Professional Documents
Culture Documents
Tom Stoppard - Rosencrantz Ve Guildenstern Öldüler
Tom Stoppard - Rosencrantz Ve Guildenstern Öldüler
ROS: Tura.
(Parayı alır ve kesesine koyar. Olay tekrarlanır.)
Tura.
(Tekrar.)
Tura.
(Tekrar.)
Tura.
(Tekrar.) *
Tura.
GUIL (havaya para atar): Gerilimi artırm anın da bir sanatı var.
ROS: T ura.
GUIL (bir başka para daha atar): A m a bazen tek başına şansla da
becerebilirsin bunu.
RÖS: "Tura.
GUIL Tabii aradığım sözcük buysa.
ROS (Boşun kaldırıp GUIL’e bakar): Yetmiş alü-sıfir.
(GUIL ayağa kalkar ama gideceği bir yer yoktur. Om zunun üstün'
den, bakmadan bir para daha atar; dikkati çevresine daha doğrusu
çevresi diye birşey olmamasına çevrilidir.)
T ura.
GUIL D aha zayıf biri inancını gözden geçirmeye karar verirdi; en
azından -olasılık yasasına:
(Sahne gerisine bakmak için giderken omzunun üstünden yere bir
■para bırakır.)
ROS: T üra.
(GUIL sahnenin kenarlarım incelerken peş peşe iki para daha atar.
ROS paralarm “tura” olduğunu bildirir,)
GUIL (düşünceli): Olasılık yasasını, eğer yanılmıyorsam, garip bir
önermeyle açıklamaya çalışırlar, şöyle bir şeyde galiba: iBğer,
altı maymun (İçende kendini şaşırtmıştır)... eğer altı m aym un...
ROSENCRANTZ VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER 2 7
; (GUIL bir başka para çıkarır, atar, yakalar, öbür elinin üstüne
koyar, bakar ve ROS'a atar; o da parayı kesesine koyar.)
(GUIL bir üçüncü para çıkanr, havaya atar, sağ eliyle yakalar, sol
bileğinin üstüne koyar, parayı havaya fırlatır, sol eliyle yakalar, sol
bacağım kaldım, parayı bacâğınm alandan atar, yakalar ve başmın
üstüne koyar. ROS gelir, bakar ve parayı kesesine koyar.)
ROS: Korkarım—
. GUIL- B ende. \ / 3
ROS: Korkarım gününde değilsin.
GUIL: Korkanm günümdeyim. •, J L.0
(Kısa bir sessizlik.)
ROS: Seksen dokuz.
GUIL: Servetin yeniden paylaştırdmasının dışında b.ir şeyin göster
gesi olmalı. (Düşünür) Olası açıklamalar listesi. .
Bir: Bunu isteyen benim. Ben aslında, bilinmeyen bir nedenle,
anımsanamayan geçmişinden öç almak amacıyla, iki tarafı da
tura olan paralarla yazı tura oynayarak kendine karşı bahse
giren bir adamım. (ROS’a bir para atar.)
ROS: Tura.
GUIL: İki: Zaman durdu ve bir kez oynanan yazı tura oyunu doksan
beş kez yinelendi... •.
(Bir para fırlatır, paraya bakar; ROS’a atar.) Pek olası görünmü
yor... Uç: Tannsal müdahale. Yani; yukarıdan istendi ve şans
onun lehine döndü. İsrailoğuilariyla karşilaşûr. Ya da tanrımn
bana yolladığı bir ceza. Lut’un karısıyla karşılaştır. Dört: Havaya
atılan her bir paranın (havaya bir para atar) tura gelme olasılığı
kadar yazı gelme olasılığının da olduğu ilkesinin görkemli bir
biçimde doğrulanması ve bu yüzden de, her tura gelişinde hiç
şaşkınlık yaratmaması gerektiği. (Tura gelir. Parayı ROS’a atar.)
