Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 29

Stratejik Bak›fl

Stratejik Bak›fl
Dr. Y›lmaz Argüden
ARGE Danõşmanlõk Yayõnlarõ No: 5
Stratejik Bakõş

Yazan
Dr. Yõlmaz Argüden

© ARGE Danõşmanlõk A.Ş.


Her hakkõ saklõdõr. Bu Kitabõn hiçbir kõsmõ yayõncõsõnõn izni
olmaksõzõn elektronik veya mekanik, fotokopi, kayõt ya da
herhangi bir bilgi saklama; erişim sistemi de dahil olmak üzere
herhangi bir şekilde çoğaltõlamaz.

ISBN NO: 975-93641-4-x


1. Basõm Ekim 2003
STRATEJİK BAKIŞ
ARGE Danõşmanlõk A.Ş.
Maslak - TEM Kavşağõ
Yeni Çamlõk Cad. No: 1
4. Levent 80660, İSTANBUL
Tel: (212) 283 53 60
Faks: (212) 283 59 64
www.arge.com

Yapõm

1
2
‹Ç‹NDEKLER

Önsöz............................................................................................................5

AVRUPA BİRLİĞİ

2020’de AB ve Türkiye.....................................................................................8
AB’nin Geleceğini İstanbul’da Tartõşmak.....................................................................................10
AB ve Dünya Liderliği.....................................................................................12
Dünya’ya Örnek AB.....................................................................................14
Kõbrõs ve Karar Teorisi.....................................................................................18
Biz ve Öteki...............................................................................................20

KÜRESELLEŞME
Küresel Konulara Yaklaşõm.....................................................................................24
Küresel Barõş için Küresel Zekat.....................................................................................26
Dünya Vatandaşlõğõ için Fõrsat Eşitliği.....................................................................................28
Küresel Vatandaşlõk Müfredatõ.....................................................................................30
Tarõmsal Destekler.....................................................................................32
Su ve Küresel Yönetimi.....................................................................................34
Küresel Nato..............................................................................................36

TÜRKİYE

Küresel Rekabet Gücü.....................................................................................42


Küresel Rekabet Gücü (2).....................................................................................44
2020 için Rekabet Stratejileri.....................................................................................46
Dünya Markasõ Olarak “TÜRKİYE”.....................................................................................48
Yaratõcõ İnsanlarõ Cezbetmek.....................................................................................50
Sanayide Geleceğin Dünyasõ.....................................................................................52
Kamu Reformu.........................................................................................54

3 4
ÖNSÖZ

Bir ülkenin en önemli zenginliği entelektüel sermayesidir. Tarihi ile, kültürü ile, yeni fikir
ve düşünce üretme kapasitesiyle insanlõğõn güncel sorunlarõna çözüm üretebilme kapasitesidir.

Eski Mõsõr, Yunan kültürünü yaşamõş topraklarda yaşayanlarõn dünyanõn bugünkü konularõna
katkõlarõ maalesef çok sõnõrlõ kalmaktadõr. Oysa, bir kültür devrimi gibi bir devir yaşamasõna
rağmen Çin tarihi kültürünü bugünün dünyasõna bir ölçüde yansõtabilmektedir. Örneğin,
bugün akapunktur batõ tõp dünyasõnda da semptomatik çözümler yerine bütünsel sistematik
tedavi için kabul edilen bir yöntem haline gelmektedir. Yoga, Feng - Shui gibi felsefeler
dünyanõn birçok ülkesinde moda haline gelmektedir.

Anadolu topraklarõnõn sunduğu derin kültür ve yönetim anlayõşõnõ bugünün dünyasõna uyarlamak
ve küresel konulara çözüm üretmek Türkiye’nin dünya vatandaşlarõ arasõndaki değerinin
artmasõnõ sağlayacaktõr. Bu konuda, örneğin, Sn. Mahfi Eğilmez’in Hititler konusundaki
araştõrmalarõ ve bugüne yansõmalarõ konusundaki makaleleri gibi çalõşmalar ülkemiz açõsõndan
büyük değer taşõyor.

Ülkemizin birikimlerinin dünya sorunlarõna çözüm üretmeye õşõk tutmasõ, ülkemizin rekabet
gücünün artõrõlmasõ ve Türkiye AB ilişkilerinin Avrupa için yaratacağõ değerlere ilişkin görüşleri
ortaya koymaya çalõştõğõm makaleleri ekte bilginize sunmaktan onur duyuyoruz.

Dr. Yõlmaz ARGÜDEN


ARGE Danõşmanlõk A.Ş.

5 6
Avrupa
Avrupa Birliği Birl 2020’DE

AB ve TÜRKİYE

16.04.2000

7 8
Gelecek, d lerinin g zelli ine inananlar nd r
Eleanor Roosevelt

Türkiye ile Avrupa Birliği ilişkilerinin yirmi yõl sonra gelebileceği noktanõn 2020 yõlõnõn haber spotlarõna
nasõl yansõyabileceğini düşleyelim.

“Dünyanõn en büyük dört borsasõnõn (New York, Londra, İstanbul ve Şangay) başkanlarõ İstanbul’da
toplanarak, ortak standartlar konusunda bir anlaşma imzaladõlar.”

“Basra Körfezi’ndeki deprem sonrasõnda kesilen petrol sevkiyatõnõn dünya enerji dengesine olumsuz
etkilerini gidermek üzere Türkmenistan, Azerbaycan ve Türkiye Cumhurbaşkanlarõ ortak bir bildiri
yayõnlayarak Baku-Ceyhan hattõndan sevkiyatõ durum düzelinceye kadar iki katõna çõkarma kararõ
aldõklarõnõ duyurdular. Ortak açõklama üzerine petrol fiyatlarõ deprem öncesi seviyelere geriledi.”

“Avrupa Birliği Başkanõ, depremden sonra bir saat içerisinde Körfez ülkelerine ulaşan en etkili Afet
Yönetim kadrosunun Türkiye’den gönderildiğini açõkladõ.”

“Ege’deki petrol arama çalõşmalarõndan alõnan olumlu haberlerle Türk-Yunan ortak petrol şirketinin
hisse değeri son hafta içinde iki kat arttõ.”

“Avrupa’da en yüksek getiri sağlayan fonlar sõralamasõnda, ilk sõrayõ e-Türkiye Fonu aldõ.”

“Avrupa ülkeleri arasõnda en fazla göç alan ülke, 70+ yaş grubuna en iyi hizmet ve iklim koşullarõ AB’NİN GELECEĞİNİ
sağlayan, Türkiye oldu”.

“Avrupa Ekonomi Bakanlarõ toplantõsõnda, Avrupa’nõn rekabet gücünü artõrmak için KalDer tarafõndan
İSTANBUL’DA TARTIŞMAK
geliştirilen ve Avrupa Kalite Vakfõ tarafõndan da benimsenen TürKalite standartlarõna uyum düzeyini
yükseltmek üzere yeni bir teşvik sistemi benimsendi.”

“Avrupa Güvenlik Teşkilatõ Başkanõ Orgeneral Çevik İki, Rwanda’ya en büyük Barõş Gücünü Avrupa’nõn
gönderdiğini açõkladõ.”

“Avrupa Birliği Başkanõ, insan haklarõ uygulamalarõnõ iyileştirmek üzere Rwanda’ya Türkiye’den uzman
bir ekip göndereceklerini bildirdi.”

“Avrupa Birliği’nin Genişlemeden Sorumlu Komisyon Başkanõ Irak ve Suriye’yi Topluluğa davet etti. 27.06.2003
Kararõn arkasõnda, Türkiye ve İsrail’in olduğu belirtiliyor.”

“Bu kararõn, su kaynaklarõnõ etkin kullanan Türkiye’nin Arap Yarõmadasõ’na su ihracatõnõn yolunu
açacağõ bildirildi.”

“İstanbul Festivali üstüste ikinci yõl Avrupa’da en zengin kültürel paylaşõm ortamõ seçildi.”
“Dünya Kupasõ finalini Amerika’yõ 2-0 yenen Avrupa kazandõ. Her iki golü de atan Türk golcü Hakan
Oktay ‘En değerli oyuncu’ seçildi.”

“Türk pop starõ Tarkan, Madonna’nõn 32 haftalõk Avrupa’da liste başõ kalma rekorunu kõrdõ.”

Neden olmasõn? !!!

9 10
Gelecek ile ilgili hülyasõ olmayan toplumlarõn Dünya liderliği güç ile mi elde edilir?, yoksa
gelişmesi de güç olur. Hülyanõn, mevcudu başarõlõ örnekler oluşturup, cazip bir model
korumaya değil, gelişmeye odaklõ olmasõ onun oluşturarak mõ? Hangi liderlik türü daha kalõcõdõr?
heyecan yaratmasõnõ ve gerçekleştirilebilmesini Liderliğin boyutlarõ nelerdir? gibi sorularõn
sağlayan önemli unsurlardan biridir. tartõşõlacağõ kongrede işlenecek temalarõn da sadece
Türkiye’de değil, AB’de, hatta dünyada ilgi
AB’nin geleceğinin tasarlandõğõ bir dönemde bu çekmesi bekleniyor.
geleceğin sadece Avrupa ile sõnõrlõ kalmayõp,
küreselleşen dünyaya örnek ve lider olabilme Örneğin, temalardan birisi bir “Barõş projesi olarak
fikrini de içermesi, Avrupa’nõn en büyük kenti AB” olarak belirlendi. AB’nin kültürler arasõ
İstanbul’da, tartõşmaya açõlacak. farklõlõklarõ, çeşitli toplum kesimleri arasõndaki
çõkar farklõlõklarõnõ güç kullanarak değil de, herkese
Bu sene 13-15 Ekim’de KalDer tarafõndan aynõ şekilde uygulanacak küresel değerlerle
düzenlenecek Kalite Kongresi’nin ana temasõ “AB yönetmesi dünyaya örnek olabilir mi? sorusuna
ve Dünya Liderliği” olarak belirlendi. cevap aranacak. Bu kapsamda dünyanõn en uzun
süreli devletlerinden biri olan Osmanlõ’larõn belli
Ülkemizde AB denince akla ilk gelen Türkiye’nin ortak kurallarõn dõşõnda farklõ toplumlara kendi
AB’ye üye olup olamayacağõ, üyelik için daha kendilerini yönetme hakkõ vermiş olmasõnõn önemi
neler yapõlmasõ gerektiği, Avrupalõ’larõn aslõnda ve bu kavramõn bugüne uyarlanmasõ gibi konularõn
bizi isteyip istemedikleri gibi konular oluyor. gündeme gelmesi bekleniyor.
Aklõmõzõn arkasõnda ise hep AB üyeleğinden ne
kazanõmlar elde ederiz beklentisi var. Temalardan bir başkasõ da “Sosyal Proje olarak
AB” olarak belirlendi. Dünya’nõn en önemli
Oysa, bakõş açõmõzõ daha uzun bir vadeye sorunlarõndan birisi olan gelir dağõlõmõndaki
yayabilsek ve Türkiye’nin de üye olduğu bir bozulmalarõ serbest piyasa ekonomisi prensipleri
AB’nin gelişmesine nasõl katkõda bulunabiliriz çerçevesinde gidermeye çalõşan ve “Balõk vermek
sorusuna odaklanabilsek, çok daha başarõlõ yerine, balõk tutulmasõ için yatõrõm yapõlmasõ”
olabiliriz. AB vatandaşlarõ açõsõndan Türkiye’nin anlayõşõnõ hayata geçiren AB ile fitre ve zekat
üyeliğinin bir maliyet değil, bir kazanõm olarak kavramlarõyla toplumsal dengenin korunmasõnõ AB ve DÜNYA LİDERLİĞİ
algõlanabilmesi için hem biz, hem de AB daha hedefleyen müslümanlõk birlikte dünya için örnek
uzun vadeli bir hedefe odaklanmalõ: AB’nin dünya çözümler üretebilir mi? Gibi sorular gündeme
liderliğine. gelecek.

Böylesi bir odaklanma, Türkiye’nin önündeki Bilim ve teknolojide yenilikçilikte liderlik olmadan
değişim sürecini bir zorlama, mevcut standartlarõ dünya liderliği olabilir mi? sorusuyla birlikte
arkadan takip ederek yakalama süreci olmaktan yaratõcõlõğõn dinamosu olan farklõlõklarõn birarada
çõkarõp, belki de AB’ye bile örnek olabilecek yönetilmesi kavramõnõn da gündeme gelmesi
u y g u l a m a l a r õ i ç e r m e s i n i s a ğ l a y a b i l i r. bekleniyor. Dolayõsõyla, Mevlana, Yunus Emre
gibi düşünürlerin savunduğu hoşgörü kavramlarõ
Diğer taraftan AB’nin dünyaya örnek ve lider acaba bugün AB’nin teknolojik gelişmesine ve
olmaya odaklanmasõ bu hedefe ulaşabilmek için barõş projesine nasõl katkõda bulunabilir? sorularõna
Türkiye’nin üyeliğinin önemini artõracaktõr. da cevaplar aranacak.
Türkiye gibi derin bir kültür, devlet geleneği ve
dünya liderliği deneyimini bağrõnda bulunduran Toplam kalite yönetimi (TKY) aslõnda yaşamõn
bir üyenin varlõğõ AB’nin bu hedefe ulaşmasõna ve yönetimin kalitesini artõrmayõ hedefleyen bir 19.09.2003
önemli katkõda bulunabileceğinin vurgulanmasõnõ yaşam felsefesidir.
sağlayabilir.
12. Kalite Kongresi birlikte yaşayacağõmõz
KalDer 12. Kalite Kongresi ile bir yandan Avrupa’nõn yönetim kalitesini geliştirmek için
ülkemizdeki bakõş açõsõnõ küresel boyuta ve uzun yeni ufuklar açmaya adaydõr.
vadeye taşõyarak düşünce kalitesini geliştirmeyi
hedeflerken, diğer yandan AB’nin gelişimine katkõ
yapacak fikirlerin tartõşõldõğõ ortamlara İstanbul’un
da katõlmasõnõ sağlõyor.

11 12
B u sene 13-15 Ekim’de KalDer tarafõndan AB’nin karar mekanizmalarõnõn yavaşlõğõ ve sonuç
düzenlenecek Kalite Kongresi’nin ana temasõ “AB odaklõ olmak yerine girdi odaklõ olmasõ AB’nin
ve Dünya Liderli¤i” olarak belirlendi. KalDer, değişen dünya şartlarõna uyum kapasitesini nasõl
Avrupa Birliği’nin geleceğini Avrupa’nõn en büyük etkileyecek? Ekonomi oyuncularõnõ nasõl
kenti, İstanbul’da tartõşmaya açarak AB’ye düşünsel etkileyecek? Dünya yatõrõm kaynaklarõ AB’ye
boyutta katkõda bulunmayõ hedefliyor. eskisi kadar akacak mõ? Hõzlõ hareket etme
Peki AB, dünyaya liderlik yapma misyonunu kabiliyetinden yoksun olmak, birçok konuda küçük
üstlenebilir mi mi? AB’nin böylesi bir gücü ve oyuncularõn (devletlerin) veto hakkõ olmasõ değişim
imkanõ var mõ? AB vatandaşlarõ böyle bir hedefi yeteneği yerine mevcudun korunduğu bir yaklaşõm
benimsiyorlar mõ? İşte bu sorularõn cevabõ, AB’nin mõ hakim kõlacak? Bunlar AB’nin geleceği için
bu konudaki önde gelen düşünürlerinin de cevaplanmasõ gereken sorulardan bazõlarõ.
katõlõmõyla Kalite Kongresi’nde tartõşõlacak. Oysa, mevcudu korumaya değil de, geleceği
şekillendirmeye odaklanan bir AB, hem
AB kendi içinde refah düzeyini ve güç dengelerini politikalarõnda, hem de uygulamalarõnda önemli
korumaya yönelirse, öncelikle geleceğin reformlarõ gerçekleştirebilir. Üstelik dünyaya örnek
dünyasõndaki önemini ve karşõlaştõrmalõ refah ve lider olmaya odaklanan bir AB için Türkiye’nin
düzeyini kaybedeceğini iyi anlamalõ. Dünyanõn en de önemli bir değeri olacaktõr.
başarõlõ kalecisine sahip futbol takõmõ bile golcüleri
olmaksõzõn, galip gelemez. Korumaya dönük bir Örneğin, Kongre temalarõndan birisi bir “Barõş
yaklaşõm, aslõnda gerilemenin başlangõcõnõ temsil projesi olarak AB” olarak belirlendi. AB’nin
eder. kültürler arasõ farklõlõklarõ, çeşitli toplum kesimleri
arasõndaki çõkar farklõlõklarõnõ güç kullanarak değil
Nitekim, yaşlanan nüfusuna sosyal devlet geleneği de, herkese aynõ şekilde uygulanacak küresel
içinde yaşam seviyesini korumayõ üstlenen bir değerlerle yönetmesi dünyaya örnek olabilir mi?
Avrupa için tehlike çanlarõ çalõyor demektir. Bu sorusuna cevap aranacak. Bu kapsamda dünyanõn
konuda geliştirilen senaryolar, AB’nin çalõşma en uzun süreli devletlerinden biri olan Osmanlõ’larõn
saatlerindeki kõsõtlamalar, işe alma ve işten çõkarma belli ortak kurallarõn dõşõnda farklõ toplumlara kendi
konusundaki katõ politikalar ve çok yüksek sosyal kendilerini yönetme hakkõ vermiş olmasõnõn önemi
güvence vermenin maliyetleri nedeniyle dünya ve bu kavramõn bugüne uyarlanmasõ gibi konularõn
ekonomisindeki payõnõn düşeceğini gösteriyor. gündeme gelmesi bekleniyor.

