Professional Documents
Culture Documents
8 Cilt
8 Cilt
8 Cilt
ISL~, • •
TARiHi
•
Thnü'l-Esir
El Kamil Fi't- Tarih Tercümesi
Bahar
Yayınları
.. .
., .
IBNÜ'L-ESIR
İS LAM TARİHİ
EL-KAMİL Fl'T-TARIH TERC0MESt
Sekizinci Cilt
Çeviren:
Da·. Ahmet AAırukçn
Redaktör:
Osman Başpehlivan
Beyazsaray zemin kat no. 25
Tel : 527 60 03 Beyazıt - 1stanhu1
Di1.gi - Tertip - Bnskı :
RENK-iş OFSET -1991 TEt.;5779174
İÇİNDEKiLER
HlCRETIN tKl YÜZ DOKSAN BEŞlNC! (M. 907-908) YTU OLAYLARI........ .. ....... ... ..... ..... .... .. 13
İsmail b. Ahmedes-Simini'ni.n Vefau ve Oğlu Ahmed'i.n YerineGeçmcsi. .. ..... ,.. . ............. ..•.. 13
el-Müktefi'nin Vefan.. .. ............. ........ .... ..... .. .. .. ........... .... ..... ... .... .. .. .............. .... .... 15
el-Mulctedir Billah•ın Halifeliği .. . .... .... . ... . . .... ..... .... ....... ... ........ .... . .... ...... . .. . .. .... . ....... 15
Çeşitli Olaylar..... ..... ... ......... .................... ................ ...... ........... .................. ......... 17
HICRE111N IKl YÜZ DOKSAN ALTINCI (M. 908-909) YILI OLAYLARI ........ ........ ..... ........... . 19
el-Mukıedir'in HaJ•i ve lbnu'l-Mu"ıe:ız'in Hilafete Getirilmesi ... ...... ...... ...... ... . ........ ..... . .. . ... 19
Örnek Ola.ca.lc Bir Hadise ................... .......... .... ...... ............ .. ... .... ......... ,.... ........ ... ..... 22
Ebu Mudar'ın lfrikıyye Va)iliğine Geçişi, Irak'a Kaçışı ve Yaptıkları. . . ... . ... .... .. .. .. ... . ...... . ... .. .. . 23
Kuzey Afrika'da Alevi Devletinin nk Kuruluşu.. .. . .. ... . ... . . .. . ..... ... ......... .... . .. . . . ... .... .. .... . .. . 25
Ebu Abdullah eş-Şiınin Mağrib'e Gönderilmesi. ..... ..... .. .. ............ .. ... ...... ......... ................ 30
Ebu Abdullah·ın Mile Şehrini Ele Geçirmesi ve Bunun Sonunda Mağlup Olması . . . .... . ........... . . ... 33
Ubeydullah el-Mehdi'ni.n EbG Abdullah eş-Şii ile İrtibat Kurup Sicilmasa·ya Gitmesi .. . ... .. .. .. . . .. .. 34
Ebu Abdullah eş-Şiınin Ağlebi Devletini lsıila Etmesi ve ZiyadcıuUah'ın Kaçışı .. . .. . .. .. .... . ... . ... . . 38
Ebu Abdullah'ın Sicilmiisa·ya Gidişi ve Mehdi'nin Zuhuru ..... ...... ...... ..... ... ....... .. .... ............. 44
Ebu AbduJlah eş-Şüile Kardeşi Ebu·l-Abbas'ın Ôfd(lrilfmclcri ......... ... ..... ...... .... ......... .. .. ..... 47
Çeşitli Olaylar ........ ...... ..... ..... ................ ... ........ ....... .. .. ...... .1 • , . . . . . •. • . . . •. . . ... •.• . •. . . . . • 50
HlCRETfN Tl<I YÜZ DOKSAN YEDlNCI (M. 909-910) YILI OLAYLARI ::1.. ........ ... ..... .. ... ..... ...... 53
el-Leys•in Fars Bölgesini lsıilası ve Öldürülmesi ... ..... . ......... .... .. ..... . ... .. .... .. .. ..... ..... .. ...... .. 53
Fars Bölgesinin Supkiri.nin Elinden Alınmas1 . ... ...... ...... .... .... ...... ......... ......... .... ..... .... .. 54
Çeşitli Olaylar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . 55
HlCRETlN tKl YÜZ DOKSAN SEKtzNCl (M.910-911) Y1L1 OLAYLARI. .. ........ ... .... .... ..... ...... 56
Ahmed b. lsmail'in Sicisıan·ı lsıila Etmesi . . .. .. . ... . . . .. . .... . ... . . .. .... . . . . .. . ... .. .. . .. . . ... .. ... . . . . .. . . .. 56
Çeşitli Olaylar .. . ........ ... ...................... ...... ... ....... :. . . . . .. .. . . .. . . . .. .. . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. 51
HlCRETIN IKt YÜZ DOKSAN DOKUZUNCU (M. 911-912) YIL! OLAYLARI . . :..... .... ...... ......... 58
lbnu'l Furaı"ın Tuwklanması ve el·llakani·nin Veı.aretc Tayini ..... ... . .... ...... .... .... .... .. .. . ... ... 58
Çeşitli Olaylar... ...... .......... ..... .... .. ..... .................. ..... ................. .... ........ ..... .... .... .. 60
HlCRETIN ÜÇ YÜZÜNCÜ (M. 912·913) YIL! OLAYLARI ............ ..... ....... .... .... .... .... ...... .. ... 62
el-Hakani'nin Vezareuen A1Ji ve Ali b. lsa'nın Vezi rliğe Tayini. .... ............ .. ..... ... ......... .... .. 62
Sicistin Halkının lsyanı ve Bölgenin Tekrar Ahmed b. lsmail'in Hakimiyetine Girmesi ...... .. . ... . .. 63
Sicilya Hallcınuı cl-Mukıcdir'e Bağlanması ve Tekrar Alevi el-Mehdi'nin iıaaıine Geri Dönmeleri ..• 64
Endülüs Emiri Abdullah b. Muhammcd'in Vefatı ve Yerine Abdurrahman en-Nasır'ın Geçmesi ...... 66
Çeşitli Olaylar.......... .............. ...... ... ..... .......... .. . ... ..... ..... .............. ......... .... ..... . ..... 67
HİCRETiN ÜÇ YÜZ BtRlı~CI (M. 913-914) YILI OLAYLARI . ... .. ....... .. ..... .... ..... . ... ..... ... . ...... 68
Samani Emiri Ebu Nasr Ahmed b. lsmail •in Öldürülmesi ve Yerine ogıu Nasr·ın Geçmesi ... ........ . 69
Sicistan Olaylan ..... .. ......... ........... ... ......... ............ .... .. .......... ........ ...... .':. ...... ... .... .. 70
Ishak b. Ahmed ve Oğlu İlyas·ın isyanları ........... . , ..... ..... ... ...... .... ..... .. ... . , . .. . . . . .. .. . . . . . . . . .. 71
el-Hasan b. Ali el-Aıruş•un isyanı .... ...... ...... .. .. ...... ............... .... ...... ... ..... .. ,. .... ........... 71
ISLAM TARiHi
4
HİCRETİN ÜÇ YÜZ ON DÖRDÜNCÜ (M. 926-927) YIU OLAYLARI ......................... .......... . 137
lbn Ebi's-Sic'ın Visıt'a Gitmesi ................................................. ........................... . . 137
Abdullah b. Hamdan ile Kürtler ve Araplar Arasında Meydana Gelen Savaş ... ..... .... ... ......... ..• 137
el• Husaybi'nin Ve1.aretten Azledilmesi ve Yerine Ali b. lsi'nın Tayini .... ..... ...... ... ............ .. . 138
S§minilerin Rey'i lstililan ............... ...................................................................... . . 140
Çeşitli Olaylar .......... .................... ............... ..... ................ .................. ................. . 140
H1CRET1N.Oç YÜZ ON BEŞİNCİ (M. 927-928) YILI OLAYLARI .................. .... ..... .... .... .... .. . 142
el-Muktedir ne Mu'nis Arasında Anlaşmazlığın Baş Göstermesi ..... ...... .................. ............ . 142
Karmatilerin Irak'ı ulaşmalan ve Yusuf b. Ebi's-Sac·ın öldürülmesi ..................................... .. 143
Esfar'ın Curcin'ı Ele Geçirm~i .................... ......................................... .................. .. 147
Müslümanlar lle Bizanshlar Arasında Meydana Gelen Savaş ........ .... .. ........... ....... ...... ..... .. 149
Mehdi el-Alevi Ordusunun Mağrib'e Doğru Harekete Geçişi ........................ ................... .. ıso
Çeşitli Olaylar ... ..... ..... ...... .... ...... .... ........... .... .............................................. ..... .. . 150
HiCRETiN OÇ YÜZ ON ALTINCI (M. 928•929) YILI OLAYLARI .......... ................ ... ........... .. )52
Karmatilerle ngili Haberler .......... .. .................. ............................... ....... ... ....... ..... . 152
Ali b. lsa'mn Veıirlikıen Azli ve Yerine EbO Ali b. Mulde'nin Tayini ...................... ........ ..... . 153
Ebu Abdullah el-Beridi ve Kardeşleriyle İlgili Olaylann Başlangıcı .............................. .. .. .. t55
Karmatilerden Irak Sevad Bölgesinde Ortaya Çıkanlar .............................. ....................... . 156
Nizuk ve Ilirun b. Garib Arasında Meydana Gelen Savaş ......... .. ......... .............. ............ .. 157
Alevi Davetçisi el-Hasan b. el-Kasım·ın Öldürülmesi ......................... .............. , ... .. ....... .. 158
Esfar·ın öldürühnesi .. .... ........................... ...... .... ...................... , ............ .... ......... . . 162
Merdiivic·in Emirliği . ...... ...... .............. ............ .. , ............ ............... ..... ......... ........ . . 164
Merdivic'in Taberisıan'ı EleGerçirmesi ......... .... .............. ....... ........... ..... ....... .. , ... .... .... . 165
Çeşitli Olaylar ................... ........ ........... .... ............... ....... ................ ..................... . 165
HİCRETİN ÜÇ YÜZ ON YEDiNCi (M. 929-930) YILI OLAYLARI ..... .................. .. ....... ......... . 167
el•Mukıedir'in Hal' Edilmesi ............... ......................... ......................... ..... ............ . . 167
el-Mukıedir'in Tekrar Hilafete Gelmesi ................. ............................. .................... .... .. 169
Karmatilerin Me.kke•ye Gitmeleri. Mekke Halkına ve Hacılara Karşı Davranışlan ile Haceru'l
Esved'i Almalan ....... ..... ....... .. .. ................ ............... ........................... ............ ..... . 173
Ebu Zekeriyyii ve Kardeşlerinin Horas$n'da isyanlan ... ...................... ........................... . . 174
Çeşitli Olaylar ............... ..................... ....... ........ .. ......... .. , .. ............ ........ ........ ...... . 177
HtCRETlN ÜÇ YÜZ ON SEK!ZlNCt (M. 930) YILI OLAYLARI ..................... ...... ................. . 180
Musiifiyye Yaya Askerlerinin Yok F.dilmesi ........... .......................... .................. .......... . 180
Nasırüddevle b. Hamdin'ın Musul Valiliğinden A7Jedilmesi ve Yerine iki Amcası Said ve
Nasr'ın Tayini ..... .... ......... ....... ., ... ........... ..................................... ............. .......... . 181
İbn Mukte·nin Vezaretten Az.ledilmesi ve Yerine Süleyman b. el Hasan'ın Tayini . ......... ..... ... .. . ısı
el-Bendi'nin Çocuklarının Tutuklanması ........... ............ .... ......... .. .. .................. .......... . 182
Salih ve el•Ağarr'ın isyanları .. ..... ........ .. :..... ........................... .... .......... ............. , ..... . 182
Ca'fer b. Ebi ea·ter'in İsyanı ve Tekrarltaaıe Dönmesi ..................... ............................. . 184
Çeşitli Olaylar ... ...................... ..... ..... ...... ... ........... ........... ...... .. .. .............. .. , . ....... . 184
HİCRETiN ÜÇ YÜZ ON DOKUZUNCU (M. 931) YILI OLAYLARI .... .......... .............. ......... .. 186
el-Muktedir ile Mu·nis Arasında Meydana Gelen Korku ve Nefretleşme ................................ . 186
VeıirSüleyman·m Tutuklanması ve Ebu'l-Kasım el•Kelvezanfnin Veıareıe Tayini .............. .. .. 187
Hanın ile Merdivic Askerleri Arasında Meydana Gelen Çarpışmalar ........... .... .................... . 188
Leşkeri'nin Giriştiği Harekeıler .................. ......... ...... ................ ........... .................... . 189
Merdavic'in !sfahan'ı ele Geçirmesi ...... ...... .......... .. .................. ....... ... ... ...... ............. . 190
Kelvezaninin Vezareıen Azli ve Yerine el-Hüseyn b. Kasım·ın Tayini ................................ . 190
el-Muktedir ne Mu•nis'in Karşllıklı Olarak Birbirlerinden Korkmaya Başlamalan ....... ..... .... .... . 192
Müslümanlar lle Bizanslılar Arasında Meydana Gelen Savaşlar ....... .. ....... ........................ .. 193
Çeşitli Olaylar ... ......... ...................... ... .. ............. ........ .......... , ........... .. ..... ........... .. 194
HtCRETlN ÜÇ YOZ YIRMINCI (M. 932) YILI OLAYLARI . .............................. .... .'.............. . 196
Mu'nis'in Musul'a Gitmesi . ...... .... ....... ........... ..... .. . ............... , .. , ......... ..... ... ...... ... .... . 196
el-Hüseyn b. el-Kasım·ın Vezirlikten Azledilmesi ...... ....... .... ....... .... .. ... ...... ........ .... ..... ... . 197
I SLAM TARiHi
6
Mu'nis'in Muıul'u !stili Etmesi ....... .......... ............................................. .... ....... ........ 197
el-.\1uktedir'~ ÖldOrillmesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 199
cl-Kihir Billih'ın Hilafeti ... . ............ ....................................................................... 202
Veşmgjr'in Kardeşi Merdivic'in Yanına Giımesi . .... . ...... . .. .... .. .......... .............................. 204
Çeşitli Olaylar . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . .. . . .. . . . .. . .. . . .. . . . .. .. . . . . ... . . . . . . . . . . . .. . . .. . . . . . . 204
HlCRET1N ÜÇ YÜZ Y!RM1 BtRlNCI (M. 933) YILI OLAYLARI .. .... . ..... ... ... ...... .. .... . .. ... .. . . . . . . . 206
el-Mukıedir'in Oğlu Abdülvahid ve Yanında Bulunanlann Ounımlan .................................... 206
Mu'nis ve Adarnlannın el-Kahir Billih'ıan Korlcuya Kapılmalan . .. .... ..... .... .. . .. .... . .. .. ............ 208
Mu'nis ve Bulayk'ın Tuıuklanması . .. . .......... ........ ... . .... ......... ........... ........ ........ .......... .. 209
Mu'nis, Bulaylc, Bulaylc'ın Oğlu Ali ve en-NObahti'nin Öldürülmesi ........................... ............ 217
Ebuj Ca'fer Muhammed b. el-Kasım'ın Vezirliğe Tayini Aılcasından Azledilerelc el-Husaybi'nin
_Vezir Olması ... .. ... ...... ........ .... . ...... ... . . . .. . . . . ... . . . .. . . . .. . .. . . ... . ... ... . . . . . . . ... . . . .. .. ... . . . . . . .. . . 218
Tarif es-Süpkeri'nin Tutıılı:lanması . .. ..... .... ..... ... ............. ...... .. .. . .... .... .. ... ...... ... ...... ... ... 218
Horasan'da Meydana Gelen Olaylar .. . .. ...... .. .. ... ... ......... ..... .... ......... .......... ............. .. .. 219
Muhammed b. el-Muzaffer'in Horasan Valiliği ......... ...... .. .. ... .. . ... .... ..... ..... .... .. ... ...... ...... "219
Büveyh<>ğullan Devletinin Tarih Sahnesine Çıkışı .. . ... . .. .. . .... . .. .. ...... ... . ... .. . .. . .. ... ... . .. ... . .. 220
Ali b. Bilvcyh'in Üstün Bir Duruma Gelmesinin Sebebi . .. . ....... .. . ....... ... .. .... ... ...... ... . . .... .... .. 223
lbn BilVeyh'in Emcan ve Çevresindeki Bazı Yerlere Hakim Olması, Merdivic'in de !sfahan'ı
Tekrar Ele Geçirmesi . . . . . . . .. . . . . . . .. . . . . . . . .. . .. .. .. . . . ... . .. .. .. . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . .. . . .. . . .. .. . .. .. .. .. . . . .. 225
Çeşitli Olaylar .... :..... ............... ............... ............................................................ .. 227
HlCRET1N ÜÇ YÜZ Y!RM1 IK!NC! (M. 933-934) YIU OLAYLARI .. ....... .............. .... .. ............. 229
lbn BilVeyh'in Şiriz'ı Isıilası .. . . . . . . .. .. . . . . . . .. . . . . . . . . .. . .. . . . . .. .. . . . . .. . .. . . . . .. . . .. .. . .• . . . .. . .. . . .. . .. .. .. 229
Nasr lbn Ahmed'in Kirman'ı İstilası ... ...... ... ........... .......... .......... ..... ............... ............ 232
cl-Kihir Billah'ın Hilfenen Azledilmesi .... .. .. . ... .. . . .......... .... .... ... ... .. . .. .. . ... ..... .... ..... .. ..... 232
er-Razi Billah'ın Hilafeti ... .......... .... ..... . .. .. ...... ...... .. . .. .. .. ... .. .... ... .. .. .. ... .. ....... ........ .... 235
tfrikıyye Hikimi el-Mehdi'nin Ölümü ve Yerine Oğlu el-Kiim'in Geçmesi .............................. 237
Merdivfc'in Ahvizi lsıili Etmesi .. .. .. . . . . .. . . . .. . . .. .. . .. .. .. . . . . . .. .. .. . . .. .. .. .. .. . .. .. .. .. .. .. .. . . .. .. .. .. 238
Yikılt'un Ahvb'a Geri Dönmesi .. . . .. . . .. . . .. . .. . .. . .. . . . .. . . .. . .. . .. . .. . . . . . .. . .. .. . .. •.. . . . . .. . .. . .. .. . . .. . 239
HirGn b. Gan'b'in Öldürülmesi . . .. . . . .. . .. . .. .. . .. . . .. . . .. .. .. . . .. . . . .. .. .. .. .. .. .. .. . .. .. .. . . .. .. .. .. .. .. . . . .. 240
Peygamberlik İddiasında Bulunan Birisinin Onaya Çıkışı ... . ..... .. ... ....... ... ........... .... .. .. .... . 241
eş-Şelmeğini'nin Öldilrülmesi ve Mezhebi .. . . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . .. . . .. .. .. . .. . . .... . .. .. .. .. .. .. .. .. . 242
Çeşitli OlayJar .. . . . . . . . .. . . . . .. . .. . . .. . . . . .. . . . . . . . . . .. .. . . . .. . . . .. . .. .. . . . .. . . .. . .. . . . . . . .. . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . 245
HlCRET1N ÜÇ YÜZY1RM1 ÜÇÜNCÜ (M. 934-935) YIU OLAYLARI .................................... 248
Merdivic'in Öldürülmesi ....... ..... , . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . 248
Merdivic'in Öldürülmesinden Sonra Tüılcler ............................ .. .'...... ... .. ... . . . .. . . . ... . . ..... 252
Ağabeyinin Öldürülmesinden Sonra Veşmgir'in Durumu ............ ...... ..................... ... .. ....... 253
Yikılı'un Oğullarının Tuıuklanması .. . .. . .. .. .. .. .. . .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. . . . .. .. .. .. . .. . . .. .. . .. .. .. .. . 254
el-Beri'di'nin Son Durumu .. . .... . .. .. .. .... .. . .. .... ...... . .. .... .... . .. .. .... . ...... ... ... ... .. .... ............ 25S
Hanbelllerin Bağdad'da Çıkardığı Kanşıklıklar ve Isyan . .. . . .. . .. . .. . . .. .. .. .. .. .. .. . .. . .. .. .. .. .. .. .. . . .. 256
Eb01-Ala' b. Hamdan 'ın Öldürülmesi .. ............................. :. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . 257
Vezir tbn Mıılde'nin .Musul'a Gitmesi ve Nisirüddcvle lle Aralarında Geçen Olaylar ......... .... .. ... 258
Cenovıı ve Çevresindeki Bazı İllerin Fethi .. . .. .. .. . .. . .. . .. .. . .. . . .. .. . .. . . .. .. .. •.. . .. .. . .. . .. .. .. . . . . . .. . .. . 259
Karmaıilerin Durumu ................ ................................. , ............. , .......... , ..... , .. . . .. .. . .. . 259
Çeşitli Olaylar ... .. .. . . .. .. .. . . . . . .. . .. .. .. . . . . .. . . . .. .. .. .. . . . . . .. . .. . . . .. .. .. .. . . . . . . . .. .. . . . . . . .. .. .. .. . . . .. . . .. . 259
HICRET'IN üç YÜZ YlRMl DÖRDÜNCÜ (M. 935·936) YILI OLAYLARI .. .. .. .. .. .. . .. .. .. .. .. .. .. . . .. .. 262
lbn Mulde'nin Tutuklanması ve Abdurrahman b. lsa'nın Vezirliğe Tayini ..................... ......... 262
Abdumhman'ın Tutuklanması ve Ebu Ca'fcr el-Keıtıı'nin Vez.areıe Tayini ....................... ,.... .. 262
Yik4ı'ıın Öldilrillmcsi .................................................. , . .. .. .. . . .. . . .. . .. .. . . . . . . . . . . .. . .. .. . . 263
Ebu Ca'fer'in V e ~ Azli 'YC Süleyman b. el-Hasan'ın Vezirliğe Tayini ........... ....... ... ...... .. . 269
Ibn IUilc'in Irak BöJıesine Tamamen Hakim Olması ve Şehirlerin Paramparça Olufu ...... ..... .. .. .. . 2fl}
Mu~vle lbn Büveyh'in Kirmin'a Gitmesi ve Orada Meydana Gelen Olaylar ... .................. 271
Mikin'vı corcan:ı tıtilisı .. . . .. .. .. . . .. . .. .. . . .. . .. .. .. .. .. .. .. . .. . .. . . .. . . . .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. .. . . .. .. .. .. 273
el-Ful b. Ca'fer'in Halife~ Vezir Olması ............. ........ ................................................ 274
leNü•L-eslR 7
Çcıiıli Olaylar .... .. ........ ... .... .... ........ ... ........... ...................... .... ...... .. . ........ ......... ... 331
JllCRIIT'tN ÜÇ YÜZ OTUZ BIRlNCl (M. 942-943) YTLI OLAYLARI........ .. ............................. 334
Nisirüddcvlc'nin Adi el-Beckcm'iyc Karşı Zarcr F.ldc Etmesi . ..... ......... ... ........ . .... ..... .. ....... 334
Seyfüddevle'nin Visıt'taki Durumu .... .. ... ... ...... .. ..... .. .. ....... ... . .. . .. . ........ .. ... ... .•...... .. ...... 336
Seyfüddevle'ııin Bağdid'a Gelmesinden Sonra Türk.lcrin Visıt'taki Durumu ...... ................ ... .. .. . 337
Seyfüddevle'nin Bağdid'a Geri Dönmesi ve Tekrar Oradan Kaç,şı . . . .. . . . . . . . . . .. . . . . . .. . .. . . . . . .. .. . . . . 337
Tüzünün Emirü1-ümerilığı ... ... ..... ..... ...... .......... ..... ....... .......... .. .......... .. ........ ,.... ... ... 338
Umman Hakiminin Basra'ya Yürümesi . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. .. . .. . . .. . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 338
el-Muttaki Lillih ile TüZiln'ün Arasının Bozulması ... ......... ......... ............... ... .......... ... ..... 339
Simini Emiri es-Said Nasr b. Ahmed b. Ismiil'in Vefatı . .. .. .... .. . . .. . ... .. . .. ...... ..... .... ... .. ..... .. 340
es-Said'in Oğlu Emir Nuh b. Nasr'ın Başa Geçmesi ... .................. ......... ......... ......... .... ..... 341
Çeşiıli Olaylar ...... ............. ..... .... ..... ..... ...... .......... ..... .. .. ....... ... ...... , . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 342
HICRET1N ÜÇ YÜZ OTUZ 1K1NC1 (M. 943-944) YTLI OLAYLARI . .. . . . .... ... . .. ... . . .. .. ... . . .. . .. .. . . . .. 345
el-Muttaki'nin Musul'a Gitmesi . .. ... . . . . . ....... ... . .... .. .... .. . . . .. ... . . . . . . . . . . .. . ... ..... .... .. ... ... . . ... . 345
Muiz.züddevle b. Büveyh'in Vasıt ve Deyali'ye Varması ve Tekrar Geri Dönüşü . .. . .... . . ... ....... .. .. 346
Ebu Yusuf el-Bendinin Öldürülmesi . . .. . . ...... .... ... . . . . . . . . ...... ... . . .... .. .. ..... .... ... .. . ..... ... ...... 347
EbO Abdulah cl-Bcndi·nin Ölümü .. . . .. .. . ... . . . .. . . . . .. . .. . .. . ... ..... . .. . . .. . .. . ... . ........ ... ..... ... . .. ... 349
e.l-Muttaki'nin Dönüşü Hususunda Tilzi.in ile Mektuplaşması .... .............. ......... .......... ........ 350
Rusların Berdea'ya Girmeleri . .. . . . . . . . . .. . . . .. . .. .. . . . . . . . .. .. . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . 350
el-Mcrzuban'ın Ruslar Üzerine Yürüyüp Onlara Karşı Zafer elde Etmesi . .. . . . .. .. . ...... .. .. . .... .... . .. 351
lbn F.şkam'ın Emir Nı1h'a Karşı İsyanı . ......... ...... .. .. ..... .. .... .. ... . .. .. .. . . .. . . .. .... ... . ... . . . . . .. ... 353
Çeıitli Olaylar ...... ...... .. . . . . . . ... . . . . .. ... . . . . .. . . .. ... ... .... .. . .... . . .. . .. . . . . . . . . . . . . ... .. . . .. . .. .. . . . ... . . .. 353
H1CRET1N ÜÇ YÜZ OTUZ ÜÇÜNCÜ (M. 944-945) YTU OLAYLARI . . . ... . .. ... ... ..... .... .... . .. .. .. ... . 356
el-Muttakinin Bağdiid'a Gitmesi ve Hal'i ... . .. ... .. .... .. .. . . ... .... ... .. .. . . .. ... . .. .. .. .. ... ..... ... . .. ... . 356
el-Müstekfi Billih'in Hilafeti . .. . . ....... ... .... .. ... . . . . . . . .. . . . . .. . ........... ... . . . ......... .. . . .... . . . .. ... . . 357
Ilrikıyye'dc Ebu Ye:ııd el-Harici'nin lsyan Etmesi .... ......... .. ......... ...... .. ....... ..... ..... ... .. ...... 359
Ebıl Yezid'in Kayrevan ve Raklcida'yılstila Etmesi ............ ...... ... ...... ... ........... ...... .. ...... .. 362
Eb0 Yezid'in el-Mehdiye'yi Muhasara Etmesi .. .... .. . ......... ......... ..... .... ..... .. ... ..... ............ 364
Ebı'.i Yezid'in el-Mchdıye'den Ayrtlması .. ... ...... . ... ...... ..... ..... . ...... .. . ..... .. .. ...... . .. ......... .... 368
Ebı1 Yezid'in Suse Şehrini Muhasara Etmesi ve Oradan Tekrar Geri Dönüşü . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 371
el-Mansı'.ir'un Kayrevin'ı Ele Geçirmesi ve Ebü Yezıd'in Mağl0biyeıle Buradan Aynlması ..... ....... 373
Ebı'.i Yezid'in Öldürülmesi ....... ...... ............... ..... .................. ............ ...... .... .............. 375
Ebı11-Hüscyn el-Beıiöı'nin Öldürülmesi ve Y akıtması ......... .. . .. ... . .. .. . .. .. ... ... ... .... . . . . . .... . .... 378
Ebı1 Ali'nin Rey'e Gitmesi ve Burayı Ele Geçirmeden Geri Dönüşü .. ... .. . . . .............. ... . ... ... .. . . . 379
Veşmgir'in Cilrcan'ı lsıili Etmesi . .... ....... .. . ..... .... ..... . .. . .. .. ..... .•. ....... .. ..... . .. . . ..... ... . ..... 380
Ebı1 Ali'nin Rey'i !stili Etmesi .... ........................ .. ...... ......... ...... , . . . ........ .... .. .. . ...•..... 380
Muizzüddevle'nin Visıı'a Vanşı ve Tekrara Geri Dönmesi ... .............. .... ....... ............. .... ., . 381
Seyfüddevle'nin Halep ve Humus'u Ele Geçirmesi ... ... .. ... . ... ....... ........ . ....•. ........ .... .. ... .. . 381
Çeşitli Olaylar . ........ .. .. .. . . . . .. . .. . . . ••. . .... . ... ... ... .. ... . . .. . . . . ..... ...... ... ... ... ... ... . . . ... .... .. .. . . .. 382
HICRET1N ÜÇ YÜZ OTUZ DÖRD0NCO (M. 945-946) YILI OLAYLARI . .. . . .. ... .. ... ...... . .. ......... 383
Tüzün'ün Ölümü ve lbn Şirziid'ın Emirü1-ümeralığa Tayini . ...... .. .. . .. . .. . .. .. ..... .. . .. . ... . .... .... ... 383
Muiu.üddevle'nin Bağdid'ı İSLila Etmesi . .. . . . .. . ... . . . . . . . . .. .. . .. . .. . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 384
el-Müsıekfi'nin Hal' Edilmesi . ... .. ... ..... .. .. . . ...... .. .... ... . .... .... ....... ... .. .. .. . . . . .. . .. .. . ... . . .. . .. .. 385
el-Muti Llllih'ın Hilafeti ...... .... .-....... ............ .. .. ................ ......... ...... ... ....... .............. 386
Nisiıüddevle ile Muizzüddevle Arasında Meydana Gelen Savaş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 387
Faumi Emiri el-Kaim'in Ölümü ve Ye rine ogıu cl-Mansı'.ir'un Geçmesi ............. ...... ... . .. ........ 389
Ülkede Meydana Gelen Bir Sürü Kanşıkhklar . .. ... .. . . .. .. .... .... . .. .. . ...... .. . .... .. ... .. ... .. .. .. ....•. 390
el-1hştd'in Vefan ve Scyfüddevle'nin Dımaşk·ı Ele Geçirmesi .... .............. ......... ...... ... ....... .. 391
Ebı1 Ali'nin Emir Nuh'a Karşı Gelmesi . ... ... .. . . .. .. .. . ......... ....... .. . ..... ... . ... .. . .. .. ... ..•. ......... 392
Mansur b. Karatekin'in Horasan Valiliğine Tayini .................... .......... . ........ .... ....... .. ........ 394
Ebı1 i&.li'nin Emir Nüh ile Anlaşması ... . . . .. .... ...... ... . ....... .. . ....... ......... ...•...... .. . . .... .... .. ... 395
Çeşitli Olaylar . . . •. . . . . . . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . .. . . . . 398
HICRET1N OÇ YÜZ OTUZ BEŞTNCI (M. 946-947) YILI OLAYLARI ... .. . .. ... . ... . ..... ... .. .... ... . ..... 399
Tekkin ve Nisirü~devle Arasında Meydana Gelen Savaş . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. .. . . . 399
IB N Ü'L-ESiR 9
el•Mcrzubin'ın Ölilmil ..... ... ................... ...... ....... , ........ ... ...... . , . . . .. .... ... .. . ... ... . ..... . .... . 449
Çeşitli Olaylar
. .. . . . . . . . .. . . . . . . .. . .. . .. . . . .. . .. .. . .. .. .. . . . . . .. . .. . .. . .. . .. . . .. .. .. .. . .. .. . .. . .. .. . .. .. .. .. .... . . .. 450
HlCRET'IN ÜÇ YÜZ KIRK YED!NC1 (M. 958-959) YIU OLA YLARl .... ..... ... ......... ......... ......... 451
Muizzilddcvle'nin Musul'u İstilası ve Tekrar Geri Dönüşü ...... .. .... ........... .... .... ..... ............ ... 451
Muiz.ı el-AlevıNnin Askerlerinin Uz.ak Baıı'ya Kadar Yilrümesi ........... .... ...... .. ....... .... .. ....... .. ·453
Çeşitli Olaylar... ............ ......... ...... ... ...... ...... .... ........... ...... . ... .............. ..... ............. 454
HİCRETiN ÜÇ YÜZ KIRK SEKlZtNd (M. 959-%0) YH.I OLAYLARI .... .. ... ..... .... ......... ...... ... 455
H1CRET1N ÜÇ YÜZ KIRK DOKUZUNCU (M. %0-961) YIU OLAYLARl ................ .............. ... 457
cl-Milstecır Billih'in Ortaya Çıkışı ...... .. .. .................... .. .... ..... ........... .. ....... .. ..... ..... .. ... 457
Vehsıl:wı'ın Yegenlcrine Hakim Olması ve Onlan Öldürmesi....................... ........ .............. 458
Seyfüddcvlc'nin Bizans Topraklarına Yapııgı bir Gazi.................... ............ .... ........ .......... 459
Çeşitli Olaylar . . .. .. . .. . . .. . . . . .. .. .. . . . . . . . . .. . . . . . .. . .. . . . . . . .. .. . .. .. . .. . . . .. . . . .•. . .. . . .. .. .. . . . . .. . . .. .. . .. . .. . 459
HiCRETİN ÜÇ YÜZ ELLİNCİ (M. 961-962) YILI OLAYALRl .... .. .. .. ... .. . .. . .. .............. .... ...... .. . 461
Muizzilddevle'nin Bagdad'da Yaptudıgı Evler .. ... .............. ............................................ 461
Simini Emıri Abdülmelik b. NGh'un Vefatı .. .......... ..... .. .. .... .. ........................ ......... ...... 461
Endül(Js Hakimi abdurahman en-Nisır'ın Vefatı ve Yerine O~u el-Hakim'in Geçmesi ......... ...... 462
Çeşitli Olaylar ..... ................. ......... ..... ...... ...... ............... .....~. ... . ... . . . . .... .. . .. . ... . .. .. ... 462
HİCRETİN ÜÇ YÜZ ELLl BlRİNCİ (M. 962) YILI OLA YLARl ...... .... .... .. ......... ... .. .... .... .... .. .... 464
Bizanslılann Ayn Zarba'yı İstila Etmeleri ... . . .. ........ ......... .... .. ............ .. .... .. .... .... .... ...... . 464
Bizanslılann Halcb'i İstilası ve Hiç Bir Sebep Yokken Tekrar Geri Dönmeleri ... .......... .... .. .. ...... 465
Rüknüddevle b. Büveyh'in Taberistan ve Cürcin'ı İstilası .. . .. ....... .... .. .................. .... .... . ... ... 467
Bu Yılda B&gdid Camilerine Yazılan İbareler ...... ..... ....... .. .. ..... .... ..... ......... ...... ............ 468
Sicilya'da Tabermin'in Feıhi .. . .... ..... ..... .. .. ........... ....... ......... ..... .. ... ... .. .. . .. .. ..... ... ...... 468
Çeşitli Olaylar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . 469
HlCRET1N ÜÇ YÜZ ELLl 1KlNC1 (M. 963) YILI OLAYLARI .. . .. . .... .. .. . .. ... . .... .. . .. .. . ..... ....... ... 471
· Harrinlılann İsyanı .. .. . .......... .... . . .. .. .... . .. .. ..... ........ ... ..... .. ....... ... ........ ......... ...... ...... 471
Vezir Ebıl Muhammed el-Muhallebi'nin Vcfaıı ...... ........................ .. . .. ...... . .... ..... ......... ... 471
Bi7.ans Topraklarına Yapılan Bir Gaza ve Hamnlılann İsyanı .. .... ..................... .......... ........ 472
Çeşitli Olaylar . .... . . . . .... . . . .. ..... . . . . . . . ... . . . . . . . . . . . . .... . . . . . . . .. . ... . .. . .. . .. . .... ... . . ..... .. .. ...... ... . .. 473
HİCRETİN ÜÇ YÜZ ELLl ÜÇÜNCÜ (M . 964) YILl OLA YLARl .. .. .. .. .. . ...... .... .. .... .... ...... .... .. .. 475
· Neca'nın İsyanı ve Öldürülmesi, Seyfüddevle'nin Armenia'dan Bazı Yerleri Ele Geçirmesi ...... ...... 475
Bizanslıların el-Massisa'yı Muhasaralan ve Horasan'dan Gelen Gaziler .......... ..... .... ........ ...... 476
Muizzüddevl~'nin Musul'u Ele Geçirmesi ve Bağdad'a Geri Dönüşü ... ............ .... .. .. . ... ..... ....... 476
Bir Alevi Diisinin Ortaya Çıkışı ve Durumu ...... ...... ...... ....................... ............ ......... , .. . 478
Bizanslıların Tarsus ve Massisa'yı Kuşatmalan ..... .......... ......... ......... . ..... .. ... .... ........... .... 478
Sicilya'da Ramta'nın Fethi, Müslümanlar lle Rumlar Arastnda Meydana Gelen Savaş .... ....... . .. .... 479
Çeşitli Olaylar .. . . . .. .. .. . . .. .. . .. .. .. .. . . .. .. .. .. . .. .. .. . . . .. . . .. . . .. . . .. . . . .. . .. . . .. .. .. .. . .. . . .. .. .. . .. .. . .. . . . .. 481
HlCRET'IN ÜÇ YÜZ ELLl DÖRDÜNCÜ (M. 965) YIU OLAYLARI ....... ........... ........................ 482
Bizanslıların Massisa ve Tarsus'u lstili Etmeleri ...... .... .. ... ..... ..... . ....... ....... .. . ........ ......... 482
Antıkyalılann Scyfüddevle'ye Karşı Gelmeleri .. . .. .. . . .. .. .. .. .. . .. .. . .. . .. . .. .. .. .. .. .. . .. .. .. .. . .. .. . .. . .. 483
Sicistin Halkının İsyanı ......... ..... .... ..................... ...... ............................ . , .. .. . . .. .. .. .. . 484
Umman Halkının Muizzüddevle'ye ltaat Etmeleri ... ...... ... . ... .... . .. .. ..... ...... ... ......... ... ...... ... 486
Çeşitli Olaylar . . .... . . . . ..... . . . . . . ... .. . . . . . . . .. . . . . . . . ... . ..... .. .. .. . ... . . . . . . ..... ... . . . ... . ... .... . . .. . ... . .. . . . 486
HlCRET1N Oç YÜZ BLU BEŞ!Nd (M. 965-966) YIU OLAYLARI .. .. . .. . .. . . .... ... ....... .... .. .......... 488
Ummin'da Yeniden Meydana Gelen Olaylar ve Muiı:z.üddevlc'nin Burayı 1stilbı ..................... 488
lbrilıim b. el-Mermbin'ın Kaçışı .... . .. .. ...... ...... ... . . . .... .. .. . ... . . . . . ...... . . .. . ..... ..... ... ... .... ... 489
Horasanlı Gaziler ve Riilcnüddcvle . .. . . .. .. .. . .. .. .. .. . .. . . .. . .. . . .. .. . .. . . . ... . .. . .. . .. . .. .. . . .. .. . . .. . .. . .. .. . 490
lbıilıim b. el-Merzubin'ın Azetbeycaıı'a Geri Dönüşil . . ...... ...... . .... ........ .... .. ........ .... . ..... . .. 492
Bizanslı RumlaM İslim Topraldanna Girişi ......... ... .. .. ....... ..... .... ......... ... ... .. .. ........ ... ... . 493
Mui:!20ddevle ve lmrin ı,. Şibhı Arasında Meydana Gelen Olaylar .. :............. ... :.......... :.. . .. . .. 493
ÇeJiıli O~ylar ............ ..... .... ...................... .: .. :...... .... ..... ......... ...... ........... ..... ........ 494
HlCRET'IN ÜÇ YÜZ ELU ALTINCI (M. %6-967) YILI OLAYLARI............. ............................. 495
Muiuüddcvle'nin Ölümü ve Yerine Oğlu Bahtiy•r'ın Geçişi .. . .. .. . .. . .. .. .. .... .. .. . . .. ... . .. .. .. .. .. .. .. . 495
Bahriyir'ın Köıü ~ir Hayaı Sürmesi ve Yönetiminin Boz.ulması ..... ........ .. .................. ......... 496
IBNü• l~ SIR 11
Rcyy&n cl-llidim'in Dımaşk Vali ligine Tayini . .... . ......... ....................... .. ..... .... ............. . 551
Türklerin Tuıuklanmasından Sonra Bahıiyar'ın Durumu .. . .. .. .. .... .. .. .. .. .... ... .. .... .. .. .. . .......... 551
Adududdcvlc'nin Umman'ı Ele Geçirmesi ... .. .. ..... .. . .. .... ...... ... ......... ..... .... ..... ... . . .. .. . .. . ... 554
ÇeşiıliOlaylar..... ............. . ...... . ...... ......... . .... ....... . . ......... .... .... ............ . . . ........... . . .. 555
HICRIIT'IN ÜÇ YOZ Al.TMIŞ DôRDÜNCO (M. 974-975) YIU Ol.AYLARI .. .......... .. ................ 556
Adududdcvle'nin lnık'ı İstila Edip Bahtiyar'ı Tutuklaması .... ...... .. ...... .. .. ........ ....... .... . .. .. .. ... 556
Bahtiyiir'ııı Tekrar Yönetimin 8aş1na Dönmesi ... .. .. .. ..... . .. .. .. ... ... .. .... ..... .. .. . . .. . .... .. .. ........ 559
Kirman Halkının Adududdevlc'ye Karşı isyanı ve Ru isyanın Basıınlması ... . ..... ... .... . .. .. .. ....... 563
Aptekin'in Dunaşk Valiliği ve Ölünceye Kadarki Durumu .. ...... ..... .. .. .. .. .. .................. ....... 564
Çeşitli Olaylar .. ................................ .... ........ ....... .......... ........ '.... . ..... ... . . .... .. .. . .... ... 570
HICRET'IN OÇ YÜZ ALTMIŞ BEŞiNCi (M. 975-976) YILI OLAYLARI .... .. .. .. .... ..... ........... ...... 571
el-Muizz Udinillalı el-Alcvı•nin Vefatı ve Yerine Oğlu el-Aziz Billah'ın Faıımi llilafeıinc
Geçmesi . .. . .. . . . .. .. . . . .. .. .. . . . . .. . . . . . . . .. . .. . . . . . .. .. . . . . .. . . . . . . . .. .. . . . .. . . .. . .. . . . . .. .. . .. .. . . .. . . . . . .. . .. . . . 571
YOsuf Belikkhin'in Zcnite ve İfrik1yyc'nin Diğer Şehirleri lle Çarpışmaya Girişmesi . .. ... ............ 573
Sicilya'da Kesenle ve Çevres indeki Bazı Kalelerin Muhasara Ahına Alınması .. .. . ....... ... ....... ..... 574
Çeşitli Olaylar ............... ............ .. ... ............. ..... ....................... ....... ...................... 575
HiCRETiN ÜÇ YÜZ ALTMIŞ AL·n,~CI (M. 976-977) YIU OLAYLARI......... ............ .. ............. 576
Rüknüddevle'nin Vefatı ve Adududdcvlc'nin l lükümdarlığı. .................. .. : ..... ... .. .. ... .. . . .. ... .. 576
Rüknüddcvlc'nin Hayatından Ba1J Ömckler .. . .. . . .. . .. . .. . .. . . . . .. .. .. . . . .. .. .. . . . . .. . .. . .. . .. .. . .. . .. .. .. .. 577
Adududdevle'nin Irak·a Hareketi .. .. .. .... .. ... .... . . . .. .. ... .. . .. . .. .. .. . . ..... .. . . ....... .. .. ...... ... .... .. 578
MansOr b. Nüh'un Vefalı ve Yerine Oğlu Nüh'un Geçmesi ................ ...... ...... .. .................. 580
Kadı Münıirel-BaUOıinin Vcfaıı .... ...... .............. ... .. .................. ........... .. ...... ............ 580
Eb01-Fcıh b. el-Amid.in Tutuklanması ... . ..... ... ...... ...... ........ ...................... ..... .... ......... 582
Endülüs Em iri el-Hakim'in Vefatı, Yerine Ôğlu llişam·ın Geçmesi ........ ......... .... .................. 583
Muhammed b. Hişam'ın Kuıtuba'da İsyan Eımesi ... .. ................ ... ............... ... ......... ...... ... 586
Hişam b. Sülcyman'ın Muhammed b. llişam b. Abdülccbbar'a Karşı isyanı .. .... .. . . .. .. .... .. .. . . ... ... 586
Sülcymin'ın isyanı .. .... .. . . . ... .. ...... . ... .. .. .. . .. .. ... .. ... ..... . ..... . .. . .... . .... ..... ..... ..... ... ......... 587
lbn Abdülcebbar'ın Tekrar Ortaya Çıkışı, Öldüriilıncsi ve cl-Mücyyed'in Zuhuru........................ 587
Ebü1-Meali b. Seyfüddevle'nin Ilaleb'c Geri Döoüşü .... .. ............ ... .. .. ...... .. .. .. ... .. . .. .. . .. .. .. ... 588
Sebüktekin Oğııllan (Gameliler) Devleıinin Kuruluşu . .. ... .. ...... ....... ..... ......... ..... .. .. .......... 589
Scbüktekin'in Kusdar ve Büsı Valilijinc Geıirilmcsi ..... ..... ........ . ................................ ...... 590
Hintlilerin İslim Diyanna I:>ogru Harekete Geçmeleri ve Sebükıekin ne Aralannda Meydana
Gelen Olaylar . . . . . .... . . . . ..... ... . ... . . . .. . ......... ..... ... . . . . ..... . .. . ... . . .. .... . ... .. .. .. . . . . .. .... ... .. ..... 591
KibOs b. Veşmgir'in Cürciln'ı Ele Geçirmesi.... .................................................. .... ........ 593
Çeşiıli Olaylar .. . . ... .. .. . . . . . .. . . .. .. . . . . . . . . .. . . .. . . . . .. . .. . . . . . .. . .. . . . . . . . . .. . . . . . . .. . . . .. . . . . .. . . .. . .. .. . .. . ... 593
HİCRETİN ÜÇ YÜZ ALTMIŞ YEDiNCİ (M. 977-978) YILI OLA Y{.ARI . ..... .... .. ... ...... ... . .. ... . .. . .. 595
Adududdevle'nin Irak'ı İstilası .. .. ... ..... . .. .... ........ ...... ... .... .. ... ...... .... ..... .... . .... .... ..... .... .. 595
Bahıiyir'ın Öldürülmesi . .. . . .. . . . . . . .. . . . . . . . . .. . . . .. . . .. . . .. . . . . . .. . . .. . . . .. . . .. . . . .. .. . . . . .. . ... . . .. . . .. . . . . ... 595
Adududdevıe·nin Hamdanoğullan Dcvlcıini Ha.kimiycti Altına Alması .. .... .. ... .......... ... ..... .. .. 596
Çeşitli Olaylar .. .. .. . . . . . . . . . . . . . . .. .. . .. . . . . . . . . .. ... .. . .. . .. .. .. . . .. ... .. .. .. . .. .. . . .. . . . . . . . .. . . . . .. . .. .. .. .. . .. . 598
H1CRET'IN ÜÇ YÜZ ALTMIŞ SEKiZİNCİ (M. 978-979) YILI OLAYLARI.. .... .............. ............. 600
Adududdevıe·nin Diyarbckir Bölgesinden Mcyyafanlcin , Amid ve Diğer Şehirleri Ele Geçirmesi ...... 600
Adududdevıc·nin Diyar•Mudar'ı Ele Gcçinnesi ..... ... .... ... .... .. . .. .. .. .. ... ... .... .. ..... .... ..... ... . ... 601
Karssam'ın Dımaşk Valiliği................. . ... ... .. ... . ................ .... ....... . .... ....... .. ...... . . ... .. ... 601
Çeşiıli Olaylar . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .. . . . . . . . . . . . . . . . . . . . .• 603
H!CRET'İN ÜÇ YÜZ ALTMIŞ DOKUZUNCU (M. 979•980) YILI OLAYLARI .. .. .. .. .... .. .. .......... .... 604
EM Tağlib b. Hamdin'ın Öldilrillmcsi .... .......... ........................ .................. ............. ,.... . 604
el -Hasan b. İmran b. Şahin
ile Adududdcvıe·nin Ordulan Arasında Meydana Gelen Savaş ............ 605
Şeybinoğullan ile Adududdevle askerleri Anısında Meydana Gelen Savaş................. . .. . . .. ...... 607
Verd er-Rıimı (Bardas Skleros)'nin Diyarbckir Bölgesine Gelmesi ve Buradaki Faaliyetleri .. .. .. .. . 607
Adudııddevle'nin Bagdid'ı imar Etmesi .. .. . ... .. .. .. .. .. .. .. .. . .. . .. .. .. .. . .. .. .. .. . . . . .. . .. .. . .. . .. .. .. .. . . .. 609
Ha.sncvcyh el-Kürdi'nin Ölümü.............. ....... ............ ....... ...................................... ... 610
Adududdevle'nin Kardeşi Fahrüddevle Üz.erine Yürümesi ve Elindeki Topraklannı Alınası ......... 611
Adududdcvl.e'nin Hak kiri ve Çevresini Ele Geçirmesi .... ..... ... .... .. . .. ... ... .. ....... ... ............... 613
Çcşiıli Olaylar . ..... ..... . ... .. .. . ... .. .. . . ...... .... .. .. .. . .. .. .... ..... .. .. . .... .... .... . .... ....... .. . .... . .. . .. . 613
HİCRET'İN İIÜ YÜZ DOKSAN BEŞİNCİ (l\t. 907 - 980.)
YILI OLAYLARI
el-Müktefi'nin Vefatı
Bu senenin Zilka'de (908 eylül) ayında asıl adı Ebu Muhammed Ali
b. el-Mu'tazıd Billah Ebü.'l-Abbas Ahmed b. el-Muvaffak b. el-Mütevek--
kil olan, Emiru'l-ınüminin el-Müklefi Bifüıh vefat etmiştir. Halifeliği al-
tı sene altı ay, ondokuz gün sürmüştü. Otuz üç yaşında idi; otuz iki yaşın
da olduğu da rivayet edilir. Kendisi orta boylu, yakışıklı, idi. Cildi zarif,
saçları güzel ve gür sakallı olup künyesi Ebu Muhammed idi. Annesi «Çi-
çek:& adında Ummüveled bir Türktür. Hastalığı aylarca sürmüş, öldüğün
de Muhammed b . Tfıhir'un evinde defnedilmiştir. Allah rahmet eylesin.
Bu yıl 12 Zilhicce (12 Eylül 908)'de MinA'da Necah b. CAh ile askerler
arasında çarpışmalar meydana geldi. el-Muktedir BillAh'a bey'atleri için
caize isteyen askerlerden bir grup öldürüldü, halk lbn Amlr'in bahçesine
kaçtı . Hacılar çok şiddetli bir susuzlukla karşılaştılar ve bu sebeple bit
çok hacı hayatını kaybetti. Bu arada bazı hacıların ellerine yaptıklan id-
rarlarını içtikleri rivayet edilir.
F. 2
,18 ISLAM l'AAIHI
(1) u.tıncı. •KeyOaiaO• diye haı.ıı.ıteMllf, fakat bu kumandanın adının kayıghg ol-
- . ,,..,. gaı,el oleıak bu teklld• kaybedffdlOl g6r0tmtktadlr. (Ç.Ylren)
\INO'L - EIIR 23
Bu sene Ramazan ayı başında (606 t.Jayıs ıonu) EbCı Mudar Ziyade-
tullah b. EbO'l-AbbAa b. Abdullah babaımın öldürülmesinden sonra, ~fri-
kiyye valiliğine geçer geçmez zevk ve etlenceye dalıp. nediµıler ·ve maska-
ralarla vakit geçirerek memleket ve milletin i,lerini ihmal etti. İş başı
na geçtili güri amcası el-Ahvel'e babasının atzından blr mektup yazarak
çok acele gelmesini istedi. EbO'l-Abblı'ın öldUrtildUğünü bilmeyen amca-
sı hemen yola çıktı. Geldiğinde EbQ Mudar onu ve.diler amcalarıyla kar-
deşlerhtden ele geçirdili kimseleri öldürttü.
,. . ·
EbO Abdullah eş-Şti'nin onun devrinde gUc{l artmış ve durumu sağ
lamlaşmıştı. Ancak el-Ahvel kendlılne rakip ldi. Bu da öldürülünce ül-
keler hizaya gelip şehirler ve .insanlar kendisine itaat ettiler. Bunun üze-
rine ZiyAdetullah ona, . amcaaının otulanndan lbrlhim b. EbO'l-Ağleb ida-
resinde, ıonradari katılanlar hariç, kırk bln aıker gönderdi. EbQ Abdullah
eş-Şii, önce c;le zikrettiğimiz gibi, onu matlup etti. Ziyldetutlah mağlubi
yet haberini alınca yerinde kalamayacatıru, zira bu topluluğun gücünü
yok ettllini anlayarak. ailesini, servet ve diler deterli eşyasını toplayıp
doğu vilayetlerine kaçmaAa karar verdi. Halka ıkı1ne «EbO. Abdullah eş -
Şii majlO.p oldu• diye haber aldılmı ıOyleylp mıhko.mları hapisten çı
karttırarak· onları öldUrttil. Kendi adamlarına ise ıerçeıt ııöyleyip kendi-
siyle beraber ·çıkmalarını emretti.
