Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 60

İSLAM DEVLETİ HİMMET OFİSİ

Eserin Adı 40 Cihad Hadisi


Yayına Hazırlayan Al Hayat Medya | Türkçe Masası
Kapak Tasarım Al Hayat Medya | Türkçe Masası Grafik Departmanı
Mizanpaj ve Tashih Al Hayat Medya | Türkçe Masası
Basım Yılı H. 1438 | M. 2017
Basım Yeri İslam Devleti Himmet Ofisi Matbaaları
‫بسم اهلل الرحمان الرحيم‬
40 CİHAD HADİSİ

1. HADİS
ٍ ‫ ح َّدثـنَا يحيى بن س ِع‬:‫ال‬ ُّ ‫ي َع ْب ُد اللَّ ِه بْ ُن‬
َ َ‫ ق‬،‫الزبـَْي ِر‬ ُّ ‫الح َم ْي ِد‬
‫يد‬ َ ُ ْ َ ْ َ َ َ َ َ‫ ق‬،‫ َح َّدثـَنَا ُس ْفيَا ُن‬:‫ال‬ ُ ‫َح َّدثـَنَا‬
،‫اص اللَّْيثِ َّي‬
ٍ َّ‫ أَنَّهُ َس ِم َع َع ْل َق َمةَ بْ َن َوق‬،‫يم التـَّْي ِم ُّي‬ ِ ِ ِ ُّ ‫صا ِر‬
َ ‫ أَ ْخبـََرني ُم َح َّم ُد بْ ُن إبـَْراه‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ي‬ َ ْ‫األَن‬
‫ول اللَّ ِه‬ َ ‫ت َر ُس‬ُ ‫ َس ِم ْع‬:‫ال‬ ِ ‫ضي اللَّهُ َع ْنهُ َعلَى‬
َ َ‫الم ْنبَ ِر ق‬ ِ ِ َّ
َ ‫ت عُ َم َر بْ َن ال َخطاب َر‬ ُ ‫ َس ِم ْع‬:‫ول‬ ُ ‫يـَُق‬
‫ فَ َم ْن‬،‫ َوإِنَّ َما لِ ُك ِّل ْام ِر ٍئ َما نـََوى‬،‫ات‬ ِ َّ‫ال بِالنـِّي‬ُ ‫ «إِنَّ َما األَ ْع َم‬:‫ول‬ ُ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق‬ َ
».‫اج َر إِل َْي ِه‬ ِ ٍ ِ ِ ْ َ‫َكان‬
َ ‫ فَ ِه ْج َرتُهُ إِلَى َما َه‬،‫ أ َْو إِلَى ْام َرأَة يـَْنك ُح َها‬،‫ت ه ْج َرتُهُ إِلَى ُدنـْيَا يُصيبـَُها‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Alkame bin Vakkas el-Leysi, Mü’minlerin Emiri Ömer’in h minberde


iken şöyle dediğini işittim dedi: “Allah Resulü’nün g şöyle dediğini işittim:
“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse kimin
hicreti Allah’a ve Resulüne ise, onun hicreti Allah ve Resulünedir. Kimin
hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikâhlayacağı bir kadına ise,
onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.”
[Buhari, Hadis No:1; Müslim, Hadis No:155-1907]

{7}
‫‪HİMMET OFİSİ‬‬

‫‪2. HADİS‬‬
‫ث‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ابْ ُن ُج َريْ ٍج‪َ ،‬ح َّدثَنِي‬ ‫يب الْحا ِرثِ ُّي‪ ،‬ح َّدثـنَا َخالِ ُد بن الْحا ِر ِ‬
‫ُْ َ‬ ‫َ َ‬ ‫َح َّدثـَنَا يَ ْحيَى بْ ُن َحبِ ٍ َ‬
‫ال لَهُ نَاتِ ُل‬ ‫َّاس َع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‪ ،‬فـََق َ‬‫ال‪ :‬تـََف َّر َق الن ُ‬ ‫سا ٍر‪ ،‬قَ َ‬ ‫ف‪َ ،‬ع ْن ُسلَْي َما َن بْ ِن يَ َ‬ ‫وس َ‬ ‫س بْ ُن يُ ُ‬ ‫يُونُ ُ‬
‫ال‪:‬‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‪ ،‬قَ َ‬ ‫الش ْي ُخ‪ ،‬ح ِّدثـْنَا ح ِديثًا س ِم ْعتَهُ ِمن رس ِ ِ‬ ‫الش ِام‪ :‬أَيـَُّها َّ‬ ‫أ َْه ِل َّ‬
‫ول اهلل َ‬ ‫ْ َُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫َ‬
‫ضى يـَْوَم ال ِْقيَ َام ِة‬ ‫َّاس يـُْق َ‬‫ول‪ « :‬إِ َّن أ ََّو َل الن ِ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق ُ‬ ‫ت رس َ ِ‬
‫ول اهلل َ‬
‫ِ‬
‫نـََع ْم‪َ ،‬سم ْع ُ َ ُ‬
‫ْت‬‫ال‪ :‬قَاتـَل ُ‬ ‫ْت فِ َيها؟ قَ َ‬ ‫ال‪ :‬فَ َما َع ِمل َ‬ ‫استُ ْش ِه َد‪ ،‬فَأُتِ َي بِ ِه فـََع َّرفَهُ نِ َع َمهُ فـََع َرفـََها‪ ،‬قَ َ‬ ‫َعلَْيه َر ُج ٌل ْ‬
‫ِ‬
‫ِ‬ ‫ْت ِلَ ْن يـَُق َ‬ ‫ت‪ ،‬ول ِ‬ ‫استُ ْش ِه ْد ُ‬ ‫فِ َ‬
‫يل‪ ،‬ثُ َّم‬ ‫ال‪َ :‬ج ِريءٌ‪ ،‬فـََق ْد ق َ‬ ‫َّك قَاتـَل َ‬ ‫َكن َ‬ ‫ال‪َ :‬ك َذبْ َ َ‬ ‫ت‪ ،‬قَ َ‬ ‫يك َحتَّى ْ‬
‫ْم‪َ ،‬و َعلَّ َمهُ َوقـََرأَ الْ ُق ْرآ َن‪،‬‬ ‫َّ ِ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫أ ُِمر بِ ِه فَ ِ‬
‫ب َعلَى َو ْج ِهه َحتَّى أُلْق َي في النَّا ِر‪َ ،‬وَر ُج ٌل تـََعل َم الْعل َ‬ ‫سح َ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬
‫ت‬ ‫ْم‪َ ،‬و َعلَّ ْمتُهُ َوقـََرأْ ُ‬ ‫ِ‬ ‫ال‪ :‬تـََعلَّ ْم ُ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫فَأُتِ َي به فـََع َّرفَهُ ن َع َمهُ فـََع َرفـََها‪ ،‬قَ َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ت الْعل َ‬ ‫ْت ف َيها؟ قَ َ‬ ‫ال‪ :‬فَ َما َعمل َ‬
‫ال‪:‬‬ ‫ت الْ ُق ْرآ َن لِيـَُق َ‬‫ال‪َ :‬عالِ ٌم‪َ ،‬وقـََرأْ َ‬ ‫ْم لِيـَُق َ‬ ‫َّك تـعلَّم َ ِ‬
‫ت الْعل َ‬ ‫ت‪َ ،‬ولَكن َ ََ ْ‬
‫ال‪َ :‬ك َذب َ ِ‬
‫يك الْ ُق ْرآ َن‪ ،‬قَ َ ْ‬ ‫فِ َ‬
‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ئ‪ ،‬فـ َق ْد قِيل‪ ،‬ثُ َّم أ ُِمر بِ ِه فَ ِ‬
‫ب َعلَى َو ْج ِهه َحتَّى أُلْق َي في النَّا ِر‪َ ،‬وَر ُج ٌل َو َّس َع اهللُ‬ ‫سح َ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ُه َو قَا ِر ٌ َ‬
‫ْت فِ َيها؟‬ ‫ال‪ :‬فَ َما َع ِمل َ‬ ‫ال ُكلِّ ِه‪ ،‬فَأُتِ َي بِ ِه فـََع َّرفَهُ نِ َع َمهُ فـََع َرفـََها‪ ،‬قَ َ‬
‫اف الْم ِ‬ ‫َعلَي ِه‪ ،‬وأَ ْعطَاهُ ِمن أَصنَ ِ‬
‫َ‬ ‫ْ ْ‬ ‫ْ َ‬
‫َّك‬ ‫ِ‬
‫ت‪َ ،‬ولَكن َ‬ ‫ال‪َ :‬ك َذبْ َ‬ ‫َك‪ ،‬قَ َ‬ ‫ت ف َيها ل َ‬‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ب أَ ْن يـُنـَْف َق ف َيها إَِّل أَنـَْف ْق ُ‬ ‫ِ‬
‫يل تُح ُّ‬ ‫ِ‬
‫ت م ْن َسب ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ال‪َ :‬ما تـََرْك ُ‬ ‫قَ َ‬
‫ب َعلَى َو ْج ِه ِه‪ ،‬ثُ َّم أُل ِْق َي فِي النَّا ِر‪».‬‬ ‫ال‪ :‬هو جوا ٌد‪ ،‬فـ َق ْد قِيل‪ ،‬ثُ َّم أ ُِمر بِ ِه فَ ِ‬ ‫فـعل َ ِ‬
‫سح َ‬ ‫ُ‬ ‫َ‬ ‫َ‬ ‫ْت ليـَُق َ ُ َ َ َ َ‬ ‫ََ‬
‫(رواه مسلم)‬
‫‪Ebu Hureyre h der ki: “Resulullah’ı g şöyle derken işittim: “Kıyamet‬‬
‫‪gününde, hakkında hüküm verilecek ilk kişi Allah yolunda öldürülen‬‬
‫‪kimsedir. Huzura getirilir, nimetleri kendisine gösterilir ve o da onları‬‬
‫‪tanır. Allah b ona şöyle buyurur:‬‬
‫‪- Bunlarla ne yaptın? Kul:‬‬

‫}‪{8‬‬
40 CİHAD HADİSİ

- Senin yolunda şehid oluncaya kadar savaştım, der. Allah b:


- Yalan söylüyorsun! Sen, ‘Ne cesaretli kimsedir’ denilmesi için savaştın.
Bu da senin için söylendi. Sonra emredilir ve yüzüstü sürüklenerek ateşe
atılır.
Sonra ilim öğrenen, öğreten ve Kur’an okuyan kimse getirilir. Nimetleri
ona gösterilir ve o da onları tanır. Allah b şöyle buyurur:
- Bunlarla ne yaptın? Kul:
- İlim öğrendim, öğrettim ve senin için Kur’an okudum, der. Allah b:
- Yalan söylüyorsun! Sen, ‘Ne büyük âlimdir ve ne güzel Kur’an okuyor’
denilmesi için ilim öğrendin ve Kur’an okudun. Bunlar da söylendi.
Sonra emredilir ve yüzüstü sürüklenerek ateşe atılır. Sonra Allah’ın
bolca mal-mülk verdiği kimse getirilir. Nimetleri de getirilir ve o
nimetleri tanır. Allah b şöyle buyurur:
- Bunlarla ne yaptın? Kul:
- İnfak edilmesini istediğin bütün yollarda senin için infak ettim, der.
Allah b:
- Yalan söylüyorsun! Sen, ‘Ne cömert adamdır’ denilmesi için bunu
yaptın. Bu da söylendi. Sonra emredilir ve yüzüstü sürüklenerek ateşe
atılır.”
[Müslim, Hadis No:152-1905]

{9}
HİMMET OFİSİ

3. HADİS
‫ َع ْن أَبِي‬،‫ َع ْن أَبِي َوائِ ٍل‬،‫ َع ْن َع ْم ٍرو‬،ُ‫ َح َّدثـَنَا ُش ْعبَة‬،‫ب‬ ٍ ‫َح َّدثـَنَا ُسلَْي َما ُن بْ ُن َح ْر‬
َ ‫ فـََق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬
‫ال‬ َ ‫اء َر ُج ٌل إِلَى النَّبِ ِّي‬ َ ‫ َج‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،ُ‫ض َي اللَّهُ َع ْنه‬ ِ ‫موسى ر‬
َ َ ُ
ِ ِ ِّ ِ ِ
َّ ‫ َو‬،‫الر ُج ُل يـَُقات ُل للذ ْك ِر‬
‫ فَ َم ْن‬،ُ‫الر ُج ُل يـَُقات ُل ليـَُرى َم َكانُه‬ ِ ِ
َّ ‫ َو‬،‫ يـَُقات ُل لل َْمغْنَ ِم‬:‫الر ُج ُل‬
َّ
ِ ِ‫«م ْن قَاتَ َل لِتَ ُكو َن َكلِ َمةُ اللَّ ِه ِه َي العُلْيَا فـَُه َو فِي َسب‬
».‫يل اللَّ ِه‬ َ :‫ال‬ َ َ‫يل اللَّ ِه؟ ق‬ِ ِ‫فِي َسب‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Ebu Musa’dan h şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Bir adam Resulullah’ın g


huzuruna geldi ve ‘Ey Allah’ın Resulü! Bir adam ganimet için, biri övülmek
için, bir diğeri de kendi konumunu göstermek için savaşır. Bunların hangisi
Allah yolundadır’ diye sordu. Resulullah g, ‘Kim Allah’ın kelimesinin
üstün olması için savaşırsa, o Allah yolundadır’, buyurdu.”
[Buhari, Hadis No:2810; Müslim, Hadis No:149-1904]

{ 10 }
40 CİHAD HADİSİ

4. HADİS
‫ أَ ْخبـََرنِي عُبـَْي ُد اللَّ ِه بْ ُن َع ْب ِد‬،‫ي‬ِّ ‫الزْه ِر‬
ُّ ‫ َع ِن‬،‫ َع ْن عُ َق ْي ٍل‬،‫ث‬ ٌ ‫ َح َّدثـَنَا ل َْي‬،‫يد‬ٍ ‫ح َّدثـنَا قـتـيبةُ بن س ِع‬
َ ُ ْ ََْ ُ َ َ
ِ ِ ِ َ َ‫ ق‬،‫ َع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‬،َ‫اللَّ ِه بْ ِن عُ ْتبَة‬
‫ف‬َ ‫استُ ْخل‬ ْ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم َو‬ َ ‫ول اللَّه‬ ُ ‫ ل ََّما تـُُوفِّ َي َر ُس‬:‫ال‬
‫َّاس؟ َوقَ ْد‬ ِ َ ‫ َك ْي‬:‫ال عُمر ِلَبِي ب ْك ٍر‬ ِ َ ‫ وَك َفر َم ْن َك َفر ِم َن‬،ُ‫أَبُو بَ ْك ٍر بـَْع َده‬
َ ‫ف تـَُقات ُل الن‬ َ ُ َ َ َ‫ ق‬،‫الع َرب‬ َ َ َ
ِ ِ ِ
ُ ‫ « أُم ْر‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ ِ ُ ‫ال رس‬
‫ الَ إِلَهَ إَِّل‬:‫َّاس َحتَّى يـَُقولُوا‬ َ ‫ت أَ ْن أُقَات َل الن‬ َ ‫ول اللَّه‬ ُ َ َ َ‫ق‬
،« ‫سابُهُ َعلَى اللَّ ِه‬ ِ ِ ِ ِ ‫ الَ إِلَه إَِّل اللَّه عصم ِمنِّي مالَه ونـ ْف‬:‫ال‬ َ َ‫ فَ َم ْن ق‬،ُ‫اللَّه‬
َ ‫ إ َّل ب َح ِّقه َوح‬،ُ‫سه‬ َ ََ ُ َ ََ َ ُ َ
‫ َواللَّ ِه ل َْو َمنـَعُونِي‬،‫ال‬ ِ ‫الزَكا َة َح ُّق الم‬
َ َّ ‫ فَِإ َّن‬،‫الزَك ِاة‬ َّ ‫الصالَ ِة َو‬
َّ ‫ َواللَّ ِه َلُقَاتِلَ َّن َم ْن فـََّر َق بـَْي َن‬:‫ال‬ َ ‫فـََق‬
َ ‫ فـََق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم لََقاتـَْلتـُُه ْم َعلَى َم ْن ِع ِه‬ ِ ِ ‫ِع َق ًال َكانُوا يـ َؤدُّونَهُ إِلَى رس‬
:‫ال عُ َم ُر‬ َ ‫ول اللَّه‬ َُ ُ
ِ ِ
ِ َ‫ص ْدر أَبِي بَ ْك ٍر للْقت‬ ُ ْ‫«فـََواللَّ ِه َما ُه َو إَِّل أَ ْن َرأَي‬
».ُّ‫الحق‬ َ ُ‫ت أَنَّه‬ ُ ْ‫ فـََع َرف‬،‫ال‬ َ َ ‫ت اللَّهَ قَ ْد َش َر َح‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Ebu Hureyre h şöyle demiştir: Resulullah g vefat ettiği zaman, Ebubekir


h halife olup Araplardan da kâfir olanlar kâfir olduğunda (Ebubekir
onlarla savaşmak istediğinde) Ömer, Ebubekir’e hitaben:
- Sen bu insanlarla nasıl savaşırsın? Hâlbuki Resulullah g: “Ben insanlar
Lâ ilahe illallah deyinceye kadar onlarla savaşmakla emrolundum. Kim
bu sözü söylerse, artık o kimse. İslam hakkı karşılığı olmak müstesna,
benden malını ve canını korumuş olur. Hesabı ise Allah’a aittir”
buyurmuştur, dedi. Ebubekir de Ömer’e karşı:
- Allah’a yemin ederim ki, ben namaz ile zekât vermenin arasını ayıran
kimselerle muhakkak ki savaşırım. Çünkü zekât, malın hakkıdır. Allah’a
yemin ederim ki, bunlar Allah’ın Resulüne verdikleri bir dişi oğlağı benden
men ederlerse, zekâtı vermekten imtina etmelerinden dolayı onlarla
muhakkak savaşırım, dedi. Bunun üzerine Ömer:
{ 11 }
HİMMET OFİSİ

- Vallahi bu durum (mürtedlerle savaşma hükmü), Allah’ın Ebubekir’in


göğsünü, gönlünü açıp genişletmiş olmasındandır. Hakkın bu olduğunu
anladım, dedi.
[Buhari, Hadis No:7284; Müslim, Hadis No:32-20]

{ 12 }
40 CİHAD HADİSİ

5. HADİS
،‫ب‬ ِ ‫ ح َّدثـنَا َع ِّمي َع ْب ُد‬،‫ب بْ ِن مسلِ ٍم‬
ٍ ‫اهلل بْ ُن َو ْه‬ َّ ‫َح َم ُد بْ ُن َع ْب ِد‬
ِ ‫الر ْح َم ِن بْ ِن َو ْه‬ ْ ‫َح َّدثـَنَا أ‬
َ َ ُْ
‫اد َة بْ ِن أَبِي‬ َ َ‫ َع ْن ُجن‬،‫يد‬ ٍ ‫ َعن بس ِر ب ِن س ِع‬،‫ ح َّدثَنِي ب َكيـر‬،‫ث‬ ِ ‫ح َّدثـنَا َعمرو بن الْحا ِر‬
َ ْ ْ ُ ْ ٌْ ُ َ َ ُْ ُْ َ َ
‫ك‬ َ ‫َصلَ َح‬ ْ ‫ َح ِّدثـْنَا أ‬:‫ فـَُقلْنَا‬،‫يض‬ٌ ‫ت َو ُه َو َم ِر‬ ِ ‫الص ِام‬َّ ‫ادةَ بْ ِن‬ َ َ‫ َد َخلْنَا َعلَى عُب‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،َ‫أ َُميَّة‬
:‫ال‬ َ ‫ فـََق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ ِ ِ ‫يث يـنـَْفع اهلل بِ ِه س ِم ْعتَهُ ِمن رس‬ ٍ ‫ بِح ِد‬،‫اهلل‬
َ ‫ول اهلل‬ َُ ْ َ ُ ُ َ َ ُ
ِ ِ ِ ُ ‫َد َعانَا رس‬
َ ‫ فَ َكا َن ف‬،ُ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم فـَبَايـَْعنَاه‬
‫ «أَ ْن بَايـََعنَا‬:‫يما أَ َخ َذ َعلَيـْنَا‬ َ ‫ول اهلل‬ َُ
ٍ ِ
‫ َوأَ ْن‬،‫ َوأَثـََرة َعلَيـْنَا‬،‫ َوعُ ْس ِرنَا َويُ ْس ِرنَا‬،‫شطنَا َوَم ْك َرهنَا‬ ِ ِ
َ ‫اعة في َم ْن‬ ِ َ َّ‫الس ْم ِع َوالط‬
َّ ‫َعلَى‬
».‫اهلل فِ ِيه بـُْرَها ٌن‬ ِ ‫ «إَِّل أَ ْن تـروا ُك ْفرا بـواحا ِع ْن َد ُكم ِمن‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،»ُ‫ِع ْال َْم َر أ َْهلَه‬َ ‫َل نـُنَاز‬
َ ْ ً ََ ً ْ ََ
)‫(رواه البخاري ومسلم‬
Cünade bin Ebi Ümeyye’den naklen, O Şöyle demiştir: Ubade bin Samit
hasta iken yanına girdik. Ve ‘Allah iyiliğini versin! Bize Resulullah’tan g
işittiğin bir hadisi rivayet et ki, Allah onunla fayda versin!’ dedik. Bunun
üzerine şunu söyledi:
- Resulullah g, bizi davet etti. Biz de kendisine biat ettik. Bizden
aldığı sözler arasında: neşeli ve kederli zamanımızda, darlığımızda ve
rahatlığımızda ve üzerimize tercih yapıldığında bile dinleyip itaat etmeye
ve emirlik hususunda ehil olanla çekişmeyeceğimize dair aldığı biat da
vardı. Dedi ki; Ancak hakkında elinizde Allah’tan bir hüccet bulunan açık
bir küfür görürseniz o başka!
[Buhari, Hadis No:7055-7056; Müslim, Hadis No:42-1709]