AB’nin kültürel çeşitliliğe önem veren politikalarõna Temalardan bir başkasõ da “Sosyal Proje olarak
rağmen, gerek AB ülkeleri arasõnda nüfus AB” olarak belirlendi. Dünyanõn en önemli
hareketlerinin çok kõsõtlõ olmasõ toplumsal sorunlarõndan birisi olan gelir dağõlõmõndaki
korumacõlõk güdülerinin bir göstergesi olarak bozulmalarõ serbest piyasa ekonomisi prensipleri
algõlanabilir. Benzer şekilde Almanya’nõn bilgi çerçevesinde gidermeye çalõşan ve “Balõk vermek
teknolojileri konusunda nitelikli yabancõlarõ yerine, balõk tutulmasõ için yatõrõm yapõlmasõ”
cezbetme politikasõnõn da yeterince başarõlõ anlayõşõnõ hayata geçiren AB ile fitre ve zekat
olmamasõnõn ardõnda kültürel korumacõlõk anlayõşõ kavramlarõyla toplumsal dengenin korunmasõnõ
yatõyor olabilir mi? AB’nin yaratõcõlõk alanõndaki hedefleyen müslümanlõk birlikte dünya için örnek
açõğõnõ kapatmasõnõn yollarõndan birisi de farklõ çözümler üretebilir mi? gibi sorular gündeme
kültürlerden, farklõ deneyimlerden gelen kişilerin gelecek.
bir arada yaşamasõnõ sağlamaktan geçiyor. Bir
arada yaşamayõ, bir birine tahammül eden ve yan Bilim ve teknolojide yenilikçilikte liderlik olmadan
yana fakat ayrõ yaşamak olarak algõlamamalõyõz. dünya liderliği olabilir mi? sorusuyla birlikte
Birlikte yaşamak, birlikte çalõşmak, birlikte yaratõcõlõğõn dinamosu olan farklõlõklarõn bir arada
eğlenmek, bir birinden öğrenerek değişmeye eğilimli yönetilmesi kavramõnõn da gündeme gelmesi
olmak, farklõlõklarõn zenginliğinden ve yaratõcõ bekleniyor. Dolayõsõyla, Mevlana, Yunus Emre
dürtüsünden keyif almak demektir. gibi düşünürlerin savunduğu hoşgörü kavramlarõ
acaba bugün AB’nin teknolojik gelişmesine ve barõş
AB’nin yeni teknolojilerin risklerinden kendilerini projesine nasõl katkõda bulunabilir? sorularõna da
koruma güdüleri, acaba AB’nin teknolojik ve cevaplar aranacak.
ekonomik gelişimini etkiler mi? Örneğin, genetik
olarak değiştirilen yiyecekleri reddetmek, veya gen Toplam kalite yönetimi, aslõnda yaşamõn ve
bilimini gelecek nesilleri şekillendirmek için yönetimin kalitesini artõrmayõ hedefleyen bir yaşam
kullanmaktan çekinmek anlaşõlõr bir yaklaşõm felsefesidir. Birlikte yaşayacağõmõz Avrupa’nõn,
olmakla birlikte, acaba bu konuda daha liberal olan yönetim kalitesini geliştirmek için bu konuda ki
uzak doğu toplumlarõna göre Avrupa’nõn geride düşünürleri ve düşünceleri bir araya getirerek
kalmasõ sonucunu getirir mi? AB’nin geleceğini şekillendirmeye katkõda
bulunmalõyõz..

13
Geçtiğimiz hafta İstanbul’daki Kalite Kongresinde hedefleri büyük önem taşõyor. Ancak, uygulama
AB’nin geleceği, dünyaya liderlik edip, edemeyeceği sürecinin Lizbon hedeflerinin gerisinde kalmasõ
tartõşõldõ. Sonuç: AB içine kapanõk, korumacõ bir AB’nin dünya liderliği için bir tehlike oluşturuyor.
anlayõş yerine dünyayõ daha iyiye götürmeye çalõşan
vizyoner bir yaklaşõmõ benimserse, hem kendi Sosyolojik olarak “farklõlõklarõn zenginliği” ve
sorunlarõnõ aşmada, hem de değerleriyle takip “farklõlõklarla birlikte bütünlük” gibi kavramlarõ
edilecek bir örnek oluşturarak liderlik yapabilir. hayata geçiren AB, bu açõdan da dünyaya örnek
olabilecek bir liberalliğe, hoşgörüye ve anlayõşa
AB’nin dünya liderliği için öncelikle bir fõrsatõn sahip. Ancak, bu hoşgörü ve anlayõşõn sadece içe
olmasõ gerekiyor. Soğuk savaşõn bitmesiyle tek dönük olmasõ ve AB ülkelerinde özellikle son
süper güç olarak kalan ABD’nin 11 Eylül terörist yõllarda yoğunlaşan milliyetçilik akõmlarõyla “öteki”
saldõrõsõ sonrasõnda uygulamaya başladõğõ tek taraflõ kavramõnõ ön plana çõkarmasõ dünyaya liderlik etme
siyaset, dünyada liderliğinin tüm yönleriyle tek konusunda önemli bir engel.
ülkede toplanmasõna karşõ bir tepki oluşturmaya
başladõ. Özellikle son dönemlerde ABD’nin küresel Teknoloji konusunda AB’nin dünyaya örnek
õsõnmayõ önlemek ve dünya çevre varlõklarõnõ olmasõnõn önündeki engeller arasõnda, yaratõcõlõk
korumak üzere ortaya konan Kyoto anlaşmasõnõ; ve yenilikçiliğin finansman sistemleri; sosyal
dünyadaki insan haklarõ ihlallerinin yargõlanacağõ devlet anlayõşõnõn girişimciliği özendirmekten
uluslararasõ mahkeme düzenini kabul etmemesi, uzak olmasõ; ve AB’nin göç karşõtõ anlayõşõnõn
Irak olayõnda Birleşmiş Milletler’in devre dõşõ yetenekli beyinlerin AB’ne cezbedilmesi önünde
kalmasõ gibi olaylar diğer dünya ülkelerinde denge bir engel teşkil etmesi var. GSM teknolojisi gibi
arayõşõnõ gündeme getirdi. Bu nedenle, ABD’ye ortak standartlarõn benimsenmesiyle ölçek
karşõ olmasa da dünyaya liderlik edilmesinde denge ekonomilere ulaşõlmasõ, Airbus gibi sinerjik ortak
unsurlarõ aranmaya başlandõ. girişimlerle teknolojik atõlõmlarõn yapõlabilmesi, 6.
İkincisi liderlik gösterilecek boyutlarda AB’nin çerçeve programõnda olduğu gibi ortak teknoloji
yeterli gücü olmasõ gerekiyor. projelerinin desteklenmesini gibi politikalarõn etkin
kullanõmõnõn yanõsõra yukarõda belirlenen konularda
Liderlik boyutlarõnõ siyasi, ekonomik, sosyolojik, önemli değişim projelerinin hayata geçirilmesiyle
teknolojik, ve askeri konular olarak belirlemek bu konuda AB önemli atõlõmlar yapabilir.
mümkün. AB bir siyasi proje olarak, dünyada ilk
DÜNYAYA ÖRNEK AB kez ülkelerin kendi istekleriyle (güç kullanõlmadan) Askeri açõdan AB’nin dünya liderliği konusunda
önemli bazõ yetkilerini bir üst kuruma (AB) çok geri olduğu ve farkõ kapatmasõnõn güç olduğu
devrettikleri bir örneği oluşturuyor. Ancak, karar ortada. Ancak, askeri gücün dünya liderliği
alma süreçlerinin bir yandan meşruiyetini korurken, konusundaki öneminin de azaldõğõ bir dönemde,
diğer yandan da hõz kazanmasõ bu modelin işlerliği bir barõş projesi olarak ortaya konan AB’nin
için kaçõnõlmaz bir reforma işaret ediyor. Küresel alternatif bir askeri güç oluşturmak yerine, dünyanõn
õsõnmadan, terörizme, bulaşõcõ salgõn hastalõklardan, sorunlu bölgelerinde sorumluluğu paylaşabilecek
su gibi yaşam için gerekli kaynaklarõ adil ve verimli bir güç oluşturmak üzerine odaklanmasõ öncelik
kullanmaya kadar günlük hayatõmõzõ ilgilendiren taşõyor. Ayrõca sorunlarõn kök nedenleri konusunda
birçok konu küresel bir nitelik kazandõkça, yönetim bir yandan dünyanõn en çok yardõm veren ülkeleri
sistemlerimiz ve bakõş açõmõz da küresel bir boyut topluluğu özelliğini korurken, diğer yandan çevre
kazanmalõ. AB, küresel yönetim sistemlerinin barõş konusunda gösterdiği öncülüğü tarõm
içinde, anlaşarak ortaya konmasõ konusunda sübvansiyonlarõnõn kaldõrõlmasõyla da pekiştiren
dünyaya örnek olacak özelliklere sahip. Ancak, AB bir AB dünya vatandaşlarõnõn gönlünde barõş elçisi
anayasasõnõn oluşturulmasõnda mevcut dengelerin ve örneği olarak yer edinecektir.
24.10.2003 korumasõna değil, AB’nin karar mekanizmalarõna
işlerlik kazandõrmaya öncelik verilmesi AB’nin Dünya liderliği için fõrsat ve gücün yanõ sõra , istek
dünya liderliği için önem taşõyan bir konu. ve vizyon da gerekiyor. AB vatandaşlarõnõn böyle
bir hedefe odaklanmasõ için de vizyoner siyasi
AB, ekonomik olarak dünyanõn en büyük ekonomik liderliği ihtiyaç var. Bu nedenle, AB genişleme
güçlerinden biri olmasõna rağmen, büyüme hõzõ açõ- sürecinde ve anayasa da dahil yeniden yapõlanma
sõndan sorunlar yaşõyor. Bu nedenle, AB’nin hõzlõ sürecinde, AB vatandaşlarõna doğru mesajlarõn
ve uyumlu karar verme mekanizmalarõna ve esnek verilmesi gerekiyor.
olmayan iş şartlarõnõn ABD ve Çin gibi çok daha
hõzlõ büyüyen ekonomilerle rekabet edebilir hale
getirmesi gerekiyor. AB’nin bugünkü sosyal devlet
anlayõşõnõn sürdür-ülebilirliği konusunda ciddi
endişeler var. Bu konuda gerekli reformlar ise
vizyoner liderlik gerektiriyor.
AB’nin ekonomik gelişimi açõsõndan Lizbon

14 15
Bu mesaj, bugünkü dengeleri, çõkarlarõ korumak AB dünyaya küresel geçerliliği olan ortak değer-
kolay- cõlõğõ üzerine değil, AB’nin değerleriyle ler ve kültür anlayõşõnõn yayõlmasõnõ sağla- yacak
dünyaya örnek olacak bir yapõyõ oluşturmak üzerine bir örnek oluşturarak liderlik yapabilir. Bunun
kurulmalõdõr. Dolayõsõyla, AB demokrasi, insan için hem kendi içinde, hem de diğerleriyle ilişki-
haklarõ, hukukun üstünlüğü, çok kültürlülük, lerinde bu değerleri uygulamalarõna
azõnlõk haklarõnõn korunmasõ ve laiklik gibi yansõtmasõ gerekiyor.
değerleri tüm kurumlarõna ve davranõşlarõna
yansõtarak dünya üzerinde güven kazanmalõdõr. Her
bireyin veya topluluğun kendi çõkarlarõnõ korumaya
çalõşmasõ, “öteki” kavramõyla bazõlarõnõn dõşlanmasõ,
mevcudu korumak için göçten ve yenilikten
çekinilmesi, sosyal devletin sağladõğõ ortamda
çalõşma ve tasarruf anlayõşõndan uzaklaşõlmasõ ise
AB’nin, değil dünyaya liderlik etmesi, mevcut refah
düzeyini bile koruyamamasõna yol açacaktõr.
Özetle, AB dünyaya güç ile değil, örnek olarak
liderlik yapabilir. Değerlerle liderlik olarak
özetlenebilecek bu tarz liderlik belki de dünyanõn
en çok ihtiyacõ olan liderliktir. Ancak, AB’nin bu
konuma ulaşabilmesi için yapmasõ gerekenler var:

1. AB kurumsal yönetişim sistemlerini katõlõmcõlõk


ve meşrutiyet özelliklerini kaybetmeksizin,
rekabet gücü ve örnek liderlik için gerekli karar
alma etkinliğine ve hõzõna ulaşacak şekilde
yapõlan dõrmalõdõr.

2. AB anayasasõ farklõ kültürlerin bir arada


yaşayabileceği ve yönetimi paylaşabileceğini
gösteren kalõcõ bir yapõlanmayõ oluşturmalõdõr.

3. AB kendi için öngördüğü rekabet politikalarõnõn


küresel sisteme zarar vermeyecek ve dünyaya
örnek olacak şekilde yapõlanmasõna dikkat
etmeli, uluslararasõ ve uluslar üstü kuruluşlarda
aynõ değer ve ilkelerin hayata geçmesine çalõşma-
lõdõr. (örneğin tarõm sübvansiyonlarõnõn kaldõrõl-
masõna öncülük etmek gibi).

4. AB yaratõcõlõk ve yenilikçiliğin finansmanõnõ


kolaylaştõracak ve özendirecek politikalar geliştir
melidir.

5. AB eğitim sistemini, turizm politikalarõnõ, ortak-


laşa çalõşma kültürünü AB vatandaşlarõnõn,
özellikle gençlerin, birbirlerini ve dünyayõ daha
iyi anlama larõnõ teşvik edecek şekilde yapõ-
landõrmalõdõr.

6. AB değerlerle liderlik vizyonu çerçevesinde,


yapõlan- masõnõ, politikalarõnõ ve uygulamalarõnõ
küresel olarak geçerli olacak örnek oluşturacak
şekilde gerçekleştirmelidir.

7. AB liderleri bu vizyonu benimseyip, savunmalõ


ve cesaretle uygulamaya almalõlar.

16 17
İnsanlar tarih boyunca yaşamlarõnõ sürdürmek ve vi. Anlaşma gerekli mi?
yaşam kalitesini artõrmak için hep seçim yapmak vii. Anlaşma olmazsa, geçerli bir tehdit var mõ?
ve karar vermek durumda kalmõşlardõr. oluşturulabilir mi?
Dolayõsõyla, karar vermek insanlõk tarihi kadar viii.Anlaşma için başka bir onay merci var mõ?
eskidir. Ancak, verilen kararlarõn kalitesini artõrmak ix. Anlaşma için bir zaman baskõsõ ve/veya
ve bu süreçleri daha iyi analiz etmek için gecikme maliyeti var mõ?
matematiksel yöntemlerin yaygõn olarak x. Anlaşma sağlanõrsa, anlaşmaya uyulacağõ
kullanõlmasõ, 2. Dünya Savaşõ sõrasõnda başta konusundaki güvenceler ne kadar sağlam?
RAND Corporation ve Princeton Üniversitesi’nde xi. Pazarlõklar kamuoyuna açõk bir şekilde mi?
yapõlan araştõrmalara dayanõr. Yoksa kapalõ kapõlar ardõnda mõ gerçekleşiyor?
xii. Taraflarõn bir birleriyle ilişkilerinde bağlõ
Karar verme ile ilgili teorileri dört boyutta kaldõklarõ ilkeler var mõ?
incelemek mümkündür. xiii.Görüşmelere hakem veya arabulucu dahil
1. Davranõşsal karar teorileri: psikolojik analizlere edilebilir mi?
dayanarak, insanlarõn nasõl karar verdikleri ile
ilgili çalõşmalar; Pazarlõk sanatõ konusundaki çalõşmalar, özellikleri
2. Analitik karar teorileri: rasyonel düşünen belirlenen bir durumda sergilenmesi avantajlõ
insanlarõn nasõl karar vermeleri gerektiğini davranõşlarõn belirlenmesine yardõmcõ oluyor.
açõklayan matematiksel çalõşmalar; Aynõ zamanda, taraflarõn kendilerine avantaj
3. Oyun teorisi: en az iki karşõlõklõ tarafõn olduğu sağlamak için bu özellikleri değiştirmeleri
ve bir tarafõn kararlarõnõn diğer tarafõn gerektiğini de ortaya koyabiliyor.
kararlarõnõ da etkilediği durumlarda, her bir
tarafõn diğerinin de kararlarõnõ rasyonel bir Örneğin, Kõbrõs konusundaki zamanlamalar, başka
süreçle vereceği varsayõmõ ile kendi kararlarõnõ konularla ilişkilendirme çabalarõ, anlaşmazlõk
bağõmsõz olarak vermesini sağlayan durumunda oluşacak maliyetleri değiştirme
matematiksel çalõşmalar; ve uğraşlarõ, konunun basõnõn ve düşünce
4. Pazarlõk sanatõ: en az iki karşõlõklõ tarafõn, merkezlerinin ilgi duymasõyla kamuoyuna mal
birbirlerini etkileyen kararlar verme durum- edilmesi, taraflar içindeki farklõ kesimlerin tavõr
unda, anlaşarak nasõl ortak kararlar almalarõ almalarõnõ teşvik etmek gibi birçok hamle pazarlõk
sürecindeki güç dengelerini etkiliyor.
KIBRIS VE KARAR TEORİSİ gerektiğine ilişkin çalõşmalar.

Bu dört boyutla ilgili bazõ noktalarõn üzerinde Pazarlõk sanatõ ile ilgili vaka çalõşmalarõnõn iyi
hassasiyetle durma gereği var. Öncelikle bu irdelenmesini sağlamak, bu denli önemli
boyutlardan sadece ikisinde (2. ve 3.) sonuca ilişkin pazarlõklarõ etkileyen kesimlerin davranõşlarõnõn
matematiksel bir kesinlik var. Elbette, bu netliğin istenilen yönde gelişmesini sağlamaya yardõmcõ
sağlanmasõ için bir takõm varsayõmlarõn geçerli olacaktõr. Bu nedenle, ülkemiz için önem taşõyan
olmasõ gerekiyor. Ancak, gerçek hayatta bu bu konudaki pazarlõklardaki başarõnõn, sadece
varsayõmlara uyan durumlar çok nadiren karşõmõz müzakere takõmõ ile masa başõnda değil, yurt içinde
çõkõyor. İşte bu nedenle analitik yöntemlerin, ve dõşõnda birçok güç dengesini etkileyecek
davranõşsal özelliklerle birlikte kullanõlmasõ daha stratejilerin hayata geçirilmesiyle sağlanabileceğini
etkin sonuçlar verebiliyor. Dolayõsõyla, 4. boyut iyi anlamalõyõz.
“sanat” olarak ifade ediliyor.

Pazarlõk sanatõ konusunda gelişme sağlamak için


07.01.2004 yapõlan vaka çalõşmalarõ, öncelikle pazarlõğa konu
olan anlaşmazlõkla ilgili durumun özelliklerinin
tespit edilmesi gereğini ortaya koyuyor:

i. Anlaşmazlõkta sadece iki taraf mõ var? Yoksa


daha çoklu taraf mõ var?
ii. Anlaşmazlõğõ taraflarõ kendi içinde tek bir ses
oluşturacak şekilde mi yapõlanmõşlar?
iii. Anlaşmazlõk, tek bir seferlik bir konuyu mu
içeriyor? Yoksa, konunun tekrar gündeme
gelmesi olasõ mõ?
iv. Anlaşmazlõk, tek bir konu üzerinde mi? Yoksa
farklõ boyutlarõ mõ içeriyor?
v. Anlaşmazlõk konusunun, taraflar arasõndaki
başka konularla bağlantõsõ var mõ? olabilir mi?