Bazı .devlet adanılan kendiıine ıaltanatını bırakmamasını tevsiye et-
tilerse de onlara: cE)?O. Abdull~'a lwlı durulamaz. Allah kahretsin.• di-
yerek onlan dinlemedi. Adamları onunla birlikte yola çıkmak üzere ha-
zırlık yapmak için ayrıldılar ve alabildikleri kadar eşya ve malzeme al-
mak suretiyle hazırlandılar.
Ajlebt hanedanının sal\anatları uzun sürdü ve kendilerine itaat eden-
ler çoğalarak idareleri güçlendi. 296 yılında Kuzey Afrikadan Mısır'a 'git-
U. Etrafında toplanan büyük bir halk toplulutu ile Trablus'a kadar gelip
burada on altı gün kaldı. Bu esnada orada Ebtl Abdullah eş-Şit'nin karde-
~i EbQ'l AbbAt'ı gördü. Eb0.'1-AbbAs, ZiyAdetullah tarafından Kayrevan'-
da hapsedilince buradan Trabluı'a J[açmıftı. Ziyidetulah on.u yanına ge-
tirerek EbO. ~bdullah 'ın kardeti olup olmadıltnJ bizzat kendisinden öğ-
,24 ISLAM TARiHi
renmek istedi, Ancak o bunu inkar ederek; «Beri bir tüccarım. Fakat ben-
den «Ebfi Abdullah'ın kardeşi> diye söz ederler. Zaten sen de bu sebeple
beni hapsettin.> dedi. ZiyAdetullah ise! «Seni serbest bırakacağım. Ger-
çekten sen bir tüccar isen günahın~ girmeyelim, eğer Ebfi Abdullah'ın
kardeşi olduğun halde yalan söyHlyorsan yaptığının vicdanında bir yeri
olmalıdır ve (belki o zaman) geride bıraktığımız kimseler arasında bizi
müdafaa edersin» deyip kendisini serbest bıraktı.
Ailesinin ve yakın adamlarının büyüklerinden olup KayrevAn valisi
olmak arzusu besleyen İbrAhim b. Ebi'l-Ağleb ile diğer bir kişiyi öldür-
mek istedi. Bunlar durumu öğrenip Mısır'a kaçtılar ve burada vali olan
tsA en-NQşarl'ye gelerek ZiyAdetullah'ı jurnal etmek maksadıyla ona:
«ZiyAdetulah Mısır valisi olmak istiyor ve bunda kararlı» dediler. Bunun
üzerine vali eri-Ntlşarl, ZiyAdetullah'm Mısır'a, ancak halifenin Bağ
dAd'dan vereceği emirle girebileceğini, aksi halde Mısır'a girmesini ya-
sakladığını bildirdi. Fakat ZiyAdetullah bir gece Mısır'a gelip zorla köp-
rüyü geçti. en-Nllşarl' durumu ö~renip ona engel olamadığını görilnce Zi-
yAdetullah'ı lbnu'l-Cassas'ın sarayına indirdi. Adamlan ise bir çok yere
yerleştiler. ZiyAdetullah burada sekiz gün kaldıktan sonra BağdAd'a git-
mek üzere yola çıktı. Bu sırada adamlarının bir kısmı kaçtı. Bunlar ara-
sında bir kölesi de bulunuyordu ve ken~isinden yüz bin dinar alan bu kö-
le en-Nfişart'nin yanın<la kalmıştı. en-NQşart onu, Ziyldetullaıi ve Mısır'
da kalan adamlarının durumunu bildirmesi için Halife el-Muktedir Bil-
lllh'a gönderdi. Halife ise mal varlıkları ile birlikte orada kalan adamları
nın kendisine gönderilmesini emretti ve v,ıli bu emri yerine getirdi .
(1) •KaddAhly.. bir batını fırkası olup mensupları kendilerini Abdullah b: MeymOn
el- Kaddlh'a t>IOlarlar. •el-Kaddlh• lakabı ve ••I-Kaddltılye• nlsbeıl için bkZ. el-Sem·-
lnl, el-!Mlb, Haydarabad 1979, X, 348-350 ve notlarında. g6sterilen yerler (çeviren)
26 ISLAM TARiHi
(1) Arapçada •kadh• demek, •göıü ted4vl etmek• demektir. Bundan dolayı gözleri
tedavi eden . 1(/mse anlamına ona ..ef-KaddAh» denmiştir. (Çeviren)
30 ISLAM TARiHi
İbn Havşeb, EbO. Abdullah'a bir sürü mal ve para vermiş, yanına Ab-
dulah b. Ebi Melahif adında birisini de katarak yola çıkarmıştı. EbO Ab-
dullah Mekke'ye gelmiş ve hacc mevsiminde Kiltame hacılarının bulundu~
ğu yeri araştırmış, nerede olduklannı öğrenince maksadının ne olduğunu
ve kim olduğunu belirtmeden gidip onlara yakın bir yerde oturmuş, sohbet-
lerine karışmıştı. Bunların sürekli olarak ehl-i bey'in fazilet ve ilslünlük-
lerinden söz ettiklerini görmüş ve buna bir hayli sevinerek o da onlara
katılmış, kim olduğunu söylemeden onlarla sohbet etmişti. O gün oradan
kalkıp gitmek isteyince kendisini ziyaret etmek arzusunda olduklarını bu-
na müsaade etmesini istemişler, onunla bir araya gelip sohbet etmeyi ar- ·
zuladıklarım bildirmişlerdi. EbO Abdullah da buna izin vermiş ve iste-
IBNO'L - ESiR 31
..
(1) DIOer bir nuıhada •SüleymanoOulları• diye kaydedilmektedir (Çeviren)
32 ISLAM TARiHi
her birinize buradan gelip sizi ziyaret edelim.> demiş, onlar da hepsi bu
teklifi kab.ul etmişlerdi.
Bir müddet sonra Ebu Abullah KütAme halkına: «Ben size Ebü Süf-
yan ile el-Hülvani'nin bahsettiği Sahibu'l-Bedr'im.» demiş ve ona karşı
olan muhabbetleri bir hayli artmış onu daha da yüceltmişlerdi. Ebü Ab-
dullah'a karşı Kütame halkının böyle iltifat edip durmaları Berberilerle
aralarının açılmasına sebep olmuş, Berberilerden bazıları onu öldürmek
istemişl erdi. . Ebu Abdullah bundan çekinip gizlenince Kütame halkı il~
Berberiler arasında şiddetli bir çarpışma meydana gelmişti. Bu haberi
Ktitame ileri gelenlerinden el-Hasan b. HAı-Çn adında birisi bunu haber
alınca Ebu Abdulah'ı alıp yanında gizlemiş, onu korumaya çalışarak ikisi
birİikte Nasirun şehrine gitmişlerdi. Btırada ikamet ederken bütün kabi-
leler gelip etrafında toplanmış ve bir .hayli güç, kazanmıştı. Nihayet Ebu
IBNO'L - ESiR 33
Eb0 Abdullah Berberilere karşı zafer elde edince Mile şehri üzerine
yürilmüş, şehirden Hasan b. Ahmed adında birisi ona gelip şeh!e girebile-
ceği yerleri tarif etmişti. Halkıyla giriştiAi şiddetli çarpışmalardansonra
şehrin davarlarının barındırıldıkları ağılları ele geçirince ondan eman is-
temişler ve bu şekilde Mtle1ye girmişti. Eb0 Abdullah'ın Mtle şehrini ele
geçirdiği haberi ifrlkiyye emiri İbrAhim b. Ahmed b. Ağleb'e ulaşınca
derhal oğlu el-Ahvel (şaşı) komutasında on ilµ ' bin kişilik . bir ordu gön-
dermiş ve arkasından bir ·o kadarı daha onlara yetişince Eb0 Abdullah
ile şiddetli bir savaşa girişmiş, ~er iki oı:-du ça rpışıp durmuşlar, nihayette
Ebü Abdullah hezimete uğrayarak adamlarından çok •kimse öldürülmüş,
el-Ahvel onları takip edip durmuştu . Ancak.o sırada meydana gelen şid
detli kar yağışl arı ·el-Ahvel'in onu takip etmesine engel olmuş , Ebu Ab-
dullah lnkicAn dağına çekilmiş, el-Ahvel ise NAsirfin şehrine gidip bura-
yı yakmış, arkasınd~ Mile· şehrine giderek orayı_ da ateşe vermiş, ancak
hiç kimseyi şehirde bulamamıştı.
Ebu Abdullah İnkicAn dağında hicret evi yaptırmış ve adamları gelip
burada oturmuşlardı. el-Ahve~ de Tunus'a geri dönmüştü . Nihayet Ebu
Abdullah el-Ahvel'in ~ekilmesinden sonra geriye bıraktıklarını toplamak
üzere harekete geçmiş ve bir sürü ganimet malları toplamıştı. Bu arada
İbrfıhim'in vefat ettiğini haber alan EbQ Abdullah buna bir hayli sevin-
mişti. Arkasından İbrahim'in oğlu Eb0'l-Abbas'm da öldürülmesi ve onun
yerine Ziyadetullah 'ın geçip zevk ve eğlenceye daldığım haber alınca bu
sevinmeleri bir hayli artmıştı.
El-Ahvel, kardeşi E~u'l-Abbb'ın emirliği sırasında bir ordu topla-
F. 3
34 ISLAM TARiHi
yıp Ebe\ Abdullah ile çarpışmalara girişmiş, ancak mağlup olup geri çekil-
mişti.
seyn Selemiyye'de bulunduğu sırada ona bazı kadınlar Yahudi bir de-
mircinin hanımından söz etmişlerdi. Yahudi demirci. ölm9ş ve hanımı
dul kalmıştı. Bu Yahudi kadın son derece güzel idi. Hüseyn bu kadınla
evlenmiş ve kadınm Yahudi demirciden annesine benzer gayet glizel bir
oğlu vardı. llüseyn bu kadım son derece sevmiş, çok itibar edip oğ
lıına da _hayli iltifatlarda bulunmuş, bu çocuğu kendi görüşleri istikame-
tinde terbiye edip mezhebinin görüş ve ilmini öğre tmişti. 'Böylece bu ço-
cuğtın itibarı bir hayli yükselmişti. '
Sicllmflsa sahibi Elisa' b. Midrar adında birisi idi. el-Mehdi ona bir
sUrü hediyeler takdim edip ona ya~m olmaya çalışmış, Elisa' da onu soh-
betine almış ve bir hayli sevmişti. Bu arada Ziyadetullah'ın mektubu Si-
cilmasa · sahibine ulaşmış, bu gelen auamın Ebıl Ab.-iullah eş-Şii'niıı da-
vet ettiği ' Ve bekleyip durduğu adam olduğunu yazmıştı. Bunun üzerine
hemen Sicilmasa sahibi el-Mehdi'yi yakalayıp hapse atmış ve ileride kay-
dedeciğimiz gibi Ebu Abdulah'ın onu hapisten çıkaracağı güne kadar ora-
da hapiste kalmıştı.
rine ulaşmış, ancak burada · devletin ileri gelenleri ona şöyle demişl~ı::
di: «Sen kendi nefsine bile bile kıyıyorsun. Senin bnşına bir felAket gele-
cek olursa bizim sığınacağİmız bir sığınak kalmaz. · En iyisi senin ·s altanat
merkezine geri dönüp orada ikAmet etmen ve bu drduyu güvendiğin biri-
sinin emrine vermendir: Eğer zafer elde edecek olursak zaten se~in yanı
na geri döneceğiz ve eğer bunun aksi meydana gelirse o zaman sen yino
bizim sığınağımız olursun .»
Ziyadetullah onların bu tekliflerine uyarak geri döndü ve ordunun
başına da amcasının oğularından cİbrAhim b. ·Ebu'l- Ağleb» diye bilinen
cesur bir kişiyi geçirdi. Bunu haber alan Ebü ~bdullah daha evvel ken-
disine mektup yazıp ona itaat ettiklerini bildiren BAğAya şehrine gitmiş
ti. BAğAya'ya yaklaştığında şehrin valisi kaçıp el~Urbus'a varmış, Ebu
Abdullah da şehre girerek burayı ele geçirmiş, şehirde adamlarından bir
kısmını bıraktıktan sonra İnkican'a varmıştı. Bağiiya'nın Şiiler tarafınd.an
ele geçirildiğini haber alan Ziy4detullah daha·· da üzüntüye kapıldı. An-
cak kendisini güldürüp duran bir soytarısı şöyle demişti: «Efendimiz, b.en
bir şiirden bir beyit biliyorum. Şunu besteye dökecek çalgıcıları çağırsan
ve biraz içki içser. çu üzüntün ve sıltmtm gider.» «Nedir senin bu söyledi:-
ğin _şiir?» diye soran ZiyAdetullah'_a hemen karşılık ·veren bu soytarı, şar
kıcılara da: Şu şu şekildeki şiiri söyleyin ve her beyitı bitirdikten sonra:
«Şu - kftseden iç y e bize de ondan içir, işte bu yeter» deyin diye ten-
bihledi.
Şarkıcılar şarkı söyleyip bu mısrayı tekrarlayıp durmuşlar , Ziyade-
tullah da şarap içmiş, yemeğe ve içmeğe dalıp eğlenceye kapılmış, onun
böyle eğlenceye daldığını gören arkadaşları kederini unutması için ona
yardım etmişlerdi.
İbn Ebi Hmıir, 298 (910-!Jll) yılına kadar burada kalmış, bu yıl için-
de askerleriyle birlikte Demenş üzerine yürüyüp bir çok gnnimet ve esir
ele geçirmiş ve Demenş"i_ yakmıştı. Gei-i döndükten sonra Sicilya halkına
k.arşı so,n deı:ece kötü davranmağa başlamış, halk isyan edip onu yakala-
yarak \ıapse atmışlar ve durumu bir mektupla el-Mehdi'ye bildirmiş.ler
di. Halk 'yaptıklarından dolayı el-Meh<li'den özür dilemiş, o da bu özür-
lerini kabul edip Sicilya valiliğine Ali b. Ömer el-Belevi'yi göndermişti.
Bu yeni vali 29!) yılı Zilhicce ayının sonunda (912 Temmuz sonu) adaya
ulaşmıştı.
IBNO'L - ESiR 47
Nihayet bir gün Ebü'I Abbas ağabeyi Ebu Abdullah'a içinden geçen-
leri dökmüş ve ona şöyle demişti: •Sen bir yöne.tim elde ettin, ancak se-
ni im yönı.>timden uzaklaştıran birisi geldi, kendi hukimiyetini kurdu. ona
düşen görev seni bundan uzak tutmaması ve hakkını koru,mnsı idi.»
EbO °Abdullah :
- ·.Şu Ana kadar hiç de farkında olmamışımdır. el-Mehdi : •
- Dün gece ve evvelki geceler neredeydin?
EbQ Abdullah bu soru karşısında bir anda susmu,ıu. el-Mehdi devam
etti : ·
- Geceyi. dün Ebü Zaki'nin
;
evinde geçirmedin mi?
Ebu Abdullah :
- Evet.
el-Mehdi :
Evinden çıkıp gitmene ve başka yerde gecelemene sebep olan husus
nedir?
Ebu Abdu1Jah :
- Korktum.
IBNO'L - ESiR 49
el-Mehdi:
- Kişi düşmanından başka bir kimseden korkabilir mi?
F. 4
50 18LAM TARiHi
lerdl. Ancak hemen el-Mehdi ortaya atılıp halka emim verdiAini söyleyip
onlara gUven telkin etmiş, bunun üzerine susup dağılmışlar, fakat arka-
ıından el-Mehdi bu Ebu Abdullah'ın isyan eden adamlarını tek tek yaka-
latıp öldUrmUştü.
Çeşitli Olaylor
nu·ı Mu'tezz'e bey'at edilince onun yerine başka birisi hacibliğe tayin
edildi, o da gelip el-Mukledir'e Uibi oldu,. Nihayet İbnu'l Furfıl vezirliğe
tayin edilip de işleri tamamen eline geçirince Sevsen ona karşı düşman
lık heslemeğe başlamış ve işlerinin iyi gitmemesi için gayret etmişti. lb-
nu 'l Furnt Sevscn'in bu faaliyellerini el-Muktedir l3illah'a haber vermiş
ve onun lbnu'l Mu"tezz'in hilafete geçirilmesinde rol oynadığını da ilave
etmisli. Bunun üzerine el-Muktedir Scvscn'i yakalatıp öldül'llil.
Bu yılda eski vezirlerden Ali b. ! sfı 'mıı tuncası Muhomnıcd b. Dfıvud
b. el-CerrAh vefat elti. Katiplik işini gayet iyi bilen bir kimse itli . Ayrıca
bu yılda Abdullah b. Ca'fer b. Hakan ile Ebu Abdurrahınan eci-Uehkfini
vefat etmişlerdi.
HiCRET'iN iKi YÜZ DOKSAN YEDiNCİ (M. 909 • 910.)
YILI OLAYLARI
Çeşitli Olaylar
Bu yılın recep (mart) ayınd:ı Ebu Nasr Ahmed b. İsmail es-Samani Si-
cistfın'ı istila etti. Ebu Nasr'ın devlet otoritesi iyice yerleşip hakimiyetini
kurmasından sonra 297 yılında Merkezi ve ikamet yeri Buhara'dan s:ıkıp
Rey şehrine gitmiş oradan da Heriit'a hareket etmişti. Ebü Nasr bu yılın
muharrem ayında Sidstan'a bir ordu sevketıi. Bu ordunun başında ilen
gelen devlet adanılan, kumandan ve emirlerinden bir kısmını yola çı
karmıştı. Ahmed b. Sehl ve Muhammed b. el-Muzaffar ile, ileride kayde-
deceğimiz gibi, Samanilerin Horasan valileri olan Simcürilerin atası Sirn-
cO; ed-Davati Sicistan'a gönde r ilenler arasında idiler. EbO Nasr Ahmed
bu ordunun genel komutanlığına da el-Hüseyin b. Ali el-MerverOzi'yi ta-
yin etmişti. Bu ordu hareket edip Sicistan'a varm ış tı: O sırada da Sicistfin
hakimi el-Muaddel İbn b. el-Leys es- Safffır idi.
el-Muaddel bu ordunun üzerine geldiğin_i haber alınca kardeşi EbO
Ali Muhammed b. Ali b. el-Leys'i mallarını korumak ve oradan Sicistan'a
buğday sevkiyatını sağlamak üzere Bust ve Ruhhac'a göndermişti . Bu
arada da Samani emiti Ahmed b. İsmail Busl'ta bulunan Ebü Ali üzerine
yürüyüp onu l'1ağlüp ederek esir alınış ve Herfıt'n geri dönmüştü.
Samanilerin büyük ordusu ise el-Muaddel'i muhasara altına almış ve
bir hayli sıkıştırmıştı. el-Muaddel kardeşi Ebü Ali Muhaınmed' in esir
alındığını haber alınca cl-Hüseyn b. Ali ile barış anlaşması akdererek
ondan eman dilemişti . Bunun üzerine el- Hüseyn b. Ali Sicistfııı'ı tama-
men işgal etmiş, buranııı valiliğine amcasının oğlu Emir Ahmed Ebu Sa-
lih Mansı1r b . İshak'ı tayin ederek el-Muaddel'i alı p Buhara'ya geri dön-
müştü . İlerid e kaydedeceğimiz gibi, Sicistfin ba l kı 300 (912-913) yılında
Samanilere karşı isyan etmişlerdi.
-Sfımaniler Sicislan·ı tamamen hakimiyetleri altına aldıktan sonra
Supkiri'nin zafer elde etmiş olarak Fars bölgesinden Sicistan'a doğru ha-
reket ett i ği haberini almışlardı. Heıncıı Supkiri üzerine bir ordu sevkeclcn
Samimiler onu ve askerlerini son derece yorgun oldukları bir anda kar-
şılmnış ve nıağlıip ederek esir nlını~lar, ordusunu ve ordugfıhını tamamen
ele geçirmişlerdi. Bu zaferden sonra Samani eıniri Ahmed, el -Muktedir'c
Supkiri'ye karşı elde e tmiş olduğu zaferi bildirerek mektup yazmıştı. el -
Muktedir de gönderdiği cevfılıi mektubunda ona teşekkür ediyor ve Sup-
kiri ile Muhammed b. Ali b. el-U•ys'i Bağdod'a göndermesin i emrediyor-
IBN Ü' L - ESiR ':ı7
du. Samani emiri bu emri yerine getirip Supkiri ile Muhammed b. Ali'yi
Bağdad'a göndermişti. Bu iki meşhur adam Bağdad'a iki fil sırtında gön-
derilmiş, el-Muktedir de Horasan hakimi Ahmed b. İsmail'in elçile.rini
bağışladığı hil'at ve hediyelerle geri göndermişti.
Çeşitli Olaylar
lbrtu 'l Furat'ın bu ilk vezirliği üç yıl, sekiz ay, on üç gün sürmüştü.
Onun tutuklanmasından sonru Ebü Ali Muha'mmed b. Yahya b. Ubeydul-
lah b. Yahya b. Hakan vezirliğe tayin edildi. Yeni vezir diva_nları yeni
baştan düzenleyip yeni tayinler yapmış, 1bnu'l Furat'ın göz altında tutul-
ması işini ele Ebfı'l Hüseyn Ahmed b. Yahya b. Ebü'l Bağal yüklenmiştL
Bu şahıs Isfahan'da ikamet etmekte olan Ebu'l Dağal'ın kardeşi idi. Kar-
deşi ile saray kahyası Ümmü Müsa vezirliğe gelmesi için bir hayli gay-
ret sarfetmişlerdi. el-Muktedir onun vezirliği devralması için huzuruna
girmesine izin vermiş, o da gelip halifenin huzuruna çıkmıştı . el-HakaııI'
nin bunu haber alması üzerine devlet işleri sürüncemeye girmiş ve işler
karmakarışık olmuştu. Hemen halifenin yanına gelen vezir durumu ona.
anlatmış ve derhal Ebu'l Hasan ile kardeşi Ebü'I Hilseyn'in yakalanma-
s1111 emretmişti. Ebü'i Has~n hemen o anda yakalanmış ve Ebü'l Hüseyn'-
in yakalanması için de eın'i-r verilmişti. O da aynı şekilde yakalanınca
Ümmü Musa ·JcQ.rkuya kapılmıştı. Ancak bunların ikisi tekrar serbest bı
rakılıp çeşitli görevlere getirilmişlerdi.
"-
IBNÜ'l - ESiR 59
Halife bir gün vezir İbnu'l Furat'ı hapsedildiği yerden çıkartıp yanı
na getirtmiş ve yakınındaki odaların birisine yerleştirerek ona izzet ve
ikramda bulunmuştu . Valilerin göndermiş olduğu mektuplardaki istek-
lerini onunla danışıyor ve bazı devlet yönetimiyle ilgili hususları onunb
tartışıyordu. Aynca daha evvel mallarını tamamen elinden almış olma-
sına rağmen tekrar ona bir sürü ihsanlarda bulunmuştu.
Çeşitli Olaylar
Bu yılda Emir Ebu Nasr Ahmed b. İ smail es-Samani ikinci kez ele
geçirmek üzere Sicistan'a ordu sevketti, çünkü Sicistan halkı ona kar~ı
isyan etmiş bulunuyordu.
«es-Sandali'nin azatlısı» diye meşhur olan. Harici mezhebine mensup
Muhammed b. Hürmüz, Sicistan halkından olup Buhara'da ikamet eden
yaşlı bir kimse idi. Bir gün Hüseyn b . Ali b. Muhamnıed'e gelerek ondan
mmışım isteyince Hüseyn b. Ali ona şöyle demişti: «Senin gibi yaşlı bir
adamın yapacağı ve kendisine yakışım bir husus varsa o da gidip bir su-
fiyye tekkesinde Allah'a ibadete yönelip burada ecelini beklemesidir.•
Buna son derece kızan Muhammed b . Hürmüz kalkıp Sicistan'a gitmişti.
O sırada Sicistan valiliğini Manscır b. İshak yilrütUyordu. Haricilerden
bir grup ile irtibat kurnrak onları kendisine baglamJş_ye Saffi\rilere itaat
için çağrıda bulunmağn başlamıştı. Ayrıca Amr b . Ya'küb b . Muhammed
c;4 ISLAM TARiHi
Hicri 300 yılında oğlu Ali'yi Tabermin kalesine bir orduyla gönder-
miş ve burayı muhasara etmesini emretmişti. ·Ahmed b. Kurhub'm gaye-:
si bu şehri ele geçirdiği takdirde çoluk çocutunu, mallarını, hizmetçi ve
kölelerini buraya gönderip muhafaza altına almak istiyordu. Sicilya hal-
kı onunla anlaşmadığı ~nda gidip burada kapancaktı. Bunun üzerine oğ-
. lu kaleyi altı ay müddetle muhasara altına almış bu arada askerler ona
karşı gelerek jsyan etmişler, çadırını ve karargahı ateşe verip onu öldür-
mek istemişlerdi ancak yanında bulunan müslüman araplar· buna engel
olmuştu.
F. 5
06 ISLAM TARiHi
ra el-Mehdi EbQ ~aid Musft b. Ahmed'i Sicilya valili~ine tayin ederek ora-
ya göndermiş ve yanına Kiltame ileri gelenlerinden bir grubu da katmış
tı. Bu yeni vali yanındakilerle birlikte yola çıkıp Tarıibunuş'a ulaşmışlar
dı. el-Mehdi'nin bu yeni vali ile birlikte asker göndermesinin sebebi şu
idi: Daha evvel ·tbn Kurhub el-Mehdi'ye bir mektup yazıp şöyle demiş
ti: <"<Sicilya halkı emirlerine karşı sürekli isyan eden ve ülkede karışıklık
çıkaran •bir yapıya sahiptirler. Bunlar emirlerine itaat etmez, emirlerin
mallarını yağmalar ve sürekli karşı gelirler. Bu durum onları tama.nen
sindirecek bir ordunun üzerlerine gelip ülke .hakimiyetini reislerinin elin-
den almakla ortadan kaldırılabilir.» Bunun için el-Mehdi oraya asker
göndermişti. Askerin geldiğini gören Sicilya halkı bundan hayli korkmuş,
el-Mehdi'nin askerlerinin gelmesi üzerine Circent halkı Ebu Said'e karşı
gelmiş ve isyan etmişlerdi. Ebu Said deniz sahilinde yaptırdığı bir kaleye
kapanmış ve etrafını surlarla çevirmişti. Sicilya halkıyla giriştiği çarpış
malarda onları mağlup edip reislerinden bir grubu da öldürtmüş, bir kıs
mını da esir almıştı. Nihayet şehir halkı ema~ dilemiş ve onlardan karı
şıklık çıkaran ve halkı isyana teşvik eden iki adam hariç geri kalanına
eman vermişti. Şehir halkı bunu kabul edip belirtilen o iki adamı teslim
etmişler, Ebu Said de bunlan İfrikıyye 'ye el-Mehdi'nin y.ınına gönder-
miş ve Circent'i tamamen teslim aldıktan sonra k.ıpılarını yıktırmıştı.
Bu arada el-Mehdi'den gelen bir mektupta halka karşı yumuşak d~vra-
nıp onları affetmesini emrediyordu.
Çe,ıtli Olaylar
Siciıtin Olayları
(11 Leyli b. Numan·,n ismi hakkında bir hayli tereddüt etlik. Leytl kadın ismi olarak
bilind i ı}i için "Leyn b. Nu'mln• '9kllnde yeımak istedik. lran bölgesinde Farisllar
Leyli ismini erkek için kullandıklarında «Leyll• teklinde kullanırlar. Fakat ülkemizde ve
diğer memleketerde bu kumandan «leyll b. Nu' man• olarak bilinmektedir. Elif-1 makıu
ra·nın te·nıs allmetl olmasına raı}men bu ismi böyle kuiıanmayı tercih ellik (Çeviren)
IBNO'L - ESiR 71
tU. Ancak el-AtrQş'un damadı ve aynı zamanda b.ir·• Alevi 'davetçisi olan
el-Hasan b. ; el-Kasım geriye dönerek · Taberistanlılar üzerine · saldırıya
Beçmiş, kendisi onlarla aralannda her hangi bir emftn söz konusu olma-
dıAı için son ferdine varıncaya kadar hepsini 'kılıçtan geçirmiş ve böy-
lece el-AtrQş TaberistAn'a hakim olmuştu . ·
Sa'luk ise Rey şehrine geçmiş ve ora~a·n bu yıl içinde Bağdad'a git-
mişti. el-AtrOş'un· etkisiyle Deylemilerden Müslüman olanlar genellikle
EsfiderOz (Esfizar) ile Amul bölgesinde bulunuyorlar ve Şii mezhebine
bağlı idiler. el-Atrfış Zeydi mezhebine baAlı olup şAir, gayet nüktedan,
alim ve Zeydiye mezhebinde büyük bir fakih olup huyu güzel, dürüst
bir yaşantıya sahip idi. AnlatıldıAına göre, o CürcAn'a Abdullah b. el -
MUbArek'i vali olarak tayin etmişti. Abdullah homoseksilelik ile itham edi-
liyordu. el-Hasan bir gün v~rdiAi bir görevden acze düş tüğünü görünce çı
kışmış. Abdullah onun bu çıkışmasına karşı: «Bana yardım edecek yiğit
erkeklere ihtiyacım var> demiş, Hasan da: «Bunu biliyoruz• diye· karşı
lıkda bulunmuştu.
yum'u da istilA etmişlerdi. Böylece Mısır 'ın büyük bir kısmına hAkim
olan Aleviler bölge halkına karşı son derece zalimce davranıp onları sı
kıştırıp duruyorlardı. Bunun üzerine el- Muktedir Billah Mısır'a Mu'nis
el-HAdim'i kalabalık bir orduyla göndermiş, Mu'nis Alevileı-le savaşa tu-
tuşarak onları mağlup ~tmiş ve Mısır'dan geriye püskürtmüştü . Bunlar da
hezimete uğramış olarak Mağrib'e geri dönmüşlerdi.
Çe,itli Olayl~r
Bu yılda vezir Ali b. · tsa'nı n yaz gazasına çıkmak üzere Tarsus'a git-
mesi emredilmişti. Bunun üzerine Tarsus valisi bulunan Bişr el-Hadim'e
yardım etmek üzere iki bin süvari komutasında hareket eden vezir Ali
p. lsa 'Tarusus'a ulaşmış, ancak yaz seferine çıkma imkanı bulamıyp bu
seferi kışın son derece soğuk ve karlı bir havada yapmışlardı.
Yukarıda kaydettiğimiz gibi, bu yılda el-Hasan b. Ali el-Atruş el -
Alevi Amul'e hakim olduktan sonra oradan ayrılıp SalOs üzerine yürü-
müştü. Sa'luk, el-Atrüş 'a karşı Rey'den bir ordu çıkarmış, el-Hasan bun-
larla çarpışmalara girişerek mağlup etmiş ve Amul'e geri dönmüştü .
el-Hasan b. Ali son derece mükemmel, müttaki bir hayat sürüyor-
du, adil bir kişi idi. Devrinde yaşayan insanlar onun gibi Adil ve dUrUst
bir insana rastlamamışlardı. O hakkı yerine getirir ve korurdu. İbn Mis-
keveyh «Teciribu'l-umtm• adlı esetinde ondan söz ederken onun Alevi
dAi (davetçi) si olduğunu kaydediyorsa da aslında davetçi değildi. Yµ-
karıda kaydettiğimiz gibi, onun damadı Ali b. el-Kflsım · Alevi dfli. (da- .
vetçi) si idi.
Bu yılda halife el-Muktedir İbnu'l CessAs el-Cevheri diye meşhOr
olan Ehµ Abdullah el-Hüseyn b. Abdullah'ı tutuklatmış ve evinde bu-
lunan çeşit çeşit mallarına el. koymuştu. Anlatıldığına göre, bu malları
dört milyon dinar değerinçie idi. Ancak kendisi bu mallarının yirmi kü-
sur milyondan daha fazla değere sahip old_uğunu 'iddia ediyordu.
Çe~itli Olaylar
Bu yılda
Mu'nis el- Hadim « Vadi ez-Ziab» bölgesinde yaşayan Şey
banoğullarına karşı giriştiği bir saldırıda bir hayli adam öldürüp bu ka-
bilenin evlerini yağmalatmış, onların yol kesmek suretiyle ticaret ker-
vanlarından ele geçirdikleri bir sürü ve sayılmayacak kadar çok malı el-
lerinden kurtarmıştı.
ve yanındakile rin morali düzelmiş, bir hayli manevi güç kazanmışlar, bu-.
na karşılık el-Hüseyn b. Hamdan ve yanındakilerin ise maneviyatları kı
rılmış idi. Bu anıda Raik ve adamları bir gece baskmı ile Hüseyn b. iıam
dan'ı mağlup etmişler, o da oradan ayrılıp Diyar-Rabia'ya doğru çekil-
ıııişli. Haik'ın emrindeki askerler de gelip Musul yakmında karargah kur-
muşlardı.
· Çeşitli Olaylar
rişenEbu Hamid onları mağlup etmiş, bir kısmını öldürerek geri kalan-
ı.arını
da esir alıp BağdAd'a götürmilşlil. el-Muktedir bu yol kesicilerin
hapsedilmeleri için emniyyet görevlisine teslim edilmelerini emr~tmiş,
ımcak halk bunların üstüne çullanıp hepsini öldürmüş ve Dicle nehrine
atmışlardı.
B11 yılda Ki.ltüb-i sitte'den birisi olan «es-Sünen»in müellifi Ebu Ab-
durrahman Ahmed b. Şu'ayb en-Nesei Mekke'de vefat elmiş, Safa ve Mer-
ve tepeleri arasında defnedilmişti. Ayrıca el-Hasan b. Süfyan en-Nescvi de
bu yılda vefat etmişti.
Yine bu yıl içinde Diyfır-Rabia'nın haracını ve diğer vergilerini top-
lamakla görevli bulunan Ebu Bekr Muhammed b. Aynı1ne Nusaybin'de
vefat etmişti. Onun vefatı üzerine yerine oğlu el-Hasan getirilmişti.
Bu yılda Mu'tezile mezhebinin ileri gelenlerinden EbCı Ali Muham-
med b. Abdülvehhab el-Cubai vefat etmişti. Ayrıca el-C~hız'ın yeğeni
olan Yem(H b. Mazarra' el-Abdi Dımaşk'ta vefat etmişti. ·
HiCRET'lN ÜÇ YÜZ DÖRD0NC0 (M. 916 - 917.)
YILI OLAYLARI
Bu arada İbn Ebi's-SAc Halife'ye bir mektup yazıp onun rızasını al-
mağa çalışmıştı. Kendisine Rey ile civarının verilmesi k~rşılığında h ı:: r
yıl bütün askerlerin ihtiyaçlarını giderdikten sonra beytülmal'e yedi yüz
bin dinar göndermeyi taahhüt ediyordu. Ancak halife el-Muktedir, İbn
Ebi's-SAc'ın uydurduğu tayin belgeleri ve bu husustaki yalanlarından do-
layı yer yüzünil dolduracak kadar mal verse bile onu buraya bir tek gün
vali yapmayacağını söylemişti. İbn Ebi's-SAc Halifenin bu tavrını ve Mu'-
'nis el-Hidım'ın üzerine geldiğini haber alınca Rey'in haracım on gün
içerisinde topladıktan ve şehri tahrip ~ttikten sonra aynlıp gitmişti.
Çeşitli Olaylar
(1) Bundan evvelki yıl olayları arasında . da aynı ıamıın vefatı kaydedllmşti. Belki
bu hususta . iki ayrı rivayet blduOu, için tekrar edllml,Ur (Çeviren}.
J,liCRET'İN . Oç YOZ BEŞINCt (1\1. 917- 918.)
YILI OLAYLARI
yet İbn · Hamdan oraya gidecek olursa her ikisi sana karşı birleşirler.• · Di •
ğer taraftan gerçekten İbnu'l Furat el-.Muktedir'e lbn Ebi's-Sac üzerine
el- Hüseyn'in gönderilmesini söz konusu etmişti. Bunun için el-Hüseyn b.
Hamdan bu yılın cemaziyülevvel (918 e~im) ayında öldürülmüş, İbnu'I
Furat ise cemaziyülahir(kasım) ayında tutuklanmıştı .
/
Hftmid de ona şu karşılığı vermişti : «Allah bana güler bir yüz, ıyı ·
bir huy vermiştir. Bundan dolayı bel_l yüzümü ekşitecek ve vezirlik için
de h uyumu bozacak değilim .» Onun bu· tavrını el-Muktedir 'e anlatıp ayıp
lamışlar ve vezirliği bilmediğini, böyle bir makamın ne demek old~ğunu
a nlayamadığını da ifade etmişlerdi. Bunun üzerine el-Muktedir Ali b.
İsa'nın hapisten çıkarılmasını ve ona Hamid'in vekili olarak bütün di-
vanları tanzim etmesini emretmiş idi. Ali b. İsa nrzu ettiği gibi ve Hamid'e
danışmaksızın işleri yürütüyordu. . Böylece vezirliğin isminden başka
IBNO'L - ESiR 97
HAmid'e hiç bir yetki bırakılmamış ve asıl bütün yetki ve görevler Ali b.
lsA'da toplanmıştı . HattA bunl~rın ikisi hakkında şu beyit söylenmişti :
Hamid sefil bir insandı, ancak lbnu'l Furfit ona şöyle demişti : «Sen
şu anda sultanın tahtında, memleketin yöneliminde ve sarayında bulunu-
yor ve ülkeyi idare ediyorsun, yoksa şu bulunduğun yer aı·zu ettiğin gibi
taksim edeceğin bir harman, istediğin gibi ölçüp biçip dağıtacağın bir ha-
sılat veya ürününü darmadağın edeceğin bir tarla değildir.» Sonra İbnu'l
Furat Şefi' el-Lü'lü'ye dönüp şöyle der: «Benden Emirü'l Müminin'e şun ..
ları iletmeni isterim: Hamid vezaret için getirilip saraya yerleştirildi. An-
cak o bu işin ehli değildir. Ben IJAmid'den iklaı karşılığında ödemesi için
iki milyon dinar biçmiştim ve bu meblağı da ondan isledim. Kendisi de
vezirliğe gelip oturmakla bundan kurtulacağını ve bu meblağı ödenieye-
ceğ•!1i zannetmiştir, hatta bunu fazlasıyla ödemesi gerekir.,. Bu sözleri
işıfcn Hamid bir hayli öfkelenmiş ve lbnu'l Furat'a küfrelmeğe devam
etmişti. el-Muktedir bu meblağın ödenmesi için gerekli infazın yapılma
sını emretmiş. sonra ibnu'l Furat oradan tekrar hapsedildiği yere götü-
rülmüştü. Vezirin durumunda olan Ali b. lsfı ve Nasr el-Hacib." Hamid'-?
· şöyle demişlerdi: «İbnu'l FurM'a karşı giriştiğin bu davranışın ile bize ve
kendi şahsına karşı büyük bir <:inayet işlemiş ve bir daha uyumayacak
olan bir şeytanı uyandırmış oldun.
Bu olaydan sonra İbnu'l Furat'ın elindeki bütün mallara el konınus,
oğlu el-Muhsin ve di~er adamları da dövülmüş, ellerinde bulunan bütün
malları müsadere edilmişti.
F. 7
98 ISLAM TARIMI
Diğertaraftan Ebf.ı'l Kasım el-Kaim ile M'u'nis arasında bir sürü çar-
pışmalar meydana gelmiş ve nihayet zafer Mu'nis'in olmuştu. İşte bun-
dan dolayı de Mu'nis'e «Mu'rıis el-Muzaffer» lakabı verilmişti.
IBNO'l - ESiR 90
Çefitli Olaylar
Ru yıl
içinde Bağdad'da halktan bazı kimselerle Hanbel_i mezhebin•~
mensup kimseler a rasındn knvga meydana gelmiş, halife Hanbeliler! ya-
kalatıp Basra'ya göndermiş ve zindana a ttırmıştı.
birisi olmalıdır. Ahmed ti. 1sm4il sanki İbn Sehl'in en son isyanını çok ev-
velinden görmüş gibiydi.
Çe,itll OJayJar
Bu yıl içinde bir gün gök yüzilnde en ufak bir bulut parçası yokkeıı
büyük bir yıldız kaymış ve şiddetli bir ışık saçarak üç parçaya ayrılmış ve
kayması sırasında yıldırım sesine benzer bir ses duyulup hnlkın korkma-
sına yol açmıştı.
hah olasıca!» diye hitap ettiğinde vezir Hfımid bu sözü hemen işitmiş ve
kadıya: «Şu söylediklerini yazıver» deyince I~adı Ebü Amr, Hafüıc'ı mü-
dafaa etmek istemişse de Vezir Hamid onu bu sözüyle)lzfı~ etmişti. Du-
nun üze rine kadı bu söylediği sözleri fetva şeklinde yazmış ve Hall~c•m
kaııı miibah kılınmıştı . Kadınm bu yazdıklarına ilaveten o mecliste hazır
bulunanlar da bu hususta kanaatlerini belirtmişlerdi.
Vezir Hamid hal ifeye m ektup yazıp H a llfic'ı öldürmesi için izin ver-
ım•sini talep eder ve ona kadı ve diğerlerinin verdiği fetvayı gönderir.
el-Muktedir öldürülmesine izin verir ve vezir Hamid de el-Hallfıc'ın cmni-
~t•t görevlisine havale eder. r~mniyet göı-cvlisi ona bin kırbaç vurduğu
hül,fo hiç de etkilenmemişti. Sonra bir elini, sonra ayağmı, arkasından
ciiğ<.>r eliyle d iğer aycığını kestirmiş, sonunda öldürülmüş ve vücudu ateş
le ynkılnııştı. Tı:ımamcn ya nıp ki.il oldukları sonra ki.illeri Dicle nehrine
savrulmuş. başı l.ıir mızrağın ucuıın takılarak 13nğdad'da gezdirilmiş, son-
nı or:.ıd tın Horasfüı'a günderi lıııişti, çüııkü Maıısı"ır'urı IIornsfüı'da kendi-
ı-inc bağlı mi.iriclleri vardı. Ilallac cl-M,ınsür'tın üldürül111esinden sonra
bnzı ::ıdarnl:m gelip şöyle demişlerdi : «O ııshi öldürülmedi, onun bir ben-
zc>ri at sırt ında giderken görüldü ve kırk gün soma tekrar çıkıp gelecek-
ti r.» Oir kaşkası da şöyle demişti: «Ben onu Nelırevfın yolunda bir nıeı·
kebe binmiş gidiyorken gördüm.» Jiüscyn b. Mansur el-IJallf.ıc'ın. öldü-
riilmed erı evvel ad:ınılanna şöyle elediği rivayet t!dilir: «Siz benim öldü-
riil ecE"ğinıc ve öleceğime innırnn bu inek ad..ınıhır gibi olmayınız.»
Çeşitli Ohlylar
(1) Genellikle Türkiyeli illm adamları ile Batılı Müsteşrikler tarafından Mlkln b. Ki-
ki olarak kaydedilen bu kumandanın adı lbnü'l*Eair'de hep M6k6n lbn Kllf şeklinde kay-
dedilmlştir (Çeviren).
18Nl')'L - ESlij 113
Çeşitli Olaylar
Bu yılda
el-Muktedir, Mu'nis el-Hadım'ın şefatçiliği .ile Yusuf b'.
Ebi's-Sac'ıhapishaneden salıp huzuruna kabul etmiş, Yılsuf da el-Muk-
tedir'in huzuruna çıkmıştı . el-Muktedir hil'atler giydirerek onu Rey,
Kazvin, Ebher, Zcmcan ve Azcrbeyd\n vilayetlerine tayin etti ve her yıl
bu şehirlerde yaşayan askerlerin maaş ve geçimlerini sağladıktan sonr.1
beytülmale beş yüz bin dinar göndermesi kararlaştırıldı. ·
Ayrıca el-Muktedir aynı gün Vasif el-Bektimü!'i ile Muhammed b.
Amr b. . Leys'in iki oğlu olan Tahir. ve Ya'kf.ıb
. 'a da hil'atler giydirmişti.
Y~suf b. Ebi's-Sac bütün hazırlıklarını tamamlamış, el-Muktedir Bil-
lah da Vasif'in yanına verdiği askerlerle birlikte Yusu f b. Ebi's-Sac'ı Bağ-
IBNO'L - ESiR 117
Şayet Hamid'in bazı vekilleri Ali b. İsa'dan şikayetçi ola.c ak· olsalar
şikayet dilekçelerinin üzerine şöyle yazardı: «Arazilerin iltizam mazba-
taları vezirin naibine aittir, bu da sultanın hukukunun gerekli şekilde .
korunmasıyla olur. Vezir kendi görevlilerinin halka yaptıkları zulmü ön-
lemek için buyursun harekete geçsin.» Bun~n için Hamid halifeden izin
isteyip iltiıamlarını görmek ve orada incelemeler yapmak üzere Vasıt'a
IBNO ' L - ESiR 119
Ebu Ali b. Mukle, İbnu'l Furat aleyhinde söz söyleyen ve onu gam-
mazlayanlardan birisi idi. Vezir Hamid'in vezareti döneminde bazı ~
revlere getirilmişti. İbnu'l Furat vezarete gelince yanına gelmiş kendisint ·
aleyhinde bulunduğu söyle~esine rağmen İbnu'l Furat, onu Jçendi eliyle
yetiştirip büyüttüğü ve kendisine iyiliklerde bulunduğu için kesinlikle
söylenenleri kabul etmemişti. Ancak bunlar tekerrür- edince İbn Mukle'-
nin yaptıklarına inandı.
Ebu Tahir Basra'da on yedi gün kadar ikamet edip taşıyabildiği mal
ve eşya ile kadın ve çocukları . alıp kendi memleketine geri döndü,. Bu
olaydan sonra el-Muktedir Hasra valiliğine Muhammed b. Abdullah el-
FArıkiyi tayin etmiş, Karmati el-Heceri'nin oradan ayrılmasından sonra
yeni vali Basra'ya gitmişti. .
Çetitli Olaylar
Yine bu yıl içinde Bunney (?) b. Nefis Isfahan harp işlerinin başına
tayin edilmişti.
Bu yılda· Fars bölgesi emiri olan Bedr el-Mu'tazıdi görevin.in başın
ela ilcen Fars'ta vefat etmiş ve yerine oğlu Muhammed tayin edilmişti.-
Bu yılda ileri gelen mutasavvıflardan ve st'.lfiyenin meşhur şeyhle
.rinden Ehi'.\ Muhammed Ahmed b. Muhammed b. el-Hüseyn el-Cureyri
ile meşhur nahiv bilgini ve cMeini'l-Kur'in» adlı eserin müellifi Ebü
İshAk İbrahim b. es-Sirri ez-ZüccAc vefat etmişlerdi.
HİCRET'.İN ÜÇ YOZ ON İKİNCİ (M. 924 - 925)
YIU OLAYLARI
Ebul'-Kasım'ın babası Ebu Ali el-Hakani son derece hasta olup yaş,
hlığından dolayı olup bitenleri anlayamaz bir hale gelmiş ve oğulunu~
vezaretini de farketmemişti. Nihayet Ebfı'l Kasım 9 Rebiyülevvel günü el-
Muktedir'in istememesine rağmen vez.ir tayin edildi. O sırada ·hapiste
bulunan İbnu'l Furat Ebfı'l Kasım'ın .,;ezarete getirildiğini haber alınca
şöyle demişti: .«Hapse atılan ben değilim, halifenin kendisi hapsedilmiş
tir.» İbnu 'l-Furfıt bu sözleriyle yeni vezirin vezaret işlerinf bilmediğini
ifade etmek istiyordu.
mışlardı. Ancak bir ara ev. sahibi kadının siyahi cariyesi gelip el-Muh-
sin'i çadırda görmüş . ve hemen geri dönüp hanım ef~ndisine çadırda ve
Evlerinde bir adam bulunc;iuğuriu haber vermiş, evin hanımı da ~elip ça-
dırın içine baktığında el-Muhsin'i hemen taruyıvermişti.
F. 3
ı:m IS LAM TARiHi
lunmuş, bu iki oğlu serbest bırakılıp onlara hil'at giydirilmiş ve yirmi bin
dinar para verilmişti. Diğer taraftan İbnu'! Furat'ın el-Hasan · adındaki
oğlundan ise yirmi bin dinar alındıktan sonra evine gitmesine müsaade
edilmişti.
Vezir Ebü'l-Hasan İbnu'l Furat son derece cömert, işinin ehli ve di-
rayetli bir kimse olup kendisi~e soru sorulduğunda gayet tatlılıkla ve gü-
zellikle cevap verirdi. Oğlu el-Muhsin'den başka hiç bir kötülüğü ve gü-
nahı yoktu.
Bu yılda Karmati reisi Ebü Tahir Kufe'ye girdi. Ebu Tahir daha ev·
vel esir aldığı ve a ralarında İbn Hamdfın 'ın da bulunduğu hacıları ser••
(1) Metinde «kar,, (sele) şeklinde geçti~i halde nüsha farklarından birinde Arapça
yazılışı buna yakın olan Tuz, (milh) diye kaydedilmiştir -(Çeviren).
132 ISLAM TARIHl
Çeşitli Olaylar
Bu yılda
Sicilya ordusu, kumandanları ve emiri Salim b. Raşid ku-
mandasında Mt~1di Ubeydullah'ın İfrikıyye'den gönderdiği askerlerle bir-
likte harekete geçerek Ankeberde'ye ulaşmış ve oradan Ğıyran ve Eberce
şehirlerini fethederek bir çok ganimet ele geçirip tekrar karargahlarınc:1
geri dönmüşlerdi. Oradan Kıllevriye (Kalabria) üzerine yürüyen Müslü-
manlar Tarent (Tarento) şehrine doğru ilerlemiş, muhasara altına alarak
şehri kılıç zoruyla bu yılın ramazan ayında fethettikten sonra Adrent
(Uzrantu) şehrine gelip burayı muhasara altına almış ve evlerini tahrip
etmişlerdi. Ancak bu arada Müslümanların ordusunda şiddetli bir hasta-
lık görülmüş bunun üzerine de memleketlerine geri dön~üşlerdi. Müslü-
manlar Sicilya adasında hala Rumların elinde bulunan şehirlere süreklı
akınlar yaptıkları gibi Killevriye (Kalabria, yani bu günkü İtalya'nın Bu-
ruttia bölgesi) ijzerine sUrekli akınlar ve seferler düzenlemişlerdi.
Çeşitli Olaylar
(1) lbnü'I-Esir, burada •Rum Meliki.. yani hükümdarı. kralı şeklinde kullanmaktadır.
Ancak bizzat Bizans imparatoru değil de o sıralarda lmparatoruğun başkumandanı otan
loannes Kurkuas bu sefere çıkıp Malatya'yı zaptetmişti. (Çeviren).
136 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olaylar
Ertesi gün olunca asker arasında bulunan bazı ayak takımı kimseler
karşı tarafa küfredip taş atmağa başlamışlardh Yüsuf b. Ebi,'s-Sac, Kar-
matilerin az olduklarını görünce onları küçümsemiş ve şöyle demişti: «Bu
köpek herifler bir saat sonra elime düşeceklerdir!» · Hatt~ onları s~n de-
rece küçük bir kitle olarak görüp hafife aldığından dolayı daha onlarla
çnrpışmağa girişmeden Bağdad'a ·zafer müjdesini y_azmağa başlamıştı.
Nihayet iki ordu karşı karşıya gelmişlerdi. Eb(i T•hir el-Karmati bo~
ru sesleri ve bağırıp çağırışmaları işitince yanında bı.ılıınaıı adamlarından
birisine: «Bu nedir?» diye sormuş, o da: «Mağlubiyyetin alametlerdir.»
şeklinde cevap vermişti. EbO Tahir el-Karmatt ·de: «Evet gerçekten b\1
_ mağlObiyyetten başka bir şeye delalet etmez.» demişti. Nihfl)'~t her iki or..
du o _g ün Cumartesi günü güneş batıncaya kadar sürekli çarpışıp durmuş
ve her iki taraf bir hayli direnmişti. Ebu Tahir bu d~rwnu görünce biz-
zat kendisi ve güvendiği bir grup adamıyla birlikte savaşa girmiş, Yüııuf'
un askerlerini silindir gibi ezmeğe başlamıştı. Nihayet onları önüne·· ka-
tınca kaçmağa başlamışlar, Ytlsuf ve yakın adamlarından kalabalık bir
grup o gün güneş batımına yakın b ir zamanda esir alınmışlardı. Yusuf
hemen Ebfı Tahir'in yanına karargaha götürtilmüş. Ebfı Tahir de derhal .
yaralarının tedavi edilmesi için bir tabip görevlendirmişti.
Bu mağlübiyetin haberi Bağdfıd'a ulaştığında bütün halk Karmati-
lerden büyük bir korkuya kapılıp Hülvan ve Hemedfın'a kaçıp gitmeyi
düşündüler. Nihayet İbn Ebi's-Sac'ın hezimete uğrayan askerleri yaya
olarak; yalınayak, başları kabak, çıplak bir vaziyette şehre ulaştılar. Bu-
nun üzerine Mu'nis el-Muzaffer Kufe'ye gitmek üzere harekete geçmiş,
ancak bu arada Karmatilerin Aynü't-Temr'e gittikleri haberini almışlardı.