{ 13 }
HİMMET OFİSİ

6. HADİS
ِ ِ َّ ‫ ح َّدثـنَا َع ْب ُد‬،‫وح َّدثَنِي مح َّم ُد بْن رافِ ٍع‬
‫وسى‬ َ ‫ أَ ْخبـََرني ُم‬،‫ أَ ْخبـََرنَا ابْ ُن ُج َريْ ٍج‬،‫الرزَّاق‬ َ َ َ ُ َُ َ
ِ ِ ِ ِ ِ
ُ‫صلَّى اهلل‬ َ ‫اب النَّب ِّي‬ ِ ‫َص َح‬ ْ ‫ م ْن أ‬،‫َسلَ َم‬ ْ ‫اب َر ُج ٍل م ْن أ‬ ِ َ‫ َع ْن كت‬،‫ض ِر‬ ْ َّ‫ َع ْن أَبي الن‬،َ‫بْ ُن عُ ْقبَة‬
ِ ِ ِ ِ ِ ُ ‫َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق‬
َ ‫ب إِلَى عُ َم َر بْ ِن عُبـَْيد اهلل ح‬
‫ين َس َار‬ َ َ‫ فَ َكت‬،‫ َع ْب ُد اهلل بْ ُن أَبي أ َْوفَى‬:ُ‫ال لَه‬
‫ض أَيَّ ِام ِه الَّتِي‬ِ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم َكا َن فِي بـَْع‬ ِ َ ‫َن رس‬
َ ‫ول اهلل‬
ِ
ُ َ َّ ‫ أ‬،ُ‫ يُ ْخبِ ُره‬،‫ْح ُروِريَّة‬ َ ‫إِلَى ال‬
َ ‫ فـََق‬،‫ام فِي ِه ْم‬ َّ ‫َت‬ ِ ‫ يـ ْنتَ ِظر حتَّى إِ َذا مال‬،‫ل َِقي فِ َيها الْع ُد َّو‬
ُ ‫ «يَا أَيـَُّها الن‬:‫ال‬
،‫َّاس‬ َ َ‫س ق‬ُ ‫الش ْم‬ َ َ ُ َ َ َ
ِ ِ ِ ِ
َّ ‫ َوا ْعلَ ُموا أ‬،‫اصب ُروا‬
‫َن‬ ْ َ‫وه ْم ف‬ ُ ‫ فَِإ َذا لَقيتُ ُم‬،َ‫اسأَلُوا اهللَ ال َْعافيَة‬ْ ‫ َو‬،‫اء ال َْع ُد ِّو‬
َ ‫َل تـَتَ َمنـَّْوا ل َق‬
َ َ‫ َوق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ ِ ُّ ‫ت ِظ َل ِل‬
،‫«الله َّم‬
ُ :‫ال‬ َ ‫ام النَّبِ ُّي‬
َ َ‫ ثُ َّم ق‬،»‫السيُوف‬ َ ‫ْجنَّةَ تَ ْح‬َ ‫ال‬
».‫ص ْرنَا َعلَْي ِه ْم‬ ِ ‫َح َز‬ ِ ‫الس َح‬ ِ َ‫ْكت‬ِ ‫م ْن ِز َل ال‬
ُ ْ‫ َوان‬،‫ ْاه ِزْم ُه ْم‬،‫اب‬ ْ ‫ َو َها ِزَم ْال‬،‫اب‬ َّ ‫ي‬ َ ‫ َوُم ْج ِر‬،‫اب‬ ُ
)‫(رواه البخاري ومسلم‬
Ebu’n-Nadr’dan, o da Eslem (kabilesinden) Peygamber’in g ashabından
Abdullah b. Ebi Evfa denilen bir zatın kitabından naklen haber verdi. Ömer
bin Ubeydillah, Haruriler üzerine yürüdüğü vakit Abdullah kendisine
mektup yazarak, Resulullah’ın g düşmanla karşılaştığı bazı günlerinde
güneşin (batıya) meyletmesini beklediğini ve aralarında ayağa kalkarak:
“Ey İnsanlar! Düşmanla karşılaşmayı temenni etmeyin! Allah’tan afiyeti
isteyin! Onlarla karşılaştığınız zaman da sabredin! Bilin ki cennet, kılıçların
gölgeleri altındadır.” buyurduğunu; sonra Peygamber g (tekrar) kalkarak:
“Ey kitabı indiren, bulutları hareket ettiren ve orduları bozguna uğratan
Allah’ım! Onları perişan et! Ve onlara karşı bize yardım et!” dedi.
[Buhari, Hadis No:2965-2966; Müslim, Hadis No:20-1742]

{ 14 }
‫‪40 CİHAD HADİSİ‬‬

‫‪7. HADİS‬‬
‫ْحنَ ِف ُّي‪،‬‬
‫اك ال َ‬ ‫ي‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ابْ ُن ال ُْمبَ َار ِك‪َ ،‬ع ْن ِع ْك ِرَمةَ بْ ِن َع َّما ٍر‪َ ،‬ح َّدثَنِي ِس َم ٌ‬ ‫الس ِر ِّ‬
‫َّاد بْ ُن َّ‬‫َح َّدثـَنَا َهن ُ‬
‫ال‪ :‬ل ََّما َكا َن يـَْو ُم بَ ْد ٍر‪ ،‬ح‬ ‫اب‪ ،‬قَ َ‬ ‫ول‪َ :‬ح َّدثَنِي عُ َمر بْ ُن الْ َخطَّ ِ‬ ‫اس‪ ،‬يـَُق ُ‬ ‫ت ابْ َن َعبَّ ٍ‬ ‫ال‪َ :‬س ِم ْع ُ‬ ‫قَ َ‬
‫ُ‬
‫ْحنَ ِف ُّي‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ِع ْك ِرَمةُ بْ ُن‬ ‫س ال َ‬ ‫ظ لَهُ‪َ ،‬ح َّدثـَنَا عُ َم ُر بْ ُن يُونُ َ‬ ‫ب‪َ ،‬واللَّ ْف ُ‬ ‫وح َّدثـَنَا ُزَهيـْر بْ ُن َح ْر ٍ‬
‫ُ‬ ‫َ‬
‫ِ‬
‫ال‪َ :‬ح َّدثَني عُ َم ُر‬ ‫اس‪ ،‬قَ َ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ْحنَف ُّي‪َ ،‬ح َّدثَني َع ْب ُد اهلل بْ ُن َعبَّ ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َع َّما ٍر‪َ ،‬ح َّدثَني أَبُو ُزَم ْي ٍل ُه َو س َم ٌ‬
‫اك ال َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ال‪ :‬ل ََّما َكا َن يـوم ب ْد ٍر نَظَر رس ُ ِ‬
‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم إِلَى ال ُْم ْش ِرك َ‬
‫ين‬ ‫ول اهلل َ‬ ‫َ َُ‬ ‫َْ ُ َ‬ ‫اب‪ ،‬قَ َ‬ ‫بْ ُن الْ َخطَّ ِ‬
‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه‬ ‫ِ‬
‫استـَْقبَ َل نَبِ ُّي اهلل َ‬ ‫ش َر َر ُج ًل‪ ،‬فَ ْ‬ ‫ث ِمائَ ٍة َوتِ ْس َعةَ َع َ‬ ‫َص َحابُهُ ثََل ُ‬ ‫ْف‪َ ،‬وأ ْ‬ ‫َو ُه ْم أَل ٌ‬
‫الله َّم ِ‬ ‫ِ‬ ‫وسلَّم ال ِْقبـلَةَ‪ ،‬ثُ َّم م َّد ي َدي ِه‪ ،‬فَجعل يـ ْهتِ ُ ِ‬
‫آت‬ ‫«الله َّم أَنْ ِج ْز لي َما َو َع ْدتَنِي‪ُ ،‬‬ ‫ف بَِربِّه‪ُ :‬‬ ‫َ َ ْ ََ َ َ‬ ‫ََ َ ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ض»‪ ،‬فَ َما‬ ‫ال ْس َلِم َل تـُْعبَ ْد في ْال َْر ِ‬ ‫صابَةَ م ْن أ َْه ِل ِْ‬ ‫ك َهذه الْع َ‬ ‫َما َو َع ْدتَنِي‪ُ ،‬‬
‫الله َّم إِ ْن تـُْهل ْ‬
‫ط ِر َدا ُؤهُ َع ْن َم ْن ِكبـَْي ِه‪ ،‬فَأَتَاهُ أَبُو بَ ْك ٍر‬‫ف بَِربِِّه‪َ ،‬مادًّا يَ َديْ ِه ُم ْستـَْقبِ َل ال ِْقبـْلَ ِة‪َ ،‬حتَّى َس َق َ‬ ‫ال يـَْهتِ ُ‬‫َز َ‬
‫ال‪ :‬يا نَبِ َّي ِ‬ ‫ِِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬
‫ك‬ ‫اك ُمنَا َش َدتُ َ‬‫اهلل‪َ ،‬ك َف َ‬ ‫اءهُ‪ ،‬فَأَلْ َقاهُ َعلَى َم ْنكبـَْيه‪ ،‬ثُ َّم الْتـََزَمهُ م ْن َوَرائه‪َ ،‬وقَ َ َ‬ ‫فَأَ َخ َذ ِر َد َ‬
‫ِ‬ ‫ك‪ ،‬فَِإنَّهُ َسيـُْن ِج ُز ل َ‬
‫اب‬‫استَ َج َ‬ ‫َك َما َو َع َد َك‪ ،‬فَأَنـَْز َل اهللُ َع َّز َو َج َّل‪{ :‬إِ ْذ تَ ْستَغيثُو َن َربَّ ُك ْم فَ ْ‬ ‫َربَّ َ‬
‫ين} [األنفال‪ ]9 :‬فَأ ََم َّدهُ اهللُ بِال َْم َلئِ َك ِة‪.‬‬ ‫ِ ِ ِِ‬ ‫ِ ٍ ِ‬ ‫ِ‬
‫لَ ُك ْم أَنِّي ُمم ُّد ُك ْم بأَلْف م َن ال َْم َلئ َكة ُم ْردف َ‬
‫(رواه مسلم)‬
‫‪Abdullah bin Abbas dedi ki: Ömer bin Hattab bana şöyle anlattı: “Bedir günü‬‬
‫‪olunca, Nebi g müşriklere baktı; onlar bin kişiydiler. Ashabına baktı; onlar‬‬
‫‪üçyüz ondokuz kişiydiler. Nebi g kıbleye yöneldi, sonra kollarını uzattı.‬‬
‫!‪Sonra şöyle dua etti: ‘Allah’ım! Bana vadettiğini yerine getir. Allah’ım‬‬
‫‪Bana vadettiğini ver. Allah’ım! Eğer İslam ehlinden şu topluluğu helak‬‬
‫‪edecek olursan, yeryüzünde sana ibadet edilmez.’ Kıbleye yönelmiş ve‬‬
‫‪ellerini uzattığı halde Rabbine o kadar dua etti ki; sırtından ridası düştü.‬‬
‫‪Ebubekir geldi ridasını yerden aldı ve omuzlarına attı. Sonra arkasından‬‬
‫} ‪{ 15‬‬
HİMMET OFİSİ

ona katıldı ve dedi ki: ‘Ey Allah’ın elçisi Rabbine olan yalvarman sana
yeter. Muhakkak ki; O sana vadettiğini yerine getirecektir. Bunun üzerine
Allah Tebareke ve Teâlâ şu ayeti indirdi: “Hani siz Rabbinizden yardım
istiyordunuz da, O da birbiri ardından bin melekle size yardım ederim,
diyerek duanıza icabet etmişti.” [Enfal, 9] Ve Allah b O’na Meleklerle
yardım etti.
[Müslim, Hadis No:58-1763]

{ 16 }
40 CİHAD HADİSİ

8. HADİS
‫ ح َو َح َّدثَنِي َس ِعي ُد بْ ُن‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ش ْي ٌم‬ َ ‫ َح َّدثـَنَا ُه‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫الع َوقِ ُّي‬ ٍ ِ
َ ‫َح َّدثـَنَا ُم َح َّم ُد بْ ُن سنَان ُه َو‬
،‫ب ال َف ِق ُير‬ٍ ‫ص َه ْي‬
ُ ‫ َح َّدثـَنَا يَ ِزي ُد ُه َو ابْ ُن‬:‫ال‬
َ َ‫ ق‬،‫ار‬ ٌ َّ‫ أَ ْخبـََرنَا َسي‬:‫ال‬َ َ‫ ق‬،‫ش ْي ٌم‬ َ ‫ أَ ْخبـََرنَا ُه‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ض ِر‬ ْ َّ‫الن‬
‫َم‬
ْ ‫سا ل‬ً ‫يت َخ ْم‬ ُ ‫ « أُ ْع ِط‬:‫ال‬ َ َ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم ق‬ َ ‫َن النَّبِ َّي‬َّ ‫ أ‬،‫ أَ ْخبـََرنَا َجابُِر بْ ُن َع ْب ِد اللَّ ِه‬:‫ال‬
َ َ‫ق‬
،‫ورا‬ ِ ُ ‫ت لِي األَر‬ ْ َ‫ َو ُج ِعل‬،‫ب َم ِس َيرَة َش ْه ٍر‬ ُّ ِ‫ت ب‬
ِ ‫الر ْع‬ ِ ُ‫ ن‬:‫يـ ْعطَ ُه َّن أَح ٌد قـ ْبلِي‬
ً ‫ض َم ْسج ًدا َوطَ ُه‬ ْ ُ ‫ص ْر‬ َ َ ُ
ِ
،‫َحد قـَْبلي‬ ٍ ِ ِ ِ ِ َّ ِ ِ ِ
َّ ُ‫فَأَيُّ َما َر ُج ٍل م ْن أ َُّمتي أَ ْد َرَك ْته‬
َ ‫َم تَح َّل ل‬ ْ ‫المغَان ُم َول‬َ ‫ت لي‬ ْ ‫ َوأُحل‬،‫ص ِّل‬ َ ُ‫الصالَةُ فـَلْي‬
». ً‫َّاس َع َّامة‬ ِ ‫ت إِلَى الن‬ ُ ْ‫اصةً َوبُِعث‬ َّ ‫ث إِلَى قـَْوِم ِه َخ‬ ُ ‫ َوَكا َن النَّبِ ُّي يـُبـَْع‬،َ‫اعة‬ َّ ‫يت‬
َ ‫الش َف‬ ُ ‫َوأُ ْع ِط‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Cabir bin Abdullah’ın haber verdiğine göre, Nebi g şöyle buyurmuştur:


“Benden evvel hiçbir peygambere verilmeyen beş şey bana verilmiştir.
Bir aylık yola kadar korku (salmak) ile yardım olundum. Yeryüzü bana
mescid ve temiz kılındı. Onun için ümmetimden her kime namaz vakti
erişirse, hemen namazını kılıversin. Ganimetler bana helal kılındı.
Hâlbuki benden evvel kimseye helal edilmemişti. Bana şefaat verildi. Bir
de benden evvel her peygamber, sadece kendi kavmine gönderilirken,
ben bütün insanlığa gönderildim.”
[Buhari, Hadis No:335; Müslim, Hadis No:3-521]

{ 17 }
HİMMET OFİSİ

9. HADİS
،َ‫ َع ْن أَبِي ُزْر َعة‬،‫ َع ْن عُ َم َارةَ َو ُه َو ابْ ُن الْ َق ْع َق ِاع‬،‫ َح َّدثـَنَا َج ِر ٌير‬،‫ب‬ ٍ ‫وح َّدثَنِي ُزَهيـْر بْ ُن َح ْر‬ َ
ُ
ِ
‫ض َّم َن اهللُ ل َم ْن َخ َر َج‬ ِ
َ َ‫ «ت‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ ِ ُ ‫ال رس‬ َ َ‫ ق‬،‫َع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‬
َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َ َ‫ ق‬:‫ال‬
‫ فـَُه َو َعلَ َّي‬،‫ص ِدي ًقا بُِر ُسلِي‬ ْ َ‫ َوت‬،‫يمانًا بِي‬
ِ ِ ِ ً ‫ َل ي ْخ ِرجه إَِّل ِجه‬،‫فِي سبِيلِ ِه‬
َ ِ‫ َوإ‬،‫ادا في َسبيلي‬ َ ُُ ُ َ
‫َج ٍر‬ ِ ِ ِ ِ
َ َ‫ نَائًِل َما ن‬،ُ‫ أ َْو أ َْرِج َعهُ إِلَى َم ْس َكنِه الَّذي َخ َر َج م ْنه‬،َ‫ْجنَّة‬ ِ َِ
ْ ‫ال م ْن أ‬ َ ‫ضام ٌن أَ ْن أُ ْدخلَهُ ال‬
ِ ِ ِ‫ ما ِمن َكل ٍْم ي ْكلَم فِي سب‬،‫ والَّ ِذي نـ ْفس مح َّم ٍد بِي ِد ِه‬،‫أَو غَنِيم ٍة‬
َ ‫ إَِّل َج‬،‫يل اهلل‬
‫اء يـَْوَم‬ َ ُ ُ ْ َ َ َُ ُ َ َ َ ْ
ِ ِ ٍ
‫ ل َْوَل‬،‫س ُم َح َّمد بِيَده‬ ِ َّ ٌ ‫يحهُ مس‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
ُ ‫ َوالذي نـَْف‬،‫ك‬ ْ ُ ‫ َوِر‬،‫ ل َْونُهُ ل َْو ُن َدٍم‬،‫ين ُكل َم‬ َ ‫الْقيَ َامة َك َه ْيئَته ح‬
‫َك ْن َل‬ ِ ‫ ول‬،‫اهلل أَب ًدا‬
َ َ
ِ ‫يل‬ ِ ِ‫ف َس ِريٍَّة تـَغْ ُزو فِي َسب‬ َ ‫ت ِخ َل‬ ِِ
َ ‫ش َّق َعلَى ال ُْم ْسلم‬
ُ ‫ين َما قـََع ْد‬ ُ َ‫أَ ْن ي‬
ِ َّ َّ ِ ُ َ‫ َوي‬،ً‫ َوَل يَ ِج ُدو َن َس َعة‬،‫َح ِملَ ُه ْم‬ ِ‫أ‬
‫س‬ُ ‫ َوالذي نـَْف‬،‫ش ُّق َعلَْيه ْم أَ ْن يـَتَ َخل ُفوا َعنِّي‬ ْ ‫َج ُد َس َعةً فَأ‬
ِ ‫يل‬
».‫ ثُ َّم أَ ْغ ُزو فَأُقـْتَ ُل‬،‫ ثُ َّم أَ ْغ ُزو فَأُقـْتَ ُل‬،‫اهلل فَأُقـْتَ ُل‬ ِ ِ‫ت أَنِّي أَ ْغ ُزو فِي َسب‬ُ ‫ ل ََوِد ْد‬،‫ُم َح َّم ٍد بِيَ ِد ِه‬
)‫(رواه ومسلم‬

Ebu Hureyre’den h, Resulullah’ın g şöyle buyurduğu rivayet edilmiştir:


“Allah, kendi yolunda cihad etmek için yola çıkana ‘Kim sırf benim
yolumda, bana iman ederek ve resullerimi tasdik ederek cihada çıkarsa,
onu cennete koymayı ya da çıktığı evine birçok sevaplar veya ganimetler
elde ederek döndürmeyi garanti ederim’ diye garanti verdi.
Muhammed’in canı elinde olan Allah’a yemin ederim ki, herhangi bir
kimse Allah yolunda yaralanırsa, kıyamet gününde, yaralandığı gündeki
haliyle gelir. Rengi kan renginde, kokusu da misk kokusu gibidir.
Muhammed’in canını elinde bulundurana yemin ederim ki,
Müslümanlara meşakkat vermeyecek olsam, Allah yolunda gazveye
çıkan hiçbir seriyyeden geri kalmazdım. Ancak onları hayvana bindirecek

{ 18 }
40 CİHAD HADİSİ

imkân bulamıyorum. Onlar da imkân bulamıyorlar. Benden geri kalmak


da onlara zor geliyor.
Muhammed’in canını elinde bulundurana yemin ederim ki, Allah
yolunda harbe çıkıp öldürülmeyi, sonra yine çıkıp öldürülmeyi, sonra
yine çıkıp öldürülmeyi ne kadar isterdim.”
[Müslim, Hadis No:103-1876]

