Download as pdf or txt
Download as pdf or txt
You are on page 1of 160

AHLA.

K
David Hume
A""ik'm yaym haklan Dergiih Yaymlan'na aittir.

Dergiih Yaymlan: 436


Sertifika No: 14420
Batl Dii�iincesi: 2 5
ISBN: 978-97 5-995-1 93-1
I . Bask!: �ubat 20 I 0

Eserin ingilizce isrni: All Ellqllily COllcemillg tile Prillciples o{Moruls, 1751

Dizi Editiirii: ASlrn O. Erverdi


Kitap Editiirii: I�ll Erverdi
Kapak Tasant11l: Sermin Yavuz Sahife Diizeni : Ayten Bala�

Basml Veri: A Ajans ReklarncIllk Filirncilik Matb. San. ve Tic. Ltd. �ti.
Beysan Sanayi Sitesi Birlik Cad. Yaymcllar Birligi Sitesi
No: 32 Kapl No: 40 Yakuplu - Biiyiik<;ekrnece / istanbul

Cilt: Oiiven Miicellit ve Matbaaclhk San. ve Tic. Ltd. �ti.


Devekaldmrnl Cad. Oelincik Sok. Oiiven i�ham No: 6
Mahrnutbey - Bagcllar / istanbul

Dagltlrn ve Satt�: Ana Basm Yaym


Molla Fenari Sok. No: 28 Ylldlz Han Oiri� Kat
Tel: (212] 5269941 (3 hat) Faks: [212 ] 51 904 21
CagaJoglu / istanbul
David Hume

AHLAK

Turk<;:esi
Nil $im�ek

DERG A.H YAYINLARI


Klodfarer Cad. Altan i� Merkezi No: 3/20 34112 Sultanahmct 1 istanbul
Tel: [212]5189578 (3 hat) Faks: [212]5189581
www.dergahyayinlari.eom 1 bilgi@dcrgahyayinlari.eom
SUNUS

Aydmlanma doneminin biiyiik dii�iiniirlerinden biri olan David


Hume, bununla birlikte i ngiliz dilinde yazml� en onemli filozof ola­
rak kabul edilir. 1711 yIimda Edinburgh'da diinyaya geien iskoyya­
II dii�iiniir, aym zamanda i ngiitere tarihi kaleme alml� ve modern ta­
rih yazlmma onciiliik etmi� bir tarihyi, klasik liberal iktisaty Iiann
yeti�mesine katklda bulunmu� ve altmm uluslararasl dagIilml konu­
sundaki klasik gorii�ii ortaya koymu� bir iktisatyl ve insan tabiatJ,
siyaset, din ve ahlak konulanm ele alml� bir felsefecidir.
Genylik doneminde klsa bir siire ticaretle ugra�an Hume, daha
soma gittigi Fransa'da A Treatise of Human Nature (insan TabiatI
Uzerine Bir inceleme, 1739-1740) adii eserini kaleme alml�tJr. An­
cak eser, biryok kesim tarafmdan olumsuz olarak degerlendirilmi�
ve Hume "dinsizlik"le suylanml�tIr. Hatta Edinburgh ve Glasgow
Universiteierine yaptIgl atanma ba�vurulan soz konusu sUylama ne­
deniyle reddedilmi�tir. Daha soma kaleme aldlgl eserler �u �ekilde
slralamr: Essays, Moral and Political (Ahliik ve Siyaset Ustiine De­
nemeier, 1741-1742), An Enquiry Concerning Human Understan­
ding (insamn Anlama Yetisi Uzerine Ara�tJrma, 1748), An Enquiry
Concerning the Principles of Morals (Ahliik i lkeieri Uzerine Ara�­
tJrma, 1751), Political Discourses (Siyasi Konu�malar, 1752), The
History of England ( i ngiitere Tarihi, 1754-1762); Four Dissertati­
ons: 'The Natural History of Religion ", "Of the Passions ", "Of
Tragedy", "Of the Standard of Taste " (Dort inceieme: Dinin Tabii
6 SUNU�

Tarihi, Tutkulara Dair, Trajediye Dair, Begeni Ol9iisiine Dair, 1757),


My Own Life (Kendi HayatIm, 1777), Dialogues Concerning Natu­
ral Religion (Tabii Din Ozerine Diyaloglar, 1779), Essays on Suici­
de and Immortality of the SOIlI (intihar ve Ruhun Ollimsiizliigii Oze­
'
rine Denemeler, 1783).
Felsefesiyle Immanuel Kant'l, iktisat alanmdaki gorii�leriyle
Adam Smith'i etkilemi� olan Hume'un kendi felsefesi John Loc­
ke'un ampirizmine ve George Berkeley' nin idealizmine dayamr.
Hayatl boyunca "nedensellik" a�laYI�lm ele�tirrni� olan Hume ' un
. felsefesinin temel belirleyicisi "deneycilik"tir. Ahlak felsefesinde
.es as
,
David Hume ' un once 1740 yIlmda kaleme aldlgl insan Tabiatl
Uzerine Sir jnceleme adh eserinde yer verip daha sonra geli�tirerek
····iekrar yaymladlgl An Enquiry Concerning the Principles of Morals
adh eseri Ahldk adlyla Tiirkgede ilk kez yaymlamyor. Yazann en
onemli eserleri arasmda gosterilen 9ah�mamn ahlak meselesine ilgi
duyan okuyuculanmlz i9in ku�atlcl ve tatminkar bir inceleme ola­
cagl umudunu ta�lyoruz.

DERGAH YAYINLARl
i�indekiler

Yazarm Duyurusu, 9
I. Klslm: Ahliikm Gcnel ilkelcrine Dair, J J
II. Klslm: iyiJikscvcrIige Dair, 18
III. KlSlm: Adalcte Dair, 25
IV. Klslm: PoJitik Toplum Uzerine, 47
V. KlSlm: Fayda Nie;:in Memnlln Eder, 54
VI. Klslm: Kendimizc Faydalt Olan Niteliklcre Dair, 73
VII. Klslm: Kcndimize Dogrudan Dogruya Ho� Gclcn Niteliklere Dair, 89
VIII. Klslm: Ba�kaJanna Dolayslz Olarak Ho� Gelen Niteliklcre Dair, 100
IX. Klslm: Sonne;:, 107
Ek I: Ahliiki Dllyguya Dair, 122
Ek II: 6z-Sevgiyc Dair, 13 J
Ek III: Adalet Ae;:lsmdan BaZl Ek DegerIendinncler, 139
Ek IV: Kelimcler Uzerine BaZl Tartl�malar, 147
YAZARIN DUYURUSU

Bu cildin i c;:erdigi i lkelerin ve akIi yiiriitmelerin c;:ogu insan


Tabiatl Uzerine Bir incelerne adi I uc;: ciltlik bir eserde yaymlandl;
yazar bu eseri universite egitimini bitirmeden once tasar1aml� ve
c;:ok gec;:meden yazlp yaymlaml�tJr. Ba�anh bulmayarak, baslma c;:ok
erken gondermekle hata yaptIgml du�unmu� ve a�agldaki boliimler­
de tumiiniin yeniden dokiimi.inii
mesinde ve daha ziyade ifadesindeki baZI eksiklikleri diizeltmi� 01-
dugunu ummaktadlr. Vine de, Yazann Felsefesini cevaplanyla onur­
landlrml� olan ba�ka birc;:ok yazar, yazann hic;:bir zaman sahip C;: lk­
madlgl bu olgunla�maml� esere kar�l biitiin silahlanm yoneltmi�ler­
dir ve bu c;:ah�ma iizerinden sagladlklanm hayal ettikleri avantajlar­
dan dolaYI zafer sevinci ya�aml�lardlr. Bu uygulama biitiin tarafSlZ­
hk ve adil davranma kurallanna aykmdlr ve dar gorii�lii bir hevesin
kendisini kan�maya yetkil i sandlgl tartl�maiI hilelerin gUc;:lii bir or­
negidir. Yazar, bundan boyle, yalmzca a�agldaki Boliimlerin onun
felsefi duygulanm ve i lkelerini ic;:ermekte oldugunun kabul edilme­
sini arzu etmektedir.
I. KISIM

AHLA.KIN GENEL iLKELERiNE DAiR

insanlar arasmda yapllan ve savunduklan ilkelerde Israrh bir


inat<;dlgm oldugu tartl�malar tiim digerleri i<;inde en bezdiriei ola­
mdlr. Belki de her baklmdan samimiyetsiz olan, savunduklan fikir­
lere ger<;ek anlamda inanmayan fakat yapmaelkhktan, muhalefet
ruhundan veya insanoglunun geri kalanmdan daha i.istiin bir zeka ve
yaratlelhk gosterme arzusundan dolaYI <;atl�maya giren ki�ilerle ya­
pdan tartl�malar bunun dl�mda tutulabilir. Bu ki�ilerin kendi kamt­
lanna yonelik gosterdikleri kor baghgm aymsml, hem kendilerine
muhalif olanlan ki.i<;iimsemelcrinde hem de yamltmaea ve yanh�h­
gl siirdiirmedeki tutkulu hiddetlerinde gostermelcri beklenir. Bu­
nunla beraber, kaynak akd yi.iri.itme olmadlgmda, iki tartl�mael da
gori.i�lerini nereden ti.iretirse ti.i retsin; duygulammlara hitap etmeyen
herhangi bir mantJgm tartl�mae lyl, daha saglam i lkeleri benimse­
meye goti.ireeegini beklemek bo�unadlr.
Ahlaki aynmlann ger<;ekligini reddedenlcr, samimiyetsiz tar­
tJ�macdar arasmda saydabilir. Bir insanm bi.iti.in karakterlerin ve ey­
lemlerin, herkesin duygulamm ve di.i�i.ineesinde benzer olarak yet­
kilendirildigine inanmasl da di.i�iini.ilemez. Doganm bir insanla ba�­
ka bir insan arasma yerle�tirdigi fark oyle geni�tir ki ve bu fark egi­
tim, oroek alma ve ah�kanhk yoluyla da 0 kadar <;ok geni�leyebil­
mektedir ki, kar�lt a�)[) u<;lann kavraYI�lmlz altma girdigi anda olu-
12 AHLAKIN GENEL iLKELERiNE DAiR

�an ki kadar titiz bir �iipheci lik yoktur ve bu a�Ir1 uylar arasmdaki
biitiin aynm kesinkes reddedildiginde olu�an inany kadar kararhsi
nadir goriiliir. Bir insamn duyarsIzhgmm bu derece biiyiimesine
izin vcrin, Dogru ve Yanh� imgeleri ile sIkhkla temasa geyecektir
ve onyargIiannm boylesine inatyl olmasma izin verin, ba�kalanmn
da benzer izlenimler hakkmda hassas olduklanm gozlemleyecektir.
Bu sebeplc, bu tipteki muhalif ki�iyi degi�tirmenin tek yolu, onu
kendi haline bIrakmakhr. Boylece kimsenin kendisiyle yah�mayl
siirdiirmedigini fark eden bu ki�inin, sadece bezginlikten de olsa,
sonunda sagduyu ve aklm tarafma geyecek oimasl muhtemeldir.
Son zamanlarda, incelenmeye daha fazla degen ve Ahliikm ge­
"nel temeli i le i lgilenen bir tarh�ma ba�lamI�hr. Ahliik i lkeleri, AkI i­
dan mI, Duygudan mi tiiremektedir; Ahi<lk i lkeleri hakkmdaki bil­
giyi bir kamt ve tiimevanm zinciriyle mi yoksa doiaysiz bir hi sse­
di� ve daha ince iysel bir duyu yoluyla mi kazamnz; dogrulugun ve
yanh�hgm biitiin saglam yargIian gibi, onlar da her akIi sahibi zeki
varhk iyin aym mi oimahdir yoksa giizellik ve yirkinlik aigisl gibi
tamamlyia insan tiiriiniin tikel doga ve yapIsmm iizerine mi teme l­
lendiri lmektedir.
Kadim filozoflar, her ne kadar erdemin akla uygunluktan ba�ka
bir �ey oimadigmi sIkhkla onaylasa da, yine de, genelde ahliiki' olan­
lann varolu�lanm begeni ve duygudan tiirettigini dii�iiniiyor gorii­
niirler. Diger yandan, modem ara�tIrmacIianmiz da, erdemin giizel­
liginden ve erdemsizin yirkinliginden sikya bahsetseler bile, bu ay­
nmlarm sebebini yaygm olarak metafiziksel akil yiiriitmelerle ve an­
lama giiciiniin en soyut ilke1erinden ylkan tiimdengelimlerle izah et­
meye yabalarlar. Bu konular kapsammda oyle bir kan�Ikhk hiikiim
siirmektedir ki, bir sistem ve ba�ka bir sistem arasmda, hatta nere­
deyse her bireysel sistemin paryalannda bile, ula�Iian en iyi sonuca
kar�It bir gorii� hiikim olabilmi�tir fakat yine de yok gey olana kadar
hiy kimse bunu hissetmemi�tir. Bu aynma ilk olarak i�aret eden ve
genel olarak eski fi lozoflann ilkelerine bagh kalan zarif Lord Shaf­
tesbury bile, aym kan�Ikhktan tamamen bagunsiz degildir.
AHLAK 13

Meselenin her iki yoniiniin de aldahcl kamtlann etkisine a<;lk


oldugunun kabul edilmesi gerekir. Ahhiki aynmlann salt aktl ile
aylrt edilebilir oldugu soylenebilir. Aynca, bu konu a<;lsmdan giin­
delik hayatta ve aym zamanda felsefede hiikiim siiren tartl�malann
<;ogunun kapsammda, her iki taraf iizerine uzun bir kamtlamalar
zinciri slkiIkla iiretilmekte, omekler verilmekte, otoritelere ba�vu­
rulmakta, benze�imler yapIimakta, aldatlcl kavramlar saptanmakta,
<;lkanmlar olu�turulmaktadlr ve <;lkanlan <;e�itli sonu<;lar kendileri ­
ne uygun i lkelerine gore diizelti lmektedir. Dogruluk tartl�I iabilir,
fakat begeni tartl�Iiamaz. Seylerin dogasmda var olan, yarglmlzm
standardldlr; her ki�inin kendi i<;inde hissettigi, duygunun standardl­
dlr. Geometrideki onerrneler kamtlanabilir, fizikteki sistemlere itiraz
edilebilir fakat �iirin ahengi, tutkunun slcakiIgl , zekiimn pariakiIgl
dolayslz haz verrnelidir. Hi<;bir insan ba�ka birinin giizelligi i le i lgi­
Ii akIi yiiriitmez fakat onun eylemlerinin adilligi veya adaletsizligi ile
ilgili slk slk bunu yapar. Her ceza davasmda, tutuklunun ilk hedefi,
sunulan delilleri <;iiriitmek ve iizerine YlkIian eylemleri reddetmektir.
ikinci amaCl, bu eylemler ger<;ek bile olsa, masum ve me�ru olduk­
lanndan dolaYl hakiI goriilebi lecegini kamtlamaktlr. Anlama giicii­
niin tiimdengelimleri yoluyla kabul edilmelidir ki, i lk noktada �u so­
runun cevabl ara�tIr1labilir: Zihnin farkll bir yetisinin bir ba�ka yeti­
nin diizene sokulmasmda i�leti ldigini nasIi varsayabiliriz?
Diger yandan, biitiin ahliiki belirlenimleri duygu i<;inde <;oziim­
leyen ki�i ler, bu tiirden sonu<;lan <;lkarsamanm akIi i<;in imkiinslz
oldugunu gosterrne <;abasmda olabilir. Bu ki�i ler erdemin ha� alana
ait oldugunu ve erdemsizin de nefret uyandtrlci olana ait oldugunu
soylemektedir. Bu, onlann kati dogasml veya oziinii bi<;imlendir­
mektedir. Acaba akIi yiiriitme veya kamtlama, bu farkiI slfatlan (er­
dem ve erdemsiz) herhangi bir ozneye dagltabilir ve onceden bun un
sevgi ve �unun nefret iiretmesi gerektigini beyan edebilir mi? Ya da
bu duygulammlar i<;in insan zihninin dogaliIkla bun Ian kabul etmc­
ye uyarlanml� orijinal i�leyi�i ve olu�umu dl�mda ba�ka hangi akIi
yiiriitmeyi tayin edebiliriz?
14 AHLAKIN GENEL iLKELERiNE DAiR

Butiin ahi<lki kurgulann amaci bize odevimizi ogretmektir ve


bu kurgular, erdemsizIigin <;:irkinliginin ve erdemin guzel liginin uy­
gun tasanmlan yoluyla, uygun dii�en ah�kanhklara neden olmakta
ve bizim birinden ka<;:mmamlzl ve digerini benimsememizi oner­
mektedir. Fakat bu durum, duygulammlann hi<;:birine kendileri sa­
hip olmayan veya insanlann etkin gii<;:lerini harekete ge<;:irmeyen
anlama giiciiniin <;:Ikanmlanndan ve vargIianndan ml beklenmeIi­
dir? Anlama giicuniin <;:Ikanmlan ve vargIian dogruluklan ke�feder
fakat kqfettikleri dogruluklann ilgisiz* oldugu ve hi<;:bir istek veya
isteksizIik dogurmadlgl yerierde, tavlr ve davram� iizerinde hi<;:bir
etkileri olamaz. Onurlu olan, adi l olan, cazip olan, asil olan, yUce
gonuIIli olan, yiiregi tasamlfuna ge<;:irir ve onu benimsemek ve silr­
diirmek yoniinde bizi �evklendirir. Bilinebil ir olan, apa<;:lk olan,
muhtemel olan, dogru olan sadece anlama giiciiniin tam nzasml elde
edcr ve boylece kurgul** [speculative] bir meraklmlzl tatmin ederek
ara�tmnalafllTIlza bir son verir.
Erdem lehine olan biitiln slcak hisleri ve tarafgirIikleri ve de er­
demsizIige yonelik blitiin tiksinme veya isteksizIigi ortadan kaldl­
nn, insanlan bu aynmlara yonelik tamamen ilgisiz kIim, Ahliik ar­
tlk pratik bir <;:ah�ma olmaz ve ya�amlanmlZl ve eylemlerimizi dil­
zenleyen herhangi bir egilime sahip olmaz.
Her iki taraftaki bu kamtlar (ve ilretilebilecek olan daha bir<;:ok­
Ian) 0 kadar inandmcldlr ki, bunlann her ikisinin birden saglam ve
doyumcu oldugu konusunda ku�kuya dii�me egilimi ta�lmaktaylm.
Akd ve duygu neredeyse biltiin ahliiki belirlenimlerle ve vargIiaria
uyu�maktadlr. Karakterierin ve eylemlerin ho� oldugunu veya nef­
ret uyandmcl oldugunu, ovgilye deger oldugunu veya su<;:lanabilir
oldugunu belirtcn; onur veya al<;:akhk, onama veya kmama damga­
sml onlann iizerierine yapl�tJran; ahliikl etkin bir ilke olarak goste­
ren ve erdemi bizim mutiulugumuz, erdemsizligi mutsuzlugumuz

• Ne sevgi ne nefret duyma olmamasl. C;:.N .


•• Eyleme ge<ymeyip sadcce bilmek ve a<ylklamak amaCIn I giiden dii�iince. C;:.N.
A H LAK 15

olarak tayin eden 0 nihai hiikrniin, dogamn biitiin tiirlerde evrensel


kildlgl bir ye�it iysel duyuya veya hisse dayamyor olmasmm muh­
temelr oldugunu soylemekteyim. Peki, bu dogamn etkisi ba�ka ne­
yin iizerinde goriilebilir? Boyle bir duyguya yol aymak ve nesnesi­
ne uygun bir anlaYl� vermek iyin daha fazla akil yiiriitmenin oneii­
liik etmesi gerektigini, iyi aynmlann yap ilmasmm, dogru sonuyla­
nn ylkanlmasmm, farkh kar�ila�tlrmalann olu�turulmasmm, kar­
ma�lk i li�kilerin incelenmesinin ve genel olgulann tespit edilmesi­
nin ve soru�turulmasmm yogunlukla gerckli oldugunu buluruz. Gii­
zelligin bazl tiirleri, ozellikle de dogal tiirleri, ilk goriinii�lerinde
duygulammlmlza ve onama yetimize hiikim olur ve bu etkiyi ver­
mekte ba�anslz olduklan yerde, verdikleri ctkiyi diizeltmek veya
onlan begenimize ve duygumuza daha iyi uyarlamak herhangi bir
akil yiiriitme iyin imkiinslzdlr. Vine de giizelligin biryok diizeninde,
ozellikle giizel sanatlannkilerde, uygun olan duyguyu hissctmek
iyin daha fazla akil yiiriitmeye yer verilmesi gerekmektedir ve yan­
h� duyumsanan bir zevk, miinaka�a ve tefekkiir [reflection}" yoluy­
la slk slk diizeltilebilmektedir. insan zihni iizerinde ahliiki giizellige
uygun etkiyi verebilmek iyin, ahliiki giizelligin bu son tiirlerin bir­
yogundan pay aldlgl ve dii�iinsel yetilerimizin yardllmm talep etti­
gi sonucunu hakh ylkartan sebepler vardlr.
Ahliikm gene! ilke!eriyle ilgili bu mesclc, her ne kadar merak
uyandlrsa ve onemli olsa da, bununla ilgili ara�tlrmalanmlZl daha
ileriye ta�lmak �u an bizim iyin gereksizdir. Bu incelemenin akl�m­
da Ahliikm dogru kokenini kqfetmekten yok memnun olacaglz; bu
dogamnl biitiin belirlenimlerinde duygunun veya akhn nereye kadar
miidahil oldugu daha sonra kolayca ortaya Ylkacaktlr. Bu amaca

• Hume'un "derin dii�iinme" anlamma gel en azel terimi. Zihnin bilgileri annnsa­
yarak, aralanndaki baglantIlan inceleyerek, tasariayarak dii�iinme etkinligi. De­
ney ve tecriibeden gelen pasif algIiar, zihnin giicii ile sistemli hale gclir. Bilginin
kaynagl, duyulardan gelen izlenimlerdir. Slk gariilen ve tekrarianan izlenimler,
zihnin benzer durumlan ,<agn�hrma yetenegi edinmesini saglar. <;.N.
I Bakmlz Ek I.
16 AHLAKIN GENEL iLKELERiNE DAiR

ula;;mak iyin, yok kolay bir yontem izlemeye yah;;acaglz: Giindelik


hayatta Ki;;isel Deger olarak tammladlglmlz ;;eyi olu;;turan zihinsel
nitelikl erin kan;;lkhgml analiz edecegiz. Zihnin, bir insanm bir say­
gl ve sevgi nesnesi olarak veya nefret edilen ve alyak bir nesne ola­
rak goriilmesine sebep olan her vasfml irdeleyecegiz. Her tiirlii ah;;­
kanhk veya duygu veya yeti, herhangi bir ki;;iye yiiklendiginde, ov­
giiyii veya yergiyi ifade eder ve 0 ki;;inin karakter ve tutumlanmn
methedilmesine veya hicvedilmesine kOntl olabilir. Bu klvrak du­
yarhhk insanoglu arasmda 0 kadar evrenseldir ki, bir katalogu' yer­
yeveleme esnasmda bir filozofun onemli derecede yamlglya dii;;me­
mesi iyin veya derin-dii;;iinmesinin [contemplation] nesnelerini
yanh;; yerle;;tirme tehlikesine maruz kalmamasl iyin ona yeterli te­
minatJ vermektedir. Filozofun sadece bir anhgma kendi gonliine
girmeye ve ona yiiklenen ;;u veya bu nitelige sahip olmaYI arzulama
gerekliliginin olup olmadlgml, ;;u veya bu tipte bir ithamm onu bir
arkada;;mdan veya dii;;manmdan uzakla;;tmp uzakla;;tJrmayacagml
irdelemeye ihtiyacl vardlr. Dilin kati dogasl, bu dogaya ili;;kin bir
yargmm olu;;turulmasmda bize neredeyse hataslz bir rehber olmak­
tadlr. Her dil sagduyu ile ele alman bir dizi kelimeye ve bunlara ZIt
ba;;ka bir dizi kelimeye sahip oldugundan, bir deyim ile en kiiyiik
tam;;lkhk bizi, akIi yiiriitmeye gerek kalmadan, insanlann sayglde­
ger veya kmanan niteliklerini toplamaya ve diizenlemeye yonlen­
dirmek iyin yeterlidir. AkIl yiiriitmenin tek hedefi, bu nitelikler ayl­
smdan her iki tarafta da ortak olan ko;;ullan ke;;fetmektir, bir yanda
saygldeger niteliklerin ve diger yanda da kmanan niteliklerin muta­
blk kaldlgl bu tikelligi gozlemlemektir ve bu yolla etigin teme line
ula;;mak ve on un kapsammdan biitiin kmamalarm veya onamalann
eninde sonunda tiiredigi bu evrensel ilkeleri bulmaktJr. Bu, soyut bi­
lim degil de bir olgu mesclesi oldugundan, sadece deneysel metodu
takip ederek ve tikel omeklerin kar;;I ia;;tmlmasmdan genel diistur­
lar tiireterek ba;;anYI bekleyebiliriz. i lk olarak genel bir soyut i lke-

• Yanh kaynak ya da belgeleri alfabetik maya gore dizinleyen dizelge. <;:.N.


AHLAK 17

nin kuruldugu ve sonrasmda c;e�itli C;lkanmlar ve vargIiar ic;inde


dallara aynlarak geni�letilen bir ba�ka bilimsel yontem de kendi
ic;inde daha eksiksiz olabilir. Vine de, bu yontem insan dogasmm
kusurluluguna daha az uymaktadlr ve ba�ka konularda oldugu gibi
bu konuda da yamlsamamn ve hatamn yaygm bir kaynagl olmakta­
dlr. insanlar artIk dogal felsefedeki varsaYlmlar ve sistemlcr ic;in
tutkulanna c;are bulmaktadlr ve deneyimden tiiretilen kamtlar dl�m­
dakilere kulak asmamaktadlr. Btitiin ahlaki soylemlerde de benzer
bir lslaha her daim giri�meliler ve kurnazca veya ustaca hazlrlanml�
olsa bile, olgu ve gozlemle temellenmeyen her tiirlii etik sistemi
reddetmelilerdir.
incelememize, sosyal erdemler olan iyiliksevcrligin ve Adale­
tin irdelenmesiyle ba�layacaglz. Bunlann aC;lklanmasl bize digerlc­
rinin aC;lklanmaslyla i lgili bir ba�langlC; noktasml muhtemclen sag­
layacaktJr.
II. KlSIM
iYiLiKSEVERLiGE DAiR

1. B6liim

iyiliksever olamn veya yumu�ak duygulammlann Saygldeger


oldugunu ve g6riindilkleri her yerde insanoglunun onama ve iyi ni­
yetiyle kar�da�tIklanm ispatlamamn belki gereksiz bir i� oldugu dil­
�ilnillebilir. Arkada� canltsl. iyi huylu. insanct!. merhametli. ktymet
bilir, cana yakll1. yiice goniillii. iyiliksever ve bunlann denkleri olan
slfatlar. biltiln dillerde bi linir ve insan dogasll1l11 eri�meye muktedir
oldugu en yilksek meziyetleri evrensel olarak ifade eder. Bu ho� ni­
teliklere, soydan ve kuvvetten gelen ve yilksek olan yetenekler e�lik
ettiginde ve bu nitelik1er kendi1erini insan tilriiniln iyi idaresiyle ve­
ya faydah bir egitimle sergilediginde, onlara sahip olan ki�ileri insan
dogasl slralamasmda ilstlere ta�lyor ve bir 6lyilye kadar onlan ihlhl
olana yakla�tIrlYor g6riinilr. G6klere ylkanlan kapasite, Yllmaz cesa­
ret, artan ba�an; biitiln bunlar sadece bir kahramam veya siyasetyiyi
bir halkm hasedine ve garezine maruz blrakabilir, fakat bu 6vgillere
insancd ve iyiliksever 6zellik1er eklendigi anda ve emsaller �etkati,
sevecenligi veya dostlugu sergiledigi zamanlarda, hasedin kcndisi
sessiz kahr veya onamanm ve alkl�m genel sesine katIhr.
Atinah biiyilk devlet adaml General Perikles 6lilm d6�cgindcy-
AHLAK 19

ken, etrafIm saran dostlan onun artlk duyarslz oldugunu sanarak,


son nefesini vermekte olan onderleri iyin duyduklan kedere teslim
olmaya ba�laml�tI. Perikles ' in biiyiik niteliklerini ve ba�anlanm,
fetihlerini ve zaferlerini, yonetiminin ah�Iimadlk uzunlugunu ve
cumhuriyetin dli�manlan iizeri nden kazandlgl dokuz ganimettcn bir
bir soz ediyorlardl. Olmekte olan ama her �eyi duyan kahraman
�oyle hayklrdl: "UnllI1lyorSlll111Z, kaderin ba�ro/ oynadlgl bll baya­
gl kazantmlan yucellirken bana yapdan en guzide m elhiyeyi 1In1l1-
maklaslnlz. Hir;bir valanda�tn hci/a benim ir;in malem 11Ilmad/gllll
goz/em/ememi�siniz "I.
Siradan becerileri ve kapasitesi olan insanlarda, sosyal erdem­
ler, eger olanakhysa, daha temel biyimde gerekli olmaktadlr. Bu du­
rumda, sosyal erdemlerin yoklugunu telafi edecek veya ki�iyi bizim
en �iddetli nefretimizden veya kiiyi.imsenmekten koruyacak ba�ka
hiybir iistlinllik yoktur. Cicero, pek de yetkin olmayan karakterler­
de bulunan �iddetli lmsm ve yiiceltilmi� cesaretin, azgm bir gaddar­
hga donli�lip bozulmaya elveri�li oldugunu soyler. Daha ziyade sos­
yal ve mi.i layim olmak gibi erdemler burada ba�iIca gozetilenlerdir.
Bunlar her zaman iyi ve ho�tur2.
Juvenalis ' in insan ti.iriinlin geni� kapsamiI kapasitesinde ke�­
fettigi ba�iIca kazamm �udur: Geni� kapsamiI bir kapasite iyil ikse­
verligimizi de daha geni� kapsamiI kIiar ve iyten ctkimizin yayIima­
Sl iyin, ikincil bir yaratIiI�a indirgcnenden daha bliylik flfSatian bi­
ze sunar3. Aslmda itiraf edilmelidir ki, bir insan, sadece iyilik yapa­
rak, saygm olmanm avantaj lanndan geryckten yararlanabilir. Bu ki­
�inin kendiliginden yiikselen sosyal dunuTIu, onu tehlikeye ve �id­
dete daha fazla maruz blrakmaktadlr. Yegane ayncaiIgI, onun koru­
mas I ve idaresi altmda kendilerine dayanak bulan astlarma slgmak
saglamasldlr.

1 PLUTo in PERICLE, 38 [Pllitarkhos, Hayatlar]


2 Cic. De Officiis, lib. I [Cicero, Gorevler Uzerille]
3 Sat.XY. 139 ve seq. [.Il1venalis, Hicivler.]
20 iyiLiKSEVERLiGE DAiR

Ne var ki �u anki i�imin, yiice goniilliiliigii ve iyilikseverligi sa­


iIk vennek veya sosyal erdemlerin biitiin hakiki cazibelerinin resmi ­
ni dogru renkleriyle �izmek olmadlgml hatlrlamahYlm. Aslmda bu
cazibeler, ilk kavrandlklannda, her kalpte yeterli derecede yer tutar.
Soylemde veya akIi yiiriitmede ne kadar slkhkla ortaya �lkarlarsa,
methiyelerin bazl niikteli sozlerinden ka�mmak 0 kadar zordur.
Hiilbuki buradaki hedefimiz, ahliik i lkelerinin pratik klsmmdan zi­
yade teorik olamdlr. iyilikseverlik ve insancIihk, dostluk ve minnet­
tarhk, dogal duygulamm ve dayam�ma ruhu veya ba�kalanna duyu­
Ian sevecen duygllda�hktan i leri gelen ve bizim tiiriimiiz i�in yiice
goniilliiliikle aliikah olan ba�ka ne varsa, onun dl�mda insanoglu­
·m,m genel iyi niyetine ve onamasma daha fazla hak kazandlran hi�­
bir nitelik olmadlgml vurglilamak yeterli olacaktJr (ki buna kolayca
miisaade edi lecektir). Bunlar goriindiikleri her yerde, kendilerini
gozlemleyen herkese bir �ekilde a�llamyor ve ortaya �lktJklan her
yerde kendileri adma aym giizel ve slcakkanh duygulara sebep olu­
yor goriiniirler.

II. B61Um

Gozleyebiliriz ki, her insancIi ve iyiliksever insana yapIian ov­


giilerin sergilenmesinde, onun etkile�iminden ve iyi hizmetlerinden
toplumda hasIi olan mutluluk ve doyumun direnemedigi bir durum
vardlr. 0 insamn kendini ailesine, dogamn baglantIianndan daha
�ok, dine baghhgl ve i taatkiir koruyuculugu ile sevdirdigini soyle­
yebiliriz. C;:ocuklan, kendi yararlanna kullamldlgl zaman dl�mda,
onun otoritesini asia hissetmezler. Onun yanmda, iyilikseverlik ve
dostluk baglan, sevgi baglan ile peki�ir. Dostluk baglan, mecburi
olan her hizmete memnuniyetle itaat edilmesi slrasmda, sevgi ve
goniil baglanna yakla�lr. Ev halkl ve ona bagh olan ki�iler, onda gii­
venilir bir kaynak bulur ve artlk kaderin giiciinden, kader bunu onun
AHLAK 21

ilzerinde denedigi silrece, korkmazlar. Ae;:lar ondan yiyecek ahr, e;:IP­


laklar giysi ahr, cahiller ve tembeller beceri ve i� temin eder. Takdi­
riiliihinin gi.ine� gibi ikinci derecede bir ele;:isi olarak kendisini e;:ev­
releyen dilnyaYI ne�elendirir, canlandmr ve destekler.
Ozel hayatla slmrlandlgmda, etkinliginin alam daha dardlr fa­
kat etkisi hepten tehlikesiz ve yumu�ak olmaktadlr. Daha yilksek bir
mertebeye e;:lkanldlgmda ise insan tilril ve gelecek nesiller onun
emeklerinin meyvesini toplar.
Bu ovgil temalanmn kullamml hie;: i hmal edilmese herkes ie;:in
ba�anh bir �ekilde saygmhk telkin edersek; sosyal erdemlerden e;:1-
kan Faydanm, bunlann degerinin en azmdan bir parc;aSlnl bie;:im­
lendirdigi ve bu kadar evrensel olarak onlara odenen bu onamanm
ve kabulun bir kaynagl oldugu sonucu buradan e;:lkanlamaz ml?
Bir hayvandan veya bir bitkiden bile faydah ve yararh diye
bahsettigimizde, dogasma uyan bir alkl� ve ovguyu ona veririz. Di­
ger yandan, bu ikinci derece onemi olan varhklann herhangi birinin
zehirli etkisi uzerine dil�ilndilgumuz her zaman isteksizlik duygu­
muz uyamr. Bugday tarlalannm ve dolgun uzum baglannm; otlayan
atlann ve koyun silriilerinin gorilnumu ile gozler ho�nut olur fakat
aym gozler, yaban gulleri ve bogurtlenlerin goriinilmilnden kae;:ar,
kurtlar ve yilaniardan korunmak ie;:in e;:abalar.
Kullam�h ve konforlu olmasl ie;:in iyi tertiplenmi� bir makine, bir
mobilya pare;:aSI, bir giysi, bir ev bu ole;:ude gilzeldir, haz ve onama ile
du�ilniilur. Deneyimli bir goz, cahil ve egitimsiz insanlann gozilnden
kae;:abilecek bire;:ok ustiinlilge kar�1 burada duyarh olmaktadlr.
Ticaret veya uretim gibi mesleklere yapilan ovgulerde, 0 mes­
legin topluma sagladlgl avantajlann gozlenmesinden ba�ka daha
gue;:lil bir soz soylenebilir mi ve bir rahip ve kilise sorgu hiikimi;
kendi emrini insanoglu ie;:in faydaslz veya zararh olarak nitelendir­
digimizde otkelendirilmez mi?
Bir tarihe;:i e;:ah�malarmdan ortaya e;:lkan yaran sergilerken ifti­
har etmektedir. Bir romans yazan, kompozisyonunu kurgulaYI� tar-
22 iylLiKSEVERLiGE DAiR

zma yliklenen kotli sonuylan hafifletmekte veya reddetmektedir.


Genel olarak, ovtilen �ey basit bir slfat olan faydah ile ifade
edilmektedir! Yeri len ise tersi ile ifade edi lmektedir!
Cicero, "Epiktirosyularm tersine, sizin Tannlanmz, sizin onla­
ra ihsan edildigini farz ettiginiz hayali mlikemmelliklerie, herhangi
bir tapmmaYI veya kullugu hakh olarak talep edemez. Tannlanmz
tamamen faydaslz ve etkinliksizdir. 0 yok alay ettiginiz M lslrhlar
bile herhangi bir hayvam asia kutsalla�tlrmaz ama onun faydasmm
hakkml verir" demektedir. 4
Septikler btitlin dini' tapmmalann kokeninin, sayma bile olsa,
gline� ve ay gibi insanogluna destek ve esenlik veren canslz nesne­
lerin faydasmdan tliredigini ileri stirmektedir.5 Bu, aym zamanda ta­
rihyiler tarafmdan listlin kahramanlara ve yasa koyuculara tannsal­
hgm atfedilmesinin de yaygm sebebidir.6
Bir agay dikmek, bir tariaYI slirmek, yocuklan dlinyaya getir­
mek; Zerdli�t dinine gore hlirmete laylk eylemlcrdir.
Ahlftkm blittin belirienimlerinde, toplum faydasmm bu ko�ulu
her zaman oncelikli olarak gorli�tedir. Felsefcde veya gtindclik ha­
yatta odevin slmrianyla i lgili tartl�malann ylikseldigi her yerde, bu
meseleye insanoglunun dogru ylkarianm saptamaktan daha bliylik
bir kesinlikle hiybir �ckilde karar verilemez. Egcr gorlinli�lerdcn do­
laYI benimsenen herhangi bir yanh� dli�tincenin hftkim oldugu bulu­
nursa, daha uzun deneyim ve daha saglam akll ytirlitme bize insan
ili�kilerinin daha dogru kavramlanm verdigi anda, ilk duygumuzu
geri yekeriz ve ahlftki' iyi ve kotlinlin slmrianm yeniden dlizenleriz.
Dilencilere sadaka vermek dogal olarak ovlilmektedir yunkli
sadakanm slkmtJda olan muhtay ki�iye bir rahatlama getirdigi go­
riinmektedir; fakat tembcllik ve uyanhgl ortaya ylkaran iyi ylirckli-

4 De Nat. Deor. lib. i. [Cicero, Till/,.,I",.,I/ Dogasl U;;erille]


Sext. Emp. adversus Math. lib. vii [Sextus Empiricus, Malelllalik9ilcrc Kar�/]
� Diod. Sic. passim [Diodorus Siculus, Tilriili Kiitiiplllll/e]
AHLAK 23

ligi gozledigimizde, yardlmseverligin bu tiirlerinin bir erdem 01-


maktan yok bir zaYlfl lk oldugunu dii�iiniiIiiz.
Zalimlerill 61diiriilmesi veya gaspyIiann ve insafslZ hiikiimdar­
lann katledilmesi, eski yaglarda fazlaea yiiceltilmekteydi yiinkii bu
hukiimlerin, hem insanoglunu bu canavarlardan kurtannakta oldugu
hem de klhylann veya silahlann ula�amadIgI ba�ka insanlan korku
iyinde tuttugu goriilmekteydi. Bir Timon ve bir BIiitiis, kendi zaman­
lanmn onyargllan ayIsmdan ho�goIiilii muamele gonnii� olsa da, ta­
rih ve deneyim bu uygulamanm hiikiimdarlann kISkanyhgmI ve za­
limligini artlrdlgma bizi ikna ettiginden beri, giiniimiizde bunlar oy­
kiinmenin yok uygunsuz ornekleri olarak dii�iiniilmektedirler.
Hiikiimdarlardaki eli aylkhk, iyilikseverliklcrinin bir i�areti ola­
rak kabul edilir; fakat bu eli aylkhk ortaya ylktlgl zaman, diiriist ve ya­
h�kan olanlann kum ekmekleri aylak ve miisrif olanlar iyin sl khkla
leziz ziyafetlere donii�iirse pervaslz ovgiilerimizi yabucak geri ahnz.
o tarihlerde bir hiikumdann kaYlp "bir giinden" duydugu pi�manhk­
lar asil ve yiice gonulliiydii; fakat maiyetindc buillnan aygozlii ki�iler
iyin yuce goniilliiliik eylemleriyle 0 "bir giinu" hareama egilimindey­
se, bu tutumdan sonra 0 giinun kaybedilmesi daha evla idi.
$atafata ya da hayatm hazlanna ve rahatiIklarma yonelik bir
ineelik, hiikiimetteki her yozla�manm kaynagl ve ihtilafm, karga�a­
nm, iy sava�lann ve baglmslziIgm tamamen kaybed ilmesinin dolay­
SIZ nedeni olarak yok uzun sure kabul edilmedi. Boylece, bu ineelik
evrensel olarak erdemsizlik olarak degerlendirildi ve biiti.in hieiv
yazarlan ve sert ahlakyIiar iyin bir nutuk konusu oldu. Bu tip inee­
liklerin daha ziyade yah�kaniIgl, medeniligi ve sanatJ geli�tinne
egiliminde oldugunu kamtlayanlar veya kamtlamaya giri�enler, bi­
zim ahldki ve politik duygulanmlZl yeniden diizenler ve daha once
zarariI ve sUylanabilir olarak degerlendirilen �eyleri ovguye deger
ve masum olarak tasarlar.
o halde, inkar edilemez olarak goriinmektedir ki, butiiniinde
herhangi bir insana, yiiksek bir dereeedeki bir iyilikseverlik duygu-
24 iyiLiKSEVERLiOE DAI R

sundan ba�ka hiybir �ey daha fazla deger ihsan edemez v e iyilikse­
verlik duygusunun degerinin en azmdan bir pan;aSI, bizim tihiimii­
ziin ylkarlanm artJrmaya yonelik egiliminden ortaya ylkar ve insan
toplumuna mutluluk bah�eder. Gori.i�iimiizii, bu tip bir karakterin ve
yatkmhgm ders verici sonuylanna ve bu kadar tehlikesiz bir etki ve
akabinde bu kadar arzulanan bir son doguran ve goniil rahathgl ve
ho�nutluk ile gozlemlenen her �eye bakarak siirdiirecegiz. Sosyal
erdemlerden, yararh egilimleri dl�arda tutularak ya da verimsiz ve
kIslr gori.ilerek asia bahsedilemez. insanoglunun mutlulugu, top1u­
mun diizeni, ailelerin uyumu, dostlann kar�dlkh destegi her zaman
sosyal erdemlerin insanlann yiirekleri iizerindeki yumu�ak hakimi­
yetinin bir sonucu olarak dii�iiniilmektedir.

Bu erdem1erin faydasma yiiklememiz gereken degerin bir par­


r;aSlntn ne kadar 6nemli oldugu ve aym zamanda, bu durumun say­
gl ve onama duygulanmlz7 iizerinde neden bu tip bir hakimiyeti 01-
dugu ileriki8 soylemlerimizde daha iyi goziikecektir.

7 3. ve 4. Klslm.
8 5. Klslm.
III. KISIM

ADALETE DAiR

1. Bolum

Adaletin toplum ic;in faydah oldugu.ve bu sebeple degerinin bu


pan;aSlnln, en azmdan bu gozlemden dogmak zorunda oldugunu
kamtlamaya giri�mek fuzuli olacaktJr. Toplum faydasl adaletin biri­
cik kokenidir ve bu erdemin yararh sonuc;lan hakkmdaki refleksi­
yonlar adaletin degerinin biricik temelidir; bu onerrne, daha c;ok
merak uyandlrdlgmdan ve onemli oldugundan, incelememizi ve
ara�tJrrnamlzl daha fazla hak etmektedir.

Doganm, dl�sal rahathklann oylesine verimli bir bollugunu in­


san Irkma bah�etmi� oldugunu farz edelim ki, c;ah�maya veya ihti­
mam gosterrneye gerek kalmadan, her birey kendini en doymak bil­
mez itkilerinin isteyebildigi veya en �atafath imgeleminin diledigi
veya arzuladlgl ne varsa belirsizlik olmadan tam olarak saglayabil­
mi� bulslln. Bu ki�inin dogal giizelliginin, edinilmi� biitiin siisleri
bastJrdlgml farz edelim. Mevsimlerin siirekli Ihmh olmasmm biitiin
kIyafetieri veya ortiinmeyi gereksiz kIidlgml, C;ig ve ham ye�il otla­
nn bu ki�inin en lezzetli yiyecegi olmaya muktedir oldugunu, temiz
bir pmann onun en zengin iC;kisi oldugunu farz edelim. Hic;bir zah­
metli i� yapmasma gerek olmasm; C;iftC;ilik yapmasma ve sefere C;lk-
26 ADALETE DAiR

masma gerck kalmasm. Muzik, �iir ve derin du�iinmek yegane i�ini


olu;;tursun; sohbet, ne�e ve dostluk yeganc eglencesi olsun.

Ae;:lke;:a goriiliir ki, boyle mutlu bir durumda, diger her sosyal
erdem geli�ir ve on kat artar ama adaletin ihtiyath ve klskane;: erde­
mi bir dalm asIa hayal bile edilmez. Herkeste yeterli olandan fazla­
Sl zaten varken, mallann taksimi hangi amae;:la yapJlabilir ki? Her­
hangi bir hakslzlIk olma olasllIgl yokken, miilkiyct nie;:in tanmsm
ki? ihtiyaclln olan bir ncsneyi, onlln yerini tlltacak ba�ka bir nesnc
varken ve e�it degerdeki bu ba�ka nesneye elimi lIzatarak sahip ola­
bilecekken, nie;:in benim diye e;:aglraYlln? Adalet bll durumda, tama­
men Faydaslz hale gelerek, bo� bir seremoni olacaktlr ve erdemler
kategorisinde yerini almasl hie;:bir zaman miimklin olmayacaktlr.

insanoglllnlln halihaZirdaki dii�klin dllrumllnda bile, doga tara­


fmdan SimrS1Z bir bollllkla bah�edilcn herhangi bir yarann oldugll
her yerde, bu yaran biitiin insan Irkmm ortak kllllammma her zaman
blraktlglmlzl ve hie;:bir hak ve miilkiyet boliimlerine aymnadlglml­
Zl goriiriiz. Biitiin nesnelerin en gereklileri olmasma ragmen, sllyun
ve havanm bireylerin malI oldllgll iddia edilmez, aynca hie;: kimse
bll liituflan en miisrif �ekilde kullanarak ve onlardan zevk alarak
adaletsiz davranamaz. Yerlilerinin az oldugll vcrimli geni� araziler­
de, toprak da aym diizlemde gori.iliir. Denizlerin ozgiirliigiinii savu­
nan ki�iler tarafmdan, denizlerin gemicilikte smlrslz kullamlmalan
kadar iizerinde Israrla durulan ba�ka bir konll yoktur. Gemicilik ile
kazamlan avantajlar tiikenmcz olsaydl, bu akil yiiriitenlerin e;:iiriite­
cek hie;:bir mllhalifleri hie;:bir zaman olmazdl ya da okyanlls iizerin­
de ayn ve kapsamlI hakimiyet iddialan da geli�mezdi.

Bazl iilkclerde bazl doncmler toprak, yerlileri tarafmdan diger


zamanlardan daha biiyiik bir bolluk ie;:inde kllllamlabiliyor ve Sll ise
zorlllkla ve e;:ok kiie;:iik miktarlarla blllunabiliyorsa, toprak ie;:in 01-
mazken, suI ie;:in bir miilkiyet yasasl e;:lkanlIr.

I Bakmlz Tekvin, 13. ve 21. Boliimler.


AHLAK 27

Yine, insan Irkmm gerekliliklerinin halihazlrdaki gibi devam


etmesine ragmen, zihnin her insanm herkese kari?1 azami sevecenlik
duyacak ve kendi e;lkarlanyla ilgili artlk dostlannm e;lkarlan ie;in
duydugundan daha fazla endii?e duymayacak kadar genii?ledigini,
dostluk ve yiice gonul!ullikle dopdolu oldugunu farz edeIim. Ae;lk
gorunur ki, boyle bir durumda, boyle genii? kapsamh bir iyiliksever­
likle, adaletin Kul!anl!TI! asklya ahmr ve bunun yamnda, mUlkiyet
ve yiikiimllillik aynmlan ve engel!eri artlk hie; dUi?unUlmez. Bir ki­
i?inin, hevesle benim mutlulugumu gozetmek ie;in zaten hazlr oldu­
gunu ve arzulanan hizmeti kendiliginden yerine getirecegini bili­
yorsam, bu suretle aldlgl zararm bana tahakkuk eden faydadan da­
ha fazla olmasl dli?mda (ki bu durumda, onun ihtiyatslz yuce gonUl­
IUlugune, dogui?tan geIen insaniyetimden ve dostlugumdan, ilk kar­
i?1 e;lkanm ben olmam gerektigini bilir), benim ie;in iyi bir ii? yapma­
Sl konusunda, nie;in onu bir beIge veya soz ile baglamahYlm? Y ure­
gim komi?umun e;lkarlanyla kendi e;lkarlanm arasmda bir aynm
yapmlyorsa fakat onun butun acIlanm ve sevine;lerini aslmda sanki
benimkilennii? gibi aym kuvvetle ve dirilikle paylai?lyorsa, nie;in
onun arazisi ve kendiminki arasmda slmr tai?lan yiikseIteyim? Bu
varsaYlm uzerine, her insan bai?ka birisine ikinci bir i?ahsiyet olup,
klskane;hk, tarafgirlik ve aynm olmadan, kendi e;lkarlanm kari?lsm­
dakinin takdirine blrakacaktlr. Boylece butun insan Irkl, mulkiyeti
goz onune almadan, i?eylerin mUi?terek oldugu ve ozgurce ama aym
zamanda, her bireyin ihtiyae;lanna sanki kendi e;lkarlanmlzla yakm­
dan ilgiliymii? gibi tamamen dikkat edilerek; ihtiyatlI olarak kul!a­
mldlgl tek bir aile olui?turacaktlr.

insan yiireginin bugunku yatkmlIgmda belki de bu kadar genii?­


lemii? duygulammlann tam orneklerini bulmak zor olaeaktJr ama yi­
ne de, ailelerin durumunun buna yaklai?tJgml gozleyebiliriz ve bi­
reyler arasmdaki kari?llIkh iyilikseverlik gue;lendike;e, aralanndaki
mulkiyet aynml buyuk oranda kaybolana ve kani?ana kadar, bu du­
ruma daha e;ok yaklai?llmaktadlr. Kanunlar araclhglyla evli kii?iler
arasmda dostlugun e;imentosunun, iyeliklerin butUn aynmlan orta-
2H ADALETE DAiR

dan kalkacak kadar gii<;:lii oldugu varsayIlmaktadir ve ger<;:ekte de


bu <;:imentonun ona yiiklenen bu giicii <;:ogunlukla vardir. Gozlene­
bilir ki, yeni heyecanlann verdigi �evk sirasInda, her prensip ta�kIn­
hkla alevlendiginde, mal ortakligi sIklIkla tecriibe edilmektedir ve
insanlann bencilliginin geri donii�iinden veya maskelenmesinden
<;:Ikan mal ortakhgInIn rahatsIzhklannIn tecriibe edilmesinden ba�­
ka hi<;:bir �ey, ol<;:iisliz bagnazlann yeni adalet vc ayn mal fikirleri
uyarlamalanm daha fazla saglayamaz. Boylece dogrudur ki, bu er­
dem, varhgInI tamamen insanoglunun sosyal etkile�imindeki ve
sosyal durumundaki kul/al1lmll1In gerekliliginden tiiretmektedir.