Mu'nis Bağdad'dan Karmatileri Fırat nehrini aşmaktan engellemek üze-
re beş yüz kadar kayığı yola çıkarmış. diğer taraftan da Enbar'ı korumak
ve Karmatilerin buradan geçmelerini engellemek üzere de bir başka or-
duyu harekete geçirmişti .
Karmatiler Enbiir'a doğru harekete geçmişler, ancak Enhar halkının,
şehre ulaştıran köprüyü yıkmaları üzerine Fırat'ın batı tarafında karar-
gah kurmuşlardı. Bu arada Ebü Tahir adamlarını el-Hadise'ye göndere-
rek Enbfır halkının haberi olmadan gemiler getirtmiş ve~Karmatilerden üç
yüz adam bu gemilere binip Enbar'da bulunan sultanın askerlerine hü-
cum ederek onlarla çarpışmış, mağlubiyete uğratıp bir hayli: kimseyi öl-
dürerek Enhar şehrine hakim olmuşlardı. Ebu Tfihir de EnBar köprüsü-
nü hemen baştan kurarak adamlarının büyük bir kısmını nehrin batı ta-
rafında bıraktıktan sonra az bir grupla Enbar'a geçmişti.
F. 10
146 ISLAM TARIHl
••
B~ yılın zilkade ayında çıktığı yaz gazlısından sAlimen dönen Semel
Tarsus'a gelmiş, yani~da bulunan adam ve askerleriyle birlikte bu Rum
.ordusuyla karşılaşıp şiddetli çarpışmalara girişmişler ve Müslüman as-
keri.er Bizanslılara galip gelerek bir çok Rum'u öldürmüş ve sayılmaya
cak!kadar ganimet ele geçirmişlerdi.
Müslümanların bu savaşlar sırasında ele geçirdikleri ganimetlerden,
daha Bizans topraklarında iken kesip yedikleri üç yüz bin baş hay-
van vardı. Ayrıca alıp getirdikleri de bunların dışında idi. Müslüman-
iar bu savaştan geri dönerlerken ~İbnu'd-Dahhak» ad~yla · meşhur olan
IBNÜ'L - ESiR 151
. Bu yılın rebiyülevvel (927 mayıs) ayında, günün son iki saatinde fid-
detli bir ses çıkaran büyük bir yıldız kaymıştı.
Yine bu yılın cemaziyülahir (ağustos)' ayında er-Rusafa'da büyük -bir
yangın çıkmıştı. Vasif el-Cevheri ve Murabbaa el-Hurasi o ~ırada Bağ
dad'da bulunuyorlardı.
Bu yılda «Kitilbu'l Usul fi'n-Nahv» adlı eserin müellifi ve «İbnu's
Sirac en-Nahvi» diye bilinen Ebft Bekr Muhammed b. es-Sırri vefat et-
mişti. Başka bir rivayette ise onun 316 yılında vefat ettiği kaydedilir.
!
Karmatiler Enbar'dan çekilince Mu'nis el-Had'ım de Bağdad'a geri
dönüp bu yılın 3 Muharrem (27 Şubat 928) günü BağdM'a ulaşmıştı. Ebıl
'İ'Ahir el-Karmati ise Fırat nehri yoluyla ed-Daliye'ye · doğru gitmiş, bu-
rada ki_ı;nseyle " karşılaşmadığından şehrin halkından bir grubu katletmiş
ti. Oradan er-Rahba'ya hareket eden Ebll Tahir 8 muharrem (4 mart)
günü bur~ya vararak halkının karşı koyması üzerine onlara karşı şiddet
le savaştritş ve sonunda galip gelmişti. Bundan sonra Mu'nis el-Muzaf-
fer'e er-Rakka'ya ·doğru harekete geçmesi emredilmiş hemen safer (mart-
nisan) ayında harekete geçip Musul yolu ile rebiyülevvel (nisan-mayıs)
ayında oraya varıp karargahım kurmuştu. Bu arada Karkisiye halkı Ebü
Tahir'e haber gönderip ondan eman dilemişler, o da vermişti. Ancak bu
eman karşılığında Ebü Tahir gündüzleyin hiç kimsenin evinden çıkma,
masını istemiş ve bu isteği kabul edilmişti.
raz daha sabretmesini emretmiş ve ona şöyle demişti: «Sen benim katım
da babam e~-Mu'tazıd makamındasın.» Ali b. İsa istifa etmek konusunda
bir hayli direnmişti. Soma el-Muk1ıedir Mu'nis ile bu konuda iştişare ede-
rek vezirliğe üç kişiyi aday olarak düşündüğünü söylemişti. Bu üç aday
şunlardı: Biri el-Fazı b. Ca'fer b. el-Furat idi ki annesi Hayrlina, kız kar·•
deşi de el-Muhsin b. Furat'ın zevcesi idi. Bu vezir .adaylarının ikincisi
Ebu Ali b. Mukle, üçüncüsü de İbn Ebi's-Sac'ın veziri Muhammed b. Ha-
lef en-Niremani idiler. Mu'nis şöyle demişti: «el-Fazı b. Ca'fer olmaz. Biz
onun amcası vezir Ebu'l Hasan'ı ve amcasının oğlu ile eniştesi el-Muh-
sin'i öldürüp bacısının mallarına el koymuştuk. Bundan dolayı ondaq
emin olamayız. İbn Mukle'ye gelince; o da çok konuşan, aldatıcı ve ve-
z.ırette hiçbir tecrübesi olmayan bir kişidir. O da işimize yaramaz. Mu-
hammed b. Halef'e gelince; o da cahil, aceleci ve hiç bir şeyi doğru dü-
rüst yapamayan bir şahsiyettir. En iyisi Ali b. İsa'nın bu işi sürdürmesi-
dir.»
Sonra Mu'nis Ali b. İsa ile karşılaşmış, ona vezirlikte biraz daha
liabretmesini tavsiye ederek sakinleştirmeğe çalıştıysa da Ali b. İsa ona
şöyle demişti: «Eğer sen sürekli olarak burada merk~zde oturuyor olsay-
dın hep senden yardım isterdim, ancak şimdi er-Rakka'ya, arkasından
da Şam'a gideceksin.» Ebu Ali b. Mukle halifenin bu düşüncesini haber
alınca derhal lrarekete geçmiş ve bir çok yerin iltizamlarını yüklenerek
bu işe talip olduğunu söylemişti. el-Muktedir bu hususta ve bu üç aday
ile ilgili olarak Nasr el-Hacib ile istişarede bulunmuş, Nasr ona şöyle de-
mişti: «el-Fazı İbnu'l Furat'ı ele alacak olursak o doğru dürüst yazışmayı
bile bilmez, bu yüzden bu konuda yeterli olmadığı gibi, daha dün amca-
sını, amcası oğlunu ve eniştesini öldürüp bacısının ve annesinin mallarına
el koymuştun. Sonra Furfıtoğulları Rafiziliğe daha yakın olup Ali b. Ehi
Talib'in çocuklarına meyillidirler. Ebu Ali b. Mukle'ye gelince, onun in~
ı:,anlar katında her hangi bir saygınlığı olmadığı, bu işin üstesinden. gel-
mesinin zor olduğu ve her hangi bir tecrübesinin bulunmadığı bellidir.
Nihayet Nasr el-Hacib halifeye Muhammed b. Halefi tavsiye etti. Ara-
larında bir muhabbet ve yakınlık vardı. Ancak el-Muktedir Muhammed
b. Halefin cahilliğini ve aceleciliği ile karıştırıcılığını anlayınca ondan
nefret etmişti. İbn Mukle bu durumu habe ralınca Nasr el-Hacib'e hedi-
yeler ile gelmiş ve Nasr da onu ·el-Muktedir'e tavsiye etmiş, böylelikle
el-Muktedir Ebu Ali b. Mukle'yi vezir tayin etmişti.
İbn Mukle Karmatilerin Enbar'a gelmesi üzerine adamlarından bi-
risini Enbar'a elli posta güvercini ile birlikte göndermiş ve oradan mey.-
dana gelen olayları günü gününe kendisine- bildirmesini emretmişti. Bu
adam Enbar'da ikamet . ederek haberleri günü gününe İbn Mukle'ye ulaş
tırıyordu, İbn Mukle da Nasr el-Hacib vasıtasıyla haberleri Halifeye ilet-
IBNÜ'L - ESiR 155
mekte idi; bu da onun vezir tayin edilmesinde büyük rol oynamıştı. Bu-
nun için Nasr bir gün Halifeye şöyle demişti : «Bu İbn Mukle'yi ilgilen-
dirmeyen bir iş olduğu halde bu şekilde başarmıştır; onu vezir tayin et-
meğe ne dersiniz?»
F. 11
162 ISLAM TARiHi
erkekler, kadınlar, çoluk çocuk hepsi birden şehri terkedip sahraya dö-
külmüş, Esfar aleyhinde beddualar ederek Allah'a yalvarmağa başlamış
ve bu zulmü gidermesini Allah'tan niyaz etmişlerdi. Esfar bu durumu öğ
renince onlara gülmüş, küfrederek yaptıkları dua ile alay etmişti. Ertesi
gün olunca aşağıda kaydedeceğimiz gibi oradan ayrılıp gitmişti.
Esfar'ın Öldürülmesi
Merdavic'in Emirliği
Merdavic Esfar'a karşı zafer elde edip onu öldürdükten sonra haki-
miyeti altındaki bütün memleketlere iyice yerleşmiş ve hükmü geçerli
olmuştu. Gücünü ıspatladıktan sonra yöre şehirlerinin birinden diğerin<:.
geçerek arka arkaya ele geçirmiş ve hakimiyeti altına almıştı. Önce Kaz-
vin'e sahip olup halkına karşı güzellikle davranmış ve onlaı·a iyiliklerde
bulunduğu gibi her zaman iyi davranacagını da vaat etmiş. bundan do-
layı Kazvin halkı Mcı·davic'e karşı bir muhabbet beslemişti. Kazvin'den
Rey'e giden Merdavic burayı da ele geçirmiş; sonra Hemedan, Kenkür,
Dinever, Buruc:;erd, Kumm, Kaşan. Isfahan ve Cerbazkan ile diğer bölge
şehirlerini hakimiyeti altına almıştı. · ·
Merdavic yalnız Isfahan halkına karşı kötü davranmış ve mallarını
ellerinden alıp ırz ve nnmuslarını sereserpe ortaya atmış, onlara karşı in-
safsızca davranınışlı. Kendisine altından bir tııht yaptırıp üsli.inc otur-
muş, ayrıca kumandanlanndan ileri gelenler inden de bazılarının yanın
da oturması için gümüşten bir taht yaptırmıştı. O saltunat tahtına oCur-
duğu zaman askerleri önünde ve uzağında saf saf dizilir, kendisinin gö-
revlendirdiği haciblerde n başka hiç kimse onunla konuşamazdı. Bu clav-
ranışından dolayı Isfahiın halkı ondan son derece büyük bir korkuya ka-
pılmıştı.
IBNÜ'L - ESiR 165
Çeşitli Olaylar
bir grup adamıyla birlikte Fars illerini ele geçirmek üzere oraya doğru
yönelmişti. Ancak Fars bölgesine ulaşamadan adamları tarafından öldü-
rülmüş ve geri kalanlar da dağılıvermişti.
Bu yılda Ahmed b. Nasr el-Uşfiri halifenin hAciblik görevinden azle-
dilmiş ve yerine hacibliğe Yakut getirilmişti. YAküt daha evvel Fars böl-
gesinde bulunuyor ve orada savaş işlerini deruhte ediyordu. O da baciblik
görevini yürütmek üzere oğlu Ebü'l Feth el-Muzaffer'i tayin etmişti.
Bu yılda Domestikos Bizans'tan büyük bir orduyla ayrılıp Armenio
bölgesine gelmiş ve Ahlat'ı muhasara altına almıştı. Ahlat halkı Domes-
likos ile barış anlaşması yapınca camiden minberi söküp attıktan ve ye-
rine bir haç yerleştirdikten sonra oradan ayrılmış ve Bitlis'e gidip aynı
işlemi orada da yapmıştı. Bunun için Erzen halkı ile civar şehirlerin halk-
ları ondan bir hayli korkuya kapılmışlardı. Bunun için şehirlerini terket-
miş ve ileri gelenleri de Bağdad'a giderek halifeden yardım istemişler,
ancak onların bu istekleri yerine getirilme~şti.
.Bu yılda
Rum ve Ermenilerden yedi yüz kadar adam Malatya'ya
ulaşmış, yanlarında bir sürü balta ve çapa taşıyarak gelmişlerdi. Kendi-
lerinin amele olduklarını söyleyip burada yerleşmişlerdi, ancak durum-
lan araştırıldıktan sonra geçitleri kcrumakla görevli bulunan Melih el-
Ermeni'nin onlarla anlaşıp Malatya'yı muhasara altına aldığında içeriden
onunla yardımlaşıp şehri ele geçirmek niyetiyle geldikleri ortaya çıkmış
tı. Malatya halkı bu durumlarını öğrenince hepsini toptan öldürmüş ve
yanlarında bulunan mallarını da ellerinden almışlardı.
Bu olayları
müteakip yaya askerleri Mu'nis'in evine doğru Y,ürümüş,
bağırıp çağırmalarına devam ederek el-Muktedir Billah'ı istemişlerdi. Di-
ğer taraftan saray hizmetlileri Daru'l-hilfıfe'nin kapılarını arkadan ka-
patmağa başlamıştı. Bunların büyük bir kısmı el-Muktedir'in hizmetçileri
ve köleleri ile saray görevlileri idi. O sırada Ebfı'l Heyca' b. Hamdan Da-
ru'l-hilafe'den çıkıp gitmek istemiş, ancak el-Kahir Billah onun etekleri-
ne yapışarak: 4'Ben senin zimmetindeyim.» diye-yalvarmıştı. Bunun üze-
rine Ebu'l Heyca' şöyle karşılık vermiş: «Vallahi, seni ebediyyen onlara
teslim etmeyeceğim.» Sonra el-Kahir'in elinden tutup: «Haydi kalk, bir-
IBNO ' L - ESiR 171
Ebfı'1 Heyca' ile el-Kahir Billah çıkıp gitmek istemişler, ancak kapı
ların tümüyle kapandığını görmüşlerdi. Tavşan yüzlü Faik onlarla bir-
likte yürümüş, el-Kahir Darfı'l-hilafe'nin balkonuna ilerleyince biriken·
kal?balığı görmüştü. Kendisi, İbn Hamdan ve Faik birlikte oradan inmiş
lerdi. İbn Hamdan, el-Kahir'e: «Ben geri gelinceye kadar bekle.» demiş,
sonra üzerind~ki. siyahlıkları ve elbiselerini çıkararak orada bulunan bir
kölenin yün cübbesini kiymiş ve En-Nfıbe kapısına doğru yürümüştü. An-
cak bu kapının da kapalı olup ardında halkın biriktiğini görünce el-Ka-
hir Billah'ın yanına geri dönmüştü. Diğer taraftan Faik ile yanında bulu•
nan hizmetçiler oraya varmakta gecikmişlerdi. Faik el-Kahir Billah ile
İbn Hamdan'ın öldürülmesi için hizmetçilere emir vermişti, bunu yap-
maktaki gayesi de el-Muktedir'in ve ona yaptıklarının intikamını almak
içindi. Bunun üzerine hizmetçilerden on kadar kişi ellerinde silahlarıyla
e:1-Kahir Billah ile Ebu'l Heyca' b. Hamdan'ın üzerine yürümüşlerdi.
Ebü'l Heycii' derhal bir eline kılıcını, öteki elinde de sırtından sıyrıp al•
dığı yün cübbeyi almış ve üzerlerine saldırıvermişti. Gelen hizmetçiler
F.bu'l Heydi'ın önünden kaçmağa başlamış ve korkup onu mecburen ok-
larla karşılamışlardı. Ok attıklarını gören İbn Hamdan derhal geri çekil-
mişti. Bu arada el-Kahir Billah da tek başına saray bahçesine girip orada
saklanıvermişti.
Ebu'l Heyca' b. Hamdan ağaçtan yapılı çitlerle çevrili bir eve girip
saklanmış, saray hizmetçileri bu eve doğru geldiklerinde Ebu'l Heycıl' kar-
şı çıkıp saldırıya geçince de üzerine gelenler gerisin geriye kaçmağa baş
lamışlardı. Bu sırada el-Hucariyye kölelerinden ileri gelen birisi yanına
aldığı silahlı iki zenci ile birlikte Ebti'l Heyca'ın bulunduğu eve doğru yö- ·
rielmiş, Ebu'l Heyca' onlara karşı koyduksa da attıkları bir okla onu yere
düşürmüşler, birisi hemen koşup bir kılıç darbesiyle sağ elini koparmış
ve başını keserek alıp götürmüştü.
Yaya askerlerine gelince, bunlar Mu'nis'in evine doğru gidip oraya
ulaştıklarında Mu'nis bağrışmalarını işitmiş: «Ne istiyorsunuz?» diye sor-
muş, onlar da: «el-Muktedir'i istiyoruz.» şeklinde isteklerini bildirmişler
di. Mu'nis bunun üzerine el-Muktedir'i onlara teslim etmelerini adaınla
ı::_ına emretmişti. ek-Muktedir'e çıkması söylenince bunun bir tuzak oldu-
ğunu düşünerek çıkmaktan korkmuş ve buna pek yanaşmamıştı. ~cak
onu hemen taşıyıp dışarı çıkarmışlar, yaya askerleri de omuzlarının üstü-
ne alarak Daru'l-hi16fe'ye ulaşıncaya kadar bu şekilde götürmüşlerdi. el-
Muktedir «Sahn et-Tıs'inb denilen salonuna ulaşınca gönlü müsterih ol-
muş, hemen kardeşi el-KAhir ve Ebl)'l Heyci' b. HamdAn'ı' s.onnuş, ken-
172 ISLAM TARiHi
Bu yılda
hacc emirliı;i görevini Mnnsı'.ı,r ed-Deylemi ifa etmiş, hacı
ları Bağdad'dan Mekke'ye kadaı· alıp götiirnıüş ve yolda her hangi bir şey
le karşılaşmamışlardı. Ancak Ebü Tfıhir cl~Karmati terviyc (1) gününde
Mekk'de hacılara saldırıp adamlarıyla birlikte mallarmı yağmalamış, on-
ları Mescid- i Haram'ın ve hatta Ka'be'nin içindl· kılıçtan geçirmişti. Bun-
lar yetmiyormuş gibi Haceri.ı'l Esved'i yc-rindcn söküp Hecer'e götürmüş
tü. Mekke emiri İbn Muhalleb ileri g(;'lcnlerden bir grup Ebu Tahir'e gi-
dip mallarını geri v<>rm0sini ricn etmişlerse de onların bu ricalarını ve
hacılara şefaatlerini knhul clnıeınişti. Bundan dolayı bu gidenler onunla
çarpışmış, o da hep·:.ini birden ölclürdügü gibi :1(a'be'nin kapısını sökmüş
tü. Bu arada K,ırmatil e rd<>n biri Ka'be oluklıırını sökmek için tırmanmış
sa da çıktığı y<?rden cliişüp ölmi.iş lii . Karmatiler öldürdükleri hacıların bir
Ebu Bekr el-Habbfız el-Isfahani adında bir adam es--Said Nasr b. Ah•
med'in adı zikredildiğinde: «Onun, elimden büyük bir -musibet ve belaya
duçar olacağı bir gün vardır. » diyor, böyle deyince, dinleyenler de gülüp
geçiyorlarmış . es-Said Nasr b. Ahmed bir gün Nisabfır'a çıkıp gitmiş ve
Buhara'da Ebu el.:.Abbas el-Kı'.isec'i vekil bırakmıştı. Hapiste bulunan
kardeşlerinin işlerini de bu Ebü Bckr el-Ha9baz yürütmekte idi. O bir
kısım askerle anlaşarak bunları hapisten kurtarmağa çalışmış, askerler
onun bu tekliflerini kabul edip bunların hapisten kurtulması için onunla
IBNO'L - ES1R 175
Bfr ara Yahya Nisiıbür'a doğru gitmiş. ancak oı·ada bulunan Makan
b. Kfiki onu şehre sokmayınca adamlarıyla birlikte şehrin etrafına ka-
rnrgahını kurmuş. fal«ıt şehre asla girememişti. O sıralarda Yahya ile bir-
likte- bulunnıı l\1t ı lı a ınııı c d b. İlyıis . M[ıkfın'dnn emfın dilemişti . Diğer ta-
raftan Ynhyiı 'nı n kardeşl<'!'İ Mansur ve İbrahim, es-Said Nasr'dan eman
dilemişlerdi . es-Snıd Yahyfı v0 Karntckin'in halen elinde bulunan He-
riıt'a yakluşıncn Ynhya ve Kurı:ı kkin hemen şehri terk edip oradan Belh'e
gitmişlerdi . K.ıratckin 0s-Saıd Nasr'ın üzerine gelmesinden kurtulmak ve
ond::ın uzak kalmak için Ynhya'yı 13elh'ten Ruharü 'ya doğrn göndermiş,
kendisi Belh' te ikamet etmişti. es-Said de Buharfıra'ya doğru yönelip de
IBNO ' L - ESiR 177
es-Said Nasr, Yahya'nın yanına gelip teslim olduğu güne kadar Ni-
sabür'da beklemiş, nihayet Yahya gelince es-Said ona bir hayli ikram ve
ihsanlarda bulunmuştu . Sonra es-Said kardeşi Ebu Salih Mansfır'la bir-
likte Nisabür'dan aynhp gitmişti. Diğer kardeşleri İbrahim bu durumu
görünce es-Said'den kaçarak Bağdad'a gitmiş , oradan da Musul'a geçmiş
ti. ileride, Allah kısmet ederse, onun buradaki halinden söz edeceğiz.
Karatekin'e gelince, o da Bust'ta ölmüş ve cenazesi İsbicfın 'a nakledi-
lerek orada « Karate kin ribatı» diye bilinen yere defnedilmişti. Öldüğü
zaman bir köye bile sahip değildi .Karatekin hep şöyle dermiş: «Askere
yakışan ve uygun olan şey gittiği her yere sahip olduAu her şeyi alıp gö-
türmesidir; ta }ci hiç bir şey ona ayak bağı olup da gözü arkada kalma-
sın. »
Çeoitli Olaylar
F. 12
178 ISLAM TARiHi
oradan Kefertılsa'ya gittiğinde etrafında iki bin kadar adam birikmiş, on-
larla birlikte Kefertusa'yı yağmalayıp bir çok kimsenin ölümüne sebep
olmuştu.
Çeşitli Olaylar
Aynı şekilde diğer oğlu Ebü'l Abbfıs'a da hıl'at giydirip ona tilkenın
batı vilAyetleri olan Mısır ve Şam bölgesini ikta' etmiş ve Mu'nis el-Mu-
zaffer'i buralarda kendisine vekalet etmek üzere görevlendirmişti.
Bu yılda İbn Raik emniyeyet görevliliğinden azledilerek Ebu Bekr
Muhammed b. Yakut bu göreve getirilmişti.
Bu yılda Nusaybin halkının Rum kapısı mahallesi ile doğu kapısı sa-
kinleri arasında bir çatışma meydana gelmiş, bu çatışmalal' sırasında Be-
devi Araplardan ve sevad bölgesinde ikamet edenlerden bir grup da şeyre
girerek çatışmalara katılmış ve şiddetli çarpışmalar neticesinde araların
dan bir hayli kimse öldürülmüş; evleri, dükkanları takılmış; malları yağ
malanmıştı. Ayrıca bu arada Şam'a gitmek üzere şehre yaklaşan bir ker-
van da yağmalanmıştı.
Bu yılda hadis ulemasının ileri gelenlerinden olup doksan yaşında
"bulunan Yahya b. Muhammed b. Said el-Bağdadi ile Hanefi fukahasından
ve aynı zamanda dil ve edebiyatın Kfıfe ekolüne mensup şair Kadı EbO
Ca'fer Ahmed b. İshak b. Behlfıl et-Tem)hi vefat etmişlerdi.
HlCRET'iN Oç YÜZ ON DOKUZUNCU (M. 931)
YILI OLAYLARI
Bu yılda
el-Muktedir veziri Süleyman b. el-Hasan'ı tutuklatmtiştı .
Süleyman'ın ellerindeki mallar bir hayli azalmış ve bu yüzden büyük bir
sıkıntıya düşmüştü. Ayrıca ondan talep edilenler de bir hayli artmıştı.
Bunun için devletin yönetimi ve görevleri de bu arada aksayıp duruyordu.
Bundan is.tifade eden bazı kimselerin halifeye dilekçeler gönderip vezarete
talip oldukları ve kendilerini aday gösterdikleri görülmüştü. Bu dilekçe
sahipleri üstlenecekleri iltizamları ve icra. edecekleri görevleri belirtiyor,
ordunun maaşlarını tekeffül ediyor ve buna benzer vaatlerde bulunuyor-
lardı. Bunun için de el-Muktedir veziri yakalatıp onu evinde tutuklu tut-
muştu.
lerini allak bullak etmiş, her şey durmuştu. Vezirler ve vilayetlerin başın-.
da bulunanlar yalnız kendi menfaatlerine olabilecek işlerin dışında re-
ayanın her hangi bir işini yapmıyor ve bu hususta kendilerini yormuyor•
lardı. Onların, halkın işlerini yürütecek, yoluna koyacak bir dini duy-
guları yoktu, bu dini duygu ve rınlayıştan uzak idiler. Bu vezir ve valiler
faydalanıp durdukları bu işlerden uzak tutulunca halkı kendi halleriyle
baş başa bırakmış, zaruretlerle karşı karşıya getirerek onları böylece ter-
ketmişlerdi. O zaman da halk elinden tutacak ihtiyaçlarını giderecek kim-
seyi bulamıyordu. Ben şahsen bu durumu zamanımızda bizzat gözümle '
görüp şahit oldum. Halkın avamından, havasından sayılmayacak kadar
çok kimsenin işleri bu şekilde yüz üstü kalıp gitmiştir.
O sırada İsfahôn
valisi AJ1med b. Krıyıglıg idi. Bu da Merdi'ıvic'in Is-
fahan'ı ele geçirmesinden önce idi. Ahmed b. Kayıglıg Leşkeri ed-Deyl.::-
mi'ye karşı çıkarak onunla savaşmış, ancak son derece kötü bir mağlubiy
yete uğrayınca Leşkeri İsfahan'ı ele geçirmiş, adamları şehre girip evle-
re, hanlara ve diğer meskenlere doluşmuşlardı . Ancak Leşkeri onlarla bir-
likte şehre girmemişti. Ahmed b. Kayıglıg mağlup olduktan sonra yanın
daki otuı.ı süvari ile birlikte İsfahan'm köylerine doğru çekilip gitmiş,
Leşkeri de atına binip İsfahan surlarını dışardan gezip görmeğe başlamış
tı. Bu arada Ahmed ve bu o·t uz süvarisi birlikte giderlerken Leşkeri'nin
gözüne ilişmiş, bunların kim olduğunu sorduğunda mutlaka Ahmed'in
adamları olduğu kendisine söylenince de. yanındakilerle birlikte üzerleri~
ne yürümüştü. Ancak yanında küçük bir grup bulunuyordu. Ahmed b. Ka-
yıglıg'a yaklaştığında her iki grup da birbirini tanımış ve hemen saldırıya
geçmişlerdi. Bu çarpışmalar sırasında Ahmed b. Kayıghg Leşkeri'yi öl-
dürmüştü. Ahmed b. Kayıghg Leşkeri'nin başına indirdiği bir kılıç dar-
besiyle miğferin demirlerini yarmış ve kılıç beynine kadar ulaşmış. böy-
lece ölüp yere yuvarlanmıştı.
O sıralarda Ahmed h. Kayıghg yetmiş yaşını aşkın idi. Leşkeri öl-
dürüldüğünde adamları hemen geriye çekilip İsfahan'a varmış ve orada-
190 ISLAM TARiHi
Bu yılın
zilhicce ayında tekrar Mu'n is ve e_l-Muktedir birbirlerinden
karşılıklı
olarak endişe duymağa başlamış ve bu endişe ve korkuları ni-
hayette el-Muktedir'in ölümüne kadar gelişen olayları sürüklemişti.
Bundan evvel olayda aralarının açılmasını b~şka bir konuda olduğu
nu kaydetmiştik.
Bu seferki sebep şudur: Yeni vezir el-Hüseyn b. el-Ka-
sım ' ın bazı kumandanlarla anlaşarak kendisine bir tuzak kurmayı plan-
ladığını Mu'nis haber almıştı . Bunun üzerine Mu'nis, yeni vezire bir sal-
dırı düzenlemeyi düşünmüş , onun bu düşüncesini de el-Hüseyn b. el-Ka-
sım haber almış ve Mu'nis'in geceleyin evine hücum ederek onu yakalat-
mak istediğini öğrenmiş ve gecesini değişik yerlerde geçirmişti. G_e celeri
bir yerden bir yere dolaşıp durur ve ancak ertesi gün sabahleyin t:vine
gelirdi.. Sonunda kendi evinden Daru'l-hilafe'ye taşınmıştı. Bunun üzeri-
ne Mu'nis, el-Muktedir'den yeni vezir el-Hi.iseyn'in azledilerek malları
nın müsadere edilmesini talep etmiş, el-Muktedir yeni vezirin azledilme-
sini kabul etmişse de mallarının müsaderesine pek yanaşmamıştı. el-Muk-
tedir. el-Hüseyin b. -Kasım'a gidip evinde oturmasını emretmiş, ancak
Mu'nis yapılan bu muameleden memnun olmayınca el-Hüseyn b. el-KA-
sım vezirlik görevini de sürdürmüştü .
Yine bu yılın recep ayında Seme}, Tarsus'tan hareket ederek yaz or-
Jusuyla birlikte Bizans topraklarına girmiş, emrindeki atlı ve yayalarla
Ammfıriyye'ye (Amorion) ulaşmıştı. Burada Rumların büyük bir ordusu
beklemekte idi. Semerin geldiğini haber alınca Amorion'u terkedip git-
mişler, Müslümanlar da şehre rahatlıkla girerek ele geçirdikleri eşya ve
yiyecekleri . almış, Rumların burada yaptığı binaları yıkmışlardı Rum
toprakları içerisine dalan Müslümanlar gittikleri yerleri yağmalıyo r. önü-
ne çıkanları ölµtirüyor ve çevreyi yakıp yıkıyorlardı. Bu seferlerinde gü-
nümüzde «Engüriye» diye adlandırı lan Ankara'ya kadar ulaşmışlardı. Ni-
hayet hiç bir engelle karşılaşmadan salimen geri dönmüşlerdi. Aldıkları
esirlerin değeri yüz otuz altı bin dinara ulaşmıştı . Müslümanlar bu sefer-
lerinden ramazan ayı sonlarına doğru Tarsus'a varmışlardı.
Bu yıl içinde Armenia ve çevresinde yaşayan İbnu'd-Deyrani ve ben-
zeri Ermeniler Rumlara mektuplar yazarak İslam diya rların a hücum et-
meleri için teşvik etmişler ve onlara yardımcı olacaklarını vaat etmişler
di. Bunun üzerine Bizanslılar büyük bir ordu ile hareket ederek Bazgiri
ve Ahlat çevresini tahrip edip Müslümanlardan çok kimseyi şehit etmiş
ve bir hayli esir almışla rdı. Bunları haber alan Yusuf b. Ebi's-Sac'ın azat-
lı hizmetçiler.inden Müflih. o sırada Azerbeycan valisi idi. Hazırladığı bü-
F. 13
194 ISLAM TARiHi
yük bir ordu ile ve ona katılan gönüllü savaşçılarla ramazan ayında Ar-
menia'ya ulaştı. Oradan İbnu 'd -Deyrfıni 'nin bulunduğu bölgeye doğru ha-
reket ederek ona ve onunla biı-likte Müslümanlara saldırı düzenleyenler
üzerine hücuma geçmiş, İbnu'd-Deyrani'nin çoluk çocuğunu öldürerek
mallarını yağmalamış, İbnu'd-Deyrani bunun üzerine kendisi için hazır
ladığı bir kaleye kapanmıştı. Müslümanlar bu sefer sırasında Ermeniler-
den çok kimseyi öldürmüşlerdi. Öldürülenlerin yüz bine ulaştığı kayde-
dilmektedir. Doğrusunu Allah bilir.
Bu arada Rum askerleri Silmeysat'ı kuşatmış, Sümeysat halkı da o
günlerde el-Muktedir tarafından Musul ve Diyar-Rabia'ya vali tayin edi-
len Said b. Hamdan'dan yardım istemişlerdi. el-Muktedir Said'i buraya
vali tayin ederken Rumlar üzerine gaza yapmasını ve ayrıca Malatya'yı
ellerinden kurtarmasını şart koşmuştu, çünkü yukanda kaydettiğimiz gi-
bi, Malatya halkı dirençlerini tamamen kaybetmiş ve Rumlarla barış ya-
parak şehrin anahtarlarını teslim etmişler böylece de Müslümanlar Bi-
zans yönetimi altına girmişlerdi. Sümeysat halkmın elçisi Said b. Ham-
dan'a ulaşınca Said Sümeysatlılara yardım etmek üzere derhal hazırlıkla
ra başlamış ve harekete geçmişti. Said b. Hamdan Sümeysat'::ı ulaştığın
da Ru.mlar neredeyse şehri ele geçiriyorlardı, onların yaklaşması üzerine
derhal kaçıp Malatya'ya gitmişlerdi. Malatya'da ise bir hayli kalabalık
Bizans ordusunun yanı sıra Melih el-Ermeni'nin askerleri ve Hristiyan-
lığa girerek irtidat etmiş olan, aynı zamanda el-Muktedir'in yakın adam-
larından birisi olan İbn Nefis'in oğlu Rumlarla beraber bulunuyordu. Sa-
id'in üzerlerine geldiğini haber alan Rumlar ve müttefikleri derhal şehri
terketmişlerdi, çünkü Said b. Hamdan'ın dışarıdan şehre hücum etmesi
üzerine içeriden de Müslüman halkın isyan edeceğini ve iki ateş arasında
kalacaklarını düşünerek derhal Malatya'yı terk edip g itmişl erdi.
Said Malatya'ya varıp şehre girmiş, burada yerine bir vekil emir bı
raktıktan sonra şevval ayında oradan ayrılarak Rum topraklarına doğru
gazaya çıkmıştı . Said b. Hamdan Malatya'ya girmeden önce iki ay rı as-
keri birlik göndermiş, bu iki askeri birlik onun şehre girmesinden evvel
çok sayıda Rum askerini öldürmüşlerdi.
Çeşitli Olaylar
Yine bu yıl içinde Musul'da şiddetli bir rüzgar esmiş, bu rüzgar dün-
yayı kızıla boyamış, arkasından koyu bir karanlık çökmüştü. Bu karanlık
sırasındagöz gözü görmüyor, kişi yanındakini tanıyamıyordu . Buranın
gelen bu felaketten dolayı kıyamet kopuyor zannetmişler
halkı başlarına
di. Ancak Cenab-ı Allah'ın Üzerlerine ya~mur indirmesi neticesinde bu
karanlıklar çekilivermişti.
el-Muktedir'in Öldürülmesi
el•Muktedir'in hilafet dönemi, yirmi dört yıl, on bir ay, on altı gün
idi. Öldürüldüğünde otuz sekiz yaşından iki ay almıştı.
202 ISLAM TARiHi
Diğer taraft~ın
Ebu Ali b. Mukle vezirlik makmnında yerini sağlam
laştırmıştı; dilediğini
azleder, dilediğini göreve gt'lirirdi . Bölge vu!ilcrin-
den bazılarını tutuklatmış. halta el-Beridioğullarını da tutuklatarak gö-
revlerinden a?letmiş ve .~ı müsadere etmi~
Ben sürekli olarak onu ikna etmeğe ve çıkıp kardeşinin yanına git-
mesi için onu bazı şeylere tamah ettirmeğe çalışıp durdum. Nihayet razı
olup benimle yola çıktı, Kazvin dolaylarına geldiğimizde siyah elbiseler
giymesini söyledim, fakat buna pek de yanaşmadı . Ancak bir hayli üze-
rine düşmeğe zorlamaya başladıktan sonra razı olup siyahlara büründü.
Ancak ondan öyle cahilane hareketler gördüm ki burada anlatmaktan
utanıyorum. Böyle bir durumda iken mutluluk yüzüne gülmüş ve en
iyi yöneticilerden, Emir ve kumandanlardan birisi olup çıkmıştı. Yö-
netim işlerinde ve halkı yönetmede gayet iyi bir uzman olmuştu .
Çeşitli Olaylar
Ebu Ali cl-Hüseyn b. Salih b . Hayzuriın bu yılda vefat etmişti. Ebü Ali'ye
kadı olması teklif edilmişsedc bu göreve gelmeyi rc:ddctmişti.
Yine bu yıl içinde «el-Esterfıbadi» diye meşhur olan Şafii Mezhebi fo-
kihlerinden Ebü Naim Abdülmelik b. Muluıınmcd b. Adiyy el-Cürcani ve-
fat etmişti.
HİCRET'İN ÜÇ YÜZ YİRMİ BİHİNCi (M. 933)
YILI OLAYLARI
el-Kahir Billah bu yılın 1 Şaban (27 Temmuz 933) günü Bulayk, oğlu
ve Mu'nis el-Muzaffer'i tutuklatmışb. İbn Mukle'nin Mu'nis ve Bulay)''a
el-Kahir'in kendilerine karşı almakta olduğu tedbirleri ve kendilerini/ya-
kalatmak istediğini anlatınca Mu'nis ve Bulayk el-Kiihir'den korktnaya
başlamışlardı. Onların bu korkuları el-Kahir'i görevinden hal' etme~.ıe si.i;-
rükledi. Sonra hep bir araya gelip Ebu Ahmed b. el-Muktefi'yi hilufet,?
getirmeyi kararlaştırmış ve onunla gizlice anlaşmışlardı . Bulayk, oğlu
Ali, Vezir İbn Mukle, el-Hasan b. Hfırün hepsi bir araya gelip gizlice Ebu
Ahmed'e bey'at etmişler, sonra bu gizli bey'atlerini Mu'nis'e açıkl amışlar-
F. 14
210 ISLAM TARiHi
dı. Mu'nis şöyle demişti; «el-Kahir'in ne kadar kötü bir kişi olduğunda
asl:1 şüphem yoktur; Onun hilnfcle getirilmesinden hiç de hoşlamm:ımış,
bu tayine karşı çıkmıştım. el-Muktedir'in oğlunu size tavsiye ettiğimde
bana muhalefet ettiniz, şimdi ise el-Kahir'i görevinden hal' etmeyi bir
hayli kolay _görüyorsunuz. Ama şu anda onun başınıza bir çorap örmek
için almakta olduğu tedbirleri beklemek ve başımıza geleceklere karşı sa-
bırlı olmaktan başka bir çare yoktur. Sakın bu düşündüğünüzü iyice yo-
luna koymadan ve yapmak .istediğinizi kolay uygulanır görmekten bu hu-
susta acele etmeyesiniz. Sonra el-Kahir'in Sacoğulları askerleri ile el -
Hucariyye askerlerinden kendi tarafına çektiği askerlerin durumunu iyi-
ce araştırıp öğreniniz. Sonra bu kararlaştırdığınızı uygulamaya koyunuz.»
Mu'nis'in bu sözleri üzerine Ali b . Bulayk ve el-Hasan b. Harun itiraz
edercesine şunları söY,lemişlerdi: «İşi bu kadar uzatmamıza hiç da gerek
yoktur. Elimizde deliller vardır. Daru'l-hilafe avucumuzun içindedir. Onu
yakalamak ve tutuklamak hususunda her hangi bir kimsenin yardımına
muhtaç değiliz, çünkü o aynen kafesteki bir kuş gibidir.»
li zorlaşmıştı.
Ancak Bulayk, oğluna yapılan davranışları kınanmış, Sac•
uğulları askerlerine ktifrcdip şöyle demişti: «Mutlaka Dtıru'l-hillıfc'ye yü-
rümek lazım. Sacoğulları kendi kabilelerinin her hangi bir öncelikleri ol-
madığı halde neden böyle davrand ıklarını ve onlara böyle bir önceliğin
tanınmasının sebebini mutlaka gidip sormak gerekir.» Bulayk, Mu'nis'in
evinde bulunan bütün kumandanlarla birlikte Daru'l-hilafe'ye gelmiş, an-
cak el-Kahir onu huzuruna kabul etmemiş ve hemen yakala111p hapse atıl
masını emretmişti. Ayrıca emniyet amiri Ahmed b. Zirek'in de tutuklan-
masını emretmişti. Diğer taraftan da el-Kfıhir saraya dolan ordunun ileri .
gelenlerini gayet hoş tutup onlara karŞ,ı iyi davranmış ve şu anda ellerin-
deki imkan~ardan çok daha fazlasını onlara ulaştıracağını vaat etmişti.
Şu anda tutukladığı kimseleri de yaptıklarınm karşılığını ve cezalarını
çektikten sonra serbest bırakacağını söyleyince ordu ileri gelenleri geri
dönmüşlerdi. Arkasından el-Kfihir Mu'nis'e haber göndererek huzuruna
çıkıp gelmesini, kararlaştırdığı bazı hususları kendisiyle danışacağını ve
onun tavsiye edeceği görüşleri yerine getireceğini bildirmiş ve şunları
ilave etmişti: «O benim için babam yerinde bir kişidir. Onun görüşünü
almadan her hangi bir şeyi aslfı gerçekleştirmek ve yapmak istemem.»
Bu sözleri işiten Mu'nis, yaptıklarından dolayı özür dilemiş, ancak adam-
ları el-Kahir'in huzuruna gitmekten onu alıkoynıuşlarc.lı.
tan söz edince bunu gayet uygun bulduğunu ve neticesinin de iyi olaca-
ğını söylemişti, ancak Bulayk ve Mu'nis'in adamlarını ve ileri gelenleri
kastederek, bu işe mutlaka bu adamların müduhele edebileceğini de göz
önünde bulundurmak ve bunun kaçınılmaz olduğunu düşünmek gerekti-
ğini ilave etmişti. Bunun için Tarif es-Sübkeri ile görüşmek konusunda it-
tifak ederek onun da yönetimden uzaklaştırılıp kazığa alındığını söyle-
dikten sonra kalkıp ona gitmiş, olup bitenleri anlatıp içinde bulundukları
durumdan şikayette bulunmuşlardı. Ona şöyle demişlerdi: «(Mu'nis'i kas-
tederek)» Eğer üstadımız bu gün her hangi bir şeye güç yetirebilseydi biı
mutlaka muradımıza ererdik. Ancak Mu'nis bugün zayıflamış ve aciz biri
durumuna düşmüştür. Diğer taraftan Bulayk ve oğlu bütün yönetime ha-
kim olmuşlardır.» Saco.ğulları yönetime karşı Tarif'ten beklediklerinden
kat kat fazla nefret duyuyorlardı. O zaman düşündüklerini ve kararlaş
tırdıkları hususları ona aktardılar, o da buna muvafakat ederek onlarla
snlaştı. Mu'nis, Bulayk ve oğluyla kesinlikle irtibat kurmayacaklarıı,
böyle yaptıkları takdirde kendi canlarına ve .mallarına bir ceza olacağım
ve zarar getireceğini söyleyip bu hususta sözleşip, anlaştılar. Böylece Bu-
layk ve oğlu kendi evlerinde kalacak, Mu'nis de makamından her hangi
bir şey eksilmeksizin durumunu koruyacaktı. Bu konuda da birbirlerine
söz verip yemin ettiler. Tarif es-Süpkeri de yemin etmiş ve cl-Kahir'in
yazdığı mektubu isteyerek neyi talep ettiğini öğrenmek istemişti. Sonra
el-Kahir'e adam gönderip aralarında olup bileni bildirmişler, o da onlar:ı
yazdığı mektupta dileklerini yerine getireceğine, bunlara ilave olarak
halka namaz kıldıracağına , cur,na günleri hutbe okuyacağına, halkla bir-
likte hacca gidip gazalara çıkacağına ve halkın şikayetlerini dinlemek üze-
re divan kurup bütün mezalimleri yok edeceğine dair söz vermiş, bu ve
bunlara benzer uygulamalara geçeceğini söylemişti. O sıralarda Ali b.
Bulayk el-Huceriyye askerlerini saraydan uzaklaştırmış ve onların gö•
revlerini ifa etmek üzere kendi adamlarını saraya yerleştirmişti. Tarif
İbn Bulayk'in bu davranışına kin bağlamış bulunan el-Huceriyye asker-
lerinin ileri gelenleriyle bir araya gelmişti. Onlara bu hususta kararlaş
tırdıklarını aktarınca hemen bu teklifine katılmışlardı. Ancak Tarif ile ·el-
Huceriyye'nin ileri gelenleri arasında geçen bu konuşmaların bir kısmını
İbn Mukle ve İbn Bulayk haber almışlar, fakat olayı ayrıntılarıyla öğ
renememişlerdi. Bunun için Sacoğulları ile el-Huceriyye askerlerinin ku-
mandanlarından bir grubu tutuklamayı kararlaştırmışlarsa da bir fitne-
nin kopmasından çekindikleri için buna yanaşmamışlardı.
el- Kahir Billah halktan korktuğu için vücudunda çıkan bazı çıban
larıbahane ederek kimseyle görüşmemek üzere gizlenmişti. Çok nadir
zamanlarda hizmetçilerinin ileri gelenlerinden başka onu gören kimse
yoklu. İbn Mukle ve İbn Bulayk ile bir araya gelmeme konusunda böyle
IBNÜ'L - ESiR 217
doğru gitmek üzere har~!kete geçmiş ve onlura Mfıkiın'ın ileri gelen ku-
mandanlanndan bir grup da katılmıştı. Bunlar Merdüvic'in yanına voı·
dıklarında Merdfivic, bu kumandanları gayet-iyi karşılamış ve Büveyh'in
iki oğluna hil'atler giydirip ihsanlarda bulunmuştu. Ayrıca Mfıka'ın ku-
mandanlarından her birine de el-Cibı11 bölgesinde bir yer i vermiş ve bu-
raların kumandanlığına tayin etmişti . Ali b. Büveyh ·e gelince onu da Ke-
rec bölgesine kumandan olarak tayin etmişti.
F. 15
226 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olaylar
Bu yıl içinde Musul'a doğru hareket etmekte olan Ben0 Esed ve ya-
nındaki Benu Tayy kabilelerine, Benu Sa'lebe de katılıp tek bir güç ha-
linde 'Ben0 Malik ve Tağ1ib kabileleri üzerine yürüdüler. Savaşmak üzere
birbirlerine yaklaşmışlardı. Bunun üzerine Nasirüddevle el-Hasan b. Ab-
dullah b. Hamdan yanına akrabaları ve adamlarını, ayrıca Ebü'l Ağarr
İbn Said b. Hamdan'ı alıp bu iki kabile arasında barış yapmak üzere ha-
rekete geçti. Ebü'I Ağarr böyle bir barışın tesisi için konuşınağa başlayın
ca Sa1ebeoğul1armdan birisi ona bir darbe indirip ölümüne sebep olmuş
tu. Bunun üzerine Nasırüddevle yanındakilerle birlikte saldırıya geçince
bunlar geriye çekilmiş ve tamamen hezimete uğramışlardı. Evleri istila
edilmiş, çoluk_çocukları ve malları ele geçmişti: Ancak atlarının sırtında
olanlar kurtulabilmiş, Nasınıddevle bu kaçanları el-Hadise'ye kadar ko-
valamıştı. el-Hadise'ye ulaştıklarında Musul'a yeni tayin edilmiş bu-
lunan Mu'nis'in kölesi Ya'nes ile karşılaşrmşlardı. Ya'nes Musul'a doğru
gelirken Sa'lebeoğulları ve Esedoğullarıyla karşılaşmış ve hep birlikte
Diyftr-Rabia'ya geri dönmüşlerdi.
228 ISLAM TARiHi
Bu yılda BağdAd'a ulaşanbir habere göre Mısır valisi olan Tekin ve-
fat etmişti. Yerine oğlu Muhammed tayin edilmiş, el-Kahir Billıilı ona
çeşitli hil'atler göndermişti. Sonra ordu birlikleri Mısır'da isyan etmış,
Muhammed de bunlara karşı savaşıp onları bertaraf etmişti. ·
Bu içinde Ali b. Bulayk tutuklanmadan evvel el-Hasan b. Harun
yıl
ile mektuplaşmış el-Hasan ona yazdığı mektuplarında Muaviye lı. Ebi
Süfyan ve oğlu Yezid'in Bağdad mescidlerinin minberlerinde lanetle yad
edilmesini emretmişti. Haİk bunu öğrenince bir hayli üzülmüş, gelmişti.
Bunun_üzerine Ali b. Bulayk Hanbeli Mezhebinin ileri gelenlerinden el -
Berbeh.ari'yi yakalatmak istemişti, çünkü o ve adamlan şehirde sürekli
olarak isyanlar çıkarmakta idiler. el-Berbehari bu durumu öğrenince kaç-
mış, adamlarından bir grı.ııt' yakalanmış, hapse atılmışlar, sonra bir kayı
ğa bindirilerek Uman taraflarına doğru sürgün edilmişlerdi.
MağlOp olup geriye çekilen YAktlt yüksek bir tepeye tırmanarak ora-
dan adamlarına seslenip geri dönmeleri için çalırıda bulunmuş ve dört
bin kadar atlı etrafında tekrar toplantnıftı. YtkQt toplanan bu süvarilere
şöyl~ demişti: «İyice direnmele çalışınız. Deylemtler yalına ile meşgul
olup ganimet toplamak için etrafa dağılacaklar. t,te o zam~ onlan tü-
müyle kufatırız.» Ylkdt'un bµ sözleri üzerine bu süvariler savaşa istekle
230 ISLAM TARİH!
Yapılan bu savaşta
Muizzüddevle Ebü'l Hüseyn Ahmed b. Büveyh,
daha bıyıkları tellememiş
bir genç iken en büyük kahramanlıkları göster-
mişti. Müizzüdevle o sıralarda on dokuz yaşında idi. Çarpışma alanından
geri döndükten sonra ganimetler toplamış ve bu ganimetler arasında etek-
lerine tilki kuyrukları dikili olan cübbeler bulmuşlardı. Ayrıca bunların
yanı sıra bir çok pranga ve zincirler de vardı. Bunların ne olduklarını sor-
dukduklarında Yakfıt'un esir düşen adamları şöyle demişlerdi: «Bunlar.
sizin için hazırlanmıştı. Yakalandığınızda bu Cübbeler size giydirilecek ve
şehirlerde dolaştırılacaktınız.» Bu sözler üzerine İbn Büveyh'in adamları
Yaküt'un adamlarına böyle davranılmasını söylemişlerse de İmadüddevle
İbn Büveyh buna yanaşmayıp şöyle demişti: «Böyle bir davranış kibirden
gelir ve zafer sarhoşluğudur, halbuki Yakut alacağı dersi yeterince almış
tır.>
sırada bulunduğu odanın tavanındtl bir yılan görmüş, yılan oradaki bir
delikten içeri girmişti. Yılanın, üzerine düşeceğinden korkan İmadüddcv
le hizmetçilerini çağırmış, bu deliği açmışlar, deliğin arkasında bir kapı
~ulup içeri girmişlerdi. Bu kapı onları odanın içerisinde ikinci bir odaya
götürmüştü. Girdikleri bu odada içi mücevheratla dolu on sandık bulmuş
lardı. Bu sandıkların içinde beş yüz bin dinar değerinde mal vardı. Bütün
bunları adamlarına ve askerlerine dağıtarak neredeyse yok olmak üzere
olan hakimiyet ve yönetimini bununla sağladı.
Anlatıldığına göre, İmfıdüddevle kendisine bir elbise diktirmek iste-
miş, bunun için kendisine Yfıkfıt'un bir terzisi tavsiye edilmişti. Bu terzi-
yi yanına çağırtmış, sağır olan terzi bir hayli korkuya kapılmıştı. İmadüd
clevle: «Korkma, seni her hangi bir şey için değil, sadece elbise dikmen için
Çdğırdık» demesine rağmen adam sağır olduğu için İmadüddevle'nin ne
söylediğini anlayamamış, birden « Karım boş olsun» ve « İslfım'dan beri
olayım» diye yeminler etm~ğe başlamış ve yanındaki sandıkların kendisi-
ne ait olmadığını, bütün bunların .Yakfıt'un olduğunu bunları açmadığını
yemin üstüne yemin ederek söylemeğe başlamıştı. 1mAdüddevle bu teva-
fuklara hayret ederek terziye bu sandıkları getirmesini emretmiş, terzi de
bunları alıp getirmişti. Sekiz adet olan bu sandıkların içinde ilçyüz bin
dinar kadar para çıkmıştı. Ayrıca Yakut'un geride bıraktığı bir çok yiye-
cek maddesi ve zahirenin yanı sıra, Leys'in oğulları YAkOt ile Amr'datı
geride kalan bir çok mal da ele geçiren İmadüddevle b. Büveyh hazinesini
iyice doldurmuş ve hakimiyetini sağlamlaştırmıştı.
