Professional Documents
Culture Documents
Bitkilendirme Tasarım
Bitkilendirme Tasarım
GİRİŞ
Peyzaj tasarımlarının en önemli materyallerinden biri bitkilerdir. Peyzaj planlama ve tasarım çalışmalarında bitkisel
materyal kullanılırken bitkinin fonksiyonel ve estetik kullanımlarının yanı sıra dendrolojik özellikleri ve ekolojik
isteklerinin de göz önünde bulundurulması gerekir.
BİTKİSEL TASARIM :
Bitkilerin çeşitli estetik ve fonksiyonel kullanımlarını, dendrolojik özelliklerini (Çizgi, form, renk, doku ) ve
ekolojik isteklerini dikkate alarak ,bitkileri bir araya getirip kompozisyonlar oluşturmaya bitkisel tasarım denir.
Bitkisel tasarım görsel bir sanattır. Gözleyen kişide oldukça hoş duygular uyandırır. Bitkisel tasarımın elemanları
diğer görsel sanatların (mimarlık, heykeltıraşlık, ressamlık ) elemanlarından farklıdır.
Örneğin ; bitkisel tasarım uygulamalarında ilk olarak genç bitki kullanılır. Bu bitkiler olgunlaşınca boyu ve kütlesi
farklılaşır. Ayrıca bitki materyalinde mevsimlere bağlı olarak da birtakım değişiklikler meydana gelir.
İşte peyzaj mimarlarının bitkilerde meydana gelen değişiklikleri, bitkilerin dendrolojik özelliklerini ve ekolojik
isteklerini çok iyi bilmesi gerekir. Öyle ki bitkilerin bu özelliklerini dikkate almadan yapılan planlamalar, ileride
giderilmesi mümkün olmayan sorunların çıkmasına neden olur.
Bitkisel tasarım görsel bir sanattır. Görsel bir sanatta başarılı olabilmek için de görsel algılama sürecinin iyi
olması ve sanatın belli prensiplerinin iyi bilinmesi gerekir. Kullanılan materyal hakkında çok iyi bilgi sahibi
olunmalıdır.
Bitkisel tasarımcının bitkileri çok iyi bilmesi gerekir. Görünenin algılanması isi beynimizin bir fonksiyonudur.
Bu yüzden algılama zihnimizin görsel elemanların özelliklerine; yani çizgi, form, renk ve tekstüre karşılık
vermesidir. Bu görsel elemanlara TASARIM ÖĞELERİ denir.
Eğer bitkileri tek tek incelersek, bitkilerin bireysel özelliklerini algılamış oluruz. Bitkileri de adından çok bu
öğelerle hatırlamamız gerekir.
Bitkilerin tasarımdaki potansiyelini belirleyen en önemli unsur, bitkilerin vejetatif kısımlarıdır. Bu vejetatif
kısımlar kabuk, sürgünler, tomurcuklar, çiçekler, meyveler, yapraklar ve bitkinin formudur. Bitkilerin bu vejetatif
kısımlarının tasarımında hangi açılardan önemli olduğuna örnekler verecek olursak;
Bitkinin formu: bitkinin formunda önemli olan, bitkinin boyu, tepe tacı genişliği, gövde genişliği, dallanma şekli
gibi özellikleridir.
Kabuk: gövde ve dalların kabuk rengi, kabuğun sert veya yumuşak oluşu, ayrıca düzgün veya pürüzlü, kalın veya
ince oluşu önemlidir.
Sürgünler: sürgünlerin rengi, ince veya kalın oluşu, düzgün veya tüylü oluşu, yaprakların sürgünlerde dizilişi
önemlidir.
Yapraklar: yaprakların büyüklüğü, şekli, rengi, basit veya bileşik yapıda oluşu, kenarlarının düz veya dişli oluşu
önemlidir.
Meyveler: meyvenin rengi, büyüklüğü, hangi mevsimde oluştuğu, tipi, bitki üzerinde kalış süresi önemlidir.
BİTKİNİN KARAKTERİ
Her bitkinin belli bir karakteri vardır. Buna bitkinin kişiliği de denir. Bitkilerin dendrolojik özellikleri, mekanın
görünüşü üzerinde çok farklı psikolojik etkilerin meydana gelmesine neden olur. Mesela ulu bir çınar yanında
kendimizi çok küçük hissederiz. Bu etkiler kişiye göre de değişir. Çünkü bireyler algıladıklarına karşı farklı
fonksiyonlar gösterirler
Örneğin; dalları aşağıya doğru sarkan salkım söğüt ile, piramidal gelişme gösteren ak kavağın insan üzerinde
meydana getirdiği psikolojik etki farklıdır.
Dağınık yumuşak tepeye sahip ağaçlar insanda hareket, huzur ve rahatlık hissi yarattıkları halde, sütun ve piramit
şeklinde gelişme gösterenler, özellikle koyu yeşil yapraklı ağaçlar insanda korku, saygı ve disiplin yaratırlar.
Ancak fazla miktarda kullanıldıklarında monotonluk, sıkıntı yaratan etkileri vardır. Yeşil alanlarda soliter halde
veya az sayıda bulundukları için salkım formlu ağaçlar, insanda huzur; iç dünyaya, kapanma ve hüzün hissi verirler.
ÇİZGİ :
Çizgi ve form birlikte düşünülmesi gereken ögelerdir. Çizgi bitkinin şekil veya formunu belirleyen kenarlar
olarak tanımlanır.
Tasarımda çizginin göze yön ve hareket vermesi, duyguyu ifade etmesi mesafeyi belirtmesi ve perspektif
oluşturması şeklinde işlevleri vardır.
Çizgi gözü daima kendi üzerinde tutar ve gözü aşağıya yukarıya doğru veya yatay, diogonal olarak hareket
ettirir. Bu durumda tasarımcı bitkileri kullanmak yolu ile gözleyicinin hareketlerini kontrol edebilir.
Gözün hareketi ise gözlemciyi duygusal ve ruhsal etkiler sevk eder.
Örneğin;
Dikey hatlar ve çizgiler, sert, katı ve keskindir. Çok fazla kullanılırsa insanda çekingenlik ve gerginlik yaratır.
Yatay hatlar ise, gözleyicide tatmin edici hislerin ortaya çıkmasına neden olur.
Diogonal hatlar ve çizgiler yatay ve düşey hatlara karıştırılmadığında sert, katı ve eksiktirler.
Ağlayan ve sarkan hatlar ,dramatiktirler gözü yere doğru yönlendirirler gözün aşağı doğru hareket etmesini
sağlarlar. Yerde ilgi çekici bir objenin yer alması gerekir.
Tek tek bitkiler söz konusu ise bitkinin dallarının ve yapraklarının oluşturduğu kontür çizgileri hakimdir. Bitkiler
grup halde kullanıldığında ise bitki bireylerinin kontür çizgileri kaybolur. Bu durumda çizgi grubun dış hatlarını
oluşturur.
Bitkinin dalları ve sürgünlerinin dizilişleri, yönleri ve hatları yani çizgileriyle ortaya çıkan bitki şeklidir. Ancak form,
bitkinin sadece silueti değildir. Genişlik, derinlik ve yüksekliğe sahip olduğundan form belli bir kütle ve hacme
sahiptir.
1) Piramidal
2) Fastigat
3) Yuvarlak
4) Yatay
5) Ağlayan-sarkan
6) Pituresk
Bir kompozisyonda form ne kadar göz alıcı ise ve diğer formlarla kontrast oluşturuyorsa görsel çekiciliği o kadar
güçlüdür.
Fakat çok fazla çeşitli formlarda bitki kullanılması karmaşıklık ve çekingenlik yaratır.
Bitkileri form açısından analiz edebilmek için göz alıştırmaları olgun çağa ulaşmış bitkiler üzerinde yapılmalıdır.
Çünkü, bitkinin formu gençlik çağından, olgun çağa ulaşıncaya kadar değişikliklere uğrar.
Fonksiyonel açıdan bakıldığında form gözü çeken bir tasarım ögesi olduğundan ya bir vurgu yada tuzak elemanı
olarak kullanılır.
Formun tasarımdaki diğer fonksiyonları harmoni ve kontrast yaratma, mimari elemanlarının keskinliklerinin
kırılması ve yumuşatılmasında etkilidir.
Çizgi karşı konulmaz bir güce sahiptir göz onu takip eder. Ayrıca derinlik hissi yaratır ve kompozisyona bir
karakter kazandırır.
Form ise sürekli olan tek tasarım ögesidir.çünkü form tüm mevsimlerde algılanabilir. Renk ve tekstür ise
yapraklanma ile ilgili olduğundan kış ayında algılanamaz. Bu nedenle form daha fazla etkilidir.
