Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 13

BURSA .

•• •• ••
HALK KULTURU
ULUDAÖ ÜNİVERSİTESİ
I. BURSA HALK KÜLTÜRÜ SEMPOZVUMU
(4-6 Nisan 2002)
• • • •
BILDIRI KITABI

CiLT 2.

Yayma Hazırlayanlar:
Prof Dr. Yusuf OGUZOGLU-Yrd. Doç. Dr. Kerim e ÜSTÜNOVA

Bursa-2002
BURSA KÖYLERi iÇiN DEDE V ATIRLARININ ÖNEMi ·

RaifKAPLANOGLıf
..... . .

Türkler, Orta Asya'dan gelirken getirdiği kültürel unsurlanna, İran


ve Arap kültürlerinin etkisini de katarak, Anadolu'nUn zengin kültürüyle bir
senteze ulaştırmıştır. Anadolu'da oluşan bu kültifr; ne Orta Asya'daki Türk
kültürüne, ne de Arap ve İran'ın İslam kültürüne benziyordu. Anadolu Türkü
özgün bir kültür oluşturmuştur. Orta Asya'dan gelen Türkler, eski din
adamları olan şamanlarla birlikte Anadolu'ya gelmişti. Şamanlar, eski Türk
kültürüne, Anadolu'da binlerce yıl yaşanan mitolojik kültürü de katarak, çok
farklı bir İslam yorum ve anlayışı geliştirdi. Şamanlar derviş oldu. İşte
Türklerin dinsel inanışlannı, yüzlerce yıl "dede" veya "baba" olarak anılan
bu şaman/dervişler belirlemiştir. .
Anadolu'da binlerce yıldır yaşayan mitolojik öyküler, İslam ve Türk
kül!fuü etkisiyle tekrar yorumlandı. İlk Çağ'ın koruyucu tanrılarının yerini
Hıristiyan keşişler almıştı. Sonra da manastırların yerini tekkeler, keşişlerin
yerini dervişler aldı. 1 Bursa ise Anadolu'daki bu kültür değişimlerinin

Araştırmacı, Yazar /
Bursa'da yaşayan en ünlü dervişlerden bir olan Emir Sultan, Müslümanların
olduğu kadar Hıristiyanlann da sultanıydl. Emir Sultan için kitaplarda anlatılan
hikayeler incelendiğinde, Hıristiyan keşişlerinin menkıbelerini emanet aldığı
görülür. Emir Sultan'ın, bir ilahi ışığın peşinden Bursa'ya gelip yerleşme
hikayesi, Uludağ keşişlerinden Aziz Constantin'in hikayesinin aynısıdır (E.-
Menthon, L'olympe De Bithynie. Ses Saints, Ses Couvents, Ses Sites, Paris 1935,
s.91). Aziz Paul da, Hac'a giderken duyduğu ilahi bir ses ona; "Geriye dön ve
Olimpos/Uludağ'daki Aziz Zacharie Manastın'na git" buyrugu atması üzerine
Bursa'ya gelmiştir. Bursa ve çevresinde bir çok Asasuyu adıyla kaynak vardır.
Bu kaynaklar, Emir Sultan'ın asasını yere vurarak çıkardığı kabul edilmektedir.
Oysa bu hikayeler de, Uludağ keşişleri için anlatılan yaygın bir öyküdür.
Örneğin; Uludağ keşişlerinin Antonin Manastın'nda susuz kalması ·üzerine,
Tann'ya yalvararak elinqeki asayı yere vura vura su çıkardığı söylencesi çok
ünlüdür. Yine Uludağ keşişlerinden Aziz Paul da, mucizevi bir şekilde bulduğu
suya, bugün bile 'Papaz Pınan' denilmektedir. Uludağ keşişi Aziz Pierre de,
mucizevi bir şekilde su kaynağı bulmuştur (Menthon, 1935: s.96, 97). Emir
465
odağındaydı. Uludağ/Keşjş Dağı'na gelen dervişler, Anadolu rnitolojisini
tekrar yaratmıştır.

BWSA'I>AKİ DERVİŞ KÜLTÜ

Bursa'nın birkaç köyü dışında tüm Bursa köylerine bizzat giderek


yaptığım incelemeler sonunda neredeyse yerli köylerinin tümünde · dede
kültürünün varlığını belirledik. Köyün ruhu sayılan bu dedeler, köyün ortak
kimliğini temsil etmektedir. Köyün tüm öneinl.i toplantıları bu mezann
çevresinde olmaktadır. S~ıık:i yatır, köyün tüm kararlarına tanık yapılıyordu.
Her yıl yapılan pilav günleri ise, köylüyü korıim!isı karşJlığı ded~ye yapılan
bir teşekkür şölenidir sımki. Köylerini kurtaran veya lçuran bu savaşçı­
dervişler adına, çoğu 6 Nisan tarihinde~ yani Hıdrellez gününde törenler
yapılır. Bazı dini çevreleıin tepk,i gösterdiği ve gavur· bayramı olarak
nitelediği bu etkinlik bal~ı:ı aynı ilgiyle sürmektedir. Bazı Uludağ köylerinde
ise hasat zamanı dede törenleri yapılmaktadır? .
Bursa köylerinde bulunan yatırlarda yatan kişilere ilişlcin,'bilgilerin
çoğu belirsizdir. Ayrıntılı bir hikayesi, hatta bazen adı bile yoktur. Dede
mezarlannda yatanlan~ çok azı gerçek kişilerdir. Kimliği biliı:ı~!l en önemli ,
Bursalı derviş de Geyil<İi Baba'dır. Bu çalışmamızda B1lfsalı ünlü mezar-
lardan sadece ikisini a)'İ1Iltılı olarak etüt etmek istiyoruz. _ ·