{ 19 }
HİMMET OFİSİ

10. HADİS
ٍ ِ‫س بْ ِن مال‬ ٌ ِ‫ أَ ْخبـََرنَا ثَاب‬،‫ َح َّدثـَنَا َح َّما ٌد‬،‫ َح َّدثـَنَا َع َّفا ُن‬،‫َح َّدثـَنَا ُم َح َّم ُد بْ ُن َحاتِ ٍم‬
،‫ك‬ َ ِ َ‫ َع ْن أَن‬،‫ت‬
‫ث َم َعنَا ِر َج ًال يـَُعلِّ ُمونَا‬ ْ ‫َن ابـَْع‬ ِ ‫ أ‬:‫ فـ َقالُوا‬،‫ جاء نَاس إِلَى النَّبِ ِّي صلَّى اهلل َعلَْي ِه وسلَّم‬:‫ال‬
َ َ ََ ُ َ ٌ َ َ َ َ‫ق‬
‫ فِي ِه ْم َخالِي‬،ُ‫ الْ ُق َّراء‬:‫ال ل َُه ْم‬ ِ ِ
ُ ‫ يـَُق‬،‫صا ِر‬َ ْ‫ين َر ُج ًل م َن ْالَن‬ َ ‫ث إِل َْي ِه ْم َس ْبع‬َ ‫ فـَبـََع‬،َ‫السنَّة‬
ُّ ‫الْ ُق ْرآ َن َو‬
‫ َوَكانُوا بِالنـََّها ِر يَ ِجيئُو َن بِال َْم ِاء‬،‫ َويـَتَ َد َار ُسو َن بِاللَّْي ِل يـَتـََعلَّ ُمو َن‬،‫ يـَْق َرءُو َن الْ ُق ْرآ َن‬،‫َح َر ٌام‬
،‫الص َّف ِة َولِ ْل ُف َق َر ِاء‬
ُّ ‫ام ِل َْه ِل‬ ِ ِ ِِ
َ ‫ َويَ ْشتـَُرو َن بِه الطَّ َع‬،ُ‫ َويَ ْحتَطبُو َن فـَيَبِيعُونَه‬،‫ضعُونَهُ في ال َْم ْسجد‬
ِ َ ‫فـي‬
ََ
ِ
‫وه ْم قـَْب َل أَ ْن يـَبـْلُغُوا‬ ُ ُ‫ فـََقتـَل‬،‫ضوا ل َُه ْم‬ ُ ‫ فـََع َر‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم إِل َْي ِه ْم‬ َ ‫فـَبـََعثـَُه ُم النَّبِ ُّي‬
:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫يت َعنَّا‬ َ ‫ض‬ ِ ‫ ور‬،‫ك‬ ِ َ َ‫ بـلِّ ْغ َعنَّا نَبِيـَّنَا أَنَّا قَ ْد ل َِقين‬،‫الله َّم‬
َ َ َ ‫اك فـََرضينَا َع ْن‬ َ ُ :‫ فـََقالُوا‬،‫ال َْم َكا َن‬
‫ت‬ُ ‫ فـُْز‬:‫ال َح َر ٌام‬ َ ‫ فـََق‬،ُ‫ فَطَ َعنَهُ بُِرْم ٍح َحتَّى أَنـَْف َذه‬،‫س ِم ْن َخل ِْف ِه‬ ٍ َ‫ال أَن‬ َ ‫ َخ‬،‫َوأَتَى َر ُج ٌل َح َر ًاما‬
‫ « إِ َّن إِ ْخ َوانَ ُك ْم قَ ْد‬:‫َص َحابِ ِه‬ ِ ِ
ْ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم ل‬ ِ ُ ‫ال رس‬
َ ‫ول اهلل‬
ِ
ُ َ َ ‫ فـََق‬،‫ب الْ َك ْعبَة‬ ِّ ‫َوَر‬
ِ ‫ ور‬،‫ك‬ ِ َ َ‫الله َّم بـلِّ ْغ َعنَّا نَبِيـَّنَا أَنَّا قَ ْد ل َِقين‬ ِ
».‫يت َعنَّا‬ َ ‫ض‬ َ َ َ ‫اك فـََرضينَا َع ْن‬ َ ُ :‫ َوإِنـَُّه ْم قَالُوا‬،‫قُتلُوا‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Enes bin Malik h şöyle dedi: “Resulullah’a g bazı insanlar gelip ‘Bizimle
beraber, bize Kur’an’ı ve Sünneti öğretecek bazı adamlar gönder!’ dediler.
Bunun üzerine Resulullah g onlara ensardan yetmiş kişi gönderdi. Onlara
Kurra deniliyordu. Dayım Haram da onların içindeydi. Bunlar, Kur’an’ı
okuyor, geceleri aralarında ders yapıyor ve öğreniyorlardı. Gündüzleri
mescide su getirip koyarlardı. Odun kesip satarlar ve onunla Suffe ashabına
ve fakirlere yemek alırlardı. Resulullah g onları gönderdi ama gidecekleri
yere varamadan kafirler saldırdı ve onları öldürdü. Onlar öldürülürken şöyle
diyorlardı: “Allah’ım! Sana kavuştuğumuzu, senden razı olduğumuzu ve
senin de bizden razı olduğunu Resulüne ilet!” O gün bir adam Enes’in dayısı
Haram’a gelip mızrakla onu yere yıktı ve öldürdü. O ölürken şöyle diyordu:
{ 20 }
40 CİHAD HADİSİ

‘Kâbe’nin Rabbine yemin olsun ki kazandım!’ Bu olay üzerine Resulullah g


şöyle buyurdu: ‘Kardeşleriniz öldürüldü. Onlar öldürülürken ‘Allah’ım!
Sana kavuştuğumuzu, senden razı olduğumuzu ve senin de bizden razı
olduğunu Resulüne ilet!’ diyorlardı.’ ”
[Buhari, Hadis No:2801; Müslim, Hadis No:147-677]

{ 21 }
‫‪HİMMET OFİSİ‬‬

‫‪11. HADİS‬‬
‫اع ُّي‪َ ،‬ح َّدثـَنَا َع ْب ُد األَ ْعلَى‪َ ،‬ع ْن ُح َم ْي ٍد‪ ،‬قَ َ‬ ‫يد ال ُخز ِ‬ ‫ح َّدثـنَا مح َّم ُد بن س ِع ٍ‬
‫سا‬ ‫ْت أَنَ ً‬‫ال‪َ :‬سأَل ُ‬ ‫َ‬ ‫َ َ ُ َ ُْ َ‬
‫َّ‬ ‫ِ‬ ‫وح َّدثـَنَا َع ْم ُرو بْ ُن ُزَر َارَة‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ِزيَا ٌد‪ ،‬قَ َ‬
‫س‬ ‫يل‪َ ،‬ع ْن أَنَ ٍ‬ ‫ال‪َ :‬ح َّدثَني ُح َم ْي ٌد الط ِو ُ‬ ‫ال‪ :‬ح َ‬ ‫قَ َ‬
‫ول اللَّ ِه‬ ‫ال بَ ْد ٍر‪ ،‬فـََق َ‬ ‫ض ِر َع ْن قِتَ ِ‬ ‫ض َي اللَّهُ َع ْنهُ‪ ،‬قَ َ‬ ‫رِ‬
‫ال‪« :‬يَا َر ُس َ‬ ‫س بْ ُن النَّ ْ‬ ‫اب َع ِّمي أَنَ ُ‬ ‫ال‪ :‬غَ َ‬ ‫َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ين‪ ،‬لَئِ ِن اللَّهُ أَ ْش َه َدنِي قتَ َ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ت َع ْن أ ََّوِل قتَ ٍ‬ ‫ِ‬
‫ين لَيـََريَ َّن اللَّهُ‬ ‫الم ْش ِرك َ‬
‫ال ُ‬ ‫الم ْش ِرك َ‬‫ْت ُ‬ ‫ال قَاتـَل َ‬ ‫غ ْب ُ‬
‫ك‬ ‫ال‪« :‬اللَّ ُه َّم إِنِّي أَ ْعتَ ِذ ُر إِل َْي َ‬ ‫الم ْسلِ ُمو َن‪ ،‬قَ َ‬ ‫ف ُ‬ ‫ش َ‬‫ُح ٍد‪َ ،‬وانْ َك َ‬ ‫َصنَ ُع»‪ ،‬فـَلَ َّما َكا َن يـَْو ُم أ ُ‬ ‫َما أ ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِم َّما صنع ه ُؤالَِء ‪ -‬يـعنِي أَصحابه ‪ -‬وأَبـرأُ إِلَي َ ِ‬
‫الم ْش ِرك َ‬
‫ين‬ ‫صنَ َع َه ُؤالَء‪ - ،‬يـَْعني ُ‬ ‫ك م َّما َ‬ ‫ْ َ َ ُ َ َْ ْ‬ ‫َْ‬ ‫ََ َ َ‬
‫ض ِر‬ ‫ب النَّ ْ‬ ‫الجنَّةَ َوَر ِّ‬ ‫ٍ‬ ‫‪ -‬ثُ َّم تـ َق َّدم»‪ ،‬فَاستـ ْقبـلَهُ س ْع ُد بن مع ٍ‬
‫ال‪« :‬يَا َس ْع ُد بْ َن ُم َعاذ‪َ ،‬‬ ‫اذ‪ ،‬فـََق َ‬ ‫ْ َ َ َ ْ ُ َُ‬ ‫َ َ‬
‫ِ‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ال‬‫صنَ َع‪ ،‬قَ َ‬ ‫ول اللَّه َما َ‬ ‫ت يَا َر ُس َ‬ ‫استَطَ ْع ُ‬‫ال َس ْع ٌد‪ :‬فَ َما ْ‬ ‫ُحد»‪ ،‬قَ َ‬ ‫يح َها م ْن ُدون أ ُ‬ ‫إِنِّي أَج ُد ِر َ‬
‫س ْه ٍم َوَو َج ْدنَاهُ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ضربةً بِ َّ ِ‬
‫الس ْيف أ َْو طَ ْعنَةً ب ُرْم ٍح‪ ،‬أ َْو َرْميَةً ب َ‬ ‫ين َ ْ َ‬
‫ِ‬
‫ض ًعا َوثَ َمان َ‬‫س‪ :‬فـََو َج ْدنَا بِ ِه بِ ْ‬ ‫أَنَ ٌ‬
‫س‪ُ « :‬كنَّا نـَُرى‬ ‫ال أَنَ ٌ‬ ‫َح ٌد إَِّل أُ ْختُهُ بِبـَنَانِِه قَ َ‬
‫الم ْش ِرُكو َن‪ ،‬فَ َما َع َرفَهُ أ َ‬
‫قَ ْد قُتِل وقَ ْد مث ِ ِ‬
‫َّل به ُ‬ ‫ََ َ َ‬
‫ين ِر َج ٌ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫َن َه ِذ ِه اآليَةَ نـََزل ْ‬‫أ َْو نَظُ ُّن أ َّ‬
‫اه ُدوا‬ ‫ص َدقُوا َما َع َ‬ ‫ال َ‬ ‫الم ْؤمن َ‬ ‫َت فيه َوفي أَ ْشبَاهه‪{ :‬م َن ُ‬
‫ِ‬ ‫آخ ِر اآليَِة‪َ .‬وقَ َ ِ‬ ‫اللَّه علَي ِه} [األحزاب‪ ]23 :‬إِلَى ِ‬
‫ت‬ ‫س َر ْ‬ ‫الربـَيِّ َع َك َ‬
‫س َّمى ُّ‬ ‫ال إ َّن أُ ْختَهُ َوه َي تُ َ‬ ‫َ َْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ثَنِيَّةَ امرأ ٍَة‪ ،‬فَأَمر رس ُ ِ‬
‫ول‬‫س‪ :‬يَا َر ُس َ‬ ‫ال أَنَ ٌ‬ ‫اص‪ ،‬فـََق َ‬ ‫ص ِ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم بِالق َ‬ ‫ول اللَّه َ‬ ‫ََ َ ُ‬ ‫َْ‬
‫ِ‬ ‫ضوا بِاأل َْر ِ‬ ‫س ُر ثَنِيَّتـَُها‪ ،‬فـََر ُ‬ ‫ِ‬
‫اللَّ ِه َوالَّذي بـََعثَ َ‬
‫ال‬‫اص‪ ،‬فـََق َ‬ ‫ص َ‬ ‫ش‪َ ،‬وتـََرُكوا الق َ‬ ‫ك بِ َ‬
‫الح ِّق الَ تُ ْك َ‬
‫ْس َم َعلَى اللَّ ِه َلَبـََّرهُ»‬ ‫ِ َّ ِ ِ ِ ِ َّ ِ‬ ‫ول اللَّ ِه َ َّ‬
‫صلى اهللُ َعلَْيه َو َسل َم‪« :‬إ َّن م ْن عبَاد الله َم ْن ل َْو أَق َ‬ ‫َر ُس ُ‬
‫(رواه البخاري)‬

‫‪Enes bin Malik h şöyle demiştir: Amcam Enes bin Nadr, Bedir harbinden‬‬
‫‪uzakta bulunmuştu. Bunun için o:‬‬

‫} ‪{ 22‬‬
40 CİHAD HADİSİ

- Ey Allah’ın Resulü! Müşriklerle yaptığın ilk muharebeden uzakta


bulundum. Yemin olsun ki, eğer Allah beni müşrikler harbinde hazır
bulundurursa ne yapacağımı Allah muhakkak insanlara gösterecektir!
demişti. Uhud günü gelip Müslümanlar açıkta kalınca Enes bin Nadr;
‘Allah’ım! Ben Sen’den şunların; yani sahabelerinin yaptıklarından
(bozulma ve kaçmalarından) dolayı özür dilerim. Şunların; yani müşriklerin
yaptıklarından da Sana sığınırım, dedi. Sonra (müşriklere doğru) ilerledi.
Bu sırada Enes bin Nadr’a, Sa’d bin Muaz rast geldi. Enes bin Nadr ona:
- Ey Muaz’ın oğlu Sa’d! Ben cennet istiyorum. Ve Nadr’ın Rabbine yemin
ederim ki, ben cennetin kokusunu Uhud’un berisinden hissedip buluyorum!
dedi. Sa’d bin Muaz, Resulullah’a:
- Ey Allah’ın Resulü! Ben İbnu’n Nadr’ın yaptığını anlatmaya muktedir
değilim, dedi.
Enes bin Malik şöyle demiştir: Biz Enes bin Nadr’ı şehid edilmiş halde
bulduğumuzda, onun bedeninde kılıç darbesi yahut mızrak izi veya ok
saplanması olarak seksenden fazla yara bulduk. Müşrikler onun burnunu,
kulaklarını ve diğer bazı uzuvlarını kesmek ve gözlerini oymak suretiyle
müsle (azalarını kesme) yapmışlardı. Bu sebeple onu hiçbir kimse
tanıyamadı da ancak kız kardeşi onu parmaklarının ucuyla tanıyabildi.
Yine Enes bin Malik dedi ki: Biz şu ayetin Enes bin Nadr ile benzerleri
hakkında indiğini düşünür yahut zannederdik: “Mü’minlerden öyle
adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sadık kaldılar. İçlerinden bir
kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (Şehid olmuştur). Bir kısmı da
(Şehid olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.”
[Ahzâb, 23]

Yine Enes bin Malik şöyle demiştir: Enes bin Nadr’ın kız kardeşi -ki o er-
Rubeyy’ adıyla anılır- bir kadının ön dişlerini kırmıştı. Resulullah g kısas
yapılmasını emretti. Bu hüküm üzerine Enes bin Nadr:
- Ey Allah’ın Resulü! Seni hak ile gönderene yemin olsun ki; Rubeyy’in ön
dişi kırılmaz! dedi.
(Hakikaten) davacılar, diyete razı oldular da kısası bıraktılar. Bunun üzerine
Resulullah g: “Allah’ın kullarından öylesi vardır ki, o, Allah’a yemin etse,
muhakkak Allah onun yeminini doğru çıkarıp yerine getirir” buyurdu.
[Buhari, Hadis No:2805-2806]

{ 23 }
HİMMET OFİSİ

12. HADİS
،‫ َع ْن ُح َم ْي ٍد‬،‫ َح َّدثـَنَا أَبُو إِ ْس َحا َق‬،‫ َح َّدثـَنَا ُم َعا ِويَةُ بْ ُن َع ْم ٍرو‬،‫َح َّدثـَنَا َع ْب ُد اللَّ ِه بْ ُن ُم َح َّم ٍد‬
َ َ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم ق‬ ِ ٍِ ُ ‫ َس ِم ْع‬:‫ال‬
‫«ما‬
َ :‫ال‬ َ ‫ َع ِن النَّبِ ِّي‬،ُ‫س بْ َن َمالك َرض َي اللَّهُ َع ْنه‬ َ َ‫ت أَن‬ َ َ‫ق‬
‫ إَِّل‬،‫الدنـْيَا َوَما فِ َيها‬
ُّ ُ‫َن لَه‬ ُّ ‫س ُّرهُ أَ ْن يـَْرِج َع إِلَى‬
َّ ‫ َوأ‬،‫الدنـْيَا‬ ِ َّ ِ ُ ‫ِمن َعب ٍد يم‬
ُ َ‫ ي‬،‫ لَهُ ع ْن َد الله َخيـٌْر‬،‫وت‬ َُ ْ ْ
ُّ ‫س ُّرهُ أَ ْن يـَْرِج َع إِلَى‬ ِ
ِ َ ‫الش َه‬ ِ
ْ َ‫الش ِهي َد لِ َما يـََرى م ْن ف‬
».‫ فـَيـُْقتَ َل َم َّرًة أُ ْخ َرى‬،‫الدنـْيَا‬ ُ َ‫ فَإنَّهُ ي‬،‫ادة‬ َّ ‫ض ِل‬ َّ
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Enes bin Malik’ten h rivayet edildiğine göre, Resulullah g şöyle


buyurmuştur: “Ölen hiç bir nefis yoktur ki; Allah indinde kendisi için
bir hayır olsun da dünyaya dönmeyi ve dünya ile onun içinde bulunan
bütün varlıkların kendisinin olmasını arzu etsin. Yalnız şehid bundan
müstesnadır! Çünkü o, şehidliğin faziletini gördüğü için dünyaya dönüp
tekrar öldürülmek onu hoşnut eder.”
[Buhari, Hadis No:2795; Müslim, Hadis No:108-1877]

{ 24 }
40 CİHAD HADİSİ

13. HADİS
‫ َع ْن‬،‫ َع ْن بَ ِحي ِر بْ ِن َس ْع ٍد‬،‫اش‬ ٍ َّ‫يل بْ ُن َعي‬ ِ ِ ِ
ُ ‫ َح َّدثـَنَا إ ْس َماع‬،‫ْح َك ُم بْ ُن نَاف ٍع‬ َ ‫َح َّدثـَنَا ال‬
َّ ‫ أ‬،‫ َع ْن نـَُع ْي ِم بْ ِن َه َّما ٍر‬،‫ َع ْن َكثِي ِر بْ ِن ُم َّرَة‬،‫َخالِ ِد بْ ِن َم ْع َدا َن‬
‫َن َر ُج ًل َسأ ََل النَّبِ َّي‬
َّ ‫ين إِ ْن يـُْل َق ْوا فِي‬
ِّ ‫الص‬ ِ َّ َ َ‫ضل؟ ق‬ ِ ُّ ‫َي‬ ُّ ‫ أ‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬
‫ف َل‬ َ ‫ «الذ‬:‫ال‬ ُ َ ْ‫الش َه َداء أَف‬ َ
ِ،‫ف الْعلَى ِمن الْجنَّة‬ ِ ‫ك يـتـلَبَّطُو َن فِي الْغُر‬ ِ ِ
َ َ ُ َ َ َ َ ‫ أُولَئ‬،‫وه ُه ْم َحتَّى يـُْقتـَلُوا‬ َ ‫يـَلْفتُو َن ُو ُج‬
».‫اب َعلَْي ِه‬ ِ ُّ ‫ك إِلَى َع ْب ٍد فِي‬ َ ‫ض ِح‬
َ ‫ َوإِ َذا‬،‫ك‬ َ ُّ‫ك إِل َْي ِه ْم َرب‬
َ ‫س‬َ ‫الدنـْيَا فَ َل ح‬ َ ُّ‫ك َرب‬ ُ ‫ض َح‬ ْ َ‫َوي‬
)‫(رواه احمد‬

Nuaym bin Hemmar şöyle dedi: “Bir adam, Resulullah’a g: Hangi


şehid daha faziletlidir diye sordu. Resulullah g: “Onlar, eğer (düşmanla)
karşılaşırlarsa ölünceye kadar yüzlerini (düşmandan) çevirmeyenlerdir.
Onlar, cennette yüce makamlara erişeceklerdir. Ve Rabbin onlara güler.
Rabbin dünyada bir kula güldüğünde artık ona hesap yoktur’ buyurdu.”
[Müsned, Ahmed bin Hanbel, Hadis No:22476]

