Download as pdf
Download as pdf
You are on page 1of 120
Button NOE oe ll aera 5 File leinleleil lee lL Rael ale lone lee cela Lala PLATON PHILEBOS Eski Yunancadan Ceviren: Furkan Akderin FeCl LU a mee ee oye} MeN A UOC eR at Nerd Rela CRM elem el Ame) el ea Folrae eM me aereele Ke lED eX TTh ata Ka ee) Cee ke felsefe geleneginin baslaticisi olmustur. Hiristiyan Orta¢ag fel- a Ae ee ST ee RN Eek tasiyan Platon, dtistince tarihi boyunca tartisilan tiim problemleri Ire RR eI te MRM el aI Le aa Philebos, Platon’un kendisini biitiin bir hayati boyunca cokca mesgul etmis olan bir konuyu, yani “iyi hayatin ne oldugu” me: Yo COMMU LL vied ole rU me) al Cole mec ele aldigi diyalogudur. Olgunluk dénemi eserlerinin doruk = noktasini olusturan Deviet’te, toplumda iyi hayat biitiin ayrin- tilariyla ele alip tartismis olan Platon, Deviet’ten sonra kaleme aldigi bu diyalogda daha 6nce Protagoras, Gorgias ve Phaidon Coley Cae McLee Marre re Lar Le (Tcl eyed Mesa mar Lem ela el salt olup olmayacagi konusunu enine boyuna tartisir. Philebos, EMA UE ee ema a CRU RLercelU a Le lik dénemi diyaloglarinin diyalektigi veya temel yéntemi Haline gelen toplama ve bolme yénteminin yeni bir 6rnegini vermesi bakimindan da 6nemli bir diyalogdur. rennet Secale _—) Say Yayinlani Platon / Biitiin Yapitlan 15 PHILEBOS Ozgiin Adi: Philebos, ISBN 978-605-02-0216-8 Sertifika No: 10962 Yayin Haklari © Say Yayinlan Bu eserin tim haklan sakldir. Yaynevinden yazih izin alinmaksizin kismen veya tamamen alints yapilamaz, hicbir sekilde kopyalanamaz, sogaltilamaz ve yayimlanamaz. Eski Yunancadan Geviren: Furkan Akderin Yayima Hazirlayan: Ahmet Cevizci Editér: Derya Onder Sayfa Diizeni: Tiilay Malkog Baska: Kurtis Matbaasi Topkap1/ Istanbul Tel: (0212) 613 68 94 Matbaa sertifika no:12992 1. Baska: Say Yayinlari, 2013 Say Yayinlant Ankara Cad. 22/12 ¢ TR-34110 Sirkeci-Istanbul Telefon: (0212) 512 21 58 © Faks: (0212) 512 50 80 www sayyayincilik.com e-posta: say@sayyayincilik.com www.facebook.com /sayyayinlari Genel Dagitm: Say Dagitim Ltd. Sti. Ankara Cad. 22/4 © TR-34110 Sirkeci-Istanbul Telefon: (0212) 528 17 54 * Faks: (0212) 512 50 80 e-posta: dagitim@saykitap.com ¢ online satis: www-saykitap.com PLATON PHILEBOS Biittin Yapitlan - 15 Eski Yunancadan Ceviren: Furkan Akderin Yayima Hazirlayan: Ahmet Cevizci iGINDEKILER Platon: Hayat ve Yapitlan.. Kaynakca....... PLATON HAYATI ve YAPITLARI Ahmet Cevizci Platon, diisiince tarihinin hig kusku yok ki en énemli ve etkili filozoflarindan biridir. 20. ytizyilin en 6nde gelen filozof ve matematikcilerinden biri olan A. N. White- head, “biitiin bir felsefe tarihinin Platon’a diisiilmtis dipnotlardan ibaret bir siireg olarak okunmasi gerek- tigini” ileri stirerken, aslinda bu etki ve dneme isaret ediyordu. Gercekten de Platon, baska her sey bir yana felsefenin kurumsallasmasina, felsefenin gelisimi agisindan vazge- cilmez bir sey olan yazili gelenegin olusmasina yaptig1 katki agismdan énem tasir; Aristoteles gibi biiytik bir filozofun hocas: veya Aristoteles gibi bir filozofu ortaya cikaracak olan gelenegin kurucusu olmak bakimindan 6nem arz eder. Platon, iki diinyali metafizigiyle bitin bir Ortagag diisiincesini belirleyecek olan dte diinyaci ya da idealist felsefe geleneginin baslaticis: olmak, Hiristiyan Ortacag felsefesine en azindan Aziz Augustinus, Islam diisiincesine de en azindan Farabi tizerinden etki etmek bakimindan ayrica 6nemlidir. Platon, diisiince tarihi boyunca ele alinacak tiim problemleri ytizlerce y1l 6nce- sinden ele almis ve diisiince tarihinin ilk bityiik felsefi sistemini insa etmistir. Platon HAYATI Platon, MO 427 yilnda, Atina’da soylu bir ailenin cocugu olarak diinyaya gelmisti. Sadece annesi tarafindan deil, babasi tarafindan da Atina’nin en soylu ailelerinden birine mensuptu; nitekim babasinin soyu Kodros’a, annesinin soyu Solon’a kadar gidiyordu. Anne tarafindan Otuzlar Cun- tasi’nin Gnemli isimlerinden olan Kharmides ve Kritias‘in akrabasiydi. Bundan dolay1, cocuklugu ve gencligi aristokra- tik bir ortamda, edebiyat ve felsefeye déniik ilginin gelenek- sellesmis oldugu bir cevrede gecmisti.' Grek aristokrasisinin gelenek ve normlanna giére yetistirilen Platon, askerlik gére- vini, yine zengin bir ailenin cocugu olmasi dolayisiyla, muh- temelen siivari birliginde yapmist. Yine Grek aristokrasisinin geleneklerine gére jimnas- tikle de ugrasmug olan Platon’un gercek adi, biiyiikbabasi- min isminden dolay: Aristokles’ti. Gégsiiniin genisliginden dolay: Platon lakabini almisti. Diogenes Laertios’un belirtti- Sine gére, gencliginde lirik ve dramatik siirler yazmig ve bir ozan olmay1 istemis olan Platon, bu tiirden biitiin yapitlarim ve tragedyalarim, Sokrates ile tanistiktan sonra yakmustir.? Sokrates’in dgrencisinin sairlerin sézde bilgisi veya bozuk politikacilarin demagojisiyle yetinmesi miimkiin gériinmii- yordu. Platon, yine Sokrates’le tanismadan énce doga felsefe- siyle mesgul olmus, doga filozoflarmin yapitlanni inceleme- nin yaninda, Herakleitoscu Kratylos’un dgrencisi olmustu. Yakinlarinin tegvik ve telkinlerine ragmen, politik kariye- rinden oldugu kadar, tragedya yazarhgi ve doga felsefesi arastirmalanndan da vazgecmesini temin eden sey, hep ayni neden, yani onun Sokrates’le tanigsmas1 olmustur. Sokrates 1 Zeller, E., Grek Felsefesi Tarihi, Gev. A. Aydogan, Say Yaymnlani, 2004, Istanbul, s. 164. 2. Diogenes Laertios, Unli Filozoflarm Yasamlari ve Ogretileri, Cev. C. Sentuna, IIL5, YKY, lstanbul, 2002. 