Bu dogrulugu daha a<;:Ik hale getirrnek i<;:in yukanda verdigimiz


varsaYImlan degi�tirelim ve her �eyi ZIt uca ta�Iyarak bu yeni du­
rumlann etkisinin ne olacagInI irdeleyelim. Bir toplumun, oyle ki
azami tutumlulugun ve <;:ah�mamn, toplumun biiyiik kesiminin
mahvolmaSInI ve tamamInIn a�m aCI <;:ekmcsini engelleyemedigi,
biitiin ortak zaruretlere gerek duyulan bir yokluga dii�tiigiinii varsa­
yIn. Hemen kabul edilecegine inamyorum ki, boyle acil <;:oziim bek­
leyen bir durumda, adaletin kat! kurallan askiya alImr ve kendini
korumamn ve zaruri ihtiyacIn daha gii<;:lii giidiilerine yer verilir. Bir
gemi kazasl sonrasinda, miilkiyetin onceki sImriamalan goz oniine
alInmadan, herhangi bir giivenlik vasitaSInI zapt etmek bir su<;: te�­
kil eder mi? Yahut eger ku�atIlmI� bir �ehir a<;:hktan olmeye maruz
kaldlysa, insanlann, ba�ka durumlarda hakkaniyet ve ada let kural­
Ian olacak kurallara kar�I titiz davranarak, korunma ara<;:lanm ken­
dilerine tercih edecegini ve hayatlanm kaybedeceklerini dii�iinebi­
!ir miyiz? Bu erdemin Kullammi ve Egilimi toplumdaki diizeni ko­
ruyarak, mutlulugu ve giivenligi saglamakt!r; fakat toplumun a�m
muhta<;:lIktan mahvolma ile kar�l kar�Iya kaidigi durumlarda olu�an
�iddet ve adaletsizlik korkusunun yarattigi kotiiliikten daha biiyiigii
olamaz. Her insan, saggoriisiiniin zorla kabul ettirebilecegi veya in­
sanhgInIn izin verebilecegi biitiin ara<;:lan kendisi i<;:in art!k saglaya­
bilir. Daha az acil ihtiya<;:lan olan bir topluluk bile, Yargi otoritesi­
nin, hakkaniyetle tutarh olarak buraya kadar geni�leyebilecegini
AHLAK 29

hakh olarak varsayarak, mal sahiplerinin nzaSI olmadan tahIi am­


barlanm ae;:maktadlr. Kanunlarm veya hukuk mahkemelerinin bag­
laYlclhgl olmadan, herhangi bir saYlda insan, bir arada toplanabilir
miydi; bir klthk Slfasmda ekrnegin e�it boliinmesi, gtie;: ve hatta �id­
detle yapIisa bile, sue;: veya hakslzhk olarak addedilebilir miydi?

Benzer �ekilde, erdemli bir insamn kaderinin haydutlardan olu­


�an bir toplulugun ie;:ine dti�mek oldugunu ve kanunlann ve htikti­
metin korumasmdan uzak kaldlgml varsayahm, bu ki�i boyle iizticti
bir durumda hangi davram� bie;:imini benimsemelidir? Bu ki�i e;:ok
saYlda insamn mahvolmasma ve toplumun geri kalammn e;:oztilme­
sine yol ae;:acak ve en trajik sonu dolayslz olarak getirecek kadar va­
him bir zorbahgm htiktim stirdiigtinli, hakkaniyetin goz ardl edildi­
gini, dtizenin hor goriildiigunii, gelecekteki sonue;:lara kar�l bu kadar
aptalca bir korliik oldugunu goriir. Bu esnada, kendini silahlandlr­
maktan, her anlamda savunmaSI ve giivenligi ie;:in gerekenleri teda­
rik etmekten ba�ka e;:aresi kalamaz; kIilclm kime salladlgmm, kalka­
mn kime ait oldugunun onemi yoktur. Adalete yonelik tikel kabulii
artlk kendi gtivenligi veya ba�kalanmn giivenligi ie;:in Kullammda
olmadlgmdan, kendisinin gosterdigi 6zen ve dikkate artlk deger
verrneyen ba�kalan ie;:in endi�elenmeden, sadece kendini koruma­
nm gerektirdigi zorunluluklan hesaba katmahdlr.

Herhangi bir ki�i, politik hayatta bile olsa, sue;:lan yoluyla ken­
disini halka kotti gosterirse, kendi iktidannm ve ki�iliginin dayattI­
gl kanunlar tarafmdan cezalandmhr. Adaletin olagan kurallan onun
ae;:lsmdan bir anhgma asklya ahmr ve toplumun yaran ie;:in onu ce­
zalandlran tarafslz bir kaideye donii�tir; yanh�hk veya incinme 01-
madan aksi halde aCI e;:ekemez.

Kamu sava�mm hiddeti ve �iddeti, adaletin artIk bu erdemin


kendilerine bir faydaslnln veya avantajmm olmadlgml algJiayarak
sava�an taraflar arasmda, asklya almmasmdan ba�ka nedir ki? 0
halde hakkaniyet ve ada let kurallanmn yerine gee;:en sava� yasalan,
insanlann �imdi ie;:ine yerle�tirildikleri bu tikel durumun avantajlna
30 ADALETE DAiR

ve faydalLligma gore hesaplanmaktadlr. Sava� kurah dahil hi�bir


kural gozetmeyen medeni bir ulus barbarlarla �arpl�lrsa, artIk hizmet
edecekleri hi�bir ama� olmadlgmdan, kurallara yonelik itaatkarhgl­
m asklya almak zomndadlr ve her eyleme veya saldmya, miimkiin­
se ilk saldlranlar kadar kanh ve olduriicii kar�llIk vennelidir.

Bu nedenle, hakkaniyet veya adalet kurallan tamamen insanla­


nn yerle�tirildigi tikel dumm ve ko�ula dayamr ve kokenlerini ve
varhklanm, onlara gosterilen diizenli ve slkl itaat yoluyla toplumda
sonu�lanan bu Faydaya bor�ludur. Hayli onemli herhangi bir du­
mmda insanlann vaziyetini ters �evirin; a�m bolluk veya a�Irl ge­
reklilik iiretin, insan yiiregine eksiksiz bir Ihmhhk ve insancIlhk ya
da eksiksiz bir zorbahk ve hainlik a�Ilaym, adaleti tamamenfayda­
SIZ kIlarak, oziine tamamen zarar verir ve insanogluna olan mesuli­
yetini asklya ahrsmlZ. Toplumun genel durumu biittin bu a�mhkla­
nn orta noktasldlr. Bizler dogal olarak kendimize ve arkada�lanml­
za kar�1 tarafll olumz fakat daha e�itlik�i bir davram�tan �Ikan iis­
tiinliigii ogrenmeye de muktedirizdir. Dogamn a�lk ve liberal elin­
den bizim tasarrufumuza bazl zenginlikler sunulmu�tur ve biz bun­
Ian sanatla, emekle ve �ah�kanhkla, biiyiik bolluk i�inde �ekip �l­
karabiliriz. Bundan otiirii, miilkiyet fikirleri biitiin sivil toplumlarda
bir gereklilik olmaktadlr, dolaYlslyla adalet, faydahhgml halktan tU­
retmektedir ve boylece degeri ve ahlaki yiikiimliiliigii tek ba�ma
yiikselmektedir.

Bu sonu�lar 0 kadar dogal ve a�lktIr ki, altm �ag veya Satiirn 'un
Saltanatma e�lik eden mutluluk tammlanm dizelerine doken �airler­
den bile ka�maml�tIr. Eger bu eglenceli masallara itibar edersek; Do­
gamn bu ilk doneminde mevsimler 0 kadar Ihmandl ki, insanlann so­
guga veya slcaga kar�l tedbir olarak kendilerini kJyafetlerle ve evler­
Ie kommalan i�in hi�bir gereklilik yoktu. Nehirlerden �arap ve slit
akardl. Me�eler bal verirdi. Doga en bliyiik lezzetlerini ihtiyari ola­
rak uretirdi. Bu mutlu �agm ba�hca listlinli.ikleri sadece bunlar degil­
di. Dogada sadece �iddetli flrtmalar ortadan kalkml� dcgildi; fakat
AHLAK 31

giiniimi.izde boylesine velveleye neden olan ve boylesine kan�lkhga


yol ayan ta�km flrtmalar da insan yiiregi tarafmdan bilinmiyordu.
Aygozliili.ik, hlrs, zalimlik, bencillik kelimeleri asia duyulmazdI:
Candan duygulamm, merhamet, duyguda�hk zihnin halihazlrda tam­
'
Benim ve senin arasmdaki titiz ay­
�lk oldugu yegane hareketlerdi.
nm bile, oli.imliilerin mutlu lrlundan uzakla�t!fllml�, miilkiyet ve yii­
kiimliiliigiin, adalet ve adaletsizligin kati kavramlanm da beraberin­
de gotiirmii�tii.

Altm yagm bu �iirsel kurgusu baZl ayIiardan, doganm dllrumu­


nunfelsefl kurgusunun bir paryasldlr; sadece, �iirsel kurgu imgele­
nebilmesi miimkiin olan en biiyiileyici ve huzurlu bir dumm olarak
tasarlamrken,felsefl kurgu en a�!fl muhtayhgm qlik ettigi kar�lhk­
h bir sava� ve �iddet dummu olarak resmedilmektedir. Bize �oyle
anlatlhr; insanoglunun ilk kokeninde, cahil ve ilkel dogasl 0 kadar
hiikimdi ki, kar�Iirkh gUvene yer veremezdi ancak her insan korun­
maSl ve giivenligi iyin kendine ve kendi briici.ine veya kumazhgma
dayanmak zomndaydl. Hukuk duyulmaml�tJ, hiybir adalet kurah bi­
linmiyordu, hiybir miilkiyet aynml gozetilmiyordu, haklmm tek 01-
yiitii giiyti.i ve herkesin herkesle daimi sava�l insanlann yabani ben­
cilliginin ve barbarhgmm bir sonucuydu.2

1 Doganm bir durumunun bir sava� hali olarak yaptlandtrllmasl genelde dii�iiniil­
diigii gibi ilk olarak M r. Hobbes tarafmdan belirtilmedi. Platon, buna �ok benzer
bir varsaYlml Devlet'in ikinci, ii�iincii ve diirdiincii kitaplannda cyiiriitmeye �ah�­
ml�lIr. Bunun aksine, Cicero, Pro Sestio 42. Biiliimde bu durumu kesin ve evren­
sel olarak kabul edilmi� varsaymaktadlr. ('Quis enim vestrum, judices, ignorat,
ita naturam rerum tulisse, ut quodam tempore homines, non dum neque natlll'ali
neque civili jure descripto, fusi per agros ac dispersi vagarentur tantumque habe­
rent quantum manu ac viribus, per caedem ac vulnera, aut eripere aut retinere po­
tuissent? Qui igitur primi virtute & consilio praestanti extiterunt, ii perspecto ge­
nere humanae docilitatis atque ingenii, dissipatos unum in locum congregarunt,
eosque ex feritate ilIa ad justitiam ac mansuetudinem transduxerunt. Tum res ad
communem utilitatem, quas publicas appellamus, tum conventicula hominum,
quae postea civitates nominatae sunt, tum domicilia conjuncta, quas urbes dica­
mus, invento & divino & humano j ure moenibus sepserunt. Atque inter hanc vi­
tam, perpolitam humanitate, & llam immanem, nihil tam interest quam jus atque
32 ADALETE DAiR

insan dogasmm boyle bir halinin herhangi bir zaman var olup
olamadlgmdan veya eger var olduysa da, bu halin adlandmlmaya
degecek kadar uzun siirmii� o labi ldiginden hakh olarak �iiphe edi­
lebilir. insanlar ister istemez, en azmdan bir aile toplulugu i<;inde
diinyaya gelmektedir ve bir dizi davram� ve tutumla ebeveynleri ta­
rafmdan egiti lmektedir. Halbuki kabul edilmelidir ki, eger bu tip
kar�lhkh sava� ve �iddet durumu ger<;ekten olduysa, adaletin biitiin
kurallanmn, mutlak faydaslzhklanndan dolaYl; askIya ahnmasl zo­
runlu ve yamlmaz bir sonw;tur.
insan hayah ile i lgili bakI� a<;Iianmlzl daha <;ok <;e�it1endirdigi­
mizde, ara�hrdlk<;a daha yeni ve daha ah�Iimadlk durumlar ile kar­
�Iia�maktaYlz ve daha fazla ikna olmaktaYlz ki, adaletin erdemi i<;in
burada tayin edilen k6keni ger<;ek ve doyurucudur.
Oyle ki, akIi sahibi olmasma ragmen direnme yetkinligi olma­
yan ve en yiiksek tahrik kar�lsmda bile klrgmhklannm etkisini bize
hi<;bir zaman hissettiremeyecek kadar, hem bedensel hem de zihin­
sel olarak ikinci derece giice sahip, bir yarahk tiirii olsaydl ve bu tiir,
insan i<;ine kan�tmlsaydl (toplumsal hayata dahil edilseydi); sam-

vis. Horum utro uti nolimus, alter� est utendum. Vim volumus extingui. Jus va­
leat necesse est, idi est, j udicia, quibus omne jus continetur. Judicia displicent,
ant nulla sunt. Vis dominetur necesse est. Haec vident omnes.' Pro Sestio 42)
[Beyler hangimiz insanhk tarihinin dogal akl�lm bilmiyoruz -bir zamanlar ne
dogal ne de medeni hukuk olu�turulmadan once, insanlar etrafa savrulmu� ve da­
gIlml�ken, giiy ve �iddet kullanarak ya da oldiirerek ve kan akltarak gasp cttikle­
ri dl�mda miilkii olmadlgmda nasll oldugunu bilmiyoruz? 0 halde, ilk olarak ken­
dini deger ve bilgelik m;lsmdan yiiksek gosterenler. insan dogasmm temeldeki og­
renme yetkinligini algllayarak, etrafa dagllml� olanlan bir yerde toplaml� ve on­
Ian yabanilik orgiisiinden <;Ikararak adalet ve insanhk orgiisiine ta�lml�tIr. Sonra
mii�terek kullammda olan �eylere toplum, insanlann bir araya geli�lerine devlet,
sonra siirekli olarak ikamet edilen yerlere �ehir dedik. i liihi ve insani adalet orta­
ya ylktlktan sonra bunlan duvarlarla yevreledik. i mdi, anndIrllml� ve insani hayat
ve yabani hayat arasmda ki aynml kallun ve �iddet kadar a<;lk gosterebilen hiybir
�ey yoktur. Hangisini kullanmaya isteksizsek, digerini kullanmamlz gerekli klh­
mr. Eger �iddeti feshedersek, kanun hiikiim siinnelidir ki bu kanunun tamamen ta­
bi oldugu adaletin yonetimidir; eger adaletin yonetimini begenmezsek veya hiy­
bir �ey yoksa giiy kural olmahdlr. Hepimiz bunun farkmdaYlz.)
AHLAK 33

n m , bu yaratIklara yumu�akiIkla muamele etmek ie;:in insancdhgm


yasalan tarafmdan bagiI olmamlz gerekir; ama onlar ae;:lsmdan ne
adaletin herhangi bir slmrlamasl altma uzanmamlz ne de onlann
boyle keyfi efendilerin ozel kullammmda olan herhangi bir hak ve­
ya miilkiyete sahip olmalan zorunlu sonue;: olur. Onlarla etkile�imi­
miz, bir dereceye kadar e�itlik gerektiren toplum olarak ifade edile­
mez; ama bir tarafm mutlak hakimiyeti ve diger tarafm da kolelige
benzeyen itaati olarak adlandmlabilir. Goz diktigimiz ne varsa, on­
dan derhal ellerini e;:ekmelilerdir. iznimiz, onlann kendi mallanna
sahip olmalan konusunda verilmi� tek haktIr. Hukuksuz niyetleri­
mizi dizginleyen tek denctim merhametimiz ve �efkatimizdir: Ve
dogada bu kadar saglam olarak kurulmu� b ir gliclin kullamlmasm­
dan hie;:bir rahatslzhk e;:lkmadlgmdan dolaYI, adaletin ve miilkiyetin
klsltlamalan, tamamen faydaslz olarak, boyle e�itliksiz bir birl ikte­
likte asia yer bulamayacaktIr.
Hayvanlar ae;:lsmdan insanlann durumu ae;:lke;:a budur ve onlann
nereye kadar akd sahibi olduklanmn soylenebilecegini, karar venne­
leri ie;:in ba�kalanna blraklyorum. Uygar Avrupahlann barbar KIZII­
derililer lizerindeki bliylik listlinlUgu, onlar ae;:lsmdan kend imizi ay­
m dlizlemde imgelemeye bizi kl�klrtml�tIr ve onlara yonelik mu­
amelelerimizde adaletin ve hatta insaniyetin blitlin klsltlamalanm bir
kenara blrakmamlZl saglaml�tlr. Bire;:ok ulusta, kadm cinsiyeti kole­
lige benzer seviyeye indirgenmekte ve efendilerinin aksine onlar ie;:in
butlin mlilkiyet hakkl yetersiz kllmmaktadlr. Halbuki blitlin iilkeler­
de erkekler birlik olduklannda, bu sert zorbahgl saglamaya yeterli
bedensel giice sahip olsa da, kadmlar ima, eda, cazibe ve benzeri
yollarla genel olarak erkeklerin bu ittifaklm kmnaya ve diger cins1e
toplumun butlin haklanm ve imtiyazlanm payla�maya muktedirdir.
Doga insan tlirlinli her bireyin kendi ie;:inde kendi tliriinlin ko­
runmasl ve i.i remesi ae;:lsmdan zaruri olan her yetiye sahip olacak bi­
e;:imde �ekillendirseydi, ylice YaratIcmm oncelikli maksadl bi.itlin
toplumun ve etkile�imin yolunu bir insan ve ba�ka bir insan arasm­
da kapatmak olsaydl, ae;:lk gorlinlir ki, boylesine yalmz bir varhk,
34 ADALETE DAiR

sosyal soylem ve sohbet kadar adalet konusunda da yetersiz olurdu.


Kar';; l iIkiI saygmm ve miisamahanm hiybir amay giitmedigi yerde,
bunlar hiybir akJi sahibi insamn davram.;; m l asia yonetemez. Tutku­
lann dosdogm seyri, ileriki sonuylar hakkmda herhangi bir reflek­
siyon tarafmdan kontrol edilemez. Burada, her insanm sadece ken­
disini sevdigi, giivenlik ve mutiuluk iyin sadece kendisine ve kendi
eylemine dayandlgl varsayl idlgmdan, insan, her dummda, dog a ya
da ylkar bagl i le baglanmadlgl ba.;;ka her variIga giiciiniin en uy s)­
mnna kadar meydan okuyacakhr.
Halbuki doga iyinde cinsiyetler arasl birIikteligin kumldugunu
varsaym, akabinde bir aile ortaya ylkacakhr ve ailenin mevcudiyeti­
nin gerektirdigi tikel kuraIIar koyulacakhr, bu kuraIIar, kendi zaman
a.;; lin Ian iyinde insan tiiriiniin geri kalamm kapsamadan, dolayslz
olarak benimsenecektir. Biitiin diger toplumlardan tamamen kopuk
olan bir toplumda birkay ailcnin bir araya geldigini varsaym, ban.;; ve
diizeni saglayan kuraIIar kendilerini bu toplumun en Uy diizeyine ka­
dar geni.;; letccektir; fakat sonra tamamen faydaslz olarak, bir adlm
ileri ta.;; mdlklannda gUylerini kaybedeceklerdir. Bu kez birbirinden
ayn birkay toplumun kar.;; l ilkh uyum ve ylkar amayh bir ye.;;i t etkilc­
.;;i m sagladlgml varsaym, adaletin slmrIan insanlarm gorii.;; l erinin
kapsamma ve kar';; l iIkiI baglantJiannm kuvvetine oranla gcni.;; l eye­
cektir. insan duygulannm dogal siirecinde ve adalete olan sayglml­
zm kadcmeli olarak geIi.;;mesi dahilinde ve bu erdemin geni.;; kap­
samh faydasl ile tam';;l khglmlz oramnda, tarih, deneyim ve akll bizi
yetcrIi derecede egitmektedir.

II. Bolum

Adaletin yonctildigi ve miilkiyetin belirIendigi like! yasalan in­


celersck, yine aym sonuy bize sunulacaktlr. insanoglunun iyiligi bu
yasalann ve diizenlemelerin tek hedefidir. i nsanlann iyeIiklerinin ay­
nlmasmm gerekliligi sadece toplumun huzuru ve ylkan iyin lazlm de-
AHLAK 35

gildir; aynca aynml yaparken takip ettigimiz boyle kurallar, tophl­


mun <;:lkarIanna daha ileri hizmet etmek i<;:in en iyi tertip edilebilen­
lerdir de.
Farz edelim ki, akli sahibi olan fakat insan dogasma sahip 01-
mayan bir yaratIk, adaletin veya mulkiyetin hangi Kural lanmn ka­
mu <;:Ikanm en iyi �ekilde artlracagml ve insan tiirn arasmda huzuru
ve guvenligi kuracagml kendi kendinc mutalaa etmektedir. En belir­
gin dii�uncesi, en geni� kapsamh erdeme en geni� iyelikleri atfet­
mek ve herkese kendi egilimiyle oranhlanml� iyiyi yapma giiciinii
vermek olacaktlr. Sonsuz olarak zeki olan bir varhgm, tikel i radeler
yolu ile yonettigi eksiksiz bir teokrasi i<;:inde, bu kurahn kesinl ikle
bir yeri olur ve en bilge ama<;:lara hizmet edebilir. Ne var ki, insan
tiirii boyle bir yasaYI uyguladlgmda, hem bu yasanm do gal bulamk­
hklanndan hem de her bircyin kendi kibrinden dolaYI, degerin be­
lirsizligi 0 kadar buyiik olur ki, davram�m hi<;:bir belirIi kurah bu
yasadan <;:Ikmaz ve toplumun toptan <;:oziilmesi dolayslz sonu<;: olur.
Fanatikler, hiikimiyelin IUluf [grace] iizerine temellendirildigini ve
yeryuzunii yalntzca azizlerin miras aldlgml varsayabilir fakat resmi
yargl [civil magistrate] <;:ok hakh olarak bu yuksek teorisyenleri Sl­
radan hlrslzlarIa aym tabana yerIe�tirmektedir ve bir yasanm teori­
de toplum i<;:in en faydahsl olarak gornnebilecegini ve yine de uy­
gulamada tamamen zararh ve Ylklcl olabilecegi kaidesini en sert di­
siplin yoluyla onlara ogretmektedir.
i <;: sava�lar slrasmda i ngiltere'de bu tiir dindar fanatiklerin 01-
dugunu tarihten ogrenmekteyiz, yine de bu ilkelerin a<;:lk egi/iminin,
tehlikeli ve ate�li taraftarIan vazge<;:meye veya en azmdan gorii�le­
rini gizlemeye zorIadlgl anda, insan tiirn i<;:inde boylesine bir deh�e­
ti kl�klrtml� olmasl muhtemeldir. Belki de, miilkiyette e�it daglilm
yanhsl olan toplumsal smiffarklannt ortadan kaldmnak isteyen ki­
�iler [the levellers'], daha makul goruntiilcri oldugundan hem sav-

• The Levellers: ingiltere icr suvu�lun slrasmdu ortuyu crlbn, kamm i:iniinde e�itli­
gi ve din! ho�gi:iriiyii suvunun politik bir hureket. <;:. N.
36 ADALETE DAiR

Ian kendi iylerinde uygulanabilir oldugundan hem de insan toplumu


iyin faydah olduklanndan dolaYl, dindarlann iyinden ylkan ve sav­
lanm daha aylkya beyan eden bir ye�it politik fanatiklerdi. Aslmda
itiraf edilmelidir ki, doga insan tiiriine kar�l 0 kadar comerttir ki, bii­
tiin nimetleri tiirler arasmda e�it olarak dagltIlml� olsaydl ve sanat
ve yah�kanhkla geli�tirilseydi, her birey biitiin gereklilikleri ve hat­
ta hayatm konforlanmn yogunu ya�ayabilirdi. Aynca bedeninin za­
Ylf iskeletinden ve yaplsmdan kazara ortaya ylkabilecekler dl�mda
hiybir hastahga mamz kalmazdl. Aym zamanda �u da kabul edilme­
lidir ki, bu e�itlikten uzakla�tIglmlz her zaman, fakiri soymak zen­
gine kazandmnaktan daha fazla doyum verir ve hir bireyin iyindeki
sayma bir kibrin hafif tatmini, biryok aileye ve hatta �ehirlere yO­
gunlukla ekmekten fazlasma mal olur. Ostelik goriinebilir ki, e�itlik
yasasl, oldukyafaydah olacagmdan, biitiiniiyle uyglilanamaz degil­
dir ama bazl cumhuriyetlerde, kusurlu bir biyimde de olsa en azm­
dan yer alml�tIr. Ozellikle Isparta' dakilerin en faydah sonuylarla
uygulandlgl soylenir. Roma' da yok slkhkla talep edilen ve biryok
Yunan �ehrinde uygulamaya konmu� olan Toprak kanunlanmn hep­
sinin, bu i lkenin faydasmdan tiireyen genel fikirden ylktIgmdan
bahsetmeye gerek bile yoktur.
Ne var ki, tarihyiler ve hatta sagduyu, eksiksiz e�itligin bu fikir­
lerinin aldatIcl goriinebilmesine ragmen, geryekte, en temelde, uygu­
lanamaz oldugu ve eger boyle olmasaydl, insan topluluguna a�Irl za­
rarli olacaklan konusunda bizi bilgilendirebilir. iyelikleri bu kadar
e�it kIlm, insanlann sanat, i lgi ve yah�kanhk konusundaki farkh de­
recelerde olmasl bu e�itligi dolayslz olarak YlkacaktIr. Diger yandan
bu erdemlere engel olursamz, toplumu en a�Irl muhtayhk durumuna
indirgersiniz ve yoksullugu, dilenciligi azmhkta tutmak yerine, him
toplumda bunlan kaymilmaz kIlarsmlz. Her e�itsizligi i lk goriindiigu
anda izlemek iyinse en slkl sorgulama gereklidir, cezalandmnak ve
diizeltmek iyinde en ciddi yargilama gereklidir. Bununla beraber, bu
kadar fazla otoritenin klsa siirede zorbahga donii�iip bozulmasl ve
biiyiik tarafgirliklerle kullamlmamasl �art oldugundan, burada varsa-
AHLAK 37

yllanm benzeri b i r dummda buna kimin sahip olabilmesi mumkun


olabilir? i yeIiklerin eksiksiz qitligi, biitiin itaatkariIgI Ylkarak, Yar­
gI otoritesini a�1fI zayIf1atIr ve bunun, mulkiyeti oldugu kadar butun
giicu de neredeyse bir diizeye indirmesi �arttlr.
Boylece sonuc;:landlrabiliriz ki, miilkiyet diizenlemesi ugmna
yasalar kurmak ic;:in, insanm dogasI ve dummu ile tam�Ik olmaiIYlz,
aldatlcI ama yaniI� olabilen goriinii�leri rcddetmeIiyiz ve biituniin­
de, en faydalL ve yararlL olan kuraIIan aramaiIYlz. i nsanlann c;:ok
bencilce hma veya c;:ok geni� kapsamiI co�kunluklara gec;:it verme­
digi, basit duyu ve hafif dencyim bu amac;: ic;:in yeterIidir.
Ornegin, bir insamn sanatI veya c;:aiI�kaniIgI i le iiretilen veya
geIi�tirilen hcr �eyin, boyle faydalL aiI�kanhklan ve ba�anmlan yii­
reklcndirmek ic;:in, sonsuza kadar onun guvencesine verilmesinin
gerektigini bu mUlkiyetin aym faydalL amac;: ic;:in c;:ocuklara ve akra­
balara intikal etmesinin de zomnlu oldugunu, insan toplumuna bu
kadar yararlL olan ticareti ve ah�veri�i meydana getirmek ic;:in nza
ile devredilebilecegini ve kar�I hkh guveni ve itimadI kommak ic;:in,
vasltaslyla insan tiiriiniin genel t;lkarrm bu kadar yukse!ten biitiin
kontratlann ve verilcn sozlcrin dikkatlice yerine getirilmesinin zo­
mnlu oldugunu kim gonnez ki?
Dogamn yasalan hakkmda yazan yazarIan inceleyin, birIikte
yol aldlklan i lke!er ne olursa olsun, ku�kusuz sonunda burada niha­
yete crdiklerini ve kurduklan her kural ic;:in nihai neden olarak, in­
san tUruniin rahatIm ve gerekliIiklerini tayin ettikIcrini her zaman
bulacakslmz. N itekim sistcmlerIc kar�lthk ic;:inde zorIa alman bir ta­
vizin, hukukla almandan daha fazla otoritesi vardlr.
Vola getirilmemi� doga hic;:bir zaman kesinIikIc boyle bir aynm
yapmazken, yazarIar bunun neden benim ve �unun neden senin 01-
maSl gerektigi ile ilgili, gerc;:ekte ba�ka hangi sebebi gostereb iIirIer?
Bu iyelik zamirIerini alan nesnclerin kendileri bize yabancldlr; biz­
dcn tamamen kopuk ve ayndlr vc bu bagl toplumun gene! C;:lkarIan
dl�mda hic;:bir �ey olu�turamaz.
ADALETE DAiR

Bazen tikel bir vakada toplumun e;lkarlan, adaletin bir kuralma


ihtiyae; duyabilir fakat tamamen e�it olarak yararh olan bire;oklannm
arasmda tikel herhangi bir kurala karara baglayamayabilir. Boyle bir
durumda, daimi nifakm kaynagl olaeak olan aldlrmazhgl ve muglak­
hgl onIemek ie;in en inee benze�imIerin yakasma yapl�lhr. Bll sebep­
Ie, tek ba�ma iyeligin ve ilk iyeiigin, hie; kimsenin ba�ka bir on iddi­
aSI ve saVI olmadlgmda, miilkiyeti nakIetmesi gerekir. Avukatlann
akIi yiiriitmelerinin bire;ogu bu benze�tirilebilen [analogical] doga­
nmkilerdir ve imgeiemin e;ok inee baglantIianna dayamr.
Olagandl�l durumlarda bireyIerin ozel miilkiyetine olan biitiin
sayglyl ihlal etmekte ve kamu e;lkan ugruna kurulmu� olan bir ayn­
ml bu e;lkara kurban etmekte hie; kimse duraksar ml? insanlann gii­
venligi en yiiksek yasadlr: Diger biitiin tikei kanunlar ona tabi ve
dayahdlr ve eger, �eyIerin olagan seyrinde, takip ediliyor ve dikkat
ediliyorsa, bu sadeee kamu giivenliginin ve e;lkanmn boyle qit ve
tarafslz bir yonetimi yaygm olarak talep etmesindendir.
Bazen hem Jayda hem de bel1ze�im ba�anslz olur ve adaletin
kurallan tam bir beiirsizlik ie;inde kahr. Bu sebeple, zaman a�llnmm
veya uzun siireii iyeiigin miilkiyeti nakIetmesi yiiksek dereeede ge­
rekmektedir; fakat 0 amae; ie;in kae; giiniin veya aym veya yIim ye­
terli olaeagma karar vermek, tek ba�ma akIi ie;in miimkiin degildir.
Ylirtla�lIk yasalan burada dogal yasanm yerini doldurur ve yasa ko­
yueu tarafmdan soz veriIen zaman a�lml ie;in, farkh Jaydalara gore,
farkh vadeier tayin edilir. Senetler ve verilen sozIer hakkmdaki pu­
sulalar, bire;ok iilkenin kanunlannda, bonolardan, ipotekli sistemler­
den ve daha resm! bir dogamn kontratlanndan daha erken zaman
a�lmma dayanarak hiiklimsiiz kIimmaktadlr.
Genei olarak gozIeyebiliriz ki, miilkiyetin biitiin meseieieri, her
toplulugun tikel rahatligma gore dogal adaletin kurallanm geni�le­
ten, klsltlayan, yeniIeyen ve degi�tiren yurtta�hk kanunlanmn otori­
tesine tabidir. Kanunlann, hiikiimetin yaplslyla, her toplumun tutum­
lanyla, havaslyla, diniyle, tiearetiyIe, durumuyla degi�mez bir bag-
AHLAK 39

lantlsl vardlr veya olmahdlr. Ogrenme konusunda yazan merhum bir


dahi bu konllyla geni� bir �ekilde ugra�ml�tlr ve bu ilkelerden, bece­
rikli ve parIak dli�iinceler bakunmdan bol olan ve saglamhk bakl­
mmdansa eksik olmayan bir politik bilgi sistemi kurmu�tur3.
Bir insantn miilkii nedir? Kullanmasl sadece kendisi i«in me�nt
olan her �eydir. Vas/laslyla bll nesneleri aylrl edebilecegimiz hangi
kurala sahibiz? B urada statlilere, ah�kanhklara, omeklere, benze­
�imlere ve yiizlcrce ba�ka �arta ba�vurmahYlz ki, bunlann bazdan

J L 'espril des Lois 'nm yazan olan bu iinJii yazar, farkh bir kuram ile yol almasma
ve biitiin dogrunun kesin YlIklllltklllrda veya ili�kilerde bulundugunu varsayma­
sma ragmen, bence bu sistem asIa ger�ek felsefe ile bagda�mayacakhr. Peder
Malebranche, ogrenebildigim kadanyla, sonrasmda Cudwort, Clarke ve digerIe­
ri tarafmdan kabul edilen, ahliikm bu soyut kuramml ilk belirten ki�iydi. Bu ku­
ram biitiin duyguyu dl�ladlgmdan ve her �eyin akilda bulundugunu ileri siirdii­
giinden, bu felsefi �agda takip�ileri eksik olmaml�tlr. Bakmlz Boliim I, Ek J .
AdaJet a�lsmdan, bllrada irdelenen erdelll, b u kurallla kar�1 olan �Ikanlll kIsa v e
belirIeyici goriinmektedir. Miilkiyet yUl1ta�hk kanunlanna dayandtnllllaktadlr,
yurtta�hk kanunIanmn ise toplumun �Ikanndan ba�ka bir hedefi yoktur. Boylece
bu, miilkiyetin ve adaletin yegiine temeli olmahdlr. Soylellleye gerek yok ki, Yar­
glya ve Yargmm kanunlarma itaat etme yiikiilllliiliigiimiiziin kendisi, toplulllun
�lkarIanndan ba�ka hi�bir �eyde temeIIenmemektedir.
Eger adalet fikirleri bazen yurtta�hk kanunun yatkmhklanm takip etmezse, bu
vaka1an, kar�1 �lkl�lar yerine yukanda aktanlan kuramm dogrulamalan olarak
buluruz. Bir yurtta�hk kanunu, toplulllun biitiin �Ikarlanyla �akl�acak kadar ters
oldugu yerde, biitiin otoritesini kaybeder ve insanlar bu �Ikarlara uyan dogal ada­
let fikirleri yoluyIa yargilar. Bazen yurtta�hk kanunlan da, faydah ama�lar i�in,
herhangi bir senet i�in, bir resmiyet veya bi�im gerektirebilir ve bunun eksik 01-
dugu yerde, hiikiimleri adaletin ah�llan akl�ma kar�1t gider fakat bu tip hileJer­
den faydalanan ki�i geneIlikle diiriist bir insan oIarak dii�iiniilmez. Bu sebeple,
toplulllun �Ikarlarl anla�malarm yerine getirilmesini gerektirir ve ne dogal ne de
medeni adaletin daha fazla ozdeksel bir �artl yoktur. Fakat hafife alman bir du­
rumun bo�lanmasl, bir anla�maYI kanun yoluyla �ogunlukla hiikiimsiiz kilacak­
tlr ve iliihi olan1ann kendilerini ifade ettigi gibi, insaniyetle (foro hlllllano) kor­
kuyla (foro conscientiae) degil. Bu durllmla rda, yargmm hakkl degi�tirmesi de­
gil, sadece hakkl yiiriitme giiciinii �ekmesi beklenmektedir. Yargmm niyetinin
hakka dogru geni�ledigi ve toplumun �Ikarlanna uygun oldugu yerde, hakkl de­
gi�tirrnekte hi�bir zaman ba�anslz olmaz. Bu da yukanda gosterildigi gibi, ada­
letin ve miilkiyetin kokeninin net bir kamudlr.
40 ADALETE DAiR

degi�mez ve kahpla�ml�hr, bazllanysa <;e�itli ve keyfidir. Hiilbuki


soylenene gore hepsinin sonlandlgl nihai nokta insan toplumunun <;1-
kan ve mutlulugudur. Bunun anlaYI�lmlza girmedigi yerde, hi<;bir
�ey adaletin ve miilkiyetin biitiin veya bir<;ok yasasmdan daha tuhaf,
'
anormal ve hatta bahl goriinemez.
Kaba batil inan<;larla alay edenlerin ve yemeklere, giinlerc, yer­
lere, tavlrlara, kisveye veri len tikel onemin budalahgml gosterenle­
rin, insan tiiriiniin biiyiik bir klsml iizcrinde bu kadar kudrctli bir et­
kisi olan nesnelerin biitiin niteliklerini ve ili�kilerini dii�iiniirlerken
ve sevgi veya antipati duymak i<;in hiirmet veya korku hissetmek
i<;in hi<;bir yeterli neden ke�fetmezken, kolay bir gorevleri vardlr. Bir
Suriyeli, giivercin eti yemektense a<;hktan olmeyi tercih edecektir,
bir MIslrh domuz pastmnasma yakla�mayacaktIr; fakat bu yiyecek
tiirleri, gorme, koklama veya tatma duyulan ile incelenirse veya
kimya, tip veya fizik bilimleriyle tetkik edi lirse, onlar ve ba�ka tiir­
ler arasmda hi<;bir fark bulunamaz, ne de bu dinsel tutku i<;in dogru
bir temel meydana getirebilen 0 sagm* durum se<;ilebi lir. Bir kiimes
hayvam Per�embe giinii mqru bir yiyecektir, Cuma giinii ise tiksin­
diricidir. Bu evde ve bu piskoposluk bolgesinde yumurtalara Biiyiik
Perhiz slrasmda izin verilmektedir, yiiz adlm ileride yemek ise lanet
oktman bir giinahtlr. Bu toprak par<;asl veya yapl diin kiifirdi, bugiin
belirli kelimelerin mmldanmaslyla kutsalla�tl. Bir ki�i, bir filozofun
agzmdaki boyle refleksiyonlann, herhangi bir etki yaratmasmm <;ok
a<;lk oldugunu giivenle soyleyebilir; <;iinkii (bu refleksiyonlann) her­
kese, her zaman, ilk bakl�ta goriinmesi �arttlr ve bunlar kendilikle­
rinden hiikim olmadlklannda, cehalet veya yamlgl ile degil egitim,
onyargl ve tutku tarafmdan kesinlikle engellenmektedirler.
Ozensiz bir bakl�a ya da daha ziyade, fazla soyutla�ml� bir ref­
leksiyona goriinebilir ki, adaletin biitiin duygulanna benzer bir ba­
til inan<; girmektcdir. Eger bir insan nesnesini veya miilkii olarak <;a­
glrdlglmlz �eyi, duyu ve bilimin aym dikkati ile a<;lga <;Ikanrsa, en

• Dogruluk kuralma uygun olan. <;:. N


AHLAK 41

dogru ara�tlrma yoluyla, ahlaki duygu tarafmdan belirlenen fark


iyin hiybir temel bulamayacakhr. Kendimi hakh olarak bu agaytan
doyurabilirim; fakat on adlm ilerideki aym tiir ba�ka bir agacm
meyvesine dokunmam benim iyin ceza te�kil edebilir. Bu klyafeti
bir saat once giymi� olsaydlm, en �iddetli cezaYI hak etmi� olacak­
tim fakat bir insan birkay sihirli hece telaffuz ederek artlk onu be­
nim kullammllTI ve hizmetim iyin uygun kIid I . Bu ev civar arazide
kurulmu� olsaydl, orada ikamet etmek benim iyin ahlakslzhk olmu�
olurdu; fakat nehrin bu tarafmda yapdml� oldugundan farkh bir be­
lediye nizammm konusundur ve benim oldugundan dolaYI hiybir
sUylamaya veya kmamaya mamz kalmam. Batd inanci boyle ba�a­
nh biyimde aylga ylkaran aym akIi yi.iriitme tiirlerinin, adalete de
uyarlanabilir oldugu dii�iiniilebilir. Aynca, nesne iyindc duygunun
temeli olan 0 sagm nitelik veya duruma, bir vakada digerinden faz­
la i�aret etmek miimkiin degildir.

Oysa ki, bald inan(: ve adaleI arasmda �oyle bir ozdeksel fark
vardlr; onceki sayma, faydaslz ve kiilfetlidir, sonraki insan tiiriiniin
esenligi ve toplumun var olmasl iyin tiimiiyle gereklidir. Bu durum­
dan soyutlandlglmlzda (asia goz ardl edilemeyecek kadar seyik 01-
dugundan) itiraf edilmelidir ki, hak ve miilkiyete yonelik biitiin ka­
buller, en hantal ve en kaba bahl inany kadar, tamamen temelsiz go­
riinmektedir. Toplumun ylkarlanyla hiybir suretle i lgilenilmeseydi,
ba�ka birinin nza ima eden birtaklm sesleri telaffuz ctmesinin, tikel
bir nesne aylsmdan benim eylemlerimin dogasml niye degi�tirmesi
gerektigi, bir rahip tarafmdan belli bir ah�kanhk ve tavlr i yinde ez­
berden nakledilen bir toplu ayinin bir YIgm tugla ve keresteye adan­
masmm ve bu YIgmm bundan sonra ve sonsuza dek kutsal kdmma­
smm neden gerektigi kadar anla�Iimazdlr.4

4 A�tkl!r ki, isten� veya nza tek ba�tna mulkiyeti asia devredemez, ya da bir soz
verme yukumlulugune sebep olamaz (aym aktl ylirutme ikisini de kapsadlgt
i�in); fa kat isten�, herhangi bir insana bag dayatmak i�in kelimeler veya simge­
ler taraftndan i fade edilmelidir. Anlattm bir kez istence alt gudlimlli olarak koyu­
lur koyulmaz, �ok ge�meden soz vermenin birincil par�ast olur, bir insan ne ni-
42 ADALETE DAiR

Bu refleksiyonlar, adaletin yiikiimliiliiklerinin zaYlflatIlmasm­


dan veya miilkiyete duyulan en kutsal ozenden ylkan bir �eyi hafif­
letmekten yok uzaktlr. Aksine, boyle duygular �imdiki akil yiiriit­
meden yeni bir kuvvet kazanmalIdlr. (:iinkii herhangi bir odev iyin,
gozlemlemekten ba�ka hangi daha gUylii temel istenilebilir veya
kavranabi lir ki, insan toplumu ve hatta insan dogasl bu temel kurul­
madan varlIgml siirdiiremesin yine de bu odeve verilen daha bozu-

yctine gizlice ayn bir yon verdiginde ve ne de zihninin onayml gcri �ektiginde,
verdigi soz tarafmdan daha az baglanmayacaktlr. Fakat anlatlm, bir�ok durumda,
verilen sozGn bGtUnGnG olu�turmasma kar�m, yine de bu her zam"n boyle degil­
dir ve anlanllm bilmedigi ve sonu�lan hakkmda hi�bir �ey hissetmeksizin kul­
landlgl bir anlatllnda bulunan biri, ku�kusuz bu anlallmla baglanmayacaktIr. Da­
hasl, aniamllll bilse dc, yine de onu yallllzca �aka olarak ve kendini baglama ko­
nusunda ciddi bir niyeti olllladlgmi a�lk�a gosteren i�aretler ile kullamrsa, onu
yerine gctilmek konusunda herhangi bir yGkGmlGlGk altmda kalmayacaktlr; fa­
kat hi� �eli�ik i�aretler olmadan, kelimelerin eksiksiz bir istencin anlatlml olma­
Sl �arttlr. Dahasl, bunu bile, anlama gGciimGzlin �abuklugu yoluyla belli i�aret­
lerden bizi aldatma gibi bir niyeti oldugunu tahmin ettigimiz birinin anlatmlllll
ya da cger 0 sozG kabul edersek, verdigi soz tarafmdan baglanmadlgml sanacak
kadar ileri gotiirmemiz gerekir; fakat bu varglyl i�aretlerin aldatma i�aretlerinden
farklI bir dogada oldugu durumlarla slmrlandmnalIYlz. Eger adalet tamamen top­
luma faydahlIgmdan dogmaktaysa bGtGn bu �eli�kilerin sebebi kolayca verilebi­
lir fakat ba�ka hi�bir varsaYlm ile hi�bir zaman a�lklanamayacaktlr.
Dikkate degerdir ki, Cizvitlerin ve ahliik meselelerini kendi isteklerine gore yo­
rumlayan diger ki�ilcrin ahliiki kararlan genel olarak, burada i�aret edildigi gibi
abl yGliitmenin bazl boyle alt ba�hklanm takip ederken olu�ur ve eger Mons.
Bayle'in otoritesini takip edersek, kalptcki herhangi bir bozulmadan oldugu kadar
skoliistik incelik alI�kanlIgmdan �lkmaktadlr. Bakmlz Monsieur Bayle'in SozlG­
gG, 'Loyola" maddesi. Ve insan tiiIiinGn klzgmhgl ahliik meselelcrini kendi istek­
lerine gore yorumlayan bu ki�ilere kar�l ned en mi �ok yiikscldi? C;:GnkG egcr boy­
le uygulamalar yetkilendirilseydi, insan toplumunun var olamayacagml ve
ahliikm her zaman felsefi bir dGzenden daha �ok kamu �lkarma bir bakl� ile ele
almmasl gerektigini herkes algIlaml�tIr. Eger niyetin gizli yonG, dedi her akllh in­
san, bir kontratl ge�ersiz kdsaydl, gGvenligimiz nerede kahrdl? Ve yine de bir me­
tafizik bilgini, eger bir niyctin ger�ekten yeri olmasaydl, takip etmesi gereken hi�­
bir sonucu olmasaydl ve dayatmak i�in bir yGkGmlGIGgG olmasaydl, 0 niyetin ge­
rekli oldugu bir yer varsayIldlglm dG�Gnebilirdi. Yukanda ima edilen ahliik mese­
Ielerini kendi isteklerine gore yorumlama incelikleri, avukatlann inceliklerindcn
daha bGyGk olmayabilir ama onceki zararh ve sonraki masum ve hatta gerekli 01-
AHLAK 43

lamaz ozene, mutlulugun ve kusursuzlugun daha yiiksek a;;amalan­


na ula�abilecek olsun?
i ki\em ae;:lke;:a goriilmcktedir: Adalet toplum faydaslm artlrma­
ya ve uygar toplumu desteklemeye ae;:lke;:a yoneldiginden, adalet
duygusu ya 0 egilim iizerine di.i�linmemizden ti.iremektedir ya da
ae;:hk, susuzluk ve diger itkiler gibi, gilcenme, ya�am sevgisi, evlat
sevgisi ve diger tutkular gibi, doganm benzer faydah amae;:lar ie;:in
yerIe�tirdigi, insan yiiregindeIU yahn bir kokensel ie;:giidliden ortaya
e;:lkrnaktadlr. Eger dUnim sonrakiyse, bu dunnnu, adaletin nesnesi
olan mi.ilkiyetin aym zamanda yahn bir kokensel ie;:glidli ile aylrt
edilmesini ve herhangi bir argliman veya refleksiyon tarafmdan sor­
gulanmamasl izler. Gel gor ki, boyle bir ie;:giidii hie;: duymu� mudur?
Ya da bu konu ie;:inden yeni bul6'11lann e;:lkanlabilecegi bir konu mu­
dur? Aym zamanda, bedende daha once biiti.in insan tiiriiniin gozle­
minden kae;:ml� olan yeni duyulan kqfetmeyi de umabiliriz.
Dahasl, doganm ie;:gi.idi.i sel bir duygu ile mi.ilkiyeti aYlrdlgmm
soylenmesi e;:ok yahn bir onerme olarak goriinse bile, gere;:ekte bu­
IUniz ki, bu amae;: ie;:in on binlerce farkh ie;:giidii gerekir ve bunlar en
biiyiik karma�anm ve en ince kavrayl�m nesneleri olarak kullaml­
maktadlr. <;iinkii ne zaman bir miilkiyet tammma gerek duyulsa;
meslek, e;:ah�kanhk, zaman a�lml, veraset, kontrat vb. aracl hglyla

dugundan, diinyada kar�Ila�uklan �ok farklI kabuliin sebebi budur.


Rahibin, niyetinin gizli bir yonii yoluyla, herhangi bir onemli ayini ge�ersiz kt­
labilmesi Roma Kilisesinin bir ogretisidir. Bu pozisyon a�ikiir dogmlugun slkl ve
diizenli bir takibinden dogmaktadlr ki, bo� sozler tek ba�lIla, konu�maellllll her­
hangi bir anlamt veya niyeti olmadan, hi�bir zaman herhangi bir etki yaratmaz.
Eger, somnun binlerin sonsuza dek kurtulu�undan �ok daha az sonu� dogurdugu
sivil kontratlarla ilgili aym sonu�, aktl yiiriitmelerde kabul edilmezse, tamamen
insanlann tehlike duyusundan ve oneeki durumdaki ogretinin uygunsuzlugundan
�tkar. Ve bu yiizden gozleyebiliriz ki, her ne kadar herhangi bir baul itikat olum­
lu, kiistah ve dogmatik olarak ortaya �tkabilse de, nesnelerinin ger�ekligi hakklll­
da hi�bir tam inanel asia iletmez veya onlan, bir dereeeye kadar, giindelik goz­
lem ve deneyimsel akll yiiriitmeden ogrendigimiz hayatlll ah�Ildtk olaylan ile bir
dengeye yerle�tiremez.
44 ADALETE DAiR

edinilmi� herhangi bir iyelik i<;inde onn ayn�tmnak i<;in 0 i l i �ki bu­
lunur. Doganm, kokensel bir i<;giidii yoluyla, biitiin bu edinti yon­
temleri konusunda bizi egittigini dii�iinebilir miyiz?

Veraset ve kontrat kelimeleri de SlmrSlzca karma�lk fikirleri


temsil eder ve bun Ian tam olarak tammlamak i<;in yiizlerce kanun
kitabl ve binlerce yomm kitabl yeterii bulunmaml�tlr. i nsanlarm,
kendisi hakkmdaki biitiin i<;giidlilerinin yalm oldugu doga, boyle
karma�l k ve yapay nesneleri benimser mi ve insamn alJmm i�leyi­
�ine hi<;bir �eyi blrakmadan akiI sahibi bir insan yaratlr ml?

Ne var ki bunlann hepsi kabul edilse de, tatmin edici olmaya­


caktlr. Pozitif hukuk kesinlikle miilkiyeti devredebilir. B a�ka bir ko­
kensel i<;glidii yoluyladlr ki, kraIIann ve senatolann otoritesi ni tam­
nz ve onlann yargdama yetkisinin blitiin slmrlanm <;izeriz. Yargl<;­
lann da, hiiklimleri hatah ve usulsiiz olsa bile, huzur ve diizen ug­
mna kararh bir otorite sahibi olmalanna ve nihai olarak mlilkiyeti
saptamalanna izin verilmesi �arttlr. Devlet adamlan ve mahkeme
ba�kanlan ve jiiriler hakkmda dogu�tan kokensel fikirlerimiz var
mldlr? B iitiin bu kummlann yalmzca insan toplumunun gerekliIik­
lerinden dogdugunu kim gormez?

Aym tiiriin biitiin ku�lan her <;agda ve her iilkede yuvalanm


benzer �ekilde yapar: Bunda bir i<;giidlinlin kuvvetini gormekteyiz.
i nsanlar, farkh zamanlarda ve yerlerde, evlerini farkh in�a etti : Bu­
rada aklm ve ah�kanhgm etkisini algllamaktaYlz. Benzer bir <;lka­
nm nesil i<;giidlisiinlin ve mlilkiyet kummunun kar�lla�tlfllmaslyla
da betimlenebilir.

Bclediye nizamlanmn <;e�itliligi ne kadar fazla olursa olsun,


itiraf edilmelidir ki, belli ba�h ana hatlan olduk<;a muntazam bi<;im­
de uyu�maktadlr; <;iinkli meylettikleri ama<;lar her yerde tam olarak
aym �ekildedir. $ekilde, tarzda ve materyaIIerinde farkhhk goster­
seier de blitlin evlerin bir <;atlsl, duvarlan, pencereleri ve bacalan
vardlr. i nsan ya�ammm rahathklanna yonelik olan sonrakinin
ama<;lan kokenini (benzer bir sonu gosteren oncekininkinden daha
a<;lk bi<;imde) akd ve refleksiyondan almaz.
AHLAK 45

Mi.i lkiyetin bi.iti.in kurallanm, imgelemin ince donii�lerinden ve


baglantJianndan, hukuk konulannm ve akil yiiriitmelerin alt ba�iIk­
lanndan ve soyutlamalanndan aldlgl <;e�itlemelerden bahsetmeyi
gerekli bulmuyorum. Bu gozlemi, kokensel i<;giidiilerin kavraml ile
uzla�tmnanm hi<; olanaki IiIgl yoktur.
O zerinde lsrarh oldugum kuramla ilgili bir ku�kuyu tek ba�ma
doguran, egitim ve edinilmi� ah�kaniIklann etkisidir ki, bunlaria,
her olayda adaletsizligin zararh sonu<;lan iizerine dolayslz herhangi
bir refleksiyonun bilincine varmadlglmlzdan, adaletsizligi su<;lama­
ya boylesine ah�kImzdlr. B ize en tamdlk olan gori.i �ler, bu nedenle,
bizden ka<;maya elveri�lidir ve bel li glidi.i lerden dolaYI <;ok, slk<;a
yerine getinnekte oldugumuz ne varsa, onu, bizi ilk smlriandlran
refleksiyonlan <;agmnadan, her durumda diizeneksel olarak benzer
�ekilde siirdi.irmeye elveri�liyizdir. Adalete yol a<;an rahatiIk ya da
daha <;ok gereklilik, 0 kadar evrenseldir ve her yer de aym kuralla­
ra 0 kadar <;ok i�aret eder ki, aiI�kanhk biitiin toplumlarda yer ahr
ve baZl incelemeler olmadan onun dogru kokenini bulamaYlz. Me­
sele, yine de, <;ok a<;lk degildir fakat gi.i ndelik ya�amda bile toplum
faydasl i lkesine her an ba�vururuz ve "Boyle lIygulamalar he/kim
alursa, diinya neye donii�iir? Boyle diizensizlikler allinda laplum
nasd val' alabilir? " diye soranz. i yeliklerin aynml veya boliinmesi
tamamen faydaslz olsaydl, Herhangi biri tasavvur edebilir miydi ki,
bunlar toplumda hiikiim siirebilsin?

