denn er kommt nicht zu dem birşeydir ve anlak bu birlik olan sürece eri­
ProzcB, der diese Einhcit ist: daher
ise allcs Spekulativc dem Verstande
şemez. Bu nedenle onun için kurgul herşey
cin Mysterium. bir gizemdir.
Arkasöz
AZIZ YARDIMLI

Hegel Tannnın Varoluşunun Tanıtlan Üzerine Derslerini 1 829'da 4 Mayıs


ve 2 1 Ağustos arasında on altı hafta boyunca haftada bir saat olmak üzere
verdi. Bununla eşzamanh olarak haftada dört ya da beş saat olmak üzere
Mantık üzerine de dersler verdi. 1829 yaz yarı-yılı sırasında Tanıtlar üze­
rine derslerini yayımlama gibi bir niyeti olmuş görünmez. Ama 1 1 Kasım
183 l 'de Dunkcer und Humblot ile "Über des Dasein Gottes" başlıklı bir
çalışma yayımlama konusunda sözleşme imzaladı ( 1 Ekim 1 83 1 tarihli) .
Üç gün sonra, 14 Kasımda, bir kolera salgını sonucunda beklenmedik bir
şekilde öldü. Derslerin 1829 elyazmalan Philipp Marheineke tarafından
1832 Werkeyayımında "Din Felsefesi Üzerine Dersler"e katıldı. Bu gereç, ve
daha erken bir dönemde yazılmış olması olası "Kozmolojik Tanıt Üzerine"
bir fragman ve ayrıca 1831 din felsefesi derslerinden teleolojik ve ontolo­
jik tanıtlar üzerine kesimler 1832'de "Vorlesungen über die Beweise vom
Dasein Gottes/Tannnın Varoluşunun Tanıtları Üzerine Dersler" başlığı
altında yayımlandı. On altı Ders henüz taslak düzeyindeydi. İlk dokuz ders
konuya giriş gerecini kapsar ve geri kalan dersler ( 1 0-16) kozmolojik tanıtı
ele alır. Elyazmalan yitiktir. Marheineke'nin 10 ve l l 'inci dersler arasına
"Kozmolojik Tanıt Üzerine" başlığı altında eklediği bir başka fragmanın da
elyazmalan yitiktir. Dersler ve Ekler için eldeki en eski metin ve dolayısıyla
tüm sonraki yayımların kaynağı Marheineke'nin 1 832 yayımıdır. Bruno
Bauer 1840'da Werke'nin ikinci yayımını düzenlerken Tanıtlariçin yalnızca
Marheineke'nin 1 832 yayımını kullanmakla yetindiği için elyazmalarını
görmemiş olmalıdır.
Marheineke'nin önsözündebelirttiğine göre ( Werke, Vollstiindige Ausgahe,
cilt 1 1 , ss. vii, viii) , Hegel 1831 kışında yayımlanması tasarlanan Dersleri
yeniden gözden geçirmek istiyordu. Elyazmalannın yalnızca dersler için
yazılmış anahatlar olamayacak kadar ayrıntılı işlenmiş olması Hegel 'in konu
üzerine çalışmaya 1829'dan daha erken bir tarihte başladığını ve büyük
olasılıkla onları ayrı bir kitap olarak yayımlamayı amaçladığını gösterir.
* * *

203
204 ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI

Hegel'in Tanıtlar üzerine derslerini Manuk üzerine dersleri ile eşzamanlı


olarak yürüunesi bir raslanu değildir. Dersler Mantık Bilimi için "içerik açı­
sından değil ama biçim açısından bir tür bütünleyici oluşturur" (s. 7) . Bu
son sözlere önem vermek yerinde olacakur. İçerik dinfel,sefesine aittir ve din
felsefesinin içeriği Tannnın yalnızca us yoluyla bilgisidir. Gene manuksal
olan salt biçimsel değildir ve aynı zamanda "içeriğin özeğinde durur."
Hegel Derslerde ne Tannnın varoluşunun tanıtlannı aklamaya ne de ken­
disi daha iyi tanıtlar üreuneye çalışır. Ele aldığı tarihsel tanıtlar gerçekte
ne olmaları gerektiği gibi Tanrının varoluşunun tanıtlandır ne de usun
doyumu uğruna türetilmelerine karşın usu doyururlar. Tanıtlamalar olarak
tanıtlama kavramına karşılık düşmezler, soyut anlak düzleminde kalırlar,
ve usun girişimleri olarak yapmaları gereken şeyi, sonludan sonsuza geçişi
yapamazlar. Sözcüğün gerçek anlamında Tanrının varoluşunun a priori
tanıtları değildirler. Buna göre çürütülmeleri de benzer olarak çürütme
karakterini taşımaz ve yine aynı nedenle örneğin Kant'ın tanıtlan eleştirisi
hedefini olmadığı yerde vurur. Tanrının us yoluyla bilgi.si düşüncenin tarihsel
Tanıtlardan daha iyi bir alana, kavramsal düşüncenin alanına yükselmesini
gerektirir. Hegel bu bilginin ilk, soyut bölümünün Mantık Bilimi tarafın­
dan sağlandığını belirtir, çünkü biçimsel olarak görüldüğünde bu bilim
"Doğanın ve sonlu bir Tinin yaraulmasından önce kendi ilksiz-sonsuz özü
içinde olduğu gibi Tannnın betimlemesidir" (MB-B, s. 34) . Ama Tann salt
Logostan daha çoğudur; Tindir.
Tannnın varoluşunun tanıdan Tanrı kavramının 'bilindiğini' varsayar.
Olumsal varlıktan, ereksellikten ya da kavramdan aşağı yukarı belitsel olarak
Tanrının varlığının geldiği kabul edilir. Böyle tanıtlarda "en eksiksiz," "en
olgusal," "en büyük" vb. gibi tasarımlar "Tann" ile eşitlenir. Ama Tannnın
varoluşunun tamu böyle tasanmlann varoluşunun değil, Tann kavramının
varoluşunun tamu olmalıdır. Dersler'de Hegel'in birincil kaygısı Tannnın
varoluşu için tanıtlann tasanmsal işlemlerinden kavram-bağıntılanna geç­
mek, asıl sorunun bir kavramlar dizgesi olarak Usun varoluşunu tanıtlamak
olduğunu göstermektir. Çağın düşüncesinin ve bütününde felsefi düşün­
cenin başlıca sorunu düşüncenin öz-güvenini aklama, Usun kendisinin
varlığını anlama ve aklama sorunudur.
Hegel'in Ansiklopedik Dizgesinin ışığında, Tanıtlar kavramsız, yöntem­
siz, dizgesiz felsefeciliğe göründüğünden bütünüyle başka bir ışıkta görü­
nür. Dizge bütününde bir tanıtlama ürünüdür ve hiçbir varsayım üzerine
dayanmaz. Hegel'in felsefi düşüncenin gerçek sorunlarını çözebilecek
biricik sağın yöntem olduğunu düşündüğü kavramsal yöntem üzerine
dayanır. Platon'da gördüğümüz aynı ciddilik Hegel'de de vardır ve "bilgi"
eğer sıradan bilinçteki gevşek tasarımlarının ötesine geçerek gerçekten
bilgi olacaksa tüm hipotezlerden, tüm sayıltılardan, sıradan bilinçten alınan
tüm dışsal çerçöpten temizlenmelidir. Tanıtlar hipotetiktir. Onlan tanıt­
lar olarak alan doğal bilinçte, başka her kavram durumunda olduğu gibi,
"tanıtlama" da kavramına karşılık düşmez ve bu bilinç herhangi bir öncüle
ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI 205