{ 25 }
‫‪HİMMET OFİSİ‬‬

‫‪14. HADİS‬‬
‫ِ‬
‫َح َّدثـَنَا يَ ْحيَى بْ ُن يَ ْحيَى‪َ ،‬وأَبُو بَ ْك ِر بْ ُن أَبِي َش ْيبَةَ‪ ،‬ك َل ُه َما َع ْن أَبِي ُم َعا ِويَةَ‪ ،‬ح َ‬
‫وح َّدثـَنَا‬
‫س‪َ ،‬ج ِم ًيعا‪َ ،‬ع ِن ْالَ ْع َم ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬
‫ش‪ ،‬ح‬ ‫يسى بْ ُن يُونُ َ‬ ‫يم‪ ،‬أَ ْخبـََرنَا َج ِر ٌير‪َ ،‬وع َ‬ ‫إ ْس َحا ُق بْ ُن إبـَْراه َ‬
‫َسبَاطٌ‪َ ،‬وأَبُو ُم َعا ِويَةَ‪ ،‬قَ َال‪:‬‬ ‫ظ لَهُ‪َ ،‬ح َّدثـَنَا أ ْ‬ ‫وح َّدثـنَا مح َّم ُد بْن َع ْب ِد ِ‬
‫اهلل بْ ِن نُ َم ْي ٍر‪َ ،‬واللَّ ْف ُ‬ ‫ُ‬ ‫َ َ َُ‬
‫اهلل َعن ه ِذهِ‬ ‫ِ‬
‫ال‪َ :‬سأَلْنَا َع ْب َد ِ ْ َ‬ ‫وق‪ ،‬قَ َ‬ ‫اهلل بْ ِن م َّرَة‪َ ،‬عن مسر ٍ‬
‫ْ َ ُْ‬ ‫ُ‬
‫ح َّدثـنَا ْالَ ْعمش‪َ ،‬عن َع ْبد ِ‬
‫َ ُ ْ‬ ‫َ َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫َحيَاءٌ ع ْن َد َربِّه ْم يـُْرَزقُو َن}‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ين قُتلُوا في َسب ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫َّ‬ ‫ِ‬
‫يل اهلل أ َْم َواتًا بَ ْل أ ْ‬ ‫سبَ َّن الذ َ‬ ‫{وَل تَ ْح َ‬ ‫ْاليَة‪َ :‬‬
‫ف‬ ‫ال‪« :‬أَرواحهم فِي جو ِ‬ ‫ال‪ :‬أ ََما إِنَّا قَ ْد َسأَلْنَا َع ْن َذلِ َ‬
‫َْ‬ ‫ك‪ ،‬فـََق َ ْ َ ُ ُ ْ‬ ‫[آل عمران‪ ]169 :‬قَ َ‬
‫ْجن َِّة َح ْي ُ‬ ‫ش‪ ،‬تَسر ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ت‪ ،‬ثُ َّم تَأْ ِوي إِلَى‬ ‫اء ْ‬
‫ث َش َ‬ ‫ح م َن ال َ‬ ‫يل ُم َعلَّ َقةٌ بال َْع ْر ِ ْ َ ُ‬ ‫ض ٍر‪ ،‬ل ََها قـَنَاد ُ‬ ‫طَْي ٍر ُخ ْ‬
‫َي‬
‫ال‪َ « :‬ه ْل تَ ْشتـَُهو َن َش ْيئًا؟ قَالُوا‪ :‬أ َّ‬ ‫يل‪ ،‬فَاطَّلَ َع إِل َْي ِه ْم َربـُُّه ُم اطِّ َل َعةً»‪ ،‬فـََق َ‬ ‫اد ِ‬ ‫ْك الْ َقنَ ِ‬‫تِل َ‬
‫ث م َّر ٍ‬ ‫ث ِشئـْنَا‪ ،‬فـََف َع َل َذلِ َ‬ ‫ْجن َِّة َح ْي ُ‬ ‫َشي ٍء نَ ْشت ِهي ونَحن نَسر ِ‬
‫ات‪،‬‬ ‫ك بِ ِه ْم ثََل َ َ‬ ‫ح م َن ال َ‬ ‫َ َ ْ ُ َْ ُ‬ ‫ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬
‫احنَا في‬ ‫ب‪ ،‬نُ ِري ُد أَ ْن تـَُر َّد أ َْرَو َ‬ ‫َن يـُتـَْرُكوا م ْن أَ ْن يُ ْسأَلُوا‪ ،‬قَالُوا‪ :‬يَا َر ِّ‬ ‫فـَلَ َّما َرأ َْوا أَنـَُّه ْم ل ْ‬
‫اجةٌ تُ ِرُكوا‪».‬‬ ‫س ل َُه ْم َح َ‬ ‫ك َم َّرةً أُ ْخ َرى‪ ،‬فـَلَ َّما َرأَى أَ ْن ل َْي َ‬ ‫ادنَا َحتَّى نـُْقتَ َل فِي َسبِيلِ َ‬ ‫أَجس ِ‬
‫َْ‬
‫(رواه مسلم)‬

‫‪Mesruk h şöyle demiştir: “Abdullah bin Mesud’a h ‘Allah yolunda‬‬


‫‪öldürülenleri sakın ölüler sanmayın! Bilakis onlar diridirler. Rableri‬‬
‫‪yanında rızıklandırılmaktadırlar.’ ayetini sorduğumuzda şöyle dedi:‬‬
‫‪“Biz de bu ayeti Resulullah’a sorduğumuzda O şöyle buyurmuştu:‬‬
‫‪‘Onların ruhları yeşil kuşların karnındadır. Cennette istedikleri gibi‬‬
‫‪uçarlar. Orada Arş’ta asılı duran kandiller vardır. Sonra o kandillere‬‬
‫‪konarlar. Rableri onlara gözükür ve ‘Bir şey mi istiyorsunuz?’ diye‬‬
‫’‪buyurur. Onlar; ‘Neyi isteyelim ki? Cennette istediğimiz gibi uçuyoruz‬‬
‫‪derler. Allah b bu soruyu üç sefer tekrarlar. Onlar istekte bulunmadan‬‬
‫} ‪{ 26‬‬
40 CİHAD HADİSİ

bırakılmayacaklarını anlayınca ‘Ya Rabbi! Ruhlarımızın cesetlerimize


tekrar döndürülmesini ve senin yolunda bir kere daha öldürülmeyi
isteriz’ derler. Allah da b onların herhangi bir isteklerinin olmadığını
görünce onları serbest bırakır.”
[Müslim, Hadis No:121-1887]

{ 27 }
HİMMET OFİSİ

15. HADİS
‫ َع ِن‬،‫ي‬ ِّ ‫الزبـَْي ِد‬
ُّ ‫يد‬ِ ِ‫ َعن مح َّم ِد ب ِن الْول‬،َ‫ ح َّدثـنَا يحيى بن حمزة‬،‫اح ٍم‬ ِ ‫ح َّدثـنا م ْنصور بن أَبِي مز‬
َ ْ َ ُ ْ َ ْ َ ُ ْ َْ َ َ َ َ ُ ُ ْ ُ ُ َ ََ َ
ُ‫صلَّى اهلل‬ َ ‫َن َر ُج ًل أَتَى النَّبِ َّي‬ َّ ‫ أ‬،‫ي‬ِّ ‫ َع ْن أَبِي َس ِعيد الْ ُخ ْد ِر‬،‫ َع ْن َعطَ ِاء بْ ِن يَ ِزي َد اللَّْيثِ ِّي‬،‫ي‬
ٍ ِّ ‫الزْه ِر‬
ُّ
،»‫اهلل بِ َمالِ ِه َونـَْف ِس ِه‬
ِ ‫يل‬ ِ ِ‫اه ُد فِي َسب‬ ِ ‫ «رجل يج‬:‫ال‬
َ ُ ٌ ُ َ َ ‫ض ُل؟ فـََق‬ َ ْ‫َّاس أَف‬ِ ‫َي الن‬ ُّ ‫ أ‬:‫ال‬ َ ‫ فـََق‬،‫َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬
».‫َّاس ِم ْن َش ِّرِه‬ ِ ِّ ‫ب ِم َن‬
َ ‫ َويَ َدعُ الن‬،ُ‫الش َعاب يـَْعبُ ُد اهللَ َربَّه‬ ٍ ‫«م ْؤِم ٌن فِي ِش ْع‬ ُ :‫ال‬ َ َ‫ ثُ َّم َم ْن؟ ق‬:‫ال‬ َ َ‫ق‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Ebu Said el-Hudri’den h rivayet edildiğine göre bir adam Resulullah’ın


g huzuruna gelerek şöyle dedi: “Hangi insan daha faziletlidir? Resulullah
g: ‘Allah yolunda malı ile canı ile cihad eden kimse’, dedi. Ondan sonra
kim? dedi. Resulullah g: ‘Kuytulardan bir kuytuda Rabbine ibadet eden
ve insanları kendi şerrinden uzak tutan kimse’, dedi.”
[Buhari, Hadis No:2786; Müslim, Hadis No:122-1888]

{ 28 }
40 CİHAD HADİSİ

16. HADİS
‫ َع ْن‬،‫ َح َّدثَنِي أَبُو َهانِ ٍئ الْ َخ ْوَلنِ ُّي‬،‫ب‬ ِ ‫ ح َّدثـنَا َع ْب ُد‬،‫ح َّدثـنَا س ِعي ُد بْن م ْنصوٍر‬
ٍ ‫اهلل بْ ُن َو ْه‬ َ َ ُ َ ُ َ َ َ
ِ
‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ ِ َ ‫َن رس‬ ٍ ِ
ِّ ‫ َع ْن أَبِي َس ِعيد الْ ُخ ْد ِر‬،‫ْحبُل ِّي‬ َّ ‫أَبِي َع ْب ِد‬
َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َّ ‫ أ‬،‫ي‬ ُ ‫الر ْح َم ِن ال‬
،ُ‫ْجنَّة‬َ ‫ت لَهُ ال‬ ْ َ‫ َو َجب‬،‫ َوبِ ُم َح َّم ٍد نَبِيًّا‬،‫ال ْس َلِم ِدينًا‬ ِ ِ‫ضي ب‬
ِْ ِ‫ َوب‬،‫اهلل َربًّا‬ ِ ٍِ
َ ‫ َم ْن َر‬،‫ يَا أَبَا َسعيد‬:‫ال‬ َ َ‫ق‬
‫ َوأُ ْخ َرى‬:‫ال‬ َ َ‫ ثُ َّم ق‬،‫ فـََف َع َل‬،‫اهلل‬ِ ‫ول‬ َ ‫َع ْد َها َعلَ َّي يَا َر ُس‬ ِ ‫ أ‬:‫ال‬ ٍ ‫فـع ِجب لَها أَبو س ِع‬
َ ‫ فـََق‬،‫يد‬ َ ُ َ َ ََ
،‫ض‬ ِ ‫الس َم ِاء َو ْال َْر‬
َّ ‫ َما بـَْي َن ُك ِّل َد َر َجتـَْي ِن َك َما بـَْي َن‬،‫ْجن َِّة‬ ِ ٍ ِ
َ ‫يـُْرفَ ُع بِ َها ال َْع ْب ُد مائَةَ َد َر َجة في ال‬
».‫اهلل‬ ِ ‫يل‬ ِ ِ‫اد فِي َسب‬ ُ ‫ْج َه‬ ِ ‫ ال‬،‫اهلل‬ِ ‫يل‬ ِ ِ‫اد فِي َسب‬ ُ ‫ْج َه‬ِ ‫ ال‬:‫ال‬ ِ ‫ول‬
َ َ‫اهلل؟ ق‬ َ ‫ َوَما ِه َي يَا َر ُس‬:‫ال‬ َ َ‫ق‬
)‫(رواه ومسلم‬

Ebu Said el-Hudri’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g buyurdu ki:


“Ey Eba Said, kim Rab olarak Allah’tan, din olarak İslam’dan ve Resul
olarak da Muhammed’den razı olursa Cennet ona vacip olur.” Ebu Said
el-Hudri h buna şaşırdı ve dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü! O sözü bir defa
daha söyler misin?” Resulullah g daha önce söylediği sözü tekrar etti ve
şöyle dedi: “Başka bir şey de vardır ki; cennette onunla, kulların derecesi
yüz derece yükseltilir. Her iki derecesinin arası yer ile gök arası kadardır.”
Ebu Said el-Hudri dedi ki: “Ey Allah’ın Resulü o nedir?” Resulullah g
dedi ki: “Allah yolunda cihad etmektir. Allah yolunda cihad etmektir.”
[Müslim, Hadis No:116-1884]

{ 29 }
HİMMET OFİSİ

17. HADİS
،َ‫ادة‬ ِ ‫ َعن َع ْب ِد‬،‫يد‬
َ َ‫اهلل بْ ِن أَبِي قـَت‬ ٍ ‫يد ب ِن أَبِي س ِع‬ ِِ
ْ ‫ َع ْن َسع‬،‫ث‬
ٍ ‫ح َّدثـنَا قـتـيبةُ بن س ِع‬
ٌ ‫ َح َّدثـَنَا ل َْي‬،‫يد‬
ْ َ َ ُ ْ ََْ ُ َ َ
ِ ِ ِ ِ ‫ِّث َعن رس‬ ِ َ َ‫َع ْن أَبِي قـَت‬
‫ام في ِه ْم‬ َ َ‫ أَنَّهُ ق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫ول اهلل‬ ُ َ ْ ُ ‫ يُ َحد‬،ُ‫ أَنَّهُ َسم َعه‬،‫اد َة‬
:‫ال‬ َ ‫ فـََق‬،‫ام َر ُج ٌل‬ َ ‫ فـََق‬،‫ال‬ ِ ‫ضل ْالَ ْعم‬ ِ ِ
َ ُ َ ْ‫يما َن باهلل أَف‬ َ ‫ال‬
ِ ‫يل‬
ِْ ‫ َو‬،‫اهلل‬ ِ ِ‫اد فِي َسب‬ ِ ‫َن ال‬
َ ‫ْج َه‬ َّ ‫فَ َذ َك َر ل َُه ْم أ‬
ِ ‫ول‬ ِ ِ ِ‫ْت فِي سب‬ ُ ‫ت إِ ْن قُتِل‬ ِ ‫ول‬
‫اهلل‬ ُ ‫ال لَهُ َر ُس‬ َ ‫اي؟ فـََق‬ َ َ‫ تُ َك َّف ُر َعنِّي َخطَاي‬،‫يل اهلل‬ َ َ ْ‫ أ ََرأَي‬،‫اهلل‬ َ ‫يَا َر ُس‬
‫ ُم ْقبِ ٌل غَيـُْر‬،‫ب‬ ِ
ٌ ‫صابٌِر ُم ْحتَس‬ َ ‫ت‬
ِ ‫يل‬
َ ْ‫ َوأَن‬،‫اهلل‬ ِ ِ‫ْت فِي َسب‬ َ ‫ إِ ْن قُتِل‬،‫ «نـََع ْم‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ َ
ُ ‫ت إِ ْن قُتِل‬ ِ ِ ُ ‫ال رس‬
‫ْت‬ َ ْ‫ أ ََرأَي‬:‫ال‬َ َ‫ْت؟» ق‬ َ ‫ف قـُل‬ َ ‫ « َك ْي‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َ َ‫ ثُ َّم ق‬،»‫ُم ْدبِ ٍر‬
َ ْ‫ َوأَن‬،‫ «نـََع ْم‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ ِ ُ ‫ال رس‬ ِ ِ ِ‫فِي سب‬
‫ت‬ َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َ ‫اي؟ فـََق‬ َ َ‫يل اهلل أَتُ َك َّف ُر َعنِّي َخطَاي‬ َ
ِ ِ ِ ِ ِ َّ ‫ إَِّل‬،‫ م ْقبِل غَيـْر م ْدبِ ٍر‬،‫صابِر م ْحتَسب‬ ِ
».‫ك‬ َ ‫ال لي َذل‬ َ َ‫الس َل ُم ق‬
َّ ‫يل َعلَْيه‬ َ ‫ فَإ َّن ج ْب ِر‬،‫الديْ َن‬ ُ ُ ٌ ُ ٌ ُ ٌ َ
)‫(رواه مسلم‬
Ebu Katade’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g Müslümanların
arasında ayağa kalktı. Allah’a iman ve Allah yolunda cihadın, amellerin
en faziletlileri olduğunu anlattı. Bir adam ayağa kalkıp; ‘Ey Allah’ın
Resulü! Eğer Allah yolunda öldürülürsem, hatalarıma kefaret olur mu?’
dedi. Resulullah g dedi ki: ‘Evet! Eğer Allah yolunda sabrederek ve
sevabını Allah’tan bekleyerek sırtını düşmana dönmeksizin savaşır ve
öldürülürsen.’ Daha sonra Resulullah g şöyle dedi: ‘Nasıl dedin?’ Adam:
‘Eğer Allah yolunda öldürülürsem hatalarıma kefaret olur mu?’ dedi. Bunun
üzerine Resulullah g şöyle buyurdu: ‘Evet! Eğer Allah yolunda sabrederek
ve sevabını Allah’tan bekleyerek sırtını düşmana dönmeksizin savaşır ve
öldürülürsen. Ancak borç hariç. Çünkü Cebrail n bana böyle dedi.’
[Müslim, Hadis No:117-1885]

{ 30 }
40 CİHAD HADİSİ

18. HADİS
ٍ ‫ َعن َعب ِد اللَّ ِه ب ِن س ِع‬،‫ضل بن موسى‬
‫ َع ْن‬،‫يد‬ َ ْ ْ ْ َ ُ ُ ْ ُ ْ ‫ َح َّدثـَنَا الْ َف‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ود بْ ُن غَْي َل َن‬ُ ‫أَ ْخبـََرنَا َم ْح ُم‬
ُ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق‬ ِ ُ ‫ َكا َن رس‬:‫ال‬ ِ ِ
:‫ول‬ َ ‫ول اللَّه‬ َُ َ َ‫س ِر ق‬ َ َ‫ َع ْن أَبي الْي‬،‫وب‬َ ُّ‫ َم ْولَى أَبِي أَي‬،‫ص ْيف ٍّي‬َ
‫ك أَ ْن يـَتَ َخبَّطَنِي‬ َ ِ‫ َوأَعُوذُ ب‬،‫ْح ِر ِيق‬ ِ ِ َ ِ‫«اللَّه َّم إِنِّي أَعوذُ ب‬
َ ‫ َوال‬،‫ َوالْغَ َرق‬،‫ َوال َْه ْدِم‬،‫ك م َن التـََّردِّي‬ ُ ُ
ِ
».‫وت لَدي ًغ‬ َ ‫ك أَ ْن أ َُم‬ َ ِ‫ َوأَعُوذُ ب‬،‫ك ُم ْدبًِرا‬ ِ ِ
َ ‫وت في َسبِيل‬َ ‫ك أَ ْن أ َُم‬ َ ِ‫ َوأَعُوذُ ب‬،‫ت‬ ِ
ِ ‫الش ْيطَا ُن ع ْن َد الْمو‬َّ
َْ
)‫(نسائي‬

Ebu’l Yesar’dan h rivayete göre, şöyle demiştir: Resulullah g şöyle dua


ederdi: “Allah’ım! Yüksekten düşmekten, yıkıntı altında kalmaktan,
suda boğulmaktan, yangından Sana sığınırım. Son nefesimde şeytanın
gelip beni aldatmasından, senin yolunda savaşırken düşmandan
kaçarken ölmekten ve zehirli hayvanların sokarak öldürmelerinden
Sana sığınırım.”
[Sünen-i Nesai, Hadis No:5531]