Sultan'ın halka beyaz atlı olarak görünmeı;i ve ejderha ile mücadelesi, İznik'te .
makam mezan olan Aziz Georgios'un en önemli simgesidir ('i. Olgun, Bursa
EfSane/eri, Dok. Tezi, s.180). Kaygulu Baba, fırtınaya tutulan bir gemiyi beyaz
cüppesiyle "Alla/ı selamet versin" diyerek, omuzlayarak onu selaınete çıkardığı
söylenir (Olgun, age, s.l92). Sa rı Saltuk, Mudanya'dan İstanbul'a giderken
batmakta olan bir gemiyi, cinlerin yardımlanyla kurtanr. Denizden yürüyerek
Bursa'ya gelir (Saltuloıame II. s.74). Uludağ keşişlerinden Aziz E ustrade de,
duayla istavroz çıkarıp, gemiyi batmaktan kurtannış (Menthon, 1935, s. 58).
Uludağ'daki Aziz Zacharie Manastırı keşişlerinden Aziz P~ul, Hac'a giderken
her taraf sular altında kalıp yollar kapanınca: "Kalabalık ~ndişe içinde
bekleşirken, il..:i aziz istavroz çıkar,ıp, sulann üzerinden yiiry_"iyerek geçm iş"
(Menthon, 1935: s.91 ). Uludağ .keşişlerinden Aziz Constantin de, İznik'e gider-
ken suyun üzerinde yürüdüğü söylenen azizlerden biridir (Menthon, 1935: s.
128).
2
Badu·ga köyünde, 17 Mayıs 1868'de doğan . Ulu Dede adında biri varmış. Her
·sene onun doğduğu ay, yani 17 Mayıs günü dede ziyaret edilip, adak adanır.
Yanındaki kocamış ağaca paçavra, havlu, mendil bağlarlannış . .24 Mayıs İ888
yılında doğan Irmak Baba'ya da, 24 Mayıs'ta adak adamp, dua edilir.

466
Geyikli Baba: Mitolojilerde, arabasını geyiklerin çektiği Artemis'in
yerını önce Hıristiyan kültüründe Noel Baba aldı. İslam kültüründe ise
Artemis ve Noel Baba'yı Geyikli Baba teı:İısil ediyordu.3 Geyikli Baba, her
zaman elinde kılıç, ülkeler açan biri olarak tasvir edilmiştir. 60 okka çeken
kılıcıyla kafırle savaşmış. Bursa'daki birçok dervişe atfedilen bu savaşçı aziz
özelliği, Anadolu kültürünün bir mirasıdır. Uludağ'da parınan çok sayıda
Hıristiyan keşiş için de benzer söylenceler yaYılmıştır. !{atta Bursa'ya gelen
birçok gezgin · Geyikli Baba'yı, işte bu Rum hikayelerinde geçen savaşçı
Aziz Ronald veya Aziz Georgios olduğunu savunur. 4
BabasuJ.!an köyünde gömülü Geyikli Baba, . tıpkı bir şaman veya
keşiş gibi davranan ·sıradışı pir derviştir. Dinsel törenlerin,de olasılıkla şarap
kullanılmaktaydı. 5 Bir belgeye göre, Geyikli ~aba ve m\i.ritlerinin meyhor,
yani içkici olduğu yazılmaktadır. 6 Belgeden anlaşıldığı kadarıyla Isuruluş
devrinin din adamlan olan bu dervişlerin dinsel rimellerde içki kullanıyordu.
Bu gelenek, her törende kırnız içen Ş aman · gelenelderine dayandığı gibi,
Uludağ'daki keşişlerden de etkilenmiş olabilir.7

3
Uludağ'ın ünlü keşişlerinden Büyük Aziz Joannice'nin de, tıpkı Geyildi Baba
gibi vahşi hayvanlarla bir bağı olduğu anlatılmaktadır (Mentho~, 1935: s.65, 79).
4
J. H. A Ubicini, 1855'te Türkiye, İst. 1977, s.43
Tavarilı-i Af'i-Osman'a göre; Geyikli Baba Kızıl-Kilise'yi kendi kılıcıyla
almıştır. (İbni Kemal II, s.92) Geyikli Baba'nın, gerçekten de bu savaşa katıl­
. dığına 'ilişkin bir belge arşivde bulunmuştur. Bu belgeye göre Orhan Bey, Kızıl­
. Kilise'nin fethindeki yardımlan nedeniyle Geyikli Baba'ya şarap göndermiştir.
H. Ziya Ülken, "Anadolu'da Dini Ruhiyat Müşahedeleri: Geyijpi ~aba" Milırab
Mecmuası, Sayı 13-14 (1340/1924) s.447; A.Y. Ocak, 1996: s.71)
Zamanla İslam anlayışı değişince, Geyikli Baba ve müritlerinin içki içmeleri de
6

yadırgamış. Bursa civannda toplana.n Geyikli Baba ile ilgili bir söylenceye göre:
"Derler ki, Orhan Gazi ona i!.:i. yüz ralı:ı ile iki yük şarap göndererek huzurıma
gelmesini istemiş!.. O da bunları bir kazanda kaynatıp içine pirinç ahmş. zerde
yapmış. bir tas da Orhan Gazi'ye göndermiş." (Olgun 1993-tez; s.l89) Bu
söylenceyle; dervişlere, Sultan tarafından şarap gönderildiği doğrulanmakla
birlikte, gönderilen şaraplarm içilmediği aniatılmak istenmektedir. Çünkü Baba-
sultan köyü sakinleri artık, Geyikli Baba'nın dinsel anlayışından farklı bir nok-
tada bulunuyor. O'nun asla içki içebileceğine inanamıyorL. ·
Babasultan köyü şimdi, tümüyle Sünni bir İslam anlayİşı sürdürmektedir. Oysa
7

