Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 41

Cümle Bilgisi 8.

Bölüm

CÜMLENİN TANIMI CÜMLE BİLGİSİ


• Öğelerin Dizilişlerine Göre Cümle
Çeşitleri
• Yüklemlerine Göre Cümle Çeşitleri
• Anlamlarına Göre Cümle Çeşitleri
• Yapılarına Göre Cümle Çeşitleri

CÜMLENİN ÖĞELERİ
• Özne
• Yüklem
• Nesne
• Tümleç

İSİM TAMLAMALARI

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 1


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

CÜMLENİN TANIMI
Bir düşünceyi, bir hareketi, bir duyguyu ve bir
olayı tam olarak bir hüküm hâlinde anlatan kelime
grubuna cümle denir.
Cümlenin temel görevi hüküm ifade etmektir.
Bir cümlenin oluşması için bir çekimli yüklem
yeterlidir. Yüklemdeki ekler kişi de bildirdiklerinden,
cümlenin oluşması için gerekli olan ikinci öğe özne de
ortaya çıkmış olur: Yazıyorum. Geliyor. Okuyacak.
Büyüktür. Güzeldir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 2


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Cümleler;
1. Öğelerin Dizilişlerine Göre
2. Yüklemlerine Göre
3. Anlamlarına Göre
4. Yapılarına Göre
olmak üzere dört başlık altında incelenir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 3


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

1. Öğelerin Dizilişlerine Göre Cümle Çeşitleri:


Bu cümleler kurallı cümle, devrik cümle olmak
üzere ikiye ayrılır.
a. Kurallı Cümle: Bu çeşit cümlelerin yüklemleri
sonda bulunur.
"Bir Türk dünyaya bedeldir." (Atatürk)
"Ayağını yorganına göre uzat ". (Atasözü)

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 4


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

b. Devrik Cümle: Pek çok atasözü ve deyimimizde


görülen devrik cümleye eskiden beri rastlanır. Daha çok
konuşma dilinin cümle türü olan ve halk ağzında çok
kullanılan devrik cümle dilimize Batı dillerinden gelmiştir.
Yazı dilinin konuşma diline yaklaştırılması amacıyla Dil
İnkilâbı’ndan bu yana daha çok yer verilmeye başlanmıştır.
Anlatımda monotonluğu gidermek, metne değişik bir
özellik kazandırmak için kullanılan devrik cümlenin fazla
kullanılması anlatımda akıcılığı bozar:
Başaracaksın, biraz daha gayret.
Niçin umutsuz, yüzyılımızın bu ünlü ozanı?

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 5


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Ayrıca şiirde vezin ve kafiye gereği devrik cümleye


çok yer verilir.
"Sana dün bir tepeden baktım aziz İstanbul!
Görmedim gezmediğim, sevmediğim hiçbir yer.”
Yahya Kemal
“Ağır ağır çıkacaksın bu merdivenlerden
Eteklerinde güneş rengi bir yığın yaprak
Ve bir zaman bakacaksın semaya ağlayarak."
Ahmet Haşim

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 6


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

2. Yüklemlerine Göre Cümle Çeşitleri:


Bunlar da fiil cümlesi, isim cümlesi olarak ikiye
ayrılırlar.
a. Fiil Cümlesi: Yüklemi çekimli fiil olan
cümlelerdir:
Dersini çalışan sınıfını geçer.
b. İsim Cümlesi: Yüklemi isim soylu bir kelime
olup, ek fiilin zamanlarından (-dır, -dir, -dur, -dür; -mış,
-miş, -muş, -müş; -de, -di, -du, -dü) biri ile çekimlenmiş
olan cümlelerdir:
Orada hava çok güzeldir.
Babası gibi çalışkanmış.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 7


