itibariyle futuhat uzmanlığı dersine başlıyoruz. Zoom normal şartlarda biliyorsunuz ki çok az kullanıcı, yüz kadar kullanıcı kabul ettiği için bu Zoom'un özel bir uygulamasını indirmek ve onu kullanmak zorundaydık. Dolayısıyla o kullandığımız şey birkaç tane kayıt unsuru istiyor. Baştan biraz sıkıcı. Bizim istediğimiz bir şey değil. Zoom böyle yapıyor bunu. Yüksek adetli katılımcı olunca özel uygulaması bu. O yüzden dolayı belki baştan biraz zorlanıyorsunuz kardeşler ama birkaç tane açıklamada video dağıtacağız. Şey dağıttık. Bunun ortada Emre sağ olsun şey dağıtacağız. Şey dağıttık. Bunun ortada Emre sağ olsun şey dağıttı. İnşallah öylelikle devam edersiniz. Şimdi gelenler oluyor. Onların son kabullerini gerçekleştiriyorum. İki, üç dakikada onları eklemiş olalım. Herkesi sessizlere alıyoruz. O yüzden baştan şunu söyleyelim. Sol altta sohbet diye bir bölüm var. Oraya tıklarsanız ders içinde anlamadığınız bir yer olursa oradan da anlamak adına oradan sorularınızı iletebilirsiniz. adına herkese birden şey veremiyoruz. Konuşma veremiyoruz. Merak ettiğiniz bir soru olursa oradan size zahmet yazarak bizden talep ederseniz ben de dersin sonunda oradaki sorularınızı tek tek cevaplamaya başlayacağım. Hala gelen kardeşlerimiz var. 63 kişi kadar olduk. Onları da kabul etmiş olalım. Evet. Yani yaklaşık 300 kişiden fazla bir kaydımız vardı. O yüzden 100 kişi üzerine girmek zorunda kaldık ve bunu kabul etmek zorunda kaldık bu uygulamayı. Bir dahaki seferde de ilk 10 dakikadan sonra bir şey yapmayacağız. Katılımcı alamayacağız ama şöyle bir şey var. Dinleyemeyen, giremeyen dostlar için bu video şu anda kaydediliyor. Bu kayıt bittiği anda itibaren biz bunu Drive'e yükleyeceğiz. Oradan da size linkini paylaşacağız. Oradan da rahatlıkla dinleyebilmek adına yeniden dersi dinlemeniz zaten sizin için de bir ihtiyaç olacaktır. Yeniden oradan dersi dinleyebileceksiniz. O yüzden şey yapmamıza gerek yok. Peki. Halen gelenler var. Onları da bir kabul edelim. Kalmasın. İlk günümüzdür bu. Sonrasında alışırız Allah'ın izniyle. Beş hafta boyunca devam edeceğimiz bu programa. Hali hazırda gelenler var mı? Biraz daha var. Bekleme odasında olanları kabul etmem gerekiyor. Evet. Evet. Bir iki dakika daha herhalde yüz kişi geçiyor olacağız. O yüzden beklemem gerektiği için bekliyorum. Arada tekrar buraya geçip beklemedi olanları kabul ederim ama zannedersem ağırlıklı olan kısım 85 kişi oldu şu anda onlar gelmiş onlar peki bunu da böyle alalım ki belki şuradan yine göreceklerimizi görürüm. Evet. Böyle olsa daha iyi olur. Şimdi şeyde de bir toplantı başlatacağım. Ben belki oradan da girenler olursa diye orada da bir canlı tarafımız olur. Evet. Buradan kabul edelim. Evet, kıymetli kardeşler, şu anda başlayacağım. Evet kıymetli kardeşler, şu anda başlayacağım. Ekran paylaşımında gördüğünüz üzere Futat'a Seyit Muhammed Ruhi Akademisi'ne tekrardan hoş geldiniz. Daha önce zaman zaman küçük çaplıda olsa eğitimler gerçekleştiriyorduk ama bundan sonra Allah nasip ederse bu birinci dönemi bu akademinin, resmi olarak ilk dönemi. Sizler de ilk dönemin talebeleriinden, evlatlarından oluşan bir ekip. Bu ekip bütün bu işlemleri gerçekleştirmek üzere vazifeli kardeşlerimiz. Bu süreçte de bu akademiden mezun olan kardeşlerimiz arasından mutfağa geçecek olanlar olur mu olmaz mı? Bu da ayrı bir konu. Mutfakta bir daha fazla eğitim alıyor. Editörlük eğitimi, yönetim eğitimi, mutfağın kendine has eğitimleri var. Ama futuat uzmanlığı onların da katıldığı, bütün seyidimiz, sevenlerimizin, kardeşlerimizin katıldığı bir eğitim alarak karşımıza ve bir akademik takvim sonucunda da putuat uzmanlığına dair seyidimizin imzalayacağı bir şeyler olacak, sertifikalar olacak ve zaman zaman bu noktada ileri boyutlara ulaşmış kardeşlerimizle özel çalışmalar gerçekleştiriyor olacağız. Bunlar da buraya katılan kardeşlerimizin gösterdiği emekle alakalı bir şeydir. Efendim şöyle izah ederek başlayalım. Bismillah. Putuat uzmanlığında neler göreceğiz? Bir, putuatın ne olduğunu tekrardan bir öğrenmemiz gerekecek. Çünkü putuat genel anlamıyla bilen kardeşlerimiz çok ama ses gelmiyor diyenler var mı? Ses geliyor diye tahmin ediyorum. Ses gelmiyor mu? Ses gidiyor. Ses gidiyor tamam. Şimdi bu futuatın ne olduğunu, nasıl anlaşılması gerektiğini ve temel kavramlara bakış açısının neler olduğunu işliyor olacağız. Sonra da bunu elbette ki insanlara anlatabilmemiz çok önemli ve kıymetli. Yaşayabilmek önemli ve aktarabilmek önemli. Dolayısıyla bir de bunun aktarım sürecini elde ediyor olacağız. Ve bu aktarım sürecinden sonra da proje pratiği yapacağız. Proje pratiğinden neyi kastediyoruz? Yaptığımız şu, şuradaki yeşil işaret ne? Ne o? Ne yapıyor? Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Evet. Şimdi ne olacak? Tamam teşekkür ederim. Kimsenin sesini açmıyoruz. Sadece sadece soru sorabilirsiniz. Sorularınızı chatten yer alabilirsiniz. Sonra da dersin sonunda gireceğim. Şimdi şu anda ekran paylaşımında görünüyordur herhalde. Tamam. Son kalanları da bir kabul edeyim de artık bundan sonrasını kabul etmeyeceğim büyük ihtimalle. Buradayız zaten. Evet. Şimdi kardeşler buradan devam ediyoruz. Fütuhat nedir? Onu elde edeceğiz. Fütuhat nasıl anlaşılır? Temel kavramlara bakış açısı nasıldır? Bunu nasıl yaşar ve anlatırız? Ona bakacağız. Ardından devam edeceğiz. Öncelikle şunu beğen edelim. Biz bu dersleri nasıl yapacağız? Bu dersleri yaparken en başta bir dersin anlatımı olacak. Bu anlatımlar pazartesi ve perşembe günleri oluyor. Bu anlatımlar içerisinde öncelikle olarak bir şeyiını sağlayacağız. Sonra önemini beyan edeceğiz. Neden bunu öğrendiğimizi. Ardından bunları öğrenirken ya da yaparken ya da aktarırken konusu neyse yapılan hataları yine FUTUAT'tan beyan ediyor olacağız. Ve bunu hayatımıza nasıl aktaracağımızın yöntemlerini konuşacağız. Ödevlerimiz ve kısa sınavlarımız olacak. Olayları daha iyi anlamak ve daha iyi anlayan kardeşlerimize daha geniş projeler gerçekleştirmek üzerine. Buradaki yapımız şu. Okulumuzun şartları var. Bu akademinin Allah nasip etse daha daha iyi ilerleyenleri yapmak nasip olsun. Birincisi devamladık. Derslerin en az yüzde yetmişine katılımını sizden talep ediyoruz. Ama biraz önce söylediğim gibi kimi kardeşlerimiz gerek internet çekmediği için gerek başka vesilelerle gerekse işte gece çalışanlar gündüz çalışanlar var. Gerçekten katılamayacak olan kardeşlerimiz için kayıtlarımızı zaten paylaşıyor olacağız. Dolayısıyla korkmayın videoyu şimdi seyredemedim diye korkmayın ama dinleyebileceksiniz. İkincisi her perşembe gününden sonra yani pazartesi perşembe her bölüm iki ders halinde yapılıyor. Biri Pazartesi, biri Perşembe ve ikisi de saat 21'de. Sonra bir ödev veriyoruz. Bu ödevlerin her birisini de puanlamaya tabi tutuyoruz. Dolayısıyla ödevlerin hem 4 bölü 5'ini yani 5'te 4'ünü büyük çoğunluğunu bitirmiş olmanız hem de ödevlerden ortalama 60 puan almış olmanız gerekiyor. hem de ödevlerden ortalama 60 puan almış olmanız gerekiyor. Ardından kısa sınavınız olacak. Bu ödevinizi pazar, cumartesi, gece yarısı teslim ettikten sonra pazar günü bir sınav açacağız. O da pazar gece yarısına kadar devam edecek. O sınava da katılacaksınız. Her bölüm ve her hafta boyunca yani 5 haftanın 5'inde de. Bunlar da kısa sınav ve kısa sınav ortalamanızın da en az 65 olması gerekiyor. Ne için bunlar? Sertifikayı seyircinin imzasıyla almak için. Yoksa zaten öğreneceklerini öğrenmiş olanlar için bir şey diyemem. Ama bu sertifikasyonu akademik boyutunda devam ettirip sonra o sertifikalarla workshoplar ve mutfak grubuna nasıl dahil olunabilir? Onun yoluna gideceğiz. Ana sınavımız olacak. Bütün bu dersler bittikten sonra bir büyük sınav yapacağız. Ve burada en az 70 puan alındıktan sonra bir bitirme sunumu var. İnsanlara bunu anlatabilme çabasında birinci boyutu. Onun nasıl yapıldığını o noktaya gelenlere anlatacağız. Ve puanların en az 80 olmasını beyan edeceğiz. Sonrasında ise bir bitirme söylevi var ki bunu büyük ihtimalle Tevhid Ocağı'nda yapıyor olacağız. Ve Tevhid Ocağı'nda bunu yaptıktan sonra buradan da yaklaşık yetmiş puan almış olan meclis almış olan kardeşlerimiz de sıralamaya bağlı olarak da bu sertifikasyona almış ve hak sahibi olmuş olacaklar. Şimdi birinci dersimize başlayalım. Öuhat nedir onu izah edelim Efendim futuhat Cenab-ı Hakk'ın kaderde takdir ettiği yeryüzünde vuku bulması için gereken sözün Beyan edilerek insanların ve diğer tüm alemleri harekete geçiren bir ilimdir Bu ilim bütün ilmiye sınıfı tarafından kabul edilmiştir. Bu noktada çok uzun derslerimiz var. Hastalığın devası adlı bir videomuz var. Futuat nedir kavramını çok detaylı incelediğimiz. Burada üç tane ayeti kerime ile konuyu birazcık hafifçe üzerinden bir geçelim. Ki olaylar insanlara ya nedir bu futah diyenlere el cevabı olsun. Sokakta soran insanlara anlatabilmek adına. Efendim Kehf suresi 10. ayet. Çok fazla ayetler var. Çok farklı derslerde de yaptık ama şimdi bu dersimize binaen iki ayet, üç tane ayet-i kerimeyi beyan edeceğiz. Bunlardan bir tanesi Keyf suresinin 10. ayet-i kerimesinde. Allah-u Zülcelal'e biliyorsunuz ashab-ı keyf şöyle nida ediyor. Es-sayyüze