Professional Documents
Culture Documents
13
13
Konya, 2021
ISBN
978 – 605 - 389 - 327 – 1
Yayın Hazırlık
EDAM Eğitim Danışmanlığı ve Araştırmaları Merkezi
www.edam.com.tr
Baskı ve Cilt
EMSAL Matbaa Tanıtım Hiz. San. ve Tic. Ltd. Şti.
Bahçekapı Mah. 2477. Cadde No:6
Şaşmaz-Etimesgut/ANKARA
Tel: 0312 278 82 00 - Sertifika No: 46753
4
Ders 24 Tavaf Namazı ........................................................................................................................ 92
Ders 25 Yer Çekimi (Hikâye: Elif Akardaş) ................................................................................. 94
Ders 26 Teravih Namazı ..................................................................................................................100
Ders 27 Cami ve Cemaat ................................................................................................................. 102
Ders 28 Yedi Güzel İsim .................................................................................................................. 106
Ders 29 Teravih Namazı .................................................................................................................. 110
Ders 30 Canım Babam (Hikâye: Meryem Nuriye Yavuz) ......................................................112
Ders 31 Uhud Gazvesi .......................................................................................................................116
Ders 32 Hendek Savaşı .................................................................................................................... 120
Ders 33 Hudeybiye Antlaşması .................................................................................................... 124
Ders 34 Hudeybiye’den Sonra ...................................................................................................... 128
Ders 35 Deniz Feneri (Hikâye: Zeynep Şarlak) ....................................................................... 132
Ders 36 İslam’a Davet Mektupları .............................................................................................. 138
Ders 37 Bizansa Karşı....................................................................................................................... 142
Ders 38 Mekke’nin Fethi ................................................................................................................. 146
Ders 39 Veda ....................................................................................................................................... 150
Ders 40 Fabrikatör (Hikâye: Zeynep Şarlak ) .......................................................................... 154
Ek 1 Kronoloji ..................................................................................................................................... 160
Ek 2 40 Hadis ....................................................................................................................................... 162
Ek 3 Namaz Duaları........................................................................................................................... 164
Ek 4 Namaz Sureleri ........................................................................................................................ 168
Kaynakça ...............................................................................................................................................175
5
Sevgili Çocuklar, Kıymetli Gençler,
İnsan doğduğu andan itibaren aynı zamanda eğitime de başlar. İnsanın annesi ve
ailesiyle ilk etkileşimleri, daha sonra çevresi ve diğer çocuklarla kurduğu iletişim,
oyunlar oyuncaklar… Hepsi birer eğitim vesilesidir. Doğru eğitim küçük yaşta başlar
ve ömür boyu devam eder.
İnsanların bu dünya üzerinde yaşadığı her an, hem kendisi hem etrafındakiler için
değerlidir. Zamanı nasıl değerlendireceği konusunda insana hayatı boyunca yol
gösteren iki şey vardır: Bunlardan birisi Allah’ın yüce kitabı Kur’an-ı Kerim ve ikinci-
si Resul’ün sünnetidir.
Yaratılmışların en şereflisi olarak anılan insan, üzerine düşen vazifeleri yapıp Al-
lah’ın sevdiği ve razı olduğu bir kul olmak için yaşamalıdır.
6
Sevgili Çocuklar, Değerli Gençler,
Konya Büyükşehir Belediyesi olarak sizlerin yaşam kalitesine değer katacak farklı
çalışmalara imza atıyoruz. Komek Yaz Okulu bunlardan biri. Komek Yaz Okulumuz
sizlerin keyifli bir yaz tatili geçirmenizi ve aynı zamanda dinî bilgileri doğru şekilde
öğrenmenizi amaçlamaktadır.
Gençlerimizin tatillerini değerlendirirken aynı zamanda bizi biz yapan değerleri öğ-
renmeleri ayrı bir önem arz etmektedir. Çünkü ülkemizin geleceği, çocuklarımızın
ve gençlerimizin kendilerini daha iyi yetiştirmelerine bağlıdır. Ben bu konuda genç-
lerimize ve çocuklarımıza güveniyorum.
Elinizdeki bu kitap, size yaz tatilinde farklı bir yol gösterecek. Bu kitap ile inancınızı
daha iyi öğrenecek ve etrafınıza bunu anlatacaksınız.
İyi bir yaz tatili geçirmenizi diliyor, sizleri ve ailelerinizi yürekten selamlıyorum.
7
Genç KOMEK Yaz Okulu Hakkında
Değerli Velilerimiz,
Genç KOMEK Yaz Okulu, 7-16 yaş öğrencilerin yaz tatillerini verimli geçirmeleri için
planlanmış, eğlenerek öğrendikleri 8 haftalık bir programdır.
Bu program çerçevesinde her gün iki saat Kur’an-ı Kerim, bir saat dinî değerlerimiz
(itikat, ibadet, ahlak, siyer) ve diğer saatlerde sanat veya spor dersleri yaş seviyelerine
göre verilmektedir. Dersler, kız ve erkek öğrenciler ayrı gruplar hâlinde olacak şekilde
işlenmektedir.
Genç KOMEK Yaz Okulu’nda dersler dışında kariyer buluşmaları, şehir kültürü ve tarih
bilinci çalışmaları kapsamında şehir turları yapılmakta; ayrıca oyun kampları ve farklı
etkinlikler düzenlenmektedir.
Tüm bu çalışmalar ile amacımız değerlerini bilen, değerlerine sahip çıkan nesiller
yetiştirilmesine katkıda bulunmaktır. Bu çabamıza siz velilerimizin de aşağıdaki
hususlara dikkat etmek suretiyle katkıda bulunmanızı bekliyoruz:
8
• Sağlık sorunu ve özel durumu olan çocuklarımız hakkında idarecilerimiz
ve öğretmenlerimizin gerekli bilgilere sahip olmaları çocuklarımızı doğru
yönlendirmemize yardımcı olacaktır.
• Havuz ve diğer etkinlikler çocuklarımıza özel olup veli katılımına açık değildir.
• Çocuklarımız havuz malzemelerini (havlu, mayo, şort, temiz terlik, bone, yedek
kıyafet, ıslak eşyaları koymak için boş poşet veya çanta) eksiksiz getirmeye
dikkat etmelidirler.
9
ADAB-I MUAŞERET TOPLULUK İÇİNDE NORMAL DAVRANIŞ
8. Büyüklerimizi, komşu
ve akrabalarımızı ziyaret Adab-ı Muaşeret: Topluluk içinde normal davranış şekilleri, insanların
etmek. birbirleriyle geçinmeleri usulü, nezaket, terbiye ve görgü demektir.
10
5. HAFTA 6. HAFTA 7. HAFTA 8. HAFTA
33. Lokmayı yutup 41. Tuvalete girmeden 49. İki kişinin arasına 57. Öksürme ve
ikinci lokmaya öyle euzü besmele çekmek oturmak gerekirse izin geğirme gibi çevreyi
uzanmak. ve ihtiyacını oturarak istemek. rahatsız edici
gidermek. davranışlardan
34. Yemek seçmeden 50. Kendisinden büyük kaçınmak.
aldığı yemeği 42. Tuvalette kişilerin yanında ayak
bitirmek. konuşmamak ve ayak üstüne atmadan 58. Komşulara
bir şeyler yemeden oturmak. ihtiyaçları olduğunda
35. Başkasının ihtiyacını gidermek. yardımcı olmak,
lokmasına ve yediğine Çıkarken temizliğini 51. Sonradan gelene zaman zaman
bakmamak. yapmak, ellerini yer göstermek. ziyaretlerine
yıkamak. gitmek, komuşunun
36. Toplu yemek 52. Anne, baba ve evini kendisinin
yerken herkesin 43. Yatmadan önce hocasına daha saygılı bulunmadığı
sofradan kalkmasını elleri yıkamak, dişleri olmak. zamanlarda korumak.
beklemek. fırçalamak.
53. Topluluk içerisinde 59. Misafirleri güler
37. Yemek bitince 44. Kıyafetle değil olumsuz durumlar yüz ve tatlı dille
“Elhamdülillah” pijamalarla yatmak. yaşansa bile suratını ağırlamak, onlara
demek. ekşitmeden güler yüzlü ikramda bulunmak,
45. Giysileri giymeye olmak. gidecekleri zaman
38. Yemeği acıkınca sağdan başlamak, sağ uğurlamak.
ve oturarak yemek. tarafa dönüp yatmak 54. Kalabalık
ve yatmadan önce dua içerisinde kendi 60. Küskünlük,
39. Yemeği yapana etmek. aralarında fısıltıyla dargınlık yapmamak.
teşekkür etmek. konuşmamak. Küskün olanların
46. Topluluk içerisine arasını bulmak.
40. Suyu besmeleyle giderken temiz ve 55. Kaş göz hareketi
birlikte üç yudumda, düzgün kıyafetler yapmamak 61. İnsanların
oturarak ve bardağın giymek ve başkalarını kusurlarını örtmeye
içine nefes vermeden rahatsız etmeyecek 56. Esnerken eli ile
çalışmak.
içmek. güzel kokular sürmek. ağzını kapatmak.
62. Dedikodu
47. Camiye gidilecekse yapılan ortamlardan
soğan, sarımsak uzaklaşmak.
gibi kötü kokulu
yiyeceklerden uzak 63. Büyüklere saygı
durmak. ve hürmet, küçüklere
şefkat ve merhametle
48. Sıra varsa riayet davranmak.
etmek, öne geçmeye
çalışmadan sırasını
beklemek.
Değerli Velilerimiz; “Edepli Yaşama ve Görgü Kurallarını” 8 haftalık Genç KOMEK yaz
okulu süresince her hafta bir bölüm olmak üzere öğrencimizle işleyeceğiz. Pekiştirmelerine
yardımcı olur musunuz?
11
itikat
En Güzel İsimler
Rabbimiz Allah en güzel isimlere sahip... Kur’an-ı Kerim’de farklı sure ve ayetlerde
O’nun bu güzel isimleri anılmaktadır. Peygamberimiz de Rabbimizin doksan dokuz
ismi olduğunu bildirmiş ve bu isimleri bize saymıştır. Biz Müslümanlar, bu isimleri
öğrenip Rabbimize bu isimlerle dua ederiz. İşte bu güzel isimlerden sekizi! Haydi
buyurun, öğrenelim ve dualarımızda Allah’a bu isimleriyle seslenelim!
Müteâlî
Vâlî Çok görkemli, her türlü
Kâinatın sahibi, hâkimi, yücelik ve yüksekliğin en
yöneticisi, nimetlendiricisi üstününe sahip olan
Rabbimizin Vâlî, Velî ve Mevla isimleri Allah görünmeyeni de bilir, görüneni
aynı kelime kökünden gelmektedir de. Büyüktür ve yücelerden yücedir.
ve yakın anlamlara sahiptir. 13 / Ra’d Suresi, 9. ayet
12
Ber
İyiliği ve şefkati bol
Yorgunluk, sürekli hastalık, tasa,
Tevvab
keder, sıkıntı ve gamdan ayağına Tövbeleri kabul eden
batan dikene varıncaya kadar
Müslümanın başına gelen her şeyi Ey müminler! Allah’a tövbe edin ki
Allah onun hatalarını bağışlamaya kurtuluşa eresiniz.
bahane sayar. 24 / Nur Suresi, 31. ayet
Müntakim
İntikam alan, suçluları hak Afüv
ettikleri şekilde cezalandıran
Affetmeyi çok seven
Rabbimiz Müntakim’dir. Ancak
intikamdan önce mühlet verir, Allah’ım! Affedensin. Affı seversin.
hatadan dönmek için fırsat tanır, Beni de affet.
affeder, uyarır. Hadis-i Şerif
Rauf Mâlikü’l-mülk
Çok şefkatli ve merhametli Varlığın sahibi
Rabbimiz! Bizi ve bizden önce Mal sahibi, mülk sahibi
iman etmiş kardeşlerimizi affet! Hani bunun ilk sahibi?
Kalplerimizde inananlara karşı bir
Mal da yalan, mülk de yalan,
düşmanlık bırakma. Rabbimiz, sen
Rauf’sun, Rahim’sin! Var biraz da sen oyalan!
59 / Haşr Suresi, 10. ayet Yunus Emre
13
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
14
Sudoku
En güzel isimlerin sekiz tanesini daha öğrendiniz. Metinde Allah’ın daha önce öğ-
rendiğiniz başka bir ismi daha geçiyordu: Rahim. Hatırlamanıza yardımcı olsun diye
RAHİM isminin harflerini sudoku bulmacamıza yerleştirdik. Harfleri yatay, dikey sa-
tırlarda ve birbirlerine bağlı aynı renkli bölümlerde yalnızca bir kez kullanmalısınız.
H M
R İ
M A R
15
itikat
Peygamberlere İman
Allah, insanı diğer varlıklardan farklı bir donanımda yaratmıştır. İnsan, akıl sahibi ve
aklını kullanarak iradesiyle seçme özgürlüğüne sahip bir varlıktır. Ancak insan ve aklı,
duyguların ve aileden başlayarak sosyal çevrenin de devreye girmesiyle olumlu ve
olumsuz birçok etkiye açıktır. Bu nedenle Allah, insanı ter-
Nitekim kendi aranızdan,
biye eder, ona yol gösterir, her şeyi en iyi bilen olarak ona size
ayetlerimizi okuyan, sizi he
rehberlik eder. İnsanı doğru, iyi ve güzel olan amellere r
kötülükten arındıran, size
yöneltir. Bunun için de insanlara peygamberler vasıtasıyla vahiy
ve hikmeti öğreten, ayrıca
vahiylerini iletir. bilmediklerinizi de öğreten
bir
peygamber gönderdik.
Allah, peygamberleri insanların içinden seçer. Çünkü di-
2 / Bakara Suresi, 151.
ğer insanlar ancak kendisi de insan olan bir peygamberi ayet
örnek alabilirler. Aynı şekilde, kendisi de bir insan oldu-
ğu için peygamberin insanlara ulaşması da daha kolay olur.
İnsan, tarih boyunca hem çeşitli dış etkilerin hem de bizzat kendi içlerindeki nefis-
lerinin yanıltmalarıyla, bir yandan da cehaletin etkisiyle Allah’ı, ahireti ve dünya
hayatının amacını unutmuştur.
16
Ey iman edenler! Allah’a itaatsizlikten sakının. Herkes yarın için
ne hazırladığına baksın! (Evet) Allah’a itaatsizlikten sakının, şüp-
hesiz Allah yapıp ettiklerinizden tamamen haberdardır. Allah’ı
unutan, bu yüzden Allah’ın da onlara kendilerini unutturduğu kim-
seler gibi olmayın. İşte onlar gerçekten yoldan çıkmışlardır.
59 / Haşr Suresi, 18-19. ayetler
İnsanlık inanç, kulluk bilinci ve ahlak açısından yanlış yollara girdikçe Allah, pey-
gamberler göndermiştir. Peygamberler de toplumda devrim niteliğinde değişimlere
hatta dönüşümlere vesile olmuşlardır. Peygam-
berlerin hepsi insanları temel inanç ilkesi olarak
Ey Âdemoğulları! Size kendi
tevhide, temel ahlaki ilke olarak da adalete da- içinizden ayetlerimi anlatacak
vet etmişlerdir. peygamberler gelir de kim
(onlara karşı gelmekten)
Ant olsun ki biz her ümmete, “Allah’a sakınır ve kendini ıslah ederse
ibadet edin ve putlara tapmaktan sa- onlara korku yoktur ve onlar
kının.” diye bir peygamber gönderdik. üzülmeyeceklerdir.
Allah, bu ümmetlerden bir kısmına hi- 7 / A’raf Suresi, 35. ayet
dayet etti, bir kısmına da sapıklık hak
olmuştur. Şimdi yeryüzünde bir gezip
dolaşın da bakın, peygamberleri yalanlayanların sonunun ne ol-
duğunu bir görün?
16 / Nahl Suresi, 36. ayet
Allah’a iman eden her mümin kişi Allah’ın bütün peygamberlerine de iman eder.
Onları bizzat Allah seçtiği için hepsine saygı ve sevgi duyar.
17
Peygamberlere iman eden mümin kişi, onları örnek
alır. Bununla mükellef olduğunu, bunun imanın bir Biz peygamberleri ancak
müjdeleyiciler ve uyarıcılar
şartı olduğunu bilir. Her peygamber, vahyi tebliğ
olarak göndeririz. Kim iman
ederken çok büyük sıkıntılar yaşamıştır. Bunun farkı-
eder ve kendini düzeltirse
na varan mümin, hem sabrı hem de şartlar ne kadar onlara korku yoktur. Onlar
zor olursa olsun mücadeleden vazgeçmemeyi öğrenir. mahzun da olacak değillerdir.
Onların adalet, merhamet, haksızlıklarla mücadele, 6 / En’am Suresi, 48. ayet
her durumda dosdoğru kalmak gibi ahlaki özellikle-
rini kendisine örnek alır. Peygamberler gibi sabır ve
şükür eksenli bir kulluk yolu izler.
18
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
19
itikat
Peygamberlerin
Özellikleri ve Görevleri
Peygamberlerin birtakım ortak özellikleri vardır. İnsan olmaları ve Allah tarafından se-
çilmiş olmaları en temel özellikleri olmakla beraber diğer ortak özellikleri şunlardır:
Tebliğ
Peygamberler, vahiy meleği Cebrail aracılığıyla Allah’tan vahiy alırlar.
De ki: Ben de ancak sizin gibi bir insanım. Bana ilahınızın bir tek
ilah olduğu vahyolunuyor. Artık ona yönelin, ondan mağfiret di-
leyin. Ortak koşanların vay hâline!
41 / Fussilet Suresi, 6. ayet
Aldıkları vahyi hem insanlara iletir hem de bizzat yaşayarak insanlara örnek olurlar.
Allah’ın, mesajlarını peygamberlere iletmesine vahiy, peygamberlerin bu vahyi in-
sanlara iletmesine ise tebliğ denir.
ur.
e o nla ra d estek olmuşt
elelerind stü
y g a m be rlerinin mücad es id ir. M u cize, olağanü
h, P e ucize verm
Mucize: Alla an biri de onlara m yalanlayanla
rı ikna
e k yo lla rın d a nla rı, on la rı
Bu dest karşı çık lardır.
lam ına g e lir. Kendilerine t a kım o lağ anüstü olay
olay an ttiği bir
a m b e rle re Allah’ın lütfe uc ize gösterebili
rler.
için peyg fuy la m
h’ın lüt
er ancak Alla
Peygamberl
20
İsmet
Peygamberler de insan oldukları için bilmeden küçük hatalar yapabilirler. Onların
yaptığı bu küçük hatalara zelle denir. Ancak peygamberler, vazifelerinin bir gereği ve
Allah’a sevgi ve bağlılıklarının bir neticesi olarak günahlardan bizzat Allah tarafından
korunmuşlardır. Bu duruma ismet yani masum olma, ahlaken temiz olma denir.
Emanet
Peygamberler emin yani güvenilir insanlardır. Peygamberlik vazifesiyle görevlendi-
rilmeden önce de bulundukları toplumlarda güven kazanmışlardır. Onlar her türlü
yalan, hile, zulüm ve hıyanetten uzak durmuş insanlar arasından seçilmişlerdir.
Sıdk
Sıdk, doğru olmak anlamına gelen bir kavramdır. Peygamberler her zaman her söz
ve davranışında doğru olan insanlardır. Peygamberlere iman eden mümin kişi de bu
doğruluğu kendisine örnek almalıdır.
21
Fetanet
Fetanet; akıllı, zeki, uyanık olmak anlamına gelir. Peygamberler bu özellikleri sa-
yesinde, öngörüsü yüksek, vahyi ve olayları doğru yorumlama kabiliyetine sahip
insanlardır. Özellikle peygamber kıssalarında onların kendilerine karşı gelenlerle
mücadelelerinde bunu gözlemliyoruz. Hz. Muhammed’in Kâbe hakemliği olayı önce-
likle peygamberlerin emanet (güvenilirlik) sıfatına, sonra da zekice bir çözüm olma-
sı sebebiyle fetanet sıfatına örnektir.