Sütun formlu
Betula pendula fastigiata (Sütun formlu huş)
Morus alba fastigiata (Sütun formlu dut)
Taxus baccata fastigiata (Sütun formlu adi porsuk)
Thuja orientalis fastigiata (Sütun formlu doğu mazısı)
Quercus penduneulata fastigiata (Sütun formlu saplı meşe)
Piramit formlu
Betula alba pyramidalis (Piramit formlu huş)
Populus alba pyramidalis(Piramit formlu ak kavak)
Populus nigra pyramidalis(Piramit formlu kara kavak)
Abies bornmulleriana (göknar)
Cedrus libani (Lübnan sedir)
Cupressus arizonica (Arizona servi)
Thuja orientalis(Doğu mazısı)
Yatay (Horizontalis)
Cercis silquastrum (Erguvan)
Pinus silvestris (Sarı çam)
Quercus pallustris(Bataklık meşesi)
KOMPOZİSYONDA RENK
Bitkisel kompozisyonlar da renk sürekli olarak görülür ve çevresindekiler tarafından değişikliğe uğratılır. Bu olgu
eş zamanlı kontrast olarak adlandırılır.
Eş zamanlı kontrast ; Çevrede kaynağını insan yapısı strüktürlerin ve bitkilerin oluşturduğu renklerin görsel
karışımı anlamına gelir.
RENK
Renk insanı en çok etkileyen tasarım öğesidir. Gözleyen kişi üzerinde duygusal tepki yaratma gücü ve yeteneği
vardır. Fakat bitkisel tasarım yalnızca kullanılan materyalin rengine dayanarak yaratılmamalıdır. Renk ile birlikte
diğer tasarım öğeleri de göz önüne alınmalıdır. Peyzaj tasarımcısının çalıştığı iki renk türü vardır. Birinin kaynağı
ışık, diğerinin kaynağı ise pigmentlerdir. Işıktan oluşan renk, değişken dalga boylarına sahip silindirik ışık
dalgalarının sonucu oluşur. Silindirik ışık dalgaları tutulup değiştirilebilir.
Eğer bir ışık prizmadan geçirilirse prizma farklı ışığı farklı dalga boylarında kırar ve her bir ışığı bir renk meydana
getirir (kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, mavi,ve mor).
Işık dalgalarının hepsi mevcut olduğu zaman gördüğümüz renk beyazdır.
Fakat diğer renklerin algılanması, bazı ışık dalgalarının absorbe edilmesi ve bazılarının yansıması sonucu
olmaktadır. Işık dalgalarının hepsinin yüzey tarafından absorbe edilmesi halinde yansımış ışık olmayacağından
siyah renk oluşur. Siyah ve beyaz nötr renklerdir.
Peyzajdaki rengin kaynağı ışıktır ve bazı ışık dalgalarının absorbe edilmesi bazılarının yansıması sonucu oluşur.
Örneğin kırmızı bir elma, kırmızının dışındaki bütün dalga boylarını absorbe eder, kırmızı ise yansıdığından
dolayı göz tarafından görülür.
Renklerde açıktan koyuya doğru değişen varyasyonlar söz konusudur. Bu varyasyonları anlamak ve etkili bir
şekilde kullanabilmek için rengin 3 boyutunun bilinmesi gerekir.
1-Hue (Renk özü): Renkteki baskın dalga boyunu verir.
2-Değer (ton)
3-Yoğunluk (doygunluk)
1-HUE : Rengi tanımak için kullanılan teknik bir terimdir. (kırmızı, pembe, mor, vb)
Hue aynı zamanda , bir renk görsel etkisi bakımından sıcak mı soğuk mu olduğunu
belirler.
SICAK RENKLER: Kırmızı, turuncu ve sarıdır. Bu renkler kişiler ve çevre üzerinde
çarpan bir etkiye sahiptir. Bu renkler güneş, sıcaklık ve ateşi aklımıza getirir. Dikkat
çekicidir. Peyzaj tablosunda canlandırıcı, uyarıcı bir etki meydana getirmektedir.
Bu nedenle sıcak renkler çoğu kez büyük ve geniş mekanların etkisini azaltmak için
kullanılırlar.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
SOĞUK RENKLER: Yeşil, mavi ve mordur. Bu renkler göze çarpmaz, kolayca fark
edilmezler, dinlendiricidirler.
Bu renklerin görsel etkileri düşüktür. Uzaklaştırıcı ve yavaş, yavaş gözden kaybolup
gitme özelliğine sahiptirler.
Eğer bir mekana olduğundan daha geniş bir mekan hissi verilmek istenirse soğuk
renklerin seçilmesi gerekir.
2- DEĞER (TON): Bir rengin açıklığı veya koyuluğudur. Bu yansıyan ışığın miktarına bağlıdır.
Çok fazla ışık yansıtan yüzeyler açık bir tona sahiptir. Çok az ışık yansıtan yüzeyler ise koyu bir tona sahiptirler.
AÇIK TONLAR:
Yakın mesafeden gözlendiğinde yüksek görsel enerjiye sahiptirler. Orta ve uzak mesafelerde enerjileri düşüktür.
Bu nedenle açık tonlar gözleyiciden uzaklaşıyor gibi görülürler. Bir objenin bir etki yaratması ve dikkat çekmesi
aşırı derecede açık tona sahip olduğunda mümkündür.
KOYU TONLAR
Oldukça yüksek değerde görsel enerjiye sahiptirler. Bu nedenle koyu tonlu objeler yakınlaşıyormuş gibi bir etki
yaratırlar ve bir alanın görünürdeki büyüklüğünü küçültürler.
Koyu tonlar dinlendirici ve huzur vericidirler. Fakat bazı durumlarda kasvetli ve iç karartıcı olabilirler. Koyu
tonlar açık bir tonla kontrast oluşturacak şekilde, diğer bir değişle açık bir renk, koyu bir rengin önünde veya
arkasında kullanıldığında daha çok dikkati çekerler.
3-RENGİN YOĞUNLUĞU: Rengin saflığı, gücü ve doygunluğu, dominant rengin miktarı tarafından belirlenir.
Örneğin: kırmızımtırak pembe kırmızının düşük bir yoğunluğa, koyu pembe ise kırmızının yüksek yoğunluğuna
sahip olabilir.
Yoğunluğu zayıf olanların görsel etkisi düşüktür. Yoğunluğu güçlü olanların ise daha yüksek görsel enerjiye
sahiptirler
Örneğin açık pembe, koyu pembeden daha fazla görsel enerjiye sahiptir.
Rengin üç boyutu birbirine bağlıdır. Eğer rengin herhangi bir boyutu değiştirilecek olursa, diğer iki boyutu da
değişmiş olur.
Renk ile ilgili temel bilgilerin anlaşılması amacıyla temel renkler renk çemberinde grafik olarak gösterilir. Birbirinin
karşısında bulunan renkler tamamlayıcı renklerdir. Bu renkler birbiriyle çok ilgilidir. Bu renklerin oluşturduğu
kompozisyonlar hoş, sempatik ve dengelidir.
Pigmentlerden oluşan renkler:
Rengin diğer kaynağı pigmentlerdir. Boyalar pigmentlerden oluşan renklere örnektir. Pigmentlerin karıştırılması
teknik bir konudur. Hue , değer ve yoğunluk pigmentlerinden oluşan renkler içinde söz konusudur.
En önemli fark pigment rengi kırmızı, sarı ve mavidir. İki ana rengin
karıştırılması sonucu ara renkler oluşur.
Kırmızı-Sarı=Turuncu
Sarı-Mavi=Yeşil
Mavi-Kırmızı=Mor
TEKSTÜR
Tekstür bir bitkinin veya bitki grubunun görsel olarak düz ya da prüzlü olması halidir.
Bir yaprağın büyüklüğü, sürgün ve dalların boyu, gövde kabuğunun şekli ve habitüsü bitkinin tekstürünü
belirler.
Bitkinin hangi noktadan gözlendiği de tekstürü etkileyen faktörlerdir.
Tekstürüne göre bitkiler 3’ ayrlır
Kaba tekstürü
Orta tekstürlü
İnce tekstürlü
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
KABA TEKSTÜRLÜ BİTKİLER
Kaba tekstürlü bitkiler genellikle büyük yapraklara, kalın dallara ve dağınık-açık bir büyüme şekline
sahiptirler.
Kaba tekstürlü bitkilerin fonksiyonları ;
Oldukça yüksek bir görsel enerjiye sahiptirler.
Kabadırlar ve göze batıcıdırlar.