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

3. Anlamlarına Göre Cümle Çeşitleri:


a. Olumlu Cümle: Bir işin olduğunu, yapıldığını,
yapılacağını, olacağını bildiren cümlelerdir.
“Atatürk’ün, hemen herkesin gördüğü, mektep
kitaplarına kadar geçmiş bir fotoğrafı vardır.
Anafartalar ve Dumlupınar’ın kahramanı, son
muharebenin sabahında tek başına, ağzında sigarası,
bir tepeye doğru ağır ağır ve düşünceli çıkar. İşte
Ankara Kalesi muhayyilemde daima ömrünün en güneşli
saatinde böyle yavaş yavaş çıkan büyük adamla
birleşmiştir." A. Hamdi Tanpınar

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 8


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

b. Olumsuz Cümle: Bir işin olmadığını,


olamayacağını, yapılmadığını veya yapılamayacağını
bildiren cümlelerdir:
İnsanın kendi kendine ettiği kötülüğü başkaları
edemez.
Eğer bir insan çalışmazsa, dürüst olarak
davranmazsa, başarıya ulaşamayacak, çevresi
tarafından da sevilmeyecektir.
Sokakta ne araba ne insan var.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 9


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

c. Soru Cümlesi: Bir işin olup olmadığını öğrenmek


veya bir merakı gidermek amacıyla kurulan sorulu
cümlelerdir.
“Her gün bu kadar güzel mi bu deniz?
Böyle mi görünür gökyüzü her zaman?
Her zaman güzel mi bu kadar,
Bu eşya, bu pencere?” Orhan Veli

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 10


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

ç. Şart Cümlesi: Bildirilen hükmün bir şarta bağlı


bulunmasıdır:
Eğer bizden öncekiler çalışmasaydı, bugün sahip
olduğumuz değerler olmayacaktı. Öyleyse biz de
çalışmalı ve bizden sonrakilere bir şeyler bırakmalıyız.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 11


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

d. Ünlem Cümlesi: İnsanlardaki ani olarak


beliren korkuyu, sevgiyi, şaşkınlığı ve heyecanı dile
getiren cümlelerdir:
"Yürü, hür maviliğin bittiği son hadde kadar!..
İnsan âlemde hayal ettiği müddetçe yaşar."
Yahya Kemal

"Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl!


Olsun artık dökülen kanlarımın hepsi helâl."
Mehmet Âkif Ersoy

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 12


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

4. Yapılarına Göre Cümleler:


a. Basit Cümle: Tek bir düşünceyi, duyguyu, tek bir
olayı anlatan cümlelerdir:
Bugün uçakla İstanbul’a gideceğim.
Arkadaşım geldi.
Basit cümlelerde bir tek çekimli yüklem bulunur.
Bütün öğeleri ile tek yargı bildiren cümlelerdir.
Bu cümleler başka bir cümleyi tamamlayamadıkları
gibi başka cümle tarafından da tamamlanamazlar:
Ayşe bügün derse gelmedi.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 13


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

b. Bağımsız Birleşik Cümle: Her biri kendi


başına bir anlam taşıyan cümlelerin tek bir cümle
oluşturmalarına "Bağımsız Birleşik cümle" denir.
Bağımsız Birleşik cümle; Sıralı Cümle, Bağlı Cümle,
Karma Cümle olmak üzere üçe ayrılır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 14


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

1. Sıralı Cümleler: Birbirine virgül, noktalı


virgülle bağlanan, aralarında anlam ilişkisi bulunan
cümlelerdir. Sıralı cümlelerde özneler, yüklemler,
tümleçler ortak olabilir:
Güzel vakit geçiriyorlardı; yan yana oturmuşlar,
el ele tutuşmuşlar, hep birlikte şarkı söylüyorlardı.
Evde şeker yok, çay yok, ekmek yok, yağ yok.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 15


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

2. Bağlı Cümleler: Tek başlarına bir anlam bildiren


iki cümlenin birbirlerine bağlaçlarla bağlanarak tek
cümle haline gelmesidir:
Sana telefon açtım ama bulamadım.
Pazar günü pikniğe gidecektik fakat yağmur yağdı.