Peygamberlerin Görevleri
Peygamberlerin temel görevi Allah’tan gelen vahyi insanlara tebliğ etmektir. Ancak
bunu yaparken insanlara baskı yapmazlar, onları zorlamazlar. Hidayet Allah’tandır. İn-
san iyi niyet ve gayretiyle bu hidayeti hak etmeye çalışır. Peygamberler de insanlara
hidayet yollarını gösteren rehberlerdir.
Kim Rasul’e itaat ederse Allah’a itaat etmiş olur. Yüz çevirene
gelince seni onların başına bekçi göndermedik!
4 / Nisa Suresi, 80. ayet
Peygamberler insanlara tevhidi, doğru yolu, Allah’ın razı olduğu ve olmadığı amel-
leri, güzel ahlakı, nasıl ibadet edileceğini, hesap verileceğini, aslolanın ahiret haya-
tı olduğunu, bu dünyanın imtihan amaçlı olduğunu sözle ve örnek olarak öğretirler.
22
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
23
itikat
Esmaü’l-Hüsna
Haydi buyurun Rabbimizin güzel isimlerinden sekizini daha öğrenmeye! O’nu an-
mak, O’na yakarmak, O’ndan dilemek, O’na sığınmak için…
Muksit
Zü’l-celali ve’l-ikram
Ölçüyü ve dengeyi daima
Hem celal (heybet, büyüklük, gözetip adaletle hükmeden,
ululuk) hem ikram (cömertlik, mazlumların hakkını
lütufkârlık) sahibi zalimlerden alan
Celal ve ikram sahibi Rabbinin ismi Mazlumun duasıyla Allah arasında
ne yücedir. perde yoktur.
55 / Rahman Suresi, 78. ayet Hadis-i Şerif
24
Câmi‘ Gani
Bir araya getiren, toplayıp Hiç kimseye ve hiçbir şeye
düzenleyen muhtaç olmayan, zengin
Üç kişi birlikte bulunur da namazı Ey insanlar! Siz Allah’a
aralarında cemaatle kılmazlarsa muhtaçsınız. Allah ise, işte Gani ve
şeytan onları kuşatıp yener. Hamid O’dur.
Hadis-i Şerif 35 / Fatır Suresi, 15. ayet
Mâni
İstediği zaman istediği
Muğni şeylere engel koyan
Eğer Allah sana bir zarar vermek
Dilediğini muhtaç olmaktan
isterse kendisinden başka kimse
kurtarıp ona zenginlik veren onu gideremez. Ve eğer sana iyilikte
Zengin eden de yoksul kılan da bulunursa da unutma ki O dilediğini
O’dur. yapmaya kâdirdir.
53 / Necm Suresi, 48. ayet 6 / En’am Suresi, 17. ayet
Nâfi
Dilediğine dilediği faydayı
Zâr veren
Dilediğine dilediği zararı Fakirleri kollayıp gözetiniz.
veren Aranızdaki zayıflar sayesinde
Allah’tan yardım görüp
Kim bir Müslümana zarar verirse
rızıklandığınızdan şüpheniz olmasın.
Allah da ona zarar verir.
Hadis-i Şerif
Hadis-i Şerif
25
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
6. Allah’ın Mâni ismi “istediği zaman istediği şeylere engel koyan” anlamı-
na gelmektedir. Allah nelere engel koymaktadır? Düşünün ve aklınıza
gelen örnekleri paylaşın.
26
Kısa Mesaj
Allah’ın sekiz ismiyle beraber O’na dair bazı özellikleri de öğrenmiş olduk. Hatırlamak
için aşağıda şifreli bir şeklide yazılan kelimeleri okuyun. Şifreyi çözebilmek için ise
tuşlu telefona mesaj yazarken hangi tuşa kaç kere basıldığına dikkat edin. Şifremiz-
deki birinci rakamlar kaç kere, ikinci rakamlar hangi tuşa basıldığını gösteriyor.
2ABCÇ 3
DEF 2X8 3X5 2X8 1X2 1X3 5X4 3X5
1
5JKL 6 MN
OÖ
4 GĞHIİ
8TUÜV 9W
XYZ
7 PRSŞ
0 3X4 2X3 3X9 2X2 2X3 1X8 3X5 5X4
3X9 3X8 3X2 2X3 4X9 2X3 2X6 1X4 5X4 2X6
27
ahlak
28
“Ne kötü bir şaka bu!” diye düşünüp odamdan çıktım. Gerçekten herkes gitmek için
hazırlanmış, bavullar koridorda dizi dizi sıralanmıştı. Şaka değil mi yani tüm bun-
lar? Şey... Yani... Ben gitmenizi ister miyim hiç?
Haydi, düşün kirpi kafa! Ciddi ciddi hazırlanmış gidiyorlar işte! Ne yapacaksın şim-
di? “Durun gitmeyin!” mi desem acaba? Yok, en iyisi “Aslında hepinizi çok seviyo-
rum.” diyeyim. “Bana meyve tabağı hazırlamana bayılıyorum anacağım.” Annem ne
çok sevinirdi böyle söylesem! Hep bunu işitmek istediğinden eminim aslında. “Ah
ufaklık, sen olmasan kim öpecek beni okuldan dönünce? Bak şuna yan yan süzer
abisini! Sözüm söz, sinemaya da götüreceğim seni.”
Niye herkes gülüyor bakayım? Bir dakika! Hepsini sesli mi söyledim ben?
Gönüllerini almasam bizimkiler gerçekten bir hafta babaannemde kalmayı kafaya
koymuşlar. Annem yanıma gelip başımı okşadı. Kardeşlerim yanaklarımdan öpüp
sıkı sıkı sarıldılar bana. İtiraf etmeliyim ki içtiğim suya birisi çamaşır yumuşatıcısı
damlatmış gibi hissediyordum.
Bu arada saçlarım bir süredir ipek gibi. Biraz sükûnet yalnız kalbe değil saçlara da
iyi geliyor galiba.
29
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
30
Bul ve Yerleştir
Hep kendini haklı görüp asabi davranmak yerine halim selim, yumuşak huylu ola-
bilmek büyük bir erdem… Bunu başarmak için gelin, biz de Peygamberimizin duası-
na eşlik edelim. İpuçlarından yararlanarak harfleri tablodaki doğru yerlerine yerleş-
tirirseniz Peygamberimizin duasını okuyabilirsiniz.
28 3
3 28
5
40 57
16
5
35 11
91
11 57
91 35
10 57
0 12
64
46 10
78 91
64
10 46
31
91 79
85 7
0
0 91 79 16
Ö E R H
31
AJANDA
1. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
32
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Her işe besmele ile başladım mı?
33
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Bayram Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
34
35
itikat
Kitaplara İman
Bir imtihan varsa bir rehber de olmalıdır. Allah, insanlara rehber olarak vahiy gönder-
miştir. Bu kitaplarla Allah, insanlara hem doğru yolu öğretir hem de onları düşünmeye
sevk eder. Çünkü Allah, insanı akıl sahibi bir varlık olarak yaratmıştır.
İnsanlar ilahi kitapları okuyup düşünerek doğru ile yanlışı, iyi ile kötüyü, güzel ile çirki-
ni ayırt ederler. Aynı zamanda batıl inançlardan uzaklaşır ve hakikate ulaşırlar.
36
KİTAPLAR:
Sahifeler yok olmuş, Kur’an dışındaki ilahi kitaplar ise tahrif edilmiştir. Kur’an’ın tarih
boyunca var olan iç ve dış düşmanlarına rağmen değişmeden kalabilmesinin sırrını ise
bize şu ayet net bir şekilde açıklar:
37
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
38
Sarmal Bulmaca
Aşağıdaki sarmal bulmacanın içerisinde bir ayet meali gizli. Z, Y, I, Ç ve M harfleri
mealin arasına karışmış. Bu harfleri çıkarıp geri kalanları okuyun.
Y A N Z Y
I
M
Z
E I H
M
Y İ
Y
D
’
Ç
M U Ç R
R
O Ğ Ç I R
Ç
B M Y
M Z R
I Ş Ç T M
İ
Y
D M
E
K
R Z İ
Z
I
U
K
I Y
E
Z L Z
Z
Z
Y
Y
B I M Ç
Ç U
39
itikat
Kur’an-ı Kerim
Kur’an-ı Kerim Allah Teala tarafından, Cebrail (as) vasıtasıyla, vahiy yoluyla, Hz. Mu-
hammed’e (sav) indirilmiştir. Dili Arapçadır. Fatiha suresi ile başlayıp Nas suresi ile bi-
ter. Kimsenin bir benzerini yazamayacağı mucizevi bir kitaptır.
Peygamberimiz (sav) döneminde yazıya dökülmüştür. Pek çok sahabe iner inmez
vahiyleri ezberlemiştir. Yazılmış bütün metinler Hz. Ebu Bekir’in halifeliği dönemin-
de bir araya getirilip kitap şeklinde toplanmıştır. Kur’an-ı Kerim’in kitap şeklinde
bir araya toplanmış hâline Mushaf denir. Hz. Osman zamanında bu ilk Mushaf’ın
kopyaları yapılıp İslam dünyasının dört bir yanına gönderilmiştir. Kur’an-ı Kerim,
1400 küsur sene hiçbir değişikliğe uğramadan bize gelmiştir. En eski Kur’an-ı Kerim
nüshaları hâlâ müzelerde bulunmaktadır.
Kur’an-ı Kerim “Allah kelamı”dır. Yani Allah’ın bizi hidayete eriştirmek için yol gösteri-
ci olarak gönderdiği bir kılavuzdur. Kur’an bize Allah’ın birliğini, kainat ve yaratılış ile
ilgili bilgileri, eski peygamberlerin ve kavimlerin hikâyelerini, ahlak konularını, günlük
hayatta uymamız gereken kuralları, iman ve ibadet konularını, ahiret hayatını, kaza ve
kaderi, cennet ve cehennemi anlatır.
İlk Vahiy
Peygamber Efendimiz otuz beş yaşından itibaren zaman zaman inzivaya çekilirdi. Mek-
ke’de bulunan Nur Dağı’ndaki Hira mağarasına gider, bir olduğuna inandığı Rabbine
orada ibadet ederdi Peygamberimiz (sav) kırk yaşına girdiği sıralarda ramazan ayının 27.
gecesi idi. Birden bir ses duydu. Sonra Cebrail’i (as) gördü. Gördüğünün bir melek oldu-
ğunu bilmiyordu ve çok korktu. Cebrail (as), Peygamberimize sarılıp onu sıktı, sonra da
“Oku!” diye seslendi ve onu bıraktı. Hz. Muhammed (sav) “Ben okuma bilmem.” deyince
melek onu tekrar sıktı, tekrar okumasını istedi ve aynı cevabı aldı. Cebrail (as) üçüncü
kere Peygamberimizi sıkıp bıraktıktan sonra Alak suresinin ilk beş ayetini okudu: “Yara-
tan Rabbinin adıyla oku. O, insanı alaktan yarattı. Oku! Rabbin sonsuz kerem sahibidir. O
kalemle öğretendir. O, insana bilmediğini öğretti.”
Peygamber Efendimiz çok korkmuş, hatta delirdiğini zannetmişti. Telaş içinde evine gel-
miş, eşi Hz. Hatice onu sakinleştirmişti. Gelecek günler içerisinde de vahiy yoluyla ken-
disinin Allah’ın elçisi olduğunu öğrenmişti. Hz. Hatice ona ilk iman eden kişi olmuştu.
40
Hz. Muhammed’in (sav) yirmi üç senelik peygamberliği boyunca parça parça inen va-
hiylerin toplamı Kur’an-ı Kerim’i oluşturur. Bu süre boyunca insanlar ve topluluklar
inançlarını, alışkanlıklarını ve yaşam tarzlarını Kur’an-ı Kerim’e uygun şekilde yavaş
yavaş değiştirmişlerdir. Eğer bu kitap bir günde inse idi insanlar bu kadar büyük deği-
şikliklere bir anda uyum sağlayamazlardı.
Kur’an ayetleri Mekki ve Medeni ayetler olarak ikiye ayrılır. Mekki ayetler Mekke dö-
neminde inmiş olan ayetlerdir. Medeni ayetler de hicretten sonra Medine döneminde
inmiş olan ayetlerdir.
Ramazan aylarında Cebrail (as) ile Peygamber Efendimiz (sav) o zamana kadar inen
ayetleri birbirlerine karşılıklı olarak okurlardı. “Buna mukabele denir.” Ramazanlarda
bir kişinin okuyup diğerlerinin dinlemesi ile gerçekleştirilen mukabele okumaları bu
sünnetin devamıdır.
Kur’an okumak sünnet, dinlemek ise farzdır. Yani Kur’an’ı hem okumak hem dinlemek
ibadettir.
rim’in
Kur’an-ı Ke
ri
Diğer İsimle
Furkan
Kitap
Nur
Kelam
Şifa
Zikir
41
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
42
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Bayram Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Teşrik Tekbiri
Bu derste bayram namazının kılınışını öğrendiniz. Bayram namazında hutbeden
önce getirilen teşrik tekbirini de ezberleyin.
43
ahlak
Çorba
Buz gibiydi hava. Eve girince kendime geldim. Annem “Aç mısın?” diye sordu. Açtım.
Çorba koydu önüme. Ev sıcağı... Anne çorbası... Soğuk, yorucu bir günün akşamında
insan başka ne ister ki?
Düşündüm. Mendil satan kadını, garajda sabahlayan evsizi, simit çalıp kaçan çocu-
ğu... Tok muydu karınları? Üşüyorlar mıydı? Kış ayazında terlikle gezen kız neredey-
di şimdi? Bir ailesi var mıydı? Tanımıyordum onları. Yüzlerine bakmıyordum. Herkes
gibi yanlarından geçip gidiyordum. Üzülüyordum. Ama herkes aynı şeyi yapıyordu.
Sadece üzülüyorduk. Elimizi uzatmıyorduk. Kirlenir miydi elimiz onlara uzatınca?
Elimize mi yapışırlardı? Kimseyi dâhil etmek istemediğimiz dört dörtlük hayatları-
mızın ortasına birer musibet gibi çökerler miydi?
Bir şey yapmak lazımdı. Birileri işin ucundan tutmalıydı. Ve o birilerinin arasında
ben de olmalıydım. Uykum kaçtı. Yatağımdan kalktım. Zihnim kaynıyordu. Odamın
içinde gezinmeye başladım. Yoksullara yardım eden birçok kurum vardı. Ama bitmi-
yordu yoksulluk. Bir akşam yemek yemeden uyuyor muydum? Hayır. Bir akşam so-
kakta yatmaya katlanabilir miydim? Hayır. Bir gün değil, her gün çalışmak lazımdı.
Daha çok insan tanımak... Daha çok yara sarmak... Belki en yakınlardan başlamak...
Öylece duramazdım. Harekete geçmeliydim. Bir karar verdim.
Sabah erkenden alışverişe gittim. Elimde poşetlerle annemin karşısına dikildim.
“Bunlar ne?” diye sordu annem. Niyetimi anlattım. “Bana yardım edersen işim ko-
laylaşır.” dedim. Duygulandı. Gülümsedi. “Hadi bakalım, başlayalım!” dedi.
Çantamı sırtlayıp çıktım. Derse yetişmem gerekiyordu. “İyi ki bugün okul var, çıkış-
ta arkadaşları yanıma alırım.” diye düşündüm. Akşam için bir yoldaş lazımdı. “Seve
seve kabul eder.” diyerek her birine planımı anlattım. Ama hiçbirinden olumlu cevap
alamadım. Sözleşmiş gibi hepsi ne kadar iyi yürekli ve düşünceli bir insan olduğumu
söyleyip bana katılamayacaklarını belirttiler. Herkesin önemli bir işi vardı. Bozuldum.
Bunu beklemiyordum. Tahmin etmek zor değildi aslında. Duymuştum bir yerlerden:
“Güzel işleri başlatan insanlar genellikle yalnız bırakılırlar.” Neden? Şevki kırılsın diye
mi? Yolun başında pes etsin diye mi? Silkindim. Umutsuzluğu pencereden aşağı bı-
raktım, onunla uğraşacak vaktim yoktu. “Kolları sıva Mustafa, iş başa düştü.” dedim.
Eve vardığımda akşam ezanı okunuyordu. Anneciğim tencereyi gazeteyle sarmış;
ekmekleri, kâğıt bardakları ve peçeteleri hazırlamıştı. Bir kâse çorba içip yola koyul-
dum.
44
45
Sahile inen minibüslerden birine bindim. Tıklım tıklımdı. Sırtımda çanta, elimde
tencereyle gören bir delikanlı yer verdi sağ olsun. Önce parka gittim. Gözlerimle
etrafı taradım. Bankta uzanmış bir adam ve parkın girişinde mendil satan bir kadın
görünüyordu. Onlardan başlayacaktım ama doğrusu nasıl başlayacağımı bilemiyor-
dum. Kararlıydım, buraya kadar gelmiştim fakat yalnız olacağımı hesap etmemiş-
tim. Nasıl başlamalıydı söze? “Merhaba, ben Mustafa. Çorba ister misiniz?” “İyi
akşamlar, içiniz ısınsın diye çorba getirdim, içer misiniz?”
“Saçmalama!” dedim kendime. “Bunları düşünmenin sırası değil. Yürü. Şimdi, bura-
da ikram edeceksin bu çorbaları.”
Adama doğru yürüdüm.
Adı Nasip’miş. Evi yokmuş. Hikâyesi dokunaklı... Başından geçenleri anlattığı gün
“Ben nasipsizim be Mustafa!” demişti. “Öyle denir mi hiç Nasip abi? Bak, nasipte
çorba hatırına tanışıp ahbap olmak varmış.” demiştim. Gülmüştü.
Mendil satan kadın, garajda sabahlayan evsiz, simit çalıp kaçan çocuk, kış ayazında
terlikle gezen kız... Hepsinin bir adı varmış, öğrendim. Hepsinin bir hikâyesi varmış,
dinledim. Kendime mi sakladım? Asla.
Annemle beraber çorba pişiren Fatma yengem, okulda başlattığım “Pamuk eller
cebe!” operasyonunu yürüten arkadaşlarım, minibüsüyle çorba dağıtmama yardım
eden halıcı Süleyman, müessesemize kâğıt bardak yardımı yapan toptancı ve her
gün ekmeğini paylaşan fırıncı Cafer usta... Hepsine anlattım bu hikâyeleri. Kapı-
larını aşındırdım. Destek istedim. “Siz olmasanız da ben devam edeceğim bu işe.”
dedim. Kabul ettiler. İnsanların mutluluğunu görünce özendiler. Çabama imrendiler.
Duyunca “Biz neden yapmıyoruz?” diyenler oldu. Çoğaldık. Yardım etmek isteyenler
benim kapımı çalmaya başladılar. Ekmekle, çorbayla kalmadık. Bir sene sonra ayak-
kabı dağıttık evsizlere, yoksullara mont dağıttık.
Şimdi bir adımız var: Çorba Evi. Kendimize ait ufak bir depomuz, üzerinde büyük
harflerle Çorba Evi yazan bir minibüsümüz ve organizasyonla dağıtımda çalışan iki
ayrı ekibimiz var. Dua edenler, tebrik edenler, çorba yapıp getirenler, şehir dışından
ekibe katılmak isteyenler, teşekkür mektupları gönderenler... Bunları gördükçe he-
vesimiz tazeleniyor.
Şimdi yine kış... Evsiz çok... Elimizin uzanamadığı nice yoksul var. Gücümüz yettiğin-
ce çalışıyoruz, çalışmaya devam edeceğiz.
Mutluyum, çorba hatırına kurulan dostluklardan ve güzel bir işe öncülük etmiş ol-
maktan.
46
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
47
etkinlikler
Neresi Tutarsız?
Aşağıda iki iş adamı arasında geçen bir diyalog verilmektedir. Bu diyalogda taraf-
lardan biri tutarsız bir tutum sergilemektedir. Tutarsızlığı bulun. Düşüncelerinizi
sınıfta arkadaşlarınızla paylaşın.
unuz?