Tasarımda ilk görülen kaba tekstürlü bitkiler olduklarından, kompozisyonda dikkati çekecek ve odak noktası
oluşturacak şekilde kullanılabilirler.
Kaba tekstürlü bitkiler yapıların arkasında kullanılabilirler
Kaba tekstürlü bitkiler heykel vb. plastik objelerin arkasında kullanılarak etkinin artmasını sağlarlar.
Kompozisyonda oldukça dikkatli yerleştirilmeli ve az kullanılmalıdır.
Özellikle dar mekanlarda kaba tekstürlü bitkilerin kullanılmasında dikkatli olunmalıdır.
Çok sayıda kullanılırlarsa baskın duruma geçerler.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Kaba telstürlü bitkiler gözleyici ile bitki arasındaki mesafeyi daha kısa gibi gösterir.
Mekanın daha küçük görülmesine neden olur
Kaba tekstürlü bitkiler, açık, dağınık ve silüetleri bakımından daha az dikkat çekerler.
Bunlar daha çok ışık, gölge ve hareketlilik gösterirler.
Bu özelliklerinden dolayı informal düzlemlerde kolaylıkla kullanılabilir
Formal durumlarda bunları kullanmak zordur.
Çünkü, formal düzlemlerde formların düzgün silüetlerin de kesin ve belirgin olması gerekir.
GÖRSEL ENERJİ:
Gözleyici kompozisyonun yakınında değilse ,tasarım öğesi kompozisyon üzerinde çok az bir görsel enerjiye
sahip olacaktır.
Gözleyicinin kompozisyonda nerede yer aldığına bakılmaksızın, tasarım öğesi kompozisyon üzerinde ne
zayıf, ne de güçlüdür.
Gözleyicinin çok uzak yada çok yakın olduğuna bakılmaksızın yüksek derecede bir görsel gücü ifade eder.
KOMPOSİZYON ÖLÇEKLERİ
Kompozisyonda tasarım öğelerinin kullanılmasında başarılı olabilmek için;
Her bir karakterin görsel enerjisi dikkatli bir şekilde gözlenmelidir.
Kompozisyon ile gözleyen kişi arasındaki mesafe bilinmelidir.
Görüş aralığı bilinmelidir.
Her tasarım 3 kompozisyon ölçeğine sahiptir;
Yakın mesafeden görünüm.
Orta mesafeden görünüm.
Uzak mesafeden görünüm
Yakın görünümdeki detaylar ile uzak görünümdeki genel kompozisyon arasında bir ara ölçektir. Bu
ölçekte bütün tasarım öğeleri etkili olurlar fakat formun önemi en fazladır. Tekstür, yaprak ve sürgün
detaylarından daha çok yaprak kütlesi ve strüktürünün yarattığı genel etki şeklinde ortaya çıkar.
İlkbahar ve sonbahara ait renkler sadece kısa bir periyot için söz konusu olduğundan bitkilendirme
tasarımı sadece bu mevsimlere bağlı olarak oluşturulmamalıdır. Ancak bu mevsimdeki bitki özelikleri
de mutlaka dikkate alınmalıdır.
Örneğin, sonbaharda birçok bitkinin yaprakları çok çeşitli renkler almaktadır. Eğer dikkatli bir seçim
yapılırsa tasarım sonbaharda olağanüstü bir görünüm oluşturabilir.
Yine aynı anda bitkinin hangi mevsimlerde ne kadar süre çiçekli kaldığı da bitki seçiminde önemli bir
husustur.
TASARIM PRENSİPLERİ
Tekrar
Değişkenlik
Denge
Vurgu
Dizi(Sıra)
Ölçek
TEKRAR
Tasarımdaki elemanların birbirine yakın aralıklarda görünmesine tekrar denir.
Tekrar kopyadır
En başarılı tekrarlar, peyzaj içerisindeki mimari formlarla bitkisel dokuyu birlikte ele alan ve
geliştiren tekrarlardır.
Örneğin; bitkisel düzenlemede ağaçların ve çalıların gerek form, gerekse renk ve tekstür
yönünden belirli aralıklarla tekrarlanmış oluşu ritmik bir etki sağlayacaktır.
Tasarımcı nerede ve nasıl tekrarlar yapmak zorunda olduğunu bilemezse kompozisyon bozulur.
Tasarımcı nerede ve nasıl tekrarlar yapmak zorunda olduğunu bilemezse kompozisyon bozulur.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Birliği oluşturmak için seçilen bitkilerin benzer taraflarının, farklı taraflarından daha fazla
olmasına dikkat edilmelidir.
Peyzaj kompozisyonunda tekrar genellikle birbirinin aynısı olan objelerin tekrarından çok, belirli
karakterlerin veya bir objenin çizgi, form, renk ve tekstür gibi niteliklerinin tekrarıdır.
Tam tekrar
Yön değiştirerek tekrar
Aralıklı tekrar
Değişken tekrar
Tam tekrar: Objelerin çizgi, form, tekstür, renk ve yön bakımından aynen tekrarlanmasına denir.
Değişken tekrar: Küçük farklılıklar içeren objelerin bir arada kullanılmasına denir.
Aralıklı tekrar: Birden fazla objenin belirli aralıklarla, bir dizin halinde birbiri ardında kullanılmasına
denir. Yukarıdaki resimde servilerle aralıklı tekrar sağlanmıştır.
Tam tekrarlar ve yön değiştiren tekrarlar peyzajda döşeme, yol, diğer sert zeminle teras,
platform…gibi uygulamalarda çok kullanılır.
Bitkisel uygulamalarda ise aralıklı tekrarlar ve değişken tekrarlar yaygındır.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
DEĞİŞKENLİK
Gözün dikkatini çekmek ve zihnin değişim için duyduğu gereksinimi tatmin etmek için çizgi,
form, renk ve tektürdeki kontrastla değişmelidir.
Değişkenlik veya çeşitlilik hiçbir zaman için karışıklık yaratacak derecede fazla ve monotonluk
yaratacak derecede az yapılmamalıdır
Bu iki ekstrem arasında bir değişiklik sağlanması kompozisyonda hoş bir duygusal birlik yaratır.
Farklı peyzaj tabloları yaratmak gözleyen kişinin ilgisini canlı tutmak ve daha fazla merak
Doç. Dr.uyandırmak için değişkenlik göstermelidir.
Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
DENGE
Bir peyzaj tablosunda her bir objenin çizgi ve form, tekstür ve renginin çekici bir gücü vardır.
Dengenin rolü ise az veya çok birbiriyle yarışan bu güçleri huzur ve stabilite oluşturacak şekilde
eşitlemek ve ayarlamaktır.
A)Gerçek yada hayali dikey bir eksenin iki tarafında oluşturulan denge:
Tasarımcı dikey eksenin her iki tarafında formal veya informal şeklinde düzenlemeler yaparak
görsel denge oluşturmayı amaçlar.
Aksın sağ ve solunda bulunan elemanların ve düzenlemelerin birbirinin aynı yada farklı olması
yoluyla oluşur.
Eksenin iki tarafında tamamen birbirinin aynısı olan elemanlarda aynı mesafelerde aynı
kompozisyonların oluşturulması sonucu oluşur.
Eksenin her iki tarafındaki objeler birbirinden farklı olabilirler. Ancak çizgi, form, renk, büyüklük
ve tekstür bakımından eşit ağırlık ve görünüşe sahip olmaları nedeniyle birbirleriyle dengelidirler.
B) Perspektif Denge:
Bu özellikler gözleyicinin dikkatini çektiğinden, bir eksenin iki tarafında bir eşitlik ve dengenin
oluşturulması önemlidir.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
VURGU
Bazı elemanların dominant olma durumunun artması ve geriye kalan elemanların tali durumuna
düşmesi anlamına gelir.
Kompozisyonun bazı parçaları diğerlerine göre daha fazla duygusal tepki uyandırması için daha
fazla güce sahip olmalıdır.
Vurgunun oluşması için ilk adım kompozisyonun fonksiyon bakımından analizinin yapılması
ve vurgunun nerelerde yapılacağının belirlenmesidir.
Bu amaç için seçilecek elemanın etkisi bir şekilde kullanılması için, objelerin çizgi, form,
tekstür ve renginin dikkatli incelenmesi gerekir.
DİZİ
Bu hareket yada değişim bir yönden doğru olabilir veya vurgunun olduğu yöne doğru
gerçekleştirilir.
Peyzaj tasarımının tümünde bir obje, bir alan yada bir kitleden diğerine geçiş yada harekettir.
Bitkisel tasarım ise bir bitkiden diğerine zevkli bir geçiş hareketi amaçlar.
Değişim bu özellikler hepsinde var ise üniform etki ve düzenli değişim kaybolur.
