Download as pdf
Download as pdf
You are on page 1of 66
PLATON MENEKSENOS Platon, hig kusku yok ki diistince tarihinin en Gnemli ve etkili fi- Hoyo) lel ele Ce AR OE ROR Re ae Nore OPER elude MOLLE AE mL FLEN 6 LL Palme MLM Ole a xd 4te OMe el felsefe geleneginin baslaticisi olmustur. Hiristiyan Orta¢ag fel- Ra AR e STU Lele OREO TOK na Come ae MLS Len eT Cen On eed ee Sire BVM ee Ud AOR MLS Lh Te ITS CL) a “Biz baskalarinin silahlarina yenilmedik. Bugiine kadar diis- manlarimiz bizi yenemedi, bundan sonra da yenemeyecek. Sadece Lite aL Politik retorigi, Gorgias diyalogunda “halka dalkavukluk etme”, # deel MT UCL Mmed Le Laetoli Lo Nite e e-em Tice a Ter CLS Mc Oe kel CU Leer 6lenler icin yapilan bir téren konusmasindan, onlarin kahraman- liklarini 6viicii bir séylevden olusur. Sokrates’in ezberden oku- dugu, kendisinin ve Perikles’in 6gretmeni olan Aspasia’dan Colin tol resT Tm oc aeereN CAM LaCie WNC emote Cola Coace} 6vgiiler dizilirken, ikinci béliimde onlarin agzindan, dlenlerin miras olarak alinmasi ve devam ettirilmesi gerektigi konusmanin PCa Lact Rumen me) a Ce ee Te Bae ae senos diyalogu, gercegin kimi zaman tahribatla kimi zaman miibalagayla deforme edilmesinde retorigin nasil bir arac oldugu- EME Uae (MN eee cel yee a www. saykitap.com Pome eet te Te ana ae Say Yayinlart Platon / Biitiin Yapitlari 7 MENEKSENOS Ozgiin Adi: MevéEevog ISBN 978-605-02-025-6 Sertifika No: 10962 Yayin Haklan © Say Yayinlart Bu eserin tiim haklari saklidir. Yayinevinden yazili izin alinmaksizin kismen veya tamamen alinti yapilamaz, hicbir sekilde kopyalanamaz, cogaltilamaz ve yayimlanamaz. Yayin Yénetmeni: Ash Kurtsoy Hisim Eski Yunancadan Geviren: Furkan Akderin Yayima Hazirlayan: Ahmet Cevizci Editér: Derya Onder Sayfa Diizeni: Tillay Malkoc Kapak Tasarimi: Ozlem Saric. Baski: Kurtis Matbaasi Topkap1/ Istanbul Tel: (0212) 613 68 94 1. Baski: Say Yayinlan, 2011 Say Yayinlant Ankara Cad. 22/4 © TR-34110 Sirkeci-Istanbul Telefon: (0212) 512 21 58 Faks: (0212) 512 50 80 www.sayyayincilik.com e-posta: say@sayyayincilik.com Genel Dagatim: Say Dagitim Ltd. Sti. Ankara Cad. 22/4 ¢ TR-34110 Sirkeci-Istanbul Telefon: (0212) 528 17 54 ¢ Faks: (0212) 512 50 80 e-posta: dagitim@saykitap.com online satis: www.saykitap.com —E PLATON MENEKSENOS Biittin Yapitlan - 7 Eski Yunancadan Ceviren: Furkan Akderin Yayima Hazirlayan: Ahmet Cevizci a te i if a i‘ » = ir 5 S i¢iNDEKiLER Platon: Hayat: ve Eserleri..... Ons6z........ Meneksenos. Kaynakca..... PLATON HAYATI ve ESERLERi Ahmet Cevizci Platon, diistince tarihinin hig kusku yok ki en énemli ve et- kili filozoflarindan biridir. 20. yiizyilin en 6nde gelen filo- zof ve matematikcilerinden biri olan A. N. Whitehead, “biitiin bir felsefe tarihinin Platon’a diisiilmiis dipnotlar- dan ibaret bir stirec olarak okunmasi gerektigini” ileri sti- rerken, aslinda bu etki ve 6neme isaret ediyordu. Gercekten de Platon, baska her sey bir yana felsefenin ku- rumsallasmasina, felsefenin gelisimi agisindan vazgecilmez bir sey olan yazili gelenegin olusmasina yapt?i katki acisin- dan 6nem tasir; Aristoteles gibi biiyiik bir filozofun hocasi veya Aristoteles gibi bir filozofu ortaya cikaracak olan gele- negin kurucusu olmak bakimindan énem arz eder. Platon, iki diinyali metafizigiyle biitiin bir Ortacag diistincesini be- lirleyecek olan Gte diinyaci ya da idealist felsefe geleneginin baslaticsi olmak, Hiristiyan Ortacag felsefesine en azindan Aziz Augustinus, Islam diisiincesine de en azindan Farabi uizerinden etki etmek bakimindan ayrica Gnemlidir. Platon, diisiince tarihi boyunca ele alinacak tiim problemleri yiizler- ce yil 6ncesinden ele almig ve diisiince tarihinin ilk biiyiik felsefi sistemini insa etmistir. Platon «e HAYATI Platon, 427 yilinda, Atina’da soylu bir ailenin cocugu olarak diinyaya gelmisti. Sadece annesi tarafindan de@il, babasi ta- rafindan da Atina’nin en soylu ailelerinden birine mensup- tu; nitekim babasinin soyu Kodros’a, annesinin soyu So- lon’a kadar gidiyordu. Anne tarafindan Otuzlar Cunta- si’nin 6nemii isimlerinden olan Kharmides ve Kritias’in ak- rabastydi. Bundan dolay1, cocuklugu ve gencligi aristokra- tik bir ortamda, edebiyat ve felsefeye déniik ilginin gelenek- sellegmis oldugu bir cevrede gecmisti.! Grek aristokrasisi- nin gelenek ve normlarina gore yetistirilen Platon, askerlik gorevini, yine zengin bir ailenin cocugu olmasi dolayistyla, muhtemelen siivari birliginde yapmust. Yine Grek aristokrasisinin geleneklerine gére jimnastik- le de ugrasmus olan Platon’un gergek adi, biiyiikbabasinin isminden dolay1 Aristokles’ti. Gégsiiniin genisliginden dolayi Platon lakabin: almisti. Diogenes Laertios’un belirt- tigine g6re, gencliginde lirik ve dramatik siirler yazmus ve bir ozan olmay1 istemis olan Platon, bu tiirden biitiin eser- lerini ve tragedyalarim, Sokrates ile tanistiktan sonra yak- mistir.2 Sokrates’in 6grencisinin sairlerin sézde bilgisi ve- ya bozuk politikacilarin demagojisiyle yetinmesi miimkiin gortinmiiyordu. Platon, yine Sokrates’le tanigmadan énce doa felsefesiyle mesgul olmus, doga filozoflarinin eserle- rini incelemenin yaninda, Herakleitosgu Kratylos’un 63- rencisi olmustu. Yakinlarinin tesvik ve telkinlerine rag- 1 Zeller, E., Grek Felsefesi Tarihi, Gev. A. Aydogan, Say Yayinlani, 2004, ts- tanbul, s. 164. 2 Diogenes Laertios, Unlii Filozoflarin Yasamlart ve Ogretileri, Cev. C. Sentuna, IIL5, YKY, Istanbul, 2002. @ Meneksenos men, politik kariyerinden oldugu kadar, tragedya yazarh- $1 ve doga felsefesi aragtirmalarindan da vazgecmesini te- min eden sey, hep ayni neden, yani onun Sokrates'le ta- mismasi olmustur. Sokrates ile kurdugu yakin miinase- bet, onu sadece doga felsefesinin degil, tragedya ve poli- tikanin da ciiriik zemininden uzaklastiran en 6nemli et- ken olmustur. Platon, Atina’nin giictiniin ve ihtigaminin dorukta ol- dugu déneme taniklik edememisti; ama Perikles demokra- sisinde, politik gerileme ve moral c6kiintiiniin tohumlari- m1 biitiin aciklhgiyla gézlemledi. Makedonya krali Philip- pos’un Yunan kent devletine nihai darbeyi indirdigi tarih- ten on yil énce élmiistii. Hayatumin akigini degistiren birin- ci olay Sokrates’le tanigmasi olduysa, ikincisi s6z konusu kosullar altinda hocasinin basina gelenler oldu. Mektup- lar'da 6zellikle de Yedinci Mektup’ta cunta idaresi sirasinda Atina’nin yasadigi tarihsel olaylan anlatan Platon, cunta iiyelerinin baslangicta beyan etmis olduklar: niyetlere sa- dik kalacaklarim ve devleti adalet yoluna sokacaklanm diistindiigiinii, fakat diktatérligiin sonuclarina ve tiranla- nn “eski dostlarindan birine, gelmis gecmis en adil insa- na” reva gordtikleri muameleye tank olunca, ne kadar bii- yiik bir hayal kinikligi yagadigimn ifade eder.? Bir siire son- ra demokrasi yeniden tesis olunca, demokratik idarenin baslangictaki dikkati ve 6zeni karsisinda yeniden umutla- nan Platon’un son umutlarin: da Sokrates’e verilen dliim cezasinin infazi tiiketmistir. Platon iste bu dénemde, poli- tik krize bildik reformlar yoluyla bir ¢éziim bulunamaya- cagana, hasta ve aciz devlete anayasa ya da rejim degisik- 3 Platon, Mektuplar 324b. Platon liginden ibaret bir islah tesebbiisiiniin en kiiciik bir yaran- nin olamayacafina kanaat getirdi. Cagdag politikada mev- cudiyetini tespit ettigi iki biiyik kusurun, Yunan uygarh- §inin daha énceki dénemlerde yiikselisinde etkili olan de- mokrasinin sonunu hazirlamasinin kaginilmaz oldugunu diisiinmesine yol acti. Her seyden 6nce, bilgi kilifi altinda ortaya cikan cehaletin demokraside uzman ve profesyone- lin degil, vasat ve amatér olanin hakim olmasiyla sonug- landigim savunan Platon agisindan demokrasi, Atina’da sadece cahilin hatah yénetme hakki anlamina geliyordu. Platon’un cagdag politikada teshis ettigi ikinci biiyiik kusur, devletin kurum ve hizmetlerinin kendi bencil cikar- larimin pesinde koganlar tarafindan doldurulmasina yol acan azgin bireycilik ruhuydu. Ozel olarak oligarsinin kendine ézgii yanligim veya olumsuzlugunu ifade eden s6z konusu bireycilik, ona gére, her kent devletinin zengin ve fakir, tahakkiim edenler ve bastirilanlar olarak ikiye bé- liinmesiyle sonuclanmist. Toplumu ve devleti diisman kamplara bélen bu durum ve olumsuzlugun temelinde ise, politikaya da sirayet eden madde ya da para aski var- di. Demokrasiye ézgii cehalet ya da amatérliik ile oligarsi- nin oldugu kadar demokrasinin de bir 6zelligi olan politik cikarcik ve bireycilik, onun gelecekte hedef alacagi diis- manlar olarak Platon‘un bilincine, iste bu dénemde yerles- mis olmalidir. Antik kaynaklarin bildirdigine gore, Sokrates’in infazi- min ardindan Platon diger Sokratescilerle birlikte, muhte- melen giivenlik nedeniyle, Megarali Eukleides‘in yanina sigimir.4 Sonraki on iki yil boyunca, bityiik élciide Sokratik 4 Diogenes Laertios, a. g. e,, III 6. 