Günü nde alabiliyor mus
- Tahsilatlar nasıl?
günü
k, ne re de o gü nl er! Ödemelerimizin
- Yo sözünde
de gü ç be la ye tiş tirebiliyoruz. Kimse
geldiğin ime
Ba ze n bu iş ye rin i açtığım için kend
durmuyor ki!
kızıyorum.
abiliyor
? İstediği niz randımanla çalış
- Üretim nasıl peki
musunuz?
de
ün ça lış sa m ak in eler de hammadde
- İşçiler düzg aldığımız
n am a iş çi le r sü rekli kaytarıyor. İşe
uygu enlerin
ft a so nr a iş i bı ra kıyor. İşe devam ed
işçi bir ha u düzgün
nu n da ak lı be ş karış havada. Doğr
çoğu şük.
al am ıy or uz . Za te n kâr marjımız da dü
üretim de lli değil.
nı yo r m uy uz , va ki t mi geçiriyoruz, be
Kaza
...
Bugünkü aklım olsa
48
Yön Bulmaca
Mustafa’nın hikâyesi Peygamber Efendimizin bir hadisini hatırlatıyor. Yan taraftaki
koordinatları uygulayıp pusulanın işaret ettiği yönleri takip ederseniz hadisi okuya-
bilirsiniz.
Baş
K
lan
ıç
noktas
g
ı KB KD
Örnek
B D
2 KD = Kuzeydoğu
İN SAN yönünde iki adım
ilerleyiniz. GB GD
ME LA ŞEK RA
İN
1D
1G
2D
AL ET RET TE 1G
1KB
2G
1KB
1KB
3G
LA ŞÜK KÜR ME 2K
1G
1GD
1K
1KD
1GD
YEN HA MİŞ TİR 1GB
1GB
1D
1KD
DE MEK
49
AJANDA
2. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
50
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Eve girerken “Selamun aleyküm” veya “Merhaba” dedim mi?
Başka evlere girerken izin istedim mi?
Bir yere gittiğimde kapıyı üç kereden fazla çalmamaya özen
gösterdim mi?
Başkalarının odalarına girerken kapı çalıp izin istedim mi?
Birisinin odasına girdiğimde izin verilmeden oturmamaya
dikkat ettim mi?
Anne babamın odasına girerken kapıyı çalıp izin istedim mi?
Büyüklerimin yanında konuşmalarıma ve davranışlarıma
özen gösterdim mi?
Büyükler konuşurken sözlerini kesmeden saygıyla dinledim mi?
Düşünerek konuşup kırıcı söz söylemekten kaçındım mı?
Konuşmaya başlamadan önce selam vermeye dikkat ettim mi?
Medeni ayetler hicretten önce Mekke Mümin kişi, Allah’ın gönderdiği bütün
döneminde inmiş olan ayetlerdir. kitaplara inanmakla mükelleftir.
Bayram namazı ister cemaatle ister Kur’an-ı Kerim, Fatiha suresi ile
tek başına kılınır. başlayıp Nas suresi ile biter.
51
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Cuma Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Öğle namazının sünneti gibi dört Hutbe bitince müezzin kamet getirir.
rekât sünnet kılınır. Vakit namazlarının
sünnetleri gibi cuma namazının sünne- Cuma namazının iki rekâtlık farzı
tini de herkes kendi başına kılar. cemaatle kılınır.
Ardından caminin içinde ezan oku- Dört rekâtlık son sünnet de cumanın
nur. ilk sünneti gibi kılınır.
52
Hatırlayalım Öğle namazının ilk sünnetinin nasıl kılındığını hatır-
lıyor musunuz? Aşağıdaki çizelge hatırlamanıza yar-
dımcı olacaktır.
BİRİNCİ REKÂT
Niyet ÜÇÜNCÜ REKÂT
Başlama tekbiri Ö Besmele
KIYAM
Sübhaneke Ğ Fatiha
Eûzü besmele Bir sure veya birkaç ayet
L
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet E
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere) N
A
RÜKÛ
M Tekbir
A (3 kere)
SECDE
Tekbir
Z Tekbir
(3 kere) (2 kere secde yapılır.)
SECDE
I
Tekbir
(2 kere secde yapılır.) N
DÖRDÜNCÜ REKÂT
I
Besmele
İKİNCİ REKÂT
N
KIYAM
Fatiha
Besmele Bir sure veya birkaç ayet
İ
KIYAM
Fatiha Tekbir
Bir sure veya birkaç ayet L (3 kere)
Tekbir
K
RÜKÛ
(3 kere)
RÜKÛ
S Tekbir
Ü (3 kere)
SECDE
Tekbir N Tekbir
(3 kere) N (2 kere secde yapılır.)
SECDE
Tekbir E Ettehiyyatü
KA’DE
Rabbena duaları
İ
Tekbir Selam
53
ilmihâl
Abdest ve Teyemmüm
Abdest Peygamberimizin sünnetine uygun bir şekilde abdest şöyle alınır:
3
< Sağ avuçla üç defa burna
su verilir ve her çekişte sol
elle temizlenir.
4
< İki avuca su alınıp saçların
dibinden kulak ve çene
altına kadar yüz üç defa
yıkanır.
5
< Önce sağ, sonra sol kol,
dirsekler de dâhil olmak
üzere üçer defa yıkanır.
54
Abdesti Bozan Durumlar
< Küçük veya büyük tuvaletini yapmak
< Yellenmek
< Vücudun herhangi bir yerinden kan,
Abde sti n Fa rz ları
irin, sarı su çıkması
< Ağız dolusu kusmak 1. Yüzü yıkamak
< Uyumak 2. Elleri ve kolları dirsek-
< Namaz kılarken yandaki kişinin işi- lere kadar yıkamak
teceği kadar gülmek
3. Başı meshetmek
< Bayılmak, sarhoş olmak gibi şuurun
kontrolüne engel olan durumlar 4. Topuklar dâhil bileklere
< Cinsî münasebet kadar ayakları yıkamak
< Meni veya mezi gelmesi
ir
e s t alan b ının
ce abd rı tırnaklar
Güzel la
günah
6 k i ş i n i n
v a r ı nc
dar
aya ka ar.
ık
altına cudundan ç
v ü
< Sağ avcun içi ıslatılıp başın bütün
if
dörtte biri meshedilir. a d i s -i Şer
H
7
< Yine eller ıslatılıp
parmaklarla kulakların içi,
kulakların arkası ve elin
dışıyla boyun meshedilir.
8
< Önce sağ, sonra sol ayak
topluklar dâhil, bileklere
kadar üçer defa yıkanır,
parmak araları hilallenir.
55
Teyemmüm
Abdest için su bulunmadığı veya suyu kullanma imkânı olma-
dığı zamanlarda teyemmüm yapılır. Su veya havanın insanı
hasta edecek kadar soğuk olması veya su kullanılması duru-
munda hâlihazırdaki bir hastalığın artması gibi durumlar söz
konusu ise kişi teyemmüm yapar. Su bulununcaya veya kullan-
ma imkânı oluncaya kadar teyemmüm hem abdest hem de gu- Teye mmümün
sül yerine geçer. Abdest ve guslü bozan durumlar teyemmümü Farz ları
de bozar. Su bulunduğunda veya kişi suyu kullanma imkânına
kavuştuğunda teyemmüm bozulur.
1. Niyet etmek
Teyemmüm şöyle alınır:
2. Elleri temiz
toprağa iki
1 < Teyemmüme niyet edilir.
kere vurarak
yüzü ve kolları
< Parmaklarının arası açık
mesh etmek
şekilde eller temiz bir toprak
veya toprak cinsinden bir
madde üzerine sürülür.
2
< Eller çırpılarak fazla tozlar
silkelenir.
4
< Sol el ile dirseğe kadar sağ
kol sıvazlanır. Sağ el ile de
sol kol aynı şekilde mesh
edilir.
56
etkinlikler
Aynalı Bulmaca
Aşağıdakilerden hangileri abdesti bozar? Yanlarına √ işareti atın. Tabii önce maddele-
ri okuyabilmeniz gerekiyor. Okuyamazsanız ayna kullanmak işinizi kolaylaştıracaktır.
kemriğeG
kemritsek ınıralçaS
kemnelleY
kemsek ınıralkanrıT
kamlo şohraS
kemelret ırışA
kamuyU
kemves kepöK
kamlıyaB
57
ilmihâl
Gusül
Gusül, vücudun hiçbir yeri kuru kalmayacak şekilde bütün bedeni yıkamak demek-
tir. Boy abdesti olarak da bilinir.
< Besmele çekilip gusül abdestine < Önce başa, sonra sağ ve sol omuz-
niyet edilir. lara üçer defa su dökülür ve bütün
< Eller bileklerle beraber üç defa yı- vücut güzelce yıkanır. Hiçbir kuru
kanır. yer kalmayacak şekilde güzelce yı-
kamaya özen gösterilir.
< Avret yerindeki ve diğer yerlerdeki
pislikler temizlenir. < Göbek deliğinin, kulak kıvrımlarının,
diş aralarının, küpe deliklerinin iyi-
< Tekrar eller yıkanır.
ce temizlenmesine dikkat edilir.
< Sağ avuca su alınıp ağız boğaza ka-
< Suyun saçların dibine kadar ulaş-
dar çalkalanarak iyice temizlenir.
ması sağlanır. Örgülü saçı olan ka-
< Burun genze kadar su çekerek yıka- dınların saçlarının örgüsünü açması
nır, sol elle içindekiler temizlenir. gerekmez, sadece suyun saç dipleri-
< Namaz abdesti gibi abdest alınır. ne ulaştırılması yeterlidir.
Yere su birikiyorsa ayakların yıkan- Gusül alırken dua okunmaz veya kıble-
ması guslün sonuna bırakılır. ye dönülmez.
G u s lü
n Fa r
z l a rı
1. B
oğaz
a kad
kalam ar ağ
ak zı çal
-
2. G
enze
kada
su çe r bur
kmek una
3. Te
pede
n tırn
tün b ağa b
eden ü-
i yıka
mak
58
Ne Zamanlar Gusül Abdesti Alınır?
Cünüplük hâli oluştuğunda yani kişi cinsel ilişkiye girdiğinde veya avret mahallin-
den şehvet hissi ile birlikte meni geldiğinde kişinin boy abdesti bozulur ve gusül
alması gerekir. Tenasül uzvu denilen cinsel organlardan gelen üç çeşit sıvı vardır.
Bunlara meni, mezi ve medi denir. Meni cinsel duygular yani şehvetle gelen, kendi-
ne özgü kokusu olan, çoğunlukla beyaz renkli, koyu kıvamlı bir sıvıdır.
Mezi ise cinsel bir duygu eşlik etmeden gelen beyaz renkli sıvıdır.
Vedi ise sadece erkeklerden küçük abdestten sonra gelen, kokusuz, beyazımsı, bulanık
ve yapışkan sıvıdır. Bunlardan mezi ve vedi abdesti bozar fakat sadece meni boy ab-
destini yani gusül abdestini bozar.
Hayız yani âdet hâli bitiminde gusül abdesti alınması gerekir. Ergenlik çağına giren
sağlıklı her kadın her ay âdet görür. Yani rahim içi duvarı kanama şeklinde vücuttan
atılarak rahim temizlenir. Âdet hâli bir kadın için sağlık göstergesidir ve vücudunun
gebelik için hazırlandığı dönemlerdir. 3-10 gün arasında sürer. Aybaşı, regl, menst-
ruasyon da denir.
Nifas yani lohusalık hâlinden sonra da gusül abdesti almak gerekir. Nifas, doğum
yapan kadınların hamilelik sonunda rahimlerinin yeniden boşalıp temizlenmesi
süresinde rahminden gelen kana denir. Doğumdan ve düşükten sonra gelen kan da
nifas kanıdır. 1 ila 40 gün arası sürer.
59
etkinlikler
Sıraya Diz
Usulüne uygun gusül nasıl alınır? Aşağıda yazıyor ama sırası karışmış. Numaralaya-
rak sıralayın.
Suyun saçların dibine kadar ulaşması sağlanır. Örgülü saçı olan kadınların
saçlarının örgüsünü açması gerekmez, sadece suyun saç diplerine
ulaştırılması yeterlidir.
Önce başa, sonra sağ ve sol omuzlara üçer defa su dökülür ve bütün
vücut güzelce yıkanır. Hiçbir kuru yer kalmayacak şekilde güzelce
yıkamaya özen gösterilir.
60
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Cuma Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Şifreyi Çöz
Bu derste cuma namazının kılınışını öğrendiniz. Eğer aşağıdaki şifreyi çözebilirse-
niz ilk cuma namazının ne zaman ve nerede kılındığını da öğrenebilirsiniz.
Şifre
n r i z f
N R İ Z U
S e v g a m b e r i m i z
i l k d e y a
ç i ö r e t e P n a P J n d a
r a n f n a T a d i P i n d e
ö f m a n a m a z J
k J l d J r m J h t J r
61
ahlak
Marsık
Deniz, Engin, Murat ve Hidayet ile ben ayrılmaz bir beşliydik. Sadece sınıf değil ma-
halle arkadaşlarıydık. O yaz sonu liseye başlayacaktık ve havamızdan geçilmiyordu.
Hepimiz futbol delisiydik. O sıralar tek derdimiz, mahallenin tek boş arsasına kendi
elimizle kurduğumuz kalede tek kale maç yapmaktı. Geri kalan zamanlar da futbol
bilgimizi yarıştırmakla geçiyordu.
Mahallemize yaz başı taşınmışlardı. Uzakta bir şehirden geldiklerini duymuştuk. Üç
erkek kardeştiler. En büyüğü bizim yaşlardaydı. Hiç görmediğimiz kadar esmer ve
çelimsizdi. Daha ilk karşılaşmamızda ona Marsık adını taktık. Marsık’a ikinci kere,
top peşinde koşmaktan helak olup su almaya gittiğimiz Nermin teyzenin bakkal
dükkânında rastladık. Annesi onu alışverişe yollamıştı. Tuhaf bir şiveyle konuşuyor-
du. Duyar duymaz aramızda kaş göz edip kıkırdadık. Bize tatil eğlencesi çıkmıştı.
Nermin teyze şöyle bir ters ters baktı bize ama hemen ses etmedi. Marsık çıkar
çıkmaz “Adam olmak için önce insan olmak lazım gençler!” dedi. “Beş su Nermin
teyze!” dedik, “Soğuk olsun!” Suları alıp çıktık bakkaldan.
Ertesi gün yol üstünde gördüğümüz Marsık’ı maça çağırdık. Arkadaş bulduğunu
sanmanın sevinciyle ayakkabılarını değiştirmek için koşar adım eve gittiği hâlâ gö-
zümün önündedir. Adını söyledi ama duymazlıktan geldik. Onun adı Marsık’tı bizim
için. İlk gün kaleye koyduk onu. Abandıkça abanıyoruz topa! Derdimiz gol atmak
değil Marsık’ı şişlemek. Bir de ağzından çıkan her söze şivesini taklit ederek laf ye-
tiştirmek. O gün aldırmadı bize Marsık. Peşi sıra geçen birkaç gün de alınmadı geç-
tiğimiz dalgalardan. Belki de hâlâ bizden ümidi vardı. Çok sıcak bir pazar günüydü.
Marsık’ı yine kaleye dikmişiz, şamata yapıyoruz. Günün sonunda Hidayet son golü
attı: “Anan seni doğurduktan sonra fırına mı attı oğlum?” Gözlerinden bir bulut
geçti Marsık’ın ama tuttu kendini. Ağlamadı. Şöyle birkaç saniye baktı bize. Belli
belirsiz gülümsedi ve arkasını dönüp gitti. Bir an canımız yanar gibi oldu ama yine
de koyduk kahkahayı. Neredeyse iki ay her gördüğümüz yerde laf attık Marsık’a.
“Bırakma bizi Marsık, sen kalede olmayınca maçın keyfi yok Marsık, şu tekerlemeyi
bir de sen söyle Marsık…” O hep sustu.
62
63
Ağustos sonu yan mahalle ile ciddi maç vardı. Altışardan çift kale oynayacaktık.
Bizde bir telaş bir telaş... Saha kiralandı. Formalar dikildi. Taktikler verildi. Maça se-
yirci çekmek için tüm mahalleye anonslar yapıldı. Üç aydır canavar gibi antrenman
yapmıştık. Kendimize güvenimiz tamdı. Kalecimiz, Engin’in kuzeni, tam bir kaplandı.
Bir afra, bir tafra çıktık maça. Mahallenin çocukları doluşmuş halı sahanın etrafına.
Bir de baktım ki Marsık iki kardeşi ile orada. Sonradan öğrenecektik, kardeşlerinin
ısrarını kıramamış, çocukları da alıp gelmiş. Belli ki bizim ona ettiklerimizden kar-
deşlerinin haberi yoktu. Hakem düdüğü çaldı. İlk gol onlardan. İkinci gol bizden.
Müthiş hızlı bir maçtı. Bir gol daha yedik. Sinirler gerildi. Hidayet topu kaptı. Birinci
çalım, ikinci çalım… Ve kalenin önünde birden yere yığıldı. Karşı takım oyuncuları
isyanlarda. “Penaltı kazanmak için yalandan kendini yere attı!” diye hakeme bağı-
rıyorlar. Biz bir koşu Hidayet’in yanına gittik. “Oğlum kalksana!” diye bağırdı Deniz.
Hidayet’ten ses yok. Birden anladık ki iş ciddi. İlk önce elimiz ayağımız kesildi.
Sonra tavuk gibi oradan oraya koşturmaya başladık. “Hidayet ölüyor!” diye bağır-
dığımı hatırlıyorum. Birden bire Marsık tüm hızıyla sahaya girdi. “Çekilin başından,
kalbi durmuş olabilir!” diye bağırdı. Hidayet’in nabzını kontrol etti. Büyük bir so-
ğukkanlılıkla bize ambulans çağırmamızı söyledi. Sonra başladı Hidayet’in göğsüne
iki eli ile bastırmaya. Arada da bir, iki, üç diye sayıyor. Biz donmuş şekilde Marsık’ı
seyrediyoruz.
...
Dün Hidayet’i evlendirdik. Düğünün en ön masasında beş kişiydik. Deniz, Engin,
Murat, ben ve Muhammed. Hidayet’in hayatını kurtaran, o günden sonra hepimize
can yoldaşı olan Muhammed. Muhammed’in annesi hemşireymiş. Allah esirgesin
ama bir gün lazım gelir diye öğretmiş oğluna kalp masajını. Muhammed de bize
insanlığı öğretti. Muhammed mi kim? Düğün fotoğrafındaki en uzun boylu, esmer,
yakışıklı dostumuz işte…
64
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
1- Ayrılmaz beşli, mahalleye yeni taşınan komşularına karşı nasıl bir tutum sergiliyorlar?
Neden böyle davranıyorlar?
6- İnsanlar kendilerinden farklı olan kişilere karşı neden değişik tavırlar sergilerler?
65
AJANDA
3. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
66
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Doğru sözlü oldum mu?
67
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Cenaze Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
68
itikat
Yahya Peygamber
Hz. İsa ile aynı dönemde yaşamış, babası Zekeriyya Peygamber gibi halkı tarafından
şehit edilmiş bir peygamber; Yahya Peygamber…
İsrailoğullarına gönderilen son peygamberler Hz. Zekeriyya, oğlu Hz. Yahya ve yine
onlarla aynı soydan gelen Hz. İsa’dır. Üçü de Hz. Davud’un soyundan gelmektedirler.
İsrailoğulları, Kur’an’da da bildirildiği üzere, kendilerine gönderilen peygamberleri
ya yalanlamış ya da çeşitli bahanelerle şehit etmişlerdir. Yahya Peygamber de
babası Hz. Zekeriyya gibi şehit edilmiştir.
Yüce Allah kendisine ilim ve hikmet vermişti. İsrailoğullarının tevhit inancına aykırı
söz ve davranışlarına karşı çıkmış ve onları hak dine çağırmıştır. Halkını sade bir
yaşama davet etmiş ve kendisi de öyle yaşamıştır. Tüm bunlarla Hz. İsa’nın da
övgüsünü kazanmıştır. Kur’an-ı Kerim’de de bizzat Allah överek selam etmiştir
şehit peygamberine:
“Ey Yahya! Kitab’a (Tevrat’a) var gücünle sarıl!” (dedik) ve henüz
çok küçük yaşta iken ona (ilim ve) hikmet verdik. Tarafımızdan
ona kalp yumuşaklığı ve temizlik de (verdik). O, çok sakınan bir
kimse idi. Ana babasına çok iyi davranırdı. O, isyankâr bir zorba
değildi. Doğduğu gün, öleceği gün ve diri olarak kabirden kaldırı-
lacağı gün ona selam olsun!