8 @ Philebos ile kurdugu yakin miinasebet, onu sadece doga felsefesinin degil, tragedya ve politikanin da giirtik zemininden uzak- lastiran en 6nemli etken olmustur. Platon, Atina’min giictiniin ve ihtigamimin dorukta oldu- gu déneme tamiklik edememisti; ama Perikles demokrasi- sinde, politik gerileme ve moral cékiintiiniin tohumlanm biitiin agkhgayla gozlemledi. Makedonya krah Philippos’un Yunan kent devletine nihai darbeyi indirdigi tarihten on yi! 6nce élmiistii. Hayatmin akisim: degistiren birinci olay Sokrates’le tanigmasi olduysa, ikincisi sz konusu kogullar altinda hocasinin basina gelenler oldu. Mektuplar’da ozel- likle de Yedinci Mektup’ta cunta idaresi sirasinda Atina’nin yasadigi tarihsel olaylari anlatan Platon, cunta tiyelerinin baslangicta beyan etmis olduklari niyetlere sadik kalacak- larim ve devleti adalet yoluna sokacaklarini diigiindiigiini, fakat diktatorliigiin sonuclarina ve tiranlarin “eski dostla- rindan birine, gelmis gecmis en adil insana” reva gordiikleri muameleye tamk olunca, ne kadar biiyiik bir hayal kankhg1 yasadigini ifade eder.? Bir sire sonra demokrasi yeniden tesis olunca, demokratik idarenin baslangictaki dikkati ve 6zeni karsisinda yeniden umutlanan Platon’un son umut- larim da Sokrates’e verilen dliim cezasinin infazi tiiketmis- tir. Platon iste bu dénemde, politik krize bildik reformlar yoluyla bir ¢6ziim bulunamayacagana, hasta ve aciz devlete anayasa ya da rejim degisikliginden ibaret bir islah tegebbii- siiniin en kiiciik bir yararimn olamayacagina kanaat getir- di. Cagdasg politikada mevcudiyetini tespit ettigi iki biiyiik kusurun, Yunan uygarliginin daha énceki dénemlerde ytik- selisinde etkili olan demokrasinin sonunu hazirlamasinin kagmilmaz oldugunu diisiinmesine yol act. Her seyden once, bilgi kalifi altinda ortaya cikan cehaletin demokrasi- de uzman ve profesyonelin deil, vasat ve amatér olanin hakim olmasiyla sonuclandigini savunan Platon agismdan 3. Platon, Mektuplar 324b. Platon demokrasi, Atina’da sadece cahilin hata yénetme hakki anlamina geliyordu. Platon’un cagdag politikada teghis ettigi ikinci biiyiik kusur, devletin kurum ve hizmetlerinin kendi bencil gikarla- mimin pesinde kosanlar tarafindan doldurulmasina yol agan azgin bireycilik ruhuydu. Ozel olarak oligarsinin kendine 6zgii yanlsgim veya olumsuzlugunu ifade eden séz konu- su bireycilik, ona gére, her kent devletinin zengin ve fakir, tahakkiim edenler ve bastirilanlar olarak ikiye béliinme- siyle sonuclanmusti. Toplumu ve devleti diisman kamplara bélen bu durum ve olumsuzlugun temelinde ise, politikaya da sirayet eden madde ya da para agki vardi. Demokrasiye 6zgii cehalet ya da amatérliik ile oligarsinin oldugu kadar demokrasinin de bir 6zelligi olan politik gikarcilik ve bireyci- lik, onun gelecekte hedef alacagi diigmanilar olarak Platon’un bilincine, iste bu dénemde yerlesmis olmalidir. Antik kaynaklann bildirdigine gére, Sokrates’in infazimm ardindan Platon diger Sokratescilerle birlikte, muhtemelen giivenlik nedeniyle, Megarah Eukleides’in yanina sigur.‘ Sonraki on iki yil boyunca, biiyiik dlciide Sokratik diye nite- ledigimiz ilk dénem diyaloglanm yazar ve bu arada, géz- lem ve deneyim yoluyla gorgiisiinii artrma ve diisiincesini derinlestirme yéniinde kimi tegebbiislerde bulunarak seyahat eder. Gittigi ilk yer matematik bilgisini gelistirmesine imk4n saglayan, daha sonra Devlet‘te savunacagi genel veya sinuflar aras1 bir ig béliimii ilkesini égrendigi “kadim harikalar diyari” Misurdir. fkinci yer ise meshur matematikci Theodoros ve Tarentumlu bilumum Pythagorasqlarla tanigmasini saglayan Italya’dir. Burada Philolaos ve ona bilim, felsefe ve politikanin ideal bir sentezine erigme yéniinde énemli agimlar saglayan Arkhytas‘la tanigan Platon, ézellikle Arkhytas’in aracihpay- la I. Dionysios’un sarayina takdim edilir. Muhtemelen prens iizerinde tesis edecegi niifuzdan faydalanarak, bu dénemde, 4 Diogenes Laertios, a.g.e., II] 6. 10 @ Philebos politik fikirlerini énemli dlciide hayata gecirmeyi timit etmisti. Sadece I. Dionysios ile degil, prensin kansinin kardegi Dion ile kurdugu iliskiye de dayanarak bu yénde iki ayn girisimde bulundu. Ozellikle I. Dionysios iizerinde uygulamaya ¢alis- tiga filozof-kral tipi, mutlak bir basarisizlikla sonuclandh. Idea- list bir ahlakq: filozof ile hursh bir aksiyon adamunin bir araya gelmesi daha bastan imkénsiz gibi gériinmesine ragmen, yilmayan Platon’un biitiin denemeleri basansizhkla sonlandi ve en nihayetinde hayat: tehlikeye girdi. Béyle bir Sicilya seya- hati déniisiinde, Atina ile savas halindeki Aigina’da karaya gikan filozof, burada esir alinarak satilmak tizere kdle pazari- na gikarildi. Tam bir rastlanti eseri olarak, dostlarindan birinin ~bazi kaynaklara gére Elisli Phaidon’un, bazi kaynaklara gore Pythagorasq: Arkhytas’in- fidyesini 6demesi sayesinde dzgiir- liigiine kavusan Platon’un, bundan sonra bu tiirden tehlike- lerden uzak durmaya karar verdigi, politikayla sadece teorik diizeyde ilgilenmeyi sectigi sdylenebilir. Platon, geri Gdemeye kalkistifi fidye parasim Arkhytas veya Phaidon’un kabul etmemesi iizerine, bu parayla meshur Yunan kahramani Akademos’un siginagi ya da mezarinin hemen yani basindaki bahceyi satin alarak Akademi’yi kur- du. Iste burasi, en azindan Avrupa’nun ilk biiyiik egitim ve arastirma merkezi olmustur. Hukuki bir stati kazanabilmek icin dini bir cemaat olarak organize olan ve yikildigi MS 529 yilna kadar Platonculugun merkezi olma islevi goren okula, Platon zamaminin biitiin 6nemli bilimadam ve filozoflanm toplamust. Matematik, astronomi, doga bilimleri, retorik, mantik, politika ve metafizigin belli bash arastirma konulan ya da alanlan oldugu okulda, felsefeye yaklasim tarzi daha ziyade geometri yoluyla gerceklesen matematiksel bir yak- lagimdi. Nitekim Bizansh bir dil aliminin belirttigine gore, Akademi‘nin kapisina “Geometri bilmeyen buradan iceri giremez!” diye yazdirmisti. Onun Akademi’sinin durumu ve felsefeye yaklagimu, tsokrates’in ondan kisa siire 6nce kurulmus olan okuluyla ll Platon = kiyaslandigi zaman daha iyi anlagilabilir. Platon gibi fii- li ya da giindelik politikadan, politik hayattan uzak duran ve okulunda Yunan diinyasimin ihtiyag duydugu politik danismanlan yetistirmeyi amaglayan Isokrates Protagoras ve Gorgias gibi yash Sofistlerin 6grencisi olmustu.> {sokrates kesin bilginin imkansiz oldugu inancindan hareketle, retorik sanatina agirlik vermisti. Bu yiizden felsefeyi pratik bir konu olarak degerlendiren ve beseri kiiltiiriin bir tiriinii olarak goren Isokrates, insanin diinyasinin, dilin (logos) kiiltiirel ve moral degerleri aktarmasindan ve biitiin eylemlerin dzde lin- guistik birer edim olmasindan dolayi, gercekte dilin diinyasi oldugu inanciyla, ruhu egitmek ve insana politik meclislerde giizel konusabilme yetenegi kazandirmak istiyordu. Bu agi- dan bakildiginda, lsokrates retorige dayah bir egitim idealini temsil etmekteydi. Platon ise hig kusku yok ki felsefi bir egitim idealinin temsilcisi oldu. Fakat bilimsel galigmalara yaptifa tim vur- guya ragmen, Platon’un egitiminin ve okulunun nihai ve en yiiksek amaci, etiko-politik bir amact. Yunanistan’in hemen biitiin filozoflan gibi, o da, eylemle sonuclanacak, belli bir eyleme viicut verecek bilgiyi aktarmak ve bir hayat tarzi kazandiracak veya dogru ve ahlaki bir hayat icin giig- li ilhamlar verecek felsefeyi 6gretmek istiyordu. Onun fel- sefesi her seyden 6nce ruhun déniisiimiinii, ikinci olarak da insanhgin hizmetinde olmay: amaclayan bir felsefeydi. Platon’a gore, s6z konusu déniisiim bir tir duygu yogun- luguyla aniden gerceklesecek bir sey olmayip, géziin bilim egitimi yoluyla igiga yavas yavag cevrilmesinden meydana gelmekteydi. Iste bu noktada Isokrates’ten tamamen ayrilan Platon, bununla birlikte, Akademi’nin gerceklestirecegi hiz- met konusunda Isokrates’le aymi seyi diisiiniiyordu. Baska bir deyisle, gerek Platon gerekse Isokrates felsefi gériisleri 5 Bkz., Coplestone, F., A History of Greek Philosophy, Burns Oates and Washbourne Ltd., London, 5th edit., s. 130. 12 @ Philebos bakimindan farkhhk gésterseler dahi, onun kiiltiire vurgu yaphga yerde Platon bilime 6nem vermis ve onun bir retorik egitimi vermeye calistig1 yerde Platon bilim egitimi vermeye caligmis olsa da, pratikte ayni amaci, Yunan kent devletinde kétii giden her seyi yoluna koyma amacim: paylastyorlardi. Her ikisi de monarsinin yaninda olan bu iki adam, ideallerini hayata gecirecek yéneticiyi bulmaya caligmaktaydi. Platon’un amaci, hukuk ya da retorik yoluyla degil, iyi egitilmis akhyla yénetecek filozof-krali egitmekti. Akademi, devlet adamlari ve yasa koyucular ortaya gikaracak, bilim ve felsefe temelli politika egitimi veren bir kurumdu. Platon, burada yetistirdigi dgrencilerini, baska devletlere resmi ve politik gérevler icin génderdi. Ozetle, Akademi, Helenistik dénemin sonuna kadar Yunan diinyasina hukuki ve politik bakimdan sekil vermeye caligan en 6nemli merkez oldu.* YAPITLARI Platon, sadece diisiince tarihinin ilk biiyiik sistem kurucula- mindan biri olan biiyiik ve énemili bir filozof degildir; o ayru zamanda flkcagdan, tiim yapitlar giiniimiize erigmis olan ilk filozoftur. Platon dldiigii MO 347 yilina kadar Akademi’de gerceklestirmis oldugu egitim ve arastirma faaliyeti disin- da, genis kesimler icin birtakim yapitlar vermistir. Baska bir deyisle, Akademi‘de ele alinan konular, égretilen dersler kurumun kalin duvarlan icinde kalirken, Platon digaridaki insanlar icin de birtakim popiiler yapitlar kaleme almuistir. Platon, muhtemelen Sokrates’in dliimiinden hemen son- ra yazmaya baslamus ve diyalog tarzinda otuz kadar yapit vermistir. Imparator Tiberius’un sarayindan olan astrolog Thrasyllos’a atfedilen bir yénteme gre, diyaloglar gelenekte 6 Taylor, A. E., Plato, The Man and His Work, Methuen, London, 7th ed. 1977, s. 5. 13 Platon « veya o zamanlar, yayimlanis sirasi itibariyle dértliiler halin- de smiflanurmis.’ IIkcagda yapilan s6z konusu simflamalar disinda, diyaloglarin 19. yiizyildan itibaren yeni bastan ele alimp, birtakim Glciitlere gore tekrar simflandiriidiklari soy- lenebilir. 19. yiizyildan baslayarak, dzellikle Almanlar ve bu arada Ingilizler ve Fransizlar tarafindan gerceklestirilen filolojik ve felsefi arastirmalarda dért 6l¢iit temel aluumugtur: Dissal, icsel, edebi dlciitlerle stilometri. Digsal dlciitler temel alindiginda, antik kaynaklardan ornegin Aristoteles’ten, Numenius’tan, Sextus Emprikus’tan Platon’a yapilan atiflarla, diyaloglarda gordiigiimiiz birtakim cagdas kisi ve olaylara yapilan géndermeler, diyaloglarm birbirlerine yaptiklari referanslar titizlikle incelenmig ve Sok- rates‘in mahkimiyeti ve Sliimii, filozofun italya seyahatleri, Akademi’nin kurulusu gibi, Platon’un hayatinda énemli yer tutan degisik olaylar géz Gniine alinmustir. Buna karsihk diyaloglarda ortaya konan 6fretilerin belirledigi icsel dlciitler s6z konusu oldugunda, Platon yorumculari Platon’un etik, egitim, politika, metafizik, psikoloji, mantik, epistemoloji ve diyalektik konularindaki gériisleriyle, onun diisiincelerinin bu konularda gecirdigi degisimleri analize tabi tutmuslardir. Diyaloglarin kronolojisini belirlemede edebi élciitleri én plana cikartan ticiincii tiir arastirmalar ise yapitlarin edebi kalite ve degerini, Platon’un diyaloglarda kullandigi diya- log ve yazim teknigini géz dniine almuslardir. Buna gore, basit bir tislup ve diyalogun sanatsal degeri yiiksek olma- yan yapisinin, bununla celisecek baska bir 6lciit olmadik¢a, Platon’un genclik diyaloglarim yansittigi savunulurken, filozofun kariyerinde ilerledikce, diyaloglarin yapisinin, uslubunun ve kullanilan diyalog tekniginin de gelistigi ve olgunlastigi diisiintilmiistiir. Stilometri olarak bilinen dérdiincii Sl¢iite gelince, Platon’un kullandigi terimler ve diisiincelerini ifade edis tarzi, linguistik 7 Diogenes Laertios, Uinlii Filozoflarin Yasamlari ve Ogretileri, III 56-62. 14 @ Philebos testlerle suki bir analize tabi tutulmustur. Farkh Glciitlerin ve cok ayrintili stilometrik ve linguistik tekniklerin kullanil- digi bu incelemeler sonucunda, Platon’un diyaloglan, hemen biitiin Platon yorumculan arasinda tam bir fikir birligiyle, genclik, olgunluk ve yashhk olmak iizere ti¢ doneme aynhr. Bu siniflamaya gore; (i) genclik diyaloglari Sokrates’in Savunmast, Kriton, Euthyphron, Lakhes, lon, Protagoras, Khar- mides, Gorgias, Kiigiik Hippias, Btiyiik Hippias ve Lysis’ten meydana gelir. (ii) Olgunluk yapitlan Devlet, Solen, Phaedros, Euthydemos, Meneksenos, Kratylos adli diyaloglardan olugur. {ki 6nemli diyalog, yani Menon ve Phaidon genclik dénemi diyaloglanyla s6z konusu olgunluk diyaloglar arasinda bir képrii olusturmaktadir. (iii) Yaslilik dénemi diyaloglan ara- sinda ise Parmenides, Theaetetos, Sofist, Devlet Adamt, Timaios, Kritias, Philebos, Yasalar ve Mektuplar yer almaktadir. Bicim acisindan degerlendirildiginde, ilk dénem diyalog- larmin, Sokrates tarafindan Savunma’da belirtilen ciiriitme, sorgulama misyonu ekseninde geligen bir erdemlilik cerge- vesi iginde hayli dramatik bir yap sergilediklerini séylemek dogru olur. Bu diyaloglar ¢éziimsiizliikle sonuclanan apore- tik yapitlardir. Baska bir deyisle, genclik diyaloglan, Sokra tes’in belirli bir ahlaki erdemle ilgili olarak baslattigi tartigmz iizerinde, somut bir sonuca ulasmadan gelisen yapitlardir. Bu yapitlarda Platon’un gézettigi amac, tanidigi ve bildigi kadartyla Sokrates’in karakterini, kisiligini ve felsefi faaliye- tini tanitip, dliimstizlestirmektir. Bu yiizden bu genclik diya- loglan, “Sokratik Diyaloglar” olarak gecer. Olgunluk dénemi diyaloglan ¢ok daha az dramatik olup, Sokratik diyaloglarin egretiliginin ve negatif tutumunun epey uzagina diiserler. Burada da, aynen ilk dénem diyaloglarinda oldugu gibi, Sokrates yine baskonugmaci ya da tartigmacidir. Fakat genclik diyaloglarmm tersine, ilk kez birtakim pozitif Ogretiler dne siiriiliir. Bu diyaloglarda felsefi ‘cerik genellikle Sokrates ya da giiclti bir otoritesi olan baska bir uzman tara- findan ortaya konur. 15 Platon Yashhk dénemi diyaloglarina gelindiginde, Sokrates’in rolii azaldigi gibi, diyalogun dramatik karakteri tiimden kaybolur. Sokrates sadece Philebos ve Theaetetos’ta baskonus- macidir, diger diyaloglarda Platon’un bagsézciisii degildir, Yasalar'da ise hic gériinmez. Yine son dénem diyaloglarinda, sonradan zoraki bir bigimde diyaloga déniistiiriilmiis oldugu sanilan, uzun sunum ya da serimlerin belirleyici olmaya bas- ladiga deneme formu afar basar. Diyaloglar icerik bakumundan degerlendirildiklerinde, Sok- ratik diyaloglann ahlaki problemler iizerinde yogunlastklan, cesitli moral problemlerin dogasim ele aldiklan séylenebilir. Omegin Euthyphron’da “dindarhgin’, Lakhes'te “cesaret’in, Kharmides'te “dlgiliiliigiin’” ya da “6zdenetim’ in, Lysis’ te “dost- lugun”, Hippias'ta “giizelligin”, Menon’da “erdemin” ne oldu- §u tartigir. Moral bilgi ve ahlaki erdemlere diniik bu ilgi, orta dénem diyaloglarinda da devam etmekle birlikte, Platon’un bu yapitlan yazdigi siralarda ilgisinin teknik anlamda daha soyut ve felsefi konulara kaydiga goriiliir. Zira bu diyaloglarda metafiziksel ve epistemolojik meselelere daha biiyiik bir agirhk verilir, onlara daha giiclii bir bicimde vurgu yapihr. Genglik diyaloglanyla olgunluk dénemi diyaloglar ara- sindaki en carpici farklihk, [dealar kuramindan olusur. Pla- ton kariyerinin bu déneminde, yine Idealar kuramuyla iliski iginde, Pythagorascilarin bazi felsefi dgretilerini giindeme getirir. Baska bir deyisle, Platon olgunluk dénemi diyalog- larinda, {dealar kuraminin metafiziksel, etik, epistemolojik ve mantiksal boyutlarins, antropolojisi ve politika anlayigiyla iliski iginde gézler niine serer. Yashhk diyaloglarina gelince... Ozellikle Parmenides’ten baslayarak, Idealar kuramimun genel cercevesi icinde, Plato- nik diisiincenin, sonradan Theaetetos ile Sofist’te bilgi ve dil kurami, Philebos’ta etik, Devlet Adam: ve Yasalar'da politik bakimdan gelistirilen yeni bir dogrultusu s6z konusu olur. Ahmet Cevizci Temmuz 2011 16 ONSOZ PHILEBOS Philebos, Platon’un kendisini biitiin bir hayati boyunca gokga mesgul etmis olan bir konuyu, yani “iyi hayatin ne oldugu” konusunu son kez olarak ve miimkiin oldugu dlciide aynn- tu bir bicgimde ele aldigi diyalogudur. Diyalog, her seyden Once bu yGniiyle 6nem arz eder. Buna gére, olgunluk dénemi eserlerinin doruk noktasim olusturan Devlet’te, toplumda iyi hayat biitiin aynntilanyla ele alip tartigmus olan Platon, bu kez Devlet’ten sonra kaleme alinmus bir diyalog olan Philebos'ta birey veya insan icin iyi hayatin ne oldugu sorusunu ele alir. Philebos, yine Platon’un daha énce Protagoras, Gorgias ve Phaidon'da karsi ciktigi hazciligi bir kez daha giindeme getirmesi bakamindan da énem tasir. Gercekten de eserde, Platon hazza ve hazzin iyi bir hayatmn belirleyici veya Snemli bir bilegeni olup olmayacagi konusunu enine boyuna tasir. Hatta Diogenes Laertios’un bildirdigine gore, Philebos bu yiizden antik diinyada Haz Uzerine adyla bilinen bir diyalog olmustur.' Platon, entelektiiel tutarligini burada da devam ettirerek, hazcihgi, hazzin hayatin nihai amaca oldugu gérii- stinii bir kez daha reddeder. Bununla birlikte, onun hazcihga buradaki karsi glkasi, Gorgias ve Phaidon’da oldugu gibi cok sert ve radikal bir karsi gikis degildir. 1 Diogenes Laertios, Unlii Filozoflarin Yasamlart ve Ogretileri (gev. C. Sentuna), III 58, YKY, Istanbul, 2002. 17 Platon Philebos, bunun disinda iki bakimdan daha énem tasir. Bunlardan birincisi séz konusu oldugunda, eser bir filo- zof olarak Platon’un Pythagorasci felsefeyle olan iligskisini bir kez daha agikhkla ortaya koyar. Bu iliski, Platon’un Pythagorascilardan belli konularda etkilenmis, onlardan birtakim 6fretileri almig olmasiyla belirlenen tek yanl bir iliskidir. Platon’un kariyerinde oldukca erken sayilabilecek bir dénemde baslamus olan bu iliski baglamunda, filozofun Pythagorasqilardan ruhun éliimsiizliigii ve arumsama teori- sini almis oldugu séylenebilir. Bu etkinin en net ve belirgin olarak ortaya giktigi diyaloglar Menon ve Phaidon'dur.? Bu etki, aciklikla gériilecegi tizere, Philebos’ta da devam eder. Nitekim eserde Platon, Pythagoras felsefesinin temel kate- gorilerini, yani “sirursiz”, “sirur” ve bu ikisinin sentezinden meydana gelen “bir”i genel olarak davranis, daha ézel olarak da iyi hayat konusuna uygular.’ Philebos, nihayet, filozofun yashlk dénemi diyaloglarinin diyalektigi veya temel yénte- mi haline gelen toplama ve bélme yénteminin yeni bir érne- ini vermek bakimindan énem tasir.* Diyalogun Kaleme Alinis Tarihi Philebos, Platon’un yashhk dénemi eserlerinden biridir. Hatta Platon yorumculari, onun en son yazilmis diyaloglardan biri oldugunu ileri siirerler.* Biraz daha kesin ya da net bir tarih vermeye yénelenler, onun Timaeos ve Yasalar’in kaleme 2 Bkz., Platon, Menon (cev. F. Akderin), Say yayinlan, Istanbul, 2012 ve Platon, Phaidon(cev. F. Akderin), Say yayinlan, Istanbul, 2012. Bkz., A. E. Taylor, Plato: The Man and His Work, 7th edit., London, 1971, s. 408. Bkz., H. H. Benson, “Collection and Division in the Philebus”, Plato's Philebus: Selected Papers, 7th edit., London, 1971, ss. 19-24. 5 Bkz., W. K. C. Guthrie, A History of Greek Philosophy: The Later Plato and the Academy, vol. 5, Cambridge University Press, London, 1978, s. 197 ve I. M. Crombrie, An Examination of Plato's Doctrines, London, RKP, 1962, s. 252. 18 po @ Philebos alindigi siralarda yazilmis oldugunu séylerler.* Bu noktada verilen ve eserden cikartilan tarih MO 367 sonrasina rastla- yan bir tarihtir. Bunun da nedeni eserde iinlii Sofist diisiiniir Gorgias‘a yapilan géndermedir.” MO 367 yili, Gorgias’in Atina’y1 ilk kez olarak ziyaret ettigi tarihtir. Bununia birlikte, bu tarih oldukga genel ve fazlasiyla belirsizlik ihtiva eden bir tarihtir. Bu konuda biraz daha ileri giden ve séz konusu belir- sizligi daha belirgin kilmaya calisan Platon yorumcusu, tinlii antik Yunan felsefesi ve Szellikle de Platon uzman1 Ingiliz arastrmaci Malcolm Schofield’tir. Onun Philebos’un yazih- styla ilgili olarak verdigi tarih, eserin MO 360 ile 347 yillan arasinda kalan bir zamanda yazildigina igaret eder.* Eserin, filozofun son dénem eserleri arasina yerlestirilme- sinin en 6nemli nedeni, hig kusku yok ki, diyalogun tislubu ve icerigidir. Edebi tislup s6z konusu oldugunda, Philebos’un, Platon’un ézellikle genclik ve bu arada olgunluk dénemi diyaloglarinin yiiksek edebi kalitesi ve canihgindan yoksun oldugu rahathkla séylenebilir. Konu, tipki Parmenides'te, Yasalar’da ve Devlet Adami'nda oldugu gibi, sadece bir feisefi mesele olarak, alabildigine yalin ve kuru bir gekilde ele amp tartisilir. Icerik agisindan ise yaslihk dénemi eserlerinin énemli bir béliimiiniin, arka planda her daim metafiziksel bir zemin olacak gekilde, pratik meselelerle, yani etik ve siyasetle ilgili olmasi olgusu dikkate alindiginda, Philebos'ta da giindeme gelen ana konunun iyi hayat ve dogru yasama séylenebilir. Bununla birlikte, Platon burada iyi yasam konusunu ele alir- ken, ana semayi korumakla birlikte, etikte de tipki siyaset alaninda, Devlet’in ideal siyaset felsefesi anlayisuun Devlet Adam: ve Yasalar’da daha gercekci bir siyaset anlayisina 6 Bkz,, A.E. Taylor, age, s. 408 7 Platon, Philebos 58a. 8 Bkz., M. Schofield, “Plato”, Routledge Encyclopedia of Philosophy (ed. E. Craig), Routledge, s. 419. 19 Platon ~~ evrilmesi gibi, daha gercekci bir bakig acisina gecer. Nitekim Philebos'ta, hazcilaga Protagoras ve Devlet’te oldugu gibi, cok sert ve radikal bir elestiri getirmez, tam tersine bazi hazlarin iyi hayat icinde belli bir yer tuttugunu kabul eder. Korudugu ana semanin éziinde, Phaidon’dan baslayarak 6ne siirdiigii, Devlet’ten Yasalar’a kadar devam ettirilirken Timaeos‘un ana konusunu olusturan teleolojik bakis acisi bulunur.’ Bu bakis agisina gore, evrende bir diizen ve amach- lik vardir. Bunun nedeni ise, evrenin ilk kez olarak Phaidon'’da belirtildigi iizere,’° dogallikla en iyiyi amaclayan ilahi bir akil tarafindan rasyonel olarak diizenlenmis olmasidir. Platon’a gore, ilahi akin séz konusu faaliyeti ya da diizenlemesi sayesinde evrene diizen, ahenk ve élcii ve bunlar iizerinden de giizellik ve iyilik katilmigtir. Bunun delili matematiksel oranlar tarafindan yénetilen giines, ay ve gezegenlerin, mev- simlerin, gece ve giindiiziin dogugunu, zamamin ortaya giki- sim miimkiin kilan diizenli hareketleri, sergiledikleri ahenk, diizen ve giizelliktir. Platon, temelinde dl¢ii, oran, simetri kavramlanmin bulundugu s6z konusu teleolojik bakis agisim, diizenli ve amacli evren tasavvurunu, terk etmek bir tarafa, her asamada biraz daha giiclendirerek korur. Philebos’ta bir kez daha “iyi yagam” diigiincesi iizerinden Gne siiriilen diisiince budur." Buna gore, bizzat evreni oldugu gibi, her- hangi bir seyi veya karsimu iyi yapan sey, onun bilesenleri arasindaki uygun élcii ve orandir. Burada da etik ile metafi- zigi, beseri olan ile kozmik olam egsiz bir hiinerle bir araya getiren Platon, aym diizenin toplumda ve evrende oldugu gibi, insanda veya insan ruhunda da oldugunu ileri siirer. Platon séz konusu diizeni, siyasal alan baglaminda Devlet Adami‘nda, evren s6z konusu oldugunda Timaeos‘ta, insan s6z konusu oldugunda Philebos’ta arar. Eserin, Devlet Adami 9 Bkz., W.K. C. Guthrie, age, s. 203. 10 Bkz., Platon, Phaidon (cev. F. Akderin), 97c, Say Yayinlan, Istanbul, 2012. 11 Platon, Philebos 64d-e. 20 @ Philebos ve Timaeos’la yaklasik olarak aymi zaman diliminde yazilmig bir diyalog olmasimin nedeni budur. Dolayisiyla, eserde Philebos’un “hazzin iyi oldugu” tezi veya hazalik bir cirpida Giriitiilmez, bunun yerine hazzin “iyi yagam”in bir unsuru veya bileseni olup olamayacagi arastiriir. Nitekim o, hazlar ya da dogru ve yanlis hazlar arasinda bir ayrm yapar ve dogru hazlar olarak entelektiiel hazlarin hikmet ve bilgiyle yakindan iliskili olduguna isaret eder. Diyalogun Karakterleri Philebos'un bagkarakteri, pek cok diyalogda oldugu gibi, Sokrates’tir. Ama Philebos, muhtemelen Sokrates’in son kez goriindiigii diyalogdur. Ustelik burada Sokrates, Sokrates’in bizatihi kendisinden ziyade, Platon’unsézciisii olan Sokrates tir. Baska bir deyisle, Platon’un genglik diyaloglannda muhatabi- nin goriislerini ciiriiten, bildigimiz Sokrates yerini burada, Platon‘un gériislerini ifade eden, ona sézciiliik eden Sokrates’e birakur. Dahasi Platon’un sézciisii olan Sokrates de, Deviet’teki Sokrates’ten ziyade, tartiglan konuyu sogukkanli bir bigimde ve mantic titizligiyle ele alan Eleali bir yabanciya benzer. Eserin bir bagka karakteri, Platon’un diyaloga adimi ver- digi Philebos’tur. Diyalogda nispeten sirurli bir yer tutan e “iyi yasamin hazla gecen bir hayat oldugu” tezini ileri siiren Philebos’un, Platon yorumculan, Atina’da veya Yunanistan’da hi¢ bilinmeyen bir kimse, tarihsel olmayan bir kisilik oldugunu iddia ederler.* Oyle anlasilmaktadir ki, diyalogda geng ve atak biri olarak takdim edilen Philebos, Platon’un yaratmis oldugu hayali bir karakterdir. Diyalogun ti¢iincti karakteri, eserde Kallias’in oglu ve Sofist Gorgias’ in izleyicisi olarak lanse edilen Protarkhos’ tur.” 12. Bkz,, émnegin W. K. C. Guthrie, age, s. 198. 13. Platon, Philebos 19b, 58a. 21 Platon Protarkhos da, eserde genc" ve hazciligi savunan biri olarak sunulur. Bununla birlikte, onun hazciligi, Philebos’unki gibi dogmatik bir hazcihk degildir. Nitekim 0, diyalogda Sokrates tarafindan 6ne siiriilen teleolojik hipotezi veya evrenin ilahi akil tarafindan yénetildigi tezini tartismasiz kabul eder. Diyalogun Konusu Philebos’un, daha énce de belirttigimiz tizere, ana konusu haz ve iyi yagam ya da “hazzin iyi hayattaki yeri’dir. Buradan hareketle, eserin haz ve iyi hayat gibi iki konusu oldugu séy- lenebilir. Bunlardan birincisi s6z konusu oldugunda, hazci 6gretiyle Sofistler diginda, Yunan felsefesi tarihinde kiictik Sokratikler olarak bilinen Aristippos ve Eudoksos yoluyla tanigmis olan Platon, énce hazzi Sofist Kallikles tarafindan Gorgias'ta Gne siiriildiigii sekliyle ele alir.'* S6z konusu haz anlayismin gerisinde ise Pythagorasc1 hekim Alkmaion ve Empedokles tarafindan gelistirilmis olan psiko-fizyolojik bir haz gériisii bulunmaktadir. Goriise gére, bedenin hayati 6gelerinden birinin bogalmasi viicutta bir dengesizlige yol agar ve bunun sonucunda ortaya gikan bir ihtiyac veya aci verici bir yoksunluk duygusu bir arzuya veya séz konusu eksiklik ya da yoksunlugun giderilmesinden yana tamam- layica bir doldurmaya yonelik bir itkiye yol acar. Hazzi yaratan sey, bedenin dogal dengesinin bu gekilde sonradan onarilmasidir.'° Nitekim Gorgias’ta Kallikles, hazzi acghk ve susuzluk benzeri isteklerin tatmin edilmesi siireci olarak tammmlar. Fakat Platon, eserde burada kalmaz, hazzin iyi yasamdaki yerini veya degerini belirleyebilmek amaciyla, 14 Platon, Philebos 16b. 15. Bkz., Platon, Gorgias (cev. F. Akderin) 494-495, Say Yayinlan, Istanbul, 2012. 16 Bkz., F. E, Peters, Yunan Felse/esi Terimleri Sozligi (cev. H. Hiinler), Paradig- ma yayinlan, Istanbul, 2004, s. 138. 22 @& Philebos onu ruha ait olan veya entelektiiel hazlar: da kapsayacak sekilde genisletir. Bu baglamda, yani maddi veya bedensel hazlar arasmdaki ayrumumi tamamlayacak sekilde dogru ve yanhs, saf ve saf olmayan hazlar arasinda bir ayrim yapar. Diyalogun ikinci konusu olusturan “iyi” veya “iyi hayat” séz konusu oldugunda, Platon’un burada Devlet’te, insan ruhunun nihai hedefi oldugunu, varligin ve bilginin 6tesinde bir yerlerde bulundugunu séyleyerek giindeme getirdigi “lyi Ideasrndan hig séz etmedigini gériiriiz. Buna gore, yaslandik- ¢a diisiincesinin perfeksiyonist ve iitopik boyutunun énemli Olciide térpiilenerek daha realist hale geldigi Platon, burada iyi hayati biiyiik dl¢iide eudaimoniayla Szdeslestirir.” Eudaimonia veya insan icin. iyi hayat ise Aristoteles'in Nikomakhos‘a Etik’teki tanumini andiracak gekilde, insan ruhunun erdemle belirlenen bir durumu, insanin kendisini gerceklestirmesi hali olarak ortaya konur."* Eserde, iste bu cerceve icinde, fazladan “iyi’nin veya “iyi hayat”in dlgiitleri veya belirleyici 6zellikleri olarak tig sey giindeme get . Buna gore, iyi hayatin her geyden nce yetkin, yani kendi icinde tam bir hayat olmasi gerekir. tkinci olarak onun biitiiniiyle uygun bir hayat olmasi, yani béyle bir hayata kavusan bir kimsenin baska hicbir seye ihti- yag duymamasi ve nihayet onun insani secim ya da tercihlerin evrensel objesi olmasi gerekmektedir.” Bu konuda son ve tamamlayici sézler, diyalogun sonlarinda, iyi hayatin fazladan belli bir giizellige, orantrya ve gerceklige sahip olmasi gerekti- i sdylenerek ortaya konur.” Biitiin bunlan saglayacak sey ise, elbette haz degil, fakat akil olmak durumundadir. Oyleyse, iyi hayat ne bir basina rasyonel ya da diisiinsel faaliyetten ne de salt hazdan meydana gelir. O, rasyonel faaliyet daha énce gelip baskan cikacak gsekilde, belli bir sentezle belirlenir. 17 Bkz., W.K. C. Guthrie, age, s. 201. 18 Bkz., Aristoteles, Nikomakhos’a Etik (gev. S. Babiir) 1106b, 1098a, Bilgesu Ya- yinlan, Ankara, 2011. 19 Platon, Philebos 20d, 22b 60c, 61a. 20 Platon, Philebos 65a. 23 Platon -w Diyalogun Mantiksal Yapisi Philebos, iki ana béliime aynlr. Birinci béliim,” problemin eserin ana konusu iizerinden ortaya kondugu, yontemin belirlendigi, ele alnan konu ya da problemle ilgili ayrm ve kavramsal belirlemelerin yapildiga bir béliim olarak gelisir. Buna gore eser, “iyi hayatn neden meydana geldigi”, “insan igin iyi hayatin ne oldugu” sorusuyla baslar. Protarkhos, bu noktada ana soruya Philebos tarafindan 6ne siiriilmiis olan “hazzin iyi oldugu” ve dolayisiyla iyi hayatin hazla dolu, hazla belirlenen bir hayat oldugu iddiasindan meydana gelen bir cevap verir. Hazzin gercekten iyi oldugu tezi veya norma- tif iddiasi icin Philebos tarafindan getirilen gerekce, onunla ilgili olarak psikolojik bir hakikatin, yani biitiin canhlann hazzin pesinden kosmalan, hazzi aramalani gerceginin Gne stiriilmesinden olusur. Baska bir deyisle, Philebos ve dola- yistyla Protarkhos, biitiin hazcilar gibi, olandan yola cikarak olmasi gerekeni ifade etmektedir. Sokrates ise bu iki gencin tezlerine kars1, diisiince ya da hakikat arayisiyla, entelektiiel faaliyetle belirlenen bir haya- tin daha iyi bir hayat oldugu antitezini ileri siirer. Eserin girisinde, Protarkhos, Sokratik diyalektigin de etkisiyle bir insan icin iyi hayatin hem hazzi hem de bilgiyi veya diisiin- sel faaliyeti ihtiva etmesi gerektigi diisiincesini kabul edince, Philebos‘un problematigi yeni bir déniisiim kazamr. Yani, dile getirilen iki tezden hareketle, bir tarafinda hazzin diger tarafinda ise entelektiiel faaliyet veya rasyonel etkinligin bulundugu bir cokluktan nasil olup da bir birlik meydana getirilecegi konusu, eserin ana meselesi haline gelir. S6z konusu etik problem veya konu, Philebos’ta elbet- te diyalektik bir tarzda ele almacaktir.” O, bunun disinda 21 Platon, Philebos 11a-3la. 22 Bkz., Plato, Philebus (translated with an introduction and analysis by B. Jo- wet), ebooks® library of Adelaide University. 24 @ Philebos Platon’da séz konusu olan makro-kosmos ve mikro-kosmos ya da evren-insan iliskisine bagh olarak, teleolojik bakig agi- sinin gerekli kildigi sekilde metafiziksel bir zemine oturtul- mak durumundadr. Bu yiizden ilk ana béliimiin bir yandan metodolojiyle, diger yandan metafizikle ilgili olan birtakim alt béliimlerinin olmasi kagunilmazdir. Bunlardan birinci alt béliim?? cokluktaki birlik veya cok iizerindeki bir problemini ortaya koyar. lkinci alt béliim* ise yéntemi aciklar, yani ¢ok- luktaki birligi toplama, birlikteki coklugu bolme tizerinden gozler Oniine serer. Buna gére, kendilerine ortak olarak ayn adin verildigi, bu yiizden ortak bir doga ya da forma sahip olan cok sayida fenomen, “haz” kapsami icinde bir araya gelen pek cok tikel durum vardir. Dolayisiyla yontemin toplamaya karsihk gelen birinci adimu, ¢esitli fenomenler tarafindan drneklenen ortak bir form ya da genel bir cinsin bulunmasi veya tespit edilmesinden meydana gelir. Birinci adimin tikeller ile tiirlerden cinse ulasacak sekilde yukan dogru bir hareketten meydana geldigi yerde, ikinci adim asagi dogru bir hareketten olusur. Burada toplama yoluyla bulunan cins ya da form, altinda sadece tikellerin bulundugu béliinemez tiirlere erisilinceye kadar, tiirlerine béliiniir.* Iste bu yéntem énce Protarkhos tarafindan ifade edilen “hazzin iyi oldugu” tezine, yani hazzin iyi hayatm kapsami icinde yer almasi muhtemel tiirlerini ortaya gikarmak amaciyla, hazzin kendisine, sonra da bilgi veya bilimlere uygulanacaktir. Fakat séz konusu birinci teze alternatif olarak éne siiriil- miis olan “iyi hayatin hazzi oldugu kadar entelektiiel faa- liyeti de igeren bir hayat” oldugu tezini agimlamak, temel- lendirmek amaciyla, Platon iiciincii alt béliimde” yeni bir agiklama tarzi gelistirir. Baska bir deyisle Sokrates, burada 23 Platon, Philebos 14c-16a. 24 Platon, Philebos 16b-18d. 25 Bkz., H. J. Fossheim, “Method in the Philebus”, Plato's Philebus: Selected Papers, 7th edit., London, 1971, s. 33. 26 Bkz., Platon, Philebos 23c-26d. 25) Platon = Once Protarkhos‘u iyi hayatin bir sentezden meydana geldizi, onun “hazzi oldugu kadar diisiince ya da bilgiyi de ihtiva eden karma bir hayat oldugu” konusunda ikna eder. Sonra da her sey icin oldugu gibi séz konusu iyi hayat icin de dért yonlii veya unsurlu bir agiklama ya da analizin olmasi gerek- tigini dile getirir. Pythagorasq felsefeye cok sey borclu olan bu analiz tiiriine gére, her seyden énce bir tarafta sinirsiz ya da belirsiz olan, diger tarafta ise simir ya da belirleyici Oge vardir. Analizdeki ticiincti 6fe, bu ikisinin sentezinden meydana gelen bir karisim: ifade eder. Analizin dérdiincii O%esi séz konusu sentez ya da karisimin nedenini verir. Buna gore, belirsiz ve sumursiz olan, agiktir ki, hazzin kendisi olmak durumundadir. Buna mukabil, diisiince ya da bilgi, ikinci 6%e olarak simira tekabiil eder. Bu ikisinin sentezine kargilik gelen iyi hayat, analizin iiciincii 6gesini olusturur. Aqiklama ya da analizin dordiincii Ogesi olan nedeni, yani iyi hayatin hakiki nedenini ortaya koyabilmek icin, Platon, birinci béliimiin dérdiincii alt béliimiinde,” Sokrates’in agzindan, etigine temel olusturan metafiziksel zemini verir, teleolojik bakis acisuu ortaya koyar. Bu agidan bakildiginda, simirsiz olanin simurla karigimi, son céziimlemede “ortaya gikan veya viicuda gelen bir varhk” olmak durumundadi. Iste bu cercevede, icinde yasadigimuz diinyanin sonradan bir karisim olarak viicuda gelmig olan bir varlik alan: meyda- na getirdigi sdylenebilir. Bu noktada hicbir seyin bir neden olmadan viicuda gelemeyece#i Sokrates ile muhatabi tarafin- dan kabul edildikten sonra, diinyamuzin varolusunun nede- ni, diizenli bir varhk alam olarak diinyay: viicuda getiren sebep aranur. Burada iki alternatif vardir. Buna gore diinyamuz ya rast- lantisal olarak, yani akildigi bir giiciin eseri olacak sekilde herhangi bir amactan yoksun olarak viicuda gelmistir ya da 27 Bkz., Platon, Philebos 26e-31a. 26 @ Philebos o, ilahi aklin amachi ve bilgece faaliyetinin bir iiriinii olmak durumundadrr. Birinci alternatif, oldukga yalin ve kaba bir hazcihgi ve dolayisiyla en azindan zimnen veya bilingsiz- ce de olsa materyalizmi benimsemis Protarkhos gibi, gen¢ ve toy birinden hig beklenmeyecek gsekilde hemen elimine edilir.* Buradan qikartilacak sonug agiktir: Evren ya da diin- yamuz ilahi akln bilingli ve amachi faaliyetinin eseri olmak durumundadir. Insan da bir mikro-kosmos olarak kendi- sinde makro-kosmosu aymuyla yansithigina gére, insandaki diizenin veya iyi hayatin sorumlusu amach ve bilingli bir faaliyet icinde olmanin 6ziinde bulundugu akildir. Baska bir deyisle, bir biitiin olarak evren icin ilahi akil neyse, insan ve hayat: icin de beseri akal o olmak durumundadir.” Diyalogun ikinci béliimii,” ana problemin, yani insan igin iyi hayatin ne oldugu, hangi bilesenlerden meydana geldigi konusunun, iste béylesi bir zemin iizerinde ele alindigi ana gévdeyi olusturur. Bu bé iin de birtakim alt béliimleri vardir. Bunlardan birinci alt béliim,*! Platon tarafindan gelis- tirilen bir haz psikolojisinin bulundugu béliimdiir. Burada, hazzin bedendeki denge ya da ahengin aciyla sonuclanacak olan bozulmasin izleyen bir doldurma veya onarma siirecin- de ortaya ciktigi ifade edildikten sonra, énce bedenle iligkili olan maddi ya da karma hazlar ve ardindan salt 6grenmeyle, entelektiiel faaliyetle ilgili olan saf hazlar ele alrur. Tkinci alt béliim,” haz ve aci bilesenlerinin ayrintil ola- rak tartisildigi bir béliim olup, burada ayrica dogru ya da hakiki hazlarm imkAni sorusturulur. Uciincii alt béliim® ise tamamen dogru ya da gercek hazlar tizerinde yogun- 28 Bkz., Platon, Philebos 31d-36c. 29 Bkz., J. C. B. Gossling - C. C. W. Taylor, The Greeks on Pleasure, Clarendon Press, Oxford, 1982, s. 132. 30 Bkz., Platon, Philebos 28e. 31 Bkz., Platon, Philebos 31d-36c. 32. Bkz., Platon, Philebos 36c-44a. 33. Bkz., Platon, Philebos 50e-53c. zy Platon lagir. Bunlar bedene ait hicbir sey ihtiva etmeyen, aciyla hicbir sekilde karrsmamus bulunan ve dolayistyla saf olup haz adini almaya layik olan gercek hazlardir. Séz konusu hazlar arasina her seyden énce giizel renk, ses ve sekillerin temasasindan alinan hazlar girer. Saf hazlar arasinda, ayrica okuma ve égrenmekten, bilimsel faaliyet veya tefekkiirden alinan hazlar bulunur. Bu hazlari belirleyen iki temel dlciit vardir: Bunlar, maddi ya da karma hazlarda oldugu gibi, algilanabilir veya hissedilebilir bir yoksunluk ya da eksikli- &in yarattig1 aciyla karismamus olan hazlardir. Ikinci olarak da bunlarin obje ya da nesnelerini meydana getiren seyler- deki giizellik, onlarn bizatihi kendilerinden kaynaklanan bir giizelliktir. Gercek hazlar iizerine olan bu kesiti takip eden alt béliim,* bu kez hazzin psikolojisinden ziyade, metafizigini konu edinen bir biliim olarak ortaya ¢ikar.* Nitekim burada hazzin hayatin amaci olup olamayacafa tartisildiktan sonra, onun, nihai bir iyi durumdan ziyade sadece bir siirec oldu- u ve dolayistyla iyi bir hayat icin ancak bir arag olabilecegi ifade edilir. Sonraki alt boliim,* bu kez bilgi ve bilimlerin analizinden meydana gelir. Buna gére nasil ki daha énce haz cinsi fark tiirlere béliindiiyse, simdi de bilgi kavramu veya bir biitiin olarak bilgi cinsi alt tirlerine aymlr. Burada gelistirilen bilimler siniflamasi, Deviet'te ortaya konmus olan siniflamay1 takip eder ve bilimler, tpki hazzin saf olmayan maddi hazlar ve saf ya da entelektiiel hazlar olarak ikiye béliinmesine ben- zer sekilde, pratik bilimler veya endiistriyel sanatlar ile saf bilimler veya ruhun gelisimine déniik sanatlar olarak ikiye ayniir. Yine hazlardan iyi hayatn bilesenleri olarak manevi ve entelektiel hazlarin secilip Gne gkarilmasi gibi, burada da 34 Bkz., Platon, Philebos 53c-55c. 35. Bkz., A. E. Taylor, age, s. 427. 36. Bkz., Platon, Philebos 55c-59c. 28 @% Philebos matematik ve diyalektik benzeri kesin ve soyut bilimler, iyi hayatin asli unsurlan olarak éne gikartihr. Son alt béliim, iyi hayatin 6zii veya formel yapisi iizerinde yogunlasir.” Buna gore iyi hayat, insan kagnilmaz olarak bir beden ile ruhtan meydana geldigine ve beden de iyi hayat siirmenin zorunlu bir araci olduguna gore, gerekli birtakim karma hazlar ile entelektiiel hazlardan ve cok daha énemlisi, basta adaletin dogasi olmak iizere, birtakim soyut gerceklik- lerin ve Idealann diyalektik bilgisinden meydana gelecektir. Fakat her sey bundan ibaret degildir. S6z konusu hayat, haz ile bilgiden olugan karma bir hayat oldugundan, bu karma ya da sentezin mahiyetini belirleyecek, onu herkes icin istenir bir hayat haline getirecek 6l¢ii ya da orana ihtiyag duyulur. Bu lcii de Platon’un ifadesiyle iyiligi oran ve giizellikle tamamlayacak bir élcii olmak durumundadur. Insanin sahip olmasi gereken bes seyden, bilgiyi, hazz1, giizellik ve iyiligi tamamlayacak bir sey olarak sonuncu unsur, gercekliktir. Yani, biitiin bu unsurlardan meydana gelen karma hayatin uygun kogullarda hayata gecirilmesidir. Ahmet Cevizci Subat 2013 37 Bkz., Platon, Philebos 59d-66a. 29 PHILEBOS Geviride Plato: Statesman, Philebus, Jon (Translated by Harold North Fowler - W.RMLLamb), Classical Loeb Library, 1999 kiinyeli yapit temel alinmustr. Geviri strasinda ézel isimlerin yazilhmunda, eski Yunanca yazilislan esas alirken Yunanistan, Yunan gibi Tiirkceye yerlesmis olan isimler metnin okunugunda akaahk saglanmasi amaayla Turkcelestirilerek ifade edilmistir. SOKRATES: Protarkhos! Philebos’un savunmann istedigi fikri savunmadan ve benim diisiincelerime saldir- madan nce, dilersen diisiincemi inceleyelim, aklina uymayan seyler var mi onlara bir bakalim. Ne der- sin? PROTARKHOS: Tabii. SOKRATES: Philebos, tiim canlilarin iyiden anladikla- m geyin mutluluk, haz, e%lence ve benzerlerinden olustugunu sdyliiyor. Bense tam tersi gériisteyim. Bilgelik, zeka, akil ve aymi 6zden gelen geyler, dogru diisiince ve kavrayisa sahip olan insanlar icin daha iyi ve degerlidir. Bu tiir seylerden nasiplenmek, yasayan ve gelecekte yagayacak nesiller icin diinya- daki en iyi seydir. Philebos, séylediklerimiz hemen hemen béyle seylerdi degil mi? PHILEBOS: Hakhsin Sokrates, tam olarak béyle dedik. SOKRATES: Protarkhos! Bu gériisii savunacak misin? PROTARKHOS: Philebos, bizi biraktigi icin mecburen kabul ediyorum. SOKRATES: Bu durumda bu konuyla ilgili hakikati anla- yabilmek icin her yolu denememiz gerekir. PROTARKHOS: Haklisin. SOKRATES: Tamam, bu konuda aym gériiste oldugumu- za gore, su konuda da anlasalim. PROTARKHOS: Hangi konuda? SOKRATES: {kimiz de tiim insanlar icin mutlu yagami saflayacak olan ruhu anlatalim. Zaten bunu yapma- muz gerekmiyor mu? PROTARKHOS: Dogru. 1 b @

You might also like