ROS: Hiç böyle şey görmedim! •\ ,
GUIL: Ve de bir karşılaştırma: Bir: Hiç böyle şey görmedi. İki:
Eve mektupta yazmaya değecek hiçbir şey bilmiyor. Üç: Bu
eve yazılacak bir şey değil... Ev... İlk anımsadığın şey ne?
|ROS: Eeee, bir bakalım... Aklıma ilk gelen şey mi, demek istiyorsun?
3 0 TOMSTOPPARD
İs
ROSENCRANTZ VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER 3 9
OYUNCU: Evet.
RÛS: Kayıtsız.
OYUNCU: Kesinlikle.
ROS: Yani, hiçbir fikrim—
OYUNCU: Hayır.
RÖS: Demek istediğim, duymuştum—ama hiç—
OYUNCU: Hayır. .
ROS:' Demek istediğim, tam olarak ne yaparsınız?
OYUNCU: Her zamanki gösterilerimizi yaparız, aşağı yukarı, ancak
ters yüz. Sahne dışında,olması gereken şeyleri sahnede canlan-,
dırıriz. Her çıkışın bir başka yere giriş olduğunu düşünürseniz
kendi içinde bir tutarlılığı vardır yaptığımızın.
ROS (sinirli, yüksek sesle): Aslında hen, o tür insanlardan-—hayır,
acele etmeyin-—oturun ve insanların sizden yapmanızı istediği
şeyleri anlatın bize—;
(OYUNCU arkasını döner.) • 1’
OYUNCU: İleeeriii!
ROS: Bir dakika!
(Döner ve anlamsız anlamsız ROS’a bakarlar.)
Pekâlâ, tamam—şöyle bir şeyler görsem fena olmaz—-sadece
bir fikir versin diye— (cesur) Ne yaparsınız buna?
(Onlarla kendi araşma, yere bir para atar.)
(OYUNCU durduğu yerden paraya tükürür.) . . .
(TRAJEDİ OYUNCULARI parayı almaya çalışırlar. OYUNCU
onları tekme tokat geri püskürtür.)
OYUNCU: İleeeriii! '
(ALFRED hâlâ yan giyiniktir. OYUNCU onu tokatlar.)
(ALFRED’e.) Ne yapmaya çalışıyorsun?
(ROS öfkelenir.)
ROS: Pislik! İğrenç-—Sizi yetkililere şikayet edeceğim—sapıklar!
Sizin gibilerini iyi tanırım; sadece pisliksiniz!
(OYUNCULARgitmek üzeredir. GUIL olaylarm dışında kalmıştır.)
GUIL (Normal bir sesle): Bahse var mısın?
(TRAJEDİ OYUNCULARI dönüp bakarlar; ilgilenmişlerdir.
OYUNCU öne çıkar.)
4 0 TOM STOPPARD
SAHNE KARARIR
ik in c i p e r d e
HAMLET: Tanrı hakkı için, doğal olmanın ötesinde bir şeyler var
bunda; keşke bilim bize söyleyebilse. ' ■
(TRAJEDİ OYUNCULARI’nm bandosu çalmaya başlarlar.)
GUIL: İşte oyuncular geldi.
HAMLET: Elsinore’a hoş geldiniz baylar. Verin ellerinizi. Haydi
gelin. (Ellerini tutar.) Konuklan karşılamanın bir yolu yordamı
. var. Gelin buna uyalım. Yoksa, sanki oyunculara sizden daha
çok değer veriyormuşum, önlan daha gösterişli karşılıyormüşum
gibi olur. Hoş geldiniz. (Ayrılmak üzeredir.) Ama, amca-babam
ve teyze-annem yanılıyorlar.
GUIL' Nerede, lordum! *;*
HAMLET: Ben yalnızca kuzey-kuzeybatıda kaçığım. Rüzgâr güney
den estiğinde, atmacayı balıkçıldan iyi ayırmm.
(GUIL arkasını dönerken POLONIUS içeri girer.)