10 @ Meneksenos diye niteledigimiz ilk dénem diyaloglarin yazar ve bu arada, gézlem ve deneyim yoluyla gérgiistinii artirma ve diisiincesini derinlestirme yéniinde kimi tesebbiislerde bulunarak seyahat eder. Gittigi ilk yer matematik bilgisini gelistirmesine imkan saglayan, daha sonra Devlet’te savu- nacagi genel veya simflar arasi bir ig béliimii ilkesini 6g- rendigi “kadim harikalar diyart” Misir’dir. Ikinci yer ise megshur matematikci Theodoros ve Tarentumlu bilumum Pythagorasoilarla tanigmasini saglayan Italya’dir. Burada Philolaos ve ona bilim, felsefe ve politikanun ideal bir sen- tezine erisme yéniinde énemli acilmlar saglayan Arkh- ytas’la tanusan Platon, zellikle Arkhytas’in araciligayla I. Dionysios’un sarayina takdim edilir. Muhtemelen prens iizerinde tesis edecegi ntifuzdan faydalanarak, bu dénem- de, politik fikirlerini 6nemli dlgiide hayata gecirmeyi timit etmisti. Sadece I. Dionysios ile degil, prensin karisin kar- desi Dion ile kurdugu iliskiye de dayanarak bu yénde iki ayri girisimde bulundu. Ozellikle II. Dionysios tizerinde uygulamaya calistigi filozof-kral tipi, mutlak bir basarisiz- likla sonuclandi. Idealist bir ahlake: filozof ile hirsh bir ak- siyon adaminm bir araya gelmesi daha bastan imkansiz gi- bi gériinmesine ragmen, yilmayan Platon‘un biitiin dene- meleri basarisizikla sonlandi ve en nihayetinde hayati tehlikeye girdi. Boyle bir Sicilya seyahati déniistinde, Ati- na ile savas halindeki Aigina’da karaya gikan filozof, bura- da esir alinarak satilmak tizere kéle pazarina ¢ikarildi. Tam bir rastlant: eseri olarak, dostlarindan birinin -bazi kaynaklara gére Elisli Phaidon’un, bazi kaynaklara gore Pythagorasc: Arkhytas’in- fidyesini 6demesi sayesinde 6zgiirliigiine kavugan Platon’un, bundan sonra bu tiirden bu Platon Meneksenos sayip tatmin etmeye yénelik etkili bir arag temin ettigi- ni séyler.’ O, bu noktada da kalmayip pek cok Yunanli entelektiiel gibi, retorigi Atina’da mutlak bir tahribata ve yozlagsmaya zemin hazirlayan 5. yiizyil emperyaliz- mi ve siddetle karsi giktigi demokrasiyle irtibatlandinr. Baska bir deyisle o, retorik elestirisiyle yetinmeyip, reto- rik tizerinden elestirisini devletin ve toplumun ahlaki bozulusundan sorumlu tuttugu Miltiades, Themistokles ve Perikles benzeri 5. yiizy:l politikacilarina da yoneltir® Retorigin, hak ya da adaleti giice esitleyen emperyalist ve zora dayali politikalarin temsilcileri tarafindan istis- mar edilmesini veya kétiiye kullanilmasimi Gorgias’ta teorik bir zemin tizerinde elestiren Platon Meneksenos’ta s6z konusu elestirisini pratik bir zemin tizerinde ortaya koyar, yani onu bu kez uygulamali olarak hayata geci- rir.? Baska bir deyisle, politik retorigin 6ziinde bulundu- Suna inandigi halk dalkavuklugunu burada 6rneklerle serimleyerek ortaya koyar. Gergekten de Meneksenos, parlak bir hitabet veya re- torik 6rnegi olarak, savasta lenler igin yapilan bir téren konusmasindan, onlarin kahramanhklarini éviicii_ bir sdylevden meydana gelmektedir. Fakat sdylev ya da methiyeye gecilmeden Gnce, eserin basinda Sokrates‘le Meneksenos arasinda, séyleve gecis islevi géren bir gi- ris diyalogu yer alir. S6z konusu giris diyalogunda Me- 7 Platon, Gorgias 502e-503c 8 Platon, Gorgias 515a-519c. 9 Dodds, E. R., Plato: Gorgias (Text, introduction and notes), Oxford Univer- sity Press, Oxford, 1959, s. 24 23) Platon neksenos, geleneksel anma téreninde dliilere saygi ko- nusmasini yapacak kisinin secilecegini bildirir.0 Yine ayn1 giris béliimiinde, hatiplerin uzmanligiyla ilgili iro- nik bir degerlendirmenin! ardindan, Sokrates kendisi- nin ve Perikles’in de 6gretmeni olan Aspasia tarafindan olusturulmus veya kaleme alinmus bir séylev ya da ko- nusmay1 ezberinden okumay: teklif eder.!2 Menexe- nus’un, Sokrates ezberinden okuyacagi séz konusu anma ya da Gliim téreni konusmasinin Aspasia’ya ait olabil- mesiyle ilgili kuskular vardir. Ama buna ragmen, Sok- rates’i konugmay1 bir an Gnce aktarmaya baslamasi icin sikagtirir. Eserin bundan sonraki béliimii iste bu séylev ya da 6liim téreni konugmasinin Sokrates’in agzindan aktaml- masindan meydana gelir.13 Bu séylev ya da konusma, kendi iginde iki alt béliime ayrilmaktadir. Birinci béliim, Oliilere veya savasta hayatlarini yitirmis Atinali yigitlerle onlari yetistirmis olan vatan ya da tilkeye yénelik évgti- lerin (epiainos) yer aldigi methiye/yiiceltme béliimii- diir.1* S6z konusu alt béliimde, Platon’un amacina, yani retorigin halka dalkavukluk etmeye, onun ruhunu okga- maya yonelik bir arag oldugunu gésterme amacina hiz- met edecek gekilde tarihsel bir incelemeye veya Atina devletinin gecmiste katilmis ve bagarilar kazanmis oldu- 8u askeri ve politik olaylarla ilgili uzunca bir bilgilendir- 10 Platon, Meneksenos 234b. 11 Platon, Mencksenos 234c-235d 12. Platon, Meneksenos 2353-236d. 13. Platon, Meneksenos 236d-249c. 14 Platon, Meneksenos 236d-246a. 24 @ Meneksenos meye yer verilir. S6ylev ya da konusmanin ikinci alt b6- luimiinde’s ise, bu kez Atina icin dlmiis sehitler adina, ya- sayanlara hitap edilir; bu yiizden, onun artik Atinalilara yOnelik bir 6giitler silsilesinden olugtugu séylenebilir. Konusma, savasta dlmiis Atinali kahramanlarin yo- gun bir sekilde 6viilmeleriyle baslar. Savasta hayatlan- ni kaybetmis Atinalilarin biiyiikliiklerinin, s6z konusu kahramanlarinin iyiliklerinin erdem ve asaletlerinden geldigi, bunun da ebeveynlerinin soyluluk ve erdemin- den kaynaklandigi, her seyin temelinde ise toprak ana- nin bulundugu belirtildikten sonra, sira Atina’nin éviil- mesine gelir. Bu topraklarin daha agagi diizeyden hay- vanlara degil de, akal sahibi, adalet nedir bilen ve gercek anlamda dindar insanlara yurt oldugunu dile getiren Sokrates, onun sonradan baska tilkelere de ihrac edile- cek tahil ve zeytinin en bol iiretildigi topraklar oldugu- nu belirtmeye ézen gésterir.!¢ Yine ayn: alt béliimde, Atinalilarin kendilerine cesitli sanatlar 6gretmis olan tanrilari oldugu ortaya konur.!? Dahasi, Atinalilar, de- Sismezcesine, kendisine bazen demokrasi adi da verilen iyi bir idare tarzayla, en iyilerin y6netimi olarak bilinen aristokrasiyle (aristokratia) yénetilmislerdir.'® Kahra- manlarin vatam olan Atina, tistelik 6zgiirliige bitytik bir deger veren bir yer olup, biitiin yurttaslarini esit ve bir- birleriyle kardeg insanlar olarak degerlendirmektedir.'° 15 Platon, Meneksenos 246a-249c 16 Platon, Meneksenos 2374-238. 