Professional Documents
Culture Documents
Mimar Sinan Dergisi 136
Mimar Sinan Dergisi 136
Mimar Sinan Dergisi 136
ıSSN 1301-2762
Y E N İ L İ K B A S I M E V İ
Tel. 243 55 72 - 245 32 48 « İSTANBUL - 2006
MİMAR SİNAN
Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locasının
araştırma ve yayın organıdır.
ISSN 1301-2762
SAYI : 136 Nuruziya Sokağı 25, 80050 - Beyoğlu Tel: 0 212 251 26 50 EYLÜL 2005
BÜYÜK MAHFİL
UMUMİ HEYET TOPLANTISI NO:6
()
24.02.1952
Derleyen: S u h a U M U R
INVITATION A N D AGENDA :
1 — O p e n i n g of the Session
2 — Acceptance of the Visitors
3 — Reading Minutes of the Previous Meeting
4 — Oath taking of new delegates
5 — Election and oath taking of Grand Senior Deacon
6 — Election and oath taking of Asst. Grand Secretary
7 — Reading and acceptance of Grand Officers' Report
8 — Benefits
The minutes o f the Grand Officers Meeting held on February 2 4 , 1952 are
published due to their historical importance . They should be kept as an important
document for the guideline of the history of Turkish Freemasonry.
(*) 24.02.1952 tarihindeki altıncı Umumi Heyet Toplantısı Tersimatını tarihî öne
mi ve belge niteliği dolayısıyla aynen yayınlıyoruz. 1982 yılında o dönemin Bü.
Sek. 'i Pek Muh. Suha UMUR K. 'in derlediği şekliyle eldeki mevcut tek nüshadan
faydalanılmıştır. Tersimat'ın orijinali şu ana kadar Bü. L. Arşivinde bulunama-
m l t l r
? - MİMAR SİNAN
4
DAVETİYE V E G Ü N D E M :
1— Celsenin açılması
2— Ziyaretçilerin k a b u l ü
3— Geçen t e r s i m a t ı n o k u n m a s ı
4— Yeni delegelerin tahlifi
5— B ü y ü k M u h a k k i k intihabı ve tahlifi
6— B ü y ü k K â t i p m u a v i n i intihabı ve tahlifi
7— Daimî Heyet r a p o r u n u n o k u n m a s ı m ü z a k e r e ve tasvibi
8— Menafii U m u m i y e h a k k ı n d a k o n u ş m a
Lütfen teşrifinizi K.\ sevgi ve saygılarımla rica ederim aziz Üs.-.
Muayyen Sel.-.
Bü.-. Kâ.-.
Târik Ziyal
***
TERSİMAT :
Yüksek Şû.-. 'ya bağlı Bü.-. Mah.-., 24. Şubat. 1952 P a z a r günü Beyoğlu
vadisinde k â i n m a l û m noktai hendesiyede Bü.-. Üs.-. Mustafa H a k k ı
Nalçacı B.-. 'in riyasetinde toplandı.
Â.\ Bü.-. Hâk.-. Kaymakamı Pek Mün.-. ve Pek Muk.-. Ferit Zühtü Örü
cü Üs.-, ile U m u m î Bü.-. Müf.-. Kemâl Sarıay Üs.-, şarkı tezyin ettiler.
İcra kılınan yoklamada; haklarında yazılı ve sözlü olarak arzı mazeret
edilmiş olan Yusuf Ziya Erdem, Cevdet Caculi, J a k Esseyan, H a k k ı
5
Türegün, Dr. M. Abravanel, Ali Galip Taş, Dr. Fahri Arel, Dr. Fethi Er
den, Mustafa Z ü h t ü İ n h a n , Safa Feyzi İksel ve S u a t Gürel BB .'.'den
m a a d a 28 Us.-. 'ın mevcut oldukları ve bu suretle ekseriyet hasıl olduğu
anlaşılarak, hazırı bilmeclis züvvar BB.-.'in de iştirakiyle, celse usulü,
dairesinde açılarak çalışmalara başlandı :
1.— Bir evvelki t o p l a n t ı y a ait t e r s i m a t okundu, söz verildi; İsmail
M e m d u h Altar B.-. söz alarak; bu tersimatın gerek zabıt gerek t a h r i r
b a k ı m ı n d a n pek m ü k e m m e l olduğunu, Bü.-. Kâ.-. B.-.'e alenen teşek
k ü r ü bir vazife bildiğini ve bu sözlerin z a p t a geçmesini bildirdi.
B a d e h u s ü t u n l a r d a s ü k û t cari olduğundan t e r s i m a t reye k o n u l a r a k
a y n e n ve ittifakla k a b u l olundu.
2.— Bü.-. Mah.-. Delegeleri m e y a m n d a v u k u a gelmiş olan münhallere
yeniden seçilmiş olan Delegelerle şimdiye k a d a r yemin icra edememiş
m u r a h h a s l a r ı n tahlifi için Sadık Bigat, Galip H a m d i Tekyeli, Affan
Balzar ve Suat Arpad BB.-. yemin k ü r s ü s ü n e davet olunarak tahlifleri
yapıldı ve imzaları k a y t olundu.
3.-— Rahatsızlığı dolayısıyla devam edegelen i s t i r a h a t mecburiyetleri
gibi m u h i k sebeplerle Bü.-. M u h a k k i k l i k t e n istifasını v e r m i ş olan
Nazmi D ü h a n i B.-.'in istifasının k a b u l ü h a k k ı n d a Bü.-. Üs.-, söz verdi;
ve keyfiyet reye konularak, mazeretine binaen, ittifakla kabul olundu.
Badehu, yeniden Bü.-. Muhak.-.'liğe i n t i h a p için n a m z e t gösterilmesi
h a k k ı n d a s ü t u n l a r a söz verildi. U s u l ü d a i r e s i n d e re'yi hafiye
m ü r a c a a t edilerek İsmail K e n a n Sunal B.-.'in ittifakla seçildiği tesbit
ve ilân edilerek kendisine de tebliğ olundu. Müteakiben bu intihap do-
layısıyle inhilâl etmiş olan Bü.-. Muhak.-. Mua.-.ligine de n a m z e t gös
terilerek işarî re'yile, keza ittifakla Galip H a m d i Tekyeli B.-. seçildi.
6
icrai fa'aliyet e t m e k t e olan Bü.\ Loca olup olmadığının tasrihini rica
etti ve m ü s b e t cevap verildi.
b.) Sadık Bigat B.\ söz alarak; raporda, Türk masonluğunun on üç sene
u y k u d a kalmış olduğundan bahis edildiğini, halbuki bu devrede dahi
Yü.\ Şû.-. ile bazı mahafil, sureti gayrı resmiyede, çalışmaya devam et
miş olduklarını hatırlatarak, zabıt ve raporlar tarihî birer vesika ma
hiyetinde oldukları için "yeniden çalışmaya başlandığı" yerine "yeni
den çalışmaya r e s m e n başlandığı" denilmesinin muvafık olacağı işa
r e t ve bu beyanı muvafakatle kayıt olundu.
c.) İsmail Memduh Altar Üs.-, söz alarak; raporun, Bü.\ Mah.-. mesai ve
hedeflerinin mücmel bir şekilde ifadesi bakımından şayanı kayıt dere
cede m ü k e m m e l olduğunu beyan ve memleketimizde mahfillerin te-
addüdü meselesinde Da.-. Hey.-, 'in görüşünü belirten 3. cü maddeye te
m a s ile üzerinde d u r u l a n prensip meselesinin ehemmiyetini belirtti.
Yeni mahafil tesisinde teenni ile hareket edilmesi reyinde bulunduğu
n u ve daha ileri giderek fazla taaddüdün camiamıza zarar dahi verebi
leceğini kaydetti.
d.) Reşat Mimaroğlu Üs.-, söz alarak; Bü.-. M a h .-.'in k u r u l u ş u n u n bi
rinci yılını ve ilk imkânlar dairesinde başarı ile t a m a m l a y a n işleri teb
rik ettikten sonra, Da.-. Hey.-, 'in de işaret ettiği gibi, remzî meslekimi
zin o l g u n l u ğ u n u t e m i n edecek v a s ı t a l a r d a n ilki olan s e m b o l i z m e
ehemmiyet verilmesini t a b a r ü z ettirdi. Badehu, mahfillerin t a a d d ü
dü b a h s i n e t e m a s ederek; yeni tesislerin, r a p o r d a belirtildiği gibi,
h a k i k î ihtiyaçla ölçülmesi l ü z u m u n a i ş a r e t ve Mas.-. 'luk t a r i h i n i n ,
adedi çok olan mahfillerden ziyade makul sayı ve vasıfta mahfillerden
faide geldiğini isbat etmiş olduğunu ilâve ve mahafili Muh.-.'yi aynı
vadilerde tekasüf ettirmektense, m a n e n hakikî susamışları çok olan
Konya, S a m s u n , Adana ve Bursa gibi şehirlerimizde M a h .-.'ler kurul
m a s ı n ı n teshil ve teşvikinin çok d a h a hayırlı olacağını ifade eyledi.
Badehu Mas.-. 'lukta yeksenaklığa ve maddeten birliğe delâleti dolayı-
sıyle kordon ve önlüklerimize temas ederek, bunların sembolik m a n a
larını izah ve hiçbirinin ihmali caiz olmadığını bir defa d a h a tebarüz
ettirdi. Ve neticede, Bü.-. Mah.-. Hey .-.'i Daimei muhtemesinin beyana
t ı n a t e ş e k k ü r ve r a p o r u n tasvibi reyinde olduğunu t e k r a r l a y a r a k sö
z ü n ü bitirdi.
e.) Dr. F a h r i Günergin, Cemil İpekçi ve Ferit U p Üs .-.'lar söz alarak;
mahafilin t a a d d ü d ü meselesinde Da.-. Hey.-.'in görüşü ile t a m a m e n
hemfikir olduklarını beyan ve teavün sandığı fa'aliyetinin tarzı tedvi
nine t e m a s ve bu b a p t a Yü.-. Şû.-.'ca düşünülebilecek bazı temenniler
7
arz ettikten sonra ebedî maşrıka intikal eden KK.-.'in e m a n a t m m Bü.-.
*
RAPOR:
15 Şubat 1952
B ü . M a h . ' i n 24.2.1952 tarihli 6. mcı
toplantısına Da.. Hey .-.'in 5 No.lu
Raporu.
9
Bü.-. Mah.-.'in bir senelik mesaisi esnasında, faaliyetinin m ü h i m bir
kısmı teessüs ve taazzuv gayretlerine sarf edilmiş olmasına rağmen,
şimdiye k a d a r yapılabilmiş olanlarla b u n d a n sonra daha yapılmak ik
tiza edenleri şöylece h ü l â s a ve m ü t a l e a edebiliriz.
1.— 13 seneyi b u l a n bir u y k u devresinden sonra, 1948 de yeniden ça-
' l ı ş m a k i m k â n l a r ı n a kavuşabilmiş olan T ü r k Mas.-.'luğu, b u g ü n sine
sinde, üç şehrimizde, 15 Mah.-.'de, 911 B.-. toplamış b u l u n m a k t a d ı r .
B u n l a r ı n bir cetvelini şöylece h ü l â s a edebiliriz :
İSTANBUL VADİSİNDE
İDEAL 68 B.-.
KÜLTÜR 120 B.-.
ÜLKÜ 66 B.-.
KARDEŞLİK 67 B.-.
HÜRRİYET 95 B.-.
SEVGİ 46 B.-.
4 4 B
ATLAS -
1 6 B
MÜSAVAT -
TOPLAM 522 B .
ANKARA VADİSİNDE
UYANIŞ 78 B.-.
DOĞUŞ 115 B.-.
4
YÜKSELİŞ 6 B.-
İNANIŞ 16 B.-.
16 B.-.
BİLGİ
TOPLAM 271 B
İZMİR V A D İ S İ N D E
İZMİR 82 B.-.
NUR 36 B.-.
TOPLAM 118 B
G E N E L TOPLAM 911 B
10
B u 9 1 1 K-.'imizden 1 7 3 u ittihat zincirimize 1951 senesi zarfında ilti
h a k etmiştir. 38'i Uyan.-, ve 135'i Tek.-, suretiyle n u r ve ziyaya kavuş
m u ş l a r ve s ü t u n l a r ı m ı z ı s ü s l e m e k t e b u l u n m u ş l a r d ı r . 15 r e m z i
Mah.-.'i Muh.-.'in h e r birinin idealimize bağlılığı, fedakârane sevgi ve
t e s a n ü d ü h e r t ü r l ü tarif ve sitayişin fevkindedir.
2.— Y u k a r ı k i cetvelimizin tetkikinden anlaşılacağı veçhile,
KK.-.'imizden 522'si 8 Mah.-.'de İ s t a n b u l d a ; 271'i 5 Mah.-.'de Anka
ra'da, 118'i de 2 Mah.-.'de İzmir'de m u k a y y e t görünmektedir. Ancak,
N u r u Ziyaya bu Mah.-.'lerin birinde k a v u ş t u k t a n sonra ya esasen a h a r
şehirlerimizde m u k i m oldukları için, y a h u t bilahare vazife ve meşgu
liyetleri öyle i c a b e t t i r d i ğ i n d e n diğer şehirlerimize i n t i k a l e t m i ş
KK.-. 'imiz de vardır ki, Mas.-. 'ik mesaiden mehcur k a l m a m a k için, bu
lundukları yerlerde çalışmalarını tevhit ve tanzim edecek birer Mah.-.
k u r u l m a s ı n a t e ş n e olduklarını m e m n u n i y e t l e i s t i h b a r etmekteyiz.
Yakın bir z a m a n d a b u i m k â n l a r ı n t a h a s s u l edebilmesini Sa.\ Az.-.
Kâ.-.'dan t e m e n n i ediyoruz.
}1
Bu vadide en yakın bir misali, son intihabat ve is'at merasimleri mü
nasebetiyle görmüş bulunmaktayız. Uykuda geçen u z u n senelerin te
siriyle u n u t u l m u ş birçok usul ve adâtımız hafızalarımızda e l a n t a m a
m e n canlanamamış, aynı mesai, aynı merasim, aynı usuller - en büyük
hüsnüniyet ve gayretle, onda tereddüt etmiyoruz - Mah.-. 'lerimizin bir
çoğunda başka başka şekillerde tatbik edilegelmiştir. Diğer bir misali
miz de ş u d u r : 1951 senesinde iki Muh.-. Mah .-.'de 3 B.-.'in müstafi, iki
Muh.-. Mah.-.'de 15 B.-.'in gayrı m u n t a z a m ilân edilmesi mecburiyeti
elîmesi hâsıl o l m u ş t u r . Da.-. Hey.-.'inizin i s t i h b a r a t ve m a l û m a t ı n a
n a z a r a n , b u h u s u s l a r d a h a l â tetkiklerde b u l u n a n , a r a m ı z d a göreme
diğimiz BB.-.'le t e m a s ve müzakereleri devam eden Mah.-. 'lerimiz de
vardır. Bu, mevcut Mah.-.'lerin kifayetsizliğinden veya sevgisizliğin
den olamıyacağına göre elbet idare noksanlığından ileri gelmektedir.
Ve nihayet bir üçüncü misali de verelim : Vefat Teavün sandığına işti
r a k vazifesi gibi b ü t ü n Mas.-.'ların vicdanından kopan bir emri hayrın
organize edilmesi h u s u s u n d a bile yer yer henüz m a t l u p neticeler elde
edilmemiştir. Demin arz ettiğimiz gibi, camiamız 911 K.-.'den m ü t e
şekkil olduğu halde, sandığa iştiraki k a y d e n tesbit edilebilmiş olan
K.-. adedi ancak 725'den ibaret olduğu gibi, vefat v u k u u n d a birer lira
lık hissei iştirakin derhal tahsil ve cibayeti dahi temin edilememekte
dir.
Bu ve emsali meselelerin h e r biri için Bü.-. Mah.-. i m k â n l a r ı n hepsini
d ü ş ü n m ü ş , tamimlerle, tavsiyelerle b ü t ü n Mah.-.'lere tebligatta bulu
n a r a k her birinin kendi hususiyetlerine göre bu işleri organize etmesi
ni reca eylemiştir. Bu noksanlığın çok yakın bir âtide izale edilebilece
ğine ş ü p h e e t m e m e k l e beraber, m a t l u p neticeler elde edilinceye ka
dar, yeni mahafil tesisini özleyen bilgili ve tecrübeli Us.-, 'larımızın, bu
gün mevcut M a h .-.'i M u h .-.'ler den ayrılmamalarını ve Mah.-.'lerini bu
ihtiyaçların telafisi yolunda tenvir ve i r ş a t etmelerini faideli telâkki
ediyoruz. Yoksa, demin bahsettiğimiz kat'i z a r u r e t l e r o l m a d a n yeni
Mah.-. 'ler kurulması, kuvvet ve enerjilerin dağılmış bulunması netice
sine v a r a c a k t ı r ki, b u n d a idareten isabet olamıyacağını t e e m m ü l edi
yoruz. Bu takdirde, Mas.-.'luğun tevessü ve inkişafı için b u g ü n k ü he
defimiz, meslekimize lâyık görülen Hâ.-.'lerin a r a m ı z a a l ı n m a s ı n a
u s u l ü dairesinde, ihtiyat ve basiretle devam edilmek ve yeni Maha.-.
açılmasını şimdilik, h e n ü z hiçbir M a h .-.'i b u l u n m a y a n m ü n e v v e r şe
hirlerimize t a k s i r eylemek n o k t a l a r ı n d a n ibaret olmak gerektir.
4.— Telâfisine ç a l ı ş m a k t a olduğumuz bu kabil idarî a k s a k l ı k l a r ı n
izalesi b a h s i n d e Muh.-. M a h .-.'lerimizin feyizli çalışmaları sayesinde,
12
h e r g ü n yeni adımlar a t ı l m a k t a olduğunu ayrıca k a y d e t m e k de borcu
muzdur. Bu cümleden olarak, meselâ Vefat Teavün sandığını ele alır
sak, 1950 senesinde bir vefata 390 lira verilebilmiş iken, 1951 senesin
de 490 lira, son tarihlerde ise 600 liraya k a d a r ödeyebilmek imkânının
hâsıl olmuş olduğunu ilâve etmeliyiz. Bu, camiamıza yeni KK.-. 'imizin
iltihak etmiş olması k a d a r , cibayet usullerimizin sistem ve i n t i z a m a
sokulması yolundaki gayretlerden de ileri gelmektedir.
Bu münasebetle bir noktaya daha işaret etmek isteriz; Ebedî Maşrıka
intikal eden KK.-.'imizin Mas.-.'ik e m a n â t ve mevcudatının haricî es
bap şevkiyle yabancı ellere geçmemesini teminen, m e n s u p oldukları
Mah.-. 'lerden en yakın bir K-. 'in, m ü n a s i p bir z a m a n d a onları ailesin
den a l m a s ı h a k k ı n d a k i Bü.-. Mah.-. t a m i m i t a t b i k edilmekte ve bu
e m a n â t , ya Mah.-. delaletiyle veya doğrudan doğruya, Bü.-. Mah.-.'e
gelmektedir.
Bu ölüm b a h s i n i k a p a t ı r k e n u m d u ğ u m u z ve özlediğimiz k e m â l ve
feyiz eserlerini, b ü t ü n KK.-.'imizin h a y a t ve sıhhati ile, ilim ve fikir
âlemlerinde, canlı ve n e ş e l i s a h a l a r d a iktitaf edebilmek en b ü y ü k
emelimiz olduğunu ilâve e t m e k isteriz.
5.— 1951 senesi, fikir s a h a s ı n d a d a pek h a r e k e t l i geçmiştir. B ü t ü n
Mah.-.'lerimizde, en b ü y ü k Us.-.'larımızdan en yeni KK.-.'imize k a d a r
muhtelif Hat.-.'lerin selâhiyetle inceledikleri mevzular, nezih birer
m ü n a z a r a şeklinde cereyan eden fikir teatileri, h a t t a bazı konferans
ların bir kaç Mah.-. 'de t e k r a r edilmesi b ü t ü n camiamızın tenevvür et
mesine y a r d ı m etmiştir. Bu münasebetle Mah.-.'ler a r a s ı n d a cari bu
l u n a n , birbirlerine m u n t a z a m a n delegeler göndermek u s u l ü n ü de si
tayişle y a d e t m e k isteriz.
13
nı z a m a n d a T ü r k Mas.-. 'luğunun V a t a n sevgisi ve millî çerçevesi için
de elde edebildiği başarıların b a ş k a memleketlerdeki münevver züm
relere iftiharla aksettirilebilmesi için hariç Mas.-, obediyanslarıyle te
m a s ve muarefe tesisi yolunda da ilk adımlarımızı atmış bulunuyoruz.
F r a n s a , A l m a n y a ve Kolombiya Bü.-. Mah.-.'leriyle Kefili M u h a d e n e t
teati etmiş, olduğumuzu evvelce de arz etmiş idik. Son günlerde şimalî
A m e r i k a ' d a KENTUCKY B-. Mah.-.'i ile de m u h a b e r e teessüs etmiş
tir. Ayrıca Yü.-. Şû.-.'mız tarafından, Bü.-. Mah.-.'in t e e s s ü s ü b ü t ü n
m u n t a z a m obediyanslara bildirilmiş olup BREZİLYA, PARAGUAY,
EKVATOR, ARJANTİN ve İSPANYA Bü.-. Mah.-.lerinden ve F r a n s a
maşrıkı a z a m ı n d a n tebrik mektupları, muarefe tesisi temennileri gel
miş ve cevaplandırılmıştır. T ü r k Mas.-.'luğu, a l e m ş ü m u l Mas .-.'hıkta
şerefli yerini a l m a k t a d ı r .