6 0 TOJVA STO PPARD M
' P O L O N IU S : İyi g ü n le r b a y la r. %
•HAMLET (R O S ’a ) : D ik k a t, G u ild e n ste m (GUTUe, lutrarsır) sen d e ; ^
ik i ku lağın ızı da İyi a ç ın . Ş u gördüğünüz k o c a b e b e k b e n ü z «
k u n d a ğ ın d a n çık m ış d e ğ il... (R O S ’la birlikte konuşarak saKne
g e risin e d o ğ ru gider.) ■#
P O L O N IU S : L o rd u m ! S i z e b a b e rle ritti varVî i
H A M L E T ( R O S 'u bırakır ve P O L O N IU S ’u ta k lit e d e r): L jo rd u m , siz e
h a b e r l e r i m v a r . . . R o s c iu s R ö r tta ’d a b i r o y u n c u y k e n . ..
(ROS sa h n e ö n ü n e , GUIL’in y anm a gider.)
PO LO N IU S (HAMLET*in {»eşindengiderken): O yu n cu lar geldi\o td u m . •.%
HA M LET: Vızzz, vızzz.
(H A M LET ve PO LO N IU S çıkarlar.)
(R O S ve GU IL düşünm ektedirler. H e r ikisi de ilk konuşan olm ak 'm
istem em ektedir.)
GU IL: H ım m .
•ROS: :Eve t ?. .•'> . •: s . ■'i.- .
GUIL: Ne? * , - ij gg . •. ,••' -
ROS:. Sandım k i . v
GUIL: Hayır. =. . . . . . ‘.i;
ROS: Ha.
(Sessizlik.) • • • ‘ ■•■■■ ' . -•■ v V'- .... •••
GUIL: Sanırım. Biraz gelişme kaydettiğimizi söyleyebilirim..
ROS:. Öyle nji^düşünüyorsun?. •; '•
GUIL: Sanırım böyle diyebiliriz. -• -•■■■■.. -t •.; ■:.V i I
ROS: Sanırım., kendimizi aptal hissetmemize neden.oldu diyebiliri
GUILr Am a hiç açık vermedi k. -i ;. •>. • w :■/ •*. v
RQS (küçümser): “Som yanıt.. Eski yöntem ler en iyi yöntemleTdi
S ayı üstüne sayı bindirdi. : . • . •. : : .^ :.ı :• “
GUIL: B e lk i hir iki kez bizi gafil avladı*, ama b en yine de i
m esafe k a t ettiğim izi düşünüyorum . • . . : .
ROS (yalm bir ifa d e yle): B izi m ahvetti. ; • '•
GUIL; Üştürdüğü mle geçirm iş olabilir. ! v.,.? Y i-
ROS (ö fk e li): Yirmi yediye üç— v e sen kalkm ış üstünlüğü ele
mi§ olabilir diyorsun. B izi m ahvetti. .•» . . •.»
ROSENCRANTZ VE GUIIDENSTERN ÖLDÜLER 61
ROS: Tam am . Peki, hangi yoldan geldik buraya? (GUIL etrafa belli
belirsiz bakar.) H em en h em en .
GUIL (boğazım temizler): S ab ah ları g ü n ey d o ğ u d a n doğar. S an ırım
b u n u v arsay a b iliri.
RÖS: S a b ah o ld u ğ u n u mu?
GUIL Eğer öyleyse, güne§ de şuradaysa (yüzü izleyicilere dönükken
sağım gösterir) örneğin, burası (önü) kuzey olur. Ö te yandan,
sabah değilse ve güneş d e şuradaysa (solu). .. orası. ... (tereddütlü)
hâlâ kuzey olur (toparlar). Bir başka şekild e isöylemek gerekirse,-
eğ er biz şu yönden geldiysek (ön) ve vakit sabahsa, güneş şurada
. olacaktır (solu); eğer güneş şu ra d a ysa (sağı) ve vakit hâlâ
sabahsa, biz şuradan gelmiş olmalıyız (arkası); ve şurası güneyse
(so lu ) güneş d e ş u r a d a y s a (ö n ü ), o zam an v ak it öğleden
sonradır. Ama eğ er bunların hiçbiri söz konusu değilse—-
ROS: Neden gidip bakmıyorsun?.