Boylece bi.i tiiniinde, burada lsrar edilen 0 ilkenin kuvvetinin


bilgisine varml� gibi gori.iniiyoruz. Kamu <;lkan ve faydasl iizerine
olan refleksiyonlardan sonu<;lanabilen saygmhgm veya ahhlki' ona­
mamn derecesine karar verebi liriz. Adaletin toplumu destekleyen
gerekliligi bu erdemin Yegiine temelidir ve ba�ka hi<;bir ahliiki iis­
tiinliik daha fazla itibar gormediginden dolaYI sonu<;landlrabi liriz
ki, bu faydai I h k ko�ulu, genelde en gii<;li.i enerj iye ve duygulanmlz
iizerinde en eksiksiz yonetime sahiptir. Bu baklmdan bu faydahhk
ko�ulu, sadakate, adalete, di.iriistliige, dogruluga ve saygldegcr ve
diger faydah niteliklere ve i lkelere verilen ahliiki onaym Yegiine
46 ADALETE DAiR

kaynagl oldugu iyin, insaniyete, iyilikseverlige, dostluga, yardlmse­


verlige ve bu �ekilde damgalanan diger sosyal erdemlere atfedilen
degerin onemli bir klsmlllln da kaynagl o lmalIdlr. Bu, herhangi bir
ilkenin bir olayda biiyiik bir kuvvet ve enerj isinin bulundugunu ve
benzeyen tUm olaylarda bu ilkeye benzer bir enerj i bulunacagilli bil­
diren felsefenin ve hatta sagduyunun kurallanyla tamamen uyumlu­
duro Geryekte Newto n ' un da felsefesinin ba�lIca kurali budur.5

� Prillcipia, Lib. iii. [Isaac Newton, Dogal Felsefellill Matematik jlkeleri)


IV. KISIM
POLiTiK TOPLUM DZERiNE

Her insamn, kendisini adalete ve hakkaniyete itaat etmeye bag­


layan gii<;:lii <;:lkan algllamak i<;:in yeterli ongoriisii biitiin zamanlar­
da olsaydl ve �imdiki hazzlll ve faydanlll <;:ekiciliklerinin tersine, ge­
ne! ve ayn bir <;:lkara yone!ik istikrarli bagliligillda diretmek i<;:in ye­
terli hajtza kuvveti olsaydl, bu durumda hiikiimet veya siyasl toplum
gibi bir �ey hi<;:bir zaman olmazdl; fakat her insan, kendi dogal 6z­
giirliigiinii takip ederek, biitiin insanlarla tam bir ban� ve uyum i<;:in­
de ya�ardl. Dogal adaletin kendisinin yeterli bir baskl unsuru oldu­
gu yerde pozitif hukuka neden ihtiya<;: olabilir ki? Herhangi bir dii­
zensizligin veya hakslzliglll ortaya <;:lkmadlgl yerde, ni<;:in yargl ya­
rahlslll? Her olayda, dogal ozgiirliigiimiiziin azami uygulam�l ma­
sum ve yararh bulundugunda neden onu klsltlayahm? A<;:lktlr ki,
hiikiimet tamamen faydaslz olsaydl, hi<;:bir zaman yeri olamazdl ve
a<;:lkhr ki, S adakat 6devinin Yegane teme!i, insanlar arasillda ban�
ve diizeni koruma yoluyla topluma kazandlrdlgl Jaydadll·.
B ir dizi politik toplum kuruldugu zaman ve bu toplumlar bir­
likte biiyiik bir etkile�imi siirdiirdiigii zaman, 0 tikel durum i<;:inde
Jaydah olacak yeni bir kurallar dizisi dolayslz olarak ke�fedilir ve
buna binaen bu kurallar Devletler Hukuku ba�hgl altillda yer bulur.
Biiyiikel<;:ilerin �ahsiyetinin kutsalhgl, zehirli silahlardan ka<;:lllmak,
sava� yollan ve ba�kalan a<;:lk<;:a birbirleriyle etkile�imde olan dev­
letlerin ve kralhklann Jaydasl i<;:in hesaplamr.
48 POLiTiK TOPLUM OZERiNE

Adaletin bireyler arasmda hukum siiren kurallan gibi, politik


toplumlar arasmda suren kurallan da tamamlyla asklya almmaz.
Butiin prensler diger prenslerin haklanna saygdl gibi go!iinur ve ba­
zdan �iiphesiz ikiyiizllillik olmadan boyle davramr. Eger bir etki ve
otorite sahibi olmak i<;in tecrube etme yoluyla bulunmadllarsa, sa­
dece bir siiru par�omen kiigldl israfI olacak olan ittifaklar ve antla�­
malar baglmslz devletler arasmda her gun yapdmaktadlr. Ne var ki,
kralhklar ve bireyler arasmdaki fark da buradadlr. i nsan dogasl, bi­
reylerin birligi olmadan herhangi bir anlamda var olamaz ve 0 bir­
lik hakkaniyetin ve adaletin kurallanna saygl gosterilmeden hi <;bir
zaman ycr bulamaz. Duzensizlik, karma�a, her �eyin her �eye kar�1
sava�l, boyle u<;an bir davram�m zorunlu sonu<;lan olur. Ama ulus­
lar etkile�im olmadan var olabilir. Hatta genel bir sava� altmda bile
bir dereceye kadar var olabil ir. Adalete itaat etmck, uluslar arasmda
faydah olsa da, bireyler arasmda oldugu kadar gu<;lli bir gereklilik
olarak savunulmaz ve ahliiki yukumlliliik Jaydahftk ile orantJlIdlr.
Politikacdann ve filozo flann <;ogu kabul edecektir ki, Hikrnet-i Hu­
kiimet tikel acil durumlarda adaletin kurallanm bir yana blrakabilir
ve bir antla�ma veya ittifak, adalete olan slkl itaatin her iki taraf i<;in
de oncmli bir dereceye kadar zararh olacagl yerlerde, ge<;ersiz kIh­
nabilir. Hiilbuki itiraf edilmeiidir ki, en a�Ir1 gereklilikten az hi<;bir
�ey verilen bir soziin ihlalinde veya ba�kalannm mlilklerinin i stila­
smda bireylcri hakh <;Ikaramaz.

Eski Yunan cumhuriyetinde veya modern zamanlardaki i svi<;re


Kantonlan ve B irle�ik Eyaletler gibi bir birle�ik milletler toplulu­
�mda, buradaki ittifakm kendine has bir Jaydasl oldu�mdan, birli­
gin �artlannm kendine has bir kutsanml�hgl ve otoritesi vardlr. On­
lann ihlali, herhangi ozei bir zarardan veya adaletsizlikten daha az
cezai olarak dii�unlilmeyecektir veya hatta daha fazla cezai olarak
kabul edi lecektir.

i nsamn uzun ve korumaslz bebeklik sureci, bebeklerinin varh­


gml surdlirmek i<;in ebeveynlerin birlikteligini gerektirir. 0 birlikte­
lik, evlilik yatagma o lan i ffet veya sadakat erdemini gerekli kdar.
AHLAK 49

Bu tip bir fayda olmadan, boyle bir erdemin asia dii�iinii1meyecegi


kolayca kabul edilecektir. 1 StoacIlann dii�iincesi de aymdlr.

Bu dogaya sadakatsizlik, kadtnlarda, erkeklerde oldugundan


c;:ok daha zararltdlr. Bu sebeple iffet yasalan bir cinsiyet iizerinde
digerinde oldugundan daha katJdlr.

Bu kurallann hepsinin iireme ile bir ilgisi vardlr. Buna ragmen


c;:ocuk dogurrna ya�l gec;:mi� kadmlann, bunlardan genc;:likierinin ve
giizeIliklerinin bahannda olanlardan daha fazla (bu yasalardan) mu­
af olduklan dii�iiniilmez. Genel kurallar, ilk ortaya C;:lktJklannda slk
slk bu ilkenin otesine ve oradan da begeni ve duygunun biitiin so­
runlannm otesine geni�lemektedir. Paris'te bir halk hikayesi vardlr:
M i ssissipi ta�tlgl slrada, kambur bir adam her giin, mal simsarIan­
nm kalabahklar halinde toplandlgl yer olan Rue de Quincempoix 'ya
[Quincempoix Sokagl] giderdi ve kontratlanm iizerinde imzalama­
Ian ic;:in, kamburunu simsariann masa olarak kullanmasma izin ve­
rerek iyi bir iicret ahrd l . Bu c;:oziim yoluyla artlrdlgl serveti onu ya­
kl�lkh bir ki�i mi yapar, iistelik ki�isel giizelligin, faydah l tk fikirle­
rinden dogdugu itiraf edilse bile? i mgelem, fikirierin c;:agn�lmmdan
etkilenir ki, bu fikirier ilk olarak yargldan ortaya C;:lksa da, bize go­
riinen her tikel kural dl�lhkla kolayca degi�mez. B ahsedilen iffet

I Kadmlar topluluguna kar�l yiikselebilecek olan biitiin itirazlara kar�ll1 Platon'un


verdigi tek c;oziim, imgesel devletinde kumlmu�tur. Sci/e enim is/lid el dicillir e/
dicelw; ld qllod IIlile sil hones/1I11l esse, qllod alilem illlllile sit IlI/pe esse. [De
Rep lib v p 457 ex edit Ser]. ["Soylenmi� ve soylenebilecek en glizel �ey, fayda­
It olamn giizel, zararh olamn c;irkin oldugudur" (Platon, Del'lel, Y. Kitap)] Bu ve­
cize, Platon'un anlamlandlrdlgl toplum faydasl ile ili�kilendirildigi yerde hic;bir
�iiphe gotiirmez. Ashnda, blitiin iffet ve edeplilik fikirIeri ba�ka hangi amac;lara
hizmet eder? "Nisi utile est quod facimus, frustra est gloria," der Phaedrus.
["Yaphglmlz faydalt olmadlgl taktirde, ovlinmek bo�adlr" (Phaedrus, Fables, I I I ,
1 7 , 1 2) "Nihil eorum quae damnosa sunt, pulchmm est" der Pilitarkhos. ["Zarar­
It hiybir �ey ovgiiye deger degildir." (Pllitarkhos, Moralia, I II)] Stoactlann dli­
�iincesi de budur. Sept. Emp lib iii cap 20. ["Stoactlar, iyi ' faydadlr ve faydadan
ba�ka bir �ey degildir' diye ileri siirer ve fayda ile erdemi ve dogru eylemi kas­
teder." (Sextus Empiricus, Ou/lilles ofPyrrilOllislI1, I I I , XXl l)]
50 POLITiK TOPLUM OZERiNE

durumuna ekleyebiliri z ki, ya�h olamn emsali geny iyill zararh ola­
caktlr ve kadmlar, belli bir zamanm onlara ho�goriiniin ozgiirliigii­
nii getirecek oldugunu siirekli onceden gorerek, dogal olarak 0 do­
neme ilerleyecck ve toplum iyin bu kadar gerekli biitiin bu odev
hakkmda daha hassas dii�linecektir.

Aym aile iyinde ya�ayanlar bu tiir serbestligin 0 kadar slk


imkanlanna sahiptirler ki, eger en yakm akrabalar arasmda evlilige
izin vcrilseydi veya kanun veya gelenek tarafmdan onlar arasmdaki
"
herhangi bir a�k etkile�imi onaylansaydl, "tutumlann safllgml (pu­
rity ofmanners] hiybir �ey onleyemezdi. Bu sebeple, en list dereceye
kadar zarar/i olarak, Ensestin ileri diizeyde terbiyesizligi ve ahlflki
yirkinligi vardlr.

Eski Yunan kanunlannda, bir ki�inin baba tarafmdan livey klz


karde� ile evlenebilirken, anne tarafmdan livey klz kardq ile evle­
nemcmesinin sebepleri nedir? Aylkya �udur: Eski Yunanhlann tu­
tumlan 0 kadar muhafazakflrdl ki, bir erkegin, aym aileden bile 01-
sa, kendi annesininki hariy kadmlann odasma yakla�masma hiybir
zaman izin verilmezdi. O vey annesi ve onun yocuklan da ba�ka bir
ailenin kadml kadar ana kapahydl ve bu suretle bunlar arasmda SUy
te�kil edecek bir ili�ki kunna tehlikesi yok dli�iiktii. Amcalar ve ye­
genler, benzer bir nedenden evlenebilirdi; fakat cinsiyetler arasl i li�­
kinin daha aylk oldugu Roma'da ne bunlar ne de livey erkek kardq­
ler vc klz karde�ler 0 akrabahgl daraltamazdl. Blitiin bu ye�itleme­
lerin sebebi toplum faydasldlr.

Ozel bir sahbette bir insanm agzmdan kayan herhangi bir �e i y


tekrar etmek veya onun ozel mcktuplanm herhangi bir �ekilde kullan­
mak oldukya suyiamr. Sadakatin boyle kurallanmn kurulmadlgl yer­
de, zihinlerin 6zglir ve sosyal etkile�imi fazlaslyla kontrol edilmelidir.

Aglzdan agza aktanlan hikflyelerde bile, dogacak k6tli sonuy-


lar 6ngoriilmeyerek hikayeyi aktaran ki�i aylga ylkanhrsa; bu
ahlakslzhk olmasa bile, densizlik olarak degerlendirilir. Bu hikaye­
ler, elden ele geyerken ve blitlin olagan ye�itlemeleri on lara eklenir-
AHLAK 51

ken, i lgili ki�iler slk slk akla gelir ve niyetleri en masum ve zararS1Z
olan insanlar arasmda husumetler ve kavgalar iiretir.

Slrlara bumunu sokmak, ba�kalannm mektuplanm a<;:mak ve


hatta okumak, onlann kelimeleri ve goriinu�leri ve eylemleri hakkm­
da casusluk yapmak; ba�ka hangi ah�kanhklar toplumda daha uy­
gunsuzdur? Hangi ah�kanllklar neticesi itibariyle daha <;:ok su<;:lana­
bilir?

Bu i lke aym zamanda iyi ahliikhhk yasalanmn <;:ogllnun teme­


lidir; dostlugun ve sohbetin rahathgl i<;:in hesaplanml� ikinci derece­
de bir ahliik tiiriidiir. Cok fazla ya da <;:ok az resmiyetin her ikisi de
su<;:lamr ve yakl�lkslZ bir samimiyet i<;:enneden rahathgl te�vik eden
her �ey yararh ve ovgiiye degerdir.

Arkada�hklardaki, dostluklardaki ve ailelerdeki sadakat oviil­


meye degerdir ve toplumdaki guveni ve iyi ili�kileri desteklemesi
gereklidir. Saghk ve haz arayl�lmn insanlan rastgele bir araya getir­
digi genel yerlerde, bu tesadiifi bir toplanma olsa da, kamu rahath­
gl bll maksimle dagilmaktadlr ve oradaki gclenek, her ilgisiz tam­
�lkhgm sonrasmda kar�l tarafa miisamaha gostererek, nezaketin ve­
ya iyi tutumlann ihlali olmadan, bu sure i<;:in korunakslz bir sohbe­
ti te�vik eder.

En ahliikslZ ve genel toplum <;:lkarlan a<;:lsmdan en YlklCI ilke­


ler uzerine kurulmu� toplumlarda bile, ki�isel <;:lkar kadar, yanh �
haysi yet turlerinin d e uyelerin gozlemine blraki ldlgl belli kurallar
gerekmektedir. S lkllkla belirtilmi�tir ki, hlrslzlar ve korsanlar, eger
kendi aralannda bir payla�lm adaleti kllnnaml� o lsalardl ve insan
tiiriinun geri kalanma kar�l ihlal etmi� olduklan 0 hakkaniyet yasa­
lanm kendi i<;:lerinde benimsememi� olsalardl, zararh ittifaklanm
surduremezlerdi.

Bir Yllnan atasozU, 'hi<;:bir zaman unutmayan bir i<;:ki arkada­


�mdan nefret ederim' der. Son sefahat iileminin budalahklan, bir
sonrakinin budalahklanna tam serbestlik tammak i<;:in sonSliza ka­
dar unlltulmahdlr.
52 POLiTiK TOPLUM OZERiNE

i nce bir sir perdesi ile kaplanml:;; s a, gelenek tarafmdan ahlakh


olmayan bir kahramaniIga bir dereceye kadar musaade edilen ulus­
lar arasmda, bu bagiIiIgm elveri:;; l iligi iyin hesaplanml:;; bir dizi ku­
rallar dolayslz olarak ortaya Ylkmaktadlr. Provence' daki me:;;h ur a:;; k
mahkemesi veya meclisi· geymi:;; te bu tlirden butun zor vakalar hak­
kmda karar vermi:;;t i.

Oyun oynamak amaclyla kumlan topluluklarda, oyunun yone­


tilmesi iyin gereken kurallar vardlr ve bunlar her oyunda farkiIdlr.
Bana gore, boyle topluluklar temelde saymadlr ve kurallar tamamen
olmasa da buyiik olyiide, yanardoner ve keyfidir. Buraya kadar bu
kurallar ve adaletin, sadakatin ve vcfakariIgm kurallan arasmda oz­
deksel bir fark vardlr. Genelgeyer insan topluluklan turlerin variIgI­
mn kaiIcliIgl iyin kesinkcs gereklidir ve ahlak ilkelerini duzenleyen
toplum rahatiIgI, insamn ve iyinde ya:;; a dlgl dunyamn dogasmda ih­
lal edilemeyecek bir suretle kumlmu:;;tur. Bu sebeple, bu ayIiardan,
kar:;; l la:;; t Irma yok eksiktir. Bu kar:;; I ia:;;tIrmadan ancak, insanlann
birbiriyle etkilqimi olan butun zamanlarda kurallann gerekl i ligini
ogrenebiliriz.
i nsanlar kurallar olmadan yolda bile birbirlerini geyemezler.
Fayton ve at arabacIiannm onlara yol gosteren kurallan vardlr ve
bunlar oncelikli olarak kar�liIkiI kolayiIk ve rahatiIk iizerine temel­
lendirilmektedir. Bazen onlar da keyfidir, en azmdan avukatlann
biryogunun akIi yUrUtmesi gibi bir tur yanardoner benze:;; i me dayan­
maktadlr.2

• A�k Mahkemesi [Court olLove] 1 1 22'de tahta ge�cn Fransa ve ingiltere Krali­
�esi Eleanor, a�k mahkemesini kurmu� ve orta�agda bir derebeyinin hizmetinde
olan �ovalyenin derebeyinin kansl ile olan yasak a�kml anlatan ' kibar a�k' [co­
urtly love (ing.), llll/OUr courtois (fr.)] kavrammm kurallanm yaztll hale getirmi�­
tir. Oz olarak romantizm kavrammm ilkel ogelerini banndlran bu a�k bi�imi ka­
nunen kabul gormemekteydi. Mahkeme a�kl e�itlik ilkesine dayanan ve kar�tllk­
It duygulardan olu�an bir ili�ki olarak kabul etti. Bu XII. yiiZYII i�in olduk�a ra­
dikal saYllabilccek bir fikirdi. Mahkemenin bir diger karan ise a�km evlilik i�in­
de degil aksine yalmzca (gizli) ili�kiler i�inde var olabilecegini savundu. <;:.N.
2 Daha hafif olan makine daha aglr olana boyun eger ve aym tiirdeki makinelerde
AHLAK 53

Meseleyi daha ileriye ta�ldlglmlzda statiiler ve maksimler, ada­


let ve haysiyet fikri olmadan, insanlann birbirlerini oldurmesinin
bile imkanslz oldui?,unu gozleyeb i l i riz. Ban� kadar sava�m da ken­
di kurallan vardlr ve gure�c;:iler, boksorler, c;:omak oyunculan, glad­
yatorler arasmda ylirii t iilen sportif turdeki sava� bile belirlenmi� il­
keler yoluyla duzenlenir. Ortak C;:lkar ve fayda, ilgili taraflar araSIn­
da dogru ve yanh� standardInI yamlmaz olarak dogurur.

bo� olan dolu olana boyun eger; bu kural uygunluk iizerine temellenir. Ba�kente
gitmekte olanlar, oradan gelmekte olanlann yerini ahr; bu durum, bu bliYlik �eh­
rin degeri ve gelecegin gec;mi�e olan oncelik hakklmn iizerine temelleniyor go­
riinmektedir. Benzer nedenlerden, yay alar arasmda da bir insan sagdaki duvar
kenanndan yiiriir ve sakin insanlann c;ok rahatslz edici ve uygunsuz buldugu iti­
lip kaktlma durumunu onler.
V. KISIM
FAYDA Ni<;iN MEMNUN EDER

1. Boliim

Bir dii�iincenin, sosyal erdemlere bah�ettigimiz ovgiiyii onlann


faydasma yiiklemesi 0 kadar dogal goriinmektedir ki, biitiin ahlfrk
yazarIannda, akd yiiriitmelerinin ve ara�tJrmalannm ba�hca temeli
olarak bu i lkeyle kar�da�J1masl beklenir. Giindelik hayatta, gozleye­
biliriz ki, faydahhk ko�uluna her zaman baFumlurkcn, herhangi
bir insana, kamuya olan faydahhgml sergilemekten ve insan tiiriine
ve topluma verdigi hizmetlerin saYlp dokiilmesinden daha biiyiik
methiyenin diiziilebilmesi varsayIiamaz. CanSlZ bir cismin bile par­
c;:alanmn diizenliligi ve inceligi herhangi bir faydah amac;: ic;:in on un
uygunlugunu yok etmiyorsa, nasIl da oviiliir! Eger 0 tikel yap Iiam­
�m niyet edilen kulIamm ic;:in gerekliligini gosterebilirsek, herhangi
bir orantIslzhk veya goriiniirdeki c;:irkinlik ic;:in yapIlan savunma ne
kadar da doyumcudur! Bir gemi, pruvasmm* geni� oldugu ve pupa­
smm*· otesinde yiikseldigi yerde, bir sanatC;:lya veya gemicilikte bi­
raz becerikli olan bir ki�iye, mekanigin biitiin kurallanyla c;:eli�ik
olarak, kural dl�ma C;:lkInayan bir geometrik diizenlilikle yapJlml�

• Geminin ba�l. <;:.N .


•• Geminin kl�l. <;:.N.
A H L.A.K 55

alan ba�ka b i r gemiden daha giizel goriiniir. KapIian ve pencereleri


tam kare alan bir bina a tam arantly la gozii rahatslz eder, tlpkl a ya­
pmm hizmet ettigi insan figiiriine uyarlanan <;:irkinlik gibi. 0 halde,
ah�kanhklan ve davram�1 tapluma zararh alan ve anunla etki le�im
ge<;:en herkes i<;:in tehlikeli veya zararh alan bir insanm, bu a<;:ldan, bir
tenkit nesnesi almasl gerektigine ve her scyirciye tiksinmenin ve nef­
retin en gii<;:lii duygusunu iletmesi gercktigine ni<;:in hayret edilsin. 1

Hiilbuki belki de, faydahhgm veya tersinin bu ctkilerinin he­


saplanmasmm zorlugu, filazaflan bunlan etik sistemleri i<;:ine kabul
etmckten ahkaymu�tur. Onlan ahliiki iyi ve kotiiniin kokeninin a<;:lk­
lanmasmda herhangi ba�ka bir ilkeye yer venneye scvk etmi�tir. N i ­
tekim dcneyimle dagmlanan her hangi b i r ilkeyi reddctmek i<;:in hak­
h hi<;:bir scbep yaktur ki, kokenine dair dayumcu bir hesap verebile­
lim, ne de anu daha genel ilkeler i<;:inde <;:oziimleyebilelim. Eger bu
kanu hakkmda birazclk dii�iinceye yer verirsek, faydahhgm etkisini
hesaplamaya ve anu insan dagasmdaki en <;:ak bilinen ve kabul edi­
len ilkeler yaluyla anlamaya ihtiyaclmlz aldugunu kavranz.

Sasyal degerlerin goriinen faydahhgmdan dalaYI, hem eski hem


de modern �iipheciler tarafmdan kalayca <;:Ikarsanmaktadlr ki, biitiin

I i mgelemek zorunda degiliz ki, bir nesne bir insan kadar faydah olabilecegi ie;:in.
bu sisteme gore, onun da ahliikh olarak adlandmlmasl gereklidir. Faydahhk ta­
rafmdan uyanlan duygular, iki durumda e;:ok farkhdlr ve biri duygulamm, itibar,
onaylama vb. ile kan�lktlr ve digeri degildir. Benzer bir tutumla, bir insan figii­
rii kadar canslz bir nesnenin de giizel bir rengi ve orantisl olabilir. Fakat onceki­
ne hie;: a�Ik olabilir miyiz? Dogamn kokensel yapllam�I yolluyla akIl1! varl!klann
tek aS11 nesneler oldugunu dii�iinmemizi saglayan saylSlz tutku ve duygu vardlr
ve aym tam nitelikler duyarsIz, canSIZ bir varhga nakledilse, aylll duygulan
uyandllmayacaktlr. Bitkilerin ve minerallerin yararh nitelikleri aslmda bazen 011-
lann erdelllieri olarak e;:agnlmaktadlr; fakat bu, akII yiiIiitmede dikkate almllla­
yan, dilin ozencinin bir etkisidir. CansIz nesnelere bile, yarnrh olduklanl1da, e�­
lik eden onaylama Wrleri olsa da, yine de bu duygu yargle;:lara ve devlet adamla­
nna yonlendirilenden 0 kadar zaYIfve farkhdIr ki, aylll s1l1If veya adlandInlla al­
tmda slralanmamasl gerekir.
Nesnenin e;:ok kiie;:iik bir degi�imi, aym niteliklerin korundugu yerde bile, bir duy­
guyu yok edecektir. Boylece, farkh bir cinsiyete nakledilen aylll giizellik, doga­
n1l1 a�m bie;:imde ayartIlmadlgI yerde, a�kla ilgili hie;:bir tutku uyandllmayacaktlr.
56 FAYDA N i<;:iN MEMNUN EDER

ahliikf aynmlar egitimle ortaya Ylkmaktadlr. Bu aynmlar insanlan


uysal kdmak ve onlan toplum iyin atd blrakan dogal gaddarhk ve
bencillik duygulanm boyunduruk aitma almak iyin, ilk once politika
sanatJ tarafmdan icat edilmi�tir ve sonrasmda da cesaretlendirilmi�­
tiro Aslmda bu yonerge ve egitim ilkesinin, gUylii bir etkisinin olma­
Sl iyin 0 kadar sahiplenilmesi gerekir ki, onama veya begenmeme
duygulanm, onlann dogal standardmm otesinde, slkhkla artlrabilir
veya azaltabilir ve hatta tikel olaylarda, herhangi bir dogal i lke olma­
dan bu tiiriin yeni bir duygusunu yaratabilir; biitiin batd inanyl! uy­
gulamalarda ve itaatkiirhklarda oldugu gibi. Ne var ki bu kokenden
ylkan biitiin 0 ahliikf begeniye veya begenmemeye, herhangi bir
mantJkh ara�tJrmacl tarafmdan hiybir zaman kesinlikle izin verilme­
yecektir. Doga, zihnin kokensel yaplsmda temellenen boyle bir ay­
nm o lu�turmasaydl, onurlll ve aYlp, sevilen ve nefret llyandzran, asil
ve ah;ak kelimelerinin hiybir dilde hiybir zaman yeri olmazdl, ne de
bu terimleri icat eden politikacdar onlan bilinebilir kdabilirdi veya
izleyiciye herhangi bir fikir iletmelerini saglayabilirdi. Boylece hiy­
bir �ey �iiphecilerin bu paradoksundan daha yiizeysel olamaz. Poli­
tikamn ve ahliikm uygulamah ve daha bilinebilir bilimlerinde oldu­
gu gibi, mantJgm ve metafizigin yapra�l k yah�malannda da; bu dii­
�iincede olan itirazcdann oniinii kolayca alabilseydik iyi olurdu.

Bu sebeple, sosyal erdemlerin ilk olarak, biitiin yonerge ve egi­


timden once, onlan egitimsiz insan tiiriiniin sayglsma erdiren ve
duygulammlanna hitap eden bir dogal giizcIIiginin ve ho�lugunun
oldugunun kabul edilmesi gerekir. Bu erdemlerin toplum faydasl,
degerlerini tiirettikleri ba�hca �art oldugundan, sosyal erdemlerin
meylettigi amacm, bir �ekilde bize uygun olmasl ve bir dogal duy­
gulamm ele geyirmesi gerektigi sonucu Ylkar. Ya ki�isel ylkarm se­
beplerinden ya da daha yiice goniillii giidiilerden ve fikirlerden do­
laYl haz vermelidir.

Slk slk i leri siiriilmii�tiir ki, toplumla giiylii bir bagl oldugun­
dan ve tek ba�ma var olmamn imkiinslzl!gml algdadlgmdan dolaYl
insan, toplumda diizeni te�vik eden ve ona bu kadar paha biyilemez
AHLAK 57

bir liitfiin sessiz iyeligini temin eden biitiin bu ah�kanhklan veya il­
keleri destekler hale gelir. Kendi mutlulugumuza ve refahlmlza kIy­
met verdigimiz kadar, sosyal ittifakm saglanabilecegi adalet ve in­
sancIihk uygulamasml da alkI�lamahYlz ve boylece her insan kar�l­
hkh koruma ve yardlmm meyvelerini toplar.
6 z-sevgiden [selflove] veya menfaatine dii�kiinliigunden yl­
kan ahliikm bu tiimdengelimi aylk bir du�uncedir, biituniiyle �uphe­
cilerin kaprisli niiktelerinden ve oyuncu saldmlanndan ortaya ylk­
maml�t!r. Antik donemin en ahlakyl yazarlanndan biri oldugu kadar
en aglr ve en mantIkh yazarlanndan biri olan Polybius, bu bencil
kokeni butiin erdem duygularumza atfetmi�tir.2 Bu yazann kat! uy­
gulamacl aklma, biitiin bo� inceliklere kar�l olan nefretine ragmen
bu konu hakkmdaki otoritesi yok onemlidir. Vine de bu, otoriteyle
karar verilebilecek bir konu degildir, dQgamn ve tecriibenin sesi bu
bencillik kuramma aylkya kar�lttlr.

Cok uzak zamanlarda ve lrak Ulkelerde uygulanan erdemli ey­


lemlere slk slk ovgu bah�ederiz ki, buralarda imgelemin azami kur­
nazhgmm, ki�isel ylkann herhangi bir goriintiisunii ke�fetmez veya
bizden bu kadar uzakta kalan olaylarla �imdiki mutlulugumuz ve
giivenligimiz arasmda bir bag bulamayacagl.

Muhalif biri tarafmdan yapIian yiice goniillii, yiirekli, asil bir


hareket, sonuylanmn bizim tikel ylkanmlza zararh o ldugu kabul
edilebilirken aym zamanda onama yetimize hiikim olabilir.

Ki�isel kazamm, erdeme yonelik genel duygulammla uyu�tugu

2 ["gelecege bakarak ve bir gun hepsinin aym muameleyle kar�lla�abilecegini du­


�iinerek"l ebeveyne yonelik vefaslzhk insanoglu tarafmdan onaylanmaz. Benzer
bir nedenden, nankorluk de (burada daha comert bir sevgi ile kan�tlflyor goriin­
se de) "incinmi� kom�unun klrgmhgll1l payla�lyor olmaktan ve kendimizi aym
durumda imgeliyor olmaktan" dolaYI onaylanmaz. Butun bunlardan, odevin an­
lamma ve kuramma dair bir kavram herkeste ortaya CYlkar. (Polybius, T"rill/er,
VI, 2)Tarihcyi belki de sadece, aCI cyekmekte olan 0 ki�iyle kendi durumumuzun
benzerligini irdelememiz yoluyla (ki bu dogru bir duygudur) duyguda�hglmlzm
ve insancIlhglmlzm daha fazla canlandmldlgml kastetti.
5l:l FAYDA N i<;:iN MEMNUN EDER

zaman , zihin iizerinde yok farkiI bir hissi ve etkisi olan bu ayn duy­
gulann kan�lInml hemen algIlanz ve kabul ederiz. Belki de, yiice
goniillii insancii bir eylemin kendi tikel ylkanmlza katklda bulundu­
!ttl dummda daha �evkli bir �ekilde ovgiide bulunumz. Ne var ki, bi­
zim iistiinde durdugumuz ovgii konulan bu dummun yok geni�idir.
Ba�kalanm ikna etmeye yabalamadan, onlan bizim duygularunIza
mecbur tutmaya giri�ebiliriz k i , o nlann onayma ve alkl�ma saiIk
verdigimiz eylemlcrden herhangi bir avantaj saglayabilsinler.

En ho� ahliiki' erdemlcrin hcpsini iyinde banndlran, ovgiiye de­


ger bir karakter modeli yizin. Bunlann kendilerini ho� ve olagandl­
�I bir tl.ltum sonrasmda sergilcdikJeri omekJer verin: 0 ki�inin ya�a­
ml� oldugu donem vc iilke hakkmda hiy ara�tlrma yapmaml�; bu
asil niteliklcrc sahip olan biitiin seyircinizin sayglsml ve onayml ko­
layca kazamrsmlz ki bu dumm, yine de, biinin digerleri iyinde, oz­
sevgiye en ozdcksel olandlr veya kendi bireysel mutlulugumuz iyin
duyulan bir kaygldlr. B ir zamanlar bir devlet adaml partilerin yeki�­
me vc miicadelesinde, bir muhalifini gizlice takip eui ve slirgiinde
oldugu mliddetye onu desteklemek iyin para teklif ederek, hitabet
yetencgi yoluyla onu talihsizliklcrinin tesellisi vesilesiyle sakinlq­
tirerek, yetenekli muhalifini uzakla�tJrmaYI ba�ardI. Heyhat! diye
hayklrdl uzakla�tIr1lan devlet adami, dii�lIlGnlartl1 bile bu kadar yii­
ce goniillii oldl/gll bu �ehirde arkada�larllm terk ettigim ir;:in niye
pi�lIlal1hk duyaylln ! Erdem, bir dli�manda bile olsa, burada onu
memnun eui : Vc biz de erdemi, ovgii ve onamanm dogm armagam
olarak veririz, aynca bu duygulan, bu olaym yakla�lk iki bin yIl on­
ce AtinaiIlann ba�mdan geytigini vc ki�ilerin isimlerinin Aiskhines
ve Demostcnes oldugunu duydugumuzda geri yekeriz.

Bundan ban a ne? Bu somnun uygun olmadlgl az dumm vardlr


ve eger dli�linlildligii kadar evrensel, yamlmaz ctkisi olmasaydl, in­
sanlar ve tutumlar hakkmda herhangi bir ovgii veya lu nama iyeren
her kompozisyonda ve neredcyse her sohbette alay konusu olurdu.

Kendimizi imgelcmin glicliyle uzak zamanlara ve lilkelere go­


tiirdiiglimlizli ve onlann yagda�lan olmu� olsaydlk ve bu ki�ilerle
AHLAK 59

herhangi bir alI§veri§imiz olsaydl, bu karakterlerden elde edecegi­


miz avantajl goz onLine aldlgllTIIzl soylemek, bu olgularla ve kamt­
larla bastmldlgl zaman yok zaYlf bir bahane olur. Geryek bir duygu­
nun veya tutkunun bi linen bir imgesel ylkardan nasJ l ortaya ylkabi­
Iecegi, ozellikle de geryek ylkanmlz hal a gorii§te oldugu zaman ve
imgelenenden tamamen uzak ve hatta bazen ona kar§lt o ldugu slk­
IJkla kabul edildigi zaman, tasavvuf edilemez.

Uyurumun klYlsma getirilen bir insan, titremeden a§aglya ba­


kamaz ve geryek giivenlik fikrine ve inancma kar§lt olarak, imgesel
tehlike duygusu onu ele geyirir. i mgelem burada yarplCI bir nesne­
den yardlm alJr ve yine de, ycnilik ve nesnenin olagandl§1 goriinii­
mii tarafmdan yard 1m almadlgmda, hakimiyetini siirdiiremez. AIJ§­
kanlJk bizi yiiksekliklerle ve uyurumlarla klsa zamanda uzla§tlflr ve
bu yanlJ§ ve yamltlcl korkunyluklan yava§ yava§ si ler. Bu tersine
donii§, karakterleri ve tutumlan biyimlendirdigimiz hesaplarda goz­
lenebilir ve kendimizi ahlak ilkelerinin dogru bir ara§tmnasma da­
ha fazla ah§tlrdlkya, erdemsiz ve erdemli arasmdaki en ufak aynm­
lann 0 kadar ince bir hissedi§ini ediniriz. Aslmda, ahlaki belirlenim­
lerin biittin ttirlerini bildirmek iyin giindelik hayatImlzda oyle yok
fIrsat vardlr ki, bu tiiriin hiybir ncsnesi bize yeni veya alJ§llmadlk
gelemez, ne de yan!t� gorii§ler veya tarafgirlikler bu kadar ortak ve
tamdlk olan bir deneyime kar§1 temel saglayabilir. Fikirlerin yagn­
§Imlanm ba§lJca olu§turan deneyim oldugundan, herhangi bir yag­
n§lmm bu ilkeye dogrudan kar§lt olarak kendisini kurabi lmesi ve
destekleyebilmesi imkanslzdlr.

FaydalJ l J k ho§tur ve onama yetimizi ele geyirir. Bu gundelik


gozlemle dogrulanan bir olgu meselesidir. Faydah? Ne iyin? Tabi ki
birinin ylkan iyin. Oyleyse kimin ylkan iyin? Sadece kendimizinki
iyin degil : C:: iinkli onama yetimiz slkhkla bunun otesine geni§ler.
Oyleyse, bu ylkar onaylanan karakterin veya eylemin hizmet ettigi
ki§ilerin ylkan olmalJ ve onlann, uzak olsalar da, bize yonel i k tama­
men ilgisiz olmadlgl ile sonuylandlrabil iriz. Bu ilkeyi ayarak, ahlaki
aynmlann biiyiik bir kaynagml ke§fedebiliriz.
60 FAYDA N i<;iN MEMNUN EDER

II. B6liim

Oz-sevgi, boyle geni� kapsamh bir enerj inin insan dogasl iyin­
deki bir ilkesidir ve her bireyin ylkan, genelde, toplulugunki ile 0
kadar yakmdan baghdlr ki, kamu hakkmdaki biitiin ilgimizin, ken­
di mutlulugumuza ve korunmamlza olan kaygllTIlz dahilinde yO­
ziimlenebi lecegini hayal eden 0 filozoflar mazur goriilebilir. Onlar,
karakterlere ve eylemlere yonelik onama veya kmama, tatmin veya
memnuniyetsizlik omeklerini her an gordiiler; bu duygularm nesne­
lerine erdem/er veya erdemsiz/er olarak isim verdiler ve gozlemle­
diler ki, oncekinin insanoglunun mutlulugunu ve somakinin de in­
sanbglunlln mlltsllzlugunu artJrma yoniinde bir egi limi vard I . Top­
lum aylsmdan herhangi genel bir kayglmlz olabilmesinin veya ba�­
kalannm refahl veya incinmesi konusunda ylkarSlz herhangi bir
almganiIglmlz olabilmesinin miimkiin olup olmadlgml sordular;
biitiin bll dllygulan oz-sevginin nitelendirmeleri olarak dii�iinmeyi
daha kolay buldular ve kamu ve her birey arasmda bu kadar goz­
lemlenebilen 0 yakm ylkar birligi dahilinde, bu i lke birligi iyin en
azmdan bir bahane ke�fettiler.

Clkarlann bu slk karma�asmm iistiinde durmadan; doga filo­


zoflannm Lord Bacon'dan soma, deneysel kritigi [the experimen­
tum crucis] veya herhangi b ir �iiphede veya muglakhkta dogru yo­
lu i�aret eden 0 deneyi yaglrmak iyin, neden etkilenmi� olduklanm
anlamak kolaydlr. Ki�isel ylkann kamudan ayn oldugu, hatta ZI t 01-
dugu omekler bulmu�uzdur ve yine de ahi<lki duygunun, ylkarlann
bu ayn�masma ragmen, devam ettigini gozlemi�izdir. Ne var ki, bu
ayn ylkarlann hassasiIkla uyu�tugu her yerde biitiin zamanlarda
duygunun duyarh bir artl�lm ve erdeme yonelik daha slcak bir duy­
gulamml ve erdemsizlikten igrenmeyi veya kelimenin tam anlamlY­
la minnettar/tk ve intikam olarak yaglrdlglmlz duygulan buluruz.
Bu omeklerin dayatmaslyla, her ahlaki duygunun oz-sevgi ilkesi ta­
rafmdan hesaplandlgl kuraITIlm tekrarlamamlz gerekir. Daha umu­
mi bir duygulamml seymeliyiz ve toplumun ylkarlannm, kendi he-
AHLAK 61

saplanna olsa bile, tam amen bizimle ilgisiz olmadlgml itiraf etmeli­
yiz. Faydahhk sadece belli bir sona dogru bir egilimdir ve her �eyin
sonun kendisinin bizi hie;bir �ekilde etkilemedigi bir son ie;in haz ver­
mesi s6zlenende ki bir e;eli�kidir. Oyleyse, eger faydaiIiIk ahlaki
duygunun bir kaynaglysa ve eger bu faydahiIk her zaman "kendi"ye
bir baglantI ile dii�iiniilmiiyorsa, toplumun mutluluguna katlu sag la­
yan her �eyin kendisini dosdogru bizim onaYlmlza ve iyi niyetimize
havale ettigi anla�dlr. Burada bir ilke vardlr ki, ahlakm k6keni ie;in
buyiik oranda hesaplalllr: <;:: o k ae;lk ve dogal olan bir tane varken,
e;apra�lk ve uzak sistemlerin arayl�ma girmemize ne gerek var?3

i nsancIiiIglll ve iyilikseverligin gliciinii kavramakta hie; zorluk


e;eker miyiz? Ya da mutlulugun, sevincin, zenginligin eksiksiz h al i ­
nin haz verdigini, acmm, uzuntiiniin, kederinkinin rahatslziIk iletti­
gini kavramakta hie; zorluk e;eker miyiz? i nsan yiizii, giiliimsemeyi
ve aglamaYI insan yiiziinden 6grenir der Horatius. B ir ki�iyi yallllz­
iIga indirgeyin, duyumsal ya da kurgusal tlir dl�mdaki blitiin keyfi­
ni kaybeder; e;unkii ylireginin hareketleri hemcinslerindeki q hare­
'
ketler tarafmdan takip edilmez. Keder ve matem i�aretleri keyfi de
olsa, bizi lizlintli ile etkiler ama dogal belirtiler, g6zya�lan, aglama­
lar ve figanlar, merhamet ve rahatslzhk a�damakta hie;bir zaman ba­
�anslz olmaz. Eger Istlrabm etkileri bizi e;ok canh bir tutumla ele
gee;irirse, k6tli niyetli veya hain bir karakter ve davralll� bize sunul-

3 Ara�tIrlnalanmlzl, insanellhga veya ba�kalanyla dostane bir hisse niyin sahip 01-
dugumuzu soraeak kadar ileriye gotiirmcmiz gereksizdir. Buntm insan dogasl
iyinde bir ilke olarak deneyimlendigini belil1mek yeterlidir. N edenler ile ilgili in­
eelememizde bir yerde durmahYlz ve her bilimde, otelerine geyildiginde daha
genel bir ilke bulmaYI umamayaeaglmlz bazl genel ilkeler vardlr. Hiybir insan
ba�kalanmn mutluluguna ve mutsuzluguna kar�1 kcsinkes ilgisiz degildir. ilkinin
haz vermek iyin ve ikineisinin ael vermek iyin dogal bir egilimi vardlr. Bunu her­
kes kendi iyinde bulabilir. Bu amaea yiinelik hangi giri�imler yapJllrSa yaplIsll1,
bu ilkelerin daha basit ve evrensel ilkeler iyinde yoziilebilmesi miimkiin degildir.
Miimkiin olsaydl bile, �imdiki konuya ait olmazdl ve bu ilkcleri burada rahatya
kiikensel olarak degerlendirebilirdik ve egcr biitiin sonuylan yeterli dereeede sa­
de ve kolay anla�lhr kllabilirsek mutlu olabilirdik!
62 FAYDA N i<;:iN MEMNUN EDER

dugunda, hi<;:birimiz Istlrabm nedenleri hakkmda duyarslz veya ilgi­


siz kalabilir miyiz?

Rahat, slcak, iyi tertiplenmii;> bir eve girdigimizi varsayarsam:


Onlln eksiksiz goJiiniii;>iinden mutlaka bir haz almz; <;:iinkii bize kon­
forun, doyumun ve keyfin haz veren fikirlerini sllnar. M isafirperver,
iyi huylu, insancll ev sahibi goJiiniir. Bu durum elbette biitiinii giizel­
lei;>tirir; onun etkilei;>imi ve iyi hizmetlerinden herkeste sonu<;:lanan
dOYllmu, hOi;>nutlukla yansltmaktan kolayhkla ka<;:mamaYlz.

Biiti.in ailesi, yiizlerinde yayllan ozgiirliik, rahathk, giiven ve


dingin keyifyoluyla mlltluluklanm yeterli derecede ifade ederler. Bu
kadar nei;>enin goJiiniimii i<;:inde haz veren bir duygudai;>hk bende
hilsll olur ve onun kaynagml en hOi;> duygular dli;>mda kavrayamam.

insafslz ve gii<;:lii bir komi;>lIsunun, miras kalan evinden onu <;:1-


kannaya girii;>tigini ve biitiin masum ve sosyal hazlanm uzun za­
mandlr ihlill ettigini anlatlr. Boyle i;>iddet ve incinme kari;>lsmda
i<;:imde yiikselen dolayslz bir k1zgmhk hissederim.

Soma ekler, eyaletleri esir eden, i;>ehirlerin niifusunu azaltan,


<;:aYlrlan ve daragacml insan kam ile bir dereye doniii;>tiiren bir in­
sandan kii;>isel bir yanhi;>m kaynaklanmasl gerektigine i;>ai;>lrmaya ne
hacet! Bu kadar fazla Istlrap kari;>lsmda dehi;>etle <;:arpllmm ve yara­
ticlsma kari;>1 en gii<;:lii nefret ile hareket etmeye yonelirim.

Genellikle kesindir ki , . nereye gidersek gidelim, ne iizerinde


diii;>iiniirsek diii;>iinelim veya sohbet edersek edelim, her i;>ey bize
hilla insan mutluillgunun veya Istlrabmm bir goJiii;>iinii sunar ve yii­
regimizde hazzm veya huzursuzlugun duygudai;> bir hareketini kli;>­
klrtlr. Ciddi ii;>lerimizde, kayglslz eglencelerimizde, bu ilke aktif
enerjisini yine ortaya <;:Ikarmaktadlr.

Tiyatroya giren bir adam, ortak bir eglenceye katllan bu kadar


biiyiik bir kalabahgm goJiiniii;>ii ile dolayslz olarak <;:arp l l l r ve hem­
cinsleriyle paylai;>tlgl her duyguyla etkilenmekte olan, iistiin bir du­
yarhhgl veya yatkmhgl deneyimler.

Aktorlerin salon dolusu seyircinin goJiiniimii tarafmdan i;>evk-


AHLAK 63

lendiri ldigini ve herhangi yalmz veya dingin bir an i c;:inde hiikim


olamadlklan bir heyecan derecesine yiikseldiklerini gozlemler.

Tiyatronun her aglayan, titreyen, alman, sevinen ve drammm


canlandmldlgl muhtelif �ahsiyetlerin harekete gec;:irdigi biitiin tut­
kulann c;:e�itliligiyle alevlendirilen izleyiciye becerikli bir �air tara­
fmdan sanki sihir yoluyla ileti lmektedir.

Herhangi bir olaym bizim isteklerimizin oni.inii kestigi yerde


ve ho�;a giden karakterlerin mutlulugunu bozdugu yerde, duyarh bir
klzgmhk ve kaygl hissederiz. N e var ki, c;:ektikleri acIiar bir di.i�ma­
mn ihanetinden, zalimliginden veya zorbahgmdan i leri geldiginde,
yiireklerimiz bu felaketlerin sebcbi olan ki�iye kar�1 en canh klrgm­
hk ile etkilenir.

Bu burada, kiistah ve aldmnaz herhangi bir �eyi tasarlamak


ic;:in, sanatm kurallanna aykm sayI ilr. Doniim noktasmda hic;:bir do­
layslz C;:lkan olmayan uzaktaki bir arkada� veya dost, eger olaslysa,
benzer bir ilgisizligi seyirciye iletir gibi ve tutkulann geli�imini en­
geller gibi, �air tarafmdan goz ardl edilmektedir.

$iirin birkac;: tiirii pastora/den daha eglendiricidir ve pastoralin


verdigi hazzm ba�hca kaynagmm, karakterlerinde tasarladlgl ve
okuyucuya benzer bir duyguyu i leten yumu�ak ve slcak siikunetin
imgelerinden ortaya C;:lktlgml herkes duyumsar. Dogadaki en biiyiik
nesneyi sunsa da sahneyi deniz klYlsma aktaran Sannazaro ' nun,
yaptlgl sec;:imde h ataya dii�mii� oldugu itiraf edi lmektedir. BahkC;:l­
mn c;:ektigi zahmet, verdigi emek ve kar�Iia�tJgl tchlike fikri, insan
mutlulugunun veya mutsuzlugunun her kavramma katIian oniine
gec;:ilmez duyguda�hk yoluyla, aCI vericidir.

Yirmi ya�mdayken Ovidius benim en sevdigimdi, �imdi kIrk


ya�lmdaylm ve Horatius ' un en sevdigim oldugunu iliin ediyorum,
der bir Franslz �air. Elbette her giin hissettiklerimizi andlran duygu­
lara daha kolayca gireriz: Hiilbuki iyi tasarlandlgmda hic;:bir tutku
bize biitiiniiyle i lgisiz olamaz; c;:iinkii her insanm ic;:inde en azmdan
tohumlan ve i l k i lkeleri olmayan hic;:bir tutku yokhlr. Canh imgelem
64 FAYDA N iC;:iN MEMNUN EDER

ve tasanm yoluyla her duygulamml bize yakm hale getinnek ve onu


dogruluk ve ger�eklik gibi gostennek �iirin i�idir. Bu ger�ekligin
bulundugu her yerde, zihinlerimizin ondan gu�lu bir bi�imde etki­
lenmeye yatkm olmasl bunun ispahdlr.

Devletlerin, �ehirlerin veya bir�ok bireyin etkilendigi herhangi


bir guneel olay veya haber, kendi refahl dolayslz olarak etki lenme­
yenler i�in bile son dereee ilgi �ekieidir. Bu tip bilgi hlzla �ogalIr,
istekle duyulur ve dikkat ve i lgi ile ineelenir. Bu durumda, toplu­
mun �lkan bir dereeeye kadar her bireyin �lkan olarak goriinur. Tut­
kular tavlr ve davram� uzerinde her zaman buyiik etki uyandlraeak
kadar gu�lii ve istikrarli olmayabilse de, imgelem elbette etkil enir.

Bir tarihin dikkatle okunmaSI dingin bir eglenee olarak gorii­


nur; fakat kalplerimiz, tarih�i tarafmdan tarif edilene kar�lhk du�en
hareketlerle �arpmaya ba�lamadlysa, hi�bir keyfi olmayaeakhr.

Thueydides ve Guieeiardini dikkatimizi zorlukla ayakta tutmak­


tadlr, oneeki Yunanistan' m ku�uk �ehirlerinin slradan �ah�malanm
tarif ederken, sonraki Pisa'nm zararSlZ sava�lanm tarif eder. Bunlar
az ki�iyi ilgilendiriri ve hafif ilgi imgelemi doldunnaz, duygulamm­
lara hitap etmez. Sirakuza'mn* oniindeki bliyiik Atina ordusunun de­
rin slkmhsl, Venedik' i bu kadar yakmdan tehdit eden tehlike; bunlar
merhamet uyandmr korku ve huzursuzlugu harekete ge�irir.

