Professional Documents
Culture Documents
1962 420
1962 420
cya
Kendi Aramızda
A K İ S Sevgili AKİS Okuyucuları,
gibi Hitler, .vahim bir iktisadi krizin hüküm sürdüğü ve işsizlerin mil
Bu mecmua Basın Ahlâk Yasa- yonluk sürüler halinde sokaklarda dolaştığı, halkın bezginlik ve keşme
sına uymayı taahhüt etmiştir. keş karşısında huzursuzluktan boğulacak halde olduğu, Parlamentoya
karşı kuvvetler Parlamentonun çalışamaması için ellerinden geleni ya
Abone şartları: parlarken bu müessesenin kendi ölüm fermanını bizzat imzaladığı, bir
3 aylık (12 nüsha) : 10.00 lira biri peşine koalisyon.hükümetlerine başkanlık edenlerin temel mesele
6 aylık (25 nüsha) : 20.00 lira ye inemedikleri ve sıhhi bakımdan sorumluluk' duygusundan uzak düş-
1 senelik (52 nüsha) : 40.00 lira müş bir Cumhurbaşkanıyla etrafının siyasi dalavere çevirdiği, memle
ketin esas kuvvetleri olan Ordunun büyük sanayicilerin ve işçilerin göz
İlân şartları : lerinin -hem de basiretlerinin- bağlandığı bir Almanyaya inanmaya-
Santimi: 20 lira cak tarzda hakim olmuştur. Hiç kimsenin ciddiye almadığı Avusturya
1 renkli arka kapak : 1.500 TL. lı onbaşı kudretli Almanyayı bir anda sultası altına almış ve onu fe
İlân işleri: lâkete sürüklemekte gecikmemiştir.
Telefon : 10 61 96 AKİS'in şu anda söyleyeceği, bir kaç haftaya kadar başlayacak
Dizildiği yer : olan bu son derece alâka çekici yazı serisini Türkiyede her subayın, her
Rüzgarlı Matbaa iş adamının, her sendika liderinin, her üniversite öğrencisinin her poli
Basıldığı yer : tikacının, her öğretmenin ve umumiyetle her aydının mutlaka okuması
Millî Eğitim Basımevi gerektiğidir. Bilhassa Ordunun her kademesi, bundan otuz yıl önce Al-
FİYATI: 1 LİRA manyada cereyan etmiş bulunan maceranın teferruatını gördüklerinde,
şahsiyetleri tanıdıklarında, plânları öğrendiklerinde bugün nasıl bir ta
Basıldığı tarih: 15.7.1962
vır takınmaları gerektiğini daha kolay anlayacaklar, kendilerine hareket
hattı çizmekte bir takını- tereddütleri yeneceklerdir.
Kapak Resmimiz Türkiyede hangi oyunun oynanmakta olduğunu daha açık meydana
koymak isteyen herkes, bu yazıların en geniş çevreye yayılması için
Piyasanın Durumu şimdiden seferber olmalıdır.
Derdin bası Saygılarımızla AKİS
3
Cilt; XXIV, Sayı: 420
A KİS
HAFTALIK AKTÜALİTE MECMUASI
16 TEMMUZ 1962
mekte, beklemektedir. Derece derece Başbaşa ve elele mek, önlenmez bir tehlike olarak Türk
işsizliğin ve hareketsizliğin, güven toplumunun kapısını çalacaktır. Bu
sizlikten doğan çekingenliğin, gemi nun habercileri, şimdiden etrafımız
sini kurtaranın kaptan sayılacağı i- çiş Plânının icaplarını yerine getir da dolaşmaktadırlar.
nancı içinde dar çıkarların piyasa meye başladınız mı Türkiyenin gör Yeni ufuklar
ya hakim olup bütün ticarete darbe düğü bütün hükümetlerin en kuvvet
lisi kendiliğinden başkente gelip otu Bunu nihayet gördüğü içindir ki
vurduğu bir Türkiyede hükümet et Başbakan Erzurumdan başkente
mek hem kolay, hem zordur. Zor o- racakta.
dönüşünde bütün Türkiyede memnun
lan, koparılan fırtınaların ve her tür Derler ki "Tok ağırlamak güç luk uyandıran ve herkesi sevindiren
lü hürriyetin düşmanı bir sorumsuz tür". Millet 1960'dan beri öylesine bîr bir karar aldı. İktisadi hayatın üze
basının yaygaralarının aslında bar "işlerin nihayet düzelmesi" açlığı i- rine bizzat eğilecek ve onun geliş
dak çalkantısından ibaret bulunduğu çindedir ki akıtılacak her damla, bir mesini günü gününe, memleketin en
nu kabul etmek, sinirlere hâkini ol çöl geçmiş susuzun ağzına düşen rah önemli meselesi olarak takip edecek
mak, işe bakmaktır. Memleketlerin met kadar tesirli olacaktır. Nasıl yağ tir. Alınacak kararların dosyalarda
hayatında öyle anlar olur ki politika mura susamış çatlak topraklar su
kalmasını önleyecek, yapılabilecek
nın iyisi, politika yapmamaktır. Tür yu emerse, geniş halk kütleleri Hü
her şeyi hemen yaptıracak, devlet sek-
kiye için an, o andır. Bu, hükümet et kümetin göstereceği her gayretin öy-
törünü ve özel sektörü, Hükümet prog
menin kolay tarafını gözler önüne ser le müteşekkiri kalacak ve onun et
ramında belirtildiği gibi elele, sürat
mektedir. Bir defa, Türkiyede hiç bir rafında kilitlenecektir. Bu hava ya
ratıldı mı, hiç bir tehdit en ufak a- le seferber edecektir. Bu iş için bil
şeyin olmayacağı gerçeğini kuru gü hassa Yardımcılarına, onların arasın
rültülerin üzerine çıkarıp vatandaşın kis yaratmayacak, bütün kötü kuv
vetler isteristemez köşelerine çeki da da Ekrem Alicana güvenmektedir
yüreğine ulaştırdınız ve devletin im İnönü, hafta biterken Radyodan
kânlarını geniş, sesli göz kamaştırı- lecekler, meydanı boşaltacaklardır.
millete Erzurum intihalarım, Türk
cı yatırımlar halinde ortaya döktü' Bugün, Türkiyede tek mal satıl Silâhlı Kuvvetlerinin durumunu, po
nüz sadece Bütçenin değil, 1962 Ge- mıyor. Bugün Türkiyede, her türlü litikanın üstündeki tutumunu anlata-
4 AKİS, 16 TEMMUZ 1962
Haftanın İçinden
mak, sonra, Meclisin bir celsesine elleri arkasına bağlı, Dikta aşıkları, umumi efkârda o iki defa hüsranla
saçları sıfır numarayla traş edilmiş halde getirmek ve neticelenmiş bekleyişin doğurduğu hayal kırıklığına
ondan Allah gibi korkan D. P. milletvekillerine göstere- güvenmektedirler. Orduya gelince, onun Ur defa politi
rek "İşte. buna uşaklık ediyorsunuz! Adam değil misi kaya karışmış olması yeniden aynı maceraya taraftar
niz, siz ?" diye haykırmaktı. Herkesin bıçak kemiğe dar ların çıkacağı ümidini doğurmaktadır. Bunların kuvvet
yandığında, muhayyele kuvveti ve mizansen merakı ne siz faktörler olduğunu iddia etmek kuma baş gömmek
kadarına müsaade ediyorsa o nisbette bir fantezist dü ten farksızdır.
şünceye kendini cömertçe verdiği günler bu memlekette
yaşanmıştır. Gerçek şudur ki bugün, bir mücadele Türkiyede
Ama bu memlekette ihtilâl, seçim yolu fiilen kapat devam ediyor. Bu mücadeleyi demokratik rejimin le
tıldıktan ve bu gerçek Büyük Meclisin kürsüsünde mil binde neticelendirmenin yolu kısır tartışmaların hepsi
letin o tarihte mihrakı haline gelmiş bulunan İnönü tara i bir kenara itenek Hükümetin ve Parlamentonun
fından açılıca ifade edildikten sonra yapıldı. Demokratik memlekette bir hareket ve bereket devrini açmasıdır.
idarenin bir darbeye lüzum kalmaksızın normal iktidar O devrin kapısı bir defa aralandı mı, umumi efkâr da,
rotasyonunu temin edilebileceği hususunda en karamsar Ordu da tabii temayüllerinin istikametini kendiliğinden
larda dahi bir nebze iyimserlik mevcut kaldığı müddetçe alacaktır. Menderesten evvel ve Menderesten sonra, bir
Türkiyede hiç kimse kıpırdamadı. Bu bakımdan, asıl dikta idaresini hep reddetmiş olan çevrelerin şimdi gö
ihtilâl nüvesi Menderesin ta kendisidir. Madanoğlunun nül hoşluğu içinde buna benzer bir idareyi destekleme
ihtilâlinden sonra, bir hasbıhalde "Menderesi bir tek sebep leri bahis konusu bile değildir. Son ümit dağın arka-
ten asarım: Bizi, ihtilâl yapmaya mecbur bıraktı!" di sında olsa dahi, dağın aşılıp ümide kavuşulması ta
ye samimi ve ileri görüşlü tarzda dert yanmasının te raftarları Türkiyede ekseriyette olacaktır.
melinde bu vardır. Bugünkü şartlar altında bir İkinci İhtilâl Türki-
Beklenilen olmadı. Menderesin devrilmesiyle, sıkın yeye henüz Merih kadar uzaktır. O halde şartları bizi
tılar bir sihirli değnek dokunmuşcasına kaybolmadı, oraya yaklaştıracak değil, uzaklaştıracak şekilde dü
Kaybolmasına i m k â n yoktu, kaybolmadı. Kaybolması, zenlemenin tam zamanıdır.
