Bağlamada Yöresel Tavirlarin İncelenmesi̇

You might also like

Download as docx, pdf, or txt
Download as docx, pdf, or txt
You are on page 1of 5

BAĞLAMADA YÖRESEL TAVIRLARIN İNCELENMESİ

Enstrümanlar müziği ve temsil ettiği kültürün ifade araçları olarak nitelendirilmekte olup bağlama
enstrümanımız da bunlardan biri olarak ifade edilmektedir. Bağlama enstrümanımız halk arasında saz
olarak bilinse de saz kelimesinin enstrüman kelimesine karşılık olarak geldiği belirtilmektedir ilgili
yazında bağlamayı tek başına değil de bağlama ailesi olarak ifade etmenin doğru olduğu
belirtilmektedir ve bağlamanın geçmişten günümüze kadar uzanan tarihi sürecinde henüz standart bir
şekil almadığı ifade edilmektedir (Ersoy, 2009, s.6-7).

Bağlamamız Orta Asya’dan bugüne uzanan tarihsel sürecimizde bize eşlik etmiş değişimlere uğramış
ve gelişiminin devam ettiği bilinmektedir. Bağlama sazımız bir aile olarak karşımıza çıkmaktadır
meydan, divan, tanbura, çöğür ve cura ve bu aile özellikle Anadolu da icra edilmekte olup icra
özellikleri de yörelere göre değişmektedir. Bundan dolayı aynı enstrüman ailesinin farklı biçimlerde
kullanılması yöre tavırlarını meydana getirmektedir.

Resim-1 (Bağlama ailesi)

Henüz belirli bir ölçüde ve standartta olmasa da yöresel icralarda kullandığımız bağlama formu uzun
sap bağlamadır ölçüleri ise 38-42 arasında değişmekte olup tezene başka bir deyişle mızrapla icra
edilmektedir. Bu bağlamda mızrapla çalımda mızrabın farklı yönlerden kullanılması bize tavır olarak
geri dönüt sağlamaktadır. Ayrıca genelde kullandığımız bağlamamız bozuk düzen (uzun saplı bağlama)
olup akort sistemi alt teller: LA (A), orta teller: RE (D), üst teller: SOL (G) şeklinde karşımıza
çıkmaktadır.

KONYA TAVRI

Konya tavrı alt tel grubunda bir çırpma yaptıktan sonra orta tel grubuna değmeden üst tel grubuna
mızrabımızı yaslayıp bir takma yapma suretiyle meydana gelmektedir. Öğretimi hususunda sistemli bir
hale dönüşmüş ve oldukça zor bir tavır olarak karşımıza çıkmaktadır (Pelikoğlu, Karkın, Haşhaş, 2014,
s.138-139).

ZEYBEK TAVRI

Ege bölgesinde kullanılan zeybek tavrı bütün tellere yukardan vurup alt tellerde bir çırpma atıp tekrar
alttan bütün tellere vurup bitirilmesi suretiyle meydana gelmektedir ve farklı biçimlerde de icra
edildiği görülmektedir (Pelikoğlu, Karkın, Haşhaş, 2014, s.138-139).
ANKARA TAVRI

Ankara tavrı adını bulunduğu yöreden almış olup birçok şekilde icra edilmektedir alt tel grubunda iki
üst bir alt veya orta tel ya da üst tel grubuna takma yapılarak kullanılmasıyla meydana gelmektedir
Ankara tavrı günümüzde bağlama eğitiminde de temel öğretilerden biri olarak karşımıza çıkmaktadır
(Pelikoğlu, Karkın, Haşhaş, 2014, s.140-141).

TEKE TAVRI
“Uzun süreli sesleri belirli bir kalıplar içerisinde bölerek yeni kümeler haline getirme, tavrın ilk
kademesini oluşturmaktadır. Örneğin eser içerisindeki belirlenen notaların dörtlük sürenin sürekli
düzenli olarak noktalı onaltılık iki otuz ikilik ve iki on altılık şekliyle bölerek seslendirme, bir başka
ifadeyle süresel çatal, tavrın ilk aşamasını oluşturmaktadır. GTHM’ de tavrın ilk aşamasını
oluşturan bu düzenli kümeler bağlama türü çalgıların tellerine bölüştürülerek seslendirildiğinde
ikinci aşamasını tamamlayarak tavır meydana gelmiş olur. Sözlü ve sözsüz türlerde, türü belirleyen
öğe olarak kullanılır. Örneğin zeybek tavrının, zeybek türünü belirleyen öğe olduğu gibi” (Akdoğu,
1996, S.146, aktaran, Dursun, 2021, s.336 ).