GUIL Pragmatizm, ha?!— başka bir fikrin yok mu? Durumumuzun
ne olduğu -hakkında hiçbir fikrin olmadığı görülüyor! Yanıtı
bir pusulanın içinde yazılı bulmayacaksın—-bundan emin olabi
lirsin. (D uraksar .') Dahası, bu kadar kuzeyden tahm in etmesi
çok zor—orası karanlıktır şimdi.
ROS: Ben sadece, eğer doğmuşsa, güneşin konumunun zaman hak
kında bir fikir vereceğini söylüyorum. Ya da, çalışıyorsa, saat
güneşin konumu hakkında kabataslak bir fikir verecektir. Neyi
belirlemeye çalıştığını unuttum da.
GUIL- Rüzgârın yönünü belirlemeye çalışıyorum.
ROS: Rüzgâr yok. Cereyan var.
GUIL- Öyleyse, kaynağını. Kaynağına gidersen, nerden geldiğimiz
hakkında bize kabataslak bir fikir verecektir—bu da bize güne
yin nerede olduğunu kabataslak gösterecektir, ilerisi için.
ROS: Yerden geliyor. (Yeri incelemeye koyulur.) Burası güney olamaz,
değil mi?
GUIL Orası yön değil. Ayak parmağını yalayıp biraz sallasana.
(ROS ayağının ağzına olan uzaklığını kestirmeye çalışır.)
ROS: Yapamam; sanırım benim yerime sen yalamak zorundasın.
ROSENCRANTZ \/E GUILDENSTERN ÖLDÜLER 63
(Sessizlik.)
GUIL: Bu ko n u y u ta m a m e n u n u tm a y a hazırım .
ROS: Y a da, b e n şe n in k in i yalayabilirim .
GUIL: İstem em , te şek k ü rler.
ROS: H a tta s e n in için sallarım d a.
GUİL (ROS’u n boğazına çöker): T a n rı aşk ın a, n e y in v a r senin?
ROS: S a d e c e d o stç a d av ran ıy o rd u m .
GUIL (geriler)': Birisi içeri girebilir. Bizim de beklediğimiz bu zaten.
Eninde sonunda. .
(Uzunca bir sessizlik,)
ROS: Belki d e itiş kakış sırasmda birbirlerini çiğneyip öldürdüler...
Bir seslen şunlara, ilgilerini çekecek bir şeyler söyle. Karidir
: onları. .
GUIL: Çarklar dönmeye başladı; kendi hızlan var ve biz de bu hıza...
mahkûmuz. Her hareket bir önceki tarafından belirlenir—
düzenin anlamı budur. Eğer keyfi davranmaya'başlayacak
. olursak her şey altüst olur. En azından böyle olacağını umalım.
Çünkü eğer doğallığımızın onların düzeninin bir parçası oldu-:
ğunu kazara keşfedecek, hatta kuşkulanacak bile olursak, hapı
yuttuğumuzun resmidir. (Oturur.) T’ang Hanedanından bir
Çinli—ve bu tanıma göre de bir filozof—rüyasında kelebek oldu
ğunu görür, ve o andan itibaren rüyasında, kendisinin Çinli bir
filozof ölduğuriu gören bir kelebek olmadığımdan bir türlü emin
olamaz. Ona imreniyorum; çifte güvencesi var. . '
(Uzunca bir sessizlik. ROS ayağa fırlar ve izleyicilere bağırmaya
başlar.)
ROS: Yangın! . . ;; .
(GUIL ayağa fırlar) . >
GUIL: ■Nerede? . ,
ROS: Yok bir şey—konuşma özgürlüğünün kötüye kullanılışının
bir örneğini veriyorum. Var olduğunu kanıtlamak için. (İzleyici
lere iğrenerek bakar. Daha sonra diğer yönlere ve arkasından yine
izleyicilere bakar.)Kimse kıpırdamadı. Oturdukları yerde kül
olacaklar.
6 4 TOMSTOPPARD
(ROS bir para çıkarır. H avaya fırlatır. Yakalar. Bakar, Geri yerine
koyar.) "•< .: ■■Uf ■;* •
GUIL N e gelm iş ti? t -
I ROS: Ne? ■■■ ■■■ • -
GUIL: Yan mı, tura mı?