Uzun yıllardan beri Türkiyede ilk Amerika bugün, mensubu bulunduğumuz blokun kudretli lideridir, ken
defa olarak bir Başbakan, hem disini temsil ettirdiği kimseleri daha dikkatle seçmelidir. Bir talihsiz
de bir koca partiye sahip Başbakan Büyük Elçinin Türk - Amerikan minasebetlerini nasıl kritik bir safha
bir yere gitti ve orada hayat dur
ya soktuğu ve birden bire bütün Türkiyede, ilk defa olarak kuvvetli bir
madı. Bindirilmiş kıtalar halinde
amerikan düşmanlığının nasıl beliriverdiği hâlâ hatırlardadır. Buna
halk, köyünden kentinden alınıp geti
mukabil ince, anlayışlı ve dost bir başka Büyük Elçinin eski soğukluğu
rilmedi. Sokaklar donatılıp zafer
ortadan kaldırdığı gibi gerek memleketin idarecilerine, gerekse halkın
t a k l a n kurulmadı. Sonradan mezba
ta kendisine Amerikayı ne kadar sempatik hale getirdiği gözlerin önün-
haya satılan develer, danalar koyun
dedir.
lar kurban edilmedi. Hatta. Başbaka
nın partisinin mahalli büyükleri Amerikanın, Türk halkının şu anda nasıl telkinler altında tutul
"Böyle şey olur m u ? Niçin bize ha maya çalışıldığını, dışta ve içte ajanların hareket halinde olduğunu bil
ber vermiyorlar? Halk, şimdi bize kı memesi imkânı yoktur. Bu telkinler, elbette ki sözden ibarettir ve hiç
zacak.." diye sızlandılar. Ama Er- bir söz fiilin kudretine sahip değildir. Ama fiiller, dış görünüşleri iti
zuruma, iki gün süren bir "vazife bariyle de olsa o sözleri doğrular vasiyete gelirlerse en kaba yalanları
gezisi" yapan İsmet İnönü aralarına en akıllı kimselere satmak işten bile sayılmaz. Bir koca vali, kendisine
vazife görmek üzere gittiği kütle ta karşı takınılan tavır karşısında istifayı düşünecek hale geldiğini İsmet
rafından sadece görülmemiş değil, ay İnönü gibi kılı kırk yaran bir devlet adamına naklederse gerçekten ya
nı zamanda inanılmayacak bir sev ralanmış demektir.
giyle karşılandı: Üçüncü Ordunun ko Amerika, şüphesiz ki bizim her derdimizi karşılamak, her ihtiyacı
mutanları ve subayları! mıza koşmak zorunda değildir. Bunu yaptığı için kendisine müteşekkir
olduğumuz muhakkaktır. Ama, türklerin çok iyi bildiği meşhur "Diyet"
Parti büyükleri ancak ziyaretin
hikâyesini, gönül ister ki amerikalılar da şöyle bir okuyup üzerinde dü
ikinci günü kendilerini gösterdiler.
Kandillideki tatbikata gidilmişti. şünsünler.
-Kandilli, Yedek Subay kuralarında Bu onların, sâdece Türkiye değil, dünya politikalarını tanzimde ve
'yürek hoplatan bir isimdir. Orayı çe bilhassa halklarla münasebetlerinde çok işine yarayacaktır.
kenler önce Boğaz sahillerini hayal e-
İnönü tatbikatın seyrinden son dere Başbakan İnönü, kürsüden kısa ve kendisine hayretler içinde bakan
ce memnun kalmış, yapılanları bir konuşma yaptı ve birlikleri tebrik Özel Kalem Müdürüyle henüz uyku
beğenmiş ve kumandanlara harekâtı etti. Onlara sevgisinden bahsetti. Da sersemliğini üzerinden atamamış ga-
överek onları takdir etmişti. Grup ha sonra, 6. Zırhlı Tugayın misafiri zetecilere gülümsedi. Başbakanın,
geri dönmek üzere hazırlandı. Ancak olarak öğle yemeğine kaldı. bir saat evvelki halini bilen ve ken
tatbikata iştirâk eden birlikler Başba Sessiz ve derin disiyle gezi boyunca dolaşanlar, İnö-
kanı geniş bir sahaya yayılmış bekli Başbakan İnönü, başkente dönmek nünün dipdiri, dinç ve neşeli duru-
yorlar ve tatbikat hakkındaki inti üzere Erzurum hava alanına vasıl munu görünce hayret etmekten ken
balarıni öğrenmek istiyorlardı. olduğunda saatler 15'i gösteriyordu. dilerini alamadılar. Başbakan, özel
Konvoy, tatbikat sahasından ay Alanda bir tören kıtası bütün şaşaa- askeri uçak Erzurumdan saat 15.10
rıldı ve Kandilli istikametine yola çık sıyla Başbakanı uğurlamak üzere sıralarında havalandıktan biraz son
tı. Yollarda, geniş, yüksek otların bekliyordu. İnönü bekleyenlere sevgi ra divana uzanmış azami 40 dakika
kümelendiğini görenler evvelâ bu bit dolu nazarlarla baktı ve tören kıta sonra da derin bir uykudan uyan-
kilerin durumunu kavrayamadılar. A- sının dağıtılmasını, uğurlama yapıl mışçasına dinlenmiş, enerjisini yeni-
ma bir a r a 6. Zırhlı Tugayın bir bö masını istemediğini belirtti. den kazanmış olarak ayağa kalkmış
lüğü konvoyun önünü kesince mesele İlgililer telâşlandılar. Alelacele tı. Uçağın diğer bölümünde, yere se-
yi kavradılar. Yolda rastlanılanlar, sahayı boşalttılar ve 15 - 20 Jandar rilen şiltelere uzanan genç gazeteci
kamufle edilmiş birliğe ait tanklar ma erinden müteşekkil bir takımla a- lerden pek çoğu henüz uykularından
ve toplardı. Birlik bir tören kıtası gü landaki emniyet tedbirini alarak, uyanamamışlar, uyananlar da kendi
zelliğiyle yolu kesmiş, geniş bir sa Başbakana durumu ilettiler. lerini toplıyamamışlardı.
haya yayılan birliklerle Başbakan İ- İnönü, ÇKB 59 askeri uçağa, su ÇKB 59'un birinci kısmında bu
nönünün yapacağı temasın ilk kade bayların uğurlayıcı selâmları arasın lunan divanın tam karşısına gelen
mesini teşkil etmişti. da bindi. küçük masayla iki koltuğa yönelen İ-
İnönü ve kumandanlar bu mevki ÇKB 59 Erzurum semalarında nönü, bir müddet pencereden aşağı
de otomobilden indiler. Öndeki jipe İ- kaybolmağa, noktalaşmaya başladı yı seyrettikten sonra, kendisine doğ-
AKİS, 16 TEMMUZ 1962
9
YURTTA OLUP BİTENLER
ru eğilen özel Kalem Müdürüne ku ber, meseleyi bilenler üzerinde çok diği sözü bir saat sadakatiyle yeri
lak verdi. Özel Kalem Müdürü, di müsbet tesir yapmakla kalmadı. Ken ne getirmiştir. İlgililere ve yabancı
ğer taraftan kendilerini toparlamış o- di hallerinde, etrafı velveleye ver- uzmanlara verilen - zaman bakımın
lan basın mensuplarının bir dileğini meden, sessiz sedasız çalışan bir çok dan - sözlerin hepsi vaktinde yerine
Başbakana İletiyordu. Gazeteciler, u genç adamın da neşesini arttırdı. getirilmiş, 5 Yıllık Kalkınma Plânı
çakta alaminüt bir basın toplantısı Bunlar çalışmalarına biraz daha hız ma merhaleleri söylenildiği günlerde
talep ve Başbakandan Erzurum ge verdiler. Aylardır süren kesif faali hazır olarak ilgililere sunulmuştur.
zisi hakkında birkaç söz rica ediyor yetleri sonucu, bedenlerinde husule Şimdi bir başka ve sonucu elde
lardı. İnönü, yol arkadaşlarının tek gelen yorgunluğu birden atıverdiler etmek için nihai merhaleye geçilmek
lifini reddetmedi. Küçük masanın et" ve yeni bir şevkle çalışmağa koyul tedir. Yüksek Plânlama Kurulu, 5
rafına Başbakan ve gazeteciler çep- dular. Yıllık Kalkınma Plânı üzerinde ça
cevre sıralandılar. Uçağın gürültüsü Odalardan odalara kâğıtlar dolaş lışmalarına önümüzdeki hafta içinde
konuşmalara mani oluyordu. Ama Baş tı. Genç kafalar başbaşa verip isti başlıyacaktır. Çalışmalara bizzat
bakan ve basın mensupları o derece şarelerde bulundular, binlerce raka Başbakan İnönü başkanlık edecektir.