Çok fazla miktarda değişiklik söz konusu ise karışıklığı önlemek için dikkatlice planlama
yapılmalıdır.
Bir kompozisyonun küçük elemanlarını, vurgu noktası ile bağlamak için en uygun araçtır.
Birimlerin çizgi, terim, renk, tekstür ve büyüklüklerinde değişiklikler yapılarak sıra ve diziler
oluşturur.
Tekrarlayan Diziler:
Tedrici Diziler
Bu tip diziler daha çok, tasarımın çeşitli parçaları arasında bağlantı oluştururlar
Bu dizilere örnek olan her basamakta yada adımda bir niteliğin ritmik olarak değişimi
gösterilebilir.
Her bir durumda gözün bir değişiklikten diğer bir değişikliğe çok yumuşak ve düzenli bir şekilde
geçişi söz konusudur.
c) Değişim ile Oluşturulan Dizi :
Değişim, tekrarlanan bir özellik yada niteliğin, düzenli bir şekilde belirli aralıklarla farklı
nitelik ve özelliğin araya girmesi ve kırılması ile oluşur.
Mutlak Ölçek
Göreceli (Relatif) Ölçek
MUTLAK ÖLÇEK:
Bir peyzaj tasarımcısı ağaç ve çalıların görünümüne bağlı olarak ölçeği tahmin etme yeteneğine
sahip olmalıdır.
Aynı kompozisyon içindeki bir mekan ya da objenin diğer mekan ya da obje ile arasındaki orantıdır.
Göreceli ölçek daha çok büyüklük, alan ve renk açısından birimler arasındaki oranın görsel
algılanmasıdır.
Bu ölçek kompozisyondaki obje yada obje gruplarının miktar büyüklük, alan ve kütleleri arasındaki
oranıdır.
Tasarımda kullanılacak elemanlar hem mutlak hem de göreceli ölçek bakımından iyi düşünülmelidir.
Çünkü birimler arasındaki oransal ilişki iyi olmazsa, tasarımda uyum sağlanamaz.
Örneğin çok büyük çaplı ağaçların kullanıldığı bir alanda geçiş olarak daha küçük çaplı ağaçlar
kullanılmadan birden bire çalıların kullanılması.
Peyzaj kompozisyonunda bir bütün olarak başarılı olabilmek için sanat prensiplerinin tasarım ögelerine
başarılı bir şekilde uygulanması önemlidir.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Bitkiler bir kompozisyonda dekorasyon ve süs ögesi olmaları dışında pek çok fonksiyonu yerine
getirirler.
Hareket kontrolü
b-)Görsel kontrol:
Örneğin;
Chaemaecyparis lawsoniana,
Cupressocyparis leylandii
Juniperus spp
Taxus spp.,
Thuja spp.
c-)Rüzgar ve güneş kontrolü sağlayıp rüzgara ve güneşe olan açıklığı kapatırlar.
Acer campestre,
Fagus sylvatica,
Carpinus betulus
d-)Gürültü kontrolü
Kuşlar ve hayvanlar için yaşam ortamları sağlarlar .Örneğin arıların yaşamlarını sürdürmeleri
için çiçeklerden beslenmeleri, kuşların yuva yapmak için ağaçları tercih etmesi gibi.
BUNLAR;
1-) Mimari yönden
2-) Mühendislik yönünden
3-) İklim kontrolü yönünden
1-) Bitkiler ister bireysel, istersel grup şeklinde olsunlar mimari yönden; bir mekanın oluşturulması için
kullanılırlar.
4-)Açık mekanlarda gizliliğin sağlanması (Özel yaşantıyı çevreden ayırarak mahremiyet sağlanması)
3-Erozyon kontrolü
4-Gürültünün azaltılması
2-Tamponların oluşturulması
5-Yağışların etkilenmesi
6-Karların toplanması (kar çiftçilerinin oluşturulması gibi fonksiyonları yerine getirmesi söz
konusudur)
MEKAN OLUŞTURMA:
1-Yatay
2-Düşey
3- Tavan düzleminde değişiklikler yaratılarak mekan oluşturulur.
Yer örtücüler ve kısa boylu çalılar ile bir mekan sınırlaması yapılabilir.
Burada bitkiler fiziksel olarak mekanı dikey sınırlandırırken, alçak bir duvar hissi uyandırırlar.
Örneğin; çim alan ile yer örtücü tarhları arasındaki kenar mekanın sınırlarını oluşturur.
Düşey düzlemde, bitki gövdeleri dikey sütunlar şeklinde mekanı zımmi olarak sınırlandırırlar.
Burada kuşatmanın derecesi; gövdenin büyüklüğü ile yoğunluğuna ve dizilişe bağlı olarak
değişir.
Örneğin; Ağaç gövdelerinin oluşturduğu mekansal kenarlar, yani cadde boyunca sıralar halinde
dizilmiş ağaçları veya birçok gövdenin bir arada bulunduğu çitler.
Bitkilerin yaprak kitlesi mekanı kuşatmada düşey düzlemi etkileyen ikinci önemli ögedir.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Mevsimlere, yaprak ve dalların yoğunluğuna bağlı olarak mekan şekillerinde birçok değişiklikler
olabilir.
Ağaçların tepe çatıları birbirinin içine giriyorsa, tavan hissi çok güçlüdür
Mekanın üç değişken kuşatıcısı (düşey, yatay, tavan) dış çevrede mekanların sınırlandırılmasında
etkili olurlar.
Her durumda, algılanan kuşatılmışlık derecesi çevredeki vejetasyonun göreceli yüksekliğine bağlı
olarak değişir.
Bitkiler uzun boylu ve sık yerleştirilmiş ise o mekan çok kapalı hissedilir.
Güneş yada yapay ışık kaynaklarından gelen ışığın rahatsız edici etkisini azaltmak için bitki
materyalleri kullanılabilir.
Özellikle sabah erken akşam ise geç saatlerde yani güneş ışınlarının yatay geldiği zaman yine
geceleri far ışıklarının gözümüze geldiği zaman rahatsız edici bir etki söz konusudur.
Bu nedenle yol kenarlarının bitkilendirilmesinde gerek güneş ışınlarının gerekse far ışıklarının
yapmış olduğu etkiyi azaltmak için çalışılmalıdır.
Yansıyan ışınlarla rahatsız olma özellikle cam yada ıslak zeminler çevresinde çok şiddetli
olmalıdır.
Yansıyan ışınların çevresindeki rahatsız edici etkisi direk gelen ışınlardan daha şiddetli olmalıdır.
Bu nedenle ışık yansımalarına neden olacak alanların (cam,su yüzeyi) çevresinde yansımaları
azaltacak bitkilendirmeler yapılmalıdır.
Özellikle büyük su yüzeyleri çevresinde bulunan yerleşim alanı, su yüzeyi kıyısından geçen bir
yol akşam saatlerinde yansımalardan çok etkilenmektedir.
2) Hareket Kontrolü
Bitkiler insan, hayvan ve hatta oto hareketlerini etkin bir biçimde kontrol edebilmektedir.
Buna karşın bu bitkilerin çocuk,hatta gençler için üzerinden atlanacak arasından geçebilecek bir
oyun aracı olma niteliği vardır.
180 cm den daha fazla boylanabilen bitkiler ise hem fiziksel hem de psikolojik yönlü hareket
kontrolü sağlayan özelliklere sahiptir.
1- Hareketin yönlendirilmesi
2- Hareketin yavaşlatılması
3- Hareketin durdurulması
1 -Yayalar için kontrol üzerinde yürünmesi istenmeyen bölümlerin korunmak amacına yöneliktir.
2 -Araçları için kontrol ise özellikle trafik kazalarını azaltmak için yada keskin bir virajı yada araç
hareketini engelliyen bir tehlikeyi haber vermek için kullanılmaktadır.
3) Erozyon Kontrolü
Erozyon aşınma anlamına gelir tarımda erozyon suyun ya da rüzgarın etkisi ile toprağın sürüklenmesi
bitkisel materyalin yetişmesi için uygun toprağın kalmaması anlamına gelir.
Açık alanlarda rüzgar ve suyun direk etkisi ile örtülü alanlardan çok daha fazla erozyon olmaktadır.
Çevremizde erozyona karşı duyarlı alanlar arsında kent yakın çevresi alanları, rekreasyon alanları,
kamping alanları, eğimli tarlalar, rüzgara açık kıyılar, orman içi açıklıkları, göl ve benzeri su kıyıları, kara
yolları çevresindeki kazı ve dolgu şevleri.......vb. alanlar sayılabilir.