ROS- H a. Bakm adım . -U ■;
GUIL H ayır, baktın.
ROS: B akam mı? (Bir para çıkarır, inceler.) Ç ok haklısın — bir şeyler
h a tırla r gibiyim.
GUIL H atırlad ığ ın so n şey ne?
ROS: Hanrlatılmasınıisterrüyorum.- ■• *
G U IL K öp rü lere vardığım ızda geçeriz ü stü n d e n , so n ra da yakarız
ardım ız sıra; an ılara y erleşen bir d u m a n k o k u su ve gözlerim izin
b ir k e re sin d e y a şa rm ış-o ld u ğ u d u y g u su n d a n b aşka; ile rle d i-
ğimizi g ö ste rece k h iç b ir şe y y o k tu r elim izde. ••
(ROS ima neşeyle yaklaşır;işaretparmağı ile başparmağı arasında
• bir para tutmaktadır. Diğer etiyh paranin üstünü kapatır, ellerini
yumruk yapıpt GUIL.Je doğru uzatır. !GUIL düşünür. Sol- eli işaret
■ eder, ROS sol elini açar; boştur.) !! ■
ROS: Hayır: • .
{Tekrar: eder.-GUIL.yeniden sol eli işaret 'eder: ROS elini açar;
boştun) ■
'İ k i e ttil ' •; »•••' ;:; . *..• *•
(Tekrar eder. GUIL bir ele dokunur, sonra çabucak diğer ele doku
nur. ROS boş bulunup her ila elini de açar; boşturlar. GUIL sahne
gerisine giderken ROS kahkaha atar. ROS gülmeyi bırakır, ayak-
larma bakar, elbisesini yoklar; şaşkındır.)
(POLONIUS, TRAJEDİ OYUNCULARI ve HAMLET sahnenin geri
sinden girer.)
POLONIUS (içeri girer):: Gelin efendiler.
HAMLET: O nunla gidin dostlar. Yarın bir oyun izleyeceğiz sizden.
(En son gelen TRAJEDİOYUNCUSU olan OYUNCU'ya.)
Bana bak ihtiyar dostum. “ Gonzagö’nun Ö ldürülm esi”ni oyna
yabilir misiniz?
ROSENCRANTZve güildenstern öldüler 65
~ ~ ' . Jm
72 TOMSTOPPARD
Geliyor. .
GUIL Ne yapıyor? '
ROS: Hiçbir şey.
GUIL Bir şey yapıyor olmalı.
ROS: Yürüyor.
GÜIL Ellerinin üstünde mi?
ROS: Hayır, ayaklannın:
GUIL Çınlçıplak mı?
ROS: Bütünüyle giyinik.
GUIL: Elma şekeri mi satıyor?
ROS: Gördüğüm kadarıyla, hayır..
GUIL Yanılıyor olamaz mısın?
ROS: Sanmıyorum.
(Sessizlik.)
GUIL: İnan ki, konuyu nasıl açacağımızı hiç bilmiyorum.
(Sahne gerisinden HAMLET girer, durur; intihar etmeyi enine
boyuna tasarlamaktadır.) ■ >
(ROS ve GUIL onu izlerler.) ,
ROS: Yine de insan buna bir şans diyebilir, sanıyorum... İnsan
rahatlıkla... ona yaklaşabilir... Evet, bence iyi bir fırsat bu...
Doğrudan, dostça yaklaşım türünden bir şey... erkek erkeğe...
dobra dobra... “Baksana bana, bütün bunlar ne demek olu
yor”... türünden bir şeyler. Evet. Evet, bu dört elle sarılmamız
gereken bir şey derdim... fikrim sorulsaydı... Dereyi görmeden
paçaları sıvama vesaire, derdim. (HAMLET’e doğru gitmiştir ama
cesaretini yitirir. Geri döner.) Sindirilmişiz, sorunumuz bu. Ki
şilikleri altında eziliyoruz... (Elinde bir dua kitabı, peşinde dua
edenlerle OPHELIA girer.)
HAMLET: Peri kızı, dualannda benim günahlarımı da unutma.