3. Karma Cümleler: Bir sıralı, bir bağlı cümleden


oluşan cümledir:
Bize geldi, içeri girdi ve elindeki paketi yere bıraktı.
O yüzer, golf oynar ve çok iyi ata binerdi.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 16


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

c. Birleşik Cümle: Unsurlardan biri veya birkaçı


kendi içinde cümle özelliği gösteren birleşik cümlede
birden fazla yargı vardır. Bunlardan birisi esas (temel)
cümlenin yargısıdır. Diğerleri ise bu esas cümleyi türlü
yönlerden tamamlar, açıklığa kavuştururlar. Bu tür
cümlelerde esas yargıyı bildiren cümleye “Temel
cümle”; bunu tamamlayan cümleye de “Yan cümle”
denir. Birleşik cümle üçe ayrılır:

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 17


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

1. Girişik Cümle: Yan cümlesi temel cümleye


özne, nesne, tümleç olan cümlelerdir. Yan cümleler
ortaç, ulaç, mastar eklerinden birini veya birkaçını
alarak kurulmuştur:
Sırça köşkte oturan, komşusuna taş atmaz.
Düzenli çalışmak beni başarıya götürdü.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 18


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

2. Şartlı Cümle: Yan cümle -sa, -se şart eki alır.


Esas cümlenin anlamını bir şarta bağlı olarak tamamlar
(bk. Şart Cümlesi):
Bize gelirsen beraber çalışırız.
Param olursa, o kitabı alacağım.
“Artık demir almak günü gelmişse zamandan,
Meçhûle giden bir gemi kalkar bu limandan”
Yahya Kemal Beyatlı

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 19


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

3. “ki” Bağlaçlı Birleşik Cümle: Esas cümleye “ki”


bağlacı ile bağlanan cümleye denir. Yüklemi çekimli
olan bu cümle türü Türkçeye Farsça yolu ile geçmiştir.
Daha çok Hint-Avrupa dillerinde görülen cümle türüdür.
Bakıyorum ki bir yanlışlık olmasın.
Biliyorum ki geleceksin.

“Sular sarardı... Yüzün perde perde solmakta


Kızıl havaları seyret ki akşam olmakta.” Ahmet
Haşim

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 20


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

CÜMLENİN ÖGELERİ
Türkçe kurallı bir cümlede normal olarak özne,
nesne, dolaylı tümleç, ilgeçli tümleç, zarf tümleci ve
yüklem sırası görülür.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 21


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Özne: Cümlede bildirilen eylemi gerçekleştiren


veya yüklemin bildirdiği durumu üstlenen kelimelerdir.
Yahya Kemal İstanbul’u anlatıyor.
Amcamın kızı, üniversiteye giremedi.
Askerler, marş söyleyerek geçtiler.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 22


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

İsim veya zamir durumundaki bütün kelimeler, söz


öbekleri özne olabilir:
Her çeşit üzüntüyü, insanlar yaratıyor.
Sen bir Çukurova, ulu ağaçsın...

Özne, bazen cümlede belirli bir kelime olarak


bulunmaz, yüklemdeki kişi ekinden anlaşılır:
"Buna pek çok sevindim.” Bu cümlede görüldüğü
gibi özne yüklem üzerindeki -im kişi ekidir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 23


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Yüklemi edilgen-geçişli fiil veya fiilimsi olan


cümlelerde özne, belirli bir kelime olarak yer almaz,
yükleminden de anlaşılmaz. Bu tür cümlelerde özne gibi
görünen, gerçekte nesnedir:
"Çamaşırlar yıkandı." Bu cümlede “çamaşırlar”
belirtisiz nesne olmasına rağmen burada özne
görevindedir. Edilgen çatılı yüklemleri olan bu tür
cümlelerde nesne öznenin yerine geçer. Bu öznelere
“sözde özne” denir:
“Birkaç gün sonra evdeki bütün eşyalar satılır.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 24


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

-ıl-ekiyle edilgen hâle getirilen bir fiil geçişsiz ise


bunun yüklem olduğu cümlede özne olmaz:
Yemekten sonra balkona çıkıldı.
Bu sıcakta uyunmaz.
Özneden sonra virgül konur.
Öznenin teklik ve çokluk bakımından yüklemle
uyumlu olmasına dikkat edilmelidir. Bazen bu uyum
olmayabilir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 25