Erozyon önlenmesinde en iyi yol iyi bir bitki örtüsü oluşturmaktır.
Bitkiler yağışların toprağa çarpma hızını azaltırken toprak yıkanmasını da önlemekte bir taraftan da
toprak partiküllerinin tutulmasına yardım etmektedirler.
Diğer yandan yağışların toprağa süzülmesi bitkiler yardımı ile daha kolay ve yavaş olmakta, böylece
yüzey akışları miktarı ve erozyonda azalmaktadır.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
4) Gürültü Kontrolü
Ancak gürültünün çevreye nasıl dağıldığını bilmek hangi tip bitkilerin gürültüyü ne derece
tutabildiklerini bilmek gerekmektedir.
Gürültü çevreye farklı dalga boylarıyla dagılmaktadır.
Ses dağılımı;sesin frekansı yoğunluğu ve çevreyle yaptığı basınçla ölçülür. Ses ölçü birimi desibel
olarak ifade edilir.
Ses dalgaları yüksek frekanslı olduğundan (10db) gürültü başlar. Yani gürültü sınırı 10db dır.
Eğer bunun üzerine 1db daha ses eklenecek olursa bunun insan kulağında yaptığı etki iki katı olur.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
65-90 dB Kalp atışını arttırır, solunumu hızlandırır, beyin sıvısında basıncı azaltır.
Kent içi mekanda ve karayolu çevresinde, otolar, fabrikalar, atölyeler, pazar ve alışveriş
yerleri, eğlence ve spor alanları, okullar ve çocuk oyun alanlar vb. gibi alanlardır.
Ses çevreye daireler şeklinde yayılırken, çevredeki bir takım objeler tarafından tutulur yada
yansıtılır.
Çevreye yayılan bu sesin tutulmasında, yani gürültünün kontrolünde esas elemanlardan birisi
bitkilerdir
Bitkiler bu görevlerini sesin yoğunluğu, frekansın yönü ile ilişkili olarak yaparlar.
Yüksek frekans gürültünün çevreye yayılmasında 8-15m genişlikteki bitki perdeleri etkili
olurken, daha az frekanslı gürültünün azaltılmasında, bu genişlikte bir perde daha az etkili
olmaktadır.
Dalları yere kadar uzanan herdem yeşil çok sayıdaki ibreli bitki, yıl boyu gürültü kontrolü
yapabilmektedir.
Buna karşın, yaprağını döken bitkilerde gürültü kesme özelliği daha az olmaktadır.
Ağaç ve çalı kullanılarak oluşturulan gürültü perdelerine çim ve yer örtücüler de eklenirse
gürültü kontrolü daha iyi olmaktadır.
5)Kirlilik kontrolü
Dünyamız atmosfer kirliliği sonucunda küresel ısınmaya maruz kalmaktadır , bunun sebebi ise
bitkilerin azalması sonucunda artan zararlı gazlardır.
Bitki hava içindeki asılı bulunan toz, kurum vb. gibi maddeleri yaprakları tutma özellikleri
vardır.
Tüylü yapraklı bitkiler toz kurum gibi malzemeleri yapraklarında hapsederek çok çirkin bir
görüntüye sahip olurlar.
Bu kaynakların çevresinde 180m genişliğinde oluşturulacak bir koruluk toz ve kurum miktarı
%75 ‘ini tutabilmektedirler.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Örneğin;
25 metre boyunda bir kayın ağacı saatte 1,5kğ oksijen üretir.
100 yaşındaki kayın yılda 30 Bin litre su emer ve erozyonu önler.
100 yaşındaki kayın saatte 40 kişinin çıkardığı CO² yok eder.
Bir hektar ladin ormanı 32 ton, kayın ormanı 68 ton, çam ise ortalama 40 ton toz emer.
BİTKİ MATERYELLERİNİN İKLİM KONTÜROLÜNDE KULLANIMI
Bitkilerinin önde gelen fonksiyonlarından biride iklimi kontrol etmesi , canlılar için uygun yaşama şartları
hazırlamaktır.
Bitkiler iklim kontrolü yönünden :
Gölgelenme
Tampon oluşturulması
Rüzgar hareketlerinin kontrolü
Hava sıcaklığının iyileştirilmesi
Yağışların etkilenmesi
Karların toplanması gibi fonksiyonları yerine getir
Gölgelenme :
Gölgelenme bitkinin kendi formu sayesinde veya mimari strüktürlere bitki sarılarak gölgelenme oluşturulabilir
Tampon oluşturulması:
Tampon bir nevi alan sınırlayıcıdır. Değişik amaçlar için kullanılır örneğin bir yeri gizlemede, rüzgar
engellemede, girilmesi istenmeyen yerlerin girilmesini engeller
Rüzgar hareketlerinin kontrolü
Bir rüzgar perdesi bitki yüksekliğinin 30 katı kadar bir alanı rüzgar zararlı etkilerinden korur. Ancak rüzgar
perdeleri geniş kuşaklar halinde kullanıldığında rüzgar yönlendirilebilir.
Hava sıcaklığının iyileştirilmesi
Ayrıca ormanlar yazın sıcaklığın 4-5 ‘C düşmesini , kışın ise 4-5’C artmasını sağlar
Sarılıcı bir bitkiyle kaplanmış bir duvar çıplak duvardan daha serindir.
Bitki kütleleri arasındaki sıcaklık açıkta alana kısayla daha düşük , geceleri daha yüksektir.
1.Açık Mekanlar
Yalnızca kısa boylu çalıların ve yer örtücülerin mekan sınırlayıcısı olarak kullanımı sonucu oluşan
mekanlardır.
Bu mekan tüm yönlere açıktır. Böyle bir mekan çok açık, havadar ve dışa dönüktür.
Bu mekan tipi, tamamen açık mekan tipi niteliklerine sahiptir, ama ondan daha az geçirgendir.
Burada bir taraftan gizlilik istenirken, diğer taraftan çevreye bakış arzulanır.
3. Örtülü Mekan
Gölge ağaçlarının kitle halinde kullanılmasıyla, sık bir tepe çatısı oluşturularak yaratılan mekandır.
Genel olarak bu mekan, tepe çatısının örtü düzlemi ile, kişinin hareket ettiği yer düzlemi arasındaki mesafenin
hissedilmesini sağlar.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Ağaç gövdeleri arasından yanlara bakışa olanak verir.
Mimaride de bu tip mekanlar, genelde binaların yanlarına doğru giriş katlarında ve garajlarda görülür.
Bu mekan tipinde, ağaç çatılarında süzülen ışığın dışında, ışık yalnızca kenarlardan gelir.
Bu mekan yazın karanlık kışın ise açıktır. Serindir, filtre edilmiş şekilde dışardan içeriye, içerden dışarıya
bakışa müsaade eder.
Bunlar bir yol veya patika boyunca gölge ağaçlarının yarattığı mekanlardır.
Bu şekildeki mekan yolun yada patikanın doğrusal haraketinin güçlendirir ve dikkati ilerideki noktada
toplar ve zaman zaman yanlara bakışa müsaade eder
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
5.Dikey Mekan
Dar ve uzun boylu bitki materyallerini kullanarak, dış mekanda dikey olarak gökyüzüne doğru
yönelmiş, yukarıya açık mekanlardır.
Yukarıya doğru hareketle, verilmesi arzulanan vurguya bağlı olarak, bu mekan yanlara doğru açık yada
kapalı olabilir.
ÖZET OLARAK
Bir peyzaj mimarı yalnızca bitki materyalleri kullanarak bir çok mekan tipleri yaratabilir.
Peyzaj mimarı bitkileri kullanarak farklı niteliklerde bireysel dış mekanlar oluşturabilmenin yanında, bitki
materyalini birbirine bağlı mekan dizileri oluşturmak amacıyla da kullanabilir.
Bitki materyalleri bu amaç için kullanıldığında, kapı ve duvar fonksiyonlarını üstlenebilirler ve kişilerin
mekanın içine girmesine ve mekanın içinden geçmesine müsaade ederler.
Bitki materyalleri bunları yaparken, manzaraları çevreleye bilirler veya kapatabilirler.
Ayrıca bitki materyalleri bir mekanı sıkarak, onu dar bir mekan yada serbest bırakarak onu geniş bir
mekan haline dönüştürebilirler.
Bitki materyalleri diğer elemanlarla kombine edilerek mekanın daha da belirginleşmesine katkıda bulunurlar.
Örn: Bitkiler arazi formlarının oluşturduğu mekansal strüktürleri daha da vurgulayabilir yada etkilerini yok
edebilirler.
Bitki materyalleri, yapılar tarafından oluşturulmuş olan mekanların modife edilmesinde kullanılırlar.