birbirlerine yakın, o derece kafaka~ mın altı üstüne getirildi, varılan so Başbakan bu meseleyle yakından il-
yayaydılar ki konuşulanlar biraz güç nuçlar bir kenara not edilip, yeniden gilenmektedir. Bakanlar Kurulundan
te olsa işitilebildi. bir başka incelemeye başlandı. seçilen diğer üç Bakan ise Başbakan
İnönü gezisi hakkındaki intibala Yardımcılarıdır. Alican, Dinçer ve
Devlet Plânlama Dairesindeki bu Feyzioğlu çalışmalara katılacaktır.
rını şöyle özetledi: yeni hız boşuna değildir. Bir kere, 5 Devlet Plânlama Dairesini ise, meş
"— Kısa gezimde Erzurumda Yıllık Kalkınma Plânının dış finans hur kuartet temsil edecektir. Müs
Erzurumu merkez sayabileceğimiz manım teinin edecek teşekkül, he teşar Osman Nuri Torun, Koordinas
lir bölgenin bugünkü durumunu gör- men hemen kurulmuştur. Faaliyete yon Dairesi Başkanı Ayhan Çilingi-
meğe çalıştım. Genel olarak âsâyiş geçmesi an meselesidir. Türkiyenin roğlu, İktisadi Plânlama Dairesi Baş
ve, sosyal ve ekonomik meseleler Ü- kalkınmasına yardım edecek olan kanı Atilla Karaosmanoğlu ve Sos
zerinde öğrendiklerimi Hükümete nak teşekkül ve devletlerden müteşekkil yal Plânlama Dairesi Başkam Ne
ledeceğim. Atatürk Üniversitesinin Konsorsiyum, 5 Yıllık Kalkınma
alini ve meselelerini yerinde gör- jat Erder teknik elemanlar olarak
Plânının dış tediye açığını kapamağa çalışmaların büyük yükünü çekecek
düm." matuf bir faaliyete girişecektir. Bu lerdir.
Biraz duraklayıp, uçağın motör nun birinci merhalesi, Türkiyenin
5 Yıllık Kalkınma Plânının son ha
seslerini dinledikten sonra Başbakan kalkınmasıyla ilgili plân olduğuna gö
zırlıklarının, bu kesif çalışma sonu
sesini yükseltti ve devam etti. : re elbetteki sessiz sedasız çalışan
cunda Ağustos ayı ortalarında bitme
"— Bilindiği gibi Atatürk Üni Devlet Plânlama Dairesinin omuz
a
si beklenmektedir. Ancak Meclisin
versitesi henüz oluş halinde. Ama.şim larına gene büyük bir yük yüklen tatile girmiş bulunması meseleyle ya-
diden istifade edilebilecek bir duru- mektedir. Plân uzun zamandan beri kından ilgili bulunanları biraz endi
ma gelmiş." hazırlanmış, yabancı uzmanların da şeye düşürmüştür. İşin başından be-
Başbakan, bundan sonra gezisi- katıldığı bir toplantıda - 18 - 22 Ma ri Başbakan İnönüyle beraber Plân
cy
nin en önemli konusuna temas etti ve yıs - son rötuşları yapılmıştır.' Plân üzerinde çalışan ve yabancı uzman
ileri tatbikatla ilgili olarak: lama dairesi zaman bakımından ver* larla yapılan temaslarda, yabancı
"— Gezim, askeri eğitim ve t a t - devletlerle gerekli görüşmelerde bulu
bikat mevsimine rastladı. Kıtaları, o- nan Turhan Feyzioğlu bu konuda
tatbikatını ve arazi üzerindeki tat biraz endişeli olanlar arasındadır. Ay-
bikatı ayrı ayrı gördüm. Cidden tak rıca Devlet Plânlama Teşkilâtı tek
bikatedilecek şeyler. Eğitim, şevki ada nik elemanlarında da bu endişeyi gör
ve teçhizatın durumundan mem- mek mümkündür.
pe
Üç cephenin üç sloganı
a
p i y a s a y ı doldurmuş "İdealist ge- Bir başka takım aydın, bir baş devrimleri artık halka rağmen de-
çinen şerirler"i bir tarafa bıra ka havadadır. Onların prensibi, ğil de halkla beraber muhafaza et-
kınız. Bunlar, demokratik rejimin "Halkla beraber, halka karşıdır". menin mahzuru nedir? Elbette ki
aleyhinde olsun da hangi telden ça Bunlar, kendileri pek âlâ okumuş böyle yumuşak tutum geri kalan
cy
larsa çalsın herkesi makbul sayıp oldukları halde halktaki en geri, en yüzdeyi de ortaya çıkarmaktadır.
bağırlarına basan ve onlarla birlik süfli hisleri, temayülleri istismar Bu yüzde gürültü de yapmakta ve
te cepheler kuranlardır. Sağcısın ederek onu iptidai durumda tutma nisbetini arttırmaya çalışmaktadır.
dan solcusuna, ırkçısından sözümo- ya çalışanlardır. Bu takım, milli Ama, fiilen artıyor m u ? Bunu söy
na sosyalistine, darbecisinden ser menfaatlerin karşısındadır ve çe lemek için pek karamsar olmak lâ-
güzeştcisine fikir alanının ayak ta şitli siyasi partilerin içindedir. Ken zımdır. Suyun altında yatanın su
kımı şimdi bu cephede birleşmiştir. dilerine "Halkın partisi" adını ver- üzerine çıkmasıyla, suyun üstünde
Bunlar kin saçıyorlar, hırs sayıyor mekten çekinmemektedirler. Aslın bir yeni tabakanın belirmesini bir-
pe
lar, gayız saçıyorlar ve bilhassa ça da halk, ihtirasları ye çıkarları için birine karıştırmamak lâzımdır.
lımlarından olmuş bulunmanın, uğ verimli bir yatırım sahasıdır ve onu Devrimleri her şeye rağmen kabul
radıkları hezimetin tarifsiz acısını ruhsuz, cansız muhafaza etmek tek etmemiş zümreler mevcut olmasay-
terennüm ediyorlar. Onları bir ka- gayeleridir. Kültürün düşmanı ve di belki D. P. iktidara dahi gele-
lem geçelim. ağanın dostu, huzurun düşmanı ve mezdi. Ama bir süre, devletin ta-
Asıl, üç ana fikir siyaset haya karaborsacının dostu, gerçeğin düş kendisi, adeta bütün imkânlarıyla,
timizi tesir ediyor. Bir takım aydır manı ve yalanın dostu bunlardır. en azından bütün müsamahasıyla
"Halka rağmen, halk için" prensi Halk ilerleyemediği müddetçe, hal devrimlerin aleyhinde vaziyet al
binde birleşiyor. Bu temel, bundan ka dayanarak kendileri ilerleyebi- dığı halde "Halkla beraber, halk i-
kırk yıl önceki devrimlerimizin fel leceklerdir. Bunlar, büyük kütlele- çin" prensibinin savunucuları mü-
seferidir. Atatürk reformlarını, bun rin afyon yutturucularıdır. cadeleden başarıyla çıkmışlardır.
dan kırk yıl önce başka bir temel Bir de, şimdi ekseriyette olan Şimdi, üstelik Hükümetin başı dev
üzerinde yükseltmek imkânı yoktu ve kudreti elinde tutan "Halkla be rimci olacak ta, devrimler prim ve-
Harf inkılâbı, medeni kanunu kıya raber, halk için" prensibinin taraf- recekler! Bu ihtimali varit görebil
fet kanunu, Hilâfetin ilgası, laik 'tarları var. Bunlar, devrimlerin mek için, ya pek saf, ya da aşırı
lik.. Bunlar hep, kırk yıl öncek kendi hayatiyetlerini bizzat göster- karamsar olmak lâzımdır.
Türk halkının iyiliği için Türk hal meleri zamanının geldiğine inanan- Siyasi parti olarak C. H. P. nin
kına rağmen girişilmiş hareketler lardır. Bir devrim, kırk yıl sonra solunu aradığı şu sırada, "Halkla!
dir. Eğer Atatürk o reformların kendi kendine yaşayamayacak hal- beraber, halk için" prensibi Kema-
bu temel üzerine değil de halkayı deyse toplum için bir mâna ifade list partinin ve bilhassa onun, ida-
üzerine kurttaydı oyların yüzde be etmiyor demektir. Bugün harf ın- reyi ele almaya hazırlanan genç,
şini alır mıydı, bilinmez. Ama onu kıtabını ve medeni kanunu, laikliği idealist grubunun tezi olmalıdır. Bu
nu, hor halde alamazdı. Bahis konu ve kıyafet kanununu referandum gün memleketin sağlam k u v v e t l e -
su takım şimdi, aynı yolda ısrar e- konusu yapınız. Bu devrimlerin yüz rine, Orduya ve Gençliğe, Basının
dilmesini istiyor. Bazen öylesine de ellinin üstünde ey toplayacağı geniş ekseriyetine hakim olan bu i-
heyecanlanıyor ki, devrimlerin bü hususunda eli ateşe sokmanın en u- nanç bir politika platformu olarak
yük tatbikçisi İsmet Paşanın bile fak tehlikesi yoktur. İçlerinden bir benimsendiği takdirde C. H. P. yep-
Atatürkçülüğünden şüphe ettiğini kısmı, yüzde seksenin üstünde iti yeni bir dinamizmle millet hizme-
söylüyor. bar görür. O halde, halk için olan tinin ön safındaki yerini alacaktır.