{ 31 }
HİMMET OFİSİ

19. HADİS
‫ َع ْن بَ ِحي ِر‬،‫اش‬ ٍ َّ‫يل بْ ُن َعي‬ ِ ِ ِ ِ ِ
ُ ‫ َح َّدثـَنَا إ ْس َماع‬:‫ قَ َال‬،‫ْح َك ُم بْ ُن نَاف ٍع‬ َ ‫ َوال‬،‫يسى‬ َ ‫َح َّدثـَنَا إ ْس َحا ُق بْ ُن ع‬
‫ول اللَّ ِه‬
ُ ‫ال َر ُس‬ َ َ‫ ق‬:‫ال‬َ َ‫ ق‬،‫ي‬ ِ ‫ َع ِن ال ِْم ْق َد ِام ب ِن مع ِدي َك ِرب ال‬،‫ َعن َخالِ ِد ب ِن مع َدا َن‬،‫ب ِن سع ٍد‬
ِّ ‫ْك ْن ِد‬ َ َْ ْ َْ ْ ْ َْ ْ
ٍ‫ص‬ ِ َّ ‫ ِس‬:‫ال الْح َكم‬ ِ َّ ِ ِ َّ ِ‫ « إِ َّن ل‬:‫صلَّى اهلل َعلَي ِه وسلَّم‬
‫ أَ ْن‬- ‫ال‬ َ ‫تخ‬ ُ َ َ َ‫ ق‬- ‫لش ِهيد ع ْن َد الله َع َّز َو َج َّل‬ َ ََ ْ ُ َ
ِ
َ‫ َويُ َحلَّى ُحلَّة‬،‫ْجنَّة‬ ِ ِ ِ ِ ٍ ِ
َ َ‫ ق‬- ‫ َويـََرى‬،‫يـُغْ َف َر لَهُ في أ ََّوِل َدفـَْعة م ْن َدمه‬
َ ‫ َم ْق َع َدهُ م َن ال‬- ‫ َويـَُرى‬:‫ْح َك ُم‬ َ ‫ال ال‬
‫ال‬َ َ‫ ق‬- ‫ َويَأ َْم َن ِم َن الْ َف َز ِع ْالَ ْكبَ ِر‬،‫اب الْ َق ْب ِر‬
ِ ‫ َويُ َج َار ِم ْن َع َذ‬،‫ْحوِر ال ِْعي ِن‬ ِ
ُ ‫ َويـَُزَّو َج م َن ال‬،‫يمان‬
ِ ‫ال‬
َ ِْ
ُّ ‫ الْيَاقُوتَةُ ِم ْنهُ َخيـٌْر ِم َن‬،‫اج ال َْوقَا ِر‬
‫الدنـْيَا َوَما‬ ِِ
ُ َ‫ض َع َعلَى َرأْسه ت‬ َ ‫ َويُو‬- ‫ يـَْوَم الْ َف َز ِع ْالَ ْكبَ ِر‬:‫ْح َك ُم‬ َ ‫ال‬
».‫سانًا ِم ْن أَقَا ِربِ ِه‬ ِ َ ‫ش َّف َع فِي َس ْب ِع‬
َ ْ‫ين إن‬ َ ُ‫ َوي‬،‫ْحوِر ال ِْعي ِن‬ ِ
ُ ‫ين َزْو َجةً م َن ال‬
ِ
َ ‫ َويـَُزَّو َج اثـْنَتـَْي ِن َو َس ْبع‬،‫ف َيها‬
ِ
)‫(رواه أحمد‬

Mikdam bin Ma’di Kerib’den h rivayet edildiğine göre, Resulullah g şöyle


buyurmuştur: “Şehidin, Allah katında altı özelliği vardır; şehid olur olmaz
günahları affedilir, Cennet’teki gidip kavuşacağı yer kendisine gösterilir.
Kabir azabından korunur ve (kıyametteki) en büyük korkudan güven
içindedir. Başına vakar tacı giydirilir. O taç üzerindeki tek bir yakut taşı
dünyadan ve içindekilerden daha değerli ve kıymetlidir. Cennet’teki iri
gözlü yetmiş iki huri ile evlendirilir. Akrabalarından yetmiş kişiye şefaat
edebilmesine izin verilir.”
[Müsned, Ahmed bin Hanbel, Hadis No:17182]

{ 32 }
40 CİHAD HADİSİ

20. HADİS
،ٌ‫ أ َْو غَ ْد َوة‬،‫يل اللَّ ِه‬ِ ِ‫ َع ِن النَّبِ ِّي صلى اهلل عليه وسلم؛ «ل ََرْو َحةٌ فِي َسب‬،‫ك‬ ٍ ِ‫عن أَنَس بْن مال‬
ََ َ
ٍ
‫ يـَْعنِي‬- ‫ض ُع قيد‬ ِ ِ ِ
ِ ‫ أَو مو‬،‫س أَحد ُكم من الجنَّة‬ ِ ِ ُّ ‫َخيـٌْر ِم َن‬
ْ َ ْ َ َ ْ َ ِ ‫اب قـَْو‬ ُ ‫ َولََق‬،‫الدنـْيَا َوَما ف َيها‬
ِ ‫ت إِلَى أ َْه ِل األ َْر‬ ْ ‫الجن َِّة اطَّلَ َع‬ ِ ُّ ‫ َخيـٌْر ِم َن‬- ُ‫َس ْوطَه‬
َّ ‫ َول َْو أ‬،‫الدنـْيَا َوَما فِ َيها‬
‫ض‬ َ ‫َن ْام َرأَةً م ْن أ َْه ِل‬
».‫الدنـْيَا َوَما فِ َيها‬ ُّ ‫صي ُف َها َعلَى َرأْ ِس َها َخيـٌْر ِم َن‬ ِ َ‫ ولَن‬،‫ ولَم َلَتْهُ ِريحا‬،‫ت ما بـيـْنـ ُهما‬
َ ً َ َ َ َ َ َ ْ ‫اء‬ َ‫ض‬ َ َ‫َل‬
)‫(رواه البخاري‬

Enes bin Malik’ten h rivayet edildiğine göre, Nebi g şöyle buyurmuştur:


“Akşamleyin veya sabahleyin herhangi bir zamanda Allah yolunda bir
kere (cihad için) yürüyüş, hiç şüphesiz dünyadan ve dünyadaki her
şeyden hayırlıdır. Ve cennetten herhangi birinizin bir yay kadar yeri
yahut bir değnek yeri; yani kamçısı kadar bir yer, dünyadan ve dünyadaki
şeylerin hepsinden hayırlıdır. Şayet cennet ehlinden bir kadın yeryüzü
ehline baksaydı, hiç şüphesiz o, cennetle yer arasını aydınlatır ve o arayı
bir güzel koku doldururdu. Ve yine muhakkak ki, o cennet kadınının
başı üzerindeki başörtüsü, dünyadan ve dünyadaki her şeyden daha
hayırlıdır.”
[Buhari, Hadis No:2796]

{ 33 }
HİMMET OFİSİ

21. HADİS
‫ َع ْن أَبِي‬،‫ َع ْن أَبِ ِيه‬،‫الر ْح َم ِن بْ ُن َع ْب ِد اللَّ ِه بْ ِن ِدينَا ٍر‬
َّ ‫ أَ ْخبـََرنَا َع ْب ُد‬:‫ال‬
َ َ‫ ق‬،‫ادنَا َع ْم ٌرو‬
َ ‫َوَز‬
ِ َ َ‫ ق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ ِ
‫س َع ْب ُد‬َ ‫ «تَع‬:‫ال‬ َ ‫ َع ِن النَّبِ ِّي‬،‫ َع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‬،‫صال ٍح‬ َ
َ ‫ط َس ِخ‬ ِ ِ ِ ‫ و َعب ُد ال َخ ِم‬،‫ و َعب ُد الدِّره ِم‬،‫الدِّينَا ِر‬
،‫ط‬ ْ ‫ َوإِ ْن ل‬،‫ إِ ْن أُ ْعط َي َرض َي‬،‫يصة‬
َ ‫َم يـُْع‬ َ ْ َ َْ ْ َ
ِ ِ
ِ ِ‫ان فـََرسه في َسب‬
‫يل‬ ِ ٍ ِ ٍ ِ
ِ َ‫ طُوبى لع ْبد آخذ بِ ِعن‬،‫يك فَالَ انـتـ َقش‬ ِ
َ ‫ َوإِ َذا ش‬،‫س‬ ِ
َ َ َ َْ َ ‫س َوانـْتَ َك‬َ ‫تَع‬
‫ َوإِ ْن‬،‫اس ِة‬ ِ ِ ِ ‫الحر‬ ِ ِ ٍ َ ‫ أَ ْش َع‬،‫اللَّ ِه‬
َ ‫ َكا َن في الح َر‬،‫اسة‬ َ َ ‫ إِ ْن َكا َن في‬،ُ‫ ُمغْبـََّرة قَ َد َماه‬،ُ‫ث َرأْ ُسه‬
ِ ِ َّ ‫الساقَ ِة َكا َن فِي‬ َّ ‫َكا َن فِي‬
».‫ش َّف ْع‬ ْ ‫ َوإِ ْن َش َف َع ل‬،ُ‫َم يـُْؤ َذ ْن لَه‬
َ ُ‫َم ي‬ ْ ‫ إِن‬،‫الساقَة‬
ْ ‫استَأْ َذ َن ل‬
)‫(رواه البخاري‬

Ebu Hureyre’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurmuştur:


“Altın, gümüş ve iyi cins elbise kulu olan kişiler kahrolsun! Kendisine
(bunlar) verildiğinde sevinir, verilmediğinde kızıp öfkelenir. Böyle
(dünya düşkünü) kişi sürünsün; zarara yuvarlansın! Ona diken batsın
da çıkaran bulunmasın! Allah yolunda atının dizginini tutmuş, saçı
başı dağınık ve ayakları tozlanan kula ne mutlu! Şayet bu kişi, düşman
beklemekte ise o tam anlamıyla düşman beklemiş olur. Eğer gerisinde
vazifede ise, orada da hakkıyla nöbetçilik vazifesinde bulunur. Bu
mücahid bir meclise girmek için izin isterse küçük görülüp kendisine izin
verilmez. Bir konuda şefaat etmeye kalkışırsa, şefaati kabul edilmez.”
[Buhari, Hadis No:2887]

{ 34 }
40 CİHAD HADİSİ

22. HADİS
‫ َع ْن‬،‫ َع ْن أَبِ ِيه‬،‫ َح َّدثـَنَا َع ْب ُد ال َْع ِزي ِز بْ ُن أَبِي َحا ِزٍم‬،‫يم ُّي‬ ِ ‫َّم‬
ِ ‫ح َّدثـنَا ي ْحيى بْن ي ْحيى الت‬
َ َ ُ َ َ َ َ
ِ
‫ «م ْن َخ ْي ِر‬:‫ال‬ ِ
َ َ‫ أَنَّهُ ق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ ِ ِ ‫ َعن رس‬،‫ َعن أَبِي ُهريـْرَة‬،َ‫بـ ْعجة‬
َ ‫ول اهلل‬ َُ ْ ََ ْ َ َ
ِ،‫ ي ِطير َعلَى م ْتنِه‬،‫اهلل‬ ِ ‫يل‬ ِ ِ ِ ِ
ِ ‫ك عنَا َن فـََرسه في َسب‬ ِ ِ
ٌ ‫ َر ُج ٌل ُم ْمس‬،‫َّاس ل َُه ْم‬ ِ ‫اش الن‬ ِ ‫َم َع‬
َ ُ َ
‫ أ َْو َر ُج ٌل‬،ُ‫ت َمظَانَّه‬ َ ‫ يـَْبتَ ِغي الْ َق ْت َل َوال َْم ْو‬،‫ أ َْو فـَْز َعةً طَ َار َعلَْي ِه‬،ً‫ُكلَّ َما َس ِم َع َهيـَْعة‬
ِ ِ ِ ِِ ِ ٍ ِ َّ ‫س َش َع َف ٍة ِمن َه ِذ ِه‬ ِ ْ‫فِي غُنـَْي َم ٍة فِي َرأ‬
ُ ‫ يُق‬،‫ أ َْو بَطْ ِن َواد م ْن َهذه ْال َْوديَة‬،‫الش َعف‬
‫يم‬ ْ
»‫َّاس إَِّل فِي َخ ْي ٍر‬ِ ‫س ِم َن الن‬ َ ‫ ل َْي‬،‫ين‬
ِ ِ َّ ‫ َويـُْؤتِي‬،‫الص َل َة‬
ُ ‫ َويـَْعبُ ُد َربَّهُ َحتَّى يَأْتيَهُ الْيَق‬،‫الزَكا َة‬ َّ
)‫(رواه مسلم‬

Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre, Resulullah g şöyle buyurdu:


“İnsanların en hayırlı yaşayanlarından biri: Allah yolunda atının
dizginini tutup onun sırtında giden, düşman sesi veya düşmana hücum
feryadı işitince atı üzerinde ona doğru giden, öldürmeyi ve ölümü, ümit
edilen yerlerinde arayan adamdır. Yahut şu tepelerden bir tepenin üstünde
veya şu vadilerden bir vadinin içinde küçük bir koyun sürüsünün içinde
bulunup namazını kılan, zekâtını veren ve eceli gelinceye kadar Rabbine
ibadet eden, insanlara hayırdan başka bir şey yapmayan kimsedir.”
[Müslim, Hadis No:125-1889]

{ 35 }
HİMMET OFİSİ

23. HADİS
َ َ‫ ق‬،‫يم بْ ُن َس ْع ٍد‬ ِ ِ ِ ِ
:‫ال‬ ُ ‫ َح َّدثـَنَا إبـَْراه‬:َ‫ قَاال‬،‫يل‬َ ‫وسى بْ ُن إ ْس َماع‬ َ ‫ َوُم‬،‫س‬ ْ ‫َح َّدثـَنَا أ‬
َ ُ‫َح َم ُد بْ ُن يُون‬
ِ َ ‫َن رس‬ ِِ ٍ ‫َح َّدثـَنَا ابْ ُن ِش َه‬
‫صلَّى‬
َ ‫ول اللَّه‬ ُ َ َّ ‫ أ‬،‫ َع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‬،‫ب‬ ِ ِّ‫سي‬ ُ ‫ َع ْن َسعيد بْ ِن‬،‫اب‬
َ ‫الم‬
ِ ِِ ِ َّ ِ ُّ ‫ أ‬:‫اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم ُسئِ َل‬
:‫يل‬
َ ‫ ق‬.»‫يما ٌن بالله َوَر ُسوله‬ َ ِ‫ «إ‬:‫ال‬ َ ‫ض ُل؟ فـََق‬ َ ْ‫الع َم ِل أَف‬
َ ‫َي‬
.»‫ور‬ ِ ِ َّ ِ ِ‫اد فِي سب‬ ِ :‫ال‬
ٌ ‫ج َمبـُْر‬ٌّ ‫«ح‬
َ :‫ال‬ َ َ‫ ثُ َّم َما َذا؟ ق‬:‫يل‬ َ ‫يل الله» ق‬ َ ُ ‫«الج َه‬ َ َ‫ثُ َّم َما َذا؟ ق‬
)‫(رواه بخاري ومسلم‬

Ebu Hureyre’den h rivayet edildiğine göre; “Resulullah’a g ‘Amellerin


en hayırlısı nedir?’ diye sorulduğunda şöyle cevap vermiştir: ‘Allah’a ve
Resulüne imandır.’ Bundan sonra nedir? Denildiğinde. Resulullah g:
‘Allah yolunda cihaddır’, dedi. Bundan sonra hangisidir? Denildiğinde.
Resulullah g: ‘Kabul olunmuş hacdır’, dedi.
[Buhari, Hadis No:26; Müslim, Hadis No:135-83]

{ 36 }
40 CİHAD HADİSİ

24. HADİS
‫ َع ْن‬،‫صالِ ٍح‬ ِِ ِ ِ ِ
َ ‫ َع ْن ُس َه ْي ِل بْ ِن أَبِي‬،‫ َح َّدثـَنَا َخال ُد بْ ُن َع ْبد اهلل ال َْواسط ُّي‬،‫صوٍر‬
ِ
ُ ‫َح َّدثـَنَا َسعي ُد بْ ُن َم ْن‬
ِ ‫يل‬ ِ ِ‫اد فِي َسب‬ ِ ‫ ما يـ ْع ِد ُل ال‬:‫ قِيل لِلنَّبِ ِّي صلَّى اهلل َعلَْي ِه وسلَّم‬:‫ال‬ ِ ِِ
‫اهلل‬ َ ‫ْج َه‬ َ َ َ ََ ُ َ َ َ َ‫ ق‬،‫ َع ْن أَبي ُه َريـَْرَة‬،‫أَبيه‬
‫«ل‬َ :‫ول‬ ُ ‫ك يـَُق‬ َ ِ‫ أ َْو ثََلثًا ُك ُّل َذل‬،‫ادوا َعلَْي ِه َم َّرتـَْي ِن‬
ُ ‫َع‬ َ َ‫ ق‬،»ُ‫«ل تَ ْستَ ِطيعُونَه‬
َ ‫ فَأ‬:‫ال‬ َ :‫ال‬ َ َ‫َع َّز َو َج َّل؟ ق‬
‫ت‬ ِ ِ‫الصائِ ِم الْ َقائِ ِم الْ َقان‬
َّ ‫اهلل َك َمثَ ِل‬ِ ‫يل‬ ِ ِ‫اه ِد فِي َسب‬ ِ ‫ «مثَل الْمج‬:‫ال فِي الثَّالِثَ ِة‬ َ َ‫ َوق‬،»ُ‫تَ ْستَ ِطيعُونَه‬
َُ ُ َ
ِ ‫يل‬ ِ ِ‫اه ُد فِي َسب‬ ِ ‫ حتَّى يـرِجع الْمج‬،‫ وَل ص َل ٍة‬،‫صي ٍام‬ ِ ِ ِ ِ
».‫اهلل تـََعالَى‬ َ ُ َ َْ َ َ َ َ ‫ َل يـَْفتـُُر م ْن‬،‫بِآيَات اهلل‬
)‫(رواه مسلم‬

Ebu Hureyre’nin h şöyle dediği rivayet edilmiştir: “Resulullah’a g


‘Allah yolunda cihad etmeye denk ne olabilir?’ diye soruldu. ‘Sizin ona
gücünüz yetmez’ buyurdu. Ebu Hureyre dedi ki; bu soruyu iki veya üç defa
tekrarladılar. Hepsinde de ‘Sizin ona gücünüz yetmez’ buyurdu. Daha
sonra üçüncü seferde şöyle dedi; ‘Allah yolunda cihad eden kimsenin
misali; oruç tutan, Allah’ın ayetlerini okuyarak namaz kılan ve gecesini
bu şekilde ihya eden ve Allahu Teâla’nın yolundaki mücahid dönünceye
kadar (bu şekilde yerine getirdiği) orucu ve namazı bırakmayan kişi
gibidir.’
[Müslim, Hadis No:110-1878]

{ 37 }
HİMMET OFİSİ

25. HADİS
‫ َع ْن َع ْب ِد اللَّ ِه بْ ِن‬،‫الج ْع ِد‬ ِ ِ ِ ِ
َ ‫ َع ْن َسال ِم بْ ِن أَبِي‬،‫ َع ْن َع ْم ٍرو‬،‫ َح َّدثـَنَا ُس ْفيَا ُن‬،‫َح َّدثـَنَا َعل ُّي بْ ُن َع ْبد اللَّه‬
‫ول‬
ُ ‫ال َر ُس‬ َ ‫ات فـََق‬ َ ‫ فَ َم‬،ُ‫ال لَهُكِ ْركِ َرة‬
ُ ‫ َر ُج ٌل يـَُق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬َ ‫ َكا َن َعلَى ثـََق ِل النَّبِ ِّي‬:‫ال‬
َ َ‫َع ْم ٍرو ق‬
.‫اءةً قَ ْد غَلَّ َها‬ ِ ِ ِ ِ
َ َ‫ فـََو َج ُدوا َعب‬،‫ فَ َذ َهبُوا يـَْنظُُرو َن إِل َْيه‬،»‫«ه َو في النَّا ِر‬ ُ :‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫اللَّه‬
)‫(رواه البخاري‬

Abdullah bin Amr h der ki: “Resulullah’ın g eşyasına bakan Kirkere


adında bir adam vardı. Adam öldüğünde Resulullah g ‘O ateştedir’
buyurdu. Sahabeler gidip adama baktıklarında, ganimet malından çalınmış
bir abayı üzerinde buldular.”
[Buhari, Hadis No:3074]

{ 38 }
‫‪40 CİHAD HADİSİ‬‬

‫‪26. HADİS‬‬
‫ال‪َ :‬ح َّدثَنِي يَ ِزي ُد بْ ُن أَبِي‬ ‫المبَ َار ِك‪َ ،‬ح َّدثـَنَا يَ ْحيَى بْ ُن َح ْم َزةَ‪ ،‬قَ َ‬
‫َح َّدثـَنَا إِ ْس َحا ُق‪ ،‬أَ ْخبـََرنَا ُم َح َّم ُد بْ ُن ُ‬
‫الر ْح َم ِن بْ ُن‬
‫س ُه َو َع ْب ُد َّ‬ ‫ال‪ :‬أَ ْخبـََرنِي أَبُو َع ْب ٍ‬ ‫يج‪ ،‬قَ َ‬ ‫اعةَ بْ ِن َرافِ ِع بْ ِن َخ ِد ٍ‬ ‫َم ْريَ َم‪ ،‬أَ ْخبـََرنَا َعبَايَةُ بْ ُن ِرفَ َ‬
‫َّار‪.‬‬
‫سهُ الن ُ‬ ‫ت قَ َد َما َع ْب ٍد فِي َسبِ ِ‬
‫يل اللَّ ِه فـَتَ َم َّ‬ ‫«ما ا ْغبـََّر ْ‬
‫ال‪َ :‬‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم قَ َ‬ ‫َن رس َ ِ‬
‫ول اللَّه َ‬ ‫َج ْب ٍر‪ ،‬أ َّ َ ُ‬
‫(رواه البخاري)‬

‫‪Abdurrahman bin Cebir’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle‬‬


‫”‪buyurmuştur: “Allah yolunda her iki ayağı tozlanan kula ateş dokunmaz.‬‬
‫]‪[Buhari, Hadis No:2811‬‬