“Teke tavrının mızrap vuruş yönleri açısından en belirgin özelliği, mızrap vuruş yönlerinin üst
mızrap(↓)vuruşuyla başlaması, üçleme bölümünde alt--‐ust--‐alt (↑↓↑) mızrap vuruşu
uygulanması ve daima alt (↑)mızrap vuruşuyla son bulması, ayrıca bu rotasyonun eserin sonuna
kadar aynen devam ettirilmesidir” (Dursun, 2021, s.336).
AZERİ TAVRI

“Azeri tavrı Doğu Anadolu’nun bir bölümü ile Doğu Karadeniz Bölgesi ve çevresindeki melodik
anlayışların, bağlama ile icra edilecek hala getirilmesi ile oluşan tavra verilen isimdir” (Kaya, 2011,
s.306 aktaran, Akpınar, Börekci, 2020, s.186).

Bu bağlamda Azeri tavrının müziğimize ait bir tavır olarak karşımıza çıktığını görmekteyiz ayrıca Azeri
tavrı usul olarak 6/8’lik vb. usullerden meydana gelmektedir (Akpınar, Börekci, 2020, s.186).

YOZGAT (SÜRMELİ) TAVRI


“Yozgat tavrı diğer adıyla Sürmeli tavrı Yozgat yöresinde icra edilen bir tezene vuruş şeklidir. Bu tavrın en önemli
özelliği tezene ile senkop olarak vurulan 24 ‘tril’ uygulamasıdır. Tril yapmak, notanın bir üst perdesine çok hızlı
şekilde sol el parmaklarıyla çarpma yaparken senkron bir şekilde sağ elle tezeneyi altlı üstlü vurmak demektir.
Yozgat türküleri yazılırken tavrın işleneceği yerde notanın üstüne ‘tr’ işareti yazılmaktadır. Bu durumda tavır
detaylı olarak yazılmaz, ses olması gereken nota değeriyle yazılır ve ‘tr’ işareti ile tavrın icra edilmesi istenir”
(Oral, 2010, s.23-24).
KAYNAKLAR
Ersoy, İ. (2009). Türkiye'de uluslaşma sürecinde bir simge olarak bağlama'. Motif Halk Oyunları Eğitim ve
Öğretim Vakfı, Halk Müziğinde Çalgılar Uluslararası Sempozyumu Bildirileri, 268-278.

Karkın, M., Pelikoğlu, M., & Haşhaş, S. (2014). Bağlama enstrümanının öğretim yöntemleri kapsamında yöresel
tavırların değerlendirilmesi. Art-e Sanat Dergisi, 7(13), 129-148.

DURSUN, D. (2021). TEKE TAVRININ BAĞLAMA İCRASINDA KARŞILAŞILAN NOTASYON VE TAVIR


ÖZELLİKLERİNDEN KAYNAKLI PROBLEMLER VE ÇÖZÜM ÖNERİLERİ. İnönü
Üniversitesi Kültür ve Sanat Dergisi, 7(2), 334-341.

Börekci, A., & Akpınar, M. E. H. M. E. T. (2020). BAĞLAMADA YÖRESEL İCRA TEKNİKLERİ EĞİTİMİNE
YÖNELİK ETÜT, EGZERSİZ VE ÖN ALIŞTIRMALAR. Kalem Uluslararasi Egitim ve
Insan Bilimleri Dergisi, 10.

Oral, M. (2010). Bağlamada belli başlı yöresel tavırların icrasında bozuk düzen ile bağlama düzeni arası
transpozisyonda oluşan duyum farklılıkları (Master's thesis, Sosyal Bilimler Enstitüsü).

You might also like