Burada bitkilerin en önemli fonksiyonu, yapılara tarafından sınırlandırılmış mekanı daha küçük parçalara
ayırmaktır.
1.Kapatma
2.Bağlama
1.Kapatma
Bir mekânsal kuşatmanın tamamlanmasını ifade eder.
Bir mekan iki veya üç taraf dan bir yapı yada duvar ile çevreleniyorsa diğer açık taraflarında bitkileri
kullanmak suretiyle kapatarak, mekanı tamamlayabiliriz.
2.Bağlama
Bir dış mekanın sınırlandırılmasının bitki materyalleri ile tamamlanması için kullanılan bir terimdir.
Buradan bitki materyalleri peyzajda birbirlerinden tamamen ayrı elemanların görsel olarak bağlantısını
sağlamak amacıyla kullanılır.
Kapatmada olduğu gibi, bağlama fonksiyonunda da bitki materyalleri diğer elemanlar tarafından
kısmen sağlanmış olan mekânsal sınırlamayı daha da güçlendirip, birbirinden farklı elemanları
bağlarlar.
Gizlilik Kontrolü
Bitki materyalini perdelemeye benzer bir şekilde, gizlilik kontrolü amacıylada kullanabiliriz.
Bu amaçla kullanılan bitkiler, dışarıdan içeriye ve içeriden dışarıya bakışı engelleyecek şekilde boylu
olmalıdırlar.
Bu nedenle gizlilik kontrolü ile perdeleme arasında ince nuans farkı vardır.
1.Gizlilik kontrolünde, tüm mekanı içine alacak biçimde bir kuşatma söz konusudur ve böylece tüm görüşler
kesilir.
Perdelemede ise, seçilmiş bazı görüşlerin kapanması yada açık kalması düşünülmektedir.
Perdelemede ise, bitki materyalleri arasında ve çevresinde haraket etme imkanı vardır
3.Gizliklik kontrolü, tasarımda genellikle samimi bir oturma yeri yada bir konutun oturma terası olarak
düşünülebilir.
Perdelemede olduğu gibi gizliklik kontrolü-nün derecesi görünüşü kapama amacıyla kullanılacak
bitkilerin özelliklerinden etkilenir.
2m boyunda, sık bitkilendirme gizlilik kontrolünü en iyi sağlayacak bir perde olarak düşünülebilir
Tamamlayıcılar
Birleştiriciler
Vurgulayıcılar
Belirticiler
Yumuşatıcılar
Görüntüyü çevreleme
Tamamlayıcılar:
Bitkiler bir tasarımı tamamlayabilir. Bir bina kitlesi ya da binanın uzayıp giden hatlarının oluşturduğu
formlar, bitkiler yoluyla tekrar edilebilir.
Örneğin; bir iç mekanı direkt olarak çevreye taşımak istiyorsak, çatı ile ağaçların boyu aynı ve formları
benzer olmalıdır. Böylece tavan dış mekanda devam ediyormuş gibi görünür.
Birleştiriciler:
Bitkiler görsel olarak bir çevrenin faklı unsurlarını birleştirmede yardımcı olabilir. Dış çevrenin herhangi bir
parçasında bitkiler aynı kalıp, diğer elemanlar değişiklik gösterebilirler.
Yol ağaçları olmadan caddedeki birbirinden farklı mimari yapılar bir bütünlük oluşturmaz.
Güçlü bir ağaç kitlesinden oluşan cadde, bütün yapıların birbiriyle bağlanmasını sağlar.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Vurgulayıcılar:
Bitkilerin, yakınındaki çevreden boy, form, renk ve tekstür bakımından farklı olmaları dikkat çekicidir.
Bu nedenle, bir yapının girişi veya ön cephesinde ya da görsel olarak dikkat çekmesini istediğimiz
noktalarda bitkileri vurgulayıcı olarak kullanabiliriz.
Belirticiler:
Bitkiler, herhangi bir mekanın ya da çevredeki herhangi bir objenin yerini ve önemini belirtmek
amacıyla kullanılabilir.
Bitki materyalleri mekanı daha görünür ve tanınır hale getirirler. Örneğin; bir ağacın, bir objenin
arkasında yer alması gibi…
Yumuşatıcılar:
Bitkiler dış mekanda sertliği, mimari yapıların katılığını yumuşatırlar. Binaların dış cepheleri bitkilerin
değişik renk ve tekstürleriyle bezenirse daha çekici ve yumuşak görünür.
Görüntüyü çevreleme:
Bitki materyalleri dikkatimizi direkt olarak, peyzajdaki bir nokta üzerinde yoğunlaştırabilir
Bunu yaparken de, ya objenin her iki tarafındaki rahatsız edici görünümleri yaprak, dal ve gövdeleriyle
kapatarak ya da açık bir görünüme müsaade ederek yaparlar.
Bitkinin formu, büyüklüğü, rengi , tekstür’ü bir tasarınım estetik özelliğini etkileyen faktörlerdir.
Bitkisel tasarımın görsel kalitesi oldukça önemlidir , fakat bir bitkisel tasarım ancak diğer
fonksiyonlarla birlikte düşünüldüğünde başarılı olabilir.
Bir bitkisel tasarım yapılacağı zaman bitkilerle , uygulamada kullanılan diğer elemanlar renk ,ölçek vs.
bakımından tam bir uyum içinde olması gerekir. Buna da eş zamanlı konrast denir.
Bir bitkisel tasarımda göze hoş gelmeyen bir durum olmamalı , tasarım çekici olmasa bile en azında
diğer çeşitli fonksiyonlarla birleştiğinde çekici olmalıdır.
Bitkinin büyüklüğü:
En önemli görsel karakterlerden birisidir. Bitkinin büyüklüğü direkt olarak mekanın ölçeğini etki eder.
Bitkilerin yatay ve düşey yönden kazandıkları hacim onların ölçüsünü verir.
Bitkilerin uygun ekolojik şartlarını alabildiklerinde en son hacim onların ölçüsüdür.
Bitki materyallerini büyüklüğüne göre şöyle sınıflandırabiliriz:
•Boylu ağaçlar: 20m ve üstü
•Orta boylu ağaçlar: 8-20m
•Ağaççıklar:4-5m (8m kadar uzanabilir)
•Boylu çalılar:3-5m
•Orta boylu çalılar:1,5-3 m
•Kısa boylu çalılar:0,30-1,5m
•Yer örtücüler:0.10-0.80m
Bu nedenle boylu ve orta boylu ağaçlar bir tasarımda ilk yerleştirilmesi gereken bitkisel materyallerdir.
Boylu ağaçlar yerleştirildikten sonra ağaççık ve çalılar konularak oluşan kompozisyon mekanın
niteliklerini tamamlayıp güçlendirecektir.
Kısa boylu bitkiler, boylu ağaçların oluşturduğu çevrede daha çok kişiye dönük bir detay sağlar.
Çünkü insanın göz hizası altında olduğu için daha çok dikkat çeker.
Diğer bir fonksiyonlarıda yatay ve düşey düzlemde mekanı kuşatmalarıdır. Yani bitkilerin gövdeleri dış
mekanda duvar ve tavan oluşturabilirler.
Ayrıca boylu ağaçlar geniş kentsel alanları ve kırsal mekanların bölümlere ayrılmasında ve peyzajda
gölge yaratmak amacıyla kullanılır.
Bir metre ya da olgun yaşta biraz daha büyüktürler ancak boyları 30cm den büyüktür,
çünkü 30cm nin altı yer örtücüler grubuna girer.
Bu bitkiler belirli bir boya sahip olduklarında mekânı aktüel –fiziksel bir kuşatma yerine kısmen
kuşatırlar. Bu nedenle mekân yanlara doğru açık olmalı ve düşey düzlemde kısa boylu çalılarla
sınırlandırılmalıdırlar.
Bir yürüyüş yolu ya da patikanın kenarında kısa boylu çalılar görüşü engellemeden yayaların yol
üzerinde hizada kalmasını sağlarlar.
Kısa boylu çalılar herhangi bir tasarımda ikinci derecede elmanlar olarak bir işleve sahip olurlar.
Büyüklüklerinden dolayı görsel olarak dikkati çekebilmeleri için büyük kitleler halinde kullanılmakları
gerekir. Küçük gruplar halinde kullanılırsa kaybolup giderler.
YER ÖRTÜCÜLER:
En küçük bitkilerdir.
Yer örtücü terimi alçak ve yayılan bitkiyi tanımlar.
Boyları 0.10-0.80cm kadardır.
Değişik özelliklere sahiptirler.
