Professional Documents
Culture Documents
Din Psikolojisi SLAYTLAR 2022
Din Psikolojisi SLAYTLAR 2022
Din Psikolojisi SLAYTLAR 2022
2022
PSİKOLOJİ NEDİR?
psyche
(ruh)
Psikoloji
logos
(bilgi)
-İlk insanların gözlemleri insanda görünmeyen
bir özün (ruh) olduğu inancını doğurmuştur
-ölüm
-rüya
Genel psikoloji
Deneysel psikoloji
Sosyal psikoloji
Gelişim psikolojisi
Eğitim psikolojisi
Klinik psikolojisi
Adli psikoloji
DİN PSİKOLOJİSİ
PSİKOLOJİDE TEMEL YAKLAŞİMLAR/EKOLLER
Yapısalcılık
İşlevselcilik
Gestalt Psikolojisi
Davranışçılık
Psikanaliz
Hümanistik psikoloji
Transpersonel Psikoloji
Bilişsel psikoloji
Pozitif Psikoloji
Nörobiyolojik yaklaşım
PSİKOLOJİDE TEMEL TARTIŞMA KONULARI
Kalıtım mı-Çevre mi
Seçenek özgürlüğü-Önceden
belirlenme(determinizm-neden-sonuç)
*Ceza ve yargı,
*Usul,
*Adet,
*Tutulan yol anlamlarına gelir.
Bilgi Türleri
Çevredeki nesnelerle insan arasındaki etkileşim
sonucunda ortaya çıkan ürüne bilgi denir.
Bilgi çeşitleri
• Günlük bilgi(kaynağı;bireysel tecrübelerdir)
Türleri;
*İç gözlem-Dış gözlem
*Katılımlı gözlem-katılımsız gözlem
• Soruluş biçimi,
• Sıralanması,
• Birbiriyle ilişkisi,
Pozitif
Nötr/ilişkisiz
Negatif olabilir.
TARAMA YÖNTEMİ
Pozitif ilişkide iki değişken birlikte artar veya
azalır. Derse devam etme ile akademik başarının
artması, dindarlığın arması ile mutluluğun
artması gibi
Ölçekler
Yapılan araştırmalar
DİNDARLİK
İNANÇ
DAVRANIŞ DUYGU
DİNDARLIK
BİLGİ
ETKİ
DİNDARLIĞIN BOYUTLARI
Glock ve Stark, dünya dinleri üzerine yaptığı
araştırmalar neticesinde dindarlığın beş boyutunun
olduğunu tespit etmiştir.
Yaş
Cinsiyet
Öğrenim durumu
Sosyo-ekonomik durum
Kırsal-kentsel çevre
Medeni durum
DİNDARLİĞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Yaş
Geleneksel Kuram, 18-30 yaş aralığında dinî
etkinliklerde önemli bir düşüşün yaşandığını, dinî
yönelişlerde yeniden artışın ancak 30’lu yaşlardan
itibaren gerçekleşebileceğini savunur.
Kararlılık Kuramı, yaşlanmayla birlikte dinî
hayatta kayda değer önemli değişmelerin ortaya
çıkmadığını öne sürer. Bu kurama göre bireyin
dindarlığı belirli bir çerçeve içerisinde sürüp gider,
ciddi bir değişime uğramaz.
İlgisizlik Kuramı ise, yaş ile dindarlık arasında
ters orantılı bir değişmenin söz konusu olduğunu
iddia eder. Buna göre yaş ilerledikçe dindarlık
zayıflar.
DİNDARLİĞİ ETKİLEYEN FAKTÖRLER
Cinsiyet
Kadınlara has bazı kişilik özellikleri onları dindar
olmaya yöneltmektedir.Örneğin, erkeklere nispetle
daha az saldırgan, daha fazla çekingen, daha çok
itaatkâr, bağımlı ve pasif, daha fazla suçluluk ve
pişmanlık yaşamaları, daha çok kaygılı, endişeli ve
sıkıntılı olmalarıdır.
Ataerkil toplumsal cinsiyet anlayışı, kızların ve
erkeklerin yetiştirilme biçimlerini
farklılaştırmaktadır. Bu çerçevede örneğin kızlar
itaat ve sorumluluğu, erkekler ise kendine güvenmeyi
ve bağımsız olmayı öğrenmektedirler.