17 Platon, Meneksenos 238b. 18 Platon, Meneksenos 238c. 19 Platon, Meneksenos 238e-239a. Platon «~ Sokrates, séylevinde, Atina’nin bu efsanevi basarila- rindan veya séz konusu basarilara iliskin efsanevi veya mitolojik agklamalardan sonra, Atina’nin tarihsel siire¢ iginde Pers Savaslarindan baslayarak 0 zamana kadar elde etmig oldugu politik ve askeri basarilar: anlatmaya gecer. Hemen pek cok yorumcu tarafindan da belirtildi- i tizere,20 konusmanin bu béliimii tahrifatla, tarihteki pek cok olayin oldugundan farkh gésterilmesiyle so- nuclanan ¢arpitmalarla doludur. Bu tahrifat, konugsma- cinin anavatani ve savasta sehit olmus Atinalilan her kogul altinda 6vme ve bu évgiiyti de olabilecek en siir- sel dille ifade etme sorumlulugunu iistlenmesinin bir sonucu olarak ortaya gikar. Dogallikla, Atina’yi, Atina demokrasisinin giiciinii ve degerini yansitmayan, onu oldugu gekliyle ya da kétii gésteren sézctikler ya da malzeme kullanarak, methiyesine simirlama getiremez, onu siradanlastiramaz. Zaten gercegi oldugu sekliyle ifade edecek bir séyleve, kamu gorevlileri tarafindan izin verilmez. Boyle bir sey, yapilan isin dogasina veya Platon’un géziinde retorigin dogasina aykir olmak du- rumundadir. Bu yiizden, konugmay yapanin veya séy- levi kaleme almis olanin gercekleri oldugundan farkh gosterecek miibalagalarda veya yanlis temsillerde bu- lunmasi, hem niyet hem de olgusal olarak gercegi carp1- tan resimler cizmesi, 6rnegin savastan korkup kaganlari kahramanlar olarak sunmasi kaginilmazdir. 20 Bkz., Guthrie, W. K. C,,a.g.€.,5.316;E. R., Dodds, a. g. .,s. 23; Taylor, A. E., a. g.e,,8.43; Shawyer, J. A., The Menexenus of Plato, Clarendon Press, Oxford, 1906, ss. x1-xv. 26 7 Meneksenos Bu tahrifat, elbette ya hakikate ilgisiz retorigin doga- sindan ayrilmaz bir unsur olarak bizzat Aspasia’nin ya da retorigi bir tir dalkavukluk veya insan ruhunu ko- layca elde etmeye y6nelmigs avcilik olarak degerlendiren Platon’un onun éziinii ortaya koymak amaciyla yapmig oldugu tahrifat olarak alinabilir. Birinci alternatif, gerce- %e daha yakin bir alternatif gibi goriinmektedir. Baska bir deyisle, bunlar Platon’un yaptig: tahrifattan ziyade, carpitmanin retorigin 6ziinde oldugunu ima edecek se- kilde Aspasia’nin veya séylevin yazari her kimse onun yapmus oldugu carpitmalar olarak gériilebilir. Bu yo- rum ya da secimi belirleyen en Gnemli gey ise, Platon’un diyalogda Sokrates tarafindan aktarilan dliim téreni ko- nusmasinin benzeri konusmalara bu y6nden tamamuyla uydugunu belirtmeye ézen géstermesidir.?! Biitiin bu tahrifat veya en azindan mibalagalar, el- bette Atinalilari erdemli ve miikemmel insanlar, savas- ta en yiice ve safiyane motiflerle davranan kahramanlar, zafer kazandiklarinda diismanlarina kargi bagislayici olan miisfik ve merhametli kimseler olarak géstermeyi amaclar. Yenilgiler, rakiplerin tistiinliiklerinden ziyade, birtakim talihsizliklere baglanirken, Yunan politik tari- hinin kimi zorbalik dénemleri es gecilir. Ayn konugma cercevesi icinde Atinahlarin iistiinliigii onlarin ari ve ustiin bir irktan gelmelerine, saf kan Yunanh olmalarina baglamr. Yunani sadece Atina’nin temsil ettigi, diger Yunan kent devletlerinin sadece s6zde Yunanli oldukla- 21 Bkz., Platon, Meneksenos 235d, 237a. 27 Platon -~ n1, onlarin kéklerinde gercekte barbarhgin bulundugu belirtilir.22 Séylevin son boluimiinde, bundan béyle Atinalh sehit- lerin yakinlarina hitap edilerek, onlara 6giitler verilir. Buna gore, onlarin cesur ve yiirekli insanlarin gocuklan olduklarini unutmamalari,23 serefli bir sekilde yagama- lar1,24 erdemsiz bir hayatin asagi ve degersiz bir hayat oldugunu unutmamalari, dolayisiyla hikmet ve adaleti en 6nemli rehberleri haline getirmeleri,?5 kisacasi atala- rina uygun ve yarasir sekilde yagsamalan gerektigi belir- tilir. Devlet, kahramanlarin éliimiinden sonra, 6zellikle onlarin anne babalariyla cocuklarinin bakim, gézetim ve egitimlerini en iyi sekilde iistlenmek suretiyle maddi olarak yapilabilecek her seyi yapmaktadir. Manevi ola- rak yapilmasi gerekenleri yapmak, aziz sehitlerin ya da biiyiik kahramanlarin manevi mirasina sahip gikmak ve Atina’y1 deger bakimindan bundan sonra yiiceltmek ise Atinalilara ve kahramanlarin cocuklarina diigsmektedir. Ahmet Cevizci Nisan 2011 22. Platon, Meneksenos 245c-d 23 Platon, Meneksenos 246c 24 Platon, Meneksenos 246d. 25 Platon, Meneksenos 247a 28 MENEKSENOS Ceviride Plato: Plato: Timaeus, Critias, Cleitophon, Menexenus, Epistles (Loeb Classi- cal Library No. 234) kiinyeli yapit temel alinmustr. Ozel isimlerin yazihminda es- ki Yunancalar esas alirurken, Yunanistan, Atina gibi Tiirkceye yerlesmis isimler metnin okunugunda akialk saglamak amaciyla Tirkcelestirilerek verilmistir. SOKRATES: Meneksenos nereden geliyor? Ago- ra’dan mi yoksa? MENEKSENOS: Agora’daki meclis toplantisindan geliyorum. SOKRATES: Orada ne isin vardi? Samirim felsefe ve egitimle ilgili islerini bitirdin. Bu yiizden de da- ha yiiksek islerle ilgilenmek istiyorsun. Geng ya- gina ragmen, bize her zaman yéneticiler vermis olan ailenin izinden gitmek icin, biz biiyiikleri yOnetmeyi kafana koymussun. MENEKSENOS: Sen yénetim islerine girmemi kabul edersen bunu yapacagim. Yoksa béyle bir ise gi- rigmeyecegim. Meclise katilma nedenim iiyele- rin Gliilerle ilgili konusma yapacak birisini ara- malariydi. Biliyorsun Gliiler icin bir konusma yapilacak. SOKRATES: Tabii biliyorum, peki kimi sectiler? MENEKSENOS: Heniiz kimseyi secmediler. Karar yarin verilecek. Fakat sanirim beni, Arkhinos’u ya da Dion’u secerler. SOKRATES: Meneksenos! Savasta 6lmenin ¢ok sa- yida yarari vardir. Ne kadar fakir olursan ol, cok giizel bir mezarin olur. Hem de cok deger- li bir insan olmasan bile Gviiliirsiin. Bu is dyle 31 234a 235a Platon ~~ siradan sézlerle degil, 6nceden hazirlanilarak yapilmaktadir. Sehidin bitiin giizel ézelliklere, bunlarin kendisinde bulunup bulunmadigina bakilmaksizin, sahip oldugu vurgulanir ve béylece ruhlarimiz en giizel kelimelerle biiyii- lenir. Kenti her acgidan éviiyorlar, savasta dlen- ler icin, bizden 6nce yagamis atalarimizi ve biz- leri o kadar giizel 6viiyorlar ki gu an seninle konusmakta olan ben bile bu 6vgiilerle yiicel- digimi hissediyor ve cok daha yiice, asil ve gii- zel biri olduguma inaniyorum. Her zaman ol- dugu gibi yabancilar benimle beraber bu ko- nusmalani dinliyorlar ve konugma sonunda ba- na daha biiyiik bir saygi gésteriyorlar. Konu- san kisi Gylesine inandirici oluyor ki, yabanci- lar séylenenleri dinledikten sonra hem bana hem de eskisine nazaran daha giizel buldukla- 11 bu kente karsi biiyiik bir hayranlik duyuyor- lar. Benimse kendimi béyle yukarilarda gér- mem tig giin kadar devam ediyor. Konusanin s6zleri kulaklarimda 6ylesine ginliyor ki ancak dérdiincii ve beginci giinlerde kendime gelip, nerede oldugumun farkina variyorum. Bu sira- da da “Mutlular Adasi’nda” yasiyorum. Bizim hatiplerimiz iste béylesine becerikli insanlar- dir. MENEKSENOS: Sokrates! Hatiplerle alay etmek icin 32 higbir firsati kagirmiyorsun. Ancak bu kez seci- lecek hatip o kadar rahat konusamayacak. Ciin- ¢ Meneksenos kii hig kimsenin haberi olmadan konusacaj, icin belki de hazirliksiz konugmak zorunda kalacak. SOKRATES: Neden éyle olsun? Herkesin elinde hazir konusmalar vardir. Hem zaten béylesi bir konuda hazirhksiz konusmak da cok zor degildir. Gerek Atinahlarla Peloponnesoslulan birbirlerinin kar- gisinda Gvmek gerekse dinleyicileri inandirmak icin iyi bir hatip gerekebilir. Ancak zaten 6vd insanlann karsisina gikan bir hatibin iyi bir ko- nusmayla tin kazanmast hig de zor degildir. MENEKSENOS: Demek zor degil Sokrates? SOKRATES: Tabii ki degildir. MENEKSENOS: Peki meclis seni gérevlendirse ko- nusabilir misin? SOKRATES: Elbette konusabilirim Meneksenos! Ha- tiplik konusunda cok degerli bir kadindan, ara- larinda Ksantippos’un oglu Perikles’in! de bu- lundugu muhtesem hatipler yetistiren bir 6gret- menden ders alan birisi bunu yapamaz mi? MENEKSENOS: Kimden ders aldin? Samirim Aspa- sia’dan.2 SOKRATES: Evet Meneksenos. Bir de Metrobios’un oglu Konnos’dan ders aldim. Birisi miizik dige- 1 Atina’da MO 460-429 yillan arasinda strategos sifatryla kentin yéneticisi durumunda olan Perikles zamaninda Atina diger Yunan kentleri arasin- da iyice 6n plana akmay1 basarmisti. 