8.— Camiamız için 1951 senesinin en önemli başarılarından biri yeni
Lokal binamızın, yalnız KK-. 'imizin h i m m e t ve gayretiyle satın alına
bilmiş olduğudur. Yü.-. Şû.-.'mızla Bü.-. Mah.-.'in 7-X-1951 t a r i h i n d e
akdettikleri m ü ş t e r e k celsede verilen k a r a r l a r ı a z ı m k â r a n e bir gay
retle h e m e n t a t b i k e geçmiş olan KK.-.'imiz, en m ü b r e m ihtiyacımızı
teşkil eden b u işe t e b e r r u yolu ile lira, i k r a z yolu ile
lira ki c e m a n lira temin ve tedarik etmişlerdir ki,
meslekimizin tealisi yoluna matuf olan bu fedakârlıkları şükranla yad
etmek şerefli bir vazifemizdir. Bu sayede, şimdiki Lokalimizde yerimi
zin darlığı ve birçok imkân ve vasaitin noksanlığı yüzünden, özlediği
miz haz ve heyecanla t a h a k k u k ettiremediğimiz mesainin yeni bina
mızda iç rahatlığı ile, samimi ve sıcak bir muhitte u m d u ğ u m u z b ü t ü n
hayırlı meyvaları verebileceğine KK.-. 'imizle beraber emin bulunmak
tayız.
Sayın delege Us.-. 1ar, bir senelik mesaimizin m u h a s s a l a s ı n ı h u z u r u
n u z a kısaca dökebilmiş olduğumuz ümidiyle cümlenizi sevgi ve saygı
ile selâmlar, idealimize k a v u ş m a yolunda muvaffakiyet temennileri
mize terdifen yeni i l h a m ve direktiflerinize a m a d e olduğumuzu da
ilâve ederiz.
Adı ve Soyadı
İdeal M.-. M.-. : Yusuf Ziya Erdem B.\ Yakup Çelebi B.-.
Mustafa Reşit Çavdar B.-. Fehmi Fındıkoğlu B.-.
Sadık H. Bigat B.-. Dr. Hüseyin Salor B .•.
Hürriyet M.-. M.-. Ali Galip Taş B.-. Süleyman Sırrı Tümer B.
İsmail Kenan Sunal B.-. Hüseyin Bezmi Ötkeren B.
Şükrü Hazım Tiner B.-. Reşat TığrakB.-.
Ahmet Fahri Arel B.\ Muhsin Türen B ,\
Sevgi M.-. M.-. Hüsamettin Sunol B.-. Eftatyos Sandalcıoğlu B.\
Necip Hancı B.-. Hüsamettin Reha Çalı B .•
Grigoryadis Güner B .•.
15
Atlas M.-. M.-. Cemil İpekçi B.-. Raul Rozental B.-.
Edouard Lebet B /. Antoine Chiappe B.-.
Armand Mosse B.\ Affan Balzar B.-.
Doğuş M.-. M.-. Dr. Saip Özer B.-. Safa Feyzi İksel B.\
Mümtaz Somer B.\ Ömer Omay B /.
Sezai Konurgil B.-.
Yükseliş M.-. M.-. Münip Kuran B.-. Arif Rüştü Görgün B.-.
Hilmi Bilgimen B.'. Dr. Servet Vasfı Alko B.-.
Nur M.-. M.-. Hasan Yusuf Başkam B. Mithat Sadullah Sander B.-.
Osman Yunus B.-. Suat Gürel B.\
Sedat AbutB.-. Mehmet Suat Arpad B.-.
16
ÜLKÜ R e ş a t Mimaroğlu B.-. (imza)
İsmail M e m d u h Altar B. (imza)
J a k E s s e y a n B.\
İZMİR (imza)
H a m z a Rüstern B.\
H a k k ı T ü r e g ü n B.-.
KARDEŞLİK F e r i t UpB.-.
H. Noradonkiyan B.-. (imza)
M e n a h e m Abravanel B.-.
17
NUR : Dr. H a s a n Y. B a ş k a m B.-.
Dr. O s m a n Y u n u s B.\
S e d a t AbutB.-.
İNANIŞ : —
BİLGİ
18
BİLGİ F i k r e t Çeltikçi B.-.
İZMİR Mustafa S a k a r y a B.-.
NUR Muzaffer U r a s B.-.
ÜLKÜ : İzakMenaşeB.-.
Mustafa Z ü h t ü İ n h a n B .•
Y a ş a r Ali B.-.
19
HÜRRİYET : Süleyman Sırrı T ü m e r Bv. (imza)
Hüseyin Bezmi Ötkeren B.
R e ş a t TığrakB.-.
M u h s i n T ü r e n B.-.
İNANIŞ
BİLGİ
* *
20
LÜGATÇE
(KÜÇÜK SÖZLÜK)
21
münhal: hallolmuş, çözülmüş; açık, boş (iş, makam)
mütehassîr: hasret çeken, isteğine erişemeyen
mütesanit: dayanışma içinde olan
mütevaliyyen: birbirini takip ederek, aralık vermeksizin
müzakerat: müzakereler, görüşmeler
natamam: eksik
noktai hendesiye: geometrik nokta
re'yi hafi: gizli oy
ruzname: [burada] gündem
sitayiş: övgü sitayişin fevkindedir: övgünün üzerindedir
şekli intizama idhal: düzenli biçime sokmak
taaddüd: birden fazla, birkaç olma
taazzuv: uzuv peyda etme, uzuvlanma, organ oluşturma, şekillenme, biçimlenme
tabârüz: görünme, gözükme, belirme, belirtme
tahassul: hâsıl olma, sonuç olarak ortaya çıkma
tahlif: yemin ettirme
tahrir: yazma, kaleme alma
taksir: kısaltma; bir işi eksik yapma; [kısıtlama]; [ayrıca] kusur
tarzı tedvinine: toplama yoluna gidilmesine
tasvibi: doğru bulması, uygun görmesi, onaylaması, onaylanması
teaddüd (taaddüd): birden fazla, birkaç olma
teali: yükselme,
teavün: yardımlaşma, birbirine yardım etme
teberru: bağış
tecezzi: [tecezzüv'den galat] cüzlere, parçalara bölünme
teemmül: etraflıca düşünme
teenni: yavaş gitme, yavaş hareket etme, yavaşlık, gecikme
teessüs: temelleşme, yerleşme, kökleşme, kurulma
tenevvür: [nur'dan] parlama, ışıklı ve aydınlık olma
tenvir: [nur'dan] aydınlatma
terdif: ardı sıra yürüme, takip terdifen: ardından
teshil: kolaylaştırma
teşne: susamış, pek hevesli, arzulu, isteyen
tevessü: genişletme
tevhit: birleştirme
tezyin: süslemek, tezyin ettiler: süslediler
vasaitin (vesait): vasıtalar, araçlar
KAYNAKLAR
22
ROYAL SOCIETY VE
AYDINLANMAYI TETİKLEMESİ
Celil LAYİKTEZ
T H E R O Y A L SOCIETY A N D HOW IT
TRIGGERED THE ENLIGHTENMENT
James 1 (Stuart) and his troubles with the Parliament - Cromwell- Decapitation of
Charles Stuart - Proclamation of the Republic - James 2 - Jacobinism - Exile in France
- Ramsay and his discourse, emphasizing the creation of the Encyclopedia - The
Invisible College — Charles 2 and the creation of the Royal Society: The last
sorcerers and the first scientists - Sir Francis Bacon - Sir Robert Boyle - Newton -
Gresham College - Ashmole - John Wilkins - Comparison of British Freemasonry
and the Freemasonry on the Continent -The Dutch Republic - The Radical Enligh
tenment - Louis XIV - Descartes - Spinoza -The Lodge Les Noeufs Soeurs - The
Encyclopedists - Voltaire.
23
lardan anlam çıkarma tarzında m u t l a k bir idare tarzını benimse
sistematik bilimsel araştırma di. Başpiskopos L a u d ' u n Kato
yoktu. 16. ve 17. yüzyıllarda Bi liklerin gücünü iade e t m e teşeb
limsel Devrim Kiliseyi sarstı, b u b ü s ü P r o t e s t a n l a r ı r a h a t s ı z edi
dönemde deneylere dayalı bilim yordu. 1639'da İskoçya, İngilte
sel a r a ş t ı r m a gerçekleşti, k ı s a re'yi işgal etmeye başladı. Savaş
z a m a n d a b ü y ü k yol k a t edildi ve p a r a demekti. Vergi t o p l a m a y a
Kâinatla, D ü n y a n ı n yapısı hak muhtaç Charles Parlamentoyu
k ı n d a s o m u t d ü ş ü n c e l e r gelişti. y e n i d e n açtı, a n c a k p a r l a m e n
O k ü l t bilimlerle doğal bilimler terler ona güvenmiyordu.
b i r b i r i n d e n ayrıldı. Yeni bilim 1642'de iç savaş başladı. P a r l a
a d a m l a r ı t o p l u m d a öne çıkarak m e n t e r l e r i n ordusu kralın ordu
A v r u p a ' d a s e k ü l a r i z m i n geliş s u n u 1649'da y e n d i , C h a r l e s
mesine önder oldular, rahiplerin i d a m edildi ve İngiltere C u m h u
gücü törpülendi, prestijli bilim riyeti i l â n edildi. P a r l a m e n t o
sel a k a d e m i l e r k u r u l m a y a baş güçlerinin b a ş k u m a n d a n ı Oli
landı. ver Cromwell (1599 - 1658) aske
ri gücüyle p a r l a m e n t o rejimini
T ü m b u olayları İngiliz Aydın İrlanda ve İskoçya'ya empoze et
l a n m a s ı tetikledi. ti. Cromwell'in ölümünde Parla
İlk önce, 16. - 17. yüzyıl İngiltere m e n t o , k a r ı ş ı k l ı k l a r a son ver
t a r i h i n e kısaca bakalım: m e k üzere, krallığın yetkilerini
1588'de İspanyol A r m a d a s ı İn kısarak, t e k r a r S t u a r t hanedanı
giltere'yi f e t h e d e m e d i a m a sa nı b a ş a getirdi. S t u a r t ' l a r d a n 2.
vaşlar bütçeyi sarstı. 1603 - 1625 James'in İngiltere'yi yeniden
yılları a r a s ı n d a İngiltere Kralı Katolik y a p m a t e ş e b b ü s ü üzeri
olan 1. J a m e s S t u a r t (daha önce ne Anglikan Kilisesi mensupları,
îskoçya Kralı olarak 6. James) J a m e s ' i n kızı M a r y ile evlenen
yeni vergiler i h d a s etmek zorun H o l l a n d a P r e n s i W i l l i a m of
da k a l ı n c a , y a s a gereği P a r l a Orange'a t a h t ı teklif ettiler. Ka
m e n t o y a m ü r a c a a t etti. Bu olay sım 1688'de W i l l i a m i n o r d u s u
Millet Vekillerine Kralı tenkit et İngiltere'ye çıktı ve 2. J a m e s , sa
m e ve p o l i t i k a s ı n ı e t k i l e m e v a ş m a d a n F r a n s a ' y a sığındı.
imkânını t a m d ı . İspanya ile har K a n s ı z bir d e v r i m g e r ç e k l e ş
b i n sona erdirilmesi, s o r u n l a r ı mişti.
yok etmedi. J a m e s ' i n oğlu Char
les S t u a r t (1625 - 1649) dönemin 1689'da P a r l a m e n t o H a k l a r Be
de ekonomik d u r u m d a h a da kö y a n n a m e s i n i y a y ı n l a y a r a k (Bili
tüye gitti. of Rights), i k t i d a r ve muhalefet
C h a r l e s h a l k ı n d a n i t a a t bekli olmak üzere, günümüzde hala
yordu; P a r l a m e n t o y u lağvederek geçerli olan, iki p a r t i l i s i s t e m i
24
k u r d u ve k r a l ı n h a k l a r ı n ı iyice Cromwell'in ö l ü m ü n d e n s o n r a ,
kıstı. Tolerans Yasası ile de (To- 2. Charles'dan demokrasi yönün
leration Act) t ü m d i n l e r e eşit de önemli v a a t l e r a l ı n a r a k sür
h a k l a r t a n ı y a r a k seküler devle g ü n d e n geri g e t i r i l m e s i k a r a r ı
tin temelini attı ve din savaşları yeni bir iç savaşı önledi. Bu kaos-
nı bitirdi.. lu Restorasyon D ö n e m i n d e Ro-
yal Society (Kraliyet Bilimler
Son S t u a r t h ü k ü m d a r ı Anne'ın
Akademisi) kuruldu. Tarihçi
çocuğu o l m a d ı ğ ı n d a n , l . J a -
A r t h u r B r y a n t 2. Charles'in de
mes'in t o r u n u Hanover Elektörü
neysel fiziğe m e r a k ı nedeniyle
1. George olarak t a h t a çıktı, sür
Royal Society'nin k u r u l u ş u n u
g ü n d e k i S t u a r t h a n e d a n ı n ı n ta
teşvik ettiğini şöyle yazar:
raftarı J a k o b e n l e r bir süre d a h a
karışıklık çıkarmaya devam etti Kral soyut dinsel dogmalardan
ler, a n c a k bu faaliyetleri sonuç hoşlanmayarak, kendi sağ du
suz kaldı. Ü n l ü Şövalye R a m s a y yusuna güvenir ve deneysel fiziğe
de S t u a r t h a n e d a n ı ile birlikte inanırdı. Restorasyondan kısa
P a r i s ' e s ü r g ü n giden, İskoçyalı bir süre sonra Royal Society Gra-
Kraliyet Bilimler Akademisi (Ro- ham College'de kuruldu ve Kral
yal Society) m e n s u b u y d u ve Pa bu yeni cemiyetin ilk hamisi ol
ris'te, L o c a s ı n d a H a t i p k ü r s ü du. Cemiyetin üyeleri bir büyü
s ü n d e n yaptığı ü n l ü k o n u ş m a denemesinde ünikorn boynuzla
n ı n sonucunda, İskoç Riti adının rından oluşturulan bir dairenin
P a r i s ' t e k i M a s o n l u ğ a verilmesi içine bir örümcek koydukların
ne neden oldu. da, yüzyılların boş inançlarına
itibar etmeyen örümcek dairenin
ROYAL SOCIETY dışına kolaylıkla çıkabilince,
çok önemli bir hamle atılmış ol
İngiliz Kraliyet Akademisini ku du. Bu deney cemiyetin tersima-
ranlar ilk bilim adamları a m a ay tında yazılıdır.
nı z a m a n d a da son büyücülerdi.
Ashmole Rozikrüsyen bir cemi Royal Society'nin k u r u c u l a r ı bü
yetin üyesiydi ve astroloji ile de yüyü t ü m ü y l e reddedip İncil'de
meşguldü; Newton Rozikrüsyen- yer a l a n "Papanın mucizeleri
lerin s i m y a m e t o t l a r ı n ı t e t k i k ni" batıl i t i k a t delili olarak ka
ediyor ve h a k l a r ı n d a yazılar ya bul ediyorlardı.
zıyordu; Hooke örümcek ve üni-
korn boynuzları ile büyü deney Cemiyetin k u r u c u l a r ı Kilisenin
leri yapıyordu. T a n r ı ve r u h üzerindeki dogma
larını k a b u l ederek, geri k a l a n
1660 yılında İngiltere kanlı bir iç herşeyi sorgulamakla, i n a n ç so
h a r p t e n yeni çıkıyordu. Oliver r u n u n u h a l l e t m i ş l e r d i . Ancak,
25
bu d ü ş ü n c e l e r bir g ü n d e ortaya s k a l a n m üzerine düşüyordu. Bu
çıkmış olamazdı. Engizisyonun gözlemlerin s a y e s i n d e g ü n e ş i n
zulmüne u ğ r a m a k t a n çekinen d ü n y a n ı n etrafında m ü k e m m e l
bilim a d a m l a r ı serbestlik a n m a bir daire üzerinde dönmediği an
k a d a r gizlenmeyi yeğleyerek laşıldı. Kışın, yaz a y l a r ı n a göre
"Invisible College" a d ı n d a b i r güneş ufuğa d a h a yakın olunca,
gizli bilim cemiyeti k u r d u l a r . Bu ışık deliğe y a n d a n geliyor ve gü
cemiyet s o n r a d a n Royal Soci- neşin skala üzerine yansıyan
ety'ye dönüştü. şekli daireden elipse dönüşüyor
du. Oysa, d o g m a y a göre T a n
Nasıl olup da gelişmekte olan bu r ı n ı n yaradılışı m ü k e m m e l d i ve
düşünceler kimsenin dikkatini g ü n e ş m u t l a k a m ü k e m m e l bir
çekmemişti? R e s t o r a s y o n u n ilk daire üzerinde h a r e k e t etmeliy
haftalarında bilimsel metot nasıl di. Egnatio D a n t i Engizisyonun
a n i d e n p a r l a y a r a k dinsel i n a n pençesine d ü ş t ü , keşfinin yazıl
cın dogmalarından ve t u t u c u ba m a s ı , anlatılması y a s a k l a n d ı .
tıl i n a n ç l a r d a n silkinerek k u r t u
labilmişti? Galileo'nun Pisa Kulesinin tepe
17. yüzyılda dinde devrim yaşa sinden muhtelif objeleri a t a r a k
nıyordu. Son on üç yüzyılda Kili gerçekleştirdiği yer çekimi de
se, teolojinin desteği ile emperya neylerinin sonunda, aynı ağırlık
list bir i n a n ç y u m a ğ ı oluştur t a olan a m a şekilleri ve hacimleri
m u ş t u . E m p e r y a l g ü c ü n ü kay değişik objelerin aynı hızla düş
b e t m e m e k için, Kilise teolojisini t ü k l e r i n e dair geliştirdiği teori
k o r u m a y a m e c b u r d u . Dogmala Engizisyon teologları t a r a f ı n d a n
rın zedelenmemesi için rahipler reddedildi.
özel t a r t ı ş m a m e t o t l a r ı n d a eği
t i m görürlerdi. T ü m üniversite C o p e r n i c u s ü n düşünceleri Kili
ler Kilisenin kontrolündeydi, se ve Aristo öğretileri ile çelişi
ders müfredatı dahi Kilise t a r a yordu. 1616'da Copernicus'un ki
fından tespit edilirdi. tapları yasaklandı, Coperni
cus'un d ü ş ü n c e l e r i n i geliştiren
15. yüzyılda Floransa'lı Cosimo Galileo da Engizisyon m a h k e m e
de Medici, Egnatio D a n t i adında si tarafından bu defa tutuklandı,
bir genç m i m a r d a n Paskalya yor i d a m cezası ö m ü r boyu h a p s e
t u s u n u n (ilkbahar g ü n dönümü) çevrildi ve Galileo, n i s p e t e n ra
t a r i h i n i tespit edebilecek bir ra h a t da olsa, ö m r ü n ü h a p i s h a n e
s a t h a n e inşa etmesini istedi. Mi ş a r t l a r ı n d a t a m a m l a d ı . Bu ör
m a r t e p e s i n d e y u v a r l a k deliği nekleri çoğaltmak m ü m k ü n . Ne
olan bir kubbe inşa etti, güneşten tice olarak, teolojik a r g ü m a n l a r
gelen ışık h u z m e s i y e r d e k i bir la deneysel fizik sonuçları t a r t ı -
26
şılmış, dogmaya u y m a y a n l a r Solomon's House ( S ü l e y m a n ' ı n
yasaklanmış, araştırmacılar Sarayı) veya College of Six Days'
Engizisyon t a r a f ı n d a n yargı Works (Altı G ü n l ü k M e s a i n i n
lanmıştı. Koleji - yani T a n r ı n ı n altı günde
yarattığı d ü n y a n ı n araştırılması
Bu olaylardan sonra Katolik ül Koleji) adı verilen ve bilim adam
kelerde bilim a d a m l a r ı sindiler. larının bir a r a y a gelerek D o ğ a y ı
Oysa, İngiltere'de, bilim yüceltil a r a ş t ı r d ı k l a r ı bir m e k â n t a r i f
di. F r a n c i s Bacon (1561 - 1626) e d i l m e k t e . Bilim a d a m l a r ı bir
d e n e y l e r d e n p r e n s i p l e r e gidil ısız a d a d a k u r u l a n b u s a r a y d a
m e s i g e r e k t i ğ i n i s a v u n u y o r ve d ü n y a n ı n d e r t l e r i n d e n (din ve
böylece deneysel m e k a n i k bilim politika) u z a k t a y a ş a y a r a k ken
lerinin yolunu açıyordu. dilerini bilime a d a m a k t a d ı r . So
lomon's House, Royal Society'ye
Royal Society'nin Öncüsü i l h a m veren ütopyadır. ROYAL
Gizli C e m i y e t : S O C I E T Y de ele alınacak konu
Invisible College l a r ise Bacon'un Novum Orga-
num k i t a b ı n d a yer alır. Bacon
Sir F r a n c i s B a c o n : Kısaca Lord bu kitabın bir n ü s h a s ı n ı , h a m i s i
Bacon, İngiliz devlet adamı, filo m a s o n Kral 6. J a m e s ' e yolluyor.
zof, yazar. 22 Ocak 1561'de Lond 6. James'in İskoçya'da Scoon a n d
r a ' d a doğdu, 9 N i s a n 1626'da öl P e r t h L o c a s ı n d a 1601 y ı l ı n d a
dü. Bacon bir keşfin bilimsel ola tekris edildiğini t e r s i m a t l a r d a n
bilmesi için y a l n ı z c a gerçekçi biliyoruz. 6. J a m e s s o n r a d a n
gözlem ve deneylere d a y a n m a s ı İngiltere Kralı olunca, 1. J a m e s
gerektiğini, teorinin gözlemden unvanını alıyor. Novum
önce değil, ancak sonra geliştiri O r g a n u m ' u n kapağını iki sü
lebileceğini ifade eden ilk filozof t u n a r a s ı n d a n denize açılan bir
tur. Bilim adamı ilk önce gözlem- gemi (bilgi gemisi) r e s m i süslü
lemeli, peşinden deneylerini yor.