19 / Meryem Suresi, 12-15. ayetler
69
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
2. Hz. Yahya’nın, kendisi de bir peygamber olan babası kimdir? Bildiğiniz baş-
ka baba-oğul peygamberler var mı? Kimler?
70
Ayete Göre
Aşağıdaki ayete göre Hz. Yahya’nın özelliklerinden beş tanesini yazın.
1.
2.
3.
4.
5.
71
itikat
İsa Peygamber
Hz. Muhammed’den önceki son peygamber; İsa Peygamber… Kur’an’da İsa, İbn Mer-
yem ve Mesih isimleriyle anılır. İsa onun adı, Mesih ise unvanıdır. Ama daha ilk dö-
nemlerden itibaren Mesih de Hz. İsa’nın ismi gibi kullanılmıştır.
Hz. İsa, Allah’ın bir mucizesi sonucu babasız olarak dünyaya gelmiştir. Annesi Hz.
Meryem’e bu haberin gelişi hakkında Kur’an bize şöyle bilgi verir:
Hz. Âdem’i yoktan var eden Allah’ın ilmi, iradesi ve kudreti için elbette bu yaratma
hiç de zor değildi. Hz. İsa doğduktan sonra halk Hz. Meryem’e iftira attı. Bunun üze-
rine yine Allah’ın bir mucizesi olarak Hz. İsa, bir bebek olmasına rağmen konuştu:
Allah, Hz. İsa’ya, ondan önceki ilahi kitapları onaylayan ve insanlığın geldiği noktaya
göre yeni mesajlar içeren İncil isimli ilahi kitabı vahyetti.
72
Hz. İsa, kendilerine tevhidi ve onun gerektirdiklerini öğütleyen bütün peygamberle-
ri yalanlayan ve bir kısmını öldüren bir topluluğa gönderilmişti. Allah, bu inkârda ve
sapkınlıkta inat eden halkı ikna etmesini kolaylaştırmak için İsa Peygambere birta-
kım mucizeler vermişti:
Bütün peygamberler, tebliğ vazifesini yerine getirirken çeşit çeşit zorlu mücade-
leler vermişlerdir. Hz. İsa da bunlardan biri idi. Ancak o da diğer peygamberlerimiz
gibi insanlardan bir insan ve Allah’ın bir kulu olduğunu unutmadı. Annesine saygı-
da kusur etmedi. Şirki reddetti. Kendi rızkını kendisi temin etti. Halkına barış ve hu-
zur getirmeye gayret etti. Güzel ahlakı tavsiye edip bu konuda örnek oldu. Halkının
inanç noktasındaki hatalarını ve kulluk konusundaki eksiklerini gidermeye, onları
ahiret müjdelerine layık hâle getirmeye çalıştı.
Tüm bunlara rağmen halkından çok az insan Hz. İsa’ya inandı. Hatta en sonunda
ona bir tuzak kurup onu öldürmek istediler. Bu süreci de bize Kur’an’da bizzat bu
ihanete uğrayan elçinin Rabbi bildirmiştir:
İsa Peygamber’in ardından onun hakkında şirk temelli birçok inanç üretilmiştir.
O bir tevhit mücadelesi vermişken onu takip ettiğini ifade edenlerin bu iftirasına
Kur’an’da şöyle cevap verilir:
73
O, yalnızca bir kuldur. Kendisine nimet verdik ve onu İsrailoğulla-
rına bir örnek kıldık.
43 / Zuhruf Suresi, 59. ayet
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
74
ibadet DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Cenaze Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Cenaze Duası
Bu derste cenaze namazının kılınışını öğrendiniz. Peki, cenaze duasını biliyor musu-
nuz? Ezberlemeye var mısınız?
75
ahlak
Yapışkan Sakız
Kapıdan girdiğimizde okul müdürümüzle göz göze geldik. Müdür ellerini önünde
kavuşturmuş bize bakarken hiç de keyifli görünmüyordu. Sonra masanın üzerindeki
dolma kalemi alıp önünde açık duran deftere bir şeyler yazdı. Başını defterden kal-
dırmadan;
— Hepsi burada mı Namık Bey? dedi.
— Evet hocam, dedi Namık Hoca ve dışarı çıktı.
Diyalogda geçen “hepsi” belgisiz zamiri ile kastedilen bizdik: Burak, Mert, Özlem ve
ben. Odaya çağrıldığımız andan itibaren üstümüzde bize ait olmayan bir şey taşı-
yorduk!
Burak odaya girer girmez dayanamayıp atıldı:
— Hocam, biz bir şey yapmadık!
— Buna henüz karar vermedik, dedi okul müdürü.
O andan itibaren odaya giren, çıkan, bizi yan gözle süzen, yalan yanlış bir sürü şey
söyleyen çok kişi oldu. Şaşkınlıktan nutkum tutulmuştu. Bize ait olmayan şey ise
giderek üzerimize yapışıyordu. Bu sefer kendini tutamayan Özlem oldu:
— Bize iftira atmaya çalışıyorlar!
İftira! Özlem bir kerede söyleyiverdi yapışkan şeyin ismini. İftira her yanımızı kap-
lamadan önce ondan kurtulmalıydık. O sırada koridorda söylene söylene ilerleyip
odaya doğru gelen Rasim amcanın sesini işittik.
Müdür Bey, Rasim amcaya;
— Söyle bakalım Rasim, olay nasıl gerçekleşti? diye sordu.
— Ne olayı hocam?
— Yahu fotokopi olayı işte! Anladın sen onu!
Rasim amca bir bize baktı, bir Müdür Bey’e. Sonra elini başının üzerine, ardından da
çenesine koydu. Belli ki o da bizim gibi olan bitenden hiçbir şey anlamamıştı.
— Her zamanki gibi fotokopi makinesinin başındaydım, dedi Rasim amca ve sustu.
Müdür Bey dayanamadı:
— Eee? Sonra? Anlat! Devam et!
76
— Sonra pek bir şey olmadı. Çocukların sosyal bilgiler yazılısı varmış. Yazılı soru-
larının fotokopisini çekmeye başlamıştım. İşin yarısına kadar gelmiştim ki makine
arızalandı.
Bu sırada Müdür Bey hemen araya girdi:
— Arızalanınca ne yaptın?
— Önce makinenin orasını burasını karıştırdım. Baktım olacak gibi değil,
77
Mesut Bey’e haber verdim. Sağ olsun hemen halletti.
— Odadan çıktın mı hiç?
— Mesut Bey’i çağırmak için çıktım tabii. Sonra birlikte odaya döndük.
— Ne olmuşsa o zaman olmuş öyleyse! “Bu çocuklar soruları çalmış.” di-
yenler var. Sen ne diyorsun bu işe?
— Soruları mı çalmışlar? Allah Allah, yanlışlık olmasın Hocam?
— Rasim, yanlışlık var mı yok mu anlamaya çalışıyoruz. Sen de ne biliyor-
san anlat. Mehmet ve arkadaşlarının hepsi sosyal bilgiler yazılısından
tam not almışlar. Sınavdan önce de onları fotokopi odasından çıkarken
görenler olmuş.
Hani sakız çiğnerken balon şişirirsiniz. Bazen bu balon kocaman olsun diye daha
çok, daha çok üflersiniz. Sonunda kocaman bir balona ulaşırsınız fakat balon ulaştı-
ğı büyüklüğe dayanamaz ve pat diye patlar! Yüzünüz gözünüz sakız içinde kalır. Yü-
zünüze yapışan sakızı temizlemek istersiniz, bu sefer de sakız ellerinize yapışır, bir
türlü kurtulamazsınız ondan! Her yeriniz yapış yapış olur ya, işte üstümüze atılan
iftira tam da böyle yapmıştı bizi. Yüzümüzde patlayan bir sakız balonu vardı âdeta.
İçimiz giderek daralıyordu.
O sırada Rasim amcanın tavrı değişti. Müdür Bey’in odasına ilk girdiğinden çok
farklı bir hâl takındı. Sanki şimdi başka bir adam duruyordu karşımızda. Çekingen,
kaygılı hâli üzerinden silinmiş; yerine toprağa kök salmış ve köklerindeki tecrübesi-
ni yeryüzüne çıkarmaya hazırlanan koca bir çınar ağacı gelmişti.
— Sınav zamanı fotokopi makinesinin başı kalabalık olur hocam. Odaya
giren çıkan belli olmaz. Ben odadan çıkarken soruları yanıma almıştım.
Bunu öğrencilere güvenmediğimden değil olur ya kimse zan altında kal-
masın diye yaparım. Şu hayatta az şey bilirim belki ama şunu biliyorum,
iftiranın tadını unutmak zordur hocam. Bu çocuklar suçsuzdur. Kim ne-
den etmiş bilmiyorum ama fena bir iş etmiş doğrusu.
Rasim amca daha pek çok şey söyledi sanırım. Dinleyecek gücüm kalmamıştı doğ-
rusu. Hakkımızda şahitlik edenlerin hiçbiri bizi gerçekten görmemişti. Herkes ku-
laktan kulağa yayılan bir dedikodudan yola çıkarak bizi suçlamıştı. Yapışkan şey
üzerimizden sökülmüş müydü? Evet! Rasim amca gelip her yanımıza bulaşan sakız
artığını temizlemişti. Fakat tıpkı Rasim amcanın dediği gibi iftiranın bıraktığı tadı
biz de hiç unutmadık.
78
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
79
AJANDA
4. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
80
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Sofra hazırlanırken yardım ettim mi?
Cenaze namazında cenaze cemaatin Hz. İsa, Allah’ın bir mucizesi sonucu
önüne konur. babasız olarak dünyaya gelmiştir.
Cenaze namazında Sübhaneke duası Allah, Hz. İsa’ya İncil isimli ilahi kitabı
okunurken “ve celle senauk” cümlesi vahyetmiştir.
de ilave edilir.
81
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
İhram Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
82
Telbiye
Telbiye getirmeyi biliyor musunuz? Bilmeyenler öğrensin, bilenler tekrar etsin.
83
ilmihâl
Telbiye İhram
En meşhur hacı duasıdır. İhrama girer- Hacıların ve umrecilerin belli bir süre
ken mutlaka okunur. Daha sonra da sık için girdikleri bir hâldir. Normal hayat-
sık tekrarlanır. ta yapılabilen tırnak kesmek gibi bazı
davranışların bir süreliğine yasaklan-
masıdır. Dünyadan uzaklaşıp Rabbe
adanma hâlidir. İhramlı bir kişi saçını
ve sakalını kesemez, çiçek koparamaz,
Emrin baş üstüne Allah’ım, baş üs- ağaç kesemez, koku süremez, kokulu
tüne… Emrin baş üstüne ey ortaksız sabun kullanamaz, sert ve kırıcı sözler
olan! Baş üstüne… Tek öveceğim söylemekten son derece sakınır. Ayrı-
sensin, kavuştuğum nimetlerin hepsi ca erkekler ihramda iken dikişli elbise
sendendir, her şey de senin. Yoktur or- giyemezler, çorap ve ayakkabı kullana-
tağın senin. mazlar.
Mîkât İhramlık
Hz. Peygamber (sav) tarafından belir- Erkekler ihramda bulundukları süre
lenmiş olup Mekke’nin dışından gelen içerisinde iki parça dikişsiz bez ile vü-
hacıların, harem bölgesine girmek için cutlarını örterler. Kadınlar ise günlük
ihrama girmeden geçmemeleri gere- kıyafetleri ile ihrama girebilirler.
ken sınırları belirleyen beş noktadır.
84
Vakfe Tavaf
Kurban Bayramı’ndan bir gün önce Hacerülesved’in bulunduğu hizadan baş-
yani arefe günü Mekke’nin güneydoğu- layıp Kâbe’nin etrafında yedi defa dön-
sunda bulunan Arafat adı verilen yere mektir. Bir tavaf yedi şavttan oluşur.
gelerek burada bir müddet beklemek-
tir. Peygamberimiz “Hac Arafat’tır.”
buyurmuştur. Vakfe boyunca bol bol Sa’y
dua edilir ve Allah Teala’dan kendisi ve Kâbe’nin yakınında bulunan Safa ve
bütün Müslümanlar için af dilenir. Merve tepeleri arasında dört gidiş, üç
geliş olmak üzere yedi kez gidip gel-
mektir.
Şavt
Hacerülesved’in bulunduğu hizadan Yolculu
ğuna gü
başlayıp Kâbe’nin etrafında bir tur haccet cü yete
nlerin
mesi, A
dönmektir. üzerind ll a h’ı n insanla
e bir ha r
kkıdır.
3 / Âl-i
İmran S
uresi, 9
7. ayet
Ha c c
ın Fa r
z l a rı
1. İh
ram
2. A
rafat
’ta Va
3. Zi kfe
yaret
Tavaf
ı
85
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
4 Hacca giden bir yakınınız var mı? Varsa ondan dinlediğiniz tecrübeleri sınıfta
arkadaşlarınızla paylaşın.
86
Gizli Cevaplar
Aşağıda sizlere metinde geçen bazı kelimeleri sorduk. Cevaplarını da tablomuza gizledik.
Bakalım ne kadarını bulabileceksiniz?
J K L
V A F
H T A
H F İ
E A L
B Y R
A H O
Ü L K
A Y Ğ
C Ş S
L Ş Ç
J K H
F G H
E T Ö
N A M
C V B
R Z D
C C E
L H İ
Ü Z İ
E L B
C E T
İ H L
L B K
L V I
R S A
E F H
A T İ
R A F
S A A
İ Y J
Ö E K
V M O
V E Ş
E F R
L I Y
E D Ç
E G P
B V C
D E I
H O S
K V Z
Ş K L
T
87
ilmihâl
Harem Bölgesi
Mekke ve çevresinde Peygamber Efen- Arafat
dimiz tarafından belirlenen sınırlardan Hac vakfesinin yapıldığı mekânın adı-
oluşan bölgedir. Zararlılar dışındaki dır. Mekke’nin 25 km güney doğusun-
hayvanların öldürülmesinin ve bitkile- dadır. Arafat’ın ortasında Cebel-i Rah-
rin koparılmasının yasak olmasından me (Rahmet Dağı) bulunur.
dolayı bu bölgeye “yasak bölge” anla-
mında bu isim verilmiştir.
Müzdelife
Arafat ile Mina arasında Harem sınırları
Mescid-i Haram içinde kalan bölgenin adıdır. Hacılar, are-
Mekke şehrinde bulunan, Kâbe’yi çev- feyi bayram gününe bağlayan geceyi bu-
releyen büyük mescittir. rada geçirirler. Buna “Müzdelife vakfesi”
denir. Burada şeytan taşlamada kullanıla-
cak olan minik çakıl taşları toplanır.
88
Mina
Mekke ile Müzdelife bölgesi arasında
Harem sınırları içinde kalan bölgenin
adıdır. Şeytan taşlama yerleri bura-
n
dadır. Arafat’ta vakfe yapmadan önce a s ı içi
rz olm ir:
imkânı olan hacılar, Zilhicce’nin 8. f a ek
gününü arefe gününe bağla- h a ccın ası ger e
s e ye u n m esin
bul i t m
yan geceyi burada geçirirler. kim g
acca acak bi
r
Bir rtların 5. H
a l ol i-
şu ş ası nge
Daha sonraki günlerde kur-
o l m e p r o blem
banlar da burada kesilir. an lık ı
ü s lüm sağ a mas
1. M nl i k o l m
erge nin
ı l lı v e
i ş o l -
i d e rken
k m g un
2. A ına gel H acca ağı yol
ça ğ 6 . ac
s ı k u llan lma
sı
ma en l i o
l m ası güv
r o
Ö zgü -
3 .
i p gele
gid
H acca di güce
4. mad
cek ı
o l mas
ip
sah
89
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
1 Kâbe, Beytullah, Allah’ın Evi, Mescid-i Haram tabirleri arasında ne gibi bir iliş-
ki vardır? Açıklayın.
4 Şeytan taşlamada kullanılacak olan minik taşlar nerede toplanır? Nerede kullanılır?
6 Verilen bilgilerden hareketle bir hac takvimi çıkartmaya çalışın. Gün gün nere-
de ne yapıldığını not edin. Eksik kalan bilgileri araştırarak tamamlayın.
90
Müjde!
Yandaki küçücük bulmaca alanında koskoca Örnek:
12 sayıs 1
bir müjde saklı! Peygamberimiz dünyanın dört ı A harfi 2 3
işaret e ni 1
diyor. M U A
bir yanından Allah’ın emrine koşa koşa icabet tabloda inik 2 Ş
n, önce R K
eden Müslümanları müjdeliyor. Müjdeyi öğren- sonra yu soldan
1’i, 3 M
karıdan L Y
2’yi bu B
mek için aşağıdaki sayıların yerine temsil et- Kesiştik lun. 4 T
leri yer O İ
de A ha 5
tikleri harfleri yazın. Hangi sayının hangi harfi bulunm rfi D N
aktadır 6 H
temsil ettiğini bulmak için örneği inceleyin. . E I
7 Z
C
12 32 12 22 31 12 21 62
12 31 31 12 53
32 42 31 11 52 51 12
41 42 63 31 12 52 23 62 13
33 43 21 22 11 31 12
71 61 53 61 52 52 61 23
51 42 22 11 52 23 12 63
91
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Tavaf Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Tavafın hemen peşinden hiç ara Sabah namazının sünneti gibi iki rekât
vermeden Makam-ı İbrahim’in arkasına namaz kılınır.
geçilir. Orada yer bulunamazsa mescidin Bu namazın ilk rekâtında Fatiha’dan
başka bir yerinde de kılınabilir. sonra Kâfirun suresi okunur.
Tavaf namazına niyet edilerek namaza İkinci rekâtta Fatiha’dan sonra İhlas
başlanır. suresi okunur.
92
Hatırlayalım
Sabah namazının sünnetinin nasıl kılındığını hatırlıyor musunuz? Öğretmeninizle uygu-
lama yapmadan önce aşağıdaki çizelgeyi inceleyin.
KIYAM
Başlama tekbiri Fatiha
Sübhaneke Bir sure veya birkaç ayet
Eûzü besmele Tekbir
KIYAM
Fatiha
(3 kere)
Bir sure veya birkaç ayet
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere) Ettehiyyatü
SECDE
KA’DE
Tekbir Salli-Barik
(2 kere secde yapılır.) Rabbena duaları
Selam
93
ahlak
Yer Çekimi
Leyla çenesini masaya yaslamış, sınıfın penceresinden dışarı bakıyordu. Fizik hoca-
sı yanına yaklaşıp elindeki tebeşiri hafifçe sıraya vurdu.
— Uykunu alamadın mı yoksa?
Leyla hemen toparlanıp geriye yaslandı ve hızla tahtadakileri defterine geçirdi.
— Önümüzdeki ders yer çekimiyle ilgili kimler sunum yapacaktı? diye sor-
du hoca.
Leyla ile birlikte dört kişi daha ellerini kaldırdı. Haftanın son ders günü bitmişti.
Hafta sonu için heyecanlıydı Leyla. Arkadaşlarıyla birlikte sinemaya gidecekti. An-
nesinden izin alması hiç de kolay olmamıştı. Hiçbir aksilik çıkmasını istemiyordu.
Asla hesaba katamayacağı şeylerin olacağını nereden bilecekti?
Ertesi gün annesinin yeni aldığı bluzu giydi Leyla. En sevdiği şalını başına doladı.
Dışarıda pırıl pırıl taptaze bir hava vardı. Kulaklığını takıp sevdiği bir parçayı din-
lemeye başladı. Sesi iyice açıp hızlı adımlarla caddeye doğru yürüdü. Ardından
Leyla’nın gözlerinin önünde gökten
bombalar yağmaya başladı. Du-
mandan göz gözü görmüyor, bom-
banın şiddeti yüzünden kulaklar
duymuyordu. Görüntü netleşmeye
başlamadan önce her yandan çığlık
sesleri işitti Leyla. Sonra etrafta
kaçışan ve ağlayan yüzlerce insan
gördü. Leyla’nın yaşadığı şehir kısa
bir süre içinde enkaza dönüşmüştü.