hemen karşısındaki, Baba Sultan'ın müridi sayılan Hasa~ Dede'nin köyü Şehit­
ler, tam bir Bektaşi köyüdür. Şehitler köyünde yapılan dede töreninde halen,
'mey' alıp, sema dönülür. Alınan bu mey, köylüye göre bir zevk unsuru değil,
sanki bir dinsel tören gereğidir. Tıplr..ı binlerce yıl öncesinin Şaman törenleri gibi.
Şehitler köyünde Hasaiı Dede dışında; Tatlı D~de, Arap Dede, Kaya Dede,
Dinarlık Dede, Pınarlık Dede, Asker Dede, Karsak Dede, Hasan Dede:, Hızır
Dede, San' Kız Dede adlı yatır!ar da vardır.
467
Geyik. boynuzlanyla dolu türbesi bugün bölgenin en önemli adak
yeridir.8 Geyik.li Baba, ydşadığı yıllarda hastalan iyileştirmiş, kötürümleri bir
dokunuşuyla ayağa kaldırmış. Halk arasında türbeyle ilgili birçok inanç
vardır. Yüzlerce yıldır türbeye hasta kadınlar gelip şifa aramaktadır. Erkek
olan hastalar ise önceleri, şifa için türbede yatırılırdı. Eğer hasta uyursa
öleceğine, uyumazsa yaşayacağına inarulırdı. ·

Bayraklı Dede: Anadolu'nun bir çok yerine bulunan Abdullahvahap


Gazi'nin mezarlanndan biri de İznik'tedir. İznik'teki Abdulvahap San-
caktari, İslam adına savaşırken başı kesitdikten sonra, başını koltuğuna alıp
üç adımda gömülü bulunduğu tepeye çıkıp orada öldüğü söylenmektedir.
Söylencenin bazı versiyonlarında ise, Abdulvahap ! ın İznik'teki sevgilisinin
kaçınlış öyküsü anlatılmaktadır ki, aslında tüm bu öyküler Aziz Georgios'un
söylencesiyle aynıdır. 9
Aya Yorgi olarak da arulan' Saint/Aziz Georgios, aslında Hıristi­
yanlığa Anadolu'daki eski dinlerden girmiştir. Kökeni de Demeter, Perseus,
Herkül gibi eski Yunan ve Mısır, hatta Eti tanrılarının Hıristiyantaşmış
şek.lirıden ibaret bir kişilik olduğu kabul edilmiştir. Aya Yorgi, Hızır-İlyas
ile de özleştirilmiştir. Aziz Georgios, eski Rum inaruşına göre İznik'te başı ·
kesilerek, 6 Nisan, yani Hıdrelles günü öldürülmüş. Hıdrelles töreninin de bu
tarihte yapılma nedeni budur (A.Y. Ocak, Be/leten LV: s.662, 670).
Aziz Georgios'un mezarı da olasılıkla, Bayraklı Dede olarak anılan
yerde idi. Nitekim XII. yüzyılda Anna Korrunena, İznik'teki Aziz Georges
adlı bir kule ve yerleş_im yeririden söz eder (Anna Kopıınena, 1996: s.329).
Yazann anlatılanndan bu yerin, Abdulvahap Dede tepesi olduğu anlaşılıyor.
İznik ..Au-aştırma Grubu 'nu oluşturan öğretim üyeleri ve öğrenciler tarafından
burada yapılan yüzey' araştırmalarda; bir· nekropol alaruyla, arkasındaki
tepede Geç Bizans Devri yerleşimi olduğu belirlendi. Ancak hiçbir Osmanlı
ve Selçuk yapı kalıntısı izine rastlarulmamıştır. Günümüzde sadece İznik
değil, tüm bölgede en çok ziyaret edilen ve adak yapılan Abdülvahap, Bizans
geleneğine göre Aziz Georgios 'un mezan · olmalıdır. 10 Bunun en önemli

Önünde, Bizans döneminden beri kullanıldığı anlaşılan güzel bir çeşme vardır.
8

Halk arasında bu çeşmeyle ilgili söylentiler olup, yalak üzerinde el ve ayak izine
benzeyen aşıntıları, Geyikli Bai,Ja 'mn bir dokunuşuyla yaptığı söylenir. Oysa,
olasılıkla Hıristiyan vaftiz havuzu olan bu kutsal yalağa dikkat edilirse, üzerinde
tahrip edilmiş bir haç vardır.
9
Bursa'da gömülü bulunan Hatırhoş Sultan'ın da, başı kesik olarak yürüdüğü
biçiminde anlatılmaktadır.
IO İznik'te Aziz Georgios kültünün çok eskiden beri güçlü olduğıı anlaşılmaktadır.
1832 yılında İznik'e gelen C. Texier, bu tarihte surlardan bilinmeyen yeni bir
468
nedeni ·de, İznik'e yerleşen Türk gazilerinin, yerli Hıristiyan kadınlarla
evlendirilmesi olmalıdır. İşte bu kadınlar, daha önce edindiği Aziz Georgios
kiiltünü çocuklarına, İslam cilasıyla aktardığı sanılıyor. Bu sırada da Aziz
Georgios'un Abdulvahab Bayraktari'ye dönüştüğü anlaşılıyor.