Cinsiyet rolleri, annelik rolü, toplumsallaştırma
süreci, kadının çalışıp çalışmaması, evli ya da bekar
olması, gelir düzeyi, sosyal çevresi, eğitim durumu
kadının dindarlığını etkilemektedir.
MANEVİYAT
17.10.2022
MANEVİYAT MANEVİYAT
Maneviyat
DİNDARLIK DİNDARLIK
DİNDARLIK
SEKÜLER
SEKÜLER SEKÜLER
Spirituality: maneviyat, tinsellik, ruhsallık, spiritüel,
spiritüalite
Genellikle
Alan araştırmaları
insanların din ve
maneviyata farklı
manalar yüklediklerini
göstermiştir
Bu kavramlar
Maneviyat Din
birbirleri ile ilişkilidir
ancak net sınırlarla
birbirinden ayrı
değildir.
MANEVİYATA YAKLAŞIMLAR
Dini Maneviyat
Dindarlığın üç temel gereği vardır:
1. Tanrı’nın varlığına iman
2. Tanrı’yla ahirete iman
3. Dua yoluyla Tanrı’yla ilişki kurma
Bu süreçte yaşanan duygusal doruk deneyimler dini
maneviyattır
Dini Maneviyat dini inanca dayanır
Dini Olmayan Maneviyat kişinin,
herhangi birinden daha yüce ve daha güçlü
gördüğü herhangi bir varlıkla,
herhangi biri tarafından üretilmiş bir objeden
daha güzel bir obje,
herhangi birinin ortaya attığı fikirden daha
aydınlatıcı bir fikirle karşılaştığında ortaya çıkan
doruk deneyimlerdir
Dini olmayan maneviyat, kişinin değerleriyle
tutarlıdır
Dini olmayan maneviyat bilimsel inanca
dayanır
Dini maneviyata sahip kişiler için hayatın
anlamı, ahirete hazırlanmaktır; diğerleri için
ise ahirete inanmadıkları için içinde
bulundukları anı en verimli geçirmeye çalışır,
cenneti burada kurmaya çalışırlar
Başkalarına yardım etme gibi konularda her
iki grup da aynı etik standarttadır ancak
motivasyonları farklıdır. Dini maneviyata
sahip kişiler herkesin Tanrı tarafından
yaratıldığını düşündükleri için böyle
davranırlar ancak diğerlerine göre herkes
gelişmekte olan aynı türe aittir ve hayatta
kalmak için birbirine destek olmalıdır
Maneviyat kelimesine yüklenen anlam, kültürden
etkilenmektedir
Yeni bir terimin ortaya çıkma sürecinde Türkiye’de
kavramsal zeminin sağlam atılması gerekmektedir
Bu noktada maneviyata olduğu kadar dindarlık
kavramının da etraflı bir şekilde ele alınması
gerekmektedir
Maneviyat kelimesine yönelik popüler ilginin
motivasyonları irdelenmelidir
Maneviyat, psikoloji ve sağlık alanlarında olduğu gibi
Din Psikolojisi için de yeni bir çalışma alanı
sağlamaktadır
Akçanat’a göre, “Buda olmak, fena’ya ulaşmak, insanoğlunun
gelişim yolculuğundaki her zaman gizemli son durağı olmuştur.
Hatice Yıldıran’a göre ‘‘aydınlanma bir olma yolculuğudur’’.
Koçluk literatüründe aydınlanma kavramı, maneviyat gelişimi
ile ilişkili olduğu kadar, farkındalık artımı ile de eş değer
görülmektedir. Yaşam koçlarının insanların geçirdikleri
aydınlanma anları ile farkındalıklarının arttığı ve bu şekilde bir
değişim sürecine girdikleri belirtilmektedir. Aydınlanmak yaşam
koçlarına göre, bireysel gelişim kategorisinde ‘‘oluş sürecidir’’,
aydınlanma adı altında “hayat amacı” sunulmaktadır. Yaşam
koçlarından (K3, 35/K) ve (K8, 69/E) aydınlanma yaşadıklarını
ve farkındalık bilinci kazandıklarını belirtmiştir. Bu manevi
gelişimi yaşayan katılımcılar, koçlukta maneviyat temalarının
işlenmesini gerekli görmektedir. Yaşam koçu Nilüfer Soyiç
“Lotus çiçeğinin” çağlar boyunca manevi aydınlamayı temsil
ettiğini söyler. Bununla birlikte, mistik güçleri kullandığını
iddia eden yaşam koçları da mevcuttur, örneğin Tuğçe Işınsu,
doğuştan gelen ve yükselen burcu akrepten aldığı psişik
güçlerini 13 yaşında kullanmaya başladığını iddia etmiş ve
Simge Bilim, Kehanet Sanatları gibi benzer çalışmalarında
kendisini Türkiye’nin ilk melek koçu olarak ilan etmiştir.