yapmalı, sonra da teorisini geliş
tirmelidir. Bilimsel düşünce tar 10 E k i m 1667'de ROYAL SO
zı, yola ç ı k a r k e n "tabula rasa" CIETY üyelerinden Thomas
(peşin fikirlerden t ü m ü y l e arın Spratt'ın, k u r u l u ş u n d a n 7 yıl
m ı ş , ü s t ü boş m a s a ) olmalıdır. sonra, ROYAL SOCIETY'ye sun
Eserleri a r a s ı n d a N e w Atlantis duğu k u r u l u ş tarihçesinin k a p a k
H ü r m a s o n l u k l a olan b a ğ l a r ı n ı g r a v ü r ü n ü g e n e ROYAL S O
sergiliyor. 1627'de y a y ı m l a n a n CIETY üyesi mikroskop ve teles
bu kitabında, yazar ideal bir dev kop m e r c e k l e r i ü r e t i c i s i J o h n
let tarif ediyor. Bu ideal devlette Evelyn yapmıştı. Robert Lomas
27
"Freemasonry and the Birth of ğını, kaldı ki Mason İskoçya kralı
Modern Science" k i t a b ı n ı n 7 1 . - 6. J a m e s ' i n ( s o n r a d a n İngiltere
73. sayfalarında bu kapağı şöyle Kralı 1. James) himayesinde ya
anlatıyor: şamış Francis B a c o n ü n , ROYAL
SOCIETY üyelerinden Ashmole,
"Arka plândaki ü s t ü kubbeli pen
Alexander Bruce, Sir Robert Mo
cereden G r e s h a m Kolej gözükü
r a y ve Sir C h r i s t o p h e r Wren'in
yor. Işık o r a d a n geldiği için pen
h a t ı r a t l a r ı n d a n ve t e r s i m a t l a r -
cerenin Doğuda olduğu anlaşılı
dan mason olduklarını kesinlikle
yor. Kubbeyi iki s ü t u n üzerinde
biliyoruz diyor. Ayrıca, cemiye
d u r a n yaylı kiriş taşıyor, kilit ta
tin t ü m diğer üyelerinin de m a
şının üzerini, Kral 2. C h a r l e s ' m
son olma ihtimali yüksek, zira bu
cemiyete u y g u n g ö r d ü ğ ü a m b
denli değişik m u h i t l e r d e n , sos
lem süslüyor. Döşeme siyah be
yal k a t m a n l a r d a n gelen, k a r ş ı t
yaz k a r e l e r d e n oluşuyor. Sol ta
dinsel ve politik i n a n ç l a r a sahip
rafta bilimlerin kütüphanesi,
kişinin, ancak Mason Locaların
k r a l i y e t a s a s ı n ı n ü z e r i n d e dur
da t a n ı ş m ı ş olabileceklerini dü
duğu berat, d u v a r l a r d a dört per
şünüyor. Resimde gözüken üç ki
gel, üç gönye ve iki şakul, odanın
şinin de yerleri sembolizma dolu:
o r t a s ı n d a bir teleskop, bir gemi
Charles'm büstü Doğuda, o Üsta
s a a t i ve iki k ü r e d u r u y o r (teles
dı M u h t e r e m , D o ğ a n g ü n e ş i n
kop, saat ve yer küresi ile gök kü
ışınları onu aydınlatıyor; o tarih
resi ROYAL SOCIETY üyeleri
teki ROYAL SOCIETY b a ş k a n ı
n i n önemli bir u ğ r a ş ı olan açık
Brouncker 1. N a z ı r pozisyonun
denizlerde boylamın tespiti hak
da, Sir Francis Bacon da Bir Ön
k ı n d a k i a r a ş t ı r m a l a r ı n ı remze-
ceki Üstadı M u h t e r e m koltuğun
diyor). Doğuda, kilit t a ş ı n ı n al
da oturuyor.
t ı n d a ve siyah beyaz döşemenin
ortasında 2. Charles'm büstü, so
Sir R o b e r t B o y l e (1627 -1691):
l u n d a ROYAL SOCIETY'nin
Sir Robert Boyle, Otto von Gue-
b a ş k a n ı William Brouncker sü
ricke'nin icadı h a v a p o m p a s ı n ı
t u n l a r ı n ü z e r i n d e k i yazıyı par
geliştirdi ve v a k u m denemeleri
m a ğ ı y l a işaretliyor. C h a r l e s ' m
ile canlıların teneffüsü ve ateşin
sağında da Francis Bacon oturu
yanması için havanın gerektiğini
yor "
tespit etti; Böyle gazların sıkıştı-
rılabilirliğine dair kendi adını ta
Üniversitede İstatistik kürsüsü
şıyan fizik y a s a s ı n ı n da mucidi
profesörü Robert Lomas,
dir.
i s t a t i s t i k î o l a r a k b u k a d a r çok
masonik sembolün bir a r a d a bu E k i m 1644'de Böyle P a r i s ' t e ya
l u n m a s ı n ı n t e s a d ü f olamayaca ş a y a n hocası I s a a c Marcombe'e
28
yazdığı m e k t u p l a r d a Invisible "....doğal felsefe ve özellikle Yeni
College'den bahseder. Cemiyetin Felsefe veya Deneysel Felsefe ta
ü y e l e r i için m a s o n i k bir t a b i r bir ettikleri beşerî bilimin diğer
olan "cornerstone" (temel taşı) yönlerine merak sarmış değerli
ifadesini kullanır. Invisible Col- kişilerle tanışma fırsatım oldu.
lege'in üyeleri "felsefe kolejinin Londra'da, belirli gün ve saat
ilkelerine göre doğa felsefesini ve lerde devam mecburiyeti olan
mekanizmalarını araştırmak muntazam toplantılar tertip edi
üzere" m u n t a z a m a n toplanırlar. liyordu, deneylerin masrafını
S a m u e l H a r t l i b ' e yazdığı b i r karşılamak üzere üyelerden haf
m e k t u p t a m a s o n i k terminoloji talık aidat tahsil ediliyor ve top
mize u y g u n t e r k i p l e r k u l l a n ı r : lantılara katılamayanlardan
"Kolejinizin inşaatında bir kaç para cezaları kesiliyordu
taş döşemek isteyen en mütevazı Toplantılarımızda teoloji ve dev
işçiye de değer verdiğinizden...." let işlerini tartışmıyor, yalnızca
Boyle'un y a z ı ş m a l a r ı n ı n çoğun felsefi konulara eğiliyorduk..."
d a b u n l a r a b e n z e r m a s o n i k ter
minolojiye s a h i p m e s a j l a r ol Wallis de y a z ı l a r ı n d a , Boyle'un
m a k l a b e r a b e r tekrisine dair bir yaptığı gibi, sık sık m a s o n i k ter
kayıt b u l u n a m a m ı ş t ı r . minoloji kullanıyordu.
29
b i r b i r i n d e n h a b e r s i z o l a r a k en- 28 Kasım 1660 Ç a r ş a m b a g ü n ü
tegral matematiği "kalkülüs" on iki bilim adamı G r e s h a m Col-
metodunu keşfetti). Ancak, New- lege'de geometri hocasının oda
t o n ' u n bilime en b ü y ü k hizmeti sında toplandılar, onları bir ara
C o p e r n i c u s ü n başlattığı devrimi ya getiren kralın t a h t a çıkmasın
t a m a m l a m a k oldu. D e n e m e l e r da b ü y ü k hizmeti geçen Sir Ro-
ve m a t e m a t i k sayesinde Evren b e r t Moray oldu. Kral 2. C h a r -
de geçerli m e k a n i k kuralları tes- les'ın t a h t a geçtikten sonra ilk ic
bit etti. Nevvtonün teorisine göre raatı, babasını idam ettirmiş
Evreni üç ayrı m e k a n i k h a r e k e t olan Cromwell'in cesedini meza
yasası ile yer çekimi yerinde tut r ı n d a n çıkartıp v ü c u d u n u parça
m a k t a d ı r . N e w t o n ' c u fizik 20. l a t m a k ve başını bir direğe geçir
yüzyıla k a d a r bilimsel anlayışın terek h a l k a teşhir etmek olmuş
esası oldu. Günümüzde dahi, ışık t u . Bu k i n b i r i k i m i n e r a ğ m e n ,
hızında seyreden partiküller fizi Kralın himayesindeki Royal So-
ği ile a t o m d a n küçük boyutlarda ciety, k u r u l u ş o t u r u m u n u n baş
v u k u b u l a n fenomenler dışında, k a n ı olarak, Cromwell'in kızkar-
Newton fiziği geçerliliğini koru deşinin dul kocası, koyu cumhu
maktadır. riyetçi, matematikçi Rahip J o h n
Wilkins'i seçti. Din ile politika
t a r t ı ş m a l a r ı yasaklanınca b u 12
• îşte, böyle bir ortamda, Lond
bilim a d a m ı ve s o n r a d a n o n l a r a
ra'da bir grup bilim adamı do
k a t ı l a n l a r h u z u r içinde salt bi
ğanın m e k a n i z m a l a r ı n ı dene
limsel t a r t ı ş m a l a r a k e n d i l e r i n i
m e k üzere, ilerici, mason k r a l
adayabildiler. Royal Society gü
2. C h a r l e s i n h i m a y e s i n d e ,
nümüzde prestijini korumaya
bâtıl ile mücadele edecek, yeni
devam etmektedir.
deneysel fizik felsefesini hal
k a yayacak bir cemiyet k u r m a Peki, ROYAL SOCIETYyi k u r a n
k a r a r ı n ı aldılar. P a r l a m e n t o - değişik i n a n ç ve politik görüşlü,
n u n çıkardığı yeni y a s a l a r l a kimi zengin, kimi yoksul bu 12
k o r k u gitmiş, gizlilik mecbu idealist bilim adamı nasıl bir ara
riyetinden k u r t u l u ş l a , s u y u n y a gelebilmişti?
yüzüne çıkma z a m a n ı gelmiş
ti. Dogmaların a r a l a r ı n d a kı Cromwell'in iktidar döneminde,
sır t a r t ı ş m a l a r a m e y d a n ver Operatif Mason Localarına üye
melerini önlemek amacıyla olarak kabul edilmiş bilim adam
da, politika ve din tartışmala ları Mason Localarının gizliliğin
rını y a s a k l a d ı l a r . B u k a r a r de toplanabiliyor ve birbirlerini
d a n m o d e r n deneysel bilim t a n ı m a fırsatını elde ediyorlardı.
doğdu. 1642 yılında b u kişiler, Sir F r a n -
30
cis Bacon'un düşüncelerinin et m u ş t u r . İngiltere'de iki politik
kisinde, yukarıda gördüğümüz partili, p a r l a m e n t o üyeleri h a l k
şekilde, Invisible College adında, t a r a f ı n d a n seçilen m e ş r u t i y e t
s o n r a d a n Royal Society'ye dö zaten var olduğundan, İngiliz Lo
nüştürülecek bir k u r u l u ş gerçek calarında demokrasi ve özgürlük
leştirmişlerdi. M a s o n l u k k a t a l i savaşı vermek gerekmiyordu. Bu
zör olmuştu. nedenle, Akdeniz ve Güney Ame
r i k a ülkelerindeki B ü y ü k Loca
ANGLOSAKSON ların devrimci faaliyetlerinin ak
M A S O N L U Ğ U İLE KITA sine Anglo - Sakson ülkelerin Bü
MASONLUĞUNUN y ü k Localarında, devrimci faali
yet görülmemiştir.
KIYASLANMASI -
A Y D I N L A N M A N I N KITA
A V R U P A S I N A İNTİKALİ İngiliz M a s o n l a r ı d a h a çok Ki
l i s e n i n d o g m a t i z m i n e ve sko-
İNGİLTERE l a s t i z m e k a r ş ı bilimselliği sa
vundular. Royal Society üyeleri
Anglo-Sakson Masonluğu ile Kı n i n çoğu, belki de hepsi, Ope-
t a Avrupası ve Lâtin Masonluğu ratiflikten Spekülâtifliğe doğru
n u kıyaslamadan önce bu iki ma- adım a t a n Localarda k a b u l edil
sonik tarzın geliştikleri ortamla mişlerdi. Üyelerin arasında
rı k ı y a s l a m a k gerekir. Anglikan, Katolik ve P r o t e s t a n
İngiltere'de, M a g n a C h a r t a ' d a n , olduğu gibi, politik olarak, Cum
Cromwell döneminin iç savaş ve huriyetçi ve Kralcı o l a n l a r da
kısa cumhuriyet denemesinden vardı. Önemli olan bilim ve fel
s o n r a , i k t i d a r ve m u h a l e f e t ol sefe idi; b a r ı ş içinde bilimsel
m a k üzere, iki partili P a r l a m e n çalışmalarını yürütebilmek için,
to geleneği y e r l e ş m i ş t i . S t u a r t din ve politika t a r t ı ş m a l a r ı n ı n
H a n e d a n ı n ı n t a h t a n indirilmesi y a s a k l a n d ı ğ ı n ı y u k a r ı d a gör
ile s o n u ç l a n a n 1640'dan 1689'a dük. Bu bilim a d a m l a r ı n ı n
k a d a r s ü r e k l i ihtilâl ve din sa faaliyeti ile S p e k ü l a t i f Mason
vaşları döneminin s o n u n d a par luğa geçiş hız k a z a n d ı , Localar
lamentoda "Bill of Rights" ve "To yeni bilimlerin tartışıldığı a k a
leration Act" k a b u l edildi. Bun demilere d ö n ü ş t ü . N e w t o n ' d a n
l a r l a İngiliz h a l k ı n ı n kazandığı başlayarak, deneysel fizik ve ma
bir çok h a k k ı n y a n ı n d a Protes tematik, dinsel metafiziğin yeri
t a n l a r a , Anglikan ve Katolikler- ne oturtularak, deneye ve m a t e
le eşit h a k l a r tanındı. matiğe dayalı deist - n a t ü r a l i s t
bir felsefe öneriliyor, b u fikirler
H e r t o p l u l u k t a , k e n d i n e özgü H ü r m a s o n l u k yoluyla yayılıyor
sosyal ş a r t l a r d a Masonluk oluş du.
31
Cumhuriyetçiler yeni bilimin bu larda buluşmaya, birbirlerine
düşüncelerini politikalarına ta Kardeş demeye başladılar, Loca
şıdılar. Böylece kralcılar Hıristi larda gelişen deist düşünce ile to
y a n metafizikle, cumhuriyetçiler lerans anlayışı Anderson'un
de deneysel mekanik ve matema 1723 A n a y a s a s ı n a y a n s ı d ı . Bu
tikle özdeştiler. a r a d a g e l i ş m e l e r d e n fevkalâde
r a h a t s ı z olan P a p a 12. Clement,
Özetle, İ n g i l t e r e ' d e , 17. yüzyıl 1738'de yayınladığı "In Eminen
devrimci potası, 1689 yılında ka ti" f e r m a n ı ile, P r o t e s t a n l a r a
bul edilen seküler y a s a l a r l a Ra K a r d e ş diye h i t a p ederek Loca
d i k a l A y d ı n l a n m a y ı teşvik et larda onlarla birlikte aynı mesai
miştir. Aydınlanma devrimi, yi p a y l a ş a n Katolik M a s o n l a r ı
1640'larda b a ş l a y a r a k 1688 - 89 aforoz etti.
yıllarında vuku bulan ihtilâle ka
dar uzanmış, Isaac Newton, J o h n
Toland, R o b e r t Boyle, L o n d r a FELEMENK
M a s o n l a r ı n ı n b a ş k a n ı olan Sir CUMHURİYETİ
C h r i s t o p h e r W r e n (1632 - 1723) 18. yüzyılın b a ş l a r ı n d a , İngilte
gibi filozof, m a t e m a t i k ç i ve mi re'deki devrimin s o n u ç l a r ı n d a n
m a r l a r ı n çalışmaları ile t ü m Av h ü s r a n a u ğ r a y a n Cumhuriyetçi
r u p a ' d a m o d e r n bilimsel anlayı ler, XIV L o u i s ' n i n m ü t e c a v i z
şın ve özellikle, 18. yüzyıl Cum Fransa'sına karşı ittifakı güçlen
huriyetçi akımlarının tohumları d i r m e k a r z u s u ile de h a r e k e t
nı ekmiştir. A r t ı k gökyüzünde ederek Felemenk Cumhuriye-
g e z e g e n l e r i n h a r e k e t i veya içi ti'ne geçtiler. O r a d a da, F r a n -
boş bir k a m ı ş emildiğinde içinde sa'daki z u l ü m d e n k a ç a n Protes
s u y u n y ü k s e l m e s i skolâstik ne tan (Huguenot) sığınmacılarla
d e n l e r e bağlı değildi. Bilimsel b i r l e ş e r e k ve S p i n o z a ' n m tole
D e v r i m i n a n a b a ş a r ı s ı , doğayı r a n s a n l a y ı ş ı n d a n da etkilene
t e t k i k için deneye dayalı ve yeni rek, Newtoncu Aydınlanmayı Kı
geliştirilen m a t e m a t i ğ i n uygu t a Avrupasına taşıdılar. B u r a d a
l a n m a s ı yollarıyla yepyeni bir İngiliz H ü r m a s o n l u ğ u n u n da bü
metodoloji g e l i ş t i r m e s i olmuş yük rolü olmuş, böylece, bu hare
t u r . 1687 yılında Newton "Doğa ket, Hollanda'dan, önce Avustur
Felsefesinin Matematiksel Pren ya, d a h a sonra da F r a n s a ' y a sıç
sipleri" (Philosophiae Naturalis r a y a r a k Ansiklopedist akımı ve
Principia Mathematica) adında Büyük Fransız Devriminin yolu
ki eserini yayınladı. n u açan, 18. yüzyıl F r a n s ı z Ay
İç s a v a ş l a r d a n y o r u l a n ü l k e d e d ı n l a n m a s ı n ı n t o h u m l a r ı n ı at
P r o t e s t a n l a r l a Katolikler Loca mış oldu.
32
Descartes (1596 - 1650), Newton F r a n s a Kralı XIV. Louis, "l'Etat
(1642 - 1727) ve Leibnitz (1646 - c'est moi" (Devlet benim) diye
1716) yeni buluşlarının Kilisenin biliyor, P r o t e s t a n l a r a zulmedi
gücünü sarsacağından endişe yor ve komşu ülkeleri tehdit edi
ederken, Hobbes (1588 - 1679) ve y o r d u . İngiliz A y d ı n l a n m a s ı n
B a r u c h Spinoza (1632 - 1677) dan, Felemenk Cumhuriyeti
a ç ı k t a n a ç ı ğ a Kiliseye cephe yoluyla feyiz a l a n M a s o n An-
alıyorlardı. Spinoza'ya göre siklopedistlerin, A y d m l a n m a c ı -
karşılıklı tolerans ve söz h ü r r i ların, özellikle "Les Neufs Soe-
yeti düşüncenin oluşmasının u r s " Locasında faaliyetleri Bü
şartlarıydı, zira, doğada rolü y ü k Fransız Devrimini hazırla
m ü z ü n anlaşılması düşünceleri mıştır.
mizi b a ş k a l a r ı y l a paylaşabilme-
yi gerektirir ve i n s a n davranışı
n a otorite değil, m a n t ı k r e h b e r Kralın yetkileri sınırsızdı. Parla
olmalıdır. m e n t o v a r d ı , a m a t ü m üyeleri
k r a l t a r a f ı n d a n seçilmişlerdi.
Radikal aydınlanmacı filozoflar, Sürekli t a k i p t e olan m u h a l e f e t
i n g i l t e r e ' d e n H o l l a n d a ' y a uza ise yer altındaydı ve çoğu kez Lo
n a n , F r a n s ı z ve A v u s t u r y a l ı calara sığmıyordu. 1689'da İngil
c u m h u r i y e t ç i l e r i de içine a l a n tere'den F r a n s a ' y a s ı ğ m a n Stu-
bir e n t e r n a s y o n a l edebî cumhu a r t H a n e d a n üyeleri ve y a k ı n
r i y e t içinde s e r b e s t ç e h a r e k e t çevreleri, yeşermekte olan F r a n
e d i y o r l a r d ı . 1720'lerden s o n r a sız M a s o n l u ğ u n u t e t i k l e d i l e r .
bunların Felemenk Cumhuriye Yukarıda da söylediğim gibi, sür
t i n d e y o ğ u n l a ş t ı k l a r ı n ı görüyo g ü n İskoç Kral J a m e s S t u a r t ' ı n
ruz. y a k ı n ı , R o y a l Society ü y e s i
Şövalye R a m s a y , 1736 yılında,
1670'den s o n r a F e l e m e n k Cum
P a r i s ' t e , Loca H a t i b i o l a r a k
h u r i y e t i F r a n s a ' n ı n t e h d i d i al
y a p m ı ş olduğu ü n l ü n u t k u y l a
tındaydı. Kıyaslama yapılırsa,
Masonluğun kaynağını Tamp-
Locke (1632 - 1704) ve New-
t o n ' u n ingiliz dünyası, K ı t a Av liye Şövalyelerine g ö t ü r e r e k İs
r u p a ' s ı n d a n çok d a h a güvenliy koç Ritinin t o h u m l a r ı n ı atıyor
di. du. R a m s a y ' i n belki en b ü y ü k
hizmeti, aynı n u t u k t a , F r a n s ı z
A y d ı n l a n m a s ı n ı n temeli olacak
FRANSA
Ansiklopedi ç a l ı ş m a l a r ı n ı b a ş
İngiltere'de d e m o k r a s i ve tole l a t m a y a yönelik teşvik edici söz
rans yasaları h ü k ü m sürerken, leriydi.