billah. Biliyorsunuz bu aynı zamanda seyyidimize sürekli okuması için Resul-i Kibriya aleyhissalatü vesselam tarafından da emredilmiş olan bir ayet-i kerimeydi. Şöyle dediler. Ey Rabbimiz bize katından ilmi leddun nasip eyle. Ona bir rahmet olarak beyan ederler ama bütün tefsir alimleri bunları ilmi leddun olarak geçiyor. Bir ilmi leddun ver. Ne işe yarayacak o? İstedikleri şeyin de ne olduğunu biliyorlar bu arada ashab-ı keyf. Diyor ki böylece yarabbi işlerimizi kolaylaştır. Min emrine. İki reşede. Yani bizi bir rüştiyete erdir. Demek ki peygamber olmayan normal insanlarda Cenab-ı Hak'tan bunu talep ediyorlarmış. Tabi ashab-ı keyfin geçtiği süreçte bakılınca bu insanlar normal insanlar denilemez. Bir hatırlatma bugün ilk dersimiz olduğu için herkesi kabul ediyorum ama bir dahaki dersimizde ilk 10 dakikadan sonra kimseyi almayacağız. Çünkü dikkatimiz dağılıyor. Gelen kardeşimiz için de yarım kalmış olur ama bugün biz de öğreniyoruz, siz de öğreniyorsunuz diye bıraktık. Demek ki efendim insanoğlunun hayatı içerisinde Cenab- ı Hakk'ın ilmi leddunu bilen insanlar varmış. Ashab-ı keyif gibi. Ya Rabbi bizim işimizi koyarlanıştırmak için, rüştiyet için bizlere bunu nasip et diyorlar mı? Peki bu rüştiyet nasıl bir şey dediğinizde Bakara Suresinin 186. ayeti kelimesine gideriz. Orada da Cenab-ı Hak bizlere şu nidayı beyan eder. Kullarım sana benden sorarlar. Kimler sorarlar? O peygamberlere tabi olanlar. De ki Ben onlara yakınım. Bana dua ettiği vakit dua edenin duasına icabet ederim. O halde onlar da benim davetime icabet etsinler. Cenab-ı Hak diyor ki benim de bir davetim var. Bana hakkıyla iman etsinler. Umulur ki onlar rüşte eriştirlerler. Yani onların içerisinden bazılarını diyor o iman nasibinin yanında bir de rüştiyet onlara nasip ederim. Peki o rüştüiyetin hayatın içinde yine Kur'an-ı Azimuşşan'ın bir başka deliliyle nasıl bir şeydi bu? Bunun bir emsalı veriliyor. O da yine Kehf suresinin 66. ayet kelimesinde. Biliyorsunuz Hz. Musa Efendimiz de Hızır Aleyhisselam arasındaki kıssanın içindeydi bu. O kıssada Hazreti Musa Efendimiz ne diyordu? Şunu söylüyordu. Musa onlara dedi ki sana tabi olabilir miyim ne için sana öğretilmiş olan hakikate varan ilimlerden bana öğretmen için burada rüştiyyet makamının Hızır Aleyhisselam'da da görüldüğü gibi, Ashab-ı Keyf'te de görüldüğü gibi ve Cenab-ı Hakk'ın davetinde de görüldüğü gibi. İnsanlığı bir yerden bir yere götürebilmek için gerekli olan bir ilim olduğunu anlıyoruz. Öyleyse futuhat bir rüşdiyet olarak Kur'an-ı Azimüşşan'da peygamber olmayanlara dahi verilmiş olan Cenab-ı Hakk'ın da vereceğim dediği hikmeti hayatla buluşmuş halidir en kaba tabirle. Yani futuhat kavramı Kur'an-ı Kerim'de var mıdır deseniz en az 55-56 tane ayet-i kerime saymak mümkünken en basit ve en kolay anlatımla bunu rahatlıkla söyleyebilmemiz mümkündür. Şimdi efendim bu rüşdiyet makamının elbette ki bir önemi var. Nedir bu önem? Şöyle izah edelim. Her devrin ihtiyaçlarını barındırır. Çünkü her devir sorunlarıyla gelir ve bu sorunların çözülmesi gerekir ama çözüm illaki of tatı beğenince kişinin yapmasıyla değil o kelamı söylemesi nedir ikincisi müminleri güçlendirir ve ehli küfvari korkutur ki tarih boyunca da bunun karşılıkları görülmüş İmamı Gazali de görülmüş İbmam-ı Gazali'de görülmüş. İbn-i Arabi Hazretleri'nde görülmüş. Evveli var, sonrası var. Onun detaylarına birazdan gireceğim için geçiyorum. İşlerin rayına konulmasını sağlar. Çünkü hükmü kaderde yazılmış olanın yeryüzünde takdiri Allah-u Zülcelal'e aittir. Bütün bu ilimlerin hepsi Hazreti Allah'a aittir ama Cenab-ı Hak bizlere neyi emrediyor? Hz. Peygamber neyi emrediyor? Ey kullarım, Hz. Peygamber Efendimiz diyor ki ilmin şehri benim, kapısı Hz. Ali Efendimiz'dir. Yani bu bir şehir mantığı içerisinde görevli olan zatların beyanatları için sunulmuş olan kütüphanelerdir. Özelliklerine birazdan geleceğiz. Tabi futuat nedir sorusunda kritik hatalarımız da yok değil, var. Her derste olduğu gibi tanımı söyledik, delillendirdik, öneminden bahsettik. Şimdi hatalarımıza bakalım. Futuat sadece din alanını kapsamaz. O yüzden ona futuat denir. Yani sadece insanların dini ihtiyaçları değil dönemin bilimsel ihtiyacı, sosyolojik ihtiyacı, psikolojik ihtiyacı, tarımdaki ihtiyacı, tıptaki ihtiyacı İbn-i Sina'da olduğu gibi. Bütün bu ihtiyaçları sadece söylemesi dahi gökyüzünden indirmeye vesiledir. Çünkü Resul-i Kibriya Aleyhisselatü Vesselam'ın bir hadisinden yola çıkarak söylemek gerekirse rüyaları diyor Allah Resulü Aleyhisselatü Vesselam tefsir etmeyiniz. Onları