YURTTA OLUP BİTENLER
leri sırada, sadece parti kuracakları
nı değil, kuracakları partinin mutla
ka iktidara geleceğini büyük bir ca-
kayla her önlerine gelene ilân ediyor
lardı. Fakat, güvendikleri dağlan
karlı bulmakta gecikmediler.
biliniyordu. Genç ihtilâlci -Kabibay ih duğunu bir kere daha belirtti ve kim Albayın heyecanı daha da arttı. Göz
tilâlci olduğunu sık sık tekrarlamak lerle temas ettiğim söylemekten dik leri dolu dolu oldu. Bu arada bir ga
t a n hoşlanmaktadır-, İstanbulda ve katle kaçındı. Zira Kabibaya göre a- zeteci :
Ankarada yaptığı temas ve görüşme ralarında birçok profesörün ve aydı "— Bir şeyler söyleyecek misi
lerin son derece faydalı olduğunu söy nın bulunduğu bu zevatı "Deşifre" niz?" diye sordu. Aydemir bu suale:
lemekten çekinmedi. İstanbula "ger etmek istemiyordu. "— Ne söyleyeyim kardeşim. Biz
çek hava "yı görmek için gelmişlerdi. Bir başka cephe demir gibiyiz" diye cevap verdi ve
Muhtelif teşekküllerin temsilcileri ile 14'lerin nabız yoklayıcıları Kabibay sonra donuk gözlerle ilâve etti:
muhtelif meslek mensupları ve aydın ve Baykal haftanın sonunda inti- *•__ Görüyorsunuz işte! Allah kim
larla uzun boylu görüşmeler yap balarının bilânçosunu hazırlarken bir seyi bu duruma düşürmesin". Bunu
mışlardı. Kabibay : başka talihsiz teşebbüsün, kendinde söylerken hali hiç de demire benze
"— Edindiğim intibaları kıymet hayali kuvvetler vehmeden temsilcisi miyordu. Hakikaten Aydemirin söyle
lendireceğim" dedi. "İntibaları kıy Talât Aydemir de bir gün güvendiği yecek bir şeyi yoktu. Kendinde haya
metlendirmek"ten, Kabibayın, bir ra dağlara kar yağdığını hissetti ve ken li kuvvetler vehmetmenin tabii ne-
por hazırladığını imâ etmek istediği disini Ankara Merkez Cezaevinin de ticesiyle karşı karşıyaydı.
anlaşılıyordu. mir parmaklıkları arkasında buldu. Aydemirin tevkifi, 14'lerin tem
Şehir içinde yapılan bir otomo Hikâye. Aydemirin bir Donkişot silcilerinin başkentte bulundukları
bil gezisi sırasında Kabibay, 14'lerin edasıyla basına verdiği bir yeni beya bir sıraya rastladığından bir muayyen
bir "gaye"leri olduğunu ifade etti, fa natın gazetelerde intişarıyla başladı. çevre iki grup arasında arzuladığı iliş
kat bu gayenin ne olduğunu söyleme Pazar günü patlatılan beyanatın ak kiyi kurmağa çalıştı.
di. Genç ihtilâlciye göre, işbaşında bu si, haftanın ilk günü 22 Şubatçı Ay 22 Şubatçıları tutan bir. kısım
lundukları sırada bu gayelerini tabak demirin Ankara Savcılığına davet e- basın makaleler döktürmeğe koyul
kuk ettirmeye çalışmışlar fakat ken dilmesi şeklînde oldu. Saat 14.40 sıra du.. Hele bir hâdise işleri daha
dilerine "çelme" takılmıştı. Kabibay larında Aydemirin evine gelen iki si karıştırdı. Aydemirin bir Hava lisesi
bunları anlatırken, yanında oturan vil polis, emekli albaya refakat etti öğrencisi olan oğlunun, babasına tak
Ruhi Soyuyüce, ihtilâlcinin sözlerini ler. Aydemir ve beraberindekiler An dim etmek üzere getirdiği buketin ü-
tasdik ettiğini belirtti ve 22 Şubatçı- kara H. 15444 numaralı siyah otomo- zerine maksatlı olarak yerleştirilmiş
a
cy
pe
ğı bildirildi, 2 dakikalık bir konuşma lâzımdır" diyen İnönü bütçenin bu ka "— Parti Genel Başkanı olarak,
yapması rica edildi. İnönü neşeli bir dar olduğunu, bu sebeple dış finans hareketlerimiz partinin ilgili merci
şekilde bu arzuyu yerine getirdi. Sa mandan temin edilenin yanında iç fi lerinin kontrolu dışında cereyan et
at 10.35 de Genel Başkan İnönü üst nansmanın da gerekli olduğunu ifa memektedir. Bütün parti teşkilâtı ve
salanda yerini almış ve toplantıyı aç de etti ve : Hükümette demokratik nizamın ko
mıştı. C. H. P. Genel Başkanı gazete "— Mesele bunu bulmakta" dedi. runması için gerekli inanç mevcuttur"
ciler dışarıya çıkarıldıktan sonra ilk Sonra da sanayi kurmanın güçlükle dedi. Ali İhsan Göğüş ise partinin ba
sözü aldı ve konuşmaya : rinden bahsetti : sınla olan münasebetlerine değindi ve
"— Hepiniz biliyorsunuz ki dün Er- "— Ben Rusyayı gezerken Stalin basına objektif bilgiler verilmesinin
zurumdan geldim. Edindiğim intiba gezdiğim bir otomobil fabrikası için lüzumunu savundu. Bir evvelki gün
lar Son derece müspettir" diyerek baş cehalet yüzünden maliyetine 4-5 mis parti içi meseleler karar altına alın
ladı ve sonra intibalarını nakletti. li para sarfedildiğini söyledi. Yaban dığından haftanın sonundaki cumar
Türk ordusunu övdü, gördüğü tatbi cılar plân olmadan para vermezler tesi günü son toplantıyı müteakip
kattan bahsetti. İsmet Paşanın C. Plân olmadığı zaman da, geçmişteki yayınlanacak tebliğ için bir komite
H. P. Meclisine verdiği izahat saat gibi büyük hatalar olur" diyerek ko teşkil edildi. Komitede Turhan Fey
12.30 da sona erdiğinde C. H. P. Mec nuyu plân ve programın zarureti e- zi oğlu. Cihat Baban ve Emin Paksüt
lisi pek çok konuda aydınlanmıştı. Ni sasına bağladı. bulunuyordu.
tekim daha sonra başka söz alan ol İnönüden sonra hatipler konuş İç meseleler
madı ve saat 16'da toplanılmak üzere mağa başladılar. İlk söz Cemil Sait Asıl parti içi meseleler ise haftanın
ri ortada bulunduğuna göre itiraz 15 Ekimin havasını elleriyle ve sâ lülerin muhakemesine gidiliyor, in
kaldırır tarafı kalmamıştır. Yassı dece gafletleri dolayısıyla yarattı sanlık duyguları gerçekten galeya
ada duruşmalarında bir kaç büyük lar. na getiriliyor? Akıl mıdır b u ? Bun-
meseleyle yetinilecek yerde Komi Bugün, onlar iktidarda değil. A- da, kırk paralık halk psikolojisi an
tenin o ziyadesiyle meşhur "Halk ma ne görüyoruz ? Ölmüş adamla layışı var mıdır ? Ölü, asılmış ve
Psikolojisi'' anlayışı yüzünden -bu rın, haksız iktisap dâvaları gene cezasını çekmiş adam dâva edilir
anlayış, sâdece bir koca sıfır almış görülüyor! Boş sıralar, reklâm me mi? O isimler gene mahkeme huzu
tır- Köpek Dâvaları, Bebek Dâva raklıaı avukatların poz poz resim runa getirilir mi?
ları, Değirmen Dâvaları umumi ef leri, bedavadan beslenen bir propa Şimdi denilecek ki, hukukun ba
kârın gözü önüne sürüldüğünden ganda ve tahrik edilen merhamet zı zaruretleri vardır ve bunlardan
infial hissinin yerini zamanla acı hisleri.. Yassıada macerasından bir kurtulmak imkânsızdır. Eğer hu
ma hissi almış ve saatlerin ibreleri yıl sonra tekrar bu hatayı işlemek kuk, hayatın dışında bir mefhum
suçluların lehine işlemiştir. Hele içtin Türk milletini hiç tanımamak sayılıyorsa bu parlak mazerete söy
İhtilâlden bir yıldan fazla zaman kâfi değildir. Hatalardan da hiç lenecek söz bulunmaz. Ama huku
sonra Radyolarda, haksız iktisap ders almamak lâzımdır. kun böyle bir hususiyeti yoktur.