33
ŞÖVALYE RAMSAY'İN 1736 TARİHLİ N U T K U N D A N
A N S İ K L O P E D İ ÇALIŞMALARINI TEŞVİK E D E N B Ö L Ü M
34
katkısı Newton'cu Aydınlanmayı Şiirin a n a t e m a s ı t o t a l i t e r re
ingiliz k ö k l e r i n d e n s o y u t l a y a j i m d e b ü y ü v e d i n s e l fanatiz
rak, İngiliz bilimi ile parlamento min öne çıkarak halkın isyan
da seçimle gelen partiler arasın e t m e s i n e s e b e p o l d u ğ u v e po
da muhalefetin de temsil edildiği litikaya düzen ve istikrarı
m e ş r u t î devlet y ö n e t i m i n i "Ev ancak yeni bilimlerin getire
r e n s e l A y d ı n l a n m a y a model" bileceği hakkındadır.
olarak göstermiş olmasıdır. Vol-
t a i r e , Cumhuriyetçiliğin pratik Voltaire tarafından y o r u m l a n a n
ten u z a k olduğunu iddia ederek Newton'cu Aydınlanma, Batı
m e ş r u t i y e t i öneriyor ve New- Avrupa'da bilimsel d ü ş ü n c e n i n
ton'cu m e k a n i k biliminin evre güçlü bir şekilde u y g u l a n m a s ı n ı
n i n t ü m sırlarını izah edebilece sağladı. A y d ı n l a n m a n ı n yayıl
ğini ileri s ü r ü y o r d u . B u a r a d a m a s ı Mason Locaları ile Mason
Panteistlerle Materyalistlere Yayıncıların yoluyla oldu. New-
k a r ş ı da cephe alıyordu. ton'cular yeni geliştirdikleri t ü m
dinlere toleranslı y a k l a ş a r a k
Voltaire Felemenk Cumhuriyeti m e k a n i k d ü n y a felsefesinde,
ne y a p m ı ş olduğu ilk ziyaretle T a n r ı y a Evrenin Ulu Mimarı
rinde Cumhuriyetçiler, New- adını verdiler. 1720'h y ı l l a r d a
ton'cu A y d ı n l a m a c ı l a r , S p i n o - Felemenk C u m h u r i y e t i ile İngil
za'cılarla tanışmış, onların etki tere'de M a s o n l a r l a bu denli ya
s i n d e 1726 y ı l ı n d a L a h e y ' d e n k ı n t e m a s t a y a ş a y a n Voltaire
Londra'ya geçmişti. M a r g a r e t C. için, o yıllarda t e k r i s o l d u ğ u n u n
J a c o b ' a göre, V o l t a i r e İngilte t a h m i n i de y ü r ü t ü l m e k t e d i r . Bu
re'ye g e ç m e m i ş olsaydı Aydın sav doğruysa, y a ş a m ı n ı n sonuna
l a n m a Hareketi b u denli güçlü ve doğru Paris'te gözleri açık olarak
etkili olamayacaktı. 1726 yılında gerçekleştirilen t e k r i s m e r a s i
B a ş b a k a n Walpole'e tanıştırıl minde, gözlerinin b a ğ l a n m a m a s ı
m ı ş , N e w t o n ' c u l a r ı n ileri gelen da belki de bu nedenden kaynak
leri ile y a k ı n ilişkiler k u r m u ş ve lanmaktadır.
h ü k ü m e t i n k o r u m a s ı n a alınmış
t ı . V o l t a i r e ' i n "La Henriade" Voltaire'den vecizeler:
adındaki epik eseri Kral I. Geor-
ge'e i t h a f edildi (1728). Metin • Söylediklerinden nefret edi
m u t l a k i y e t i temsil eden F r a n s a yorum; a m a , onları söyleye
Kralı IV. Henri'nin (1598 - 1610) bilme h a k k ı n ı s a v u n m a k için
yönetimi ile t o l e r a n s ve Aydın h a y a t ı m ı vermeye hazırım.
lanmaya adanmış İngiliz • Ölüler eşit, yalnız m a s k e l e r i
m e ş r u t î m o n a r ş i s i a r a s ı n d a kı değişiktir. Özgürlük olmasay
y a s l a m a y a p a n epik bir şiirdir. dı ruhlarımız ne olurdu?
35
• V a t a n d a ş l a r ı m doğruyu a r a i n ş a e t t i k l e r i gibi, e g e m e n
dıkça, özgürlüğü sevecekler liklerinde yaşadıkları yasala
dir. Özgür olmak, gerçekten rı da y a p a b i l m e l e r i n i istiyo
nedir? Doğru m u h a k e m e yü rum.
r ü t m e k ve i n s a n haklarını ta
n ı m a k t a n b a ş k a bir şey değil • İnsanlar henüz yeterince
dir, i n s a n h a k l a r ı n ı n ne oldu a k ı l l a n m a d ı l a r . T ü m dinleri
ğ u öğrenilince de o n l a r ı sa hükümetlerden ayırmanın
v u n m a k doğaldır. Sizlere ger ş a r t o l d u ğ u n u h e n ü z bilmi
çeği, özgürlüğü ve erdemi öne yorlar; insanların mutfak
r i r i m ; yalnız b u üç k a v r a m larında yemeği pişirdikleri
için y a ş a m sevilmelidir. yönteme k a r ı ş m a y a n devlet,
d i n l e r i n e de a y n ı ş e k i l d e
• İ n s a n l a r h ı r s sahibi oldukla karışmamalıdır; insanlar
r ı n d a n , hiçbir z a m a n mükem d a m a k zevklerine göre ye
mel h ü k ü m e t gerçekleşeme mek yedikleri gibi kendi tarz
miştir; hırsları olmasaydı, za l a r ı n d a T a n r ı l a r ı n a d u a ede
ten h ü k ü m e t e de gerek olmaz bilmelidirler; y a s a l a r a u y m a
dı. Rejimlerin arasında en ka k o ş u l u y l a , m i d e ve vicdan
bul edilebilir olanı, i n s a n l a r ı t a m özgürlüğe s a h i p olmalı
doğal eşitliğe en çok yaklaştı dır.
ran Cumhuriyettir.
• Özgür i n s a n l a r ı n , tıpkı içinde • T ü m haksızlıklarına r a ğ m e n ,
y a ş a d ı k l a r ı evleri k e n d i l e r i v a t a n sevilmelidir.
BAŞLICA KAYNAKLAR
36
M AS O NİK KONULAR
YAKUBUN MERDİVENİ
T a m e r AYAN
The symbolism of the ladder is found among many ancient initiations and other
ceremonies and is everywhere used to represent progress upward or betterment. It
is also encountered in the Pagan Mysteries of Mithra and in the Mysteries of Brah
ma. The story of Jacob's ladder takes place in Genesis, Ch. 28st. W h e n Jacob's lad
der was exactly included in the Masonic lectures is unknown. It is not found in any
of early lectures or ritualistic exposes and came in as late as the early 19th century.
Instead of 7 rounds and steps, the Masonic ritual employs a ladder of 3 representing
the Theological Virtues of-, Faith, Hope and Charity, though a 7-step ladder could
have been adopted by merely adding the 4 Cardinal Virtues namely, Temperance,
Fortitude, Prudence and Justice. Jacob's ladder in Freemasonry seems to point the
connection between earth and heaven, man and God and to represent faith in G o d ,
charity towards all men and hope in immortality.
37
Sembolik M a s o n l u k t a k i Birinci Derece'deki Y a k u b ' u n Merdiveni d)
h e r obediyansta geçerlidir. Bu merdiven, yeryüzünden gökyüzündeki
t a n r ı s a l güce ve k u d r e t e yükselmek amacıyla t a s a r l a n m ı ş s a n a l bir
m e r d i v e n d i r . T e v r a t ' t a n alınmış teistik bir sembol olan b u s a n a l
m e r d i v e n i M a s o n l u k t a 19. Yüzyıldan i t i b a r e n görmeye başlıyoruz.
H ı r i s t i y a n l a r d a n alınmış İman-Ümit-Şefkat gibi Üç Dinsel E r d e m i n
merdivenin üç b a s a m a ğ ı n a ve İtidal-Cesaret-Basiret-Adalet gibi Dört
Masonik E r d e m i n m e r d i v e n i n dört b a s a m a ğ ı n a k o n u l m a s ı ile Ya
k u b ' u n Merdiveni sembolik hüviyetini değiştirmiş, Yahudi-Hıristi-
y a n k ü l t ü r l e r i n e eşdeğer miks-teistik bir sembol olmuştur.
(1) Yakub'un Merdiveni: bir anlamda Teolojik Merdiven veya Dinsel Merdiven
38
1965 Konsekrasyon töreninde t a n z i m ve tahsisimizi y a p a n İskoçya
B ü y ü k Locası ile Türkiye Büyük Locasının b u g ü n kullandığı Birinci
Derece Çalışma Tablosu a r a s ı n d a k i farklar:
39
Düzenliliğin soyut göstergesi olan T a n r ı inancı ile somut göstergesi
olan Kutsal Kitapları bağlayan ve "vahiy" olgusunu içeren teistik
önemli bir sembol o l d u ğ u n d a n Y a k u b ' u n Merdiveni Çalışma Tablo
s u n d a n çıkarılmıştır. Sembolik M a s o n l u k t a ikinci derece öğretilerin
den Dönemeçli Merdiven s e m b o l ü n ü n birinci derece öğretilerindeki
ilk adımı olan Yakub'un Merdiveni sembolünün çıkarılmasıyla, Sem
bolik M a s o n l u k t a k i m e r d i v e n sembollerinden bazısı tek b a ş ı n a kal
mış, merdiven sembollerinin ilki ve belki de en tutarlısı olan Yakub'un
Merdiveni yok olmuştur.
40
B ü t ü n düzenli B ü y ü k Locaların örnek olarak k u l l a n m a k t a oldukları
İngütere-Emulation(7) Locasının Çalışma Tablosunun uygulama
sında, Yemin K ü r s ü s ü n ü n üzerindeki Kutsal Kitap ile gökyüzündeki
Yedi Köşeli A h u r a m a z d a Yıldızı a r a s ı n d a u z a n a n merdiven çok sayı
da b a s a m a k t a n o l u ş m u ş t u r . Merdivenin g ö k y ü z ü n d e t e m a s ettiği
noktada b u l u n a n Yedi Köşeli A b u r a Mazda Yıldızının yerine; ' i n s a n i
simgeleyen Siyah Renkli ve Beş Köşeli Yıldız k a i m olmuştur. Siyah
hilâl ve siyah (?) Beş Köşeli Yıldız, T ü r k ay-yıldız'dan esinlenmiş de
olabilir. Siyah renkli (?) beş köşeli yıldızın, "Tanrısal k u d r e t i n i n s a n ı
y a r a t m a eylemini, i n s a n l ı ğ a t e m i z l e n e r e k yücelişini, i n s a n l ı ğ a h e r
yönden yayılan ilâhî iyilik ve güzelliğin çıkışını ifade" ettiği söylene-
gelmiştir.
41
Yakub'un Merdiveninden Mabedin içine doğru dişi melekler inip çık
m a k t a d ı r l a r ; dişi meleklerin yerine -Düzenli Büyük Localarda kadın
ların Mason olmasına izin verilmediğinden- İman-Şefkat-Ümit kav
10
ramları* ) veya b a ş harfleri (F-H-C) veya dinsel semboller kullanıl
maktadır. E n alta İ m a n simgesi olarak Haç, ortaya Ümit sembolü ola
r a k A n a h t a r ve üste de Ş e f k a t sembolü olarak Ç ı p a sembolü yerleş
tirilmiştir. Üç a ş a m a y ı çıkıp da başarılı olan Masonlar için b u l u t l a r
a r a s ı n d a n bir el t a r a f ı n d a n u z a t ı l a n bağışlamayı temsilen K u t s a l
11
K u p a sembolü çizilmiştir. B u r a d a , K u t s a l Graal* ) adıyla bilinen
efsanevî k u p a ve b u l u t l a r ı n a r a s ı n d a n u z a n a n elin Hz. İsa'nın eliyle
s u n u l m a k t a o l d u ğ u n u sembolize e t m e k t e d i r . H ı r i s t ı y a n î Sembolik
Masonluk için Kutsal Kupa kullanılması normal, Türkiye'de ise anor
maldir.
Çalışma T a b l o s u n d a , Üç S ü t u n u n güney tarafındaki Korent başlıklı
s ü t u n u n altında, Yakub'un başını koyup uyuduğu ve r ü y a s ı n d a mer
12
diven gördüğü t a ş a * ' , H a m t a ş ismi verilir. İlk kez birinci derecede
gördüğümüz ve sonuncu dereceye k a d a r adını duymayacağımız h a m -
t a ş m , ritüelik öğretilerden çıkarılmasıyla; masonik açıdan çok önemli
olan H a m t a ş ve K ü p t a ş arasındaki büyük fark da gözden kaçırılmış-
13
tır.* ) Ritüelde bile H a m t a ş yok olmuş; yerine silindirik kubbe şeklin
de bir h a m t a ş geçmiştir.
K ü p t a ş sembolü de üzerindeki değerli aparatın (Lewis) çıkarılmasıy
la Çırak derecesinden çıkarılmıştır. Lewis'in çıkarılması ile olsa olsa,
Kalfa veya Ü s t a t derecelerinin bir sembolü olmuştur. Bir t a ş a veya
kayaya eklenen sıfatla birlikte o taşın adı ya da o taşın OZ'ü doğru de
ğildir. H e r ad ÖZ u n bir yönünü, pek çok a n l a m a r a s ı n d a n ise sadece
birini ortaya çıkarır. Anlamın bir diğer açıklaması da, bir öykü, dinsel
bir şeyler, özel bir adın kökenlerinde y a t a n h a m veya küp şeklinde bir
söylem gerekir. Taşın, 'Taam" veya 'küp" şeklinde olması masonik işle
m e n i n derecesine bağlı bir koşuldur.
(10) İman-Şefkat-Ümit: Dinsel Erdemler: Faith (F) -Charity (C) -Hope (H)
(11) Graal (Kutsal Kupa): Hz.isa'nın Son Yemek'te kullandığı ve çarmıhtayken
akan kanının toplandığı efsanevî kupa.
(12) Hamtaş: Jacop's Stone
(13) işlenmemiş Taş ve Ham Taşın pek çok adından diğerleri: Değerli Taş, Ke
faret Kayası, Adem'in Kabri, Evrenin Göbeği, Muallâktaki Taş, Kurban Kaya
sı, Davud'un Kayası, Kutsal Kaya, Kadir-i Mutlak Kaya, Sion'un Kayası, Kafa
Kemiği Kayası, Asırlar Taşı, Yakub'un Kayası, Petrus'un Kayası, Kilise'nin Ka
yası, Gufran Kayası, Teselli Kayası, Korku ve Titreme Kayası ve Ahiret Kayası
42
T a ş t e r i m i n i n M a s o n l a r l a özdeşleştirilmesi Sembolik M a s o n l u ğ u n
4
k u r u l u ş dönemlerinde E d w a r d Oakleyd ) t a r a f ı n d a n yapılmıştır. E.
Oakley, Birinci Anayasa'nın çıkarılmasından beş yıl sonra yapmış ol
duğu bir k o n u ş m a d a Masonlara: "... Sizler, Ülkü Mabedi'nin yapımı
için köşe taşının^ üzerine inançla ve güvenle bağlanan canlı taşlar
16
sınız/ )" şeklinde seslenmiştir. Belirttiği köşe taşı, K u t s a l Kitap'ın
çeşitli b ö l ü m l e r i n d e ^ ) değinildiği gibi Hz. İsa'dır.
"Rabb'a gelin, insanlarca reddedilmiş, ama Tanrıya göre seç
kin ve değerli olan canlı taşa. Sizler de canlı taş olarak Manevî
Mabet'i oluşturun... işte, değerli taşımı seçtim; O'nu Sion'a köşe
taşı olarak koyuyorum. O'na iman edenler hiçbir zaman utandı-
rılmayacaktır. İman edenler için bu taş değerlidir. Yapıcıların
kaldırıp attıkları taş, köşenin baş taşı oldu..."
a ç ı k l a m a l a r ı ile Hz. İsa, köşe t a ş ı ile i m a n l ı i n s a n l a r d a Ü l k ü
Mâbet'inin y a p ı m ı n d a kullanılacak canlı t a ş l a r l a özdeşleştirilmişler-
dir. Bu benzetme de, Sembolik Masonluğun her yerinde olduğu gibi te-
8
istik i n a n ç g ö r ü ş ü n ü k a n ı t l a m a k t a d ı r , d )
Yakub'un M e r d i v e n i n i n Çalışma T a b l o s u n d a n çıkarılmasıyla, T ü r k
M a s o n l u ğ u n d a monoteist düzen az veya çok z a r a r görmüştür. Merdi
venin üzerindeki T a n r ı s a l Yıldızla merdivenin ilişkisi k a l m a m ı ş t ı r .
Yüce Varlık ile K u t s a l K i t a p l a r ı n ilgisi, yani 'vahiy' k a v r a m ı yok ol
m u ş t u r . Yemin K ü r s ü s ü n ü n üzerinde d u r a n K u t s a l K i t a p l a r l a Ma
sonluğun en b ü y ü k sembolü olan Gönye-Pergel'in vahiy ışığı gibi du
r a n ilâhi yıldızla olan tanrısal bağlantısı sona ermiştir. Kutsal Kitap
lar, Gönye ve Pergel ile ilâhî yıldız arasındaki teistik bağ, a r a d a k i Ya
kub'un Merdiveni sembolünün çıkarılmasıyla kaybolup gitmiştir. Ya
kub'un M e r d i v e n i n i n ve ritüeldeki ilkelerin bir devamı olan Masonik
Dinsel E r d e m l e r öğretisinin de ritüelden seküler bir görüşle çıkarıl
m a s ı n d a n dolayı monoteist inanç görüşü zedelenmiş; deist inanç görü
şü h â k i m olmuştur.
43
Yemin K ü r s ü s ü üzerindeki ilâhî yıldızdan Kutsal Kitaplara doğru ge
len Yakub'un M e r d i v e n i n e bağlı "vahiy" k a v r a m ı n ı n Çalışma Tablo-
su'ndan çıkarılmasıyla teist sistemden ani olarak deist sisteme dönül
m ü ş t ü r . Yakub'un Merdiveninin Tarsuslu Aziz P a u l u s ' u n oluşturdu
ğu I m a n - Ş e f k a t - Ü m i t diye a d l a n a n D i n s e l Erdemler* 19) k a v r a m ı
da Sembolik T ü r k Masonluğundan t a m a m e n çıkarılmış, Masonun bu
k a v r a m a u l a ş m a s ı için felsefî derecelerin ortasını beklemek d u r u m u
n a d ü ş ü l m ü ş t ü r . Localarda: 'Evrenin Ulu Mimarına karşı iman, her
yer ve şekilde Ümit, her insana karşı Şefkat' diye söylene gelen maso-
nik üslûp yok olup gitmiştir. Adı Dinsel Erdemler olan üçlemenin t e r k
edilmesiyle M u n t a z a m B ü y ü k Localar t a r a f ı n d a n k a b u l edilen teist
sistem k a l m a m ı ş t ı r .
44
"İshak, oğlu Y a k u b ü bir an
l a m d a kardeşi E s a v i n yaptı
ğı k ö t ü l ü k t e n çekinerek, ev
lenmesi için a n a y u r d u Pad-
d a n - a r a m ' a g ö n d e r i r . Ya-
kup, Beer-şeba'dan Har
ran'a doğru yola çıkar; güneş
b a t ı p da gece olunca, buldu
ğu bir t a ş ı b a ş ı n ı n a l t ı n a
yastık y a p a r a k çıplak topra
ğa y a t a r ve uyur. Rüyasında,
yattığı yerin üzerine başı
göklere u z a n a n bir m e r d i
ven k u r u l u olduğunu ve ba
s a m a k l a r ı n d a n Allah'ın me
l e k l e r i n i n inip ç ı k t ı k l a r ı n ı
görür. Rab yanı b a ş ı n d a du
r u p , "bu topraklar ve Ya-
kub'un soyu" için söz verir.
Y a k u p uyanınca, "Rab burada ve ben O'nun farkına varama
dım; korkunç bir yer burası ve göklerin kapısı" der. Yakup, yas
tık yaptığı taşı anıt olarak buraya diker ve zeytinyağı ile kutsa-
22
d ı k t a n sonra bu yere Beytel ( ) adını verir; k e n t i n önceki adı
Luz'dur. Yakup, kutsal taşın ü s t ü n e bir a d a k adar; "Rab, benim
Tanrım olacak. Anıt olarak diktiğim bu taş Tanrının Evi ola
cak. " sözünü verir.
45
Y a k u b ' u n Merdiveni sembolü, Miraç olayının Tevrat'taki ilk örneği
dir, Yakup peygamberin gece rüyasında gördüğü "üzerinden melekle
rin inip çıktığı ve Rab'in yanı b a ş ı n d a d u r u p kendisine h i t a p ettiği"
yerden göğe yükselen merdiven İslâmî Mirac'm Semitik sembolik an
latımıdır. Y a k u b ' u n r ü y a s ı n d a gördüğü Rab; Hz. M u h a m m e t ' i n gök
yüzünde gördüğü Allah'ın aynısıdır. İbranîler açısından çok ü n l ü olan
b u alegorinin özgün m ü yoksa b a ş k a p a g a n r i t l e r i n i n sembolizma-
l a r ı n d a n e s i n l e n m e mi olduğu h a k k ı n d a görüş ayrılıkları v a r d ı r :
M i t h r a Misterleri'nde "ruhun olgunlaşmasını sembolize eden yedi ka
pı", B r a h m a n i z m ' d e k i "maddî dünyadan evrensel hakikate uzanan
yedi basamak" ve Kabala'daki "yedi gezegen" gibi sinonimleri bulun
m a k t a d ı r . İbranîlerin h e r iki yönden komşuları olan Mısır ve Mezopo
t a m y a ' n ı n çok d a h a eski ve zengin uygarlıklarında merdiven sembo-
lizması olduğundan; Gılgamış Destanı gibi alıntı olması ihtimali kuv
vetlidir. Hangisinin d a h a özgün olduğunu kesin olarak tespit edebil
m e k zordur; m e r d i v e n sembolizması evrensel ölçekte b ü t ü n eski
inançlarda, ruhî, ahlâkî ve aklî gelişmenin sembolü olarak yer almış
tır.
46
Hac sırasında 7 tavaf, 7 koşu ve 7 şeytan taşlama; 7 uyurlar; 7 cennet;
7 cehennem; nefsin 7 mertebesi; Sûfilerin 7 letâifi; 7 kandil; İsmailile-
rin 7 peygamberi; 7 i m a m ; 7 melek; 7 kapı; 7 m ü h ü r l ü k i t a p ; Süley
man'ın 7 m ü h r ü (Abraksas); 7 kural; 7 deniz; 7 iklim; 7 çağ ve nihayet
şu 7 şeyin hiçbir z a m a n fazla dikkate alınmaması ve itibar edilmeme
sini u y a r a n ü n l ü A r a p atasözü: "iyilikle önerilen ekmek, kuzu eti, so
ğuk su, yumuşak elbise, güzel koku, rahat döşek, güzel olan her şeyin
görüntüsü"...