Suetonius'un aldlrmaz ve ilgi �ekmeyen uslubu, Taeitus'un us­


ta kalemiyle e� ol�ude, Nero veya Tiberius'un zalim giinahkarlIgl
konusunda bizi ikna edebilir. Halbuki nasI! bir duygu farklilIgldlr!
Oneeki soguk bir �ekilde olgulan hikaye ederken, sonraki bir S ora­
nus ve bir Thrasea'nm muhterem figiirlerini, eesaretlerini ve sadeee
arkada�lanmn ve akrabalannm kaynayan lshraplanyla hareket et­
tiklerini gozumuzun online getirir. Sonra her insan yliregine nas I !
b i r duyguda�lIk dokunur! Nedensiz korkuyla veya kl�klrtI!maml�
garezle boyle nefret edileeek bir barbarliga mahal veren tirana kar­
�l nasi l da bir klzgmltk duyulur!

• Sicilya'da bir yanm ada. <;:. N.


AHLAK 65

Bu konulan daha yakmdan incelersek, eger kurgu ve aldahcl


olan blitlin �lipheleri kaldmrsak, ne de gii�1li bir kaygl uyalllr ve bu
kaygl biryok olayda oz-sevgi ve ki�isel �lkara duyulan slkl baghh­
ga ne kadar iistlin gelir! Top lumsal karga�a, taraflann co�kunlugu,
adanml� bir itaatkarhk, bunlar insan dogasmdaki bu sosyal duygu­
da�hgm en goriinen ama daha az ovgiiye deger olan etkileridir.
Gozleyebi liriz ki, konunun hafifligi dahi insan duygusunun ve
duygulalllmmm bir imgesini ta�lyan �eyden bizi biitiiniiyle aylra­
maz.
Bir ki�i kekeledigi ve zorlukla telaffuz ettigi zaman bile bu
onemsiz rahatslzhkla duyguda� oluruz ve 0 ki�i adma lshrap �eke­
riz. Konu�urken konu�ma organlanna aCl veren hecelerin veya harf­
lerin her birlikteliginin aym zamanda kulaga Ylpratlcl ve rahatslz
edici gelen "duyguda�hk" tiirlerinde de ba� gostermesi , e1e�tirideki
bir kuraldlf. Dahasl, bir kitaba goz gezdirirken de boyle uyumsuz
bir kompozisyona kar�l duyariIYlzdlr yiinkii hala imgeleriz ki, bir
ki�inin onu bize okudugunu imgeleriz ve bu hrmalaYlcl seslerin te­
l affuzundan dolaYl kulaklanmlz aCl �eker. Duyguda�iIglmlz boyle­
sine hassashr!
Rahat ve serbest tavlrlar ve hareketler her zaman glizeldir: Sag­
hk ve canhhk veren hava ho�tur: Bedeni klsltlamadan, dudaklan hap­
setmeden ISltan kIyafetier iyi tasarlanml�tJr. Giizelligin her yarglsm­
da, duygulanml� ki�inin hisleri kavraYl�a girer ve izleyiciye benzer
aCl veya haz dokunu�lanlll iletir.4 0 halde, insanlann eylemlerinin
egilimlerini ve bu sebeple toplumda basIl olan mutlulugu veya mut-

4 'Decentior equus cujus astricta suntilia; sed idem velocior. Pulcher aspectu sit
athleta, cujus lacertos execitatio expressit; idem certamini paratior nunquam
enim species ab utilitate dividitur. Sed hoc quidem discernere modici judicii
est.'- Quintilian, Inst. lib. viii. cap. 3. ["Bi:igrii slkl bir at iyi gi:iziikiir ama hlz­
hdlr da. Antremanla kaslan geli�en bir atlet de iyi gi:iriiniir ama her an sava�a ha­
zlrdlr. Gerc;ek giizeIIik hic;bir zaman faydahhktan aynlmaz. Ne var ki bunu gor­
mek ic;in yargllamamn tutarh bir giicii gerekir." (Quintilianus, Illstitutio Orato­
ria, VIII, I I I , 1 0- I I .)]
66 FAYDA N i<;iN MEMNUN EDER

suzlugu irdelemeden, onlann karakterini veya davram�ml i lgilendiren


hiybir yarglyl bildiremedigimize niyin hayret edelim? Bu ilke burada
tamamen etkisiz olsaydl, fikirlerin ba�ka hangi yagn�lml i�lerdi.5
Herhangi bir insan, soguk bir duyarslzhktan veya huyun dar bir
bencilliginden dolaYI, insan mutiulugunun veya mutsuzlugunun im­
gelerinden etkilenmiyorsa, erdem ve erdemsizlik imgelerine yone­
lik de e�it derccede i lgisiz olmasl �art olur. Diger yandan, tUriimii­
run ylkarlanna duyulan co�kun kayglya, biitUn ahlaki aynmlann
narin bir hissi, insanlara yaplian hakslzhga kar�1 guylU bir klrgmhk,
refahlanna kar�1 canh bir onama e�lik etmektedir. Bu konuda, bir
insanm ba�ka biri iizerinde bliyiik ustiinlUgu gozlenebilse de, hiybi­
ri hemcinslerinin ylkanna kar�1 eylemlerin ve ilkelerin farkh egi­
limlerinin sonucunda ahlaki iyi ve kotU aynmml algliamayacak ka­
dar ilgisiz degi ldir. insan kalbi ta�lyan birinin, kmamasma konu
olan faydah bir davram� veya karakter veyahut hemcinslerine veya
topluluguna zararh olan ba�ka bir davram� veya karakter varsa, on­
cekini bir dereceye kadar tercih etmeyecegini ya da ona en kiiyuk
deger veya sayglyl yukleyeceginin mumkun oldugunu nasli varsa­
yabiliriz? Bu kadar bencil bir ki�i oldugunu varsayahm, ki�isel yl­
kar akhm boylesine golgelendirmi� olsun yine dc, durum boyle 01-
madlgmda, kaymllmaz olarak insan turiinun iyiligine yonelik bir is-

5 Bir insanm sahip oldugu durumla omntth olarak, i9inde bulundugu ili�kilere go­
re, ondan her zaman iyi olanIn az ya da fazla bir derecesini bekleriz. Faydaslzh­
gUll nYlplanz, hayal kmkhgma ugranz ve eger tutum ve davranI�lannda herhan­
gi bi k6tiiliik veya onyargl ortaya 9lkarsa, onu dnha da 90k s1l9lanz. Bir iilkenin
9lkarlan bn�ka bir iilkeninkilerle 9atI�tIgmda, bir devlet adammm degerini dii�­
manlnrma veya rnkiplerine verdigi zararlnn onemsemeden, aldlgl tedbirler ve
kurdugu konseylerden iilkesi adma sonu91anan iyi veya k6tii olanlarla degerlen­
diririz. Karakterini saptarken, goz 6niinde oIan yurtta�lan nesnelerdir. Dogasl ge­
regi herkese kendi iilkesine kar�l iistiin bir sevgi a�Ilar, bir rekabetin olu�tugu
uzak milletlere kar�l asia sevgi beklemeyiz. Her insan kendi toplulugu i9in iyi
olana bn�vururken, �u konudn hassaslzdlr, bir tiiriin kullanabilecegi smlriI bir
nesnenin eksikligindcn dolaYI hi9bir yararh eylemle sonu91anamayacak olan 0
tiiriin iyiligine y6nelik zaYlf belirsiz g6rii�ler yoluyla olandan daha fazla insa­
noglunun genel 9lkannIn yiikseltilmesi gerekir.
AHLAK 67

tek duymaiJdlr ve eger ba�ka her �ey e�itse onu bir seyim nesnesi
yapmaiJdlr. Bir insan yilrilrken, hiybir kavgasmm olmadlgl ba�ka
bir insanm gut hastaiJgma yakalanml� ayak parmaklanna, sert bir
ta�a ve do�emeye basar gibi, isteyerek basar ml? Buradaki dumm­
da elbette bir fark vardlr. Eyleme yol ayan yqitli diirtiileri tartarken
ba�kalannm mutlulugunu ve mutsuzlugunu kesinlikle dikkate aiJnz
ve hiybir ki�isel ylkar, hemcinslerimizin incinmesiyle kendi yiikse­
li�imizi veya kazammlmlzl aramaya bizi yonlendinnedigi zaman
oncekine meylederiz. Eger insaniyetin i lkeferi eylemlerimizi biryok
olayda etkilemeye muktedirse, bunlann biltiln zamanl ard a duygula­
nmlz ilzerinde bir otoritesi de olmahdlr ve topluma faydaiJ olana
kar�1 genel bir o"nama yetisini, tehlikeli veya zarariJ olana kar�1 da
bir yergi yetisini bize vennelidir. Bu duygulann dereceleri tartI�ma
konusu olabilir fakat onlann variJklannm geryekliginin her kuram
veya sistemdc kabul cdilmesinin gerektigi am msanmaiJdIr.
Kesinkes kotii niyetli ve kinci bir yaratIk, eger boyle bir doga
olsaydl, erdem ve erdemsizlik imgelerine aldmnayandan daha kotil
olmahdlr. Onun biltiln duygulannm tersyilz edilmesi ve insan tilrii
iyinde hilkilm siiren duygulara dogmdan kar�lt olmasl gerekir. insa­
noglunun iyil igine katklda bulunan her �eyin, onun isteklerinin ve
arzulannm degi�mez egilimi ile yakl�tJgmdan dolaYI rahatslzhk ve
tenkit ilretmesi ve aksine toplumda dilzensizlik ve mutsuzluk kay­
nagl olan her �eyin, aym sebepten dolaYI, haz ve gonill rahathgl ile
kar�danmasl gerekir. Kokle�mi� garezinden ziyade muhtemelen
yapmaclk huysuzlugundan dolaYI, insan di.i�mam o larak adlandm­
Ian Timon, Alcibiades' i bilyilk memnuniyetlc bagnna baSITII�tlr.
Hadi oglum! insanlann giivenini kazan: $imdiden goruyorum, bir
gun onlann biiyiikfelaketlerinin nedeni olacaksm6, diye hayklnnl�­
tI t Mani�eistlerin iki i lkesini kabul edebilseydik, yamlmaz sonuy �u
olurdu: Onlann insan eylemleri hakkmdaki duygulan, diger her �ey
gibi, tamamen bun a kar�lt olmahdlr; adaletin ve insancIilIgm her

6 Plutarch fit vita Ale. [Plutarkhos, Hayaletler, 'Aleibiades']


FAYDA N i<;:iN MEMNUN EDER

olaYI, zorunlu kilan egiliminden dolaYI, bir iliihi varhgl memnun et­
meli ve digerini memnun etmemelidir. Biitiin insanoglu buraya ka­
dar iyilik i lkesini andmr. <;:lkann veya intikamm veya hasedin yat­
kmhglmlzl ayartmadlgl yerde, dogal insan severIigimizden dolaYI,
toplumun mutluluguna ve sonue;: olarak erdeme, erdemsizligin iis­
tiinde oncelik hakkt vermeye her zaman meylederiz. Kesin, kl�klr­
tIlmaml�, e;:lkarslz garezin belki de hie;:bir zaman insan yiireginde ye­
ri olmaz veya olursa da, orada ahliikm biitiin duygulanm ve insan­
cllhk hislerini ayartmasl �arttIr. Eger Nero'nun zalimligi tamamen
goniilIii olsaydl ve gere;:ekte degi�mez korkunun ve klrgmhgm bun­
da etkisi olmasaydl, ae;:lktIr ki, Tigellinus, istikrarh ve degi �mez be­
genisini tercihen Seneca veya Burrhus'un tasarrufuna verrneliydi.
Ya�adlglmlz zaman ie;:inde kendi iilkemizi koruyan bir devlet
adamma vcya vatansevere gosterilen saygl, uzak zamanlarda veya
lrak uluslarda yararh etkisi olmu� ancak bizimlc daha az i 1i�kili olan,
kendisinin yiicc goniilIii insancl lhgmdan kaynaklanan "iyi"nin daha
karanhk goriindiigii ve bizi daha az canh bir duygllda�hk ile etkiledi­
gi birine gosterilen saygldan daha tutkuludur. Duygulanmlz e�it bir
seviyeye ula�masa da, her iki durumda da degerin e�it derecedc bii­
yiik oldugunu kabul edebiliriz. Mllhakeme burada bizim ie;:se! heye­
canlanmlZln ve algIlanmlZln e�itsizliklerini diizeltirken, dl� duyulan­
mlza sunulan bire;:ok imgc e;:e�itlemeleri ie;:inde benzer tutumla bizi ha­
tadan korur. Aym nesne iki kat uzakhkta gere;:ekte goze yan biiyiikliik­
te goriiniir; yine de her iki durumda da aym biiyiikliikte oldugunu im­
geleriz e;:iinkii biliriz ki, ona yakla�tIke;:a, goriintiisii geni�leyecektir ve
fark nesnenin kendisinde degil, onun ae;:lSlndan bizim pozisyonumuz­
dadlr. Aslmda, goriinii�lerin boyle bir diizeltmesi olmadan, insanlann
degi�ken durumlan nesneler iizerinde siirekli bir degi�im iiretirken ve
onlan boylesine farkh ve e;:eli�ik l�lklara ve pozisyonlara fJrIatJrken,
insanlar ne ie;:sel ne de dl�sal duygu ie;:inde herhangi bir konu hakkm­
da hie;:bir zaman muntazaman dii�iinemez veya konu�amazd1.7

7 Benzer bir sebeple, eylemlerin ve karakterlerin kazara alan gen;ek sanuc;lan de-
AHLAK 69

insanogluyla ne kadar sohbet edersek ve ne kadar buyiik bir


sosyal etkile�im kurarsak, bu gene! once!ik1ere ve aynmlara 0 kadar
tamdlk olabiliriz ki bunlar olamadan, sohbetimiz ve soylemimiz
birbirimize zar zor anla�illr kilmabilir. Her insanm C;:lkan kendine
hashr ve ondan sonuc;:lanan isteksizliklerin ve arzulann ba�kalanm
da aym derecede etki1emesi dil�ilnii1emez. Oyleyse, genet dil gene!
kullamm amaclyla bic;:imlendirilmi� olarak, daha gene I bazl gorii�­
ler ilzerine kahplandmlmahdlr ve toplulugun genel C;:lkarlanndan
ortaya C;:lkan duygularla uyum ic;:inde ovgil veya yergi slfatlanyla
eklemlenmelidir. Eger bu duygular c;:ogo insanda ki�isel iyilige bir
baglantlsl olanlar kadar gilc;:lil olmazsa, yine de en bozulmu� ve ben­
cil ki�ilerde bile biraz aynm yapmahdlr ve yararh bir davram�a iyi­
nin bir kavramml ve kotu olana da tersini eklemelidir. Kabul ede!im
ki, duyguda�hk, kendimiz ic;:in duydugumuz kaygldan daha zaYlftir
ve bizden uzakta olan insanlara hissettigimiz duyguda�hk yakm l­
mlzda ve c;:evremizdekilere hissettigimizden c;:ok daha azdlr; fakat
tam da bu nedenden dolaYl, insanlann karakterlerine ili�kin soguk­
kanh hilkilm1erimiz ve soylemimiz diihilinde, biltiln bu farkhhklara
aldlITnamak ve duygulanmlzl daha kamusal ve sosyal kilmak ama­
clyla, duyguda�hk bizim ic;:in gereklidir. Bununla be raber, durumu­
muzu bu konuda slkc;:a degi�tirdigimizden dolaYl, kendimize has
olan 0 pozisyon ve bakl� aC;:lsmda kalsak, bizimle asIa sohbet ede­
meyecek olan ve bizimkinden farkh bir durumda olan ki�i lerle her

gil egilimleri belirlenimlerimizde veya genel yargtlanmtzda tek ba�lanna dikka­


te ahmr. Buna ragmen, gerc;ek hissedi�imiz veya duygumuz ic;inde, erdemli olan
durumunun onu toplum ic;in gerc;ekten faydah ktlan bir ki�iye, sosyal erdemleri
sadece iyi niyetlerle ve iyiliksever duygulammlarla ortaya c;tkaran ki�iden daha
biiyiik saygt gostermekten kac;mamaytz. Dii�iincenin kolay ve zorunlu bir c;aba­
St yoluyla karakteri talihten aytrarak, bu ki�ilerin benzer oldugunu bildiririz ve
onlara bir goriinii� veririz fakat bu duygumuza tamamen hiikim olamaz.
Bu �eftali agtcmm nic;in digerinden daha iyi oldugu soylenir? C;:iinkii daha fazla
veya daha iyi meyve verrnektedir. Seftaliler tam olarak olgunla�madan once so­
lucanlar veya kurtiar onlara zarar vermi� olsaydt, aym ovgii bu agaca verilecek
midir? Ahliik ilkeleri de, meyve tarafilldall bilillell agar; degil midir? Dogal ve te­
sadiifi arasmda bir olayda ve ba�ka bir olayda kolayca aynm yapamaz mtytz?
70 FAYDA N i<;:iN MEMNUN EDER

giin kar�Ila�maktaYlz. Oyleyse, duygulann etkile�imi, toplumda ve


sohbettc karakterleri ve tutumlan onaylayabilmemiz veya onayla­
yamamamlz i�in ba�kala�amayan bir gene I standart olu�turmamlzl
saglar. "Kalp" bu gene I kavramlarla birlikte tamamen yol almasa da
ve biitiin sevgisini ve ncfretini erdem ve erdemsizligin evrensel so­
yut farkhhklanyla, "kendi"yi veya dalm yakmdan i li�kili oldugu­
muz ki�ileri dikkate almadan diizenlemese bile; yine de bu ahlaki'
farkhhklann onemli derecede bir etkisi vardlr ve en azmdan soylem
i�in yeterli olarak, i�yerinde, kiirsiide, tiyatroda ve okullarda bizim
biitiin ama�lanmlza hizmet eder. 8
Boylece, bu konuyu hangi I�lk altmda ele ahrsak alahm, sosyal
erdemlere yiiklenen deger yine degi�mez goriiniir ve esas olarak iyi­
likseverligin dagal duygusunun, bizi insanaglunun ve taplumun �I­
karlanm onemsemeye yonlendirdigi a anlaYl�tan ortaya �lkar. Eger
insanm yaradt ll�mm i lkelerini giinliik deneyim ve gozlemde goriin­
diikleri gibi irdelersek, insan gibi bir varhk i�in hemcinslerinin
esenligine veya fenahgma tamamen ilgisiz kalmanm ve hi�bir �eyin
ana herhangi bir tikel yanhhk vennedigi yerde, kolayca, kendi ba­
�ma, insanlann mutlulugunu te�vik edenin iyi, onlann mutsuzlugu­
na meyledenin kotii aldugunu bildirmenin imkanslz oldugu sanucu
bir a priori' 'dir. 0 zaman burada, eylemler arasmdaki genel bir ay­
nmm soniik ilk adlmlan veya en azmdan ana hatlan vardlr. Ki�inin
insanctll tgl aranmda, a incinen veya yararlanan ki�i lerle bagmm ve
anlann mutsuzlugunun veya mutlulugunun canh kavraYl�lmn artlr-

� Doga tarafmdan bilge bir �ekilde mukadder klhnml�tlr ki, ki�isel baglantllar yay­
gm olarak evrensel gorii�lere ve kavrayl�lara hiikim olmahdlr. Aksi halde, uygun
slnIrh bir hedefeksikligi sebebiyle, duygulannnlarumz ve eylemlerimiz dagltlla­
cak ve kaybolacaktlr. Bu sebeple, kendimize veya yakm arkada�lanmlza yapIlan
kii<;iik bir yarar, uzak bir iilkedekilere yapllan biiyiik bir yarardan daha canh sev­
gi ve saygl duygulan uyandmnaktadlr. Ne var ki, burada da, biitiin duyularda 01-
dugu gibi. refleksiyon yoluyla bu e�itsizlikleri diizeltmeyi ve genel faydahhkta
esas olarak temellenen, erdem ve erdemsizligin genel bir standardml akilda tut­
maYI biliriz.
• Onsel, hi<; bir gozlem ve deneye dayanmayan. Ed. N .
AHLAK 71

masl gerekir ve buna bagiI kmamasl veya OnamaSl dirilik kazamr.


Eski bir hikiiyede veya uzak yerdeki bir gazetede belirtilen yiice go­
niillii bir eylemin, alkl� ve hayraniIgm bazl giiC;lii hislerini iletmesi
gerektigini belirtmeye de gerek yoktur. Boyle uzak bir mesafeye yer­
le�tirilen erdem, aklm g6ziinde, meridyenindeki giine� kadar parlak
goriinebilmesine ragmen, 1�lglyla ya da slcakiIglyla duyulan etkile­
mekten sonsuz uzak olan sabit bir yIidlz gibidir. Bu erdemi, ki�iler­
Ie tam�lkiIglmlz veya ili�kimiz yoluyla veya hatta durumun ozlii
sozlii hikiiye edili�i yoluyla daha yakma getirin; yiireklerimiz do lay­
SIZ olarak yakalamr, duyguda�iIglmlz canlandmiIr ve eksiksiz ona­
Ylmlz arkada�hgm ve saygmm en slcak duygulanna donii�iir. Bunlar
insan dogasmm genel ilkelerinin giindelik hayat ve uYb'1Jiamada ke�­
fedilen, zonmlu ve yamlmaz sonuc;lan olarak gorunmektedir.
Vine, bu gori.i�leri ve akIi yiiriitmeleri ters yiiz edelim: Mescle­
yi bir a posteriori" ve sonuc;lann tartIimasl olarak dii�iiniin, sosyal
erdemin degcrinin, buyiik olc;iide, izleyiciyi etkiledigi insancIiiIk
hislerinden tiireyip tiiremedigini ara�tmn. Bir olgu meselesi olarak
goriinecektir ki, faydaltllk ko�ulu, biitiin nesnelerde, ovgii ve ona­
manm bir kaynagldlr; ki bu degi�mez olarak eylemlerin degerine ve
degcrsizligine ili�kin biitiin ahliiki kararlara uygulamr; ki bu adale­
te, sadakate, onura, ittifaka ve i ffetlilige verilen 0 yiiksek saygmm
yegane kaynagldlr; ki bu biitiin diger sosyal erdemlerden, insancIi­
iIktan, yardlmseverlikten, alc;ak goni.illiikten, �efkatten, merhamet­
ten ve liImiIiIktan aynlmazdlr ve tek kelimeyle insanogluyla ve bi­
zim hemcinslerimizle baglantlsl olan ahliik ilkelcrinin ba�iIca par­
c;asmm bir temelidir.
Karaktcrleri ve tutumlan genel onamamlz diihilinde, sosyal er­
demlerin faydaiI egiliminin, bizi hcrhangi bir ki�isel C;lkar kayglslY­
la hareket etti rmedigi, daha ziyade evrensel ve geni� kapsamh bir
etkisi oldugu da goriinmektcdir. Goriinmcktedir ki, kamu iyiligine
yonelik toplumsal ban�, uyum ve duzeni ilerletmeye yonelik bir

• Sonsal, deneyden �lkan ve deneye bugh olan bilgi. Ed. N.


72 FAYDA N i<;:iN MEMNUN EDER

egi lim, her zaman yaplmlzdaki iyiliksever i lkeleri etkileyerek, bizi


sosyal erdemlerin tarafma c;eker. Yine bir dogrulama olarak, gorii­
mlr ki, insancIlhgm ve duyguda�hgm bu i lkeleri bizim biitiin duy­
gulanmlza 0 kadar derinden girer ve 0 kadar giiC;lii etki eder ki, en
gUC;lii kmama ve alkl� duygulanm kl�klrtmalan ic;in onlara olanak
verir. Simdiki kuram, her biri degi�mez deneyimde ve gozlemde te­
mellendigi goriinen, biitiin bu C;lkanmlarm yalm bir sonucudur.
Dogamlzda insancIl olmak veya ba�kalan ic;in bir kaygl duy­
mak gibi bir i lkenin olup olmadlgl �iiph� gotiirseydi bile yine de sa­
YISIZ olayda, toplumun C;lkarlanm i lerletmek ic;in bir egilimi olan
her �eyin bu kadar' onaylamr oldugunu gordiigumiiz zaman, iyilik­
severlik ilkesinin giiciinii ogrenmek zorunda kahrdlk; c;iinkii amacm
tamamen ilgisiz oldugu yerde, bir amac; aC;lsmdan arac; olarak haz
vermek her �ey ic;in olanakslzdlr. Diger yandan, dogamlza yerle�ti­
rilmi� ahlaki yergi ve onamanm herhangi bir gene! i lkesinin olup 01-
madlgl �iiphe gotiirseydi , yine de saYlslz olayda insancIlhgm etkisi­
ni gordiigumiiz zaman, �u sonuca varmamlz zorunlu olurdu; bu ola­
nakslzdlr ama toplumun C;lkarlanm ilerleten her �ey haz vermelidir
ve zararh olan ise rahatslzhk vermelidir. Ne var ki bu farkh tefek­
kiir ve gozlemler aym sonucun kurulmasmda uyumlu oldugunda,
bu sonuca tartl�maslz bir tamkhk bah�etmeleri gerekmez mi?
Bununla birlikte, aym veya benzer ilkelerden C;lkan saygmhgm
ve itibann diger duygulanmn yiikseli�i gosterilerek, bu kamtlama­
nm geli�iminin �imdiki kurama daha ote bir dogrulama getirecegi
umulur.
VI. KISIM
KENDiMiZE FAYDALI OLAN NiTELiKLERE DAiR

I. Bolum

A<;lk<;a goriinmektcdir ki, bir nitelik veya aiI�kanhk inceleme­


mize konu oldugunda, ona sahip olan ki�iye herhangi bir zaran go­
riiniirse veya i�indcn ve eylcmindcn onu klSltlar gibiysc, btl nitelik
veya aiI�kaniIk hemen yerilir ve bu ki�inin hatalan ve kusurlan ara­
smda slralamr. Tembellik, vurdumduymazhk, diizen ve yontem ek­
sikligi, dikba�hhk, doneklik, ciiretkariIk, safdillik; bu nitclikler, bir
ozellige kar�l kaYltslz olan hi<; kimse tarafmdan hi<;bir zaman saygl
gormez; ba�anmlar veya erdcmlcr o larak ise hi<; yiiceltilmez. Onlar­
dan sonu<;lanan zarar, dolayslz olarak goziimiize <;arpar ve bize aCl
ve tenkit duygusunu verir.
Hi<;bir niteligin kesinkes su<;lanabilir ya da ovgiiye deger oldu­
gu dii�iinii1mez. Hcpsi tamamen kendi derccesinc bagiIdlr. Kafi "or­
tayol" [medium] erdemin bir ozelligidir der Aristocular. Bu "orta
yol" ba�iIca olarak faydahhktan saptamr. Omegin, i� yaparken uy­
gun bir hlZ ve <;abukluk oviilmcye dcgcrdir. Kusurlu oldugunda, her­
hangi bir amacm uygulam�mda hi<;bir ilerleme saglanamaz: A�lfl 01-
dugunda, bizi tela�a ve kotii planlanml� ol<;iimlere ve giri�imlcre go­
tiiriir. Boyle akll yiiriitmeler yoluyla, biitiin ahlaki vc saggoriilii tez-
74 KENDiMizE FAYDALI OLAN N iTELiKLERE DAiR

lerde uygun vc saygl duyulur bir orta dercceliligi sabitlqtiririz, her­


hangi bir ozellik veya ah�kanhktan sonw;:lanan avantajlann gori.i�ii­
nii hie;: kaybctmeyiz. imdi, bu avantajlar, ozcllige sahip ki�i tarafm­
dan ya�andlgl ie;:in, hie;:bir zaman bizc yani izleyenlere onlann gori.in­
tiisiinii uygun kllan ve begenimizi ve onaYlmlzl yonlendiren oz-sev­
gi olamaz. imgclcmin hie;:bir giicii bizi ba�ka bir ki�iye donii�tiiremez
ve bizim 0 ki�i olarak ona ait 0 degerli nitcliklerden yararlandlglml­
Zl hayal etmemizi saglayamaz. Saglayabilseydi bile, imgelemin hie;:­
bir hlZl bizi dolayslz olarak kendimize geri dondiiremezdi ve 0 ki�i­
yi bizden farkh oldugu ie;:in sevmcmizi ve ona saygl duymamlZl sag­
layamazdl . Bilinen gere;:ege ve birbirimize e;:ok Zit olan gori.i�ler ve
duygular aym anda aym ki�ide hie;:bir zaman yer bulamaz. Bu yiiz­
den, bencil olan kaygilann biitiin kll�kusu burada tamamen dl�lan­
maktadlr. Yiiregimizi harekete gce;:iren ve derinden dii�iindiigumi.iz
ki�inin mutllllllgllyia ilgilenmemizi saglayan olduke;:a farkh bir i lke­
dir. Bll ki�inin dogal becerilerinin ve cdinilmi� yeteneklerinin, bize
yiikseli�in, ilcrlemenin, ya�amda bir �ahsiyet olmanm, artan ba�an­
mn, talih i.izerinde istikrarh bir yonetimin ve biiyiik veya avantaj h
kazane;:lann llyglllam�mm gori.ini.imi.inii verdiginde, boyle ho� imge­
lerle e;:arpilmz ve bu ki�iye yonelik bir memnuniyet ve begeni dolay­
SIZ olarak ortaya e;:lkar. Mutluluk, ne�e, zafer, zenginlik fikirleri,
onun karaktcrinin her dllrumu ile baglantlhdlr ve duyguda�hgm ve
insancilhgm haz veren bir duygusunu zihinlerimiz iizerine dagltlr. 1

I Mutlulllglln gorli�linlin (haset veya intikamm yerinin olmadlgl bir durumda) haz
vermedigi, mutsllzlugun rahatslzhk vermedigi insan dogasl olmadlgllll kabul et­
me cesaretini gosteren olabilir. Bu, bizim yaradlh�lmlz ve yaplmlzdan aynlamaz
gorlinmektedir. Ne var ki, ba�kalanmn iyiliginin gayretli bic;:imde arayl�ma yo­
nelen ve onlann refalll ic;:in gerc;:ek bir tutkusu olan sadcce daha yuce gonul!u zi­
hinlerdir. Y(ice gon(il!u olmayan ve daha dar ruhlan olan insanlarla, bu duygu­
da�hk, sadece memnuniyet veya guven duygulanm uyandlrmaya hizmet eden ve
onlan nesnenin ya onurlu ya da onursuz olarak adlandmlmasml saglayan imge­
lemin hafif bir hissinin otesine gec;:mez. Ornegin, slkmllh bir cimri ba�kalannda
bile olsa r;:aft,kallhgl ve verimliligi a�m derecede over ve kendi kamsmda bunla­
n butun diger erdemlerin en ustune yerle�tirir. Onlardan sonuc;:lanan iyiyi bilir ve
AHLAK 75

Bir ki�inin dogu�tan, hemcinsleri adma hic;:bir kaygl duymadl­


gml ve bi.itiin duyumsayan variIklann mutluluguna ve mutsuzlugu­
na kar�l, aym rengin biti�ik iki golgesinden fazla olmayan bir aldlr­
mazlIkla yaratIidlgml farz edelim. Bir yanda uluslann refahmm di­
ger yanda Ylklmlannm oldugunu ve bu ki�iden sec;:im yapmasmm
istendigini dii�i.i nelim; bir bilgenin e�it giidi.i ler arasmda kalarak te­
reddi.it eden ve kararslz kalan e�egi gibi veya iki parc;:a tahta veya
mermer arasmda kalan aym qek gibi iki tarafa da yonelik hic;:bir he­
vesi veya istekliligi olmadan bekleyecektir. Sonucun �oyle oldugu­
nun kabul edi lmesi gerektigine inamyoflnn; boyle bir ki�i, bir top­
lulugun kamusal iyiligine veya ba�kalannm ki�isel faydasma kesin­
kes kaYltslz kalacagmdan, ona sahip olana ya da topluma zarariI ve­
ya yararh olsun, her nitelige kar�l ah�Iidlk ve i lginc;: olmayan bir �e­
ye baktIgl gibi aym aldlrmazhkla seyirci kalacaktlr.
Bu hayali gaddar ki�i yerine, durumda bir hi.ikme varmak veya
belirlenim olu�turmak ic;:in, diger her �eyin e�it oldugu bir durumda
yaradIiI�tan sade bir tercih hakkl olan bir insGm di.i�i.i nelim. Eger
yi.iregi bencilse veya C;:lkan olan ki�iler ondan uzaktaysa, sec;:imi ne
kadar sogukkanh olabilsc dc, neyin faydah oldugu ve neyin zararh
oldugu arasmda hala bir sec;:im veya bir aynm yapmasl gerekir. i�te
bu aynm, temeli c;:ok slkhkla ve bo�u bo�una ara�tlfllml� olan ahldki
aynm ile biitiin parc;:alannda aymdlr. Zihnin aym yetileri, her durum­
da, ahlakm ve insancIihgm duygusuyla uyumludur; aym huy bir
duygunun ve digerinin yiiksek derecelerine aC;:lktIr ve nesnelerdeki
aym ba�kala�lm, daha yakmdan yakla�lm yoluyla veya baglantIiar
yoluyla, bir duyguyu ve digerini canlandmr. Felsefenin bi.iti.in kural­
lanm kullanarak sonuc;:landlrmamlz gerekir ki, bu duygular kokensel
olarak aymdlr; c;:iinki.i her tikellikte, en ki.ic;:i.igiindc bile, aym yasalar
tarafmdan yonetilir ve aym nesneler tarafmdan hareket ettiri lir.

rnutlulugun a tiirlerini ana sunabileceginiz diger tiirlerden daha canh bir duygu­
da�hkla hisseder. Vine de, belki de boyle yiiksek �ekilde ovdiigii <;ah�kan insana
servet yaprnasl i<;in bir �ilin bile blrakrnayacaktlr.
76 KENDiMiZE FAYDALI OLAN N iTELiKLERE DAiR

Filozoflar, ol<;:iimlerde bu etkiler yakm ve e�it bulundugu i<;:in,


Ay' m kendi yoriingesinde, cisimlerin diinyanm yiizeyine yakm dii�­
melerini saglayan aym yer<;:ekimi kuvveti yoluyla kaldlgml ni<;:in
biiyi.ik bir kesinlikle <;:Ikarsamaktadlr? Bu dii�iincenin, ahl<lk a<;:lsm­
dan da dogal tetkiklerdeki kadar saglam bir kanaat uyandmnasl �art
degil midir?
Sahibine faydah olan biitiin niteliklerin onaylandlgml ve tcrsi­
nin kmandlgml uzun detaylarla kamtlamak gereksiz bir i� olacaktlr.
Giinliik hayatta ya�ananlar iizerine yapdan en kii<;:iik tefekkiir yeter­
Ii olacaktlr. Miimki.i nse, biitiin �i.ipheleri ve tereddiitleri giderrnek
i<;:in sadece birka<;: olay belirtecegiz.
Faydah her giri�imin uygulanmasl i<;:in en gerekli nitelik on go­
riidiir; ba�kalanyla giivenli bir etkile�imi bu nitelikle yiiriitiiriiz,
kendimizinkine ve onlann karakterine yeterli ozeni bununla goste­
ririz, ele aldlglmlz i�in her ko�ulunu tartanz ve herhangi bir son a
veya amaca eri�mek i<;:in en emin ve en giivenli ara<;: olarak onu kul­
lamnz. Bir Cromwell ' e veya bir De Retz'e belki ongorii Dr.
Swift' in dedigi gibi "bir meclis i.i yesininkine benzer bir erdem" ola­
rak goriinebilir; ger<;:ekten cesaretlerinin ve hlrslannm kl�klrttlgl 0
engin tasanmlarla bagda�maz olarak, insanlann i<;:indeki bir hata
veya kusur olabilir. Gi.i ndelik ya�amm yonetimi dahilinde, sadece
ba�an elde etmek i<;:in degil ama en mahvedici yanh�hklardan ve
hayal kmkhklanndan ka<;:mmak i<;:in de, hi<;:bir erdem daha zaruri
degildir. Sc<;:kin bir yazar tarafmdan gozlendigi gibi en biiyiik par­
<;:alar, 0 olmadan sahipleri i<;:in mahvedici olabilir; bir goziinden
yoksun olan Polyphemus'un, muazzam giicii ve endamma ragmen
daha fazla korunmaslz olmasl gibi.
Ashnda insan dogasl i<;:in fazla kusursuz olmaml� olsaydl, en
iyi ozellik, herhangi bir tiiriin mizacl tarafmdan yoneltilmeyen fakat
her biri meyledilen tikel ama<;: i<;:in faydah oldugundan, nobetle�e
giri�imde bulunan ve ihtiyath olandlr. Boylesi miikemmellik, ya�­
landlk<;:a asker! giri�imlerinde her seferinde daha fazla ciiretkarhk
sergileyen ve uzun siireli tecriibeden dolaYI artlk sava�taki her ola-
AHLAK 77

yl tam olarak bilebilen kendisi ic;in c;ok iyi bildik bir yolda daha bii­
yiik metanet ve giivenlikle ilerlemi� olan Mare�al Turenne ' e Aziz
Evremond'un yiikledigi gibidir. Machivell i der ki, "Fabius ongorii­
liiydii, Scipio giri�imciydi ." Her ikisi de ba�aniI oldu; c;iinkii her bi­
rinin yonetimi slrasmda, Roma'mn devlet i�lerinin durumu her biri­
nin dehasma hususi olarak uygundu; fakat ko�ullar ters yiiz edilsey­
di her ikisi de ba�anslz olacaktl. Ko�ullan mizacma uygun olan Sci­
pio mutludur; fakat her ko�ulu kendi mizacma uydurabildigi ic;in de
daha kusursuzdur.
GiiC; ve zenginlik kazammmda veya diinyada servel diye ad lan­
dlrdlglmlz �eyi iiretmekte, <;aiI�kaniIgm liituflanm te�hir etmeye ve
avantajlanm yiiceltmeye ne gerek vardlr? Masala gore, kaplumba­
ga azmi sayesinde, daha iistiin bir hlza sahip tav�anla olan yan�ml
kazandl . Bir insanm zamam, idareli kullamldlgmda, ekildigi zaman
otlarla ve c;aiIlaria kaplanml� c;ok verimli topragl olan geni� arazile­
re gore ya�am ic;in c;ok daha fazla yarariI �ey iireten birkac; doniim
tarlaya benzer.
Ne var ki, akIicl Tutumlulugun eksik oldugu yerde hayattaki ba­
�armm, hatta orta halli gec;im saglamamn goriiniimii bile ba�anslz
olmaiIdlr. Birikim c;ogalmak yerine giinliik olarak azaiIr ve kiiC;iik bir
gelirle ho�nut bic;imde ya�ayabilecekken biiyiik bir gel ire gore har­
camalanm klsltlayamaml� oldugu ic;in sahibini c;ok daha mutsuz kJ­
lar. Platon'a2 [Eflatun] gore, tek ba�ma doyum yollan olu�turan be­
denini kaybeden insanlann saf olmayan itkilerle alevlenmi� ruhlan,
yeryiiziinde uc;ar ve bedenlerinin saklandlgl yerlere slk slk ugrarlar;
kaYlp duyu organlanm tekrar kazanmak ic;in smlrSlZ bir arzuya sa­
hiptirler. Boylece, servetlerini c;Iigm bir sefihlik ic;inde tiiketen, her
bereketli sofrada ve haz veren her eglencede kendilerine yer bulan,
kotiilerin bile nefret ettigi, ahmaklann bile h�r gordiigu, degersiz
miisrifleri gorebiliriz.
Tutumlulugun bir a�lfliIgl, hem bir insam zenginliklerinin bii-

2 Phredo. [Platon, Pluedo]


78 KENDiMizE FAYDALI OLAN N iTELiKLERE DAiR

tiin kullammmdan mahrum blraktIgl hem de misafirperverligi ve


her sosyal eglenceyi klsltladlgl i<;:in hakh olarak <;:ifte anlamda kma­
nan, tall1ahkarltktlr. Diger bir a�lflh k olan, miisriflik, yaygm olarak
bir insana kendisi a<;:lsmdan daha zararhdlr ve bu a�lflhklardan her
biri, kmayan ki�inin huyuna gore ve sosyal veya duyumsal hazza
kar�l daha az veya daha fazla duyarh olmasma gore, digerinin iize­
rinde su<;:lanabilir.
Nitelikler, degerlerini <;:ogunlukla karma�lk kaynaklardan tiire­
tirler. Diiriistliik, sadakat, dogrulllk, toplumun <;:lkarlanm i lerlet­
mekteki dolayslz egilimleri i<;:in oviiliir; fakat bu erdemler bir kez
bu temel iizerine kurulduktan soma, ki�inin kendisine de avantajh
olarak ve hayatta bir insana her tiirlii saygmhgl kazandlran giiven
ve itimadm kaynagl olarak tek ba�ma dii�iiniiliirIer. Birisi, bu an­
lamda kendisine ve topluma bor<;:lu oldugu odevi unuttugu zaman,
nefret uyandlflcl olandan daha az olmayan bi<;:imde a�agdlk olur.
Belki de bu anlaYl�, kadmlar i<;:in ifJet a<;:lsmdan herhangi bir
ba�anslzhk olayma atfedilen biiyiik SU<;:lm ba�ltca kaynagldlr. Bu
cinsiyetle kazamlabilecek en biiyiik itibar, kadmlann sadakatinden
tiiretilmektedir ve bu noktada noksan olan bir kadm, bayagl ve ba­
sit olmakta, mevkisini kaybetmekte ve her tiirIii a�agllamaya maruz
blrakdmaktadlr. Buradaki en kii<;:iik ba�anslzhk onun karakterinin
su<;:lanmasl i<;:in yeterlidir. Bir kadm bu itkilere gizlice teslim olmak
konusunda 0 kadar <;:ok flfSata sahiptir ki, onun mutlak edepliligi ve
muhafazakarhgl dl�mda hi<;:bir �ey bize giiven veremez ve bir kez
ihlal edildiginde tekrar tamamen diizeltilmesi <;:ok zor olabilir. Eger
bir erkek bir durumda korkak<;:a davramrsa, kar�lt bir davram� onu
yeniden kendi karakterine geri dondiiriir. Halbuki davram�l bir kez
ahlakslz olmu� bir kadm, daha iyi kararlar verdiginde ve bunlan uy­
gulamaya koymak i<;:in kendine yeterince hakim olduguna, hangi
eylem yoluyla bizi inandlrabilir?
Biitiin insanlann mutluluga e�it olarak istekli oldugu kabul
edilmektedir; fakat bu arayl�ta <;:ok aZI ba�anh olur. Bunun onemli
AHLAK 79

bir sebebi, mevcut konforun veya hazzm kl�klrhnasma kar�1 koy­


malanm miimkiin kIiabilen ve daha farkh bir kazan<; ve zevk araYI­
�mda onlan i leri ta�lyan Zihinsel Gii<; eksikligidir. Duyglilammlan­
mlz, nesneleti nin gene! bir gori.iniimii iizerine belirli davram� kural­
Ian ve birinin ba�ka biri iizerinde iistiinliigii konusunda ol<;iitler
olu�turur. Bu kararlar ger<;ekte bizim dingin tlltkulanmlzm ve yat­
kmhklanmlzm sonucu olsa da, (ba�ka ne i<;in herhangi bir nesneyi
uyglln veya tersi olarak bildirebiliriz?) anlamlann dogal olarak ko­
tiiye kullamlmaslyla bunlann saf aklln ve tefekkiiriin be!irlenimleri
oldugu soylenir. Bu nesnelerin bazIian bize daha da yakla�hgl za­
man veya yiiregimizi veya imgelememizi yakalayan giize! l�lklann
ve yollann avantajlanm kazandlgl zaman, genel kararlanmlz slkhk­
la kan�lr, kii<;iik bir zevk yeglenir ve b itmez bir utan<; ve keder bizi
sarar. �airler hiilihazlrdaki hazzl klltlarken ve iin, sagiIk veya serve­
tin biitiin lrak goriiniimlerini reddederken zekalanm ve soz soyleme
sanatlanm kull ansa da, a<;lktlr ki, bu uyglilama biitiin ahHikslziIgm
ve diizensizl igin, pi�maniIgm ve sefilligin kaynagldlr. Gii<;lii ve ka­
rariI mizacl olan bir insan, gene! kararlanna slkl slklya bagiIdlr ve
ne hazzm <;ekicilikleri tarafmdan ba�tan <;lkaniIr ne de acmm verdi­
gi gozdaglan i le korkutulur fakat yine de bir kez mutluiligunu ve
onurunu saglaml� olan 0 uzak ozlemleri gorii�iinde tutar.
Ahmak bir insana ve AkIiiI bir insana e�it olarak qlik eden oz­
doyum, en azmdan bir dereceye kadar, bir avantajdlr. Bu dllrum tek­
tir v<;: bu iki insanm hayat idaresinde e�it b i<;imde yere bashklan
ba�ka bir dllrum yoktur. i�, kitaplar, sohbet; ahmak bir ki�i biitiin
bunlar i<;in tamamen kapasitesizdir ve konumuyla en kaba ve slklCI
i�lerle cezalandmlmasl dl�mda, yeryiizii iizerinde Jaydaslz bir yiik
olarak kahr. Boylece ortaya <;lkar ki, insanlann karakterleri bu an­
lamda a�m klskan<;tJr ve en aleni ve <;ekincesiz bi<;imdc zamparaiI­
gm ve ihanetin bir<;ok oiaYI goriiliir; cahillik ve aptaliIk ithamma
hi<; biri sablrla katlanmaz. Polybius ' un bize anlattIgma gore3, insa-

J Lib. xvi. Cap. 35. [Poylbius, TarihlerJ


80 KENDiMizE FAYDALI OLAN NiTELiKLERE DAi R

nogluna kar�1 meydan okumak iyin aylkya dinsizlik adma b i r sunak,


adaletsizlige de ba�ka bir tane in�a eden M akedonyah General Di­
caearchus, oldukya eminim ki, 0 bile, ahmak slfatl ile harekete gey-
mi� ve boyle kmci bir adlandlfma sebebiyle intikama aracilik et­
mi�tir. Dogadaki en giiylii ve en yoziiImez bag olan ebeveynlerin
sevgisi dl�mdaki hiybir baglantmm, bu ozellikten ortaya ylkan tik­
sinmeye katlanacak yeterIi giicii yoktur. ihanetin, nankorIiigiin, ha­
inligin ve sadakatsizligin altmda var olabilen sevgi algIlandlgmda
ve kabul edildiginde yine kendisi tarafmdan dolayslz olarak sondii­
riiliir. <;irkinlik ve ya�iIiIk da bu tutkunun hakimiyetinden daha
mahvedici degildir. Herhangi bir amay veya kazany aylsmdan tam
bir yetersizlik ve hayatta devamll hata yapmak ve yanlI� davranmak
ne kadar da korkutucu zanlardlr!
HlzlI bir kavraYI� ml yoksa yava� bir kavraYI� ml en degerIi­
dir? B ir konunun iyine ilk bakl�ta derinlemesine girebilen ama ya­
iI�ma iizerine hiybir �ey yapamayan ml yoksa her �eyi uygulamamn
kuvvetiyle haIIetmesi gereken buna Zit bir karakter mi en degerIi­
dir? Berrak bir zihin mi yoksa yarariI bir icat ml en degerIidir? Bil­
gili bir deha ml yoksa giivenilir bir yargl ml en degerIidir? Kisaca­
Sl, hangi karakter ya da anlama giiciiniin kendine has klvnml bir di­
gerinden daha miikemmeldir? AylktIr ki, bu niteliklerden hangisi­
nin, bir insam diinya aylsmdan en iyi yaptIgml ve herhangi bir ka­
zanyta onu daha ileri ta�ldlgml irdelemeden, bu sorulann hiybirine
cevap veremeYlz.
Eger inceltilmi� duyu ve abartIlml� duyu sagduyu olarak bu ka­
dar faydah olmasaydl, bunlann nadir bulunu�u, tuhafllgl ve nesne­
lerinin asiIIigi bir telafi saglar ve insanlann hayraniIgml onlara su­
nard!. Tlpkl demirden daha az kullam�iI olsa da, ender bulunu�un­
dan dolaYI yok daha fazla degerIi olan altm gibi.
Adaletin eksikleri hiybir sanat veya icat ile telafi edilemez; fa­
kat Haflzamn eksikleri, hem i�te hem de yaiI�mada, y6ntem ve ya­
iI�kaniIk yoluyla ve her �eyi yaZlya geyirmeye gosterilen 6zenle
AHLAK 81

slkhkla telafi edilebilir. Bir insamn herhangi bir kazane;: saglamada­


ki ba�anslzhgmm bir sebebi olarak haflza eksikligini nadiren duya­
nz. Eski donemlerde, hie;:bir insanm konu�ma becerisi olmadan b ir
�ahsiyet olu�turamadlgl zamanlarda ve dogae;:lama yapan hatipleri­
mizin halk meclislerine sunduguna benzeyen, kaba ve hazmedilme­
mi� uzun ve slklcl konu�malara seyircinin tahammiil etmekte e;:ok ki­
bar davrandlgl zamanlarda, hafIzamn yetisi son derece onemliydi ve
bu sebeple bugiin oldugundan e;:ok daha degerliydi. Eski donemlerde
bu beceriden dolaYI iinlenmemi� h ie;:bir biiyiik deha yoktur ve Cice­
ro bunu Sezar ' m diger yiiksek nitelikleri arasmda saymaktadlr.4
Tikel ah�kanhklar ve tutumlar niteliklerin faydah hgml ba�ka­
la�tlflr, degerlerini de degi�tirir. Tikel durumlann ve tesadiiflerin,
bir dereceye kadar, aym etkisi vardlr. Konumuna ve meslegine uy­
gun dii�en bu becerilere ve ba�anmlara sahip b irisi her zaman, tali­
hin ona tayin etmi� oldugu boliimde talihini yanh� kullanandan da­
ha fazla saygl gorecektir. Ki�isel veya bencil erdemler, bu baglam­
da, kamusal ve sosyal olanlardan daha keyfilerdir. Diger baglamlar­
da, bekli de �iipheye ve e;:atl�maya daha az tabilerdir.
Bu kralhkta son yIilarda insanlar arasmda, dayam�ma rllhu
ae;:lsmdan elkin hayatta ve iyilikseverlik ae;:lsmdan kurgul hayatta
boyle siirekli bir gosteri� hiikim olmu�tur. Hie;: �iiphesiz her birinde
o kadar e;:ok yanh� savlar saptanml�tJr ki, gonnii� gee;:inni� insanlar
kotii niyetleri olmadan, bu ahliiki yetiler konusunda kasvetl i bir
inane;:slzhk gostenneye ve hatta bazen varhklanm ve gere;:eklikleri­
ni reddetmeye egi limli olmu�lardlr. Benzer b ir tutumla, eskinin Sla­
acilanmn ve Siniklerinin erdeme alan siirekli egi limleri, ihti�amh
meslekleri ve zaYlf uygulamalan insanoglunda bir nefret dogunnu�­
tur ve haz ae;:lsmdan ue;:an olsa da diger ae;:Iiardan yine de e;:ok ahliiki
bir yazar olan Lukianos, bazen erdemlerden, huysuzluk ve kinaye

4 "Fruit in Illo Ingenium, ratio, memoria, literae, cura, cogitatio, diligentia" Phil­
lip 2 rOnda, yaratIcllIk, ongorii, haflza, bilgi, <rah�kanhk, fikir, azim vardl" (Ci­
cero, Pllilippicce Soylevleri, 11, XLV.)]
!l2 KENDi MizE FAYDALI OLAN NiTELiKLERE DAiR

semptomlanna ihanet etmeden, 90k da oviinerek bahsed(!memi�tir5.