18 19
İnsanõn genetik haritasõ belirlendiğinde õrklar Elbette ki bu tek taraflõ bir girişimle değil, küresel
arasõndaki farklarõn yüzde birin bile çok altõnda bir eğitim süreci ile sağlanabilir. Dünyadaki çeşitli
olduğu da ortaya çõktõ. Oysa insanlar benzerlik- ülkelerde tüm okul kitaplarõnõn bu gözle elden
lerinden çok farklõlõklarõna odaklanõyorlar. Bu geçirilmesi, teknolojik gelişmeler sayesinde
farklõlõklarõ ayõrõmcõ bir anlayõş ile kullandõklarõnda küçülen ve birbirine bağõmlõlõğõ artan insanlõğõn
ise insanlõğa hizmet etmiyorlar. Tarihteki bir çok zihinlerdeki ayõrõmlarõ aşabilmesi için önemli bir
kavga ve savaş insanlarõn farklõlõklarõyla ayrõ adõm olacaktõr.
kategorilerde değer-lendirilmesinden çõkmõştõr.
Biz ve öteki kavramlarõ insanlarõ pastanõn
Bugün de insanlõğõ tehdit eden en önemli büyütülmesine değil, onun paylaşõlmasõna
unsurlardan biri insanlarõn belli farklõlõklara odaklõyor. Oysa barõş ve birliktelikle sorunlarõn
odaklanarak biz ve öteki ayõrõmõ yapmalarõdõr. üstesinden gelmeyi hedefleyen insanlõk, kendi
Aslõnda önemli olan zihinlerde yaratõlan yaşamõnõ daha kaliteli hale getirebilecektir.
uçurumlardõr. Böylesi bir uçurum yaratmak için,
aslõnda hiç de fiziksel özelikler, inançlar, dünyanõn Zaten, insanlarõ daha kaliteli bir yaşama taşõmayõ
hangi coğrafyasõnda doğulduğu gibi farklõlõklara hedefleyen dinlerin de özünde bu anlayõş var:
ihtiyaç yok! Önemli olan “biz” ve “öteki” Yunus Emre’nin sözleriyle “Sen sana ne sanõrsan,
kavramõnõ kullanmak istemek. Ayruğa da (ötekine de) onu san; Dört Kitabõn
manasõ,Budur, eğer var ise...”
Bir örnek ile bu konuyu açõklayalõm: Düşünün ki
XXX ülkesindeki insanlarõn hepsi sarõşõn, hepsi Anadolu tarihinin önemli unsurlarõndan olan
mavi gözlü, hepsi uzun boylu, aynõ dili Ahiliğin ahlak tüzüğü de bu kavramõ şu şekilde
konuşuyorlar ve aynõ dine inanõyorlar. Bu ülkede ifade ediyor: “Bütün insanlara tek nazarla, iyi
tek numaralõ evlerde oturanlarõn çocuklarõndan gözle baka. Nefse galip ola. Kendine istediğini
bir kaç tanesini öldürsek ve bunu çift numaralõ başkalarõna da isteye.”
evlerde oturanlarõn yaptõğõ propagandasõnõ başarõlõ
bir şekilde gerçekleştirsek. Emin olunuz ki, o 2004 yõlõ Türkiye açõsõndan önemli olduğu kadar
ülkedeki insanlar sokakta yürürken dahi, Avrupa Birliği açõsõndan da önemli. Yüzyõllardõr
birbirlerinin tek numaralõ mõ, yoksa çift numaralõ oluşturulmuş “öteki” kavramõnõ aşarak AB’ne
önemli zenginlikler katacak bir Türkiye’yi “biz”
BİZ VE ÖTEKİ mõ evlerde oturduğunu bilir hale gelmeye başlarlar.
kavramõyla benimseyebilmek, AB için de önemli
Bu işlem biraz daha ileriye giderse, tek ve çift
numaralõ evlerde oturanlar şehirlerin farklõ bir medeniyet sõnavõ olacak.
bölgelerine taşõnmaya başlayabilir ve yeni
mahallelerinde evlere numaralarõ verirken, “öteki”
gördükleri numaralarõ atlamaya özen gösterirler!

Oysa insanlarõ ve toplumlarõ “öteki” kavramõyla


ayõrmak yerine insanlarõn farklõlõklarõnõ bir
zenginlik kaynağõ olarak görmek barõşõn ve
gelişmenin temelidir. Ancak, maalesef uzaktaki
bir “öteki” kavramõ, insanlarõn “biz” anlayõşõ ile
dar alanlarda birlikte uyumlu yaşama dürtüsünü
geliştiriyor. Belki de bu nedenle, özellikle yönetici
kadrolarõn işine geliyor bir “öteki” kavramõ
02.01.2004 yaratmak. Oysa, bir toplumda yaratõlan “öteki”
kavramõ, diğerindeki “biz” duygusunu
güçlendiriyor, ve insanlõğõ kemiren düşmanlõklara
dönüştürüyor.

Soğuk savaş yõllarõnõn “komünistleri” bugün dost


olabiliyorsa, “biz” ve “öteki” kavramlarõnõn
oluşturduğu zihinsel uçurumlarõ aşmak da, Filistin-
İsrail, Hõristiyan-Müslüman, Zenci-Beyaz gibi
ikilemleri aşmanõn anahtarõdõr.

20 21
Küreselleflm
Küreselleşme

22 23
Dünyada birçok konuda gözlenen değişim hõzõ gün Son yirmi senede gelişmiş ülkelerle fakir ülkeler
geçtikçe artõyor. Bilişim ve iletişim teknolojilerindeki arasõndaki gelir dağõlõmõ uçurumu, ülkelerin kendi
gelişmeler, demokrasi ve piyasa ekonomisi içindeki gelir dağõlõmlarõndan daha cok bozuldu.
kavramlarõnõn yaygõnlaşmasõ, ve dünya üzerinde Küçülen dünyada çevremizdekilerin sorunlarõnõn
yaşayan insan sayõsõndaki artõşlar insanlarõn karşõlõklõ bizim de sorunlarõmõz olacağõ bilinci maalesef
bağõmlõlõğõnõ da artõrõyor. yeterince oluşmadõ. Diğer taraftan, dünyadaki
birçok kuruluş küresel bir nitelik kazanõrken, oyunun
Yaşam kalitemizi artõrmak istiyorsak, dünyayõ yavaş kurallarõnda farklõlõklarõn oluşmasõ kurallarõ da
yavaş tehdit eden konulara ortak çözümler üretmek manasõz kõlõyor.
için birlikte çalõşma anlayõşõnõ hayata geçirmeliyiz. Gen mühendisliği, bioteknoloji ürünleri, e-ticaret,
Küresel konular günlük hayatõmõzõ çok yakõndan rekabet kurallarõ, ortak vergilendirme gibi kurallarda
etkiliyor. Çocuklarõmõzõn hayatlarõnõ ise daha da ülkeler arsõndaki tutarsõzlõklar bu kurallarõn işlerliğini
yakõndan etkileyecek. yitirmesine yol açõyor. Bu gibi sorunlarõn çözümü;
uzayõn ve okyanuslarõn zenginliklerinin insanlõk
Dünya’nõn bir bölgesindeki aşõrõ enerji kullanõmõ, için kullanõlmasõ, insanlõğõn uzlaşõ içinde birlikte
küresel õsõnma nedeniyle bir başka bölgesinde sellere hareket etmesiyle sağlanabilir. Dolayõsõyla, günlük
yol açabiliyor. Afrika’da olduğu için önem hayatõmõzõ ilgilendiren konular küresel bir nitelik
verilmeyen bir hastalõk, Amerika’da korkulu bir kazandõkça, yönetim sistemlerimiz ve bakõş
salgõn haline gelebiliyor. Çin’de gelişen bir diğeri açõmõz da küresel bir boyut kazanmalõ.
Kanada ekonomisini etkileyebiliyor. Batõda
geliştirilen yeni genler dünyanõn uzak köşelerindeki İyi yönetim, tutarlõ davranõşlarla karşõlõklõ güvenin
farklõ tarõmsal türleri ortadan kaldõrabiliyor. oluşturulmasõna dayanõr. İyi yönetim, gerçek adalet
Dünyanõn bir bölgesindeki aşõrõ avlanma hayat duygusunun yansõtõldõğõ bir bilgelik gerektirir.
eğrilerinin bir kõsmõnda o bölgeden geçen hayvan Anadolu geleneğinde çok önemli bir yeri olan
türlerinin yok olmasõna, dolayõsõyla dünyanõn diğer tasavvuf felsefesi bu konuda bize önemli ipuçlarõ
bölgelerindeki dengelerin bozulmasõna yol veriyor. Hoşgörü ve ahenge dayanan bu anlayõşa
açabiliyor. Brezilyadaki yağmur ormanlarõnõn göre iyi yönetim aslõnda kendimizi yönetmek
yokedilmesi veya ozon tabakasõnõn delinmesine yol demektir. İyi yönetim kendimizi korkularõmõzdan
açan ürünlerin Amerika’da aşõrõ kullanõmõ dünyanõn kurtarmak, gözlerimizi ve yüreklerimizi yeni
KÜRESEL KONULARA yaşam kaynağõ olan oksijen dengesinin bozulmasõna perspektiflere açmak ve “kendimiz için ne
yol açabiliyor. istiyorsak, karşõmõzdaki için de onu isteyebilmek”
demektir.
YAKLAŞIM
On yõlda 5 milyardan, 8 milyara çõkan dünya nüfusu
su kaynaklarõnõn kirlenmesine, veya yetersizliğine Esas olan, insanlarõn kendi geleceklerini
yol açabiliyor. Tarõmsal alanlarda erozyonun biçimlendirmede söz sahibi olmasõ, küresel karar
önlenememesi açlõk sorununun daha da büyümesine alma süreçlerine katõlabilmesidir. Modern çağõn
yol açabiliyor. insan haklarõ ve demokrasi kavramlarõnõn içeriği
budur. Yönetim kavramõndan, katõlõmõ ve karşõlõklõğõ
“Bana dokunmayan yõlan, bin yaşasõn” anlayõşõ ile ifade eden “yönetişim” (governance) kavramõna
desteklenen bir terörist, zaman geliyor destekçisini geçişin temelinde de bu dönüşüm var.
vurabiliyor. Farklõ inanç ve düşüncede olanlarõn
ezilmesi ve dõşlanmasõ, küresel barõşõ tehdit eden Böyle bir katõlõmcõ yönetim anlayõşõnõn en önemli
tepkilere yol açabiliyor. İnsanlarõn birçok faaliyet önkoşullarõndan biri de geniş kitlelerin, hayatlarõnõ
alanõ için kõsõtlayõcõ olan ülke sõnõrlarõ küresel etkileyen gelişmelere ilgi duymalarõ, ilgi duymalarõ
teknolojilerden faydalanarak işbirliğini geliştiren için bilgilenebilmeleri, bilgilenmeleri için de gerekli
30.05.2003 araçlara sahip olmalarõdõr. Bunun için bilgi çağõna
mafya için önemsizleşiyor. Yolsuzluklara karşõ
verilecek savaş kurallarõn oluşturulmasõnda ve dahil olmalarõ, bilgi teknolojilerine ulaşabilmeleri
uygulanmasõnda tutarlõ yaklaşõmlarõn sergilenmesini gerekir. Bunu gerçekleştirecek yollarõ bulmak,
gerektiriyor. gerekli adõmlarõ atmak da küresel bir sorumluluktur.
Tek tek ülkeleri aşan, bir bütün olarak uluslararasõ
Dünyadaki insanlarin beşte biri günde $1 dolarõn topluluğun üstlenmesi gereken bir sorumluluktur.
altõnda gelirle aşõrõ fakirlik düzeyinde yaşamlarõnõ
sürdürmeye çalõşõyorlar. Günde $2 dolarõn altõnda Sonuç olarak, sürdürülebilir bir gelişme ve dünya
gelire sahip olanlar ise dünya nüfusunun yaklaşõk barõşõ için aldõğõmõz kararlarõn başkalarõnõ nasõl
yarõsõnõ oluşturuyor. etkilediğini iyi anlamalõ ve kendimizi bencillikten
arõndõracak bilgelik düzeyine erişmeliyiz. Bu
Gelişen teknolojilerle gün geçtikçe küçülen bir yöndeki girişimlerde ve çalõşmalarda bireylere, sivil
dünyada öne çõkan `Dünya Vatandaşlõğõ` kavramõ toplum örgütlerine ve bu yeni siyaset anlayõşõnõ
her birimize kişisel ve toplumsal sorumluluklar benimseyen politikacõlara önemli görevler düşüyor.
yüklüyor.

24 25
Dünya tarihine baktõğõmõzda insan hayatõnõ etkileyen Toplumlarõn küresel sorumluluk bilincinin bir
olgular arasõnda toplumda en uzun süreli olarak etki göstergesi olarak her sene fakir ülkelere yaptõklarõ
alanõnõ koruyan olgunun dinler olduğunu görürüz. yardõmlara GSMH`nin oranõ olarak bakõlabilir. Bu
Dinler, kültürlerden, yönetim sistemler- inden, göstergeye bakõldõğõnda ilginç sonuçlar ortaya
şirketlerden, imparatorluklardan, hatta süper çõkõyor: OECD ülkeleri ortalama olarak GSMH`nin
güçlerden (!) uzun bir yaşama sahip. Bunun temel sadece binde 2.4`ünü yardõm olarak ayõrõyorlar.
nedeni dinler arasõnda şekilde önemli farklõlõklar Bu göstergeye göre en iyi performans %1 oranõ
olmasõna rağmen, din olgusunun ana fikir olarak ile Danimarka`nõn. En düşük performans ise
toplumsal yaşamõn sürekliliğine ilişkin ilkeleri esas binde 1 oranõ ile A.B.D.`ne ait.
almõş olmasõdõr.
Bu hafta dünya liderleri Birleşmiş Milletlerin
Özellikle büyük dinlerin ortak ilkelerinden birisi de Meksika`da düzenlediği `Gelişmenin Finansmanõ`
toplumsal dengenin sürdürülebilmesi icin sempozyumuna katõlõyorlar. Fakirliğe çözüm bulmak
çevremizdekilerin sorunlarõna ilgi duyma ve onlara için yardõmlarõn artmasõ konusunda kriterler
yardõm etme sorumluluğudur. Bu sorumluluğu belirlerken, dinlerin öğretilerinden de
yerine getirmezsek dünyanõn geleceğini tehlikeye faydalanõlabilinir.
attõğõmõzõ iyi anlamalõyõz.
Örneğin, müslümanlõktaki zekat uygulamasõ
Dünyadaki insanlarin beşte biri günde $1 dolarõn insanlarin kendi yaşamlarõnõ sürdürmek için gerekli
altõnda gelirle aşõrõ fakirlik düzeyinde yaşamlarõnõ olanõn dõşõndaki birikimlerinin 1/40`õnõ çevresindeki
sürdürmeye çalõşõyorlar. Günde $2 dolarõn altõnda fakirlerle paylaşmasõnõ öngörür. Eğer dünya
gelire sahip olanlar ise dünya nüfusunun yaklaşõk vatandaşlõğõ kavramõ ciddiye alõnõyorsa, dünya
yarõsõnõ oluşturuyor. ortalamasõnõn üzerindeki gelirlerinden benzer bir
oranõn fakirlikle mücadele için kullanõlmasõ
Gelişen teknolojilerle gün geçtikçe küçülen bir hedeflenebilir.
dünyada öne çõkan `Dünya Vatandaşlõğõ` kavramõ
her birimize kişisel ve toplumsal sorumluluklar Milyarlarca dolarla ifade edilen savunma
yüklüyor. harcamalarõndakõ artõş yerine fakir ülkelerin
gelişmesine yardõm edilmesinin küresel barõşa ne
Ancak, bu durumun kader olmadõğõnõ, vurgulamakta kadar katkõda bulanacağõ, ve riskleri azaltma
KÜRESEL BARIŞ İÇİN fayda var. Dünya Bankasõ`nõn bir raporuna göre konusundaki etkinliği iyi değerlendirilmelidir.

(i) 1965`ten bu yana gelişmekte olan ülkelerin Dinlerin ortak öğretisi, sevginin ve paylaşmanõn
KÜRESEL ZEKAT kişi başõna gelir düzeyleri iki mislinden fazla daha huzurlu toplumlar yarattõğõ yönündedir.
artmõş. Küresel vatandaşlõk bilinci doğrultusunda insanlarin
(ii) Son 40 yõlda gelişmekte olan ülkelerde bencillikten arõnõp, daha dengeli bir gelir dağõlõmõ
beklenen yaşam süresi 20 yõl artmõş. olan bir dünya hedeflemeleri küresel barõşõ
(iii) Son 30 yõlda gelişmekte olan ülkelerde okuma artõracaktõr.
yazma oranlarõ %50`den %75`e yükselmiş
(iv) Son 20 yõlda Dünya nüfusu 1.5 milyar artarken, Yardõmõn miktarõ kadar, ne kadar etkin
günde $1 dolardan az bir gelirle geçinen insan- kullanõldõğõ da büyük önem taşõyor. İnsanlara
larõn sayõsõ 200 milyon kadar azalmõş. balõk vermekten daha önemlisi, balõk tutmayõ
öğretmektir.
Ocak ayõnda 189 ülkenin ortak deklarasyonuyla
2015 yõlõna kadar Dünya`da fakirlikle mücadele için Yine önemli öğretilerden birisi de yardõmõn hak
bir atõlõm yapõlmasõna karar verildi. Bu deklarasyona etme prensibi gözetilerek yapõlmasõdõr. Yardõmõ
göre 2015 yõlõna kadar alanlarõn da bunu verimli kullanma sorumluluğu
24.03.2002 olduğu unutulmamalõdõr. Hak etmenin en iyi
(i) Günde $1 dolarõn altõnda gelirle yaşayan insan göstergesi de verimli kullanõmõn tescilidir.
sayõsõnõn yarõ yarõya azaltõlmasõ,
(ii) her çocuğun ilk öğretim hakkõndan faydalan- Fakirliğin önlenmesi için yardõmlarõ artõrmayõ
masõnõn sağlanmasõ, düşünenlerin, diğer uygulamalarõnõn da fakirliği
(iii) Beş yaşõnõn altõndaki çocuklarõn olum oranlarõ- artõrma yönündeki etkilerini de hesap etme
nõn bugünkü oranlarõn 1/3`ü seviyesine indiril- sorumluluğu vardõr. Örneğin, gelişmekte olan
mesi, ülkelerin rekabet gücü olan sõnõrlõ alanlarda ticaret
(iv) Doğumdaki olum oranlarõnõn bugünkü oranõn serbestisini azaltmanõn, tarõm alanõnda büyük
1/4`ü seviyesine indirilmesi, kararlaştõrõldõ. subvansiyonlarla küresel pazarlarõn bozulmasõna
Ancak, mevcut sistemler ve yardõm miktarlarõ yol açmanõn fakirliği artõrma etkileri de göz ardõ
ele alõndõğõnda bu hedeflere ulaşmanõn edilmemelidir.
mümkün olamayacağõ belli oldu.
Özetle, daha yaşanabilir bir dünya için küresel
paylaşma kültürünün gelişmesine destek olmak
hepimizin görevidir.