HALK SAGLIGINDA DEDE YATIRLARININ KULLANILMASI

Bundan 20-30 yıl .öncesine kadar, özellikle köylerde yaşayan aileler


kolay kolay doktora gidemezdi. Ekonomik nedenlerden dolayı karşılaştıkları
basit sağlık soruplanın her zaman köylerde bulunan yatırlar sayesinde çöz-
meye çalışmıştır. Bu tür batıl inançlar, cahillikten çok ekonomik nedenlerden
kaynaklanmaktaydı. ı ı Oysa mezarlardan şifa ve medet umma inancı ne İslam
dininde, ne de İslamiyet öncesi Şamanizm'de vardı.
Köylerde bulunan bazı yatırların şifalan _her tür derde devadır. Bu
mezarlar pratisyen hekim gibi her hastaya bakmasına karşın bazılan, tıpkı
uzman doktor gibi hastalıklar konusunda branşlaşhklan göİülür. Sıtmaya iyi
gelen yatır, kahn ağrısına iyi gelen yatır gibi ...
Bursa'nın özellikle ova ~öyleri için en büyük tehlike, yılın büyük
bölümü sular altında kaldığı için sıtma hastalığı idi. Bu nedenle, ova köyle-
rindeki yatırların neredeyse tümü sıtma hastalığına şifa olduğuna inaml-
maktadır. Bu yatırlarda, "sıtmayı bağlama" töreni yapılır. Yatınn etrafında
üç kez dönülüp, hastaılın giysilerinden bir parça bez, yatırın yanındaki çalıya
bağlanarak sıtma ağaca bağlanır, hasta da böylece kurtıılduğuna inanılırdı. ı ı
Bazı mezarlar da karın ağrıyaniara şifa olmaktaydı. Çok sayıdaki
köyde kann ağrısı geçirenler için dalak kesme törenleri yapılır. En yaygım
ise Alaşar'da Dalak Dede adlı yatırda yapılır. Karın ağrıyanlann, burada
temsili olarak dalağı kesilir gibi yapılıp, bir dut çubuğu kesilir. Böylece kann
ağrısımn geçtiğine inamlmaktadır.
Genellikle dede mezarının bulunduğu yer kutsal olduğu için ağaçlık
olup, buradaki ağaçlar kesilmekten kurtıılmuştur. 13 Badırga köyündeki Ulu

odanın bulunmasına tanık olur. Bu odada Aziz Georgios'un kırat üzerinde büyük
bir resmini görmüştür. (C. Texier, 19.97: s.137)
11
S. Ünver, "Hemen Her Yerde Birbirlerinden Farklı Mistik Folklor İleTelkin Te-.
da viieri Esaslan ve Buı:ia Bursa'mn Verdiği Tam Bir Örnek" I. Uluslararası Türk
Fo/klor Kongresi Bildiri/eri, Cild:IV'den ayrı basım, Ank. 1976.
12
inegöl Kasımefendi Cami balıçesinde Boynuzlu Dede, Karahıdır köyündeki
Sıtma Dede, Misi'deki Kavacık Sultan, Gençali köyündeki Mum Dede de
sıtmaya iyi gelmekteymiş.
13
Sorgun köyündeki meşelik 'içinde Kocayayla Dede yatın vardır. Mezar yanın­
daki meşeler kutsal olduğu ,için buradaki kuru odun ve çalılar bile alınmaz.
469
Dede, ormanın içinde ve çok güzel bir yerdir. Çocuğu olmayan kadınlar
dederun başında kuran okur. Çocuklan olsun diye dedenin başındaki taşın
yanında bir ~um yakıp bırakırlar ve böylece çocuklan olacağına inanırlar. 14
Şipali köylindeki Şip Ali'nin yatın civarındaki çam ağaçlan da, dedeye
hünneten kesilmekten kurtulmuştur. Yatır, fıtık hastalığına iyi geldiği için
civar köylerden bile ziyaretçi çeker. Hastalar iki çam ağacı arasında üç kez
geçerse, hastalığı iyileşmekteymiş.
Bazı mezarlar, köyün hemen üzerinde ve köye egemen olan bir tepe
üzerindedir. Çoğunlukla köylerdeki tören ve eğlenceler burada yapılır.
Köylüler, hem eğlencelerini, hem de hüzünlü günlerini hep bu mezar
çevresinde gerçekleştirdikleri törenlerinde yapmaktaydı. Köylünün en temel
sorunu olan bereketin artması için de, yine mezardan medet umarlardı. 15
Yakın zamanlara kadar köylerde yapıla gelen yağmur dualan da dede yatın
huzurunda olmaktaydı. 16
Daha çok da kadınlar bu tür yatırlara ilgi gösterir. Bazen eş bula-
mayan kadın ve kızlar, bazen de çocuğu olmayan kadınların umutları olur bu
dede mezarları. 17