tefsir ettiğiniz zaman gökte uçan kbi Hazretleri gibi veya kendisine verilmiş olan alanda beyanatlarını sunup o acil ihtiyacı tamamlamış olan büyük alimlerimiz de var. Şimdi burada bir yöntem önemlidir. Yani bunu anlatırken bu ufduat nedir kavramını anlatırken şunu iyi bilmemiz gerekiyor. Bir kere Resul-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimiz'in hayatını çok iyi bilmemiz gerekiyor. Bizler Tevhid Ocağı'nda biliyorsunuz Siyer-i Nebi programlarına benim rahatsızlığım sebebiyle bir ara verdik ama devam edeceğiz. Ama bu arada da Siyer-i Nebi konusunda okunacak önemli kitaplar var. Şemsettin Yeşil Efendi'nin tutun da Saraç Hoca'nın yazmış olduğu yine yabancı zatlardan mesela Martin'in yazmış olduğu bunlar Siyer-i Nebi kitaplarıdır. Bu kitapları mutlaka okumak gerekiyor. Yani Peygamber aleyhissalatü vesselam hayatını iyi bilmeden futuhatın ne olduğunu anlayabilmek mümkün değil. İki, futuhat sadece tasavvuf yolunda olanlara haiz bir konu değildir. Yani bir insanın futuhat anlaması için illa tasavvuf ve elbaba olmasına gerek olmaz. Zira bu bütün ilmi konuları kapsadığı için yeri geldiğinde ehli küffar ile bile onlara futuat anlatılır ama illa bu futuattır demeye gerek yoktur. Şimdi burada bir inceliğimiz var. O da şu. Bu futuat İslam dininin davası üzerindedir. Herhangi bir cemaat ayırt etmez. Dolayısıyla yeryüzündeki hiçbir futuat alimi zaten tasavvufta bu yoktur. Ama ayrıca futuat alimleri cemaatlerden de öteye bütün Müslüman kafir ayırt etmeksizin bu beyanatı sunarlar. Dolayısıyla burada şu anlayışa sahip olmak yanlış olur. Yani bir adam futuatları ancak seyidimize bağlı olursa anlar. Yoksa anlayamaz. Değil. Herkes okuyabilir, herkese aktarılabilir. Hatta ehli küffarı aktarılabilir. Onların Müslüman olması vesilesi. Dolayısıyla bu bir cemaatin kitabı değildir. Bu ümmetin kitabıdır. Bu ehli küffarı gerek korkması gerekenleri korkutacak. Gerekse anlaması gerekip belki imanla vesile olacaklarına vesiledir. İnsanların kani olmasına mecbur değiliz. İnsanları ikna etmeye mecbur değiliz, sadece anlatmaya mecburuz. Bu noktada zaman zaman insan tabii ki sevdiği ve anladığı olan bu unsurun herkes tarafından tekrar edilip anlaşılıp kabul edilmesi istiyor. Ancak futuat alimlerinin böyle bir vazifesi yoktur. Zaten kimseye bir şeyi inandırma imkanımız yoktur. Hakikat anlatmakla mükellefiz. Peki şimdi sorumuz şu. Bu futuat nasıl oluşuyor? Yani öyle bir futuattan bahsediyoruz. Peki bunun oluşum süreçlerinin bu çünkü bu pandemi dolayısıyla çok uzak kaldığımız için bazı şeyleri unutmuş olabiliriz veya bazı şeylerden habersiz olabiliriz. Nasıl oluyor onu bir anlatalım. Efendim futuat yeryüzünde var olan üç tane ana kütüphanesi vardır. Fiziğken var olan kütüphanelerdir bunlar. ana kütüphanesi vardır. Fiziğken var olan kütüphanelerdir bunlar. Bu kütüphaneler bekleme odasından alacaklar. Bu kütüphaneler yeryüzünde hazır olan üç kütüphanedir. Vazifelisinin gireceği kütüphaneler olarak adledilir ve bu kütüphanelerde insanların ihtiyacı olan bilimsel ve ilmi hemen hemen her konuya ulaşılabiliyor. Ve buradan beyan ediliyor. İkinci bir kütüphane vardır ki seyidimize ikram edilmiş olan. O da Rabbani bir kütüphanedir. Bu da Sefa ile Merve Tepesi arasında gökyüzünde izleyişim bulunan ayrı bir kütüphane olarak beyan edilir. Bu da Tevhid Hoca dergisinde en fazla kullandığımız alan Futuhat-ı Rabbani'dir. Yani orada bizler Futuhat-ı Rabbani'yi direkt dergiye aktarmamız istendi. Dolayısıyla dergiler Futuhat-ı Rabbani kütüphanesinden yazılıyor. Üçüncüsü yani bir başka kütüphane, kütüphane La denilen bir kütüphanedir. Çok havas üzeri bir kütüphane olup yokluğu kütüphanesidir her şeyin yokluğu halinde ne olurdu diye izah edeyim bu en kaba tabirle. Bir başka kütüphane kütüphane-i iradedir bu ise Cenab-ı Hakk'ın bir şeyin murad etmesindeki hikmetlerden hangisini anlatabiliyorsanız o imkanı size sunan bir kütüphanedir. Bir başkası kütüphaneyi andır, zamana ilişkin bir kütüphanedir. Yine ağır konuları içeriyor. Çünkü bizler sadece sizlere dönük ya da cemaatleri yönettiği bir de bizden sonrakileri seyidimizin emrettiği kitaplarda yazıyoruz. Onlar daha sonraki insanlara ilgilendirebiliyor veya havasa ait özel kitaplar ya da alimlerin okuyabileceği ayrı kitaplarda yazılıyor. Bir su kütüphanesi var seyidimize ikram edilmiş olan. Bu kütüphane yeryüzünde konuşulan her şeyin kaydedildiği bir kütüphane. Yani bir adamın, bir insanın, bir grubun konuştuğu her şey suda kaydedilir. Bu da bir kütüphanedir yeryüzünde. Yani bir adamın, bir insanın, bir grubun konuştuğu her şey