(HAMLETin sesini duyan OPHELIA durup onu bekler. HAMLET,
OPHELIA'ya yetişir.)
OPHELIA: Lordum nasıllar bügünlerde?
HAMLET: Teşekkür ederim—iyiyim, iyi, iyi, iyi.
(Konuşarak yandan çıkarlar.)
76 TOM STOPPARD
R O S: B u ra sı d a y o l g e ç e n h a n ın a d ö n d ü !
GUIL: Ç o k e t k ile y ic i. E v e t , s e n in d o ğ r u d a n , d o s t ç a y a k la ş ım ın ın
b u o la y a bir n o k t a k o y a c a ğ ın ı s a n ıy o r d u m . B ir ö n e r i d e b u lu n
m a m a iz in v e r e c e k o lu r s a n — s e s in i k e s v e o tu r . A n o r m a l d a v
r a n m a y ı b ırak .
ROS (neredeyse ağlamaklı): B e n b u n a k a tla n a m a y a c a ğ ın ı!
(K R A L İÇ E’y i andıran bir K A D I N F İ G Ü R Ü girer. R O S ona arka -
dan yaklaşır; elleriyle KRALİÇE Yıin gözlerini kapatır, havai bir sesle.)
ROS: B il b a k a lım , b e n k in iim ? !
OYUNCÜ (sahnenin köşesinde belirir): A lfr e d !
(R O S bırakır; arkasına döner. Kadın giysili, san peruklu A L F R E D ’i .
tutmaktadır. O Y U N C U hâlâ sahnenin köşesinde durmaktadır. ROS
yanma gider. O Y U N C U kımıldamaz. O Y U N C U v e R O S burun bu- J
n tn fl gelirler.)
ROS: P a rd o n .
(OYUNCU bir ayağiru ka ld ın r. ROS eğilir ve elini yere koyar.
OYUNCU ayağım indirir. ROS bir çığlık atar ve geri sıçrar.)
OYUNCU, (ciddi): Ö zü r dilerim .
GUIL (ROS’fl): N e yapü?
O Y UN CU :' Ayağım ı yere bastım . 'J f l
ROS: Elim yerdeydi!
GUIL: Elini onu n ayağının altın a mı koydun?
ROS: B en —
GUIL N eden?
ROS: D üşündüm ki— (GUIL’i yakalar) Beni bırakm a! (Çıkışa doğru
koşmak ister. KRAL kılığına girmiş bir oyuncu içeri girer. ROS geri
döner, diğer tarafa koşar. Pelerinli İki TRAJEDİ OYUNCUSU girer.
ROS yeniden dener ama bir başka TRAJEDİ OYUNCUSU daha
girer; ROS sahnenin ortasında durur. OYUNCU ellerini çırpar.)
OYUNCU: Pekâlâ! .Pek zamanımız kalmadı.
GUIL N e yapıyorsunuz?
OYUNCU: Kostümlü prova. Eveet, şimdi siz ikiniz şöyle bir yana
çekilseniz... şuraya... güzeL.. (TRAJEDİ OYUNCULARI’na)
Herkes hazır mı? Ve tanrı aşkına unutm ayın hangi oyunu oyna-
ROSENCRANTZ VE GU1LDENSTERN ÖLDÜLER 7 7
Hayır.
(GUIL durur.)
Bu yöne sen git, o yöne ben gideceğim.
GUIL Tamam.
(Birbirlerine doğru derler ve birbirlerini geçerler. ROS durur.)
ROS: Bir dakika bekle.
(GUIL durur).
Bence birbirimi2den ayrılmamalıyız. Saldırgan olabilir.
GUIL iyi fikir. Seninle geleceğim.
(GUIL, ROS’a doğru yürür. Gitmek üzere dönerler. ROS durur.)
ROS: Hayır, ben seninle geleceğim.
GUIL- Tamam.
(Dönerler, sahnenin öbür tarafma doğru ilerlerler. ROS durur. GUIL
durur.) .
ROS: Ben seninle geleceğim, ama benim tarafıma.
GUIL Tamam.
(Tekrar döner ve sahnenin öbür tarafma doğru ilerlerler. ROS durur.