Şiraz
ve fars bölgesini iyice hakimiyeti altına aldıktan sonra, ileride
kaydedeceğimiz gibi, hilftfet makamına yeni getirilmiş bulunan er-Razi
Billfth'a ve onun veziri Ebu Ali b. Mukle'ye mektuplar yazıp durumunu
bildirmiş ve . onlara itaat ettiğini arzederek elinde bulunan toprakların
kendisine iktft edilmesini istemişti. Bunlara karşılık da bir milyon dirhem
ödemeyi taahhüt ediyordu. Onun bu istekleri BağdAd yönetimi tarafından
kabul edilmiş, kendisine hil'atler gönderilmişti. Ancak gönderilen elçiye
söylenen meblağ ve paraları ele geçirmedikçe hil'atleri İbn Btiveyh'e tes,
lim etmemesini tavsiye edip şart koşmuşlardı.
AbbAsi halifesinin elçisi imadüddevle'ye_ yakın bir mesafeye ulaşın
ca onu karşılamak üzere çıkmış, gönderilen hil'at ve sancakları vermesini
istemişti. Gelen elçi ona söz verdiği paraların ödenmesi şartını hatırlat
masına rağmen İmadüddevle gönderilen hil'at ve sancakları zorla alıp hil'-
atleri giymiş ve sancağı da önünde yürüterek Ş[rAz'a girmişti. Malları sü-
rekli isteyip duran AbbAsi elçisini durmadan oyalamış ve onu bu konuda
aldatmıştı. Gelen bu elçi 323. yılda vefat etmiş, diğer taraftan İbn BU-
veyh'in şAnı yücelmiş, etraftan bir çok kimse ziyaretine g~lmeğe başla
mıftı.
232 ISLAM TARiHi
Jbn Muklc geceleri kumandanlarla bir araya geliyor; bazen kör bir
adam kılığında, bazen bir dilenci ve bazen de bir kadın kılığına girerek
sokağa çıkıp bu toplantılara diyordu. Ayrıca İbn Mukle Sima'nın bir mü-
neccimine iki yiii dinar, el-Hasan b. Harfm'a da yüz dinar vet·erek Sima'-
ya sürekli olarak el-Kiihir'den korunmayı tavsiye etmesini ve sonunda
el-Kfıhir'in onu öldüreceğini söylemesini istemişlerdi. Aynı şekilde yine
İbn Mukle, Siına'nın bir rüya tabircisine hediyeler ve paralaı; vererek
onu sürekli el-Kahir'e karşı tedbirli davranmağa ve rüyalarını bu istika-
mette yormağa teşvik etmişler, böylece Sima el-Kahir'den nefret eder bir '
duruma gelmişti.
Bu arada el-Kahir evinde bazı zindan ve dehlizler yaptırmıştı. Bunun
üzerine bazıları es-Saciyye ve el-Huceriyye kumandanlarına ve Sima'ya:
«Bu dehliz ve· zindanları sizin için y~ptırdı.» demişler, bunlar da el-Ks.-
hir'den daha çok nefret duymaAa başlamışlardı. Ayrıca SimA'ya el-Ka-
hir'in kendisini öldürmek istediğini de nakletmişlerdi. Bunun üzerine Si-
mA Sftcoğulları askerlerini toplamış ve eski bir reisleri olarak onların
her birine silah vermiş, el-Huceriyye'ye de şöyle haber göndermişti:
«Eğer bizimle birlikte olmayı bize uymayı düşünürseniz gelin karşılıklı
olarak ahitleşelim ve söz birliği edelim.• Her iki askeri grup bir araya
gelmiş, toplanmış ve sözlerini bir edip bu hususta birbirlerine yemin ve-
rerek kendilerine karşı gelecek kimseleri öldüreceklerine dair anlamış
lardı.
Diğer taraftan İbn Mukle bundan önceki vezir el-Husaybi ile sarayın
eski tabibi isa'yı çağırtarak onlara eman verdiğini ilan etmişti. Onlar' ela .
gizlendikleri yerden çıkıp geldiklerinde İbn Mukle onlara ihsanlarda bu-
lunmuş ve el-Husaybi'ye görev vermişti. er-Razi Billah bu arada devlet
emniyet görevliliği11e Bedr el-Harşeni'yi tayin etmişti. İbn Mukle dece-
mAziyelevvel ayında kendisine vt.?kil olarak Musul, Karda, Bazebda, Mar-
din, Tı1r-Abdeyn, el-Cezire, Diyarbekir, Fırat yolu, el-Cezeriyye ve Şam
bölgesi sınırboyları, Suriye ve Mısır'da dileğince görev yapmak, arzu et-
tiğini haraç ve ~iğer vergileri toplamak üzere çeşitli idari görevlere getir-
mek harcamaları yapacak ve posta ·görevini ifa edecek kimseleri tayin
ve azı etmede son derece yetki sahibi olmak üzere Ebü'l-Fazl b. Ca'fer b.
el-Furat'ı tayin etmişti.
er-Rt'ızi
Dillah, Muhammed b. Raik'e haber gönderip onu hacib yap-
ınnküzere görevlendirmek istediğini bildirmişti. Muhammed b. Raik, yu-
hrıdo kaydetti~imiz gibi, el-Kahir'in son günlerinde Muhammed b. YA~
IBNÜ'L - ESiR
Bıı Mada Abdullah el-Beridi İbn I3üveyh'e yazdığı bir mektupla on-
dan barış istemiş. bu isteği kabul edilmişti. Aynca durum er-Razi'ye bir
mektupla bildirilmiş, er-füızi de bu banşı onaylamıştı. Oö_ylece Biiveyh-
oğulları Fars bölgesine ve Şirnz'a tamamen hakim olmuşlar, Yakut ela
yanmrh.ı bulunan katibi İbnu'I Ueridi ile birlikte Ahvaz'a yerleşmişti.
Şıı son kısa dönemde bir hayli önemli işle r meydana gelmiş ti. Dun-
lardnn bıızıları şuıılarclı: Mcrdavic'in kardeşi Veşmgi r, el-Kahir'den aldı
~ı bir mektupla lsfahfın'ı e le geçirdiklen sonra buradan ayrılmıştı. el -
Kühir Veşmgir'in ayrılmasıllllmı sonra Muhammed b. Y a kCıt ' u İsfahan'a
tayin c> lınişli. Aynca bu günlen.le el- Kahir görevinden azledilmiş, yerine
c>r-Ha1.i hilafele ge l irilmiş, l\-1uhammed h. Ilüik haciplik görevine tayin
Nlildiktt'n sonra göreve başlmnmJan tek rar az l edilmişti. Du arada Mu-
lı:ımııı<'d lı. Yfıküt Ramhiirmüz'den D.:ığd5d'a dönüp haciplik görevini
ilstleıımişl i, lıaluııki bu günlerde İsfahaıı 'a gidip burnda valilik görevin-? -
hıışl:ıyncc.1 ktı. Diğer tarafta n Muhmnıncd b. Y[ıkfıl'un İs[ahan 'a gitmekte:-ı
vrı7. geçmesi üzerine Merdi'ıvic, kardeşi Vcşıııgir'i İsfah an 'a geri gönder-
nıişt i. Yi ıı e aynı günlerde Ali b. Büveyh. F.rrcc.:5 n'ı ele geçirmişti. Bütün
hıı s.ıyd ı ğınıız olny ta ı· hepsi yetmiş gün içinde ıncydnna gelmiş bulunu-
yord u. Yönetim işini kutlrcl elinde lulnn. di.iı:ya işlerini arzu etliği gibi
yünclc-:rek evir.ip çeviren, keııdisinı.lcn başka lıiçl.ıir ilah olrıınyan Allah'-
ııı şiın ı ne kad:ır da yücedir.
Ihı yılda ll .iriın lı. Garilı üldürüklii . Yuk ar ıda k,ıyd<.'lliğiıniz gilıi, cl-
l<füıi r un u Kurc ve çevresi. Küfc'ye bağlı olan Dirıcvcr ve Mfıscbez;in ve
<;evr<'SİIH' tayin <>lnıişti. c.:1-l<i"ılıir görev iııdcn tızkc.lilip cr-fUızi lıil,ifolcı gc-
ciııl'c.: llfı r(ııı dcvlc-t içinde üııcınli bir şahs iyet rıl ma hususunda çok kinı
scclcn dalın hak sahibi uhlu(tıınıı görmüştü, çiinkü cr-nfızi'yc akraba olup
cl -1\ lııktcdir'iıı chıyısının oğlu idi. cr-nfı1.i'niıı lıil..ifctc geçmesi üzerine
llftrün 13ağdad'daki kumandan ve idarecilere ıııc: kluplar yazıp onlara ih-
ırnııtl u bulunarnk nrnnşlnrının nrllırıl~ıc.ıfuııa d,ıir- ~üz vı:riyordu. Arkasın
dan Uiııever·in n::rılıp Ilanikim'e geç m işli. 0111111 böyle davranması İbn
Mukle'ye, İbn Y fıküt'n. cl-Jlucariyye ve es - Siıciyye askerlerine bir hı:ıy li
ağır gelmişti. Bunlar toplanıp Ilarun'u er-Razi'ye şikayet etmişl er, er-Hazi
de onlara Harı1n'clan hoşlanmadığını bildirmiş ve böyle davranmaktan
onu alıkoymalarına izin vermişti. Önce 1-IarCın'a mektuplar gönderip elin-
de bulunan yerlere ek olarak Horasan yolunu da ilave etmişler, ancak
bundan razı olmamış ve Nehrev~n•a doğru gitmişti .Burada mal ve mülk
toplaınağa , halka zulüm ve eziyet etmeğe başlamış ve bayağı güç lcazan-
mıştı.
Bunun üzerine Muhammed b. Yôküt Bağdfıd 'da bulunan bir grup as-
lceı·le
birlikte üzerine yürümüş ve ona yakın bir noktaya gelmişti . Her
iki Rrubun öncü kuvvetleri birbiı-lel'ine saldırmışlar, ancak bu ilk sa]dırı
tln Muhnınmed b. Yakul'un adamlarından bazıları 1-Hırün'un yanına ka-
IBNO"~ - ESiR 241
Nihl_lyet 6. cem~ziyelahir (24 mayıs) salı günü her iki ordu birbirleri- ·
ne doğru yaklaşmış ve !tücu~a geçmişlerdi. Aralarında şiddetli çarpışma
lar meydana gelmiş ve ilk etapta aakerlerinin çokluğundan dolayı HArOn
galip gelip İbn Yftkut'un askerlerini hezimete uğratmış, bunun üzerine de
İbn Yakı1t geriye çekilmişti. HArOn'un askerleri İbn YAkfıt'un ordusunda
bulunan malları yağmalamış, çok kims~yi yaralayıp bir hayli adam öldür~
mQşlerdi. Nihayet .Muhammed b. YAkı1t Bin Nehri köprüsüne doğru çekil-
mişti. Bu durumu öğrenen HArQn Muhammed ' b. YAkQt'u bizzat kendisi
öldürmek veya· onu esir almak üzere tek başına adamlarının yanından
ayrılıp Bin köprüsüne gelmişti. Burada HArQn'un atı tökezlemiş ve bir su
kanalına yuva::-laninıştı. Kölelerinden adı YQmni olan birisi ona doğru
koşup elindeki topuzla vurarak kemiklerini kırmış, sonra atından inip bo-
ğazlamış ve başını keserek askerlerine doğru gidip onun kesik başını gös- ·
termişti. ~unu gören Harfin'un askerleri hemen daiılmış, bir kısmı giz-
lice BaMad'a gelip girmiş ve ·HArı1n'un bütün mallan yağmalanmıştı. As-
lerlerinden ve ileri gelen • kumandanlarından bir grup da öldürülmüş; _bir
kısmı esir alınmıştı .
\ .
. Bunun · bir sürü ·el marifetleri ve sihirbE!zlıkları vardı. Su dolu bir ka-
ba .elini sokup altınlarla dolu bil' şekilde avucunu su kabından çıkarıyor-
F. 16
242 ISLAM TARiHi
Bu yılın şevval
(934 eylül-ekim) ayı gelip çatınca eş-Şelmegani orta-
lıkta gözükmüş, Vezir İbn Mukle onu tutukla tıp hııpse attırmıştı . İbn
Mukle eş-Şelmegaııi'nin evine baskın yaptırmış, bu baskın sırasında ora-
tilndür ve daha güzeldir. Bir şey de benzerinden daha çok zıddına yalan-
dır. Bundan dolayı da CenAb-ı Allah bir insan cesedinde ortaya çıktığında
bu onun zatının kudret ve mucizesini ortaya koyar. Adem (A.S) ortadan
kaybolunca Lahüti1ik insanoğlunun cismiyle ortaya çıktı. İrisanoğulların
dan her hangi birisi (!lüp giderse bu lahCıti1ik bir başkasının şahsında or-
taya çıkar. Beş şahsın varlığında· lAhQUlik gözüktüğü gibi beş İblis'in de
şahsında gözükmüştür. Jız. Adem'den · sonra lahutilik peygamber ile İb
lis'in şahıslarında toplanmıştır. Sonra Hz. · Adem'den bu lAhutilik çıkıp
gittiği gibi bunların ikisinden de çıkıp gitmiş, sonfa Hz. Nuh ile onun ib-.
lisinde toplanmıştı. Onların da yok olmasıyla lAhQtilik Hz. Hud ve onun
iblisinde onlann da ölmesi' üzerine , Hz. SAiih ve onun devesini öldü~en
İbliste, onlardan sonra Hz. İbrAhim ve onun ibİisi olan Nemrüt'ta toplan-
mış, Hz. İbrahim ile NeinrQt'un da ortadan kaybolmasıyla -Harun ve İb
lisi Firavun'da, onlardan sonra Hz. Silleyman ve iblisinde, daha ııonra
Hz. lsA ve _iblisinde bir araya gelmişti . Hz. İsft ve iblisi de ortadan kaybo-
lunca lAh0ttlik Hz. lsA'nın talebeleri ve iblislerine intikal etmişti. Nihayet
bu lAh0Ulik Hz. Ali b. Ebl TAUb ile _onun iblisinde bir araya gelmişti.
Allah her şeyde .o rtaya çıkar ve her manada gözükür. O, hatırına ge~
len her insanın şahsında gözükür. Kendisinden 8izli olan her şeyi de gör-
meğe başlar. HattA Allah'ın bir insanda hulül etmesinden sonra o insan
gözle görillmeyen her şeyl görüyor gibi hissetmeğe başlar. Allah bir ma-
· na ismidir. tnsanlarin kedisine ihtiyaç duydİ.ıkİarı ·her şey bir ilhhtır. İşte ·
bundan dolayı da ·her insanın ilAh olarak isimlendirilmesi gerekmektedir.»
Adamlarından her biri şöyle diyordu:
«O kendisinden dah~ aşağı derecede olan herkesin Rabbıdır. i.
Ayrıcaf')yle de diyorlardı: «Ben falanın rabbıyım, falan da falan ki-
şinin rabbidir. ·Falan kişi de benim rabbimin rabbidir.» Bunu silsile halin-
de gcftürerek İbn Ebi'l-K~rakir'e ·kadar ulaştırıyorlar, o da şöyle diyordu:
«Ben Rablerip rabbiyim.» Ve ondan sonra da rububiyyet söz konusu de-
ğiİdi. .
Bu sapık adamlar Hz. Hasan ve Hz. Hüseyn'i Hz. Ali · (r.a.)'ye nisbet
etmeyip ve onun çocukları olduğunu reddediyorlardı, çünkü: «Kendisinde
rubilbiyyetin toplandığı bir kimsenin çocuğu olamayacağı gibi babası_ da
yoktur,» diyorlardı. Ayrıca Hz. ' Musa'nın ve Hz. Muhammed (s.a.v)'in ha-
i.n olduğunu söyleyip dururl!:!rdı. Onlar Harün'un Musa'yı, Hz. Ali'nin de
Hz. Muhammed'i elçilikle gönderdiğini ve her ikisinin de buna i~anet
ettiklerini• söylüyorlardı. Onlara göre Hz. ,Ali Hz. Muhammed'i gönderdik-
ten sonra ona Ashab-ı Kehf'e verilen mü4det kadar bir mühlet vermişti.
Nihayet üç yüz elli sene olan bu müddetin bitmesi üzerine artık İslam şe-
IBNO'L - ESiR
rtati alt Ust olmuştur. Ayrıca meleklerden kasdın da kendi nefsine mıllk
olmak demek olduğunu, kendi nefsine malik olan ve hakkı bilen herkeıin
melek olduğunu söyltiyorlardı. Cennetin yalnız kendilerine .v e mezheple-
riı:ıe girenlere, cehennemin is,e kendilerini tanımayan, mezheplerinden ay-
rılan ve bu ~ezhebe girmeyenlere ait olduğunu .ileri sürüyorlardı_. · ·
Çeşitli Olaylar
· Bu yılda
Ebu Tahir el-Karmati'in adamlarından bir grup revvac do-
laylarına gemilerle gelip karaya çıkarak etrafa dağılmışlardı. Bunlar ge-
milerden uzakl aşınca buranın valisi gemileri • yakmak üzere adamlarını
göndermiş ve halkı Karmatilerle savaşmağa davet edip onlarla. çarpışma
lara girişerek bir kısmını öldürmüş, bir kısmını da esir almıştı. Esir alı
nanlardan birisi Karmatilerin ileri gelenlerinden ve· reislerinden olan İbn
el-Gumur idi. Tevvac valisi yakalanan bu Karmatileri el-Kahir Billah'ın
zamanında Bağdad'a göndermiş ve ·el:-KAhir bunları, yukarıda kaydettiği
miz gibi, hapse atmıştı. Bunların el-Kahir'in görevinden azli sırasında
oynadıkları rolü de belirtmiştik.
O hilafete geçmeden evvel bir gün iki şarkıcı kız satın almak iste-
miş , fakat EbQ Seraya ile en-NObahti bu iki şarkıcının fiyatlarını artırmı ş
lardı. Bundan dolayı el-KAhir bu iki adama kin beslemişti. Öldürmek is-
tediğinde onlara haber göndererek sohbet etmeğe davet etmiş, bunlar da
halireyle sohbete gidiyorlar diye gayet iyi elbiseler giymiş, güzel kokular
sürünmüşlerdi. Yanına vardıklarında el-Kahir gözü önünde bunların iki-
IBN0'1. - ESiR 24?
sinin kuyuya atılmasını emretmişti. Adamlar yalvararak ağlamağa baş
lamışlar, fakat el-KAhir bti yalvarıp yakarışlarına hiç aldırış etmeden ve
acımadan kuyuya atılmalarını ve üzerlerinio toprakla doldurulmasını em-
retmişti.
Yine bu yıl içinde EbQ Bekir b. Muksim, HAcib SelAme'nin evine ça-
ğırılmış ve orada muhakeme edilmişti. Anlatıldığına göre, o bilinmeyen
ve · işitilmemiş bir kırfıet tarzı ortaya ·atmıştı. Onun muhakeme edildiği
sırada İbn Mücahid, kadılar ve kırAet üstadları çağırılmış ve onunla bu
konuyu münazara etmişlerdi. Ancak Eb(l .Bekr b. Muhsin içine düştüğü
hataları kabQl edİ:_P bu yaptığından tevbe etmiş, bunun üzerine de bütün
kitapları yakılmıştı.
Bu yılda Bizans Demestikos'u Kurkuas (1) elli bin kişilik bir Bizans
ordusu ile Malatya önlerinde karargah kurup uzun müddet şehri ·muha-
sara al tına almış, bu muhasara sırasında Malatya halltından çok kimse aç-
lıktan ölmüştü. Nihayet Kurkuas şehrin dışında iki büyük çadır kurdurup :
bi'risinin üzerine haç işareti yaptırmış ve şöyle demişti ; «Çoluk çocukla.ı.
rının kendilerine teslim edilmesini ve buna karşılık da Hristiyanlığa gir-
_-meyi kabul edenler bu çadıra girsinler. İslAm'ı isteyenler ise diğer çadıra ·
gireceklerdir. Bu ikinci çadıra · girenlerin yalnız kendilerine eman verile-
cektir.» Müslümanlardan büyük bir kısım mallarının ve çocuklarının ken-
dilerine veril~ceğine tamah ederek üzerinde haç bulunan çadıra girmiş
lerdi. Kurkuas diAerlerine de bir strategos göndererek onlara eman veril-
diğini bildirmişti. Niha'yet 1 cemaziye,Ahir (19 Mayıs 934) pazar günü Ma-
. latya'yı emfuı ile fethetmişlerdi. Arkasından Silmeysat'ı . da ele geçiren Bi-
zanslılar etrafı yakıp yikmışlar ve Sümeysat halkından çok kimseyi öl- .
dUrdükleri gibi Müslümanlara son derece elim bir davranışta bulunmuş
lar ve bu sefer sırasında çevre illerden bir ~ok şehri ele geçirmişlerdi.
Bu yıl içinde ileri gelen fakihlerden EbQ Nuaym Abdülmlik İbn Mu-
hammed b. Adiyy el-CürcAni el_-Esterabadi ile asıl adı Muhammed b. Ah-
med b. el-Kasım ola.n meşhur mutasavvıflardan Ebfi Ali er-Rfızbari ve-
fat etmişlerdi. Başka bir rivayette ise, Ebfl Ali'nin 323 yılında vefat ettiği
kaydedilir.
Yine bu yıl içinde meşhur mutasavvıflardan ve cezbe sahibi şahsiyet
ierden Hayr b. Abdullah en-Nessac ile yine meşhur mutasavvıflardan ve
aynı zaman Cüneyd el-Bağdadi'nin talebelerinden olan Ebfı Bekr Muham-
med b. Ali Ca'fer el-Kenani ve· Ebü Said el-HarrAz vefat etmişlerdi.
Merdivic'in ~ldüı:ül~eai
indirdiği bir kılıç darbesiyle elini kesmişti. Bunun üzerine onlara engel
olmak üzere .siyahi köleye seslenmiş, ardından olduğu yerde yere yıkılıp
kalmıştı. Merdavic bağrışmaları işitince kendini korumak Ufere beze sa-
rılı hançere uzanmış, fakat hançerin kırılıp yalnız kabzanın bırakıldığını
görmüştü. Hemen oracıkta bulunan üzerine oturulan bir ha~am iskemle-
sini almış, onu kalkan gibi kulanarak hamamın kapısına gitmiş ve kapıyı
içeriden onunla tıkamıştı. Türkler kapıyı zorladıklarında kapalı görmüş- '
ler ve bir tiirlti açamamışlardı. Bu~un üzerine bazıları hamamın damına·
tırmanarak kubbelerdeki camları kırmış ve oradan Merdavic'i ok yağmu
runa tutuı~uşlardı. Merdavic bu arada sıcak odaya kapanmış ve onlara
yalvarmağa kendisini bıraktıkları takdirde her türlü ihsanlarda bulul)a-
cağına dair yeminler etmeğe başl&mıştı. Ancak Türkler Merdavic'e hiç de
iltifat etmemiş, Qamamın ·kapısını kırarak içeri dalıp onu öldürmüşlerdi.
Halkı Merdavic'e karşı kışkırtanlarve onun ölümüne sebep olanlar
şunlardı: İleride Bağdad askerlerinin başkumandanı olacak olan Tüzün,
Yarfik, İbn Buğra ve Muhammed b. Yınal et-TercümAn ve onlara muvafa-
kat eden Beckem. Beckem, Tüzün'den evvel Irak askerlerinin başına ge- '
tirilmişti. Allah dilerse bu konuya ileride tekrar geri döneceğiz.
•Merdavic'i öldürdüklerinde adamlarına haber vermişler, haber alan
atına atlayıp Merdavic'in köşküne gelmiş, burayı yağmalayıp kaçmışlar ·
ve Deylemiler de hiç farkına varmamışlardı. Çünkü Deyleniiler daha ön:-
ce şehre girmişlerdi, Merdavic de arkadan onlara yetişecekti. Tütkler ka-
rarlaştırdıklarıİu gerçekleştirmek için ·oeylemilerden geride durmuşlar
dı. Deylemilerle Cilliler bunu haber alınca hemen Türkleri arkadan kova-
lamışlar, ancak atları iyi yol alamayan çok azına yetişebilip öldürmüşler- ·
di. Sonra hazineleri yağmalamak üzere geri dönen Deylemilerle Ciller,
onların Vezir el-Amid tarafından ateşe verildiğini görmüşler, hiç bir şe
ye yetişememişler, böylece hazineler de bu ~kilde yanıp gitmişti_.
Bu arada 'değişik bir rivayet v~ bir olay kaydedilir: Anlatıldığı11p
göre askerler o gün Merdavic'in son derece kızgın olduğunu görürler, bu-
nun üzerine de kendi aralarında oturup Merdftvic'den gördükleri zulüm
ve işkenceleri, zor günlerini b_irbirlerine anlatıp dururlar ve ona karşı bir
nefretleşme meydana gelir. Onlar bu sohbet hftlinde iken tanımadıkları
yaşlı bir ada~ gelip aralarına girer. Bu yaşlı adam sohb~te katılarak on-
lara şöyle der: «Bu kafir adamın yaptıkları yetsin artık! Bu gün onu ke-
fenleyeceksiniz, Allah da oqu aran~zdan alacak.» Yaşlı zat bu sözleri söy-
ledikteı,ı sonra oradan ayrılır. Bir araya toplanmış bulunan askerleri bir
dehşet kaplar, birbirlerinin yüzlerine bakıp dururlar. Yaşlı adam bu arada
çekip gitmiştir. Askerler birbirlerine şöyle derler: «Bu adamı izleyip ge-
ri getıı;erek aramızda geçen konuşmaların _yayılmamasinı sağlamamız ge~
252 1 S L:A M TARI Hl
Yakut F~rs bölgesine girince ffin Büveyh onu Errecan kapısında ka~-
şılamış ve mağlup etmişti. Askerleri çekildiği halde en son çekilen bizzat
kendisi olmuş ve nihayet o da çekilince arkasından İbn Büveyh, Rftme-hür-
müz'e yürümüş, Yakut da 'Asker Mukrem'e gitmişti. İbn Büveyh de ara-
l ~rında barış anlaşması ·rapılıncaya kadar Rame-hürmü~'de ikamet e_tmişti.
ancak yenilince tekrar şehirden geri dönüp ikinci kez asker toplımı,tı.
NAsirUddevle savaşmak üzere topladığı bu askerleriyle birlikte Zilhicce
ayında Nusaybin dolaylarında MAgerd ed-Deylemi ile karşılaşrnı, ve
savaşa tutuşmuştu. Bu çarpışmalar sonunda yenilen MAgerd Rakka'ya
çekilmiş ve oradan da Bağdfld'a gitmişti. Aynı şekilde İbn TabbAb ·da Mu-
.sul'dan ayrılıp BağdAd'a sıvışıp gidince İbn Haı'ndAn Musul ve çevre il-
lere yeni baştan hakim olmuştu . NAsirüddevle bu zaferinden sonra hali-
feye yazdığı m~ktupta yaptıklarından d~layı affedilmesini ve bu illerin
kendisine tekrar iltizam edilmesini talep ediyordu. NAsirüddevle'nin bu
talepleri kabul edilmiş, kendisi de buradaki iktidarına yeni baştan ka- ·
vuşmuş ve hAkimiyetini kurmuştu.
Karmatilerin Durumu.
. ,
. Bu yılda BağdAd'dan çıkan hacılar KAdisiye'ye vardıklarinda 12 zil-
kade (13 ekim) günü EbQ TAhir el-Karmati ile karşılaşmışlar ve kim ol- ·
duğunu bilmeden onunla çarpışmalara girişmişlerdi. Halifenin askerleri
Karmatilere karşı hücuma geçerken hacılar da onlara yardım etmiş, an-
cak çarpışmalar neticesirıde hacılar KAdisiyye'ye sıtınmak zorunda kal-
mışlardı. Bunun üzerine KQfe'de bulunan Aleviler hacılara dokunma-
• .
ması için EbQ Tahir'e aracılıkta bulunmuşlar, o da hacılara saldırmaktan
vazgeçmiş, ancak bu yılda haccetmeyip . BağdAd'a geri dönmelerini şart
koşmuştu . Bunu kabul eden hacılar bu ·sene haccetmeden geri dönmüşler
ve böylece Irak'tan bu sene hacca giden kimse olmamıştı. Diğer taraf.:.
tan Ebu Tahir KQfe'ye gidip bir kaç· gün orada ikamet ettikten sonra ora-
dan çekip gitmişti. ·
Çeşitli Olaylar
Bu olay üzerine vezir İbn Mukle İbn Yfıkllt'un adamlarını itham et-
rniş ve onların, askeri karışıklık çıkarmağa teşv:ik ettiklerini söylemişti.
IBNÔ'L - ESIA 281
man'ı ve kardeşi Ali'yi tutuklatmış ve Ali'den yüz bin dinar, kardefi Ab-
durrahman'dan da yetm!ş bin dinar müsadere etmişti. ·
YlkOt'un ÖJdUrUlmesi
gelen elçi bu mal ve paraları takdim etmiş, ancak İbn Büveyh Ciruft'e
girmeden evvel bunları kabul etmeyeceğini söylemişti. Ali Kelfıye ise on
tersahlık bir mesafede gayet sarp geçitlerle kaplı bir yerde karargah kur-
muştu. ,Ahmed b. Büveyh Ciruft'e girdikten sonra Ali ile. anlaşmış, gön-:
derdiği hediye ve rehineleri kabul ederek hutbede onun adını . zikretmişti.
Ahmd b. Büveyh ile Ali KelOye arasında sulh yapıldıktan sonra İbn
Büveyh'in adamlarından birisi Ali üzerine yürüyüp onu ortadan kaldır
mayı teklif etmiş ve gizlice aniden üzerine yapılacak baskın1a elinde bu-
lunan büyük miktardaki malları ve paraları ele geçirmesi hususunda onu
teşvik etmiş ve aralarındaki sulhtan dolayı da şu anda AJi KelOye'nin
hiç bir şeyden haberdar olmadığını anlatıp durmuştu. Emir Ebıl'l-Hüseyn
Ahmed'i gençliğinden istifade ederek kandıran bu adamı onu Ali Kelfiye
üzerine yürilmeğe zorlamıştı. Bunun üzerine adamlarından bir grubu
toplayan İbn Büveyh küçük bir askeri birlikle İbn KelOye'nin üzerine
yürüdü.'
Ancak Ali bu konularda son derece hassas davrandığından dolayı İbn
Bi.iveyh'in etrafında casuslarını dikmiş bulunuyordu. İbn Büveyh J:.areke-
te geçer geçmez durumu öğrenen Ali hemen adamlaqridan bir grubu top-
layıp yol üzerindeki dar bir geçite yerleştirmiş ve Muizzüddevle'ye pusu
kurmuştu. Muizzüddevle İbn Büveyh gelip de kurulan bu pusuyu geçin-
ce geçidin her iki tarafından üzerine çullanan Ali'nin adamlarıyla •gece-
leyin şiddetli çarpışmalara girişmişlerdi. Ancak Ali Kelüye'nin adamla-
rına karşı koyamayan Müezzüddevle'nin adamları esir edilmiş ve onlar-
clan çok azı kurtulup gerisi hemen hemen öldürülmüştü. Bu çarpışmalar
sırasında isabet eden bir kılıç darbesi ile EbO'l-HUseyn'in sol eli kolunun
ortasından kopmuş, sağ eline isabet eden bir darbe ile de parmakların
dan bir kısmı kesilmişti. Bu yüzden mecalsiz bir şekilde öliller arasında
bayılıp kaldı. İbn Büveyh'in adamiarı Ciruft'e haber ulaştırınca burada
bulunan bütün adamları ve. askerleri kaçıp gitmişleı;di. Sabah.a çıktıkla
rında Ali Kelüye ölüler arasında dolaşmış, Emir Ebf:t'l-Hüseyn'in nerede
ise ölmek üzere olduğunu görmüştü. Hemen alıp Ciruft'e götürmüş, bü-
tün tabiplerini çağırtıp tedavi etmek için bir hayli gayret sarfetmiş ve
ondan özür dilemişti. Ayrıca ağabeyi imadüddevle'ye elçi göndererek kar-
deşinin barış yaptıktan sonra kendisine ihanet ettiğini \'.e bundan dolayı
da başına bu musibetin geldiğini bildirerek itaatini arzetmiş ve kendisi-
nin onların itaatinde olduğunu yazmıştı. lmadüddevle kendisine sunulan
bu paraları ve malı kabul edip Ali b. eı-Zenci'nin teklifine olumlu cevap.
vermiş ve aralarında barış aktedilmişti. Ayrıca Ali KelOye bu çarp1şma
lar sırasında ele geçirdiğVbütün esirleri serbest bırakıp onlara ihsanlarda
bulunmuştu. ·
IBNO'L - ESiR 373
Çeşitli Olaylar
türmek üze.r e gelen Ca'fer'ln yanında hiçbir fe)' ·m evcut delildi. Bunun
u.ıert,ne akerler diledikleri ödemeleri yapamayan Ca'fer'e küfredip onu
ölümle tehdit etmı,ıer, o da bundan korkup ·eı-Berldl'ye sığınmıştı. el-
Berldl ona şöyle demlttl: «Seni buraya gönderen adamın davranıtı beni
pek de hayrete düşürmüyor, ancak ıenln buraya yanında tek bir kurut
olmadan çıkıp gelmene f&flyonım. Şu askerler tümüyle köle olsalar, yine
onları . razı etmedikçe ıenlnle sefere çıkmazlar.• Gece olunca onu evinden
çıkarmıt ve: «Haydi, kendlnl kurtarmaıa çalı,.• diyerek yanından U%ak-
laşhrmlfh. Böylece Ca'fer b. Verka' eli bot olarak Baidld'a geri gelmişti.
nin vezarete getirilmen hususunda onu ikna ettim, amcanın hastalığı hak-
kında sana her hangi bir şey soracak olursa onun ölüm ile burun buruna
olduğunu söylersen vezirlik sana intikal edecektir.» İbn RAik de Ali b. Ah-
med ile bir araya gelip amcasının durumunu ona sorunca Ali birden f~
nalık ge.ç irir gibi yapmış, yüzüne başına vurmağa başlamış ve İbn RAik'3
şöyle demişti: «Allah emtrimize uzun ömQr versin bafl sağ olsu.iı. Eıntri- .
miz ölüm musibetleriyle karşı karşıya kalip duruyor» İbn RAik en-Ntl-
bahti'nin yeğeninden bu sözleri işitince: «lnııi Wllh ve lnni lleyhi rlcitbı
ve havle ve il kuvvete uıa blllah (Biz Allahınız ve Allah'a geri döneceğiz:
Allah'ın iradesi ve gücü olmadıkça biç bir güç ve hiç bir kuvvet ihtiya- ·
rıyla ve isteğiyle hareket edemez)» dedikten eonra şunları ilAve etmişti:
«İyileşeceğini bilseydim elimde bulunan her şeyimi verir onu iyi eder-
dim.»
İbn MukAtil ile İbn RAik tekrar bir araya geldiklerinde İbn RAik :
«Gerçekten haklı imişsin, artık en-NtlbahU'den ümidim~i kestik. Bunun
için el-Beridt'ye bir yazı yaz da vezirliJt hususunda kimi vekil tayin ede-
ceğini bize bildirsin.» demişti. İbn Muk&til hemen el-Bertdl'ye mektup
yazmış, ayı:ıca orta Ahmed b, Ali el-KO.fi'yi vekil tayin etmesini de söy"'.
lemişti. el-Bertdt derhal Ahmed b. Ali'yi kendisine İbn RAik'in 'vezaretin-
de vekAlet etmek üzere göndermiş, Ahmed b. Ali el-KO.n de gelip bütün
işlere el koymuş ve böylece el-Bertdt'nin otoritesi ve hakimiyeti sürüp
gitmişti. en-Nfibahti · el-Bertdi ile işinin bir arada yürüyemeyeceğini ve .
onun mutlaka kendisinin y,erine geçirilmek ilzere tayin edileceğini anla-
mıştı.
el-KQft ile İbn MukAtil işlere tam~en hakiın olunca Basra'nın Ebtl'
Abdullah el-Beridi'nin kardeşi Ebtl Yfisuf el-Berldl'ye iltizam edilmesi
için teklifte bulunmuş ve uğraşmışlardı. İbn RAik bunu kabul etmeyince
onu kandırmağa çalışmış ve kabul ettirinceye kadar uğraşmışlardı . O sı
ralarda Basra Muhaınm~d b. YezdAd'ın elinde bulunuyordu. O da İbn
?laik'in naibi idi. Ancak ~asra'da halka karşı son derece kötü davranıp
ıulüm yapmıştı. Ehil Yusuf el-Bertdi'ye burası iltizam edilince Ahvaz'ın
0
ileri gelenlerinden bir grup huzuruna gelmiş, o da onlara bir sürü vaat ve
ikramlarda bulunmuştu. İbn Yezdad'ın onlara karşı giriştiAi zulümden
dolayı İbn Rftik'in de tutumunu kınamış, AhvAzlılar ve diğer bölge sa:.
kinleri de on~ hayırla duada bulunmuşlardı.
el-Beridi sonra azatlı kölesi İkbAl 'i iki bin kişilik bir kuvvetle Mehdi
Kalesi'ne göndermiş ve onlara ne y~pacaklarına dair haber gönderip emir
verinceye kadar orada beklemelerini istemişti. İbn YezdAd bu durumu
öğrenince el-Bertdi'nin maksadını ve Basra'ya tamamen hAkim olmak is-
tediğini anlamış, sanki başına dünya yıkılmış gibi olmuştu . Basra'yı sa-
280 ISLAM TARiHi
dece iltizam olarak almak niyetinde olsaydı onun buradaki' işlerini bir tek
görevli adamı da yürütebilirdi. Gayesinin Basra'yı tamamen hakimiyeti-
ne almak olduğunu dUşUnmUştil .
el-Beridt daha sonra ise, lbn YezdAd'ın Basra halkından almakta ol-
duAu bazı vergileri kaldırmış, bundan dolayı memnun olan halk ondan
kendilerine bir kötülük geJmeyeceAi hususunda mutmain olmuşlardı: Bu-
nun için el-Bertdi ile birlikte İbn RAlk'in askerlerine karşı savaşmış, el-
Berldi de onlara iltifatta bulunup sevgi gösterisi yapmış ve İbn RAik'in
günlerine nazaran bayram diye kabul .edecekleri güzel günler yaşamala-
rını sağlamış, kalplerini kazanmıştı . ·
Bu yıl içinde · İbn RAik ile el-Bertdt arasında çeşitli sebeplere daya-
nim anlaşmazlıklar ve çatışmalar başlamıştı . İbn RAik VAsıt'tan BağdAd 'a
geri döndüğünde daha evvel kaçıp .gizlenmiş olan el-Hucariyye ' askerle-
rinden hAlen gizli o~anların gelip teslim olmalarını emretmişt!. Bunlar
gelip teslim olduklarında iki bin kişi° civarında olan bir kısmını istihdam
etmiş, geri kalanlarına ise geçimlerini sağlayabilecP.kleri ve maaş alabi- ·
lecekleri her hangi bir yer geçip istedikleri yere gidebilmeleri için izin
vermişti. 8aAdAd'dan çıkan bu el-Hucariyye askerleri Horasan yolunda
bir araya gelip Ebu Abdullah el-Bertdi'ye gitmişlerdi. el-Beridi bunlara
izzet ve ikramda bulunup ihsanlar yapmış ve· böyle davrandığından do-
layı İbn Raik'i kötüleyip ayıplam.ıştı. Ayrıca el-Beridi Bağdftd'a yazdıği
bir mektupta ödemesi gereken. paraları ödeyemeyeceğini, el-Hucariyye
askerlerinin korkusundan. dol~y.ı kabul ettiğini, onların gelmesiyle mas-
raflarının artıp merkeze bir şey ulaştırma imkAnı bulamadığını bildir-
mişti. Ayrıca bu el-Hucariyye askerlerinin kendi _ a skerleri arasına girip
Bağdad 'a gönderilmesi gereken malların gitmesini engelleyip alıkoyduk-
. Inrıni da ilAve etmişti. Bu mektup üzerine İbn Raik, el-Beridi'ye gönder-
diği cevabt mektupta derhal el-Hucariyye askerlerini uzaklaştırması ge-
rektiğini söylemişti. Ancak el-Beridi bu emre kulak asmamış ve el-Hu-
cariyye'yi aslA uzaklaş_tırinamıştı. İbn Raik ile el-Beridi arasında nefret-
leşme ve çatışmalara sebep olan oiaylardart·· birisi de el-Beridi'nin İbn
RAik'i Basra halkı önünde kötüleyip ayıplamasını işitmesi idi. Bu İbn
RAik'a bir hayli dokunmuştu. Ayrıca el-Beridi'nin Mehdi Kalesi'nde as-
ker yığdığını ve orayı tahkim ettilini işitmesi de ona ağır gelmişti. ·Bun-
dan dolayı İbn RAik; eı.:KQfi'yi el-Bertdt ile iş birliği yapmak ve onun
hltelerine katılmakla itham etmiş;· İbn Rliik de hemen el-Küfi'yi azletmek
IBNO'L - ESf~ 281
istemişti. Ancak İbn Raik'in son ·derece güvendiği Ebu Bekr Muhammed
b. MukAtil, böyle davranmasına engel olmuştu . Bundan dolayı da İbn
RAik hemen el-K~fi'ye emir• verip el-Beridi'ye mektup yazarak yapmış
olduğu bütün bu işlerden dolayı kınamasını ve askerlerini Mehdi Kale-
si'nden geri çekmesini istemişti. el-KOfi bu emre uyup el-Beridi'ye ge-
rekli şekilde mektup yazmiş, ancak el-Beridi · verdiği cevapta kendisinin
buraya asker yığmasını~ sebebinin Basra halkının Karmatiİerden kork-
ması olduğunu, İbn Y~zdAd'ın Basra halkını korumaktan aciz düştüğünü
ve Basralıların bu korkusundan dolayı askerlerine yapışıp kaldıklarını
yazmıştı . Bu arada Ebı1 TAhir el-Karmatt, 23 rebiyillahir (10 mart) günü
Kufe'ye ulaşmış, İbn RAik de hemen askerleriyle birlikte İbn Hübeyre
Kasrı'na çıkıp el-Karmati'ye haber göndermiş, anca·k aralarında lier han-
gi bir görüşme ve mektuplaşma olmadan el-Karmati kendi memleketine
geri dönmüş, İbn Raik de oradan·· VAsıt'a doğru ~areket etmişti. İbn Raik'
iri Vasıt'a hareket ettiğinI haber alan _el-Beridt Mehdi Kalesj'ndeki as-
kerlerine verdiği emirle Basra'ya girmelerini ve orada bulunan askerler-
le karşılarına çıkacaklar ile savaşmalarını emretmiş, onlara yardım et-
mek üzere de el-Hucariyye .askerlerinden bir grubu göndermişti. Buna
karşılık lbn YezdAd Basra•ya girmelerini önİemek için bir iniktar asker
çıkarmış, el-Emir nehri civarında aralarında meydana gelen çatışmalar
neticesinde İb~ Yezdftd'ın askerleri dağılmış, İbn YezdAd'ın yanına geri
döndüklerinde takviyelerde bulunup onları tekrar geri göndermiş_ ve Bas-
ra'yı korumak üzere gittiklerinde ikinci !tez ·ç~rpışmalara girişmişler ve
· İbn YezdAd'ın adamları yine mağlQp olmuştu.
Bu başarılarından sonra eİ-Bertdi'nin adamlan Basra'ya girmiş, İbn·
YezdAd ise Kfıfe'ye çekilmişti. Bti olayları işiten İbn . RAik'ln sanki dün-
ya b~şına yıkılmıştı. Hemen Ebu Abdullah el-Beridl'ye mektup yazıp onu·
tehdit. etmiş ve adamlarını Basra'dan çekmesini emretmişti. Ancak el-
Beridt hiç aldırış etmemişti, çünkü Basra halkı İbn YezdAd'ın kendileri-_
ne karşı takındığı kötü tavrından dolayı el-Beridi'den yana idiler.
Bu haberi alan İbn RAik hemen bizzat kendlıi VAııt'tan hareket ede-
rek karadan Basra üzerine yürümüş, Beckem'e de yazdığı mektupta ya-
nındakilerle birlikte kendisine yetişmesini emretmlftl. .Gerek İbn ıutk
ve gerekse Beckem'in emrindeki askerler Baara'ya yaklaşıp halkıyla çar-
pışmalara girişmişler, bu çarpıtmalar flddetlendikçe şlddetlenm',tt. Bas-
ra halkı şehri İbn RAik'a karşı koruyor ve ona küfredip duruyorlardı:
Beckem bu durumu görünce bir hayli sıkılmış ve İbn RAlk'a f(Syle demiş
ti: «Bu adamlara karşı nasıl bir davranışta bulundun ld sana küfredecek
seviyeye gelmişler? Hangi davranışın anlan buna sevketmiştlr?» İbn ij.Aik
ise: «Vallahi, hiç bilemiyorum> diye k811ılık vernıiftl. Nihayet çarpışma
lar netice vermeyince İbn _RAik ve Beckem karargAhlarma geri dönmüş
lerdi.
327 yılı 'girince diğer ·bütün şehir ve kaleleri~ halki Helll'e karşı is-
yan etmiş, Curcent halkının teşvikleri ve gayretleriyle MazArA halkı da
isyana katılmış ve hepsi birlikte askeri birliklerini adanın dört bir tara-
fına yayarak bir hayli güçlenmişlerdi. Yine bunlar Bizans İmparatoruna ·
yazdıkları mektupta Halil'e· karşı yardım istemişler, Bizans İmparatoru
·da yardımda bulunup asker ve yiyecek dolusu gemiler göndermişti
Buna karşılık Halil de el-Kaim'e mektup yazıp imdat kuvvetleri gönder-
mesini istemiş, el-Kaim de Halil'e kalabalık bir orduyu göndermişti. Ha-
lil emrindeki ordularla Sicilya halkına karşı harekete geçerek Ehil Sevr
kalesini muhasara altına alıp ele geçirmiş, aynı şekilde el-Ballüd (Cal-
tabellotta} şehrini de ele geçirmiş Eblatanu (Platani} kalesini de kuşata- .
rak bu yılın sonuna .kadar kuşatmayı sürdürmüştü.
328 yılı girince HaUİ Platani şehrini muhasara etmekten vaz geçip
=
, Curcent (Agrigentum Girgent) şehrini muhasara altına almış ve bu
muhasara uzadıkça uzamıştı. Ancak bu muhasaranın uzun sürmesi üze-
rine Hali1 Halef b. HArCin komutasında muhasarayı sürdürmek üzere bir
miktar asker bırakıp gitmiş, }l:alef'in komutasındaki bu muhasara da 329
yılına kadar sürmüştü. Kuşatmanın uzun sürmesinden dolayı halk bir
hayli yorgun düşmüş, bir kısmı Rum· illerine kaçıp giderken orada kalan-
lar ise Hatef'ten eman dilemişlerdi. · Halef kaleden inmeleri şartıyla on-
lara emAn vermiş, Curcent (Girgent) halkı kalelerinden inince Halef on-
288 ISLAM TARiH\
Çefitll Olaylar
onlardan elli bin dinar para istemişti. O sıralarda Eb0 Zekeriyya YahyA
b. Sfıid es-SO.si ~eckem ile birlikte bulunuyordu.
Eb0 Zekeriyyft şöyle anlatır :
Beckem'in ne' düşündüğünü ve · ne yapmak istediğini öğrenmek iste-
dim. Ona bir nasihatim ve tavsiyem olacağım bildirerek yanına gelmek
istediğimi haber verdim. Beni huzuruna çağırdı, yanına varıp şöyle de-
dim: «Ey emirimiz! Sen şu dünyayı imar etmek, halifeye ve Müslüman-
lara hizmette bulunmak istediğini ve ülkenin yönetimini yoluna koymayı
arzuladığını söylemektesin. Halbuki daha dün sahip oldukları varlıklarını
kaybetmiş, memleketlerinden çıkarılmış, ellerindeki her şeyleri ~lınmış
olan•bıJ silrgün edilmiş kimselerden para istiyorsun. Onlar ülkelerinin
uzağına dilşmilş gurbetçilerdir. Daha dün onlardan bir_çok kimse karııi
larına ateşlerle dolu kazanlar konulup işkencelere çarptırılµıışken, aynı
şekilde onları işkence ettirmeY.i istiyor ve bu hususta emir veriyorsun.
Bilmiyormusun ki bu · yaptıkların işitilecek olursa tanıyan ve tanımayan
lar sana buğzedecektir . Sen İbn Rftik'in Basra halkına karşı takındığı
kötU tavrını beğenmemiş ve onu kınamıştın . Gerçekten İbn Raik bütün
Basra halkına karşı mı kötü davranmıştır? Hayır, vallahi o öyle yapma-
mıştır. J:Jelki Basrahlardan bir gruba eziyet etmiş ve küçük bir kitleye
kötillilkte bulunmuştur. Ancak Basriı halkının tilmil ona buğzetmiş, ona
karşı ..gelmişti. BağdAd'ın avamı .ise böyle bir işkence ve tavra asla taham-
mül edemez.• ·
Ona bu sözleri söyledikten sonra Merdfıvic'in yaptıklarını anlattım .
. Bunları işitince beni doğruladı ve ona yaptığım nasihatten dolayı mem-
nun olduğunu. bildirip AhvAzhların derhal serbest bırakilmalarına dair
emir verdi. · ·
Muizzüddevle b. Büveyh ile el-Beridi, Asker Mukrem'i. ele geçirince
Ahvaz halkı varıp bu başarılarından dolayı el-Bei:idi'yi' kutlamışlardı.
Bu kutlama hey'eti içinde Ahvazlı iyi bir doktor bulunuyordu. O sıralar
da da el-Beridi üç günde bir gelen bir ateşli hastalığa, sıtmaya tutulu-
yordu. el-Beridi bu doktora: «Ey Ebü Zekeriyyal Bu durumumu görüyor
musun? Sıtma beni perişan etti.» şeklinde hastalığından şikayet edince,
tabip Qna: «Karıştırmaktan ileri geliyor.» diye karşılık vererek, yemek
karıştırmayi ve hastalığının yemeklerin tesiriyl~ olduğu~u ifade etmek
istemişti. Ancak el-Beridi ona: «Bundan . daha çok karıştırma mümkün
müdür? Dünyanın altını üstüne getirdim.» şeklinde karşılık vermişti.
Hep birlikte Ahvaz'a gidip orada otuz beş gün müddetle ikamet et-
mişler, bu arada el-Beridi İbn Büveyh'in yanından el-BAsiyftn'a kaçmıştı.
İbn Büveyh el-Beridi'ye yazdığı mektupta ona serzenişte bulunup kaçıp
gitmesinin ihanet olduğunu hatırlatmıştı .
IBNO'L - ESiR 289
, .
den SOs'a çekilmesi.ni talep ediyordu. ·
EbO Ca'fer es-Saymari ve benzeri kimseler Muizzüddevle'ye şunları
söylemişlerdi : «el-Beridi Yakut'a yaptıklarını sana da yapmak istiyor ve
seni tutuklatıp bununla Beckem ve İbn Rftik'a yakınlaşmak istiyor. Bu
şekilde ağabeyin İmadüddevle'yi senin için geri çevirmeyi planlamakta-
dır. » Bunun üzerine Muizzilddevle Asker Mükrem'den çekilmeyi reddet-
mişti.
F. 19
290 ISLAM TARiHi
' Bu yılın şevval (ağustos) ayı ortalarında vezir EbO Ali b. Mukle'nin
eli kesildi. Vezir Eb0.'1-Feth b. Ca'fer b. el-FurAt vezareti yürütmekten
acze düşüp de ŞAm'a gidince halife er-RAzt Bi11Ah, EbO. Ali b. Mukle'yi ·
vezarete tayin etmişti. İbn Mukle'nin yönetimde hiç bir etkinliği olmayıp
devletin bütün işlerini İbn RAik deruhte etmekte idi. İbn r,iukle'nin ve
oğlunun bütün mal ve paralarına el koymuştu. Tekrar vezarete geri gel-
diğinde bunların kendisine iade edilmesini istedlAi halde tbn Raik bu pa-
raları ve mülkü iade etmemişti. İbn Mukle İbn RAik'in yakın adamların
dan yardını isteyip mallarının geri verilmesi hususunda kendisine yar-
dımcı olmalarını dilemiş ancak onlar, yardım etmeyi vaadettikleri halde
292 ISLAM TARiHi
Diğer taraftan lbn Mukle, kendisi ile halifenin varmış olduğu anlaş
ma gereğince İbn Raik'in işi tamamlanıncaya kadar gelir DAru'l-hilafe'de
ikamet etmeyi arzu etmiş, er-Rftzi Billah da onun bu isteğine olumlu ce-
vap vermişti. Oraya gelmesi pek hoş karşılanmamasına rağn:ı,en İbn Muk-
le ramazan ayının son gilnünde DAru'l-hilAfe'ye gelip yerleşn:ıiş ve şöyle
· demişti: «Ay parıltıların altında gizlenmiştir. O sırları saklamağa ve mu-
hafaza etmeğe yarar.• Ancak İbn Mukle bütün bu yaptıklarında Allah rı
zasını gözetmediğinden dolayı bütün sırları açığa çıkmış ve yapmak iste-
dikleri her tarafta yayılmıştı. DAru'l-hilafe'ye gelip yerleştiği Mide er-
Razi Billah onu kesinlikle yanına yaklaştırmamış ve bir odaya hapsedip
bırakmıştı. Ertesi gUn olunca halife er-Ra.zi İbn Raik'e haber gönderip .
bütün bu olup bitenleri bildirmiş,· İbn Mukle'nin )'.aptıklarını ve yazdığı
mektupları İbn Raik'a göstermişti. İbn Raik er-Razi'ye teşekkür etmiş,
ancak şevval ayının urtalarına kadar hiç bir şey olmamış gibi İbn Mukle
ile er-Rfızi arasında elçiler gidip gelmiş ve yazışmalar olmuştu. Bunun
üzerine İbn Mukle tutuklu bulunduğu odadan çıkarı1arak eli kesilmiş ve
arkasından da kesik eli tedav'i edilmişti. O hala er-Razi'ye mektuplar ya-
zıyor ve vezarete tayini hususunda ·ısrar edip duruyordu. Elinin kesik ol-
masının vezarete engel olmadığını · er-Razi'ye hatırlatan İbn Mukle, ka-
lemi kesik eline bağlayıp mektuplarını hala kendisi yazıyordu.
ber alan halife er-Rfizi ile İbn RAik bu defa derhal dilinin kesilmesini
emretmişlerdi. Son derece dar bir yere hapsedilerek orada bırakılmıo
olan lbn Mukle burada bir çok musibetlere düçar olmuştu . Eli kesik ol-
duğu hald«: kendisine hizmet eden kimse yoktu. Bulunduğu yerde tek
eliyle kuyudan su çekiyor, kovanın ipini bir eli ve ağzıyla tutuyordu. Bu-
rada son derece acı günler geçirmiş ve çok sıkıntılar çekmişti. Nihayet
hapiste iken vefat eden İbn Mukle önce Daru'l-hilAfe'ye gömülmüş, sonra
akrabaları naşını isteyince gömülü bulunduğu mezarı ;_şilmiş ve akraba-
larına teslim edilmişti. Onu evine . götürüp gömmüşler, fakat sonra kabri
tekrar eşilmiş ve başka_ bir eve taşınıp oı:ada defnedilmişti. .