bahanesiyle bir küfür kampanyası Menderes hakkında, haksız ikti- Ölmüş kimselerin dâva edilmeme
nın açılması hapiste bulundukları saplarıyla ne ispat edilmek istenili si, pek âlâ kanun yoluyla mı, usul
için kendilerini savunamayan mari yor? Hırsız olduğu mu? İnsaf edi yoluyla mı, bir yoldan önlenebi
fet sahipleri üzerine şefkat kana niz, bir Örtülü Ödenek dâvası gö lir.
dının gerilmesine sebep olmuş rülmemiş midir ve orada her şey Emin olunuz, bundan dolayı şu
tur. ortaya dökülmemiş midir ve ortaya anda ellerini uğuşturanlar ve mem
dökülenler o sırada gerçekten te nunlukla Mintanlar kütlelere dönüp
Bir devrin idarecileri ancak bu sir etmemiş midir ? Ama tesir kimin bu gafı istismar edenler, gürültüsü
derece basiretsizlik gösterebilirlerdi. üzerinde olduysa, orada kalmıştır. nü yapanlar, hayırhah görünüp din
Düşünmek lâzımdır ki o sıralarda Bir kör, fanatik zümre buna, rağ dar pozlar alanlardır.
bu mecmuanın bütün sayfaları men hislerini değiştirmemiştir. Men
''yapmayınızlar", "etmeyinizler"le derese dair, Yassıadada açıklanan Ama, kabahat onlarda mıdır
doluydu. Fakat bîr kaç kargayı lardan daha feci, daha utandırıcı ne ki?
D I Ş Â L E M
a
cy
İngilterede gece yarısından sonra devam eden kalkınma faaliyeti
"İş bilenin, kılıç kuşananın"
Demokrasinin ne olduğu ve
ne olmadığı, politikadan ve his koyup seçim mekanizmasını erken cını giymekte güçlük çekmediler.
nin anlaşılıp nenini anlaşılma harekete geçirmenin fayda ve zarar Hâdise, bu yıl içinde sekizinci
yacağı, partilerde doktrinin mi larını ölçüyor.' Kimsenin hatırından defadır ki tekrar olmaktadır. Her
aksiyonun mu önemli sayıldığı, oturup kalmak, ne olursa olsun git seferinde liberaller eski oylarım bir
liberalizmin mi sosyalizmin mi memek veya demokratik rötasyon u- misline yakın a r t t ı r m a k t a İşçiler de
milletlere saadet getirdiği Tür- sülünden başka yollar aramak geçme hafif üstünlük gösterince Avam Ka
diği için ufak çaptaki seçim yarışı marasındaki farkı kapatmaktadırlar.
kiyede ciddi ciddi tartışılırken
sık sık tekrarlanıyor. Gerçi bu fark, öyle ara seçimleriyle
okunacak olan aşağıdaki yası
O ara seçimini, İşçiler kazandılar. kapanacak halde değildir. Ama mem
Başyazarımız Metin Tokerin
Halbuki aynı seçim bölgesinde bir lekette Muhafazakârların oy kaybı
kaleminden çıkmıştır. Metin
önceki mücadeleyi Muhafazakârlar dalgasının hüküm sürdüğü görülmek
Toker, Batı Avrupada bir ay~
rahat bir ekseriyetle galip bitirmiş tedir ve Liberallerle bir nevi işbir
lık incelemelerini İngiltere in-
lerdi. Muhafazakârların yeni adayı liği halindeki Sosyalistler iktidarı,
tibalarıyla kapatmaktadır. Ü-
Mr. Bernard Conelly Güney Middles- pek ciddi şekilde olmasa da tehdit
midimiz bu yazıların, biz kendi
brough'da bu defa 12.825 oy aldı İş etmektedirler.
âlemimizdeyken ve fili el yor
damıyla tarife çalışırken dün çi adayı Mr. Jeremy Bray ise 15.095'i Muhafazakârlar, ancak bu kadar
yanın nereye gittiği hususun- rahatça buluverdi. Muhafazakârların mağlubiyetten sonra bir galibiyet al
bundan evvelki secimde yaptıkları dılar ve Güney Middlesbrough'daki
da AKİS okuyucularına bir u-
8710 oyluk lehte fark uçtuğu gibi, hezimetlerini takiben yapılan bir a r a
fak fikir vermiş olmasıdır.
İşçiler üstüne, kendi lehlerine 2270 seçiminde itibarlarını korudular. An
Geçenlerde İngilterede, bir ara se oy eklemişlerdi. cak, dalganın istikamet değiştirdiğim
çimi yapıldı. İngilterede âdet, Sırın perdesi, üçüncü adayın oy söylemek için vakit henüz erkendir
milletin temsilcilikleri boşaldı mı ları söylenince aralanmaktadır. Gü ve Muhafazakârları yenebilmek için
onları hemen doldurmak. İngilizler, ney Middlesbrough'daki yeni seçim Sosyalistlerin Liberal oylardan büyük
bunda bir çok fayda bulunduğuna i- de Liberallerin adayı 9829 oy aldı. seçimlerde faydalanacakları muhak
nanıyorlar. Bir defa, memleketin si Bu, bir önceki seçimde Liberallerin kaktır.
yasi havası anlaşılıyor. Böylece par sağladığı oyun, bir mislinden fazla Muhafazakârlara karşı, Liberal
tiler, tutumlarını ayarlamak fırsatını dır. Muhafazakâr müşteriler kendi -Sosyalist koalisyonu! Geçen a s r ı n
DIŞ ÂLEM
eskiliklerini bize yenilik diye tavsi dendir ki ingiliz seçim kampanyala riştirip duruyorlar. İngilterenin, im-
ye eden ve okudukları, "Sosyalizmin rında Liberallerle Sosyalistler Muha paratorluktan arta- kalan meşhur
el kitabı"nı geçmeyen bizim salon fazakârlara karşı birleşmekten çe Commonwealth'i var. Müşterek Pa
aydınlarının kulakları çınlasın.. kinmiyorlar ve buna hiç kimse şaş zara, kuyruğunda onu. sürükleyerek
mıyor. kabul edilmesi imkânsın. Commou-
Hudutlar kalkıyor wealth'i Buckingham'dâki Taça bağ-
Kadı hızındaki kusur
Demokrasinin beşiği ananeperest Hiç kimsenin şaşmadığı başka bir layan tek bağ ise iktisadi. O bağ çö
İngilterede, Muhafazakârlara kar husus, politikacıların melek ol züldü mü, hissi rabıtanın Avustralya
gı Liberallerle Sosyalistlerin flörtü maması, Demokrasinin kusurlara sa . veya Yeni Zelandayı, hele Hindistan
seçim sandıklarının başına mahsus hip bulunması, politika yapmanın a- veya Pakistanı İngiltereyle bir ara
kalmıyor. Liberallerin lideri tam bir yıp sayılmaması ve oy dâvasının par da tutması artık kabil değil. Buna
açıklıkla. Avam Kamarasında kendi tiler için önem taşıması. Bu dâva ba- mukabil, kurulmakta olan Avrupanın
partisi bir iktidar koalisyonuna gir zen o derece önem kazanıyor ki, tıp dışında bir İngiltere şimdi düşünüle-
me mevkiine büyük seçimlerde gel kı bizde olduğu gibi siyaset adamla miyor. Avrupa, şu veya bu şekilde
se bunu Muhafazakârlarla değil, Sos rı iktidardayken başka muhalefettey mutlaka kurulacak. İngiltere ya o-
yalistlerle yapacağını ilân etti. "Zira" ken başka konuşuyorlar ve bundan nun içinde bulunup söz sahibi olacak,
dedi, "Sosyalistlerin tasavvur ettikle- dolayı hiç bir ingiliz dünyanın sonu ya da dışardan seyredecek ki, o ta
ri İngiltere bize Muhafazakârların geldiği, bu rejimle işlerin yürümeye rafa yanaşmak istemiyor. Amerika
tasavvur ettikleri İngiltereden daha ceği, bir dikta idaresinin kurulup bu da, inandığı ve güvendiği İngilterenin
yakındır." İşte, dünyayı hâlâ katı fi- süfli, müraî, modası geçmiş sistemi Avrupa Birliği içinde De Gaulle
kir ve doktrin bölmelerine ayrılmış temizlemesi gerektiği inancına var Fransası veya Adenauer Almanyası
sayıp memleketlerini bu cendereler- mıyor. na karşı bir fren vazifesi görmesini
den biri içine zorla sokmak isteyen Batı Blokunun vazgeçilmez şartı sa
lerin başlarındaki saçları diken diken Bugün, İngiltere bir hayati me yıyor. Böylece, Londra bir ' bakıma
edecek bir beyan daha.. Sosyalistler seleyle karşıkarşıya ve bu mesele iki cami arasında beynamaz.