GUIL durur.)
ROS: D üşündüm de. Eğer ikimiz de gidersek, o da buraya gelirse.
A ptalca ohır, değil mi?
GUIL- Tam am —ben kalayım, sen git.
ROS: Tam am .
(GUIL sahnenin ortasına doğru yürür.)
Diyordum ki.
(GUIL döner ve sahnenin önüne doğru yürümeye başlayan ROS’a
doğru gider. Birbirlerini geçerler. ROS durur.)
Düşündüm de.
(GUIL durur.)
Birbirimizden aynlmasak iyi olur. Saldırgan olabilir.
GUIL İyi fikir.
(GUIL, ROS’un yanına yürür. İlk durdukları noktada kımıldamadan
bir an dururlar.)
Eh, en azından bir yerlere varıyoruz.
(Sessizlik.)
ROSENCRANTZ VE GIMLDENSTERN ÖLDÜLER 8 7
ROS: Evet.
(Sessizlik. ROS gitmeye davranır.)
ROS: Gidebileceğimizi söyledi. Yemin ederim.
GUIL Nerede olduğumu bilmek isterim. Neresi olduğunu bilmesem
bile, bilmek isterim. Gidersek asla öğrenemeyeceğiz.
ROS: Neyi öğrenemeyeceğiz?
GUIL- Bir daha geri gelip gelemeyeceğimizi.
ROS: Geri gelmek istemiyoruz.
GUIL Bu doğru olabilir; ama gitmek istiyor mıiyuz?
ROS: Özgür olacağız.
GUIL Bilemiyorum. Gökyüzü aynı gökyüzü.
ROS: Buraya kadar geldik. -
(Çıkışa doğru yürür. GUIL onu izler.)
Dahası, her an her şey olabilir.
(Giderler■.)
SAH N E KARARIR
ÜÇÜNCÜ PERDE
Zifiri karanlık. . . .
Denizin yumuşak sesi. •'
Birkaç saniye bir şey görünmez; daha sonra karardığın içinden.bir ses
(Duraksar.)
ROS: Bacaklarımızı açalım mı?
OUIL‘ Bacaklarımı açmayı canım istemiyor.
ROS: istersen, seninkileri senin için açabilirim.
OUIL Hayır.
ROS: Birbirimizinkileri açabiliriz. Böylece yürümemiz gerekmez.
GUIL (duraksar): Hayır, birisi içeri girebilir.
ROS: Hangi içeri?
GUIL: Dışarı, buraya.
ROS: İçeri, dışarı buraya mı?
GUIL Güverteye.
(ROS yere bakar. Eliyle vurur.)
ROS: İyi keresteden.
GUIL Evet. Ben gemilerden çok hoşlanırım. Onların— şekillerini
severim. İnsanın hangi yöne gitmesi gerektiği ya da gidip gitme
mesi gerektiği konusunda kaygılanması gerekmez— bu soru
gündeme gelmez; çünkü bir gemidesindir, değil mi? Gemiler
elim sende oynamak için uygundur.;!, oyuncular müzik başla
yana dek yerlerinden kımıldamazlar... Sanınm, yaşamımın bü
yük bir bölümünü gemilerde geçireceğim.
ROS: Çok sağlıklı. *
(ROS umuda nefes alır; sıkıntıyla verir. GUIL ayağa kalkar ve izleyi
cilerden öteye bakar.)
GUIL İnsan gemide özgürdür. Bir süre için. Göreceli olarak.
RQS: Neye benziyor?
GUIL Çalkantılı.
. (ROS da ona katılır. İzleyicilerden öteye bakarlar.)
ROS: Sanırım kusacağım.
(GUIL parmağmı yalar, ‘yukarı kaldırır.)
GUlL Sanırım, öteki taraf.
(ROS üst sahneye çıka: Burası, alt güverteye birkaç basamakla
inilen bir üst güverte gibi olsa çok iyi olur. Şemsiye üst güvertededir.
ROS şemsiyenin yanında durur ve arkasına bakar.)
(Bu arada GUIL, izleyicilerden öteye bakarak, düşüncesini
özetlemektedir.)