Tuhaftır ki, İbn Mukle üç kez vezarete gelmiş, üç ayrı halifeye vezir
olmuş ve üç defa büyük yolculuğa çıkmıştı . Bu yolculukların ikisinde
Şiraz ' a silTgün'e gönderilmiş, diğerlerinde ise vezir olarak' Musut:a git- •
mişti . Ayrıca üç defa · gömülmüştü ve hizmetçilerinden üçü de onun en
yakın adamlarıydı.
Çeşitli Olaylar
Çeoitli Olaylar
· Bu
.safer (938
yılın aralık) ayında ay tamamen tutulmuştu .
,.,_ 20
306 ISLAM TARiHi
bu savaş neticesinde el-İhştdi mağlOp olup geri çekilmişti. İbn Rlik ıafe
ı in etkisiyle etrafı yağmalamakla meşguldü. Zaferin sarhoşluğu Uo lh-
şidoAullannB: ait bir çadıra gelip oturmuşlar, o sırada pusulara gizlenmiş
olan bir İhşidi grubu üzerlerine çullanarak onları darmadağ\11 etmişti. Bu
mağlObiyetten İbn Raik yetmiş adamı ile birlikte kurtulup son derece
perişan bir vaziyette Dımaşk'a ulaşmıştı. · ·
Daha sonra İhşid Muhammed b. Tu{tc, kardeşi Nasr b. Tuğc'u kala-
balık bir ordu ile İbn RAik üzerine göndermişti. İbn RAik lhşidoğulları
nın üzerine büyük bir orduyla geldiklerini haber alınca Dımaşk'tan ha-
reket ederek onlara doğru yürümüş ve her iki·ordu ·~el-LUcQ.n• ~enilen
yerde 4 zilhicce (10 Eylül 940) günü karşılaşmışlardı. Bu ,ıavaş sonunda
Ebfi Nasr b. Tuğc'un askerleri yenilmiş .ve. Ebtl Nasr öld!\ rül&Rilştü . İbn
Rfük Ebtl Nasr'ı alıp kefenlemiş ve Mısır'da bıılunan-·ağl!bt,i
'I
lhttd'e otlu
MüzAhim b. Muhammed b. RAlk ile birlikte göndormifti. Yazdılı bir ta-
ziye mektubuyla da baş sağlığı diliyor ve-nıeydana geleq olaylardan do-
layı özür beyan ederek kesinlikle EbQ Nasr'ın öldUrUlmesini lstemediline
dai r yemin ecliyordu. İşte bu9dan dolayı da ·ona kardetlne kartılık oıtu•
nu gönderiyor, dilediği takdirde onu öldürüp EbO Naır'ın intikamını al-
masını söylüyordu. Ancak lhşld, lbn RAik'ln otlu Müdhlm'I gayet iyi
kaı-şılamış, ona iyi davranma, ve hil'at giydirip babasına geri göndermı,
ti. Ayrıca İbn RAik ile İhştd arasında hakimiyet bölgeleri ayrılmı,tı . er-
Remle sınır olmak fizere Mıaır İhştdolullarına, ŞAm bölgesl de Muham-
med b. Raik'e bırakılıyordu . Bundan başka· her yıl lhşld Muhammed b .
Tule er-Remle'den İbn RAlk'a yıllık yüz kırk bin dinar bir para ödeye-
cekti.
Çqltll Olaylar
Yine bu yılda 10 şevval (19 temmuz) günü vezir Ebıi Ali b. Mukle ha-
piste vefat etmişti. Şevval ayının çıkmasına iki gün kala ise (27 şevval
5 ağustos), yani Vezir İbn. Mukle'den on yedi gün sonra Vezir Ebü'l-Ab-
bas el-Husaybi kalp sektesinden vefat etmişti.
Yine bu yıl içinde Rüknüddevle b. Büveyh'in veziri Ebü Abdullah el-
Kummi vefat etmiş, yerine Ebü'l-Fazl b . el-Amid vezarete tayin edilmiş
ve bir hayli uzun müddet vezirlik yapmıştı. Vezirliği sırasında Büvey-
oğullarından hiç bir vezirin yapmadığını yapmış ve hiç birinin ulaşama
dığı nimetlere ulaşmıştı. İleride yeri geldiğinde tekrar ondan söz ede-
ceğiz.
HiCRET 'İN ÜÇ YÜZ YİRMİ DOKUZUNCU (M. 940-941)
YIU OLAYLARI
Bu yılın rebiyülevvel ayı Ç>rtalarında (940 yılı sonu ile 941 yılı ba-
~ında) er-Razi Billah Ebu'l-Abbas Ahmed b. el-Muktedir vefat etti. Altı
yıl, on ay, on gün müddetle hilafet görevini sürdürIJlÜŞ ve otuz iki küsur
yaşında iken istiska hastalığından vefat et mişti. er-Razi BilU'ıh şair ve
edip bir kimse idi; bir çok şiirleri ve bir divanı vardır. Müsamah.ıkar, cö-
mert bir şahsiyet olduğu gibi, edipleri, fazilet sahibi kimseleri sever, on-
larla birlikte oturmaktan hoşlanırdı.
er-Razi Billah vefat edince, Beckem halifenin nedimlerin!, edip ve
şairleri ve kendileriyle vakit geçirdiği kimseleri toplayıp bunlardan hali-
fenin istifade ettiği şekilde istifade etmeğe heves etmiş, ancak onlarla
oturup kalkmaktan bir türlü zevk alamadığı gibi bir şey de anlamamıştı.
Bu nedimler arasında genç bir tabip olan Sinan b. SAbit bulunuyordu.
Beckem onu yanına çağırmış ve kendisinde sürekli kızgınlığa meyletti-
ren bir hissi olduAunu söylemişti. İstemediği halde, bu sinir ve kızgınlı
ğım bir türlü yenemediğini ifade eden Beckem'e Sinan sürekli nasihatta
. bulunmuş, ona bu duygunun kö~ü olduğunu, başkalarına kızmanın dışın
da yumuşaklık ve hilm duygusuna sahip olmak gerektiAlni; affetmek ve
adaletle davranmanın gerekli, ve bu duyguları taşımanın daha güzel ol-
duğunu anlatıp durmuş, ~eckem'in daha evvel sahip olduAu o kaba duy-
guların büyük bir kısmını atıncaya kadar ona telkinde bulunmuş ve ni-
hayet başkalarını öldürmek ve cezalandırmak duygularını hafifletmeğe
çalışmıştı.
er-Razi Billah esmer, iri gözlü idi. Omuzlarının arası dar bir şahsiy
yet olup, annesi «Zalüm» adında bir Ümmü'l-veled idi. Onun vefatı ile
kendisinden evvel gelip geçen h alifelerin sahip olduğu bir çok özellikler
sona ermiş ve o bu özelliklere sahip olan halifenin sonuncusu olmuştu.
Şiirleri divan haline getirilmiş en son halife olduğu gibi, ınimberd~n hal-
312 ISLAM TARiHi
er-Rftzi Billah vefat edince, hilifet işi ve yeni bir halife tayini me-
selesi o sıralarda VAsıt'ta bulunan EbO Abdullah el-KO.fi'nin dönüşüne
bağlı kalmıştı. Beckem'ln de o sıralarda VAsıt'ta olduğu bilinmektedir.
Dftru'l-hiJAfe!de bu şekilde beklemeğe koyulmuşken o sıralarda Beckem'
in el-Kufi ile gönderdiğl bir mektubu ulaşmıştı. Bu mektupta el-Küfi'nin
er-Rftzi BilHlh'ın veziri EbQ'l-KAsım SUteymAn b. el-Hasan ve diğer ve-
zirlerle divan başkanları Aleviler, kadılar, Abbasoğulları ve şehrin ileri
gelenleri ile bir araya gelerek yaşayışından ve kendisinden emin ve mem-
nun olunan _bir kime~nin hllAfete getirilmesi hususunda istişare etmeleri
ısteniyordu. el-Kun bütün bunlan bir araya toplayıp onlarla istişare et-
miş ve önce lbrAhim b . el-Muktedir'in teklif edildiği görülmüştü. O gün
bu isim etrafında konuşulmuş . ve öyle dağılmışlardı . Ertesi gün tekrar
bir araya geldiklerinde İbrihim hak~mda ittifakla karar verilip 20 Re-
biyülevvel (23 Aralık 940) günü DAru'l-hillfe'ye çağmlarak kendisine
bey'at edildi ve seçmesi için kendisine bir sürü lakablar teklif edilmiş,
nihayet «el-Muttaki LillAh~ lakabını seçince bütün halk ve orada bulu- .
nan herkes ona bey'at etmişti. el-Muttaki Lillah, hilftfet makamına geç-
tikten sonra Vasıt'ta bulunan Beckem'e hil'at ve sancaklar göndermişti .
Beckem, er-Rftzi'nin ölümünden sonra ·ve el-Muttakt'nin hilAfete se-
+çnmesiiıden önce Di\ru'l-hilAfe'de hoşuna giden sergi, e,ya ve aletleri al-
maları için birisini göndermif ve bunlan kendisine almıştı. el-Muttaki,
SelAme et-Tulunt'yi hAcip tayin etmiş, SUleymln b. el-Hesan'ı da vezir-
tikte · bırakınıftı . Ancak o vezirliğin yalnız ismini taşımakta, yönetimde
hiçbir fonksiyonu bulunmamakta idi. Devletin bütün yönetim işi Beckem'
in kfttibi el- KQJi tarafından deruhte edilmiş bulunuyordu.
Beckem'in Öldürülmesi
arasında elçiler gidip gelmiş, nihayet halife ona bu beş yilz bin dinarlık
parayı ödemek zorunda kalmıştı . el-Beridi BaAdftd'da ikamet ettiAl bu
ınUddet içinde halife ile karşılaşmamış ve bizzat karşılıklı olarak görUf-
memişti. ·
İbn Tlfıik zilhicce ayının çıkmasına dokuz gün kala (l7 Eylül 941) Uk-
barii'dnn ordusuyla birlikle hareket ederek S(ıbahleyin Biığdücl"a varmış
ve lıütün ordusuyla birlikte hah tarafından şehre girerek cn-Necıni'de
knrargalı kurmuştu. Ertesi gün olunc·a halifenin huzuruna çıkmış, h alife
01111 karşılamış ve birlikte Dicle ııelırin<le seyre çıkmışlardı . O günün öğ
le vııktinden h emen sonra Gürlekin de büliin askerleriyle şehrin doğu
tarnfıııdan gelmişti İbn fü\ik'in ::ıdaınlnrıyla alay edip şöyle diyorlrırclı: «Şu
Şfinı'clnn gelen kervan nerede konakladı acaba?» Gürtekin ve adaınları da
BağdM'm doğu tarafında karargfıh kurmuşlardı.
IBNÜ'L - ESiR :lifi
Gürlekin Bağdad'a gelince İbn Raik buranın yönetimini ele Kt!~·lr -
mekten ümidini kesmiş ve hemen adamlarına, toparlanarak Şılm 'ıı geri
dönmek üzere hazırlanmalarını emretmişti. İbn Raik'in adamları a~ırlılt
ve eşyalarını toparlarken o da lıu arada adamlarını küçük bir çalışınnyo
sokmayı düşünmüş ve hareketinden evvel askerlerine bir canlılık getir-
mek istemişti. Bunun için askerlerinden bir gruba kayıklara binerek
Dicle'yi aşıp karşıya geçmelerini, Türkleri arkadan kuşatmalarını emret-
miş, kendisi de yanında bulunan bazı adamlarıyla biı"Jiktc bir kayığa bin-
ti. nu arada diğer askerleri de yirmi kadar kayığa binerek nehrin karşı
tarafımı geçmişlerdi. Nehri aşıp karşıya geçtikten sonra bulundukları yer-
den Türklere ok otmağa başlamışlardı. Tiirkleri aı·kadon kuşatan İbn füı
ik'in diğer adamları da yakın bir noktaya gelefck oradan bnğmnnğa, halk
d;ı İbn fülik'in adamlarına kntılıp büyük bir kalabalık oluşturnrok gürül-
tü yapm::ığa başlamışlardı. Bu arada çıkarılan bu sesleri işiten Gi.irtekin
arkadan İbn Raik'in askerleri tarafından kuşatıldığını zıınııct.lcrek uıJoıı_ı
larıyla birlikte kaçıp gizlenmişti. Bu arada halk Gürtekiıı'lıı uskerlerini
taş yağmuruna tutmuştu .
Çeşitli Olaylar
nu yı ldn lrnk'l ;ı ş idd e tli bir kıtlık ve kurnklık ıncydnııa gdmişli. Ilalk
rebiülevvel (!HU ,ır.ılık. 941 oc:,?k) ayında yağmur clu:ısııı:ı çıkını5, anc,ık
olukların bi1e akın:ıyacağı kad;ır azıcık bir y.ığrııur yıığnıışlı. Kuraklığın
sürmesi üzerine pahalılığııı yanı sıra etrnfı vebii hastalığı knplamışlı. Bu
hastı.ılığın ynygııılaşmnsı üzerine bir hayli kiınııc Olmiişlü, öyle ki bir gnıp
ndnm yı kannıaksızın , ve nıımazları kılınm::ıksızııı tele lıir kap re konuluyor-
320 ISLAM TARiHi
clu. Kıtlı!ın bir hayli ızdırap verici bir noktaya ulaşmasından dolayı Bağ
dM'da tarlalar ve eşyalar ölü fiyatına ucµza satılmağa başlamış, bir dl-
narlık değere sahip olan bir eşya bir dirheme fiyat bulabilmişti. O yılın
ekim, kasım, aralık , ocak ve şubat ayları geçmiş, yağmur duasına çıkıldı
ğında yağan azıcık yağmurun dışında yere bir damla su düşmemiş, niha-
yet mart ve nisanda birazcık yağmur yağmaya başlamıştı.
Yine bu yıl içinde ateşli hastalıklar ile eklem hastalıkları halk ara-
sında bir hayli yayılmış, kan aldıranlar bu hostalıktan hemen kurtulu-
vermiş, aldırmayanların hastalıAı bir hayli uzun sürmüştü. Bu yılda ha-
life er-RAzi İ3il1Ah döneminde Yunan filozofu Aristoteles'jn kitaplarına
bir çok şerhler yazan filozof Mettli b. YQnus1un kardeşi EbO Bişr vefat et-
mişti. ·
Bu yılın zilhicce (ağustos-eylül) ayında tabip BahtyeşQ' b. Yahya ve-
fat etmişti.
el-Deridi'nin Vezirliği
cl-Bcritli'nln llıığllüd'o
llnkimiycli ve d-Mulluki'nia
Musul'a Gitmesi
Ehü ı\btlııll~lı cl-Bcridi kard eşi EbıYl-rnı.~ı·.\' ll'i Tiirk ve Oeyknılikr
clen ohışmı bir ordu ile T.lnğ<lfitl'n göndcrınişti. Onun gelmesi üzcriııe İbn
Haik Dl.\ru·ı. hilafe'ye kııpnnıp oı·acla korunmok ınnksaı.lıylıı surl.ırını taınir
F. 21
322 ISLAM TARiHi
rişan bir duruma düşİ:nüştü. Onlara ağır vergiler koydurmuş, buğday ur-
pa ve diğer hububat cinslerinin her bir Irak ölçeği (Ktirr=altı merkep
yükü değerinde Irak ölçüsü) için beş dinar vergi koydurmuştu. Bundun
dolayı fiyatlar bir hayli yükselmiş, bir Irak ölçeği (Kürr) huğdan üç ·yüz
yirmi altı dinara ve iki rıtıl kalitesiz ve kepekli ekmek de hilesiz iki emi-
ri kırata ulaşmıştı. Zimmet ehli de fesat ve fitne çıkarmaya başlamışlar
dı, güçlü olan zayıfı rahatça ezebiliyordu. Bu günlerde KCıfe'den ·beş yüz
Irak ölçüsü miktarında buğday ve a rpa gelmiş, Ebu'l-Hüseyn el-Beridi bu
gelen zehirenin Kfıfe amili tarafından gönderildiğini iddia ederek hepsi-
ne-> el koymuştu.
Bu sıkıntılar yetmiyormuş gibi halk arasında da bir çok çatışma mey-
elana gelmişti. el- Beridi'nin yanında bir grup Karmati bulunuyordu. B'.l
Karmatilerle Türkler arasında _çarpışmalar meydana gelmiş, Karmatiler
mağlup olup şehri terketmişlerdi . Ayrıca Deylemilerle BağdM halkı ara- ·
ısında da çarpışmalar meydana gelmiş ve bu çarpışmalar şehirden dışarı
taşıp Tabık nehri üzerinde bulunan ~eni köprüye kadai· ulaşmıştı .
Ebü 't ..JHis0yn €'1 - Dc:-ridi B af\dıicl'ı islila edip ele lıalkn kıırşı yukarıchı
IBNÜ'L - ESiR 325
İbn Tayyab'ın buraya tayin edildiği sırada daha evvel İbn RAlk'a bu-
ranın yönetiminde vekalet etmekte olan Ebu'l-Hüseyn Ahmed b. AH b.
Muk1'ıtil ona karşı koymuş, aralarında meydana gelen çarpışmaların so- ·
nunda İbn Mukatil öldürülmüş; Ebıl'J-Hasan Ali b. Tayyib da bölgeyi ta-
mamen kontrolü altına ·almıştı. Diğer taraftan el-Muttaki l,.lllAh ile 'Nasi-
rüddevle b, Hamdan Bağdad'a yaklaş-tıklarında Ebiı'l-Hilseyn el-Beridi
oradan kaçıp Vasıt'a gitmişti. Bu arada Bağdad halkı büyük sıkıntı ve ıs
tıraplara duçar olmuş, yönetimsiz kalan halk birbirlerinin mallarım yağ
malamağa başlamışlardı. Ebfı'l-Hüseyn el-Beridi Ba!dAd'da üç ay, yirmi
gün müddetle kalmıştı. el-Muttaki Lillah Hamdanoğulları ile birlikte ka-
labalık bir orduyla şehre girmiş, yerleştikten sonra Ebıl İshAk el-Karari-:
ti'yi vezirlije, Tüzün'ü de Bağdad'ın her iki yakası emniyet amirliğine
tayin etmişti. el-Muttaki Lillah Bağdad'a bu yılın şevval (haziran-tem-
muz) ayında geri dönmüştü,
Ebü Ali Horasan'a geri dönerken Veşmgir'in Sa!At adında bir oğlu
mı rehin olarak almış ve el-Hasan b. FirOzan'ın yanına bırakmıştı. el-Ha-
san b. Firuzan barış yapmağa pek razı değildi. Bu arada Samani emiri ve
Horasan hakimi es-Said Nasr b, Ahmed'in vefat haberini alınca Ebu Ali
b. Muhtac'a suikast düzenlemeyi düşünmüş, ona ve askerlerine karşı is-
yan etmişti. Ancak Ebu Ali el-Hasan b . .Firüzan'ın bu saldırısından kurtu-
lup ayrılmış, el-Hasan da ordugahını •yağmalamıştı. Veşmgir'in oğlunu
alıp giden el-Hasa,ı b. FirCızan Cürclin'a geri dönüp burayı hakimiyeti al-
tına almış, ayrıca ed-Damağan ,ve Semnan şehirlerini de ele geçirmişti.
Diğer taraftan Ebu Ali NisabQr'a varlığında İbrAhim b. Simcür ed-DevAti
nin kendisine karşı isyan ettiğini ve muhalefette bulunduğunu görmüştü.
Nihayet aralarında elçilerin gidip gelmesiyle sulh aktedilmişti.
IBNÜ'L - ESiR 331
Çeşitli Olaylar
Bu yılın cem::ııiyelôhir
(942 şubat-mart) ayında «Müeyyüddevle» di-
ye meşhur olan Ebu Mansur OUveyh b. Rtiknilddevle b. Düvcyh dünyaya
gelmişti .
Yiııe bu yıl içinde 202 yılında dünyaya gelmiş olun, aynı zamanda
Ebu Musli el-Eş'ari'nin torunlarından
olan belli bir ekole saMp Eş'ari mil-
lekellimlerinden Ebu'l-Jfasan Ali b. İsmail b. Ebi Bişr el-Eş'ari ve!at et-
IBNÜ ' L - ES iR
ırıişti . Sfıına ni cınırı c-s-S.ıi,j N:ısrb. 1\hmed'in V('ziri Mulıom med h . Mıı
lı :ıııırıı c-d d -C<:'yhani yı kım altmd.ı h::ıyatını kı:ıybctmişti. Yine ŞiHII ru-
k :ılıfıs ıııd n ıı olan ve 22!) yılındn doğmuş lıulunaıı Muhammed b . Yüsur b.
Nııdr e l- ll C'revi <.l~ bu yıl içinde ve fat etmişti. O, lmam Şôfii'llin arkadaş
J:mııd :m olım c r - füıbi' b. Siilcyman'ı.l an ders okumuş ve ondan bilg i nl-
nı ışlı.
HİCRET'İN ÜÇ YÜZ OTUZ BİRİNCİ (M. 942 - 943)
YILI OLAYLARI
Adi ve o~lu 20 şoban (29 Nisan 943) günü Bağdad'a varmış, o ve o~lu hal-
k., teşhir edilmişti.
nıı nr:.ıda Ehiı ,ı\bdullah el-Kiıri Bnğ<lfıd'a rnrıp olup bitenleri Nfısı
rii tld<:>vh•yf' nk tHnnr.a Nfısı rudd c>v lP lı<-'nıen Musul'a hareket için gl?rekli
lrn7!rlıklnrn b:.ışl;mııştı. el-1\hılt :,ıki Nfısurüddevle ile g(.frlişmek i.iz0re ya-
ııına varıııış ve gilrıı0.m<.>si içi n on::ı riccııfa buhınımıştu. Nfısuruddevle hali-
fe nin hu i~lr>Rine onu yan ından savıncaya kadar olumlu ccv~p vermiş. fa-
k al c1 .. Mııttaki'ııi11 ynııından nyrılınasından sonra hemen Musul yolunu
t ı ı lınuştıı. Oııun ı\vrılnıırnı 07.t>rine ise evi ynğınaln nmış, Dağdad'daki Dey-
l r>nıi Vf' Tiirklcr i 8y,ın Nlcrek etraf ı knnştırm ı şla rdı. Du sırada Ebii İs-
IBNO'L - ESiR 337
hftk el-KarAriti vezarete resmen tayin edilmemesine rağmen bUtOn itle-
ri yönetiyor, her şeyi düzeltmeğe çalışıyordu.
Nastrüddevle Ebu Muhammed el-Hüseyn b. Abdulah b. Hamdln'ın
Bağdad?daki emirü'l-ümeralığı on üç ay, beş gün sürmüştü. Ebfi'l-AbbAıı
el-lsfahani ise bu dönemde elli bir gün müddetle vezarette bulunmuş, tam
bu günlerde de Seyfüddevle BağdAd'a ulaşmıştı.
Kapı!!ı'na konaklayarak el-Muttaki Lillah'a bir elçi ile haber gönderip BaA-
dfıd 'a saldırdığı
takdirde Tüzün ile savaşmak üzere kendisine para ve mal
gönderm~sini talep etmişti. Seyfüddevle'nin bu isteği üzerine el-Muttaki
LilHih dört yüz bin dirhem para göndermiş, Seyfüddevle de bu paraları
admııhırına dağıtmış ve o güne kadar Bağdad'da gizlenip duran adamların
dan bazı kimseler de çıkıp yanına gelmişlerdi. Seyfüddevle 13 ramazan
( 19 mayıs) günii Bağd~d'a ulaşmıştı.
Tiiztin, Seyfüddevle'nin Bağdad'a vardığını haber alınca derhal Ka-
yıglıg'ı üç yüz kişilik bir kuvvetle Vasıt'ta yerinde vekil bırakarak ken-
<.füıi füığclad'a doğru hareket etmişti. Scyfüddevle Tüzün'ün Dağdad'a doğ
ru- gelmekte olduğunu öğrenince derhal kendisine bağlı askerlerinden ara-
larında el - füısan b. IlarOn'un da bulunduğu ordu birlikleriyle Harp Kapı
sı 'n<lan ııyrı lınıştı.
Tü7.ün'iin Emirü'l-ümeralığı
cl-Oc-rlcli ile savaşa tutuşarak Ubulle'yi ele geçirdi. Ubulle'yi ele geçiren
Yfısııf burada bir hayli güç kazanmıştı, neredeyse Basra'yı da alacaktı.
Onun bu başarıla~ı - üzerine ve meydana gelen çalışmalardan sonra el-Be-
ridi ve kardeşleri yok olmakla karşı karşıya gelmişlerdi. el-Beridi'nin «er-
Henôdi » adıyla bilinen bir denizcisi vardı. YOsuf'u mağlOp etmeyi el-Be-
ridi'ye tekeffül etmiş. o da ona ihsanlarda bulunmayı vaat etmişti. Bu de-
nizci iki küçük kayık alıp bunları kuru burma dallarıyla doldurmuş ve
kimseye her hangi bir şey sezdirmemeğe çalışmıştı. Gece olunca bu iki
kayığı alıp Ubulle taraflarına doğru kaydırdı . Yüsuf b. Vecih'in gemileri
geceleyin birbirine bağlanır ve aynen bir köprü durumuna getirilirdi. Ge-
l:P. knrımlığı basınca er-Renadi kayıklardaki kuru hurma dallarını ateşe
vermiş ve akıntınm öbür tarafa doğru olduğu bir anda onları salıvermişti.
iki kayık rüzgtlrın etkisiyle İbn Vecih'in gemilerine doğru sürüklenerek
gelip onların bulunduğu yerde durunca gemiler ateş almış ve · halatları
yanmaya başlamıştı. içindekilerle birlikte yanan gemiler halk tarafından
ynğmalanmış ve bir çok mal ele geçirilmişti. YCısuf b. Vecih bu olaydan
sonra 332 yılının muharrem (943 eylül) ayında hemen oradan kaçıp git-
miş, el- Beridi de bu denizcinin yaptıklarına karşılık ona bilyük ihsanlar-
da bulunmuştu. Bu karışıklıkların Basra'da sürdli~ü bu günlerde İbn Şir
za<l, el-Beridi'nin yanından kaçıp Tüzün'e gitmişti.
Uzere aynı
miktarda bir meblağı da çıkarıp vermiştin. el-Beri<li Beckem'in
mirasından elinde daha bu miktar kadar bir paranın olduğunu zannede•
rek bunu Tüzün'e söylemiş, bunu.n beş yüz bin dinar olduğ'unu ona tekef-
fül etmişti. Diğer taraftan İbn Şirzad buraya doğ ru _g elip seni teslim alıp
h al' edecek ve el-Beridi'ye teslim edecektir.• şeklinde gammazl anmışlar-:
dı. Bu sözleri duyan el-Muttalfi Lillah bir hayli sıkılmış ve İbn Hamdan'-
'" yanına gitmeğe karar vermişti. i şte o sıralarda da İbn Şirzad üç yüz ki•
şilik bir süvari grubuyla Bağdfıd 'a gelivermişti.
hangi bir kimseye ait olsaydı o şöyle derdi: «Bu benim malım ve nihayet
elime geçti, onu aldım . Sen de ödediğin parayı kime ödemişsen ondan
almağa çalış.»
Bir gün Emir Nasr b. Ahmed ordusunu teftiş ederken askerle.r ihin ya-
nından tek tek geçip· onlara bazı sualler tevcih etmiş, bir askerin karşısına
geldiğinde ona adını sormuş, fakat asker susmuş, cevap vermemişti. Emir
ona tekrar ismini sorduğunda ikinci defa tekrarlanan sual yine cevapsız
kalmıştı. O sırada y~mmdaki askerler Emir'e şöyle demişlerdi : «Onun ismi
Nasr b . Ahmed'dir; ancak -emirimize hürmeten susmuş, ismini söyleme-
miştir.» Kendisiyle aynı ismi taşıyan bu askere Nasr: «Madem o böyle
davrandı, onun maaşını artırmak da bize vazife oldu.» diyerek hemen
ma aşını artırıp rütbesini yükseltmişti. ·
Anlatıldığına göre, Nasr b . Ahmed'e karşı kardeşi ZekeriyyA'nın · is-
yanı sırasında hazineleri ve malları yağmalanmıştı ,· Emtr es-S.aid Nasr
tekrar hakimiyetini kurup da emirliğine geri dönünce ona falanca gru-
bun, mallarına saldırıp yağıµaladıkları anlatılmış, fakat Ö gruba her hangi
bir taarruzda bulunmayıp susuvermişti. Yine bu yaAmalama sırasında
çarşı esnafından birisinin emire ait bir bıçağı iki yüz· dirheme satın aldı
ğı ve bu bıçağın bAlft kendisinde olduğu anlatılmıştı. Emir gayet nefis
ve kıymetli olan bıçağını almak üzere birisini bu esnafa göndermiş, iki yUz
dirhem vererek bıçağını geri istemiş , ancak adam iki bin dirhemden da-
ha aşağı vermeğe ya~aşmamıştı. Bunun üzerine emir Nasr şöyle demişti:
«Bu yapılanları ve karşı davranışları görüyor musunuz? Adamda malımı
gördüğüm halde onu cezalandırmayıp bedelini ve hakkını veriyorum, o
bizden daha büyük bedel isteme konusunda asılıp duruyor» Sonra ada.:.
mm razı edilmesi için gerekli paranın ödenmesine emir vermişti.
'
Yine anlatıldığına göre, Emir Nasr hastalanıp da hastalığı on üç ay
gibi uzun bir müddet sürünce sürekli olarak kendisini namaza ve ibadete
vermiş ve sarayı içinde bir ev inşa edip on~ «ibadet evi» adını vermişti.
Emir Nasr beyaz elbiseler giyip buraya yalınayak yUrilyor, orada namaz
kıh.p ibadetini ifa ediyor ve Allah'a yalvarıp dua ediyordu. Vefat ettiği
güne kadar bütün kötülüklerden ve her türlü yasaklanmış davranışlar
dan uzak durmuş, nihayet vefat edip babasının yanına defnedilm i şti.
Emir Nasr b . Ahmed vefat edince yerine otlu Emir N0h geçip Hora-
sAn ve MAveraünnehir'in yönetimine hakim oldu. Bu yılın şaban (nisan -
mayıs) ayında emirlik makamına geçen N0h'a halk bey' at etmiş ve kendi-
342 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olaylar
mektupta onu yamna ~avet ediyor ve şöyle diyordu: «J3ize gelmen için
her hangi bir şart ileri sürmüyoruz. Yeter ki çık, buraya gel.• NAsirüd-
devle el-Mutlaki'nin bu mektubunu alınca hemen 21 rebiyülıihir (2ı Ara-
lık 943) günü Musul'dan hareketle Tekril'e varmıştı. el-Muttaki Lillah biz,.
zat kendisi atına binip Nasirliddevle'yi yolda karşılamış ve ona ikramlar-
da bulmıınuştu.
Tüziin ile birlikte olup Dicle taraflarında bulunan bir muhalif grup
vı-ırdıki bunlar Deylemilerin Dicle taraflnnna hakim olınasmı temenni
ediyorlardı . Bunun için lbn Biiveyh Deyı'Hi Nehti'nden çıkacak Dicle'dcn
uzaklaşıp burahırda ikamet edenlere çarpışmayı arzu etmişti. Eğer Dicle
taı-afJarındakileri yenecek olursa nehir cihetinden emin olacaktı. Tüzün
İbn BUveyh'in bu hareketini haber alınca adamlarından bir kısmını gön-
dermiş, bunlar Dcyftli Nehri'ni aşıp oradu pusuya yntmışlartlı . Müizzlld•
devle ve askerleri Deyali Nehri'nden yukarı doğru çıkınca bu pusularda
yatanlar birden Müizzüddevle ile askerleri arasına girmiş, düzensiz biı
şekilde yürüyüşüne devam etmekte olan Deylemilere birden hüccuın et-
mişlerdi.
Çarpışma ve bağırışma
sesleri işiten Ttizüu hemen· acele ile hareket
etmiş, adamlarından büyük bir kısmı ııehri yüzerek karşı tarara geçmiş,
hep birlikte İbn Büveyh'in askerlerine saldırıya geçip bir hayli kimseyi
öldürmiiş, çok miktarda esir almışlardı. Nihayet lbn Büvcyh ile veziri es-
Saymari 4 zilhicce (28 temmuz) günü S0s'a varmışlar ve askerlerden kur-
tulabilenler de yanlarına gitmişti. İbn Büveyh'in ileri · gelen kumandnn-
Jarındnn, aralarında İbn ed- Uai el-Alevi'nin de bulunduğu on tlürt kadar
kumandan esir düşmüş, Deylemi askerlerden de bir hayli kişi Tüzün'~
eığınarak eman dilemişti. Bu arada Tüzün her zaman kemlisini yakalayıp
duran sar'a hastalığına tekrar tutulmuş, kendi canıyla ujraşmağa başla
yınca Müizzüddevle ile uğraşmaktan va1. geçerek BaAdAd:a geri dönmüş
tü.
el.. Muttaki J ,illfıh bu arada Tüzün'e mektup yazıp Bağdiid'a geri dön-
mek islP.diğini bildirmişti. el-Muttaki Hamdanoğulları arasında bulundu-
ğu sıralarda onların attık kendisinden usandıklarını görmüş, kendisi de
8::ığdf.ıd'dan ayrılışından dolayı bir ~ayli sıkıntılara düşmüştü. Bundan do-
kıy ı Tüzün ile mekluplaşmağa mecbur kalarak el-Hasan b. Harun ile Ebu
Abdullah fbn Ebt Mu sfı el - Haşimi'yi sulh yapmak üzere Tüzün'e gönder-
ı11işti. Tiizi.in ve İbn Şirzad halifenin bu elçilerini en mükemmel şekilde
karşılamış V<' onlara iltifafüı bulunmuşlardı . Buı:ıun üzerine gelen bu iki
elçi Tilziin'den sağlam bir güven almış ve el-Multaki'ye karşı her hangi
hir saldırıdn veyn hıyıııieıte b_ulunmayacağına dnir yemin ett irmişlerdi.
Btt y<'ıııiıı sırasıııda da kadılar. ôdil şahsiyyetler, AbbRSi ve Alevilere men-
sup ilPri gelen k imseler ile halktan başknları hazır bulunmuş ve Tüzün,
d - Mııtı-ıki ile ve7.ire bağlı kalıp sadakat göstereceğine dair yemin etmiş
ve bu husustıı gerekli enıann:ımeleri bi1.zat kendi elleriyle yazmışlardı.
:ı:n y ılı ohıylan arasında kaydedeceğimiz gibi, el-Muttaki'nin durumu Ce-
ıı:ıl..ı-ı ı\ll;ıh'ııı takdirine kalını~tı.
nıı yıllla Huslardan bir askeri birlik deniz yoluyla el-Kerr nehrinden
geçerek Azerbeydin taraflarmclaki Berdea·ya kaı.lar ulaşmışlardı. O sıra
larda el-1\'lerzuh5ıı'ııı nfıilıi Ber<lca'clan bir grup Deylemi ve gönüllülerle
birlikte beş bin civarında bir askeri güç ile nuslar üzerine yürümüş, on-
! n rlrı s,ı vaşa tutuşmuş, fakat savaşı n başlamasından yaklaşık bir snat da-
ha gPı;menıişken Mii s Hiıırnıılnr geriye çekilmt>k zorunda kalmışlardı. Bu
s:ıv~~~, .~:ıtılnıı [kylemiler son neforiııe varıncaya kadar öldürülmüş, Rus-
lnr i!-e onlan şehre kadar takip etmişlerdi. Burada her hangi bir bineğe
ı;nlıip olmılar kaçıp kurtulmuş ve şehri terketmişlerdi. Ruslar da gelip
Berıl ea'ya girmiş ve halka emfın vererek herkese karşı gayet iyi bir dav-
nıııış içinde olmuşlardı.
IBNO 'L - ESiR 351
h1h el-Hüseyn'e gönderdiği bir mektupta Tü:ı:ilıı ' i.lıı vcrat ettiğini kendi-
sinin Dağdad'a geri dönmek istediğini bildirip derhul geri dönmesi için
emir vermişti. Bu emir gereği olarak da Ebu Alıdulluh cl-Hüseyn Azer-
beycan·dan Musul'a geri dönmüştü.
el-Merzuban'ın adamları ise Rusları hala kuşatmaya devııın ediyor ve
onlarla çarpışıp duruyorlanlı.
Ruslar arasında veba hastalığı bir hayli ya-
yılmıştı, ölen adamlarını gömerken silahlarını da birlikte dcfnediyorlar-
clı . Müsliimanlar nuslann çekip gitmesinden sonra bir hayli silah ele ge-
çi rmişlerdi. Nihayet Ruslar gecenin birinde sırtlarında taşıyabildikleri
kadar malı yüklenip kaleden kaçıp gitmiş ve el-Kerr nehrine ulaşarak
omdan gemilere binip çekip gitmişlerdi. el-Merzuban'ın adamları, Rusla-
rı takip edip ellerindeki malı ganimet olanık ele geçirme imkanı bulama-
yınca onları kendi hallerine terketnıişler, Cenab-ı Allah da bu İslam di-
yarını böylece Ruslar'dan temizlemişti.
O sıralardn
dn Türk hiikiimda rının bit· oğlu BulıAdl 'da Sôınilni emiri
Nüh\111 lıapishaııesinde
tutuklu uulunuyordu. Emir N(ıh l.ıobosına mek-
tup ynuı ı:ak Abdullah b . Eşkam·ı tutuklayıp kendisine gt>nderd i~i takdi ı·
de oğ lunu serbest bırakacağmı bildirmiş, Tüıık hükümdarı da bu teklifi
kabııl etmişti. Ancak Abdullah b. Eşkfim bu durumu öğrenince tekrar emir
Nüh'tın ilı1aline geri dönmüş ve Harezın 'den ayrılıp bu isya111nda11 vaz
geçmişli . Bundan dol ay ı Emir NCıh, İbn Eşkam'ı uffeclcrek ona ikramlar-
ela bulunmuştu .
Çeşitli Olaylar
Btı yılın şaban (nisan) aymda havada çekirgeye benzeyen bir hayvan
türü göründü, sayılan o kadar fazla arttı ki gök yüzünde güneş görülmez
hale geldi. Çekirgeye benzeyen bu hayvanlardan bir hayli endişelenen
halk büyük bir kıtlığın gelmesinden korkmağa haşlamışlardı. Nihayet bun-
J;ırrlan bir kısmı yere dökülmüş bu yaralılcların iki re nkli kanadı olan bir
Jı::ıyvan olduğu görülmüştü. nu hayvanlardan biri tutulup da renkli kanat-
larına el sürülünce bu renklerin eseri insanın elinde kalıyor, dokunmak-
la da kanatlar yok oluyordu. Küçük çocuklar bu hayvana «Tahlıfın ez-ze-
rire =Si.irme öğütücüsü veya dcğirnıencisi» adını vermiş)erd i.
IBN(J ' L - ESlr_l 355
(1) Bizans, merkezi •Tagma• sistemi başında bulunın askeri kuman dana Domesti-
tikos dendiğini daha evvel de açıklamıştık. (Çeviren).
HiCRET'iN ÜÇ YÜZ OTUZ OÇÜNCÜ (M. 944 - 945)
YILI OLAYLARI
el-Muttaki Lillah üç yıl, beş ay, onsekiz gün müddetle halifelik yap-
mıştı. beyaz tenli. iri gözlü bir kimse olup, «Halfıpıo adında bir ümmü'l -
veledin oğlu idi. İbn Mukle'nin de bu vezı:ıreti bir yıl, beş ay, on iki gün
sürmüştü.
Ebu Yezid aslen Zenata'lı idi. Babasının adı Kilndad olup Kastiliy-
ye'ye bağlı Tevzer kasabasından idi. Kündfıd ticaret için Sudan illerine
gider gelirdi. Orada Havvariye kabilesine mensup bir cariye ile yalmış
ISLı\M TARiHi
Tunus'a dönen Duşri etrafına bir hayli adam toplayıp onlnrıı mal ve
pura dağıtmış, büyklikle ctrafıııdn bir hnyli ndaın birikmişti. llu askerleri
iyice donatıp Ebu Yezid iiıcrine sevketmiş, Ebü Yezid ele bunlnru karşı
bir ordu hazırlayıp gönclcrnıişli. Her iki ordu karşılaşıp savoşn tutuşmuş
lar, ancak çarpışmalar· şiddcllcııince Ebü Yezid'in askerleri birden kaç-
mağn başlamış, Buşri'nin askerleri de ganimetlerle Tunus'a geri dönmüş
tü. Bu arada Tumıs'la büyük karışıklıklar meydana gelmiş, şehir halkı
isyan ederek valilerinin köşkünü yağmalamış, vali kaçıp gilmitti. Tunus
hal~ı Ebı1 Yezid'e mektup yazıp onunla anlaşmak istediklerini bildirince
Ebu Yezid onlara eman vermiş ve şehrin başma Rahmı1n adında birisini"
kendisine niynbete n tnyin etmişti. Daha sonra Fahs Ebö Sftlih'e geçen Ebü
Ye1.id'den halk bir hayli korknuığa başlayıp buralardan Knyrevan'a gö-
çüp gitmişlerdi. Ancak bunun yanında da halkın bir kısmı Ebu Yezid'den
korkt.uğu için yanına gidip ona tabi olmuşlardı.
Ebu Yezid, adamları mağlOp olunca bir hayli üzü lmüş ve hemen or-
dularını toplayıp Kütamelilerle savaşmak üzere harekete geçmiş ve her
iki ordunun öncü kuvvetleri karşılaşıp çarpışmalara girişmişler, çarpış
malar sırasında Kütamelilerin öncüleri yenilmiş, Berberiler onlan nak-
kada'ya kadar takip etmişlerdi. EbCı Yezid Kayrevan'ın batı tarafına yüz
bin kişilik bir ordu ile konaklamış, ertesi gün de Rakka'da'nın doğu tara-
fına varmıştı . Rakkada valisi Halil kesinlikle Ebu Yezid'in üzerine gelme-
sine rağmen hiç de ona aldırış etmiyor ve ona ehemmiyet vermiyordu.
Şehir halkı valiye gelip EbO Yezid'in üzerlerine geldiğini ve gittikçe yak-
laştığını anlatıp durmalarına rağmen o hiç de umursamadan bu tavrını
koruyor ve hiç kimsenin EbO Yezid'e karşı savaşa çıkmasına müsaade et-
miyordu. MeysOr'un ~mrindeki ordularla buraya varmasını· beklemekte
idi.
Ebıl Yezid vali Halil'in bu tavrını öğrenince askerlerinden bir kısmı
nı olıp şehre yürüdü ve şehir halkıyla şiddetli bir savaşa tutuşarak Kay-
revan halkındanbir hayli adam öldürmüştü . Kayrevanlılar Ebı? Yezid'e
mağlup old uğu halde Halil hala yerinde duruyor ve evini terk etmiyordu.
Şehir halkı kendisine seslenip tehdit edercesine bağırıp çağırınca, isteme-
ye istemeye şehrin Tunus kapısından çıkıp Ebu Yezid'e doğru gitmiş, an-
cak onunla her hangi bir çarpışmaya girmeksizin geriye dönüp Kayre-
van'a girmiş, köşküne kapanarak kapılarını üzerine kapatmış ve Meysılr'ıı
beklemeye koyulmuştu. Halil'in adamları da aynen valilerini taklit ede-
rek evlerine kapanınca Berberiler şehre dalmış, önüne çıkanı öldürüp şe
hir içinde bir sürü karışıklıklar çıkarmış ve gerek şehirden , gerekse şe
hir çevresinden bir hayli insan katletmişlerdi.
EbO Yezid yakın adamlarından EyyOb ez-Zuveyli adında birisini bir
miktar asker ile birlikte Kayrevan üzerine sevketmiş , Eyyüb safer (944
eylül-ekim) ayında şehre girerek her tarafı yağmalamış , önüne çıkanı öl-
dürmüş ve şehir holkına bir hayli ıstırap çektirtmişti. Nihayet EyyQb ez-
Züveyli Kayrevarfın evine kapanmış olan valisi Halil'i köşkünde muha-
sara altına almışt~ Haltl ve yanında bulunan yakın adamları emAn dile-
yerek köşkten ini~ EyyQb"a teslim olmuşlar, EyyCıb Halil'i tutuklatıp Ebü
. IBNÜ ' L - ESiR :m:ı
di. Ebu Yezid, iki ay, sekiz gün müddetle Meysür'un çadır ve kal'argah-
larında ikamet etmiş ve bu müddet süresince etrafa askeri bil'!iklerini
gönderip bir sürü ganimet topluyıp geri dönrnüşlet'di.
Ebü Yezid, Süse üzerine bir askeri birlik sevketmiş, şehl'i kılıç zo-
ruyla alıp bütün erkeklerini öldürmüş, kadınlarını esir almış, şehri ateşe
vermiş, kadınların ırz ve namuslarına musallat olmuş, önlerine gelen ka-
dinların karınlarını deşmiş ve bütün İfrikıyye'de fesada uğratmadıkları
bir yer bırakmamış, yıkmadıkları bir tavan kalmamıştı. Geriye kalanlar
yahnayak başı kabak çıplak ve aç olarak Kayrevan'a koşup gitmeğe baş
lamış, esaretten kurtulabilenler de açlık ve susuzluğun etkisiyle ölmüş
lerdi.
el-Kaim, rebiyülfıhir (kasım-aı·alık) ayında el-Mehdiye surlan etra-
fında hendekler kazılmaşını emredip Sanhaca hakimi ve efendisi olan Zi-
ri b. Manfıd'a mektup yazıp kendisine yardıma davet etmiş, ay·rıca Kü-
tame ve diğer kabile reislerine de yazdığı mektuplarda bu Harki Ebü Ye-
zid'e karşı savaşmak üzere el-Mehdiye'de toplanmalarını istemişti. Bütün
bu adı geçenler el-Kaim'in yanına gitmek üzere hemen harekete geçmiı;
lerdi.
Ebü Yt>zid e l-Mehdiye'ye lloğnı yürüyüp şehir ile cırasında lıir ok atı
mı ınes::ıfe bulıınnn bayram naımızgfılıımı ulaşmıştı . Oradan c1damlarını
Z~vile'ye göndermişli . Bunlar gördüklerini yağmalıyor. örıiiııe çıkanla
rı illc.Jiiriiyorlardı. Zevile halkı onlardan cm.in dilemişti. Ebti Yezid'in bu
t anıfl::ınl n ne yaptığını bilmeyen Kütamcliler'Je 13erbcrilcr cl-Felh Kapısı
ymııııcla çarpışıp duru.vorlardı. Külaındiler Berberiler üzerine yaplıklurı
s:tld ırı lnrtltı onlurdnıı bir hayli ud.ım öklüriip m::ığlüp etınişlen.li. Ebu Ye-
zid hıı clıınınıu öğrenmiş. t:ıın o sınıda dn Ziri b . !\1anad Sı.ınlıiıcıılıl::ırla
or;ı ~·;ı varmışt ı. Ebıl Yezid oraclu durnırıklan korkmuş: dnvı.ıllan, }ıleııı ve
s:ııwaklnrıyla Ziri ve l<iilürne·yi arkndan kuşatmnk düşiinccsiylc d - Fcllı
K:ıpı ~ı ·nn yönelmişti. Onun bu \'ıkışıııı gör<.>n el-Mehdiye halkının. bizzat
t>I-Kfıiııı'in savaşa çıktığım zannederek maneviyatları yükselmiş. lekbir-
lc>r getirerek bütün güçleriyle savnşn katılmışlar, savaş şiddetlendikçe şid
detlımmişti. Ebıl Yezid ne y:ıpacnğını şaşırmış. tnm o sırndn da ona karşı
çarpışıp duran yöre halkı onu Ebu Yezid olduğunu öğrenmiş ve bütün
güçlPriyle üzerine saldırıp onu öldiirıııcğc> çalışmışlardı. Dulunc.luğu yerde
sııvnş bir hnyli kızışmıştı. Ancak ndı.ımlonndan birisi orndn bulunan bir
duvarı yıkmış ve Ebı1 Yezid bu yıkık yerden kaçarak akşam güneş ba t ı
ımndnn sonra karargfıhıııa ulaşmıştı. el-Mehdiye halkı ise hfılı'\ daha EbCı
Yezid'ln köleleriyle çnrpışıp duruyorlardı. Bu köleler efendileri Ebü Ye-
ıicl'i görünce bir hnyH giiç ko:1,a nınışl::ır. anc.1k bımn rnğmt>n renilip dağıl
nı•~lnrdı.
!145) gmm uzerine yüri.iycrek ertesi gün sabahleyin. onu kuşatmış, uııcuk
lıi<: kims(' onlara kurşı çıkmamıştı . ElıCı Yezid o sıralarda Evl'iis'tan oc1nııı
gc•lıııesi için haber göndermişti. el- Kaim askerlerini ileriye doğru sürüp
EIHi Yezid'i kuşatmış, Ebu Yezid de etrafında kazdırmış olduğu hendck-
lerdc-n çıkarak çl-Kaim'in askerleriyle savnş tutuşmuş ve aralarında
:ıııı:111s17. bir nıüc::.ıd e l e başlmnışlı. Savaşın ilk safha l arında Elıü Yezid'in
:ısk crlc~ri mnğlübi yct emııreleri göstermeğe başlamış ve ~·ok ileri sc~viyede-
ki :ıckıııılıırındtın birisi ölrlürülnıüştü. Bu ynkın ndaımnın öldüriilmesi Ebu
Y<•;,:id'e bir hayli ağıı.- gelın:ş, tekrar hendeklerin arka tarafına geçtikten
sonra bir daha savaş alanına geri dönüp el-Kaim"in askerlerine saldırıya
geç mişlerdi. Bu son çarpışma lar sırasında şiddetli bir rüzgar esmiş ve ar-
kıısınd:ın bir karanlık çökünce göz gözü görmez olmuştu Nihayet el-K11-
inı·in aske rleri mağlüp olmuş ve onlardan bir kesim öldürülünce geri dön-
müşler ve Ebu Yezid tekrar onları el-Mehdiye'dc kuşatma altına almıştı.
İ ş te bu non kuşatmalar sırı:ısmda el-Mehdiye'den büyük bir halk k?.simi
ııyrılıp Sicilya Adasına , Trı:ıblus, Mısır ve Rum diyıınna güç edip gitmiş
lerdi.
Zilkade ayı sonlarına _ doğru (temmuz ortaları) Ebu Yezid'in etrafın
da kalabalık kitleler toplanmış ve birlikte el-Meh,diye'ye doğru yönelerek
el-Kfüm'in askerleriyle tekrar savaşa tutuşmuşlardı. Bu son ç:ıtışmnlar sı
rıısırıda Kütamelilerden iki yüz kadar atlı seçilip tek bir yumı-uk gibi
Ebı:ı Ye7.id'in ı:ıskerlerirıe birden saldırıya geçmiş ve karşı tarafın asker-
ler inden bir çok kimseyi öldürüp bir hayli de esir alnıışlanlı: neredeyse
Ebü Yezid'in karargfıhınn ulaşmış olacaklard ı . Fakat fedaileri ve ıısker
leri Ebu Yezid'in çadırı önünde gayet güçli.i bir savunma örneği vermiş
ve onu kurtarmışlardı. el- Mehdiye halkı bu son başarılara bir hııyli se-
vinmiş ve tuttukları esirleri iplerle şehre çekip kaldırmışlrırdı. 334 yılı
girdiği sıralarda EbCı Yezid hala el-Mehdiye önlerinde durnyorc.lu .