DİNİ YAŞANTININ UNSURLARI
DİNİ İNANÇ
DİNİ DÜŞÜNCE
DİNİ TASAVVUR
DİNİ DUYGU
İBADET
DİNİ ŞUUR
DİNİ İRADE
DİNİ ŞAHSİYET
DİNİ TUTUM
DİNİ İNANÇ
Modelden Öğrenme
Güçsüzlük ve çaresizlik
Korku
Ölümsüzlük arzusu
1- Modelden Öğrenme;
* Ebeveyn
• Arkadaşlar
• Din Adamları
• Öğretmenler
• Yakın akrabalar
• Okul çevresi
İNSANİ İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
2-Güçsüzlük ve çaresizlik (çocukluk, yaşlılık, hastalık,
deprem, tabii afetler, ölümler vb.)
* Freud, dinin insanın toplum ve tabiat karşısındaki
güçsüzlüğünün, çaresizliğinin bir ürünü olduğunu savunur.
Bunlarla gerçek yaşamda baş edemeyen insan hayali bir
Tanrı imgesi oluşturur. Bu tanrı imgesinin temelinde ise
çocukluk döneminde oluşan, her şeye gücü yeten baba
imgesi yatar. Baba tanrıya dönüşür.
* Güçsüzlük ve çaresizlikler insanı bir süreliğine dine
yöneltebilir, ancak din bilişsel olarak içten
benimsenmemişse bu yönelme kalıcı olmaz.
* Diğer taraftan güçsüzlük ve çaresizlik bazı kişileri tepkisel
olarak dinden uzaklaştırıp Allah’ı inkara da
götürebilir.(BATSIN BU DÜNYA)
İNSANİ İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
3- Bir varlığa inanma ihtiyacı;
• Erich Fromm’a göre insanda bir şeye yönelim
ve bağlılık sistemi vardır. İnsan yönelecek ve
bağlanacak bir amaca sahip olma anlamında
dinsel bir ihtiyaç duyar.
• Dinin evrensel olması da insandaki bu
yönelim ve bağlanma ihtiyacındandır.
• Bu ihtiyaçla insan, Tanrı’nın yanı sıra
hayvanlara ağaçlara, putlara, şeytana,
partisine, paraya veya başarıya tapınabilir.
İNSANİ İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
4-Akıl yürütme ve zihinsel tatmin
* Her insan Tanrı- Alem- İnsan ilişkisi bağlamında
bir takım sorular sorarak kendi konumunu
belirlemeye çalışır.
• Alemin yaradılışı, düzeni, geleceği, kendinin
Allah karşısındaki konumu vs. hakkındaki
sorular ve bunlara cevap arayışı onu dine
yöneltir.
• ŞEYTANA TAPMA MANTIĞI
• http://www.youtube.com/watch?v=P_XJqJB_I2o
HOMO DEUS "İNSAN TANRI" DEMEK. İNSANOĞLUNUN KADERİNİ ELİNE
ALDIĞINI, ARTIK GÖKYÜZÜNE BAKMADIĞINI" ANLATIYOR...
ATEİSTLER İÇİN DİN
Alain de Botton’un “Ateistler için Din” başlıklı
kitabını okumayı tamamladım. Kitabın başlığı ilginç.