‫} ‪{ 39‬‬
‫‪HİMMET OFİSİ‬‬

‫‪27. HADİS‬‬
‫َح َّدثـَنَا أَبُو تـَْوبَةَ‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ُم َعا ِويَةُ يـَْعنِي ابْ َن َس َّلٍم‪َ ،‬ع ْن َزيْ ٍد يـَْعنِي ابْ َن َس َّلٍم‪ ،‬أَنَّهُ َس ِم َع أَبَا‬
‫اروا َم َع‬ ‫شةَ‪ ،‬أَنَّهُ ح َّدثَهُ س ْهل ابن ال ِ ِ‬
‫ْح ْنظَليَّة‪ ،‬أَنـَُّه ْم َس ُ‬ ‫َ َ ُ ُْ َ‬ ‫السلُولِ ُّي أَبُو َك ْب َ‬ ‫ال‪َ :‬ح َّدثَنِي َّ‬ ‫َس َّلٍم‪ ،‬قَ َ‬
‫ت‬ ‫ض ْر ُ‬ ‫ت َع ِشيَّةً فَ َح َ‬ ‫السيـَْر‪َ ،‬حتَّى َكانَ ْ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَْوَم ُحنـَْي ٍن فَأَطْنَبُوا َّ‬ ‫رس ِ ِ‬
‫ول اللَّه َ‬ ‫َُ‬
‫َّ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ول اللَّه َ َّ‬ ‫ِ‬
‫الص َل َة‪ ،‬ع ْن َد ر ُس ِ‬
‫ول‬ ‫ال‪ :‬يَا َر ُس َ‬ ‫س‪ ،‬فـََق َ‬ ‫اء َر ُج ٌل فَا ِر ٌ‬ ‫صلى اهللُ َعلَْيه َو َسل َم‪ ،‬فَ َج َ‬ ‫َ‬ ‫َّ‬
‫ت َجبَ َل َك َذا َوَك َذا‪ ،‬فَِإ َذا أَنَا بِ َه َوا ِز َن َعلَى بَ ْك َرِة‬ ‫ت بـَْي َن أَيْ ِدي ُك ْم َحتَّى طَلَ ْع ُ‬ ‫اللَّ ِه‪ ،‬إِنِّي انْطَلَ ْق ُ‬
‫سم رس ُ ِ‬
‫صلَّى اهللُ‬ ‫ول اللَّه َ‬ ‫اجتَ َمعُوا إِلَى ُحنـَْي ٍن‪ ،‬فـَتَبَ َّ َ َ ُ‬ ‫آبَائِ ِه ْم بِظُعُنِ ِه ْم‪َ ،‬ونـََع ِم ِه ْم‪َ ،‬و َشائِ ِه ْم‪ْ ،‬‬
‫اء اللَّهُ»‪ ،‬ثُ َّم‪ ،‬قَ َ‬ ‫ِِ‬ ‫ال‪« :‬تِل َ ِ‬ ‫َعلَْي ِه َو َسلَّ َم َوقَ َ‬
‫«م ْن يَ ْح ُر ُسنَا‬ ‫ال‪َ :‬‬ ‫ين غَ ًدا إِ ْن َش َ‬ ‫يمةُ ال ُْم ْسلم َ‬ ‫ْك غَن َ‬
‫ب‬ ‫ِ‬
‫ب»‪ ،‬فـََرك َ‬ ‫ال‪« :‬فَ ْارَك ْ‬ ‫ول اللَّ ِه‪ ،‬قَ َ‬ ‫ي‪ :‬أَنَا يَا َر ُس َ‬ ‫س بْ ُن أَبِي َم ْرثَ ٍد الْغَنَ ِو ُّ‬ ‫ال أَنَ ُ‬‫اللَّيـْلَةَ؟»‪ ،‬قَ َ‬
‫ال لَهُ رس ُ ِ‬ ‫ِ‬ ‫فـرسا لَهُ فَجاء إِلَى رس ِ ِ‬
‫صلَّى اهللُ‬ ‫ول اللَّه َ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‪ ،‬فـََق َ َ ُ‬ ‫ول اللَّه َ‬ ‫َُ‬ ‫ََ‬ ‫ََ ً‬
‫ك اللَّيـْلَةَ»‪،‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫«استـَْقبِ ْل َه َذا ِّ‬ ‫ِ‬
‫ب َحتَّى تَ ُكو َن في أَ ْع َلهُ‪َ ،‬وَل نـُغََّر َّن م ْن قبَل َ‬ ‫الش ْع َ‬ ‫َعلَْيه َو َسلَّ َم‪ْ :‬‬
‫ِ‬ ‫فـلَ َّما أَصبحنَا‪َ ،‬خرج رس ُ ِ‬
‫ص َّلهُ‪ ،‬فـََرَك َع َرْك َعتـَْي ِن‪ ،‬ثُ َّم‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم إِلَى ُم َ‬ ‫ول اللَّه َ‬ ‫َ َ َُ‬ ‫َْ ْ‬ ‫َ‬
‫الص َلة‪ِ،‬‬ ‫ب بِ َّ‬ ‫ِ‬
‫س ْسنَاهُ فـَثـُِّو َ‬ ‫َح َ‬‫ول اللَّه‪َ ،‬ما أ ْ‬ ‫س ْستُ ْم فَا ِر َس ُك ْم»‪ ،‬قَالُوا‪ :‬يَا َر ُس َ‬ ‫َح َ‬‫«ه ْل أ ْ‬ ‫ال‪َ :‬‬ ‫قَ َ‬
‫ضى‬ ‫ب َحتَّى إِ َذا قَ َ‬ ‫ت إِلَى ِّ‬
‫الش ْع ِ‬ ‫صلِّي‪َ ،‬و ُه َو يـَلْتَ ِف ُ‬ ‫ِ‬
‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم يُ َ‬
‫فَجعل رس ُ ِ‬
‫ول اللَّه َ‬ ‫ََ َ َ ُ‬
‫ِ‬
‫الش َج ِر في‬ ‫ِ‬
‫اء ُك ْم فَا ِر ُس ُك ْم»‪ ،‬فَ َج َعلْنَا نـَْنظُُر إِلَى خ َل ِل َّ‬ ‫ِ‬ ‫ص َلتَهُ َو َسلَّ َم قَ َ‬
‫ال‪« :‬أَبْش ُروا فـََق ْد َج َ‬ ‫َ‬
‫سلَّ َم فـََق َ‬ ‫ِ َّ‬ ‫ول اللَّ ِه َ َّ‬ ‫ف َعلَى ر ُس ِ‬
‫ال‪:‬‬ ‫صلى اهللُ َعلَْيه َو َسل َم‪ ،‬فَ َ‬ ‫َ‬ ‫اء َحتَّى َوقَ َ‬ ‫ب‪ ،‬فَِإ َذا ُه َو قَ ْد َج َ‬ ‫الش ْع ِ‬
‫ِّ‬
‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه‬ ‫ث أَمرنِي رس ُ ِ‬
‫ول اللَّه َ‬ ‫ب َح ْي ُ َ َ َ ُ‬ ‫ت فِي أَ ْعلَى َه َذا ِّ‬
‫الش ْع ِ‬ ‫ت َحتَّى ُك ْن ُ‬ ‫إِنِّي انْطَلَ ْق ُ‬
‫ول‬ ‫ال لَهُ َر ُس ُ‬ ‫َح ًدا‪ ،‬فـََق َ‬ ‫ت‪ ،‬فـَلَ ْم أ ََر أ َ‬ ‫الش ْعبـَْي ِن كِلَْي ِه َما فـَنَظَ ْر ُ‬‫ت ِّ‬ ‫ت اطَّلَ ْع ُ‬ ‫َصبَ ْح ُ‬ ‫َو َسلَّ َم‪ ،‬فـَلَ َّما أ ْ‬
‫ِ‬ ‫ْت اللَّيـْلَةَ؟» قَ َ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫اجةً‪،‬‬ ‫صلِّيًا أ َْو قَاضيًا َح َ‬ ‫ال‪َ :‬ل‪ ،‬إَِّل ُم َ‬ ‫«ه ْل نـََزل َ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‪َ :‬‬ ‫اللَّه َ‬
‫} ‪{ 40‬‬
40 CİHAD HADİSİ

».‫ك أَ ْن َل تـَْع َم َل بـَْع َد َها‬ َ ‫ «قَ ْد أ َْو َج ْب‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬
َ ‫ت فَ َل َعلَْي‬ ِ ُ ‫ال لَهُ رس‬
َ ‫ول اللَّه‬ ُ َ َ ‫فـََق‬
)‫(رواه أبو داوود‬

Sehl bin Hanzaliyye’den h rivayet edildiğine göre, onlar Huneyn günü


Resulullah g ile akşamüstü oluncaya kadar yürüdüler. Daha sonra Allah
Resulünün yanında namaza hazır bulundum. Bir süvari gelip “Ey Allah’ın
Resulü! Ben sizin aranızdan ayrılıp falan dağa çıktım, bir de ne göreyim!
Havazin kabilesi kadınları, develeri, davarları ve koyunlarını alıp Huneyn’e
gelip toplanmışlar. Bunu duyan Resulullah g gülümsedi ve şöyle buyurdu:
“Yarın inşallah bunlar Müslümanların ganimeti olacaktır. Bu gece bize
kim nöbet tutacak?” diye sorunca, Enes bin Amir Mersed el-Ganevi öne
atılıp “Ben, ey Allah’ın Resulü!” dedi. “Haydi, bin öyleyse!” buyurdu. Ata
binip Resulullah’ın yanına geldi. Resulullah g “Şimdi şu vadiden git ve
en yüksek yerine çık. Bu gece senin tarafından saldırıya uğramayalım”
buyurdu. Sabah olunca, Resulullah g namazgâhına gidip iki rekât namaz
kıldı. Sonra şöyle buyurdu: “Atlıdan bir haber var mı?” Dediler ki: “Hayır!”
Namaza duruldu, Resulullah g namaz kılarken vadiye doğru bazen dönüp
bakıyordu ve namazını bitirip selam verince; “Müjde! süvariniz geldi!”
buyurdu. Ağaçların arasından bakıyorduk ki, hakikaten çıka geldi ve Allah
Resulü yanında durarak selam verdi ve dedi ki:
- Allah Resulü’nün bana emrettiği üzere vadinin en yüksek tepesine çıkana
kadar yürüdüm. Sabah olunca iki geçit daha tırmandım fakat kimseyi
göremedim. Resulullah g dedi ki; bu gece atından hiç indin mi? Süvari
dedi ki: Hayır! Sadece namaz kılmak ve kaza-i hacet için indim. Resulullah
g dedi ki: “Cenneti kazandıracak bir amel işledin. Bundan sonra başka
bir amel yapmasan da sana herhangi bir sorumluluk yoktur.”
[Ebu Davud, Hadis No:2501]

{ 41 }
HİMMET OFİSİ

28. HADİS
َّ ‫ أَ ْخبـََرنِي ُح َم ْي ُد بْ ُن َع ْب ِد‬:‫ال‬
‫الر ْح َم ِن‬ َ َ‫ ق‬،‫ي‬ ِّ ‫الزْه ِر‬
ُّ ‫ َع ِن‬،‫ب‬ ِ
ٌ ‫ َح َّدثـَنَا ُش َع ْي‬،‫وح َّدثـَنَا أَبُو اليَ َمان‬
َ
ِ
ُ ‫ يـَُق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ ِ ُ ‫ َس ِم ْع‬:‫ال‬ ٍ
:‫ول‬ َ ‫ول اللَّه‬ َ ‫ت َر ُس‬ َ َ‫ ق‬،‫َن أَبَا ُه َريـَْرَة‬ َّ ‫ أ‬،‫بْ ِن َع ْوف‬
‫ يـَْعنِي‬- ،‫اب‬ ِ ‫ ُد ِعي ِم ْن أَبـَْو‬،‫يل اللَّ ِه‬
َ ِ ِ‫«م ْن أَنـَْف َق َزْو َج ْي ِن ِم ْن َش ْي ٍء ِم َن األَ ْشيَ ِاء فِي َسب‬ َ
ِ،‫الصالَة‬
َّ ‫اب‬ ِ ِ
ِ َ‫الصالَة ُدعي م ْن ب‬ ِ ِ ِ
َّ ‫ فَ َم ْن َكا َن م ْن أ َْه ِل‬،‫ يَا َع ْب َد اللَّه َه َذا َخيـٌْر‬- ،َ‫الجنَّة‬
َ َ
ِ ِ
‫الص َدقَة ُدع َي‬ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ ِ
َّ ‫ َوَم ْن َكا َن م ْن أ َْه ِل‬،‫َوَم ْن َكا َن م ْن أ َْه ِل الج َهاد ُدع َي م ْن بَاب الج َهاد‬ ِ
،»‫ان‬ ِ َّ‫الري‬
َّ ‫اب‬ ِ َ‫ َوب‬،‫الصيَ ِام‬
ِّ ‫اب‬ ِ َ‫الصيَ ِام ُد ِعي ِم ْن ب‬ ِّ ‫ َوَم ْن َكا َن ِم ْن أ َْه ِل‬،‫الص َدقَ ِة‬ َّ ‫اب‬ ِ َ‫ِم ْن ب‬
َ
‫ َه ْل‬:‫ال‬ َ َ‫ َوق‬،‫ورٍة‬ َ ‫اب ِم ْن‬
َ ‫ض ُر‬ ِ ‫ْك األَبـَْو‬ َ ‫ َما َعلَى َه َذا الَّ ِذي يُ ْد َعى ِم ْن تِل‬:‫ال أَبُو بَ ْك ٍر‬ َ ‫فـََق‬
»‫ َوأ َْر ُجو أَ ْن تَ ُكو َن ِمنـْ ُه ْم يَا أَبَا بَ ْك ٍر‬،‫ «نـََع ْم‬:‫ال‬ َ َ‫ول اللَّ ِه؟ ق‬َ ‫َح ٌد يَا َر ُس‬ ِ
َ ‫يُ ْد َعى منـَْها ُكلِّ َها أ‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Ebu Hureyre’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurmuştur:


“Allah yolunda iki çift eşyalardan herhangi bir eşya (koyun, altın, gümüş,
deve vs.) infak eden kimse, (cennetin her bir kapıcısı tarafından) “Ey
Allah’ın kulu! Buraya gel, burası daha hayırlıdır, diye cennete çağırılır.
Namaz kılanlardan olan namaz kapısından, cihad ehlinden olan cihad
kapısından, sadaka ehlinden olan sadaka kapısından ve oruç ehlinden
olan da oruç ve Reyyan kapısından çağrılacaktır.” Bunun üzerine
Ebubekir h şöyle dedi: “Ey Allah’ın Resulü! Bu kapıların birinden
çağırılana bir problem yoktur. Peki, bu kapıların hepsinden çağrılacak
kimse de var mıdır?” diye sordu. Resulullah g: “Evet! Ümit ederim ki sen
onlardansın” buyurdu.
[Buhari, Hadis No:3666; Müslim, Hadis No:85-1027]

{ 42 }
40 CİHAD HADİSİ

29. HADİS
‫ث‬ ِ ِ‫ ح َّدثـنَا أَبو الْول‬،‫الدا ِرِم ُّي‬
ٌ ‫ َح َّدثـَنَا ل َْي‬،‫يد الطَّيَالِ ِس ُّي‬ َّ ‫اهلل بْ ُن َع ْب ِد‬
َّ ‫الر ْح َم ِن بْ ِن بـَْه َر َام‬ ِ ‫ح َّدثـنَا َع ْب ُد‬
َ ُ َ َ َ َ
ِ ِّ ‫يل بْ ِن‬ ِ ٍ ٍ ِ
،‫ َع ْن َسل َْما َن‬،‫الس ْمط‬ َ ‫ َع ْن ُش َر ْحب‬،‫ َع ْن َم ْك ُحول‬،‫وسى‬ َ ‫وب بْ ِن ُم‬ َ ُّ‫ َع ْن أَي‬،‫يـَْعني ابْ َن َس ْعد‬
‫صيَ ِام َش ْه ٍر‬ ِ ‫ط يـوٍم ولَيـْلَ ٍة َخيـْر ِمن‬ ُ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق‬ ِ َ ‫ت رس‬ ِ َ َ‫ق‬
ْ ٌ َ َْ ُ ‫ « ِربَا‬:‫ول‬ َ ‫ول اهلل‬ ُ َ ُ ‫ َسم ْع‬:‫ال‬
».‫ َوأ َِم َن الْ َفتَّا َن‬،ُ‫ي َعلَْي ِه ِرْزقُه‬ ِ ِ
ْ ‫ َوأ‬،ُ‫ات َج َرى َعلَْيه َع َملُهُ الَّذي َكا َن يـَْع َملُه‬
َ ‫ُج ِر‬ َ ‫ َوإِ ْن َم‬،‫َوقِيَ ِام ِه‬
)‫(رواه مسلم‬

Selman el-Farisi’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle


buyurmuştur: “Bir gün nöbet tutmak, bir ay (gündüzleri) oruç tutup
(geceleri) namaz kılmaktan daha hayırlıdır. (Nöbette iken) ölürse
yapmakta olduğu amelin sevabı ve rızkı devam eder ve kabir fitnesinden
emin olur.”
[Müslim, Hadis No:163-1913]

{ 43 }
HİMMET OFİSİ

30. HADİS
ِ َّ ‫ وح َّجاج بن‬،‫اهلل‬ ِ ‫ و َهارو ُن بْن َع ْب ِد‬،‫ح َّدثـنَا الْولِي ُد بْن ُشج ٍاع‬
ٌ ‫ َح َّدثـَنَا َح َّج‬:‫ قَالُوا‬،‫الشاع ِر‬
‫اج‬ ُْ ُ ََ ُ ُ َ َ ُ َ َ َ
ِ
ِ ‫ أَنَّهُ س ِمع جابِر بْن َع ْبد‬،‫الزبـ ْي ِر‬ ِ َ َ‫ ق‬،‫ َع ِن ابْ ِن ُج َريْ ٍج‬،‫َو ُه َو ابْ ُن ُم َح َّم ٍد‬
:‫ول‬ ُ ‫ يـَُق‬،‫اهلل‬ َ َ َ َ َ َ ُّ ‫ أَ ْخبـََرني أَبُو‬:‫ال‬
ِ ِ ِ ِ ُ ‫«ل تـز‬ ُ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق‬ ُ ‫َس ِم ْع‬
‫ْح ِّق‬
َ ‫ال طَائ َفةٌ م ْن أ َُّمتي يـَُقاتلُو َن َعلَى ال‬ ََ َ :‫ول‬ َ ‫ت النَّبِ َّي‬
‫ول‬ُ ‫ فـَيـَُق‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ ِ
َ ‫ « فـَيـَْن ِز ُل ع‬:‫ال‬
َ ‫يسى ابْ ُن َم ْريَ َم‬ َ َ‫ ق‬،»‫ين إِلَى يـَْوِم ال ِْقيَ َام ِة‬ ِ
َ ‫ظَاه ِر‬
».َ‫اهلل َه ِذ ِه ْال َُّمة‬
ِ َ‫ض أُمراء تَ ْك ِرمة‬
َ ُ َ َ ٍ ‫ض ُك ْم َعلَى بـَْع‬ َ ‫ إِ َّن بـَْع‬،‫ َل‬:‫ول‬ ُ ‫ فـَيـَُق‬،‫ص ِّل لَنَا‬
َ ‫ال‬ َ ‫ تـََع‬:‫أ َِم ُيرُه ْم‬
)‫(رواه مسلم‬

Cabir bin Abdullah’tan rivayet edildiğine göre şöyle demektedir: Ben


Nebi’yi g şöyle buyururken işittim: “Ümmetimden bir taife kıyamet
gününe kadar hak üzere savaşarak muzaffer olmakta devam edecektir.
Nihayet Meryem oğlu İsa iner ve Müslümanların emiri ona:
−‘Gel bize namaz kıldır’ der.
Bunun üzerine İsa n:
−‘Hayır, Allah’ın bu ümmete bir ikramı olarak sizin bir kısmınız
diğerleriniz üzerine emirlersiniz buyurur’ dedi.”
[Müslim, Hadis No:247-156]