(26) Giovanni Pico della Mirandola (1463 -1494); italyan, Rönesans, "Dignity of
Man" eserinin yazarı
(27) Dağ: Sinai (Ibranîce)
47
28
Yakub'un r ü y a gördüğü yer Kudüs'teki Moriah Dağı' )'dır. Merdive
nin k u r u l u olduğu nokta daha sonra Süleyman Mâbet'inin Kutsalla
29
rın Kutsalı, yani Debir bölümünde yer alan Kutsal Kaya( )' dır. Bu
t a ş , aynı k a y a n ı n eşiti olup, Y a k u p ü n başının altına koyup u y u d u ğ u
h a m t a ş m alınmış olduğu kayadır. Yakub'un r ü y a görmesi sırasında,
gördüğü merdiveni ve y u k a r ı d a n aşağı inip çıkan melekleri, i n s a n
l a r ı n T a n r ı y a duası ve T a n r ı n ı n da b u d u a l a r a cevabı o l a r a k yo
rumlar.
3
H e r m e t i k filozoflardan simyacı Dr. Robert Fludd' °)1638 yılında yaz
dığı Philosophia Mosaicaya göre, merdivenin üç b a s a m a ğ ı ahlâkî,
fizikî ve aklî dünyanın simgeleridir. B u n d a n dolayı ilk üç b a s a m a k 17.
yüzyılın Rozikrusiyen kökenli Masonları a r a s ı n d a "doğa bilgisi'nin
sembolüdür.
31
Yakub'un Merdiveninin, 1688 yılında II. J a m e s 'i' ) yeniden İngiltere
32 33
t a h t ı n a geçirmek isteyen S t u a r t H a n e d a n ı ' ) yanlısı J a k o b i y e n ' )
34
M a s o n l a r ı n benimseyip Skoç M a s o n l u ğ u n a ' ) ekledikleri bir sembol
olduğu söylenmektedir (35), S t u a r t yanlısı olduğu bilinen Şövalye
48
3
Andrew Ramsay* © tarafından Mithra misterlerinden alınmış ve Skoç
37
derecelerine a k t a r ı l a r a k Kadoş Derecesinin * ) önemli bir öğesi ol
muştur. Merdivenin yerden gökyüzüne doğru yükselmesi, Stuartların
s ü r g ü n d e n t a h t a k a v u ş m a l a r ı n ı n simgesi olarak t a n ı m l a n ı r . J a m e s
adı Jacob (Jacobit) ile benzeştirilir. S t u a r t etkisiyle k u r u l a n politik ni
telikli Localarda sembolün felsefi yorumu altında asıl a m a ç l a n a n si
yasal a n l a m gizlenmiştir.
38
Masonik t a n ı m l a m a l a r d a n Dul Kadının Oğlu* ' sıfatı veya H i r a m ' m
39
mezarındaki bitkiye verilen Akasya eşanlamlısı Cassia* ) adının 'de
likanlı' a n l a m ı n d a k i Cas' d a n gelmesi de, aynı dönemin ü r ü n l e r i ve
S t u a r t yanlısı Localardan tahtını kaybeden Skoç kralı I. Charles'a ya
pılan y a k ı ş t ı r m a l a r d ı r . K u t s a l d ü n y a y a uzandığı k a b u l edilen Ya-
kub'un Merdiveninin Masonlar tarafından sembol olarak kullanılma
sı, bu yöntemle aldıkları emirleri uygulamaya koymak suretiyle genel
toplum düzenini bozdukları önyargısı ve k u ş k u s u y l a bir siyasal ka
rarla "Masonların şapitr veya meclis şeklinde toplanmalarının yasak
lanmasına" sebep olmuştur. Yakub'un Merdiveni, 1715 yılında J a k o -
biyen Masonların politik olarak buldukları bir semboldür. İlk çıktığı
yer olan Fransa'dan, 1715 -1745 yılları arasında İngiltere'ye doğru göç
etmiştir.
40
Yakub'un Merdiveni, bu nedenle, York Riti erken dönem Craft* ) Hür-
mason derecelerinde bir sembol olarak yer almaz. İngiliz Masonluğu
41
n a ilk olarak girişi Thomas Dunckerley'in * ) masonik öğretilerde ger-
49
çekleştirdiği reform sırasında olmuştur. Eski ritüellerin hiçbirinde ve
42
h a t t a Localarla ilgili t ü m detayları veren William H u t c h i n s o n ' u n ' )
Spirit ofMasonry adlı kitabında merdiven sembolizmasma yer ve
rilmemiştir. Y a k u b ü n Merdiveni t a r i h t e ilk defa 1776 tarihli bir Ça
lışma T a b l o s u n d a göze çapar; bu tarih Thomas Dunckerley'in ritüelik
modifikasyonu yaptığı yıllara rastlar. Tablodaki merdiven, yedi basa
maklı mistik merdivenlerden farklı olarak sadece üç b a s a m a k l ı d ı r .
E r k e n dönemdeki Y a k u b ' u n Merdiveninin özelliği sadece üç b a s a
maklı olmasıdır. D a h a sonraları ressamların buldukları yer oranında
merdiveni yedi b a s a m a k l ı veya d a h a çok b a s a m a k l ı çizmelerine rağ
43
men; sadece üç b a s a m a ğ ı n ı n önemli olduğu William P r e s t o n ' ) t a r a
fından Iman-Şefkat-Umit olarak açıklanmıştır. Thomas Dunckerley
s i s t e m i n e göre geliştirilen P r e s t o n i a n derslerine göre, Y a k u b ' u n
Merdiveni Kutsal Kitapların üzerine yerleşmiş ve merdivenin tavanı
gökyüzünde kaybolmuştur.
Y a k u b ü n Merdivenindeki üç b a s a m a ğ ı n anlamını ve T a r s u s l u Aziz
P a u l u s ü n d a h a önce Masonluğa Uç Dinsel E r d e m olarak giren İman-
Ümit-Şefkat erdemini açıklamak yararlı olacaktır. P a u l u s tarafından
10 54 yılında yazılan ve 1. Korintoslulara Mektup adı verilen yazısın
da (13: 13) şu cümleler yer a l m a k t a d ı r :
50
sevmek" şeklinde yapılır. Masonlukta, kısmî bir modifikasyonla,
"Tanrıya iman; Ülkü Mabedi'nin gerçekleştirileceği umudu ve tüm
insanları sevmek" şeklinde formüle edilmiştir. T ü r k Sembolik Ma
s o n l u ğ u n d a ilk üç derece bazında Dinsel Erdemlere, hele Y a k u b ' u n
M e r d i v e n i n i n de öğretilerden çıkarılmış olması nedeniyle pek t e m a s
edilmez.
Masonluğa pek yakın ve birçok benzerlikleri olan mistik nitelikli bir
46
k a r d e ş l i k k u r u m u olan R o z i k r u s i y e n l e r * ) ve Rozkruva merdive
ninde, Hz. İsa ve/veya Mesih olgusu üzerine odaklanan öğretilerinde
R o z i k r u s i y e n M e r d i v e n i ve Felsefî M a s o n l u ğ u n d a h a ileri dere
celerde K a d o ş M e r d i v e n i olarak b u slogana önemle y e r verilir.
Felsefî M a s o n l u k t a , İbranî a h l â k i y a t ı n d a n Hıristiyan a h l â k i y a t ı n a
geçiş özelliği taşıyan geçiş aşamasında ve felsefî derecelerin final aşa
m a s ı n d a Hıristiyan teolojisinin doruğu mertebesinde bu evrensel slo
g a n a yer verilmemiş olması düşünülemez.
Türkiye'deki felsefî derecelerdeki Dinsel Erdemlerde bir düzeltme ya
pıldığını açıklamak da gereklidir. İ m a n - Ü m i t - S e v g i olmasına ve en
ü s t ü n e r d e m i n Sevgi olduğu özellikle v u r g u l a n m a s ı n a r a ğ m e n ; be
n i m s e n e n slogan Türkiye'de İ m a n - Ş e f k a t - Ü m i t o l a r a k değiştiril
miştir. Bu üçlüde sonuncu k a v r a m olan S e v g i , ü ç l ü n ü n ikinci kavra
mı Ü m i t ' l e yer değişmiştir. Sloganda geçen erdem Ş e f k a t değil, S e v
gi'dir. "Şefkat, sevginin eyleme dönüşmesi" dir. Gerçekten evrensel
boyutta en yüce ve en ü s t ü n yol sevgi ve şefkattir. 'Şefkat yerine sevgi'
denilmesi, köken ve a n l a m yönünden d a h a uygun olur. İkinci olarak,
Ü m i t ' i n daha ü s t ü n olarak üçüncü sıraya yükseltilmesi de pek anlam
lı sayılamaz. Ç ü n k ü en ü s t ü n şey sevgidir. Masonlar "her elem daima
kurtuluşla sona erer" deseler bile; "Aradıklarını bulacaklarını ümit
etmedikleri hâlde, çalışmalarını sürdürürler."
İman, Ü m i t ve Şefkati temsil eden üç a n a b a s a m a k yeryüzünden gök
y ü z ü n e doğru, y a n i ölümden h a y a t a ve ölümden ölümsüzlüğe doğru
ilerlemeyi gösterir. Merdiven, modern masonik sembolizmada, b ü t ü n
eski inisiyasyonlarda olduğu gibi gelişmenin ve yetkinleşmenin sem
bolü olarak kullanılır. Merdivenin oturduğu Loca tabanı dünya, tepe
sinin ulaştığı Loca t a v a n ı gökyüzüdür. Merdivenin Mabet döşemesi
nin ü s t ü n d e k i ilk basamağı yeryüzünü, Mabedin gökyüzünü simgele
yen yıldızlı t a v a n ı n a yükselen son basamağı gökyüzünü simgelediğin
51
den; merdiven y e r y ü z ü n ü n maddî d ü n y a s ı n d a n gökyüzünün gizemli
âlemlerine doğru u z a n a n önemli bir vasıtadır.
Yakub'un Merdiveni b ü t ü n m u n t a z a m obediyanslarda yer a l m a k zo
r u n d a d ı r ; o l m a m a s ı h a l i n d e , gökteki T a n r ı s a l Yıldız'la, M â b e t ' t e k i
Kutsal Kitaplar arasındaki hiçbir ilişki olmayacağından "vahiy" kav
r a m ı sıfırlanmış; ilgili ilâhî semboller ve r u h u n ölümsüzlüğüne ilişkin
alegoriler de iflas etmiş olur. Yakub'un Merdiveninin kaldırılması ha
linde, "ruhun ölümsüzlüğüne" itikat oranı da obediyansımızdan çıka
rılmış olur. Tekris için "Tanrıya inanıyor musun?" s o r u s u n a haricile
rin verdikleri "Evet" cevabı yeterli sayılmış; Yükseliş bölümünde Hi-
r a m ' ı n m e z a r ı n a y a t a n Ü s t a t Masonların H i r a m olduktan sonra et
m e k t e oldukları "ruhun ölümsüzlüğüne" kesinkes itikat şartı geçersiz
sayılmıştır. Y a k u b ' u n Merdiveni kaldırıldığı halde obediyansımızda
geçerli k ı l m a n i n a n ç k a v r a m ı da z a h i r e n t e i s t i n a n ç s i s t e m i n d e n ,
bâtınen -zorunlu olarak- deist inanç sistemine geçilmiş gibi görülmek
tedir.
T ü r k M a s o n l u ğ u n u n i n a n ç k a v r a m ı açısından ve Ç a l ı ş m a Tablo
4 48
s u n d a k i g ö r ü n ü m olarak Teist'ten* ?) Deist'e* ) geçebilmek için olum
lu veya o l u m s u z d u r açıklaması getirilebilir. Ancak, A n a y a s a m ı z d a
yasal koşulların da, Deist sistemin yönünde değiştirilmesi veya Ritü-
el-Çalışma Tablosu arasındaki bozukluğun da bir a n önce düzeltilme
si gerekir. Yakub'un Merdiveni'nin Çalışma T a b l o s u n d a b u l u n m a s ı
ve kaldırılması, T ü r k Masonlarının bu olaya bakış açısına, ilkelerine,
anlayışlarına, i n a n ç l a r ı n a , geleneklerine, i m a n ve i t i k a t l a r ı n a veya
ettikleri "yemine" göre değişir. T ü r k Masonlarının, C e m i y e t e girer
ken "Tanrıya inanıyor musun?" ve uzun süre sorulduktan sonra; şim
di a r t ı k b ı r a k ı l a n "Ruhun ölümsüzlüğüne inanıyor m u s u n ? " sorusu
n u n cevapları: birinci soru teistik bir şekilde "Evet" diye cevaplanmak-
tadır. İkinci soruya d a teistik bir şekilde "Evet" diyen bir K a r d e ş , bir
süre çalışmalara devamdan sonra Çırak Tablosunda Yakub'un
(47) Teizm: Evreni yaratan ve yöneten, kaza ve kadere egemen olan, insanüstü güçle
ri bulunan, kulları bulunan insanlara buyruklarını "vahiy"yoluyla ileten Tan
rının varlığını savunan dinler ve dinsel öğretiler. Teizm e uygun dinlerin mut
laka bir kutsal kitabı vardır. Ruhun ölümsüzlüğü kaçınılmazdır.
(48) Deizm: Teizm'in temeli olan "vahiy'l kabul etmeyerek bunun karşısına "akıl"
ile çıkmasıdır. Tanrının varlığı ve nitelikleri vahiy ile açıklanamaz. Ölümden
sonraki yaşam, yeniden doğuş ve ruhun ölümsüzlüğü insanların varsayımları
dır, insanı, biri beden ve ruh olmak üzere bir çift oluşumun, beden ve ruhun sen
tezi olarak benimser.
52
Merdivenin de olmayışını görüp ve bir de ayrıca Üçüncü Derecede Hi-
r a m i n kıyafetine b ü r ü n d ü k t e n sonra deistik bir şekilde 'Hayır" diye
cevap vermemelidir.
Yakub'un M e r d i v e n i n i n Iskoçya modelinden (veya b u g ü n dünya üze
rindeki düzenli b ü t ü n obediyanslardan) kopya edilerek bir süre kulla
nılmış ve 1984-1985 döneminde kaldırılmış olması, T ü r k Masonları
n ı n çoğunun benimsedikleri i n a n ç l a r ı n a göre değişmemiş ve değişe-
m e m i ş bir semboldür. T ü r k Masonları kendi k u t s a l kitabı K u r a n l a
birlikte Tevrat ve İncil'i, yani üç kutsal kitabı Yemin K ü r s ü s ü n e koy
m a k l a , evrensel ölçekte Yakub'un M e r d i v e n i n i n temel sembollerin
den "vahiy" olgusunun ve Yakub'un öyküsünün temel sembol ve alego
ri o l d u ğ u n u k a b u l etmişlerdir.
Şefkat
Ümit
İman
Adalet
Basiret
Cesaret
itidal
4. 5. 6. 7.
Basamak Basamak Basamak Basamak Basamak Basamak Basamak
Temel Erdemler Dinsel Erdemler
YAKUB'UN MERDİVENİ
53
Hıristiyanlığa ve oradan Masonluğa aktarılan D ö r t M a s o n i k T e m e l
E r d e m olan İ t i d a l - C e s a r e t - B a s î r e t - A d a l e t ' t i r . Temel E r d e m l e r ve
Dinsel E r d e m l e r de Sembolik Masonluğun ritüel ve öğretilerine gir
m i ş t i r . D ö r t T e m e l E r d e m , a n t i k Y u n a n felsefesi d ö n e m i n d e
E f l â t u n u n P a n t e i s t i k kurallarıdır. Temel erdemler, kilisenin teistik
görüşüyle çelişmediğinden masonik öğretilere aktarılmışlardır. D a h a
önemli sayılan üç dinsel erdem ise doğrudan doğruya Hıristiyan dini
n i n dinsel erdemleridir. Temel E r d e m l e r veya Dinsel Erdemlerle ye
t i n m e y e n çeşitli obediyanslar ve j u r i s d i k s y o n l a r d a b a s a m a k l a r ı n
hepsine de masonik erdemler ve ilkelere ilişkin t ü r l ü adlar vermişler
dir.
(50) Yüce Görev: the Great Work; Jerusalem: Kudus; Raphael: Mikail; Judaea:
Yuda
54
ne g e l d i k t e n s o n r a İ b r a n î a h l â k i y a t m d a n
k a y n a k l a n a n H i r a m dereceleri ve K u d ü s
P r e n s i dereceleri a ş a m a s ı biter; d o ğ r u d a n
doğruya, Hıristiyan a h l â k i y a t m d a n k a y n a k
l a n a n Rozkruva Şövalyesi a ş a m a s ı gelir. Şa-
p i t r a ş a m a s ı öğretisinin t a b a n ı n ı teşkil etti
Şefkat C Caritos ğinden, bazı jurisdiksyonlarda üzerinde özel
önemi olan bir öğreti birimi olarak k a b u l edi
lir.
Omi^S^Pes
Spekülatif M a s o n l u ğ u n k u r u l m a s ı n a b ü y ü k
y a r d ı m l a r ı ve k a t k ı l a r ı olan Rozikrusiyen
İman F Fides
kardeşlik örgütü; Hermetizm, Eski Mısır Mis-
terleri, Kabala, Simyacılık, O k ü l t Bilimleri,
Yahudi I ludaeorum Gnostisizm ve Natüralizmi temel alan, kendi
sine özgü özel bir öğretisi ve üç a ş a m a halinde
dokuz derecelik bir sistemi olan inisiyatik ve
Kral IK Rex
ezoterik amasonik bir k u r u l u ş t u r . G ü n ü m ü z
de de Masonlukla ilişkili ve/veya bağımsız al
Nasıralı N Nazarenusl ternatifler şeklinde varlığını s ü r d ü r e n Rozik-
rusiyenler ayrı inceleme konusu olacak k a d a r
önemlidir.
I lesus
1
Sion T a r i k a t ı n ı n ^ ) 1634 -1654 tarihleri ara
sındaki Büyük Üstadı J o h a n n Valentine And-
JÉM§^\ rea ve Rozikrusiyenlerin varsayımsal kurucu-
' s
Christian Rosencreutz (52) 1614 yılında ya
u
55
Rozikrusiyenlerin büyük bölümü Masonluğa a k t a r ı l a n sembollerinin
a r a s ı n d a yedi b a s a m a k l ı merdiven vardır. Rozikrusiyen Merdiveni
D ü n y a y ı temsil eden yeryuvarlağının üzerinde d u r u r ; m e r d i v e n i n
tepesinde ise K u t s a l K i t a p - G ö n y e - P e r g e l yer alır. B a s a m a k l a r d a n
h e r birinde ritüelinde geçen ilkelerin öğretilerini verir: h e r bir basa
mağın ü s t ü n d e , I.N.R.I.F.S.C. harfleri b u l u n u r : I e s u s (Isa), N a z a -
r e n u s (Nasıralı), R e x (Kral), I u d a e o r u m (Yahudiler), Fides
(İman), S p e s (Ümit), C a r i t a s (Şefkat) kelimelerinin b a ş harfleridir.
Sıralama bu anlamları ile yorumlandığında tümüyle Hıristiyanî kay
naklı b i r a n l a m kazanır; yani merdivenin tepesindeki masonik Uç Bü
yük Nur'a ulaşabilmek için, Hz. İsa ile (I.N.R.I) başlayan ve Aziz Pau-
lus ile devam eden (F.S.C) Hıristiyanî ahlâkiyat ve fazilet öğretileri
n i n o l u ş t u r d u ğ u b a s a m a k l a r ı t ı r m a n m a k gerekir.
56
KAYNAKLAR
CARR Harry, Ladder and its symbols, The Freemason at Work, Lewis, 1985
CLAUSEN Henry C, Your Amazing Mystic Powers, House of The Temple, 1985
ELIADE, Mircea, Sacred and the Profane, Harcourt Brace, New York, 1959
JONES Bernard E., Freemasons' Guide And Compendium, Harap, London, 1956
57
MACKEY Albert, The History of Freemasonry, Gramercy Boks, New York, 1996
MAKİYE Kenan, Kaya (çev. Pınar Savaş), Literatür Yayıncılık, 2004
PÜRCE Jill, The Mystic Spiral, Thames and Hudson, London, 1980
WAITE, A. Edward, Jacob's ladder, A Neiv Masonic Encyclopedia of Freema
sonry, Wings Books, 1970
WAITE E. Arthur, A New Encyclopedia of Freemasonry, Wings Books, New York,
1970
WELLS, Robin Headlam, Early Music Journal, Vol. 12, No. 2, Oxford
WELLS Roy A., The Rise and Development of Organised Freemasonry, Lewis
Masonic, 1986
WILMSHURST W. L., The Meaning of Masonry, Gramercy Boks, New York, 1980
WINDENGREN, G., Ascension of the Apostle and the Heavenly Book, Uppsala,
1950
58
20 YILLIK PERSPEKTİF ÜZERİNE
DÜŞÜNCELER
S e m i h TEZCAN
"Based on the statistical data available for the last fifty five years year( 1949-2004)
on the registered members of the Grand Lodge of Turkey, the future membership si
ze in the year 2025 is estimated at 32,500 by assuming a 5 % constant annual
growth rate. The numbers of new Masonic Halls and new lodge rooms have also
been estimated in order to meet the demands of the 32 580 members. Several reme
dial measures have been recommended in order to minimize the number of resig
nations and exclusions."