2 Yasar hakkinda pek az sey bilinen Aspasia‘nin Miletos dogumlu oldu- Bu ve yasaminin biiyiik kismim Atina’da gecirdigi belirtilmektedir. Thukydides'in Peloponnesos Savaslar: adh eserinde Perikles‘in yaptigin. veya syledigini belirttigi tinlii “Séylev” basta olmak iizere cok sayida sdylevi onun hazirladigi iddia edilmektedir. d 236a ag) Platon ri de giizel konusmada usta iki 6gretmen. Bu se- kilde yetisen birisi mutlaka usta olur. Ote yan- dan béylesi degerli 6gretmenleri olmayan birisi de miizikte Lampros’tan, giizel konugmada da Rhamnunsioslu Antiphon’dan ders alirsa, Ati- nalilan Atinalilarin 6niinde Gvmeyi basararak iin kazanabilir. MENEKSENOS: Peki konusman gerekseydi neler sdylerdin? SOKRATES: Belki kendiligimden higbir sey séyleye- mezdim. Ancak diin Aspasia’nin savasta dlen- lerle ilgili hazirladigi konugmay dinledim. Ay- m senin séyledigin gibi o da Atinalilarin bir ha- tip sececeklerini haber almis. Bundan sonra ko- nusmasinin bir kismini, tam da nasil olmasi ge- rekiyorsa 0 sekilde yapti. Geri kalan b6liimii- niiyse zaten daha Gnceden diisiinmiistii. Aslin- da Perikles’in dliilerle ilgili o tinlii s6ylevinin de Aspasia tarafindan hazirlandigi anlatilir. [ste bu sdylevden baz pargalar alip birlestirdi. MENEKSENOS: Neler séyledi, hatirlayabiliyor mu- sun? SOKRATES: Hatirhyorum. Ciinkii onun kendi agzin- dan duydum, ezberledim. Zaten aklimda tuta- muyorum diye neredeyse dayak yiyordum. MENEKSENOS: Tamam o zaman bana sGylesene ne- ler konustugunu? SOKRATES: Konusmasin baskalarina s6ylersem 6g- 34 retmenim kizar. «& Meneksenos MENEKSENOS: Korkma Sokrates! Séyle bana. Bana bu zevki ver. [ster Aspasia, isterse baska birisi- nin olsun fark etmez. Sen sadece séyle. SOKRATES: $u yasli halimle béylesine oyunlarla ug- rastigim icin benimle alay edebilirsin. MENEKSENOS: Asla alay etmem Sokrates. Sen nut- ku séyle. SOKRATES: IsteZini yerine getirmeliyim Menekse- nos. Bana soyunup dans etmemi séylesen bile, bunu yalniz oldugumuz icin yapardim. Simdi dinle, yanilmiyorsam Aspasia dliilerle ilgili nut- kuna séyle basladi: “Bu savascilara hem islerimizle hem de sézleri- nizle Gdememiz gereken borclarimiz var. Kade- rin onlara sundugu yolculuga, tiim kent ve ya- kinlari da yanlarinda gikti. [lk borcumuzu béy- lece 6demig olduk. Simdiyse onlara duydugu- muz sevgiyi s6zlerimizle belli etmemiz gereki- yor. Kanunun emrettigi gibi bunu kendimize bir gorev biliyoruz. Ciinkii giizel bir séylev, dinle- yicilerin giizel davrananlan her daim hatirlama- sini saglar. Bu nedenle Gliileri 6vecek, yasayan- lari ise giizel bir bicimde tesvik edecek bir s6ylev gereklidir. Ogullar ve kardesler dlen kisi- nin erdemlerini taklit edecekler, hem de annele- ri babalari ve yasayan diger uzak akrabalar: te- selli olacaklar. Nasil bir konugsma yapmaltyiz? Yagarken, sahip oldugu erdemlerle yakinlarina mutluluk temin etmis, yasayanlarin saghigi icin 35 e 237a Platon © 36 de hayatlarim: vermis olan bu cesur insanlar1 6v- meye hangi sézlerle baslamaliyiz? Bence doga- nin kendilerine verdigi erdemlere uygun bir si- rayla gitmek gerekir. Erdemliydiler, ciinkii er- demli bir anne ve babaya sahiptiler. Bu nedenle 6ncelikle asaletlerini, sonra da aldiklan egitim ve dersleri 6velim. Daha sonra da basardiklari biiyiik islerde, aldiklan egitime nasil layik ol- duklarini ispatladiklarina bakalim. Oncelikle asil dogumlarindan baslayalim. Bu Gliilerin ata- lan yabanci degildi, baska yerden de gelmiyor- lardi. Bu yiizden anavatanlarinda yasayan asil insanlardi. Kendilerini besleyen toprak baskala- rina oldugu gibi onlara tivey degildi. Bu gercek anne kendilerini dogurdu, besledi ve en son ola- rak da kucagina cekti. $imdi kendi topraklarin- da yatiyorlar. Tiim bunlardan dolay1 6ncelikle annelerini 6vmek gerekir. Bu sayede dogumlari- ni 6vmiig olacagiz. Ulkemiz sadece bizim degil diger tiim insanlarin évgiisiine layiktir. Bu du- rumun en biiyiik nedeni iilkemizin tanrilar tara- findan sevilmesidir. Séyledigimin dogrulugunu iilkemiz icin savasmis olan tanrilar ve onlarin verdikleri kararlar acik¢a gésterir. Tannlarin 6v- diikleri bir yeri nasil olur da diger insanlar 6v- mezler? Ayrica bir neden daha var: Biitiin top- raklarin evcil ya da vahsi cesitli hayvanlar do- gurduklari1 zamanlarda bizim topraklarimiz béylesine vahsi canhlardan uzak durmustur. Bi- @ Meneksenos zim topragimuz insanlan diger tiim hayvanlar arasindan secip yaratmistir. Insanlar diger hay- vanlardan daha akilli olduklarindan, din ve adaleti bilen tek canli olarak ortaya gkarlar. Topragimizin, savasqilar ve atalarimizi dogur- dugunu gésteren bir kanit daha vardir. Her can- h kendi cocugu igin gerekli yiyecegi tagir. Ger- cek anne ile sahte anne béyle ayirt edilebilir. Ciinkii sahte annede cocuk icin gerekli kaynak- lar kurudur. Bizim annemiz olan toprak da ya- rattigi geyi gGyle ispathyor: Bu dénemlerde sa- dece insan besleyebilmek icin en yararl besin maddesi olan bugday ve arpay1 yaratti. Béylesi- ne bir diisiinceyi kadindan daha cok topragi dii- stinerek s6ylemek gerekir. Ciinkii rahmine co- cuk diisen bir kadin topraga 6rnek olmaz, topra- 81 taklit eder. Topragimuz yetistirdigi bu meyve- lerden diger topraklarda da olusmasini sagla- mustir. Kendi cocuklan igin, yorgunlugu geciren zeytini yetistirmis, ardindan gencliklerine kadar yetismelerini sagladiktan sonra onlara yol gés- termeleri icin tannlari vermistir. Tanrilari hepi- miz tanyoruz, simdi bunlardan siz edecek de- Silim. Bu tannlar hayatlarimiza diizen kazan- dirdilar, bize sanatlar: diger insanlardan daha Once 6rettiler. Silah yapmayi ve bu silahlan iil- kemizi korumak icin kullanabilecegimizi géster- diler. Bu sekilde dogan savasqilamn atalari ken- dilerini y6netmek icin bir devlet kurdular. Bu 8h 238a b Platon < 38 konuyla ilgili de bir geyler séylememiz gerekir. Giinki insanlan yetistiren devlettir. Devlet iyiy- se insan da iyidir, devlet kétiiyse insan da kotii- diir. Bu nedenle atalarimizin ve bugiin topraga verecegimiz 6liilerimizin diizenli ve kendilerini erdemli kilan bir devlet yénetimi altinda yasa- diklarim géstermek gereklidir. Eskiden de sim- di de ayn yénetim bicimi altinda, yani asillerin idaresinde yasiyoruz. Kimileri buna demokrasi kimileriyse baska bir isim verirler. Ashnda bu yOnetim sekli cogunlugun onayiyla kurulmus bir aristokrasi veya seckinlerin yénetimidir. Es- kiden krallar vardi. Onlarin kendilerine bu hak- ki 6ncelikle dogumlari, sonra da secimler ver- mistir. Ancak y6netim gogu zaman cogunlugun elindedir. Cogunluk devlet yénetimini en iyi va- tandaslara vermistir. Hig kimse sakat, fakir ya da dogusundan kaynaklanan bir eksiklik nede- niyle bu gérevden dislanmamistir. Baska itilke- lerde oldugu gibi hig kimse biraz 6nce siraladi- 81m 6zelliklerin tersine 6zelliklerinden dolayi goreve getirilmemistir. Sadece bir kural vardir: Usta ve erdemli olanlar yénetir. Béylesine bir yOnetimin kurulmasinin nedeni, tiim vatandas- larin egit kosullar alttnda dogmalandir. Baska ulkelerdeki halklar cesitli yerlerden gelen soy- lardan olusur. Béylesine bir cesitlilik, onlarn y6netimlerinde de gériiliir. Bu yénetim sekilleri tiranhik ya da oligarsidir. Birkag kisi tiim insan- @ Meneksenos lari kéle gibi kullanir, cogunluk da bu birkag ki- siyi efendileri olarak kabul eder. Fakat bizde herkes kardestir. Ciinkii hepimiz ayni anneden dogduk. Kendimizi bir digerinin kdlesi ya da 239a efendisi kabul etmiyoruz. Doganin bize verdigi esitlik, bizi kanuni olarak da esitligi aramaya ve sadece bilgi ve erdem bakimindan istiinliigii kabul etmeye zorluyor. Bu askerlerin babalari, bizim babalarimiz, bu askerler asil dogumlarindan sonra tam biz 6z- giirliik iginde yetistirildiler. Ozgiirliikleri ug- runa, Yunanlilar icin Yunanhilara karsi, Yuna- nistan igin de barbarlara kargi savagmay ken- dilerine gérev bildiler. Hem 6zel hem de ka- b musal yasamlarinda elde ettikleri bagarilarniyla tiim diinyada tin kazandilar. Eumolpos’u,3 Amazonian, iilkemizi iggal eden diigsmanlari kovdular. Argoslulara kars1 Kadmosogullani- na, Heraklesogullarina karsi Argoslulara nasil yardim ettiler. Tiim bunlari anlatabilmek icin zamanim az. Zaten sairler eserlerinde buinsan- lari giizelce évdiiler ve [onlarin] cesaretlerini tiim diinyaya gésterdiler. Simdi sadece kisa bir siirle onlari 6vmek istersek, yetersiz kaliniz. Za- ten Gdiillerini aldilar, bu yiizden susacagim. Fakat gairler tarafindan haklari yeterince veril- meyen isler var. Bu isler simdi 6viilmeyi bekli- 3. Yunan mitolojisinde Poseidon ve Khione‘nin oglu, ayni zamanda Herak- les‘in de 6gretmeni olarak bilinmektedir. 