{ 44 }
40 CİHAD HADİSİ

31. HADİS
‫اء اللَّهُ أَ ْن‬ ِ َّ ِ َّ َ ‫ول اللَّ ِه‬
َ ‫ «تَ ُكو ُن النُّبـَُّوةُ في ُك ْم َما َش‬:‫صلى اهللُ َعلَْيه َو َسل َم‬ ُ ‫ال َر ُس‬ َ َ‫ ق‬:ُ‫ال ُح َذيـَْفة‬ َ ‫فـََق‬
ِ
َ ‫ فـَتَ ُكو ُن َما َش‬،‫اج النُّبـَُّوة‬
‫اء‬ ِ ‫ ثُ َّم تَ ُكو ُن ِخ َلفَةٌ َعلَى ِمنـَْه‬،‫اء أَ ْن يـَْرفـََع َها‬ َ ‫ ثُ َّم يـَْرفـَعُ َها إِ َذا َش‬،‫تَ ُكو َن‬
َّ ‫ ثُ َّم يـَْرفـَعُ َها إِ َذا َش‬،‫اللَّهُ أَ ْن تَ ُكو َن‬
َ ‫ فـَيَ ُكو ُن َما َش‬،‫ ثُ َّم تَ ُكو ُن ُم ْل ًكا َعاضًّا‬،‫اء اللهُ أَ ْن يـَْرفـََع َها‬
‫اء‬ َ
ُ‫اء اللَّه‬ َّ
َ ‫ ثُ َّم يـَْرفـَعُ َها إِ َذا َش‬،‫اللهُ أَ ْن يَ ُكو َن‬
َ ‫ فـَتَ ُكو ُن َما َش‬،ً‫ ثُ َّم تَ ُكو ُن ُم ْل ًكا َج ْب ِريَّة‬،‫اء أَ ْن يـَْرفـََع َها‬
.‫ت‬ ِ ‫ ثُ َّم تَ ُكو ُن ِخ َلفَةً َعلَى ِمنـَْه‬،‫اء أَ ْن يـَْرفـََع َها‬
َ ‫اج نـُبـَُّوٍة» ثُ َّم َس َك‬ َ ‫ ثُ َّم يـَْرفـَعُ َها إِ َذا َش‬،‫أَ ْن تَ ُكو َن‬
)‫(أخرجه أحمد‬

Huzeyfe h dedi ki; Resulullah g şöyle buyurmuştur: “Nübüvvet


(Peygamberlik) sizde Allah’ın kalmasını dilediği kadar kalacak ve daha
sonra kaldırmak istediği bir vakit kaldıracaktır. Daha sonra nübüvvet
menheci üzere bir hilafet olacaktır. O da Allah’ın kalmasını dilediği
kadar kalacak ve kaldırmak istediği bir vakit kaldıracaktır. Daha sonra
ısırıcı bir krallık olacak ve bu da Allah’ın dilediği kadar devam edecek
ve kaldırmak istediği bir vakit kaldıracaktır. Daha sonra zorba bir
hükümdarlık olacaktır. O da Allah’ın dilediği kadar devam edecek ve
kaldırmak istediği bir vakit kaldıracaktır. Daha sonra nübüvvet menheci
üzere bir hilafet olacaktır” dedi ve sustu.
[Müsned, Ahmed bin Hanbel, Hadis No:18406]

{ 45 }
HİMMET OFİSİ

32. HADİS
‫«اجتَنِبُوا‬
ْ :‫ال‬ َ َ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم ق‬ ِ
َ ‫ َع ِن النَّبِ ِّي‬،ُ‫َع ْن أَبِي ُه َريـَْرةَ َرض َي اللَّهُ َع ْنه‬
،‫«الش ْر ُك بِاللَّ ِه‬
ِّ :‫ال‬َ َ‫ول اللَّ ِه َوَما ُه َّن؟ ق‬ َ ‫ يَا َر ُس‬:‫ قَالُوا‬،»‫ات‬ ِ ‫الس ْبع الموبَِق‬
ُ َ َّ
ِ ‫ وأَ ْكل َم‬،‫الربَا‬ ِ ِ ‫ وقـ ْتل النـَّْف‬،‫الس ْحر‬
‫ال‬ ُ َ ِّ ‫ َوأَ ْك ُل‬،ِّ‫الحق‬ َ ِ‫س الَّتي َح َّرَم اللَّهُ إَِّل ب‬ ُ َ َ ُ ِّ ‫َو‬
»‫ت‬ ِ َ‫ات الغَافِال‬ ِ َ‫ات الم ْؤِمن‬ ِ َ‫ف الم ْحصن‬ ِ ‫الز ْح‬َّ ‫ َوالتـََّولِّي يـَْوَم‬،‫يم‬ ِ ِ‫اليَت‬
ُ َ ُ ُ ‫ َوقَ ْذ‬،‫ف‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Ebu Hureyre’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurdu:


“Helak edici yedi şeyden kaçının!”
- Bunlar nedir ey Allah’ın Resulü? diye sorulunca, Allah Resulü g şöyle
dedi:
“Allah’a şirk koşmak, sihir yapmak, Allah’ın haram kıldığı bir kimseyi
haksız yere öldürmek, yetim malı yemek, faiz yemek, düşmanla
karşılaşma anında geri kaçmak, namuslu, kendi halinde mü’min
kadınlara zina iftirası atmaktır.”
[Buhari, Hadis No:2766; Müslim, Hadis No:145-89]

{ 46 }
40 CİHAD HADİSİ

33. HADİS
َ‫ َع ْن أَبِي ُه َريـَْرة‬،‫صالِ ٍح‬ َ ‫ َح َّدثـَنَا أَبُو‬،‫ش‬ ِ ‫ َع ِن األَ ْع َم‬،َ‫ُس َامة‬ َ ‫ َح َّدثـَنَا أَبُو أ‬،‫ص ٍر‬ ْ َ‫َح َّدثَنِي إِ ْس َحا ُق بْ ُن ن‬
ِ ِ َّ ‫ادي‬ ِ ‫ت لِ ِعب‬ ُ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم يـَُق‬ ِ
،‫ين‬َ ‫الصالح‬ َ ُ ‫ « أَ ْع َد ْد‬:‫ول اللَّهُ تـََعالَى‬ َ ‫ َع ِن النَّبِ ِّي‬،ُ‫َرض َي اللَّهُ َع ْنه‬
‫ ثُ َّم‬،‫ َما أُطْلِ ْعتُ ْم َعلَْي ِه‬،َ‫ش ٍر ذُ ْخ ًرا بـَلْه‬ ِ ‫ َوالَ َخطََر َعلَى قـَل‬،‫ت‬
َ َ‫ْب ب‬ ْ ‫ َوالَ أُذُ ٌن َس ِم َع‬،‫َت‬ ْ ‫َما الَ َع ْي ٌن َرأ‬
]17 :‫اء بِ َما َكانُوا يـَْع َملُو َن} [السجدة‬ ِ ِ ِ
ً ‫س َما أُ ْخف َي ل َُه ْم م ْن قـَُّرة أَ ْعيُ ٍن َج َز‬ ٌ ‫ {فَالَ تـَْعلَ ُم نـَْف‬:َ‫قـََرأ‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Ebu Hureyre’den h rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurmuştur:


“Allah b buyurdu ki: Salih kullarım için hiçbir gözün görmediği,
hiçbir kulağın işitmediği, hiçbir beşerin kalbine gelmeyen nimetleri
hazırladım. Muttali olduğunuz nimetleri bırakın. (çünkü müttali
olduğunuz nimetler, cennet nimetleri karşısında çok değersizdir.)”
Sonra şu ayeti okudu: “Hiç kimse yapmakta olduklarına karşılık olarak,
onlar için saklanan göz aydınlıklarını bilemez.” [Secde, 17]
[Buhari, Hadis No:4780; Müslim, Hadis No:4-2824]

{ 47 }
HİMMET OFİSİ

34. HADİS
:‫ال‬َ َ‫ ق‬،»‫ض‬ ُ ‫ات َو ْال َْر‬ُ ‫الس َم َو‬
َّ ‫ض َها‬ ُ ‫وموا إِلَى َجن ٍَّة َع ْر‬ ِ
ُ ُ‫ «ق‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬
ِ ُ ‫ال رس‬
َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َ ‫فـََق‬
ِ ‫ول‬
‫ض؟‬ ُ ‫ات َو ْال َْر‬ُ ‫الس َم َو‬َّ ‫ض َها‬ ُ ‫ َجنَّةٌ َع ْر‬،‫اهلل‬ َ ‫ يَا َر ُس‬- :‫ي‬ َ ْ‫ْح َم ِام ْالَن‬
ُّ ‫صا ِر‬ ُ ‫ول عُ َميـُْر بْ ُن ال‬
ُ ‫ يـَُق‬-
َ ُ‫«ما يَ ْح ِمل‬ ِ ِ ُ ‫ال رس‬
‫ك َعلَى‬ َ :‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َ ‫ فـََق‬،‫ بَ ٍخ بَ ٍخ‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،»‫ «نـََع ْم‬:‫ال‬ َ َ‫ق‬
‫ك ِم ْن‬َ َّ‫ «فَِإن‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫اء َة أَ ْن أَ ُكو َن ِم ْن أ َْهلِ َها‬ ِ َ ‫اهلل يا رس‬
َ ‫ إَِّل َر َج‬،‫ول اهلل‬
ِ
ُ َ َ ‫ َل َو‬:‫ال‬ َ َ‫ك بَ ٍخ بَ ٍخ؟» ق‬ َ ِ‫قـَْول‬
‫يت َحتَّى آ ُك َل‬ ُ ِ‫ لَئِ ْن أَنَا َحي‬:‫ال‬ َ َ‫ ثُ َّم ق‬،‫ فَ َج َع َل يَأْ ُك ُل ِمنـْ ُه َّن‬،‫ات ِم ْن قـََرنِِه‬
ٍ ‫ فَأَ ْخرج تَمر‬،»‫أ َْهلِ َها‬
ََ َ َ
ِ
».‫ ثُ َّم قَاتـَلَ ُه ْم َحتَّى قُتِ َل‬،‫ فـََرَمى بِ َما َكا َن َم َعهُ م َن الت َّْم ِر‬:‫ال‬ ِِ ِ
َ ‫تَ َم َراتي َهذه إِنـََّها ل‬
َ َ‫ ق‬،ٌ‫َحيَاةٌ طَ ِويلَة‬
)‫(رواه مسلم‬

Enes bin Malik’ten h rivayet edildiğine göre Resulullah g Bedir günü,


“Haydi genişliği yer ile gök arası olan Cennete kalkın!” buyurdu. Bunun
üzerine Umeyr bin Humam şöyle dedi:
- Ey Allah’ın Resulü! Genişliği göklerle yer kadar olan cennet ha? Dedi.
- Resulullah g “Evet!” dedi. Umeyr:
- Hele hele!.. Dedi. Resulullah g:
- “Seni hele hele, demeye sevk eden nedir?” diye sordu. Umeyr:
- Hayır, vallahi ey Allah’ın Resulü! Cennet ehlinden olmayı ümit
etmekten başka bir şey yok! dedi. Resulullah g:
- Öyle ise sen onun ehlindensin! dedi.
Bunun üzerine Umeyr torbasından birkaç hurma çıkararak onlardan
yemeye başladı. Sonra şunları söyledi: ‘Eğer ben bu hurmalarımı yiyinceye
kadar yaşarsam bu gerçekten uzun bir hayattır!’ Hemen elindeki hurmaları
attı. Sonra şehid oluncaya kadar savaştı.
[Müslim, Hadis No:145-1901]
{ 48 }
40 CİHAD HADİSİ

35. HADİS
،َ‫ َع ْن َجابِ ِر بْ ِن َس ُم َرة‬،‫ك بْ ِن عُ َم ْي ٍر‬ ِ ِ‫ َعن َع ْب ِد الْمل‬،‫ ح َّدثـنَا ج ِرير‬،‫يد‬ ٍِ
َ ْ ٌ َ َ َ ‫َح َّدثـَنَا قـُتـَْيبَةُ بْ ُن َسع‬
‫ فَأَتَى‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ فِي غَ ْزَوٍة‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم‬ ِ ِ ‫ ُكنَّا مع رس‬:‫ال‬
َ ‫ول اهلل‬ َُ ََ َ َ‫ ق‬،َ‫َع ْن نَافِ ِع بْ ِن عُ ْتبَة‬
‫ فـََوافـَُقوهُ ِع ْن َد‬،‫وف‬ ِ ‫الص‬ ُّ ‫اب‬ ِ
ُ َ‫ َعلَْي ِه ْم ثي‬،‫ب‬ ِ ‫ قـَْوٌم ِم ْن قِبَ ِل ال َْمغْ ِر‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّم‬
َ َ ‫النَّبِ َّي‬
‫ ائْتِ ِه ْم‬:‫َت لِي نـَْف ِسي‬ ِ َ‫اهلل صلَّى اهلل علَي ِه وسلَّم ق‬ ِ ‫ول‬ ِ ٍ
ْ ‫ فـََقال‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫اع ٌد‬ َ ََ َُْ َ ُ ‫ام َوَر ُس‬ ٌ َ‫ فَِإنـَُّه ْم لَقي‬،‫أَ َك َمة‬
‫ت بـَيـْنـَُه ْم‬ُ ‫ فَأَتـَْيتـُُه ْم فـَُق ْم‬،‫ ل ََعلَّهُ نَ ِج ٌّي َم َع ُه ْم‬:‫ْت‬
ُ ‫ ثُ َّم قـُل‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،ُ‫فـَُق ْم بـَيـْنـَُه ْم َوبـَيـْنَهُ َل يـَغْتَالُونَه‬
‫ب‬ ِ ‫ «تـَغْ ُزو َن َج ِزيرَة ال َْعر‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ أَعُ ُّد ُه َّن فِي يَ ِدي‬،‫ات‬ ٍ ‫ْت ِم ْنهُ أَربع َكلِم‬ ُ ‫ فَ َح ِفظ‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،ُ‫َوبـَيـْنَه‬
َ َ َ َ َْ
‫ال‬َ ‫الد َّج‬َّ ‫ ثُ َّم تـَغْ ُزو َن‬،ُ‫وم فـَيـَْفتَ ُح َها اهلل‬ َ ‫الر‬
ُّ ‫ ثُ َّم تـَغْ ُزو َن‬،ُ‫س فـَيـَْفتَ ُح َها اهلل‬ َ ‫ ثُ َّم فَا ِر‬،ُ‫فـَيـَْفتَ ُح َها اهلل‬
.‫وم‬ُ ‫الر‬ُّ ‫ َحتَّى تـُْفتَ َح‬،‫ج‬ ُ ‫ال يَ ْخ ُر‬ َّ ‫ َل نـََرى‬،‫ يَا َجابُِر‬:‫ال نَافِ ٌع‬
َ ‫الد َّج‬ َ ‫ فـََق‬:‫ال‬ َ َ‫فـَيـَْفتَ ُحهُ اهللُ» ق‬
)‫(رواه مسلم‬

Nafi bin Utbe’den rivayet edildiğine göre şöyle demiştir: “Bir gazada
Resulullah g ile birlikte idik. Nebi’ye g batı tarafından üzerlerinde
yün elbiseler bulunan bir kavim geldi. Ve kendisine bir tepenin yanında
rastladılar. Onlar ayakta, Resulullah g ise oturuyordu. Nefsim bana dedi
ki: Şunların yanına git de onlarla Nebi’nin g arasına dur. Ona bir suikast
yapmasınlar! Sonra (kendi kendime) belki onlarla gizli bir şey konuşur,
dedim ve yanlarına vararak onlarla Resulullah’ın g arasına durdum. Nafi
şöyle demiş: Müteakiben ondan dört kelime ezberledim, bunları elimle
sayarım!
“Arap yarımadasına saldıracaksınız. Allah oranın fethini size nasip
edecektir. Sonra Fars’a (İran’a) saldıracaksınız. Allah oranın fethini
size nasip edecektir. Sonra Romalılara saldıracaksınız. Allah oranın da
fethini size nasip edecektir. Sonra Deccal’e saldıracaksınız. Allah onun

{ 49 }
HİMMET OFİSİ

da fethini size nasip edecektir.” buyurdular.


Ravi dedi ki: “Bunun üzerine Nafi: Ey Cabir! Rum fethedilmedikçe
Deccal’ın çıkacağını görmeyeceğiz, dedi.”
[Müslim, Hadis No:38-2900]

{ 50 }
‫‪40 CİHAD HADİSİ‬‬

‫‪36. HADİS‬‬
‫صوٍر‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ُسلَْي َما ُن بْ ُن بِ َل ٍل‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ُس َه ْي ٌل‪،‬‬ ‫ب‪َ ،‬ح َّدثـَنَا ُم َعلَّى بْ ُن َم ْن ُ‬ ‫َح َّدثَنِي ُزَهيـْر بْ ُن َح ْر ٍ‬
‫ُ‬
‫ِ‬ ‫َن رس َ ِ‬ ‫ِ‬
‫اعةُ َحتَّى‬ ‫الس َ‬
‫وم َّ‬ ‫ال‪َ « :‬ل تـَُق ُ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‪ ،‬قَ َ‬ ‫ول اهلل َ‬ ‫َع ْن أَبِيه‪َ ،‬ع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‪ ،‬أ َّ َ ُ‬
‫ض‬ ‫ش ِم َن ال َْم ِدينَ ِة‪ِ ،‬م ْن ِخيَا ِر أ َْه ِل ْال َْر ِ‬ ‫ج إِل َْي ِه ْم َج ْي ٌ‬ ‫ِ ِ ِ‬
‫وم ب ْالَ ْع َماق أ َْو ب َداب ٍق‪ ،‬فـَيَ ْخ ُر ُ‬
‫الر ُ ِ‬ ‫يـَْن ِز َل ُّ‬
‫ول‬‫ين َسبـَْوا ِمنَّا نـَُقاتِل ُْه ْم‪ ،‬فـَيـَُق ُ‬ ‫َّ ِ‬
‫وم‪َ :‬خلُّوا بـَيـْنـَنَا َوبـَْي َن الذ َ‬ ‫الر ُ‬
‫َت ُّ‬ ‫يـومئِ ٍذ‪ ،‬فَِإ َذا تَصافُّوا‪ ،‬قَال ِ‬
‫َ‬ ‫َْ َ‬
‫وب‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِّ‬ ‫ِ‬
‫ال ُْم ْسل ُمو َن‪َ :‬ل‪َ ،‬واهلل َل نُ َخلي بـَيـْنَ ُك ْم َوبـَْي َن إ ْخ َواننَا‪ ،‬فـَيـَُقاتلُونـَُه ْم‪ ،‬فـَيـَنـَْه ِزُم ثـُلُ ٌ‬ ‫ِ‬
‫ث َل يـَتُ ُ‬
‫ث‪َ ،‬ل يـُْفتـَنُو َن أَبَ ًدا‬ ‫الش َه َد ِاء ِع ْن َد ِ‬
‫اهلل‪َ ،‬ويـَْفتَتِ ُح الثـُّلُ ُ‬ ‫ض ُل ُّ‬ ‫اهللُ َعلَْي ِه ْم أَبَ ًدا‪َ ،‬ويـُْقتَ ُل ثـُلُثـُُه ْم‪ ،‬أَفْ َ‬
‫الزيـتُ ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ون‪ ،‬إِ ْذ‬ ‫فـَيـَْفتَتِ ُحو َن قُ ْسطَْنطينِيَّةَ‪ ،‬فـَبـَيـْنَ َما ُه ْم يـَْقتَس ُمو َن الْغَنَائِ َم‪ ،‬قَ ْد َعلَّ ُقوا ُسيُوفـَُه ْم بِ َّ ْ‬
‫اط ٌل‪ ،‬فَِإ َذا‬ ‫كب ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِ‬ ‫ِ‬ ‫اح فِي ِه ِم َّ‬
‫يح قَ ْد َخلَ َف ُك ْم في أ َْهلي ُك ْم‪ ،‬فـَيَ ْخ ُر ُجو َن‪َ ،‬و َذل َ َ‬ ‫الش ْيطَا ُن‪ :‬إِ َّن ال َْمس َ‬ ‫ص َ‬ ‫َ‬
‫الص َلةُ‪ ،‬فـَيـَْن ِز ُل‬ ‫وف‪ ،‬إِ ْذ أُقِيم ِ‬ ‫ِ ِِ ِ‬ ‫َجاءُوا َّ‬
‫ت َّ‬ ‫َ‬ ‫الص ُف َ‬‫س ُّوو َن ُّ‬ ‫الشأ َْم َخ َر َج‪ ،‬فـَبـَيـْنَ َما ُه ْم يُع ُّدو َن للْقتَال‪ ،‬يُ َ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ْح‬
‫وب الْمل ُ‬ ‫اب َك َما يَ ُذ ُ‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‪ ،‬فَأ ََّم ُه ْم‪ ،‬فَِإ َذا َرآهُ َع ُد ُّو اهلل‪َ ،‬ذ َ‬ ‫يسى ابْ ُن َم ْريَ َم َ‬ ‫ع َ‬
‫َك ْن يـَْقتـُلُهُ اهللُ بِيَ ِد ِه‪ ،‬فـَيُ ِري ِه ْم َد َمهُ فِي َح ْربَتِ ِه‪».‬‬ ‫ك‪ ،‬ول ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫اب َحتَّى يـَْهل َ َ‬ ‫في ال َْماء‪ ،‬فـَلَ ْو تـََرَكهُ َلنْ َذ َ‬
‫(رواه مسلم)‬