Liberallerin, Liberaller Sosyalistlerin . bütün siyaset çevrelerini alâkadar
İngilteresini kendilerine yakın ' bu ediyor: İngiltere Müşterek Pazara Müşkilât bu kadarla kalmıyor. İk
luyorlar! girmeli mi, girmemeli mi? Britanya tidar partisi içinde üç grup var. "Sü-
a
adalarında şu anda iki cephe kurul veyşçiler" Müşterek Pazarın şiddetle
Aslında, bunda şaşılacak hiç bir muş, halde ve i bunlar birbirlerine ve aleyhinde bulunuyorlar. Macmillan
şey yoktur. Bizde liberalizm diye ta
rif edilen bir mektep dünyada kal
madığı gibi, bizim sosyalistlerin sos
cy
yalizmi de Demir Perdenin gerisi
ne sığınmıştır. Salon sosyalistlerimiz
den birinin, Türkiyedeyken eski e-
serlerine ve fikirlerine bakıp göklere
çıkardığı bir ingiliz sosyalistini Lond-
rada görüp konuştuğu zaman düştüğü
şaşkınlık sâdece güldürücü değil,
aynı zamanda ibret de vericidir. Bi
pe
kün sözleri yer almaktaydı. zük hükümleri yerine getirilecektir" vuruyor ve bir 31 Mart zihniye
deniliyordu. Ancak hava kızışınca par ti ortaya fırlıyor.
tiden atılanların hava yatışınca bağı
Türkiye Öğretmen Demekleri Hâdisenin üzerinde duru
ra basıldığı bilindiğinden tebliğ kim
Milli Federasyonunun 15. Temsilciler lacak ve ibretle tesbit edilecek
seyi kandırmadı.
Kurulunun sonuncu gün toplantısı iş tarafı bundan ibaret!
te bu hava içinde nihayettendi. Hedef A. P. Genel Merkezindeki paniğe
Atatürk anıtı idi. Öğretmenler son A. P. nin organları gazeteler de ka
derece vakûr bir şekilde "Dağ Başını tıldılar. Sonhavadis ve Yeni İstanbul
Duman Almış" marşını söyleyerek peşin bir kararla evvela Bozcalıyı
yürüdüler ve kendilerine sataşan, it savunmak istediler, sonra hâdisenin
ham eden ağızlara derslerin en kuv tekzibine giriştiler. Fakat bir defa
vetlisini verdiler. En ilgi çekici hâ olan olmuş, yangın bacayı çoktan
disesi bu olan kongrede pandomim as sarmıştı.
lında haftanın ikinci yarısındaki per
İç meseleler
şembe günü koptu.
Sessiz yürüyüşle sona eren kongre
O gün kongre erken saatlerde. nin asıl meselesi, tabii ki Bozcalı-
saat 8.30 da -mutad kongre yeri olan nın hezeyanı olmadı. Öğretmenler
Hisar sinemasında toplanmıştı. Tam kendi meselelerinin pek çoğunu da
o sırada Başkanlık Divanına gelen karara bağladılar. Evvelâ Federasyon
bir önerge ortalığı karıştırdı. Önerge Başkanlığına rakipsiz aday olarak
de Kayseride bir A. P. kongresinde genç bir öğretmen, C. H. P. milletve
bütün Türk öğretmenlerini komünist kili Şükrü Koç seçildi. Koç, Feyzioğ-
likle suçlayan A. P. nin densiz sena lunu rahatlıkla saf dışı etti. Sonra da
töründen bahsediliyor ve bu çirkin Federasyonun bir sendika hüviyeti
hareketin protesto edilmesi isteniyor iktisap etmesi karar altına alındı.
du. Önergenin okunması biter bitmez, 1963 yılı kongresi, 1962 yılının
salon birden karıştı. "Yuh, kahrol kongresinde en faal elemanlar olarak Ömer L. Bozcalı
sun, kendisi komünisttir'' sesleri salo dikkati çeken Antalya delegelerinin Bir geveze
nu doldurdu. Delegeler ayakta ve ba- şehrinde Antalyada toplanmaktır
DÜNYADA OLUP BİTENLER
Çekoslovakya leyhdarı tutumuna paralel olarak şe
kil itibarile bazı faaliyetlere girişmiş
ce partiden ihraç edilerek teşrii ma
suniyeti kaldırılmış ve "cürümleri"
Başı dertte bir patron ve P r â ğ Meydanında bulunan 6000 dolayısıyla mahkemeye sevkedilmiş-
ton ağırlığındaki Stalin heykelini or tir. Rudolf Barak hazineyi suiisti
Komünist memleketler arasında
tadan yok etmiştir. Çekoslovakyanın mal, parti aleyhine faaliyet, sos
bir müddetten beri yatışmış gibi
en eski komünistlerinden olan Kle- yal eşitliği ihlâl, yabancı ülkelerden
görünen "ideolojik ihtilâflar", bitirdi
ğimiz' haftanın başında Çekoslovak ment Gottwakl'ın muhteşem bir ka kendisi için eşya ve sanat eserleri
ya da yeniden meydana çıktı. Stalinci- birde cam tabut içinde bulunan naa satın almak ve emperyalistlerle iş
liğin kalıntılarından temizlenmesi sı şını çok daha mütevazı bir yere nak birliği yaparak iktidarı ele geçirme
rasında girişilen faaliyetlerde, hiçbir lettiren de Novotny'dir. Ama eski ye teşebbüs etmek gibi fiillerle it
saman Stalin aleyhdarlığı kampan kurt Novotny'nin sinsi bir kurnaz ham edilmiştir. Bu dehşetengiz suç
yasına katılmamış olan küçük Çe lıkla ve Stalin aleyhdarlığı maskesi lamaların sonucunda Barak 20 Ni-
koslovakyanın halihazır idarecilerinin altında, S talini bile imrendirecek si sanda 15 yıl hapse mahkûm olmuş
Stalin devrinde de önemli mevkiler yasi icraata giriştiği de göze çarp tur. Bununla birlikte bu ithamlar,
de bulunmuş kimseler olduğu Krem- mamış değildir. İşte Barak'ın tevkifi Barak'ın uzun müddet Gizli Polis ser
lindekiler tarafından çok iyi bilin de bu sıralara tesadüf etmektedir. visinin başında bulunmasından bi
mektedir. Çekoslovakya Komünist Komünist hiyerarşisinde başarı listifade, Novotny'nin liderliğinde iş-
Partisinin Krutçefin Stalincilikten
temizleme kampanyasına pek yanaş
maması, Moskova için öteden beri cid
dî endişe kaynağı olmuştur. Tabiatıy
la Krutçef, ilk fırsatta Çek Komünist
Partisi idarecilerini tasfiye etmek 1'
Çin pusu kurmuş, beklemektedir ve
a
ilk tasfiye edilecek olanın ise, Cum
hurbaşkanı Antonin Noyotny olaca
ğında hiç kimse şüphe etmemektedir.
Nitekim geride kalan haftanın
cy
başında, sıkı sansüre rağmen gelen
haberler, Çekoslovakyanın Komünist
patronu Novotny'nin başının ger
çekten dertte olduğunu ortaya koy
muştur. Novotny'nin başını derde so
kan mesele ise, geçen 20 Nisanda 15
yıl hapse mahkûm edilen İçişleri Ba
kanı Barak'ın yeniden serbest bıra
kılacağı hakkındaki söylentilerdir.
pe
den sonra meydana çıkacaktır. kılması gereken yükseklik de o kadar de kârlı bir "ticaret" olmadığı anla
büyük olur. şılabilir. Nitekim, tek bir peykin en
Televizyon yıldızı uygun yörüngede bile sâdece 15-30
Bitirdiğimiz hafta fezayla ilgili diğer İşte TELSTAR'ın, bitirdiğimiz dakika faydalı olabildiği düşünülür
bir gelişme, İngilteredeki tele hafta salı sabahı Cape - Canaverai se, kıtalararası ulaştırmayı tam o-
vizyon seyircilerinin Amerikadan, A- deneme üssünden bir Thor - Delta ro larak sağlayabilmek için en azından
merikadakilerin de İngiltereden veri ketinin ucunda olduğu hâlde fırlatı- 50 hattâ 60 Telstar'a ihtiyaç buluna
len televizyon programlarını ânında lışındaki amaç buydu; Aslında proje cağı anlaşılır.
tâkip edebilmelerini sağlayan TEL- nin müteahhidi Bell Telefon Şirketi
Aynı ölçüde bir haberleşmenin 50
STAR, peykinin hizmete girişi oldu. nin özel Surette görevlendirilen 400
denizaltı kablosu döşeyerek yapıl
En azından fezada patlatılan hidrojen işçisiyle, firmanın taşaronu olarak
ması halinde hem işletme emniyetinin
bombası kadar dünya efkârının ilgi çalışan 800 kişinin yardımıyla mey
daha az, hem de bu kabloların tesis
sini çeken bu peyk. bilhassa gelecek i- dana getirilen bu peyk tamamiyle ö-
masraflarının çok daha fazla olacağı
çin büyük ümitler veren başarılı bir zel ve ticarî bir çalışmanın mahsûlü
hesaplandığından, projenin sahibi fi
başlangıçtır. Üstelik, projenin bu de dür. Telstar, Bell Telefon Şirketinin
fa Amerikan hükümetinin değil, ta- lan Amerikan Telefon ve Telgraf
gayretiyle meydana getirilen bir
mamiyle özel bir teşebbüs olan Ame Şirketi bu işi peyklerle yapmanın u-
peyktir. Yalnız fezadaki yörünge
rikan Telefon ve Telgraf Şirketinin fi zun vadede çok daha ekonomik neti
sine yerleştirilmesi- için NASA'-
nansmanı ile gerçekleştirilmiş oluşu ce vereceğini görmüştür. Fakat bu,
nın - Amerikan Feza ve Havacılık 1-
da özel bir önem taşımaktadır. çabuk zengin olmanın yolu değildir
daresinln- teknik yardımına ihtiyaç
ve mutlaka Amerikan Federal hükü
Bilindiği gibi, televizyon yayınları hâsıl olmuştur. NASA bu yardıma
metinin bu işte yardımı şarttır, Ko
teknik gerçekler yüzünden ancak çok karşı, deneme başarıya ulaşsın ulaş
nunun malî yönleri Amerikan Senato
yüksek frekanslı - saniyede 80-100 masın, S milyon dolar alacaktır. Bu
sunun önüne serilmiştir, feza prog
hattâ 1000 milyon titreşim yapan-e- peykten sonra ikinci bir peykin de
ramının bu cephesiyle ilgilenen sena
lektromanyetik dalgalarla yapılmak aşağı yukarı iki ay sonra fırlatılması
törler şimdiden tenkitlerini hazırla
tadır. Bu dalgalar ise,ışık dalgaları planlanmıştır.
makla meşguldürler.