ROSENCRANT2 VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER 9 7
GUIL Ne?
ROS: Hamlet’i İngiltere Kralına götüreceğiz; mektubü ona verece
ğiz—sonra ne olacak?
GUIL: Mektupta b ü biraz daha meşgul edecek bir şeyler olabilir.
ROS: Ya yoksa?
GUIL Bu durumda hepsi o kadar— işimiz biter.
ROS: Yapacak işimiz kalmaz mı?
GUIL- Kalmaz.
(Sessizlik-)
ROS: Yapacak işimizin kalmama olasılığı yüksek mi? (Sessizlik.) Şu
anda İngiliz Kralı kim?
GUIL Oraya vardığımız zamana bağlı.
ROS: Ne yazıyor dersin?
GUIL: A h... selamlamalar. Sadakat ifadeleri. Ricalar, borçların
ödenmesini istemeler. Üstü örtülü tehditlerle dengelenmiş be
lirsiz vaatler... Siyaset. Eşlere saygılar.
ROS: Peki, ya Hamlet hakkında?
GUIL Ah, tabii.
ROS: Ya biz—tüm arka plan?
GUIL Sanırım.
(Sessizlik.)
ROS: Yani, elimizde her şeyi açıklayan bir mektup var.
GUIL Üstüne bastın.
(ROS mektubun kendi üstünde olduğunu sanır. Ceplerini yoklamaya
başlar.) ' . .
Nedir sorun? ,
ROS: Mektup.
GUIL Sende mi?
ROS (giderek paniklemektedir): Bendemi? (Çılgınca aramaya koyulur.)
Nereye koymuş olabilirim?
GUIL Kaybetmiş olamazsın.
ROS: Herhalde kaybettim!
GUIL Garip—mektubu bana verdiğini sanıyordum.
(ROS umutla ona bakar.)
ROSENCRANTZ VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER 1 0 1
(HAMLET’c bakar.)
Seyahat dediğin işte böyle olur...
GUIL: Orada ne yapıyordunuz? »
OYUNCU: Saklanıyorduk. (Kostümleri işaret eder.) Olduğumuz gibi
kaçmak zorunda kaldık.
ROS: Kaçak bindiniz.
OYUNCU: Doğal olarak— hiç de kontrolümüzde olmayan koşul
lardan dolayı paramızı ödemediler ve bütün paramızı da, sağlam
oynadığımız halde, bahiste kaybettik. Hayat korkunç sürpriz
lerle dolu bir kumardır—bahis olsaydı kimse oynamazdı girmez
diniz. İkiyle çarpılan her sayının çift olduğunu biliyor muydu
nuz?
ROS: Öyle midir?
OYUNCU: Her gün yeni bir şey öğreniyoruz; kendi zararımıza. Ama
bizler, gezgin aktörler, işimizi sürdürüyoruz. İhtiyar aktörlere
ne olur, bilir misiniz?
ROS: Ne olur?
OYUNCU: Hiçbir şey. Aktörlüğe devam ederler. Şaşırdınız mı?
GUIL Ne?
OYUNCU: Bizi gördüğünüze şaşırdınız mı?
GUIL Son olmadığım biliyordum. .
OYUNCU: Hemen herkes hayatta henüz. Ne anladınız şu ana
kadar?.
GUIL Son yaklaşmak üzere.
OYUNCU: Onunla konuşacak mısınız?
ROS: Olabilir.
GUIL Ama hiç fark etmez.
ROS: Ama olabilir.
GUIL Anlamsız.
ROS: Konuşmaya izin var.
GUIL Evet, izin var. Bizi kısıtlamadılar. Hiçbir sınır çizilrüedi, hiçbir
engel konulmadı. Bizler, bu süre için, özgürlüğümüzü, bu süre
için sağlama bağladık ya da ona sahip olma gafletine düştük.
Doğal ve aklımıza estiği gibi davranmakta özgürüz. Başka çark
ROSENCRANTZ VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER 109
A -
ROSENCRANTZ VE GUILDENSTERN ÖLDÜLER 1 1 1