39 240a Platon 40 yorlar. {ste bunlart hatirlatmak, baska insanlan da cesitli siir tiirlerinde, biiyiik basari gdsteren- leri layik olduklari degere gére 6vmek bana diisiiyor. [Ik olarak s6ziinti etmek istedigim ba- sarilar sunlar: Persler Asya’y: ele gecirdikten sonra Avrupa’y1 kGleleri yapmak istediklerinde, onlan atalarimiz engelledi. Bu nedenle 6ncelikle onlarin cesaret- lerini 6vmek yerinde olacaktir. Bunu yapmak igin 6ncelikle Asya’min tig ayri kralin kélesi ol- dugu zamanlara dénelim. Bu krallarin ilki Kyros'tu.4 Biiyiik bir cesaretle kendi vatandasla- rim kélelikten kurtardiktan sonra Medleri yendi ve Misir ve Asya‘nin geri kalan béliimlerini ele gecirdi. Oglu> Misir ve Libya’nin gidebildigi ka- dar yerini ele gecirdi. Uciincii kral Dareios’tu.6 imparatorlugun kara simrlarim iskit tilkesine kadar genisletti. Donanmasi ise denizlere ve adalara hakimdi. Hig kimse ona kars1 durami- yordu. Pers Imparatorlugu’nun giicii karsisinda 0 kadar cok sayida iilke boyun egmisti ki Darei- os tiim insanlann ruhlarim kendisine kéle et- misti. Dareios, Eretrialilar ile birlikte Sardeslile- Pers [mparatorlugu’nun kurucusu olan Biiyik Kyros MO 559-529 yillan arasinda hiikiim siirmiistir. Medlerden iktidan alciktan sonra imparator- lugunun siurlarins huzla genisleten Kyros'un yasamuyla ilgili dinlii Yunan tarihgi Ksenophon’un Kyros‘un Egitimi bashkh bir eseri bulunmaktadhr. Yani Kambyses. MO 521-484 yillant arasinda Pers tmparatorlugu’nu yéneten Dareios za- marunda [on Isyani bastirilmig ve ardindan da Yunanhilar ile Marathon Savasi gerceklestirilmistir. « Meneksenos ri destekledigimiz gerekcesiyle savas gemileri ve araclarla bes yiiz bin asker ve tig yiiz savas gemisi génderdi. Komuta Datis’deydi. Kendisi- ne eger kafasinin koparilmasini istemiyorsa d6- niiste Eretrialilar ve Atinalilar: yaninda getirme- si sdylenmisti. Datis Eretria’ya dogru yola ko- yuldu. O dénemler Yunanlilar arasinda savasta-_b ki becerileriyle iin kazanmis ve cok kalabalik olan Eretrialilan ii¢ giinde yendi. Hic kimsenin kagmamasi icin sdyle bir yol buldu: Askerleri Eretria simrlarina geldiginde bir sahilden diger bir sahile kadar yayildilar. Birbirlerine el vererek iilkeyi boydan boya gectiler. Béylece krallarina hic kimsenin kagmadigim s6yleyeceklerdi. Ayn c amacla Eretria’dan Marathon’a geldiler. Atinali- lan da Eretrialilar gibi yendikten sonra krallarina gOtiirmenin cok kolay olacagini diisiiniiyorlardi. llk seferinde baganli olmuslardi, simdi ikincisine bashyorlardi. Eretriahlar ve Atinalilara, Lakeda- imonialilar diginda higbir Yunan halki yardim et- medi. Lakedaimonialilar da savasin ertesi giinti gelebildiler. Digerleri korkularindan hareket ede- mediler. Bir siireligine tehlikeden kurtulduklan d igin seviniyorlardi. Durumun béyle oldugunu gordiigiimiiz zaman Marathon’da’ barbarlarin 7 MO 490 yilindaki Maraton Savasi, Yunan ve Pers ordulannin ilk defa karsi karsiya geldikleri ve yaklasik elli sene devam edecek olan Pers Sa- vaslar‘nun ilk garpismasidir. Savastan Yunanhlar galibiyetle ayrilmis ve Pers ordularinin bir sonraki Yunanistan seferi yaklasik on sene sonra gerceklesmistir. 41 24la Platon 42 saldinlarina cesurca kargi duran, Asya’nin o kiistah gururunu cezalandiranlarin ve barbarla- ra kargi savasta zafer anit: dikenlerin cesaretleri- ni daha iyi anlamis oluruz. Bu insanlar, diger halklara da yol gésterdiler. Perslerin yenilebile- ceklerini, say: ve zenginligin cesaret karsisinda bir 6nemi olmadigini ispatladilar. Bu yiizden sunu s6yleyebilirim: Bu kahramanlar sadece bizlerin atalar degildi, Szgiirliigiimiiziin ve ki- tada yasayan diger Yunanlilarin da atalanydi- lar. Ciinkii bundan béyle Yunanlilar barbarlarla savastiklar1 zaman gézlerini o biiyiik esere ¢e- virdiler. Marathon kahramanlarni kendilerine 6rnek aldilar. Konusmamda ilk serefi bu kahramanlara veri- yorum. Ikincisi ise Salamis ve Artemision’da® kazananlardir. Hem karada hem denizdeki sal- dinlar kargiladilar. Bu saldinilari nasil piiskiirt- tiiklerini anlatmak zaman ister. Fakat bence bu kahramanlara serefi saglayan en 6nemli sey, on- larin Marathon‘da baslanilan isi tamamlamala- ridir. Marathon’daki kahramanlar, iizerlerine saldiran cok sayida barbarin ufak bir kuvvetle piiskiirtebilecegini diger Yunanliara ispatla- muslardi. Fakat bunu gemilerle tekrarlayabilirler Pers Savaslan‘nin déniim noktasinu olusturan bu muharebeler sayesin- de Yunanistan Pers isgali tehdidine son vermis ve savasin bundan son- taki asamasinda Yunanhlar saldin, Persler savunma pozisyonunda kal- mislardir. @ Meneksenos miydi? Kimse bilmiyordu. Perslerin denizlerde yenilmez olduklari saniliyordu. Cok sayida ge- mileri vardi, zengin, usta ve giicliiydiiler. Deniz savaslarinda carpisanlar, bu yiizden 6zellikle 6vmemiz gerekir. Onlar, Yunanlilarin ikinci korkularini da giderdiler ve gemiyle insan kala- bahiginin ortaya koydugu dehseti ortadan kal- dirdilar. Marathon’da ve Salamis’te savasanlar Yunanlilara béylelikle bir ders verdiler. Ayrica Yunanlilar karada ve denizde yapilan savaslar sayesinde barbarlardan korkmamaya ve duru- ma alistilar. Tarih ve deger bakimindan iiciincii serefi, Pla- taia’da Yunanistan’in kurtulusu igin savasan La- kedaimonaililara ve Atinalilara ayirryorum. Ya- ni basimizdaki tehlike korkun¢tu. Lakedaimoni- alilar ve Atinalilar bu tehlikeden birlikte kurtul- dular. Bu anlamda gésterdikleri cesaret hem bi- zim hem de gelecek nesillerin 6vgiisiinii hak et- mistir. Bu savastan sonra da cok sayida kent {halen] Perslerin yaninda yer aliyordu. Hatta biiyiik kralin yeni bir savasa kalkisacagi séyleni- yordu. Bu nedenle barbarlari denizden piiskiir- ten ve kendilerinden énce baslanmis olan isi bi- tirenleri 6vmek yerinde olacaktir. Bu insanlar Eurymedon’da savasanlar, Kibris’ta miicadele edenler ve Misir ve diger iilkelere gidenlerdir. Kral, Yunanistan’1 yok etmek icin planlar kurar- ken, bu kez kendi canim kurtarmaya ¢aligmisti. 43 b 242a Platon Bu insanlari hatirlayip, kendilerine olan borcu- muzu unutmayalim. Biitiin kent barbarlara kar- s1 kendisiyle aym dili konusanlar ugruna savasi siirdtirdi. Fakat barig yapildiktan ve biiyiik onurlar elde edildikten sonra, basar: kazanan cok sayida insanin yasadigini onlar da yagadi- lar. Kentimiz kiskanildi, kiskanghk diigmanhiga yol acti ve kentimiz de ister istemez diger Yu- nanlilar ile savasa girmek zorunda kald. Savas basladiginda askerlerimiz Tanagra’da Lakeda- imonialilar ile karsilast. Amaclari Boiotialilarin Ozgiirliigiiné: saglamakt. Savasi ilk 6nce kimin kazandig, belli degildi.» Bu nedenle bir kere da- ha savastilar. Lakedaimonialilar Boiotiallarin yardimina gelmislerdi, ancak onlar birakip git- tiler. Askerlerimiz ise tigiincii giin Oinophu- ta’da bir zafer kazandilar ve iilkelerinden hak- sizca siirgiin edilmis olanlarin geri dénmelerini sagladilar. Béylelikle Perslere karsi yapilan sa- vastan sonra, Yunanlilarin kendi iclerinde 6z- giirliiklerini savunan ilk kent biz olduk. Cesur- ca davranarak, baska insanlarin ézgiirliikleri icin geldiler ve devlet kendilerini bu mezara, onlari k6lelikten kurtardiklari igin gmdii. Daha sonra savas siddetlendi. Diger Yunanlilar kenti- mize olan minnet borclarini iilkemizi isgal ede- rek ddediler. Deniz savasinda onlari yendik ve MO 457 yilindaki Tanagra Savasi'nda