Baldu-zade'ye göre ise Selçukgazi köyündeki Şerife Nine mezarının yanındaki


ağaca inismar k.akan1ann iyileştiklerini yazmaktadır.
14
Emirler Yenicesi'nde !(araca Ahmet Dede yatın, çocuğu olmayan kadınlara şifa
vermekteymiş. Hıdrellez günü, Gençali köyündeki dede yatınna, çocuğu olma-
yan kadınlar gelip, dedenin kavuğunu başına geçirdiği zaman iyileşeceğine
inanılır. Karadut köyündeki Tekke Dede, Sarıpmar köyü dedesi, Kıimla köyün-
deki Abdullah Efendi türbesi erkek çocuk isteyen kadınların ziyaret ettiği
mezarlardır. Türbedeki ağırlığı serçe parmaklarıyla kaldıran kadınların çocuğu
olurmuş. ..
15
Kemaliye/Kızılkilise köyünüiı hemen üzerindeki Dedeler Tepesi'nde bulanan
yatır, hem adak yeri, hem de bir mesire yeridir. Adak yaparuar yumurta kaynatır
veya gözleme yaparak komşulara dağıtır. Köylüler her derdi için ve her yıl hasat
için dedeye yalvarır: "Dedecim bizim ipeğimizi arttır veya hasatımızı bol yap"
diye dilekte bulunur.
16
Gölcük'te A rap Dede, Hu (Çorba) Dede ve Uzun Dede adlarında üç ayrı yatır
vardır. Üçünün de köye olan katkısı farklıdır. Hu Dede yatırırıın· toprağını alıp
kendi tarlasına seren köylünün ürünü ikiye katlarurmış. Arap Dede yatınnda ise
her yıl baharda, yağmur duası yapılmaktaydı. Kulakpınar köyündeki Demir'in
Mezarı veya Arnavut Dede, Çukurca'daki Baba Sultan, Soğan/ı köyündeki Ali
Baba yatınnda da, son yıllara kadar yağmur duası yapılmaktaydı. En son yağmur
duası ise; Delice köyündeki Yusuf Dede ile Çam Dede yatın üzerindeki Sema/ı
Tepesi'nde yapılmıştı. 1995 yılında burada yagmur duası yapılmıştır.
17
Halk arasındaki bir inanca göre; eşi alkolilc olan kadınlar, eşleririilı çamaşırlannı
Hüsameddin Efendi'nin mezarının üzerine konulunca, bir daha içki içmeyecek-
lerine inanılır.
470
Çocuğu olmayan kadınlar mezarlardan hep medet ummuşlardır.
Bilafköy'deki Mühür Dede, Keles'te Ana Sultan ile Misi köyünde Kavacık
Sultan yatırlan çocuğu
olmayan kadınlara iyi geldiği söyleımıektedir.
Çocuğu olmayan kadınlar ile maraz çocuklar, mezar çevresinde yedi kere
dönüp, kurban kesince adaklan yerine gelirmiş. Böylece çocuğun biran önce
yürüyeceğine inanılır. ·
Çocukluğumda; Orhangazi'deki evimizin hemen üzerinde Eren
Dede adlı bir yatır vardı. Her Cuma günü, sela saatinde, yürüme yaşındaki
çocuklar getirildi. Sela okunurken, çocuklar mezarın çevresinde üç kez
döndürülür, sonra da çevrede toplanan çocuklara bisküvi ve hayır dağıtılırdı .
Böylece çocukların yürüyeceğine inanılırdı. ··
Karacaahmet köyündeki yatır ise delilerin ve sara hastalan ile
yaramaz çocuklarm şifa bulduğu bir yatırdır. Hastalar, mezann üzerine bir
gün kadar bırakılınca sapasağlam döndüklerine inanılmaktadır. Yalnız bu
törende dikkat edilecek konu, çocuğu bırakan kişi arkasına bakmadan
giderken, çocuğu bir başka kişi mezardan alacaktır. 18 Köylülere göre çok
sayıda deli, saralı hastanın sağlam olarak mezardan ayrılmış.

Küciikkovacık Ana Sultan türbesi, bölgede en çok tanınan adak


yeridir. Türbenin önünde bulunan çeşmerıin özellikle de hayvan hasta-
lıklarına iyi geldiği söyleımıektedir. Daha çok da çocuğu olmayan kadınlar
19

ile sünnet olacak çocuklarm mutlaka uğradıklan bir adak yeri dir.
Bazen dede mezarlarının toprağı veya çamuru hastalara şifa olur.20
Bazen de bir kişinin başına gelen tesadüflerle yayılır dedeler inancı. 21 Ama

18
Cepni köyündeki Garip Dede, Hubandanişment köyünde Demirkaynak Dede,
Bursa'daki Fazulla hp aşa Mezarı da yaramaz çocukların uslanması için·bir adak
yeridir. Akbıyık Türbesi 'nde bulunan deliğe, sinirli ve yaramaz çocuklar için
sirnit veya şeker konulduğunda çocukların iyi olacağına inarulmaktadır. Tepecik
köyündeki Dede Karaağaç yatınndaki pis sular, özellikle çocuklara yıllarca şifa
niyetine içirilmiştir. Cepni köyündeki Aman Dede mezarına yatınlan çocuklar
ise, toprak yemekten vazgeçmekteymiş. Çocukların huysuzluklarına en iyi gelen
yatır da, kuşkusuz İznik'teki Huysuzlar Türbesi imiş.
19
Bazı yatırlar bayvan hastalıkianna da iyi gelirmiş. Harnit Dede'yle ilgili
Baldırzade'nin Vefayatnamesi'nde bilgi vardır. Baldırzade'ye göre; özellikle
insan ve hayvanlanil mezar etrafında döndüklerinde sağlığına kavuşmaktadır.
Çavuş köyünde bulunan Sancılı Dede, Erdoğan köyündeki Aydoğdu Bey yatın
da hayvan hastaliklarını iyileştirmekteymiş.
20
Göl/üce köyündeki E mbel Dede yatınnın çamuru kellere iyi geldiği söylenir.
Yeniceahat köyündeki Mehmet Dede mezarının yanındaki meşe kabuğunun
tozunun yaraları iyileştirdiğine inarulır. Tepecik köyündeki Dede Karaağaç,
özelllkle sıtma için kullanılan bir adak yeridir. Buradaki pis sular, yıllarca şifa
olarak, özellikle çocuklara içirilmektedir. Öz/üce köyündeki Çıban Dede ise,
vücudunda çıban çıkanların tavuk keserek şifa bulduklan bir yatırdır.
471
dedelerin her zaman mucizeli bir öyküsü vardrr. 22 Hikayeler bazen o kadar
inandıncıdır ki, bugüne ulaşan kanıtlar gösterilir.23
Dede yatırları genellikle köy içinde veya mezarlığındadır. Bu mezar-
larm nerededeyse tümünde mezar taşı veya kitabe .YOktur. Genellikle başında
bulunan bir çalı veya kara ağaç, adak için paçavra bağlanmak üzere
kullanıhr. Mezarlar ise olduğundan çok büyüktür. Dağyenice'deki F urla