Okul binası, sinema ve şehir kütüp-
hanesi yoktu artık. Leyla’nın kendi-
sine ait olan hiçbir şey kalmamıştı.
Yaşadığı sokak yoktu, bir evi yoktu.
Ailesinin çoğu yoktu… Bir tek an-
nesi ve küçük kız kardeşi kalmıştı
avuçlarında…
94
Yola çıkmak zorundaydılar. Yurtlarını geride bırakıp yola çıkmak… Bilmedikleri, ta-
nımadıkları, ne yaşayacaklarını hayal edemedikleri kentlere ve insanlara doğru...
Yalnız ve çaresizce yola koyuldular.
Sonra bir el uzandı Leyla ve ailesine. Onun elinden tutan Hatice’ydi. Leyla’nın ailesi
için bir ev tuttu Hatice. Evin ihtiyaçlarını karşıladı. Leyla, annesi ve küçük kardeşi
Türkçe bilmiyorlardı. Hatice, savaştan kaçan ailelerin Türkçe öğrenip yeni bir haya-
ta başlamaları için çalıştı. Sonra Derya koştu yardımlarına. Sonra Neriman, Ayhan,
İbrahim, Abdullah, Makbule, Yasemin...
Leyla o gün tekrar okula başladığında yeni arkadaşları ve hocalarıyla tanışmak için
heyecan doluydu. Sınıfa giren fizik hocasının ilk sorusu şöyle oldu:
— Sunum konularını dağıtmaya başlayacağım arkadaşlar. Yer çekimini
kim anlatmak ister?
Leyla’nın yüreğinde pek çok acı vardı derin izler bırakan… Fakat ellerinden tutan iyi
yürekli insanları gözünün önüne getirip gülümsedi ve sonra elini havaya kaldırdı.
— Ben isterim hocam!
Not: Sevgili okuyucu, Suriye’deki iç
savaş 15 Mart 2011’de ülkenin gü-
neyindeki Dera kentinde küçük bir
kıvılcımla başladı. Suriye savaşında
şimdiye kadar 400 bin kişi hayatını
kaybetti ve 6.5 milyon insan evle-
rini terk etmek zorunda kaldı. Sa-
vaşın vurduğu Suriyeliler, Türkiye,
Lübnan, Ürdün gibi komşu ülkelere
sığındı. Ülkemize sığınan Suriye-
lilere pek çok dost eli uzanmaya
devam ediyor.
95
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
96
Bir Projem Var!
başka bir ülkeye
e gö re dü ny ad a 65 ,6 mi lyon mülteci var. Mülteci
2015 senesi verilerin da kalmış kişi demektir. Tü
rki-
ni ev ini ter k etm ek zo run
veya yere sığınmış olan, ya k, Somali,
riy eli mü lte ci va r. Ay rıc a Afganistan, Kazakistan, Ira
ye’de milyonlarca Su lteciler bulunmaktadır. Un
utul-
ülkem ize sığ ınm ış ola n mü
Cezayir gibi ülkelerden de
bir gü n mü lte ci du rum una düşme ihtimali vardır.
mamalıdır ki herke sin
97
AJANDA
5. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
98
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Yemek yerken ağzımdakini yutmadan sonraki lokmaya uzan-
maktan kaçındım mı?
Yemek seçmemeye özen gösterdim mi?
99
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Teravih Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Teravih namazı, yatsı namazının ardından yirmi rekât olarak kılınır. Vitir namazı
ise teravihten sonra kılınır.
Teravih hem yalnız olarak hem de cemaatle kılınabilir. Cemaatle kılındığında
imam kıraati seslice yapar, cemaat ise susup dinler.
Teravih namazı, dört rekâtta veya iki rekâtta bir selam verilerek kılınır. İki rekât-
ta bir selam verilirse sabah namazının sünneti gibi, dört rekâtta bir selam verilirse
ikindi namazının sünneti gibi kılınır.
Her selam verişten sonra biraz dinlenilir. Bu dinlenme esnasında dualar edilir.
100
101
ilmihâl
Peygamberimiz (sav) beş vakit namazı hayatı boyunca cemaatle kılmıştır. Hatta
vefat etmeden önce çok hastayken Hz. Ebu Bekir’i imam tayin etmiş ve kendisi de
onun arkasında cemaat olmuştur. Hz. Peygamber, düşman tehdidi altındaki sefer-
lerde bile beş vakit namazın cemaatle kılınmasına önem vermiştir.
Cemaat iki kişiden bile meydana gelebilir yani bir kişi imam olur, yanındaki de
onun cemaati…
Tahiyyetü’l-Mescid
Bir camiye girilince kılınan selamlama namazına tahiyyetu’l-mescit adı verilir. Hak-
ku’l-mescit yani mescidin hakkı adıyla da bilinir. Nasıl ki insan bir eve girdiğinde ilk
önce ev sahibine selam verirse bir camiye girdiğinde de oranın sahibi olan Allah’a
selam vermek için bu namaz kılınır.
< Tahiyyetü’l-mescit namazı iki veya < Namaz vakti girdikten sonra camiye
dört rekât kılınabilir. giren kişi için kılacağı farz namaz
< Cuma namazı vakti imam hutbe aynı zamanda tahiyyetü’l-mescit
verirken camiye giren kişi tahiyye- namazı yerine geçer.
tü’l-mescit namazını kılmaz, oturup < Mescid-i Haram’da tahiyyetü’l-mes-
imamı dinler. cit namazı yerine tavaf yapılır. Ora-
inde ya giren kişi hemen tavaf edecekse
e s c ide girdiğ
iriniz m
z kılsın. bu namazı kılmaz. Tavaf etmeye
Sizden b ekâ t n a m a
dan iki r niyeti yoksa o zaman kılar.
oturma
Şerif
Hadis-i
102
103
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
104
Kim Kılar, Kim Kılmaz?
Aşağıdaki durumların hangisinde tahiyyetü’l-mescit namazı kılmak uygun olur?
Yanlarına işaret koyun.
Çok sıcak bir yaz gününde Ali serinlemek için cami avlusundaki şadırvanda
abdest aldı, sonra camiye gidip beş dakika uzandı.
Ayşe öğle namazından önce camiye geldi. Henüz ezan okunmamıştı. Çok
bunalmıştı çünkü güneş tam tepedeydi.
Ahmet amca sabah dükkânı açmadan biraz yürüyüş yaptı ve yoruldu. Dükkâna
kadar yürümek yerine camiye girip biraz Kur’an okumaya niyet etti.
Fevziye hanım sohbet için camiye geldi. Caminin bir kenarında hanımlar
toplanmış, vaize hanımı dinliyorlardı.
Erkan amca, oğlu Efe’yi arıyordu. “Acaba camiye mi girdi?” diye cami
kapısından başını uzatıp içeriyi iyice bir gözden geçirdi.
105
itikat
Nur Hâdî
Hidayete erdiren, yol
Aydınlığın kaynağı, aydınlatan
gösteren, kullarına hayır ve
Allah’ım! Benim kalbime nur, gözüme
mutluluk yolunda rehberlik
nur, kulağıma nur, sağıma nur,
soluma nur, üstüme nur, altıma eden
nur, önüme nur ve arkama nur ver. Yol gösterici ve yardımcı olarak
Benim nurumu arttır. Rabbin yeter.
Hadis-i Şerif 25 / Furkan Suresi, 31. ayet
106
Bedî‘ Bâki
Benzeri olmayan, Varlığı sürekli olup sonu
yarattıklarını da benzersiz olmayan
yaratan Yeryüzünde bulunan her şey
O, göklerin ve yerin eşsiz fanidir. Ancak yüce ve cömert olan
yaratıcısıdır. Bir şeyin olmasını Rabbinin varlığı bâkidir.
dilediğinde ona sadece “Ol!” der, o 55 / Rahman Suresi, 26-27.
da hemen oluverir. ayetler
Vâris Reşid
Her şeyin asıl sahibi Doğru ve dürüst yolu gösteren
Hz. Zekeriyya’nın Duası: Ancak “Allah dilerse yapacağım.”
Rabbim! Beni yalnız bırakma! de. Unuttuğun zaman Rabbini an ve
Herkes göçüp gittikten sonra kalıcı “Umarım Rabbim beni, bundan daha
olan biricik varlık sensin. doğru olana ulaştırır.” de.
21 / Enbiya Suresi, 89. ayet 18 / Kehf Suresi, 24. ayet
Sabur
Çok çok sabırlı
Sakın Allah’ı zalimlerin yapmakta
oldukları şeylerden habersiz sanma.
O sadece onlara, gözlerin dehşetle
bakakalacağı güne kadar zaman
tanımaktadır.
14 / İbrahim Suresi, 42. ayet
107
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
3 Allah’ın Hâdî ismi “hidayete erdiren, yol gösteren, kullarına hayır ve mutluluk
yolunda rehberlik eden” anlamına gelmektedir. Bu ismin günlük hayattaki
yansımaları neler olabilir? Düşünün ve örneklerle açıklayın.
4 Zalimlerin yaptıklarına hemen ceza vermemesini Allah’ın hangi ismi veya isimleri
ile ilişkilendirebiliriz? Açıklayın.
5 Bu derste öğrendiğiniz isimler arasında sizi en çok etkileyen hangisi oldu? Neden?
108
Sudoku
Sizler için Allah’ın “çok çok sabırlı” anlamına gelen SABUR ismiyle bir sudoku hazır-
ladık. Diğerlerine benzese de bu sudoku biraz farklı. Kurallar bildiğiniz gibi. SABUR is-
minin harflerini yatay ve dikey aynı satırlarda ve kalın çizgilerle bölünmüş aynı renkli
alanlarda birer kez kullanacaksınız. Kolay gelsin.
R
S
A S
R B
R U
109
ilmihâl DİKKAT Bu ders uygulamalı olarak işlenecektir.
Teravih Namazı
Öğretmeninizin uygulamalarını dikkatle takip edin. Siz de aynısını yapmaya çalışın.
Öğretmeninizin yönergelerine dikkatle kulak verin.
Hatırlayalım
Bu derste teravih namazının kılınışını öğreneceksiniz. Teravih namazı, dört rekâtta
veya iki rekâtta bir selam verilerek kılınır. İki rekâtta bir selam verilirse sabah na-
mazının sünneti gibi, dört rekâtta bir selam verilirse ikindi namazının sünneti gibi
kılınır.
İkindi namazının sünnetinin nasıl kılındığını hatırlıyor musunuz? Öğretmeninizle
uygulama yapmadan önce aşağıdaki çizelgeyi inceleyin.
Fatiha
(3 kere)
Bir sure veya birkaç ayet
RÜKÛ
Tekbir
(3 kere)
Tekbir
RÜKÛ
(3 kere)
SECDE
Tekbir
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
(3 kere) Ettehiyyatü
SECDE
KA’DE
Tekbir Salli-Barik
(2 kere secde yapılır.) Tekbir
110
DÖRDÜNCÜ REKÂT
Besmele
KIYAM
Fatiha
ÜÇÜNCÜ REKÂT Bir sure veya birkaç ayet
Sübhaneke Tekbir
Eûzü besmele
(3 kere)
KIYAM
Fatiha
RÜKÛ
SECDE
Tekbir
(2 kere secde yapılır.)
Tekbir
Ettehiyyatü
(3 kere)
KA’DE
Salli-Barik
SECDE
111
ahlak
Canım Babam
Canım Babam,
Dünya bazen acımasız ve ürkütücü... Nedenini bilemediğim kara bir gölge sinmiş
insanların üzerine.
Bu insanlar, bana söz verdiğin kovboy şapkalı, kahverengi çizmeli bebeği alabilmek
için omuzladığın yüklerden habersiz gibi. Her sabah güneşle uyanmandan, dolmuş
sırası beklemenden, Eminönü vapuruyla karşıya geçmenden, çalıştığın hana koşa-
rak gitmenden, numuneleri siyah çantana doldurup akşama kadar kapı kapı dolaşa-
rak pazarlamaya çalışmandan habersiz gibi.
Bu insanlar, senin de her baba gibi eve eli kolu dolu dönmek istemenden, semt
pazarından poşetler dolusu meyve sebzeyle, bazen kırık olduğu için çuvala doldu-
rulmuş ucuz krakerle, bazen mısır çarşısından geçerken dayanamayıp aldığın bir
muhabbet kuşuyla eve geldiğinden habersiz gibi. Her akşam görev bilinciyle değil,
yüzündeki memnuniyeti görmekten mutlu olduğum için elini öperek sana “Hoş gel-
din baba!” dediğimden habersiz gibi...
Habersizler elbet!
Haberleri olsaydı annemle beni öperek “Hakkınızı helal edin!” deyip evden çıktığın
o gece yarısı, her gün vapurla geçerken selamladığın o köprünün üzerinde başın-
dan vurmazlardı seni.
Habersizler beni çok sevdiğinden ve seni çok sevdiğimden. Haber-
sizler, dilinde tekbir, elinde bayrakla yürürken neden canını hiçe
saydığından. Habersizler, birer zalim olduklarından.
...ve habersizler benim bir gün karanlığı aydınlatmak üzere
boy verip kendimden bir kardelen inşa edeceğimden.
Canın Kızın
Ayşe
İstanbul
16 Temmuz 2016
112
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
113
AJANDA
6. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
114
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Tuvalette konuşmaktan ve bir şeyler yemekten kaçındım mı?
115
siyer
Uhud Gazvesi
Bedir Zaferi, Medine’de yaşayan Yahudi kabileleri rahatsız etmişti. Yahudiler yakın
zamanda bir peygamber geleceğine inanıyorlardı. Ancak bu peygamberin kendi içle-
rinden biri olmasını bekliyorlardı. Bu nedenle Hz. Muhammed’e iman etmemişlerdi.
Haset duygusu kalplerine ve zihinlerine perde olmuştu.
Medine’deki üç büyük Yahudi kabilesinden biri olan Benî Kaynukalılar bu rahatsız-
lığı birtakım olumsuz tavırlarla dışa vurdular. Hz. Peygamber (sav) onları bir araya
toplayıp kendisinin peygamber olduğunu onlara tekrar belirtti. Mekkeli müşriklerin
başına gelenleri düşünüp tavırlarını düzeltmelerini istedi. Ancak Yahudiler geri
adım atmamakla kalmayıp kendileriyle savaşırsa onu yeneceklerini söyleyerek küs-
tahlık ettiler.
Bir gün alışveriş yapmak amacıyla Benî Kaynuka çarşısındaki bir kuyumcuya giden
Müslüman bir kadın burada taciz edildi. Kadının feryadıyla bir Müslüman onun yar-
dımına koştu. Derken bir kavga çıktı. Çıkan kavgada kadına saldıran Yahudi öldü.
Bunun üzerine çevredeki Yahudiler de o Müslüman’ın üzerine saldırdılar ve onu şe-
hit ettiler. Böylece kan dökülmüş ve antlaşma bozulmuş oldu.
Hz. Peygamber, Benî Kaynuka mahallesini kuşattı. Kuşatma on beş gün sürdü ve
sonunda Benî Kaynuka kabilesi teslim oldu. Görüşmeler sonrasında, ihanetlerinin
bir sonucu olarak bu kabileye mensup herkesin Medine’den sürgün edilmesine
karar verildi. Benî Kaynuka kabilesi Medine’den uzaklaşıp Suriye civarında bir yere
yerleşti. Böylece Medine’de bulunan üç Yahudi kabilesinden geriye
ikisi kaldı. Antlaşmayı bozmadıkları için onlarla
ilişkiler eskisi gibi sürdürüldü.
Bu sırada diğer iki Yahudi kabileden biri
olan Benî Nadir de ihanet hazırlıkları
içindeydi. Mekkelileri Müslümanlardan
Bedir yenilgisinin intikamını almaya
teşvik ediyorlardı. Üstelik yeni bir sava-
şa girerlerse kendilerine yardım edecek-
lerine dair söz de vermişlerdi.
116
Nihayet Bedir Gazvesi’nden on üç ay sonra Mekkeli müşrikler civardaki kabileler-
den de destek alarak iki yüz at ve birçok devenin de olduğu üç bin kişilik bir ordu
hazırladılar. Peygamberimizin amcası Hz. Abbas Müslümanlara bir elçi göndererek
bu hazırlıkları haber verdi. Hz. Peygamber, Medine’de bekleyip savunma savaşı yap-
maktan yanaydı. Ancak çoğunluğun kararı şehir dışında savaşmak olunca Peygam-
berimiz de bu karara uydu. Bin kişilik ordusuyla yola çıktı. Uhud Dağı’na vardıkları
sırada münafıkların lideri Abdullah b. Übey yanındaki üç yüz kişi ile beraber Me-
dine’ye geri döndü. Gerekçesi, kendisinin meydan savaşına razı olmaması ve Pey-
gamberin de gençlerin sözüne uyup meydan savaşına karar vermesiydi. Abdullah
b. Übey, hicretten önce Hazrec kabilesinin lideri idi ve bütün Yesrib’in idaresini ele
geçirmesine çok az kalmıştı. Hz. Peygamber gelince bu beklentileri son buldu. Kib-
rinden ve statü hırsından dolayı baştan beri Peygamberimize düşmanca duygular
beslemişti. Ama bunu gizliyor ve Müslümanlardanmış gibi görünüyordu. Şimdi de
böyle kritik bir savaşta Müslümanları yarı
yolda bırakarak onlara büyük
bir darbe vurmuştu. Müs-
lümanlar artık yedi yüz
kişi kalmışlardı.
117
Peygamberimiz (sav) ordusunu savaş düzenine geçirdi. Baş sancaktar olarak Mus’ab
b. Umeyr’i seçti. Düşmanın arkadan saldırmasını önlemek amacıyla elli okçuyu
Uhud Dağı’nın karşısındaki bir tepeye yerleştirdi. Kendisi izin verene kadar asla yer-
lerinden ayrılmamalarını emredip yanlarından ayrıldı.
Bu arada müşriklerin ordusu da Uhud’a yaklaşmıştı. Onların ordusundan Halid b.
Velid komutasında bir suvari birliği dağın çevresinde yerleşmek amacıyla ordudan
ayrıldı. Müslümanlar onları fark etmemişlerdi.
Savaş başladı. Müslümanlar kısa sürede düşmanı savaş alanından uzaklaştırmayı
başardılar. Kesin bir galibiyet kazanılmıştı. Müşrikler yanlarındaki ağırlık yapacak
eşyaları bırakıp kaçmaya başladırlar. Karşı tepedeki okçuların çoğu bu durumu
görünce “Nasıl olsa savaş bitti.” diyerek ganimetten de mahrum kalmama düşün-
cesiyle yerlerinden ayrıldılar. Hz. Peygamber’in emrini unutmuşlardı. İşte o sırada
Halid b. Velid ve birliği harekete geçti. Önce, yerlerinden ayrılmayan ve hâlâ tepe-
de bekleyen okçuları şehit ettiler. Ardından ganimetlerle uğraşan Müslümanların
üzerine saldırdılar. Bunu fark eden müşrik ordusu da geri döndü. Düzeni bozulup iki
kuvvet arasında sıkışan Müslüman ordusu harekete geçti. Ancak bu düzensizlik ve
panik ile yenilgi kaçınılmaz oldu.
Müslümanlar yetmiş şehit verdiler. Aralarında Peygamberimizin amcası Hz. Hamza
ve baş sancaktar Mus’ab b. Umeyr de vardı. Bu savaşta Peygamberimizin de yüzü
yaralandı, dudağı yarıldı ve bir dişi kırıldı. Hz. Fatıma, Hz. Aişe ve Ümmü Eymen’in
de aralarında bulunduğu on kadar kadın sahabi de Uhud Gazvesi’ne katılmışlardı.
Savaş meydanına yiyecek ve su getirip yaralıların tedavisini yapıyorlardı. Hz. Fatıma
babasının yüzündeki kanları kendisi temizledi.