Bu durumu haber ahın Ebu Yezid Kayrevfın 'd aki valisine bir hayli
kızıp onu yPıneJ{, içııı0k ve eğlcııceye <.l::ılırnıkla suçlamış ve derhal Kay-
revan askel'leri11i a lıp e l-K iıim ·c karşı
cihada çıkmasını emretmişti . Kay-
revaıı vafüıi F.bü Yezid'in bu C>ınrine
uyarak harekete geçmiş , Ebü Yezid
de lı:ılk..ı karş ı son derece yumuşakça dnvrandığı gibi onları el-Kaim'clen
korkııtııı:ığa boşlayınca sav~ış.ı çıkmışlardı .
IBNO ' L - EStR 369
Bu son hamleyi işiten civar illerin halkı tekrar bölgenin her tarafın
dan Ebü Yezid'in yanına akıp gelmeğe başlamışlardı . Halbuki daha evvel
bir çok şehir ve köy halkı Ebu Yezid'in askerlerinin dağıldığını haber alın
ca valilerine hücum ederek bir kısmım yakalayıp öldürmüş, bir kısmını
da tutuklayarak el-Mehdiye'ye göndermişlerdi.
Bu arada Suse halkı isyan ederek Ebu Yezid'in adamlarından bir gru-
bu tutuklayıp el-Kaim'e göndermişler, el-Kaim de onlara bir teşekkür
borcu olarak yedi gemi dolusu gıda maddesi göndermişti. Ebu Yezid et-
rafa haber gönderip tekrar askerlerini toplayınca onlara çevreye yayıla
rak önlerine geleni öldürmeleri veya esir alıp mallarını yağmalamalarını ,
her tarafı yakıp yıkmalarını emretmişti. Nihayet Ebü Yezid'in askerleri
20 safer () Ekim 945) günü Tunus'a girmiş ve şehri kılıç zoruyla ele ge-
çirerek her tarafı yağmalamış, kadınlarını ve çocuklarını esir alarak er-
keklerini kılıçtan geçirmiş, camileri. mecsidleri yıkmışlardı. Halktan bir
kesim kaçıp kurtulmak için deniz tarafından kaçmaAa çalışmış, fakat bti-
yük bir kısmı suda boğulmuştu . el-Kfıim, Ebfı Yezid üzerine Tunus'a as-
ker sevketmiş, Ebu Yezid'in askerleri de bunlara karşı çıkarak şiddetli
bir savaşa tutuşmuşlar, fakat el-Kaim'in adamları son derece kötü bir mağ
lubiyet a lmtşlardı . Nihaye t gece karanlığı basınca el-KAim'in adamları
c r -Hasas Dağı'na, oradan da lstafGra'ya sıAınınışlardı. Ebu Yezid'in asker-
leri onları takip etmiş , kaçarken yetişmiş, te krar savaşa tutuşmuşlar bu
sefer el-Kfüm'in askerleri savaşta bir hayli ayak direterek EbO Yezid'in
askerlerini hezimete uğratıp onlardan çok kimseyi öldürmüşler ve 5 relıi
yü levvel (l5 ekim) gün ii Tunus·a girerek orada bulunun Ebi1 Yczid'in
adamlarını ve askerlerini çıkarıp kovmuşlar ve çoğunu öldürmüşlerdi.
Ayrıca el-Kaim'in ad a mları Tunus'ta bir hayli gıda ·maddesi ele geçir-
mişlerdi .
Tunus el - I<Aiın 'in adamları eline geçince Ebü Yezid Eyyfıb adındaki
oğlunıı askerlerinden kalabalık bir kitle ile buraya göndermişti . Eyyüb
Oratl,m kaçıp kurtulanlarla bir araya gelerek Tunus'a geri dönmüş ve lıir
likt<' el-Kaiın·in buradaki askerlerini öldürdükleri gibi şehrin yakılmadık
yerlerini ateşe vermiş, her tarafı harap etmişlerdi. Oı·adon Diıcce'ye yö-
nelen Ebü Yezid'in oğl u Eyyilb ve askerleri aynı şekilde cl-I<fıim'in bura-
daki adaıııla rını öldürerek şehre kılıç zoruyla girmiş ve şc>lıri nteşe ver-
ınişl 0 rdi. Bu döneınc.leki ç::ırpışmalar sırasında ölcJürillenkrin. esir alımın
ların lıc1ddi hesabı olmadığı gibi yakılan, tahrip edilen yerler de an lnlıl
ınayacak kadar fazla idi.
olup geriye çekilmiş, fakat ikinci hatta bir ilçüncil kez daha yeniden sal-
dırıya geçip ölünceye kadar çatışmaya azmetmişlcrdi. Nihayet tek bir
ndnnıın indirdiği bir yumruk gibi bütün güçleriyle Ebu Yezid'in askerle-
rine sa ldırıya geçmiş ve onlan tavuk keser gibi kılıçla doğramağa başla
mışlardı ' Onları perişan etmiş, bütün mallarına, ıığırlıklnrına ve silahları
na el koymuşlardı. Bu mağlubiyetten sonra EyyQb, odomlonnı 334 yılı re-
biyülevvel (945 ekim-kasım) ayında alarak KoyrevAn 'a geri dönmüştü.
el-Kfüm'in adam l arının elde ettiği bu son zafel'den sonra Eb0 Yezid
Kayrevan'dan kaçmayı düşünmüştü , fakat adcııııları oııu acele etmemeyi,
biraz daha beklemC'yi tavsiye etm işlerdi. Bunun ü1.eriııe Ebü Yezid tek-
rar büyük bir ordu hazırlayıp Ali b. Hamdun llzerlııe sevkctme k üzere
oğlu Eyyfıb'un komutasına vermişti. O sıralardn «Dalla. d enilen yerde
ikamet eden Ali b. Ha mdün üzerine yürüyen Eyyüb ve askerleri sürekli
olarnk çarpışıp durmuşlardı. Bu çarpışma larda bazen Eyyüb, bnzan da Ali
r,alip geliyordu. Ali b. Hamdun kendilerine son derece gUvcndiAi b.ızı şahıs
hıra şehri bekleme görevini vermişti. Bu nöbetçilerden şehrin bir kapısını
bekleyen ve ismi Ahmed olan birisi Eyyüb'a gizlice bir mektup göııdcrcrek
kendisine şu kadar mal verdiği t:ıkdirde bu kapıyı kendisine teslim edeceği
ni yazmıştı. vaat etmişti. Sonra sözkonusu edilen bu kapının önünde çarpış
m;ılara gitti. Ebü Y~zid'in adamları bu kapıdan içeri girince rnstlmlıklurı her-
kesi öldürmeye başlamışlar. Ali h . H.ımdun da üç yüz allı, dört yl11. y.ıya ile
birlikte Kütame:ye doğru kaçınağa başlamıştı . Buradan KUUlın<!, Nefeze.
Meztite ve diğer kabilelere yazd ığı mektupla cl-Kaıılantna şclıriııdc top-
l aııımılarını emretmişti. Gerçekten bi.illin bu kabileler gelip burıı<lıı Loplaıı
mış ve karargfıh kmmuşlardı. Ali b. Haındün bul'adan Eb(ı Ycı.id 'i n son
<len~cc giivend i ği Hevvare üzerine asker sevkcclip bir çok kinı!lt•yi ölclür-
nıiiş ve llevvôre halkının mallrınna el koymuşlardı. Hevvfırc lıulkının ın:ığ
lu p olduğunu ve Ali b . H:ımclun'un buraya girdiğini hnbt•r ulaıı Ebu Ye-
:rid si.irekii ol.ırak arka arkaya Hevvfire'yc yardımcı kuvvl'llı! r scvkelıniş,
.ıralarırıda birbirini izleyen bir dizi savaş meydana gclnıişli, fnkııl her se-
ferind e Ali b. llmndün ve el - Kaiııı'in askerleri galip gelip 1.;ıkr elde el-
nıişlerdi. ı\li b. Hamdün bu ça,-pışm.al a r sırasını.la Teyc<'~ ve ll:i ğfiya şehir
lerini Ebu Yezid'in elinden almıştı.
hareket edip şehri şidd~tll bir muhasaraya aldı. Ebu Yezid her gün şehre
hücum ediyor, SOse halkıyla çatışmalara girişiyor, hazan galip, hazan da
mağlup oluyordu. Şehir etrafında kurmuş olduğu bir sürü mancınıklarla
Süse surlarını sürekli dövüp duruyordu. Bu muhasara sırasında Suse hal-
kındnn bir hnyli adam ökli.irülümüş ve muhasara el-Kaim'in yönelim işini
ramaz;rn (!l4G nisan) ayında oAlu İsmail el-Mansur'a devredip vefat ettiği
tarihe kadar sürüp gitmişti. Beride teferruatla knydedeceğiıniz gibi, el -
Kfüm ramazan oyında vefot elmiş, yerine geçen oğlu İsmail el-Mansur
kendisine yakın bir yerde olan ve Sılse şehrini kuşatmakla olan Ebu Ye-
zid'den korkutuğu için babasının ölümünü gizlemişti.
cl- KAim'in oğlu İ smail el-Mansur yönetim işini tamamen ele geçir-
dikten sonra bir donanma hazırlayıp askerle donatmış ve kfıtib Reşik ile
Ya'k(ıb b. İshfık komulasurn vererek Süse'ye doğru yola çıkarmış ve her
iki komutana kendilerine emir vermedikçe savaşa girmemelerini tavsiye
etmiş, fnkat şehir halkının bundan haberi olmamıştı. el-Mansür SQsc yo-
lunun ortal arına doğru yoldaşlığında hnlk onun bizzat kentlisinin savaşa
çıktığını haber a l mış ve gelip yalvararak geri dönmesini ve kendisini teh-
likelere almamasını istemişlerdi. I3unun üzerine İsmal el- Mansur geri dö-
nerek Reşik ve Ya'kub'u Suse'ye göndermiş ve ciddiyetlle sovaşınalarını
emretmişti. Bu her iki komutan SCıse'ye vardıklarında Ebü Yezid'in şehir
surların ı ateşe vermek üzere büyük miktarlarda odunl::ır yığdığını ve ay-
rıca muazzam bir mancınık yaptırdığını görmüşlerdi. Nihayet el-Mansur'-
un göııderdiği donanma Sfıse'ye varmış, donanmadaki askerlerle şehil'de
kil~r bir araya gelip büyük bir çıkışla Ebu Yezici'in iizeriııe sal dırmışlar,
Ebu Yezid bu çarpışmalar sırasında bizzat kendisi atına binerek sav::ışa
katılmış ve savaş şiddetlendikçe şiddetlenmişti. Bu çarpışmal ar sırasında
el-1\fansur'un bazı birlikleri mağlQp olup şehre geri dönmüş, komutan Re-
şik Ebu Yezid'in surlar etrnfmda yığmış olduğu odunları ve o büyük man-
cığını a teşe verip yakmıştı . ller larnf dumanın etkisiyle kararmış ve 11teş
ler göğe doğru y ükselmcğe başlamıştı.
Ebu Yezid ve 11daı11ları bu durumu görünce adamlarınm ateşler için-
de k.ıldığmı ve tamamen yok olduklarını zannederek korkmağa başlamış
lar, işte bu sı ra l arda da e l - Mnnsfır'un adamları daha rahat savaşma imkanı
bu lmu ş. yanan nl cşlerin etkisiyle her iki ordu birbirinden u znklaşanık bir-
birlerini göremez olmuşlardı. Bu arnda Ebü Yezid ve adıııııl a n ge riye doğ
nı çı• kilıııeğe h ::ış lmnış. el-Mansfır'un askerleri ise şehird e n bir çıkış lrn-
r«'ketiyle on l ;ırın ardına diişmüş gerilerde kalan Berberileri kılı çl n doğ
rn ıu :1ğn ve k n ra rgtı\ı larıy la çadırlarını yakmağa başlamışlo rd ı.
EbO Yezid I<ayrevAn önlerine geldiğinde şehir halkı onu içeri sokma-
mış, oradan geriye dönerek EbO Yezid'in valisini köşilnde muhasara altı
na olmış, kapısını kırıp içeri girmek istediklerinde vali halkın önüne avuç-
larıyla dinarları saçmağa başlamış, toplanan halk saçılan bu dinarhm ka-
pışm~kla meşgul olurken vali köşkünden kaçıp Ebu Yeztd'in yanına var-
mıştı. Ebu Yezid Eyyüb'un annesi olan hanımıyla birlikte hemen oradan
uzaklaşmış, yanındaki adamları da yalnız çoluk çocuklarıyla KayrevAn'-
dan ayrılarak buraya iki günlük bir mesafede bulunan Sebibe'ye gidip ora-
da konakhımı~lardı.
Ebu Yezid mağhtp olup kaçmağa başlayınca el-Mansur onu takip et-
ıneğe hazırlanmış ve hemen rebiyülevvel (946 ekim) ayında harekete
geçip EbO. Yezid'i takibe koyulmuş ve ayrılırken Mezama es-Sıkıllıbi (Si-
cilyalı Me7.ftma)'yi yerine vekil bırakmıştı. el-MansOr Ebu Yezid"e yetişti
r.inde onun Bağaya'yı muhasara etmekte olduğunu görmüştü. Ebü Yezid
el - MansCır'a karşı mağlup olup kaçarken Bftğilya'ya girmek istemişti. An-
cak halk onu bunıya sokmayınca şehri muhasara altına almış ve r,eredey-
se burayı ele geçirecek iken el-Mansur ona yetişmişti. el-Mansur'un gel-
· diğini ve ona bir hayli yaklaştığını haber alan Ebü Yezid kaçmağa başla-
376 ISLAM TARiHi
mış, gidip de kapanmak istediği her yere ulaşmadan evvel el-Manatlr ora-
ya varmıştı . Nihayet el-Mansılr' un Tabne'ye varması üzerine Ebü Yezid'-
in en yakın ve güçlü adamlarından olan Muhammed b. Hazer ez-ZenAti el-
MansOr'a gönderdiği haberde ondan emAn dilediğini bildiriyordu. ez- ZenA-
ti'nin bu emAn dileme arzusunu el-Mansur olumlu karşılamış ve ona ,ge-
reken emanı vermişti. Ayrıca EbO Yezid'i kollaması için de onu görevlen-
dirmişti. Ebu Yezid sürekli olarak kaçıp duruyordu. Nihayet «Berzal» di-
ye adlandırılan Berberi dağına ulaşmıştı; çoluk çocuğu, ailesi ve haremi de
onu arkadan izleyip duruyordu. Nihayet izini kaybettirmek için kumlu bir
bölgeye girmiş ve bu arada yanında da bir hayli kimse birikmişti. Bu sı
rada el-MansOr'un bulunduğu Makbara'ya geri dönen Ebü Yezid adamla-
rından bir kısmını yol üzerinde pusulara yatırmıştı. el-Mansur'un asker-
leri buraya ulaştığında pusularda yalanları görmüş ve onlol'o karşı ge-
rekli tedbirleri almışlardı . Ebü Yezid de diğer tara_ftan askerlerini savaş
düzenine sokmuş ve her iki taraf .karşı karşıya gelip çarpışmalara başla
mışlardı. Çarpışmaların ilk anlarında el- Mansür'un sağ kuvvetleri moğ
lOp olunca bizzat kendisi yanında bulunan yakın adamlarıyla saldırıya
geçmiş ve Ebu Yezid'i mağJOp etmişti. Yenilip kaçan EbCi Yezid Salftt Da-
~ı'na gitmiş el-MansOr da onu takip ederek nihayet el-Mesile şehrine gir- .
mlşti.
EbQ Yezid'i takip ederken bir sürü sarp dağlara, derin vadilere ve
engebeli arazilere girip çıkmıştı, buna rağmen hAla da onu takip etmek
niyetinde idi. Ancak kılavuzlar ve yol göstericiler o andan itibaren gire-
ceği arazi yapısının hiç de ordunun hareket etmesine müsait olmadığını
ve hiç bir ordunun buraya giremeyeceğini bildirmişlerdi. J3ulundukları
yerde bile askerler sıkıntı çekmeğe başlamıştı, bir torba dolusu yem biı'
buçuk dinar, bir kırba su fse bir dinara ulaşmıştı. Bulundukları yerin ile-
risinin ise zencilerin diyarı olduğunu, burayı upuzun kumlu ve uçsuz bu-
caksız çöllerin olu;turduğunu, buralarda bir tek evin bile olmadığını söy-
lemişlerdi. EbO Yezid ise kılıç ile öldürülmektense çöllerde açlık ve su-
suzluktan ölmeyi tercih ederek bu aşılması zor olan yollara ve çöllere düş
müştü .
Yezid'in adamhırı mafh1p olup knçmağa başlamıştı , kaçanlar elim bir şe
kilde kılıçlan geçirilip duruyordu . Bir taraftan el-MansCır'un adamları şeh
ı·e girerken diğer taraftan şehir ateşe verilmiş, yanıyordu. Bunun üzeı·ine
Ebu Yezid şehirdeki bir köşke sığıı~mış, çoluk çocuğu ve yakın adamla-
rıyla hep birlikte bu köşkte bir araya gelmişlerdi. Ancak köşkün kapıları
yakılmış ve Ebu Yezid ile adamları · ölüm ile burun buruna gelmişler, o
gece el-Mansür Ebu Yezid'in kaçmasını önlemek ve hemen ellerinden ka-
çıp kurtulmasını engellemek için şehrin elrafındnkl dağlara ateş ynkılmıı
sını emretmiş, öu ateşfer yakılınca gece adeta gündüze dönmüştü .
Gr.cenin sonuna doğru yaklaşırken adamlarından bir grup onu alıp ka-
çırımş. halk da kaleden büyük kitleler halinde dışarı çıkmak istemiş, yol
verilip çıkıp kurtulmuşlardı. Kaleden bir hayli kimse inmiş ve bir kısmı
tutuklnnmıştı. l<:ıleden inenler Ebl"ı Yezid'in kııçıp gittiğini söyleyince e} ..
Mansfır derhal aranmasını emretmiş ve şöyle demişti: «Onun bizden uzak
hir yerde oltıco~ını zannetmiyorum.• el- Mansur bu şekilde Ebfı Yezid hak-
kındaki görüşlerini beyan edip dururken Ebu Yezid'in tutuklanarak geti-
rildiği görülmüştü. Adamlarından üç kişi bu çarpışmalar sırasında onu ta-
şıyıp götürmüşler, fakat yürilmeyediği ve yollarında son derece sarp ol-
masından dolayı onu bırakmışlardı . Yaralı olup topallam,sından dolayı
ktıçamam,ş, nihayet onu yakalayıp el-Mans0r'a getirmişlerdi. el-Manı.0r
onu görünce şükür secdesine kapanmış, etrafındakiler de tekbirler getir-
mişlerdi. Nihayet Ebı'.\ Yezid 336 yılının muharrem sonlarına kadar (947
nğustos sonları) el-Mansıir'un yanında • kalmış ve vücudundaki yaraların
e tkisiyle ölmüştü. el-Manstir Ebu Yezid'i kendi içih yaptırdığı bir kafese
sokmuş, oynaşıp duran ve durmadan sırtına atlayan iki de maymunu onun-
la birlikte kafese kapatmıştı . Eb0 Yezid ölünce el-Mansıir derisinin yüzül-
mesini ve saman doldurulmasını emretmiş, ölümü üzerine de bütün çevre
ilere elde ettiği zaferi ve Ebu Yezid'in ölümünü müjdelerle bildirmişti.
Ebu Yezid'in ölümünden sonnı Haricilerden bazıları el-Mans0r'a kar-
şı isyan etmişlerdi. Bunlardan biri Ebu Yezid'ln başarıya ulaşmasını iste-
yen Muhammed b . Hazar olup 336 yılında isyan etmiş, fakat el-Mansur
onu mağlup etmişti. Aynı şekilde Ebu Yezid' in o~lu Fazı da isyan edip et-
rafa saldırmış ve yolları keserek fitne ve fcsu<l çıkarmağa başlamıştı . An-
cnk yine bu yılda yani 336 yılımla adamlarından bir grup ona hıyanet
<:derek öldürmüş ve karasını kesip el-Mansur·a getirmişlerdi. Nihayet el-
t\lrıns(ır bu yılın ramazan (948 mart-nisan) ayında ~l-Mehdiye'ye geri dön-
nıüştli.
imi etmiş ve Ebu ca·rer b . Şirzad da onu evinin yakınındaki bir eve misa-
fir edip ona izzet ve ikramda bulunmuştu . Ebü 'l-Hüseyn el-Beridt İbn Ştr-
1.fld'<lan kendisini yeğenine k~ rşı desteklemesini istemiş, böyle bir desteli
mığlad ığı takdirde ve başarısı halinde Basra'dan onu bir hayli mal taşıyaca
~111 1 vmıt etmişti. Gerek Tüzün ve gerek İbn Şirzad ona yardım edecekle-
rine ve başarısı için çalışacaklarına söz vermişlerdi. Ancak bu arada Bas-
ra 'dan y<:'ğeninden bir hayli mallar gelmiş, böylece Tüzün ve İbn Şirzad da
oııa hil'atler göndererek Basra'daki görevinde bırakmışlardı.
Ebü Ali b. Muhti'ıc Rey'e doğru yoluna devam elmiş, fakat Bistanı'd;ı
konakladığında adamlarından bir kısmı ona muhalefet ederek emir Nuh'-
JflO ISLAM TARiHi
lo rdı. Bunun üzerine Emir Nüh, İbrfıhim b. Simcür'u Nistıbur valiliğine ta-
yin ~derek kendisi ram-ozan ayında l:luhürfı'ya geri dönmüştü. Ilu adam-
ların gayesi Ebu Ali"niıı Rey'ıle ve dağlık bölgede ikamet ederek Horasan·-
ın ele geçirilmesi hususundaki heveslerini kırmaktı. Ebü Ali ise Emir Nuh'-
uıı bu davrnnışını son derece gnl'ip karşılamıştı , çünkü Rey' i fethettiğin
den dohıyı kendisine daha çok illifottn bulunabileceğini tahmin ediyordu.
Diğr?r tnraftan kardeşi Ebıi'l-Abbfıs el-fazı İbn Muhamme<l'i de el-Cibal
bölgesine tayin ~tmiş, Hemedfın'ı da emrine vererek yanında bulunan bü-
tün nskerlerin başırıa tayin etmişti. el - Fazı Nihfıvend. Dinever ve çevre-
de ki diğer illeri islilü edip hakimiyeti altın3 almış, bu arada bölgede ya-
şayan Türklerin reisleri ve ileri gelenleri ona gelip eman dilemiş ve rehi-
neler vermişlerdi.
Çe,itli Olaylar
Ihı lifc el-Mi.istek!~ Billah, 8 cemaziyelevve1 (27 Aralık 944) günü ka-
l ibi .Ebü Abdullah b. Ebi Süleyman ve kardeşini tutuklatarak yerine EbQ
Ahmed el-Fazı İbn Abdurrahman eş-Şirazi'yi katibliğe ve özel kaleminin
başına getirmişti. Ebü Ahmed. el-Müştekfi'nin hilfıfete gelişi sırasında Mu-
su l'da bulunup Nasirücldevle'nin katipliğini yapıyordu. el-MüstekCi'nin hi-
lfıfete tayin edildiğini_ haber alınca derhal Bağdad'~ gelmişti. İbn Tfıhir'in
<>viııde bulunduğu sırada da, el-Müstekfi'nin katipliğini yapmakta idi.
Müstekfi'nin gözlerine mil çekerek kör etmiş, 338 rabiyülevvel (949 ağus
tos-eylül) ayında vefat edene ~adar orada tutuklu kalmıştı. el-Müstekfi,
13 Safer 296 yılında (11 Kasım 908) dünyaya gelmiş olup ismi «Gasn> olan
bir limmü' l-veled'den doğmuştu. Beyaz tenli ve gayet güzel yüzlü olan el -
Müstekfi'nin saçına sakalına erkence kır düşmüştü.
el-lşh_id'in oğlu Ebu'l-Kasım yaşça bir hayli küçük olup KAft1r onun
«Atabey'i idi. Bundan dolayı onu hakimiyeti altına almış ve ona karşı bir
otorite kurmuştu. el-İhşid'in öliimünden sonra KftfOr Mısır'a gidince Sey-
fiiddevle b. Hamdan Dımaşk üzerine yürüyüp burayı ele geçirerek şehirde
ikamet etmişti. Anlatıldığına göre, Seyfüddevle, eş-Şerif el-Ukaylt ile bir-
likte Dımaşk taraflarında seyredip duruyorlarken bir gün Seyfüddevle
şöyle dem işti: «Bu bölge ancak tek bir adam için yararlı olur.» el-Ukayli
Seyfüddevle'ye buranın bir çok kimseye ait olduğunu söylemiş, Seyfüd-
devle ise şöyle karşılık vermişti: «Şayet bir saltanat hükmü burııya oto-
rite kuracak olursa bütün bunları buradan çıkarır, hepsini m:aklaştırıp
atar.» el-Ukayli bu durumu ve Seyfüddevle'nin dediklerini Dımaşk hal-
kına iletince Dımaşk halkı lhşidi emiri KafOr'a bir mektup yazarak onu
Dımaşk 'a davet etmişlerdi. Kô.fur askerleriyle Dımaşk tlzt,rlne yürüyün-
ce Seyfüdı.levle'yi buradan 336 (946-947) yılında kovmuşlardı. Küfür ile
birlikte Anucür da bu sefere katılmış ve Seyfüddevle'yi Haleb'e kadar ko-
valamışlardı. Onlardan korkan Seyfüddevle Haleb'den el-Cezire bölgesine
çekip gitmiş, Anucür da Haleb'de ikamet etmişti. Daha sonra aralarında
sulh akdedilince Anucfir Mısır'a Seyfüddevle de llaleb'e geri dönmüş, Ka-
fur da Dımaşk'ta bir müddet ikamet ettikten sonra Dımaşk'a «Büdeyr» di-
ye bilinen Bedr el- İhşidi'yi tayin edip kendisi Mısır'a gitmişti. Budeyr Dı
maşk'taki' görevini bir yıl sürdürmüş, sonra buranın valiliğine tayin edilen
Ebfı'l-Muzaffer b. Tuğc Budeyr'i tutuklatmıştı.
ISLAM TARiHi
Daha sonra Ebfı Ali ile İbrahim 335 yılı rebiyülevvel (946 eylül-ekim)
uyında NisAbur'dan hareket•e Merv'e doğru yöneldiler. O sırada Emir Nüh
Merv'de bulunuyordu. Bu arada Ebu Ali'nin kardeşi el-Fazı tutuklu bulun-
duğu hapishanenin görevlilerini ve nöbetçileri kandırarak buradan kaçıp
Kfıhistan'a gitmiş ve orada ikamet etmişti . Ebü Ali Merv'e doğru hareket
edip de şehre yaklaştığında Emir Nfıh'un askerlerinden bir grup gelip ken-
disine katılmış, bunun üzerine de Emir NOh Merv'den ayrılarak BuhAri'yn
gitmişti. Böylece EbO Ali b. Muhtftc 335 yılı cemaziyelevvel (946 kasım
arahk) ayında Merv'i ele geçirip bir kaç gün burada ikamet elmi,ti. EbO
Ali'nin Merv"de yerleşmesinden bir kaç giln sonra Emir NQh'un askerleri-
nin büyük bir kısm~ gelip ona iltihak etmiş, o da bu askerleri alıp Buhara
üzerine yürümüştü. EbO Ali'nin n~hrl aştığını gören Emir NQh şehri ter-
kederek Semerkand'a gitmiş, Ebu Ali de 335 yılı cemaziyelAhir (946 ara-
lık-947 ocak) ayında Buhftra'ya girerek Emir Nfıh'un amcası İbrAhim adı
na hutbe okutmuş ve halk da gelip lbrihim b. Ahmed b. lsmiil'e bey'at
etmişti.
Bu arada Ebu Ali b . Muhtac lbrahim'in kendisine karşı gizlediği bir
kötü niyetine muttali olmuş, Buharfı'yı terkedip TUrklstin'a gitmişti. İb
rahim Buhftrft'da kalmış, bu arada Ebu Ali, MansOr b. Karatekin'i de ser-
best bırakınca Emir NOh'un yanına gitmişti.
Bu arada lbrAhim BuhAriı halkından bir grup ile anlaşarak kendisinin
emtrlikten kendi isteti ile vaz geçmek istedillni ve bütün yönetim işini
yeğeni Einir NOh'a devredip onun ordu ku~andanı olmayı arzu ettiğini
394 ISLAM TARiHi
anlatmış, Emir Nuh ile birlikte EbO Ali'ye kmşı mücadele vermeyi teklif
etmişti.Buhara halkından bir grup onun bu tekliflerini olumlu karşılamış,
onunla bir araya gelip yanından adamları dağılmış bulunan EbO Ali üze-
rine yürümüşlerdi. Ebu Ali derhal atına atlayıp yanından ayrılmış bulu-
nan bu askerlerini toparlamış ve hemen iluhfıri\'ya geri dönerek şehri ute•
şe vermek istemişti. Ancak Buhftra'nın yaşlıları bu konuda iltimasta bulu-
nup şefaat dileyince onları · affetmiş ve şehri ateşe vermekten vaz geçmiş
ti. Sonra takrar yerine dönen Ebfi Ali, Emir Nfıh'un kardeşi Ebu Ca'fer
Muhammed b. Nasr b. Ahmed'i getirterek onu emirliğe tayin etmiş, bey'-
at edip adına hutbe okutmuş ve bu hususta hakimiyeti altındaki bütün
bölgelere bir genelge göndermişti.
Ebfı
Ali b. Muhtac bu arada bazı ordu mensuplarının kendisine karşı
kötü niyetle davrandıklarını hissetmiş, hemen Ebu Ca'fer:e şehrin yöneti-
mini bırakıp, her şeyi iyice yerli yerine koyduktan sonra kendisi Semer-
kand'a doğru gitmek üzere yola çıkmış, fakat asıl gideceği yeri gizleyerek
es-Sağaniyan'a, oradan da Nesef'~ gitmeyi düşünmüştü. EbO Ali Buhara'-
dan ayrılınca askerlerden bir grup ile ayak takımından bazı kimseler şehre
geri dönmüş, Emir NOh'a mektup yazıp Ebu Ali'nin buradan ayrıldığını
bildirmişl_erdi.
Mansur b. Karatekin sür'atle iki bin atlı ile birlikte Merv üzerine yil-
riiınüş ve MansOr Merv·e beş [ersahlık bir mesafede bulunan Küşmahan'a
ulaşıp konakladığı ana kadar el-Kazvini gelişinden haberdar olmamıştı.
Böylece MansOr b. Karatekin Merv'i ele geçirmiş, Ebu Ali el-Kazvini onu
karşılayıp ikramda bulunmuştu. Mansur el-Kazvini'yi yamndaki adamlar-
la birlikle Buhara'ya göndermiş, Buhara'ya ulaştığında Emir Nuh ona iz-
zet ve ikramlarda bulunup hediyeler vermiş, ancak buna rağmen göz hap-
sine almıştı. Bir müddet sonra Emir Nuh, Ebu Ali el-Kazvini'nin kendisi-
ne karşı takındığı kötü bir tavrı ihtiva eden bir mektubu ele geçirmiş ,
onu huzuruna çağırarak yüklendiği bu cürmü ve suçu itiraf ettirmiş, son-
ra da onu öldürtmüştü.
çevresinde meydana gelen ~layları mutlaka daha iyi bilir. Buna raAmen
Iraklı tarihçilerin kaydettiklerini de özetle aktarmaya çalışalım:
nıağlfıp olup Semerkand'a geri dönmüştü. I::biı Ali Buhara'yı ele geçirmiş,
fakat bu arada İhrfthim'den endişelenerek ona karşı tedbirli davranmağa
haşlamış ve Buhara 'yı terkcdip onu kentli başımı bırakıp gitmişti.
Emir Nfıh asker toplayıp Buh5ra üzerine gelmiş, amcası İbhahim ile
snvaşa girişmiş. fakat dnha saf cliizenindc iken İbrahim'in yanında bulu-
mm bnzı kumandanlar ayrılıp Nüh'a sığınmış , geri kalanları da dağılıp gi-
dince İbrahim esir alınmış, kendisi v~ aile fertlerinden bir grubun gözle-
rine mil çekilerek kör edilmişlerdi.
Çeşitli Olaylar
lnm zafer elde edecekleri bir sırnda mağlup olmuşlardı. Tekkin'in nsker-
lerl yenilip de geriye çekilmeğe başlayınca Nasirüddevle'nin ordusu için-
d<> bulunan Araplar bunları kovalamış, yolda yetişmiş ve kılıçtan geçir-
·nıeğe başlamışlardı. Bu arada emirleri Tekkin eş-ŞirAzi'yi tutuklnyıp esir
nlnuşlar ve Nasirüddevle'ye ge tirmişlerdi. Nasirilddevlc hemen Tekkin'i
gördüğü nndn gö:>:lerine mil çektirip kör etmiı,;, hakimiyetindek1 kalelerden
birine göndererek orada zindana attırmıştı. Nasirüddevle ve es-Snymari_
Musu ra geri gdip şehrin doğusunda konaklamışlar , Nasirüddevle es-Say-
nınri"yi ç::ıdırındn ziyarete gitmiş, yanına girip hemen geri çıkmış ve Mu-
ı;ul";ı döniip bir daha da yanına uğraımımışlı. Anlatıldığına göre, Niisirüd-
devle es-Saymari'yi ziyaret edip geri döndükten sonra şöyle demişti :
"Onun çadırına girdiğimde hemen pişman oldum ve bir yolunu bulup der-
ini çadırdan dışarı çıktım.,.
Çeşlm Olaylar
devle b. Büveyh Rey'de ona izzet ve ikramda bulunıpuş, bir hayli hedi•
yeler vermiş, ileride kaydedeceğimiz gibi el-~erzuban ile çarpışmak üze.-
re onu yola çıkarmıştı.
1) Metin'de bu adem 'ın isminin devamı bllinmediOI için ( ...) ,eklinde boş bırakılmış.
(Çeviren).
406 ISLAM TARiHi
.341 hicrt yılı girince el-Hasan b: Ali .Cerftce üzerine }'ürüyüp muha-
sara altına almış, ancak bu arada Rol!la İmparatoru Kostantin, el-Hasan'a
gönderdiği elçi heyeti ile barış teklifinde bulunmuştu . el-Hasan onunla an-
laşma yapmıştı, Riyu (Reggio) şehrine geri dönerek burada şehrin tam
ortasında büyük bir cami yaptırmış, kumandanlarından birisi de camiye
bir minare inşa ettirmişti. Sicilya valisi el-Hasan bu camiyi yaptırırken
Riyu Hristiyanlaı-ıyla yaptığı anlaşmada bu camiin inşasında kesinlikle
Mü slümanları ahkoymayacaklarını, burada namazın kılınmasını ve eza-
nın okunmasına aslA engel olmayacaklarım, camiye kesinlikle Hristiyanın
girmesini şart koşmuştu. Ayrıca Müslüman esirlerden isterse dininden
dönmüş olsun olmasın camiye giren herkesin emAn içinde olacağını ilAn
etmiş ve Rumlara bu camiden bir tek taş söküp camiyi yıkmağa teşebbüs
ettikleri takdirde Sicilya ve İfrikıyye'deki bütün Hristiyan kiliselerinin
tamamen yıkılacağını bildirmişti. Gerçekten bu şehirde yaşayan Hristiyan-
lar mecbur olduklarından ve Müslümanlara güç yetiremeyip zillet içinde
olduklarından bu şartlara uymak zorunda kalmışlardı. el-Hasan b. Ali de
İfrikıyye emiri el-Mansur vefat edip yerine el-Muiz'in ·geçtiği güne kadar
valiliğini sürdürmüştü. 1Ieride kaydedeceğimiz gibi el-Mulz'in başa geç-
mesi üzerine İfrikıyye'ye geri dörimµştU .
iller üzerine yürüdüler. Veşmğir ile giriştikleri sav;ışta onu mağl<lp etmiş
ler, Rüknüddevle Taberistan'a hakim olmuş ve oradan da CürcAn'a gide-
rek burayı da ele geçirmişti. Veşmgir'in ileri gelen kumandanlarından yüz
on üç kişi Rüknüddevle'den emAn dilemişti. el-Hasan b. FiruzAn· da Cür-
can'da ikamet etmiş, Veşmgir de elden çıkardığı ülkesini geri almak üze-.
re Horasi\n'a gidip sığ_ınmıştı. Bu konuyu ileride tekrar ele alacağız.
Çeşitli Olayiar
Bu yılda
halifelere haciblik görevini yapmış olan Selame et-Tuluni ve-
fat etmişti.
el-Müstekfi zamanında Şam'a gitmiş, Bağdad'dan ayrılıp Şam'a
gittiği sırada yolda malları ve paraları elinden alınmış ve vefat etmişti.
Öldükten sonra da malları müsadere edilmişti.- Kurtuluşu ve selameti Bağ
dı'ld'dan ayrılmakta bulduğu halde hem canı, hem· de malı elinden çıkmış,
aynen şairin dediği · şu duruma düşmüştü :
«Şayet
kaderden korkup da ondan kaçarsan,
Hep onun bulundu~u tarafa doğ_ru yönelmiş olursun.»
Çeşitli Olayları
Çeşitli Olaylar
Bu yılda Mansür b. Karalckiıı Siımfıni emiri Emir Nüh'un emri ile sa-
fer (950 temmuz-ağustos) ayında Nisı.ıbür'dan Rey üzerine yürüdil. Yuka-
rıda kaydettiğimiz gibi, o sıralarda Hcy'i elinde tutan füiknüddcvle Fnrs
bölgesine gitmişti. Mansur Rey'e ulaştığı sırada ney'de Ri.iknücldevle'nin
vekili Ali b. Kame görev yapıyonlu. Mansür'un gelmesi üzerine Ali b. Kü-
me oradan Israhan·a gitmiş. Mansür da Rey'e girip şehri tamnmen ele ge-
çirmiş. bütün çevre illere nskerlerini dağılıp el-Cibfıl bölgesi ile Knmıi
siıı'i ele ·ıı:ıkimiyeli altımı almış vr: Rlikııiiddcvle'nin buradaki görevlileri ni
tızı:ıklaştırnrnk bölgeyi ve özellikle Henıeclan ile c;cvresiııi taınaıneıı ele
g<>çirmişlerdi.
Çeşitli dlaylar
Aynı şekilde bu yıl içinde meşhur filozof ve felsefeyle ilgili bir çok
eserleri bulunan EbO Nasr Muhammed b. Muhammed el-Fftrfıbi Dımaşk'
ta ölmüştü . FarAbi filozof Yuhanna b . Haylan'ın talebesi idi. Bu adı geçen
Yuhanna el-Muktedir BillAh zamanında ölmüştü.
Bu yıl içinde meşhur nahiv A!imi Ebı1'1-Kbım AbdurrahmAn b. İs
hak ez-Züccac vefat etmişti. 'Başka bir rivayette onun 340 yılında vefat et-
tiği de kaydedilir.
HİCRET'iN ÜÇ YÜZ KIRKJNCI (M. 951 - 952)
YILI OLAYLARI
Çeşitli Olaylar
Baııra Muhasarası
l<->miş, bu ada halkt chı onun itaatine girince onlardan bir adamı rehin alıp
geri dönmüştü . el-Mansur'un ·bu seferi bir ay sürmüş ve geri dönilnce oğ
lu Muidd.i velialıthğa tnyin etmişti. Ramazan ayında bol meyveleriyle ve
ü:r.ellikle ağaç kavunu ile meşhur olan Celula şehrine gitmiş, orada gerçek-
lc-11 benzeri görülmemiş ağaç kavunlarına rnstlamıştı. Bu a~aç kavunları
o kadar büyüklü ki bunl.ırdan dört tanesini bir deve taşırdı. el-Mnnsür bu
rı~:ıç kavonlnrından bir miktarını alıp sarayımı getirmişti.
el ... Mansür'un çok sevdiği bir cariyesi vardı. Bu cariye ağaç kavi.ınla
l'tnt göriince bunları dnlhırında görmek istediğini el-Mansur'a söylemiş ve
onu buraya götürmesini istemişti. O da cariyenin bu isteğini yerine getire-
rek yakın adamlarından bi.r grupla birlikte Celüla'ya gitmiş ve orada bir
kaç gün ikamet ettikten sonra el-Mansüriye'ye dönmüştü. Ancak yolda dö-
nerken şiddetli bir rüzgar esmiş, arkasından da soğuk ve yağmur başla
mıştı. Yollarına sabırla devam etmişler, ancak Mansur bir hayli ynğan kaı·
,:Hında iyice üşümüş ve yanında bulunan adamlardan bir grup yolda do-
narak ölmüşlerdi. el-Mansur ardından çok kötü bir hastalığa yakalan-
mış ve el- Mansüriye·ye vardığında hamama girmek istemişti. Doktoru Is-
hak b. Süleyman el-İsraili Mansfır'u bundan alıkoymak istemişse de onu
pek dinlememiş ve hamama girmişti. Hamama· girince şiddetli bir ateşe
yakalanıp uykusunu getiren iç güdüsünü kaybetmiş ve uykusuzluğa du·-
çnr olmuştu . Bir türlli uyuyamıyordu. Tabip ishak b. Süleyman gelip bu
h:ısta lığını ledavi etmeğe çalışmış, fakat bir türlü uykusunu getirememiş
ti. Mansfır bir hayli sıkuıtıya düşmüş, adamlarından birine: «Kayrevan'da
İ shfık'tan başka içine düştüğüm illetten beni kurtaracak takip yok mu-
dur?» diye sormuş, bu adamı da ona: «Durada tabip olduğu yeni bilinen
İbrfthim isminde bir genç vardır.• deyince derhal çağırılmasını emretmiş,
bu genç hıbip, el-Mansfır'un yanına gelip de hastalığının ne olduğunu sa-
nınca uykusuzluktan şikayet e tmişti. İbrahim onu uyutacak ilaçları bir
araya toplayıp bir kaba koymuş , ateşte iyice kaynatıldıktan sonra kokla- .
masını söylem iş, bunu kokl ad ı ğı anda _hemen uyuyuvermişti.
3-16 yılı girinc0 ~1-Muiz Lidiııilli.llı ı\vrnz dağına çıkıp ask<:rleı-ini ele
onıya doğru sürüklemişti. Dur:ııoı bölge hükümdarlarına il:ırıt <tlıııcy~'l\
kims<'l(.• rin bir sığınağı dı.ıruıııııııd;ı olııp H<-'tWllikh! Kcııılfııı ve M clih•oğu J ..
lnnyln flevvıir(.'' ck ıı iki lrnlıilc hıı rrıy:ı sığıııııw;lardı. Buıılur cl-i\1ııiz'deıı
<:vvclki /\lcvi Jıalift>lere ilaal ~lnıcmişler, mwnk el-1\luiz'in onları sıı1ııı::ık
larmda sıkıştırması üwrim• itnııtl<>rini arzedip onunla birlikle dağdan
inerek şehirlere gclnıişlerdi. Dunlıırın il.ırıle girmesi üzerine el-Muid oıı
Jnrn ve Be rberilere ihsanlarda bulunulmasını emretmişti. Onuıı hııkiıniyet
cıb~u içinclc yaşayıp cl ıı itaat etmeyen k inı 5e hemen hemen kulıııamış, el -
Mtıi7.Z de hepsine ikramlarda · ve ihsanlarda bulunmuş , böylece otoritesi
iyice güçleıımişt.i. Bıı ::ırada gelip omı itaatini bildirerek emfı~ dileyenler-
den birisi de Ma'bed'in kardeşi Muhammed b. Hazar cz-Zenfıti olup el-
Muiz'in itmıline girmiş, el-Mııiz de una ihs,ııılanla bulunmuş ve eınfııı v e r-
mi şti.
Çeşitli Olaylar
Bu yılda Bi:rnnslıl.ır Surı.ıC''a girerek Ş<.' lıri yakıp y ı knıış , halkını esir
:ıln-ıış ve mallarını :,ıldıl<taıı sonrn ş0lıirclcki ııı e~ci tleri yıktırımşl;ınlı.
e l-l\fcr1.t1 bfırı kendisine krırşı yapılr111 isymıı bastırıp buranın işini bi-
tirince ı\zerbeycfüı üzcriııe yürümüştü. Dl•ysem'e yaklaştığı sırnda Dey-
~C>ııı Sdeıııiis'tnn ayrılıp Armeııi::ı'ya gitmiş ve son derece eüven duyduğu
İ bn ed - Onyr:ıni ve• İlııı fl.ıcik'e sığ.ınınışlı. Bunun üzerine cl-M erzubfın İbıı
ed-lJeyrfüffye mektup yazıp Dcyseııı'i ucrlı:.ıl lulukhıtmasını emretmişti.
IBNÜ'L - ESiR
F. 28
434 ISLAM TARiHi
detli bir sevgi beslemeğe başlamış, annesinden gelen paralardan çok mik-
tarda mal ve para vermiş, arzu ettiği ve dilediği kadar para verme husu-
sunda onunla anlaşma yapmıştı. Bu hizmetçi çocuk anlaşmaları gereğince
ona bir zırh ve bir törpü götürmilştü. eJ-Merzuban bu törpü ile eli ve aya-
ğındaki prangaları kesip kırdıktan sonra bu çocuk ile kendisini kurtarma-
ğa gelen adamlar kararlaştırdıkları günde Beşir Esfar' ı öldüreceklerdi. Be-
şir Esfar her hafta belirli bir günde el-Merzuban'ı ziyaret edip onu teselli
ediyordu. Kararlaştırılan günde el-Merzuban'ı kurtarmağa gelen tüccar
görilnümlü adamlardan birisi gelip yanında oturmuş, diğer birisi de kapı
sındaki nöbetçinin yanında kalmıştı . Diğerleri ise kendilerine verilecek
işnreti beklemek üzere kale kapısında beklemeğe koyulmuşl ardı. Beşi r Es-
far, el-Merzubfin'm yanına varmış, konuşup sohbete dalarak şakalaşmağa
başlayınca el-Merzubfın kendisini serbest bıraktığı takdirde çok mal vere-
ceğini söylemiş, o anda bir sürü para vererek serbest bırakılmasını teklif
etmişti. Ancak Beşir Esfar: «Ben asla Rüknüddevle'ye ihanet edemem!»
demiş, bunun üzerine el- Merzuban hemen ayağa fırlayarak birden o ço- .
cuğun elindeki Jı:alkan ve silahı kapıp Beşir' in yanına dönmüş ve yanında
bulunan tüccar görünümlü adamla birlikte Beşir'i öldürüvermişti. Nöbet-
çinin yanmdaki adam da nöbetçiyi öldürmüş , kale kapasında bekleyenlerin
geri kalanı da el-Merzuban'ın yanına gelmişlerdi.
.. ,;.•-:-!J
O sırada
kalede bulunan askerler etrafa d ağılmışlardı . bağırışmaları
işitince geri dönmüşler. ancak adamlarının öldürüldüğünü görünce hemen
eman dilemişlerdi. el-Merzuban bunun üzerine onlara eman vermiş ve ka-
leden dışarı çıkarmıştı. Arkasından kendi adaml arı ve başka kimseler ge-
lip Si.imeyrim'de el-Merzuban'ın etrafında toplanmışlar ve böylece adam-
ları bir hayli çoğalmıştı. Yukarıda kaydettiğimiz gibi, Sümeyrim'den çıkan
el- Merzuban annesi ve kardeşlerinin yanına dönmüş ve diğer şehirlere ha-
kim olmuştu.
Ebü Ali'nin Rey'den geri döndüğünü haber alan Emir NCıh buna bir
hayli üzülmüştü. Bu arada Veşmgir. Emir Nüh'a yazdığı mektupta bu ba-
şnrısızlığın asıl günahkarının Ebü Ali olduğunu ileri sürüyordu. Emir Nülı
da Ebü Ali'ye bir yazı yazıp oriu Horasan orduları kuınandı:ınlığından azlet-
tiğini bildirmişti. Ayrıca bütün kumandanlara da yazı ynznrak Ebu Ali'yi
görevinden azlettiğini söylemiş ve Horasfın orduları kumand anlığına Ebu
Ali'den sonra Ebfı Said Bekr b. Malik el-Fergfıni'yi t ayin etmişti. EbCı Ali
yazchğı cevabi mektupta özür dilemiş, ayrıca Nısi\b fır halkıııııı ileri gelen fe -
rinden bir cemaatten kendi ad ın a Emir Nüh'a gidip onu görevinden a1.l<>t-
ınP.meşini istemelerini rica etmişti . Ancak bu ricasını kabııl e t memiş l er ve
Ebu Ali de Horasf.ın askerleri kumandanlığından azleclilmişti. Azli kesinle-
şince Nisi\bOr'da isyan etmiş ve hutbeyi kendi adına okutmu ştu .
Çeşitli Olaylar
Bu yılın 21 Şubat günü Irnk sevfıdmda müthiş bir çekirge sürüsü or-
tnya çıkmış ve günlerce etrafı kasıp kavurmuştu. Bu çekil'gelerin etkisiy-
le mahsuller bir hayli kötü duruma düşmüş bulunuyordu. Aynı şekilde Ah-
vaz, Musul, el-Cezire, Şftm ve diğer bölgelerde de büyük tahribat yapan
çekirge sürüleri göril1müştü.
Halife bu yılda Horasan'a yazdığı mektuplarda Ri.iknüddevle ile Sa-
mant emiri Nuh'un aralarında sulh yapmalarını istemişti. Ancak halifenin
gönderdiği elçi heyeti Hülvan'a ulaştığında lbn Ebi'ş-Şevk, emrinde bulu-
nan Kürtlerle birlikte bu elçi heyetinin yolunu keserek yanlarında git-
mekte olan kervanı soymuş ve mallarını yağmalamıştı. Ayrıca halifenin
elçilerini de bir ara esir edip sonra tekrar serbest bırakmıştı. Bunun üze-
rine Muizzüddevle Hülvan'a asker sevketmiş, bu askerler Kürtleri berta-
raf ederek bölgeyi tekrar huzura kavuşturup geri dönmüşlerdi.
Bu ·yılın lıacılarını Şerif ve aynı zamanda Alevi olan Ebı1 ' l-Hasan Mu-
hammed b. Abdullah ile Ebu Abdullah Ahmed b. Ömer b. Yahya götür-
müşlerdi. Hacıla rı götüren bu iki Şerif ile İb,n Tuğc'un adamlarından olan
Mısır askerleri arasında şidde tli çarpışmalar meydana gelmişti. Bu çarpış
mafor sırasında adı geçen iki Şerif savaşı kazanmış ve Mekke'de Muizzüd-
devle ad ına hutbe okutmuşlardı. Bunlar Mekke'<len ayrıldıktan sonra Mı
sır askerleri tekrar peşler ine tnkılıp savaşa tuluşmuşlı:ır, yine bu çarpış
tııalarda iki Alevi Şerif galip ge lm işlerdi .
«el- Emir el-Hamid:ı> lakabıyla anılan samani emiri NOh b. Nasr rebi•
yült\hir (954 ağustos) ayında vefat etmişti. O, halka karşı gayet iyi davran•
IBNO'L - ESiR 439
mış, huyu son derece güzel cömert bir kişi idi. Vefatı üzerine yerine oAlu
AbdUlmelik geçmişti. Emir NOh, biraz önce belirttiğimiz gibi, ölümüne.len
evvel Bekr b. Malik'i HorasAn orduları komutanlığına tayin etmişti, fakat
Bekr Horasan'a henüz hareket etmeden NOh vefat edince. Bekr b. MAlik
yeni emir Abdülmelik b. NOh'un emri He hareket etmişti. Abdülmelik yö-
netim işini tamamen eline geçirince Bekr'e Horasan'a doğru hareket etme-
sini söylemiş, o da, Horasan'a yürümüş, oraya vardığında Ebü Ali ile ara:.
larında yukarıda belirttiğimiz olaylar meydana gelmişti.
Çetitli Olaylar
İşte o sıra İbnu'l -Amid'in yanına adamlarından bir grup gelip birik-
miş ve arkasından başkaları onları izlemişlerdi. Böylece bir hayli adam
gelip etrafına toplanmış ve o sıralarda yağına ile meşgul olan Horasanlı
askerlerin üzerine saldırmışlardı. HorasAnh askerler bu saldırıya karşı ko-
yamayıp ibnu'l-Amid'in askerleri önünde kaçmağa başlamışlar; kimisi öl-
dürülmüş, kimisi esir alınmış, bu arada kumandanları İbn Makan da esir
alınarak lbnu'l-Amid'in huzuruna getirilmişti. lbnu'l-Amid Isfahan'a girip
orada bulunan İbn MakAn'ın. adamlarını dışarı k9vmuş, böyl~ce Rüknüd-
devle'nin çocukla rı haremiyle birlikte Isfahan'a gelip yerleştiği gibi onun
kaybedil~n mallarını da tekrar ele geçirip kurtarmıştı .
Bu arada Rüknüddevle Horasan ordula rı kumandanı Bekr b. Malik'e
mektuplar yazıp onu kendisine meylettirmeye ve kendisiyle barış yapma-
ğa çalışmıştı . Nihayet Rüknüddevle'nin ödeyeceği belli bir meblağ üzerine
anlaşmışlardı , buna karşılık da Rey ve el-CibAl bölgesi olduğu gibi Rilk-
nüddevle'nin elinde kalacaktı. Ayrıca Rüknüddevle kardeşi Muizzüddev-
le"ye haber gönderip Horasan vilayetini Bekr b. Malik'e verdiğine dair
hil'atler ve sancak gönderilmesini istemiş, Muizzüddevle de HorasAn'ı
Bekr b. Malik'e vererek bu konuda hil'at ve sancaklar ulaştırmıştı .