bağladığı ve ondan çıkarsadığını düşündüğii. bir tasarımı "bilgi" olarak gör­


meye hazırdır. Hegel de Platon gibi bilginin varsayımsız olması gerektiğini
kabul etti ve modern felsefeciler arasında bunun saluk önemini gören ve
ona göre çalışan biricik felsefeci olarak görünür. Arkasından doğan bütün
bir Hegelci gelenek gerçekten de düşüncesiz bir gelenek gibi davranmakta,
Hegel Rönesansları Hegel'in felsefi bilginin asıl karakteri olarak gördüğii.
şeyi görmemede diretmekte, kavramsız, yöntemsiz, tanıtsız, dizgesiz öznel
görüşleri ile, Hegel 'de kavramsal olanı tasanmsal olarak yorumlamakta, bir
zamanlar Hegel'in felsefesini karalayan aynı kafalar şimdi eşit geçerlik ile
onu aklamaktadırlar. Hegel bilgi idealine ancak ve ancak usun çelişkileri
çözebilecek biricik düşünme biçimi olan diyalektiğin doğru anlaşılması ve
doğru kullanılması yoluyla erişilebileceğini kavradı. Ansiklopedik Dizgesi
bu çabanın ürünüdür ve tamamlanmış ve böylece, sıradan bilincin sandığı
gibi, kapanmış bir dizge olmaktan uzak, düzeltilmeye, iyileştirilmeye ve
daha öte geliştirilmeye açıkur. Hegel bu işi öncelikle kendisi üstlenmiş,
Ansiklopediyi hem yeni gereçlerin ele alınması hem de dizgenin kendisinin
iyileştirilmesi ve düzeltilmesi yoluyla sürekli olarak yenilemiştir. Bilginin
dizgesel, tanıtlanmış, nesnel karakteri karşısında, tüm kestirme felsefecilik
usun çarpık açınımlarını üretmenin ötesine geçemez. Eğer herşeye karşın
bu saçmalıklara bir anlam vereceksek, bu yalnızca düşüncede değersiz olanı
sergilemelerinde yatar. Bu iş doğal olarak ona uygun ve yatkın kafalara
ve ruhlara düşer. Bilgi bir dürtü, duygu, eğilim, sezgi vb. sorunu değildir.
Eğer tanıtlama yoksa bilgi olanaksızdır ve felsefenin hiçbir gereği yoktur.

Tanrının varoluşunu us yoluyla aklama girişimleri on birinci yüzyılda


Anselm'in formülasyonunu da önceler ve gerçekte inanan her bilinç şu
ya da bu biçimde böyle girişimlerde bulunur. Bu sayısız tanıt çokluğuna
bunlara bugün bile sürekli olarak yenileri eklenmekte, giderek yeni giri­
şimcilerin arasında analitik düşünürler bile kendilerine yer açmaktadır.
Kavramsız olmakla, yöntemsiz olmakla, bu tanıtların hiç biri gerçek bir
tamun karakterini taşımaz, ne de çürütülmeleri felsefi bir çürütme karak­
terini gösterir. Tarihsel Tanıtlardan hiç biri tanıtlarda kullanılan kavram­
ların kendilerini tanıtlama gereğini duyınaz ve ıanıtlanmamış olanlardan
bir tanıtlama üretmeye çabalar; onları bilinen şeyler olarak alır, bütün bir
"tanıtlama" sonuçta tek bir önermeye indirgenir ve yalnızca özne ve yük­
lem arasında bir bağınu ileri sürmekle ilgilenir. Ama bir öncıll seçmek ve
tasarımları bir "koşaç" yoluyla bağınulamak tanıtlama yapmak değildir.
Bir tanıtlama söz konusu olduğunda, hiç olmazsa bilinç doğal işleyişinden
uyanmalıdır.
Anselm'in "daha büyüğii. düşünülemeyen/ id quo nihil maius cogitari non
possit " olarak Tanrı düşüncesi, Descartes 'ın "en eksiksiz varlık/ ens perfectis­
simum " olarak Tanrı düşüncesi ve benzerleri tümü de belitseldir, Euklides'in
"nokta parçası olmayandır" tanımı gibidirler ve tanıtlanmamış olanı kap­
sadıkları düzeye dek gerçek tanıtlar olarak geçerli değildirler. Tasarımsal
206 ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI

düzlemde kaldıkları düzeye dek olanaksız girişimler idiler ve antikalaşma­


ları kaçınılmazdı.
Dahası, yalnızca "Tanrı vardır" demek, Tanrının yalnızca varlığını ileri
sürmek hiçbirşey ileri sürmemek gibidir, çünkü salt varlık yokluktan daha
çoğu değildir. Önemli olan yüklemdir, ve burada yüklem yalnızca "varlık"ur
ve tam olarak bu "varlık" kategorisinin saluk olarak soyut karakteri kimi
dinlerin kolayca bu pozitifi negatif ile değiştirerek hiçliği tanrılaştırma­
larına izin verir. Ama "Tanrı bizim için salt varlıktan daha çoğudur" (s.
53) . Tanrının yalnızca olduğunu söylemek, yalnızca varlığını ileri sürmek
ne olduğunu söylemek değildir. Önemli olan var olanın ne olduğu, ve bu
içeriğin kendisinin varlığının tanıtlanmasıdır. "Tanrı salt varlıktan sonsuz
ölçüde daha varsıl ve başka bir içerik olduğu için, dikkat edilmesi gereken
şey bu içeriğe varlık belirleniminden başka bir belirlenimi eklemektir" (s.
53) . Bu düzeye dek Tanrının varoluşunun tanıdan olarak kabul edilen
önermelerin herhangi birşeyi tanıtladıklarını söylemek bile gereksizdir.
Ve "varlık" öznenin bilincindeki varlık olarak anlaşıldığı düzeye dek, bir
tanıtlama olmadıkları için çürütülmeleri bile gereksizdir.
Tanıtlar arasında ontolojik tanıta genellikle ayrıcalıklı bir yer verilir,
çünkü normal olarak varlığın çok önemli, aslında herşeyden önemli, Tanrı­
nın birincil yüklemi olmaya değecek denli önemli ve yüksek olduğu sanılır.
Ama "yokluk" bile "varlık"tan daha içeriklidir çünkü yokluk olmakla varlığı
da kapsar. Ontoloji ancak varlığı olduğundan başkası olarak görebilen tasa­
rımsal düşünce için ciddi, önemli ve gene de çözümsüz bir problemdir,
çünkü ontoloji ile anladığı şey ontoloji değildir, çünkü varlık ile başlıca
duyulur olanı, uzaysal-zamansal olanı, görgül olanı, fiziksel olanı, özdeksel
olanı, bir "olgu" olanı, kısaca her zaman salt varlıktan başka birşey olanı
anlar. Fenomenoloji hiç kuşkusuz ontolojiden daha yüksektir, çünkü salt
varlıktan ayrı olarak kavramın içeriği ile, özü ile ilgilidir. Ama us varlığın
yalancı sonsuzluğundan özün açıkta yatan sonluluğuna döndüğü zaman
henüz doyum bulmuş olmaktan uzakur: Usa salt görüngüsü yeterli değildir
ve fenomenoloji sonluluğunu ontolojiden daha kolay sergiler. Tanrının bil­
gisi somut olmalı ve sonsuz olmalıdır ve gerçek sonsuzluk usun, kavramın
realite ile birliğidir. Tanrının, gerçeğin varolduğunun tanıtı "Kavramın
varolduğunun gösterilmesi" (s. 54) , Kavramın realite de olduğunun gös­
terilmesidir. Bu ilk olarak bütün bir Saluk İdeanın çıkarsanmasını, Usun
kendisinin tanıtlanmasını, ve bu salt başlangıcın Tinin varlığının tanıtlaması
ile tamamlanmasını gerektirir. Ancak tanıt/anmış olan, ancak dizgesel bağın­
tısı içinde kavranmış olan vardır demeliyiz. Usun varlığının tanıtlanması
bütün bir çağdaş felsefeciliğin henüz bilinçsizi olduğu birincil problemdir.
Tasarım düzleminde gerçek tanıtlama ve dolayısıyla bilgi kavramına uygun
bilginin olanaksızlığının doğrudan nedeni bu düzlemde kullanılan yargı
ve tasım biçimlerinin bile tasarımın tasarım ile olumsal bağıntılarının
terimlerinde belirlenmesidir. Ama, bu olgu bir yana, doğal bilinçte bütün
bir yargılar ve tasımlar mantığı bile her zaman bir kural olarak sofizmin
ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI 207