iistiinliik saglayan taraf, burada belirtilenin aksine Spartalilardi. @ Meneksenos Lakedaimonialilan Sphagia’da esir aldik. Onlari 6ldirebilirlerdi, ancak hayatlarim bagisladilar ve iilkelerine bu askerleri géndererek barig ya- pilmasini sagladilar. Ciinkii aym soydan geldi- d gimiz insanlara kargi nefreti Gliime kadar gotiir- memek gerektigini diisiintiyorlardi. Ancak s6z konusu olan barbarlar olsa bu mutlaka yapilirdi. Bu nedenle bu savasa girmis ve simdi burada yatanlani 6vmek gerekir. Bu insanlar daha énce- ki savaslarda Atinalilarin digerlerinden iistiin olduguna stipheyle yaklasanlarin siiphelerini giderdiler ve kendilerine karg: ayaklanan Yuna- nistan’1 maglup ettiler. Béylece barbarlan birlik- e te yendikleri diger Yunanlilar da yenebilecekle- rini gésterdiler. Baristan sonra beklenmeyen bir ticiincti savas cikti. Korkung savasta simdi burada yatan cok sayida cesur insan éldii. Cogu bunu Sicilya ya- kinlarinda yasadi. Bizimkiler Leontionlular ile birbirlerine yeminle baglydi. Onlarin 62- giirliigii icin yardima kostular ve cok sayida zafer anit: diktiler. Ama kentimiz bu uzun yol- 243a culuk sirasinda askerleri besleyemedi ve sa- vastan vazgecme karari aldi. Fakat diigmanlar askerlerimizin cesaretlerini ve Glciilii davra- 10 Platon burada Atinahlann Peloponnesos Savaslan'nin ikinci asamasi olarak kabul edilen Sicilya Seferi’nden séz etmektedir. MO 415-413 y:l- lan arasindaki savag Atinalilar icin tam anlamuyla bir bozgunla sonuc- lanmustir. 45 Platon 46 nislarim Gylesine 6vdiiler ki baska insanlar dostlari bile béylesine 6vmezdi. Cogu diisman gemisini esir alip, bir kismini da yenen savas- gilarimiz daha sonra Hellespontos Deniz Sava- si'nda dldiiler. Bu, beklenmedik bir savasti. Korkungtu, ciinkii diger Yunanlilar kentimizi dylesine kiskamiyorlardi ki sonunda Biiyiik Kral ile gériigmelere basladilar. Béylece zama- ninda bizimle birlikte kovmus olduklan bir barban Yunanlilara karg1 savagmasi icin geri getirdiler. Bir kente karsi tim Yunanliari ve barbarlar bir araya getirdiler. Kentin giicii ve cesareti igte bu sirada ortaya gikti. Savasi kay- bettigimiz saniliyordu, donanma Mytilene’de kusatma altindaydi. Fakat kentte yasayanlar altmig gemiye binerek yardima geldiler. Her- kesin kabul ettigi gibi biiyiik bir kahramanhik- la diigmanlarin: yenip, dostlarini kurtardilar. Fakat hig de yasamayi hak etmedikleri bir ganssizlik sonucunda denizde 6ldiiler. Kendi- leri bu mezarda yatmuyorlar. Kendilerini hatir- layalim ve 6velim. Ciinkii sadece deniz sava- gindaki degil, tiim savaslardaki cesaretimizi onlara bor¢luyuz. Onlarin sayesinde kentimiz biiytik tin kazandi. Biitiin diinya bir araya gel- se Atina’y1 yenemez deniliyordu. Uni de hak etmistik. Giinkti yenilgilerimizde hep kendi aramizdaki anlasmazliklar rol oynadi. Biz bas- kalarinin silahlarina yenilmedik. Bugiine ka- @ Meneksenos dar diismanlarimiz bizi yenemedi, bundan sonra da yenemeyecek. Sadece kendi kendimi- zi yendik. Tiim bu olaylardan sonra baska iilkelerle barig yapildi. Ardindan iilkemizde ig savas gikt. Ara- larindaki anlasmazliklar céztimlenemese de hig kimsenin yasadii kentte baska sorunlar gikma- sini istememesi gerekirdi. Kentten ve Pire’den gelenler hig kimsenin beklemedigi sekilde kar- desce birbirlerine sarildilar. Ayrica diger Yu- nanlilar ile de anlasarak Eleusis’e kargi girdik- leri savasi higbir agiriliga kagmadan sonlandir- dilar. Tim bunlarin nedeni aralarinda soy esa- sina dayanan ve sadece lafta kalmayan saglam dostluktu. Bu yiizden bu savasta birbirlerini 61- diirenleri anmamuz gerekir. Eger bizler kendi aramizda anlastiysak, onlarin da anlasabilmele- ri icin aymi bugiinkii térende oldugu gibi dualar etmeli, kurbanlar kesmeli ve baghi oldugumuz tannilara yalvarmaliyiz. Ciinkti bu insanlar bir- birleriyle savasmaya gétiiren sey kotiiliikleri veya kinleri degil, kaderleriydi. $u an hayatta olan bizler bunu ispatlamiyor muyuz? Kendi- leriyle ayni soydan gelen bizler yapilanlan af- fetmedik mi? Daha sonra gercek anlamda bir barig yasandi. Kentimiz huzura erdi, barbarlari da affetti. Ciin- ki barbarlar tiim kétiiliikleri yapmuistt, kentimiz de aymi sekilde karsilik vermisti. Fakat kentimiz 7 244a Platon « 48 kendi yaptig) iyiliklere karsin kendisine k6tiiltik yapan diger Yunanlilara kizgindi. Onlarin min- net borclanim nasil 6dediklerini diisiintiyordu. Yunanhilar barbarlarla birlikte hareket ederek eskiden kendilerini kurtarmis olan gemileri al- muislar ve onlarin kentlerini korumak icin yaptir- digimuz surlarimizi yok etmislerdi. Bundan béy- le kentimiz, barbarlara esir olma tehlikesiyle karsi karsiya olsa bile baska bir Yunan kentine yardim etmeme karan almisti. Biz bu diistince- deyken Lakedaimonialilar eskiden kendilerinin 6zgurliigiintin koruyucusu olan Atinalilarin ar- tik savagamayacak durumda olduklarimi diisiin- diiklerinden diger Yunanlilan kélelestirmeye karar verdiler ve bu amagla harekete gectiler. Anlatacaklarimi uzatmama gerek var mi? Cok da uzak bir gecmis degil, bundan sonra anlatacakla- mm bizim neslimiz tarafindan bilinen geyler. Her- kes biliyor: Korku igindeki Argoslular, Boiotiali- lar, Korinthoslular kentimize geldiler. Daha da il- ging olan: Biiyiik Kral bile, isler beklediginin ter- si yonde gelisince, zamaninda yok etmeye calisti- 1 kentimize bagvurdu. Eger birileri bizim ger- cekten bir kusurumuzu bulmak istiyorsa, bulaca- $1 tek sey gereginden fazla merhametli olmamiz ve her zaman giicsiiz olana yardim etmemizdir. Kentimiz béylesi bir durumda daha fazla inat et- medi ve kendisine ké6tiiliik yapanlan artik kur- tarmayacag y6ntindeki kararina bagh kalmadi. @ Meneksenos Yumusadi ve yardim génderdi, hatta kendisi de bu ise giristi. Diger Yunanlilar kGlelikten kurtaril- diktan sonra yeniden kendi istekleriyle kdle oluncaya kadar béyle kaldilar. Kral ise Marathon, Salamis, Plataia zafer amtlarim diisiinerek yardi- ma gelmedi. Fakat siirgiin edilenlere ve géniillii- lere kapilarim acti. Boylece herkesin séyledigi gi- bi onlan kurtardi. Daha sonra kentimiz surlan yeniden insa etti, gemiler yapti ve zorla girmek mecburiyetinde kaldigi savasi kabul ederek La- kedaimonialilarin karsisina gikt. Lakedaimonialilar deniz savagindan vazgecin- ce, kral da kentimizden korktu. Bizimle yaptigi anlasmay1 bozmak istiyordu. Bu nedenle daha 6nceden Lakedaimonialilarm biraktiklan Yu- nanhilar kendisine verilirse bizimle olan anlas- masinin gecerliligini siirdtirecegini belirtti. Bi- zim bu istegini kabul etmeyecegimizi ve bu ne- denle de anlasmay: bozabilecegini umuyordu. Fakat diger miittefikler [onun bu] umudunun bosuna oldugunu gésterdiler. Korinthos, Argos ve Boiotialilar para karsilginda diger Yunanlila- nr ona birakacaklarin s6ylediler. Sadece biz ye- min etmeyerek diger Yunanlilan birakmadik. Bunun nedeni kentimizin sahip oldugu ézgiir- lik ve yiice g6niilliiliik duygularinin son derece saglam olmasi ve soyundan gelen duygularla barbarlara biylesine diigman olusundandi. Biz- Jer kanlarina higbir zaman pis barbar kan: karis- 49 245a 246a Platon -e 50 mamis olan saf Yunanlilariz. Aramizda Pelops, Kamd, Aigyptos, Danaos ve baskalarinin torun- lari gibi aslen barbar ama sonradan Yunanli olanlar yoktur. Bizler kanlarina barbarhk karig- mamus olan Yunanlilariz. Yabancilara duydugu- muz sonsuz nefretin kaynagi da budur. Biz di- ger Yunanlilan barbarlara birakmak gibi utan¢ verici ve dinsizlik olarak kabul edilebilecek bir ig yapmak istemedik. Bu nedenle de daha énce- den yenilgimize neden olan durumla yeniden kargi karsiya geldik. Fakat tanrimin da yardimiyla bu kez daha iyi bir sonug aldik. Diismanlanmiz bir an 6nce savasi sonlandirmak istediklerinden dolay: bu kez donanmamuz, surlarimuz ve kéyle- rimiz elimizde kaldi. Fakat Korinthos uygun ol- madigi icin Lekhaios’da savasmak zorunda kal- mustik ve burada alcakca aldatildik. Sonucta cok sayida cesur askerimizi