59
çalışabilmesi için 4 9 a d e t yeni Tablo: 1. Muntazam Türkiye
mabede ve 580 adet yeni Lo Masonluğu üye sayıları
caya ihtiyaç olacağı saptan
mıştır. Yıl Ara Üye r = oran
1954 — 656 —
Ayrıca, ü y e l i k t e n istifa, g a y r i
10 — 0.09 5
20 — 0.05
Görülüyor ki, 1964 ile 2004 yılla
rı a r a s ı n d a geçen 40 yıllık bir dö 2024 — 32 581 —
n e m d e , m u n t a z a m Türkiye Ma
r
s o n l u ğ u n u n ü y e s a y ı s ı n d a k i or P = P ey
0 (1)
t a l a m a b ü y ü m e hızı olan r=0.05
oranını, e n a z ı n d a n , a y n e n m u formülü kullanılmıştır. Burada,
hafaza edebilmek için, ö n ü m ü z p = dönem b a ş ı n d a k i nüfus,
0
60
Burada, veya s a t ı n a l m a k en p r a t i k ve
M = toplam m a t r i k ü l sayısı, akıllı bir y ö n t e m o l a r a k görü
h = toplantıların kaç haftada bir lüyor. Eğer, 20 yılda bu hedef
yapıldığı, iki haftada bir toplanı- lere u l a ş a m a z isek, t a r i h s e l
lıyorsa h = 2, dört h a f t a d a bir o l a r a k son 40 y ı l d a g e r ç e k
toplanılıyorsa, h = 4'tür, leştirdiğimiz r = 0.05 b ü y ü m e
u - o r t a l a m a olarak bir Loca oranını yakalamak m ü m k ü n
nın m a k s i m u m m u n t a z a m üye olmaz.
sayısı,
R = yıllık o r t a l a m a d e v a m ora-
2.3. Cumhuriyetin ilk
nı'dır. Y u k a r ı d a k i formüllerde,
yıllarında Masonlar
2024 yılı için toplam matrikül sa
yısı M = 32 580, toplantıların
Ulu önder A t a t ü r k , 1919 yılında
sıklığı h - 2 hafta, bir Locadaki
B a n d ı r m a v a p u r u ile S a m s u n ' a
m a k s i m u m üye sayısı o r t a l a m a
çıkarken, y a n ı n d a k i müfettişlik
o l a r a k u - 100, yıllık o r t a l a m a
k a r a r g â h ı n ı n 10 kilit i s m i n d e n
devam oranı R = 0.42 olarak ka
yedisi, Refet Bele, Kâzım Dirik,
bul edilirse, 2024 yılı için toplam
İbrahim Tâli Öngören, Mehmet
Mabet sayısı ihtiyacı m = 78 ve Arif, Hüsrev Gerede, Refik Say
toplam Loca sayısı l - 780 olarak
dam ve Cevad Abbas Gürer birer
hesaplanır:
Masondu. C u m h u r i y e t i n ilk on
m=32 580 I [5 (2) 100 (0.42)] = 78 (4)
yıllık d ö n e m i n d e t o p l u m u n en
ü s t k a d e m e l e r i n d e görev y a p a n
l = 32 5801 (100) 0.42 = 780 (5) çok sayıda Mason vardı. Çeşitli
tarihlerde Başbakanlık yapmış
G ö r ü l ü y o r ki, ş u a n d a (2005) 3, B a k a n l ı k y a p m ı ş 20, Mil
m e v c u t 29 mabede ilave o l a r a k letvekilliği y a p m ı ş 4 8 , Valilik
2024 y ı l m a k a d a r , t ü m Türkiye y a p m ı ş 12, Belediye Başkanlığı
s a t h ı n d a , 78-29=49 a d e t y e n i y a p m ı ş 4, P a ş a l ı k y a p m ı ş 8,
Mabet i n ş a e t m e k veya k i r a l a M ü s t e ş a r , v.b. ü s t düzey yöneti
m a k gerekir. Aynı şekilde, mev cilik yapmış 16, Profesör olan 36,
cut 200 a d e t Locaya ilâve olarak Y a z a r ve S a n a t ç ı o l a r a k 2 7 ,
en az 780 - 200=580 adet daha ye Müzisyen ve R e s s a m olarak 13,
ni loca kurulması gerekir. Bu ise, Din a d a m ı olarak 4 Mason vardı
yılda en az 29 yeni Loca kurulma [3].
sı anlamına gelir. Mabet sayısını
78'e çıkarabilmek için semt Loca O tarihlerde Türkiye'deki Mason
ları ihdas etmek ve bu amaçla bü sayısı b i r k a ç y ü z ü geçmiyordu
y ü k iş ve t i c a r e t m e r k e z l e r i n d e a m a kilit m e v k i l e r d e h e p Ma
yeni ve modern yerler k i r a l a m a k sonlar vardı. TBMM'de elliyi aş-
61
k m milletvekili, Kabinede en az m a s o n sayısı o l a r a k belirtilir.
dört ile altı B a k a n d a i m a Ma Meselâ, 1982 yılında, onbin nü
sondu. B u g ü n (2005), önemli fus b a ş ı n a düşen Mason sayıları
m e v k i l e r d e k i M a s o n sayısı bir çeşitli ülkeler için, a r t a n yoğun
hayli azalmıştır, a m a üye sayısı l u k değerleri s ı r a s ı n d a , Tablo
13 000'i b u l a n Masonluk, toplu 2'de gösterilmiştir [1], [2]. Ül
m u n çeşitli k a t m a n l a r ı n a yayıl kemizde, üye sayısının toplam
mıştır. n ü f u s i ç i n d e k i o r a n ı çok dü
ş ü k t ü r . Eğer, yıllık b ü y ü m e
oranı r = 0.05 önümüzdeki yirmi
2.4. Üye sayısının toplam yıl içinde, 2024 yılına k a d a r ,
nüfusa oranı b a ş a r ı ile m u h a f a z a edilebilirse,
32 580 toplam üye sayısının, 120
Bir ü l k e d e k i H ü r m a s o n sayısı milyonluk Türkiye nüfusu
nın yoğunluğu, o ülke nüfusu içindeki o r a n ı onbinde 2.7 ola
içinde onbin kişiye d ü ş e n H ü r caktır.
62
3. Türkiye'de matrikül 11 986 t a m üye kalmıştır. Ancak,
hareketlerinin t a m üyelerin içinde, Loca top
anatomisi lantılarına devam edenlerin ora
nı, yaklaşık % 41 k a d a r d ı r . De
3.1. Tekris edilen her 100 üye v a m etmeyenlerin oranı ise
için dağılım yerleri %59'dur.
Türkiye'de 1949 ile 2004 yılları
a r a s ı n d a geçen 56 yıllık z a m a n Tablo 3'te g ö s t e r i l e n ü y e sa
içinde, tekris olanların, intizama yıları, k a l a n l a r ile gidenleri m u
dönenlerin, istifa edenlerin, gay kayese edebilmek amacı ile, Şe
ri m u n t a z a m i l â n e d i l e n l e r i n , kil: Tde grafik o l a r a k gösteril
ebedi m a ş r ı k a intikal edenlerin miştir. İstifa yolu ile ayrılanla
ve t a m üyelikleri devam edenle rın az da olsa bir kısmının intiza
r i n sayıları, 12'şer yıllık dönem m a döndüğü bilinmekle beraber,
ler halinde ve topluca Tablo 3'te gösterim kolaylığı açısından, in
gösterilmiştir. B u n a göre, 56 yıl tizama dönenlerin t a m a m ı , gayrı
içinde toplam 21 617 üye tekris m u n t a z a m ilan edilenlerin sayı
edilmiş, a n c a k ebedi m a ş r ı k a in sından düşülerek, net gayrı
t i k a l e d e n l e r ve a y r ı l a n l a r çı m u n t a z a m sayıları elde edilmiş
k a r ı l d ı k t a n sonra geriye sadece tir.
Süre Tarihler T EM i İD GM K
(Yıl) Tekris Ebedi İstifa intizama Gayrı Kalan Üye
sayısı maşrık eden dönen muntazam Devamsız %59 Aktif %41
63
Şekil: 1. 56 yıl içinde tekris olan 21 617 üyenin dağılımı
Yıllar
64
t a l a m a yüzde 59'u çeşitli sebep da 769'da, 2004 yılında ise 553'te
lerle Loca t o p l a n t ı l a r ı n a devam kalmıştır. Tekris sayısı bakımın
etmemektedir. Devam edenlerin dan geçmişe kıyasla, en az iki ve
sayısı üyelerin sadece yüzde 41'i ya üç katı gayret içinde olmamız
k a d a r d ı r . Aidat y ü k ü m l ü l ü k l e gerektiği aşikârdır.
rini yerine getiren ancak, toplan
tılara k a t ı l a m a y a n yüzde 59 ora 4. Toplum içinde imaj
nındaki üyelerin, devamsızlık değişikliği
nedenleri de geniş k a p s a m l ı bir
a n k e t çalışması yapılarak sapta Seçkin a d a y l a r ı n ve ü m i t v a a d
nabilir. Bu amaçla binalarımızın eden haricilerin mesleğimize ka-
fiziksel özellikleri, p a r k yeri so z a n d ı r ı l a b i l m e s i için, t o p l u m
r u n u , iş hayatının yoğunluğu, ge- içinde maalesef var olan, haksız
liş-gidiş yolculuk süresi, toplantı ve yanlış algılamaların ve yersiz
konuları ve gündemlerin ilginçli i t h a m l a r ı n yok edilmesine, ger
ği, ç a l ı ş m a l a r a katılım payı, bir çek ve çekici bir imaj y a r a t ı l m a
ay içindeki toplantı sıklığı, rol al sına ihtiyaç vardır. Bu amaçla,
m a ve rol o y n a m a gibi konular Büyük L o c a y a bağlı profesyonel
d a k i o l u m l u ve/veya o l u m s u z bir Halkla İlişkiler birimi k u r u l
özellikler ve eğer v a r s a d a r bo malı, halka açık tanıtıcı paneller,
ğazlar t ü m ayrıntıları ve etkinlik r e s e p s i y o n l a r ve Loca Gezileri
dereceleri ile b e l i r l e n e r e k , de düzenlenmeli, h a l k a açık broşür,
vamsızlığı m i n i m u m a indirecek dergi ve k i t a p l a r basılmalıdır.
önlemler alınmalıdır.
5. Sonuçlar
3.4. Bir yıldaki Tekris sayısı H â l e n (Ocak 2005), 13 000 üyesi
T a m üye sayısı 2005 yılı sonu iti b u l u n a n H ü r ve Kabul Edilmiş
barı ile yaklaşık 13 000 olduğuna Türkiye Büyük Locası, son 56 yıl
göre, yıllık r=0.05 o r a n ı n d a yani lık dönem göz önüne alınırsa, sü
650 yeni üye a r t ı ş ı sağlayabil rekli o l a r a k yüzde 5 o r a n ı n d a
m e k için, ebedi m a ş r ı k a intikal s ı h h a t l i bir b ü y ü m e içinde ol
edecekleri, istifa edecekleri, gay muştur.
rı m u n t a z a m olacakları ve sürek Aynı b ü y ü m e oranı önümüzdeki
li devamsızlıkları da d ü ş ü n e r e k yirmi yıl içinde de muhafaza edi
h e r yıl en az (650/0.41)=l 585 lebildiği t a k d i r d e , ü y e sayısı
kişiyi tekris etmeliyiz. 2025 yılında yaklaşık olarak
32 580'e u l a ş a c a k t ı r . İ n s a n l a r
Halbuki, tekris sayılarımız maa a r a s ı n d a sevgi bağlarının k u r u l
lesef çok d ü ş ü k olup, 2003 yılın masını, h a k i k a t i n araştırılması-
65
nı, i n s a n kişiliğine saygıyı, bire Böylesine önemli bir fiziksel
yin inanç, vicdan ve düşünce öz b ü y ü m e ise a n c a k çok önceden
g ü r l ü ğ ü n ü ve a h l â k i sağlamlık yapılacak ayrıntılı uygulama
s o r u m l u l u ğ u n u , önce vazifede plânları ile gerçekleştirilebilir.
s o n r a h a k l a r d a eşitliği, bilime
saygıyı, ailesine ve v a t a n ı n a sa
6. R e f e r a n s l a r
d a k a t l e bağlılığı benimseyen ve
toplum içinden büyük bir titizlik [1] Tezcan, S.S. (2002), "Dünyada
ve özenle seçilen böylesine elit ve Masonluğun Matrikül Ha
k ü l t ü r l ü bir topluluğun faaliyet reketleri", Mimar Sinan Dergisi,
lerini b a ş a r ı ile s ü r d ü r e b i l m e s i Sayı 124, s.7-16, www.ma-
son.org.tr.
için yeni birçok o l a n a k l a r a ihti
yaç vardır. Bu arada, semt Loca [2] Henderson, K.W., (1984), 'Maso
ları niteliğinde olmak üzere, Tür nic World Guide,"Lewis Masonic
kiye'nin çeşitli illerinde m o d e r n Publishers, Shepperton, Middle
iş merkezlerinden satın alma ve sex, England, pp.414-415.
ya k i r a l a m a yolu ile sağlanacak [3] Anonim (1997), " Masonluk
48 adet yeni Mabede, çalışma sa Nedir?", Internet dosyası, Bazı
lonuna ve ihtiyaca yetecek k a d a r Türk Masonları, www.ma-
yemek yeme yerine gerek vardır. son.org.tr.
66
BİYOGRAFİ
Cent KARACAOĞLU
Bro. J O H N T H E O P H I L U S DESAGULIERS
One of the most prominent participants in early years of the premier Grand Lodge
of England and third Grand Master, 1719 -1 720. John Theophile Desaguliers was
born at Rochelle, France, on March 12, 1683. He is son of a French Huguenot
Minister w h o migrated to England because of the revocation of the Edict of Nantes
in 1685. He died at the Bedford Coffee House on February 29, 1 7 4 4 , and was
buried in Savoy. Desaguliers, has been named the Father of Speculative
Freemasonry and it has been said "that, to him, perhaps, more than to any other man
are w e indebted for the existence of Freemasonry as a living institution," and that it
was he "who by his energy and enthusiasm infused the spirit of zeal into his contem
poraries, w h i c h culminated in the Revival of the year of 1717."
67
GİRİŞ
"1998 yılında, harici mesleğim ile ilgili olarak Midyat'a davet
edildim. Önce Mardin'e uğradım. O r a d a Kırklar Kilisesi'ni zi
y a r e t ettim. Mihrabın karşısında, giriş kapısının üzerinde bir
tabloya gözüm takıldı. Tablo, h a v u z d a k i çıplak i n s a n l a r ı be
timliyordu. Kilisenin papazı tabloyu açıkladı. Roma İ m p a r a
torluğu z a m a n ı n d a , devlet dini dışındaki bir dini benimsedik
leri için Kapadokya'da yakalanan 40 Hıristiyan, bölge valisinin
b u l u n d u ğ u Sivas'a getirilirler. Mevsim kıştır. Vali onları buz
lar içindeki havuza atar, h a v u z u n arkasındaki büyük h a m a m ı
da ısıtır ve onlardan bir tercih yapmalarını ister. İnançlarında
ı s r a r e t t i k l e r i t a k d i r d e , b u h a v u z d a d o n a r a k öleceklerdir.
İnancını i n k â r edip devlet dinine dönen, derhal havuzdan çıkıp
h a m a m a girecek ve affedilecektir. Kırk kişi u z u n süre direnir
ler. N i h a y e t içlerinden biri d a y a n a m a z ve inancını i n k â r ede
rek h a m a m a koşar. Diğer 39 kişi inançlarında direnir. 39 kişi
n i n ölüm p a h a s ı n a i n a n ç l a r ı n d a direnmelerinden çok etkile
n e n Roma'lı bir muhafız, "O halde kırkıncı ben olurum" diye
kendisini h a v u z a a t a r ve diğer 39 kişiyle donarak can verir. O
t a r i h l e r d e Sivas M a d ı m a k Oteli Yangını belleklerde h e n ü z
canlıydı. Ben de dayanamadım. "Sivas'ta, donarak 40 insan öl
dü, yine Sivas'ta, yanarak, bu kez ancak 37 insan öldü" gibi,
k a r a m i z a h t ü r ü n d e n bir şeyler söyledim."
68
24 Ağustos 1572 Aziz Bartholeomos yortusu günü, şafak vaktinde ka-
tolik milisler organize biçimde Louvre'dan çıkıp Paris'e dağılır. E ş za
m a n l ı olarak S a i n t - G e r m a i n l'Auxerrois Kilisesinin canlarıyla gale
y a n a gelen halk da milislere katılır. O günün sonunda 3000 Huguenot
katledilir. Olaylar daha sonra Paris dışına sıçrar. 25 Ağustos - 3 Ekim
tarihleri a r a s ı n d a Lyon, Orleans, Rouen, Bourges, Meaux, Bordeaux
gibi kentlerde k a t l i a m s ü r d ü r ü l ü r . Sonuç olarak b u olaylarda yakla
şık 30 bin Huguenot ölür. Yüz binlerce Huguenot, değil t ü m malvarlık
larını, çocuklarını dahi bırakarak, Hollanda, Almanya, İngiltere ve İs
viçre'ye k a ç a r l a r .
İşte, bu kentteki bir pastor, protestan bir rahip, tek yol olan deniz yolu
ile İngiltere'ye k a ç m a y a k a r a r verir. Y a n m a 2,5 yaşındaki oğlunu da
alır. Yol u z u n d u r . Brest b u r n u n u n dolaşılması gerekmektedir. F r a n
sız donanması her an çevirme yapabilir. Bu endişeyi taşıyan rahip, 2,5
yaşındaki oğlunu, zaman zaman boş bir şarap fıçısında gizler. Aile, ni
h a y e t İngiltere'ye varır ve Guernesay k e n t i n e yerleşir.
69
Fıçıda s a k l a n a n k ü ç ü k çocuğun adı, J e a n Theophile Desaguliers'dir.
B a b a n ı n adı da J e a n Desaguliers'dir. İsmi değişmiş Fransızken J e a n
Theophile olan adı, İngilizcede J o h n Theophilus olmuştur.
70
üyesi olur. İngilizlerin de
yimi ile Fellows of t h e Ro
yal Society a r a s ı n a katılır.
Newton bu Akademinin
1703 yılında b a ş k a n ı olur
ve öldüğü t a r i h olan 1727
yılma k a d a r b a ş k a n ı kalır.
Desaguliers ve asistanlığı
nı yaptığı Newton değişik
fizik d e n e y l e r i y a p a r l a r ,
bu a r a d a "Havanın Düşen
Cisimlere Olan Etkisi" ile
ilgili olarak o r t a k m a k a l e
yazarlar. Kraliyet Akade-
misi'nde Desaguliers, "Yo
rulmak bilmeyen Deneysel
Filozof olarak anılır.
1728 -1730 yılları a r a s ı n
da Desaguliers sık sık Hol
! .T. D l v S A O U L Î E K S . l a n d a ' y a gider ve o r a d a
birçok k o n f e r a n s v e r i r .
Koltuk fiyatlarının 30 şilin
gibi çok y ü k s e k olmasına k a r ş ı n konferanslar kapalı gişe dinlenir.
1733'te İngiltere'ye döndüğünde Jacques Cassini ile sert bir tartışma
ya girer. Konu denizcilik açısından çok önemli olan boylamların mev
kii ve u z u n l u ğ u d u r . Tartışmacılar bir y a n d a İngiliz Kraliyet Akade
misi ve 1675'te k u r u l a n Greenwich Rasathanesi, diğer y a n d a 1666'da
k u r u l a n P a r i s Kraliyet Bilimler Akademisi ve 1667'de k u r u l a n P a r i s
Gözlemevi'dir.
1734'te Deneysel Felsefe Dersleri adı altında iki ciltlik bir eser yayın
lar. D a h a sonra, Doğal Felsefenin M a t e m a t i k Öğeleri adlı eserin
Lâtinceden İngilizceye çevirisini y a p a r ve yayınlar. Desaguliers'nin
bilim adamlığı t a m a m e n insan yaşantısına dönüktür. B u n u n için de
neysel fizik ve deneysel felsefe terimlerini kullanır. Çalışmaları, in
s a n l a r ı n g ü n l ü k y a ş a m l a r ı n d a kullanacakları teknolojiye yöneliktir.
Örneğin Arşimet yasası, salt y a s a olarak kaldığı sürece yetersizdir.
Ancak metal gemilerin yüzdürülmesiyle bu yasa insanlık için uygula
m a alanı bulacaktır.
Desaguliers, t ü m bilimsel yazı ve t a r t ı ş m a l a r ı n d a halkın anlayabile
ceği bir dil kullanır. Her türden insan için, en k a r m a ş ı k konuları dahi
71
basit, kolay ve anlaşılabilir terimlerle anlatır. Bu ona özgü bir ye
tenektir. Bilime yaptığı katkılar nedeniyle şöhreti, t ü m İngiltere'den
Hollanda'ya, m u h a b i r üyesi olduğu P a r i s Bilimler A k a d e m i s i n i n
bulunduğu Fransa'ya k a d a r yayılır. Din adamı olarak verdiği tek eser
P i ş m a n l ı k Ü z e r i n e V a a z ' d ı r . Bir a k a d e m i s y e n o l a r a k bilim
adamları ile yüksek mevkii sahibi zevat arasında büyük saygı gördü
ğü gibi, bir Mason olarak çok d a h a geniş ilgi ve daha büyük saygınlık
kazanır.
Son yıllarında, gut hastalığı ve ileri derecede miyopluktan etkilenir ve
günlerini Londra'daki evinde ders vererek geçirir. 1744 yılında 61 ya
şında y a ş a m a veda eder.
72
Desaguliers'nin t e k r i s t a r i h i k a r a n l ı k t ı r . Ancak, ilk Konvan t a r i h i
olan 24 H a z i r a n 1717'den önce t e k r i s o l d u ğ u n d a k u ş k u y o k t u r .
Desaguliers, b u k o n v a n d a B ü y ü k Ü s t a t l ı ğ a aday olur. N e ki b u u n
vanı alması, ancak 24 Haziran 1719'da m ü m k ü n olabilecektir. İlk Bü
y ü k Ü s t a t A n t h o n y Sayer (1717 -1718), ikincisi George P a y n e ' d i r
(1718 -1719). Desaguliers, 1719 -1721 yılları a r a s ı n d a üçüncü ve so
n u n c u B ü y ü k Ü s t a t olarak görev yapar.