Bu hlr9m incelik nereden 91karsa 9lksm, kesinlikle degerin biitiin
tiirlerinin vc tutumlann ve davram�lann biitiin aynmlanmn varhgl­
m reddetmemizi saglayacak kadar ileriye hi9bir zaman gotiiriile­
mez. Ongorii, ihliyalltltk, giri�imcilik, yalL�kanlLk, usanmazltk, lu­
Iumllllllk, diizenlilik, sagdllYu, saggorii, anlaY/�, eksiksiz adlan de­
gerlerinin bir kabul edilmesini dayatan bu yetilerin yam SIra bir90k
ba�kalan vardlr ki, en kararl! �iiphecilik bile onamanm ve begenme­
nin mlikafatml bir anilgma reddedemez. I1unltltk, aglrba�ltlLk, sabll",
sebal, dirqkenlik, ileriyi gorme, s aygll1 ILk, kelLlmlllk, diizenlilik, ki­
naye, eda, serinkanltltk, kavraY/� yabllklugLl, ifade kolayhgl, bunla­
rm ve aym tiiriin binden fazlasmm, miikemmel likler ve eksiksizlik­
ler oldugunu hi9bir insan asia reddetmeyecekti r. Onlarm dcgeri,
kendi egilimleri i9inde, kamusal ve sosyal hak edi�e yonelik goste­
ri�li bir iddia o lmadan, onlara sahip olan ki�iye hizmet ettigi i9in,
onlar hakkmdaki savlara kar�1 daha az klskan9hk duyanz ve onlan
ovgiiye deger nitelikler katalogu i9inde kolayca kabul ederiz. Fark
etmeyiz ki, verdigimiz bu taviz yoluyla diger ahliikl miikemmellik­
lere yol a9maktaYlzdlr ve 91karslz iyilikseverlik, vatanseverlik ve
insancdhk a91smdan arhk tutarl! bir �ekilde tereddiit edemeyiz.
Ashnda kesin olarak goriiliir ki, buradaki ilk goriinii�ler, ola­
ganhklarmdan dolaYI son derece aldahcldlr ve yukanda bahsedilen
bu erdemlere yiikledigimiz degeri oz-sevgi i9inde 90ziimlemek,
sosyal erdemlerin, adaletin ve iyilikseverligin degerini kurgusal bir
yolla 90ziimlemekten 90k daha zordur. Bu sonraki ama9 i9in, toplu­
lugun iyiligini yiikselten her tiirlii davram�m, herkesin pay aldlgl 0
fayda ve 91kar a91smdan topluluk tarafmdan sevildigini, oviildiigii-

["onlann 'erdem' vc ' manevi �eylcr' ve diger IVlr zlvlriar hakkll1da sayledikle­
riyle alene kadnr karmmzl doyurun" (Lukianos, Timoll Yaltut Yalklz. 9)J, ["Gaz­
lerinin boyanmasl kolay olan yeni yetmeleri toplayarak, (filozof1ar) 0 yok me�­
hur ' erdemleri' hakkll1da atlp tutarlar" (Lukianos, /ca/'omellippus»), [�u me�hur
Erdem, Doga, Kader ve �ans nerede? Bunlar aSllslz, bo� adlandlrmalardlr." (Lu­
kianos, Deol'lIm COl/ciliulII, 1 3)]
AHLAK 83

nii ve saygl gordiigiinii soylemekten ba�ka bir �ey gerekmez. Bu sev­


ginin ve saygmm gen;:ekte oz-sevgi degil de minnettarhk olmasma
ragmen, bu tiiriin bile bir aynml, yiizeysel akii yiiriitenlcr tarafmdan
kolayca kabul edilmeyebilir ve itirazcIlan ve tartl�malan bir aniIgma
destekleyen en azmdan a<;:lk bir kapl blraklr. Ne var ki, sadece kendi­
lerinc iye olanlann faydasma meylcden nitel iklere bize veya topluma
herhangi bir baglantJsl olmadan saygl gosterildiginden ve dcger veri 1-
digindcn oti.irii, oz-scvgiden <;:Ikan bu duygu i<;:in veya onu 0 gozde
kokenden <;:Ikarmak i<;:in hangi kuraml veya sistemi ongorcbiliriz? Bu­
rada, ba�kalannm mutlulugunun ve mutsuzlugunun bize tamamcn il­
gisiz olmayan goriinii�ler oldugunu fakat oncekinin (mutiulugun) go­
riiniimiiniin, sebepleri ve sonu<;:lan ne olursa olsun, giine� 1�lgl gibi
veya iyi siiriilmii� tarlalar gibi (savlanmlZl daha yiiksege ta�lmamak
i<;:in), gizli bir ne�e ve doyum ilettigini, sonrakinin (mutsuzlugun) go­
riinii�iiniin de al<;:alan bir bulut vcya klslr bir toprak gibi, imgelemimiz
iizerinc bir iiziintii blraktJgml itiraf etmek bir gereklilik olarak goriin­
mektcdir. Bu taviz bir kez verildiginde engel ortadan kalkar ve insan
ya�aml fenomeninin zorlamaslz dogal bir izahmm biitiin kurgusal
ara�tlrmacllar arasmda hakim olacagml umabiliriz.

II. B6hlm

Bu boliimde bedensel yetilerin ve servetin iyil iklerinin, hiirmet


ve saygl duygulanmlzm iizerindeki etkisini incelcmek ve bu feno­
menlerin �imdiki kuramlmlzl gii<;:lendirip gii<;:lendirmedigini veya
zayd1atlp zayd1atmadlgml irdelemek uygun olabilir. Dogal olarak
dii�iiniilecektir ki, bedenin giizel ligi, biitiin eski ahlak<;:Ilar tarafm­
dan varsayJldlgl gibi, baZl a<;:Jlardan zihninkilerle benzer olacaktJr
ve biitiin saygl tiirlerinde, ister zihinsel yetilerden ya da isterse 0 in­
samn dl�sal ko�ullanmn durumundan ortaya <;:Iksm, kendi kokeni
i<;:inde benzer bir �ey olacaktlr.
84 KENOiMizE FAYOALI OLAN NiTELiKLERE OAiR

A<;:lktlr ki, biitiin hayvanlardaki giizelligin onemli bir kaynagl,


doga tarafmdan yoneltilmi� olduklan tikel ya�am tarzma uygun
olan uzuvlannm ve organlanmn tikel yaplsmdan iirettikleri avantaj­
dlf. Ksenofon ve Vergilius tarafmdan tarif edilen bir atm dogru
orantilan, bugiin modern jokeylerimiz tarafmdan kabul edilenlerle
aymdlr; <;:iinkii bu orantllann temeli, hayvanda zararh o lanm veya
faydah olanm tecriibe edilmesiyle aymdlr.
Geni� omuzlar, diiz bir gobek, saglam eklemler, sivri bacaklar;
biitiin bunlar bizim tiiriimiizde giizeldir; <;:iinkii gii<;: ve dirilik i�aret­
leridir. Faydaya ve zlddma dair fikirler, neyin giizel oldugunu veya
neyin <;:irkin o ldugunu tam olarak belirlemese de, a<;:lk<;:a begenme­
nin veya begenmemenin onemli bir boliimiiniin kaynagldlf.
Eski zamanlarda, sava�ta daha biiyiik bir fayda ve onem arz et­
tiginden, bedensel gii<;:liiliige ve ustahga �imdikinden <;:ok daha faz­
la saygl duyulur ve deger verilirdi. Homeros ve �airler iizeri nde dur­
mazsak gozleyebi liriz ki, tarih<;:iler biitiin Yunanhlann en biiyiik
kahramam, devlet adaml ve generali oldugu kabul ettikleri Epami­
nondas ' m bile diger ba�anmlan arasmda bedensel giiciinii belirt­
mekte duraksamaml�tlf. 6 Benzer bir ovgii en biiyiik Romahlardan
biri olan Pompeius 'a da yapilml�hr.7 Bu ornek yukanda haflza a<;:l­
smdan gozledigimize benzerdir.
Mutsuz nesne hayatta <;:ok onemli bir hazdan ve aym zamanda
bunu ba�kalanna i letmekten mahrum edilmi� biri olarak goriildiigii
i<;:in her iki cinsiyet a<;:lsmdan iktidarslzhga nasi! da bir alay ve kii-

6 Diororus Siculus (Tarih Kiitiiphanesi) 0 donemlerde h5.kim olan eksiksiz deger


gorii�lerini gostermek ic;:in tarihc;:inin belirttigi gibi Epaminondas'm karakterine
bunu yiiklemek uygunsuz degildir. Gozleyeceginiz gibi, diger iinlii insanlarm her
biri, iiniiniin temeli olan bir niteligc sahiptir: Epaminondas'da ise biitiin erdem­
lerin birle�tigi goriiliir; bcdcn giicii, ifade giizelligi, zihin diriligi, zenginliklerin
kiic;:iimscnmesi, egilimin yumu�akhgl ve cesaret ve sava� yonetimi olarak ba�h­
ca saygl goren ne varsa hepsi.
7 ["AtlaYl�ta en atik oydu, ko�arken en c;:evik oydu ve giic;: idmanl�T1nda en zinde
yine oydu." (Flavius Vegetius Renatus, De re /IIi/irari.)]
AHLAK 85

c;:umseme e�lik eder. Kadmlardaki klSlrltk, aym zamanda bir fayda­


SIZltk turn olarak, �imdiki kurama gore sebebi c;:ok aC;:lk olan bir
utanc;:hr; fakat derecesi aym degildir.
Resimde veya heykelde, figurleri dengeleme ve onlan en ek­
siksiz bic;:imde aglrhklanmn uygun merkezine yerle�tinne kuralm­
dan ba�ka vazgec;:ilemeyecek hic;:bir kural yoktur. Dogru olarak den­
gelenmemi� bir figur ho� degildir; c;:unku c;:oku�un, zarann ve acmm
rahatslz edici fikirlerini i letir.8
Zihnin, hayatta yukselmesi ve servetini artinnasl ic;:in bir insa­
m ehil kIian bir yatkmhgl vcya kabiliyeti, hiilihaZIrda aC;:lklanml� 01-
dugu gibi saygl duymak ve hunnet etmt::k ic;:in adlandmlmaktadlr.
Bu sebeple dogalhkla varsayI iabilir ki, zenginlerin ve otoritenin
gerc;:ek iyeliginin bu duygular uzerinde onemli bir etkisi vardlr.
Zengine ve gUc;:1i.iye gosterilen saygl olarak sayabilecegimiz
herhangi bir varsaYlml inceleyelim; miilkiyetin, mutlulugun, kolay­
hgm, bol lugun, otoritenin imgeleri ve her itkinin tatmini yoluyla se­
yirciye iletilen memnuniyetten tliretilen saygl dl�mda hic;:birini do­
yurucu bulamaYlz. Ornegin, bir yere kadar her duygunun kaynagl
olarak gornlen oz-sevgi bu amac;: ic;:in aC;:lkc;:a yetersizdir. Hic;:bir iyi
niyet veya arkada�hk ba� gostennediginde, ba�kalannm zenginlik­
lerinden yarar saglama umudumuzu neyin uzerine dayandlrabilece-

8 Biitiin insanlar aCI ve hastahga e�it derecede tabidir ve saghk ve rahathgl tekrar
kazanabilir. Bu ko�ulIar, bir insanla ba�ka bir insan arasInda hi�bir aynm yapma­
dlgl i�in, gururun veya kendini kii9iik gorme hissinin, saygll1In veya kii�iimse­
men in hi�bir kaynagl degildir. Kendi tiiriimiizii, daha iistiin olanlarla klyaslama,
hastahklara ve be dense I zaYlfllklara hepimizin bu kadar tabi olmasl gerektigi 90k
kii9iik dii�iiriicG bir dG�Gncedir ve dolaYlSlyla, rahipler kendini begenmi�ligi ve
kibri baslIrmak i9in bu konuyu i�lerler. Eger dG�Gncelerimizin ortak egilimi sG­
rekli kendimizi ba�kalanyla kar�t1a�llrmaya donG�meseydi, daha fazla ba�an el­
de edebilirlerdi. Ya�hhgIn bedensel zaYlfllklan kG9Gk dG�GrGcGdGr 9GnkG gen9-
likle klyaslama yer alabilir. Krahn hastahgl gayret Ie saklamr 9GnkG ba�kalanm
etkiler ve slkhkla gelecek nesillere aktanhr. Bu olay, epilepsi, G1serler, 9lbanlar,
habisler gibi tiksindirici veya korkutucu imgeleri nakleden hastahklarla neredey­
se aymdlr.
86 KENDiMizE FAYDALI OLAN NiTELiKLERE DAiR

gimizi tasavvur etmek gii<;:tur; ger<;:i onlarda boyle gozde bir egilim
ke�fetmeden once bile zenginlere dogalhkla saygl gosteririz.
Bizden hizmet alma glicune sahip olduklanm dli�unemeyecek
kadar onlann etkinlik alanmm dl�mda bulundugumuz zaman da ay­
m duygulardan etkileniriz. Bir sava� tutsagma biitlin medeni millet­
lerde, kendi dummuna uygun dli�en bir saygl ile davramhr ve zen­
ginliklerin herhangi bir ki�inin mevkisini dlizeltmcye kadar gittigi
a<;:lkhr. Soy ve nitelik1er bir pay almak i<;:in oteye <;:Ikarsa da bu bize
�imdiki amaclmlz i<;:in yine bir kamtlama sunacaktJr. C;:unku soylu
dedigimiz ki�i, zengin ve gu<;:lU uzun bir atalar silsilesinden gelen ve
sayglmlzl saygl duydugumuz ki�ilerle olan ili�kisinden kazanan bir
insan degil midir? Yani, atalan olmu� de olsalar bir ol<;:lidc, zengin­
liklerinden dolaYI ve boylece herhangi bir bcklenti olmakslzm saygl
goriirler.
Zenginliklere duyulan bu <;:lkafSlz saygmm omeklcrini bulmak
i<;:in, sava� tutsaklanna vcya oliilere kadar uzanmadan, sadece glin­
delik ya�amda ve sohbette ortaya <;:Ikan fcnomenlcri daha dikkatli
gozleyebiliriz. Yeterli bir servete sahip olan ve hi<;:bir mcslegi olma­
yan bir insanm bir gmp yabanclyla tam�tlflldlgml varsayahm. Bu
kadar ani olarak onlara herhangi bir parasal yardlm tcklif edebi lme­
sinin imkanslz olmasma ve bclki de onlardan hcrhangi bir parasal
yardlm kabul edemeyecek durumda olmasma ragmen, yabancdann
farkh servetleri ve dummlan konusunda bilgilendirildiginde, dogal
olarak onlara farkll derecelerde sayglyla davramr. Bir yolcu, bera­
berindeki atl! araba silsilesinin ve refakat<;:ilerinin buyuk veya orta­
lama bir serveti oldugunu belli etmesi ile oranhh olarak arkada�l !ga
her zaman kabul edilir ve medenilikle kar�liamr. Klsaca, insanlann
farkll mevkileri buyuk oranda zenginlikleri tarafmdan duzenlenir ve
bu durum, astlar a<;:lsmdan oldugu gibi iistler a<;:lsmdan ve tamdlk­
lar a<;:lsmdan oldugu gibi yabancliar a<;:lsmdan da boyledir.
Oyleyse, sonu<;:landlrmak i<;:in geriye kalan �udur ki, zenginlik­
ler sadece �imdi veya imgelenen gelecekteki bir slire i<;:inde, itkile-
AHLAK 87

rimizi tatmin etmek anlammda kendimiz i<;in istendigindcn, ba�ka­


lannda slrf onlarda da bu etkiyi dogurdugundan saygl uyandmnak­
tadlr. Aslmda bu onlann mutlak dogasl veya oziidiir: Hayatm meta­
lanna, rahathklanna vc hazlanna yonelik dogrudan bir baglantdan
vardlr. Aksi halde, iflas etmi� olan bir bankerin scnedi veya uzak bir
adadaki altm, degcrli olacaktlr. Rahat ya�ayan bir insana yakla�tJgl­
mlzda, bollugun, doyumun, temizligin, slcakhgm, ne�eli bir evin,
�Ik mobilyalann, u�aklann ve ycmek, i<;ecek veya klyafet olarak ar­
zulanabilen ne varsa, blitlin bunlann haz veren fikirleri bize sunu­
lur. Tersine yoksul bir insan gozliktligunde, eksikligin, paraslzhgm,
<;ok <;ah�manm, kirli mobilyalann, adi veya eskimi� elbiselerin, tik­
sindirici yemegin ve tatslz i<;eceklerin ho� olmayan imgeleri dolay­
S I Z olarak hayal gliclimlizii <;arpar. 0 ki�inin zengin, digerinin fakir

oldugunu soylerken ba�ka ne demek isteriz ki? Hayattaki bu farkh


durumlann dogal sonucu saygl veya kii<;iimseme oldugundan, bu­
nun biitiin ahliiki aynmlar a<;lsmdan onccki kuramlmlza ek 1�lk tut­
tugu ve kamt sundugu kolayca goriilmektedir. 9
Biitiin giiliin<; tarafgirliklerden kendini anndlrml� ve zengin fa­
kir aymmnm mutlulukta genel olarak imgelenenden daha az fark
yarattlgma tecriibe ve felsefe yoluyla i<;tenlikle tamamen ve munta­
zaman ikna olmu� bir insan; boyle bir ki�i, saygl derecclerini tam-

9 Ba�kalanm selvetini ve durumunu dli�lindliglimlizde, tutkulanmlzm i�leyi�inde


olagandl�l ve gotiinli�te hesap edilemez bir �ey vardlr. Ba�ka birinin ilerleyi�i ve
mlilkiyeti yok slkhkla kinin gliylli bir kan�lmml banndlran hasedi iiretir ve bu,
birincil olarak ki�iyle kendimizin klyaslanmasmdan dogar. Tam da aym zaman­
da veya en azmdan yak klsa arahklarla, sevgi veya iyi niyetin bir tlirli olan say­
gl tutkusunu kendini kli<;:lik gorme ile kan�lk olarak hissederiz. Diger yandan, ar­
kada�llntZlll talihsizlikleri slk slk iyi niyetin gli<;:lli bir kan�m1lm banndlran aCI­
rna duygusuna neden olur. Bu aClma duygusu gurur kan�lmlyla birlikte begen­
mememin bir tlirli olan kli<;:limseme duygusuyla yakll1dan birle�mektedir. Bu fe­
nomenlere sadece, ahl5ki ara�tlrmalar aylsllldan merak uyandlranlar gibi, kurgu­
nun bir temaSI olarak i�aret etmekteyim. $imdiki amay i<;:in genet olarak �unu
gozlemek yeterlidir ki, gliy ve zenginlikler, tikel goriinli�ler ve olaylar bazen ha­
set ve aClma tutkulanm arttlrabilse de, yaygm olarak saygl, yoksunluk ve baya­
gl kliylimsemeye neden olmaktadlr.
88 KENDiMizE FAYDALI OLAN N iTELiKLERE DAiR

dlklannm ne kadar kira aldlklanna gore belirlemez. Ashnda, dl�sal


olarak Tannya kullann iizerinde 90k iistiin bir hiirmet gosterebi lir;
9iinkii zenginlikler en degi�mez ve en belirli olanlar oldugundan,
aynm kaynagl olmaya en 90k elveri�li olanlardlr da. Ki�inin i9sel
duygulan, servetin tesadiifi ve yanardoner liituflanndan daha fazla,
insanlann ki�isel ozellikleri tarafmdan diizenlenir.
Avrupa'nm bir90k iilkesinde, aile, yani imparatorlugun un van­
Ian ve simgeleriyle i�aretlenmi�, miras yoluyla ele gC9cn zcnginlik­
ler, aynmm ba�iIca kaynagldlr. ingiitere'de ise halihazlrdaki servet
ve bolluga daha fazla saygl gosterilmektedir. Her uygulamanm ken­
di avantajlan ve dezavantajlan vardlr. Soyun saygl gordiigii ycrde,
etkinliksiz, ruhsuz zihinler, kibirli bir tcmbellik i9indc kaiIr ve �ece­
re ve soyagaci dl�mda hi9bir �eyin hayalini kurmaz: Yi.ice goniillii
ve hlrsiI olanlarsa onur ve otorite, �an ve i ltimas arayl�mda olur.
Zenginliklcrin ba�hca put oldugu yerde, yozla�ma, rii�vct, yagmacI­
hk hakim olur; sanatlar, iiretimler, ticarct, tanm biiyiir. Onccki zarar,
askeri erdem i9in istenen oldugundan, monar�ilere dalm llygundur.
Sonraki, sanayinin ba�iIca te�viki oldugundan bir cllmhuriyet9i hii­
kiimetle daha iyi llYU�ur. Boylece anlanz ki, bu hiikiimct bi9imleri­
nin her biri 0 aiI�kaniIklan n faydasInI ge�itlendirerek, insanoglunun
duygulan iizerinde orantIianabilen yaygm bir etkiye sahiptir.
VII. KISIM
KENDiMiZE DOGRUDAN DOGRUYA HOS GELEN
NiTELiKLERE DAiR

Her kim <;:ok iizgiin insanlarla bir ak�am ge<;:irdiyse ve ne�eli ve


canh bir ki�inin katllmaslyla sohbetin ne kadar hlzla canlandlgml ve
herkesin yiiziine, soylemine ve davram§ma ne kadar ne�e dagIldlgl­
m gozlemlediyse, boyle bir ki�i kolayca kabul edecektir ki, Ne�eli­
lik beraberinde biiyiik deger getirir ve insanoglunun iyi niyetini do­
galhkla kazamr. Ashnda hi<;:bir nitelik kendisini daha goniillii olarak
etrafa iletmez; <;:iinkii hi<;: kimsenin kendisini �en bir konu�ma ve
haz veren bir eglence dahilinde sergilemekten daha biiyiik bir egili­
mi yoktur. Bu ki�inin ate�i biitiin gruba daglhr ve en somurtkan ve
huysuz olanlar onun tarafmdan <;:ogunlukla ele ge<;:irilir. Horatius,
melankolinin ne�elilikten nefret ettigini soylese de, ben bunu kabul
etmekte zorluk <;:ekiyorum; <;:iinkii I hmh ve terbiyeli bir ne�elilik
ciddi insanlann bastIrdlgl slkmtIYl yaygm olarak daglttIgmdan ve
ah�llmadlk bir memnuniyet verdiginden dolaYl , onlann <;:ok daha
fazla memnun o lduklanm her zaman gozlemi�imdir.
Nqeliligin hem kendisini aktarrnaya hem de begeni kazanma­
ya olan bu etkisinden algIlayabiliriz ki, ne toplulugun ne de onlara
sahip olan ki�inin daha i leri iyiligine yonelik bir faydasl veya egili­
mi olmadan, sahip olanlara bir doyum veren ve arkada�hk ve saygl
kazandlran ba�ka bir dizi zihinsel nitelik vardlr. Bu niteliklerin ait
90 KENDiMizE DOGRUDAN DOGRUYA HO� GELEN NiTELiKLERI DAiR

oIduklan ki�iye yonelik dolayslz duyarlIlIklan ho�tur. Ba�kalan, si­


rayet veya dogaI duyguda�lIk yoluyla aym keyfin ic;:ine girer, duy­
guyu yakalar ve haz veren ne varsa onu sevmekten kac;:mamadlgl­
mlZ ic;:in, 0 ki�iye kar�l bu kadar doyum ileten ic;:ten bir duygu O1ia­
ya C;:lkar. 0 ki�inin daha canh bir goriinii�ii vardlr, varolu�u iizerimi­
ze huzurlu giiven ve mcmnuniyct daglhr, imgclcmimiz onun hisle­
rine ve yatkmlIgma gircrck, bize sunulan iizgiin, kiiskiin, endi�eli
mizac;:tan daha ho� bir tutum ic;:indc etkilenir. Bu sebeple oncekine
duygulamm ve tecriibe e�Iik eder; sonrakine isteksizlik ve nefret e�­
lik eder. l
Sezar ' m c;:izdigi Cassius karakterine c;:ok az insan imrenecektir:

Eglence Sel'lIleZ,
Senin gibi Antonills; miizigi i�itmez;

Nadiren giiliimser; kendisiyle alay edercesine

Ve sanki kiiqiimser gibidir

Her �eye giilebilen mllllnll.

Sezar ' m ekledigi gibi, genellikle boyle insanlar sadece tehlike­


Ii degildir; aym zamanda kendi ic;:lcrinde c;:ok az memnuniyet oldu­
gundan, ba�kalanyla hic;:bir zaman uyumlu oIamazlar veya sosyaI
bir eglenceye katilamazlar. Biitiin yiiksek milletlerde ve c;:aglarda,
IhmhlIk ve terbiyelilik ile beraber oldugu siirece hazdan bir tat aI­
mak, en biiyiik insanlarda bile onemli bir deger olarak goriiliir ve
ikinci derece mevkisi ve karakteri oIanlarda daha fazla gerekli lik
halini alir. Kendi zihninin durumunu bu tikell ikte sunan Franslz bir
yazannki uyumlu bir tasanmdlr; �oyle soyler: £rdemi giir;liik olma-

I Tikel durumlarda butun ho� olmayan tutkulardan, korkudan, klzgmhktan, keder­


den, matemden, iiziintiiden, endi�eden vb. ctkilenmeyen hi9bir insan yoktur.
Hiilbuki bunlar �imdiye kadar dogal ve evrensel olduklanndan, bir insanla ba�ka
bir insan arasmda hi9bir aynm yapmazlar ve asIa sU91amanm nesnesi olamazlar.
Sadece, yatkmhk bu ho� olmayan tutkulann herhangi birinc bir yonelim goster­
digi zaman, karakteri 9irkinle�tirirler ve rahatslzhk vererek seyirciye tenkit duy­
gusunu iletir.
AHLAK 91

dan severim : hazZi kadmslhk olmadan ve ya�anll sonllndan korkma­


dan severim . 2
Zihnin Biiyiikliigiiniin dikkate �ayan herhangi bir olaYlyla ve­
ya bir karakterdeki derin degerle, duygunun yiiceltilmesiyle, koleli­
gin hor goriilmesiyle ve bilinc;li erdemden ortaya C;lkan 0 asil gurur
ve ruh i le kim c;arpilmaz? Yiicelik, der Longinus, genellikle goniil
yiiceliginin yanklsl veya imgesinden ba�ka bir �ey degildir ve bu ni­
telik herhangi bir ki�ide goriildiigiinde, agzmdan C;lkan bir hece 01-
mas a bile alkl�lmlzl uyandmr; Odysseia' daki Aias ' m herhangi bir
dilin aktarabileceginden daha soylu bir hor gonne ve kararli bir klZ­
gmlik i fade eden me�hur sessizliginde gozlenebildigi gibi . 3
iskender 'in yerinde olsaydInl, der Parmenios, Darius 'un yaptl­
gl bu onerileri kabul ederdim . Ben de oyle, diye cevap verir isken­
der, eger Parmenios 'un yerinde olsaydlm. Bu soylem hayranlik
uyandmcldlr, der Longinus, benzer bir ilkeden dolaYl.4
Gidin! diye haykmr aym kahraman, onu Hint adalanna dogru
takip etmeyi reddeden askerlerine, gidin hem�erilerinize, diinyaYI
fethederken iskender 'i terk etliginizi anlatm. Conde Prensi der ki,
' iskender barbarlar arasmda askerleri tarafmdan terk edildi, yine de
tam olarak boyun egmedi, kendinde oyle bir deger gordii ve impa­
ratorluk hakkl hissetti ki, herhangi bir ki�inin ona itaat etmeyi red­
detmesinin miimkiin olduguna inanamadl. Avrupa'da ya da Asya'da
olsun, Yunanlar ya da iranlilar, hic;birine aldlrmazdl : Nerede adam
bulursa, kole buldugunu hayal ederdi.'

•J'aime l a vertu, sans rudesse;


J'aime Ie plaisir, sans molesse;
J'aime la vie, et n' en crains point la fin.' -S1. Evremolld.
["Erdemi kaba degilse severim,
HaZZl gev�ek degilse,
Ya�amdlr sevdigim ve hiy korkmam sonundan"
(Seigneur de Saint-Evremond, Mektuplur)]
3 Cap. 9. [Longinus, Peri Hypsolls]
Idem.
92 KENDiMizE DOGRUDAN DOGRUYA HO� GELEN N iTELiKLERi DAIR

Tragedyada Medea'mn inanmI�iIgI, ihtiyatiI OlmaYI ve teslimi­


yeti saiIk verir. 0 talihsiz kahramamn biitiin sIkmtilan bir bir saYI­
larak, saYISlZ ve yatI�tlfllamaz dii�manlanna kar�I onu neyin des­
teklemesi gerekti gi sorulur. Kendim, diye cevap verir kadm; kendim
diyorum yetmez mil Boileau hakli olarak bu pasaj i gen;:ek bir'yiice�
lik 6rnegi olarak saiIk vermektedir.5
Phocion, edepli, kibar Phocion idama giderken zalim kaderine
haydlanan bir arkada�ma d6nerek der ki, Phocion ile birlikte olmek
senin i�in yeterli bir �eref degil midir?6
Tacitus'un yizdigi Vitellus resminin arkasma bakm : imparator­
lugu kaybetmi�, insafslz giiruha devretmi�, sefil ya�am a�kmdan
dolaYI alyakiIgmi siirdiinnii�, sarsIlmI�, hirpalanmI� ve terk edi lmi�;
yenesinin altma bir silah dayanmI�ken ba�mI dik tutan ve her tiirlii
a�agilamaya kendini ayan bir adam. Ne sefil alyakhk! Ne adi a�agI­
lama! Burada bile tarihyi, zihnin tamamen bozulmamI� oldugu baZI
semptomlan ke�fettigini s6yler. Onu a�agilayan bir kalabaiIga kar­
�I "Hdld sizin imparatorunuzum " diye cevap vermi�tir.7
Ruhtaki ve karakterdeki deger eksikligi veya toplumda ve ha­
yatta ortak etkile�imde bulundugumuz ki�inin kendisi yliziinden uy­
gun bir hissin eksik kalmasI, hiybir zaman mazur g6riilmez. Bir in­
san amaylanna ula�mak iyin en adi k61elige teslim olabildiginde,
onu k6tiiye kullananlara dalkavukluk edebildiginde ve hak etmeyen

Reflexion 10 sur Longin. [Nicolas Boileau-Despreaux, Rejlexio/ls critiques sur


quelques passages de LO/lgill.]
Plutarch i n Phoc. [Plutarkhos, Hayatlar, "Phocion"]
Tacit. hist. lib. iii. Yazar iiykuye �iiyle siiyleyerek giri� yapar la/liata veste, foe­
dUIII specacululII ducebatll/; 1II1Iitis i/lcrep<1l1tibus, /lullo i/llacrima/lte: deforma­
titas exitus misericordiam abstulerat. ["Elleri arkada baghydl, elbiseleri YlrtIl­
ml�tI, giituriilurken Isurap veren bir giirunu�u yard!. 8ir90klan olan bagmyor­
du, bir teki bile giizya�l diikmedi; son sahnenin 9irkinligi uzak�la�t!." Tacitus]
(8u du�unme bi9imini tam olarak anlamak i9in, ya�aml onursuz olduktan son­
ra , kimsenin ya�amml siirdurme zorunlulugunun olmamasma ragmen her zaman

ya�ammdan kurtulmak i9in bir hakkmm oldugu ve bunun bir iidev oldugu eski
maksimlere musamaha giistermemiz gerekir.
AHLAK 93

astlarla yakm il i�kiler ve samimiyctler yoluyla kendini kiiyiik dii­


�iirdi.igi.inde, bu erdcmsizlik uygun olarak bayagIllk dedigimiz �eye
katklda bulunur. Ytice goniillii gururun vcya kendine deger verme­
nin belirli bir derccesi 0 kadar gereklidir ki, nasIl ki burnun, bir go­
ztin veya ytiztin ve bedenin organlannm herhangi birinin ozdekscl
ozelliginin eksikligi mutsuz eder, bunun da zihindeki yoklugu ho�­
nutsuzluk yaratJr. 8
Cesaretin hem kamuya hem de ona sahip olan ki�iye olan fay­
dasl, aylk bir deger temelidir. M eseleyi laYlklyla degerlendiren her­
hangi bir ki�iye goriinecektir ki , bu niteligin tamamen kendindcn ve
ondan aynlmaz olan 0 asil yiicelikten tiireyen, kendine has bir pa­
nlhsl vardlr. Ressamlar ve �airler tarafmdan yizilen (bu panltmm)
figiirii, her ozellikte gozti yakalayan, duygulammlan harekete geyi­
ren ve her seyirci tizerine duyguda�hk yoluyla benzer bir yiiceligi
dagltan bir gtizel!igi ve meydan okuyan bir kendine giiveni sergi le­
mektedir.
Demosthencs9 kendi yonetimi sebebiyle oztir dilerkcn ve Ati­
nahlara esin verdigi 0 sebatkar ozgtirliik a�kml hakh ylkanrken Phi-.
lippos'u ncde panldayan renk1cr altmda tasarlar. "Philippos 'j gor­
diim" der Demosthenes "bir imparatorluk ve hakimiyet araYI�mda,
o mticadele ettiklerinizle birlikte, kendisini metanetle her yaraya
ayarken gozti aktJ, boynu burkuldu, kolu bacagl blyaklandl, beden­
sel varhgmdaki hangi paryaSI varsa, hepsinden memnuniyctle vaz­
geymesi gosterdi ki, arta kalan ile onurlu ve namh �ekilde yine ya-

H Erdemin yoklugu ,<ogunlllkia bir erdemsizlik olabilir ve nankorliik ve kotiiliik or­


negindeki gibi en yiiksek tiirii olabilir. Bir giizcllik bekledigimiz yerde, hayal kl­
nkhgl rahatslz bir duyum verir ve ger,<ek bir ,<irkinlik iiretir. Bcnzer �ekilde ka­
rakterin utanmazhgl ba�ka bir gorii�te tiksindirici ve a�agdlkl!r. Bir insamn ken­
dinde hi�bir deger hissinin olmadlgl yerde, ona daha yiiksek bir saygl vermeye
istekli dcgilizdir. Ostlerine diz �oken aym ki�i, astlanna kar�1 kiistahsa (,<ogun­
lukla oldugu gibi), davram�mm bll �eli�ikligi, onceki erdemsizligi diizeltmek ye­
rine, daha nefret llyandlflcl bir erdemsizligin eklenmesiyle onll en ll'< derecede
kotiile�tirmektedir. Bakmlz 8. Klslm.
9 Pro corona. [Demosthenes, On the Crown, 67-68]
94 KENDiMizE DOGRUDAN DOGRUYA HO� GELEN N iTELiKLERi DAiR

�anabilir. Soylenebilir mi ki, �imdiye kadar degersiz ve �erefsiz bir


yer olan Pella'da dogmu� olan 0, boyle yiiksek bir Ims ve �an susa­
Im�hglyla ilham almaktadlr; siz Atinahlar ise . . . " Bu o vgiiler en bii­
yiik hayranhgl uyandlrmaktadlr; fakat hatip tarafmdan sunulan go­
rti�ler bize, kahramamn kendisinin otesinde gordiigiimiizii aktarmaz
ne de yigitliginin gelecekteki avantajh sonw;lanna saygl' gosterir.
Romahlann siirekli sava�lar yoluyla alevlenen huyu, cesarete
olan saygilanm 0 kadar yiiksege ta�lml�tlr ki, miikemmellikten ve
biitiin diger ahliiki niteliklerden kaynaklanan aynm olarak cesareti
erdem diye 'taglrml�lardlr. Sueviler, Tacitus 'a gore IO, ovgiiye deger
hir alno(; if;in sO(;lanna �ekil vermi�tir: seven veya sevilen olma
amac/yla degil; sadece dii�manlan if;in ve daha korkutucu goriin­
mek if;in siislenirlerdi. Tarih'tinin bu duygusu ba�ka uluslarda ve za­
manlarda biraz tuhaf gelecektir.
i skitler, Herodot'a gore l I , dii�manlanmn kafa derilerini yiiz­
diikten soma deriyi post gibi dikerek onu havlu olarak kullamrdl ve
bu havlulara en 'tok sahip olan ki�i onlar arasmda en 'tok saygl du­
yulandl. Bu millette ve digerierinde bu kadar fazla askeri yigitlik,
kesinlikle 'tok daha faydah ve etkileyici bir erdem olan insanc ilhgm
duygulanna zarar vermi�tir.
Ashnda gozlenebilir ki, heniiz iyilikseveriigin, adaletin ve sos­
yal erdemlerin uygulamasmm avantajlanm tam tecrtibe etmemi�
olan biitiin tanmsalla�maml� milletlerde, cesaret baskm miikem­
melliktir; �airier tarafmdan en 'tok kutlanan, aile!er ve egitmenler
tarafmdan sahk veri len ve gene! olarak kamu tarafmdan hayran olu­
nandlr. Homeros'un ahliik sistemi, bu anlamda zarif taklit'tisi Fene­
lon' dan 'tok farkhdlr ve boylesi, Thucydides' i n I 2 belirttigi gibi, bir
kahramamn ba�ka birine sU'tlama yapmadan hlrSlZ olup olmadlgml
sorabildigi bir 'tagda 'tok uygundu. Eger Spencer' m bu kralhgm du-

to De moribus Germ. [Tncitus, Gcrll/(/Ilill]


11 Lib. iv. [Herodot, Pers Sava,/(/n]
1 2 Lib. i. [Thucydides, Pe/opolle= SllVll,lIllll Tllrihi]
A H LA K 95

mmu hakkmdaki mantlkh saptamasma itibar edersek, b6ylesi, i r­


landa'nm biryok barbar b6liimiindc hakim o lan ahliik sistemi ydi. I J
Cesaret ile aylll slllIf erdemlerin iyinde, huzurlu felsefi Dingin­
lik, aClya, kedere, endi�eye ve talihin muhalif her saldmsma kar�1
daha iistiindiir. Bilge ki�i, der filozoflar, kendi erdeminin bilincinde
olarak kendisini hayatm her tesadiifliniin ustiinde yiiccltir ve bi lge­
lik mabedinde giivenle yer bulur, faziletler, zenginlikler, lin ve
onemsiz her tlir ho�nutluk araYI�mda olan ast oliimliilere yukandan
bakar. Bu gostcri�yiler, hiy �uphe yok ki, en uy noktaya gidildigin­
de, insan dogasl iyin yok goz aiJcldlr. Bununla beraber, kendileriyle
beraber seyirciyi yakalayan ve hayraniJkla yarpan bir ihti�am ta�lr­
lar. Bu yiiksek dinginlik ve aldlrmazhk (yunkii bunu ahmakya bir
duyarslzhktan aYlrmamlz gerekir) davralll�lllIn yakmma yakla�abil­
dikye, kendi iyimizde 0 kadar giivenli ho�nutluk ya�anz ve diinya­
ya yonelik 0 kadar biiyi.ik bir zihin ke�federiz. Felsefi dinginlik as­
Imda sadece yiice goniilliiliigiin bir kolu olarak du�i.iniilebilir.
B liriin arkada�lanndan ve ogrencilerinden yardllTI almaYI red­
dederken ve bir yiikiimliiliigiin baglmhiJgmdan bile kaymlrken, en
biiyiik yoksullugun ve ev i yi slkmtJian n ortasmda surekli sessiz ve
memnun hali, zenginlikleri kararhhkla kliyumsemesi ve ozgiirliigii
kommaktaki yiice gonii1li.i ozeni sebebiyle kim Sokrates ' e hayran­
hk duymaz? Epictetus ' un kiiyiik evinin veya kuliibesinin kapl ola­
rak fazla bir �eyi yoktu ve bu yiizden almaya deger tek e�yasl olan
demir lambasl yalmdl. Gelecekte biitiin hlrslzlan hayal kmkhgma
ugratarak, onun yerini, artJk yok huzurla sahip oldugu topraktan ya­
p J iml� bir lambayla degi�tirdi.
Eskiler arasmda, felsefi kahramanlarda, sava� kahramanlan ve
vatansever kahramanlarda bizim sllllrh mhlanmlzl hayrete dii�i.iri.ir-

13 Soylulartn ogullart arasmda, silahlartnt kllllanabilmeye ba�ladlklal'l anda, kendi­


leri i<;:in gruptan aynlml� Ulkede avare dola�an U<;: veya dort askeri sadece et kar­
�Iltgmda toplamak alt�lldlk bir durumdu. Sonunda k6tU bir dllrllll1a dli�er ve bu
durum bir kez bilindiginde cesareti olan degerli bir adam olarak bilinirdi.
96 KENDiMizE DOGRUDAN DOGRUYA HO$ GELEN NiTELiKLERi DAiR

ken, ta�km ve dogaiistii olarak derhal reddedilen bir duygunun ihti­


�aml ve giicii vardlr. Herhangi birisi insancIlhk, merhamet, diizen,
dinginlik ve diger erdemlerin dogru bir tasanmml yapabilmi� olsay­
dl, bunlann bizim giiniimiizde hiikiimetin idaresinde uyguladlglmlz
derecelerini eskilerin de romantik ve akil almaz olarak dii�iineb ile­
cek e�it bir akIilan olmu� olacagml kabul etmekteyim. Boylesi, 0
farkh yaglarda dogamn veya daha ziyade egitimin, miikemmellikle­
rin ve erdemlerin tanziminde yapml� oldugu denkle�tirmedir.
i yilikseverligin, faydasmdan dogan degeri ve insanhgm iyiligi­
ni ilerletmeye yonelik egilimi hali haZlfda aylklanml�hr ve hiy �iip­
he yok ki, bu kadar evrensel olarak ona gosterilen saygmm onemli
bir paryasmm kaynagldlf. Su da kabul edilecektir ki, duygunun ek­
siksiz yumu�akhgl ve sevecenligi, etkileyici sozleri, �etkatli i fade­
leri, narin ozeni ve sevgi ve arkada�hgm slcak bagma giren biitiin 0
kar�lhkh giiven ve saygl ala�l; bu hissedi�ler, kendi iylerinde ho�
olarak, seyircilere zorunlu olarak iletilmektedir ve onlan aym seve­
cenlik ve incelik iyinde yumu�atmaktadlr. Bu durumun slcak hissi­
nin kavraYI�1 uzerine dogal olarak gozlerimiz ya�anr; gogsiimiiz ka­
banr, kalbimiz yarpar ve yaradIlI�lmlzm her sevecen insanCIl ilkesi
harekete geyerek bize en saf ve en doyurucu memnuniyeti verir.
Sairler, miibarek yerlilerinin birbirlerinin yardlmma ihtiyay
duymadan ayakta kaldlgl Cennet bahyelerinin tasvirlerini biyimlen­
dirdigi zaman, onlan siirekli bir sezgi ve arkada�hk ili�kisini koru­
yan bir �ekilde tasarlarlar ve hayal giiciimiizii bu yumu�ak ve narin
tutkulann ho� imgesi i le teskin ederler. Arkadya l 4 ' YI anlatan pasto­
ral �iirdeki sevecen dinginlik ideas1 da, yukanda gozlemlenenin
benzeri .bir ilkeden dolaYI uyumludur. 1 5
Ceki�menin, azarlamamn ve kar�lhkh serzeni�lerin ortasmda
kim ya�ayabilir? Bu duygulann kabahgl ve zoriaYlclhgl bizi rahat­
SIZ eder ve memnuniyetsiz kIiar: Sirayet ve duyguda�hk yoluyla aCI

14 Ban�<;II, rnutlu ve sade bir ukm ya�adlgl eski Yunan iilkesi Pelopones. Ed. N.
I� V. Klslrn, 2. Boliirn.
AHLAK 97

gekeriz, zararb sonu9lar boyle klzgm tutkulardan kesinlikle doga­


eak olsa bile bunlarl ya�ayanlara i lgisiz de kalamaYlz.
i yilikseverligin biittin degerinin sadeee faydasmdan ttiremedi­
gi kesin oldugundan, gozleyebiliriz ki, bir ki�i toplumdaki haddini
a�tJgmda ve ba�kalanna olan dikkatini uygun slmrlann otesine ta�l­
dlgmda onun Jazla iyi oldugtinu bir sU9lama gibi soyleriz. Benzer
bir tutumla bir insanmJazla yiiksek-ruhlu, Jazla korkusuz, servet ko­
nusunda Jazla aldlrmaz oldugunu da soyleriz: Bunlar gergekte en
temelde, bir90k methiyeden daha fazla saygl ima eden yergilerdir.
Karakterlerin degerini ve degersizligini esas olarak faydab veya za­
rarb egilimleri yoluyla hesaplamaya ah�km olarak, bir dereeeye ka­
dar yiikselen ael veren bir duyguyu ke�fettigimiz zaman sU9lama Sl­
fatml kullanmaktan ka9mamaYlz ama aym zamanda, onun soylu
yiiksekligi veya baglaYlel seveeenligi, ki�i i9in arkada�hglmlzl ve
ilgimizi arttJraeak kadar yiiregi yakalar. 1 6
Donemin i9 sava�lan slrasmda, Fransa'da I V. Henri 'nin a�kla­
n ve ili�kileri slkhkla onun 91kanna ve gayesine zarar verdi ; ama en
azmdan, duyarh tutkularla duyguda� olabilen biitiin gen9ler ve a�lk­
lar kabul edeeektir ki, bu mutlak zayIfllk (9iinkii onu kolayca boyle
9aglracaklardlr) 0 kahramam kolayea sevdirir ve kahramanm klS­
metleriyle ilgilenmelerini saglar.
XII. Charles ' m a�m cesareti ve kararh boyun egmezligi kendi
iilkesini Ylkml�hr ve biittin kom�ulanna zarar vermi�tir; ama gorii­
nii�lerinde (a�m cesaretinin ve kararh egilmezliginin) bizi hayran­
hkla 9arpaeak kadar gorkem ve biiyiikliik vardlr. Eger zaman zaman
9Iigmhgm ve diizensizligin fazla a91k belirtilerini if�a etmeselerdi,
bir dereeeye kadar onaylanabilirlerdi bile.
Atinahlar tanm endiistrisini ve kanunlan ilk bulanlar gibi go­
riildiiler ve insanoglunun biittin lrklanmn bu suretle kazandlgl fay-

16 Uygun bir nedeni veya nesnesi olmadan gosterildiginde budalahhgm kesin bir
ozelligi olan ve bu anlamda tiksindirici olan uc;:an ne�e olmasaydl, ne�elilik a�l­
nhgmdan dolaYl c;:ok zor suc;:lamaya konu olurdu.
98 KENDiMizE DOGRUDAN DOGRUYA HO:;; OELEN N iTELiKLERi DAiR

da konlislinda her zaman kendilerine a�Ir1 bi<;:imde deger bi<;:ti ler.


Aynca sava�a benzeyen giri�imleriyle de, ozellikle Darills'un ve
Kserkses ' i devirlerinde Yunan istan ' l istila eden Perslilerin saYlslz
akmma ve ordulanna kar�1 yaptlklanyla da bobi.irlenirlerdi. Ne var
ki , bu ban�<;:Il ve asker! haysiyetler arasmda faydahhk a<;:lsmdan
hi<;:bir kIyaslama yapIlmamasma ragmen, 0 i.inli.i �ehir hakkmda oy­
lesine yi.iksek methiyeler yazml� olan hatipleri, sava�a benzeyen ba­
�arnnI sergilerken ovlindi.igiini.i bulunlz. Lysias, Thucydides, Platon
ve [socrates, hcpsi, akhselim tarafmdan kmanmasma ragmen insan
zihninde boylcsi dogal goriinen aym tarafgirligi ke�feder.
Gozlenebilir ki �iirin biiyi.ik cazibesi, yi.iksck tutkulan , ylice
goniilli.ili.igi.i, cesareti, servetin har g6riilmesini ya da yiiregi IS ltan
ve iizerine benzer duyglilan ve hisleri dagltan sevecen dllygulanlITI­
lar olan a�km ve arkada�iIgm caniI resimlerini i<;:ine almasmdadlr.
Siir yoillyia uyandmldlgmda, tutkunun bi.itiin ti.irlerinin, keder ve
klzgmiIk gibi en ho� olmayanlannm bile, doganm a<;:lklanmasl <;:ok
kalay olmayan bir diizeneginden <;:Ikan bir dOYlImu ilettigi gozlenir.
Yinc de, 0 dalm yi.iksek ve daha Yllmll�ak dllyglliammiann kendinc
has bir etkisi vardlr ve vcrdikleri hazda bir ned en ya da ilkeden da­
ha fazl asl vardlr. Temsil ettikleri ki�ilerin serveti hakkmda bizi tek
ba�lanna ilgilcndirdiklerinden veya bu ki�ilerin karakterlerine yo­
nclik saygl vc sevgi ilettiklcrinden bahsetmeye bile gerek yoktur.
Tutkulan ve dllygunun DokunakiIiIgml ve Yi.iksckligini hare­
ketc ge<;:iren �airlerin bu becerisinin kendisi <;:ok onemli bir degerdir
ve bu becerinin <;:ok nadir olmasl degerini arttJrarak, ona sahip olan
ki�iyi i<;:inde ya�adlgl donemdeki her karakterin iizerine <;:Ikarabile­
cegindcn �i.iphc edilebilir mi? Augustus'un saggoriisii, hiinerliligi,
istikrariIhgl ve asil sOYllnun, imparatarluk tacmm biitiin gorkemi ile
siislenen merhametli yonetimi, onu, �airsel dehasmIn iliihi giizellik­
leri dl�mda ba�ka hi<;:bir �eyi terazinin diger kefesine koymayan
Vergilills' la, i.in a<;:lsmdan rakip kIlml�tJr.
Bu giizclliklere yonelik eksiksiz duyariIiIgm veya bcgeninin
A H LAK 99

inceliginin kendisi, butiin zevklerin en saf, en slirekli ve en masllm­


IannI i lettiginden dolaYl karakterdeki bir giizelliktir.
Bunlar, onlara sahip olan ki�iye i lettikleri dolayslz haz i�in klY­
mctlendirilen, degerin �e�itli tiirlerinin bazl omekleridir. Faydanm
veya gelecek yarariI sonll�lann hi�bir goriintiisu, onamanIn bll dllY­
gusuna ginncz bir kamusal veya ki�iscl bir faydanm gOrUnu�lerin­
den ortaya �lkan 0 diger duyguya benzeyen bir turdi.ir. Gozleyebili­
riz ki, aym sosyal duyguda�hk veya insan mutluluguyla veya mut­
suzluguyla ortak duygu, her ikisine de sebep olmaktadlr ve bu ben­
ze�im �imdiki kuramm biitun bollimlerinde hakh olarak bir dogm­
lama olarak kabul edilebilir.
VIII. KISIM
BASKALARINA DOLAYSIZ OLARAK HOS GELEN
NiTELiKLERE DAiRl

Toplumdaki kan;Hhkh <;:arpl�malar, <;:lkar ve 6z sevgi <;:atJ�malan,


insanoglunu kar�lhkh yardlmm ve korumanm avantaj lar�m korumak
i<;:in adaletin kanunlanm kurmaya zorladlgmdan, benzer tutumla, in­
sanlann gururunun ve kibrinin dostluktaki ebedf r;eli�kileri de, zi­
hinlerin etkile�imi ve zarar g6rmemi� ah�veri� ve sohbeti kolayla�­
tJrmak i<;:in iyi Ahlak ve Nezaket kurallanm tamtml�tJr. Terbiyeli in­
sanlarm arasmda, hiddet olmadan, rahatslzhk olmadan, zafer hevesi
duyulmadan ve iistiinliigun herhangi bir nagmesi olmadan, kar�lhk­
h bir saygl tesir eder, ba�kalannm kii<;:iimsenmesi gizlenir, otorite
saklamr, herkese 6zen gosterilir ve sohbetin kolay bir akI�1 saglamr.
Bu dikkat etmeler ve saygl g6stermeler dolayslz olarak ba�kalanna
ho� gelir, faydah veya yararh egilimlerin dii�iincesinden soyutlamr.
Bunlar sevgiyi uzla�tlflr, sayglyl geli�tirir ve onlar araclhglyla dav­
ram�ml diizenleyen ki�inin degerini en u<;: dereceye kadar artmr.
Yeti�tirilme bi<;:imlerinin bir<;:ogu keyfi ve tesadiifidir ama on­
larla ifade edilen �ey Mia aymdlr. B ir i spanyol, misafirinin ba� tacl