Çiçek açanları- açmayanları,otsu-odunsu olanları vardır. (Hedera,Vinca,Carpobrotus
edulis)
Yer Örtücülerin işlevleri;
Yer örtücüler vejetatif örtü olarak düşünülebilirler.
İç mekândaki halıların hangi fonksiyonu varsa, dış mekânda da yer örtücülerin aynı
fonksiyonları yerine getirirler.
Yer örtücüler bir tasarımda kısa boylu çalılar gibi bir mekânın kenarlarını belirtmede
kullanılırlar.
Sert ve mimari materyalleri kullanılmaksızın mekâna yer örtücülerle istenilen şekil
verilebilir.
Yer örtücülerin kenarlarını oluşturduğu hat çim ya da döşeme ile sınırlanıyor ise görsel
yönden daha ilginç olur ve gözü çeker.
Çok katmanlı bitkilendirme doğal bitki örtüsündeki örneklerinde sıkça karşılaşılan bir durum olup çoğu
zaman bitkisel tasarımın amacına dayanır. Görsel kontrol, hareket kontrolü ve yönlendirme gibi farklı
fonksiyonları gerçekleştirmede hangi katmalar ile bitki kullanılacağının kararı verilir. Örneğin yüksek boylu
çalılar perde etkisi yaratarak hem görsel hem de fiziksel kontrolü ve kendi içinde bir mekan yaratmayı
mümkün kılar.
Sıcaklık
Sıcaklık bitki dayanıklılığı ve gelişimini belirler. Her bitki özel proje yada bölgedeki uyum yeteneğini
belirleyen maksimum ve minimum sıcaklık isteğine sahiptir. Sıcaklığı sınırlayan faktörler:
- Kısa gelişim mevsimi
- Gelişme mevsiminde uygun olmayan yüksek yada düşük sıcaklıklar
- Uykuda olan bitkileri yaralayan yada öldüren sert kış sıcaklıkları
- Zararlı böceklerin gelişmesine olanak sağlayan sıcaklıklar.
Nem
Nem havadaki su buharı miktarı olarak ifade edilmektedir. Hava sıcaklığı yükseldiği zaman daha fazla su
buharı tutulur ve hava sıcaklığı daha fazla hissedilir.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Rüzgar
Rüzgar, bitki tohumlarının, polenlerin ve böceklerin taşınmasında önemli rol oynar. Kuvvetli rüzgarlar yada
ani rüzgar değişiklikleri bazı bitki türlerinde zarara neden olabilir ve havadaki su buharının miktarını azaltır.
Bitkisel tasarımda bölgedeki rüzgar yönü ve şiddeti dikkate alınarak uygun bitki türleri seçilmelidir. Bitkisel
tasarımında rüzgar özellikle de kıyı bölgelerinde büyük bir sorun olarak karşımıza çıkar. Deniz yönünden esen
ve tuzlu deniz rüzgarlarına karşı dayanıklı türlerin kullanımı istenir. Diğer yandan tarım alanları etrafında,
meyve bahçelerini hem rüzgar hem de don zararından korumak için başta servi (Cupressus semperviren) ve
demir ağacı (Casuarina equisetifolia) olmak üzere yüksek boylu rüzgar kıran türler tercih edilmelidir.
Hidroloji
Su bitkisel kompozisyonların başarısı veya başarısızlığındaki en önemli faktördür. Bu özellikle Akdeniz gibi
kurak iklimlerde daha belirleyici olmaktadır. Burada alanın konumu, büyüklüğü, su kaynaklarının kapasitesi,
bitki gelişimi açısından suyun kalitesi önemli unsurlardır.
İklim
Alan iklimi bitki gelişimi ve mevcut bitki örtüsü ile ilişkilidir. Yağmur miktarı ve süresi ani sıcaklık değişimleri
bitkiler için kritiktir. Bitkiler genetik olarak bulundukları bölgeye adapte olabildikleri gibi değişken iklim
koşuları tasarım elemanı olarak bitkilerin kullanımını sınırlarlar.
Mevcut Bitki Örtüsü
Proje alanındaki mevcut bitki örtüsü türler, büyüklükleri, genişlikleri ve yükseklikleri ile belirlenmelidir. Aynı
zamanda mevcut bitki örtüsünün durumu da önemlidir. Bitki örtüsünün doğallığı, tahrip olma durumları,
genel formları ve aynı zamanda habitat özellikleri dikkate alınarak yetişme koşulları hakkında detaylar
belirlenmelidir.
Yabanhayatı Özellikleri
Özellikle geniş alanlardaki bitki tasarımında proje alanındaki yaban hayatı potansiyeli dikkate alınmalıdır.
Bitkilendirme ile yaban hayatı türleri özellikle zengin meyve ve çiçekleri ile egzotik bitkiler kuş türlerini
desteklemektedir
Mevcut Yapılar
Alanla ilgili bilgilerin derlenmesinde belgeler, planlar, resimler, fotoğraflar kullanılabilir.
Verilerin Değerlendirilmesi
Tasarımda kullanılacak olan ve tasarımın şekillenmesinde önemli ipuçları sunan sörvey bilgilerinin
değerlendirilmesi gerekir. Peyzaj faktörlerinin değerlendirilmesinin amacı alan potansiyelinin tam olarak
ortaya konması ve tasarımcı için önceliklerin belirlenmesidir.
Olanaklar ve Sorunlar
Sörvey bilgileri ile analiz sonuçlarını koordine etmenin en iyi yolu alandaki belli başlı olanakların ve
sorunların ortaya konmasıdır. Sorunlar alanın konumu, mülkiyeti gibi konulardan kaynaklanabileceği gibi
toprak ve eğim durumu ile alanın yapısı ile de ilgili olabilir.
Sentez
Bitkilendirme politikalarının amacı alandaki sorunları çözmektir. Tasarım fikri ise farklı kullanımlar arasındaki
alansal ilişkiyi, bağı sağlamakta ve tasarım fonksiyonlarını ortaya koymaktadır.
Malçlama ve Gübreleme
Malçlama peyzajda suyun etkin kullanımı için benimsenen bir yöntemdir. Kullanılan malç malzemesi toprak
nemini korur, toprak sıcaklığını bitki gelişimi için ideal hale getirir, bitkiye zarar verebilecek ölçekteki sıcaklığı
azaltır, yabancı ot oluşumunu engeller, rüzgar ve yağmur erozyonunu kontrol eder.
Dolgu
Dikimde dolgu içine herhangi bir ilave yapmaksızın alınan toprağın geri kullanımı şeklinde olmalıdır. Karışık
organik kompost, torf, kum gibi malç malzemeleri kök sıkışmasını ve yavaş kök gelişimini engelleyebilir.
Bitki Gövdesinin Korunması
Gövde koruması özellikle fidanlıklarda standart bitki yetiştirme, bitkiyi dışardan gelebilecek etkilerden
koruma, bitki etrafındaki nemi tutma ve bitkiyi hastalık ve zararlılardan koruma amacıyla yapılabilir.
Kazık Bağlamak-Destek Verme
Eğer gerekiyorsa dikimden sonra ağaçlara destek verilebilir. Bu aynı zamanda bitki gövdesinin korunması ve
sağlıklı gelişimi için önemlidir. Bitki etrafında 2 veya 3’lü bağlantılarla farklı malzemeler ile destek verilebilir.
Bu destekler bitki dikiminden sonraki ikinci vejetasyon senesinde kaldırılabilir.
Dikim Zamanında Budama
Budama çoğu zaman dikimden önce ve sonra bitki üzerindeki ölü ve kırılmış dalların temizlenmesi,
uzaklaştırılması şeklinde olur. Bitki üst bölgesinin 1/3’nin budanması gibi ticari uygulamalar olsa da bitki
genel görüntüsüne göre budama şekli ve zamanı bakım programı içerisinde düzenlenmelidir
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Bitkilendirme Planları ve Detaylar
Alan gelişimlerindeki önerilerin büyük bir kısmı bitkilendirme planının hazırlanmasına, detayların
belirtilmesine ve varsa özel şartların, koşulların ortaya konmasına dayanır. Bitkilendirme planlarında tüm
bitki materyalinin genel Türkçe isimleri ve Latince isimlerinin yer alması gerekmektedir.
Bitkilendirme Esnasında Doğru Tekniklerin Kullanılması
Sera veya fidanlıkta uygun olmayan, kötü depolama koşulları bitki yetişkin hale gelinceye kadar bitki formu
üzerine olumsuz etkide bulunabilir veya bazı durumlarda da bitkinin ölümüne neden olabilir. Bu nedenle
dikim öncesindeki üretim ve saklama koşullarının bitkinin tipik görünüşünü koruyan ideal standartlarda
olması gerekmektedir.