suda kaydedilir. Bu da bir kütüphanedir yeryüzünde. Bir de ruh kütüphanesi var. Bu da murad ile ilişkili. Şimdi seyidimizi de biraz tanıyabilmek adına ve futuhatı anlayabilmek adına bu kütüphanelerden bahsediyorum. Bu kütüphanelerden en başta Rasul-i Kibriya aleyhissalatü vesselam Efendimiz, Hazreti Ali Efendimiz, Hazreti Pir Abdülkadir el-Ceylani Hazretleri, Lokman Hekim, Hızır aleyhisselam, İlyas aleyhisselam, Seyyidimiz ve diğer alimlerin de yöneltmesi söz konusu. Yani o dersin nasıl yapılması gerektiğine dair olan bütün usuller orada beyan edilir. Usul oturtulur, kitaplar belirlenir, derlemeler yapılır ve bunlar hızlı bir şekilde konuşmayla aktarılır. Biz sadece işin aktarıcı tarafındayız. Geldik seyidimizin vazifelerine. Tabii şu aktarıcılıkta şunu beyan etmenin de fayda var. Bizler yaptığımız hiçbir videoda yani kitapta yazmaz, Tevhid Hoca, Seyyid Muhammed Ruhi veya bir başka yerde şahsi olan hiçbir şeyimizi kullanma hakkımız yok. Zaten bunu yapmaya kalktığınız zaman bunun hem vebali var hem de yaşayabilecek bir durumda olmazsınız. aktarıcının burada bir seçim hakkı olmuyor. Sadece alternatiflerin sevdiğimiz neyi emrettiyse onunla bir karşılığı söz konusudur. Dolayısıyla burada zaman zaman bazı yerlerde şunu duyabiliyoruz. Kitapta yazmazlar niye böyle konuştular, niye böyle söylediler diye bir soruları varsa el cevap bunların tamamı saydığım bu zat-ı muhteremlerin emriyle, Bunların tamamı saydığım bu zat-ı muhteremlerin emriyle, tavsiyesiyle, yönetmesiyle böyle yapılması ve böyle söylenmesi üzerinedir. Dolayısıyla bunların hiçbirisinde futuhat haricinde hiçbir şey kullanılamaz. Hepsinin tamamı o kavramların bugün insanın anlayabileceği dili üzerinde beyanlamesidir. Yani onların her bir kanalın ayrı bir vazifesi var. Tevhid Hoca kanalının ve Tevhid Hoca kafenin ve kitapta yazmasının da apayrı bir vazifesi var. Dolayısıyla bu vazifelerin hiçbir tanesinde şunu yapmasa mıydınız demeyin. Çünkü onu yapmakla vazifeliyiz. O vazifeyi bizim aldığımız yer belli. Rasul-i Kibriya, Hazreti Ali Efendimiz, Hazreti Pir, Seyyidimiz. Yani oradan gelen bir vazifeyle bu yapılıyor. Dolayısıyla o vazifede dur bunu böyle ifade etmeyelim nasıl anlaşılır falan değil. O bir vazifedir. Öyle yapılır ve onların tamamı şeyle alakalı. Yani zaman zaman aramıza yeni katılmış insanlar ya da bazen insan düşünebilir. Yani kendi zihninden mi konuştu bu diye. Böyle bir şey benim hayatımda mümkün değil. Geçtim seyyidimizin vazifelerine. Onları iyi bilmemiz lazım. Birinci vazifesi elbette ki bir futuhat aliminden evvel hepimizin manevi babası olarak bir tasavvuf şeyhi, tasavvuf erbabıdır, bir alim zat. Bunun yanında da elbette ki bir divan vazifesi var. Bir başka vazifesi has vazifesidir. Yani Resul-i Kibriya Aleyhisselatü Vesselam'ın mübaşerat denilen, yeryüzündeki 121 vazifeliden bir reyanat sunma mecburiyeti olan seslerden geliyor. Sesleri kapatın arkadaşlar. Biz buradan kapatmaya çalışıyoruz da. Şimdi o beyanatı sunmaya Rasulü Kibriya Aleyhisselatü Vesselam beyanatı bir başka şeyde ordugah vazifesi vardır ki bu noktada dünya çapında yine Hazreti Hamza Efendimiz'e bağlı olan o ordugahların vazifelisi onun başındaki olan zatı muhteremdir. Dolayısıyla bu futuat yazılırken yazım aşamasında neler olduğunu da bilmeniz şu manada önemli kıymetli kardeşler. Bu futuatları yazarken öncelikli olarak konuyu bize emrederler. Bu konuşulacak ve bu minval konuşulacak. Ve bütün bu bahsi geçen kütüphanelerden ilgili bütün kitaplar ayrı ayrı derlenmeye başlar. Bu birincisi. İkincisi eğer konu tarihi bir mevzuysa o tarihin bütün kaydı tekrardan seyirle şeye dökülür. O sistemin içerisine yedirilir. Veya o tarihte yaşamış olan bir zat-ı muhterem varsa o zat-ı muhteremle beraber bu konuşma gerçekleştirilir ve onun görgüsü, onun bilgisi, onun tecrübesi aktarılır. Yani oradaki bir doğrulama vazifesi söz konusu olur. Bu ileri ya da geri tarihli olabilir. Hakikatse bir de bunun insanlar üzerinde etkisi var. Yani biz şimdi burada hangi cümleyi söyleyeceğiz ve oradan kim neyi alacak. Dolayısıyla hem kitapların yazım aşamasında hem onun derlenmesindeki vazifelerde bazen o yazılanın içerisinde farklı cümlelerin farklı yerlerde yer bulduğunu göreceksiniz. Ve görmüşsünüzdür de. Ama bunun yazım tekniği de aynı futuatın bizden emredilmiş olan usulü dairesinde gerçekleştiriliyor. Şimdi kritik hatalar var. O kritik hataları düzeltmek anlamında şunları söyleyelim. Birinci mesele dışarıdan gelen tepkiler üzerine söylüyorum. Tabii bunu bizim sevgili dinleyen kardeşlerim için söylemiyorum. Efendim bunlar