21
Murat/ı köyü mezarlığında küçük bir ağaç vardır. Hiç büyümeyen bu ağaç,
köyde her şeye inanan bir kadının dikkatini çekmiş. Ağaca, dilek dilesem nasıl
olur demiş. Allah'tan bir çocuk dilemiş ve dileği gerçekleşmiş. Başından
geçenleri köye anlatmca da, köylüler tarafından adak yeri olarak kullanılmaya
başlanmış.
22
Ümitalan köyünde bir zamanlar düğün olmuş. Gelin, dapıadın evine götürü-
lürken attan düşüp ölmüş. Düştüğü yere Gelintepesi adı verilmiş. O zamandan bu
yana köyün geriç kızları, gelin tepesine giderek dilekte bulunuyorlarmış. Çördiik
köyü içinde Eriazım yatinnm hikayesi ise şöyledir: Yaşlı bir nine, bir kızdan su
istemiş, o da vermemiş. Başka bir kızdan su istemiş. O kız yaşlı kadına su
vermiş. Kadın suyu içtikten sonra: "Benim arkiımdan gel, ama sa!..~lı arkana
bakma" demiş. Kız dağa doğru çıkarken, bir anda meraklarup arkasına bakmış. .
Baktığında ise köyün yerle bir olduğunu görmüş. Köy sular altında kalmış. Kız
ölüp, orada gömülmüş, Uzun Kız adında bir kadın da, Emirler Yenicesi
yakınlarında dolaşıyormuş. Uzun Kız, istediği zaman, uzun ayaklan yardımıyla
tüm dünyayı üç adımla gezdiğine inanılıyor. Efsaı:.eye göre 1Jzun Kız, en son
Çarn/ık ve Emirler Yenicesi köyler arasındaki tepede görülmüş. Orada
kendiliğinden bu kızın · mezarı olduğu söyleniyor. Uzun Kız'ın ağabeylerine ait
olduğu söylenen Karaca Ahmet Dede'nin ve Kartal Dede'nin yatırlan da
V(!rdır. Üç kardeşin, üç ayrı tepede yattıklan söylenmektedir. (Kaynak Kişi;
Adnan Mengi, yaş 39) Başka bir hikaye de oldu~ça ilgi çekicidir. Yıllar önce
namazında, nİyazında bir kağın vallİllş. Bu kadın her gün Uzun Kız'ın mezarına
gidip-geliyormuş. Kadın giysisine çok önem verirmiş. Kocası bu yüzden ona
kızarmış. Şüphelenip karısını takip etmiş. Uzun Kız'ın mezarmda eğlenceler
düzenlendiğini, kansının da yiyip-içtiğini görmüş. Kadın eve döndüğünde, adam
onu suçlayıp evden atmış. Kadın daha sonİa orada-burada dolaşıp, yaşamaya
başlamış. Her gün Uzun Kız'ın mezanna gitmeye devam etmiş. Kadın bir gün
tüm tanıdıklarıyla vedalaşmış, yine Uzun Kız'a gitmiş. Bir daha da geri dön-
memiş. Halk, Uzun Kız gibi kadının da buraya kendiliğinden gömüldüğüne ina-
nıyor.
23
Demirciler, Kağıncılar, Köçekler, Hubanlar ve Nalqant köyleri arasındaki koru
içinde harap bir türbe vardır. Bu türbedeki yatıra halk Demirkaynak Dede
derler. Bu dede, demir parçasıru.' koynuna koyup ısıtmış ve ısınan demiri dizinde
yumruğu ile vurarak bir ayna yapmış. Memlük aynalanna benzeyen bu Türk
aynası bugün ağız, göz felçlerine şifa olarak kullanılmakta . ve elden ele
gezmekteymiş. Ayna, bu dedenin nesiinde olduğunu iddia eden Seyit Sevim
adındaki bir kişide bulunmaktaymış. (A.Rıza Yalgın, Anadolu'da Tiirk Dam-
ga/an, Damgalar-Eren/er. imler ÜzerindeBursa'nm1Jeğeri, Bursa 1943)
472
Dede mezarı 5-6 metre uzunlukta<Jır. Bu mezar da aslında Menthon'da
geçen bir Bizans aziziydi. · İnsaolar bu mezarın başındaki ağaçlara kumaşlar
asıp, adak adıyor ve daha sonra dua edip, kendi aralarında eğlence düzen-
lİyorlar.

· En yaygın geleneklerden biri, mezarların başındaki kutsal sayılan bir


ağaca bez bağlanmasıd.ır. H~tta bu konuda Bursa'da ilginç bir olay anlablır.
Tophane'de önceleri ·Ramazan toplan atılırken, topun içine paçavra
konulurdu. Top atıldığında_ ise bu paçavralar çevredeki çalılara takılınca,
Bursalılar ağaçların dilek 'ağacı olduğunu düşünerek, bez bağlayıp adak
yapmaya başlamışlard!f. Bazen de, eş bulmak isteyen kız ve kadınlar
mezarlara külotlarını astıkları görülmüştür?4 . • ·

Bektaşilerio yaşadığı Taşpmar köyündeki Şükrü Dede türbesinden .


bir şey alan kişinin başına mutlaka felaket .geleceğine inanılmaktadır. 25
Kaybettiği eşyayı b.ulmak isteyenler de, türbeyi adak olarak kullanmaktadır.
Ayrıca çocuğu olmayan ve kısmet açılmasını isteyen kadınlarm da, adak
yeridir.