Dikimde Bitkinin Durumu
Uzun vadeli bitki sağlığı için dikimde bitkinin durumu çok önemlidir. Bitkinin kök, gövde yaprak bölümlerinde
kalıcı zararlar olmamalıdır. Bu tür zararların oluşması dikim öncesinde bitkinin taşınması, dikime getirilmesi
sırasında da oluşabilir.
Dikim Çukurları
Bitkiler ana köklerinin yerleşimi ve gelişimi için yeterli miktarda toprak ve havaya ihtiyaç duyarlar. Dikim
çukurları geniş ve yeterli derinlikte olmalıdır.
Bunlar hava kirliği, yetişme ortamının darlığı, özellikle yol ağaçlandırmalarında trafik zararı, aşırı sıcak,
vandalizmin yanı sıra kışın buzlanmaya karşı yollara serilen tuzlar ve tuz zararları olarak sıralanabilir.
Diğer yandan bitkisel tasarım uygulamalarına ve yeşil alanlar kentlerde daha fazla ihtiyaç duyulduğu dikkate
alındığı, mevcut uygulamaların başarısını mümkün kılacak çözümler getirilmelidir. Yol ağaçlandırmaları, kent
parkları, ev-konut bahçeleri, iç avlular, büyük alış veriş merkezleri, kurum bahçeleri kentsel alanlarda en
yaygın bitkisel tasarım uygulamalarını içerir.
Son yıllarda saksı ve kap içinde yetişkin bitki kullanımı, çatı bahçeleri, dikey bahçeler, kentsel hobi bahçeleri,
permakültür gibi uygulamalar ise kentlerdeki yeşil alanların çeşidini ve fonksiyonları arttırmakta, yapay kent
dokusuna olabildiğince doğal unsurlar kazandırmayı amaçlamaktadır. Bitki materyalinin gelişme ve üretim
olanaklarına dair bilimsel çalışmalar ise kentlerde çevresel sınırlayıcıların çözümüne ışık tutacak bilgileri
içermektedir.
Bilimsel bir tanımlamaya göre ise yeşil çatı sistemi, ekolojik çatı, yaşayan çatı, kahverengi
çatı, çatı bahçesi ve yeşil çatı olarak çeşitli tanımlamalar ile ifade edilmektedir.
“Ekolojik çatı” ve “yaşayan çatı” terimleri genellikle Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri
yazınında sıklıkla kullanılmaktadır.
“Çatı bahçesi” en eski ve ortak terim olarak, insanların ikamet etmesi için düşünülmüş ve
tasarlanmış bir boşluk alan olarak tanımlanabilmektedir.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
Çatının strüktür kısmı ve gelişen yeşil kısmı arasında ayrıca bazı katmanlar
bulunmaktadır.
Bitki Taşıyıcı Tabaka: Bahçe çatı sisteminin bitki taşıyıcı katmanlarında çeşitli yöntemlerle sentetik olarak elde edilen lava,
bims esaslı ürünler ve bunların yerine kullanılan doğal kiremit kırıntısı, geri dönüşüm ürünü olan, dona dayanıklı, yanmayan
alt yapılar, seçilen bitkinin tüm besin gereksinimlerini karşılarken, uzun yıllar kendilerini yenileyerek canlı ve güzel kalmasını
sağlar.
Filtre ve Drenaj Tabakası: Üst katmanlardan gelen ve bir filtre tabakası tarafından süzülen yağmur sularının yağmursuz
günler için depolanmasını; birikme fazla ise, bitkilerin çürümesini önlemek amacıyla, drene edilerek atılabilmesini sağlar.
Mekanik Etkilere Karşı Koruyucu ve Nem Tutucu Tabaka: Çürümeye dayanıklı özel keçeler, kök tutucu katmanları ve su
yalıtım tabakalarını mekanik etkilere karşı korurlar. Koruyucu tabakaların basınç mukavemetine dayanıklı olması
gerekmektedir.
Kök Tutucu Tabaka: Bitki köklerinin su yalıtım katmanlarına zarar vermesi önlenmelidir. Bu amaçla ya özel kök tutucu
tabakalar ya da kendini köklere karşı koruyan su yalıtımları kullanılmalıdır.
Su Yalıtımı ve Çatı Konstrüksiyonu: Çatı yeşillendirmesinin en önemli ön şartı, iyi bir su yalıtımının ve yeterli taşıyıcılığı olan
sağlam bir çatı konstrüksiyonunun varlığıdır. Su yalıtımında kullanılan malzemeler, bitkilerin köklerine karşı dayanıklı ise kök
tutucu katmanına gerek yoktur
AĞIR HAFİF
1. TOPLUMSAL
2. EKONOMİK
3. EKOLOJİK
4. REKREASYONEL
1. Çatı bahçeleri, bina düzeyinde yeşil alan yaratma özelliği ile kentsel öneme sahip
alanlardır.
2. Çatı bahçeleri toplumsal rolü yüksek olan ortak kullanım mekanları olarak kabul
edile bilinmektedir.
3. Çatı bahçelerinde farklı insanların karşılaşması, tanışması, konuşması, kentsel yaşamı
paylaşması mümkün olabilmektedir.
4. Çatı bahçelerini sosyal ihtiyaçların karşılanması ve sosyo-kültürel süreklilik ve
gelişmenin sağlanması açısından, toplumsal iletişimin gerçekleştiği kültürel odak
noktaları olarak da sınıflandırmak mümkündür.
Çatı bahçeleri şehirlerde doğal yaşam açısından büyük öneme sahiptirler. Büyük şehirlerde doğal habitatlar yok
denecek kadar azdır. Bu sebeple bina düzeyinde yaratılan çatı bahçeleri kent içerisindeki yeşil miktarını artırıp kişi
başına düşen yeşil alan miktarını da arttırırken aynı zamanda şehir içindeki habitatı ve bio-çeşitliliği korumaya da
yardımcı olurlar. Çatı bahçeleri “steril kentsel çevre” içinde, adeta bir vaha yaşamını ortaya koyacak işleve sahiptirler.
Binaların çatılarında tasarlanan bahçeler kuşlar, arılar, kelebekler ve diğer böcekler için yer seviyesinden daha çekici
olmaktadır
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
2. Yarattıkları rekreasyon imkanı ile doğayla dengeleyici ve stres dolu şehirlerde insan
psikolojisi üzerinde olumlu rol oynayarak rahatlatıcı ve dinlendirici bir ortam yaratırlar.
3. Çatı bahçelerinde dinlenme alanları, oyun ve spor alanlarına da yer verilerek kullanıcının
rekreatif ihtiyaçları karşılanmış olur. Çatı bahçelerinde kullanılan bitkilerle kullanıcının
algılaması kontrol altına alınarak; kullanıcının duygusunu, gördüklerini, işittiklerini ve
hissettiklerini kontrol ederek değiştirmek de mümkün olmaktadır.
1. Çatı bahçeleri 1900’lü yıllarda Berlin, Almanya’da yaklaşık olarak metrekareye 205 kg’lık
bir ağırlıkla yapılırken, bugün strüktür sistemi teknolojisindeki gelişmelerle birlikte 390 ile
730 kg/m2 arasında değişen bir ağırlığa ulaşmaktadır.
5. Farklı istekleri olan bitkilere farklı ortamların hazırlanması, sulama ve drenaj sistemlerinin
gelişmiş olmasını ve periyodik bakımı gerektirmektedir.
Doç. Dr. Ahmet Salih GÜNAYDIN
Bitkilendirme Tasarımı
1. Tipik bir ekstansif yeşil çatının yetişme tabakası mineral tabanlı toprak karışımı, ezilmiş tuğla
kırıntısı, bataklık kömürü (turba), organik madde ve topraktan oluşmaktadır.
2. Standart bir ekstansif yeşil çatı için substrat derinliği 5 ila 15 cm arasındadır ve ağırlık 72,6
kg/m2 ile 169,4 kg/m2 arasında değişmektedir.
3. Bu tip bitkilendirmeler, genelde alanı tamamen bitkiyle kaplayacak kadar sık yapılan
bitkilendirmelerdir.
4. Gerek toprak kalınlıkları gerekse sistem olarak çok karmaşık değildirler.
5. Seçilen türler genellikle kuraklığa ve hatta zaman zaman su içinde kalmaya dayanıklı,
rejenerasyon yeteneği yüksek, çok az bakım gerektiren, alçak boylu, sığ ve az verimli
topraklarda yaşayabilen ve yatay yönde gelişen bitkilerdir.
• Entansif çatı
(maliyeti çok- derinliği fazla)
• Ekstansif çatı
(maliyeti az – derinliği az)