Alt başlığı daha ilginç: "Bir İnanmayanın Din
Kullanım Klavuzu". Dinin doğaüstü yönünü
kabüllenmeyen, ama toplumsal fonksiyonlarının
modern dünyada yerinin doldurulamadığını,
insanoğlunun tarih boyunca din vasıtasıyla elde ettiği
kazançların birkaç yüzyıl önce Mantık Sunağın’da
kurban edildiğini ortaya koyan bir kitap. Hatta
modern sorunların birçoğunun dinler tarafından
bulunan çözümlerle iyileştirilebileceğini savunan bir
kitap. Ama bir şartla: "Bu çözümler, içine doğdukları
o doğaüstü yapıdan çıkarılmalı." Alain de Botton
"inanç sistemlerindeki bilgelikten doğaüstünün en
büyük düşmanlarının bile yararlanabileceğini"
söylüyor. En çarpıcı cümlesini son sayfaya bırakıyor:
“Dinler, yalnızca inananlara bırakılmayacak kadar
yararlı ve etkili bakış açılarını dönem dönem de olsa
insanlığa sunmayı başarmışlardır.« Ali Köse
İNSANİ İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
5- Korku
Çok çeşitli korkular vardır; ölüm, hastalık kaza, başarısızlık,
maddi sıkıntı, vb.,
Korku insanın kendisini zarar verici durumlardan koruması,
bedensel ruhsal, toplumsal durumunu, rolünü, yerini
kollaması, denge ve düzen içerisinde sürdürmesi, uyumunu
sağlaması için gerekli bir duygudur ve bir düzeye kadar
yararlıdır. Ancak belirli bir düzeyi geçtiğinde psiko-sosyal
uyumu için zararlı hale gelebilir.
İlk insanlar çok korktukları şeyleri kutsallaştırarak onlara
tapınma davranışları geliştirmişlerdir. Doğa güçlerine, aya,
yıldızlara, ruhlara vb.
Günümüzde de insan çok korktuğunda, korktuğu şeylerden
korunmak için dine yönelmekte, Allah’a sığınmakta ve dua
etmekte ve böylece kendini güvende hissetmektedir.
İNSANİ İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
6- Ölümsüzlük arzusu
İnsan bir yandan ölümden kurtuluş olmadığını
bilmekte, diğer taraftan ölümsüz olma, ebedi
yaşama arzusuna sahip olmaktadır.
Ölüm karşısında dinin sunduğu mesaj, insanın
dine yönelmesine, Allah’a bağlanmasına
olumlu etkide bulunmaktadır. Ebedi hayat,
cennet va’di ölümsüzlük arzusuna cevap
vermektedir.
İNSANI İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
7- Suçluluk ve Günahkarlık Duygusu
* Allah’a inanmaya, dinin esaslarını kabul
etmeye çağrı bazen insanda tepki ve isyan
duygularına neden olabilmektedir. İsyan ise
zamanla suçluluk ve günahkarlık duygusuna
yol açabilmektedir.
* Diğer taraftan , suçluluk duygusundan
kurtulma ve günahların bağışlanacağı
ümidi, insanı rahatlatır ve onda güdüleyici
bir etki meydana getirir.
İNSANİ İNANMAYA VE DİNİ KABUL ETMEYE
İTEN ETKENLER
8-Dini sembollerle, esaslarla karşılaşma
İnsan çevreden, toplumdan aldıklarını zihninde
işleyen; yorumlar yapan, değerlendiren ve
neticede kabul veya
reddeden bir canlıdır.
Dini sembollerle de çevresel faktörlerin etkisiyle
karşılaşır ve bir karara varır.
BİREYİ ALLAH’I İNKAR VE REDDE
GÖTÜREN ETKENLER
Yakın Çevre
Hayal kırıklığı
Kötülükler
Bağımsızlık arzusu
• Din Adamları
• Öğretmenler
• Yakın akrabalar
• Okul çevresi
BİREYİ ALLAH’I İNKAR VE REDDE GÖTÜREN
ETKENLER
Kötülükler; Bazı kişiler, dünyadaki kötülükleri,
haksızlıkları, savaşları ve zulümleri her şeye gücü
yeten, bilen ve merhametli bir Allah anlayışı ile
bağdaştıramamakta ve ‘ eğer Allah varsa ve kötülüklere
karşıysa neden engellemiyor?’ diyerek Allah’ın varlığına
inanmamaktadır.
Hayal Kırıklığı; Kendince gayret edip çalışan,
mücadele eden, fakat hep arzu etmediği, adeta hayal
kırıklığı doğuracak sonuçlarla karşılaşan bazı bireylerde
Allah’a isyan ve inançsızlık düşüncesi gelişebilmektedir.
BİREYİ ALLAH’A İNKARA VE REDDE
GÖTÜREN ETKENLER
Kendinin Yeterli ve Güçlü Olduğunu Düşünme;
İnsanın aşırı bir büyüklük içinde kendini güçlü görmesi,
onu kendinden üstün ve yaratıcı bir Tanrı’yı kabul
etmemeye götürebilmektedir.
Bazı psikolojik araştırmalar ve gözlemler de kendini
beğenme, yeterli görme, kendi gücüne sınırsız güvenme
tutumlarıyla dindarlık arasında negatif bir ilişkinin
varlığını ortaya koymuştur.
Bağımsızlık Arzusu; Tanrı’ya inanç, varoluşsal bir
bağımlılığı kabul etmek demektir. Halbuki insanda
özgürlük arzusu vardır. İşte insanda bağımsızlığa olan
bu güçlü eğilim, bazı bireyleri dinî değerleri ve Allah’ı
redde, inkara itebilmektedir.
BİREYİ ALLAH’A İNKARA VE REDDE
GÖTÜREN ETKENLER
Allah’a inancın ve Dinin Bir Yararının Olmadığını
Düşünme; İnsanlar arasında birey ve toplum için yararlı
değil, aksine zararlı olduğunu düşünerek dine karşı çıkan,
dini değerleri kabul etmeyenler çıkabilmektedir.
Din adına yapılan haksızlıklar, savaşlar ve zulümler, bazı din
adamları ve dindarların kendi bireysel çıkarları için dini
kullanmaları, istismar etmeleri, buna zemin
hazırlayabilmektedir.
Allah’ın Varlığına Dair Yeterli Delil Bulamama; Bazı
insanlar, her şeyi yaratan bir varlığın olamayacağını, eğer
varsa o yaratıcının da bir yaratıcısının olması gerektiğini ve
nihayet ilk yaratıcının gücünü nereden aldığının
açıklanamayacağını ileri sürerek Allah’a inanmamaktadırlar.
Bazıları ise Allah’ın varlığına dair delillerin yeterince ikna
edici olmadığını ileri sürerek inkar etmektedirler.
http://www.youtube.com/watch?v=qHVRiuh_RDI
http://www.youtube.com/watch?v=BtX3sfMS8GM
Ülkemizde yapılan bir araştırmada ateistlerin
inançsızlığı benimsemelerinde bağımsızlık
duygusu, Tanrı kavramına yüklenen olumsuz
anlamlar, dramatik tecrübelerden beslenen
kötülük problemi, akılcı ve rasyonel düşünce
biçimi, sekülerizm, ekonomik faktörler, bilim ve
teknolojideki gelişmelerin verdiği güven hissinin
etkili olduğu tespit edilmiştir. Bununla birlikte
anlam arayışı da bireyleri inançsızlığa yönelten
unsurlar arasında yer almıştır (Gülfil, 2018: 187).
BAZI SORULAR
Olumsuz Tanrı
TANRI TASAVVURLARI
Tanrı Tasavvurları (Faruk Karaca-Hızır Hacıkeleşoğlu)
İlgisiz Tanrı tasavvuru
Korku-ceza yönelimli Tanrı tasavvuru
Dengeli Tanrı tasavvuru (seven ve korkutan Tanrı)
Sevgi yönelimli Tanrı tasavvuru
TANRI TASAVVURLARI
Tanrı Tasavvurları (Ali Ulvi Mehmedoğlu)
Yetkin/aşkın
Merhametli
Aşırı talepte bulunmayan
Teslim olunan
Yakın/içkin
Dost
Koruyup gözeten
Müdahale ve kontrol eden
Seven
İntikam alan
Cezalandıran
TANRI TASAVVURLARI
Kaçıngan/Kayıtsız
Organize Olmamış/Örgütlenmemiş
Yetişkinlerde Bağlanma Stilleri
* Demokratik Tutum
* Baskıcı (otoriter) Tutum
* İtici Tutum
* Aşırı Koruyucu Tutum
* Aşırı Hoşgörülü ve Şımartıcı Tutum
* Yetkinci Tutum
* Tutarsız Tutum
BENLİK SAYGISI
Psikoloji literatüründe temel kavramlardan birisi
olarak kabul edilen benlik (self, ego, nefs, kendilik)
bireyin kendi kendine varsaydığı kimliği, kendisine
ait algı, değer, duygu, tutum ve davranışlarına ilişkin
görüşlerini ifade eder.
Benliğin duygusal boyutunu gösteren benlik saygısı
ise, kişinin kendini benimsemesi, onaylaması,
kendisine güven duyması ve değer vermesi olarak
tanımlanmaktadır.