SONUÇ

Son birkaç yıldır, sadece yatırlara ilişkin inanç biçimlerini araştır­


mak üzere köyleri geziyorum. Ve çok çarpıcı sonuçlarla karşılaştım.
Bursa'da gezip gördüğümüz hemen ·her yerli köyünün, kurucusu sayılan bir
'dede'si vardır. Göçmen köylerinde ise hiçbir dede mezarına rastlayamadık.
Dağıstan göçmeni Koşubağazı dışında Kafkas göçmeni köylerinde de dede
kültürrün varlığına tanık olamadık. Sadece 1924 yılında, Yunanistan'dan

24
Piremir Camii'nin minaresine, Cuma günü selii saatinde külotsuz olarak çıkan
kızlar, üç kez şerefe etrafında döndükten sonra aşağıya külotlarını atar. Aşağıda
bekleşen kadınlar da, bu külotları Piremir Sultan mezarının demirlerine astık­
Jarında, kıziann k.ısmetinin açılacağına inanılmaktadır. Bu batıl inanç, 1960'lı
yıllara kadar uygulandığı bilinmektedir.
25
Karesi köyünde, Dede Başı adı verilen yatınn etrafında düğün alaylan davul
çaldığı zaman davul patlarmış. Halil İbrahim Atış (63) Tophisar Camii içindeki
Kale Dedesi denilen yatırdan alman her taş, gece o şahsın rüyasına girip "taşımı
geri ver' diye istediği söylenir. (Kaynak Kişi: Şaban Seçen, yaş 73, Nuri Seçen,
yaş 80) Roma ve Bizans döneminde de Bursa halkının mezarlara saygısızlığı
büyük bir günah sayılıp, kent yasalannda da bu tür suçlara büyük cezalar
verildiği anlaşılıyor. İznik'te bulunan birkaç mezar stelinde şu ifadeler yer alır:
"Her kim mezara zarm: verirse, ne deniz geçit versin ona, ne de yer bm·ınalt' Bir
başkasında ise: Her !.:im ki /alıdi açar ya da satarsa, tanrı soywıu sopunu
kalıretsin" (Şahin, İznik 11.3, s. 104-1 05).

473
gelen birkaç Mübadele Göçmeni köyünde dede kültürrün varlığını belir-
ledik.26
Bursa köylerinde halen ISO'ye yakın yatınn varlığını belirledik
Köylerde bulunan bu yatırlar, köyün ortak ruhunu temsil etmektedir.
Genellikle köyün kurucusu olarak görülen bu kişinin mezarı, köyün birliğini
temsil etmekteydi. Tıpkı göçebelikte, her kabilenin ruhunu temsil eden totem
gibi...
Yatırlar, köylü tarafından saygı duyulan, korkulan, yaşayan bir
varlıktır. Köylüler, her deı:flerinde şifa için ona koşar. Köyü, · yatırlannda
yatan dedeler korur. Mezarına çaput bağlar, dilek tutar, yardım dilenir.
Köylüler 'dede'leri her zaman hoş tutmaya çalışır; ona kurban keserler.
Hemen her köy, bu 'dede'lerinin onuruna yüzyıllardır pilav günleri düzenler.
Genellikle babarda veya sonbaharda yapilan ou törenler, Bursa köydeki en
önemli şölen ve bayramlardır. Bu törenlerde köylüler, -bir anlarnda hasat
sonrası 'dede'lerine şükranlarını s~aktadır.
Yatırlarda kimin yattığı da öneınli değildir. Gerçekten de, yatırlarda
yatanların çoğu hayali kişiler olduğu anlaşılıyor. 27 Hayali olsa da~ burada
hiçbir mezar olmasa da, köyün birliği için var sayılrnışhr. Son yıllarda
köylerdeki eğitim ve kültür düzeyinin gelişmesi, ekonomik yaşamin .
rahatlaması nedeniyle yatırlara ilişkin inançların azaldığını gözledik. Hatta ·
köylerin çoğunda, dede yatırlarının isimlerini sadece yaşlı kişiler bilmek-
teydi. Bazı yatırlarm ise; ilgisizlik nedeniyle yok edildiğini gördük. Bir süre
sonra, çok az Bursa köyünde yatır kalacaktır. Bu nedenle Bursa köylerinde
belirlediğimiz dede yatırlarının bir listesini yazımızın sonuna ekledik. Bugün
Bursa köylerde ilgi azalsa da, dede yatırlan köyü ve köylüyü etkilerneyi
sürdürmektedir. ·

26 Nitekim Gölyazı köyündeki antik nekropolda (mezarlıktaki) bir kafıntı bile dede
mezan olarak kabul görmüştür. Belenören köyündeki Ömer Dede'ye ait adak
yeri de, eski bir antik kalıntıdır. '
27
Kocakonak köyündeMezarcı Mehmet Efendi adıyla· arnlan yatır, aslında 1990
yılında ölmüş bir kişidir. Çamlıca köyünde Veli De:de veya Çamh Dede adlı
Bektaşi dedeleri, mezar taşlanna göre Mehmet Dede bin Derviş Ali Dede ile
Ahmet Dede olduğu anlaşılmaktadır. Semıe Köyün içinde bulunan Nurullab
Dede adlı yatır da, mezann taşına• göre, Eskişehirli İsmail Bey adlı kişinin iki
kİzına ait mezarlar . olduğu anlaşılmaktadır. Soğan/ı köyündeki Ali Baba adlı
yatır da, aslında yüz yıl önce ölmüş, çiftliğin lcihyasırun mezandır.

