Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 4

İsim:Ahmet

Soy isim:ESEN

Öğrenci numarası:20213160017

PREVEZE DENİZ SAVAŞI

Akdeniz’de Osmanlı hâkimiyetini kesin olarak belirleyen Preveze Deniz Savaşı, 27 Eylül
1538’te Osmanlı Devleti Kaptanı Deryası Barbaros Hayreddin Paşa liderliğindeki Osmanlı
Donanması ile Cenevizli Andrea Doria komutasındaki müttefik haçlı Donanması arasında
meydana geldi.
Kanuni Sultan Süleyman’ın, 1537’de Pulya ve Korfu üzerine düzenlediği seferin sonuçsuz
kalmış olmasına rağmen , Barbaros Hayreddin Paşa’nın sefer dönüşünde Kiklad adalarını ve
Nakşe Dukalığı ile birlikte bazı Sporad Adaları’nı ele geçirmesi Osmanlıların yeni hedeflerini
belirlemesi bakımından son derece önemliydi.
Osmanlılar, Adalar Denizi ve Adriyatik’teki Venedik adalarını ve topraklarını ele geçirmek
istiyordu. Osmanlı Devleti ile İspanya arasındaki rekabetin sonucunu etkilemek üzere Papa
III. Paolo’nun liderliğinde Şubat 1538’de Hıristiyan devletlerarasında denizlerdeki hâkimiyet
mücadelesini kazanmak ve Osmanlıları Akdeniz’den uzaklaştırmak amacıyla bir ittifak
yapıldı. İspanyol Donanmasının amirali Andrea Doria’nın Mısır’dan gelen hazineyi ele
geçirmek için Girit açıklarında beklediği haberini alan Barbaros Hayreddin Paşa, 7 Haziran
1538’de kadırgalardan oluşan donanmasıyla İstanbul’dan ayrıldı. Asıl amacı, Andrea
Doria’ya engel olmak ve Adalar Denizi’ni Venediklilerden temizlemek olan bu donanmaya
Tekeili, Hamidili ve Alâiyye Beyleri de destek vermişti.
Barbaros önce Kuzey Sporad Adaları’ndan İşkatoz’u ele geçirdi. Bu sırada İstanbul’da
hazırlıkları tamamlanan doksan gemilik ilâve donanma ve Sâlih Reis ile Mısır’dan gelen
yirmi gemilik filo Barbaros’un filosuna katıldı Barbaros Hayreddin Paşa, Andre ve
Serifos/Koyunluca adalarını ele geçirdiği gibi daha önce fethedilen İstendil ve İşkiroz
adalarını vergiye bağlayarak aldığı esir ve ganimetleri yedi gemiyle İstanbul’a gönderdi.

Osmanlı ilerlemesini durdurmak üzere kurulan İspanya, Papalık ve Avusturya arasındaki


ittifaka Venedik, Portekiz, Malta ve Ceneviz’in katılması ile Andrea Doria kumandasında
büyük bir Hıristiyan donanması meydana getirildi. Korfu’da Mart 1538’de toplanmaya
başlayan Müttefik Donanması, nihayet 7 Eylül 1538’de tamamlanarak Narda Körfezi’nin
kuzey girişindeki Preveze Kalesi2ni kuşattı. Kuşatma haberini alan Barbaros Hayreddin Paşa,
Turgut Reis kumandasında yirmi gemilik bir gönüllü filosunu öncü olarak gönderdi. Turgut
Reis, Zenta sularında kırk gemilik bir düşman filosu ile karşılaştı ve durumu derhal
Modon’da bulunan Barbaros Hayreddin Paşa’ya bildirdi. Buna karşılık Zenta’daki bir
müttefik filosu da Preveze’ye giderek Andrea Doria’yı Osmanlı donanmasının gelişinden
haberdar etti. Bu gelişme üzerine Haçlı donanması kuşatmayı kaldırarak Korfu’ya doğru geri
çekildi. Barbaros bu kuşatmaya karşılık Kefalonya Adası’nı yağmalamış ve Preveze
Kalesi’nin tamir ve tahkim işleri ile uğraşdıktan sonra beklemeye başlamıştı.
Donanma mevcutları ile alakalı ihtilaflı olmakla beraber şu bilgiler öne çıkmaktadır; Haçlı
Donanması, İspanya ve Portekiz’e ait seksen kalyon, Venedik’e ait on kalyon ve yetmiş
kadırga, Papalık’a ait otuz altı kadırga, Malta’ya ait on kadırga, Ceneviz’e ait bir kalyon ve
elli iki kadırga ile diğer devletlere ait kırk dokuz kalyon olmak üzere toplam kare yelkenli
140 kalyon, 168 kadırga ve pek çok nakliye gemisi ile 55.000 askerden oluşuyordu. Osmanlı
donanması ise kadırga türü 122 gemi ve 20.000 askerden oluşmaktaydı.