Hz. Peygamber ve Müslümanlar, Uhud şehitlerinin cenazelerini defnettikten sonra
Medine’ye döndüler.
Uhud Gazvesi; istişareyle iş görmek, Peygamberin sözünden çıkmamak, asıl amacın
Allah rızası olduğunu unutmamak, dünyalık hırsların peşinden koşmamak ve reha-
vete kapılmamak konularında dersler içermektedir.
118
etkinlikler
Hatırlayalım
1 Peygamberimiz neden Medine’ye hicret etmek zorunda kalmıştı?
2 Savaş öncesinde Benî Nadir kabilesi nasıl bir iş çevirdi? Sonucu ne oldu?
3 Hemen savaş öncesinde Müslümanlar arasından neden üç yüz kişilik bir grup ayrıldı?
4 Uhud Gazvesi’nde her iki tarafın ordusu kaçar kişiydi? Nasıl bir güç dengesi vardı?
5 Uhud Gazvesi’ne katılan hanım sahabiler savaşta nasıl bir görev üstlendiler?
119
siyer
Hendek Savaşı
Yahudi kabilesi Benî Nadir’in Uhud Gazvesi öncesinde Mekkeli müşrikleri Müslü-
manlara karşı kışkırtması açıkça antlaşmanın ihlaliydi ve görmezden gelinemezdi.
Hz. Peygamber (sav), durumu görüşmek ve onları antlaşmaya uygun davranmaya
davet etmek için Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer ve Hz. Ali ile beraber onların yanına gitti.
Görünüşte olumlu bir görüşme geçiyordu. Fakat Hz. Peygamber kendilerini öldür-
mek amacıyla taş yuvarladıklarını fark etti. Bu bir suikast girişimiydi. Hemen ora-
dan ayrıldılar. Ardından Allah Rasulü onlara bir haber gönderip on gün içinde Medi-
ne’yi terk etmelerini istedi. Bunun üzerine Benî Nadir kabilesi savaş hazırlıklarına
başladı ve kalesine kapandı. Müslümanlar kaleyi kuşatma altına aldılar.
İki hafta sonra kuşatmanın şiddetinden bunalan Yahudiler develerinin yüklenebildi-
ği kadar yükle Medine’den ayrılmak istediklerini bildirdiler. Hz. Peygamber de bunu
kabul etti. Benî Nadir Yahudilerinin bir kısmı Hayber’e, bir kısmı da daha uzak yer-
lere yerleştiler.
Hayber’e yerleşen Benî Nadîr kabilesi kısa sürede önemli bir tehdit unsuru ve fitne
kaynağı oldu. En sonunda Hendek Gazvesi’nin temellerini atan da onlar oldu. Başta
Mekkeli Kureyş kabilesi olmak üzere civardaki birçok müşrik Arap kabilesini yanları-
na alarak savaş hazırlığına giriştiler.
Bunun üzerine Allah Rasulü de savaş hazırlıklarını başlattı. Bir istişare
kurulu topladı. Müslümanlar bu kez Medine’de savunma sava-
şı yapmayı uygun gördüler.
120
Selman-ı Farisi, şehrin etrafına hendek kazılmasını teklif etti. Peygamberimiz bu
teklifi kabul etti ve birkaç hafta içinde hendekler kazıldı. Hendekler kazılırken Pey-
gamberimiz de bizzat çalıştı. Yaklaşık beş buçuk kilometre uzunluğundaki hendeğin
genişliği dokuz metre, derinliği ise dört buçuk metre kadardı.
On bin kadar kişiden oluşan müşrik ordusu, üç bin kişilik Müslüman ordusunun
bulunduğu Medine sınırına gelmişti. Başlarında yine Ebu Süfyan vardı. Kureyşliler
ve müttefikleri hendekle karşılaşınca çok şaşırırdılar. Hendekler, düşmanın hücu-
munu engelleyecek genişlikte idi. Daha önce Hayber’e sürülmüş olan Benî Nadir’e
mensup bir heyet, Medine’de kalan son Yahudi kabilesi Benî Kurayza yetkililerine
gidip onları Müslümanlara hücum etmeleri konusunda ikna etti. Durumdan haber-
dar olan Hz. Muhammed (sav) hemen bu konuda tedbir aldı. Kalabalık bir birliği
onlara göndererek Yahudi mahallelerinin etrafını kuşatma altına aldı. Ardından
İslam’ı yeni kabul etmiş olan ve Müslüman olduğunu henüz kimsenin bilmediği Nu-
aym b. Mesud’u casus olarak görevlendirdi. Ondan şehrin içindeki Benî Kurayza ile
hendeğin dışındaki müttefikleri arasındaki anlaşmayı bozmaya çalışmasını istedi.
Nuaym’ın girişimleriyle anlaşma bozuldu. Böylece hendeğin dışındaki düşman kuv-
vetleri, içerideki desteklerini kaybettiler.
Bu sırada hendeğin iki tarafında bulunan Müslümanlar ve düşman kuvvetleri birbir-
lerine ok ve taş atmaktaydı. Müslümanların kazdığı hendek şiddetli bir çarpışmanın
yaşanmasına engel oluyordu. Bu şekilde bir ay kadar bir zaman geçti. Müşriklerin
hazırlıkları kısa bir savaş içindi. Kaynakları tükeniyordu. Hava da çok soğumuştu.
Mekkeliler oldukça güç duruma düşmüştü. Çıkan şiddetli bir rüzgâr onları iyice za-
yıflattı. Şevval ayının sonuna gelinmişti, savaşılması haram aylardan zilkade başla-
mak üzereydi. Ardından da hac mevsimi geliyordu. Ebu Süfyan, şartlardan dolayı bir
sonuç alamayacaklarını anladı ve kuşatmayı kaldırdı.
Hendeğin dışındaki düşman kuvvetlerinin ayrılmasının ardından Hz. Peygamber hiç
vakit kaybetmeden Benî Kurayza mahallesini kuşatma emri verdi. Mahalle 25 gün
kuşatma altında tutuldu. Sonunda Benî Kurayza teslim oldu.
Hendek Gazvesi, İslam tarihinde bir dönüm noktasıdır. Çünkü müşriklerin Medi-
ne’ye karşı saldırıları Hendek Gazvesi’yle son bulmuştur.
121
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
122
Sıradaki Harf
Peygamberimiz ve Müslümanlar, Hendek Savaşı’nda ne büyük zorluklar yaşamışlar.
Bütün bu zorlukların üstesinden gelmek için sahip oldukları özellikler aşağıda şifre-
li olarak yazıyor. Şifreyi çözmek için harfleri alfabedeki sıralamaya göre kendinden
sonra gelen harfle değiştirin.
Uyarı: Z harfinden sonra A harfini kullanmalısınız.
F U Ü D M
I Ş I Ç Z K
Ş Z Ğ Z L L U K
Ş D Ü D J J U K
R D A Z Ş I L Z M
J Z P Z P K H K H J
I Ş Z Z Ş I M Z M C
123
siyer
Hudeybiye Antlaşması
Hz. Muhammed (sav) ve Muhacirler eski vatanları Mekke’yi özlüyorlardı. Kâbe’yi
ziyaret etmeyeli de altı sene olmuştu. Peygamberimiz bir gün rüyasında Kâbe’yi
tavaf ettiğini gördü. Bunun üzerine umre yapma kararı aldı. Ashabına bu fikrini ve
hazırlanmalarını söylediğinde ashabı bunu sevinç ve heyecanla karşıladı.
Hazırlıklar tamamlanınca bin beş yüz kadar Müslüman, Hz. Peygamber’in liderli-
ğinde Mekke’ye doğru yola çıktı. Mekke’ye on yedi kilometre kadar uzaklıktaki Hu-
deybiye denilen bölgede konakladılar. Haberi alan Mekkeli müşrikler Halid b. Velid
kumandasındaki iki yüz kişilik birliği Hudeybiye’ye gönderdiler. Hz. Muhammed de
onlara asıl amaçlarını anlatmak üzere Hz. Osman’ı elçi olarak gönderdi. Hz. Osman’ı
seçti çünkü o hem Ebu Süfyan’ın akrabası hem de Mekke’de nüfuzu olan biriydi.
Kureyşli müşrikler Müslümanların şehirlerine girmesine asla izin ver-
meyeceklerini belirttiler. Dilerse sadece Hz. Osman’ın Kâbe’yi tavaf
edebileceğini söylediler ancak Hz. Osman bu teklifi kabul etmedi.
Bunun üzerine Hz. Osman’ı hapsettiler. Bu haber Hudeybiye’de bek-
leyen Müslümanlara “Hz. Osman’ı öldürdüler.” şeklinde ulaştı. Bu ha-
beri alan Hz. Peygamber Mekkelilerle savaşmak konusunda yanında-
kilerden biat istedi. Bazı münafıklar haricinde herkes Hz. Peygamber’e
biat etti. Bu olay tarihte
“Rıdvan Biatı” diye anıl-
maktadır.
Hz. Muhammed’in savaş
için biat aldığı haberini
öğrenen Mekkeliler paniğe
kapıldılar. Süheyl b. Amr
başkanlığında bir heyeti de
Hz. Peygamber’in bulundu-
ğu bölgeye gönderdiler. He-
yet öncelikle Hz. Osman’ın
öldürülmediği haberini ver-
di. Ardından müzakereler
gerçekleşti.
124
Sonunda bir antlaşma yapmaya karar verildi. Bu antlaşma da tarihte “Hudeybiye
Antlaşması” olarak anılmaktadır.
Hudeybiye Antlaşması’nın bazı maddeleri özetle şu hükümleri içermektedir:
4 Müslümanlar bu yıl Kâbe’yi ziyaret etmeden Medine’ye dönecekler. Bir sonraki
yıl Kâbe ziyareti için kendilerine üç gün izin verilecek.
4 Mekke’ye mülteci olarak gelen Medineli Müslümanlar iade edilmeyecek ancak
Hz. Muhammed Mekke’den Müslüman olup Medine’ye iltica eden herkesi iade
edecek.
4 Antlaşmanın her iki tarafı birbirlerine on yıllık barış ortamı için söz verecek. Bu
barış anlaşması aynı zamanda her iki tarafın kervanlarının güvenliğini de kapsa-
yacak.
4 Taraflardan biri başkalarıyla savaştığında antlaşmanın diğer tarafı, bu savaşta
düşmana destek vermeyecek.
Hz. Muhammed antlaşma metninin girişine besmele yazmak, sonuna da “Allah’ın
elçisi Muhammed” diye imza atmak istedi. Mekkeliler bunu kabul etmeyince Hz.
Peygamber buna da razı oldu.
Bu antlaşma ile Mekkeli müşriklerle savaş tehdidinin ortadan kalkmış olması
Müslümanlar açısından çok önemliydi. Çünkü bir tehdit unsuru olarak Medine’nin
güneyinde Mekkeli müşrikler, kuzeyinde ise Hayber Yahudileri ve onlarla iş birliği
içerisindeki müşrik Arap kabileleri vardı. Tüm bunlar Müslümanları huzursuz edip
endişelendiriyordu. Şimdi en azından bu gruplardan biri ile geçici de olsa bir sulh
ortamı sağlanmıştı.
Antlaşma yapıldıktan sonra Peygamberimiz gelen heyetin temsilcilerini yanında
tuttu. Mekkeliler Hz. Osman’ı kendisine gönderdikten sonra bu temsilcileri serbest
bırakacağını söyledi. Onlar da Hz. Osman’ı iade ettiler.
Umre yapılmadan geri dönülmesi, mültecilerin tek taraflı iadesi ve Hz. Muham-
med’in “Allah’ın elçisi” diye imza atmasının kabul edilmemesi Müslümanların gön-
lünde rahatsızlık oluşturdu. Ancak dönüş yolunda nazil olan Fetih suresi ile Müslü-
manlar müjdelendi. Sabır ve tevekkül yine meyvelerini verecekti.
125
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
Fetih
Kur’an-ı Kerim’den Fetih suresinin mealini bularak okuyun. Arkadaşlarınız ve öğret-
meninizle Hudeybiye Antlaşması ve Fetih suresi arasındaki ilişki üzerine konuşun.
126
Neresi Yanlış?
Aşağıda Hudeybiye Antlaşması’nın bazı maddelerini bozulmuş bir hâlde görüyorsunuz.
Hem okuması güçleşmiş hem bazı yanlışlar içeriyor. Okuyun ve yanlışları bulup düzeltin.
127
siyer
Hudeybiye’den Sonra
Hayber Seferi
Medine Antlaşması’nı imzalamalarına rağmen dinmek bilmeyen ihanetleri ve fit-
neleri sebebiyle Medine’den sürgün edilen ve ardından Hayber’e yerleşen Benî
Nadir Yahudileri kısa sürede ciddi bir tehdit unsuru hâline geldi. En son Hendek
Savaşı’nın da tertipçisi olmuşlardı. Bunların üzerine Hz. Peygamber (sav), 628 yılının
Muharrem ayının son günlerinde bin beş yüz kişilik bir ordu ile Hayber’e bir sefer
düzenledi.
Hayber’deki yedi kalenin dördü savaşarak, üçü ise barış yoluyla ele geçirildi.
Kısa süre sonra diğer Yahudi yerleşim yerleri olan Vadikura ve Fedek de aynı şekil-
de fethedildi.
Umretü’l-Kaza
Hz. Muhammed (sav), Hudeybiye Antlaşması’ndan bir yıl sonra ashabıyla beraber
umre hazırlıklarına başladı. Antlaşma gereği şehre girerken Müslümanlar yanların-
da sadece yolcu kılıcı bulundurabileceklerdi. Ancak bir pusu tehlikesine karşı tedbir
olarak yanlarına ok ve mızrak da aldılar. Mekke’ye yaklaştıklarında ise antlaşmaya
uygun olarak bu silahları bir yerde bıraktılar.
Müslümanlar Mekke’ye varınca hemen tavafa başladılar. Antlaşmanın şartları gere-
ğince müşrikler Mescid-i Haram bölgesini üç gün boyunca Müslümanlara bıraktılar.
O günler süresince Mescid-i Haram’da Hz. Bilal ezan okudu, Müslümanlar namaz
kıldılar. Hz. Peygamber’in rüyası gerçekleşiyordu. Müslümanlar da Allah Rasulü de
çok sevinçli idi.
Yeni Müslümanlar
Hudeybiye Antlaşması’nın önemli sonuçlarından birisi de uzun yıllar boyunca İs-
lam’a ve Hz. Peygamber’e karşı şiddetli bir mücadele vermiş bazı müşrik liderleri-
nin Müslüman olmalarını kolaylaştıracak bir sosyal zemini sağlamış olmasıdır. Bu
kişiler arasında Halid b. Velid, Amr b. Âs ve Osman b. Talha da bulunuyordu.
128
Hz. Muhammed onları ve onlar gibi Mekke’nin önde gelen gençlerini Medine’ye da-
vet etmişti. Halid b. Velid bu teklifi değerlendirmek ve Müslüman olmak konusun-
daki fikrini yakın dostu Osman b. Talha ile paylaştı. Hemen ardından Amr b. Âs da
kendilerine katılınca beraber Medine’ye gittiler. Onları gören Allah Rasulü, yanında-
kilere “Mekke, ciğerpârelerini size gönderdi.” buyurmuştur.
129
Halid b. Velid
Uhud Gazvesi’nde Okçular Tepesi’ndeki Müslümanları pusuya düşüren ve bir-
çok Müslümanın şehit olmasına neden olan müşrik birliğinin başındaydı.
Hendek Savaşı’na da katıldı ve Amr b. Âs ile beraber, yenilen müşrik ordusunu
dönüş yolunda korudu. Müslümanlar Mekke’de umre yapmak istediklerinde
müşriklerin onların üzerine gönderdiği iki yüz kişilik birliğin başında yine o
vardı. Müslümanlar bir yıl sonra umreye geldiklerinde ise Hz. Muhammed (sav)
ile karşılaşmak istemediği için Mekke’den uzaklaşmıştı. Mekke’ye umreye ge-
len Müslümanlar arasında olan kardeşinin kendisi için bıraktığı mektubu oku-
yunca da son kararını verdi ve Müslüman oldu. Mektup her ne kadar kardeşi
tarafından yazılmış olsa da aslında Peygamberimizin Halid hakkındaki düşün-
celerini ifade ediyordu:
“Halid gibi bir insanın İslam’ı tanımaması ne tuhaf! Keşke o, gayret ve kahra-
manlıklarını Müslümanların yanında, müşriklere karşı gösterseydi. Bu kendisi
için çok daha hayırlı olurdu. Biz de onu başkalarına tercih ederdik.”
Öyle de oldu. Bu mektubun ardından kısa süre sonra Müslüman olan Halid bu
kez Müslümanların tarafında birçok askerî başarıya imza attı. Allah’ın kılıçla-
rından bir kılıç oldu.
Amr b. Âs
Müşriklerin önemli komutanlarından biri idi. Mekke’nin hem siyaset hem de ti-
caret hayatında onun oldukça önemli bir yeri vardı. Uhud ve Hendek’te müşrik
ordusunun kumandanlarındandı. Mekke’nin fethinden bir süre önce Müslüman
oldu.
Osman b. Talha
Mekkeli müşriklerin sancaktarlarındandı. Uhud Gazvesi’ne ailesiyle beraber
müşriklerin tarafında katıldı. Babası, dört kardeşi ve amcası sancağı taşırken
ölünce bu görevi kendisi devraldı. Hendek Savaşı’nda da sancak ondaydı. Hu-
deybiye Antlaşması ve bir yıl sonraki umre sırasında şahit olduklarıyla kalbi
İslam’a karşı yumuşadı.
130
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
131
ahlak
Deniz Feneri
Büyük dedem Albay Hilmi Bey 17 Nisan 1937 tarihinde, henüz çiçeği bur-
nunda genç bir subayken günlüğüne şu notu düşmüş:
Bugün İstanbul’da yaşayan halamın elini öpmeye çat kapı gittiğimde Nurhan is-
minde genç bir hanımla karşılaştım. Nurhan Hanım, halama yeni komşu olmuş
muteber bir ailenin ortanca kızı. Yüzünü görür görmez yüreğime kor bir ateş düştü.
Rabbim bana bu cihanın en iyi, en aydınlık cemalini görmeyi nasip etti.
İlk görüşte kara sevdaya tutulmuş olan Hilmi Bey ne yapmış ne etmişse
Nurhan Hanım’ı, yani büyük anneannemi tanışmalarından sadece altı
ay sonra nikâh masasına oturtmayı başarmış. İkisinin birbirlerine olan
sevgisi ve hürmeti üç nesildir ailemizde bir efsane gibi anlatılır. Evlilikle-
rinden Yunus ve İshak adında iki erkek, ardından Nadire adında da bir kız
çocukları olmuş. Ben şimdi anlatacağım hikâyeyi Nadire Hanım’dan, yani
biricik anneannemden öğrendim:
Babamın günlük tutma sevdası çocuk denecek yaşlarda başlamış. Hayata gözle-
rini yumana kadar da bu alışkanlığına devam etti. Biz çok mesut büyüdük. Akşam
yemekleri tüm ailenin başından geçenleri birbirine anlattığı, şakalaşmanın bol
olduğu, günün en keyifli saatleriydi bizim için. Babamız neredeyse her akşam ye-
meğin ardından çalışma odasına çekilip sonrasında kilitli bir dolaba kaldırılacak bir
deftere, zaman zaman düşünceli, zaman zaman keyifli bir edayla bir şeyler karalar-
dı. Sonra mutfağa gider, annemin yıkadığı bulaşıkları kurulamaya girişirdi. Annem
“Yorma kendini Hilmi Bey!” dese de bu işten hiç vazgeçmedi. Sonradan itiraf ede-
cekti: Asıl derdi gün boyu göremediği annemle biraz daha fazla vakit geçirmekmiş.