I Onu dii�iinen veya iizerinde kafa yoran herkes tarafmdan onaylanan veya herke­
se ho� gelen zihnin niteligi ashnda erdemin tamml ya da dogasldlr. Bazl nitelik­
ler haz iiretir; yiinkii topluma faydahdlr veya ki�inin kendisine faydah ya da onun
iyin ho�tur. Ba�kalan onu daha dolayslz iiretir ki bu durum burada degerlendiri­
len erdemlerin durumudur.
A H LAK 101

oldugunu vurgulamak iyin misafirinden once kendi evinden ylkabi­


lir. Ba�ka iilkelerde, gene! bir saygl ve hiirmet i�areti olarak ev sa­
hibi en son Ylkar.
Bir insam tam bir iyi arkada� kIimak i yin, iyi ahliikmm yam Sl­
ra Zekii ve YaratIclhgmm da olmasl gerekir. Zekiinm ne oldugunun
tammlanmasl kolay degildir; ama ba�kalanna dolayslz olarak ho�
gelen bir nitelik oldugunu ve ilk goriinii�iinde, onu kavrayan herke­
se canh bir ne�e ve doyum ilettigini belirtmek kesinlikle kolaydlr.
Ashnda en derin metafizik, zekiinm yqitli tiirlerini ve cinslerini
aylklamakta kullamlabilir ve onun begeni ve duyunun yegiine �ahit­
ligine kabul edilen biryok slmfl belki de daha genel ilkeler i yinde
yoziimlenebilir. Begeniyi ve duyguyu etkilediginden ve dolayslz bir
zevk bah�ettiginden dolaYI onamamn ve sevginin kesin b ir kaynagl
oldugunu be!irtmek �imdiki amaclmlz iyin yeterlidir.
i nsanlann zamanlannm yogunu sohbetle, ziyaretlerle ve cemi­
yetlerde geyirdigi iilke1erde, bu dost canllSl nitelikler yiiksek saygm­
hk uyandmr ve ki�ise1 degerin ba�hca paryasml olu�turur. Daha evci­
men bir hayat ya�ayan ve herkesin bir i� sahibi oldugu veya kendile­
rini daha dar bir tamdlk yemberi iyinde eyleyen insanlann ya�adlgl i.i l­
ke1erde, daha saglam nite1ikler ba�hca sayglyl goriir. <;ogunlukla goz­
lemi�imdir ki, Franslzlar arasmda bir yabanci hakkmda ilk sorulan so­
rular �unlardlr: Kibar ml? zeki mi? Kendi iilkemizdeyse, bah�edilen
b�hca ovgi.i her zaman iyi huylu, duyarh bir arkada�a olur.
Herhangi bir payla�lm istemeyenler iyin bile sohbette diyalogun
canh ruhu ho�tur, bundan dolaYI uzun hikiiyelerin anlatIclsl veya
siislii nutuk yeken ki�i yok az onaylamr. Keza yogu insan sohbet iyin­
de kendilerine de slra ge1mesini ister ve dogalhkla bu kadar irnren­
dikleri bir hakkl ellerinden alan konu�kanhga kotii gozle bakarlar.
Dostlukta slk slk kar�lla�Iian, olagandl�1 �eyleri fazlaca e1e
alan zararslz yalancdar vardlr. Olagan amaylan haz vermek ve eg­
lendirmektir; ama insanlar en biiyiik hazzl tasavvur ettiklerinin ger­
yek olmasmdan aldlklanndan dolaYI bu insanlar haz verme araylan
1 02 BA�KALARINA DOLAYSIZ CLARf.K HO� GELEN NiTELiKLERE DAiR

konusunda ue;: dcrccede yamln lar vc evrensel olarak ithama maruz


kahrlar. Vine de yalana veya kurguya, �akacl hikayelerde biruz ho;;­
gori.i gosteri lir; e;:unkli orada gere;:ekten ho;; ve eglendiricidir, gere;:ek­
ligin herhangi bir onemi yoktur.
Gi.i zel konu;;ma bccerisi. buti.i n turicrdeki dcha, hatta sagduyu
ve saglam akJ! yuriitme, yiiksek bir dercceye ula;;tlgl zaman ve mu­
tebcr bir yi.i ceJik \'C iyi muhakcmc edilmi;; mevzular i.i zerindc uygu­
landlgl zaman, bi.iti.in bu yctilcr dolayslz olarak ho;; gorunur ve fay­
dahhgmdan ba;;ka bir dcgeri olur. Benzer ;;ekilde, her ;;eyin fiyatml
e;:ok fazla arttlran az bulunuriuk, insan zihninin bu asil becerilerinin
uzerine ek bir dcger katmahdlr.
Edeplilik farkh duyular ie;:indc hatta iftetten soyutlanml;; olarak
anla�Iiabilir. Bundan hal ihazlrda bahsedilmi;;tir. Edcplilik bazen, ta­
nllTii onurun scveccnligi ve titizligi, kmamanm kavraYI�I, ba�kalan­
na davctsiz olarak yakla;;maktan veya onlan incitmekten korktnak,
her turiu erdcmin uygun bie;:imdc korunmasl olan ve erdemsizlik \'e
yozla�maya kar�1 kcsin bir muhafazakarhk olan <;ekingcnlik anlmTI l­
na gelir. Ne var ki, en ah�Iidlk anlaJTIl arslzlrk vc kiisfahlrgll1 kar�ltl
oldugu ve kcndi yarglmlzm bir e;:ckingenligini vc ba�kalan ie;:in ye­
terli bir dikkati vc sayglyl ifade ettigi zaman! kapsar. Bu nitelik
gcne;:ler arasmda ba�hca olarak sagduyunun kesin bir i�aretidir ve ay­
n! zamanda egitimc ae;:lk kalarak ve yeni bilgilcr aldlktan soma da id­
rak etmelerini saglayarak 0 yetinin (sagduyunun) geli�tirilmesinin
aracldlr. Her insanm kibrini ok�amaslyla ve aglzlanndan e;:lkan her
kelimeyi uygun dikkat ve saygl ile kabul eden uslu bir ogrcncinin
goruni.i�i.ini.i koruyarak hcrkesc ilctilcn ek bir cazibesi vardlr.
Aristo ' nun2 filaine kar�m, insanlar gcnellikle kendilcrine az
deger bie;:mekten ziyade a�m deger bie;:mcye daha fazia yatkmdlr.
Bu bizi onceki tarafm a�mhgma kar�1 daha klskane;: yapar ve kendi­
ne has bir ho�goruylc 0 turden hcrhangi bir a�m erdemsizlige di.i�­
me tehlikesine daha az itibar edcrck, edcpliligc ve ozguvcnsizlige

2 Ethic. Ad. Nicomnchllm. [Aristo, Nikomukhos '(/ Efik]


AHLAK 1 03

olan egi lime saygl duym<JInIza ncden olur. Bu sebep lc ki�iscl giizel­
lik, insanlann �i�manlamaya yatkm oIdugl.l iilkelcrdc, bunun en ola­
gan kusur olarak goriildiigli iilkelerdcn daha yiiksek bir mertebeye
yerlqtiri lir. i nsanlar, yirkinligin bir tiirii ile yok slkl Ikla kar�Ila�tIk­
Ian iyin ondan hiybir zaman l.lzak kalamayacaklanm dli�iinlirler ve
her zaman kar�lt yonde bir meyilleri olmasml di lcrlcr. Benzer bir tu­
tumla, kendini ovme kaplsl aylk olsaydl ve MOl1taigne' in diisturu
gozlenseydi, bizim de yogunlukla oyle dii�iindiigiimiiz kesin oldu­
gundan, "dIlYlllllsuyorum. bilgill1 val; cesa, .etim. giizelligim veya
zekdm va,. "; ifadclcrini iytenliklc kullanabilmcliydik. S lklIkla dii­
�lindiigiimiiz gibi durum boylC olsaydl, boyle bir klistah lIk akl�mm
toplumu biitlinliylc ho�g(iriisiiz kiiarak bizc slirpriz yapmasma kar­
�m herkes duyarii olurdu. Bll nedenlc alI�kanlIk, mli�tcrck toplum­
larda insanlann kcndilcrini ()viingenligc tcslim etmemesini veya
hatta kcndileri hakkmda yok fazla konu�mamalanm bir ktlraI olarak
belirlcmi�tir. Bir ki�inin kend isini yargiiamas111<\ mlisaade ed ilmesi
sadece samimi arkada�lar veya biitiinliyle mcrtye davranan insanlar
arasmda olm. Orangc Prcnsi M auri cc' e yagm birinci generali olarak
kime itibar edildigi sorudugunda, "Spinola lIlo,.kizi ikincidi,. ; di­ "

yen cevabmda kimse yanh�lIk bulmaz. Yinc de gozlcnebilir ki, bu­


rada bc1irtilen ovlingenlik, herhangi bir gizlcme veya saklama 01-
madan dogrudan ifadc edilmi� olamndan daha iyi ima cdilmektedir.
Kar�llIkli saygmm blitlin orncklcrinin iytenlikle anla�Ilmak zo­
nmda oldugunu ve bir insanm kcndi dcgcrleri vc ba�anmlanndan
habersiz oldugu iyin daha saygl duyulur oldugunu imgeleyen biri
yok yiizeysel bir dii�iinlir olmalId lr. Ozellikle geny insanlar arasm­
da, iyscl duygu iyinde bile, edeplilige yonelik en ufak yanlIhk tak­
dir goriir, gliylli bir yanlIlIk dl�sal davram�ta gercklidir. Ne var ki,
bu, birisi iftira veya baskl altmda kaldlgl zaman, tam kapsammda
kendini aylkya sergileyebilcn asil bir gumr ve mhu dl�lamaz. Cice­
ro'nun soylcdigi gibi Sokrates 'in "yiice goniillii inatyllIgl" biitlin
yaglarda yiiksek dcrecede takdir edilmi�tir vc davram�lmn alI�Ildlk
edepliligine katIldlgmda, panldayan bir karakter olu�tunnaktadlr.
1 04 BA�KALARINA DOLAYSIZ OLARAK HO� OELEN NiTELiKLERE DAiR

Atinah Iph icrates, iilkesinin ylkarlanna ihanct etmekle sllylandlgm­


da, onu sUylayana, "benzer bir durumda sen bundan dolaYI sur;lu
olur muydlln ? " diye sorar ve digeri "hir;bir �ekilde " diye cevaplar.
"Peki, 0 zaman lphicrates 'in sllr;lu bulunacaglnl hayal edebilir m i­
sin ? " diye haykmr kahraman. 3 Klsaca iyi temellenen, yeterince giz­
lenen ve slkmtl ve iftira altmda cesaretle desteklenen yiice goniillii
bir ruh ve oz-deger biiyiik bir miikemrnelliktir ve degerini duygusu­
nun asil yiiksekliginden veya sahibine yonelik dolayslz uyumlulu­
gundan tiirettigi goriiniir. Slradan karakterlerde, ba�kalanna dolayslz
olarak ho� gelen bir nitelik olan edeplilige yonelik bir yanhhgl onay­
lanz; onceki erdemin bozuk a�lflhgl, yani terbiyesizlik veya kibir,
dolayslz olarak ba�kalanna ho� gelmez, sonrakinin a�lflhgl ise sahi­
bine ho� gelmez. Boylece, bu odevlerin slmrlan diizenlenir.

On, �ohret istegi veya ba�kalanmn goziinde bir ki�ilik olmak,


sUylanabilir olmaktan oyle uzaktlr ki , erdemden, dehadan, kapasite­
den ve yiice gonlillti veya asil bir yatkmhktan aynlamaz go riinlir.
Mutlu etmek amaclyla onemsiz meselelere bile dikkat edilmesi,
toplum tarafmdan da beklenir ve istenir. Bir insam bir grup iyinde
evde kendi ailesi ile geyirdigi zamandan daha �lk ve daha ho�soh­
bet gonnekten dolaYl hiy kimse �a�lnnaz. Oyleyse yok hakh olarak
bir yanh� veya kllsllrluluk olarak dli�liniilen Kibirlilik neden mey­
dana gelmektedir. Ba�hca olarak, ba�kalanna saldlrgan davranacak
kadar, onlann gizli kibrini ve hlrslm yok oteye kadar kotiiye kulla­
nacak kadar, iistiinliiklerimizin, oviinylerimizin ve kazammlanml­
zm sergilenmesinde, ovgiiniin ve hayranhgm lsrarh ve aylk talebin­
de kapsamyor goriinmektedir. Bunun yanmda, herhangi bir karak­
terde boyle biiyiik olan bir oviiny kaynagl, dogru deger eksikliginin
ve zihinsel yiikseklik eksikliginin kesin bir belirtisidir. Sanki ger­
yekten hak etmemi� gibi ve sonsuza kadar size yonelmesini akIlel
ybllarla bekleyemeyecekmi�siniz gibi, bll sablrslzca alkI� istegi ne
iyindir? Sanki bunlar genel gidi�ata dair �eyler degilmi� gibi ve on-

3 Q UI N Tl Lib. V. Cap. 12 [Qintilianus, illstitufio Oratoria]


.
AHLAK 1 05

lann bize belirtilmcsi soz konusu olmakslZln kendimizin kolayca


imgeleyebilecegi �eyler degilmi� gibi, korudugunuz biiyiik dostluk,
size soylenen liitutkar �eyler, kar�J la�tIglmlz oviinc;:ler, iistiinliikler
hakkmda bizi bilgi lendirmek ic;:in neden bu kadar endi�e?

Ya�a, cinsiyete, karaktere ve hayattaki konuma uygun terbiyeli­


lik veya saygl, ba�kalanna dolayslz olarak ho� gelen ve bu anlamda
ovgii ve onama edinen nitclikler arasmda slralanabilir. Bir erkekteki
kadmsl bir davram�, bir kadmdaki kaba bir tutum, bunlar naho�tur;
c;:iinkii cinsiyetlerde bekledigimiz niteliklerden farklIdlr ve her ka­
raktere uygun degildir. Bu sanki komik giizelliklerin bol oldugu bir
trajedi veya trajik olanm ic;:indeki bir komedi gibidir. OrantIslzlIklar
gozii rahatslz eder ve seyircilere, yerginin ve tenkidin kaynagm l , ho�
olmayan bir duyguyu i letir. Bu, Cicero tarafmdan de Officiis kitabm­
da c;:ok geni� olarak aC;:lklanan 0 uygunsuz daVrant�tlr.
Diger erdemler arasmda, Temizlige de bir yer vcrebiliriz; c;:iin­
kii bizi dogallIkla ba�kalanna ho� kIlar ve sevginin ve duygulam­
mm onemli bir kaynagldlr. Hic;: kimse reddedemez ki bu anlamdaki
bir vurdumduymazlIk bir hatadlr ve hatalar daha kiic;:uk erdemsiz­
liklerden ba�ka bir �ey degildir. Bu erdemsizligin, ba�kalannda
uyandlrdlgl huzursuz duygudan ba�ka bir kokeni de olamayacagm­
dan bu ornekte, ogrenilenlerin kendilerini kan�lklIgm \Ie hatamn
boyle bir C;:lkmazma soktugu, gori.iniirde boyle onemsiz olan ahlaki
aynmlann kokcnini aC;:lkc;:a ke�fedcbi liriz.

Glizelliklerinin kokenini bir dereceye kadar aC;:lklayabildigimiz


ve hesaplayabildigimiz biitiin ho� olan niteliklerin yam Slra, seyir­
ciye dolayslz bir doyum ilcten fakat nasI! veya neden ya da hangi
sebeptense seyircinin belirleyemedigi gizcmli ve aC;:lklanamaz b i r
�ey hal a dunnaktadlr. Bir Tutum, bir llituf, b i r rahatlIk, bir yumu­
�aklIk, bir "bilmen ne" vardlr ki, bazl insanlar ba�kalannm lizerin­
de ona sahiptir, dl�sal giizellik ve c;:ekicilikten c;:ok farklIdlr ve her
nasIlsa duygulammlmlzl neredeyse ani ve giic;:lli olarak yakalar.
SaklI olan sihrin kolayhkla aC;:lklandlgl, cinsiyetler araSI tutkuda da
1 06 BA�KALARINA DOLAYSIZ OLARAK HO� GELEN NiTELiKLERE DAiR

ba�hca olarak bu tutumdan bahsedilir, yine de kesinlikle karakterlere


duydugumuz biiilin saygllTIlza onun yogunlugu hilkim olmaktadlr ve
ki�isel degerin onemli bir paryasmI olu�turmaz. Boylcce kazammla­
nn bu sImflandmnasI tamamen, begeninin ve duygunun kesin tamgI
olan korlere blrakIimahdlr ve etigin bir paryaSI olarak dii�iiniilmeli,
fciscfenin biitiin gummnu aciz blrakmak vc dar slmrlar ve sImrh edi­
nimler hakkmda duyarh kIimak amaclyla dogaya blrakllmahdlr.

Sahip oldugu zekil, nezaket, edep, terbiye veya herhangi ho�


bir nitelik sebebiyle ba�ka birini, tamdIgI1TI1Z olmasa da ya da bu ka­
zammlar anlammda bize herhangi bir eglence ya�atmamI� olsa da
onaylanz. Onunla tam�lkhk iizerine biyimlendirdigimiz etkileri iye­
ren filain, imgclcmimiz lizcrinde ho� bir etkisi vardlr ve bize ona­
ma duygusunu vcrir. Bu ilke, tutumlan ve karakterleri olu�turdugu­
muz blitiin yargIiara girer.
IX. K I S I M

SONU<;

I. Boliim

Ya�h bir ki�inin, Ki�isel Meziyetin ki�inin kendisine veya ba�­


kalanna faydah veya ho� alan zihinsel nitc li klerden i baret oldugu­
nu incelikli akd yiiriitme yoluyla kamtianmaYI gerekli bulmasl hak­
h olarak �a�lrtJcl goriinebilir. Bu ilkenin, ahliikla ilk kez ilgi1enen
eahil ve teeriibesiz ara�tmnaedara bile gorlinmesi ya da bir tartl�­
maya veya kamtlamaya gerek kalmadan kendi aylkhgll1dan dolaYI
kabul edilmesi beklenebi lir. Her tlirden degerli olan ne varsa, ken­
dini dogalhkla faydalr veya h o�, yararlJ veya yararslz aynml altll1-
da sll1tf1andmrken, neden daha derine inmemiz gerektigini ya da
meseleyi inee bir ara�tmna veya inee1eme yaparak irdelememiz ge­
rektigini anlamak kolay degildir. Faydah veya ho� olan her �ey soz
konusu oldugunda ya ki�'inil1 kendisi yo da ba�kalan aylsll1dan bu
niteliklere sahip olmasl gerektiginden, degerin eksiksiz tasviri veya
tammlamasl glinq yardllTIlyla dli�en bir golge veya su iizerine yan­
sltdan bir imge kadar dogalhkla yap dabilir goriinlir. Goigenin dii�­
nigH zemin klfllml� veya piiriizlii degilse, imgenin yansldlgl ylizey
bozuk ve kanna�lk da degilse, dogllJ bir figtir sanat veya dikkat 01-
madan dolayslz olarak sunulur. Boylesi basit ve aylk olan bir kuram
en ineclikli irde1emeden yok uzun slire kayabi ldigi zaman, sistemle-
1 08 SONU<;:

rin ve varsaYlmlann dogal anlaYI�lmlzl saptIrml� olmasl mantIklI


bir tahmin olarak goriiniir.

Yine de felsefe ile bu durumun iistesinden gelinebilmi�tir, giin­


delik hayatta ise bu ilkeler hala iistii kapali olarak durmaktadl r; in­
san eylemi ve davranI�1 hakkmda herhangi bir methiyeyi veya hic­
vi, alkJ�1 veya kmamaYI verdigimiz zaman, ovgiiniin veya yerginin
herhangi ba�ka bir konusu da tekrarlanmaz. insanlan, i�in veya haz­
zm her etkile�iminde gozlersek, onlan okullar dl�mda hic;:bir yerde
bu konunun iizerinde bir zayiatta bulamaYlz. Omegin, a�agldaki di­
yalogda boylesine dogal olan nedir? B irinin ba�kasma "klZlnI Cle­
anthes ' e verdigin ic;:in c;:ok mutlusundur" dedigini varsayalim. "0
onurlu ve insancd bir adamdlr. Onunla herhangi bir ili�ki kuran her­
kes add ve ic;ten muamele goriir." 1 B ir ba�kasl �oyle soyler, "hukuk
c;:alI�masma yonelik gayretli c;:abasl, hem insanlar hem de i� konu­
sundaki hevesli algdamasl ve on bilgisi, en biiyiik onurlan ve yiik­
seli�i onceden haber veren bu damat konusunda ben de seni kutla­
nm."2 Oc;:iincii bir ki�i Cleanthes ' in bir i� ve uygulama adam I oldu­
gunu soyleyerek "beni �a�lrttInIz" der. "Onunla son zamanlarda ne­
�eli bir dostluk grubunda kar�da�tIm ve kendisi sohbetimizin canlI­
IIgl ve ruhu olmu�tu. iyi huylarla beraber boyle c;:ok zekaYI ve yap­
maclk olmayan boylesi kahramanlIgl, bu kadar ustaca bilginin boy­
lesi yumu�akhkla aktanldlgml daha once ba�ka birinde gozleme­
mi�tim."3 Dordiincii ki�i, "eger onu daha yakmdan tamsaydmlz da­
ha da hayran olurdunuz" der. "Onda gozlediginiz 0 ne�e, dostlukla
parlayan ani bir 1�lk degildir, onun hayatInm biitiin akJ�mda vardlr,
yiiziinde siirekli huzuru ve ruhunda siirekli siikuneti korur. Ciddi Sl­
navlarla, talihsizliklerle ve tehlikelerle kar�da�tI ve zihninin biiyiik­
liiguyle biitiin hepsine iistiin gelmeyi bildi."4 "Beyler, Cleanthes ' in

I Ba�kalanna faydah nitelikler.


2 Ki�inin kendisine faydah nitelikler.
3 Ba�kalanna dolaysiz olarak ho� gelen nitelikler.

4 Ki�inin kendisine dolayslz olarak ho� gelen nitelikler.


AHLAK 1 09

burada tasvir ettiginiz imgesi, i�te a tamamlamm� degeridir, diye


hayklrdlm bende. Her biriniz onun figiiriine bir flf(;:a darbesi attimz
ve Gratian veya Castiglione tarafmdan c;:izilen resimlerin hepsini bi­
linc;:siz olarak gec;:tiniz. Bir filozof bu karakteri kusursuz erdemin bir
6megi olarak sec;:ebilir.
Giindelik hayatta kendimize veya ba�kalarma faydah alan ya
da ho� gelen her nitelik ki�isel degerin bir parc;:aSI o larak kabul edil­
diginden dolaYI bahl inancm ve yanh� dinin aldaticl parlakhgl 01-
madan insanlann kendi dogal tarafslz aklllan yoluyla �eyleri yargl­
ladlgl yerde, ba�ka hic;:bir nitelik kabul edilmeyecektir. Bekarhk,
perhiz, kefaret, riyazet, 6zveri, tevazu, sessizlik, yalmzhk ve ke�i�­
vari erdemlerin biitiin diizeni, �unlardan ba�ka hangi neden ic;:in an­
laYl�h insanlar tarafmdan her yerde reddedilir? Hic;:bir tiirden ama­
ca hizmet etmezler, ne bir insanm diinyadaki talihini ilerletirler ne
onu toplumun daha degerli bir iiyesi haline getirirler ne toplu eglen­
celer ic;:in vaslf11 kilar ne de onun kendini eyleme giiciinii artmrlar.
Diger yandan g6z1eriz ki, istenen biitiin bu sonlarla c;:akl�lrlar, anla­
yl�l afallahr ve yiiregi katila�tmr, hayal giiciinii karartlr ve huyu ek­
�itirler. B6ylece onlan hakh olarak kar�l kalona aktanr ve erdemsiz­
likler kataloguna yerle�tiririz; g6rmii� gec;:irmi� insanlar arasmda bu
dogal duygulan tamamen saphrmaya yeten bahl bir giic;: de yoktur.
ic;: karartlcl, sersem bir ki�i 6ldiikten sonra amlabilir; ama ya�arken
en az kendisi kadar hezeyan ic;:inde ve kasvetli olanlar dl�mda, arka­
da�hga ve topluma nadiren kabul edilecektir.
�imdiki kuramda mutluluk verici olarak g6riinmektedir ki, ku­
ram insan dogasmda hiikiim siiren iyilikseverligin veya 6z sevginin
dereceleriyle i lgili a basit miinaka�aya girer. Bu 6yle bir miinaka�a
ki, herhangi bir maksadl hic;:bir zaman olmayacakhr; c;:iinkii insanlar
kolayca ikna olmaz, her iki tarafta da iiretilebilen fen omen a kadar
dagmlk, a kadar belirsiz ve a kadar c;:ok yoruma tabidir ki, onlan ek­
siksiz bir �ekilde klyaslamak ya da kesin bir C;:lkanm veya sonuc;:tan
anlayarak tasvir etmek nadiren miimkiindiir. En biiyiik sac;:mahgm
bozamayacagl kesin bir �eye izin verilirse, �imdiki amaClmlZ ic;:in
1 10 SONUC;

yeterlidir ki, kiiylik olsa da bir iyilikseverlik gogsiimiize i�lcnmi�tir,


insanlara kar�l bir arkada�hk klvIiclml, kurdun ve yIiamn ogelerinin
yam Slra glivercinin bir zerresi yaradI il�lmlz dahilinde yogmlmu�­
tur. Bu yiice goniillii duygulann 0 kadar zaYlf oldugunu varsayahm
ki, bir elimizi veya bir pannaglmlzl bile klplrdatmak iyin yetersiz 01-
sunlar, yine de zihnimizin niyetlerini yonlendirir ve diger her �eyin
e�it oldugu yerde, insanogluna yararh olan ve hizmet eden in, zararh
ve tehlikeli olamn iistlinde harika bir onceligini iiretirler. Boylece
ahlaki bi,. iistiinliik, tenkit ve onamamn genel bir duygusu, giiysiiz de
olsa birinin maksatlanna bir egilim ve digerininkilere de orantIiI bir
isteksizlik dolayslz olarak ortaya Ylkar. insanoglunun baskm bencil­
ligini boyle lsrarla siirdiirerek akIi yliriiten ki�iler, dogaITIlza yerle�­
tirilmi� erdemin zaYlf duygulanm duymaktan otkelendirilmezler.
Diger yandan, bir gorii�ii digeri kadar siirdiinneye ham bulunurlar
ve iistiinliik hiciv duygulan (ylinkii yozla�madan daha ziyade boyle
goriinmektedir) iki dii�iinceyi de dogalhkla kabul eder ki aslmda
bunlann birlikte bliylik ve neredeyse yoziilemez bir bagl vard lr.

Uygunsuzca olsa da, tamahkariIk, hm, kibir ve bayagl olan bii­


tiin tutkular, oz-sevgi adlandlnnasl kapsamma ahmr; burada, sadece
yok zaYlf olduklanndan degil ama bu amay iyin uygun bir yonleri
olmadlgmdan ahlakm kokenini ilgilendiren kuramlmlzm dl�mda tu­
tulmaktadlr. Ahlak kavraml, aym nesneyi genel onamaya te!kin
eden ve her insamn ya da yogu insamn onunla ilgili aym dii�unceyi
vcya karan kabul etmesini saglayan, biitlin insanogluna ortak olan
bir duyguyu ima eder. Aym zamanda, insanhgm tamamma kadar ge­
ni�leyen ve en uzak insanlann bile eylemlerini ve davram�lan m ,
kumlmu� olan 0 kuralla anla�lp anla�mamalanna bagh olarak b i r
onama veya kmama nesnesi kIiar. Bu iki gerekli ko�ul tek ba�ma
burada iizerinde lsrarla dumlan insancI iiIk duygusuna aittir. D iger
duygular her yiirektc istek ve isteksizligin, sevgi ve nefretin biryok
gUylli duygusunu iiretir; ama bunlar herhangi bir gene! sistemin,
sUylama veya onamanm kumlmu� bir kavrammm temeli olacak ka­
dar, yaygm olarak hissedilmez ne de 0 denli geni� kapsamiIdlr.
AHLAK III

Sir insan ba�ka birini dii�ma/1l, rakibi, IHllhalifl, haS l f1l l olarak
adlandlrdlgtnda, oz-sevginin diliyle konu�hlgu, kcndine has ve
onun tikcl ko�ullanndan ve dummundan ortaya ylkan duygulan i fa­
erdemsiz veya nefret
de ettigi anla�IlIr. Halbuki bu ki�i bir insana,
uyandmci veya ahldkslz slfatlanm verdiginde 0 zaman ba�ka bir dil
konu�maktadlr ve biitiin izleyicinin onunla mutablk olacagtnl bek­
ledigi duygulan ifade edcr. Oy\eyse burada kendi ozel vc tikcl du­
rumundan uzakla�mah ve onu ba�kalanyla ortak yapan bir bakl�
aylSI scymelidir, insan yaradIlI�mm evrensel bir ilkcsini harekete
geyirmeli ve biitlin insanoglunun bir uzla�lml ve senfonisi olan bir
notaYI sesIendirmelidir. Oyleyse bir ki�inin, topluma zarar venne
egilimi ta�lyan niteliklere sahip oldugunu ifade etmek isterse, bu or­
tak bakI� aylSlm scymi� olmasl ve bir dereceye kadar herkcsin mu­
tablk oldugu insancIlhk ilkesine dokunmasl gerekir. insan kalbi
halihaZIrda bazl ogeleri birle�tirdiginden, hiybir zaman kamu i yili­
gine tamamen aldlrmaz olamayacaktlr; aynca karaktcrlerin ve tu­
tumlann cgiliminden biitiiniiyle etkilenmeden yapamayacaktlr. in­
sancIlhgm bu duygulamml genel olarak kibir veya Ims kadar yok
saygl gormeycbilir, yine dc, biitiin insanlarda ortak oldugundan, tck
ba�ma ahlaktn vcya yerginin veya ovgiiniin herhangi bir genel sis­
teminin temeli olabilir. Bir insantn hlrsl ba�ka birinin Imsl dcgildir;
aynca aym olay veya ncsne her ikisini de tatmin edemcz ama bir in­
sanm insancIlhgl herkesin insancIlhgldlr ve aym nesne biitlin insan
varhklanndaki bu tutkuya dokunur.

Ne var ki, insancllhktan ortaya ylkan duygular biitiin insani


varhklarda aym degildir ve sadcce bir onama veya kmama liretmek­
Ie kalmaz aym zamanda blitlin insanlan kapsar. Davram�1 ve karak­
teri kmamanm vcya onamantn her birine onlar aracl hglyla konu 01-
mayan bir ki�i de yoktur. Digcr yandan, yogunlukta bencil olarak
adlandmlan diger tutkulann her ikisi de her bireyin kendi tikel du­
mmuna gore farkh duygular liretir ve insanoglunun daha biiyiik bir
klsmlm azami i lgisizlik ve aldmnazhkla dii�liniir. Her kimin benim
iyin yliksek sayglsl ve hlirmeti varsa, kibrimi ok�ar, her kim kiiyiim-
1 12 SONUC;:

seme ifade ederse bana eziyet eder ve beni ho�nutsuz kllar ama i s­
mim insanoglunun kiiyiik bir klsml tarafmdan bilindikye, bu tutku­
nun alamna giren veya onun hesabma sevgimi ya da nefretimi uyan­
dlran birkay ki�i vardlr. Eger herhangi bir iilkede veya diinyanm
herhangi bir yagmda gaddarea haddini bilmez veya barbarca bir
davram�l temsil ederseniz, boyle bir davram�m zararii egilimine he­
men gozlerimi dikerim ve ona yonelik tiksinme ve ho�nutsuzluk
duygusunu hissederim. Bu l�lk aitmda, hiybir karakter bana tam a­
men ilgisiz olaeak kadar uzak olamaz. Topluma veya ki�inin kendi­
sine yararii olan yine tereih edilmelidir. Her insanm her niteligi ve­
ya eylemi bu anlamda genel kmama veya onamaYI yansltan bir Sl­
m f veya adlandmna altmda slralanmalIdlr.

Oyleyse insaneIihga dayanan duygulan, ba�ka bir tutkuya bag­


II olanlardan aymnak iyin ya da neden sonrakinin degil de oneeki­
nin ahlakm kokeni oldugu konusunda doyuma ula�mak iyin ba�ka
ne sorabiliriz? insanlIglma dokunarak benim onamaml elde eden
her davram� aym zamanda onlann da aym ilke ile etkilenmelerini
saglayarak biitiin insanoglunun alkI�lm kazamr; ama tamahkarhgl­
rna veya hlrslma hizmet eden bu tutkular tek ba�ma beni memnun
eder ve insanoglunun geri kalanmm tamahkarlIgml veya hlrslm et­
kilemez. Herhangi bir insanda onu benim insanhglma ho� kIimayan
yararh bir egilimin olmasml saglayan ama 0 ki�iden ayn olan hiy­
bir davram� ko�ulu yoktur; ama �u ana kadar tamahkarhglmla ve
hlrslmla ne yakl�arak ne de onlara hizmet edeeek kadar uzak bir in­
san, bu tutkular tarafmdan tamamen ilgisiz olarak dii�iiniiliir. B oy­
Ieee bu duygu tiirleri arasmdaki aynm yok biiyiik ve aylk oldugun­
dan, dil onun iizerine kahplandm lmalIdlr. insaneIihktan veya genel
faydahhgm ya da tersinin bakl� ayIianndan ortaya ylkan kmama ve­
ya onamanm 0 evrensel duygulanm ifade etmek amaelyla kendine
has bir terimler dizisi ieat etmelidir. Erdem ve Erdemsizlik 0 zaman
bilinir olur, ahlak tammr, belirli gene I fikirler insan davram�ma ve
tavnna �ekil verir, boyle durumlarda boyle olyiitier insanlardan bek­
lenir. Bu eylem bizim soyut kuralImlza uygun olmak iyin belirlenir,
AHLAK 1 13

digeri de tersine uyglindur. Oz sevginin tikel duygulan boyle evren­


sel ilkeler yoluyla slklIkla kontrol edi i i r ve slmrlamr.5

Halk karga�alannm, ayaklanmalanmn, ihtilaflanmn, panikleri­


nin ve bir halk toplulugu tarafmdan payla�ilan biltiin diger tutkula­
nn orneklerinden, herhangi bir hissedi�i kl�klrtmakta ve destekle­
mekte toplumun etkisini ogrenebiliriz; en hafif ve en onemsiz du­
rumlardan en yonetilemez dilzensizlikler ylkhgml da bu yolla bulu­
ruz. Solon yok zalim biri degildi yine de belki iy sava�larda tarafslz
kalanlan cezalandlrdlgmdan, adaletsiz bir kanun adaml sayilabilir­
di ve inamyorum ki eger iytenlikleri ve soylemleri affedilmeleri iyin
yeterli kabul edilseydi, yok az ki�i boyle durumlarda cezaya maruz
kalirdi. Eksiksiz bir kilstahlIgl ve i lgisizligi desteklemek iyin hiybir
bencillik tiiriiniin yeterli giicii yoktur, felsefenin ise nadiren vardlr.
Solon halk ayaklanmasmda alevlenmeyen insandan daha az veya
daha fazla insan olmahdlr. Oyleyse, ilk goril�te bir �ekilde kiiyiik ve
ho� gorilnebilen i lkelerden hasil olmalanna ragmen, ahlaki duygu­
lann hayatta boyle etki bulmasma niye hayret edelim? Bu ilkelerin
sosyal ve evrensel olduklanm vurgulamamlz gerekir. Bir baklma er-

5 Hem akll hem de deneyim yoluyla kesin goriinmektedir ki, kaba, ogretilmemi� il­
kellik, ba�hca olarak bu insanm sevgi ve nefretini, ki�isel fayda ve zarar fikirleri
yoluyla diizenler. Davram�m genel bir kurahnm veya sisteminin giie;:siiz algiian
vardlr. Sava�ta onun kar�lsmda duran adamdan sadece neredeyse kae;:lmlmaz olan
�imdi ie;:in degil ama sonsuza dek ie;:tenlikle nefret eder, ne de en lie;: ceza ve inti­
kam olmadan tatmin olur. Bu insamn kendi iilkesine ve topluluguna hizmet etti­
gini dii�iinecek kadar topluma ve daha geni�letilmi� refleksiyonlara ah�kmlzdlr.
Aym durumdaki herhangi bir insan, aymsml yapacaktIr, benzer ko�ul1ardaki biz­
ler benzer bir daVranI�l gozleriz, genelde insan toplulugu en iyi boyle maksimler­
Ie desteklenir ve bu varsaYlmlar ve gorii�lerIe bir ole;:iide kaba ve dar olan pozis­
yonlanmlzl diizeltiriz. Arkada�hglmlzm ve dii�manhglmlzm e;:ogu halii yarannm
ve zaranmn ki�isel degerlendirmesi yoluyla diizenleniyor olsa da, oz-sevgi ve ki­
�isel e;:lkardan ortaya e;:lkan 0 tutkulan dl�anya gostermek ie;:in muhalifimize hain­
lik veya adaletsizIik yiikleyerek, onun davranI�lanm genel olarak tersleyecek ka­
dar, en azmdan saygl duymaya ah�km oldugumuz genel kurallara bu sadakati gos­
teririz. Yiirek hiddetIe doldugu zaman, hie;:bir zaman bu doganm gosterilmesini is­
temez yine de bazen bir agacm dii�mesiyle neredeyse ezilecek olan Horace'm,
agacm ilk yeti�tiricisini kendi babasml oldiirmekle sue;:lamasl kadar sae;:ma olur.
1 14 SONUC;

demsizlige veya diizensizlige kari?l, ortak diii?manlanna kari?l insan­


lann "birligini" ollli?tururlar. Bai?kalanna dUYlllan iyil iksever endi­
i?e, biitiin insanogluna daha fazla veya daha az derecede dagltIlmli?
oldugundan ve herkeste aym oldugundan dolaYl soylemde daha slk­
hkla ortaya ylkar; toplum ve sohbet yoluyla beslcnir ve ona bagh
olan yemle ve onama 0 suretlc, muhtemelen yalmzhk ve i�lcnme­
mi� doganl11 iyinde uyu�turulduklan 0 bezginlikten canlanmli? ola­
rak Ylkar. Diger tutkular, kokensel olarak belki de daha gUylii olma­
lanna ragmen beneil ve kii?isel olarak, yogunlukla onun gucu tara­
fmdan zararSlZ hale getirilir ve yiiregimizin hfrkimiyetini bu sosyal
ve kamllsal ilkelcre teslim eder.

Yarad I!I�lmlzm, ahlfrki duygulara biiyiik bir giiy ilavesi getiren


ba�ka bir kaynagl, iin sevgisidir. Bu kaynak, biitiin yuce gonii llii zi­
hinlcrde yok kontrolsiiz bir otorite ilc huklim surer ve yogllnlukla
biitiin planlannm ve kazanylannm ba�hca nesnesidir. Siirekli ve iy-
ten olarak, yeryuziinde bir karakter olma, isim ve iin edinme araYl­
�lmlz yolllyla, kendi tavlr ve davram�lmlzl slk slk incelcmeye almz
ve bize yakla�anlann, saygl duyanlann gozlerinde tavlr ve davram­
�lmlzm nasI! gorundiigiinu irdelcriz. Kendimizi ara�tlITnamlZ konu­
sundaki bu degi�mez ah�kanhk, refleksiyonda oldugu gibi, dogru
ve yanh�m biitiin duygulanm canh tutar ve asil tabiatlarda, ba�ka­
Ian iyin oldugll kadar kendileri iyin de erdemin en emin korumasl
olan belirli bir hurmeti dogurur. Her iy guzellik ve ahlfrki erdem
gayretlc edinilirken ve zihin, abl sahibi bir yaratlgl siisleyebi1cn ve
giizelle�tirebilcn her miikemmellik i yinde tamamlamrken, hayvan­
sal rahatlIklar ve hazlar a�ama a�ama digerleri iyinde yoker.

Tam�tJ[J ldlgllTIlZ en eksiksiz ahlfrk buradadlr: Duyguda�hklann


biryogllnun giici.i burada sergilcnmektedir. Ahlfrki dllygumuzlln
kendisi ba�lIea olarak bu turden bir duygudur ve ba�kalanndaki bir
karaktere olan saygllTIlZ sadeee kendimizdeki bir karakteri koruma­
ya yonelik endi�emizden ortaya ylkmakta goruniir ve bu sona ula�­
mak iyin sallantJda olan yargllTIlZI insanoglunun ona kar�lhk du�en
onamasma dayamaYl gerekli buluruz.
AHLAK 1 15

Meseleleri uzla�tll1nak ve egcr miimkiin olursa engelleri kal­


dlrmak i�in, biltiin bu ak!1 yiiriitmclcrin yanh� olmasma izin vcre­
lim. Faydahhgm gorii�lerinden ortaya �Ikan hazzl, insancdhgm ve
duyguda�hgm i�inde �ozdiigumilz zaman, yanh� bir varsaYIlTII be­
nimsemi� oldugumuzu dil�iinelim. Eger insanoglunun rcfah ml ve
kazammml ilcrlctmeye yonelik bir cgilimlcri varsa, canh, canslz ya
da akd sahibi nesnelcrc verilcn 0 alkl�m ba�ka bir a�lklamasmm bu­
lunmasmm gerektigini itiraf cdelim. Her nc kadar, sonun kcndisi ta­
mamen ilgisizken, bir ncsncnin belirli bir sona yonelik cgilimi adl­
na onaylanmaslm tasavvur etmek zor olsa da, bu sa�mahgl sineye
�ekelim ve sonu�larm ne olacagml irdelcyelim. Ki�iscl Dcgerin on
tasviri veya tammlamasl yine de kamtlamasml vc otoritesini e linde
tutmahdlf. Hala kabul edilmclidir ki, zihnin kendisine ve ba�kalan­
na faydalt veya ho� olan hcr nitcligi scyirciye bir haz ilctir, saygm­
hgml ctkilcr ve erdcmin veya dcgcrin onurlu adlandmnasl altmda
kabul edilir. Adalet, sadakat, onur, diiriistlilk, baghhk, iffet sadece
toplumun iyiligini ilerletmeye yonelik egilimlcri adll1a saygl gor­
mez mi? Bu egi lim insancdhktan, iyil ikseverlikten, �cfkattcn, yiice
goniillillilktcn, dllnhhktan, scveccnliktcn, arkada�l I ktan vc biitiin
diger sosyal crdemlerden aynlmaz dcgil midir? $iiphc edilmesi
miimkiin miidilr ki , �ah�kanhk, kararh hk, veriml ilik, sIr tutma, dii­
zen, dire�kenlik, ihtiyathhk, adalet ve erdcmlerin vc kazan lmlann
sayfalara dolan biitiln sll1lfl katalogu kapsamasm? Dcmcktcyim ki,
bu nitcliklerin onlara sahip olanm �Ikarml ve mutlulugunu ilcrlet­
meye yonelik bu cgiliminin, dcgcrlerinin yegfmc tcmeli oldugundan
�i.iphc ed ilcb i l i r mi? S i.irekl i dinginl igi ve nc�eliligi, asil bir dcgeri
ve Yllmaz bir ruhu, biltiin �cvreye yonclik scvcccn bir duygulanuTII
vc iyi niycti dcstekleycn bir zihnin, kendi i�indc daha fazla mcm­
nun oldugundan, ilzilntiiyle keyif ka�lrandan, cndi�c ilc can slkan­
dan, hiddet ile sinirlendirendcn vcya en sefil al�akhk vc soysuzlu­
gun i�inc gomi.ilenden daha canlandmcl vc sevindirici bir goriinii�ii
oldugunu kim tartl�abilir? Ba�kalanna dolayslz olarak ho� gclen ni­
teliklere gelince, onlar kendilcri adma yeterli dcrecede konu�ur ve
1 16 SONU<;:

edamn veya tavnn nezih giizelliginin veya narin edepliligin ya da


alaycl bir zekanm veya siirekli bir al9ak goniilliiliigun cazibelerini
hi9bir zaman algJ!amaml� olan birinin, kendi i9inde ya da konumu
ve dostlugu i9inde aslmda mutsuz olmamasl gerekir.

Herhangi bir nesne iizerine olumlu veya dogmatik olmaktan


daha felsefi olmayan bir �ey yoktur ve a�trl ku�kuculuk siirdiiriilse
de ba�ka hi9bir �ey dogru akd yiiriitmeye vc ara�tJrmaya daha za­
rarh olmaz. insanlann en emin ve kiistah olduklan yerde, yaygm
olarak en 90k yamlglya dii�tiiklerine, onlan toplu sa9mahklardan
tek ba�ma koruyabilen 0 uygun miitalaa ve duraksama olmadan, tut­
kuya dizginleri vermi� olduklanna �imdiye kadar ikna oldum. Yine
de itiraf etmeliyim ki, bu S1falama meseleyi oyle gii91ii bir 1�lk altJ­
na almaktadlr ki, akJl yiiriitme ve kamtlama yoluyla ogrenmi� oldu­
gum iizere, ki�isel deger niteliklerin, onlara sahip olan ki�inin ken­
disine veya onunla etkile�im i9indeki ba�kalanna olan faydahhgm­
da veya ho�lugunda bulunan dl�mda, ba�ka bir dogruluktan �u an
emin olamam.

Yeryiiziiniin biiyiikliiguniin ol9iilmii� ve haritasmm 9izilmi� 01-


masma ragmen, gelgitlerin hareketlerinin hesaplanml� olmasma rag­
men, ilahi yapJlann diizeni ve ekonomisi kendi uygun kurallanna
konudur ve Sonsuzlugun kendisi hesaplanmaya indirgenmi�tir. Yine
de insanlar hala kendi ahlaki odevlerinin temeli ile ilgili tartJ�makta­
dlf. Bunun iizerine dii�iindiigumde, gekingenlige ve �iiphecilige ye­
niden dii�mekteyim ve bu kadar a91k olan bir varsaYlm, eger dogru
ise, insanoglunun bagla�lk onaYI ve izni yoluyla kabul edilmi�tir.

II. B61iim

Degere veya erdeme e�lik eden ahlaki onama a9lklandlgmdan,


geriye ona yonelik 91karh yiikiimliiliigiimiizii klsaca irdelemek dl­
�mda ve kendi mutluluguna ve refahma sayglsl olan her insanm,
AHLAK 117

giindelik ahliiki odevinin uygulamasmda kendi adma en iyi olam


bulup bulmayacagml ara�tmnak dl�mda bir �ey kalmaz. Eger bu,
yukanda bahsedilen kuramdan a91k9a saptanabilirse, sadec � akil
yiiriitmenin ve ara�tmnanm smanmasl degil ama aym zamanda in­
sanlann ya�amlannm lslahma ve ah"'iki ve sosyal erdem diihilinde­
ki geli�imlerine katklda bulunabilecek olan i lkeler yoluyla dii�iinme
doyumuna eri�ebiliriz. Herhangi bir onennenin felsefi dogrulugu,
toplumun 91karlanm ilerletmeye olan egilimine hi9bir anlamda da­
yanmasa da; yine de, dogru olsa bile tehlikeli ve zararh bir uygula­
maya yon veren bir kuraml aktaran bir insan, kotii bir hevesi olan
bir insandlr. Butiin gevresine dert sa9an dogamn 0 duvarlan ni9in
tlnnalansm? Salgm hastahk ni9in gomiildiigu yerden 91kanlsm?
Ara�tJrmalanmlzm yaratlclhgma imrenilebilir; fakat sistemlerimiz­
den nefret edilecektir ve insanoglu, 9iiriitemedigi takdirde, onlan en
azmdan sonsuz sessizlige ve unutulmu�luga gommek konusunda
anla�acaktJr. Top luma zararh olan dogruluklar, eger orada boylesi
olursa, geli�tirici ve avantajl! hatalara yol a9acaktJr.

Hangi felsefi dogruluklar, erdemi biitiin hakiki ve en etkileyici


cazibeleri i9inde temsil ederek ve ona kolayhkla, samimiyetle ve
sevgiyle yakla�mamlzl saglayarak burada aktanlanlardan daha faz­
la topluma avantaj h olabi lir? Bir90k rahibin ve bazl filozoflann er­
demin uzerine giydirdigi kasvetli elbise dii�er ve bo� zamanlarda,
oyunda, eglencede ve ne�ede bile yumu�akhk, insancIlhk, iyilikse­
verlik, al9akgonUlliiliik dl�mda hi9bir �ey goriinmez. Erdem, fayda­
SIZ sertlikler ve kabahklar, aCI ve kendini reddetme hakkmda konu�­
maz. Tek amacmm, taraftarlanm ve biitiin insanoglunu, varhklan­
nm her a�amasmda, eger miimkiinse, ne�eli ve mutlu kilmak oldu­
gunu a91klar; insanlann hayatlannm bir ba�ka doneminde kiifi tela­
fi umutlan dl�mda bir hazzm isteyerek par9aSI da olmaz. Talep etti­
gi tek bela dogru hesaplama ve daha biiyiik mutlulugun istikrarh bir
omegidir. Eger hakkl olmayan bir �eyi isteyen sert ki�iler, ne�e ve
hazzm du�manlan kendilerine yakla�lfSa, ya onlan ikiyiizliiler ve
hilekiirlar olarak reddeder ya da onlan arabasma alsa bile, onlann
I IS SONUC;:

otoritesinin en az sevi lenleri arasmda slralamrlar.

Ashnda, biitiin meeazi ifadeyi dii�iinnek ic;:in, sertlik ve kaba­


hkla dolu oldugunu itiraf ettigimiz bir uygulamaya insanoglunu da­
hil ettirebi lme konusunda hangi umutlarJJTIlz olabilmi�tir? Telkin et­
tigi biitiin odevlerin aym zamanda her bireyin dogru C;:lkan old llgU­
nu tikel bir detay yoluyla gostcremedigi takdirde, hangi ahliik kura­
ml faydah bir amaca hizmet edebilir? Yukanda amlan sistemlerin
kendine has avantaj l , bu amac;: ic;:in uygun orta yollar saglamasl ola­
rak goriinmektedir.

Onlara sahip olan ki�iye dolayslz olarakJaydaft veya ho� olan


erdemlerin, ki�isel C;:lkar aC;:lsmdan istenebi lir oldugunu kamtlamak
kesinlikle gereksiz olacaktlr. Aslmda ahliikc;:Iiar bu odevleri telkin
ederken iistlendikleri biitiin giic;:liik1erden kendilerini kurtarabilirler.
Zararh olduklan ic;:in bu a�J[Jhklann sadece boyle adlandmldlgl go­
riildiigii zaman, Iillnhhgm avantaj h ve hazzm a�mhklannm zararh
oldugunu kamtlamak ve ornegin alkollii olan giic;:lii ic;:kilerin sm lrslz
kullanllTIl, havanm veya suyun kullanlJTIlndan daha fazla saghgl ve­
ya zihnin yetilcrini bozmazsa, daha fazla erdemsiz veya suc;:lanabi­
lir olmayacagml belirtmek ic;:in kamtlar hangi amac;: ic;:in toplamr.

iyi tutumlann ve zekan m, terbiyeliligin ve yumu�akhgm sicak­


kan!1 erdemlcrinin, ZIt niteliklerden daha istenilir olmasml kamtla­
mak da qit derecede gereksiz goriinmektedir. Kibir tck ba�ma ba�­
ka hic;:bir irdeleme olmadan, bizim bu kazanllnlann iyeligini di1eme­
mizi saglayan yeterli bir giidiidiir. Hic;:bir insan bu tikellik ic;:inde hic;:­
bir zaman isteyerek yetersiz olmaml�tlr. Biitiin ba�anslzhklanmlz
burada kotii egitimden, kapasite eksikliginden veya ters ve esneklik
yoksunll' bir yatkmhktan i1eri gclmi�tir. Arkada�mlzm nefret edilen,
klic;:iimsenen ve kac;:Iian biri olmasmdansa, imrenilcn, hayran oilman,
takip edilen o lmaslm istemez misiniz? Bir insan bu konuda eiddi
olarak tartl�llabilir mi? Arkada�laria ve toplulukla bir i li�ki kunna­
dan hic;:bir eglence ic;:ten olmadlgl ic;:in, bir insanm varhgmm ho� kar­
�Iianmadlgml hissettigi ve etrafmda tiksinme ve isteksizlik belirtile-
AHLAK 1 19

rini ke�fettigi hiybir topluluk ho�, hatta tahammiil edilcbilir olamaz.

insanoglunun dalm biiyiik topluluklan veya ittifakl diihilinde,


durum, niyin tikel gmplarda ve arkada�iIklarda oldugu gibi olma­
maiIdlr? insaneIiiIgm, yiice g6niilliiliigiin, iyilikseverligin gen i�le­
tilmi� erdemlerinin, mutluluga ve ki�isel ylkara bir bakl� ile yaratl­
cl iIgm ve kibariIgm smlrh yetilcrinden daha istenilir oldugu niyin
daha fazla �iiphe g6tlirsiin? Bu sosyal duygulammlar, ba�ka arayl�­
lardan daha biiyiik ve daha dolayslz bir dereeede ki�isel faydayla
miidahale etmesin, onur ve kazanunm bazl 6nemli fedakiiriIklan 01-
madan tatmin olamasm diye kaygl duyar mlYlz? Eger 6yleyse, in­
san tutkulanmn dogasl diihilinde k6tii egitilmi�izdir ve geryek fark­
l I iIklardan ziyade, sozel aynmlardan daha fazla etkilenmekteyizdir.

Bencil ve sosyal duygular veya yatkmiIklar arasmda kar�ltla[l­


mn oldugu kaba olarak varsayIiabilse bile, geryekte bular bencil ve
hIrSiI, bencil ve intikamcI, bencil ve bo� olandan daha fazla Zit de­
gi ldir. Kendi arayl�mm (6z sevginin) nesnelerine bir tat venne yo­
luyla 6z-sevgiye bir temel olmak iyin bir ye�it k6kensel bir yatkm­
i Igm olmasl gerekmektedir ve hiybiri bu amaca iyilikseverlik veya
insancI i iIktan fazla uymamaktad lr. Servetin getirdigi iyilikler bir
doyum veya ba�ka bir doyum iyinde harcamr, yIiiIk gelirini birikti­
ren ve ylkar iyin onu faizle veren bir eimri, onu geryekten kendi ta­
mahkariIgml tatmin iyin harcmm�tlr. Bir insanm ned en yiice gonlil­
Iii bir eylem yoluyla harcama yapmaktan ziyade ba�ka bir hareama
metodu yoluyla daha fazla "kaybeden" [loser] o ldugunu g6stennek
zor olacaktJr; ylinkli en incelikli bencillik yoluyla llla�abileeegi aza­
mi �ey bir duygulammm dii�klinliigudlir.

imdi eger tutku olmadan hayatm tamamen s6niik ve blktmel


olmasl gerekiyorsa; bir insan kendi yatkmhgml eksiksiz biyimlen­
dinne giieii oldugunu varsaysm ve kendi mutlulugunun ve eglence­
sinin temeli iyin hangi itkiyi veya istegi seyeeegine dair miita laa et­
sin. G6zleyeccktir ki, her duygulamm, ba�a[lyla tatmin edildiginde,
giieiine ve �iddetine orantIiI bir doyum vennektedir; fakat hepsine
120 SONUC;:

ortak olan bu avantaj m yanmda, iyilikseverligin ve arkada�hgm, in­


sanhgm ve �efkatin dolayslz hissedi�i biitiin talih ve tesadiiflerden
baglmslz olarak tath, piiriizsiiz, sevecen ve ho�tur. Bununla beraber,
insanogluna ve topluma yonelik roli.imiizii oynarkenki ho� yanslma­
yl korurken, bu erdemlere haz veren bir bilin<;: veya andmm e�lik
eder ve bizi ba�kalanyla oldugu kadar kendimizle de ban�lk tutar.
Biitiin insanlar, tamahkarhk ve hIrS araYI�lannda, bizim ba�anmlza
yonelik bir klskan<;:hk gosterse de, erdemin yollannda direttigimiz ve
kendimizi yiice goniillii planlann ve ama<;:lann uygulamasmda tuttu­
gumuz siirece, onlann iyi niyetinden ve iyi dileklerinden neredeyse
eminizdir. Bu kadar <;:ok avantaj m birle�tigini buldugumuz yerde,
ba�ka hangi tutku vardlr, ho� bir duygu mu, haz veren bir bilin<;: mi,
iyi bir �ohret mi? Gozleyebi liriz ki, bu dogruluklardan dolaYI insan­
lar kendiliginden ikna olur, aynca yiice goniillii, arkada� canhSI ve
insancd olmak istemediklerinden degil ama kendilerini boyle hisset­
medikleri i<;:in topluma kar�l odevlerinde yetersiz de kalmaz.