kaybettik. Kral kurta- ranlar ve Lakedaimonialilar denizde kovala- yanlar cesur insanlardi. Sizlere kendilerini ha- tirlattim. Siz de bizim gibi évgiilerde bulunun ve bu kahramanlani birlikte yiiceltelim. Iste bu mezarda yatanlarin iilkelerine ugruna yaptiklari ve baskalarinin bu konuda yaptikla- n. Burada bahsettigim cok giizel ve sayisiz is olmasina karsin bunlarin digindaki isler de vardir. Hepsini anlatabilmem icin giinler ve geceler yeterli olmayacaktir. Bu nedenle unut- mayin ve torunlariniza da anlatin. Ayni savas- @ Meneksenos ta oldugu gibi atalarinin ellerinde tuttuklan yerleri korusunlar, korkakhk gésterip, geri adim atmasinlar. Ben de bugiin bu kahraman- larin cocuklari olan sizlere bu 6giitleri veriyo- rum, ileride birinizle karsilasirsam 6giidiimti hatirlatacagim ve tiim cabanizla cesaret yolun- da ilerlemeniz icin birbirinizi yiireklendirmeni- zi saglayacagim. Bugiin babalariniz savaga gi- derken, kendilerine bir sey olursa sizlere séyle- memi istedikleri geyleri tekrarlayacagim. Simdi size onlarin neler s6ylediklerini ve yagasalardi neler sGylemek isteyeceklerini, duyduklarima gore size aktarryorum: Cocuklarim, cesur insanlarin cocuklari oldugu- nuzu bu téren agikea kanuthiyor. Serefsiz bir ya- gam siirebilirdik, ancak bizler kendimizi ve ¢o- cuklarimizi lekelemek ya da atalarimizin serefi- ne saygisizhk etmektense, serefimizi korumay1 tercih ettik. Soyunu alcaltan bir insan igin yagam bos bir seydir. Boyle bir insan ne diinyada ne de tanrilar arasinda sevilir. [ste bu yiizden sdyle- diklerimizi hep hatirlayin ve yasaminiz boyun- ca her yaptiginiz iste erdem olmazsa sonunda k6tiiliik ve utang olacagini aklinizdan ¢ikarma- yin. Zenginlik, algak bir insana seref getirmez. Giinkii bu durumda zenginlik ona degil baska- sina ait bir seydir. Beden giizelligi ya da giicii al- cak ya da k6tii bir insanda var olsa bile sadece o alcagin alcakhgin daha iyi bir gekilde gésterme- ot g 247a Platon Se ye yarar. Adalet ve erdem disindaki her [tiir] bilgi yalandir ve bilgelik degildir. O yiizden ga- sirmadan yapmanuiz gereken sey, tiim cabanizla erdem yolunda ¢alismak olmalidir. Bizler erdem bakimindan sizden iistiin olursak bu zafer bizim igin utang¢ anlamina gelecek, yenilirsek mutlu- luk getirecektir. Bizim yenilmemiz ve sizin de kazanmanuz icin gereken sey, hayatlarinizi ata- larimizin elde ettigi tinii kullanip yok etmeyecek sekilde diizenlemenizdir. Degerli bir insan igin atalarinin kazandigj sereftense kendi yetenekle- riyle tin kazanmak cok daha énemlidir. Atalan- nin kazandigi seref cocuklar icin ¢ok giizel bir hazinedir, ancak béylesi bir hazineden maliniz, miilkiintiz ve serefiniz olmadan yararlanip, ¢o- cuklariniza vermeniz utang verici bir sey ve al- cakhiktr. Eger bu kurallara bagh kalirsaniz ka- der sizi buraya, yani yanmiza getirdigi zaman hepinizle dost oluruz, fakat bu kurallan umur- samayip algakhk yaparsaniz, kimse sizi iyi kar- silamayacaktir. Séylediklerimiz cocuklarimiz igindir. Kimilerinin annesi ve babas1 halen yastyor. Basi- muiza bir felaket gelirse onlar. miimkiin oldu- Sunca bu felakete katlanmaya yéneltmelisiniz. Onlarla birlikte aglamayim, cektikleri acilan ha- tirlatmanin geregi yok. Zaten yagadiklan sans- sizhk onlar icin yeterince biiyiik bir aadir. Aa- larim hafifletmek gerekir. Kendilerine tanrilarin @ Meneksenos istedikleri seyi yaptiklanm hatirlatin. Ciinkii onlar cocuklar: icin dliimsiizliik degil, erdem ve seref istiyorlardi ve bunu saglayarak en biiytik iyiligi elde ettiler. Oliimlii bir insan yagaminda her seyin istedigi gibi olmasin1 bekleyemez. On- lar, yasadiklari felaketlere cesurca katlanirlarsa gercekten de cesur cocuklarin cesur babalari ol- duklarini ispatlamis olurlar. Eger felaketlere kat- lanamazlarsa, ya babalarimiz olmadiklarinin ya da bizi Svenlerin yalana olduklarinin diisiiniil- mesine yol acarlar. Atalarumiz béyle diisiincele- re sahip olmamalidirlar. Yagam sekilleriyle ce- sur cocuklarin cesur babalar olduklarini ispat- layarak, bizleri 6vmelidirler. Bir atas6zii “Hicbir seyde asiriya kagma” der. Bu s6z giizel bir séz olarak kabul edilirdi, ger- cekten de giizeldir. Kendisini mutluluga gotii- ren kosullari kendi iginde arayan, bunlar bas- ka insanlarin basar1 ya da basarisizliklarina baglamayan, acikcasi yagamini tesadiiflere ve sansa baglamayan bir insan yagamin. iyi dii- zenlemis demektir. Boyle bir insan bilge, cesur ve akillidir. Boyle bir insan ister zenginlik elde etsin, isterse cocuk yapsin, o biitiin bunlan kaybetse bile ataséziine bagh kalacaktir. Hem sevincinde hem de iiziintiisiinde agiriliktan ka- cinacaktir, Ciinkii sadece kendisine giivenir. Bizler de babalarimizin béyle insanlar oldukla- rim diigiintiyoruz, béyle insanlar olmalarini is- 248a Platon 54 tiyoruz. Kendimiz de ayni sekilde davraniyo- tuz. Olecek olsak bile asiri bir 6fkemiz ya da korkumuz yok. Anne ve babalarimizin da geri kalan yasamlarin: bu sekilde gecirmeleri icin onlara yalvariyoruz. Aglayarak bizleri mem- nun edemezler. Eger Glen insanlar diinyada olup bitenleri duyuyorlarsa, anne ve babalar- muizin aglayarak, kendilerini hirpalamalarin- dan, felaketlerin yiikii altinda ezilmelerinden rahatsizhk duyariz. Eger yasadiklan acilara 6l- culii bir sekilde katlamirlarsa bizleri memnun ederler. Bizleri bir insana yakisan en giizel son bekliyor. Bu nedenle aglamayin, bizleri yiicel- tin. Karilarimizi ve cocuklarimizi da ayni yén- de ikna edin. Béylece kendi felaketinizi unutur ve daha giizel ve asil bir yagam siirersiniz, biz- lerin de gonliine daha yakin olursunuz. Akrabalarimiza séyleyeceklerimiz bunlar. Ken- timizin babalarimiza ve cocuklarimiza bizlerin hatin icin iyi bakmalarini séyleyebilirdik. Yagh- hklarinda babalarimizi beslemelerini, cocuklari- muza daha iyi bir egitim vermelerini belirtebilir- dik. Ancak kentimizin bunlari biz séylemesek de yapacagim biliyoruz. Evet, sehitlerimizin cocuklari, anneleri ve ba- balar1, onlarin sizlere séylememi_ istedikleri seyler béyle. Ben de tiim gayretimle bunlar soyliiyorum. Kendim onlarin adina size yalva- niyorum: Ogullar babalarinin yolunda yiirii- @ Meneksenos siinler, digerleriyse endiselenmesinler. Ciinkii yashhik giinlerinizde kisiler ve devlet sizi bes- leyecek, bundan emin olun. Hepimiz bir sehi- din babasiyla karsilastigimizda ona saygi ve sefkat gdsterecefiz. Devletin de sizlere nasil bir ilgi gésterdigini biliyorsunuzdur. Savasta dlenlerin cocuklarina ve babalarina bakilmasi icin kanunlar yapti. Ayrica bu insanlarin anne- leri ve babalar: herhangi bir adaletsizlige ugra- masinlar diye devletin en iistiinde bulunanla- ra bu insanlara diger vatandaslardan daha iyi bakilmasi zorunlulugu getirildi. Devlet cocuk- larin yetistirilmesiyle de ilgileniyor ve bu ¢o- cuklarin birer yetim olduklarini elden geldi- gince unutturmaya calisiyor. Devlet bu yetim- lere cocukluklarinda babalik ediyor. Biiyiidtik- leri zamansa bir zirh vererek mallarini koru- 249a makla gérevlendiriyor. Ayrica babalarinin si- lahlarimi onlara vererek, babalarinin ne kadar cesur insanlar olduklarini hatirlatiyor. Babala- rinin evlerine girip orada yénetimi ilk defa el- lerine alacaklar1 zaman, ugur getirmesi icin babalarinin silahlarini almalarim istiyor. Olii- leri de évitiyor, her sene tiim insanlarin 6niin- de, nasil bizler kendi evlerimizde 6liilerimiz icin térenler diizenliyorsak devlet de aymi se- kilde térenler yapryor. Ayrica bu sirada beden egitimi, at yarislari ve cesitli miizik yarigmala- m1 da diizenliyor. Gercekten de devlet sanki 5B e Platon Oliilerin miras¢isi ve oglu, ogullarin babasi, ba- balarin da vasisi gibi davramyor. Yaptigi tim islerde tam bir dikkat ve 6zenle davraniyor. Devletin yaptiklarina bakarsaniz felaketlere daha kolay bir sekilde katlanirsimz. Olenlere ve yasayanlara kendinizi sevdirmek, géstere- ceginiz ve bulacaginiz dikkat ve ézeni kolay- lastirmanin en kolay yolu budur. Hepiniz élii- ler icin kanunun emrettigi sekilde agladiniz, dagilin!” Evet Meneksenos, Miletoslu Aspasia’nin konus- masi béyleydi. MENEKSENOS: Zeus adina yemin ederim ki Sokra- SOK! tes, senin su Aspasia bir kadin olmasina karsin béyle bir konusma yapabiliyorsa talihli birisi ol- malidir. RATES: Inanmuyorsan benimle birlikte gelip onun agzindan bunlari duy. MENEKSENOS: Gok defa Aspasia’nin yanina git- tim. Ne kadar degerli birisi oldugunu biliyo- Tum, SOKRATES: Peki Aspasia’y1 begenmiyor musun? Su sdyledigim nutkundan dolayi ona bir minnet borcun yok mu? MENEKSENOS: Var tabii Sokrates. Bu s6ylevden do- lay: Aspasia’ya, sana ya da her kim okuduysa ona bir minnet borcum var. Ama sunu séyleme- liyim: Bu nutku bana tekrar edene daha cok borgluyum. # Meneksenos SOKRATES: O halde Aspasia’nin siyaset ile ilgili di- er sdylevlerini de sana okumam1 istiyorsan, sa- kin benim bunlari okudugumu séyleme. MENEKSENOS: Korkma Sokrates! Séylemem. Sen sadece bana o séylevleri oku. SOKRATES: Peki istedigini yapacagim. 