Annem eğitimli bir İstanbul hanımefendisiydi. Şehir hayatına alışık bir kadın ol-
masına rağmen babamın görevi dolayısıyla ülkenin en ücra köşelerinde sürdürmek
zorunda kaldığı mütevazı hayattan bir kez bile şikâyet etmedi. Her gittiği yerde
bizden arta kalan zamanlarda okuma yazma kursu açar, zorda olanlara gizliden
yardım ederdi. Üç kardeş annemiz ve babamızdan hep şu cümleyi işiterek büyüdük:
“İnsanların hayırlısı, insanlara faydalı olandır.” Bu yüzden biz kardeşler aklımızın
ve gücümüz yettiğince onları örnek almaya çalıştık. Yunus genelde cuma öğleden
sonraları çevrede dersleri zayıf olan veya tembelliği iş edinmiş küçük çocukları eve
toplar, tatlı sert bir edayla ödev kontrolü yapardı.
132
İshak ise ailenin jimnastikten ve eğlenceden sorumlu nazırıydı. Kale dikmek, salın-
cak kurmak ve bilumum hareketli oyunun kaidesini çevrenin küçüklerine öğretmek
İshak’ın işiydi. Ben ise ortaokula geçtiğimden itibaren annemin okuma yazma kurs-
larında yaveri oldum. Sanırım, o yıllarda memleketin en çok nine, teyze ve ablaya
sahip küçük kızı bendim. Yıllar yılları kovaladı. Babamın Ankara’ya tayini çıktı. Ba-
bamızın generalliğe terfi edeceği söyleniyordu. Annem başta olmak üzere hepimiz
onunla çok gurur duyuyorduk. Ama hayatın insanın önüne ne getireceği hiç belli
olmuyor. Bir akşamüstü isimlerimizi hatırlamadığını fark ettiğinde annemi apar
topar hastaneye kaldırdı babam. Annem o sırada ciddi bir beyin kanaması geçiriyor-
muş. Uyandığında yeni doğmuş bir bebek gibiydi. Gözlerini açtığında bizleri tanı-
madı ama babama doğru belli belirsiz bir gülümsemeyle baktığını hatırlıyorum ya
da bana öyle gelmişti. O tarihten sonra her şeyi bıraktı babam. Çok kıymet verdiği
mesleği askerlikten erken emekli oldu. Kilitli dolabını açtı. Yıllar içinde tuttuğu bü-
tün günlükleri raflarından indirdi ve her gün yaşadıkları o güzel yılları hatırlatmak
için onları anneme sıkılıp usanmadan defalarca okudu. Aylar sonra annemin bana
“Nadire’m, güzel kızım, bana bir su verir misin?” sorusuna sevinçten saatlerce ağ-
ladığımı hatırlıyorum.
Hilmi Bey ve Nurhan Hanım’ın gerçek sevgiden beslenen bu özveri hikâ-
yesi yüreğimin orta yerine bir deniz feneri kurmuştur. Ne zaman hayatta
biraz yolumu yitirecek gibi olsam, hayal kırıklığına kapılıp ümitsizliğe
düşsem onların birbirleri ve başkaları için verdikleri mücadeleyi hatırlar,
rahatlarım. Zira Hilmi Bey’in günlüğüne alıntıladığı son cümledeki gibi
“Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmiyor.”
133
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
5 Nadire Hanım’ı sevinçten ağlatan olay nedir? Bu olay neden bu kadar önemli?
6 “Bir mum diğer bir mumu tutuşturmakla ışığından bir şey kaybetmiyor.”
sözünü açıklayın.
134
Gizli Hadis
Aşağıdaki bulmacada bir hadis gizli. Hadisin kelimelerini bulmacada soldan sağa veya
sağdan sola yazılmış hâlde bulabilirisiniz. Bakalım kaç dakikada bulabileceksiniz?
Q U I O Ğ O M A N İ
İ N S A N L A R I N
K E L O H I P M N Ü
O I S I L R I Y A H
İ N S A N L A R A Q
A J K U L M P O B V
V I Q I S A D Y A F
O L A N D I R Ü Ğ Ö
135
AJANDA
7. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
136
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
İki kişinin arasına oturmam gerektiğinde izin istedim mi?
Büyüklerimin yanında ayak ayak üstüne atarak oturmaktan
kaçındım mı?
Bir yerde otururken sonradan gelenlere yer gösterdim mi?
137
siyer
138
Bütün bunlar olurken Hüsrev, yerine geçmek isteyen oğlu tarafından öldürüldü. Hz.
Muhammed Hüsrev Perviz’in öldürüldüğünü vahiy yoluyla öğrenmişti. Elçilere bu
durumu haber verdi, onları ve Yemen halkını da İslam’a davet etti. Elçilerden bu
bilgileri alan Bâzân, kısa sürede halkıyla beraber İslam’ı kabul etti.
Habeşistan Necaşisi: Mektubu alınca Necaşi Ashame İslam’ı kabul etti. Ha-
beşistan’a hicret ettiğinden beri orada kalan Müslümanları da Medine’ye gönderdi.
Mısır Mukavkısı: İslam’a girmeyi kabul etmedi ancak Hz. Peygamber’e he-
diyeler göndererek iyi niyetini ifade etti. Bu hediyelerden biri ise Mâriye idi. Daha
sonra eşi olan Mâriye’den Peygamberimizin İbrahim adında bir oğlu dünyaya geldi
ancak İbrahim bebek yaşta vefat etti.
Kayser:
Bizans h
ükümda
Kisra: S rlarına v
asani (İr erilen is
an) hükü im
Necaşi: mdarlar
Habeşis ına veril
tan hük en isim
Mukavk ü m darların
ıs: Mısır a verilen
hükümd isim
arlarına
verilen i
sim
139
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
6 Mâriye kimdir?
140
Mektup Yazmaca
Farz edin ki sizden çok uzaklarda yaşayan ve farklı dinden olan birini İslam’a davet
edecek bir mektup yazmanız istendi. Üstelik sizden mektubun çok uzun olmaması
ve hoş bir üslupla yazılması da isteniyor. Haydi bismillah...
141
siyer
Bizans’a Karşı
Mute Savaşı
Peygamberimizin İslam’a davet mektubu gönderdiği bir Gassani emiri, Peygamberi-
mizin elçisini öldürmüştü. Bunun üzerine Hz. Peygamber hemen bir ordu hazırladı. Üç
bin kişilik ordunun başına da komutan olarak Hz. Zeyd’i atadı. Zeyd şehit olursa onun
yerine Hz. Cafer’in, o da şehit olursa Abdullah b. Revaha’nın geçmesini istedi. O da
şehit olursa Müslümanların kendilerine bir kumandan seçmelerini söyledi. Bir savaşta
birden fazla komutan atamak, Peygamberimizin daha önce hiç yapmadığı bir şeydi.
Peygamberimiz, askerlere ayrıca savaş sırasında çocuklara, kadınlara, yaşlılara, din
adamlarına dokunmamalarını; hayvanlara ve ağaçlık alanlara zarar vermemelerini
ve hiçbir binayı yıkmamalarını emretti.
Bizans’ın hâkimiyetini kabul etmiş olan Hristiyan Arap kabilesi Gassaniler, Müslü-
manların harekete geçtiğini haber alınca hemen Bizans İmparatorluğu’ndan yardım
istediler. Gassanilerle savaşmak niyetiyle Suriye bölgesine gelen Müslümanları bu-
rada bir sürpriz bekliyordu: Karşılarında yüz bin kişilik Bizans ordusu vardı.
Bu beklenmedik duruma rağmen Müslümanlar vazgeçmediler, geri dönmediler ve
savaş başladı. Bir süre sonra komutan Hz. Zeyd şehit oldu. Ardından sancağı Hz. Cafer
devraldı. Savaş tüm şiddetiyle devam ederken Hz. Cafer’in sağ eli kesildi. Hz. Cafer
sancağı sol eline aldı ve çarpışmaya devam etti. Bir müddet sonra sol eli de kesilince
sancağı iki koluyla göğsü arasında tuttu, şehit olana kadar sancağı bırakmadı. Onun
ardından sancağı ve komutanlık görevini Abdullah b. Revaha aldı. Çok geçmeden o
da şehit oldu. Müslüman ordusu üç komutanla beraber birçok şehit vermişti. Hz. Pey-
gamber’in emrine uyan Müslümanlar Halid b. Velid’i komutan seçtiler.
Bu sırada Hz. Muhammed, Mescid-i Nebevi’de yanında bulunanlara savaş alanında
yaşananları anlatıyor, Müslüman komutanların şehit düştüğünü bildiriyordu. En son
Halid b. Velid kumandayı aldığında ise “Sonunda sancağı Allah’ın kılıçlarından bir
kılıç aldı. Nihayet Allah cihat edenlere fethi nasip etti.” buyurdu.
Halid b. Velid üstün askerî zekâsıyla sağ taraftaki askerleri sol tarafa, sol taraftaki-
leri sağ tarafa, geride bulunanları öne, öndekileri de geriye alarak düşmanı yanılttı.
142
143
Müslüman ordusundaki hareketlilik nedeniyle yeni takviye birliklerinin geldiğini
düşünen düşmanlar telaşlandılar. Onların bu telaşından yararlanan Halid b. Velid,
ordusunu güven içinde geri çekmeyi başardı. Bu geri çekilişin de bir taktik olduğu-
nu düşünen Bizans ordusu Müslümanları takip etmeye cesaret edemedi. Böylece
Müslüman ordusu daha fazla zayiat vermeden Medine’ye geri döndü.
Tebük Seferi
Aradan bir yılı aşkın bir zaman geçti. Hicretin dokuzuncu yılıydı. Bizans hükümdarı
Herakleios’un Müslümanlara karşı savaş hazırlığı içinde olduğu öğrenildi. Bunun
üzerine Hz. Muhammed (sav) otuz bin kadar Müslümandan oluşan İslam ordusu ile
yola çıkma kararı aldı. Münafıklar ise savaşa gidecek Müslümanları havanın sıcaklı-
ğı, gidilecek yerin uzaklığı gibi bahaneler öne sürerek vazgeçirmeye çalıştılar.
Sonunda tüm engeller aşıldı ve Müslümanlar savaş meydanına ulaştı. Ancak onları
yine bir sürpriz bekliyordu: Karşılarında kimse yoktu. Bizans ordusu ya korkup gel-
memişti ya da bu haber başından beri yalandı. Elli günlük zorlu yolculuğun ardın-
dan Medine’ye geri dönüldü. Bu, Hz. Peygamberin bizzat katıldığı son sefer idi.
Tebük, Medine-Suriye arasındaki ticaret yolu üzerinde, Medine’ye yedi yüz kilomet-
re kadar uzaklıkta bir şehirdir. Tebük Seferi esnasında Müslümanlar oldukça büyük
sıkıntılarla karşılaştığı için Kur’an’da bu olay “sıkıntılı bir zaman” olarak anılır.
Ant olsun ki Allah; Peygamber ile içlerinden bir kısmının kalpleri
eğrilmeğe yüz tuttuktan sonra, sıkıntılı bir zamanda ona uyan
Muhacirler ile Ensar’ın tövbelerini kabul etmiştir. Evet, onların
tövbelerini kabul etmiştir. Şüphesiz O, onlara çok şefkatli ve çok
merhametlidir.
9 / Tevbe Suresi, 117. ayet
144
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
6. Mute Savaşı’nın son komutanı kimdir? Savaşta nasıl bir strateji uyguluyor?
Sonuç ne oluyor?
9. Tevbe Suresi’nin 117. ayeti kimler için iniyor? Bu ayetten yola çıkarak
insanın hayatında karşılaştığı zorluklarla nasıl baş etmesi gerektiğini
tartışınız.
145
siyer
Mekke’nin Fethi
Hudeybiye Antlaşması’na göre, Mekkeli müşrikler ile Müslümanlar arasında on yıl
süreyle savaş yapılmayacağı gibi taraflar birbirlerinin müttefikleri ile de barış için-
de olmak zorundaydılar. Ancak Mekkeliler, Müslümanların müttefiki olan Huzaa ka-
bilesine yapılan bir saldırıyı desteklediler. Böylece antlaşma bozulmuş oldu.
Ebu Süfyan antlaşmayı yenilemek için Mekkeli müşrikleri temsilen Medine’ye gelse
de Hz. Peygamber’i ikna edemedi. Müslümanlar sefer hazırlıklarına başladılar.
Peygamberimiz Mekke’ye doğru ilerlerken yolda amcası Abbas’ı gördü. Abbas çok
daha önce Müslüman olmuştu ancak uzun süredir bunu gizlemekteydi. Mekke’de
kalmıştı ve Peygamberimize oradan bazı gelişmeleri bildiriyordu. Fakat artık Me-
dine’ye hicret etmekteydi. Peygamberimiz ona “Muhacirlerin sonuncusu sensin.”
dedi. Hz. Abbas da Müslüman ordusuna katıldı.
On bin kişilik İslam ordusunun yaklaştığını haber alan Mekkeliler tekrar bir heyet
gönderdiler. Birkaç kişiden oluşan bu heyeti gören Hz. Abbas onları Hz. Muham-
med’in yanına götürdü. Fakat beklenenin tersine o heyetteki temsilciler Müslüman
olarak Mekke’ye döndüler. Üstelik Ebu Süfyan da Müslüman olanların arasındaydı.
Allah Rasulü, Müslümanlara “Size karşı konulmadıkça ve saldırılmadıkça hiç kim-
seyle çarpışmaya girmeyiniz! Hiç kimseyi öldürmeyiniz!” buyurdu. Ufak bir çatışma
dışında Mekke savaşmadan teslim oldu.
Yıllar önce kendisine ve Müslümanlara sayısız işkenceler ve eziyetler yapan Mekke-
liler, Hz. Peygamber’in isteğiyle Safa tepesinde toplandılar. O kadar zulüm ve sekiz
yıllık vatan hasretinin sonunda şehirlerini fetheden Allah Rasulü’nün kendilerinden
intikam alacağını düşünüyorlardı. Ancak âlemlere rahmet olarak gönderilen Allah
Rasulü genel af ilan etti. Yaptığı konuşmada Mekkelilere “Bugün artık sizler hiçbir
şekilde hakir görülmeyeceksiniz. Haydi şimdi dağılın, hepiniz hür ve serbestsiniz.”
diye seslendi.
Yıllar önce onu reddeden insanlar bu merhamet karşısında çok etkilendiler. O gün
Safa tepesinde Peygamberimize biat ettiler. Öğle namazı vaktinde Bilal-i Habeşi, Al-
lah Rasulü’nün emri üzerine ezan okudu. Hz. Peygamber Mekke’de bulunan putları da
yıktı. 630 yılının Ramazan ayında artık Hicaz bölgesi İslam dini üzerinde birleşmişti.
146
147
Huneyn ve Taif Gazveleri
Dağılan ordu bir süre sonra yeniden toparlandı ve büyük bir za-
fer kazanıldı.
Huneyn Gazvesi’nden sonra Hz. Peygamber Taif’e yürüdü. Bir ay
kadar süren kuşatmanın ardından bir sonuç alınamadan geri
dönüldü. Bu kuşatma sırasında on bir sahabi şehit edildi. Geri
dönüş yolunda, kuşatmada çekilen sıkıntılardan dolayı Müslü-
manlar Peygamberimizin Taif halkına beddua etmesini istediler.
Ancak âlemlere rahmet Allah Rasulü, “Allah’ım! Sakifoğullarına
hidayet nasip eyle, onları Müslüman olarak bize gönder.” diye
dua etti. Öyle de oldu. Taif bir müddet sonra Müslüman oldu.
148
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
6 Mekke’nin fethi civardaki kabileler üzerinde nasıl bir etki oluşturuyor? Ne gibi
gelişmeler yaşanıyor?
149
siyer
Veda...
Veda Haccı
Mekke’nin fethinden sonra, hicretin dokuzuncu yılında hac Müslümanlara farz kılındı.
Gitmeye gücü yetenin o evi (Kâbe’yi) ziyaret etmesi, Allah’ın
insanlar üzerinde bir hakkıdır. Kim inkâr ederse bilmelidir ki Allah
bütün âlemlerden müstağnidir (Kimseye muhtaç değildir, her
şey O’na muhtaçtır).
3 / Âl-i İmran Suresi, 97. ayet
Hz. Peygamber’in, ashabına bu durumu bildirmesi üzerine hac için hazırlıklar başla-
dı. Peygamberimiz, eşleri ve kızı Fatıma ile beraber Medine’ye hareket etti. Oldukça
kalabalık olan Müslümanlar Zilhicce ayının dördüncü günü Mekke’ye ulaştı. Aynı
ayın dokuzuncu günü ise Arafat vadisinde yüz yirmi binden fazla Müslümana “Veda
Hutbesi” olarak bilinen konuşmasını yaptı.
Veda Hutbesi
Veda Hutbesi tarihte örneği olmayan bir insanlık dersidir. Allah Rasulü’nün bu mi-
rasına sahip çıkmak her Müslümanın görevidir.
Veda Hutbesi’nde Peygamberimizin değindiği hususlardan bazıları şunlardır:
Bir insanı Allah katında değerli kılan şey o kişinin Allah’ın emirlerine
gösterdiği bağlılıktır.
Bütün müminler kardeştir. Müslümanlar arasında soy, sop, ırk ayrımı ya-
pılamaz.
İnsanların kanları, canları, yaşama hakları, malları, namusları, haysiyet
ve şerefleri, vücut bütünlükleri korunmaya layıktır.
Müslümanlar haksızlığa, baskıya, zulme, işkenceye, hilekârlığa alet ol-
mamalı, boyun eğmemeli, rıza göstermemelidirler.
Ticarette insanların mallarını eksik teslim etmek, değerlerini düşürmek,
bedellerini eksik ödemek, mallarını kötülemek, haksız rekabet gibi yolla-
ra başvurulmamalıdır.
Faiz ve kan davası kaldırılmıştır.
150
151
Hz. Peygamber’in Vefatı
Veda Haccı’ndan dönüşte Allah Rasulü hastalandı. Bir süre sonra da hastalığı ağır-
laştı. Mescide geldiği bir gün oradakilere seslendi ve kendi üzerinde hakkı olanların
bulunup bulunmadığını sordu. Allah’ın huzuruna kul hakkı ile çıkmak istemediğini
belirtti. O ısrar edince içlerinden birisi kalkıp üç dirhem kadar bir alacağı bulundu-
ğunu söyledi. O üç dirhemin de birlikte bir fakire denk geldiklerinde kendisinin em-
riyle o fakire verdiği üç dirhem olduğunu belirtti. Bunun üzerine o miktar kendisine
hemen ödendi. Peygamberimiz, kul hakkının önemini ashabına bizzat kendisi örnek
olarak bir kez daha hatırlatmış oldu.
Hz. Peygamber, mescide gidemeyecek duruma gelince kendisinin yerine Hz. Ebu
Bekir’in imamlık yapmasını emretti.
Aynı günlerde Allah Rasulü, kızı Fatıma ile halası Safiyye’ye şu vasiyette bulundu:
“Allah katında değer taşıyan güzel ameller yapınız. Yoksa helal-haram konularında
Allah’ın hesabından ben sizi kurtaramam.”
Hz. Muhammed son günlerini eşi Hz. Ayşe’nin yanında geçirdi. Son nefesini de başı
onun dizlerinde iken verdi.
Veda Hutbesinden...
Müslümanın kim olduğunu size anlatayım mı? Müs-
lüman diğer insanların, dilinden ve elinden zarar gör-
mediği kişidir.
Müminin kim olduğunu size anlatayım mı? İnsanların
mallarına ve canlarına zararı dokunmayacağından
emin olduğu kişidir.
Muhacirin kim olduğunu size anlatayım mı? Kötülük-
leri ve günah işlemeyi terk eden kişidir.
Mücahidin kim olduğunu size söyleyeyim mi? Allah’a
itaat yolunda nefsiyle mücadele eden kişidir.
152
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyun. Aşağıdaki ayetleri de okuyarak soruları cevaplayın.
Hiçbir günahkâr başka bir günahkârın yükünü yüklenmez. Günah yükü ağır
olan kimse, (bir başkasını), günahını yüklenmeye çağırırsa ondan hiçbir şey yük-
lenilmez, çağırdığı kimse yakını da olsa. Sen ancak, görmedikleri hâlde Rableri-
nin rızasını kaybetmekten korkanları ve namaz kılanları uyarırsın. Kim arınırsa
ancak kendisi için arınmış olur. Dönüş ancak Allah’adır.