26 27
Demokrasi, kaynaklarõn eşit dağõlõmõ ile değil, Böyle bir katõlõmcõ yönetim anlayõşõnõn en önemli
fõrsatlarõn eşit dağõlõmõ ile gelişir. Dünya’nõn önkoşullarõndan biri de geniş kitlelerin, hayatlarõnõ
yönetiminde de demokrasi ön plana çõkacaksa, etkileyen gelişmelere ilgi duymalarõ, ilgi duymalarõ
özellikle bilgiye erişme konusundaki fõrsat eşitliği için bilgilenebilmeleri, bilgilenmeleri için de gerekli
kritik derecede önem taşõmaktadõr. araçlara sahip olmalarõdõr. Bunun için bilgi çağõna
dahil olmalarõ, bilgi teknolojilerine ulaşabilmeleri
Internet bu konuda önemli fõrsatlar sunuyor. gerekir.
Ancak, teknolojik gelişme tek başõna yeterli değil.
Bu teknolojiye erişebilme, bunu kullanabilme Bunu gerçekleştirecek yollarõ bulmak, gerekli
yeteneği kazanabilme ve dünya vatandaşlõğõnõn adõmlarõ atmak, tõpkõ çevre sorunlarõ, ya da organize
gerektirdiği sorumluluk bilincine erişme fõrsatlarõ suçlarõn önlenmesi gibi küresel bir sorumluluktur.
tüm insanlara tanõnmadan küresel demokrasiyi Tek tek ülkeleri aşan, bir bütün olarak uluslararasõ
geliştirmek de güç olacak. topluluğun üstlenmesi gereken bir sorumluluktur.

Yüksek teknoloji devrimi bir yandan bilginin daha Sonuç olarak, insan haklarõ ve demokrasiye
geniş kitleler tarafõndan paylaşõmõnõ olanaklõ gerçekten inanõyorsak, bu dünya üzerinde yaşayan
kõlõyor, katõlõmcõ ve şeffaf yönetim biçimlerinin tüm insanlarõn bir “dünya vatandaşlõğõ” bilinciyle
önünü açõyor, öte yandan da bilgi teknolojilerine eğitilmesini, yetiştirilmesini ve karar süreçlerine
ulaşma olanaklarõnda büyük eşitsizlikler nedeniyle katõlõmõnõ sağlamak için çalõşmalõyõz.
önemli bir tehlikeye işaret ediyor: Bilgiye sahip
olanlarla, ona ulaşma araçlarõndan yoksun olanlarõn Bilgi fakirliği ile mücadelede başarõlõ olabilirsek,
arasõndaki uçurum derinleşiyor. bugüne kadar ekonomik fakirlikle mücadelede
ulaşamadõğõmõz başarõyõ da yakalamak mümkün
Günümüzün sorumluluğu, bilginin daha geniş olacaktõr.
kesimler tarafõndan eşit paylaşõmõnõn koşullarõnõ
yaratmak, bunun yollarõnõ aramaktõr Dünya’nõn insan haklarõna saygõlõ demokratik bir
yaklaşõmla yönetilmesi için bilgi fakirliği ile
Bugün dünyada iki milyar insanõn henüz elektrik mücadeleyi bir seferberlik haline getirmeliyiz.
DÜNYA VATANDAŞLIĞI İÇİN kullanmadõğõnõ, her üç kişiden birinin elektriğe
sahip olmadõğõnõ kaçõmõz biliyor?
Toplam nüfusu milyarlarõ bulan Bangladeş, Çin,
FIRSAT EŞİTLİĞİ Mõsõr, Endonezya ve Nijerya’da bulunan telefon
sayõsõ, yalnõzca 27 milyon nüfuslu Kanada’daki
telefon sayõsõndan az. Sahip olduklarõ haberleşme
uydularõnõn sayõsõ açõsõndan ülkeler arasõndaki
eşitsizlik varolan uçurumu daha da derinleştiriyor.

Artõk ne insan haklarõ, ne de demokrasi geleneksel


anlamlarõyla sõnõrlõ olarak algõlanmõyor.

Geleneksel olarak insan haklarõ, hiçkimsenin cins,


renk, õrk, dil, din, sosyal sõnõf ya da politik
inançlarõndan ötürü ayrõmcõlõğa uğramamasõ temel
ilkesine dayanõr. Demokrasi de genel olarak oy
16.08.2003 verme hakkõ, düşüncesini ifade etme özgürlüğü
ve benzeri haklarla tanõmlanõr.

Oysa artõk insan haklarõ da, demokrasi de bunlarõn


ötesine geçmiştir. Bu kavramlarõn içeriği
değişmiştir. Artõk esas olan, bunlarõn ötesinde,
insanlarõn geleceklerini biçimlendirmede söz hakkõ
sahibi olmasõ, global karar alma süreçlerine
katõlabilmesidir. Modern çağõn insan haklarõ ve
demokrasi kavramlarõnõn içeriği budur.

Yönetim kavramõndan, katõlõmõ ve karşõlõklõlõğõ


ifade eden “yönetişim” (governance) kavramõna
geçişin temelinde de bu dönüşüm vardõr.

28 29
Teknoloji gelişip, dünya küçüldükçe ve dünya Bu dengesizlikler belli bir zaman içinde her insanõn
nüfusu arttõkça belki hiçbir zaman bir oy hakkõ ile temsil edilmesi yönünde değişebilir.
g ö r e m e y e c eğ i m i z i n s a n l a r l a k a rş õ l õ k l õ Ancak, bilgi düzeyi yetersiz ve/veya yönlendirilmiş
bağõmlõlõğõmõz artõyor. Avrupa’daki yüksek aerosol bilgilerle yüklenmiş insanlarõn birer oy hakkõ ile
kullanõmõ, Şili’de ozon tabakasõnõn incelmesine katõlõmõ, küresel konulardaki kararlarõn ne kadar
ve kanserin artmasõna yol açõyor. Brezilya’daki sağlõklõ olacağõ konusunu açõkta bõrakõyor. Acaba,
yağmur ormanlarõnõn tahrip edilmesi, global demokrasinin ilk aşamalarõnda Atina’da olduğu
õsõnmaya ve bazõ turizm cenneti adalarõn sular gibi oy hakkõ belli bilgi düzeyine sahip olanlara
altõnda kalmalarõna neden oluyor. İsviçre’deki bir mõ verilmeli?!
teknolojik gelişme, Türkiye’de yaşam kalitesini
etkiliyor. Amerika’da verilen 300 oy, Bence, günümüzde oy hakkõnõ sõnõrlamak, veya
Ortadoğu’daki barõş sürecini etkiliyor.. belli bir ülkenin vatandaşlarõna daha yüksek söz
hakkõ vermek, insan haklarõ açõsõndan savunulmasõ
Dolayõsõyla, dünya vatandafl› olman›n hak ve güç olgulardõr.
sorumlulu¤unu kavrayan insanlar›n say›s›n›
art›rmadan, birçok küresel sorunla başa Dolayõsõyla, her dünya vatandaşõnõn daha iyi
çõkabilmek de güçleşecek. Oysa, dünyadaki eğitim eğitilmesi küresel bir öncelik haline gelmelidir.
sistemleri gençlere insan olmanõn, dünya vatandaşõ Çünkü, gelişen teknolojilerle gün geçtikçe küçülen
olmanõn hak ve sorumluluklarõnõ yeterince bir dünyada öne çõkan `Dünya Vatandaşlõğõ`
işlemiyor. kavramõ her birimize kişisel ve toplumsal
sorumluluklar yüklüyor.
Atina’da demokrasi ilk kurulduğunda oy verme
yetkisi sadece belli özelliklere sahip insanlara Küresel dengenin sürdürülebilmesi için
verilmişti. Toplum yaşamõnõ etkileyen konular, çevremizdekilerin sorunlarõna ilgi duyma ve onlara
oy hakkõna sahip olanlar tarafõndan topluca karara yardõm etme sorumluluğunun tüm insanlar
bağlanõrdõ. tarafõndan benimsenmesi gerekli. Bu sorumluluğu
yerine getirmezsek dünyanõn geleceğini tehlikeye
Bu anlamõyla “kat›l›mc›” olarak nitelenen attõğõmõzõ iyi anlamalõyõz.
KÜRESEL VATANDAŞLIK demokrasi, giderek “temsili” demokrasiye
dönüştü; çünkü hem herkese oy hakkõ verilmesi, Son yirmi senede gelişmiş ülkelerle fakir ülkeler
hem de nüfusun artmasõyla birlikte katõlõmcõ sayõsõ arasõndaki gelir dağõlõmõ uçurumu, ülkelerin kendi
MÜFREDATI da, kararlarõn karmaşõklõğõ ve çeşitliliği de artmõştõ. içindeki gelir dağõlõmlarõndan daha çok bozuldu.
Giderek, İsviçre örneğindeki gibi istisnai durumlar K ü ç ü l e n d ü n y a d a ç e v re m i z d e k i l e r i n
dõşõnda temsili demokrasi ağõrlõk kazandõ. sorunlar›n›n bizim de sorunlar›m›z olaca¤›
bilinci maalesef yeterince oluflmad›.
Ancak, temsilci çõkarlarõ ile toplumsal çõkarlarõn
zaman zaman örtüşmemesi, eğitim ve iletişim Üstelik, dünyadaki eğitim sistemlerine
alanõndaki atõlõmlarla bilinçlenen kitlelerin baktõğõmõzda bunlarõn ulusal nitelikte olduğunu
toplumsal kararlara katõlõm isteğinin artmasõ ve ve özellikle de milliyetçiliği vurguladõğõnõ
teknolojik gelişmeler XXI. yüzyõlda bu trendi görüyoruz. Oysa, Einstein’õn da dediği gibi
tersine çeviriyor: yeni bir şekle bürünen katõlõmcõ “Milliyetçilik bir çocukluk hastal›¤›d›r.
demokrasi ağõrlõk kazanõyor. Uluslararas› ‹nsanl›¤›n suçiçe¤idir milliyetçilik.”
kurulufllar ve sivil toplum örgütleri toplumsal
kararlar›n al›nmas›nda seçilmifllerle birlikte Bu nedenle, sağlõklõ küresel karar alma
09.08.2003 rol al›yor. mekanizmalarõnõn aynõ zamanda adil olmasõnõ
sağlamak için okul müfredatlarõnõn “Dünya
Bugün küresel konularla ilgili karar alma Vatandaşõ” yetiştirecek şekilde yeniden
mekanizmalarõna baktõğõmõzda bu mekanizmalarõn düzenlenmesi gerekiyor.
ne kadar demokratik olduğunu belirlemek güç
oluyor. Çünkü, karar alma birimi birey değil, ülke. Küresel bar›fl için, insan haklar›n›n herkesçe
Üstelik bazõ ülkeler sadece nüfuslarõnõn verdiği yaflanabilmesi için, küresel demokrasi için,
ağõrlõkla değil, başka özellikleriyle de ağõrlõk hoflgörünün ve insanlar›n karfl›l›kl›
kazanõyorlar. ba¤›ml›l›¤›n›n ö¤retildi¤i müfredata ihtiyaç var.

Örneğin, sõnõrlõ sayõdaki ABD vatandaşõnõn oyu Bu konudaki küresel bir giriflimin öncüsü,
(Ermeni asõllõ olanlar) 70 milyonluk Türkiye’yi hoflgörü kültürünün anavatan› Türkiye olamaz
etkileyebiliyor. Yunanistan’õn AB içindeki konumu m›?
ile elde edebildiği ağõrlõk, Çin’in etkinliğinin üstüne
çõkabiliyor.

30 31
Serbest piyasa ekonomisini savunan gelişmiş ülkeler, Gelişmekte olan ülkelerin tarõmsal ürün ihracatõnõn
en büyük devlet müdahalesini tarõm sektörüne $170 milyar olduğu göz önüne alõndõğõnda bu
sağladõklarõ desteklerle yapõyorlar. desteklerin ne kadar ciddi bir soruna yol açtõğõ daha
iyi anlaşõlabilir.
Dünya Bankasõ tarafõndan hazõrlanan kapsamlõ bir
çalõşma, gelişmiş ülkelerin tarõm sektörüne yaptõlarõ Gelişmiş ülkelerdeki çiftçiler ürünleri için dünya
müdahalelerin hem kendi ülkelerinde, hem de dünya fiyatlarõnõn %40-60 fazlasõnõ alõyorlar. Üstelik
da fakirliği artõrdõğõnõ açõkça ortaya koyuyor. sanõlanõn aksine bu destekler gerek ABD’de, gerekse
AB’de kendi ülkelerindeki fakir çifçilerden daha çok
Küresel büyümenin sürdürülebilmesi ve fakirliğin zengin çiftçilere gidiyor.
azaltõlmasõ için gelişmiş ülkelerde politikacõlarõn,
dolayõsõyla devletlerin, yapmalarõ gerekenlerin Örneğin, ABD Tarõm Bakanlõğõnõn bir çalõşmasõna
başlarõnda tarõmsal politikalarda ciddi bir reform göre ABD’de verilen tarõmsal desteklerin yaklaşõk
gerçekleştirmek geliyor. yarõsõnõn ABD’deki tarõm sektöründe çalõşan nüfusun
en zengin %8’i tarafõndan alõndõğõ belirlenmiş. Bu
Küresel gelişmeye önemli bir katkõda bulunacak destekler, sadece dünya ticaretini ve başka ülkelerdeki
olan tarõmsal reformu başlatanlar geniş kitlelere fakirleri değil, aynõ zamanda ABD’deki fakir çiftçileri
zenginlik getiren bir küresel liderlik göstermiş de olumsuz etkiliyor. Tarõm alanlarõ büyük çiftlik
olacaklar. sahipleri elinde toplanõyor, kimyasal gübre tüketimi
artõyor, tabii üretim metodlarõ yerini genetik olarak
Dünya Bankasõ raporuna göre 1990’larda gelişmiş değişime uğramõş ürünlere bõrakõyor.
ülkeler ortalama %2 büyürken, gelişmekte olan
ülkeler %5 büyüme göstermişler. Aynõ dönemde Bu desteklerin yanõsõra, gelişmiş ülkelerin genellikle
gelişmemiş ülkeler ancak %2 büyüme kaydetmiş ve sağlõk gerekçesiyle koyduklarõ tarõmsal ürünler için
en fakir ülkeler ise ekonomik olarak küçülmüşler! uygulanan kontroller, dünyadaki tarõmsal ürürn
Yüzde beş büyüme gösteren ve 3 milyar insanõn ticaretini önemli ölçüde engelliyor.
yaşadõğõ 24 ülkede aynõ zamanda ortalama yaşam
süreleri ve okullaşma oranlarõnda da önemli Bu nedenle, gelişmiş ülkelerde tarõmsal ürünlerin
iyileşmeler kaydedilmiş. Bu ülkelerin ortak fiyatlarõ yükseliyor, tüketimiş azalõyor, ve vergi
özellikleri, küreselleşme sürecine aktif katõlõm gelirleriyle desteklenen ürünlerin ihracatõ artõyor.
sağlayacak politikalarõ uygulamõş olmalarõ. Aynõ zamanda, gelişmiş ülke tarõm üreticilerinin
dünya arz talep dengesine duyarsõz hale getirilmiş
TARIMSAL DESTEKLER Diğer taraftan 2 milyar insanõn yaşadõğõ Afrika, Orta oluyor. Böylelikle, gelişmiş ülkelerdeki yüksek
Doğu ve bazõ Asya ülkelerinde gözlenen eksi büyüme fiyatlar, dünya piyasalarõnda düşük ve değişkenliği
oranlarõnõn nedenini ise hem kendi devlet yüksek fiyatlara sebep oluyor. Bu durum fakir
politikalarõnõn yetersizliğinde, hem de gelişmiş ülkeleri ve bu ülkelerin çiftçilerini olumsuz olarak
ülkelerin uyguladõklarõ korumacõ politikalarda aramak etkiliyor.
gerekiyor.
Kõsacasõ, zengin ülkelerin korumacõlõğõ, fakir
Fakir ülkelerin küreselleşme sürecine aktif katõlõmõnõ ülkelerin gelişmesini engelliyor.
sağlayacak rekabet avantajlarõ, sadece tarõm ve emek Bu olumsuzluklarõ gidermenin yolu tarõm ürünleri
yoğun sektörlerinde bulunuyor. Ancak, gelişmiş piyasalarõndaki devlet desteklerini ve müdahalelerini
ülkelerdeki korumacõlõğõn yüksek olduğu alanlar da en aza indirmektir.
tarõm ve tekstil gibi emek yoğun sektörler!!
Dünya Bankasõ’nõn tahminlerine göre tarõm
Günde iki dolardan az kazananlarõn ürettikleri sektöründe ticaret serbestisinin getirilmesi gelişmekte
ürünlerdeki korumacõlõk, daha zengin kesimlerin olan ülkelerin büyüme hõzlarõnõ kalõcõ olarak %0.5
04.05.2002 ürettiklerine göre en az iki misli daha yüksek !! artõracak. Bu 2015 yõlõna kadar 300 milyon insanõn
Tarife dõşõ engeller de yine bu sektörlerde fakirlik sõnõrõnõn üstüne çõkmasõnõ sağlayacak. Böyle
yoğunlaşõyor. bir serbestleşmenin gelişmekte olan ülkelere ilk on
yõl içinde $1.5 trilyon artõ gelir sağlayabileceği
Örneğin, gelişmiş ülkelerin çiftçilerine verdikleri hesaplanõyor. Benzer şekilde, gelişen dünya ticareti
destekler günde 1 milyar dolara yaklaşõyor. Bu ve zenginleşen dünya vatandaşlarõ sayesinde gelişmiş
miktar her sene yükselmekte ve gelişmiş ülkelerin ülkelerin de $1.3 trilyon kazanacaklarõ tahmin
fakir ülkelere sağladõklarõ yardõm miktarõnõn altõ ediliyor.
katõndan fazla! Gelişmiş ülkelerin tarõm sektörü
destekleri 2000 yõlõnda $327 milyar ve bu ülkelerin Bu kadar ciddi bir kazan-kazan potansiyelinin olduğu
GSMH’larõnõn %1.3’üne ulaşmõş durumda. bir konumda liderlik göstererek tarõmsal reformu
başlatanlar geniş kitleler tarafõndan takdir ile
Diğer taraftan, fakir ülkelere sağlanan yardõmlar da anõlacaktõr.
1980’lerden beri düşüşte ve bugün gelişmiş ülklerin
GSMH’larõnõn %0.2’sini oluşturuyor.

