Professional Documents
Culture Documents
Çocuk Suçluluğu
Çocuk Suçluluğu
Çocuk Suçluluğu
Oranlar
• Sokakta bulunan kız çocuklarının oranı erkek çocukların
oranından daha azdır.
• Göç eden ailelerin çocukları diğer ailelerin çocuklarına oranla
daha fazla sokağa itilmiştir. Göç nedenlerinin başlıca sebebi
yoksulluktur.
• Sokakta yaşayan ve çalışan çocukların eğitime devamlılığı göz
önünde bulundurulduğunda, bu durumun eğitim hayatlarını
olumsuz yönde etkilediği ifade edilir. Çocukların devam etmeme
nedenleri aile ve kendisinin ilgisizliği, ekonomik zorluklar ve hiç
okula gitmemiş olmalarıdır.
• Aile yaşantısının bu çocukların sokakta olmasına etkisini
süpervizyon eksikliği, ebeveyn denetimi, kardeş sayısı, kalabalık
aile yapısı, sınırlılık koyması gibi nedenler ile açıklayabiliriz.
• Çocukların aile içi fiziksel şiddete (dayak) maruz kalıp
kalmadıklarına ilişkin görüşleri zaman zaman dayak ile karşı
karşıya kaldıkları yönündedir. Şiddet de bir sorun çözme
mekanizmasıdır. Dayağa maruz kalma nedenleri çoğunlukla
çalışmak istemedikleri veya istenilen düzeyde para
getiremedikleri içindir.
• Çocukların evden kaçmaları, ebeveynlerin izinlerinin ve
rızalarının dışında geceyi dışarıda geçirilebilecek şekilde evden
uzaklaşmaları anlamına gelmektedir. Çocukların evden
kaçmalarının nedenleri; evde dayağın olması, arkadaşların
teşviki, üvey çocuk olmasıdır.
• Çocukların sokakta çalışmaya başlama yaşları çoğunlukla 10 yaş
ve 10 yaştan öncedir.
• Çocukların sokakta yaptıkları iş türlerinin başında çöp toplama
gelmektedir. Bunu seyyar satıcılık ve ayakkabı boyama takip
etmektedir. Ayrıca bu çocuklardan çalışmaktan memnun olan
çocuklar diğerlerine oranla daha fazladır.
• Çocukların polis tarafından göz altına alınma sebeplerinin
başında suç ve sapkın eylemlerde bulunma gelmektedir.
• Çocukların bağımlılık yapıcı maddelere ulaşmasının kolay
olmasından dolayı bağımlılık yapıcı bir madde kullanma oranları
oldukça fazladır. Sokakta çalışan/yaşayan çocuklar için akran
ilişkileri çok önemlidir. Madde kullanan bir arkadaşın olması onun
için de bir risk oluşturur. Madde kullanma nedenlerinin içinde
arkadaş çevresi, merak, can sıkıntısını gidermek, eğlenmek ve
heyecan yaratmak vardır.
• Çocukların işlediği suçu tekrarlama oranı %25 tir. Tekrarlayan suç
olmasının rehabilitasyon hizmetlerinin yetersiz olmasıdır. İşlenen
suçların büyük bir çoğunluğu mal varlığına karşı işlenen suçlardır.
Bunu vücut dokunulmazlığına karşı işlenen suçlar izler.
• Çocuk suçluların ve ailelerinin eğitim düzeyi de alarm veriyor.
Görüşmeye katılan çocukların ebeveynlerinin eğitim seviyesine
bakıldığında, annelerin yüzde 70’i okuryazar değildir. Bu oran
babalar için yüzde 30’dur. Çocuk suçluların eğitim seviyeleri de
oldukça düşüktür. Çocukların neredeyse yarısına yakını (yüzde
45) ortaokul düzeyinde eğitime sahiptir. Örneğin lise eğitimine
başlamış çocukların oranı sadece yüzde 2,8’dir.
Toplumsal Değişme ve Çocuk Suçluluğu
Dünyada olduğu gibi, Türkiye de, son 50-60 yılda, büyük ekonomik,
toplumsal ve politik değişimlere tanık olmuştur. Özellikle
modernleşme-endüstrileşme süreçlerinin tetiklediği kontrolsüz göç
olgusu çarpık kentleşme, gecekondulaşma, işsizlik/yoksulluk, kentsel
anomi ve marjinalleşme gibi olumsuzlukları beraberinde getirmiştir. Bu
süreci dipten dibe besleyen başka bir dinamik de eşitsizliği ve
adaletsizliği üreten piyasa ekonomisi modelinin başat hale gelmesidir.
Bu model, bilindiği gibi bir yandan refahın belli bölgelerde merkezlerde
ve kişilerde yoğunlaşmasını sağlarken diğer yandan bilhassa göç alan
büyük kentlerde yoksulluğu ve sefaleti de derinleştirmektedir.
Neo liberal iktisadi politika ya da ekonomik küreselleşme
kavramlarıyla da anılan bu politika az gelişmiş ülke ekonomilerini
olumsuz etkilemektedir. Çünkü, bu politikaların bir sonucu olarak
devletin sosyal harcamaları budanmakta, devletin ekonomiyi bağımsız
olarak yönetme ve yönlendirme potansiyeli temelden yok olmaktadır.