Erdemsizlige en biiyiik a<;:lk sozliiliikle muamele ederken ve


onun biitiin oiaSI tavizleri vermesini saglarken kabul etmeliyiz ki,
ona bir ki�isel <;:lkarla erdemin iizerinde bir oncelik vermek adma en
kii<;:iik bir mazeretin oldugu herhangi bir omek yoktur, belki de �ey­
leri belirli bir l�lk altmda alan bir insanm, diiriistliigii yoluyla <;:0-
gunlukla bir "kaybeden" olarak goriilebildigi "adalet" dl�mda. Miil­
kiyete saygl duyulmadan hi<;:bir toplumun var olamayacagl kabul
edilse bile, insan i�lerinin yonetildigi kusurlu yol dogrultusunda du­
yarh bir diizenbaz, tikcl olaylardaki bir hakslzhk ve sadakatsizlik
eyleminin, sosyal birlikte ve beraberlikte herhangi oncmli bir <;:atla­
ga sebep olmadan kendi servetine onemli bir ilave yapacagml dii�ii­
nebilir. Diiriistliigiin en iyi politika oldugu iyi bir genel kural olabi­
lir ama bir<;:ok istisnaya tabidir ve on un (duyarh diizenbazm) kendi­
sini, genel kurah gozleyen ve biitiin istisnalardan avantaj kazanan
en biiyiik bilgelik ile yonettigi belki de dii�iiniilebilir.

itiraf etmeliyim ki, eger bu akd yiiriitmenin cevap gerektirdigi ­


ni dii�iinen varsa, ona doyurucu ve ikna edici goriinecek bir cevap
AHLAK 121

bulmak biraz zor olacaktlr. Eger bu ki�inin yiiregi boyle zararh diis­
tura kar�l isyan etmezse, eger al<;akhgm veya a�aglhkhgm dii�iincele­
rine kar�l hi<;bir goniilsiizliik hissetmezse, aslmda erdeme yonelik
onemli bir giidiiyii kaybetmi�tir ve bu uygulamanm onun kurgusuna
cevap verebilir olacagml bekleyebiliriz. Biitiin yarahcl miza<;larda,
ihanete ve dalaverecilige yonelik nefret, kar veya parasal avantaj go­
rii�leri tarafmdan dengelenebilecek kadar gU<;liidiir. Zihnin i<; huzuru,
dogrulugun bilin<;liligi, kendi davram�lmlzm doyurucu bir inceleme­
si, bunlar, mutluluk i<;in <;ok gerekli ko�ullardlr ve onlann onemini
hisseden her diiriist insan tarafmdan kucaklamrlar ve beslenirler.

Aynca boyle birisi, diizenbazlann, biitiin taklit<;i kurnazhklan


ve becerileri ile kendi diisturlan tarafmdan ihanete ugradlklanm go­
rerek bir doyum ya�ar. Onlar Ihmhhk ve gizlilikle aldatmaYI ama<;­
larken, kl�kIrtlCI bir olay ortaya <;lkar, doga kolay bozulur ve onlar
kendilerini bir tuzakta bulur; itibarlannm toplam bir kaybl ve ins a­
noglunun gelecekteki biitiin giiveni v.e itimadl ellerinden aim ma­
dan, kendilerini hi<;bir zaman <;lkmazdan kurtaramazlar.

<;:ok gizli kaidilar ve ba�anh oldularsa, bir nebze felsefi dii�iin­


ceye, ya da ortak gozleme ve refleksiyona sahip olan diiriist insan
ke�feder ki, onlann kendileri, sonunda, en biiyiik aldatmacadlr ve
kendilerindeki bir ozelligin deger bi<;ilemez memnuniyetini, deger­
siz oyuncaklar ve siislii piislii �eylerin edinilmesi i<;in feda etmi�ler­
dir. Dogamn gerekliliklerini telafi etmek i<;in ne kadar da aZl gerek­
lidir? Haz a<;lsmdan sohbetin, toplumun, <;ah�kanhgm, hatta sagh­
gm satm ahnamayan doyumu ama biitiin bunlann da iistiinde ki�i­
nin kendi davram� m m huzurlu yanslmaslyla, liiksiin ve harcamala­
rm hararetli bo� eglencelikleri arasmda nasil bir mukayese yapilabi­
lir? Aslmda, bu dogal hazlara ger<;ekte, hem onlara ula�Ilmasl biitiin
pahalann altmda oldugundan hem de deneyimlenmeleri biitiin pa­
halann iistiinde oldugundan, paha bi<;ilemez.
EK I

AHLAKi DUYGUYA DAiR

Egcr yukandaki varsaYlln kabul edilirse, ahlakm genel ilkcleriy­


Ie ilgili olarak ilk somyu I belirlemek artik bizim iyin kolay oiacaktir.
Ahlaki soylcmlere uygun olmayan kannakan�Ik kurgulara bizi yek­
mesin diye bu somya cevap venneyi ertelemi� olsak da, aIiIk yeniden
ba�layabiliriz ve akltll veya dllygunllll, ovgiiniin veya kmamanm bii­
tUn kurallanna buna ne kadar d,ihil oldugunu inceleyebiliriz.

Ahlfikf ovgiiniin ba�lIca temelinin hcrhangi bir nitelik veya ey­


lemin faydalI iIgmda yattigi varsayJldIgmdan, ayIktir ki, akJ l , bu tii­
run biitiin kararlannda onemli bir pay aimaktadir. <;:iinkii nitcl ikle­
rin vc eylcmlcrin cgilimi hakkmda 0 yetidcn ba�ka hiybir �ey bizi
cgitcmez, topluma veya on lara sahip olana dair yararh sonuylanna
i�aret edcmez. Biryok dummda bu, biiyiik yeli�iklige tabi olan bir
i�tir, �iiphclcr ortaya ylkar, ZIt ylkarlar olu�abilir vc yok ince goru�­
lerdcn ve faydanIn kiiyuk bir �ekilde agir basmasmdan dolaYI bir ta­
rafa oncelik verilmelidir. Bu ozelliklc adalet i le ilgili somn larda be­
lirgindir vc aslinda bu erdcme e�lik eden faydabligm 0 tiirIerinden
dolaYI boyle varsaymak dogaldIr2. Adaletin her bir dummu, iyilik­
sevcrligin dummlan gibi topluma faydab olsaydI, bu daha basit bir
mescle oiacakti ve buyiik ycli�kiyc nadiren tabi olacaktI. Adaletin

I I . K1Sltn.
2 BakmlZ Ek 3.
AHLAK 123

tikel omekleri c;:ogllnlllkia i l k v e dolayslz egilimlcri ic;:inde zararh 01-


dugllndan ve topluma yonelik avantaj sadece genel kurala ita­
atkftrhktan ve aym emsal davram�a birc;:ok ki�inin aym anda uyma­
smdan ve kombinasyonundan sonuc;:landlgmdan, durum burada daha
kan�lk ve c;:apra�lk hale gelir. Toplumun c;:e�itli ko�ullan, herhangi
bir llygulamanm c;:qitli sonuc;:lan, onerilebilen c;:qitli C;:lkarlar; bun­
l ar, birc;:ok durumda �i.iphe gotiiriir ve bliyiik tartl�maya ve incelcme­
ye konudur. Belediye nizammm konulanmn heddi, blitiin sorulan
adalet aC;:lsmdan dlizenlemektir; sivillerin uYll�mazhklan, politikacl­
lann dii�iinceleri, tarihin ve kamllsal kaYltlann omeklerinin hepsi
aym amaca yoneltilir. Ve muglakhk veya ZIt faydalardan oltaya C;:l­
kan boyle karmakan�lk �liphelerin ortasmda, dogru bir belirlenim
vennek ic;:in, c;:ogunlukla c;:ok eksiksiz bir akJ! veya yargl gereklidir.

Akll, tamamen desteklcndiginde ve geli�tirildiginde, nitelikle­


rin ve eylemlerin zararh veya faydah egilimi konusllnda bizi egitme­
ye yetcrli olmasma ragmen, bir ahlftkl suc;:lamaYl veya onamaYl liret­
mek ic;:in tek ba�ma yeterli dcgildir. Faydahhk belirli bir sona dogru
sadece bir egilimdir ve son bize tamamen ilgisiz olsaydl, biz de arac;:­
lara yonelik aym ilgisizligi hissetmcliydik. Faydahya, zararh egilim­
lerin lizerinde bir iistiinllik vermek ic;:in, bir dllygunun bllrada kendi­
sini sergilemcsi gereklnektcdir. Bu duygu insanoglunun mutllllugu
amacmda olan bir hissedi�ten ve insanoglunun kedcrlerinin bir alm­
ganhgmdan ba�ka bir �ey olamaz; c;:iinkli bunlar erdem ve erdemsiz­
ligin, ilerletmeye yonelik bir egiliminin oldugu farkh sonlardlr. 6y­
leyse aktl bizi burada eylemlerin c;:e�itli egilimleri ic;:inde egitir ve in­
sanctlllk, faydah ve yararh olanlann lehine bir aynm yapar.
Anlama giiclinlin ve duygunun yetileri arasmdaki bu aynm, bli­
tUn ahlftki kararlarda, on varsaYlmdan aC;:lkc;:a goriinmektedir. Bu var­
saylmm yanh� oldugunu farz ettigimde doyurucu olabi lecek ba�ka
bir kurama baklnak gerekli olacaktJr ve aklm bll kadar uzun slire
ahlftkm yegftne kaynagl oldugunu varsaydlglmlz ic;:in, hic;:bir kuramm
asia bulunamayacagml teyit etmeye yeltenecegim. Bunu kamtlamak
ic;:in, a�agldaki be� irdelemeyi degerlendirmek uygun olacaktlr.
1 24 AHLAKi DUYGUYA DAiR

I . Tamamen genellemeler ie;:inde kahrken, tammlanmaml� te­


rimleri kullamrken ve omekJer yerine benzerlikleri kullamrken,
yanh� bir varsaYlm ie;:in dogrulugun bir goriinii�iinii vermek kolay­
dlr. Bu, biihln ahliiki aynmlann kavraYI�lm, duygu uyu�masl olma­
dan tek ba�ma akla yiikleyen felsefede ozellikle belirgindir. Bu' var­
saylmm genel hitabetlerde ve soylemlerde olu�turabilecegi aldatIcl
goriinii� ne olursa olsun, herhangi tikel bir olayda bilinebilir kIlma­
bilmesi olanakslzdlr. Omegin b ir yanda, yapIlan iyi hizmetlerle ifa­
de edilen ve bilinen iyi niyeti gozledigimiz, diger yanda kohl hiz­
metIer veya aldlrmazhkla birliktc kotii niyet veya ilgisizligin bir do­
nii�iinii gozledigimiz her yerde bir yeri olan nankorliik sue;:unu ince­
leyin: Biitiin bu ko�ullan, degersizligi veya sue;:lamaYI kapsayan ak­
hmz yoluyla en ince noktasma kadar anlatm ve irdeleyin. Hie;:bir e;:1-
kl�a veya sonuca varamayacakslmzdlr.

AkIl, ya olgu meselesini ya da ili�kiler meselesini yargIlar. 0


halde ilk olarak, burada sue;: olarak adlandlrdlglmlz olgu meselesi­
nin nerede oldugunu ara�tIrln, ona i�aret edin, varhgmm zamamm
belirleyin, oziinii veya dogasml tammlaym, kendisini ke�fettigi du­
yu veya yetiyi ae;:lkJaym. Klymet bilmez ki�inin zihninde ikamet et­
mektedir. Oyleyse bu ki�i onu hissetmeli ve onun bilincinde olma­
hdlr. Orada, kohl niyet veya kesin ilgisizlik tutkusu dl�mda hie;:bir
�ey yoktur. Bunlann kendilerinin her zaman ve biihln ko�ullarda sue;:
oldugunu soyleyemezsiniz. HaYlr, onlar sadece, bize yonelik kotii
niyetini ifade etmi� ve sergilemi� ki�i lere yoneltildiginde sue;:tur. So­
nue;: o larak, e;:lkarabi liriz ki, nankorliik sue;:u tikel bir bireysel olgu
degildir ama seyirciye sunulurken, onun zihninin tikel yaplsl ve do­
kusu yoluyla sue;:lama duygusunu uyandlran ko�ullann bir kan�lkh­
gmdan ortaya e;:lkmaktadlr.

Bu tasanmm yanh� oldugunu soyliiyorsunuz. Sue;: aslmda, ger­


e;:ekligi konusunda akIlla ikna oldugumuz tikel bir olgu ie;:inde bu­
lunmaz; ama geometrinin veya ccbirin dogrulukJanm akIlla ke�fet­
memizle aym tutum ie;:inde, akIlla ke�fettigimiz belirli ahlakf ili�ki­
ler ie;:inde bulunur. B urada bahsettigimiz ili�kiler nelerdir? Yukanda
AHLA.K 125

belirtilen durumda, b i r ki�ide once i y i niyet v e iyi faaliyetleri gotii ­


rum, sonra bir ba�ka ki�ide kotii niyet ve kotii faaliyetleri goriitiim.
Bunlar arasInda bir r;eli�iklik i li�kisi vardlr. Su� bu ili�ki i�inde mi­
dir? Bir ki�inin kotii niyetle benim camml SlktlgInI veya bana kotii
faaliyetlerde bulundugunu farz edelim ve kar�lhgInda ona ilgisiz
davrandlm veya iyi faaliyetlerde bulundum. Burada da r;eli�ikligin
aym i li�kisi vardlr ama yine de benim davram�lm �ogunlukla yiik­
sek derecede ovgiiye degerdir. Bu meseleyi istediginiz kadar evirip
�evirin, ahlakl hi�bir zaman bu ili�kiye yaslayamazslmz; fakat duy­
gunun kararlanna ba�vurmak zorunda kahrsInlz.

iki artl ii�iin on un yanSIna e�it oldugu onaylandlgl zaman, bu


e�itlik ili�kisini eksiksiz olarak anlanm. Tasavvur ederim ki, eger
on, her par�amn bir digeri kadar biriminin o ldugll iki p ar�aya bolU­
niirse ve eger bll par�alardan herhangi biri iki artl ii� i le kIyaslamr­
sa, 0 bile�ik saY I · kadar birimi de i�ine alacakhr. Ne var ki, bu yolla
ahlaki i l i�kilere bir benzetme �izdiginiz zaman, soylemeliyim ki, si­
zi anlamakta tamamen �aresiz kalmm. Ahlaki bir eylem, nankorliik
gibi bir su�, karma�lk bir konudur. Ahlak, kendi par�alannIn birbir­
leriyle ili�kisinde mi kapsanmaktadlr? NasIl? Hangi tutumdan son­
ra? ili�kiyi kesin olarak tayin edin; onermelerinizde daha tikel ve
a�lk olun ve yanh�hklanm kolayca goreceksiniz.

HaYlr dersiniz, ahlak, eylemlerin dogru kurahyla ili�kisinde


kapsamr ve eylemlerin onunla uyu�up uyu�madlgIna gore iyi ve ko­
tii olarak adlandmhr. 0 halde bu dogru kurah nedir? Neyin i�inde
kapsamr? Nasll belirlcnir? Eylemlerin ahlaki ili�kilerini inceleyen
akIl yoluyla, dersiniz. Boylece ahlaki ili�kilerinin irdelenmesi yo­
luyla belirlenir. 0 kural nesnelerin ahlaki i li�kilerinin irdelenmesi
yoluyla belirlenir. Bu iyi bir akIl yiitiitme degil midir?

Biitiin bunlar metafiziktir diye haykmrsInlz. B u yeterlidir; yan­


h�hgIn gii�lii bir kiistahhgml vermek i�in daha ba�ka hi�bir �eye
gerek yoktur. Evet, diye cevap veririm, elbette burada metafizik
vardlr fakat metafizik, h i�bir zaman bilinebilir olamayacak olan ve
de herhangi tikel bir omege veya resimlemeye uymayacak olan �ap-
126 AHLAKi DUYGU YA DAiR

ra�lk bir VarSaYlml geli�tiren mctafizik sizin taraflnIzdadlr. Bizim


benimsedigimiz varsaYlln aYlktIr. AhHikm duygu yoluyla belirlendi­
gi fikrini slirdlirmektedir. Erdemi, seyirciye onamamn ho� bir duy­
gllslInll veren zihinsel her nevi eylem veya nitelik olarak, erdemsiz­
ligi de tersi olarak tanllnlamaktadlr. Daha sonra aylk bir o lgu mese­
lesini incelemeye ve bu etkiye hangi eylemlerin sahip oldugu hak­
kmda akIi ylirlitmeye dogm i lerleriz. Bu eylemlerin anla�tIgl b litiin
ko�ullan irdeleriz ve bu yolla bu duygular aylsmdan baZl genel goz­
lemleri seyip ylkarmak iyin yabalanz. Eger buna metafizik diyorsa­
nIZ ve burada yapra�lk hiybir �ey bulamlyorSanIz, sadece zihninizin
ahhik bilimlerine uygun olmadlgl sonucuna varmanIZ gerekir.

I I . Bir insan kendi daVranI�1 ile i lgili herhangi bir zamanda mli­
talaa ettiginde (tikel bir acil durumda bir karde�ine veya bir iyilik­
yisine daha iyi yardlln edip edemeyecegi gibi), daha listlin bir gore­
ve ve yliklimlUlUge karar vennek iyin, bu ayn ili�kileri, ki�ilerin bli­
tlin ko�ullan ve durumlan ile beraber irdelemel idir. Bir uygendeki
yizgilerin orantlsma karar vennek iyin, 0 fi glirlin dogasml ve ye�it­
Ii paryalannm birbirlerine dayandlgl ili�kiyi incelemek gereklidir.
iki durumda da ortaya ylkan bu benzerlige bakmakslzm, temelinde
ikisi arasmda Uy bir fark vardlr. Uygenlerle veya dairelerle i lgilenen
kurgusal akIi ylirliten birisi, bu figiirlerin paryalannm biryok b i linen
ve veri len i li�kisini du�linur; sonrasmda bir oncekine dayanan bili n­
meyen bir ili�ki Ylkanr. Ahlaki mlitalaalarda ise, biitun nesnelerle ve
onlann birbirleriyle olan butun ili�kileriyle onceden tanI�lk olmah­
ylZ vc butuniin bir kar�Iia�tlflnasmdan, seyimimizi veya onamaml ­
Zl duzcnlemeliyiz. Yeni bir olgu saptanmaml�tIr; yeni bir ili�ki ke�­
fedilmemi�tir. Vakanm biitiin ko�ullan, biz bir onama veya kmama
ciimlesi kurmadan once, onumuzde uzanmahdlr. Eger ozdeksel bir
ko�ul hala b i linmiyorsa veya �uphe gotlirmekteyse, oncelikle onun­
la ilgili ikna olmamlz i yin inceleme yapmah veya dii�unsel yctileri­
mizi kullanmahYlz ve butlin ahlaki' karan veya duyguyu bir sureli­
gine asklya almahYlz. B ir insanm saldlrgan olup olmadlgl konusun­
da bilgisiz oldugumuzda, onu o ldiiren ki�inin masum veya sUylu
AHLAK 127

olup ohnadlgma nasIi karar verebiliriz? Her dunllndan soma, her ili�­
ki bilinir, anlama giiciiniin i�lcyccck ba�ka bir yeri kalmaz ne de ken­
dini yerlqtirebilecegi bir nesne de olmaz. Daha soma ardmdan gelen
onama veya slJ(;:lama yargmm degil ama kalbin bir i�i olabilir ve kur­
gusal bir onenne veya dogrulama dcgil ama ctkin bir his veya duygu­
dur. Anlama giiclini.in sorgulamalannda, bil inen dunllnlardan ve ili�­
ki lerden, yeni ve bilinmeyenleri eylkannz. Ahliikl kararlarda, blitlin
ko�ullar ve ili�kiler onceden bil inmelidir ve zihin, bliti.inlin derin ola­
rak dii�iiniilmesiyle, sevginin vcya nefretin, saygmm veya sayglslzlI­
gm, onamanm veya kmamanm baZl yeni izlcnimlerini hisseder.

Olgl/l1l1l1 yamlglsl ve dOgl"lll1ll11 yamlglsl arasmdaki bliyiik fark


bundan dolaYldlr vc birinin yaygm olarak sucylu olmasmm ve dige­
ri nin olmamasmm nedeni bundan dolaYldlr. Oedipus, Laius 'u 01-
di.irdiigu zaman, ili�ki hakkmda bi lgisi yoktu ve masum ve istck dl­
�l nedenlerdcn i�ledigi eylemi yaratan hataiI fikirlcr olu�turmu�tu.
Nero, Agripp ina'YI oldlirdliglinde, kendisi ve ki�i arasmdaki blitiin
il i�kileri vc olgunun biiti.in ko�ullanm onceden bi liyordu; fakat inti­
kam veya korku vcya eylkar giidiisi.i, i lkel kalbinde gorev ve insan­
cIihk duygulannm iizerinde h<lkim oldu. On lin kcndisinin bu kadar
kIsa bir surede duyarslzla�masma yonelik nefreti ona kar�l ifade et­
tigimizde, bi lgisiz oldugunlln ili�kilerini gordiiglimiizden degil ama
yatkmhglmlzm diirlistli.igiindcn dolaYl , NERO'nun dalkavuklllk ve
en biiyiik sucylardaki uzun dirc�kcnlik sebebiyle katI ia�masma kar�l
duygular hisscderiz.

Daha soma, herhangi bir cye�it ili�kilerin kCf;ifinde dcgil ama bu


duygular ieyindc kapsanan biiti.in ahliikl bclirlemcleri yapanz. Bu tii­
riin bir karanm oluf;iturmaya eyahf;imadan once, nesncnin vcya eyle­
min tarafmda olan her �ey bilinmcli vc saptanmahdlr. Eylcmi bir kez
suey veya erdcmli olarak beyan ettikten soma, kendi tarafunIzda, sucy­
lama veya onama duygusunu hissetmektcn baf;ika bir f;iey kalmaz.

I I I . Bir benzef;imcye eyok yakm yoneldigi bireyok tikelliklerin


ic;:indcki ahHikl guzel ligi dogaliIkla karf;iIiaf;itmrsak, bu ogreti daha
fazla aCYlk olacaktlr. Dogal giizellik tamamen parc;:alann orantlsma,
128 AHLAKi DUYGUYA DAiR

ili�kisine ve konumuna dayanmaktadlr; fakat buradan, giizellik al­


glsmm, geometrik problemlerdeki dogruluk gibi, biitiiniiyle ili�kile­
rin alglsmda kapsandlgml ve tamamen anlama giicii veya entelektii­
el yetilerle uygulandlgml <;Ikarrnak sa<;ma olacakhr. Biitiin bili mler­
de, zihnimiz bilinen ili�kilerden bi linmeyeni ara�tlflr. Begeni veya
dl�sal giizelligin biitiin kararlannda, biitiin ili�kiler onceden goze
goriiniir ve daha sonra, nesnenin dogasma ve organlanmlZln yatkm­
hgma gore bir goniil rahathgl veya tiksinme duygusunu hissetmeye
dogru ilerleriz.

Euclides dairenin biitiin niteliklerini tamamen a<;lklaml�tlr; fa­


kat herhangi bir onerrnede giizelligi ile ilgili tek kelime etmemi�tir.
Sebebi a<;lktlr. Giizellik dairenin bir niteligi degildir. Giizellik, ortak
bir noktadan e�it uzak par<;alan olan bir <;izginin herhangi bir yerin­
de degildir. Boyle duygular hakkmda onu yatkm kIlan kendine has
dokusu olan yaplslmn, zihinde iirettigi figiiriin etkisidir. Duyulan­
mzla veya matematiksel akIl yiiriitme ile dairenin i<;inde veya bu fi­
giiriin biitiin oranlannda giizelligi aramak bo�una olacakhr.

Bir siitunun biitiin par<;alanm ve oranhlanm a<;lklarlarken Pal­


ladio ve Perrault'ya katIlahm. Komi�, sa<;ak, temel, direk iistii taba­
m, �aft ve pervaz hakkmda konu�urlar ve bu ogelerin her birinin ta­
mmml ve pozisyonunu verirler. Giizelliginin tammml ve pozisyo­
nunu sordugunuzda, derhal, giizelligin siitunun par<;alannm veya
ogelerinin herhangi birisinde olmadlgml ama bu karrna�lk figiiriin,
o ince duyumsamalara kar�l yatkm olan giizelin, bir zihne sunuldu­
gu slrada biitiinden sonu<;landlgl cevabml verirler. Ta ki, figiiriin
se<;kinligi ve giizelligi tek ba�ma kendi duygulanndan ortaya <; lkan
bir seyirci goriinene kadar, bu kadar tikel boyutlan ve oranlan olan
bir figiirden ba�kasl yoktur.

Vine, bir Verres' in veya bir Catiline ' i n su<;lanm betimlerken


Cicero'ya e�lik edelim. Ahliiki al<;akhgm, organlannm boyle tikel
bir yaplsl ve bi<;imi olan bir varhga sunuldugunda, hakkmdaki bii­
tiin derin dii�iinmeden <;Ikan aym tutumla sonu<;landlgml kabul et­
melisiniz. Yazar bir yanda hiddeti, ciiretkiirhgl, barbarhgl ve diger
AHLAK 129

yanda uysalhgl, aClyl, kederi, masumiyeti betimleyebilir. Bu du­


rumlann kan�lkhgmdan dolaYl ie;:inizde yiikselen hie;:bir klzgmhk
veya merhamet hissetmezseniz, yazara boyle �iddetle kar�l geldigi
sue;:un veya hainligin neyin ie;:inde kapsandlgml, ilk olarak ne zaman
veya hangi nesne iizerine ba�ladlgml, biitiin aktorlerin her yatkmh­
gl ve dii�iincesi tamamen degi�tigi veya bozuldugu zaman ona bir­
kae;: ay soma ne o lmaktadlr gibi sorulan sormamz bo�una olacakhr.
Bu sorulara, ahlak ilkelerinin soyut varsaYlml iizerine hie;:bir doyu­
rucu cevap verilemez. En azmdan kabul etmeliyiz ki, sue;: veya
ahlakslzhk, anlama giiciiniin nesnesi olabilen tikel bir olgu veya
ili�ki degildir ama tamamen, insan dogasmm yaplsl yoluyla barbar­
hgm veya hlyanetin kavram�l iizerine, kae;:mllmaz olarak hissettigi­
miz tenkit duygusundan ortaya e;:lkmaktadlr.

IV. Canslz nesneler, ahlaki aracIlarda gozledigimiz biitiin aym


ili�kileri birbirlerine dayandlrabilir. Yine de onceki asia sevgi veya
nefret nesnesi olamaz ve de sonue;: olarak degere veya degersizlige
yatkm olamaz. Kendi ebeveynine iistiin gelen ve onu yok eden kor­
pe bir agae;:, Nero 'nun Agripp ina ' yl oldiirdiigii zamanki aym ili�ki­
lerde durur ve eger ahlaki olan salt olarak ili�kilerde bulunuyorsa,
e�it derecedc sue;: te�kil ettigi �iiphe gotiirmez.

V. Ae;:lke;:a goriiniir ki, insan eylemlerinin nihai sonlan, herhan­


gi bir durumda, akIl ile hie;:bir zaman hesaplanamaz ama entelektii­
el yetilere baglmhhk olmadan, insanoglunun duygulanna ve duygu­
Iammlanna kendilerini tamamen sahk verir. B ir insana neden egzer­
siz yaptlgml sorun, c;iinkii saghgml korumak istiyorum cevabml ve­
recektir. Soma neden saghkh olmak istedigini ara�tlflrsamz, kolay­
ca c;iinkii hastaltk aCI verici cevabml verecektir. Eger ara�hrmamzl
ileriye ta�lfSamz ve aCldan neden nefret ettigine yonelik bir sebep
isterseniz, bir cevap verebilmesi olanakslzdlr. Bu nihai bir sondur
ve hie;:bir zaman ba�ka bir nesneye baglanmaz.

Belki ikinci sorunuz olan neden saghkh olmak istedigi sorusu­


na, aynca meslegi ic;in gerekli oldugu cevab m l da verebilir. Eger bu
anlamda neden tedirgin oldugunu sorarsamz, para kazanmak iste-
130 AHLAKi DUYGUYA DAiR

digi cevabml verecektir. Eger neden diye Israr ederseniz, para haz
alma aracldlr diyecektir. Bunun otesinde bir neden aramak giiliiny
olur. Sonsuzluk iyinde bir ilerleme olabilmesi olanakslzdlr ve 0 tek
�ey her zaman ba�ka bir �eyin istenmesinin bir sebebi olabilir. Bir
�ey kendi hesabma ve insan duygusu ve duygulamml ile dolayslz
uyumu veya uzla�lsl nedeniyle istenilir olmahdlr.

imdi erdem bir son oldugundan ve salt olarak ilettigi dolayslz


doyum i'yin, iicret ve odiil olmakslZln, kendi hesabma istendiginden
dolaYI gerekmektedir ki, dokundugu bir duygu yani, i ysel bir bege­
ni veya his veya ahliiki iyiyi ve kotiiyii aYlran ve birini benimserken
digerini reddeden �eyi nasIl adlandlrmak isterseniz, 0 vardlr.

Boylece, akhn ve begeninin ayn slmrlan ve i�leri kolayhkla


saptanmaktadlr. Onceki dogrulugun ve yanh�hgm bilgisini iletir,
sonraki giizelligin ve yirkinligin, erdemin ve erdemsizin duygusunu
verir. Birisi nesneleri, arttJrma ve azaltma olmadan dogada durduk­
Ian gibi ke�feder, digerinin verimli bir yetisi vardlr ve biitiin dogal
nesneleri iysel duygudan alman renklerle siisler veya allaYlp pullar
ve yeni bir yaradIlI� tutumu iyinde besler. Akll, serin durarak ve ka­
n�mayarak, eyleme yonelik bir giidii degildir ve mutluluga ula�ma
veya mutsuzluktan kaymma araylanm bize gostererek, sadece itki
veya hevesten alman diirtiiyii yonlendirir. Begeni, haz veya aCI ver­
digi ve 0 suretle mutluluga veya mutsuzluga katloda bulundugu iyin,
eyleme yonelik bir giidii olur ve istemeye ve iradeye yonelik ilk kay­
nak veya diirtiidiir. Bilinen veya varsayIlan ko�ullardan ve ili�kiler­
den, akIl saklananm ve bilinmeyenin ke�fine bizi yonlendirir, biitiin
ko�ul1ar ve ili�kiler oniimiize uzandlktan sonra, sonraki bizim, sUy-
lama veya onamanm yeni bir duygusunu biitiinden hissetmemizi
saglar. Birinin standard I, �eylerin dogasmda temellenerek, Tann'nm
istegi yoluyla bile sonsuz ve bozulmazdlr. Digerinin standardl, hay­
vanlann sonsuz tasansl ve yapIlanmasmdan ortaya ylkarak, nihai
olarak, her varhga kendine has dogasml bah�eden ve var olmamn ye­
�itli smIflanm ve diizenlerini diizenleyen 0 Tann 'dan tiiremektedir.
EK II

OZ-SEVGiYE DAiR

B in;:oklan arasmda hakim oldugu varsayI!an, hi�bir erdem ve­


ya ahlaki duygu ile uyu�madlgl soylenen bir ilke vardlr. En yoksun
yatkmliktan ba�ka bir �eyden ileri gelmedigi i�in, donii�iinde 0
ahlak bozuklugunu cesaretlendirrneye yonelik i lerlemeye egiliml i ­
dir. Bu i lke �udur ki , biitiin iyilikseverlik salt iki yiizliiliiktiir, arka­
da�hk bir kandlrrnacadlr, dayam�ma ruhu bir maskaralikhr, sadakat,
giiven ve itimat kazanmak i�in bir tuzaktlr ve hepimiz en temelde,
sadece kendi ki�isel �lkanmlZl ararken, ba�kalannm siingiisiinii in­
dirrnesi i�in ve onlan hi lelerimize ve entrikalanmlza daha a�l k kll­
mak i�in bu ho� maske!eri takanz. Boyle ilkelere sahip olan ve boy­
le zararli bir kuraml yalanlayacak hi�bir i�sel duyguyu h issetmeyen
birinin nas I ! bir kalbe sahip olmasl gerektigini hayal etmek kolay­
dlr. Aynca, boyle igren� renkler altmda tasarladlgl bir tiire, ne kadar
sevgi ve iyilikseverlik derecesinde katlanabi lir oldugu ve minnettar­
hk ve herhangi bir duygulamm i adesine �ok az yatkm oldugu var­
saYllabilir. Bu i l keleri tamamen yozla�ml� bir kalbe yiiklememe!iy­
sek, onlan en azmdan en dikkatsiz ve �okmii� incelemeden hesap­
lamahYlz. Aslmda yiizeyse! akI! yiiriitenler, insanlar arasmdaki bir­
�ok yanh� gosteriyi gozleyerek ve belki kendi yatkmliklannda �ok
gii�lii bir klsltlama h issetmeyerek, �u gene! ve acele sonucu �izebi­
lirler: Her�ey e�it olarak yozla�maktadlr ve insanlar, hayvanlardan
farkh olarak ve aslmda varligm diger biitiin tiirlerinden farkh ola-
1 32 OZ-SEVGiYE DA iR

rak, iyi veya kotiiniin hic;bir derecesini kabul etmcyen ama her or­
nekte, farkh maskeler ve goriinii�ler altmdaki aym yaratlklardlr.

Bir baklma oncekini andlran, filozoflann iizerinde Israr ettigi


ve b i rc;ok sistemin temeli olmu� olan, ba�ka bir ilke vardlr. B i r ki�i­
nin hissedebilecegi veya ba�kalan ic;in hissettigini imgeleyebi lece­
gi hangi duygulamm olursa olsun, hic;bir tutku ilgisiz degildir veya
olamaz. En yiice goniillii arkada�hk, ic;ten bile olsa, oz-sevginin bir
nitelendirmesidir. Kendimize b i linmez olsa bile, insanoglunun oz­
giirliigiine ve mutluluguna olan slmflandlrmalara en derinden gir­
mi� goriinerek, biz sadece kendi doyumumuzu aranz. imgelemin
bir donii�iiyle, refleksiyonun bir inceligiyle, tutkunun bir heyeca­
myla, ba�kalannm C;lkarlanndan pay ahr goriiniiriiz ve biitiin bencil
anlayl�lardan kendimizi C;lkardlglmlzl imgeler goriiniiriiz; fakat en
temelde, en yiice goniillii yurtseverin ve en sib cimrinin, en cesur
kahramanm ve en sefil korkagm, her eylemde kendi mutluluklanna
ve refahlanna yonelik e�it sayglsl vardlr.

Her kim bu fikrin goriinen egiliminden, onu meslek edinmi� ki­


�ilerin iyilikseverligin dogru duygulanm hissetmesinin olanakh 01-
mayacagml veya samimi erdem ic;in bir sayglsmm olmayacagml C;I­
kanrsa, kendisini her uygulamada c;ok yamlml� bulacaktJr. Diiriist­
liik ve onur, Epikiiros ve yanda�lanna yabanci degildi. Atticus ve
Horatius, ciddi okullann bir ogrencisi kadar yiice goniillii ve arka-
I
da�c;a egilimler ile dogadan zevk ahrml� ve refleksiyondan beslenir-
mi� goriiniirdii. Modem olanlar arasmda, ahliik ilkelerinin benci llik
sistemini koruyan Hobbes ve Locke, birincisi felsefesinin eksikleri­
ni kapatabilecek olan dinin herhangi bir klsltlamasl altma girmese
de, suc;lanamaz hayatlar ya�adilar.

Bir Epikiirosc;u veya Hobbesc;u kolayca kabul edecektir ki,


diinyada ikiyiizliiliik veya maskeleme olmadan da arkada�hk diye
bir �ey vardlr; yine de, eger ben her duygulammm, imgelemin tikel
bir donii�ii yoluyla c;e�itli goriinii�lerin ic;ine klvnlan ve kahba do­
kiilen oz-sevgi oldugunu aC;lklarsam, felsefi bir kimya yoluyla bu
AHLAK 133

tutkunun ogelerini c;:ozumlemeye giri�ebilir. Halbuki imgelemin ay­


m donu�u her insanda hftkim olmadlgmdan ve de kokense! tutkuya
aym yonu vermediginden, bu bile, insan karakterlerinde en geni�
aynml yapmak ic;:in ve bir insam erdemli ve insancil, ba�ka bir in­
sam erdemsiz ve C;:lkarcl olarak adlandlrmak ic;:in, bencillik sistemi­
ne gore yeterlidir. Oz-sevgisi, hangi anlamda olursa olsun, ba�kala­
nna ilgi duyacak kadar yonlendirilmi� bir insana saygl duyanm ve
onu toplumun hizmetkftn kllanm, aym �ekilde kendi tatminlerinin
ve eglencelerinin otesinde hic;:bir �eye saygl gostermeyen bir insan­
dan ise nefret eder veya onu kuc;:umserim. Bu karakterlerin, Zit go­
riinme!erine ragmen, temelde aym olduklanm ve onlar arasmdaki
butiin farkl du�unccnin c;:ok ufak donu�unun olu�turdugunu soyleme­
niz bo�unadlr. Bu ufak farkhhklara bakmadan, her karakter uygula­
mada bana oldukc;:a surekli ve degi�tirilemez g6riinmektedir. Seyle­
rin gene! goriiniimlerinden ortaya C;:lkan dogal duygulann, ba�ka ko­
nular ic;:inde bu goriinumlerin en ufak kokeni i le ilgili kumazca ref­
lekslyonlar tarafmdan kolayca tahrip edili�ini bundan fazla bula­
mam. Simadaki butiin farkhhgm, bir yUzeyin 1�lgm k6kense! renkle­
rinden birini yansltmak ve digerlerini emmek ic;:in nite!endirilmesi
anlammda, derinin en kuc;:uk b6liimlerindeki en ufak kalmhk farkla­
nndan ortaya C;:lkhgml felsefeden 6grenmi� olsam da, bir c;:ehrenin
canh, ne�e!i rengi bana goniil rahathgl ve hazla ilham vermez mi?

insamn evrensel ve tarafll bencilligiyle i lgili som, ahlilk ve uy­


gulama aC;:lsmdan genellikle imge!enen kadar ozdeksel olmasa da,
kesinlikle insan dogasmm kurgusal bilimi ic;:inde onemlidir ve me­
rakm ve ara�hrmamn uygun bir nesnesidir. Bu sebeple, burada onun
uzerine birkac;: refleksiyon yapmak uygunsuz olmayabilir. I

I iyilikseverlik dogal olarak ikiye aynhr; gellel ve likel. ilki, ki�i ile arkada�hgl­
mlZIn veya baglantImlzIn veya ona sayglmlZIn olmadlgl fakat sadece ona genel
bir sempati duydugumuz veya aCISIna yonelik bir merhamet duydugumuz ve
hazlanm kutladlglmlz yerdedir. iyilikseverligin diger tiirleri erdemin bir fikrin­
de, bizim iyin yapdan hizmetlerde veya baZI tikel baglantIlarda bulunmaktadlr.
Bu duygulann hepsi insan dogasInda geryek kabul edilmelidir fakat oz-sevginin
1 34 bZ-SEvaivE DAiR

Bencillik kuramilla yonelik en aC;:lk itiraz �udur; ortak hisse ve


en onyarglslz kavramlanmlza kar�lt oldugu ic;:in, bu kadar olagandl­
�I bir paradoks kunnak felsefenin en yiiksek esnekligini gerektir­
mektedir. En dikkatsiz gozlemciye, iyilikseverlik ve yiice goniiIlii­
liik gibi yatkllliIklann ve sevgi, dostluk, merhamet, minnettariIk gi­
bi duygulallImlann goriinmesi gerekir. Bu duygulann, gozlem ve
ortak dil tarafilldan i�aretienen ve aC;:lkc;:a bencil tutkulannkilerden
aynlan, kendi nedenleri, sonuc;:lan, nesneleri ve i�lemleri vardlr. Bu,
�eylerin aC;:lk goriiniimii oldugundan, onceki duygulallImlann sonra­
kilerin degi�ikliklerinden ba�ka bir �ey olmadlklanllI kallItiayabi­
len, insan dogasilla daha derinden i�lenmesi ile ke�fedilen bir kura­
ma kadar bu kabul edilmelidir. Bu c;:e�it biitiin giri�imler �imdiye ka­
dar verimsiz olmu� ve felsefedeki yaniI� akJ i yiiriitmenin onemli bir
kaynagl olmu� olan basitlik sevgisinden ileri gelmi�tir. B u konuya
daha detayh olarak ginneyecegim. B irc;:ok yetkin fiIozof bu sistem­
lerin yetersizIigini gostenni�tir. En kiic;:iik refleksiyonla her tarafslz
ara�tInnacl ic;:in aC;:lk olacagilla inallIyorum.

Konunun dogaslllill benimsendigi en giic;:lii tahmin �udur ki ,


bencil duygulallImlardan C;:lkan iyilikseverligin kokenini hesapla­
mak ve insan zihninin biitiin c;:e�itii hissedi�lerini eksiksiz bir basit­
Iige indirgemek ic;:in, gelecekte daha iyi bir sistem kurulmayacaktIr.
Durum, feisefenin tiirlerinde fizikte oldugu gibi degildir. Dogadaki
bir varsaYlm, ilk goriinii�lerin tersine, daha dogru inceleme iizerine
saglam ve doyurucu bulunmu�tur. Bu tiiriin ornekleri 0 kadar slktIr
ki, zeki oldugu kadar da mantIkh bir fiIozof, ancak en az aC;:lk ve ta­
mdlk olan nedenlerden ortaya C;:lkan genel tahmin olarak herhangi
bir fenomenin iiretilebildigi bir yoldan fazlasl varsa, dogrulamaya
giri�ebilir. Ne var ki, bu tahmin, tutkulanmlzlll ve insan zihninin ic;:-

bazi ince algllamalan i9inde 90ziiliip 90ziilmeyecekleri, onemli olmasmdan ziya­


de merak uyandmcldlr. Onceki duyguya, yani genel iyilikseverligin veya insan­
cllhgm veya duyguda�hgm duygusuna, bu incelemenin akl�mda slk slk degine­
cegimiz dummlar olacakur ve genel deneyimden dolaYI, ba�ka kamt vermeden,
onu gen;ek oIarak dii�iinecegim.
AHLAK [35

sel i�lemlerinin kokeni i l e i lgili biitiin ara�tIrmalarda, her zaman di­


ger tarafta uzanmaktadlr. Herhangi bir fenomen iyin tayin edilebi len
en basit ve en aylk sebep, muhtemelen dogru olandlr. B ir fi lozof sis­
temini aylklarken bazl yok karma�lk ve inceltilmi� refleksiyonlara
ba�vurmaya ve onlan bir tutkunun veya hissin iiriinii aylsmdan oz
olarak varsaymaya mecbur oldugunda, boyle aidatici bir kurama
kar�l kendimizi Uy derecede korumaya almak iyin nedenimiz vardlf.
Duygulammlar, aklm veya imgelemin inceliklerinden ylkan herhan­
gi bir izlenime yatkm degildir ve her zaman bulunur ki , insan zihni­
nin dar kapasitesinden ylkan, sonraki yetilerin canh bir uygulamasl,
zonmlu olarak oncckindeki biitiin etkinligi yok eder. Baskm giidii­
miiz veya egilimimiz, zihnin kibirden veya kendini begenmi�likten
dolaYI daha yaygm oldugunu varsaymaya istekli oldugu diger giidii­
lere katIldlgmda ve onlara kan�tIgmda, aslmda slkl slk bizden sak­
lamr. Bu doganm saklanmasmm, glidiiniin yapra�lkhgmdan ve kar­
ma�lkhgmdan ylkml� oldugu ornek yoktur. B ir arkada�ml veya ha­
misini kaybetmi� olan bir insan, biitiin iiziintiisiiniin, dar veya ylkar­
h dii�iincelerin bir kan�lml olmadan, yiice goniillii duygulardan ylk­
tIgl konusunda kendisini pohpohlayabilir; fakat himayesine ve ko­
rumasma ihtiyay duydugu degerli bir arkada�l iyin iiziilen bir insan
iyin nasil dii�iinebiliriz ki, tutkulu sevecenligi, ki�isel ylkara yone­
lik temeli veya geryekligi olmayan metafiziksel bir ilgiden ortaya
ylkmaktadlr? Aym zamanda imgeleyebiliriz ki, saatinkiler gibi da­
kika yarklanmn ve yaylanmn yiiklii bir vagona devinim kazandlr­
maSI, boyle yapra�lk refleksiyonlardan ylkan tutkunun kokeni iyin
de dii�iiniilebilir.

Hayvanlar hem kendi tiirlerine hem de bizim tiiriimiize kar�l


�efkatli olmaya yatkmdlrlar ve de bu durumda, en kiiyiik bir �iiphe
veya hile yoktur. Onlann da ml biitiin duygulanmn ki�isel ylkann
ince1tilmi� tiimdengelimlerinden ylktlgml hesaplamahYlz? ikinc i
derece tiirlerde ylkarSlz bir iyilikseverlik oldugunu kabul edersek,
bu kurah iist tiir iyin reddedebilir miyiz?
136 bZ-SEVGIYE DAiR

Cinsiyetler arasl a�k, bir itkinin tatmin edilmesinden <;ok ote


bir goniil rahathgl ve iyi niyet dogurur. Biitiin duyarh varhklarda
<;ocuklanna olan sevecenlik yaygm olarak ki�isel <;Ikann en gii<;lii
giidiilerini dengelemeye tek ba�ma yetkindir ve bu duygulammda
hi<;bir baglmhhk tutumu olmaz. Hasta <;ocuguna siirekli e�lik ede­
rek kendi saghgml kaybeden ve sonrasmda <;ocugunun oliimii i le bu
e�lik<;iligin koleliginden ozgiir kaldlgmda zaYlf dii�en ve iiziintiiden
olen, seven bir annenin goriinii�te nasil bir <;Ikan o labilir?

Minnettarhk insan yiireginin bir duygulamml degil midir, yok­


sa herhangi bir anlaml veya ger<;ekligi olmayan bir kelimeden mi
ibarettir? Bir insanm arkada�hgmda bir ba�kasmdakinin iizerinde
doyum ya�amaz mlylz veya yokluk veya oliim bizim bu doyuma
katilmamlZl engellediginde bile, arkada�lmlzm refahm l istemez mi­
yiz? Ya da hillil canh ve mevcutken, bu doyuma katilmamlzi sagla­
yan ona kar�1 duygulammlmlz ve sayglmlz dl�mda yaygm olarak
ba�ka nedir ki?

Bunlar ve ba�ka binlerce omek, bizi bir nesneye baglayan ger­


<;ek bir <;Ikar olmadlgl yerde, insan dogasmdaki genel iyilikseverli­
gin i�aretleridir. Boylesi i<;in, bilinen ve kabul edilen, bir imgelenen
<;Ikann nasil bir tutku veya hissin kokeni olabildiginin a<;lklamasl
gii<; goriiniir. Bu tiiriin hi<;bir doyurucu kuraml heniiz ke�fedilme­
mi�tir, ve de insanlan gelecekteki <;ah�malanna daha kabul edilebi­
lir bir ba�annm e�lik etmesi i<;in en kii<;iik olaslhk yoktur.

Dahasl, meseleyi dogru degerlendirirsek, oz-sevgiden ayn <;1-


karslz bir iyilikseverlige izin veren kuramm, ger<;ekten i<;inde daha
fazla basitlik kapsadlgml ve doganm klyaslanmasma, biitiin arka­
da�hgl ve insancIlhgl bu son ilke i<;inde <;oziimlemeye <;ah�andan
daha fazla uydugunu buluruz. Herkes tarafmdan kabul edilen, biitiin
duyusal hazdan zorunlu olarak once gelen ve bizi dogrudan nesne­
nin iyeliginin arayl�ma yonlendiren bedensel eksiklikler veya itki­
ler vardlr. Bu sebeple, a<;hgm ve susuzlugun sonu yemek ve i<;mek­
tir ve bu birincil itkilerin tatminiyle ikincil ve <;Ikarh olan, istegin
AHLAK 137

ba�ka bir ttiriintin nesnesi olabilen bir haz ortaya <;:lkanr. Aym �ekil­
de, <;:lkara yonelik herhangi bir ilgi olmadan, tin veya gti<;: ya da in­
tikam gibi tikel nesnelerin arayl�ma bizi dolayslz olarak sevk eden
zihinsel tutumlar da vardlr ve bu nesnelere haz veren bir zevk e�lik
ettiginde, bizim dti�ktin duygulammlanmlzm sonucu ardmdan gelir.
Doga, zihnin i<;:sel iskeleti ve yaplsl yoluyla, tine kokensel bir meyil
vennelidir, 0 zaman bu kazammdan bir haz tiretebi liriz veya oz-sev­
ginin gUdtilerindcn ve mutluluk istcginden onu izleyebiliriz. Eger
hi<;: kibrim yoksa, oviilmekten bir tat almam, eger hlrsh degilsem,
gU<;: bana haz vermez, eger klzgm degilsem, bir muhalifimin ceza­
landmlmasl beni hi<;: ilgilendinnez. Btitiin bu dummlarda, dolayslz
olarak nesneye i�aret eden ve onu bizim iyiligimiz veya mutlulugu­
muz olarak olu�turan bir tutku vardlr. Bununla beraber, bu tutku ko­
kensel duygulammlanmlz tarafmdan boylesini olu�turduktan sonra
ortaya <;:lkan ve bu tutkllyu mutlulugllmuzun bir par<;:aSl olarak izle­
yen ba�ka ikincil tutklllar vardlr. Oz sevgiden once gelcn ba�ka bir
<;:e�it itki olsaydl, 0 dogal duygu kendisini nadiren gosterebilirdi;
<;:tinkti bu dllmmda kii<;:iik ve silik acdar veya hazlan hissederdik ve
ka<;:mmak veya takip etmck i<;:in <;:ok az mutsuzlugumuz veya mut­
lulugumuz olurdu.

imdi, bunun iyilikseverlik ve arkada�hk dummlannda da ben­


zer olabildigini ve huyumuzun kokensel yaplsmdan dolaYl, 0 duy­
gulammm ara<;:lan yolllyla, b izim kendi iyiligimiz olan ve iyilikse­
verligin ve ki�isel hazlann birle�ik gtidtilerinden dolaYl sonrasmda
takip edilen, ba�kasmm mutluluguna veya iyiligine kar�1 bir i stek
hissedebilmemizi anlamaktaki zorluk nerededir? Kim gonnez ki,
sadece tutkunun gtictinden <;:lkan intikam duygusunun, bizim bile­
rek rahathgm, <;:lkann veya gUvenligin her idrakin i bo�lamamlzl
saglayacak kadar hevesle takip edilebilir ve bazl kinci hayvanlar gi­
bi, mhlanmlzm tamamml bir dti�mana verdigimiz yaralara aktara­
bilir. Husumet ve garezin daha karanhk tutkulanna tartl�maslz ola­
rak bah�edilen bazl ayncahklan, insancdhk ve arkada�hkta hesaba
katmayan ne kadar da zarar gonnii� bir felsefedir. Boyle bir felsefe,
138 oz-sEvaiYE DAiR

insan dogasmm geryck bir tasviri ve tammlamasmdan ziyade, yan­


Sl insan yansl keyi olan mitsel bir karaktere benzeyen ve yel i �kili
zekaya sahip bir varlIk i<;in ve alay etmek i<;in iyi bir temel o labilir;
fakat ciddi bir kanltlama veya akIl yiiriitme i<;in fazlaslyla kotiidiir.
EK III

ADALET ACISINDAN BAZI EK


DEGERLENDiRMELER

Ek I l l ' iin maksadl, Adaletin kokenine ve dogasma dair ba�ka


aylklamalar vermek ve onunla diger erdemler arasmdaki bazl fark­
h hklara i�aret etmektir.

insancIihgm ve iyilikseverligin sosyal erdemleri kendi etki leri­


ni, duygulammlan harekete geyirirken herhangi bir takvimi ya da
sistemi iyermeyen ve de ba�kalann m birliginden, benzerinden veya
omeginden ylkan sonuylan kapsayan 0 basit nesneyi ba�hca olarak
gorii�te tutan dogrudan bir egilim veya iygiidii yoluyla dolayslz ola­
rak gostermez. B ir ebeveyn, onu harekete geyiren ve benzer ko�ul­
larda insanoglunun geri kalanm duygulanna veya davram�lanna
yansltmaya yonelik hiybir serbestlik tammayacagl 0 dogal duygu­
da�hkla kendinden geyerek, yocugunun yardlmma ko�ar. Yiice go­
niillii bir insan arkada�ma hizmet etmenin bir flfSatIm memnuniyet­
Ie kollar; yiinkii kendisini iyiliksever duygulammlann hakimiyeti
altmda hisseder, aynca evrende ba�ka bir insamn daha once boyle
asil giidiilerle harekete geyirilip geyirilmedigiyle veya sonrasmda
onlann etkisini kamtiaYlp kamtlamayacagl ile de ilgilenmez. Biitiin
bu durumlarda, sosyal tutkulann goriinii�te bireysel bir nesnesi var­
dlr ve sevilen ve saygl duyulan ki�inin tek ba�ma giivenligini veya
mutlulugunu takip eder. Bu yolla doyuma ula�lrlar; bu yolla raZl
140 ADALET A<;:ISINDAN BAZI EK DEGERLENDiRMELER

olurlar. Onlann sevecen etkilerinden sonue;lanan iyi, kendi ie;inde


tam ve biitiin oldugu ie;in, ilave sonue;lar iizerine bir refleksiyon 01-
madan ve toplumun diger iiyelerinin muvafakatinin veya uymasmm
geni�letilmi� gi:irii�leri olmadan, onamanm ahblki' duygusunu da
ki�klrtlr. Bunun tersine, yiice gi:iniillii arkada� ya da ilgisiz vatanse­
ver iyilikseverligin uygulanmasmda tek ba�ma dursaydl, bu bizim
gi:iziimiizde onun degerini daha e;ok artmrdl ve onun diger daha yii­
ce!tilmi� degerlerine, nadirligin ve canhhgm i:ivgiisii katlhrd l .