32 33
kalitesini ve verimliliği artõracak yaratõcõlõğõ ortaya
Yaşamõn temelini oluşturan temiz su kaynaklarõnõn çõkaracaktõr.
gitgide tükenmesi ve kirlenmesi dünyanõn en önemli
problemlerinden biri haline geliyor. Suyun ekolojik
Günümüzde, mevcut ekonomik üretimi ve yaşam
dengeleri bozacak düzeyde tüketimi ve kirletilmesi
kalitesini hiç azaltmadan su talebini endüstride 40-90%,
sorununa çözüm bulabilmek, yeryüzünün 50%’sini
şehirlerde 10-50%, tarõmda ise 30% oranõnda azaltacak
kaplayan ve dünya nüfusunun 40%’nõn yaşadõğõ bir alana
teknolojiler mevcuttur. Önemli olan bunlarõ hayata
yayõlmõş olan 300 su havzasõnõn iyi yönetilmesini
geçirecek teşvik mekanizmalarõnõn ortaya konulmasõdõr.
gerektiriyor.
Yakõn zamana kadar su yönetimi tamamen devletler
Dünyada yaşamõn sürdürülebilir kõlõnmasõ için insanlarõn
tarafõndan üstlenilmekte iken, artõk Sivil Toplum
karşõlõklõ bağõmlõlõklarõnõ çok daha iyi anlamalarõ
Kuruluşlarõ (STK) bu alanda yönlendirici roller oynamaya
gerekiyor. Bir bölgedeki aşõrõ enerji tüketiminin, global
başlamõşlardõr. Yoksulluğun azaltõlmasõna katkõda bulunan
õsõnma sebebiyle diğer bir bölgede sel baskõnlarõna yol
sivil toplum girişimleri tartõşarak, kaynak oluşturarak
açtõğõ, Afrika’da oluşan ve başta pek önemsenmeyen bir
ve örgütleyerek ihtiyacõ olanlara gerekli su kaynağõnõ
hastalõğõn Amerika’da salgõn hale geldiği ya da terörist
ulaştõrmaktalar. STK’lar ve uluslararasõ kurumlar bu
saldõrõlarõn kendilerini besleyenleri hedef aldõğõ
sorunlarõn çözümünde merkezde yer alõrken, katõlõmcõ
dünyamõzda, su sorunu, küresel yönetimin gerekli olduğu
demokrasinin gelişmesini de sağlõyorlar. Bu kurumlar
önemli bir alan olarak karşõmõza çõkõyor. Kaçõnõlmaz
devletin yerini almak değil, tam tersine ona destek
olan, yönetim sistemlerinin ve bakõş açõlarõnõn küresel
olduklarõnda sorunlarõn çözümüne önemli katkõlar
bir boyut kazanmasõdõr.
sağlayabiliyorlar.
Su yaşamdõr, su güçlüdür. Suyun gücü milyonlarca
Hayati değer olan suyla ilgili çözümlerde uluslararasõ,
insanõn yer değiştirmesine yol açar. Suyun yetersizliği
bölgesel, sektörel ve azõnlõklar dahil tüm paydaşlarõn
kuraklõk, fazlasõ ise sel nedeniyle insanlarõ yurtlarõndan
ortak yaklaşõmõ ve beraberce karar almalarõ kaçõnõlmazdõr.
eder.
Böylesine ortak bir mesele için geliştirilebilecek
Çağõmõzda su tüketimi geometrik olarak artmaktadõr.
önerilerden biri suyun kullanõmõna yönelik “küresel su
20. yüzyõlõn ilk 80 yõlõnda dünyada kişi başõna düşen su
vergisi” olabilir. Bu vergi, günlük olarak 50 litreden
kullanõmõ 200% artmõştõr. Bu artõşõn karşõlanmasõ için
daha fazla tüketim yapan her kişiden fazla tüketimi
temiz su kaynaklarõnõn kullanõmõo 566% oranõnda arttõ.
oranõnda alõnmalõ ve temiz suya erişimi bulunmayan
Yaşamõn suya dayandõğõnõ düşünürsek, bu trend dünyanõn
insanlarõn durumlarõnõn iyileştirmesi için kullanõlmalõ.
geleceği için kritik bir tehlike oluşturuyor.
Bu vergi dünya üzerindeki tüm insanlarõn yaşamsal
SU ve Ortalama bir insanõn yaşamõnõ sürdürebilmesi için günlük
haklarõ olan günde 50 litre kullabilir duruma gelene
kadar devam etmeli.
5 litre, temizlik, yemek pişirme gibi diğer yaşamsal
KÜRESEL YÖNETİM faaliyetler de gözönüne alõndõğõnda günlük 50 litre suya
ihtiyacõ vardõr. Oysa bir A.B.D. vatandaşõ günde 250-
İnsanoğlunun birbirine olan bağõmlõlõğõ gün geçtikçe
artõyor ve dünyanõn kaderi herkesin ortak kaderi oluyor.
300 litre su tüketirken, dünyada her beş insandan biri
Unutmamalõyõz ki, küresel bir kaynak olan suyun
güvneli içme suyuna erişememekte ve her yõl 5 milyondan
kullanõmõnda küresel karar alma mekanizmalarõ
fazla kişi (tüm savaşlarda ölenlerin 10 katõ) suszuluğun
kullanõlmalõ ve başkalarõnõn haklarõ da gözetilmeli.
yol açtõğõ hastalõklardan ölmektedir. Bu durum dünyada
su yönetiminin güçlüğüne ve önemine işaret eder.
13. yüzyõl şairlerimizden Yunus Emre’nin söylediği gibi
“başkasõna, sana davranõlmasõnõ istediğin gibi
Böylesine temel bir ihtiyacõn herkese ücretsiz olarak
davran” felsefesi dünyanõn geleceğini yönlendirmede
sağlanmasõ gerektiği düşünen birçok kişi vardõr. Ancak,
kritik önem taşõmaktadõr.
suyun doğanõn yaşama bir armağanõ olduğunu düşünenler
suyun yeraltõndan çõkarõlmasõ, taşõnmasõ, barajlarõn
Günümüzde yükselen değerler olarak görülen
yapõmõ, ve pompalarõn işletilmesini insana bõraktõğõnõ
“demokrasi” ve “insan haklarõ”, insanlarõn geleceklerinin
da unutmamalõldõr. Evet su haktõr, ama her hak bir
kaderini belirleyen kararlarda katõlõmcõ olmalarõ ile anlam
sorumluluğu ve yükümlülüğü getirir. Suyun suni olarak
taşõmaktadõr.
düşük fiyatlandõrõlmasõ, verimsiz kullanõmõna ve hizmet
15.06.2002 sunumuna yol açar.
Bunun için gerekli şartlar, “bilgiye erişim” ve “katõlõmcõ
karar mekanizmalarõ”dõr. Bu şartlarõ sağlamak bilgi
çağõnda yaşayabilmekle mümkündür. Dünyanõn
Suyun bir değerinin olduğu ve verimsiz kullanõmõnõn
neresinde olursa olsun katõlõmcõ demokrasiyi sağlamak
yaşamõn sürdürülebilirliğini azalttõğõ unutulmamalõdõr.
artõk bir küresel sorumluluktur ve uluslarõn sõnõrlarõnõ
Suyu kullanarak ve kirleterek tüketenler, dünyanõn
aşarak, uluslararasõ bir toplumu ilgilendirir.
geleceğine yönelik araştõrma ve yatõrõmlarda kullanõlmak
ü zer e b ir b ed el ö d emek d u ru mu n d adõrl ar.
Eğer “su” gibi dünyanõn geleceğini ilgilendiren bir
Suyu bir ticari varlõk olarak görmek verim ve etkinlik
konuda kararlar alõp, çözümler üretiyorsak ve eğer insan
artõşõnõ sağlar. Suyun yer değiştirme özelliği suyun
haklarõ ve demokrasiye inanõyorsak, insanlarõ eğiterek
mülkiyet haklarõnõn ve kontrolünün belirlenmesini
onlara “dünya vatandaşõ” olma bilincini kazandõrmak
zorlaştõrmaktadõr. Pazar mekanizmasõnõ oluşturmak için
için çabalamalõyõz.
birçok ülkenin bugün yapmadõğõnõ yaparak, mülkiyet
haklarõnõ net biçimde tanõmlamak gerekli.
Sürdürülebilir bir gelişim ve dünya barõşõ için
Uluslararasõ su pazarlarõnõn oluşumu ve su ticaretinin
kararlarõmõzõn başkalarõna olan etkilerini göz önüne
temelini oluşturduğu ekonomik bağõmlõlõklar,
anlaşmazlõklarõn önüne geçmek için de iyi bir araç olarak alarak hareket etmemiz gerekir. İyi yönetim öncelikle,
kullanõlabilir. Pazar dengeleri, suyun miktarõnõ ve kişinin kendini iyi yönetmesidir. Kendisi için istediğini,
diğerleri için de isteyebilme olgunluğuna erişebilmesidir.

34 35
Devletin en önemli rolü güvenlik ve istikrar görür” şeklinde yansõmasõnõ getiriyor. CNN’de
sağlamak. Özellikle 11 Eylül’den sonra küresel verilmeyen bilgi, El Cezire TV’de; orada
tehdit algõlamasõnda önemli değişimler yaşanõyor. bulunmayan bilgi, internet aracõlõğõ yla anõnda
Artõk savaş açmak için insanlarõn bir devlet olarak geniş kitlelere ulaşõyor. Dolayõsõyla, gerek kişisel,
örgütlenmelerine ihtiyaç kalmadõ. Kimliği, sõnõrlarõ gerek kurumsal, gerekse toplumsal gizlilik ortadan
ve gücü belirsiz (terörist olarak nitelendirilen) kalkõyor. Bilgiye sahip olanlarõn bu durumdan
topluluklar da dünyanõn en güçlü silahlõ faydalanarak üstünlük elde ettikleri dönemler
kuvvetlerine sahip bir devlete savaş açabiliyorlar! kõsalõyor.

Örgütlü suç şebekeleri, uyuşturucu, silah, insan İstesek de istemesek de, teknolojik gelişmeler ve
ve organ ticaretinde küresel boyutlar kazanõyor. demokrasi anlayõşõyla gelen düşünce özgürlüğü
İnsanlõk, kimyasal, biyolojik ve nükleer kitle imha yönetimde şeffaflõğõ artõrõyor. Artan şeffaflõk ise
silahlarõnõn tehdidi altõnda. Gelecekte, insanlõğõn toplumlarõ hem içe, hem de dõşa yönelik
uzaydan gelebilecek tehditlere karşõ tedbir almasõ politikalarda tutarlõ olmaya yöneltiyor.
gerekebilecek.
Özetle, ne kadar güçlü olurlarsa olsunla devletler,
Tehditlerin küreselleşmesinin ortak kök nedenleri küreselleşen tehditlerle tek başlarõna başa
var: çõkamayacaklar. Dolayõsõyla, küresel tehditlerle
başa çõkabilmek için küresel boyutta
(i) Teknolojiye ulaşõmõn kolaylaşmasõ. Büyük örgütlenmek gerekiyor.
devletler teknolojik gelişmeler sonucunda
birçok konudaki tekellerini kaybetmeye Soğuk savaş döneminde örgütlenen NATO,
başladõlar (biyolojik silahlar gibi), birçok diğer kendisini bu yeni ortamda yenileyerek küresel bir
alan da ise uluslararasõ anlaşmalarla üstünlük- güvenlik sistemine dönüştürebilir mi? Bunun için
lerini korumaya çalõşõyorlar (nükleer silahlar öncelikle toplumsal yaklaşõmlarõmõzda ve
gibi). zihinlerde önemli bir değişim gerçekleştirmeliyiz.
(ii) Dünya üzerindeki dengesizlikler. Dünya
üzerinde yaşayan insanlarõn yaklaşõk beşte biri 1. Artõk güvenlik sadece silahlõ kuvvetlerce
günde $1 gelirle yaşamlarõnõ sürdürmeye çalõş- sağlanabilecek bir hizmet değil. İnsanlarõn
KÜRESEL NATO õyor, yaklaşõk yarõsõ ise günde $2 ile idare karşõlõklõ bağõmlõlõğõnõn arttõğõ bir ortamda,
ediyor. Dünyanõn etkin devletleri her yõl silah ağlarõn güvenliği bu ağlara üye olanlarõn
harcamalarõ için $600 milyar harcarken, tarõm hepsinin sorumluluğundadõr. Dolayõsõyla,
sektöründeki vatandaşlarõna $300 milyar süb- tehditlerin ve savunma stratejilerinin gizli
vansiyon verirken, az gelişmiş ülkelere yaptõk- tutulmasõ yerine, herkesin tehdit duyarlõ
larõ yardõmlarõn toplamõ $60 milyarõ bulmuyor. lõğõnõn ve savunma sorumluluğunun
Üstelik nüfus artõş hõzlarõna bakõldõğõnda gel- artõrõlmasõ gerekiyor.
işmiş ülkelerdeki insanlarõn oranõ düşüyor. Bir 2. Bu nedenle, devletlerin güvenliği sağlaya-
başka dengesizlik örneği, hayatõn temelini bilmek için kendi örgütlenmesi içindeki çeşitli
oluşturan suyun kullanõmõnda ortaya çõkõyor. birimlerin güvenlik sorumluluğunu paylaşma-
Ortalama bir insanõn yaşamõnõ sürdürebilmesi larõ gerekiyor. Örneğin, sağlõk bakanlõğõnõn,
için günlük 5 litre, temizlik, yemek pişirme belediye hizmetleri sunanlarõn telekomüni-
gibi diğer yaşamsal faaliyetler de göz önüne kasyon hizmetlerini düzenleyen ve denetleyen
alõndõğõ nda günlük 50 litre suya ihtiyacõ vardõr. birimlerin güvenlik konusunda ortak çalõşma
Oysa bir A.B.D. vatandaşõ günde 250-300 litre becerisine ulaşmalarõ gerekiyor.
03.10.2003 3. Sağlõklõ bir güvenlik sisteminin iş dünyasõna
su tüketirken, dünyada her beş insandan biri
güvenli içme suyuna erişememekte ve her yõl ve sivil toplum örgütlerinin de desteğine ihtiya-
5 milyondan fazla kişi (tüm savaşlarda ölen- cõ var. Bu nedenle strateji ve politikalarõn oluşt-
lerin 10 katõ) susuzluğun yol açtõğõ hastalõk- urulma sürec inden, iletişim sürecine kadar
lardan ölmektedir. Benzer bir durum dünya birçok boyutta işbirliği anlayõşõnõn benim-
enerji kullanõmõ konusunda da geçerli. senmesi gerekiyor.
Küresel õsõnmaya en çok katkõ yapan ve en 4. Küresel tehditlerle baş edebilmek için küresel
ucuz enerji kullanõmõna sahip ülkelerden biri boyutta, tutarlõ ve meşru hukuk ve yönetim
olan A.B.D.’nin Kyoto Protokoluna katõlma- sistem lerine ihtiyaç olduğunu kabullenmek
masõ tepki çekiyor. ve bu niteliklere sahip bir yapõlanmaya yeterli
düzeyde yetki ve sorumluluk devrinin yapõl-
(iii)İletişim teknolojilerindeki gelişmeler. masõ gerekiyor.
Herkesin, her yerde bilgiye erişebilme yeteneğ-
inin artmasõ, birçok dindeki “Tanrõ her şeyi
görür” anlayõşõnõn, “Küresel toplum her şeyi

36 37
Küresel boyuta tutarlõ olabilmek, birçok temel Özetle, günlük hayatõmõzõ ilgilendiren konular
değerin uygulanmasõnda insanlõğõn zor kararlar küresel bir nitelik kazandõkça, yönetim
vermesi anlamõna gelecektir. Örneğin, sistemlerimiz ve bakõş açõmõz da küresel bir
ülkelerbazõnda savunduğumuz demokrasinin her boyut kazanmalõ. Küçülen dünyada
insana eşit bir oy ilkesi, küresel sistemin meşrutiyeti çevremizdekilerin sorunlarõnõn bizim de
için de geçerli olabilir mi? Yoksa, büyüklüğü ne sorunlarõmõz olacağõ bilinci oluşmalõ. Bu nedenle,
olursa olsun, uluslararasõ sistemde her devletin her boyutta iyi yönetim ilkelerinin hayata
oyu eşit mi olmalõdõr? Ya da, devletler askeri geçmesini talep etmeliyiz.
güçleri ağõrlõğõnda oy mu kullanabilmeliler? Veya,
devletlere ve/veya şirketlere ve/veya insanlara İyi yönetim, tutarlõ davranõşlarla karşõlõklõ güvenin
ekonomik ağõrlõklarõ doğrultusunda oy hakkõ mõ oluşturulmasõna dayanõr. İyi yönetim, gerçek adalet
verilmeli? Peki, zaman içinde bu konulardaki duygusunun yansõtõldõğõ bir bilgelik gerektirir.
ağõrlõk değişiklikleri, küresel yönetim sisteminin Anadolu geleneğinde çok önemli bir yeri olan
meşruiyetini korumak için nasõl değişmeli? tasavvuf felsefesi bu konuda bize önemli ipuçlarõ
veriyor. Hoşgörü ve ahenge dayanan bu anlayõşa
Bir başka yaklaşõm, askeri ve teknolojik olarak göre iyi yönetim aslõnda kendimizi yönetmek
diğer devletlerle arasõndaki farkõ açmõş olan demektir. İyi yönetim kendimizi korkularõmõzdan
A.B.D.’nin küresel konularla ilgili kararlarõn kurtarmak, gözlerimizi ve yüreklerimizi yeni
verilmesinde ve uygulanmasõnda tek başõna hareket perspektiflere açmak ve “kendimiz için ne
etmesi olabilir mi? Böyle bir durumun geçerli istiyorsak, karşõmõzdaki için de onu
olmasõ durumunda, küresel meşruiyet kazanmak isteyebilmek” demektir.
üzere A.B.D. başkanlõk seçimlerinde, (seçilecek
başkanõn küresel konular üzerindeki ağõrlõğõ göz Esas olan, insanlarõn kendi geleceklerini
önüne alõnarak) oylarõn belli bir kõsmõ, örneğin biçimlendirmede söz sahibi olmasõ, küresel karar

Türkiye
%20’si, diğer ülkelerin vatandaşlarõ tarafõndan alma süreçlerine katõlabilmesidir. Modern çağõn
verilebilir mi? insan haklarõ ve demokrasi kavramlarõnõn içeriği
budur. Yönetim kavramõndan, katõlõmõ ve
İkinci dünya savaşõndan sonra kurulan Birleşmiş
Milletler, Dünya Bankasõ, IMF, Dünya Ticaret
Örgütü ve NATO gibi uluslararasõ kurumlar yeni
dünya gerçekleri çerçevesinde hem karar alma ve
uygulama becerilerini, hem de meşruiyetlerini
karşõlõklõğõ ifade eden “yönetişim” (governance)
kavramõna geçişin temelinde de bu dönüşüm var.