57 KAYNAKCA Anderson, H., The Argument of Plato, London, 1935. Annas, J., An Introduction to Plato’s Republic, Claren- don Press, Oxford, 1988. Aristoteles, Retorik (cev. M. H. Dogan), [stanbul, Yapi Kredi Yayinlan, 2. Baski, 1995. Aristoteles, Metafizik (gev. A. Arslan), istanbul, Sos- yal Yayinlar, 1996. Barker, E., Greek Political Theory, Methuen, London, 1964. Barnes, J., The Presocratic Philosophers, Routledge and Kegan Paul, London, 1982. Bluck, R. S., Plato’s Life and Thought, London, 1949. Brandwood, L., A Word Index to Plato, Leeds, 1976. Brandwood, L., The Chronology of Plato’s Dialogues, Cambridge University Press, Cambridge, 1990. Bréhier, E., Histoire de la Philosophie, vol. \’ Antiquité et le Moyen-Age, PUF, Paris, 1983. Brommer, R., Eidos et idea. Etude sémantique et chrono- logique des ?uvres de Platon, Assen, 1940. Brun, J., Platon et L’Académie, Paris, 1960. Cevizci, A., Sokratik Diyaloglarda Yéntem (yayimlan- mamis yiiksek lisans tezi), Ankara, 1984. 59 Platon Cevizci, A., ilkcag Felsefesi Tarihi, 4. bask, Asa Kitabe- vi, Bursa, 2007. Cevizci, A. (der), Platon Felsefesi Uzerine Arastirmalar, Cilt 1: Idealar Kurami, Ankara, 1989. Cevizci, A., Egitim Felsefesi, Say Yayinlan, Istanbul, 2011. Coplestone, F., A History of Western Philosophy, 1. cilt, London, Burns Oates and Washbourne Ltd., 5th edit., 1966. Dherbey, G. R., Les Sophistes, PUF, Paris, 1985. Dodds, E. R., Plato: Gorgias (Text, introduction and notes), Oxford University Press, Oxford, 1959. Eflatun, Biiyiik Klasikler: Eflatun I, Hurriyet Yayinlan, Istanbul, Ocak, 1974. Eflatun, Biiytik Klasikler: Eflatun I, Hiirriyet Yayinla- n1, Istanbul, Ocak, 1975. Eralp, H. V., Platon I, Hayati, Eserleri, Sokratik Diya- loglar, Istanbul 1953. Frazer, J. G., The Growth of Plato’s Ideal Theory, New York, 1930. Friedlander, P., An Introduction to Plato (Trans. by H. Meyerhoff), New York, 1958. Furley, D. J., “Homer”, The Encyclopedia of Philosophy (ed. by P. Edwards), vol. 4, Macmillan Comp., New York, 1967, ss. 61-63 Gould, T., The Ancient Quarrel between Poetry and Phi- losophy, Princeton University Press, Princeton, 1990, s. 35. 60 @ Meneksenos Gérgemanns, H., Platon, Heidelberg, 1994. Griswold, C., “Platon on Rhetoric and Poetry”, The Stanford Encyclopedia of Philosophy (ed. by E. N. Zatla), http://plato.stanford.edu ?archives ?fall 2005 ? entries. Grube, M. A., The Trial and Death of Socrates, Indiana- polis, 1975. Guthrie, W. K. C., Socrates, Cambridge University Press, Cambridge,, 1971. Guthrie, W. K. C., A History of Greek Philosophy, vol. IV, Plato, The Man and His Dialogues: Earlier Period, Cambridge University Press, Cambridge, 1975. Guthrie, W. K. C, A History of Greek Philosophy, vol. V, The Later Plato and the Academy, Cambridge Uni- versity Press, Cambridge, 1978. Giizey, K., “Platon Felsefesinin Toplumsal Kékleri” Felsefe Dergisi (1988/1), ss. 11-24. Hackforth, R., Plato’s Phaedrus, Introduction, transla- tion and running commentary, Cambridge Uni- versity Press, Cambridge, 1972. Hamilton, W., Plato, Gorgias, Introduction and trans- lation, Penguin Books, Harmondsworth, 1960. Hare, R. M., Plato, Oxford University Press, Oxford, 1982. Havelock, E. A., A Preface to Plato, Harvard Univer- sity Press, Cambridge, 1982. Hintzen, B., Das Partizip Praesens in Ciceros Reden un- ter Einbeziehung des Partizip Perfekt der Deponentien, Miinster-New York, 1993. 61 Platon 62 Irwin, T., Plato’s Ethic, Oxford University Press, New York, 1995. Jaeger, W., Paideia: The Ideals of Greek Culture (Trans. by G. Highet), 3 vols., New York, 1934. Jowett, B., The Dialogues of Plato translated into English with analyses and introductions (ed. by D. J. Allan and H. E. Dale), 4 vols., Oxford University Press, Oxford, 4. Edit. 1953. Kerferd, G., “Hippias”, The Encyclopedia of Philosophy (ed. P. Edwards), MacMillan Comp., 4th vol., New York, 1967, ss. 5-6. KCAK; Klasik Cag Arastirmalan Kurumu, Sempoz- yum II, Ankara, Kiiltiir Bakanhg: Yayinlan, 1985. Kraut, R., (ed.), The Cambridge Companion to Plato, Cambridge University Press, Cambridge, 1992. Laertios, Diogenes, Unlii Filozoflarin Yasamlani ve Og- retileri (cev. Candan Sentuna), Istanbul, YPK Ya- yinlan, 2003. Ledger, G. R., Re-Counting Plato: A Computer Analysis of Plato, Oxford University Press, New York, 1990. Levinson, R. B., In Defense of Plato, Cambridge, 1953. Liddle, H. G. — Scott, R., Greek Lexicon, Revised Editi- on by H. Stuart Jones, Oxford, 1973. Macdowell, D., The Law in Classical Athens, Ithaca, 1978. Mansion, S. Mansion, Le Jugement d’Existence chez Aristote, Louvain, 1972. Maranhao, T. (ed.), The Interpretation of Dialogue, Chi- cago University Press, Chicago, 1990. @ Meneksenos Murray, P., Plato on Poetry, Cambridge University Press, Cambridge, 1996. Nadaff, R. A., Exiling the Poets: the Production of Cen- sorship in Plato’s Republic, University of Chicago Press, Chicago, 2002. Paksiit, F., “Platon’da Ahlak ve Egitim”’, KCAK II, s. 78-93. Peters, P. E., Grek Felsefesi Terimleri (cev. H. Htinler), Paradigma Yayinlan, Istanbul, 2004. Platthy, J., Plato. A critical Biography, Santa Clauss, 1990. Platon, Euvres Completes (traduction par V. Cousin), Paris, 12 cilt, 1922-40. Platon, Gorgias (cev. M. C. Anday), Diyaloglar cilt I, Is- tanbul, Remzi Kitabevi, 1982. Platon, Yasalar (cev. C. Sentuna — S. Babiir), Istanbul, Ara Yayincilik, 1988. Platon, Sokrates‘in Savunmasi (cev. A.Cevizci), Bursa, Sentez Yayinlari, 2008. Platon, Devlet (cev. S. Eyiiboglu- M. A. Cimcoz), {s- tanbul, lg Bankasi Yayinlan, 2010. Platon, Mektuplar (cev. F. Akderin), istanbul, Say Ya- yinlari, 2010. Rosen, S., The Quarrel Between Philosophy and Poetry, Routledge, Chapman, and Hall, New York, 1988. Ross, D., Plato’s Theory of Ideas, Oxford University Press, Oxford,, 1951. Santas, G. X., Socrates: Philosophy in Plato's Early Dialo- gues, Routledge and Kegan Paul, London, 1979. 63 Platon 64 Saunders, T. J., Introduction to Ion, Penguin Books, London, 1987. Shawyer, J. A., The Menexenus of Plato, Clarendon Press, Oxford, 1906. Shorey, P., The Unity of Plato’s Thought, Chicago Uni- versity Press, Chicago, 1903. Shorey, P., What Plato Said?, Chicago University Press, Chicago, 1933. Stenzel, J., Plato's Method of Dialectic (trans. by D. J. Allan), New York, 1973. Taylor, A. E., Plato: The Man and His Work, 7th edit., London, 1971. Vlastos, G., Studies in Grek philosophy, I. Socrates, Pla- to and their tradition (ed. by D. W. Graham), Prince- ton, N. J., 1995. Vogel, C. J. de, Rethinking Plato and Platonism, Leiden, 1986. Wedberg, A., “Idealar Kurami”, Platon’un Felsefesi Uzerine Arastirmalar, cilt 1. Idealar Kurami (der. A. Cevizci), Ankara, Giindogan Yayinlani, 1990. Zeller, E., Grek Felsefesi Tarihi (gev. A. Aydogan), Say Yayinlani, {stanbul, 2004.

You might also like