bunu cinlerle yapıyor. Cinler alim değildir. Alim olduğu söylenen cinler de sadece kendi tecrübelerini konuşabilen insanlardır. Ve İslam tarihinde cinlerle uğraşan alim yoktur. Cinleri tanır, cinlerle ne yapılır ne yapılır hepsini bilir. Sonuçta Hazreti Pir Abdülkadir ve Ceylan Hazretleri cinlerin de şeyhidir. Ama o cinlerin faidesiyle ya da onlardan bir şey öğrenerek bir şey yapmazlar. Çünkü cinler insanlara göre aşağıda bir varlıktır. Ve insanlara göre ahmak bir varlıktır. Ve insanlara göre daha geride olandır. Çünkü eşrefi mahluk olan insandır. Ve yeryüzünün en büyük zatı muhterem Resul-i Kibriya Aleyhisselatü Vesselam'dır. Onun temsilcisi alimler, ulemalar, evliyaullah'tır. Ve bugün onun temsilcilerinden biri Seyyid Muhammed Ruhi Hazretleri. Bugün onun temsilcilerinden biri Seyit Muhammed Ruhi Hazretleri. Dolayısıyla cinler belki ondan ders isteseler eyvallah da onlardan bir ders alabilme imkanı belki cinleri çok önemli adedenler için görülebilir. İkinci mesele bunun hadimlerle yapıldığına dairdir. Hadimler meselesi de aynı kıvamdadır. Onlar belli bir iş için, belli bir görev için, belli bir yapı için çok özel noktalarda kullanılır. Ama bu kullanım biçimi ilmiye sınıfında mümkün değildir. Yani yine ilim noktasında insandan daha ilim sahibi olan kimse yoktur. Zira buradaki delilde Hazreti Adem Efendimizin meleklere ve cinlere hadi şimdi sen söyle dediğinde Hazreti Adem Efendimizin meleklere ve cinlere hadi şimdi sen söyle dediğinde Hz. Adem Efendimizin onlara öğretici, aktarıcı olması da Kur'an-ı Azimüşşan'ın delilidir. Dolayısıyla bu noktada ne cinleri ne hadimleri bu kavramı içerisinde değerlendirmek mümkün olmaz. Üçüncü mesele hayaller. Yani futuat ilminin içerisinde günün koşulları gözetilmez. Günün koşulları kullanılabilir. Dolayısıyla bunlar da hayali unsurlar değildir. Bir başka mesele ise biraz önce söylediğim gibi kişisel görüşler var mıdır yok mudur suali. Aktarıcının herhangi bir kişisel görüş beyanat hakkı tarih boyunca olmamış. Şimdi bunların önemi neydi? Bunların neden konuştuğumuzu beyan edebilmek için. Şimdi gelelim bu futuatın madem ki oluşumu böyledir, o halde bizim şimdi o futuatı anlayabilmemiz ve yaşayabilmemiz için, aktarıcı olabilmemiz için onlar üzerinde bir kez daha düşünüp çalışıyor olmamız lazım. Ben şimdi ilk dersimizden yaklaşık otuz beş kırk dakika oldu. Hem girmek kolay değildi. Hem de siz alışırsınız, biz alışırız duruma diye bugünlük kısa tutuyorum ki genellikle böyle yapacağız. Bugün futuat nedir? Kur'an-ı Kerim'deki ayet karşılığını beyan etmiş olduk. Özellikleri ifade ettik. Sorusu olanlar varsa şimdi sohbet ortamında soru olarak yazabilirler. Ben de cevaplandırırım eğer bir soru varsa. Ama ondan sonra da perşembe günü dersimizde olayın derinliklerine girmeye başlayacağız. Bir girizgah yaptık ne yapacağımızı anlatmak üzerine. Başta da söyledim sonradan gelen kardeşlerimiz için de söylüyorum. Derslerimize katılamazsanız katılmanızı arzu ederiz. Çünkü buranın da kendine ait bir ruhaniyeti var. Bundan bir feyz almak daha iyidir. Ama sonradan da biz birazdan videoyu bu akşam ithala paylaşacağız. O videoyu kimseye paylaşmadan niye? Çünkü herkes anlamayacaktır. Bu seyircimin talebelerine özel bir eğitimdir. Seyredin, dinleyin. Ondan sonra da ödevlerinizi gerçekleştirin diyeceğiz. Şimdi bir bakalım burada sorumuz var mı diye. Ve bu kayıtsız yere aktarılacak. Girerken zor olmuş. Derslerin süresi yaklaşık 30 dakika ile 40 dakika arasında. Şimdi icazetli olarak anlatmakla icazetsiz anlatmanın farkı nedir? Cevap şudur. Bu icazetli olmak o bizim yapacağımız seyidimizin mutfak ekibine seçmiş olduğu özel bir ekip haline getirilecek. Daha fazla ve daha güzel bir anlatım tarzında ulaşacağız. Çünkü futuata anlatabilen insan sayısı ne yazık ki aramızda az. Konulara hakimiyet noktasında zafiyet var veid Hoca kafe açmaya mücadele ederken bir diğer taraftan da o kafelerin içerisinde insanlara bunları hakkaniyetiyle anlatabilmek lazım. Futuata anlatmak da şu anlamda yani çocuk geldiği biyolojiyle cevap verebilmek, fizikle cevap verebilmek. Çünkü Seylim'in ilminde bu cevaplar var. Bu sefer bunları kullanamazsınız, geriye ne kalıyor? Bizim şirkimiz çok büyük. Ama bunun bugünkü dünyada bir karşılığı yok. Bir anlamı da yok. İşi sosyolojik olarak, psikolojik olarak zaten futuatlarda yapmışız. Gerek videolar pek dinlenmemiş, gerek tekal edilmemiş. Dolayısıyla icazetli olan kardeşlerimize burada ayrı görevler tevdi edilir. sadece kütüphane çok kısa geçer misiniz tekrar bir daha dinlersiniz mi diyeyim kayıttan dinleyebileceksiniz