Sürdürülebilir bir gelişme ve dünya barõşõ için


Türkiye
yitirmeden yeniden yapõlanacaklarsa, bu tip aldõğõmõz kararlarõn başkalarõnõ nasõl etkilediğini
sorularõn şeffaf bir süreç içinde çözümlenmesi iyi anlamalõ ve kendimizi bencillikten arõndõracak
gereklidir. bilgelik düzeyine erişmeliyiz. Bu yöndeki
girişimlerde ve çalõşmalarda bireylere, sivil toplum
Genişleme sürecindeki AB’nin de yeni anayasa örgütlerine, iş dünyasõna, devlet adamlarõna ve
oluşturmasõ, benzer sorularõn üstü kapalõ olarak uluslararasõ kurumlarõn yöneticilerine önemli
cevaplandõrõldõğõ ve mevcut dengeleri korumaya görevler düşüyor.
çalõşan bir süreç ile değil, bu nitelikteki sorularõn
açõk ve şeffaf bir biçimde çözümlenmesi ile kalõcõ NATO gibi çok önemli değerlere sahip ve küresel
bir tutarlõlõğa kavuşabilecektir. güvenlik sisteminin yeniden yapõlandõrõlmasõnda
önemli bir rol almaya aday bir kurumun geleceğini
NATO geçmiş deneyimleri, karar verme altyapõsõ, Türkiye’de tartõşõrken, bu topraklarda gelişmiş
ortak lisan geleneği, güçlü yatõrõmlarõ, ve barõşõ “kendimiz için ne istiyorsak, karşõmõzdaki için de
sağlama konusundaki birikimi ile küresel güvenlik onu isteyebilmek” felsefesinin küresel yönetim
sağlamak için meşru bir zemin oluşturmaya anlayõşõna yansõtõlmasõnõ sağlamayõ başarabilirsek,
adaydõr. küresel güvenliğin sağlanmasõna önemli bir katkõ
yapmõş oluruz.
Ancak, NATO’nun misyonunun küresel bir
boyut kazanabilmesi için karar
mekanizmalarõnõn da küresel bir boyut
kazanmasõ gereklidir.

Örneğin, Hindistan ve Çin’in karar


mekanizmalarõna katõlmadõğõ bir kurumun küresel
meşruiyet kazanmak konusunda önemli zaaflarõ
olacağõ unutulmamalõdõr.

38 39
Bir ülkenin rekabet gücünü belirlemede en etkili Verimsizlikle mücadelenin de en az yolsuzlukla
performans ölçütü gelişmenin geçmişle değil, mücadele kadar önemli olduğunu
diğer ülkelerle karşõlaştõrmasõdõr. Dünya Ekonomik unutmamalõyõz. Örneğin, elektrik fiyatlarõ
Forumu’nun ortak bir metodoloji ile ülkelerin açõsõndan 69. sõradayõz. Ayrõca, birçok konuda
performanslarõnõ karşõlaştõran “2001 yõlõ Küresel koyulan harçlarla vatandaşõ ve firmalarõ haraca
Rekabet Raporu” yayõnlandõ. Ülkemiz 75 ülke bağlamanõn rekabet gücüne olumsuz etkilerini
içerisinde rekabet gücü açõsõndan 33. olarak yeterince değerlendirmiyoruz. Enerji Üst Kurulu
değerlendiriliyor. Bu konum geçen bir önceki elektrik piyasasõnõ düzenleyip denetlerken, en
yõlõn dört sõra altõnda. Ancak, asõl endişe verici önemli performans kriteri kendi maliyetini dahil
değerlendirme rekabet gücünün gelişme hõzõ ederek ülkemizdeki enerji fiyatlarõnõn dünya
açõsõndan konumumuz. Maalesef, bu endekse göre karşõlaştõrmalarõna göre rekabetçi düzeyde
Türkiye 54. sõrada. Bu konuda bir sene içinde olmasõnõ sağlamasõdõr. RTÜK, BDDK, IMKB
bizi 14 ülke geçmiş! Çalõşmada çoğunlukla 2000 gibi kurumlarõn düzenledikleri piyasalar üzerinden
yõlõ verileri kullanõldõğõ da göz önüne alõnõrsa aldõklarõ komisyonlarõn, bu piyasalarõn rekabet
durumun ciddiyeti daha iyi anlaşõlõyor. gücünü nasõl etkiledğini iyi değerlendirmek
zorundayõz.
Çalõşmanõn detayõna bakõlõnca Türkiye için ilginç
dersler çõkõyor. Bilgi ve iletişim teknolojilerine devletin verdiği
öncelik açõsõndan da 69. sõradayõz. Ar-ge’ye verilen
Dünyayla rekabet edebilmek için öncelikle dünya önem açõsõndan da atõlõm yapmalõyõz. Bõrakõnõz
ile kõyaslamalara önem vermeli ve değişim gelişmiş ülkeleri, Kore, İsrail ve Tayvan gibi
hõzõmõzõ artõrmalõyõz. 2000 yõlõ verilerine dayanan rekabet etmek zorunda olduğumuz ülkelerde bile
bu rapor çok enteresan bir şekilde Türkiye için bizim GSMH’dan ar-ge’ye ayõrõlan pay bizimkinin
önemli zaafiyet alanlarõ arasõnda bankalarõn ve 4-6 katõ ! Bunun sonucu olarak da dünyada elde
banka denetimlerinin zayõflõğõnõ gösteriyor. Bu edilen patent haklarõ açõsõndan durumumuz
açõdan Türkiye 75 ülke arasõnda 71. olarak vahim. Tayvan’da her bir milyon kişi için senede
değerlendiriliyor. Bir önceki yõl da aynõ zaafiyete 210, İsrail’de 135, Kore’de 70 patent kazanõlõrken,
dikkat çekiliyordu. Bu konudaki değerlendirmeleri Türkiye’de her on milyon kişiye bir patent düşüyor.
zamanõnda ciddiye almamanõn bedelini ağõr
KÜRESEL REKABET GÜCÜ ödüyoruz. Yaratõcõlõğõn finansmanõnõ sağlayan girişim
sermayesinin bulunabilirliği açõsõndan 72.
Bürokrasinin maliyeti açõsõndan sõramõz 69. Kamu durumdayõz. Dünyada en büyük kazanç
çalõşanlarõnõn yetkinliği açõsõndan ise 67. sõradayõz. yaratõcõlõğa, bilgiye, teknolojiye ve insana yapõlan
Demek ki, kamu sektöründe daha nitelikli yatõrõmlardan sağlanõyor.
elemanlarõ istihdam edecek politikalarõ
uygulamalyõz. Kamu istihdam politikasõ işsizlik İşte bunun için, ülkemizde de kaynaklarõ
sigortasõ anlayõşõyla değil, nitelikli personelle yaratõcõlağa yönlendirme konusunda önemli bir
sonuç odaklõ çalõşma anlayõşõyla oluşturulmalõ. atõlõm ihtiyacõ ve potansiyeli var.
Ülkemizin gündeminde olan devlet personel ve
performans yönetimi reformlarõ ciddiye Görülüyor ki, küresel rekabet gücümüzü artõrmak
alõnmalõ. için toplum olarak zihniyet reformuna ihtiyacõmõz
var: Ülkemizin küresel rekabet gücünü ancak, her
Vergi kaçõrma ve ücretlerin kayõt dõşõ olmasõ bireyin, her kurumun faaliyetlerini ekonomik
açõsõndan sõralamamõz 74. Bizim altõmõzda kalan verimlilik anlayõşõna göre yönlendirmesi; toplumsal
01.02.2002 sorumluluklarõnõ yerine getirmesi; bilgi, teknoloji
tek ülke Filipinler! “Ne kaçõrõrsam kardõr”
anlayõşõnõ ortadan kaldõrmak için vergi bazõnõ ve yaratõcõlõk geliştirmeye yatõrõm yapmasõyla
genişletmeli, vergi adaletini sağlamalõ ve vatandaşa artõrabiliriz.
vergilerin verimli kullanõldõğõ güvencesini
verebilmeliyiz.

Diğer yandan, devletten iş almak için yapõlan


kayõtdõşõ ödemeler açõsõnda 62. sõradayõz. Demek
ki, yolsuzlukla mücadele de gündemimizin ön
sõralarõnda yer almalõ.

40 41
Ülkemizin rekabet gücünü artõrmak için sadece sonuçlar alabiliyorlar; yeni müşteri edinme veya
kamu sektöründe değil, özel sektörde de zihniyet eski müşterilere yeni ürünler sunmada daha başarõlõ
değişimi gerekiyor. Dünya Ekonomik olabiliyorlar ve rakiplerinden gelecek tehditlere
Forumu’nun “2001 yõlõ Küresel Rekabet Raporu” karşõ koyabilmek için müşterilerini kaybetmeksizin
bu konuda belirgin ipuçlarõ veriyor: Yetmişbeş zaman kazanõyorlar.
(75) ülkenin rekabet gücünü ve bu konudaki
gelişme hõzõnõ karşõlaştõran rapora göre Ülkemizin En önemli rekabet unsurunun zaman olduğu bir
konumu şirket seviyesinde yeni buluşlar açõsõndan dönemde, belki de, en önemli kazanõm tehditlere
71.; özel sektörün Ar-ge faaliyetlerine verdiği cevap verecek zamanõn kazanõlmasõdõr.
önem ve ayõrdõğõ kaynak açõsõndan 65.; ürün ve Rekabet gücü sadece üretim ve pazarlama ile değil,
üretim teknolojisi geliştirmede şirketler arasõ aynõ zamanda ürün ve hizmetin zamanõnda
işbirliği açõsõndan 74.; yeni ürün tasarõmõ müşteriye ulaştõrõlmasõyla da sağlanõyor. Örneğin,
açõsõndan 69.; satõn alõmcõlarõn kalite ve ürün ülkemizin turizmden elde ettiği katma değerin
geliştirmeye verdikleri önem açõsõndan 65.; sõnõrlõ olmasõ, bu konudaki dağõtõm kanallarõnda
uluslararasõ pazarlarda ürünlerinin dağõtõm hakimiyet kurmamamõş olmamõzdan
kanallarõna hakimiyeti açõsõndan 57.; uluslararasõ kaynaklanõyor. Bu nedenle, işlerimize değer
marka yaratma açõsõndan 68.; internet kullanõmõ zincirinin bütününü değerlendiren bir bakõş açõsõyla
açõsõndan 71.;müşteri odaklõlõk ve profesyonelliğe yaklaşmalõyõz.
verilen önem açõsõndan 56.; şirket yönetim
kurullarõnõn etkinliği açõsõndan 72.’cilik olarak Zaman ve mekan bağõmlõlõğõnõ azaltan internet
belirlenmiş! devrimi dünyada şirketlerin iş yapma biçimlerini
değiştiriyor. Odaklanma ve işbirliği ağlarõ kurma
Küresel rekabet gücümüzü artõrmak istiyorsak, kavramlarõ verimliliği artõrõyor. Bu konuda kalõcõ
özel sektörümüzün bu konulardaki performansõnõ başarõ karşõlõklõ güven anlayõşõnõn şeffaflõğõn, hesap
75 ülkenin en düşük %20’si arasõndan çõkarmasõ verme sorumluluğunun artmasõyla sağlanõyor.
ve bugünkü düzeyin çok ötesine taşõmasõ gerekli. Kõsacasõ, internet devrimi bir teknolojik
dönüşümden çok kültürel değişimi ifade ediyor.
Bugün ülkemizde sermaye birikimi sõnõrlõ olmasõna Bu değişimin gerisinde kalmak, çağõn gerisinde
karşõn, tekstil, otomotiv, bankacõlõk gibi birçok kalmak demektir.
KÜRESEL REKABET GÜCÜ (2) sektörde sermaye kontrolu açõsõndan dağõnõklõk
Şirket yönetim kurullarõnõn etkinliği ve bağõmsõzlõğõ
var. Birleşme yoluyla büyüme konusundaki atalet,
dünya pazarlarõnda Türk markalarõ için yeterli kurumsallaşmanõn önemli adõmlarõndan birini
yatõrõm yapõlamamasõ ve teknoloji geliştirmede oluşturuyor. Kurumsal yönetim sistemini kurabilen
dõşa bağõmlõlõk; yatõrõmlarõn yeniliği ve ucuz işçilik şirketler finansman maliyetlerini düşürerek rekabet
ile elde edilen rekabet gücünün süratle yitirilmesine gücü kazanõyorlar, yetenekli insan kaynaklarõnõ
sebep olacak. Ülkemizde asõl rekabetin birbirimizle cezbetme konusunda da rekabet avantajõ
değil, başka ülkelerdeki değer zincirleriyle sağlõyorlar, ve risklerini daha iyi yönetebiliyorlar.
olduğunu anlamazsak ve işbirliği kültürü
yaratamazsak rekabet gücümüzü artõramayõz. Özetle, Türkiye’nin iş dünyasõ zihniyet değişimini
farklõlõk yaratmaya; bilgi, teknoloji ve sürekli
Bilgiye ve bilgi üretmeye verdiğimiz önemi öğrenme ile yenilik ve verimlilik artõrmaya;
artõrmalõyõz. marka yaratmaya; işbirliklerine, değer zincirinin
Hem “Herşeyi ben bilirim” anlayõşõndan tümüyle güvenilir ve sürdürülebilir ilişkiler
uzaklaşmayõ, hem de bu konuya ayõrdõğõmõz kurmaya; ve kurumsallaşmaya verdiği önemi
08.02.2002 kaynaklarõ artõrmamõz gerektiğini anlamalõyõz. artõrarak sağlayabilir.
Kurumsal olarak yaratõcõlõk düzeyimizi artõrmak
sadece kaynaklarõ artõrmakla değil, aynõ zamanda
öğrenmeye odaklõ bir kurum kültürü oluşturarak
gerçekleştirilebilir.

Kurumsal markanõn yaratõlmasõ ve yönetimi ancak


planlõ ve disiplinli bir yaklaşõmla başarõya
ulaşabiliyor. Kurumsal marka değeri ancak üst
yönetim tarafõndan üstlenildiğinde ve kurumun
tüm fonksiyonlarõnõ içeren bir yaklaşõmla
yaratõlabilir. Başarõlõ bir kurumsal marka değerine
sahip kuruluşlar, pazarlama faaliyetlerini
rakiplerine göre daha az maliyetle yürütebiliyorlar;
dağõtõm kanallarõ ile pazarlõklarõnda daha iyi