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Yüklem: Bir cümlede öznenin yapmış olduğu veya


yapacağı işi, olayı ve durumu bildiren kelimeye yüklem
denir.
Cümlenin diğer öğeleri yükleme bağlıdır.
Türkçe cümle yapısında yüklemin önemi büyüktür.
Çekimli bir fiil yalnız başına bir cümle oluşturabilir
ve kendisi yüklem durumundadır:
Gelecek misin?
Bilmiyorum.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 26


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Yüklem çekimli bir fiil olduğu gibi, kendisine ek-fiilin


bağlandığı isim soyundan bir kelime de olabilir. Ek-fiilin
sonuna getirilmesiyle yüklem olabilen bu kelimeler,
isimler, sıfatlar, zamirler, mastarlar, edatlar ve zarflardır:
Hava bugün açıktır.
Alacağım kitap budur.
Bunun konusu çok güzeldir.
“Ben bir Türk’üm; dinim, cinsim uludur;
Sinem, özüm ateş ile doludur.” Mehmet Emin
Yurdakul

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 27


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Yüklem, bir unvan grubu olabilir:


Cumhuriyetimizin kurucusu, Gazi Mustafa Kemal’dir.
Yüklem, isim tamlaması olabilir:
Bu konuyu çözümleyecek kişi, bölüm başkanıdır.
Yüklem, durum eklerinden birini almış isim tamlaması
olabilir:
Ali, henüz tren istasyonundadır.
Yüklem, iyelik eki almış isim olabilir:
Söylediklerin aklımdadır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 28


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Yüklem, ek-fiilin hikâyesi ve rivayeti olabilir:


Sınava giren yüz kişi var idik.
Onun da bize gelmeye niyeti varmış.
Yüklemler, isim soyundan kelimelerle veya
onlardan meydana gelen kelime gruplarıyla ek-fiil
arasına "değil" kelimesi getirilerek olumsuz anlam
bildirirler:
Bu yaptığın insanlığa yakışır bir hareket
değildir.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 29


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Nesne: Yüklemi geçişli fiil olan bir cümlede bu


yüklemin etkilendiği varlığı ifade eden kelime veya
kelime grubuna “nesne” denir.
“Güneşin ilk ışıkları ile birlikte İznik Gölü’nü
tanıdık.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 30


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Nesne cümledeki görevinin niteliğine bağlı olarak


ikiye ayrılır:
1. Belirtili Nesne: Öznenin yaptığı işten etkilenen
öğe, belirli bir varlık veya niteliği işaret ediyorsa
belirtili nesnedir. Belirtili nesne cümle içinde belirtme
hâl eki (-ı, -i, -u, -ü) alan kelimelerdir.
“Çocuklar bahçedeki bu ağaçları sulamalıydı.”
“Annem, üşümeyeyim diye pencereyi kapattı.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 31


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

2. Belirtisiz Nesne: Öznenin yaptığı işten etkilenen


öğe, yalın hâlde belirli bir varlığa veya niteliğe işaret
ediyorsa belirtisiz nesnedir.
“Dünya artık savaş istemiyor.”
“Babam bana bir bilgisayar aldı.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 32


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Tümleç:
Yüklemin anlamını çeşitli yönlerden sınırlandıran
kelimelerdir. Tümleçler dolaylı tümleç ve zarf tümleci,
olmak üzere ikiye ayrılır.
1. Dolaylı Tümleç: Cümlede yüklemi yönelme (-a, -
e), bulunma (-da, -de) ve çıkma (-dan, -den) anlamlarıyla
belirten öğedir. Bu tümleçleri bulmak için yükleme kime,
kimde, kimden, neye, nede, neden, nereye, nerede,
nereden soruları sorulur:
Bugün arabaya binmedim.
Şiirlerinde insanlardan umudunu kesmiyor.
Uzun zamandır aradığım kitabı, Yeşilyol’da buldum.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 33