tutuat külliyatını bir an önce temin etmek gerekiyor mu dersler için şöyle söyleyeyim elbette ki zaten gideceğimiz dersler o kadar yoğun olacak ki o kitapları zaten okuyor olmak zorunda kalacaksınız beş hafta içerisinde. Beşinci haftanın sonunda da bir şeyimiz olacak çünkü. Ayrı bir yapımız olacak. Bir de oradan icazet alanlarla bizim workshoplarımız olacak. Yani kısa çalışmalarla, yeni fotoğraflar ve farklı bakış açılarıyla neler yapabiliriz onları öğretiyor olacağız. Onlara bugün mutfak ekibinin yeni eğitimleri olduğu gibi ki birazdan onların da dördüncü dersi başlıyor olacak. Bu akşamlık bir manada ne yapacağızı aşağı yukarı kısaca beyan etmeye gayret etmiş oldum. Kanaldaki derslerde bazen cümleyi anlayamıyorum. Cümle düşüktüğü gibi geliyor. Az önceki ifadenizi istemeye yanlış bir şey mi? Hayır. Şimdi şöyle. Bizler aktarıcılar olarak çok hızlı konuşmak zorunda olanız. Çünkü çok fazla kütüphaneden aynı anda veri alkışı oluyor. Bunların sonra editör kardeşlerimiz mutfak ekibe ellerinden geçirirlerken yine FITOAT'ın verdiği ayrı bir çalışma prensibiyle düzene koyuyorlar. Dolayısıyla bunu yapabilme hakkı sadece editörlere ait. Çünkü onlar özel bir eğitimden geçiyorlar ve Seyidim'le beraber yapıyorlar bunu. Dolayısıyla bunu sizler anlatıcı olarak yapabilirsiniz ama kitabi manada diyorsanız orada bir cümle düşüklüğü değil. Her birisinin bir mantığı olduğunu ifade edebilirim. Başka bir mesaj. Ben şöyle söyleyebilirim. Futuatlara bu futuattır diye anlatmayın. Bu millete öyle anlatmaya hiç gerek yok. Ne gibi bizim kitapta yazmazlığa yaptığımız gibi ya da tevhid ocağında yaptığımız gibi. Zaten o tepkiler olduğu için seyidim ilmi sınıfının daha genişlemesi için onların kurulmasını emretmişti. Her iki kanalın kurulma mantığı bu. Yenileri için de mantık bu. Sebep? Ya futuat demeye mecbur değilim. Seyidimin adını bile vermek zaman içerisinde. Neden? Ben önce adama deizinle uğraşıyorsam adama futuatın hiçbir karşılığı yok. Dolayısıyla bizim insanlara anlatacağımız şey önce ilmin içeriği. Sonra zaman içerisinde ya arkadaş sen ne değişik şeyler söylüyorsun. Ne enteresan yoklulardan bunları yakaladın. Sen bunları nereden yakaladın dediğinde ya o insana bu kitabı vereceğiz. Bu daha doğru bir hareket. Ya da o insanı tevhid ocağına getireceğiz. Tevhid ocağına gelen kardeşlerimize biz yaklaşık bir hafta on gün sonra bize soruyorlar. Diyorlar ki bu iş nasıl oluyor? Nereden oluyor? Bu kitaplar ne kadar güzel? Seyyidimle tanışmak istiyorlar ve süreç içerisinde bunu görüyorlar. Dolayısıyla bunlar nereden sorusunun cevabı bir kitaptan okudum demek yalan değil. Doğrusu bu bir kitaptan okudum demek yalan değil. Doğrusu bu bir kitaptan okudum. Kimin kitabından? Seyyid Muhammed Ruhi Hazretleri'nin diye bir zat var. Onun kitabından okudum kardeşim. Nereden temin edebilirim? İşte hepsi burada. Şuradan buradan. Burada bir kafeleri var. Bu adımlarla beraber insanlar sizdeki o şeyi görmeye başlıyorlar. Bu adamlar bir şeyhin pazarlamacısı değil. Bir şeyi yaşayarak bir dertle dertlenmiş adamlar. Tamam. O dertle dertlendiğinizi görünce sizin de o mantık içerisinde mücadele ettiğinizi görünce yıllar sonra anlamış veya anlamamış önemli değil. Zaten kitabın üzerine futuat yazıyor. O da soruyor. Bu ne demek diyor. Siz de buradan öğrendiklerinizi aktarabilirsiniz. Dolayısıyla bir adamın yanına gidip zaten onları dersler seçeceğiz. O yüzden daha detaylı olacak. Dersler için kitap listesi verecek misiniz? Zaten evet bayağı bayağı bir vereceğiz. İnşallah onları da konuşuyor olacağız. Bu teknolojiden bahsedebilir misiniz? Yani bu ilmi sevdiğinizi aktarmanızı onu söylüyorum. Aktarıcı olarak benim nasıl aktardığım ise çok basit bir şey. Bu dünya çapında yapılmış olan bir çalışma vardı. Dünyada telefonu Graham Bell'in bulduğu aynı sırada üç önemli zatın da yine telefonu bulduğu görüldü. Ama Graham Bell meşhur da o konuşuyor. Yani gökte var olan bir ilmin yeryüzüne indiği anda birkaç kişiye aktırılabilir olması zaten teknik olarak mümkün. Hatta Facebook bile bugün yaptığı yeni bir çalışmada zihin gücüyle bir makine motorunu çevirmeye çalışıyor. Dolayısıyla bir aktarıcı olarak o kütüphanelerde vazife verilmiş. O vazifeye gidiyorsunuz, ifade ediyorsunuz. Sonra gelip kontrolleri yaptırıyorsunuz. Onaylarından geçiyorsunuz. Uzun bir prosedür var bundan da. Onu ifade ediyorsunuz sonra gelip kontrolleri yaptırıyorsunuz onaylarından geçiyorsunuz uzun bir prosedür ardından da onu ifade ediyorsunuz yani burada bu benimle hiç alakası olan bir şey değil bu seyidimin tamamen ilmiyle