35 / Fâtır Suresi, 18. ayet
153
ahlak
Fabrikatör
“Hele bir zengin olayım, altıma en kralından bir araba çekip koluma fiyakalı bir
altın saat takacağım. Cepte son model telefonlar... Şıkır şıkır da bir gardırop dü-
zeceğim. Bir giydiğimi bir daha giydirmeyecek cinsten… Bu dünya “Ye kürküm ye!”
dünyası. Hem benim gazetelerde, internetlerde boy gösteren yaldızlı sosyete züp-
pelerinden neyim eksik? Hem zekiyim hem de çalışkan.”
154
155
Yavaştan bir panik duygusu sarmaya başladı beni. “Dışarıya çıkıp etrafı bir kolaçan
edeyim, belki bir ev filan görürüm.” dedim ama çıktığım anda yüzümü jilet gibi ke-
sen buz gibi bir rüzgâr beni geri savurdu. Benzin göstergesine baktım. Depo dörtte
bir doluydu. “Fırtına durana kadar arabayı ısıtır, beni idare eder.” diye düşünüp
kendimi avutmaya çalıştım. Ancak birkaç dakika sonra araba sanki boğuluyormuş-
çasına hırıltılı birkaç bağırışın ardından istop etti. İçerisi birden buzhaneye döndü.
O da yetmezmiş gibi karanlık bastırdı. Kar, etrafıma acımasızca bir hapishane du-
varı örüyordu. El ve ayaklarım soğuktan ağırlaştı. Uyursam öleceğimi biliyordum
ama gözlerim, bana inat, kapanıyordu. Bildiğim bütün duaları ettim ve manasızca
saatime baktım. Seyrettiğim polisiye dizilerde doktorların masada kalanlar için
söyledikleri aklıma geldi birden. Umudumu tamamıyla yitirmenin verdiği teslimiyet
duygusuyla şu cümleyi mırıldandığımı hatırlıyorum: “Ölüm saati 21:34.”
İnsan ölürken hayatı gözlerinin önünden geçer derler ya, o laf koca bir yalan. İnsan
ölürken vicdanına mühür vurup zihninin zindanlarına attığı günahlarıyla yüzleşiyor.
O geceye dair iki şey mıh gibi aklımdadır. İlki atölyemde dışarıdan belli olmasın
diye siyaha boyadığım camların ardında yarı çıplak çalışan çocukların makinelerin
kestiği kumaş parçalarını küçük elleriyle taşıdıkları an. İkincisi ise kara saplanmış o
lanet olası arabayı aldığım gün çocuklarının okul masrafını yetiştiremediğini söyle-
yip benden zam isteyen ustabaşının yüzü. Vermemiştim. Ben mal mülk, şan şöhret
biriktireyim derken “ah” biriktiriyormuşum meğer.
Gözümü iki gün sonra, bir hastane odasında açtım. Benden ses çıkmayınca arka-
daşlarım jandarmalara haber vermiş. Donmak üzereyken kurtarmışlar beni. Ayakla-
nır ayaklanmaz ilk işim ustabaşımdan helallik alıp af dilemek oldu. Sonra da fakir,
sahipsiz çocukları okutmak için adımın geçmediği bir vakıf kurdum. Bugün tek kıy-
met verdiğim dünya malı, salonumun başköşesine astığım bir hat levhasıdır. Şöyle
yazar: “Rahman’ın kulları, yeryüzünde vakar ve tevazu ile yürüyen kimselerdir.”
156
etkinlikler
Değerlendirme Soruları
Metni okuyup aşağıdaki soruları cevaplayın.
157
AJANDA
8. Hafta
Bu hafta şunları başardım:
158
Bu hafta boyunca edepli yaşama ve görgü
kurallarına uygun davrandım mı?
Evet Hayır Bazen
Öksürürken veya geğirirken başkalarını rahatsız etmemeye
özen gösterdim mi?
Komşularımın ihtiyacı olduğunda onlara yardımcı oldum mu?
159
Sevgili Peygamberimizin (sav) doğumundan vefatına
EK 1 kadarki hayat serüveni... Yıl yıl, ana hatlarıyla...
Kronoloji MEKKE
MEKKE
DÖNEMİ
DÖNEMİ
569 w Sevgili Peygamberimizin (sav) doğumu
w Sütannesi Halime’ye verilmesi
w Sütannesi tarafından
Mekke’ye getirilerek annesi 574
Âmine’ye teslim edilmesi
w Annesi Âmine’nin vefatı
575
589
619
w İsra ve mirac hadisesi, beş vakit namazın farz kılınması
w Birinci Akabe Biatı ve Hz. Peygamber’in (sav) İslamiyet’i
öğretmesi için Hz. Mus’ab’ı Medine’ye göndermesi 620
160
MEDİNE
MEDİNE
13 Rebîülevvel 11
8 Haziran 632
DÖNEMİ
DÖNEMİ
Pazartesi
h. 10/632
h. 7/628
h. 6/628
h. 1/623
161
EK 2
40 Hadis
Şüphesiz ki sözde ve amelde Güzelce abdest alan bir ki- Sizden öncekiler, içlerinden
doğruluk hayra ve üstün iyili- şinin günahları tırnaklarının soylu birisi hırsızlık yapınca
ğe yöneltir. İyilik de cennete altına varıncaya kadar bütün onu cezalandırmadılar. Kim-
iletir. Kişi doğru söyleye söy- vücudundan çıkar. sesiz veya fakir birisi hırsızlık
leye Allah katında doğrucu _ yapınca cezalandırdılar. İşte
(sıddik) diye kaydedilir. Yalan- bu sebeple mahvoldular. Valla-
Ayakları Allah yolunda toz-
cılık, yoldan çıkmaya (fücur) hi suçu işleyen kendi öz kızım
lanmış bir kula cehennem
sürükler. Fücur da cehenneme bile olsa onu cezalandırırdım.
dokunmaz.
götürür. Kişi yalancılığı mes- _
_
lek edinince Allah katında çok
Bir insan bir iyilik yapmak
yalancı (kezzab) diye yazılır. Sizden biriniz mescide gir-
ister sonra da onu yaparsa
diğinde oturmadan iki rekât
_ Allah o iyiliğini on katından
namaz kılsın.
Mazlumun duasıyla Allah başlayıp yedi yüz katına ka-
_
arasında perde yoktur. dar fazlasıyla hatta bundan
Allah’ım! Benim kalbime nur, da kat kat fazlasıyla yazar.
_
gözüme nur, kulağıma nur, Bir insan bir iyilik yapmak
Üç kişi birlikte bulunur da
sağıma nur, soluma nur, üs- ister de yapamazsa Allah
namazı aralarında cemaatle
tüme nur, altıma nur, önüme bunu yapılmış mükemmel bir
kılmazlarsa şeytan onları
nur ve arkama nur ver. Benim iyilik olarak yazar. Bir insan
kuşatıp yener.
nurumu arttır. bir kötülük yapmak ister de
_
_ vazgeçerse Allah bunu da mü-
Kim bir Müslümana zarar ve- kemmel bir iyilik olarak yazar.
Gerçek babayiğit, güreşte
rirse Allah da ona zarar verir. Ve eğer bir insan bir kötülük
rakibini yenen değil öfkelen-
_ diği zaman nefsine hâkim yapmak ister sonra da onu
Fakirleri kollayıp gözetiniz. olan kimsedir. yaparsa Allah bunu sadece bir
Aranızdaki zayıflar sayesin- _ günah olarak yazar.
de Allah’tan yardım görüp _
Mümin mümine aynadır.
rızıklandığınızdan şüpheniz Ne zulmediniz ne de zulme
_
olmasın. uğrayınız.
Yorgunluk, sürekli hastalık,
_ _
tasa, keder, sıkıntı ve gam-
Allah’ım! Beni benim gözüm- Kim kötü ve çirkin bir iş görür-
dan ayağına batan dikene
de küçük göster. se onu eliyle düzeltsin. Eğer
varıncaya kadar Müslümanın
_ başına gelen her şeyi, Allah, buna gücü yetmiyorsa diliyle
İnsanlara teşekkür etmeyen onun hatalarını bağışlamaya düzeltsin. Bunu da yapamıyor-
Allah’a şükretmemiş demektir. bahane sayar. sa kalbiyle karşı koysun.
_ _ _
162
Bir kimse kalbi ve bedeni ile Yola çıktığınızda vakti ge- Allah sizin görünüşünüze ve
af dilemeye devam ederse lince ezan okuyun, sonra da malınıza mülkünüze değil
Allah, o kimsenin üzüntüleri- kamet getirin. Büyüğünüz kalplerinize ve amellerinize
ni sevince, sıkıntılarını geniş- imam olsun. değer verir.
liğe çevirir ve hiç ummadığı _ _
bir yerden ona rızık verir.
Ben, namazı uzun tutmak Çok secde etmeye bak! Çün-
_ isteyerek namaza başlarım. kü Allah için yaptığın her
Günahlarınız gökyüzüne Ama bir çocuk ağlaması duy- secde karşılığında Allah seni
ulaşacak kadar çok bile olsa duğumda annesine zorluk bir derece yükseltir ve senin
ardından tövbe etmişseniz çıkarmak istemediğimden bir hatanı siler.
günahınız mutlaka affedilir. dolayı namazı kısa tutarım. _
_ _ Kulun Rabbine en yakın ol-
Kim güneş batıdan doğma- Hastaları ziyaret edin, açları duğu hâl secdedir. İşte bu
dan önce tövbe ederse Allah doyurun, esirleri kurtarın. sebeple secdede çok dua et-
onun tövbesini kabul eder. _ meye bakın.
_ Bir insan, bir hastanın hâli- _
Allah, affeden kişiyi yüceltir. ni hatırını sormaya giderse Beytullah’ı tavaf etmek, Safa
_ ona bir melek şöyle seslenir: ve Merve arasında say etmek
“Sana ne mutlu! Güzel bir ve şeytan taşlamak Allah’ı
O Allah ki Zârr’dır, zararına
yolculuk yaptın. Kendine cen- zikretmek için emredilmiştir.
engel olunmaz. Nâfi’dir, fay-
nette barınak hazırladın!” _
dasından uzak kalınmaz.
_ Allah temizdir, temizliği sever.
_
Allah’ım! Ben senden, cen- _
Aralarında anlaşmazlık olan
neti ve cennete götüren söz
iki kişi arasında adaletle dav- İnsanlara eziyet verici bir
ve ameli istiyorum. Ateşten
ranmanız, sadakadır. şeyi yoldan kaldırman sada-
ve ateşe götüren söz ve fiil-
_ kadır.
lerden de sana sığınıyorum.
Münafıklığın üç belirtisi var- _
Benim hakkımda hükmetti-
dır: yalan söylemek, sözünde ğin her kaza ve kaderi hayırlı Sabah namazının iki rekât
durmamak, emanete hıyanet kılmanı senden diliyorum. sünneti, dünya ve dünyadaki
etmek. her şeyden daha hayırlıdır.
_
_ _
Çalım satarak elbisesini yer-
Sattığında, satın aldığında ve lerde sürüyen kimsenin Allah Allah’ın en sevdiği amel, az
alacak tahsil ettiğinde hoş- kıyamet gününde yüzüne da olsa sürekli olandır.
görülü olan kimseye Allah bakmaz. _
merhamet etsin.
_
_
163
EK 3
Namaz Duaları
Sübhaneke Duası
Allah’ım! Sen eksik sıfatlardan pak ve uzaksın. Seni daima böyle tenzih eder
ve överim. Senin adın mübarektir. Varlığın her şeyden üstündür, şanın yücedir.
Senden başka ilah yoktur.
Tahiyyât Duası
Her türlü kavlî, bedenî ve malî ibadetler Allah’a mahsustur. Ey Peygamber, selam
ve Allah’ın rahmetiyle bereketleri senin üzerine olsun. Selam bizlere ve Allah’ın
sâlih kullarına olsun. Ben şehadet ederim ki Allah’tan başka hiçbir ilah yoktur. Ve
şehadet ederim ki Muhammed Allah’ın kulu ve rasûlüdür.
164
Allahümme Salli Duası
165
Rabbenâ Âtina Duası
Allah’ım! Bize dünyada iyilik, güzellik ve nimet ver; ahirette de iyilik, güzellik ve
nimet ver. Bizi ateş azabından koru.
Rabbenağfirli Duası
166
Kunut Duası -1
Rabbimiz!
Senden yardım, senden mağfiret, senden hidayet dileriz.
Sana iman ederiz, sana tövbe ederiz, sana güveniriz.
Bütün iyilikler için övgülerimizi sunarız sana.
Sana şükreder ve asla nankörlük etmeyiz.
Ve sana karşı hadlerini aşanları kökünden sökercesine atar, yüzüstü bırakıp gideriz.
Kunut Duası -2
Rabbimiz!
Biz yalnız sana kulluk ederiz, senin için namaz kılar ve secde ederiz.
Senin için teslimiyetle koşturup çabalarız. Senin rahmetini dileriz ve senin
azabından korkarız.
Senin azabın kâfirlere mutlaka ulaşır.
167
EK 4
Namaz Sureleri
Fatiha Suresi
1. Allah, O’ndan başka tanrı yoktur; diridir, her şeyin varlığı O’na bağlı ve dayalıdır.
Ne uykusu gelir ne de uyur. Göklerde ve yerde ne varsa hepsi O’nundur. O’nun
izni olmadıkça katında hiçbir kimse şefaat edemez. Onların önlerinde ve arkala-
rında olanları O bilir. O’nun ilminden hiçbir şeyi -dilediği müstesna- kimse bilgisi
içine sığdıramaz. O’nun kürsüsü gökleri ve yeri içine almıştır. Onları korumak
kendisine zor gelmez. O yücedir, mutlak büyüktür.
168
Bakara Suresi 285 - 286. ayetler
1. Allah’ın elçisi ve müminler, Rabbinden ona indirilene iman ettiler. Her biri Allah’a,
meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine inandılar. “O’nun elçileri arasında ayırım
yapmayız.” ve “İşittik, itaat ettik, bağışlamanı dileriz Rabbimiz, gidiş sanadır.” dediler.
2. Allah hiçbir kimseyi, gücünün yetmediği bir şeyle yükümlü kılmaz; lehinde olanı
da kendi kazandığıdır, aleyhinde olanı da kendi kazandığıdır. Rabbimiz! Unutur
veya yanılırsak bizi cezalandırma! Bizden öncekilere yüklediğin gibi bize de ağır
yük yükleme! Üstesinden gelemeyeceğimiz şeyleri boynumuza borç kılma! Bizi
bağışla, ayıplarımızı ört ve bize rahmetinle muamele buyur! Sen bizim sahibimiz
ve yardımcımızsın; artık inkârcı topluluğa karşı bize yardım et!
Asr Suresi
169
Fîl Suresi
170
Maûn Suresi
171
Kâfirûn Suresi
172
Tebbet Suresi
173
Felak Suresi
174
Kaynakça
Abdullah Açık, Abdullah Bektaş, Alpaslan Durmuş, Cihan Çarbaş, Dudu Ekinci, Gülten
Kalkancı, Hatice Işılak, İbrahim Hakan Karataş, İlyas Aslan, Melek Çakıroğlu Aslan, Veli
Karataş. Dinimizi Öğreniyoruz Yaz Kuran Kursları Öğrenci Kitabı. Türkiye Diyanet Vakfı
Yayınları: Ankara, 2007.
Afzalur Rahman. Siret Ansiklopedisi (çev. Kurul). İz Yayıncılık: İstanbul, 2. baskı, 1996.
Ahmet Saim Kılavuz, Ali Bardakoğlu, Hüseyin Algül, H. Yunus Apaydın, İbrahim Kâfi Dönmez,
İrfan Yücel, Mehmet Erkal, Mustafa Çağrıcı, M. Âkif Aydın, Ömer Faruk Harman, Süleyman
Uludağ. İlmihal I-II. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları: Ankara, 2004.
Alpaslan Durmuş, Dudu Ekinci, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: İlmihal 2. EDAM: İstanbul, 2008.
Alpaslan Durmuş, Dudu Ekinci, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: İlmihal 3. EDAM: İstanbul, 2008.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş, İlyas Aslan. Ev Okulu: Ahlak 2. EDAM: İstanbul, 2009.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş, İlyas Aslan. Ev Okulu: Ahlak 3. EDAM: İstanbul, 2009.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş, Nezire Demir. Ev Okulu: Siyer1. EDAM: İstanbul, 2010.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: Ahlak 1. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: İlmihal1. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: Siyer1. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak Durmuş. Ev Okulu: Siyer2. EDAM: İstanbul, 2007.
Alpaslan Durmuş, Hatice Işılak, Neriman Gökçegöz Karatekin. Dinimi Öğreniyorum. Diyanet
İşleri Başkanlığı Yayınları: Ankara, 2005.
Birdirbir: Aylık Din Eğitimi ve Kültürü Dergisi. Sayı: 1-101. EDAM: İstanbul, 2006-2015.
Dalal al-Alemi (çev. Merve Akkuş). Son Mühür. EDAM: İstanbul, 2006.
175
Elmalılı Hamdi Yazır. Hak Dini Kuran Dili. Eser Neşriyat: İstanbul, 1982.
en-Nebhâni, Allâme Yusuf b. İsmail. Hz. Muhammed’in Faziletleri. İnsan Yayınları: İstanbul, 1996.
İlyas Aslan ve diğerleri. Kur’an Anlaşılsın Diye. YEKDER: İstanbul, 4. baskı, 2007.
İmâm Nevevî. Riyâzü’s Sâlihîn, 6. Cilt (çev. M. Yaşar Kandemir, İsmail Lütfi Çakan, Raşit Küçük).
Erkam Yayınları: İstanbul, 2004.
İslamî İlimler Araştırma Vakfı. Hz. Peygamber ve Aile Hayatı. Ensar Neşriyat: İstanbul, 1998.
İsmail Lütfi Çakan. Ashabının Dilinden Peygamberimiz. Rağbet Yayınları: İstanbul, 2004.
İsmail Yiğit ve Raşit Küçük. Hazreti Muhammed (s.a.v.). Kayıhan Yayınları: İstanbul, 2006.
176
Komisyon. Birdirbir: Sevgi ve Kardeşlik. EDAM: İstanbul, 2015.
Komisyon. Peygamberimi Öğreniyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: Ankara, 29. baskı, 2005.
Martin Lings. Hz. Muhammed’in Hayatı (çev. Nazife Şişman). İz Yayıncılık: İstanbul, 7. baskı, 2002.
Mehmet Solmaz ve İsmail Lütfi Çakan. Kur’an-ı Kerîm’e Göre Peygamberler ve Tevhid
Mücâdelesi, 1-3 cilt. Ensar Neşriyat: İstanbul, 1998.
Mevlânâ Şiblî Numânî (çev. Yusuf Karaca). Son Peygamber Hz. Muhammed Sîretü’n-Nebî, 1-2
cilt. İz Yayıncılık: İstanbul, 2003.
Muhammad Hamidullah (çev. Salih Tuğ). İslâm Peygamberi, 1-2 cilt. İrfan Yayınları: İstanbul,
5. baskı, 1990.
Muhammed Esed (çev. Cahit Koytak ve Ahmet Ertürk). Kuran Mesajı: Meal-Tefsir. İşaret
Yayınları: İstanbul, 2001.
Mustafa Fayda. Allah’ın Kılıcı Halid b. Velid. Çağ Yayınları: İstanbul, 1990.
Osman Özbağçe. Kitabımı Öğreniyorum. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları: Ankara, 2005.
Ömer Lekesiz. Sevgilinin Evi. Yedi Gece Kitapları: İstanbul, 2. baskı, 1997.
Ömer Nasuhi Bilmen. Dinî ve Felsefî Ahlâk Lüğatçesi. Bilmen Yayınevi: İstanbul, 1967.
Ömer Rıza Doğrul. Asr-ı Saadet, 1-5 cilt. Eser Neşriyat: İstanbul, 1977.
Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. Türkiye Diyanet Vakfı: Ankara, 1996.
Ziya Kazıcı. Hz. Muhammed (s.a.s.)’in Eşleri ve Aile Hayatı. Çağ Yayınları: İstanbul, 1991.
177
Notlar
178
179
180