474
BURSA KÖYLERİNDE BULUNAN DEDE YATIRLARI

Abdulaz~ Dağıstani (Koşuboğazı) Damlacık Dede, Dolgu Dede, Oğlan


AbdulJah Efendi (Kumla) Dede (Kayapa)
Ahmet Dede (Mürseller) Dede Karaağaç (Tepecik)
Akbıyık Suytan (Akbıyık) Dede Üstü (Yörük)
Alebıyık Suytan- Akbıyık. Dede Yemiş (Harmanlı)
Ali Baba (Soğanlı) Dedelik (İlyas)
Ali Baba (Umurbey) Demirkaynak/Huban Dede (Demirciler)
Aman Dede (CeQ_ni) Derviş Mehm~t {Balat)
Ana Bacı (Tacir) Deydinler Dede (Deydinler)
Ana Sultan (Küçükkovacık) Dokuz Selviler (Ömerli)
Anasultan (Alpagut) Dörtçatal Dede (Keles)
Arap Ali (Bakırköy) Dum~n Dede (Doğanyurdu)
Arap Dede (Çeltikçi) Dümen Dede (Kozbudaklar)
Arap Dede (Gölcük) Embel Dede (Göllüce)
Arap Dede (Yol ören) Emin Dede {Canbazlar)
Arnavut Dede (Kulakpınar) Emrullah Dede (Kaynarca)
Asar Dede (Akhisar) Erde! Dede (Boğazköy)
Aşık Hasan (Ormankadı) Eren Dede (Orhangazi)
Avdancık Dedesi (Avdancık) ·Erenler D ed e (Ye nice)
Aydoğdu Bey (Çardak) Erkızım (Çördük)
Aydoğdu Bey (Erdoğan) EşrefDede (Kumla)
Ayni Ali (Işıklı) Evli ya Dede (Ovaakça)
Baba Sultan (Çeltik) Fadula Ana (Haydarköy)
Baba Sultan (Çukurca) . Fatma Ana Sultan (Çakmak)
Barak Fakih Dede {Barakfakıh) Fındık Dede (DelibalWar)
Batniaca!Bakmaca Dede (Kurşunlu) Furla Baba (Çalı)
Bayraklı Dede (Yörücekler) · . Garip Dede (Cepııi/Balıklı)
Bayram Kabacı (Akçapınar) Gediksiret Dede (Keles)
Belen Dede (Sorgun) Genç Ali Sultan (Sanpınar)
Boynuzlu Dede (İnegöı) Gerger Dede (Misi)
Bökçü Dede (Sadağ) Geyikli Baba (Babasultan)
Çakır Dede (Gölyaka) Gökçe Dede (Göktepe)
Çal Dede (Gölecik) Gözle Dede (Sefenşıklar)
Çamlı Dede (Çamlıca) Hacet Baba (Güneybudaklar)
Çamlık Dede (Günece) Hacı Ali Dede (Dedeköy)
Çıban Dede (Özlüce) Hacı Bekir (Demirdere)
Çıngıraklı Dede (Dudaklı)" Hacı İzzet (Hocaköy)
Dalak Dede (Alaşar) Hacı N ebi (Ortaköy)

475
Hacı Şeyh (Dağdibi) Pamuldu Dede (İnikli)
Hançerli Sult~n (Hançerli) Resul Mezan (Kayapınan)
Hasan Dede (Hasanağa) Rüngüş Dede (Çayönü)
Hasan Dede· (Hocaköy) Rüngüş Dede (Çeltikçi)
Hasan Dede (Şehitler) Sal Dede (Cumalıkızık) ·
Hıdrelles Dede (Çınarcık) Sancılı (Çavuş)
Hıdrelles Dede (Eskikaraağaç) Sancılı Dede (Karasıl)
Hiddet Dede (İsaören) Selahattin/Seyfullah Dede (Dedeler)
Hu/Çorba Dede (Gölcük) Seyret Dede (Karaoğlanlar)
Hüseyin Dede (Adaköy) Sıtma Dede (Karahıdır)
Hüseyin Dede- Adaköy Sinan Dede (İnegöl)
İsmail Dede (Engürücük) Sülün ~ine (Kulaca)
Kabak Dede (Çelebi) Sümbül Dede (Akçalar)
Kabulbaba (Kabulbaba) Süret Dede (Pınarcik)
Kadir Dede (Sölöz) Süt Dede (Çardak)
Kaplan Gazi (Fidyekızık) Şahan Baba (Kıranışıklar)
Kara Baba (Gemiç) Şanbaba (Alpagut)
Karaca Ahmet (Yeniköy) Şerife Nine (Selçukgazi)
Karadonlu (Doğanalan) Şevket Dede (Ocaklı)

Karaoğlu (Gelemiç) Şip Ali (Şipali)


Kayıp Dede (Mirzaoba-Yaqian) Şükrü Dede ('!aşpınar)
Keramet Dede (Keramet) Tekke Dede (KaradutJ
Kocayayla Dede (Sorgun) Tekkeli Dede (Elbeyli)
Köprü Dede (Üreğil) Ulu Dede (Badırga)
Laleli Dede (İğ~ir) Uzun Dede (GölCük)
Mecid Dede (Çeltikçi) Uzun Dede (Kaymakoba)
Medre Kabacı (Karasi) Uzun Kız (Emirl~r Yenicesi)
Mehmet Ali Dede (Kurtul) . Ürküten Dede (Ball!oğlu)
Mehmet Dede (Yeniceabat) Yakup Dede (İncilipınar)
Mum Dede (Gençali) Yaman Dede (Yamanlar)
Mühür Dede (Bilalköy) Yapraklı Dede (Baraklı)
Mürsel Baba (Mürseller). Yel Dede (Özlüce)
Müşkil Dede (Müşküle) Yiğit Alp (Yiğitköy)
Nebi Dede (Hamamlıkızık) YusufDede (Gündoğdu)
Nuruliah Dede (Serme) Yürüyen Dede (Hamzabey)
Oğlan Dede (Kayapa) Zeytfin D ede (Küçükyenice)
Osman Dede (Armutçuk) Ziraat Dede (Karacaali)
Ömer Dede (Be!enören)

476

You might also like