alakalı bir şey ama bu tarihte çok defada olmuştur bu arada Enes bin Malik Hazretleri de buna büyük delillerden birisi onun da dersini yapmıştık efendim sorunuz buydu zannedersem cevapladım. Bilgi ve kültür seviyelerimiz çok değişken. Şimdi onları ben size anlatacağım efendim. Fizik, kimya, biyoloji konusuna geldiğimiz zaman anlatacağım. Allah nasip ederse bugün sadece bir girizgah, bir tanışma hikayesi yaptık. Futaat nedir ve nasıl yazılıyor? Ve seyidimizin vazifeleri nelerdir? Bugün sadece üç konumuz vardı. Perşembe günü bu konuları tamamlayacağız. Ödevimizi yapacağız. Sonrasında yapacağız. İkinci, üçüncü, dördüncü derken konular daha iyi anlaşılacak tabii Allah'ın izniyle. Şimdi ispat ve delil noktası ayrı bir konu. Biz sadece aktarıcı olacağız. İspat etmek, delillendirmeye geçince CNN'i zaten orada delillere beyan edecek. Siz de oradan öğrenip anlatacaksınız. Not alma, o zaten not alabilirsiniz. Dedim ya bu videoyu bir kez daha da dinleyebilirsiniz. Şimdi biz mutfak eğitimine geçiyor olacağız. Kur'an-ı Kerim Efendimiz zamanında kitap olmuştur. Yıllarca yanlış bildik. Demek istediğim bu eğitimden sonra bunun böyle olduğunu ispat ve ispat ve delillendirme alimleredir. Avama ispat delil mecburiyeti yoktur. Biz Vahabi değiliz. Yani her şeyi ispat etmek sadece alime daeti yoktur. Biz Vahabi değiliz. Yani her şeyi ispat etmek sadece alime dairdir. Biz aktarırız. Yani sizin için söylüyorum. Futuat uzmanı ya da futuatla ilgilenen, seyidimin bu ilmini aktarmak isteyen adam okuduğunu aktarandır. Ya delili var mı? Kitap var. İnanmıyorum. Yapacak bir şey yok. Yani o delili sizden sadece alimler isteyebilir. O zaman da alim alime gelir. Evet, Erraşit. Eğitici, öğretici. Evet, Erraşit kelimesi rüştiyete erdiren, eğiten, insanın aklının alamayacağı bilgiyi Allah tarafından verilmesidir bu. Yani o rüştiyet makamı seyidimizin. Bu Kur'an-ı Kerim'de de en az üç ayet-i kerimeyle beyan edilebilir. Yani Allah niye bu adamı seçmiş? Allah diyor ki benden isteyin ben verirdim. Bu Cenab-ı Hakk'ın seyidimize bir ikramı. Ve tarih boyunca ilk değil. Ama son gelenlerden bir isim olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü dünya keşmekeşi. Bundan sonra bu son futuat değildir kıymetli kardeşler. Bundan sonra da futuat olabilir. Olacaktır da. Eğer bu son dersek doğru olmaz bu. Çünkü bu son diyen herkes yolun sonuna geldiğinde büyük sıkıntılar yaşadı. Yani Üstad Sayın Nusri Hazretlerinin beyanatı da Hazreti Pir Abdülkadir Ceylani ile karşılaşmasıyla beraber gelişmiş bir futuat olarak elanılır. Ama bu son dediğiniz zaman orada en başta Üstad'a karşı büyük bir hata yapılmış olur. Hiçbir şeye son denilemez. Bir şeye son denilecekse o son. Hadis-i Kutsi, Hadis-i Şerifler, Rasul-i Kibriya Aleyhisselatü Vesselam'ın dilinden çıkan ve Kur'an-ı Kerim'in ayetleri. Son diyorsan ona son de. En büyük ve tek büyük diyorsan o de. Ama futuat dediğimiz tabiri caizse insanlık aleminin önündeki yaşayacaklarının, bugün yaşadıklarının ilmi hakikatleri, Kur'an'ın ayetleri Resulullah'ın sünnete dairesine beyanat olduğu için işin sonu gelmez. Bugün deist var, ateist var, agnostik var. Yarın belki acayip başka bir adam çıkacak. Acayip başka bir anlayış çıkacak. Yani ne bileyim, atoma tapanlar çıkabilir mi? Belki bir gün çıkabilir. O günde bir başka alim atoma tapmanın sonuçları nihayeti sosyoloji ve psikolojisini konuşacaktır. Dolayısıyla bu son değildir. Ama kıyamete yaklaştık gibi bir hakikat ortada görünüyor. Kavramları da konuşacağız merak etmeyin. Her türlü kavramda konuşuyor olacağız. Bir girizgah mahiyetinde olmuş olsun. Efendim, Perşembe akşamı saat 9'da görüşmek üzere. Dersi dinleyemeyenlere link atıyoruz. Sizin daha kolay erişmeniz için başka bir yöntem var mı ona bakacağız. Ama elimizdeki en iyi şu an dünya çapında kullanılabilen teknoloji zoom teknolojisi ve o da yüzün üzerinde event dedikleri ayrı bir şey kullanmanız gerekiyor. O da kullanıcısından biraz zahmetli görünüyor. Biz bir şeyleri daha kolaylaştırabilir miyiz? Ona bakacağız kıymetli dostlar. Allah'a emanet olun. Duadan eksik etmeyin. Ödevler, sınavlar daha yavaş yavaş alışacağız Allah'ın izniyle. Sorularınız olursa mesaj bölümüne yazacaksınız. Biz de oradan cevaplandırmaya çalışacağız. Allah'a emanet olun. Cenab-ı Hak seyyidimden razı olsun. Hayırlı ve fethi, şenlen defi, ümmeti Muhammed'e sağlık, sıhhat ve afiyetleri için. El Fatiha."}
Sprachbausteine Deutsch B1 - Dil Modülleri Almanca B1. 10 Modelltests (Teil 1 und Teil 2): Übungen zur Prüfungsvorbereitung mit Lösungen und Übersetzungen ins Türkische