42 43
Ekonomik etki alanõnõ büyütemeyenlerin yok
G eçmişi değiştiremeyiz, ama geleceği kazanabilir
olmaya mahkum olduğu bir dünyada özellikle
veya kaybedebiliriz. 2020 yõlõnda daha güçlü bir
kültürel ve yapõsal olarak yakõn olduğumuz
Türkiye, refah düzeyi daha yüksek vatandaşlar
pazarlarda yerimizi almak için çok yönlü çalõşmalar
istiyorsak, bugünden 2020 yõlõ için düşünce ve
gerekiyor. Bir taraftan devlet bu pazarlarõn
eylem olarak hazõrlanmalõyõz.
açõlmasõnõ sağlamayõ önemli bir hedef olarak
Hazõrlanmamõz gereken ortam, için önce 2020
benimsemeli, diğer taraftan da özel sektör bu
yõlõnda dünyanõn nasõl şekilleneceğine ilişkin
pazarlarda yatõrõma ve işbirliğine giderek önemli
öngörüyü ortaya koymalõyõz.
oyuncular arasõnda yer almalõ.
2020 yõlõnda bizi küreselleşmenin daha da
Ekonomik ölçek tanõmõnda da önemli değişiklikler
ilerlediği, ancak yerel farklõlõklara daha duyarlõ
gözlenmekte. Yeni teknolojiler üretim tesislerinde
bir dünya bekliyor; katõlõmcõ karar verme
ekonomik ölçek boyutlarõnõn küçülmesine yol
mekanizmalarõnõn sadece şirket değil, ülke ve
açarken, bilgi kaynaklarõ, teknoloji geliştirme,
dünya yönetiminde de daha çok kullanõldõğõ bir
marka, imaj ve dağõtõm kanallarõnda ekonomik
dünya bekliyor; bilgi üretmenin mal üretmekten
ölçekler büyümekte.
daha değerli olduğu, bireyin öneminin sadece
tüketici olarak değil, aynõ zamanda yurttaş ve
Ülkemizdeki sõnõrlõ sermaye ve bilgi birikimini
dünya vatandaşõ olarak arttõğõ bir dünya bekliyor.
dünya boyutlarõna getirebilmek, ölçek
ekonomilerini yakalayabilmek için şirket
Türkiye’yi ise Avrupa Birliği üyesi, ekonomik ve
birleşmelerinin önündeki gerek kültürel, gerekse
siyasi istikrara kavuşmuş, daha çok üreten,
yapõsal engelleri kaldõrmalõyõz.
uluslararasõ pazarlara satan, dünya markalarõna
sahip, daha küçük ancak daha etkin bir devlet
Entellektüel sermaye, finansal sermayeden daha
yapõsõna sahip, tarihsel ve kültürel mirasõyla
önemli. Lider ülkeler bilgili ve yaratõcõ beyin
dünyaya zenginlik katan bir ülke olarak
açõklarõnõ, bu özelliklere sahip kişileri ülkelerine
görebileceğiz. Avrupa’nõn ve bölgenin güvenliğinde
cezbederek kapatõyorlar. Türkiye olarak bilime,
söz sahibi, Avrupa ile Avrasya arasõnda enerji
Ar-Ge’ye ayõrdõğõmõz kaynağõn sõnõrlõ olmasõ,
köprüsü olan, komşularõ ile ilişkilerini ve ticaret
2020 İÇİN REKABET hacmini önemli ölçüde geliştirmiş, turizm açõsõndan
finansal sermaye kadar beyinleri de cezbetmemiz
gerektiğini ortaya koyuyor.
dünyanõn en çok ziyaret edilen ülkeleri arasõnda
STRATEJİLERİ yer alan, sporda ve sanatta kendinden söz ettiren,
Dolayõsõyla, bir yandan dünyanõn entellektüel
bilimsel gelişmeye katkõlarõ artmaya başlayan bir
sermayesini de ülkemize çekmek için çaba
Türkiye.
harcamalõ, diğer taraftan da bilim ve teknoloji
geliştirmeye verdiğimiz önemi ve yatõrõmlarõ
Ancak, bu görüşü hep birlikte paylaşmadõkça,
artõrmalõyõz.
bunun için hep birlikte çaba harcamadõkça sadece
istekli olmanõn yeterli olmayacak.
Türk toplumu büyük bir hõzla öğrenen, yenilikleri
hõzla benimseyen, atak bir toplum. Bir takõm
Günümüzde büyümenin önündeki en önemli engel
olarak çalõşabildiğimizde ne kadar büyük bir hõzla
ülke sõnõrlarõ değil, zihinlerdeki sõnõrlar. Ülke
yol aldõğõnõ başta spor olmak üzere birçok alanda
sõnõrlarõnõ aşan stratejiler geliştiren şirketler, belli
kanõtladõ. “Öğrenmek” ve “yenilikçilik” Türk
boyutlara gelince global oyuncu olabilecek
sanayiini ileriye taşõyacak kavramlar olarak ortaya
imkanlara kavuşuyorlar.
çõkõyor. Bu kavramlarõn yaygõnlaşmasõnõ sağlamak
14.12.2002 ve toplumsal yetkinliğimiz geliştirmek için, hem
Günümüz ekonomilerinde, şirket değerlerini
teknoloji eğitiminde, hem de eğitimde teknoloji
belirleyen önemli parametrelerden biri hizmet
kullanõmõnda hõzlõ bir gelişmeyi gerçekleştir-
verilen müşteri sayõsõdõr. Türkiye’nin çevre
meliyiz.
ülkelerinde büyük pazarlar var. Bu ülkelerdeki
şirketlerin değerleri düşük. Bizim bu ülkelerle
2020’de Türkiye “yaşam kalitesi” ile en nitelikli
hem kültürel yakõnlõğõmõz hem de onlarõn geçirmesi
dünya vatandaşlarõnõn yaşamayõ tercih ettikleri bir
gereken ekonomik transformasyon konusunda
ülke, bir dünya markasõ olabilir.
deneyimimiz var. Bu durum, Türk şirketlerine bir
fõrsat sunuyor: Henüz global oyuncularõn ele
Hepimizin görevi böyle bir 2020’yi şimdiden
geçirmediği bu pazarlarda hõzla büyümek…
hazõrlamaktõr. Çünkü, geleceği hazõrlamayanlar,
Global piyasalarda oyuncu olabilecek boyuta
geleceği karşõlarõnda bulurlar.
gelmeyi hedefleyen Türk şirketleri olarak, bu fõrsatõ
yakalayarak hõzla hayata geçirmeliyiz.

44 45
Ülkemizin dünyada aranan bir marka haline Bu açõdan Efes, Mavi Jeans, Zeki Triko, RamStore
gelmesini sağlamak ürün ve hizmetlerimizle markalarõnõn ülke markasõ üzerindeki etkileri de
yarattõğõmõz katma değerin yükselmesine yardõmcõ yadsõnamaz. Ayrõca, Avrupa Kalite Oscarlarõnda
olacaktõr. Türkiye’nin aranan bir dünya markasõ Brisa, Netaş, Beksa, Beko, Arçelik ve Vitra’nõn
haline gelmesi ülkemizin refah düzeyinin artmasõna başarõlarõ Türkiye markasõnõn kalite kavramõyla
da katkõda bulunacaktõr. belirginleşmesine katkõda bulunmuştur. Bütün bu
gelişmelere rağmen, bugün dünyada başarõlõ bir
Hiçbir şey kendi başõna değerli değildir. Her şeyin “Türkiye” markasõ oluşturabildiğimizi söylemek
değeri ona ilgi duyan insanlar tarafõndan verilir. güçtür.
Dolayõsõyla, marka oluşturmak tüketicinin zihninde
bir ayrõcalõklõ yer edinmek demektir. Halbuki, ülkelerin ekonomik gelişmelerinin bir
göstergesi de sahip olduklarõ dünya markalarõdõr.
Bunun için öncelikle tüketiciye düzenli ve güvenli Bugün sadece A.B.D., Almanya, Japonya değil,
olarak bir kalite ve performans sağlamak gerekir. Taiwan, Kore ve Finlandiya şirketleri de dünya
Sunulan kalite ve performans düzeyinin sürekli markalarõ yaratmaya özen gösteriyor.
olarak iletişiminin de yapõlmasõ ve pazarlama Bu çalõşmalarla sadece bugünkü ürünlerini
yatõrõmlarõnda sürekliliğin sağlanmasõ marka pazarlamada başarõlõ olmakla kalmõyor, aynõ
yaratma sürecinde önemli yer tutar. zamanda gelecekteki rekabet güçlerini
geliştirmeyede yatõrõm yapmõş oluyorlar. Sermaye
Bilgi, iletişim ve lojistik sistemlerindeki önemli piyasalarõndan daha avantajlõ kaynak sağlõyor,
gelişmeler dünyanõn küçülmesine yol açõyor. daha nitelikli çalõşanlarõ firmalarõna
Şirketler farklõ ürün ve hizmetleriyle her pazardaki cezbedebiliyorlar.
müşteriye ulaşabilmeye başlõyorlar. Yeni ürün
geliştirme hõzlarõ arttõkça, müşterilerin seçim Dünya markalarõ yaratmak sadece bir pazarlama
yapma fõrsatlarõ geliştikçe ve yeni ürün geliştirme faaliyetini değil, aynõ zamanda kurumun bütünsel
hõzlarõnõn artmasõyla müşteriler bilgi bombardõmanõ olarak strateji kurgulamasõnõ ve uygulamasõnõ da
altõnda kaldõkça, en önemli pazar payõ içerir.Çünkü, zihinlerde yer edinecek farklõlõk
zihinlerdeki pazar payõ oluyor. yaratmak sadece pazarlama faaliyetleri ile değil,
DÜNYA MARKASI OLARAK aynõ zamanda ürün ve hizmetin kalitesinde ve
Ülke olarak dünya vatandaşlarõ nezdindeki zihin performansõndaki süreklilik ile sağlanõr.
payõmõzõ artõrmak, onlar için değer yaratmakla,
“TÜRKİYE” başarõlõ olmakla ve etkin iletişim stratejileri Ekonomik gelişmemizi hõzlandõrmak ve kalõcõ
uygulamakla sağlanabilir. hale getirebilmek için, ülkemizde yönetim kalitesini
geliştirmeyi ve Türkiye’den de dünya markalarõ
Değer yaratmada başarõlõ olabilmek için bir taraftan çõkarmayõ başarmalõyõz.
yeni ihtiyaçlarõ belirlemek ve bunlarõ
karşõlamaya yönelik iş modelleri geliştirmek, “Türkiye”yi dünya markasõ haline getirmek
diğer taraftan da kurum felsefesinin hedef kitle refah düzeyimizin artmasõnõ sağlayacaktõr.
tarafõndan doğru olarak algõlanmasõnõ sağlamak
gerekiyor. Ancak, algõlama sadece kurumla sõnõrlõ
kalmayõp, o kurumun temsil ettiği ülkenin
algõlanmasõndan da etkileniyor.
Ülkelerin algõlanmasõ ise, o ülkenin sunduğu ürün
ve hizmetler için bir üst marka oluşturur. Örneğin,
27.09.2002 BMW veya Mercedes’in oluşturulmasõna katkõda
bulunduğu “Almanya” markasõ o ülkenin diğer
ürünlerine de yansõmaktadõr.

Son dönemlerde, Türkiye çeşitli uluslararasõ


başarõlarla marka oluşturma yönünde gelişmeler
kaydetmeye başlamõştõr: Tarkan, Galatasaray, Milli
Futbol takõmõmõzõn dünya üçüncülüğü ve 12 Dev
Adam bu konuda ülkemize önemli katkõda
bulundular. Ayrõca, Dünya basketbol şampiyon-
asõndaki taraftarlarõmõzõn ve Turizm Bakanlõğõ’nõn
girişimleri de ülke tanõtõmõna önemli katkõ
sağlamõştõr. Ancak, daha önemlisi dünya pazarlarõna
kendi markalarõmõzla sunduğumuz ürünlerin
yarattõğõ farklõlõk olacaktõr.

46 47
Ü lkemizin refah düzeyini, bu topraklarda örnekler oluşturuyor.
yaşayanlarõn yaşam kalitesini artõrmak için
yatõrõmlara ihtiyaç var. Bu yatõrõmlarõ finanse Bazõ Avrupa ülkelerinde yükselen yabancõ
etmek için de yabancõ sermayeyi cezbetmek düşmanlõğõ göz önüne alõndõğõnda, Türkiye
gerekiyor. Bu nedenle yabancõ sermaye kanununu yabancõlar için cazip bir yaşam merkezi özelliğini
yeniliyor, bürokrasiyi azaltmaya çalõşõyoruz. kazanõyor. Çekici Akdeniz iklimi ve doğal
zenginliklerimiz, yalnõzca turistler için değil, aynõ
Ancak, günümüzde entellektüel sermaye, finansal zamanda ülkemizin yaşam kalitesi için de avantaj
sermayeden daha önemli. Lider ülkeler bilgili ve sağlõyor.
yaratõcõ beyin açõklarõnõ, bu özelliklere sahip kişileri
ülkelerine cezbederek kapatõyorlar. İstanbul, Avrupa’nõn en zengin gece yaşamõna
sahip kentlerinden biri konumuna geldi. Nitekim,
Dolayõsõyla, sadece yabanc› sermayeyi de¤il, birçok uluslararasõ şirketin bölge merkezlerini
ayn› zamanda nitelikli beyinleri de cezbetmeyi İstanbul’a taşõmalarõ ve çalõşanlarõnõn İstanbul’da
önemli bir hedef olarak kabul etmeliyiz. yaşamayõ sevmesi, ülkemizin güçlü bir yönüne
işaret ediyor.
11 Eylül terrörist saldõrõsõnõn ABD ekonomisine
ve ABD’nin gelişme sürecine çok önemli bir darbe Bilim ve teknoloji konusunda çalõşmalar belli
vurduğu önümüzdeki senelerde daha da iyi merkezlerde yoğunlaşmayõ, paylaşõmla gelişmek
anlaşõlacak. Üstelik bu darbenin asõl kaynağõ bu açõsõndan tercih ediyorlar. İkinci Dünya Savaşõ
terrörist olayõn kendisi değil, ABD yönetiminin sõrasõnda Hitler rejiminden kaçan Alman
bu olaya verdiği tepkiden kaynaklanõyor. Çünkü, bilimadamlarõ, Türkiye’de üniversite sisteminin
ABD’nin ekonomik gücü, yenilikçilik ve yaratõcõlõk ve bilimin gelişmesine önemli katkõlarda
düzeyinin sürekli gelişmesinden geliyor. Bu bulunmuştu. Şimdi, yaratõcõ beyinlere gerekli
konudaki en önemli girdilerden birisi de dünyanõn altyapõ desteği ve teşvikleri sunabilirsek, ülkemizin
çeşitli köşelerinde yetişen ve ABD’de yaşamak ve insanõmõzõn gelişmesine yardõmcõ olabiliriz.
üzere cezbedilen nitelikli insanlar. Yabancõ sermaye kadar, belki de daha önemlisi
yaratõcõ beyinleri cezbetmeyi bir devlet politikasõ
YARATICI İNSANLARI Nitekim, ABD’nin bu olaydan önceki iki yõlda haline getirmeliyiz. Türkiye’nin dünyanõn düşünce
yabancõ bilgi teknolojisi (BT) uzmanlarõna verdiği üretim merkezlerinden biri olmasõ, gelişmemizin
çalõşma ve vatandaşlõk izinleri ikiye katlanmõştõ. ve zenginliğimizin güvencesi olacaktõr.
CEZBETMEK
Ancak, 11 Eylül’den bu yana değil yeni insanlarõn Türkiye’nin, nitelikli insanlarõn hayatlarõnõn bir
cezbedilmesi, eskiden ABD’ye yerleşmiş yabancõ kõsmõnõ geçirmek için seçilecek merkezlerden bir
uyruklularõn bile dõşlanmaya başlamasõ uzun konumuna gelmesi, ülkemizin marka değerini ve
vadede ekonomik gelişmenin motorunu yaratõcõlõk potansiyelini de artõracaktõr.
zedeleyebilecek bir gelişmedir.
21. yüzyõl Türkiye vizyonunu “yaflanacak ve
Diğer yandan, Microsoft’un yaptõrdõğõ bir düflünce üretilecek yer” olarak koymak ekonomik
çalõşmaya göre bugün yüzde 8 düzeyinde olan ve sosyal gelişmemizi sağlamak için önemli bir
Avrupa’daki BT işgücü açõğõnõn, beş yõl içinde başlangõç olabilir. Yaflam kalitesi yaflam›
yoğun eğitim çabasõna rağmen yüzde 14’e ulaşmasõ paylaflt›¤›m›z insanlar›n kalitesiyle artar.
bekleniyor. Almanya’nõn BT’de geri kalmamak
için 1970’lerden bu yana en büyük yabancõ
02.08.2003 cezbetme faaliyetine hazõrlandõğõ belirtiliyor.

Türkiye olarak bilime, araştõrma ve geliştirmeye


ayõrdõğõmõz kaynağõn sõnõrlõ olmasõ, finansal
sermaye kadar beyinleri de cezbetmemiz
gerektiğini ortaya koyuyor.

Ülkemizin tarihi, kültürel ve insani zenginlikleri


bize bu konuda rekabet avantajõ getirebilir. 500
yõl önce İspanya’dan kaçan Yahudiler’e ev sahipliği
yapmõş olmamõz, Fatih Sultan Mehmet’in
İstanbul’un alõnõşõndan sonra farklõ din ve kültürlere
sahip olanlara tanõdõğõ haklar ve dünyada ünlenmiş
misafirperverliğimiz, ülkemiz insanõnõn
farklõlõklarla bir arada yaşama tecrübesine güzel

48 49
Türkiye 2000 ile 2003 arasõnda Rekabet Gücü Teknolojik gelişmeler karşõsõnda kendimize
sõralamalarõnda 35., 50., 54., 52. sõrayõ aldõ. Aynõ sormamõz gerek bir çok sosyolojik soru var: Acaba
dönemde rekabet gücünün gelişme hõzõ bizler de birer biyolojik makina mõyõz? Kendimizi
sõralamasõnda ise 54., 64., 69., 65. sõrayõ aldõ. mekanik robotlarla daha da geliştirebilir miyiz?
Dünya Ekonomik Forumu tarafõnda desteklenen Robotlar konusunda yapõlan araştõrmalar ile yapay
bu çalõşmalardan almamõz gereken ders şu şekilde bacak, hatta yapay göz konusunda önemli
özetlenebilir: Türkiye rekabet gücü açõsõndan pek gelişmeler kaydedilmiş. Yapay gözü doğrudan
de cazip bir konumda değil. Üstelik, ülkemizin beyindeki nöronlara bağlayarak görme fonksiyonu
refah düzeyini artõrmak için geliştirmemiz gereken kazandõrõlabileceğine inanõlõyor. Bu teknoloji
performansõmõzda önemli bir değişiklik mükemmelleştiğinde ve ekonomik hale geldiğinde,
sağlayamazsak, dünya sõralamalarõnda daha da gözlük yerine yapay göz mü kullanmaya
geriye düşeceğiz. başlayacağõz?