Desaguliers'nin B ü y ü k Üstatlığı döneminde hoşgörü, evrensel k a r
deşlik duygusu ve düzen r u h u gelişir. B u n u n için Desaguliers yardım
laşma sandığını ve h a s e n a t kesesini kurar. Gayrimuntazam olan Kar
deşler Localarmdaki masonik çalışmalarına dönerler. Çok sayıda soy
lu ve seçkin tekris edilir. Locaların sayısı artar. Loca matrikülleri ni
celik ve nitelik açısından zenginleşir. Kraliyet ailesinin ve soyluların
tekrisleri sonucu, Büyük Ü s t a t unvanı bu soylu sınıfa geçer. Geçmesi
ne geçer de, Büyük Üstadın işlevi esas itibariyle onursal niteliğe dönü
şür. 1721'de Montagu Dükü John ve 1722'de Wharton Dükü Philip Bü
yük Ü s t a t seçilirler. Desaguliers, 1723'te Büyük Ü s t a t Yardımcısı ma
k a m ı n a a t a n ı r . Ç ü n k ü soyluların bu m a k a m a seçilmesi geleneği ile
birlikte, B ü y ü k Ü s t a t l ı k m a k a m ı , giderek onursal niteliğe dönüştü
ğünden, sürekli olarak çalışacak bir yardımcıya ihtiyaç duyulmuştur.
Büyük Üstatlık deneyimi olan, Spekülatif Masonluk vizyonuna sahip
ve t ü k e n m e k bilmeyen enerjisi ile Desaguliers, bu m a k a m için biçilmiş
kaftandır.
73
Anglikan Desaguliers, Presbiteryen Anderson ile son derece u y u m l u
çalışır.
Bu A n a y a s a n ı n h a z ı r l a n m a s ı s ı r a s ı n d a Desaguliers, L o n d r a ' d a k i
Operatif M a s o n l a r ı n el yazması belgelerine dayanır. B u n l a r 1400'lü
yıllarda yazılan ve "Old Charges" (Eski Yükümlülükler) anlamında
ki duvarcı ustalarının geleneksel tarihini benimseyen, aynı z a m a n d a
Operatif Masonluğun meslekî ve ahlâkî t ü m kurallarını içeren belge
lerdir. Anderson, Old Charges ile değişik geleneklerin ü r ü n ü olan ve
rileri, özellikle Gotik Belgelerini birbirine kaynaştırır. Bu belgelerin
bir kısmını da yaktığını söyler. Bu da Anderson'a karşı, Londra, York
ve W e s t m i n i s t e r ' d e k i Eski H ü r Mason Localarının tepkisini çeker.
A n d e r s o n ü n bu sentezi 1723 yasalarının t a m a m l a n m a s ı y l a sonuçla
nır ve b u t a r i h itibariyle Operatif Masonluk ile Spekülatif Masonluk
birbirinden kesin olarak ayrılır.
74
kullanılması, Deizmin Masonluğa girişi ve Operatif Masonların uygu
ladıkları Teizm öğretisinin yerini alması sonucunu doğurur.
Desaguliers, Masonluğa evrensel bir boyut getirmek ister. B u n d a n
başka, Masonların hepsini Locada eşit t u t a r a k birliği gerçekleştirme
yi umar. îşte, b u n d a n dolayıdır ki, Anayasanın daha ilk maddelerinde,
bir Mason için T a n r ı y a inanmayı, o l m a z s a o l m a z bir koşul olarak
vaaz eder, böylece ateizmi reddeder. Mason hiçbir semavî dine k a r ş ı
değildir. "Doğa Üstü" den yoksun Doğal Dinle de özdeş değildir. O ta
rihte, mensuplarına karşı bir kısım ağır yasaklar getiren Roma Kilise-
si'nden de b u yönü ile ayrılır. Masonların düşünce özgürlüğünü tanı
yarak, Desaguliers a r a l a r ı n d a k i felsefî görüş farklılıklarına rağmen,
tesviyede eşitlik d u y g u s u n d a birleştirir. B u n d a n b a ş k a E v r e n i n Ulu
M i m a r ı n a dilekte b u l u n m a k suretiyle, T a n r ı y a i n a n m a y a n l a r ı , b u
k o n u d a en m ü t e r e d d i t olanları dahi Tanrı fikri üzerinde birleşmeye
davet eder.
Bu davranış, Desaguliers'nin evrensellik düşüncesine uygun bir yak
laşımdır ki, Gandhi'nin aşağıdaki sözleri, sanki Desaguliers tarafın
dan söylenmiş gibi kabul edilebilir. M a h a t m a Gandhi (1869 -1948) ne
demiştir?
"Benim dinim h a p i s h a n e dini değildir. Benim dinimde Tan-
rı'nm yarattığı en nasipsiz y a r a t ı k l a r a dahi yer vardır. Ancak
bu din, küstahlığın, ırk, din ve renk kibirliliğinin s ı n a m a yeri
dir. Ben, y e r y ü z ü n d e yalnızca t e k bir dinin var olabileceğine
inanmıyorum. İşte, salt bu nedenledir ki, onların ortak değerle
rini keşfetmeye ve karşılıklı hoşgörüyü y a y m a y a gayret ediyo
rum."
Desaguliers, din adına, insanın günlük yaşamına, dinle ilgili olmayan
k ı s ı t l a m a l a r ı n getirilmesine karşıdır.
1670'li yıllarda, Polonya kökenli Yahudi din adamları Londra'ya yer
leşmeye başlarlar. Desaguliers bunlarla ve bunların ardılları ile tema
sa geçer ve onları D ü z e n e davet eder. Süleyman M a b e d i n i n m i m a r ı
H i r a m ' m hikâyesini onlardan dinler ve oldukça etkilenir. P r a t i k Ka-
bala'dan esinlenir. O t a r i h t e iki dereceden oluşan Masonluğun üç de
receli olmasında etkili olur. O k a d a r ki, üçüncü dereceye inisiyasyon
ritüelini bizzat kendisi yazar.
75
yanlık öğretisine t a m a m e n karşı olan bu ritüel 18. yüzyıl Ma
sonları için son derece çarpıcıdır. Bu ritüel Desaguliers'nin akıl
ve zekâ çapının b ü y ü k l ü ğ ü n ü göstermektedir. O, Masonluğa,
Hıristiyanlığın boyutunu aşan bir boyut getirmek ister. Kabala
anlatımındaki Desaguliers'nin yaptığı bu değişiklikler, gerçek
te, h ü z ü n l ü ve iç karartıcı olmayan bu ritüele bir derinlik geti
rir. O da, b u n d a n böyle ölüm, bir Mason için korkunç bir son de
ğil, sadece bir geçiştir. Yükseliş töreni, işte b u geçişi simgeler
ve zorunlu olarak kişinin canlanmasıyla sonuçlanır. Böylece
Desaguliers Masonlara bir u m u t mesajı sunar: Çalışmak ve er
demli olmak bir Masonun öz arınmasını sağlayacaktır."
Spekülatif Masonluğun bu gelişme trendi Papalığı son derece rahatsız
eder. Operatif Masonluk döneminde h e r h a n g i bir rahatsızlık yoktur.
Roma Kilisesi, özellikle Masonluğa her din ve mezhepten olan kişile
rin k a b u l edilmelerinden yakınmaktadır. Bu hızlı gelişmeyi durdur
m a k için etkili tek yol vardır: Masonluğu aforoz etmek! İşte, P a p a 12.
C l e m e n t h u s b u n u gerçekleştirir ve 1738 yılında Ineminenti F e r m a n ı
ile M a s o n l u ğ u aforoz eder. Bu M a s o n l u ğ u n ilk aforoz edilmesidir.
Aforozun gerekçeleri ve k a p s a m ı şudur:
• P a p a , Masonların toplantılarında görüşülenleri kesin bir ağız
sıkılığı ile k o r u y a c a k l a r ı n a dair yemin e t m e l e r i n e şiddetle
k a r ş ı çıkmaktadır.
• P a p a , M a s o n l a r ı n k a p a l ı bir topluluk olarak çalışmalarının
gerekçesini, yaptıkları işin utanç verici olmasına bağlamakta
dır.
• Masonluğu devletin h u z u r u n a ve r u h l a r ı n k u r t u l u ş u n a engel
bir k u r u m olarak gören Papa, t ü m Mason Derneklerini sonsu
za dek suçlu b u l a r a k yasakladığını ilân etmektedir. B u n u n l a
da k a l m a y a r a k Masonlarla h e r h a n g i bir ilişkisi olanların da
aforoz edileceklerini, bu aforozun ancak P a p a tarafından ya da
ölüm halinde kaldırılmasının söz k o n u s u olabileceğini belirt
mektedir.
• Papa, Kiliseye bağlı olan herkese Masonları yakından izleme
lerini, toplum içindeki yerleri ve nitelikleri h e r ne olursa olsun
kimliklerini, "engizitörlere" bildirmelerini istemektedir.
Bu aforoz, Mason k a r ş ı t l a r ı n a önemli koz vermiştir. B u n l a r , aforoz
f e r m a n ı n d a yer a l a n çeşitli s u ç l a m a l a r a s a h i p çıkıp b u n l a r ı , s a n k i
k e n d i görüşleri imiş gibi kullanmışlardır. Suçlamaların gerçek olup
76
olmadığının a r a ş t ı r ı l m a s ı n a gerek bile görülmemiştir. Bu aforozun
etkisiyle, henüz gelişme aşamasında olan Spekülatif Mason Locaları
nın çalışmaları hayli zorlaşmıştır. Katolik mezhebinin yaygın olduğu
yerlerde bu çok d a h a belirgindir. F r a n s a ' d a ise P a p a n ı n yayınladığı
bir buyruk, ancak Fransız parlamentosunca onaylanırsa geçerli olabi
lir. Fransız p a r l a m e n t o s u n u n (Etats-Generaux) Masonluğu destekle
mesi söz k o n u s u değildir; a m a Roma Katolik Kilisesinin aforozunu
onaylamamıştır. Ayrıca, F r a n s a ' n ı n Aydınlanma Çağını yaşıyor ol
m a s ı ve 14. Louis yerine 15. Louis'nin t a h t t a bulunması, 18. yüzyılda
Spekülatif Masonluğun F r a n s a ' d a r a h a t bir gelişme izlemesini sağla
mıştır.
77
P e k çok i n s a n gibi Desaguliers'nin de çifte kişiliği vardır. Dışarıda,
halk içinde mesafeli ve soğuk; toplantılarda ise içtenliğe doğru yumu
şayan bir kişilik! Kapıları sıkıca kapalı bir Locanın gönül ortamında,
r u h u n u ve düşüncesini özgür bırakır. Esprili ve şakacı bir kimliğe bü
r ü n ü r . K a r d e ş sofrasmdaki esprilere değer verir, t o p l u l u ğ u n ambi
yansını paylaşır.
Desaguliers için, parasını saymadan harcadığı söylenir ki b u n u n doğ
r u olması olasıdır. Çünkü verdiği konferanslar ve diğer profesyonel gö
revleri kendisine önemli getiriler sağlamıştır. Locada son kez, 8 Şubat
1742'de g ö r ü n ü r . 29 Ş u b a t 1744'te 61 y a ş ı n d a Ebedi Maşrık'a göçer.
Londra'daki Savoy Otelinin şapeline gömülür. Büyük oğlu Alexandre
babası gibi Anglikan rahibi olur. Küçük oğlu Thomas ise Kral III. Ge-
orge'un h i z m e t i n d e Albay rütbesine k a d a r yükselir.
Desaguliers'nin son günlerinin h ü z ü n ve sefalet içinde geçtiği, kendi
sinin aklî melekelerinde zayıflama olduğu, kimi zaman palyaço ve soy
tarı kılığında dolaştığı söylense de, bu söylentilerin abartılı olduğunu
söyleyen biyografi yazarları da vardır.
H u k u k Doktoru, filozof, ilâhiyatçı, fizikçi ve Royal Society üyesi Desa
guliers; a n l a m a yetisi, sosyal konumu, güçlü kişiliği, Masonluk kavra
mına ve yapılanmasına olan katkısı ile b u k u r u m u zenginleştirmiş ve
bu k u r u m a kendisi gibi entelektüel kişiliklerin girmesini, a r t a n sayı
da sağlamıştır. Desaguliers'nin etkisi ile Düzen, İngiltere B ü y ü k Lo-
cası'na d ö n ü ş m ü ş ve b u Büyük Loca, d ü n y a üzerindeki pek çok loca
n ı n A n a L o c a s ı olmuştur.
Bugün, K a n a d a Montreal'de, Québec Büyük Locasının m a t r i k ü l ü n d e
138 sayı ile kayıtlı J e a n - T h e o p h i l e Desaguliers M u h t e r e m Locası
Fransızca olarak faaliyet göstermektedir.
Fransız olarak (Jean-Theophile) doğdu, İngiliz olarak (John-Theophi-
lus) yaşadı ve öldü. Fransız mı? İngiliz mi? Tartışmaların çok üzerin
de: O b i r M a s o n ' d u ; O b i r i n s a n d ı .
KAYNAKÇA
78
TARİH
The Lodge for Masonic research Quatuor Coronati #(808) was found in Germany
in 1 9 5 1 . In the previous article the legend of the Quatuor Coronati, w h y and how
the lodges for research were named after Quatuor Coronati was studied. This article
deals w i t h , h o w the lodge Quatuor Coronati in Germany works, its mission,
membership, publications, activities and the amended rules and regulations of
the Lodge and its commercial company, which have been translated from German
into Turkish.
79
r u m l a r ı n ı konu alan a r a ş t ı r
malar,
• Özellikle Almanya'daki Kar
deşler a r a s ı n d a Masonluk bi
lincinin yayılması,
• Temel ve a k t ü e l s o r u n l a r ı n
bilimsel bakış açısından t a r
tışıldığı g ü n d e m l e r oluştur
m a k , b u k o n u l a r d a toplantı
lar düzenlemek, (yılda iki de
fa bölgesel özel gündemli top
lantı, bir defa da uluslararası
Loca Bijusu
Q u a t u o r Coronati üyelerinin
katıldıkları yıllık toplantı),
• Kardeşlerin geçmiş ve güncel
ALMANYA Birleşik B ü y ü k Lo
bilimsel ve a k t ü e l k a t k ı l a
casına bağlı olarak çalışan "Qua
r ı y l a T a u a d l ı d e r g i y i ve
tuor Coronati" A r a ş t ı r m a Locası
"Quatuor Coronati" yıllığını
1951 de 808 m a t r i k ü l n u m a r a s ı
çıkarmak,
ile B a y r e u t h ' d a k u r u l m u ş t u r .
Kurulduğu günden bu güne • Masonik k o n u l a r d a bilimsel
k a d a r A l m a n y a ' d a n ve y u r t dı çalışmaları desteklemek,
şındaki m u n t a z a m Localardan araştırmacılara kaynak te
y a k l a ş ı k 1800 K a r d e ş üyesi ol min etmek,
m u ş t u r ve Almanya' da Mason
l u k l a ilgili a r a ş t ı r m a l a r d a e n • Yurt dışındaki Kardeşlerle
önemli rolü ü s t l e n m i ş t i r . Loca bilgisayar ağları kanalıyla
bünyesinde yapılan araştırma h a b e r l e ş m e k , onların m a s o
lar sadece Masonluğun geçmişi n i k yazı, proje, o r g a n i z a s
ile sınırlı k a l m a y ı p , Masonluk yonları ve diğer faaliyetlerini
t a k i uygulamaları da k a p s a m a k p a y l a ş m a k , değiş t o k u ş yap
tadır. mak,
• Üniversite, Yüksekokul, E n s
Görevleri ve Çalışma t i t ü l e r l e ve özellikle I n n s
bruck Üniversitesindeki
Yöntemi
"Masonluğu bilimsel araştır
• M a s o n l u ğ u n y ö n e t i m i , geç m a komisyonu" ile işbirliği
mişi, u y g u l a m a s ı , sosyal ya y a p m a k ve K ö l n ' d e "Üni
pısı ve t o p l u m içindeki du versite ve Y ü k s e k o k u l l a r d a
80
m a s o n i k a r a ş t ı r m a l a r ı n ku limsel ve d o k ü m a n t e r d e s t e k
r u l m a ç a l ı ş m a l a r ı n ı " teşvik sağlandığı k a d a r , ritüel ve sem
etmek, bollerin açıklanması h a k k ı n d a k i
• Mesleğin bilimsel çerçevesin ç a l ı ş m a l a r da y a y ı n l a n ı r . T a u ,
de çalışmak, okuyucu m e k t u p l a r ı köşesinde
Kardeşlerin yazılar hakkında
• Masonluğun tarihi ve bugün görüş ve k a t k ı l a r ı n ı yayınlaya
k ü d u r u m u n u Alman kamuo r a k bir tartışma ve fikir alış veriş
y u n a açıklama çalışmaları ortamının oluşmasına yardım
n ı n verimini a r t t ı r m a y ı teş eder.
vik etmek.
Quatuor Coronati Yıllığı araştır
m a sonuçlarını yayınlar. Araştır
Üyelik m a l a r ı n ağırlık n o k t a s ı n ı M a
Bir K a r d e ş i n kefaleti ile h e r Üs sonluğun geçmişi o l u ş t u r m a s ı n a
t a t M a s o n A r a ş t ı r m a Locasına rağmen, manevî-tarihî-kültürel
üye olabilir. Bu b a ş v u r u n u n ka ve politik-toplumsal çevrenin de
bulüne Loca envarı (ya da başka ğerlendirilmesi k o n u l a r ı da ele
nı) k a r a r verir. İsteyen h e r üye alınabilir. Yıllıklar, Mason a r a ş
Loca faaliyetlerinde aktif görev tırmacılara, yüksek okullara,
alabileceği gibi, i s t e y e n l e r de enstitülere ve Q u a t u o r Coronati
araştırmaların sonuçlarının t a r a f ı n d a n gerekli d ü z e l t m e l e r
kendilerine iletilmesi ile yetine- y a p ı l d ı k t a n sonra mesleğe ilgi
bilirler. d u y a n haricilere, özellikle genç
lere dağıtılır.
Ü y e l i k a i d a t ı yılda 6 5 . - E u r o
Araştırma Locası bunların dışın
olup, b u n u n karşılığında t ü m ya
da Masonlar için monografyalar
yınlar, organizasyonlar üyelere
ve a r a ş t ı r m a l a r a k a y n a k olacak
bedelsiz o l a r a k s u n u l u r . Diğer
ansiklopedik bilgileri y a y ı n l a r .
Localar da ameli üyeler olarak
Bu yazıların yazarları Araştırma
katılabilirler.
Locasının üyeleri olabileceği gi
bi, a r a ş t ı r m a c ı Masonlar, h a t t â
bilim a d a m l a r ı olabilirler. Ya
Yayınları (Özet) y ı n l a n m a işleminin seçimi yine
bilimsel k u r u l t a r a f ı n d a n y ü r ü
Loca Ü s t a d ı M u h t e r e m i n i n
tülür.
A r a ş t ı r m a Locasına h i t a b e n me
sajını içeren T a u dergisi yılda iki Quatuor Coronati A r a ş t ı r m a Lo
sayı y a y ı n l a n ı r . Bu b a s k ı l a r d a cası A l m a n y a K a n u n l a r ı n a göre
Masonluğun geçmişi ve bu g ü n ü aynı z a m a n d a bir İktisadi İşlet
h a k k ı n d a k i a r a ş t ı r m a l a r ı n a bi me olarak çalışabilmektedir. Bu
81
nedenle hem Locanın, hem de İk 3 - Amaç ve Görevleri
tisadi İşletme' nin çok benzer ol
m a k l a b e r a b e r iki ayrı t ü z ü ğ ü (1) A r a ş t ı r m a Locası, VGLvD
vardır. üyesi olan K a r d e ş l e r i n m a
sonik a r a ş t ı r m a l a r y a p m a
larına hizmet eder ve onlara
Bayreuth' ta kurulu yardımcı olur.
Araştırma Locası
Quatuor Coronati'nin (2) A r a ş t ı r m a Locası m a s o n i k
8 T e m m u z 1994 t a r i h i n d e hiçbir öğreti şekline ve görü
ş ü n e bağlı o l a r a k çalışma
tadil edilen tüzüğü
yıp, Loca için M a g n a C a r t a
nın temel prensipleri geçer
1 - A d ı v e Yeri lidir.
(1) Locanın adı Q u a t u o r Coro
n a t i olup, B a y r e u t h şehrin (3) Araştırma Locası, a r a ş t ı r m a
de k u r u l m u ş t u r ( B u n d a n çalışmaları k o n u s u n d a etki
sonra A r a ş t ı r m a Locası ola li olabilecek Kardeşlerle iliş
r a k anılacaktır). ki k u r u l m a s ı n ı s a ğ l a y a r a k
destekler.
(2) Loca 808 matrikül n u m a r a s ı
ile k a y ı t l ı b u l u n d u ğ u Al (4) A r a ş t ı r m a Locası, VGLvD
m a n y a Birleşik Büyük Loca tarafından tanınmış her
s ı n a (VGLvD) bağlı o l a r a k hangi bir ritüelde çalışabilir.
çalışır. Bunun yanında etüd etmek
gayesi ile t a r i h î ya da diğer
2 - Quatuor Coronati Maso-
r i t u e l l e n de değerlendirebi
n i k A r a ş t ı r m a L o c a s ı İk
lir, onurlandırabilir (zelebri
tisadi İşletmesinin Tüzü
eren).
ğ ü n ü n (Ana Sözleşmesi
nin) geçerliliği
4 - Envar v e Ticari
M a s o n i k A r a ş t ı r m a Locası Yönetim Kurulu
Q u a t u o r C o r o n a t i ' n i n ça
l ı ş m a l a r ı n d a Q u a t u o r Co (1) E n v a r Loca görevlilerinden
r o n a t i A r a ş t ı r m a Locası teşekkül eder. Görevliler ay
T ü z ü ğ ü (Ana Sözleşmesi), nı z a m a n d a ticari işletme
b i l h a s s a üyeleri ve toplantı n i n y ö n e t i m k u r u l u üyesi-
ları için, 4. m a d d e de belirti dirler. Yönetim k u r u l u n d a k i
len yönetim k u r u l u h a k k ı n K a r d e ş l e r Loca görevlerine
d a k i h ü k ü m l e r i saklı k a l u y g u n olacak görevleri ya
m a k suretiyle geçerlidir. parlar:
82
Loca Görevi İktisadi İşletmedeki Görevi
Üstadı Muh. Başkan
3. Ön. Ü s . M u h . 3. B a ş k a n Yardımcısı
1. N a z ı r 1. D a n ı ş m a n
2. Nazır 2. D a n ı ş m a n
Sekreter Sekreter
Hazine E m i n i Sayman
Tören Ü s t a d ı Teşrifatçı
Pergel Ü s t a d ı İlişkiler S o r u m l u s u
83
ve işletme bu ş e h r i n r e s m i sağlayarak faydalanamaz
m a k a m l a r ı n a kayıtlıdır. lar.