Benlik saygısı, bireyin kendine yönelik olumlu veya
olumsuz değerlendirmeleri ve tavrı olarak ele
alınmaktadır. Benlik saygısı yüksek bireyler,
girişken, güçlü başa çıkma becerileri olan, mutlu, iyi
ilişkilere sahip, kendisi ile barışık olma gibi bazı
özelliklere sahiptirler.
Benlik saygısı
İradeyi güçlendirmesi
Duanın etkileri
DUA
Dua arapça bir kelime olup, çağırmak davet etmek
gibi anlamlara gelir.
Dua, inanan kişinin Allah’a yakarışı, yalvarışıdır,
kişinin Allah’tan bazı taleplerde bulunuşudur.
A. Carrell’e göre dua, bir şikayettenızdırap
çığlığından, bir yardım dilemeden ibarettir. Dua da
birey Allah ile iletişim kurmaktadır.
Duanın özellikleri:
Dikkatin Allah’a çevrilmesi
Güçsüzlük Bilinci
Teslimiyet
Dileme
NİÇİN DUA EDERİZ?
Ümitvarlık ve iyimserlik
Tevbenin tanımı
Tevbe, kelime olarak dönmek, vazgeçmek
anlamına gelir.
Dindeki anlamı ise, insanın dince uygun
görülmeyen bir davranıştan geri dönmesi,
vazgeçmesi ve bir daha işlemeyeceğine dair söz
vermesi demektir. Günah olan hareketten vaz
geçip Allah’a yönelmektir.
Gazali’ye göre tevbede üç basamak vardır: bilme,
pişmanlık, gereğini yerine getirme
Tevbe, bağışlanmak isteyen bir kimse için önemli
bir terapi kaynağı olabilir. Kişiyi tevbeye
yönelten psikolojik dinamiklere göz attığımızda
pişmanlığın, kötü davranıştan vazgeçme fikrinin
öne çıktığı görülmektedir. Bunun neticesinde
yeni bir yaşam tarzı edinme, iyi biri olma fırsatı
kazanıldığı açıktır.
Tevbe bu yönüyle kişinin kendini affetmesini de
içermektedir. Terapi süreçlerinde çok değerli
görünen geçmiş yaşam öfkelerinden,
kırgınlıklarından uzaklaşmak tevbe içersinde
karşılığını bulabilmektedir.
DİN VE SAĞLIK (DİNDARLIĞIN ETKİLERİ)
Ruh Sağlığı
Depresyon
Anksiyete (Kaygı)
Dini Başaçıkma
Benlik Saygısı
Hayatın Anlamı
Beden Sağlığı
Kaygı
Dini stres
Tedavi reddi
Psikotik bozukluklar
DİNDARLIK VE RUH SAĞLIĞI
bağlam ve duruma
Allah’a yönelme
Hayra yorma
Dini yalvarma
Dini yakınlaşma
Dini dönüşüm
Dini istikamet arayışı
Kişilerarası dini hoşnutsuzluk
Manevi hoşnutsuzluk
Şerre yorma
DİNİ BAŞAÇIKMA
Dini Başaçıkmanın Temel Hedefleri
Anlam arayışına cevap verme
Kontrol sağlama
Manevi teselli
Hayatı dönüştürme
DİNİ BAŞAÇIKMA
Gelişim Psikolojisi
İnsanın yaşamı boyunca, biyolojik, psikolojik ve
davranışsal yeteneklerin basitten karmaşık
sistemlere doğru değişimin incelenmesidir.
Birey, sahip olduğu çevre içinde kendi mizacı ve
biyolojisi ile yoğrulur.
Bir yandan beden yapısı ve iç organları büyüyüp
olgunlaşırken, diğer yandan bilişsel özellikleri,
toplumsal ilişkileri, duygu ve heyecanları belli
aşamalar geçirerek yetişkin bir birey haline gelir.
GELİŞİM DÖNEMLERİ VE DİN
Bebeklik (0-2)
Kimlik, güvenlik,
bağlanma, anlama
Dini bilincin ortaya çıkışı
Soyut düşünce, gözlem ve
tecrübeler
Sakarlık ve duygusal
karışıklık
Kararsızlık ve dine yönelim
İLK ERGENLİK DÖNEMİ
Ukbe b. Amir 14