AKİS, 16 TEMMUZ 1962
29
K A D I N
Ankara tadır. Bu aynı zamanda, çocuklarla
meşgul olmak isteyen gençlerin heve
Üzücü bir ayrılış sini arttırmakta, yetişmelerini sağ
Kumral, elâ gözlü, yeşil döpiyesli lamakta ve onlara yaz aylan için bir
zarif kadın küçük binadan çıktı, cep harçlığı da temin etmektedir.
toprak setlerden aşağıya doğru iner Kurslarda ders veren öğretmenler bu
ken birden durdu ve biraz evvel ayrıl işi gönüllü olarak yapmaktadırlar.
dığı binaya doğru dönerek, pencerenin Nermin Streaterin gelecek yıl için-
önünde itişen çocuklara bakmaya baş daha pek çok projesi vardır. Kulüpler
ladı. Çocuklar onu görünce hareketsiz Mamak, Balgat gibi uzak çevrelerde
yayılmıştır, fakat Streater ilkin, nü
kalmışlardı. Bir tanesi, elindeki taşı
mune olarak Aktaşta bir çevre kal
kimseye göstermeksizin yere bırakı
kınması projesinin tatbikine geçmek
verdi ve yüksek sesle ötekilere :
istemektedir. Aktaşta bir Çocuk Ku
"— Ulen, görmüyor musunuz, ca lübü, bir de Yetiştirme Yurdu vardır.
mı kıracaksınız" diye çıkıştı. Nermin Streater. derneklerin işbirli
Yeşil döpiyesli kadın çocuklara ğini temin ederek Aktaşta daha bü
yaklaştı, çok yumuşak, tatlı bir sesle: yük çocuklar için de bir kulüp kur Nermin Streater
mak, anne ve babaları içine alan bir
"— Çocuklar, yakında sizin de, Çocuklar kurtarılmalıdır!
yardım ve faaliyet programının tatbi
küçük kardeşleriniz gibi böyle bir yaz kine geçerek konferanslar, sohbetle?
kulübünüz olacak. Orada resim yapa tertiplemek, çocuklar için futbol ve Birliği Başkam Münevver E r t a n gö
cak, kitap okuyacaksınız. Şimdi kü oyun sahaları, yetiştirme kursları aç revi devralmıştır. Birlik, Çocuk Esir
çüklerin kulüplerini korumak size dü mak amacındadır. Daha büyük çocuk geme Kurumu ile işbirliği yapacak
şer" dedi. ların, küçüklerin kulüplerine daima ve Aktaş projesi de derneklerin iş
Çocuklar sessiz, önlerine bakıyor ziyan verme arzusunu göstermeleri, birliği sayesinde tahakkuk ettirilecek
lardı. Sonra oradan uzaklaştılar. Ye ona bu çocukların da birşeyler istedi tir.
a
şil döpiyesli kadının gözleri yaşar ği, toplumdan birşeyler beklediği i- Derneklerin işbirliği
mıştı. Son defa küçük binaya baktı nancını vermiştir. O gün Aktaş Kulü
Ve uzaklaştı. bünden ayrılırken duyduğu üzüntü İkinci Milli Sosyal Hizmetler Konfe
büyüklere söz verdiği kulübü açama ransında Nermin Streaterin savun
Olay, bitirdiğimiz hafta içinde
cy
mış olmasından ileri geliyordu. Eşi duğu önemli fikir, "derneklerin işbir-
Aktaşta, Çocuk Kulübü binasının ö- liği"dir. Memleket kalkınmasında
nin işi dolayısiyle Türkiyeden ayrıl
nünde geçiyordu. Yeşil döpiyesli ka Devletin her zaman başrolü oynıya-
mak zorundaydı. İngilterede yerleş
dın ise, bu kulüplerin kurucusu Ner
mek üzereydiler. Ama, büyüklere ku cağı muhakkaktır ama, herşeyi Dev
min Streater idi. 1955 yılında çocuk
lüplerinin açılacağım gene de vâdet- letten beklemek yerine, kişisel çaba
lar için yaz kulüpleri açmak üzere
ti. ları Devletin emrine verebilecek şe
çalışmalarına başlamış ve maddi im
kilde birleştirip koordine etmek, Dev
kânları az olan mahallelerde işe koyul
Türkiye Kadınlar Dayanışma letle işbirliği yoluna gitmek lazım-
muştur. Kulüpler, önceleri Çocuk E"
pe
erkek, evde onu hiç oturtmadığının farkında bile değildir. bı kullanmak ta mümkündür. Arka
ları sandal şeklinde açık, topuklu a-
Tatil ve istirahat aylarında ev kadım, normal zamandan daha çok yakkabılar modadır.
yorulur. Daha az konforlu bir yazlık evde çoluk çocuğun istirahatini
teminle çalışır veya bulunduğu yazlık evde eşi - dostu, akrabayı ağır
lar durur. Aile, toplumun çekirdeğidir deriz. Sosyal ve ekonomik ba
kımdan ailenin önemini belirtiriz. F a k a t bu gemiyi yürüten kadının
yaptığı iş, gözümüzde hep hafif içtir. Yapılacak şey bence, ev kadınlığım
mânen yükseltmek ve değerlendirmektir. Kadın dışarda çalışsa da, ev
de yaptığı çok önemli işin hem toplum, hem de yakınları tarafından
gerçekten değerlendirildiğini bilmelidir. Bu, dünyanın 1 numaralı nârin
işçisinin işini bir hayli kolaylaştıracaktır.
A T A Ç
"— Çocuklar, ben hatıra sakla tertip heyetinde bulunmanın mahcu
mağa pek meraklıyımdır. Bakın bu biyeti içinde başını "hayır" makamın-
albümde Kurucu Meclis üyelerinin da sallarken Aksoy tekrar konuştu:
3. Sayısı çıktı! resmi var. Herkese imzalatıyorum.
İyi bir hatıra". "— Konuşma azizim," bu toplantı
Ataç Kitabevi Ankara Cad. 45 Sözün burasında gazetecilerden nın eksiği bu; konuşmasız bir yemek
İstanbul Milliyet Muhabiri Cihan Tokatlı a- tatlı olmuyor vesselâm!"
tıldı ve : Aksoy açıklamasına devanı eder-
AKİS — 396 "— Beyefendi, siz hatıra bakı ken gazeteciler kıs kıs gülüyorlar-
mından pek şanslısınızdır. Bir hükü- dı.
32 AKİS, 16 TEMMUZ 1962
SİNEMA
Festivaller uluslardı. Proğrama göre katılan u-
luslar arasında büyük armağana en
Berlin XII. güçlü aday, Francesco Rosi'nin "Sal
İlkbaharın son ayları ile güzün ilk vatore Guiliano"su ile İtalya, "La
aylarına kadar olan süre içinde Caporal Epingle - Tiringöz Onbaşı"
dünyanın dört bir köşesindeki irili -rejisörü Jean Renoir- ile Fransa,
ufaklı ülkelerde, yine irili ufaklı bir Helmut Kautnerin "Die Rote - Kızıl
takım film festivalleri yapılmakta Saçlı Kadın"ı ile Almanya ve İngmar
dır. Bunlar, boy ve sınıf sırasına gir Bergman'ın "Sasom i en spegel - Bir
mişlerdir. Cannes, Venedik, Karlovy Aynada Gibi"si ile' İsveç idi. A. B. D.