‫‪Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurmuştur:‬‬


‫‪“Romalılar A’mâk’a veya Dabık’a inmedikçe kıyamet kopmayacaktır.‬‬
‫‪Onların karşısına Medine’den o gün yeryüzü halkının en iyilerinden‬‬
‫‪bir ordu çıkacaktır. Askerler saf bağladıkları vakit Romalılar bizimle,‬‬
‫‪bizden esir alanların arasını serbest bırakın da onlarla savaşalım,‬‬
‫‪diyecekler. Müslümanlar da; Hayır! Vallahi sizinle din kardeşlerimizin‬‬
‫‪arasını serbest bırakamayız, cevabını vereceklerdir. Müteakiben‬‬
‫‪onlarla savaşacaklar ve üçte biri kaçacak, Allah ebediyen tevbelerini‬‬
‫‪kabul etmeyecektir. Üçte biri de öldürülecek, Allah indinde şehidlerin‬‬
‫} ‪{ 51‬‬
HİMMET OFİSİ

en faziletlisi olacaklardır. Üçte biri ise fethedecek, ebediyen fitneye


duçar olmayacaklardır. Müteakiben Konstantiniyye’ye varacak ve orayı
fethedecekler. Gaziler kılıçlarını zeytin ağaçlarına asmış, ganimetleri
taksim ederken aniden içlerinde şeytan; Gerçekten Mesih aileleriniz
hakkında sizin yerinizi aldı, diye nara atacak. Onlar da çıkacaklardır,
ancak bu bâtıldır. Şam’a geldikleri vakit ise çıkacaktır. Gaziler savaşa
hazırlanır, saflarını düzeltirlerken namaz ikame olunacak ve Meryem’in
oğlu İsa n inerek onların yanına gitmek isteyecektir. Allah’ın düşmanı
onu gördüğü vakit tuzun suda eridiği gibi eriyecektir. Onu bıraksa
kendiliğinden helak olacak, lâkin Allah onu, O’nun eliyle öldürecek ve
kanını onlara süngüsünde gösterecektir.”
[Müslim, Hadis No:34-2897]

{ 52 }
‫‪40 CİHAD HADİSİ‬‬

‫‪37. HADİS‬‬
‫يد‪َ ،‬ح َّدثـَنَا َع ْب ُد ال َْع ِزي ِز يـَْعنِي ابْ َن ُم َح َّم ٍد‪َ ،‬ع ْن ثـَْوٍر َو ُه َو ابْ ُن َزيْ ٍد‬ ‫ح َّدثـنَا قـتـيبةُ بن س ِع ٍ‬
‫َ َ ُ ََْ ْ ُ َ‬
‫ِ‬ ‫الدِّيلِ ُّي‪َ ،‬عن أَبِي الْغَْي ِ‬
‫ال‪:‬‬ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‪ ،‬قَ َ‬ ‫َن النَّبِ َّي َ‬ ‫ث‪َ ،‬ع ْن أَبِي ُه َريـَْرَة‪ ،‬أ َّ‬ ‫ْ‬
‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬ ‫ٍ‬ ‫ِ‬ ‫ِ‬
‫ب منـَْها في الْبَ ْح ِر؟» قَالُوا‪ :‬نـََع ْم‪ ،‬يَا‬ ‫ب منـَْها في الْبـَِّر َو َجان ٌ‬ ‫«سم ْعتُ ْم بِ َمدينَة َجان ٌ‬ ‫َ‬
‫ِ‬
‫اعةُ َحتَّى يـَغْ ُزَو َها َسبـْعُو َن أَلْ ًفا م ْن بَنِي إِ ْس َحا َق‪ ،‬فَِإ َذا‬ ‫ول ِ‬
‫الس َ‬
‫وم َّ‬ ‫ال‪َ « :‬ل تـَُق ُ‬ ‫اهلل قَ َ‬ ‫َر ُس َ‬
‫س ْه ٍم‪ ،‬قَالُوا‪َ :‬ل إِلَهَ إَِّل اهللُ َواهللُ أَ ْكبـَُر‪،‬‬ ‫ِ‬ ‫ِ ِِ‬
‫َم يـَْرُموا ب َ‬ ‫وها نـََزلُوا‪ ،‬فـَلَ ْم يـَُقاتلُوا بس َل ٍح َول ْ‬ ‫َجاءُ َ‬
‫ال ‪ -‬الَّ ِذي فِي الْبَ ْح ِر‪ ،‬ثُ َّم يـَُقولُوا‬ ‫ال ثـَْوٌر‪َ :‬ل أَ ْعلَ ُمهُ إَِّل قَ َ‬ ‫َح ُد َجانِبـَيـَْها ‪ -‬قَ َ‬ ‫ط أَ‬ ‫فـَيَ ْس ُق ُ‬
‫ِ‬
‫ط َجانِبـَُها ْال َخ ُر‪ ،‬ثُ َّم يـَُقولُوا الثَّالثَةَ‪َ :‬ل إِلَهَ‬ ‫الثَّانِيَةَ‪َ :‬ل إِلَهَ إَِّل اهللُ َواهللُ أَ ْكبـَُر‪ ،‬فـَيَ ْس ُق ُ‬
‫وها فـَيـَغْنَ ُموا‪ ،‬فـَبـَيـْنَ َما ُه ْم يـَْقتَ ِس ُمو َن ال َْمغَانِ َم‪،‬‬
‫ج ل َُه ْم‪ ،‬فـَيَ ْد ُخلُ َ‬‫إَِّل اهللُ َواهللُ أَ ْكبـَُر‪ ،‬فـَيـَُف َّر ُ‬
‫ال قَ ْد َخ َر َج‪ ،‬فـَيَتـُْرُكو َن ُك َّل َش ْي ٍء َويـَْرِجعُو َن‪».‬‬ ‫ال‪ :‬إِ َّن َّ‬
‫الد َّج َ‬ ‫الص ِري ُخ‪ ،‬فـََق َ‬ ‫اء ُه ُم َّ‬ ‫إِ ْذ َج َ‬
‫(رواه مسلم)‬

‫‪Ebu Hureyre’den rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurmuştur:‬‬


‫‪“Bir tarafı karada, bir tarafı denizde bir şehir İşittiniz mi?” (o şehir‬‬
‫)‪İstanbul’dur.‬‬
‫‪Ashab:‬‬
‫;‪- Evet, Ey Allah’ın Resulü! dediler. Allah Resulü g dedi ki‬‬
‫‪“Ben-i İshak’tan yetmiş bin kişi bu şehre gaza etmedikçe kıyamet‬‬
‫‪kopmayacaktır. Ona geldikleri vakit inecekler, silahla çarpışmayacaklar,‬‬
‫‪ok da atmayacaklar.‬‬
‫‪Lailehe İllallah Vallahu Ekber (Allah’tan başka hak ilâh yoktur, Allah‬‬
‫”‪her şeyden büyüktür), diyecekler, hemen iki tarafından biri düşecektir.‬‬

‫} ‪{ 53‬‬
HİMMET OFİSİ

Sevr demiş ki: Ben onun ancak şöyle dediğini biliyorum : “Denizdeki
taraf düşecek.” Sonra ikinci defa: Lailehe İllallah Vallahu Ekber (Allah’tan
başka hak ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür), diyecekler, öteki tarafı
da düşecektir.
Sonra üçüncü defa: Lailehe İllallah Vallahu Ekber (Allah’tan başka hak
ilâh yoktur. Allah her şeyden büyüktür) diyecek ve kendilerine (kapılar)
açılacaktır. Müslümanlar oraya girecek ve ganimet alacaklardır. Onlar
ganimetleri taksim ederken birdenbire kendilerine bir yaygaracı gelecek:
Deccal çıkmıştır, diyecek. Onlar da her şeyi bırakıp döneceklerdir.”
[Müslim, Hadis No:2920]

{ 54 }
40 CİHAD HADİSİ

38. HADİS
‫الم ْس َوِر‬ ِ ‫ َع ِن‬،‫الزبـ ْي ِر‬ ِ ِّ ‫الزْه ِر‬
ُّ ‫ َع ِن‬،‫ب‬ ِ
َ ُّ ‫ َح َّدثَني عُ ْرَوةُ بْ ُن‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ي‬ ٌ ‫ أَ ْخبـََرنَا ُش َع ْي‬،‫َح َّدثـَنَا أَبُو اليَ َمان‬
‫ َوَكا َن‬،‫ي‬ ٍّ ‫يف لِبَنِي َع ِام ِر بْ ِن ل َُؤ‬ ٌ ِ‫ي َو ُه َو َحل‬ َّ ‫صا ِر‬ ٍ
َ ْ‫َن َع ْم َرو بْ َن َع ْوف األَن‬ َّ ‫ أَنَّهُ أَ ْخبـََرهُ أ‬،َ‫بْ ِن َم ْخ َرَمة‬
‫اح إِلَى‬ ِ ‫الج َّر‬
َ ‫ث أَبَا عُبـَْي َدةَ بْ َن‬ َ ‫صلَّى اهللُ َعلَْي ِه َو َسلَّ َم بـََع‬ ِ َ ‫َن رس‬
َ ‫ول اللَّه‬ ُ َ َّ ‫ أ‬:ُ‫ أَ ْخبـََره‬،‫َش ِه َد بَ ْد ًرا‬
ِ ِ ُ ‫ وَكا َن رس‬،‫البحري ِن يأْتِي بِ ِج ْزيتِها‬
‫ َوأ ََّم َر‬،‫َح أ َْه َل البَ ْح َريْ ِن‬
َ ‫صال‬ َ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم ُه َو‬ َ ‫ول اللَّه‬ َُ َ ََ َ َْ ْ َ
‫ار بِ ُق ُد ِوم‬ُ‫ص‬
ِ
َ ْ‫س ِم َعت األَن‬
ِ ٍ ِ ِ
َ َ‫ ف‬،‫ فـََقد َم أَبُو عُبـَْي َدةَ ب َمال م َن البَ ْح َريْ ِن‬،‫ض َرم ِّي‬
ِ ْ ‫علَي ِهم العالَء بن الح‬
َ َْ َ َ ُ ْ َ
ِ
‫صلَّى بِ ِه ُم ال َف ْج َر‬ َ ‫ فـَلَ َّما‬،‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫الص ْب ِح َم َع النَّبِ ِّي‬
ُّ ‫صالَ َة‬ َ ‫ت‬ ْ َ‫ فـََواف‬،‫أَبِي عُبـَْي َد َة‬
ِ ِ ِ ُ ‫سم رس‬
‫ «أَظُنُّ ُك ْم‬:‫ال‬ َ َ‫ َوق‬،‫آه ْم‬ َ ‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم ح‬
ُ ‫ين َر‬ َ ‫ول اللَّه‬ ُ َ َ َّ َ‫ فـَتَب‬،ُ‫ضوا لَه‬ ُ ‫ فـَتـََع َّر‬،‫ف‬َ ‫ص َر‬ َ ْ‫ان‬
‫ «فَأَبْ ِش ُروا َوأ َِّملُوا‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ول اللَّ ِه‬ ٍ َ ِ‫َن أَبا عبـي َد َة قَ ْد جاء ب‬
َ ‫َج ْل يَا َر ُس‬ َ ‫ أ‬:‫ قَالُوا‬،»‫ش ْيء؟‬ ََ َْ ُ َ َّ ‫قَ ْد َس ِم ْعتُ ْم أ‬
ِ ‫ ول‬،‫شى َعلَي ُكم‬ ِ
‫الدنـْيَا‬ُّ ‫ط َعلَْي ُك ُم‬ َ‫س‬ َ ‫شى َعلَْي ُك ْم أَ ْن تـُْب‬ َ ‫َك ْن أَ َخ‬ َ ْ ْ َ ‫ فـََواللَّه الَ ال َف ْق َر أَ ْخ‬،‫س ُّرُك ْم‬ ُ َ‫َما ي‬
.‫وها َوتـُْهلِ َك ُك ْم َك َما أ َْهلَ َكتـْ ُه ْم‬ َ ‫س‬ ُ َ‫وها َك َما تـَنَاف‬ َ ‫س‬ ُ َ‫ فـَتـَنَاف‬،‫ت َعلَى َم ْن َكا َن قـَبـْلَ ُك ْم‬ ْ َ‫َك َما بُ ِسط‬
)‫(رواه البخاري ومسلم‬

Misver bin Mahreme’den rivayet edildiğine göre; O’na da Amr bin Avf el-
Ensari -ki bu zat Beni Amir bin Lüeyy’in müttefiki idi. Resulullah g ile
birlikte Bedir’de bulunmuştu- haber vermiş ki; Resulullah g, Ebu Ubeyde
bin Cerrah’ı Bahreyn’in cizyesini getirmek için oraya gönderdi. Resulullah
g bizzat Bahreyn halkıyla anlaşma yapmıştı. Onlara Ala bin Hadrami’yi
vali atamıştı. Ebu Ubeyde Bahreyn’den mallar ile geldi. Ensar, Ebu
Ubeyde’nin geldiğini duydular. Ve Resulullah g ile birlikte sabah namazına
geldiler. Resulullah g namazı kılınca oradan ayrıldı. Onlar önüne çıktılar.
Resulullah g onları gördüğü vakit gülümsedi. Ve şöyle dedi: “Zannederim
siz, Ebu Ubeyde’nin Bahreyn’den bir şeyler getirdiğini duydunuz.”
buyurdu. Onlar; Evet, ey Allah’ın Resulü! dediler. Resulullah g: “O halde
{ 55 }
HİMMET OFİSİ

sevinin ve sizi sevindirecek şeyi ümit edin! Vallahi! Ben sizin namınıza
fakirlikten korkmuyorum. Lakin ben sizin namınıza dünyanın sizden
öncekilere serildiği gibi, size de serilmesinden ve dünya için onların
yarıştıkları gibi, sizin de yarışmanızdan, dünyanın onları helak ettiği
gibi, sizi de helak etmesinden korkuyorum.” dedi.
[Buhari, Hadis No:3158; Müslim, Hadis No:6-2961]

{ 56 }
40 CİHAD HADİSİ

39. HADİS
‫ظ‬ُ ‫ َواللَّ ْف‬- ‫اد بْ ِن َزيْ ٍد‬ ِ ‫ كِ َل ُهما َعن ح َّم‬،‫يد‬
َ ْ َ
ٍ ‫ وقـتـيبةُ بن س ِع‬،‫الربِي ِع الْعتَ ِك ُّي‬
َ ُ ْ ََْ ُ َ َ َّ ‫َح َّدثـَنَا أَبُو‬
ِ ِ
:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ َع ْن ثـَْوبَا َن‬،‫اء‬ َ ‫َس َم‬ ْ ‫ َع ْن أَبِي أ‬،َ‫ َع ْن أَبِي ق َلبَة‬،‫وب‬ َ َّ‫ َع ْن أَي‬،‫ َح َّدثـَنَا َح َّما ٌد‬- َ‫ل ُقتـَْيبَة‬
ِ ِ ِ ُ ‫ال رس‬
‫شا ِرقـََها‬ َ ‫ت َم‬ ُ ْ‫ فـََرأَي‬،‫ض‬َ ‫ « إِ َّن اهللَ َزَوى لي ْال َْر‬:‫صلَّى اهللُ َعلَْيه َو َسلَّ َم‬ َ ‫ول اهلل‬ ُ َ َ َ‫ق‬
،‫ض‬ ُ ‫ َوأُ ْع ِط‬،‫ي لِي ِمنـَْها‬
ْ ‫يت الْ َكنـَْزيْ ِن ْال‬
َ َ‫َح َم َر َو ْالَبـْي‬ ِ
َ ‫ َوإِ َّن أ َُّمتي َسيَبـْلُ ُغ ُم ْل ُك َها َما ُز ِو‬،‫َوَمغَا ِربـََها‬
‫ط َعلَْي ِه ْم َع ُد ًّوا ِم ْن‬ َ ِّ‫سل‬ ٍ ٍ ِ‫ْت ربِّي ِل َُّمتِي أَ ْن َل يـ ْهلِ َكها ب‬
َ ُ‫ َوأَ ْن َل ي‬،‫سنَة َع َّامة‬ َ َ ُ َ ُ ‫َوإِنِّي َسأَل‬
َ َ‫ يَا ُم َح َّم ُد إِنِّي إِ َذا ق‬:‫ال‬ َ َ‫ َوإِ َّن َربِّي ق‬،‫ضتـَُه ْم‬ ِ ِ ِ
‫اء‬
ً‫ض‬ َ َ‫ت ق‬ ُ ‫ض ْي‬ َ ‫ فـَيَ ْستَب‬،‫س َوى أَنـُْفس ِه ْم‬
َ ‫يح بـَْي‬
‫ط َعلَْي ِه ْم‬ َ ِّ‫ُسل‬ ٍ ٍ ِ‫ك أَ ْن َل أ ُْهلِ َكهم ب‬ َ ِ‫ك ِل َُّمت‬ َ ُ‫ َوإِنِّي أَ ْعطَْيت‬،ُّ‫فَِإنَّهُ َل يـَُرد‬
َ ‫ َوأَ ْن َل أ‬،‫سنَة َع َّامة‬ َ ُْ
‫ أ َْو‬- ‫اجتَ َم َع َعلَْي ِه ْم َم ْن بِأَقْطَا ِرَها‬ ِ ِ ِ ِ
ْ ‫ َولَ ِو‬،‫ضتـَُه ْم‬ َ ‫يح بـَْي‬ُ ‫ يَ ْستَب‬،‫َع ُد ًّوا م ْن س َوى أَنـُْفس ِه ْم‬
».‫ضا‬ ً ‫ض ُه ْم بـَْع‬ُ ‫ َويَ ْسبِي بـَْع‬،‫ضا‬ ً ‫ك بـَْع‬ ُ ِ‫ض ُه ْم يـُْهل‬
ُ ‫ َحتَّى يَ ُكو َن بـَْع‬- ‫ال َم ْن بـَْي َن أَقْطَا ِرَها‬ َ َ‫ق‬
)‫(رواه مسلم‬

Sevban’dan rivayet edildiğine göre Resulullah g şöyle buyurdu:


“Allahu Teâlâ yeryüzünü benim için dürüp topladı, ben de doğusunu
da batısını da gördüm. Ümmetimin mülkü, bana gösterilen yerlere
kadar uzanacaktır. Bana iki hazine verildi: Kırmızı ve beyaz hazineler.
Ben Rabbimden, ümmetimi umumi bir kıtlıkla helak etmemesini,
ümmetime kendi nefislerinden başka bir düşman musallat edip
çoğunu helak etmelerine meydan vermemesini talep ettim. Rabbim
bu isteklerime şöyle cevap verdi: “Ey Muhammed! Bir hüküm verdim
mi artık o geri alınmaz. Ben senin ümmetini ‘umumi bir kıtlıkla helak
etmeyeceğim, kendileri dışında, çoğunu helak edecek bir düşman da
musallat etmeyeceğim, hatta yeryüzünün her tarafında bulunanlar,
onlar aleyhinde toplansalar da. Ama kendi aralarında birbirlerini
{ 57 }
HİMMET OFİSİ

helak edecekler ve bazı bazılarını esir alacaktır’ diye yazdım.”


[Müslim, Hadis No:19-2889]

{ 58 }
40 CİHAD HADİSİ

40. HADİS
،‫اب‬ ٍ ‫ َع ِن ابْ ِن ِش َه‬،‫ َح َّدثَنِي يُونُس‬:‫ال‬ َ َ‫ ق‬،‫ث‬ ُ ‫ َح َّدثـَنَا اللَّْي‬،‫َح َّدثـَنَا يَ ْحيَى بْ ُن بُ َك ْي ٍر‬
ُ
ٍ َّ‫َن َع ْب َد اللَّ ِه بْ َن َعب‬
َّ ‫ أَ ْخبـََرهُ أ‬،‫اس‬
‫َن أَبَا ُس ْفيَا َن بْ َن‬ َّ ‫ أ‬،‫َع ْن عُبـَْي ِد اللَّ ِه بْ ِن َع ْب ِد اللَّ ِه‬
‫ت‬َ ‫ فـََز َع ْم‬،‫ف َكا َن قِتَالُ ُك ْم إِيَّاهُ؟‬ َ ‫ك َك ْي‬ َ ُ‫ َسأَلْت‬:ُ‫ال لَه‬ َ َ‫ْل ق‬ ِ َّ ‫ب أَ ْخبـرهُ أ‬ ٍ ‫َح ْر‬
َ ‫َن ه َرق‬ ََ
».ُ‫العاقِبَة‬
َ ‫الر ُس ُل تـُْبتـَلَى ثُ َّم تَ ُكو ُن ل َُه ُم‬ ُّ ‫ك‬ َ ِ‫ فَ َك َذل‬،‫ال َو ُد َو ٌل‬ ٌ ‫ب ِس َج‬ َ ‫الح ْر‬
َ ‫َن‬ َّ ‫«أ‬
)‫(رواه البخاري‬

Ubeydullah bin Abdullah’tan rivayet edildiğine göre; Abdullah bin Abbas


ona haber vermiş, ona da Ebu Sufyan şöyle haber vermiştir ki; Hırakl, Ebu
Süfyan’a şöyle der: “O’nunla muharebeniz nasıldır? diye sana sorduğumda
sen; ‘Aramızda harb dönüşümlüdür (bazen biz galip geliriz bazen o) dedin.’
İşte Resuller de böyle denenirler. Sonra da akıbet onların lehine olur.”
[Buhari, Hadis No:2804]

{ 59 }

You might also like