IBNO ' L - ESiR 443
Çeşitli Olaylar
için izin istemişlerse de buna yanaşmayıp onlara şöyle demişti: «Sizin sn-
vaşa girmenizi gerektirecek bir zaman gelip çattığında izin veririm.» İşte
o sırada Muizzüddevle bu adamların ellerindeki okları vermek üzere biri-.
ni gönderdiğinde onlara eliyle okları vermelerini işaret edince bunlar sa-
vaşa girmelerine müsaade ettiğini anlamış 've hep birlikle harekete geçe-
rek Rüzbihan'ın askerleri üzerine saldırıp saflarını dağılmış, adamlarını
üst üste yığacak şekilde perişan etmişler ve Ilüzbihan'ın askerlerinin arka
tarafına kadar ukışmışhırdı. Hemen o anda Muizzüddevle yanında bulu-
nan adamlarıyla hamle yapıp savaşa girmiş ve böylece Ruzbihfııı'ın atlamla-
rı tamamen mağlup olmuşlar, RCızbihan ve kııımında nlanndı:m bir grup
esir alınmış, askerlerinden de ç'ok kimse öldürülnıüş'tü. Muizzüddevle zafer
müjdesini etrafa haber verdiği zaman onun ne derece zayıf düştüğünü
Rf.ızbihan'ın ise ne kadar güç kazandığını bildikleri için bunun doğruluğu
na inanmam ışlard ı. Nihayet Rüzbihaıı 'ı alıp onunla birlikte Bağdad'a dön-
müş ve halkın ROzbih an'ı görmesini istemişti. Oağdad'a dönen Muizzüd-
devle o sırada Ukbııra'da bulunan Nüsirüddevle'ııin oğlu Ebiı' I-Merecci
· üzerine Sebüktekin'i göndermiş, ancak Muizzi.iddevlenin Rüzbihfüı'a karşı
zafer elde ettiğini haber alan Ebu'l-Merecci hareket edip Musul'a doğru
gittiği için Sebükteki n onu ye tişememişti. Nih ı:ıye t Muizzüddevle füızbi
hfln'ı hapse attırmıştı. Ancak Deylemilerin ortoyıı çıkarak RGzbihfın'ı zor-
la hapishaneden kurtarıp ona bey'at etmek istedikleri ni öğrenince bir ge-
ce hapishaneden çıkarıp onu öldürtmüştü.
Ruzbiha n'ın Şiraz'da isyan eden kardeşine gelince; vezir Üstaz EbG'I-
Fazl b. el-Amid üzerine ordularıyla yürüyerek çarp.ışıp ona karşı zafer el-
de etmiş ve Rüknüddevle'nin oğlu Adududdevle <le kendi ikametgahına ge-
ri dönmüştü . Böylece her tarafı kasıp kavurnrnşkeıı Huzbihfırı ve kardeşle
rinin defterleri de dürülmüş oldu.
Muizzüddevle bu hadiseden_sonra Deylemilcrden bir grubu tutuklnt-
mış ve diğerlerini serbest bırakımık genellikle Türkleri ön saflara geçir-
miş, onları herkesten üstün tulup Deylemilerle alay etmelerini ve onları
her konuda oyalamalarınt tavsiye etmiş, Vasıl ve Dnsra'da onlara bir hay-
li mal vermişti. Türkler yaptıklarına karşılık olmnk üzere kendilerine ve-
rilen bu malları alırıak üzere buralara gidip her lnrnfı hnrnbeye çev irmiş ,
bir sürü malı yağmalamış ve yaptıkları zarar faydnlıırınd aıı çok daha faz-
la olmuştu.
kadar yoluna devam ederek bu arada bir çok kaleyi fethedip bir hayli esir
ı:ı l mış, etrafı yakıp yıkmış,
bir hayli kimseyi öldürüp Ezine'ye geri dönmüş
ve orada ikamet etmişti. O, burada bulunduğu sırad a Tarsus emiri gelip
ona hil'atler sunmuş, bir·hayli ihsanda bulunduktan sonra IIaleb;e geri
c!önmüştü . Rumlar Seyfüddevlc'nin bu yaptıklarını haber alınca askerleri-
ni toplayıp Mcyyaffirikin üze rine yürüyerek buraları yakıp yıkmış ve
Meyyafarikin sevfıdını tahrip ederek lıet tarafı yağmalamış, harabeye çe-
virmiş, şehir halkından çokça esir alıp ge ri dönmüşlerdi.
Çeşitli Olaylar
Sa'leb"in azatlısı , Zülıd ve takva sahibi bir şah siyet olan Ebu Amr Mu-
lwmnıed b. J\bclulvfıhid b. Ebi Haşim bu yılın zilkade (957 şubat-mart)
ayında vefat etmişti.
el-Merzuban'ın Ölümii
F. 29
450 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olylar
Bu yıl içinde denizin suyu seksen kulaç kadar çekilmiş ve daha evvel
bilinmeyen ve hiç de göıi.ilıncyen bir çok ada ve dağ deniz de ortaya çık
mıştı.
Bu yılda Buharalı, güvenilir bir fakih olan Ebü İshak İbrahim b. Mu-
harımıed ... b. j\hme<l b. İshak vefat e tmişti .
Yine yılda yil'le l rak, cl-Cib:11 bölgesi ile Kum ve çevresinde kırk gün
mütlcfotle birbirini izlC'ycn sürekli depremle r meydana gelmiş, binalar yı
kılmış . sul ar çöküp kaybolup gitm iş v e enkaz alhnda kalan çok insan ha~
yatını krıybetmişti. !\y111 şekilde Rey ve ci varında dn bu yılın zilhicce ayı
bnşlarınchı bir depre m meydana gelm i ş. ş<!lırin büyük bir bölümü hara-
beye dönmüş . hnlkındaıı çok kimse ölmüştii. Aynı şekilde et-Talekan ve
ç<"vresinde de büyük bir deprem olrnııs. halkından çok kimse telef olmuş
hır .
HİCRET'İN ÜÇ YÜZ KIRK YEDİNCİ (M. 958 - 959)
YILI OLAYLARI
Her hangi bir kimse kendisine saldırıp da Musul Gzerine geldiği za-
man Nasirüddevle bütün katipleri ve memurları ile sakladığı m alların ve
paralarının nerelerde olduğtmu bilen herkesi, menfaat ve çıkarlarını bilen
bütün adamlarını alır, beraberinde götü rür, bazen de Kevfışi, Zaferan ve-
ya diğer kalelerin birine hapsederdi. Kevaşi kalesi o sıralarda aynı zaman-
da «Erdumuşt Kalesi» diye bilinirdi. Nasirüddevle Musul'don ayrıldıktan
sonra çevresindeki Arap kabilelerine her tarafa akm yap ı p özellikle lrny-
van yemlerini ve h er türlü buğday ve gıda m addelerini y a~ınnlaynrak al-
malarını da emrederdi. O zaman da Nl:ısirüddevle'nin ülkesine sal<.lınan
J'l erkes mutlaka gerek davarlorı için yeri1, gerekse askerleri için yiyecek
nçısındrın zorluklara diic;ar olu rdu.
Ç~ltll Olaylar
Halife el-Muti" Lillfıh bir sancak ve hil'ati KirınAn hakimi Ebu Ali b.
İlyas'a gönderdL
On yılda hiç yağmür yağmamış, fiyatlar dört bir yanda artmış ve Müs-
lüm a nlıır ocak ayında yağmur duasına çıkmışlardı. Her tarafta kuraklık ol-
duğu gibi Bağdad'da da kuraklık olmuş ve halk yağmur dualarına ç ıktığı
halde hiç de yağmur yağmamıştı. Mart ayında her tarafı kaplayan bir çe-
kirge? siiriisii görülmüş, sebze ve meyve fidelerini yiyip tüketmişler ve halk
büyiik sıkıntılara düşmüştü .
IIİCRET 'İN ÜÇ YÜZ KIRK DOKUZUNCU (~1. 960 - 961)
YILI OLAYLARI
~mı . k ısa bir zamanda A zerbeydin ' ı el,e geçirip burayı yönetimi altına so-
kacn ğını ve güçl end iği takdirde Ir~k üzerine yürüyebileceğini ifade etmiş
ti. Bu haberi alan Is~ b, el-Muktefi'nin oğlu Uç yüz adamla birlikte en-Nu-
aymi'ye çıkıp gitmiş, bu arada CestAn b, Şermüzen de gelip ona katılınca
giicü a rtmış ve halk ona bey'at etmişti. Halktan bey'at alınca artııt duru-
mu bir hayli yaygınlaşmış ve güç kazanmışlardı . Bunun ,üzerine Merzu-
ban ' ın oğulları Cestfin ve İbrahim, bu yeni halifeye savaş açmak üzere ha-
rekete geçmiş ve üzerlerine varıp çarpışmalara tutuşmuşlardı . Bu çarpış
malar neticesinde el-Müstecir'in adamları mağl0p olup etrafa dağılmış ve
kendisi de esir alınıp idam edilmişti. Bazı rivayetlerde öldürüldüğü , baş
ka rivayetlerde ise kendi eceliyle öldüğü kaydedilir.
Çeşitli Olaylar
Bu yılın 5 şabana (30 Eylül 960) günü Bağdad'da halk arasında büyük
bir kavga meydana gelmiş ve bu çarpışmalardan dolayı cuma namazı k1lı
namamıştı. Bağdiid'm her iki yakasında sürüp giden bu kavgadan dolayı
füırfısa Mescidi hariç hiç bir yerde cuma namazı eda edilememişti. nu kav-
gay ı çıkarttİkları söylenip bu konuda itham edilen Haşiınoğulların<lan bir
grup tutuklanmış. e rtesi gün serbest bırakılmışlardı.
Kitaplara bir çok kerametleri aktarılan meşhur Ebu'l-Hayr el-Akta'
et-Tinati bu yılda veya bu yıla yakın bir yılda yüz yirmi yaşında iken ve-
f;ıt etliği kaydedilir.
Bu y ılın sonlarına doğru Mısır hakimi Anfıcur (2) b. el-lşhid vefat et-
ınış.yeriııe kardeşi Ali getirilmişti.
(1) 1 Kürr: lrak·ıa yaklaşık 6 merkep yükü kadar olan buı}day veya arpa cinsinden
bir ölçü birimi. 1 Kür 40 irdeb'lir. 1 irdeb le 24 sa': 1 sa·da bin dirhemdir. (Çeviren).
(2) AnOcur veya Unucur on uygur ?) şeklinde okunduğu da görülmüştür. (Çeviren).
HİCRET'İN ÜÇ YÜZ ELJ.İNCl (1\1. 96l - 962)
YILI OLA YL/\RI
13u y ılın 11 şevval (23 K,mm 961} perşembe günü Honısau hakimi Sa-
ıııani e mri Abdülmelik b. Nülı alından düşmü ş, yere yuvarlanıııış ve düş
tüğü anda ölüvermişli . Ölümü üz~rinc Horns[ı rı bölgesi bir hayli çalkalan-.
ıııış, karışıklıklara sahne olnıuş. nihayet yerine kardeşi Mansür b. Nüh
geçmişti.
Çeşitli 01:ıylur
Otı yılda başlarında Antakya hakimi olmak üzere büyük bir gnıp An-
IBNO'L - ESiR 411:ı
takya'dan hareketle Tarsus cihetine doğru yola çıkmış. fakat yollarındu pu-
sulam yatmış bulunan Humlar üzerlerine saldırınca Müslümanlardan bir
h.ıyli kimse şehit olmuş, ancak Antakya hakimi yanında bir kaç kişi ile
birlikte yaralı olarak kurtulmuştu.
Bu yılın ramazan . (ekim-kasım) ayında Seyfüddevle'nin kölesi Nedi,
emrindeki kuvvetlerle Meyyfıfarıikin cihet inden Bizans topraklanr.a girip_
çok sc1yıda ganimet elde etmiş, bir hayl i esir alarak salimen geri dönmüş
li.i.
I3u yılda Kadı Ebfı Saib Utbe b. Abdullah vefat elmiş ve vefatmdan
sonra ımıllarma el konulm uştu. Ölümünden sonra Ebu'I-Ahb5s b . Abdul-
lah b. el-Hasan b . Ebi'ş-Şevarih iltizam yoluyla kadılık görevini üstlenmiş
ve her y ıl bu görev ona iki yü7. bin dirhem km;şılığında d<>vrcdilmişt i. İbn
Ebi'ş--Şt>v,'\ri b kadılık görevini ilk defa illizamla ele geçiren kişi idi. Bu
tatbikat Muizzi.iddevle zamanında gerçekleşmiş o lup daha evvel böyle bir
görevin clcıvredildiği kesinlikle işi l ilınernişlir. Görevin böyle illi7.am yoluy-
1::ı elde edilmesinden dolnyı Ilıılife el-Muti' Lilliıh İbn Ebi'ş-Şcvürib'i hu-
7.tınııııı kabul etmem iş ve asl{ı s:ınıyına yak lnş m ııın usını <'mrelnıişli. İbıı
F.hi's-$rv:irih' iıı bu görevi üstl~nmesinden sonra hisbc teşkilatı ile l3a/1d iıcl
e ınııi yet fınıirl iği de nynı usul ile: verilmeğe bnşla nrnıştı.
Bıı yı lda lmrfııı Jj_ Şahin'in kardeşi Ebü'I- Ki'ısım Muizzi.iclı.levleyc gelip
oııdtın eınan dilemiş ve itauline gi rmişti.
T::ıheri'nin arkadaşlıırıııdnn olup onun tarihini rivnyet c-dcn !<adı Ebu
Rekr ı\lııned b. Kamil · bu yılda vefat etmişti
JIİCRET'İN ÜÇ YÜZ ELLİ llİHİNCİ (l\l. 962)
YILI OLAYLARI
Domesl ikos gecenin ilk yarısında bir ilfın yaptırarak şehrin en bü-
~•ük mescidinde lopl::ımın halka enıfın verildiğini, ev_inden çıkımıyanl:.ıı·ın
ise öldiirüleceğini bildirmişti. Evlerinden çıkıp da camiye gekbileııler gel-
miş, sahaha çıklıklamıda ise domestikos allın ı ş lıiu civarında olan yaya
nskerleriııi şehre yay:ırak evlerinde buldukları herkesi öldürmelerini em-
retmiş , onlar da kadın erkek, çoluk çocuk bul<luklnrını kılıçt.m geçirmiş
lerdi. Sonra domestikos şehirde bulunnn bütün sirnhların toplanımısmı
emretmiş. lıiiyiik miktarlarda silah toplanmıştı.
F. 30
466 ISLAM TARiHi
Bu arada Ha1eb'de tutsak bulunan bin dört yüz kadar Rum tutuklu
bulundukları yerlerden kurtulmuş, ellerine geçirdikleri silahlarla halka
saldırmağa başlamışlardı. Bizanslılar Haleb'ten on binden fazla kız ve er-
. kek çocuğu esir almışlar ve anla tılrnayacak kadar çokça ganimet ele ge-
çirmişlerdi. Rumların yanında mal yükleyecekleri vasıtaları ve binekleri
kalmayınca domestikos geri kalan malların yakılmasını , mescitlerin ateşe
verilmesini emretmişti. Haleb halkı ele geçirilen bu çocuk esirlerden üç ·
binin kurtarılması için Bizanslılara çok miktarda mal vermişlerdi. Ancak
Bizanslılar böyle bir teklifi kesinlikle kabul etmemiş ve yukarıda belirt-
tiğimiz mal ve esirleri alıp gitmişlerdi. Bizanslıların iki yüz bin kodar ki-
şiden oluşan bu muazzam ordularından otuz bini tamamen zırhlı idi. Otuz
bin kadarı da yolları islah etmek, özellikle yolları karlardan temizlemek
IBNO'L - ESiR 467
ve surları yıkmakla görevlendirilmişlerdi. Ayrıca dört bin kadar katır da
dikenli demir taşımakta idiler.
Bizanslılar Haleb'e girince şehir halkından bir kısmı iç kaleye sığın
mış ve tek başına ı:anlarını kurtarmağa çalışmişlardı. Domestikos dokuz
gün müddetle Ilaleb'de kaldıktan sonra ele geçirdiği bu büyük ganimet-
lı:•rle şehirden ayrılmak istemişti. Ancak onunla birlikte bu sefere çıkmış
bulunan imparatorun yeğeni bu dönüşe itiraz ederek şöyle demişti: «Bu
şehir elimize geçmiş bulunuyor. Şu anda şehri müdafaa edecek hiç kim-
se de yoktur, neden geri dönüyoruz?» Domestikos ise: «Şu anda bizler im-
paratorumuzun hiç de beklemediği büyük miktarlarda ganimetler ele ge-
c,:irmiş, çok kimseyi öldürmüş, etrafı yakıp yıkmış ve burada tutuklu bu-
lunan esirlerimizi de kurtarmış bulunuyoruz. Elimize geçirdiğimiz bu ga-
nimetler şimdiye kadar asUi ele geçirilmiş ve işitilmiş değildir.» diye ce-
vap vermiş, aralarında tartışma sürüp gitmiş, sonunda domestikos impa-
ratorun yeğenine şöyle demişti: «Haydi, o halde kalk, şu jç kaleye doğru
yü rü ve muhasara altına al. Ben de askerlerimle şehir kapısını tutacağım .»
İmparatorun yeğeni atına binerek kı1ıcı ve kalkanıyla iç kaleye doğru yü-
rü müş ve numlardan bir grup da onu izlemişti. Kale kapısına yaklaşt'ığı
bir sırada üzerine bir taş yuvarlanmış ve atından düşünce anında öldürül-
müştü. Adamları ölüsünü alıp domestikosun yanma geri gelmişler, domes-
tikos bunun öldüğünü .görünce yanında bulunan bin iki yüz kadar Müslü-
mnn esiri kılıçtan geçirmiş. ve ülkesine dönmek üzere harekete geçmişti.
Biuınslılar Ha leb sevadından geçerlerken ekinlere dokunmamışlar ve bir
daha buraya geri dönme ümidiyle gittikleri için sevıld halkına ekinlerini
ekmelPriııi emretmişlerdi.
Çe11itli Olaylar
(1) Alf-Tekln adının kesin okunuşu bilinmemektedir. Ancak Arapça metinlerde baıan
..ee~ yerine •fe• harllnln kullanıldı§, g6ı önünde bulundurulursa bu ismin •Ap-Tekln~ ol-
ması da muhtemeldir. (Çeviren).
470 ISLAM TARiHi
Harri.nlıların isyanı
Çeşi&li Olaylar
Aynı şekilde halk bu ytiın ·Zilhicce, yftni Kftn0n-i sAni ayında lrak'ta
yağmurların az yağmasından dolayı yağmur duasına çıkmıştı.
HİCRET'İN ÜÇ YÜZ ELI.i ÜÇÜNCÜ (M. 964)
YILI OLAYLAR!
Bu arada İbn ed-Dai diye bilinen Hz. Hasan b . .ı\li (ra.) evladından
Ebu Abdullah Mulıammed b . el-Hüseyn el-Hasani Bağdfıd'dan kaçıp çoluk
çocuğunu orada bırakarak Deylcmilerin ülkesine doğru gitmişti. Deylem
ülkesine varınca etrafına on bin kadar adam toplanmış, lbn cn-Nfısır el-
Alevi önünden kaçıp gitmişti. Bunun için İbn ed-Dai burayı ele geçirerek
<(el-Mehdi Lidinilifıh>~ lakabını alıp bir hayli güç kazanmış ve Veşmgir'in
ileri gelen kumanc.lmılarırıdan büyük bir kumandan ile giriştiği savaşta
da onu mağlüp etmişti.
<< Hayat sürmek içiu geri durdum, fakat ileriye atılmaktan başka,
Hayal sürmeyi gnrmıti kılacak bir şey btılamadtm.»
Rnmt,ı halkımı gelince; bir hayli güçsüz duruma di.i şmi.iş, yiyecekleri
çok çok nzl'llmıştı. Bunun için kalede hayatlarını sürdüremeyecek durum-
ela zoyıf düşenleri kaleden d ışarı çıkarmış, içeride ancak savaşçılar kalmış-
IBNO'L - ES i R 4111
Çeşitli Olaylar
Bu yılın 10 mt'lharreın
gününde Bağdôd'cla bUli.ln çarşı ve pazarlar
kapatılmış , Aşure gününde geçen seneki olaylar orasında kaydettiğimiz gi-
bi Şiiler muazzam merasimler yapmışlardı. Bu yılki merasimler sırasında
Şia il<.> ehl-i sünnet arnsında şiddetli bir kavga meydana gelmiş, bu kavga
r.ırnsındn bir hayli adam yaralanmış ve büyük ı.ıtçüde yağma yapılmıştı.
F. 31
lılCRET'iN ÜÇ YÜZ ELLİ DÖRDÜNCÜ (M. 965)
YILI OLAYLARI
Tfıhir
b. el-Hüseyn, Halef'in askerlerini dağıttığını öğrenince gerl
dönmüş ve tekrar Sicistan'ı hakimiyeti altına almış tı . Bunun üzerine Ha-
lef tekrar Sicist~n'dan ayrılıp el-Emir Mansur b. Nuh'un yanına Duhara'-
ya dönmüştü. Mansur ona izzet ve ikramda bulunup ihsanlar etmiş ve ona
lt!NÖ'L - ESiR 405
tekrar kalabalık bir yardımcı kuvvet verip Sicistan'a geri göndermişti. Hıı
lef b. Ahmed Sicistan'a ulaş_tığında tam o sıralarıda Tahir ölmüş, yerine
o~lu el-Hüseyn tayin edilmişti. Hale[ b. Ahmed Tfıhir'in oğ_lu el-Hüseyn'i
muhasara altına alıp bir hayli sıkıştırmağa çalışmış ve aralarında bir çok
çarpışma meydana gelmişti. Halef b. Ahmed galip bir noktaya ulaşınca
'l'fıhir' in oğlu el-Hüseyn Buharfı 'ya mektup yazıp özür dilemeğe, affedil-
mesi için yalvarmağa başhımış ve itaate gireceğini bildirerek affedilmesi-
ııi istemişti. el-Emir Mansur ?· Nuh bu isteklerini kabul e<lerek yanına
Bulıara'ya gelmesini bildirmiş, Tahir'in oğlu dH Sicistfın'dan Buhariı'ya
gidince Emir Mansur ona ihsanlarda bulunmuştu .
.
...~ . ~-· . ~, . . : .,.. ...
Halef b . Ahmed Sicistan'da hakimiyetini tekrar kurup bir müddet
d;ıha yönetimini sürdürmüş, bu arada bir hayli zenginleşip mıılları ve
atlamlnrı artmıştı. Du arada tamaha düşen Halef b. Ahmed her yıl Buhaıa'
ya gönderdiği hil'at, hediye, hizmetçi ve paraları göndermez olmuştu . Bu-
nun üzerine ordular hazırlanıp başına el-Hüseyn b. Tahir b . el-Hüseyn ge-
tirilerek Sicistan üzerine göndermişti. Sicistan'a gelen Tahir b. el-Hüseyn'-
in oğlu ' el-Hüseyn Halef b. Ahmed'i Erek Kalesi'nde muhasara altına al-
nuş, kale civardaki en müstahkem, en yüksek kalelerden biri olup etra-
fında bir hayli derin bir hendek olduğu için bu muhasara tam yedi yıl- s_ür-
müştü.
Çeoitli Olaylar
Du y1lda Tü rklerden bir grup Hazar ülkesine akın yapmış, Hazar hal-
kı Harezmlilerden yard ım istemişler, fakat Harezmliler bunlara yardım
etmeyip şöyle demişlerdi : «Sizler kftfirsiniz, ancak Müslüman olmanız ha-
linde size yardım ederiz.» Bunun üzerine Hazar · halkı hükümdarları ha-
riç tümüyle Müslüman olmuşlar ve Harezmliler de onlara yardım edip
üzerl erıine gelen Türkleri geri püskü rtmüşlerdi. Sonunda Hazar hüküm-
darı da Müslüman olmuştu.
IBNO'L - ESiR ◄ 87
Bu yılın
ramazan (ağustos-eylül) ayında Horasan'dan yirmi bin ci-
varında bir gazi kitlesi çıkıp gazaya gitmek niyetiyle yola koyulmuştu.
Rüknüddevle bunların bir arada hareket ederek kendi ülkesinde ve çev-
resinde meydana getirdikleri karışıklık ve fesadı haber almış, reislerinin
bu fesadı engellemeğe çalışmadıklarını öğrenmişti. Rüknüddevle'nin ve-
ziri EbO'l-Fazl b. el-Amid bu gazilerin tümüyle kendi ülkesine girmesini
engellemesini tavsiye etmiş, fakat Rüknüddevle şöyle demişti: «Her halde
çevre hükümdarları benim bu gazi!erden korktuğumu düşünmezler.» Son-
ra lbnu'l-Amid'e dağınık bulunan askerlerini toplayıncaya kadar bunları
ülkesine sokmağa çalışmasını tavsiye etmiş, ancak İbnu'l-Amid. bunu ka-
bul etmeyip şöyle demişti: «Horasan hakimi ile bu gazilerin anlaşarak se-
nin ülkene saldırmağa hazırlıklı olduklarından korkuyorum.» Buna rağ
men Rüknüddevle bu sözlere hiç aldırış etmemişti.
ve, yukarıda belirttiğimiz gibi, Umman işini yoluna koyduktan sonra İm
riin b. Şahin problemini halletmek ve buraları tamamen ele geçirmek için
Vasıt'a geri dönüp burada ikamet etmiş, ancak hastalanınca 356 yılı 28 rebi-
yülevvel ( 13 Mart 967) günü hasta bir şekilde Bağdad'a hareket etmişti.
Ayrılırken askerlerini burada bırakmış, iyileşir iyileşmez tekrar geri dö-
neceğine söz vermişti. Fak~t ileride kaydedeceğimiz gibi, Bağdfıd'a ulaş
tığında vefat etmiş, bunun için İmran b. Şiihin ile sulh yapmak zorunlulu-
ğu ortaya çıkmış ve Muizzüd<lcvle'nin askerleri buradan ayrılmak mecbu-
riyetinde kalmışlardı.
Çeşitli Olaylar
A:vrıca füıhtiyflr Deylemilcrin ileri gelenle rini kemli i.i lkelerinden sür-
P,iin P.tmi5, iktı=ılarınm ve görevlerinin başına göndızrek ilgisi olduğu ycr-
lert> gilm0lerini emre tmişti. B un un için Deykmilerin gençler i Bahtiyar'a
knrşı birleşmiş ve m.-aşlarının arttırılması nı istemişlerdi. Balıliy:lr do on-
hırı memnım e tmek zorunnn kalmıştı. Tiirkkr ele aynı ı;ıckilde Deylı>ınile
rin ic;tekleri dtıArultusuncln bazı taleplerde bulunmuşlardı. Fakat R ı:ılıliy:h
~Phiiklekiıı ile olnn ili şki!'inclen dofayı buna pek yamışmnvınca Türkler
Sebüktekin ilf' birleşmiş. Deyleıniler ise sahrnyn çıkarak Dahliyfır'ın ka-
y ı tlsırctan ve> sicillerden adlarını sildilti Deylc>milerin haklarını savtınınuş
ve onların tekrar görevlere tayin edilmesini istemişlerdi. Sebüktckin'in
kendisine karşı tııkındığı tavırdan dolayı da bütün bu istekleri yerine ge-
ti rnı cğe mecbur kolmış . Türkler de iıynı do~rultuda isteklerde bul unmuş
lardı .
IBNO'L - ESiR 4trı
Allah izin verirse, ileride kaydedeceğimiz gibi, Ebu Ali b. tlyas Kir-
nıan'<lan Buharfı'ya gelip el-Emir Mansür'a sığınmıştı. Ebu Ali Buhara'ya
Mnnsur·un yanına vard ığında izzet ve ikram görmüş , buna karşılık o da
Emir MansOr'a gerekli hürmetini arz etmiş ve Büveyhoğullnrının memle-
ketini istila etmesi hususunda onu teşvik edip tamaha di.işürmi.iştü . Buraya
gitmeyi ona kolay göstermiş ve naip ve görevlilerinin onn bu hususta na-
sihnt etmed!klerini, çünkü Deylemilerden rüşvet alıp durcluklonnı söyle-
mişt i. Ebu ı\li'nin bu sözleri Veşmgir'in daha evvel Mansür'n söylc•yip clur-
duğıı hususlar ile benzerlik arzediyorclu. Dunun 01.erine Mansfır hemen
Veşmgir v~ el-Hasan b. Firqztln'a mektuplar yazıp Jky llzcriııc yürümeye
a;mıctt iğini bildirmiş v e onunla birlikte ordularına katılıp hrırckete geç-
me:-leri için hazırlıklar ynpmahırını emretmişti. Scııırn kl"nc..lisi de hüti.in
HPr asfın askerlerini mükemmc-1 hir şekilde clorınl ıp Ilorn~;iıı orclııları ku-
ınnnclnnı F..hul'-Hnsan Mulwınmed b. İbri\him Sirncfır ecl-lkvati koınula
!;tn<ln ı-evkelm iş ve onn Vq:mgir'e itaat edip emrine girınesiııi VL' onun C'lll-
ı-iyl f.' hareke t etmesini emretmişti . Aynen onu bütün ordıılarııı lı.ışrnn gc-
~irmişti.
nıı lı cı;:-ıp tn olıııayrııı lıııber Tiiikııüddevlc'ye tılnş111cn lıir lı:ı~· li <' IHlişe-.
~·r> k:ıpılrııı~ : .,·P.riııd0 ıni durncıığıııı. harekete mi ıı<•<; r.t'<'ı1i ııi lıikııı ez o lm uş
! 11 . ı\rtık hu i ş in somııı:ı gclcl\ğiııi ;ı ııhnıış . Jıeııw ıı ~·olttk ('(1, · ıı fı ııını Jsfo1ıfın·a
gn ,ı,J,,r<'rck oğlıı Aclııdııddcvle vt' · ycğc>ıı i f-ı.zti<l•l c•\lc, H:ıl ı li y:ı r· a m c kl tıp
lnr yn1.ıp ynrclırııcı kuvve tler göndermcll' riııi islt'ıı,i ~, ti .
F. :l2
498 ISLAM TARiHi
Yiı!-11[ b. Ömer b. Ebi Ömer de bu yılda vefat elti. :-ıos yılında dünyaya
r,clnıiş nlııp h::ıhası lı,ıyalta iken 13nğdad kadılığı görevini deruhte ediyor-
du.
Bu yılda Bağdad'da her tabaka halktan ehl-i beytten ol duğu ileri sü-
rülen Muhammed b. Abdullah diye birisi adına bey'at alınmağa başlandı.
Kimisine göre bu Hz. Peygamber (s.a.v.)'in hadislerinde söz konusu olan
DecdU'dı, iyiliği emredip kötülükten alıkoyacak ve dini konularda tecdid
hareketine başlayacaktı . Ehl-i sünoet'ten olanlar bunun Abbasi olduğunu,
Şii olanlar ise Alevi olduğunu söyleyip duruy~rlar ve her iki ekole· men-
sup olanlar ona bey'at etmek için halkı davet edip duruyorlardı.
Bu adam Mısır'da idi. Ka[(ır el-İhşidi ona izzet ve ikram edip ihsanlar-
da bulun muştu . Bu adam bey·at edenlerden birisi de Muizzüddevle'nin ile-
ri gel~n büyük kumandanlarından ve şiaya mensup olan Sebüktekin el .-
Acemi idi. Sebüktekin bu adamın Alevi olduğunu zannedip yazdığı mek-
tuplarda Mısır'dan Bağdad'a gelmesini istemiş, adam da kalkıp Enbi\r'a ge-
lince Sebüktekin onu karşılamak üzere Fırat yoluna çıkmıştı : çünkü Se-
büktekin Fırat yolu koruyuculuğunu üstlenmişti. Sebüktekin İbn el-Müs-
tekfi'yi atından inerek ·karşılamı~. ona hizmette bulunmuş, alıp Bağdftd'a
getirmiş ve kesinlikle yönetimin bunun eline geçeceğine inanıp durmuş
tu. Nihayet sonunda bu adamın Abbasi olduğunu öğrenen Sebüktekin onu
desteklemekten vaz geçmişti. İbn el-Müstekfi de durumu anlayınca kork-
muş, adamlarıyla birlikte kaçıp etrafa dağılmışlardı. İbn el-Müstekfi bir
kardeşi ile birlikte yakalanmış. ikisi Bahtiyar'ın huzuruna getirilmişlerdi.
Bahtiyar bunlara eman verip el-Muti' Lillah'a teslim etmişti. el-Muti' bu
adamın burnunu kesmiş, sonra da ne olduğu bilinmeyip ortal~ktan kaybo-
luvermişti.
lıip olmasını emretmişti. Ama Ebu Ali'nin asıl gayesi Süleyman ile Elyesa'
ıırosındakl bir düşmanlıktan dolayı
onu_Elyesa'dan uzaklaştırmak idi.
Süleyman babasının yanından ayrılıp es-Sirciirı'a giderek burayı is-
lilfl etmişti. Babası bu durumu haber alınca diğer oğlu Elyesa' komutasın
cin o_rdu sevkedip onunla savaşmasını ve onu memleketlerinden uzaklaştır
nınsını, Suğd'a gitmek istediği takdirde de bundan alıkoymasını emretmiş
ti. Elyesa' Süleyman üzerine yürilyüp onu muhasara altına almış ve galip
gelmişti. Süleyman mağlup olduğunu görünce elindeki mallarını alıp Ho-
rı:ısan taraflarına doğru çekilip gitmiş, Elyesa' da es-Sircan'da ikamet ede-
rek burayı ele geçirmiş ve yağmalanmasını emretmişti. Sircfın Elyesa'ın
r-ıskerleri tarafından yağmalanmağa başlanmış, fakat şehrin kadısı ve ileri
gelenleri affedilmelerini talep edince Elyesa' halkı affetmişti.
Bir miiddet sonra Ebu Ali'nin adamlarından bazı Elye&a'dan korkup
onu babasına gammazlamışlar. babası da bu söylenenlere kanarak oğlu El-
yesa'ı tutuklatıp kalede hapsetmişti. Oğlunun hapsedilmesi Uzerine Elye-
sa'ın annesi, kuması ve İlyas'ın annesinin yanına gidip ona şöyle demiş
ti: «Efendimiz çocukları için yaptığı akdi ve tayini şu anda bozmuş durum-
dadır. Şu anda oğlum hapistedir_, aynı şekilde senin de oğlunu hapsetme-
sinden korkuyorum. O zaman da yönetim işi İlyasoğullarından çıkar, baş
kasına gider. İyisi mi bana yardım et, oğlumu hapishaneden ku~tarayım;
o zaman bu yönetim işi tekrar eşimizin ilk tayin ettiği şekle dönmüş olur.»
Eb0 Ali b. ilyAs felç olduğu için ara sıra baygınlık geçirir ve bu baygın
lığı bazen bir hayli uzun sürer, kendinden geçerdi. İki hanımı ittifak edip
cariyeleri toplamış ve Ebu Ali'nin baygınlık geçirdiği bir sırada Elyesa'ın
bulunduğu hapishaneye giderek onu kurtarmış ve kaleden dışarıya ipl~rle
indirivermişlerdi. Elyesa' kaleden aşağı inerek prangasını kırmış ve asker-
lerin yanına gitmişti. Askerler onu görünce itaat etmişler, bu arada baba-
. sının yanında bulunup da onunla geçinemeyen bnzı kimseler de Elyesa'nın
•yanına kaçıp gelmişler, kaçarlarken bir kısmı tutuklanmış, bir kısmı ise
_kurtulmuştu . Sonra Elyesa' babasının bulunduğu kal~ye yaklaşarak bura-
yı muhasara altına almıştı.
b<'lirlli~ihıiz gibi , emir Mansfir b . Nuh Rey üzerine yürümek i~in ordula-
rını hazırlamakla meşgul idi. Ebu Ali b. llyiis el-MansO.r'tİıı , yukarıda be-
lirttiğimiz gibi, 356 yılında felçli iken vefat etmesine kadar Buhara'da kal-
ırpştı.
ÇeşiUi · Olaylar
Bu yı lda
Hibetu'r-rif'Ay il,• llenO F.!ecl b . Ve1.ir C'I-Gubri (?) araı;ındıı
şiddetli bir savaş
mr.ydana gelıııi5l ı Tiu snvnşhı EsecJoAulları el-Batföh ha-
kimi İmran b. ŞAhin ile müttefik olan Hazar el-Ycşkeri"dcn yardım iste-
mişler. Hazar ~a gelip Hibe'ye saldırmış ve adaml~rından bir hayli kimse-
yi öldürüp onu hezimete uğratmış ve Irak arazisinden ellerinde bulunan
Cumbula' ve Kusseyn'i ele geçirmişti. Ilunuıı üzerine Sebüktekin el-Ace-
:\00 ISLAM TARiHi
bir hayli direnmiş ·ve o günün akşamına doğru her iki taraf da şiddetle de-
vam ettikleri savaşa son vermişlerdi. Ertesi gün olunca her iki grup da tek-
ı·ar saldırıya geçip savaşı başlatmış ve h'er iki taraftan çok sayıda adam
üldüriilciüğü halde yine savaşa devam etmişlerdi. Nihayet Dımaşk asker-
l~ri ınağlfıp olup savaştan geri çekilmişlerdi, ancak İbn Ebi Ya'la el-Ha-
şimi şehrin kapısında bekliyor ve halkı savaşa devam elıneye teşvik ederek
onları direnıneye çağırıyordu.
üzere:- geceleyin şehirden oyrı lıp gitmişlerd i . Halk sabaha çıklı~ıntla ne yn-
pacağını ş:ışırnıış bir durumda idi. O sırada Ca'fer b. Feliıh ile ba rı ş göriiş
mderi yapm:ık üzere şehirden çıkan eş-Şerik. el-Ca'fori tekrar İbn Felfıh'ın
emri ile şehre geri gönderilmiş ve halkm teskin edilip kaplerinin hoş ltı
t ulınnsını ve onlara iyilikler vaadeclilıncsini emretmişti. eş-Şerif el-Cn'fcri
lbn Fclfıh'ın bıı emirlerini yerin<• getirmiş. gerek Dınınşklı :ıskerkre. ge-
n.'Y.Se lwlko Ca'fer b. Ff?lah'ııı şehre girip b~ışmdan sonuna kadar dolaşıp
tekrar lrnrargfıhıım gf?ı:i dönünceye kadar <Jvleri ııe knpc1rınnık aslfı dışorı
çıkm anı olarını duyurmuş, onlı.ır da bu d uyuruyu itaat etmişlerdi. ·
tı:ım bir otorite kurmuş bulunuyordu. Fatıma binli Ahmed oğlu Ebu Tağlib
ile anlaşarak Nasirüddevle'yi tutuklatmış ve, yukarıda belirttiğimiz gibi,
hapse attırmışlardı. NasirUddevle tutuklandıktan sonra bu hanımı ve on-
dan doğma çocuklarına karşı tedbir aJınağa ve onları bertaraf etmeğe ça-
lışıyor ve bu husus ta planlar kuruyordu. Bunuıı için kendisiyle güç kazan-
mak ve bunlara karşı koyabilmek maksadıyla oğlu Hamdan'a bir mektup
yazıp yanına davet etmişti. FakaLNfısirüddevle'nin gönderdiği bu mektup
diğer oğullarının eline geçmiş ve Hamdiın'a ulaşlırmamışlardı . Ama baba-
l arının yapmak istediklerinden ve onların aleyhindeki fo::ıliyc tlerinden bir
hayli korkup cmlişelenmeğe başlamışlar ve ona karşı tedbirli davranmak
zorunda kalmışlardı. Bu korkulan yüzünden Nasirüddevle'yi Kevaşi kale-
sine taşımış . orada tutuklu bırakmışlardı.
nu yılda Bizan '> 1-:ııııı. ı ııdan Şfım (Suriye) lıölgesiııc girerek etnıfa sal-
dmııı~. lıiı.; l;inı~0 oı~:ı cııgC'I oln i~ıoını ş . ve karşı ç·ıhİıı ~ ıııışlı . Döl_gcuC' iler-
),,yrrek Tr::ıblw:şiıın·,, lrnu:ır r,•lıni':l. !;-< •lıri ateşe> verip ,'\rkıı K;ıl esi' ııi ku-
~atıııı ı;;. c' l f• geç·in• ı-d:. _\·:ı,;.:ın:.ılaıııış H' k:.ıJc:,dc lı ııl ıınan herkesi esir almıştı.
nizımslı numlar llumııs 'a gelip girmişlerdi, çünkü Humus halkı lııırn•
yı tamamen boşaltarak şehirden çıkıp gitmişti. Rumlar lluınus'u ynktık
lnn ı-;oııra solıil boyundaki şchirlr.rc doı1nı geri dünmiiş, bur:ıd:ı elrnfı ya(:-
nı.ılamışlar. şe hirleri yakıp yıkmışlardı. Bizans kuma.nd.ım onsc kiz kadar
minber alıp götürmüş, yakıp yıkt.ığı köyler ise sayılmnyacak kadar çok-
lu. Şi'iın bölgesinde iki ay kndar kahın l1iuıııslı Humlar dilcclikleri şekilde
etrafa saldırıyor. diledikleri yeri yokıp yJkıyorl:ır, hiç kimse de onlnra
karşı çıkmıyordu . nazı Arap l<ahik•leri bunlara k:-ırşı kaymağa çalışmışlar
sa da bir kısmı Humla_nıı yanımı giderek Hristiyanlığa girmiş, bölgedeki
Müslüını;ın]ar ve .ı\raplardaıı diğer unsurlar büyük sıkıntılara düşmüşler
di. Bu sıkıntıl~rı çektiklerinden dolayı o Arnp kabileleri ele Bizanslılara
saldıramaz o~nıuşlar ve bölge halkının kalbine büyiik lıir □ izanslı korkusu
düşmiiştü . l3u arada Bizaııs kumnndanı Antakya ve Haleb üzerine yürümek
istemiş~e d e bu iki şelıir halkının gerekli tedbirleri rıldı ğ ını, şehirlerini ge-
rek zahire ve gerC'kse silah açı s ından donattığını haber alınca buralara git-
mekten vaz geçerek eline geçirdiği yüz bin kadar esirle geri döumcğe baş
lamıştı. Aldığı bu esirler genellikle genç kız ve oğlanlardan oluşmaktaydı.
Yc1şlılarcJan hiç kimseyi esir almazdı. Bölge yaşlılarının bir kısmını öldür-
müş bir kısmını cJa serbest bırnkmış\ı.
O sıralarda llaleb'de Seyfüddevle b. Hamdfm'm azallısı Karguveyh
lıüküın sürmekle idi. İleride kaycledeceğimiz gibi, ScyfliclJevle'nin oğlu
F.bıı 'J - M e atryi Halcb'den çıkman Karguveyh, Rumların şehre girmeme-
leri için onlma gerekli prırnyı ulaştırmış, Humlar dıı !Iale L'c girmeden
k eııdi memleketlerine geri dönıneğe başlamışlardı. J\ncnk Hunıların geri
düııii ş leri için bcışkcı sebepler de kaydedilir. Bu arnt!a Htıııı orduları nra-
sındrı bir çok hastnlıkların yayılması, ölüm oranlarıııııı artın.ısı, ayrıca y ol-
culıığıın bir lınyli ııznyıp ülkelerinden ı,:ok uzakl;ırda gurlıcl tliyarl11rındu
olrrı nl:ırıııclnıı dolayı ıısandıkl.ırı i<;irı geri dün<lükl<: ri k,ıy<lcdilım:klc• dir.
F. 33
514 ISLAM TARiHi
EbO'l- MeAli Haleb'den ayrılarak HarrAn'a gitmiş, fakat şehir halkı onu
içeri almamıştı . Ebu'l-Meftli Harranlılardan askerlerine izin verip iki gün
müddetle burada konaklanmalarını ve istirahat etmelerini istemiş, Har-
ranlılar da bu isteğini kabul etmişlerdi .Kendisi de Harran'dan ay rılarak
annesinin yanı na Meyyafarikin'e gitmişti. Annesi Said b. Hamdan'ın kızı
idi. EbCi'l-Meali Meyyfıfarikin'e doğru giderken yolda adamlarının büyük
bir kısmı yanından ayrılıp EbO Tağlib b. Nasirüddevle b. Hamdan'ın ya-
nın a gitmişlerdi . Meyyilfftrikin'e ulaştığı sırada annesi Ebı1'1-Meali'nin
adamlarından bazılarının kendisini aynen EbO Tağlib'in babası Nasirüd-
devle'ye yaptığı gibi tutuklayıp hapse atacaklarını öğrenmiş ve hemen şeh
rin bütün kapılarını anında kapatarak oğlunu üç gün müddetle şehrin
dışında bırakmıştı. N)hayet EbO'l-Meftli'nin annesi dilediğini şehirden ve
sarayından uzaklaştırmış , dilediklerini bırakmış, ondan sonra da onun ya-
nında kalan bazı adamlarının şehre girmelerine izin vermişti . EbCi'l-Meftlt'-
nin askerleri şehre girdikten sonra annesi onlara maaşlarını dağıtmıştı.
Harrlin'a gelince; o da o sırada şehri yönetmekte olan . emirin elinde kal-
mıştı , fakat hutbe EbO'l-Meftli b. SeyfUddevle adına okutulmakta idi. Ay-
rıca şehrin ileri gelenlerinden bir grup adam burada yönetimi tamamen el-
lerine almıştı, halkı yönetiyor ve aralarında hüküm veriyorla rdı.
·. İleride 372 yıh olaylarını kaydederken anlatacağımız gibi, daha son-
raları EbO'l-MeAli Fır-at nehrini aşıp Şam bölgesine gel m iş ve Hama'ya
vararak orada ikamet etmişti. ·
Çeşitli Olaylar
M<!vsiın o sırada yaz olduğu için neredeyse sıcaktan yok olu,P gideceklerdi.
(,öz göre göre ölüme gideceklerini anlayan Sehlan ve adamları Hasneveyh'-
teıı cm5n dilemişler, o da onlara eman verdiği halde hepşini tutuklayıver
ıııişli.
(1) el-Ceterlyye su?)Or bölgesi: Adana, Maraş ve Antakya ~ehlrlerlnl_, kapsayan bölge
idi. (Çeviren).
522 ISLAM TAAIH,
kı , istemişti. Güzel huylu, iyi bir kişi olması Harran halkının onu vali lo-
y'in etmesine sebep olmuştu. Rakka valiliği de onun emrine verilmişti. S~-
lfıme llamdanoğulları adamlarının ileri gelenlerinden idi. Ebfı Tağlib'ln
llarran'dan Musul'a geri dönmekle acele etmesinin sebebi de Numeyroğul
larının Musul ve çevresinde isyan edip Berkaid'da bulunan Hamdanoğul
hırı valisini öldürmeleriydi. EbQ Tağlib bunun için geri dönerek bunları
bu yaptıklarından alıkoymak ve isyanlarını bastırmak istemişti .
Çeşitli OlaylRr
Bu yılın rebiyülfılıir
(970 şubat-mart) ayında Seyfilddcvle b. Hamdfın'
ın azatlısı Karguveyh ile Seyfüddevle'nin oğlu Ebfı'l-Meali arasında anlaş
ma imzalanıp Hnleb'dc hutbe Ebı1'1-Mcali adınn okutulmağa başbndı.
Ebü'I-Mefıli o sırndn Humus'l::ı bulunuyordu. O ve K.ırguveylı her ikisi de
1\tıtlıeyi Alevi halif0si Mısır ve Maı1rib hakimi el -rı'htiz7, Lidiııillfıh adımı
okutuyorlardı .
Btı yılda l\kkke'de hutbe el-Muti' Lill[ıh ile llecerli l<armatill'r adımı:
M!:diııe'd eise Alevi h alifesi cl-Muizz LidinillEılı adına okutulmuştu. /\y-
rıcn eş-Şerif er-füıcJi"n in babası Ebu Ahmed el-Musevi Mcdiııc'nin dışın
da bir yerele hulheyi el-Muti' LilHlh ::ıdın::ı okumuştu.
Bu yılcla bir çok meşhur eseri olan Şfıfii mezhebi kurrfısından Ubey
h. Ömer b. Ahmed Ebu'l-Kfısım el-Afsi Kurtub::ı'da vefat etmişti. Onun 295
yılı11ıln Bağdad'dn dünyaya geldi~i kaydedilir. Ayrıca bu yıl içinde muta-
ı:;.ıvvıfüırm ıneşlıurlnrından «er-nakki» diye meşhur olan Ebfı Bekr Mu-
lrnınnıed h. Davud ed-Dinevcri vefat etmişti. Ilaşko bir rivayette onun 362
yılıııcln vefat elliği kaydedilir.
YOsuf da orada bulunanların geri kalanlarını öldü rmüş el - Muiız buna suıı
derece sevinerek üç gün müddetle t ebrikleri kabul etmişti.
Çeşitli Olaylar
F . 34
HİCRET'iN Oç YÜZ ALMIŞ BtRlNCt (M. 971 - 972)
YILI OLAYLARI
Ayrıca el-Muizz hakkında söylediği ve ona ait olduğu ifade edilen bir
iki. beyti daha vardır ki ben şahsen onu divanında bulamadım. Beyitler
şöyle idi :
el-Muizz yoluna devam ederek Şaban ayı sonlarında (972 Haziran orta-
ları) İskenderiye'ye varmış . Burada tkamet ettiği sırada Mısır halkının ile-
ri gelenlerinden bir grup gelip onu burada karşılamış, o da gelenlere izzet
ve ikramlarda bulunup yoluna devam etmiş, 362 yıh 5 Ramazıın '(9 Hazi-
ran 973) günü Kfihire'ye ulaşıp askerlerini Mısır ve K fıhire'nin evlerine
yerleştirmiş, büyük bir kısmı da şehrin dışında çadırlarda kalmıştı .
rine> lıışıınışlı. Durayn gelen Tilimsanlılar Eşir şehri yakınında bir şehir
kurarak buraya Tilimsftn adını vermişlerdi.
Yine bu arada el- Muizz'in valilerinden Ziyadetullah b. el-Kudeym ile
Katip .ı\btlull ah b. Muhammed adındaki diğer bir vali arasında anlaşmaz
lıklar meydana gelmiş ve bu anlaşmazlıklar savaşa dönüşmüştü. Her iki
valinin e trafında bir hayli adam toplanmış ve a ralarında defalarca savaş
meydana gelm işti. Bu çatışmal arda YOsuf Belikkin aralarındaki eski bir
dostluktan dolay ı Abdullah b . Muhammed'den yana bir tavır içinde idi. Ni-
hayet Abdullah Ziyadetullah b . Kudeym'i tutuklatmış, onu hapse attırmiş
ve yönetimi tek başına ele geç i rmişti. İbn el-Kudeyın, Alevi halifesi el-Mu-
izz'in Mısır'da vefatına ':'e Yfisuf Belikk~n'in durumunun bir hayli güçlen-
mesine kadar h apiste kalmıştı.
Halef b. el-Hüseyn, 364 yılında bölge.s indeki müstahkem bir kaleye
kapanarak etrafına Berberilerden ve diğer kabilelerden b ir çok kimseyi
top lamıştı . Halef İbn el-Kudeym'in yardımcılarından ve adamlarından idi.
Yusuf bu durumu haber alınca derhal Halef b . Hüseyn'in kapandı ğı kale
üzerine yürüyüp onunla savaşmış, aralarında meydana gelen çatışmalar sı
rasında çok kimse öldürülmüştü . Nihayet YOsuf kaleyi ele geçirince Halef
b. Hüseyn kaçmış , kalede bulunanlardan çok kimse bu sırada hayatını kay-
betmişti. Yusuf bu kaide öldürdüklerinden yedi bin kadar adamın kellesini
keserek Kayrevan'a gönderm işti. Ayrıca Halef'in tutuklanmasını emredip
bir deveye bindirilmesini istemiş , Halef bir deveye bindirilip şehirde gez-
dirilerek rezil bir duruma sokulduktan sonra asılmış, başı kesilip Mısır'a.
gönder il mi şti. Bfığaya halkı Yusuf'un bu zaferlerini ve tavrını görünce
korkup hemen onunla barış akdetmişler, onun emrine bağlanıp itaatine gir-
mişlerdi. Fakat Yusuf buna rağmen Bağt\ya halk ını şehirden çıkarıp başka
yere göndermiş ve şehri n surunu yıktırmıştı.
Sanhaca kabilesi ile Mağrib'de bulunan ona yakın kabileler Yusuf Be-
likkin b. Ziri b . Manad es-SanhAci el-Hilmeyri'nin etrafında toplanıp ona
itaat etmişlerdi. Bu Halife el-Mansfır'un onu komutan olarak tayin etme-
sinden önce gerçekleşmişti. Büyük babası Manad kabilesi ve kavmi ara-
sında büyük bir makama sahip olup zengin ve erkek çocukları çok olan bi-
risi idi. Oradan gelip geçenlere ziyafetler vermesiyle meşhurdu . Onun za-
manında oğlu Ziri aynı şekilde şöhret bulmuş, Sanhaca kabilesinden bü-
yük bir kısma hakim olup onları yönetimi altına almıştı. Onlarla etrafa
akın yap ıyor, esirler alıyordu . ZenAte kabilesi Sanhlca1ıların bu başarısı
nı k ıskanmış, adam toplayıp Ziri'ye karşı savaş ilAn etmişlerdi. Ziri Zena-
IBNO'L - ESiR
talıler üzerine yürüyerek hiç bir şeyden haberleri olmadığı bir ende sık
bir ormanda bulunurlarken ge~eleyin onları basarak çok sayıda adamla-
rını öldürüp yanlarında bulunan her şeylerini ganimet olarak almıştı. Bu
başarısından sonra Ziri'nin adamları artmış, ZenAtalılar ise çok kötil bir
duruma düşmüştü. ZenMalılar Ziri'ye şöyle demişlerdi: «Bizi şu anda bu-
lunduğumuz yerden başka bir yere götürüp orada ikamet ettir.• Ztri Ze-
nMalıları alıp bugünkü Eşir şehrinin bulunduğu yere götilrmilştü. Burası
bir çok pınarları ve akar suları bulunmasından dolayı hoşuna gitmiı.,, şeh
ri 324 yılında burada inşa ettirmeğe başlayıp adamlarıyla birlikte ikamet
etmişti (1).