hizmetindedir. Hiç kuşkusuz tanıtlama ya da bilgi bir yargı ya da önerme


sorunu değildir.
Tanıtlar ıarihsel biçimleri içinde alındığında, olumsal varlıktan başlayan
kozmowjik tanıt, erek ilişkilerine göre düzenlenmiş varlıktan başlayan teleol.o­
jik tanıt, ve kavramdan varlığı çıkarsayan ontowjik tanıtur. Ama bu türlülük
olumsaldır, daha başka tanıt biçimleri de yaraulabilir, aslında "genel olarak
bu tanıtlar düzinelere çoğalulabilir. Manuksal İdeanın her bir basamağı
buna hizmet edebilir" (s. 184) . Bu karakterleri ile, tanıtlar doğal bilincin
uygun görüp seçtiği başlangıç noktalarından onun Tanrıya yükselişini (Erhe­
bung) ussallaştırma girişimleridir. Ve gene de us için bütün değerleri bu
niyeılerinde yatar. Ama tarihsel tanıtlar üstlendikleri işi yapabilecek sağın
yöntemsel aygıttan yoksundur. Ne Anselm, Descartes ve Leibniz, ne de Spi­
noza felsefi düşüncenin gelişiminin düzeyi açısından böyle bir tanıtlamayı
gerçekleştirebilecek durumdaydı. Yalnızca usun özlemine anlaum verdiler.

Hegel'in ansiklopedik dizgesinde Saltık Tin özgürlük ya da istenç alanının


açımlaması olan Nesnel Tini izler ve Tin Felsefesinin üçüncü ana üçlüsü,
ama bütün ansiklopedik dizgeyi düşünürsek, Logos, Doğa ve Tin üçlüsü­
nün tümünü kapsayan son ereğidir. Bu dizesel yapının Din açısından en
önemli imlemi Logos-Doğa-Tin üçlülüğünün ( Trinitiit) yalnızca dini değil,
ama sanatı ve bilimi de ilgilendirmesi olgusudur. Din Saltık Tin alanının
ikinci kıpısıdır ve güzel sanat ve felsefe arasında durur. Eğer yetiler düz­
leminde düşünürsek, duyu ve düşünce arasında orta terim olarak duygu
alanına aittir. Din bu nedenle duygu olarak inancın nesnesidir ve ancak
insanlığın gerçek varoluş duygusu olarak bir duygu birliğinde edimselleşir.
Saluk öncülü olarak güzelliği kapsarken, gerçekliğini bilgide bulur. "İnsan
inandığını bilir" (s. 27) . İnancın nesnesi Tanrıdır ve Tanrının varoluşunun
Tanıtları duygunun bilgiye geçişini başarmayı ister. Sola fide yetersizdir.*
Bilgi inancı kapsar, aslında onu karşıtı olarak ve böylece öncülü olarak alır,
çünkü bilgi inançtan doğar. Tasarımları, imgeleri, genel düşünceleri vb.
nesnesi olarak alan inanç bilgiye yükselmeyi isteyen duygudur. Duygunun
ya da inancın bilgi ile ilişkisi karşıtlık ve birlik belirlenimlerine göre ikir­
cimlidir, ve dinsel duygu bir yandan duygu olarak bilgiyi yadsırken, öte

*Martin Luther için us "görülmez şeyleri ele almaya yetenekli değildir" (Luther
1883: l .40Ill.5 l, Weimam-Ausgabe). Bu nedenle bilgisiz inanç yeterli olmalıdır. Aslında,
"Us inancın en büyiik düşmanıdır" (Luther 1 883: 2.3.68). Kant'ın eleştirel felsefesi
Luther'in görüşlerine oldukça yakın görünür. "İnanca yer açabilmek için bilgiyi yok
etmek zorunda kaldım" der ve ontolojik, kozmolojik ve fiziksel-tannbilimsel (teleo­
lojik) uslamlamalara ruhun ölümsüzlüğünü temellendiremedikleri için karşı çıkarak
onlann yerine bir tür "ahlaksal tanıt" önerir. - Tüm dinsel bilincin bilgiye karşı çıktığı
düşünülmemelidir. Örneğin Calvin inanç için Tannnın bir bilgisini zorunlu görüyor,
"insanda doğuştan bir Tanrı bilgisinin" olduğuna ve bunun Tanrının doğada beliri.şi
tarafından güçlendirildiğine, Tanrının doğru bir bilgisinin insan ruhuna iletildiğine
inanıyordu. Öte yandan Schleiermacher inancı salt bir duygu ( Gefühl) olarak gördü
ve dini insanın yiiksek bir varlığa "tam bağımlılık" duygusuna yiikledi.
208 ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI

yandan duygu olarak tekilliğin, öznelliğin, tek-yanlılığın ötesine geçmeyi,


nesnelliğini bilgide kazanmayı ister. Bu en sonunda boş bir inançtan, nes­
nesiz bir inançtan, olmayana inançtan gerçek inanca yükselişin gereğidir.
Kendi yanında, bilgi de inançsız yapamaz, ancak inanç zemininde kendini
kuşkudan özgürleştirebilir, ve bu düzeye dek insan için duygusuz düşünce
ya da inançsız bilgi salt olanaksız bir sanıdır.

Tanıtlar Tin olarak Tanrının Tin o/,arak İnsan ile ilişkisini aklamalıdır. "Tanıt­
ların insan tininin Tanrıya yükselişini kapsaması ve onu düşünce için an/,at­
ması gerekir" (s. 16) . Gerçekten de Tanıtlar bunu anlatır, ama tanıtlamaz.
Tanıtlar olmak istedikleri şey değildirler ve Hegel'in Derslerinin Tanıdan
tanıt/,ama gibi bir amacı yoktur. Tanıtlara yaklaşırken ilk gerektirim tanıt­
lamanın bilgi için saluk önemini anımsamakur. Tarihsel tanıtlar en iyisin­
den sıradan uslamlamalar, çeşitli sayıltılar üzerine dayalı çıkarsamalardır.
Bu nedenle doğal us için doğrulamada ya da çürütmede hiçbir güçlük
yaratmazlar. Tanıtlama konusunda burada anımsanabilecek en özsel nokta
öznenin kendisine düşen tanıtlamanın ancak kavramın nesnelliğini kura­
bildiği ölçüde tek-yanlılığını aşabileceğidir. Tanıtlama bir nedenler bulma,
önermeler ve tasımlar üretme sorunu değildir. "Tanıtlama genel olarak
bağlantının ve böylelikle zorunluğun bilincinde olmaktan başka birşey
demek değildir" (s. 39) . Bağlantı kavramın bütün bir bilgiyi bir dizge olarak
belirleyen devimini ya da yöntemini anlatır (yöntemin aynnulı açımlaması
Hegel tarafından her iki Mantık Bilimi'nde Saltık İdea bölümünde verilir) .
Tanrının varlığı ancak varlık ile bir olan kavramın saluk dizgesinde gerçek
belirlenimini bulabilir. Orada tikel bir kavramın varlığını tanıtlama gibi,
örneğin özel, yalıtılmış ontolojik, teleolojik vb. tanıtlar gibi tikel sorunlar
yoktur. Kavramın kendisi varlığı daha şimdiden kendi içinde kapsar ve bütü­
nün ortaya çıkış sürecinin kendisi tanıtlamadan başka birşey değildir. Eğer
Tanrının bilgisi saluk olarak tamamlanmış bilgi olacaksa, Tanrının varlığını
ya da varoluşunu tanıtlamak kurgul bilgi dizgesini üretmekten, düşünceyi
tam açınımı içinde düşünmekten daha azı olamaz. Ama Tanrının yalnızca
Logos olmadığını gözden kaçırmamak gerekir. "Tanrı Tindir, yalnızca Tin
içindir, ve yalnızca arı Tin için, e.d. düşünce içindir" (s. 16) . Duygu için
değil. Ve gene de, dinin gerçekliğe inanç olması onu hemen duygunun
nesnesi yapar. "Din duyumsanmalı, duyguda olmalıdır; yoksa din değildir.
İnanç duygu olmaksızın olamaz, yoksa din değildir" (s. 32) . Duygu olarak,
din insanlık için evrensel, gelişmiş, eksiksiz duygu birliğini anlatır. Önemli
olan şey duygunun herhangi bir duygu değil ama gerçek duygu olmasıdır ve
gerçek duygu ise gerçek bir düşünce gelişimini, insanın bilgi idealini kavran­
masını gerektirir. Bilgisiz insanın duygusu pekala nefrete dek düşebilirken,
insanlık duygusu sevgi, sonsuzluk, varlık kavramları ile birlikte gider.

Tıpkı Tin Felsefesinin bütününde özgürlüf;i1n Saltık Tinin öncülü olması


gibi, realitede de din kavramına uygun din ancak ve ancak özgürlük içinde
ARKASÖZ ! AZİZ YARDIMLI 209

olanaklıdır. Ancak özgürlük kültüründe, ancak duyunç öz.gürlüğünü tanıyan


kültürde dinin kavramına uygun realitesi olanaklıdır. Özgür olmayan, "ken­
disi" olmayan insanın inancı da özgür değildir, tıpkı ahlakının da kendi
özgür duyuncundan değil ama dışarıdan belirlenmesi gibi. Böyle inanç
ve ahlak ancak ve ancak bilgisizliğe ve korkuya, ödül ve ceza düzeneğine,
yalanlar ve yanlışlar üzerine dayanabilir. İnancın bilgi ile birliği dinin rea­
litesinin kavramına uygun düşmesinin biricik olanağıdır.
"Tüm dinler, en yanlış ve en değersiz olanlar bile, tıpkı gerçek olanlar
gibi, duygularda ve yürekte varolur" (s. 33) . Ama bu dinin yalnızca bir
duygu sorunu olduğu anlamına gelmez-örneğin Kant'ın sandığı gibi.
Kant "inanca yer açabilmek için bilgiyi yadsıdığı" için Tanrının bilgisini de
yadsıdı ve bir kendinde-Tanrı kavramı aşkınsal olduğu için bir tür Tanrısız
din, salt yüreğin bilgisiz öznelliğine ve özencine teslim edilmiş "ahlak dini/
moralische Religion " gibi enteresan birşey konutlamak zorunda kaldı. Ama
gerçeğin bilgisi insanı ilk kez tam insan yapan, kavramına uygun insan
yapan, gerçekten değerli yapan birincil olanaktır. Dinsel tasarım dilinde,
Tanrının yaralısı kendisinden daha değersiz olamaz: "İki tür Us ve iki tür
Tin olamaz; birbirinden saltık olarak ayrı olacak, özleri saltık olarak bir­
birine karşıt olacak bir tanrısal ve bir de insansal Us, bir tanrısal ve bir
de insansal Tin olamaz. İnsan Usu, insanın özünün bilinci, genel olarak
Ustur, insanda tanrısal olandır. Ve Tin, ona tanrısal Tin dendiği düzeye
dek, yıldızların ötesinde, evrenin ötesinde yatan bir tin değildir; tersine,
Tanrı bulunan, her-yerde-bulunandır, ve Tin olarak tüm tinlerde varolur."*

Bilgiye getirilen her sınır, insanın bilemeyeceğinin bilgisi paradoksaldir, bir


tür Giritli yalanıdır, ve onu ileri süreni şaşkınlığa düşürür. İnsanın gerçeği
bilme sığası usunun kurgul doğası tarafından aklanır: Başta Kant olmak
üzere kimi felsefecilerin sandığı gibi, düşünce diyakktikte sınırını, güçsüzlü­
ğünü, sonsuzu bilmede yetersizliğini değil, tam tersine bütün bir etkinliği­
nin olanağını, devinmeyen devindiricisini bulur. "Olumlu" salt kendisi, salt
dingin bir soyutlama değildir ve salt kendisi olarak kalmaz. "En olgusal,"
"en eksiksiz," "en büyük" vb. gene de "olumsuzu" dışladığı için değil ama
içerdiği için, onun tarafından sınırlanmadığı ama onun tarafından belir­
lendiği ve onda yalnızca ve yalnızca kendisi olduğu için vardır.
Bilgi dinsel bilinçte insanı tanrısal yapan şeydir. Bilgi Hegel'in bütün
*" . . . es nicht zweierlei Vernunft und nicht zweierlei Geist geben kann, nicht
eine göttliche Vernunft und eine menschliche, nicht einen göttlichen Geist und
einen menschlichen, die schlechthin verschieden voneinander waren, daB ihr
Wesen schlechthin gegeneinander ware. 1 Die menschliche Vernunft, das geistige
BewuBtsein desselben, das BewuBtsein seines Wesens, ist Vernunft überhaupt, ist
das Göttliche im Menschen; und der Geist, insofem er göttlicher Geist genann t
wird, ist nicht ein Geistjenseits der Sterne,jenseits der Welt, sondern Gott ist
gegenwiirtig, allgegenwiirtig, und als Geist schlechthin ist Gott gegenwiirtig im
Geist." ( Vorlesungen über die Philosophie der Religion, Teil 1 , s. 46; Felix Meinar
Verlag)
210 ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI

dizgesinin Saltık Tin alanında Tann kavramının kendisinin en yüksek bile­


şenidir: "Tanrı ancak kendini bildiği düzeye dek Tanndır; dahası, Tann­
nın öz-bilgisi onun insandaki öz-bilinci ve insanın Tanrıya ilişkin bilgisi­
dir - bir bilgi ki, insanın Tannda kendini-bilmesine dek ilerler."* Bunda
Hegel Aristoteles'i yineler çünkü usu izler: Tann ilksiz-sonsuz kendini-bilme
edimidir ve insan için en yüksek bilgelik, en yüksek etkinlik ( theoria) tan­
rısal varlığı oluşturan öz-bilgiye katılmaktan oluşur. Hegel'in de insanın
bilme yeteneğine ve dolayısıyla değerine inancı insanın özünü ussallığında
gören Aristoteles'te olduğu gibiydi. Bütün felsefesi usa bu inancı bilgiye
yükseltme çabasıdır. Bu konumun hiç kuşkusuz karşıtı vardır ve felsefe­
cilerin bir bölümü onu formüle etme işini üstlenirler. Ama bu tatsız bir
iştir çünkü insanı küçük düşürmeyi amaçlar, tarihsel olarak gelişmekte
olan ham insanda değersiz olana, kötü, çirkin ve bilgisiz olana anlatım
verir. Gelişmeden söz edilmesi bile gelişmemişliğin kabul edildiğini imler
ve insanın kültürel gelişmemişliği kendine felsefe tarihinde de bir usdışı
bakış açılan türlülüğü biçiminde anlatım verir. Bunlar özencin, önyargının,
öznelliğin, tikelliğin kendini felsefe tarihine eklemleyebildiği yerlerdir.
Bu sözde felsefeler insana herşeyi "bilme" iznini verirler, ama gerçekliği.
değil-sanki gerçek olanı bilmek yanlışmış, giderek kötü birşeymiş gibi.
İnsan görüngüyü bilebilir, olguyu, olayları bilebilir, ama kendinde-şey soyut­
lamasını değil. Böyle felsefecilik için Us salt birinin öznel ölçütleri ile yar­
gılanacak ve eleştirilecek bir uydurmadır ve bilgi dünyaya fırlatılmış insanı,
saçma insanı vb. aşan bir konudur. Hegel insanı aşağılayan, değersizleştiren
bu popüler felsefeciliği "us ve bilginin ne olduğu konusunda zamanımızın
vebasının özeği" olarak gördü.** Bu özek Kant'ın usu kişisel eleştirisinden
başka birşey olmayan sözde eleştirel felsefesi ve onun ait olduğu kuşkucu
Aydınlanmadır.
Bir evrensel özgürleşme evresinde despotik kültür artıklarının kendi­
lerini felsefi olarak da sürdürmeyi istemeleri, us ile, özgürlük ile, insanın
değeri ile bağdaşmayan "felsefeler" üretmeleri doğaldır. Hegel bunu bir
"bozulma" olarak gördü. "Zamanımızın ayırdedici yanı tüm şeyler ve her
bir şeyi --'- ve hiç kuşkusuz sonsuz bir nesneler çokluğu vardır - bilmek,
ama Tann üzerine hiçbirşey bilmemektir."*** Ama buna özgürlüğe ilk kez
uyanan usun hamlığı ve toyluğu demek daha doğrudur. Materyalizm, nihi­
lizm, pragmatizm, pozitivizm birer bozulma ürünü değil ama daha şimdi­
den bozuk olanın, ya da daha iyisi henüz yetersiz olanın anlatımlarıdır.

*Gott ist nur Gott, insofern er sich selber wei13; sein Sichwissen ist ferner sein
SelbstbewuBtsein im Menschen und das Wissen des Menschen von Gott, das fortgeht
zum Sichwissen des Menschen in Gott. (Enzyklapı'idie 1830, § 564).
**" . . der Mittelpunkt der Seuche unserer Zeit in Ansehung dessen, was Vernunft,
.

Erkennen ist." ( Vorlesungen über die Plıilosophie der Religion, Teil 1 , S. 50; Felix
Meinar Ve rl ag 1993.)
,

***" ... unsere Zeit dagegen hat das Ausgezeichnete, von allem undjedem - und
zwar einer unendlichen Menge von Gegenstanden - zu wissen, nur nichts von Gott."
(aynı yer, s. 6.)
ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI 21 1

Zamanımızın ayırdedici yanı daha çok Tinin bir gelişme sürecinde bütü­
nüyle olağan görülmesi gereken estetik, etik ve entellektüel geriliğini dene­
yimlemesi ve ancak deneyimler temelinde gerçek şekline doğru gelişimini
sürdürmekte olmasıdır. Hegel Picasso kültünü, despotik kültürel aruklar
üzerine beslenen Marxizmin ve Nazizmin canavarlıklannı, ve felsefe tari­
hine o tarihi reddetme pahasına kaulmak isteyen pozitivizm, nihilizm, post­
modernizm, analitik gelenek, hermeneutik vb. gibi barbarlıklan görmedi.
Yalnızca insana bilgiyi yasaklamayı istediği için "zamanımızın vebası" olarak
gördüğü Kantçılığın doğallıkla henüz özgürlük bilincinden yoksun bilgisiz
bir kültürde nasıl hızla yayıldığını gözlemenin rahatsızlığını duydu. Ama bu
gereksizdi. Böyle "bozulmalar," "gerilemeler" vb. bir "bozulma" vb. değil,
ama işlerin normal durumu, yalnızca daha şimdiden "geri" olanın ken­
dini anlatış yollarıdır. İnsana bilmeyi yadsımak, insana güvensizlik, insanı
küçültme, aşağılama ve değersizleştirme, tüm bunlar henüz insan olmanın
anlamına ve değerine yükselememiş kültürü tanımlayan kategorilerdir.
Özne kendi deneyim dünyasını böyle olumsuz kategorileri ile biçimlen­
dirdiği zaman, bu yalnızca kendi iç dünyasının bir dışa yansımasıdır. Bu,
ironik olarak, Kant'ın kendi kendisine karşı dönen, onun kendi iç dün­
yasını tanımlayan deneyim öğretisidir. Kant bilgisiz, güvensiz, değersiz bir
fenomen dünyası olarak gördüğü şeyin kendi kişisel kategorilerinin bir
yansıması olduğunu, ve dahası, gerçekte yalnızca kendi kişisel kuşkuculu­
ğunu felsefe yapuğını düşünemedi, böylesine kolay bir çıkarsamayı yapa­
madı, çünkü bu "deneyim kuramı" gerçekte kendisine ait değildi. Onun
Kopernik devrimi dediği şeyi Descartes çok daha önceden yapmış, bilginin
kaynaklarının, kategorilerin kaynağının bizde olduğunu bildirmiş, ve Leib­
niz doğuştan düşünceler konusunda Kant için yeterinden öte verimli bir
kaynak hazırlamışu.

Tin kavramı Hegel'in Logos ile başlayan ve Doğa yoluyla ilerleyerek açman
manuksal ansiklopedik dizgesinin son bölümüdür. Tin Felsefesinin kendi­
sinin son kıpısının ve dolayısıyla bütün bir diz.genin gelişiminin ereğinin bilgi
olduğunu dikkate alırsak, bütün bir gerçek varlık alanı Tinin kendisinin
öz-bilgisi ile, ya da Tanrının insandaki öz-bilgisi ile tamamlanır. Ancak bu
bütün dizgenin ereği Tanrının gerçek kavramı olarak ve bu bütün dizgenin
çıkarsanışı varlığının tanıtı olarak geçerlidir.
Kavramsal dizgenin sonsuzluk olan ereğinde, ya da Saluk Tin alanında
( 1 ) duyusal biçimin sonsuzluğu olarak tanrısal güzelliğin ve (2) duygunun
sonsuz realitesi olarak tannsal sevginin üstünde ve ötesinde, (3) edimsel bilgi
en tam anlamda tannsal, sonsuz ve gerçek olandır. Saltık Tin alanı gerçek
değerin bulunduğu varoluş boyutudur, çünkü değer, eğer değer olacaksa,
sonlu, geçici, değişken, göreli olmamalıdır. Ve gerçek insan değerleri Saluk
Tinin duyusal sonsuzluk, duygusal sonsuzluk ve düşünsel sonsuzluk kıpıları
olan güzellik, sevgi ve bilgidir. Tanrı estetik, etik ve entellektüel belirlenim­
lerin sonsuzluğunun anlatımıdır.
212 ARKASÖZ / AZİZ YARDIMLI

Saluk Tin alanında din kavramı, ya da, eğer kavramın realite ile birliğini
göz önüne alırsak, din ideası, dinin içeriğini olduğu gibi biçimini de anlatan
bu kavram Tanrı ile başlar. Bu ilk kıpıda Tanrı salt varlıktır - dolaysız, yalı­
ulmış, soyut, ilişkisiz, arı olumlu. Böyle belirlenimsiz olarak sonsuz olduğu
sanılır çünkü soyutluğu içinde hiçbir olumsuzlama içermez-soyutluğu
dışında. Bu ontolojik tanıtın Tanrısıdır. Ama bu belirlenimsizlik gerçek
değildir. Olumlu olumsuzlamayı dışladığı için onunla zorunlu bağınu için­
dedir. Ya da, evrensel kendinde tikel olduğu için evrenseldir. Tanrı kendini
belirler, kendi olumsuzunu, kendi başkasını Doğayı yaraur: Homo sapiens
doğanın doğa olarak son ereğidir. Bölünme, ayrım, sonluluk ilk iki k.ıpının
birliği olarak Tinin sonsuzluğunda yenilir. Burada bu açınımı ya da geli­
şimi belirleyen şey kavramın lıendisinin manuğıdır. Manuksal olanın, genel
olarak manuk dediğimiz şeyin özü, kavramı ya da gerçek belirlenimi kavra­
mın bu devimidir. Buna dilersek üçlülük de diyebiliriz ve üçlülük Hegel'in
Ansiklopedik Dizgesinin bütününün biçimidir. Bu kavram böyle genelliği
içinde din kavramının da temelidir. "Üçlülük" terimi yalnızca kavramın
işlevini, evrensel, tikel ve tekilin bağıntısını, ya da yalnızca analitik olumlu,
eytişimsel olumsuz ve kurgul birlik k.ıpılarını anlatınanın bir biçimdir ve man­
uksal olarak sayı ile bir ilgisi yoktur. Din kavramının üçlülüğü Tanrının ve
İnsanın birliğini ve aynı zamanda salt bu birlik yoluyla Tanrının bilgisini
açıklamanın temelidir. Bu düzeye dek Tanrının bilgisinin olanaksızlığı ya
din kavramına uymayan dinlere aittir ya da Tanrıyı monistik olarak alan
soyutlamacı anlağın bir kuruntusudur. Dinsel bilincin Vorstellung dilinde,
Tanrı Oğulda (ya da Logos Doğanın ereği ve bütünü olarak homo sapienste)
yalnızca ve yalnızca kendinde ve kendinden olanı, yalnızca ve yalnızca kendini
yaratır ve ancak insanlığın eksiksiz tinsel gelişiminde bütünlüğü içindeki
varoluşun tam gizilliği edirnselleşir. Din kavramı da tarihsel olarak dinsel
bilince felsefe tarihinin, Platonizmin katkısıdır. Bu nedenle Klasik Tinin
insanlığa yalnızca güzel sanatları, yalnızca bilimi ve felsefeyi ve demokrasiyi
kalıt bırakuğını düşünmek yetersizdir.
Kavramın edimselleşmesi söz konusu olduğu ölçüde, tarih ya da kültür
sonlu, sınırlı şekillenmelerinin bir ilerleyişi olarak Tinin oluş sürecidir.
Nesnel Tin ya da istenç-özgürlük alanı Saluk Tin alanının öncülü olarak bu
ikincisinin edimselleşmesinin onu göreli yapan zeminini oluşturur. Tarih,
Nesnel Tinin bu son kategorisi Saluk Tine geçiş kıpısıdır. Tinin Tarihteki
düşünmesi yavaş görünebilir. Anıa bu görünüş görelidir ve Tinin özünlü
ussallığının bilincini kazanmasının tüm olanaklarını açındırmaktan ve ken­
dini realitesi içinde bilmekten başka yolu yoktur. Ve kendi varoluş biçimi
olarak neyi seçeceği bir belirsizlik konusu değildir. Dünya tarihi olumsal­
lığın elinde değil çünkü Usun yönetimindedir.
Aziz Yardımlı
Fenerbahçe, 201 6
tinin Tanrıya yükselişi) dirimlilik (kavramı) 58
41; (doğası üzerine soru) dirimli varlıklar (erek) 174
1 4; (içerdiği karşıtlık; "dir" koşacı (özne; yüklem)
sonluluk) 22 156
bilginin kendisi 40; (doğası­ Doğadan Tine geçiş 60
nın araşunlması) 14 doğal tannbilim 53
bilim bütünl üğü içinde Doğa (olumsallık) l 77s:
İdeanın açınmış bağlan­ (örgensel ve örgensel­
Dizin usıdır 89 olmayan) 1 77: (Tin ile
bilimlerin içeriği ( öznelli­ ilişkisi) 59: (ve evren) 76
ği) 20 doğrulama, görgül 63
A bilme (öznel bir edim ola­ Doğulular Tanndan çok-adlı
ahlaksal İyi 182 rak) 20; (sonluluğ) 22 olarak söz eder 67
analiz (anlağın etkinliği) 54 bilmeden önce bilmenin bi­ Doğunun dünya görüşü (yü­
anlağın etkinliği 54 linmesi problemi 14 celik) 130
anlağın içeriksiz olanağı ola- bireysellik (panteizmde) dolaylı bilgi 24
rak yalın özdeşlik 56 130 dolaylılık 94: (bağımsızlık)
anlak (çelişkeden kaçar) Brahman 1 30 91
1 1 9; (kurgul olan anlak dolaylılığın ve dolaysızlığın
için gizemdir) 201 c birliği 27
anlak tanıtlaması 158 causa sui 133, 136 dolaysız bilme 77, 146, 158
Anselm 1 1 , 190, 193, 196, Cicero 48 dolaysızlık 29
1 9 8 ; ( i n a n ç ; dolaysız cins 197 dolaysızlık, dolaylılık, sonlu,
bilme) 1 93; (ontolojik consensus gentium (Cicero) sonsuz, Varlık 165
tanıt) 189; (ontolojik ta­ 48; (Tannya inanç açısın­ dolaysız ve dolaylı bilgiler
mun bulucusu) 196 dan) 50 18
Apis 50 duygu (inanç) 32: (soyut
Aristoteles 44, 215; (devin- Ç inanç biçimi) 26: (tekil
meyen devindirici) 133; çelişki (kendini çözündü­ birşey) 32: (tüm dinler
(Doğa; olumsallık) 177; rür) 1 20; (somuttur) O.da varolur) 33
(erek) 186 120; (ve us) 155 duygu-yaşamı 35
aşkınsal tanıt (Kant) 153 çıkarsama kuralları (mate­ duyulur dünya (anlaşılır
Atina (kandil tutuşturma) matiksel biçim?) 23 dünya; us) 1 5 1 : (düşün­
44 Çin devlet-dini 49 ce ona nasıl geçer; Kant)
avunç 97 150; (us kullanımı; Kant)
"Aydınlanmama" [Ausklii- D 151
rung] 33 Dalai-Lama 30 düalizm 1 1 1
Aydınlanma (Tanrının bil­ Demiurge 170 dünya-ruhu (dirimsellik)
gisi) 45 deneyimde us kullanımı 180; (logos) 180
(Kant) 151 düşlem-clinleri 9
B Descartes 196, 198 düşünce (gerçekliğe ulaşma
bağımsızlık (kendi ile dolay­ devindiren devimsiz (Aristo­ yeteneği) 1 3
lılık) 91 teles) 133 düşünce v e varlık karşıtlığı
beden (her bir bölümü du­ dışsal erekselliK 185 56
yumsar) 175; (ruh) 174 din ("duyumsanmalı, duy­ düşünme duyulur dünyaya
belirlenimin bağlan usının guda o l malıdır") 32; nasıl geçer? (Kant bağla­
üç temel kipi 71 (felsefeden aynını) 201; mında) 150
Ben 192 (yanlış dinler) 50 düşünme gerçekliğin özgür
biçimsiz özdek bir anlak saç­ Din Felsefesi 7 biçimidir 201
malığıdır 1 7 1 dinsel duygu 16, 33 düşünmenin içgüdüsü 124
bilgi (biçim, içerik) 100 dinsel gerçeklik (tanıtlan­ düşünme ve inanç (birbirini
bilgide nesnellik (öznel masının olanağı) 8 kapsar) 12

213
214 DİZİN

E Gıiç Dini 167 lik) 1 77


edimsellik (olumsallık ve Gfızellik Dini 167 ironi 35
zorunluk) 84 İsa 1 1
Eleatikler 132; (soyut varlık; H itki 192
Tann) 81 Herakleitos (akış) 1 38 İyi (ahlaksal) 182; (erek)
en olgusal varlık 1 96 hesaplama dıizeneği olarak 169; (erek olarak; Sokra­
en yıiksek erek (İyi) 182 görıilen tasım 24 tes) 1 67; (evrenin en son
erek 1 68s; (Aristoteles) Hint dini (en gelişmiş pan- ereği) 182; (saltık olarak
1 86; (evrensel İyi) 1 82; teizm biçimi) 1 29 özsel) 182
(gerçek E.) 174; (henfız Hintliler (inek) 30
teknik bir işlem kipi ola- Hintlilerin maymunu 50 J
rak) 1 73; (iç E., Kant; Jacobi 99, 136, 153, 1 72
Yargı Yetisinin Eleştirisi)
186; (kavramı) 1 73; (ol­ içerik (bilginin içeriği yal- K
gusallaşması) 174 nızca ilişkiler değildir) Kant 197, 199; (kavramın
ereksel etkinlik 174 21 varlığı yoktur) 190; (koz-
ereksellik 1 68s; (dirimli içgfıdfı 1 76 molojik tanıtı eleştirisi)
dıinyada) 1 69; (dirimli İdea 59, 197 1 4 1 ; (sentetik önerme)
varlıklarda) 1 74; (doğa­ idealite 59, 60, 199 1 50s; (tanıdık öğretisi:
da) 169; (Sokrates) 167; idealizm 1 64; (saçma, öznel duyular ve d ıi ş ü n c e )
(sonlulukta gerçek değil­ İ.) 164; (yfızeysel, öznel 1 50; (tanıtları çfırfıtme-
dir) 174 İ.) 138 si) 142; (usun değersiz-
ereksellik ve erek 84 inanç (bilme) 26s; (dolaysız leştirilmesi) 1 46; (usun
eski metafizik 8 bilme olarak) 13; (dolay- tam sakatlanması için
Euklides 148 sız değil, öğretim yoluyla temeli attı) 1 62; (yfız ta-
evrensel (sonsuzdur) 1 1 6 dolaylıdır) 29; (duygu) !er) 190, 198; (zorunluk,
evren (ve doğa) 76 32; Hıristiyan) 9; (Hı- koşulluluk) 152
ristiyan tine ait; mitolojik Katolik manastır dıizenle-
F değil) 9; (pekinliğin en ri 49
felsefi tanıtlama 158 derin içselliği) 9 kavram (açımını) 82; (K.da
fıziksel-teleolojik tanıt 168 inanç-öğretileri (yalnızca in- somut olanın doğası)
fiziksel-teolojik ya da teleo- sansal köken aramak) 10 57; (genel olarak K . )
lojik tanıt 185 inanç ve bilgi ("insan inan- 1 9 1 ; (kendi içinde saltık
dığını bilir") 27; (karşıt- olarak somut) 57; (nes-
G lıklar) 27 nelliğinin gösterilmesi)
geçiş (mantıksal) 71 inanç ve di'ışıince arasındaki 1 96; (öznelliği, nenel-
geometrik önerme (tanıtla- aynm, karşıtlık 14 liği) 192; (varlık) 192;
ması) 1 8 inanç ve dıişıinme (birbirini (varlık da kapsar) 1 96;
gerçek bilgi 40 kapsar) 12 (var olduğunun gösteril-
gerçek bilgide bilginin ak­ inanç ve dıişıinme ilişkisi 10 mesi) 54
lanması da kapsamr 1 5 inanç ve us 1 2; (aralarında- kavramın kendisinin kurgu!
gerçeklik (kavramın olgu­ ki karşıtlık) 9 kavramı 57
sallığa karşılık dıişmesi) inanmanın ve dfışfınmenin kavram kavramı 1 91
1 74; (pek.inlik) 30 somutu olarak Tin 12 kavram varlık kapsamaz mı?
Gerek 183; (İyi) 182 İncil 50 190
gereksinim (doyumdur; ve insanın tini (Tanrının tini- kendi ile dolaylılık 98
evrik olarak) 174 nin kendisidir) 1 1 7 kendinde şey (dfışıinıile-
gizem (anlak için) 201 insan Tanrıyı ancak Tanrı- mez; Kant) 153
görfıngfıler 22 nın insanda kendi ken- kendinin nedeni olarak
gfıç 168 disini bildiği dfızeye dek Tanrı (Descartes, Spino-
gıiç belirlenimi (Tanrının bilir 1 1 7 za) 198
ilk belirlenimi) 167 insan (tfıreyişindeki ereksel- kıpısal inanç 12
DİZİN 215

kıpısal (zaman belirlenimi­ 96 özgürlük (kendi kendini


ni kavrama getirmeksi­ belirleme) 168; (Tanrı)
zin) 92 N 1 17
kıpısal (zaman belirlenimi n e d e n s e l l i k ö n e r m e s i özne ("dir" koşacı) 156
olmaksızın kavram) 92 (Kant) 150 öznel tinin Tanrıya yükselişi
kıpısal (zaman olmaksızın) neden ve etki ilişkisi 133 (nesnelliğin kazanıhşı)
92 nesnel gerçeklik 1 74 41
kıskançlık (Tanrı) 44 nesnelliğin kazanıhşı (öz- öz (özdeşlik) 126
Kilise Babalan 10 nel tinin Tanrıya yükse­
kişilik (panteizmde) 130 lişi) 41 p
kozmolojik tanıt 75, 80, nous 180, 187s panteizm 1 29, 1 3 1 ; (anlak
1 68 , 1 95; (Kant) 1 4 1 ; numenler 89 tarafından anlaşılma biçi­
(Kant'ın eleştirisi) 149; mi) 131; (bireyselleşme)
kozmolojik tanıt ve ontolo- O 130; (Hint dini) 129
jik tanıt 147 olanak 1 96; (bir tasarımın Parmenides 138; (Bir) 1 37
kozmoz 187 kendi ile özdeşliği) 54; pekinlik (gerçeklik) 30;
"kurgu!" genel olarak yal- (eski mantığa göre çeliş- (inançta) 30
nızca düşünceleri, daha kisizlik gerektirir) l 97; Pisagoras teoremi 62
şimdiden taşıdığımız dü- (zoıunluk) 93 Platon 44, 200, 215
şünceleri biraraya getir- olgusallıklar (Tanrının) 197 Ploucquet 23
mekıen oluşur 89 olumsal (çözülüşü) 1 23, pozitif din 1 1
kurgu[ belirlenim 1 20 1 24; ( görüngüsel; vaı� Protestan Kilise 1 1
=