Aradaki güç dengesizliği sebebiyle nasıl hareket edilmesi konusunda farklı görüşler ortaya
çıkmıştı. Barbaros’un topladığı savaş meclisinde donanmanın Narda Körfezi’nde kalması
tavsiye edildiği halde Kapudan Paşa, dışarı çıkıp düşman donanmasıyla savaşma planını
tercih etti. Sinan Reis ve taraftarları, karaya asker çıkartılarak müttefik donanmasının
karşısındaki kıyılara yerleştirilmesini ve böylece Preveze Kalesi’nin korunmasını tavsiye
ediyordu.
Barbaros Paşa , buna karşı çıkarak Andrea Doria’nın ateş hattına girecek birlikleri kolaylıkla
imha edeceğini ileri sürmekteydi. Müttefiklerin karargâhında ise, karaya asker çıkartarak
Preveze Kalesi’nin teslim alınması ve Barbaros’un körfezde sıkıştırılması isteniyor, Andrea
Doria buna karşı çıkıyor ve bir fırtına halinde donanmayı geri çekmek gerekeceğinden
karadaki askerlerin tehlikede kalacağını düşünüyordu.
Bu plan doğrultusunda 23-25 Eylül arasında yapılan üç hücum Osmanlı Muhafızları
tarafından geri püskürtüldü. Körfezin girişi sığ olduğu için müttefik donanmasındaki
kalyonlar içeri giremiyordu, ama girişi kapattıklarından Osmanlı Donanmasının önü
kesilmişti. 25 Eylül 1538’de Müttefik Donanmasından bir saldırı gerçekleşti ise de, onlara
karşılık Turgut Reis, Murad Ağa ve Güzelce Mehmed Reis emrindeki Osmanlı gemileri
harekete geçerek Körfez’den çıkmış ve bu saldırıyı püskürtmüştü. 27 Eylül Cuma günü
Barbaros, donanmasıyla Körfez’den dışarı açılmış ve altı mil gittikten sonra hilal şeklinde
savaş nizamı almıştı. Vakit geçirmeden bütün kadırgalar başlarında bulunan üçer topu
ateşlemek suretiyle savaşı başlatmış, Andrea Doria bu durum karşısında şaşkınlıkla yanlış bir
manevra ile donanmasını tehlikeli bir konuma getirmişti. Bu sırada Barbaros kırk gemilik bir
filoyu müttefik Haçlı Donanmasını ikiye ayırmak üzere ileri göndermiş ve bunu gören
Andrea Doria, donanmasına Korfu’ya geri çekilme emri vermişti. Bu durum karşısında
Barbaros, havanın da kararması sebebiyle donanmasını Narda Körfezi dışında Preveze
önlerinde demirlemişti. Andrea Doria, kendisi savaş taraftarı olmamakla beraber topladığı
savaş meclisinin kararı gereği savaşmak üzere geri geldi ve Osmanlı Donanması da onları
karşılamak üzere sıra halinde müttefik donanmasına doğru ilerledi.
Barbaros, donanmasını yeniden hilal şeklinde düzenleyerek kendisi merkezde, Salih Reis sağ
kanatta, Seydi Ali Reis sol kanatta, Turgut Reis de gönüllü reislerden oluşan filosuyla bu
hattın arkasında yerini aldı. Müttefik Donanmasında ise, İspanya imparatorluk Donanmasına
kumanda eden Andrea Doria’dan başka, Venedik donanmasına Vicenzo Capello, Papalık
donanmasına Marco Grimani komuta ediyordu ve donanma komutanları arasında bir fikir
birliği yoktu. Borda düzeninde ve üç saf halinde dizilen düşman donanmasının birinci
sırasında en önde Bondulmier’in emrindeki büyük Venedik kalyonu olmak üzere siper görevi
görecek olan kalyonlar, ikinci sırada kadırgalar ve üçüncü sırada da diğer küçük gemiler
sıralanmıştı. Andrea Doria ikinci sıradaki kadırgaların başındaydı. Bu düzene göre iki
donanma, Preveze açıklarında karşılaştığı sırada rüzgâr güneyden esmektedir ve müttefik
donanmasının lehine, Osmanlı kadırgalarının aleyhine bir durum söz konusudur. Bu durum
karşısında çaresiz kalan Barbaros, kendi askerinin maneviyatını yükseltmek için Kur’ân’daki