Vary, Moskova ve Berlin A sınıfı; ise şaşılacak bir alaturkalıkla Henry
San Sebastian, Cork. Mar Del Plata, Koster gibi barem dahili bir rejisö
San Francisco ve Edinburg gibileri rün "Mr. Hobbs Takes A Vacati-
ise B ve ikinci sınıf festivaller arasın on - Mr. Hobbs Tatile' Gitti" ile katı
da yer almaktadırlar. Festivallerin lıyor ve -yine şaşılacak bir şey - ya
düzenlenmesinde iki nokta göz önün rışmadan iyi sonuç alacağını umuyor-
de tutulmaktadır: propaganda ve a- du. Gerçi bu umudu Jüri tarafından
lışveriş... boşa çıkarılmadı ve James Stewart
"Mr. Hobbs" la sinema hayatının en
Berlin, şehir olarak iki arada bir kötü oyununu çıkarıp festivalin en
derededir. Ortadan ikiye bölünmüş başarılı erkek oyuncu armağanını Fröbe ve Leuwerik
t ü t ve Batı için de, Doğu için de bir kazandı. Sürpriz James Stewart'la Başka hava çalan rejisör
çıbanbaşı durumundadır. Batılılar da bitmiyordu. Jüri, en iyi erkek o
ve Batıdan yana olan Almanya, Ber yuncu armağanını James Stewart'a
lin üzerine bütün dünya halkoyunun vermek ve festivalin en iyi yarışma Selznick armağanının da gerçekte bir
ilgisini çekebilmek amacıyla her yıl filmi Ruy Guerra'nın "Os Cafajes- "mavi boncuk armağanı" olduğu bu
oniki gün süreli bir film festivali dü tes - Kötüler"iyle -Brezilya- Susumu yıl ve beklenmedik bir şekilde anla
zenlemektedir. Berlin Festivali için Hani'nin "Mitasereta Seikatsu-Yine şılıverdi. Oyuncu olarak Alec Guin-
önemli olan, bir sanat ve panayır de Yaşamak"ına hiç bir armağan ver ness, rejisör olarak David Lean ve
gösterisi olmaktan çok, kendisinin memek suretile, işlediği günahlarını, film olarak da Cayette'in "Ren Ge
a
ve durumunun sözünü ettirebilmektir. bu kez hiç hesapta olmayan birini, çidi" armağanları kazandılar. Ca-
Bunda da az çok bir başarıya ulaş armağandan ve jüriden iyiden iyiye yette ve filmi için kimsenin birşey
maktadır ama, durumu ve bu t ü r bir umudu kesik Francesco Rosi'yi, en demeye hakkı yoktur ama, bayram
propagandaya araçlık etmenin yer başarılı rejisör seçerek ödemeye ça değil seyran değil hesabı, Guinness
cy
sizliğini kavrayan uluslar, yavaş ya lıştı, ile David Lean'e niçin, neden ve han
vaş Berlin Festivalinden ellerini e- gi film ile hangi filmdeki rolünden
teklerini çekmekte ve Berlin, birinci Bir başka şaşırtmaca da, 1962 Da- ötürü veriliş sebebi açıklanmadı. Bun
sınıf bir film festivalliğinden çıka vid O. Selznick armağanı dolayısıyla lar kazandılar dendi. Guinness sah
rak, daha gerilere doğru gitmekte ortaya çıkarıldı. Selznick, bir önce neye çıktı, Lean'in de armağanını
dir. Katılan uluslar, yalnızca katıl ki yıl içinde çevrilen dünya ulusla aldı, alkışlara boyun kırıp indi, git
mış olmak için baştan savma filmler rının filmleri arasında karşılıklı ya ti.
le yarışmaya girmektedirler. Usta kınlaşmayı ve iyi niyeti hedef tutan,
amaç edinen filmlerin en değerlisine
larla dinamizm dolu yeni sinemacı ...ve filmler
pe
lar ise filmlerini Berlin yerine, işin armağan vermekteydi. 1962 Selznick
değer yönüne önem veren festivalle armağanı için aday filmleri de Ca- İlgi çekici ve yapısı ile değer yönün
re sokarak yaptıkları üzerine söz yette'in "Ren Geçidi", Rosselini'nin den gayet sağlam. üç festival fil-
ettirmek istemektedirler. "Sahte General"!, De Sica'nin "Çarık minin üçü de genç ellerden çıkmay
lı Kadın"ı, Andrej Wajda'nın "Küller dı. Brezilyalı Guerra, İtalyan Ro3i
Bu yılın Berlin Festivalinin Jürisi ve Elmaslar"ı, Bernard Wicki'nin ve Japon Hani, sinemanın genç ku
de bu kanıyı pekiştirecek bir nitelik "Köprü'sü ve iki Rus filmi "Askerin. şak temsilcileriydiler. Jean Renoir
taşıyordu. İçlerinde ilgi çekici ad o- Şarkısı" ile "Unutulmaz Bir Yaz"dı. eski, Kautner ile Bergman da orta
larak yalnızca bir King Vidor, bir
Dolores Del Rio ve bir Emeric Pres-
burger vardı ki, bunların da sinema
anlayışlarının çoktan modası geçmiş BEŞİKTAŞLI SAATÇİ
ti. Tek önemsenin şey bu t ü r kişile
rin kurduğu bir jürinin ne denli bir
sonuca ve yargıya varacağı üzeri
SÜREYYA DUMAN
neydi. Kuruluşu 1953
Sade suya çorba Tanınmış Markalı Kadın, ürkek Kol ve Masa, Duvar saatleri satışı
Berlin Festivalinin gediklisi iki ulus, ile tamiratı yapılır.
Meksika ile Arjantinden sonraki
uluslar - Birleşik Arap Cumhuriyeti Adres : Şehit Teğmen Kalmaz cad. (eski posta cad) Modern Çarşı
(Mısır), Kore, Danimarka, Hindis Asmakat No. 209
tan, İspanya-, meselâ Fransaya, Al-
manyaya, Amerika ve İtalyaya kar
Tel : 118842 Ankara AKİS — 395
şılık hemen hemen hiç şansı olmayan
AKİS, 16 TEMMUZ 1962 33
SİNEMA
kuşaktandılar. Çatışma da tam bir filmlerinden eksilmiş bir ustalığını soyarak resimlerini çekiyorlar ve bu
kuşaklar ve o kuşakların sinema an taşıyordu. nunla şantaj yapıp para sızdırma yo*
layışları çatışmasıydı. İlk ağızda ye Kautner - "Son Köprü"nün ne luna gidiyorlardı. Guerra, dört kişi
nilen eski kuşaktan Renoir ve filmi dediğini bilir rejisörü- "Die Rote-Kı- lik hikâyesinde neler neler anlatmı
"Le Caporal Epingle - Tiringöz On zıl Saçlı Kadın"da çapraşık, daha yordu k i ! Herşeyden önce, söyleyecek
başı" oldu. Renolr'in adını sinema ta doğrusu çıkmaz bir yolun yolcusuy- sözü olan, kişilerini bir tutumu yan
rihine geçirecek güçte olan ilk film du. Yeni "Yılgınlar Kuşağı"ndan bir sıtmak için büyük bir rahatlıkla kul
lerinden bir "La Grand Ullision-Bü- yazarın romanını sinemaya uygula lanan tam ve gerçek bir sinema kişi-
yük Hayal'in İkinci Dünya Savaşının mış ve aynı eşitlikte bir kafa yapısı siydi. Büyük jürinin -o modası geç
tıpatıp kopyası olan - birincisi Birin na sahip olmadığından da "Kızıl Saç miş sinema anlayışındaki jürinin- Gu-
ci Dünya Savaşı sırasında geçiyor lı Kadın" bir yerden sonra âdeta erra'yı değerlendirmesini beklemek
d u . "Tiringöz Onbaşı" hiç bir yanıy bir "suspence"- filmi olup çıkmıştı. yersia bir umut olurdu. Nitekim Ja
la -oyun, mizansen, anlatım ve ana Böylece eskilerle orta kuşak, festi- pon Yeni Dalgasından Susumu Ha-
espri - olağanüstü bir nitelik taşıma valda yalnızca boy gösterdiler ve ni'nin "Mitasereta Seikatsu - Yine de
dığından, Renoir'a bağlanan umutları gençlerin şansını arttırmaktan başka Yaşamak"ı da aşağı yukarı Guerra'-
nın sinema esprisini sürdürmekteydi.
Hani, bir kadının dünyasını çizmekte,
derinlere inmekte bu tür çabanın tek
ustası Antonioni'den de büyük bir
başarı gösteriyordu. Daha rahattı, da
ha usta bir sinema yapısı kuruyor
du.
Üçüncü ve değişik bir sinemanın
ürünü olan "Salvatore Guiliano",
Francesco Rosi imzasını taşımaktay
dı. Yeni sinemacı kuşağının içinde en
sivrilmişlerinden biri olan İtalyalı si
nemacı, Sicilyanın ünlü haydutu Gu-
iliano'nun hayat hikâyesini füme al
mıştı, onu anlatıyordu. F a k a t bu,
şimdiye kadar hiç bir biyoğrafya fil
a
minde rastlanmayan bir doğruculuk-
taydı. Doğruculuğu ve hikâyesinin si
nemaya uydurulmuşluğu - yâni yap-
macıklığı - bir yana, Rosi'niın seyre
cy
denlere tepeden inme gelen sürprizi,
filme dokümanter bir değer de kat-
masındaydı. Olayı, gerçek olayın geç
tiği yerlerde çekmiş ve mizansenini
öylesine bir şekilde düzenlemişti ki,
film herşeyden önce bir aktüalite ve
dokümanter film yapısındaydı. San
ki Rosi, bir belgeci sıfatıyla, olayın
geçtiği günlerde, kamerası elinde, ne
pe