Bir ara ZenAta kabilesi Eşir şehrini kuşatınca Ziri kalabalık ordular
hazırlayıp onlara karşı çıkmış ve aralarında her iki taraftan çok kimsenin
hayatını kaybettiği bir dizi çarpışma meydana gelmişti. Nihayette Ziri Ze-
natalılara karşı yine galip gelerek askerlerinin mallarını yağmalamalarına
müsaade eh!1işti .
Daha sonları
Evras Dağı çevrelerinde Said b. Yüsuf adında birisi et-
rafına kalabalık kitleler toplayıp el-Mansılr'a karşı isyan etti. Ziri bu is-
yanı bastırmak üzere oğlu Belikkin komutasında kalabalık askerler sevket-
miş, Belikkin Said b. Yılsuf ile Bağaya civarında karşılaşarak çarpışmala-
(1) Metinde 364 diye yazılıdır. OoQrusu 324 olduQu için tashih ettik. (Çeviren).
(2) OI0er bir nüshada ZenAta diye kayded!ldlQI bellrtlllr. (Çeviren}.
530 ISLAM TARiHi
Çeşitli Olaylar
Bu yılın Safer (971 Kasım-Aradık) ayında büyilk bir yıldız kaymış, mu-
azzam bir ayduılık çıkaran bu yıldızın kayması ımmda yıldırım düşmesine
benzer gür bir ses duyulmuş ve doğan aydınlık bir hayli gökte kalmıştı.
Yine bu yılın Şevval(972 Temmuz-Ağustos) ayında Ebu Tağlib b . Ham-
diın Kalesi'ni ele geçirdi. Kaleyi kardeşi Hamdaıı'ın naibi Ebü Tağlib'e tes-
lim etmiş, Ebu Tağlib de knle~e bulunan her türlü mal, silah ve eşyanın
yanı sıra lrnrdeşi HamdAn'a ait olan her şeyi de alarak Musul'a götürmüş
tü .
IIİCRET'İN Oç yt)z ALTMIŞ iKiNCl (M. 972 - 973)
YILI OLAYLARI
el-Kerh'in Yanması
mesi üzerine kaçıp Türklerden birinin evine girmiş, ancak oradan sürük-
lene sürüklene çıkarılıp öldürülmüş ve cesedi yakılmıştı. Arkasından şeh
rin bütün hapishanelerinin kapıları açılarak orada bulunanlar serbest bı
rakılmış. vezir Ebu'l-Fazl suçluları yakalamak üzere harekete geçip adı
Safi olan haciplerinden birini Kerh'e göndermişti. Kerh'te isyan eden hal-
la çarpışmak üzere gönderilen Safi sünni inanç açısından s·o n derece mu-
taasıp birisi idi. Bunun için Kerh'in bir çok yerini ateşe vermiş ve şehir
her tarafından cayır cayır yanmağa başlamıştı. Bu yangın sırasında on ye-
di bin kişi hayntını kaybetmiş, üç yüz dükkan ile bir çok ev, otuz üç mescit
yanmıştı. Yanan malların ise haddi hesabı yoktu.
Çe,itli Olaylar
Bu yılın
zilhicce ayında Bahtiyar er- Radi ve er-Murtadi'nin babası
eş-Şerik el- Musevi'yi bir mektupla EbO. Tağlib b. Hamdan'ın yanına Mu-
sul'a göndermiş, el~'.İ gidip 363 yılı Muharrem ayında geri dönmüştü .
Meşhur mutasavvıflardan ve eş-Şibli'nin arkadaşlarından EbO.'l-Ab-
bas Muhammed b. el-Hasan b . Said el-Muharremi bu yılda Mekke'de ve-
f.ıt etmiştir.
JliCRET'lN ÜÇ YÜZ ALTMIŞ ÜÇÜNCÜ (M. 973 - 974)
YJLl OLAYLARI
lıp
Musul üzerine yur uyen Bahtiyar 19 Rebiyülahir (17 Ocak 974) günü
Musul'a ulaşıp Deyrü'l-A'la'da konakladı.
Bahtiyar'ın Musul'a yak l aşması üzerine Ebu Tağlib b. Nasirüddevle
b. H amdan, Musul'da n ayrılı p şehri her türlü yiyecek maddesinden arındı
rarak derbent ve geçitlere dalıp Si ncfı r 'a gitmiş, oradan da Bağdad 'a git-
meyi t asarlamıştı . Ebu Jağlib Bağdad yakınlarına geldiğinde Bağdad'ın
sevad h alkına karşı SOl\ derece iyi davranıp hiç kimseye sa ldırmamıştı; o
ve: adamları satın aldıkları her şeyin ücretini ta m olarak ödüyorlardı. Ebu
Tağlib'i n BağdM üzerine yürüdüğünü haber alan Dahliyflr veziri İbn Ba-
k:yye ile h ftcip Sebüktekin'i Bağdad'a gönderdi. İbn Bakıyye gelip Bağ
<lfıd'a girmiş, fakat Sebüktekin «Barba• denilen yerde ikamet etm işti. Ebu
Tn~lib ise Bağdad 'n son derece yaklaşmış, bu a rada ayak takımı ve ftrsal-
ç ı lnr isyan ederek Bağdfıd'ın batı kesiminde b ir çok karışıklıklarn sebep
c.ılnıuşlar ve her taraft a fitne ç ı k masına yol açmış lardı. Bu ka rışıklık lar sı
ras ın da Bağdad halkının sünnileri ile şiileri arasında şidde tli çatış malar
ırıcydana gel miş, ehl-i sünnetten olan ç arşı ve pazar halkı aleviler üzerine
s.:ı ldı rarak adını Aişe koydukları bir kad ını bir deveye bindirmişler, bazı
hırı da Talha ve Zübeyr adını alarak şiilerle çarpışmaya gi ri şmişler ve: «Ali
b. Ebi Tfılib ve bu gibi şerli ve kötü insanlarla savaşİyoruz.• demişlerdi.
Bağdad'm batı kesiminde bir çok karışıklık meydana gelip de şehi r
çalkalanırken doğu kesiminde he r şey yerli yerinde olup halk büyük bir
huzur içinde idi. Bu arada karışıklı kl ar çıkaranların ileri gelenlerinden ve
reisle rinden bir k ısm ı tutuklanarak öl dürülm üş ve böylece meydana gelen
bu karışı klıkl ar kısm en durmu ştu . Eb0 Tağlib'e gelince, o Bağdad yakın-
1 .J rın a geldiğinde İ bn Bakıyye' nin Bağdad'a g irdiğini, Sebüktekin'in ise
« 1larba» denilen yerde ikamet ett i ğini öğrenmiş, Dağdad'dan uzaklaşmış ve
gelip Sebüktekin'in yakınına konaklam ıştı. ilk a nlarda ikisi arasında ko-
valamaca tipinde çarpışmalar meyda na gel mişse de sonradan gizlice bir
arılaşmaya varmışlardı. Her ikisinin yapacağı işbirliği ile çıkarılacak karı
şıklıklar sırasında hnlife, vezir ve Bahtiyar ' ın annesi t utuklanacak, çoluk
çocuğuyla hapse atılınca Sebüktekin de gelip Bağdad'a yerleşerek bütün
nı-1.ıı ettiklerine kavuşacak ve h atta devleti ele geçirmiş _olacaktı. Diğer
tar;:ıftan Ebıı Tağlib de Musul'a, kendi topraklarına dönecekti.
gitsin onu yakalamak üzere takip etmeyi kararlaştırmıştı . Ancak Ebu Tağ
lib kAtibini ve yakın adamı Ebu'I-Hasan Ali b. Ebi Amr'ı izzüddevle'ye
~önderip sulh yapmak istediğini bildirmiş, fakat İzzüddevle Bahtiyar ge-
len bu adamla yanında bulunan Ebü'I-Hasan b . Ars ve Ebu Ahmed b. Hav-
kel 'i tu ttıkla tmıştı.
Nihayet aralarında bir sürü haberleşmeler meydana gelmiş, Ebü Tağ
lih bu ada ml arı ke11<lisiııiıı öldürmediğine ve bunlardan usla haberi olma-
dığına dair yemin edince yeniden barış yapmış ve aralarında sulh meyda-
mı gel mişti. Ebfı Tağlib ödemesi gereken bütün mallan lıemen göndermiş,
İ7.ziidc.lcv l ~ Bah tiyfır da eş-Şerif Ebu Ahmed el- Mfısevi ile K adı Ebü Bekr
Muhamım!d U. .ı\bdurralıınan·ı Ebu Tağlib'e göndererek bu sulha sadık ka-
bcağımı dair yemin ett irmiş ve aralarımlaki sulh yenilenmişti. Bunun üze-
rine İzziiddevle Bahtiyar 17 recep (13 Nisan 974) günü Musul'dan ayrı l
m ış. Ebü Tağlib de gelip memleketine dönmüştü.
ardından bir Türk de gelip ona yakın bir yerde konaklayrvermlştl. Deyle-
mi kendisine yakın bir yerde bulduğu kerpiçlerle kendi davarları için yem-
lik yapmayı düşünmüş, yanında bulunan Türk'ün kölesi de ona karşı çık
mış ve kavga etmişlerdi. Bunun üzerine bu Türk ve Deylemi kölelerin
efendileri yerlerinden fırlayarak kölelerini müdafaa etmek istemişler, kav-
gaya tutuşmuşlardı. Deylemi Türk'e karşı üstün geldiği için Türk, adamla-
rının yanına varıp onlardan yardım istemiş, Deylemi de aynı şekilde Dey-
lemilerin yanına giderek kendisine yardım etmeleri için çağrıda bulun-
muştu. Her iki taraf silahlarına sarılıp birbirlerine hücum etmiş, bu ara-
da Türklerin kumandanlarından birini öldürülmüş, Türkler de adamla-
rının intikamım almak üzere Deylemilere saldırıp bir Deylemi kumanda-
nım buna karşılık olmak üzere öldürmüşler ve her iki taraf da savaşmak
üzere şehir dışına çıkmıştı.
Bahtiyar meydana gelen bu çatışma ve karışıklıkları önlemeğe çalış
tıysa da bunu başaramad ı . Nihayet bu hususta Deylemiler ile ne yapacağı
konusunda istişarede bulunmuştu. Bahtiyar kendisine tavsiye edilen her
şeye uyan, bütün söylenenlcl'i tatbik eden bir kişiydi. Deylemiler Türkle-
rin ileri gelen reislerini tutukladığı takdirde her şeyin düzeleceğini ve bü-
tün ülkedeki karışıklıkların giderileceğini tavsiye etmişlerdi. Bunun üze-
rine Azadrüveyh ve katibi Sehl b. Bişr ile Sebi.iktekin'in kayınpederi olan
Harezmli subaşı Bekticur'u çağırmış ve hepsini birden tutuklatarak pran-
galara vurup Deylemileri Türklerin üzerine musallat etmişti. Deylemiler
Türklere hi.icum edip bütün mal ve davarlarma el koymuş, her şeylerini
yağmalamış ve meydana gelen çatışmalarda bir çok kimse ölmüştü. Niha-
yet Türkler kaçıp gidince Bahtiyôr Sebüktckiıı"in bütün iktalarına el koy-
muş ve Basra'da Türklerin kanının ınübah olduğunu, önlerine çıkanı öldü-
rebileceklerini halk arasında ilan etmişti.
F. 35
546 ISLAM TARiHi
"
el-Muti' Lillah'ın Görevinden Azledilerek
et-Tai' Lilliih'ın Yerine Getirilmesi
Bu yılın zilkade ayı ortalarında (974 ağustos başlarında) el-Muti' Lil-
lıilı hilafetten azledildi. Felç olmuş , dili bir hayli ağırlaşmış, hareket ede-
IBNO'L - ESiR
mez olmuş, ama bütün bunlara rağmen hastalı}darı hep gizlenmişll. Uu sı
ralarda Sebüktekin el-Muti'in durumunu öğrenince kendi kendini hlltıfct
ten azletmesi için oha çağrıda bulunmuş ve asıl adı Ebu'l-Fazl AbdUlkeriın
olan oğlu et"-Tai' Lillah'a hilafeti teslim etmesini istemişti. Halife el-Muti'
Sebüktekin'in bu isteğine uyarak 13 zilkade (5 ağustos) günü hilafetten
kendi isteğiyl~ ayrıldı. el-Muti' Lillah'ın hilafeti yirmi dokuz yıl, beş ay
müddetle devam etmişti. Onun hilafetten ayrılması üzerirte oğlu et-Tai'
Lillah'a bey'at edilerek görev başına getirildi.
vaat etmişti. İbn el-CerrAh yapılan bu teklifi kabul edince, buna uyacağı
na dair kendisine yemin ettirmişlerdi. 1.bn el-Cerrah da kendisine karar-
laştırılan bu paraların gelmesi hAlinde adamlarıyla birlikte geriye çekilip
gideceğine dair yemin etmişti.
(1) Metinde yanl ışlı k eseri olarak •Ebu_Muhammed• şeklinde kaydedilmiştir. (Çeviren).
ISNO·L - ESiR 549
mıştı; çünkü o Karmatinin iki yakın adamı olan EbO'l-Münecci ve oğlunu
Dımaşk'ta tutuklatıp yanında bulu.nan Karmatilerle birlikte hapsetmiş, bü-
tün inallarıqa ve sahip oldukları her şeylerine el koymuştu.
Bir müddet sonra el-Muizz'in Karmatileri takip etmek üzere gönder-
miş olduğu kumandan EbO MahmOd b. lbrfıhim b. Ca'fer yeni vali Zalim'in
ulaşmasından bir kaç gün sonra -Dımaşk'a varmış, vali Zalim b. Mevhı1b ge-
len kumandan Ebıl Mahmüd'u şehrin dışında büyük sevinçle karşılamıştı;
çünkü vali ZAiim b. MevhO.b Karmatilerln tekrar Dımaşk üzerine geri gel-
mesinden endişe duyuyordu. Buna rağmen EbO Ma~mud'un şehir dışında
askerleriyle birlikte karargAh kurmanlarını istemiş, kumandan Ebu Mah-
mud da valinin bu isteğine uymuştu. Vali Dırrtaşk'ta yakaladığı EbO'l-Mü-
necci ve oğluyla birlikte «en-Nftblusi:ıı diye bilinen bir diğer adamı Ebu
MahmOd'a teslim etti. en-Nablusi denen adam ~emle'den kaçıp Dımaşk'a
gelerek ~armatilere yanaşmış ve tekrar Dımaşk'ta esir alınarak Ebu Mah-
mOd tarafından diğer iki Karmati ile birlikte Mısır'a gönderilmişti. Ebü'l-
Münecci ve oğlu hapse atılmış, en-Nablfısi'ye ise: «Şayet on okum olsa •
bunların dokuz tanesini Mağribli Alevilere bir tanesini ise Rumlara ata-
rım» diyen kişi sen misin?• diye sorulmuş, o da itirafta bulununca derisi
diri diri soyularak içine saman doldurulmuş ve böylece öldürülüp bu sa-
man dolu derisi şehirde asılmıştı.
EbQ MahmOd Dımaşk'ın, dışında karargah kurunca adamları halkın
mallarına ve halka uzanmağa başlamış, fitne ve fesat çıkarıp milletin yolu-
nu kesmeğe başlamışlardı. Bundan dolayı halk •bir hayli sıkıntılara düşüp
korkuya kapılmıştı: Bu arada emniyet kuvvetleri amiri halktan birisini tu-
tuklatıp öldürmüş, şehrin ayak takımı ile gençleri bu olaya karşı isyan
ederek emniyet kuvvetleri Amirinin adamlarını öldürmüşlerdi. Vali Zalim
b. Mevhilb da halk arasında · dolaşıp onları idare ve memnun etmeğe çalı
şıyordu . Bunların yanısıra çevredeki köy halkı bu Mağriplilerin kendileri-
ne şiddet ve zulümle uzanan ellerinden bir hayli sıkıntı çekerek bu zul-
me dayanamayıp köylerini terk edip Dımaşk'a gelmişlerdi. Bu yılın şevval
ayı ortal~rında Ebu Mahmud'un askerleri ile halk arasında şiddetli çar-
pışmalar meydana gelmiş, her iki taraftan da bir hayli kimse öldürülmüş
tü Zalim b. Mevhub meydana gelen bu çatışmalar sırasında kendisi ba-
rıştan · yana olduğunu gösterip öyle bir politika güdüyor, fakat halktan ya-
na bir tavır takınıyordu. Bu tavrıni da asla Ebu Mahııuld'a hissettirmeyip
bildiği şekilde politikasına devam ediyordu. Nihayet valinin de gayretle-
riyle bu çatışmalar sona ı:ırmişti.
Sonra bir ara EbO Mahmud'un adamları ŞAm havalis_inde etrafa sal-
dırmağa başladılar ve HavrAn'dan bir grup adamı yaklayıp onlardan üçü-
nli öldürdüler. Bu öldürülen kişilerin cesetlerini alan akrabaları bunları ·
550 ISLAM TARiHi
364 yılı rebiyülahir (974 aralık 975 ocak) ayında tekrar karışıklıklar ve
çatışmalar baş görtermiş, yine de aralarınd'a sulh görüşmeleri başlamıştı.
-Nihayet Mağriblilerin kumandanı Ebiı Mahm~d ile Dımaşklılar, araların
da vali Zalim b. Mevhüb'un· şehirden çıkarılmasını ve valiliğe Ceyş b. es-
SamsAmA'nın tayin edilmesini kararlaştırdılar. Bu yeni vali kumandan Ebu
· Mahmfid'un kız kardeşinin oğlu idi. Sulh gereği olarak vardıkları bu an-
laşma lizerine t!ski vali Zillim b. MevhOb şehirden çıkarılmış ve Ceyş b.
es~SameAma valilik· görevine başlamıştı. İşte bu son anlaşmadan sonra
halk sakinleşmiş, karışıklıklar sona ermiş ve Dımaşklılar - huzura kavuş
muşlardı.
IBNO'L - ESi~ 551
Fakat bir kaç gün sonra Mağribli askerler tekrar fitne ve fesatlarına
başlayıp el- Feradis kapısında karışıklıklar çıkardılar. Bunun üzerine halk
tekrar isyan eder.ek bu askerlerle çatışmış,, yakaladıklırrını öldürmüş, vali
Ceyş'in bulunduğu köşke kadar ilerlemişlerdi. Durumu gören vali Ceyş b.
es-Samsfima ynİıında bulunan Mağribli askerlerle kaçarak . şehir dışındaki
karargaha gitmiş ,ertesi gün olunca, yani · 1 cemaziyelevvel 364 (17 Ocak
975) günü Mağribli askerler karargAhlarından şehre doğru büyük bir akın...
la hücuma geçmiş, şehir halkı ile çatışmalara girişerek onlara. karşı zafer
elde edip mağl0p etmişlerdi. Halk kaçışmağa başlayınca Mağribli askerler .
şehirden o güne kadar yakmadıkİarı yerleri de ateşe verip çatıtmaİarm
günJerce sürmesine sebep oldular. Halk büyük bir ıstırap ve korkuya ka-
pıldı , çünkü şehir evlerinin büyük ~ir kısmı harap oı~,, gıda maddeleri
tamamen tükenmiş, şehrin giriş çıkışları kapanmış, alış veriş durmuş, teh-
re akan sular kesilmiş, kanallar ve hamamlar çalışmaz olmuştu. Ayrıca.
şehrin fakir halkından bir .çok kimse açlık ve soğuğun tesiriyle yollarda
ölmüş, nihayet bu perişanlık EbQ Mahmud'un kumandanlıktan azledilm~
si üzerine sona ermişti. · ·
SuMr'a dört günlük bir mesafed~ bulunan Dama üzerine yürümüştü. Mu-
tahhir b. Abdullah Dama'da bulunan kimselerle çarpışmalara girişmiş, ay-
nı şekilde onlara karşı da amansızca saldırılar düzenleyip aralarında şid
detli çarpışmalar vuku bulmuş, burada ileri gelenlerinden bir hayli esir
almıştı. Nihayet Umman dağlarında h~kimiyet kurmuş bulunan bu şaki
lerin reisi Verd ve imamları Hafs kaçıp gitmişler, fakat Mutahhir onları
bu dağların kasabalarından biri olan Nazva'ya kadar takip etmiş, burada
mağlöp olunca kaçışmağa başlamışlardı . Ancak M.utahhir yine de Uzerle-
rine asker sevkederek geride kalanlarının hepsini yok etmeğe çalışmış, ni-
hayet reisleri Verd b. Ziyad öldürülmüş, halife diye kabul ettikleri Hafı
da kaçıp Yemen'e gitmiş, orada hocalık yapmağa başlamıştı. Daha sonrı
Mutahhir b. Abdullah bu bölgede on bin kadar Arabın toplanmış bulun-
duğu « eş-Şereh denilen yere yürüyerek bunların da üzerlerine hücum et•
miş, onları da bertaraf edip bütün bölgeye bir düzen ve dirlik getirip tı•
mamen itaate almış ve burada Adududdevle'y~ muhalefet eden kimıeyl
bırakmamıştı.
Diğer taraftan lrak 'ı ele geçtrme düşüncesinde olan Adududdevle Bah-
t:,vfır' ıoyuna getirnieğe ça.lışarak askerlerin bu isteklerine iltifat etmeme-
sini, onlara karşı biraz ·da olsa sert davranmasını, gücünün yetmediği is-
teklerde bulunduklarından dolayı böyle istekleri yerine getirmemesini ve
bu isteklerinde devam ettikleri takdirde kendisinin emirlikte ve onların re-
isi olmakla gözü olmadığını söyleİnesini tavsiye ederek böyle davrandığı
lrkdir<le kendisinin de Bahtiyar ile askerleri arasına girip aralarını bula-
cağına ve Bahtiyar'm isteklerini gerçekleştireceğine dair söz vermişti. Bah-
tiyar da Adududdevle'nin kendisine karşı şefkatle davranıp ona nasihatler
ettiğini zannederek onun bu teklifine uyup emirlikten istifa ederek gelip
evine kapanmış ve kapısını içerden kapatmıştı. Ayrıca bütün katiplerini,
lı fıciplerini görevden azledip onları da işlerinden uzaklaştırdı. . Adudud-
clevle ileri gelen kumandanların da katıldığı bir top\antıya gelmesi için
Bahtiyar'a haber göndererek onlara yakınlaşması ve gelip anlaşması için
tavsiyelerde bulunmuştu, fakat daha evvel kendi aralarında yaptıkları giz-
li bir konuşmada J\dududdevle Bahtiy~r•a kendisini böyle bir toplanhya ·
dırvet edip kumandanların gönüllerini hoş tutmasını tavsiye edeceğini, fa-
kat onun böyle bir tavsiyeyi kabul etmemesini kararlaştırmışlardı . İşte
l\dududdevle gelip toplantıya katılmasını teklif ettiği zaman kendisine da-
ha evvel yapmış olduğu tavsiyeye uyarak bunu kabul etmemiş ve şöyle
karşılık vermişti : «Ben onların emiri değilim. onlarla aramızda hiç bir
ilişki de yoktur. Ben onlardan tamamen uzaklaştım. » Bu şekilde araların
da üç gün müddetle görüşmeciler ve aracılar gidip gelmiş, bu müddet içe-
risinde Adududdevle her iki tarafı da sürekli aldatıp durmuştu. Diğer ta-
rnftan şehir içindeki karışıklıklar sürmekte idi. Bu durumun böyle sürüp
gittiğini gören Bahtiyar, Adududdevle'ye haber gönderip daha evvel ken-
disine vermiş olduğu sözü ve kendi aralarında kararlaştırdıkları hususu
tatbik etmesini istedi. Adududdevle ise, ileri gelen kumandanlara vaat-
lerde bulunarak
. .
onlı:ırı · toplantıdan dağılmış ve arkasından Bahtiyar ile
karde şl erin i çlavet ederek geldiklerinde hemen yakalatıp hapsetmiş ve ka-
pılarına nöbetçiler dikmişti. Diğer taraftan Aducluddevle halkı toplayıp oıı
l nr:ı iyilik ve ihsanlard.a bulunnrnk onları gayet iyi yöneteceğine ve i$1el'i-
ni düzene sokacağına dair söz vermişti, Böylece karışıklık çıkarıp duran
lınlk Adududdevle'nin bu sözleri üzerine sakinleşti. Adududclevle Bahti-
yfır'ı 26 ceınaziyl:!l~ıhir (13 mart) günü tutuklatmıştı.
IBNO'L ► esın
tekli! ettiklerimi kabul ederseniz, ben sizin için itaatkar bir kul olurum;
kabul etmeyip de buradan ayrılmamı istersiniz o zaman BahtiyAr ve knr-
deşlerini öldürüp onlara taraftar olabileceğini tahmin ettiğim herkesi <le
tutuklatu:", zindanlara atar, sonra da bu bölgeyi kendi haline terkederek,
kim gelip yönetirse lıiç de ilgilenmeden lrak'tan ayrılır, giderim.:.
'
Ancak İbnü'l-Aınid bu mektubu Rüknüddevle'ye bizzat kendisi gö-
türmekten çekinmiş, Adududdevle'ye başkasıyla göndermesini tavsiye ede-
rek kendisinin de arkasından çıkıp Rüknüddevle'ye gideceğini ve bu istek-
lere olumlu cevap vermesi için ona tavsiyelerde bulunacağını teklü et-
mişti. Dunun üzerine de Adududdevle yazılan bu mektubu bir elçi ile bir-
likte babasına göndermiş, peşinden İbnü'J-.Amid'i sür'atlice yola çıkarmış
tı. Adududdevle'nin bu elçisi, nüknüddevle'nin huzuruna varıp ona mek-
tubu okuduğunda nüknüddevle hemen üzerine saldırıp öldürmek istemiş,
fr.kat elçi önünden kaçıp kurtulmuştu. Biraz kızgınlığı geçtikten sonra onu
geri çağırtmış ve şöyle demişti : (Adududdevlc'yi kastedip adını zikretme-
den ve yerine daha kötü bir isim kullanarak) S_e n yeğenime yardım etmek
üzere değil de onun ülkesine göz dikmek üzere oraya gittin değil mi? Sen
bilmiyor musun ve hiç işitmedin mi ki ben el-Hasan b. el-Firuzan'a bann
yabancı olmasına ve aramızda her hangi bir akrabalık bağı bulunmama-
ı:;ına rağmen bir kaç kez kendi şahsımı ve ülkemi tehlikelere sokarak yar-
duna gittim. Ilu ya~dım sırasında düşmanlarına karşı zafer elde ederek
onu tekrar yönelimi başına iade ettiğim halde ondan tek lıir dirhem de-
ğerinde en ufak bir şey de almayı kesinlikle kabul etmedim. Bunun dışın
da İb rahim b. el-Merzuban'a da yardım edip Azerbeyd'ın'a iade edip yö-
n elimin başına getirdiğim gibi vezirimi ve askerlerimi ona yard::n etmek
üzere gönderip yine ondan tek bir dirhem karşılığında bir menfaat bek-
lemedim. Büliin bunları sırf iyilik olsun ve mürüvvete bir katkım olsun
diye yap tım . Sen bana ve yeğenlerime karşı· iki dirhemlik bir yardımda
bulundu!]. da bunu, bana minnet mi etmek istiyorsun? Sonra yeğenlerimin
ülkesine göz dikip beni onları ö_ldürmekle tehdit edip duruyorsun 1> Adu-
duddevıe ·nin bu elçisi geri döndükten sonra vezir İbnü'l-Amid, Rüknüd-
d evl<''tıin yanına varmış, fakat Hüknüddevle huzuruna kabul etmeyerek
onı.ınla konuşmak ve sözünü dinlemek istememişti. Hatta onu öldürmekle
ele tehdit ederek haber gönderip şöyle demişti: «Seni ve o ibneyi (bu sözüyle
cıf;lu Adududdevle'yi kastediyordu) kendi başınıza bırakayım ela arzu et-
ti f,iııiz gibi davranın öyle mi? Size doğru üç yüz süvari ile birli kte gele-
ceğ im , o zammı önümde durabilirseniz durunuz. Vallahi sizinle en yakın
lıırınız olan kimseleri getirip çarpıştıracağım.»
F. 36
562 ISLAM TARiHi
masından sonra tekrar karışıklıklar yüz göstermiş, İbn Dakıyyc ise ııskı·r
,eri kendi tarafına çekmeğe çalışıp kendi özel hazinesine bir sildi mnl ve
para toplayıp yağmağa başlamıştı. Bahtiyar ondan para istediğinde Hın Hu-
kıyye hemen askerleri araya sokup Bahtiyar'a her hangi bir şey verm0ııc
yanaşmıyordu. Bu da Bahtiyar'a ağır gelmeğe başlamıştı. Bunun için İbn
Bakıyye'nin başına bir çorap örüp ona karşı lıir hile düzenleme hususunda
etraf~ndakilerle istişare etmiş, ancak İbn Bakiyye bu durumu öğrenince
Bahtiyar·a serzenişte bulunmuştu. Bahtiyar ise bunu inkar ederek böyle
b ir şey düşünmediğine dair ona yemin ettiyse de İbn Bakıyye bundan
sonra Bahtiyar'a karşı daha tedbirli davranmağa başlamıştı.
derek şehre yakın bir yerde konaklamıştı. Onun buraya geldiğini öğrenen
el-Muizz Lidinillah'ın Dımaşk emiri Zalim b. Mevhüb el-Ukaylt derhal
üzerine yürümüş, fakat ona karşı her hangi bir başarı elde edemeyince ge-
ri dönmüş_tü. Bunun üzerine Alptekin Dımaşk'a doğru harekete geçerek
gelip şehrin dış varoşhnında karargah kurmuştu.
Alptekin'in Dımaşk yakınlarına geldiği ve kar~rgah kurduğu günler-
de buranın emiri el-Muizz Lidinillah tarafından görevlenditilmiş bulunan
Reyyan el-Hlidim idi.Dımaşk'ta o sıralarda çok büyük karışıklıklar meyda-
na gelmiş, bu karışıklıklar, isyan ve f.esatlar şehrin hayatı~a tamamen ha-
kim olup ileri gelenlerin ve yöneticilerin halk üzerinde her hangi bir oto-
riteleri kalmadığı gibi, kendileri de sultanlara itaat etmez duruma gelmiş
lerdi. Alptekin et-Türki gelip şehrin dışında karargah kurunca Dımaşk'ın
yaşlıları ve eşrafından bazı kimseler yanına varmış, buraya gelişinden do-
layı memnun ve mesr0r olduklarını bildirerek yanlarında ·ve şehirlerinde
ikamet efmelerini ve memleketlerine hakim olup aralarında itikadi ihtilaf-
ların bulunduğu, Mısırlıların yönetimine son vermesini istemişlerdi. Ger-
çekten Mısırlı yöneticilerle Dımaşk halkı arasında ltikdt farklılıklarından
ve kendilerine uygulamış oldukları zulümden dolayı bir nefretleşme var-
dı. İşte Mısırlıların bu zulmünü sona erdirmesi için Alptekin'den ricada
bulunmuşlardı. Alptekin Dımaşklılar'ın bu tekliflerine olumlu cevap vere-
rek kendisine itaat edip bu hususta yardım edeceklerine dair yemin et-
melerini istemiş, kendisi de onları koruyup uğradıkları · bu zulümlerden
kurtaracağına dair yemin etmişti. Bu anlaşmalarından sonra Alptekin Dı
maşk'a girmiş, Reyyftn el-Hadim de oradan çıkıp gitmiş, böylece Alevi Fa-
timi halifesi adına okutulan hutbe artık bu yılın şaban ayından itibaren
Abbasi halifesi et-Tai' Lillah adına okunmağa başlanmıştı. Alptekin Dı
maşk'a girdikten sonra burada baş gösterip duran bütün karışılık ve fe-
satları önlemiş, kökünü kazımış, yönetimi tamamen ele geçirip şehrin bü-
tün işlerini yoluna koyup islah edince halkın tümü ondan çekinmeğe ve
ona karşı bir saygınlık duymağa başlamıştı. Bu sıralarda bedevi Araplar-
dan bir grup şehrin çevresini ve civar ~öylerini istila etmiş bulunuyorlar-
dı. Alptekin bunlar üzerine yürüyerek üzerlerine saldırmış ve onlardan
çek kimseyi öldürerek buralardan !JZaklaştırmıştı. Şehri ele geçirme ve
etrafını da hakimiyeti altına alma hususunda mükemmel bir cesaret orta-
ya koyduğu gibi kendisinin gücünü de ispjatlamış, her türlü güzel tedbir-
leri almakla varlığım Dımaşklılara göstermişti. Böylece Dımaşklılar da
ona bağlılıklarını bildirerek itaat etmiş ve Alptekin'in etrafında kalabalık
kitleler halinde birikmişlerdi. Alptekin'in gücü ve adamları arttığı gibi
elindeki malları da çoğalmış ve Dımaşk'ta iyice yerleşmişti.
Alptekin Mısır ve Dımaşk'ta iyice yerleştikten sonra FAtimi halifesi
el-Muizz ile mektuplaşarak onu idare etmeğe ve kendisine bağlı olduğunu
!i( ifı ISLAW. TARiH i
Çeşitli Olaylar
Nihayet bu yıl da gelip seni burada Mısır'da ziyaret ettim. Şehre yaklaşıp
da gördüğümde daha evvel gördüklerimi burada bulamadım, hatta tam ak-
sine simsiyah bir bulut şehrin etrafını çevirmişti ve gözümde her yer ka-
ranlık görünmekte idi. Nihayet huzuruna çıktığımda da o ilk geldiğim yıl
da gördüğüm azameti ve dehşeti asla burada bu l amadım . O zaman da şöy
le dedim: «O ilk gelip de gördüğüm mükemmellik ve büyüklük Allah'ın bir
frıkdiri idi ve şimdi de onun tam zıddına bir durum gözükmektedir.»
el- Muizz'in hükümdarlık müddeti yirmi üç yıl, beş ay, on gün devam
etmiş olup bu müddetin iki yıl dokuz aylık kısmı Mısır'da, geri kal anı ise
İfrikıyye'de geçmişti. el-Muizz Alevi FAtimi halifelerinin Mısır'a ilk sa-
hip olanı ve ilk defa gelip orada yerleşeni idi. Akide olarak astrolojiye ina-
nıyor ve müneccimlerin kendisine söylediklerine itikat ediyordu. Bir gün
miineccimlerinden birisi ona şöyle demişti: «Falanca vakitte sen bir dar-
hğa düşeceksin. » Bundan kurtulmak için bir eırdftp yapmasını ve bu vak-
tin gelip geçmesini beklemek üzere orado gizlenmesini tavsiye etmişti.
Gerçekten el-Muizz müneccimin tavsiye ettiği bu sırdabı yapıp buraya gir-
meden evvel kumandanlarını ve devletin ileri gelenlerini toplayarak on-
lara şöyle demişti: otBenim Rabbım ile bir ahdim var, onu ifa etmek üzere
aramzdan bir müddet ayrılacağım, yerime de oğlum Nezfir'ı (el-Aziz'i kas-
tederek) vekil bırakıyorum. Onun sözünü dinleyip itaat ediniz.»
el-Muizz alim, fazıl , son derece cömert, cesur bir kimse olup halka
k arşıiyi davranma ve onlara insafla muamele etme hususunda babasının
yolunu ve metodunu izlemişti. Ailece ortaya altıkları davaya halkı gizlice
duvet edip bunu açığa vurmadan yalnız ileri gelen kimselere anlatırdı. Da-
ha sonra AlevI davetçilerinin bu davayı ızbar etmelerini emretmişse de
IBNO'L - ES in 573
bu hususta izlediği yol daha sonra gerçekten kınacacak bir yol ve usul <le
değildi.
doğru geldiğini haber alınca en uzak batı noktasına doğru bir sürü kumlu
sahra ve çölleri aşarak batıya doğru kaçnrnğa devam etmişle rdi. Nihayet
Yusu f Endülüs Emevi eın'iri tara fından gayet mükemmel bir şekilde ona-
rılan ve yaptırılan Basra şehrine varmış , buranın yıkılıp yağmalanmasını
adamlarına emretmiş ve şehri yıktırıp yuğmalaltıklan sonra Bergavata
şeh rine doğru hareket etmişti.
3G6 yı lırıdn dn Eb(ı'I-Kasıın Hnmla 'n ın d ::ılı:-1 evvel h.ırabc lıaline ge-
lirilınesiıı<len clolay'ı tekrnr imar edilmesini istemiş ve savaşa çıkmak üze-
re ordularını yeniden bir ::ırayn getirip. İgase'ye doğru yi.irümiişlik İgasc
IBNÜ'L - ESiR
Çeşitli Olaylar
lııı nıernsimde evlatlarına ittifak ile hareket edip aralarında her hangi bir
rıyrılığ::ı sebep olmamalarını istemiş ve hepsine hil'atler giydirmişti.
llecep ayında Isfahan'dan ayrılan ~üknüddevle Rey'e doğru gitmiş ve
vl'f::ıt edinceye kadar hastalığı günbegün artıp durmuştu. Rüknüddevle son
ık•rece hayır sever birisi olduğı,ı için gerçekten din ve dünyasını mamur et-
ıııiş bir kimse idi. Yetmiş yıldan daha uzun bir ömür sürmüş olan Rük-
. ııüddevle kırk dört yıl müddetle hükümdarlık yapmıştı.
F . 37
578 ISLAM TARiHi
İşte onun bu ve buna benzer son derece tatlı gayet de hoş bir huyu
anlayışı vardı.
Bahtiyar '
İbn Ilakıyye'yi tutuklatt.ıktan sonra mallarına · el koyup
adamlarına dağıtmış, diğer taraftan da Adududdevle'ye dçiler gönderip
sulh yapmayı teklif etmiş, bunun için aralarında elçiler gidip gelmişti.
Balıtiyar'ın adamları ve taraftarlarından bazıları Adududdevle ile sulh
yapmaya rıza gösterirken bazıları da böyle bir anlaşmaya karşı çıkıyor
lardı. Bu arada Hasneveyh el-Kürdi'nin iki oğlu Abdürrezzak ve Bedr'in
komııtas ıncl a bin . kişilik bir süvari grubu Dahtiyiır'm yardımına gelmiş
lerdi. Bu ynrdımcı kuvvetin gelmesi üzerine Bahtiyar vasıt'ta ikamet ede-
rek ı\dududdevle ile savaş'hcağını açığa vurdu. Adududdevle Bahtiyar'ın
yapmış olduğu barış tekliflerini bozduğunu öğrenmişti. Diğer taraftan
füılıtiy5r harekete geçip Bağdad'a doğru yürümüş, llasneveyh'in iki oğlu
ondan cıyrılarak babasmııı yanına gitmişler, Bahtiyfır da nağdfül'a gelerek
orada konaklamış ve bu yıl da bu şekilde sona crıııişti. Adududdevle ise
Vasıt'a oradan da Basra'ya gelerek yüz yirmi yıldan beri Rabia ve Mudar
kabileleri arasında sürüp gitmekte olan savaş ve ::ınlaşmazlıkları sona er-
<lirip onlnn anlaştırıp bnrıştırnıışlı .
nu ıırada Bahtiyar için son derece acnip ve utanç verici bir olay kay-
dedilir. Onun bir Türk gulam ı vardı ve Bahtiyar bu gulama karşı istek
duymakla idi. Adududdevle ile giriştiği savaş sırasında bu gulam esir edil-
miş, Bahtiyar onun hakkında bir bilgi alamamış, buna da son derece üzül-
nıi.işlii. Her türlü dünya zevk ve nimetlerinden kesilen Dalıliyar gulaınınm
ISLAM TARiHi
İşle Bahtiyar hakkında böyle bir olay mılalılır. Onun bu durumu di-
p:c>r hükümdarlar ve
devlet adamları ile halk a rasında son derece utanç
verici bir hadise ve silinmez bir leke olarak kalmıştır.
Süleyman'ın İsyanı
Seb(iktekin Oi.isl ve Kusd:tr'daki işle rinclen boş kalmco Ilincli slıı ıı üze-
ı-iııe tekrnr gazaya çıkıp aşılmas ı güç, gayet yüksek ve sarp cluAlordu hulu-
naıı bir çok lrnleyi fethederek zaferle ve sağlıcakla geı-i dönmüşlii.
IIinllilerin karnrgülıına yakın bir yerde «,\kabelu ' l-g.Cır<?k» diye bili-
nen hir yer vardı. Burc'lcla bulunan bir pınar içine lıcr hangi bir pislik atıl-
592 ISLAM T/\Hll'iı
ınasıııa kesinlikle tahammül etmezdi. Şayet buraya bir pislik rılılncak olur-
sa pınar birden gürler, gök yüzü nynı şekilde knrarır, dörlbir tanıflaıı rüz-
gfır eser, şimşekler çakıp yıldırımlar düşer ve çok yağmur yağardı. 13u pis-
lik pınnrın içinde durdıığu ıııiicldctçe bıı hal tk•vnın eder, iyice temizlenin-.
ce ve i ç iıı den atılıııc::ı yağmurlar, gök gürültüsü ve şimşekler dururc.lu. Sc-
1.ıiildckiıı bu pınara bir pislik atılmasını eı~ırclmiş, bunun üzerine birden
bnltıtlar kararmış şimşek çakmış, arlrnsmdmı gök gürlenı iş ve Hintliler
iizc>riııe sanki kıyaıııcl kopıırn~tu. Daha evvC'l benzf!rini görmed ikleri bu fır-
1ııı:ı ile k:ırşılnşmışlar, gök giirüllüleri ve şimşekler çnkıp durmuş, b..ırdak
t.'ııı boşanırcasııı:ı yanmur yağ1111ş ve hava bir hayli soğumuştu. Yok olmak-
hı karşı karşıya gelen Hintliler çıkış yollarını göremez dunınıa gelince,
başlarına gelen bıı felaketten dolayı hemen teslim olmayı kabullenınişlcr
di .
Hintliler bu savaştan sonra artık tam bir zillet içine düşmüşlerdi, bun-
dan sonra başlarını kaldıracak imkanları kalmamıştı. Artık ülkelerinin ba-
tı taraflarına hfıkim olamayacaklarım kabullendiler. Sebüktekin'in bölge-;
ye tamamen hakim olup iyice güç kazanması üzerine ve özellikle bu son
savaştan sonra çevredeki Afganlılar ile Halaçlar itaat edip emrine girmiş
lerdi.
F. 38
594 ISLA M 'TARiHi
ve «el- Halah diye diye meşhur olan Ebü'l-Hasan Ali b. Vasif cn-Nlışii sa-
fer (976 eylül-ekim) ayında vefat etli.
Hecer lıiıkimi Ebü Ya'kGb Yusuf b. cl-Ilası:ın el-Cenııiibi de bu yilda
vefat etmişti. 280 yılında dünyaya geldiği knydcdilen Ebu Ya'küb'un ölü-
nıi.i üze rine Karmatilerin başımı birlikte ve ortak olarak hükmetmek üzere
altı kişi getirilmiş ve kendi aralarında yönelimi iyice ve anlaşaı-ak yürüt-
müşlerdi. Bunlarzı «es-Sede (Efendiler),, adı veriliyordu.
IIİCRET 'İN Oç YÜZ. ALTMIŞ YERİNCİ (M. 977 - 978)
VILI OLAYLARI
Bahtiyur'ın Öldürülmesi
Çeşitli Olaylar
Bu yıl da İfrikıyye'dc gök yüzünde doğu ile kuzey arasında aleve ben-
zr-y eıı bir kırmızılık görülmüş. halk bundan endişeye kapılıp Cena b- ı Al-
1 ::ılüı duaya başlaynrak bu durumu gidermesini niyaz etmişlerdi. Aynı yıl
içinde el- Mehdiyye'de şiddetli bir deprem meydana gelmiş. kırk gün müd-
detle şehir aralıklarla sallanıp durmuştu. Bu depremin tesiriyle halk evle-
rini tcrketıniş ve ber şeylerini yüzüstü bırakmışlard ı .
Bu yı lda Mısır ve İfı-ikıyye emiri el-Aziz Billah el-Alevi hacc mevsi-
rr.inclc emirlik görevini ifa elınek üzere Yusuf Dclikkin'in kardeşi BMis
lBNO'L - ESiR 599
Amid halkı durumu· görünce aynen M.eyyaH\rikin halkının takip ettiği po-
litikayı izleyerek şehri eınan ile Ebıl'l-Vefa'ya teslim etmişlerdi. Böyle-
likle Ebu'l-Vefa bütün Diyarbekir bölgesini hakimiyeti altına almış bu-
lunuyordu. Amid'i fethetmesinden sonra EbQ Tağlib b. Hamdan'ın akra-
baları Ebü'l-Vefa'ya gelip eman dilemişler, o da bu dileklerini kabul ede-
rek onlara iyilik ve .ihsanlarda bulunmuş, sonra Musul'a geri dönmüştü.
Ebu Tağlib er-Rahba'.ya gittikten sonra J\dududdevle'ye bir elçi gön-
derip affedilmes_ini istemişti. Adududdevle gelen bu eliçye iyi muamele
elmiş ve Ebıl Taglib'e hoşuna gidecek ve kabul edeceği yerleri ikta etmiş
ti. Ancak Ebıl Tağlib'in, affedilmesi ve kendisine verilen bu iktalar karşı
lığında Adududdevle'nin üzerine oturduğu kilimi gelip öpmesi istenmiş
ti. Ebu Tağlib bu teklifi kabul etmeyerek Şam'a doğru hareket etmiş. Mı
sır hakimi el-Aziz Billah'a gitmişti.
Diğer taraftan el- Aziz Billfıh ' ın gönderdiği kuınandnn •Ebü Mahmüd
şehre gelmiş olmaşına rağmen Kassam ile yönelimi asla payhışmnamış ve
Dımaşk' la onun sözü geçmemişti. Zil'a Kassam hiıliı yönetimi elinde bu-
lunduruyor ve Dıınaşk'ın işlerini yürütüyordu. Hutbeyi Dımaşk'ta el-Aziz
Billfıh adına okutmnktaydı.
Çeşitli OlayJar
bir hayli gayret sarfeltikleri ve bunun için bir sürü hile ve tuzaklar kur-
dukları İmran b. Şahin'in hükümranlığı kırk yıl sürmüş, Cenab-ı Allah ya-
knlanmasını takdir buyurmamış, nihayet · k endi eceliyle ölüp gitmişti.
Verd e r-Humi ise şöyle demişti: «Bu dedikleriniz isabetli bir gonış
er-eri değildir . Biz A<lududdevle'den iyilikten başka bir şey görmedik. l3i-
zim hakkımızda ne düşündüğünü iyice öğrenmeden çekip gitmemiz pek dl•
uygun düşmez.» Verd er-Hfımi (Bmdas Sklcros)'nin bu sözleri üzerine
adamla rından çok kimse ay rılı p git miş , Ebu Ali e t-Temimi ise onu yakaln-
yabilme taımıhına düşmüştü. Ebu Ali, Verd 'e yazdığı mektubunda ymıınn
davet etmiş, Vercl er-Rumi de·bu daveti kabul ederek Ebü Ali et-Temimt'-
niıı yanına varmıştı. Verd Ebü Alı'nin yanına ulaştığında Elıfı Ali onu, ço-
cuğunu , kardeşini ve adamlarından bir kısmım tutuklatıp MeyyafAr ikin'-
dc hapım atmış, sonra onları B:.ığdad'a göndermişti. Vercl er-Rumi ve adam-
ları 370 yılında lııluklaııınış ve Bağdfıd'da hapse ntıl::ırak ileride zikredece-
ğimiz gibi, Allah çıkmalarını nasip ettiği ana kadar, Bağdad'da hapisle k.ıl
nıışlartlı.
Ganim'in kardeşi Vcndad da 349 yılında vef.at elmiş, yerine oğlu Ebü'l
-Ganaim Abdülvahhab aşiretin başına geçmişti. Ebü'l-Gonaiın eş-Şazen
hftnlar tarafından esir edilip Hasneveyh'e teslim edildiği güne kadar emir-
liğini sürdürmüştü. Ilasneveyh onu teslim alınca elindeki bütün kalele-
rine ve mallarına el koymuştu. Hasneveyh son derece gayretli bir kimse
oltıp mazbut bir hayata sahipti. İyi bir yönetici olduğu gibi işlerini ve yö-
netimini tam bir otorite ile yürütmekte idi. O, adamlarım her türlü kötü-
lükten ve yanlış davranışlara girmekten alıkoymuştu. llaımeveyh Sermac
Kalesi'ni simetrik şekillerde kesilmiş · taşlarla inşa ettirdiği gibi aynı tarz
üzeri·ne Dinever'de bir cami yaptırmıştı. Mekke ve _M edine halkına büyük
infaklarcla bulunmuş, bu yılda vefat edene k~ıdar da başkalarına jyilikle
cJavnınmasırıı sürdürmüştü. Ancak Ilasneveyh'i n ölümü üzerine çocukları
dağılmış, birbirlerinde n ayrılmışl ardı. llasnevcyh'in Ebfı ' l- Alfı, Abdurrez-
zilk, Ebirl-Necın Bedr. Asım, Ebfı Adnan, Bahtiyar ve Abdülmelik adın
daki çocuklarından bazıları Fahrüddevle'nin, bazıları da Adududr.levle'nln
yanma gitmişlerdi.
Jlasneveyh 'i n oğullarından OohtiyAr, babasının kaleı,i olıın SermAc'ta
kalmış, bütün mşl ve zahireleri elinde tutmuştu. O, Adududdevlc ile mek-
tuplaşarak itaatine girdiğini bildirdikten bir müddet sonra tavrını değiş
tirmiş ve Adududdevle'ye karşı gelmişti. Dunun üzerine Adududdevle
Sermac'a bir askeri birlik göndererek Bahtiyar'ı kuşatmış ve kaleyi diğer
kardeşlerinin ellerindeki kalelerle birlikte ele geçirmişti . Adududdevleı
Hnsneveyh"in evladından E;bfı'n-Necm Bedr'i seçerek onu askerlerle des-
teklemiş ve bu yöreyi onun emrine vermişti. Ebil'n-Necm 13edr, son derece
akıllı bir kişi olup bütün yöredeki Kürtleri hakimiyeti altına toplamış ve
yönetimini sürdürmüştü.
(1) veya H:ırAşMe. Halla diQer nüshalarda •HAdşah .. veya "Haradşah~ şeklinde kay-
dedilir. (Çeviren).
IBNl)·L - ~sın 613
Çeşitli Olaylar
Bu yı lda J\.duddevle ile Abbasi halifesi et-Tai' Lillah arasında bir ül-
fet ve yakınlık meydana gelmiş, et-Tai' Lillalı Adududdevle'nin kızıyla ev-
lenmişti . Adududdevle'nin böyle bir evliliği istemesinin sebebi, bu evlilik-
ten doğacak bir oğlan çocuğunu hilafete veliaht olarak tayin ettirmeyi dü- ·
şiinmüş ol masıydı. Böylelikle kendilerinin nesebinden birinin hilfıCete
geçmesini sağlamak istiyordu. Bu evlilik için yüz bin dinarlık mehir tak-
dir eclilmişti.
Bu yılda Şirfız'da Müslümanl~r ile MecOsiler arasında çarpışmalar
meydana gelmiş, bu çarpışmalar sırasında MecOsile~in evleri yağmalanmış,
bir hayli hırpalanmış ve hatta onlardan bir grup öldürülmüştü. Bunu ha-
ber alan Adududdevle bu isyanı çıkaran ve karışıklıklara sebep olan Me-
cOsiler üzerine asker gönderip onları dövdürmüş ve cezalandırılmaları için
gereken her vasıtaya baş vurulmuştu .
Aynli't-Temr'de bulunan ve burayı elinde tutan Dabbc b. Muhammed
~1-Esedi bölgede her türlü eşkiyahk, hırsızlık ve yol kesiciliği yapıp duru-
yordu. Dunun için Adududdevle Dabbe b. Muhammed el-Esedi üzerine as-
ker sevketmiş, D~bbe askerlerin kendisini kuşattığı ~na kadar gelişlerinin .
fnrkııı:.1 vnrmanııştı .' Kuşatıldığı~ı gören Dlibbe birden çoluk çocuğunu ve
her şeyini yüz üstü bırakarak tek başına kaçıp gitmiş, malları, paraları ve
çoluk çocuğu Aynü 't-Temr ile birlikte ele geçirilmişti. Dabbe el-Esedi, da-
ha evvel Hz. Hüseyin (r.a.)'in kabrini yağmalattığı için cezalandırılmıştı.
«cl- 1\fiicmel» ve bt•ıızNi eserlerin m~icllifi ohm biiyük dil fıliıni Ebu'l-
lhist>yn /\lııned b. Zekerriyyfı b. F'a ris de bu yılda vefat elli. O aynı zaman-
da şa iı-cli. Vefotınclan evv·e ı şu iki beyti söy l emişti: