Felsefede
Modernlesmeci Diistince
ZEYNEP DIREK
u yaa, Bat. felsefesinin Tarkiye'de
Bee anlamlandinmasio.
modernlesme ve Baulilagma projesi
baglarmunda degerlendicecektit. “Bau Fel-
sefesi” Kavram, kendi kaltsrel cogralya-
sinda tarlhsel olarak birgok kez “bir kay-
nak” “bic erek” ve “bir birlik” varsayimuy-
Ja yeniden Inga edilmis, zemini hicbir 2a-
man kelay kolay kaulagamayacak olan,
hep ihtilafa agik gerel bir kavram olarak
ele ahamahdhr. Gunimizde, Tarkiye'de
bir yaklagima, bir bakig agisina baght bir
disimde, akademt icinde ve akademik ku-
rumun getirdigi baglanmaler dazleminde
ielsefeyle upraganlani, igerik, (elseft “stil”
ve djl bagiamunda, “Bau Felsefesi* dedik-
Jeri geyi anlarken yapuldan ozgal daralt-
malara ragmen, Bat felsefesi sorusu diye-
bilecegimiz sornya ilk hamlede verilen
yanxt, ki bu yarut, ozellikle, Cumhuriyet
ve laildigi Atatarken bir bicimde savun-
maya devam eden felsefecilerin yamtidhe,
genellikle degismez: “Ban felsefesinden
bagka bir felsefe var mehr ki?" Tek bir
felsefe vardir ve 0 da “bize cok geg bir t-
rihte gelen” Bat: felsefesidir. Bu tek felse~
feyi oncelikle Aydinlanmact filozoflar,
ozellikle de Descartes ve Kant temsil
eder Bagka bir deyisle, Cumburiyetgi ha-
kim tav, bizde felsefe olmadigimy, felse-
fenin gelenegimize ait bir sey olmadigint
‘ima eder. Felsefe Batlt bir seydir, Batrda
dogmustur ve tarihi boyanca onda ire-
yen fikicler olugumlan itibariyle Bat'nin
zaman-mekan erimleriade, Baul bireyler,
akunlar ve gelenekler tarafindan dretil-
mistir. Felseft cogulculugu, felsefenin
oztine ters clan bir yaklasim gibi gdren
bu kavrayisin derindeki kerkusu, boyle
bir cogulculugun kaludzel kimlikleri vur-
gulayarak Cumhuriyetci cemeli sarsmast
ibtimalidir. Felsefenin evrensel hakikat
iddiasmn dayandigt varsay:mlarin tarih-
sel bir bicgimde sorgulanmast, cagslas fel-
sefede yeni baglamig ve gelecegini hente
gvence altuna slamamus bir girisimdix.
Bav'nin felsefesinin, onu, kabuk depistir-
meye zorlanan baska ktlnorler igin cxzip
hale getiren iddiasi, tarihsel bir cogralya-
ya, kisilere ve taritsel kosullara olan ba-
gimlligen agg, ampirik Gredm kogulla-
rindan kopup serbestleserek, her zaman
icin gecerliligini koruyan ‘bir hakikaul ih-
tive ettigidir. Bu iddiaye gore, Bau olma-
st, bu dagoncenin “evrensel” olmasim en-
gellemez. Buna kargin, Batt, kendi dugin-
cesinin sabip oldugu evrensellesme yete-
negini, *felsefe” adim, bagka yerlerde,
fackh gelenekler iginde yapilan chigansel
aretimlerle paylagmakta gimdiye del cl-
dukca zorlanmighr. Eger Avrupa felsefesi
evrensel olmasayde, yalnizea antropoloji-
nin ya da kolear arasturmalariom malze-
esi olurda ve kendisini bagka biveylere,FELSEFEDE
toplumlara ve kultarlere énerip, onlar ta-
raiindan ithal edilmesinin megrulugunun
zeminini yaratamazdh. Buna kergin, su 50-
ru kafalac kurcalayacakur: Felsefenin ih-
tiva ettigi, yalnizca kuliirel olmaya indir-
genemeyecek olan ve ontolojik statdleri
bakimuindan Bat kaltiranden bagumsiz
olan “evrense! dogruluklara” erisimin yo-
Ju, bu dogrulukdar tarihsel olarak kesle-
den ya da insa eden Bar: kiltorind og-
zenmekten ve icsellestirmekten, yani Ba-
ublasmakten gegmiyor mu? Cumhuriyet
tarihinde gittikge netlestigi soylenebile-
cek olan gras, kiltérler dst bu kiltdird,
dgrenmenin yohmun bitintiyle degis-
mek, Bat kiltarant dstenmekten gectigi
goragiidir. Felsefenin bir diller ve kaltar-
ler grabuna bagh bir proje oldugunu id-
rak etme siirecimiz, sancis hala sormekte
olan bir soregtir. *
Bizde “felsefe" olup olmadig: sorusu,
“felsefe"nin ne olduge sorusundan ba-
gamsi7 bir bicimde yamitlanarnaz. “Felse-
fe" acim tasimadan, kabk degistirerek
gezen, dmnegin “filah” ve “tefsir® gibi de-
Bisik disiplinler icinde yapilan ve tarikat-
ler yoluyla halka kedar inen dagunsel fa-
aliyete ve sesini divan ve halk giirinde
duyoran diguinceye “felsefe” denebilme-
si igin once Bat felsefesinin “felsefeyi”
nasil inga ettiginin tarihsel bir bigimde
sorgulanmas) icap eder. Bu kendisine
“felsefe” adim vermeyen caganceyi bir
vyana birskirsak, 20. ylzytlin basinda fel-
sefeyle akadernik bir iliskiye gecilmesi
éncesinde, Osmanl medreselerinde, Is-
lam felsefesi gelenegi Eski Yanan felsefe-
siyle iligkisine bagh bir bicimde, manuk
ve hukuk derslerinin yam'sira okutul-
maktadir. Ancak bu felsefenin ufku
onun din karsisinda yegadign megruiyet
sorunu ile simrhdic. Tanzimat oneesinde
Osmanh aydinlerinm Bacon, Descartes,
Spinoza gibi 16. ve 17. yazyil duguntirle-
riyle etkili bir temas iginde bulundulda-
tim soylememize olanak tamyan yeterli
bir taribsel kamt yoktur, Darilfémun’da
wm OOERNGLESMECT
pusenece
Ban felsefesiyle akademik bir bicimde ilk
kez nasil kargrlagridigima balaldigmda,
bu felsefede bulunan terimlerin Osman-
hiea'ya nasil cevrilecegi sorununun kagi-
milmaz bir bigimde oncelikli sorun hali-
ne geldigi gorili, 1913 yklinda, gorevle-
rinden birisi bir felsefe dili yaratmak
olan Isulahat-1 tmiye Encumeni kurul-
musglac. Ismail Kara’on Bir Fetsefe Dili
Kurmak adh yaprunda sundugu aragtir-
manin agg cikardig gibi, Ban'nin felse-
fe terimlerini Arapga s6zciiklesle kargila-
mak konusunda Baha Tevfik ya da Riza
Fikret gibi materyelist dustimarlerle Ah-
anet Naim Babanzade gibi digiminler
arasinda bir fikir ayrilga yoktur.’ Kara’ya
gore, bu terimlete Zargthk bulma gayreti
iginde (materyelist dugumtirleri bir yana
‘birakarsak), “..modernlegmeyi ‘dint’ bir
anlayts, ifade ve semboller dinyast icin-
de inga etmeye, yerlilestirmeye énem ve-
ren, dolayisiyla da Islan, modernlesme
dogrultusunda yeniden yorumlayan kigi-
ler ve metinler” ortaya cikatlar? Mo-
dernlegme, bir felsefe dili olmamasi so-
ron haline geldigi andan juibaren, Ba-
trdan yalnizce teknigi ithal etmek ve
manevi, koltarel degerlesimize her rirla,
bulagmaya karsi divenmek formitliryle
cercevelenemez. Bat felsefesini ithal etti-
gimiz anda, Ziya Gokalp’in deyisiyle
“lim garptan istilah Islam'dan” filer! ka-
bul edilse bile, manevi bir bulasma, ¢ift
yonlo bir degisme, kendine yabancilag-
ma ve meleziegme kagmilmaz hale gelir.
Ban felsefest ile ugrasma surecinde, kok-
ten bir biclmde Baultasma yanlis: olaa-
larda oldugu gibi, muhafazakér ya da ge-
Jenekgi olan aydinlarda da, kendini yeni-
den yorumlama ve baskasirun terimleriy-
le ifade etme ibtiyac: dogar. Yeni bir dit-
stnceyle karglasmamn kaguulmaz bir
an: olarak kerdini onun terumleriyle ifa-
de etme ihtiyact kargilandikea melezligin,
¢eligkilerinin ve agmaziazmm sunarmas:
asamasi yaganit. 1940'larda Hilmi Ziya
Uiken'in felsefe yoluyla “Islam modern-
429430
Mo > — RN LES ME
Jesmesi” projesinin, Banh doguncenin
tesis ectigi kimlikle bagdesmaciginin bi-
Iincinde olarak, Baullasmanin Bath zih-
ni, degerleri ve “maneviyet": da almak
demek oldugunu séylemesi? Tark mo-
dernlesmesinin Bau felsefesiyle iliskisi-
nin diyalekuginde onemli bir andr. Baur
felsefesine tam manassyla katilma ve
baglanma cabasina, Turk hamanizmasi-
mun atilumyla birtikte, egitimde Grekce
ve Latince'nin Osmanhiea’nun yerini aldi-
i anda rastlanur. Bilimleri ve lelseleyi ie
hai etmek, yalmzca birtakun kuramlan
ogrenmekten ibaret degildir; asl mesele,
onlart igsellestirebilmek, bistakim da-
siinsel algkanbklar kazanabilmek, Bats
wiilearane, Bath géalak yasamn goran-
tisundin taklidinden cok daha derin bir
bicitade kendini agabilmektir,
Tirkiye'de felsefi tavur agisindan baghea_
bolammenin, en buyak kaygalann dil ko-
nusunda ortaya cikmast kagimlmazdar.
Dil kadtar ve tarih baglam bir kesismeler
beglam: oldugundan, dit tarusmas: kaltir
ve tarib tarugmasina déniigtir hemen/ Is-
Jam ortacagundan sonra Istam’n belirledi-
Bi cografyada felsefe durgunlagias olsa
bile? Arapea, Islam felsefesi tarafmdan
Eski Yananea felsefe eserlerinia okuntras.
siirecinde birtakim felsefi olanaklan aciga
gukerims bir dildiy. Ne var ki, bu, Arapa
ile modem felefenin gevrilebileceginin,
cagdag felsefenin anlagilabileceginin bir
ghvencesi degildir Puna kargin, felsefeyi
Arapga ile yapmak, Bets kultarine biti
nuyle teslim olmamann, onu kendimize
gore yorumlamanin, kirelifimizi koruma-
nm bir yolu olarak goraldagunde, kimlik,
Batthlagma idelojisine kargit, ama kendisi
de kagumbmaz olarak ideolojik bir bicim-
de, dinsel farklihga dayanacak inga edit-
aektedir. Tork Mademlesmesinin huma-
nizmasi donerninde, Hilmi Ziya Cilken
Batt felsefesiyle ilk kargilasmamizda Fran
sizea'yt dogrudan Arapga'ya kokenli kav
yamlar kullanarak gevirmig olmararzi katt
bir bigimde elestirdiginde sorunun bir
‘medeniyet” sormmn oldugunu saltlamez.
Batman ilmini almak deme, maneviyati-
m da almak demektir. Asi] mesele, Ka-
ra'on vurguladigr gibi, [slam medeniyeti-
nin yerine Avrupa medeniyetinin, Arap-
¢a'nin yerine de Grekge ve Latince’nin
ikame edilmesidir. Burada astinda bir ag-
yuaz vasshr: Bir yandan, eger gercekten.
“Bau felsefesi” yapacaksak, dili sadelestir-
mek isteyen Térk humanizmasimn gu so-
rusu felseft bakiodan hakh bir soruduc:
“Neden Ornegin, Eski Yunan's Eski Yu
nanca terimin dogonolmesine dayal
Tarkge bir karsthikla degil de, Arapea fel-
selenin dinle felseleyi uzlagtirma sorunu
baglaminda yapng: bir dolu tarusmanmn
damning: kayramlaria ckuyalim?” Ote
yandan, yeni yaratulan dil, sade fakat, es-
kisi kadar anlam yokld ve diigindaract
degildir. Yeni sozctikler kurma ihtiyacumn
dogmasimn haku zeminine karstn, yarati-
lan Turkge felsefe dilinde, bir megruluk
zeminine dayanmadan bulunmus kargi-
hiklar oldugu ve Tarkee’nin yapismdan,
on ek alamamasindan kaynaklanan so-
runlarla kargilagildigi agikardir. Bugin,
Ontiickge biz felsefe dili kurma cabasimun,
ortaya kismen dar, yoksul ve zaman za-
man kor bit dil gikardigam tire etmek,
bu gorag Islamei anlayrgin igine yarayaca-
fa icin “gericilik” yapmeak olarak gorila-
yor. Yaganmakta olan bir hakikati, prag-
matik bir tavirta inkar etmek, ashnda Ay-
dinlanmannn idealine ve degerlerine aykt
uicur, Bu tavir, Oztirkee felsefe dili tarts-
masinda saflarm sayisim ikiden fazlaya. ¢1-
karmamakta, “gerici", “leviei” karpitligin
sotgulamamakta direnir. Bunun alteynati-
fi, bizee, ille de Arapca sozciklert kullan-
may) savimmak degildir. Dil konusunda
elestirel duganceyi desteklemel, eski ve
yeni sazewklere, hata yabanci dillerden
bulagmaya kaplarim tumden kapamayan
bir yaklagima sahip olmaktr. Dil tartr5-
masihin Zaman zaman acik, bazen de pili
bir kimlik tartigmast oldugu boyutta iki
saj da, Bali kiraligin, digardaki otekiler-FELSErEOE
Je kargilagmalar sonucunda kuruldugu
gereegini goz ard: eumektedir. Sal kimlik-
Jer ve Ozler yok(ur ashnda, kimlikdleri bur
Jasma kavramuna dayah bir bicimde di-
snmek daba az “kurgusal” bir konum-
dur. Tarkiye'de, Islam felsefesi galigmala-
ninm yaptldig. boldmler ve kitrstier ile
Batt felsefesi calgimalacimn yapildigr bo-
lamer ve karséler arasinda bir bolinme
stireci yaganmughr. Birbiriyle hemen he-
men hig iletisinn iginde olmayan iki kesim
vardir. Islam felsefesine yénelenler, surf
taklit olarak gérdiikier! diger yaklagumn
yerine yeni, heyecan veriei, hig yagamma-
mig, 6zgin olabilecek bir modernlesme
deneyimi koymaya cahgmelardir ama bu
deneyim, ya bir tachi yaganamamig oldu-
gundan ya da ise kapandigindan ve ken-
disint otekine ifade edemediginden baga-
risizhga ugramuguir. Ayrica, Ban. felsefesty-
le ugragan Turk felsefecilerini sirf takditsi-
likle itham etmek yanhg bir yaklagumdhr.
Felsefe tekrarlayarak, kendinden once
duganalmag clam yeniden ele alarak,
aciklayarak agmak demektir ve “mutiak
olarak yeni bir felsefe” miti poptler bir
yanh anlamadan ya da basit bir karala-
madan bagka bir sey degildir,
Cumburiyetin Batialagma, Bauh kimli-
gini edinme projesinde Ban felsefesinin
akademik bir yeniden yapilandirmaya gi-
rigilerek okutulmasimin nasil bir anlamu
yeri ve onemi vardh? 1933 Universite Re-
Tormy'yla, Istanbul Universitesi Felsefe
Bolumi’nun unle pozitivist Hans Reic-
henbach haskantiginda kurulmasinda, bi-
limi Hlerlemenin hashica aract, fetsefeyi de
bilim itzerine bir daginme faaliyeti ola-
rak tasarlayan bilimei bir yaklagim dz
konusudur. Bu yaklastm, pozitivizmin
anlamb bir bicimde felsefe yapmamn tek
bicimi oldugu Inancina dayanarak, Daral-
fanun'da ckutulmakta olan felseleyi ger-
ek felsefe gibi gormez; bu cogralyads lel-
sefeyi mutlak anlamda yeniden baslatma-
yi hedefler.® Bilim felsefesini aguikt bir
bicimde yerlestirme gabasmin bagarisizlt-
MODERANLE
Mecl vosunce
ga ugramasinn sebebinin, Reichen-
bachn derslerini Almanea anlatmnasi, 0g-
rencilerin bu dili bilmemeleri, dersterin
cevirilerek ogrencilere aktanlmasi, fen bi-
limlerde ok saglam bir temel edineme-
mig olan ogrenct kitlesine bilim felsefest
ve manuk derslerinin cok zor gelmesi ol-
dugu vurgulanmisur.? Béyle teknik zor-
luklar olmasi Reichenbach tarzi pozitivist
felsefenin tutunmasim ve kok salmasin.
guclegtirmistir elbette, Ancak, Reichen-
bach'n, derslerinin anlas:lamamasi soru-
nu kargisinda ¢6z0m bulmak icin expr
au, son derece incelikli tavema bakarsak
baska bir seyden daha siphe etmek la
simdur, Reichenbach, pozitif bilimlerden
felsefeye gececek birkag ogrenci bularak,
onlerm Almanca égrenmelerini saglaya-
rak bu kigileri kendi gelenegini sardur-
mek uzere yetigtirme ve onlarla ilgilenip
diger ogrencileri onemsememek yoluna
sapabilirdi. Oysa Reichenbach boyle dav-
ranmamugtr. Hatta bir pozitivistten bel-
lenmeyecek olan seyi yapms ve hemen
hemen kimsenin takip ecemedigi, He-
isenberg'den, Einstein’dan ve Kuantum
Fizigiinden bahsentigi dersleri buakip fel-
sefe tarihi dersleri vermeye yonelmistir.
Bu derslerde, hir pozitiviste yakisir bir bi-
cimde, felsefe tarihini cagdas bilime va-
ran teknolojik bir saree olarak ele almis-
ur. Bu felsefe tarih ihtiyact, égrencilerin
bu tarthi cok iyi bilmiyor olmalanndan
cok, onlara bilim felsefesi okutmanin
mestulugunu gisterme gereginden kay-
naklanmis olabilir. Reichenbach gayle di-
yordu: Eger felsefe, 2400 yillk tarihinin
sonunda cagdas bilim oliussa, simmdi de,
barandyle bilimle gakisan, bilicain dstone
baktlen bir dustince olmalidir. Mesrulas-
urma gerekliliginin hissedilmig olduguna
bakalirsa, sorunun Reichenbah'n dersle-
tinin anlagilmamasindan ¢ok bu tir ders-
lerden olugan bir milredatin zamamun 68-
rencilerinin felsefeden bekledikleri seyi
verememesi oldugu sezinlenir. Danyada
savas havasinin yavas yavas solunmaya
431Tkinci Dinya Savasy'ndan sonres Tit
Jelsefesinin tutacage yot ve Batt
“felsefesinin alumjanisins elkiteyen iki
diisicierden biri olan Macit Gobberk,
Hegel ve August Comite iizerinde Snemle
durmus, “dustincenin divalektigh
avramins sukbkia kultanraastr
baslacigi 1930'lardan, savasin fiilen ho-
kam sirddgd 1940'larin ilk yarsina dek
danyamn ve Tarkiye’nin ne olacagi belir:
siz halinin dogurdugu endige bir yana,
gecmisien kopugun, yeni bir gelecege
dogru yarunmekte olan yolda alinan bizit
virajlarm geng kusakta yaratngi bas dn-
mesini, felsefeden bilim astane dagunce-
yi anlayan bir yaklagim giderebilir miydi?
Ulkemizin diger gensleri gibi devrimlere
dért elle sarilmalarina ve baglanmalarma
ragmen, bir tari atlatamaciklan kimlik
travmasina bagh olarak, geng felsefe og-
rencilerinin iglerinde tagdiklan sorularla
dolu boslugu Reichenbach doldurabilir
miydi? Onun bilim felsefesinin hayatla,
toplumla, tarible bir ilgisi yoktur. Birakt-
gi boslugu, pragmatizm ve marjinal ko-
numdaki Bergsonculuk da barandyle dol-
durarmazlar. Pozitivizmin bu bityak dost-
nurantn, felsefesinin Baul kimbigimizi
olugturma stirecine kavramsal olarak de-
tin bir katk: yapamadigumn farkinda ol-
duguna dair igaretler vardur. Ornegin Re-
ichenbach baliimum parlak agrencilerinin
kendisininkine taban tabana 21. seyilabi-
lecek bir felsefeye yonelmelerine ve Al-
aida Hartmann ekohin
rine engel olmaz.* Kendi kurdugu bolt-
fe yetigmele~
min geleceginin bambagka olacagiat an
lamas, bir takipgisinin vk
sizce niza gostermis gibi gorimmektedir.
Gergekten de Istanbul Universites: felsefe
béltiminun gelecegini dilim felsefesiyle
degil felsefe tazihiyle ilgilenen ve Reic-
henbach'm degil Von Aster'in izleyicisi
olan Macit Gokberk ile Almanya’da Hart
mann ekolinde yetigmig olan Takiyeddin
Mengiigogiu belirler Reichenbach’tn fel-
sefesini tulip ettigi saylenehilecek bir fel-
sefeci varsa o da, Istanbul Universitesi
Felsefe Boliminden Dil Tarih ve Cograf-
ya Falcultesitnde gorev almak icin ayn
mug olan ve orada lojistigi ve Reichen
bach tarzi bilim felsefesini kurumsallas-
urmaya emek vermis olan Nusret Hi-
ardir. Aneak Nusret Hin da yalmizea bi-
lim felsefesiyle ugragmayan her geyle ilgi-
lenen cok yonla bir digunirdur’
Tkinci Danya Savag/ndan sonra Turk
felsefesinin tutacagy yolu, Batt felsefesini
alimlayignmizi belirleyen iki onemli ctigt-
nur vardir ve bunlar da yukarda degin
gimiz gibi Macit Gokberk ile Takiyeddin
Mengitgoglu’dur. 1933 Universite Refor-
mu’nda, nla pozitivist daganar Hans
Reichenbach baskanliginda kurulan bir
felsefe bolumuntin pozitivist bakis acisin-
dan oldukea uzak olan tarih [elsefesi, fe-
nomenoloji, felseft antropoloji alanlarin-
da yogunlagan bir bolum haline gelmesi-
ne neden sasirmamak gerektigini yukarda
aciklamaya ¢alighk, Yine de, Almanya’da
yapilan felsefenin Turk felsefesi wzerinde-
ki etkisinin sirmekte olduguna igaret
ederek, bu etkinin yohnu devletin aguigi-
ni, iniversite reformu oncesinden beri
Millt Egitim Bakanligr'mn ozellikle Al-
oprenci gonderdigini belirunek
amasma ses:FELSEFEDE
gerek. Felsefede de burslu ogrenciler
Ikinci Dunya Savagi oncesinde Alman-
ya’ya gonderiliyorlardh, Ornegin Takiyed-
din Mengusogly ile Macit Gokberk Al-
manya'da Hartmann'la cahgms iki onemli
istmdir. Istanbul Universitest'nde uzun
yillar boyunca neden Nicolai Hartmann'a
bu kadar yogun bir ilgi gosterildigini,
onun bu iki ogreneisinin etkisine dayana-
rak agiklayabiliriz. Elbexte, 1930'larda fe-
nomenolojik dasance cok yenidir ve Al-
manya'da okuyup Hartmann'la galigrp da,
Husserl'le ilgilenmemek neredeyse mam-
dn degildir. Ikisi de Nicolai Hartmann'mn
dgrencis| olmalanna ragmen, Hartmann
gelenegini gercekten surdiren Takiyed-
din Mengisoglu'dur. Mengagoglu'ndan
bagka, Istanbul Universitesttnde Nermi
Uygur ve Onay Sozer gibi fenomenolosiy-
le igilenen iki Gnemli felsefeci yetigmis-
tir, Buna kargin, Husserl’e ve Hartmann’s.
ilgi gosteren Istanbul Universitest felsefe
boloma, Heidegger’e nedense pek onem
vermez, Bunun nedeni, Mengisoghy’nun
ve Gokberk’in Hartmann ogrencileri
oldukian otuztu yillacda Hartmann ile
Heidegger arasinda bir cekisme olmest ya
da Heidegger'in Nazilerle kurdugu bag-
lanuidir."? Guniimdzde fenomenoloji as-
téne yapilan cahsmalara bakaldgunda, ta-
tihin yetmis yil sonra Heideggerin felse-
fesinin Hartmann’inkine tercih etmis ol-
dugu agiktr. Mengisoglu'nun baslauge
“insan felsefesi” ekolinin Bau felsefesine
yaklagumum belirlemeye gecmeden once,
Macit Gokberk'in felefe anlayig: astande
durmak istiyorum.
Macit Gékberk doktora tezini'! Hegel
ve Auguste Comte tizerime yazmugtir. Fel-
sefe tarihine yaklagnnunda, genel olarak
Hegelci, diigincenin diyalektigini gérme-
‘ye caligan bir balus yarchr. Bunun yam si-
ra, sol Hegelciligin, belli bir Marksizmin
agurlig da hissedilir. Cumburiyet‘in, 2a-
man zaman dayatmaci bir zihniyetle uy-
guladigy aydinlanmacr projesine kararl,
‘yaurummin, Gokberk'in kugaginda uyan-
MOD FERNLES MECH
Dosence
dirdigi radikal anlamda yeni bir gelecek
umudn, teinei Diinya Savagi'ndan sonza
yavag yavag ama gittikce daha etkili bir
bigimde azalmaya baslamshr, Beklenilen
ozgurlik ortam, politik baslalann yo-
gurlasmasi ydziinden olugamadi® isin,
bu kusagm ontine ulasikmast gereken bir
erek gibi koyolan Rath kimligi bir tarla
tesis edilememektedir. Iste Gokberk’in
Hegelei daganuma, bu dutumu ve onda
gordign “felsefenin yoklugunu”, tarihsel
Kogullara isaret etmek suretiyle felsefi bir
bigimde izah eder ve Cumhuriyet ide-
Clojisinin safdil yannm gazler onane se-
rer. Humanizmin ve ateizmin bile koma-
nizm sayildigi kirktarn ve ellilerin ka-
ranhiginda, felsefenin ozgitlik ortam ol-
madigi i¢in yaptlamamalata olduguna iga-
set eden Gokberk, bu ortamin yoklugu-
nu, Bau'yt mulak kiyas noktasi olarak
kabul ederek, tarihsel olarak soyle deger-
lendirir: Banda felsefe, Ronesansi ve Ay-
dinlanma'yt yagayarak laiklesirken, biz
Ortagag’da kahp, Bau felsefesinin katetti-
gi yolu katedememisizdir. Macit Gok-
berk, “bizi Bat'dan ey:ran seyin aslinda
din degil, caglar’ oldugunu vargular.!?
Yapilmast gereken sey, Batnm Yeni Ca-
gna gecmek, Rénesansi ve Aydinlanma-
yi gerceklestirmektir. Dogan Ozlem,
“Macit Gokberk ve Tarkiye'de Felsefe”
adh yazisinda, Gokber’in Aydmlsnmac.
yamyla tarih ve kulcor filezofu yan ara-
sinda, onv sig bir Aydinlanmachkian
kurteran bir gerilimin varolduguna igaret
etmektedir. Ozlem’e gore, Gokberk, ‘akh,
“dogrulugun kendisinden cekip qukarila-
cag bir kaynak olarak gormez; onu bir
elegtiri kilavuzu olarak" kabul eder ve ta-
rih felseZesini bircok dogzunun paradok-
sal birlikte olugunun diginélmesinin
alam haline getiri.
‘Tirk felsefecilerinin modernlegme an-
layiginda, Bau felsefesinin esash bir rol
vardir: Bat felsefesini igsellestirmek, Bau-
hr olmanta ve modernlegme projesine (ev-
rensel akla) katnamn esas yoluduts ki-
433434
Mo DER NUFF S$ ME
sacasi, modernlesme felsefi bir projedir.
Belki de Batt Felsefesi bu projeyi nasil an-
lamstr diye sordugumuz zaman onun
ize kendisini nasil anlagilmaya sundugu
sorus da yanitlanmiy olacaktr. Bir kez
Bats felsefesi modernligi, “saydam bir et-
her” tasavvur eder ki felsefenin kendisiy-
le ilgili bu iddiasinda, metafizik bir yan
olanca basking ile kargumiza qikar. Fel-
seft dil, soyledigi sey zihinine butindyle
meveut olan, bildigini konugan oznelerin
tam muglakhklar ve cok anlamlihklar
bertaraf edildiginde dagiincelerini birbiri-
ne mikemmel bir bigimde iletebilmeleri-
nin ve anlasabilmelerinin aractdar. Séyle-
min evrenselligi iddias, buna dayamr. Bu
bir olgu degil, yukarda belirttigiiz gibi
kendisini, modernlesmeye yanelen bagka
kealtitlere éneren, “belli bir diller ve ‘kil
torler’ grubuna bagh” bir projedir. Cum-
huriyet’in Ban felsefesini anlayiginda, Av-
rupah olmayan bir halkin da Avrupa fel-
sefe tarihinin hethangi bir evresine kanla-
bilecegi ve oradaki birikim: kendéisine
mal edebilecegi varsayshe, cinka “kalni-
rel mires, her zaman, herkesce almabil-
meye elverislidir."* Ban felsefesi “evren-
sellik” iddiasmda bulundugu ve bagkasiru
da kendisine katilmaya cagirdgi halde,
ona Katilmaya cahsan otexinde digsal ol-
ma bilincint cenh tutar. Bau felsefest Ban
1h kimliginin inga sirecinin en onemli da-
zenegidir ve her kendini inga etme sitreci
otekini dislayarak isler. Avrupah filozofla-
nn Afikablarr, Turkleri, Dogululan ase-
glayan sayfalarim ciddiye almadan ve
kuramlan metnin marjlarmda bulunan
bu tur agagilamalardan soyutlayarak, on-
Jan “kaltare” ve “caga” iliskin yansrmalar
olmalan dolayistyla hog gérmeye caliga-
rak, hog gormek zorunda oldugumuzu
daginerek okuruz.'5 “Sistematik” olarak
olcumay, sistemli bir koxlokle anlamay:
denedigimiz beyaz Baul, adamm dasun-
cest, kendisinden olmayamin mizacini ol
dukea detayl bir bigimde tarif ederken,
ony tek bir ozellik temsil etmektedir:
“Evrensel akil’. Felsefeyi 6freamenin Ba-
o kiltirand ogrenmek demek olduge
vurgusu, gintmizde yapisalciik soncast
ya da “postmodern” bash alunda oku-
nan Batth Gilozoflarda aqikea bulumur.16
Onegin, Bas metaliziginin dekonstrdksi-
yonunu yapmastyla tarunan Derrida syle
yaznustr: “Felsefi serap diyecegim sey,
{Batunn] bu simrlann[in] otesinde, az
cok kurulmug, yetiskin bir felsefe algila-
ma hali oldugu kadar, célden baska bir
sey algitamama halidic. Cunkd o bagka
yer ne felsefedir ama ne de ¢8l gibi kis
dir"? Grnegin Dogu'nun ya da Afri-
ka'nmn topraklarinda felsefenin olgunlas-
mamng olmast demek, bu topraklarm ve-
timsiz oldugu anlamina gelmez, bagka
dganceler yetigmektedir oralarda da,
ama bunlar “az cok kurulnas” yani Ba
taki haliyle felsefenin kargisina koyula-
bilecek seyler degildir. Derrida, bagka ta-
tiblerde ve cografyalarda aresilen diigin-
ceye de Ban kavramlarla bakmaya, ora-
larda da Bat’. gormeye baylece farkhhg,
indirgeyen bir kendinin kilmaya kargi bi-
zi uyanie. Bu uyani, dtekinin farkhigma
hakim’olmaya karst bir uyari olduge ka-
dar, Batrnin baka yerlerde gelisen da-
ginceyi ornegin felsefenin ulusal kimlik-
leri varmnis gibi davranarak igme gekmek
stratejisiyle diglama cabasina da isaret et-
mektis, Buna kergin, felsefeyi Ban kalvira
ile sinrrlamak da, Bau'nm chgindaki da-
ginceyi yalttarak onu etkistz, attl, bir
farklilk alara holine getirerek yaptlan bir
dhslamadie, Ustelik, Bau felsefesinin Bau
olmayant murlak bir bigimde basunp is-
gal ctmesinin zeminini de tam olarak bu
konurm yaraur, Felsefe ne tarihsellik tale-
bini bogverebilir ne de diga acilim talebi-
ni, Bu agmazda yeniden tammlanmasi ge-
rekir. Turkiye'de bu sorunun gorulmayor
olmasian iki onemli sebebi vardhr. tlkin,
Ban felsefesinin Kendisini sorgulamasi bi-
2 Bau’dan daha cok sarsmaktadir, Bizde-
ki Aydinlanma savunusunun popillist ve
pragmatik sekterligini Omer Naci Soykan.FELS#FEDE
soyle anlanyor: “Gunumiz Bat dogance-
sinde usun ve bilimin insan yagamundaki
yerinin sorgulanmasi, ulkemizde oteden
beri suregelen Cumburiyet kargiti akim-
Jain ve bunlarin yeni gorumigla versi-
yonlarmin clinde gucla dir silah oldu,
Oyle ki, Cunthuriyer’e karst ikmak igin
ark gerici olmak gerekmiyor. Dogrusu,
laike Cumburiyere toptan karst gekmak ile
omun hala inatla savumulan poritivist ide-
olojisine ve demokrasiyi sézumona kim-
seye brakmayan, ama cayatmaciliktan da
vazgeemeyen bu idelojinin ikiydzld taru-
smuna kari qiimey: birbitinden eymak
gerekix. Ne yazik ki, bu ayrimt ya zihinsel
yeti ve bilgi eksikliginden ya ‘bir cephe
bile kaybedersek, savag. yitiririz’ korku-
sundan ya da her fki nedenden ayrimla-
‘yamayan yeya ayrumlamak istemeyen bir-
takum Kemalist ideologlarm ondnde ‘no-
dern’ ya da ‘postmodern gerici’ yaftasin-
dan Kurtulmak da hig kolay degil."18
lkinci olarak, Cemil Merig'in igaret ettigi
gibi, bizde higbir zaman Doguyya, Islam
digi dogu dasiincelerine yeterince ilgi
gosterilmemistir.
Cumhuriyet’in cagdaslagmay: bilimin
oncelik kazanmas: ofarak tanumlamasina
bagh bir bigimde, Cumhuriyet'ten sonra
felsele de, bilimler azerine bir digtince
olarak yeniden dretilmeye cahgilmagtr.
Bu girisimin genet olarak basarisiz sayzla-
bilecegini soyledik. Bu bagansizhga rag-
men, felsefe nasil bit bilim olabilir scrusu,
felsefeyle iligkiyi belirlemeye devam et-
mig gibi goronmektedir. Sonraki kusagm.
fenomenolojiye yonelen kolunda, feno-
menolojinin felsefeyi “bilimlerin bilimi”
olarak tanumlamasi énemli bir rel oyna-
mush. Bu kez sorun, felsefenin bilimleri
ontolojik olarak temellendirmesi, tek tek
bilimlerin balgesel ontolojilerinin temel
bir ontolojiye dayanchguma gésterilmesi-
dir. Bu temel ontolojinin sorunu insanin
nasil kavrandipdit. Felseft antropolojiye
gosterilen ilginin arkaplamnda boyle bir
temel arayig: vardir, Talayeddin Men-ga-
MODERNLESMECI
DOSUNCE
goghy'nux. gu saptamast onun bu yeni fel-
sefi yaklagum, politike baglamda nasil de-
Rerlendirdigin gostenir: “Otoriter yone-
timler felsefeyi istemiyorlar, isteditleri
sey dogs hilimleri ve teknik, ancak felseft
duginmenin clmedigi bir ostamda burla-
1mm da yaptlabilecegi gaphelidir."!? Men-
gugoglu'na gore her felsefenin temelinde
bir tnsan anlayigi, insan haklanda bir g6-
rag yatar. Onun agrencilerine, gegmig
caglardaki filozoflarm, yazarlann insana
bakislan astune yapurdgr calismalara ba-
karsak, felsefe trihi ile bu acidan bir he-
soplagmaya girlstigini saptanz. “Cagum:-
zin bag sorunu ‘insan’, bilim felsefesi,
manuk ve analitik felsefe cigmdaki bawun,
aragurmalsr insan Ozerinedir."® Boylece
“*insan felsefes:” Torkiyede gacla bir bi-
simde yerlegir. Hem Ataturkea Batihlas-
ma anlayigiyla yaptlan felsefe, bem de Lel-
sefe bolamlerinde Islam felsefesi karsitle-
tinin gittikee gaclenmesiyle olugan ku-
tuplagmacan dogan “Islamer felsefe” di-
yebilecesimiz gey, insan [elsefesini sahip-
lenir. Hem Baul filozoflarm hem de Mas-
Inman filozoflann insana nasil bakuklart
hakkinda yuksek lisans tezleri yazilar. In-
san felsefesine bu kadar yogun bir ilgi
gdsterilmesi, 1960'larda ve 1970°lerde
‘Tirkiye'ye dzgi bir fenemendir gercek-
ten de, Mengusoglu'nun tetikledigi ve te-
mellendirligi “insan felsefesi” ilk balapts
felsefenin ve bilimin yagamdan aynimaz-
hijam, insanin tarihselligini savonduge
igin politik bir crkig olma potansiyelini
iginde tagisa bile, sonradan, bu yaklag.-
mun da suya sabuna dokunmzz bir felsefe.
haline geldigi éne suralebilir. Mengigog-
lwnun ardmdan, yapilan insan felsefesi,
dzculak clestivisin’ agabildigi zaman bile,
caiidas felsefeyi bugtin yogtun bir bicimde
etkileyen feminizm, kulttrel caligmalar,
arkelik sorgulamas: baglamlanna agila-
machgp ve yapssalaihk sonras: gorasleri
g6z arch ettigi igin kendisin: dontigturme,
dusinsel aninlar yapma ve yeniden po-
luk bir onem kazanma olanaklanm yitur-
435,436
Moo eERNLES ME
mektedir. Mengitgoglu'nun moda olan
diigincelere prim vermeme tavn, sonraki
kusagin bu kesin reddinde devam eder.
Hartmannethgin sistem felsefesine Kar-
gL olmasinin nedeni, dunyevi ve insani fe-
nomenlerin zenginiigini ve cok boyutlu-
lugunu indirgemeden, onlar sistemlere
sigdirmanin imkansz oldugunu kabul et-
mesidir. Varoluggulugun etkisi depildir
bu: Mengusoglu, sistemin ogrenilmesine
yénelinmesinden cok probleralerin ortaya
koyulmesim ve diyalektik bir yaklagimla
tarhgilmasim onetmektedir. Mengusog-
Iu'na gore, danyanin “diyalekek yapis:”
yazunden sistemler fenomenlere dar gel-
mektedir, Problem felsefesi, felsefeyi bir
‘pire ya da ‘Ostat'a baglamadign i¢in otori-
teye dayanmamakla kalmaz, ctoriteler de
olusturmaz,2! Bu yaklasim izlenirse,
Cumhuriyet sonrasinda yetigen bes kusak
felsefeci arasinda neden buyal bir Turk
filozofu gikmadh diye hayiflanmaya gerek
yoktur. Sistem kuran digdnme ustalan
kolaylikla disndtrmeme ustalan haline
gelebilirter. Mengisoglu ile birlikie, Tark
fenomenolojisi, fenomenclojinin idealist
bir biling felsefesi sistemi olan yanuu de-
gil, becimsel yan, fenomenterdeki rast-
lanusal yam soyma yontemini (eidetik
yauu} sahiplenme yoluna gitmebtedir. As-
Lunda, Ikinci Dinys Savagi sonrasinda
Fransa'da fenomenolojinin alimlanmasin-
da da, hem bu tavir hem de antropalojiye
onem verilmesi belirgindir.
Bau felsefesiyle hesaplasma, Macit GOk-
Derk'in ogrencileri olan felsefeciler kuga-
finda baska bir koldan sirmektedir, Ner~
mi Uygur'a gore, Bat: kiltardyle sarma-
larumy yagam dtinyannzda Batyla, hem
yagama hem de onun dstine bikilen du-
sinme baglamunda hesaplagmaktan kag-
mak mamkin degildir2? Avrupa-otesi,
Bau-dtesi diigiinme bicimlerini ogrenme
hevesini bile Avrupa etkilemektedir. Ama
Batya Bau yapan ozellikleri bulmaya cal-
girken, Batry1 kuranin Batt-