kurgu! birlik 91 lığı ve yokluğu birlikte putlara inanç 50


kurgu[ kavramın kavramı kapsar) 1 20; (kendi için-
58 de çelişkili) 120 R
olumsallık 83; (O.tan zo­ ruh 1 80, 1 92; (beden ile
L runluğa uslamlama) 85; birliği) l 75; (erek) 1 74;
Lambert 23 (tekillik; özdeşlik) 93; (nous) 187; (özne olarak
Leibniz 196 (ve zorunluk) 90 yaşam) 174
logos (dünya-ıuhu) 180 olumsallık ve zorunluk (do­
ğada) 86 s
M olumsallık ve zorunluk iliş­ saltık (soyut) 93
Manikheanizm 1 12 kisi 83 saltık zorunluk 93
mantık 7; (kavramın sürekli olumsuzlama (belirlenim­ sayı 23
açınımı) 82; (metafizik­ dir) 184 Schang-ti 49
sel Tannbilim olarak) 83 on tolojik tanıt 75, 1 89s; sentetik önerme ( Kant)
mantıksal bağıntı kipleri 71 tanıt ( kavramdan var­ 150, 151
Mantık ve Metafizik 88 lığa) 1 55 ; ( kavramdan sevgi (Tanrı) 28
matematiksel eşitlik (tasıma varoluşa) 147; (kavram­ Sokrates (teleoljik tanıt)
uygulanmış) 24 dan başlar) 196; (Yunan 1 67
matematiksel içerik 22 felsefecilerindeyok) 189 sonlu (belirlenimi) 1 1 5
Mendelssohn, "Sabah Saat­ Orta Çağlar (tannbilim) 10 sonluluk (ereğin ve aracın
leri" 197 ayrımı) 1 73
metafizik (mantık) 88 Ö sonlunun bilgisi 15
metafiziksel tanıt (tinin ta- örgenlik 175 sonlunun varlığı ss. 108
nıkhğı) 51 örgensel varlık 1 75 sonsuzluk düşüncesi (Yu-
m e tafiziksel Tan rıbilim örgensel ve örgensel-olma- nanlılar arasında yok) 78
(Mantık) 83 yan Doğalar 1 77 soyutlama (sıradan bilinç
Mongollar 30 özdek 170; (biçim) 171 için tehlikesi) 80
Musa 1 78 özdeşlik (bir kısırlık) 94; Spinoza 138, 193, 197s; (an
mutluluk ve doyum 96 (çelişki) 54; Tanrı sevgisi) 138; (diz­
mutsuzluk (çelişki olarak) özdeşlik, soyut 94 gesinde sorunlar) 1 38;
216 DİZİN
(etik) 1 38; (panteistik Tanrının varoluşunun tanıt­ yüklemini istemez) 104;
felsefi dizge) 132; (töz) ları (irdelememiz tarihsel (söylenemeyendir) 1 9 1 ;
137 olmalı) 47; (çoklukları) (sözcük) 8 1
şimdi 1 1 6; (kavramı) 1 1 5 62 varlık ve kavram 1 05; (ba­
tanrısal bildiriş (us) 1 0 ğın tı ları n ı n üç temel
T tanrısal kıskançlık 44 kipi) 71
tanıtlama 1 6s, 39; 158; (be­ Tanrı Tindir, yalnızca Tin varoluşunun yalnızca görün­
lirli varlıktan Tan rının içindir, ve yalnızca arı gü olması 162
varlığı olarak gerçek var­ Tin için , e.d. düşünce
lığa) 70; (görgü! tanıtla­ içindir" 16 w
ma: gösterme) 19; (öznel Tanrıya yükseliş (nesnelliğe Wolff 196
ya da öznede) 18; (Tanrı­ geçiş) 75, 2 1 4
nın düşüncesinden, ken­ Tanrıyı bilme (bir buyruk) X
dinde gerçeklikten, bu 44 Xenofon, "Memorabilia"
gerçekliğin varlığına) 70; Tanrıyı bilmeyen uluslar" 167
(iki türü) 1 8; ( tarihsel) (İncil) 50
19; ( tutarlığı çıkarsama tansıklar 5 1 y
kurallarına dayanır) 23; tarihsel tanıtlama 19 yaraucılık (Tanrı) 28
(yargı) 158 tasım (hesaplama yapısı?) yaratma (yaratan, yaraulan,
Tanrı (bilgisi; inanç, do­ 23 kendinin imgesi) 168
laysız bilme) 14; (doğa­ teleolojik tanıt 75, 1 68, yargı (felsefi tanıtlamanın
sı; bilgi ile ilişkisi) 41 ; 170, 1 85, 195; (en eskisi nesnesi değil) 158; (kav-
(düşünen ve düşünülen değil) 167; (özdek ve bi- ramı) 1 60; (özne, yük-
nesnellik olarak) 52; çim) 170 lem) 1 56; (tanıtlama)
(ereksel etkinlik olarak) Tien 49 158
170; (etkinliktir; diyalek­ tin (dünya-ruhu değil) 180; Ya71r1 Yetisinin E/,eştirisi, Kant
tik) 28; (gerçek Tanrı (inanmanın ve düşünme- 186
Sevgidir) 28; (insanın nin somutu olarak) 1 2; yasalar 87
özgürlüğü) 1 1 7; (insan (düşüncede Tanrıya yük- yaşam (özne olarak ruhtur)
tarafından bilinmesi in­ selişi) 16; (sonludan Tan- 174
sanın Tanrı tarafından rıya yükselişi) 65; (sonlu- yazgı (Yunan dini) 127
bilinmesidir) 1 1 7; (in­ luğu) 67; (tanıklığı) 5 1 ; yazgı (Yunanlılarda) 95
sanda kendini bilmesi) kavramı 200 yokluk (diyalektiği) 1 2 1 ;
42; (kavramı) 1 9 1 , 195; Tinsellik Dini 167 ("var olan yokluk") 121
( kavra m ı n ı n olanağı) trajik korolar 95 Yunan dini 1 27
56; (kavramı özsel olarak Yunanlılar (felsefe dışında
onun Tin olması belir- U sonsuzluk düşüncesi yok)
lenimini kapsar) 1 88; ucubeler (doğanın deneme­ 78; (yazgı) 95
(kendinin nedeni olarak leri) 178 Yunan, Mısır vb. 'inançla­
Tanrı; Descartes, Spino­ us (çelişki ile ilişkisi) 1 55; ıı' 9
za) 1 98; (kıskanç değil ; ( a n t i n o m i l eri ; Kan t ) yücelik (Doğunun dünya
Yunanlılar) 44 ; (özbilin­ 154; (ve evrenin e n son görüşü) 130
ci) 4ls, 44, 1 1 7; (özünde ereği) 182 yüz taler (Kant) 190
düşüncedir) 1 10; (saluk
töz değildir) 73; (tindir) Ü z
45; (tin olarak somut ta- üçlülük 1 1 Zeus'a, Apis'e vb. 'inanç' 9
sarımı) 200; (varlığının zorunluk 94; (dışsal Z.) 87;
bilgisi; bilginin olanağı) V (Kant'a göre koşullu)
14; (ve insanın birlikteli- varlık (en soyut belirlenim) 152; (özgürlük) 84; (ve
ği) 1 17; (yalnızca yaratıcı 29; (en yoksul soyutlama) olumsallık) 90
değil) 28; (Yunanlılarda 200; (kavramın bir belir- zorunluk, saluk (koşullaıını
sonlu) 78 liliği) 1 90; (olumsallık kendi içinde kapsar) 152

You might also like