40 ADVANCED TESTS DERS NOTLARI

MINI TEST 06 deal with : ilgilenmek

deduction : çıkarım, sonuç [inference, conclusion] vulnerable : savunmasız, zayıf [susceptible, prone

depiction : tasvir, betimleme [drawing, portrayal] weak]

decline : 1. azalış, düşüş [reduction, decrease] 2. foremost : gelişmiş [developed]

kötüleşme [aggravation, decay]
evaporation : buharlaşma [vapour]
threat : tehdit [hazard, menace]
belligerent : gergin, saldırgan [aggressive]
random : rastgele [incidental, accidental,
haphazard]

enforce : zorlamak, mecbur kılmak [mandate,
oblige, force, compel]
abandon : bırakmak, terk etmek [discontinue,
terminate, give up]
maintain : sürdürmek, devam ettirmek [carry on, go
on, keep on, continue]
disgraceful : utanç verici [shameful, shocking]
conquer : fethetmek, ele geçirmek [seize]
settle : 1. bir yere yerleşmek [reside, inhabit] 2.
anlaşmak [agree, come to terms with]
inherit : miras almak

migrate : göç etmek [move, leave for]
revolt : isyan etmek [rebel]
deceitful : aldatıcı [false, misleading]
imminent : eli kulağında, yakın [close, approaching]
foresee : ön görmek, tahmin etmek [anticipate,
expect, estimate, project]
distinguish : ayırt etmek [discriminate]
such a/an adjective noun that SVO : o kadar ki /
öyle ki

counterfeit : sahte, yalan [forged, fake, false] once : bir zamanlar

respective : peş peşe when + SVO = upon + Ving = on + Ving

sovereign : egemenlik [dominion]

sarcastically : alaycı bir şekilde

subsequently : sonradan, peşi sıra [afterwards]

desperately : umutsuz bir şekilde [perilously]

toughly : sert bir şekilde

predominantly : ağırlıklı olarak, büyük çoğunlukla

[mostly, largely]

pick up : 1. almak, toplamak 2. anlamak, kavramak

[figure out, make out, work out]

bring about : sebep olmak, yol açmak [lead to,

cause, trigger]

catch on : popüler olmak, tutmak

make up : 1. oluşturmak, teşkil etmek [account for]

2. açıklamak [explain] 3. uydurmak

carry out : yapmak, uygulamak [do, execute,

implement]