(3) A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i İ ş l e t 3 - Üyeliğe Kabul
mesinin malî yılı takvim yı
lıdır. (1) a) Ü s t a t derecesini a l m ı ş ,
VGLvD üyesi olan veya
2 - Amacı ve Görevleri VGLvD t a r a f ı n d a n t a n ı n
(1) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletmesi mış olan yurtdışındaki
Almanya Birleşik Büyük Lo B ü y ü k Locaların m u n t a
cası D e r n e ğ i n i n ve d e r n e k z a m h e r üyesi, bir ü y e n i n
üyesi K a r d e ş l e r i n i n m a s o - k e n d i s i n e kefaleti ile der
nik a r a ş t ı r m a merkezidir. neğe üye olarak k a b u l edile
bilir.
(2) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme
sinin çalışmaları masonik b) VGLvD ya da k a r d e ş ç e
hiçbir öğreti şekline ve görü ilişkilerin bulunduğu Büyük
ş ü n e bağlı olmayıp, işletme L o c a l a r a bağlı k u r u l u ş l a r
için M a g n a C a r t a n ı n temel üye olarak k a b u l edilebilir
prensipleri geçerlidir. ler.
84
ği yine de bir yıl m ü d d e t l e a r a ş t ı r m a l a r h a k k ı n d a eği
devam eder.) tici k o n u ş m a l a r y a p m a l a r ı
ve sonuçlarını yapabildikle
c) E n v a r a d ı n a Sekretere veri
ri k a d a r y a y ı n l a m a l a r ı bek
lecek yazılı istifa dilekçesi
lenir.
ile ki, bu dilekçe yıl sonunda
y ü r ü r l ü ğ e girer. (5) Üyeler A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i
İ ş l e t m e s i n i n yeni yılın ilk
d) Ticari yönetim k u r u l u ta
üyeler t o p l a n t ı s ı n d a t e s p i t
rafından, A r a ş t ı r m a İktisa
di İşletmesine z a r a r verecek edilen ve o yıl için geçerli
davranışta bulunduğuna olan a i d a t ı ö d e m e k l e yü
k a r a r verilen üyenin kaydı k ü m l ü d ü r l e r . O n u r üyeleri
nın silinmesi ile üyelik sona a i d a t t a n muaftırlar.
erer. 6 - Araştırma İktisadi
(2) Üyelik kaydının silinmesine İşletmesinin Organları
itiraz edilebilir. Bu konuda
1. Yönetim K u r u l u (Envar)
ki son k a r a r üyeler genel ku
r u l u n d a alınır. A r a d a geçen 2. Ticari yönetim k u r u l u
süre zarfında üyelik h a k l a r ı 3. Üyeler genel k u r u l u (genel
saklı kalır. kurul)
5- 7 - Envar
(1) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme (1) Y ö n e t i m K u r u l u ( E n v a r )
sinin t ü m yayınları ve etkin aşağıdaki üyelerden meyda
likleri masonik araştırmala n a gelir
r a h i z m e t e t m e k kaydıyla
Başkan
t ü m üyelere açıktır. 2.3 mad
dede yazılı olan t ü m yayın 1. B a ş k a n vekili
l a r üyelere ulaştırılır. 2. B a ş k a n vekili
3. B a ş k a n vekili
(2) Üyelerin yönetim k u r u l u n a
y a da genel k u r u l a teklifte Sekreter
b u l u n m a h a k l a r ı vardır. Sayman
1. D a n ı ş m a n
(3) Ü y e l e r A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i
İşletmesini desteklemekle, 2. D a n ı ş m a n
e n v a r ve genel k u r u l k a r a r Tören ü s t a d ı
larına uymakla yükümlü Pergel Ü s t a d ı (Zirkelmeis-
dürler. ter)
(4) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme Önceki Başkan(lar)
sinin ü y e l e r i n d e n m a s o n i k Protokol Sekreteri
85
(2) Y ö n e t i m k u r u l u ( e n v a r ) , 9 - Yönetim Kurulunun
b a ş k a n ı n görevini y a p a m a (envarın) Görev Süresi
m a s ı d u r u m u n d a § 26 BGB Yönetim K u r u l u n u n Pergel
a n l a m ı n a u y g u n olarak h e r Ü s t a d ı ve O n u r B a ş k a n l a r ı
bir b a ş k a n vekilini ayrı sa dışındaki üyeleri genel k u
h a l a r d a görevlendirebilir, r u l t a r a f ı n d a n seçildikleri
içlerinden birini b a ş k a n ya günden başlamak üzere 3
da diğer iki b a ş k a n vekilinin yıllık görev süresi için seçi
onayı ile b a ş k a n olarak ata lirler. A r a seçim m ü m k ü n
yabilir. dür. Yönetim k u r u l u üyeleri
(3) B a ş k a n ı n y ö n e t i m k u r u l u yerlerine başka bir üye seçi
başkanlığından ayrılması lene k a d a r görevlerinde ka
d u r u m u n d a k e n d i n d e n son lırlar. Sadece A r a ş t ı r m a İk
r a gelecek olan b a ş k a n göre t i s a d i İ ş l e t m e s i n i n üyeleri
vinden ayrılıncaya kadar görevlere seçilebilirler.
O n u r B a ş k a n l ı ğ ı görevinde
10 - A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i
bulunur.
İşletmesinin Yönetim
(4) Yönetim k u r u l u (envar) be Kurulu
lirli görevler için 3 üyeye ka (1) Yönetim Kurulu ticari işleri
dar üyeyi d a h a yönetim ku ni „ticari y ö n e t i m k u r u l u "
r u l u n d a görevlendirebilir. vasıtası ile y ü r ü t ü r .
(2) Ticari yönetim k u r u l u üyele
8 - Yönetim Kurulunun ri:
(envarın) Görevleri
Başkan
(1) Yönetim k u r u l u A r a ş t ı r m a 1. B a ş k a n yardımcısı
İ k t i s a d i İ ş l e t m e s i n i n yö 2. B a ş k a n yardımcısı
n e t i m i n d e n s o r u m l u d u r ve 3. B a ş k a n yardımcısı
t ü z ü k ve genel k u r u l u n ka Sekreter
rarlarına uymak zorunda Sayman
dır. O n u r s a l b a ş k a n (bir önceki
(2) Yönetim K u r u l u (envar) ge başkan)
nel k u r u l u n toplantı günde Protokol Sekreteri
mini tespit eder. Üyeler top 11 - Y ö n e t i m K u r u l u v e
lantısının çalışmasını kısıt- Ticari Yönetim
layamaz. Kurulunun Toplantıları
(3) Y ö n e t i m k u r u l u ( e n v a r ) (1) Yönetim K u r u l u veya Ticari
onurlandırmalar hakkında Yönetim K u r u l u ihtiyaç du
k a r a r verir. y u l d u ğ u n d a toplanır.
86
Kurullar yukarıda sayılan e) Bütçeyi tespit etmek,
organların dörtte birinin ha f) Yönetim k u r u l u k a r a r l a r ı
zır b u l u n m a s ı (haziran sayı n a yapılan itirazlar h a k k ı n
sı 3 den az olamaz) halinde da 3.2 ve 4.2 nolu maddelere
alınır. K a r a r l a r y a z ı l a r a k göre bağlayıcı son k a r a r ı
kaydedilir ve açıklanır. vermek.
(2) Yönetim K u r u l u veya Ticari g) Bölgesel çalışma çevresini
Yönetim K u r u l u k a r a r l a r ı n tesis etmek ve yönetim kuru
da h a z ı r b u l u n a n l a r ı n ço lunun kurduğu bağlantıla
ğunluğu aranır. Oyların rın onayı h a k k ı n d a k a r a r al
eşitliği halinde toplantı baş mak,
k a n ı n ı n oyu k a r a r ı belirleyi
ci olur. T o p l a n t ı t u t a n a ğ ı h) Üye aidat t u t a r ı n ı değiş
b a ş k a n ve protokol yetkilisi t i r m e k ve
tarafından imzalanır ve ilgi ı) A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i İşlet
li o r g a n l a r a , üyelere veril mesini fesh etmek.
m e k üzere dağıtılır.
2) Olağan genel k u r u l , b a ş k a n
(3) Yönetim k u r u l u ü y e l e r i n i n veya o n u n y o k l u ğ u n d a baş
çalışmaları fahri olup sadece kan vekillerinden birinin
y a p t ı k l a r ı m a s r a f l a r ı alır gündem belirterek bir ay ön
lar. ceden yapacağı çağrı üzerine
toplanır.
12 - Ü y e l e r G e n e l K u r u l u 3) Genel kurul, b a ş k a n tarafın
(Genel Kurul) dan ya da yokluğunda hazır
bulunan yönetim kurulu
(1) Genel k u r u l u n yetki ve gö
üyelerinden biri t a r a f ı n d a n
revleri:
yönetilir. Toplantının ve ka
a) Y ö n e t i m k u r u l u n u seç r a r l a r ı n geçerli olması için
mek, y ö n e t i m k u r u l u n u y a nisap aranmaz. Tüzükte
da k u r u l üyelerinden bazıla b a ş k a bir o r a n b e l i r t i l m e
rını görevden almak, mişse, k a r a r l a r h a z ı r bulu
n a n l a r ı n oy çokluğu ile alı
b) Yönetim k u r u l u dışından
nır.
denetçi seçmek,
4) Toplantılar bir t u t a n a k l a
c) Ticari ve malî raporları gö
tespit edilirler. T u t a n a k l a r
rüşmek, denetçi raporuna
toplantıyı yöneten b a ş k a n
göre ibra k a r a r ı almak,
ve protokol s e k r e t e r i t a r a
d) T ü z ü k değişikliği y a p fından i m z a l a n ı r . Protokol
mak, sekreterinin yokluğunda ha-
87
zır b u l u n a n genel kurul üye çeşitli coğrafi b ö l g e l e r d e
lerinden biri bu toplantının üyelerle ilişkiyi birebir kur
kâtibi olarak seçilir ve t u t a m a k amacıyla bölgesel çev
nağı bu k â t i p , b a ş k a n l a be reler (daireler) tesis edilebi
r a b e r imzalar. lir.
5) 3.1.a. m a d d e s i h a k k ı n d a (2) Bölgesel çalışma çevresinin
oylamalarda üye sadece üstadı, bölge üyeleri tarafın
kendi oyunu kullanabilir. dan QC toplantılarında 3 yıl
3.1.b. m a d d e s i uyarınca ya görev y a p m a k üzere seçilir.
pılacak oylamalarda, olma T e k r a r seçilmek m ü m k ü n
y a n ü y e n i n vekâletini ibraz dür. Çevre b a ş k a n ı , üyeleri
eden üye, hazır b u l u n m a y a n ile uzlaşarak çevre sekreteri
üye adına da oy kullanabilir. ve gerekliyse bir b a ş k a n ve
kili tayin eder.
6) Başkanın seçimi ya da gö
revden alınması oylaması (3) Ç a l ı ş m a Ç e v r e s i t o p l a n t ı
gizli ve yazılı olarak yapılır. larına Araştırma İktisadi
Diğer seçim ve k a r a r l a r d a oy İşletmesinin başkanı ve sek
v e r m e şekline genel k u r u l r e t e r i d a v e t edilirler. Özet
k a r a r verir. toplantı tutanakları her
ikisine de sonradan gönderi
13 - O l a ğ a n ü s t ü G e n e l lir.
Kurul
(1) O l a ğ a n ü s t ü g e n e l k u r u l , 15 - A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i
yönetim kurulu üyelerinin İşletmesinin Feshi
y a r ı d a n bir fazla üyesinin (1) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme
ya da işletme üyelerinin sinin feshi h a k k ı n d a öneri
b e ş t e b i r d e n bir fazlasının A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme
yazılı ve imzalı çağrısı ile ya sinin yönetim k u r u l u ya da
pılır. üye sayısının y a r ı s ı n ı n bir
(2) B u n u n d ı ş ı n d a k i h u s u s l a r fazlası ile yazılı olarak sek
için olağan genel k u r u l h ü reterliğe verilir.
k ü m l e r i geçerlidir. (2) Fesih h a k k ı n d a k a r a r , genel
k u r u l d a hazır b u l u n a n üye
14 - B ö l g e s e l Ç a l ı ş m a lerin en az 2/3 çoğunluğu ile
Çevresi alınır.
(1) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme (3) Fesih k a r a r ı n d a işletmenin
s i n i n a m a ç ve görevlerine taşınır ve t a ş ı n m a z malları
h i z m e t e t m e k amacıyla ve nın ne şekilde tasfiye edile-
88
ceği açıkça belirtilir. Bu var yeni d ü z e n l e m e l e r e girebi
l ı k l a r ı n ş a h ı s l a r a yöneltil lirler.
mesi m ü m k ü n değildir.
(2) B a ş k a n ve s e k r e t e r birlikte
(4) O r t a y a çıkan servet (varlık) resmi m a k a m l a r d a n gelebi
k a b u l edilmiş bir a r a ş t ı r m a lecek talepler d o ğ r u l t u s u n
o r g a n i z a s y o n u n a ya da bi da t ü z ü k t e değişiklikler ya
limsel bir k ü t ü p h a n e y e dev pabilirler.
redilir.
(3) İşbu t ü z ü k , A r a ş t ı r m a İkti
(5) A r a ş t ı r m a İktisadi İşletme
sadi İşletmesinin üyeler ge
sinin o a n a k a d a r amacının
nel k u r u l u n u n 8 H a z i r a n
gerçekleşmediği benzer du
1994 t a r i h l i t o p l a n t ı s ı n d a
r u m l a r d a 4. m a d d e yine uy
k a r a r altına alınmıştır.
gulanır.
Tüzüğün Bayreuth resmi
16 - S o n H ü k ü m l e r m a k a m l a r ı n c a resmen onayı
(1) A r a ş t ı r m a İ k t i s a d i İşletme 10 Şubat 1995 tarihinde ger
sinin yetkili bölümleri ticari çekleşmiştir.
B e r l i n - B r a n d e n b u r g - k u r u l u ş 1976
B r e m e n - k u r u l u ş 1981
F r a n k e n - k u r u l u ş 1963
F r a n k f u r t - k u r u l u ş 1961
H a m b u r g - k u r u l u ş 1956
H a n n o v e r - k u r u l u ş 1963
K a r l s r u h e - k u r u l u ş 1965
K a s s e l - k u r u l u ş 1981
L e i p z i g - k u r u l u ş 1992
M ü n c h e n - k u r u l u ş 1969
N o r d r h e i n - W e s t f a l e n - k u r u l u ş 1977
S c h w e i z - k u r u l u ş 1976
S t u t t g a r t - k u r u l u ş 1992
89
L o c a e t k i n l i k l e r i n d e n ba yal y u r t t a ş l ı k bilinci ile kar
zı ö r n e k l e r : şılıklı etkileşimi.
Bu konuda ilk toplantı ve su
Quatuor Coronati Araştır
n u m l a r 22/23 M a r t 2003 ta
m a Locası t a r a f ı n d a n veri
r i h i n d e Köln'de gerçekleş
len en son a r a ş t ı r m a konu
miştir.
su:
Quatuor Coronati Araştır
Günümüz Masonluğunun m a Locası' n a bağlı bir de bi
(post)modern toplum ve sos limsel k u r u l vardır
90
LOCALARDAN HABERLER
İSTANBUL
91
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
92
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
Nural Denker Atatürk ve Türk Masonluğu 08.11.2005
Muammer Arıkan Konfiçyüs 22.11.2005
93
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
Kerem Alkin Türkiye'nin Gelişim Süreci ve
21. yy.da Türkiye'nin Konumu 27.10.2005
C. Ünalan, Ö. Dilber,
A. Muslubaş, K. Muslubaş, Atatürk Hakkında
S. Başkut Az Bilinenler 10.11.2005
94
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
AKIL VE HİKMET Hoşcan Tura Aklın Işığında Atatürk'ü Anlamak 10.11.2005
BOĞAZİÇİ Osman Kolat Bilginin 7 Temeli (1 : Gramer) 21.09.2005
Ahmet Örs illuminati 05.10.2005
Şenol Meci Hasenat 19.10.2005
Murat Bilgili Yabancılaşma ve M.'luk 16.11.2005
YEDİTEPE ilker inal Türk Marşı 22.09.2005
Necdet Aydoğan Cumhuriyet Bayramı
Yaklaşırken 20.10.2005
Korhan Işıkel Cemal Kutay'dan
İzlenimler ile Atatürk 17.11.2005
GÖNYE Serdar Öztürk Müziğin Yaşantımızdaki Etkisi 03.10.2005
Rasih Üçgüler Quantum Fiziği ve Felsefesi 28.11.2005
95
KONUŞMACI KONU TARİH
LOCASI
Atatürk ve Türk Masonluğu 18.10.2005
ONUR Nural Denker
Cavit Afacan Tefekkür Hücresi ve
Vasiyetname 15.11.2005
K. Şensöz, S.Büyükerdoğmuş,
C. Erkal, T. Akşit, G. Köseoğlu,
T. Mutluay Atatürk 09.11.2005
96
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
GRANİT Yüksel Önür Tefekkür Hücresi 17.10.2005
Nubar Kazanç M.'luk, Teklif, Tahkikat,
Rehberlik Hakkında
Kısa Görüşler 14.11.2005
97
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
TAŞOCAĞI E. Tınay,
H. Ataşoğlu, S. Yanar, Masonluğun Yazılı Olan ve
O. Okay, S. Ozan, Ü. Gürtuna Olmayan Kuralları 09.11.2005
Naif Timur M.'ik Felsefenin
Kuvveden Fiile Geçişi 23.11.2005
CUMHURİYET
YILDIZI Koray Darga Jean Sibelius ve Op. 113 28.09.2005
Kaya Paşakay Türk Masonluğunun Dünya
Masonluğundaki Vizyonu 12.10.2005
Alicandan Büyükçelen Kimlikler 09.11.2005
E. Yalçın, T. Şanad, Z. Alasya Atatürk'ün Son Günleri 23.11.2005
99
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
100
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
KUVVET Tayfun Tür Sanat 27.10.2005
Şirfan Keskin Kuvvetin Doğuşu 27.10.2005
Hoşcan Tura Aklın Işığında Atatürk'ü Anlamak 10.11.2005
Kemal Gönenç Atatürk'ün Hayatından Bir Kesit 10.11.2005
Süreyya Sezgin Farkındalık 24.11.2005
ANKARA
101
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
102
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
ATANUR Halit Yıldırım İlericilik-Gericilik 19.09.2005
Mehmet izli Duygusal Zekânın Önemi ve
Yeri 03.10.2005
Derya Özalp
Atatürk ve Gençlik 07.11.2005
ÇUKUROVA Türker Özbelli
Tefekkür Hücresi 13.09.2005
ERDEM Ateş Akyüz
Masonluk ve
Kardeşlik Dayanışması 04.10.2005
Mehmet Özdemir, 3 Ekimden Sonra Avrupa
Ahmet Mutlu, Bayram Kaçar
Birliği Yolunda Son Durum 18.10.2005
Asım Akin
Tanıtım ve Açılım 01.11.2005
Koray Darga
Jean Sibelius (Çağımızın En
Büyük Mason Müzisyeni) 15.11.2005
Teoman Güre
Tekris Töreninde Geçen
Diyalogların Kuran-ı Kerimle
Benzerliği 29.11.2005
DENGE I. Selim Kural Kim Kime
(Sait Faik Abasıyanık) 27.09.2005
Barış Bağırsakçı Fikret Mualla'dan Semiha
Berksoy'a Mektup -
Füsun Özbilgen 25.10.2005
Orhan Buldaç Oğullarıma Mektuplar:
Mahmut Şevket Esendal 08.11.2005
Sedat Yerli
Denemeler Seçkisi:
Gürsel Aytaç 22.11.2005
DOĞAN GÜNEŞ Turgut Yalçın Teknoloji ve M.'luk 26.09.2005
Özden ileri Hasenat 10.10.2005
103
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
104
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
AND ilker inal Türk Marşı 27.10.2005
Tufan Subaşı Hayata Dair 24.11.2005
105
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
106
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
Mustafa Karakaş Kardeşlerim Uyanık ve
Dikkatli Olunuz 09.11.2005
Derya Dem'ırçeken Landmarklar 23.11.2005
KAYNAK Ahmet Bilgin Türk M.'luğunun Sancılı Yılları;
1965-1966 14.09.2005
Ahmet Tuncay M.'luk ve Mükemmellik Modeli 28.09.2005
Ahmet Sürmeli Nuh Tufanı ve M.'luğa Etkisi 12.10.2005
Yaşar Aysev Masonik Etiket 26.10.2005
Namdar Uluşahin M.'ik Tarihten: Gnostikler 09.11.2005
Asım Akin Görünmeyen Kolej 23.11.2005
İZMİR
107
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
108
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
KARŞIYAKA Melih Çiftçikara M.'ik Disiplin 05.10.2005
Koray Şayer Neden Buradayım? 24.10.2005
Bahri Öztürk Atatürk 07.11.2005
Ziyanur Hasbay Aynada Gördüklerim 21.11.2005
Ahmet Danışman Mevki Hırsı 21.11.2005
109
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
1 10
LOCASI KONUŞMACI KONU TARİH
Hakan Cem Sanatta Güncel Yönelişler ve
M.'luk 15.11.2005
Erkan Onur M.'luğun Yazılı Olmayan
Kuralları 29.11.2005
İzzet Yürür M.'ik Sembolleriyle Sihirli Flüt 29.11.2005
111
ARAMIZDAN AYRILANLAR
112
Bulletin of the G r a n d Lodge
of Free a n d Accepted M a s o n s o f T u r k e y
ISSN 1301-2762
C O N T E N T S