muhtemelen “Dilerse O (Allah), rüzgârı durdurur da onun (denizin) üstünde kalakalırlar”
(Şûrâ, 33) ayeti ile “Ey iman edenler, Allah’ın size olan nimetini hatırlayın; hani size ordular
saldırmıştı da, biz onlara karşı bir rüzgâr ve sizin görmediğiniz ordular göndermiştik”
(Ahzâb, 9) ayetini birer kâğıda yazdırıp gemisinin iki yanına denize bıraktı.
Nihayet rüzgârın kesilmesi ve bu defa Müttefik donanmasındaki kalyonların hareketsiz
kalması üzerine Andrea Doria, öndeki kalyonlardan yoğun bir top ateşi başlattı. Ancak
kalyon toplarının menzilinin kısa olması sebebiyle bütün gülleler denize düşmüştü.
Barbaros’un karşı hücumu ise kadırgaların top menzilinin daha uzun olması sayesinde önce
kalyonları vurmuş ve ikinci sıradaki kadırgalar, Osmanlı Donanmasını çevirme harekâtına
girişmişse de ağır top atışı ve Turgut Reis’in çevirme harekâtı ile geri püskürtülmüştü.
Andrea Doria, Osmanlı Donanmasını iki ateş arasına alma planını birkaç kere daha denemek
istemiş, ancak Barbaros’un mukabil manevralarıyla karşılaşmıştı. Bu saldırılarda müttefik
donanmasının ön safında bulunan kalyonların çoğu tahrip edildi. Düşman donanmasını
yarmak için şiddetli bir hücum emri veren Barbaros, birinci sırayı ikiye ayırarak Andrea
Doria komutasındaki kadırgalara saldırdı. Turgut Reis’in de kendi filosuyla arkadan
çevirmesi üzerine imha edilme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Andrea Doria geri çekilme
kararı aldı. Bu yüzden Venedik donanması komutanı Capello tarafından savaşmamakla
suçlandığı ileri sürülmektedir.
Osmanlı Donanması beş saat süren bu savaştan sonra geri çekilen müttefik donanmasını takip
etmesine rağmen, fırtına çıkması ve havanın kararması sebebiyle fenerlerini söndüren Andrea
Doria’nın izini kaybetti. Bunun üzerine Barbaros, iki saat süren bir takipten sonra geri
dönerek Ayamavra’da sabaha kadar bekledi; pek çok esir ve ganimet almış olarak
Preveze’deki üssüne döndü. Müttefik donanması kalyon türü yüz yirmi sekiz gemisini
kaybetti.
Preveze Deniz Savaşı ile Hıristiyan Dünyası Akdeniz’deki hâkimiyetini kesin olarak kaybetti.
Preveze, Hıristiyan Devletler için olduğu kadar Osmanlı Devleti denizciliği için de bir dönüm
noktası oldu. O zaman kadar esas olarak bir kara imparatorluğu olan Osmanlılar, denizci
kimliğiyle de politikalarını sürdürdüler. Preveze’den sonra müttefik Avrupa Devletleri bir
daha ancak İnebahtı’da (1571) Osmanlı devletine karşı çıkabildi. Preveze’deki müttefik
Hıristiyan devletlerin mağlubiyetini, sonuçları bakımından İnebahtı’daki Osmanlı
mağlubiyeti ile karşılaştırmak imkânsızdır. Preveze’nin sonuçları bir asrın üçte birini
Osmanlılar lehine etkilediği halde, İnebahtı’nın ertesi yılı Akdeniz’e açılan yeni Osmanlı
donanması karşısında savaşacak bir donanma dahi bulamamıştı.

Not: Preveze Deniz Zaferi, büyük bir şeref ve gurur abidesi olarak Türk Denizcilerine ışık
tutmakta ve zaferin kazanıldığı 27 Eylül günü her yıl Deniz Kuvvetleri Günü olarak coşku ve
heyecanla kutlanmaktadır.
Yahya Kemal Beyatlı’ nın Şiirinde Barbaros;
Deniz ufkunda bu top sesleri nerden geliyor?
Barbaros belki donanmayla seferden geliyor!
Adalar’dan mı, Tunus’dan mı, Cezâyir’den mi?
Hür ufuklarda donanmış iki yüz pâre gemi,
Yeni doğmuş Ay’a baktıkları yerden geliyor,
Bu mübârek gemiler hangi seherden geliyor?

You might also like