Durum, adalet v e sadakatin sosyal erdemleri ie;in aym degildir.


Onlar yiiksek derecede faydahdlr veya aslmda insanoglunun refahl
ie;in kesinlikle gereklidir. Onlardan sonue;lanan yarar her bireyse!
eylemin sonucu degildir ama toplumun tamaml veya biiyiik bir klS­
ml tarafmdan uzla�ilan biitiin 0 diizen veya sistemden ortaya e;lk­
maktadlr. Genel ban� ve diizen, adaletin veya digerlerinin iyelikle­
rinden e;lkan gene! bir yoksunlugunun e�like;ileridir. Ama bireyse!
bir vatanda�m tike! hakkma duyulan tike! bir saygl, kendi ie;inde ir­
de!endiginde, slk slk bire;ok i:irnekte zararh sonue;lann iiretimi ola­
bilir. Bireyse! eylemlerin sonucu burada biitiin bir eylemlcr sistemi­
ne zlttlr ve sonrak.i, yiiksek derecede avantajh olurken, i:inceki ue;
derecede zararh olabilir. Bir ebeveynden miras alman zenginlikler
ki:itii bir adamm clinde �eytanhgm aracldlr. Veraset hakkl bir i:irnek­
te zararh olabilir. Faydasl sadece gene! kurala riayetten ortaya e;lkar
ve eger tikel karakterlerden ve durumlardan akan biitiin ki:itiiliikler
ve rahatslzhklar ona uyularak te!afi edilirse, bu yeterlidir.

Gene; ve deneyimsiz Cyrus, uzun paltoyu uzun boylu e;ocuga,


klsa paltoyu klsa olana devrettiginde, sadece i:iniine gelen bireysel
vakaYI degerlendirdi ve slmrh bir uygunluk ve kolayhk iizerine dii­
�iindii. Babasl daha geni�letilmi� gi:irii�lere ve sonue;lara i�aret eder­
ken ve i:igrencisini, toplumdaki genel ban� ve diizeni desteklemeye
yi:inelik gerekli genel ve Ylkllmaz kurallar hakkmda bilgilendirirken
Cyrus 'u iyi egitmi�ti.

insanoglunun iyilikseverligin ve onun alt b61iimlerinin sosyal er-


AHLAK 141

deminden ortaya 91kan mutlulugu ve refahl, bin;:ok el tarafmdan in�a


edilmi�, iizerine konulan her ta�la hiilii yiikselen ve her i�9inin 9alI�­
kanligl ve verdigi oneme orantIli olarak biiyiiyen bir duvar ile kar�l­
la�tlfllabilir. Adaletin ve onun alt boliimlerinin sosyal erdemi tarafm­
dan yiikseltilen mutluluk, her bireysel ta�m kendiliginden yere sarktl­
gl ve biitiin yapmm, baglantIli par9alannm kar�llIkli destegi ve birle­
�imi tarafmdan desteklendigi bir kemerin yaplslyla kar�Ila�tlfllamaz.

Doganm miilkiyeti diizenleyen biitiin kanunlan ve biitiin mede­


ni kanunlar geneldir. Ki�inin ilgili oldugu karakterleri, durumlan ve
baglantIlan veya herhangi tikel bir durumun sundugu bu kanunlann
belirleniminden sonu9lanabilen tikel sonu9lan goz online almadan,
vakanm bazl onemli ko�ullanm tek ba�ma dikkate alir. Eger iyi bir
unvan yanlI�lIkla kazamlml�sa, zaten zenginliklerin gereginden faz­
lasml Ylgml� olan benci l bir cimriye onlan bah�etmek i9in, yararli
bir adaml blitiin iyeliklerinden gekinmeden mahrum eder. Toplum
faydasl, bu miilkiyetin genel, esnek olmayan kurallarla diizenlen­
mesini gerektirir ve boyle kurallar toplum faydasma en iyi hizmet
edenler olarak uyarlanmalanna ragmen, blitiin tikel slkmtIlan onle­
mek veya her bireysel vakadan 91kan sonu9lar olu�tunnak onlar i9in
olanakslzdlr. Medeni toplumun desteklenmesi i9in genel planm ve­
ya dlizenin gerekli olmasl ve iyinin dengesinin bu yolla kotiinlin
dengesine galip gelmesi yeterlidir. Sonsuz bilgelikle planlanml� 0 1-
sa da, evrenin genel kanunlan bile biitiin kotiiliigii veya her tikel i�­
lemdeki rahatslzlIgl dl�layamaz.

Adaletin insanlann Sozle�melerinden ortaya 91ktIgi ve insa­


noglunun gonlillii se9iminden, nzasmdan veya uyu�masmdan i leri
geldigi bazilan tarafmdan ileri siiriilmii�tiir. Eger sozle�meden kaslt
bir soz verme ise (ki kelimenin en ah�Ildlk anlaml budur), hi9bir �ey
bu durumdan daha sa9ma olamaz. Veri len s � zlere riayet edilmesi,
adaletin en onemli par9alanndan biridir ve sozlimlizii tutmaya ke­
sinlikle bagli degilizdir; 9iinkli soziimiizii zaten tutmak i9in vermi­
�izdir. Eger sozle�me ile kastedilen, her insamn kendi yiireginde
hissettigi, arkada�lannda i�aret ettigi ve onu genel eylemler plam-
1 42 ADALET At;:ISINDAN BAZI EK DEGERLENDiRMELER

mn veya sisteminin ic;:inde ba�kalanyla uyu�maya ta�lyan ve toplum


faydasma meyleden bir ortak c;tkar hissiyse, bu anlamda, adaletin
insanlann sozle�melerinden ortaya C;:lktJgI kabul edilmelidir. Eger
adaletin tikel bir eyleminin tikel sonuc;:lanmn bireylere oldugu gibi
topluma da zararh olabildigi kabul edilirse (ki aslmda gerc;:ektir),
bunu, her insanm bu erdemi benimserken, bir goziiniin de genel pla­
nm veya sistemin i.izerinde olmasl gerektigi ve arkada�lannm mu­
vafakatinin da aym davranJ� ve tutum ic;:inde olmaslnJ beklemesinin
gerekliligi takip eder. Kendisinin her eyleminin sonuc;:lanna gore
biitiin gorii�leri bozulsaydl, iyilikseverligi ve insancIlhgl kadar oz­
sevgisi de onu, hak ve adaletin slkl kurallanna uyanlardan c;:ok da­
ha farkh davranJ� olc;:iitlerine slkhkla zorlayabilirdi.

Bu sebeple, iki adam ortak C;:lkar ic;:in, herhangi bir soz verme
veya anla�ma olmadan, ortak sozle�me yoluyla bir kaYIgm kiirekle­
rini c;:eker. B u sebeple altm ve giimii� degi� toku� o lc;:iitii olmaktadlr.
Bu sebeple, soz ve kelimeler ve dil, insan sozle�mesi ve anla�masl
ile diizenlenmektedir. Eger her biri kendi rollerini oynarsa, her �e­
yin iki veya daha fazla insan ic;:in avantaj h o lmasl; eger sadece biri
oynarsa biitiin avantaj m kaybedilir olmasl ba�ka hic;:bir i l keden or­
taya C;:lkamaz. Aksi halde onlardan hic;:birini bu davranJ� diizenine
sokacak ba�ka hic;:bii giidii olmayacakttr. 1

I Miilkiyet ve dolaYlslyla ada let ile ilgili bu kuram Grotius tarafmdan uyarlanan ve
ima edilen ile aymdlr. ["Buradan, Hesap Kitap Adamlanmn, eski Topluluklar­
dan, once hareket eden soma hareketsiz $eylere dogru aynldlgml ogreniriz. Ya­
ni, insanlar artlk Yeryiiziiniin insanlann Kamml Doyurmasl i�in iirettiklerinden
ho�nut kalmayarak, artlk M agaralarda ya�amak, �Iplak dola�mak ya da sadece
Aga� Yapraklanyla veya vah�i Hayvanlann Derileriyle giyinmek istemeyerek,
daha rahat ve daha ho� bir $ekilde ya�amayl istemeleri sayesinde, baztlannm Bir
�ey i�in digerlerinin ba�ka bir �ey i�in istihdam edildigi, i� ve <;:ah�kanhgm ge­
rekli oldugu bir sona gelmi�lerdir. Artlk $eyleri ortak kullanmamn hi�bir olanak­
hhgl kalmaml�t1r. ilkin her �eyin kaderinin �izilmi� oldugu Uzak Yerlenn Akhn
ve soma E�itlik ve Sevgi Kusurundan dolaYl, adil bir e�itlik ne i �lerinde ne de
yiyeceklerini tiiketimlerinde gozlenmi�tir.
Boylece Miilkiyetin sadece Zihnin i�sel bir Eyleminden dogmayan Kokenini go­
riiriiz. Bir ki�i, ba�kalannm kendileri i�in neyi uygun buldugunu bilemeyecegin-
AHLAK 143

Dogal kelimesi yaygm olarak biryok duyuda bulunmaktadlr v e


anlamca oyle geni�tir k i , adaletin dogal olup olmadlgl hakkmda tar­
tl�mak yersiz goriinmektedir. Eger oz-sevgi, iyilikseverlik insan
iyin dogalsa, eger akd ve ongorii de dogalsa, 0 halde aym slfat ada­
let, diizen, sadakat, miilkiyet, toplum kelimelerine de uygulanabilir.
insanlann egilimleri, gereklilikleri on Ian bir araya gelmeye itmek­
tedir, kavraYl�lan ve deneyimleri, hiybir ki�inin kendini hiybir ku­
ralla yi:inetmedigi ve ba�kalannm tutkulanna saygl gi:istermedigi
yerde bu bir araya gelmenin olanakh olmadlgml gi:istermektedir.
B irle�en bu tutkulardan ve refleksiyonlardan dolaYl, ba�kalannda
da benzer tutkulan ve refleksiyonlan gi:izledigimiz anda, adalet
duygusu kaymdmaz ve kesin olarak bir dereceye kadar insan tiirii­
niin her bireyinde biitiin yaglar boyunca yer bulmu�tur. Bi:iylesine
akdh bir hayvanda, zihinsel yeteneklerinin yabasmdan ortaya ylkan
her �ey, dogal olarak dii�iiniilebilir.2

Biitiin medeni toplumlarda, miilkiyet karanndan dolaYI keyfi


ve tarafll olan her �eyi ortadan kaldlrma ve hiikimlerin hiikiimlerini
toplumun her iiyesine e�it olabilen genel gi:irii� ve dii�iinceler tara­
fmdan diizenleme yabaSI siirekli olmu�tur. <;iinkii en kiiyiik olayda
bile, i:izel arkada�hgl veya husumeti gi:izetmek iyin olan kanuna ay­
kmhga ah�maktan daha tehlikeli bir�ey olamaz. Kesindir ki, insan-

den, ondan sakmabilir ve bir90klannm Akh aym Anda aym !;)eyde kalabilir. Ya
bir Aynm yapilarak ya da Gasp Edilmesi yoluyla bir Sozle�me veya Anla�ma ile
sonu9lamr. Ortak ya�amak artlk onaylanmadlgmdan, insanlann her birinin ken­
di i9in uygun gordugu �eyi bolunemeyecek bir �ey olan ilk iyelik Hakkl ile ele
ge9irmesi gerekti. ( Hugo Grotius, Oil the Rights of War alld Peace, I I, 4.)]
2 Dogal olan ah�lldlk olmayan, mucizevi olan veya yapay olana kar�1 olabilir. bn­
ceki iki duyuda, adalet ve miilkiyet �iiphesiz olarak dogaldlr. Akll, ongorii, tasa­
n ve insanoglu arasmdaki sosyaI birlik ve beraberlik 0 slfatm belki de en son an­
lamda onlara slklca uygulanamaz. Eger insanlar toplumsuz ya�aml� olsaydl,
mUlkiyet hi9bir zaman bilinmezdi ve ne adaIet ne de adaletsizli k hi9 var olurdu.
insanlar arasmdaki toplum aklI ve ongorii olma dan olanakslzdlr. Birle�en ikin­
cil hayvanlar, akllm yerini dolduran i9giidii ile yonlendirilir. Butun bu tartl�ma­
lar sadece sozseldir.
1 44 ADALET A<;:ISINDAN BAZI EK DEGERLENDiRMELER

lar, muhaliflerinin ki�isel <;lkardan ba�ka bir tercihleri olmadlgml


dii�iindiikleri yerde, yiiriitmeye ve hakimlere kar�l en gi.i<;lii ki:itii n i ­
yeti beslemeye elveri�lidirier. Bu sebeple, dogal akil yiiriitme miil­
kiyetin <;eli�ikligi tarafmdan karar verilebilen toplum faydasmm
hi<;bir gi:irii�iiniin diizenli olmadlgma i�aret eUigi zaman, miispet
hukuk slkhkla on un yerini doldurrnak i<;in ve adliyenin biitiin mah­
kemelerinin prosediiriinii yi:inlendirrnek i<;in <;er<;evelendirilir. S l k
s l k oldugu gibi bunlann ba�anslz oldugu yerde, emsa l lere ba�vuru­
lur ve i:inceki bir karar, herhangi bir yeterli neden olmakslZln, yeni
karar i<;in yeterli OIUT. Eger dogrudan kanunlar ve yi:inetmelikler ek­
sikse, kusurlu ve dolayslz olanlar yardlma <;agmhr ve ters dii�en va­
ka, <;ogunlukla ger<;ekten daha ziyade hayal iiriinii olan loyaslamah
akil yiiriitmeler ve kar�I1a�tJrrnalar ve benzerlikler ve kar�lhk di.i�en­
ler tarafmdan onlann altmda slralamr. Genelde, hukuk ilminin bu an­
lamda diger biitiin bilimlerden farkh oldugu ve biitiin ince sorulann­
da her iki tarafta da, dogrulugun veya yanh�hgm oldugunun uygun
bir bi<;imde si:iylenemedigi kabul edilebilir. Eger bir dava vekili va­
kaYI inceltilmi� bir benze�im veya kar�I1a�tJrrna yoluyla i:inceki her­
hangi bir kanun veya emsal altma ta�lrsa, kar�l dava vekili Zit b ir
benze�im veya kar�I1a�tJrrna bulmakta zorlanmaz ve hakim tarafm­
dan verilen i:incelik slkhkla herhangi bir somut kamtlamadan ziyade
begeni ve imgelemede temellenir. Toplum faydasl adliyenin biitiin
mahkemelerinin genel hedefidir ve bu fayda da biitiin <;eli�ikliklerde
istikrarh bir kural gerektirir; fakat neredeyse birbirine e�it ve ilgisiz
olan <;e�itli kurallann kendilerini sunduklan yerde, her iki tarafm da
yararma bir karar diizenleyen dii�iincenin <;ok ince bir di:inii�iidiir.3

3 iyeliklerin aynml var oldugundan ve bu aynm duragan ve sabit oldugllndan do­


laYl, bll kesinkes topIllmlln <;:lkarian i<;:in gereklidir ve bu sebeple adalet ve miil­
kiyetin kokenidir. TikcI ki�ilere yiiklenen iyelikler, genel konll�ursak olduk<;:a
farkhdlr ve slkhkla <;:ok onemsiz g6rii�lerie ve dii�iincelerie kararIa�tmhr. Birka<;:
tikelligi belirtecegiz. <;:e�itli baglmslz iiyeler arasmda bir toplum olll�turuisaydl,
iizerinde anla�I1acak en a<;:lk kural mevcut iyelige miilkiyeti eklemek ve herkese
hiilihazlrda sahip oldugllnun hakkml teslim etmek olacaktlr. Ki�i ve nesne ara-
AHLAK 1 45

Bu konuyu sonuylandmnadan once gozleyebiliriz ki, adaletin


kanunlan genel faydanlll gorii�leriyle dlizenlendikten soma, ihlal
edildiklerinde her bireyde ortaya ylkan incinme, slkllltJ ve zarar yok
fazla dikkate alImr ve her yanlI� veya hakslzlIga e�lik eden 0 evren­
sel killamanill biiyiik bir kaynagl oluf. Toplumun kanunlan yoluyla,
bu pal to, bu at benimdir ve benim iyeligimde siirekli kalmaltdlr.
Beni onlardan mahrum blrakarak, beklentilerimi bo�a ylkanr ve be­
ni iki misli iizer ve her izleyeni gUcendirirsiniz. E�itlik kurallan bu
kadar oteye kadar ihlal edildiginde bu kamusal bir yanh�tJr, bir bi­
rey incindiginde, bu ozel bir zarardlf. Eger eskisi oncelikli olarak

smda yer alan iyelik ili�kisi dogal olarak miilkiyet ili�kisinde 9izilecektir. Benzer
bir nedenden dolaYI, sahip olma veya ilk iyelik miilkiyetin temeli olmaktadlr.
Bir ki�i, daha onceden kimseye ait olmayan bir nesne iizerine ah�kanhgml bah­
�ettiginde, bir agacm kesilmesi ve odunun �ekillendirilmesinde, tarlanm ekilme­
sinde oldugu gibi, iirettigi ba�kala�ma 0 ve nesne arasmda bir ili�kiye sebep 01-
maktadlr ve bizi dogal olarak miilkiyetin yeni ili�kisiyle 0 nesneyi ona ekleme­
ye te�vik etmektedir. Bu sebep burada, 9ah�kanhga verilen te�vikte kapsanan
toplum faydasl ile uyu�maktadlr.
Belki de, iye olana yone!ik ki�isel insancIlhk diger giidiilerle uyu�ur ve teri vc
9ah�kanhgl ile kazandlgml ona blrakmaya bizi te�vik eder. Ki�isel insancIlhk
hi9bir anlamda adaletin kokeni olamaz 9iinkii sonraki erdem oncekiyle 90k slk
9atl�lr. Fakat ayn ve siirekli iyelik kurah toplumun elzem gereklilikleriyle bir kez
olu�turuldugunda, ki�isel insancllhk ve bir ki�inin digerine slkmtI vermesine du­
yulan nefret, herhangi bir tike! omekte miilkiyetin tikel kurahna ivme verir.
Veraset veya miras hakkmm imgelemin 0 baglantIlanna dayandlgml ve nesney­
Ie bir ili�ki kurulmasml saglayan onceki bir mal sahibiyle olan ili�kinin, akraba­
smm oliimiinden sonra bir insana miilkiyetin aktanlmasmm sebebi oldugunu dii­
�iinme egilimindeyim. <;:ah�kanhgm, yocuklara veya yakm ili�kilere iyeligin ak­
tanlmaslyla daha fazla te�vik edildigi dogrudur fakat bu dii�iince sadece kiiltiir­
Iii bir toplumda yer bulacaktIr yine de en biiyiik Barbarlar arasmda bile verasct
saygl goriir.
Miras yoluyla kazamlan miilkiyet imgelemin ili�kilerine ve bagiantiianna ba�vu­
rulmadan aYlklanamaz.
Kom�u topraklanmn miilkiyet sahipliginin takip edilmesinin zor oldugu Rhine
veya Danube gibi yok geni� olanlar dl�mda, nehirlerin miilkiyeti uluslann biryo­
gu tarafmdan ve dii�iincelerimizin dogal donii�ii tarafmdan slmrlanmn sahipleri­
ne verilir. Vine de, 0 geni� nehirler bile 0 ulusun miilkii olarak dii�iiniiliir.
1 46 ADA LET A<;:ISINDAN BAZI EK DEGERLENDiRMELER

kurulduysa, ikinci bir degerlendirme yer bulamayaeaktIr. Aksi hal­


de benim ve senin arasmdaki aynm toplumda bilinmeyecekti, yine
de genel iyiye saygl en fazla tikele saygl ile desteklenir. Bireye za­
rar vermeden toplumu inciten �ey, slkhkla daha hafif dii�iiniiliir. En
biiyiik kamusal yanh�m onemli bir ki�isel zararla da birle�tigi yer­
de, bi:iylesine hakslz bir davram�a en biiyiik kmamamn e�lik edeee­
gine hi� ku�ku yoktur.
EK IV
KELiMELER DZERiNE BAZI TARTISMALAR

Filozoflar, en derin onem ta�lyan ve merak uyandlran yeli�ki­


leri ele aldlklanm tasavvur ederken, onlar iyin dilbilgisi uzmanlan­
nm bilgi ve yazm alanlanna tecaviiz etmekten ve kelimelere ili�kin
tartl�malara girmekten daha olagan bir �ey yoktur. Boyle onemsiz
ve sonu olmayan miinaka�alardan kaymmak amaclyla mcvcut incc­
lemcmizin konusunu azami dikkat ve titizliklc belirtmeye yah�tlm.
Bir yandan, scvgi vc saygmm konusu olan vc ki�iscl dcgcrin bir
paryaSml olu�turan zihinscl niteliklerin bir listesini derlemeyi tasar­
larken, diger yandan ithama veya kmamaya neden olan niteliklerin
ve bu niteliklere sahip olan ki�inin karakterinde itibar zedelcnmesi­
ne yol ayan ozelliklcrin bir katalogunu yapmaYI planladlm. Ayn ca
belirttigim bu ovme ve sUylama duygulannm* kokeni ile ilgili bazl
fikirlcr ilave ettim. En ufak bir tcreddiidiin ortaya ylkabilccegi her
durumda, erdem ve erdemsizlik terimlcrini kullanmaktan kaymdlm;
yiinkii ovgiiye konu olarak smlf1andlrdlglm bu niteliklerin bazilan
ingilizcede, erdemlere h itap etmekten yok kabiliyetlerin isimlendi­
rilmcsi olarak kabul cdilmektedir. Benzer �ekilde, sUylanabilir vcya

• Hume, bu incelemesinde "duygu" kelimesi ile kendine 6zgii bir ruhsal devinim
ve devinimliligi kastetmektedir. B u anlamda duygu, belirli bir �eye y6nelmi�
6zel bir duygu veya tiimiiyle duygu ve duygu durumu olabilir. Ornegin, 6zel ruh­
sal duygular(iiziintii vb.), tinsel duygular (mlltluluk vb.), ahliiki-toplumsal duy­
gular (6dev duygllsu, saygl vb.) <;:.N.
1 48 KELiMELER OZERiNE BAZI TARTI�MALAR

itham edilebilir niteliklere de slkhkla erdemsizlikten yok kusurlar


olarak hitap edilmektedir. Bu ahliik ilkeleri incelemesini sonlandlr­
madan once bu terimleri tam olarak birbirinden aYlrmamlz beklene­
bilir. Erdemler ve kabiliyetler, erdemsizlikler ve kusurlar arasmda­
ki kesin slmrlan yizmemiz ve bu aynmm kokenini ve nedenini aylk­
lamamlz gerektigi dli-?liniilebilir. Buna ragmen, sonunda kendimi
sadece dilbilgisi kurallan incelemesi giri-?imine maruz blrakmamak
iyin, mevcut konu hakkmda soylemeye niyetiendiklerimi iyeren
dort fikri ilave etmeyi uygun gordlim.

Oncelikle, ingilizcede veya ba-?ka bir modern dilde erdemler ve


kabiliyctler, erdemsizlikler ve kusurlar arasmda tam olarak yizilmi-?
�mrlar olmadlgml fark ettim. Aym zamanda, birini digerinden de­
rin bir zlthkla aYlran kesin bir tammm verilemedigini de tespit et­
tim. Ornegin, gonlillli olan saygldeger niteliklerin tek ba-?ma erdem­
lerin adlandmlmaslyla yetkilendirilmi-? oldugunu soyleseydik, he­
men hemen her dilde bu adlandlrma altmda slmflandmlan cesaret,
aglrba-?hhk, sablrhhk, kendine hakimiyet niteliklerini ve daha bir­
yoklanm, bizim seyimimize yok az bagh olmalanna veya hiy bagh
olmamalanna ragmen tekrar derlememiz gerekirdi. Aynca, toplum­
da kendi rollimlizli oynamamlz iyin bizi te-?vik eden bu niteliklerin
tek ba-?ma bu onurlu aynml belirtmeye yeterli oldugunu kabul eder­
sek, bunlarm aslmda en degerli nitelikler oldugu ve yaygm oranda
sosyal erdemler olarak adlandmldlgl dolayslz olarak ortaya ylkml-?
olur; ama bu slfat nedeniyle ba-?ka tlirlerde de erdemler oldugu var­
sayJimaktadlr. Entelektiiel ve ahlriki yeteneklcri ele ahrsak ve ahliiki
yeteneklerin tek ba-?lanna eyleme yon vermeleri sebebiyle, yalmzca
geryek ve ozglin erdemler oldugunu kabul edersek; ongoru, idrak,
anlaYI-?, muhakeme gibi genellikle entelektliel erdem1er olarak ad­
landmlan bu niteliklerin yogunun aym zamanda davram-? lizerinde
onemli derecede etkisi oldugunu da kabul etmemiz gerekir. Aynca,
beyin ve kalp arasmdaki aynm da benimsenebilir. Kalbin niteliklc­
ri, dolayslz yabalanna bir his veya duygunun e-?lik ettikleri o larak
tammlanabilir ve bu niteliklere tek ba-?lanna iyten gelen erdemler
AHLA.K 1 49

olarak hitap edilcbilir. Fakat genel olarak erdemleri �ekillendiren


c;ah�kanhk, iiretkenlik, olC;iiliiliik, ketumluk, sebat ve ba�ka birc;ok
ovgiiye deger gUC;lii yonler veya ah�kanhklar, onlara sahip olan ki­
�ide dogrudan herhangi bir duygu olmakslZln kullamhr ve sadece
etkileri sebebiyle bu ki�i tarafmdan bilinir. Neyse ki biitiin bu kafa
karl�lkhgmm ortasmdaki soru, sadece kelimelere ili�kin oldugun­
dan, c;ok oncmli olarak addedilemez. Ahliiki ve felsefi bir soylemin,
dilin farkh lehc;elerde ve aym lehc;enin farkh donemlerinde bu ka­
dar c;e�itlilik gosteren yaplsmm biitiin bu kaprislerine girmesine ge­
rek yoktur. Biitiin olarak bakIldlgmda, bana birc;ok farkh tiirde er­
dem var gibi goriinmektedir. Vine de, bir insan erdemli olarak slfat­
landmldlgmda veya erdem insam olarak adlandmldlgmda, ashnda
en degerlileri olan sosyal niteliklerini goz oniine almaYlz. Aym za­
manda, cesaretteki, olC;iiliiliikteki, tutumluluktaki, c;ah�kanhktaki,
anlaYI�hhktaki ve zihnin giivenilirIiligindeki fark edilebilir herhan­
gi bir kusurun, c;ok iyi huylu ve diiriist bir insam bile bu saygldeger
isimlendirmelerden yoksun blraktIgl kesindir. ironi yapmak amacl
dl�mda kim boyle bir adam ic;in biiyiik erdem sahibi ama c;ok fena
dangalak demi�tir ki?
Ancak, ikinci olarak, bizlerin ic;sel yargIlannda erdemler ve ka­
biliyetler, erdemsizlikler ve kusurIar arasmdaki aynm c;ok kiiC;iik 01-
dugundan, dillerin bunlarm slmrlanm c;ok kati olarak c;izmemesi
gerektigine de �iiphe yoktur. Ashnda, bilinc; duygusunun. bir insanm
kendi davram� ve karakterinin ele�tirisinden i leri gelen ki�isel do­
yuma degdigi kesin gibi goriinmektedir. Diger duygular arasmda en
yaygml olmasma ragmen, dilimizde uygun bir ismi bulunmayan bu
duygunun 1 , cesaret ve kabi liyet, c;ah�kanhk ve yaratlclhk yetenek-

I Ornegin, "gurur" terimi genellikIe k6tii anI am da eIe ahnmaktadlr. HfrIbuki bu


duygu kayltslzdlr ve kulIamIdlgl amaca ve ona e�Iik eden diger ko�uIlara bagh
olarak ona iyi veya k6tii bir anIam verebilir. FranslzIar bu duyguyu "amour
"
propre terimi ile ifade etmektedir fakat aym terimIe, kendini sevmek ve kibir
duygulanm da anIatmaktadlrIar. Bu sebepIe, Rochefoucault ve b in;ok diger ahIiik
yazarianm anlamak a<;lsmdan biiyiik bir kafa kan�lkhgl ortaya <;lkmaktadlr.)
150 KELiMELER OZERiNE BAZI TARTI�MALAR

lerinin yam slra ba�ka bin;:ok zihinsel iistlinlliklerden ortaya r;:lktJgl


kesin gibidir. Diger yandan, kim kendi ahhlkslzhklan ve ahmakhk­
lanm akhna getirerek derinden eziyet r;:ekmez ve kim terbiyesizlik­
ten i leri gelen bir aptalhkla davrandlgl, ger;:mi�te ya�adlgl olaylar
haflzasmda tazelendiginde gizli bir aCI ve vicdan azabl hissetmez?
Zaman, bir adamm korkakhgl veya arslzhgmm sonucu olarak yap­
tlgl ahmakr;:a davram�m veya hakaretlerin aClmaslz dii�iincelerini
hir;:bir zaman yok edemez. Bu dii�iinceler, tek ba�ma kaldlgl zaman­
larda onu avlar, en arzulu dii�iincelerini bastmr ve onu kendisine bi­
le, hayal edilebilir en a�agJilk ve en igrenr;: renkler ir;:inde gosterir.
Digerlerinden r;:ok bu tip hatalann, zaYlfllklann ve adi liklerin
haslraltJ edilmesini arzu- ederiz veya bunlann dalga ger;:ilme ve hi­
civ yoluyla ortaya r;:lkanlmasmdan korkanz. Kibrimizin asJi sebebi
yigitligimiz veya bilgimiz, zekamlz veya aldlglmlz terbiye, hatipli­
gimiz veya konu�mamlz, iislubumuz veya ehliyetlerimiz degil mi­
dir? Blitiin bunlan, gosteri�le olmasa da, ihtimam ile sergileri z. Ge­
nel olarak, bun Ian mlikemmelle�tirmek konusunda sosyal erdem­
lerde oldugundan daha fazla lmsh oluruz. Ki bu kadar ustiin bir mu­
kemmeliyetr;:ilik aslmda sosyal erdemler ir;:in uygulanmahdlr. iyi
huylu ve duriist olmak, bi lhassa da dlirnst olmak, 0 kadar zaruri bir
gerekliliktir ki , insan toplumunun desteklenmesi ir;:in elzemdir. Bu
gorevler ihlal edildiginde en biiyiik sur;:lama ile kar�J ia�Jimasma
ragmen, bu erdemlerin yaygm orneklerini hir;:bir yiiksek ovgu takip
etmemektedir. Benim fikrime gore, bu nedenden oturn, insanlar yii­
reklerinin niteliklerini slkhkla bu kadar ozgiirce yiiceltirken, bey in­
lerinin niteliklerinin yetkinliklerini sunmakta utangar;: davranmakta­
dlr. C;:iinku beyinierinin niteliklerine ait erdemlerin daha nadir ve
olaganustu oldugu farz edilmektedir ve bunlar gurur ve kendini be­
genmi�lik ozelliklerinin daha ah�Jidlk nesneleri olarak gozlenmek­
tedir. Bobiirlenerek gosteri ldiklerinde ise, bu duygulardan gur;:lii bir
�ekilde �iiphelenilmesi durumu ortaya r;:lkmaktadlr.
Bir insanm karakterini, onu bir hilekar olarak ml yoksa korkak
olarak ml adlandlrarak daha fazla incitebilirsiniz? Buna cevap ver-
AHLAK lSI

mek zordur. Aym �ekilde, ayya� veya pisbogaz bir ki�i, igreny v e al­
yak ya da bencil ve cimri olarak ml yagmldlgmda daha yok incinir.
Bana sorarsamz, kendi mutlulugum ve kendi zevkim iyin, Demost­
henes ve Philip 'de birle�en biitiin diger erdemlere sahip olmaktan­
sa, dostane ve insancii bir kalbim olmasml tercih ederim. Bununla
beraber, iistiin kabiliyetler ve yIlmaz bir cesaret i le donatIlml� bir
diinyada ilerlemeyi tercih ederim. Boylece, gene! takdir ve hayran­
hk orneklerini bekleyebilirim. Bir insamn ya�amda canlandlrdlgl fi­
giir, arkada�lannm onu kabul etmesi, tamdlklannm ona kar�1 duy­
dugu saygl; biitiin bu avantaj lar, onun karakterinin ba�ka bir kabili­
yetine oldugu kadar, sagduyusuna ve yargl giiciine de dayanmakta­
dlf. Bir insan istedigi kadar diinyadaki en iyi niyetlere sahip olsun
ve adaletsizlik ve �iddetin her tiiriinden uzakla�ml� olsun, en azm­
dan kabiliyetlerinin ve anlayl�mm olyi.ilii bir kan�lml olmadan, hiy­
bir zaman kendisine yok fazla itibar edilmesini saglayamayacaktJr.
�u halde, bu dumm bizim burada tartl�abilecegimiz bir mese!e
midir? Eger uyanlan alma yetisi ve cesaret, olyiiliiliik ve yah�kan­
hk, bilgelik ve bilgili olmak aylkya ki�isel degerin onemli bir klsml­
m olu�turmaktaysa, eger bu nite!iklere sahip olan bir insan, bunlar­
dan tamamen mahmm olan ba�ka bir ki�iye gore, hem kendi iyinde
daha iyi tatmin olup hem de diger ki�ilerin iyi dilek, saygl ve hiz­
metlerini daha fazla hak ederse; klsacasl, eger bu dllyglilat; yetenek­
ler ve sosyal erdemlerden ortaya ylkan duygulara benziyorsa; bir
kelime iizerinde bu derecede kIll kirk yararcasma durmak veya bu
kelime!erin erdemlerin isimlendirilmesine yctkin olup olmadlgml
tartl�mak iyin bir neden var mldlr? Uyanlan alma yetisi ve cesaret,
olyiiliiliik ve yah�kanhk, bilgelik ve bilgili olmak gibi hiinerlerin
kar�1 tarafta yarattIgl onama duygusu, mevkice a�aglda a/masl ile
birlikte, adalet ve insancIlhk erdemlerinden dolaYI ortaya ylkan
onama duygusundan bir derecede farklldlr. Yine de bu durum, bu
ke!imelerin tamamlyla farkh slmflar ve isimler altmda tertip edil­
mesi iyin yeterli bir sebep gibi goriilmemektedir. Sallust tarafmdan
yizilen Sezar ve Cato karakterlerinin her ikisi de ke!imenin en katI
1 52 KELiMELER OZERiNE BAZI TARTl�MALAR

ve klSlth anlaml i le erdemlidir. Fakat birbirlerinden farkh bir �ekil­


de erdemlilerdir. Aynca bu karakterlerin erdemlerinin ba�kalanmn
gozunde ortaya <;:lkardlgl butUn duygular tamamen farkhdlr. Biri
sevgi uretirken digeri saygl iiretmektedir. Biri cana yakmken digeri
korkutucudur. Bir karakteri arkada�lmlzda gormeyi arzularken, di­
ger karakter ozelligini ise kendimizde gorme hIrSma kapIlmz. Ben­
zer bir tutumla, ol<;:UlUlugun veya <;:ah�kanhgm ya da uretkenligin
ortaya <;:lkardlgl onanma, sosyal erdemleri tamamen farkh bir tur
olarak ele almadan, bu erdemler kar�lhgmda gosterilen onanmadan
bir derecede farkh olabilmektedir. Aynca, ol<;:Ululiik, uretkenlik ve
<;:ah�kanhk yeteneklerinin, diger erdemlerden (daha fazla) aym tiir­
de bir onama ortaya <;:lkarmadlgml da gozlemleyebiliriz. Sagduyu
ve deha, itibar ve saygl dogurmaktadlr: Zeka ve nuktedanhk, sevgi­
yi ve duygulamml harekete ge<;:irmektedir.2
inamyorum ki, bir<;:ok insan onceden dii�unmeden, dogal ola­
rak, yahn bir dili olan mantIkh �airin �u tammlamasml kabul ede­
cektir:

£rdem (salt iyi hllyluluk, aptalltk oldugztndan)


illsancdltkla bezenmi� bir duyu ve ruhtur3

1 Sevgi ve saygl neredeyse aynt tutkudur ve benzer nedenlerle ortaya Ylkar. Bu tip
duygulan iireten nitelikler, hazlan bildirir. Bu hazzm �iddetli ve ciddi oldugu,
nesnesinin biiyiik oldugu ve giiylii bir etki yapttgl veya hu�u ve tevazu iirettigi
biitiin vakalarda hazdan ortaya ylkan bu tutku, sevgiden fazla saygl olarak adlan­
dmlmaktadlr. iyilikseverlik her ikisine de i�tirak eder fakat daha yiiksek bir de­
receye kadar sevgi ile baglantthdlr. Saygl duygusu iyerisinde, tevazudan yok gu­
rur ve hor gormenin bir kan�lml daha giiylii gibidir. Duygunun b iitiin bu ye�itli
kan�lmlan, kompozisyonlan ve goriiniimleri iizerinde dii�iiniilen konular hak­
kmda uyanan meraktan ortaya ylkar fakat halihazlrdaki amaClmlZ dogrultusunda
geni�letilir. Bu inceleme boyunca, duygunun biitiin kiiyiik farklanna girmeden,
ovgii veya kmamantn oznelerinin niteliklerinin ne oldugunu her zaman genel
olarak dii�iindiik. N eyin aYlplandlgl, neyin sevilmedigi ve neden nefret edildigi
a�ikardlr ve biz burada nesneleri en basit goriiniimleri ve belirtilerine gore ele al­
maya gayret ettik.
3 The Art o/Preservillg Healt. 4. Kitap [John Armstrong].
AHLAK 1 53

Savurganca harcamalar yaparak, bo� gosteri� yaparak, asIlslz


planlan tasarlayarak, ahliikslZ zevkler veya miisrif bir kumarbazhk­
la, kendi refahml sefahat iyinde israf eden bir adam, bizim iilicenap
destegimizde veya arkada�hglmlzda ne kadar hak iddia edebilir? Bu
ahliik bozukluklan (ki biz bunlan bu �ekilde isimlendirmekte ye­
kimser davrandlglmlz iyin), merhametsizce bir IstIrap getirmekte ve
bunlara miiptela olan hcrkes kiiyiik goriilmektedir4.
B ilge olan sagduyulu General Akheus, tahtma ve hayatma mal
olan oliimciil bir tuzaga dii�mii�tii. Hiilbuki bu tuzaga kar�l kendini
korumak iyin mantIkh olan her onlemi alml�tI. Tarihyiler bu neden­
Ie, onun sadece merhamet ve itibann adil bir nesnesi oldugunu ve
dii�manlannm ise kin ve zilletin nesneleri oldugunu soylemektedir.
i y sava�lann ba�langlcmda Pompeius'un, ihtiyatslzhgl ve hlZi I
dii�ii�ii Cicero'ya 0 kadar kotii bir hata olarak goriindii ki, onun bu bii­
yiik adama duydugu arkada�hk hissinin tadml kaYlrdl. Cicero, aym
tutumla, bir kadmda temizlik, edep veya nezaket olmasmm arzulan­
masmm, bizim duygulammlanmlzda 'bulundugunu soylemektedir.
Arkada�l Atticus'a5, bir filozof karakteri iyinde degil de, bir devlet
adaml ve diinya insam olarak, kendisini bu �ekilde ifade etmektedir.
Lakin aym Cicero, bir filozof olarak dii�iiniildiigunde, antik
ahliikyllann goziinde, erdem konusundaki fikirlerini fazlaslyla ge­
ni�letmekte ve bu asaletli ismin (erdemin) altmda, zihnin biitiin ov­
giiye deger niteliklerinin veya yeteneklerinin bilincine varmaktadlr.
Bu, belirtecegimiz iir;iincii fikre yol aymaktadlr. Antik ahliikydar ve
en iyi ekoller, zihinsel yetenekler ve kusurlann farkh tiirleri arasm­
da, esasa ili�kin, bir aynm yapmaml�tIr. Aksine biitiin bunlara, er­
demler ve erdemsizler adl altmdakilere benzer muamele etmi�tir ve
bun Ian kendilerinin ahliiki akd yiiriitmelerinin rastgele bir nesnesi
yapml�tIr. Cicero' nun Odevlerinde6 aylkladlgl saggorii, geryegin

4 Polybius,Iib.iii.cap 2
5 Lib. ix. epist. 1 0. [Cicero, A tticus 'a MektuplarJ
6 Lib. i. cap [Cicero, De Ojjiciis (Odevler Ozerine)]
1 54 KELiMELER OZERiNE BAZI TARTI$MALAR

ke�fedilmesine yol a<;an ve bizi hata ve yanh�hktan koruyan saglam


yargIll olma durumudur. Yiice goniilliilUk. olr;iiIii liik. terbiye de ko­
nu�malannda geni� kapsamh yer almaktadlr. Duygulanm guzel
sozle i fade eden bu ahbik<;l, dort ana erdemin yaygm olarak algIla­
nan aynmmm devamml getirdiginde konusunun genel dagltIml
i<;inde bizim sosyal gorevlerimizi yapIlandlrmaktadlr.
Sadece Aristoteles 'in Etik kitabmdaki bolUm ba�hklanm ince­
lememiz, onun, cesareti, ol<;Ululiigu, ihti�aml, yuce gonUllUlugu, te­
vazuyu, ongori.iyii ve mert<;e bir a<;lkhgl ve aym zamanda adilligi ve
arkada�hgl da erdemler arasmda smdlandlrdlgma ikna olmamlz
i<;in yeterlidir.
.

Tahammiil etmek ve sakmmak, yani sablrh olmak ve ozenli 01-


mak, eski ahliik<;Ilann bazllanna gore butun ahliik i lkelerinin ozet
bir kavraYl�lydl.
Epictetus, insancIlhk ve merhamet duygusundan <;ok az bah­
setmi�tir, 0 da ogrencilerini bu duyguya kar�l olmaya te�vik etmek
i<;indir. StoacIlar' m erdemi oncelikle sabit bir miza<; ve saglam bir
anlaYl�hhk i<;eriyor gibidir. Slileyman ve dogulu ahliik<;Ilar gibi on­
lar i<;in de akIlslzhk erdemsizlige ve bilgelik de erdeme e�ittir.
"Sen kendine iyi davrandlgmda, insanlar seni ovecektir" demek­
tedir Davud7. Yunanh bir �air de, kendisine yonelik bilgelik gosterme­
yen bilge bir adamdan nefret ederim demektedir. Plutarkhos, felsefe­
sindeki sistemlerini olu�tururken tarih yazarhgmda oldugu kadar zor­
lanmaml�tJr. Yunanh ve Romah buyiik adamlan kar�lla�tJ[Jrken, on­
lann her tiirli.i hatalanmn ve yeteneklerinin adilane bir klyaslamaslm
yapmaktadlr ve karakterlerini zaytflatan veya gUylendiren kayda de­
ger hi<;bir unsuru belirtmeyi ihmal etmemi�tir. Ahliiki soylemleri, in­
sanlann ve tutumlannm aym serbestl ik ve dogalhkla su<;lanmasml
i<;ermektedir.
Titus-Livius'un8 <;izdigi Hannibal karakteri klsmen saygmhk

7 49. Mezmur
M Lip. xxi. cap 4. [Titus-Livius. Tarill]
AHLAK 1 55

uyandmnakla beraber, bin;ok yiiksek erdemin sahibiydi. Tarihyi,


birbirine kar�lt iki ozellikle, yani emir verme ve itaat etme yetkin­
likleriyle, bu kadar e�it derecede donatIian ba�ka bir dahi asia olma­
ml�tJr" demektedir. Bu sebeple, Hannibal ' in kendisini generallik
mevkisine mi yoksa orduda slradan bir asker yetkisine mi adadlgl­
na karar vermek zordur. Karde�i Hasdrubal, tehlikeli herhangi bir
giri�imin mesuliyetini ondan ba�ka hiy kimseye bu kadar istekli ve­
remezdi. Ba�ka hiybir asker daha fazla cesaret ve giiven te�kil ctme­
mekteydi . Tehlikeyle kar�Iia�tJgmda biiyiik atakhk ve tehlikenin or­
tasmda biiyiik bir ihtiyat sergiliyordu. Hiybir i� bedenini bitkin dii­
�iiremez veya zihnini ele geyiremezdi. Onun iyin soguk ve slcak
arasmda fark yoktu: Yemek ve iymek ise, haz duymak iyin degil, sa­
dece dogamn gerekli liklerini kar�Iiamak iyin yerine getirilirdi . Uya­
mk olmak veya dinlenmek iyin gece ve giindiiz arasmda aynm yap­
mazdl. Bu yiiksek Erdemler, biiyiik Erdemsizliklerle dengelenmek­
teydi; merhametsiz zalimlik; sadakatsizlik; yeminlere, sozlere veya
dine yonelik hiybir baghhk, inany veya sayglslmn olmamasl.
Guicciardin i ' n in9 yizdigi Papa V I . Alexander karakteri de
Hannibal ile benzerlik gostennektedir; fakat dalla insaflldlr. Aynca,
modem insanlann bile, dogal konu�tuklannda, atalan ile aym dili
kullandlklannm bir kamtJdlr. Guicciardini, bu papanm fevkalade bir
kapasite ve muhakemesinin; takdire �ayan bir ongoriisiiniin; mu­
kemmel bir ikna yeteneginin oldugunu ve yok onemli biitiin giri­
�imlerini itina ve titizlik iyinde miithi� maharetli bir biyimde yaptl­
gml soylemektedir. Bu erdemler mutlak bi�imde erdemsizlikler i le
dengelenmekteydi ; imanslzhk, dinsizlik, doymak bilmez bir ta­
mahkiirhk, a�IrI hm ve bir barbardan daha fazla zalimlik.
PolybiuslO, Timaeus' u Agathocies'e kar�1 yaptJgl taraftarhktan
dolaYI suyiamaktadlr. Agathocies'in tum tiranlann en aClmaslzl ve
giinahkiin oldugunu soylemektedir. Tarilwiye gore, eger eski mesle-

9 Lib. i. [Francesco Guicciandini, itl1lYI1 Tl1rihi]


to Lib. xii. [Polybius, Tl.lrihler]
1 56 KELiMELER OZERiNE BAZI TARTI�MALAR

gi olan yomlekyiligin tozundan, dumamndan ve zahmetinden sakl­


narak S irakuza'da slgmsaydl ve bu tip kit geyim kaynagl olan bir
i�e ba�lasaydl, klsa zaman iyinde S icilya'nm efendisi olur ve Karta­
ca devletini tehlikeye sokar ve sonunda ihtiyarladlgmda en yiiksek
�eref mertebesinde oliirdii. Miithi� ve olagandl�1 bir �ey yapmasll'1a
ve i� ve eylem iyin biiyiik kabiliyetler ve kapasite sahibi o lmasma
izin verilmemeli miydi? Polybius, bu sebeple, tek ba�ma Agathoc­
les ' i n aYlbl ve alyakhglyla i li�kili �eylere degil , aym zamanda onun
Oviilmesi ve Onurlandmlmasl ile neticelenebilecek �eylere de de­
ginmektedir.
Genel olarak, antik yag ahlclkyilannm ahlclld akil yiiriitmelerin­
ae istemli veya istemsiz aynmma yok az yer verildigini gozlemle­
mekteyiz. Erdem ogretilebilir mi ogretilemez mi sorusuna yok ku�­
kulu yakla�ml�lardlr. l l Korkakhk, adilik, ciddiyetsizlik, endi�e, sa­
blrslzhk, ahmakhk ve zihnin diger biryok niteligini (iradeden ba­
glmslz) komik ve yarplk, alyakya ve igreny olarak dii�ilnmii�lerdir.
i�te burada, modern filozoflann ahlclki incelemelerinde antik
yag fi lozoflanndan neden bu kadar farkh bir yol izledikleri hakkm­
da belirtmek istedigim dordiincii filaim ortaya Ylkrnaktadlr. Din or­
taya ylkhktan sonraki zamanlarda her tilr felsefe, ozellikle etik, te­
oloj i ile yok teget bir pozisyona geymi�tir. Bu sonraki bilim hiybir
kompozisyonun terimlerini kabul etmemekte ve bilginin her dahm ,
doga fenomenini goz onilne almakslZln, kendi amacma veya zihnin
onyarglslz duygularma yoneltmektedir. Bu nedenle, akil yiiriitme ve
hatta dil, dogal gidi�atmdan sapml�tlr ve aynmlar, nesneler arasm­
daki farkm bir ayldan goriilemez oldugu yerlerde kurgulanmaya ya­
balanmaktadlr. Fi lozoflar, ya da bu kimlik altmdaki fikir onderleri,
ahlclk ilkelerinin tilmilne, sanki bu ilkeler odiil ve ceza yaptmmlan
tarafmdan yonlendirilen sivil kanunlarla birlikte yiiriiyonnu� gibi
muamele etmektedir. Biltiln teorilerini yapilandmrken istemli veya

II Platon, Mellolle, Seneca, Horatius "Erdem aktldan mt deger, yoksa tabiatm bir
liitfu mudur?", Aesehines Socraticus, Diya/og/ar.
AHL.A.K 1 57

istemsiz ko�ulunu hukiimsiiz kIlmaktadlrlar. Herkes terimleri istedi­


gi �ekilde kullanabilir fakat buna �u goz online almarak miisaade
edilmelidir: GiinlUk hayatta, irade veya seyimin hiikimiyetinin ote­
sinde olan sUy ve ovgii unsuru olan duygulm; ahliikyJ!ar dcmesek bi­
le en azmdan dii�linen fi lozoflara, tatmin edici bir teori ve izahat
vermektedir.
Bir hata, bir kabahat, bir ahliik bozuklugu, bir sUy; bu ifadeler
ithamm ve tasvip etmeyi�in farkh seviyelerine izahat getiriyor gibi­
dir. Yine de, bunlann hepsi aym ye�it slmflandlrmanm iyerisinde
yer almaktadlr. Bir tanesinin aylklamasl, bizi kolayca digerlerinin
dogru kavranmasma gotlirecektir. Bu sebeple kelimelerin adlandl ­
nlmasmdan yok, kabul edilen geleneklere bakarak daha i y i somiy-
lara ula�J!abilir. Bu .gune kadar var olagelmi� en kaba ahliik si stcm­
lerinde bile kendimize borylu oldugumuz bu odev itiraf edilmekte­
dir. Topluma borylu oldugumuz bir egilim dogurup dogurmadlgml
gormek iyin, bu odev incelenmelidir. Bu ustlinlUklere ne ad verirsek
verelim, ahliika ve bu odeve e�lik eden onamamn dogalanmn ben­
zer oldugu ve benzer ilkclerden ortaya ylktlgl muhtemeldir.

David Hume

You might also like