Bu sene ihracatõmõz 50 milyar dolar seviyesine Aramõzdan daha da ileri gidip, mekanik gözün
geliyor diye seviniyoruz. Ancak, ne kadar katma biyolojik göze göre daha da geniş dalga boyutlarõna
değer yarattõğõmõzõ sorgulamõyoruz. Katma değer, erişebilme özelliğini kullanmak isteyenler olacak
en verimli yabancõ sermaye, çünkü geri ödeme mõ? Böylelikle gece görüşü de sağlayan gözler
gerekliliği yok. Örneğin, Microsoft’un moda haline gelebilir mi? Bu modaya uyanlarõn
satõşlarõndan elde ettiği katma değer ABD’de sağladõğõ üstünlük diğerlerini nasõl etkiler?
birçok yeni sektörün doğmasõna yol açacak
yatõrõmlara dönüşüyor. Teknolojik gelişmelerinin hõzõnõn insanõn bu
teknolojilerini bireysel ve sosyal hayatõna adapte
Ülkemizde böylesi karlõ bir şirket olsaydõ, edebilme hõzõndan fazla olduğu bir dönemde
yaratõcõlõğõmõzõ kullanõm yeni bir vergi türü üretir yaşõyoruz. Dolaysõyla, sadece teknoloji geliştirmek
ve “klavye vergileriyle” bu karlõlõk yatõrõm yerine için değil, aynõ zamanda teknolojiyi kullanmaya
verimsizliği finanse etmek için kullanõlõrdõ!! ilişkin norm, kural ve hukuk anlayõşõnõ da
geliştirmeliyiz.
Ancak, katma değer yaratmanõn önündeki tek
SANAYİDE GELECEĞİN engelin kamu sektörü olmadõğõnõ da kabul Bir yandan da teknolojik gelişmelerin getirdiği
etmeliyiz. Herkesin yapabildiğini değil, farklõlõk risklere karşõ duyarlõ olmalõ, şimdiden tedbir
yaratacak işlere odaklanmalõyõz. almalõyõz. Örneğin, 18 ülke siber savaşa hazõrlõk
DÜNYASI için milyarlarca dolar harcõyor. Ancak, teröristler,
Sadece yeni teknoloji üretmeye değil, aynõ zamanda şirketler ve mafya da bu konuda yatõrõm yapõyor.
yeni teknolojileri kullanma kültürünü ve teknolojik
gelişmeye müsait bir iklimi de geliştirmeye de Makinalara ve robotlara bağlõlõğõmõz arttõkça
odaklanmamõz gerekiyor. onlarõn işleyiş bozukluklarõna ve/veya kötü niyetle
kullanõlmalarõna, ve hatta durdurulmalarõna karşõ
Teknolojinin belki de en önemli gelişme alanõ bilgi hassasiyetimiz de artacak.
işleme kapasitesindeki müthiş gelişmeler. Bugünün
teknolojisiyle saniyede 150 milyon işlem hõzõna Bilim ve teknoloji konusunda çalõşmalar belli
kavuşan bilgisayarlar, 2009’da 1 trilyon işleme, merkezlerde yoğunlaşmayõ, paylaşõmla gelişmek
2019’da insan beyninin kapasitesine, ve 2029’da açõsõndan tercih ediyorlar. Yaratõcõ beyinlere gerekli
1000 insanõn beyin kapasitesine ulaşacak. altyapõ desteği ve teşvikleri sunabilirsek, ülkemizin
ve insanõmõzõn gelişmesine yardõmcõ olabiliriz.
19.12.2003 Sadece işlem kapasitesi artmõyor, aynõ zamanda Genç nüfusumuzun yenilikçilik ve katma değer
bu işlemleri gerçekleştiren mikroçipler de kavramlarõyla yoğrulmasõna ve üretken olmasõna
küçülüyor. Mikroçiplerin küçülmesi onlarõn yardõmcõ olacak en önemli girdiyi, bilgi ve
görünmez kõlõyor. Kullandõğõmõz her ürünün bir deneyimi ülkemize cezbedebilmeyi sağlayacaktõr.
parçasõ olarak karşõmõza çõkmaya başlõyorlar.
Örneğin yakõnda sürücü koltuğunda oturan kişinin Örneğin, geleceğin teknolojileri olarak kabul edilen
nefesindeki alkolü algõlayõp, kontak anahtarõnõn 15-20 alanõn her birinde dünyadaki en iyi yüz
çalõşmasõnõ engelleyecek arabalar karşõmõza kişiden onunu senede en az altõ ay ülkemizde
çõkacak. Öndeki araba ile arasõndaki mesafeye yaşamaya ve çalõşmaya teşvik etmeliyiz. Bu
göre devreye girecek fren sistemleri çalõşmaya konuda başarõlõ olursak, onlarõn etrafõnda
başlayacak. Böylece belki de terörizmden daha yaratacaklarõ bilgi çemberi ve yeni girişimler
fazla hayata mal olan trafik sorununa bir çare ülkemize bilim, teknoloji ve yüksek katma değerli
bulmuş olacağõz. yeni endüstrilerde çağ atlatacaktõr.

50 51
toplumsal kurumlara duyduklarõ güven de azalõyor.
Devletin rolü sadece ülkemizde değil, bütün
dünyada tartõşõlõyor. Bu tartõşma kamu otoritesinin
Ülkemizdeki vatandaşlarõn yaklaşõk %75’i, başka
en azõndan beş sorumluluk alanõnda etkin görev
bir deyişle, dörtte üçü mutsuz. AB ortalamasõna
yapmasõ gereğini ortaya koyuyor:
baktõğõmõzda bu oran %17. Gelir dağõlõmõna
baktõğõmõzda 104 ülke arasõnda 70. sõradayõz.
(1) Hukukun üstünlüğünün geçerli kõlõnmasõ,
Yolsuzluk konusunda ise 99 ülke içinde 54’üncüyüz.
(2) Piyasa ekonomisinin her hangi bir oyuncuya
Yabancõ yatõrõmcõlarõ cezbetme düzeyimize
çõkar sağlayõcõ şekilde bozulmasõna neden
baktõğõmõzda, durumumuz içler acõsõ. Rakibimiz
olacak müdahalelerden kaçõnõlmasõ ve makro-
olan ve dünyanõn en büyük ekonomilerinden biri
ekonomik istikrarõn korunmasõ,
olma yolunda bizimle yarõşan Brezilya ve Kore’nin
(3) Temel altyapõ ve eğitim, sağlõk ve sosyal
sağladõğõ yõllõk 40 milyar dolarlõk yabancõ yatõrõmõ
güvenlik programlarõna yatõrõm yapõlmasõnõn
bir yana bõraksak bile, ülkemiz geçen yõlki
sağlanmasõ,
performansõyla Romanya’nõn, Cezayir’in ve
(4) Toplumun çocuklar, yaşlõlar, özürlüler gibi
Malta’nõn gerisinde kalõyor.
zayõf kesimlerinin yaşamsal haklarõnõn
korunmasõ,
Ülkemizde kamuya duyulan güven azalõyor.
(5) Çevre gibi konularda gelecek nesillerin hak-
1990’da %50 düzeyinde olan kamuya güven oranõ,
larõnõn korunmasõ.
bugün %28’lere kadar gerilemiş durumda. Kamuya
güvenin azalmasõ yalnõzca ülkemize özgü değil.
İnsanlarõn bir toplum olarak yaşamlarõnõ bir arada
Bütün dünyada aynõ eğilim var. En azõndan çok
sürdürebilmeleri ve refah düzeylerini geliştirecek
yakõn zamana kadar böyle bir eğilim açõkça
fõrsatlara sahip olabilmeleri için etkin bir kamu
gözleniyordu. A.B.D.’de yurttaşlarõn kamuya
otoritesine gerek var.
duyduklarõ güven 1960’larda yüzde 70’ten 1994’te
yüzde 20’ye kadar düşmüştü. Avrupa’da kamuya
Dünyanõn çeşitli ülkelerine baktõğõmõzda, her ne
güven, %44’ler düzeyinde.
kadar küçülmesi gündemdeyse de kamu
sektörünün, ekonominin en az %30’unu
Niçin? Çünkü zaman zaman temsilci çõkarlarõ ile
oluşturmakta olduğunu görüyoruz. Geri kalanõnõn
toplum çõkarlarõ örtüşmeyebiliyor. Bu nedenle de,
üzerinde de düzenleyici rolü nedeniyle önemli
KAMU REFORMU özellikle teknolojinin ve bilgi çağõnõn da etkisiyle,
etkisi var. Böylesine belirleyici bir rolü olan bir
demokrasi alanõnda bir kavram değişimi söz konusu:
yapõnõn verimli işleyişi, toplum yaşamõ açõsõndan
Temsili demokrasiden, katõlõmcõ demokrasiye
büyük önem taşõyor. Dolayõsõyla, hedef “minimal
geçiş yaşanõyor. Çünkü insanlar yalnõzca oy vererek
devlet” değil, “etkin devlet” olmalõ.
seçme hakkõ değil, kendileri adõna alõnan tüm
Gelişmenin insan için ve ancak insanla birlikte
kararlarda söz sahibi olmayõ, seçme hakkõnõ bu
mümkün olduğu ilkesinden hareketle, Toplam
düzeyde de kullanmayõ istiyorlar. Böyle bir seçim
Kalite Yönetimi’nin (TKY) kamu sektöründe de
hakkõnõ özel sektörde, kendilerine sunulan ürün ve
uygulanmasõ, toplumumuzun mutluluğunu,
hizmetler konusunda olduğu kadar, kamu
gelişmesini sağlayacak önemli bir araçtõr.
sektöründe de talep ediyorlar.
Cumhuriyet tarihine baktõğõmõzda ülkemizde kamu
Dolayõsõyla, yeni bir kavram ortaya çõkõyor:
sektörünün en önemli uğraşõ nüfusu ve ekonomisi
“Yönetişim”; başka bir deyişle karşõlõklõ etkileşim
hõzla büyüyen bir ülkenin ihtiyaçlarõna yetişmek
yoluyla yönetim kavramõ.
olmuş. Daha çok okul, daha çok hastane, daha çok
yol, daha çok enerji... Öncelikle hep nicelikler
18.05.2002 ABD’de 80’lerin sonrasõnda Toplam Kalite
peşinde koşmuşuz. Oysa, “çağdaş uygarlõk
Yönetimi’ni uygulamakla önemli atõmlar
seviyesine” ulaşma hedefi sadece “niceliği” değil,
gerçekleştirildi. Bir düşünce merkezi tarafõndan
aynõ zamanda “niteliği”, yani “kaliteyi” tanõmlõyor.
yapõlan çalõşmaya göre, özel sektörün başarõsõnõn
Bir başka deyişle çağdaş uygarlõk düzeyi, özel
gerisinde şu etmenler yer alõyordu:
sektör açõsõndan birer tüketici ve kamu sektörü
açõsõndan birer yurttaş olarak insanlarõn kendilerine
• Sermayenin demokratikleşmesi. Başka
sunulan ürün ve hizmetlerden tatmin olmasõna,
birdeyişle sõnõrlõ ellerde toplanmasõnõn önüne
mutluluğuna bağlõdõr.
geçilerek bilgiye ve üretkenliğe kaydõrõlabi-
lmesi,
“Kalite” kavramõ aslõnda insanõn her geçen gün
• Araştõrma, teknolojinin gelişimi ve eğitime
daha iyisini istemesini, insan zihninde bir sõçramayõ
ayrõlan kaynaklarõn artõrõlmasõ,
ifade ediyor: Örtünmekten giyinmeye, tõkõnmaktan
• Yetenekleri tüm dünyadan cezbeden bir
yemek yemeye, barõnmaktan, hoş bir mekanda
ortam yaratõlmasõ, ve
yaşamaya, dolanmaktan seyahat etmeye geçişi
• Toplam Kalite Yönetimi’nin uygulanmasõ.
ifade ediyor. Aradõğõ kaliteyi bulamayanlarõn

52 53
Kamu sektöründeki Toplam Kalite Yönetimi sunmasõyla ölçülmelidir. Özetle, TKY
uygulamalardan ise, şöyle sonuçlar alõnmõş:
Yine bir başka sorunumuz, yeterince uzun vadeli • Özel sektörde müşteri, kamu sektöründe yurttaş
• Çalõşanlarõn %75’i için müşteri odaklõ perfor- bak›fl aç›s›na sahip olmay›fl›m›zdõr. Bütçelerimizi memnuniyetine odaklanmayõ,
mans hedefi konulmuş, yõllõk yapmamõz nedeniyle, az önce değindiğim, • Verimliliğin yükseltilmesinde mutlu çalõşanlarõn
• 640 bin sayfalõk yönetmelik gereksiz bulunarak tamamlanmasõ planlandõğõndan çok daha uzun önemli rolü olduğunu anlamayõ,
yürürlükten kaldõrõlmõş, süren projelerle karşõ karşõya kalõyoruz. Tahakkuk • Ölçülebilir performans kriterlerini esas almayõ,
• Özel sektör ve sivil toplum örgütleriyle işbirli- bazlõ bütçe yapmadõğõmõz için popülizm kaynaklõ • Katõlõmcõ, şeffaf ve paylaşõmcõ bir yönetim
ğine gidilmiş. savurganlõğa açõk bir sistemimiz var. sağlamayõ,
• Bunlarõn sonucunda ülkemizin Gayrõ Safi • Sürekli gelişmeyi şiar edinmeyi öngören bir
Milli Hasõla’sõna yakõn bir miktarda tasarruf Devlet Planlama Teşkilatõ’nõn gerçekleştirdiği bir yönetim anlayõşõdõr.
elde edilmiş. çalõşmaya göre, 1980 ile 1996 arasõndaki projelerin
planlanan tamamlanma süreleri, 3.5 ila 5.5 yõldõ. Devlet reformunda bu anlayõşõ benimseyen
Ülkemizde de değişimi geciktirmek sadece maliyeti Oysa pratikte bu projeler 9-15 yõl arasõnda değişen ülkelerde önemli başarõlar elde edilmektedir.
artõracaktõr. Ancak değişimi sağlarken sadece sürelerde tamamlanabildi. 2000 yõlõ için planlanan Ülkemizde de bu konuda tek, tek örnek kuruluşlar
insanlara değil, aynõ zamanda sisteme bakmak 5 bin proje için ayrõlan kaynaklar göz önüne oluşmaya başlamõştõr. Ancak, sõra TKY’nin BİR
gerekir. Kamu yönetim sistemimizin önemli zaaflarõ alõndõğõnda, bunlarõn 10 yõldan önce bitirilmesi DEVLET POLİTİKASI OLARAK
var. mümkün değil. Dolayõsõyla, sadece toplumda ses BENİMSENMESİ aşamasõna gelmiştir.
getiren yolsuzluklar›n de¤il, verimsizliklerin de Kamu yönetimi reformu şu ilkeler bazõnda
Öncelikle sistemimiz, sonuç üretmek üzere de¤il, üzerine gitmeliyiz. Her ilde bir üniversite, her gerçekleştirilmelidir:
kontrol etmek üzere kurulmuş. Oysa Toplam ilde bir havaalanõ yapma çabasõ, hayali çok güzel.
Kalite anlayõşõna göre, kalitenin kontrol edilmesini Ama kaynaklarõmõzõ odaklõ kullanmadõğõmõz (1) Yönetim kendi içinde ve topluma karşõ saydam
gerektiren sistemin kendisi hatalõdõr. Çünkü esas zaman, bunlardan uzun seneler yeterli verim olmalõ,
olan kaliteyi kontrol etmek değil, kaliteyi üretmektir. alamadõğõmõzõ da unutmamamõz gerekir. (2) Kendisine emanet edilen yetki ve kaynaklarõ
Kaliteyi kontrol etmeye çalõştõğõmõz zaman onun nasõl kullandõğõnõn hesabõnõ verebilmeli,
maliyetinden kurtulmuş olmuyoruz, kaliteyi Bütçe kalemleri arasõnda esnekliği (3) Politikalarõnõ kamu yararõnõ gözetecek şekilde
ürettiğimiz zaman verimliliği sağlamõş oluyoruz. sõnõrlandõrdõğõmõz için, yõl sonuna kalan paralarõ oluşturulmalõ
gelecek seneye tasarruf edilen bir kaynak olarak (4) Kamu kaynaklarõ mali disiplini bozmayacak
Bu açõdan baktõğõmõzda, devlet sistemimizin gelecek yõla aktarmaya olanak tanõmadõğõmõz için şekilde ve verimli kullanõlmalõ,ve
çal›flanlara güvenmedi¤ini, bu yüzden çalõşanlarõ yine savurganlõğa neden oluyoruz. Başarõlõ (5) Atamalarda ve terfilerde siyasi sadakat yerine,
yetkelendirmediğini görüyoruz. Örneğin, Devlet yöneticilerin tasarruflarõnõ gelecek yõla aktarmalarõnõ liyakat esas kõstas haline getirilmelidir.
İhale Kanunu… Bu kanuna göre, ihaleyi en ucuz önlemenin nasõl bir anlamõ olabilir?
fiyat teklifinde bulunana vermek şart. Hangimiz Dolayõsõyla, verimliliği ve şeffaflõğõ artõran Toplam
özel hayatõmõzda arzu ettiğimiz mallarõn her zaman Sürekli gelişmenin gerçekleşebilmesi, yolsuzluğun Kalite Yönetimi felsefesi ve e-devlet uygulamalarõ
en ucuzunu alõyoruz? Tersine bütçemize göre ama önlenebilmesi için, hesap verebilirlik, görünürlük, kamu yönetimi reformunun ana araçlarõ olmalõdõr.
bizim için en iyi değer yaratanõ satõn alõyoruz. saydamlõk, tutarlõlõk ve etkinlik vazgeçilmez
Niçin kamu sektörü de bu anlayõşa uygun kavramlardõr. Her türlü kamu faaliyetlerin dõş
davranmasõn? denetime açõlmasõnõn ne gibi bir sakõncasõ olabilir
ki? Devlet sõrrõ, bankacõlõk sõrrõ gerekçesiyle kamu
Örneğin, merkezi yönetim… Taşradaki yöneticiye kaynaklarõnõn kullanõmõ konusundaki bilgilerin
güvenmediğimiz için her şeyi merkezden vatandaşla paylaşõlmasõnõn ne gibi bir sakõncasõ
yönetmeye çalõşõyoruz. Bu anlayõşla acaba ne olabilir? Vatandaşa, kendisine sunduğumuz
kadar başarõlõ olabiliriz? Örneğin, personel hizmetlerle ilgili hesap vermekten kaçõnmamõzõn
politikalarõ… Yöneticilerimizin personelini başarõ ne gibi bir yararõ olabilir?
düzeyine göre değerlendireceğine güvenmediğimiz
için, herkese aynõ ücreti veriyoruz. Dolayõsõyla TKY çalõşmalarõnda kullandõğõmõz Mükemmellik
başarõyõ ödüllendiremiyoruz. Unutmayalõm ki, Modeli, her kurumda uygulanabiliyor. Birkaç sene
başarõyõ ödüllendirmeyen sistemler, başarõsõzlõğõ, önce başlattõğõmõz Ulusal Kalite Hareketi bu modeli
iş yapmamayõ ödüllendirmiş olurlar. kullanan yüzlerce kurum yarattõ. Bu harekete
katõlarak TKY çalõşmalarõna başlayan önemli kamu
Başka bir noktayõ da unutmadan geçmemek gerek: kurumlarõ da var. Bu model bütünsel bir anlamda
Devlet sistemimiz, sonuçlar› de¤il, girdileri kurumun yönetim kalitesi açõsõndan yolculuğun
ölçmektedir. Enerji bakanlõğõmõzõn başarõsõ, ne neresinde olduğuna ilişkin tarafsõz, ve objektif bir
kadar çok yatõrõm yaptõğõyla değil, en yaygõn değerlendirme olanağõ sunuyor. Model, kurumlara
elektrik kullanõmõnõ, diğer ülkelerle kendi gelişimini en başarõlõlar ile k›yaslamak, ne
karşõlaştõrõldõğõnda en ucuza sağlayabilmesiyle kadar yol aldõğõnõ ölçmek, ve başarõ faktörlerini
ölçülmelidir. Telekomünikasyon sistemimizin paylaflmak fõrsatõ yaratõyor. TKY anlayõşõna göre
başarõsõ vatandaşlarõmõza ülkemizin her köşesinde gelişmenin temeli öğrenmeye, öğrenme ise ölçme,
ve en düşük maliyetli haberleşme olanaklarõnõ kõyaslama ve paylaşma ilkelerine dayanõyor.

54 55

You might also like