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

2. Zarf Tümleci: Yüklemdeki kavramı; durum,


derece, ölçü bakımından tamamlayan kelimeler veya
kelime gruplarıdır. Yükleme nasıl, niçin, ne şekilde,
neden, neyle, kiminle, hangi şartlarla, ne zaman gibi
sorular sorularak bulunur:
Bu dersi geçen yıl görmemiştik.
Ayşe bu konuyu iyi biliyor.
Hep böyle yavaş konuşur.
Dün okula niçin gelmedin?
Bu örnek cümlelerdeki geçen yıl, iyi, hep böyle
yavaş, dün sözleri zarf tümleci görevindedirler.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 34


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

İSİM TAMLAMALARI

Belirtili, belirtisiz, takısız ve zincirleme diye


ayrılan tamlamalar, ad ve ad soylu kelimelerle; ortaç,
mastar eklerini alarak ad sınıfına gelmiş olan fiillerden
yapılır.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 35


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

1. Belirtili İsim Tamlaması: Bu tamlamayı


meydana getiren kelimelerin ikisi de ek alır:
“Kalem-in ucu, İstanbul’un baharı.” vb.
Belirtili isim tamlamasında sınırlı, kesin ve belirli
bir kavram bağlantısı vardır.
Bu tür tamlamada tamlayan –in, -nin ekini,
tamlanan ise 3. kişi iyelik eki -i ekini alır:
Çimenin yeşiline baktıkça içine yaşama arzusu
doğuyordu.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 36


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

2. Belirtisiz İsim Tamlaması: İki ad yan yana


gelerek yeni bir kavram oluşturur. Bu tür
tamlamalarda, yalnız tamlanan ek alır. Tamlayan ek
almaz:
“İnsan sevgisi, hayvan sevgisi, kısaca yaşama
sevgisi içinde geçmişti günleri.”
“Seninle ilk defa yıllar öncesi bir kır kahvesinde
karşılaşmıştık.”
Bazı yer adları da bu tamlamayla yapılmıştır:
Sultan dağı -Sultandağı, Arı burnu –Arıburnu vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 37


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Belirtisiz tamlamaların çoğu tür gösterir:


Türk bayrağı, okul çantası, kadın eldiveni, süs
eşyası, deniz feneri gibi.
Bu tamlamalara getirilen isinm hâl eklerinden önce
araya zamir "n’si" girer. Kurala göre iyelik ekleri + zamir
n’si + hâl ekleri sırası vardır:
Arıburn-u'n-a, Sultandağ-ı’ n-dan vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 38


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

3. Takısız Tamlamalar: Anlam bakımından


birbirini bütünleyen isimlerin oluşturduğu, tamlanan ve
tamlayanın ek almadığı tamlamalardır.
Takısız tamlamalar çeşitli görev ve anlamların
anlatımına yarar. Tamlayan, tamlanan olan ismin neden
yapıldığını gösterir: yün çorap, pamuk yorgan, çelik
kapı vb.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 39


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

Takısız tamlamada, tamlayan, tamlananın neye


benzediğini mecazlı olarak gösterir: kira dudak, yufka
yürek, dev adam vb. Bu örneklerde de görüldüğü gibi bu
tamlamalar daha çok tür bildirirler.
Bu tamlamalar bazı kaynaklarda sıfat tamlaması
olarak geçer. Bu tür tamlamaların isim tamlamaları olduğu
görüşü daha yaygındır.
Bazen tamlamaları oluşturan kelimeler, kendi
anlamlarından çıkarak birleşik bir kelime oluştururlar:
çanak kale -Çanakkale, çan kaya -Çankaya, baş pınar -
Başpınar, sarı kamış -Sarıkamış.

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 40


Cümle Bilgisi 8. Bölüm

4. Zincirleme Tamlama: Tamlamalar bazen bir


zincir oluştururlar. Unsurlarından biri (tamlayanı veya
tamlananı) yahut her ikisi de ayrı bir isim tamlaması olan
kelime gruplarına zincirleme isim tamlaması veya birleşik
isim tamlaması denir. Bir zincirleme isim tamlamasında
belirtili, belirtisiz tamlamalar da bulunabilir:
“Öğrencilerin çoğunun, Türk dili vize sınavından
iyi not aldığı görülüyor.”

TÜRK DİLİ DERS SUNUMU 41

You might also like